TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
84üncü
Birleşim
22
Nisan 2022 Cuma
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Yeneroğlunun, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Hatay Milletvekili Serkan
Topalın, Hatayın sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Balıkesir
Milletvekili Mustafa Canbeyin, sanal dünya metaversee ilişkin gündem
dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Konya Milletvekili Esin
Karanın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102nci
yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına
ilişkin açıklaması
2.- İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Çelebinin, sağlık yönetimi bölümü mezunlarının
kadro sorununa ilişkin açıklaması
3.- Malatya Milletvekili
Mehmet Celal Fendoğlunun, Türk futbolunun son günlerde içinde
bulunduğu duruma ilişkin açıklaması
4.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
kuruluşunun 102nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramına ilişkin açıklaması
5.- Mersin Milletvekili
Hacı Özkanın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun
102nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına
ilişkin açıklaması
6.- Balıkesir
Milletvekili Fikret Şahinin, sağlık sistemindeki sorunlara
ilişkin açıklaması
7.- Hatay Milletvekili Mehmet
Güzelmansurun, Türk vatandaşı olmak için alınacak konut
bedelinin yükseltilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
8.- Antalya Milletvekili
Aydın Özerin, Antalyanın Serik ve Aksu ilçelerinde yaşanan
hortumun yarattığı zararın tazmininde TARSİMin
tutumuna ilişkin açıklaması
9.- Bursa Milletvekili Erkan
Aydının, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının
102nci yıl dönümüne ve çocuk işçiliğine ilişkin
açıklaması
10.- Sivas Milletvekili
Semiha Ekincinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102nci
yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına ve Suudi
Arabistanda düzenlenen Kuran-ı Kerimi ve Ezanı Güzel Okuma
Yarışmasında 1inci olan Ravza Camisi İmam-Hatibi Muhsin
Karayı tebrik ettiğine ilişkin açıklaması
11.- Kayseri Milletvekili
Çetin Arıkın, iktidarın ona inananları yarı yolda
bıraktığına ilişkin açıklaması
12.- İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemirin, taşeron işçilerin
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
13.- Mersin Milletvekili
Alpay Antmenin, Mersin Büyükşehir Belediyesinin sosyal belediyecilikte
çığır açtığına ilişkin açıklaması
14.- Ordu Milletvekili
Mustafa Adıgüzelin, Cumhurbaşkanının
açıkladığı YUVAM hesabına ilişkin
açıklaması
15.- Adana Milletvekili
Müzeyyen Şevkinin, diş hekimlerinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
16.- İstanbul
Milletvekili Hayati Arkazın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı ile 21-28 Nisan Ebeler Haftasına ilişkin
açıklaması
17.- Mersin Milletvekili
Cengiz Gökçelin, Askıda Genç Bilet Kampanyasına ilişkin
açıklaması
18.- Mersin Milletvekili Baki
Şimşekin, Mersinde yeterli sayıda otel ve turizme hitap edebilecek
tesis olmadığına ilişkin açıklaması
19.- Kocaeli Milletvekili
Sami Çakırın, ABD eski Başkanı Bill Clintonın
Mecliste yaptığı konuşmaya ilişkin
açıklaması
20.- Uşak Milletvekili
İsmail Güneşin, Turgut Özalın vefatının 29uncu
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
21.- Kahramanmaraş
Milletvekili Sefer Aycanın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
kuruluşunun 102nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramına ilişkin açıklaması
22.- Mersin Milletvekili
Olcay Kılavuzun, Türk gençliğinin millî şuurla yetişmesini
sağlayan Ülkü Ocaklarına teşekkürlerini sunduğuna
ilişkin açıklaması
23.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Pençe-Kilit Harekâtında bugün
şehit olan uzman çavuşa Cenab-ı Allahtan rahmet
dilediğine, Hakkârinin düşman işgalinden kurtuluşunun
104üncü yıl dönümüne, Resmî Gazetede yayımlanan Sağlık
Uygulamaları Tebliğinde yapılan değişikliğe,
vatandaşların emeğinin enflasyona karşı korunması
adına Hükûmeti vazife almaya davet ettiğine, ülkenin içinde
bulunduğu bütün bu olumsuzlukları İYİ Parti
iktidarının sonlandıracağına ve millet iradesinin
sandıkta tecelli edeceğine ilişkin açıklaması
24.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, ABD Dışişleri
Bakanlığının yayınladığı 2021
İnsan Hakları Raporuna ve Profesör Doktor Erol Güngörün
vefatının 39uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
25.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Gezi davasına, Osman
Kavalanın serbest bırakılması gerektiğine, 22 Nisan
Kürt Gazeteciliği Gününe, 21 Nisanda açıklanan CPTnin raporuna, Nevala
Kasabaya ve AKP iktidarının dış mihraklar söylemine
devam ettiğine ilişkin açıklaması
26.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoçun, Kemal Kılıçdaroğlunun fahiş elektrik
zamlarını protesto ettiğine ilişkin açıklaması
27.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, 11 Nisanda başlayan Mavi Vatan-2022
Tatbikatına, Pençe-Kilit Harekâtında şehit olan askerlere
Allahtan rahmet niyaz ettiğine, salgının toplumsal ve ekonomik
etkilerini bertaraf etmek üzere ekonomi kalkanı paketleri
açıklandığına, başta Cumhurbaşkanı ve
Sağlık Bakanı olmak üzere salgınla mücadelede emeği
geçen herkese şükranlarını sunduğuna ve Genel Kurul
gündemine ilişkin açıklaması
28.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Batmanın Timok köyüne uygulanan
giriş çıkış yasağına ve Timok köylülerinin
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
29.- Amasya Milletvekili
Mustafa Levent Karahocagilin, AK PARTİnin yirmi yıllık
iktidarı döneminde gerçekleştirdiği yatırımlara
ilişkin açıklaması
30.- Ankara Milletvekili
Yıldırım Kayanın, cezaevlerinde yaşanan sorunlara ve
Aysel Tuğlukun cezaevinde yatma koşullarını tamamen
kaybetmiş olduğuna ilişkin açıklaması
31.- Tokat Milletvekili Kadim
Durmazın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102nci
yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına
ilişkin açıklaması
32.- Trabzon Milletvekili
Ahmet Kayanın, Kemal Kılıçdaroğlunun, fahiş elektrik
zamlarını protesto ettiğine ilişkin açıklaması
33.- İstanbul
Milletvekili Turan Aydoğanın, Savcı Sayanın Belediye
Başkanlığındaki Ağrı ilinin ekonomik
sorunlarına ilişkin açıklaması
34.- Muğla Milletvekili
Süleyman Girginin, Muğladaki kamu hastanelerindeki eksikliklere
ilişkin açıklaması
35.- Şanlıurfa
Milletvekili Aziz Aydınlıkın, engelli
maaşlarının en az asgari ücret düzeyinde olması
gerektiğine ilişkin açıklaması
36.- İstanbul
Milletvekili Zeynel Özenin, Koma Zelal grubu üyelerine açılan
davaların yıllardır sürdüğüne ilişkin
açıklaması
37.- Konya Milletvekili
Fahrettin Yokuşun, Konyada eğitim gören tüm öğrencilerin
belediyenin taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlanması
gerektiğine ilişkin açıklaması
38.- Gaziantep Milletvekili
İmam Hüseyin Filizin, yoksulluğun bu milletin kaderi
olmadığına ilişkin açıklaması
39.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Habur Gümrük Kapısında
yaşanan mağduriyete ilişkin açıklaması
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Mersin Milletvekili Olcay
Kılavuzun, Mersin Milletvekili Alpay Antmenin yaptığı
açıklaması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
2.- Mersin Milletvekili Alpay
Antmenin, Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VI.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- İzmir Milletvekili
Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan
ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu
Teklifi (2/4331) ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 324)
2.- Denizli Milletvekili
Nilgün Ök ve 45 Milletvekilinin Bankacılık Kanunu ile Bazı
Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4389) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 327)
VII.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı:
324) Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin
oylaması
22 Nisan 2022
Cuma
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 84üncü Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hakkında söz
isteyen İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğluna aittir.
Buyurun Sayın
Yeneroğlu.
III.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlunun, 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramına ilişkin gündem dışı
konuşması
MUSTAFA YENEROĞLU
(İstanbul) Saygıdeğer Başkan, çok kıymetli
milletvekilleri, televizyonları başında bizleri izleyen
saygıdeğer vatandaşlarımız; DEVA Partisi adına
hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Malumunuz, yarın, Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı, millî iradenin temsilcisi Büyük Millet
Meclisinin açılışının 102nci yılı. Millî Mücadelenin lideri Gazi Mustafa
Kemal Atatürkü ve Anadolunun dört bir yanından gelerek Birinci Meclise
omuz veren tüm mebusları saygı ve rahmetle anıyorum.
23 Nisan 1920
Paramparça
olmuş, başkenti işgal altında bir imparatorluk, on
yıllardır cepheden cepheye koşan bir nesil, tarihe yön veren bir
millet yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bunun
karşısında ise umudunu yitirmeyen ve milletimizin
özgürlüğüne ve istikbaline vurulmak istenen prangayı söküp atmaya
kararlı bir avuç insan; en zorlu şartlarda dahi çok seslilikten,
ortak akıldan ve istişareden taviz vermeden bir yandan millî mücadeleyi
yürütmüş, bir yandan ülkenin geleceğini belirlemişler. Oysa
bugün, yüz iki yılı geride bırakmışız ama bu
değerler bakımından ve her bir
vatandaşımızın derdiyle dertlenen tüm milletin vekili olma
şuurundan ne yazık ki Gazi Meclisimizin çok gerisindeyiz.
Aziz milletim, Türkiye, bugün
herkesi tehdit eden, baskıcı, otoriter bir anlayış ile
yönetilmeye çalışılmaktadır. Kötülük artık
sıradanlaşmış, ahlaki yozlaşma, hukuksuzluklar, adam
kayırma, yolsuzluk ve bunların neticesinde de yoksulluk her geçen gün
daha da artmaktadır. Tüm değerlerin kaybolması, iktidarın
aklıselimden uzaklaşıp baskıcı ve keyfî yönetimi
benimsemesi yüzünden her geçen gün daha da yoksullaşmaktayız.
Enflasyon kontrol edilemez bir boyutta, zamlar hız kesmiyor, hayat
pahalılığı dayanılmaz hâle geldi,
vatandaşlarımız çaresiz durumda. Mesleklerini yapamayan,
atanamadıkları ve gelecek göremedikleri için bunalıma girip
intihar eden geçlerimiz var, çoğu yerde esnafımız günü
siftahsız kapatmaktadır, pazarlarda yerlerden meyve sebze toplamak
zorunda bırakılan vatandaşlarımız var.
Değerli milletvekilleri,
hepinizi millî egemenliğin ilan edildiği günün çocuklara hediye
edilmiş olması üzerine düşünmeye davet ediyorum.
Çocuklarımıza nasıl bir ülke miras
bırakacağımızı düşünmeli ve bunun
sorumluluğuyla yüzleşmeliyiz. Çocuklarımıza âdeta cezaevini
andıran bir ülke mi miras bırakacağız? İnsanın
iyice değersizleştirildiği, kötü muamele ve işkencenin
sıradanlaştığı bir ülke mi hayal etmiştik biz?
Hukuk tanımaz bir devlet anlayışı, beton şehirler,
kötü bir eğitim sistemi ve yoksulluk mu miras bırakacağız?
Soru sormanın, tartışmanın ve mutlu olacağı
hayatın peşinden özgürce gitmenin yasaklandığı bir
ülke mi miras bırakacağız? Çocuklarımızın birer
yetişkin olduklarında kaçıp gitmek isteyecekleri bir ülke mi
bırakacağız?
AB ve OECDye üye olan 41
ülke arasında en mutsuz çocukların Türkiyede olmasını
gerçekten hak etmiyoruz. Bugün, Türkiyede bisiklete binerken panzerlerin
altında ezilip can veren çocuklarımız var, boş arazilerde elinde
bomba patlayıp paramparça olan çocuklarımız var, annesiyle
birlikte hapishanede büyüyen ve daha doğduğu anda alnına
terörist damgası vurulan binlerce çocuğumuz var, ailelerine
yaşatılan hukuksuzluklar yüzünden hayatı zindan olan yüz
binlerce çocuğumuz var. İktidar temsilcileri bu gerçekleri görmeli ve
üzerine hep birlikte derin derin düşünmeliyiz.
Değerli arkadaşlar,
sözlerimi Aliya İzzetbegoviçin bir anekdotuyla sonlandırmak
istiyorum. 100 binden fazla Boşnakın öldürüldüğü, yüz binlerce
insanın evsiz kaldığı, camilerin, evlerin, hastanelerin
yerle bir edildiği günlerde Aliya şunları söylüyor: İnsan
olmak ve insan kalmak Allah'a ve kendimize karşı
sorumluluğumuzdur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Ona göre bu iki kavram siyasi anlamda, insanlara güven ve huzur
veren, adaleti ve hukukun üstünlüğünü varlık sebebi kabul eden devlet
kurmaya çalışmak demektir, hiç kimsenin
farklılığından dolayı ayrımcılığa
ve zulme uğramaması demektir. İnsan olmak ve insan kalmak,
herhâlde bundan daha kötü bir kayıp düşünülemez. Emin olma
vasfını yitirdikten sonra, etrafına güven ve huzur veremedikten
sonra kaybetmekten korkulabilecek bir değer kalır mı acaba?
İşte bizler tam da bu karanlık dönemde dert sahibi milyonlarca
vatandaşımızın da desteğiyle ülkemizi akıl ve
vicdan tutulması yaşayan bu zorba iktidardan kurtarmak için mücadele
ediyoruz. Bu mücadelenin tüm toplum için zaferle sonuçlanacağına,
kimseyi ötekileştirmeyen ve zulmetmeyen, huzurlu ve mutlu insanların
ülkesi Türkiyeyi inşa edeceğimize yürekten inanıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız efendim.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Güç sarhoşluğu içinde, ülkeyi uçuruma götürdüğünün
farkında bile olmayan bu iktidarı ise üzülerek söylüyorum ki
sayısız kötülüklerle hatırlayacağız.
Hepinizi DEVA Partisi
adına saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. (CHP ve İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem
dışı ikinci söz, Hatay'ın sorunları hakkında söz
isteyen Hatay Milletvekili Serkan Topal'a aittir.
Buyurun Sayın Topal.
(CHP sıralarından alkışlar)
2.-
Hatay Milletvekili Serkan Topalın, Hatayın sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
SERKAN TOPAL (Hatay)
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize saygılarımı
sunuyorum. Bu kutsal makamdan da ayrıca bütün Hataylı
hemşehrilerime selamlarımı, muhabbetlerimi,
saygılarımı iletiyorum.
Evet, bugün günlerden Hatay.
Bugün günlerden Hatay ama Hatayın sorunlarını çözemeyen bir AK
PARTİ iktidarı var burada. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Değerli Hataylı
hemşehrilerim, bakın, bu iktidar, maalesef sorunları çözmüyor;
istese çözebilir ama çözmüyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, diyorlar ki: Evet, birkaç şey yaptık. Evet,
arkadaşlar, Hatay halkına yapılan her hizmete yerel televizyonda
-Sayın Yayman da şahittir- teşekkür ettik; teşekkür
etmesini biliyoruz. Ama arkadaşlar, Hatayın çok sorunu var.
Bakın, mesela, hatırlarsanız ilk 300-400 bin Suriyeli Hataya
geldi, bombalar Hatayda patladı, vatandaşlarımız orada
öldü. 400-500 bin Suriyeli var. Peki, arkadaşlar, belediyelere bütçeden
pay gönderildiği zaman, o 400-500 bin Suriyeli için ek olarak belediyelere
neden bütçe göndermiyorsunuz? E, burada belediye başkanlarımız
zor durumda kalıyor arkadaşlar. Bakın, her 2 kişiden 1i
işsiz, her 2 kişiden 1i; her 2 vatandaşımızdan 1i,
maalesef, işsiz. Bununla ilgili, istihdamla ilgili AK PARTİ
iktidarı neler yaptı? Hiçbir şey yapmadı. (CHP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YILDIZ
(Aydın) Hiçbir şey yapmadı; yapmadı, doğru
söylüyorsun.
SERKAN TOPAL (Devamla)
Bakın, arkadaşlar, beni öğrenciler arıyor, diyorlar ki:
Sayın Vekilim, Suriyeli vatandaşlarımız elini kolunu
sallaya sallaya yarın gidecekler bayramda, ailelerini görecekler ama biz
kendi memleketimizde, kendi ülkemizde Ankaradan Hataya, İstanbuldan
Hataya gidemiyoruz çünkü bilet paraları arttı. Ya, bu mübah
mıdır arkadaşlar? Yazık günah değil midir
arkadaşlar? Bakın, bir ülkeden başka bir ülkeye vatandaş,
sığınmacı gidecek, ailesini görecek; görsün, elbette, bayramda
görsün, bütün insanlar bayramda ailelerini görsün ama bizim İstanbuldaki,
Ankaradaki Hataylı hemşehrilerimiz Hataya gidemiyor. Sebep? Sadece
motorine yüzde 150 zam. Dedik ya: Yaparsa AK PARTİ yapar (!) Zaten bu
konuda mahir oldunuz, ustalaştınız; zam konusunda
ustalaştınız.
Bakın, arkadaşlar,
sanırım şu anda Sayın Oktay Hataya gelmiş, hoş
gelmiş; Hatayın sorunlarına da bir baksın, Hatayın
birkaç sorununu da çözsün. Bakın, buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza
şu sözünü hatırlatıyoruz, dedi ki: Amanos tünelini, Hassa
tünelini söz veriyorum yapacağım. Şimdi ben o sözü
hatırlatıyorum: Nerede? Niye yapmadınız, niye
yapmıyorsunuz? Sayın İsmet Vekilimiz yarın gidecekler
sanırım, söylediler, kazma kürekle açılışını
o yapacak sanırım. Tabii, bizim iktidarımızda da Allah
nasip ederse de biz tamamlayacağız; burada bunun da müjdesini
verelim.
Şimdi, arkadaşlar,
Ovada ciddi sıkıntı var. Bakın, geçen bir
vatandaşımızın elektriği kesildi.
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) Kimin elektriği kesilmiş Hocam?
HAYATİ ARKAZ (İstanbul)
Elektrik parasını ödeseydiniz kesilmezdi.
SERKAN TOPAL (Devamla)
Bakın, bir torba tohum 1.100 TL, bir ton gübre 15 bin TL, bir ton mazot 21
bin TL. Arkadaşlar, bakın, neden? Bakın, arkadaşlarım,
bu çiftçi arkadaşlarımız nasıl üretecek? Artık
boş bırakıyor araziyi. Ya, Allah aşkına bir komisyon kuralım;
gelin, oradaki çiftçimizi bir görelim ya, Allah aşkına bir görelim
ya! Bakın, biz ne diyoruz? Siz hizmet ettiğinizde teşekkür
ediyoruz. Kimin elektriği kesilmiş? diye laf atıyorsunuz da
bütün Türkiye biliyor kimin elektriğinin kesildiğini. Yaklaşık
20 milyon vatandaşımız şu anda elektrik
sıkıntısı yaşıyor ya! Siz ne diyorsunuz, laf
atıyorsunuz oradan?
Şimdi, bakın,
arkadaşlar, Hatay esnafımız, maalesef kredisini ödeyemiyor. Biz
bugüne kadar bu kürsüde hep söyledik diğer milletvekili
arkadaşlarımızla beraber, dedik ki: Hataylı
esnafımızın kredisini öteleyin, SGK primini lütfen devlet
karşılasın. Pandemi süreci oldu, orada Afrin Harekâtı
oldu; ya, bu konuda, maalesef Hükûmetin Hataya bugüne kadar hiçbir desteği
olmadı, hiçbir desteği. Ne oldu? Bir şey yapmadı.
Bakın, arkadaşlar,
Hatayda ecrimisil sıkıntısı var. Türkiyede sadece
Hatayda, mevcut olan hazine arazileri vatandaşlarımıza
verilemiyor. Neden vermiyorsunuz arkadaşlar, bu ayrımcılık
neden arkadaşlar? Artık Hatay halkı ecrimisil...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
SERKAN TOPAL (Devamla)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Artık Hataylı
hemşehrilerimiz ecrimisil ödeyemez oldu arkadaşlar. Lütfen, bu
ayrımcılığı bir an önce giderelim.
Ayrıca, bir yerel gazetecimiz
var, Ali Arslan Dadük. Suruç katliamında yaşamını kaybeden
bir yurttaşımızın anma törenine katılıyor,
habercilik yapıyor, maalesef yargılanıyor, hapis cezası
alıyor. Ali Arslan Dadük hapis cezası alıyor arkadaşlar,
bir gazeteci. Yani gazeteciler işini yapmasın mı
arkadaşlar, olabilir mi böyle bir şey? Unutmayınız ki özgür
Türkiyeyi biz kuracağız arkadaşlar.
Buradan Hataylı
hemşehrilerime bir kez daha sesleniyorum: AK PARTİ
iktidarının sorunları çözmesi için burada sesiniz olmaya devam
edeceğiz ama unutmayınız ki AK PARTİ iktidarı bu
sorunları çözmüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SERKAN TOPAL (Devamla) Son
olarak, selamlayabilir miyim Sayın Başkanım?
BAŞKAN
Selamlayın.
SERKAN TOPAL (Devamla) Çok
teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Evet, arkadaşlar,
değerli Hataylı hemşehrilerim; Millet İttifakı
iktidarında Hatayın bütün sorunlarını çözeceğiz.
Tamamlanmayan bütün yolları
Hele ki Cumhur İttifakının
verdiği bütün sözleri biz yerine getireceğiz, bizim
iktidarımızda biz çözeceğiz çünkü bu kadar dile getiriyoruz. Biz
Günlerden Hatay. diyoruz ama Hatayın sorunlarını görmedim,
duymadım, bilmiyorum. diyen bir AK PARTİ iktidarı var.
Sayın
Başkanım, ben, bir kez daha, tolerans gösterdiğiniz için
teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekili
arkadaşlarım, hepinize saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Biz
teşekkür ediyoruz.
Gündem dışı
üçüncü söz, sanal dünya metaverse hakkında söz isteyen Balıkesir
Milletvekili Mustafa Canbeye ait.
Buyurun Sayın Canbey.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.-
Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbeyin, sanal dünya metaversee
ilişkin gündem dışı konuşması
MUSTAFA CANBEY
(Balıkesir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve
ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Dünyamız tarihte hiç
olmadığı kadar hızlı bir değişim,
dönüşüm ve gelişim dönemi yaşıyor. 1900lü yıllarda
yaşayan bir insan ile babasının, dedesinin, hatta on kuşak
öncesinin yaşantısı arasında çok da bir fark bulunmazken
2000li yıllara geldiğimizde, bırakın başka
kuşakları, baba ile oğul arasında bile yakalanamaz
farklarla karşılaşıyoruz. Sadece son yirmi yılda
teknolojinin geldiği mesafe baş döndürücü bir boyuta evrilmiş
durumda. Yirmi yıl önce siyah beyaz tüplü televizyon kullanan, antenli,
tuşlu telefon kullanan insanlığın bugün tek tuşla
dünyanın öbür ucuna ulaşabildiği
MAHMUT TANAL (İstanbul)
AK PARTİ olmadan önce vardı zaten bu.
MUSTAFA CANBEY (Devamla)
7 milyar insanın aynı anda etkileşime girebildiği,
dünyanın âdeta küresel bir köye dönüştüğü noktaya geldiğini
göz önüne aldığımızda, bizlerin yani karar
alıcıların ülkemizdeki hukuki altyapıyı
değişen ve gelişen dünyadaki bu yeni düzene göre
şekillendirmemiz aslında bir zorunluluktur. Dijital dünyanın
normal dünyayla iç içe geçtiği, sosyal medya platformlarının
hayatın vazgeçilmez birer parçası hâline geldiği günümüzde, bu
platformların hukuki ve ahlaki açıdan sınır tanımayan
yapıları bile tek başına bu alanda ne kadar
odaklanmamız gerektiğinin ispatıdır aslında.
Değerli milletvekilleri,
yakın gelecekte kullanılmaya başlanacağı beklenen Web
3.0 teknolojisiyle çok daha kapsamlı, çok daha kuşatıcı,
çok daha karmaşık bir teknolojik dönüşümün her alanda
etkileriyle karşılaşacağımız
kaçınılmazdır. Bugünün Türkçesiyle sanal evren, öte evren
olarak çevirebileceğimiz metaverse kavramının üzerinde durmak
istiyorum. Metaverse, gerçek dünyayı sanal ortama taşıma
vaadiyle günümüzün en çok konuşulan konularından birisi hâline
gelmiş durumda. Metaverse, genel olarak tüm sanal dünyaların,
internet üzerindeki içeriklerin artırılmış gerçeklik ve
blockchain teknolojileriyle birleştirilmesi neticesinde ortaya
çıkmıştır. Web 3.0 ve metaverse gibi gelişmeler dijital
kültür konusuna artık daha çok odaklanmamız gerektiğine
işaret etmektedir.
Konuşmamın
başında ifade ettiğim gibi, dünyanın küresel bir köye
dönüştüğü günümüzde, tüm insanlığı ilgilendiren ve
giderek büyüyen bir dijitalleşme gerçeğini göz önüne alarak tüm dünya
için kapsayıcı, yine tüm devletlerin uzlaşmayla kabul edip
arkasında duracağı evrensel bir dijital hukuk düzeni
oluşturmak yakın gelecekte insanlığın en büyük
ihtiyaçlarından birisi olacaktır. Biz, AK PARTİ olarak her zaman
yenilikleri destekleyen bir parti olduk ancak bu yeniliklerin kontrollü bir geçişe
ve belirli bir regülasyona olan ihtiyacını tüm tarafları korumak
adına vurgulamaktan da asla vazgeçmeyeceğiz. Tüm dünyada olduğu
gibi biz de bu teknolojileri anlamak istiyoruz. Onları asla
dışlamıyor, onların ortaya çıkardığı
fırsatlardan ülkemiz adına yararlanırken risklerini de görmezden
gelmiyoruz. Vatandaşlarımızı korumak ve devletimizin
çıkarlarını savunmak adına bu alanlarda çok ciddi
çalışmalar yapıyoruz. Örneğin, vatandaşlarımızın
internet ortamındaki haklarını korumak amacıyla 2020
yılında 5651 sayılı İnternet Ortamında
Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla
İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda
değişiklik yaparak sosyal ağ sağlayıcılarına
yükümlülükler getirmiş ve hukuki temsilci atamalarını
sağlamıştık. Başta bizi eleştiren, sosyal
medyaya sansür, baskı tarzında bakış açıları
geliştirenler işin nihayetinde oluşan muhataplık
ilişkisinden ziyadesiyle memnun olmuşlardır.
Bakın, bugünlerde,
otonom arabalar bir kazaya karıştığında sorumlunun kim
olacağı gibi daha önce aklımızın ucundan bile
geçmeyecek soru ve sorunlarla karşı karşıyayız. Biz de
hem bu dünyaya hazırlanmak hem de bu yakıcı sorulara cevap
bulmak adına Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Dijital
Dönüşüm Ofisi adında bir yapı da oluşturduk. Yine, Türkiye
Büyük Millet Meclisi bünyesinde bu alanda çalışmalar yapan, benim de
üyesi olduğum, 2020 yılında kurduğumuz Dijital Mecralar
Komisyonumuzun amacı da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğanın ifade ettiği gibi, dijital hukuk düzenini
tesis etmektir. Mecliste yaptığımız
çalışmaların yanında, AK PARTİ olarak bu dijital
çağa adapte olarak partimizin 7. Olağan Kongresinde tüzük
değişikliği yaptık ve Bilgi ve İletişim
Teknolojileri Başkanlığımızı da kurduk. AK
PARTİ Bilgi ve İletişim Teknolojileri
Başkanlığımız Türkiyede siyasi alanda bir ilke imza
atarak farklı ortamlardan katılımcılarla siyasi alandaki
ilk metaverse toplantısını da gerçekleştirmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
MUSTAFA CANBEY (Devamla)
Yine, geçtiğimiz günlerde AK PARTİ Bilgi ve İletişim
Teknolojileri Başkanlığımız tarafından Gelecek
onu tasarlayana aittir. mottosuyla düzenlenen Forum Metaverse
Toplantısı bu süreci tüm yönleriyle ele
aldığımızın örneklerindendir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
Önümüzdeki dönemi bir dijital seferberlik dönemi ilan ediyorum. cümlesi bizim
bu alandaki hassasiyetimizin en önemli örneklerindendir. Bakın, şu
ana kadar bile yaptıklarıyla gururumuz olan TOGG markamız
blockchain şirketi AVAXla anlaşarak blockchain teknolojisinde
önümüzdeki dönemde öncü olacaktır.
Bu risklerini göz ardı
etmeden bu alanlarda öncü olma gayretindeyiz. Benzer şekilde metaverse
kavramını büyük dijitalleşme resminin bir parçası olarak
görüyoruz. Şu an somut olarak bu kavramın ne olduğu belli olmasa
da on yıllar sonra dünyanın fiziksel ve sanal alanını
birleştiren bu yapıya daha çok meyledeceğini tahmin ediyoruz.
Türkiye olarak bu konuda önemli adımlar atmanın hazırlıklarını
yapıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız efendim, buyurunuz.
MUSTAFA CANBEY (Devamla)
Hem altyapı hem de içerik üretimi yaparak bu teknolojinin sadece
tüketicisi olmamayı, üreticisi de olmayı hedefliyoruz. Bu konudaki
ufkumuz ise kendi medeniyet birikimimiz ile bu teknolojileri
örtüştürmektir diyor, Gazi Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi,
sisteme giren sayın milletvekillerine yerlerinden birer dakika süreyle söz
vereceğim.
Sayın Kara
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Konya Milletvekili Esin Karanın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
kuruluşunun 102nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramına ilişkin açıklaması
ESİN KARA (Konya)
Size öyle bir vatan aldım ki ebediyen sizin olacaktır. Sultan
Alparslan, Anadolunun kapılarını Türklere ebedi olarak açan
Türk hükümdarı.
Benim naçiz vücudum bir gün
elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar
kalacaktır. Anadolunun kapılarını işgal kuvvetlerine
kapatan Türkün atası Mustafa Kemal Atatürk.
Bizlere Anadolu'yu
kıyamete kadar Türk'ün yurdu olarak muhafaza ve müdafaa etme görevi
işte, bu 2 büyük Türk'ün vasiyetidir. Türk milleti ve devletinin
bekası var olma gayemizdir. Anadolu'yu bize yurt eden tüm şehit ve
gazilerimizi rahmetle yâd ediyorum.
Büyük Türk'ün büyük
Meclisinin açılışının 102nci yıl dönümü
milletimize ve tüm çocuklarımıza kutlu olsun.
BAŞKAN Sayın
Çelebi
2.-
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin, sağlık yönetimi bölümü
mezunlarının kadro sorununa ilişkin açıklaması
MEHMET ALİ ÇELEBİ
(İzmir) Teşekkürler Sayın Başkan.
Şu an 146 üniversitede
lisans ve ön lisans olarak eğitim ve öğretimine devam eden
sağlık yönetimi bölümünde okuyan toplamda 150 bin genç
atanamıyor. Neden? Sağlık Bakanlığı son on
beş yılda yapmış olduğu alımlarda kendi unvan ve
branşlarıyla bu bölüme tek bir kadro dahi vermemiştir. KPSS'de
tam puan dahi alsalar bölüme kadro açılmıyor, atanma
fırsatı tanınmıyor. Mevcut olarak 50 binden fazla gencimiz
lisans ve ön lisans sağlık yönetimi bölümünde eğitimlerine devam
etmektedir, ayrıca 100 binden fazla mezun genç bulunmaktadır.
Yapılması gereken şudur: Sağlık yönetimi bölümünün
adı ve kodu kadro cetvellerine eklenmelidir ve fırsat
eşitliği sağlanmalıdır diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Fendoğlu
3.-
Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun, Türk futbolunun son
günlerde içinde bulunduğu duruma ilişkin açıklaması
MEHMET CELAL FENDOĞLU
(Malatya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifini görüştüğümüz bugünlerde Türk
futbolunda son günlerdeki gelişmeler kamu vicdanını
rahatsız etmiştir. Şöyle ki: Öncelikle 13 hakemin istifası,
daha sonra mahkeme kararıyla geri dönmesi, daha sonra Futbol Federasyonu
Başkanının istifası, daha sonra MHK eğitimci
hocası Jaap Uilenberg'in görevden ayrılması ve son olarak da MHK
Başkanının istifasıyla Türk futbolunda kamu
vicdanlarında soru işareti bırakacak bir silsile, istifalar
silsilesi gerçekleşmiştir. Bu konuda bu yılki küme düşmenin
kaldırılmasını hassaten ve şehirlerimiz adına
Sayın Cumhurbaşkanımızdan talep ederim. Altay, Çaykur Rize,
Göztepe ve Yeni Malatyasporun önümüzdeki dönemde ligde kalmasını
temenni ederim.
Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Taşkın...
4.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin kuruluşunun 102nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramına ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin
kuruluşunun 102nci yılını, Türkiyenin ve dünyanın
tüm çocuklarının Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını en
samimi duygularımla tebrik ediyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin açıldığı 23 Nisan 1920 Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir. diyerek
bağımsızlığımızı ve millî iradenin
hâkimiyetini dünyaya ilan ettiğimiz tarihtir. Maziden atiye uzanan
şanlı tarihimizin en önemli sembollerinden biri olan Türkiye Büyük
Millet Meclisi, yüz iki yıldır olduğu gibi, ilelebet, millî
iradenin, millet egemenliğinin, demokrasinin ve
bağımsızlığın tecelligâhı olmaya devam
edecektir. İstiklal Harbimizin Başkumandanı, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin ilk Başkanı, cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa
Kemal ve tüm şehit ve gazilerimizle beraber Meclis çatısı
altında görev almış, ahirete irtihal eylemiş tüm
milletvekillerimizi rahmetle yâd ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Özkan...
5.-
Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
kuruluşunun 102nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramına ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Hayatta bir çocuğun
gülümsemesinden daha büyük bir mutluluk, bir çocuğun kalbinden daha
geniş bir dünya yoktur. Çünkü çocuk olmak, coşkulu olmak, dünyaya hep
saf, temiz, duru gözlerle bakmak ve yarına o heyecanla yürümek demektir.
Geleceğimizin teminatı, yarınlarımızın umudu
çocuklarımıza daha huzurlu, daha neşeli, daha adaletli, daha
güzel bir dünyayı emanet etmek için çalışmak hepimiz için en
temel insanlık görevidir. Türkiye Büyük Millet Meclisimizin 102nci
açılış yıl dönümünde kıymetli
çocuklarımızın ve dünyadaki tüm çocukların 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramını tebrik ediyor, cumhuriyetimizin banisi
Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, aziz şehitlerimizi
rahmetle ve minnetle yâd ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Şahin
6.-
Balıkesir Milletvekili Fikret Şahinin, sağlık sistemindeki
sorunlara ilişkin açıklaması
FİKRET ŞAHİN
(Balıkesir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sağlık sistemindeki
sorunlar her geçen gün katlanarak artmakta. Sağlık sisteminden ne
hastalar ne de hekimler memnun değil. Vatandaşlarımız
muayene için hastanelerden randevu alamıyor, röntgen ve laboratuvar tetkiklerini
zamanında yaptıramıyor. Tıbbi malzeme eksikliği
nedeniyle ameliyatlar erteleniyor, vatandaşlarımızın
tedavileri ya gecikiyor ya da hiç yapılamıyor. Hekimler kamu
hastanelerinden istifa ediyor, hastaneler boşalıyor, her geçen gün
yurt dışına giden hekim sayısı giderek artıyor.
Hekimler uzmanlık eğitimi yapmak istemiyor. Sağlıkta
şiddet her geçen gün artıyor. Hastalar hastaneye
ulaşamadıkları için mağdur, hekimler umutsuz ve mutsuz.
AKPnin Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlıkta
çöküş programına dönmüş durumda. Sağlık
Bakanlığı acil olarak önlem almalıdır.
Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Güzelmansur
7.-
Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun, Türk vatandaşı olmak için
alınacak konut bedelinin yükseltilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Son bir yılda konut
fiyatları yüzde 134 arttı, vatandaşımız için ev almak
hayal oldu. Vatandaşımızın almadığı konutlar
yabancılar arasında kapış kapış satılıyor,
T.C. vatandaşlığı da yanında hediye ediliyor. 12 Nisandaki
Kabine toplantısından sonra Türk vatandaşı olmak için
alınacak konutun bedeli 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltilecek.
denildi ama aradan on gün geçti, mevzuatta değişiklik
yapılmadı. Bu sürede 58 yönetmelikte yapılan
değişiklik Resmî Gazetede yayımlandı, aralarında Türk
Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin
Yönetmelik yok. Ne bekleniyor? 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltirsek
yabancılar konut alamaz. diye mi korkuluyor? Bence iktidar önce
Allahtan, sonra da evsiz kalan vatandaşın sandıktaki
hışmından korksun.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Özer
8.-
Antalya Milletvekili Aydın Özerin, Antalyanın Serik ve Aksu
ilçelerinde yaşanan hortumun yarattığı zararın
tazmininde TARSİMin tutumuna ilişkin açıklaması
AYDIN ÖZER (Antalya) 1-3
Mart tarihleri arasında, Antalya Serik ve Aksu ilçelerinde seraları
hortum vurmuştu. Ziyaretimizde çiftçiler, TARSİMi şikâyet
etmiş çünkü TARSİM yıkılan seraların sigorta ödemesini
altı ay önce imzalanan poliçedeki fiyatlara göre yapacaktı yani
demirden plastiğe 2 katına çıkan fiyatları hesaba
katmayacaktı. O akşam konuyu basına taşıdık,
akşam FOX Tvde haberi görünce sabah Bakanlıktan aradılar, 8 Martta.
Tazminatta poliçedeki sigorta bedellerinin esas
alındığını, çiftçinin artan fiyatlar için poliçeyi
güncellemesi gerektiğini söylediler. İyi ama çiftçi bunu bilmiyordu.
İki gün sonra, 10 Martta TARSİMden telefonuma bir mesaj geldi:
Değerli üreticimiz, mevcut sera sigortası poliçenizdeki sigorta
bedelini güncel rayiç değerler üzerinden revize ettirmek için acentenize
başvurunuz. diyordu. Dün de önergemize Bakanın yanıtı
geldi: TARSİM bunu öngörerek mesajla bilgilendirme yaptı. diyor.
