TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
71inci
Birleşim
24 Mart 2022
Perşembe
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili Leyla Şahin
Ustanın, Konyada tohum geliştirilmesine ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın,
ekonomideki güncel gelişmelere ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Van Milletvekili Muazzez Orhan
Işıkın, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Orman Haftasına ilişkin
açıklaması
2.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, AK
PARTİnin hedef ve ideallerine ilişkin açıklaması
3.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
Tarsus İdman Yurdunun kuruluşunun 99uncu yıl dönümüne,
Çukurova Bölgesel Havalimanına ve Mersinlilerin taleplerine ilişkin
açıklaması
4.- Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın,
polis atama ve yer değiştirme yönetmeliğine dair
Cumhurbaşkanlığı kararının geri çekilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
5.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin,
emekli TSK personelinin geçim sıkıntısına ilişkin açıklaması
6.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, tenzilirütbe edilip araştırmacı kadrosuna atanan
kamu emektarlarının özlük haklarına ilişkin
açıklaması
7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğde ili Altunhisar ilçesi Keçikalesi kasabasında yaşanan tapu
kadastro sorunlarına ilişkin açıklaması
8.- Tokat Milletvekili Yücel Bulutun, Tokat
Havalimanına ilişkin açıklaması
9.- Bursa Milletvekili Yüksel Özkanın, pandemi
döneminde esnaf ve sanatkâra verilen devlet yardımlarından vergi
alındığına ilişkin açıklaması
10.- Kırşehir Milletvekili Metin
İlhanın, Türk çiftçisinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
11.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenin, Adıyaman Gergerin yol sorununa ilişkin
açıklaması
12.- İstanbul Milletvekili Osman
Boyrazın, Muhsin Yazıcıoğlunun ölüm yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
13.- Mersin Milletvekili Rıdvan Turanın,
Turunçlu köyünde taş ocağına karşı olduklarına
ilişkin açıklaması
14.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent
Karahocagilin, AK PARTİ Hükûmetinin 2021 yılı icraatlarına
ilişkin açıklaması
15.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, cezaevlerindeki keyfî sürgünlere ilişkin
açıklaması
16.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
Çukurova bölgesinde meydan gelen don olayına ilişkin
açıklaması
17.- Adana Milletvekili İsmail Koncukun,
devlet kurumlarındaki mülakat rezaletine ilişkin açıklaması
18.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, genel sağlık sigortasından
dolayı vatandaşların evlerine borç mektupları
gönderildiğine ilişkin açıklaması
19.- Kırıkkale Milletvekili Ahmet
Önalın, Kırıkkale Sulakyurttaki tarımsal sulama
maliyetlerinin acilen düşürülmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
20.- Osmaniye Milletvekili Mücahit
Durmuşoğlunun, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ile 22 Mart
Dünya Su Gününe ilişkin açıklaması
21.- Hatay Milletvekili İsmet Tokdemirin, icra
dosya sayısındaki artışa ilişkin açıklaması
22.- İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay
Pekgözegünün, Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin düzenledikleri
Nevroz kutlamasına ırkçı bir grup tarafından yapılan
saldırıya ilişkin açıklaması
23.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Muhsin Yazıcıoğlunun şehadetinin
13üncü yıl dönümüne ve kırmızı et ile temel gıda
ürünlerine gelen fahiş zamlara ilişkin açıklaması
24.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Diyarbakır 3. Sanayi Sitesinde medyana gelen tüp
patlamasına, Kırklarelinin Poyralı ve Soğucak köylerinde
yapılmak istenen kalker ocağına, Avrupa Yerel ve Bölgesel
Yönetimler Kongresinin HDPli belediyelere atanan kayyumlara ilişkin
raporuna ve İstanbul Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli
olan ve bagajında patlayıcı bulunan polis memuruyla ilgili
tatmin edici bir açıklamaya ihtiyaç olduğuna ilişkin
açıklaması
25.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Ankara
Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan Özün
katledilişinin 44üncü yıl dönümüne, Hayati Yazıcı ve Feti
Yıldız tarafından imzalanan Seçim Kanunu Teklifine ve Ticaret
Bakanlığının şeker fabrikaları nezdinde
başlattığı incelemeye ilişkin açıklaması
26.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın,
Malatya Milletvekili Ahmet Çakırın babasının
vefatına, Acil Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Haftasına,
Muhsin Yazıcıoğlunun vefatının 13üncü yıl
dönümüne ve İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu ile
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
27.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
28.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
29.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
30.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ile Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
31.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal
Fendoğlunun, Malatya Milletvekili Ahmet Çakırın
babasının vefatına ilişkin açıklaması
32.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Malatya
Milletvekili Ahmet Çakırın babasının vefatına
ilişkin açıklaması
33.- Hatay Milletvekili Suzan Şahinin, Hatay
Milletvekili Sabahat Özgürsoy Çelikin CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
34.- Düzce Milletvekili Ümit Yılmazın,
Düzce Akçakocadaki hayvana şiddet vakasına ilişkin
açıklaması
35.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin, yaş
sebze ve meyve üreticilerinin banka işlemleri nedeniyle yaşadığı
mağduriyete ilişkin açıklaması
36.- Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, Muhsin
Yazıcıoğlunun vefat yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
37.- Hatay Milletvekili Hüseyin Yaymanın,
Hatay Milletvekili Suzan Şahinin CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
38.- Çanakkale Milletvekili Jülide
İskenderoğlunun, coğrafi tescil işareti alan Bayramiç
tahin helvasına ilişkin açıklaması
39.- İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay
Pekgözegünün, Mehmet Latifecinin ölümünün 27nci yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
40.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Hatay
Milletvekili Hüseyin Yaymanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
41.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Aydın Enginin vefatına ilişkin açıklaması
42.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Aydın
Enginin vefatına ilişkin açıklaması
43.- Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık,
Vanın Tuşba ilçesinde tapu, ruhsat ve kat mülkiyeti alanında
yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
44.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, ön
ödemeli doğal gaz sayacı abonelerinin mağduriyetine ilişkin
açıklaması
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Nimetullah Erdoğmuşun, Grup Başkan Vekillerinin haftaya
görüşülecek kanun teklifini bugün tartışmaya
açmalarını doğru bulmadığına ve
Başkanlık Divanı olarak, babası vefat eden Malatya
Milletvekili Ahmet Çakıra ve ailesine sabırlar, merhuma da
Cenab-ı Allahtan rahmet dilediklerine ilişkin konuşması
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, 9/3/2022 tarihinde
Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve ve arkadaşları tarafından,
akaryakıt üzerinden alınan özel tüketim vergisinin
kaldırılmasının ülke ekonomisine yapacağı
olası katkıların araştırılması amacıyla
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mart
2022 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
2.- HDP Grubunun, 24/3/2022 tarihinde Mersin
Milletvekili Rıdvan Turan ve arkadaşları tarafından,
Türkiyedeki yaşlı ve emeklilerin ekonomik, sağlık ve
sosyal sorunlarının giderilmesi amacıyla verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mart 2022 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, 21/3/2022 tarihinde Hatay
Milletvekili Suzan Şahin ve arkadaşları tarafından,
Türkiyede artan Suriyeli nüfusunun kontrol altına alınması ve
Hatayın sorunlarının araştırılması
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
diğer önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 17 Mart 2022 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
VII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Manisa Milletvekili İsmail Bilen ve 29
Milletvekilinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4260) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 320)
VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İzmir Milletvekili Atila Sertel'in,
Bakanlık ve bağlı kuruluşlarına ait makam
araçlarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu'nun cevabı (7/59814)
2.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin,
2018-2022 yılları arasında Bakanlık bütçesi ya da AB
programları çerçevesinde Eskişehir için hazırlanan projelere ve
ile yapılan yatırımlara,
2018-2022 yılları arasında
Bakanlık bütçesi ya da AB programları çerçevesinde Bilecik için
hazırlanan projelere ve ile yapılan yatırımlara,
2018-2022 yılları arasında
Bakanlık bütçesi ya da AB programları çerçevesinde Gaziantep için
hazırlanan projelere ve ile yapılan yatırımlara,
İlişkin soruları ve Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/59906),
(7/59907), (7/59908)
3.- Gaziantep Milletvekili Bayram
Yılmazkaya'nın, Bakanlık ve bağlı
kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatlarında
kullanılan araçlara ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/60237)
24 Mart 2022 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Necati TIĞLI (Giresun), Emine
Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci
Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Konyada tohum
geliştirilmesiyle ilgili söz isteyen Konya Milletvekili Leyla Şahin
Ustaya aittir.
Buyurunuz Sayın Şahin Usta. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili Leyla
Şahin Ustanın, Konyada tohum geliştirilmesine ilişkin
gündem dışı konuşması
LEYLA ŞAHİN USTA (Konya) Sayın
Başkan, kıymetli milletvekillerimiz; gıda güvenliğinin çok
önemli olduğu bir dönemde özellikle ata tohumlarımız, yerli
tohumlarımız üzerinden birtakım yalanların
yayıldığı ve Türkiyeye olan güvenin azaltılmaya
çalışıldığı hissiyatıyla, özellikle
ülkemizde ve Konyada tohumla ilgili yapılan çalışmalar
hakkında söz almış bulunuyorum.
Evet, atalık tohumlar genetik kaynak olarak son
derece önemli. Verim performansı, hastalık, zararlılara
hassasiyet gibi özellikleri sebebiyle geniş alanlarda üretim yapan
üreticiler tarafından tercih edilmemektedir; üreticilerimiz yüksek verim
veren, kaliteli ve ihracata yönelik tohumları tercih etmişlerdir.
Yalan ve yanlış bilgiler buralarda başlamaktadır.
Birinci yalan 2006dan sonra atalık tohum
satışı yasaklandı. cümlesinin ardına eklenen Hibrit ve
yabancı tohumlar ekilmekte. yalanıyla üreten çiftçimiz hedefe
konulmaktadır. Peki, doğrusu nedir? Hububatta veya kendi kendine
döllenen bitkilerde yani buğday, arpa ve benzerinde hiçbir şekilde
hibrit tohum kullanılmamaktadır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Hanımefendi, yanlış bilgi, yanlış.
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) Ve on
beş yirmi yıllık iktidarımız boyunca hububatta yüzde
80, baklagillerde yüzde 85 yerli tohumumuzu ürettik ve kullanıyoruz, sebze
de ise yüzde 67 yerli tohumumuzu kullanmaktayız. Bu rakamlar on beş
yıl öncesinde maalesef, sadece yüzde 15 ve 20 civarlarındaydı.
Ata tohumlarının kayıt altına
alınması, üretilmesi ve pazarlanmasına dair çıkarılan
mevzuatlarla, herhangi bir kontrolden geçirilmeden ve tohumluk
standartlarına uygunluğu tespit edilmeden çiftçilere
satılması ve mağduriyetlerinin önlenmesi amacı
güdülmüştür. Ata tohumlarının uygun olarak üretilip
tescillenmesi, sertifikalandırılması sonrasında da ticarete
sunulmasında hiçbir yasak bulunmamaktadır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Kanunu okuyun
kanunu, yanlış bilgi veriyorsunuz Meclise.
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) Dinle, dinle!
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) İkinci
yalan Ata tohumlarını sertifikalandırmak çok zordur ve mümkün
değildir. Bu yalanın üzerine kurgulanmış ata
tohumlarının ekilmediği iddiasına cevap vermek istiyorum:
İsteyen çiftçimiz, sivil toplum kuruluşumuz veya kişi, tohumu
Bakanlığımız bünyesinde çalışan enstitülere veya
TAGEMlere getirdiğinde, hiçbir ücret ödemeden, tohumunu tespit ve tescil
ettirip, ardından sertifikalandırıp kullanıma ve
satışa sunabilir.
Ata tohumlarının kasıtlı olarak
yok edildiği yalanına en çarpıcı doğru cevap ise
şudur: 2021 yılı itibarıyla 3.400 türe ait 117.000 tohum
örneği, 2 gen bankamızda muhafaza altındadır. Tohum olarak
saklanması mümkün olmayan meyve ve asma gen kaynakları da Arazi Gen
Bankasında muhafaza edilmektedir.
Üçüncü yalan Hibrit tohumlar, yapay
laboratuvarlarda üretilir, biyolojik olarak kısırdır ve
insanlığın sağlığına zararlıdır.
yalanı önümüze sürülmüştür. Bu tohumlar, tamamıyla Bakanlık
kontrolü altında, enstitüler, özel sektör ve üniversiteler iş
birliği ile tarla ve seralarda geliştirilmiş yerli
çeşitlerdir ve sağlığa zararlı değildir.
Hibrit tohum kullanmayan, hibritle üretim
yapmayanlar hiçbir destek alamaz. söylemi de yalandır. Sertifikalı
tohumu kullanan üreticimizin aldığı ek destekler vardır. Ata
tohumunu sertifikalandırıp eken her çiftçimiz her türlü destekten de
faydalanmaktadır. Türkiye, tohumculuk sektöründe güçlü bir ülkedir. 1
milyon 324 bin ton tohumu 2021 yılında ürettik ve bunun 76 bin tonunu
da ihraç ettik, aynı dönemde ithal edilen tohum miktarı ise 49 bin
tondur yani Türkiye, net tohum ihracatı yapan bir ülkedir.
Dördüncü yalanınız Tohum takas
şenlikleri engellendi, kısıtlandı, iktidar, bu
şenliklere de el attı. yalanı. Tohum çok önemli dedik;
kontrolsüz takasların sonuçlarının ne olduğunu görmezden
gelemezdik. Bu etkinliklerdeki perde arkasındaki plan, bizim ata
tohumlarımızın değiştirilmesi, karşı
taraftan gelen tohumun ne olduğunu bilmeksizin ata tohumu diye çiftçinin
eline verilmeye çalışılması, tam tersine, ata tohumumuzu
alıp da yurt dışına kaçırılma meselesidir. Bu
kontrolsüz şenliklerin arkasındaki organizasyonların tespitiyle
ata tohumlarımız en üst düzeyde korumaya alınarak bu
şenlikler de yeniden, aynı şekilde düzenlenmektedir. Özellikle,
Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin konuyu sahiplenmesiyle
birlikte, gen bankalarında muhafaza altında tutulan
tohumlarımız, ata tohumlarımız toprakla
buluşturulmuş, üretime sevk edilmiş, bu sayede çiftçimiz, ata
tohumlarını da üretmeye başlamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) Teşekkür
ediyorum Başkanım.
Mardinin sorgülü, Kayseri Develinin gaceri,
Konyanın taneri ata tohumlarından geliştirilmiş özel
buğdaylardır.
Hızlıca bir yalandan daha bahsetmek
istiyorum: GDOlu ürünlerin Türkiyede kullanımı serbesttir. Çocuk
mamaları hariç, tüm gıdalarımızda GDO var. yalanı da
toplumu korku ve panikliğe sürükleyici kocaman bir yalandır.
Doğrusu ise, ülkemizde GDOlu tohum almak, satmak, yetiştirmek
yasaktır. GDO tespit edilen tohumlukların ülkeye girişine izin
verilmemekte, bunlar ya iade edilmekte ya da imha edilmektedir. Ülkeye giren
her tohumun araştırılması ve incelemesi laboratuvar
şartlarında yapılmaktadır. Bununla ilgili inceleme yapan
tüm kurumlarımızın güvenlik şartları altında
incelemelerini dahi hiçe sayarak çiftçimizin üretimine el uzatan, dil uzatan,
ekmeğine el uzatan bu yalanların açıkçası
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) Bir dakika
daha rica etsem Başkanım.
BAŞKAN Selamlayın.
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) Çiftçimizin
hakkını ve emeğini korumak çiftçilerin başşehri olan
Konyanın bir vekili olarak da bir sorumluluk olarak görüyorum.
Bugün, eğer üreten çiftçimize Ürettiğiniz
sağlığa zararlı. diyerek bu yalanlarla üretimi durdurmaya,
çiftçimizin emeğini hiç etmeye çalışıyorsanız bunlara
kimse itibar etmeyecektir. Biz her hâl ve şartta hem ata
tohumlarımızı hem yerli tohumlarımızı
çoğaltarak, üreterek insanımızın hizmetine sunmaya,
sağlıklı gıda üretmeye de devam edeceğiz.
Tüm Meclisi ve heyeti saygıyla selamlarım.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Gündem dışı ikinci söz,
ekonomideki güncel gelişmeler hakkında söz isteyen Konya Milletvekili
Abdulkadir Karadumana aittir.
Buyurunuz Sayın Karaduman. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın,
ekonomideki güncel gelişmelere ilişkin gündem dışı
konuşması
ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, hürmetle
selamlıyorum.
Tabii, bugün, ekonomi yönetimini hakikaten büyük bir
hayretle takip ediyoruz. Aslında ekonomi yönetimi diyoruz ama ekonominin
nasıl yönetilemediğini hep birlikte büyük bir hayretle takip
ediyoruz. Türk lirası şu anda en aşağı seviyede, daha
gideceği yer yok, vatandaşlarımız rahat olsun. diyen bir
Ekonomi Bakanı düşünün. Sayın Bakan herhâlde mizahın gücünü
kullanmak suretiyle ekonomideki bu gidişatı düzeltmeye
çalışıyor. Elbette ki bu da bir yöntem olabilir ancak
vatandaşlarımızın bu açıklamalara sabrı
kalmamıştır ve emin olun ki artık komik bile
değilsiniz.
Yatırımcıya Gelin, bürokrasiyi
alaşağı eder, mevzuatı değiştiririz.
Cumhurbaşkanımız da arkamızda, rahat olun. diyerek güya
güvence verdiğini zanneden Sayın Bakan aslında ülkemizi
karaladığının farkında bile değildir. Ülkemizi
parayı verenin düdüğü çaldığı bir ülke hâline
getirdiğinizin itirafı değilse bu nedir Allah aşkına?
Saadet Partisi olarak açık
çağrımız şudur: Rakamlarla konuşmayacaksanız,
ekonomideki bu sorunların çözümüne dair ortaya bir vizyon koymayacaksanız
görevden affınızı talep edin. Bunu sadece Sayın Bakana
söylemiyorum, AK PARTİnin bütün yöneticilerine ifade ediyorum ve diyorum
ki milletimize dönün ve görevden affınızı talep edin.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz yoksul bir
ülke değildir, ülkemiz fakir bir ülke değildir ancak kaynakları
çarçur edilmek suretiyle yoksulluğa mahkûm edilmiş bir ülkedir.
Tarım ve hayvancılıkta özellikle zirve ülkelerden biri
olmamız gerekirken bugün et ve süt ürünlerinden temel bakliyat ürünlerine
kadar neredeyse fiyatlar ateş pahası hâline gelmiştir. Ürünlerde
yapılan zamlar fahiş orandadır ki en son Et ve Süt Kurumu
kırmızı et ve tavuk ürünlerine yüzde 48 zam
yapmıştır. Bir gün ekmek kuyruğu, diğer gün yağ
kuyruğu, diğer gün et sıralarındaki kavgalar
Aslında
bu manzara yıllardır yürütülen yanlış tarım ve
hayvancılık politikalarının bir neticesidir.
Daha önce gençlere şunlar söylenirdi, denirdi
ki Ey gençler, siz eski Türkiyeyi bilmiyorsunuz, hatırlamıyorsunuz,
bugün yeni Türkiyeyi yaşıyoruz. diye bazı ifadelerde
bulunulurdu ama bugün gençler, bırakın eski Türkiyeyi görmeyi âdeta
eski Türkiyeyi iliklerine kadar yaşamaktadır.
Bakınız sadece bir örnek bile bu krizin
sebebini anlamamıza yetecektir: 2018deki özelleştirmelerden önce
şeker üretim kapasitesi yüzde 65 olan TÜRKŞEKERin fabrikalar
satıldıktan sonraki kapasitesi yüzde 35e düşmüştür.
Fabrikaların satışından hemen sonra Rusyadan şeker
ithal etmeye başladık. Bugün gelinen noktada dört ay önce 265 lira
olan 50 kilogramlık şekerin çuvalı, bugün, 700 liraya
dayanmıştır. Şeker üretimi baltalandıktan sonra da
tamamen kimyasal olan nişasta bazlı şekere onay verilmiş ve
sofralarda kullanımı
yaygınlaştırılmıştır. Milletin
sofrasından organik şekeri alıp da yerine laboratuvarda üretilen
şurubu koymak bu millete açıkça düşmanlık etmektir.
Nişasta bazlı şeker ülke sathında derhâl
yasaklanmalıdır.
Değerli milletvekilleri, kronikleşen
sorunlardan bir tanesi de ülkemizde emeklilikte yaşa
takılanların yıllardır yaşamış olduğu
mağduriyettir. Yıllardır EYT sorununu çözeceğiz.
diyorsunuz. Bu sorunun çözümü için maalesef en ufak bir çabanız dahi söz
konusu değildir ancak milyonlarca mağdur verdiğiniz sözü
tutmanızı, verdiğiniz söze sadık kalmanızı
beklemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ABDULKADİR KARADUMAN (Devamla)
İktidarınız birçok konuya kaynak ayırabiliyor ama EYT ve
3600 ek göstergeye gelince Kaynağımız yok. diyorsunuz. Kamuda
Kadroya geçirilecek. dediğiniz taşeron işçilere gelince
Kaynağımız yoktur. diyorsunuz. Bakınız
yap-işlet-devret modeliyle sadece son bir ayda şirketlere
ödeyeceğiniz garanti ücret 3 milyar lirayı geçecektir. Üç ay önce
getirdiğiniz kur korumalı mevduat sistemiyle hazineden milyarlarca
lirayı faiz olarak yine parası olana veriyorsunuz. Aynı zamanda
hazineden yapılan toplam faiz ödemesi son bir ayda 43 milyar 669 milyon
lira olarak gerçekleşmiştir yani bu rakam geçen yılın
aynı ayına göre yüzde 242 artmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayın Sayın Karaduman.
ABDULKADİR KARADUMAN (Devamla) Bütün bunlar
devam ederken elbette ki EYTliye hakkını vermemek de kabul
edilebilir değildir. Milyonlarca vatandaş evine ekmek götüremezken
siz onlardan aldığınız vergiyi faiz yoluyla modern
tefecilere peşkeş çekiyorsunuz. Fakiri daha da fakir, zengini daha da
zengin yapan bu ucube sistemin maalesef ki işleticileri oldunuz.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz elbette ki bu
karanlık girdaptan kurtulacaktır, üstelik bunun için on dokuz
yıllık bir hazırlık yapmaya da elbette ki gerek yoktur.
Teknolojiden tarıma, eğitimden dış politikaya, adalet
sisteminden ekonomiye, her alanda tam bağımsız bir Türkiyeyi
kurmak, buna inanmak ve bu doğrultuda samimiyetle çalışmakla
ülkemizi el birliğiyle kurtaracağız, Allahın izniyle.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü münasebetiyle söz isteyen Van
Milletvekili Muazzez Orhan Işıka aittir.
Buyurunuz Sayın Orhan Işık. (HDP
sıralarından alkışlar)
3.- Van Milletvekili Muazzez Orhan
Işıkın, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Türkiye'de genel olarak engellilere, özel olarak da
otistik bireylere sunulan sağlık, eğitim ve istihdam hizmetleri
yetersizdir. Milyonlarca engelli yok sayılarak kamu hizmetlerinin
planlanmaması temel hak ve özgürlüklerin ihlaline yol açmaktadır. Otistiklerin ve ailelerinin
görüşü ve önerileri alınmadan oluşturulan Otizm Eylem Planı
ve uygulamaları sorunları çözmek yerine
ağırlaştırmaktadır. Engelliler ve aileleri sadece
engellilik konusunda değil ülkenin tüm meseleleri hakkında dikkate
alınmak istiyorlar. Otistik çocuğu olan ve çığlığını
sosyal medyada duyurmaya çalışan Karadenizli bir annenin kendi
dilinden kaleme aldığı yazıyı sizlerle paylaşarak
sesini duyurmaya çalışacağım; Âşık Serdari'nin
bir dörtlüğüyle başlıyor anne:
Nesini söyleyeyim canım efendim
Gayri düzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhal eylesem -yar yar- deftere sığmaz
Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca
alınan bir kararla 2 Nisan tarihi Dünya Otizm Farkındalık Günü
olarak belirlenmiştir. Ülkemizde 2013 yılında tanımlanan
ama geçen sekiz yıllık süre içerisinde uygulamaya konulmayan Otizm
Eylem Planını hemen uygulayın desem sekiz yıldır
kimin umurunda olmuş ki şimdi umurunda olsun; hangi yasa, hangi
genelge, hangi anayasa uygulanmakta ki bizim talebimiz dikkate
alınsın. Üniversite yerleştirme sınavında en yüksek
puanı alıp, ilk bin öğrenci arasında olma başarısını
gösterip, Boğaziçi Üniversitesine kayıt yaptıran
öğrencisinin talebine şiddetle yanıt veren erkten mi talep
edeyim? Yerel seçimlerde seçtiği belediye başkanının
görevden alınmasına, seçme seçilme hakkının elinden
alınıp iradesinin yerine kayyum atanmasına, demokratik
eylemlerle itiraz ederek protesto edeni dayaktan geçiren erkten mi talep
edeyim? Yıllarca çalıştığı kamuda gecelik
KHKlerle, sorgusuz sualsiz işinden alınarak hem özelde hem de
kamunun diğer hiçbir biriminde görev yapmasına izin vermeyen erkten
mi talep edeyim? Her türlü insan hakları ihlallerini Mecliste, yaşam
ve çalışma alanlarında, sokaklarda teşhir ederek
vicdanlarınızı rahatsız eden, milletvekillerinin
vekilliğini elinden alan erkten mi talep edeyim? Pandemi
koşullarında işinden aşından olan, çalışma
olanağı olmadığı en zor günlerinde devleti
yanında hissetmediği için intiharı tercih eden, canına
kıyan yurttaşına, esnafına sahip çıkmayan erkten mi
talep edeyim? Muhalefetin her türlü söylemini, talebini, önerisini görmezden
gelerek sürekli dışlayan, aşağılayan,
ötekileştirici dil kullanıp üstenci kibirle alay eden erkten mi talep
edeyim? Hükûmet olarak uyguladığı politikalar ve
kullandığı dille yanlı ve yandaş medya
aracılığıyla yıllarca algı yaratarak
insanları sorma, sorgulama, düşünme, hak hukuk arama taleplerini
bölücülükle, teröristlikle eş değer gören erkten mi talep edeyim?
Çevreye, toprağına, yaylasına, ırmağına sahip
çıkarak doğanın ve yaşamın sadece insanlar için
değil, bütün canlılar için var olduğunun bilinciyle hareket
ederek doğa ve çevre katliamlarına itiraz edenleri zulümden geçirip
yok sayan erkten mi talep edeyim? Yaradılanı severiz, Yaradandan
ötürü. diyerek farklı inancın, farklı kimliğin,
farklı cinsin taleplerini yok sayan, üstelik imzasının
bulunduğu tüm dünyada İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen
sözleşmeden çekilen erkten mi talep edeyim? Velhasıl bu liste
uzayıp gider.
Sonuçta Hollandada, Norveçte yaşamıyoruz
ki sosyal devletin gereği yerine getirilsin. Serzenişimiz, sitemimiz
dikkate alınarak çözüm bulunsun, sorunlar son bulsun. Bugün ilgili
bürokratlar, seçilmişler, atanmışlar, müdürler günün önemine
binaen cek cakla biten sevgi dolu cümleler kurarak konuşmalar yapacak.
Sakın inanmayın, ateş düştüğü yeri yakıyor. Biz,
bu masalları yıllardır dinliyoruz ve inanmıyoruz; siz de
inanmayın. Çocuklarımız her yeni yılda bir yaş daha
aldıkları için sorunları artıyor. Onların ve biz
ailelerin talepleri sürekli değişiyor. Çığ gibi büyüyen
sorunlar Allah yardımcınız olsun. denilerek ilahi güce havale
ediliyor. Dolayısıyla bunca sorunun, bunca derdin, bunca
çığlığın duyulmadığı, görülmediği;
ne dirisinin ne ölüsünün önemsenmediği bir ülkede milyonlarca engellinin
arasında damla olan otizmli bireyler için talepte bulunmak insana zül
geliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Devamla) Sabır
tükenmedi. İyi ki güzel hısım ve akrabalarımız var;
iyi ki güzel arkadaşlarımız, dostlarımız var; iyi ki
güzel komşularımız var; iyi ki güzel yol
arkadaşlarımız var. Yaşam sizinle güzel, yaşam sizinle
anlamlı; sağ olun, var olun,
(x)
(HDP sıralarından alkışlar) Ülkeyi içine soktuğunuz
durumu gayet açık dille dile getiren bu koca yürekli anneyi sevgiyle
saygıyla selamlıyorum. Ben de annemize şunu söylüyorum: Elbette
sabır tükenmedi, umut bitmedi. Size söz verdiğimiz gibi bizler HDP
olarak kimsesizlerin kimsesi, sesini duyuramayanların sesi ve
halkımızın umudu olmaya devam edeceğiz.
Tüm halkımızı sevgiyle saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren sayın milletvekillerine yerlerinden birer dakika
süreyle söz vereceğim.
