TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
83üncü
Birleşim
21 Nisan 2022
Perşembe
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Batman Milletvekili Ziver Özdemirin,
Batmandaki yatırımlara ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Aydın Milletvekili Hüseyin
Yıldızın, Turizm Haftasına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- İstanbul Milletvekili Hayrettin
Nuhoğlunun, İstanbuldaki imar değişikliğine
bağlı olarak deprem ve diğer sorunlara ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, 21-28 Nisan Ebeler Haftasına ilişkin açıklaması
2.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin,
Gençlik ve Spor Bakanlığında çalışan personelin
sorunlarına ilişkin açıklaması
3.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
eczanelerde yaşanan sıkıntılara ilişkin
açıklaması
4.- Muğla Milletvekili Mürsel Albanın,
Rusya-Ukrayna savaşının Türkiye turizmine olumsuz etkilerine
karşı Kültür ve Turizm Bakanlığının hangi
hazırlıkları yaptığını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
5.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
TÜGVA Gaziosmanpaşa temsilciliğine yapılan bombalı
saldırıya ilişkin açıklaması
6.- Ankara Milletvekili Nevin
Taşlıçayın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına
ilişkin açıklaması
7.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
Yörüklere verilmesi gereken desteklere ilişkin açıklaması
8.- Muğla Milletvekili Süleyman Girginin,
Muğlanın ilçelerindeki tapu ve kadastro çalışmaları
sonucu vatandaşların yaşadığı mağduriyete
ilişkin açıklaması
9.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Mersinin turizm potansiyeline ilişkin
açıklaması
10.- Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın,
yapı kooperatiflerinde yaşanan mağduriyetlere ilişkin
açıklaması
11.- Kırklareli Milletvekili Vecdi
Gündoğdunun, Kırklarelideki sığınmacı krizine
ilişkin açıklaması
12.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin, Mersinde
Orman İşletme Müdürlüğü tarafından kesilen ağaçlara
ilişkin açıklaması
13.- Adana Milletvekili İsmail Koncukun,
sözleşmeli personelin yaşadığı zulme ilişkin
açıklaması
14.- İstanbul Milletvekili Hayati
Arkazın, Gazi Meclisin açılışının 102nci
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
15.- Mersin Milletvekili Alpay Antmenin, Türk
gayrimenkullerinin yabancılara peşkeş çekilmesine ilişkin
açıklaması
16.- Tokat Milletvekili Yücel Bulutun, gazilere
tanınması gereken imkânlara ilişkin açıklaması
17.- Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçının,
Hataydaki yaylalarda yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
18.- Nevşehir Milletvekili Faruk
Sarıaslanın, Nevşehirin Avanos ve Gülşehir ilçelerinden
geçen Kızılırmakta su seviyesinin düşmesi nedeniyle
yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
19.- Niğde Milletvekili Selim Gültekinin,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102nci yıl dönümü ile 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına ilişkin
açıklaması
20.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
Ford OTOSANın Kocaelide üretmeye başladığı tam
elektrikli hafif ticari araca ilişkin açıklaması
21.- Tekirdağ Milletvekili Enez Kaplanın,
Barbaros Limanı ile Malkara yolu arasındaki bağlantı
yolunun ne zaman bitirileceğini öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
22.- Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Demirin, Gezi davasının karar duruşmasına ilişkin
açıklaması
23.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin 2nci maddesine
rağmen bugün Resmî Gazetede yayımlanan bir Cumhurbaşkanı
kararıyla 2 ayrı spor federasyonu kurulmasının
başkanlık sisteminin TBMMyi nasıl
itibarsızlaştırdığının bir örneği
olduğuna ve TBMM Başkanının milletvekillerinin itibarını
yeterince savunup savunmadığını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
24.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, elektrik faturalarına, Türkiyedeki
konutları yurt dışına pazarlayanlara devlet desteği
sağlanmasına dair Cumhurbaşkanlığı kararına,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının
yayımladığı SEGE-2022 Raporuna ve TÜİK ile Kadir Has
Üniversitesinin hazırladığı kadın raporlarına
ilişkin açıklaması
25.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 102nci
yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına ve Kemal
Tahirin vefatının 49uncu yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
26.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Cahar Dudayevin şehadetinin seneidevriyesine,
Kemal Tahirin vefatının 49uncu yıl dönümüne, 21-28 Nisan
Ebeler Haftasına, enflasyon ve yoksulluğa, Uluslararası Para
Fonunun paylaştığı Ekonomik Görünüm Raporuna ve ülkenin
istikbali için erken seçimin bir mecburiyete dönüştüğüne ilişkin
açıklaması
27.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin vermiş olduğu
güç, kuvvet sayesinde Türkiyenin ülkesinde güçlü, bölgesinde ve dünyada lider
pozisyona ulaşmayı başardığına, Osmanlı
tarihi uzmanı Yunan Profesör Kostas Grivasın Türkiyeyle ilgili
açıklamalarına, TÜGVA Gaziosmanpaşa şubesine yapılan
bombalı saldırıya ve Kemal Tahirin vefatının 49uncu
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
28.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun HDP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
29.- Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoyun,
21-28 Nisan Ebeler Haftasına ilişkin açıklaması
30.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin,
Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemirin CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
31.- Şırnak Milletvekili Nuran
İmirin, Dicle Nehrinin Cizrede karşı karşıya
kaldığı çevre felaketine ilişkin açıklaması
32.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent
Karahocagilin, 2021 yılında AK PARTİ Hükûmetinin Recep Tayyip
Erdoğan önderliğinde gerçekleştirdiği çalışmalara
ilişkin açıklaması
33.- Şanlıurfa Milletvekili Aziz
Aydınlıkın, Şanlıurfada yaşanan kuraklık
sebebiyle çiftçiye verilmesi gereken desteklere ilişkin
açıklaması
34.- Aksaray Milletvekili Ayhan Erelin, 21-28 Nisan
Ebeler Haftasına ve sağlıkçılara ek zam konusunda verilen
sözlerin tutulmadığına ilişkin açıklaması
35.- Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemirin,
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
36.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Yenişehir Belediyesi Başkan
Yardımcısı Arif Yıldırımın Ahi Evran
Projesinde yaptığı yolsuzluklar nedeniyle görevden
alınmasına ilişkin açıklaması
37.- Antalya Milletvekili Feridun Bahşinin,
Orgeneral Aydın İlterin vefatına ilişkin
açıklaması
38.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın, yoksulluk nedeniyle elektriği kesilen 4 milyon ailenin
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
39.- Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet
Gaydalının, Baykan-Kermete-Narlıdere arasındaki yol
sorununa ve Bitlis çayı Viyadüğündeki proje
değişikliğine ilişkin açıklaması
40.- Antalya Milletvekili Aydın Özerin,
Antalya-Mersin sınırındaki Kaledran bölgesine açılmak
istenen mermer ocağına ilişkin açıklaması
41.- İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin,
Çarşema Sor Bayramına ilişkin açıklaması
42.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
emeklilere verilmesi gereken bayram ikramiyesine ilişkin
açıklaması
43.- İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay
Pekgözegünün, Deniz Poyrazın babası Abdülilah Poyraza açılan
davaya ilişkin açıklaması
44.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun,
Hataydaki trafik ve yol sorununa ilişkin açıklaması
45.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, Meclis Başkanı Mustafa Şentopun trollere
ilişkin tweetinin AK PARTİ içinde farklı isimleri temsil eden
trol gruplarının olduğunu gösterdiğine ilişkin
açıklaması
46.- Kırklareli Milletvekili Türabi
Kayanın, ithalata dayalı tarım politikasının
sakıncalarına ilişkin açıklaması
47.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın,
1915Çanakkale Köprüsü geçiş ücretlerine ilişkin açıklaması
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, 14/4/2022
tarihinde Isparta Milletvekili Aylin Cesur ve arkadaşları
tarafından, emekli vatandaşlarımız arasında
eşitsizliğin giderilmesi, insan onuruna uygun yaşam kalitesine
sahip olabilecekleri şekilde aylık ve ikramiyelerinin güncellenmesi
için çözümler bulunması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Nisan 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, 21/4/2022 tarihinde Grup
Başkan Vekili Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ve
Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç
tarafından, BMnin yaptırım kararı aldığı
kişi ve kurumların listeden çıkarılmasının
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Nisan 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, 18/4/2022 tarihinde İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemir ve arkadaşları tarafından, vakıf
üniversitelerindeki eğitimin niteliğinde ve öğretim
elemanlarının özlük haklarında yaşanan sorunların
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Nisan 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun,
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
324)
2.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ve 45
Milletvekilinin Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4389) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 327)
IX.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden
Ampute Millî Futbol Takımına Hoş geldiniz. denilmesi
X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan'ın,
TEİAŞ hakkında alınan özelleştirme kararına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in
cevabı (7/61685)
21
Nisan 2022 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul), Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83üncü
Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Batmandaki
yatırımlarla ilgili söz isteyen Batman Milletvekili Ziver Özdemire
aittir.
Buyurunuz Sayın Özdemir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Batman Milletvekili Ziver Özdemirin,
Batmandaki yatırımlara ilişkin gündem dışı
konuşması
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; AK PARTİ
iktidarlarında Batmana yapılan yatırımlarla ilgili söz
almış bulunuyorum. Konuşmamın başında tüm
İslam âleminin ramazan ayını tebrik ediyorum. Genel Kurulu ve
ekranları başında bizi takip eden tüm vatandaşlarımızı
saygıyla selamlıyorum.
Yirmi yıllık AK PARTİ iktidarı,
Türkiyenin bütün şehirlerinde olduğu gibi, Batmanda da
değişim ve dönüşüme zemin hazırlamış ve Batman şehir
merkezimizi; Beşiri, Gercüş, Hasankeyf, Kozluk ve Sason olmak üzere
bütün ilçelerimizi ve köylerimizi hizmetlerle ve milyarlarca liralık
yatırımlarla buluşturduk elhamdülillah. Bütün bu
yatırımları beş dakikaya sığdırmak elbette
ki mümkün olmasa da sizlerle son birkaç yılda yapılan
yatırımların bir kısmını paylaşmak istiyorum
çünkü bazılarının gözleri var, görmezler; kulakları var,
duymazlar ama biz bunları görsellerle de gösterelim ki belki çevremizdeki
bir kısım insanlar bu yaptığımız hizmetleri
kendilerine hatırlatmış olurlar.
Biz Batman olarak, 20 Kasım 2020 tarihinde,
Sağlık Bakanlığının olurunu alarak 810 yatak
kapasiteyle Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesini faaliyete
aldık. Böylece, Batmanlı hemşehrilerimizin başka illere,
Diyarbakıra ve Malatyaya kadar giden bütün sevkleri ortadan
kaldırılmış oldu. Biz, 500 yataklı Batman Şehir
Hastanesini 13 Şubat 2020 tarihinde gene yatırım programına
koyduk, elhamdülillah, kısa bir sürede bunun ihale sürecini bitirdik ve
geçen hafta da yer teslimi yapıldı ve inşallah, kısa bir
sürede kazmayı vuracağız. Bu arada, Gercüşte de aynı
şekilde 2019 yılında Devlet Hastanesi ve Gercüş Toplum
Sağlık Merkezi de 2021 yılında hizmete başladı.
Türkiyede, özellikle Sayın
Cumhurbaşkanımızın Batmanı ziyaretinden sonra çok
gündem olan Şehit Şenay Aybüke Yalçın ismini verdiğimiz
kütüphanemiz dünyaca tanındı ve geçen hafta da Kültür ve Turizm
Bakanlığı tarafından İl Kültür ve Turizm
Müdürlüğümüze plaket verildi.
Eski 16 Mayıs Stadyumumuzun yerine Batman
Millet Bahçesini 4 Haziran 2020 tarihinde Sayın
Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle gene hizmete açtık.
15 bin kişilik Batman Stadı ve olimpik
yüzme havuzuyla beraber, atletizm pistiyle beraber
Geçen hafta,
Petrolsporumuz burada 3. Ligden 2. Lige çıkma -şampiyonluğu-
turunu attı ve kısa bir sürede bunun semeresini Batman olarak gördük.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Okullarla ilgili de özellikle son dönemlerde hem
modern mimarisiyle hem de bütün ilçelerimizde ve il merkezimizde
yaptığımız okulların bir kısmı; 2016-2021
arasında Batman genelinde 11 anaokulu, 20 ilkokul, 5i imam-hatip
ortaokulu olmak üzere 26 ortaokul, 6sı imam-hatip lisesi olmak üzere 19
lise ve toplamda 1.338 adet derslik inşası
tamamlanmıştır.
YILDIRIM KAYA (Ankara) İçinde öğretmeni
var mı, öğretmeni?
ZİVER ÖZDEMİR (Devamla) Hâlihazırda
da 12 okulun derslik inşası ve merkez inşaatları da devam
etmektedir.
Biz Batman olarak, millî eğitimde
sınıf başına düşen öğrenci sayısı ve
derslik sayısında Türkiye ortalamasının üstündeyiz
elhamdülillah. Bu da okullardan biri.
YILDIRIM KAYA (Ankara) Hocam, öğretmen yok,
öğretmen. Batmanda öğretmen açığı var.
ZİVER ÖZDEMİR (Devamla) Bizim Batman'da
da son dönemlerde yerel siyasetimizde gündem olan İluh Deremiz var.
Muhtemelen Türkiye'nin her tarafında, her ilin merkezinde bir dere
sıkıntısı oluyor; Batman'da da böyle bir İluh Deremiz
var. Batmanın kuruluşundan bugüne kadar bütün siyasi aktörler bunun
yapılmasıyla ilgili söz verdi, vaatte bulundu ama hiç kimseye nasip
olmadı, ta ki son dönemde kayyum ataması yapıldıktan sonra
biz de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığımız aracılığıyla devreye
girerek bunun çözümü yönünde bir adım attık ve 1inci etabı da
elhamdülillah başlattık.
Burada da yapılması düşünülen, proje
şekline getirdiğimiz İluh Deresi 2nci etap projesi.
Görsellerimiz çok çünkü burada, bizim özellikle
Sason Devlet Hastanesi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Özdemir.
ZİVER ÖZDEMİR (Devamla) Çok
teşekkür ediyorum.
Sason ilçemizde özellikle 50 yataklı devlet
hastanesi, gene 2020 yılında bunu devreye aldık.
Kozluk ilçemizde, 2019 yılında gene
sağlık kompleksi şeklinde ilçe müdürlüğü, 112 Acil olmak
üzere aile, toplum sağlığı merkezlerini
barındıran devlet hastanesi bitişiğinde gene devreye
aldık ve 2020 yılında bunu da devreye almış olduk.
Kozluk yeni Öğretmenevi
Bu da Hasankeyf ilçemizde özellikle son dönemde
bitirdiğimiz kent meydanı. Hasankeyfin aslında ayrı bir
gündem olması lazım ama kısaca bu görseli de göstermiş
olayım.
Gercüş Toplum Sağlığı
Merkezi olarak yaptığımız ve aynı zamanda da bütün
kırsalda, köylerimizde yaptığımız projelerimizle
beraber, işte onlardan biri Beşiri ilçemizin köylerinde ve bu da
Kozluk, Sason, Derince bölgesindeki görüntüler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ZİVER ÖZDEMİR (Devamla)
Başkanım, son bir dakika
BAŞKAN Selamlayın efendim.
ZİVER ÖZDEMİR (Devamla) Çok
teşekkür ediyorum.
Evet, bunların hepsini ben niye burada gösterme
ihtiyacı hissettim? İşin doğrusu,
yaptığımız hizmetleri bugüne kadar zaten bütün seçimlerde -elhamdülillah-
milletimiz takdir ediyor ve her seçimde daha fazlasıyla destek
verdiğinden AK PARTİ iktidarını devam ettiriyoruz.
Son dönemlerde bizim yerelde konuşulan bir iki
konu var. Biz özellikle AK PARTİ olarak, Türkiye genelinde bölgeler
arası kalkınmışlık farkında
yaptığımız gibi, illerimizde de şehir merkezlerinde de
bu farkı ortadan kaldırdık; her bölgeye hizmet götürmeye
çalıştık ve o şekilde, adaletli bir şekilde
yaptık. Biz yeni güney çevre yolu üzerinde stat
yaptığımızdan dolayı ve yanında da 500
yataklı şehir hastanesi yaptığımızdan
dolayı, projelendirdiğimizden dolayı birileri Efendim,
işte bunları, bu şekilde, yerelde niye bu bölgeye
kaydırıyorsunuz? gibi söylemlerde bulunuyor. Bizim o bölgede;
Petrolkent, Karşıyaka, Çamlıca, Seyitler Mahallesi, Güneykent,
İrmi Mahallesi olmak üzere, oradaki vatandaşlarımız
belediyenin hizmetlerini çok fazla alamıyorlardı çünkü ve âdeta
ikinci sınıf muamelesine tabi tutuluyorlardı. Yeni şehri o
bölgeye kaydıralım diye, o bölgedeki bütün trafik
sıkışıklığını bu köşeden
çıkarıp diğer tarafa kaydıralım diye
yapmıştık. Başka bir zaman inşallah bunları
kamuoyuyla tekrar paylaşacağım.
Başkanım, çok teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Özdemir.
Gündem dışı ikinci söz, Turizm
Haftası münasebetiyle söz isteyen Aydın Milletvekili Hüseyin
Yıldıza aittir.
Buyurun Sayın Yıldız. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Aydın Milletvekili Hüseyin
Yıldızın, Turizm Haftasına ilişkin gündem
dışı konuşması
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, her yıl 15-22
Nisan arasında Turizm Haftası var. Turizm
paydaşlarının Turizm Haftasını kutluyorum.
Turizm deyip geçmeyin arkadaşlar, turizmde
yaklaşık 1,5 milyon insan çalışıyor, 1,5 milyon insan;
yandaşlarla beraber Türkiyede turizmde gelir elde eden 5 milyon
vatandaşımız var. Turizm sadece sahildeki bölgeler değil,
Mardinde, Şırnakta üretilen hediyelik eşya, Erzincanda
üretilen bakır hediyelik eşyalar, Ege, Akdeniz ve Marmara turizm
bölgesinde satılanlar da bir turizm diyoruz. Peki, yirmi yıldan beri
AK PARTİ iktidarı turizm konusuna gerçekten değindi mi? Üzülerek
söylüyorum, hayır. Neden? diyorsanız, 2002 yılında
turizmde İspanyayla aramızdaki fark 5 milyar dolardı, 2019da
İspanya 120 milyar dolar ciro yaparken Türkiye'nin en yüksek cirosu 32
milyar dolar civarında. Bu ne demektir? Demek ki turizm konusunda AK
PARTİ bu işle ilgili herhangi bir gelişme sağlamadı.
Değerli arkadaşlar, turizm, aynı
zamanda Türkiye'nin dış açığının yüzde 99unu
karşılayan bir gelirdir ama maalesef, yirmi yıldan beri AK
PARTİ iktidarı bunu göremedi ve turizmi ikinci plana attılar.
İki yıl içerisinde yani 2020 ile 2021 arasında pandemi sebebiyle
en fazla zarar görenler turizm şirketleri, otelciler ve seyahat
acenteleriydi.
Sayın Turizm Bakanı bir yasa getirdi, dedi
ki: Ben, Türkiyeyi tanıtma fonu ajansı kuracağım.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak destekledik, yüzde 2 olan komisyonu yüzde 1e
düşürdük. Geçen sene kendisi çıktı, dedi ki: Ben, burada 20
milyar dolar ciro yaptım. 20 milyar dolar cironun yüzde 1i 200 milyon
dolar para yapıyor. TGA, şu an, yurt dışında
Yine,
Antalyada Turizm Bakanı diyor ki: 176 ülkeye reklam veriyorum. Ben
buradan Turizm Bakanına soruyorum: Bu reklamları kimin
aracılığıyla veriyorsun? Bu toplanan parayla hangi firmada
reklam veriliyor? Ben Aydın Milletvekili olarak -Kuşadası, Didim
turizm bölgesi- özellikle yurt dışındaki kanalları
seyrediyorum, Aydınla ilgili bir tane dahi reklam yok. Şimdi,
TGAnın Yönetim Kuruluna
bakıyorum, yüzde 90ı otelciler.
Arkadaşlar, Türkiyeyi tanıtan seyahat
acenteleri. Yine, seyahat acentelerine, geçen sene -14 bin-15 bin tane seyahat
acentesi var- Sayın Bakan 90 milyon dolar kredi sağladı; sadece
3 firmaya arkadaşlar, 3 tane firmaya. Yani otuzar milyon dolar 3 tane
firmaya kredi sağladınız, geriye kalan 14 bin tane acente fatura
kesemedi, fatura.
Değerli arkadaşlarım, turizmi,
eğer o acenteleri destekleyemediğiniz takdirde, önümüzdeki sene,
şuraya yazıyorum
Otelcilerle konuşuyorum, otelciler diyor ki:
Sayın Vekilim, ben geçen sene yaptığım anlaşmayla -Türkiyede
enerjinin fiyatı yüksek, yüzde 200 zam geldi; gıda sektöründe yüzde
150 zam geldi- şu an, gelen o müşteriyi sadece doyurabilirim, yatak
ücreti alsam dahi zarar ediyorum. Benim kredi borcum var, benim vergi borcum
var, ben nasıl ödeyeceğim?
Yani size şunu söyleyeyim: Şu an otellerin
yüzde 20si yabancıların eline geçti. Şayet buna bir çözüm yolu
bulmadığınız takdirde, önümüzdeki sene, göreceksiniz,
turizm bölgesindeki otellerin yüzde 80i de yabancıların eline geçer.
Özelleştirmelerle nasıl yabancılara sattınız her
şeyimizi, aynı şekilde turizm otellerinde de adam gelip burada
oturacak, bizim memleketimizde kazanacak parayı, kendi memleketine
götürecek; dış açık olan o 70-80 milyar doları da elde
edemezsiniz.
Ben, özellikle, burada, Cumhuriyet Halk Partisi
adına Turizm Komisyonu üyesi olarak
Genel Başkan Kemal
Kılıçdaroğlunun bize verdiği bir talimat var. Bütün
sorunları biliyoruz, tek tek hazırlığımızı
yaptık. Turizmcilere buradan sesleniyorum, 10 milyon insana sesleniyorum:
Önümüzdeki ilk seçimde iktidara gelir gelmez ilk yapacağımız
iş, sizin bütün bankalardaki borçlarınızın faizlerini
sıfırlayacağız, uzun vadede turizmcilere kredi
sağlayacağız, bütün vergi borçlarını
sıfırlayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Sayın
Başkanım, bir dakika daha rica ediyorum.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Yıldız.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) 14 bin tane acenteye
sesleniyoruz: Biz 3 tane firmayı büyütmeyeceğiz, 14 bin tane acenteye
eşit şekilde kredi sağlayacağız arkadaşlar. 3
tane piyasada
Size bir örnek vereyim, Türk vatandaşları diyor ki:
Ben tatile giderken Hans geliyor, her şey dâhil sisteminde 40 dolar
veriyor, ben gittiğimde 2 bin lira para veriyorum. Neden biliyor musunuz
arkadaşlar? 1618 sayılı Yasada şu deniliyor: Yetki
tekliği var. Bu ne demek, biliyor musunuz? İç piyasada bir firma
bütün otellerin yüzde 80ini eline almış, başka firmaları o
otele sokmuyor ve bu fiyatlarla Türkiye'deki vatandaşımız gidip
de insan gibi orada tatilini yapamıyor. Yani 20 dolara, 30 dolara, 40
dolara yabancı gelip burada tatil yaparken benim vatandaşım 2
bin lira yani 150 euro vermek zorunda. Bunun sebebi de bu yasada tek yetkili
bir firmaya verdiğiniz için Türkiye'de -o firmanın ne olduğunu,
ismini vermek istemiyorum- biliyorsunuz o firma yüzünden Türk
vatandaşları çok yüksek fiyatlarda tatil yapıyor
arkadaşlar. Bu nedenle, gelir gelmez 1618 sayılı Yasayı
değiştirerek herkesin önüne açacağız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın
Yıldız.
Gündem dışı üçüncü söz,
İstanbuldaki imar değişikliğine bağlı olarak
deprem ve diğer sorunlar hakkında söz isteyen İstanbul
Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu'na aittir.
Buyurun Sayın Nuhoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
3.- İstanbul Milletvekili Hayrettin
Nuhoğlunun, İstanbuldaki imar değişikliğine
bağlı olarak deprem ve diğer sorunlara ilişkin gündem
dışı konuşması
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul'un imar
değişikliklerine bağlı olarak deprem ve diğer sorunlar
hakkında gündem dışı söz aldım. Selamlarımı
sunarım.
İstanbul Türkiye'nin ve Türk
dünyasının kalbi, Türk milletinin de canıdır. İstanbul
medeniyetimizin kültür merkezidir, şairlerimizin ve
sanatçılarımızın ilham kaynağıdır.
İstanbul güzel Türkçemizin tınısı,
maneviyatımızın nefesi, istiklalimizin garantisidir. Ne var ki
İstanbul zor dönemlerden geçmektedir. İstanbul'a ihanet edilmektedir.
İlgili bakanlar ihanete devam etmektedir. Çevre ve Şehircilik
Bakanının geçen hafta yandaş bir televizyon kanalında
yaptığı söyleşi üzerine bu konuşmayı yapma
gereği hasıl olmuştur. İmar ve deprem başta olmak
üzere bütün sorunlara değinmek istiyorum ama İstanbul öyle bir
durumda ki İstanbul'da yaşayanlar yorgundur, mutsuzdur. Her hafta
sonu İstanbul'un mahallelerini geziyoruz. Milletvekillerimiz, Genel Merkez
yöneticilerimiz, il ve ilçe teşkilat mensuplarımız, Belediye
Meclis üyelerimiz Anlat İstanbul programı kapsamında hep beraber
sahadayız, halkın arasındayız; esnaf geziyoruz,
muhtarları ziyaret ediyoruz, bazen de evlere misafir olup beraberce iftar
sofralarına oturuyoruz. Görüyoruz ki imar, tapu ve deprem sorunundan önce
halkın geçim derdi var; elektrik faturaları, kira, işsizlik,
uyuşturucu belası ilk sıralarda yer alıyor.
Başlıklar hâlinde sunduğum bu sıkıntıların
çözümü bize göre zor değildir. İlk seçimde
değişeceğine inandığımız iktidarın
geride bıraktığı bütün tahribatları giderecek
projelerimiz de kadrolarımız da hazırdır. Hiç kimsenin
şüphesi olmasın, İYİ Parti çözüm için vardır.
Değerli milletvekilleri, bu iktidar adına
konuşan yöneticilerin ortak tarafı güzel cümleler kurmak suretiyle
algı oluşturmaktır. Bu konuda en başarılı
olanlardan birisi de Çevre ve Şehircilik Bakanıdır. Bakın,
ne dedi? İstanbulda 1,5 milyon riskli konut var, İstanbulumuzun 39
ilçesinde örnek kentsel dönüşüm projeleri yapıyoruz. Kanal
İstanbulla ilgili de buraya 500 bin ilave rezerv konut yapıp
Bağcılardan, Başakşehirden, Küçükçekmeceden, Esenlerden
insanları güvenli şekilde buraya getireceğiz. dedi. Depremden
müsilaja, barajlardan yabancılara konut satışına kadar
birçok konuda konuşan Bakan söylediklerine kendisi inanıyorsa
eğer ona diyeceğim tek şey, halkın da inanmasını
boşuna beklemesin çünkü İstanbulda halk için yapılan çok az
şey vardır. Kentsel dönüşüm adına yapılanların yüzde
90dan fazlası ranta dönüktür. Bakan bir zahmet edip Güngören ilçesinin
Tozkoparan ve Küba Mahallelerini de ziyaret etse de görse halkın
feryadını. Ataşehire, Beykoza, Ümraniyeye, Maltepeye,
Sultanbeyliye, Beyoğluna, Kâğıthaneye, Bayrampaşaya,
Sultangaziye, Zeytinburnuna ve diğer ilçelere gitmesini öneriyorum.
Bakana göre İstanbulda 1,5 milyon riskli konut varsa tehlike büyüktür,
İstanbul çok ciddi deprem tehdidi altında demektir. İstanbulun
yapı stokunun yüzde 60dan fazlasının ekonomik ömrünü
tüketmiş olduğu zaten bilinmektedir, yıkıp yenisini
yapmaktan başka çözüm yoktur. Bu işler konuşmakla olmaz,
doğru çözümler gerekir.
Türkiye'de 1 milyona yakın konut üretmekle
övünen iktidara söylüyorum: Yılda ortalama 50 bin konut üretiliyor,
bunların tamamı İstanbulda üretilse bile otuz yılda biter
ihtiyaç. Almanya'daki yeni hükûmetin koalisyon protokolünde her yıl en az
400 bin yeni konut inşa edilmesi var. 50 bin ile 400 bini mukayese eder
misiniz? Üstelik Almanya bizim gibi birinci derece deprem
kuşağında da değildir.
Değerli milletvekilleri, İstanbula
yapılan en büyük ihanet 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının
Bakanlık tarafından 2019da resen değiştirilmiş
olmasıdır. Bu değişiklikle, İstanbulun yerleşim
düzeni, havası, suyu, tarlası, ormanı, çiçeği, böceği
yok sayılarak şehir kuzeye doğru gelişmeye
açılmıştır. 1/5.000 ölçekli imar planı ve 1/1.000
ölçekli uygulama planları da resen değiştirildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Teşekkür
ederim.
Bu planlara göre, kanal yapılmasa bile oradaki
yapılaşmanın önü açılmış oldu. Bu
değişikliğin arkasında, çok büyük bir rant ve büyük bir
ihanet olan hayalî Kanal İstanbul Projesi algısı
yatmaktadır. Bu algıyla kanal manzaralı arsa satışları
herkese açık şekilde devam etmekte, bazı Arap ülkelerinde
televizyon reklamlarıyla pazarlanmaktadır. Bu gidişatla, oradaki
yapılaşmayla yakın gelecekte İstanbulun nüfusu birkaç
milyon artacak ve İstanbul yaşanılır bir şehir
olmaktan çıkacaktır. Öyle anlaşılıyor ki 2019 mahallî
seçimlerinde kaybettikleri Büyükşehir Belediye
Başkanlığının İntikamını halktan
alırcasına haksız ve insafsız uygulamalar
yapılmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) Selamlama
yapacağım Başkanım.
BAŞKAN Selamlayın efendim.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla)
Teşekkür ederim.
Görmek istemiyorlar ama intikam hırsı
iktidarın sonu olacaktır. Sadece on üç ay kaldı; yapılacak
ilk seçimde Türk milletinin gereğini yapacağına, İstanbulu
da Türkiyeyi de bu basiretsiz, ucube yönetimden kurtaracağına olan
inancımı ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi, sisteme giren Sayın
milletvekillerine yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim.
Sayın Aycan
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, 21-28 Nisan Ebeler Haftasına ilişkin
açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, 21-28 Nisan Ebeler Haftasıdır. Ebelik kadim bir
meslektir. Günümüzde ebelik, lisans düzeyinde diplomalı bir meslek hâline
gelmiştir. Ebeler çok önemli hizmetler vermektedirler; kadın ve çocuk
sağlığına, dolayısıyla toplum
sağlığına çok katkı vermektedirler. Sadece
doğum diye bakmamak gerekir; kadınların
sağlığının izlenmesi, gebelik öncesi, gebelik ve
gebelik sonrası dönemlerdeki periyodik kadın muayenesi çok
gereklidir. Ayrıca çocukların izlenmesi ve
aşılarının yapılması açısından da
verdikleri hizmetler çok değerlidir. Günümüzde ebeler,
sağlıkevlerinde yani en uç sağlık kuruluşlarında,
tek başlarına kırsal kesimde kadın ve çocuk
sağlığı için hizmet vermektedirler. Tüm ebelere verdikleri
hizmetler için teşekkür ediyoruz. Ebelik mesleği desteklenmelidir,
sorunları çözülmeli ve istihdamları
artırılmalıdır. Her kadının ve her çocuğun
bir ebesi olacak şekilde ebe dağılımı
gerçekleşmelidir.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın Çelebi
2.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin,
Gençlik ve Spor Bakanlığında çalışan personelin
sorunlarına ilişkin açıklaması
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Spor yasa teklifi Meclis gündeminde. Bu yasa
teklifinde Gençlik ve Spor Bakanlığında çalışan
personelin sorunları pas geçilmiştir. Bu anlamda:
1) Sözleşmelilere kadro verilmeli, fazla mesai
ve nöbet mağduriyeti giderilmelidir.
2) İlave personel alımıyla iş
yükü azaltılmalıdır.
3) Gençlik ve Spor Bakanlığında
çalışan antrenörün, spor uzmanının, yurt yönetim memurunun,
memurun, şefin, diyetisyenin, masörlerin, beslenme uzmanlarının
özlük hakları olan kadro, derece, mesai ücreti, ek zam ve nöbet ücreti
çözüme kavuşturulmalıdır.
4) Adil ve taleplere cevap verecek bir ek gösterge
düzenlemesi çalışma barışını ve verimliliği
artıracaktır.
3600 düzenlemesinde Bakanlık
çalışanları unutulmamalıdır diyorum, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Aydın
3.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
eczanelerde yaşanan sıkıntılara ilişkin
açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Son günlerde eczanelerde tekrar
sıkıntılar baş göstermeye başladı. Yüksek
enflasyon ve euro kurunun çok düşük kalmasının üzerine, şu
anda 78 adet ilacın kamu kurumu iskontosunun SGKye kesilen faturalarda
işlenmemesinden dolayı hastalar fark ödemek zorunda kalıyorlar.
Özellikle diyaliz hastaları diyaliz solüsyonlarında 600 ile 1.200
lira arasındaki farkı ceplerinden ödemek zorundalar. Bu kamu kurumu
iskontolarını bazı firmalar uygulamıyorlar. Bir an önce bu
sorunun çözülmesi gerekiyor. Diyaliz hastaları kronik hastalar, her ay
bunu kullanmak zorundalar ve birçoğu da ekonomik açıdan zayıf
durumda olan hastalar ve mağdur olmaktadırlar. Bunun çözümü, en
azından, kamu kurumu iskontolarının birazcık daha
düşürülerek o maliyetin hastaya yansıtılmaması, hem
devletin hem hastaların hem de eczanelerin
sıkıntılarının giderilmesidir diyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Alban
4.- Muğla Milletvekili Mürsel Albanın,
Rusya-Ukrayna savaşının Türkiye turizmine olumsuz etkilerine
karşı Kültür ve Turizm Bakanlığının hangi
hazırlıkları yaptığını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta en çok
Türkiye mağdur olmuştur. Ülkemize gelen her 100 turistten 23ü bu iki
ülke vatandaşıdır fakat savaş nedeniyle Rusya ve
Ukraynadan gelen turist sayısı kesinlikle azalacağına göre
Turizm Bakanlığı hangi hazırlıkları
yapmaktadır? Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı hangi
ülkelerde alternatif tanıtım çalışmaları
yapmaktadır? Turizm Bakanı başta Muğla turizmcileri olmak
üzere ülkedeki turizm sektörüne konuyla ilgili neden açıklama
yapmıyor? Turizmci pandemiyle birlikte 2020 yılından beri kan
ağlıyor, bu yıl da Rusya-Ukrayna savaşı çıktı;
Turizm Bakanı konuyla ilgili bir çalışma ve bir acil eylem
planı yapıyor mu bilmek istiyoruz. Kendisinden kamuoyuna ve
turizmcilere bir açıklama yapmasını bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özkan
5.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
TÜGVA Gaziosmanpaşa temsilciliğine yapılan bombalı
saldırıya ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Türkiye Gençlik Vakfı Gaziosmanpaşa
temsilciliğine yapılan bombalı saldırıyı
kınıyorum. Gençliğimizi, birlik ve beraberliğimizi hedef gösterenlerin
kötü emelleri ve bütün girişimleri boşadır, asla
başaramayacaklardır. TÜGVA Genel Başkanımız Sayın
Enes Eminoğlu kardeşim başta olmak üzere tüm TÜGVA
gönüllülerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Gün,
birliğimizi, dirliğimizi ve kardeşliğimizi muhafaza ederek
hep birlikte Türkiye olma günüdür; ay yıldızlı
bayrağımızın gölgesinde, 85 milyon
vatandaşımızla tıpkı bir duvarın
tuğlaları gibi birbirimize kenetleme günüdür.
Mübarek ramazan manevi ikliminde, bir kez daha,
zihnini, gönlünü terör örgütlerinin, dış güçlerin emrine
vermemiş herkesi büyük ve güçlü Türkiye için çalışmaya davet
ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Taşlıçay
6.- Ankara Milletvekili Nevin
Taşlıçayın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına
ilişkin açıklaması
NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
İki gün sonra 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı. Bu bayram, ömrünü cephelerde geçiren, anne hasretini
milletine duyduğu sevgiyle sarıp sarmalayan ve vatanını bir
çocuk gibi saf ve sonsuz seven Gazi Mustafa Kemal Atatürkün
çocuklarımıza armağanıdır. Bu bayram, çocuklara,
egemenliğini elinde bulunduran milletinin sinesinde özgürce
yaşasınlar diye düşler kuran çelik atlı erlerin, çelik
yürekli kadınların armağanıdır. Bu bayram,
yalnızca Anadolu çocuklarının değil, Astanada,
Şekide, Oşta, Hivede, Üsküpte ve dünyanın her yerinde
gözleri gökte buluşan çocukların bayramıdır. Bu bayram,
millî egemenliğine bir çocuk kadar saf ve yürekten bağlı Türk
milletinin bayramıdır.
Egemenliğimizin simgesi yüce Meclisimizin
çatısı altında bugünün çocuklarının ve
bağımsızlık karakteriyle hür ve müstakil Türkiyeye
âşık bu vatanın evlatlarının 23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramını kutluyor ve saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
7.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
Yörüklere verilmesi gereken desteklere ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Gazi Atatürkün Gidip Toros Dağlarına
bakınız, eğer orada tek bir Yörük çadırı görürseniz ve
o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada
hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez. sözü şiarınca, Yörükler
kültürümüzün ayrılmaz bir parçası, Türk vatanının istiklal
ve istikbalinin teminatıdır. Yörük kültürünün devamının
sağlanması noktasında, Mersinimizde yayla yollarındaki
aksaklıklar ile internet ve iletişim sorunları giderilmeli,
Yörük çocuklarımıza eğitim destekleri sürdürülmelidir.