Dikkat, lütfen dikkat Öngördük. diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Aydın
9.-
Bursa Milletvekili Erkan Aydının, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramının 102nci yıl dönümüne ve çocuk işçiliğine
ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yarın Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramımızın 102nci yılını
kutlayacağız. Büyük Önder Atatürkün yüz iki yıl önce
temellerini attığı, büyük bir vizyonla, devlet adamı
öngörüsüyle bugünleri de görerek çocuklara armağan edilmiş tek bayram
olan Çocuk Bayramını hep birlikte kutlayacağız. Ancak biz
çocukken kutladığımız o bayramlar maalesef, son yirmi
yıllık AKP iktidarında gayet sönük geçiyor. İnşallah,
iktidarımızda bunları tekrar canlandıracağız.
Bir başka gerçek de
ülkemizdeki çocuk işçiliği konusu. Şu anda 5-17 yaş grubu
arasında çalışmak zorunda kalan çocuk sayısı 720 bin.
Bunların birçoğu ev halkına katkıda bulunmak için
çalışıyor. Sağlığa, barınmaya ve eşit şekilde
haklarına ulaşamıyor. Bu konuyu da bu bayram vesilesiyle bir kez
daha gündeme alıp çözüm önerilerini hep birlikte tartışalım
diyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın
Ekinci
10.-
Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
kuruluşunun 102nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramına ve Suudi Arabistanda düzenlenen Kuran-ı Kerimi ve
Ezanı Güzel Okuma Yarışmasında 1inci olan Ravza Camisi
İmam-Hatibi Muhsin Karayı tebrik ettiğine ilişkin
açıklaması
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Teşekkür ediyorum Kıymetli Başkan.
Türkiye Büyük Millet
Meclisimizin 102nci kuruluş yıl dönümünde ülkemizin ve dünya
çocuklarının 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını
en içten duygularımla kutluyorum. Bu vesileyle Türkiye Büyük Millet
Meclisimizin ilk Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile tüm
şehit ve gazilerimizi, kuruluşundan bu yana bu çatı altında
milletimize hizmet etmiş ve bugün ahirete irtihal eden milletvekillerimizi
rahmet, minnetle yâd ediyor, hayatta olanlara hayırlı, uzun ömürler
diliyorum.
Yüce Meclisimizde milletimize
hizmet etme onurunu bizlere layık gören kıymetli
hemşehrilerimize en kalbî duygularla saygı ve selamlarımı
sunuyorum.
Ayrıca, geçtiğimiz
günlerde Suudi Arabistanda düzenlenen Kuran-ı Kerimi ve Ezanı
Güzel Okuma Yarışmasında ülkemizi ve sultan şehir
Sivasımızı dünyada en güzel şekilde temsil ederek 1inci
olan Şarkışla ilçemiz Ravza Camisi İmam-Hatibi Muhsin Kara
kardeşimi tebrik ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Arık
11.-
Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, iktidarın ona
inananları yarı yolda bıraktığına ilişkin
açıklaması
ÇETİN ARIK (Kayseri)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öyle bir iktidar var ki kim
ona inandıysa yarı yolda bıraktı, hayallerini
yıktı. Biz söylüyoruz dinlemiyorlar ama artık bu iktidara destek
verenler de söylüyor. Bakın, HAK-İŞ Kayseri İl Temsilcisi
ne diyor: Gün günü aratıyor. Asgari ücret 2.825 lirayken alım gücü
ile şu anki asgari ücretin alım gücü aynı değil.
Dolayısıyla bir markete gittiğinizde ciddi manada sendeleme
oluyor. Bir de benim gibi Cumhurbaşkanımızın gazına
gelip 4 çocuk yapan varsa her gün evinde niza var. Sabah çocukları
gönderirken 10 lira veriyorum. Baba sen uzayda mı yaşıyorsun,
tavuk dürüm bile 20-25 lira. diyorlar. Versen 20 lira, 4 çocuk, 80 lira; her
gün 80 lira vermek de sıkıntı oluyor tabii. Hanım zaten
kapıda bekliyor. Sendika Başkanı bunu söylüyorsa varın,
asgari ücretlinin hâlini düşünün. Gidiyor gitmekte olan; geliyor gelmekte
olan.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın
Özdemir
12.-
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, taşeron işçilerin
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
2017 yılında
yayımlanan 696 sayılı KHKyle kamuda çalışan
işçilere sürekli kadro verilmesi düzenlenmiş ancak yüz binlerce
işçi kapsam dışında tutulmuştu. Yapılan bu yasal
düzenleme nedeniyle kamu iktisadi teşekkülleri, özel bütçeli
kuruluşlar, sosyal tesisler, yapım ihalelerinde
danışmanlık çalışanlarına ve müşavir firma
çalışanlarına sürekli kadro hakkı verilmedi. 2021
yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma
Protokolünde kapsam dışında bırakılan taşeron
işçilerin, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilmesiyle
ilgili çalışmalara devam edileceği sözü verilmesine rağmen
bugüne kadar bir adım atılmadı. Karayolları müşavir
işçileri başta olmak üzere kamuda çalışan
yaklaşık 350 bin taşeron işçinin sürekli kadroya
alınmaları için yeni bir düzenlemeyle mağduriyetlere bir an önce
son verilmesi için Meclis Çalışma Komisyonuna ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığına ben buradan tekrar çağrıda
bulunmak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Antmen
13.-
Mersin Milletvekili Alpay Antmenin, Mersin Büyükşehir Belediyesinin
sosyal belediyecilikte çığır açtığına
ilişkin açıklaması
ALPAY ANTMEN (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün basın
toplantısında MHP Mersin Milletvekili Sayın Olcay Kılavuz,
sosyal belediyecilikte çığır açan Mersin Büyükşehir
Belediyesi için Mersin bu derece rezil bir belediyeciliği hak etmiyor.
dedi.
METİN
NURULLAH SAZAK (Eskişehir) Doğru, doğru.
ALPAY ANTMEN (Mersin) Ben
bu rezilliklerden bahsedeyim: 13.637 öğrenciye burs, 23.057 öğrenciye
yardım, 30 mahalle mutfağı, 448.567 yardım paketi, 2,5
milyon okul sütü, 19.952 aileye Halk Kart, 134 bin paket hamile sütü, 141 bin
kez evde bakım; 272 yeni otobüs,
Teşekkür ederim.
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) İşçileri çıkardı,
çıkardığı işçilere bak.
BAŞKAN Sayın
Adıgüzel
14.-
Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzelin, Cumhurbaşkanının
açıkladığı YUVAM hesabına ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu)
Spor kanununu konuşuyoruz. Yabancı sporculardan, boşa
akıtılan paralardan, yerli sporculara, kendi insanımıza
yeterince imkân verilmeyişinden bahsediyoruz. Ama dün tam da biz burada
spor kanununu konuşurken ve kendi insanımızı öne almaktan
bahsederken Sayın Cumhurbaşkanı AK PARTİ Grubunda YUVAM
hesabı diye bir şey açıkladı, buraya dövizini getiren
gurbetçilere ve yabancılara yüzde 4 döviz faizi önerdi. Türk
vatandaşı döviz hesabına yüzde 1-1,5; yabancıya yüzde 4.
Dışarıdan gelen doların üzerinde başka bir şey mi
yazıyor arkadaşlar? Mesele dolar rezerviyse buradaki de dolar oradaki
de dolar. Önce, dolarsan ne olur, dolmazsan ne olur; işte, sonra da böyle
olur.
Bu ülkede sadece
Kuvayımilliyenin çocukları, bu ülkenin öz evlatları bu ülkenin
nimetlerinden faydalanamadı, kendi topraklarında maraba oldu ama
Millet İttifakı iktidarında kuzeyinden güneyine, doğusundan
batısına bütün vatandaşlarımız birinci sınıf
vatandaş olacak.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın
Şevkin
15.-
Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, diş hekimlerinin
sorunlarına ilişkin açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN
(Adana) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sağlık, tüm dünyada
en temel insan haklarından biridir; ağız ve diş
sağlığı da böyledir. Diş hekimlerinin büyük
sorunları vardır, sürekli ayakta çalışma nedeniyle pek çok
sağlık problemi yaşamaktadırlar. Kamudaki diş
hekimlerinin maaş katsayıları yeniden düzenlenmeli ve
sayıları artırılmalıdır. Özel sektördeki diş
hekimlerinin SGKli olmasının önü açılmalıdır.
Adanada kamuda sadece 4 çene cerrahı bulunmaktadır, bu sayı
artırılmalıdır. Ülkemizde 2.500e yakın işsiz
diş hekimi sağlık sistemine dâhil edilmeli ve cezaevleri ile
yurdun her bölgesindeki kamu hastanelerinde diş hekimi sayısı
artırılmalıdır. Türkiyede 104 diş hekimliği
fakültesinde 700 DUS kontenjanı bulunmakta; bu, oldukça yetersizdir, bu
sayı artırılmalı.
0-14 yaş arası
çocukların koruyucu diş hekimliği hizmetlerinin özelden
yapılmasının önü açılmalıdır. Yine on beş
yıl odaya kayıtlı olanlara yeşil pasaport verilmesinin de
önü açılmalıdır.
BAŞKAN - Sayın
Arkaz
16.-
İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı ile 21-28 Nisan Ebeler Haftasına ilişkin
açıklaması
HAYATİ ARKAZ
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ülkemizin en büyük
zenginliklerinden biri çocuklarımızdır. Nüfusumuzun yüzde
27sini çocuklarımız oluşturuyor yani yaklaşık her 4
Türk vatandaşından 1i çocuk. Dinamik, yaratıcı, mücadeleci
ve hayal dünyaları çok zengin çocuklarımız var. Kutlanan ilk
çocuk bayramı, aziz Atatürk'ün dünya çocuklarına hediye ettiği
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'dır. Onlar ülkemizin
geleceğidir ve her şeyin en iyisini hak ediyorlar. Bu vesileyle, 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyor,
geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı sevgiyle
kucaklıyorum.
Ayrıca, ebelerimizin
21-28 Nisan Ebeler Haftası'nı kutluyor, ebeler başta olmak üzere
hekim arkadaşlarıma ve tüm sağlık
çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın
Gökçel
17.-
Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin, Askıda Genç Bilet Kampanyasına
ilişkin açıklaması
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ramazan Bayramı geliyor,
üniversite eğitimi alan gençlerimiz bayramda ailelerinin yanına
gitmek için otobüs bileti almaya para bulamıyor. Gençlerin ailesiyle
birlikte bayramı geçirmesini sağlamak için Cumhuriyet Halk Partisi
Gençlik Kollarımız ile TÜLOV vakfı Askıda Genç Bilet
Kampanyası başlattı. Bu bayramda gençlerimizin ailelerinin
yanlarına gidip bayramlaşabilmeleri için öncelikle yüce Parlamento
çatısı altında görev yapan milletvekillerini ve duyarlı
vatandaşlarımızı kampanyaya destek olmaya davet ediyorum.
Gençlerimize de seslenmek
istiyorum: Genç kardeşim, umudun kırılmasın,
aydınlık günler yakındır, Cumhuriyet Halk Partisi olarak
her zaman senin yanında olmaya devam edeceğiz. CHP Gençlik
Kollarımız ile TÜLOVa bu kampanya için de çok çok teşekkür
ediyorum, umarım hedeflerine ulaşırlar.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Şimşek
18.-
Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, Mersinde yeterli sayıda
otel ve turizme hitap edebilecek tesis olmadığına ilişkin
açıklaması
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Sayın Başkan, Mersin 320
kilometrelik sahil şeridi, Tarsustan Anamura ören yerleri, tarihî ve
kültürel değerleriyle inanç turizminin merkezi olmaya aday bir kenttir; Danyal Aleyhisselam'ı, Eshab-ı
Kehf'i, St. Paul'ü, Alahan Manastırıyla eşsiz bir tarih
mirasına sahiptir. Yalnız, Mersinde yeterli sayıda otel ve
turizme hitap edebilecek tesisler yoktur. Mersinde ilan edilen 8 tane turizm
bölgesinden en az 2 tanesinin faaliyete geçirilmesi için çalışmaların
başlatılması, ayrıca da hem Adana hem Mersin hem de
Niğde ve Aksaraya hitap eden bir konumda bulunan Karboğazı
Kayak Merkezinin faaliyete geçirilmesini talep ediyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın
Çakır
19.-
Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın, ABD eski Başkanı Bill Clintonın
Mecliste yaptığı konuşmaya ilişkin
açıklaması
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli)
Sayın Başkan, ABD eski Başkanı Bill Clinton Meclisimizde
yaptığı konuşmada 20nci yüzyılı anlamak için
Türkiyenin tarihi, bir anahtardır ancak ben inanıyorum ki Türkiyenin
geleceği önümüzdeki bin yılın ilk yüzyılının
şekillenmesinde de son derece önemli bir rol oynayacaktır.
Amerikanın, Avrupanın veya herhangi birinin sizin geleceğinize
yön vermeye hakkı yoktur, bu hakka sadece siz sahipsiniz. demişti.
Yıllar önce bu Mecliste bir yabancı devlet başkanı
tarafından dile getirilen bu gerçek yıllardır
haykırdığımız, dünyanın bildiği ama kabul
etmekte zorlandığı hakikatin tam da kendisi ve özellikle
şimdiki Başkanın da anlaması gereken doğru bir
tespittir.
Bugün kuzeyde yaşanan
kaosun bir dünya savaşı sinyallerini verdiği açmazların
giderilmesi adına Türkiye olarak ortaya konan gayret, bu tarihî sürecin
ispatı ve gelecekte Türkiye olarak sorumluluğunun çok daha önemli
olacağının göstergesidir diyor, Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Güneş
20.-
Uşak Milletvekili İsmail Güneşin, Turgut Özalın
vefatının 29uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) Teşekkür ederim Başkanım.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ülkemizde çok partili sistemin hayata geçmesinden
itibaren Başbakanlar halk tarafından seçilmiş ve
makamlarına oturmuşlardır. Bunlardan bazıları
vardır ki halkla gönül köprüleri kurarak halkın gönlündeki tahtlarda
yerlerini almışlardır. Gönül tahtlarımızda yer eden;
Türkiyenin modernleşmesine, demokratikleşmesine,
sosyalleşmesine ve sivilleşmesine öncülük eden; ülkemizi kapalı
ekonomiden açık ve rekabetçi ekonomiye geçirerek dünyayla rekabet eden
şirketlerin oluşmasının önünü açan; vesayet sistemine
Dur! diyebilen ve altyapıyla ülkemizi modernleştiren 45inci ve
46ncı Hükûmetler, Başbakanımız ve 8inci
Cumhurbaşkanımız Rahmetli Turgut Özaldır. Yirmi dokuz
yıl önce Rahmetirahmana kavuşan 8inci Cumhurbaşkanımız
Turgut Özalı rahmetle, minnetle anıyor; Cenab-ı Allahtan rahmet
diliyor, Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Aycan
21.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin kuruluşunun 102nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramına ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet
Meclisimizin açılışını kutluyorum.
23 Nisan 1920de başta
Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türk milleti, giydirilmek istenen kefeni
yırtmış; ülkesine, kaderine sahip çıkmıştır.
Bu hareket tüm emperyalist ülkelere büyük bir isyandır ve tüm dünyaya
örnek olmuştur. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere 23 Nisan
1920de Ankarada toplanan tüm milletvekillerine şükran ve minnetlerimi
sunuyorum; Allah hepsinden razı olsun.
23 Nisan aynı zamanda
Çocuk Bayramıdır, Mustafa Kemal Atatürkün çocuklara
armağanıdır. Çocuklar milletimizin, devletimizin
geleceğidir. Çocuklarımızı her yönden iyi yetiştirmeli
ve geleceğe hazırlamalıyız.
Çocuklar açısından,
sağlıklı bir gebelik ve çocukluk dönemi, fiziksel ve ruhsal
sağlığın korunması ve geliştirilmesi çok
önemlidir.
Çocuklarımız
açısından önemli bir konu da eğitimdir. Temel eğitim
yanında yeteneklerine uygun özel eğitimle
çocuklarımızı geleceğe hazırlamak konusunda her
şeyi zamanında yapmalıyız.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın
Kılavuz, söz talebiniz vardı efendim.
Buyurun.
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Antmenin
sataşması üzerine kürsü konuşması istiyorum.
Dolayısıyla, şimdi, normal bir dakikalık
konuşmamı yapmayı talep ediyorum.
BAŞKAN Buyurun.
22.-
Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, Türk gençliğinin millî
şuurla yetişmesini sağlayan Ülkü Ocaklarına
teşekkürlerini sunduğuna ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Türk gençliğinin millî,
manevi değerlerle yetişmesi için gece gündüz demeden
çalışan, dünyanın en büyük gençlik teşkilatı, gurur ve
övünç kaynağımız olan Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür
Vakfı, eğitimden kültüre, spordan sanata, teknolojiden sosyal
etkinliklere birçok alanda atılımlar yapan Blokzincir Akademisi ve
BilgiOcakta çalışmalarıyla çağın teknolojik
imkânlarını aşan çevrim içi deneme sınavları ve ODAK
2023 hızlı okuma programlarıyla Türk gençliğini istikbale
hazırlayan, İklim Krizi ve Türkiye Raporu ve Permakültür
eğitimleriyle nesillere çevre bilincini aşılayan Türk Büyükleri
Okuma Serisi, çalıştaylar ve Ocaktabul gibi hizmetlerle Türk
gençliğinin millî şuurla yetişmesini sağlayan Ülkü
Ocaklarına teşekkürlerimi ve tebriklerimi sunuyorum,
başarılarının devamını diliyorum.
Sağ olun.
BAŞKAN Sataşmadan
söz istediniz efendim.
Buyurunuz efendim.
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, Mersin Milletvekili Alpay Antmenin
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün yapmış
olduğum basın toplantısında; Mersin Büyükşehir
Belediyesinde -Mersinde- Mersinli vatandaşlarımızın ve
özellikle birçok insanımızın, belediye
çalışanımızın hakkının gasbedildiği ve
Sayın Kemal Kılıçdaroğlunun Mersinde düzenlemiş
olduğu mitingde Mersin Büyükşehir Belediyesinde yapılan 2
milyonluk harcamanın özellikle 50 milletvekilinin bu mitinge
katılarak basın toplantısı yapan milletvekillerimizin ve
diğer tarafta birtakım misafirlerin ziyaretleriyle, giderleriyle
ilgili 2 milyon gibi bir harcamanın yapıldığı, Mersin
Büyükşehir Belediyesinin Belediye Meclis toplantılarında da net
bir şekilde ortaya çıkmıştır. Tabii, bunlar, her
şey açıktır ama bizi yaralayan, bizi derinden sarsan 31 Mart
2019 seçimlerinden günümüze kadar, 3.500 kardeşimiz, özellikle Milliyetçi
Hareket Partili, AK PARTİ'li; vatanına, memleketine, devletine
samimiyetle bağlı olan insanlar maalesef işten
çıkartılmıştır, 6.500e yakın da işçi
alınmıştır. Bu alınan işçilerin içerisinde
özellikle PKK'nın paçavrasını paylaşıp YPJ denen
silahlı terör örgütü uzantısının paçavrasını paylaşıp
şu an, hâlihazırda Mersin Büyükşehir Belediyesinde
çalışanların olduğunu bugün sizlerle üzülerek
paylaşmak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyoruz Sayın Kılavuz.
HÜSEYİN YILDIZ
(Aydın) İktidar sizin, eliniz ne topluyor? İçişleri
Bakanlığı sende, savunmasını yapsın!
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Dinle! Dinle!
HÜSEYİN YILDIZ
(Aydın) Ayıp ya! Ayıp ya! Yakışıyor mu sana!
NESLİHAN HANCIOĞLU
(Samsun) İftira atmayla olmaz, iftira atıyorsunuz, artık
yeter! Aynı şeyleri
OLCAY KILAVUZ (Devamla)
Size ayıp! Ayıbı bilseniz bu rezil işlerin içerisine
girmezsiniz, size ayıp!
MÜZEYYEN ŞEVKİN
(Adana) - İçişleri Bakanı ne güne duruyor?
OLCAY KILAVUZ (Devamla)
Ayıbı siz biliyor musunuz?
NESLİHAN HANCIOĞLU
(Samsun) Siz İçişleri Bakanı görevini yapmıyor.
diyorsunuz o zaman.
OLCAY KILAVUZ (Devamla)
Mersin Büyükşehir Belediyesinde, dağlarda
NESLİHAN HANCIOĞLU
(Samsun) Sayın İçişleri Bakanı görev yapmıyor!
BAŞKAN Sayın
Kılavuz
Sayın Kılavuz
SALİH CORA (Trabzon)
Vatansever genç yok muydu oraya bölücüleri alıyorsunuz? Vatansever
gençleri niye işe almıyorsunuz?
OLCAY KILAVUZ (Devamla)
Mersin Büyükşehir Belediyesinde şu an çalışan,
dağlarda leş olup öldürülen, hâlâ dağda bulunan, dağda
yakalanıp cezaevinde cezalandırılan hainlerin birçok
yakını değer ailesi adı altında
çalıştırılmaktadır.
BAŞKAN Sayın
Kılavuz, süreniz tamamlandı sizin.
OLCAY KILAVUZ (Devamla)
Dolayısıyla Mersinde birçok insanımızın ekmeğine
kan doğrayan...
BAŞKAN Sayın
Kılavuz...
OLCAY KILAVUZ (Devamla)
...Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Vahap Seçeri
ve CHP zihniyetini kınıyorum, büyük Türk milletinin vicdanına
havale ediyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN YILDIZ
(Aydın) İçişleri Bakanı senden, ayıp ya, ayıp!
ALPAY ANTMEN (Mersin)
Sayın Başkan, sataşmadan... Sayın Başkanım, isim
vererek...
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) Sana sataşmadı ki, Vahap Beye sataştı.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Antmen. (CHP sıralarından alkışlar)
2.-
Mersin Milletvekili Alpay Antmenin, Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ALPAY ANTMEN (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, Sayın
Milletvekili elma ile armutları karıştırarak burada hamaset
yapıyor. Hamasetin en güzelini yaparız.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Hamaseti
siz yapıyorsunuz.
ALPAY ANTMEN (Devamla)
Şunu söyleyeyim: Siz Türkiyede, bugüne kadar, 200 binin üzerindeki, Türk
vatandaşı olmaması gereken, geçici koruma altındaki Suriye
vatandaşları Türk vatandaşlığına alınırken
neredeydiniz? Bir. (MHP sıralarından gürültüler)
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Konumuz Suriye değil, konumuz belediyeden işten
çıkarılanlar, konumuz Suriye değil!
ALPAY ANTMEN (Devamla)
İkincisi: Siz milliyetçiliği, hamaseti ağzınızdan,
dilinizden düşürmüyorsunuz ama burada millî ve manevi değerleri
çiğniyorsunuz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
Onun yanında, konuya
dönersek değerli milletvekilleri...
(Mersin Milletvekili Cengiz
Gökçel ile Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun birbirlerinin üzerine
yürümeleri; CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri...
ALPAY ANTMEN (Devamla) O
kadar hakaret ederken neden cevap alınca şey yapıyorsunuz?
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Esasa gelsene! İşi
karıştırıyorsun?
ALPAY ANTMEN (Devamla)
Geleceğim. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Antmen, bir saniye efendim.
(CHP ve MHP
milletvekillerinin birbirlerinin üzerine yürümeleri, gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Kılavuz
OLCAY KILAVUZ (Mersin) El
kol hareketi yaparak beni tehdit mi ediyorsun?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Kabadayı mısın?
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Ben
kabadayı değilim, kabadayılığı siz
yapıyorsunuz, el kol hareketi yapıyorsunuz. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Bana parmak sallama!
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Bana
el sallayan sizin milletvekiliniz.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Ya 400 bin dolara vatan toprağı
satıyorlar, bir şey söylesenize! Allah Allah!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Allah Allah ya!
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Hayır, Cengiz Gökçelin parmak sallaması, bizi tehdit eder dille
hakaret etmesini ben
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Sadede gel sadede Sayın Antmen.
Karıştırıyor
işi be!
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Ağabey, biz oturuyoruz; parmak sallıyor bana, böyle el kol hareketi
yapıyor. Ben dinliyorum. Konumuz Mersin Büyükşehir Belediyesi.
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Nerelerden nerelere alıyorsun, soytarılık
yapıyorsun be!
ALPAY ANTMEN (Devamla)
Arkadaşlar, nereden nereye getiren sizsiniz.
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Ne alakası var ya! (CHP ve MHP sıralarından
gürültüler)
ALPAY ANTMEN (Devamla) Bir
dakika bekleyin, kürsüde varken ayıp ediyorsunuz ama ayıp ediyorsunuz;
vallahi ayıp ediyorsunuz, billahi ayıp ediyorsunuz, ayıp
ediyorsunuz!
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Ayıp eden sensin be!
ALPAY ANTMEN (Mersin)
Sayın Başkan, süreyi tekrar başlatırsanız
BAŞKAN Baştan
alalım.
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Selahattin Demirtaşın
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
Hatip kürsüde, lütfen.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Selahattin Demirtaşa laf söyleme. Selahattin
Demirtaşa laf söyleyemezsiniz, öyle kolay değil! Selahattin
Demirtaş adını ağzına alma!
ERKAN AKÇAY (Manisa) Söyleriz,
niye söylemeyelim, ne var bunda?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Hayır, alamazsın! Suçlu mudur ki? Ne diye
Selahattin Demirtaş? 4 dönem milletvekilliği yapmış ya!
BAŞKAN Sizleri hatibi
dinlemeye davet ediyorum sayın milletvekilleri. (CHP ve MHP sıralarından
gürültüler)
Sayın milletvekilleri
Buyurunuz efendim.
ALPAY ANTMEN (Devamla)
Teşekkür ederim Değerli Başkan.
Sevgili milletvekilleri,
değerli arkadaşlar; bir nefes alıp dinler misiniz? Bakın,
Mersin Büyükşehir Belediyesiyle ilgili sayın milletvekili basın
açıklamasında bazı iddialarda bulundu, biz de sosyal
belediyecilikle ilgili rakamları verdik. Sataşma var. dedi,
sataşmadan bahsederken işi teröre getirdi. Ben de size yerli ve
millîlikten bahsettim. Bunları boş verin. İşin esasına
gelelim mi?
Bakın 2 milyon lira
para harcandı. diyorsunuz, bu doğru değil, bir. 3 bin
kişi işten atıldı. diyorsunuz. Belediyenin çeşitli
şirketlerinden diğer şirkete geçen, kaydırılan
personeli de bunun içine dâhil ediyorsunuz; yazıktır, günahtır.
Ama esas en kötüsü, bakın, eğer bir belediye personeli hakkında
Terörle iltisakı vardır. diyorsanız, bu
yanlıştır. Neden yanlıştır biliyor musunuz?
Kanuna göre, ilgili kanun hükmünde kararnameye göre, belediyede işe
başvuran herkesle ilgili olarak İçişleri
Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü araştırma
yapar. Adli sicil kaydına ve vukuatlı adli sicil kaydına
bakılır. Ben buna şahidim, Sayın Vahap Seçer tek tek
inceliyor işe başvurularda. Eğer terörle iltisaklı birisi
varsa bunun belediyede çalışma imkânı ve ihtimali yoktur. Varsa
lütfen suç duyurusunda bulunun.
Cezaların da bir
kişiselliği ve şahsiyeti vardır arkadaşlar. O
kişinin ailesi suçlu diye bu kişinin ailesinden birisini siz
suçlayamazsınız, yargılayamazsınız. Daha önce, 2016
alçak darbe girişiminden yakalananları, cezaevinde yatanları
biliyoruz; onların bütün sülalelerini mi burada suçlayacağız?
Lütfen, biraz dikkat, biraz hassasiyet.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Tek
bir şey soruyorum: Mersin Büyükşehir Belediyesinde, PKK'nın
paçavrasını paylaşan İ.G. isimli şahıs şu an
çalışıyor mu çalışmıyor mu?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Böyle bir üslup yok arkadaşım.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Bunu
cevaplayın, buyurun. PKK'nın paçavrasını paylaşan
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Sen devam et, boş ver ya! Provokatör bu!
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Sensin provokatör!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Mersin barış kenti, provokatörlere yer yok Mersinde.
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Provokatörün başı sensin! En büyük provokatör sensin!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Mersin barış kenti, barış; her zaman barış
kentidir, her zaman da olacak barış kenti.
BAŞKAN Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
14.51
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE
(Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84üncü Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Şimdi Sayın Grup
Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
İYİ Parti Grup
Başkan Vekili Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu.
Buyurun Sayın
Dervişoğlu.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
23.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Pençe-Kilit
Harekâtında bugün şehit olan uzman çavuşa Cenab-ı Allahtan
rahmet dilediğine, Hakkârinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 104üncü yıl dönümüne, Resmî Gazetede yayımlanan
Sağlık Uygulamaları Tebliğinde yapılan
değişikliğe, vatandaşların emeğinin enflasyona
karşı korunması adına Hükûmeti vazife almaya davet
ettiğine, ülkenin içinde bulunduğu bütün bu olumsuzlukları
İYİ Parti iktidarının sonlandıracağına ve
millet iradesinin sandıkta tecelli edeceğine ilişkin
açıklaması
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Sayın
Cumhurbaşkanının cuma namazı çıkışı
yapmış olduğu açıklamaya göre, Pençe-Kilit Harekâtı
sırasında görevli bir uzman çavuşumuz daha şehit
olmuş. İsmini henüz öğrenemedik ama şehidimize Cenab-ı
Allahtan rahmet, kederli ailesine ve milletimize
başsağlığı diliyorum.
Bugün Hakkârinin düşman
işgalinden kurtuluşunun 104üncü yıl dönümünü idrak ediyoruz.
Hakkârili vatandaşlarımızın bu özel gününü tebrik ediyor,
onları en içten duygularla selamlıyorum.
İstiklal için mücadele
eden aziz milletimizi ve şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle yâd
ediyorum.
Resmî Gazetede
yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan
değişiklikle, Covid-19 nedeniyle hastaneye veya yoğun bakım
servislerine yatırılan hastalar için pandemi bakım ve yoğun
bakım hizmet ücreti ödemeleri yürürlükten kaldırıldı.
Pozitif vakalar, hastaneye yatışlar ve ölümler devam ederken
alınan bu kararı yerinde bulmuyoruz. Aşılama oranı
henüz istenilen seviyeye gelmemişken -sanki salgın bitmiş gibi-
pandemi olgularına yönelik ücret ödemelerinin yürürlükten
kaldırılması özel hastanede tedavi olacak
vatandaşlarımızın sırtına yüklenecek yeni bir
maddi külfeti de beraberinde getiriyor. Bilinsin ki salgın tam
anlamıyla sona ermemiştir, Dünya Sağlık Örgütünden de henüz
böyle bir duyuru yapılmamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) - Birçok ilimizde hastaneye veya
yoğun bakıma yatan Covid-19 vakaları azalsa da
azımsanmayacak sayıda yatışlar sürmekte ve kayıplar
devam etmektedir. Yaklaşan yaz mevsimiyle birlikte ülkemize gelecek olan
turistlerin taşıdığı potansiyel salgın risklerini
de göz önünde bulundurarak bu kararın tekrar gözden geçirilmesini
öneriyoruz.
Sayın milletvekilleri,
yaşadığı ekonomik kriz neticesinde iflasın
eşiğine kadar gelen Yunanistanda, Başbakan Miçotakis, yaptığı
açıklamayla enflasyondaki artışın düşük gelirli
vatandaşları olumsuz etkilediğini ifade ederek asgari ücrete 1
Mayıstan itibaren ikinci bir zammın yapılacağını
duyurmuştur. Yunan resmî kurumları tarafından açıklanan son
verilere göre Yunanistanda enflasyon yüzde 7,2 olarak belirlenmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) - Enflasyonu yüzde 7,2 olan
Yunanistanda asgari ücrete yıl içerisinde 2nci kez zam
yapılıyorken TÜİKin enflasyonunun dahi yüzde 61i bulduğu
Türkiyede, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat
Bilgin, asgari ücrete sene ortasında zam verilmeyeceğini ifade
ediyor. İşte, buradan çıkarılması icap eden dersler
vardır; her geçen gün derinleşen yoksulluk, kronikleşen hayat
pahalılığı ve umutsuzluk bugünkü iktidarın eseridir.
Sayın Genel
Başkanımızın daha önce ifade ettiği gibi, asgari ücret
düzenlemelerinin üçer aylık periyotlar hâlinde ve enflasyona göre
düzenlenmesi gerekiyor, İYİ Parti olarak bu konuda olan
ısrarımızı sürdürüyoruz.
Vatandaşlarımızın emeğinin enflasyona karşı
korunması adına Hükûmeti vaziyet almaya davet ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Ülkemizde, bugün, devlet yönetiminde
ciddiyetsizliğin ve liyakatsizliğin hüküm sürdüğü, milletimizin
göz göre göre enflasyona ezdirilip yoksulluğa terk edildiği bir
gerçektir ancak milletimiz şunu iyi bilsin ki bu kalıcı değil,
çözülemeyecek bir problem de değil; inşallah,
vatandaşlarımızı enflasyon, geçim
sıkıntısı ve ekonomik darboğaz üçgenine mahkûm eden bu
ucube sistemden kurtulacağız ve bütün bu olumsuzlukları da
İYİ Parti iktidarında sonlandıracağız.
Mart şubattan daha iyi
olacak, nisan da marttan daha iyi olacak. dediniz ama dedikleriniz
çıkmadı. Baz etkisiyle enflasyon zamanla düşecek."
dediniz, düşmedi. 2021 Ağustos ayından itibaren enflasyon
mutlaka inecek. dediniz, inmedi; yönetme kabiliyetini ve ehliyetinizi kaybettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Başkan.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Teşekkür ederim efendim.
Söylediğiniz sözler
eylemlerinizi, eylemleriniz ise kendi varlığınızı
tekzip eder hâle geldi. İşte bu sebeple iktidar partisi
mensupları milletimizin içine çıkamazken biz milletimizle omuz omuza
yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Sayın Genel Başkanımız
Meral Akşenerin liderliğinde milletimizin dertleriyle hemdert,
hâliyle hemhâl olmayı sürdürüyoruz. İYİ PARTİ
iktidarında, inşallah, Allahın izniyle, milletimize reva
gördüğünüz bu çileye son vereceğiz, er ya da geç o sandık bu
büyük milletin önüne gelecek ve milletin iradesi tecelli edecektir diyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Erkan Akçay.
Buyurunuz Sayın Akçay.
24.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, ABD Dışişleri
Bakanlığının yayınladığı 2021
İnsan Hakları Raporuna ve Profesör Doktor Erol Güngörün
vefatının 39uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
12 Nisan 2022de ABD
Dışişleri Bakanlığı tarafından 2021
İnsan Hakları Raporu yayınlanmıştır. Raporun
Türkiye kısmında ülkemiz asılsız itham ve karalama
kampanyalarına maruz bırakılmış, gerçekler açıkça
saptırılmıştır ve
çarpıtılmıştır. Yavuz hırsız ABD, ev
sahibini bastırmaya tevessül etmiş, Türkiye'nin terörle mücadeledeki
başarılı ve kararlı duruşunu hedef
almıştır. ABD, bağımsız ve tarafsız Türk
mahkemeleri tarafından yürütülen yargılama süreçlerini hedef alarak
ülkemizi uluslararası kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırma
hevesine düşmüştür. ABD tarafından terör örgütlerinin
siparişiyle yazılan, alenen Türkiye düşmanlığı
güden, gerçeklerden tamamen uzak bu rapor ayaklarımızın
altındadır. ABD, düzmece raporlarla Türkiye
düşmanlığı gütmek yerine, Orta Doğuda, Balkanlarda,
Orta Asyada, Afrikada işlediği insanlık suçlarının
hesabını vermeli ve karanlık siciliyle yüzleşmelidir. ABD,
terör örgütlerini eğit donat faaliyetleri kapsamında açıkça
desteklemekte, silah, mühimmat ve parayla finanse etmektedir. ABDnin,
Suriyenin ve Irakın kuzeyinde, besle-büyüt-saldır politikası
kapsamında savaş eğitimi verdiği terörist sayısı
30 bini geçmiştir. ABD, 500 milyon dolarlık 2022 savunma bütçesinin
177 milyon dolarını terör örgütü PKK-YPGye hibe etmiştir ve
Savunma Bakanlığı 2023 savunma bütçesi için PKK ve PYD/YPGnin
faydalandığı fona 542 milyon dolarlık bir bütçe talep
etmiştir. Söz konusu raporda 15 Temmuz hain darbe girişiminin faili
FETÖnün yalan ve iftiraları geniş yer bulmuş, ABD FETÖnün
propagandalarına alet olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) FETÖ,
eli kanlı bir terör örgütüdür, 15 Temmuz 2016da milletimizin canına
kastederek ülkemizi işgal etmeye kalkışmıştır.
ABD, FETÖcü teröristleri koruyup kollamakta, kukla olarak kullanmaktadır.
Türkiye, uluslararası insan hakları kriterlerine en çok riayet eden
ülkedir. Başta ABD olmak üzere, bazı Batılı ülkeler ve
uluslararası örgütler organize bir şekilde Türkiye aleyhinde
propaganda yürütmeyi bırakmalı, kendi karanlık
geçmişleriyle yüzleşmelidir.
Sayın Başkan, 24
Nisan 2022 sosyal psikolog, sosyolog, yazar ve fikir adamı Profesör Doktor
Erol Güngörün vefatının 39uncu yıl dönümüdür. Erol Güngör,
milliyetçilik, tarih şuuru, millî tarih gibi meselelere kendisinden
öncekileri hem özümseyen hem de onları çok aşan yorumları olan
özgün bir kalemdir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Erol
Güngör, kırk beş yıllık ömrüne
sığdırdığı onlarca eserle düşünce
dünyamıza büyük bir miras bırakmıştır. Türk Kültürü
ve Milliyetçilik İslâmın Bugünkü Meseleleri Tarihte Türkler
Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik eserleri başta olmak üzere,
tüm eserlerinde tarihî ve sosyolojik tahliller yapmış, çözümler
önermiştir. Erol Güngör'ün fikirleri, milletimizin,
aydınlarımızın, gençlerimizin düşünce
dünyasını beslemeye ve zenginleştirmeye devam edecektir. Bu
vesileyle Erol Güngör'ü rahmet ve minnetle anıyorum.
Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Halkların
Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Meral Danış
Beştaş.
Buyurun Sayın
Danış Beştaş.
25.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Gezi
davasına, Osman Kavalanın serbest bırakılması
gerektiğine, 22 Nisan Kürt Gazeteciliği Gününe, 21 Nisanda
açıklanan CPTnin raporuna, Nevala Kasabaya ve AKP iktidarının
dış mihraklar söylemine devam ettiğine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Gezi davasıyla
başlamak istiyorum. Şu anda Çağlayan'da Gezi davası devam
ediyor. 2 defa beraatle sonuçlanan Gezi davası bir kez daha sona geldi ve
savcılık en son esas hakkındaki mütalaasında yine hukukla
hiçbir ilgisi olmayan, tamamen siyasi saiklerle bezenen, hınca dayanan bir
dava dosyasında cezalandırma istemişti.