Sayın Taşkın
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Orman Haftasına ilişkin
açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan büyük öneme
sahip olan ormanlarımızı korumak, sürdürülebilir şekilde
yönetmekle gelecek nesillerimiz için yurdumuzu daha sağlıklı ve
yaşanabilir kılmak amacıyla aldığımız
nefesin, hayat bulduğumuz suyun ana kaynağı ormanları
korumak tüm insanlığın ortak görevidir. Bu bilinçle,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
güçlü liderliğinde AK PARTİ hükûmetleri olarak yaklaşık
yirmi yıldır Türkiye'nin orman alanlarını çoğaltmak
amacıyla çok büyük yatırımlar yaptık. Dünyada orman
varlığı azalırken Türkiye'nin orman
varlığını artırdık. 2002 yılında 20,8
milyon hektar olan orman varlığımızı 2 milyon hektar
artırarak 22,8 milyon hektara ulaştırdık.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Bravo!
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Yanan
alanların 40 katı kadar ağaçlandırma yaptık.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Helal
olsun.
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) İçinde
bulunduğumuz Orman Haftası vesilesiyle orman
teşkilatımızın tüm çalışanlarını,
ormancılarımızı tebrik ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özkan
2.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, AK
PARTİnin hedef ve ideallerine ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Bizim büyük ve güçlü Türkiye sevdamız var.
Meşruiyetimizin ve gücümüzün kaynağı hizmetçisi olduğumuz
milletimizdir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan liderliğinde AK PARTİ olarak üstlendiğimiz misyon,
medeniyet tasavvurumuz ve 2023 Türkiye vizyonumuz doğrultusunda aziz
milletimizin üzerimize yüklediği büyük sorumluluğun gereğini
yerine getirmek ve bu emaneti gelecek nesillere devretmek için
çalışıyoruz. Hedefimiz ve idealimiz dünya devleri arasında
hak ettiği yeri alacak güçlü bir Türkiyeyi inşa etmektir. Bu yıl
da en büyük güvencemiz milletimize olan inancımız ve milletimizin
bize gösterdiği teveccühtür.
İçinden geçtiğimiz tarihî dönemde en büyük
gücümüz birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimizdir diyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kılavuz
3.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
Tarsus İdman Yurdunun kuruluşunun 99uncu yıl dönümüne,
Çukurova Bölgesel Havalimanına ve Mersinlilerin taleplerine ilişkin
açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Mersinimizin güzide takımlarından,
şehrimizde spor kültürünü oluşturup futbol sevgisini
aşılayan köklü ve kıymetli kulüplerimizden Tarsus İdman
Yurdumuzun kuruluşunun 99uncu yıl dönümünü kutluyorum,
başarılar diliyorum.
Sayın Başkan, tarımdan turizme,
enerjiden sağlığa uzanan geniş bir yelpazeye sahip
Mersinimizde ihracat, turizm, istihdam rakamlarını arttıracak,
ülkemizin yatırım hedeflerine önemli katkılar sunacak, yüksek
katma değerli büyümelere vesile olacak, yıl sonuna doğru
açılışı gerçekleşecek yeni Çukurova Bölgesel Havalimanının
şehrimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Bununla birlikte, Mersin-Antalya,
Silifke-Mut-Karaman, Çamlıyayla-Tarsus, Çeşmeli-Taşucu
arası yol yapım çalışmalarının
tamamlanmasını; Mersin-Tarsus Otoyolunun ücretsiz
olmasını; Mersin Limanının ve Organize Sanayi Bölgesinin
ulaşımdan kaynaklı sorunlarının giderilmesini Mersinli
hemşehrilerimiz adına talep ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Karaduman
4.- Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın,
polis atama ve yer değiştirme yönetmeliğine dair
Cumhurbaşkanlığı kararının geri çekilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Polisler intihar ediyor, mobbinge maruz
kalıyor, çalışma süresi ve saatlerinden dolayı sosyal
hayatları kalmıyor ve aile birliğini sağlayamıyor.
Bunlar çözülsün diye defalarca bu konuları buradan gündeme getirdik ancak
bütün bu sorunlar devam ederken bir gece ansızın 300 binden fazla
polis memurunu yakından ilgilendiren bir
Cumhurbaşkanlığı kararı yayınlandı. Bu
sorunları çözmek yerine, ihtiyaçları karşılamayan, hukuka
aykırı bir şekilde bir kararla yer değiştirme ve
zorunlu görev süresiyle ilgili bir düzenleme çıkmış oldu. Bu
düzenlemeyle birlikte, bir polis memuru, çalışma hayatı boyunca
defalarca zorunlu tayine tabi tutulacak ve bu da elbette ki beraberinde yeni
mağduriyetler getirecektir. Polis atama ve yer değiştirme
yönetmeliğine dair Cumhurbaşkanlığı kararı geri
çekilmelidir.
BAŞKAN Sayın Çelebi
5.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin,
emekli TSK personelinin geçim sıkıntısına ilişkin
açıklaması
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Silahlı Kuvvetlerimizde emekli
maaşlarının, görevdeki maaşa oranları uzman
çavuşlarımız için yüzde 59, başçavuşlarımız
için yüzde 56, yarbaylarımız için yüzde 57dir. Adil olan emekli
maaşı oranı buyken, yani görevdeki maaşın yüzde
55-60ı iken ve emekli tüm TSK personeli geçim zorluğu
yaşamaktayken binbaşılarımız neden görevdeki
maaşlarının yüzde 40ını, kıdemli
binbaşılarımız neden yüzde 47sini emekli maaşı
olarak almaktadır? Neden katmerli geçim sıkıntısı
yaşamaya mecbur bırakılmaktalar? Askerî öğrencilerin
harçlıklarında dahi buna dikkat edilirken bu açık ve aleni
garabete ne zaman son verilecektir? Bu konudaki kanun teklifim
komisyondadır, ele alınmalıdır diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Aycan
6.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, tenzilirütbe edilip araştırmacı kadrosuna atanan
kamu emektarlarının özlük haklarına ilişkin
açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, kamu kurum ve kuruluşlarının yeniden
yapılanması sırasında şube müdürü, müdür, bölge müdürü,
müdür yardımcısı unvanlarında görev yapanlar kanun hükmünde
kararnameyle araştırmacı kadrosuna atanmışlardı,
on yıldır kamuda araştırmacı olarak
çalışmaktadırlar. Araştırmacı kadrosuna atanan bu
kişiler devlete hizmet etmiş emektarlardır; şerefle devlete,
millete hizmet etmişlerdir. Yeniden yapılanma aşamasında
kendilerinden kaynaklanan bir neden olmadan tenzilirütbe edilmiş ve
araştırmacı kadrosuna atanmışlardır. Ciddi bir
maaş ve özlük hakkı kaybı yaşamaktadırlar,
mağdurdurlar. Araştırmacı kadrosundaki bu kamu
emektarları, kendileri için araştırmacı kadrosuna atanmadan
önceki unvanlarına ait kadro unvanı için öngörülmüş zam ve
tazminatlar ile ek ödeme oranlarının esas alınmasını
istemektedirler. Maaşlarında yapılacak bu düzenleme onlar için
çok önemlidir, bu şekilde bir düzenleme yapılması
mağduriyetlerini giderecektir.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın Gürer
7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğde ili Altunhisar ilçesi Keçikalesi kasabasında yaşanan tapu
kadastro sorunlarına ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Ülkemizde bazı illerimizde kadastroyla ilgili
sorunlar yaşanmaktadır. Niğde ili Altunhisar ilçesi Keçikalesi
kasabamızda da tapu kadastroyla ilgili yaşanan sorunlar ciddi
boyutlara ulaşmıştır. 1993 yılında tapu kadastro
burada arazileri değerlendirirken bazı kişilerin üzerine
yazılan araziler ne yazık ki fark edilmemiş, yıllar içinde
aile genişleyince, çoluk çocuk sayısı artınca bu olay net
olarak ortaya çıkmıştır. Anın üzerine
yazılması gereken Bye yazılmış, Bye
yazılması gereken Cye yazılmış derken bir sorun
oluşmuştur. Kasaba halkı oldukça tedirgindir. Bu konuda Bakana
önerge de verdim, sorunun çözülmesi gerekiyor. Bakan, bu konuda
çalışma yapılacağını bana bildirmişti.
Şu anda kasabada bu konuda bir çalışma mevcut değil, halk
gergin. Onun için bir an önce kasabanın tapu kadastro sorunları
giderilmelidir. Bununla ilgili çalışma yapılmalıdır.
BAŞKAN Sayın Bulut
8.- Tokat Milletvekili Yücel Bulutun, Tokat
Havalimanına ilişkin açıklaması
YÜCEL BULUT (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Tokat Havalimanımızın
yapımı tamamlanmış olup inşallah 25 Mart 2022
tarihinde yani yarın Sayın Cumhurbaşkanımızın
katılımıyla açılışı gerçekleştirilecektir.
Tokat ekonomisi için hayati bir değer taşıyacağına
inandığımız ve hemşehrilerimizin de
sabırsızlıkla beklediği Tokat Havalimanı, Sayın
Cumhurbaşkanımızın himayesi ve tensipleri
doğrultusunda inşa edilmiştir. Bu nedenle başta Muhterem
Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Ulaştırma
Bakanımız Adil Karaismailoğlu'na, en zor hava
koşullarında havalimanı inşaatında çalışan
bütün işçilerimize ve teknik personelimize şükranlarımı
sunuyorum. Ayrıca, bu vesileyle Tokat'a ilk havalimanının
kazandırılmasına vesile olan eski Tokat Milletvekilimiz ve eski
Ulaştırma Bakanımız Ali Şevki Erek Bey'i,
Tokat'ın ilk havalimanının bugüne göre çok daha sade bir
şekilde de olsa hayat bulmasına vesile olan merhum Valimiz Recep
Yazıcıoğlu'nu, emekleri inkâr edilemeyecek eski Tokat
milletvekillerimizi de hayırla yâd ediyor ve tarih huzurunda Tokatlı
hemşehrilerimiz adına
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özkan
9.- Bursa Milletvekili Yüksel Özkanın, pandemi
döneminde esnaf ve sanatkâra verilen devlet yardımlarından vergi
alındığına ilişkin açıklaması
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Değerli milletvekilleri, pandemi döneminde
alınan sokağa çıkma yasakları nedeniyle iş yerleri
kapatılan esnaf ve sanatkârlar için devlet tarafından verilen maddi
yardımların gelir vergisine tabi olduğu ortaya
çıkmıştır. Bu dönemde Hükûmet utanmadan vatandaşlara
IBAN numarası göndererek yardıma ihtiyacı olanlara
dağıtmak üzere milyarlarca lira toplamıştır. Yine, bir
kısım esnafa devlet tarafından üç ay süreyle bin TL'lik hibe
destek ödemesi yapılmıştır. Toplam 3 bin TL'lik hibe
ödemesi alan bir esnaf bu miktarın yüzde 15ini yani 450 TLsini gelir
vergisi olarak geri ödemek zorunda kalmıştır. İşte
size AKP iktidarlarının sosyal devlet anlayışının
bir örneği!
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın İlhan
10.- Kırşehir Milletvekili Metin
İlhanın, Türk çiftçisinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
METİN İLHAN (Kırşehir)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
TMO geçen hasat sezonu arpa için belirlediği
1.750 liralık fiyat sebebiyle hiç alım yapamadı. Bu durumu
tüccarlar fırsata çevirerek piyasadan arpayı ucuz fiyata
topladılar, şimdi ise çiftçiye tonu 5 bin liradan satmaktalar.
İktidar kabahatlerini algı yaratarak örtmek amaçlı şimdi de
dostlar alışverişte görsün diye Kırşehir'de yeşil
mercimek, ayçiçeği ve nohuta sözde yüzde 75 tohum hibe desteği
vereceğini tüm çiftçilere mesaj atarak duyurmuştur. Ancak, işin
aslı öyle değildir maalesef, destek diye belirlenen rakam,
Kırşehirin bir ilçesindeki destek ihtiyacının yarısını
bile karşılamamaktadır. Bakınız, çiftçimiz, önümüzdeki
hafta gübre atacak ama rekor üstüne rekor tazeleyen üretim maliyetleriyle
nasıl verim alacak, nasıl rekolteyi yükseltecek? İktidar;
zenginlik ve şatafata, yabancı eş değerlerini aratmayan
5li oligarka sağladığı rantı artık biraz kessin
lütfen. Zira Türk çiftçisinin dayanacak gücü kalmadı.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Tutdere
11.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenin, Adıyaman Gergerin yol sorununa ilişkin
açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Sayın
Başkan, Gerger ilçemizin yol çilesi yirmi yıldır devam ediyor.
Bu kutsal çatı altında ve her platformda defalarca dile getirmemize
rağmen bu konuda AK PARTİ iktidarı üzerine düşeni
yapmadı. Gerger yolu konusunda AK PARTİ iktidarı bir ileri, iki
geri yapmaya, halkı oyalamaya, işi zamana yaymaya devam ediyor.
26/11/2020 tarihinde ihalesi yapılan, 29/7/2021 tarihinde sözleşmesi
imzalanan yol işine ilişkin tüm hukuksal süreçler tamamlanmış
olmasına rağmen bugüne kadar yola başlanmadı.
Buradan iktidara soruyoruz: Siz, Gerger yoluna
başlamak için neyi bekliyorsunuz, Gergere neden ödenek
ayırmıyorsunuz, bu ilçeye neden ayrımcılık
yapıyorsunuz? Buradan Cumhurbaşkanına ve Ulaştırma Bakanına
açıkça çağrı yapıyorum: Gerger yolunun
çalışmalarını bir an evvel başlatın, Gerger
halkının hakkını teslim edin diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Boyraz
12.- İstanbul Milletvekili Osman
Boyrazın, Muhsin Yazıcıoğlunun ölüm yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
OSMAN BOYRAZ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum.
Muhsin Yazıcıoğlu, bu
toprakların insanı, Anadolu irfanının da sesi ve
temsilcisiydi. İnandığı değerler uğruna her daim
vesayetin karşısında dimdik duran ve Namlusunu millete çeviren
tanka selam durmam. diyerek 28 Şubatta en onurlu cümleyi kuran da oydu.
Dostları vardı mihenk taşına vurduğu, davası
vardı canını ortaya koyduğu, derdi vardı
inancını sardığı, ideali vardı adaletin hüküm sürdüğü,
insani yönüyle hormonsuz anlattıkları vardı dinleyenlerin
düşünürken ders aldığı. Hasılı, Muhsin
Başkan Bir neslin, bir meşalenin taşıyanı, bir
davanın insanı nasıl olur? diye sorana somut bir örnekti. O
giderken arkasına her yağmurda kokusunu taşıyacak ve
yeşertecek nice dostluk, kardeşlik, mücadele ruhu ve onurlu bir
duruş ekerek bir akşamüstü ansızın canı kadar
sevdiği memleketinin bilinmezliğinde kaybolup gitti. Mekânı
cennet olsun, makamı ali olsun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Turan
13.- Mersin Milletvekili Rıdvan Turanın,
Turunçlu köyünde taş ocağına karşı olduklarına
ilişkin açıklaması
RIDVAN TURAN (Mersin) Mersin ilimiz Yenişehir
ilçesi sınırlarındaki Turunçlu köyünde şu anda direniş
var. Köyde taş ocağı kurulması için gerçekleştirilen
ÇED toplantısı köylülerin ve çevre gönüllülerinin direnişiyle
yaptırılmadı. Zira taş ocağı Turunçlu köyünün yok
olması ve yörük kültürünün kültür kırıma
uğratılmasıdır. Turunçlu köyünde taş ocağına
hayır diyoruz. Toroslarda taş ocağı Türk yörük
kültürümüze yönelik bir kültür kırım politikasıdır.
İktidara sesleniyoruz: Turunçlu köyünden ve tüm Toroslardan ellerinizi
çekin.
BAŞKAN Sayın Karahocagil
14.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent
Karahocagilin, AK PARTİ Hükûmetinin 2021 yılı icraatlarına
ilişkin açıklaması
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya)
Teşekkür ederim Başkanım.
AK PARTİ Hükûmetinin 2021 yılı
icraatlarını anlatmaya devam ediyorum. TÜBİTAK Savunma Sanayii
Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü tarafından
geliştirilen Türkiye'nin ilk millî hava füze sistemi GÖKDOĞAN ve
BOZDOĞAN füzelerinin uçaktan atışlı test faaliyetlerini
başarıyla tamamladık. FORD OTOSAN'ın 58 milyon avroluk
yatırımı ve TÜBİTAK desteğiyle Türk mühendislerimiz
tarafından ilk yerli otomatik şanzıman geliştirildi ve
üretildi. 20212025 yılları arasında ülkemizde yürütülecek olan
yapay zeka çalışmalarına yön verecek Ulusal Yapay Zekâ
Stratejisini yayımladık. Biz ürettik, biz geliştirdik, biz
hizmete açtık. gibi somut yatırımlardan konuşurken
muhalefet, yapılanlara ve yapılacaklara karşı çıkmaya,
hakaret etmeye, iftira atmaya, yalan söylemeye, hatta küfürler savurmaya devam
ediyor. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Şahsın
görünür rütbe-i aklı eserinde.
Durmak yok, yola devam!
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu
15.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, cezaevlerindeki keyfî sürgünlere ilişkin
açıklaması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Cezaevlerinde keyfî sürgünler had safhaya ulaşmış durumda. En
son Sincan Cezaevinden 500e yakın kişi Diyarbakır, Van, Erzurum
Cezaevlerine nakledildiler ani bir kararla; yakınlarının haberi
olmadan, aniden kendilerini bu illerde buldular ve büyük mağduriyetler
yaşandı. Evet, onlar cezaevinde ama mahpus yakınları büyük
sıkıntılar çekiyorlar ve bu illere taşınmak zorunda
kalıyorlar; çoluk çocuk, yaşlı kişiler bu illere
ziyaretlere gitmek zorunda kalıyorlar; maddi, manevi çok büyük
sıkıntılar yaşanıyor. Oysa Anayasa Mahkemesi ve
AİMH kararlarıyla mahpusların ailelerine yakın
cezaevlerinde kalması gerekiyor ama Adalet Bakanlığı mahpus
yakınlarını da cezalandıran bir anlayışı
dayatıyor ve nakil edildikleri cezaevlerinde çıplak aramalara,
darplara, küfür ve hakaretlere uğrayan mahpusların şikâyetlerini
alıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Şevkin
16.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
Çukurova bölgesinde meydan gelen don olayına ilişkin
açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Geride bıraktığımız
günlerde, Adana başta olmak üzere Çukurova bölgesinde meydan gelen don
olayı, ne yazık ki zor günler yaşayan çiftçimizi daha da zora
soktu. Patates başta olmak üzere kavun, karpuz ve sert çekirdekliler gibi
tüm ürünlerde büyük hasarlar oluştu. Yaşanan don, Türkiyede karpuz
üretiminin yüzde 20si, kavun üretiminin ise yüzde 12sini bölgemizde üreten
çiftçiye büyük zararlar verdi. Ekonomik kriz, girdi maliyetlerinin
yüksekliği üreticiyi zaten çıkmaza sokmuştu. Bir yılda 46
bin çiftçi tarımdan uzaklaşırken üreticinin
uğradığı zarar acilen karşılanmalıdır.
Ayrıca, dondan etkilenen ürünler sigorta kapsamına
alınmalıdır.
İki dönem Adana Vekilliği yapan Tarım
Bakanını acilen göreve çağırıyoruz.
BAŞKAN Sayın Koncuk
17.- Adana Milletvekili İsmail Koncukun,
devlet kurumlarındaki mülakat rezaletine ilişkin açıklaması
İSMAİL KONCUK (Adana) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Gençlerimiz, mülakat konusunda gerçekten çok
perişan durumda. Gün geçmiyor ki mülakatla ilgili bir rezaleti, bir
suistimali duymamış olalım. Bütün kurumlarda; Millî Eğitim
Bakanlığında, Adalet Bakanlığında,
üniversitelerde ve -parti ayrımı olmadan söylüyorum- belediyelerde
mülakat rezaleti devam ediyor ama iktidar bu konuda hiçbir düzenleme yapmadan,
gençlerimizin yaşadığı bu acıyı görmezden
geliyor. Böyle bir şey olabilir mi ya? Kendi ülkesinde kendi
yöneticilerinden emin olmayan, hakkını nerede
arayacağını bilmeyen ve sürekli devlete kızmak zorunda
bırakılan bir gençlikle Türkiye nereye gidiyor diyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
18.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, genel sağlık sigortasından
dolayı vatandaşların evlerine borç mektupları
gönderildiğine ilişkin açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Bugünlerde genel sağlık sigortasından
dolayı vatandaşlarımızın evlerine borç mektupları
gönderiliyor. Müflis tüccar, eski defterlerini
karıştırırmış. İflas etmiş AKP, işsiz
bıraktığı yoksul vatandaşına borç
kâğıtları gönderiyor. Borçların birçoğu en az yedi
sekiz yıllık. Şimdiye kadar neredeydiniz? Yandaşa daha
fazla yedirmek için nereden para alacağınızı şaşırdınız.
Artık, bu halk, beceriksizliğinizin faturasını daha fazla
ödememeli. Ülkede zam hariç her şeyde kıtlık var, ekonomik iflas
yaşanıyor. Hiçbir şeyi olmayan insanlarımıza borç
kâğıtları gönderip para toplamaya çalışıp icra
tehditleri yaparken itibarınızdan tasarruf etmiyorsunuz. Ne hazin bir
zamandır ki uçakların yakıtı, sarayın şatafatı,
yoksulun boğazından alınan paralarla doluyor. AKP,
işsizlerimize borç yazıları göndereceğine iş
bulmalarını sağlamakla yükümlüdür. Bir an önce her eve borç
yazıları göndermeyi bırakın ve bu borçları silin,
nalıncı keseri AKP hep yandaşa çalışmasın.
BAŞKAN Sayın Önal
19.- Kırıkkale Milletvekili Ahmet
Önalın, Kırıkkale Sulakyurttaki tarımsal sulama
maliyetlerinin acilen düşürülmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
AHMET ÖNAL (Kırıkkale) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Kırıkkale ilimize bağlı
Sulakyurt ilçemizde 2018 yılında yapımı tamamlanan sulama
barajından, başta Hamzalı, Yeşilyazı, Sarımbey
köylerimiz olmak üzere, birçok köyümüzde on binlerce dönüm arazinin
sulanması amaçlanmıştır. Bilindiği üzere,
çiftçilerimizin su kullanımı, Devlet Su İşleri ve sulama
birlikleri vasıtasıyla yaptırılırken Sulakyurtta bu
durum yerel yönetimin yetkisine bırakılmıştır.
Ülkemizin değişik bölgelerinde su tüketimi
karşılığında çiftçilerimizden dekar başına
ortalama 120 TL talep edilirken Sulakyurtta dekar hesabı yerine metreküp
hesabı yapıldığı için çiftçilerimizden aynı
tüketim karşılığında 825 TL talep edilmektedir. Mazot
ve gübre fiyatlarına yapılan zamlar nedeniyle zor günler geçiren
Sulakyurtlu çiftçilerimiz, bir de su kullanımında karşı
karşıya kaldıkları bu zamlı tarife nedeniyle kara kara
düşünmektedirler. Başta buğday, arpa, ayçiçeği, pirinç ve
mısır olmak üzere birçok ürünün ekildiği bölgede sulama
maliyetlerinin acilen düşürülerek çiftçilerimize destek olunması konusunda
iktidarınızı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
20.- Osmaniye Milletvekili Mücahit
Durmuşoğlunun, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ile 22 Mart
Dünya Su Gününe ilişkin açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Bizlerin ve gelecek nesillerimizin yaşamı
için olmazsa olmazımız suyun ve onunla var olan
ormanlarımızın önemine dikkat çekmek için dünyaca 21 Mart, Dünya
Ormancılık Günü; 22 Mart ise Dünya Su Günü olarak kabul
edilmiştir. Bizler Su gibi aziz ol. diyerek suyumuzun değerini çok
iyi bilen, kıymetini insanımızla özdeşleştiren bir
milletin ve medeniyetin temsilcisi olarak Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde, su olmadan
doğanın, yeşilin, bereketin, hayatın olmayacağı
bilinciyle gece gündüz çalışıyoruz. Su alanında 300 milyar
liraya yakın bir yatırımla 9.189 tesisi hizmete açan AK
PARTİ hükûmetleri, sadece barajlarda, cumhuriyet tarihinde
yapılanların tamamını ikiye katlayarak toplamda 47 milyon
metreküp su depolanan 654 yeni barajı ülkemize
kazandırmıştır. Biz bunları yaparken geçtiğimiz
hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Beşiktaşta
Çırağan Caddesi üzerinde bulunan, yol üzerindeki asırlık
çınar ağaçlarımızı katlettiğini de üzülerek
hatırlatmak istiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Tokdemir
.
21.- Hatay Milletvekili İsmet Tokdemirin, icra
dosya sayısındaki artışa ilişkin açıklaması
İSMET TOKDEMİR (Hatay) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Mahkemelerdeki açık icra dosya sayısı
ekonomik krizin de etkisiyle 24 milyona dayandı. Adalet Bakanlığı
Ulusal Yargı Ağı üzerinden alınan verilere göre, 1 Ocak ile
19 Mart 2022 tarihleri arasında toplam 2 milyon 291 bin yeni dosya
açıldı. 2008de 8 milyon olan icra dosya sayısı 3 kat
artarak 24 milyona dayandı. İcra ve iflas davalarına Adalet
Bakanlığının binaları yetersiz olduğu için
Bakanlık, icra müdürlükleri, iflas daireleri ve icra mahkemeleri için yeni
binalar kiralayıp ilave personel alarak sorunu çözmeye
çalışıyor. Allah aşkına cevap verin, bu devasa problem
bu şekilde çözülür mü? Bu millet geçinemiyor, barınamıyor,
yaşayamıyor. Zamları geri çekin, alım gücünü
artırın diyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kemalbay Pekgözegü
22.- İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay
Pekgözegünün, Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin düzenledikleri
Nevroz kutlamasına ırkçı bir grup tarafından yapılan
saldırıya ilişkin açıklaması
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin Beytepe
kampüsünde düzenledikleri Nevroz kutlamasına ırkçı bir grup
tarafından yapılan palalı saldırı kabul edilemez.
Nevroz Bayramını kutlamama hakkına sahipsiniz ancak bayram
kutlayanlara ırkçı, faşist saldırı Kürt halkının
kimliğine, diline hatta varlığına
saldırıdır; Kürt düşmanlığıdır. Eli
palalı, ırkçı, faşist güçleri üniversitelere sokanlar,
puslu hava yaratmak isteyenler açığa
çıkarılmalıdır. Soruyoruz: Hacettepe Üniversitesi bu vahim
saldırıya dair soruşturma başlattı mı, neden
açıklama yapmadı? Öğrenciler cevap bekliyor.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Grup
Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
İYİ Parti Grup Başkan Vekili
Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu.
Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.
23.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Muhsin Yazıcıoğlunun şehadetinin
13üncü yıl dönümüne ve kırmızı et ile temel gıda
ürünlerine gelen fahiş zamlara ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Yüce Meclisi saygılarımla
selamlıyorum.
Yarın 25 Mart; Türk siyasetinde önemli bir yeri
bulunan, dürüstlüğü ve yiğit duruşuyla gönüllerimizde müstesna
bir yer elde eden Muhsin Yazıcıoğlunun şehadetinin 13üncü
yıl dönümü. Davasına adanmış ömrüyle ve hakikati şiar
edinmesiyle tanıdığımız Muhsin Başkana bir kez
daha Cenab-ı Haktan rahmet diliyorum; mekânı cennet, ruhu şad
ve kabri nur olsun.
Bilindiği gibi, Büyük Birlik Partisinin Kurucu
Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun vefatıyla
ilgili olarak kamuoyunda çok çeşitli değerlendirmeler ve
spekülasyonlar yapılmaktadır. Bundan tam on üç yıl önce
yaşanan menfur olayın sıradan bir kaza değil, planlı
bir suikast olduğuna dair toplumsal bir ön kabul de söz konusudur. Konuyla
ilgili olarak kamuoyunun beklentisine cevap verecek adımlar henüz
atılmamış ve vicdanları rahatlatacak araştırmalar
maalesef yapılamamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığınca daha önce yapılan bazı çalışmalar
da maalesef ve maatteessüf sonuçsuz kalmıştır. Bizler
İYİ Parti olarak bir araştırma komisyonu
kurulmasını elbette ki talep edeceğiz ama biliyorum ki bu
yeterli olmayacaktır. Türk milletinin seçilmiş temsilcilerinin görev
yaptığı Türkiye Büyük Millet Meclisi konuya müştereken el
atmalı ve ortak bir kararla, şehit Muhsin Yazıcıoğlu
suikastının aydınlatılması adına
yapılması gereken ne varsa yapmaktan geri durmamalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Türkiye Büyük Millet Meclisi bu beklentiye diler ve umarım
ki kayıtsız kalmasın. Bu vesileyle, Muhsin Başkanı
tekrar rahmetle ve minnetle yâd ediyorum; ruhunun şad, mekânının
cennet olması temennisini de bir kere daha tekrarlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ramazan ayına sayılı günler kala Et ve Süt
Kurumu et fiyatlarına yüzde 48 zam yapmıştır. Yapılan
zamla 1 kilo kıymanın fiyatı 56 liradan 83 liraya,
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Ette KDV indirimiyle birlikte verilen müjde kısa sürede
kepçeyle geri alınmıştır. Gelen zamlarla birlikte
kırmızı et artık emeklinin, dulun, yetimin, asgari
ücretlinin ve dar gelirlinin sofrasından tamamen
kalkmıştır. Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü ise alay eder gibi
Uzun kuyruklar oluşuyordu, bu nedenlerle fiyatları
artırdık. demek basiretsizliğine düşmüştür. Gelinen
bu nokta, ülkemiz ve milletimiz açısından da ziyadesiyle hazin bir
durumdur.
