TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
81inci Birleşim
19 Nisan 2022 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Konya
Milletvekili Ahmet Sorgunun, Konya 5inci İslami Dayanışma
Oyunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Osmaniye
Milletvekili Baha Ünlünün, köy enstitülerinin 82nci kuruluş yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
3.-
Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücünün,
Şanlıurfanın sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin, Pençe-Kilit Operasyonunda şehit olan
Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan rahmet dilediğine ve terörle
mücadeleye ilişkin açıklaması
2.- Bursa
Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, zeytin
üreticilerinin taleplerine ilişkin açıklaması
3.- Bursa
Milletvekili Erkan Aydının, emeklilikte yaşa
takılanların sorunlarına ilişkin açıklaması
4.- Gaziantep
Milletvekili Bayram Yılmazkayanın, tarım desteklerinin
artırılması gerektiğine ilişkin açıklaması
5.- Mersin
Milletvekili Baki Şimşekin, Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu
Otoyolu Projesine ilişkin açıklaması
6.- Mersin
Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, İsrail askerlerinin
Mescid-i Aksaya baskınını şiddetle
kınadığına ilişkin açıklaması
7.- Osmaniye
Milletvekili İsmail Kayanın, İsveçte Kuran-ı Kerime
yönelik gerçekleştirilen hadsiz saldırıya ilişkin
açıklaması
8.- Gaziantep
Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğanın, Gaziantepteki
ayakkabı üreticilerinin taleplerine ilişkin açıklaması
9.- Adana
Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, Adanadaki birçok KOBİnin Kredi
Garanti Fonunun desteklerinden yararlanamadığına ilişkin
açıklaması
10.- Kırşehir
Milletvekili Metin İlhanın, Kırşehirin sağlık
alanındaki sorunlarına ilişkin açıklaması
11.- Hatay
Milletvekili Mehmet Güzelmansurun, Hatayın orman yangınlarıyla
mücadeledeki zafiyetine ilişkin açıklaması
12.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğde ve çevre illerde
fırtına sebebiyle yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
açıklaması
13.- Osmaniye
Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, İsrail askerlerinin
Mescid-i Aksaya baskınını şiddetle
kınadığına ilişkin açıklaması
14.-
İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, Mecliste görüşülecek spor
yasasına ve Pençe-Kilit Operasyonunda şehit olan Üsteğmen Ömer
Delibaşa Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
15.- Ankara
Milletvekili Gamze Taşcıerin, Kadın Cinayetlerini
Durduracağız Platformu hakkında açılan davaya ilişkin
açıklaması
16.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, depreme karşı
alınması gereken önlemlere ilişkin açıklaması
17.- Kayseri
Milletvekili Çetin Arıkın, Pençe-Kilit Operasyonunda şehit
olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan rahmet dilediğine ve
terörle mücadeleye ilişkin açıklaması
18.-
Muğla Milletvekili Süleyman Girginin, Muğladaki tarımsal
sulama tesislerine ilişkin açıklaması
19.- Edirne
Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, emeklilerin taleplerine
ilişkin açıklaması
20.- Kütahya
Milletvekili Ali Fazıl Kasapın, Kütahya Tavşanlı
Belediyesinin, iş yerlerini mezbeleliğe taşımak için
esnafı zorladığına ilişkin açıklaması
21.- Tokat
Milletvekili Yücel Bulutun, İsveçte Kuran-ı Kerime yönelik
gerçekleştirilen hadsiz saldırıya ilişkin
açıklaması
22.- Mersin
Milletvekili Olcay Kılavuzun, Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu
Otoyolu Projesine ve Mersinlilerin ulaşım alanındaki
beklentilerine ilişkin açıklaması
23.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Pençe-Kilit Operasyonuna
katılan askerlerimize başarılar dilediğine ve operasyonda
şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan rahmet
dilediğine; Turgut Özal, Hamit Fendoğlu, Ayvaz Gökdemir ve Profesör
Doktor Oktay Sinanoğlunun vefatlarının yıl dönümüne, 15-21
Nisan Malazgirt Haftasına, İYİ Parti Gençlik Kolları üyesi
Alp Emeçin attığı bir tweetten dolayı
tutuklanmasını kabul edilemez bulduklarına, İYİ Parti
olarak projeye değil ranta karşı olduklarına ve yeni Tokat
Havalimanına ilişkin açıklaması
24.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Pençe-Kilit Operasyonunda şehit olan Üsteğmen
Ömer Delibaşa Allahtan rahmet dilediğine, terörle mücadeleye ve
uğradığı hain saldırı sonucu şehit edilen
Hamit Fendoğlu ve akrabalarına Allahtan rahmet, Malatya Milletvekili
Mehmet Celal Fendoğlu ve ailesine başsağlığı
dilediğine ilişkin açıklaması
25.- Malatya
Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun, amcası Hamit
Fendoğlunun şehadetinin 44üncü seneidevriyesinde kendisini arayan
herkese teşekkür ettiğine ve AK PARTİ Malatya Milletvekili Hakan
Kahtalının annesinin vefatına ilişkin açıklaması
26.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanının bayram ikramiyesine yönelik
açıklamasına, Rizedeki çay bardağı projesi ve Kütahya
Belediyesinin vazo projesi ile Yozgattaki bilim merkezinin maliyetlerine,
Deniz Poyraz davası ile Deniz Poyrazın babasına açılan
davaya herkesi davet ettiğine, Eren Keskine verilen hapis cezasına
ve çocuk yoksulluğuna ilişkin açıklaması
27.- Sakarya
Milletvekili Engin Özkoçun, Pençe-Kilit Operasyonunda şehit olan
Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan rahmet dilediğine, emeklilerin
yoksulluğuna, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının
bayram ikramiyesine yönelik açıklamasına ve Türkiyenin
sığınmacı sorununa ilişkin açıklaması
28.- Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın, terörle mücadeleye, Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan
rahmet dilediğine, Ayasofya yerleşkesindeki Fatih Medresesinin
açılışına, İzdiham dergisinin kurucusu ve Genel
Yayın Yönetmeni Bülent Parlakın vefatına ve Genel Kurul
gündemine ilişkin açıklaması
29.- Bursa
Milletvekili Muhammet Müfit Aydının, Diyarbakır Milletvekili
Hişyar Özsoy ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun sataşma nedeniyle yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
30.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Bursa Milletvekili
Muhammet Müfit Aydının HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
31.- Kayseri
Milletvekili Dursun Ataşın, Pençe-Kilit Operasyonunda şehit
olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan rahmet dilediğine ve
terörle mücadeleye ilişkin açıklaması
32.-
İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin, Avusturya Alevi Birlikleri
Fedarasyonunun zaferine ilişkin açıklaması
33.- Kocaeli Milletvekili
Ömer Faruk Gergerlioğlunun, Safiport şirketinin Kocaeli Derincedeki
projesinin halk sağlığını tehdit ettiğine
ilişkin açıklaması
34.- Hatay
Milletvekili Lütfi Kaşıkçının, Hatayın Dörtyol
ilçesinde ormanlık alanda çıkan yangına ilişkin açıklaması
35.- Gaziantep
Milletvekili İrfan Kaplanın, Gaziantepin Araban ilçesindeki sulama
sorununa ilişkin açıklaması
36.-
Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslanın, Nevşehirin Ürgüp
ilçesine bağlı Mazı köyündeki pomza maden ocaklarının
yarattığı çevre kirliliğine ilişkin
açıklaması
37.- Adana
Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlunun, pamuk üreticilerine verilmesi
gereken desteğe ilişkin açıklaması
38.- Mersin
Milletvekili Hacı Özkanın, Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu
Otoyolu Projesine ilişkin açıklaması
39.- Sivas
Milletvekili Semiha Ekincinin, Pençe-Kilit Operasyonunda şehit olan
Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan rahmet dilediğine ve terörle
mücadeleye ilişkin açıklaması
40.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Kars Milletvekili Yunus
Kılıçın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
41.- Adana
Milletvekili Orhan Sümerin, atanamayan öğretmenlere ilişkin
açıklaması
42.- Tokat
Milletvekili Kadim Durmazın, 18 Nisan Pazartesi günü çıkan
fırtınanın Tokat Küçük Sanayi Çarşısında yol
açtığı hasara ilişkin açıklaması
43.-
Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlıkın, Suruç
Cumhuriyet Mahallesinde AKP ve DEDAŞ iş birliğiyle
vatandaşa yapılan zulme ilişkin açıklaması
44.-
Muğla Milletvekili Mürsel Albanın, yangın söndürme uçak
alım ihale süreci hakkında bilgi almak istediğine ilişkin
açıklaması
45.-
Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücünün,
Şanlıurfanın Suruç ilçesinde DEDAŞa gösterdiği
haklı tepkisine karşılık halkın üzerine gaz
fişeği ve biber gazı sıkıldığına
ilişkin açıklaması
46.- Antalya
Milletvekili Kemal Bülbülün, 8 Martta yapılan kutlama faaliyetleri
nedeniyle Antalyada bu sabah yapılan gözaltılara ilişkin
açıklaması
47.- Edirne
Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, Keşan-Enez yolunda meydana
gelen kazalara ilişkin açıklaması
48.-
Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Afyonkarahisar Belediyesinde
çalışan BELEDİYE-İŞ Sendikasına üye işçilere
sıfır zam teklif edilmesine ilişkin açıklaması
49.- Adana
Milletvekili Ayhan Barutun, Kozan-Mansurlu yol sorununa ilişkin
açıklaması
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Çeşitli İşler
1.-
Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden balıkçılara
Hoş geldiniz. denilmesi
B) Önergeler
1.- Ankara
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, (2/905) esas numaralı
Çocuk Hakları Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/166)
VI.-
ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ Parti Grubunun, Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve
arkadaşları tarafından, ülke genelinde konut ve kira
fiyatlarındaki artışın nedenlerinin
araştırılarak yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi için
yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla 25/3/2022 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 19 Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
2.- HDP
Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaş ve Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Hakkı Saruhan Oluç tarafından, Siirtte yüzlerce naaşın
bulunduğu Kasaplar Deresi olarak bilinen Nevala Kasaba bölgesindeki
yapılaşma çalışmalarının durdurulması için
gerekli tedbirlerin alınması amacıyla 18/4/2022 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 19 Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP
Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, Sudan ve Nijerde TİGEM tarafından
yapılması planlanan tarım projelerine ilişkin doğru
bilgilere ulaşılabilmesi ve söz konusu projelerin incelenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/4403) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun
19 Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
4.- AK
PARTİ Grubunun, bastırılarak dağıtılan 327
sıra sayılı Kanun Teklifinin kırk sekiz saat geçmeden
gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının 2nci sırasına, yine bu kısımda
bulunan 324, 323, 127, 313, 169, 245, 154 ve 183 sıra sayılı
Kanun Tekliflerinin aynı kısmın sırasyıla 1, 3, 4, 5,
6, 7, 8 ve 9uncu sıralarına alınmasına ve bu
kısımda bulunan diğer işlerin sırasının buna
göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesine ve 324, 327 ve 323 sıra sayılı Kanun
Tekliflerinin İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak
bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoyun, Bursa Milletvekili Muhammet
Müfit Aydının HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına ve Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
2.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Bursa
Milletvekili Muhammet Müfit Aydının HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına, sataşması nedeniyle konuşması
VIII.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Teklifleri
1.- İzmir
Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili
Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları
Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324)
IX.- YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin, 2020-2022 yılları arasında
Muğla ilinde Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası
aracılığıyla kredi kullanan üretici sayısına
ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'nin
cevabı (7/61356)
2.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin, Mersin ilinde Bakanlığa
bağlı kurumlarda engelli personel istihdamına ve kurum
binalarının engelli kullanımına uygunluğuna
ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'nin
cevabı (7/61362)
3.- Adana
Milletvekili Orhan Sümer'in, Tufanbeyli İlçe Halk Kütüphanesi projesine
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktay'ın cevabı (7/61403)
4.- Adana Milletvekili
İsmail Koncuk'un, yurt dışına çıkış
harcında yaşanan artışa ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/61406)
5.- İzmir
Milletvekili Tacettin Bayır'ın, İzmir İl Tarım
Müdürlüğü tarafından Karaburun ilçesinde verilen zeytin salamura
tesisi ruhsat sayısına ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman
Bakanı Vahit Kirişci'nin cevabı (7/61507)
6.- Burdur
Milletvekili Mehmet Göker'in, şeker temininde yaşanan
sıkıntıya ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı
Vahit Kirişci'nin cevabı (7/61508)
7.- Yozgat
Milletvekili Ali Keven'in, Yozgat'ta bulunan Kazankaya Kanyonuna yönelik bir
proje bulunup bulunmadığına ilişkin sorusu ve Tarım ve
Orman Bakanı Vahit Kirişci'nin cevabı (7/61510)
8.- Adana
Milletvekili İsmail Koncuk'un, gübre fiyatlarındaki artışa
ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'nin
cevabı (7/61512)
9.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, yurt dışı
çıkış harcının artırılmasına
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktay'ın cevabı (7/61519)
10.-
İstanbul Milletvekili Zeynel Özen'in, Ukrayna'dan Türkiye'ye
gerçekleşen ve gerçekleşebilecek göçlere yönelik alınan
tedbirlere ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay'ın cevabı (7/61520)
11.-
Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu'nun, lisanslı depolarda
bulunan ekmeklik buğday miktarına ilişkin sorusu ve Tarım
ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'nin cevabı (7/61718)
12.- Ankara
Milletvekili İbrahim Halil Oral'ın, 2017-2021 yılları
arasında planlanan ve bütçeden verilen tarımsal desteklemelere
ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'nin
cevabı (7/61720)
13.- Erzurum
Milletvekili Muhammet Naci Cinisli'nin, Ziraat Bankasından tarımsal
kredi kullanıp takibe düşen çiftçi sayısına ilişkin
sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'nin cevabı (7/61722)
14.- Kütahya
Milletvekili Ali Fazıl Kasap'ın, Kütahya'da Et ve Süt Kurumu
mağazası açılması talebine ilişkin sorusu ve
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'nin cevabı (7/61728)
15.- Mersin
Milletvekili Alpay Antmen'in, 2019-2022 yılları arasında kamu
bankalarına kredi borcu olan çiftçi sayısına ilişkin sorusu
ve Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'nin cevabı (7/61732)
16.- Ankara
Milletvekili Murat Emir'in, son beş yılda
Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan temsil ve
ağırlama giderlerine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay'ın cevabı (7/61750)
17.- Ankara
Milletvekili Murat Emir'in, Cumhurbaşkanlığına ait makam
araçlarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay'ın cevabı (7/61752)
19
Nisan 2022 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE
(Adıyaman), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
81inci Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Konya 5inci
İslami Dayanışma Oyunlarıyla ilgili söz isteyen Konya
Milletvekili Ahmet Sorguna aittir.
Buyurun Sayın Sorgun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili Ahmet Sorgunun, Konya 5inci İslami
Dayanışma Oyunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
AHMET SORGUN (Konya) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; İslami Dayanışma Oyunları
üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
şahsınızı, hazırunu ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Önce coronanın, sonra da Ukrayna-Rusya
savaştırımının insanlığın üzerine bir
karabasan gibi çöktüğü günümüzde iyi şeyler oluyor ülkemizde, iyi
şeyler oluyor Konyamızda. Bu cümleden olarak 5incisi 9-18
Ağustos 2022 günlerinde Konyada yapılacak olan İslami
Dayanışma Oyunları bir soluklanma, bir nefeslenme, bir serinleme
anlamı taşıyor insanlık adına ve insanlık için.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bilindiği üzere İslami Dayanışma
Oyunları, İslam İşbirliği Teşkilatına
bağlı İslami Dayanışma Spor Federasyonu
tarafından dört yılda bir düzenlenen çoklu bir spor organizasyonudur.
Oyunlar, İslam coğrafyasında spor yoluyla dostluğu,
kardeşliği, barışı, huzuru,
yardımlaşmayı ve dayanışmayı hedeflemektedir.
Daha önce Azerbaycan, İran, Suudi Arabistan ve Endonezyada icra edilen bu
dev organizasyonun heyecanını, bu kez Türkiye ve Konya olarak hep
birlikte yaşayacağız ve paylaşacağız.
Oyunlara, İslam İşbirliği
Teşkilatı üyesi ülkelerin tamamından yani 56 üyeden 3 bine
yakın sporcu, bir o kadar da antrenör, hakem, basın mensubu, gözlemci
iştirak edecektir. Mücadele 24 farklı spor dalında, 16 tesiste,
355 madalya için olacaktır. Karşılaşmalar Türkçe, Arapça,
İngilizce ve Fransızca olarak yayınlanacaktır.
Bilimde, sanatta, eğitimde, sanayide, ziraatta
Anadolu'nun başat şehri Konya, aynı zamanda spora ve sporcuya
verdiği önemle de bir adım öne çıkmayı fazlasıyla hak
etmiş demektir. Bundan dolayıdır ki geçtiğimiz günlerde
Avrupa Spor Başkentleri ve Şehirleri Federasyonu tarafından
Konya 2023 Dünya Spor Başkenti olarak seçildi ve ilan edildi.
Selçuklulardan bu tarafa atçılık, okçuluk
ve güreş gibi geleneksel ata sporlarımızın yanında
bisiklet sporu ve bisiklet deyince de akla Konya gelmektedir. Bu manada
Bu devasa spor organizasyonunun Konyada
yapılmasını sağlayan Sayın
Cumhurbaşkanımıza, desteklerini esirgemeyen Gençlik ve Spor
Bakanımıza, Konya Valimize; şehrin bugünlere gelmesinde emekleri
takdire şayan önceki dönemler Büyükşehir Belediye
Başkanlarımız Halil Ürün Beye, Tahir Akyüreke ve hassaten,
Konyayı İslami Dayanışma Oyunlarına eksiksiz bir
şekilde hazır etmek için gece gündüz aşkla, şevkle, heyecanla
çalışan mevcut Büyükşehir Belediye Başkanımız
Uğur İbrahim Altay ve çalışma arkadaşlarına
şükranlarımı sunuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AHMET SORGUN (Devamla) Son olarak, ramazan
ayına ve oruç günlerindeyiz. Hazreti Mevlâna oruç için diyor ki: Can
bedenin hantallığından kurtuldu, nefsimizin isteklerinin eli
bağlandı. Aşk ve iman ordusu geldi, sapıklık ve
imansızlık ordusunu kırdı, geçirdi.
Hepinizi saygıyla sevgiyle tekraren
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
köy enstitülerinin 82nci kuruluş yıl dönümü münasebetiyle söz
isteyen Osmaniye Milletvekili Baha Ünlüye ait.
Buyurun Sayın Ünlü. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
2.- Osmaniye Milletvekili Baha Ünlünün, köy enstitülerinin 82nci
kuruluş yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
BAHA ÜNLÜ (Osmaniye) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
17 Nisan Pazar günü, bir aydınlatma mucizesi olan köy enstitülerinin kuruluşunun
82nci yıl dönümünü kutladık.
Cumhuriyetin ilk yıllarında ülke nüfusunun
yüzde 80i, kırsal nüfusun ise yüzde 90ı okuryazar değildi.
Okuma yazma çağındaki genç nüfusun yüzde 80i köylerde
yaşamasına rağmen ülke genelinde 40 bin köyün 35.277sinde
öğretmen yoktu. Bu sebeplerle eğitim ve öğretime büyük önem
veren Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, 1935 yılında
yapılan Cumhuriyet Halk Partisi 4üncü Büyük Kurultayında daha çok
köye ve köylüye ağırlık verilen bir politikanın
benimseneceğini vurgulamıştır. O tarihlerde
askerliğini onbaşı veya çavuş olarak yapan yetenekli
gençler devlet üretme çiftliklerinde açılan
kurslarda yetiştirilerek köylere eğitmen olarak
atanmıştır.
1936da başlayan uygulamaların olumlu
sonuç vermesi üzerine, 1937de yalnız köy çocuklarının
alındığı ve köye yönelik öğretim programını
uygulayacak köy öğretmen okulları açılmıştır.
İlerleyen yıllarda eğitim alanında gelişmeler
kaydedilmiş, İsmet İnönü'nün
Cumhurbaşkanlığı, Hasan Âli Yücel'in Millî Eğitim
Bakanlığı esnasında, İlköğretim Genel Müdürü
İsmail Hakkı Tonguç'un mimarlığını
yaptığı köy enstitüleri, 17 Nisan 1940ta Köy Enstitüleri
Kanunu'nun Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesiyle resmen
kurulmuştur. Köy enstitülerinin kuruluş amacı, köyü ve köylüyü
kalkındırmaya yöneliktir. Anadolunun unutulmuş ve kendi
kaderiyle baş başa kalmış, yoksulluğu ve
çaresizliği yaşamış köy çocukları, enstitülerde
eğitilmiş, bilgiyle buluşturulmuş, aydınlanma ve
çağdaşlaşma hareketlerini başlatmak üzere yeniden köylere
gönderilmiştir.
Seçim bölgem Osmaniyede 1940 yılında
açılan Düziçi Köy Enstitüsü de bu aydınlanma mucizelerinden biridir.
(CHP sıralarından alkışlar) Kurucu Müdürü, İsmail
Hakkı Tonguçun en çok güvendiği müdürlerden birisi olan Ahmet Lütfi
Dağlardır. 1902 yılında Bağdat demir yolu
inşaatı sırasında Alman çocuklarının okuması
için yaptırılan ve halk arasında Alman Konağı olarak
bilinen binada, 1939 yılında bir yıl süreyle Haruniye
Eğitmen Kursu olarak eğitime devam edilmiştir. 1940
yılında köy enstitülerinin kurulmasından sonra Kurucu Müdür
Ahmet Lütfi Dağların önerisiyle Haruniye yerine Düziçi ismi
tercih edilmiş ve enstitünün adı Düziçi Köy Enstitüsü
olmuştur. Düziçi Köy Enstitüsü, öğrencilerini Adana, Gaziantep,
İçel, Hatay ve Kahramanmaraş gibi komşu illerinden
almıştır. Düziçi Köy Enstitüsü; yöneticileri, öğretmenleri,
binaları, eğitim ve öğretimi, çalışmaları,
öğretmenlik idealleri ve eğitime katkılarıyla her zaman
örnek alınabilecek bir eğitim kurumu olmuştur. Düziçi Köy Enstitüsündan
toplam 936 öğrenci mezun olmuş; enstitü, ilk mezunlarını
1943-1944 öğretim yılında, son mezunlarını ise
1951-1952 öğretim yılında vermiştir. Enstitüde eğitim
faaliyetleri kültür, ziraat, teknik dersler şeklinde sürdürülmüştür.
Köy enstitülerinde yetişen genç
öğretmenler yurdun dört bir yanına, en ücra topraklara giderek
köylülere hem örgün öğretimle okuma yazma ve temel bilgileri kazandırmış
hem de modern ve ilmî tarım tekniklerini öğretmişlerdir. Mustafa
Kemal Atatürk Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri
kopmuş demektir. diyerek her daim sanata öncelik verdiğini
devrimleriyle ve düşüncesiyle göstermiştir. Bu anlayışla,
köy enstitülerinde müzik, tiyatro, halk oyunları, resim ve el sanatları
gibi çağdaş sanatın her alanında dersler verilmiştir.
Enstitüden mezun olan köy çocukları, yıllar sonra ünlü bir yazar,
ressam, siyasetçi ve bilim adamı olarak karşımıza
çıkmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAHA ÜNLÜ (Devamla) - Başkanım
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BAHA ÜNLÜ (Devamla) Fakat yıllar içinde, bu
aydınlanma mucizesi atılımından rahatsız olan
emperyalist güçler, birtakım yerli çevreleri de kullanarak akıllara
durgunluk veren iftira ve karalamalarla ne acıdır ki köy
enstitülerini kapattırmışlardır.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle, 17 Nisan
1940 tarihinde başlatılan bu devrimci hareketin 82nci yıl
dönümünde açılan köy enstitülerinin kurucularını bir kez daha
minnet, rahmet ve şükran duygularımla anıyor; bugün köy
enstitülerinin saygın ve özgün duruşlarını takdir eden
herkesi ve yüce Meclisi en derin saygılarımla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Şanlıurfanın sorunları hakkında söz isteyen
Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücüye aittir.
Buyurunuz Sayın Sürücü. (HDP sıralarından
alkışlar)
3.- Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücünün,
Şanlıurfanın sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve tüm
halkımızı saygıyla selamlıyorum.
Yoksulluğun ve işsizliğin
derinleştiği, her gün bir gencin intihar ettiği, insanların
metropollere ucuz iş gücü olarak gitmek zorunda kaldığı
Urfa'da, istihdam alanları rant alanlarına dönüştürülmüş durumdadır.
İnsanların iş bulamadığı Urfa'da, iş bulma
kurumu olan İŞKUR ise skandallarla gündeme gelmektedir.
Geçtiğimiz haftalarda yaşanan görevden alınmalar yerel
basına da yansımıştır fakat yetkililerden kamuoyuna
hiçbir açıklama yapılmamıştır. Artık bırakalım
liyakatsizliği veya kayırmacılığı, hayalî
işe yerleştirmeler üzerinden müdürler ve müdür
yardımcıları hayalî işçinin maaşını alarak
cüzdanlarını doldururken Urfa'da, insanlar, pazar yerlerinden
artakalan meyve ve sebzeleri toplamaktalar. Olmayan atölyelerde olmayan işçiye
istihdam sağladığını belirttiği belgelerle halkın
hazinesindeki parayı alıyor. İşte, bu, AKP'nin Urfa'daki
ustalıklarından sadece bir örnektir. Bu tablo AKP
iktidarının eseridir. Bu skandallara adı karışan
kişiler hakkında gereken işlemler başlatılmalı,
kamuoyu bilgilendirilmeli ve haklarındaki soruşturma hızla
sonuçlandırılmalıdır.
Değerli halkımız, yine,
yaklaşık 3 milyon nüfusu olan Urfa'da sağlık
alanındaki ihmaller, eksiklikler ve skandallar, AKP iktidarının
sağlık alanındaki son yirmi yılının âdeta özeti
gibidir. Örneğin, Karaköprü Maşukta sağlık ve sosyal tesis
alanına ayrılan yaklaşık 20 dönümlük kamu arazisi, tüm
itirazlara rağmen konut alanına çevrildi ve Maşuktaki
sağlık ocağı ise kiralık bir iş yerinde mahalleye
hizmet veriyor. Bahsettiğimiz Maşukun nüfusu ise 20 bin insandan
oluşuyor. Kamu arazisi varken hangi akla hizmetle sağlık
ocağı kiralık bir dükkânda hizmet sağlar?
Kısacası, sağlık ocağının yeri yok ama AKP
iktidarı istediği için kamu arazisi, sipariş adresi belli olan
imara ve ranta açılıyor. Cumhurbaşkanı kararıyla
gerçekleşen bu plan değişikliği bize gösteriyor ki AKP
iktidarı Urfayı parsel parsel satıyor. Bu karardan derhâl
vazgeçilmeli, kamu arazileri ranta değil halkın hizmetine
açılmalıdır.
Evet, değerli arkadaşlar, yine, Urfada
birçok alanda ya doktor yok ya da sadece tek bir doktor var. Örneğin, 2
tane ağız ve diş sağlığı hastanesi var ama
mevcut hastanede düzenli olarak hizmet veren bir çene cerrahı yok.
Yıllardır Urfada kan merkezi yok, acil bir durumda kan en yakın
il olan Antepten getiriliyor; artık buna bir son verilmeli ve Urfada bir
kan merkezi kurulmalıdır. Urfada kadın doğum alanında
da ciddi hekim ve poliklinik yetersizliği mevcuttur. Ayrıca, yeni bir
kadın doğum hastanesinin hızla yapılması gerekmektedir.
Yine, yan dallarda çocuk doktorları yok; aileler çocuklarını
Antep, Adana ve Diyarbakır gibi kentlere götürmek zorunda kalıyor,
çocuklar şehirler arası yolculuklarda ciddi sıkıntılar
yaşıyor ve tedavileri aksıyor. Evet, Urfa halkı, AKP iktidarı
tarafından sağlık sorunlarıyla baş başa
bırakılmış durumda. Örneğin, Urfada çocuk alerji
doktoru yok, çocuk gastroenteroloji alanında da sadece 1 doktor var.
Aileler çocuklarıyla randevu almak için haftalarca sırada
beklemekteler. Bir alana sadece tek bir doktor verme hâli neredeyse tüm yan
dallarda yaşanmaktadır. Hastanelerde doktor yok, cihaz yok. Randevu
almak isteyen yurttaşlar 182yi arıyor fakat doktor
olmadığı için randevu alamıyorlar ya da haftalar sonra
kendilerine randevu veriliyor. Örneğin Viranşehir'deki yurttaşlarımız
kulak burun boğaz servisinden randevu alamadıklarını,
haftalarca bekletildiklerini söylüyorlar. Düşünün,
kulağınız veya başka bir yeriniz ağrıyor; doktora
gidip muayene olmanız, tedavi olmanız gerekiyor ancak maalesef tek
bir doktor olduğu için size ancak dört hafta sonraya randevu veriliyor. İşte
Urfa'da sağlık konusunda yaşanan durum budur, halk bunları
yaşıyor.
Peki, Urfalı yurttaşların
sağlığa erişim hakkını gasbeden bu
anlayış, çözüm noktasında yıllardır neden tek bir
adım dahi atmıyor? Buradan yetkilileri Urfa'daki sağlık
sorunlarını hızla çözmeye ve sorumluluklarını yerine
getirmeye davet ediyoruz.
Evet arkadaşlar, tarım alanında da
Urfa'da ciddi sıkıntılar yaşanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ülkenin en büyük barajı Urfa'da fakat Urfa
çiftçisi suya erişemiyor çünkü ısrarla, yeterli su kanalları
yapılmıyor. Fırat Nehri'nin yanı başındaki Hilvan
ve Birecik çiftçisi bile yeterli düzeyde su bulamıyor. Peki, neden AKP
iktidarının tek bir bakanı bile DEDAŞ'ın zulmü
hakkında bir açıklama yapmıyor? Bir tarım kenti olan
Urfa'da neden GAP kapsamında otuz yıldır su
kanallarının yapımı tamamlanmıyor ve çiftçi
DEDAŞ'a mecbur bırakılıyor?
İşte tüm bu sorunlar AKP'nin Urfa
icraatlarıdır ve diyoruz ki en çok da kavurucu yaz
sıcağında suya muhtaç bıraktığınız
çiftçiler ve halk sizi gönderecek.
Genel Kurulu ve tüm halkımızı
tekrardan saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren ilk milletvekillerine yerlerinden birer dakika
süreyle söz vereceğim.
Sayın Çelebi
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin, Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan
rahmet dilediğine ve terörle mücadeleye ilişkin açıklaması
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Terör neredeyse orada başı ezilmelidir.
diye tezkereye evet oyu verdim. Pençe-Kilitle Türk milletinin pençesi terör
kamplarına kilit vurmuştur, vuracaktır. Üsteğmenimiz Ömer
Delibaş bu operasyonda şehit düşmüştür, Allah rahmet
eylesin. Artık vücudu vatan toprağı, nefesi vatan
havasıdır, bedeni başaktır, son nefesi hür ve
bağımsız doğacak her çocuğun ilk
çığlığıdır. Kahraman ordumuz vurdukça ses
emperyalizmin taşeronlarından gelmiş, Türkiye'ye ömür biçme
densizliğine başvurmuşlardır. Türkiye'ye, ulusal
birliğimize, toprak bütünlüğümüze kimse ömür biçemez; buna müsaade
etmeyiz diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Altaca
Kayışoğlu
2.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlunun,
zeytin üreticilerinin taleplerine ilişkin açıklaması
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Sofralarımızın vazgeçilmezi zeytinde ağaç sayısı
artarken üretimin düşmesinin sebebi uygulanan politikalar, mazot, gübre ve
ilaç fiyatlarıdır.
Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğimiz
Marmarabirlik Gemlik Kooperatifi yöneticileri iki noktaya dikkat çekiyordu.
Birincisi, zeytinde üretime gerçekçi desteğin verilmesi gerekiyor.
İkinci olarak zeytin üreticisinin desteklenmesi için birliklerin de
Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan yararlanabilmesinin önünün
açılması gerekiyor. Muhalefetin haklı eleştirilerine
kulağını tıkayan yöneticilere sesleniyorum: Bari zeytin
üreticilerinin sesini ve taleplerini duyun, gereğini yapın.
BAŞKAN Sayın Aydın...
3.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının, emeklilikte yaşa
takılanların sorunlarına ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu kürsüden ve Meclisten defalarca emeklilikte
yaşa takılanların sorunlarını dile getirdik.
Araştırma önergeleri verdik, kanun teklifleri verdik; AK PARTİ
ve MHP oylarıyla reddedildi. Milyonlarca EYTli bugün, bu konuda,
sizlerden bir haber bekliyor ancak Hükûmet, bugünkü açıklamasına
göre, gündemlerinde EYT olmadığını ifade etti. Seçim
meydanlarında bunların sözleri verildi, EYT'lilerin sorunları
çözülecek. dendi; toruna karıştılar, her türlü sıkıntıyı
yaşadılar, yıllarca prim ödediler ancak bir türlü emekli
olamadılar. Buradan bir kez daha sesleniyoruz: Bu EYT'lilerin bir an önce
sorununu çözelim, hep birlikte çözelim; siz getirin, biz de destek verelim.
Seçimden önce de onlara bir müjde verelim ki gerçekten sıkıntı
içerisinde olan EYT'liler de rahat bir nefes alsın diyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Yılmazkaya
4.- Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkayanın, tarım
desteklerinin artırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Ulusal güvenliğimiz ve ülkenin geleceği
açısından tarım ve hayvancılığın olmazsa
olmaz olduğu bir kez daha anlaşıldı. Çiftçisine destek
vermeyen, tarımsal kalkınmayı önemsemeyen Türkiye modelinde
ekonominin ne yazık ki düzelmeyeceğini buradan defalarca söyledik.
Çiftçilerimize ve üreticimize ne kadar destek verirsek ülkeye ve millete o
kadar geri dönüşü olur.
Tüm Türkiye'de olduğu gibi Gaziantep'te de
köylü, çiftçi, üretici tohumda, gübrede, ilaçta, mazotta artan girdi
maliyetleri yüzünden üretemez hâle geldi. Artan maliyetlerin düşürülmesi,
mazot ve gübre desteğinin bir an önce artırılması gerek.
Tarım destekleri ne yazık ki üreticilerimizin yüksek girdi
masraflarına yetmiyor. Çiftçinin belini büken sadece gübre ve mazot da değil,
şu an elektrik maliyeti gübre ve mazotu da geçti. Sulu tarım
yapılan arazilerde elektrik dağıtım şirketleri âdeta
çiftçinin gelirine ortak olmuş durumda. Tarım desteklerinin özellikle
böyle sıkıntılı dönemlerde daha fazla artırılması
ve bu konuda üreticilerimizin lehine gerekli düzenlemelerin bir an önce hayata
geçirilmesi gerek diyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şimşek
5.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin,
Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu Projesine ilişkin
açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Mersin'imizin
ulaşım ağına büyük katkı sağlayacak olan
ÇeşmeliErdemliSilifkeTaşucu Otoyolu Projesinin ÇeşmeliKızkalesi
kesiminde bazı taşınmazların Karayolları Genel
Müdürlüğü tarafından alınan acele kamulaştırma
kararı Cumhurbaşkanlığı tarafından Resmî
Gazete'de yayınlanmıştır. Mersin-Antalya arasını
en az bir saat kısaltacak olan bu projede emeği geçen başta
Sayın Cumhurbaşkanımız ve Ulaştırma
Bakanımız olmak üzere herkese teşekkür ediyorum.
İnşaat çalışmalarına da bir
an önce başlanarak bu yolun, hem turizm açısından hem
ulaşım açısından çok önemli olan bu yolun bir an önce
bitirilmesini talep ediyor, teşekkür ediyor, saygılarımı
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Taşkın
6.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının,
İsrail askerlerinin Mescid-i Aksaya baskınını
şiddetle kınadığına ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
İçerisinde bulunduğumuz mübarek ramazan
ayında tüm ilahi dinlerin kutsal mekânı Kudüs'te yaşananlar
bizleri derinden üzmektedir. İsrail, Filistinli kardeşlerimize
karşı zulmünü arttırarak masum Filistinlileri katletmektedir.
İsrail askerlerinin 1i çocuk 7 Filistinli kardeşimizi şehit
etmesini ve Müslümanların mukaddesi Mescid-i Aksa'ya
baskınını şiddetle kınıyorum. Şehit
düşen Filistinli kardeşlerimize Yüce Allah'tan rahmet,
yaralılara acil şifalar diliyorum. İsrail, haksız ve
hukuksuz saldırılarına derhâl son vermelidir.
Kudüs mutlaka özgürlüğe kavuşacak,
Filistinli kardeşlerimizin muhteşem direnişi kesinlikle zaferle
sonuçlanacaktır. Türk milleti bu haklı davada Filistinli
kardeşlerimizin her zaman yanında olmuştur ve olmaya devam
edecektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kaya
7.- Osmaniye Milletvekili İsmail Kayanın, İsveçte
Kuran-ı Kerime yönelik gerçekleştirilen hadsiz saldırıya
ilişkin açıklaması
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Teşekkürler
Sayın Başkanım.
İsveç'te kutsal kitabımız
Kuran-ı Kerimin yakılması asla kabul edilemez. Bu olayı
aşağılık bir saldırı olarak nitelendirmekteyim.
Bu olay, geçmişten ders alınmadığını, İslam
düşmanlığı ve İslamofobinin hızla
arttığını, ırkçı ve provokatif eylemlerin
engellenmesinde hâlen tereddütlü davranıldığını,
ifade özgürlüğü kisvesi altında açıkça ve alenen nefret suçu
işlenmesine göz yumulduğunu bizlere bir kez daha göstermiştir.
İslam düşmanlığını
sıradanlaştıran eylem ve yorumlar, toplumda böylesi bir cinnet
hâli üretir. Bu kapsamda, tüm ülkeleri ve uluslararası
kuruluşları İslam düşmanlığı ve
ırkçılığa karşı gerekli önlemleri almaya davet
ediyor, bu tehdide karşı etkin ve caydırıcı adımların
süratle atılmasını, sorumluların adalete teslim edilmesini
bekliyoruz. Bu nefret ideolojilerine karşı el birliğiyle
mücadeleye devam edeceğimizi bildirerek Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Taşdoğan
8.- Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğanın,
Gaziantepteki ayakkabı üreticilerinin taleplerine ilişkin
açıklaması
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin
ayakkabı üssü olan ve Çinden sonra en büyük pazara sahip olan
Gaziantepte günlük ortalama 2 milyon çift ayakkabı üretilirken birçok
ülkeye yılda yaklaşık 500 milyon dolarlık ihracat
yapılmaktadır. Türkiye'den son zamanlarda ise tabaklanmış
deri ithal eden yabancı firmalar sadece A, B, C kalite erkek dana derisini
yani üst kaliteli ürünü talep etmektedirler. Bu talep
karşılandığında ise yerli
imalatçılarımıza düşük kaliteli deriler kalmaktadır.
Bu kalan derilerle sadece kalitesi düşük ürünler yapılabilmektedir
yani katma değeri yüksek olan ürünler yapılamamaktadır. Bu
sebeple ülkemizin uluslararası pazarlarda rekabet şansı
-kalitesiz hammaddeden dolayı- azalmaktadır. Sektörümüz,
tabaklanmış kaliteli deri ithalatının ve
ihracatının sınırlanmasını istemektedir.
Arz ederim.
BAŞKAN Sayın Şevkin
9.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, Adanadaki birçok
KOBİnin Kredi Garanti Fonunun desteklerinden yararlanamadığına
ilişkin açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Kredi Garanti Fonu hem pandemi hem de ekonomik kriz
dönemlerinde firmaların ayakta kalması için destek veren bir
kurumdur. Bu kredinin ilk dilimi ne yazık ki gerçek anlamda iş
yapanlara değil, Hükûmet yanlılarına verilmiştir. Devlet
iş olanağını artırmak için böyle bir krediyi
çıkarmasına rağmen alınan krediler, ev, arsa, lüks araç
alan ve geri ödemesini bankalara yapmayan firmalara aktarıldı.
Bankalar verilen kredilerin ödenmeyen miktarlarını devletten tahsil
etti. Sonraki dilimde devlet bu kredileri fatura ve iş
karşılığı veremeye karar verdi; güzel bir uygulama
ancak çok cüzi miktarda bir kredi desteği sağlandı. Adanalı
firmalar için birçok KOBİ, banka şubelerinden eli boş döndü.
Şimdi sormak istiyorum: Hükûmetin Çukurova bölgesini gözden mi
çıkardığını biliyoruz acaba? Bu, ekonominin
belkemiği KOBİlere çifte standart anlamına gelmiyor mu?
Çukurovalı iş insanları bunu kayıtlara geçiriyor, haberiniz
olsun demek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın İlhan
10.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhanın,
Kırşehirin sağlık alanındaki sorunlarına
ilişkin açıklaması
METİN İLHAN (Kırşehir)
Teşekkür ederim Başkanım.
Devlet, herkesin hayatını beden ve ruh
sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla yükümlüdür ve
bu, devletin Anayasadaki asli vazifelerindendir. Zira Türk devlet
geleneğinde de süregelen bin yıllar içinde bu durum İnsanı
yaşat ki devlet yaşasın. ifadesiyle somutlaştırılmıştır.
Bakınız, buradan defalarca söylememize
rağmen Kırşehir hâlâ tek hastane ve çok büyük bir doktor
açığıyla sağlık sorunlarını çözmeye
çalışmaktadır. Başta doktorlarımız olmak üzere
sağlık çalışanlarımızın pandemi boyunca olan
fedakârlıklarını ve gayretlerini takdir ediyoruz. Ancak
Kırşehirde telafi edilemeyecek düzeyde çok büyük doktor
açığı bulunmaktadır. Buradan Hükûmet yetkililerine tekrar
sesleniyorum: Bir an önce göğüs cerrahı, plastik cerrah, çocuk
cerrahı, kadın doğum, kardiyoloji, nefroloji, endokrinoloji ve
diğer alanlardaki doktor açığı kapatılmalı çünkü
süregelen ekonomik krizler altında ezilen vatandaşlarımız
başka illere tedavi olmaya gitmek zorunda kalmasınlar.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Güzelmansur
11.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun, Hatayın orman
yangınlarıyla mücadeledeki zafiyetine ilişkin
açıklaması
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Havalar ısınıyor, orman
yangınları da başlıyor. Geçtiğimiz yıllarda
Hatayda maalesef ciğerlerimizi yakan orman yangınlarını
yaşadık. Hataya orman bölge müdürlüğü kurulsun, yangına
müdahaleler hızlı ve etkili olsun. dedik. Tam beş ay önce
Hataya Orman Bölge Müdürlüğü kuruldu, yalnız bu müdürlük Resmî
Gazetenin sayfasında kaldı. Orman Bölge Müdürü dâhil olmak üzere
atamalar yapılmadı, yeterli ve gerekli iş makineleri
gönderilmedi; dozer yok, greyder yok, arazöz yok. Dün Dörtyolda bir orman
yangını başladı. Bahsettiğim eksiklikleri bu
yangında ziyadesiyle hissettik. Personel atamayacaksanız, yangın
söndürme araçlarını vermeyecekseniz Hataya Orman Bölge
Müdürlüğü kurmanın bir anlamı kalır mı? İktidara
sesleniyorum: Lütfen bu eksiklikleri bir an önce giderin; arazöz, greyder ve
dozer gönderin.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gürer
12.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğde ve çevre
illerde fırtına sebebiyle yaşanan elektrik kesintilerine
ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Niğde ve çevre illerde fırtına afete
dönüştü, elektrik direkleri yıkıldı, bazı bölgelerde
kırk sekiz saattir elektrikler kesik. Bağ bahçe tahrip oldu, üretici
ciddi mağdur durumda. Elektrikler kesik olduğu için mandıralarda
ineklere sağım yapılamadı, su dahi verilemedi. Elektrik
altyapısının güçlendirilmesi şart. Zararlar bir an önce
karşılanmalı. Küresel iklim değişikliği nedeniyle
fırtına, sel ve dolu gibi afetler, başta üreticilerimiz olmak
üzere her kesimi etkiliyor. Elektrik kesintileri ise ne yazık ki gecelerin
karanlığını daha da koyulaştırıyor. Bu yönde
yapılması gerekenler bir an önce yapılıp önlemler
alınmalı, mağduriyetler giderilmeli, zararlar da bir an önce
karşılanmalı.
Teşekkür ediyorum Başkanım.
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
13.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun,
İsrail askerlerinin Mescid-i Aksaya baskınını
şiddetle kınadığına ilişkin açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) -
Teşekkürler Sayın Başkanım.
Yemen, Somali, Myanmar, Libya, Afganistan, Filistin
ve Suriyede milyonlarca masum insan bir ramazan ayını daha buruk
geçiriyor. İsrailin Mescid-i Aksada ibadet eden başta kadın ve
çocuklar olmak üzere sivillere yönelik yapmış olduğu hukuksuz
saldırıyı şiddetle kınıyorum. Bu
saldırıda vefat eden kardeşlerimize Allahtan rahmet,
yaralananlara acil şifalar diliyorum.
Türkiye her zaman Filistinin yanındadır.
Kudüsü ve Müslümanları koruyamayan bir dünya kendi kendine ihanet
etmiş. bilinciyle tüm dünyayı ayağa kaldıran
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bölgenin
barışa kavuşması için tüm gücüyle
çalışmaktadır. İsrailin saldırılarına
sessiz kalarak veya kayda değer tavır ortaya koymayarak dolaylı
şekilde destek veren herkes orada yaşanan zulme ortaktır diyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Arkaz
14.- İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, Mecliste
görüşülecek spor yasasına ve Pençe-Kilit Operasyonunda şehit
olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
HAYATİ ARKAZ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Spor
yaparak sağlıklı bireyler oluşturulur, sağlık
giderleri azaltılır, toplum sağlığı güçlenir.
Ülkemizde spor kültürü geliştirilmeli, her ailenin bir diyet ve spor
uzmanı olmalıdır. Çocuklara küçük yaştan itibaren spor
kültürünü aşılayacak, sporu sevdirecek eğitimler verilmelidir.
Aziz Atatürk'ün dediği gibi Türk milleti anadan doğma sporcudur.
Bizler Türk sporunu daha ileriye taşımalıyız. Gazi
Meclisimizle görüşülecek yeni spor yasasının hayırlara
vesile olmasını diliyorum.
Ayrıca Pençe-Kilit Operasyonunda şehit
olan Üsteğmen Ömer Delibaş'a Allah'tan rahmet, kahraman silah
arkadaşlarına ve ailesine başsağlığı
diliyorum; ruhu şad olsun.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Taşcıer
15.- Ankara Milletvekili Gamze Taşcıerin, Kadın
Cinayetlerini Durduracağız Platformu hakkında açılan davaya
ilişkin açıklaması
GAMZE TAŞCIER (Ankara) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız
Platformu tam on iki yıldır kadınların yaşam
hakkı için mücadele ediyor. Kadın cinayetlerinin görüldüğü
davalar için adliyelerde oluyorlar, şüpheli kadın ölümlerinin ortaya
çıkması için katkı sunuyorlar, devleti yönetenlerin yapması
gereken ama yapmadığı verileri paylaşarak sorumluluk
üstleniyorlar. İşte, kadınlar için bu kadar önemli olan böyle
bir platform hakkında, hukuksuz bir şekilde kadın
haklarını savunmak kisvesi adı altında, aile mefhumunu yok
sayarak aile yapısını parçalama gibi akıl dışı
bir suçlamayla dava açıldı. Böyle bir gerekçenin davaya
dönüşmesi bile skandal. Bizler bu davanın örgütlü kadın
mücadelesine karşı olduğunu biliyoruz. Ama baskılar asla
mücadelemizden bizi geri döndürmeyecek. Dün de bugün de yarın da
söylüyoruz: Kadın cinayetlerini durduracağız ve hiçbir
kadın asla yalnız yürümeyecek. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Aycan
16.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, depreme
karşı alınması gereken önlemlere ilişkin
açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, deprem ülkemizin gerçeğidir. Ülkemizdeki faylar aktiftir, şehrim
Kahramanmaraşın da üzerinde bulunduğu Doğu Anadolu Fay
Hattı da aktiftir. Bölgemizde geçen ay içerisinde depremler olmuştur,
bu nedenle depreme hazırlıklı olmalıyız. Depreme
hazırlık iki aşamalıdır: Deprem olduğunda
yapılacak işlere hazırlıklı olmak yani depremde
kurtarma, acil sağlık hizmetleri, deprem sonrası hayatla ilgili
işler bir grubu oluşturmaktadır. İkinci grup
hazırlık daha önemlidir; deprem olduğunda yapıların
yıkılmasını önlemeye yönelik çalışmalardır
bunlar. Bu kapsamda, fay hatları üzerinde yapılaşmamak,
ayrıca gevşek, sıvılaşma riski çok yüksek zeminlerde
yapılaşmamak gerekir ve deprem bölgesindeki yapıların
depreme dayanıklı olması gerekir. Bu kapsamda, imar planlarında
mutlaka düzenleme yapılmalı, fay hatları üzerinde
yapılaşmaya izin verilmemeli, var olan yapılarda kentsel
dönüşüm veya güçlendirme yapılmalıdır. Ayrıca, yeni
yapılarda mutlaka zemin etüdü yapılmalıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Arık
17.- Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan
rahmet dilediğine ve terörle mücadeleye ilişkin açıklaması
ÇETİN ARIK (Kayseri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Pençe-Kilit Operasyonunda şehit düşen
hemşehrim Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan rahmet,
kıymetli ailesine, hemşehrilerime ve aziz milletimize
başsağlığı diliyorum. Buradan bir kez daha
Amerikanın paralı uşağı PKK terör örgütünü, her türlü
terörü ve teröristi ve onlara destek olanları amasız, fakatsız,
lakinsiz lanetliyorum. Pençe-Kilit operasyon bölgesinde görev yapan kahraman
askerlerimiz başta olmak üzere tüm Silahlı Kuvvetlerimize
başarılar diliyorum, tırnağınıza taş
değmesin.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Girgin
18.- Muğla Milletvekili Süleyman Girginin, Muğladaki
tarımsal sulama tesislerine ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Tarım ve Orman Bakanlığına:
Muğla genelinde 450 bin metre açık, 150 bin metre uzunluğunda
kapalı sistem sulama kanalı bulunmaktadır. Söz konusu sulama
tesislerinin bir kısmı ekonomik ömrünü tamamlamış olup
kullanılamamakta, birçoğunun da yerine yeniden inşa edilmesi
veya modernize edilmesi gerekli hâle gelmiştir. Mevcut durumlarıyla
çok fazla su kayıplarına neden olması, yeterli alanı sulayamaması,
yeterli sayıda çiftçinin yararlanamaması nedeniyle ekonomik olarak
kayıplara neden olmaktadır. Muğla'da tarımsal faaliyetlerle
uğraşan, üretim yapan, bu zamana kadar sulama tesislerinden fayda
sağlayan üreticiler için mağduriyet oluşmaktadır. Bütünlüğün
sağlanması, tarımsal ürün deseninin oluşturulması,
arazi toplulaştırma, tarla içi geliştirme hizmetleri ve su
kaynaklarının kontrollü kullanımı açısından
tarımsal sulama tesislerinin Devlet Su İşlerine devredilmesi
için çalışmanız var mıdır? Bakım onarım için
fizibilite çalışmanız var mıdır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
19.- Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, emeklilerin
taleplerine ilişkin açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'nin dört bir
yanındaki emeklilerimiz seslerini duyurmak için alanlardaydı. Ben de
Edirne'de emeklilerimizle beraberdim. Açlık sınırının
altındaki maaşlarının artırılması ve insanca
bir ücret için seslerini duyurmaya çalıştılar. Ne istiyorlar?
Çok basit; en düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyinde
olmalı, bayram ikramiyeleri de en düşük emekli aylığı
kadar olmalı. Hükûmet ise emeklinin açlık
sınırının altında yaşamaya
çalışmasını istiyor. Biliyoruz ki emeklinin alanlarda
yükselen sesini sağır sultan duyar ama saraydakiler duymaz.
Sarayın duvarları halkın sesine kapalıdır. Emeklinin
talebi çok açık: Bizi kıskanan Avrupalılar gibi yaşamak
istiyoruz. diyorlar. Yarı aç yaşamak değil, çocuklarıyla,
torunlarıyla mutlu geçirecekleri bayramlar, bayram gibi günler görmek
istiyorlar. AKP emekliye gücünü göstermek için yemin etmiş gibi. Saraya,
yandaşa değil emekliye, emekçiye bütçe diyoruz. Ve şimdiden CHP
iktidarında emekliye hak ettikleri yaşamı
sağlayacağımızın sözünü veriyoruz.
BAŞKAN Sayın Kasap
20.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasapın, Kütahya
Tavşanlı Belediyesinin, iş yerlerini mezbeleliğe
taşımak için esnafı zorladığına ilişkin
açıklaması
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Seçim bölgem Kütahyada Tavşanlı
Belediyesi, şehir içinde mevcut olan bazı iş yerlerini -sanayi
esnafını- şu görmüş olduğunuz mezbeleliğe, yolu
belli olmayan, çamur deryası, üstü akan, altyapısı olmayan
iş yerlerine taşımak için zorlamakta. Nasıl zorluyor?
İki ay içinde taşınmazsanız -1 Temmuza kadar- iş
yerlerinizi mühürlerim. diyor. Bu mezbeleliğe şehrimin bir belediye
başkanı nasıl göz yumabilir, halkı nasıl bu
şekilde zulme maruz bırakabilir? Haziranda taşınmak, bu
altyapısı olmayan, akan, bir rampası bile olmayan, sanayi
dükkânı diye gösterilen bu yerlere zoraki belediyenin
Şu ana kadar
patates deposu, tahıl deposu olarak kullanılan, bazılarına
peşkeş çekilmiş iş yerlerine sanayicimizi, küçük sanayi
esnafını zoraki taşıtmak bir belediye başkanına
yakışmıyor. Bu bir zulümdür, bu bir despotluktur; burası
derebeylik değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Tavşanlı
Belediyesini bu konuda uyarıyorum. Halkın yanında yer alacak, bu
dükkânların kapanmaması için elimizden geleni yapacağız.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bulut
21.- Tokat Milletvekili Yücel Bulutun, İsveçte Kuran-ı
Kerime yönelik gerçekleştirilen hadsiz saldırıya ilişkin
açıklaması
YÜCEL BULUT (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
İsveçte yüce kitabımız Kuran-ı
Kerime yönelik hadsizce gerçekleştirilen saldırılara
karşı sessiz kalınması mümkün değildir. Kuran-ı
Kerime karşı yapılan saldırılar Müslümanların
inanç özgürlüğüne açıkça bir müdahaledir, bir hak ihlalidir ve nefret
suçudur. Anlaşılan odur ki 1945te tarihe gömüldüğü
düşünülen sapkın fikirler bu defa İsveçte tekrar
hortlamıştır. Polisin gözlerinin önünde Müslümanların
yaşadığı mahallelerde Kuran-ı Kerim
yakılması ve yetkili mercilerin müdahalede bulunmayıp kutsal
kitabımızın yakılmasını sağduyuyla
seyretmeleri için Müslümanlara çağrı yapması hiçbir aklın
kabul edebileceği bir durum değildir. İsveçte yaşanan
olaylar karşısında İslam düşmanlığı ve
ırkçılık yapanlara karşı gerekli önlemlerin
alınmasını ve sorumluların adalete teslim edilmesini,
uluslararası kamuoyunun bir an önce yaşanan rezaleti en güçlü
şekilde kınayarak ve etkili bir hukuki sürecin
başlatılması konusunda girişimde bulunmalarını
bekliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
22.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu Projesine ve Mersinlilerin
ulaşım alanındaki beklentilerine ilişkin
açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Mersin'imizde bölge trafiğini rahatlatacak
Çeşmeli-Taşucu Otoyolu Projesi güzergâhında yer alan
Çeşmeli-Kızkalesi mevkisindeki taşınmazların
Karayolları tarafından acele kamulaştırılmasına
dair Resmî Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı
kararının Mersin'imize ve Mersinli hemşehrilerimize
hayırlı olmasını diliyorum. Ayrıca, büyük bir
kısmı tamamlanmış olan Mersin-Antalya yolunun nihayete erdirilmesi,
Silifke- Mut-Karaman ve Çamlıyayla-Tarsus yollarının en
kısa sürede faaliyete açılması, Mersin-Tarsus Otoyolunun
ücretsiz olması Mersinli hemşehrilerimizin beklentileri
arasındadır.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Şimdi, Sayın Grup Başkan
Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
İYİ Parti Grup Başkan Vekili
Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu.
Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.
23.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun,
Pençe-Kilit Operasyonuna katılan askerlerimize başarılar dilediğine
ve operasyonda şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan
rahmet dilediğine; Turgut Özal, Hamit Fendoğlu, Ayvaz Gökdemir ve
Profesör Doktor Oktay Sinanoğlunun vefatlarının yıl
dönümüne, 15-21 Nisan Malazgirt Haftasına, İYİ Parti Gençlik
Kolları üyesi Alp Emeçin attığı bir tweetten dolayı
tutuklanmasını kabul edilemez bulduklarına, İYİ Parti
olarak projeye değil ranta karşı olduklarına ve yeni Tokat
Havalimanına ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum ve
tüm milletvekillerimize başarılı bir çalışma
haftası temenni ediyorum.
Dün gece itibarıyla Irak'ın kuzeyinde
Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerine Silahlı Kuvvetlerimiz
tarafından Pençe-Kilit Operasyonu başlatılmıştır.
Operasyona katılan kahraman askerlerimize başarılar diliyorum;
Cenab-ı Hak yardımcıları olsun, Yüce Allah
kahramanlarımızı kazalardan ve belalardan korusun.
Operasyonlar devam ederken harekât kapsamında
Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli Üsteğmen Ömer
Delibaşın şehadet haberini üzüntüyle öğrendik. Cennetmekân
şehidimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve aziz milletimize
başsağlığı diliyorum. Tüm şehitlerimizin mekânı
cennet, ruhları şad olsun.
Sayın Başkanım, bugünkü
konuşmamda çok sayıda anmaya yer vereceğim, o nedenle hassaten
müsamahanızı istirham ediyorum.
BAŞKAN Buyursunlar efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bugün, 17 Nisan 1993te, yirmi dokuz yıl önce
kaybettiğimiz, Türkiye Cumhuriyeti devletinin 8inci Cumhurbaşkanı,
değerli devlet ve siyaset adamı, merhum Turgut Özalı
vefatının yıl dönümünde saygı ve rahmetle anıyorum.
Yine, bugün, 17 Nisan 1978 tarihinde
uğradığı hain bir suikast sonucu hayatını
kaybeden, eski milletvekili ve Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlunu
vefatının yıl dönümünde rahmetle yâd ediyorum.
Bugün, Türkiye Cumhuriyetinde Devlet
Bakanlığı ve milletvekilliği görevinde bulunmuş,
devlet ve siyaset hayatında önemli izler bırakmış, Türk
milliyetçisi ağabeyimiz Ayvaz Gökdemirin de ölüm yıl dönümü. Merhum
Ayvaz Gökdemiri de minnetle, şükranla yâd ediyorum; ruhu şad,
mekânı cennet olsun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bugün, yaptığı bilimsel çalışmalarda
ana dilimizin gelişimine büyük katkılar sunan ve
kazandığı uluslararası ödüllerle bizleri
gururlandıran, bilim insanımız Profesör Doktor Oktay
Sinanoğlunun da vefatının 7nci yıl dönümü; merhum hocamızı
da rahmetle, şükranla, minnetle yâd ediyorum.
Her yıl 15-21 Nisan tarihleri arasında
idrak ettiğimiz Malazgirt Haftasını kutluyorum. 1071de
Malazgirt Zaferiyle Anadoluyu Türk yurdu yapan Sultan Alparslanı ve
kahraman ordusunu minnetle yâd ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın milletvekilleri, on beş dakika içerisinde
sildiği bir tweetten dolayı tutuklanan partimizin Gençlik
Kolları üyesi Alp Emeç Silivri Cezaevine gönderilmiştir. 20 yaşında
bir gencin attığı ve sonradan sildiği bir tweetten
dolayı tutuklanmasını asla ve kata kabul edilebilir bulmuyoruz.
Siyasetin tasallutu altında ezilen, hür düşünce ve ifade
özgürlüğünü öznesi olmayan cümlelere kurban eden bir sistem asla adaleti
tesis edemez. İfade özgürlüğünün sınırlarını
kendi tayin eden bir siyasi iktidar adil devleti inşa edemez. Hükûmetin
yarattığı korku iklimine İYİ Parti olarak geçit
vermeyeceğimizi, teslim olmayacağımızı bir kez daha
buradan, yüce Meclis çatısı altında belirtmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) İnisiyatif alan ve hür iradesini ifade imkânına
özgürce sahip olan bir gençlik, yazdıklarından dolayı korku
hissetmeyen bir gençlik, liyakatin esas alındığı bir Türkiyede
emeğinin karşılığını alabilen bir gençlik
ancak bu iktidarın gitmesiyle mümkün olabilir. Gençlerin kararan
dünyalarını aydınlatıp umutlarını yeşertmek
inşallah İYİ Parti iktidarında bizlere nasip
olacaktır.
Sayın milletvekilleri, Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığına bağlı Devlet Hava Meydanları
İşletmesi Genel Müdürlüğünün projesiyle yapılan yeni Tokat
Havalimanı geçtiğimiz haftalarda hizmete açıldı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil
Karaismailoğlu, Tokat Hava Meydanının
kamulaştırmalarla birlikte 1 milyar 200 milyon liraya mal
olduğunu açıkladı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Hükûmet, şimdiye kadar, otoyoldan köprüye,
havalimanından hastaneye kadar neredeyse tüm büyük projeleri
yap-işlet-devret modeliyle ihale ederek yüklenici firmalara garantiler
veriyordu ve dolayısıyla da kamu büyük bir yükün altına
giriyordu. Verilen geçiş hedefini tutturamayan projeler nedeniyle
şirketlere milyonlarca lira ödemeler yapılıyor, bu paralar da
vatandaşlarımızın cebinden çıkıyordu. Yeni Tokat
Havalimanı ise tamamen kamu bütçesiyle inşa edilmiştir,
yap-işlet-devret modeli devreye alınmamıştır. Ben
buradan Hükûmete soruyorum: Madem yapabiliyordunuz, neden bu zamana kadar
yap-işlet-devret modeliyle bu milletin parasını müteahhitlere
aktardınız? Diler ve umarım ki cevap verirsiniz. Ya da madem
yap-işlet-devret modeliyle devlet zarara uğratılmıyordu da
neden yeni Tokat Havalimanının maliyeti hazineden
karşılanmıştır? Bu soru da cevaplanmaya
muhtaçtır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bitiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) İYİ Parti olarak, projeye değil, ranta
karşı olduğumuzu defalarca ifade ettik. Yap-işlet-devret
modeliyle hazinenin zarara uğratılarak müteahhitlere rant
sağlandığını yine defalarca dile getirdik. Yeni Tokat
Havalimanında olduğu gibi, milletimizin hizmetine sunulan projelerin
devlet hazinesinden karşılanarak yapılması gerektiğini
de ısrarla söyledik. İYİ Parti iktidarında, hazineyi
yüzlerce milyarlık kayba uğratan sözleşmelere imza
atılmayacak, böylece devletin toplanan tüm kaynakları saray çevresine
değil aziz milletimizin cebine aktarılacaktır diyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Müsamahanız için de teşekkürlerimi arz
ediyorum, sağ olunuz efendim.