Yörüklerimizin BAĞ-KUR ve sigorta primlerinin yatırılması
konusunda destekler artırılmalıdır. Yem ve hayvan
başı küpe desteği artırılmalıdır. Yörüklerin
yaşadığı ve hayvanlarını otlattığı
bölgelerde daha toleranslı olunmalıdır.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Girgin
8.- Muğla Milletvekili Süleyman Girginin,
Muğlanın ilçelerindeki tapu ve kadastro çalışmaları
sonucu vatandaşların yaşadığı mağduriyete
ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Muğla il genelinde tapulaşma
çalışmaları 1950 yıllarında büyük oranda
yapılmış, yapılan tapulama ve kadastro çalışmaları
sonucu devlet tarafından vatandaşlara tapu senetleri
dağıtılmış, kimi parsellerde yapılaşma bile
tamamlanmıştır. Günümüzde ise Orman Genel Müdürlüğü
tarafından orman sınırında düzeltme
çalışmaları yapılmış, geçmişte oluşan
arsa vasıflı imar, parsel ve tapular orman alanı içerisinde
bırakılmış ve bu parsellerde vatandaşların
mülkiyet hakkı kısıtlanmıştır. Bu kapsamda,
Dalaman Çöğmen köylülerine, 21 Ocakta, atadan kalma yetmiş
yıllık tapulu ev ve arazilerini rızaen terk etmelerini isteyen
tebligatlar gönderilmiş, köylülerin isyan etmesi sonucu tebligatlar
durdurulmuştur. Vatandaşlarımız, devletten tapuya güven
ilkesini zedeleyen, idare ve mahkemeleri gereksiz yere uğraşmak
zorunda bırakan bu sorunu kökten çözecek yasal adımların
atılmasını bekliyor. Sorun, sadece Dalaman, Menteşe,
Köyceğiz ve Ula ilçelerimizle sınırlı değil tüm ülke
geneline yayılmış bir sorundur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Taşkın...
9.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Mersinin turizm potansiyeline ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) - Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Günümüzde turizm, ulusal ve uluslararası
düzeyde kazandığı dev boyutlarla gelir oluşturan, döviz
sağlayan, istihdam alanları açan, sosyal ve kültürel hayatı
etkileyen bir nitelik kazanmıştır. Akdeniz'in incisi, seçim
bölgem Mersin, 321 kilometrelik sahil şeridi, modern otelleri,
geçmişten günümüze farklı uygarlıklardan izler bırakan
tarihî eserleri ve görülmeye değer ören yerleriyle büyük bir turizm
potansiyeline sahip, ülkemizin en güzel şehirlerinden biridir. Anamur'dan
Tarsus'a kadar görebileceğiniz pek çok kalıntı ve antik
kentleriyle açık hava müzesi konumunda olan Mersin, doğal
güzellikleri ve arkeoloji müzeleriyle ziyaretçilerine birçok alternatif sunmaktadır.
İçerisinde bulunduğumuz Turizm
Haftası nedeniyle, anlatmakla bitiremeyeceğimiz güzellikleri görmek
ve bir gastronomi şehri Mersin'e ait lezzetleri tatmak için herkesi
Mersin'e davet ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Arık
10.- Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın,
yapı kooperatiflerinde yaşanan mağduriyetlere ilişkin
açıklaması
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Yapı
kooperatiflerinde yaşanan mağduriyetlerin
araştırılması için verdiğimiz önergeyi reddeden AK
PARTİliler konuyu bildiklerini ve gerekli düzenlemeleri yapacaklarını
dile getirmişti ancak aradan beş ay geçti, hiçbir adım
atılmadı, sorun da katlanarak büyüyor. Sorun yaşayan kooperatif
sayısı 20ye, mağdur olan vatandaşımızın sayısı
ise 30 bine yükseldi; sayı artmaya da devam ediyor. Buradan bir kez daha
iktidarı uyarıyorum: Bu sorun telafisi olmayan ve büyük
dramların yaşanacağı bir sürece doğru gidiyor,
boş vaatlerle insanları oyalamayı bırakın, bir an önce
gerekli adımları atın; siz gerekli düzenlemeyi yapın, biz
destek vermeye hazırız. Yok Biz yapamıyoruz. diyorsanız
biz yapalım, siz destek verin, yeter ki
vatandaşlarımızın sorununu çözülsün.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gündoğdu
11.- Kırklareli Milletvekili Vecdi
Gündoğdunun, Kırklarelideki sığınmacı krizine
ilişkin açıklaması
VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Vatandaşımız AKP'nin başına
bela ettiği ekonomik krizle boğuşurken bir de
sığınmacı krizi yaşanmaktadır. Misafirlikleri
gereğinden fazla uzayan milyonlarca sığınmacı ekonomik
ve sosyal sorunlarımızı tırmandırırken yetkililer
olanları izlemekle yetiniyorlar. Kırklarelinin Kofçaz ilçesi ile
Bulgaristana ulaşımın sağlandığı Dereköy
Sınır Kapısı yakınlarında Afganistan, Suriye ve
Fas uyruklu sığınmacıların yoğunlaşması
Kırklareli halkının huzurunu, can ve mal güvenliğini tehdit
etmektedir. Ülkemizin dört bir yanından minibüs ve otobüslerle
Kırklareliye getirilen sığınmacılar yaya olarak
Bulgaristana geçmeye çalışmaktadırlar. Bulgaristan ise
ülkemizden geçen sığınmacıları gayriinsani
şekilde Kırklareliye geri göndermektedir.
Sayın Bakana sormak istiyorum: Akın
akın Kırklareliye taşınan
sığınmacıları kim kontrol edecek, kim disipline
edecek, kim ülkelerine geri gönderecek?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Gökçel
12.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin, Mersinde
Orman İşletme Müdürlüğü tarafından kesilen ağaçlara
ilişkin açıklaması
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Gıda güvenliğimiz çok önemli.
Gıdamızı güvence altına almak için tarımsal ve
hayvansal üretimimizi planlayarak mutlaka üretimi artırmamız
gerektiğini söylüyoruz; pandemi döneminde bunu daha iyi görmüş olduk.
Köylülerimiz elli, altmış yıl önce orman vasfını
yitirmiş arazileri önce tarla bitkisi, daha sonra da bahçe ve sera yaparak
tarımsal üretimimize dâhil etmiş.
Son yıllarda özellikle limon, zeytin, nar, muz, narenciye ve meyve
ağaçları da bu arazilere dikilmiş. 15 ile 30 yaş
arasındaki bu ağaçlar, Mersin'de Orman İşletme
Müdürlüğü tarafından kesiliyor, sökülüyor. Meyve veren yetişmiş
ağaçların kesilmesi kabul edilemez. Köylüler tarafından
dikilmiş bu ağaçların kesilip sökülmesini durdurun.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Koncuk...
13.- Adana Milletvekili İsmail Koncukun,
sözleşmeli personelin yaşadığı zulme ilişkin
açıklaması
İSMAİL KONCUK (Adana) Yirmi yılda
âdeta çalışma hayatına bomba atıldı. İktidar
döneminde sözleşmeli personel dahi süreli ve süresiz olmak üzere ikiye
ayrıldı. Güya iktidarın en önem verdiği Diyanet
İşleri Başkanlığında bile vekil imam
görevlendirildi. Gençlerimiz Fahri Kur'an Kursu Öğreticiliği
adı altında âdeta sömürülüyor ve kadro talepleri dikkate
alınmıyor, 1.200-1.500 TL maaşla KPSS sınavıyla
işe alınıyorlar. Çalışma hayatının
yaşadığı bu zulüm maalesef, iktidarın da sonunu
getirecektir.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Arkaz...
14.- İstanbul Milletvekili Hayati
Arkazın, Gazi Meclisin açılışının 102nci
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
HAYATİ ARKAZ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu milletin
kanının son damlasına kadar verdiği mücadelenin
adıdır; Dumlupınar'dır, Sakarya'dır, Kocatepe'dir;
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Mareşal Fevzi
Çakmak'ın, İsmet Paşa'nın, Kâzım Karabekir'in ve onlar
gibi bir avuç Türk'ün bağımsızlığımızı
dünyaya ilan edişidir; şehitlerimizin, gazilerimizin ve tarihimizin
gururu ile egemenliğin kayıtsız şartsız millete
teslimidir. Bu yüzden, Türkiye Büyük Millet Meclisi Türk milletidir, Gazi
Meclistir, Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran akıldır. Gazi
Meclisimizin açılışının 102nci yıl dönümü kutlu
olsun.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Antmen
15.- Mersin Milletvekili Alpay Antmenin, Türk
gayrimenkullerinin yabancılara peşkeş çekilmesine ilişkin
açıklaması
ALPAY ANTMEN (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
AKP iktidarı sayesinde, 250 bin doları
bastıran yabancıya hiçbir araştırma yapılmadan Türk
vatandaşlığı veriliyor. Arap televizyonlarında, millî
gururumuzu incitecek şekilde, bir ev alana yanında promosyon olarak
Türk vatandaşlığının verildiği reklamlar
yapılıyor. Şimdi de bu yetmezmiş gibi, Sayın
Erdoğan, dün Resmî Gazetede yayınladığı bir
tebliğle, yurt dışında Türk gayrimenkullerini pazarlayacak
emlakçılara teşvik verilmesini kabul etti, bunu devlet desteğine
aldı ve maalesef, halkımız oturacak ev bulamazken, kiralayacak
ev bulamazken Türk gayrimenkulleri, Türk taşınmazları
yabancılara bu şekilde peşkeş çekiliyor. Bunu esefle
kınıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bulut
16.- Tokat Milletvekili Yücel Bulutun, gazilere
tanınması gereken imkânlara ilişkin açıklaması
YÜCEL BULUT (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bilindiği üzere, Kıbrıs ve Kore
gazilerimiz 1005 sayılı Kanun gereği şeref
aylığı almaktadır. 2007 yılında gerçekleşen
düzenleme sonrasında gazilerimiz arasında farklılık
oluşturulmuş, gazilerimiz sosyal güvencesi olan ve sosyal
güvencesi olmayan şeklinde
sınıflandırılmış, sosyal güvencesi olan
gazilerimize daha az şeref aylığı verilmeye
başlanmıştır. Her geçen gün aramızdan ayrılan ve
yaşları oldukça ilerlemiş olan Kore ve Kıbrıs
gazilerimizin hayatlarının son dönemlerinde daha huzurlu
yaşamalarının temini amacıyla, şeref
aylığı eşitsizliğinin ortadan
kaldırılması gerekmektedir.
Ayrıca, hâlen kendi adına bir konut
mülkiyeti edinememiş gazilerimize faizsiz konut kredisi imkânı
tanınması ve böylece mülkiyet edinmelerinin sağlanması
gazilerimize vefa borcumuzun bir gereği olarak düşünülmelidir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Kaşıkçı
17.- Hatay Milletvekili Lütfi
Kaşıkçının, Hataydaki yaylalarda yaşanan sorunlara
ilişkin açıklaması
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) Özellikle yaz
aylarında on binlerce insanımız Hatay'ın farklı
bölgelerindeki yaylalarımıza çıkmaktadır. Hatay
yaylaları Karadeniz'i aratmayacak doğal güzelliklere ve zenginliklere
sahiptir. Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki şehirlerimizdeki düzensiz
ve çarpık yerleşmenin getirdiği sorunların çok daha
fazlası yaylalarımızda yaşanmaktadır. Hatay'da
yaylaların birbirlerine ve şehir merkezine bağlantı
yollarından tutun elektrik, internet ve telefon altyapı
yetersizliğine kadar birçok problemle karşı
karşıyayız. Bir an önce, Hatay'ın tüm yaylalarını
kapsayan master planı hazırlanmalıdır. Bu plan dâhilinde
mevcut problemler çözüme kavuşturulup gelecekte
yaylalarımızın nasıl olması gerektiğinin
standardı belirlenmelidir. Böyle bir plan, aynı zamanda,
Hatay'ın yayla turizm potansiyelinin de ortaya çıkmasına fayda
sağlayacaktır.
Son olarak, yaz gelmeden, on binlerce
insanımızın kullanacağı Kırıkhan ilçesi Alan
Yaylası ve Hassa ilçesi Çardak Yaylası yollarının Hatay
Büyükşehir Belediyesi tarafından
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sarıaslan
18.- Nevşehir Milletvekili Faruk
Sarıaslanın, Nevşehirin Avanos ve Gülşehir ilçelerinden
geçen Kızılırmakta su seviyesinin düşmesi nedeniyle
yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) - Teşekkür
ederim Başkanım.
Nevşehir ilimizin Avanos ve Gülşehir
ilçelerinden geçen Kızılırmak'ta su seviyesinin düşmesi
nedeniyle çamurdan adacıklar oluşurken pis koku ve yosunlar
başlamıştır. Su seviyesinin azalması bölge
insanını ve çiftçilerimizi endişelendiriyor.
Kızılırmak'taki suyun azalması çevre kirliliği ve
tarımsal sulama kadar ırmak üzerindeki canlı yaşamı da
tehdit ediyor. Avanos ve Gülşehir ilçelerimizden beslenen Kızılırmak
havzasına ilişkin Çevre Bakanlığına vermiş
olduğumuz soru önergesine Böyle bir çevre kirliliği tespit
edilememiştir. denildi ancak burada da görüleceği üzere, ne kadar
çevre kirliliğinin oluştuğu ortada. Su seviyesinin
düşmesinin yarattığı tahribata karşı
Bakanlık acilen önlem almalıdır.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Gültekin
19.- Niğde Milletvekili Selim Gültekinin,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102nci yıl dönümü ile 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına ilişkin
açıklaması
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) Millî iradenin
ve ulusal bağımsızlığımızın simgesi
olan Türkiye Büyük Millet Meclisimizin kuruluşunun 102nci yıl dönümü
ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından dünyada çocuklara armağan
edilen tek bayram olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının
heyecanını yine büyük bir gururla yaşıyoruz. Kendine
güvenen, vatanını ve milletini çok seven, millî ve manevi
değerlere sahip, geleceğimizin teminatı çocuklarımız,
şanlı tarihimizden aldıkları güçle milletimizin
yarınlarını şekillendirecek barış içinde bir dünyanın
kurulmasında ve ülkemizin gelecekteki vizyonu için önemli görevler
üstleneceklerdir. Çocuklarımızın en güzel şekilde
yetişmelerini sağlamak ve gurur duyacakları bir Türkiye
bırakmak amacıyla Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde 2023, 2053 ve 2071 hedeflerimiz için var
gücümüzle çalışmaya devam edeceğimizi belirtiyor, başta
kızım Ekin ve oğlum Mehmet Tuna olmak üzere tüm
çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını
tebrik ediyorum, kutluyorum.
BAŞKAN Sayın Şeker
20.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
Ford OTOSANın Kocaelide üretmeye başladığı tam
elektrikli hafif ticari araca ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Ford OTOSANın elektrikli hafif
ticari aracı E-Transit, Kocaeli fabrikalarında üretilerek hattan
indirildi. Türkiyede üretilen ilk tam elektrikli hafif ticari araç olan
E-Transit, Avrupanın da en güçlü elektrikli ticari aracı olma
özelliğini taşıyor. Batarya montajı dâhil Türkiyede
üretilen ilk tam elektrikli hafif ticari araçla otomotivdeki
ihracatımızda da ciddi anlamda artışlar
sağlanacaktır. Geçen yıl en fazla ihracat 29,2 milyar dolarla
otomotiv sektöründe gerçekleşirken 7 milyar dolarlık ihracatla otomotivde
Kocaeli ihracatta şampiyon olmuştu. Ford OTOSANın Kocaelide
üretmeye başladığı tam elektrikli hafif ticari araçla
ihracat rakamları daha da artacaktır.
Ford OTOSANın
başarılarının devamını diliyor yönetimini ve
çalışanlarını kutluyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kaplan
21.- Tekirdağ Milletvekili Enez Kaplanın,
Barbaros Limanı ile Malkara yolu arasındaki bağlantı
yolunun ne zaman bitirileceğini öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
ENEZ KAPLAN (Tekirdağ) Sayın
Başkan, Türkiyenin en büyük, Avrupanın ilk 5 limanının arasında
olan Tekirdağ Asyaport konteyner limanı önemli bir lojistik
merkezidir. Limana erişim için yaklaşık sekiz yıldır
Karayolları tarafından yol yapımı devam etmektedir.
Barbaros Limanı ve Malkara yolu arasında 6.300 metrelik bölünmüş
yolun 1 kilometrelik yolu yıllardır bitirilemedi. Özellikle yaz
aylarında Altınova, Barbaros, Kumbağ Mahallelerinde oldukça
yoğun trafik oluyor, burada yaşayan hemşehrilerim bu durumdan
rahatsız ve mağdurlar. İktidar partisi milletvekili her
fırsatta Büyükşehir Belediyesini eleştiriyor fakat
Bakanlığın yapması gereken bu yol sekiz yıldır
bitirilemedi. İktidar partisinin milletvekilleri bu konuya neden bu kadar
duyarsız kalıyorlar? Bu yolu iktidarın yap-işlet-devret
modeliyle rant elde edemediği için mi bitirmiyorlar?
Sayın Ulaştırma ve Altyapı
Bakanına soruyorum: Barbaros Mahallesi Asyaport Limanı ile Malkara
yolunun arasındaki bağlantı yolunu ne zaman bitireceksiniz?
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu
22.- Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Demirin, Gezi davasının karar duruşmasına ilişkin
açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Teşekkürler Sayın Başkan.
AKPnin en temel politikası; ülkede tüm
muhalefeti suçlu ve suç örgütü gibi göstermek, yargıyı da bir araç
hâline getirmek oldu. Gezi direnişi de bu şekilde kriminalize
edilmeye çalışıldı, âdeta herkese gözdağı
verilmek istendi. Yarın, Gezi davasının karar
duruşması var. Ne arkadaşlarımıza istenen müebbet
hapis cezalarını ne de Osman Kavalanın beş
yıldır süren haksız tutukluluğunu kabul etmiyoruz. Gezi,
Türkiyenin ağaçlarına, doğasına, özgürlüğüne sahip
çıkma umududur, bu umudu asla yok edemeyeceksiniz. Osman Kavalaya
özgürlük!
BAŞKAN Şimdi, Sayın Grup
Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
Sayın Özkoç, bugün oradan başlamak istedik
efendim, mümkün mü?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Tabii ki efendim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
23.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin 2nci maddesine
rağmen bugün Resmi Gazetede yayımlanan bir Cumhurbaşkanı
kararıyla 2 ayrı spor federasyonu kurulmasının
başkanlık sisteminin TBMMyi nasıl
itibarsızlaştırdığının bir örneği
olduğuna ve TBMM Başkanının milletvekillerinin
itibarını yeterince savunup savunmadığını
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; başkanlık
sistemiyle yönetilmeye başladığımızdan beri
Türkiye'nin kalbi Türkiye Büyük Millet Meclisi itibarsızlaşıyor.
Tek adam rejimi sarayda oturan tek kişinin verdiği kararlarla ülkeyi
yönetmeyi hedefliyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi yasa koyucu tek
kurumdur. Halkın oylarıyla seçilmiş milletvekilleri milletin
yönetiminde en doğru yasaları getirmek için çalışır.
Ancak üzülerek görüyoruz ki bugün burada görüşülmekte olan kanun
teklifinin 2nci maddesinde spor federasyonlarının kanunla veya
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulabileceği hükme
bağlanıyor. Bu hükme rağmen Cumhurbaşkanı, bugün Resmî
Gazetede yayımlanan bir Cumhurbaşkanı kararıyla Türkiye
Geleneksel Atlı Spor Dalları Federasyonu ve Türkiye Geleneksel
Güreşler Federasyonu adıyla 2 ayrı spor federasyonu kurdu.
Türkiye Büyük Millet Meclisinden tersi yönde bir kanun teklifi geçerken
böylesine bir Cumhurbaşkanı kararıyla bunu geçirmek
açıkçası Türkiye Büyük Millet Meclisini tanımıyorum.
demektir.
Buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanına, Cumhur İttifakı Grup Başkan Vekillerine ve
milletvekillerine soruyorum: Biz burada, gerçekten, kaç gündür ne
yapıyoruz? Yasa koyucu, en üst merci Türkiye Büyük Millet Meclisinin
itibarı ne durumda? Milletvekillerinin itibarını Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı yeterince savunuyor mu?
Bütün bu soruların cevabını bekliyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet, Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Engin Özkoç, teşekkür ediyoruz.
Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan
Vekili Sayın Meral Danış Beştaş.
Buyurun Sayın Danış Beştaş.
24.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, elektrik faturalarına, Türkiyedeki konutları
yurt dışına pazarlayanlara devlet desteği
sağlanmasına dair Cumhurbaşkanlığı kararına,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının
yayımladığı SEGE-2022 Raporuna ve TÜİK ile Kadir Has
Üniversitesinin hazırladığı kadın raporlarına
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan. Bu benden mi başlamış
oldu, öyle mi anlayayım?
BAŞKAN Bugün böyle oldu efendim, böyle
başladık.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tamam,
tamam.
Sayın Başkan, elektrik faturaları
herkesin canını yakmaya devam ediyor. Çiftçi tarlasında
çalışamıyor, esnafın dükkânları karanlıkta,
yurttaşlar evlerinde mum yakmak zorunda kalıyor. Ortalama bir aileye
aylık 200 TL'nin altında fatura gelmesi mümkün değil ve
ardı arkası kesilmeyen zamlar yüzünden bu topraklar tamamen karanlığa
gömülmek isteniyor. Açıkçası sarayın
ışıkları söndüğünde aslında tüm ülke
aydınlığa kavuşacak. Bizler Halkların Demokratik
Partisi olarak verdiğimiz kanun tekliflerinde temel ihtiyaçların;
elektrik, su, doğal gaz, internet gibi temel ihtiyaçların ücretsiz
olarak kamu bütçesinden karşılanması yönünde önerilerimizi
sunduk ve ancak çözüm böyle olabilir diyorum ve tabii ki 5li çetelerin bu
konudaki kazançlarını da kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum.
Sadece 5li çetenin ilk şirketi Cengiz Holdinge 66 defa vergi affı
sağlandığını son on yılda ve Cengiz Holdingin 424
milyon TL vergisinin silindiğini de örnek olarak vermek istiyorum.
Vatandaş isyan içinde.
Sayın Başkan, geçen gün kira meselelerini
ve konut fiyatlarını söylemiştim. Bugün bir Cumhurbaşkanı
kararı yayınlandı, Türkiye'deki konutları
yurtdışına pazarlayanlara devlet desteği
sağlanmasına karar verildi.
(Uğultular)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, burada öyle bir konuşma var ki
BAŞKAN Sayın Beştaş,
komşu hakkı efendim.
Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Komşu hakkı, evet yani kusura bakmasınlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben
baştan alayım. Açıkçası şöyle: Türkiye'deki
konutları yurt dışına pazarlayanlara devlet desteği
sağlanmasına dair Cumhurbaşkanlığı kararı
yayımlandı. Bakanlık, Ticaret Bakanlığı bu
faaliyette bulunan gayrimenkul şirketlerine 1,8 milyon liraya kadar reklam
desteği sunacak. Bu, ne demek biliyor musunuz? Şu anlama geliyor:
Yoksul yurttaşların vergileriyle yabancı emlak şirketleri
teşvik ediliyor, emlakçıların masraflarını kamu
bütçesinden karşılayacaklar, bu emlakçılar da Türkiye'deki
konutları yabancılara pazarlayacaklar ve tabii ki daha fazla
teşvik ve kolaylık konut fiyatlarını artıracak.
İşte, AKPMHP ittifakının yerli ve millî politikası
tam olarak budur Sayın Başkan.
Şimdi, çok önemli bir araştırma
raporu var elimde. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Türkiye'nin
Sosyoekonomik Gelişmişlik Sıralaması
Araştırmaları
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
2022, SEGE-2022
Raporunu yayımladı. Raporda birçok mesele var; gelişmişlik
parametrelerini açıkladığı. Ben bir tanesini
açıklayacağım: Araştırmanın baz
aldığı bölgesel sınırlandırmaya göre 1inci
kademe gelişmiş ilçeler arasında Marmara Bölgesi'nden 36, Ege
Bölgesinden 13, İç Anadolu'dan 9, Akdeniz Bölgesinden 5, Karadeniz
Bölgesinden 2, Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesinden birer tane ilçe bulunuyor Sayın Başkan. Altını
çizerek söylüyorum, 1inci kademe gelişmiş ilçeler.
Araştırma, 2nci kademede ise 173, 3üncü kademede 175, 4üncü
kademede 215, 5inci kademede 222, 6ncı kademede ise 121 ilçenin bulunduğunu
gösteriyor. 6ıncı kademe gelişmiş ilçeler toplamı 121
ilçeden oluşuyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
kısımda, Doğu Anadolu Bölgesi'nden 49, Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nden 41 ilçe var. Karadeniz Bölgesi'nden 15, İç Anadolu Bölgesi ve
Akdeniz Bölgesi'nden sekizer ilçe 6ncı kademede yer alıyor. Daha
açık ifade etmek gerekirse: Muş, Ağrı, Iğdır,
Kilis, Siirt, Kars, Van, Mardin, Diyarbakır, Bitlis, Batman,
Şanlıurfa, Adıyaman, Bingöl, Erzurum, Ardahan, Malatya,
Şırnak, Gaziantep, Hakkâri illerine bağlı ilçelerin tam
yarısı bu en gelişmemiş, 6ncı kademede bulunan ya da
başka bir deyişle geri bırakılmış ilçelerdir.
Niğde ve Ordu sıralamada burada ama bölgesel yoğunlaşma
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde gerçekleşmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu rapor
çok uzun ama Türkiye ortalamasında mesela, Çanakkale, İstanbul,
Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ, Yalova, Zonguldak illerinin hiçbir ilçesi
5inci ve 6ncı kademede değil Sayın Başkan. Buna
karşılık, örneğin, Muş'un 6 ilçesi var, bu ilçelerin
5i 6ncı kademede yani Türkiye ortalaması yüzde 12yken Muş'un
ilçelerinin en dipteki gelişmişlik seviyesinde olma oranı yüzde
82, Ağrının yüzde 75. Aslında çizelge var ama zaman almak
istemiyorum. İşte, biz bölgeler arası farklılık,
yoksulluk, Kürt meselesi, kürdistan coğrafyasına yatırım
yapılmaması, Kürtlere yönelik düşmanlık politikaları
ve ayrımcılık derken bunu da söylüyoruz. Kürt meselesinin bir yüzü
de işte en dipte kalma hâlidir Sayın Başkan. Bu rapor, bizim
değil, resmî olarak yayımlanan Bakanlığın bir
raporudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Herhâlde
bölgeler arası bu uçurum resmileştikten sonra kimse artık
Ayrımcılık yok. diyemeyecek; en azından umut ediyorum,
demesinler.
TÜİKin Kadın Raporu ve Kadir Has
Üniversitesinin Kadın Raporunu kısaca
karşılaştırmak isterim. Şimdi, Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanlığı Türkiye Aile Yapısı
Araştırmasının sonuçlarını yayınladı.
Katılımcıların yüzde 84ü kadınların çalışma
ve sosyal hayata katkılarını değerli bulduğunu
söyledi, yüzde 84; ancak Kadir Has Üniversitesinin 29 Marttaki
araştırmasına göre kadınların yüzde 48inin kendisine
ait bir banka hesabı bile yok.
Bakanlık ve TÜİK iş birliğiyle
her beş yılda bir gerçekleştirilen çalışma
kapsamında 81 ilde, 19 bin 430 hane ziyaret edilmiş ve çok
sayıda, binlerce kişiyle görüşülmüş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) En çok
paylaşılan boşanma gerekçeleri ise eşin ilgisiz ve sorumsuz
davranışları olmuş, bu TÜİKin; Kadir Has
Üniversitesinin araştırmasında ise boşanma sebebi olarak
yüzde 77 aile içi şiddet görülüyor. Yine, Bakanlık
araştırmasında kadınların çalışma
hayatını destekleyenlerin oranı yüzde 84müş, çok garip.
Kadir Has Üniversitesi araştırmasında; 2016-2022
yılları arasında kadınların yüzde 36sı çalışma
hayatında.
Evet, iktidara açıkça sesleniyorum: İki
rapor var elimizde, biri üniversitenin, biri Bakanlığın
yaptırdığı TÜİKin verileri. Yine verilerle
oynamışlar, yine gerçek dışı verilerle halkı
aldatmayı tercih etmişler. Eskiden Hayata pembe gözlükle bakmak.
diye çok sıkça kullanılan bir deyim vardı, artık o da
değişti, TÜİK gözlüğü oldu, AKP gözlüğü oldu, iktidar
gözlüğü oldu; TÜİK gözlüğü, iktidar gözlüğü oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kadınlar hayata TÜİK gözlüğüyle, iktidar gözüyle bakmıyor
ama haberiniz olsun; kadınlar bu şiddet sarmalının içinde
başta yaşam hakkı olmak üzere ağır hak ihlallerine
karşı destansı bir direniş veriyor. TÜİK başka
ülkeler verileriyle, lütfen, bu kadınları, bizleri kandırmaya
çalışmasın diyorum ve çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Erkan Akçay.
Buyurunuz Sayın Akçay.
25.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 102nci
yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına ve Kemal
Tahirin vefatının 49uncu yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
23 Nisan Cumartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisinin
açılışının 102nci yıl dönümü ve aynı
zamanda Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayacağız.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, yüz iki yıl önce
savaşların, işgallerin ve salgınların en
ağır şartları altında Gazi Mustafa Kemal Atatürk
öncülüğündeki Millî Mücadele kahramanları tarafından dualarla
açılmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Millî Mücadele
ruhunu kenetleyerek aziz vatanımızın egemenlik ve
bağımsızlık savaşının karargâhı
olmuştur ve Meclisimiz yedi düvele karşı Kurtuluş
Savaşını yürüten dünyanın ilk ve tek Gazi Meclisidir.
23 Nisan, Türk milletinin birliğine,
bütünlüğüne, bağımsızlığına ve iradesine
sahip çıktığı gündür; ayrıca, dağılma yerine
kucaklaşmayı, bütünleşmeyi tercih ettiği gündür. Millî
iradenin tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi gücünü ve
meşruiyetini Türk milletinden alarak ebediyen var olacaktır.
Bu düşüncelerle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramını kutluyor, vatanımızın birliği ve
esenliği için mücadele eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak
üzere tüm Millî Mücadele kahramanlarımızı, şehitlerimizi
rahmet ve minnetle anıyorum.
Sayın Başkan, değerli
aydınımız, romancı, şair, yazar, senarist,
düşünce ve fikir insanı Kemal Tahirin vefatının 49uncu
yıl dönümüdür. Kemal Tahir; Devlet Ana, Esir Şehrin İnsanları,
Yorgun Savaşçı, Kurt Kanunu gibi eserlerinde tarihimizin en kritik
dönüm noktalarını dönemin ruhuyla tahlil edip
romanlaştırmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Eserlerini Anadolu
insanını anlama ve anlatma aracı olarak kullanmış,
Türk toplumunun kendine özgü yapısını sosyal, siyasi, kültürel
ve iktisadi özellikleri üzerine inşa etmiştir. Eserlerinde Anadolu
Kurtuluş Savaşı yılları ve Osmanlı tarihi gibi
dönemlerini işleyen Kemal Tahir, Türk romancılığına
yerli bir kimlik kazandırmak için mücadele etmiştir. Sanatta en
büyük sahtecilik millî kalıplara yabancı özler doldurmakla olur.
diyen Kemal Tahir, millî kültür ve sanatın önemini hassaten
vurgulamıştır. Bu vesileyle Kemal Tahiri rahmetle
anıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN İYİ Parti Grup Başkan
Vekili Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu.
Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.
26.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Cahar Dudayevin şehadetinin seneidevriyesine,
Kemal Tahirin vefatının 49uncu yıl dönümüne, 21-28 Nisan
Ebeler Haftasına, enflasyon ve yoksulluğa, Uluslararası Para
Fonunun paylaştığı Ekonomik Görünüm Raporuna ve ülkenin
istikbali için erken seçimin bir mecburiyete dönüştüğüne ilişkin
açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Yüce Meclisi saygılarımla
selamlıyorum.
Sovyetler Birliğinin
dağılmasından sonra Çeçenistanın
bağımsızlık mücadelesine önderlik eden sembol isimlerden
Cahar Dudayev yirmi altı yıl önce bugün uğradığı
bir suikast sonucunda hayatını kaybetmişti. Şehadetinin
seneidevriyesinde rahmetle anıyor ve ruhu şad, mekânı cennet
olsun diyorum.
Türk edebiyat tarihinin önemli ve öncü isimlerinden
birisi olan, Kurt Kanunu ve Devlet Ana gibi önemli eserlerin sahibi,
aydın, yazar ve fikir adamı, merhum Kemal Tahiri vefatının
49uncu yıl dönümünde saygı, minnet ve rahmetle yâd ediyorum.
Her yıl 21-28 Nisan Ebeler Haftası olarak
kutlanmaktadır. Yoğun çalışma saatlerine rağmen fedakârca
görev yaparak sağlık sisteminin önemli bir parçası olan
ebelerimizin bu gününü kutluyor, her birini selamlıyorum. Bu vesileyle
ebelerin uzun süreli ve sık nöbetler ile yoğun iş ve ücret
yetersizliği gibi sorunlarının çözüme kavuşması için
Hükûmeti konuyla ilgili çalışma yapmaya davet ediyorum.
Geçim sıkıntısı, yokluk,
yoksulluk her geçen gün memleketimizi daha da kuşatmaktadır. Görünen
odur ki enflasyona getirecek bir çözümünüz olmadığı gibi hayat
pahalılığının tüm yükünü de bu aziz milletin üzerine yıkmaya
karar vermişsiniz. Genetiği değiştirilmiş TÜİK
rakamları bile artık malum olanı ilan ediyor; mart ayı
enflasyonu yüzde 61, hayat pahalılığı son yirmi
yılın zirvesinde. Mart ayı itibarıyla yıllık
enflasyon yüzde 61. İktidarınızda milletimizi sürüklediğiniz
yoksulluk sebebiyle vatandaşlarımız çaresizlik içinde sosyal
yardımlara başvuruyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sadece üç aylık zaman diliminde 1 milyon 130 bin kişi
65 liradan başlayan gıda yardımı alabilmek için Aile ve
Sosyal Hizmetler Bakanlığına müracaat etmiştir. Resmî
rakamlara göre, devletten sadece gıda yardımı alan hane
sayısı 2 milyon 800 bindir. Bugün Türkiyede
vatandaşlarımız temel gıda ürünlerine dahi erişmekte
güçlük yaşıyorsa, bugün Türkiyede 12 milyon
vatandaşımız açlık sınırının
altındaysa bunun sorumluluğu da vebali de Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidarındadır.
Mübarek ramazanışerif hasebiyle
iktidarın şatafat ve lüksten sıyrılıp fakir sofralarda
fotoğraf verdiklerini görüyoruz. İyi de yapıyorsunuz, buna bir
şey demiyoruz ancak şunu bilmiyorsunuz: Başarılı
devlet adamları, behemehâl fakir sofralarına oturan devlet
adamları değildir; başarılı devlet adamları,
sofrasına oturacak fakir bırakmayanlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Siyasette gerçekler bazı zamanlar karartılmaya
çalışılır ancak hiçbir zaman sönmezler. Gerçek şu ki:
İktidarınız yoksullukla mücadele etmeyi değil,
yoksulluğu yönetmeyi tercih etmiştir. Bol maaşlı
danışmanların refahını, yandaş müteahhitlerin
zenginliğini milletimizin refahı ve zenginliğine tercih
ettiğini görüyoruz. Bu yanlıştan derhâl dönmenizi tavsiye
ediyoruz.
Kimsenin şüphesi olmasın ki İYİ
Parti iktidarında bu düzen değişecektir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildiğinden beri
enflasyon yükselmiş, alım gücü düşmüş, yoksulluk katlanarak
artış göstermiştir. Siz görmek istemeseniz dahi milletimiz
çarşıda, pazarda, hayatın içinde yaşadığı
geçim sıkıntısını görüyor, bizzat tecrübe ediyor.
Milletimizin yaşadığı yoksulluğu uluslararası
ekonomik veriler de açıkça ortaya koymaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir)
Uluslararası Para Fonunun paylaştığı Ekonomik
Görünüm Raporunda Türkiye dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasından
düşmüştür yani küme düşmüştür. O beğenmediğiniz
90lı yıllarda ilk 20de olan Türkiye ekonomisi bugün maalesef
21inci sıraya gerilemiştir. Üstelik IMF tahminlerine göre 23üncü
sıraya gerilemesi beklenmektedir. Kişi başı millî gelirde
43üncü olan Türkiye bugün 51inci sıradadır. Millî gelire
kıyasla yapılan sıralamada Türkiye, Hindistan ve Suudi
Arabistanın dahi gerisinde kalmıştır. Dış borç
ve cari açık artarken millî gelir 67 milyar dolar erimiştir.
Kişi başına düşen gelir ise 303 dolar
azalmıştır. Oysa AK PARTİ Hükûmeti, cumhuriyetin 100üncü
yılı olan 2023 için açıkladığı ekonomik
hedeflerde yıllık gayrisafi yurt içi hasılayı 2 trilyon
dolara çıkararak dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına
girmeyi, kişi başına düşen millî geliri ise 25 bin dolara
yükseltmeyi vadediyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir)
Şimdi 100üncü yılın arifesindeyiz. 99uncu yılında
neyi başardınız ki 100üncü yılda ne vadedeceksiniz
doğrusu merak ediyoruz. Geldiğimiz noktada açıkça görünüyor ki
Türkiye, bu iktidar ve siyasi iradeyle daha fazla yönetilemez. Ülkemizin
istikbali için erken seçim artık bir tercih olmaktan
çıkmış, bir mecburiyete dönüşmüştür. Türk milleti
çaresiz ve çözümsüz değil, Türkiye bu yoksulluğa ve yoksunluğa
mecbur değil; hesabımız kitabımız,
planlarımız, projelerimiz ve liyakatli kadrolarımızla
hazırız. Milliyetçi, demokrat, kalkınmacı umdelerimizle,
makulün partisi olarak, Allahın izni ve inayetiyle, sebep olduğunuz
enkazı mutlaka kaldıracak, milletimizi huzur ve refah içinde
yaşatacak bir Türkiye'yi aziz milletimizle birlikte inşa
edeceğiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Cahit Özkan.
Buyurunuz Sayın Özkan.