Yoksullukla mücadele edeceğini söyleyerek
iktidar olan AK PARTİ, yanlış ve plansız tarım
politikaları ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin
yarattığı güvensizlik ortamıyla milletimizi yoksulluğa
mahkûm etmiştir. Hükûmet ekonomide de artık ipin ucunu
kaçırmıştır.
Temel gıda ürünlerine her geçen gün fahiş
zamlar gelmeye devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Enflasyon yükseliyor, zamlar çoğalıyor, döviz kuru
düşürülemiyor, akaryakıt fiyatları her geçen gün artıyor,
ekmek ve yağ kuyrukları uzadıkça uzuyor, alım gücü de
düşüyor. Hükûmetin atacağı en hayırlı adım
artık bu gidişe Dur! demek ve milletin önüne seçim
sandığını getirmek olmalıdır.
TÜİKin açıkladığı
rakamlara göre, yıllık gıda enflasyonu yüzde 55 iken süt
fiyatlarında da yüzde 64e varan bir yükseliş söz konusudur. Çiğ
süte yapılan zammın ardından
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Vatandaşlarımız süt ve süt ürünlerini artık
kiloyla değil, gramla almaya başlamıştır.
Türkiyenin gerçeklerini anlatıyorum, hiç kimse
söylediklerimden farklı manalar çıkarmasın. Ben iktidar
partisinin durumunun ve iktidar partisi mensuplarının durumunun
ziyadesiyle iyi olduğunun farkındayım ama millet bu
durumdadır, milletin içine düşürüldüğü bu durumdan milleti
kurtarmak da iktidarın görevidir. Bu yolda atılacak bir adımları
varsa muhalefet olarak destekleyeceğimizi buradan ilan ediyor, Genel
Kurulu saygılarımla selamlıyorum efendim.
BAŞKAN Halkların Demokrat Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Hakkı Saruhan Oluç.
Buyurunuz Sayın Oluç.
24.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Diyarbakır 3. Sanayi Sitesinde medyana gelen tüp
patlamasına, Kırklarelinin Poyralı ve Soğucak köylerinde
yapılmak istenen kalker ocağına, Avrupa Yerel ve Bölgesel
Yönetimler Kongresinin HDPli belediyelere atanan kayyumlara ilişkin
raporuna ve İstanbul Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli
olan ve bagajında patlayıcı bulunan polis memuruyla ilgili
tatmin edici bir açıklamaya ihtiyaç olduğuna ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, bugün Diyarbakır 3. Sanayi
Sitesinde bir iş yerinde bir tüp patlaması meydana geldi, 5i
ağır 10 kişi yaralandı. Yaralılara geçmiş olsun
ve acil şifa dileklerimizi iletiyoruz.
Güzel bir haber Kırklarelinin 2 doğa
harikası köyünden geldi. Yargı, Poyralı ve Soğucak
köylerinde kalker ocağı projelerinin yapılmaması konusunda
karar verdi. Danıştay 6. Dairesi dedi ki: Eğer bu projeler
yapılırsa doğada telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğar.
Yani yöre halkı, doğa ve yaşam kazanmış oldu. Kim
yapmak istiyordu bu projeleri, gerçekleştirmek istiyordu kalker ocağı
projelerini? İktidar grubu olarak kızıyorsunuz ama sizin 5liden
biriydi.
Kırklareli Kent Konseyi bir açıklama
yaptı bunun üzerine ve dediler ki: Kırklareli Kent Konseyi olarak
bileşeni olduğumuz Trakya Platformuyla birlikte bölgemizin bir bütün
olarak ekolojik, kentsel, doğal, çevresel, tarihsel, kültürel
değerleriyle birlikte korunması ve gelecek kuşaklara
taşınabilmesi bizlerin yaşamsal varlık sebebi. Bölgemizin
değerlerinin, varlıklarının talan edilmesine, ranta
açılmasına, sağlıklı ve dengeli bir çevre ve kent
yaşamının yok edilmesine, zarar görmesine karşı
mücadeleyi bütünlüklü sürdürebilmek için her şart ve koşulda, yerelde
yaşayan insanımızla birlikte bilimsel ve hukuksal doğrular
kapsamında yaşamı savunmaya devam edeceğiz. 5liye
duyurulur.
Şimdi, sayın milletvekilleri, biz bunu hep
konuştuk burada, konuşmaya da devam edeceğiz; Avrupa Yerel ve
Bölgesel Yönetimler Kongresi dün bir karar kabul etti ve HDPli belediye
eş başkanlarının yerine kayyum atanmasının
uluslararası hukuka aykırı olduğunu ilan etti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Daha önce,
Avrupa Konseyi bu yönde bir karar almıştı, Venedik Komisyonu bu
konuda bir karar almıştı ki her ikisi de Türkiyenin
parçası olduğu kurumlardır, bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Şimdi de Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi bu kararı
aldı ve Seçimlere katılmaları kabul edilen ve seçimleri kazanan
adayların görevlerini yerine getirme haklarından etkin bir
şekilde yararlanabilmeleri sağlanmalıdır. dedi iktidara
yönelik olarak. Şimdi, sanmayın ki bu rapor sadece bizlerle
konuşularak hazırlandı; öyle değil, Türkiye Masasına
bakan raportörler tarafından Türkiyedeki kurum ve partilerle
görüşülerek hazırlandı yani hem Adalet ve Kalkınma
Partisiyle hem İçişleri Bakanlığıyla görüşülerek
bu rapor hazırlandı. Dolayısıyla, kayyum
uygulamasının bir kez daha uluslararası alanda kabul
görmediği ve inandırıcı olmadığı açıkça
bu raporla birlikte ortaya konmuş oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Türkiye
Belediyeler Birliği beyhude bir çaba içine girdi, rapora karşı
değişiklik önergesi verdi ama Türkiye Belediyeler Birliğinin
değişiklik önergeleri de reddedildi ve rapor kabul edilmiş oldu.
Bir kez daha vurgulayalım: Kayyumlar, iktidar tarafından, hukuksuz
bir şekilde ve halkın iradesinin gasbedilmesiyle o koltuklara
oturtulmuşlardır.
Şimdi, geçtiğimiz günlerde ilginç bir
durum yaşandı biliyorsunuz, yakın tarihimizde buna benzer
başka örnekler de vardı fakat bir kez daha ortaya çıktı,
İstanbul Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli olan bir
polis memurunun aracının bagajında 52,5 kilo patlayıcı
yakalandı. Şimdi, bu kişi tutuklandı, biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Fakat
İçişleri Bakanı ilginç bir açıklama yaptı bu
tutuklamadan sonra; bu kişiyi, bu polis memurunu kastederek dedi ki: Bu
tür ucuzlukları çok, sıkıntılı bir tip. Aracında
52,5 kilo patlayıcı yakalanmış, açıklamaya bakın:
Bu tür ucuzlukları çok, sıkıntılı bir tip.miş
Yani ilginç, çok ilginç. Şimdi, bu kişinin tabii, kendisinin ve
yakın akrabalarının mal varlığı, banka
hesapları, bunlar tespit edildi mi, durum nedir, bunu bilmiyoruz. Bu
kişi daha evvel kablo hırsızlığı nedeniyle
meslekten ihraç edilmiş, sonra mahkeme kararıyla geri dönmüş;
nasıl olmuşsa bu, bu da belli değil. Daha önce bu kişi aynı
güzergâhtan İstanbula otomobille bir sevkiyat daha
gerçekleştirmiş ama getirdiklerinin külçe altın olduğunu
sanıyormuş, ne olduğu belli değil. Bu kişinin suç
ortakları kimler, biz bunu duymak istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Oluç, buyurunuz efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu kişinin
taşıdığı patlayıcıyla hangi kanlı
planlar gündemdeydi, bunu duymak ve bilmek istiyoruz. Sıkıntılı
bir tip olduğu açıklaması yeterli değildir. Acaba bu
operasyonun içinde devletin içindeki çeşitli karanlık odakların
bir iktidar savaşı mı var, bunlar çeşitli provokasyonlar
yaratarak bir kanlı plan peşinde mi koşuyorlar; bunları
öğrenmek ve duymak istiyoruz. Sıkıntılı bir tip
olduğu açıklaması kesinlikle tatmin edici değildir, bu
konuda gerçekten tatmin edici bir açıklamaya ihtiyaç vardır; bunu da
bir kez daha vurgulamış olalım.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Özgür Özel.
Buyurun Sayın Özel.
25.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Ankara
Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan Özün
katledilişinin 44üncü yıl dönümüne, Hayati Yazıcı ve Feti
Yıldız tarafından imzalanan Seçim Kanunu Teklifine ve Ticaret
Bakanlığının şeker fabrikaları nezdinde
başlattığı incelemeye ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
24 Mart 1978 Afyonkarahisarlı hukuk insanı
Doğan Özün katledildiği gündü. Devletin içindeki kontrgerilla
yapılanmasını ve derin devlet yapılarını
araştırırken 24 Mart sabahı öldürülen Ankara Cumhuriyet
Savcı Yardımcısı Doğan Özü katledilişinin
44üncü yıl dönümünde saygıyla rahmetle anıyoruz. Kontrgerilla
yapılanmasına yönelik hazırladığı raporu dönemin
Başbakanı Bülent Ecevit'e ulaştırdıktan sonra suikasta
uğrayan Doğan Öz'ü öldürdüğünü itiraf eden, kontrgerilla
tetikçisi eli kanlı katil beraat ettirilmiştir. Doğan Öz'ün
öldürülme emrini kimlerin verdiği kırk dört yıldır
aydınlatılamamıştır. Bu vesileyle, altı yıl
önce katledilen Savcımız Mehmet Selim Kiraz'ı da Doğan Özü
de bir kez daha rahmetle minnetle anıyoruz, katillerini bir kez daha
nefretle lanetliyoruz.
Sayın Başkan, Hayati Yazıcı ve
Feti Yıldız tarafından imzalanan Seçim Kanunu Teklifi iki
yıl 2 partinin mutfağında tartışıldı,
neredeyse on altı ay boyunca sürekli hakkında kamuoyuna bilgi servis
edildi, geçen hafta verildi ama dün on altı saat kesintisiz
çalıştırılarak Komisyondan geçirildi. İnsani
şartlarda çalışmadılar ancak 8 tane de değişiklik
yapıldı üzerinde. İnsan Kaliteli bir yasama yapıldı
mı? diye merak edip bakıyor, 1 tane muhalefet önergesi kabul
edilmedi, tamamı on altı aydır üzerinde
çalışanların son on altı saatte değiştirdikleri
maddeler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Son on altı saatte,
muhalefetten, sivil toplumdan, meslek örgütlerinden en ufak katkı
almaksızın 8 kez kendi tekliflerini değiştirdiler ve
eleştirilen çok yönü var ama AK PARTİ Grubuna dönerek
Dün akşam
Komisyondan geçen ve gelecek hafta Mecliste görüşülecek teklifin Mecliste
grubu olma maddesi kendileri tarafından şöyle tartışılıyor:
Cumhuriyet Halk Partili 15 milletvekili İYİ Partiye gitti, seçime
girdi. Evet, yüzde 10 da oy aldı o parti. Size kalsa 10 seçmenden 1inin
oyu buraya yansımayacaktı. Milletin gönlünde olan bir parti Meclise
gelmesin istiyorsunuz. Peki, bu nasıl bir varoluşsal çelişki? 3
Kasım 2002ye dönelim, AK PARTİnin seçime
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 3 Kasım 2002de AK
PARTİ bu Meclise girdi, iktidar oldu ya, o madde sayesinde girdi. 41 ilde
teşkilatlanmasını tamamlayıp kongresini
yapmamıştı. Yapmadığı için Yüksek Seçim Kurulu
toplandı, Bu partiler, (1)inci fıkradakiler
teşkilatlanmasını tamamladığı için -orada AK
PARTİ yok- bunların Mecliste grubu bulunduğu için AK PARTİ
orada seçime girebilir. dedi. Kendi varlığını inkâr eden,
varoluşsal bir çelişki yaşayan ve kendisinin
yararlandığı demokratik ve ön açıcı bir hükmü bugün
kaldırmaya tenezzül edenlerin nereden nereye savrulduklarını,
bugün neye evet dediklerini, neye tenezzül ettiklerini tutanaklar önünde bir
kez daha kayda geçirmek isteriz Sayın Başkan.
Son olarak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ticaret
Bakanlığı, şekerde adil rekabeti bozan faaliyetler
olduğu nedeniyle şeker fabrikaları nezdinde incelemeler
başlatmış. Hangi şeker fabrikaları? Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun yurdun dört bir yanında gezip, önünde
çalışanlarıyla miting yapıp, şeker ittifakı
kurarak 9 partiyi, 10 partiyi bir araya getirip Yapmayın,
özelleştirmeyin; şeker stratejik üründür, çok önemli bir beslenme
ürünüdür, bu ürünün üretimi de fiyatının kontrolü de elden kaçarsa
geri gelmez. dediği fabrikaları özelleştirdiniz. Şimdi
soruşturma açıyorlar şeker fiyatlarındaki istikrarsızlık
ve aksak rekabet ya da adil rekabeti bozan faaliyetlerinden dolayı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Daha ne kadar haklı
çıkacağız, yaptığınız yanlışlar bu
ülkeye daha ne kadar bedel ödettirecek? Dün et krizi vardı, ondan önceki
gün ayçiçeği yağı, bugün şeker krizi var ama müstahak. Bu
ülkenin Kıbrıs fatihi Başbakanı Kıbrısa
çıkarma yaptı diye yediği ambargo yüzünden oluşan
kuyruklardan siyaset mi devşirirsiniz Ecevitin kuyrukları CHPnin
yağ kuyrukları mı dersiniz? Ambargo yok, bir şey yok;
beceriksizliğiniz yüzünden oluşmuş kuyrukları, Et ve Süt
Kurumuna zam yaptırarak ya da şeker fabrikalarını
özelleştirip de başınızı taşlara vurarak
Bunların hepsini ödeyeceksiniz; vebal aldınız, burnunuzdan fitil
fitil gelecek.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Bülent Turan.
Buyurunuz Sayın Turan.
26.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın,
Malatya Milletvekili Ahmet Çakırın babasının
vefatına, Acil Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Haftasına,
Muhsin Yazıcıoğlunun vefatının 13üncü yıl
dönümüne ve İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu ile
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptıkları açıklamalarındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Malatya Milletvekilimiz Ahmet Çakır Beyin
babası rahmetli oldu. Merhum Mehmet Çakır Beyefendiye Allahtan
rahmet diliyoruz. Vekilimize, ailesine, yakınlarına
başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; içinde bulunduğumuz bu hafta, Acil Tıp Teknisyenleri
ve Teknikerleri Haftası. Onlar, her koşulda, tüm zorlu görevlerde can
kurtarmak için yaraları ilk saran sağlık kahramanlarımızdan.
Onların bu özel haftası bizim için çok özel değerlendiriliyor.
Onların bu özel haftasını yürekten kutluyoruz. Bu vesileyle,
yaşam kurtarmayı kendisine ilke edinmiş tüm sağlık
çalışanlarımıza da teşekkür ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 25 Mart, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı merhum
Muhsin Yazıcıoğlunun vefatının 13üncü yıl
dönümü. Vatan ve millet sevdasıyla yaşamış, büyümüş,
mücadele etmiş Sayın Yazıcıoğlu mücadeleci
kimliği, cesareti ve yiğitliğiyle siyasi tarihimizde ayrı
bir yer bıraktı. İnandığım yolda tek
başıma da kalsam yürürüm. diyen Yazıcıoğlu ömrünü
davası yolunda vakfetti. Merhum Yazıcıoğlunu ve
beraberinde hayatını kaybedenleri vefatlarının 13üncü
yıl dönümünde rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tüm Grup Başkan Vekillerimiz ifade ettiği için ben
de değinmek istiyorum. Et ve Süt Kurumu başta olmak üzere,
devletimizin tüm kurumları vatandaşlarımıza hizmet etmek
için kurulmuş kıymetli kurumlar. İnsanı yaşat ki
devlet yaşasın. şiarını devlet yönetiminin merkezine
koymuş siyasi bir anlayıştan geliyoruz. Yanlış varsa
soruşturulur, gereği yapılır; polemiklere, ithamlara gerek
kalmadan adımlar atılır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ancak şahıslar
üzerinden aynı konuşmaları her gün yaparak burada partimizi
rencide eden ifadelerde bulunmayı da doğru bulmuyorum.
Et ve Süt Kurumu, hem tüketici hem üretici dengesini
gözeterek piyasayı sübvanse etmek ve milletimize bir nebze de olsun ucuz
et sağlamak için görev yapan güzide kurumlarımızdan bir tanesi.
Bununla birlikte, tüm kamu görevlilerinin, sorumluluk makamında
bulunanların daha dikkatli bir dil kullanmasını,
üsluplarına dikkat etmesini önemle hatırlatmak istiyorum.
Milletimizin rahatsız olduğu her ifade bizim için de ret sebebidir.
Milletimizin yanlış anlama ihtimalini doğuran her ifade bizim
için de kabul edilmez bir ifadedir. Ben tüm sorumluları daha dikkatli bir
dil kullanmaya davet ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; az önce Grup Başkan Vekili arkadaşımız
Dün seçim kanunu için on altı saat çalışıldı, böyle
bir yasama faaliyeti olur mu? dedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Söyle bakayım bir daha,
duyamadım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) On altı saat
çalışıldı, ne gerek vardı buna? dedi. Biz bazen on
altı, bazen yirmi altı da çalışırız ihtiyaç
olursa fakat
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) İnsani olmayan
bir şekilde
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Bugün de
çalışılabilirdi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sizin sekreteriniz mi,
danışmanınız mı? Konuşuyoruz, ne gerek var, olur
mu öyle şey ya?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Ne biçim
konuşuyorsunuz ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Milletvekiline nasıl
konuşuyorsun ya!
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Ne biçim
konuşuyorsunuz!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Şöyle
konuşuyorum: Grup Başkan Vekiline cevap veriyorum, kendisi orada ama
yanında başka bir arkadaş, sanki o cevap veremeyecek gibi cevap
veriyor; gerek yok, sakin olmak lazım. Siz hep bağıran bir
insansınız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, hayır, bir
milletvekiline böyle söylemeyin.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hayır, şöyle
söylerim
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yapma, onu düzelt.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bakın, Sayın
Başkan, 5 konu konuştu Özgür Bey, 5 konuda partimizi itham etti. Daha
şimdi ağzımı açınca bağırıyorsunuz.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Ne biçim
konuşuyorsunuz! Sizin milletvekillerine saygınız yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya Bülent, milletvekili yani
sekreter denmez.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bir daha söylüyorum: Grup
Başkan Vekilimiz varken
Ben saygıyla ifade ediyorum, Başkan
Vekilimiz diyorum
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ama sayın
milletvekilimize de saygılı bir dil
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
eleştirdi diyorum,
cevap vereyim izin verirse diyorum. İstemezseniz vermeyeyim de Sayın
Başkan.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) İnsani olarak
söylüyoruz biz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Dünkü konuyu ifade
edeceğim, etmeyebilirim de.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Et,et, et; Allah
aşkına et.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Açıklamak için
yapıyorum. Ama daha a demeden bağırmak
Bu nasıl bir
tarz, nasıl bir usul? Bir hanımefendiye yakışıyor mu
Allah aşkına?
BAŞKAN Sayın Turan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen dönüp soru sorunca o da
cevap veriyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
ben, Afyon Vekili duymasın
BAŞKAN Sayın Turan, lütfen
Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
Afyon Vekilimiz duymasın, ben bu tarafa konuşuyorum; olur mu böyle
bir şey?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, dönüp bana sordun
ya.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Peki, size soruyorum
Özgür Bey, tamam mı? Ne gerek var bunlara? Ne kadar gereksiz, sevimsiz
tartışmalar ya, gerçekten ya.
Sayın Başkanım, dün Anayasa
Komisyonumuz on altı saat çalışmış Çok
çalıştı, niye böyle olmuş? dediler. Bakınız, ben
tüm çalışmayı yakından takip ettim. Bizim planlamamızda
dün genel görüşmeleri olacaktı, bugün madde görüşmeleri
olacaktı ama CHPli arkadaşlarımızın talebi
doğrultusunda, tüm partiler anlaşarak devam etme kararı
aldılar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok öyle bir şey ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Başkan muhalefete
rağmen bu kararı almadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hepsi makul
değerlendirdi Olur. dedi ve beraber bu kararı aldılar.
Ayrıntıya girmek istemiyorum ama gerekçeleri, niye böyle
olduğunu siz biliyorsunuz yani Bugün bir özel program var. vesaire.
Bunlar anlamsız tartışmalar, sonuca bakmak lazım. Saat,
mesai
Bunlar iyi şeyler değil Sayın Başkanım.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sonuçta hiçbir
şey değişmedi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) İkincisi, teklifte
5-6 tane değişiklik oldu, doğru fakat bu
değişikliklerin hepsi, yine, gelen eleştirilerin
değerlendirilmesine bağlı oldu. Tüm eleştiriler ciddiyetle
değerlendirildikten sonra yapılan tekliflerin hepsinin özeti daha
fazla insanın oyu, tartışmasız, sandığa
yansısın diye yapıldı. 6 düzenlemeye bakın, hepsi daha
fazla oy sandığa daha sağlıklı yansısın diye
yapıldı. Seçim kütüğünün düzenlenmesi de ittifak
oylarının partiye yazılması da -lütfen yanlış
anlamayın- 2nci defa kütüğünü
değiştirirken ihmalden dolayı oy kullanamayanlar da ilk
kütüğünde oy kullanabilsin düzenlenmesi de hep aynı gerekçeyle
yapıldı.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Seçim kurulu
hâkimleri de öyle mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hatırlayın,
Sayın Kılıçdaroğlu İstanbul adayı olduğunda
partisinin ya da kendisinin -bilemiyorum- ihmalinden dolayı
İstanbuldan aday olmasına rağmen oy kullanamamıştı.
Böyle bir siyasi tablo olmasın diye, eğer bu ihmal yapılmışsa
eski yerinde oy kullansın düzenlemesi de bu yüzden yapıldı. Özetle; çok sağlıklı,
karşılıklı anlayışlı, kavgasız,
tartışmasız, güzel bir yasama faaliyeti öngörüldü ancak biz
Komisyona başlarken dün genelinin görüşmeleri, bugün madde görüşmeleri
olsun diye planlamıştık. Tüm partilerimizin de makul
yaklaşımıyla beraber sabaha kadar çalışma uygun
görüldü. Kaldı ki bu,
Komisyonun takdiridir, eleştirebiliriz, farklı bulabiliriz ama bunlar
Genel Kurulun konuları değildir Başkanım. İçerik
eleştirisini -baş göz üstüne- kanun teklifindeki şu maddeyi, bu
eleştiriyi tartışalım ama Komisyon Başkanı bunu
niye böyle yaptı? derseniz bu, burada olmayan
arkadaşlarımıza haksızlık yapmak anlamına gelir.
Ben bu konuda daha hassas bir dil olmasını tavsiye ediyorum Başkanım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Özel.
27.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu kadar çarpıtma, bu
kadar yanlış anlama
Herhâlde biraz önce de yaşananlardan
Sayın Başkan gergin veya anlamak istemiyor. Bu kadar gerçek dışılığa
sığınacağını düşünmem.
Sorun şu: On sekiz aydır konuşulan
kanun teklifi geçen hafta gelmiş. Pazartesi çalışabilir mi
Komisyon? Çalışır. Salı çalışır,
çarşamba çalışır, perşembe çalışır.
Komisyon getirilmiş -salı günü buradayız,
çalışmıyor- çarşambaya. Halkların Demokratik
Partisinin bir çalışması var, normalde hepimizin
anlayış göstermesi lazım ama Kanun teklifi de bitsin, yoklama
da istemeyin, bilmem ne de yapmayın... Komisyonu oraya
sıkıştırınca ondan sonra Komisyon sabaha kadar
çalışmış; o diyor ki
Pazartesiden başlatsaydınız
çalışmaya. Nasıl bir zorunluluk vardı? Haftaya pazartesiye
kalsın. Bir ay önce getirseydiniz, bir ay önce geçirseydiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sonra tutuyor Efendim,
elbette, kampı olan bir partiyi zorla mı
çalıştıracağız
Ama eğer nezaketse şunu
söyleyeyim size: KEFEK komisyonu salı günü çalışıyor,
Cumhuriyet Halk Partisinin grup toplantısı var. İşte,
burada, arkadaşlar Ara vermeyiz... Niye? Geçe kalmayalım. Akşam
da 18.00de bitiyor. Kırk beş dakika ara vermiyorlar. Bu Meclisin
tarihinde nerede görülmüş grup toplantısı sırasında
komisyonun çalıştığı?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Her zaman var ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Nasıl bir zorunluluk bu?
Tali komisyona gidiyor, KEFEK de orada çalışıyor. Bir nezakettir
ya! Ben utanırım; Milliyetçi Hareket Partisinin grubu olacak, ben
komisyon başkanıyım Hayır efendim,
çalışacağız... Ne münasebet ya! AK PARTİnin grubu
olacak Hayır efendim, komisyonu çalıştırıyorum, isterseniz
siz gidin... Bu kadarcık nezaketi de mi kaybettik ya! Bunu söylüyoruz
size. Bunu yapamıyorsanız artık yönetme yetinizi kaybettiniz
demektir. İktidar vaktiniz bitmiş, buyurun muhalefete geçin. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Başkanım, çok
özür diliyorum, Sayın Başkanım ifade etmeden bir şey
ekleyebilir miyim?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bir cümle söyleyeceğim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Peki.
28.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Özgür Özel bu komisyonların
çalışmasından bahsederken işte, Milliyetçi Hareket
Partisinin grubu varken komisyonların çalışmasının
doğru olmayacağını ifade etti. Zaman zaman olabiliyor yani
Milliyetçi Hareket Partisinin grubunun olduğu pek çok defalar, başta
KİT Komisyonu olmak üzere, Plan ve Bütçe Komisyonunun
çalışması falan çok sıklıkla tanık olduğumuz
çalışmalardır; zaman zaman çakışabiliyor. O artık
Meclis Başkanlığıyla ve gruplarla uyumlu bir hâle
getirilebilir veya bir sakınca da olmayabilir. Yani bir grup
toplantısı esnasında 2 veya 3 milletvekilimizin ilgili
komisyonunda görev yapması durumunda biz vekillerimizi izinli
sayıyoruz, grup toplantısına da katılmıyorlar.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkanım...
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ya, illa cevap vermek zorunda
mısın Özgür Bey?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, hayır;
vereceğim tabii. Mesele şu...
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Özgür Bey, ben de
söyleyeyim, belki beraber cevap verirsiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, en son sen
söylersin.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Beraber verirsiniz, ondan
diyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) E, buyurun, tamam.
BAŞKAN Sayın Özel, bir saniye...
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Daha iyi olmaz mı?
Beraber verin, daha şık olur.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Buyurun, buyurun.
BAŞKAN Sayın Turan, buyurunuz efendim.
29.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın
Başkanım, öncelikle, gergin değilim, çok rahatım; hiç böyle
bir derdimiz yok ama haksızlığa isyan ediyorum,
ağzımızı açtığımızda bağıran
bir üslupsuzluğa isyan ediyorum. Yoksa içerikle ilgili değil derdim,
üslupla ilgili itirazım var; onun da gerekçesini anladınız.
Sayın Başkanım, şunu düzeltmek
isterim: Özgür Bey ısrarla on sekiz ay çalışan komisyon dedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Komisyon değil.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hiç alakası yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz
çalıştınız üstünde diyorum ya, ne komisyonu ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hayır.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Hâlâ anlamıyor
ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hâlâ anlamamış, hâlâ
çarpıtıyor ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Arkadaşlar
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Üzerinde on sekiz aydır
çalışıyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ya, anladım,
anladım. Nasıl revize edeyim? O bizim komisyonumuz. Revize ediyorum;
Meclis komisyonu değil, AK PARTİ ve MHPnin
çalıştığı kendi komisyonu. Oldu mu şimdi?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Onu söyledik zaten.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Tamam. On sekiz ay
çalıştığımızı söylüyorlar ya. Hayır
efendim, biz yeteri kadar çalıştık, bir ay falandı. Ben o
komisyonun üyesiyim. Ne on sekiz ayı?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) On sekiz aydır...
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Biz sadece muhalefetin
sürekli tarih vererek Seçim var, erken seçim var, yarın seçim var.
demesine malzeme olmamak için o teklifimizi vermedik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Çalışmamız
bitti, öyle dediğiniz gibi on sekiz ay falan bir durum değil. Ortada
bir teknik çalışma var, çok net, makul bir çalışma var ama
o gün bitirdiğimiz çalışmayı muhalefetin erken seçim
polemiğine malzeme yapmamak için bugün zamanı geldiğinde verdik.