BAŞKAN Başarılar efendim.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili
Sayın Erkan Akçay, buyurunuz efendim.
24.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Pençe-Kilit Operasyonunda
şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan rahmet
dilediğine, terörle mücadeleye ve uğradığı hain
saldırı sonucu şehit edilen Hamit Fendoğlu ve
akrabalarına Allahtan rahmet, Malatya Milletvekili Mehmet Celal
Fendoğlu ve ailesine başsağlığı dilediğine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
18 Nisanda Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde bölücü
terör örgütü PKK tarafından yerleştirilen patlayıcının
infilak ettirilmesi sonucunda Üsteğmen Ömer Delibaş şehit
olmuştur. Bu hain saldırıda şehit olan Üsteğmenimize
Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı
diliyorum.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Allah rahmet eylesin.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Güvenlik güçlerimiz ara,
bul, yok et parolasıyla başarılı bir şekilde
gerçekleştirilen operasyonlarla terörün kökünü kazımaya devam
etmektedir. 11 Ocak 2021de, 8 Kasım 2021de başlatılan Eren
Bülbül Operasyonlarıyla çok sayıda terörist enterne edilmiş ve
yine çok büyük miktarda patlayıcı mühimmat ve uyuşturucu imha
edilmiştir.
15 Nisan 2022de İlkbahar-Yaz Abluka
Operasyonları başlamıştır. Türkiye, Suriyenin ve
Irakın kuzeyinde sınır güvenliğimizin temin edilmesi ve
bölgede huzurun tesis edilmesi için önemli görevler üstlenmektedir. Öte yandan,
dün Irakın kuzeyinde Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerindeki
terörist hedeflere yönelik Pençe-Kilit Operasyonu
başlatılmıştır. Havadan ve karadan icra edilen
Pençe-Kilit Operasyonunda yine çok sayıda terörist enterne edilmiş
ve terör örgütünün silah ve uyuşturucu lojistiği kesilmiştir.
Terörle mücadelede cansiparane görev yapan tüm güvenlik güçlerimize
muvaffakiyetler diliyor, şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle
anıyorum.
Sayın Başkan, 17 Nisan 2022, Malatya
Belediye Başkanıyken uğradığı hain
saldırı sonucu şehit edilen Hamit Fendoğlunun
şehadetinin 44üncü seneidevriyesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Menfur saldırıda
hayatını kaybeden Hamit Fendoğluna, gelini Hanife
Fendoğluna, torunları Bozkurt ve Kürşat Fendoğluna bir
kez daha Allah'tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve Malatya
Milletvekilimiz Mehmet Celal Fendoğlu ve ailesine
başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Efendim, izninizle ben Sayın
Fendoğluna da bir söz vermek istiyorum Sayın Beştaş.
Buyurunuz Sayın Fendoğlu.
25.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun, amcası
Hamit Fendoğlunun şehadetinin 44üncü seneidevriyesinde kendisini
arayan herkese teşekkür ettiğine ve AK PARTİ Malatya
Milletvekili Hakan Kahtalının annesinin vefatına ilişkin
açıklaması
MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Kırk dört yıl önce hain bir pusuyla
şehit olan amcam Hamit Fendoğlunun 44üncü seneidevriyesinde gerek
telefonla gerek sosyal medyadan gerekse Meclis içerisinden arayan tüm
milletvekili arkadaşlarıma ve Grup Başkanlarına
huzurlarınızda teşekkür ederim.
Yine, bugün acı bir haber aldık
Malatyamızdan, AK PARTİ Malatya Milletvekilimiz Sayın Hakan
Kahtalı Beyin annesi İnsaf teyzemiz Hakkın rahmetine
kavuşmuştur; Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Meral Danış Beştaş.
Buyurunuz Sayın Beştaş.
26.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının bayram ikramiyesine
yönelik açıklamasına, Rizedeki çay bardağı projesi ve
Kütahya Belediyesinin vazo projesi ile Yozgattaki bilim merkezinin
maliyetlerine, Deniz Poyraz davası ile Deniz Poyrazın babasına
açılan davaya herkesi davet ettiğine, Eren Keskine verilen hapis
cezasına ve çocuk yoksulluğuna ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Çalışma Bakanının çok yeni bir
açıklaması yayınlandı biraz önce: Bayram ikramiyesinde
artış yapılması gündemimizde yok. İki bayramda bunun
maliyeti 25 milyar lira. Bayramdan önce, 28-29 Nisanda ikramiyeler 1.100 lira
olarak ödenecek. 25 milyar TLnin maliyeti varmışmış;
oysaki iki ayda kur korumalı mevduat için hazineden ödenen paradan haberi
yok herhâlde Çalışma Bakanının. Dalga geçiyorlar halkla ama
bu halk asıl dalgayı kendilerine gösterecek tabii.
1.100 TL bayram ikramiyesi bu iktidar sayesinde
sadece elektrik ve su faturasına yetiyor ve toplum bas bas
bağırıyor; biz burada muhalefet olarak bas bas
bağırıyoruz, kanun teklifi veriyoruz, araştırma
önergeleri veriyoruz, soru önergeleri veriyoruz, genel görüşme talep
ediyoruz ama bu Meclisin gündemine vatandaşın sorunlarını
bir türlü getiremiyoruz. Evet, bu isyan dururken kur korumalı
mevduatın vergi avantajını uzatacak düzenleme getiriyor iktidar.
Emekliye düzenleme getirmiyor, asgari ücretliye getirmiyor ama ne yapıyor?
Halkın gündeminden ziyade -zamlarla, yoksullukla zaten ilgileri yok- varsa
yoksa zenginleri daha çok zengin etme derdindeler ama halk cevabını
verecek, bundan hiçbir kuşkuları olmasın.
Sayın Başkan, Rizedeki çay
bardağı projesini burada anlatmıştım, hatırlar bu
Meclis. Rizedeki o çay bardağı projesine 60 milyon TL harcanacak.
Şimdi, bunun üzerinden daha iki hafta geçmeden, aynı formatta ve daha
fecaat bir proje daha ortaya çıktı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Kütahya
Belediyesi, kentin ortasına, milyonlarca lira harcayarak vazo
şeklinde bir kule inşa edecekmiş. Vazo için öngörülen maliyet,
miktar 47 milyon TL. Projenin amacı olarak da Geniş fonksiyonlu
cazibe merkezi oluşturulması hedeflenmiştir. deniliyor.
Hakikaten, nerede bir ihmal, yıkım varsa eklenen kelime nedense
cazibe oluyor; bu da bir tesadüf değil tabii ki. Bilim insanlarını
ihraç ederek Bilimde cazibe olacağız. diyorlar. Cübbelere
basıyorlar Hukukta cazibe olacağız. diyorlar. Rantın
adını kentsel dönüşüm koyuyorlar; milyonları mağdur
ediyorlar, adına da cazibe yerleri diyorlar. Örneğin, dün bir haber
düştü, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank Yozgatı bilim
merkezi yapacağını söyledi. Peki, bilim merkezi dediği
şeye ayrılan miktar ne biliyor musunuz? 18 milyon TL. Evet, bu
örneği sadece
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Vazoya
47 milyon TL, bilime 18 milyon TL; çay bardağına 47 milyon TL ama
bayram ikramiyesinin maliyeti 25 milyar TLymiş, 1.100 lira
verilecekmiş. Halk, bu devasa uçurumu, bu farkı mutlaka görüyor. Bu
ekonomik krizin, bu korkunç tablonun ortasında domatesler tek tek
alınırken vazoya 47 milyon TL verilmesinin izahı yoktur, israf
demek bile bunu karşılamıyor. İktidar ve
ortağının elindeki belediyelerde bu tarz işler için de bir
yarış var, bunun da hakkını verelim; takipçisi olmaya devam
edeceğiz.
Sayın Başkan, Deniz Poyraz, İzmir il
binamızda katledilen bir arkadaşımız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Biz,
baştan beri, bu davada savcılığın, soruşturma
makamının delilleri kararttığını, delilleri
ortaya çıkartmadığını ve arkasındaki güçleri
çıkartmadığını
-Deniz Poyraz cinayetinde arkadaki güçleri, çeteleri ortaya
çıkarmadığını- ısrarla söyledik ama aynı
savcı Deniz Poyrazın babası hakkında propagandadan dava
açılmış. Acının propagandası olur mu ya?
Çocuğunu, kızını -katledildiği hâlde- kaybeden bir
baba, acısıyla yaptığı konuşmada neyin
propagandasını yapacak? Katilin arkasındaki çeteleri, organize
güçleri çıkarmayan savcı, babasına dava açıyor.
İşte, bu da bu cinayetin nasıl işlendiğini ve
nasıl bir iş birliği yaptığını ortaya
koyuyor. 29 Nisanda Deniz Poyraz'ın davası var, bu vesileyle herkesi
oraya davet ediyorum; 30 Mayısta da babasının davası var -propagandadan-
duyarlılık çağrımızı yineliyorum.
Sayın Başkan, Eren Keskin benim çok
yakın arkadaşım. 90lı yıllardan beri, birlikte insan
hakları
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Eren
Keskin'le çok eski yıllardan arkadaşız, çok yakın dostumdur
ve gerçek bir insan hakları savunucusudur. Eren Keskin'in her sözüne dava
açan bir iktidar ve yargı aklıyla karşı
karşıyayız. Kendisine Özgür Gündem gazetesi Genel Yayın
Yönetmenliği yaptığı için altı yıl üç ay hapis
cezası verildi, istinafta onaylandı, silahlı örgüt
üyeliğinden. Eren silaha ne dokunmuştur ne görmüştür, onun
adına buradan kefalet yapabilirim. Ve Eren'in sadece bir insan
hakları savunucusu olduğunu, sadece ben değil, bu alanda
çalışan herkes bilir. Evet, o hiçbir zaman insan hakları
mücadelesi vermekten geri durmadı; ezilenlerin, ötekileştirilenlerin
yanında oldu hep. Biz de sevgili Eren'in yanındayız ve insan
hakları mücadelesine hep birlikte devam edeceğiz.
Sayın Başkan, son söyleyeceğim, çocuk
yoksulluğu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Şu
anda nüfusunun yüzde 27,2sini çocukların oluşturduğu
Türkiyede, çocuk yoksulluğu son dönemlerde çok fazla artış
gösterdi. Türk Aile Hekimliği Dergisinde yayınlanan bir
çalışmaya göre, her 4 çocuktan 1inin kilosunun çok düşük
olduğu ve çocuklarda büyüme ve gelişme sorunları
yaşandığı tespit edilmiş. Ayrıca, çocuklarda kalp
hastalığı potansiyelinin yüksek olduğu, kız
çocuklarının yüzde 85inin, erkek çocuklarının ise yüzde
68inin kansızlıkla mücadele ettiği saptanmıştır;
bu oran Avrupada sadece yüzde 18.
Yine, Derin Yoksulluk Ağının
Türkiyede Çocuk Yoksulluğu Raporuna göre, derin yoksulluk yaşayan
ailelerin yüzde 74ü bebek maması almakta zorlanıyor, ailelerin yüzde
21i ise mamaya ya da beze hiçbir şekilde erişemiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum.
Sayın Başkan, yine, hanelerin yüzde
38,7sinde neredeyse her gün bir öğün atlanıyor.
Anlattığım tablonun Meclis farkında mı, bilemiyorum.
Çocuklar beslenemedikleri için kilo kaybediyorlar, mama ve bez
alınamıyor, hastalıklar baş gösteriyor. Bu, şu anda
Türkiyenin içinde bulunduğu resmi gösteriyor. Yeterli beslenme
olmaması, aslında bu, bir kıyamet koparma sebebidir; hepimizin
bunu yüreklerimizde hissetmesi ve buna karşı durması gerekiyor.
Bunun sonuçları, maalesef, çocuk işçiliği, çocuk evliliği,
çocuk yoksulluğu ve ciddi sağlık sorunları. Sosyal devlet
ilkesi yok olmuş, iktidar varsa yoksa kendi etrafını zengin
etmekle meşgul. Ama biz, çocukların yanında, onlarla ve
aileleriyle beraber mücadele edeceğiz ve hak ettiklerine
kavuşmaları için sonuna kadar mücadele vereceğiz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili
Sayın Engin Özkoç, buyurunuz efendim.
27.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Pençe-Kilit Operasyonunda
şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan rahmet
dilediğine, emeklilerin yoksulluğuna, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanının bayram ikramiyesine yönelik açıklamasına
ve Türkiyenin sığınmacı sorununa ilişkin
açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyonunda
şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allah'tan rahmet, kederli
ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum.
Türkiye'de işsizlerden sonra en yoksul
kesimlerden biri emekliler. Erdoğan politikaları, emeklileri
açlığa terk etti; emekliler, sosyal ve kültürel hayattan tamamen
kopmuş durumda; hayatta kalmaya çalışıyorlar. Türkiye'de
temel gıda ürünlerine her geçen gün zam geliyor ancak emeklinin
maaşında bir değişiklik yok. Yüksek enflasyon
karşısında emeklinin asgari yaşam
koşullarını sağlayabilmesi için bugün emekli
maaşlarına en az yüzde 60 zam yapılması gerekiyor.
Emeklinin sendikal haklarının önündeki engeller de
kaldırılmalıdır.
Cumhuriyet Halk Partisinin 2015ten 2018e kadar
yürüttüğü emekliye bayram ikramiyesi mücadelesi, 2018de Meclisten geçerek
1.000 TL olarak hayata geçirilmişti, sonradan bir kere daha zamlanarak
1.100 TL'ye çıkarılmıştı ancak bugün, artan enflasyon
sebebiyle emekliye verilecek 1.100 TL ikramiye, hiçbir yaraya merhem olmayacak
bir rakama düşmüştür.
Bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Vedat Bilgin açıkladı, emekliye bayramda verecekleri ikramiye
maalesef yine 1.100 TL. 2018de 1.000 TL'yle 3 çeyrek altın alabilen
emekli vatandaşlarımızın bugün maalesef 1.100 TL'yle 1
çeyrek altın bile alamıyor olması düşündürücüdür. En
düşük emekli aylığının 2.500 TLye
çıkarıldığı bir dönemde 1.100 TLlik bayram
ikramiyesi, hiçbir yurttaşımızın yarasına merhem
olmayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Değerli
arkadaşlar, Türkiye, bugün dünyada en fazla sığınmacı
barındıran bir ülke. Resmî verilere göre, yaklaşık 4 milyon
Suriyeli sığınmacı var. Kayıt dışı
olanlar ve diğer ülkelerden gelenlerle birlikte sayı 8 milyonu
buluyor; böyle bir ülke dünyada yok. Peki, ülkemizin bu tabloyla başa
çıkacak politikası var mı? Yok, on yıldır yok.
Süreci yürütmesi beklenen Recep Tayyip Erdoğan,
sadece otuz üç gün içinde tam tersi iki istikamet koydu önümüze. 15 Martta
Muhalefet iktidara geldiğinde gönderecekmiş, biz
göndermeyeceğiz. dedi, dün ise Genel Başkanımız
Kılıçdaroğlu'nun söylemini aynen alıp Gönüllü ve onurlu
geri dönüş için çabalıyoruz. dedi. Ülkenin en büyük meselesinde
kafası bu kadar karışık bir lideri, Türkiye hak etmiyor.
Erdoğan'ın zihni berraklaşıncaya kadar bazı bölgelerimizin
demografik yapısı değişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Hatay Belediye
Başkanımız Lütfü Savaş Şehirde 2 kişiden 1i
Suriyeli, yakında Hatay'ı Suriyeli bir belediye başkanı
yönetebilir. dedi, hakkında suç duyurusunda bulundular. Suç Doğan 4
çocuktan 3ü Suriyeli, demografik yapı değişiyor. diye feryat
edende mi, yoksa bu boyuta varmış sorun karşısında
hâlâ anketlere göre söylem belirlemeye çalışan Sayın Recep
Tayyip Erdoğan'da mı? On yıl geçti, ne bir politikanız ne
de bir söylem tutarlılığınız var. İlk günden bu
yana diyoruz ki: Bölgeyle diplomasiyi geliştirin ve
sığınmacıları kendi istekleriyle güven içinde
ülkelerine gönderecek bütünsel politikalar oluşturun. Yapmadılar, yapamayacaklar.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak Millet İttifakıyla sorunu biz
çözeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Göç
politikamızı hayata geçirmek için göç bakanlığı
kuracağız ve çok kısa sürede gereken tüm adımları da
atacağız.
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Cahit Özkan.
Buyurunuz Sayın Özkan.
28.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, terörle mücadeleye,
Pençe-Kilit Operasyonunda şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaşa
Allahtan rahmet dilediğine, Ayasofya yerleşkesindeki Fatih
Medresesinin açılışına, İzdiham dergisinin kurucusu ve
Genel Yayın Yönetmeni Bülent Parlakın vefatına ve Genel Kurul
gündemine ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Sayın milletvekilleri, terörü ve terör
örgütlerini bu topraklardan söküp atmaya kararlıyız. Bu amaçla bugüne
kadar Şah Fırat Operasyonu, Fırat Kalkanı, Zeytin
Dalı, Pençe Harekâtı, Barış Pınarı
Harekâtlarını düzenledik. Geçen gün itibarıyla Türk Silahlı
Kuvvetlerimiz, Irakın kuzeyinden gelen terör
saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini
sağlamak maksadıyla Metina, Zap ve Avaşin bölgelerinde ATAK
helikopterlerimiz, İHAlarımız, SİHAlarımız,
kahraman komandolarımız ve bordo berelilerimizle Pençe-Kilit
Operasyonunu başlattı. Birinci aşama hedeflerine
başarıyla ulaşan Mehmetçikimiz, operasyonu
planlandığı şekliyle sürdürüyor. Kahraman Mehmetçikimiz,
bölgeyi kontrol altına almış ve büyük bir başarıyla bu
çalışmalarını sürdürmektedir. Cenab-ı Allahtan
Mehmetçikimize yardım ve inayetlerini niyaz ediyoruz.
Operasyonda Üsteğmen Ömer Delibaş,
teröristler tarafından yerleştirilen patlayıcının
patlaması sonucu yaralanmış, hastaneye sevk edilmiş ancak
tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştır. Şehit
Üsteğmenimize Allahtan rahmet, kederli ailesine ve aziz milletimize
başsağlığı diliyoruz; yaralanan askerlerimize de
Allahtan acil şifalar diliyoruz.
Ayasofya yerleşkesindeki Fatih Medresesi,
seksen altı yıl aradan sonra Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan tarafından tekrar açıldı. Fatih Sultan
Mehmet, İstanbulu fethinden hemen sonra Ayasofyayı camiye
çevirmiş, Ayasofyanın kuzeybatısında yer alan papaz
odaları olarak adlandırılan yapıyı da medrese olarak
hizmete açmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ali Kuşçunun ilk
müderrisi, ilk rektörü olduğu bu eğitim müessesesinde nice âlimler
yetiştirildi. Son Ayasofya Medresesi, Dârü'l-Hilâfeti'l-Aliyye Medresesi
olarak kullanılırken 1924te İstanbul Belediyesi tarafından
öksüzler yurdu olarak kullanıldı. 1936da kullanıma müsait
olmaması nedeniyle yıkıldı. Geçen hafta Osmanlı
külliyesi vasfını tekrar kazanan medrese; Ayasofya Araştırmaları
Merkezi, Fatih Sultan Mehmet ve Dönemi Araştırma Merkezi, İslam
Sanatları Uygulama ve Araştırma Merkezi, İslam Hukuku
Araştırma Merkezi, Yazma Eserler Uygulama ve Araştırma
Merkezi, Vakıf Araştırmaları Merkezi, Evliya Çelebi
Çalışmaları Araştırma Merkezi, Görsel
İletişim ve Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi
olarak inşallah faaliyetlerine devam edecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Anlatsam/yarısında izin alıp gideceğiniz bir hikâyedir
burası/burası/dünya bizi nasıl kırdıysa öyle de
gönlümüzü almamayı bildiği/yerdir. İzdiham dergisinin kurucusu
ve Genel Yayın Yönetmeni Bülent Parlak, kalp krizi nedeniyle bugün hayata
veda etti. Hepimiz ölecek yaştayız. diyen Bülent Parlak, âdeta bu
dizelerini hatırlatırcasına aramızdan ayrıldı.
Bir şair gibi yaşadı ve bir şairin kanatlarıyla bu
fani âlemden uçtu gitti. Kendisine Allahtan rahmet, ailesine sabır ve
başsağlığı diliyoruz. Mekânı cennet, ruhu
şad olsun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bugün, inşallah,
bütün siyasi parti gruplarıyla Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları
Kanunu Teklifinin görüşmelerine başlayacağız. Spor camiasında arzu
ettiğimiz sportif başarıların öne
çıktığı; fair playin, centilmenliğin egemen
olduğu bir spor camiasını inşa etmek için
yapacağımız bu çalışmalarda Mecliste centilmenlik
anlayışıyla, uzlaşı içerisinde
çalışmaların devam etmesi ve yasanın hayata geçmesini
temenni ediyor, Genel Kurula ve bütün siyasi parti gruplarına
yapacağı katkılar için şimdiden şükranlarımı
sunuyorum.
Teşekkürler. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden
balıkçılara Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN Genel Kurulumuzu ziyaret eden emektar
balıkçılarımız var, Hoş geldiniz. diyorum.
(Alkışlar)
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve
arkadaşları tarafından, ülke genelinde konut ve kira
fiyatlarındaki artışın nedenlerinin
araştırılarak yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi için
yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla 25/3/2022 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 19 Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
19/4/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 19/4/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve 19 milletvekili
tarafından ülke genelinde konut ve kira fiyatlarındaki
artışın nedenlerinin araştırılarak yaşanan
mağduriyetlerin giderilmesi için yapılması gerekenlerin
belirlenmesi amacıyla 25/3/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerin 19/4/2022 Salı günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere İYİ Parti Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Behiç
Çelik.
Buyurunuz Sayın Çelik. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İYİ Partimizin konut ve kira fiyatlarındaki artışlara
ilişkin grup önerisi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Türk millî eğitimine büyük katkıları
olan, Türk siyasetinde eşsiz tesirler bırakan Sayın Ayvaz
Gökdemirin vefat yıl dönümünü dün idrak ettik ve yine, Oktay
Sinanoğlunun vefat yıl dönümünü de idrak ediyoruz. Her 2 büyük
milliyetçiyi şu mübarek günde rahmetle yâd ediyorum.
Ayrıca, kahraman Türk ordusunun Kuzey Irak
Pençe-Kilit Operasyonunun zaferle sonuçlanacağına asla şüphem
yoktur. Kahraman Mehmetçikin her zaman arkasında olmaya devam
edeceğiz. Şehidimiz Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan
rahmet niyaz ediyorum. Tüm şehitlerimiz; aziz milletimizin şerefidir,
namusudur.
Değerli arkadaşlar, ülkemiz derin bir
ekonomik krizin ortasındadır. Ekonomik göstergelerimiz her geçen gün
biraz daha erirken pahalılık, yoksulluk, geçim zorluğu had
safhaya ulaşmıştır. Halkımızı, kötü ekonomi
politikaları mağdur etmiştir. Bu acı tabloya bir de
aşırı artan konut ve kira fiyatları eklenmiştir.
Enflasyon oranını aşan konut fiyatı
artışlarından dolayı Sayın Genel
Başkanımız Meral Akşener Milletimiz için bırakın
ev satın almak, artık kiralamak bile neredeyse imkânsız hâle geliyor.
diyor.
Bakınız, Merkez Bankası
tarafından yayınlanan Konut Fiyat Endeksi raporu, söz konusu hazin
durumu ortaya koymaktadır. 2022 yılı Ocak ayında nominal
olarak yüzde 77,4 artış varken bu, bir ay sonra, şubat
ayında yüzde 96,4e tırmanmıştır arkadaşlar,
dikkatinizi çekiyorum. Burada da inşaat maliyeti, malzeme endeksi ve konut
fiyatı artışları söz konusu. Bakınız, burada
malzeme yüzde 113lere kadar tırmanmıştır. İşte,
iktidarın kötü yönetiminin, cahil inadının, israfının,
ihanetinin milletimize kestiği acı fatura budur. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, yapılan bilimsel
araştırmalar da bahsi geçen resmî verileri desteklemektedir. Nitekim,
BETAM araştırmalarında inşaat maliyetinin metrekare
fiyatı bir önceki yıl yaklaşık 3.500 lirayken bugün 7.500
liranın üzerine çıkmıştır. En çok
artışın yaşandığı il de benim ilim olan
Mersindir yüzde 141le; onu İstanbul ve Aydın takip etmektedir. Bu,
hak mıdır? Bu, reva mıdır? Bu, adalet midir? Enflasyon
resmî açıklamada yüzde 61,14 iken yüzde 100leri aşan fiyatlara
karşı yapılacak hiçbir iş yok mudur? Devletimizin bu denli
âciz hâle gelmesine seyirci mi kalacağız? Kira fiyatlarına
gelince, bu konuda da benzer bir tabloyla karşı karşıyayız;
yüksek fiyatlar il-ilçe ayrımı yapmadan can yakmaya devam ediyor.
İstanbulda 2+1 evlerin kirası 3 bin liradan başlıyor.
Ankara ve İzmirde yine yüzde 100e yakın bir artış
yaşanmıştır.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz çok yönlü ve
çok boyutlu büyük bir saldırı altındadır. AKP,
izlediği politikalarla devletin bütün direnç noktalarını tahrip
ederek ülkeyi âdeta müstevlilerin işgaline ve nüfuzuna hazır hâle
getirmiştir. Türk milletinin serveti yağmalanmıştır.
Çekilen acıların, ızdırapların, çilelerin asıl
nedeni, Türk devletine olan, en hafifiyle, kayıtsızlıktır.
Bütçenin bütünüyle tek bir kişinin emri
doğrultusunda harcanıyor olması, yolsuzluklar bir tarafa,
yanlış tercihlerle verimsiz alanlara yatırım
yapılması asla kabul edilemez. İşte, bu miyop ve hastalıklı
bakış açısı, konumuz olan konut politikalarında da
kendini göstermektedir. Planlama yok, imar yok, çevre değerlendirme yok,
istatistiki veri toplama, değerlendirme yok, depremsellik ölçütleri yok;
kısaca, sağlıklı ve kaliteli yaşamın kriterleri
gözetilmiyor. Buna rağmen, yurttaşlarımız konut edinmede reel
değerlerin çok ötesinde, rant baronlarının belirlediği
fiyatlarla karşılaşmaktadırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) Tabiatıyla,
çoğu yurttaşımız konut edinememektedir.
Değerli arkadaşlar, diğer taraftan,
malumunuz olduğu üzere, bir göçmen cenneti yapılan ülkemiz,
artık dövizle konut üzerinden vatandaşlık satılır hâle
düşürülmüştür.
Son olarak, AKPnin tüm bozuk siyasetlerinin sonunu
getireceğiz, ülkemizde kurucu iradeyi hâkim kılacağız,
sakat konut politikalarını sonlandırıp yerine insan
fıtratına uygun yeni konut politikalarımızı uygulamaya
geçireceğiz diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Serpil Kemalbay.
Buyurunuz Sayın Kemalbay. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ
(İzmir) Sayın Başkan, sayın vekiller; Türkiye, ekonomik,
siyasal ve sosyal bir bunalım yaşıyor; bu gerçekliği her
inkâr, karşımıza büyük sorunları çıkarıyor,
devasa sorunları çıkarıyor.
Konut sorunu da barınma sorunu da bu anlamda
can yakmaktadır. İnsanca yaşanabilir koşullarda
barınma hakkının korunması ve geliştirilmesi için acil
önlemlere ihtiyaç vardır. Bugün yaşanan korkunç enflasyon, Türk
lirasının değer kaybetmesi, konutun para kazanılan bir
yatırım aracı olarak öne çıkması, artan maliyetler
nedeniyle konut stokunun erimesi, devalüasyon sebebiyle Türkiyenin tam da
yağma Hasanın böreği durumunda olması gibi sebeplerle konut
fiyatları da kira fiyatları da uçtu. Bazı acil önlemlere
ihtiyacımız var. Bu kapsamda, rant gelirleri aleyhine, kiracılar
lehine kararlar almalıyız. Örneğin, kira
artışlarında tavan uygulaması getirebiliriz. Kira
artışları öyle ki, asgari ücret fiyatına kira bulunamaz
hâle gelmiştir, kiracılara kira desteği yapılması da
acil bir ihtiyaç hâline dönüşmüştür.
Türkiye'de sosyal konut
anlayışını geliştirmeliyiz. TOKİ'nin bu anlamda
ihtiyaçları karşıladığı düşünülemez.
Esasında bütünlüklü projelere ihtiyacımız var; işsizlik ve
tarımda neoliberal politikalar kentlerde yığılma
yaratıyor, bu politikalar terk edilmelidir.
Konut fiyatlarının
tırmanışının bir nedeni de bölgedeki savaş ve
çatışmanın körüklenmesidir. Suriye savaşına benzin
dökerek, alkışlayarak biz aslında konut sorununa da çözüm
üretemeyiz. Çünkü insanlar ülkelerindeki savaş nedeniyle komşu
ülkelere geliyorlar ve dış politikadaki bu yanlışlar bizde
de bu tür sorunlar yaratıyor. Dış politikada barışçıl,
demokratik, müzakereci, diyaloğa dayalı politikalar izlenirse
Türkiye'nin ekonomi politikaları da bu şekilde sarsılmaz.
Yine, göçü önleyecek, tersine göçü teşvik
edecek toplumcu politikalara ihtiyacımız var çünkü barınma
haktır. Barınmayı herkes için bir insan hakkı olarak
sağlamak, hem Türkiye Büyük Millet Meclisinin hem de iktidarın
sorumluluğudur, görevidir. Bu görevi yapmak için gerekli
çalışmaları bir an önce başlatmalıyız. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Antalya Milletvekili Sayın Çetin Osman Budak.
Buyurunuz Sayın Budak. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. İYİ Partinin vermiş olduğu kira
yüksekliğiyle ilgili önergede söz aldım.
Geçtiğimiz hafta da burada, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde gıdaların yüksekliğiyle ilgili bir grup,
kiraların yüksekliğiyle ilgili bizim grup, efendim, yoksullukla
ilgili bir başka grup teklif verdi; tamamen AKP ve MHPnin oylarıyla
reddedildi. Bakalım bugün ne olacak? Bugün de farklı bir şey
olacağını zannetmiyorum ama bu sorun artık hepinizin
sorunu; sizleri de arıyorlar, bizleri de arıyorlar. Ben Antalya
Milletvekiliyim, Türkiyede en fazla kira artışının olduğu
il Antalya; Alanya, Muratpaşa ve Konyaaltı. Sadece böyle mi? Bir
araştırma yaptım, asgari ücretli birisinin yani 4.253 lira alan
asgari ücretlinin toplam kira giderleri ortalaması yüzde 61
arkadaşlar; elektrik, su, doğal gaz, bunları da koyduğunuz
zaman 1.100 lira, ilave edin; bunlar ne yiyecek, çocuklarına ne alacak,
gıda ihtiyaçlarını nasıl karşılayacak; siz takdir
edin.
Kira tespit davaları, geçen sene ile bu sene
arasında yüzde 10dan yüzde 20ye çıkmış yani adliyeler
tamamen kira tespit davalarıyla yığılmış durumda.
Bunun bir yolu var. Örneğin, Kanada tamamen yabancılara konut
satışını kapatmış. Almanya Berlinde bir uygulama
yapılıyor, eyalette bir uygulama yapılıyor; kira
artışları bir yıllığına durdurulmuş.