27.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin vermiş olduğu
güç, kuvvet sayesinde Türkiyenin ülkesinde güçlü, bölgesinde ve dünyada lider
pozisyona ulaşmayı başardığına, Osmanlı
tarihi uzmanı Yunan Profesör Kostas Grivasın Türkiyeyle ilgili
açıklamalarına, TÜGVA Gaziosmanpaşa şubesine yapılan
bombalı saldırıya ve Kemal Tahirin vefatının 49uncu
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, tabii, son iki
yıllık süre zarfında dünya salgınla mücadele ederken
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin vermiş olduğu
güç, kuvvet sayesinde milletimizin salgınla mücadelede
sıkıntıları bertaraf edilmiş, bölgesel ve küresel güç
olma mücadelemiz etkin bir şekilde hayata geçirilmeye devam
edilmiştir. Tabii, özellikle bölgesel risklerimizin arttığı
bir dönemde Rusya-Ukrayna krizinde bütün dünya üç maymunu oynarken Türkiye
Cumhuriyeti liderliği olarak hem Rusya hem Ukrayna heyetiyle diplomatik
görüşmeleri sürdüren, NATOnun akim kaldığı ve elinin
kolunun bağlandığı, hiçbir diplomatik girişim
gösteremediği bir ortamda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde, Türkiye olarak büyük bir diplomasi
seferberliği başlatılmış ve İstanbul zirvesi
gerçekleştirilmiştir. Rusya-Ukrayna savaşının
durdurulması için birileri sadece temennilerini ortaya koyarken Türkiye
masa kurmuş ve bu diplomatik müzakereye ev sahipliği
yapmıştır. Tabii, NATO Genel Sekreteri, Birleşmiş
Milletler, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi eli mahkûm beklemiş, hiçbir
girişim yapamamıştır. NATO Genel Sekreteri Jens
Stoltenberg, Türkiye'nin ara buluculuk çalışmalarını takdir
ettiğini ifade etmiş, Türkiyenin burada diplomatik anlamda ortaya
koyduğu mücadeleyle kilit bir rol oynadığını ifade
etmiştir. Tüm bunlar da göstermektedir ki 2013 yılından bugüne
Türkiye'yi uluslararası alanda yalnızlaştırma
politikaları sonuç vermediği gibi Türkiye, ülkesinde güçlü,
bölgesinde ve dünyada lider pozisyona ulaşmayı başarmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Tabii, bu
çalışmalar uluslararası alanda
muhasımlarımızın da dikkatini çekmiştir. Yunanistan'da
bir televizyon programına katılan Osmanlı tarihi uzmanı
Yunan Profesör Kostas Grivas, Türkiye'nin Rusya-Ukrayna savaşındaki
ara buluculuk rolünü kahramanlık olarak ifade etmiştir. Tabii, Yunan
tarihi demek, aynı zamanda beş yüz yıllık Osmanlı
tarihi demek. Yunan Profesör Kostas Grivas açıklamalarında şu
ifadelere yer vermiştir: Bugün Libya'dan bir haber okuyorum, Libya
Hükûmeti Libya'daki Türk askerî varlığının yasal
olduğunu ifade ediyor. Yani Türkiye sadece bir uluslararası oyuncu
değil artık Akdeniz'in büyük gücü
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Özkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Dünyanın
büyükleriyle pazarlık yapan hatta uluslararası ihtilaflarda garantör
olan bir Türkiye var.
Ukrayna'daki karışıklık
bittiği zaman herkes bilmelidir ki Türkiye daha kârlı çıkacak
diye Türkiye'nin uluslararası alandaki mücadelesini ve başarısını
bir muhasım olarak dahi ifade ve ikrar etmek zorunda
kalmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün, sabah saat altı sularında Türkiye Gençlik
Vakfı Gaziosmanpaşa şubesine el yapımı
patlayıcıyla saldırı gerçekleştirildi. Ölen ya da yaralananların
olmaması tek sevindirici yanı. Milletimizin huzurunu bozmaya
çalışan karanlık eller emellerine
ulaşamayacağını gördükçe yine
saldırılarını artırmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Tabii, ülkemizin,
milletimizin, medeniyetimizin değerleriyle yetişen gençlerimiz,
Türkiye düşmanlarının, terör örgütlerinin
saldırısına muhatap olmaktadır. Bu tür
saldırılar, TÜGVAlı genç kardeşlerimizi hiçbir
şekilde vermekte oldukları kutlu yolculuktan asla döndüremeyecektir
ancak inanç, azim ve gayretlerini artıracaktır. TÜGVA
Gaziosmanpaşa şubesi başta olmak üzere tüm TÜGVA gönüllülerine
geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, saldırıyı lanetliyorum.
Faillerin mutlaka yargı önünde hesap vermesinin de takipçisi
olacağımızı ifade ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; son olarak, Türk edebiyatının büyük
üstatlarından Kemal Tahirin Anadolu insanında büyük bir insani güç
birikimiz vardır. ifadeleri edebiyat tarihimizin en güzel özetidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Eserlerinde Anadolu,
Kurtuluş Savaşı ve Osmanlı tarihi gibi konuları
işleyen yazar Kemal Tahirin bugün, vefatının 49uncu yıl
dönümü. Devlet Ana, Yol Ayrımı, Bozkırdaki Çekirdek
romanları en öne çıkan eserleri arasında. Birçok farklı
alanda eser veren edebiyatçı, senarist Kemal Tahiri, vefatının
yıl dönümünde rahmetle anıyorum. Mekânı cennet, ruhu şad
olsun.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, 14/4/2022
tarihinde Isparta Milletvekili Aylin Cesur ve arkadaşları
tarafından, emekli vatandaşlarımız arasında
eşitsizliğin giderilmesi, insan onuruna uygun yaşam kalitesine
sahip olabilecekleri şekilde aylık ve ikramiyelerinin güncellenmesi
için çözümler bulunması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Nisan 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
21/4/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 21/4/2022 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Isparta Milletvekili Aylin Cesur ve 19 milletvekili
tarafından, emekli vatandaşlarımız arasında
eşitsizliğin giderilmesi, insan onuruna uygun yaşam kalitesine
sahip olabilecekleri şekilde aylık ve ikramiyelerinin güncellenmesi
için çözümler bulunması amacıyla 14/4/2022 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 21/4/2022 Perşembe günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere İYİ Parti Grubu adına Isparta Milletvekili Sayın
Aylin Cesur.
Buyurunuz Sayın Cesur. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYLİN
CESUR (Isparta) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün Türkiyede bir feryat yükseliyor, sessiz
çığlıklar atan milyonların feryadı bu ve
pahalılık ve zamlar altında ezilen milyonların feryadı
bu. Açız. diyor milyonlar Açız. İktidarın
başarısız ekonomi yönetiminin halka maliyeti her gün
artıyor; iktidar bir tek konuya odaklanmış,
başarısız ekonomi yönetimine kılıf bulma konusuna.
Olanları ne pandemiyle ne küresel krizle ne de iki aydır devam eden
Ukrayna-Rusya savaşıyla falan açıklamak mümkün değil. Bedel
ödeyenlerse hep aynı; yığın yığın, çaresiz
ve yalnız bırakılmış halk kitleleri, yoksulluğu
iliklerine kadar hisseden milyonlar. Evet, Türk milleti mağdur
edilmiştir; sakin, vakur ve kanaatkâr emeklilerimiz ise bunların en
mağdur olanları değerli arkadaşlar. 13 milyon emeklimiz
var, bunların ancak yüzde 2-3ü ay sonuna kadar aldığı
maaşla geçinebiliyor ve kalanı hayatının dinlenme
dönemlerinde, rahat etmeleri gereken dönemde geçinmek için ikinci bir işte
çalışmak zorundalar, eğer bulabilirlerse. Açlık
sınırının altında maaş alan emeklilerimizin
torununa oyuncak almak ya da bir kahvehaneye gidip bir arkadaşıyla
çay içmek artık lüks hâline gelmiş ve kaldı ki ikinci işte
çalışan 7 milyon emeklimiz de pandemi döneminde işten
çıkarılmış, durum bu kadar vahim.
Şimdi, yirmi sene size uzun geldi değerli
arkadaşlar ve emeklimiz unutuldu. Kış oldu, bu sene uzun geçti,
emeklimiz unutuldu; elektriğe zam yapıldı, emeklimiz unutuldu;
doğal gaza zam yapıldı, emeklimiz unutuldu; gıdaya zam
yapıldı, emeklimiz unutuldu. İttire kaktıra, uğraşmalarımızla
2.500 lira yaptırdık emekli maaşını ama parayı
tutamadınız, bu da eridi gitti enflasyonla ve emekli
aylıkları açlık sınırının yarısına
kadar eridi. Tüm Emekliler Sendikasına göre en düşük aylık
emekli maaşının 5.200 lira olması gerekiyor. Memur
emeklilerinin 2022 zamları maaşa yansımadan tükendi, bitti.
TÜRK-İŞin şubat ayı açlık, yoksulluk sonuçlarına
göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 4.553 lira,
yoksulluk sınırı ise 15.140 lira idi; mart ayına
gelindiğinde -idi diyorum- 16.152 liraya yükselmişti ve son bir
yıldaki artış yüzde 76nın üzerinde değerli
arkadaşlar.
Şimdi, 2002den beri aslında
unutulmuştu emeklilerimiz ve vatandaşlarımız. Temmuz
zamlarının önemine dikkat çekmek istiyorum ama daha öncesinde bayram
var, bayram ikramiyeleri var; unutmayın emeklileri diye bu önergeyi verdik
ve 1.100 lira bir ikramiye kesinlikle bunun için kabul edilebilir değil.
Bir koca Türkiye Cumhuriyeti devleti için onur kırıcı bu devirde
değerli arkadaşlar, onur kırıcı 1.100 lira, tekrar
ediyorum. Haziran 2018de 1.000 liraydı bayram ikramiyesi, 2021de biz
söyleye söyleye şapkadan kuş çıkardınız 1.100 lira
yaptınız. Bir SSK emeklisi 8 Haziran 2018de 1.000 lirayla 224 dolar
alabiliyordu, 10 Nisan 2022de 67 dolara indi yani yüzde 70ten fazla
fakirleşmişti ve eğer bunu beğenmediyseniz, bakın,
2018de
Şimdi, Genel Başkanımız Meral
Akşener grup toplantısında çıkıp söyledi: En az 3.700
lira olması gerekiyor ki o günkü rakamları karşılasın
bugünkü pahalılıkta. En düşük emekli maaşı 2001
yılında 1,43 asgari ücret ederken 2021de asgari ücretin
yarısı ediyordu -bakın, bu da çok çok önemli- 2001de 1,43;
şimdi yarısı ediyor asgari ücretin. Bu noktada, pahalılık
altında ezilen milyonlar zamlar altında tarafınızdan
ezdirilmiştir ve emekli vatandaşlarımız ilk
sırayı çekmiştir. Emekli vatandaşlarımızın
problemlerini ve bugün yaşadıklarını söylemek İYİ
Parti olarak bizim boynumuzun borcudur. Burada oturan milletvekillerinin
tamamının onların şartlarını düzeltmek boynunun
borcudur. Eğer bunun dışında bu rakamları
açıklayacak olursak ve hiçbir şey yapmazsak pişkin pişkin
bu koltuklarda oturmaya hakkımız da yoktur bizim.
Şimdi, dünyada -yapısal sorun- 1 emekliye
4 çalışan düşüyor ama bizde maalesef 1 emekliye 2
çalışan düşüyor. Bütün bunları biz gelince
düzelteceğiz de sizin 2004 ve 2008de 2 defa
yaptığınız maaş hesaplama sistemi nedeniyle
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AYLİN CESUR (Devamla) Sağ olun
Başkanım.
bugün yaşadıklarımızı
düzeltmek, burada en azından -dediğim gibi- hepimizin görevi.
Şimdi, değerli milletvekilleri, temmuz
ayında yapılacak zamlarda zam verilmeyecek, 2.500 lira bile
alamayacak maaşı tamamlananlar 2.500e. Hâlâ emeklilerimizin
çoğunun bundan haberi yok ve bu yanlış
politikalarınızı düzeltmezseniz yakında emekliye maaş
veremeyeceğiz, burada bunu tartışacağız değerli
arkadaşlar, dikkatinize sunuyorum. Bir an önce kendinize çekidüzen vermek
ve söylediklerimizi bir an önce dikkate almak zorundasınız. Bu mudur
şahlanan ekonominiz, soruyorum? Şahlandıra şahlandıra
bu hâle getirdiniz memleketimizi, bu hak mıdır emekliye? Değerli
arkadaşlar, soruyorum: Hak mıdır?
Hukukun ve demokrasinin mihenk
taşıdır insan onuru, insanın insan onuruna
yakışır bir şekilde yaşama hakkı vardır.
Emeklimiz açlık sınırının yarısı kadar ücret
alırken biz bu koltuklarda -dediğim gibi- pişkin pişkin
oturamayız. Siz ne yaptınız biliyor musunuz? Bayram mutluluktu,
bereketti bu memleket topraklarında, onu aldınız insanlardan.
Gelin, bu bayram ikramiyesini, İYİ Parti Genel
Başkanımızın söylediği gibi 3.700 liraya yükseltelim.
Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Musa Piroğlu.
Buyurun efendim. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MUSA PİROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, Karl Marx Ücretli Emek ve Sermaye
adlı eserinde işçiyi anlatırken diyor ki: Zaman, insanın
gelişmesinin mekânıdır. Kullanacak boş zamanı olmayan,
uyku, yemek ve benzeri salt fiziksel kesintiler dışında tüm
yaşamı kapitalist hesabına çalışmaya giden bir insan,
bir yük hayvanından daha beterdir. O, fizik olarak ezilmiş, kafaca
alıklaşmış, başkası için servet üreten basit bir
makinedir. Patronlar, işçiyi bir makine düzeyine bile indirgemediler.
İşçinin durumu makineden kötüdür çünkü makinenin hurdaya
çıktığında bir kullanım değeri vardır, hurda
değeri vardır; işçinin hurda değeri yoktur. Emeklilik meselesi
işçi meselesidir, sınıf meselesidir çünkü patron,
çalışırken işçinin kanını emer, onun
alabileceği her şeyini alır ve kişi üretim
dışına düştüğü anda onu bir hurda gibi, bir yük gibi
görür ve dışarı atar. 13 milyon emekli -bunun 9 milyonu kendisi
emekli olmuş- patronlar için ek bir yüktür, sırtta taşınan
bir kamburdur ve patronların devleti ve iktidarı için de engelliler
gibi emekliler de sırtta taşınan kamburdan başka bir
şey değildir. O yüzden, onlar bir an önce ölmesi gereken, bir an önce
ortadan kalkması gereken, sefalet içinde yüzmesi kimseyi ilgilendirmeyen
insanlar yığınıdır. Emeklilerin meselesi emeklilerin
sorunu değildir, emeklilerin meselesi, bugün çalışan
milyonların sorunudur çünkü bir araştırmacı diyor ki:
Böyle giderse yakın zamanda 10 milyon çalışan, 2,5 milyon
lirayla geçinmek zorunda kalacak emekli olduğunda. Emeklilik
yaşını yükselttiniz, insanları ölene kadar
çalışmaya zorladınız, ölmeyip emekli olanları da ölüme
sürüklüyorsunuz, sefalet içinde yaşamaya zorluyorsunuz.
Ben buradan emeklilere dair bir başka noktaya
değinmek istiyorum. Çözüm arıyoruz ve her seferinde emekliler, bize,
milletvekillerine, herkese yazıyorlar, diyorlar ki: Bizim sorunumuzu
çözün. Ben diyorum ki: Çözümü buranın vicdanına bırakırsak,
çözümü bu iktidarın vicdanına bırakırsak aslında ölüme
kendi elimizle dua etmekten başka bir iş yapmayacağız.
Mesele vicdan meselesi değil çünkü vicdanı olmayanlardan vicdan
aramak, vicdanı kurumuşlardan vicdan aramak meselesi değil.
Emeklilik bir haktır ve Biz hakkımızdan başka hiçbir
şey istemiyoruz. diyor emekliler; ne vicdan ne iyi niyet ne de samimiyet
gösterisi istiyorlar, haklarını istiyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUSA PİROĞLU (Devamla) Bu noktada
yapılması gerekeni aslında geçtiğimiz cumartesi emekliler
gösterdiler, Ankara'nın göbeğinde bir eylem yaptılar. Ben
buradan açık çağrı yapıyorum: Emekli sendikaları
birleşmek zorunda. Ben buradan açık çağrı yapıyorum,
sefaletle yaşayan, ölüme terk edilmiş, aşağılanan,
horlanan bütün emeklilere, bütün insanlarımıza sesleniyorum:
Hakkınızı almanın bir tane yolu var; sokağa
çıkan, örgütlenen emeklilere destek verin. Sendikaların içinde
birleşin ve sesinizi yükselterek bu Meclisin sizin istediklerinizi
yapması için ona baskı yapın. Mücadele edilmeden hiçbir şey
kazanma şansı yok, mücadeleye katılındığında
kazanıldığını direnen işçiler gösteriyor.
Sendikalara iş düşüyor, çalışan yığınlara
iş düşüyor çünkü emeklilerin sorunu onların geleceğinin
sorunudur. Bütün işçileri kendi geleceklerine sahip çıkmaya,
emeklilere destek vermeye çağırıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Burdur Milletvekili Sayın Mehmet Göker.
Buyurunuz Sayın Göker. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET GÖKER (Burdur) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; öncelikle, Meclis
locasından bizi izleyen Burdur İl Genel Meclisi üyelerime buradan bir
selam göndermek istiyorum.
Evet, konumuz emeklilerin ikramiyeleri ki maalesef,
geldiğimiz atmosferde, sizin ne idiği belli olmaz bir politikayla
faiz sebep, enflasyon sonuç diyerek emeklilerimizin de bu sistemin içine
dâhil olduğu berbat bir enflasyonu, bir ekonomik buhranı hep birlikte
yaşamaktayız. Bu zor ekonomik şartlarda Türkiyede bulunan 13
milyon emeklinin sadece ve sadece yüzde 2si emekli maaşıyla
geçinebilmekte, geriye kalan yüzde 98i maalesef 2nci bir iş yapmak
zorunda, o da iş bulabilirse. Verdiğiniz bayram ikramiyesi -ki
artış yapmadınız- dolar kuru artışına göre
hesaplarsak reel olarak yüzde 70 oranında azalmış vaziyette ve
siz, yine bu bayramda da çocuğuna, torununa harçlık vermek isteyen
emeklilerimizin boynunu bükük bıraktınız. Aylık 2.500 lira
yani açlık sınırının yarısı kadar maaş
alan emeklilerimize enflasyon oranında dahi bir artış
sağlayamadınız. Emeklilerimizi
yok sayan, emeklilerimizi yük olarak gören bu sisteme itirazımız var.
13 milyon emekli
vatandaşımıza buradan sözümüz olsun; nasıl ki
muhalefetteyken verdiğimiz önergeler, gösterdiğimiz direnç sayesinde
iki bayram ikramiyesini vermek zorunda
kaldıysanız yine Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında -ki bu
çok yakındır- emeklilerimize asgari ücret düzeyinde birer bayram
ikramiyesi vereceğimizin sözünü de buradan vermiş olalım. (CHP
sıralarından alkışlar) Bunun için de çok beklemeyeceksiniz
saygıdeğer büyüklerim çünkü şunun şurasında en fazla
iki bayram kaldı. İki bayram sonrasında yolcudur Abbas,
bağlasan durmaz. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Evet, spor yasasını
görüşüyoruz. Burada futboldan anlayanlar bilir -ben çok anlamam- futbolda
oyundan çıkarılan oyuncu tekrar içeriye alınamaz ama siz
memleketim Burdurda daha önce görevden aldığınız 2 Millî
Eğitim müdür yardımcısını dün itibarıyla göreve
atadınız. Bu insanları görevden alan da sizdiniz, tekrar yerine
atayan da yine sizsiniz. Daha önce 1incilikleri, 2ncilikleri, ilk 10da
dereceleri olan Burdur, maalesef şu anda 25inci ve daha alt
sıralarda mücadele etmekte; bunun sebebi de atamış
olduğunuz liyakatsiz kadrolar. Umarım, bu atamayı yaparken iyi
düşünmüşsünüzdür.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Göker.
MEHMET GÖKER (Devamla) Zira
görevden alıp tekrar geriye atadığınız insanların
Burdur eğitimine verdiği zarar rakamsal ve istatiksel olarak ortada
durmakta.
Bir diğeri, yıllar sonra
meydanımız yapıldı Sayın Burdur Belediye
Başkanımızın projesi doğrultusunda. Bu projenin
içerisine dâhil etmek istediğimiz İl Genel Meclisi eski binasına
Yüzde 60ı
sağlam. diyerek izin vermediniz. Meydan projesi bitti, bitmek üzere, çok
da şık bir proje oldu ve her nedense Yüzde 60ı sağlam.
dediğiniz binanın kiracılarına çıkış
tahliyesi gönderdiniz bina çürük diye. Buradan soruyorum: Niye, neden? Yirmi
yıl sonra bu siyasetimiz bitip evimize gittiğimizde bu insanlara
verebileceğiniz bir cevap var mıdır? Bunu da ciddiyetle merak
ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın Başkanım, karar yeter sayısı
istiyoruz oylamadan önce, eğer AK PARTİnin
konuşmacısı yoksa.
BAŞKAN Karar yeter sayısı talebiniz
var.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Ben
konuşacağım efendim.
BAŞKAN Bir konuşmacımız daha
var efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Varsa tamam, sonrasında istiyoruz. Bunu uyarı için
yapıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmasını
istiyoruz; aksi takdirde bu karar yeter sayısından sonra da yoklama
isteyeceğimizin iktidar grubu tarafından bilinmesini arzuluyoruz
efendim.
BAŞKAN Sayın Başkan, biz sayın
konuşmacıyı kürsüye davet ediyoruz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Buyursun efendim.
BAŞKAN Ondan sonra sizin talebinizi yerine
getireceğiz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Anladım efendim, anladım. Bu arada hazırlık
yaparlar.
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Manisa Milletvekili Sayın Uğur Aydemir.
Buyurun Sayın Aydemir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA UĞUR AYDEMİR
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ
Parti grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce
heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin hemen başında mübarek ramazan
ayının tüm ülkemize, milletimize, İslam âlemine, gönül
coğrafyamıza hayırlara vesile olmasını Cenab-ı
Allah'tan temenni ediyorum. Rabb'im, inşallah, öncelikle Kadir Gecesi'ne,
ardından da bayrama erişmeyi her birimize nasip etsin diyorum.
Yine, sözümün başında, Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit düşen askerlerimize ve dün Bursada infaz koruma
memurlarını taşıyan araca yapılan hain terör
saldırısı sonucu şehit olan infaz koruma memuru
kardeşimize de Allahtan rahmet diliyorum. Rabbim her birinin
mekânını cennet eylesin inşallah ve yaralılarımıza
da hayırlı şifalar niyaz ediyorum. Buradan terörü bir kez daha
lanetliyorum, teröre destek verenleri de huzurunuzda bir kez daha lanetliyorum;
kim destek verdiyse hepsine lanet olsun.
Değerli arkadaşlar, enflasyonla
alakalı, emekli maaşlarıyla alakalı İYİ Parti
grup önerisi üzerinde söz aldım.
Tüm dünya son iki yıldan beri Covid-19
pandemisiyle mücadele ediyor. Covid-19 bütün küresel ekonomiyi olumsuz yönde
etkiledi. Küresel ekonomik kriz yaşanıyor, bunu her birimiz defaatle
anlattık, her biriniz de yakinen biliyorsunuz zaten.
Değerli arkadaşlar, Covid-19la beraber
tedarik zincirlerinde aksama, enerjiye ulaşımda büyük zorluklar
yaşanmaya başladı ve bu da enerji maliyetlerinin artmasına,
gıda fiyatlarının artmasına sebep oldu. Artı, buna
ilaveten, 2021 yılında kuraklık
yaşandığından dolayı ve bir de üzerine Ukrayna-Rusya
savaşı gelince dünya âdeta ekonomik kriz pençesinde yanıp
tutuşuyor. Bizim ülkemiz de dünyanın bir parçası, global
ekonominin bir parçası; Türkiye de olumsuz yönden etkilendi. Bunları,
enflasyonu konuşurken, emekli maaşlarını konuşurken,
ekonomiyi konuşurken her zaman şunu söylüyoruz: Terazinin bir
kefesine dünü, AK PARTİ hükûmetleri öncesindeki Türkiyeyi ve bir kefesine
de AK PARTİ hükûmetleri zamanındaki ekonomiyi koymamız
lazım.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Onu koyduk zaten; 17nci sıradayken 21 olmuşuz, onu
söyledik. Başka bir yeri mi dinliyordun?
ENEZ KAPLAN (Tekirdağ) Zaten onu koyduk.
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Ve artı,
dünya konjonktürünün geçtiği süreci de unutmadan bunları
değerlendirmek lazım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hikâye
anlatmayın, gerçekleri söyleyin ya!
UĞUR AYDEMİR (Devamla)
Konuşmacı arkadaşlarımız defaatle 2018
yılını zaten tekrar ettiler, onlar da bunu biliyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) 1.100
lira veriyorsunuz ya! 1.100 liraya ne yapacaklar? Bir alışveriş
yapamazlar ya!
AYLİN CESUR (Isparta) Dinlemediniz mi
konuşmamı?
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Biz bütün bu
krizlere rağmen
Değerli arkadaşlar, bakınız, en
düşük yaşlılık aylığı kaç paraydı 2002
öncesi? 24 liraydı. Şimdi 1.300 lira.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) 1 çeyrek altın alınırdı, şimdi 1 kilo
hıyar alınmıyor.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Çeyrek
altın alınıyordu, çeyrek!
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Yeter mi? Yetmez.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Kendi
altınlarınızı verin, yandaşlarınıza
verdiklerinizi verin.
UĞUR AYDEMİR (Devamla)
Bakınız, bütün bu krizlere rağmen, Türkiye ekonomisinde basit
usuldeki vergiyi kaldıran hükûmet bizim Hükûmetimiz, bütün ücretlilerin
gelirinin asgari ücret kadar kısmını vergiden istisna tutan yine
bizim Hükûmetimiz, stopajlardan vergiyi kaldıran yine bizim Hükûmetimiz.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Bu
kriz nereden geldi?
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Emekliye ne
verdiniz, emekliye; önemli olan o.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Ayıp ya, ayıp!
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Yani hazine elde
ettiği gelirlerin bir kısmından vazgeçmesine rağmen biz
yine bugün yaşlılık aylığını 24 liradan 1.300
liraya getiriyoruz ve en düşük emekli memur aylığını
da 2.500 liraya çıkardık; bunu biliyorsunuz.
AYLİN CESUR (Isparta) Emeklilere yeter. mi
diyorsunuz? Emeklilere bu yeter mi?
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) Ya,
millet aç ya, bari ekonomiyle ilgili böyle konuşmayın ya!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) 1.100
liraya ne satın alabilirsin? Bir git pazara bakayım, markete git,
markete!
UĞUR AYDEMİR (Devamla) En düşük
emekli maaşımızı 2.500 liraya çıkardık yani
bunları göz ardı ederek, bunları görmezden gelerek Hükûmetimizi
eleştirirken bunlara dikkat etmek lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) Millet
aç, aç!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Bir
hafta geçinemezsin 2.500 lirayla, bir hafta geçinemezsin.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Ekonomi iyi.
diyebiliyor musunuz?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) En düşük
emekli maaşı 4.500 lira olacaktı 2008de yasayı
değiştirmeseydiniz.
AYLİN CESUR (Isparta) Emekliler gelecek biraz
sonra buraya.
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Sayın
Başkanım, son cümle
BAŞKAN Tamamlayın efendim.
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Evet, bir de
bunun yanında enerji maliyetleri arttı dedik, doğal gaz
fiyatları 10 kat artmasına rağmen
ENEZ KAPLAN (Tekirdağ) Kim artırdı?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Sizin
yüzünüzden arttı, sizin!
UĞUR AYDEMİR (Devamla)
Bakınız, konutlarda -yaşlılarımız da konutlarda
yaşıyor- doğal gaz faturasının yüzde 80lik
kısmını Hükûmetimiz hazineden karşılıyor, elektriğin
yüzde 50lik kısmını hazineden karşılıyoruz yani bunlardan
yaşlılarımız da faydalanıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Doğru söylemiyorsunuz.
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) 4 milyon ailenin
elektriği kesildi, 4 milyon ailenin elektriği kesik, kesik!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Elektriği kesik milyonlarca aileyi anlat ya!
UĞUR AYDEMİR (Devamla)
Dolayısıyla, hem gelirlerimizdeki düşüşe hem de bu krize
rağmen vergiyi düşürüp de vergiyi azaltıp da hazine
gelirlerinden vazgeçerek
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
DEDAŞ zulmünü anlat!
UĞUR AYDEMİR (Devamla) ...vatandaşına
bu kadar sübvanse, yardım eden, destek çıkan başka bir hükûmet
varsa
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Çiftçiler sulama yapamıyor!
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) O pembe
gözlüklerden bize de versenize. Vatandaş hiç öyle demiyor.
UĞUR AYDEMİR (Devamla)
elinize
kâğıt kalem alın, hesabınızı
kitabınızı yapın, sonra biz eleştiriye
açığız. Bütçemiz elverdiği sürece
vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz,
ezdirmedik, bundan sonra da ezdirmeyeceğiz diyorum
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) İyi ki
ezdirmiyorsunuz!
AYLİN CESUR (Isparta) Vatandaşına
bu kadar zülüm yapan başka bir hükûmet yok, dünyada yok!
UĞUR AYDEMİR (Devamla)
İYİ
Parti grup önerisi aleyhinde oy vereceğimizi bildirip
saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın Başkanım, karar yeter sayısı
istiyoruz uyarmak amacıyla.
BAŞKAN Karar yeter sayısı talebiniz
var.
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip Üyelerimiz arasında anlaşmazlık
var, elektronik cihazla oylama yapacağız.
İki dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.35
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.46
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul) Abdurrahman TUTDERE
(Adıyaman),
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 83üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
İYİ Parti grup önerisinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi öneriyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip Üyeler arasında ihtilaf olduğu için
elektronik cihazla oylama yapacağız.
Oylama için iki dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı
vardır, öneri kabul edilmemiştir.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- HDP Grubunun, 21/4/2022 tarihinde Grup
Başkan Vekili Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ve
Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç
tarafından, BMnin yaptırım kararı aldığı kişi
ve kurumların listeden çıkarılmasının
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Nisan 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
21/4/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 21/4/2022 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
21 Nisan 2022 tarihinde Siirt Milletvekili, Grup
Başkan Vekili Meral Danış Beştaş ve İstanbul
Milletvekili, Grup Başkan Vekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından
BMnin yaptırım kararı aldığı kişi ve
kurumların listeden çıkarılmasının
araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan (18208 grup numaralı) Meclis araştırması
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin
21/4/2022 Perşembe günkü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili
Sayın Rıdvan Turan.
Buyurunuz Sayın Turan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) Sayın
Başkan, değerli vekiller; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu uluslararası terörizmin
engellenmesine yönelik olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin
biliyorsunuz birtakım kararları var. Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi, Birleşmiş Milletlere üye ülkelerle birlikte
almış olduğu bu kararların, doğal olarak
anlaşmaya imza atmış ülkeler tarafından
onaylanmasını ve uygulanmasını bekliyor. Burada 2 tane çok
temel kriter var: İvedilikle bu kararların uygulanması, ikinci
mesele de bunu uygularken ulus devletlerin kendi içlerindeki muhalefete karşı
bunu keskin bir kılıç gibi kullanmamaları. Bu ilgili
anlaşmalar yapıldıktan sonra -1267, 1988 ve 1989
sayılı- Türkiye de doğal olarak bu yapılmış olan
anlaşmaları kendi mevzuatına dercetti. Burada amaç, terörizmin
uluslararası finansmanını engellemek suretiyle terörist
faaliyetleri, dünyanın bütün ülkeleri tarafından terörist
görülmüş örgütlerin faaliyetlerini engellemekti fakat bir şey oldu
yani bu, iç mevzuata dercedilmişken ve bu konuda bazı kişilerin
terörle ilişkili olduğu ortaya konulmuş ve mal varlıkları
dondurulmuşken bir gün Recep Tayyip Erdoğan kalktı,
IŞİD ve El Kaideyle bağlantılı gerçek kişiler
listesinde yer alan ve mal varlıkları dondurulan Abd Al-Malik ve
Nayıf Salih Salim isimli kişilere ilişkin hükümleri
yürürlükten kaldırdı. Şimdi, biz merak ediyoruz, sadece biz
değil bütün demokratik kamuoyu merak ediyor: Bu kişiler, terörist
oldukları uluslararası belgelerle sabit bu kişiler gerçekte
kimler, bu hükümler neden kaldırıldı ve bunların AKP'yle
olan ilişkisi, yakınlığı nedir? Başka bir biçimde
soruyu soralım: AKP'nin IŞİD ve El Nusra muhipliğinin
kaynağı nedir ve istikameti nereye doğrudur? Bu olay münferiden
olmuş bir olay olsaydı, diyecektik ki: Ya, bir tane böyle bir
şey olmuş.
Çok geçmeden, bu defa 5 Ocakta, yine, Recep Tayyip
Erdoğan imzasıyla birlikte IŞİD ve El Kaideyle
ilişkili gerçek kişiler listesinden başka birileri daha
çıkartıldı değerli arkadaşlar; Mevlüt Kar, Denis
Mamadou Gerhard, Nayef Salam, Turki Mubarak gibi birtakım kişiler bu
listeden çıkartıldı ve biz, yine merak etmeye devam ettik
AKP'nin IŞİD ve El Nusrayla ilişkisi nedir diye.
Yetmedi, 7 Eylülde Recep Tayyip Erdoğan bir
karara daha imza attı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi
tarafından terör örgütü üyesi olduğu netleşmiş,
kanıtlanmış olan isimlerden -ki bunlar DEAŞ ve El Kaide
ile Bağlantılı Gerçek Kişiler olarak kayda geçmiş
kişiler- Khalifa Muhammad Turki al-Subaiy adlı kişinin hükmünü
yürürlükten kaldırdı. Biz, yine merak etmeye devam ettik AKP ile
IŞİD, El Nusra gibi radikal terör örgütleri arasındaki
ilişki ve AKPnin bu örgütlerle olan muhabbeti nereden kaynaklanıyor
diye.
Yetmedi, liste devam ediyor; sonucunda, Hazine ve
Maliye Bakanlığının 20 Ekim 2021 tarihinde Hatayın
Reyhanlı ilçesindeki bir firmaya yönelik olarak -ki bu firmaya yönelik
olarak iddia şu: IŞİDin finansmanını
sağlaması ve teknik destek vermesi- mal
varlığının dondurulmasına ilişkin karar, yine, 4.
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ortadan
kaldırıldı.
Şimdi, olağan koşullarda halka dönüp,
kamuoyuna dönüp bir açıklama yapmak gerekir, eğer ikna edici bir
açıklama yapılmıyorsa bu, bu örgütlerle açık iş
birliğinin somut kanıtıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
RIDVAN TURAN (Devamla) - Recep Tayyip Erdoğan,
bu terör örgütlerinin mal varlığının dondurulmasına
ilişkin alınmış olan ve kendi meşruiyetini
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine dayandıran bu kararları
hangi sebeplerle, hangi saikle ortadan kaldırmıştır ve bu
radikal terör örgütlerinin mensuplarının mal
varlığını hangi sebeplerle serbest
bırakmıştır? Bunların
araştırılması gerekiyor, bunların
konuşulması gerekiyor. Bunlar araştırılmaz ve
konuşulmazsa bizim için zaten artık -ne diyelim- vakayıadiyeden
hâle gelmiş bir hüküm bir kez daha kanıtlanmış ve bu
ilişki somut biçimde ortaya çıkmış olacak.
İktidar, işine geldiğinde
uluslararası anlaşmaları uygulamıyor aynı
Demirtaş ve Kavala kararlarını, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesince verilmiş olan kararları uygulamadığı
gibi, işine geldiği zaman da yine uluslararası kurumların
almış olduğu kararların arkasından dolanmayı bir
marifet biliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
RIDVAN TURAN (Devamla) Bu sebeple, biz, Meclisin
bu konuları ivedilikle araştırmasının ve bu ilişkinin
ortaya çıkartılmasının bir zorunluluk olduğunu ifade
etmek istiyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Hatay Milletvekili Sayın Mehmet Güzelmansur.
Buyurunuz Sayın Güzelmansur. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; terörü finanse
ettiği için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin
kararları kapsamında mal varlığı dondurulan ve daha sonra
kaldırılan kişi ve firmalarla ilgili önerge hakkında söz
aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izleyen tüm
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 2011de Suriyede
başlayan iç savaş sonrasında dünyanın belli başlı
örgütleri Suriyenin kuzeyinde konuşlandı. 138 kilometrelik
sınırımızın olduğu İdlib,
Birleşmiş Milletlerin 15 Temmuz 2019 tarihli Raporunda
dünyanın terörist çöplüğü olarak nitelendirildi. Yaklaşık
40-50 bin azılı terörist ne yazık ki
sınırımızda yaşıyor; bu azılı
teröristleri finanse etmek için de şirketler ve finansman ağları
kuruluyor. Şirket açmak isteyen her yabancıya döviz geliyor diye
kucak açılıyor; denetim yok, araştırma yok. Bu
şirketlerden bazıları terörü finanse ederek ülkemizden
kazandıkları parayla ülkemizi vuruyorlar. Terörizme finansman
sağlayan bu kişi veya firmalardan bazılarının mal
varlıkları Birleşmiş Milletler kararlarına uygun
olarak donduruluyor ama aradan bir zaman geçiyor, bir bakıyorsunuz ki bu
kişi veya firmaların mal varlıklarının
dondurulmasıyla ilgili karar kaldırılıyor. Neden kaldırıldığına
dair de hiçbir açıklama kamuoyuna yapılmıyor. Burada
Birleşmiş Milletlerin aldığı yanlış bir
karar varsa, herhangi bir siyasi
çıkar yoksa, gizli ilişkiler, siyasi baskılar yoksa bu kararlar
niye kaldırılıyor, niye kamuoyuna açıklanmıyor?
Şeffaflıktan uzak, kuralların hiçe
sayıldığı, güçlünün kurallarının geçerli
olduğu bir sistemde terörle mücadele de suç örgütleriyle mücadele de
başarısız olur. Suçu örterek, suçluyu gizleyerek, suçun konuşulmasını
yasaklayarak, konuşanı da içeri atarak ne suçtan kurtuluruz ne de bir
ilerleme sağlarız.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bunun son örneğini yüz binlerce, belki de milyonlarca
insanımızın çalınan verileri konusunda iktidarın
takındığı tutumda yaşıyoruz. Fatih Portakal
açıklama yapıyor Kimlik bilgilerim çalındı. diyor,
İsmail Saymaz açıklama yapıyor İş yeri sicil
numaramdan sigorta kodum ve aldığım maaşa kadar bilgilerim
ele geçirilmiş. diyor. Kötü amaçlı yazılımların
aktivitelerini raporlayan bir hesap var. Bunun geçen haftaki raporuna göre, devletin
sisteminden değil ama kişisel hesaplardan 15 binden fazla
insanımızın bilgileri çalınmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MEHMET GÜZELMANSUR (Devamla) Çalınan
verilerin dark web adı verilen siber suç ortamlarında 150-200 dolar
karşılığında satıldığı söyleniyor.