Neden dün vermediniz... Onu da biz belirleyelim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Bülent Bey,
erken seçim var mı?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kaldı ki -bir daha
söylüyorum- biliyorsunuz, seçim kanunlarının bir yıl önceden
görüşülmesi lazım. Şu an seçime bir yıldan fazla bir zaman
var, tam zamanı diye getirdik, verdik; yoksa çalışmayı
geciktirdik falan böyle bir gündemimiz yok.
Onun dışında, o komisyonda ben de
uzun uzun çalıştım, çok kıymetli bir çalışma
oldu, tüm vekillerimizin büyük katkısı oldu. Kaldı ki özelde
görüştüğümüz, dün Komisyonda görüştüğümüz birçok CHPli
arkadaşımız da aslında demokratik olarak bu
çalışmanın ne kadar kıymetli olduğunu, Türk
demokrasisine katkı sağlayacağını ifade ettiler.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yalan. diyorlar.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Yalan. mı
diyorlar?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir isim ver, bir isim ver.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Peki, şöyle
söyleyeyim: 2 madde -biri Cumhurbaşkanlığı, biri de
ağır ceza reisleriyle ilgili mesele- dışında
diğerlerine hep katıldılar Sayın Başkanım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Katılmayabilirlerdi
-baş tacı- ama her kanunun kendinize göre eleştireceğiniz
tarafı vardır, eleştirilmeyen tarafı vardır ama
esası varken yok Çok çalıştık. Az
çalıştık. Niye bugün verdiniz? gibi
Bunlar da bizim
takdirimizdir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
sadece şunu söyleyeceğim.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Özel.
30.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ile Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bülent Turana söylenecek bir
şey yok, o diyeceğini desin yani çarpıtıyor, gidiyor on
sekiz ay falan. Sayın Başkanım yapıcı bir katkı
sağladı. KEFEK gibi bir tali komisyon toplam dört saat
çalışmış, kırk beş dakika bir arayı bütün
bayan arkadaşlarımız, kadın arkadaşlarımız
talep etmiş; bu nezaketi göstersinler dedim. Onu söylüyorum, onun
dışında da bir şey söylemiyorum.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Nimetullah Erdoğmuşun, Grup Başkan Vekillerinin haftaya
görüşülecek kanun teklifini bugün tartışmaya
açmalarını doğru bulmadığına ve Başkanlık
Divanı olarak, babası vefat eden Malatya Milletvekili Ahmet
Çakıra ve ailesine sabırlar, merhuma da Cenab-ı Allahtan
rahmet dilediklerine ilişkin konuşması
BAŞKAN Ben de izninizle, Sayın Grup
Başkan Vekillerimizin önümüzdeki haftada görüşülecek olan konuyu niye
bugün tartışmaya açtıklarını
anlamadığımı, bunu çok doğru
bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Önümüzdeki hafta bunu
inşallah böyle güzel bir şekilde neticelendirirsiniz.
Sayın milletvekilleri, öncelikle, biraz önce
Malatya Milletvekilimiz Sayın Ahmet Çakırın babasının
vefat haberini aldık. Biz de Divan olarak Sayın Vekilimizin hüznünü,
acısını paylaştığımızı ifade
ediyor, kendilerine ve ailelerine sabırlar diliyor, merhuma da
Cenab-ı Allahtan rahmet diliyoruz. Hepinizin, Meclisimizin, Genel
Kurulumuzun, ülkemizin başı sağ olsun diyorum. Önümüzdeki süreç
içerisinde arkadaşlarımız da taziye verebilirler.
Malatya Vekilimizin bir taziye talebi var.
Buyurunuz Sayın Fendoğlu.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal
Fendoğlunun, Malatya Milletvekili Ahmet Çakırın
babasının vefatına ilişkin açıklaması
MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) Teşekkür
ederim Başkanım.
Bu sabaha karşı, eski Malatya
Büyükşehir Belediye Başkanımız ve 27nci Dönem Malatya
Milletvekilimiz Sayın Ahmet Çakırın babası Mehmet
Çakır amcamızı kaybettik. Allah rahmet eylesin, mekânı
cennet olsun, geride kalanlara Allah sabırlar versin diyorum.
Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
müsaade ederseniz biz de grup olarak
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
32.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Malatya
Milletvekili Ahmet Çakırın babasının vefatına
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, biraz
önce Sayın Bülent Turanın konuşması sırasında
öğrendik. Sayın Ahmet Çakırın babası amcamıza
Allahtan rahmet diliyoruz, bütün aileye başsağlığı
dileklerimizi iletiyoruz.
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, 9/3/2022 tarihinde
Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve ve arkadaşları tarafından,
akaryakıt üzerinden alınan özel tüketim vergisinin
kaldırılmasının ülke ekonomisine yapacağı
olası katkıların araştırılması amacıyla
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mart
2022 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
24/3/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 24/3/2022 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu
İzmir
İYİ
Parti
Grubu
Başkan Vekili
Öneri:
Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve 19 milletvekili
tarafından akaryakıt üzerinden alınan özel tüketim vergisinin
kaldırılmasının ülke ekonomisine yapacağı
olası katkıların araştırılması amacıyla
9/3/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 24/3/2022 Perşembe
günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere İYİ Parti Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Behiç
Çelik.
Buyurunuz Sayın Çelik. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İYİ Partinin grup önerisi üzerinde konuşma yapmak için söz
aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, AKP
iktidarının kötü politikaları nedeniyle ülkemiz yüzde 125lerin
üzerinde bir enflasyon belasına bulaşmıştır. 2003
yılında yüzde 29,7yle aldıkları enflasyonu on dokuz
yıl sonra yüzde 125e taşıyan bir iktidardan söz ediyoruz. Hâl
böyle olunca, milletimiz katlanılamaz bir hayat
pahalılığı ve önlenemeyen bir geçim zorluğuyla
karşı karşıya bırakılmıştır. Evet,
gün geçmiyor ki yeni bir zam haberi almayalım, gün geçmiyor ki
mutfağa yeni bir ateş düşmesin. Bir taraftan paramız pul
olurken diğer taraftan satın alma gücü paritesi yerle bir ediliyor.
2009 yılında basılan 200 TLlik bir banknot o dönem 125 dolar
ediyordu;
Değerli arkadaşlar, grup önerimize konu
olan Meclis araştırması önergemiz, ÖTV ve dolayısıyla
akaryakıt sektöründeki önlenemeyen fiyat artışlarına
ilişkindir. Akaryakıt ürünlerine yapılan fahiş ve bitmek
tükenmek bilmeyen zamlar bir yıkım ve eziyet hâlini
almıştır. Bir yılda 79 kez zam olur mu arkadaşlar?
2022nin ilk altmış dört gününde 19 kez artış
yapılmış; son altı ayda benzine yüzde 155, motorine yüzde
205 zam yapılmış. Evet, işte bu zulümdür.
Özel tüketim vergisine gelince, 2002
yılında çıkarılan ÖTVnin bazı dolaylı vergileri
kaldırarak bir sadeleşme getirmesinin yanında, devlet bütçesine
büyük katkılar sağladığı bilinmektedir. 1999
yılı 17 Ağustos Marmara depremi, devlet muhasebesini ciddi
şekilde olumsuz etkilemişti. Zamanın hükûmeti
vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için ÖTVyi
düşünmüş ve 2002den sonra iktidara geçen AKP hükûmetleri de bunun
çok faydasını görmüştür. Ne var ki tedricen yüksek oranlarda
tahsiline devam edilen ÖTV uygulaması milletimizin yaralarının
sarılmasının ötesine geçmiş, bir yıkım ve zulüm
uygulaması hâline dönüşmüştür. Hâlbuki ÖTV oranlarının
gittikçe düşürülmesi esas olmalıydı ama AKP tam tersini yaparak
ocakları söndürmektedir. Biliyorsunuz, bir padişah hikâyesi var:
Padişah diyor ki: Zam yapın. halk öfkeleniyor; padişah Tekrar
zam yapın. diyor, halk isyan ediyor, protesto ediyor; Tekrar zam
yapın. diyor. Padişaha diyorlar ki: Padişahım, ahali
eğleniyor, gülüyor, sevinç içinde. İşte, diyor ki o zaman
padişah: Şimdi zammı durdurun, şimdi tehlikeli.
Değerli arkadaşlar, Türk milleti iktidarın zamlarından dolayı
artık gülmeye başladı, haberiniz olsun. (İYİ Parti ve
CHP sıralarından alkışlar)
Evet, 1 Mart 2022 tarihinde yayınlanan 4938
sayılı Kanunda Cumhurbaşkanlığı kararı
uyarınca benzindeki ÖTV tutarına yüzde 24 ila 30 oranlarında
yine artış yapıldı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bugün
öğreniyoruz ki bu gece motorine yine 1 lira 37 kuruş daha zam
yapılıyor. Bu durumun vahametini bir örnekle izah edersek
geçtiğimiz yıl Ankara merkezde litresi 6,70 TL olan motorinle 45
litrelik bir depo 301 liraya doluyordu. Bugün aynı deponun dolması
için bin lirayı aşkın para ödememiz gerekiyor. Asgari ücrete
yapılan 1.428 liralık artışı müjdelerle duyuran
iktidar, bu paranın yaklaşık 700 lirasını bir depo
akaryakıttan geri alıyor. Tabii, bir de sözde indirimler konusu var,
şu meşhur zam iptalleri.
HACI TURAN (Ankara) Yanlış bilgi,
yanlış; vergi o kadar değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) Görüyoruz ki Brent
petrol yüzde 3 yükselince 5 lira zam yapanlar, yüzde 33 düştüğünde 2
TL indirim yapıyor. Bu, Türk milletine reva mıdır; bu,
vatanseverliğe yakışır mı arkadaşlar? Demek ki
AKP'nin hesabı ile milletin hesabı arasında büyük bir fark var.
Bununla birlikte, bu zamların akaryakıt sektörü üzerindeki etkilerini
de dikkate almak gerekir.
PÜİS Genel Başkanı İmran
Okumuş'un açıklamalarına göre, hâlihazırda 4 bine
yakın akaryakıt istasyonu kapanmanın eşiğindedir.
Değerli arkadaşlar, eğer bu millete
bir sevgi ve bir muhabbet duyuyorsanız, işsizliği, geçim
zorluklarını, bunalım çığlıklarını
lütfen işitin; ÖTV'yi kaldırın ya da en azından
oranlarını önemli ölçüde düşürün diyorum.
Önergemizin kabulünü diler, hepinize saygılar
sunarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
HACI TURAN (Ankara) ÖTV yüzde 10, bilgi
yanlış.
BAŞKAN Halkların Demokrat Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Ali Kenanoğlu.
Buyurunuz Sayın Kenanoğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Tabii, ÖTV'nin akaryakıt ürünlerinde geçici
olarak -özel tüketim vergisinin- alınmamasına dayanan bir önerge.
Yani buradaki faydanın, zararın araştırılması,
ekonomiye yapacağı katkıların
araştırılması konusu. Ama özelinde bu ÖTV'nin geçici
süreyle de olsa akaryakıt ürünlerinde alınmaması talebi var
bunun içinde; biz de bu talebe katılıyoruz yani kesinlikle ÖTV'nin
akaryakıt ürünlerinden kaldırılması gerekiyor.
Şimdi, ÖTV nedir, özel tüketim vergisi diye
ifade edilen vergi nedir? Lüks tüketim malları ile insanlara ve çevreye
verdiği zararlardan ötürü kullanımı teşvik edilmeyen
ürünlerden maktu veya oransal olarak alınan tüketim vergisidir. Yani özel
tüketim vergisinin amacı budur. Bu özel tüketim vergisi, 2002
yılı Haziran ayında, Avrupa Birliği ilerleme yasaları
çerçevesinde, o müktesebat içerisinde çıkartılmış bir
yasadır. Esasında, amaç, buradan gelir elde etmek değil yani bu
vergiden bir vergi geliri elde etmek, birikim sağlamak, bundan bir kaynak
oluşturmak falan değil; amaç, bu ürünlerin
Bu ürünler neler? Bir:
Lüks tüketim ürünleri. İki: İnsan sağlığına zararlı
ürünler. Üç: Çevreye zarar veren ürünler. Yani bu ürünlerin
kullanımını azaltmaya yönelik nedenlerle oluşturulmuş
bir vergi bu. Şimdi, peki, bizde böyle mi oluyor? Bizde böyle olmuyor,
böyle bir amaç güdülmüyor. Ha, bir vergi kalemi yakalanmış, Acaba
biz buradan ne kadar artı değer alırız, ne kadar hazineye
para aktarırız? Dert buna dönüşüyor bizde. Örneğin
düşünün, 99 depreminden sonra özel iletişim vergisi
çıkarılıyor; deprem hasarlarını, onun
oluşturduğu felaketleri giderebilmek için geçici amaçlı
oluşturuluyor. E, ne oldu sonra? Bu devam ediyor, kalıcı hâle
getiriliyor ve bu, hazineye bir katkı olarak değerlendiriliyor,
vatandaştan toplanan bir vergi kalemi hâline dönüştürülüyor.
İşte, özel tüketim vergisi de böyle bir şey yani. Esasında
bunun bir gelir amaçlı düşünülmemesi gerekirken bu hâle getiriliyor.
Şimdi, biz, şunu söylüyoruz, diyoruz ki:
Akaryakıttan ÖTV alınmasın. Niye bunu söylüyoruz? Çünkü
artık akaryakıt meselesi hayatın her alanını etkileyen
bir şey. Tarımdaki mazot maliyetlerinin artması, bütün
tarımsal ürünlerin maliyetinin artması anlamına geliyor.
Vatandaşın yediği ekmek, tükettiği her türlü gıda,
zorunlu olarak hayatta kalabilmesi için tüketmesi gereken her türlü gıda
ürününün fiyatını etkiliyor çünkü bunlar. Dolayısıyla burada
ne yapılması lazım? KDV alınmaması lazım.
mazottan, akaryakıt ürünlerinden, bunlardan ÖTV alınmaması
gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ALİ KENANOĞLU (Devamla)
Tamamlıyorum Başkanım, teşekkür ederim.
Brent petrolün fiyatı arttı ve dünya
genelinde ekonomik seyirden dolayı, savaştan dolayı ve benzeri
nedenlerden dolayı mazota, benzine zam yapmak zorunda kaldık. Bunu
açıklıyoruz, siz bunu böyle söylüyorsunuz. E, tamam da ÖTV'yi almak
zorunda mısınız? KDV'yi almak zorunda mısınız?
Madem maliyet artıyor, bunun vatandaşa yansımasını
azaltmak için devlet kendi imkânlarını kullanır ve buralardan
fedakârlık yapar. Şimdi bunlar yapılıyor mu? Yok.
Şimdi bu gece yine zam yapılacak ve 24 liraya çıkacak mazot, 24 lira.
Arabaya biniyoruz, her seferinde, her mazot aldığımızda
fiyatların arttığını görüyoruz.
Dolayısıyla bütün bu imkânların
vatandaş lehine, halkın lehine kararlar hâline dönüştürülmesi
gerekiyor; ÖTVnin kaldırılması gerekiyor, KDV'nin
kaldırılması gerekiyor akaryakıt ürünlerinde ki
halkımız da daha ucuz bir şekilde ürünlere ulaşabilsin.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Yozgat Milletvekili Sayın Ali Keven.
Buyurunuz Sayın Keven. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ KEVEN (Yozgat) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İYİ Parti Grubu tarafından verilen Meclis
araştırması önergesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla sevgiyle
selamlıyorum.
Kamyoncu esnafının, şoför
esnafının, taksicilerin, halk otobüslerini işleten esnafın,
servisçi esnafının, kısaca akaryakıt fiyatlarının
geldiği bu durumdan dolayı beli bükülen esnafımızın
adına konuşuyorum. Yani şoför esnafı adına
konuşuyorum, çiftçi, esnaf adına konuşuyorum sevgili
arkadaşlarım, birkaç haftaya kadar traktörünü
çalıştırıp nohutunu, mercimeğini ekmesi gereken
çiftçimiz adına konuşuyorum. Bakın, bugün gece yarısı
motorine 1 lira 37 kuruş zam gelecek ve motorinin litre fiyatı 23
lira 70 kuruş olacak. Bu gelen zamlarla birlikte, sevgili
arkadaşlarım, 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren motorine yapılan
zam tutarı miktar olarak belli ama 25 kez zam gelmiş oluyor. Bunun
dünyada böyle bir örneği yok. Maalesef, AK PARTİ iktidarı
döneminde şoför esnafımız özellikle böyle bir
sıkıntı yaşıyor.
Şimdi, bu zamlara karşı el insaf
arkadaşlar, bu fiyatlara bir de Dünyanın en ucuz akaryakıt
fiyatı. deme gafletine düşüyorsunuz. Gelin, şimdi, çok
uzağa değil,
Sevgili arkadaşlarım, bu akaryakıt
fiyatlarıyla siz, şoförün, çiftçinin oyunu değil ancak
bedduasını alırsınız. Şoför esnafının
-üretiminin teminatı- çiftçilerin de kullandığı mazottan
ÖTVyi ve KDV'yi mutlaka kaldırmalısınız. Özellikle
nakliyecilik yapan şoför esnafımız üzerinden yüzde 2 KDV
tevkifatını mutlaka kaldırın, direkt nakliyeciye ödeyin.
Mazot, lastik, yedek parça derken masraflar uçup gidiyor. Bu meşru talebi
lütfen değerlendirmeye alın. Bakın, bir örnek vereceğim; 4
bin motora sahip bir lüks cipin sahibi pompaya yanaşınca aynı
fiyatı ödüyor, akşama kadar evinin geçimini sağlamak için
direksiyon sallayan esnafımız da aynı fiyatı ödüyor. Bu,
Allah'tan reva mı arkadaşlar? Soruyorum size.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu akaryakıt zamlarından beli bükülen
yurttaşlarımız adına acil bu vergilerin
kaldırılması gerekiyor. Halkımız ancak bir nebze bu
şekilde rahatlayabilecek diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Denizli Milletvekili Sayın Nilgün Ök.
Buyurunuz Sayın Ök. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA NİLGÜN ÖK (Denizli)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İYİ Partinin grup önerisi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisimizi ve ekranları
başında bizleri izleyen vatandaşlarımızı sevgi ve
saygıyla selamlıyorum.
Tüm dünyayı etkisi altına alan ve
yıkıcı etkileri hâlâ devam eden Covid-19 salgını dünya
ekonomilerini olumsuz bir şekilde etkilemiştir. Dünyada tedarik
zincirlerinde yaşanan sıkıntılar, arz talep dengesinde
yaşanan sıkıntılar, üretimde, enerjide ciddi bir kriz yaşanmaktadır.
Dolayısıyla ülkemiz de bu global ekonominin bir parçası
olduğu için bu krizlerden etkilenmiştir.
Bakınız, 2021 yılında dünya
genelinde doğal gaz fiyatlarında 10 kata, elektrik ve kömür
fiyatlarında 5 kata varan artışlar meydana gelmiştir. Dünya
pandeminin oluşturduğu ekonomik enkazdan henüz tam olarak kurtulamamışken
2022 yılı Şubat ayında Rusya-Ukrayna
savaşının patlamasıyla birlikte arz daralmasının
endişeleri had safhaya çıkmış, enerji fiyatlarında
artış daha da fazlalaşmıştır. Doğal gaz ve
elektrik fiyatlarında artışın yanı sıra petrol
fiyatları da ciddi oranda artmıştır. Savaş öncesinde
80 dolar seviyelerinde olan Brent petrolün satış fiyatı bu
süreçte 135 dolar seviyelerini görmüş, bugün ise 122 dolar seviyesindedir.
Tabii ki böylesine zorlu bir süreçten geçerken
Hükûmetimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın
liderliğinde elini taşın altına koyarak enerji
alanında ciddi sübvansiyonları hayata geçirmiştir. Sadece 2021
yılında devletimiz eşelmobil uygulamasıyla akaryakıtta
65 milyar TL'lik bir ÖTV gelirinden vazgeçmiştir. Bunun yanı
sıra, doğal gazda maliyetin yüzde 75ini, elektrikte ise
yarısını yine devletimiz karşılamaktadır. Bu
sübvansiyonların 2021 yılı için hazinemize olan maliyeti 165
milyar TLdir, diğer bir ifadeyle de bu sübvansiyonlar sayesinde 2021
yılında her bir vatandaşımız için yaklaşık 2
bin TL destek sağlanmış oluyor. Öyle ki ülke olarak pandemi
döneminin başlangıcından bugüne geçtiğimiz süreçte toplam 1
milyar TLlik bir büyüklükten vazgeçtik, vatandaşımızın
lehine kullandık. 2022 yılında da destekler devam etmekte olup
yine doğal gazın yüzde 75ini, elektriğin yüzde 50sini devlet
olarak sübvanse etmekteyiz. Bu sübvansiyonların maliyetinin 2022
yılı sonu itibarıyla 300 milyar TL olmasını
öngörmekteyiz.
Tabii ki bir taraftan da, bildiğiniz üzere,
kamu harcamalarının finansmanı için de devletin vergi
toplaması gerekmektedir. Üstelik, 2016 yılından bugüne
akaryakıtta uygulanan ÖTV vergi miktarında, tutarında herhangi
bir artış olmamıştır; 2016da 2, bugün de 2 TL olarak
devam etmektedir. Pandemi sürecinden sonra petrol üreticisi ülkeler dahi
akaryakıttaki vergi yükünü artırmıştır.
Baktığımızda, Avrupa Birliği ülkeleri arasında
akaryakıtta en az vergiyi alan ülkeler arasındayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NİLGÜN ÖK (Devamla) Toparlıyorum.
BAŞKAN Buyurunuz.
NİLGÜN ÖK (Devamla) Rusya-Ukrayna
savaşının devam ediyor olması enerjide arz sorununu ciddi
anlamda gündeme getirmiştir. Batılı ülkeler enerji tedariki için
yeni pazar arayışına girmiş, Hükûmetimiz ise
uygulamış olduğu dengeli siyasi politika ve
başarılı diplomasiyle enerjide tedarik sorununu
yaşamamamız için gerekli adımları atmıştır
çünkü biliyoruz ki en büyük pahalılık, enerjiye
ulaşamamaktır.
Dolayısıyla, biz, bugüne kadar
vatandaşlarımızı hiçbir zaman, hiçbir zorlukta yalnız
bırakmadık -ama konjonktür gereğince sıkıntılar
mevcut mudur, mevcuttur- bundan sonra da vatandaşımızı
yalnız bırakmayacağız diyor, yüce Meclisimizi saygı ve
sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- HDP Grubunun, 24/3/2022 tarihinde Mersin Milletvekili
Rıdvan Turan ve arkadaşları tarafından, Türkiyedeki
yaşlı ve emeklilerin ekonomik, sağlık ve sosyal
sorunlarının giderilmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mart 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
24/3/2022
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
24/3/2022 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Hakkı
Saruhan Oluç
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
24 Mart 2022 tarihinde Mersin Milletvekili
Sayın Rıdvan Turan ve arkadaşları tarafından (17557
grup numaralı) Türkiyedeki yaşlı ve emeklilerin ekonomik,
sağlık ve sosyal sorunlarının giderilmesi amacıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 24/3/2022 Perşembe günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili
Sayın Rıdvan Turan.
Buyurunuz Sayın Turan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
AKPnin son dönemlerde çok gerekçelendirdiği
bir şey var: Mazot fiyatları
diyoruz, Ya, dünyada böyle.
diyorlar; Tarımsal girdiler
diyoruz, E, doğal gaz şu hâle
geldi, bu hâle geldi falan. diye bir gerekçe; sağlam bir çıpa bir
yanıyla. Şimdi Bizim memlekette emeklilerin,
yaşlıların hâli niye böyle? diye soracak olsak muhtemelen
diyecekler ki: Vallahi dünyada da böyle. Dünyada öyle değil, hepimiz
görüyoruz. Nereden emekli olduğu belli olmayan, büyük kısmı olasılıkla
daha alt gelir grubuna dâhil olan pek çok pinpon insan gelip bizim memlekette
tatil yapıyor; böyle 80li yaşlarda, 90lı yaşlarda, Uzak
Doğu'dan ve Batı Avrupa'dan gelenler çok fazla. Buna karşın
bizim emeklilerimiz ve yaşlılarımız büyük bir sefaletle
karşı karşıya kalmış durumda. Bu niye böyle? Hani
kadim kültürde kocalara, pirlere büyük önem verilir, AKP de bunu
sıklıkla dile getirir falan ama iş kapitalizmin kurallarına
geldiğinde ve Türkiye gibi son derece çarpık işleyen, ahbap
çavuş ilişkilerinin belirleyen hâle gelmiş olduğu yani liberalizmin
olağan ilişki biçiminin değil de, piyasa ilişkilerinin
değil de iktidara yakın olmanın her şeyi belirlediği
yerlerde ne yazık ki bu kocalık, pirlik kültürü de kapitalizm
tarafından yok edilmiş, deyim yerindeyse kapitalizm bunları
galebe çalmış durumda. Diyeceğim şeyin özeti şu:
İnsanlar büyük bir sefalet içerisinde yaşıyorlar. Yani biraz
şöyle bakılıyor: Ya, zaten işi bitmiş, zaten üretim
alanının dışına çıkmış, zaten
artık hayatının son zamanlarında yaşayan bu
insanların ekonomiye ekstra yük olması kabul edilmiyor ya da belli ki
doğru görülmüyor.
AKP iktidara geldiğinde aşağı
yukarı asgari ücretin 2 katı kadar maaş alan emekliler, şu
anda aşağı yukarı asgari ücretin yarısı kadar
maaş alır hâle gelmişler. Bu bile bir durumu gösteriyor, bir
durumu gösteriyor. Yıllarca bu ülkenin değerlerinin artması
için, biraz daha kalkınması için saçını süpürge etmiş
insanlar, günün sonunda kendi hâllerine terk edilmiş durumdalar ve içine
düşmüş oldukları açmazda bir sosyal hak çerçevesinde mütalaa
edilerek desteklenmek ve sorunları ortadan kaldırılmak yerine,
AKP'nin klasik olarak bu alanlara yönelik yaklaşımı olan
yardım mantığıyla, sadaka mantığıyla, bir
biçimiyle siyasetin mücavir alanı hâline getirilmiş oluyor.
Değerli arkadaşlar, bunu kabul etmek mümkün değil. Bu
sıralarda oturanlar, büyük olasılıkla, emekli olduklarında
bu sıkıntıyı çekmeyecekler çünkü milletvekili emekli
maaşları onlarda böyle bir tedirginlik yaratmayacak ama velev ki
olmasalardı, bu vahşi durumla herhâlde ciddi biçimde
karşılaşacaklardı.
Şimdiye kadar iktidarlar, emeklileri ölmeden
gömmek için pek çok çalışma yaptılar doğrusu yani bu sadece
AKP'ye has bir şey değil. Hatırlanacaktır mezarda
emeklilik önceki iktidarlar döneminde geldi. Buna itiraz ettik İnsanlar
biyolojik kapasiteleri, mental kapasiteleri gereğince çalışma
süresini bitirdiklerinde emekli olmalıdır ve insan onuruna
yakışır bir emekli ücretine sahip olmalıdır, sosyal
olarak devlet onları desteklemelidir. demiştik ama o mezarda
emeklilik çıkarıldı. AKPnin icadıysa bir adım daha
ileriye götürerek emeklilikte yaşa takılanlar diye bir icat oldu ve
bu sayede de milyonlarca insan emeklilik hakkından faydalanamadı.
Hani, faydalansa ne olacaktı? Evet, önemli bir şey olacaktı ama
bu emeklilik maaşlarıyla, faydalanılsaydı dahi insanların
huzur içerisinde ve refah içerisinde yaşaması ne yazık ki mümkün
olmayacaktı. O sebeple, şunu söylemekte beis yok: Emeklilere ve
yaşlılara nasıl bakıyorsanız öyle bir gelecek tahayyül
ediyorsunuz çünkü toplumumuz artık yaşlanan bir toplum; genç bir
toplumuz hâlâ ama bu toplum artık hızla yaşlanmaya
başladı. Dolayısıyla, çıkartacağınız
yasalar, bizim bu araştırma önergesine vereceğiniz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Turan, size ek süre
vermiyorum çünkü televizyon programınız var efendim.
RIDVAN TURAN (Devamla) Öyle mi? Peki.
BAŞKAN Selamlayın efendim.
RIDVAN TURAN (Devamla) Peki, tamam,
selamlayayım Sayın Başkan.
Yani buna vereceğiniz destek, sonuçta sizin
kendi geleceğiniz ve çocuklarınızın geleceği
hakkında ne düşündüğünüze ilişkin somut gösterge
olacaktır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim Başkanım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
Konya Milletvekili Sayın Fahrettin Yokuş.
Buyurunuz efendim. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA FAHRETTİN
YOKUŞ (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yarın Muhsin Başkanımızın,
Muhsin Yazıcıoğlu Beyin Hakka
uğurlanışının 13üncü yılını idrak
edeceğiz. Kendisine bir kez daha rahmet diliyorum. Hâlen vefatıyla
ilgili sonuç alınamamış olmasını, hâlen
aydınlanmamış olmasını bu siyasi iktidarın bir
eksiği olarak düşünüyorum. Muhsin Başkana bir kez daha Rabbimizden
rahmet diliyorum.