Yine, aynen, İspanyanın Katalonya bölgesinde kira
artışları dondurulmuş. Bizde TÜİK, kira
artış oranını yüzde 30 olarak belirlemiş ve buna
rağmen, burada, Mecliste hiç kimsenin kılı
kıpırdamıyor, özellikle iktidar milletvekillerinin
kılı kıpırdamıyor. Ya, bu konuyla ilgili bir dönüp bakın
yani işte, konuşuluyor, nedir bu durum diye, en azından siz de
bir fikir söyleyin. Tamam. deyin birlikte yapalım; biz önerge
vermeyelim, biz çekelim, siz önerge verin, siz kanun teklifi getirin, biz
destekleyelim ama bu halkın mağduriyetini de bir şekilde ortadan
kaldıralım.
Bakın, New Yorkta, 2020 yılında 1
milyon konutun kirasına bir yıl boyunca da zam yapılması
engellenmiş; demek ki olabiliyor, gelişmiş ülkeler bunu
yapıyor. E, bizim onlardan ne farkımız var? Bakın,
maalesef, bu insanların haykırışlarından belki sizin
vicdanınız sızlamıyor ama bizim vicdanımız
sızlıyor. O yüzden, gıda artışlarının
yüksekliğiyle ilgili lütfen, gelin, beraber bir tartışalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÇETİN OSMAN BUDAK (Devamla) Gelin,
tartışalım, bununla ilgili bir çözüm önerelim. Yani, efendim,
soğan deposu basmakla, zincir marketlere ceza yazmakla gıda
enflasyonunu önleyemezsiniz; yapılacak iş bellidir.
Konut fiyatlarındaki artışla ilgili
de yine aynı şekilde. Tamam, şunu diyebilirsiniz: Girdi
maliyetleri çok yüksek, efendim, işte, inşaat fiyatları da
yüksek. Öyle değil ama, öyle değil. Onun için, burada
değerlendirmeniz gereken konu halkın gerçek gündemi.
Bakın, şurada bir örnek göstereceğim,
bu da sahibinden.comda yayınlanmış, altındaki
yazıyı okuyamıyor olabilirsiniz: Türk müşteriye uygun
değil. Bu, kiralık; konut kiralık. Bu da Yalovada, Yalovada
bir emlakçı dükkânında; tamamen Arapça, Türkler anlamasın diye.
Altına yazmış, Türkçe sadece 72 bin lira
anlaşılıyor, Türkler gelip sormasın diye. Ya, bu hâle
geldik artık. Yabancılara var, Türklere yok.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Kocaeli Milletvekili Sayın İlyas Şeker.
Buyurunuz Sayın Şeker. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA İLYAS ŞEKER
(Kocaeli) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, İYİ Parti
Grubunun araştırma önergesi üzerine AK PARTİ Grubum adına
söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla hürmetle
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Mart 2020de
başlayan pandemi bütün dünyayı etkisi altına aldı. Pandemi
nedeniyle bütün dünyada üretim düşerken Sayın
Cumhurbaşkanımızın iş dünyasına verdiği
destekle ülkemizde üretim devam etti. Dünyanın süper güçleri 50
kuruşluk maskeye muhtaçken Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu ülkelere maske
yardımı yapıldı. Tabii, dünyada yaşanan bu pandemi ve
Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle dünyanın dengesi bozuldu, birçok
üründe olduğu gibi inşaat malzemelerinde de fiyat
artışları yaşandı.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Sizin
hiç suçunuz yok(!)
İLYAS ŞEKER (Devamla) - Bu fiyat
artışlarına rağmen ülkemizde konut üretimi hızlı
bir şekilde devam etmekte. 2020 yılında 55.337
bağımsız bölüme ruhsat verilirken 2021 yılında ise
709.936 bağımsız bölüme ruhsat verildi. 2020 yılında
600.156 bağımsız bölüme yapı kullanma izni verilirken 2021
yılında ise bu sayı 626.505 oldu. 2020 yılında 1
milyon 499 bin 316 konut satılırken 2021 yılında bu rakam 1
milyon 491 bin 856. Mersine bakacak olursak, 2020 yılında Mersinde
26.594 konut satılırken 2021 yılında 33.594 konut
satıldı.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Kime
satıldı, kime? Kime satıldı?
İLYAS ŞEKER (Devamla) Değerli milletvekilleri,
TOKİ ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı aracılığıyla konut üretimi
hızlı bir şekilde devam etmekte. Öncelikle dar ve orta gelirli
vatandaşlarımızın sosyal konut ihtiyaçları
giderilmekte. Afet konutlarının üretilmesi kapsamında, on dokuz
yıl içinde 1 milyon 100 bin konutun üretimi gerçekleştirildi ve 81
ilde ve ilçelerimizde de projeler devam ediyor. Son üç yıl içinde
Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığının koordinasyonunda yürütülen sosyal konut
kampanyaları devam ediyor. Hâlen 823 şantiyede, ihale bedeli
yaklaşık 70,4 milyar TL olan 151 bin konutun üretimi,
yapımı devam etmekte. Son yirmi yıl içinde Türkiyede üretilen
toplam 10,4 milyon konutun yüzde 10u TOKİ tarafından inşa
edilmiştir. Bugün dünyada TOKİ gibi kamu kurumu olup bu miktarda
konut üreten başka bir kuruluş yoktur. Bu anlamda bir rekor
kırılmıştır, yirmi yıl içinde 5 milyon
vatandaşımız ev sahibi yapılmıştır. Konut
üretimi hız kesmeden devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İLYAS ŞEKER (Devamla) Teşekkür
ederim Başkan.
İYİ Partinin vermiş olduğu bu
araştırma önergesine katılmadığımı ifade
ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Zaten
şaşırırım katılsanız.
BAŞKAN İYİ Parti grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
(CHP ve İYİ Parti
sıralarından Kabul sesleri) Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, Siirtte yüzlerce
naaşın bulunduğu Kasaplar Deresi olarak bilinen Nevala
Kasaba bölgesindeki yapılaşma çalışmalarının
durdurulması için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla
18/4/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 19
Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
19/4/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 19/4/2022 Salı günü
(bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
18 Nisan 2022 tarihinde Siirt Milletvekili Grup
Başkan Vekili Meral Danış Beştaş ve İstanbul
Milletvekili Grup Başkan Vekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından
Siirtte yüzlerce naaşın bulunduğu Kasaplar Deresi olarak
bilinen Nevala Kasaba bölgesindeki yapılaşma
çalışmalarının durdurulması için gerekli tedbirlerin
alınması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş
olan (18139 grup numaralı) Meclis araştırması önergesinin
diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 19/4/2022
Salı günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Diyarbakır
Milletvekili Sayın Hişyar Özsoy.
Buyurunuz Sayın Özsoy. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Nevala Kasabayla
ilgili Meclis araştırması açılması talebiyle verilen
önerge üzerinde partim HDP adına konuşmak üzere söz almış
bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
1989 yılında ortaya çıkmış
bir toplu mezardan bahsediyoruz burada.
(Uğultular)
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Sayın Başkan,
biraz uğultu var, uyarabilir misiniz? Ölülerden bahsediyoruz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, hatip
kürsüde, lütfen riayet edelim efendim.
Buyurunuz efendim.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Bugünden otuz üç
yıl önce, Siirtte köpeklerin ağızlarında insan uzuvlarıyla
kentte dolaştığına dair bazı haberler gelir. O dönem
Siirtin İnsan Hakları Derneği Başkanı ve gazeteciler
durumu merak ederler, Kasaplar Deresinde yani Nevala Kasabada ne
olduğunu öğrenmek isterler. Birkaç hafta yapılan
araştırmalar sonucunda ortaya çıkar ki Kasaplar Deresinde yüzlerce
insan cesedi vardır. 22 Nisan 1989 tarihinde sadece bir gün Kasaplar
Deresinde kazılar yapılır, hemen o ilk kazılarda 8 tane
cesede ulaşılır fakat Valilik kararıyla alan derhâl
kapatılır, civardaki tugay orayı yasak bölge ilan eder, bir daha
hiç kimsenin Kasaplar Deresine girmesine müsaade edilmez.
Bu mevzuyu araştıran Gazeteci Günay Aslan
konu hakkında bir kitap yazmış, sonra yazdığı
kitap yüzünden de ceza almış ve yurt dışına kaçmak
durumunda kalmıştır. Bu meseleyi Olağanüstü Hâl Bölge
Valisine götürür, o dönem Hayri Kozakçıoğluydu sanırım,
Valiye götürür, kendisini tehdit ederler, Bu meselenin üzerini kapat. derler,
ısrarla savcılığa götürür, hasılıkelam bir sonuç
alamaz, zaten devletin sahiplerinin dediği de olur, kendisi de
yazdığı kitap bu meseleyi, Nevala Kasabadaki vahşeti
ortaya çıkardığı için ceza alır, ülkeyi terk etmek
durumunda kalır.
Şimdi, kıymetli arkadaşlar, mesele
otuz üç yıl önce ortaya çıkmış. Tabii, mesele sadece bundan
ibaret değil, Nevala Kasaba üzerine konuştukça şunları
öğreniyoruz: 1915te Ermeniler kesilip buraya atılmış,
ondan önce Yahudilerin kesilip buraya atıldığı söyleniyor,
Keldanilerin yine katledilip bu derelere atıldığı
söyleniyor. Doğrusu, bizim o taraflardaki derelerde biz buna
alışığız. Sadece Kasaplar Deresi değil, Zilan
Deresi var, Sefo Deresi var, Kutu Deresi var, Munzur var, var da var. Zaten
bizim o taraflardaki o derelerde, bir şekilde o dönemin iktidarları
tarafından öldürülüp kefensiz bir şekilde oraya buraya atılan
cesetler var.
Şimdi, kıymetli arkadaşlar, biz niye
bu meseleyi tekrar gündeme getiriyoruz? Yakın zamanda basına
düştü, bu toplu mezarların olduğu bu bölgenin üzerine
bazıları villa kent yapmak istiyor. Asıl mesele şu an bu,
villa kent. Bu kadar kefensiz cenazenin üzerine villa kent
yapacaklarmış. Çocukları orada olan ailelerden
bazılarını ben kendim de tanıyorum. Bir tanesi 16
yaşında bir kız çocuğu, öldürülmüş oraya
atılmış, kefensiz, sessiz bir şekilde orada yatıyor.
Şimdi, biz, geçen gün HDP'li 7 vekil Siirt'e
gittik arkadaşlar. Bu meselenin ne olduğunu bir alana gidelim, bir
yerinde görelim istedik. Siirt'teki Emniyet Müdürü ve polis bizi bölgeye
sokmamak için polislerden bir etten duvar ördü. Altı üstü orada 1 tane
şirket para kazanacak diye, 7 vekili kalkanlarla ite kaka o bölgeden
çıkardılar. Efendim, orası özel mülkiyetmiş. diyorlar.
300den fazla cenazeden bahsediyoruz ama devletin polisi 1 tane şirket
villa yapıp para kazanacak diye, 7 vekili kalkanlarla ite ite -ben dâhil-
oradan çıkardı. Suç duyurusunda bulunduk, muhtemelen bundan da bir
şey çıkmaz -umarız yanılırız biz bu konuda- ama
oradaki devlet görevlilerinin nasıl böyle saldırgan bir şekilde
Kasaplar Deresinde ne olduğunun üzerini örtmeye
çalıştığını hep birlikte orada müşahede
ettik.
Zamanım çok az, bir dakika rica edeceğim
Sayın Başkan, önemli bir konu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Kıymetli
arkadaşlar, Kasaplar Deresi üzerine biz günlerce burada
konuşabiliriz. Şu an bizim istediğimiz şu: Vicdan sahibi
herkesi... Bir araştırma komisyonu kurulsun, buna destek verin, gidip
Kasaplar Deresinde ne olmuş, ne bitmiş, bunu bir ortaya
çıkaralım. Burası bir hafıza mekânı birçok insan için;
burası aynı zamanda bir vahşet mekânı, kendisini devletin
yerine koyup insan katledenlerin oluşturduğu bir mekân burası.
Biz buradan muhalefete de iktidar partisine de sesleniyoruz: Bakın,
muhalefet, özellikle CHP'nin son dönemde helalleşme tartışmaları
var, izliyoruz. Soyut helalleşme ve barış
tartışmaları olmaz, somutlaştırmak istiyorsanız
çıkarın heyetinizi; İYİ Parti, size de söylüyoruz, gidin
bir Kasaplar Deresini görün; orada ne oluyor, ne bitiyor, biz bunları bir
açığa çıkaralım. Çünkü bu hakikatleri ortaya
çıkarmadan oradaki insanların...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Bitiriyorum
Sayın Başkanım.
Yani bakın; 16, 20, 50, 70 yaşındaki
insanların kefensiz bir şekilde çöplüğe atılmasından
bahsediyoruz. Eğer gerçekten bir gün bu topraklarda adalet tesis
edilecekse herkesin bu araştırma önergesine evet demesi lazım.
Hep birlikte gidelim, hakikatleri ortaya çıkaralım, suçlular
cezalandırılsın ve Kasaplar Deresi bir villa kent olmasın;
bir insan hakları müzesi olabilir, bir hafıza merkezi olabilir. Bir
daha bu coğrafyada bu tür vahşetlerin yaşanmaması için
vicdan sahibi herkesi, buradaki her 4 grubu da HDP dâhil 5 grubu da biz
sorumluluk almaya davet ediyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyoruz. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Sezgin Tanrıkulu.
Buyurunuz Sayın Tanrıkulu. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Kasaplar Deresini ben de avukatken, Diyarbakır Barosu yöneticisiyken
ziyaret etmiştim, bazı faili meçhul cinayetlerin mağdurlarını
aramıştık, beraber gitmiştik; o nedenle bu
konuşmayı yapıyorum, aklıma da hafızama da o tekrar
geliyor gerçekten.
Şunu söyleyeceğim: Yani bu coğrafya
geçmişten bugüne birçok acıya tanıklık yaptı. Büyük
travmalar yaşadık ama bu travmalarla, bu acılarla
yüzleşmedik. Yani geçmişle hesaplaşmayan, geçmişle
yüzleşmeyen toplumlar kendi iç barışını
sağlayamazlar, maalesef biz de geçmişle
hesaplaşmadığımız için, geçmişle
yüzleşmediğimiz için ve bu mekanizmaları da
kurmadığımız için kendi iç
barışımızı sağlayamadık; hâlen nefret
söylemi, çatışma ortamı falan devam ediyor maalesef; böyle bir
toplumuz.
Aslında, Adalet ve Kalkınma Partisinin
iktidara geldiği 2002 yılında bu fırsat vardı çünkü
çatışma yoktu, silah yoktu ve geçmişle hesaplaşma,
yüzleşme bakımından bu toplumun yarattığı
birikimler vardı ama Adalet ve Kalkınma Partisi 2002
yılında bu fırsatı kullanamadı, derin devlete teslim
oldu ve giderek de derin devletin kendi oldu ve kendi çok ağır
travmalar yarattı.
Şimdi, faili meçhul cinayetler var. Bu Meclisin
kendi, 90lı yıllarda faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak önemli
bir komisyon kurdu. O komisyonun raporu hâlen her konuda bizim
açımızdan bir referanstır; insanların nasıl
kaçırıldığı, nasıl öldürüldüğü, nasıl
derelere atıldığı, nasıl kaybedildiği
noktasında. Kasaplar Deresi böyle bir yer; yüzlerce, binlerce faili meçhul
cinayet var; yüzlerce, binlerce kayıp vakası var ve bu
kayıplarını arayan insanlar var, anneler var ve
aşağı yukarı bu mekânlardan biri de Kasaplar Deresi yani
Nevala Kasaba.
Şimdi, ne yapıyorsunuz, biliyor musunuz
değerli arkadaşlar? Bir hafızayı yok ediyorsunuz. Ne
uğruna? Tıpkı bütün Türkiye'de yaptığınız
rant uğruna
2-3 müteahhit bulmuşsunuz, kayyum belediyeleriniz var, o
kayyum belediyeleriniz vasıtasıyla şimdi bir hafıza merkezi
olan, hafıza merkezi olması gereken bir yeri imara ve ranta
açıyorsunuz. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun, 2014te
seçilen belediye başkanı yerine kayyum atamasaydınız,
2019da seçilen belediye başkanı yerine kayyum
atamasaydınız böyle bir uygulamayı yapabilecek miydiniz, o
seçilmiş belediye başkanları böyle bir yere imar izni verecek
miydi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Bakın, şunu söylüyorum: Bu toplum sizden öyle bir hesap soracak ki
feleğiniz şaşacak gerçekten, feleğiniz şaşacak
çünkü derin devlet oldunuz ve bu derin devlet uygulamalarıyla, kayyumla,
imara açmayla insanların kendi yaslarını, kendi taziyelerini
devam ettirme imkânlarını ortadan kaldırıyorsunuz,
tıpkı Cumartesi Annelerine yaptığınız gibi.
Şunu söyleyeceğim son söz olarak: Bu
ranttan vazgeçin, bu uygulamalardan vazgeçin. Geçmiş, insanı takip
eder. Bu geçmiş de sizi takip edecek aynı zamanda. Onu da buradan
ifade etmiş olayım.
Bir sözüm de oradaki yerel müteahhitlere, buradan,
Meclisten sesleniyorum: Ranttan vazgeçin, bir gün gelir sizden hesap sorulur.
Ranttan vazgeçin, insanların hafızasıyla, yaslarıyla,
geçmişleriyle oynamayın rant için.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
(CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Bursa Milletvekili Sayın Muhammet Müfit Aydın.
Buyurunuz Sayın Aydın. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Derin devlet dedin de
AK PARTİ halkın iktidarıdır. Milletin iktidarıdır
AK PARTİ, halkın iktidarıdır.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Derin devletsiniz, kabul edin.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) O zaman halk derin
devlet, halkın kendisi.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) O
ölenler halk değil mi? 300 kişi halk değil mi?
AK PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET MÜFİT AYDIN
(Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Siirt ilimizde
bulunan Kasaplar Deresi Nevala Kasaba denilen dereyle alakalı Meclis
araştırması açılmasıyla ilgili söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Mübarek ramazanışerifinizi tebrik
ediyorum. Bu vesileyle, yarın Resulullah (SAV)in doğum yıl
dönümü, Mevlid-i Nebi Haftamız nedeniyle de ülkemiz, milletimiz ve cümle
Ümmetimuhammed için hayırlara vesile olmasını, manevi bir
uyanışa vesile olmasını Allahtan niyaz ediyorum. Pazar
günü de merhum Cumhurbaşkanımız Özalın 93teki
vefatının yıl dönümüydü; onu da rahmetle, minnetle yâd ediyor,
mekânı cennet olsun diyorum.
Değerli arkadaşlar, bahsettiğimiz yer
Nevala Kasaba, Siirtin Tillo-Şirvan istikameti çevre yolu üzerindeki
alan, halk arasında Kasaplar Deresi Nevala Kasaba olarak bilinir.
Mülkiyeti vakıflara aittir. Bu vakıfların kuruluş tarihini
ben biraz inceledim, 1900 ve 1900 öncesine dayanan bir mülkiyet, artı,
orada özel mülkiyetler var. Bu imarlı kısım diye HDPnin
bahsetmiş olduğu yer, buradaki bir vakfın oradaki imar
çalışmalarıyla ilgili yapılmış olan bir
hadisesinden ibaret ancak doğrusu, çok da derenin içiyle alakalı da
değil. Bunu bugün sabahleyin değişik yetkililerle görüştüm,
bilgiler aldım; orada bilgi alabileceğimiz büyükler vardı,
onlardan bilgi aldım. Şimdi, bu vakıfların ne zaman
kurulduğunu tam, net olarak bilmememize rağmen 1903, 1915 veya 1900
öncesine dayanan bir şey.
Hayretle şunu izledim: Benden önceki
konuşmacılar sanki bu olayı biz yapmışız, bu
olayın içinde biz varız... Efendim, bahsedilen rakamlar, Osmanlı
Dönemindeki ve ondan sonra 80li yıllardaki ölümlerden bahsediliyor,
böyle bir kayıt yok.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Villa yaptırılıyor, villa.
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) 302 cenaze var orada.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) Lütfen, sizi
dinledik, hiçbir şey söylemedik. Siz de bizi dinleyeceksiniz!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Niye
bağırıyorsun?
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) Sonradan
Halkların Demokratik Partisinden Belediye Başkanı olduğu
zaman orayla ilgili bir tespiti var mı? Hayır.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Var, var.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) Ülkemizin
kayıtlarına giren herhangi bir tespit var mı? Ona da hayır.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) 8
cenaze bulunmuş.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, neye benziyor biliyor musunuz? Eskiden, zannediyorum bundan
otuz iki-otuz üç yıl önce, Vandan gelen bir otobüs Gürün tarafında
bir kaza geçiriyor, kaza geçirdiği zaman oradaki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) Kaza geçiren
otobüsün içinde 10un üzerinde ölü oluyor. Aradan yedi-sekiz ay geçiyor, bir
gün birisi mahkemeye gidiyor, başvuruyor, diyor ki: Bizim de cenazemiz
burada kaldırılmış. Bu otobüsün sahibine hâkim soruyor,
diyor ki: Sizin otobüsünüzde şunun da vefat ettiğini söylüyorlar.
Hâkim bey, onu da bizim hesabımıza yazın. diyor.
Değerli arkadaşlar, ne yapmaya
çalışıyoruz? Şimdi bu tür konularla ilgili eğer
derinlemesine girersek; Ermenilerin yapmış olduklarını
nereye koyacağız, Rusların yapmış olduklarını
nereye koyacağız? Yani biz kimi tam olarak şey
yapacağız o da belli değil. 1980li yıllara, Osmanlı
Dönemine, 1900 öncesine ait konulardan bahsediyoruz ve burada sanki AK
PARTİ suçluymuş gibi yargılanmaya
çalışılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Yasın üstüne niye villa yapıyorsunuz?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
İmara açmayın, imara.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) Lütfen,
gerçeklere dönün.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bağırmayın ya!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Bağırmayın,
bağırmayın!
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) -
Zatıalinizi çok iyi tanıyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bağırmayın!
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Sadece
provokasyon yapıyorsunuz.
BAŞKAN Tamamlayınız,
tamamlayınız efendim.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) -
Yazıktır! Yazık bu ülkeye! (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu ülkenin birliğe, bütünlüğe ihtiyacı var,
başka hiçbir şeye ihtiyacı yok. Sadece ayak bağı olmayın.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Bağırarak suçunuzu örtbas edemezsiniz!
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Teşekkür
ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Çok bağırınca haklı olmuyorsunuz. İmara
açmayın. diyoruz, Sen yaptın. demiyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hem
grubumuza hem hatibimize sataşma oldu.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Başkanım,
hatibe
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Provokasyon yapıyorsunuz. dedi. Öncelikle Hişyar Vekilimize söz
istiyoruz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Şimdi,
Başkanım, öyle bir usul yok ki.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Özsoy.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoyun, Bursa
Milletvekili Muhammet Müfit Aydının HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına ve Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Değerli arkadaşlar, ne olursa olsun biz yine de gündemimizden
kopmayalım.
Nevala Kasabada şu an yüzlerce insan
yatıyor, kefensiz, gömülmemişler, çöplüğe
atılmışlar. Şimdi, biz Adalet ve Kalkınma Partisi
bunları yaptı. demiyoruz. Biz diyoruz ki: Yüz yıldır o
dere birçok vahşete tanıklık etmiş; gelin, hep birlikte bir
araştırma komisyonu kuralım, gidip bakalım gerçekten ne
olmuş? Yani burada sizi suçlama, diğerlerini suçlama gibi durumda
değiliz fakat atadığınız kayyum buna müsaade ediyor.
Niye bunu söylüyoruz? Halkların Demokratik Partisinin 2014
yılında seçilmiş Belediye Başkanı Tuncer Bakırhan
buraya ruhsat vermediği için şu an davalarla boğuşuyor,
birçok ceza davası açılmış kendisi hakkında. HDPnin
bu konudaki tavrı son derece nettir. Bakın, burada, maneviyat sahibi
olduğunuzu ısrarla söylüyorsunuz; ya, ölülerden bahsediyoruz.
Mezarlığın yanından geçerken ıslık bile çalmayan
bir kültürden geliyoruz biz, bir insan öldüğü zaman evde üç gün
televizyonun sesi açılmaz, yükseltilmezdi. Bakın, size anlattım,
Siirtin dibinde -oradaki insanlar biliyorlar- köpekler insan uzuvlarıyla
kent merkezine geldiği zaman bunlar çıkıyor.
Dolayısıyla, Sezgin Bey söyledi, bununla
yüzleşebilmemiz için ilk önce hakikati öğrenmemiz lazım. Biz de
tam olarak bilmiyoruz ancak kazılacak, açılacak ki biz bunları
öğrenebilelim. Ama oraya gidiyoruz, polis kalkanlarıyla itiliyoruz;
araştırma önergesi veriyoruz Hayır, biz bunu
araştırmayalım. Peki, bu Meclis ne yapacak yani hakikati bulup
bu halkın acılarını, kederlerini konuşmayacaksa bu
Meclisin görevi nedir? Dolayısıyla konumuzun aslına dönelim,
lütfen bu önergeye herkes destek versin; bir araştırma komisyonuyla
gidelim, hakikat neymiş bunu öğrenelim, sadece bunu istiyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Tanrıkulu
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Başkan, ben de provokasyon suçuyla suçlandım, o nedenle
kürsüden
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İki öncekini
kastetti.
BAŞKAN Kâfi değil miydi efendim?
Aynı şeydi.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Hayır, bana ayrıca söyledi, o yüzden.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) Hayır,
isminden bahsetmedim Sayın Başkan. Zaten senin ismini
ağzıma almadım yani.
BAŞKAN Peki, buyurun Sayın
Tanrıkulu.
2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Bursa
Milletvekili Muhammet Müfit Aydının HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında şahsına,
sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekten geçmişle
hesaplaşma, yüzleşme modern toplumların
başardığı bir iştir. Biz de bunu başarabilirdik
ama biz başaramadık maalesef. Hâlen de geçmişte yaşanan
acılarla, travmalarla yüzleşemedik. Kasaplar Deresi Nevala Kasaba sonuçta, o coğrafyada yaşayan toplumun hafızasında
bir yerdir, çok acıların yaşandığı bir yerdir.
Şimdi, mesele şu: Tabii ki siz yapmadınız, kimse sizi
suçlamadı; oradaki işte, ölümlerin ya da cinayetlerin ya da
katliamların sorumlusu tabii ki AK PARTİ değil ama sonuçta, siz
Hükûmetsiniz. Eğer geçmişle hesaplaşma, yüzleşme olacaksa,
iç barışı sağlayacaksak o geçmişin üzerine sizin
Hükûmetimiz döneminde beton dökülmesin; o zaman insanların
hafızasına, acısına beton dökmüş oluyorsunuz. Ya,
Siirtte imara açılabilecek başka yer yok mu? Neden şimdi
orası imara açılıyor, niye açıyorsunuz?
Bir de bakın, size çarpıcı bir
şey söyledim değerli arkadaşlar, kayyum belediyeleri bunu yapıyor.
Eğer orada yerel bir belediye olsa, seçilmiş bir belediye olsa o
toplumun hafızasına, o toplumun acısına saygı gösterir
ama orayla alakalı olmayan bir vali; atanmış kayyum, aynı
zamanda belediye başkanı ne bu acıyı bilir ne bu
hafızayı bilir. Yarın öbür gün de tayin olup gidecek, kimse
ondan hesap sormayacak. Ama orada yerel bir belediye başkanı
olsaydı bunu yapamazdı.
Bakın, değerli arkadaşlar, bunlara
özen gösterin, özen gösterin yoksa
Yani tamam, beton atacaksınız,
her yere beton döküyorsunuz, ya bari geçmişimize beton dökmeyin,
geçmişimize beton dökmeyin. Size bir önerim var, millet bahçesini çok
seviyorsunuz, orası da vakıflara ait, orayı millet bahçesi
yapın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Bitiriyorum Sayın Başkan.
Yapın orayı millet bahçesi, hiç olmazsa o
hafızayla canlı kalsın, insanlar yaşayabilsin.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Aydın...
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) Sayın
Başkan, bir dakika konuşmam lazım.
BAŞKAN Yerinizden buyurunuz.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- Bursa Milletvekili Muhammet Müfit Aydının,
Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy ile İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulunun sataşma nedeniyle yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) Sayın
Başkanım, şimdi, arkadaşlarımızın
konuştuğu somut hiçbir şey yok, bir delil yok.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Allah,
Allah!
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) Belediye
başkanlığını 4 sefer almış olan bir partinin
mensubu olarak siz orada bir imar değişikliği talebinde
bulundunuz mu? Bunu eğer yaptıysanız, böyle bir talebiniz varsa
bunu somut olarak bir önümüze getirin, yok böyle bir şey; benim derdim bu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Daha
yeni imara açıldı, yeni imara açılıyor. Orası imara
kapalı, yeni imara açılıyor.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Siz
açıyorsunuz, siz. Sizin arkadaşlarınız imara açıyor,
bunu konuşuyoruz. Hangi dünyada yaşıyoruz?
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) Derin devlet
olarak bahsettiğiniz... Siz de şu anda ABDnin ve Avrupanın
derinliğini savunduğunuzun farkında mısınız? Ne
olursunuz, bunlara gerek yok, gerçekten bunlara gerek yok.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Yeni
imara açılıyor, orası imara kapalı alandı, kayyum
orayı imara açıyor. Yapmayın, çarpıtmayın ya!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Sizin
arkadaşlarınız imara açıyor, bunu konuşuyoruz. Siz
hangi dünyada yaşıyorsunuz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Beştaş...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Yerimden, olay anlaşılsın yani.
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
30.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Bursa Milletvekili Muhammet Müfit Aydının HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bir kere, her şeyden önce biz Adalet ve
Kalkınma Partisi cenazeleri oraya attı. demedik Bundan
sorumlusunuz. da demedik ama şunu dedik, diyoruz,
anlaşılsın: Orada toplu bir mezar var. Tane tane söyleyeyim,
Genelkurmayın resmî kayıtlarına göre 186 kişinin cenazesi
defnedilmiş ve 22 Nisan 1989 tarihinde üç dört saatlik bir kazıyla 8 kişinin
cenazesine ulaşılmış, cesedine
ulaşılmış. Bunlar maddi veri, ben yorum yapmıyorum.
Sizden önceki iktidarlar sorumlu, kim sorumlu... Onları da
tartışmıyoruz. Şu anda sizin kayyum olarak
atadığınız... Bu dönemde kayyum var, geçen dönemde de
kayyum var; kayyum bu ruhsatları veriyor, bu izinleri veriyor ve
rantı ne kadar sevdiğinizi tartışmaya gerek duymuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) AKP
Mardinde mezarlığı imara açtı ya! Bize söyletmeyin bunu.
Yani orada bir rant var, orada iş insanlarıyla bir iş
birliği var ve ben şunu söyleyeceğim: Bizim gittiğimiz gün
-ben Siirtin Vekiliyim ya- böyle bir müdahale görmedim. Biz 7 vekiliz,
boş arazide dolaşıyoruz, diyoruz ki gidip gözümüzle bir görelim.
Bizi ite kalka oraya sokmadılar bile. Bu polis kimin polisi? Başka
bir iktidarın polisi mi? Eğer korkulan bir şey yoksa, bir
şey engellenmiyorsa orada açıklama yapmamıza neden izin
verilmiyor? Bu soruların cevabını biz biliyoruz ama siz
vermiyorsunuz.