Tüm bu gelişmeler olurken iktidar ne yapıyor? Sağır sultana
yatıyor, kamuoyunu bilgilendirmiyor. Kaç kişinin bilgileri
çalındı? Bu bilgiler terör faaliyetlerinde mi, başka suçlarda
mı kullanılıyor; bunu kimse bilmiyor. Bu bilgiler nerede
kullanılıyor, kaça satılıyor? Veriler nereden, nasıl
sızdı? Bu sızıntıya karşı hangi önlemler
alındı? Halkın kafasındaki bu soruları iktidar bir an
önce cevaplandırmalı, kamuoyunu ve Meclisi derhâl bilgilendirmeli.
Tüm Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Bartın Milletvekili Sayın Yılmaz Tunç.
Buyurunuz Sayın Tunç. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
HDP grup önerisinde, Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyinin mal varlığının dondurulmasına
ilişkin yaptırım listesinde Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı tarafından ekleme ya da çıkarma
yapıldığına ilişkin bir iddia var. Bu iddia kesinlikle
doğru değil, şimdi sizlere tek tek açıklayacağım.
Öncelikle belirtmek gerekir ki Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi
tarafından belirlenen yaptırım listesinde bulunan hiçbir
kişiye ve kuruluşa muafiyet tanımamış, mal
varlığı dondurma kararlarını
kaldırmamış; bu konuda Cumhurbaşkanına zaten
verilmiş olan bir yetki de bulunmamaktadır. Terörizmin
finansmanının önlenmesi amacıyla, El Kaide ve DEAŞ terör
örgütleriyle ilişkili kişi ve kuruluşların mal
varlığının dondurulmasına dair kararlar, yalnızca
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin uhdesinde olup
yaptırım listesine ekleme ve çıkarma yetkisi de
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine aittir. Ülkeler, bu
kararları gecikmeksizin uygulamak zorundadır, Türkiye de bunu
yapmaktadır.
İç hukuk sistemimizde bu nasıl
işlemektedir, bunu sizlere açıklamak istiyorum. 2013
yılında yürürlüğe giren Terörizmin Finansmanının
Önlenmesi Hakkında Kanunun 5inci maddesi gereğince BMGK Kararı,
Dışişleri Bakanlığı tarafından ilgili
birimlere iletiliyor ve yirmi dört saat içerisinde Cumhurbaşkanı
kararı olarak Resmî Gazetede yayınlanıyor. Bu süreçte,
ülkelerin kendi inisiyatifi veya yargı kararlarıyla
yaptırımlar listesinde değişiklik yapma durumu söz konusu
olmuyor. Yayınlanan Cumhurbaşkanı kararları sadece
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının
ilanından ibaret.
Değerli milletvekilleri, grup önerisinde
adı geçen kişiler... Burada isimler telaffuz edildi: Mevlüt Kar,
Denis Mamadou, Nayef Salam, Turki Mubarak, Tuah Febriwansyah ve Muhammad Turki.
Grup önerisinde ifade edilen bu kişilerin mal
varlığının dondurulması kararları yine
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin SC/14758 sayılı
İlanıyla 4 Ocak 2022 tarihinde alınıyor. Yani,
kararı, mal varlığının dondurulması
kararının listeden çıkarılması kararını
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi alıyor. E, siz buna
nasıl Cumhurbaşkanı karar aldı, bir gecede kalktı,
Resmî Gazetede yayınlandı. diyebilirsiniz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Karar
almış ama... Resmî Gazetede yok mu?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) BM Kararı Resmî
Gazetede yayınlanıyor, yapılan işlem bu.
Yine Muhammad Turkiyle ilgili işlem de 6 Eylül
2021 tarihinde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Çıkarma
kararını, mal varlığı dondurma kararını
kaldıran BM, yaptırım listesinden çıkarma
kararını alan da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi. Bu
kararın gecikmeksizin yayınlanması gerekiyor. Bunu Sayın
Cumhurbaşkanımıza nasıl Bir gece kalktı, karar
aldı, Resmî Gazetede yayınlandı. diyebilirsiniz? Bu çok
ağır bir itham.
Yine Al Alamiya şirketi hakkındaki
kararı da... İç dondurma gereğince yine kendi iç
mevzuatımıza göre, 6415 sayılı Terörizmin
Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 7nci maddesi
gereğince İçişleri Bakanlığımız ve Maliye
Bakanlığımız karar alıyor, bu kararla ilgili ilgili
şirket yetkilileri yargıya başvuruyor ve yargı
kararının ilanından ibaret, bunun
Cumhurbaşkanımızla ne alakası var?
Şimdi, değerli arkadaşlar, ya,
eğer bu şekilde olayları çarpıtırsak kamuoyunu
doğru bilgilendirmemiş oluruz. Burada grup önerisinde bahsedilen
iddiaların...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Tamamlıyorum
Başkanım.
O isimlerle ilgili bahsettiğiniz
iddiaların hiçbir gerçekliği bulunmuyor. Ülkemizi IŞİD
terör örgütüyle bağlantılı, ilişkili bir devletmiş
gibi gösteren terör örgütleri var, yurt dışında da böyle bir
kampanya var. Bu kampanyaya yüce Mecliste alet olmamak gerekiyor. Türkiye
DEAŞla da terörün her türlüsüyle de en kararlı bir şekilde,
yegâne bir şekilde mücadele eden bir ülke ve bu konuda Sayın
Cumhurbaşkanımızın kararlılığı da bütün
dünya tarafından bilinmektedir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu konuda araştırılacak bir husus söz konusu
değildir.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Beştaş.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
28.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Ortada bir çarpıtma vesaire yok yani
verdiğimiz önerge ya da söylediğimiz sözlere dair bu çok klasik
cevapları istemiyoruz.
Şirkete dair, Al Alamia Gıda
İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Kuyumculuk İthalat
İhracat Sanayi Ticaret Limitet Şirketinin mal varlığı
IŞİDe finansman sağladığı gerekçesiyle
dondurulmuş, yine bu da önergemizde var ve karar İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu ve dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Elvan
ve
devam ediyor; dondurma kararı kaldırılmış vesaire,
birçok şey var.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Kararı veren
İçişleri Bakanı ve Maliye zaten, kaldırma
kararını mahkeme veriyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Burada
sizin söylediğinize şöyle cevap vereyim: IŞİDle
ilişkileriniz konusunda kamuoyunun zaten kafasında hiçbir soru
işareti yok. Ankaranın göbeğinde, IŞİD çeteleri Ezidi
kız çocuklarını evlerde rehin tutuyor ya! Her gün bir kız
çocuğu ailesine teslim ediliyor.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Hadi oradan be!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hadi
oradan! diyeceğine biraz gazete haberleri oku, Ankaradasın ve
onlara nasıl kolaylık sağladığını sen de
öğren.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Evet, Ankaradasın, Ankaradasın.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Yahu gazete haberleriyle
siyaset yapılmaz ya! Mahkeme kaldırıyor, gazete haberleriyle sen
siyaset yapıyorsun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Öyle
Hadi oradan! diyerek milletvekilliği yapılmaz, gerçeklere
dayalı konuşun.
Bizim verdiğimiz kararlar Birleşmiş
Milletler tarafından daha önce dondurulmuş ve
Cumhurbaşkanlığı kararlarıyla da ilan edilmiş ama
şirkete dair söylediklerimize bir yanıt verilmedi. Onu da geçiyorum,
şu anda, Türkiyenin her tarafında IŞİD çeteleri cirit atıyor,
buna dair bir önleminiz yok; IŞİDciler her gün serbest
bırakılıyor, tahliye ediliyor. Düşünce suçundan dolayı
olanlar içeride tutuluyor ama IŞİDciler ayrıcalıklı
sanık olarak serbest bırakılıyor. Buna vereceğiniz bir
cevap var mı, bilmiyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın Başkan,
gerçekleri çarpıttığımı söyledi, 69a göre söz
istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Tunç. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun,
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Değerli Grup Başkan Vekili gerçekleri
çarpıttığımı söyledi. Gerçekler burada,
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin yaptırım
listesinden çıkarılmasına dair karar; bu,
Cumhurbaşkanı kararı değil.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tamam,
ben başka bir şey de sordum.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Dolayısıyla
bahsettiğiniz şirketle ilgili de zaten
malvarlığını dondurma kararını veren bu ülkenin
bakanları; İçişleri ve Hazine ve Maliye
Bakanlığı.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Donduran
onlar, BM kaldırıyor, öyle mi?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Ve ilgili şirket
yargıya başvuruyor, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi bu
kararı kaldırıyor. Bunun Cumhurbaşkanıyla ne ilgilisi
var, niye çarpıtıyorsunuz?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Çünkü yargı bağımlı da ondan. Niye
kaldırılıyor acaba? diye şüphe
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Türkiye Cumhuriyeti devleti,
DEAŞ terör örgütünün 3 bin militanını toprağa gömmüş
bir devlettir dolayısıyla DEAŞla dünyada en güçlü bir
şekilde mücadele eden ülke Türkiyedir. Niye bunu
çarpıtıyorsunuz?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) 10 Ekim Ankara davasına gelsene, 10 Ekim davasına gelin.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) İsimlerden bahsettiniz,
burada tek tek isimlerden bahsettiniz. O isimlerle ilgili tek tek BM
kararları burada. BM kararlarının Resmî Gazetede
yayımlanmasından ibaret olan bir işlemi
Sanki
Birleşmiş Milletler kararı mal varlığını
dondurdu, Cumhurbaşkanı kaldırdı. Bu gerçek değil ki,
böyle bir propagandayı niye yapıyorsunuz?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Mahkeme kaldırmış, mahkeme
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
IŞİDle sınır ticareti yapmadınız mı ya?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Gerçek değil.
IŞİDle de FETÖyle de PKKyla da DHKP-Cyle de mücadele eden bir
ülkeyiz ve bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Alkışlayınca her şey oluyor, üstü çiziliyor her
şeyin. Hep beraber Gar katliamı davasını izleyelim,
nasıl patır patır salınıyor IŞİDliler.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP
Grubunun, 21/4/2022 tarihinde Grup Başkan Vekili Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Hakkı Saruhan Oluç tarafından, BMnin yaptırım kararı
aldığı kişi ve kurumların listeden
çıkarılmasının araştırılması
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
diğer önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 21 Nisan 2022 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Grup önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- CHP Grubunun, 18/4/2022 tarihinde İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemir ve arkadaşları tarafından, vakıf
üniversitelerindeki eğitimin niteliğinde ve öğretim
elemanlarının özlük haklarında yaşanan sorunların
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Nisan 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
21/4/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 21/4/2022 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Engin
Özkoç
Sakarya
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir ve
arkadaşları tarafından, vakıf üniversitelerindeki
eğitimin niteliğinde ve öğretim elemanlarının özlük
haklarında yaşanan sorunların araştırılması
amacıyla 18/4/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (3391 sıra no.lu) diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 21/4/2022 Perşembe
günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili
Sayın Sibel Özdemir.
Buyurunuz Sayın Özdemir. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, benim de son
zamanlarda sıklıkla gündeme getirdiğim vakıf üniversitelerinde
yaşanan sorunlar üzerine bir grup önerisi verdim ve bu konuda gerçekten
grupların desteğini de bekliyorum ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Genel olarak üniversitelerde çok ciddi sorunlar var.
İşte, üniversitelerimizde giderek bir nitelik kaybı,
tartışmalı rektör atamaları, kadrolaşmaları,
kişiye özel liyakatsiz atamalar, hukuk dışı atama
süreçleri, eğitim nitelikleri noktasında ciddi geriye gidiş var
ve bu sorunlar gerçekten giderek artmaktadır. Ama ben öncelikle bu
araştırma önergemle, sayıları son zamanlarda çok
hızlı artan, baktığımız zaman 207 devlet
üniversitemizin yanında 74 vakıf üniversitesi, 4 vakıf meslek
yüksek okuluyla önemli bir sayıya ulaşan vakıf üniversitelerinde
yaşanan sorunların araştırılmasına dikkat çekmek
istiyorum.
Değerli milletvekilleri, son dönemde özellikle
gerek Millî Eğitim Komisyonunda gerek Plan ve Bütçe Komisyonunda bir torba
kanunla, bazen de burada bir önergeyle, madde ihdasıyla vakıf
üniversitelerinin kuruluşlarına şahitlik ettik ve komisyonlarda
da ben sıklıkla gündeme getirdim. Asıl odaklanmamız
gerekenleri, bu üniversitelerin sayılarını artırmaktan
ziyade eğitim niteliklerini, yönetim yapılarını,
eğitim altyapılarını, plansız açılan çok
sayıda bölümleri, istihdam politikalarını, çalışma
koşullarını, bilim üretme kapasitelerini, asıl varlık
sebepleri olan elbette kâr amacı gütmeden nitelikli eğitim verme
sorunlarını tartışmamız gerektiğini sürekli
olarak gündeme getirdim.
Bir genelleme yapmaktan elbette kaçınmak
istiyorum değerli milletvekilleri. Bazı vakıf üniversiteleri
gerçek anlamda kurumsallaşmasını tamamlayabilmiş, nitelikli
bir eğitim sunan, akademisyenlerin çalışma koşulları,
araştırma geliştirme kapasiteleri oldukça yüksek, dünya
sıralamalarında yer alan ve gerçekten vakıf üniversitesi olma
özelliği taşıyan üniversitelerimiz de var elbette ama benim
buradaki asıl amacım, bu üniversitelerin dışındaki
sorunlu üniversiteleri gündeme getirmek.
Vakıf Yükseköğretim Kurumları
Yönetmeliğine göre vakıf üniversiteleri kesinlikle kâr amacı
güdemez ancak bazı vakıf üniversitelerinin bu süreçte bu ilkeden
uzaklaşıp bir nevi vergisiz ticaret yürüten bir şirket
görünümünde olduklarına dikkat çekmek istiyorum. Evet, tüm bu sorunlar
YÖK'ün son zamanlarda yayınladığı raporlarda da var. Ancak
YÖK'ün vakıf üniversiteleriyle ilgili denetim süreçlerini tam, yerinde ve
zamanında yapmadığını görüyoruz. Yapılan denetim
ve inceleme sonucunda şeffaf bir şekilde sorunları çözmeye dönük
de bir adım atmamıştır YÖK. İşte, bugün kamuoyuna
da yansıyan birçok sorunlu üniversite, Nişantaşı
Üniversitesi örneğinde olduğu gibi bir gecede tıp ve diş
hekimliği fakültelerini açabilmiştir. Bu üniversitelerin sermaye
lobileri, sermaye ilişkileri maalesef YÖK'ün denetim ve kararlarında
etkin olabilmiştir. YÖK'ün raporlarına yansıyan bu üniversitelerde
ciddi düzeyde reklam ve tanıtım harcamaları mevcuttur.
Eğitim öğretime elverişli olmayan kampüs alanı
diyebileceğimiz ortamlar mevcuttur. Akademik yayın sayısı,
AR-GE bütçelerinin çok düşük düzeyde olması, akademisyenlerin
çalışma koşulları ve eğitim niteliği
noktasında da ciddi sorunlar vardır.
İşte bu en önemli sorunlardan bir tanesi
değerli milletvekilleri, akademisyenlerin özlük haklarıyla ilgili
yaşanan ve işlerine son verilen akademisyenlerin son zamanlarda
yaşadığı sorunlar. Meclis olarak Yükseköğretim
Kanununa bildiğiniz üzere oy birliğiyle bir madde ekledik, dedik ki:
Vakıf üniversitelerindeki öğretim elemanlarına devlet
üniversitelerinde ödenen ücretten -özlük haklarından- daha az ücret
ödenemez. Böyle bir yasal düzenlemeye maalesef bazı vakıf
üniversiteleri uymamakta ve bunu suistimal etmektedirler. Sizlerin de
bildiği üzere, kamuoyunda da çok tartışılan ve değerli
akademisyenlerle de görüştüğüm Nişantaşı, Bilgi,
Maltepe, Toros, Okan Üniversitesi gibi üniversiteler bunların
başında gelmektedir. Bu üniversitelerden özellikle
Nişantaşı Üniversitesinde, araştırma görevlilerinin
yasal hakkı olan, kanunla kabul edilen, burada güvence altına
aldığımız ücretlerin düzenlenmesi konusunda akademisyenler
yönetimden talepte bulunuyorlar ama bildiğiniz üzere bu akademisyenlerin
işlerine son verildi. Tabii, başka sorunlar da var bu
üniversitelerde; belli iş tanımları yok, ders yükleri çok
ağır, alanları olmayan birçok derse girmeleri isteniyor akademisyenlerden,
yemek servis ücretleri yok, uygun çalışma alanları olmayanlar
dahi var değerli milletvekilleri ama YÖK neticede, geçen hafta bununla
ilgili bir soruşturmayı başlattı. Tabii, buradan bir
akademisyen olarak benim çağrım; bu soruşturmayı, bu
denetlemeyi gerçekten şeffaf yapıp akademisyenlerin haksız yere
görevlerine son verilmesi bir an evvel durdurulmalı ve akademisyenlerin
görevlerine dönmesi sağlanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, benim bu önergeyle
amacım, yükseköğretim sistemimiz içinde gerçekten önemli bir yere
ulaşan vakıf yükseköğretim kurumlarıyla ilgili çok ciddi
bir çalışma yapılmasıdır; bu üniversitelerin bilim
üretme, donanımlı bilim insanı yetiştirme, ülkemizin
kalkınması ve istihdamına katkı sunması, nitelikli
insan kaynağı yetiştirmesi ve gerçekten vakıf olma
özelliği taşıyan niteliklere sahip olmaları gerekir. Bu
özelliklerden ciddi uzaklaşan vakıf üniversitelerinin yönetim ve
idari yapılarının oluşumu, ilginç sermaye
yapıları, siyasi ilişkilerinin ortaya çıkarılması
ama her şeyden önemlisi nitelikli eğitim, akademisyenlerin
çalışma koşulları ve özlük haklarıyla ilgili detaylı
bir araştırma yapmamız gerekmektedir. Bu süreçte, vakıf
üniversitelerini de katarak belki de onlarla birlikte bu sorunları beraber
tartışarak ve -gerçekten Millî Eğitim Komisyonuna sorumlu ya da-
Meclisimizdeki değerli akademisyenlerin de katılımıyla
vakıf üniversiteleri üzerinde ciddi bir yasal düzenlemenin
yapılması gerektiğini düşünüyorum ve araştırma
önergemize de destek vermenizi bekliyorum.
Teşekkür ediyorum sabrınız için. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
Gaziantep Milletvekili Sayın İmam Hüseyin Filiz.
Buyurunuz Sayın Filiz. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İMAM
HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi üzerinde İYİ
Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 9 Mart 2022 tarihinde
vakıf üniversiteleriyle ilgili bir konuşma yapmış, bu
üniversitelerin yeterince denetlenmediklerini söylemiştim. İki
farklı anlayışta vakıf üniversitesinden bahsederek birinci
grupta adı uluslararası arenada hiç bilinmeyen, diğer grupta ise
uluslararası arenada dünya üniversiteler sıralamasında zaman
zaman ilk 500e giren ve Türkiyede çok bilinen, nitelikli vakıf
üniversiteleri olduğunu ve bu iki grubu aynı sepete koyamayacağımızı
söylemiştim. Buradaki konuşmam birinci grupla ilgili olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bu üniversiteler,
öğrenci ücretleriyle palazlandıklarından, bir öğrencinin
üniversiteye maliyetinin katbekat üstü ücret talep etmektedir. Reklam ve
tanıtım için ayrılan bütçeleri AR-GE bütçelerinden çok fazla
olup araştırma geliştirme faaliyetlerine çok sembolik harcama
yapmaktalar. Birçoğunda öğretim üyesi başına düşen
öğrenci sayısı 50 ile 65 arasında olup öğretim
elemanları ders yükü altında ezilmekteler. Araştırma
görevlilerine ise sayısız görevler verilmektedir. Eğitim düzeyi
liseden ileri gidemeyen bu üniversitelerdeki kontenjanlar yüzde 40 düzeyinde
kalmaktadır. Ancak YÖK'ün TYT ve AYT'deki barajları kaldırarak
bu üniversitelere kaynak yaratmış olduğunu belirtmeden
geçemeyeceğim.
Değerli milletvekilleri, öğretim üyesi
istihdamına gelince 5 Nisan 2020de kabul edilen 7243 sayılı
Kanun ve Yükseköğretim Kanununda yapılan değişiklik
uyarınca Vakıf yükseköğretim kurumlarında
çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet
yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret
verilemez. denmesine rağmen bu üniversitelerin bir kısmı
öğretim üyelerine yasada belirtilen ücretleri ödemiyorlar.
Değerli milletvekilleri, bu üniversitelerin
bazılarında yaşanan ücret ve işten çıkarma
sorunlarıyla ilgili olarak YÖK toplam 9 vakıf yükseköğretim
kurumu hakkında inceleme başlattı ama bu üniversitelerin
adını açıklamadı. Sürecin şeffaf şekilde
paylaşılacağını belirten YÖK'ü yakından takip
edeceğimizi belirtmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, istihdamla ilgili
olarak şimdi de devlet üniversitelerinden bahsetmek istiyorum.
Üniversiteler siyasetin ağır baskısı altında olup hem
akademik hem de idari kadrolar liyakat esas alınmadan, sadece
yandaşlık esas alınarak doldurulmaktadır. Kadro
ilanlarına bakınca bunları açıkça görüyoruz. Bütçe
görüşmelerindeki konuşmalarımızda YÖKü uyarmış,
şikâyetleri dile getirmiştik. YÖK 2019 yılında bir uyarı
yayınladı ama dinleyen üniversite olmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) 9
Mart 2021 tarihinde, YÖKün, Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma
Yönetmeliğinde bir düzenleme yaparak Öğretim üyesi
kadrolarının özel şartlarında, adaylara ait tez isimlerinin
bir kısmı veya tamamı yazılmayacak. Ayrıca,
ilanın özel koşulunda belirli bir adayı tanımlayan özel
şartlara da yer verilmeyecek. diye bir karar yayınlamasına
rağmen kamuoyunda ve akademik çevrelerde tepkiye yol açan, siyasi
kadrolaşma amaçlı, adrese teslim kadro ilanlarına her gün bir
başkası ekleniyor; saymakla biteceğe benzemiyor. En son, Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesindeki doçent ilanında, bir tek,
müracaatçının adı soyadı yazılmamış.
Rektörlerin çoğu üniversiteleri şahsım üniversitesi olarak nitelemeye
devam ettikleri sürece gidişat değişmeyecektir değerli
milletvekilleri. Bu bakımdan, CHPnin bu önergesini desteklediğimizi
belirtiyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Erol
Katırcıoğlu.
Buyurunuz Sayın Katırcıoğlu.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli vekiller; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Doğrusu, bu ülke tuhaf bir ülke yani kabul
edin, birçok konuda bu tuhaflığı hepimiz hissediyoruz. Mesela,
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara yürürken geçmişte YÖKü
kaldıracağım. diye söz vermişti topluma. YÖKü
kaldırmadı yirmi sene süresince ve aksine, YÖKü daha da pekiştirdi,
daha da otoriterleştirdi ve merkezîleştirdi.
Şimdi, bu vakıf üniversiteleri meselesi de
böyle. Yine, hatırlayacaksınız, efendim, sizin Parti
Başkanınız ve Sayın Cumhurbaşkanımız dedi
ki: Ya, bu vakıf üniversiteleri kazanç kapısı olmuş.
Herkes biliyor bunu. Herkes biliyor ki bunlar ticari işletme ve vergi
vermiyorlar değerli arkadaşlar. Kendi şirketleri anonim
şirket statüsünde, istedikleri gibi kaynak aktarabiliyorlar. Dikkat edin,
her sene bu vakıf üniversiteleri bir inşaat yaparlar veya bir harcama
yaparlar ve bu harcama esas itibarıyla vergiden muaftır ama ticari
anlamda bir işlevi vardır.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Cumhuriyet
Halk Partisinin bu önergesi gerçekten önemli bir önerge yani eğer
eğitim gibi bir mesele kafanıza takılıyorsa lütfen bu
meseleye eğilin. Yani hasbelkader ben bu üniversitelerde uzun zaman
yönetici olarak çalışmış bir insan olarak şunu
söyleyebilirim ki YÖKün denetim fonksiyonunun herhangi bir anlamı yoktur.
Bakın, son iki yılda YÖKün verdiği 500 tane denetim ve
uyarı raporu var fakat ne oluyor? Hiçbir şey olmuyor. Hiçbir şey
olmuyor ve olan şey -yani zamanım olsa daha uzun konuşmak
isterim ama- şu değerli arkadaşlar: Bakın, ilk zamanlar,
vakıf üniversiteleri ilk kurulduğunda aralarında rekabet
ediyorlardı ve rekabet de daha iyi üniversite hocalarını almaya
yönelikti ve dolayısıyla da üniversite hocalarının
ücretleri çok yüksekti görece olarak, devletten çok yüksekti. Fakat ne oldu?
Arkadaşlar, tıpkı bir ticari işletme gibi, bu vakıf
üniversiteleri bunun maliyet unsuru olduğunu gördükleri için ücretleri
düşürmenin yollarını aradılar; bunun bir sürü yolu
vardı, bunu becerdiler ve şimdi, hâlen de devam eden bir problem.
Son birkaç cümle de -zamanım hızla eriyor-
şöyle: Değerli arkadaşlar, bu vakıf kelimesi,
Müslümanlığın devrimci olduğu zamanlarda başka bir
içerikteydi yani Hazreti Ömer'in vakfettiği söylenen topraklarda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Teşekkür
ederim.
miras yoluyla devredilemeyeceğini söyledi,
parayla satılamayacağını yazdırdı vakıf
senedine ve bütün Osmanlı boyunca da vakıflar,
dışarıdan baktığımızda Aa, ne iyi, kamu
hizmeti gören kurumlar. gibi geldi ama değerli arkadaşlar, aynı
zamanda, tımar sisteminden dirlik sistemine geçerken servet
biriktirmiş olan birtakım tefeci bezirgânların da miras yoluyla
edindikleri servetleri miras yoluyla devretmelerinin imkânı olarak
açıldı. Bu vakıf kavramının ve vakıf
üniversitelerinin de bence bu çerçevede değerlendirilmesi lazım. Yani
kısaca söyleyeyim: Vakıf üniversiteleri birer ticarethanedir; hepsi
için aşağı yukarı bunu söylüyorum, istisnalar olabilir, bu
tartışılabilir ama genel durum budur. Dolayısıyla da
bunların denetim altına alınmalarıyla ilgili neler
yapılabileceğinin bu Meclisin gündeminde olması
lazımdır diye düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Konya Milletvekili Sayın Hacı Ahmet Özdemir.
Buyurunuz Sayın Özdemir.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA HACI AHMET ÖZDEMİR
(Konya) - Değerli Başkan, kıymetli Genel Kurul; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Notlarıma bakıyorum; biz bu konuyu 29 Mart
2022 tarihinde, daha dün denilebilecek bir tarihte bu kürsüden defalarca
konuşmuşuz, yine ben grubumuz adına kendilerine burada cevap
vermişim. Ramazan ayı olması münasebetiyle, ramazan ayında
sıkça kullanılan ve ramazan ayıyla ilgili olan bir deyime
değinmek herhâlde burada yerinde olur: Temcit pilavı derler,
akşamdan kalan pilavı sahurda ısıtıp eğer tekrar
yedirmeye kalkarsanız bunun adı temcit pilavıdır;
zannediyorum, böyle bir temcit pilavı durumuyla karşı
karşıyayız.
Ben geçtiğimiz konuşmada da bu konu
üzerinde durdum, doğrusu, bugün yeniden gündeme gelmesini
yadırgadığımı ifade etmekte fayda mülahaza ediyorum.
Ne diye biz bu konuyu 29 Martta konuştuk, bugün tekrar konuşuyoruz,
doğrusu, anlam vermekte güçlük çekiyorum.
Vakıf üniversiteleriyle alakalı,
vakıf üniversitelerinde denetimin olmadığına dair
şeyler söyleniyor. Hâlbuki vakıf üniversitelerinin denetimi
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Denetimi
olmadığını demedik Hocam.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) Ama Yok.
denildi az önce burada; siz yoktunuz, uzaklardaydınız; söylendi bu,
Yok. dendi. Hâlbuki kanunen denetim hakkı YÖKe verilmiştir.
Vakıf üniversiteleri kendi kendilerine devam edecek üniversiteler olarak
da görülmemiş, yasa koyucu tarafından hami üniversite olarak bir
devlet üniversitesiyle de ilişkilendirilerek vakıf üniversitelerinin
işleyişiyle ilgili herhangi bir olumsuz durum
karşısında da yasal önlem alınmıştır.
Denetlemelerle alakalı ben bugün YÖK Denetleme
Kurulu Başkanıyla özellikle konuştum, dedim ki: Denetlemelerle
alakalı sizin eksik bıraktığınız, noksan
bıraktığınız, denetlemeye rağmen denetleme
raporunun gereğini yapmadığınız herhangi bir durum söz
konusu mu? Hayır, böyle bir durum da söz konusu değil.
Ücretler konusunu geçen de anlattık. Burada bir
ikilem söz konusu; vakıf üniversiteleri bir yandan YÖK Yasasına
tabi, bir yandan İş Kanununa tabiler. İş Kanununa tabi
oldukları için de normalde kamu üniversitelerindeki öğretim üyesi
giderlerinin kat kat fazlası bir harcama mükellefiyetiyle karşı
karşıyalar. Bütün bunları bir araya getirdiğinizde,
vakıf üniversitelerinin kamu üniversitelerine göre biraz daha rahat, esnek
çalışma şartlarına ve çalıştırma, personel
istihdam etme şartlarına sahip olduğu; iyi olanın yüksek
ücretlerle çalıştırıldığı, sıradan
olanın sıradan ücretle
çalıştırıldığı ama onun
dışında, yetersiz görülen öğretim üyelerinin de belki
çalıştırılmak zorunda kalındığı -fakat,
bilemiyorum tabii onun işleyişini- bir durumla karşı
karşıyayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) Bunu burada
öğretim üyesi olarak herkes konuştu. Bütün
arkadaşlarımız öğretim üyesi, rektörlük yapmış
olanlar var, herkes biliyor ama biz buraya geldiğimizde, kürsüde,
herhâlde, kürsünün cazibesi, buradaki Genel Kurul ortamının
çekiciliği falan devreye girerek bildiklerimizin biraz
dışına çıkmayı tercih ediyor ve biraz daha, galiba,
mesaj yüklü konuşmalara ağırlık vermeye gayret ediyor
gibiyiz. Hâlbuki vakıf üniversiteleriyle ilgili yasal düzenlemeler gayet
yerli yerincedir ve işleyişle alakalı da şu anda herhangi
bir sıkıntı gözükmemektedir. Zaten sıkıntı söz
konusu olursa Meclis buradadır, Hükûmet buradadır; yasal düzenleme
imkânı da vardır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
III.- YOKLAMA
(İYİ Parti sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir)
- Sayın Başkanım
ZAFER IŞIK (Bursa) Yoklamaya kalkmayı
bilmiyorsunuz daha ya!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Senden mi öğreneceğiz?
ZAFER IŞIK (Bursa) Böyle yoklamaya mı
kalkılır?
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Daha yeni geldin Meclise.
ZAFER IŞIK (Bursa) Konuşma!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Yani, çene suyu çorba, gelir gelmez ötmeye başladın!
ZAFER IŞIK (Bursa) Konuşma!
Konuşma!
BAŞKAN Yoklama talebi vardır.
Sayın Dervişoğlu, Sayın
Çulhaoğlu, Sayın Bahşi, Sayın Çakırlar, Sayın
Kaplan, Sayın Tatlıoğlu, Sayın Örs, Sayın Öztürk,
Sayın Erel, Sayın Beyaz, Sayın Oral, Sayın Ataş,
Sayın Kabukcuoğlu, Sayın Subaşı, Sayın
Altıntaş, Sayın Yokuş, Sayın Cinisli, Sayın
Filiz, Sayın Yılmaz, Sayın Erozan.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Göreceğim şimdi yoklamaya girmeyi becerebiliyor
musunuz?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Bizim
arkadaşlar
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Tecrübeli mi?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
günaha girmesinler diye birinci yoklamaya girmiyorlar, ikinci yoklamaya
giriyorlar.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Görüşeceğiz.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) Mecliste olup
yok sayılmak nasıl bir şey acaba?
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.34
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.45
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 83üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisinin oylamasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, 18/4/2022 tarihinde İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemir ve arkadaşları tarafından, vakıf
üniversitelerindeki eğitimin niteliğinde ve öğretim
elemanlarının özlük haklarında yaşanan sorunların
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Nisan 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın Ersoy
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoyun,
21-28 Nisan Ebeler Haftasına ilişkin açıklaması
AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Ebe, hem bebeğe hem de anneye aynı anda
hizmet ederek sağlıklarıyla ilgili sorumluluk alan, aile ve
toplum sağlığının korunmasında önemli rolleri
olan bir sağlık çalışanıdır. Ebeler, doğum
sonrasında ve doğumdan sonra anneye ve bebeğe en doğru
bakımı sağlayacak uzmanlık birikimine sahiptirler.
Ebelerimiz sayesinde annelerin ve yeni doğanların sağlık
durumlarının olumlu olarak etkilendiği vurgulanmakta ve yeterli
kaynakları bulunan bir sağlık sisteminde iyi eğitilmiş
ve iyi düzenlenmiş ebelik iş gücü sayesinde, gebelik ve doğum
komplikasyonları sonucunda gerçekleşebilecek anne ve bebek
ölümlerinin önlenebileceği çeşitli raporlarda belirtilmektedir.
Her koşulda yaşatma
anlayışıyla hareket eden tüm ebelerimizin 21-28 Nisan Ebeler
Haftasını en içten dileklerimle kutluyorum.
BAŞKAN Sayın Özdemir
30.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin,
Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemirin CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bir önceki oturumda araştırma önergemle
ilgili AK PARTİ Grubundan Değerli Hocam Sayın Hacı Ahmet
Özdemir, eğitimle ilgili sürekli gündeme getirdiğim vakıf
üniversitelerinin sorunlarıyla ilgili konuya temcit pilavı kürsü
cazibesi benzetmelerini yaptı. Sayın Hocama hem bu kavramlar
yakışmadı hem de benim böyle bir özelliğim yok zaten. Ben,
bu araştırma önergesini hazırlarken vakıf üniversiteleriyle
ilgili YÖKün raporları, üniversite yönetimleri, akademisyenlerle
görüşerek bu sorunları Meclis gündemine getirip çözmemiz gerektiğini
öneriyorum. Benim, YÖKün denetim yapmadığını
söylediğimi söyledi; ben, YÖK denetim yapıyor ama bu denetim
sonucunda gerekli yaptırımları yapmıyor, bazı siyasi
lobi ve sermaye lobilerinin etkisinde kalıyor dedim. Amacımız,
bu sorunları gündeme getirip Meclis olarak çözmektir diyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın İmir
31.- Şırnak Milletvekili Nuran
İmirin, Dicle Nehrinin Cizrede karşı karşıya
kaldığı çevre felaketine ilişkin açıklaması
NURAN İMİR (Şırnak)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Dicle Nehri, hem içme ve tarımsal sulama için
hem de üzerinde kurulu HESlerle elektrik üretiminde kullanılıyor.
Son dönemlerde Dicle Nehrine dökülen kanalizasyon suları ile
atıkların doğaya verdiği zarar nedeniyle birçok canlı
yok olmakta, bu da ciddi sağlık sorunlarına ve çevre
kirliliğine sebebiyet vermektedir. Kayyum atanan Cizre Belediyesinin
şehir kanalizasyon sularını arıtmadan geçirmeden nehre
akıtması sonucu bütün bunlar meydana gelmektedir. Dicle Nehri,
Cizrede büyük bir talan ve çevre felaketiyle karşı
karşıya. Dicle Nehrinin coşkulu akışını
engelleyen bu felaketin önüne derhâl geçilmelidir.
Dicle Nehrinin sesi herkesin nefesidir diyorum,
teşekkürlerimi sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Karahocagil.
32.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent
Karahocagilin, 2021 yılında AK PARTİ Hükûmetinin Recep Tayyip
Erdoğan önderliğinde gerçekleştirdiği çalışmalara
ilişkin açıklaması
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya) 2021
yılında AK PARTİ Hükûmetinin, lideri Recep Tayyip Erdoğan
önderliğinde gerçekleştirdiği çalışmaları
anlatmaya devam ediyorum: Cumhurbaşkanımızın kararıyla
175 adet kazı çalışması gerçekleştirilmiştir. 53
kazı çalışması, müze müdürlükleri
başkanlığınca gerçekleştirilmiş olup aynı
zamanda 193 adet kurtarma kazısı, 12 kamu yatırım
alanı kurtarma kazısı ve 6 su altı kazısı
gerçekleştirilmiştir. İlkokul düzeyindeki çocukların kültür
varlıklarının korunması ve kültür varlığı
kaçakçılığının önlenmesi konularında bilinçlerini
artırmaya yönelik kitap basılmış ve yaklaşık 50
bin çocuğa ulaştırılmıştır. Ülkemizin zengin
kültürel mirasını ve dünyanın çeşitli kültürel
zenginliklerinin ülkemizde tanıtımını sağlamak
amacıyla 2021 yılı içerisinde yurt içinde 46 adet sergi
düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere, tarih, kültür, sanat
birikimimize sahip çıkıp ileriye taşımak gelecek nesillere
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Aydınlık
33.- Şanlıurfa Milletvekili Aziz
Aydınlıkın, Şanlıurfada yaşanan kuraklık
sebebiyle çiftçiye verilmesi gereken desteklere ilişkin
açıklaması
AZİZ AYDINLIK (Şanlıurfa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye'nin kalkınması için
tarımın şart olduğunu herkes biliyor ancak son dönemlerde
çiftçimizin yaşadığı sıkıntılar saymakla
bitmiyor. Şu anda Urfada çiftçi kuraklıkla karşı
karşıya. Birkaç gün içerisinde yağmur düşmezse kuru
tarım yapılan 3,5 milyon dönüm arazi ne yazık ki riske girecek.
Buradan Hükûmete çağrı yapıyorum:
Acilen sulama alanlarında iyileştirme yapılması ve
planlanan alanların sulamaya açılması gerekiyor. Bölgede
yaşanan elektrik kesintilerine son verilerek tarımsal sulamaya en az
yüzde 50 destek verilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, tarımı da
çiftçiyi de unutmak zorunda kalacağız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Erel, buyurunuz.