Açıkçası, Gezi'yi
her zaman savunduk ve savunmaya devam edeceğiz. Hak savunusu asla suç
olamaz. Gezi, ülke halklarının taleplerinin gün yüzüne
çıktığı, kadından çevreye, özgürlüklerden adalete,
barıştan ekonomiye kadar, iktidarın halklara karşı
işlediği suçların ifşa edilmesiydi. Bundan önce de
dediğim gibi 2 defa beraat ettiler, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararı var. Biz bir an önce bu davanın
sonlandırılmasını, beraat kararı verilmesini ve Osman
Kavala'nın serbest bırakılması gerektiğini ifade etmek
istiyoruz.
Bugün Kürt Gazeteciliği
Günü. 22 Nisan 1898de Kahirede Midhat Bedirhan tarafından basılan
ilk Kürtçe gazete olan Kürdistan gazetesinin yayın hayatına
başlaması Kürt Gazeteciliği Günü olarak kabul ediliyor. Yüz
yirmi dört yıl önce on beş günlük periyotlarla 31 sayı basılan
gazete Osmanlı yönetiminin baskıcı uygulamalarından
dolayı sürgünde yayın hayatına başladı ve Kürt
basınının özgür temellerini atmış oldu. Kürdistan
gazetesi, aynı zamanda, hakikat arayışını düstur
edinen özgür basın geleneğinin de öncülüğüne dönüştü. Yüz
yirmi dört yıldır baskılarla ayakta kalan ve özgür
basının öncülüğünü üstlenen gazetecilerin gününü kutluyorum.
Kürt gazetecileri hâlâ
baskı altında ve yargı kıskacı altında tutulmaya
devam ediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bu vesileyle, mesleklerinden taviz vermeyen, her
koşulda halkın haber alma özgürlüğü için canhıraş
çalışan gazeteci dostlarımızın da gününü kutlamak
istiyorum.
(x)
CPT raporu çıktı,
evet. CPT raporu hakikaten dehşet verici; Türkiye Rusyayla işkencede
yine yarışıyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ geçenlerde
-altını çizerek söylüyorum- aynen şöyle dedi: Türkiye
cezaevlerinde işkence, kötü muamele yoktur. Ertesi gün CPT raporu
yayınlandı. Bu raporda Türkiye için bir yılda 30 işkence
raporunun hazırlandığı ve Ankaranın 3 raporu
yayınlatmadığı ortaya çıktı. 21 Nisanda
açıklanan rapor, dün, Türkiyede işkencenin en ağır
şekilde seyrettiğini gösteriyor. Şimdi, CPTnin
çalışma yöntemi, usulü açısından ani ziyaretler gerçekleştiriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) CPT, Türkiyeye 24 ani ziyaret
gerçekleştirmiş ve 30 rapor hazırlamış, bu
raporların 27si yayınlanmış ama 3ünün
yayınlanmasına izin veremiyor çünkü Türkiye'nin, CPT
raporlarında, utanç duyacağı, itibarını kıracak
birçok verinin olduğunu buradan anlıyoruz. Her gün dile getiriyoruz
cezaevlerindeki vahşeti, işkenceyi; CPT de aslında bunları
tescilledi.
Türkiye neden engelliyor bu
raporu? Çünkü orada işkence notları var. Rusyayı da örnek
vermek istiyorum -yarıştığını söylemiştim-
CPT, Rusyaya da 22 ani ziyaret gerçekleştirmiş ve 4ünün
yayınlanmasına izin vermiş. Akılalmaz işkencelerin
ilan edilmesine ne Türkiye ne Rusya izin vermiyor.
Sayın Başkan,
burada Nevala Kasabayı çok konuştuk ve sanırım
konuşmaya devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
efendim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) - Villa projesi yapan VARYAP İnşaat
şirketi dün bir açıklama yaptı, garip bir açıklama;
isimleri hedef gösteriyor ve bu inşaatı yapmaya, villaları
tamamlamaya kararlı olduklarını, bu iddiaların
asılsız olduğunu hiç utanmadan, sıkılmadan söylüyor.
Oysaki orada toplu bir mezar olduğunu bütün Türkiye biliyor; 89da oradan
8 cenaze çıktı, bunu da herkes biliyor. Orada toplu bir mezar
olduğunu devlet resmî olarak da kabul etti, doğrulandı.
Ayrıca, Genelkurmay Başkanlığının resmî
kayıtlarına göre 186 kişi buraya atılmış
vaziyette, sayının daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz.
Açıkçası, AKPli
müteahhitler, bu toplu mezar üzerine villa projesini hayata geçirmek
istiyorlar. Siirt halkı buna izin vermeyecek. demiştik, aynı
görüşümüzü koruyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Tabii ki sadece Siirtliler değil, insan
haklarından yana herkes buna karşı duracak. İki hafta önce,
bölge barolarının da içinde bulunduğu insan hakları
kurumları, villa yapılmasına dair çok güçlü bir açıklama
yaptılar. O açıklama üzerine biz de 7 milletvekili ve heyetimizle
oraya gittik ve maalesef alana girmemize izin verilmedi, suç işlendi. Ama
burada, VARYAP İnşaatın, bütün bu olanlardan sonra, iktidara
dayandığı ve bu vahşete imza attığı dünkü
açıklama itibarıyla ilan edilmiş oldu. Biz şunu söyleyelim:
Bu hedef gösterdiği şahısları ben de söylemeyeceğim
ama onların kılına zarar gelirse VARYAP İnşaat
şirketi ve arkasındaki iktidar gücünü sorumlu tutacağımızı
bugünden ilan ediyoruz. Toplu mezarın üzerine inşaat
yapılmasına Siirtliler izin vermeyecek, oradan kimse ev almayacak; bu
vahşetin hiçbir inançta ve değerde yeri
olmadığını söylemek isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, ekonomi gündemimiz bitmiyor,
en büyük çöküşlerden birinin içindeyiz Türkiyede. AKP iktidarı
sorumlusu olduğu bu çöküşte suçu, hep, kim olduklarını
kendilerinin bile açıklayamadığı dış mihraklara
atıyor. Örneğin, saray rejiminin canhıraş
bürokratlarından Fahrettin Altun Türkiyenin yükselişi,
dış mihrakların ve küresel sömürü düzeni baronlarının
kirli oyunlarıyla inkıtaya uğratılmak istenmektedir.
demişti. Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yazdığı
kitapta Amerikan yatırım bankası Morgan için Yeni bir finansal
saldırının işaret fişeğini
yakmıştı. şeklinde bir değerlendirme
yapmıştı, hatta yandaş basın şu ifadeleri
kullanmıştı: Morgan saldırıyla bir duvarı
yıkmayı, kurun 10un üstüne çıkmasının önünde hiçbir
engel bırakmamayı sağlamaya çalıştı.
demişti. Gelelim, aradan geçen zamanda ne oldu?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Siyasi iktidar dış mihraklar söylemine
başvurmaya devam ediyor fakat Hazine ve Maliye Bakanı bu sözlerin
geçersizliğini ilan etmeye -bir çelişki olarak- devam ediyor. Önce
Londraya gitti, orada finans baronlarıyla görüşerek bol keseden
vaatler verdi. Dün Bakan Nebatinin kendi attığı tweete göre
ABDde Morgan tarafından organize edilen yatırımcı
seminerinde dünyanın önde gelen portföy
yatırımcılarıyla görüştü. Şimdi soruyoruz: Bu
halk damada mı, Nebatiye mi inansın; saraya mı inansın,
Nebatiye mi inansın? Gerçi daha önce Bakan Nebati, AKP Genel Başkanı
Erdoğanın dış güçlerin saldırıları
ifadesini boşa düşüren Dış saldırı yok.
açıklamasını yapmıştı, o zaman da sormuştuk,
cevap verilmemişti.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bitiriyorum Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Londra ve ABD arasında mekik dokuyan,
içerideyse yerli ve millî propagandası yapan iktidar, sebep olduğu
ekonomik çöküşü, yoksulluğu ve işsizliği Türkiye
halklarının temel sorunları yapmaya devam ediyor. Ekonomideki
çöküşle ilgili gerçekler apaçık ortadayken neden hâlâ dış
güçler mihraklar operasyonlar sözlerine yaslanıyorsunuz? Ekonomik
çöküşte de erdemli davranmak, halka öz eleştiri vermek ve çekilmek en
önemli olandır, spekülasyon yapmak değildir. Aranızdaki çelişkileri
bizim gibi, dünya da görüyor, Türkiye kamuoyu da görüyor.
Çok teşekkür ediyorum
Başkan, sağ olun.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Engin Özkoç.
Buyurunuz Sayın Özkoç.
26.-
Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Kemal Kılıçdaroğlunun
fahiş elektrik zamlarını protesto ettiğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Genel
Başkanımızın evinde dün sabahtan bu yana elektrik yok.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 2021 yılında
elektriği kesilen yaklaşık 4 milyona yakın abonenin,
milyonlarca insanımızın hâline ışık tutmak için
bu eylemi yaptı. Enerji Bakanı biraz önce yaptığı
açıklamada Kemal Kılıçdaroğluyla ilgili Çarpıtma
yapıyor, bugün itibarıyla 278 bin abonenin elektriği kesiktir.
diyor. Şimdi, bir kere daha detaylarıyla verelim. Kendi
Bakanlığında yapılan işten haberi olmayan Enerji
Bakanı tabloyu anlasın istiyoruz. Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumunun resmî verilerine göre 2021 yılında toplam 2 milyon 776 bin
461 mesken abonesinin, 597.980 ticarethanenin, 3.277 sanayi kuruluşunun,
71 bin tarımsal sulama yapan çiftçinin yani 3 milyon 449 bin 344 abonenin
elektriği kesildi.
Bir noktanın daha
altını çizmek istiyorum ki bu milyonlarca abonenin kesintisi, Genel
Başkanımızın protestosuna neden olan yeni yıldaki
fahiş zamdan önce yapılan kesintilerdir. Çok daha ağır bir
tabloyla şu anda karşı karşıyayız.
Yılbaşından bu yana, son dört ayda yani ocak ve nisan
ayları içerisinde de sanayi elektriğine gelen zam yüzde 185tir,
hanelere ilk kademe için zam yüzde 37, ikinci kademe zammı da yüzde
105tir, ticarethanelere yüzde 125in üzerinde zam
yapılmıştır. Bakan, Genel Başkanımızın
yıllık verisini çarpıtarak algı yaratmaya çalışıncaya
kadar 2022 Türkiyesinde karanlıkta kalan insanlarımızın
elektriğini açmanın, onlara yardım götürmenin ve çare
olmanın derdine düşmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
İş yapmak için yol da gösteriyoruz. Genel Başkanımız 3
temel öneri sunmuştur: 1) Temel insan hakkı olan elektriğe ve
diğer enerji kalemlerine yapılan zamları geri çekin. 2) Enerjide
KDVyi sıfırlayın. 3) Geliri asgari ücretten düşük olan
abonelerin faturasını enerji çekleriyle karşılayın.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Cahit Özkan, buyurun.
27.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, 11 Nisanda başlayan Mavi
Vatan-2022 Tatbikatına, Pençe-Kilit Harekâtında şehit olan
askerlere Allahtan rahmet niyaz ettiğine, salgının toplumsal ve
ekonomik etkilerini bertaraf etmek üzere ekonomi kalkanı paketleri
açıklandığına, başta Cumhurbaşkanı ve
Sağlık Bakanı olmak üzere salgınla mücadelede emeği
geçen herkese şükranlarını sunduğuna ve Genel Kurul
gündemine ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri,
hamdolsun, Türkiye olarak ülkemizde huzuru, barışı ve
refahı inşa etme, güçlendirme gayretini ortaya koyarken gönül
coğrafyamızda, mavi vatanımızda istikrarı egemen
kılmak için canla başla çalışıyoruz. Bu
coğrafyada devlet kurmak tarih boyunca cennet vatanımıza göz
dikenlerle mücadele etmeyi de gerekli ve zorunlu kılıyor. Bu anlamda,
Silahlı Kuvvetlerimiz her alanda başarılı olduğu gibi,
denizcilik alanında da güçlü olmak zorunda. Bunun için, yirmi yıldan
beri Deniz Kuvvetlerimizi hem araç gereç hem personel bakımından
sürekli geliştirmeye, tahkim etmeye, güçlendirmeye devam ediyoruz.
Vesayetten
arındırılmış yerli ve millî silah sistemleriyle
kahraman ordumuzu donattık; İHAlar, SİHAlar, kendi yerli ve
millî fırkateynlerimiz, hava ve deniz araçlarımız dosta güven,
düşmana korku veren bir nitelik kazandı. İşte,
dünyanın neresinde olursa olsun, Silahlı Kuvvetlerimiz
başarılar ortaya koyarken tatbikatlarla da geleceğe
hazırlanıyor. İşte, bu tatbikatlardan sonuncusu 11 Nisanda
başlayan Mavi Vatan-2022 Tatbikatıdır. Deniz Kuvvetleri
Komutanlığımızın Karadeniz, Ege ve Doğu
Akdenizdeki unsurlarının diğer kuvvet komutanlıkları
ve kamu kurumlarıyla koordinasyon hâlinde yürüttüğü bu tatbikat
hamdolsun dün başarıyla sonuçlandı. Tatbikata katılan
gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları ve özel
görevli personelimiz her zaman harekâta hazır olduğunu bir kez daha
tüm dünyaya gösterdi. Bu vesileyle başta Pençe-Kilit Harekâtında
şehit olan askerlerimize ve bütün şehit olan askerlerimize Allahtan
rahmet niyaz ediyoruz; Mehmetçikimize de başarılar temenni ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, son üç
yılı pandemiyi konuşarak geçirdik. Başta epidemi olarak
Wuhanda başlayan Covid-19 salgını bütün dünyayı çepeçevre
kuşattı, pandemiye dönüştü ve güçlü sağlık
altyapımız sayesinde, 2002den beri özel sağlık
hastaneleriyle, devlet hastaneleriyle, şehir hastaneleriyle,
sağlık ocaklarıyla, ilaç endüstrisinde
yaptığımız çalışmalarla, aşı
çalışmalarıyla salgının sağlık üzerindeki
etkilerinin üstesinden hamdolsun başarıyla geldik. Bunun yanında,
dünyanın neresinde olursa olsun ay yıldızlı pasaportu
taşıyan tüm vatandaşlarımızı bulundukları
ülkelerden cennet vatanımıza ulaştırmak suretiyle
sağlıklarına kavuşmalarına vesile olduk.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Başkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Ancak artık salgının sağlık üzerindeki etkilerinden
ziyade ekonomi ve toplum üzerindeki etkilerini tüm dünyanın
konuştuğu bir süreçten geçiyoruz. Bu anlamda, salgının
toplumsal ve ekonomik etkilerini bertaraf etmek üzere,
Cumhurbaşkanımız liderliğinde Hükûmetimiz ve Cumhur
İttifakı olarak yine Mecliste yaptığımız
çalışmalarda milletimizin refahı ve selameti için peşi
sıra ekonomi kalkanı paketleri açıklıyoruz. Hamdolsun,
bugün salgının üstesinden geldiğimizi de Sağlık Bakanımızın
yaptığı açıklamasıyla yani endemiyi ifade etmesiyle
görüyoruz. Artık sağlık ocaklarına, şehir
hastanelerine, devlet hastanelerine gelen Covid-19
hastalarımızın hiçbirisinin ağır nitelikte
rahatsızlık geçirmediklerini sevinçle görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
İnşallah, bu yaz mevsimini ve Ramazan ayının neticesinde
kutlayacağımız, idrak edeceğimiz Ramazan
Bayramı'nı çok daha birlik, beraberlik, kardeşlik ve
sılayırahim anlayışı içerisinde
yaşayacağımıza inanıyorum.
Bu bağlamda,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a,
Sağlık Bakanımıza ve bu mücadeleye destek veren, gayret
gösteren bütün sağlık çalışanlarımıza bir kez
daha şükranlarımı sunuyorum.
Evet, Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu hafta spor kulüpleri ve spor
federasyonları kanunumuzu inşallah hayata geçiriyoruz. Bu kanunla çok
daha güçlü bir sportif başarı; sporcularımızın
dünyanın her bir tarafında al bayrağımızı
dalgalandırdığı ve İstiklal Marşı'mızı
söylettiği, kupalara ve madalyalara kavuştuğu bir spor
alanını inşa etmiş olacağız. Ancak, spor kanunu
işin bir tarafı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
Özellikle son yirmi yılda ortaya koyduğumuz sportif altyapılar
bugünkü sportif başarılarının da temelini teşkil
ediyor.
Bakın, sadece bir
kıyas olsun diye, lisanslı sporcu sayımızı 278 binden
9 milyonun üzerine çıkardık. Tüm sporcularımızı,
gençlerimizi tebrik ediyoruz. Kaç kat? Yaklaşık 90 katlık bir lisanslı
sporcu artışımız var. Spor kulübü sayımız 6
binden 19 bine, antrenör sayımız 18 bin 600den 250 bine, spor tesisi
sayımız 1.575ten 3.585e yükseldi. Tabii, o 1.575i de tamamen
yeniledik, yeniden inşa ettik, ihya ettik. Tüm bu çalışmalar
beraberinde bize uluslararası başarıları da getirdi, Tokyo
2020 Yaz Olimpiyat Oyunları'nda, toplamda, tarihî bir rekor kırarak,
28 madalya kazanarak tarihî bir rekora da imza attık.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
İnşallah bugün Mecliste kabul edeceğimiz Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Yasa Teklifiyle de bu sportif başarıları
çok daha yukarılara taşıyacak bir spor alanına da
kavuşmuş olacağız ve bugüne kadar madalya kazanan, al
bayrağımızı dalgalandıran, İstiklal
Marşımızı okutturan bütün sporcularımıza,
şampiyonlarımıza başarılar diliyorum. Genel Kurula
yapılan bu çalışmaya destekleri, katkıları için
şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündeme
geçiyoruz.
Alınan karar
gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin
"Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan,
İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli
Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli
Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Millî Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (x)
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
Dünkü birleşimde İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 324 sıra
sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümünde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştı.
Şimdi ikinci bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm 22 ila
44üncü maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde
söz isteyen İYİ Parti Grubu adına Aksaray Milletvekili
Sayın Ayhan Erel.
Buyurunuz Sayın Erel.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, yüce Türk milleti; görüşülmekte olan kanun teklifinin
ikinci bölümü üzerine partim İYİ Parti adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
yirmi yıla yakın kesintisiz iktidarında AK PARTİ
hükûmetleri toplumun pek çok kesimine doğrudan veya dolaylı
mağduriyet yaşatmış, insanımız
mağduriyetlerinin de sıkıntılarının da çözüm ve
deva mercisi olan devlet
mekanizmasının bu fonksiyonunu yerine getireceği
inancını kaybetmiştir. Toplumumuzun her kesiminden
mağduriyetler yaşayan kesimlerin en başında gençlerimiz yer
almaktadır. Gençler ülkemizde yaşanan pek çok olumsuzluğun
yanı sıra en büyük bedeli ödeyen kesimdir çünkü bugün Türkiye'de
gençler ellerinden umudu, hayalleri ve gelecek beklentileri alınan
kesimdir.
Geçtiğimiz gün
vefatının seneidevriyesi olan Profesör Doktor Oktay
Sinanoğlunun da dediği gibi Bir millet her nesilde yeniden
doğar. Siz bu yüce milletin teminatı olan gençlerin hayallerini
çalarak bu millete yapılabilecek en büyük kötülüğü
yaptınız. Peki, nasıl mı yaptınız?
Üniversiteleri, işsizliği dört yıl erteleyen kurumlara
çevirdiniz. Misyon ve vizyon kurumu olması gereken, bilim yuvası
olması gereken üniversiteler, sizin devriiktidarınızda olması
gerekenden oldukça uzakta, vasıfsız ve niteliksiz kurumlara
dönüşmüştür. Siz bu ülkede bina inşa ederek eğitime
katkı sunulacağını zannettiniz ama o binaları
eğitim yuvası yapacak, bilim merkezi yapacak nitelikli gençleri yurt
dışına kaçırdınız; kaybettik ve kaybetmeye devam
ediyoruz. Siz bu ülkede gençlerin hayallerini çaldınız; nasıl
mı çaldınız? Bu ülkede gençler çalışarak, emek
vererek, çaba ve emek göstererek bir yere gelinebileceği, bir kuruma
atanabileceği hayallerini kuramıyor. Neden? AK PARTİli
dayım, eniştem, tanıdığım yok üzüntüsünü
yaşıyor. Siz bu ülkede gençlerin geleceğe ilişkin
ümitlerini tükettiniz. Gençler bu ülkede üniversite eğitimi görmenin
kendilerini istihdama dâhil etmeyeceğini biliyor. Bu ülkede gençler kendi
mesleklerinde değil, uzmanlık alanlarında değil, kendisiyle
ilgisi olmayan, katma değer üretmeyen motokuryelik, kasiyerlik gibi meslek
dallarına yönelmek zorunda kalıyor. Sayenizde dünyada en nitelikli,
en eğitimli motokuryeler Türk gençlerinden oluşmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
işte, yarattığınız ve adına yeni Türkiye
dediğiniz bu sistemde gençler umutsuz, gençler bitkin ve en kötüsü,
hayallerinden vazgeçmiş. Gençler, doğup büyüdükleri bu topraklarda
kendilerine bir gelecek göremiyorlar. Ülkemizin en iyi okullarında okuyan,
en iyi bölümlerini bitiren gençler yurt dışında kendilerine
gelecek arıyorlar. Bu geleceği ararken de yine kendi mesleklerinde
değil, niteliksiz işlerde çalışmaya razı oluyorlar.
İktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarımın
kendilerine şu soruyu sormalarını rica ediyorum: Bir insan neden
eğitimini aldığı nitelikli meslek yerine yurt
dışında niteliksiz işlere razı olmaktadır? Cevap
çok basit: Refah, huzur ve özgürlük.
Kanadaya yüksek lisans ve
daha iyi bir hayat için göç kararı alan bir gencimiz sosyal medya
hesabındaki mesajında şöyle diyor: Bugün itibarıyla ben ve
eşim yüksek lisans eğitimi ve daha iyi yaşam
şartlarına sahip olmak için Kanadaya göç ediyoruz. Bizim için zor,
bir o kadar da heyecan verici karar. Türkiyenin ne kazandığı ne
kaybettiği umurumda değil, zaten öyle bir iddiam da yok. Bu ülke ve
zihniyet bizden bir gençlik çaldı, paramızı çaldı ama
geleceğimizi ve yüzümüzdeki gülümsemeyi çalamayacak. Son on senedir her
geçen gün kötüye giden sosyal, ekonomik hayat ve bariz bir şekilde daha
kötü olacağını gösteren olaylar bizim bu kararı almamızda
en büyük etken. Liyakatsizlik, adaletsizlik, ahlaksızlık gibi nicesi
temelden düzeltilmesi gereken sorunlarla hayatımızı geçirmek
istemediğimiz için doğrusunun bu olduğunu düşünüyoruz.
Biletimiz tek yönlü, geri dönmeye hiç niyetimiz yok. Umuyoruz, seneler sonra
ülkemiz bulunduğu durumdan çok farklı yerde olur ve ilk hedefimiz
buraya dönmek olur. İsteyen herkesin yolunun açık olmasını
diliyorum. Kaçıp kurtulmak isteyenlere de tavsiyem, acele edin.
Hayatının
baharında gençleri kara kış karamsarlığına sürükleyen,
dönüşü olmayan yola çıkmasına neden olan bu sorunları
beraberce tartışmak ve çözüm bulmak zorundayız. Zira
gençliği olmayan bir milletin geleceğinden bahsetmek mümkün
değil ve yapılan araştırmada da AK PARTİli gençlerin
de yarısından fazlası yurt dışına gitmek istiyor.
Bilmem bu durum size bir şey anlatıyor mu? Bu gençler artık
biliyor ki yurt dışına bir şekilde gitmeyi
başarır ve oralarda bir şekilde iş bulurlarsa burada olduğundan
daha huzurlu olacaklar, daha iyi koşullarda yaşayacaklar. Bu gençlere
Gitme. demeye hakkımız yok, bu gençlere Neden? diye sormaya
hakkımız yok. Siz, bu ülkede gençlerin özgürce düşünme, özgürce
konuşma ve özgürce fikir üretme haklarını elinden
aldınız. Siz, sizden olmayanı, sizi eleştireni, size en
kibar hâliyle bile olsa Durun, burada yanlış yapıyorsunuz.
diyenleri ötekileştirdiniz, düşman ilan ettiniz, yeri geldi terörist
yaftası yapıştırdınız.
Bakın, daha
geçtiğimiz cuma günü İYİ Gençlik Üyesi Alp Emeç
evladımız attığı bir tweet nedeniyle
tutuklandı, hâlen de tutuklu. Bu durum hâliyle içler acısı bir
hâldeyken 20 yaşındaki bir genci özgürlüğünden etmek bu vahameti
ve trajediyi bir kat daha arttırmaktadır. İşte, sizin bu
ülkenin gençlerine reva gördüğünüz özgürlük budur. Sizin düşünce
özgürlüğünüzün sınırları, iktidarınıza ve
Sayın Cumhurbaşkanına getirilen en basit olumsuz yorumun
sınırında kalıyor. Sizin düşünce özgürlüğünden
anladığınız, sizden olmayan herkesi susturmak, sizden olana
mutlak konuşma, hatta yeri geldiğinde hakaret etme hakkı
vermenin önünü açmaktadır. Sayın Genel Başkanımız
Meral Akşenerin grup konuşmasında ifade ettiği gibi,
Atatürkümüzün tüm ümidini bağladığı Türk gençliği
bugün ümitsizlikle, umutsuzlukla ve karamsarlıkla boğuşuyor,
duyuyor musunuz? Gün geçtikçe vasatlaşan bu ucube sistemin içerisinde,
gençler sizden çaldığınız gençliklerini istiyor, duyuyor
musunuz?
Sevgili gençler, onlar
duymasa da biz duyuyoruz, onlar dinlemese de biz dinliyoruz, onlar umursamasa
da biz önemsiyoruz. İktidarın yürüttüğü kutuplaşma siyaseti
sizlerin üzerinde işlemiyor biliyoruz çünkü sizin ortak dertleriniz var;
güvencesizlik hepimizin derdi, ifade özgürlüğü hepimizin derdi,
işsizlik hepimizin derdi, fırsat eşitsizliği hepimizin
derdi. Bu dertlerin etrafında birleştiğinizi gören iktidar
mensupları sizi kendi aranızda bölemediği için toplumla
aranıza set çekmeye çalışıyor, sizi şımarık
ilan etmeye, dışlamaya, yok saymaya çalışıyor ama
sizin yaşadığınız onca şeye rağmen ülkemize
faydalı olmak için çabaladığınızı da görüyoruz.
Bu çabanın sizi çok yorduğunu, üzdüğünü,
bunalttığını görüyoruz ama önümüzde sadece bir yıl
kaldı; üniversitelerin, işsizliği dört yıl öteleyen
kurumlar olmaktan çıktığı günlere bir yıl kaldı,
güvenliğinize dair kaygılarınızın son
bulacağı günlere bir yıl kaldı; demokrasinin, hukuk üstünlüğünün,
adaletin tam ve kâmil uygulandığı günlere bir yıl
kaldı, geleceğinize umutla bakacağımız günlere bir
yıl kaldı; memleketimizin medeniyet yolundaki
taşlarını birlikte döşeyeceğimiz günlere bir yıl
kaldı; el ele, kol kola, hep beraber ülkemizin geleceğini inşa
edeceğimiz günlere, inanın, inanın çok az kaldı.
Değerli milletvekilleri,
çiçek gibi gençlerin kalbini kırmayalım, sonra ülkemiz bahara hasret
kalır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Rıdvan
Turan.
Buyurunuz Sayın Turan.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN
(Mersin) Sayın Başkan, değerli vekiller ve ekran
karşısındaki kıymetli halkımız; ikinci bölüm
üzerine söz aldım.
Başlarken şunu
ifade edeyim: Bu teklif bir bütün olarak son derece teknik ve sporun toplumsal
boyutundan soyutlanarak ele alındığı bir teklif olmuş.
İhtiyacımızın olduğu açık yani bu alanı
yeniden yapılandırmak için bir kanun teklifine ihtiyaç var, bu hiç
tartışmasız. Ancak bu teklif içerisinde son derece futbol
merkezli bir açılımın olduğunu görüyoruz. Milyonlarca
kadının, sporla uğraştığı hâlde
adının geçmemesi bir başka defekti;
ırkçılığa, kadın düşmanlığına
karşı bir tedbir önermiyor olması başka bir sorun; özerk
yapıların merkezîleşmeye yönlendirilmesi bir başka problem;
en önemlisi de tabii, toplumsal bağlamından
kopartılmış ve son derece teknik tedbirlere indirgenmiş bir
niteliğe sahip.
Aslında teklif futbol
üzerine kurulmuş ama kanımca, naçizane, yanlış
kurulmuş çünkü son kırk senede -aslında İkinci Dünya
Savaşı'ndan başlayarak söylemek mümkün ama- futbolda topun
şekli haricinde her şey olağanüstü bir dönüşüme
uğradı, dolayısıyla meseleyi statik bir biçimde ele
alacağımıza, bu değişimi ve dönüşümü
değerlendiren bir analize ihtiyaç var. Bu nedir, kısaca ifade etmek
istiyorum. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra esasen eğlence ve
dayanışma temelli olan kulüpler giderek ticari bir firma hüviyeti
kazanmaya başladılar ama özellikle 1970ler itibarıyla futbol
bir meta hâline dönüştü ama meta olması şu anla
kıyaslanabilecek düzeyde bir metalaşma yine de değildi çünkü
futbol bir meta olarak stadyumda üretilen ve orada tüketilen bir niteliğe
sahipti. Ancak 1990larla birlikte, dijital platformların
gelişmesiyle birlikte yine stadyumda üretilen ama eş anlamı
dünyanın her tarafında tüketilen bir meta niteliğini aldı.
Bu meta kavramını özellikle kullanıyorum ve
hazzetmediğimi de ifade etmek istiyorum.
2000li yıllarda ise
metalaşmakla birlikte endüstriyel bir muhteva kazanmış olan
futbol, 2000li yıllar itibarıyla finansal bir nitelik kazandı
yani endüstriyelleşmenin bir adım daha ötesinde finansal bir
içeriğe sahip oldu. Bu nasıl oldu? Futbol zaten üzerinden kâr elde
edilen bir niteliğe kavuşmuş ve
metalaşmıştı. Bununla birlikte, ilerleyen dönemde
artık takımlar, kulüpler finansal enstrümanları kullanmaya
başladılar, tahvil ihraç etmeye başladılar, bono
kullanmaya, bono çıkarmaya başladılar, halka arza başladılar
ve sermaye piyasalarına girmeye başladılar. Ve bu son yirmi
yılda bu finansallaşmanın etkisini çok görüyoruz. Bunu neden
söylüyorum? Bunu söylememin sebebi şu arkadaşlar: Bu
finansallaşmayla birlikte, UEFA'ya üye olan 55 tane ülkenin olduğu
düşünülürse özellikle 5 ülke, Avrupa'daki 5 ülke aslan payını
almaya başladı; İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya ve
İtalya. Finansallaşmanın en tepesinde olan bu ligler merkez
ligleri oluştururken bunların dışında kalan ligler
yani 50 ülkenin ligleri ise perifer ligler hâline geldiler. Ve bu -nerede
finansal yoğunlaşma varsa orada yoğun bir sömürü vardır
aslında- perifer liglerden merkez liglere doğru kas gücü göçü, para
göçü büyük bir yoğunlukla devam etti. Yani aslında burada, 5 büyük
ligin temsilcisi UEFA'nın bu sistemin bekçisi, bir finans firması
olarak görev gördüğü bu durumda UEFA bakın, UEFA'yı bir sportif
yapılanma olarak nitelendirmiyorum- sportif bir yapı
olmasının çok daha ötesinde bu 5 ligin tepede yer almasını
sağlayan bir finansal aktöre dönüştü. Milyar euroluk banka
hesapları olan ve milyarlarca euroyu dağıtan bir niteliğe
sahip.
Aslında biz ne yapmaya
çalışıyoruz biliyor musunuz? Bu hiyerarşik sisteme,
yapıya itiraz etmeye değil, Bunun dışında başka
bir alternatif futbol, alternatif spor mümkündür. demeye değil; bu hiyerarşik
yapılanmanın bir benzerini Türkiye'de kurmaya
çalışıyoruz. Ne yazık ki bu teklif de bu verili durumu
ortadan kaldırmıyor, devam ediyor.
Şimdi, artık, öyle
bir hâle geldi ki, çevre liglerden birinin Avrupa'da kupa kazanması -ne
bileyim- bir işçinin çalışarak patron olması kadar zor bir
hâle geldi ne yazık ki ve bizim kronik sorunumuz olan borçlanmanın da
geri planında bu var. Yani bizim kulüplerimiz biraz öküze benzemeye
çalışan kurbağa gibi, gelişmeye, daha iyi futbolcu almaya,
daha iyi altyapıya parayı ancak borçlanarak bulabiliyor çünkü bu bir
sömürü sistemi, yukarıdan aşağı, UEFA'nın
bekçiliğini yaptığı bir sömürü sistemi ve bizim gibi
ülkelerin takımlarına da borçlanmak dışında başka
bir finansal araç kalmış durumda değil ne yazık ki.
Şimdi, hâl böyle olunca,
insan düşünüyor; ya, bu UEFA normalde herkese eşit mesafede
olması gereken bir kurumken
Şimdi, düşünün; herkes
Barcelona-Real Madrid maçını izlemek ister çünkü bu maç
olduğunda, UEFA oradan olağanüstü paralar kazanır. Bu arada,
okurken dikkatimi çekti; Monaco-Porto maçı şu ana kadar en az izlenen
Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası maçıymış. Ya, buradan
söylemek istediğim şey şu: Kurulmuş olan bu saadet
zincirinin, 5 ligle temsil edilen ve UEFA'nın da başında olduğu
sistemin bir benzerini Türkiye'de 4 büyüklerle ya da 5 kulüple tekrarlamaya
çalışmak ve futbolu daha finansal bir niteliğe kavuşturmaya
çalışmak Türkiye futbolunun derdine derman olabilecek bir şey ne
yazık ki değil.
Bu süreç içerisinde taraftar
da değişti. Bakın, taraftar, giden, keyif alandı;
sonrasında ne oldu? Finansal ağlarla takımına
bağlı olan oldu. Forma almakla başlayan iş, şimdi,
kredi kartlarını kullanmaya kadar geldi, yani aslında taraftar
bir nevi müşteri oldu. Futbolcu ne oldu? Futbolcu, işin
başında, günün başında bir tür futbol işçisiydi,
şimdi ise bir popstara dönüştü. Sahi, bir futbolcu ne üretir? Yani
Eğlence üretir. denilebilir ama en fazla ideoloji üretir,
iktidarların sahip olduğu, devletlerin sahip olduğu ideolojiyi
üretir. Bunu bugün için söylemiyorum; bakın, Pinochetin futbola
yaptığı atfın, Franconun futbola yaptığı
atfın yani Halkımı yüz binlik beşiklerde uyutuyorum.
demesinin, Portekizli Salazarın Futbol, fiesta, fadoyla
eğliyorum. demesinin geri planındaki futbol atıflarının
hemen tümü, futbolun ne yazık ki geniş kitleler nezdinde, emekçiler
nezdinde evine ekmek götüremeyenlerin uyuşturulduğu bir mekanizmaya
dönüştüğünü gösteriyor endüstriyel ve finansal futbolun geldiği
nokta itibarıyla.
Dolayısıyla
artık sahada fiziksel temasa, aslında bir tür savaşa dayalı
bir spor organizasyonu görüyoruz. Bakın, dünyanın en büyük
palavrası, sporun, futbolun barışı
doğuracağıdır. Böyle bir şey yok;
finansallaşmanın bu kadar yoğunlaştığı
yerde, futbolda başarının savaş muharebe
kavramlarıyla anlatıldığı yerde, futbolun bu kadar
kadın cinsini aşağılayan sloganlarla, taraftarlık
mantalitesiyle ve ruhuyla yoğurulduğu bir yerde sporun ve futbolun
-ayrı bir kategori olarak söylüyorum- barış getirebilmesi falan
ne yazık ki mümkün değil. Günün sonunda da tabii ki bu, artık
böyle, başta son derece taraf olma, ardından yoğun bir aidiyet
hissetme, savaşa hazırlanma, kutsallara dayalı örgütlenme ve
neticesinde de eril dilin çok yoğun olarak
kullanıldığı bir sektör hâline geldi, dayandı.
Peki, ne olacak? Yani
şimdi, hâl bu, hâl bu. Yukarıda bir organizasyon var, bizim gibi
ülkeler de gücü başka bir şeye yetmediği için bu organizasyona
tabi olmayı doğru politika zannediyor. Yani futbolda da böyle,
Türkiyenin geçmişte IMFyle kurduğu ilişki, Avrupa
Birliğiyle kurmaya çalıştığı ilişki, Dünya
Bankasıyla kurduğu ilişki, uluslararası sermaye
çevreleriyle kurmaya çalıştığı ilişki de böyle.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
RIDVAN TURAN (Devamla) Yani
içinde bulunduğumuz kabın duvarlarından ibaret
sandığımız bir dünyada daha iyisini yapmamız mümkün
değil kıymetli arkadaşlar. Bu sebeple, sporda da bir defa,
güçsüz olandan, eşitsiz olandan yana pozitif ayrımcılık
ilkeleriyle donanmış, özellikle futbolda ırkçılığı
silecek, atacak, amatörlüğe büyük vurgu yapan, amatörlüğü
destekleyen, güçlendiren yeni bir şeyle çıkmak mümkün. Onlara
benzemeye çalışarak, bu yukarıdan aşağıya
oluşmuş hiyerarşik yapının üyelerinden bir tanesi de
biz olalım diyerek, o 5 ligden bir tanesi olmak için çaba sarf ederek -ki
olmak mümkün değil, bonservis bedellerine baktığımızda
zaten ortada olağanüstü bir eşitsizlik var- daha iyisini yapmak
mümkün değil.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
RIDVAN TURAN (Devamla) Son
cümlemi söyleyeyim.
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
RIDVAN TURAN (Devamla) Daha
iyisini bu yoldan geçerek değil, barışa, kardeşliğe,
özgürlüğe ve mutlaka amatör olanın desteklenmesine ve güçlenmesine
dayalı alternatif bir spor ve futbol anlayışıyla
yapabiliriz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Yozgat Milletvekili Sayın Ali Keven.