Son olarak şunu söyleyeyim: Hakikaten talebimiz
çok net bizim amacımız bağcıyı dövmek değil, bir
yüzleşme talebimiz var. Diyoruz ki: İktidarın,
Bakanlığın, resmî olarak yürütmenin şu yetkisi var;
orayı kamulaştırın, öyle bir hakkı var, özel ya da vakfın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Orada
bir kazı çalışması yapılsın, bilimsel yöntemlerle
Adli Tıp bunu tespit etsin. Yani -4,5- epey geniş bir
alanmış, ilgili bölüm bir hafıza mekânı olsun.
Diğerlerini satıyor musunuz, bina mı yapıyorsunuz, ne
yapıyorsanız yapın. Bizim bu Meclise getirmemizin sebebi budur
ama -iktidarda devamlılık vardır, devlette devamlılık
vardır- siz Orada mezar var, benim dönemimde olmamış, beni
ilgilendirmez. diyemezsiniz. Bugün, Siirt halkı mezarlığın
ve kemiklerin üzerinde yaşayamaz, yaşamaya zorlanamaz. Müteahhitler
bundan para kazanacak diye, kayyum para kazanacak diye iktidar buna göz
yumamayız, izin vermeyiz. (HDP sıralarından alkışlar)
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, Siirtte yüzlerce
naaşın bulunduğu Kasaplar Deresi olarak bilinen Nevala
Kasaba bölgesindeki yapılaşma çalışmalarının
durdurulması için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla
18/4/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 19
Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kâtip üyelerimiz arasında ihtilaf
bulunduğundan elektronik oylamaya başvuracağız.
Oylama için üç dakika süre veriyorum ve
oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
arada, dışarıdan geliş var, kayıtlara geçsin;
dışarıdan gelen vekiller var, biz daha fazlaydık.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ne oldu,
milletvekillerinin yasama faaliyetine mi engel olmak istiyorsunuz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Meclis
tutanaklarına geçsin lütfen, bu süre zarfında oy çoğunluğu
değişiyor.
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN - Öneri reddedilmiştir.
Şimdi, 60a göre söz taleplerini
karşılayacağım.
Sayın Ataş
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- Kayseri Milletvekili Dursun Ataşın, Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan
rahmet dilediğine ve terörle mücadeleye ilişkin açıklaması
DURSUN ATAŞ (Kayseri) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından
Kuzey Irakın Metina, Zap, Avaşin-Basyan bölgelerinde
başlatılan Pençe-Kilit Operasyonu kapsamında EYP patlaması
sonucu, Kayserili kahraman hemşehrimiz, Özel Kuvvetler personeli Üsteğmen
Ömer Delibaş dün akşam saatlerinde şehit olmuştur. Allah
katında peygamberlikten sonra en değerli rütbelerden şehitlik
mertebesine erişen, Peygamber Efendimize komşu olan kahraman
hemşehrimiz Üsteğmen Ömer Delibaşa Yüce Allahtan rahmet,
ailesine sabır ve başsağlığı dilerim. Yüce Türk
milletinin başı sağ olsun.
Bu vesileyle, Kuzey Irakta devam eden
operasyonlarda görevli kahraman Mehmetçikimize başarılar diliyor;
Allah yâr ve yardımcıları olsun, tırnaklarına taş
değdirmesin, Rabbim muzaffer kılsın diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özen
32.- İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin, Avusturya Alevi
Birlikleri Fedarasyonunun zaferine
ilişkin açıklaması
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) Teşekkürler
Başkanım.
Türkiyede olduğu gibi Avusturyada Diyanet ve
uzantılarının tüm çabalarına rağmen Avusturya Alevi
Birlikleri Federasyonunun on üç yıl süren hukuk mücadelesi sonucunda,
evrensel insan hakları ve inanç hakları çerçevesinde Alevilik
Avusturyada kendine özgü bir inanç olarak tanınmıştır. Bu
karar, Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonunun iradesinin zaferidir.
Bu yolda bugüne kadar maddi, manevi emek veren
başta Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı Özgür
Turaka, Yönetim Kuruluna ve Onursal Başkanı Mehmet Ali Çankaya olmak
üzere tüm canlara, hizmetleri Hak katına yazıla diyorum.
Saygıyla selamlıyorum, gönülden
kutluyorum. Bu da Türkiyeye örnek olsun; Alevilik vardır, Alevilik
haktır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu
33.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun, Safiport
şirketinin Kocaeli Derincedeki projesinin halk
sağlığını tehdit ettiğine ilişkin
açıklaması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kocaeli Derincede Safiport şirketinin Derince
Limanını genişletme, kimyasal tanklar ekleme projesi Kocaeli
halkının sağlığını tehdit ediyor.
Yapılan ÇED toplantısı büyük skandallara neden olmuştur
çünkü devlet görevlileri sermayeyi koruyup kollamış ve halkın
ÇED toplantısına itirazı karşısında toplantı
yapılmadığı hâlde Bilgi edinme haklarını
kullanmamışlardır. diyerek toplantıyı
yapılmış gibi göstermiş ve büyük bir skandala sahne
olmuştur. Devlet görevlilerinin sermayeyi koruyan bu tavrını
kınıyorum.
Yine, müsilajın çok yaygın olduğu,
denizlerimizi kirletecek bu projenin Kocaeli halkının
sağlığını tehdit edeceği apaçık
ortadadır.
Atık ithalatında 1inci sırada olan
bir ülkeyiz, ülkemiz çöplerle dolmuş durumda ve sermayeye peşkeş
çekiliyor, çevre sağlığı tehdit altında
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kaşıkçı
34.- Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçının,
Hatayın Dörtyol ilçesinde ormanlık alanda çıkan yangına
ilişkin açıklaması
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Hatayın Dörtyol ilçesinde ormanlık alanda
çıkan ve iki noktada süren yangın dün itibarıyla kontrol
altına alındı. Yangının kontrol altına
alınmasında emeği geçen tüm ekiplere teşekkür ediyor,
memleketimize geçmiş olsun diyorum.
Yanan ağaçların yerine yenilerinin en
kısa zamanda dikileceğinden ve eskisinden daha gür
ormanlıklarımızın olacağından hiç kimsenin şüphesi
olmasın. Özellikle Amanos Dağlarındaki ormanlık
alanların tabanında yer alan çalımsı bitkilerin yangın
için davetiye çıkardığını iyi biliyoruz. Bu manada,
ormanlık alanlarımızın tabanındaki
çalılıklardan temizlenmesi ve ormanlarımızın
devamı için çok önemli gördüğümüz keçi yetiştiriciliğinin
yaygınlaşması gerekmektedir. Ormanlık alanlarda keçi
yetiştiriciliği bir yandan ormanlarımızın
devamına ve bakımına katkı sağlarken bir yandan da
orman köylümüze gelir sağlayacaktır.
BAŞKAN Sayın Kaplan
35.- Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplanın, Gaziantepin
Araban ilçesindeki sulama sorununa ilişkin açıklaması
İRFAN KAPLAN (Gaziantep) Gaziantep Araban
ilçemizde bulunan Ardıl Barajı ve sulama tesisinin işletmesi
daha önce belediyedeyken Haziran 2019 yerel seçimi sonucu belediyenin
Cumhuriyet Halk Partisine geçmesiyle Valiliğe devredilmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisinden seçilen Belediye Başkanı ertesi yıl
AK PARTİye transfer olmuş, birkaç ay sonra da bu sulama tesisinin işletme
hakkı yeniden belediyeye geçmiştir. Devirden sonra sulama suyuna
yüzde 50 zam yapılarak çiftçimizin mağdur edildiği haberini
aldık. Çiftçi ekinini sulayamazken yandaşa gelir yaratmak uğruna
ekonomik sorunlarla boğuşan çiftçimize darbe vurmanızı
kabul etmiyoruz. Derhâl bu zammı geri almanızı talep ediyor,
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında çiftçiye suyun ücretsiz
verileceğini bir kez daha hatırlatıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Sarıaslan
36.- Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslanın,
Nevşehirin Ürgüp ilçesine bağlı Mazı köyündeki pomza maden
ocaklarının yarattığı çevre kirliliğine
ilişkin açıklaması
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Teşekkür
ederim Başkanım.
Anayasanın 44, 45 ve 166ncı maddeleri
tarımın, üreticinin ve tarımsal ürün alanlarının
korunmasını anayasal güvence altına almakta ve devlete bu koruma
için sorumluluk yüklenmektedir.
Nevşehir ilimizin Ürgüp ilçesine
bağlı Mazı köyünde yaşayan vatandaşlarımız
pomza maden ocakları yüzünden tarım arazilerinin zarar
gördüğünü, yerleşim yerlerinin ve tarım arazilerinin toz içinde
kaldığını, ocaktan çıkan toz ve molozların çevre
kirliliği yarattığını ifade etmişlerdir. Bu
durum, bölge halkının telafisi imkânsız mağduriyetler
yaşamasına neden olacaktır.
Enerji Bakanına soruyorum: Pomza maden
ocaklarının bölgede yaşayan vatandaşlarımız ve
tarım arazilerinde olumsuz etkileri araştırılmış
mıdır, bu konuda bölge halkı bilgilendirilmiş midir?
Geçimini hayvancılık ve tarımdan sağlayan bölge
halkının itirazları hangi hukuki gerekçelerde göz ardı
edilmiştir? Yerleşim yerlerine ve tarım arazilerine yakın
yerlerde maden ocaklarının yapılmasına izin verilmesinin
gerekçesi nelerdir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Çulhaoğlu
37.- Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlunun, pamuk
üreticilerine verilmesi gereken desteğe ilişkin açıklaması
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
İktidarın geçen yıl üreticiye
verdiği pamuk destek fiyatları bu seneki girdi maliyetlerinin
aşırı artması yüzünden 2022 yılı için en az yüzde
50 artırılmalıdır. Bu oranda yapılacak artış
aynı zamanda pamuk ekim alanlarının artmasına da imkân
sağlayacaktır.
Adanamızda 2021 yılında
yaklaşık 230 bin dekar alana pamuk ekildi, bundan da 125 bin ton
pamuk elde edildi. Ülkemizde 2021-2022 döneminde 833 bin ton pamuk elde edildi
ama buna karşılık, iktidar, 1 milyon 200 bin ton pamuğu
ithal etti. Hâlbuki, bölgemize yeterli imkân verilse, gübre, mazot, tohum gibi
girdi maliyetleri devletçe yeterli oranda sübvanse edilse, ekonomimiz de iyi
yönetilebilse pamuktaki ithalatımız en aza iner, paramız da
ülkemizin hazinesinde kalır.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Özkan
38.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu Projesine ilişkin
açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Türkiye, geniş bir coğrafyanın
lojistik süper gücü hâline gelme yolunda ilerlemektedir. Ulaşım
alanında ilimiz Mersin de bu yatırımlardan önemli pay
almıştır. Mersin'imizin ulaşım ağına büyük
katkı sağlayacak ve bölge trafiğini rahatlatacak olan
Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu Projesinin
Çeşmeli-Kızkalesi kesiminde bazı taşınmazların
Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından acele
kamulaştırılmasına dair
Cumhurbaşkanlığı kararı Resmi Gazete'de
yayımlandı. Şehrimizin daha konforlu ulaşımına
katkı sağlayacak bu projenin, belirlenen sürede hızla
tamamlanması için var gücümüzle çalışıyoruz.
Mersin'imize yapılan yatırımlarda
desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan başta olmak üzere emeği geçenlere teşekkür
ediyor, tüm hemşehrilerimize hayırlı olmasını temenni
ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Ekinci
39.- Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, Pençe-Kilit Operasyonunda
şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaşa Allahtan rahmet
dilediğine ve terörle mücadeleye ilişkin açıklaması
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - Teşekkür
ediyorum Kıymetli Başkan.
Pençe-Kilit harekât bölgesinde hain teröristler
tarafından yapılan el yapımı patlayıcının
patlaması sonucu Sivas merkez İlbeyli yöremiz Yanalak köyü nüfusuna
kayıtlı, Kayseri'de ikamet eden Osman ve Gülendam
Delibaşın evlatları Üsteğmen Ömer Delibaş kardeşimiz
şehit düşmüştür. Şehidimize Allah'tan rahmet, aziz
milletimize ve ailesine başsağlığı diliyorum,
mekânı cennet olsun.
Şunu bilsinler ki: Son terörist etkisiz hâle
getirilene kadar terörle mücadelemiz devam edecektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Sudan ve Nijerde TİGEM
tarafından yapılması planlanan tarım projelerine
ilişkin doğru bilgilere ulaşılabilmesi ve söz konusu
projelerin incelenmesi amacıyla verilmiş olan (10/4403) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 19 Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
19/4/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 19/4/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Engin
Özkoç
Sakarya
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan Sudan ve Nijer'de TİGEM
tarafından yapılması planlanan tarım projelerine
ilişkin doğru bilgilere ulaşılabilmesi ve söz konusu
projelerin incelenmesi amacıyla verilmiş olan (10/4403) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin görüşmesinin
Genel Kurulun 19/4/2022 Salı günkü (bugün) birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Niğde Milletvekili
Sayın Ömer Fethi Gürer.
Buyurun Sayın Gürer. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yirmi yıldır
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının
uyguladığı yanlış tarım politikalarıyla
ülkemizde tarım, tarihinin en sorunlu sürecini yaşanmaktadır.
Gıda güvenliği de gıda güvencesi de risk altındadır.
Üretici, girdi fiyatlarıyla üretimde sorunlu bir süreç yaşarken katlayan
fiyatlar da tüketicinin alım gücünü ortadan kaldırmıştır.
Çiftçi sayımız azalırken hayvanlar, gebe ve süt inekleri dahi
kesime gönderilmektedir.
Cumhurbaşkanlığı verilerine
göre, 2010 yılından beri, ülkemizde 1 milyon 300 bin hektar
tarım arazisi varlığı ortadan yok olmuştur. Bu arada,
iktidarın, Sudan ve Nijer gibi ülkelerde tarım yapmaya soyunması
ve ülkemizde tarım alanlarını değerlendirmezken yurt
dışı projelerine yönelmesi dikkat çekicidir.
28 Nisan 2014 yılında Tarım
İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile Sudan Tarım ve
Ormancılık Bakanlığının ortak bir şirket
kurması, şirketin Sudanda -Türk-Sudan Uluslararası Tarım
ve Hayvancılık Anonim Şirketi- 12 bin 500 hektarlık arazi
üzerine çiftlik kurması, özel sektör yatırımları için de
780 bin
Sudan yetmezmiş gibi, 2019 yılında bu
sefer Nijerde tarım için alan tahsisiyle ilgili çalışmalara
başlanmış, 2021 yılında Tarım ve Orman
Bakanlığı Nijerle bir anlaşma yok. dese de
Dışişleri Bakanlığı soruma verdiği
yanıtta Nijerle de bir tarım anlaşmasının
yapıldığını belirtmiştir. Nijer Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığının pilot proje için tahsis
ettiği
Sudan, ülkemize
Antalya'dan İstanbula sebze, meyve nakliyesi
fiyatları en az 4 kat artarken Sudandan, Nijerden, üreticiye söylenen
ürünlerin getirilmesi de olası görülmemektedir. Çözüm için Sudana,
Nijere gidinceye kadar iktidar, 1970lerde başlayan 1 milyon 800 bin
hektar alanı kapsayan GAP projesini -2010 yılında bitecekti-
bitirmiş olsaydı, bugün en azından GAPtaki sorunların
çözülmesiyle ülkemizin tarım açığı ortadan kalkardı.
GAP bitmediği gibi, İç Anadolu'da KOP'la ilgili de
çalışmalar yeterli biçimde geliştirilmemiş, sulama suyu
sorunu İç Anadoluda çözülmemiştir. Sekiz yıldır Sudan ve
dört yıldır Nijer için tarım adına yapılan harcamalar
ve enerji gideri Türkiye tarımı için harcansaydı ülkemize daha
doğru ve faydalı işler yapılmış olacaktı.
Sudanda ve Nijerde yapılan çalışmalar hangi aşamada, ne
oluyor, ne bitiyor, buralardaki durumu incelemenin Meclisin görevi
olduğunu düşünüyorum. Neden oralar tercih edildi, neden
hedeflenenlere bugüne kadar erişilmedi, neden tarımla ilgili
çalışmalarda Türkiyedeki tarım arazileri, çiftçi, besici,
üretici önemsenmezken bu yerlere iktidarın ilgisi oluştu, bunun
araştırılması gerektiğini düşünüyorum.
Burada da görüldüğü gibi, Sudan ve Nijerin
ülkemize, Türkiyeye uzaklığından dolayı bir konteynerin
oradan buraya gelmesi kırk beş gün süre alırken 15 bin dolar
civarında da bir harcama gerektiriyor. Bu kadar gideri olan bir
yatırıma yönelmek yerine, ülkemiz kaynakları doğru
değerlendirilip de bugün içine düştüğümüz durumdan arınacak
çalışmalar neden yapılmadı?
21 üründe arz açığımız
olduğunu soruma yanıtta Bakanlık belirtti; hububatta,
bakliyatta, susamda, pamukta, soyada, bitkisel ham yağda ülkemizin
açığı var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Bunların
ortadan kaldırılması için özellikle planlama ve
çalışmalar yapılacağı söylense de bakanların ve
Cumhurbaşkanın son dönemdeki açıklamaları da birbiriyle
çelişiyor. Çünkü Bakan Biz arz açığı olan ürünlerde
açığı giderecek çalışma yapacağız. diyor,
aradan iki gün geçiyor, bu kez de Rusyadan gelecek olan gemilerle bitkisel ham
yağ sorununun aşılacağını söylüyor; kafalar
tarımda oldukça karışık. Bu
karışıklığın bir yansıması da yurt
dışından tarım arazilerinin alınıp tarıma
yönelmek için çalışmalara geçilmiş olması. Kendi ülkemiz
toprakları içinde doğru değerlendirmeyle sorunları
aşmak varken gidip de dışarıda bu arayışlara
yönelmek akıl kârı değil. Hani, Türkiyede bütün sorunları
çözerseniz, tarımı istediğiniz boyutlara erdirirsiniz, dünyada
farklı pazarlar açmak için gider başka ülkelerde yatırım
yapar, onlarla da diğer ülkelere satışlar sağlayabilirsiniz
ama kendi ülkenizin içinde tarım sorunluyken, çiftçisi, besicisi,
üreticisi sorunluyken, gebe inekler kesime gönderilirken bu yol yol
değildir diyor, Meclis araştırması önerisinin kabul edilmesini
diliyor, saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
Konya Milletvekili Sayın Fahrettin Yokuş.
Buyurun Sayın Yokuş. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA FAHRETTİN
YOKUŞ (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi İYİ Parti Grubu adına saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde son on altı yılda toplam
tarım arazilerinin yüzde 18i tarım arazisi vasfını
yitirmiştir; toplam kayıp 4,2 milyon hektardır. En fazla
tarım arazisi kaybeden illerimiz sırasıyla Konya, 761 bin; Diyarbakır,
241 bin; Şanlıurfa, 207 bin; Yozgat, 174 bin; Adana 154 bin hektar.
Bu süreçte yine, 100 bin hektar ve üzeri arazi kaybeden il sayımız
11. Bu tablonun sorumlusu elbette AK PARTİ iktidarıdır,
tarım arazilerimiz rant sevdasına kurban edilmiştir. Kayba
uğrayan 4,2 milyon hektar arazinin ne kadarının terk, ne
kadarının imar ve yapılaşmayla, ne kadarının
vasıf kaybıyla olduğu bilinmemektedir. 2022 yılı
itibarıyla ülkemizin ekilebilir arazi miktarı 19 milyon hektar
civarındadır. Ekilebilir arazilerimizin maalesef üçte 1i
ekilmemektedir. Siyasi iktidarın yanlış tarım
politikalarının sonucu son yıllarda çiftçilerimizin önemli bir
bölümü ya hiç ekim yapmamakta ya da ekimi azaltmaktadır.
Her konuda olduğu gibi siyasi iktidarın
sözcüleri tarım ve besicilik konusunda da yalan rüzgârlarıyla
halkı avutmaya devam ediyor. AK PARTİ tarımda kendi kendine
yeten ülkemizi 96 ülkeden tarım ürünü ithal eden ülke hâline getirdi.
Bunun mahcubiyetini yaşamak ve susmak yerine Gıda ihracatımız
ithalatımızdan daha fazla, artımız var. diye övünüyorlar.
Ne hazin bir tablo tarım ülkesinde.
Değerli milletvekilleri, 2014 yılında
kurulan Türk-Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim
Şirketi sekiz yıldır sözde faaliyet sürdürüyor. Bugüne kadar, bu
şirketin yöneticilerine verilen ücretlerle Sudana seyahatlerine harcanan
para toplam 60 milyon lira. Sudanda ekilen
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Ne kadar
akrabası, hısmı, yakını, hatta yakın
arkadaşı, hanımının akrabası, ağabeyinin
kardeşi, yeğeni; hepsini Bakanlığına doldurdu
beyefendi; kimini danışman yaptı, kimini bilmem ne yaptı.
Yolsuzluklar aldı başını gitti, israfta sınır
tanımadı. Bakan efendi Türkiyeye sığmadı, tutturdu
bir Sudan da Sudan Sudanda tarım yapacağım. dedi. Tam, üç
buçuk yıl sonra kurtulduk derken, Türk çiftçisi bayram yaparken yeni bir
Pakdemirli geldi; gerçi adı Pakdemirli değil ama adı Vahit Kirişci.
Bu beyefendinin de ilk beyanatı, diyor ki: Afrikada tarım
yapacağız. Allah sizi ıslah etsin ya! Türkiye'nin suyu mu
çıktı ya! Şu memleketin suyu mu çıktı, gözünüzü
Afrikaya diktiniz. Allahtan korkun ya! Çiftçiden de utanmıyorsunuz,
milletten de utanmıyorsunuz. Yazıklar olsun, yazıklar olsun!
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Aynen iade ediyoruz.
Sen Çoruma bir gözük.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) FETÖden ses
geldi, bakın.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Çoruma bir gözük sen.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) FETÖden zaman
zaman ses gelir, acıtır çünkü burası onları.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Rıdvan Turan.
Buyurunuz Sayın Turan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) Sayın
Başkan, Değerli Genel Kurul; şimdi, bu meseleyi
aydınlatabilmek için iki soru sormak gerekir. Bu uzak ülkelerde, Sudanda
ve Nijeryada bu işleri yapmak rasyonel mi, rantabl mı? Rantabl
mı diye bakalım; orada üretilen ürünün buraya getirilmesi, iç
piyasaya arzı, aradaki nakliye giderleri, navlun vesaire dikkate
alındığında elbette kârlı bir yaklaşım
olmayacak. Peki, bu işin rasyonalitesi nerede? Rasyonalitesi de yok. O da
şundan kaynaklı yok: Türkiyede çok geniş tarım
alanları tarıma küsmüş durumdayken, 26 milyon hektardan 22
milyon hektara kadar tarım alanları düşmüşken, 9 milyon 700
bin hektar buğday ekim alanı 6 milyon küsur hektara
düşmüşken akıllıca olan şey, rasyonel olan şey
herhâlde bu alanları artırmak, çoğaltmak ve kendi çiftçimizin
küsmüş olduğu tarıma yeniden dönmesini sağlamak suretiyle
tarımı burada kalkındırmak. Ama bir şey söyleyeyim: Bu
yapılamaz yani iktidar bunu yapamaz. İktidarın 2002den beri
sahip olduğu uluslararası angajmanlar sebebiyle ürünleri burada
üretmesi, Toprak Mahsulleri Ofisinin bu ürünleri depo etmesi zaten Dünya
Ticaret Örgütü anlaşmasıyla yasaklanmış durumdadır,
çok açık söylüyorum. Yani 1994 yılında Dünya Ticaret Örgütü
kurulduğunda, direktör o zaman demişti ki: Dünya Ticaret Örgütünün
sözleşmesini okudunuz mu siz kardeşim? Bütün devletler sıra
oldunuz, bunun altına imza atıyorsunuz. Direktörü
şaşırmıştı, Türkiye de imza atanlardan bir
tanesiydi ve Dünya Ticaret Örgütü şunu söylüyordu esas olarak: Artık
yeni bir dünya düzeni var, öyle Bir şeyi ben üreteceğim, her konuda
kendime yeterli olacağım. diye bir şey yok, artık
ihtiyacın varsa alacaksın. Bunun adı neoliberal yeni dünya
düzenidir. Bizim akıllılar da o zaman imzayı attılar, AKP
de o izlekte devam ediyor. O sebeple, uluslararası bir ticareti yapmanın
Yani Sudandan ya da Nijerden, iki devlet arasındaki ticaretmiş gibi
mütalaa edilen bu şeyi bu sebeple yapmaya çalışıyorlar. Ben
devrik Bakana sormuştum Ya, niye yapıyorsunuz bunu? diye. Dedi ki:
Riskler var, küresel riskler. Bu risklere memleketi kavi hâle getirmemiz
lazım, bu risklerden memleketi uzak tutmamız lazım. Nedir o
riskler? Memlekette küresel iklim değişikliği, şu, bu,
bilmem ne olursa ve bu ürünler üretilemezse biz gıda güvencesini sağlamış
olacağız. demişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
RIDVAN TURAN (Devamla) Demişti ama
ayçiçeği yağını önüne kırmızı halı
serip bando mızıkayla karşıladıktan sonra bu
ettiği lafın lafügüzaftan başka bir şey
olmadığını hep beraber gördük. Demek ki bu Zihni Sinir
projelerle, uzakta yapılan üretimlerle, ithalatçı kafayla, Dünya
Ticaret Örgütünün altına atılan imzalarla Türkiye
tarımını uluslararası sermayenin ve emperyalizmin
sultasının altına sokma vesilesiyle atılacak hiçbir
adımda memlekette en ufak bir rahatlama, ürün bolluğu olmayacak.
Geçen Erdoğan söyledi Yazın gıda enflasyonu düşecek ve
daha ucuza yiyeceğiz. diye. Yiyemeyeceğiz arkadaşlar, kimseyi
kandırmayın, böyle bir şey yok. Tarihî zirvede şu anda
üretici enflasyonu yani tarladaki enflasyon tarihî zirvede. Yaz boyunca
düşmesi gereken fiyatlar da düşmeyecek. Ne zaman düşer biliyor
musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
RIDVAN TURAN (Devamla) Selamlayabilir miyim
Sayın Başkan?
BAŞKAN Buyurunuz, selamlayın efendim.
RIDVAN TURAN (Devamla) - Yeni bir tarım
politikasında değil, yeni bir tarım felsefesine
ihtiyacımız olduğunda anlaşır ve aslında bizde
var olan geleneksel tarım yöntemlerimize; toprağı koruyan,
çiftçiyi koruyan, çok istihdama dayalı, biyoçeşitliliği temel
alan, kadın istihdamını temel alan bir ata üretim tarzına,
atalık üretim tarzına dönersek bu memleket toparlar, onun haricinde,
ihracatçılıkla falan filan gideceğimiz yer
kıtlıktır; zaten başladığı
kanısındayım.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Kars Milletvekili Sayın Yunus Kılıç.
Buyurunuz Sayın Kılıç. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA YUNUS KILIÇ (Kars) -
Saygıdeğer milletvekilleri, öncelikle, Türkiyenin uzak
coğrafyalarda tarımsal uğraş yapmaktaki amacını
bir iki cümleyle izah edeyim: Biliyorsunuz, dünyada -özellikle tarımsal
ticaret- uluslararası ticarete konu olan mallar her geçen gün
artıyor. Özellikle pandemi yıllarında bu ürünlere
ulaşmanın zorluğunu da dünyada hep beraber yaşayarak
görüyoruz ve dünyada bunu fark etmiş olan ülkeler, yeni değil,
bakın, altmış yıldır bu coğrafyada yeni
tarımsal alanlar oluşturmak, faaliyet alanları oluşturmak,
gerektiği zaman operasyonel bölgeler oluşturmak, kendi ürünlerini
kıymetlendirmek, o bölgeyle ticaret yapabilmek adına bu
coğrafyalarda toprak işleme gayreti içerisindedirler. Amerika
başta olmak üzere Çin, Hollanda, Danimarka, Birleşik Arap
Emirlikleri, Suudi Arabistan bu bölgede toprak kapma
yarışındadır. Türkiye bunlar gibi materyalist, emperyalist,
kapitalist ve sömürgeci değildir; Türkiye, tarımsal alanda
yapmış olduğu birikimini, deneyimini, kültürünü,
gelişmişliğini, bu bölgede insanların kendi
topraklarını kendi işlemesi, tarımsal faaliyetlerini
geliştirmesi, kendi yeterliliklerini artırması gibi kutsal bir
faaliyet, kutsal bir anlayış içerisinde yürütmekte ve bu bölgelere
girme gayreti içerisinde olmuştur.
Öncelikle Sudandan başlayayım: 2014
yılında bizim Sudanla tarımsal iş birliği ve
ortaklık anlaşmamız oldu, Meclis de bunu 2015 yılında
onayladı. Sudanla olan ilişkilerimizden kaynaklı bu bölgede
-şu kadar bir alana- yaklaşık 793 bin hektarlık bir araziye
modern çiftlik kurmak, bizim birikimlerimizi oraya aktarmak gayesiyle 12.500
dönümünde bir çiftlik kurmak, 780 bin dönümünde de isterse Türkiye'deki
faaliyet göstermek isteyen iş adamlarına da açmak gayesiyle böyle bir
yola gidildi.
Daha sonra bir şirket kuruldu; yüzde 80i
TİGEM'e ait, yüzde 20si Sudan'a ait. Bir yıl sonra bunun şubesi
Hartumda açıldı, toprak etütleri, analizleri yapıldı ve
süreçler tam devam ederken, sonuçlandırılacakken 2019
yılında oradaki yönetimin değişmesiyle beraber
işlemleri yavaşladı ama durmadı. Oradaki beklenti devam
ediyor, orada kendi iç nizamlarını, güvenilirliklerini
sağladıkları anda Türkiye'nin bu manadaki faaliyetleri devam
edecek ve amacına yönelik çalışmalar sürdürülecek.
Gelelim Nijer'e; Nijer'de de 2017 yılında,
yine Nijer tarafının Türk iş adamlarına ve devletine,
iş birliği içerisinde, tarımsal faaliyetlere alan açmakla
alakalı çok iyi niyetli bir talebi oldu. Türkiye bu talebi
değerlendirmek üzere DSİden, TİGEMden, TAGEMden oluşan
bir heyeti gönderdi, analizler yapıldı, etütler yapıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
YUNUS KILIÇ (Devamla) Teşekkür ederim.
Neler yapabileceğimizle, oralara nasıl
katkı vereceğimizle, o coğrafyada kendi ticari
operasyonlarımız, tarımsal araştırmalarımız,
bölgeye yapacağımız katkılarla alakalı
çalışmalar yapıldı; o karar verildi, alınması
öngörüldü fakat daha sonra buradaki 25 bin ve 45 bin hektarlık arazilerin
Nijerli çiftçilerin kullanımında olduğu, onları oradan
çıkarmanın uygun olmayacağı, Türkiye'nin de böyle bir
beklentisi olmadığı anlaşıldı. 1 milyon
hektarlık arazide de birtakım çalışmalar yapıldı;
efendim, limanlara uzaklığı, enerjisinin olmaması,
yolların iyi olmaması gibi sebeplerle yeni araziler önermeleri teklif
edildi. Nijer bununla alakalı çalışmaları yaptı, henüz
net olarak Gelin, şurayı verelim. dedikleri bir süreç
olmadığı için Türkiye Cumhuriyetinin 1 dönüm araziyi
kiraladığı yoktur, 1 kuruş ödediği para yoktur;
Türkiye'nin bir kaybı, herhangi bir kayıp parası da yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
YUNUS KILIÇ (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Türkiye Cumhuriyetinin vizyonuna uygun bu
çalışmalar dünya ölçeğinde devam edecektir.