Değerli milletvekilleri, SGK verilerine göre,
2021 yılı sonu itibarıyla toplam 13 milyon 644 bin emeklimiz
var. Bu emeklilerimizin yüzde 80i maalesef açlık
sınırının altında ücret alıyor. Hepimiz biliyoruz
ki TÜRK-İŞin ocak ayı açlık sınırı 4.250
lira, asgari ücret de zaten 4.253 lira. Bu tablo gerçekten Türkiye için,
emeklilerimiz için garabet bir tablo. Bu tablonun düzeltilmesi için
Meclisimizde defalarca çaba sarf ettik, siyasi iktidarı uyardık
Emeklilerimizin ömürlerinin son döneminde huzur içinde, rahat içinde
yaşamaları için en düşük emekli maaşı hiç olmazsa
asgari ücret kadar olsun. dedik ama dinlemediniz. 2.500 liraya
çıkardık. diye övündünüz, gurur duydunuz ama hepimiz biliyoruz ki 65
yaş emeklilerimiz de var bizim, yaşlılık emekliliği
alanlar; 840 bin kişi. Bunların aldığı maaş ise
maalesef 1.290 lira civarında. Şimdi, Allah aşkına elinizi
vicdanınıza koyun -1.290 lira ile 2.500 lira arasında ücret alan
milyonlarca emeklimiz var- bu emeklilerimiz ev kirası mı versin;
elektrik, ısınma paralarını mı ödesin yani bu
emeklilerimiz mutfaklarında çorbalarını nasıl
kaynatsın, hiç düşündünüz mü? Burada defalarca dedik ki: Hiç olmazsa,
evi olmayan emeklilerimize asgari ücretin dörtte 1i kadar kira
yardımı yapalım. Onu da duymadınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Ne söylediysek
kulak ardı ettiniz ama parayı faiz lobilerine peşkeş
çektiniz, garantili işlerle müteahhitleri doyurdunuz, hele hele, sarayda
üçerli beşerli maaşlarla ihya ettiniz; eskimiş milletvekili ve
bakanlarınıza üçer beşer kadro verdiniz, ihya ettiniz.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ama emekliye
gelince maalesef yüzlerine bakmadınız.
Şimdi, bu emekliler size ne yapmalı? Evet,
size beddua ettikleri zaman hak etmiyor musunuz? Bu
yaptığınız gayretullaha dokunmaz mı ey Müslümanlar?
Dokunur, değil mi? Onun için, vallahi emeklilerin ahı sizi mahvedecek,
benden söylemesi. Bir an önce emeklilerin haklı taleplerini yerine
getirin, bugünden itibaren emeklilerin en düşük maaşını
asgari ücrete çıkarın. Benden söylemesi yoksa ahları tutacak,
haberiniz olsun. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Bekaroğlu.
Buyurunuz Sayın Hocam. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU
(İstanbul) Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Halkların
Demokratik Partisinin vermiş olduğu bu önerge
Rıdvan
Turan'ı kutluyorum, gerçekten yaşlılarımızın çok
ciddi problemleri var; ekonomik problemleri, sosyal problemleri, psikolojik
problemleri var. Türkiye'de artık 65 yaş ve yukarı nüfusun
oranı yüzde 10a yaklaşmaktadır; 8,5-9 milyon civarında
yaşlımız var ve bu insanların çok ciddi problemleri var, bu
problemleri de çözecek herhangi bir hazırlığımız yok.
En basitinden, yaşlı insanlar artık eskiden olduğu gibi
kendi çoluğuyla çocuğuyla evinde kalamıyor arkadaşlar. Yani
bu ayrı bir tartışma, eğer araştırma önergesi
kabul edilirse bunlar ayrıca tartışılır.
Fakat değerli arkadaşlarım,
yapabileceğimiz şeyler mevcut. Mesela, bakımevleriyle ilgili çok
ciddi problem var; Türkiye'de talebin yarısını bile, üçte 1ini
bile karşılayamıyor. 12 bin liraya kadar paralar talep ediliyor.
Çevrenizden bunu duyuyorsunuzdur, sizleri araya koyanlar vardır. Çok büyük
sıkıntılar var. Bunların araştırılması
gerekiyor. Bu insanlar bu ülke için, bu millet için otuz sene, kırk sene,
elli sene çalışmışlar, emekli olmuşlar değerli
arkadaşlarım. Bizim vicdani görevimiz; dinî görevimiz de. Bakın,
ayet var bu konuyla ilgili; anneniz, babanız yanınızda
yaşlandığı zaman onlara nasıl
davranacağınız gibi. Her birisi anneniz ve babanız gibi
empati kurun değerli arkadaşlar, iktidar partisi milletvekilleri.
2.500 lira alıyorlar; bakın, 2.500 lira. Bir empati yapın.
Ben, Üsküdar'da bir kadın tanıdım; 80
yaşına yakın, 2.500 lira maaş alıyor ve yanında
50 yaşını geçmiş bir de kızı var değerli
arkadaşlarım; zihinsel özürlü, birlikte yaşıyorlar. Evet,
eşi bir ev bırakmış ama buna rağmen 2.500 liraya
Et
kaç lira değerli arkadaşlarım? Yani bir vicdan şeyi kurun
lütfen. Para yok, bütçemiz yetmiyor. Öyle değil, öyle değil yani.
Siz bir şeye girdiniz, işte Faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur.
Sayın Reisimizin teorisi. filan, Ekonomistim ben. falan diye ve şu
anda sözde- faizi yüzde 14e indirdiniz ama KKMye yani kur korumalı
mevduata yüzde 108 faiz veriyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bir şirket
kurmuşlar, Türk-Sudan Tarım ve Hayvancılık Şirketi.
2018de kurulmuş, bugüne kadar hiçbir şey yapılmamış.
5 yönetim kurulu üyesi -bakanlıklardan memur, genel müdür, genel müdür
muavini- atanmış ve o insanlara 2018den bu yana paralar ödeniyor.
Müsteşarları kaldırdı tek adam, bunun yerine 5 Bakan
Yardımcısı atadı ve 5ine de ikişer üçer maaş
veriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Bakanlar da
memur zaten.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) Bunlara buluyorsak
bu yaşlı insanlarımıza da insanca yaşayacak
Bir daha
söylüyorum değerli arkadaşlarım: Ayda 2.500 lira para
alıyor, bir ay yaşıyor. İstanbulda, Üsküdarda, her yerde,
bu şekilde yaşayan milyonlarca insan var. Lütfen bir empati
yapın, bir düşünün; anneniz ve babanız Üsküdar Meydanından
İcadiyeye yürüyerek çıkıyor çünkü dolmuşa verecek
parası yok. Böyle insanlar dolu Türkiyede ve biz, şimdi ramazan
geliyor, rahat bir şekilde köftemizi yiyeceğiz, şunu
yiyeceğiz, bunu yiyeceğiz; öyle mi değerli arkadaşlar?
Sizin gözünüzün içine bakarak söylüyorum, siz çok
vicdanlı bir insana benziyorsunuz -ben sizi tanımıyorum-
şimdi grubunuzu aktive eder, bu işi çözersiniz diye düşünüyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Hocam.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Sivas Milletvekili Sayın Semiha Ekinci.
Buyurunuz Sayın Ekinci. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SEMİHA
EKİNCİ (Sivas) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; HDPnin vermiş olduğu grup önerisi üzerinde AK
PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Genel
Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen kıymetli
hemşehrilerimizi saygıyla selamlıyorum.
AK PARTİ olarak sosyal devlet ilkesini tam
olarak hayata geçirmek, toplumumuzun bütün kesimlerine hizmet etmek en büyük
arzumuzdur. Bu ülkenin çocuklarını, gençlerini düşündüğümüz
kadar yaşlılarını da düşünüyoruz; onlar, bu ülkenin
kemale ermiş aklı, vicdanı, bizim ve gelecek nesillerin de
rehberleridir.
Dünyadaki ve Türkiyedeki demografik dönüşüm
sürecinde yaşlı nüfusunun artması, yaşlı hakları
ve aktif yaşlanmaya dikkat çekmek üzere Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan 25 Eylül 2018 tarihinde
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yapmış olduğu
konuşmada 2019 yılının Yaşlılar Yılı
olarak ilan edileceğini ve bu alandaki konuların kapsamlı
şekilde ele alındığı bir Yaşlılık
Şûrasının düzenleneceğini duyurmuştur ve bu şûra
da 20-22 Şubat 2019 tarihinde Ankarada gerçekleştirilmiştir.
Yaşlılarımızın sadece
maaşları üzerine değil, sosyal hayatlarında da
yaşlı bakım politikası, yaşlı bireyi ailesinden
ve toplumsal hayattan koparmadan bireyin bakım ihtiyaçlarının
seviyesine yönelik uygun hizmetlere erişmesi, aktif ve
sağlıklı yaşlanma perspektiflerinin kazandırılması
üzerine çalışmalar yapılmıştır. Bu kapsamda, ulu
çınarlarımıza yönelik bakım hizmetleri de evde bakım
desteği, gündüz bakım hizmetleri, uzun süreli yatılı
bakım hizmetleri olarak verilmektedir. Bu hizmetlerin yanında,
onların yaşamlarını kolaylaştırmak adına
büyüklerimize ücretsiz ulaşım desteği sağlanmaktadır.
1 Ocak 2014 tarihinden itibaren Türkiye genelinde 65 yaş üstü
vatandaşlarımız için belediye otobüsleri ve özel halk
otobüslerinde serbest kart uygulaması hayata geçirilmiştir. Maaş
kuyruklarında çekilen çileye son verilmiş, PTT Genel Müdürlüğü
ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı arasında
imzalanan protokolle ilk defa 2011 yılında
yaşlılarımıza verilen maaşlar, istemeleri hâlinde
evlerinde ödenecektir.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Kaç lira,
kaç lira o maaş?
SEMİHA EKİNCİ (Devamla) Sosyal
güvencesi olmayan 65 yaş üstü vatandaşlarımıza 1.085 lira
yaşlılık aylığı ödemesi gerçekleştiriliyor.
Evet, en düşük emekli aylığı 2.500 liraya
çıkarılmıştır ve emeklilerimize bayram ikramiyesi de
ödenmektedir. Yeter mi? Yetmez. Yetmesi için de bugüne kadar olduğu gibi
bundan sonra da, gelecekte de çalışmalarımız devam
edecektir.
Yaşlıların evde bakımlarına
yönelik başlatılan en önemli uygulamalardan biri de Vefa Projesidir
ki Covid-19 döneminde tüm dünya yaşlılarını sokağa
bırakırken Türkiye onları, tabiri caizse, bir fanus içinde
korumaya almıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SEMİHA EKİNCİ (Devamla) Ulu
çınarlarımızın toplumsal hayata tam ve etkin
katılımları için, bağımsız şekilde
yaşayabilmeleri için, eğitimden sağlığa, ekonomiden
sosyal hayata her alanda yanlarındayız. Allah ömür verirse hepimiz
birer yaşlı adayıyız; bu yüzden, bugün onlara
yaptığımız hizmetler yarın bizim de karşı
karşıya geleceğimiz bir gerçek olacak.
Ben bu vesileyle tüm büyüklerimizin ellerinden
hürmetle öpüyor, saygılarımı sunuyor; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Soruna çözüm
öneriyor musunuz?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Sözlerimi
geri aldım, hiçbir empati yok.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ellerinden
öpmeyle olmuyor. Ellerinden öpeceksin ama paraları yok ki sana versinler.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) Var, var.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- CHP Grubunun, 21/3/2022 tarihinde Hatay
Milletvekili Suzan Şahin ve arkadaşları tarafından,
Türkiyede artan Suriyeli nüfusunun kontrol altına alınması ve
Hatayın sorunlarının araştırılması
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
diğer önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 17 Mart 2022 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
24/3/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 24/3/2022 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Hatay Milletvekili Suzan Şahin ve
arkadaşları tarafından, Türkiyede artan Suriyeli nüfusunun
kontrol altına alınması ve Hatayın sorunlarının
araştırılması amacıyla 21/3/2022 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (3304 sıra no.lu) diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 24/3/2022 Perşembe
günlü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Hatay Milletvekili Sayın
Suzan Şahin.
Buyurunuz Sayın Şahin. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SUZAN ŞAHİN (Hatay)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Hatay büyük sorunlarla boğuşmakta ve hak
ettiği yatırımları alamamaktadır. Yapılması
planlanan projeler ise her yıl bir sonraki yıla ertelenmektedir.
Geçen yıl, Hatay, en az yatırım ödeneği ayrılan 4üncü
il oldu; 7nci sırada vergi verip 78inci sırada yatırım
alıyoruz. Bu hak mı, reva mı Hatay halkına?
Değerli milletvekilleri, Hatayın önemli
bir sorunu da sayıları hızla artan Suriyeli nüfusudur. Nüfusu 1
milyon 670 bin olan Hatay, resmî verilere göre 500 bin civarında -yani
toplam nüfusun yüzde 26sı- gayriresmî verilere göre ise 800 binin
üzerinde Suriyeliyi barındırmaktadır. Yaklaşık her 3
kişiden 1inin Suriyeli olduğu Hatayda, doğumların yüzde
75ini Suriyeli kadınların yaptığı iddia edilmektedir.
Hatay, Suriyeli nüfusunun en yüksek olduğu 3üncü şehir; yabancı
gelinlerin en çok Suriyeli olduğu Hatay, altı yılda 6 çocuk
yapan Suriyelilerle dolu.
Hatayda ihracat, ithalat, altın ticareti
ağırlıklı olarak Suriyeliler tarafından yürütülmekte
ve onlar zenginleşirken Hatay halkı fakirleşmekte. 2017
yılında 275 olan Suriyeli firma sayısı, 2020de 900e
çıktı; bu da Türkiyedeki Suriyeli firmaların
toplamının yüzde 30una tekabül etmekte. Ayrıca, Suriyeliler
tarafından tarla, arsa ve ev alımları da artmış,
Suriyelilere toprak satışı yasak olmasına rağmen, ara
senetlerle bu yasak delinerek topraklarımız el
değiştirmektedir. Hatayda sigortalı çiftçi sayısı son
on bir yılda yüzde 75 azalırken, tarlalarımız Suriyeliler
tarafından alınmakta; bizim çiftçimiz desteklenmezken Suriyeli
çiftçiler devlet eliyle desteklenmektedir.
Hatay açısından risk oluşturan
diğer bir sorun ise Suriyeli seçmen sayısıdır. Yirmi
beş ayda vatandaşlık verilen Suriyeli sayısı 13 binden
18 bine çıktı. Hatayda Türk seçmen sayısı yüzde 3,8
artarken Suriyeli seçmen sayısı yüzde 38 artmış oldu.
Size bir örnek vereyim. Reyhanlının yerli
nüfusu 98 bin civarında fakat resmî kayıtlara göre Reyhanlıda
129 bin Suriyeli barınıyor; Türk nüfusundan daha fazla. Reyhanlı
ve Antakyadaki toplam Suriyeli sayısı 14 ilçemizin nüfusundan fazla
arkadaşlar. Ne istiyorsunuz? Vatandaşlık verdiğiniz
Suriyelilerden biri aday olsun ve muhtar, belediye başkanı,
milletvekili mi olsun diyorsunuz?
Tüm bu gerçekler ortadayken İçişleri
Bakanı Yardımcısı, geçtiğimiz günlerde talihsiz bir
açıklama yaparak, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü
Savaşın yaptığı Suriyeli sayısı
açıklamalarını yalanlayarak suç duyurusunda
bulunacağını söyledi. Yıllardır Hatayda misafir etmek
zorunda olduğumuz, barış içinde
yaşadığımız Suriyelilerle ilgili gerçekçi analizler
yapan Lütfü Savaş, halkı kışkırtmakla suçlanıyor.
Herkes bilmelidir ki: Sayın Savaş, Hatay halkının sesini
yansıtmıştır; dertleriyle dertlenmiş, barış
çağrısı yapmıştır.
Hatay halkı, Suriyeli ve Afganlar nedeniyle
nüfuslarında artış yaşanan belediyelere yol, su,
kanalizasyon, ulaşım, temizlik gibi altyapı hizmetlerini
kesintisiz ve kaliteli bir şekilde sürdürebilmeleri için mülteci, göçmen,
sığınmacı nüfuslarının da genel nüfusa eklenerek
bütçeden pay verilmesini istiyor. Hatay halkı, toplam nüfusunun
yaklaşık yüzde 30unu oluşturan Suriyeliler için Hataya ek
ödenek istiyor. Ek ödeneği geçtik; vadedilen, başlanan projelerinin
tamamlanmasını istiyor. Hatay halkı, güvende olmak istiyor.
Hatay halkı, iflas ederken, dükkânlarında iş yapamazken, AKPnin
batırdığı ekonominin yükünü taşımaya
çalışırken artan Suriyeli firma sayısı
karşısında devletinden destek bekliyor. Hatay halkı,
güvenlik nedeniyle, medeniyetler kenti Hatayın turizminin
baltalanmasını istemiyor. Hatay halkı, artık Suriyelilerle
ekmeğini de hizmetlerini de paylaşmayı istemiyor
arkadaşlar.
Hatay halkının lütuflarıyla iki
dönemdir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Sayın Lütfü
Savaş, Hatay halkının Suriyeliler meselesinde sesi
olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SUZAN ŞAHİN (Devamla)
Hataylıların talepleri doğrultusunda, beka ve millî güvenlik
meselesi olmaya başlayan Suriyeliler konusunda doğru ve gerçekçi
tespitler yapmıştır. Ne demiştir? Yeni doğan her 4
çocuktan 3ü Suriyeli; demografik yapı bizim aleyhimize gelişiyor.
demiştir. Sağlık Bakanı, geçen hafta, bugüne kadar 754 bin
Suriyeli çocuğun hastanelerde doğduğunu söyledi, evdekiler
hariç. İçişleri Bakanı da, Eylül 2019da, 450 bin Suriyeli bebek
doğduğunu açıklamıştı. İlk sekiz yılda
450 bin doğum, son iki buçuk yılda 300 bin doğum var. O Bakan
Yardımcısına sormak lazım: Sayın Savaşı
doğrular nitelikte bir açıklama yapan AKPnin Sağlık
Bakanı ve kendi Bakanı da mı suç işliyor, halkı isyana
teşvik ediyor, faşistlik yapıyor? On bir yıldır
kardeşçe yaşıyoruz, Barışı sağlayın.
demek ne zamandır suç oldu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayın efendim.
SUZAN ŞAHİN (Devamla) Sayın
milletvekilleri, Hatay yoksullaştı, Hatay işsizleşti,
Hatayın demografik yapısı değişti; sosyal ve kültürel
psikolojik yaşamı olumsuz etkilendi. Her zaman söyledik, yine
söylüyoruz: Mülteci, göçmen ve koruma statüsündeki
sığınmacılar konusunda net bir politikası olmayan AKP,
Suriyeli ve Afganlarla ilgili derhâl çalışma
başlatmalıdır. Her iki tarafı mutsuz 2 toplumun huzuru
için, Suriyelilerin barış içerisinde ülkelerine dönüşü için
AKPnin çaba harcamasını, çözüm üretmesini istiyoruz. Bu nedenlerle,
Türkiyede artan Suriyeli nüfusunun kontrol altına alınması ve
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkün Şahsi meselemdir. dediği, millî
güvenliğimiz açısından stratejik öneme sahip Hatayın
sorunlarının araştırılması elzemdir.
Mevcut durumu orada bilfiil yaşıyoruz.
Açıklama yapan siyasiler de bürokratlar da bu durumu gayet iyi biliyorlar,
görmezlikten gelip sorumluluktan kaçıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SUZAN ŞAHİN (Devamla) Bitiyorum
Başkanım, son bir
BAŞKAN Peki, buyurun efendim.
SABAHAT ÖZGÜRSOY ÇELİK (Hatay) Suzan abla,
yeter artık.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) Başka
Hatay vekilleri de konuşacak.
SUZAN ŞAHİN (Devamla) Hepsinin yetkisini
ben aldım.
Bu sorun, siyasetüstü çok önemli bir sorundur, üstü
kapatılamaz; güvenlik meselesidir, beka meselesidir, gelecek meselesidir
hatta huzur ve barış kenti Hatay için barışı koruma
meselesidir. Bu konuda gerekli önlemlerin alınması amacıyla ülke
menfaatleri ve bekamız için elinizi vicdanınıza koyarak oy
vermenizi ümit ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SUZAN ŞAHİN (Devamla) Buradan da, bu
ekonomik kriz ve sorunlar içerisinde 31 Martta yapılacak uluslararası
EXPO organizasyonumuza hepinizi bekliyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
Gaziantep Milletvekili Sayın İmam Hüseyin Filiz.
Buyurunuz Sayın Filiz. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İMAM
HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; CHP Grubunun Hatayda Suriyeli göçmen sorunu hakkındaki
araştırma önergesi üzerinde İYİ Parti Grubumuz adına
söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Hatay Büyükşehir
Belediye Başkanının bazı çevrelerde rahatsızlık
yaratan Suriyeli sığınmacılarla Hatayın demografik
yapısının değişeceğiyle ilgili
beyanatının Gaziantep ve Kilis için de geçerli olduğu söyleyerek
başlamak istiyorum. Gaziantepte 461 bin, Kiliste 130 bin Suriyeli var.
Kilis Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı 321 Suriyeli şirket
var, Kiliste Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı çok yakın bir
gelecekte Suriyeli olabilir. Gaziantepte Ticaret Odasına
kayıtlı 3.005 Suriyeli iş yeri var, Sanayi Odasına
kayıtlı Suriyeli şirket sayısı 100e
yakındır. Yani asıl sorun; beka sorunudur, demografik
yapının değişmesi sorunudur. Yarın Kiliste,
Gaziantepte, Şanlıurfada ve Hatayda yani tüm sınır
illerimizde büyük sorunlar yaşanacaktır.
Değerli milletvekilleri, en başta
belirtmeliyim ki biz Suriye olayını hem Suriyelilere hem de ülkemize
oynanan bir oyun olarak görmekteyiz. Arap Baharı, başka bir deyimle
Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanlığından önce
Suriye-Türkiye ilişkileri olağanüstü iyiydi. Gaziantep
Üniversitesinde Rektörlük yaptığım dönemde, 1999
yılında Halep Üniversitesi Rektörlüğünün talebiyle Halep
Üniversitesinin bünyesinde Türkçe öğretim merkezi açtık, merkezde on
binlerce Halepliye Türkçe öğrettik. 2002 yılında AK PARTİ
iktidarıyla birlikte ilişkiler daha da arttı, Gaziantepte
konsolosluk açıldı, Suriyeyle karşılıklı olarak
vize kaldırıldı, Gaziantepliler Halepte fabrikalar
açtılar, Suriyeliler de Gaziantepte. O zamanki Başbakan Sayın
Recep Tayyip Erdoğan, Esada Saygıdeğer
Cumhurbaşkanı, kardeşim diyerek hitap ediyor Suriye, bizim
Orta Doğuya açılan kapımız, ikinci evimiz. diyordu.
Erdoğan, imzalanan anlaşmalar çerçevesinde, üç dört yıl içinde
dış ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkarmak için her 2 tarafta
da irade olduğunu, Türkiye-Suriye ilişkilerinin her alanda giderek
geliştirileceğini söylediğinde yıl 2009 idi.
Değerli milletvekilleri, ama 2011
yılında olanlar oldu ve emperyalist dünya, Arap Baharını
Suriyeye taşıdı. Büyük Orta Doğu Projesinin eş
başkanlığından sonra Esad Esed oldu, kardeşlik,
yerini düşmanlığa bırakarak ülkemiz böyle bir problemin
içine çekildi.
Değerli milletvekilleri, iç savaş ve 3
milyon 700 bin Suriyeli hiçbir kontrole tabi tutulmadan, kimler olduğu bilinmeden,
açık kapı politikası sonucu Türkiyeye doldu, birkaç şehir
haricinde her yere dağıldılar. Öğrenciler sadece
beyanları esas alınarak üniversitelere kaydedildiler. Türkiyeye
maliyet, 60 milyar dolar masraf ve huzursuz bir toplum
Bunda tüm sorumluluk AK
PARTİ hükûmetlerine aittir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla)
Teşekkür ederim.
Şimdiki duruma bakarsak Suriyeli
sığınmacılar, bütün güneydoğu illerimizde,
İstanbulda gettolarını oluşturmuş durumdalar; kendi
aralarında alışveriş yapmaktalar, çoğu eğitimsiz,
çoğalma hızı ise Türklerin 3 katı. Türk halkı ise
Suriyelilerin işsizliği artırdıklarına inanmakta.
Eğitimde kalabalık sınıflardan ve Hükûmetin
sağlıkta Suriyelilere gösterdiği ayrıcalıktan
şikâyetçiler. İşimizi elimizden aldılar. şeklinde
bir anlayış var ve büyük çoğunluk, Suriyelileri istemiyor.
Değerli milletvekilleri, Sayın Genel
Başkanımız Meral Akşener, Suriyeli
sığınmacılar konusunun siyasi rant devşirilecek bir
konu olmadığına değinerek Biz,
sığınmacılara vicdansızlık edilmesini
istemiyoruz. Sığınmacılara karşı kullanılan
ayrıştırıcı, düşmanca dilin
karşısındayız; düşmanca söylemler, ırkçı
eylemler sorun çözmekte acizlerin yöntemidir, Orta Çağ
kafasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla)
Sayın Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN Selamlayınız efendim.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla)
Böyle yaklaşımlar, sorunun çözümünü değil, iktidarın
vicdan perdesinin arkasına gizlenmesini kolaylaştırır.
görüşünü burada bir defa daha dillendirmek istedim.
Değerli milletvekilleri, Türkiyenin gündemini
işgal eden Suriyeli sığınmacılar konusunun bütün
yönleriyle araştırılması açısından bu
araştırma önergesine destek verdiğimizi ifade ediyor, Genel
Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Hatay Milletvekili Sayın Sabahat Özgürsoy Çelik.
Buyurunuz Sayın Özgürsoy Çelik. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SABAHAT ÖZGÜRSOY
ÇELİK (Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önerge aleyhinde söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle heyetinizi ve bizleri
ekranları başında izleyen aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Kıymetli milletvekilleri, malumunuz olduğu
üzere, komşumuz Suriyede yaşanan iç savaş nedeniyle ülkemiz,
Müslüman kardeşlerimize kapılarını açtı. Çünkü orada
kadın, çocuk, yaşlı demeden halkın üzerine bomba
yağdıran ve ölüm kusan bir yönetim var. Bugün, Ukraynada
yaşananları, sivil kayıpları hep beraber izlemekteyiz.
Yaşlılar, kadınlar, çocuklar sırt çantalarıyla yollara
düşmüş, kaçıyorlar. Hatta doğum hastanesinin
bombalanması sonrası yaşanan dram hâlâ
hafızalarımızda. Bugün çeşitli Avrupa ülkelerine 3
milyondan fazla Ukraynalı göç etmiş durumda. Hiçbir Avrupa devletinin
çıkıp da Bu insanların burada ne işi var? dediğini
veya muhalefet partilerinin bu konuyla ilgili karşı bir görüş
bildirdiğini duymuyoruz, şahit olmuyoruz. Hep bir ağızdan,
bu Batılı ülkeler bunlara kucak açtıklarını, hepsini
beklediklerini izah etmekteler ve bu konuyu da savunmaktalar.
Bugün Batının Ukraynalılara
yaptığını AK PARTİ iktidarımız, Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde
Suriyeli Müslüman kardeşlerimize yaptı; dün de aynı şekilde
Bulgaristandaki soydaşlarımıza, Irak zulmünden ülkemize
sığınan Kürt kardeşlerimize yaptığı gibi.
Dolayısıyla bizler olaylara insani boyutta bakmaktayız.
Avrupalı olunca iyi mülteci, Müslüman olunca kötü mülteci diyemeyiz.
Muhalefetin bu konu üzerinden siyaset yapmasını asla doğru
bulmamaktayız.
Önergedeki diğer bir konuysa Hatay ilimizin
vergi tahsilatı konusunda 7nci sırada oluşu ve bu konuda hak
ettiği hizmeti almayışıdır. İlimizin 7nci
sırada bulunması, vergi tahsilatı noktasında bizleri
gururlandırmaktadır fakat bu vergilerin tamamının
Hataylı hemşehrilerimizden tahsil edildiği algısı
doğru değildir. Limanları ve gümrük kapılarıyla ticari
faaliyeti yüksek olan ilimiz Hatay, 24 milyarlık vergi
tahsilatının uluslararası muameleden alınan vergilerin 12
milyarlık kısmının 11 milyarı ithalden alınan
KDV, 1 milyar kadarı da gümrük vergileridir. Diğer 12 milyarlık
kısmı da yurt içinde yapılan ticaretten alınan KDV, stopaj,
kurumlar ve gelir vergisi gibi kalemlerden oluşmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Hatayımıza
yapılan yatırımlar, sadece Tarım Bakanlığı
özelinde baktığımızda, son iki yılda 4 milyardan fazla
meblağı kapsamaktadır. Sağlık
Bakanlığımızca yapılan yatırımları,
hastanelerimizi, Ulaştırma Bakanlığımızca
yapılan yatırımları, yollarımızı, Enerji
Bakanlığımızca yapılan yatırımları
Her
bir ilçemize doğal gazı iletmeye, yetiştirmeye
çalışıyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığımızca
yapılan yatırımları, Aile
Bakanlığımızca yapılan yatırımları
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SABAHAT ÖZGÜRSOY ÇELİK (Devamla)
Adalet
Bakanlığımızca yapılan adalet sarayları vesaire;
bunların hepsini, şu an bütün bu yatırımları üç
dakikalık sürede burada anlatmam tabii ki de mümkün değildir.