Buyurunuz Sayın Keven.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ
KEVEN (Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi hakkında Cumhuriyet
Halk Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken bu sezon BAL liginde
mücadele eden, şampiyonluğu çeşitli nedenlerle, çirkin oyunlarla
averajla kaybeden Yozgatspor Kulüp Başkanı Sayın Kazım
Arslanı, teknik heyeti, futbolcularımızı,
taraftarlarımızı, Türkiyenin dört bir yanındaki Yozgatspor
tayfalarını sevgiyle saygıyla buradan selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar) Onlara diyorum ki: Mücadele bundan
sonra, yarından daha ümitli ve kararlı başlayacaktır; size
yılgınlık, ümitsizlik yakışmaz sevgili
Yozgatsporlular.
Yine, aynı şekilde,
Sorgun Belediyemizi Efeler Liginde temsil eden voleybol takımı da
sevgili arkadaşlarım, maddi imkânsızlıklar nedeniyle
maalesef liglere katılım hakkını devretti.
Sıkıntı, maddi sıkıntı; sıkıntı,
bürokrasiyi aşamama sıkıntısı ama buradan, Efeler
Liginde üç yıldır Sorgunu temsil eden Sorgun Belediyespor Voleybol
Takımının teknik heyetini, Belediye Başkanını ve
Eczacı Sayın Ergin Gülü saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sporla ilgili yapılacak bir düzenlemenin
bütün tarafların katılımıyla yapılması gerekirken
yine dayatılan bir kanun teklifi geldi önümüze. Bu teklif
hazırlanırken spor hukukçuları, spor kulüplerinin deneyimli
uzmanları, spor otoriteleri yani sporun amatör, profesyonel tüm
bileşenleri bir araya gelerek çalışma yapsaydı bu ciddi
yasa oldubittiye getirilmezdi.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dolayısıyla bu teklif, Cumhur
İttifakının, 2 eski, profesyonel ve millî futbolcumuzun
birlikte hazırladığı bir teklif olup Türk sporunu mu yoksa
Türk futbolunu mu kurtarmaya yönelik pek anlayamadım. Türk futbolunu ve
bağlı federasyonları disiplinize etmek ise eh, bir ölçüde! Amaç
belli; Türk sporunu kurtarmak ise bu teklifte amaçlanan, neden okulların
spor kolları yok, Türk sporunun omurgası olan amatör kulüpler neden
yok, merak ediyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu teklifle spor kulüplerinin tamamı Gençlik
ve Spor Bakanlığının seksiyon örgütleri hâline getiriliyor.
Sayın Bakan bu yasayla istediği kulübe izin verecek, istemediği,
beğenmediği kulübün kongresini iptal edecek; görevden alacak.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yine, aynı şekilde, teklifle, Gençlik
ve Spor Bakanı, federasyonların ana statülerini belirlemeye, spor
hukuk kurullarını, federasyon genel sekreterini, il temsilcilerini
atamaya, spor dallarını belirlemeye, federasyon genel kurullarını
yenilemeye, yönetimlerini görevden almaya yetkilendirilmektedir. Sayın
Bakan istediği kişiyi seçtirebilmek için federasyonların genel
kuruluna delege gönderebiliyor, beğenmezse de genel kurulu yok
sayabiliyor. Bu yetkiler federasyonlarımızın bağımsızlığına
tamamen gölge düşürecektir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; olumlu olan birçok konunun yanında
Sayın Bakana olağanüstü yetkilerin veriliyor olması, spor
kuruluşlarını, özel yetkilerle donatılmış
Cumhurbaşkanlığı yani tek adam sistemiyle uyumlu hâle
getirme projesi gibi görünüyor.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yine, teklifte eksik bırakılan spor
sicil affı da kamuoyunun yaygın bir beklentisidir. Yine, ayrıca
kanun teklifinde, Anadoluda zor şartlarda tutunmaya çalışan
kulüplerin yaşadığı sorunları çözecek net çözümlerin
de olmaması büyük bir eksikliktir. Sporu futboldan ibaret gören, futbolu
ise yalnız Süper Ligden ibaret gören anlayışın da
kırılması gerek artık; bu yasa teklifinde bu da yok.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Spor Bakanlığına
müfettişlerle sınırsız denetim yetkisi verilmesi,
Bakanın direkt kulübü ve federasyonları denetleyebiliyor olması,
istediğine suç duyurusunda bulunması yürütme alanında ciddi
sorunlar ve çelişkiler yaratabiliyor. Bu çelişkiler mutlaka giderilmelidir
çünkü bu yasa teklifiyle bir yanı dernek, bir yanı şirket
kulüpler oluşacaktır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu yasa teklifi bu hâliyle
yasalaştığında iyi yetişmiş spor yöneticileri
bulmakta kulüplerin zorlanacağı bilinmelidir. Aklı
başında hiçbir yönetici yöneticilik yapmaz, yapmak istemez çünkü bu
yasa teklifiyle kulüp yöneticisi ve başkanlarına getirilen hapis
cezaları gerçekten ürkütücüdür.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu yasa teklifinin, Anadoluda amatör olarak
yöneticilik yapan kulüpler ve yöneticileriyle hiçbir ilgisi yoktur; âdeta
Anadolu insanı kaderine terk edilmiştir. Eğer bu amatör
kulüplerin arkasında kurumsal bir yapı, bir belediye, kurumsal bir
firma yoksa bu kulüpler ve sporcuları maalesef ülkemizde dilenci durumuna
düşüyor. Bunun da ötesinde, Anadoluda tesis eksikliği, var olan
tesislerin perişanlığı, amatör spor kulüplerine il ve
ilçelerdeki spor yetkililerinin ilgisizliği ayrı bir sorun.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu teklif Anadoludaki amatör kulüplere mutlaka
sahip çıkmalıydı, sporun beşiği spor kollarına
sahip çıkmalıydı. Bu teklifte beden eğitimi
öğretmenleri, hakemler, antrenör dernekleri neden yoktur, merak ediyorum.
Bu teklifle amaç kısaca amatörlük değil, genel anlamda profesyonel
tüm federasyonların özerkliğini, bağımsızlığını
ortadan kaldırarak tam bir baskı ve bağımlılık
sistemi oluşturmaktır.
Bu düşüncelerle Genel
Kurulu saygıyla selamlar, kanunun hayırlı olmasını
dilerim.
Saygılarımla. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Sadir Durmaz.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on beş
dakikadır efendim, şahsınız adına da sözünüz var.
MHP GRUBU ADINA SADİR
DURMAZ (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin ikinci bölümü üzerine
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle Gazi Meclisimizi, yüce heyetinizi ve ekranları başında
bizi izleyen aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bugün üzerine konuşacağımız Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifi, isminden de
anlaşılacağı üzere sporun tüm branşlarıyla
alakalı çeşitli düzenlemeler öngörmektedir. Teklif kanunlaştığı
takdirde, profesyonel spor geçmişi bulunan
arkadaşlarımızın tabiriyle, Türk spor tarihinin en önemli
yasası olacaktır. Öncelikle, söz konusu teklif üzerinde çok uzun
zamandır hassasiyetle çalışan milletvekili
arkadaşlarıma teşekkür ediyor, emeklerine ve yüreklerine sağlık
diyorum.
Değerli arkadaşlar,
Türk sporu son yıllarda önemli merhalelerden geçmiş,
uluslararası arenada sporcularımız göğsümüzü kabartacak
başarılara imza atmıştır. Olimpiyat oyunları
başta olmak üzere, pek çok müsabakada Türk evlatları
bayrağımızı göndere çekmiş ve İstiklal
Marşımızı dünyaya dinletmiştir. Geçtiğimiz yaz,
Tokyoda, olimpiyat oyunları tarihimizin en başarılı
sonuçları alınmıştır. Bu güzel tabloya katkı
sağlayan sporcularımızı, teknik ekiplerimizi, antrenörlerimizi,
kulüplerimizi, Gençlik ve Spor Bakanlığımızı bu
vesileyle tebrik ediyorum. Söz konusu başarıların birbirinden
farklı spor dallarında elde edilmiş olması da ayrıca
sevindiricidir.
Kıymetli
milletvekilleri, üzerinde yaşadığımız coğrafya,
köklü geçmişimiz, kadim kültürümüz ve medeniyetimiz bilime, sanata ve
spora her daim önem vermiş, bu alanlarda nice şahsiyetler
yetiştirmiş, nice başarılar elde etmiştir. Bugün de
Türkiye ata sporumuz güreşten okçuluğa, yüzmeden atletizme kadar her
alanda iddia sahibidir fakat teessürle ifade etmek isterim ki diğer
branşlarla karşılaştırıldığında
Türk futbolunun konumu aynı ölçüde parlak değildir. Bugün futboldan
biraz daha fazla bahsedeceğiz çünkü hepinizin bildiği ve Simon
Kuperin de kitabına isim yaptığı gibi, futbol asla sadece
futbol değildir.
1990ların
başından itibaren giderek ticarileşen ve bunun sonucunda büyük
bir endüstriyel faaliyete dönüşen futbol, bugün spor kulüplerinin
taşıyıcı vagonu konumundadır. Futbolun
endüstrileşme sürecini sağlıklı bir şekilde
yönetebilen kulüpler futbolda söz sahibi olmuş, ülkeleri adına bir
katma değer oluşturmuştur, aynı durum ülkeler için de geçerlidir.
Örneğin, Dünya Kupası'ndan bizi eleyen Portekiz, İstanbul'un
yarısı kadar insanın yaşadığı bir ülkedir.
Bu nüfustan 362 profesyonel futbolcuyu ve 112 teknik direktörü yurt
dışına ihraç etmiş, ülkesini temsil ettirmektedir, Millî
Takımlarındaki 20 futbolcuları Avrupa'nın en üst düzey
liglerinde forma giymektedir. Portekiz Millî Takımı, UEFA'nın en
iyi 25 takımı arasındadır; Portekiz Millî Takımı,
FIFA sıralamasında 6ncı sıradadır; Portekiz
takımı Porto da UEFA'nın en iyi 25 takımından bir
tanesidir. Porto, Benfica, Sporting ve Braga son beş yılda 1 milyar
euro seviyelerinde artı bütçeye geçmiştir, bizimse başta büyük
kulüplerimiz olmak üzere futbol ekonomimiz ortadadır. Bu tabloya
rağmen Dünya Kupasında biz bu takımı eleyebilirdik,
elimizden kaçırdık. dediğinizi duyar gibiyim. Evet,
doğrudur fakat bu başarı sürdürülebilir miydi yoksa daha
öncekiler gibi dönemlik bir başarı olarak mı kalırdı,
takdir sizlerin ve milletimizindir.
Değerli milletvekilleri,
geçmişten bugüne, dünyada ve ülkemizde futbola karşı ilgi ve
destek her geçen gün artarken, futbol gelirleri yükselirken bizim futbol
kulüplerimizin borç batağında olması, gerçekten üzerinde
düşünülmesi gereken yaman bir çelişkidir. Maalesef kulüplerimizin
kahir ekseriyeti, tabiri caizse, batık şirketler hâline
gelmiştir. Hepimiz zaman zaman Futbol kulüpleri ile bankalar masaya
oturdu. Futbol kulüplerinin borçlarına yapılandırma. gibi
haberlere şahitlik etmişizdir. Yapılandırma ve benzeri
iyileştirmeler belki günü kurtarabilir ama sorunun ana kaynağına
inilmeden yapılan her düzenleme, sorunları ancak halının altına
süpürmek olacaktır.
Değerli arkadaşlar,
bugün futbol kulüplerinin mali durumu, yapılandırmalarla, aflarla
kurtulacak gibi değildir. Türk futbolunun 4 büyükleri olarak
nitelendirilen Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor, son
dokuz aylık dönemde, toplam 1 milyar 121 milyon lira zarar ettiklerini
açıklamışlardır. Kulüplerin Kamuyu Aydınlatma
Platformuna verdiği bilgiye göre bugün Fenerbahçenin 6,2 milyar,
Beşiktaşın 4,8 milyar, Galatasarayın 4 milyardan fazla,
Trabzonsporun 2 milyardan fazla borcu bulunmaktadır. Yüz yılı
devirmiş bu camiaların durumları kesinlikle sürdürülebilir
değildir ve en acısı, kulüplerimizin mevcut
yapılarıyla söz konusu bu borçları ödeme kabiliyetleri de mümkün
görünmemektedir.
Geçmişten bugüne
kulübünün menfaati için samimiyetle çalışıp ellerini
taşın altına koyan, zor zamanlarda sorumluluk alarak kulüplerini
daha iyi yönetmenin gayretinde olan kulüp başkanlarını ve
yöneticileri tenzih ederek ifade etmek isterim ki yaptıkları
yanlış harcamaların, girdikleri borcun sorumluluğunu
üstlenmeden çekip giden ve faturayı ortada bırakan yönetimler bugünkü
kara tablonun müsebbipleridir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Denetim zincirinden kaçan menajerlik sistemi de bu tabloya
eklenince, Türk futbolu üretken bir endüstri yerine kanun dışı
ve kayıt dışı bir ekonomiye dönüşmüştür. Çift
kontratlar, kapalı kapılar ardında imzalanan anlaşmalar
Türk futbolunun saygınlığına zarar vermiştir. Kanuni
düzenleme olmayan yerde, takdir edersiniz ki inisiyatif bireylerin tercihine
kalmaktadır. Devletimiz bu noktada gereken duruşu göstermeli ve bu
konu yasal bir zemine oturtulmalıydı, işte bu yasa teklifi tam
olarak bunu hedeflemektedir. Bakanlık yardımlarının
kullanım alanları denetlenecek, borç batağındaki kulüpler
mali iyileştirmeyi gerçekleştirene kadar kemer
sıkacaklardır. Örtülü ödemeler devri kapanacak, tüm ödemeler
bankacılık sisteminde görünür olacaktır. Altyapı olarak
kriterlere uymayan merdiven altı yapılar spor kulübü adı
altında faaliyet gösteremeyecektir. Şu anda, futbol dâhil olmak
üzere, toplam 65 federasyon vardır. Bu federasyonların her birinin
yönetiminde 2 millî sporcumuz yer alacak, geçmişte Türkiyeyi temsil etme
şerefine erişen ay yıldızlı millîlerimiz bundan sonra
da gençlerimizin aynı başarıları yakalaması için
çalışacaklardır.
Kıymetli
milletvekilleri, söz konusu teklifin 3 husus esas alınarak
hazırlandığı anlaşılmaktadır;
şeffaflık, denetim ve denk bütçe. Yönetimde
şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlamak
elbette demokrasinin de gereğidir. Israrla futbol üzerinden
değerlendirilen bu kanun teklifi esasen Türk sporunun tamamına dair
düzenlemeler içeriyor fakat yaygın olarak futbol çevrelerinden itirazlar
geliyor. Elbette tartışacağız, konuşacağız,
en doğruyu hep birlikte bulacağız ama hepimizin önünde gün gibi
aşikâr olan gerçeği yani Türk futbolundaki bu kötü gidişatı
ve tabloyu öncelikle ve samimiyetle kabul etmemiz gerekiyor.
Değerli milletvekilleri,
futbolda marka olmak istiyorsak önceliğimiz kulüplerimizin altyapı
yatırımlarına önem vermesi, altyapıdan çıkan
gençlerimizin takımlarında daha fazla süre alacakları bir
zihniyetin hâkim olması gerekmektedir. Gençlerimizin A takım
seviyesine daha hızlı adapte olabilmesi için tüm kulüplerimiz A
takım organizasyonuna gösterdiği enerji ve özeni
altyapıları için de göstermelidir. Türk futbolunun yabancı
cenneti hâline dönüşmüş olması futbolumuza
yapılmış ve yapılacak en büyük kötülüklerden biridir. Bizce
gençlerimizin hem kendi takımlarında hem de yurt dışında
büyük futbol organizasyonlarında yer almamaları için hiçbir neden
yoktur. Kimse bizim çocuklardan daha üstün değildir. Fırsat ve imkân
verildiğinde bu toprakların çocuklarının neler
yapabildiğine hepimiz şahidiz.
Değerli milletvekilleri,
bir spor müsabakasını yalnızca bir spor müsabakası olarak
değerlendirmemek gerekir. Müsabakalar, milletler arasında köprüler
kuran, dostluklar geliştiren birer olgudur ve aynı zamanda, sporcular
sahaya çıkarken mensubu oldukları milletin umutlarını da
taşırlar. Efsanemiz merhum Naim Süleymanoğlunun
omuzlarındaki sadece halter setinin ağırlığı
değildi, o aynı zamanda Türk dünyasının ümidini,
istikbalini de omuzluyordu. Bu topraklarda bazı şeyler asla
değişmez. Dün Naimin yazdığı gurur dolu hikâyeleri
bugün başka kardeşlerimiz yazıyor, bayrağı devralan
gencecik sporcularımız dünyanın övgüsüne mazhar oluyor. Bizim,
bu sevinçleri çoğaltmaya ihtiyacımız var; bizim, Türk futbolunda
da tıpkı diğer branşlardaki gibi sürdürülebilir,
istikrarlı bir başarı grafiğine ihtiyacımız var.
Bunun için hiçbir eksiğimiz yok, bilakis potansiyelimiz,
inancımız ve imkânımız var, genç ve yetenekli
futbolcularımız var. Biz bu memleketin çocuklarına güveniyor ve
inanıyoruz. Bugün Spor Toto Süper Ligden ve hatta 1. Ligden Avrupa
kulüplerine transfer olmuş oyuncularımız var. Bu potansiyel,
doğru yönetim ve yönlendirmeyle elbette başarıyı
yakalayacaktır. Güreşte, boksta, jimnastikte, okçulukta destan yazan
evlatlarımızla da üstün yetenekleriyle bizi umutlandıran
futbolcularımızla da gurur duyuyoruz. Cenab-ı Allah bu
memleketin çocuklarının gözüne yaş, ayağına taş
değdirmesin. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Büyük Türk münevveri Peyami
Safanın deyimiyle Spora vereceğimiz mana, gençliğe
vereceğimiz mananın öz kardeşidir. Türk gençliği
nasıl geleceğimizin teminatıysa Türk sporu da aynı ölçüde
yarınlarımızdır, istikbalimizdir, umudumuzdur. Bu şiar
ve bu şuurla ele alındığında Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifinin çok daha iyi
anlaşılacağına inanıyorum. Yeni spor
yasasının Türk milleti ve Türk sporu için hayırlara vesile
olmasını diliyorum.
Sözlerimin sonunda Türkiye
Büyük Millet Meclisimizin açılışının 102nci yıl
dönümünü şimdiden kutluyor, sevgili çocuklarımızın 23 Nisan
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını tebrik ediyorum.
Gazi Meclisimizi ve yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Şahıslar adına Adana Milletvekili Sayın Tulay
Hatımoğulları Oruç.
Buyurunuz Sayın
Hatımoğulları Oruç. (HDP sıralarından
alkışlar)
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sivil cuma
davası olarak bilinen dava devam ediyor. Bu davada Din Âlimleri
Derneği Başkanı ve çok sayıda üyesi yargılanıyor
ve önemli bir bölümü de tutuklu bir şekilde yargılanıyor.
Yargılamanın konusu, sivil cuma namazı ve dernek faaliyetleri.
Tutuklu yargılanan Mele Enver Emirkulu savunmasında şunu
söylüyor: Namazın suç olduğunu bilmiyorduk. Şu an İsrail,
Kudüste namaz kılınmasına izin vermiyor. Bu durumun Türkiye'de
de olacağını bilmiyordum. Bundan sonra savcı ve hâkimlere
Nerede namaz kılabiliriz? diye sorup böyle namaz kılarız. AKP
ve MHP iktidarında bu tür şeylere o kadar sık rastlandı ki
yani mütedeyyin insanlara saldırılara o kadar sık rastlanmaya
başlandı ki
Ben buradan asla iktidara
seslenmiyorum, ben buradan iktidara oy vermiş mütedeyyin insanlara
sesleniyorum: Bu insanların çoğunun yaşı ileride ve yaka
paça gözaltına alındı, çoğu hâlâ tutuklu. Bu
insanların namazlarının sorgulanmasının bir
açıklaması var mı? Ben bunun değerlendirmesini mütedeyyin
insanların vicdanına bırakıyorum. İsrailin Mescid-i
Aksaya, Filistinli Müslümanlara yaptığından ne farkı var
bu davranışların? Bunu gerçekten açıklamak durumundalar ve
merak ediyoruz. Bu sorum, mazlum Filistin halkına timsah gözyaşı
dökenlere değil, yürekten mazlum Filistin halkı için gözyaşı
dökenleredir, yürekten onun acısını hissedenleredir.
Peki, din âlimlerini
yargılayanlar, namazlarını soranlar bunu hangi hukuki, dinî ve
toplumsal saiklerle yapıyorlar? Hiçbir dayanakları yok. Bu tastamam
bir düşman hukukudur ve ötesi yoktur. Bu düşman hukuku bu insanlara
neden uygulanıyor, biliyor musunuz? Bu âlimler, birincisi, Kürt
oldukları için; ikincisi, bu iktidarın din kisvesi altında
yürüttükleri zalim politika nedeniyle buna karşı
çıkmış oldukları için şu an yargılanıyorlar.
Dinine, itikadına, ritüeline bağlı her insanın özgürce
verebileceği tepkidir bunlar. Bunun nesi suç? Nerede suç var? Bu suç hangi
kitapta yazıyor? Bunu açıklamalılar.
Bakın, Mele Abdurrahman
İlkanın mahkemede derneklerinin yardımlaşma
faaliyetleriyle ilgili sorulan soruya verdiği yanıt: Hâkim bey, bu
bir iddiadır. Derneğimiz, yardımlaşma ve
dayanışma derneğidir. Dernekler masasına da defterimizi verdiğimizde hiçbir sorun
çıkmadı, iddiaları reddediyorum. Biz insanlarla
dayanışma içinde bulunurken gücümüz yettiğince bunu vicdanımıza
dayanarak yaptık. diyor.
Şimdi,
biz anamızdan şöyle bir kültürü almış ve öğrenmiş
bir toplumuz, birbirimizle dayanışırız. Kapitalizmin
bireyselleştiren ve toplumun komün hayatına kasteden sistemine
rağmen bu döngüye dâhil olmayan Orta Doğu toplumu, yeterince dâhil
olmayan Orta Doğu toplumu bu dayanışma kültürünü hâlâ koruyor.
Ayrıca da dayanışma, yardımlaşma Dernekler Kanununda,
Vakıflar Kanununda da tanımlanmıştır. Mele Abdurrahmanın
ifade ettiği gibi, yasal program ve tüzüklerinde yardımlaşma
derneği olan bir derneğin gücü oranında yardımlaşma,
dayanışma desteği sağlamasında acaba nasıl bir
sorun vardır?
Evet,
insanları derin ve artık içinden çıkılmaz bir
yoksulluğa itmiş olan AKP anlayışı bu iç
dayanışmayı, toplumdaki iç dayanışmayı da -ki bu
bizim birbirimizle barışçıl bir şekilde
yaşamımız için bir tutkal görevi görür- engellemek istiyor ve
dayanışma ağları sadece AKP patentli olsun istiyor. Kamucu
anlayışı terk etmiş olan AKP kendi yurttaşıyla
rekabet eder bir hâle gelmiş durumda.
Değerli
yurttaşlarımız, çok tehlikeli şeyler yapıyor bu
iktidar, birleştirici ve manevi olarak toplum için değerli olan bütün
değerleri çürütmek üzere adımlar atıyor. Elbette şunu biz
gayet iyi biliyoruz: Adaletin gerçek anlamda sağlanabilmesi için bu
sistemin kökten değişmesi lazım. Anadolu ve Mezopotamya
coğrafyasında dili, dini, ırkı, rengi ne olursa olsun biz
toplum olarak birbirimizle ekmeğimizi paylaşırız ama işte bu
ekmeği paylaşan insanlar şimdi DİAYDER davasında
yargılanıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Teşekkür ederim.
AKP ve ortağı
toplumu çürütüyor ve bunu bu süreçte dini kullanarak, mütedeyyin
insanların değerlerini hiçe sayarak yapıyor. Türkiye'de
sosyalist hareketin kadim isimlerinden Doktor Hikmet
Kıvılcımlı yazılarının birinde şunu
söyler: "Allah, bize peygamberlerin kıssalarını
anlatırken, peygamberlerin devrimlerinin meydana geldiği toplumları
bir tarafta hâkim sınıflar, öte yanında da insanlar yani halklar
olmak üzere ikiye böler; Allah, bu çatışmada halkın
safındadır. Yolunu, bilincini halkın safından
ayırmış olan bu zalim iktidara ve düzene karşı biz de
mazlum halkın saflarında mücadelemizi sürdüreceğiz.
Teşekkür ederim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İkinci
bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer
alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan
sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
22nci madde üzerinde 3
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi'nin 22nci maddesinde yer
alan gerekli görmeleri ibaresinin lüzumlu görmeleri ibaresiyle değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Ayhan
Altıntaş Enez
Kaplan
Trabzon Ankara Tekirdağ
Hayrettin
Nuhoğlu Behiç
Çelik Hasan
Subaşı
İstanbul Mersin Antalya
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu
Adana
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH
İŞLER (Ankara) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Mersin Milletvekili Sayın Behiç Çelik.
Buyurunuz Sayın Çelik.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; spor kulüpleri ve spor
federasyonlarıyla ilgili kanun teklifini görüşüyoruz. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu vesileyle, 23 Nisan,
Atatürkümüzün önderliğinde büyük Türk milletinin emperyalizme,
işgale ve sömürgeciliğe karşı mücadelesinin
başladığı gündür; aziz Atatürkü, tüm şehitlerimizi ve
gazilerimizi şu mübarek ramazan ayında rahmetle anıyorum.
Değerli arkadaşlar,
genel anlamda spor, bir kişinin yaşamı boyunca yemek içmek gibi
temel ihtiyaçlarındandır. Spora önem vermeyen toplumlar
sağlıklı nesiller yaratamaz. Sağlıklı nesil,
sağlıklı toplum, aynı zamanda sağlam iradenin
oluşmasında başlıca etkendir. Unutmamalıyız ki
bilgi üretemeyen toplumlar, üreten toplumların daima himayesinde kalmaya,
onların emrinde yaşamaya mahkûmdurlar.
Değerli arkadaşlar,
bu düşünceden hareketle, ülkemize baktığımızda bir
ihmalin, bir kastın, bir arabesk yapının olduğunu
gözlemliyoruz. Bir tarafta amatör spor dallarının örgütlü olduğu
ama örgütlülüğün sporu halk zeminine yerleştirmede zayıf
olduğu herkesçe bilinmektedir. Amatör Spor Kulüpleri Federasyonuna bu
vesileyle büyük işler düştüğünü de hatırlatmak istiyorum.
Kaynak yetersizliğiyle kıvranan federasyonlar ve spor kulüpleri illerde
belediyelere veya valiliklere başvurarak yardım talep etmektedirler.
Belediyelerin en büyük sorunlarından biri, hiç kuşkusuz spor
kulüplerine kaynak transferidir. Amatör spora yardım yapmak kısmen
valilikleri ve belediyeleri rahatlatabiliyor fakat genelde profesyonel futbol
kulüplerinin yardım taleplerini karşılamada kulağı
tersinden göstermek yoluyla işler yürütülmektedir.
Değerli arkadaşlar,
idareciler ve spor kulüpleriyle ilgili daha hukuki ve sağlam bir zeminde
idari ve mali meselelere çözüm bulacak bir düzenleme gerekliliği
açıktır. Bir diğer konu ise suiniyetle hareket eden bazı
yöneticilerin, spor kulüpleri üzerinden maalesef yolsuzluk yapma
işleridir. Bu, Türk spor kamuoyuna ve Türk idare yapısına
sürülmüş bir lekedir. Profesyonel futbolda futbolcu transferinin her
aşamasının açıklık ilkesine göre yürütülmesi bir
zorunluluk hâline getirilmelidir. Bunlara dikkat ediliyor mu arkadaşlar,
bunlara bakmak lazım. Kuşkusuz hepimiz biliyoruz ki bunlara ne
yazık ki dikkat edilmiyor. Nitekim uluslararası camiada spor dünyasında
da göreceli olarak -bizim kadar olmasa dahi- benzer gayrimeşru
ilişkilerin varlığı bilinmektedir. Basına
yansıyan ve global entegrasyon içindeki ünlülerin istifaları ve
yargılanmaları herkesçe malumdur. Kitlelerin spora olan ilgilerini
hafifletecek her türlü menfi girişimlerin sıfırlanması da
hayatidir.
Değerli milletvekilleri,
özellikle profesyonel futbol bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bir
endüstri hâline dönüşmüştür. Spor, eğlence, hobi, ticaret,
turizm, siyaset, kültür bu yolla hep iç içe geçmiş, hep birlikte tecelli
etmiştir. Profesyonel futbolun kurallar zincirinin halkalarının
daima sağlam tutulması büyük önem arz etmektedir. Halkanın
birinin kopması demek büyük kargaşaya ve kaosa yol açması
demektir, onun için işin şakaya alınacak bir yönü
bulunmamaktadır. Diğer taraftan, tüm futbol kulüplerine
karşı adil ve eşit bir tutum zorunluluk arz eder, burada da
istifhamların önüne geçmek gerekir. Kısaca arkadaşlar, spor,
kapsamıyla geniş bir alanı ifade eder; sporu sadece birkaç
branşa odaklamak demek, sporu anlamamak demektir.
Değerli arkadaşlar,
Federasyon ve Merkez Hakem Kurulu kamuoyunda mütemadiyen tenkit edilmekte ve
kararlarına itiraz edilmektedir. Demek ki bir spor ahlakı,
centilmenliği, bir sporcu ruhu beklenmektedir. İktidarın sektör
üzerinden yandaşlarına bu düzenlemelerle yeni bir talan alanı
yaratma düşüncesi varsa spora yazık eder.
Evet, biz her yerde
yaygınlaşan güvensizlik, istikrarsızlık, suistimal ve
yolsuzluk karşısında bir duvar gibi durmaya geliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) Sektörün iyi çalışması temel
amacımızdır.
Teklifin 22nci maddesine
gelince: Gençlik ve Spor Bakanlığı ile federasyonların
davacılara yardımcı olmak üzere ferî müdahil olabilmelerine
imkân tanınmaktadır; bunun iyi bir düzenleme olduğunu
düşünüyorum.
Önergemizin kabulünü diler,
hepinize saygılar sunarım. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu
Teklifi'nin 22nci maddesinin (2)nci fıkrasındaki Spor kulüpleri
hakkında kıyasen uygulanır ifadesinin Spor kulüpleri hakkında
uygulanmaz şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz
Mustafa
Adıgüzel Hüseyin
Yıldız Vecdi
Gündoğdu
Ordu Aydın Kırklareli
Gürsel
Erol Neslihan
Hancıoğlu
Elâzığ
Samsun
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Elâzığ Milletvekili Sayın Gürsel Erol.
Buyurunuz Sayın Erol.
(CHP sıralarından alkışlar)
GÜRSEL EROL
(Elâzığ) Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Aslında bugün
görüşülen konu Türkiye açısından çok önemli bir konu; özellikle
gençlerimizi, şehirlerimizi, illerimizi, kulüplerimizi ilgilendiren bir
sorun. Elâzığsporumuzun da ekonomik anlamında inanılmaz sıkıntıları
ve sorunları var. Kaynak yaratmada ve kaynak bulmada spor kulüpleri
gerçekten sıkıntı yaşıyorlar ve her ilin spor kulübü o
kentin bir değeri, bir marka değeri. Bu anlamda spor kulüplerinin
desteklenmesi, onların gelecekle ilgili, yeniden planlamalarıyla
ilgili, gençlerin spora katılmasıyla ilgili sürecin planlanması
gerçekten önemli.
Ama ben bugün aslında bu
konuyla ilgili değil, bu Genel Kurulda bu kürsüden daha önce üç dört defa
yaptığım bir konuşmayla -bugün üzülerek söylüyorum- ne
yazık ki haklı bir çıktığım bir konuyla ilgili
Genel Kurulu bilgilendirmek için karşınızdayım. AK
PARTİ Grup Başkan Vekilimiz de karşımızda, burada bir
konuşma yaptığımda kendisine de o süreçle ilgili bir dosya
vermiştim. Konu Elâzığ Madendeki bakır sahasının
ihalesi. Yaklaşık 30 milyar dolarlık -en az- bir ihale. Bu
ihaleyle ilgili bir süreci anlatmıştım. Neler
olabileceğini, ihaleyle kimin ilgilendiğini ve kimin
alacağı konusunda isim vermeden, firma ismi vermeden dosyaya
yazdım, bir örneğini kendi Grup Başkan Vekilime, bir
örneğini de AK PARTİ Grup Başkan Vekiline verdim. Ne yazık
ki dediğimiz oldu, tahminlerimiz, yorumlarımız bizi haklı
çıkardı, rekabet sağlanmadı. Yani biz aslında daha
fazla rekabetin olabileceğini beklerken 2 firma katıldı çünkü
şartlar çok ağırdı, o şartlarda normal bir rekabetin
olması mümkün değildi. Bu süreçte o ihale 2 defa ertelendi. En son dün ihale gerçekleşti ve
gerçekten inanılmaz bir kamu zararı var, inanılmaz bir devlet
zararı var, inanılmaz bir mağduriyet var kamu adına.
Düşünün ki teminat mektubu miktarı 150 milyon dolar, teminat mektubu
miktarı 150 milyon dolar. Oradan çıkacak rezerv alanda yapılan
hesaplamalar, teknik elemanların hesaplamaları yaklaşık 30
milyar dolarlık bir rezerv alanın olduğunu söylüyor, daha da
üstüne çıkabilir. Cumhuriyet tarihimizin en büyük maden rezerv alanı
tespit edildi. Ayrıca MTA Genel Müdürlüğüne de teşekkür ederiz
böyle bir rezerv alanını tespit ettiklerinden ve sondaj
çalışmalarıyla buldukları bu rezerv alandan dolayı.
Ama bu kamu yararına kullanılmadı, yine klasik yöntemlerle
peşkeş çekildi.
Düşünün ki Sayın
Cumhurbaşkanımız 1 milyar, 2 milyar dolar, 3 milyar dolar bulmak
için Birleşik Arap Emirliklerine gidiyor. Burada yargılanması
gereken hukuk dosyalarımız diğer ülkelere veriliyor para bulmak
adına, krizin çözülmesi anlamında, kaynak yaratılması
anlamında ama 30 milyar dolarlık bir ihale dün -ne yazık ki
üzülerek söylüyorum- rekabet ortamı sağlanmadan, çoğunluk
sağlanmadan, şeffaf yapılmadan, katılım yüksek
tutulmadan 2 firmanın teklif vermesiyle sonuçlandı ve bu sonuçlanma
Elâzığı hiçbir şekilde mutlu etmedi, bizi tatmin etmedi
çünkü burada kamu zararı var. 150 milyon teminat mektubu olan yer
30
milyar dolarlık alan 150 milyon dolara satıldı, toplam 150 milyon
dolar. Yani 30 milyar dolarlık bir rezerv alanı 150 milyon dolara
satıldı. 150 milyon dolar ne demek biliyor musunuz? Öyle bir
işletmenin bir haftalık geliri. Yani bir haftalık geliri. Yani
bir haftalık gelirle siz o alanı resmen kamu adına kullanmak adına yine özel
şirketlere verdiniz.
AK PARTİ Grup
Başkan Vekilinin samimiyetine inanarak söylüyorum, dosyayı
açmış okumuşsunuzdur, dün ihaleyi kimin
aldığını da biliyorsunuzdur, internetten girip
bakabilirsiniz. Ben burada, bir iddianın gerçekleştiğini bu
Genel Kurulda kanıtlamak için huzurunuzdayım. Yani şeffaf bir
ihale olmadı. İhaleyi kimin alacağı önceden bilindiği
hâlde bunu kanıtlamış olduk ve bundan da üzgünüm. Keşke
şeffaf bir ihale olsaydı, herkes katılsaydı, katılım
yüksek olsaydı. 30 milyar dolar gibi, ülke ekonomisini etkileyecek, ülke
ekonomisine katkı verecek, belki krizin çözümüyle ilgili yeni bir süreci
başlatacak bir kaynak ne yazık ki kamu yararına
kullanılmamıştır, belli şirketlere tekrar
peşkeş çekilmiştir. Bu doğru bir yaklaşım
değil. Elâzığ bu konuda son derece huzursuz ve buna bütün
milletvekillerimizin duyarlı olmasını rica ediyorum. Bu önemli
bir kaynak, bu bir millî servet; bu, yalnızca Elâzığın
millî serveti değil; bu, ülkemizin millî serveti. Yani Edirnede,
Hakkâride, Trabzonda, Antalyada, Türkiyenin 81 ilinde yaşayan yurttaşlarımızın
ve vatandaşlarımızın hakkı var burada. Bu bir millî
servet, bu ülkenin bir değeri ama bu değer doğru
kullanılmadı, bunu buradan ifade etmek isterim. Ve AK PARTİ Grup
Başkan Vekilimizden de bu tespitimizle ilgili kendisine verdiğimiz
bilgi notunu kamuoyuna açıklamasını rica ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 22nci maddesinde geçen tahkikat
ibaresinin soruşturma olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mahmut Celadet
Gaydalı Kemal
Peköz Murat
Sarısaç
Bitlis Adana Van
Rıdvan
Turan Tulay
Hatımoğulları Oruç
Mersin Adana
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Adana Milletvekili Sayın Kemal Peköz.
Buyurun Sayın Peköz.
(HDP sıralarından alkışlar)
KEMAL PEKÖZ (Adana)
Sayın Başkan, milletvekilleri; ilgili kanunun 22nci maddesi üzerine
söz aldım, Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Yüz yirmi dört yıl önce
Kürdistan adıyla yayın hayatına başlayan ve günümüze
çeşitli zorluklar ve bedeller ödeyerek gelen hakikat
arayışçısı Kürt gazeteciliğinin emekçilerini ve Kürt
Gazeteciler Gününü kutlamakla başlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
Adalet Bakanı açıklama yaptı ve Türkiye'de kötü muamele ve
işkence kesinlikle yoktur. dedi ancak CPT bir yıl içerisinde
Türkiye'de zaman zaman haberli ya da habersiz 30 ziyaret yaptı
cezaevlerine ve 30 rapor açıkladı. Bu 30 raporun 27sinin
açıklanmasına izin verilmedi çünkü devletlerin böyle bir hakkı
var; eğer o ülkeyi veya devleti yaralayıcı, onur
kırıcı ya da itibarını zedeleyici bir durum söz konusu
ise raporlarda buna izin verilmiyor. Bunun anlamı şudur: Bu 27
raporda işkence var, eziyet var ve kötü muamele var; aksi hâlde bunlar
açıklanabilirdi ve rahatça dile getirilmesinde sakınca
olmadığı söylenebilir ve Açıklayın. denilirdi, bunu
yapmamış. Dolayısıyla da belki bununla Adalet Bakanı
övünebilir çünkü Rusyanın arkasından 2nci sırada ülkemiz
maalesef bu konuda; en çok açıklama istemeyen ülke Rusya ve 1inci sırada
Rusya var.