Bakın, saygıdeğer milletvekilleri,
aslında sizin Neden bu kadar geç kaldık, niye bu coğrafyalarda
bizim de izimiz yok? demeniz gerekirken; altmış yıldır
yakın coğrafyalarımızda, bizim de olmamız gereken
coğrafyalarda dünyanın başka devletleri hâkimiyet alanları
oluştururken ve tamamen emperyalist ve kapitalist amaçlarla bunu
oluştururken, bölgeye hiçbir katkı yapmadan bölgenin
kıymetlerini sömürüp götürürken, Türkiye'nin bu iyi niyetli
girişimlerinin daha önce yapılıyor olmasıyla alakalı
talepleriniz olması gerekirken Niye böyle bir şey
yaptınız? eleştirisini de anlayabilmiş değilim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Başkanım
BAŞKAN Sayın Gürer
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Bir konuyu
açıklamakta fayda var: Herhangi bir gider
yapılmamıştır. dedi, o konuda bir açıklamada bulunmak
istiyorum.
BAŞKAN Sataşma yok efendim.
Yerinizden bir dakika söz verelim size.
Buyurunuz.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
40.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Kars Milletvekili
Yunus Kılıçın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) -
Teşekkürler Sayın Başkan.
Biraz evvel Adalet Kalkınma Partili hatibimizin
ifade ettiği Masraf yapılmamıştır. ifadesi
Tarım Bakanlığına ait ancak Sayıştay
raporlarında burayla ilgili, Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine 417
bin lira harcama yapıldığı, 366 bin lira Yönetim Kurulu
ücreti, 51 bin lira Yönetim Kurulu ikramiyesi, 50 bin lira müşavirlik
hizmeti, 142 bin lira Sudan kira gideri, 11 bin lira Ticaret Odası
aidatı ödendiği belirtilmiştir. Bu durum da gösteriyor ki
burayla ilgili yapılan çalışmalarda ödemeler de yapılmaya
başlanmıştır ama şu anda Sudan'da ve Nijer'de
tarımla ilgili uygulamada yapılan bir şey yok; yönetimler
atanmış, onlar gelip gidiyor, orada görevlilere, görev veriliyor,
onlara harcırahlar ödeniyor. Orada yapılacak çalışma
ülkemizdeki tarım arazileri üzerinde yapılsa daha faydalı olur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Sümer
41.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, atanamayan öğretmenlere
ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Millî Eğitim Bakanı
katıldığı televizyon programında Bayram öncesi
öğretmen ataması yapacağız, bununla ilgili
çalışmalarımız devam ediyor. dedi. Çok fazla,
gençlerimizi bekletmeden güzel haberleri paylaşırız.
ifadelerini kullandı. Bu konuşmanın ardından tam kırk
yedi gün geçti, ne yazık ki hâlen atama takvimi açıklanmadı.
Milyonlarca genç, atama takviminin açıklanması için beklemeye devam
ediyor. Daha önce öğretmen ataması için Kaynak yok.
açıklaması yapanlar şimdi de gençlerin hayallerini boşa
çıkartıyorlar. Kısa sürede atama yapacağız. deyip
daha sonra insanları karanlıkta bırakmak devlet adabına
yakışmaz. Özellikle Covid-19 döneminde uzaktan eğitimi bahane
ederek öğretmen atamalarından kaçınan saray
iktidarının eğitim bilimlerindeki tüm kadrolara yetecek
şekilde bir an önce atama takvimini açıklaması gerekmektedir.
Teşekkür ediyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.- AK PARTİ Grubunun, bastırılarak
dağıtılan 327 sıra sayılı Kanun Teklifinin
kırk sekiz saat geçmeden gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmının 2nci sırasına,
yine bu kısımda bulunan 324, 323, 127, 313, 169, 245, 154 ve 183
sıra sayılı Kanun Tekliflerinin aynı kısmın
sırasyıla 1, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9uncu sıralarına
alınmasına ve bu kısımda bulunan diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun
çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ve 324, 327 ve 323
sıra sayılı Kanun Tekliflerinin İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine
ilişkin önerisi
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
19/4/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 19/4/2022 Salı günü
(bugün) toplanamadığından, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurul'un
onayına sunulmasını arz ederim.
Cahit
Özkan
Denizli
AK
PARTİ Grubu
Başkan
Vekili
Öneri:
Bastırılarak dağıtılan 327
sıra sayılı Kanun Teklifi'nin kırk sekiz saat geçmeden
gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının 2'nci sırasına, yine bu kısımda
bulunan 324, 323, 127, 313, 169, 245, 154 ve 183 sıra sayılı
Kanun Tekliflerinin aynı kısmın sırasıyla 1, 3, 4, 5,
6, 7, 8 ve 9'uncu sıralarına alınması ve bu
kısımda bulunan diğer işlerin sırasının buna
göre teselsül ettirilmesi;
Genel Kurulun;
5, 10, 11, 12, 17, 18, 24, 25, 26 ve 31 Mayıs
2022 Salı, Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerinde
denetim konularının görüşülmeyerek Gündemin "Kanun
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında
yer alan işlerin görüşülmesi ve bu birleşimlerin saat 24.00'e kadar;
19 Nisan 2022 Salı günkü (bugün)
Birleşiminde 324 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin birinci
bölümünde yer alan maddelerin oylamalarının tamamlanmasına
kadar;
20 Nisan 2022 Çarşamba günkü birleşiminde
324 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanmasına
kadar;
21 Nisan 2022 Perşembe günkü birleşiminde
323 sıra sayılı Kanun Teklifi'ne kadar olan işlerin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
21 Nisan 2022 Perşembe günkü birleşiminde
323 sıra sayılı Kanun Teklifi'ne kadar olan işlerin
görüşmelerinin tamamlanamaması hâlinde haftalık
çalışma günlerinin dışında 22 Nisan 2022 Cuma günü
saat 14.00te toplanması ve bu birleşimde denetim
konularının görüşülmeyerek Gündemin "Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında yer alan
işlerin görüşülmesi ve aynı birleşimde 323 sıra
sayılı Kanun Teklifi'ne kadar olan işlerin görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar;
çalışmalarını sürdürmesi;
324, 327 ve 323 sıra sayılı Kanun
Tekliflerinin İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetvellerdeki şekliyle
olması,
Önerilmiştir.
324 sıra
sayılı İzmir Milletvekili Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili
Saffet Sancaklı, AK PARTİ Grup Başkan Vekili Denizli
Milletvekili Cahit Özkan ve 100 Milletvekilinin Spor Kulübü ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) |
|
||
Bölümler |
Bölüm Maddeleri |
Bölümdeki Madde Sayısı |
|
|
1
ila 21inci maddeler |
21 |
|
|
22 ila 44üncü maddeler |
23 |
|
|
45 ila 59uncu
maddeler, geçici madde 1 ve geçici madde 2 dâhil |
17 |
|
Toplam
Madde Sayısı |
61 |
||
323 sıra sayılı Ankara Milletvekili
Lütfiye Selva Çam ve 109 Milletvekilinin Türk Ceza Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/4290) |
||
Bölümler |
Bölüm Maddeleri |
Bölümdeki Madde Sayısı |
|
1
ila 8inci maddeler |
8 |
|
9
ila 17nci maddeler
|
9 |
Toplam
Madde Sayısı |
17 |
327
Sıra Sayılı Denizli Milletvekili Nilgün Ök ve 60
Milletvekilinin Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4389) |
||
Bölümler |
Bölüm Maddeleri |
Bölümdeki Madde Sayısı |
|
1
ila 10uncu maddeler |
10 |
|
11
ila 21inci maddeler |
11 |
Toplam
Madde Sayısı |
21 |
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Siirt Milletvekili Sayın Meral Danış
Beştaş.
Buyurunuz Sayın Danış
Beştaş. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Siirt) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli
halkımız; özellikle ekranları başında bizi izleyen ve
Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplum için çalıştığını
düşünen, herkes için çalıştığını, şu
anda yaşadıkları sorunlara çözüm arayan bir Meclis olduğunu
düşünenlerin oranı ne kadar bilmiyorum ama Anayasaya göre ve mevcut
iç hukuk mevzuatımıza göre Türkiye Büyük Millet Meclisi halk
iradesinin temsil edildiği en yüksek organdır. Bu ne demek? Temsilî
demokrasilerde halkın taleplerini, çözüm önerilerini, halka dönük
çalışmaları yürütecek en yüksek organ burası. Peki,
muhalefetin görevi ne? İktidarı denetlemek. Yasama aynı zamanda
bir denetleme işlevi de görüyor ve bunun yollarını da biliyoruz.
Niye bunları anlatıyorum? Bu Mecliste
Cumhurbaşkanlığı sisteminden sonra Türkiye Büyük Millet
Meclisi her fırsatta baypas ediliyor, etkisiz kılınması
için açıkçası her türlü yöntem kullanılıyor. Türkiye Büyük
Millet Meclisinin mutfağı burası değil, mutfak
Beştepe. Beştepede kanunlar hazırlanıyor ve buraya
getiriliyor. Milletvekili imzasıyla verilmesi sakın ola ki
aklınıza şunu getirmesin
Milletvekilleri bu kanun tekliflerini
hazırlamıyor. Peki, muhalefete karşı nasıl bir tutum
var? Ya, biliyorsunuz -bunu özellikle izleyicilerimize söylüyoruz-
Halkların Demokratik Partisi olarak, elimizden geldiğince,
yakıcı, çözüm arayan ve çözümün bulunabileceği meselelerde
araştırma önergeleri vermeye, hakikaten Meclisin bu noktaları
araştırmasını ve çözüm üretmesini sağlamaya
çalışıyoruz. Benim elimdeki verilere göre, artık dün
haberlere bile konu oldu, son dört yılda muhalefetin, bir bütün olarak
muhalefetin -sadece partimizin değil- verdiği komisyon kurulması
önergelerinin sadece 10 tanesi kabul edilmiş. Aman yanlış
anlamayın; bu, muhalefetin tek başına verdiği ve
iktidarın kabul ettiği önergeler değil. Hayır, o iş
şöyle işliyor: Biz araştırma önergesi veriyoruz, artık
o mesele kamuoyunda öyle bir hâl almış ki itiraz edilemeyecek
noktalara geliyor, direnemiyor iktidar, kendisi de önergeler getiriyor,
ortaklaştırıyoruz ve o şekilde araştırma
komisyonu kuruluyor. Bunlardan birkaç tanesi: Müsilaj, kadına yönelik
şiddet, iklim değişikliği, deprem önlemleri, Rabia
Nazın ölümü gibi meselelerde kamuoyu basıncı ve muhalefetin
önergeleri iktidarla birleştirilerek 10 tane araştırma komisyonu
kurulabildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla)
İçerik ne olursa olsun, istisnasız, tek bir istisna yok, AKP ve MHP
oylarıyla bu önergelerimiz reddediliyor yani muhalefete iktidarı
denetleme yetkisi verilmiyor. Halkın sorunlarını çözmek için
bizim gösterdiğimiz iradeye doğrudan cephe alınıyor ve
reddediliyor. Ya, biz diyoruz ki emeklilerin sorunlarını çözelim
Hayır. diyorlar; ya, kadın cinayetleri var -onu kabul ettiler; o da
göstermelik bir komisyon oldu, bizim üyelerimiz çekildi- Hayır.
diyorlar; ya, çocuklar beslenme sorunu yüzünden açlıkla -hastalık
yaşıyor- ölümle yüz yüze diyoruz, Hayır. diyorlar; ne diyorsak
Hayır. diyorlar ve bu konuda en az denetim yetkisini kullanan
meclislerden bir tanesi Türkiye Büyük Millet Meclisi. Tabii ki
vazgeçmeyeceğiz, tabii ki bu mücadeleye devam edeceğiz. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
1.- Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, (2/905) esas
numaralı Çocuk Hakları Bakanlığı Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/166)
BAŞKAN İç Tüzük'ün 37nci maddesine göre
verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım:
1/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/905) esas
numaralı Kanun Teklifimin İç Tüzük madde 37ye göre doğrudan
Genel Kurul gündemine alınmasını saygılarımla arz
ederim.
Filiz
Kerestecioğlu Demir
Ankara
BAŞKAN Önerge üzerinde teklif sahibi olarak
Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu konuşacaktır.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; diyorum ki bu
yıl 23 Nisanı kutlamayalım yani aslında diyorum ki hamaset
yapmayalım. Çocukları büyüklerin koltuğuna oturtup Ne olmak
istiyorsun? diye sormayalım. Gerçekten bir şey yapacaksak -bu kanun
teklifimizde de ifade ettiğimiz gibi- çocuk hakları
bakanlığını kuralım ve onların gerçek
sorunlarını çözelim.
Çocuklar sosyal medya
paylaşımlarında, sokak röportajlarında
meramlarını gayet güzel anlatıyorlar. Ebeveynlerinin asgari
ücretle evi geçindiremediğini, her gün gelen zamları, artan
faturaları dert ediyor, bir test kitabını nasıl
alacaklarını düşünüyorlar. Yol paralarını ancak
karşılayan, harçlıklarıyla karınlarını
doyuramayan bu çocuklar geleceğe dair nasıl hayal kuracaklar?
Türkiye, Birleşmiş Milletler Çocuk
Hakları Sözleşmesi'ne taraf ama ana dilinde eğitim hakkı ve
kültürel haklar maddelerine çekince koymuş, sorumluluktan
kaçınmış bir ülke. Şu anda ana dilinde eğitim
göremeyen 10 milyonu aşkın çocuk var ve bu çocuklar kurumsal
şiddete, devlet tarafından ayrımcılığa
uğruyor.
Derin Yoksulluk Ağının Türkiye'de
Çocuk Yoksulluğu Raporuna göre, derin yoksulluk yaşayan ailelerin
yüzde 74ü bebek maması almakta zorlanıyor; yine, hanelerin yüzde
38,7sinde neredeyse her gün öğün atlanıyor.
Türk Aile Hekimleri Derneğinden 3 hekimin
yaptığı araştırmaya göre, çocuklarda
kronikleşmiş yetersiz beslenme sorunu var, kansızlık var ve
aynı zamanda potansiyel kalp hastası. Neden? Çünkü krizi çözecek
ekonomik ve sosyal politikalar uygulanmıyor, aileler yoksulluk döngüsü
içinde.
2 milyonu aşkın çocuk işçi var bugün
ve bu çocukların yarısı eğitimine devam edemiyor.
Türkiye'de 0-6 yaş grubu 345 çocuk anneleriyle
beraber cezaevlerinde kalıyor. Çocuklarına bakacak kimsesi
olmadığı hâlde ebeveynlerin cezası ertelenmiyor. 2 bine
yakın çocuğun kaldığı cezaevlerinde beslenme,
eğitim, sağlık hakları ihlal ediliyor, çocuklar cezaevleri
görevlileri tarafından istismara, kötü muameleye uğruyor; denetimler
ya olayın sonrasında yapılıyor ya da hiç
yapılmadığı için cezaevi personeli kendilerine bir şey
olmayacağını düşünüyor ve cezasız kalıyor.
Çocuklar, tarikat yurtlarında, Kuran kurslarında, Millî Eğitim
okullarında ya da kolluk güçleri tarafından cinsel istismara
uğruyor. Örneğin, Adıyamanda bir teknik lisede öğrencisini
istismar eden müdür yardımcısının görevine iade edilmesi hakkında
ve benzeri olaylarla ilgili önergeler verdik. Bu olayları bir taraftan
kamuoyu gündemde tutmaya çalışıyor, bir taraftan bizler
önergelerle baskı kurup ilgilileri göreve çağırıyoruz.
Çocuk istismarının önüne geçmek herkesin sorumluluğundadır
ve bu asla ama asla göz ardı edilemez.
Değerli vekiller, 2022 yılında biz
hâlâ niye şüpheli çocuk ölümlerini konuşuyoruz? 13 Nisan 2018de
evinin önünde yaralı bulunan ve daha sonra yaşamını yitiren
Rabia Naz Vatan mesela. Kamuoyu baskısı nihayetinde, zar zor Rabia
Naz ve diğer şüpheli çocuk ölümlerini araştırmak üzere
KEFEK bünyesinde komisyon kurulmuştu. Bu komisyona başka
başvurular da vardı ve biz dedik ki bu Mecliste daimî bir çocuk
hakları komisyonu olsun ama nafile. Sonuçta bir iki yargı mensubuna
uyarı cezası dışında henüz bir sonuç çıkmadı
ancak ailesi adalet mücadelesinden asla vazgeçmedi.
Yine, bu yıl on altı gün arandıktan
sonra Özel Harekât timinin atış taliminin yanında cansız
bedeni bulunan Muharrem Aksemin ölümü de şüpheli. Bir cismin
patlamış olabileceği de denetimsiz atışlar sonucu
ölebileceği de ihtimaller arasında. Olay hakkında
soruşturma ne aşamada, şüpheliler kimler; bu konuda herhangi bir
kamuoyu bilgilendirmesi de yine ne yazık ki yapılmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Devamla) Bir de şüpheli olmayan ölümler var. Zırhı
araçların ezmesi sonucu ölen çocuklar ülkesi olduk, 2008den beri en az 20
çocuk bu nedenle hayatını kaybetti. En başta Zırhlı
araçlar niye şehir merkezlerinde dolaşıyor? sorusu
sorulması gerekirken yargı sürecinde güvenlik deniliyor, kör
nokta gibi bahaneler üretiliyor, bilirkişi raporlarında ölen
çocuklar ya da aileleri asli suçlu bulunuyor; faillerse çoğunlukla
cezasız kalıyor.
Ceylan Önkolu hatırlarsınız, bir
mühimmat sonucu Diyarbakır Licede 2009 yılında
hayatını kaybetti ve Jandarma, bugün fütursuzca Ceylan kız
çocuğu olduğundan ailesine destek yükümlülüğü yoktu, üstelik yaşasa
geleceği de belli değildi. Ailenin başka evlatları da var,
onlar anne-babasına destek olabilir. diyerek tazminat
miktarının adil olmadığını savunabiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Devamla) Başkan, tamamlayacağım, kusura bakmayın.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Devamla) Evet, çocukların yoksulluğuna, eğitimde
yaşadıkları ayrımcılığa, istismar ve
ölüm kelimesiyle yan yana gelmelerine son vermek, SMAlı çocukların
tedaviye ulaşmasını sağlamak, otizmli yada özel ihtiyaç
sahibi çocukların karşılaştıkları sorunları
çözmek bizlerin elinde. Bırakın artık çocukların gelecekte
ne yapacaklarını sormayı, onları törenlerinize nesne
yapmayı. Çocukların bugün yaşadığı gerçek
sorunlarla ilgilenip çözümler üretelim ve Birleşmiş Milletler Çocuk
Haklarına Dair Sözleşmenin 3üncü maddesinde taahhüt edildiği
gibi çocuğun yararına öncelik vererek bütün ilgili kurumların da
bu esasla çalışmasını sağlayacak, çocuk
haklarını ve çocuğa yönelik hizmetleri bütüncül biçimde ele
alacak, planlayacak çocuk hakları bakanlığını
kuralım.
Saygılar sunarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, gündemimiz yoğun,
60a göre söz taleplerini bundan sonra karşılayamayacağız.
Son bir defa, Sayın Durmaz
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
42.- Tokat Milletvekili Kadim Durmazın, 18 Nisan Pazartesi günü
çıkan fırtınanın Tokat Küçük Sanayi
Çarşısında yol açtığı hasara ilişkin
açıklaması
KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
18 Nisan Pazartesi günü öğleyin çıkan
fırtına, Tokat Küçük Sanayi Sitesinde 200e yakın iş
yerinin çatısını uçurmuş, aracını tamir ve
bakım için getiren 100e yakın vatandaşımız,
ayrıca üretici seralar zarar görmüştür; hepsine geçmiş olsun
diyorum. Tamamı borçlu olan küçük esnaf ve sanatkârımızın,
araç sahiplerinin ve seraların sahiplerinin bu zararı telafi edecek
durumları yoktur. Acilen AFAD fonundan yardım yapılarak
Tokattaki bu zarar ve ziyanın bir an önce giderilmesi beklenmektedir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Aydınlık
43.- Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlıkın,
Suruç Cumhuriyet Mahallesinde AKP ve DEDAŞ iş birliğiyle
vatandaşa yapılan zulme ilişkin açıklaması
AZİZ AYDINLIK (Şanlıurfa) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
AKP ve DEDAŞ iş birliğiyle
vatandaşa yapılan zulme dün Suruçta şahit oldum. Cumhuriyet
Mahallesinde elektrik sayaçlarının direk üzerine
çıkarılmasına tepki gösteren Suruçlu hemşehrilerimin
üzerine TOMAlarla su sıkıldı. Aralarında 5-6
yaşında çocukların olduğu kalabalığa gaz
fişeği atıldı. Çocukların olduğu bir
kalabalığa gaz fişeği atmak hangi kanunda, hangi kitapta
yazıyor; bunu biri açıklasın. AKP başta olmak üzere, bu
zulmü yapanları şiddetle kınıyorum.
Son olarak, DEDAŞ çalışmalarında
güvenliğe ihtiyaç duyuyorsa kendine özel güvenlik tutsun, devletin
askerini ve polisini kendine siper etmesin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Alban
44.- Muğla Milletvekili Mürsel Albanın, yangın söndürme
uçak alım ihale süreci hakkında bilgi almak istediğine
ilişkin açıklaması
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Sayın Başkan,
önceki hafta sonunda Bodrum ilçemizde çıkan orman yangınları
güçlükle söndürüldü. Nisan ayının ortasındayız, orman
yangınları şimdiden başladı. Yangınlar
başladı fakat ortada ne uçak var ne de helikopter. 2021
yılının Nisan ayında uyarmıştık fakat istifa
eden Orman Bakanı Pakdemirli uyarımızı dinlemedi ve
neticesinde cumhuriyet tarihinin en büyük orman yangını felaketini
yaşadık.
Şimdi, göreve gelen Tarım ve Orman
Bakanını uyarıyorum: Yangınlar başladı, söndürme
uçakları nerede? Geçen yıldan hiç mi ders
çıkarmadınız? Yangın söndürme uçak alım ihalesi ne
durumda? Kaç firma teklife çağrı dosyası
almıştır? Tarım ve Orman Bakanını ihale süreci
hakkında görevini yapmaya ve kamuoyunu bilgilendirmeye
çağırıyorum.
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.51
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE
(Adıyaman), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 81inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Alınan karar gereğince denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sıraya alınan, İzmir
Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Denizli Milletvekili
Cahit Özkan ile 92 milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları
Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
324) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Komisyon Raporu 324 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince bu teklif İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında temel
kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle teklif, tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra
bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı
ayrı oylanacaktır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen İYİ
Parti Grubu adına Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN
ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
kamuoyunda spor yasası olarak bilinen Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifi üzerinde İYİ Parti Grubu
adına söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında
bizi izlemekte olan aziz milletimizi en derin saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün Genel Kurulda
spor kamuoyunda sıkça dile getirilen ve sporun tüm bileşenleri
tarafından istenen, beklenen bir kanun teklifini görüşüyoruz. Ben de
bu beklentileri sık sık gündeme getiren bir kardeşinizim; spor
kulüpleri ve federasyonlar yasası bir an önce çıkarılmalı,
çıkmalı diyenlerden biriyim ve bunu, defalarca hem bu kürsüde hem de
Komisyon toplantılarında söyledim. Bakın, 13 Kasım 2020de
Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığın bütçesi görüşülürken
Sayın Bakana demişim ki: Spor kulüpleri ve federasyonlar yasası
sadece bu yılın veya birkaç yılın değil, Türkiye'de
spor kulüplerinin beklediği on yıllık bir beklentidir. Bu
noktada bizim de muhalefet olarak görüşümüzü alırsanız Türk
futbolu için, federasyonları için hayırlı
olacağını düşündüğümüz bu yasanın
çıkarılmasına biz de katkıda bulunalım. Bizim de bu
konuda fikirlerimiz alınırsa memnun oluruz. El birliğiyle bu
yasayı bir an önce çıkaralım. Böyle söylemişim.
Açık söyleyeyim, bu teklifin geç de olsa
getirilmesine sevinenlerdendim,
dendim diyorum çünkü
baktığımda, şimdi, eleştiriye açık birçok maddeyi
bünyesinde bulunduran bir teklifle karşı karşıya olduğumuzu
görüyorum. Kanun teklifinin Komisyon görüşmelerinde görüşlerimizi
ifade ettik, gördüğümüz eksiklikleri dile getirdik, düzeltilmesini
istediğimiz hususlara ilişkin önergeler verdik, metinden
çıkarılması gereken hususları kanun metninden
çıkarılmasını talep ettik, bu gibi taleplerde bulunduk.
Kanun maddelerinde gerekli gördüğümüz değişikliklerle ilgili
verdiğimiz önergeler, Komisyon aşamasında maalesef reddedildi
ancak daha sonra bugün bir gelişme yaşandı. Bugün Meclis Genel
Kuruluna teklif gelmeden önce bir toplantı talebi geldi ve bu sabah Grup
Başkan Vekillerimiz ve milletvekili arkadaşlarımla birlikte bu
toplantıyı gerçekleştirdik, karşılıklı
müzakere ederek kanun teklifinin Komisyondan çıkan şekli üzerinde de
yapılmasını talep ettiğimiz değişiklikleri
sunduk. Bu toplantının faydalı olduğu kanaatimi burada
sizlerle paylaşmak isterim. İnşallah, Genel Kurul
aşamasında ortak akılla bir kanun çıkarma
şansını da elde etmiş oluruz.
Değerli arkadaşlar, bu teklifte yer alan
birçok maddenin tartışmalı olduğunu söyledim biraz evvel.
Kanun teklifinin maddelerine baktığımızda onlarca sayfadan
oluşan bir metin üzerinde konuşacağız bugün. Komisyonda da
söyledim, burada da söyleyeyim: 59 madde, 2 de geçici madde; 61 maddeyi
konuşacağız. Trabzon Milletvekili olarak tabii buna
kayıtsız kalamam. 61inci dakika bizim için, Trabzon için ve
Trabzonspora gönül verenler için çok anlamlı bir an. 61inci dakika,
maçın skoru ne olursa olsun Trabzonspor taraftarının her
şartta takımının yanında olduğunu gösteren güzel
bir an; Türkiye'nin her yerinde, statlarımızda
kutladığımız bir an, kutladığımız bir
etkinliğimiz. Bu nedenle futbolu ilgilendiren, kulüplerimizi ilgilendiren
ve Türk sporunun geleceği için önem arz eden bir kanun teklifinin 61 maddeden
oluşmasını da ayrıca anlamlı bulduğumu söylemek
isterim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bu teklif, Komisyonda
görüşülürken ve Komisyon görüşmeleri sonrasında yaşanan
gelişmelerden anladık ki teklif, spor kulüpleri, TFF, federasyonlar,
akademik çevreler, spor medyası ve spor kamuoyuyla yeterince
tartışılmamış -tartışılmamış
diyorum, gelişmelere ilişkin eleştirileri dinledikçe onu
anlıyoruz- yani üzerinde konsensüs sağlanmadan Türkiye Büyük Millet
Meclisi gündemine getirilmiş. Yani her kanun teklifinde olduğu gibi
Benim dediğim dedik, çaldığım düdük.
tavrınızı maalesef bu kanun teklifinde de gösterdiğinizi
söylemek istiyorum. Bunu her seferinde söylüyorum, yine bugün, burada da
söyleyeceğim: Bu Her şeyi ben bilirim, ben yaptım oldu.
mantığınızdan vazgeçin; burada, Genel Kurulda, teklifle ilgili
getireceğimiz eleştirileri dikkate alın ve kulak verin diyorum.
Değerli arkadaşlar, adına spor
yasası denilen bir kanun teklifini görüşüyoruz; yediden
yetmişe, kadın-erkek, yaşlı-genç, zengin-fakir,
eğitimli-eğitimsiz tüm bireyleri ilgilendiren bir teklif üzerinde
konuşuyoruz. Gelin, bu kanun teklifini ortak akılla
değerlendirelim ve ortak paydalarda birleşerek birlikte düzenleyelim
ve Meclisten öyle çıkaralım.
Değerli arkadaşlar, teklifin maddeleri
üzerinde eleştirilerimiz var tabii. Maddelere geçtiğimizde birazdan
gördüğümüz eksiklikleri, yapılması gereken ilaveleri,
olmaması gerekenleri de söyleyeceğiz. Bu kanun teklifinin ülke ve
dünya gerçeklerinden uzak ve en önemlisi Türkiyede yaşanan tecrübeleri
göz ardı ederek hazırlanmış bir kanun teklifi olduğu
yönünde de ciddi eleştiriler var, bunu da burada söyleyeyim.
Kanunun maddelerine
baktığımızda, her şeyde söz sahibi olanın ve
karar vericinin Bakanlık olduğunu görüyoruz arkadaşlar.
Kulüplerin kuruluşundan başlayarak kongrelerine, yöneticilerinin kim
olacağına, faaliyetlerine Bakanlığın karar
verdiği bir kanun teklifi var önümüzde. Burada bununla ilgili olarak
teklif metninden bazı örnekler vermek isterim: Mesela 13üncü maddede,
temel yetkiler Gençlik ve Spor ve İçişleri Bakanlığına
veriliyor; bir şikâyet olmadan istedikleri anda denetleyebiliyor ve
kovuşturma başlatıp işten el çektirebiliyorlar. Mesela
madde 28e göre genel kurul toplantıları, tüm toplantı ve seçim
süreci Bakanlıkça belirleniyor. 28inci maddenin (5)inci bendinde
Olağanüstü genel kurul -tırnak içinde söylüyorum- Bakanın
istemiyle yapılır. deniyor. Mesela 29uncu maddenin (5)inci
bendinde Genel kurul delege sayısının yüzde onu Bakanlık
delegelerinden oluşur. deniyor. Mesela, 33üncü maddede Denetim kurulu;
iki üyesi genel kurul tarafından seçimle belirlenen, üç üyesi -gene
tırnak içinde söylüyorum- Bakanlık tarafından görevlendirilen
beş üyeden oluşur. deniyor. Mesela 35inci maddede Spor
federasyonunun talebi hâlinde Bakan tarafından genel sekreter ataması
yapılabilir. deniyor ve ayrıca Genel sekterlikte aranılacak
diğer şartlar ile çalışma usul ve esasları
-tırnak içinde söylüyorum- Bakanlık tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. deniliyor,.
Değerli arkadaşlar,
saydığım maddelere benzer başka maddeler de var, ben
hepsini burada sıralamadım. Buradan anlıyoruz ki bu kanun
teklifiyle kulüpler ve federasyonlara Bakanlık olmadan nefes bile
alamazsınız. deniliyor. Kulüpler, Dernekler Kanunuyla
İçişleri Bakanlığına, şirketleriyle Ticaret
Bakanlığına ve Türk Ticaret Kanunu'na veya şirketi halka
açıksa Sermaye Piyasası Kanunu'na, liglerde Türkiye Futbol
Federasyonuna, Avrupa liglerinde ise UEFA'ya bağlı iken getirilen bu
teklifle -tüm yetki- Spor Bakanına bağlanıyor. Sporun yönetimini
kulüplerin özerkliğe kavuştuğu günlerden daha da eskiye götüren
bir sistem mi inşa edilmek istenmektedir diye kuşkularımız
var arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, kanun teklifinin
3üncü maddesinde, spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri
kısmında spor kulüplerinin kurulması ele alınmış;
maddede, kuruluş ve tüzel kişiliğin kazanılmasıyla
ilgili düzenlemelere yer verilmiş. Değerli milletvekilleri, spor
kulübü kurmak için, eskiden, önce dernek kurulur, sonra da bu dernek Gençlik ve
Spor İl Müdürlüğünce spor kulübü olarak tescillenirdi, bu
işlemin neticelenmesi de en çok bir hafta süre alırdı. Yeni
düzenlemeyle dernek ortadan kaldırılıyor, dernek
işlemlerinde olduğu gibi tüzük hazırlanıp en az 7
kişinin imzasıyla Bakanlığa başvuruluyor yani
başvuru makamı Ankara, Bakanlık da bunu altmış gün
içinde inceleyip uygun görürse spor kulübü olarak sicile işliyor. Burada
şunları sormak isterim: Niye altmış gün süre veriliyor?