Hatayın gerçek sorunlarını eğer burada konuşacak
olursak, Büyükşehir Belediyesinin görev alanında olan görevlerini
yerine getirmemesinden kaynaklanan, musluklardan akmayan suyu
konuşmalıyız; yol olmaktan çıkmış, köstebek
yuvasına dönmüş yolları konuşmalıyız;
altyapısı olmayan köylerimizi, mahallelerimizi, merkezde bulunan
mahallelerimizi konuşmalıyız.
Bahse konu önergedeki gerekçelerin tamamı
ilgili bakanlıklarımız tarafından bilinmekte ve takibi
yapılmaktadır.
Ülkemizin menfaati doğrultusunda gerekli
adımları atan başta Sayın Cumhurbaşkanımıza,
ilgili bakanlarımıza buradan teşekkür ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) Sataşma var,
söz istiyorum.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sataşma var
efendim, milletvekilimizin söz talebi var.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
özür dilerim.
İç Tüzük 69a göre söz talebimiz var.
Gerekçemiz şudur: Yabancı, mülteci düşmanlığı
yapılması ve bunun üzerinden siyaset yapılması
gibi,
grubumuzu itham eden bir cümle
Uygun görürseniz grubumuz adına Sayın
Suzan Şahin hakkımızı kullanacak efendim.
SABAHAT ÖZGÜRSOY ÇELİK (Hatay) Böyle bir
cümle bile yok, böyle bir cümle söylemedim Başkanım.
BAŞKAN Yerinden olur mu efendim, bir dakika?
Mümkün mü?
SUZAN ŞAHİN (Hatay) Ha kürsüden
Ne fark
eder?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Haydi yerinden olsun.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Zaten beş
dakika oldu.
BAŞKAN Yerinizden bir dakika efendim,
buyurunuz.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
33.- Hatay Milletvekili Suzan Şahinin, Hatay
Milletvekili Sabahat Özgürsoy Çelikin CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
SUZAN ŞAHİN (Hatay) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Hatay, dünyada
barış ve kardeşliğiyle tanınan bir ildir. Biz
şehrimizde tam on bir yıldır bütün Suriyeli kardeşlerimize
kucak açmış, onlarla yan yana kardeşçe hayatımızı
sürdürmekteyiz ve onların bütün ihtiyaçlarını da
karşılamaya çalışmaktayız. Bizim öyle ırkçı,
faşizan bir yaklaşımımız asla yoktur. Aksine, Türkiye
vatandaşlarının bulunduğu kötü durumla beraber bir dengenin
sağlanması, gerekli tedbirleri alması için, sorumsuzluk
içerisinde bulunan iktidarı göreve ve sorumluluğa
çağırıyoruz.
Bunun yanı sıra,
arkadaşımız biraz önce Hatay Büyükşehir Belediyesi
köstebek yollarına veya suyuna baksın. dedi ya, zam
yaptıkları elektrik, doğal gaz, akaryakıt
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz efendim.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) Ama
tamamlayamadım.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Ama devam etsin ya,
savunma yapıyor Başkanım.
BAŞKAN Anlaşılmıştır
efendim.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) Kürsüden
konuşsaydım orada üç dakika olacaktı ama
(CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam tamam, teşekkür
ediyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz efendim,
sağ olun efendim.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.18
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.36
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Necati TIĞLI (Giresun), Emine
Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
60a göre söz talebini
karşılayacağım.
Sayın Yılmaz...
34.- Düzce Milletvekili Ümit Yılmazın,
Düzce Akçakocadaki hayvana şiddet vakasına ilişkin
açıklaması
ÜMİT YILMAZ (Düzce) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bazen sırdaşımız, bazen evimizin
paydaşı olan can dostlarımız hayvanlara karşı
yapılan saldırıları nefretle kınıyoruz. Dün
Akçakoca ilçemizde yaşanan bir olayda, bir şahıs, tasma
takıp gezdirdiği bir köpeği tekmelerken -aslında
şahıs demeye de utanıyorum ama- çok duyarlı bir kadın
vatandaşımız olaya müdahil olmuş ve şahsı
şikâyet etmiştir. Şikâyeti ilgili merciler değerlendirmiş,
şahsı usulüne uygun şekilde sorguya almış, hayvana da
el konulmuştur. Bu saldırıları yapanları -tekrar
söylüyorum- nefretle kınıyorum.
BAŞKAN Sayın Gökçel...
35.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin, yaş
sebze ve meyve üreticilerinin banka işlemleri nedeniyle
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ülkemizin yaş sebze ve meyve
ihracatının yüzde 33ü Rusyaya yapılıyor. Rusya-Ukrayna
savaşı çıktığından beri yaptırımlar
neticesinde ticaret ruble ve Türk lirası üzerinden ilerliyor ancak
ülkemizde rubleyle işlem yapan tek banka Denizbank. Bankanın
işlemleri ruble/TL kurunun çok altında fiyatlarla
yaptığını, ihracatçı arkadaşlarla görüşmelerimiz
neticesinde öğrenmiş bulunuyoruz. Yaşanan mağduriyetlerin
giderilmesi için, mutlaka Ziraat Bankası başta olmak üzere devlet
bankalarının işlemlerde devreye alınması,
ihracatçılarımızın, dolayısıyla Türk
tarımında üretim yapan çiftçilerin mağdur olmaması için
rublenin ihracatçıları kurtaracak bir şekilde fonlanması ve
devlet bankalarının derhâl devreye alınması gereklidir
diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Ekinci...
36.- Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, Muhsin
Yazıcıoğlunun vefat yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) Teşekkür
ediyorum Kıymetli Başkan.
Milletime doğrultulmuş namluya selam
duramam. diyerek millî iradeye leke sürdürmeyen, tavizsiz duruşu,
yiğitliği, örnek şahsiyeti, cesareti ve samimiyetiyle siyaset ve
düşünce yaşamımızda saygın bir yeri olan,
hemşehrisi olmaktan gurur duyduğum şehit lider Muhsin
Yazıcıoğlunun adı milletimizin hafızasından ve
gönlünden silinmeyecektir. Türkiye âşığı şehit Muhsin
Yazıcıoğlu ve onunla şehadete eren Erhan Üstündağ,
Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya, Gazeteci İsmail Güneş ve Pilot
Kaya İstektepeye Allahtan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine
başsağlığı diliyorum, milletimizin tekrar
başı sağ olsun.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Yayman...
37.- Hatay Milletvekili Hüseyin Yaymanın,
Hatay Milletvekili Suzan Şahinin CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bir dakikalık bir konuşma süresi
içinde mülteciler meselesiyle ilgili konuşmak çok zor. Biraz önceki
Sayın Hatibin ifadelerinde pek çok maddi hata var. Bir kere söylenen
rakamların hiçbiri doğru değil, on bir yıl içerisinde
Hatayda vatandaşlık kazanan insan sayısı 30 bin,
bahsedilen rakamlar çok yüksek.
Bir diğer önemli husus, hiç kimse
hayatında mülteci olmaya bir tercih olarak bakmaz; mültecilere düşman
sıfatıyla bakmak doğru değildir, bunlar insandır ve
geçici koruma statüsündedir. Bu meselede doğru bilinen yanlışlar
vardır, bunların kayda geçmesini isteriz.
Diğer taraftan, bu mesele üzerinden
ırkçı bir yaklaşımla Türkiyenin farklı yerlerinde bu
konuyu gündeme getiren insanları, önce, gerçekten bu meseleye daha
serinkanlı bakmaya ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir imparatorluk
bakiyesi olarak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın İskenderoğlu
38.- Çanakkale Milletvekili Jülide
İskenderoğlunun, coğrafi tescil işareti alan Bayramiç
tahin helvasına ilişkin açıklaması
JÜLİDE İSKENDEROĞLU (Çanakkale)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tarih, doğa, deniz ve Türk kültür turizmiyle ön
plana çıkan Çanakkale, Türkiye ve dünyanın yakından
tanıdığı ve sevdiği lezzetlerini koruma ve
yaşatma konusunda da önemli adımlar atıyor. Çanakkale'mizin
Ezine peyniri, Bozcaada çavuş üzümü, Bayramiç beyazı, Yenice kapya
biberi, Bayramiç elması, Geyikli zeytinyağından sonra Bayramiç
tahin helvası da coğrafi tescil işareti aldı. Yöremizin
eşsiz ürünlerini marka hâline getirmeye, lezzetlerini korumaya ve
kollamaya devam edeceğiz. Tüm üreticilerimize, hemşehrilerimize ve
Çanakkalemize, ürünlerimizi severek tüketen vatandaşlarımıza
hayırlı olsun.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kemalbay Pekgözegü
39.- İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay
Pekgözegünün, Mehmet Latifecinin ölümünün 27nci yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
30 Mart, Mehmet Latifeci yoldaşın ölümünün
27nci yıl dönümü. Mehmet Latifeci yoldaşımız Arap, Kürt ve
Türk halklarının kardeşliği temelinde devrimci mücadele
sürdürmüş, halkların kardeşliği için Demokrasi ve Emek
Partisi (DEP) ilçe başkanlığı yapmış bir
arkadaşımızdı. Mücadeleci ve direnişçi kimliğiyle
egemen güçleri rahatsız etmiş olmalı ki 30 Mart 1995te, evinin
önünde kurulan bir pusuyla Mehmet Latifeci ve babası Yahya Latifeci
katledildi. Mehmet Latifeci ve babasını burada saygıyla
anıyorum; Devrim şehitleri ölümsüzdür.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bir kısa söz talebim var.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Özel.
40.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Hatay Milletvekili
Hüseyin Yaymanın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, önceki
grup önerisindeki tartışmaya devamla bir söz söylendi. Burada,
mülteci düşmanlığı ve ırkçı gibi ifadeleri
Cumhuriyet Halk Partisi olarak tamamen reddederiz. Biz, sol, sosyal demokrat
bir parti olarak mültecilere, göçmenlere düşman değiliz; mülteci ve
göçmen yaratan politikalara düşmanız, mülteci ve göçmen yaratan
politikacıların tam karşısındayız. Komşuda
iç savaş kışkırtıcılığı,
komşunun toprak bütünlüğüne saygısızlık, komşunun
camilerinde üç saat içinde namaz kılacak mesafeyi alma gibi
yaklaşımların oradaki iç savaşı
kışkırtması ve mülteci yaratmasının bedelini
başta Hatay, bütün Türkiyenin ödemesine karşıyız. Çözüm
yolumuz ırkçılık, düşmanlık değil; Orta Doğu
Barış ve İşbirliği Teşkilatının
teşekkülü ardından
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
bütün Avrupanın ve
dünyadaki tüm uluslararası örgütlerin elini taşın altına
sokacağı, bu yükün hep birlikte kaldırılacağı, bu
mültecilik ve geçici koruma statüsüne ihtiyacın ortadan
kalkacağı, herkesin kendi evine güle oynaya geçeceği bir
düzendir. Komşuda savaş kışkırtanlar bu
barış projesini anlayamazlar. (CHP sıralarından
alkışlar)
Teşekkür ediyorum efendim.
BAŞKAN Alınan karar gereğince
denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan, Manisa Milletvekili
İsmail Bilen ve 29 Milletvekilinin Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
VII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Manisa Milletvekili İsmail Bilen ve 29
Milletvekilinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4260) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 320) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Geçen birleşimde, İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 320 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 10uncu maddesi üzerinde önerge işleminde
kalınmıştı.
Sayın milletvekilleri, 10uncu madde üzerinde
ilk 2si aynı mahiyette olmak üzere 3 önerge vardır.
Aynı mahiyetteki önergeleri okutup birlikte
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 320 sıra sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesinde geçen
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe
Sürücü Züleyha
Gülüm Kemal Peköz
Şanlıurfa İstanbul Adana
İmam
Taşçıer Rıdvan
Turan Dirayet Dilan
Taşdemir
Diyarbakır Mersin Ağrı
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Fahrettin
Yokuş Enez
Kaplan İbrahim
Halil Oral
Konya Tekirdağ Ankara
Hayrettin
Nuhoğlu Arslan
Kabukcuoğlu Orhan
Çakırlar
İstanbul Eskişehir Edirne
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR
(Düzce) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Oluç, bir açıklamanız olacaktı.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
41.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Aydın Enginin vefatına ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller,
acı bir haber aldık. Çok uzun yıllardır arkadaşım
da olan bir kişidir Aydın Engin, gazeteci, vefat etmiş maalesef,
çok üzüldük. Ailesine başsağlığı diliyoruz, bütün
sevenlerine, yakınlarına, arkadaşlarına sabır ve
başsağlığı diliyoruz. Gerçekten, Türkiyedeki hem
yazar, aydın camiası açısından hem de Türkiyede demokrasi
mücadelesini sürdürenler açısından çok acı bir
kayıptır, benim için de özel olarak çok acı bir
kayıptır. Allah rahmet eylesin diyorum.
BAŞKAN
Sayın Özel
42.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Aydın
Enginin vefatına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Türkiye çok önemli bir değerini, çok önemli bir kalemini, çok önemli bir
beynini ve yüreğini kaybetti. Aydın Enginin ailesine
başsağlığı diliyoruz, kendisine Allahtan rahmet
diliyoruz. Gerçekten adı gibi yeri de dolmayacak bir
aydınımızı kaybettik. Hepimizin başı sağ
olsun.
VII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Manisa Milletvekili İsmail Bilen ve 29
Milletvekilinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4260) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 320) (Devam)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen Ağrı Milletvekili
Sayın Dirayet Dilan Taşdemir.
Buyurun Sayın
Taşdemir. (HDP sıralarından alkışlar)
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Teşekkür ederim Başkan.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
10uncu madde üzerinde
söz aldım ama ben son dönemlerde cezaevlerinde artan hak ihlalleri
üzerinde konuşmak istiyorum.
Cezaevlerinde ciddi hak
ihlalleri yaşanıyor. Evet, cezaevleri ülkemizde her zaman
yapılan işkencelerle, hak ihlalleriyle gündeme geldi ama bu dönemki
hukuksuzluk ve keyfiyet artık bir yönetim biçimine dönüşmüş
cezaevlerinde. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin yüzlerce
başvuru alıyoruz. Aileler arıyor, avukatlar arıyor,
mahpusların kendisi bizlere mektup yazıyorlar ama maalesef, bu
yaşanan sıkıntıları, sorunları gündeme
getirdiğimizde hiçbir sonuç alamıyoruz çünkü bütün yetkililer, bu
konuda sorumlu olan kişiler mutlak bir sessizliğe bürünmüş durumda.
Özellikle Adalet Bakanlığı, bu konuda, ciddi anlamda bu yaşanan
hak ihlalleri konusunda suspus durumda. Adalet Bakanlığının
bir an önce buna ilişkin bu sessizliği bozup bir müdahale ve
soruşturma açması gerektiğini düşünüyoruz.
Değerli arkadaşlar, Iğdır S Tipi
Kapalı Cezaevi son dönemlerde bütün bu hukuksuzlukların
yaşandığı bir merkez hâline geldi. Son bir ay içerisinde 2
tutsak yaşamını yitirdi. Sezer Alan, 19 Şubat 2022
tarihinde ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde, infaz
koruma memurlarının kendisine yönelik kötü muamelede
bulunduğunu, işkence yaptığını ifade ediyor. Bu
telefon görüşmesinden sonra Sezer Alan yaşamını yitirdi.
Yine, aynı cezaevinde 28 yaşındaki Sinan Kaya şüpheli bir
şekilde yaşamını yitirdi. Daha dün Van T Tipi Kapalı
Cezaevinde Can Güder isimli bir genç yaşamını yitirdi, hatta dün
basına da yansıdı, Can Güderin ailesi çocuğunu cezaevinden
alırken cenaze aracı bile verilmedi yani bir türlü bitmeyen bir kin,
öfke ve nefret duygusu ailelere, cenazeler üzerinden topluma gösteriliyor.
Bakın, bu şüpheli ölümler son dönemlerde
artmaya devam etti. Açıkçası, bu ölümler her ne kadar şüpheli
olarak tanımlansa da bizim açımızdan bunlar cinayettir.
Eğer böyle olmadığı düşünülüyorsa bir an önce Adalet
Bakanlığının bu şüpheli ölümlerle ilgili bir
soruşturma açması, yine, Meclis İnsan Haklarını
İnceleme Komisyonunun bu cezaevlerinde incelemelerde bulunması
gerekiyor ki bu şüpheli ölümlere ilişkin toplumu da aileleri de
bizleri de aydınlatsın.
Yine, Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevine
ilişkin hukuksuzluklar bitmiyor. Bu cezaevinde olan tutukluların
hepsi tek kişilik hücrelerde tutuluyor. Oysa, ilgili Anayasa maddesine
göre de bu cezaevlerinde tek kişilik hücrelerde tutulması için
ağırlaştırılmış müebbet cezası
alması gerekiyor ama bu maddeden ceza almayan bütün tutuklular şu an
tek kişilik hücrede tutuluyor. Açıkçası bir tecrit
politikası uygulanıyor mahpuslar üzerinde, bu şüpheli ölümler de
böylesi bir ortamda gerçekleşiyor.
Benzer hukuksuzluklar Patnos Cezaevinde de
yaşanıyor. Biz Patnos Cezaevine ilişkin aslında onlarca
önerge verdik, burada basın toplantıları düzenledik, yine,
cezaevi yönetimiyle görüştük ama maalesef, orada da herhangi bir çözüm
bulunamadı, herhangi bir adım atılamadı.
Bakın, cezaevi inşa edilmiş ama su
şebekesi düşünülmemiş. Cezaevinde şu an su şebekesi
yok; kuyu kazılmış, kuyudan mahpuslara su veriliyor ve bu
kuyudaki suyun kükürt oranı çok yüksek, çok ciddi anlamda kötü kokuyor ve
mahpuslar bu suyu kullandığında ciltlerinde çeşitli yaralar
çıkıyor ve bu suyu içemiyorlar, mecburen su satın almak durumunda
kalıyorlar.
Yine, evet, hasta tutsakları çokça gündeme
getirdik, her gün bir hasta tutsak yaşamını yitiriyor ve hasta
tutsakların tedavisi bilinçli olarak engelleniyor. Bakın, Patnos
Cezaevinde de son dönemde 3 mahpus hayatını yitirdi, hasta tutsak yaşamını
yitirdi. Şimdi, bunlar sağlık erişimi konusunda
sıkıntı yaşıyorlar çünkü Ağrı zaten
sağlık alanında en problemli illerden bir tanesi.
Dolayısıyla, hem doktor sıkıntısı
yaşanıyor hem altyapı sıkıntısı
yaşanıyor ama mahpuslar sağlık hizmetlerinin daha iyi
olduğu illere sevk istediğinde bu da bilinçli bir şekilde
engelleniyor.
Yine, 16 kişilik koğuşlarda 32, hatta
40a varan kişi kalıyor, böyle ciddi bir kalabalık da söz
konusu.
Yine, diğer bir sorunsa zaten insanlar adil
yargılanmıyor, talimatlarla yargılanıyor, cezalar
veriliyor, sadece AKPye muhalefet ettiği için ağır cezalarla
cezaevlerinde rehin tutulmaya devam ediliyor ama mahpuslara aileleri bir destek
sunduğunda, bu, örgüte yardım ve yataklık adı altında
suç olarak görülüyor ve aileler bu konuda cezalandırılıyor. En
son Bolu Cezaevinde yatan oğluna para yatırdığı için
84 yaşındaki İbrahim Şek gözaltına alındı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla)
İbrahim Şekin sol gözü görmüyor, sağ gözünde de yüzde 70e
varan oranda bir görme sıkıntısı yaşanıyor. Kalp,
şeker, tansiyon sorunu var. Sadece oğluna para
yatırdığı için şu an gözaltında tutuluyor ve bu,
aslında, diğer gözünü de kaybetme riskini de beraberinde getiriyor.
Şimdi, mahpuslardan elektrik faturası talep ediliyor, yine,
satın aldıkları suyun parası talep ediliyor, kantinde
aldıkları ihtiyaçları 10 kat daha fazla bir ücretle talep
ediliyor ama ailelere de
Çocuklarınıza para
yatırdığınız için örgüte yardım ve yataklık.
gibi saçma sapan iddialarla insanlar gözaltına alıyorlar. O zaman, ya
insanları cezaevinde
Zaten haksız, hukuksuz bir yere
hapsetmişsiniz, rehin tutmuşsunuz; o zaman, insanların temel
ihtiyaçlarını ya siz karşılayın ya da aileler çocuklarına
para yatırdığı için saçma sapan gerekçelerle, akıl
dışı tutumlarla insanları gözaltına almaktan vazgeçin.
Dolayısıyla, bu, cezaevlerinde
yaşanan hukuksuzlukların, biz, son dönemde özellikle bir politika
olarak geliştirildiğini, özel bir tutum
alındığını çok iyi biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla)
Ben, bir kez daha cezaevlerinde yaşanan bu hak ihlaline ilişkin hem
Meclisin hem de Adalet Bakanlığının bir an önce harekete
geçmesi gerektiğini düşünüyorum, Genel Kurulu da saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci konuşmacı Sayın Arslan Kabukcuoğlu.
Buyurunuz Sayın Kabukcuoğlu.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 320 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesi üzerine İYİ Parti
Grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlarım.
Tüketicinin korunmasıyla ilgili olarak tarih
boyunca Türk milletinin büyük bir duyarlılığı
oluşmuştur. Özellikle Ombudsmanlık kurumunun il hâli olan ve
çarşı pazar denetimiyle görevlendirilen Hisbe Teşkilatı,
Selçuklu ve Osmanlı Devleti dönemlerinde en ücra kasaba ve köylere kadar
yayılan Ahilik organizasyonu, bir taraftan çarşı pazarda adalet
ve dürüstlük içerisinde alışverişin gerçekleşmesini,
ticaretin gelişmesini, diğer yandan da belli bir meslek disiplini ve
ahlakı etrafında kaliteli üretimi sağlamaktaydı. Bunlara ek
olarak, meslek birlikleri diyebileceğimiz loncalar da meslek
kurallarının uygulanmasında çok sıkı bir disiplin
sağlamışlardır.
Cumhuriyetin kuruluş yılları
içerisinde, tüketicinin korunmasına yönelik özel bir yasa veya
organizasyona rastlanılmamakla birlikte, bu konuda mahallî idareler,
özellikle çarşı pazar denetimini yapanlar yetkili olmuştur.
1950li yıllardan sonra, üretim yapısındaki ve tüketim
alışkanlıklarındaki değişiklikler ve bilhassa
1980 sonrası uygulanmaya başlanan liberal ekonomi politikaları
yeni bir tüketim ve pazarlama zorunluluğunu ortaya koymuştur. Bu
dönem içerisinde, genel olarak kamu düzeninin korunmasını amaçlamakla
birlikte, dolaylı olarak tüketici haklarını da kapsayan yasalar
çıkartılmıştır. Giderek yaygınlaşan üçüncü
dünya ülkelerinin pazarları hakkında araştırmalar yapan bir
danışmanlık şirketi Dünya küçüldükçe tüketici
beğenilerinde dünya çapında daha büyük bir tekdüzelik ortaya
çıkıyor. diyor.
İnternet erişiminin
yaygınlaşması ve internet kullanım oranlarının
artması, lojistik altyapı alanlarında yaşanan
iyileştirmelerin ve gelişimlerin etkisiyle, e-ticaret alanında
faaliyet gösteren küresel oyuncuların faaliyetlerine eriştiği
hacim artarak e-ticaretin dünya ticaretinden aldığı pay her
geçen gün biraz daha artmaktadır. 2010 yılında küresel internet
kullanıcılarının yüzde 53ünün yani 1 milyar
kullanıcının çevrim içi mecrada alışveriş
yaptığı tespit edilmiştir. 2011 yılında dünya
ticaretinin sadece yüzde 3,6sı internet üzerinden yapılırken,
2017 yılında yüzde 10a yükselmiştir, 2021 yılında ise
bu oran yüzde 13ü geçmiştir. Bu artışta birçok faktör rol
oynamakla birlikte, küresel anlamda internet kullanıcı
sayısındaki artış önemli unsurlardan biri olarak dikkat
çekmektedir.
Ülkemizde internet alışverişi
dünyadaki gelişmeye paralel büyüme göstermektedir. Ülkemizde, Türkiye
İstatistik Kurumu verilerine göre hanelerin yüzde 92sinde internete
ulaşma imkânı vardır. Bireylerin internet kullanım
imkânı ise yüzde 82dir. İnternet üzerinden özel kullanım
amaçlı mal ve hizmet alanların oranı 16-72 yaş
arasında yüzde 44tür. Ülkemizde, internette malı görenlerin yüzde
34,8i malı internet üzerinden almak yerine, gidip yerinde görerek
almayı tercih etmektedirler. Yani yüzde 34 birey internet
alışverişine, kısaca, güvenmemektedir.
Neoliberal sistemde tüketiciler
satıcıların yoğun bombardımanı
altındadır, sürekli tüketmeye zorlanmaktadır. Satıcı
firmaların, bilhassa internet üzerinden satış yapanların
ciddi oranda denetlenmesi gerekmektedir. Yalnız mal satışı
bakımından değil, dağıtım kanalları
bakımından da önemlidir.
Dünyada ilk 3te yer alan bir Amerika Birleşik
Devletleri şirketi e-ticaretiyle dev hâline gelmiştir. Ülkemizde
elektronik pazarlama şirketi ise 768 milyon dolarlık
yatırımla 11,8 milyar dolarlık bir değere
ulaşmıştır ve decacorn olmuştur. Ticaret
Bakanlığı mevzuatında pek çok değişiklik
yapılarak e-ticaret mecrasında tutulmaya
çalışılmaktadır. Ancak kanun yapıcıları
piyasanın aksayan yanlarını bilmiyorlar, vatandaş da hiç
bilmiyor. Satıcı firmalar her durumda kamu otoritesine
ulaşabilmektedir; sorunlarını anlatabiliyorlar ve karar mekanizmasının
bir parçası olabiliyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) O kadar ki
geçtiğimiz yıl bir e-ticaret firması, Rekabet Kurumunun
denetimden sorumlu başkanını transfer edebilmiştir.
AK PARTİ hükûmetleri, Selçuklu ve Osmanlı
İmparatorluklarının zamanında sergilediği tüketiciyi
koruma hassasiyetinin yarısını bile yerine getiremiyor. Tüketici
temsilcileri her durumda Ticaret Bakanlığı karar
mekanizmalarında açık ve net olarak bulunmalıdırlar.
Ticaret Bakanlığı ayıplı mal
satıcılarını, hileli satışları topluma
anlatmalı ve onları bilgilendirmelidir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 320 sıra
sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 10uncu
maddesinin birinci fıkrasında geçen ibaresi, ibaresinin ibaresi
ile şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Okan
Gaytancıoğlu
Tahsin Tarhan Kadim
Durmaz
Edirne Kocaeli Tokat
Müzeyyen
Şevkin Çetin
Osman Budak Abdurrahman
Tutdere
Adana Antalya Adıyaman
Tacettin
Bayır
İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Edirne
Milletvekili Sayın Okan Gaytancıoğlu.
Buyurunuz Sayın Gaytancıoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tüketici yasasını
konuşuyoruz, çok konuştuk. Bundan önce de geldi,
değişiklikler var.
Tabii ki yasaya genel hatlarıyla tamam
diyoruz. Çünkü tüketicinin hayatında kolaylıklar sağlayabiliyor
ama siz tüketiciyi kandırıyorsunuz ki neyini konuşalım?
Yani gerçek rakamları söylemiyorsunuz. Türkiye İstatistik Kurumu diye
bir kurum var, o hep rakamları yanlış söylüyor. Ona göre de
enflasyon rakamı belirleniyor, ona göre asgari ücreti
artırıyorsunuz, ona göre işçiye, emekliye, memura zam
veriyorsunuz. Bu rakamların hepsi afaki, hepsi hayal yani enflasyon
rakamları yanlış, işsizlik rakamları yanlış.
Sürekli biz sahada dolaşıyoruz, bize herkes çocuğunun işsiz
olduğundan bahsediyor Üniversiteyi bitirdi, çocuğuma bir iş
bulun. diyor. Ne yapın ne edin
Bu ülke büyüsün istiyoruz ama büyüme
rakamları da yanlış, küçülme rakamları da yanlış,
işsizlik rakamları da yanlış, cari açık rakamları
yanlış, her şey yanlış. Enflasyon rakamları zaten
ciddi anlamda çelişkili. Bakın, yüzde 40larda, 50lerde
çıkarıyorsunuz ama halk sokağa çıktığı
zaman, çarşıya, pazara gittiği zaman, alışveriş
yaptığı zaman hiç öyle yüzde 40la, 50yle artmış bir
rakam görmüyor. En düşük artış yüzde 100lerle, yüzde 150lerle
anılıyor.
Biz, buraya çıkarak defalarca anlatıyoruz,
diyoruz ki
Hatta özellikle ben yağ şişesi getiriyorum, un
getiriyorum, buğday getiriyorum, kepek getiriyorum. Diyorum ki:
Bakın, anlayın, bu kepeği işlerseniz, hayvana verirseniz
hayvanın karnını doyurursunuz ama biz bunu ithal ediyoruz. Yani
biz sizi uyarıyoruz, diyoruz ki: Şeker fabrikalarını
satmayın. Kaleler satılmaz. İşte, yarısı
satıldı, yarısı devlette kaldı, yarısı özel
sektörde. Diyor ki şimdi devlet: Ben 1 kilo şekeri 5 lira 90
kuruştan satarım. Özel sektör de Ben de 15 liradan. Şimdi
yukarı çıkardı, 28 liralara kadar çıkardı. Biz
bunların geleceğini söyledik yani perşembenin gelişinin çarşambadan
belli olduğunu defalarca anlattık.