Değerli arkadaşlar,
zaman zaman burada cezaevleriyle ilgili sorunları dile getiriyoruz,
işkenceyle ilgili sorunları dile getiriyoruz, kötü muameleyle ilgili
sorunları dile getiriyoruz ama bugüne kadar bunlar önlenemediği gibi
işkence ve kötü muamele devam ediyor. İşkence olması için
illa da Filistin askısına asılması ya da elektrik verilmesi
gerekmiyor. Yapılan davranışlar da kötü muameleler de aynı
zamanda işkence statüsünde değerlendirilebilir pekâlâ.
Bir mektup aldım, ailesi
tarafından gönderildi -daha önce ailesiyle de görüşmüştü
hükümlü- o mektubu olduğu gibi okumak istiyorum hata olmasın diye.
İbrahim Karakaş, Kürkçüler Cezaevinde tutuklu. Şöyle diyor
mektubunda: Son zamanlarda cezaevlerinde yaşanan kayıpların
durumu ortada olmasına rağmen uzun yıllardır cezaevinde
bulunan arkadaşlarımızın çeşitli kronik ve
ağır hastalıkları bulunmaktadır. Kalp, böbrek, mide,
bağırsak, astım, KOAH, tümör ve benzeri birçok
hastalığı bulunan arkadaşlarımız ve ben defalarca
kez kurum ve revir tarafından acil olarak hastaneye sevk edilmemize
rağmen dayatılan onursuz uygulamaları kabul etmememizden
kaynaklı sevkimiz jandarma personeli tarafından fiilî olarak
engelleniyor. Yapılan suç duyuruları ve başvurular, mevzuat
gerekçe gösterilerek sonuçsuz bırakılmaktadır. Bu da
uygulamayı dayatanlara cesaret vermekte ve daha da baskın bir hâl
almalarını sağlamaktadır.
(Uğultular)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, o kadar uğultu var ki
KEMAL PEKÖZ (Devamla) Üzeri
tellerle kapalı odalarda tutularak bir nevi tecrit edilmekteyiz. Tüm
odalarımız birbirinden ayrı ve uzak mesafelere konulup
bulunduğumuz koridor, duvar komşusu olan avlularımızda da
DAİŞ ve FETÖ gibi zıt gruplarla tutuluyoruz. Bu durum çoğu
zaman provokasyon zemini yarattığı gibi, ailelerimizin görüş
sırasında sorun yaşamasına ve can güvenliği
yaşamasına da sebep oluyor. Konuyla ilgili
yaptığımız başvurular keyfî gerekçelerle
reddedilmekte. Bilindiği gibi, çoğu arkadaşımız uzun
yıllardır zindanlarda olup keyfî sürgünlerle ailelerinden
kilometrelerce uzaktaki cezaevlerine nakledilmekte. Bu durumun hem tutsaklara
hem ailelere maddi ve manevi zorluk yarattığı yetmezmiş
gibi, cezaevinde idarenin düzenlediği odalara konulmaktadırlar. Bu ve
benzeri birçok mağduriyet belirtilmesine ve belgelendirilmesine rağmen
-psikolojik bir baskı aracı olarak kullanılan- oda
değişim talepleri keyfî gerçeklerle kabul edilmeyip
mağduriyetlerin büyümesine yol açılmaktadır. Yaşanan
mağduriyetten ötürü isteğe bağlı nakil talepleri de verilen
disiplin cezaları -ki çoğu keyfî olarak verilmektedir- gerekçe
gösterilerek reddedilmektedir.
Son dönemlerde yukarıda
bahsettiğimiz konseptle beraber devreye giren, cezaevi girişinde
mahkûm kabul bölümünde yapılan muameleler
Şöyle ki: Cezaevine
başka yerden sevk gelen veya yeni tutuklanan
arkadaşlarımıza ilgili yasa ve Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında
da açıkça işkence yöntemi olarak kabul edilen çıplak arama
dayatılmakta ve buna zorlanılmaktadır. Bu insanlık suçunu
kabul etmeyen arkadaşlarımıza fiziki ve sözlü olarak fiilen
müdahale edilerek onursuzluk dayatılmak istenilmektedir. Buna
karşı koyan ve bu uygulamaya direnen arkadaşlarımız
hakkında tutanak tutulup disiplin cezaları verildiği gibi,
talimatı veren ve yer alan ilgili personel hakkında
yaptığımız suç duyuruları da Kovuşturmaya yer
yoktur. gerekçesiyle reddedilmekte ve işlem yapılmamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
KEMAL PEKÖZ (Devamla) - Son
olarak, yukarıda belirttiğimiz üzere, ciddi sorun olarak
karşımızda duran anayasal hakkımız olan can
güvenliğimiz, hastane ve tedavi haklarımız engellenmek
istenmekte, bir biçimde bu haklarımız ihlal edilerek zamana yayan bir
öldürme biçimi olarak karşımızda durmaktadır. Son aylarda
zindanlarda, tedavi hakkının engellenmesinden ötürü birçok siyasi
tutsak hayatını kaybediyor.
Siz değerli basın
emekçileri aracılığıyla sesimizi duyurmak istiyoruz.
Konuyla ilgili gereken hassasiyet ve duyarlılığı da sivil
toplum örgütlerinin ve siyasi partilerin de göstermesi gerektiğine
inanıyoruz.
Tabii bu sorunları
aktarırken zindanlardaki tutsaklar gibi bizler de tutsak gazeteciler
olarak aynı sorunları yaşamaya devam ediyoruz.
Cezaevleri kangren olmuş
durumda. Cezaevlerinde kangren olan bu sorun çözülmediği sürece Türkiyede
de aynı zamanda huzurun tesis edilmesi söz konusu olamayacaktır.
Bir an önce cezaevleriyle
ilgili bu sıkıntıları göz önüne alalım, mutlaka ve
mutlaka işkence ve benzeri kötü muamelelerden vazgeçelim ve
insanların ailelerine yakın olan bir yere sevklerini istemeleri
hâlinde de disiplin cezalarını gerekçe göstererek sevklerini
engellemeyelim diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
22nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
22nci madde
kabul edilmiştir.
23üncü madde üzerinde 3
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu
Teklifinin 23üncü maddesinin (1)inci fıkrasının son
cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Yıldırım
Kaya Suat
Özcan Mustafa
Adıgüzel
Ankara Muğla Ordu
Ali
Keven Ömer
Fethi Gürer Burcu
Köksal
Yozgat
Niğde Afyonkarahisar
Okan
Gaytancıoğlu Vecdi
Gündoğdu
Edirne Kırklareli
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ORHAN ERDEM (Konya) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Edirne Milletvekili Sayın Okan Gaytancıoğlu.
Buyurunuz Sayın
Gaytancıoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Edirne) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; nüfusumuz 50
milyon iken Tesis yok, çim sahamız yok, kapalı yüzme havuzumuz yok,
spor salonumuz yok. diye kendimizi avutuyorduk. Atletizmde hiç yoktuk,
güreşte madalya kazanıyorduk, başka başarımız
yoktu ancak mahalle aralarından futbolcular çıkıyordu, bunlardan
birisi de benim; 1. Amatörde de oynadım, 3. Ligde de oynadım,
voleybol da oynadım, okul takımlarında da oynadım,
üniversite takımında da oynadım. Herkes de Galatasaray'ın,
Fenerbahçenin, Beşiktaş'ın, Trabzonspor'un yani dört büyüklerin
kadrolarını ezbere biliyordu. TRT naklen yayın yapıyordu,
radyodan maç dinliyorduk. Hatta bir kardeşimiz bana Ben radyodan
kaleciliği öğrendim. dedi. Ya, olur mu böyle bir şey? dedik
ama bunlar aramızda konuşuluyordu. TRT'nin tek kanalında Beyaz
Gölge isimli bir dizi vardı, buradan herkes basketbolu sevmişti.
Olimpiyatlarda madalya alamıyorduk, ancak 3-4 sporcuyla
katılıyorduk, bunlar da Afrikalı değildi yani devşirme
değildi, hepsi yerliydi. Sonra Derwall geldi ve Mustafa Denizli, Fatih
Terim, Şenol Güneş gibi dünya çapında antrenörler
çıkardık. Schumacher geldi, Hagi geldi, Alex geldi, Amokachi ve
Taffarel gibi kaliteli yabancılar geldi -Naim Süleymanoğlu bize
halteri sevdirdi- UEFA şampiyonluğu geldi, dünya 3üncülüğü
geldi. Eskiden taç kazanıyorduk, taç; sonra, hücum futbolu oynamaya
başladık. Basketbolda ise 12 Dev Adam Avrupa
Şampiyonasında başarılar elde etti. Akdeniz
Oyunları'nda birçok madalya aldık. Şimdi 84 milyon olduk yani
nüfusumuz arttı, başarıların da artması lazım ama
tam tersi.
Nerede Atatürk stadı
varsa hepsinin ismini değiştirdiniz, çoğunu arena
yaptınız. Nedense Edirne'ye söz verdiğiniz 22 bin kişilik
stadı yapmadınız. Artık mahalle aralarından sporcu,
futbolcu çıkmıyor çünkü bütün mahalle aralarını dümdüz
yaptınız, her yer betonlaştı. Köyler arası futbol
turnuvaları düzenlenirdi; köy kalmadı, turnuvalar bitti. Futbol
Federasyonunun başına tüpçü geldi, inşaatçı geldi;
kısacası, futbolla ilgisi olmayan kişileri getirdiniz. Kaliteli
yabancılar yerine emekliliği gelmiş yabancıları
getirdiniz.
Okullarda beden eğitimi
dersleri yetersiz. Beden eğitimi öğretmen adayları işsiz;
çoğunluğu ya polis oluyor ya güvenlik görevlisi oluyor. Genç oyuncu
çıkmıyor, çıkana da sahip çıkılmıyor. Eğer,
Almancılar olmasa, genç futbolcuları Millî Takımda bile
oynatamayacağız. Hele hele amatör sporlar iyice öldü, AKP futbolda
inanın belediyespordur yani başka bir icraatınız yok.
Seyircisiz, kamu
kaynaklarıyla büyütülen ve sonunda birilerine devredilen kulüpler
Hele
hele lig maçları naklen yayınlanıyor ya, maçlar başlamadan
önce İstiklal Marşımız okunuyor ya, o zaman kahroluyorum;
neden? İstiklal Marşını söylüyoruz gururla ama
İstiklal Marşını sadece hakemler
mırıldanıyor, 11 yabancı futbolcu İstiklal
Marşını da bilmiyor; futbolu bu hâle getirdiniz. Katardaki
Dünya Kupasına keşke polisleri değil, A Millî Takımı
gönderebilseydik. (CHP sıralarından alkışlar)
Evet, tamamen bir
başarısızlık hikâyeniz var. Yirmi yılda tüm spor
branşlarının geleceğini mahvettiniz. Ne genç oyuncu
çıkıyor ne de başarılar elde edebiliyoruz. Ne UEFAda
varız, ne Şampiyonlar Liginde varız; hiçbir yerde yokuz.
Gençler çıkmıyor, kimse spora yönelmiyor. Bir de, bu hafta Millî
Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftası. Yarın çok önemli bir
bayramı kutlayacağız. Bakın, burada ne yazıyor?
Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir. Bu haftayla
ilgili de hiçbir etkinlik yapmıyorsunuz, bize bunları unutturmak
istiyorsunuz ama az kaldı, seneye göreceksiniz nasıl coşkuyla,
nasıl mutlulukla bu bayramları güzel bir şekilde
kutlayacağız.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Sayın Beştaş,
buyurunuz.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
28.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Batmanın Timok köyüne uygulanan giriş çıkış yasağına
ve Timok köylülerinin yaşadığı mağduriyete
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan.
Ya, bir köyle ilgili,
Batmanın Timok köyüyle ilgili hâlâ yasak var. Operasyon gerekçesiyle
yirmi dört gündür köye giriş çıkış yasak. Açıkçası
bu köyü daha önce de ifade etmiştik, bugün yine aradılar. Yahya
Karabaş, özellikle ağır işkenceler sonucunda, kamuoyuna
yansımıştı; 2 defa gözaltına alınıp serbest
bırakıldı. Fakat bugün yaptığımız
görüşmelerde hâlâ köye hiç kimsenin giriş çıkışına
izin verilmediğini söyledik. Toplamda 3 kişi tutuklandı. En son
tutuklanan Beşir Yıldırım; yine, işkence gören Yahya
Karabaş da var içinde. Beşir Yıldırım 80
yaşında ve açıkçası hiçbir ihtiyacını
karşılayamayacak durumda. Batman Valiliği ise aradan yirmi gün
geçtikten sonra Timok köyüne ilişkin işkenceyi reddetti ve garip bir
şey söyledi: Bu iddialar jandarmanın moralini bozmaya yöneliktir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Valilik, yaptığı açıklamada,
Timok köyünde yaşanan işkencenin açıklanmasının
jandarmanın moralini bozmaya dönük olduğunu söyledi. Bu
açıklamayı neresinden tutalım? İşkence suç değil
mi? İşkence, insanlığa karşı bir suç; bunu kim
yaparsa yapsın bunu deşifre etmek, cezalandırmak bu ülkede bütün
yetkililerin görevidir. Valilik de işkenceye karşı olmak
zorundadır, eğer işkenceyi destekliyorsa çıkıp
açıklasın. Bu sorumluluk, iktidarda olanların görevlendirdiği
valilerdedir ve açıkçası -Grup Başkan Vekili burada- ben bu
konuyu araştırmasını ve bu giriş çıkış
yasağının neden olduğunu, bu köylülerin bu
mağduriyetinin önlenmesi için ne yapılabileceğini tespit
etmelerini ve bilgi vermelerini talep ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli
Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları
Kanunu Teklifi (2/4331) ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN Şimdi
okutacağım 2 önerge aynı mahiyette olup birlikte işleme
alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 23üncü maddesinde geçen
belirlenir ibaresinin tespit edilir olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Kemal
Peköz Tulay
Hatımoğulları Oruç Mahmut
Celadet Gaydalı
Adana Adana Bitlis
Murat
Sarısaç Rıdvan
Turan Ayşe
Sürücü
Van Mersin Şanlıurfa
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Hüseyin
Örs Enez
Kaplan Ayhan
Altıntaş
Trabzon Tekirdağ Ankara
Mehmet Metanet
Çulhaoğlu
Hayrettin Nuhoğlu Hasan
Subaşı
Adana İstanbul Antalya
İmam
Hüseyin Filiz
Gaziantep
BAŞKAN Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ORHAN ERDEM (Konya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde ilk konuşmacı Şanlıurfa
Milletvekili Sayın Ayşe Sürücü.
Buyurunuz Sayın Sürücü.
(HDP sıralarından alkışlar)
AYŞE SÜRÜCÜ
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmama başlamadan önce cezaevlerinde rehin tutulan tüm
yoldaşlarımızı buradan sevgiyle selamlayarak sözlerime başlamak
istiyorum.
Evet, değerli
arkadaşlar, Türkiye cezaevlerinde akıl almaz uygulamalar,
hukuksuzluklar, keyfî tutumlar, insan hakkı ihlalleri yaşanmaya devam
ediyor. Cezaevlerinde dört duvar arasında tutulan mahpuslara
karşı psikolojik işkence, darbetme, intihara sürükleme, keyfî
infaz yakma gibi çok ağır hak ihlalleri yaşanmaktadır.
Cezaevinden her gün tabutlar çıkıyor, İntihar. denilen
şüpheli ölümler yaşanıyor, ağır hasta mahpusların
hem infazı ertelenmiyor hem de cezası bitenlerin infazı keyfî
bir şekilde yakılıp tahliye edilmiyorlar. Örneğin, Urfa
Hilvan 2 Nolu Cezaevinde, Yukarı Göklü eski Belediye
Başkanımız Bazo Yılmaz halkın oylarıyla
seçilmiş bir kişidir. Kendisi ağır KOAH hastası ve
oksijen tüpüne bağlı olup cezaevinde yaşayamayacak durumdayken
ısrarla infazı ertelenmeyip tahliye edilmiyor. Bu saatten sonra
yaşanacak tüm olumsuzluklardan Adalet Bakanlığı ve AKP
iktidarı sorumludur. Yine, Urfa Hilvan 1 Nolu Kapalı Cezaevinde
bulunan 70 yaşındaki mahpus Celal Ercanın tek bir dişi
dahi yok, uzun süredir protez diş yapılması için cezaevi
idaresiyle görüşen mahpusa hiçbir dönüş yapılmamış ve
tedavisi için hiçbir destek sunulmamıştır, diş reviri yok
ve 70 yaşındaki mahpus bu hâliyle ortada
bırakılmıştır.
Ayrıca, cezaevi
yönetimi, gardiyanlar, cezaevi savcısı tarafından da mahpuslara
hukuksuz, keyfî ve insanlık onurunu çiğneyen uygulamalar
yaşatılmaktadır. Cezaevi yönetimi kargolara el koyma,
görüşleri engelleme, koğuşlara keyfî bir tutumla baskın
yaptırma ve mahpusları darbetme, revir sağlamama, sosyal
faaliyetleri kısıtlama, infaz yakma gibi hak ihlallerini rutin bir
hâle getirmiştir; bunu hukukla, kurallarla
açıklayamazsınız. Bu durum AKP iktidarının bilinçli
bir şekilde cezaevlerinde bulunan mahpusları sindirme, çöktürme ve
iradesizleştirmeye dönük yürüttüğü bir politikadır. Urfa Hilvan
Kapalı Cezaevi savcısının mahpusları tehdit
ettiği iddiası basına yansımıştır.
Savcının bir mahpusa Ben olsam seni idam ederdim. dediği
iddiası var, bu iddia basına da yansımıştır.
Koğuşlara gelip, ayağını sertçe yere vurup
Pişeceksiniz. tehdidinde bulunduğu da iddialar arasında yer
almaktadır. Soruyoruz: Bu savcının başka bir işi yok
mu? Sanıyoruz ki kendisi dört duvar arasındaki mahpuslara güç
gösterisi yapmanın peşindedir. Biz buradan sesleniyoruz: Bu tutumu
sergilemeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Urfa Hilvan Cezaevi esir kampı
mıdır, Orta Çağ zindanı mıdır? Mahpusları
tehdit edecek kadar bu gücü kimden ve nereden almaktasınız?
Savcı çıksın açıklama yapsın; psikolojisi iyi
değilse tedavi görsün, destek alsın. Bu tehdit aynı zamanda
demokrasi ve hukuk mücadelesi verenlere dönük de bir tehdittir. Bu
yaklaşım hiçbir şekilde kabul edilemez.
Bir örnek daha verelim: DBP
önceki dönem Eş Genel Başkanımız Sebahat Tuncelin kardeşi
Erdal Tuncele verilen on üç yıl altı ay hapis cezası bitmesine
rağmen infazı yakılarak tahliye edilmedi. Erdal Tuncelin ailesi
oğullarını almak üzere 16 Martta Boluya gittiklerinde durumu
öğrenmiştir. Disiplin suçu olarak belirttikleri hususlar ise fazla su
ve elektrik tüketmiş olmak ve arkadaşlarından ayrı
kalmamış olmak. Son dönemlerde oluşturduğunuz gözlem
kurullarının keyfî pratiği işte böyle. Fazla su
harcadığı için bir mahpusun, bir insanın infazı
yakılabilir mi? Yani Bolu Cezaevi Gözlem Kurulu hukuku, insan
haklarını, kısacası Anayasayı tanımıyor.
İşte, bu örnek Türkiye cezaevlerinde yaşanan keyfî
uygulamaların bir özetidir. Türkiye cezaevleri Orta Çağ
zindanlarına dönüştürülmüşken devletin Adalet Bakanı
çıkıp diyor ki: Cezaevlerimiz aslında gül bahçesi, hiç problem
yok, insan hakları çiğnenmiyor, kötü muamele yok, işkence yok.
Adalet Bakanı Bulaşıcı hastalıktan öldü. denilen
mahpusun yoğun bakım fotoğrafına gözünü kapatmış,
cezaevlerinden çıkan tabutlara, ailelerin acılarına
kulaklarını kapatmış bir vaziyette Adalet
Bakanlığını yürütüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hiç basını takip
etmiyor mu? Bizim ona yolladığımız yüzlerce önergeyi de görmüyor,
incelemiyor mu ya da bu ülkede yaşamıyor mu? Bakana sesleniyoruz:
Yetki ve sorumluluklar paraleldir; sizi sorumluluk alanınızdaki
tabutlara, intiharlara, ağır hasta mahpuslara, hak ihlallerine ve
cezaevlerindeki bu uygulamalara son vermeye çağırıyoruz.
Tekrardan tüm
halkımızı saygıyla selamlıyoruz. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki diğer önerge üzerindeki konuşmacı Gaziantep
Milletvekili Sayın İmam Hüseyin Filiz.
Buyurunuz Sayın Filiz.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İMAM HÜSEYİN
FİLİZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifinin 23üncü maddesi üzerinde İYİ
Parti adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bu maddede spor dallarında profesyonel olarak spor faaliyetinde bulunma
şartları tanımlanarak spor faaliyetinin sporcunun mesleği
olarak kabul edileceği belirtilmektedir. Ayrıca spor kulüpleri ve
spor anonim şirketlerinin profesyonel şube açabilmesi imkânı
verilmiştir. Bu düzenlemeleri olumlu bulmaktayız.
Değerli milletvekilleri,
bu konuşmamda AK PARTİ iktidarının gidişatından
memnun olmayan vatandaşlarımızın sahadan
aldığımız tepkilerini dile getirmek istiyorum.
Vatandaşlar şikâyetlerinde AK PARTİ hükûmetlerinin atamalarda
yıllardan beri liyakati ve ahlakı esas
almadığını, devlete yol gösterici rolleri olan önemli
kurumları kapattığını ya da işlevsiz hâle
getirdiğini; takip ettikleri ekonomi, tarım, siyasi
politikaların yanlış olduğunu; kendi çiftçilerimize
verecekleri destek yerine ithalat yoluyla yabancı çiftçilere destek
verdiklerini, çiftçilerimizi Tarım Kredi Kooperatiflerinin ve Ziraat
Bankasının eline bırakarak canından bezdirdiklerini;
vatandaşlar arasında ayrım, ötekileştirme
yaptığını, eşe dosta ise özel ayrıcalık
tanındığını; devletin birçok kurumlarını
cemaatlerin menfaatine çalışan kişilere teslim ettiğini;
yıllardan beri kamu kaynaklarını israf ettiklerini;
eğitimin niteliği konusunda gereğini
yapmadıklarını, mesleki ve teknik eğitime yeteri kadar önem
vermeyip gençlerimize istihdam imkânı
sağlamadıklarını; gerekli altyapı olmadan
üniversiteler açıldığını, 127 devlet üniversitesinin
yarısından fazlasına bilimsel nitelikleri yetersiz profesörlerin
rektör olarak atandıklarını; keyfî yönetimle devletin
parasının çarçur edildiğini, kadrolarının ise adrese
teslim ilanlarla yandaşlara verildiğini; işsizliğe çare
bulamadıklarını, 10 milyonun üzerinde işsizler ordusu
olduğunu, 1 milyon 500 bine yakın üniversite mezununun işsiz
olduğunu; yandaş 5 müteahhide her türlü desteği verdiklerini
ancak esnafa, köylüye, memura, çiftçiye acı reçete sunduklarını
ve sabır tavsiyesinde bulunduklarını; atama bekleyen
öğretmenlerin bunalıma girerek intihar ettiklerini; asgari ücret
konusunda açlık sınırını esas alarak çalışan
nüfusun yüzde 45ini teşkil eden asgari ücretlileri mağdur etmeye
devam ettiklerini; imalat sanayimizin belkemiğini oluşturan
KOBİ'lerin önemli bir bölümünün ayakta durmakta zorluk çektiklerini; tek
cümleyle, hakkı, hukuku gözetmediklerini dile getiriyorlar.
Değerli milletvekilleri,
had safhadaki işsizliğin sonucu olarak yankesicilik,
hırsızlık, uyuşturucu kullanımının
arttığı, psikolojik sorunlarla boğuşan bir gençlik ve
huzursuz bir toplum olduk. Türkiye'nin dışarıdan görünen tablosu
da kötü. Uluslararası endekslere göre yolsuzlukların önlenmesi
sıralamasında, yönetimde şeffaflık sıralamasında,
temel haklarda geri sıralara düştük. İşsizliğe çare
yok; pahalılığa, enflasyon artışına çare yok;
esnafa, çiftçiye, köylüye, emekliye yeteri kadar destek yok.
Değerli milletvekilleri,
daha önce söz verilen EYT'lilere de çare yok; öğretmenlere, din
görevlilerine, polislere ve sağlık çalışanlarına 3600
ek gösterge de yok. Bölgesel kalkınma projeleri GAP, KOP, DAP, DOKAP'la
ilgili bir gelişme yok. Her yıl tahsis edilen 100 ila 130 milyon lira
arasındaki bütçelerle projeler bitecek gibi de değil. Bu projeler
Türkiye'nin tarımda can damarıdır; bir an önce bitirin ki
bölgemizdeki insanlarımız rahat etsin, göç dursun ve Türkiye
tarım ürünleri ihracatında Hollandaya yetişsin, bölgeler
arası gelir dengesizliği azalsın -diğer bir deyişle-
millî gelirden aldıkları pay artsın.
Değerli milletvekilleri,
toplumun önemli hastalıklarından biri olan gösteriş, lüks ve
israf devam ediyor. Toplumda dikkat edilmesi gereken bir diğer
hastalık ise çıkar ve yarar beklediği ya da kendisinden
çıkar sağladığı yetki sahiplerine doğrusuna
eğrisine bakmadan yaranmak isteyenlerin mevcudiyeti. Değerli
milletvekilleri, unutmamak gerekir ki Osmanlı da dâhil olmak üzere
devletlerin çöküşünü hazırlayan hep bu yalakalar olmuştur. Bu
yalakalara değil, hatalarınızı dillendirenlere itibar edin
diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
İMAM HÜSEYİN
FİLİZ (Devamla) Konuşmama son verirken Türkiye Büyük Millet
Meclisinin kuruluşunun 102nci yıl dönümünü ve 23 Nisan Millî
Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
23üncü maddeyi
oylarınızı sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
23üncü madde kabul edilmiştir.
24üncü madde üzerinde 2
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu
Teklifinin 24üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Yıldırım
Kaya Vecdi
Gündoğdu Sevda
Erdan Kılıç
Ankara Kırklareli İzmir
Ali Haydar
Hakverdi Burcu
Köksal Neslihan
Hancıoğlu
Ankara Afyonkarahisar Samsun
Onursal
Adıgüzel
İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ORHAN ERDEM (Konya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Onursal Adıgüzel.
Buyurunuz Sayın
Adıgüzel. (CHP sıralarından alkışlar)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
teklifin 24üncü maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
sonunda Ha, bugün; ha, yarın. denilen spor yasası teklifini hep
birlikte Mecliste değerlendiriyoruz. Tabii, 59 maddelik yasa teklifini
görünce heyecanlandık, beklentilerimiz çok yükseldi, dedik ki: Sporun
bütün sorunlarını çözeceğiz. Ama görüyoruz ki sporun
sorunlarını çözmek yerine daha büyük sorunları ortaya
çıkaracak, hatta sporun bağımsızlığını
ve tarafsızlığını da ortadan kaldıracak bir yasa
teklifi karşımızda ve en vahim olanı, sporun sadece bir
branşına indirgenmiş durumda bu yasa teklifi; diğer
branşları, dezavantajlı grupları, altyapıyı,
turnuvaya gitmek için sponsor arayan genç yetenekleri yok sayan bir yasa
teklifiyle baş başayız değerli arkadaşlar.
Tabii ki AKP sözcüleri buraya
çıkıyor, diyorlar ki: Bu yasa teklifi sporun bütün dallarına
çözüm üretiyor. Hayır, bu, sadece futbola odaklanmış bir yasa
teklifi. Tabii ki futbol Türkiye'nin yediden yetmişe sevdiği bir spor
dalı fakat Adalet ve Kalkınma Partisinin bakış
açısıyla, siyasallaştırmasıyla artık siyasilerin
oyuncağı hâline gelmiş durumda. Futbol aslında sadece
futbol değil, futbol Adalet ve Kalkınma Partisinin güç mücadelesi
verdiği bir alan hâline gelmiş ve bu yasa teklifi sporu, futbolu ne
yazık ki sarayın arka bahçesi hâline getiriyor ve bugün bu teklif gün
gibi bunu ortaya koyuyor.
Değerli arkadaşlar,
ben de isterdim ki bugün Millî Takımın
başarılarını konuşalım, spordaki
başarılarımızı konuşalım ama biz bugün neyi
konuşuyoruz? Kulüplerin borçlarını konuşuyoruz değerli
arkadaşlar. Her fırsatta Ben spordan geliyorum. Ben futbolcuyum.
diyenler bugün futbol kulüplerini borç batağının içine
sokmuş durumda. Spor kulüplerinin 30 milyar borcu var. Sadece 4 kulübün 17
milyar borcu var, art arda kur atakları geliyor, spor kulüplerimiz can
çekişiyor. Tabii ki eskiden, biliyorsunuz, Türkiyede futbol ligi En
güçlü 5 lig arasına girecek. diye anılırdı. Bugün
yayıncı bulamıyoruz ki üçte 1 fiyatına kendi
maçlarımızı yayınlatalım. Tabii, Adalet ve
Kalkınma Partisinin yirmi yılda futbolu getirdiği noktayı
size şöyle özetleyeyim değerli arkadaşlar: Federasyonda
başkan yok, Türkiyenin en büyük kulüplerinden birinde başkan yok,
sahaya çıkacak hakem yok, antrenör yok. Vallahi, mahalle turnuvasında
bunların hepsi belli ama Türkiye Süper Liginde belli değil. Bunun
sorumlusu kim? Bunun sorumlusu, Türkiyeyi yirmi yıldır yönetenler.
Şimdi, burada diyorlar ki: Biz bu şirketleri borçtan
kurtarıyoruz. Peki, bir öz eleştiri yapıyor musunuz acaba, bu
şirketler nasıl bu borç batağına girdi? Sizin liyakatsiz ve
siyasi atamalarınız yüzünden bu şirketler borç
batağının içine girdi. Liyakat sahibini değil;
yandaşı sporun her dalına, her kadrosuna
atadığınız için bugün bu şirketler bu hâldeler.
Değerli arkadaşlar,
şöyle hafızalarımızı tazeleyelim: Türkiyede
federasyon başkanlığında, yönetimlerde iki çözüm var; ya
yandaş müteahhit iş adamı olacaksın, servetine servet katacaksın,
itibar verecekler ya da eski AK PARTİli yönetici olacaksın.
Nasıl oluyor bu durum? İşte, Ziraat Bankasına 750 milyon
dolar borcu ödemeyen tüpçüyü federasyon başkanı yapıyorsun,
federasyon başkanıyken de İddaa ihalesi veriyorsun; onu
gönderiyorsun, o kazanacağını kazandı; bu sefer de 5li
çeteden bir müteahhit getiriyorsun, onu 20 kat daha zenginleştiriyorsun ve
onu da gönderiyorsun; yetmiyor, arada Sancaktepede iki dönem Belediye
Başkanlığı yapmış şimdi AKP Ataşehir
İlçe Başkanı olan arkadaşı da Yönetim Kurulunda engelli
sporlarından sorumlu yapıyorsun. Hangi liyakatle acaba bu
arkadaşımız engelli sporlarından sorumlu olmuş sormak
isterim.
Değerli arkadaşlar,
bu yasada bir de diyorlar ki: Futbol Federasyonu Başkanı olmak için
engel maddeler
Ben size söyleyeyim, Futbol Federasyonu Başkanı
olmak için bir maddeye ihtiyaç var: Saraydan icazet almak değerli
arkadaşlar, öyle uzun uzun yazmaya gerek yok.
Tabii, futbol kadar Basketbol
Federasyonu da bizim için çok önemli bir federasyon. Federasyonda basketbolun
içinden geldiğini iddia eden arkadaşlar var ama basketbolumuzun
durumu da içler acısı. Basketbol Federasyonu, 12 Dev
Adamımız bugün olimpiyatlara katılamıyor
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla)
Bir dakika daha
BAŞKAN Buyurunuz.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla)
Bundan yirmi yıl önce Avrupa 2ncisi olan, dünya 2ncisi olan 12 Dev Adam,
Türkiyeyi tek yürek hâline getiren 12 Dev Adam olimpiyatlara gidemiyor. Peki,
bunun sebebi ne? Yirmi yıldır Türkiyeyi sadece siyasetle yönetenler
değerli arkadaşlar, sadece yandaş mantığıyla
yönetenler. Yani başarılı olanı ödüllendirenler değil,
yandaşı ödüllendirenler bugün Türkiye basketbolunu da bu hâle
getirmiş durumdalar. Tabii, siz eğer sarayda
danışmansanız, arada sırada Cumhurbaşkanıyla basketbol
oynuyorsanız başka bir özelliğinizin olmasına gerek yok,
federasyon başkanı olabilirsiniz ama Türkiye basketbolunun hâlini
sizler de çok iyi biliyorsunuz. Ben de basketbolun içinden gelen bir
kardeşinizim. Eskiden basketbol oynayan gençlerimiz teşvik görürdü,
turnuvalara giderken masrafları karşılanırdı;
şimdi ne yazık ki masrafları bile karşılanmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla)
Ama gençlerimiz üzülmesin, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu sorunlar
çözülecek ve bütün gençlerimiz sağlıklı nesiller ve
sağlıklı zihinler için ücretsiz sporla buluşacak. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 24üncü maddesinde geçen
nezdindeki ibaresinin gözetimindeki olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Kemal
Peköz Tulay
Hatımoğulları Oruç Mahmut
Celadet Gaydalı
Adana Adana Bitlis
Murat
Sarısaç Rıdvan
Turan Musa
Piroğlu
Van Mersin İstanbul
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) - Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN - Önerge üzerinde
söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Musa Piroğlu.
Buyurunuz Sayın
Piroğlu. (HDP sıralarından alkışlar)
MUSA PİROĞLU
(İstanbul) - Sayın Başkan, ben kalabalık bir ailede
büyüdüm, köyde yetiştim. Köyde büyüyen kalabalık ailelerin hepsi
bilir, sofra ortaya kurulur, yemek de tek tabağa konulur, sofradan
birileri aç kalkıyorsa kesin bir başkası fazla yiyordur; evde
çocuklardan biri şişmansa, diğerleri zayıftır,
çalmıştır. Ülkede halkın yüzde 80i yoksullukla
uğraşıyorsa, sefaletle boğuşuyorsa bunun bir tane
sebebi vardır: Birileri sofradan fazla yiyordur. O 4 milyon o 80 milyonun
hakkını çaldığı için zenginleşir. Birileri servet
biriktirmeye devam ediyor, bankalar milyarlık cirolar açıklıyor,
holdingler milyarlık cirolar açıklıyor; ahtapotun beş kolu
kan emer gibi halkın kanını emiyor, milyarlık cirolar ve
ihaleler açıklamaya devam ediyor ama halk ağır bir yoksullukla,
ağır bir sefaletle boğuşmaya devam ediyor ve bunun bir tane
sebebi var: Servetin, zenginliğin tek sebebi, yoksuldan ve halktan
çalmaktır. Bilinmelidir ki bu coğrafyada hiç kimse
çalışarak hakkıyla zengin olmaz, zenginliğin iki
kaynağı vardır: Bir, işçinin kanını emersiniz;
iki, halkın servetini, birikimlerini yağmalarsınız. Bu 5li
çete nasıl zengin olunduğunun basit göstergesidir; ülkenin bütün
değerlerini yağmalamışlardır, işçinin
kanını emerek bu servetlerine servet eklemeye devam ettiler ve bu
iktidar halkın yoksulluğunun temel sorumlusu.
Bir AKP milletvekili bir
yerde dedi ki: Seçmenimizin yüzde 70i yoksullardan oluşuyor. Ben,
AKPye oy veren o yoksullara sesleniyorum: Sizin seçtiğiniz iktidar, sizin
seçtiğiniz Hükûmet size ihanet ediyor; zenginleri zengin etmeye, sizi
yoksul etmeye, yoksul kılmaya devam ediyor ve bu iktidar kaldığı
sürece bu yoksulluk büyümeye, derinleşmeye devam edecek.
Ülkede yoksulluktan söz
ediyorsanız bir başka gerçeği daha konuşmak
zorundasınız: Savaş gerçeği. Bu iktidarın
ortakları, bunların yöneticileri yoksulluk ile savaş
arasındaki ilişkiyi kendileri anlattılar.
Cumhurbaşkanı bir yerde çıktı, dedi ki: Domates, biber
fiyatlarını boş verin, merminin tanesi kaç para? Bir
başkası dedi ki: Obüs fiyatları ne kadar? yine bir yerde
dediler ki: Kalkan uçağın ne kadar para yaktığını
biliyor musunuz? Savaşa karşı çıkmadan, askerî
operasyonlara karşı çıkmadan yoksulluğa itiraz edemezsiniz.
Yıllardır bu ülkenin değerleri, bu ülkenin maddi
kaynakları, insani kaynakları savaşa ve askerî operasyonlara
akıtılıyor. Milyarlarca lira, trilyonlarca lira ne yazık ki
buralara akmaya devam ediyor. Ve savaş sadece yoksulluğa yol
açmıyor; savaş aynı zamanda bu ülkedeki baskının, bu
ülkedeki zulmün de temel sebebi oluyor. Savaştan çıkarılan, Kürt
halkına karşı düşmanlık siyasetinden beslenen terör
kavramı kadınlar sokağa çıktığında,
işçiler sokağa çıktığında, üniversite
öğrencileri sokağa çıktığında, her kim
hakkını aramaya kalktığında onun
karşısına dikiliveriyor. Ve insanlar çok basit bir şeyle,
terör kavramıyla yaftalanıyor ve düşman hukukuna maruz
bırakılıyor çünkü iktidar yıllardır süren bu
savaşla beraber Kürt halkına karşı düşman hukukunu
uygulamayı çok meşru ve kendinde hak olarak görüyor ve kendinin
dışındaki herkesi düşmanlaştırmaya devam ediyor.