34.- Aksaray Milletvekili Ayhan Erelin, 21-28 Nisan
Ebeler Haftasına ve sağlıkçılara ek zam konusunda verilen
sözlerin tutulmadığına ilişkin açıklaması
AYHAN EREL (Aksaray) Teşekkürler Sayın
Başkanım.
Ebeler Haftasındayız. Gebelik öncesi,
gebelik ve doğum sürecinde gebelerimizin yol arkadaşı olan,
bebeklerimizin ilk nefes verişini izleyip onları
sağlıklı bir şekilde annelerinin kucağına teslim
eden değerli ebelerimizin Ebeler Haftası kutlu olsun.
Sağlık
çalışanlarımızın kıymetini maalesef sadece özel
günlerde hatırlıyor, onlara verdiğimiz sözleri çok çabuk
unutuyoruz. Pandemi döneminde doktorlar için ek zam müjdesi verilmiş, daha
sonra haksızlık olmaması adına tüm
sağlıkçılar için düzenleme yapılacağı
belirtilerek ek zam ertelenmişti. 14 Mart Tıp Bayramında Cumhurbaşkanımız
yeniden bu ödemeleri gündeme getirdi fakat hâlâ bir gelişme meydana
gelmiş değil.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Özdemir.
35.- Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemirin,
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) Değerli
Başkanım, Sibel Hanımın açıklaması üzerine söz
aldım. Normalde Meclis iradesinin belirli olduğu konularda yeni bir
öneri verilmesi, İç Tüzüke göre de teamüllere göre de uygun
değildir. 29 Martta tartıştığımız bir
konunun yeniden gündeme getirilmesini ben eleştirdim ama Sibel Hanım
bundan alınganlık gösterdiyse ben kendisi kastetmediğimi burada
özellikle belirtmek istiyorum. Tabirlerin de böyle değişik bir
özelliği vardır, bu hususu bilgilerinize ve Genel Kurulun bilgilerine
takdim etmek istiyorum.
BAŞKAN Alınan karar gereğince
denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, İzmir Milletvekili
Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan
ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu
Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
324) (*)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 324 sıra sayılı
Kanun Teklifinin birinci bölümünde yer alan 13üncü maddesi kabul
edilmişti.
14üncü madde üzerinde 4 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin 14üncü
maddesinin (4)üncü fıkrasında yer alan az olmamak üzere ibaresinin
fazla olmamak üzere şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Hüseyin
Örs Dursun
Ataş Mehmet
Metanet Çulhaoğlu
Trabzon Kayseri Adana
Hayrettin
Nuhoğlu Yasin
Öztürk İmam
Hüseyin Filiz
İstanbul Denizli Gaziantep
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER
(Ankara) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Trabzon
Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 14üncü maddesi üzerinde
İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve
ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, teklifin 14üncü
maddesiyle spor federasyonlarının belirli liglerde yer alabilmek için
spor anonim şirketi olma zorunluluğu ve bu şirketlerin
ödenmiş sermayesinin 1 milyon Türk lirasından az olmamak üzere asgari
sermaye zorunluluğu getirilmesi düzenlenmektedir.
Değerli milletvekilleri, Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifini birkaç gündür görüşmeye devam
ediyoruz. Komisyonda da bulundum, orada da fikirlerimi, görüşlerimi ifade
ettim. Bugün birinci bölüm üzerindeki maddeleri tamamlayacağız inşallah.
Bildiğiniz gibi, kanun teklifi üç bölümden oluşuyor ve önümüzde
görüşeceğimiz 45-46 madde daha var. Şu ana kadar kanun
teklifinde üzerinde tartışmalar olan bazı maddelerde iktidar ve
muhalefet partilerinin uzlaşısıyla bazı düzeltmeler
yapıldığını görüyoruz. İnşallah, kanun teklifinin
tamamında iktidar ve muhalefetin uzlaşısıyla herkesin
evet diyeceği bir metni kanunlaştırırız.
Değerli arkadaşlar, sizlere birkaç hususu
arz etmek istiyorum. Özellikle özerklik açısından önemli
olduğuna inandığım ve spor federasyonlarının denetlenmesi
konusunda bir iki hususu söyleyeceğim. Bağımsız denetim
şirketleri tarafından yapılan denetim yerine, bu teklifte 42nci
maddede yer alan kuruluş kanunu bulunanlar hariç spor
federasyonlarının her türlü harcamalarının Gençlik ve Spor
Bakanlığı tarafından denetlenmesine ilişkin hükümler,
siyasetin spor federasyonları, kulüpler ve futbol üzerindeki nüfuzunun
artmasına imkân verecek ve vesayeti daha da güçlendirecek bir
anlayışı yansıtmaktadır.
Değerli arkadaşlar, devlet, sporu koruma
ve geliştirme görevini öncelikle Anayasanın 33üncü ve 59uncu madde
hükümleri ve kanunların kendine tanıdığı
sınırlar içerisinde yerine getirmelidir; evet. Ancak, eğer bu
kanun teklifi kanun niteliğini haiz olursa federasyonlar üzerindeki siyasi
kontrol uygulamada daha da artacak. Gençlik ve Spor Bakanı tarafından
istenmeyen herhangi bir federasyonun görevde kalamayacağına
ilişkin çekincelerimiz var ve bu çekincelerimizi burada ifade etmek
istiyorum. Merkezî idarenin, futbol alanına bu derece yoğun
müdahalesini getiren düzenlemelerin FIFA ve UEFA tarafından nasıl
değerlendirileceğini göz ardı etmeyelim, yarın istenmeyen
yaptırımlarla karşı karşıya kalmamak için yeni
düzenlemelerimizde bu noktaya dikkat edelim, özen gösterelim.
Değerli milletvekilleri, amatör spor kulüplerimizin,
amatör sporcularımızın, amatör branşlarda çalışan
antrenörlerimizin ve teknik heyetin yaşamış oldukları
mağduriyetler var, sorunlar var. Nedir bunlar? Finansal sorunları
var, yeterli mali destek alamama sorunları var, malzeme tesis ve
ulaşım için kaynak oluşturamama sorunları var,
yöneticilerin donanımına ilişkin sorunları var,
yapılması gereken hukuki düzenlemeleri gerçekleştirebilmek için
maddi zorlukları var, mevcut tesislerin ortak kullanımında
planlamayla ilgili sorunları var. Ben derim ki: Burada, bu spor
yasası teklifini konuşurken gelin, bu kulüplerin, amatör
kulüplerimizin sorunlarının çözümüne ilişkin de düzenlemeleri
yapalım, bunları da yerine getirelim.
Son olarak bir şey söylemek istiyorum
değerli arkadaşlar: Özellikle bu yasa teklifini konuşurken, bu
yasa teklifini görüşürken kulüplerimizin aşırı
borçlanmalarından bahsettik -ki doğrudur- burada yabancı
transferleri ve menajerlik ücretlerinin çok fazla olduğundan
şikâyetçi olduk -ki doğrudur- o zaman yapılması gereken
kulüplerin altyapılarını güçlendirmek, altyapıya değer
vermek, kıymet vermek ve altyapıdan yeni gençlerin yetişmesine
imkân vermektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) Teşekkür ederim.
Bununla ilgili pilot takım uygulamaları
var yani profesyonel kulüplerin pilot takımları var. Bizim
Trabzonda, Trabzonsporla 1461 Trabzon pilot takım uygulaması
vardı. Buradaki hedefimiz de A takıma yani ana takıma, Trabzonspora
hem oyuncu yetiştirmek hem teknik heyet, antrenör, hoca yetiştirmek
hem de idarecileri buna hazırlamaktı; bununla ilgili bir
uygulamamız vardı. Yalnız, bizden başka bazı
kulüplerin de yine bu tür uygulamaları var. Ben derim ki bunu Federasyonla
konuşalım; Federasyon bu noktada pilot takım uygulamasının
esaslarını belirleyecek bir çerçeve ortaya çıkarsın ve bu
pilot takımları destekleyelim.
Son kez şunu söyleyeceğim: Büyükşehir
belediyelerinden amatör spor kulüplerine bütçelerinden binde 12, diğer
belediyelerden de yüzde 7 oranında ayni ve nakdî yardım var, bunun
yetersiz olduğunu da burada ifade etmek istiyorum.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesinde geçen vasfını
ibaresinin özelliğini şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Nuran
İmir Serpil Kemalbay
Pekgözegü Mahmut Celadet
Gaydalı
Şırnak
İzmir Bitlis
Zeynel
Özen Ayşe
Sürücü Ömer Faruk
Gergerlioğlu
İstanbul Şanlıurfa
Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER
(Ankara) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Şırnak Milletvekili Sayın Nuran İmir.
Buyurunuz Sayın İmir. (HDP
sıralarından alkışlar)
NURAN İMİR (Şırnak) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; cezaevlerinde
rehin tutulan bütün arkadaşlarımızı ve
halkımızı buradan selamlıyorum.
Sayın Başkan, dünya siyasal tarihine
baktığımızda, yolsuzluğa bulaşıp ülkenin
kaynaklarını yandaşlarına peşkeş çeken iktidarlar
ayakta kalmak için her zaman faşizmin sınırlarını
genişletmişlerdir. Türkiyedeki AKP ve MHP iktidarı da her gün
faşizm dalgasını bir üst seviyeye ulaştırmaya
çabalıyor, Türkiyedeki ekonomik krizin ve yolsuzluğun görülmemesi
için tek çözümü Kürtlere ve demokrasi çevrelerine saldırmakta görüyor. Bu
saldırıların merkezi hâline gelen Şırnaktan birkaç
örnek vermek istiyorum.
Hatırlarsanız, birkaç ay önce Cizrede bir
polis, kullandığı aracıyla Abdulgaffar Dayan adlı
bir gencimizi ezerek katletmişti. Ailenin şikâyetçi olmaması
için Vali, Kaymakam ve bürokratlarınız Dayan ailesinin evine âdeta
karargâh kurdu. Dayanın ölümüne sebebiyet veren polis memuru da hâlâ
görevinin başında. Tabii, olay bunlarla bitmiyor. Birkaç ay sonra
yani geçtiğimiz hafta, yine başka bir polis memuru
Şırnakta bu kez Dayanın avukatı olan Serkan Karakaşı
arabasıyla ezdi, avukat Karakaş günlerce hastanede kaldı. Bütün
bunlar tesadüfi olaylar değildir. Faşist dalgadan etkilenen polisler
ve mülki idare amirleri halkın can güvenliğini gerçekten hiçe
sayıyorlar, iktidarın gözüne girmek için de her türlü hukuksuzluğu
ve yolsuzluğu yapıyorlar. Neden sadece bizim bölgede polis
araçları sivilleri eziyor ve katlediyor? Diğer bölgelerdeki polisler
araç kullanmıyor mu? Buna benzer bir sürü olay olmasına rağmen
bunları hiç sorguladınız mı, hakikaten, tekrar buradan sormak
istiyorum. Bölgedeki polisler suç işleme konusunda neden bu kadar
rahatlar? Cezasızlık politikasının
rahatlığıyla kendilerince halka devletin şiddetini
göstermek istiyorlar; olacak iş midir? Çünkü bütün suçların
arkasında duran iktidarınızı görüyorlar. O yüzdendir ki bir
yandan araçlarıyla sivilleri eziyorlar, diğer yandan da parti
binalarımızın kapılarını kırıp her gün
baskınlar yapıyorlar.
Bakın, Cizre ilçe binamız dört ay
içerisinde 2 kezdir basılıyor. Geçtiğimiz hafta sabahın
köründe yine parti binamızı destursuzca basıp talan ettiler. Ben
gördüklerimle inanın dehşete düştüm, bu nasıl bir kin, bu
nasıl bir nefret dedim. Kitapları yırtmak, duman külüyle
karalamak ne demek? Arkadaşlar, soba borularından
çıkardıkları izlerle kitapları, duvarları, kapıları,
panoları, fotoğrafları, parti içinde ne varsa hepsini özel
olarak kirletmişler, bilgisayarları kullanılamaz hâle
getirmişler, paramparça etmişler. Bundan daha barbar bir zihniyet
olabilir mi? İşte, Vandalizm budur. Biliyorsunuz, biz de biliyoruz, halkı
korkutmak istiyorsunuz, algılar oluşturuyorsunuz ve böyle parti
binalarımızı basıyorsunuz. Her gün fiziki olarak takip
ettiğiniz ilçe eş başkanlarımızı ifadeye ne zaman
çağırdınız da gelmediler? Fakat faşizm
dalgasını yükseltmek için gece gündüz kapısında nöbet
tuttuğunuz parti binalarımızı ve ilçe yöneticilerimizin
evlerini korsanvari basmayı tercih ediyorsunuz, çocukları
korkutmayı, yaşlıları iterek yere atmayı marifet ve
kendi hukukunuz sayıyorsunuz. Bu nasıl bir güç zehirlenmesidir, bu
nasıl bir şuursuzluktur? Evet, amacınız korku salmak, bunu
biliyoruz ama Cizre halkı korkmaz, Cizre halkı sinmez.
Halkımız bu baskına cevaben üç gün üç gece parti
binalarının önünde partilerine ve parti yöneticilerine sahip
çıktılar; işte HDP, direnen bu onurlu halkın kendisidir.
Biz bir kez daha söylüyoruz, ikiyüzlü politikalarınızdan bir an evvel
vazgeçmelisiniz. Sizden öncekiler şu an
yaptıklarınızın aynısını
yapmışlardı ama hepsi tarihin çöp sepetinde yerlerini
aldılar. Defalarca denenen ama aynı sonuçları doğuran savaş
ve kaos seçeneğinin dışına çıkmak
zorundasınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz, tamamlayınız
efendim.
NURAN İMİR (Devamla) Teşekkür
ediyorum.
Siz de gördünüz ve çok iyi biliyorsunuz ki Kürtler,
Botanlılar kirli hesaplara, faşist uygulamalara ve operasyonlara diz
çökmeyecektir. Kürtler demokratik mücadele zeminini de terk etmeyecektir,
partisi HDPyle birlikte var olmaya, mücadele etmeye devam edecektir. O yüzden,
kendi iktidar politikalarınızdaki bu inkârı ve baskıyı
terk edin diyoruz, Nevrozlarda yükselen seslere kulak verin diyoruz, sorunun
tek çözümü olan barış ve diyaloğun yolunu bir an evvel açın
diyoruz. Bu yolda bizler mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizim yolumuz barış
yoludur, bizim yolumuz demokrasi yoludur.
Bu vesileyle bir kez daha direnen Cizre
halkımızı, bütün Botan halkımızı sevgiyle
selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Şimdi okutacağım 2 önerge aynı
mahiyette olup birlikte işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesinin (3)üncü
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını ve
diğer fıkraların buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Cahit
Özkan Erkan Akçay Dursun Müsavat
Dervişoğlu
Denizli
Manisa İzmir
Meral
Danış Beştaş Engin
Özkoç
Siirt
Sakarya
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Mustafa
Adıgüzel Ali
Keven Yüksel
Mansur Kılınç
Ordu Yozgat İstanbul
Vecdi
Gündoğdu Fikret
Şahin Burhanettin
Bulut
Kırklareli
Balıkesir Adana
Ömer
Fethi Gürer
Niğde
BAŞKAN - Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER
(Ankara) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki ilk önergenin
gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, spor anonim şirketlerinin
tescillerinin İçişleri Bakanlığına bildirilmesine
ilişkin fıkranın madde metninden çıkarılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Aynı mahiyetteki diğer
önerge üzerinde konuşmacı Niğde Milletvekili Sayın Ömer
Fethi Gürer.
Buyurun Sayın Gürer. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; günümüzde spor deyince akla
futbol, futbol deyince büyük bir endüstri, endüstri deyince rant ve
şans oyunları gelmektedir. Bu kanun teklifi
ağırlıklı olarak profesyonel futbol kulüpleriyle ilgili
düzenlemeler içerse de Bakanın atama yetkilerini güçlendirip
özerkliği sınırlandırsa da yine de bir adımdır.
Ülkemizde 1.860 spor kulübünde 8 milyon 320 bin 347
lisanslı sporcu görülse de bunun ne kadarı aktif, belli
değildir. Ülkemizde, 92 ayrı ülkeden, futbol hariç, 3.320
yabancı uyruklu sporcu vardır. Türkiye Futbol Federasyonuna tescilli
futbol kulübü sayısı 5.751dir. 282.605 amatör futbolcu, 308.008
profesyonel futbolcu lisanslıdır. Yabancı uyruklu futbolcu
olarak ise 74 ayrı ülkeden, 273ü Süper Lig'de, 101i de 1. Ligde top
oynamaktadır. 8 milyon 250 bin üniversite öğrencimizden Üniversite
Sporları Federasyonuna kayıtlı ise 24.271 sporcudur, bu da
sporda hangi noktada olduğumuzun ilginç ve somut bir göstergesidir. Amatör
spor kulüpleri ve engelli spor kulüpleri üvey evlat muamelesi görmekte, bu
düzenlemede, bu yasada teklif olarak dahi yer almamaktadır.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde durum böyle,
Niğde'de nasıl? Ben Niğde Spor Tarihi kitabını
yazdım. Niğde, İç Anadolu'da spor anlamında geçmişte
aktif, farklı branşların olduğu, spor ilgi
alanının olduğu bir kentti. Niğde Spor Tarihi kitabı
540 sayfa. Dağcılıktan kayağa, güreşe, boksa tümünü
anlattım çünkü o zaman okullarda spor aktif olarak
yapıldığı gibi, fabrikaların da spor kulüpleri
vardı. 1926 yılında Niğdede kadın güreşçi
bulunuyor.
Şimdi, bunları
değerlendirdiğimiz zaman, o günden bu yana Niğde gibi bir kentte
sporun erdiği evrenin ne yazık ki iyi olduğunu söyleyemeyiz.
Altyapısı yetersiz. Niğdede, Niğde Stadı 1970
yılında yapılmıştı, 1987 yılında
genişletildi, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde 2016
yılından beri stadın yapılacağı söyleniyordu,
nihayet Mayıs 2021 yılında stat yıkıldı. Beş
yüz elli günde bu stat bitecek. deniliyordu; on bir ay geçti, hâlâ stat
yıkıntı olarak duruyor ve bir çivi dahi çakılmadı.
Bunun yansıması ne oldu? Niğde Anadolu Futbol Kulübü var. Bu
kulübü 2018 yılında altyapıda sporcu yetiştirmek için
İzmir Altınordu Spor Kulübü satın almıştı. Daha
sonra, geçen yıl Galatasaray Kulüp Başkanı Burak Elmas bu
takımı satın alarak bölge için önemli bir altyapı spor
kulübünü oluşturdu ama stat olmayınca Niğde Anadolu Futbol
Kulübü, üniversite stadında maçlarını yapmak zorunda kaldı,
Niğde üniversite stadında da kar yağdığında
kepçeyle stadın zemini kazınınca tarlaya döndü ve göçebe olarak
oradan oraya maçlarını oynamak zorunda kalan bir takıma
dönüştü, sonunda ne yazık ki Niğde Anadolu Futbol Kulübü küme
düştü, böyle olunca da Niğde'nin tek profesyonel sayılabilecek
takımı bir alt kümeye düşmüş oldu. Onun için, bu dönemde
Niğde stadının söz verildiği gibi bir an önce
yapılıp Niğdeye kazandırılması gerekiyor.
Neredeyse bir yıl geçmiş üzerinden, statla ilgili bir
çalışmanın olmaması büyük bir eksiklik, bunu da buradan
paylaşmak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Düşünce olarak Niğde Anadolu Futbol Kulübünün, Galatasaray Kulübünün
bir alt kulübü olarak genç sporculara kapı açan bir kimliğe
erdirilmesi güzel bir gelişmeydi. Bunun gibi profesyonel spor
kulüplerinin, 1. Ligde ve Süper Lig'deki takımların benzer
girişimlerini Anadoluya yaymalarının faydası
olacağını düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, geçmiş süreçte,
kendi çocukluk yıllarımıza baktığımız zaman,
sporun amatör ruhunun özelliği ve içeriği farklıydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Futbol
maçları, oynanan koşullar olumsuz da olsa ilgi bulduğu gibi,
diğer spor branşları da yaygın olarak yapılırdı.
Bugün ne acı ki çoğu lisemizin kapalı spor salonu
olmadığı gibi, okullarda sportif faaliyetler oldukça geriye
düştü. Yani biraz evvel söyledim, 8 milyonun üzerinde üniversite
öğrencisinin 24 bininin aktif sporcu olduğu bir ülkede
altyapının ortadan kalkması, spora verilen geniş
tanımın daralmasına neden oldu.
Spor yalnızca futboldan ibaret olmamalı,
amatör spor kulüpleri ve engelli spor kulüplerinin sorunlarını
çözecek düzenlemeler sağlanmalı. Bugün engelli spor kulüpleri malzeme
temin edemiyor, bir kentten bir kente giderken sponsor aramak zorunda
kalıyor. Oysa, bunlarla ilgili geniş bir düzenlemeyi
gerçekleştirip her kesimin spor yapacağı, sporun da
faydalarında buluşacağı bir düzenlemenin ihtiyaç olduğunu
düşünüyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 14üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
14üncü
madde kabul edilmiştir.
15inci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra
sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin
15inci maddesinin (4)üncü, (5)inci fıkralarının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
(4) Bir spor kulübü ile bağlantılı
olan spor anonim şirketlerinde şirket kârından kuruculara,
yönetim kurulu üyelerine ve diğer kişilere herhangi bir menfaat
sağlanamaz.
(5) Gerçek veya tüzel kişiler aynı ligde
yer alan birden fazla spor kulübünde veya spor anonim şirketinde
doğrudan veya dolaylı olarak hissedarı olamaz.
Mustafa
Adıgüzel Ali
Keven Yüksel
Mansur Kılınç
Ordu Yozgat İstanbul
Fikret
Şahin Burhanettin
Bulut Vecdi
Gündoğdu
Balıkesir Adana Kırklareli
Abdurrahman
Tutdere
Adıyaman
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER
(Ankara) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Adıyaman Milletvekili Sayın Abdurrahman Tutdere.
Buyurunuz Sayın Tutdere. (CHP
sıralarından alkışlar)
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, sporla ilgili kanun
teklifini konuşuyoruz; tabii, bu kanun teklifinin hem geneli üzerinde hem
de bölümler üzerinde yapılan konuşmalarda partimizin hatipleri
gerekli açıklamaları yaptılar, ben bu konuda tekrara
girmeyeceğim ancak şundan emin olmak lazım: Bu kanun teklifi
sporda yaşadığımız gerilemeyi durdurmaya
yetmeyecektir, yaşanan sorunları çözmeye yetmeyecektir. Sebebi
şu: Türkiye, özellikle AK PARTİ iktidarı döneminde her alanda
gerilediği gibi spor alanında da geriledi. Tabii, sporda bu ülke
neden bu kadar geriledi, neden yeni gençler yetişmiyor, neden
uluslararası başarılara imza atan yeni
futbolcularımız, yeni sporcularımız ortaya
çıkmıyor? Bunun bir sebebi var, o da AK PARTİ
iktidarının yanlış politikaları. AK PARTİ olarak
siz her şeye siyaseti karıştırdınız, büyük bir
doyumsuzluk var; STKler bizden olsun, spor kulüpleri bizden olsun, bütün
dernekler bizden olsun, her şey bizden olsun dediniz ve sporu da bu hâle
getirdiniz. Buradan, milletin kürsüsünden sizleri uyarıyoruz: Elinizi
milletin kurumlarından çekin. Bırakın bazı kurumlar da
halkın olsun, bazı kurumlar da milletin olsun ki Türkiye'de ilerleme
olsun.
Değerli arkadaşlar, hazır, Spor Bakan
Yardımcısı da buradayken seçim bölgem olan Adıyaman'la
ilgili birkaç eksiği ifade etmek istiyorum. Sayın Bakan,
Adıyaman, AK PARTİ iktidarında kamu hizmetlerinden yeteri kadar
pay alamadığı gibi sporda da yeteri kadar pay alamadı.
Bizim il olarak şu anda amatörde toplam 83 takımımız var,
profesyonel ligde 2 takımımız var. Ben, buradan, büyük zorluklar
içerisinde bu sezon da mücadele veren Kahta 02 Spora ve Adıyamanspor kulübümüze
başarılar diliyorum, teknik direktöründen tutun, bütün
futbolcularına ve bütün seyircilerine şükranlarımı
sunuyorum. Zor koşullarda mücadele ediyorlar. İnşallah, bu pazar
bir maça çıkacaklar, gerçekten bir kader maçı ve pazar günkü maçta da
takımlarımıza başarılar diliyorum.
Tabii, takımlarımız büyük zorluklarla
boğuşuyorlar, özellikle Kahta 02 Spor. Kâhta ilçemiz büyük bir nüfusa
sahip ancak stat gerçekten koşullar itibarıyla çok verimsiz ve Kahta
02 Sporun antrenman yaptığı Kâhta Stadıyla ilgili iktidar
defalarca söz vermiş olmasına rağmen bugüne kadar bir
çalışma yapmadı. Sporcuların kalacak yeri yok, otellerde
diğer firmaların destekleriyle kalıyorlar. Aynı
şekilde Adıyaman'daki stadımız da gerçekten talepleri
karşılayamıyor. Çok eski bir stat, birkaç kere
onarıldı ancak şu anda talebi karşılamıyor. Çevre
illerle yapmış olduğumuz kıyaslamada Adıyaman
Stadının artık, gerçekten talebi
karşılamadığı açıkça ortaya çıkıyor. AK
PARTİ iktidarı Adıyaman'dan oy almayı biliyor ancak hizmet
etmeyi bilmiyor. Bunu nereden anlıyoruz? Kâhta Stadına baktığımızdan
anlıyoruz, Adıyamandaki Atatürk Stadına
baktığımızdan anlıyoruz. Bir kez daha iktidarı,
Sayın Bakanı Adıyamandaki spor tesislerinin eksiklerini
gidermeye davet ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Adıyamansporun
futbolcuları şu anda, tesis olmadığı için, yeteri
kadar antrenman sahaları olmadığı için huzurevinde
kalıyorlar, düşünebiliyor musunuz? Burada kalan çocuklardan, burada
kalan gençlerden başarıyı nasıl bekleyeceksiniz? Bir an
evvel, Adıyamandaki spor tesislerinin eksiklerinin giderilmesini
bekliyoruz. Yirmi yıllık AK PARTİ iktidarı,
Adıyamanın çoğu beldelerine henüz bir halı saha daha
yapamadı. Bakınız, Adıyaman merkezde, Kömür ve Yaylakonak
beldelerimizde halı saha yok, Gölbaşı ilçemizin Harmanlı
beldesinde halı saha yok, Çelikhan ilçemizin Pınarbaşı
beldesinde halı saha yok. Siz yirmi yılda Adıyamana bir
halı saha yapmayı dahi beceremediniz. Ancak Adıyamanlılar
takip ediyor, milletimiz takip ediyor sizin bu vurdumduymazlığınızı,
gerçekten bu halkın hâlinden anlamazlığınızı
takip ediyor. İnşallah, en kısa sürede, milletin önüne
sandık geldiğinde millet bunun hesabını size soracak.
Bakınız, Adıyaman Atatürk Barajı
kenarında her yıl onlarca çocuğumuz boğularak vefat ediyor.
Bu sıcak bölgelerde bir havuz bile yapmayı beceremediniz,
başaramadınız. Adıyamanda, Urfada, bölgedeki bütün
illerde yazın çok sıcak havalar olmasına rağmen havuzlar
yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) Eğer siz havuz
yapmış olsaydınız gençlerimiz hem yüzme sporunda
başarılar sağlayacaklardı hem de ocaklar sönmeyecekti, her
yıl onlarca evladımızı biz boğulma vakalarında
kaybetmeyecektik. AK PARTİ iktidarı olarak gerçekten büyük bir vurdumduymazlık
içerisindesiniz, halkı unutmuşsunuz. Ama şunu unutmayın: En
yakın seçimde bu millet maça hazır, sahada hazır. Ve şunu
unutmayın: Demokrasilerde en büyük hakem millettir. Millet maça hazır
ve ilk sandıkta, ilk maçta size kırmızı kartı
gösterecek ve sizi bu sahanın dışına itecek; Türkiye de
rahat edecek, gençlerimiz de rahat edecek, milletimiz de rahat edecek.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifinin 15inci maddesinde geçen
imtiyazlar ibaresinin ayrıcalıklar olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe
Sürücü Serpil Kemalbay
Pekgözegü Zeynel Özen
Şanlıurfa İzmir İstanbul
Mahmut
Celadet Gaydalı Ömer Faruk
Gergerlioğlu
Bitlis Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER
(Ankara) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Zeynel Özen.
Buyurunuz Sayın Özen. (HDP
sıralarından alkışlar)
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 15inci maddede HDP adına söz
almış bulunmaktayım.
Bu maddeyle, spor kulüplerinin
varlıklarını sahip oldukları anonim şirketlere
çeşitli sözleşmelerle sermaye olarak koyup şirketleşmenin
önü açılıyor. Spor kulüpleri iktidarın bir rant aracı
hâline getirilmiştir. Kulüpler ve federasyonların başına
geçebilmek için aranan tek nitelik yandaş olmaktır.
Şimdi çok fazla söz söylemeyeceğim bu
konuda çünkü eğer Türkiye'nin ekonomisine bakarsanız, Türkiye'deki
adalete bakarsanız Türkiye'deki sporun da hangi düzeyde olduğunu son
dönemlerdeki başarısızlıklarıyla bunlar
kanıtlamışlardır.
Değerli milletvekilleri, bugün Türkiye'nin en
yakıcı sorunlarının başında gelen bir şey de
cezaevlerindeki durumdur. Cezaevlerinde tutuklulara yönelik işkence, darp,
hakaret, tehdit, çıplak arama, intihara sürükleme, yaşam hakkı
ihlalleri gerçekleşmektedir. Cezasının infazını
tamamlamış birçok siyasi hükümlünün, verilen disiplin ceza
yöntemleriyle cezaevinden çıkmaları engellenmektedir. 2022
yılı itibarıyla infaz süreci tamamlandığı hâlde
116 hükümlü eşitlik hakkı hiçe sayılarak tahliye
edilmemiştir. Cezaevlerinde yaşamını yitiren siyasi
tutukluların cenazesi din görevlileri tarafından Yasak. denilip
yıkanmamakta, dinî vecibeleri yerine getirilmemektedir. 6 Nisan 2022
tarihinde, Silivri 5 No.lu L Tipi Cezaevinde en az 8 mahpus 60 infaz koruma
memuru tarafından toplu işkenceye tabi tutulmuştur ve Silivri
Devlet Hastanesine kaldırılmışlardır ve
işkencenin ardından 2 mahpus yaşamını
yitirmiştir. Silivri 5 No.lu L Tipi Cezaevi idaresi, Ceza ve Tevkifevleri
Genel Müdürlüğü, işkence sonucu yaşamını
yitirdiği hastanedeki son görüntüleriyle anlaşılan Ferhan
Yılmaz'ın kalp krizi geçirdiğini
açıklamıştır. Bununla birlikte, Ferhan Yılmaz'ın
ölüm belgesine bulaşıcı hastalıklardan dolayı öldüğü
yazılmış, kayıtlara bu geçmiştir.
Değerli milletvekili, vicdanınıza
bakın, buraya bakın. Bu, Ferhan Yılmazın hastanede çekilen
resmi. Kalp krizi geçirmiş. deniliyor bu adama. Kafası, gözü, her
tarafı, dudağı, yüzü parçalanmış. Bu adama kalp
krizinden öldü deniliyor. Böyle bir vicdansızlık olmaz. O Cezaevi
Müdürünün ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürünün derhâl görevden
alınması gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, cezaevlerindeki bu
tablo Türkiye'nin insan hakları ve hukuk karnesidir. Türkiyede iç
barışın sağlanması için ilk olarak cezaevlerinde
yaşanan hak ihlallerinin giderilmesi gerekmektedir. İnsan
Hakları Derneğinin kayıtlarına göre son beş yılda
255 mahpus cezaevlerinde ölmüş, 1.604 hasta mahpus var ve bunların
604ü ağır hasta. Gerçekten bu, insanlık dışı bir
uygulamadır. Bunların tedaviye erişimi engellenmektedir. Bu
tutukluların başında Aysel Tuğluk gelmektedir. Yeme içme
gibi temel insani ihtiyaçlarını karşılayamaz
durumdadır ve kendisi kendi kendinin ihtiyaçlarını
giderememektedir; herhangi bir yardım da yapılmıyor ve hücrede
tutuluyor.
Değerli milletvekilleri, bizler bu hak
ihlallerini gidermediğimiz zaman Türkiye demokratik bir ülke olmayacak.
Burada onun için, ben, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan
Kışanak, Sebahat Tuncel şahsında tüm mahpusları
saygıyla selamlıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEYNEL ÖZEN (Devamla) Bir dakika
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ZEYNEL ÖZEN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, sorunları çözmek zorundayız. Eğer
sorunları çözmezsek yani Kürt sorunu gibi yakıcı bir sorunun,
Alevi sorunu gibi yakıcı bir sorunun etrafından dolanarak
Türkiye'yi demokratikleştiremeyiz. Türkiye'yi
demokratikleştirmediğimiz sürece hiçbir konuda bir adım ilerleme
olmaz. Onun için, buradan size çağrımdır: Bu sorunları
şiddetle, savaşla, asimilasyonla çözemezsiniz. Çözmek için bu
Meclisin inisiyatif alması gerekiyor. Bu milletin temsilcisi olarak bu
Meclis görevini yerine getirmelidir. Bu görev Meclise düşmektedir.
Ben tüm Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifinin 15inci maddesinin (1)inci fıkrasında
yer alan veya ibaresinin ya da ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Dursun
Ataş Yasin
Öztürk
Adana Kayseri Denizli
Orhan
Çakırlar Hayrettin
Nuhoğlu
Edirne İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER
(Ankara) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Kayseri
Milletvekili Sayın Dursun Ataş.
Buyurunuz Sayın Ataş. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
DURSUN ATAŞ (Kayseri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 324 sıra
sayılı Kanun Teklifi üzerine İYİ Parti adına söz
aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, AKP iktidarı 20nci
yılını geride bırakmaya hazırlanırken ülkemiz ise
her alanda kâbus yaşamaktadır. Nitekim, AKP iktidarının
milletimize yaşattıkları ortadır. Bunun muhasebesini
yapacak olursak, son yirmi yılın ardından Türkiye, ekonomisi,
hukuku, dış politikası iflas etmiş, enflasyon üç haneli
rakamlara ulaşmış, milyonlarca işsizin olduğu, yolsuzluğun,
yoksulluğun normalleştiği, 20 milyon insanın sosyal
yardımlarla yaşadığı, yasama, yürütme ve
yargının tek adama bağlandığı, bölgesinde
yalnızlaşan bir ülkeye dönüşmüştür. Kısaca, AKPnin
yirmi yılının ardından ülkemize
bıraktığı miras, yolsuzluktur, yoksulluktur,
yasaklardır, baskılardır, canavara dönüşen enflasyondur,
yüzde 30ları bulan işsizliktir, sayıları 8 milyonu geçen
sığınmacılardır, devlete çöreklenmiş rant
çeteleridir, gelir adaletsizliğidir, ucuz ekmek kuyruklarıdır.
Yani, AKP, yirmi yılda, cumhuriyetle kazandığımız her
şeyi talan etmiş, geriye ise uçurumun kenarında, iflas
etmiş bir ülke bırakmıştır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye pek çok badire
atlatmıştır, bunu da atlatacak, AKPyi de sandıkta siyasi
partiler mezarlığına gönderecektir. Ancak bu tek adam rejiminin
yarattığı tahribat cumhuriyet tarihinde görülmemiş
boyuttadır. Bakınız, doksan sekiz yıllık cumhuriyet
tarihimizde dolar cinsinden fert başına gelirin sekiz yıl üst
üste düştüğü tek dönem bu dönemdir, o da 2014-2022 yılları
arasına rastlamaktadır yani ucube partili
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle başlayan ve hâlen
devam eden tek adam dönemidir.
Yine, dolar cinsinden millî gelirimizin üst üste
dört yıl daraldığı sadece 2 dönem vardır. Birincisi,
1944-1947 dönemleri yani İkinci Dünya Savaşı ve hemen
ardından gelen dönemdir. İkincisi ise 2017 ile 2022 arasındaki
dönem yani yine tek adam dönemidir. 6 milyon ailenin yardımlarla
yaşamaya çalıştığı bir dönem ise bugüne kadar hiç
yaşanmamıştır.
Değerli milletvekilleri, bahsettiğim gibi
bu tek adam rejiminin faturası milletimiz için çok ağır
olmuştur. Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923ten 2002ye kadar geçen
dönemde yani AKP işbaşı yapana kadar bu ülke, 1929 Büyük
Ekonomik Buhranını, İkinci Dünya Savaşını,
Sovyet tehdidini, Kore Savaşını, 1970lerdeki petrol krizini,
Kıbrıs Barış Harekâtını ve ardından gelen
ambargoları, 1961 ve1980 askerî darbelerini, 1994 ve 2001 krizlerini, 1999
Marmara depremlerini yaşadı. Cumhuriyet tarihinden bu yana tüm bu
kriz ve bedellerin millî gelir cinsinden maliyeti 227 milyar dolar
olmuştur. Peki, soruyorum: 2014ten 2022ye kadar yani bu ucube hükûmet
sistemiyle gelen tek adam rejimi döneminde millî gelir kaybımız ne
kadar olmuştur? Hemen cevap vereyim: Yaklaşık 250 milyar dolar.
Yani bu ucube hükûmet sisteminin ülkemize maliyeti cumhuriyet tarihinden bu
yana yaşanan tüm krizlerin ülkemize maliyetinin üstüne
çıkmıştır.
Değerli milletvekilleri, dün Uluslararası
Para Fonunun Dünya Ekonomik Görünüm Raporu yayımlandı. 2020
yılında dünyanın 19uncu büyük ekonomisi olan Türkiye, 2021
yılında 806,8 milyar dolarlık millî geliriyle 21inci
sıraya gerilemiştir. Uluslararası Para Fonu 2022
yılında Türkiyenin 692,4 milyar dolarlık millî gelirle dünyada
23üncü sıraya gerileyeceğini tahmin etmektedir. Dünyanın en
büyük ekonomileri listesinde Türkiye, 2000 yılında 17nci sırada
yer alıyorken bugün 21inci sıraya gerilemiş, yarın 23üncü
sıraya gerileyecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DURSUN ATAŞ (Devamla) Başkanım,
tamamlayabilir miyim?
BAŞKAN Buyurunuz.
DURSUN ATAŞ (Devamla) - Oysa AKP
iktidarının en büyük vaadi 2023 yılında Türkiyeyi
dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına sokmaktı yani
hayaller ilk 10, hayatlar ise 21inci, gelecekte ise 23üncü sıra.