Neden bu süre daha da azaltılmıyor? Niçin daha hızlı
işlem yapılmasına imkân verilmiyor? Bu tür uzun süreli
prosedürlerin Türk sporu için bir nevi caydırıcı etkisinin
olacağı düşüncesindeyim.
Değerli arkadaşlar, doğrudan
Bakanlığı muhatap almak kurucu olarak imza atacak kişileri
de olumsuz etkileyebilir. Mahallî dernek kurmak ve derneğin tüm
işlemleri için yerel yetkilileri muhatap almak başka doğrudan
Bakanlıkla muhatap olmak başkadır. Profesyonel spor dalları
bu işlerin üstesinden gelebilir ama yerelde, mesela, gençlerce kurulacak
spor kulüpleri epey zora girer. O yüzden bu işleri yokuşa sürmemek
lazımdır diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, kanun teklifinin
8inci maddesiyle ilgili de bir şeyler söylemek isterim. Bu madde de spor
kulüplerinin birleşmesi ve mal varlıklarının devriyle
ilgili düzenlemeler var. Kanun metninde özetle deniliyor ki: Bir kulüp ancak
bağlı bulunduğu ildeki başka bir kulüple birleşebilir.
Bunun mantığı nedir, niçin aynı ilde olması
şartı konulmuştur? Bu konu da izaha muhtaçtır. Ayrıca,
bu işlemin gerçekleşebilmesi için kulüplerin genel kurulunda oy
çokluğunun sağlanması ve Bakanlığın onayı
istenmektedir. Bu madde de bürokrasi artırılmıştır.
Kulüplerin genel kurulları böyle bir karar almışlarsa hem kendi
illerindeki bir kulüple ya da diğer illerdeki bir kulüple
birleşebilir. Ayrıca, ilgili kulüplerin karar, onay ve gerekçeleri
sadece federasyona gönderilmeli ve tescili sağlanmalıdır. Bu
kararların Bakanlık onayına gönderilmesi, spor sisteminin
merkezîleştirilmesinin yanında sporun bürokratik yükünü de
artırmaktan başka bir şey değildir.
Mesela bir 10uncu madde var arkadaşlar; bu
maddeye baktığımızda, kamu kurum ve
kuruluşlarının spor salonları, sahaları ve
tesislerinin verimli kullanılması ile bu tesislerden spor
kulüplerinin ortaklaşa yararlanabilmesi için gerekli tedbirlerin
alınması amaçlanmıştır. Evet, amaç doğrudur,
güzeldir ama uygulamada yaşanan sorunlar var arkadaşlar ve bu
sorunların ortadan kaldırılmasına ilişkin esaslar
metinde yok. Yani bu tesisler ortak kullanılabilir, çok da iyi olur;
bunların tamiri, bakımı, temizliği, işletmesi, ısıtması,
soğutması, en önemlisi kullanım takvimi ve giderleri kime ait
olacaktır? Bu konular çok önemli ve sıkça ihtilafa düşülecek
konulardır. Uygulamada karşılaşılacak ihtilafları
ortadan kaldıracak, belirsizliğe mahal vermeyecek kalıcı
esaslar muhakkak ortaya konulmalıdır.
Değerli arkadaşlar, kanun teklifine
baktığımızda görüyoruz ki Dernekler Kanunu ile diğer
kanunların karışımı, karma bir kanun teklifi olarak
hazırlanmış. Spor kulüplerinin sivil toplum kuruluşu
olduğu görmezden gelinerek, sivil toplum iradesi âdeta yok sayılarak
genel kurullarının yetkileri ellerinden alınmıştır.
Ayrıca derneklerin sahip olduğu kendine bağlı
şirketleriyle olan bağına dikkatlerinizi de çekmek isterim. Bu
bağın nasıl ve ne olacağı teklifte açık olarak
ortaya konulmamıştır. Yani bu hususta belirsizlik söz konusudur.
Mevcut durumda, kulüplerin hissesinin ne kadarının kimlere
satılacağına derneklerin genel kurulları karar veriyordu,
eğer bu konuda karar veremezlerse köklü kulüplerde manevi huzursuzluklar
ve hukuki sıkıntılar yaşanabilir diyorum. Şu anda
derneğe bağlı şirketlere atanan yöneticiler, dernek genel
kurullarının seçtiği yönetim kurulları tarafından
doğrudan atanıyordu. Şirketlerde hâkim hisse sahibi olan
dernekler için bu konu çok çok önemli. Bu durum değişirse
satılacak hisse miktarı engeli ortadan kalkmaz mı diye
soruyorum, asırlık veya yarım asırlık spor kulübü
dernekleri aleyhine bir durum ortaya çıkmaz mı diye soruyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifiyle
tartışmaya açılan önemli bir husus daha var, bu da: Kulüpler ve
federasyon nasıl özerk olacak? Bu kanun kapsamı her ne kadar
birtakım yeni düzenlemeler içeriyor olsa da genel itibarıyla spor
kulüpleri ve federasyonlar bir anlamda yürütmeye ve yürütmenin denetimine
bağlanıyor. Federasyon ve kulüplerin yönetimiyle ilgili birçok
işlemi direkt ya da dolaylı olarak Bakanlığın uhdesinde
tutmak, onları merkezî idarenin hâkimiyeti altına almaktan başka
nedir diye soruyorum.
Şimdi, bakın, Spor
Bakanlığına sınırsız denetim yetkisi veriliyor;
Bakanlık dilediği zaman gelip kulübü, federasyonu denetleyebilir.
İyi, güzel de bu kulüpler şirkete çevriliyor. Kulüpler, şirket
oldukları için vergi yönünden Maliye; diğer yönlerden ise
İçişleri ve Ticaret Bakanlığı -Sermaye Piyasası
Kanunu, Türk Ticaret Kanunu- MASAK, TFF, UEFA, Kulüp Lisans Kurulu gibi birçok
kurum tarafından zaten denetleniyor. Burada yapılmak istenen,
kulüplerin, Türkiye Futbol Federasyonunun özerkliğini ortadan
kaldırmak ve diğer federasyonların bağımsız
hareket etme alanını daraltmak değil de nedir acaba?
Değerli arkadaşlar, kanun teklifinin FIFA
ve UEFA kural ve kaideleriyle uyumluluğu hususunda da bir iki cümle etmek
isterim. Biliyorsunuz, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanuna göre ülkemizde futbol faaliyeti
özerk Türkiye Futbol Federasyonu tarafından FIFA ve UEFA kural ve
kararları da dikkate alınarak yürütülmekte, düzenlenmekte ve
denetlenmektedir. Dolayısıyla futbol kulüpleri ve Federasyon
hakkında yapılacak her ulusal düzenleme -bugün
yapacağımız düzenleme gibi- mevcut uluslararası
düzenlemeler ve ulusal düzenlemelerle entegre şekilde, mevcut ilkeler göz
önünde bulundurularak ele alınmalıdır,
yapılmalıdır diyorum. Özellikle bu geçiş dönemlerinin
titizlikle planlanması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bu teklife
baktığımız zaman ana hatlarıyla arz ettiğim
noktalara gerekli ihtimamın gösterilmediğini de görmekteyim. Bir
noktaya burada dikkatinizi çekmek isterim, burada şu noktaya dikkat
edilmeli: Uluslararası arenada istenmeyen durumlarla
karşılaşmamamız adına gerekli hassasiyet bu konuda
özellikle gösterilmelidir.
Değerli arkadaşlar, bugün burada Türk
sporu ve kulüplerimizin geleceğiyle ilgili önemli bir düzenlemeyi
konuşuyoruz. İnşallah, üzerinde hepimizin ittifak edeceği
bir teklif hâlinde kanunlaştırırız, hâlâ daha bu konuda
umudum var; bizim uyarılarımızı, taleplerimizi dikkate alırsınız
diye düşünüyorum.
Ancak önemli gördüğüm bir hususu burada arz
etmek isterim. Burada hangi düzenlemeyi yaparsak yapalım, hangi
kıstasları getirirsek getirelim siyaset, sporun üzerinden elini
çekmedikçe getireceğimiz düzenlemelerin bir anlamı kalmaz arkadaşlar.
AK PARTİ iktidarının mevcut spor karnesi, bugüne kadarki spor
politikası ve uygulamaları bu uyarıyı yapma
zorunluluğunu hasıl etmiştir.
Değerli arkadaşlar, sporu
sağlıklı bir neslin yetişeceği alan olarak görmek
zorundayız. Yirmi yıllık AK PARTİ iktidarında gördük
ki bugün Türkiyeyi idare edenler, sporu, siyasi iktidarın mevziyi
kuvvetlendirme mecrası olarak görmektedirler. Bu
yanlışınızdan dönün, bu yanlışınızdan
dönün; bu yanlış, sporla gelişmeyi bekleyen gençlerimize
yapılan çok büyük bir haksızlıktır. Şunu söylemek
zorundayım değerli milletvekilleri: Kamuoyu algısını
kontrol etmek isteyen siyasi iktidar, spor kulüplerini ve tribünleri de kontrol
etme arzusunda olduğu sürece hangi düzenlemeyi yaparsak yapalım sonuç
elde edemeyiz. Bugün olduğu gibi, Futbol Federasyonunu, onun
Başkanını, yöneticilerini, kurullarını siz
atarsanız hatta ve hatta yedektekilerin sıralarını siz
belirlerseniz, oralara kadar müdahil olursanız ve bu alışkanlıklarınıza
devam ederseniz buradan ne yaparsak yapalım sonuç değişmez.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Ben yaptıklarınızdan sadece birkaç
örnek verdim, hatta siz bunlarla da yetinmediniz, Anadoluda yüz binlerce
taraftarı olan şehir takımları alt liglerde mücadele
ederken yakınlarınızı kamu kaynaklarıyla Süper Ligde
kulüp sahibi yaptınız. Sayenizde seyircisi olmayan ama her
şeyiyle sizin olan bir kulüp ve siz atadığınız için
sözünüzden çıkamaz hâle gelmiş Federasyonumuz var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) Son dönemde Türkiye
Futbol Federasyonunda yaşanan istifalar ve özellikle Federasyon
Başkanının istifasının nedenine ilişkin
açıklamaları ya da hakemlerin önce işten el çektirilip sonra
tekrar göreve çağrılmaları gösteriyor ki AK PARTİ
iktidarı birçok konuda olduğu gibi sporda ve özellikle de futbolda
gerçeklerle yüzleşmelidir. Biliniz ki Her şeyi ben bilirim, ben
yaparım; benim dediğim dedik, çaldığım düdük.
tavrınız futbolda da duvara toslamıştır,
onarılması zor hasarlar meydana getirmiştir.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Kocaeli Milletvekili Sayın Saffet Sancaklı.
Buyurunuz Sayın Sancaklı. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA SAFFET SANCAKLI (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, televizyonları
başında bizleri izleyen büyük Türk milleti; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Evet, yıllardır beklenen, özlenen Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Yasa Teklifi bugün, şükürler olsun ki
Allaha, Genel Kurula geldi ve burada konuşarak -kaç gün sürecek
bilmiyoruz ama- tartışarak, en doğru yolu bularak bu yasayı
çıkaracağız.
Tabii, biz bu yasayı neden çıkarmak
istiyoruz, neden bu yasanın çıkması lazım, önce biraz ondan
bahsedeyim. Biraz evvel Mersin Milletvekilimiz Baki arkadaşım bana
bir resim gösterdi; 2016 senesinde burada, odada, ben ve milletvekili
arkadaşlarım bununla ilgili bir basın toplantısı
düzenlemişiz, bu yasanın çıkması gerektiğini
söylemişiz. Benden önce, ben milletvekili olmadan önce o yasa buraya
defalarca gelmiş, arkadaşlar çalışma yapmış ama
bir türlü yasalaşmamış, birileri engellemiş, kimlerin
engellediğini de zaten tahmin ediyoruz ve biliyoruz.
Şimdi, biz bu yasayla ilgili konuşurken
şikâyetlerimiz nedir? Türk sporunu, Türk futbolunu yönetenler kimler? Hep
bu sporun dışından insanlar geliyor, futbolun
dışından insanlar geliyor; bunlar kendilerine rant
sağlamaya geliyor, kendilerine statü sağlamaya geliyor, para
kazanmaya geliyor, onu yapıyor, bunu yapıyor. diye durmadan
şikâyet ediyoruz biz ve bu şikâyetlerin büyük bölümünde de
haklıyız; tabii ki bu lafımız yöneticilik yapan bütün
yöneticilere değil ama maalesef ciddi bir çoğunluk da bu statünün
içine, bu kategorinin içine giriyor.
Şimdi, futbol popüler diye futboldan devam
edeyim, daha iyi anlaşılıyor futboldan bahsedince. Şu anda
aşağı yukarı
Bu yasa keşke on beş yıl önce
çıksaydı, keşke bu yasa on yıl önce çıksaydı,
beş yıl önce çıksaydı, iki yıl önce
çıksaydı. Neden? Bizim futbol kulüplerimizin büyük bölümü -beş tanesi
hariç- büyük borç batağının içinde. Şimdi size bazı
rakamlar vereceğim, ürkütücü rakamlar; mesela, 31 Mayıs 2021
itibarıyla yani on bir ay önceki rakamları söylüyorum: Sadece
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un borcu 17 milyar
TL yani geçen sene bu zamanlarda. Sonradan transfer ayı girmiş araya,
transferler yapılmış, bir de kur farkı oluşmuş. 1
Aralık 2021de yine, 2022de değil yani bundan beş ay önce de bu
4 kulübün borcu 26 milyar TL olmuş. Yani mayıs ile aralık
arasında, yedi ayda 17 milyardan 26 milyar TL'ye yükselmiş.
Aralık ayından bu zamana kadar da birkaç ay geçtiğine göre bu
rakam 30un üstünde, 30-35 arası olduğu biliniyor. Peki, bu kulüpler
bunu devam ettirebilir mi? Devam ettiremezler. Eğer bu 35 milyarın
sadece yasal olarak banka faizini ödemeye kalksalar bugün yüzde 20-25ten
faizleri hesaplasak senede 8-9 milyar lira sadece faiz borcu ödeyecekler, bunu
mümkün değil çıkarmaları. Yani şu anda kulüpler -4 büyükler
dâhil- anahtarlarını valiye teslim etmek üzereler, acı ama gerçek.
Tabii, peki, bu yasa çıkmasın diye çaba
gösterenlere mesela şeyi soracağım: Millî
takımlarımızın durumu ne mesela şu anda bizim? Millî
Takımın durumu şu arkadaşlar: Dünya Kupasına
katılamadık -en son oldu biliyorsunuz- birkaç ay önce Avrupa
Şampiyonasına katıldık, sonuncu olduk sıfır puan
alarak.
Bir de Millî Takımımızın
Uluslar Ligi var katıldığı. Uluslar Liginde hangi
gruptayız, biliyor musunuz? C grubunda. C grubundan birkaç tane takım
sayayım da ne hâlde olduğumuzu biraz daha anlayalım: Lüksemburg,
Litvanya, Faroe Adaları, Kıbrıs Rum Kesimi, Azerbaycan,
Kazakistan, Cebelitarık.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) Onlara doğru
söyle, o tarafa doğru söyle.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli)
Yanlış yere bakıyorsun.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) Başkanım, o
tarafa doğru söyle.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Bana
bakabilirsin.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Şimdi bu yasa
siyasetüstü bir yasa, onun için siyaseti
karıştırmayacağız burada birkaç gün. Hep beraber
inşallah bu yasayı çıkaracağız. (MHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, Türkiyenin A Millî
Takımının düştüğü durum bu. Peki, Türkiye bunlarla,
bu liglerle, bu takımlarla aynı gruptaysa, o zaman Türkiye liginde
oyunculara senelik ödenen 3 milyon eurolar, 4 milyon eurolar, 5 milyon eurolar
falan neyin nesi? O zaman hepimizin burnuna pis kokular gelmeye
başlıyor doğal olarak.
Peki, futbol takımlarımız ne durumda?
Yıllardır bırakın Avrupa kupalarında derece
almayı, takımlarımızın çoğu Avrupadan men
cezası aldı, para cezası aldı, transfer yasağı
aldı.
Peki, hazır buna gelmişken şunu
söyleyeyim: Bu yabancı konusunu ben böyle anlatınca Saffet
Sancaklı yabancıya karşı. diyorlar. Hayır, ben
yabancıya karşı değilim. Ben, Türk futbolcusunun çok
yetenekli olduğunu, altyapıya önem verildiği zaman oyuncu
fışkıracağını ve bırakın Türkiye
liglerine yetmeyi, Avrupa liglerine, dışarıya bile rahat rahat
oyuncu ihraç edebileceğimizi söylüyorum; ben Türk gençliğine güveniyorum.
Yoksa, yabancıya karşı değilim ama hangi yabancıya
karşı değilim? Sen, her sene, alakasız, kapasitesiz, yoldan
bulduğun menajerlerin getirdiği 15-20 yabancıyı alır,
Türk futbolunu bu hâle getirirsen tabii ki karşıyım. Kriter
koyacağız, bundan sonra inşallah bununla ilgili de önerilerimiz
olacak. Kriter koyacağız yabancıya, diyelim ki İngilterede
-Alpay burada, İngilterede oynadı- diyor ki adam Bir; yabancı
gelebilir ama şu yaşın, şu seviyenin altında olacak.
İki; son iki senesinde kendi A millî takımının ilk 11inde
yüzde 80 banko oynamış olacak. gibi gibi kriterler koymuş ki
doğal olarak kötü bir yabancı alma şansı kalmıyor
İngiltere liginin. Ama bizde, maalesef, yakala, kimi getirebiliyorsan koy.
En sonda, 2016-2017 sezonunda yayın geliri 590
milyon dolar. Aradan beş sene geçmiş, şu anda yayın geliri
teklifi verildi -daha kesinleşmiş bir şey yok ama- gördüğüm
kadarıyla 100-120 milyon dolar arasına denk gelecek şekilde bir
teklif var yani 590 milyon dolar nerede... Demek ki, futbolun kalitesi de o
kadar düştü ki... Bu kaosları, bu kavgaları, şu
Federasyondaki rezillikleri görüyorsunuz değil mi? Yani, neresinden
bakarsanız bakın elinizde kalıyor.
İşin neticesinde, diğer
federasyonlarda da olan birçok sıkıntı vardı. E, peki bu
kadar tesis yapıldı, bu kadar stat yapıldı, dünyayla
komünikasyon var, para var, her şey var; yeterince başarı var
mı? Yeterince başarı yok. Neden? İşte, bu
bahsettiğimiz konulardan dolayı. İşte, şimdi, bu
yasayı tam da bunun için getiriyoruz. Yasada 60a yakın madde var ama
ben çok önemsediğim birkaç tanesini sizinle paylaşmak istiyorum;
olmazsa olmazlar bunlar, zaten herkes de katılıyor, sağ olun
bunun için.
Mesela, bu kişisel sorumluluk meselesi. Bu,
nedir? Kulüp başkanları ve yöneticiler bulundukları dönemdeki
fazla borçlardan kişisel olarak sorumlular. Yani, diyelim ki bir kulübün o
sene 100 lira bütçesi var, yüzde 10 hak verdik, borçlanabilirler ekstradan,
kulüp 110 lirayla bütçeyi yönetecek o sene. Kulüp başkanları ve
yöneticiler bütçeyi 120 lira yaparsa, 150 lira yaparsa, 170 lira yaparsa o
parayı ceplerinden harcayacaklar; ceplerinden vermezlerse mal
varlıklarına el konacak, tahsil edilecek, o da olmazsa hapis
cezası var. Bu, bize neyi getirecek? Artık hiçbir kulüp
başkanı, hiçbir kulüp yöneticisi canı sıkıldıkça
menajerlerle beraber olup, kulüpleri soyup büyük borçların içine
sokamayacak; bu yasanın en önemli maddelerinden bir tanesi bu.
İkincisi, hep anlatıyoruz ya, diyoruz ki:
Bu sporu sporun dışındakiler yönetiyor. 64 tane federasyonun
64üne de şunu koyduk: 11 kişilik yönetimde o branşta millî
olmuş en az 2 sporcu yani o branşta millî olmuş, sporu
bırakmış ve 11 kişilik yönetimde en az 2 millî sporcu. Bu
Sporun dışından gelenler yönetiyor. diye şikâyet ediyoruz
ya, bu çok ciddi bir başlangıç. İnşallah, önümüzdeki yıllarda
bu sayı kendiliğinden artar; bu arkadaşlar
başarılı olur, gelir, federasyonlarda başarılı
olur, bizi çok iyi temsil eder ve bu sayı artar.
Tabii, bu neyi getirecek? Ben
araştırdım, dünyada hiçbir ülkede, bütün federasyonlarda böyle
bir kanun yok; bu, Türkiyede bir ilk olacak. Yani göreceksiniz, dünyada spor
konuşulduğu zaman Türkiye örnek gösterilecek, Sporun içinden gelen
insanların spor yönetimlerinde olduğu ülke. denecek; bu, ülke
açısından da büyük prestij olacak. Örnek olarak şunu söyleyeyim:
Rahmetli Naim Süleymanoğlu Türkiye Halter Federasyonu Asbaşkanı
seçildi, burada seçimlerde. Yanılmıyorsam, bir-bir buçuk ay sonra
Dünya Halter Federasyonu seçimleri vardı -fakat Naim Süleymanoğlu
öyle bir halterciydi ki yüzyılın haltercisiydi, bütün olimpiyat
rekorlarını kıran bir Türktü- Dünya Halter Federasyonu
Başkanı Naim Süleymanoğluna Lütfen, gelip Dünya Halter
Federasyonunda da Asbaşkan olur musun? diye mektup yazdı, davet
ettiler ve rahmetli Naim uzun yıllar Dünya Halter Federasyonu
Asbaşkanlığı yaptı. Şunu anlatmaya
çalışıyorum: Bu, efsane millî sporcular gelip federasyonlarda
görev yapınca göreceksiniz, dünyanın o branştaki çoğu
federasyonlarında da yönetim kuruluna girecekler. Yani Türk spor
adamları dünyanın federasyonlarında yöneticilik yapabilecekler,
onun için bunu da çok önemsiyorum.
Üçüncü bir şey var, üçüncü söyleyeceğim
madde, temiz eller operasyonu başlıyor. Spor kulüplerinde başkan
veya kurul üyesi olabileceklere belirli suçlardan mahkûm olmama şartı
getirilmektedir yani Türkçesi: Belli suçları işlemiş adamlar
hayatları boyunca hiçbir spor branşında, hiçbir spor kulübünde,
hiçbir federasyonda yöneticilik yapamayacaklar. Şikâyet ediyoruz ya
Arızalar gelip sporu yönetiyor, spor yöneticisi oluyor. Adam bir sürü suç
işlemiş, ceza almış, gelip kendini temizlemeye çalışıyor,
spor kulüplerinde kendini temize çıkarıyor; toplumda kabul görüyor.
diyoruz ya şimdi bu suçların bazılarını sayıyorum
size
Bu suçları işlemiş adamlar hayatları boyunca hiçbir
spor branşında, hiçbir federasyonda, hiçbir spor kulübünde
yöneticilik yapamayacaklar. Mesela suçlar şöyle, tabii, kasten
işlenmiş suçlardan bir yıl ceza alma şartı var:
Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar, Anayasal düzene
ve bu düzenin işleyişine karşı işlenen suçlar,
irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli
iflas, ihaleye fesat karıştırma, terörün finansmanını
sağlama, kaçakçılık, cinsel dokunulmazlığa
karşı işlenen suçlar, fuhuş, uyuşturucu, şike,
teşvik, kanuna aykırı bahis, şans oyunları ve birkaç
tane daha var. Şimdi ben size soruyorum arkadaşlar: Bu suçları
işleyen adamların sporda ne işi var ya? Ama maalesef
bunları işlemiş olan adamlar da geldi yıllarca spor
kulüplerini yönetti, geldi federasyonda yöneticilik yaptı, sonra biz de
dışarıdan şikâyet ediyoruz.
Şimdi, futbolun öyle bir gücü var ki
Aklıma şu anda geldi, onu da sizinle paylaşayım,
biliyorsunuzdur da: Bu İspanyol diktatör Franco vardı,
varmış yani onu da kitaplardan okuduk. Adam diyor ki: Üç tane
şeyle yöneteceğim ülkeyi: Bir tanesi fiesta, bir tanesi fadima, bir
tanesi de futbol. Fiesta eğlenceye vermiş herkesi, serbest her
şey; fadima din, din üzerinden etki yapıyor; bir de futbol diyor.
Topluyor, diyor ki arkadaşlarına: Bana öyle bir uyku tulumu
yapın ki on binlerce insanı içine sığdırın,
uyuşturmamız lazım bu milleti. İşte, şimdiki Barcelona
stadı yapılıyor o zaman. Bu stat Franconun uyku tulumu
isteğiyle, Milleti uyutalım.
Futbolun etkisini anlatıyorum,
ülkeyi yönetmek için bile futbolu kullanıyor insanlar. Kendini temizlemeye
çalışan insanlar da futbolu ve sporu kullanıyor, ihale almak
isteyenler de kullanıyor, başka işler için de isteyenler
kullanıyor; o zaman işte bu yasanın önemi bir kez daha ortaya
çıkıyor. Ben buna, bu maddeden dolayı temiz eller operasyonu
diyorum. Türk sporunda temiz eller operasyonu başlamıştır;
gözümüz aydın, bütün Türkiyenin gözü aydın. (MHP
sıralarından alkışlar)
4üncü bir madde var. Bu maddede Alpay
kardeşimiz çok uğraştı, biz de elimizden gelen
katkıyı sağladık; bu, menajerlik konusu. Şimdi,
kulüplerin ne yaptığını kısaca size anlatayım;
tabii bunu anlatırken bütün kulüp başkanlarına ve yöneticilerine
söylemiyorum, bu filmde oynayanlara söylüyorum ben, bu filmi çevirenlere
söylüyorum. Türkiyede futbolu bıraktıktan sonra Türkiyenin ilk FIFA
lisanslı menajerlik şirketini ben kurdum. Dünyada 250 kişide
vardı, benim lisans numaram 251. Şenes Erzikin isteği üzerine
Türkiyede menajerlik sistemini oturtayım diye ilk şirket benimdir.
Onun için bu filmleri çok iyi bilirim ben, nasıl döndüğünü de
bilirim, şimdi anlatıyorum nasıl dönüyor. Denetim yok, bir şey
yok. Kulüp başkanı diyor ki bir menajere: Gel, şu futbolcuyu
bana, kulübe, bize ver; menajeri senmişsin. Oturuyorlar, iki tane kontrat
yapıyorlar. Oyuncu diyelim ki 100 lira alacak, bir kontrat
yapılıyor, ona veriliyor o 100 liralık kontrat, sağlama alıyor
kendini ama bu tarafta 10 liralık bir kontrat yapıyor ve devlete onu
bildiriyor; Spor Bakanlığına, Federasyona, bildirilmesi gereken
yerlere onu bildiriyor. Arada da 90 lira var. O 90 lirayı sonra
canları nasıl istiyorsa paylaşıyorlar, veriyorlar, alıyorlar,
vergi kaçırıyorlar, kara paraya sokuyor
Aklınıza ne
geliyorsa yapıyorlar. Şimdi, bu menajerlik yasasında bunun da
önü kapanıyor.
Nasıl kapanıyor? Şimdi, menajerler
oyuncularla bir kontrat imzalıyor, ömür boyu esir tutuyorlardı yani
kontratı yaptırmış ona, ömür boyu oyuncunun peşini
bırakmıyor. İki yıla düşürdük bu kontratları ve
iki yıl sonra memnunsa oyuncu ile menajer karşılıklı,
devam etsinler. Fakat buradaki ana şey ne? Oyuncu ile kulübün
yaptığı kontratlar Bakanlığa gidecek artık
denetim için yani ikinci bir kontrat yapılmasın diye.
Bakanlığa giden kontrat aynı Federasyona gidecek ve tek bir
kontrat bilinecek. Ha, aldın, o menajerle tekrardan film çevirdin, ikinci
bir kontrat yaptın; işte, yandı hepsi o zaman. Bu yasa onu
getiriyor. Ne diyor? Menajerin, menajerlik faaliyeti ömür boyu bitiyor. Bu
riske de hiçbir menajer girmeyecek bir tane kontrat için. İki: Futbolcu
bunu imzalarsa -iki tane ayrı kontrat- üç aydan bir yıla kadar men
cezası alıyor. Hiçbir futbolcu da böyle bir şeye girmez. Zaten
bir yıl oynamayan oyuncuya geçmiş olsun; yaşı kaç olursa
olsun, bir daha onun toparlanması yıllar sürer. Üç: Başkan ve
yöneticiler de iki yıldan üç yıla kadar hak mahrumiyeti cezası
alacak. Zaten o sorumluluk işinde, kişisel sorumluluk işinde
hapis cezası da var bir yıldan üç yıla kadar. Onun bile
hesabını yaptım, beş ay on beş gün yatıyorlar
yani hukuku da öğrenmeye başladık bu arkadaşların
sayesinde.
Şimdi, tabii, ne olacak? Çok önemli bir
şey daha yapıyoruz bu yasada: Bu menajerler de kontrol altına
alınınca kulüpler bütün paralarını, alma-verme
paralarını, ödeme paralarını,
giriş-çıkış paralarını bankalar ve finans
kuruluşları üstünden yapacaklar. İkinci kontratı
yapamıyor, paraları bankalar üzerinden çeviriyor -bütün paralar
bankadan girip çıkıyor, 7 bin TL'nin üstündeki paralar- kişisel
sorumluluk var. Temiz eller operasyonu başladı; göreceksiniz,
dökülmeler yakında bol bol başlar ve bu yasa çıkar çıkmaz
bu bahsettiğimiz arkadaşlar bu spor dünyasından kaçarlar zaten.
Ben iki sene önce burada bir konuşmada -açtım dinledim ne
konuşmuşum diye- diyorum ki şu kürsüden bu arkadaşlara:
Kusura bakmayın, bu mahalleden hepiniz gideceksiniz. İşte o
gün geldi. Onun için bu yasa gerçekten Türk sporunun önünü açacak ve bizi böyle
düzgün bir yola sokacak.
Ha, bu yasa yarın çıkacak da her şey
dört dörtlük mü olacak? Olmayacak. Bizim önümüzde uzun yıllar var, bu
yasayı destekleyici bazı şeyler daha yapmamız gerekecek ama
önemli olan, bu ana yasayı çıkartıp, bütün herkesi bir disipline
sokup ondan sonra devam etmek. Tabii, memnun olmayacak bazı
arkadaşlar. Ha bire deklarasyon yayınlıyorlar; hiçbiri de beni
aramıyor, haberiniz olsun, kimse aramıyor beni; ben beş
yıldır anlatıyorum bunu, artık iş ciddiye geldi, beni
kimse aramıyor. Ne diyorlar biliyor musunuz o arkadaşlar? Ya, biz
bir çiftlik bulmuşuz, dünyanın en güzel şeyini bulmuşuz,
kulüpleri bulmuşuz. Bütün ilgi bizim üzerimizde, yolda giderken herkes
Başkanım, Başkanım
diyor, omuzlara alıp taşıyorlar.
E, parayı da istediğimiz gibi harcıyoruz, yıllarca keyif
yapıyoruz, sonra da çekip gidiyoruz. Siz şimdi bu yasayı
çıkarıp neden bizim keyfimizi bozuyorsunuz? diyorlar.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) O
kadar kötü değildir.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Haklı adamlar yani.
Diyorlar ki: Bizi denetlemeyin.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) O
kadar kötü değildir dedim yani.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Yani Bizi
denetlemeyin. diyor. Sorumlu tutmayın, bize bir şey de demeyin.
