TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
86ncı Birleşim
26 Nisan 2022 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, 28 Nisan Dünya
İş Sağlığı ve Güvenliği Gününe ilişkin
gündem dışı konuşması
2.- Mersin
Milletvekili Ali Mahir Başarırın, Deniz Gezmiş, Yusuf
Aslan ve Hüseyin İnanın idam edilişlerinin 50nci
yılına ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Konya
Milletvekili Halil Etyemezin, 28 Nisan Dünya İş
Sağlığı ve Güvenliği Gününe ilişkin gündem
dışı konuşması
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlunun, Meclis çatısı
altında bir milletvekilinin sözde Ermeni soykırımının
tanınmasına ilişkin verdiği kanun teklifine ilişkin
açıklaması
2.- Denizli
Milletvekili Yasin Öztürkün, veteriner hekimlerin maruz kaldığı
şiddet olaylarına ilişkin açıklaması
3.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarırın
yaptığı gündem dışı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
4.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, Mersin Milletvekili Ali Mahir
Başarırın yaptığı gündem dışı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
5.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent
Turan ile Manisa Milletvekili Erkan Akçayın yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
6.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, Mersin Milletvekili Ali Mahir
Başarırın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
7.- Mersin
Milletvekili Ali Mahir Başarırın, Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
8.-
İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecanın, Gezi davasında
verilen karara ilişkin açıklaması
9.- Kütahya
Milletvekili Ali Fazıl Kasapın, Tavşanlı Linyitsporun
yaşadığı mağduriyete, ilişkin
açıklaması
10.- Adana
Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, Gezi davasında verilen karara
ilişkin açıklaması
11.-
İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, Meclis çatısı
altında bir milletvekilinin sözde Ermeni soykırımının
tanınmasına ilişkin verdiği kanun teklifine ilişkin
açıklaması
12.-
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin, Meclis çatısı
altında bir milletvekilinin sözde Ermeni soykırımının
tanınmasına ilişkin verdiği kanun teklifine ilişkin
açıklaması
13.-
Balıkesir Milletvekili Fikret Şahinin, Gezi davasında verilen
karara ilişkin açıklaması
14.- Mersin Milletvekili
Olcay Kılavuzun, Meclis çatısı altında bir milletvekilinin
sözde Ermeni soykırımının tanınmasına
ilişkin verdiği kanun teklifine ilişkin açıklaması
15.-
Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşının, Meclis
çatısı altında bir milletvekilinin sözde Ermeni
soykırımının tanınmasına ilişkin
verdiği kanun teklifine ilişkin açıklaması
16.-
İstanbul Milletvekili Ali Şekerin, Gezi davasında verilen
karara ilişkin açıklaması
17.- Tokat
Milletvekili Yücel Bulutun, sulama birliklerinin borçlarına ilişkin
açıklaması
18.- Adana
Milletvekili Ayhan Barutun, Adana Havalimanının yok edilmek
istendiğine ilişkin açıklaması
19.- Kocaeli
Milletvekili İlyas Şekerin, Meclis çatısı altında bir
milletvekilinin sözde Ermeni soykırımının
tanınmasına ilişkin verdiği kanun teklifine ilişkin
açıklaması
20.- Kayseri
Milletvekili Çetin Arıkın, otizmli hastaların
kaldığı bakımevlerinin fiziki yetersizliğine
ilişkin açıklaması
21.-
Muğla Milletvekili Süleyman Girginin, Muğlanın Ortaca ilçesi
Fevziye Mahallesindeki sosyal donatı alanlarına ilişkin
açıklaması
22.-
Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağın, Meclis
çatısı altında bir milletvekilinin sözde Ermeni
soykırımının tanınmasına ilişkin
verdiği kanun teklifine ilişkin açıklaması
23.- Uşak
Milletvekili İsmail Güneşin, Meclis çatısı altında
bir milletvekilinin sözde Ermeni soykırımının
tanınmasına ilişkin verdiği kanun teklifine ilişkin
açıklaması
24.- Bursa
Milletvekili Yüksel Özkanın, sağlık
çalışanlarına uygulanan şiddete ilişkin
açıklaması
25.- Bursa
Milletvekili Erkan Aydının, bütün yurttaşların Kadir
Gecesi ile Ramazan Bayramını kutladığına ve
emeklilerin bayram ikramiyesine ilişkin açıklaması
26.- Gaziantep
Milletvekili Bayram Yılmazkayanın, Gaziantepin Şahinbey ilçesi
Kürüm ve Çöreklik Mahallelerindeki mera alanlarının talanına
ilişkin açıklaması
27.-
Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın, Ergene Nehrinin ıslah
edilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
28.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, Kavacık-Dursunbey