Rakamların söylediği gayet açık, bu partili
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi başarısız
olmuştur, AKP iktidarı başarısız olmuştur, saray
başarısız olmuştur. Bu
başarısızlıkların bedelini ise milletimize
yüklemektedirler diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
15inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
15inci madde kabul edilmiştir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) 60a
göre bir dakika söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Beştaş, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
36.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Yenişehir Belediyesi Başkan
Yardımcısı Arif Yıldırımın Ahi Evran
Projesinde yaptığı yolsuzluklar nedeniyle görevden
alınmasına ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Kayyum atanma ve yolsuzluk meselesini buradan çok
defa söyledik, şimdi de yeni bir haber var. Yenişehir Belediyesi
Başkan Yardımcısı Arif Yıldırım, Ahi Evran
Projesinde yaptığı yolsuzluklardan kaynaklı görevden
alındı. Bu kaçıncı, doğrusu bilmiyorum.
Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Seyrantepe semtindeki TOKİ
Ahi Evran Parkında süren Hanımevi, Gençlikevi, Yaşlılar
Kıraathanesi, Engelsiz Yaşam Merkezi ve diğer sosyal
donatıların bir kısmının çökmesi sonucunda kayyum
tarafından görevden alınmış. Şimdi, burada çökme
olduğu için, inşaat malzemelerinin kalitesiz kullanılması
ve denetlenmemesi sebebiyle görevden alındığı iddia
ediliyor ama tablo bunu gösteriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum.
Ve şu anda, dün akşam belediye
personelinin gözleri önünde Başkan Yardımcısı Arif
Yıldırımın kayyum Murat Beşikçi tarafından
azarlandığını da biliyoruz, tanıklar bunu
aktardılar. Öte yandan, İmar Yapı Müdürü Alaattin Arpa ve
Yapı Denetim Memuru Aydın Demirpolatın ise görev yerleri
değiştirilmiş. Açıkçası burada artık bir yolsuzluk
değil, yolsuzluğu aşan, insanların yaşam
hakkını tehdit eden bir tablo da oluşmuş çünkü bu
yapıların çökmesi sebebiyle bu görevden alma gerçekleşmiş.
Halkın sağlığını ve yaşamını
tehlikeye atan bir tablo.
Açıkçası, kayyum rejimi bir halk
düşmanlığıdır, gasptır, derhâl buna son
verilmelidir ve belediye başkanları görevlerine iade edilmelidir.
Teşekkür ediyorum.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
324) (Devam)
BAŞKAN 16ncı madde üzerinde 2 önerge
vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifinin
16ncı maddesinde geçen ilaveten ibaresinin ek olarak şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Kemal
Bülbül Serpil Kemalbay
Pekgözegü Murat
Sarısaç
Antalya İzmir Van
Zeynel
Özen Musa
Piroğlu Ayşe
Sürücü
İstanbul İstanbul Şanlıurfa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Şanlıurfa Milletvekili Sayın Ayşe Sürücü.
Buyurunuz Sayın Sürücü. (HDP
sıralarından alkışlar)
AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve tüm
halkımızı saygıyla selamlıyorum.
AKP iktidarının son yirmi yılda her
alanda yarattığı tahribatlar arasında ekolojik tahribatlar
da yerini almaktadır. Nitekim, doğanın yeşilini yok ederek
rant kapısı yaratmak isteyen AKP, ormanların ortasından yol
geçirip, köylerin yanı başına madenler açıp, tarihî
değerlere betonlar döküp, dağları siyanürle eritip, doğal
afetlere davetiye çıkarıyor. Ülkenin en değerli mirasını
yani doğanın yeşilini doların yeşiline kurban
etmiştir. Şimdi ise Adıyaman Kömür beldesinin Male Berdıh
köyünde yeni bir ekolojik katliam yapmaya hazırlanıyor. Male
Berdıh Mahallesinin kırsal kesimlerinde 2016 yılında maden
ocakları açılmak istenmiş, mahalleli 4 kez, maden için
açılmak istenen yol yapımına izin vermemiştir. 2022de ise
MEDOS maden şirketine ÇED Olumlu kararı verildi. Aradan geçen
altı yıldan sonra köylüler, özellikle de kadınlar yine maden
şirketine karşı direniyor. Yaşadıkları bölgenin
ekolojik dengesi yok edilmesin diye direnen kadınlar zırhlarla
koruduğunuz o maden şirketlerinden daha güçlüler. Artvin Yeşil
Yoldan Kuzey Ormanlarına, Kaz Dağlarından Hasankeyfe,
Kirazlıdan Male Berdıha biz kadınlar kapitalist
rantçılara geçit vermeyeceğiz. Evet arkadaşlar, birkaç gün önce
Ekoloji Komisyonumuz ve HDP Kadın Meclisimizle birlikte Adıyaman
Kömür beldemizde köylerine yapılmak istenen mermer madeni
ocağını istemeyen Male Berdıh köylülerini ve
kadınları ziyaret ettik. Kadınlarla doğa nöbetine dâhil
olduk, onları dinledik. O köylüler ekolojik bir direniş
sergiliyorlar. Toprağımıza, suyumuza, dağımıza,
köyümüze, yaşamımıza sahip çıkıyoruz." diyorlar.
Köye bu kadar yakın bir maden ocağına ÇED Olumlu raporu
verilmesi de izaha muhtaç ve tartışma konusudur. ÇED Olumlu raporu
esasında buradaki ekolojik yaşamın yok edilmesine izin
vermektir. AKP iktidarının izniyle özel şirketlerin rantı
için doğa âdeta katlediliyor.
Bakın, bu köyün geçim kaynağı
küçükbaş hayvancılık. Hayvancılıktan gelen gelirle
çocuklarını okutuyorlar, hayatlarını idame ettiriyorlar. Yapılması
planlanan bu doğa katliamıyla hayvancılığı
bitirmiş olacaksınız. Bu insanların gelir
kaynağını bitirdiğinizde bu insanlar neyle geçinecek, ne
yiyip ne içecekler? Yaptığımız ziyarette genç bir
kadın şöyle diyordu: Hayvanlarımız burada otlanıyor; içtiğimiz
su bu dağdan geliyor; yakacağımızı, yiyeceğimizi
buradan sağlıyoruz. Hayvanlarımız burada otlamasa biz sütü,
peyniri, yağı nereden bulabiliriz? Hayvan yemine para ödeyecek
durumumuz yok. Bizim bu dağımızı da bizden alırlarsa
biz Kömür halkı olarak nereye gideceğiz? Bir binada insanlar
yaşarken o binayı yıkabilirler mi? O hâlde, biz de buradayken bu
dağı yok edemezler. Biz değil onlar gidecek.
Evet, çok doğru söylüyordu o genç kadın
arkadaş. Maden ocaklarının yarattığı o
ağır tahribatın içinde mevcut yoksullukları daha da
derinleşecek, köyün suyu kirletilecek, dinamit seslerinden
canlıların huzuru kaçacak, insanlar geçim kaynağını
kaybedecekler. Onların yaşam alanlarına karşılık
ne vadediyorsunuz? Vadettiğiniz tek şey, göç ve yoksulluk.
İnsanlar evlerinden, barklarından kopup metropollere gidecek,
derinleşen yoksulluğun içinde yaşam mücadelesi verecek.
Geçtiğimiz günlerde de nöbet tutan o halkı
alandan jandarmayla çıkardınız, orada özel şirketi
korudunuz; halkın üzerine gaz ve plastik mermi sıktınız,
darbettiniz, köyünü korumak isteyen, mermer ocağını istemeyen 20
genci gözaltına aldınız. Peki ne için? Özel bir şirketin
kârı için. Halk orada direniyor, özellikle de kadınlar, içinde
yaşadığı doğayı korumakta ısrarcılar,
kararlılar. Oradan gidecek olan iktidarın koruması
altındaki özel şirketlerdir.
Burada, tekrardan Male Berdıh köylülerinin,
kadınlarının, doğa mücadelesinin yanında
olduğumuzu belirtiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Doğayı yok etmeye çalışan, bu
usulsüz ÇED raporlarını vicdansızca onaylayan anlayış
şunu bilmeli ki hiçbir güç doğaya karşı savaşamaz.
Yaşanan iklim krizlerinden ders alınmalıdır. Madenlerle
insanların coğrafyalarını, derelerini,
hayvanlarını, bitki örtülerinin özünü bozarak elde edeceğiniz o
ranta izin vermeyeceğiz.
Kapitalist rantçı sisteme karşı
direnen kadınların o tabiat nöbetini buradan bir kez daha
destekliyoruz, selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz ve buradan iktidara çağrımızı
yeniliyoruz; Kömür beldemizin doğasından derhâl elinizi,
şirketlerinizi ve kolluk güçlerinizi çekin, doğayı ve halkı
rahat bırakın.
Tekrardan halkımızı sevgiyle
selamlıyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanun Teklifi'nin 16ncı maddesinde yer alan
oluşur ibaresinin teşkil olur ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Hayrettin
Nuhoğlu Yasin
Öztürk
Adana İstanbul Denizli
İmam
Hüseyin Filiz Orhan
Çakırlar
Gaziantep Edirne
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge üzerinde söz isteyen Adana
Milletvekili Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurun Sayın Çulhaoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifi'nin 16ncı maddesi üzerinde
İYİ Parti grubunun görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım.
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kapsamı itibarıyla milyonlarca kişiyi
ilgilendiren ve sürekli büyüyerek önemli bir endüstri kolu hâline gelen sporla
ilgili bir camianın bütün paydaşlarıyla birlikte uzun süredir
bekledikleri bir kanun teklifini görüşüyoruz. Bu alanda bir ihtiyaçtan
doğan ve önemli bir boşluğu doldurulması gereken bu teklif
ne yazık ki sadece iktidar temsilcileri ile Bakanlık
bürokratları tarafından hazırlanmıştır.
Alanında faaliyet gösteren spor kulüpleri, spor camiasının en
aktif unsuru olan spor basını, akademik çevreler, en büyük kitleyi
oluşturan cefakâr taraftar derneklerinin de içinde bulunduğu sivil
toplum kuruluşları ve muhalefetin görüşleri yeteri oranda kale
alınmadı.
Diğer taraftan Komisyon süreci de
sakıncalı yürümüş, teklifte yer alan bazı maddeler,
önemleri sebebiyle ihtisas komisyonlarında görüşülmesi gerekirken
tali komisyon olarak havale edilmiş olan Plan ve Bütçe Komisyonu ile
Adalet Komisyonunda hiç görüşülmemiştir. Bu komisyonlardan âdeta
kaçırılarak formalitenin tamamlandığı
anlaşılmıştır. Bu yöntem, iktidarın 27nci
Dönemde başından beri tercih ettiği bir yöntem olsa da bu
teklifte olduğu gibi, önemli birçok konunun ihtisas komisyonlarında
görüşülmesini engellemekte ve kanunun kalitesini düşürmektedir.
16ncı madde, Türk Ticaret Kanununa paralel
biçimde, spor anonim şirketlerinin yönetim kurulu üye
sayılarını ve üyelerin niteliklerini düzenlemektedir. Bu madde
aynı zamanda kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanmasına ilişkin
usul ve esasların belirlenmesini de Sermaye Piyasası Kurulunun
görüşü alınmak suretiyle Gençlik ve Spor Bakanlığına
vermektedir. Yönetim kurulu üyeleri hakkında diğer mevzuatta aranan
şartlara ilave olarak kimlerin görev alamayacağına dair bütün
hususlar teklifin 5inci maddesinin (4)üncü ve (5)inci fıkralarında
açıkça sayılmış; devletin güvenliğinden ihaleye fesat
karıştırmaya, uyuşturucudan cinsel tacizlere; şike,
rüşvet ve her türlü sahtekârlığa karışarak suç
işlemiş olanların yönetimlerde yer almaması isabetlidir.
Bazı kesimlerin bu maddenin kapsamına itiraz etmesini ve Bu
şartlarda spor kulüplerine yönetici bulunamaz. ifadesini çok yersiz ve
mesnetsiz bulmaktayız.
Değerli milletvekilleri, spor kulüplerinin
yönetici koltukları menfaat temin edilecek yerler değildir; tam
tersine sporun özüne yakışır şekilde tertemiz
olmalıdır. Karanlık işlerle ilişkisi olanların
itibar kazanacakları yerler olmadığı da artık herkes
tarafından anlaşılmaktadır. Gerçek sporseverlerin dürüst ve
rahat çalışabilecekleri ortamların oluşmasıyla da
elbette Türk sporu kazanacaktır.
Bu teklifin bazı maddeleri gibi 16ncı
maddesinin de yerinde ve isabetli olduğunu ifade etmekle birlikte tümüne
bakıldığında sporun, sporcuların ve spora gönül
verenlerin beklentilerinin tam olarak
karşılanmadığını da belirtmeliyim. Bu sebeple,
yakın gelecekte yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olacağı
kanaatindeyiz.
İktidarın genel
alışkanlığı hâline gelen durumlardan biri de
muğlak ifadelerin kullanılmasıdır. Bu muğlak ifadeler
kanun maddelerinin ileride kişisel çıkarlara göre yorumlanmasına
yol açacaktır.
Ayrıca dünyadaki gelişmelere paralel
olarak sporun bağımsız yapılanması beklenirken
teklifin kanunlaşmasıyla siyasi baskı daha da artacak ve
Bakanlığa sağlanan yetkilerle federasyonların
bağımsızlığına gölge düşürülmüş olacaktır.
Son olarak, Genel Başkanımız Meral
Akşenerin sporla ilgili bir sözünü hatırlatmak istiyorum:
Siyasetçilerin -ben dâhil- spora elini sokmaması lazım. Türkiyede
ligde ne kadar takım varsa hepsinin şampiyon olma hakkı
vardır. Bu hakkı elde ederken biri kazanacak, elbette biri de
kaybedecek. Kazananın da kaybedenin de Biz çok güzel yarışma
yaptık. İşte, onlar kazandı, biz de kaybettik. diyerek el
sıkışacak pozisyonda olması lazım. sözü
doğrultusunda özellikle yönetenlerin bu konuda hassasiyet göstermeleri,
tarafsız olmaları, sporun üzerinden siyaseti uzak tutmaları
gerektiğini ifade ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Devamla) - Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
16ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
16ncı madde kabul edilmiştir.
17nci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları
Kanunu Teklifinin 17nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ahmet
Kaya Mustafa
Adıgüzel Ali
Keven
Trabzon Ordu Yozgat
Yüksel
Mansur Kılınç Vecdi
Gündoğdu Fikret
Şahin
İstanbul Kırklareli Balıkesir
Burhanettin
Bulut
Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Trabzon
Milletvekili Sayın Ahmet Kaya.
Buyurunuz Sayın Kaya. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET KAYA (Trabzon) Genel Kurulumuzu ve
ekranları başında bizleri izleyen saygıdeğer
yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 23 Nisan
Haftasındayız, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Haftasındayız ama iktidar bütün millî bayramlarımızda
yaptığı gibi bu önemli haftayı da önemsizleştirme
gayreti içerisinde; bu haftaya ilişkin hiçbir etkinlik, hiçbir faaliyet
duymadık, görmedik, işitmedik. Ben bu haftanın önemini bir iki
cümleyle sizlere anlatmaya çalışacağım.
Değerli arkadaşlar, ulusal egemenlik,
diğer bir adıyla millî egemenlik, devletimizin temel
dayanağı ve yapıcı gücüdür. Millî egemenlik, milletin kendi
kaderini kendi eliyle çizmesi, kendilerini yönetecek olanları her türlü
baskıdan ve etkiden uzak olarak seçebilmesidir. Millî egemenlik, aynı
zamanda milletimizin bölünmez ve devredilemez iradesidir; kuvvet birdir ve o
kuvvet millettir. Değerli arkadaşlar, en bariz ifadesiyle millî
egemenlik Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
ifadesiyle Meclisimizde de en güzel yerde yer bulmuştur. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, millî egemenlik
derken, millet derken burada milletimizin durumunu da konuşmak
zorundayız. Milletimiz bugün ne hâlde, iktidar partisi milletvekilleri
bunu biliyor mu acaba? Sık sık esnaf ziyaretleri yapıyoruz,
insanların içinde dolaşıyoruz; bakın arkadaşlar, bugün
maalesef milletimiz aç, milletimiz yoksullukla, milletimiz geçim derdiyle,
milletimiz işsizlikle imtihan olma durumundadır. Vahim bir tablo var
arkadaşlar. Trabzondaydım geçen gün, Trabzonda
yaptığım ziyaretlerde bir ağabeyimle konuştum, bana
şöyle bir şey söyledi içim acıdı gerçekten, bunu burada
anlatmak istiyorum: Ramazan ayındayız Sayın Vekilim, ben oruç
tutuyorum Allah kabul etsin- canım salata istiyor, salatalık
alamıyorum, marul alamıyorum. Ne olacak bu memleketin hâli? diye
bana sordu.
Değerli arkadaşlar, fiyatlara
baktığımız zaman gerçekten de vatandaşımız
haklı. Domatesin kilosunu anlatmayacağım, hepimiz biliyoruz.
Arkadaşlar, bir marul 20 lira; saydım marulu 15e yakın yaprak
var yani marulun her bir yaprağı 1,5 liraya geliyor ortalama. Millet
nasıl alsın arkadaşlar, bir yaprak marul 1,5 lira olmuş!
Böyle bir vahim tabloyla karşı karşıyayız. Tabii,
iktidar partisi yetkililerine bunu söylediğimizde diyorlar ki: Gitsin,
eksin, diksin. Herkesin toprağı yok, herkesin bağı,
bahçesi yok arkadaşlar; bunu da böyle değerlendirmemiz lazım.
Diğer bir vatandaşımızı
ziyaret ettim, Allah kabul etsin, geçen ramazanda kendisine bir yardımda
bulunmuştum. Kadıncağız bana şöyle bir şey
söyledi: Sayın Vekilim, on gündür evden çıkmıyorum. Niye çıkmıyorum
biliyor musunuz? Vekilim gelir, bana kumanya yardımı getirir de beni
evde bulamaz diye on gündür evden çıkmıyorum. Memleketin, milletin
hâli bu değerli arkadaşlar, tabii, sizin umurunuzda değil.
Yine, bir emekli vatandaşımız
aradı Trabzondan, Değerli Vekilim, sabırsızlıkla
bize verilen müjdeyi bekledik. Cumhurbaşkanı çıktı, iktidar
yetkilileri çıktı, emekli ikramiyelerine bir zam yapacaklarından
bahsettiler fakat zam yapmadılar bizi hayal
kırıklığına uğrattılar. O verecekleri
parayı da alsın başlarına çalsınlar, bize 1 lira zam
vermediler. dedi. (CHP sıralarından alkışlar)
Fiyatların bu kadar arttığı ortamda emeklilerimizi yine
1.100 lira bayram ikramiyesine mahkûm ettiniz.
Değerli arkadaşlar -vakit dar- tabii,
diğer taraftan Çocuk Bayramı diyoruz, Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı diyoruz bu haftaya. Ülkedeki çocuklarımızın
durumunu da konuşmamız lazım. Bakın, Büyük Önderimiz
Mustafa Kemal Atatürkün dünyada ilk ve tek bayram hediye ettiği Türk
çocukları bugün ne durumda; maalesef milletimizin çocukları derin
yoksulluk içinde değerli arkadaşlar. Yapılan araştırmalarda
çocuklarımızın yüzde 38inin öğün atladığı
tespit edilmiş, birçok çocuğumuz yemek dahi yiyemez duruma
gelmiş. Çocuklarımız yoksulluğun yarattığı
aile içi sorunlarla, yetersiz beslenmeyle hatta açlıkla ve
sağlık hizmetlerinden, sosyal koruma sistemlerinden faydalanamama
durumuyla ve suça sürüklenme olasılığındaki
artışla mücadele etmektedir.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Trabzonsporun
şampiyonluğunu da engellerler, dikkat et!
AHMET KAYA (Devamla) Ülkemizde 18,5 milyon ilk ve
ortaöğretim çağında çocuğumuz bulunuyor; nüfusumuzun yüzde
27si çocuk. Bu çocuklarımız yoksulluk içinde büyüyor, düzgün bir
eğitim alamıyor ve ne acıdır ki
çocuklarımızın suça sürüklenme yaşları ve suça
sürüklenen çocuklarımızın sayısı her geçen gün
artıyor. Sadece 2020 yılında 450 bin çocuğumuz suça
sürüklenmiş durumda, 1.300 çocuğumuz cezaevlerinde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Kaya.
AHMET KAYA (Devamla) Çalışan
çocukların yüzde 34,3ü eğitimine devam edemiyor ve
çalışmak zorunda olan çocuklarımızın yüzde 40ı
tehlikeli işlerde çalışıyor.
Tablo bu değerli arkadaşlar, durum ortada.
Meclis olarak, milletvekilleri olarak, gelin, bu hafta bir düzenleme
yapalım. Çocuk yoksulluğunun azaltılmasına, çocukların
psikososyal gelişimlerinin desteklenmesine, beslenme yetersizliklerinin ve
sağlıksız beslenmelerinin önlenmesine, ailelerinin güçlendirilmesine,
çocukların okul terklerinin önüne geçilmesine ve nihayetinde sosyal
adaletsizliğin önlenmesine katkı olarak, özellikle yoksulluğun
yoğun olduğu bölgelerde ilk ve orta dereceli devlet
okullarımızda okuyan çocuklarımıza ücretsiz okul
yemeği vermeye yönelik bir yasal düzenleme yapalım; bu düzenlemeyi
hayata geçirerek Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Haftamızın
ruhuna uygun bir iş yapmış olalım diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
YILDIRIM KAYA (Ankara) Trabzonspor
taraftarları sana kızacak.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin 17nci
maddesinde yer alan belirlenir ibaresinin düzenlenir ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Dursun
Ataş Hayrettin
Nuhoğlu
Adana Kayseri İstanbul
Yasin
Öztürk Fahrettin
Yokuş İmam
Hüseyin Filiz
Denizli Konya Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Konya
Milletvekili Sayın Fahrettin Yokuş.
Buyurunuz Sayın Yokuş. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi İYİ Parti Grubu
adına saygıyla selamlıyorum.
Sizlere Türk Dünyası Sivil Toplum Platformunun
Kırım Türklüğünün içinde bulunduğu
sıkıntıları dile getiren bildirisini okumak için söz
almış bulunmaktayım. Söz konusu bildiriye sivil toplum
örgütlerinin yanında ilim adamları ve tarihçiler de
katılmış, toplam 370 Türk insanı bu millî meselenin yüce
Mecliste de dile getirilmesini talep etmişlerdir.
Bildiriyi aynen okuyorum: Kadim Türk yurdu olan ve
1783 yılında işgal edilen Kırım, Sovyetler
Birliğinin tüm Türklere yönelik soykırım ve asimilasyon
uygulamalarından nasibini almıştır. 1944 yılında
200 bin Kırım Türkü etnik temizlik hareketiyle soykırıma
maruz kalmış ve büyük çoğunluğu sürgün edilmiştir.
Kırım, Sovyetler Birliğinin bugünkü temsilcisi Rusyanın
çeşitli baskıları altında acı çeken kadim Türk
yurdudur ve gönül coğrafyamızın ayrılmaz bir
parçasıdır.
1954 yılında Ukraynaya bağlanan
Kırım, 1991 yılında yapılan referandumla özerk
cumhuriyet statüsünü kazanmıştır. 2014 yılında ise
Rusya tüm uluslararası anlaşmaları ihlal ederek haksız ve
hukuksuz bir şekilde Kırım'ı işgal etmiştir. Bu işgalden
sonra Rusya baskı, zulüm ve asimilasyon politikalarını
Kırım Türkleri üzerinde yeniden uygulamaya koymuştur. 2014te
başlayan bu haksız işgal derhâl durdurulmalı, Rusya kendi
sınırlarına çekilmeli, yeni bir Kırım Türkü
soykırımına izin verilmemelidir. Gelinen konjonktür
dolayısıyla Rusya-Ukrayna savaşında Kırım ve
Kırım Türklerinin statüsünün masaya yatırılması son
derece önemlidir. Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri Kırımın
statüsü konusunda inisiyatif almalıdır. Türkiye, Kırım'a
garantör devlet olmayı tarihî bir görev alarak kabul etmelidir.
Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken Türkiye'nin barışı
sağlamak için gösterdiği çabaları olumlu bulmaktayız.
Savaş sürerken Kırım Türklerinin ve Kırım'ın
unutulduğu, yapılan çalışmaların yeterli olmadığı
tarafımızdan hissedilmektedir. Rusya-Ukrayna savaşı
sürerken Kırım ve Kırım Türklerini unutmak, savaş
süresince ve sonrasında 1944ten beri süren acılarımıza,
Kırım Türklerinin hatıralarına ve mücadelesine değer
verilmediği izlenimi verilmektedir.
Kırım, yukarıda da belirtildiği
üzere apaçık bir şekilde kadim Türk yurdudur, var olmaya da devam
edecektir. Ne Rusya ne de Ukrayna Kırım'ın Türk yurdu
olduğunu hatırlarından çıkarmamalıdır.
Kırım'da yaşayan ve dünya üzerine yayılmış
Kırım Türklerinin gözü Türkiye'nin atacağı
adımlardadır. Dünya üzerinde kıymetli bir ülke olduğunu
ispatlayan Türkiye'nin, milletimizin öz evladı olan Kırım
Türklerine ve Kırıma gönül borcu bulunmaktadır.
Özetle, Kırım Türkleri ve Türk
dünyası gönüllüleri olarak fikriyatımız, Rusya-Ukrayna
savaşı gölgesinde kalmaksızın Kırım Türkleri,
Türkiye Cumhuriyeti başta olmak üzere Türk Devletleri
Teşkilatının en önemli gündemi olmalıdır.
Kırımın Türkiye Cumhuriyetinin önderliğinde Türk
Devletleri Teşkilatının garantörlüğüne ihtiyacı
vardır. Kırım üzerinde oynanacak uluslararası
oyunların durdurulması ve Kırım Türklerinin gelecekte yeni
acılar yaşamaması için her alanda adımlar
atılmalıdır. Türkiye, Rusya-Ukrayna savaşında
Kırım Türkleri adına tarihin yüklediği görev ve
sorumluluğun gereğini yapmalıdır. deniliyor söz konusu
bildiride.
Değerli milletvekilleri, buradan ben de devletimizi
yönetenlere ve yüce Parlamentomuza çağrıda bulunuyorum: Kadim Türk
yurdu Kırımda yaşayan soydaşlarımızı
kaderine terk edemeyiz; sahip çıkmak millî ve insani görevimizdir. Kadim
Türk yurdu Kırım sahipsiz değildir. Selam olsun
Kırıma, selam olsun Mustafa Cemiloğluna!
Saygılarımla. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifinin 17nci maddesinde geçen
çıkarılacak ibaresinin yayınlanacak olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Bülbül Zeynel Özen Murat Sarısaç
Antalya
İstanbul Van
Serpil
Kemalbay Pekgözegü Musa
Piroğlu Kemal
Peköz
İzmir İstanbul Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Adana
Milletvekili Sayın Kemal Peköz.
Buyurunuz Sayın Peköz. (HDP
sıralarından alkışlar)
KEMAL PEKÖZ (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; grubum adına söz almış
bulunuyorum. Öncelikle Meclisi saygıyla selamlıyorum. Cezaevlerinde
ve ekranları başında bizi izleyen arkadaşlarımızın
tümünü de sevgiyle ve muhabbetle selamlıyorum.
Bugün Adana'dan, Kürkçüler Cezaevinden bir mektup
aldım. Mektup çok uzun olduğu için birkaç maddesini sadece
değerlendireceğim, buraya alacağım; durumu size aktarmak
istiyorum. İbrahim Karakaş, Kürkçüler Cezaevinde uzun süredir
tutuklu, hükmü daha kesinleşmemiş. Dün Adalet Bakanı bir
açıklama yaptı, dedi ki: Ülkemizde cezaevlerinde işkence veya
kötü muamele yoktur. Ben merak ediyorum bu mektubun geldiği yer acaba
ülke sınırlarında mıdır, değil midir; Adana
ülkenin sınırları içerisinde midir, yoksa başka bir
ülkededir de o nedenle biz bunu saymayacak mıyız?
Özellikle sağlık alanında çok ciddi
sorunlar yaşanıyor, insanlar rahatsızlıklarında revire
gidiyorlar, revir hastaneye sevk ediyor ama hastaneye sevk edilmeden önce
ağız içi araması dâhil olmak üzere çıplak arama
dayatılıyor ve tutuklular bunu kabul etmedikleri zaman hem hastaneye
götürülmüyorlar hem de disiplin cezası verilerek hücrelere
kapatılıyorlar.
Aydınlatma için kullandıkları
ampuller dışındaki tüm elektrik giderleri tutuklu ya da
hükümlülerden tahsil ediliyor, onlardan alınıyor
dolayısıyla da dışarıdaki herkesin
yaşadığı pahalılık ve elektriğin ödenememesi
tutuklular açısından da çok ciddi bir sorun yaratıyor.
Sağlık personeli kendileriyle muhatap
olsun, ağız içi aramaları, benzer aramaları onlar
yapsın. deniliyor ama genellikle infaz koruma memurlarına
yaptırılıyor. Tutuklular ve hükümlüler bunun da
sağlıksız olduğunu ifade ediyor ve o nedenle de çok ciddi
sorunlar yaşıyorlar.
Yirmi yıllık bir iktidarla karşı
karşıyayız. Yirmi yıl önce iktidara geldiklerinde ülke ne
durumdaymış şimdi ne durumda onu kısaca bir özetlemek
istiyorum. Bu alanda işsizlik ne durumdaymış, hayat
pahalılığı ne durumdaymış, asgari ücret
nasılmış, ülkenin dünya ekonomisindeki yeri neymiş,
emeklilerin durumu nasılmış, tarım alanındaki üretim
ve aynı zamanda girdi fiyatları ne durumdaymış, hedeflenen
millî gelirde ne duruma gelmişiz, gelir dağılımındaki
adalette ne durumdayız ve aynı zamanda doğa katliamıyla
ilgili gelişmelerde de ne durumdayız. Ayrıca, buna ek olarak da
tabii ki halk iradesinin gasbı söz konusudur. Halk iradesinden söz eden,
millî iradeden akşama kadar söz eden bir iktidar, belediyeleri gasbederek
halk iradesini açıktan açığa gasbetmiş, oralara kayyumlar
atamış ve bu kayyumlar her gün yolsuzlukla yüz yüze gelmekte, birden
fazla seferde değiştirilmekle karşı karşıya
kalmaktadırlar.
İşsizlik 2002 yılında iktidara
gelindiği zaman yüzde 5 civarındaymış şimdi yüzde 12
civarında. Hayat pahalılığında insanlar en
azından günlük yaşamlarını sürdürebilirken şu anda o
zamankine göre alım güçleri üçte 1 oranında azalmış ve
şu anda çok daha büyük zorluklar yaşanıyor. Asgari ücretle
insanlar günlük ihtiyaçlarını karşılayabilirken ve
Türkiyede asgari ücret düzeyinde çalışanlar yüzde 18lerdeyken
şu anda yüzde 48lere çıkmış durumda ve asgari ücret
ortalama ücret olmuş durumda.
Türkiye dünya ekonomisinde 17nci
sıradaydı, şu anda 21inci sırada, yakın bir zamanda
23üncü sıraya düşeceği de ekonomistler tarafından dile
getiriliyor.
Yine emeklilerin durumu
Emeklilerin durumunu geçen
gün ayrıntılı olarak dile getirdik ama bir kez daha söylemekte
fayda var: 12,5 milyon emekli bankalara borçlu ve önemli bir kısmı
faiz oranlarının yüksekliğine rağmen yeniden kredi
kullanmak isterken borçlu oldukları için kredi bile kullanamamakla yüz
yüze kalmış durumdalar. Önemli bir kısmı 2.500 lira
civarında emekli maaşı alırken 1.000 lira, 1.100 lira,
1.200 lira, 1.400 lira alan değişik kesimlerde de yine emekliler
bulunmaktadır. Bu durum da Türkiyede her gün insanların ne kadar
zorda kaldıklarını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Tarım alanındaki girdilerin
fiyatlarının azami, çok yüksek oranda artmış olması
nedeniyle tarım alanlarında insanlar her gün biraz daha tarım
alanını terk etmekte ve tarım alanlarındaki üretim de
dolayısıyla her gün biraz daha azalmakta, bu azalma da aynı
zamanda hem tarım girdilerinin yüksekliği hem de üretimin istenen
düzeyde olmaması nedeniyle hayat pahalılığına ve fiyatların
yükselmesine sebep olmakta, tarım alanları dışındaki
insanlar da bunun zorluğunu yaşamaktadır.
Millî gelir hedeflenirken 2018 yılında 12
bin dolar civarındaydı fert başına düşen millî gelir
şu anda 8 bin dolar civarına gelmiş, oysaki iktidar 25 bin
dolara en kısa zamanda çıkartacağını iddia ediyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
KEMAL PEKÖZ (Devamla) Yine, millî gelir
dağılımındaki adaletsizlik de had safhada. Daha önce en
azından insanların yüzde 60ı, 70i millî gelirden bir miktar
pay alabilirken şu anda yüzde 80i, yüzde 85i millî gelirden çok düzgün
pay alamamakta ve her gün yaşam biraz daha zorlaşmakta.
Yine, doğa katliamında da rekorlar
kırıyorsunuz. Önünüze gelen yeri kazıyorsunuz, önünüze gelen
yere maden ocakları, taş ocakları ya da mermer ocakları
açıyorsunuz ama bunları açarken aynı zamanda yeşili ve
doğayı da katledip Rehabilite edeceğiz. diye de daha sonra bu
katledilen yerleri yeşile boyadığınız zaman da
rehabilite edilebildiğini ifade edebiliyorsunuz. Bu da bir doğa
katliamıdır, başka türüdür. Aynı zamanda, sadece ülke
içinde değil, Suriyede de zeytinleri her gün biraz daha kesip katlediyor
ve oradaki üretimi de alıp Türkiyeye getirerek Türkiyedeki pazarlarda
piyasaya sürüyorsunuz. Bu gidiş, iyi bir gidiş değil. Bir an
önce gidin ve bu ülke bir miktar nefes alabilsin diyor, saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
17nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
17nci madde kabul edilmiştir.
18inci madde üzerinde bir önerge vardır.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin 18nci
maddesinde yer alan uyum göstermek ibaresinin uyum sağlamak ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Yasin
Öztürk Orhan
Çakırlar
Adana Denizli Edirne
İmam Hüseyin Filiz Hayrettin Nuhoğlu
Gaziantep İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Edirne
Milletvekili Sayın Orhan Çakırlar.
Buyurunuz Sayın Çakırlar. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
ORHAN ÇAKIRLAR (Edirne) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu
Teklifinin 18inci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz
almış bulunuyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, maddeyle, spor
kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin şeffaf olması, denk
bütçenin ve sporun sürdürülebilirliğinin sağlanması zorunlu hâle
getirilmelidir.
Değerli milletvekilleri, maalesef Türkiyede
spor, futbola indirgenmiş, kulüp yöneticileri iktidara göre pozisyon almak
zorunda bırakılmıştır. Bir kısım yöneticinin
siyasetle iç içe geçtiği kulüplerin gövdesi sermayeden beslenmekte,
sermayesi olmayan kulüpler ise var olma mücadelesi vermeye mecbur
kalmaktadır. İdarecileri ve gövdesi bu durumda olan Türk sporu,
altyapı sorunlarıyla çözümler beklemektedir. Gençler doğru
yönlendirilmeden mahrum kaldığı için motivasyon bulamamakta,
motivasyon bulanlar ise bunu devam ettirememektedir. Çok erken yaşta spora
başlayan gençler bile gerek lise gerekse üniversitede spordan koparak
deyim yerindeyse gelecek kaygısı çekmeyecekleri mesleklere
yönelmektedir. Maalesef bu, gençlerin suçu değildir; sporu öteleyen
eğitim sistemimiz spora istekli gençlerin bile hevesini
kırmaktadır.
Değerli milletvekilleri, spor alanında
yapılacak değişiklikler ve yenilikler kolektif bir şekilde
ele alınmalıdır. Yapılan düzenlemede akademik kurumlar,
spor yöneticileri, ilgili kuruluşlar ve sporseverlerin görüşleri
dikkate alınarak bir kanun teklifi oluşturulması çok daha
verimli olabilirdi çünkü spor siyasetüstü bir kavramdır.
Değerli milletvekilleri, spor söz konusu olunca
çoğu insanımızca futbol, basketbol, voleybol, yüzme gibi spor
dalları akla gelmektedir fakat ben burada gerekli değeri görmeyen
yağlı güreşleri dile getireceğim. En büyük turnuva olan ve
her yıl Edirnenin Sarayiçi mevkisinde yapılan tarihî
Kırkpınar Güreşlerinin, Süleyman Paşa komutasındaki
akıncı beylerinin Rumeliye geçtikten sonra Ahırköyde dinlenmek
için bulundukları çeşme başında 40 yiğidin güreşe
tutuşup orada şehadet şerbeti içmeleriyle başladığı
bilinir. Dolayısıyla Kırkpınarın böyle bir
özelliği vardır. Kırkpınar Yağlı Güreşleri
2010 yılı itibarıyla UNESCO tarafından
İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili
Listesinde yer almaktadır. Bu yıl 661incisi gerçekleşecek olan
Kırkpınar Yağlı Güreşleri, dünyanın en eski spor
organizasyonlarından olup hâlâ sürdürülebilen bir organizasyondur. Buna
rağmen günümüzde bu ata sporu ve güreşçilerimize maalesef yeteri
kadar ilgi gösterilmemektedir.
Edirnedeki Er Meydanı için de
yıllardır yenileme yapılacağı söylenmekte fakat
doğru düzgün herhangi bir çalışma
yapılmamıştır. Spordan bahsederken
Bakanlığın bu konuya da hassasiyet göstermesinin Edirne
halkının ve güreşseverlerin talebi olduğunu da ifade etmek
istiyorum.
Değerli milletvekilleri, emekli vatandaşlarımızın
bayram ikramiyesindeki artış umudu yapılan açıklamalarla
hüsrana uğramıştır. Bayram ikramiyesi olarak 1.100 lira
ödenecek olması iktidarın emekliye verdiği değeri tekrar
gözler önüne sermiştir. Geçen yıl 1.100 liraya yapılan
alışverişin yarısının dahi
karşılanmadığı bu piyasada, bu, olsa olsa teselli
ikramiyesidir. Bayram ikramiyeleri beş yıldan beri verilmekte olup
ikramiyeye yapılan zam ise beş yılda yüzde 10dur. Yılda
yüzde 2ye tekabül eden bu miktar, içinde bulunduğumuz bu enflasyonist
dönemde güdük kalmıştır. Emekli maaşlarının
asgari ücretin altında kaldığı bir dönemde bu ikramiyenin
maalesef bir anlamı yoktur. Asgari ücretlinin beklediği yarı
yıl zammı için de herhangi bir somut adım atılmaması
vatandaşımızı her geçen gün yokluğa mahkûm etmektedir.