Sonra geliyorlar Borçlarımızı öteleyin, vergilerimizi
düşürün. Spor Totodan da bize para verin, İddaadan da para verin.
Sonra bu tarafa geçiyorlar Bak, siyaset spora fazla karışıyor
ha, karıştırmayın. Ne anlatıyorsunuz siz ya? Onun
için, bu arkadaşlar bu işlerden hiç memnun değil; bu
bahsettiğim kategoriye giren arkadaşlardan bahsediyorum. Memnun
olmasınlar zaten, bizim onları memnun etme gibi bir isteğimiz,
bir lüksümüz de yok. Biz, bu yasayı çıkaracağız,
devamını getireceğiz.
Şimdi, çok kısa bir şey daha
söyleyeyim mesela bu yasayla ilgili. Ne getirecek bu yasa bize? Şu anda
altyapıdan kimse geliyor mu? Gelmiyor. Mecbur kalındı diye
birkaç çocuk geldi alttan. Türk sporcusu yetenekli. Şimdi bu paralar biraz
kısıtlanacak doğal olarak çünkü geçmiş borçları da
ödemeleri lazım bu bütçenin içerisinden; doğal olarak 15-20
yabancı almayacaklar. Ne yapacaklar? Altyapıya yatırım
yapacaklar, bizim Türk çocuklarına yatırım yapacaklar. (MHP
sıralarından alkışlar) Birkaç sene sonra, göreceksiniz,
oyuncu fışkıracak Türkiyeden. Ya, görmüyor musunuz, 16
yaşındaki çocuklar şu anda Galatasarayda, Fenerbahçede,
Beşiktaşta oynuyor, bir de en ön plana çıktılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Sancaklı.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Teşekkür ederim.
Ya, bu çocuklar oynar ama onları alana
bırakacaksın. Çocuk geliyor, 8 yaşında başlıyor,
yetişiyor yetişiyor; 18-19 yaşına bir geliyor, bir
bakıyor ki takımda 16-17 yabancı var, bilmem ne var, mümkün
değil, çekiyor, dönüyor gidiyor, küsüyor. Ne oldu? Şimdi bu Ardalar
falan çıktı, bu genç çocuklar -Beşiktaşta var, Trabzonsporda
var falan- aslan gibi oynuyorlar. Peki, bizim bunlara o zaman bu
fırsatı vermemiz lazım. Biz, şu anda, bu kanunla kulüpleri
altyapıya zorlayacağız; altyapıyla uğraşmayan,
oyuncu yetiştirmeyen kimse orada yöneticilik yapamayacak,
başkanlık yapamayacak çünkü beceremeyecek bu işi.
Ben son bir şey daha söyleyeyim, bu
arkadaşlara buradan söyleyeyim. Diyorlar ki: Siz bu yasayı
çıkarırsanız yönetecek adam bulamazsınız, başkan
ve yönetici. Bak, Türk milletine saygısızlık yapmayın,
buradan hepinize söylüyorum. Türkiye'de 500 tane, bin tane şerefli adam
mı yok; bir siz mi şereflisiniz yani? (MHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Bitiriyorum
Başkanım.
Onun için, bize haksızlık yapmayın,
Türk milletine de hakaret etmeyin.
Ben teşekkür ediyorum. Bu yasayla ilgili çok
kişinin emeği geçti, çok çalıştık. Diyorlar ya
Danışılmadı, edilmedi. falan
Vallahi, o kadar çok
toplandık ki Birleşmiş Milletler toplanmıyor o kadar. Toplandık,
yaptık ettik, bütün partiler
Zaten baştan, konuşurken dedik ki:
Bu siyasi bir şey değil, bu siyasetüstü bir şeydir. Ve
teşekkür ediyorum bütün arkadaşlara, hem Komisyonda hem
Herkes
katkı sağladı, bundan sonra da katkı sağlayacak. Ben,
emeği geçen herkese teşekkür ediyorum, Türk sporuna da
hayırlı olsun diyorum.
Beni de dinlediğiniz için teşekkür
ediyorum, sağ olun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Batman Milletvekili Sayın Mehmet Ruştu Tiryaki.
Buyurunuz Sayın Tiryaki. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MEHMET RUŞTU TİRYAKİ
(Batman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin
tümü üzerinde grubum adına, Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına söz aldım. Öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ayrıca, her türden
ayrımcılığa uğradıkları hâlde
misafirperverlikten taviz vermeyen, yalnız rakipleriyle değil
ırkçı saldırılarla da mücadele eden ve bitime üç hafta kala
şampiyonluğunu ilan ederek 2. Lige çıkan Batman Petrolsporu ve
her maçına en az oyuncular kadar hazırlanan ve takımı
yalnız bırakmayan Yarasalar taraftar grubunu tebrik ediyorum.
Şimdi, yasayla ilgili önce şunu belirtmek
isterim: Spor kulüpleri ve spor federasyonlarıyla ilgili bir kod kanun
yapılmasına karşı çıkmadık; bir kod kanun
yapılmasını, bağımsız bir kanun
yapılmasını doğru buluyoruz. Ancak sorun şu ki uzunca
bir süredir, demokratik ve katılımcı bir anlayışla
yasa yapmak yerine, Adalet ve Kalkınma Partisi, çoğunlukla Külliye
koridorlarında, bazen de bakanlıklarda hazırlanan ama
muhalefetle hiçbir şekilde ortaklaşılmayan teklifleri Türkiye
Büyük Millet Meclisine sunuyor; ne komisyonlarda ne de Genel Kurullarda
eleştirilere kulak kabartmıyor, çoğu zaman tek bir virgülünü
bile değiştirmeden teklifi yasalaştırıyor. Adalet ve
Kalkınma Partisi, yalnız muhalefet partilerinin değil, herhangi
bir kanunun doğrudan ilgilendirdiği kesimlerin de görüşünü
almıyor; yazılı ve sözlü olarak pek çok komisyonda dile
getirdiğimiz hâlde, bu tarafların hiçbiri komisyona davet edilmiyor.
Şimdi aynısını Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları
Kanun Teklifinin görüşmelerinde de yaşadık; taraflar davet edilmemişti,
Bakanlık temsilcileri dışında, kulüp ve federasyonların
temsilcisi yoktu. Hasbelkader gelen, sanırım, Beşiktaş
Kulübünün bir temsilcisi vardı. En azından, Beşiktaş
Kulübünün temsilcisi buraya kadar geldi, bir söz verin, bu yasa teklifiyle
ilgili olarak ne düşünüyor? diye
Komisyon Başkanı ve teklif
sahipleri Ya, işte, sadece 1 kişiye söz verirsek yanlış
anlaşılabilir, eşitsizlik yaratabilir. dediler. Oysa
doğrusu, bütün tarafların davet edilmesi ve gerçekten herkesin
görüşünün alınması idi. Bu konuyla ilgili teklif sahipleri
şunu söylüyorlar, dediler ki: Biz, iki yılı aşkın bir
süredir, neredeyse üç yıldır bu yasa teklifi üzerinde
çalışıyoruz. Kulüplerin hepsiyle görüştük,
federasyonların hepsiyle görüştük. Bakanlık koridorlarında
uzunca bir süredir çalışmalar yapıyoruz. Doğrudur yani
teklif sahipleri üç yıldır çalışıyor olabilirler,
gerçekten Bakanlık koridorlarında dolaşmış, çokça
görüş almış olabilirler fakat aldıkları görüşün
ne olduğunu teklif sahipleri dışında hiç kimse bilmiyor, en
azından biz bilmiyoruz. Bu yüzden Bu teklifi bir alt komisyona havale
edin, alt komisyonda diğer tarafları çağıralım,
görüşlerini alalım -çünkü gerçekten, teklif sahiplerinin de
söylediği gibi, spor yasası teklifi asgari olarak Mecliste
ortaklaşılabilecek bir yasa teklifiydi- bu konuda bile
uzlaşmadan bir yasa teklifi geçmesin. dedik ama teklif sahipleri, bu
önerimizi göz önünde bulundurmadılar, Türkiye Büyük Millet Meclisine
neredeyse olduğu gibi getirdiler; birkaç küçük değişiklik
yapıldı, haklarını yemeyelim.
Şimdi, içeriğine gelince
Başta da
söyledim, gerçekten, bir kod kanun, bir bağımsız kanun
yapılmasına karşı değiliz yani spor kulüpleriyle
ilgili, spor federasyonlarıyla ilgili bir kod kanun yapılsın
fakat içeriğine yönelik ciddi eleştirilerimiz var. Şimdi, birkaç
tane temel düzenleme içeriyor bu yasa teklifi. Bir tanesi şu, diyorlar ki
teklif sahipleri: Spor kulüplerinin borçları 30 milyarı
aştı, bu durum sürdürülebilir değil. Spor kulüpleri ve spor
anonim şirketleriyle ilgili düzenleme sayesinde hesap verebilir, denetlenebilir,
şeffaf bir yapıya kavuşacaklar; borçlanma ve alacak temlikine
getirdiğimiz sınırlamalar sayesinde yöneticileri şahsi mal
varlıklarıyla da sorumlu olacaklar. Ayrıca, hapis cezası
getiriyoruz. Böylece bunu kurallara bağlamış
olacağız. Doğru mu, en önemli amaçlardan birinin bu olduğunu
söylüyorsunuz, doğru mu? Evet. Peki, bunu söylerken aslında ne
söylemiş oluyorsunuz? Spor kulüpleri yürüttükleri mali işler
yönünden aslında hesap verebilir değil mevcut durumda. diyorsunuz,
Aslında denetlenmiyorlar. diyorsunuz, Aslında şeffaf
değil. diyorsunuz, Aslında borçlanmalarının hiçbir
sınırı yok. diyorsunuz ve Aslında yöneticilerin hiç de
bir sorumluluğu yok. diyorsunuz. Yani eğer bunlar
olmadığı için bu yasa teklifini getiriyorsanız, tersten
bakıldığında, Türkiye'deki spor camiasının bu
şekilde yönetiliyor olması gerekir. Öyle mi peki? Öyle olup
olmadığını kime sorabiliriz? Taraflara ama biz
tarafları dinleyelim dedik, hiçbir taraf Komisyon görüşmelerine
gelmedi. Bu yüzden, gerçekten spor kulüplerinin durumu bu mu değil mi,
bilmiyoruz.
YILDIRIM KAYA (Ankara) Geldi, geldi de
konuşturulmadı. Beşiktaşın yöneticileri geldi.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) -
Şimdi bu amaca ulaşacak mısınız ulaşmayacak
mısınız, büyük iddialarla söylediğiniz bu yasa gerçekten
sporu bir biçimde kontrol altına alacak mı, birkaç yıl
içerisinde göreceğiz. Gerçekten mali olarak kontrol altına
alınacak mı, gerçekten denetlenebilir olacak mı, gerçekten
şeffaf olacak mı? Ama şunu söyleyeyim: Mali disiplin başta
olmak üzere, bu sorunları, emin olun, bu yasa çözmeyecek; çözse çözse yine
ya FIFA çözecek ya UEFA çözecek çünkü onların kontrolü sayesinde,
onların denetimi sayesinde bugün Türkiye'de spor kulüpleri önemli oranda
mali olarak kontrol altına alınabiliyor ama ben, bu yasa teklifiyle
bunun kontrol edilebileceğine inanmıyorum.
Şimdi, ikinci önemli değişiklik
şu; teklif sahipleri diyor ki: Biz, spor kulüplerini bu saatten itibaren
artık dernek olma statüsünden çıkardık. Peki, ne olacak? Tam
olarak ne olduğunu anlayamadığımız bir tüzel
kişilik olacaklar yani dernek olmayacaklar, bir tüzel kişilikleri
olacak, spor kulübü olacaklar; zaten önce de spor kulübüydü. Dernek
olmayacaklar, vakıf olmayacaklar, şirket olmayacaklar ama yasa
teklifinin ayrıntılarına baktığınız zaman,
aslında aynı anda hepsi olmaya devam edecekler. Dernek
olmadıkları için Dernekler Yasasına tabi olmayacaklar -çünkü
öyle söylüyorlar- ama yasa teklifinin içerisinde hâlâ Dernekler Kanununa
atıf yapan pek çok madde var. Dernek olmadıkları için Dernekler
Yasasına tabi olmayacaklar, spor kulübü olmaya devam edecekler ama yine
aynı yasal mevzuatın önemli bir bölümü uygulanmaya devam edecek.
Şimdi, Komisyon görüşmeleri
sırasında da dile getirmiştik, ben buna gerçekten çok değer
verdiğim için şimdi bunu özellikle anlatmak istiyorum. Şimdi,
Kasım 2004te yürürlüğe giren bir yasa var, 5253 sayılı
Dernekler Yasası. 12 Eylülden kalma 2908 sayılı Dernekler Kanunu
2004 yılında değiştirildi ve bunun yerine yeni bir
Dernekler Kanunu getirildi; Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara
geldiği ilk yıllardı. O zaman Adalet ve Kalkınma Partisinin
kadroları demokratik değerleri savunduklarını
söylüyorlardı, Avrupa Birliğine Evet. diyorlardı, özgürlük
sözlerini dillerinden düşürmüyorlardı; tam o dönemde çıkardıkları
bir yasaydı. 2004teki yasayla gerçekten dernekler hükûmetin kontrolünden
çıkarılmıştı; hükûmet komiseri gelip her şeyi
denetlemiyordu, kongreler ilçe seçim kurullarının gözetiminde
yapılmıyordu, dernekleri kendi iç denetçileri denetleyecekti,
öğrencilerin dernek kurmasına izin verilmişti. Ne zaman? 2004
yılında yürürlüğe konulan yeni Dernekler Yasasıyla.
Meğer Adalet ve Kalkınma Partisi bunları yaparken aslında
samimi değilmiş çünkü gerçekten demokrasiyi istedikleri zaman binip
istedikleri zaman inebilecekleri bir tren olarak hayal ediyorlarmış.
Günü gelip mutlak iktidarı ele geçirdiklerinde, bütün kurum ve
kurulları devlet kurumu olmaktan çıkarıp Adalet ve Kalkınma
Partisinin yan kolları hâline getirdiklerinde, o zaman her şeyi sil
baştan değiştirip otoriter bir rejim kurmaya
başladılar. İşte, Dernekler Kanunu'nda yapılan
değişiklikler Adalet ve Kalkınma Partisinin tarihsel seyrini
göstermesi açısından tipik bir örnek oluşturuyor. Önce Dernekler
Kanunu'nda yapılan bir değişiklikle derneklerin bütün üyelerini
İçişleri Bakanlığına bildirilmesi zorunlu hâle
getirildi. Yine, aynı yasal düzenlemeyle dernekler, istifa eden her
üyelerini de İçişleri Bakanlığına bildirmek zorunda
kaldılar. Ayrıca dernekler yeni bir sistem kurmak ve bu sistemle
elektronik ortamda İçişleri Bakanlığıyla bilgi
alışverişinde bulunmak zorunda bırakıldılar.
Ardından yakın bir zamanda FATFın Türkiyeyi gri listeye
almasını engellemek için yeni bir yasal düzenleme yapıyoruz.
diye bir teklifi Meclise getirdiler. Bunun içerisinde bazı maddeler
vardı, o maddelerle de derneğin herhangi bir yöneticisinin, herhangi
bir denetim kurulu üyesinin hakkında kovuşturma
başlatılması durumunda derneğin bütün yöneticilerinin
görevden alınmasına ve o derneğe kayyum atanmasına olanak
tanıyacak bir düzenleme daha getirdiler yani sadece üniversitelere, belediyelere
değil, aynı zamanda derneklere de kayyum atanmasının önünü
açtılar. Ne için? FATFtan kurtuluyoruz. diye dernekleri kontrol
altına aldıkları bu yasa teklifiyle ne oldu? FATF, Türkiyeyi
gri listeye aldı ve bu teklif, esasen, sadece, dernekler gibi bazı
tüzel kişilikleri kontrol etmenin aracı olmaktan başka bir anlam
ifade etmedi.
Bunu niye anlatıyorum? Şimdi,
diyebilirsiniz ki: Bunun spor kulüpleri ve spor federasyonlarıyla ne
ilgisi var? İlgisi şu; teklif sahipleri diyor ki: Biz spor kulüplerini
dernek olmaktan çıkarıyoruz, onlar artık başka tüzel
kişilikler ve Gençlik ve Spor Bakanlığına başvurularak
kurulacak tüzel kişilikler. Artık, İçişleri
Bakanlığının denetimi altında olan dernek
olmayacaklar. Ama Dernekler Kanununun az evvel saydığım bütün
hükümlerine tabi olmaya devam edecekler. Yani spor kulüpleri dernek olma
statüsünden çıkarılacak ama Dernekler Kanununun en geri hükümleri
spor kulüplerine uygulanmaya devam edilecek.
Şimdi, temel olarak eleştirdiğimiz
bir başka madde de şu: Bakanlığın onay vermediği
hiçbir spor kulübü kurulamayacak bundan sonra. Şimdi, Türkiyede öyle ya
da böyle bir dernek kurma özgürlüğü var, öyle ya da böyle sendika kurma
özgürlüğü var, öyle ya da böyle siyasi parti kurma özgürlüğü var.
Herhangi bir kamu kurumundan izin almadan dernek kurabiliyorsunuz, parti
kurabiliyorsunuz, sendika kurabiliyorsunuz; sadece tüzüğünüz ile
kuruculara ait bilgi ve belgelerle mülki amirliğe başvurduğunuz
anda dernek tüzel kişilik kazanıyor, siyasi parti tüzel kişilik
kazanıyor, sendika tüzel kişilik kazanıyor.
Bu yasa teklifinden önce herhangi bir spor kulübü de
Dernekler Yasasına tabi olarak kurulduğu için, sadece bildirimi
mülki amirliğe verildiğinde kuruluyordu. İşte, Dernekler
Kanununun o hükmünü de aslında uygulamıyorlar, yeni bir şey
getiriyorlar, diyorlar ki: Hayır, bir spor kulübü öyle Ben spor kulübünü
kurdum. diye kurulamayacak. Nasıl olacak? Siz derneğin
kuruluş belgelerini, tüzüğünü, yöneticilere dair bilgi ve belgeleri
Bakanlığa vereceksiniz. Bakanlık bunları üç ay inceleyecek.
Eğer uygun görürse o zaman o spor kulübü tüzel kişilik kazanacak,
eğer uygun görmezse o zaman gidip mahkemeye başvurun, tüzel
kişilik kazanmak için mahkemelerden sonuç alın. diyecek.
Oysa, bu tekliften önce bunu yapması gereken
birim valiliklerdi, kaymakamlıklardı, İçişleri
Bakanlığıydı. Eğer mülki amirlik, bir derneğin
tüzüğünün, amaçlarının veya kurucularının yasaya
aykırı olduğunu düşünüyorsa gidip mahkemeye başvurup,
tüzel kişilik kazanmış, resmî olarak kurulmuş derneğin
kapatılması için dava açabiliyordu ama şimdi, spor kulüpleri
Bakanlık izin vermeden kurulamayacak, kurulmak için mahkeme
kapılarında dolaşmak zorunda kalacak.
Temel olarak eleştirdiğimiz bu yasaya dair
bir diğer eleştirimiz de şu: Şimdi, spor kulüpleri bu
yasayla, emin olun, Bakanlığın bir bütün olarak denetimi
altına girecek çünkü spor kulüpleri Bakanlıktan izin almadan
kurulamayacaklar, sadece Bakanlık izin verirse eğer bir spor kulübü
kurulacak. Ekonomik olarak Bakanlık sadece denetleyici bir rol
üstlenmeyecek yani neredeyse ekonomik olarak bütün spor kulüplerini kontrolü
altında tutacak. Yine, valilik, İçişleri
Bakanlığı herhangi bir spor kulübünün herhangi bir yöneticisi
hakkında -örneğin, çokça saldırı altında olan Amed
Spor Kulübü için diyorum- bir dava açıldı diye bütün yöneticilerini
görevden alabilecek. İşte, getirilen teklif, spor kulüplerinin
bağımsızlığına bu açıdan gölge
düşürecek bir tekliftir, doğrudan Bakanlığın yan
kuruluşları hâline getirmektedir spor kulüplerini.
Şimdi, bir diğer eleştirimiz şu:
Daha önce spor kulüpleri Dernekler Yasasına tabi olduğu için
doğal olarak
Dernekler Yasasında kamuya yararlı dernekler ve
diğer dernekler biçiminde bir ayrım vardı. Kızılay
gibi bazı dernekler Bakanlar Kurulu kararıyla kamuya yararlı
dernekler statüsüne konulabiliyordu. Şimdi, teklif sahipleri diyor ki:
Biz spor kulüplerini dernek olmaktan çıkardık, artık bunlar
dernek değiller, sadece spor işiyle uğraşacaklar, birer
spor kulübü olacaklar. Ama Dernekler Kanunundaki aynı hükmü yine
korumaya devam ediyorlar. Bundan sonra sadece sporla ilgilenen -yani başka
şeyler yanında sporla ilgilenen derneklerden bahsetmiyoruz- spor
kulüplerinin bir kısmı sanki dernekmiş gibi kamuya yararlı
spor kulüpleri- kamuya yararlı olmayan spor kulüpleri diye yine ikiye
ayrılmış olacak. Şimdi, spor kulüplerinin kamuya
yararlı olmadığını kim varsayabilir? Bütün spor
kulüpleri nihai olarak zaten kamu yararına bir iş
gerçekleştiriyorlar. Bu yüzden Komisyon görüşmeleri sırasında
teklif sahiplerine Bunu geri çekin. dedik. Spor kulüplerinin bir
kısmını kamuya yararlı spor kulüpleri bir
kısmını da kamuya zararlı spor kulüpleri diye ikiye
ayırmayın dedik ama gelin görün ki teklif sahipleri bundan da geri
adım atmadılar.
Şimdi, yasaya ilişkin olarak bir
diğer itirazımız da irtifak hakkına ilişkin.
İrtifak hakkına ilişkin teklif sahipleri diyor ki: Eskiden de
vardı. Yani bir spor kulübüne bir tesisi kullanma hakkı, irtifak
hakkı kırk dokuz yıllığına bir spor kulübüne
verilebilecek. Kırk dokuz yıl, bir spor kulübüne irtifak hakkı tanınması
çok uzun bir süre. Kesinlikle, bu kırk dokuz yıldır irtifak
hakkının yasa teklifinden çıkarılması gerekir.
Şimdi, buna alternatif olarak başka
öneriler sunuldu Komisyonda, eğer okursanız muhalefet
şerhlerinin içerisinde de yer alıyor. Şöyle öneriler getirildi,
denildi ki: Eğer kırk dokuz yıllık irtifak hakkından
vazgeçmeyecekseniz en azından bağımsız bir kurul, belirli
periyotlarla spor kulüpleri, bu irtifak hakkının
kullanımına uygun bir şekilde bu spor tesislerini
kullanıyor mu kullanmıyor mu, denetlesin. Eğer o tesisler
kuruluş amaçlarına, yapılış amaçlarına uygun bir
şekilde kullanılmıyorsa bu bağımsız organ, bu
irtifak hakkının kullanılmasını sınırlayabilsin.
Bir diğer öneri de şuydu; denildi ki: Bu
irtifak hakkının devamı için bazı koşullar ortaya
konulsun, bazı yükümlülükler ortaya konulsun, spor kulüpleri bu kırk
dokuz yıllık süre içerisinde eğer yükümlülüklerini yerine
getirmez iseler o zaman bu irtifak hakkı sınırlansın.
Şimdi bu, bir çözüm gibi gözüküyor. Eğer teklif sahipleri bu
kırk dokuz yıllık irtifak hakkından vazgeçmeyeceklerse en
azından bir önergeyle, muhalefetin vereceği bir önergeyle veya
kendilerinin getirecekleri bir teklifle bunu değiştirsinler çünkü
gerçekten büyük bir adaletsizlik yaratabilir. Özel bir şirketin ticari amaçla
kullandığı, otel olarak kullandığı veya
başka bir amaçla kullandığı bir yerden bahsetmiyoruz, biz
bir spor kulübünün kullanacağı spor tesisinden bahsediyoruz,
dolayısıyla yarım yüzyıllık irtifak hakkından
vazgeçin diyoruz.
Ayrıca, teklif sahipleri bir de şunu
söylüyorlar
Hem kira hem de irtifak hakkıyla ilgili olarak yani sanki
sadece pazarlık usulü esas alınacakmış gibi yasa teklifinde
maddeler var, bunun da gerçekten gözden geçirilmesi gerektiğini
düşünüyoruz. Çünkü çok büyük tesislerden bahsediyoruz, yüzlerce milyonluk
tesislerden bahsediyoruz, bunların kiralanması sadece pazarlık
usulüyle olamaz; objektif, nesnel ve herkesin katılabileceği bir
yöntemle yasalar uygulanarak kiralanmasının çok daha doğru olacağını
düşünüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla)
Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Özet
olarak, başta söylediğimi bir daha tekrar edeyim: Bir kod kanun
çıkarılmasını, spor kulüpleri ve spor federasyonları
kanununun çıkarılmasını teorik olarak doğru buluyoruz,
yanlış bulmuyoruz; bir kod kanun çıkarılması iyidir.
Fakat yasanın içeriğine ilişkin eleştirilerimiz var, hâlâ
buna ilişkin görüşmeler devam ediyor; umarım muhalefetin iyi
niyetle getirdiği bu eleştirileri göz önünde bulundurur ve herkesin
içselleştirdiği bir yasa teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisinden
geçer diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Sürücü, söz talebiniz var.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
45.- Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücünün,
Şanlıurfanın Suruç ilçesinde DEDAŞa gösterdiği
haklı tepkisine karşılık halkın üzerine gaz
fişeği ve biber gazı sıkıldığına
ilişkin açıklaması
AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Seçim bölgem Urfanın Suruç ilçesinde
dokunulmazlık zırhıyla donatılan ve korunan enerji
şirketi DEDAŞ, evlerdeki elektrik saatlerini sokaklarda bulunan
direklere çıkarmak üzere girdiği mahallede halkın tepkisiyle
karşılaşmıştır. Fakat Suruçlu halkımızın
bu haklı tepkisine karşılık ramazan ayında
insanların üzerine gaz fişeği ve biber gazı
sıkıldı. Buradan bir kez daha söylüyoruz: DEDAŞ adlı
enerji şirketinin arkasında AKP iktidarı olduğunu
biliyoruz. Daha ne kadar bu usulsüzlüklerle dolu şirkete destek vermeye
devam edecekseniz ve ne zaman DEDAŞ'a Dur! diyeceksiniz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Bülbül
46.- Antalya Milletvekili Kemal Bülbülün, 8 Martta yapılan
kutlama faaliyetleri nedeniyle Antalyada bu sabah yapılan
gözaltılara ilişkin açıklaması
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Sayın Başkan,
değerli vekiller; bu sabah Antalyada Halkevi Şube Başkanı
Gülkan Gülseven, üyemiz Ferdi Şabanoğlu, Büro Emekçileri
Sendikası Başkanı Devrim Mol, Sol Parti İl
Başkanı Aysel Aydın; evlerine şafak vakti baskın
yapılarak gözaltına alınmıştır; gerekçe de 8
Martta yapılan kutlama faaliyetleri ve feminist yürüyüş
çalışmasıdır, bunu kınıyoruz; bu hukuksuzdur. Bir
an önce bu arkadaşlarımızın serbest
bırakılması gerekir. Bu, kadına ve insan hak ve
özgürlüklerine karşı işlenmiş bir suçtur.
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
47.- Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun,
Keşan-Enez yolunda meydana gelen kazalara ilişkin
açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Burada sürekli gündeme getirdiğim Keşan-Enez
yolunun durumunda bir iyileştirme olmuyor ama -daha on beş gün bile
olmadı- burası can almaya devam ediyor. Keşan-Enez yolunun durumu utanç vesikasıdır. Bu
vesika da AKP'nin boynunda asılı durmaktadır. AKP bu vesikadan
rahatsız olmayabilir ama Biz vatandaşımızın can ve
mal güvenliğinden endişeliyiz ve bir an önce yolun yenilenmesini
istiyoruz. demiştim. Gün geçmiyor ki kaza haberleri duymayalım.
Maalesef, bugün, bu yolda bir vatandaşımız daha
hayatını kaybetti; hayatını kaybeden vatandaşımıza
Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve
sabırlar diliyorum.
İstanbulda harf değiştirmekle
meşgul Ulaştırma Bakanına diyorum ki: Gidin
Keşan-Enez kara yolunu görün, görün ve bilin ki bu yolda olan bütün
kazaların, can kayıplarının sebebi bu yolun standartlarını
düzeltmeyenler olarak sizsiniz. 21inci yüzyılda
insanlarımızı kağnı yoluna mahkûm ettiniz.
BAŞKAN Sayın Köksal...
48.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Afyonkarahisar
Belediyesinde çalışan BELEDİYE-İŞ Sendikasına üye
işçilere sıfır zam teklif edilmesine ilişkin
açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, seçim bölgem Afyonkarahisar'da, Afyonkarahisar Belediyesinde
çalışan BELEDİYE-İŞ Sendikasına üye işçilere
toplu iş sözleşmelerinde sıfır zam teklif edildi. Bir yandan
işçilere sıfır zam teklif eden Afyonkarahisar Belediye
Başkanı, Afyonkarahisar Kalesi'ne 140 bin yolcu garantili teleferik
ihalesi yapıyor yani teleferiğe binmeyen yolcunun parası
belediye kasasından ödenecek. İşçiye gelince para yok,
yandaş müteahhide gelince garanti ödemesi için para çok.
Hakkını arayan işçilerin baskı
altına alındığı, grev için dilekçe veren
işçilerin dilekçelerinin geri çekildiği, hatta bir belediye
başkan yardımcısının işçileri Bu paraya
çalışırsanız çalışın yoksa işten
atarız. diye tehdit ettiği, bütün Afyonkarahisar kamuoyunca
bilinmektedir. Buradan Belediye Başkanına bir kez daha sesleniyorum:
Mübarek ramazan ayında kul hakkına girmeyin, işçinin
hakkını verin. İşçiler sizin kulunuz, köleniz değil,
onlar çalışma arkadaşınızdır.
BAŞKAN Sayın Barut
49.- Adana Milletvekili Ayhan Barutun, Kozan-Mansurlu yol sorununa
ilişkin açıklaması
AYHAN BARUT (Adana) Sayın Başkan,
Akdenizi İç Anadoluya bağlayacak olan Kozan-Mansurlu-Yahyalı
Devlet Yolu Projesi, 1990lı yılların başlarında
onaylanmış ve 1993 yılında yapılmaya
başlanmıştır. Yahyalı ilçe merkezinden
başlayıp Adana il sınırına kadar yolun Kayseri bölümü,
beş yıl civarında yani 1998 ve 1999 yıllarında
bitirilmiştir. Ancak Adana bölümünde, Kozanda çalışmalar ve
1998-1999 yıllarında başlamış ve bu yolun sadece 5
veya 6 kilometresi yapılmıştı. 2008 yılında
tekrar yapılmaya başlanan 95 kilometrelik mevcut yolun,
yaklaşık beş yıl süren çalışmalarda, ancak 30
kilometrelik bölümü tamamlanmış, sonrasında bu yol, deyim
yerindeyse kaderine terk edilmiştir. Yöre halkı ve oradan geçen
vatandaşlarımız oldukça mağdurdur. 2018 seçimlerinde bu
yolun tamamlanacağının sözünü verdiniz ancak hâlâ hiçbir
çalışma yapmadınız; sözünüzü tutun, Kozan-Mansurlu yolunu
bir an önce bitirin.
BAŞKAN Birleşime iki dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 19.13
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.14
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE
(Adıyaman), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 81inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili
Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN 324 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir konu
bulunmadığından, alınan karar gereğince kanun
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 20 Nisan 2022 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.15