Savaş başka bir
şeye daha yol açıyor. Bu son operasyonlar ve savaş
politikaları, herkes biliyor ki, iktidarın kendini kalıcı
kılmak için yürüttüğü bir politikadır. Beka meselesi ülkenin
meselesi değildir; beka meselesi iktidarın sorunudur. Oy kaybeden,
seçmenlerini kaybeden, hegemonyasını kaybeden iktidar askerî
operasyonlara sığınarak hem ülkede baskıyı artırmayı
hem de kendini kalıcı kılmayı hedefliyor ve bu yüzden,
savaşa karşı çıkmadan, savaşın
karşısında barış siyasetini savunmadan yani Kürt
halkıyla yan yana gelmeden yoksulluğa karşı çıkmak içi
boş bir karşı çıkıştır. Eğer
yoksulluğu engelleyeceksek savaşın karşısında da
durmayı bilmemiz gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Piroğlu.
MUSA PİROĞLU
(Devamla) İkinci bir nokta: Neredeyse ülkede herkes iktidarın
nasıl devrileceğini tartışıyor. Bloklar kuruluyor,
anketler yapılıyor ve bütün hesap iktidarın nasıl
yıkılacağı üstüne kurgulanıyor ama ne yazık ki
burada da aynı sorun yaşanıyor. Savaş siyaseti, askerî
operasyonlar iktidarın bir işine daha yarıyor. Muhalefeti
olduğu gibi arkasına diziyor ve savaşın arkasına geçip
savaşla beraber iktidarın arkasına dizilip savaş
yanlısı siyaset uyguladığı sürece bu muhalefet
bilmelidir ki Erdoğanı da sarayı da devirme şansı
yok. Ben buradan halklara sesleniyorum: Bu muhalefetin yaptığı
gaflete düşmeyin. Savaşa karşı barışın
yanında, iktidara karşı hep beraber, omuz omuza yoksulluğa
ve sefalete karşı birlikte mücadeleyi büyütelim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
24üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 24üncü madde kabul
edilmiştir.
25inci madde üzerinde 3
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu
Teklifinin 25inci maddesindeki spor kulüpleri hakkında 4721
sayılı Kanun ile 5253 sayılı Kanun; ifadesinin ve ise
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Yıldırım
Kaya Vecdi
Gündoğdu Sevda
Erdan Kılıç
Ankara Kırklareli İzmir
Ali Haydar
Hakverdi Burcu
Köksal Neslihan
Hancıoğlu
Ankara Afyonkarahisar Samsun
Nurhayat
Altaca Kayışoğlu
Bursa
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) - Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN - Önerge üzerinde
söz isteyen Bursa Milletvekili Sayın Nurhayat Altaca
Kayışoğlu.
Buyurun Sayın Altaca
Kayışoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU
(Bursa) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; şu anda Meclis bahçesinde bir maç
oynanıyor -ve bitmek üzere, bir dakika kaldı galiba- Mahallede Maç
Var etkinlikleri kapsamında Bursa Arabayatağı Spor Kulübümüzün
çocukları ile Mersindeki çocuklarımız oynuyorlar, 1-0 öndeyiz,
herhâlde Bursa Arabayatağıspor bu maçın galibi olacak; ben
şimdiden tebrik edeyim maçın son düdüğü çalmamış
olduğu hâlde. Bütün çocuklarımızla gurur duyuyoruz, tabii,
burada etkinliğe katılan bütün çocuklarımızla gurur
duyuyoruz.
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Bayanlarda Denizliyi tebrik ediyoruz.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Devamla) Kadın futbolcularda da Denizli
kazandı, Denizliyi de tebrik ediyoruz.
FEHMİ KÜPÇÜ (Bolu)
Diğerlerini de tebrik ediyoruz.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Devamla) Bütün katılanları tebrik ettim.
Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifi hakkında söz aldım grubum
adına.
Komisyonda da
-katıldım, biraz takip etmeye çalıştım- çokça
söylendi; evet, Bakanlığa çok aşırı yetki veriliyor.
Her konuşmada diyor ki bu teklifi hazırlayanlar: Spor
siyasetüstüdür, bunu böyle hazırladık. Keşke öyle olsa,
keşke bu kanunun içeriği de öyle olsaydı, siyasetüstü
olsaydı. Yine de yapılan olumlu şeylerle ilgili, tabii, tebrik
ediyoruz ama zaten biz, AKP iktidara geldiğinden beri cumhuriyetin
kurucularıyla, cumhuriyetin değerleriyle hesaplaşma
hırsıyla yaklaşıp sporu da siyasete maalesef, alet
ettiği için -ve bunun mağdurlarından biri de Bursa- Atatürk
adı geçen stadyumları yıktığı için biz bu
konudaki samimiyetine elbette ki güvenmiyoruz; onu baştan söyleyeyim.
Şimdi, spor denilince
hep futbol konuşuldu, 2002 yılını hatırladım ben
de. Dünya Kupası maçları var, avukatlık yapıyoruz,
arkadaşlarla ofiste hep beraber toplanıyoruz, öğlen yediden yetmiş
yediye herkes büyük bir heyecanla, gururla maçları izliyor, o ortak
duyguyu taşıyordu ama şimdi soruyorum, ben kendi adıma
kendime de soruyorum ve düşünüyorum: En son millî maç ne zamandı?
Kiminleydi? Vallahi bilmiyorum, birçok insan da bilmiyordur galiba. Maalesef
futbolu yanlış politikalar, liyakatsiz politikalar bu hâle getirdi.
Bu da siyasetin karışmasından kaynaklandı elbette. Bir
örneğini daha söyleyeyim. Geçenlerde -adını vermeyeyim- bir
federasyonun seçimleri vardı, birisi aradı beni, dedi ki: Ben
bakanın desteklediği kişiye oy vereceğim. Niye dedim, E,
öyle daha iyi olur. dedi. Böyle bir bakış açısıyla
yaklaşılırsa değerli arkadaşlar yani Bakan kimi
destekliyorsa ona oy vereyim. diye yaklaşılırsa sporda
başarı elde edilir mi sizce? Elbette ki edilemez.
Şimdi, ben hukukçu
olarak biraz da ceza hukuku açısından kanun metnini inceledim. 47nci
maddeyle ilgili özellikle çalıştım. Şunu söyleyeyim:
Şimdi, (1)inci fıkrasına şöyle bir ekleme yapmak lazım:
Borçlanma sınırlarının önemsiz miktarda aşılması
hâlinde ceza verilmeyeceğine ilişkin bir düzenleme yer alabilirdi.
Zarar meydana gelmediği takdirde ceza indirimi yapılması; yine,
etkin pişmanlık hükümleri Türk Ceza Kanunuyla uyumlu olsun diye,
ceza adaleti sağlansın diye düzenlenmesi gerekirdi. (5)inci
fıkraya bakıyoruz, Türk Ceza Kanunuyla ilgili, zimmet ve güveni
kötüye kullanma suçuna paralel düzenlenmiş ama orada etkin
pişmanlık olduğu hâlde burada yok yani yine eşitlik, ceza
adaleti söz konusu değil. 47nci maddenin (2)nci fıkrasında ve
(9)uncu fıkrasında hemen hemen aynı suç tanımı var, o
da ne biliyor musunuz? 20nci maddede Spor kulüpleri veya spor anonim
şirketleri adına veya hesabına yapılan tüm ödeme veya
tahsilatların spor kulüpleri veya spor anonim şirketlerinin defter ve
kayıtlarında gösterilmesi gereklidir. diyor. Bunu ihlal ederse bir
fıkrada adli para cezası düzenleniyor, bir fıkrada idari para
cezası düzenleniyor. Burada bir uyumsuzluk var, bir suça iki ceza olmaz
biliyorsunuz; ikisinin başvuru yolları, süreçleri çok farklı.
Bir de hani Torba yasa
yapmadık. diye övünüyorsunuz, ilk defa ama bu 47nci maddeyi hakikaten bu
yasanın içine bir torba madde gibi koymuşsunuz, her şey var;
adli para cezası var, hapis cezası var, idari para cezası var;
ki dediğim gibi, idari para cezaları ile adli para cezaları
arasında farklılıklar var hem itiraz yolları
bakımından hem de yetkili kişiler bakımından.
Bir konu daha çok önemli.
Yine, bu 47nci maddedeki 17nci fıkra burada Bakanlığa bir
takdir hakkı tanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Devamla) Şu 17nci fıkraya hemen değinmem
lazım Sayın Başkanım, ek süre alabilirsem.
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Devamla) Burada diyor ki: Bu Kanunda tanımlanan
veya atıfla bulunulan suçlara ilişkin delil veya emarelerin tespiti
hâlinde Bakanlık, doğrudan Cumhuriyet
başsavcılığına başvuruda bulunabilir. Takdir
hakkı. Şimdi, Türk Ceza Kanunu'nda da benzer bir madde var, diyor ki:
Kamu görevlileri kendi görevleriyle ilgili bir suçu öğrendiklerinde
eğer bu suçu bildirmezlerse suç işlemiş oluyorlar ve hapis
cezası söz konusu. Şimdi bütün kamu görevlilerine suçu bildirmeme
suçu nedeniyle hapis cezası öngörüyorsunuz Türk Ceza Kanunu'nda ama burada
Spor Bakanlığına takdir hakkı veriyorsunuz; bu,
eşitlik ilkesine aykırı. Yani Bakanlık bir suçu
öğrendiğinde -ki delil ve emare gibi belirsiz şeyler de var-
yandaşsa savcılığa başvurmayıp yandaş
değilse başvuruda mı bulunacak? Bakanlık şike mi
yapacak? Bu madde de hakikaten çok anlamsız. Zaten Türk Ceza Kanunu'nda
var suçu bildirmeme suçu. Bakanlığa böyle bir yetki verilmesi
doğru değil, siyasetin bulaşması doğru değil
diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin 25nci maddesinde yer
alan uygulanır ibaresinin tatbik edilir ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Enez
Kaplan Ayhan
Altıntaş
Trabzon Tekirdağ Ankara
Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Hayrettin
Nuhoğlu Muhammet
Naci Cinisli
Adana İstanbul Erzurum
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH
İŞLER (Ankara) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Erzurum Milletvekili Sayın Muhammet Naci Cinisli.
Buyurunuz Sayın Cinisli.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
MUHAMMET NACİ
CİNİSLİ (Erzurum) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
Günlerdir
görüştüğümüz kanun teklifiyle spor kulüplerinin dernek
vasfını sonlandırıyoruz. Kulüplerin, Gençlik ve Spor
Bakanlığına tescilleriyle tüzel kişilik kazanmaları
düzenleniyor. Ayrıca, kulüplerin idari ve mali faaliyetlerinin
Bakanlık tarafından denetlenmesi de öngörülüyor. Parti tahakkümlü
belediye takımları alışkanlığı, parti
tahakkümlü kulüpler ve ligler statüsüne devşiriliyor, Türkiyemizde sporun
tadı da böyle böyle maalesef kaçıyor.
Teklifin geneline
bakıldığında Bakanlığın karar
alıcı olarak konumlandırıldığı
anlaşılıyor. Bakanlığa verilen yetkiler mali
konuların oldukça ötesinde. Bu durum, teklifin gerekçesinde belirtilen
amacı bir hayli aşıyor. Sporun özerkliği üzerine gölge
düşürülüyor, hâlbuki federasyonların özerkliği ve
bağımsızlığı teşvik edilmeliydi.
Örneğin, Bakanlığa federasyon yönetimini yeterli bulmadığı
durumlarda olağanüstü genel kurul toplama yetkisi veriliyor. Bu yetki,
Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu görüşüne
bağlansa da Kurul üyeleri Bakanlık tarafından belirlenmekte.
Spor federasyonlarının genel kurullarında Bakanlık için
öngörülen yüzde 10luk delege oranı, ülkemizdeki spor faaliyetlerinin
siyasetüstü bir yapıya kavuşturulmasına engel olur. Bu nedenle,
oranın yüzde 5 olarak değiştirilmesi yönünde Komisyonda
verdiğimiz önerge maalesef reddedildi.
Değerli milletvekilleri,
Türkiyede spor faaliyetleri hem Anayasamız gereği hem de toplum
sağlığı ve eğitime katkı nedeniyle kamu hizmeti
sayılıyor. Anayasamızın 59uncu maddesi Devlet, her
yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh
sağlığını geliştirecek tedbirleri alır.
hükmünü içerir fakat ülkemizin spor alanında eksiklerinin bulunduğu
da tartışılmaz. Eksikleri gidermeye,
çocuklarımızın bedensel yeteneklerinin gelişebilmesi için
spora ve spor eğitimine gerekli önem ve özeni göstererek
başlayabiliriz.
Spor, çocukların
sağlıklı bir bedene sahip olmasını sağlamakla
beraber, analitik düşünce ve efor esnasında hızlı karar alabilme
yeteneğini de geliştiriyor. İlköğretim
kurumlarımızdan başlayarak çocuklarımızın sportif
yeteneklerinin keşfedilmesini amaçlayan bir kanun teklifimin
bulunduğunu dikkatlerinize sunmak isterim. Üstelik, bu sayede sporcu
geleceğimizin ana kaynağını da sağlamış
oluruz. Ayrıca, ülkemizin spor altyapı haritası da
oluşturulmalı. İllerde ve coğrafi bölgelerimizde hangi spor
dallarının baskın olduğu, taramaya katılan çocuklarımızın
hangi sporlara yeteneklerinin bulunduğu tespit edilmeli. Örneğin,
memleketim Erzurumda bütün kış sporları yapılabiliyor.
Karla iç içe geçen bir yaşam nedeniyle doğal bir yeteneğe
kavuşmuş, potansiyeli oldukça fazla genç bir nüfusa sahibiz.
Yapılan tesisler, boş binalar olmaktan öteye geçirilmeliler.
Anayasamızda belirtildiği üzere, sporun kitlelere
yayılmasını teşvik etmeli, başarılı
sporcuları korumalıyız. Tesislere ruh kazandırmalı,
sporun özünü yaşatmalıyız. Engelli çocuklarımız dâhil
olmak üzere ilköğretim çağında bulunan öğrencilerimizi
sporla tanıştırmalıyız. Spora başlama
yaşlarında olan yetenekli çocukları tespit edip ilgili spor
dallarına yönlendirmek, üst düzey sporcu yetiştirilmesini
sağlamak, yasa yapıcı olarak Meclisimizin de görevi olmalı.
İnsanlar hayatları
boyunca doğayla karşılıklı bir etkileşim içinde
bulunuyorlar, yaşam ve çevre birbirlerine bağlı ve bir denge
içinde. Öğrencilerimize genç yaşlarından itibaren içinde
yaşadığımız çevrenin bir parçası oldukları
da öğretilmeli.
Değerli milletvekilleri,
ayrıca, gündeme getirmek istediğim bir başka konuyu burada ifade
etmek isterim. Çocuklarımız için oldukça cazip görünen gölet, sulama
kanalı ve süs havuzlarındaki boğulma vakaları içimizi
derinden yakıyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığına göre her yıl, yaklaşık 900
kişi boğulma sonucu hayatını kaybediyor. Boğulma
vakaları sahil kentlerinden ziyade en çok iç bölgelerimizde görülüyor.
Suda boğulmalar önlenebilir kazalar sınıfında
tanımlanır, çocuklarımızın kendi hayatlarını
idame ettirebilecek şekilde yetişmelerini sağlamamız
lazım. Bu bağlamda, çocuklarımıza temel yüzme eğitimi
verilmesini de biraz önce bahsettiğim kanun teklifimde önermiştim.
Avrupa Birliğine üye devletlerdeki eğitim sistemi incelendiğinde
yüzme bilmeyen ilköğretim öğrencisinin olmadığı, yüzmenin
zorunlu veya seçmeli dersler arasında yer aldığı görülüyor.
Bu çerçevede, beden eğitimi ders saatlerinde yüzme dersi en azından
seçmeli hâle getirilmeli. Çocuklarımızın hem
sağlıklı bireyler olarak yetişmesi hem de yüzme bilmeyip
boğulmalarının önüne geçilmesi lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz,
efendim.
MUHAMMET NACİ
CİNİSLİ (Devamla) Teşekkür ederim.
Bu vesileyle, üyesi olmaktan
onur duyduğum Türkiye Büyük Millet Meclisimizin
açılışının 102nci yıl dönümünde ilk Meclis
Başkanımız, büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
ve kurucu iradeyi rahmetle, minnetle anıyorum.
Aziz milletimizin 23 Nisan
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlar, Genel Kurulumuzu
saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 25inci maddesinde geçen
hükümleri ibaresinin maddeleri olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Kemal
Peköz Tulay
Hatımoğulları Oruç Mahmut
Celadet Gaydalı
Adana Adana Bitlis
Rıdvan
Turan Murat
Sarısaç
Mersin Van
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Bitlis Milletvekili Sayın Mahmut Celadet Gaydalı.
Buyurunuz Sayın
Gaydalı. (HDP sıralarından alkışlar)
MAHMUT CELADET GAYDALI
(Bitlis) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifinin 25inci
maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu
saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri,
sporla ilgili konuya geçmeden önce bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Dün, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci Bitliste tarım
sektör toplantısı gerçekleştirmiş. Sayın Bakan,
açıklamasında Bitliste orman varlığının yüzde 22
olduğunu, bu rakamın Türkiye geneline göre orman
varlığı bakımından düşük olduğunu
söylemiş; Bakan dünyadan bihaber, yanında Bitlis Valisi oturuyor, sor
bakalım Bitliste orman varlığı neden düşük? diye.
Bir bakanın bilgi almadan Bitliste olan bitenden haberi
yokmuşçasına böyle bir açıklama yapıyor olması
gerçekten trajikomik bir durumdur.
Sayın Bakan,
yanınızda oturan Valinin ve bundan önce o koltuğa vali
sıfatıyla oturmuş kişilerin güvenlik gerekçeleriyle
yaktığı, kestiği, bunlar yetmiyormuş gibi, jandarmayla
köylülere baskı yaparak ağaç varlığını yok
ettirmeye çalıştığı, iş makineleriyle meşe
ağaçlarının kökten sökülüp kökünün de toprağa tersten
gömülmesinden dolayı bugün orman varlığımız Bitlis ve
çevre illerde azalmaktadır. Neymiş efendim? Orman yangını
varmış, yangınları söndürecek araç gereç
sıkıntısı da yokmuş. Ormanlar yanmıyor Sayın
Bakan, ormanlar yakılıyor, hem de bilinçli olarak
yakılıyor. Keşke Sayın Valiye son on yılda mevcut
ormanlara ne kadar zarar verilmiştir bunun yüzdesini sorup da
açıklama yapsaydınız. Yanlış bilgi vermez, dürüst
davranırsa yanı başınızda oturan Vali gerçek bilgileri
verebilirdi. Yangını söndürecek araç gereç var fakat halkın dahi
yangını söndürme girişimini engelleyen bir zihniyet var.
Sayın Bakan diyor ki: Bu ülke için üreten eli öpülesi üreticilerimizin
emeği çok kıymetli. Evet, haklısınız Sayın
Bakan, bu yüzden, sizden ricam bir daha Bitlise gittiğinizde,
Karayolları tarafından tapulu tarım arazilerine polis zoruyla
girilip yol yapılan Dalda köyünü ziyaret edin, merası Okçular
Vakfı tarafından gasbedilen Ahlatlı üreticileri ziyaret edin,
Tatvanda binlerce dönüm tarım arazisi ve merası pomza
ocağı yapılmak istenen köylüleri ziyaret edin, siyasi
baskılarla yolu kar yağdığında açılmayan ve
Değerli milletvekilleri,
2018-2019 Türkiye Satranç Şampiyonası kapsamında 11-12
Mayıs 2019 tarihinde Bitlis'te yöre turnuvası
gerçekleştiriliyor. Şimdi, bu turnuvada 7 hakemden 5i hem hakem hem
de turnuvaya katılan sporcu; birileri de hem yönetici hem hakem hem de
sporcu; hem hakem hem sporcu hem yönetici olduğunda bir de rakip gerekiyor
tabii, rakibi de turnuvaya katılmayan sporculardan seçerseniz salak
değilseniz yüzde 100 kazanırsınız. Evet, utanmadan
müsabakaya katılmayan sporcuların müsabakaya katılmış
gibi isimleri yazılmış. Yetmemiş, iki gün sürmesi beklenen
turnuvanın alelacele tamamlanması için de tutanak
hazırlamışlar. Tabii, bu turnuvanın maddi geliri de var,
paralar ödenmiş, alınmış. Vicdan sahibi, turnuvaya
katılmadığı hâlde adı yazılan sporculardan biri,
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve Cumhuriyet
Savcılığına şikâyette bulunuyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı
Rehberlik ve Denetim Başkanı, bu şikenin, bu ikiyüzlülüğün,
bu hırsızlığın üzerini örtmeye
çalışıyor.
Şimdi, Sayın Saffet
Sancaklı diyor ya: Kulüpleri yönetecek 500 namuslu kişi bulamaz
mıyız? diye. Sayın Sancaklı, kulüpleri yönetecek çok
namuslu kişi bulursunuz fakat bürokraside yer alan namuslu kişileri
nasıl bulacaksınız?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
efendim.
MAHMUT CELADET GAYDALI
(Devamla) Bu çürümüş düzene Dur. diyecek bürokratları nereden
bulacaksınız? Devlet kademelerini özellikle spor alanında
arpalığa çevirmiş bu ve buna benzer insanlar olduğu sürece,
bu ülkede değil bir kanun, bin kanun da hazırlasanız
karşılığını alamazsınız.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
25inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
25inci madde
kabul edilmiştir.
26ncı madde üzerinde 2
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 26ncı maddesi (1)inci
fıkrasının teklif metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Kemal
Peköz Tulay
Hatımoğulları Oruç Mahmut
Celadet Gaydalı
Adana
Adana
Bitlis
Murat
Sarısaç Rıdvan
Turan Sait
Dede
Van
Mersin
Hakkâri
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen, Hakkâri Milletvekili Sayın Sait Dede.
Buyurunuz Sayın Dede.
(HDP sıralarından alkışlar)
SAİT DEDE (Hakkâri)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan
kanun teklifinin 26ncı maddesi üzerine söz almış
bulunmaktayım.
Şu an, bütün
milletvekili arkadaşların sıklıkla karşı
karşıya kaldığı ve çoğu zaman çözüm bulmakta çok
zorlandığı sağlıkta yaşanan sorunlardan bahsetmek
istiyorum. Dünya Sağlık Örgütünün en baş sağlık
tanımı Bedence, ruhça ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli.
şeklindedir. İşte, bu sebeple belirleyici olan parametre
yalnızca tıbbi hizmetlerin sunumu değildir. Barışçıl
bir ortam, insanların kendilerini gerçekleştirebilecekleri güvenli
bir iş, insanca yaşamını sürdürebilecekleri bir gelir, iyi
bir eğitim, sosyal güvence, dengeli beslenme, barınma hakkı,
sağlıklı altyapı, sosyal yaşam alanları
sağlıkla doğrudan ilişkilidir. İşte bu sebeple
sağlık için demokrasi şarttır, sağlık
hakkının varlığı için demokratik bir ortamın
varlığı esastır. Bir muayene veya bir tetkik için Ankarada
tanıdık bir bürokrata ihtiyaç olmaması hâlidir aynı zamanda
sağlık.
Sağlıkta
başarı demek, açılan hastane sayıları ve benzeri
istatistikler demek değildir; bu çağ dışı
yaklaşımda dahi başarısız olan bir iktidarla
karşı karşıyayız. Bakın, AVM şeklindeki
devasa beton yığınlarını sürekli öve öve
bitiremiyorlar. Oysa o devasa beton yığınlarının içinde
tıbbi teçhizat yetersizliğinin yanı sıra ne uzman ne
pratisyen hekim bulamıyorsunuz.
Biliyorsunuz, hastanelerin
hâli dayatılan yanlış politikalardan dolayı içler
acısı. İnsanlar aylarca randevu sıralarında beklemek
zorunda kalıyor. On dakikalık muayene dayatması yüzünden
sağlıklı bir hasta-doktor iletişimi kurmak neredeyse
imkânsızlaşıyor. Randevu alamıyorsunuz, randevu
alsanız doktor bulamıyorsunuz; doktora muayene olacak kadar
şanslıysanız reçetede verilen ilacı bulamıyorsunuz bu
sefer. Bakın, sağlık sistemi normal ülkelerde yüzde 5-6 olan
acil servislere başvuru oranı, sağlık politikaları
nedeniyle ülkemizde neredeyse yüzde 40lara varmıştır.
Yurttaşlar randevu alamadığından ya da çok uzak tarihlere
randevu verildiğinden acil servislere başvurmak zorunda kalıyor.
Uzman doktor veya tıbbi teçhizat eksikliğinden dolayı
yurttaşlarımız ülkenin birçok şehrinden, kasabasından
tedavi olabilmek için Ankara başta olmak üzere büyükşehirlere gitmek
zorundalar. Sağlık hizmetleri çökmüş durumda, başka
şehirlere sevk edilen hastalara hastanelerde yer bulmakta çok ciddi
sıkıntılar yaşanıyor, bir radyolojik tetkik için bile
aylar sonrasına gün veriliyor.
Sayın Başkan, seçim
bölgem olan Hakkâride hem tıbbi ekipman anlamında hem de hekim
anlamında çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Birçok bölümde uzman
hekim yok, birçok tetkik için yurttaşların gitmesi gereken en
yakın mesafe Van, o da 200 kilometreden fazla. Muayene için uzun kuyruklar
oluşmakta. Bu konuda şikâyet almadığımız tek bir
gün bile yok ama işte, halka reva görülen sağlık hizmeti bu;
tıka basa, hınca hınç dolu koridorlar ve bu yoğun iş
temposunda çalışan sağlık emekçileri.
Sayın milletvekilleri,
sağlıkta yaşanan tüm bu sorunlara ek olarak Covid 19 pandemisi
hâlen devam etmektedir. Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan
değişiklikle Covid 19 nedeniyle hastaneye ve yoğun bakım
servislerine yatırılan hastalar için Sosyal Güvenlik Kurumunun
hastanelere sadece pandemi süresince pandemi uygulamalarına yönelik
ödediği pandemi bakım ve yoğun bakım hizmet ücreti
ödemeleri yürürlükten kaldırıldı. Oysa hâlâ ne yazık ki can
kayıpları devam etmekte, yoğun bakımda hastalar tedavi
görmektedir, pandemi bitmiş değildir. Pandemi bakım hizmeti için
Sosyal Güvenlik Kurumu hasta başına hastanelere gecelik 1.124 TL
ödeme yapıyordu. Şimdi, özel hastaneler yoğun bakımda
yatacak hastalara bakmayı tercih etmeyeceği için bu fatura hastaya
direkt yansıtılacaktır. Hasta ve hasta yakınları
salgının başında olduğu gibi özel hastanelerin
insafına terk edilmiş olacaklar. Aynı zamanda, bu uygulamayla
iktidar, sosyal devlet ilkesinin iflasını ilan etmiştir. Derhâl
bu uygulamalardan vazgeçilmeli ve insanların yaşam hakları
başta olmak üzere, sağlığa erişim hakkı
korunmalıdır.
Sayın Başkan, Türk
Tabipleri Birliği geçtiğimiz aylarda uyararak ilaç tedarikinde
yaşanan bir diğer önemli sorunu dile getirdi. Tabipler Birliği
son zamanlarda bazı üniversite ve devlet hastanelerinde ilaç ve medikal
malzeme sıkıntısının baş gösterdiğini, bu
nedenle çoğu ameliyatın yapılmadığını ve
bazı malzemelerdeki fiyat artışlarının hastaların
daha fazla katkı payı ödemesine yol açtığını,
Türkiyedeki ortopedi ve omurga cerrahi alanında tıbbı cihaz
üretimi yapan firmaların, Sağlık Bakanlığı ve
üniversite hastanelerinden iki yıla aşkın süredir ödeme
alamadıklarını vurguladı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Dede.
SAİT DEDE (Devamla)
Tamamlıyorum Başkanım.
Tabipler Birliği
yaptığı açıklamada, tıbbı cihazların temin
edilememesinden dolayı bazı ameliyatların
yapılmadığı bilgisini kamuoyuyla paylaşmıştı.
İthal ilaçların fiyatlamasında kullanılan döviz kuruyla
piyasadaki döviz kuru arasındaki makasın açılmasından
kaynaklı olarak ilaç temininde büyük sıkıntılar yaşanmaktadır.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, 14 Şubat 2022 tarihli Fiyat
Değerlendirme Komisyonunda Beşeri Tıbbi Ürünlerin
Fiyatlandırılmasına Dair Kararın 2 nci maddesinin ikinci
fıkrası uyarınca 2022 yılı için beşeri tıbbi
ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılan 1 (bir) Avro
değeri 4,5786 TLden 6,2925 TLye artırılmıştır.
Peki, 1 euro şu an ne kadar? 16 TL civarında. Peki, madem bu kadar
yiğitsiniz, madem bu kadar cevvalsiniz gelin o zaman,
yap-işlet-devret yönetimiyle yandaşa yaptırılan, geçiş
garantisi verilen otoyollar, köprüler ya da hasta garantisi verilen şehir
hastaneleri için de toplanıp kuru sabitleyin, euroyu 6,2 TL yapın.
Tabii yapamayacaksınız.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu
Teklifinin 26ncı maddesinin (1)inci fıkrasının (1) Spor
federasyonları, spor dalı ile ilgili faaliyetleri yürütmek üzere kanunla
kurulur ve kanunun Resmî Gazetede yayımlanması ile tüzel
kişilik kazanır. şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Yıldırım
Kaya Vecdi
Gündoğdu Sevda
Erdan Kılıç
Ankara Kırklareli İzmir
Ali Haydar
Hakverdi Burcu
Köksal Neslihan
Hancıoğlu
Ankara Afyonkarahisar Samsun
Ünal
Demirtaş
Zonguldak
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Zonguldak Milletvekili Sayın Ünal Demirtaş.
Buyurunuz Sayın
Demirtaş. (CHP sıralarından alkışlar)
ÜNAL DEMİRTAŞ
(Zonguldak) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
ülkemizde spor dünyasının yıllardır beklediği ve
sorunlarını çözecek bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardı.
Aslında bu kanun teklifi bazı yönleriyle olumludur. Olumlu yönlerine
herhangi bir itirazımız yoktur ancak teklifin tamamına baktığımızda,
spor dünyasının ihtiyaçlarını
karşılamadığı açıkça görülmektedir. Teklifte
bazı önemli eksiklikler ve yanlışlıklar vardır. Bunun
da en önemli sebepleri kanunun yapım aşamasında spor
kulüplerinin ve federasyonlarının etkin olarak sürece dâhil edilmemeleri,
spor paydaşlarından alınan görüşlerin kanun metnine
yansıtılmaması, spor dünyasını tamamen siyasetin
vesayeti altına alma amacıyla konulan maddelerin teklifte
bulunmasıdır.
Teklifte, Spor
Bakanlığına kulüplere mali yönden denetim yetkisi verilmekle
yetinilmemiş, mali denetimin dışında da her türlü
işlem ve faaliyetler ifadesi kullanılarak ucu açık, geniş
bir yetki verilmiştir. Bu şekilde de kulüplerin iktidarca
denetlenmesinin önü açılmıştır. Bakanlığa yani
siyaset kurumuna verilen bu yetkiler ise kulüplerin
bağımsızlığını ve özerkliğini
ağır bir şekilde zedeleyeceği gibi, kulüpler üzerinde de
büyük bir siyasi baskı oluşturabilecek niteliktedir. Oysa olması
gereken, siyasetin elini sporun içinden tamamen çektiği, spor
dünyasının tam bağımsızlığını ve
özerkliğini sağlayan bir düzenleme olmalıydı. Nitekim,
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sayın Ali Koç, dün
yaptığı açıklamada Özellikle Süper Lig kulüpleri olarak
buradaki düşüncelerimizi, endişelerimizi,
kaygılarımızı anlattık. Evet, görüştük. Dinlendik
mi? Hayır. Siyasetçilerimiz Kulüplerin görüşlerini aldık.
diyebilirler. Evet, aldınız. Uyguladınız mı?
Hayır. Nihai taslakta bizim görüşlerimiz var mı? Hayır. Biz
kulüplerde spor yasasına karşı değiliz ama bu şekilde
ele alınmasının, bu şekilde çıkmasının
ileride çok büyük sakıncalar doğuracağından şüpheniz
olmasın. demiştir. Bu açıklamadan kanun teklifine kulüplerin
görüşlerinin yansıtılmadığı, kulüplerin bu
tekliften rahatsız olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Sayın Ali Koç da yanlışlardan dönülmesi için uyarma
ihtiyacı hissetmiştir. Teklifin imza sahipleri Sayın Alpay
Özalan ve Sayın Saffet Sancaklı Vekillerimize de söylüyorum,
bakın: Teklifin antrenman kısmı biraz zayıf
kalmış, iyi antrenman yapamamışsınız. Dün,
Sayın Sancaklı Vekilimiz 60 maddenin 38inde muhalefet partilerinin
istediği oldu yani kulüplerin size gelip söyledikleri istekler kondu bu
maddelere. diyerek aslında iyi antrenman yapamadıklarını
ikrar etti zaten.
Değerli milletvekilleri,
ben Fenerbahçeliyim, tabii, aynı zamanda da Zonguldaksporu da tutuyorum.
Futbolcu oldukları dönemde Saffetin de Alpayın da
futbolculuğunu beğenirdim. Bana kızmayın ama ikinizin de
siyasetçiliğini hiç beğenmiyorum. Alpay futbolculuğu
sırasında iyi takımlarda oynadı ama bugün, Sayın Alpay
Bey ülkemizi hem ekonomik olarak hem de sportif olarak küme düşüren siyasi
takım olan AK PARTİde oynuyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Dünya yıldızı, dünya yıldızı.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Biz beğeniyoruz.
ÜNAL DEMİRTAŞ
(Devamla) - Bakın, Türkiye bu sene G20den
Bakın İlk 10a
gireceğiz. derken, 2000 yılında 17nci sıradayken 23üncü
sıraya düştük. AK PARTİ ekonomide ülkemizi maalesef küme
düşürdü; Alpay da maalesef ülkemizi küme düşüren bir
takımın oyuncusu.
Değerli milletvekilleri,
tabii ki ekonomide küme düştük ama peki sporda durum nasıl; futbolda
nasıl? Bakın, yirmi yıldır siyasetin eli yani AK
PARTİ'nin eli sporun içinde ve o siyasi el maalesef Türk sporunu
başarısızlığa doğru itiyor. Sonuç, yine ekonomide
olduğu gibi sporda da küme düştük. Bakın, iktidara
geldiğinizden beri Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı 9 defa
değişti. Sizin atadığınız güdümlü
başkanlarla sonuç her zaman için fiyasko oldu çünkü AK PARTİ olarak
spora sürekli müdahale ettiniz; oysa spor siyaset dışıdır,
öyle olmalıdır. Bakın 2002de Dünya Kupası'na katılan
Millî Takımımız varken, sizin döneminizde ise 5 dünya
kupasını evinden televizyonda izleyen bir Millî
Takımımız oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ÜNAL DEMİRTAŞ
(Devamla) Bakın, maalesef yirmi yıldır dünya kupasına
katılamadık, üzülüyoruz. Avrupa Şampiyonası'nda ne oldu?
Bakın, 2004te play-off baraj maçlarında, 2008de yarı finalde,
2012de play-off'ta, 2016da grup maçlarında 3 puanla elendik. Son Avrupa Şampiyonasındaysa
Millî Takımımız eleme grubunda puan alamadı ve turnuvaya
veda etti. Bakın, bu sonuçla Türkiye maalesef 0 puan ve eksi 7 averajla
EURO 2021in en başarısız takımı oldu. Sonuç maalesef
yine fiyasko. Bu fiyaskonun sorumlusu kim peki? Elbette ki AK PARTİ. Zarar
gören kim oldu? Türk sporu ve Türkiye zarar gördü değerli arkadaşlar.
Maalesef bu teklifle de Türk sporu küme düşmeye devam edecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÜNAL DEMİRTAŞ
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, 26ncı maddeyle de
Cumhurbaşkanına federasyon kurma yetkisi veriliyor, bunu da kabul
etmemiz mümkün değildir.
Saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
26ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
26ncı madde kabul edilmiştir.
27nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 27nci
madde kabul edilmiştir.
Sayın Karahocagil
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
29.-
Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagilin, AK PARTİnin yirmi
yıllık iktidarı döneminde gerçekleştirdiği
yatırımlara ilişkin açıklaması
MUSTAFA LEVENT
KARAHOCAGİL (Amasya) Teşekkür ederim Başkanım.
2022 yılı
itibarıyla, AK PARTİ Hükûmetinin, lideri Recep Tayyip Erdoğan
önderliğinde gerçekleştirdiği çalışmaları
anlatmaya devam ediyorum. Zonguldak, Aydın, Karaman, Trabzon, Giresun ve
Tokat illerinde eğitimden sağlığa, ulaşımdan
tarıma, spordan enerjiye, fabrikalardan konutlara kadar yapımı
tamamlanan projelerin toplu açılışları gerçekleştirilmiştir.
AK PARTİ yirmi yıllık iktidarı döneminde sadece okul,
hastane, yol, tünel, köprü, baraj, elektrik santrali, spor tesisi inşa
etmekle kalmamıştır; bilgi ve iletişim teknolojilerinin
yaygınlaşmasını da biz sağladık. Ülkemizde sadece
3 bin olan geniş bant internet abonesi sayısını 87,5
milyona çıkardık, mobil telefon abone sayısını 23
milyondan 87 milyona, fiber hat uzunluğunu 81 bin kilometreden 455 bin
kilometreye, elektronik devlet hizmetlerinin kullanıcı
sayısını sıfırdan...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Kaya...
30.-
Ankara Milletvekili Yıldırım Kayanın, cezaevlerinde
yaşanan sorunlara ve Aysel Tuğlukun cezaevinde yatma
koşullarını tamamen kaybetmiş olduğuna ilişkin
açıklaması
YILDIRIM KAYA (Ankara)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Adana Sarıçam F Tipi
Cezaevinde yatan Fatih Özgür Aydın, Ercan Yıldız, İbrahim
Algan, Cengizhan Pilav, Fikret Karadan cezaevlerinde yaşanan
sorunları anlatan acı bir mektup aldım. Mektupta Sincan Cezaevinde
yüz otuz gündür açlık grevinde olan KHK'li Sibel Balaç, Tekirdağ
Cezaevinde yatan Gökhan Yıldırım ölümün pençesinde oldukları için bizden onların sesine
ses olmamız, kulak vermemiz isteniyor. Gelin, hep birlikte bu insanlara
can olalım, ölümlere seyirci kalmayalım.
Aysel Tuğluk cezaevinde
yatma koşullarını tamamen kaybetmiş bir insandır, bu
konu defalarca dile getirildi ama şu ana kadar çözüm olmadı. Bu
sorunların çözülmesi insanlık adına bir gerekliliktir. Bu konuda
Türkiye Büyük Millet Meclisinin üzerine düşen...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Durmaz...