Yeni yılda asgari ücrete yapılan zam bugün erimiş, asgari
ücretli ayın ortasını bile getiremez hâle gelmiştir.
Hiç zaman kaybetmeden gerekli
çalışmaların yapılıp asgari ücretin revize edilmesi
gerekmektedir.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
18inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
18inci madde kabul edilmiştir.
19uncu madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları
Kanunu Teklifinin 19uncu maddesinin 1inci fıkrasının (f)
bendinde bulunan hasılatları ibaresinin gelirleri şeklinde
değiştirilmesini, 2nci fıkrasının ise
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
(2) Sporcu ile
yapılan sözleşmede gönüllülük esas olunduğu yazılı olan
hallerde, spor kulüplerince sporculara yapılacak olan gıda
yardımı, yol yardımı ve diğer adlarla verilen ve
asgari ücreti geçmeyen tutarlar, ücret sayılmaz ve herhangi bir vergi
alınmaz. Ayrıca bu kişiler sosyal sigorta kanunu kapsamına
alınmaz. Spor kulüpleri tarafından yapılan taşınmaz
kiralama işlemlerinde gelir vergisi stopajı %10 olarak
uygulanır. 3289 sayılı Yasanın Ek Madde 12de düzenlenen
amatör sporların desteklenmesine ilişkin hükümler uygulanır.
Mustafa
Adıgüzel Ali
Keven Yüksel
Mansur Kılınç
Ordu Yozgat İstanbul
Vecdi
Gündoğdu Burhanettin
Bulut Fikret
Şahin
Kırklareli Adana Balıkesir
Kadim
Durmaz
Tokat
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Tokat
Milletvekili Sayın Kadim Durmaz.
Buyurunuz Sayın Durmaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
KADİM DURMAZ (Tokat) Sayın
Başkanım, kıymetli milletvekillerimiz, televizyonları
başından bizleri izleyen aziz milletimiz; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Uzun yıllardır, AK PARTİ döneminde
niyet her ne kadar bu ülkenin geleceğine çok katkı sunmak olmasa da
gerek komisyonlarda gerekse Mecliste ortak akıl kullanılarak birçok
madde üzerinde muhalefetin önerilerinin dikkate alındığı
bir yasa teklifini görüşüyoruz. Bu anlamda, Spor Komisyonu üyelerimize,
katkı sunan herkese huzurunuzda teşekkür ediyorum, bir ilke imza
attılar. (CHP sıralarından alkışlar)
Tabii, burada, bu yasa teklifinin gündeme
gelişinde, Türkiye Cumhuriyetinin spor politikaları ya da bu
ülkedeki sağlıklı yaşam, ülkemizin uluslararası alanda
iyi temsil edilmesi noktasında çok katkı sunabilmesi için spor
altyapısından ve spordan siyasi ellerin çekilmesi gerekiyor.
Şimdi, buna baktığımız zaman, ülkemizde böyle bir
uygulamayı hayata geçirme şansımız var mı? Herhâlde
Var. diyen çıkmaz bu yüce Meclisten de Türkiyede yaşayan herkesten
de. İşte, o yüzden de bu ülkenin kaynakları bir taraftan spor
amaçlı kullanılıp heba edilirken
karşılığını alamayışımızın
temel nedeni spora da siyaseti soktuğumuzdan kaynaklanıyor
arkadaşlar.
Bakın, şöyle birkaç örnek vereyim:
Türkiyede şehirlere sembol olmuş, o ülkenin geçmişteki
kaynaklarının kullanımı noktasında şehir
merkezlerinde yapılmış kapalı spor salonları vardı.
Bütün okulların, ilkokulların kolay ulaşabilir olduğu,
akşam üç buçuk, dört buçuk, beş buçukta çıkınca kent
merkezinde olduğu için öğretmenleriyle ve aileleriyle gidip spor
antrenmanlarının yapıldığı, belli etkinliklerin
yapıldığı, halkın da yoğun katılımıyla
dikkat çeken spor salonları vardı, bazı stadyumlar vardı.
Bunlar hemen kent dışına çıkarılıp beton
ormanı yapılarak çocukların araçlarla, toplu taşıma
araçlarıyla ya da aile imkânlarıyla oralara götürülüp spora
yönlendirilmesi gibi bir yola gidildi ama bu, ülkede amatör spor
altyapısını da bitirdi. Tabii, bu yasa teklifi gündeme gelirken
-dediğimiz gibi- genel bir spor politikası merkezli değil,
Türkiye'de spor kulüplerinin dünyada olduğu gibi ülkemizde de futbol merkezli
olmasından, iyi yönetilemeyişinden yola çıkıldı.
Arkadaşlar, şu anda Türkiye'deki birçok spor kulübü borç
batağında. Hâl böyle olunca bir milat gibi yine bir ortak
anlayışla, doğru bir yaklaşımla bu sıkıntıdan
ülkenin kurtulması gerekiyor.
Bakın, Tokat Erbaa'da, seçim bölgemde bir stadyum
ihalesi yapılmış, 2017 yılında beş yüz elli gün
süre verilmiş, uzatması verilmiş, pandemi girmiş ama bu
bitmemiş, şimdi ihale sürecini bekliyor. Türkiye'nin birçok yerinde
aynı şekilde spor alanı adı altında kentlerde tahrip
edilmiş yeşil alanları görmekteyiz.
Bu ülkede 2020, 2021, 2022deki öğretmen
atamalarına bakıyoruz, sporun altyapısı dediğimiz
beden eğitimi öğretmenlerinin oranı
En son 350 beden
eğitimi öğretmeni almışız 2022de. Arkadaşlar, bu
nüfusla, bu genç nüfusla, bu öğrenci sayısıyla, bu eğitimci
kadrosuyla biz sporda hedefi yakalayamayız. Kesinlikle, atanamayan
öğretmenler noktasında, ülkemizin dünyadaki imajına katbekat
mesafeler aldıracak, bu ülkenin doğru tanıtımını
yapacak önemli organizasyonlardan biri spor. Buna önem verip bu
sayıyı artırmamız gerekiyor, buradan siyasi elleri de
çekmemiz gerekiyor.
Yine, dünyada olimpiyat oyunları
yapılmış; arkadaşlar, yirmi yıldır bu ülkeyi
yönettiğinizle övünüyorsunuz -AK PARTİ Grubu, size söylüyorum-
Türkiye Cumhuriyetinde 1 tane olimpiyat yapmayı başaramadık.
(CHP sıralarından alkışlar) 3 kez, 4 kez, 5 kez olimpiyat
organizasyonu yapan ülkeler var ama Türkiye Cumhuriyeti dünyaya kendini iyi
ifade edebilse, dünyayla barışık yaşasa, diplomasi
yollarını kullansa, saygın bir ülke olmayı hedeflese biz
cumhuriyetin 100üncü yılında, Türkiyede bir olimpiyat organizasyonu
gerçekleştirebilirdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
KADİM DURMAZ (Devamla) Teşekkür ederim.
İşte, Türkiyedeki insanları yoksulluğa
iterken, dünyada nereden kazandığı belli olmayan milyar
dolarları olanların listesine sayılar eklerken spor
noktasında da, yoksullaştırma noktasında da, bu ülkenin
kaynaklarını vicdanlı, şeffaf, hesap verebilir harcama
noktasında da AK PARTİ iktidarı sınıfta
kalmıştır; bunu da belirtmek istiyorum. (CHP ve İYİ
Parti sıralarından alkışlar) Yine de bütün olumsuzluklara
rağmen bu yasanın kulüplerimize hayırlı uğurlu
olmasını Cenab-ı Haktan diliyorum.
Bir şeyin daha altını çizeceğim
arkadaşlar; kulüplerde hızla bir şirketleşme modası
geldi, birtakım insanlar yerel yönetimlerden ya da merkezî Hükûmetten
sözler alarak genel kurullarda...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KADİM DURMAZ (Devamla) Sayın
Başkanım...
BAŞKAN Buyurun.
KADİM DURMAZ (Devamla) Peki; eyvallah,
teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz hakkı verdim efendim ama
siz...
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin 19uncu
maddesinde yer alan yararlanır ibaresinin faydalanır ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu Dursun Ataş Yasin
Öztürk
Adana Kayseri Denizli
Hayrettin
Nuhoğlu İmam
Hüseyin Filiz İbrahim
Halil Oral
İstanbul Gaziantep Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ankara
Milletvekili Sayın İbrahim Halil Oral.
Buyurunuz Sayın Oral. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara)
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifinin 19uncu maddesi üzerinde İYİ
Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, toplumda ve
spor camiasında oluşan kapsamlı bir spor yasası düzenlemesi
beklentisi şeffaf, adil, gelişmeye açık bir spor sistemini
işaret etmektedir ancak görüşülen teklif bu bağlamdan çok
uzaklaşmıştır. Ülkemizde her şeyi Beştepedeki
bir tek adamın ve farklı makamlardaki tek adamların iki
dudağı arasına hapseden Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemi, bu teklifle spor camiasına yansıtılmak istenmektedir.
Bir kere, şunu ifade etmek gerekir: Bu teklif,
sözde bütün sporları kapsasa da futbol merkezli düşünülmüş bir
tekliftir; amatör sporları, okul sporlarını, gelişmekte
olan branşları, kadın sporlarını geliştirmeye
dayalı bir vizyon maalesef ortaya koyamamaktadır; tam bu
özelliğiyle de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini
yansıtmaktadır. Toplumun genelini dikkate almayan, bazı kişi
ya da gruplar dışında kimseyi dinlemeyen bir saray teklifidir. Âdeta
spor üzerinde bir bakanlık vesayeti kurulmaktadır. Federasyonlara
genel sekreter atayabilen, her türlü denetimi tek elden yürüten, taşra
teşkilatlarını baypas edip basit kulüp
kuruluşlarını dahi tekeline alan, genel kurulları iptal
edip yeniden yaptırabilen bir bakanlık bu teklifle yaratılmak
istenmektedir. Vesayetleri sonlandıracağız. diye diye iktidara
gelen AK PARTİ, sonunda spordaki vesayetini de
kurumsallaştırmıştır. Sporu para ve rant odaklı
gören zihniyet sona ermeden, tek adamlık anlayışını bitirmeden
asla kurtulamayacağız.
Değerli milletvekilleri, kulüplerin bütçeleri
ve gelirleriyle alakalı düzenleme teklifinin kulüplerle istişare
edilmediği açıktır. Özellikle 19 ve 20nci maddeler
bağlamında çok daha kapsamlı düzenlemeler yapılması
noktasında, maalesef, beklenti mevcuttur. Limit belirleme süreçlerinde
federasyonların da sorumluluk alması şarttır. Özellikle son
dönemdeki büyük kur farklılıklarının kulüplere
bindirdiği yük asla atlanılmamalıdır. Şeffaf mali
durumu üretmek için yola çıkılırken kulüpleri Bakanlık
baskısına kurban etmemek gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde hazine
arazileri satılmaktadır, garanti ödemeli projelerle
kaynaklarımız eritilmektedir,
vatandaşlığımız dahi satılmaktadır.
İşte, bu ortamda, görüşülmekte olan kanun teklifinde spor
kulüplerinin, aynı vatandaşlık satışı gibi,
Katarlılara ve diğer Körfez ülkelerine satılarak içlerinin
boşaltılamayacağının garantisi yoktur. Geçmişte
AK PARTİli belediyelerce büyük paralarla yükseltilen kulüpler şimdi
bu şekilde satılabilecektir ancak tam bu noktada bir çelişkiyle,
bu teklif, gelecekte büyükşehir belediyelerinin kulüplere kaynak
aktarmasının önünü kapatmaktadır. Belediyeler AK PARTİde
iken bu kaynaklar paşa paşa aktarılmıştı,
şimdi neden engelleme ihtiyacı duyuyorsunuz, bunu çok merak ediyoruz.
Burada bir çifte standart vardır, yerel seçimlerde
aldığınız mağlubiyetin acısını buradan
çıkarmaya çalıştığınız da
aşikârdır.
Bu teklif genel olarak eksik yönlere sahiptir ancak
yirmi yıldır spora kurulan baskı ve siyasallaştırma
garabetine rağmen sporla alakalı getirdiğiniz bu eksik
düzenlemeye bütün siyasi parti gruplarının verdiği destek
iktidara çok büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Umarım, Türk ekonomisini
küme düşürdüğünüz gibi Türk sporunu da küme düşürmezsiniz.
Değerli milletvekilleri, konu spor olunca
başkentimiz adına bir soruyu da sormak istiyorum: Sahi, ne oldu bizim
19 Mayıs Stadı, ne oldu bizim başkente yakışacak spor
komplekslerimiz? İktidarı bu noktada acilen adım atmaya
çağırıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla)
Ankara, başkent olmasına yakışır uluslararası
standartlardaki spor tesislerine bir an önce kavuşmalıdır.
Son olarak da çok zor ve güç şartlarda mücadele
eden Türkiye Şehit Aileleri Derneği (TÜRŞAD) Adilcevaz Erkek
Voleybol Takımını da Efeler Ligine yükselmesi sebebiyle tebrik
ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
Bu düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 19uncu maddesinde geçen
gerçekleştirmek ibaresinin yerine getirmek şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Bülbül Serpil Kemalbay
Pekgözegü Zeynel Özen
Antalya İzmir İstanbul
Musa
Piroğlu Murat
Sarısaç İmam
Taşçıer
İstanbul Van Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Diyarbakır Milletvekili Sayın İmam Taşçıer.
Buyurunuz Sayın Taşçıer. (HDP
sıralarından alkışlar)
İMAM TAŞÇIER (Diyarbakır) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi, ülkedeki sporun içinde
bulunduğu çıkmaza çözüm üretmekten uzak olmakla birlikte, aksine
sorunları daha da derinleştirecektir. Kanun teklifinin genel
gerekçesinde her ne kadar Anayasanın 59uncu maddesine atıf
yapılmışsa da içerik olarak sporu geliştiren değil,
aksine endüstrileşmiş sporu iyiden iyiye
metalaştırmayı amaçlamaktadır.
Kanun teklifinin 11inci maddesinde kamu
yararına çalışan spor kulüplerinin özellikleri belirlenirken
ülke gerçekleri dikkate alınmamış, maddede belirtilen kriterlere
uygun bir avuç spor kulübüne devlet imkânlarının
sağlanmasının önü açılmış, kriterlere uymayan spor
kulüpleri devlet yardımından muaf tutularak kaderlerine terk
edilmiştir. Bu madde bile başlı başına
Anayasanın 59uncu maddesinde zikredilen Devlet, sporun kitlelere
yayılmasını teşvik eder. ifadesine ve de tabii ki
Anayasaya aykırıdır.
Yine, kanun teklifinin 47nci maddesi de Anayasa
maddesine aykırılık içermektedir. Malum olduğu üzere, spor
kulüpleri Dernekler Kanunu çerçevesinde kurulmakta olan derneklerdir,
derneklerin üyeleriyle aralarındaki ilişki ise sözleşmesel
ilişkidir. Bu yönüyle de dernek üyesi sıfatı ne olursa olsun
dernekle arasında sözleşmesel ilişkiyle bağlıdır.
Ancak kanun teklifinin 47nci maddesinin (1)inci fıkrasında dernek
yönetim kurulu üyelerinin kendi dönemlerinde yapmış oldukları
borçlanmalar neticesinde hapis cezasıyla karşı karşıya
kalacakları belirtilmiştir. Bu hususun da açıkça
Anayasanın 38inci maddesinde belirtilen Hiç kimsenin bir
sözleşmeden dolayı özgürlüğünün kısıtlanması
mümkün değildir. ifadesine aykırı olduğu görülecektir.
Kanunun 52nci ve 53üncü madde gerekçelerinde
federasyon hukuk kurullarının yapısı nedeniyle Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesinin son dönemde verdiği ihlal
kararlarının dikkate alındığı belirtilmiş ve
bu maddelerin bu karar çerçevesinde yeni ihlal kararlarının önüne
geçmek için düzenlendiği belirtilmiştir. Ancak söz konusu maddeler,
teklif incelendiğinde federasyon hukuk kurullarının yine
federasyon yönetim kurulları tarafından atama usulüyle
belirleneceği görülecektir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 18
Mayıs 2021 tarihinde -Amedsporlu Deniz Naki- Amedspor ve Türkiye
kararında da görüleceği üzere, Mahkemece söz konusu hukuk
kurullarının oluşum şeklinin başlı
başına tarafsız ve bağımsız
olmadığı belirtilmiş ve bu sebeple ihlal kararı
verilmiştir ama kanun teklifinin madde metninde söz konusu hukuk
kurullarının belirlenmesine ilişkin usulde bir değişiklik
olmamakla birlikte kelime oyunuyla bağımsız ve tarafsız
oldukları ifadesiyle bu hukuksuzluk giderilmeye
çalışılmıştır. Federasyon hukuk kurulları
bağımsız ve tarafsız. denilerek bağımsız ve
tarafsız olunamaz, bunu hepimiz bilmekteyiz; bağımsız ve
tarafsız kişilerce seçilerek olunur. Bu düzenlemeyle, AİHM
tarafından ihlal kararlarıyla karşı karşıya
kalınması kaçınılamaz olacaktır.
Spor kulüplerinin, sporcu birliklerinin, spor
federasyonları ve spor taban birliklerinin öneri ve görüşleri
alınmadan birkaç bürokratın hazırlamış olduğu bu
kanun teklifi, sporun kangrenleşmiş olan sorunlarına çare olmak
bir yana sporun içinde bulunan sorunları derinleştirmekten öteye
götürmeyecektir. Spor altyapısına katkı sunmayan, gençlerin
spora teşvik edilmesine ilişkin çözüm getirmeyen, sadece belli
branşlardaki belli spor kulüplerinin yarattığı sorunlar
dikkate alınarak hazırlanan, spor alanına iktidarın
sınırsız müdahalesinin önünü açmaktan başka bir gaye
taşımayan bu kanun teklifi, sporu endüstri, sporcuyu meta olarak
gören, federasyonların temel hak ve hürriyetlerine aykırı
vermiş oldukları kararları kitaba uydurmaya çalışan
bir anlayışın tezahürüdür.
Spor kanunu hakkında söz almış olmam
vesilesiyle gerek sahada gerekse de hukuk önünde her türlü
haksızlığa ve hukuksuzluğa direnen Amedspora da play-off
yolunda başarılar diler, Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
19uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
19uncu madde kabul edilmiştir.
Sayın Bahşi
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- Antalya Milletvekili Feridun Bahşinin,
Orgeneral Aydın İlterin vefatına ilişkin
açıklaması
FERİDUN BAHŞİ (Antalya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kıbrıs Türkünün teminatı ve gururu,
efsanevi Türk Mukavemet Teşkilatının son bayraktarı
Orgeneral Aydın İlterin ölümünü derin bir üzüntüyle
öğrenmiş bulunmaktayım. İlter Paşanın ailesine,
sevenlerine ve Türk Silahlı Kuvvetlerine
başsağlığı ve sabırlar diliyorum, ruhu şad
olsun.
Bilindiği gibi, Türk Mukavemet
Teşkilatını bayraktar denilen Türk subayları yönetiyordu.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Tanal
38.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın, yoksulluk nedeniyle elektriği kesilen 4 milyon ailenin
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Evlerimizde kullandığımız
telefon, bilgisayar, tablet, internet, fırın, ocak, buzdolabı,
klima, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ihtiyaç
duyduğumuz ürünlerdir. Bu tür ürünler ancak elektrikle
çalışmaktadır. 4 milyon ailenin yoksulluk nedeniyle elektrikleri
kesilmiştir, bu sebeple karanlıkta kalmaktadırlar, mağdur
durumdadırlar.
Elektriğe erişim hakkı ekonomik
nedenlerden dolayı engellenemez; bu, bir insan hakkı ihlalidir.
Yoksulluk nedeniyle elektrikleri kesilen vatandaşlarımız AK
PARTİ iktidarının ayıbıdır. Bu yoksulluk AK
PARTİ döneminde yaratıldı, AK PARTİ olmadan önce 4 milyon
ailenin elektriği hiçbir zaman kesilmemişti. AK PARTİ demek
yoksulluk demektir, sefalet demektir.
Saygılarımı sunuyorum efendim.
BAŞKAN Sayın Gaydalı, buyurunuz
efendim.
39.- Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet
Gaydalının, Baykan-Kermete-Narlıdere arasındaki yol
sorununa ve Bitlis çayı Viyadüğündeki proje
değişikliğine ilişkin açıklaması
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bitlis deresi vadisinden geçen İran transit
yolunun Baykan-Kermete-Narlıdere arasındaki yaklaşık 12
kilometrelik kesiminde son yedi yıldır hiçbir inşaat aktivitesi
görülmemiştir. Her yıl sadece
Gene aynı mevkide yapılan Bitlis Çayı
Viyadüğünde proje değişikliğine gidilip betonarme yerine
çelik konstrüksiyona geçilmiştir. Çelik konstrüksiyon, genelde atölyelerde
prefabrik imalatlar yapılarak, sahada montaj işlemleri
gerçekleştirilerek hızlı yapıldığı için
tercih edilen bir metottur. Ama gözlemlediğimiz, imalatın neredeyse
tamamen sahada yapılıyor olmasıdır. Bundan dolayı
inşaatta ilerleme yavaş gitmektedir. Bunun da gerekçesi nedir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özer
40.- Antalya Milletvekili Aydın Özerin,
Antalya-Mersin sınırındaki Kaledran bölgesine açılmak
istenen mermer ocağına ilişkin açıklaması
AYDIN ÖZER (Antalya) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Çiftçilerimize güya Bir karış
toprağı boş bırakmayın, deliler gibi ekin. diye
akıl verirken, aynı başın uzuvları ekim yapılan
arazilerde mermer ocakları açılmasına izin veriyor. Antalya-Mersin
sınırındaki Kaledran bölgesi buna bir örnek. Yıllar önce
başlanan muz üretiminin sarp arazilere kadar yayıldığı
bölgede mikroklima özelliğiyle bugün artık avokado, mango, papaya,
ejder gibi sarayın da sevdiği birçok tropik meyve yetişiyor.
İşte, tam burada bir mermer ocağı açılmak isteniyor.
ÇED Gerekli Değildir kararı çıktı ve çiftçiler
kararın iptali için davayı açtı ama ocağın yol
çalışması da başladı. Yüzlerce yabani zeytin,
kızılçam ve sandal ağacı yok edildi.
Sayın Bakan Kuruma soruyoruz: Daha önce bu
bölgede bir ocak projesi kararı yargıda iptal edilmişken inatla
bir yenisi neden uygulamaya konulmak isteniyor? Mermer ocağının
üretimi olumsuz etkileyecek olması neden önemsenmiyor?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Özen
41.- İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin,
Çarşema Sor Bayramına ilişkin açıklaması
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) Teşekkürler
Başkan.
Çarşema Sor, Ezidi inancına göre
dünyanın tanrı tarafından mayalandığı ve
böylelikle yaşamın başladığı gün yani
yılın başı olarak kabul edilir ve kutlanır. Ezidi
toplumu tarafından Çarşema Sor olarak adlandırılan bu
bayrama Ezidi inanç sisteminin ortaya çıkışından günümüze
kadar bütün zorluklara ve engellemelere rağmen sahip çıkılmış
ve yaşatılmıştır. Son olarak Şengalde
IŞİD canilerinin soykırımından geçen mazlum Ezidi
toplumu bu toprakların en büyük zenginliklerindendir. Ezidiler için yeni
yaşam simgesi olan Çarşema Sor Bayramının bütün
insanlık için barışa, özgürlüğe vesile olmasını
diler ve gönülden kutlarım.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Şevkin
42.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
emeklilere verilmesi gereken bayram ikramiyesine ilişkin
açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı,
emekliye bayram ikramiyesinin 1.100 lira olarak belirlendiğini
açıkladı. Geçtiğimiz hafta en az 4.253 liralık net asgari
ücret tutarına yükseltilmesi için Grup Başkan Vekillerimiz nezdinde
bir kanun teklifi sunduk, Hükûmet oralı bile olmadı. Ağırlaşan
hayat şartlarından, pahalılıktan, ekonomik krizden en çok
etkilenen kesimlerin başında emeklilerimiz geliyor. TÜRK-İŞ
açlık sınırını 4.928 lira olarak açıkladı.
Bu sınırın altında maaş alan emekliler büyük bir
beklentiye girdi, ne yazık ki bu beklentilerini boşa
çıkardınız. Yazık, günah değil mi? Allah'tan korkmuyor
musunuz? 13 milyona yakın emeklimiz, bırakın bayram yapmayı
elektriğini, suyunu, kirasını dahi ödeyemiyor, torunlarına
beş kuruş harçlık veremiyor. Emeklinin maaşı da
ikramiyesi de enflasyonun altında ezim ezim eziliyor. Gelin, bu
yanlıştan dönün, emekliyi artık görün ve hakkını
teslim edin.
BAŞKAN - Sayın Kemalbay
43.- İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay
Pekgözegünün, Deniz Poyrazın babası Abdülilah Poyraza açılan
davaya ilişkin açıklaması
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, sizin hiç çocuğunuz
işkenceyle katledildi mi? Acınızı anlatırken
propaganda yapabilir misiniz? Lütfen, buradaki bu fotoğrafa
bakmanızı istiyorum. Partimizin İzmir İl Başkanlığına
ırkçı, faşist, tetikçi Onur Gencer tarafından düzenlenen
silahlı saldırıda öldürülen yoldaşımız Deniz
Poyraz'ın babası Abdülilah Poyraz cinayetten on ay sonra açılan
davada propaganda yapmakla suçlanıyor. Çocuğu katledilmiş
acılı bir insandan bahsediyoruz. Deniz Poyraz'ın katilinin
sırtı sıvazlanırken, cezasızlık için etkili
soruşturma ve hukuk işletilmezken acılı babasını
30 Mayısta mahkeme karşısına çağırıyorsunuz.
Devlet, Deniz Poyraz'ın anne-babasıyla uğraşmak yerine
çıkıp Abdülilah Poyraz'a, Fehime Poyraz'a hesap vermelidir.
BAŞKAN Sayın Güzelmansur
44.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun,
Hataydaki trafik ve yol sorununa ilişkin açıklaması
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Yaz başladı ama seçim bölgem olan Hatayda
dağın diğer tarafı diye
adlandırdığımız Antakya, Defne, Samandağı,
Altınözü, Kırıkhan, Reyhanlı, Hassa ve
Yayladağından yazlık ilçemiz olan Arsuza gitmek isteyen
hemşehrilerimin de trafik çilesi başladı. Çünkü Arsuza giderken
trafik yoğunluğundan dolayı Belen ilçemizi geçmek en az on
beş dakika sürüyor. Bu yoğunluk da sürekli trafik kazalarına
sebep oluyor.
Buradan Ulaştırma ve Altyapı
Bakanına sesleniyorum: Edirneden başlayan, Belende sona eren 1.200
kilometrelik otoyolu yapıyorsunuz ama Belenden Antakyaya kadar 38
kilometrelik yolu projelendirilmiş olmasına rağmen
yapmıyorsunuz, Hatayı yatırımlarda hep pas geçiyorsunuz
ama merak etmeyin Hatay halkı da ilk seçimlerde sizi pas geçecek, size
bye bye diyecek.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu
45.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, Meclis Başkanı Mustafa Şentopun trollere
ilişkin tweetinin AK PARTİ içinde farklı isimleri temsil eden
trol gruplarının olduğunu gösterdiğine ilişkin
açıklaması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Meclis Başkanı Mustafa Şentopun
sözleri AK PARTİ içinde farklı isimleri temsil eden trol
gruplarının olduğunu gösterdi. Tutuklanan gazeteci İbrahim
Haskoloğluyla fotoğrafı çıkan Mustafa Şentopu
eleştiren bir trolün ifadelerine Şentopun Trollerle muhatap
olmadım bugüne kadar. İlk defa bozuyorum prensibimi. Ama suret-i
haktan görünüp iç operasyon çekenlere gereken cevabı vermek icab ediyor
bazen. cevabını verdiği görülmekte. Demek ki AK PARTİ
içinde farklı isimleri temsil eden trol grupları var. Bu tablo bize
ne gösteriyor? AK PARTİ içindeki bir çöküşü gösteriyor, bir
çöküş tablosunu gösteriyor, iktidarın son günlerinin çöküş
tablosu trollerin birbiriyle savaşını gösteriyor.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
324) (Devam)
BAŞKAN 20nci madde üzerinde 4 önerge
vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları
Kanunu Teklifinin 20'nci maddesinin (7)nci fıkrasının sonuna
İlgili spor federasyonu, 4/a, b ile 5. fıkrada yer alan temlik ve borçlanma
oranlarını azaltabilir, ancak artıramaz. cümlesinin
eklenmesini, (10)uncu fıkranın (b) bendinde yer alan esastır
ibaresinin esas olup spor federasyonları mali denetimde bu hususu
öncelikle gözetecektir. şeklinde değiştirilmesini, (11)inci
fıkrasının sonuna gelmek üzere ve Bakanlığa
bildirilir. ibaresinin eklenmesini, (13)üncü fıkrasında bulunan
verdikleri zararlardan müteselsilen ibaresinin
çıkarılmasını, Ancak ibaresinin Ayrıca şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Adıgüzel Vecdi
Gündoğdu Ali
Keven
Ordu Kırklareli Yozgat
Fikret
Şahin Yüksel Mansur
Kılınç Burcu
Köksal
Balıkesir İstanbul Afyonkarahisar
Burhanettin
Bulut
Adana
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Burcu Köksal.
Buyurunuz Sayın Köksal. (CHP
sıralarından alkışlar)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; spor kulüplerini dernek statüsünden
çıkarıp şirket statüsüne getirmeye
çalıştığınız ama her
sıkıştığınızda da Dernekler Kanununa
atıf yaptığınız bir yasa teklifini burada
konuşuyoruz. Gerçi Komisyonda önerilerimizin bazılarını
dikkate alıp Genel Kurula gelirken düzeltmeler yaptınız ama hâlâ
eksiklikler ve yanlışlıklar da yok değil.
Mesela 10uncu maddede spor tesislerinin kira ve
irtifak hakkı düzenlenmiş, irtifak hakkı kırk dokuz
yıl için tanınıyor. Şimdi, Komisyonda da sordum cevap
alamadım, niçin kırk dokuz yıl? Kırk dokuz yıl çok
uzun bir süre, bazen insan ömrü bile yetmeyebilir.
24üncü maddede Bakanlığın
alacaklarına öncelik tanınmış. İcra ve İflas
Kanunu'nda bile işçi alacakları öncelikliyken burada niye
Bakanlık alacakları öncelenmiş? İşçinin ya da
sporcunun alacağı, emeği daha mı geride kalmalı; bunun
da bir cevabını alamadık.
48inci maddede Bu Kanunda tanımlanan suçlara
ilişkin delil veya emarelerin tespiti hâlinde Spor Toto Teşkilat
Başkanlığı, doğrudan Cumhuriyet
başsavcılığına başvuruda bulunabilir. deniliyor.
Yani Spor Toto Teşkilat Başkanlığına âdeta seçimlik
bir yetki tanınmış İster suç duyurusunda bulun ister suç
duyurusunda bulunma. diye. Ya, böyle şey olur mu? Bir kere, bir suçun
tespiti hâlinde her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının görevi, bu
suçu cumhuriyet savcılığına bildirmektir. Şimdi, siz
suçu tespit edip bunu bildirmezseniz, gizlerseniz bu da bir suçtur.
Bir de şu anda, sporcularımızın
beklediği bir spor sicil affı var. Komisyonda da biz bu talebimizi
söyledik ama dikkate alınmadı, ben buradan
çağrımızı yineliyorum: Lütfen gelin, bu spor sicil
affını çıkaralım. Şike ve cinsel suçlar nedeniyle
verilen disiplin cezaları ile ödüllerin iadesi, ihraç, tescilin iptali,
hükmen mağlubiyet, puan indirme, ligden düşürme, seyircisiz oynama,
saha kapatma ve para cezaları hariç çeşitli disiplin
suçlarının sicilden terkinini talep ediyorlar. Bu şekildeki bir
spor sicil affını niçin istemiyorsunuz?
Cezalar ve sicil affı demişken disiplin
kurullarının oluşumu da sıkıntılı. Bir disiplin
kurulu oluşturuyorsunuz, yargılama yapıyor, ceza veriyor ama
hukukçu üye zorunluluğu yok. Ayrıca, kadın üye zorunluluğu
da yok. Düşünün bir kere, kadın sporculardan birisi disiplin
kurulunun önüne geliyor, bütün kurul erkek. Benim anladığım
kadarıyla sanırım bu yasa teklifinde kadın sporcuları
da yok saymışsınız ama o yok saydığınız
kadınlar bugün her alanda varlar. Sporda, siyasette, iş
dünyasında, fabrikada, iş yerlerinde, evde, tarlada, bağda,
bahçede, hayatın her alanında kadınlar var ve size rağmen
var olmaya devam edecekler. (CHP sıralarından alkışlar)
Sizin iktidarınızda da maddi zorluklara en çok katlanan, geçim
sıkıntısını en acı şekilde hisseden
kadınlar.
Şimdi, bu, sarı kart; bir
uyarıdır sarı kart sporda. Bu sarı kartı size seçmen
2019 yerel seçimlerinde gösterdi, belediyeleri kaybettiniz. Şimdi önümüzde
bir genel seçim var, biz istiyoruz ki erken olsun, bir an önce sandık
gelsin ama ister zamanında yapın, ister erken yapın, o
sandık geldiği zaman seçmen bu sefer size bu kırmızı
kartı gösterecek. (CHP sıralarından alkışlar) Kimler
gösterecek bu kırmızı kartı? Her şeye zam gelen
ülkemde bir gecede şekere gelen yüzde 80 zam yüzünden bayramda
çocuklarına baklava ve tatlı dahi yediremeyecek hâle gelen anneler;
kendisi 46 yaşında emekli olup yirmi yıldır emekli
maaşı aldığı ve üstüne, bütün masraflarını
devlete karşılattığı hâlde, emeklilikte yaşa
takılanlara çift dikiş türemiş diye hitap eden AKP Genel Başkanı
Erdoğana karşı emeklilikte yaşa takılanlar bu
kırmızı kartı gösterecek. Başka kimler gösterecek?
2018 seçimleri öncesi söz verdiğiniz hâlde hâlâ kadroya
geçirmediğiniz kamudaki tüm taşeron işçiler,
umutlarını çaldığınız işçiler; pandemi
dönemi kapalı kalan, siftah yapamayan, doğru dürüst destek alamayan,
aylarca neredeyse bir dilim ekmeğe muhtaç hâle gelen; üstüne, borçlanan;
kredi borçlarını, BAĞ-KUR primlerini ödeyemeyen ve bugün
borçlarıyla cebelleşen esnaflar, nakliyeciler, pazarcılar bu
kırmızı kartı gösterecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Aman kartı Divana göstermeyin
efendim.
Devam edin, buyurun.
BURCU KÖKSAL (Devamla) Kart AKPye gösterilecek.
Başka kimler gösterecek? Yeme
yaptığınız zamlar yüzünden hayvanlarını kesime
gönderen, süt ineklerini dahi kestiren üreticiler; gübreye
yaptığınız zamlar yüzünden gübrenin yanına dahi
yaklaşamayan, hemen her gün gelen mazot zamları yüzünden traktörünü
çalıştıramaz hâle gelen çiftçiler gösterecek. Başka kimler
gösterecek? Bayram ikramiyesini, zammı çok gördüğünüz, 2.500
liralık emekli maaşıyla geçim
sıkıntısını iliklerine kadar hisseden emekliler
gösterecek. Başka kimler gösterecek? Parasızlık yüzünden
tedavilerini yaptırmakta zorlanan, çoğu kez iş bulamayan, asgari
ücretin altında almış oldukları maaşla maddi, manevi
engelleri aşmaya çalışan engelliler gösterecek. Başka
kimler gösterecek?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BURCU KÖKSAL (Devamla) Sayın Başkan,
toparlayacağım.
BAŞKAN Tamamlayın.
BURCU KÖKSAL (Devamla) Üniversiteyi bitirip de bir
türlü iş bulamayan, hayallerini gerçekleştiremeyen gençlerimiz
gösterecek. Başka kimler gösterecek? Batırdığınız
ekonomi yüzünden yurt dışında yaşama hayalleri kuranlar
gösterecek. Başka kimler bu kırmızı kartı gösterecek?
Ülkeden kovmaya kalktığınız doktorlar; söz verip de hâlâ
3600 ek göstergeyi, fazla mesaiyi vermediğiniz, o tayin
yönetmeliğiyle âdeta evlerini sırtında taşımaya
zorladığınız polisler gösterecek. Başka kimler
gösterecek? 3600 ek gösterge sözü verip de hâlâ yerine getirmediğiniz kamu
çalışanları ve bugün, takipsizlik veya beraat kararı
aldığı hâlde ya da haklarında hiçbir soruşturma
olmadığı hâlde işlerine döndürmediğiniz KHKliler ve
mağdur ettiğiniz, haklarını vermediğiniz herkes size
bu kırmızı kartı sandıkta gösterip hakemin bitiş
düdüğünü çaldığı gibi bitiş düdüğünü çalacak.
(CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifinin 20nci maddesinde yer alan
müsabakaların ibaresinin karşılaşmaların
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu Hayrettin Nuhoğlu Yasin
Öztürk
Adana
İstanbul Denizli
İmam Hüseyin Filiz Behiç Çelik
Gaziantep Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mersin
Milletvekili Sayın Behiç Çelik.
Buyurunuz efendim. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 324 sıra sayılı Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin 20nci maddesi için
verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün, ülkemizin
sportif başarısını, kulüplerin ve federasyonların
geleceğini doğrudan etkileyecek olan, sporseverlerin de ilgiyle takip
ettiği bir yasa teklifini görüşüyoruz. Bilindiği üzere, kamu
sağlığının desteklenmesinde, kötü
alışkanlıkların ve bağımlılıkların
bertaraf edilmesinde, vatandaşların sosyal gelişimlerinde sporun
kritik bir rolü vardır. Bir ülkede sporun gelişmesi demek, o ülkede
sağlıklı ve ahlaklı bir toplumun varlığına
işaret eder. Yine millî duyguların pekişmesinde de sporun
yapıcı rolünü yadsıyamayız. Hukuki açıdan ise
Anayasanın 58inci ve 59uncu maddeleri gereğince sporun kitlelere
yayılmasında, sporcunun desteklenmesinde ve fertlerin spora
teşvik edilmesinde devletin sorumluluğu söz konusudur.