Yağ konusunda da sizleri uyardık. Zam
şampiyonu neden sıvı yağ oldu bunu anlattık.
Üretmezseniz, sağlıklı bir üretim politikanız, tarım
politikanız olmazsa bu krizlerle karşı karşıya
kalırız; gıda krizi olacak. dedik, siz CHP her şeyi
abartıyor. diye bize sesleniyorsunuz. Ya, biz abartmıyoruz, bu
ülkeyi kuran parti biziz, bu ülkenin kılına zarar gelsin istemeyiz,
hele 85 milyon gibi büyük bir ülkede herkes sağlıklı ve dengeli
beslensin isteriz. Tüketiciler sağlıklı olsun, sağlıklı
nesiller olsun, geleceğe yönelik güzel adımlar atalım istiyoruz
ama siz ne yapıyorsunuz? Varsa yoksa talan edebiyatı.
İki gün önce bizim Enez ilçemizdeydim. Enezde
5 tane köyden oluşan 8 bin dekarlık bir bentonit ocağı
açmak istiyorsunuz, birinci sınıf tarım arazisine. Hem
Gıda krizi var, üretemiyoruz. diyoruz hem de çıkıyor sizin
Genel Başkanınız: Saksıyı bile bulun, ekin. diyor
ama siz gidiyorsunuz, ekilebilir birinci sınıf tarım
alanlarının üzerine sanayi tesisi kurmaya çalışıyorsunuz;
hem toprağı kirletiyorsunuz hem suyu kirletiyorsunuz. Bu sefer ne
oluyor? Tabii ki üretim rakamları kendiliğinden düşüyor. Türkiye
buğday ithal eder mi? Bize göre hayır ama siz illa
yandaşlarınıza rant sağlamak istiyorsunuz ya ciddi anlamda
döviz ödüyoruz buna yani bir şekilde tüketiciyi sürekli
kandırıyorsunuz.
Türkiyedeki şeker krizinin temel nedeni,
inanın, sizsiniz; aslında, kriz falan yok. Niye? Çünkü şeker
fabrikaları devlette kalmış olsaydı hiç böyle sorunlarla
karşılaşmayacaktık ama özel sektörün amacı kâr
olduğu için, hem de aşırı kâr olduğu için sizin piyasadaki
başıbozukluğunuzdan dolayı ne yapıyor? Onlar da
yararlanıyor ve tüketiciyi kandırıyor. Bugün de biz, tüketici
yasasını konuşuyoruz, tüketicinin kandırılmaması
için uğraş veriyoruz, bakın, burada mesai harcıyoruz ama
siz, tüketiciyi düşünmüyorsunuz, 85 milyonu düşünmüyorsunuz,
sağlıklı ve dengeli beslensin istemiyorsunuz.
Bir de bunun üretici kısmı var. Üreticiye
Ek. diyorsun ama üretici nasıl eksin, nasıl gübre alsın
üretici, nasıl traktörünün mazotunu doldursun? Yani bir traktörün mazotu
kaç paraya doluyor biliyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) Daha önceden 500
liraya dolan traktörün deposu 2.500 liraya doluyor arkadaşlar. Şimdi,
çiftçi tarlasını nasıl eksin biçsin? Ancak, 5 litrelik
şaşal şişelerine koyuyor, onunla tarlasına bakmaya
gidiyor; sürmeye gidemez, bunları görün. Gübre fiyatlarının
nereye geldiğini görün, tüketicileri kandırmayalım.
Yine, etteki krizin temel nedeni sizsiniz.
Bakın, niye Et ve Süt Kurumu fiyatları artırdı? Çünkü süt
hayvanları kesildi, 1,5 milyonun üzerinde süt hayvanı kesildi,
bunları biz et olarak kullandık. Şimdi, ne oldu? Hayvan
varlığımız azaldı, besilik hayvan çiftlikleri
boşaldı, ahırlar boşaldı. Sizin amacınız
hayvan ithalatını yeniden Türkiyenin gündemine sokmak.
Yandaşlarınıza para kazandıracaksınız ya
Türkiyede et açığı var. diyeceksiniz, onun için
ithalatın önünü açıyorsunuz, fiyatları yükseltiyorsunuz
yandaşlarınız kazansın diye. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
10uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
10uncu madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 11inci madde üzerinde aynı
mahiyette 2 önerge vardır, önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 320 sıra sayılı Kanun Teklifinin 11inci maddesinde geçen
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Peköz İmam
Taşçıer Ayşe
Sürücü
Adana Diyarbakır Şanlıurfa
Züleyha
Gülüm Rıdvan
Turan
İstanbul Mersin
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Fahrettin
Yokuş Enez
Kaplan İbrahim
Halil Oral
Konya Tekirdağ Ankara
Hayrettin
Nuhoğlu Orhan
Çakırlar Ayhan
Erel
İstanbul Edirne Aksaray
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Sayın Ayşe
Sürücü.
Buyurunuz Sayın Sürücü. (HDP
sıralarından alkışlar)
AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, tüm
halkımızı ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yağan yoğun kara, baskılara ve
faşizme inat Amedden Urfaya, Viranşehirden Şırnaka,
İstanbuldan Hakkâriye Nevroz ateşi etrafında
zılgıtlarla halay çeken milyonlarca Kürtün talepleri, toplumsal
barış, demokratik bir yönetim, ana dilinde eğitim, tecridin son
bulması ve tutsakların, siyasi tutukluların serbest
bırakılmasıydı. Halkın bu taleplerini buradan bir kez
daha dile getirmek istiyoruz. Nevrozla yeniden doğan bahar tüm halklara
her alanda baharı yaşatsın. Tüm halkımızın
Nevrozunu tekrardan kutluyoruz. Ana dilimle de Nevrozu kutlamak istiyorum.
(x)
Evet değerli arkadaşlar, gün geçmiyor ki
AKP iktidarı kadınlara, özellikle de özgürlük mücadelesi veren Kürt
kadınlarına karşı siyasi ve kadın düşmanı
operasyonlar yürütmesin. Diyarbakır'da 16 Martta sabah saatlerinde
yapılan baskınlarda adalet nöbetindeki anneler, TJA aktivistleri,
HDP'li kadınlar, Rosa Kadın Derneği, EĞİTİM SEN
ve SES'in kadın yöneticileri olmak üzere 24 kadın hukuksuz bir
şekilde gözaltına alındı. Gözaltına alınan
kadınlardan 11i tutuklanmıştır. Tutuklama gerekçesi olarak
8 Mart ve İstanbul Sözleşmesi'nin etkinlikleri gösterilmiştir. 8
Marta ve İstanbul Sözleşmesi'ne tahammül edemeyen tekçi erkek
zihniyeti kadınları sindirmeye çalışıyor ve
kadınları susturarak aslında toplumu susturmaya
çalışıyor. Erkek yargıya ve iktidara karşı
susmayan kadın arkadaşlarımızı cezaeviyle
korkutacağınızı mı sanıyorsunuz? Şunu iyi
bilin ki biz kadınlar sizlerden korkmuyoruz, asıl sizler susmayan,
itaat etmeyen, makul görmediğiniz kadınlardan korkuyorsunuz ama
kadınlar geri adım atmayacak ve baskılarınıza da boyun
eğmeyecek.
Evet değerli arkadaşlar, Türkiye
cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri işkenceye dönüşmüş
durumda. Cezaevlerinden her gün bir tabut çıkıyor, ağır
hasta olan tutuklu ve hükümlüler her geçen gün kötüleşmekteyken,
tutuklulara karşı en ağır insanlık suçları
işlenirken Adalet Bakanlığı izlemek dışında
hiçbir şey yapmıyor; bir Bakan gidiyor diğeri geliyor ama
hiçbiriyle de tutukluların durumunda arpa boyu bir iyileşme ve
düzeltme yapılmıyor.
Diğer bir husus ise, cezası biten ve
tahliye olması gereken insanları akıl dışı
gerekçelerle cezaevinde tutmaya devam ediyorsunuz. Bir örnek vereyim:
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde Leyla adlı hükümlünün çok
su harcadığı gerekçesiyle infazını yaktınız.
Aslında bu gerekçeyle Sen Kürt'sün ve kimliğinde ısrar
ediyorsun, üstüne bir de su harcıyorsun, senin özgür kılma
hakkını engelliyorum, işte ben bu kadar güçlü bir
iktidarım. demek istiyorsunuz, bunu diyorsunuz.
Yine Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde
koğuşlara yapılan baskında onlarca gardiyan Size rahat
vermeyeceğiz; haftada bir gün değil her gün koğuşu
basacağız. deyip, tutukluları ölümle tehdit edip,
ayakkabılarıyla masalara çıkıp eşyaları
dağıtmış ve ölüm tehditlerinde bulunmuştur, ki bu
durum basına da yansıdı. Bir şey sormak istiyoruz:
Koğuşlarda masalara çıkıp tepinen bu gardiyanlar ve buna
ses çıkarmayan cezaevi yönetimleri; kendi evlerinizde de masalara
çıkıp böyle tepiniyor musunuz? Yani aslında Garibe Gezer'e
yaşatılanlar tüm cezaevlerinde uygulanmak isteniyor.
Yine bakın, Mizgin Çiçek beş
yıldır Şakran Cezaevinde. Mizgin Çiçekin geçtiğimiz 17
Kasımda tahliye edilmesi gerekiyordu fakat disiplin kurulunun provokatif
yaklaşımları, soruları neticesinde Mizgin Çiçek hâlen keyfî
bir şekilde cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. Mizgin Çiçek cezaevinde
ailesinden bir gitar teli istiyor. Cezaevi, ailesinin gönderdiği o bir
gitar teline bir aydır el koymuş. Yani böyle bir uygulama olabilir
mi! (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Özgür kadın kimliğine dönük tahammülsüzlük
ve Kürt düşmanlığı birleşince cezaevleri, kurullar,
mahkemeler, Adli Tıp Kurumu iktidarın güdümünde hareket ediyor.
Yargıya ve Adli Tıp Kurumuna buradan
sesleniyoruz: Bile bile takındığınız bu siyasi
tavrın mevcut konforuna hiç mi hiç güvenmeyin. Sizin esas almanız
gereken, hukuk, meslek ilkeleri ve insanlık onurudur. Sizleri adil olmaya
davet ediyoruz çünkü adalet herkese lazım olacak.
Tekrardan tüm halkımızı saygıyla
sevgiyle selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci konuşmacı Aksaray Milletvekili Sayın Ayhan Erel.
Buyurunuz Sayın Erel. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
AYHAN EREL (Aksaray) Ölüm, inançsız insanlar
için korkunç bir sondur ama inananlar için ne kadar zevkli bir
başlangıçtır. demişti cennetmekân Muhsin
Yazıcıoğlu. Ömrünü vatanı, milleti, dini, devleti için bir
kibrit kutusunda yakmaya her daim hazırdı. Ki karlı
dağlarda devletinden yardım beklerken -devletinin, milletinin hemen
dizinin dibinde ama sanki çok uzakta gibi kurtarılamayarak- şehadet
şerbetini içmişti. Muhsin Yazıcıoğlunun Türk
devletine, Türk milletine, Türk Bayrağına sadakati
hasımlarını bile saygıya teşvik eder; onun
adamlığına, onun mertliğine, onun vatan sevgisine herkes
hayranlık duyar, imrenirdi.
Yüce Türk milleti Muhsin
Yazıcıoğlundan razıdır, Cenab-ı Hak da ondan
razı olsun.) 25 Martta Rahmetirahmana kavuşan sayın Muhsin
Yazıcıoğlunu Fatihalarla anıyoruz; makamı cennet,
ruhu şad olsun.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, yüce Türk milleti; Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
11inci maddesi üzerinde partim İYİ Parti adına söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tüketici deyince, burada bir teşekkür etmek
istiyorum. Et ve Süt Kurumu Genel Müdürünün
vatandaşlarımızın karda, kışta, kıyamette, o
kadar soğukta kuyrukta beklemelerine gönlü ve vicdanı razı
olmamış; bunlar kuyrukta, soğukta beklemesin diye et ürünlerine
yüzde 50ye yakın zam yaparak kuyruk sorununu bu şekliyle çözmeye
çalışmıştır. Kendisine bu üstün dehasından
dolayı Türk milleti adına teşekkür ediyorum (!)
Et, süt demişken, hemen, Aksaraydan bir
mesaj gönderen hemşehrimiz diyor ki: Eğer bir gün yağ yüklü
gemilerin gelmesini beklediğimiz gibi et, süt yüklü gemilerin gelmesini
beklemek istemiyorsak, yerli ve millî olmayan kimseyi istemediğimiz gibi
yerli ve millî olmayan her türlü tarım ve et ürünlerini de istemiyoruz.
Evet, sabretmemiz gerekiyor; ineklerimizi, koyunlarımızı
kestirmeyelim ama hiçbir zaman olmadığı kadar desteğe
ihtiyacımız var. Ses verin, sesimize kulak verin, bize destek olun.
diyorlar. İktidar milletvekili arkadaşlarıma bu
vatandaşımın feryadını duyurmak istiyorum.
Türkiye'nin Meclisine çok kanun geldi geçti ama Türk
milletinin gündeminde olan kanunlardan hiçbir tanesi maalesef bu yüce
çatının altına gelmedi. Mesela, umut verilen ama emeklilik
hakkı teslim edilmeyen emeklilikte yaşa takılanların; sözde
kadrosuz kalmayacaklarına söz verilen ama kadro dışı
bırakılan taşeron işçilerin; geçim derdindeki asgari
ücretlilerin, ay sonunu getiremeyen işçilerin; hevesleri
kursaklarında bırakılan emeklilerin; zam yağmuru
altında direksiyon sallayan şoför esnafımızın; her
türlü cefayı çeken kahraman polisimizin; dağda, bayırda, kelle
koltukta düşmanla, teröristle korkusuzca çarpışan uzman
çavuşlarımızın; hakları olan atamayı bekleyen
öğretmenlerimizin; ziraat mühendisimizin, gıda mühendislerimizin, bir
yığın mühendisimizin, veteriner hekimlerimizin, sağlık
çalışanlarımızın
Yine, Vergi Usul Yasasındaki
359 mağdurlarına umut verip bir köşede çırpınışlarını
izlediğiniz vatandaşlarımız, Sayın
Cumhurbaşkanın, İnsan Hakları Eylem Planında vergi
suçunun her yıl ayrı ayrı oluşması yerine tek bir suç
kabul edilerek zincirleme suç hükümlerinin uygulanacağı yönündeki
beyanını sabırsızlıkla beklemektedirler.
Yine, Ramazan Bayramı öncesi emeklilerimize
ödenen bayram ikramiyeleri hiçbir derde derman olamaz hâle geldi, çikolata
parasının altında kalmış durumda. Emeklilerimize,
Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in de
buyurduğu gibi, en az asgari ücret tutarında 1 maaş ikramiye
verilmelidir diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AYHAN EREL (Devamla) Yine, emeklilik
yaşı gelen ancak 2000den önce BAĞ-KUR kaydı olmayan
esnafa, vergi ve oda kaydı dikkate alınarak son bir kez daha
borçlanma imkânı sağlanmalıdır.
Yine, toplumsal ayrışmaya sebep olan ve
emekliler arasındaki sosyal dayanışmaya engel olan, 2000 öncesi
emekli olanlara tanınan intibak yasasıyla ilgili
sıkıntılar emeklilerimizi canından bezdirmiştir.
Fahri Kur'an kursu öğreticileri ve vekil
imamların kadro istekleri var. Bu kadro isteklerini herkesin dikkate
alması gerekiyor.
Yani baktığımızda, Meclisin
gündemiyle, Meclisin gerçekleri ile Türk milletinin gerçekleri, Türk milletinin
gündemi maalesef örtüşmemektedir. Bu Millet Meclisi, Türk milletinin
derdine derman olmayacaksa, yaralarına merhem olmayacaksa
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYHAN EREL (Devamla) Teşekkür ederim.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
11inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
11inci madde kabul edilmiştir.
12nci madde üzerinde önerge yok.
12nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
12nci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 13üncü madde üzerinde 1
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 13üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan değiştirilmiştir ibaresinin
yeniden düzenlenmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Fahrettin
Yokuş Orhan
Çakırlar Enez
Kaplan
Konya Edirne Tekirdağ
İbrahim
Halil Oral Muhammet Naci
Cinisli İmam Hüseyin Filiz
Ankara Erzurum Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Erzurum
Milletvekili Sayın Muhammet Naci Cinisli.
Buyurunuz Sayın Cinisli. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aziz milletimizi ve
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
Tüketici hakem heyetleri 15 bin liranın
altında bulunan uyuşmazlıklarda görevli iken üzerinde söz
aldığım maddeyle sınırın 30 bin liraya
yükseltilmesi teklif ediliyor. Ayrıca, tüketicinin ikamet ettiği
yerlerde tüketici hakem heyetinin bulunmaması hâlinde tüketicinin
kaymakamlıklara başvuru yapabilmesine imkân tanınıyor.
Tüketici uyuşmazlıkları adil,
hızlı, basit ve en düşük kaynakla çözüme
ulaştırılmalı, tüketici hakem heyetlerine kolay erişim
sağlanmalı. Yargı dışı karar mercisi olmak amacıyla
kurulan tüketici hakem heyetlerinde etkinlik ve verimliliği artıracak
düzenlemeler yapılmalı. Bu tür eksiklikleri olduğunu
düşündüğümüz kanun teklifini tüketicinin korunması adına
yine de olumlu buluyoruz fakat tüketicinin sorunları 19 maddelik bir kanun
değişikliğiyle sınırlı değildir, ele
alınması gereken birçok sorun hâlâ çözüm bekliyor. Sürece katkı
sağlayacak paydaşların görüşüne başvurulmaması
büyük bir eksiklik.
Diğer yandan, tüketici hakem heyetlerinin
verdikleri kararlara itiraz olması hâlinde başvurulan tüketici
mahkemelerinin verdikleri kararlar nihaidir, kesindir. Bu mahkemelerde tüketici
aleyhine birçok karar çıkabiliyor, kesin olduğu için de
mağduriyetlerin yaşanmasına devam ediliyor. Bu kararlara
karşı sadece Yargıtay nezdinde kanun yararına bozma yoluna
gidilebiliyor. Yargıtayın verdiği kararlar hükmü
değiştirmeyip sonucunu da etkilemediğinden dolayı ilgili
dosyalara bir faydası olmuyor. Bu nedenle, tüketici mahkemelerinin itiraz
üzerine verdikleri kararlarında icra, ceza mahkemelerinde olduğu gibi
bir üst tüketici mahkemesine itiraz edilebilmesi düzenlenmelidir.
Değerli milletvekilleri, tüketicilerin
yaşadıkları mağduriyetler karşısında
bireysel olarak seslerini duyurmalarından, üreticiler
karşısında tek başlarına haklarını aramalarından
ziyade birlikte hareket etmeleri daha kısa sürede mağduriyetlerinin
giderilmesini sağlar. Aldığı mal ve hizmetten memnun
kalmayan, kalite ve fiyat ilişkisinde istismar edilen, ürün ve hizmet
konusunda yeterli şekilde bilgilendirilmeyen, tüketim harcamalarında
korumasız kalan tüketicilerin bir taraftan devlet tarafından
korunması, diğer taraftan da tüketici haklarını savunan
örgütlerle desteklenmesi zorunlu hâle gelmiştir. Fahiş fiyatlara
muhatap olan yeni köprü ve otoyol müşterileri, TÜRK TELEKOM
müşterileri gibi AK PARTİzede tüketiciler, buradaki tüketici tarifine
fazlasıyla uyuyor.
AK PARTİ Genel Başkanı Sayın
Cumhurbaşkanının ifadelerinden görüyoruz ki artık, devlet
vatandaşı müşteri olarak görmektedir. Bu, bizim
düzelteceğimiz çok yanlış bir anlayıştır. Yine,
bu vesileyle ifade etmeliyim ki: İYİ Parti olarak, projeye,
yatırıma karşı değiliz, talana
karşıyız. Sayın Genel Başkanımız Meral
Akşener Hanımefendinin söylediği gibi, devleti ganimet olarak
gören AK PARTİ anlayışına karşıyız.
Anayasamızın 172nci maddesi devlete
tüketicileri koruyucu tedbirleri alma görevini veriyor. Ülkemizde tüketicinin
korunmasına ilişkin ilk mevzuat çalışması Avrupa
Birliği üyelik sürecinde 1994 yılında Rekabetin Korunması
Hakkında Kanun ve 1995 yılında 4077 sayılı Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanunla yapıldı. Ekonomideki gelişme
ve değişiklikler, teknolojinin ekonomiye etkileri, vahşi ak
özelleştirmeler ve ihaleler tüketiciyi koruyan hukuki düzenlemelerde de
değişimi zorunlu kılıyor. Tüketici
alışkanlıklarının ekonomi piyasalarına da
doğrudan yansıması hem kamu kurumlarının hem de özel
kuruluşların tüketicinin korunması alanında veri
oluşturmaları gereğini ortaya çıkarıyor fakat
görüştüğümüz kanun teklifinde öngörülen düzenlemelerle gün
kurtarılmaya çalışılıyor.
İlgili kurumların yaptıkları
araştırmalar ve belirlemeler Tüketici Güven Endeksi haber bülteniyle
bulunulan ayın son haftasında TÜİK tarafından
açıklanıyor. TÜİK tarafından şubat ayında
yapılan açıklamaya göre, tüketici güveninde daha önceki aylarda
yaşanan kısmi artış yerini düşüşe
bırakmış durumda. 2021 yılının Şubat ayında
yüzde 84,5 civarında hesaplanan Güven Endeksi, 2022 yılının
aynı ayında 71,2 oranına düştü. Neredeyse bütün
vatandaşlarımızın harcama ve tasarruf eğilimleri
azalıyor. Açıkça görülüyor ki tüketici, AK PARTİ iktidarına
güvenini tamamen yitirmiştir. Kasıtlı olarak dolar yükselten,
liramızın değerini düşüren krizin ardından her türlü
ürün ve hizmet alımında meydana gelen fiyat artışları
elektrik, doğal gaz ve akaryakıt zamlarıyla artık katmerli
bir hâle gelmiş durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ülkedeki genel ekonomik gidişat nedeniyle
tüketici artık tüketememekte, üretici de üretememektedir. Ücretlere
yapılan sözde iyileştirmelerin ürün ve hizmetlere gelen zamlar
karşısında erimesi, asgari ücretin açlık
sınırı altında kalması tüketiciyi korunamaz hâle
getirdi.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da
yapılması öngörülen değişikliklerin tüketemeyen
tüketicimize, üretemeyen üreticimize olumlu yansımalar getirmesini diler,
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
13'üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 13'üncü madde kabul edilmiştir.
14'üncü madde üzerinde önerge yok.
14'üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 14'üncü madde kabul edilmiştir.
15'inci madde üzerinde 1 adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 320 sıra
sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 15'inci
maddesinde yer alan "Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe
erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili
içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği
durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi
kararı verilebilir." ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Kadim
Durmaz Müzeyyen
Şevkin
Kocaeli Tokat Adana
Çetin
Osman Budak Abdurrahman
Tutdere Tacettin
Bayır
Antalya Adıyaman İzmir
Utku Çakırözer
Eskişehir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ
KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Eskişehir Milletvekili Sayın Utku Çakırözer.
Buyurunuz Sayın Çakırözer. (CHP
sıralarından alkışlar)
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz kanunun 15'inci
maddesi Türkiye'de demokrasimizin en sıkıntılı
alanlarından biriyle ilgili; ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran
erişim engelleri meselesi. Kanunun bu maddesiyle Reklam Kuruluna, bir
internet sitesinin tümüne mahkeme kararı dahi olmaksızın
erişim engelleme yetkisi verilmekte; bu, tamamıyla Anayasa'ya
aykırıdır.
Değerli milletvekilleri, bu madde "Ne var
bunda?" deyip geçebileceğimiz bir madde değildir. Niyetiniz iyi
olabilir ama verilecek bu yetkinin doğuracağı sonuçlar özgürlük
alanımızın daha da daraltılması gibi bir felaketle
sonuçlanabilir.
Sizinle bazı rakamlar
paylaşacağım. Daha bugün İfade Özgürlüğü
Derneğinin kurucusu Yaman Akdeniz Hocayla konuştum, Türkiyede
erişim engellerini istatistiki olarak takip ediyorlar. Şu an
itibarıyla, Türkiyede 510 bin web sitesine ve internet sayfasına
erişim engeli getirilmiş durumda; çok ciddi bir rakam. Yani,
Türkiyede gazetecilerin saldırıya uğraması, yargılanması,
hapsedilmesi ne kadar basın özgürlüğünü ortadan
kaldırıyorsa; haber kuruluşlarının sitelerine,
haberlere getirilen erişim engelleri de aynı ölçüde ifade ve
basın özgürlüğünü yok etmekte; halkın haber alma
hakkını yok etmekte. Wikipedia, resim paylaşım sitesi
Imgur, sendika.org yıllarca erişime engellendi; erişimin hâlâ
yasak olduğu OdaTV ve Independent Türkçeye ancak başka isimlerle
girmek mümkün.
Erişim engeli getirilen haberlere
baktığımızda ağırlıklı olarak
yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, görevi suistimal, cinsel taciz haberlerine
yönelik erişimin engellendiği gözlemlenmekte. Ucu bu iktidara dokunan
neredeyse her haberin okunması, görülmesi engellenmekte. Bakın,
TÜGVAnın devlet içinde nasıl kadrolaştığına
ilişkin haberlere erişim yasak; Zindaşti davasıyla ilgili
haberlere erişim yasak; Dilek Doğanın polis kurşunuyla
öldürülmesine ilişkin haberlere erişim yasak; Sezgin Baran Korkmaz
ile Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü arasındaki ilişkiyi ortaya
koyan tweetlere erişim yasak; aralarından Grup Başkan
Vekillerimizin, çeşitli partilerden milletvekillerinin
paylaşımlarına ilişkin haberler bile yasak hatta, bu
erişim engellerini duyuran paylaşımlar, haberler; onlar da
yasak.
Değerli arkadaşlarım, EngelliWeb
verilerine göre, sadece 2020 yılında 58.809 alan adı, 5.645
haber adresi erişime engellenmiş. Bugün itibarıyla bu
rakamın toplamı -az önce de söyledim- 510 bine
ulaşmış. Erişim engellileri karnemiz böyle
ayıplıyken, şimdi, çıkıp Reklam Kuruluna da hem
aynı yetkiyi vereceğiz hem de internet sitesinin tümünü kapatma
yetkisi vereceğiz. diyorsunuz; bu, olmaz.
İşin bir başka boyutu daha var.
Türkiyede yargının yanı sıra çok sayıda kamu kurumuna
bu yetki verilmiş durumda. Yani, içeriğe erişim engeli ve o
içeriğin yer aldığı internet sitesinin tümüne erişim
engelleme yetkisi verilen kurum, kuruluş sayısı 20yi
aşmış. Kimler yok ki! Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Millî Piyango İdaresi, Türkiye Jokey
Kulübü, Spor Toto, Diyanet İşleri, BDDK, Türkiye Futbol Federasyonu;
hepsine çeşitli düzenlemeler altında erişim engelleme yetkisi
verilmiş durumda.
Bir internet sitesinin tümden
kapatılmasına Reklam Kurulunun karar vermesi doğru değildir
diyoruz, yargı kararlarıyla uygulanması gereken bir hususun
bürokrasiye bırakılması kabul edilemez diyoruz. Ayrıca,
yine, Basın İlan Kurumu aracılığıyla gazetelere
ilan ambargolarının uygulandığı, RTÜK eliyle
televizyonların karartıldığı bir ortamda bu düzenlemeyi
hiç ama hiç iyi niyetli bulmuyoruz. Siyasi saiklerle internet sitelerinin kolaylıkla
kapatılabilmesine yeni bir kapı aralanmaktadır bu maddeyle
değerli milletvekilleri. Eğer ortada bir suç isnadı varsa bu
mutlaka ama mutlaka mahkeme kararıyla belirlenmelidir.
Son olarak değerli arkadaşlarım,
biliyorsunuz, Anayasa Mahkemesi, geçtiğimiz yıl ekim ayında bir
karar aldı -13 Ocakta bunun gerekçeli kararı da açıklandı-
erişim engelleri konusunda bir karar verdi. Anayasa Mahkemesi, 5651
sayılı Kanunun 9uncu maddesini dayanak göstererek, internet
sitelerindeki haberlere verilen erişim engellenmesi kararlarının
ifade ve basın özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi;
kararı Meclisimize gönderdi hem de bir yıl süre vererek. Biz
beklerdik ki burada, öncelikle, Anayasa Mahkemesinin o kararının gereğini
yapalım, kanunu özgürlükçü olarak değiştirelim ama maalesef bir
başka kurula yeni erişim engelleme yetkisi veren bir kanunla önümüze
geldiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) Teşekkür ederim.