31.-
Tokat Milletvekili Kadim Durmazın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
kuruluşunun 102nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramına ilişkin açıklaması
KADİM DURMAZ (Tokat)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bugün, Türk milletinin idare
şekli kuvvetler birliği esasına dayanır. Hâkimiyet
-birdir- kayıtsız şartsız milletindir. diyen Gazi Mustafa
Kemal Atatürkle savaşlara, işgallere, isyanlara; darbelere
karşı durmuş Gazi Meclisimizin 102nci kuruluş yıl
dönümüdür. Bugün 23 Nisan 1920de yeni bir Türk devletinin kuruluş
temelinin atıldığı, millî iradenin saraydan
alınıp aziz milletimize verildiği, Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. sözünün tarihe geçtiği gündür.
Çocukların yatağa aç girmediği, ağlamadığı,
barış ve kardeşliğin hüküm sürdüğü bir dünya
düşüyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını
kutluyoruz. Kutluyoruz çünkü bu bayram karanlığa karşı
aydınlığı savunanların, tek adam rejimine
karşı demokrasiyi savunanların; insanı, doğayı,
vatanı, yaşamı ve demokrasiyi savunanların
bayramıdır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız
kutlu olsun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Kaya.
32.-
Trabzon Milletvekili Ahmet Kayanın, Kemal
Kılıçdaroğlunun, fahiş elektrik zamlarını
protesto ettiğine ilişkin açıklaması
AHMET KAYA (Trabzon)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Genel
Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, zamlar
nedeniyle elektrik faturalarını ödeyemeyen emeklilerin, asgari
ücretlilerin, işsizlerin, yoksulların sesi olmak için elektrik
faturasını ödemeyerek, kesilen elektrikleri nedeniyle zor
şartlarda yaşam mücadelesi verenlerin dramını tüm
Türkiye'nin gündemine taşıdı. Ülkemizde sadece 2021
yılında 4 milyon abonenin elektriği kesildi. Bir hanede 4
kişinin yaşadığını düşündüğümüzde, bu,
15-16 milyon insan ediyor. 2022de bu sayı daha da katlandı.
Peygamber Efendimiz Komşusu açken tok yatan bizden değildir.
demişti. Allah aşkına, dönün, bir etrafınıza
bakın; millet aç, siz saraylarda zevküsefa içinde yaşıyorsunuz.
Sizin yüzünüzden çocuklar yataklarına aç giriyor, evlerinde
ışık yanmıyor; artık vicdana gelin, elektrik ve
doğal gazdaki zamları geri çekin, asgari ücrete ek zam yapın, en
düşük emekli maaşını ve bayram ikramiyelerini asgari ücret
düzeyine çıkarın. Yapamıyorsanız sandığı
getirin, biz yapacağız. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Aydoğan
33.-
İstanbul Milletvekili Turan Aydoğanın, Savcı Sayanın
Belediye Başkanlığındaki Ağrı ilinin ekonomik
sorunlarına ilişkin açıklaması
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ağrı Belediye
Başkanı Savcı Sayan, Genel Başkanımızın
elektrik faturasını karşılayacağı
hadsizliğinde bulunmuş ama haklı; Genel
Başkanımızın söylediği ortalama zekâya yönelik bir
söylemdir, anlayamamış olmasını doğal
karşılıyorum. Kendisine bir hatırlatmada
bulunacağım: Belediye Başkanı bulunduğu Ağrı
ili, 2020 yılı sonu itibarıyla kişi başına millî
gelir sıralamasında sonuncu sırada yer alıyor, kişi
başına ortalama millî geliri 2 bin doların altında.
Umarım bunu anlayabilecek mutat ve makul bir zekâya sahiptir.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Girgin
34.-
Muğla Milletvekili Süleyman Girginin, Muğladaki kamu
hastanelerindeki eksikliklere ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN GİRGİN
(Muğla) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sağlık
Bakanlığına: Muğlamızın Köyceğiz, Ortaca,
Dalaman ilçelerinde toplam nüfus 132 bin olup yazın ise nüfus en az 500
bine ulaşmaktadır. Böylesine bir nüfusa sahip bölgede kamu
hastanelerinde sadece 1 çocuk doktoru vardır ve
vatandaşlarımız bundan dolayı mağduriyet
yaşamaktadır. Muğla ili ve ilçelerimizde hastanelerin personel
dağıtım cetveli oluşturulurken bölge nüfusu dikkate
alınmakta mıdır? Bölge hastanelerinde çocuk doktoru
açığı ne zaman giderilecektir? Yaz trafiğinin
yoğunluğu, bölgenin coğrafi yapısı gereği ölümcül
motosiklet kazaları bu bölgemizde yüksektir ancak 3 hastanemizin
hiçbirinde beyin cerrahi uzmanı yoktur. Bölgede hiç kardiyolog da yoktur.
Bölgedeki kamu hastaneleri için tıbbi malzeme, ekipman, fiziki
donanım ve personel artırımı konusunda bir
çalışmanız var mıdır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Aydınlık
35.-
Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlıkın, engelli
maaşlarının en az asgari ücret düzeyinde olması
gerektiğine ilişkin açıklaması
AZİZ AYDINLIK
(Şanlıurfa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ülkemizde iktidar ve
yandaşları hariç herkes geçim sıkıntısını
yaşıyor, bunlardan biri de engelli vatandaşlarımız.
Yüzde 40 ve yüzde 69 arasında engeli bulunanlar 2021de 662 TL alırken
2022de 843 TL alıyor. Yüzde 70 ve üzeri engeli olanlar 1.265 TL
alıyor. Urfalı bir kardeşimiz aynen şunları söyledi:
Sayın Vekilim, 32 yaşındayım, yüzde 45 engelliyim,
aldığım para 850 TL, ailemle yaşamama rağmen hiçbir
ihtiyacıma yetmiyor; sokağa bile çıkamıyorum,
evlenemiyorum, anneme babama bir şey olursa ne yaparım bilmiyorum.
Şimdi, tüm engellilerimiz adına maaşların en az asgari
ücrete yükseltilmesini talep ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Özen
36.-
İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin, Koma Zelal grubu üyelerine
açılan davaların yıllardır sürdüğüne ilişkin
açıklaması
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul)
Teşekkürler Başkan.
Kürtçe Kurmanci
(x) insanların yüreğine dokunan
Koma Zelal grubu üyeleri ana dilleriyle sanat icra ederken haklarında
çeşitli iddialarla 2019 yılında açılan davalar ertelemelerle
yıllardır sürmektedir. Başlangıçta
savcılığın yurt dışına çıkış
yasağı verdiği Koma Zelal grubunun sanatçıları
Şexo Bezgingöl, Veysel Çıdık, Tayfur Kozludere, Tahir
Kozludere'yle ilgili karar kaldırılmıştır.
Haklarındaki yasak kaldırılmasına rağmen
İçişleri Bakanı keyfî bir kararla bu yasağı
sürdürmektedir. Sanatçılarımız yurt içi ve yurt
dışı konserlerle geçimini sağlamaktadır. Bu keyfî
yasak geçimlerini sağlamalarına engel olmaktadır. Seyahat
özgürlüklerinin hukuk dışı yöntemlerle ellerinden
alınması kabul edilemez. Yetkilileri bir an önce bu hak
gasplarından vazgeçip görevlerini yapmaya davet ediyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın
Yokuş...
37.-
Konya Milletvekili Fahrettin Yokuşun, Konyada eğitim gören tüm
öğrencilerin belediyenin taşıma hizmetlerinden ücretsiz
yararlanması gerektiğine ilişkin açıklaması
FAHRETTİN YOKUŞ
(Konya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Konya'mızda 5
üniversitemizde toplam 126.571 öğrenci eğitim görmektedir. Bu
öğrencilerin 5.101i çeşitli ülkelerden gelen yabancı
uyrukludur. Konya Büyükşehir Belediyesi yabancı uyruklu
öğrencilere şehir içi ulaşım hizmetlerini ücretsiz olarak
vermektedir. Türk vatandaşı 121 bin öğrenci ise belediyenin
taşıma hizmetlerinden ücretli olarak yararlanmaktadır. Bu
uygulama ayrımcılıktır, kabul edilemez. Büyükşehir
Belediyesinin yapmış olduğu bu
ayrımcılığı bir an önce düzeltmesini, Konya'da
eğitim gören tüm öğrencilerimizin belediyenin taşıma
hizmetlerinden ücretsiz yararlanmasının sağlanmasını
önemle rica ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Filiz
38.-
Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, yoksulluğun bu milletin
kaderi olmadığına ilişkin açıklaması
İMAM HÜSEYİN
FİLİZ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Mübarek ramazan
ayındayız. Hayat pahalılığı, enflasyon sebebiyle
emekli, dar gelirli ve işçilerimiz Bugünü nasıl geçireceğim,
iftarımı nasıl açacağım? diye düşünürken;
domatesi, biberi, patlıcanı taneyle bile alamazken diğer tarafta
yine lüks, şatafatlı iftar sofraları kuruluyor, bu manzara
yakışmıyor. Yüce Allah Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz.
buyuruyor.
İtibarı lüks ve
şatafatlı iftar sofralarında arayanlara söylüyorum:
Ettiğiniz israfın her kuruşunda yetim hakkı olduğunu
unutmayınız, sade bir hayat yaşayarak vatandaşın
durumunu hissetmeye çalışın.
Peygamberimiz de fakirdi.
diyerek sabır telkin eden ama kendileri Karun kadar zengin olanlara da bir
çift sözüm var: Yoksulluk bu milletin kaderi değildir; bizim milletimizin
de mutlu, müreffeh bir hayat yaşama hakkı vardır. Bu kaderi biz
değiştiririz, biz hazırız diyor, Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
17.57
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 18.12
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE
(Adıyaman), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84üncü Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli
Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Millî Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN 324 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yerinde.
28inci madde üzerinde 3
önerge vardır.
İlk okutacağım
2 önerge aynı mahiyettedir; bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 28inci maddesinin (5)inci
fıkrasının (a) bendinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kemal
Peköz Tulay
Hatımoğulları Oruç Mahmut
Celadet Gaydalı
Adana Adana Bitlis
Rıdvan
Turan Murat
Sarısaç
Mersin Van
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Hüseyin
Örs Enez
Kaplan Ayhan
Altıntaş
Trabzon Tekirdağ Ankara
Hasan
Subaşı Hayrettin
Nuhoğlu Dursun
Ataş
Antalya İstanbul Kayseri
BAŞKAN Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde ilk konuşmacı Van Milletvekili
Sayın Murat Sarısaç.
Buyurunuz Sayın
Sarısaç. (HDP sıralarından alkışlar)
MURAT SARISAÇ (Van)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Genel Kurulu ve
halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugün Kürdistan
gazetesinin yıl dönümü; tam yüz yirmi dört yıl önce bugün yayın hayatına
başladı. Mithat Bedirhan'ın 22 Nisan 1898de Kahire'de
çıkardığı bu gazete Kürtçe gazetecilik serüvenini de
başlattı. Bu nedenle 22 Nisan her yıl Kürt Gazetecilik Günü
olarak kutlanır. Ben de burada sizlerin huzurunda Kürt Gazetecilik Gününü
kutluyorum.
(x) Mithat Bedirhanla
başlayan Kürtçe basın serüveni şiddet cenderesine rağmen
20nci yüzyıl boyunca Roji Kurdten Hawara, Ronahiden Welata, Azadiya
Welattan Xwebuna bir mücadeleyle geçmiştir. Ape Musa ve onunla dayanışma
içinde olanların yargılandığı 49lar davası bugün
Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak için nöbetçi genel yayın
yönetmeni olan aydınların yargılandığı davalarla
kesişmiştir. 1990lı yıllarda Özgür Ülke gazetesinin
bombalanmasının yansıması bugün kapatma, sansür,
gözaltı ve tutuklanma şeklinde vücut bulmuştur. Siyasi
iktidarların Kürtçeye, Kürt aydınına
düşmanlığına rağmen devam eden Kürt basını
literatüre özgür basın geleneği kavramını da kazandırmıştır.
Bu gelenek, AKPnin de KHKlerle Azadiya Welat ve Özgür Gündem başta olmak
üzere, Kürtçe basın-yayın organını kapatmasına
rağmen hakikati yazmaya devam ediyor. Bedirhan kardeşlerin,
Piremerdlerin, Ape Musaların ve Osman Sebrilerin mücadelesi ilham olmaya
devam ediyor. Bu nedenle bu yolda hayatını kaybeden basın
emekçilerini ve özgür basın şehitlerini saygıyla anıyorum.
Evet, değerli
arkadaşlar, biliyorsunuz, cezaevlerinde olan mevcut hukuksuzlukları
her gün dile getiriyoruz, dile getirmeye de devam edeceğiz çünkü bu
insanlık dışı uygulamalar devam ettiği müddetçe de
bunu dile getirmekten hiçbir zaman geri durmayacağız. Her ne kadar
bugün Sayın Adalet Bakanı açıklama yapsa da Bizim
cezaevlerimizde işkenceye sıfır tolerans var. dese de bu
uygulamanın olmadığını çok iyi biliyoruz çünkü bugün
yüzlercesi ağır olmak üzere binin üstünde hasta tutsak bulunuyor ve
bu hasta tutsaklarla ilgili hiçbir adım atılmamasına rağmen
üstüne üstlük bir de bu hastalarımızın cezaevlerinde ölüme terk
edilmesi durumu var. Şimdi, eğer Nazi kafasıyla bakarsak elbette
ki işkenceyi farklı bir şekilde yorumlama gibi bir durumumuz
olacak çünkü işkenceye baktığımızda,
İşkence yoktur. dediğinizde işkenceden ne
anladığınızla da ilgili bir durum ortaya çıkıyor.
Evet, işkence deyince sadece kaba kuvvet veya dövülmenin
anlaşılmaması gerekiyor. Bugün, eğer bir anneye siz
kargoyla evladının kemiklerini bir kutunun içerisinde
gönderiyorsanız da bir işkence vardır ya da cezaevlerinde sadece
siyasi tutsaklara zorla onları ayağa kaldırıp saydırma
da bir işkencedir, tecrit de bir işkencedir ama bunların hiçbiri
ne yazık ki iktidar tarafından işkence olarak kabul edilmiyor.
Bu yüzden de her türlü zulüm kendi muhaliflerine reva görüldüğü için de
normalinde işte işkence olmamış oluyor, bunların
örneklerini çoğaltmak çok mümkün. Daha önce de ben, yine diğer
arkadaşlarım sizinle birlikte aynı bu sıralarda oturan
Sayın Aysel Tuğluktan bahsetmiştik. Sayın Aysel
Tuğlukun rahatsızlığı hepinizin malumu iken hâlâ
cezaevinde tutulabiliyorsa burada, elbette ki işkenceden bahsetmek mümkün
ve ne yazık ki işte burada herkes gözünü buna kapatıyor, herkes
bunu görmezden geliyor ve Aysel Tuğluk gibi yine, binlerce hasta tutsak
bugün cezaevlerinde ölüme terk ediliyor. Sadece bir tane örnekle bile bunu
sizlere sunmak mümkün. Cezaevinde ben de kendisiyle kaldım; 1997 doğumlu,
25 yaşında ve 18 yaşından beri cezaevinde olan Fırat
Nebioğlu, bugün, bütün raporlara göre, hem Elâzığ
Araştırma Hastanesinin hem de Batman Araştırma Hastanesinin
verilerine göre yüzde 60 engelli; işitme duyusunu tamamen kaybetmek üzere,
iki böbreğini kaybetmek üzere.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız efendim.
MURAT SARISAÇ (Devamla)
Adli Tıp Kurumuna bu yönde raporlar gitmesine rağmen Adli Tıp
Kurumu her seferinde, yine, siyasal iktidarın bir aygıtı gibi
davranarak Cezaevinde kalabilir. raporu veriyor tıpkı Aysel
Tuğlukta olduğu gibi, tıpkı binin üstündeki hasta tutsakta
olduğu gibi.
Evet, başta da
söylemiştim: Nazi kafasıyla baktığınız zaman
bunlar çok normal şeyler çünkü biliyorsunuz reis ilkesi
1933
yılında Hitler döneminde mecliste çıkan bir yangını, o
dönemin Nazi anlayışı Bunu komünistler yaptı. deyip
artık ülkeyi OHALle yönetir hâle gelmişlerdi ve ondan sonra da
artık Hitler, KHKlerle ülkeyi yönetmiş, o KHKlerle yönettiği
ülkede de Hitler asla anayasadan sorumlu olmamıştı ve o dönem
Goebbels, hâkimlere Siz, karar alırken Führer bu konuda ne
düşünür? diye düşünmek zorundasınız ve
kararlarınızı ona göre almak zorundasınız.
demişti.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MURAT SARISAÇ (Devamla)
Şimdiki Hükûmetin de uyguladığı tam olarak budur. Reis bu
kanun hakkında ne der?
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Sarısaç.
MÜŞERREF PERVİN
TUBA DURGUT (İstanbul) Terör örgütü vesayetinde siyaset yapıp bize
demokrasi dersi veremezsiniz.
MURAT SARISAÇ (Devamla) Siz
hukuku değil, siz politikayı değil, siz Führeri esas
alın.
MÜŞERREF PERVİN
TUBA DURGUT (İstanbul) Terör örgütü vesayetinden çıkın önce de
sonra demokrasi dersi
Hadi, hadi! Demokrasiyi sizden mi öğreneceğiz?
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Führer Kandilde, Kandilde!
MURAT SARISAÇ (Devamla)
Adli Tıp Kurumu da tamamen buna göre davranarak hareket ediyor. Bu yüzden,
ben
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Sarısaç.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Biz, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğanın
yanındayız. Yaşa!
MURAT SARISAÇ (Devamla)
Tabii ki.
MÜŞERREF PERVİN
TUBA DURGUT (İstanbul) Terör ile demokrasi ne zaman birleşmiş?
MURAT SARISAÇ (Devamla)
Senin şu anda sadece eksik olan da aklın. Bence aklını da
al, bir tur da at oradan slogan at.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
Recep Tayyip dediği için yapıyoruz, var mı diyeceğin?
MURAT SARISAÇ (Devamla) Ben
sana burada hasta tutsaklardan bahsediyorum. Sen, hani, demokratik
insansın ya, hani, vicdandan bahsediyorsun ya, bence
MÜŞERREF PERVİN
TUBA DURGUT (İstanbul) Terörün vesayetinden çık da kendi adına
siyaset yap.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
Birileri Kandil dedi diye yapadursun, biz Recep Tayyip Erdoğanla yol
yürüyoruz.
MURAT SARISAÇ (Devamla)
Sayın Özkan, atla dolaşın, slogan atın. (HDP
sıralarından alkışlar)
MÜŞERREF PERVİN TUBA
DURGUT (İstanbul) Tabii, tabii
Hem örgüt vesayetindesin hem de
demokrasi dersi veriyorsun, bravo (!) İroniye bak!
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde ikinci konuşmacı Kayseri Milletvekili
Sayın Dursun Ataş.
Buyurunuz Sayın
Ataş. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
DURSUN ATAŞ (Kayseri)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 324 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 28inci maddesi üzerine partim adına
söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyeti AKPnin yanlış politikaları yüzünden tarihin
en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. AKPnin hemen hemen her
alandaki politikaları iflas etmiş, bu da milletimiz
açısından acı sonuçlar doğurmuştur. Bu kötü ve
yanlış politikaların başında da artık ülkemizin
beka meselesi hâline dönüşen, demografik yapısını bozan
Suriyeliler meselesi başta olmak üzere düzensiz göçmen ve
sığınmacı politikaları gelmektedir.
Değerli milletvekilleri,
AKP 2002 yılında iktidara geldiğinde en büyük vaatlerinden biri
komşularla sıfır sorun politikasıydı. 1998de Adana
Mutabakatıyla düzelmeye başlayan Suriye-Türkiye ilişkileri,
sıfır sorun politikasıyla daha da sıcak hâle gelmişti.
İki ülke Ekim 2009da karşılıklı olarak tüm
pasaportlara vize serbestisi tanımış, yine ortak tatbikatlar
yapılmış, iki ülkenin Bakanlar Kurulu birlikte
toplanmış, hatta Sayın Erdoğan ve Esad aileleri birlikte
tatil bile yapmıştı. Ancak AKP dış politikada ülke
menfaatlerini değil de şahsi dostluk ve düşmanlıkları
esas alması nedeniyle komşularıyla sıfır sorun politikasından
vazgeçmiş, Suriyeyle dostluk da kısa sürmüştür. 2010
yılında başlayan Arap Baharından etkilenen Suriyede
iktidar karşıtı gösteriler düzenlenmeye başlamış,
Esad Hükûmetinin muhalifler üzerine yaptığı operasyonlardan
kaçan 3 bin civarında Suriyelinin Türkiyeye
sığınmasıyla başlayan süreç hızlanarak devam
etmiştir. Bugün gelinen noktada, resmî verilere göre Türkiyedeki
kayıtlı Suriyeli sayısı 3,5 milyondur,
kayıtsızlarla beraber toplam sığınmacı
sayısı 8 milyonu bulmaktadır yani Türkiye, nüfusunun yüzde 10u
kadar Suriyeliye bakmak zorunda kalmıştır. Bu, hiçbir ülkenin
kabul edemeyeceği bir orandır. Suriyeliler nedeniyle toplumsal
olaylar çoğalmış, ülkenin nüfus yapısı bozulmuş,
işsizlik artmış, milletimizin sırtındaki yük ise
artık taşınamaz boyutlara ulaşmıştır. Sonuç
olarak, sorun millî bir beka meselesine dönüşmüştür.
Ayrıca, 200 binin
üzerinde Suriyeliye vatandaşlık verildiği bizzat
İçişleri Bakanı tarafından sanki marifetmiş gibi
anlatılmaktadır. Sayın Soyluya soruyorum: Türk pasaportu bu kadar
ucuz, Türk vatandaşlığı bu kadar kolay mı?
Değerli milletvekilleri,
milletimizin hayat pahalılığı, işsizlik, yüksek
enflasyon, kur şoklarıyla mücadele ettiği bir zamanda
Suriyelilere harcanan para 100 milyar doları geçmiştir. Ayrıca,
Suriyelilere yapılan yardımlar konusunda şeffaf olunmaması,
vatandaşa yapılması gereken yardımların el
altından Suriyelilere gönderilmesi nedeniyle kendi
vatandaşını açlığa mahkûm eden AKPnin Suriyelilere
harcadığı paranın tam hesabı bile
yapılamamaktadır. Ayrıca, bu durumun ülkemize maliyeti sadece
doğrudan Suriyelilere harcanan parayla sınırlı
kalmamıştır. Suriyeyle kopan ilişkiler,
sığınmacı akını, iki ülke arasındaki
ticaretin tamamen durması ve güvenlik harcamalarıyla Türkiyeye
maliyeti 250 milyar doları geçmiştir ve bu maliyet gün geçtikçe
artmaktadır. Suriyeyle ilişkilerimizin iyi olduğu dönemde
yılda 110 bin tırla Suriyeye ve Suriye üzerinden 11 ayrı ülkeye
ihracat yapıyorduk. 2011 yılından beri bu ticaret hacmi kaybedilmiştir.
Sonuç olarak, AKPnin Emevi Camisinde namaz kılma rüyası yüzünden
milletimiz ağır bedeller ödemiş ve ödemeye de devam etmektedir.
Değerli milletvekilleri,
seçim bölgem Kayseride de 110 bini aşkın
sığınmacı bulunmaktadır yani Kayseri nüfusunun
yaklaşık yüzde 10unu yabancı uyruklu kişiler
oluşturmaktadır. Şehrimizin yaşadığı
sorunlara bir de sığınmacıların sorunları
eklenmekte, şehrimizde hayat her geçen gün zorlaşmaktadır.
Sadece birkaç ay içinde Kayseride 12 sığınmacı Suriye ve
Irakta bulundukları dönemde terör örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle
gözaltına alınmıştır. Üstelik bu sadece tespit
edilenlerdir, tespit edilemeyen daha yüzlerce teröristin Kayseride
yaşadığını tahmin ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
DURSUN ATAŞ (Devamla)
Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
DURSUN ATAŞ (Devamla) -
Öncelikle Suriyeli sığınmacıların
yarattığı asayiş olayları da durumun vahametini gözler
önüne sermektedir. Öyle ki Kayseride Suriyelilerin olay
çıkarmadığı gün dahi yoktur fakat basın, bu
olayları iktidarın baskısı ve uyarılarından
dolayı bir türlü gündeme getirememektedir. Kayserili hemşehrilerim
çocuklarını sokağa çıkarmaya korkar hâle gelmiştir.
Artık millî güvenlik sorununa dönüşen bu sorunun bir an önce
çözülmesi gerekmektedir.
Sayın Genel
Başkanımız Meral Akşenerin ifade ettiği gibi,
Suriyeli göçmenleri memleketlerine barış içinde göndermeliyiz diyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 28inci maddesinin (5)inci
fıkrasının (a) bendinin madde metninden
çıkarılmasını, diğer bentlerin buna göre teselsül
ettirilmesini ve maddenin (8)inci fıkrasının son cümlesinde yer
alan beşinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde ibaresinin
beşinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Cahit
Özkan Erkan
Akçay Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Denizli Manisa İzmir
Meral
Danış Beştaş Engin
Özkoç
Siirt Sakarya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, olağanüstü
genel kurulun yapılmasına ilişkin yeniden düzenleme
yapılmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
28inci maddeyi kabul edilen
önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... 28inci madde kabul edilmiştir.
29uncu madde üzerinde 1
önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin 29uncu maddesinin
(5)inci fıkrasında yer alan yüzde onu ibaresinin yüzde beşi
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Enez
Kaplan Ayhan
Altıntaş
Trabzon Tekirdağ Ankara
Hasan
Subaşı Hayrettin
Nuhoğlu
Antalya İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurunuz Sayın Örs.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz kanun teklifinin 29uncu maddesi üzerinde İYİ Parti
Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
kanun teklifinin 29uncu maddesinde Genel Kurulun toplantı usulü ve karar
sürecine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Bu maddede Genel
kurulun delege sayısının yüzde onu Bakanlık tarafından
belirlenir. hükmü vardır. Komisyon görüşmelerinde yüzde 10
oranının yüzde 5e düşürülmesinin demokratik bir genel kurul
zemini oluşturması açısından daha iyi
olacağını söyledik, bununla ilgili önerge, değişiklik
önergesi verdik ama maalesef, iktidar mensuplarınca bu önergemiz
reddedildi. Bu hususu da burada tekrar ifade etmek isterim.
Değerli arkadaşlar,
bu kanun teklifine baktığımızda çok şey var. Evet, bu
kanun teklifinde çok şey var ama okul sporları yok arkadaşlar,
okul sporları bu kanun teklifinde hiç yer almamış. Ülkemizde
yaklaşık 20 milyon çocuk ve gencimiz ana sınıfı,
anaokulu, ilkokul, ortaokul, lisede öğrenim hayatını
sürdürmektedir. Millî Eğitim Bakanlığımız ile Gençlik
ve Spor Bakanlığımız arasında 2010 yılında
yapılan iş birliği protokolüyle okul spor faaliyetlerinin
Gençlik ve Spor Bakanlığımız eliyle yürütüldüğünü
biliyoruz ancak Millî Eğitim Bakanlığımızda bu anlamda
bir koordinatör yapının kurulmaması, kurulamaması
yapılan iş birliğinde birçok sorunları beraberinde
getirmektedir.
Değerli arkadaşlar,
spor okulda başlar. Eğitim ve sporu bir elmanın iki
yarısı gibidir diye düşünmeliyiz. Okul çağında
birçoğumuzun hayali, hepimizin hayali okul takımında yer
almaktı; o güzel günleri şöyle
hatırladığımız zaman bana
katılacağınızı biliyorum.
Değerli arkadaşlar,
gelişen teknolojik hayat gençlere avantajı olduğu kadar
dezavantajları da beraberinde getirmiştir. Son zamanlarda gençlerin
yaygın bir şekilde kullandığı dijital oyunlar çocuk ve
gençlerde hareket yetisinin azalmasına hatta kaybolmasına neden
olmaktadır. Gençlerde obezite sorunu ülkemizde ciddi boyutlara
ulaşmıştır.
Değerli arkadaşlar,
okullarımızda beden eğitimi derslerine yeterince önem
verilmediği konusunda ciddi eleştiriler vardır.
Okullarımızda tesis ve spor malzemesi eksikliği mevcuttur. Ben
derim ki gelin, sene başında her öğrenciye spor
kıyafetlerini ücretsiz verelim, bununla ilgili düzenlemeler yapalım,
gerekirse bununla ilgili bütçe ayıralım, çocuklarımızı
spora teşvik edelim. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Başka bir konu daha
gündeme getirmek istiyorum; okul yarışmalarında ciddi ekonomik
sıkıntılar var arkadaşlar, verilen 62 TLlik harcırah
bu kapsamda yeterli değildir. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle
birçok okulumuz yarışmalara katılamamaktadır, bunu da
burada belirtmek isterim.
Değerli arkadaşlar,
şimdi size bir fotoğraf göstereceğim. Değerli
arkadaşlar, bu fotoğrafta gördüğünüz bıyığı
terlememiş delikanlı, bugün dünya yıldızımız olan,
sadece Trabzonun değil, Türkiye'nin de gurur duyduğu
evladımız, millî oyuncumuz Yusuf Yazıcıdır ve bu
fotoğraf 2015 yılında çekilmiştir arkadaşlar. Niçin bu
fotoğrafı gösterdim, onu da şimdi sizlere söyleyeceğim.
2015 yılında Trabzon Erdoğdu Anadolu Lisesi takımında
futbol oynayan Yusuf, ülkemizi uluslararası Dünya Okul Sporları
Şampiyonasında temsil eden ve Türkiye'ye dünya
şampiyonluğunu getiren lise takımımızın
kaptanlığını yapmıştır. Yani bu
bıyığı terlememiş delikanlı bugün dünya
yıldızı, altı yedi yıl evvel bir lise
takımının kaptanıydı.
SALİH CORA (Trabzon)
Hocam, o takımın kafile başkanı bendim.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Okul takımından dünya liglerine giden, bugün bir dünya
yıldızı olan sporcumuz okul çağında geleceğini ve
başarısını planlamıştır. Yusuf
kardeşime de buradan başarılar diliyorum, gözlerinden öpüyorum.
SALİH CORA (Trabzon) O
takımın kafile başkanı bendim Hocam, bize de teşekkür
et, bize de teşekkür et.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bu noktada
MÜŞERREF PERVİN
TUBA DURGUT (İstanbul) Salih Coraya bakın Sayın Vekilim.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Ya, Salih, burada laf atma kardeşim ya, burada laf atma ya.
SALİH CORA (Trabzon) O
takımın kafile başkanıydım.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Desteklemek için o, destek veriyor, destek.
MÜŞERREF PERVİN
TUBA DURGUT (İstanbul) Salih Bey teşekkür istiyor.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Bu noktada bir hususu da dile getirmek isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
efendim.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Ne yazık ki mevcut ödül yönetmeliğinde okul sporlarında
başarı gösteren sporcularımızın ödüllendirilmesiyle
ilgili madde yoktur. Bu eksiklik giderilmeli, okul sporlarında ayrı
bir ödül yönetmeliğiyle başarılı okul
sporcularımız teşvik edilmelidir.
Çok az zamanım var,
biliyorum, son olarak da şunu söylemek istiyorum: Ülkemizde atanamayan
beden eğitimi öğretmenlerinin spor sisteminin içerisine çekilmesi
gerekir diye düşünüyorum. Eminim ki bunların, atanamayan beden
eğitimi öğretmenlerimizin enerjileri, ülkemizde sporun
gelişmesine önemli katkılar verecektir.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Kafile başkanı var burada.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
29uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
29uncu madde
kabul edilmiştir.
30uncu madde üzerinde 2
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin 30uncu maddesinde yer
alan kurulmasına ibarelerinin oluşturulmasına ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Enez
Kaplan Ayhan
Altıntaş
Trabzon
Tekirdağ
Ankara
Hasan
Subaşı Hayrettin
Nuhoğlu
Antalya
İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Tekirdağ Milletvekilli Sayın Enez Kaplan.
Buyurunuz Sayın Kaplan.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
ENEZ KAPLAN (Tekirdağ)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yarın
kutlayacağımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
ile Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışının 102nci
yılını kutluyorum.
Görüşülmekte olan Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifinin 30uncu maddesi
üzerinde verilen değişiklik önergesi üzerine İYİ Parti
Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
muhalefet şerhimizde de belirttiğimiz gibi, bu kanun teklifinin,
ilgili komisyon haricinde, tali komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu ile
Adalet Komisyonunda görüşülmesini belirtmemize rağmen
görüşülmemiştir. Daha fazla ve farklı görüşün alınmasıyla
teklifin daha etkin ve kaliteli olacağından hiç kuşkumuz yoktur
fakat daha kısa sürede, kapsamı sınırlı bir
görüşme yapılarak hazırlandığı görülüyor; bu tip
yaklaşımları iktidar partisi hep yapıyor.
Kanun teklifinin çoğu,
futbol camiasıyla ilgili düzenlemelerdir. Spor sadece futbol
değildir, futbol da sadece Süper Lig değildir. Anadolu ve amatör
takımlarımız da vardır, onların da altyapı ve
tesisleri yeterli değildir. Bu kanun teklifinde amatör sporlarla ve
altyapıyla ilgili düzenleyici bir madde bulunmuyor. Türkiye 84 milyon
nüfusa sahip bir ülke. Ülkemizin nüfusunun yüzde 15i genç nüfusudur. Spor
alanlarında başarıya ulaşacak çok gencimiz olduğuna
inanıyorum. Bu teklifte gençlerimizi kötü yollardan uzak tutacak, onları
spora teşvik edecek, özendirecek bir madde göremiyorum. Bu teklif, bu tür
problemlere çözüm getirmeyecektir.
Bu kanun teklifi, spor
kulüplerinin ekonomik sorunlarından kaynaklanan problemleri gidermekte,
hukuki ve finansal durumlarıyla daha ilgili konuları düzeltmektedir. Futbol ekonomik anlamda çok büyük bir
endüstridir. Özellikle yabancı oyuncu sayısının
artışı, ödemelerin döviz cinsinden yapılması, buna
rağmen spor kulüplerinin gelirlerinin TL cinsinden olması, aradaki
farkın kulüpleri olumsuz etkilemesi de kaçınılmazdır.
Dövizin düzensiz ve kaygan zeminde olması her alanda olduğu gibi spor
camiasında da olumsuzluklara neden olmaktadır. Yabancı oyuncu
sayısının artışının
kısıtlanması, sporcu ücretlerinde tavan belirlenmesi,
altyapı oyuncularının sayılarının belirlenmesi ve
denetlenmesi konularındaki sorunların yasaya gerek kalmadan Türkiye
Futbol Federasyonu tarafından düzenlenmesi mümkündür.
Değerli milletvekilleri,
şimdi de Tekirdağ ilimin ulaşım sorunlarına
değinmek istiyorum. Büyük yatırımlarla
yaptığımız Şehir Hastanesi ve Tekirdağ
Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesini
şehrimize bağlayan köprü bağlantı yollarının
yapılmaması vatandaşlarımızı hastaneye
ulaşımı açısından zor durumda bırakmaktadır.
Ayrıca, zamanla yarışan ambulansın hastayı Şehir
Hastanesine getirmesi bu şartlarda oldukça zor olmaktadır.
Süleymanpaşa ilçemizin çevre yolunda Karayolları Genel Müdürlüğü
tarafından yapılması gereken söz konusu hastanelerin köprü
bağlantıları hâlen yapılamadı. Hastaneye gitmek
isteyen vatandaşlar çevre yolunu dolaşıyorlar ya da tali
yollardan hastaneye ulaşmaya çalışıyorlar. Bu hastaneleri
yaparken Sağlık Bakanlığı ile Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı bu konuda görüş
alışverişi ve fizibilite raporları hiç yapmadı
mı?
Değerli milletvekilleri,
Tekirdağ'ımızın kanayan yaralarından biri de toplu
taşıma araçlarının, kamyonların, tırların,
tarım araçlarının yoğun olarak kullandığı
Süleymanpaşa-Hayrabolu yoludur. Tekirdağ halkı arasında
ölüm yolu olarak adlandırılan bu yolda son beş yılda 50
ölümlü trafik kazası gerçekleşmiştir. Yılan hikâyesine
dönen, üç yılda bitirilmesi planlanan Hayrabolu yolu hâlâ bitirilemedi.
Konuyla ilgili yazılı soru önergemize Bakanlık 2021de
bitecek. dedi ama 2022 oldu, yol hâlâ bitmedi; 2022de değil, 2023te de
bitmesi söz konusu değil. Bu arada, Sayın Bakan Bu yollar bitti.
diye 2 sefer de açılış yaptı arkadaşlar. Ayrıca,
Tekirdağ'ımızın turizm bölgesi olan
Altınova-Barbaros-Kumbağ ile Türkiyenin en büyük ve en fazla ihracat
yapılan Asyaport Limanına bağlantı yolu sekiz
yıldır tamamlanamadı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız.
ENEZ KAPLAN (Devamla) Hasta
garantili hastaneler, araç garantili yollar, köprüler, yolcu garantili
havalimanları yaptınız. Şimdi sormak istiyorum:
Tekirdağımızın yollarının
tamamlanmamasının sebebi buralara HGS gişeleri
koymadığınız ve rant
sağlayamadığınız için mi? Tekirdağlı
hemşehrilerimi cezalandırıyor musunuz?
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 30uncu maddesinin (1)inci
fıkrasının (h) bendinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki bendin eklenmesi ve diğer bendin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"ı) Faaliyet raporu
ve yönetim kurulunun ibra edilip edilmemesi kapsamında
değerlendirilmek üzere; Sportif Değerlendirme ve Geliştirme
Kurulunca yönetim kurulunun federasyonun yönetimi ve temsili hususunda yeterli
bulunmadığına ilişkin olarak düzenlenen raporu
görüşmek.
Cahit
Özkan Erkan
Akçay Engin
Özkoç
Denizli Manisa Sakarya
Dursun Müsavat
Dervişoğlu Meral
Danış Beştaş
İzmir Siirt
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH
İŞLER (Ankara) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle olağanüstü
genel kurul sebepleri arasında yer alan federasyonun yönetimi ve temsili
hususunda yeterli bulunmadığına ilişkin olarak Sportif
Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu tarafından hazırlanan
raporun olağanüstü genel kurul sebepleri arasından
çıkarılarak ibra müessesesi kapsamında genel kurul
tarafından görüşülmesinin sağlanması ve bu şekilde
spor federasyonlarının idari anlamda güçlendirilmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda 30uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
30uncu madde kabul edilmiştir.
31inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
32nci madde üzerinde 1
önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 32nci maddesinin (4)üncü
fıkrasında yer alan ikincil mevzuatla ibaresinin Bakanlık
tarafından çıkarılacak yönetmelik veya spor federasyonları tarafından
çıkarılacak talimatla şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Cahit
Özkan Erkan
Akçay Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Denizli Manisa İzmir
Meral
Danış Beştaş Engin
Özkoç
Siirt Sakarya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, hukuki belirlilik
ilkesine riayet edilmesi amacıyla teknik düzenleme
yapılmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda 32nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
32nci madde kabul edilmiştir.
33üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
33üncü madde
kabul edilmiştir.
34üncü madde üzerinde 1
önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Milet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 34üncü maddesinin (1)inci
fıkrasının (ç) bendine kaçakçılık ibaresinden sonra
gelmek üzere nefret ve ayrımcılık, ibaresinin eklenmesini ve
fıkranın (d) bendinde yer alan on beşinin ibaresinin onunun
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Cahit
Özkan Erkan
Akçay Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Denizli Manisa İzmir
Meral
Danış Beştaş Engin
Özkoç
Siirt Sakarya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, nefret ve
ayrımcılık suçlarından mahkûm olanların da federasyon
başkanı ile federasyon yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyesi
olamayacakları hususu düzenlenmektedir. Ayrıca, önergeyle, demokratik
katılımın artırılması amacıyla federasyon
başkanı adaylığı için genel kurul delegelerinin yüzde
15inin yazılı desteği şartının yüzde 10a
düşürülmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
34üncü maddeyi kabul edilen
önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... 34üncü madde kabul edilmiştir.
35inci madde üzerinde 1
önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 35inci maddesinin (2)nci
fıkrasının ikinci cümlesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Cahit Özkan Erkan
Akçay Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Denizli Manisa İzmir
Meral Danış Beştaş Engin
Özkoç
Siirt Sakarya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR VE GENÇLİK KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, spor
federasyonlarının talebi üzerine Gençlik ve Spor Bakanı
tarafından genel sekreter atanması usulünün kanun teklifi metninden
çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
35inci maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 35inci madde kabul edilmiştir.
36ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
36ncı madde kabul edilmiştir.
37nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 37nci
madde kabul edilmiştir.
38inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 38inci
madde kabul edilmiştir.
39uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 39uncu madde
kabul edilmiştir.
40ıncı madde
üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 40ıncı maddesinin
(1)inci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(1) Spor
federasyonlarının malları Devlet malı hükmündedir ve
haczedilemez. Spor federasyonu mallarının haczedilmesine ilişkin
talepler icra müdürlüğünce reddedilir.
Cahit
Özkan Erkan
Akçay Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Denizli Manisa İzmir
Meral
Danış Beştaş Engin
Özkoç
Siirt Sakarya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, spor
federasyonlarının haczedilemezliği ile buna ilişkin haciz
taleplerinin icra müdürlüklerince reddedilmesine ilişkin düzenleme
yapılmaktadır.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
40ıncı maddeyi
kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
40ıncı madde kabul edilmiştir.
41inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
41inci madde
kabul edilmiştir.
42nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
42nci madde
kabul edilmiştir.
43üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
43üncü madde
kabul edilmiştir.
44üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
44üncü madde
kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi üçüncü bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
Üçüncü bölüm, geçici madde 1
ve geçici madde 2 dâhil, 45 ila 59uncu maddeleri kapsamaktadır.
Üçüncü bölüm üzerinde söz
isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Muğla Milletvekili
Sayın Suat Özcan.
Buyurunuz Sayın Özcan.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SUAT ÖZCAN
(Muğla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifiyle ilgili olarak üçüncü
bölümü üzerinde değerlendirmeler yapmak üzere grubum adına söz almış
bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Spor kulüplerini ve
federasyonlarını mali ve idari disipline alacak yasal düzenleme uzun
süredir spor kamuoyunun ve sporseverlerin beklediği önemli bir olgudur. Bu
kanun teklifinin Meclise gelmesi bizce de gereklidir, olumludur. Spor Kanunu
Teklifi 84 milyonluk nüfusumuzun tamamı ile yurt dışında
yaşayan vatandaşlarımızı ve onların
çocuklarını da ilgilendirmektedir. Teklifin Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna geldiği şekliyle, kanun
teklifinin hazırlanmasında sporun ilgili paydaşları olan
federasyonlar, spor kulüpleri, siyasi partiler ve alanla ilgili sivil toplum
örgütlerinin birçoğuyla görüşüldüğünü, iletişim
sağlandığını anlıyoruz. Ancak bu görüşmeler
sonucunda teklifle ilgili görüşlerin ve önerilerin çok dikkate
alınmadığını, önemsenmediğini de gördük. Zaten
Komisyon üyeleri olarak ilgilendiğimiz, takip ettiğimiz bir durum
olması sebebiyle, teklife katkı koymak isteyenlerin görüşlerinin
dikkate alınarak maddeler üzerinde düzenlemeler yapılması
konusunda talep ve önerilerimizi ilettik. Kanun teklifinin, genel olarak, Genel
Kurula gelip görüşmelerin başlamasına kadar, çok sayıda
maddesiyle ilgili görüş birliği oluştu, bunda emeği olan
herkesi kutluyorum. Ancak teklifle, kamuoyunun beklentisini kullanarak sporun
sevk, idare ve finansmanında Spor Bakanlığına özel yetkiler
verilmek istenmesi
Zaten ülkemiz sporu üzerindeki siyaset baskısı
hiçbir dönemde olmadığı kadar fazla iken bu teklifin
yasalaşmasıyla beraber spora siyasetin baskısının
Bakanlık eliyle daha da artacağıyla ilgili
kaygılarımızı, görüşlerimizi belirttik; söylemeye de
ifade etmeye de devam ediyoruz.
Spor hukukunun kamu
hukukundan giderek ayrışması, özerk ve bağımsız
yapılması için tüm dünyadaki gelişmelere paralel olarak
ülkemizde de özellikle 90lı yılların sonundan itibaren ciddi
hukuki ve idari adımlar atılmıştır. Bugün, bu teklifin
ilk hâli geriye gidiş ve başa dönüşe sebep olabilecek
niteliktedir. Getirilen yasa teklifi, bağımsız ve özerk olan tüm
federasyonların bağımsızlığını ortadan
kaldırabilir.
Teklifle spor kulüpleri
dernek vasfından ve Dernekler Kanunu hükmünden
çıkarılırken, yine, teklifin birçok maddesinde tekrar dernek
vasfı üzerinden işlem yapılacağı
anlaşılmaktadır hatta spor yönetimiyle ilişkisiz
İçişleri Bakanı tarafından Dernekler Kanunu kullanılarak
kulüp başkanı ve yönetimlerinin görevden alınıp
yarışmalardan men edilebilmesi yönünde düzenleme içermektedir.
Diğer yandan, Türkiye
Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu, AİHM ve Türkiye Futbol Federasyonu
Olağan Genel Kurulunun 28 Temmuz 2021 tarihindeki statü
değişikliğine rağmen seçimli olmaktan
çıkarılıp tekrar atamayla belirlenmektedir. Spor Tahkim Kurulunu
zaten Bakan atamaktadır.
Spor kulüplerini ve
federasyonlarını mali ve idari disipline almak gerekçesiyle getirilen
bu teklifin siyasi bir kişilik olan Spor Bakanına ve
yıllardır sporun asıl sorunlarından biri olan spor
bürokrasisine ilave yetkiler vererek sporun üzerindeki olumsuz gücünü
artıracağı, sporda adil yarışma ve rekabete gölge
düşüreceği kaygısı içerisindeyiz.
Bu kanun teklifinin Meclise gelme
gereksinimi ne kadar acil ve gerekli ise yirmi yıldır ülkeyi yöneten
iktidar yönetimiyle ülkemiz sporunun başarı seviyesini de göz önünde
bulundurmalıyız. Kaç bakan, kaç federasyon başkanı
değişti; anlayış değişti mi? Yasaları
çıkarabiliriz, tamam, sonra ne olacak? Yandaşlığa prim
verilecek midir? Liyakat dikkate alınmadan, yandaş yöneticilerin
işbaşına gelmelerinde yine siyaset baskısı öne
çıkacak mıdır? Örneğin, Futbol Federasyon
Başkanlarının göreve gelişleri ya da görevden
ayrılışlarında bakanlık eliyle siyasetin olumsuz
etkilerini bu kanun teklifi önleyecek midir?
Süper Lig futbol
takımlarının borçlarının 30 milyarı
aştığı söyleniyor. Bunda yirmi yıldır ülkeyi
yöneten iktidarın Spor Bakanlarının, yandaş iş
adamı yöneticilerin payı yok mudur? Bu yöneticiler, kendi
firmalarına iktidardan aldıkları ihalelerle kamuoyunca zaten hep
tartışılmaktadırlar. Futbol Federasyonu, Süper Lig
yayıncı kuruluşuyla ilgili ihaleyi kulüplerimiz ve sporseverler
yararına gerçekleşmesini sağlayamamıştır.
Federasyon başkanlarının, aynı anlayıştaki
yöneticilerinin yıllardır yönetimleri sonucu sportif sonuçlar 84
milyonun beklentisinin çok uzağında kalmıştır.
Kulüplerin borç yüklerinin yıllardır yanlış, hesapsız
transferlerle altından kalkılamaz hâle geldiğini söylüyoruz, doğru
ancak yirmi yıldır sporu yöneten iktidar olarak değirmene su
taşımadınız mı? Süper Lig takımlarının
yabancı sayısı, takımlarımızın kamp
kadrolarının yarısından fazla değil miydi?
İşbaşına getirdiğiniz iş insanı, ihaleci
federasyon başkanları ve yönetim kurullarıyla gelinmedi mi? Ya
yandaş kulüplere ya da yeni kurulan yandaş kulüplere
harcadığınız milyonların, milyarların hiç mi
payı yok bu borç yüklerinde?
Fair play ve spor
ahlakını hiç düşündünüz mü? Amatör spora, branşlara üvey
evlat muamelesi yapılmadı mı? Yani siyaset ve spor iç içe
değil mi? Geçtiğimiz yaz 2020 Tokyo Olimpiyatları
sonuçları, 15 branşta katılımla 2 altın, 4 gümüş,
9 bronz madalya ne nüfusumuza ne de ekonomik büyüklüğü dünyanın ilk
20 ekonomisinde olduğu belirtilen ulusal ekonomimize
yakışmamaktadır. Çin 96 altın madalyayla 1inci, Büyük
Britanya 2nci, ABD 3üncü, ülkemiz ise 42nci olmuştur. Ekonomik
büyüklüğümüz 20nci sırada, nüfusumuz 84 milyon olmasına
rağmen başarıda 42nci sıra; sonuçlar ülkemizi memnun
etmiyor. Ayrıca güreşin ata sporu olmaktan her geçen gün
uzaklaştığını da görmekteyiz.
A Millî Futbol
Takımımız şampiyonalarda nasıl
başarılı olacaktır? Futbolun dışında,
örneğin, basketbolda elemeleri geçemeyecek duruma gelmemiz nasıl
düzeltilecektir? Sorun hep antrenörlerde midir? Bireysel ve takım
sporlarında dünyadaki sıralamamız daralacak bütçelerle
nasıl yukarı çıkacaktır? Cumhuriyet tarihinin en derin
ekonomik krizini yaşadığımız süreçte, hayat pahalılığı,
enflasyon, döviz kurundaki aşırı yükselmeler sonucu
çocuklarımızı ve gençlerimizi sporun içinde nasıl
tutacağız?
Ben de birçok değerli
milletvekili gibi sporun içinde bulundum. Amatör sporcu, antrenör ve
yöneticilik yapmış birisi olarak faal olduğum dönemlerde esnafa,
iş adamlarına, belediye başkanlarına destek olmaları
için hep gittik. Stadyumlar, salonlar yapıldı; evet, teşekkür
ediyoruz. Spora sistemsel olarak bakabildik mi? Amatör spora, sporcuya,
antrenörlere bölgesel ve dünya ölçeğinde yeterli yatırımlar
yapıldı mı? Şu an için amatör spor, iş
adamlarının ve belediyelerin desteği olmadan yürümüyor; bu
yıllardır da böyle. Bu yasa teklifi amatör spora ve branşlara
yeni bir çözüm getiriyor mu?
Seçim bölgem Muğla'da
belediyelerimizin de destekleriyle futbolda faaliyet gösteren 2. Lig
takımları, BAL Ligi takımları, Süper Amatör Lig
takımları parasal sıkıntılarla da olsa zorlukla
faaliyetlerini sürdürmektedirler. İlimdeki stadyumlar günün
koşullarına uygun hâle getirilmelidir. Yine, voleybol, basketbol,
hentbol liglerinde faaliyet gösteren değerli kulüplerimiz vardır; her
türlü zorluklara rağmen ilimizi, ilçelerimizi başarıyla temsil
etmektedirler. Amatör olarak güreş, okçuluk, masa tenisi, yelken, yamaç
paraşütü gibi daha birçok branşın yanı sıra okullar
düzeyinde de sportif faaliyetler yürütülmektedir. Hepsini kutluyor,
teşekkür ediyorum. Sporu yarışmacı olarak çok zor
koşullarda yapıyorlar, yerine getiriyorlar.
Daralacak bütçeler nedeniyle
aslan payının hep futbolda olması alt ligleri olumsuz
etkileyecektir. Ayrıca basketbol, voleybol, hentbol, atletizm, güreş,
yüzme gibi branşlara ulusal ve uluslararası rekabet için bütçelerin
nasıl ayrılacağı düşündürücüdür. Bazı kulüplerin
birçok branşı kapatacağı endişesi içindeyim. Bu
yasayla kulüplerin, Futbol Federasyonunun özerkliği ve diğer
federasyonların bağımsızlığı ortadan
kalkıyor mu? Bu yasa teklifi, denetim yollarının
belirlenmemiş olması nedeniyle kulüpleri ve federasyonları
Bakanlığa bağımlı hâle getirecek mi? Kulüp
başkanlarına ve yöneticilerine mali açıdan getirilen
yaptırımlar sonucu teknik iflasla karşı karşıya
kalınabilir mi?
Seçim bölgem Muğlada
hem Büyükşehir Belediyesi hem ilçe belediyelerimiz ve Spor
Bakanlığı spor tesisleri yapmaktadır. Spora bütüncül bir
bakış açısıyla bakmak zorundayız. Salon, stadyum
yapılmadan önce yerel yönetimlerle, spor kuruluşlarıyla, sivil
toplumla iletişim ve paylaşımlarla doğru tesislerin
doğru yerlere yapılması, imar ve çevre düzenlemeleri için
iş birliği yapılması tesisin zamanında hizmete
açılmasını sağlayacaktır.
Bu yasa teklifinin
eğitim ayağı eksik kalmıştır. Avrupanın en
genç nüfusuna sahip olmakla övünüyoruz; Millî Eğitim
Bakanlığını, üniversiteleri, spor
yüksekokullarını, beden eğitimi öğretmenlerini, sivil
toplum örgütlerini işin içine katamıyoruz. Amatör sporlar ve
sporcular için bir fon oluşturulmasının yararı
olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız efendim.
SUAT ÖZCAN (Devamla) Birçok
sporcunun sporu bıraktıktan sonra ekonomik zorluklar içinde
yaşamını sürdürdüğünü görüyoruz. Sporcuların,
antrenörlerin, spor çalışanlarının özlük
haklarının takip edileceği, haklarının
aranabileceği sendikal örgütlenmenin önü açılmalıdır. Bu
yasa teklifiyle, sporcu sağlığını özellikle amatör
sporlarda göz önünde bulundurmuyoruz. Amatör spor maçlarında yeterli
personel eksikliği her zaman karşılaştığımız
bir sorundur.
Sonuç olarak, çıkacak
olan bu yasanın sporumuza başarılar getirmesini diliyorum.
Sporun tüm sorunlarının bu yasa teklifiyle çözüleceğini
beklemiyoruz elbette ancak Millet İttifakının iktidarında
tüm kapsamıyla, sporun tüm sorunlarını çözecek, sportif
başarıların önünü açacak bir spor yasasını
çıkaracağız diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız.
SUAT ÖZCAN (Devamla)
Konuşmamın sonunda, yarın kutlayacağımız 23 Nisan
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyorum.
Kurtarıcımız ve kurucumuz, Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal
Atatürk ve mücadele arkadaşlarını saygı, rahmet ve minnetle
anıyorum.
Genel Kurula saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Üçüncü bölüm
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi üçüncü bölümde yer
alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan
sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, çok kısa
BAŞKAN Sayın
Danış Beştaş
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
39.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Habur Gümrük
Kapısında yaşanan mağduriyete ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Başkan, hoşgörünüz için
teşekkür ediyorum.
Ya, Şırnak
Vekilimizin iletisi; şu anda Habur Gümrük Kapısında yüzlerce
araç yaklaşık on saatten beridir bekliyor ve açıkçası, bu
ramazan ayında çok büyük bir mağduriyet yaşıyorlar.
Aldığımız bilgilere göre bilinçli de olabilir, bir yavaşlatma
ya da eleman eksikliği; hani, memur eksikliği olabilir. Yani tarif
etmem gerekirse Irak Federal Kürdistan Bölgesi ile Türkiye arasındaki
köprüde bu yoğunluk yaşanıyor. Tuvalet yok,
ihtiyaçlarını giderebilecekleri hiçbir şey yok. Bu soruna
iktidar grubunun çözüm bulması için bir an önce harekete geçmesini ifade
ediyoruz. Bu mağduriyeti giderelim.
Teşekkür ediyorum.
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli
Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor
Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Millî Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN 45inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
45inci madde
kabul edilmiştir.
46ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
46ncı
madde kabul edilmiştir.
47nci madde üzerinde 1
önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 47nci maddesinin (13)üncü
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkranın eklenmesini ve diğer fıkraların buna göre
teselsül ettirilmesini ve mevcut (15)inci fıkrasında yer alan
dördüncü fıkrasının (b) bendine ibaresinin dördüncü
fıkrasına şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
(14) Spor kulübünün veya
spor anonim şirketinin bu maddede düzenlenen suçlardan dolayı
oluşan zararının, soruşturma başlamadan önce tazmin
suretiyle tamamen giderilmesi halinde verilecek cezalar üçte bir oranında
indirilir.
Cahit
Özkan Erkan
Akçay Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Denizli
Manisa İzmir
Meral
Danış Beştaş Engin
Özkoç
Siirt Sakarya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, kanun teklifi
kapsamında yer alan suçlara ilişkin oluşan zararların
soruşturma başlatılmasından önce tazmininin verilecek
cezada indirim sebebi olarak düzenlenmesi ve ilgili maddede yer alan atıf
düzeltilerek uygulanacak yaptırım hususunda tereddüt
oluşmaması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
47nci maddeyi kabul edilen
önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
47nci madde kabul edilmiştir.
BAŞKAN Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.03
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 19.12
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK
(İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84üncü Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
324 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
48inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 48inci
madde kabul edilmiştir.
49uncu madde üzerinde 1
önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 49uncu maddesiyle
değiştirilen 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve
Spor Hizmetleri Kanununun ek 9uncu maddesinin onuncu
fıkrasının üçüncü cümlesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"Tahkim Kurulu,
Bakanlık spor disiplin kurulları, ulusal veya uluslararası spor
federasyonlarının disiplin kurullarından son beş yıl
içinde bir defada altı ay veya toplamda bir yıl hak mahrumiyeti
cezası almış olanlar ile kasten işlenen bir suçtan
dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa
uğramış olsa bile; Devletin güvenliğine karşı
suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı
suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli
iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat
karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı
değerlerini aklama, terörün finansmanı, kaçakçılık, nefret
ve ayrımcılık, cinsel dokunulmazlığa karşı
suçlar, fuhuş, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve
ticareti, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını
kolaylaştırma, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı
madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya
uyarıcı madde kullanmak, şike veya teşvik primi, kanuna
aykırı olarak spor müsabakalarına dayalı bahis ve şans
oyunlarını oynatma, oynatılmasına yer ve imkân
sağlama, reklamını yapma, para nakline aracılık etme
veya Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanununun 20 nci maddesine
muhalefet etme suçlarından mahkûm olanlar Tahkim Kurulu üyesi olamaz.
Cahit
Özkan Erkan
Akçay Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Denizli Manisa İzmir
Meral
Danış Beştaş Engin
Özkoç Fehmi
Alpay Özalan
Siirt Sakarya İzmir
Özlem
Zengin Akif
Çağatay Kılıç
Tokat İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, Kanun Teklifinin
49uncu maddesiyle değiştirilen 21/5/1986 tarihli ve 3289
sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanununun ek 9uncu maddesinin
onuncu fıkrasıyla Tahkim Kurulu üyeliğine ilişkin sportif disiplin
cezasına veya hapis cezasına mahkûm olmama şartları yeniden
düzenlenmektedir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
49uncu maddeyi kabul edilen
önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... 49uncu madde kabul edilmiştir.
50nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 50nci
madde kabul edilmiştir.
51inci madde üzerinde 1
önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 51inci maddesiyle 3289
sayılı Kanuna eklenen ek 15inci maddenin
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Olimpik, paralimpik ve
deaflimpik sporcu yetiştirme
EK MADDE 15- Bakanlık
tarafından; yaz ve kış olimpiyat ve paralimpik oyunları ile
deaflimpik oyunlarına hazırlanmak amacıyla yetiştirilecek
olimpik, paralimpik ve deaflimpik sporculara yapılacak ödemeler damga
vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın
ödenir ve bu ödemeler haczedilemez.
Cahit
Özkan Erkan
Akçay Fehmi
Alpay Özalan
Denizli Manisa İzmir
Ramazan
Can Semiha
Ekinci Erol
Kavuncu
Kırıkkale Sivas Çorum
Halil
Etyemez Abdullah
Güler Engin
Özkoç
Konya İstanbul Sakarya
İbrahim
Aydın
Antalya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle 3289
sayılı Kanuna eklenen ek 15inci maddenin deaflimpik sporculara
yapılacak ödemeleri de kapsaması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
51inci maddeyi kabul edilen
önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... 51inci madde kabul edilmiştir.
52nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 52nci
madde kabul edilmiştir.
53üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 53üncü
madde kabul edilmiştir.
54üncü madde üzerinde 1
önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin 54üncü maddesiyle 5894
sayılı Kanuna eklenen ek 2nci maddeye Menajerlik madde
başlığının eklenmesini ve maddenin (9)uncu
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(9) Spor kulübü ve spor
anonim şirketi başkan, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri,
maddede belirtilen ücret sınırlamalarına uymamaları
durumunda bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Cahit
Özkan Erkan
Akçay Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Denizli Manisa İzmir
Meral
Danış Beştaş Engin
Özkoç
Siirt Sakarya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Yeterli çoğunluğumuz vardır,
katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle ilgili maddeye
madde başlığı eklenmekte ve kanunun diğer maddeleriyle
bütünlüğünü sağlamak açısından (9)uncu
fıkrasında düzenleme yapılmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
54üncü maddeyi kabul edilen
önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
54üncü madde kabul edilmiştir.
55inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
55inci madde
kabul edilmiştir.
56ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
56ncı
madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları
olduğu üzere, görüşülmekte olan teklife konu kanunun, komisyon
metninde bulunmayan, ancak teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir
maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt
çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde
olarak görüşme açılacağı İç Tüzükün 87nci maddesinin
dördüncü fıkrası hükmüdür. Söz konusu önerge bu mahiyette olmamakla
birlikte, siyasi parti gruplarından bir itirazın bulunmaması
nedeniyle emsal teşkil etmemek üzere önergeyi işleme alıyorum.
Şimdi söz konusu
önergeyi okutup Komisyona soracağım, Komisyon önergeye salt
çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde
olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin
eklenmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Madde 57- 27/6/1989 tarihli
ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE
40- (1) 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11
ve 12 nci maddeleri çerçevesinde Gençlik ve Spor
Bakanlığının yeniden yapılandırılması
sonucunda tüzel kişilikleri kaldırılan mülga Spor Genel
Müdürlüğü ile mülga Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel
Müdürlüğünde en az 2 yıl süreyle görev
yapan
il müdürlerinden 9/7/2018 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihe kadar olan dönemde mülga ek 18 inci madde uyarınca
araştırmacı kadrolarına atananlar, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde talepte
bulunmaları halinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
36 ncı maddesinin "Ortak Hükümler bölümünün (A)
fıkrasının (11) numaralı bendinde sayılan Gençlik ve
Spor Bakanlığı bünyesindeki uzman kadrolarına
atanırlar. Bu kadrolar, atama işleminin gerçekleşmesi ile
birlikte başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın ihdas
edilmiş ve Bakanlığa ait kadro cetvellerinin ilgili bölümlerine
eklenmiş sayılır. Bu şekilde ihdas edilmiş kadrolarda
herhangi bir sebeple boşalma olması halinde bu kadrolar, başka
hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilir.
Fehmi Alpay
Özalan Erkan
Akçay Cahit
Özkan
İzmir Manisa Denizli
Ramazan
Can Erol
Kavuncu Abdullah
Güler
Kırıkkale Çorum İstanbul
Yıldırım
Kaya Mustafa
Adıgüzel Halil
Etyemez
Ankara Ordu Konya
Engin
Özkoç Semiha
Ekinci Akif
Çağatay Kılıç
Sakarya Sivas İstanbul
BAŞKAN Sayın
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Salt çoğunluğumuz vardır,
katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan önerge
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz isteyen yok.
Yeni maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Yeni madde
kabul edilmiş ve teklife yeni bir madde eklenmiştir.
Herhangi bir
karışıklığa mahal vermemek için teklifin
görüşmelerine mevcut sıra sayısı metnindeki madde
numaraları üzerinden devam edilecek, kanun yazımı esnasında
madde numaraları teselsül ettirilecektir.
57nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
57nci madde
kabul edilmiştir.
Geçici 1inci madde üzerinde
1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin geçici 1inci maddesinin (7)nci
fıkrasının üçüncü cümlesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Spor federasyonları, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak ilk
olağan genel kurullarında hukuki yapılarını bu Kanuna
uygun hale getirirler.
Cahit
Özkan Erkan
Akçay Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Denizli Manisa İzmir
Meral
Danış Beştaş Engin
Özkoç
Siirt Sakarya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Yeterli çoğunluğumuz vardır,
katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Spor
federasyonlarının, 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları ile 2025
Kış Olimpiyat Oyunları sonrasında yapılacak
olağan genel kurullarında gerekli hukuki değişiklikleri
yaparak hukuki yapılarını bu kanuna uygun hâle getirmek zorunda
olduklarına ilişkin düzenleme yapılmak suretiyle, sadece bu
kanunda öngörülen değişiklikler için önemli ölçüde maliyet gerektiren
başka genel kurulların yapılmasının önüne geçilmesi
amaçlanmış olup; aksi takdirde sadece bu kanunda öngörülen
değişiklikler için tüm federasyonların genel
kurullarını yapma zorunluluğu doğacaktır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Geçici 1inci maddeyi kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Geçici 1inci madde kabul edilmiştir.
Geçici 2nci madde üzerinde 1
önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifinin geçici 2nci maddesinin (1)inci
fıkrasının ikinci ve üçüncü cümlelerinin sırasıyla
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Bildirilen bu borçlar ve bu
borçlara ilişkin oluşan dönem faiz giderlerinin yüzde ellilik
kısmı Kanunun 20 nci maddesinde belirtilen sınırlamalara
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on yıl süreyle tabi
değildir.
Bildirim tarihinden itibaren
bu borçların işleyecek dönem faizinin yüzde ellilik kısmı,
cezai şart, tazminat ve benzeri her türlü ferileri Kanunun 20 nci
maddesinde belirtilen sınırlamalara tabidir.
Cahit
Özkan Erkan
Akçay Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Denizli Manisa İzmir
Meral
Danış Beştaş Engin
Özkoç
Siirt Sakarya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Yeterli çoğunluğumuz vardır,
katılıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, spor kulüpleri ve
spor anonim şirketlerinin bildirecekleri anapara borçlarına
işleyecek faizlerin on yıl süreyle ve yüzde 50 oranında
sınırlamaya tabi olmayacağı düzenlenerek spor kulüplerinin
mali yapılarını düzeltmelerinde kolaylık sağlanması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Geçici 2nci maddeyi kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Geçici 2nci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
yeni geçici madde ihdasına dair 1 önerge vardır. Malumları
olduğu üzere, görüşülmekte olan teklife konu kanunun, komisyon
metninde bulunmayan, ancak teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin
değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açılacağı İç Tüzükün 87nci maddesinin
dördüncü fıkrası hükmüdür.
Şimdi söz konusu
önergeyi okutup Komisyona soracağım, Komisyon önergeye salt
çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde
olarak görüşme açacağım, Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki geçici
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
GEÇİCİ MADDE 3
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan
yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerin bu Kanuna aykırı
olmayan hükümleri; Bakanlık ve spor federasyonları tarafından
çıkarılması öngörülen alt düzenlemeler yürürlüğe girinceye
kadar geçerliliğini sürdürür.
Engin
Özkoç Erkan
Akçay Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Sakarya Manisa İzmir
Meral
Danış Beştaş Cahit
Özkan
Siirt
Denizli
BAŞKAN Sayın
Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Salt çoğunluğumuz vardır,
katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan önerge
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz isteyen yok.
Yeni geçici maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Yeni geçici
madde kabul edilmiş ve teklife yeni bir madde eklenmiştir.
Herhangi bir
karışıklığa mahal vermemek için teklifin
görüşmelerine mevcut sıra sayısı metnindeki madde
numaraları üzerinden devam edilecek, kanun yazımı esnasında
madde numaraları teselsül ettirilecektir.
58inci madde üzerinde 1
önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324
sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu
Teklifinin 58inci maddesindeki yayımı tarihinde ifadesinin
yayımlandığı tarihte olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali Muhittin
Taşdoğan Saffet
Sancaklı Mehmet
Celal Fendoğlu
Gaziantep Kocaeli
Malatya
Baki
Şimşek Metin
Nurullah Sazak Nevin
Taşlıçay
Mersin
Eskişehir
Ankara
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Kocaeli Milletvekili Sayın Saffet Sancaklı.
Buyurunuz Sayın
Sancaklı. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teşekkür etmek için
çıktım; hepinize teşekkür ederim, bütün parti gruplarına
ayrı ayrı teşekkür ederim; emeği, katkısı bulunan
Komisyondaki bütün milletvekillerine teşekkür ederim; başta Spor
Bakanımız olmak üzere Spor Bakanlığımızın
bütün bürokratlarına, Bakan Yardımcılarımıza da
teşekkür ederim; Komisyondaki bütün arkadaşlara da teşekkür
ederim. Gerçekten 60 maddeli bir taslakta 38 madde değiştirilerek bir
kanun çıkıyor, bütün partilerin ortak kararıyla
çıkıyor ve 38 maddede verilen önergelerin hepsinde de 5 Grup
Başkan Vekilinin imzası var; bunun için de teşekkür ediyorum
size.
Bu yasa inşallah uzun
vadede Türk sporunu düzene sokacak ve büyük başarılara vesile olacak.
Hiçbir yasa kusursuz değildir, hiçbir yasa mükemmel değildir.
Yasayı çıkartıyoruz şimdi, bakarız sonra; daha fazla
bir şeyler eklememiz gerekiyorsa, azaltmamız gerekiyorsa, Türk
sporunu düzene sokmak için hepimiz buradayız, gene müdahale ederiz.
Son olarak, bu yasa hakikaten
hayırlı bir yasa; bir de denk geldiği zamana bak:
Ramazandayız, cuma akşamındayız, iftar saatindeyiz, bayram
öncesindeyiz. Hayırlı olsun. Hepinizi alkışlıyorum;
sağ olun, var olun. Teşekkür ederim efendim. (MHP, AK PARTİ, CHP
ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
58inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
58inci madde
kabul edilmiştir.
59uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
59uncu madde
kabul edilmiştir.
Üçüncü bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Teklifin tümünün
oylamasından önce, İç Tüzükün 86ncı maddesine göre oyunun
rengini belli etmek üzere 2 milletvekiline söz vereceğim.
İlk söz, lehte olmak
üzere Amasya Milletvekili Hasan Çileze aittir.
Buyurun Sayın Çilez. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) -
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
İftar saati
yaklaştı, böyle hayırlı ve güzel bir kanunun çalışmasını
da -Saffet kardeşimin dediği gibi- bereketli bir anda inşallah
nihayetlendiriyoruz. Öncelikle, bu yasanın çalışmasında
emek veren, yıllarca Millî Takımın formasını terletmiş
Saffet Sancaklı kardeşimize; Grup Başkan Vekilimiz Cahit Bey bu
konuda çok çalıştı, kendilerine
92 milletvekilimiz
imzaladı, bütün parti gruplarımız burada destek verdi. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
YUSUF BAŞER (Yozgat)
Alpay
Alpay
HASAN ÇİLEZ (Devamla) -
Yani spor hepimizi yine birleştirdi ve bu yasa çalışmasında,
aslında üç yıldır sürekli de bu yasayı
konuştuğumuz bir arkadaşımız vardı, Alpay Özalan
kardeşimiz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar) Evet, kendisi Millî Takım formasını en çok
giymiş, dünyanın en büyük liglerinde top oynamış ve
ülkemizi başarıyla temsil etmiş, sporda yaptığı
başarılarla kendisi Üstün Hizmet Madalyası almış,
bugün de Meclisimizde İzmir Milletvekilliği yapan ve Meclis
İdare Amiri olan, birlikte hizmet ettiğimiz Değerli Alpay Özalan
kardeşimizle de aslında üç yıllık çalışmanın
neticesinde ortaya koymuş bulunuyoruz. Allah emeği geçenlerden
razı olsun.
Değerli arkadaşlar,
spor hakkında şunu söylemek istiyorum: Ben spor
yaptığım süreç içerisinde tesisleşmenin büyük
sıkıntısını yaşamış bir
kardeşinizim ama Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın da -kendisi iyi bir sporcuydu gençliğinde-
tesisleşmeye verdiği büyük önemle birlikte bugün, Allaha
şükürler olsun, ülkemizin her yanında bütün branşlarda büyük
tesisler yapıldı. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Arsada oynuyorduk, maçı arsada oynuyorduk, maçları arsada
yapıyorduk.
HASAN ÇİLEZ (Devamla) -
Yapılan bu tesislerden mütevellit, ben özellikle Spor Bakanımıza
Amasya ilimize, Amasya'mıza yaptığı büyük hizmetlerden
dolayı -ülkemizin her tarafında yapılıyor bunlar- çok büyük
teşekkür ediyorum.
Bugün önemli, bununla
alakalı bir sevincimi de paylaşmak istiyorum. Bugün Amasyasporumuz
da BAL liginden 3. Lige çıktı. Ben Amasyasporumuzun
sporcularını, yöneticilerini, teknik heyetini, emek veren herkesi tebrik
ediyor, kutluyorum, Amasyamıza iki bayram sevinci yaşattılar ve
kanunumuzun ülkemize, Türk sporuna büyük başarılar getirmesine mesnet
olmasını, dayanak olmasını diliyor, hepinize saygı ve
sevgilerimi sunuyorum.
Şimdiden 23
Nisanınızı ve Ramazan Bayramınızı tebrik
ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi söz
sırası, aleyhte olmak üzere Ankara Milletvekili
Yıldırım Kayaya aittir.
Buyurun Sayın Kaya.
YILDIRIM KAYA (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; spor,
barıştır, kardeşliktir, sevgidir, dostluktur.
Barışı, kardeşliği, sevgiyi ve dostluğu
gerçekleştirmemize yardımcı olan öncelikle 5 siyasi partinin
Grup Başkan Vekillerine şükranlarımı sunuyorum. Gerçekten
onların büyük emekleri oldu, büyük katkıları oldu. İmza
sahibi arkadaşlar Biz imzaladık, getirdik, getirdiğimiz teklif
olduğu gibi geçsin. diye bir direniş göstermediler. Hem Komisyonda
yaptığımız katkıların hem de Komisyon
sonrası Genel Kurulda yaptığımız katkıların
önemli bir bölümü kabul edildi. Bizim 18 madde üzerinde şerhimiz
vardı fakat bunun 16sı kabul edildi; 11i kritikti, ek madde
önerdik, o da kabul edildi. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bugüne kadar
toplumun yararına ne varsa, toplumun yararına olabilecek her
şeyin altına imzamızı atıyoruz çünkü biz kimin
getirdiğine bakmıyoruz, 84 milyon bundan yararlanacak mı
yararlanmayacak mı? buna bakıyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar) Dolayısıyla, bu konuda
katkılarımıza kapılarını açan imza sahibi
arkadaşlarıma da çok teşekkür ediyorum.
Tabii ki şerhimiz var, 2
tane kaldı; o da nazar boncuğu olsun, o da bizim
iktidarımızda gerçekleştireceğimiz madde olsun diyoruz.
(CHP sıralarından alkışlar)
Ben, konuşmamda sicil
affı konusunda bir müjde vermiştim. Cahit Özkan, kızlarda Ankara
takımını bugün Denizli takımı yendi.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
Denizli takımını alkışlıyorum.
YILDIRIM KAYA (Devamla) Ben
Denizli kız takımını kutluyorum ama Cahit Özkanın son
dakika o sicil affı konusundaki önerimize yanaşmamasını, son
dakika golünü de unutmadım. Mutlaka bunu
unutmadığımızı bilmenizi istiyorum. Çok açık,
amatörler, hakemler, antrenörler, ataması yapılmayan beden
eğitimi öğretmenleri size sözümüz olsun, sizin de sorunlarınızı
mutlaka çözeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
Yarın 23 Nisan, Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramınız kutlu olsun. Kadir Gecemiz ve Ramazan
Bayramınızı şimdiden kutluyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum, hepinizi alkışlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teklifin tümü
açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre
vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik
personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için verilen süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN 324 sıra
sayılı İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli
Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor
Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 265
Kabul : 264
Çekimser :
1 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Abdurrahman
Tutdere Rümeysa
Kadak
Adıyaman İstanbul
Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
2nci sırada yer alan
327 sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine
başlıyoruz.
2.-
Denizli Milletvekili Nilgün Ök ve 45 Milletvekilinin Bankacılık
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/4389) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 327)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir
iş bulunmadığından, alınan karar gereğince,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 102nci
yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanması,
günün anlam ve öneminin belirtilmesi amacıyla yapılacak
görüşmeler için 23 Nisan 2022 Cumartesi günü saat 14.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati:
19.41
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) (x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) 324 S. Sayılı Basmayazı 19/4/2022 tarihli 81inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelime ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.