Dolayısıyla, böyle önemli bir konuda mevzuatta bugüne kadar bir
düzenleme yapılmamasını, hukuki, kültürel, ahlaki ve vicdani
açılardan birer sorumsuzluk olarak değerlendirebiliriz.
Değerli arkadaşlar, spor camiası
içinde çok ciddi bir kayıtsızlık ve çürümüşlük de söz konusudur.
Mali kriz yaşamayan bir tek spor alanı kalmamıştır,
usulsüzlükler ve yolsuzluklar had safhaya ulaşmıştır.
Mevzuattaki eksiklik ve yasal boşlukları fırsat bilen bazı
kişiler ve gruplar her türlü hileyle haksızca
zenginleşmektedirler. Güzide kulüplerimiz her geçen gün borç
batağına biraz daha saplanıyor. Geçtiğimiz yıl 4 büyük
kulübün toplam borcu ne kadar arkadaşlar, tahmin edin? 17 milyar 380
milyon TL'dir. O zaman ben buradan şöyle bir sonuç çıkarıyorum:
Bu borç bu seviyelere gelene kadar, düzenbazlar servetlerine servet katarken
iktidar ne yapıyordu? Bütün bunlara seyirci kalan, göz yuman herkes bu
çürümenin, bu çöküşün ortağı değil midir? Hiç şüphesiz
öyledir.
Değerli milletvekilleri, diğer taraftan,
çözümden çok sorun yarattığı aşikâr olan ben yaptım
oldu mantığının mevcudiyeti de devam ediyor. Her zaman
olduğu gibi, bu teklif hazırlanıyorken hiçbir tali komisyondan
geçmeden buraya getiriliyor. Esas komisyon görüşmelerinde kulüplere söz
hakkı verilmiyor. Kaç uzmanla, kaç hukukçuyla, kaç kulüp yetkilisiyle
istişare edildiğini biliyor muyuz? Toplam 65 tane spor
federasyonumuz var. deniliyor. Bunların kaç tanesiyle
görüşüldüğünü biliyor muyuz? Maalesef bilmiyoruz. Tek
bildiğimiz, verdiğimiz bütün önergeleri reddeden, oldubittiye
dayalı bir idare anlayışının bu ülkenin hiçbir derdine
derman olmadığıdır.
Teklifin 20nci maddesine gelince, bu maddeyle spor
kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin bütçe ve harcama ilkelerinde
düzenleme yapılmaktadır. Yine bu maddeyle spor kulüpleri ve
şirketlerdeki gelir ve alacakların devrine, borçlanma ve borç vermeye
ilişkin koşullar belirlenmektedir. Ayrıca, kulüp yöneticilerinin
verdikleri zarardan ötürü müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmektedir.
Evet, kontrolsüz borçlanmayı önlemeye, yönetimde şeffaflık sağlamaya,
mali istikrar kazandırmaya bir itirazımız yoktur ancak
şeffaf ve titiz bir denetim ve disiplin mekanizmasının elzem
olduğunu düşünüyoruz. Bu mekanizmanın objektif ve hakkaniyete
uygun olarak yürütüleceğinden de emin olmak isteriz. Teklifte yoruma açık,
muğlaklık içeren ifadelerin bürokratik engellere ve keyfî yönetim
usullerine kapı aralayacağına ilişkin endişelerimiz,
yirmi yıllık AKP iktidarının fazlasıyla lekeli
sicilinden kaynaklıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) Ülkemizi krizlere
sürükleyen tek adam rejimi spora da el atmak istiyorsa buna asla razı
olamayız. Biz İYİ Parti olarak sporcu ve sporsever
yurttaşlarımız için en iyi şartların
sağlanmasından yanayız. Dünyayla rekabet edebilecek nitelikte ve
kapasitede bir spor kültürünü hedefliyoruz ve tabii, bunu sağlayacak olan
adil, işlevsel ve kapsayıcı bir hukuki düzeni savunuyoruz.
Bu duygularla hepinize tekraren saygılar
sunuyorum, teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 20nci maddesinde geçen nitelikleri
ibaresinin özellikleri olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Kemal
Bülbül Serpil Kemalbay
Pekgözegü Musa
Piroğlu
Antalya İzmir İstanbul
Zeynel
Özen Murat
Sarısaç Nuran
İmir
İstanbul Van Şırnak
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Şırnak Milletvekili Sayın Nuran İmir.
Buyurunuz Sayın İmir. (HDP
sıralarından alkışlar)
NURAN İMİR (Şırnak)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifinin 20nci maddesi hakkında partim
adına söz almış bulunmaktayım.
Fakat birçok arkadaşımın da ifade
ettiği, dikkat çektiği cezaevi sorunlarına ben de dikkat çekmek
istiyorum, birçok şeye değinmek istiyorum çünkü gerçekten cezaevleri
toplumun kanayan bir yarası hâline gelmiş durumda. Her
attığımız adımda, her görüşmede, her telefon
görüşmelerinde yüzlerce sorun ve hukuksuzluk bizimle
paylaşılıyor, aktarılıyor. Cezaevleri artık fiilî
bir idam merkezlerine dönüştürülmüş durumda. Birkaç gün önce Ölüye
Saygı İnisiyatifinin bir toplantısı vardı, ben de
dâhil olmuştum ve cezaevi sorunlarından bahsedilmişti, özellikle
Aysel Tuğlukun kardeşinin ifadesi hakikaten canımızı
çok acıtmıştı. Büyük bir sorun yaşıyor, büyük bir
sağlık problemi var ve bütün kamuoyunda, yüzlerce ülkenin, binlerce
kadının, yüzlerce kurumun çağrı yaptığı bu
soruna el atılmaması, Aysel Tuğluk'un tahliye edilmesi
konusundaki bu sessizlik herkesi ciddi anlamda yormuştu. Ve böyle bir
talepte bulundu kardeşi bu toplantıda: Hiç olmazsa bir koridor
açılsın. demişti. Ya, benim bildiğim iki ülke
arasında yaşanan savaşlarda koridorlar istenilir, talep edilir
cenazelerin alınması konusunda ya da yaralıların çekilmesi
konusunda. Şimdi, cezaevinde tutuklu olan, bu Mecliste
milletvekilliği yapmış olan, insan hak ve savunuculuğunda
bütün ömrünü, emeğini sarf etmiş bir kadına bir vefa borcu vardır
bu Meclisin her şeyden önce. Aysel Tuğlukun tutuklu olması bu
Meclisin bir utanç tablosudur. Bu kadar talebe, kamuoyunun bu kadar taleplerine
rağmen bu sese nasıl karşılık verilmiyor? Derhâl bu
talepler karşılanmalı. Kardeşinin talebi şudur:
Tahliye edilmiyorsa bile bu koridorla Aysel Tuğluk bir hastaneye sevk
edilsin ve orada bağımsız doktorlar tetkik sonuçlarına
baksın; sonuca göre en azından bir karar verilir. Bu, vicdanları
sızlatan duruma artık Dur! deyin Yeter! deyin.
Cezaevlerinde yaşanan ve sürekli hâle gelen bu
hak ihlalleri üzerinden bu sorunlara son verilene kadar biz bu sesleri buradan
duyurmaya devam edeceğiz. Ciddi anlamda büyük bir hukuksuzluk
yaşanıyor, büyük bir katliam yaşanıyor. Son bir
yıldır hemen hemen her hafta bir insanın cesedi oradan çıktı;
bu bir katliamdır. Buna seyirci kalan Adalet
Bakanlığını da bu Meclisi de sorumluluğunu yerine
getirmeye davet ediyorum. Kamuoyundaki bu seslere karşı bu
sessizliğin önüne artık geçilmelidir diyorum. Cezaevlerinde her gün
artan bu şiddete ve bu hukuksuzluğa son verilmelidir diyoruz.
Özellikle de şunu belirtmek istiyorum, daha önce yine ifade etmiştik
ancak bu anlamda da şikâyetler gelmeye devam ediyor: Cezaevlerinin
çoğunda yapılan avukat görüşmelerinde Kürtçe konuşmaya,
şarkı söylemeye disiplin cezaları veriliyor. Kürtçe
kitapların alınmaması hatta üzerinde Kürtçe kelimesi yazan
kitapların dahi içeriye alınmadığı şikâyetleri
yine çoğunluk kazanmış.
Bir diğer konu ise cezaevlerinde
başlatılan görüntülü konuşma sistemi; odalara kurulmuş
fakat idare ve gözlem kurulu tarafından çoğu cezaevinde siyasilere
görüntülü arama kapatılmıştır. Bu durumun hukuki
dayanağı nedir? Bunu da sormak istiyoruz.
Ve buradan tekrar hatırlatmak istiyoruz:
Bakanlık, ilgili kurumlar denetim yapmıyor cezaevinde; bu nettir.
ATKye göre her şey uygun ve herkesin sağlığı yerinde.
Sonra da çıkıp İşkence ve kötü muamele yoktur.
denilebiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
NURAN İMİR (Devamla) Doğrudur,
görmediğiniz, kendinizce kabul etmediğiniz her şey sizin için
zaten yok hükmündedir. Fakat bir şeyi unutuyorsunuz; bu insanlar sizin
kontrolünüz altında ve ölen her insanın sorumlusu
iktidarınızdır, ilgili Bakanlığınızdır.
Bu yapılanlar, artık işkence kötü muamele gibi kavramlarla
izah edemeyeceğimiz bir duruma dönüşmüş. Artık, gerçekten,
bir topluma tecrit sistemi uygulanmaktadır.
Buradan tekrar söylüyoruz: Cezaevlerindeki
baskıları durdurun, cezaevlerinde olan insanlar üzerinde, toplumda
kaos yaratmaktan artık vazgeçin diyoruz.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
IX.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden
Ampute Milli Futbol Takımına Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Ampute
Millî Futbol Takımımız şu anda dinleyici locasından
Genel Kurulu izlemektedir, kendilerine Hoş geldiniz. diyoruz.
(Alkışlar)
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
324) (Devam)
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 20nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan ayrı ibaresinin başka olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tamer
Osmanağaoğlu Ali
Muhittin Taşdoğan İbrahim
Ethem Sedef
İzmir Gaziantep Yozgat
Mustafa
Hidayet Vahapoğlu Saffet
Sancaklı Mehmet
Celal Fendoğlu
Bursa Kocaeli Malatya
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Kocaeli
Milletvekili Sayın Saffet Sancaklı.
Buyurunuz Sayın Sancaklı. (MHP
sıralarından alkışlar)
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Ampute Millî Takımı'mız burada; aslanlar,
kahramanlar sizleri de selamlıyorum, buradan da alkışlıyorum.
Evet, bir spor yasası çıkarıyoruz,
çok sevindirici şeyler oluyor Mecliste. Grubu olan 5 tane partinin
değerli milletvekilleri hem Komisyonda olsun hem Komisyonun
dışında olsun ciddi çalışmalar yaparak bu yasayı
inşallah yarın akşam itibarıyla çıkarmış
olacağız. Tabii, bu yasayı çıkarmamızın sebebi,
Türk sporunun sorunlarını çözüp bir zemine oturtmak ve
Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinde nasıl yönetiliyorsa bu
spor, bu futbol nasıl yönetiliyorsa o şekilde yapmak. Bu kulüplerin
hepsi ayrı ayrı birer değer bizim için ve bunları da
aynı şekilde bir zemine oturtup bunların
yaşamasını sağlamak ve bunların
başarılı olmasını sağlamak için
Tabii, bu yasa
keşke on beş sene önce çıksaydı, on sene önce
çıksaydı, beş sene önce çıksaydı bu duruma gelmezdik.
Bu yasayla ilgili çok sevindiren bir konu var; Mecliste bir yasa
çıkıyor ve siyaset konuşulmadan çıkıyor. Demek ki spor
siyasetüstü bir konudur ve hepimizi mutlu edecek bir konudur. Tabii, biz burada
gelip konuşurken de bazı yanlış anlaşılmalar da
olabiliyor. Bugün beni değerli bir kulübümüzün değerli bir
başkanı aradı, dedi ki: Konuşmanda acaba şunu mu ima
ettin bize? diye bir serzenişte bulundu. Tabii ki öyle bir şey ima
etmedim.
Çok değerli bir kulübümüzün de çok değerli
bir başkanı benim onlara hakaret ettiğimi ima etmiş,
kesinlikle öyle bir şey yok. Söylediğim konu, benim anlatmak
istediğim de şuydu: Türk sporuna çöreklenmiş gruplar var,
gayrimeşru adamlar var. Her türlü pisliği çeviriyorlar, kendileri
nemalanıyorlar, para kazanıyorlar, yasa dışı bazı
şeyler yapıyorlar özellikle bahis konusunda ve kulüpleri
batırdılar. dedim. Bu arkadaşlar bu yasadan sonra Türk sporunu
terk edecekler. dedim, söylediğim bu. Ha, kulüp başkanlarına ve
bazı yöneticileri de sitemim şu
Diyorlar ki: Bu yasa çıkarsa
yönetecek adam bulamazsınız. Ben de Türkiye'de 500 tane
şerefli adam mı bulamayacağız, sadece siz mi
varsınız şerefli olan? dedim ama çok değerli bir
kulübümüzün başkanı şöyle anlamış: Kaptan bize
şerefsiz ve namussuz dedi. Öyle bir şey demedim, öyle bir
anlaşılmaya da mahal verdiysem hakkınızı helal edin,
öyle bir şey demedim. Zaten o kulüp başkanı da Türkiye'nin en
zengin adamı. Kendisine birisi Türk futboluna para kazanmaya geldi. dese
herhâlde herkes güler bu konuya onun için. Alınmış
başkanlarımız; buradan ben böyle bir açıklama yapmak
istedim. Buradaki güzellik şu: Grubu bulunan 5 tane parti siyaset
konuşmadan bu yasayı çıkarmak istiyor.
Bir sitem daha var: Bizim dediklerimizi kale
almadılar, bizi dinlediler ama bizim söylediklerimizi yapmadılar.
İşte, burada 3 muhalefet partisi milletvekilleri var, Komisyonda
kendileriyle de konuştum. 60 tane madde var toplamda yasada. Biraz evvel
sordum Yıldırım Bey'e, Cumhuriyet Halk Partisinin sporla ilgili
komisyon başkanı herhâlde. Bize kulüpler geldi, bütün kulüpler
geldi; büyük kulüpler dâhil anlattılar isteklerini. Biz de bunları
önerge yapıp sunduk. Çok teşekkür ederiz, ilk defa böyle bir şey
oluyor; 60 maddenin 38inde değişiklik yapıldı. dendi.
Öyle mi? 60 maddenin 38inde muhalefet partilerinin istediği oldu.
Muhalefet partilerinin istediği oldu derken kulüplerin size gelip
söyledikleri istekler kondu bu maddelere.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Siz de muhalefette
değil misiniz üstadım?
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Mahmut Bey, çok ciddi
bir şey anlatıyorum.
Demek ki 60 maddenin 38inde kulüplerin
istediği olmuş, toplumun istediği olmuş, partilerin
istediği olmuş, milletvekillerinin istediği olmuş ki grubu
bulunan 5 parti siyaset konuşmadan, huşu içinde bir yasa
çıkarılıyor. Bu çok önemli arkadaşlar, bu çok değerli.
Onun için, kulüp başkanlarından ricamız şu: Biz kulüplerin
düşmanı değiliz ya. Saffet Sancaklı benim adım, on
sene amatörde oynadım, on beş sene profesyonel liglerde oynadım.
Ben ve diğer bütün arkadaşlarım bu kulüpleri ayakta tutmaya
çalışıyoruz, geleceklerini garanti altına almaya
çalışıyoruz ve buradan da konuşma yapıyoruz.
Arkadaşlar benim konuşmamı yanlış anladıysa bir
kez daha söylüyorum: Hakkınızı helal edin.
Ama bu yasadan geri dönüş yok. Onun için,
hepinize de teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP, AK
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
20nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
20nci madde kabul edilmiştir.
21nci madde 3 önerge vardır, önergeleri
aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu
Teklifinin 21inci maddesinin (1)inci fıkrasında bulunan ve üst
kuruluşlara ibaresinin ve (3)üncü fıkrasının birinci
cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Yıldırım
Kaya Hüseyin
Yıldız Burcu
Köksal
Ankara Aydın Afyonkarahisar
Hasan
Baltacı Ahmet
Kaya Ömer Fethi
Gürer
Kastamonu Trabzon Niğde
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Kastamonu
Milletvekili Sayın Hasan Baltacı.
Buyurunuz Sayın Baltacı. (CHP
sıralarından alkışlar)
HASAN BALTACI (Kastamonu) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Önümüzde bir spor kanunu var, geneli itibarıyla
olumlu bulduğumuz ve bazı maddelerine de katkı sunduğumuz
bu kanun teklifini şimdi görüşüyoruz.
Şimdi, kanun teklifinin genel gerekçe
kısmına baktığımızda şu ifadelerle
başlıyor: 1inci paragrafta Anayasa'nın Gençliğin
korunması başlıklı 58inci maddesi uyarınca gençleri
alkol düşkünlüğü, uyuşturucu madde, suçluluk, kumar ve benzeri
kötü alışkanlıklardan korumak için gerekli tedbirleri almak
diyor ve devam ediyor. Doğrudur, uyuşturucuyla mücadelede gençlerin
spor yapması ve spor yapacakları olanaklarının
artırılması önemlidir ama daha da önemlisi, devleti bütün
kurumlarıyla birlikte uyuşturucuyla mücadelede etkin ve uyumlu bir
şekilde çalıştırmaktır. Bu konuda gösterilecek en ufak
bir zafiyetin toplumsal bedeli olabildiğince yıkıcı
olacaktır ve olmuştur.
Bakın, 2021 Dünya Uyuşturucu Raporu'na
göre en fazla kokainin yakalandığı ülkenin 20 tonla Türkiye
olduğu belirtilmiştir. Yine, en çok eroinin ele geçirildiği 3
ülkenin Türkiye, İran, Pakistan olduğu ve bu ülkelerin 2019da
küresel pazarın toplamının yüzde 48ini oluşturduğu
vurgulanmıştır. Türkiye, artık dünyada uyuşturucu
trafiğinin transit ve kilit ülkeleri bataklığına
saplanmış ve liste başında olmuş bir ülkedir.
Bu rakamlar ve gelinen aşama şunu
gösteriyor: Türkiye'de uyuşturucuyla mücadelede zafiyetten daha
fazlasının olduğunu, organize bir kötülüğün olduğunu
ifade ediyor. Bu öyle bir organizasyon ki uyuşturucu baronundan
torbacısına kadar İçişleri Bakanıyla herkes
fotoğraf çektirebiliyor ve öyle bir organizasyon ki Türkiye'nin
limanlarında uyuşturucu yakalandığında tek bir
kişi bile gözaltına alınmıyor. Kamuoyu baskısı ya
da bir klik çatışması olursa birkaç kişi ön kapıdan
alınıp arka kapıdan bırakılıyor. Uyuşturucu
ticareti ne yazık ki Türkiyede artıyor çünkü bu işi yapanlar,
yakalanma riskinin en düşük olduğu ve hukukun üstünlüğünün
olmadığı ülkeleri tercih ediyor. Durum böyle olunca iş
giderek tabana doğru yayılıyor.
Mesela Anadolu şehirlerinde uyuşturucuyla
yakalanan AK PARTİli yöneticiler korunup kollanıyor.
Operasyonların üstü siyasi baskılarla örtülüyor. Hatırlayın
pudra şekeri çeken Kürşatı. Ne oldu o işin sonu, bilen var
mı? Yok. Mesela Aile ve Sosyal Hizmetler Kastamonu İl
Müdürlüğünde çalışan ve 594 adet uyuşturucu hapla yakalanan
şahıs eğer biz olayı kamuoyuna duyurmasaydık
görevinden bile alınmayacaktı. Yedi ay yedi gün sonra biz
açıklama yapınca gözaltına alındı, sonra kısa bir
tutukluluk, şimdi serbest bırakıldı ve
dışarıda geziyor. Bu şahsı yedi ay yedi gün boyunca
görevde tutanlarla ilgili tek bir işlem yapılmadı.
Bakın, cumartesi günü İnebolu ilçesinde
bir operasyon gerçekleştirildi. İlçede esnaf olan bir şahıs
ile bir Belediye personeli İnebolu Belediyesine ait zabıta
aracında 200 adet uyuşturucu hapla yakalandı. Zabıta
aracındakilerden biri Belediye çalışanı, bir diğeri
esnaf. Bu esnaf aynı zamanda İnebolu Devlet Hastanesi Müdürünün
kayınbiraderi ve aynı zamanda AK PARTİ İnebolu
Teşkilat Başkanının eniştesi. Kim bunlar? Bunlar, 2021
yılı Ekim ayında İstanbuldan İneboluya dönerken
araçlarında çok sayıda uyuşturucu hap yakalandığı
ortaya çıkan AK PARTİ İnebolu Teşkilat Başkanı ve
Hastane Müdürü. İşin içinde kimler var? AK PARTİ Teşkilat
Başkanı var, AK PARTİnin atadığı Hastane Müdürü
var, bu ikisinin akrabası var, belediye personeli var, bir de Kastamonu
Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde çalışırken
594 adet uyuşturucu hapla yakalanan İnebolulu şahıs var.
Her şeyi üst üste koyduğunuzda İneboluda bir şebekenin
varlığına işaret ediyor her şey. Operasyonlar
yapılıyor, yapılmıyor değil ama sonuçta hiç kimseye
hiçbir şey olmuyor, herkes sanki hiçbir şey olmamış gibi
hayatına devam ediyor çünkü birileri bu şahıslara kol kanat
geriyor. Onları çok yakından tanıyoruz, her fırsatta millî
ve manevi değerlerimizin arkasına saklanarak siyaset yapıp
milletin çocuklarını uyuşturucuyla zehirleyen çetelere kol kanat
gerenleri yakından tanıyoruz. Sessiz kalanın, göz yumanın,
koruyanın kollayanın yaptığını yanına kâr
bırakmayacağız. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HASAN BALTACI (Devamla) İnebolunun,
Kastamonunun ismini uyuşturucuyla lekeleyen çetelerle mücadeleye devam
edeceğiz. İnebolu şereftir, İnebolu şeref
madalyasıdır, İnebolu istiklal yoludur, kurtuluş yoludur.
Böylesi kıymetli, böylesi değerli bir ilçeyi uyuşturucu
trafiğinin konusu hâline getirenleri, ar damarı çatlamış
olanları biliyoruz ve mücadele etmek de boynumuzun borcudur.
Sayın Soylu hafta sonu Kastamonuyu ziyarete
gelecekmiş. Haberi olsun, fotoğraf çektirmediği üç beş
torbacı var, onu da İneboluda bulabilir.
Teşekkür ediyorum. (CHP, HDP ve İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifinin 21inci maddesinde yer alan
Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle ibaresinin
Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Dursun
Ataş Hayrettin
Nuhoğlu
Adana Kayseri İstanbul
Yasin
Öztürk Orhan
Çakırlar Hasan
Subaşı
Denizli Edirne Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Antalya
Milletvekili Sayın Hasan Subaşı.
Buyurunuz Sayın Subaşı.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
HASAN SUBAŞI (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. 324 sıra sayılı Kanun Teklifinin 21inci maddesi
hakkında partim adına söz almış bulunuyorum.
Emek çeken arkadaşlarımıza
teşekkür ediyoruz, dileriz ki istedikleri gibi bir yasa teklifidir. UEFA
ve FIFAdan birtakım sıkıntılar olabilir diye
düşünüyorum.
Ben Belediye Başkanıyken futboldan
anlamazdım, takip de etmezdim Antalyaspor -Alpay Bey hatırlar, Saffet
kardeşimizle beraber- 3. Lige düşmek üzereydi, kulüp
dağılmak üzereydi, yönetim bana geldi Bu kulübü ya kayyuma teslim
edeceğiz ya da Belediye Başkanı olarak sen teslim
alacaksın. dediler. Ben de sorumluluk sahibi biri olarak ve bir
şehremini sıfatıyla kabul etmek zorunda kaldım ve dokuz
yıl Kulüp Başkanlığı yaptım.
Bu arada, baktığımız zaman,
sadece hacizli bir telefonu vardı; onun dışında, kulüp
dağılmıştı, antrenmanlara çıkamaz hâldeydi ve sonuncuydu,
3. Lige düşmek üzereydi, 3-4 maç kalmıştı. Ben de siyasi
çekişmelerin, siyasetin dışına çıkarabilmek için
Antalyada Kulüp Başkanlığı yapmış ne kadar
kişi varsa hepsini davet ettim. Yönetime davetlisiniz, yönetim kurulunda
yer alır mısınız? dediğimde hemen hemen hepsi yönetim
kurulunda yer almışlardı. Ayrıca, yine Antalyanın
tanınmış siması Gültekin Çekiyi -rahmetli, bizim
şöhretli ve tanınmış insanımız, rahmetle
anıyorum; aynı zamanda da Spor Bakanlığı
Müsteşarıydı, emekli Müsteşar- Genel Sekreter
yapmıştık. Antalyaspor Kulübü Türkiyenin en tertipli,
intizamlı kulübü hâline gelmişti, kurumsallaşma için büyük
adımlar atmıştık.
Başkanı olduğum derneği tamamen
altyapıya ve amatör sporlara ayırmıştık. Aynı
zamanda bir vakıf kurmuştuk; kazandırdığımız
tesisleri, sosyal tesisleri de vakfa kazandırmıştık,
Antalyaspor Vakfına. Aynı zamanda, bir de bugün kurulmak istenen
anonim şirketi kurmuştuk 1990lı yıllarda. Aynı zamanda,
milyonların döndüğü bir futbol kulübünde denetimi sağlamak
istemiştik. Bağımsız denetim yapılıyordu ve
aynı zamanda kamu borçlarından dolayı da yöneticiler zaten
kişisel servetleriyle sorumluydular her anonim şirkette olduğu
gibi. Biz, bir süre sonra, Antalyaspor Kulübü, hem basketbolda hem futbolda 1.
Lige çıktıktan sonra Avrupa Kupası maçlarını oynamaya
başlamıştık, başarılı bir kulüp
olmuştuk ve teslim ederken de Türkiyede belki borçsuz birkaç kulüpten
biri olmuştuk.
Futboldan anlamıyorum demiştim ama
futboldan anlayanları, liyakat sahiplerini yerli yerine oturtmuştuk,
intizamlı bir kulüp hâline getirmiştik,
kurumsallığını sağlamıştık. Bugün
yapılmak istenenlerin belki önemli bir bölümünü yapmıştık
ama bu yasada benim dikkatimi çeken, futbol özerklik ister, burada
Bakanlığa sağlanan yetkilerle özerkliği zedelenmiştir.
Oysa futbolu paydaşları yönetmek durumundadır. Bugün Federasyon
Yasasında da FIFAnın, UEFAnın kurallarında da
özerkliğe çok dikkat edilir. Onun için, zannediyorum, emek çekilmiş
ve bütün partilerin de katılımıyla sağlanmış bu
hususlar, bu hükümler UEFAnın ve FIFAnın ciddi eleştirilerine
muhatap olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HASAN SUBAŞI (Devamla) Yine, önümüzdeki
aylarda bu yasa çokça gelecektir.
Bu yasa görüşüldüğü için bugünkü
Başkanımız, Antalyaspor Kulübü Başkanı Aziz Çetin
birkaç hususu bana iletmişti Kulüpler Birliğinin de itirazları
olacaktır. diye ve söylemek istediği de 13üncü, 15inci ve benim
bugün konuşmak üzere söz aldığım 21inci maddede, kulüp
şirketlerindeki hâkim pay, sadece şirket ortaklarına hâkim pay
yerine bunun serbest olması; bu çok önemli bence de. Ayrıca,
Bakanlığa vesayet sistemi kuracak şekilde yetkilerin verilmesi
son derece sakıncalı ve Bakanlığın da denetimsiz futbol
kulüplerine yardım etme keyfiyeti sorunludur bana göre.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
HASAN SUBAŞI (Devamla) Büyükşehirlerin
ve belediyelerin de yasaklanmış olması, yine siyaset ile futbolu
çok iç içe geçirmenin izlerini taşıyor. Onun için,
şeffaflığı ve denetimi sağlamak için Bakanlığın
da şeffaf ve denetime önem verir olması lazım ama maalesef,
iktidarın ve bakanların şeffaflığı sağlamak
ve denetilebilir olmak konusunda ben sınıfta
kaldıklarını düşünüyorum ve kulüpleri, federasyonu
Bakanlığa teslim etmişçesine yapılmış bazı
hükümlerin sorunlar taşıdığı kanaatindeyim.
Birliğin itirazları olacaktır, FIFA'nın ve UEFA'nın
itirazlarıyla önümüzdeki aylarda belki daha sağlıklı hâle
gelir diye düşünüyorum. Yine de emek çekenlere teşekkür ediyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 21inci maddesinde geçen şeklinde
ibaresinin biçiminde olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Bülbül Zeynel Özen Murat Sarısaç
Antalya
İstanbul
Van
Serpil
Kemalbay Pekgözegü Musa
Piroğlu
İzmir
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen İzmir
Milletvekili Sayın Serpil Kemalbay.
Buyurunuz Sayın Kemalbay. (HDP
sıralarından alkışlar)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Derinleşen yoksullukla, işsizlikle, açlıkla, sefaletle mücadele
eden değerli halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
Yollar, özelleştirmeler, köprüler, tüneller ve
elbette spor; hepsi sermayeye kaynak için düşünülüyor, konuşuluyor.
Tek adam demek sermayeye kaynakları peşkeş çekmek demektir ve
öyle de yapılıyor. Emeklilere, kadınlara damla bile gelir
artışı yapmayanlar, dövize endeksli mevduat için birkaç ayda 25
milyar lirayı ayırdılar bile.
Bir de beka için sürdürülen bir savaş var
sayın vekiller. Ukraynada ihtilafların müzakere yoluyla çözülmesi
için gayret edenler, sıra Kürtlere geldiğinde savaş
politikalarına sarılıyor. Neredeyse ömrümüz, Türkiyede
yürütülen operasyonların, savaş politikalarının
faydasızlığını,
yanlışlığını anlatmakla geçti. Yazık
değil mi bu canlara? Yazık değil mi bu kaynağa? Kırk
yıldır, 400 milyar dolara yakın zenginliğimiz
komşularımızın topraklarına bomba, mermi, mühimmat
olarak atılıyor. Türkiye halklarına düşen ise sürekli
yoksulluk, sürekli ekonomik kriz, siyasi krizler. Halkımız ekmek
bulamayacak duruma geldi, peki bundan haberiniz var mı diyorum ama
sıralarda kimse yok. Büyüyen ve kalıcılaşan işsizlik,
çocuklarımızın beslenememesi, kadınların pazar
artıklarını toplamaya çalışması, açlık ve
sefalet.
Erdoğan diyor ki: Suriyeli
kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen
gayreti gösteriyoruz. Çünkü toplumda sanki göçmenler suçlu gibi bir algı
var. Komşularımızın topraklarında sürdürülen
savaş ve çatışma iklimi bitmeden sığınmacı,
mülteci ya da göçmenlerin ülkelerine dönmelerini beklemek hayalcilik değil
midir ya da halkımızdan gerçeği gizlemek için söylenen, sözden
ibaret şeyler değil midir bunlar? Halkımıza gerçeği
söylememek, olmayacak beklentilere sokmak toplumu daha çok kutuplaştırır;
sığınmacılara, göçmenlere, mültecilere karşı nefret
söylemini, ırkçılığı körükler, ayrıca
çözümsüzlüğü de getirir. Siyasi iktidar bu tehlikeli söylemden
vazgeçmelidir.
HDP, tüm halkların eşitliğini,
kardeşliğini savunan bir partidir. Her zaman söylüyoruz, bir kez daha
ifade etmek istiyoruz: Yurttaşlarımızın işsiz
kalmasının, geçinememesinin, emeğin bu kadar
ucuzlaşmasının, enflasyonun, pahalılığın,
zamların sebebi sığınmacılar, göçmenler, Suriyeliler,
mülteciler değil; AKP-MHP iktidarıdır.
Sığınmacılar, hiç kimsenin çalışmak
istemediği en kirli, en tehlikeli, en güvencesiz, en kötü koşullara
sahip, en düşük ücretli işlerde asgari ücretin dahi altında
çalıştırılıyorlar. Gidin imalat sanayisine, gidin geri
dönüşüm sanayisine, gidin inşaatlara, mevsimlik tarım
işçiliğine, hepsinde Suriyeli, Afganistanlı ya da başka
ülkelerden işçiler kölelik koşullarında
çalışıyorlar. Bizler göçmenleri,
sığınmacıları, mültecileri değil, ucuz emek
rejimini ve bu vahşi kapitalist sermaye düzenini göndermeliyiz, bu düzeni
değiştirmeliyiz.
Yine, Erdoğan dedi ki: Şubat ayı itibarıyla
yıllık Sanayi Üretim Endeksi yüzde 13,3 oranında artarak üretim
temelli büyüme sürdü. Ve yine şöyle söyledi: Bu tablonun değerini
sanayici, nakliyeci ve ihracatçı bilir. Bakın, aynı günlerde
tekstil işçisi Betül, metal işçisi Selma fabrikalarında tam
kapasite üretim sürerken hayatlarındaki küçülmeyi anlatmışlar
Evrensel gazetesinde, diyorlar ki: Sosyal hayatımız yok, sürekli
borçluyuz. Eve istediğimi alamıyorum, maaşın çoğu
taksitlere gidiyor. Et alıyor muyum? Yok. Gezmeye gidiyor muyum? Yok. Kendime
bir ped alırken bile zorlanıyorum. Serviste konuştuğumuz
şey sürekli olarak, yumurta bu kadar oldu, ekmek şu kadar oldu.
Peki, Türkiye büyüdüyse emekçilerin durumu neden böyle? Bu obez büyümeyi
alın başınıza çalın diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Başkan, 3
kişi var vallahi, oylamaya sunmayın bunu.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) 2 kişi
kaldı.
MAHMUT TANAL (İstanbul) 2 kişinin oyu
bize bedel olamaz efendim.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ya, siz de
destek veriyorsunuz.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SERPİL KEMAL PEKGÖZEGÜ (Devamla)
Yoldaşımız Deniz Poyrazın duruşması var, bunu
duyurmak istiyorum. Üçüncü duruşması 29 Nisanda İzmir
Adliyesinde gerçekleşecek, başta kadın hareketi olmak üzere
demokratik kamuoyunu ilk günkü gibi davaya güç vermeye davet ediyorum. Deniz
Poyraz onurumuzdur, mücadelemizde yaşayacak.
Yine, rehin tuttuğunuz Osman Kavalayı
tahliye etmediğiniz gibi, Mücella Yapıcı ve
arkadaşlarını da mahkûm etmek istiyorsunuz. Bir değil iki
değil, bu üçüncü mükerrer yargılamaların net bir şekilde
hukuksuz ve siyasal olduğunu görüyoruz.
Gezi; işçilerin, öğrencilerin,
kadınların, doğanın, zulme karşı direnen
halkların, ağacımıza, suyumuza, toprağımıza,
emeğimize, birbirimize sahip çıktığımız için
bizimdir; en güzel mücadelemizdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla)
Yarın Gezi davasında olacağımı da buradan duyurmak
istiyorum.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Başkanım, 3
kişiydiler, 3 kişi. 1 AK PARTİli 50 kişiye bedel mi oluyor
Başkan? Vallahi ya. Yani 1 AK PARTİli 50 kişiye mi bedel
oluyor? 3 kişi!
BAŞKAN Sayın Kayan, buyurunuz efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
46.- Kırklareli Milletvekili Türabi
Kayanın, ithalata dayalı tarım politikasının
sakıncalarına ilişkin açıklaması
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Dünyada önemli bir tarım ülkesi olan Türkiye,
bugün gıda ürünlerini ithal ediyor. Türkiye un, bulgur, makarnayı
kendi buğdayından yapmalı, dünyaya da ihraç etmelidir.
Ayçiçeği yağını kendi ürettiği çekirdekten elde
etmeli; halkının uygun fiyatla yerli mercimek, nohut, fasulye
tüketimini sağlamalıdır. Bunun için yeterli
toprağımız var, çiftçimiz var, iklimimiz uygun. Yaşanan
ekonomik krizden çıkılmasının en sağlam yolu
tarıma sahip çıkmaktır. Ülkemizin topraklarında üretilecek
ürünleri ithal etmenin maliyeti her geçen gün artıyor. İthalata
ödediğimiz para yurt içinde çiftçiye ödenmelidir. Yerli buğdaya 2,5
lira, yabancının buğdayına 7 lira. Tekrar tekrar soruyorum:
Türk çiftçisi yerine neden ısrarla yabancı çiftçiyi destekliyorsunuz?
Sizler yabancı çiftçiden mi destek alıyorsunuz, oy alıyorsunuz;
yoksa bu itibarınızı başka bir ülkenin çiftçisinden mi
alıyorsunuz? Bu gareziniz nedendir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Ceylan
47.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın,
1915Çanakkale Köprüsü geçiş ücretlerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
1915Çanakkale Köprüsü ve bağlantı yollarıyla birlikte kentin
dokusunda yaşanacak gelişim aşikârdır ancak baştan
beri eleştirdiğimiz nokta, köprünün yapım süreci, bu sürecin
yükleniciye sağladığı fahiş kârlar ve kamunun
sırtına yüklenen borçlardır. Önceki gün 200 liraya
kıyıp köprüden geçen bir vatandaşımızın bize
gönderdiği video gösteriyor ki köprü, beklenen performansı
sergilemekten çok uzaktır. Köprü geçiş ücreti yüksektir. Yüksek fiyat
nedeniyle köprüden geçiş olmamakta, vatandaşımız köprü
yerine arabalı vapuru tercih etmek zorunda kalmaktadır.
İktidara sesleniyorum: Kamu
kaynaklarının gasbedildiği bu süreçte yapılacak en
akılcı iş, köprü geçişlerini makul bir fiyata çekmektir. Bu
noktada köprü geçiş ücretinin Gestaşın vapur fiyatlarına
denk ya da cüzi miktarda üstünde olması, köprüden geçişleri
artıracak ve kamunun üzerindeki borcu biraz olsun hafifletecektir.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
324) (Devam)
BAŞKAN 21inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Birleşime iki dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.39
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.40
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul),
Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 83üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
324 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, 327 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine başlıyoruz.
2.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ve 45
Milletvekilinin Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4389) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 327)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir iş
bulunmadığından, alınan karar gereğince kanun teklifleri
ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 22 Nisan 2022 Cuma günü saat 14.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.41