Bu maddede Reklam Kuruluna verilen yetki
aslında tam da Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerini içermekte. Buradan
soruyoruz: Neden ortada bir Anayasa Mahkemesi kararı varken onun
gerektirdiği yasal düzenlemeyi yapmıyoruz da tam da yüksek mahkemenin
Yapmayın. dediği düzenlemeyi geçirmekte ısrarcı oluyoruz?
Bunu anlamak mümkün değil ama bu hâliyle yeniden -dediğim gibi-
Türkiyede ifade özgürlüğü alanını daraltacak olan, mahkeme
kararı olmadan bir internet sitesine erişimi tamamen yasaklama yetkisini
Reklam Kuruluna veren bu düzenlemeye karşı olduğumuzu bir kez
daha kayda geçiyoruz.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
15inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
15inci madde kabul edilmiştir.
16ncı madde üzerinde önerge yok.
16ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
16ncı madde kabul edilmiştir.
17nci madde üzerinde 2 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 320 sıra
sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 17nci
maddesiyle 6502 sayılı Kanuna eklenen geçici 3üncü maddenin 1inci
fıkrasında geçen kurulan ibaresinin kurulmuş bulunan
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Kadim
Durmaz Müzeyyen
Şevkin
Kocaeli Tokat Adana
Abdurrahman
Tutdere Çetin Osman Budak
Burcu Köksal
Adıyaman Antalya Afyonkarahisar
Tacettin
Bayır
İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Burcu Köksal.
Buyurunuz Sayın Köksal. (CHP
sıralarından alkışlar)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce
yolsuzluklarla ve kontrgerillayla mücadele ederken eli kanlı katillerce
hayattan koparılan hemşehrimiz, gururumuz; hukuk insanı,
cumhuriyet savcısı Doğan Özü ölüm yıl dönümünde saygı
ve rahmetle anıyorum.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
Teklifini konuşuyoruz. AKPnin aslında ne üretici ne de tüketici
umurunda, onu da çok iyi biliyoruz çünkü yandaşları korumaktan
vatandaşı korumaya sıra gelmiyor. Görüyoruz ki Katara,
İrana mübarek ramazan ayı öncesi canlı hayvan ihraç edip kendi
ülkesinde ete yüzde 48 zam yapanlar tüketiciyi koruyamaz. Et ve Süt Kurumu
Genel Müdürü milleti kuyruklara muhtaç etmenin mahcubiyetini duyacağı
yerde Uzun kuyruklar oluştuğu için biz zam yaptık. diyecek
kadar ileri gidebiliyor. Bakın, seçim bölgem Afyonkarahisarda Kasaplar ve
Sucukçular Odası Başkanı yani sektör temsilcisi sizi
uyarıyor: Müdahale etmezseniz, önlem almazsanız ramazan ayında,
Afyonda 105, 110 liraya çıkabilir et fiyatları. diyor ama kimin
umurunda? Umurunuzda değil. Aslında birçok temel gıdada durum
aynı. Şeker fabrikalarını satıp NBŞ lobilerine
çiftçilerimizi ezdiren, pancar ekiminden soğutan, bu ülkeye şeker
krizi yaşatanlar bir kere tüketiciyi koruyamazlar. Kur korumalı
mevduat yüzünden işsiz gence, emekli amcaya, yaşlı nineye, pazar
artıklarından meyve ve sebze toplamaya çalışan anneye,
yenidoğan bebeğe, kısacası, 84 milyona bir avuç zenginin
kur korumalı mevduat hesabı faiz zararını ödetenler
tüketiciyi koruyamazlar.
Kuyumcunun Altınım, elmasım, incim
çok iyidir. diye bağırdığını duydunuz mu?
İşte, ekonominin iyi olduğu ülkelerde de bakanlar Ekonomi
iyidir. diye bağırmazlar, yabancı yatırımcılara
Problem yaşarsanız bürokrasiyi alaşağı ederiz, rahat
olun, arkamızda Cumhurbaşkanı var, mevzuatı da değiştiririz.
diye açıkça hukuk kurallarını ihlal edeceklerini söylemezler.
Ha, bu arada, ihlal edilen sadece hukuk değil
bu ülkede. Bugüne kadar haklarını vermediğiniz, sorunlarına
kulak tıkadığınız, görmezden geldiğiniz,
mağduriyetlerini gidermediğiniz o kadar çok kesim var ki
14 Mart
Tıp Bayramını kutladık daha geçen hafta ama ne kutlama!
Pandemide öve öve bitiremediğiniz, yere göğe
sığdıramadığınız hekimleri Ülkeden
giderlerse gitsinler. diye kovarcasına yapılan bir kutlama.
Yandaş gazetede anayasal haklarını kullanan hekimlere beyaz
önlüklü zorbalar diyecek kadar nefret etme
Ne diyeyim size, edeceğim en
güzel beddua; o kovmaya kalktığınız, nefret ettiğiniz
hekimlere muhtaç olmadan ölmeyin inşallah.
Tabii, AKP demek, bu ülkede zam demek, zulüm demek;
benzin ve motorin fiyatlarına cumhuriyet tarihinin rekor
zamlarını yapmak demek. Bir yılda mazot ve benzine yüzde 327 zam
yaparak Rekorlar Kitabına girmeye adaysınız. Tabii, rekor
zamlarınız burada kalmıyor? Mutfak tüpünde yüzde 120, elektrikte
yüzde 127, unda yüzde 300, doğal gazda yüzde 110, gübrede yüzde 400,
şekerde yüzde 200le yine rekorlara koşuyorsunuz.
Zaten bir dediğiniz bir dediğinizi de
tutmuyor. Dün Ekonominin kitabını yazdık. diyordunuz, bugün
Ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz. diyorsunuz. 2002de Hedef
Avrupa Birliği. diyordunuz, bugün milleti et, mazot ve akaryakıt
kuyruklarına mahkûm ettiniz. Dün Asgari ücretin altında emekli
maaşı yok. diye övünüyordunuz, bugün Asgari ücretin yarısı
kadar emekli maaşı veriyoruz. diye müjde veriyorsunuz. Siz iktidara
geldiğinizde yani 2002de en düşük emekli maaşı 216
liraydı, asgari ücret de 163 liraydı; bugün en düşük emekli
maaşı 2.500 lira, asgari ücret 4.253 lira; sizin tabirinizle Nereden
nereye
Akaryakıt zamlarıyla servisçiler kontak
kapattı, isyan ediyorlar. Nakliyeciler, kamyoncular, taksiciler hepsi
zorda. Vatandaş bile artık arabasını
çalıştıramaz hâle geldi ama siz hâlâ Dünya bizi kıskanıyor.
masallarını okumaya devam edin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BURCU KÖKSAL (Devamla) - Seçim bölgem Afyonkarahisar
İscehisarda kontak kapatan bir servisçi, zamlar yüzünden İki
aydır evladıma ayakkabı alamadım. diyor; acaba umurunuzda
mı?
Çiftçi zamlar yüzünden taban gübresini atamadı,
verim düşecek, yüzde 400 zam gelen gübreyi nasıl atsın? 1
dekarda gübrenin maliyeti yaklaşık 500 lirayı buluyor; eğer
siz yüzde 50 gübre desteği vermezseniz üretim yapamaz. Elektriği,
mazotu, ilacı, tohumu, girdileri tabii bunlar ayrı. Çiftçiyi
perişan eden, görevden affedilen Bekir Pakdemirli, çiftçiden 2,5 liraya
aldığı buğdayı yabancı çiftçiden 6 liraya
aldı. Şimdi Cumhurbaşkanı onu affedebilir ama Türk çiftçisi
Bekir Pakdemirliyi affetmeyecek. (CHP sıralarından
alkışlar)
Hayvancılıkta da yem fiyatları
aldı başını gidiyor, onlar da perişan. Esnafa
gitseniz, siftahsız günler, yüksek gelen faturalar, ödeyemediği
zamlı faturalar, BAĞ-KUR primleriyle cebelleşiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BURCU KÖKSAL (Devamla) Toparlayacağım
Sayın Başkan.
BAŞKAN Selamlayın.
BURCU KÖKSAL (Devamla) Sattığı
malın yerine yenisini alamıyor.
Şimdi gördünüz ki Maliye Bakanını
değiştirince ekonomi, Adalet Bakanını
değiştirince adalet, Millî Eğitim Bakanını değiştirince
eğitim, Tarım Bakanını değiştirince tarım,
TÜİK Başkanını değiştirince enflasyon düzelmiyor.
Bir şeylerin düzelmesi için, bu ülkenin bu darboğazdan çıkması
için sizin gitmeniz gerekiyor. Onu da ilk sandıkta biz
gerçekleştireceğiz inşallah.
Saygılarımla. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 320 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 17nci maddesiyle 6502 sayılı
Kanuna eklenen geçici 3üncü maddenin (2)nci fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
(2) Bu maddenin yayımı tarihi
itibarıyla yapı ruhsatı alınmış olan devre tatile
konu taşınmazlarda, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren
beş yıl süresince ön ödemeli usulle satış da dahil olmak
üzere devre mülk, mülkiyet payına bağlı ayni hak sağlayan
devre tatil veya şahsi hak sağlayan devre tatil satışı
yapılabilir.
Tamer
Dağlı Çiğdem
Erdoğan Atabek Ramazan
Can
Adana Sakarya Kırıkkale
Bülent
Turan Yusuf Ziya
Yılmaz İbrahim
Aydemir
Çanakkale Samsun Erzurum
Abdullah
Güler
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Takdire bırakıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Madde metni daha sade şekilde
uygulayıcı ve yükümlüleri açısından tereddüde mahal
vermeyecek şekilde yeniden kaleme alınmıştır. Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla yapı ruhsatı
alınmış, inşaatı devam eden veya tamamlanmış
tesislerde beş yıllık geçiş süreci boyunca ön ödemeli
satış da dâhil olmak üzere devre mülk, mülkiyet payına
bağlı ayni hak sağlayan devre tatil veya şahsi hak
sağlayan devre tatil satışı yapılabilmesine imkân
sağlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 17nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler
17nci madde kabul edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, yeni madde
ihdasına dair bir önerge vardır. Önergeyi okutup Komisyona
soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılırsa
önerge üzerinde yeni madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun
salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 320 sıra
sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 17nci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesinin
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 18- 6502 sayılı Kanuna ek madde
olarak aşağıdaki düzenleme eklenmiştir.
EK MADDE 1- Elektrik, doğalgaz, telefon, gsm,
internet abonelik sözleşmelerinde açma-kapama bedeli adı altında
ücret talep edilemez. Bir yılı aşan taahhütlü aboneliklerde
cayma bedeli bir aylık ücreti aşamaz.
Tahsin
Tarhan Kadim
Durmaz Müzeyyen
Şevkin
Kocaeli Tokat Adana
Çetin
Osman Budak Tacettin
Bayır Abdurrahman
Tutdere
Antalya İzmir Adıyaman
BAŞKAN Sayın Komisyon, önergeye salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Başkanım,
yanlış önerge okundu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Takdire bırakıyor.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Komisyon karar
veremedi Sayın Başkan.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) O zaman, bu önergeye
katılamıyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
salt çoğunlukları var. O yüzden, Komisyona bu konuda bir
danışıp ona göre karar vermek durumunda.
BAŞKAN Sayın Başkan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Salt çoğunluk yok.
gerekçesi yok şu anda. Salt çoğunluk var, eğer Komisyon
katılmıyorsa onu kayda geçirsinler.
BAŞKAN Sayın Başkan, buyurunuz
efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bizim
arkadaşlarımız verdikleri önergeye katılıyorlar elbet.
Şekil yönünden işlemi tamamlayalım.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Salt çoğunluğumuz var,
katılamıyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Oy çokluğuyla
katılmıyorsunuz, reddediyorsunuz.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Salt çoğunluğumuz var,
katılamıyoruz.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılmamış olduğundan önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına
dair bir önerge daha vardır. Söz konusu önerge, Komisyon metninde
bulunmayan bir konuda değişiklik öngörmektedir. Ancak, grupların
uzlaşısı nedeniyle emsal teşkil etmemek üzere önergeyi
işleme alacağım.
Yeni madde ihdasına ilişkin önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 320 sıra
sayılı Kanun Teklifine 17nci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin buna
göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"MADDE 18- 23/6/1965 tarihli ve 634
sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 59 uncu maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "
Bülent
Turan Ramazan
Can Tamer
Dağlı
Çanakkale Kırıkkale Adana
Jülide
İskenderoğlu Abdullah
Güler Çiğdem
Erdoğan Atabek
Çanakkale İstanbul Sakarya
BAŞKAN Sayın Komisyon, önergeye salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Salt çoğunluğumuz var ve
katılıyoruz Başkanım, oy birliğiyle
katılıyoruz.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiş ve teklife yeni bir madde
eklenmiştir.
Herhangi bir karışıklığa
mahal vermemek için bundan sonra maddeler üzerindeki önerge işlemlerine
mevcut sıra sayısı metnindeki madde numaraları üzerinden
devam edilecek, kanun yazımı esnasında madde numaraları
teselsül ettirilecektir.
Sayın milletvekilleri, 18inci madde üzerinde
bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 320 sıra
sayılı Kanun Teklifinin mevcut 18inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendine "fıkraları ibaresinden
sonra gelmek üzere "ve 18 inci maddesi" ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Bülent
Turan Ramazan
Can Tamer
Dağlı
Çanakkale Kırıkkale Adana
Jülide
İskenderoğlu Çiğdem
Erdoğan Atabek Abdullah
Güler
Çanakkale Sakarya İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun
59uncu maddesinde belirlenen asgari devre süresinin on beş günden yedi
güne indirilmesine ilişkin maddenin devre tatile ilişkin diğer
hükümlerle aynı tarihte yürürlüğe girmesi sağlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 18inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
18inci madde kabul edilmiştir.
19uncu madde üzerinde önerge yoktur.
19uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 19uncu madde kabul edilmiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:17.49
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Necati TIĞLI (Giresun), Emine
Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
320 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
İkinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
Komisyonun bir redaksiyon talebi vardır.
Buyurunuz efendim.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Teklifin başlığının, kabul
edilen önerge doğrultusunda Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanun ile Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi olarak redaksiyona tabi tutulması gerekmektedir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İtiraz ediyorum efendim.
İtiraz ediyorum, doğru değil çünkü
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
doğru değil çünkü teklifin adının bu şekilde
değiştirilmesi -bu teklifin verildiği sırada
hazırlayan arkadaşlara- bu 5 partinin ittifakla yapmış
oldukları katkıyı reddeder; bu doğru bir şey
değil. Bu, 5 siyasi partinin uzlaşısıyla,
katkısıyla olmuş yeni madde ihdasıdır. Teklifin
adında, onları da imza sahibi 29 arkadaşa mal eden bir
başlık değişikliğini kabul etmeyiz. Ayrıca
yerleşik uygulama gereği redaksiyon sınırlarını
aşan bir taleptir, kabul etmemiz mümkün değil bunu usul yönünden.
SALİH CORA (Trabzon) Oylayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hâlâ Oylayalım.
diyorsan seni tebrik ederim! Bundan sonra 5 grubu ikna edersiniz! Böyle bir
şey var mı? Redaksiyon talebi redaksiyon
sınırlarını aşıyor bir kere, geri alsınlar
bu taleplerini.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Sayın Özelin konuyla ilgili
değerlendirmesini aldık ancak bu, tamamen teknik bir konu, mevzuat
hazırlama usul ve esasları çerçevesinde talep edilen bir konu, onun
dışında bir takdir mevzu değil.
Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
anlatmaya çalıştığımız husus şu: Bu kanun
teklifi verilirken bu 29 arkadaş bu değişikliği
öngörmediler. Zaten bu, bir torba kanuna döndüğü için hangi kapsamdaysa
diğer maddelerin olduğu yere parantez içinde Yerine işlendi.
yazacak yani
BAŞKAN Buyurunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
şimdi bu kanun teklifi verildiğinde bu değişiklik
öngörülmemişti. Bu kanun teklifi verildiğinde bu, kat mülkiyetiyle
ilgili, devre mülklerle ilgili teklif öngörülmemişti; o yüzden de yok. Zaten
onunla ilgili değişiklikler -bu, torba kanun hükmünde olduğu
için- parantez içinde Yerine işlendi. yazılacak, ilgili kanuna
gidecek. Bu kanun bir bütün olarak bastırılıp
dağıtılmayacağı için de böyle bir titre ihtiyacı
yok. Bu, redaksiyon sınırını aşar, ayrıca 5 parti
uzlaşıyla yaptığımız bir katkıyı kanun
teklifini veren bir partinin milletvekillerine mal eder, etik değildir;
başta bizden bu konuda rıza alınmamıştır.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Tabii, teknik bir düzenleme olarak gördük biz ve bu,
teamül olarak da şimdiye kadar gelen bir uygulama.
Sayın Turan
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın
Başkanım, bu konuyla ilgili aslında daha önce görüştük ama
mesele şudur: Redaksiyon yetkisi genel bir yetkidir, bu verildi daha önce
Komisyona. Aynı şekilde, Özgür Bey başta, tüm partilerimizle
görüşerek madde ihdasına karar verdik; toplumun menfaatine olan bir
maddenin ihdasını beraber istedik. Bundan sonraki süreç bizim
dışımızda, bürokrat arkadaşlarımızın
önerisiyle kanun tekniği açısından yapılan bir düzenleme.
Şöyle: Verilen teklifin içerisinde olmayan bir maddeyi ihdas ettik; o
madde, kat mülkiyetini ilgilendiriyor. Dolayısıyla, aradaki bir
maddenin başlıkta belirtilmesinin zorunlu olduğunu ifade
ettikleri için başlık revize edildi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kim diyor bunu?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Özgür Bey bitireyim, bir
dakika.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam, özür dilerim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Eğer bu, CHP
açısından olağanüstü bir problemse biz talep edelim,
başlığı değiştirmeyelim. Fakat avukat
kimliğimle söylüyorum, o kanunun içerisinde o madde varsa başlıkta
olur. Şöyle düşünün: Ceza Kanununda ve Diğer Kanunlarda demek
gibi, ama şurada sadece Ceza Kanunu yazsa
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) -
ceza
dışında bir kanun eklesek, Ceza Kanunu ve Diğer Kanunlar
demez miyiz gibi. İçeride başka bir madde eklendiğinden
dolayı başlık değişiyor ama bir daha diyorum, teknik
olarak böyle olduğunu doğru bulmama rağmen söylüyorum, çok
ısrarcılarsa bunu revize edelim ama yanlış değil,
teknik olarak doğru. Yani içeriğine ilişkin bir şey
konuşmuyoruz, madde eklediğimizden dolayı
başlığı revize ediyoruz. Sonuca ilişkin bir konu
değil Sayın Başkanım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın
Başkanım...
BAŞKAN Sayın Özel, buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, kod
kanun yapmıyoruz, zaten bu kanunu torba kanuna çevirdik şu anda.
Torba kanunların hangisinde gidip de başlığa
yaptığımız değişiklikleri ekledik bugüne kadar?
Yani bunun yapıldığı örnekler olabilir ama bu
değişikliği bütün partilerin rızasıyla yapıp
sonra kanunun adını bu şekilde değiştirmek doğru
bir usul olmaz. Bizim bu konuda rızamız yok.
Buradan sonra şöyle olabilir: Birincisi, siz
rızamızı gözettiğinize göre -dediniz ya, örnek teşkil
etmeyecek- reaksiyon talebini reddedersiniz biter. Bu, sizin
kullanabileceğiniz doğru inisiyatif, madem 5 partinin
rızasını gözetiyorsunuz. Yok, oya sunarsanız,
arkadaşlar bizim rızamızı alıp sonradan
başlığı değiştirmeyi bize söylemeden, oyla
yaparlarsa o da onların takdiridir ama bundan sonra, 5 partinin
rızasıyla, benim başkanlık ettiğim bir oturumda, görev
yaptığım bir oturumda değişiklik
yapamazsınız.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Turan
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
burada kızacak, ne bileyim
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya, kızmıyorum ama
çok kritik bir yer.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Peki, ses tonunuz fazla
geldiği için ben öyle anlamış olabilirim.
Şöyle: Torba yasalarda şu kanun der, ana
kanunu yazar, ardından bazı kanunlar der. Bu, torba
olmadığı için, Kat Mülkiyeti Kanunu eklendiği için şu
kanunda ve Kat Mülkiyeti Kanununda dendi. Bunda hiçbir problem yok ama Özgür
Beyin hassasiyetine saygı gösteriyorum, diyorum ki: Eğer uygun
görürse önergeyi ortak imzayla verelim. Eğer bu bir çözümse ortak
vermiş olalım, bir beis yok diye düşünüyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, zaten biz destek
verdik, orada geçti.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Dolayısıyla,
fiilen destek olmuş olduğumuz önergeyi resmî olarak da CHP, AK
PARTİ, hepsi beraber verelim; bu çözerse çözelim. Ama diğeri muhakeme
konusu, takdir konusu yani hâkim, savcı bunu ararken zor bulacak demektir,
teknik olarak yanlış demektir; bir yanlış tekniği
hayata geçireceğiz. Buna rağmen ısrarcıysa -bu kadar gruba
rağmen- diyorum ki: Biz, dedikleri gibi fiilî anlaşmaya rağmen
adım atmayız, doğrusu neyse onu yaparız Başkanım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben diyeceğimi dedim,
takdir Başkanlık Divanının, takdir AK PARTİnin.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Önergeyi beraber verelim
mi Özgür Bey?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya, önergeyi vermek değil,
biz zaten rıza gösterdik işleme alınmasına, orada bir
şey yok ki.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Peki, ne yapalım,
onu söyleyin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Takdir sizin, ne
yaparsanız yapın.
BAŞKAN Sayın Grup Başkan Vekilleri,
5 partimizin uzlaşıyla, ittifakla bu haftaki
çalışmasının gerçekten de takdir edilen bu neticesinde
-Sayın Turanın önerisi doğrultusunda imza altına
alınmak kaydıyla- yine 5 partimizin o şekilde son noktayı
koymasını ben şahsen fikir olarak teklif ediyorum; takdir yine
partilerimizindir. Grup Başkan Vekillerimiz bu konuda nasıl bir
karara varacaklarsa
Arzu ederseniz bir ara da verebiliriz, takdir tamamen
sizde.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok, yok, araya gerek yok.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Başkanım, ara
vermeyelim, eğer Uygun. derse arkadaşlarımız imza
atalım.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Ortak imzayla verelim, imzayla yapalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam, atalım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Peki, teşekkür
ediyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam, önergeyi
ortaklaştırmak suretiyle halledelim.
BAŞKAN Sayın Grup Başkan
Vekillerimize tekrar teşekkür ediyoruz. Birazdan hayırlı bir
neticeyle bu çalışmamızı da sonlandıracağız.
60a göre söz talebi olan sayın
milletvekillerimizden Sayın İsmail Ok? Yok.
Sayın Özkan Yalım? Yok.
Sayın Ahmet Özdemir? Yok.
Sayın Muazzez Orhan Işık, buyurunuz.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
43.- Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık,
Vanın Tuşba ilçesinde tapu, ruhsat ve kat mülkiyeti alanında
yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Vanın Tuşba ilçesinde Marangozlar Ve
Keresteciler Sitesi başta olmak üzere Sanayi Sitesi ve o güzergâhta
bulunan yüzlerce konuta ilişkin tapu, ruhsat, kat mülkiyeti ve ilgili
işlemlerde sorun yaşanmaktadır. Bu siteler, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığının izni ve teşvikiyle 1994
yılından itibaren kurulmuştur. Şu an aktif olan
Vanİran Tren Yolu ilk planlanan yerden farklı bir alanda 1971de
yapıldı ancak 2013 yılında hazırlanan revize imar
planında hayalî tren yolu hâlâ görünüyor. Bu plan hazırlanırken
Büyükşehir ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
arasında bir koordinasyon sorunu yaşanmıştır.
İşletme sahiplerinin girişimleriyle Devlet
Demiryollarının burada tren yolu yapımına ilişkin bir
programının olmadığı tespit edilmiştir. Buna
rağmen, hayalî tren yolu nedeniyle söz konusu işletmelerin ve
konutların ruhsat, kat mülkiyeti ve tapu işlemlerinde sorun
çıkarılmaktadır
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kasap
44.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, ön
ödemeli doğal gaz sayacı abonelerinin mağduriyetine ilişkin
açıklaması
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Ön ödemeli doğal gaz sayacı abonesi olan
Ankara'da 495 bin, Kütahya'da 35 bin, İstanbul'da 10 bin abone, EPDK'nin
çıkardığı bir yönetmelikle sürekli olarak soyuluyor,
sürekli olarak mağdur ediliyor. Depodaki benzine, mazota siz aldıktan
iki ay, üç ay sonra nasıl zam veya fiyat farkı uygulanamıyorsa
Maalesef, bu sistemde şu anda bunlara fark uygulanıyor ve insanlar mağdur
ediliyor; bu zulme, bu soyguna son verilmesi gerekiyor. Tüketici
yasasının konuşulduğu şu günlerde bunun gündeme
getirilmemesi, bu soyguna devam edilmesi çok çağ
dışıdır.
Teşekkürler Sayın Başkanım.
VII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Manisa Milletvekili İsmail Bilen ve 29
Milletvekilinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4260) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 320) (Devam)
BAŞKAN Komisyonun redaksiyon talebi
kayıtlara geçmiştir, görüşülen teklifin kabul edilmesi hâlinde
redaksiyon işlemi Başkanlığımızca da
gerçekleştirilecektir.
İç Tüzükün 86ncı maddesine göre oyunun
rengini belli etmek üzere lehte ve aleyhte birer kişiye beşer dakika
söz vereceğim.
Lehte İstanbul Milletvekili Abdullah Güler,
aleyhte Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan.
Sayın Güler, buyurunuz efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Sayın
Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; tabii, ilerledi
saatimiz, artık tamamlamak üzereyiz. Madde ihdasıyla beraber 20
maddeden oluşan
Özellikle, 2014 yılında yürürlüğe giren
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanundan sonra ciddi
manada itirazların, şikâyetlerin vuku bulduğunu biliyoruz. Bu
kapsam içerisinde hazırlanan ve sizlerin de oylarıyla biraz sonra
kabul edilecek olan kanunumuzun ben hayırlı olmasını
diliyorum. İnşallah bundan sonraki süreçte de
Diğer
partilerimize, katkı sağlayan partilerimize, Komisyonumuza ve Bakanlık
bürokratlarına da teşekkür ediyorum. Hayırlı uğurlu
olsun diyorum.
Hayırlı akşamlar diliyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aleyhte Kocaeli Milletvekili
Sayın Tahsin Tarhan.
Buyurunuz Sayın Tarhan. (CHP
sıralarından alkışlar)
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifine canıgönülden Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
olarak destek vermek isterdik. Kod kanun olarak başladık, kanunun
sonuna geldiğimiz zaman torbaya dönüştü. Üzülerek AK PARTİ
Grubunun son mücadelesini izledim. Bizler komisyon
çalışmalarında, özellikle tüketiciyi ilgilendiren internet,
doğal gaz, elektrik gibi aboneliklerde açma kapama bedeli ve elektrik ve
doğal gazda kesme bedelinin kaldırılması için mücadele
ederken, aynı zamanda, ihlalli geçiş mağduriyeti olan
vatandaşlarımızın, özellikle kamyoncu esnafın
yap-işlet-devret modeli olan otoyollarda, köprülerde 4 katı gibi
cezaya çarptırılması için önerge verdiğimizde AK PARTİ
Grubu şunu söyledi bize: Bu bir tüketiciyi koruma kanunu, ileriki
süreçlerde değerlendiririz. Özellikle AK PARTİli milletvekillerine
şunu söylüyorum: AK PARTİ Grubu olarak ihlalli geçişlerde 4
katı cezanın 2 katına düşürülmesiyle ilgili grubumuza söz
verdiler, ileriki süreçte inşallah bu sözü tutarlar.
Sıra sayısı 320 no.lu Tüketicinin
Koruması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifine gelince, mevcut ekonomik koşulları
düşünürsek bu kanuna ihtiyaç var. Teklifin 6ncı maddesi tüketiciyle
ilgili değil, müteahhitlerle ilgili; otuz altı ay taksitlendirmenin
kırk sekiz aya çıkarılmasını doğru bulmuyoruz.
Aynı zamanda 15nci madde
Daha önce gene bu konuyu
tartıştık, 15inci maddede Reklam Kurulunun internet sitelerinin
tümünü kapatması Anayasa'ya aykırı. Reklamla ilgili, özellikle
konuyla ilgili Bizler Reklam Kuruluna o reklamla ilgili yetkiyi verelim ama
siteyi kapatma yetkisini vermeyelim. önerimiz reddedildi. Bu madde Anayasa'ya
aykırıdır. Biz, bu maddeye, 15inci maddeye şerh
düşüyoruz, 15inci maddeyi reddediyoruz.
Bu kanun teklifi geneli itibarıyla
tüketicilerin lehine olduğu için Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bu
kanun teklifine evet oyu vereceğimizi açıklıyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teklifin tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
İttifakla kabul edilen teklifin
hayırlı olmasını diliyoruz.
Gündemimizdeki işler
tamamlanmıştır.
Alınan karar gereğince, kanun teklifleri
ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 29 Mart 2022 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 18.19
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) 320 S. Sayılı Basmayazı 23/3/2022 tarihli 70inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.