grup yolunun bitirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
29.- Adana
Milletvekili Orhan Sümerin, ulaşım sektöründeki esnafların
taleplerine ilişkin açıklaması
30.-
Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlunun, Gezi davasında verilen
karara ilişkin açıklaması
31.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, Çanakkale Kara Savaşı Zaferinin
107nci yıl dönümüne, dün Bursada meydana gelen uçak kazasına, Erol
Güngörün vefatının 39uncu yıl dönümüne, 26 Nisan Dünya
Pilotlar Gününe, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 39uncu
Hükûmetine başarılar dilediğine, HDP Diyarbakır Milletvekili
Garo Paylanın sözde Ermeni soykırımının
tanınmasına ilişkin verdiği kanun teklifine, ABD
Başkanı Bidenın sözde soykırım
açıklamasına, Gezi davasında verilen karara ve Spor Toto, Süper
Lig ve TFF 1. Ligin yeni sezon yayın hakkı için Türkiye Futbol Federasyonunun
açtığı ihaleye ilişkin açıklaması
32.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, Pençe-Kilit Operasyonunda şehit olan
askerlerimiz Fırat Canlı, Doğukan Korkmaz ile Yunus Kalkana
Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı
dilediğine; sözde Ermeni soykırımına ve TBMM üyesi bir
milletvekilinin sözde Ermeni soykırımının
tanınmasına ilişkin verdiği kanun teklifinin provokatif
amaçlı olduğuna ilişkin açıklaması
33.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Gezi davasında
verilen karara, hâkimlere evrensel hukuk ilkelerine göre karar vermeleri için
çağrıda bulunduğuna ve Halkların Demokratik Partisi Merkez
Yürütme Kurulunun 24 Nisanla ilgili pazar günü yaptığı
açıklamaya ilişkin açıklaması
34.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Kara Savaşı
Zaferinin 107nci yıl dönümüne, Pençe-Kilit Operasyonunda şehit
olan askerlerimiz Doğukan Korkmaz, Fırat Canlı ile Yunus
Kalkana Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı dilediğine; Gezi davasında
verilen karara ve mahkemelerin muhalefeti sindirmek için
kullanılmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
35.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın, Pençe-Kilit Operasyonunda şehit olan
Piyade Teğmen Bekir Can Kerek, Piyade Uzman Çavuş Kubilay Çon, Piyade
Uzman Çavuş Furkan Gök ile Fırat Kalkanı Harekâtında
şehit olan Özel Harekât Polisi Aytaç Altunörse Allahtan rahmet
dilediğine; Çanakkale Kara Savaşı Zaferinin 107nci yıl
dönümüne ve Gezi davası sürecinin hâlâ devam ettiğine ilişkin
açıklaması
36.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent
Turanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
37.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
38.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın, İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
39.- Aksaray
Milletvekili Ayhan Erelin, iğnesiz şeker ölçüm sensörünün SGK
tarafından ödeme kapsamına alınması gerektiğine
ilişkin açıklaması
40.-
İstanbul Milletvekili Ümit Beyazın, ilaç fiyatlarına gelen
zamların yaratacağı sıkıntıya ilişkin
açıklaması
41.-
Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunçun, Pençe-Kilit Operasyonunda
şehit olan Fırat Canlı, Yunus Kalkan ile Doğukan Korkmaza Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
42.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezalın, Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan Furkan Gök ile Fırat Canlıya
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
43.- Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmazın, kamuda birden fazla yerden
maaş alan bürokratlara ilişkin açıklaması
44.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın, Zonguldak Milletvekili Deniz
Yavuzyılmazın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Mersin
Milletvekili Ali Mahir Başarırın, Çanakkale Milletvekili Bülent
Turan ile Manisa Milletvekili Erkan Akçayın yaptıkları
açıklamaları sırasında şahsına
sataşmaları nedeniyle konuşması
VI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkanı Vekili Celal Adanın, Pençe-Kilit Operasyonunda
şehit düşen askerlerimiz Fırat Canlı, Yunus Kalkan ve
Doğukan Korkmaza Allah'tan rahmet, yakınlarına
başsağlığı dilediğine ilişkin
konuşması
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ Parti Grubunun, Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ve
arkadaşları tarafından, ülke ekonomisine katkı
sağlayan ihracat ve ithalatçılarımız ile onların
yükünü taşıyan uluslararası nakliyecilerimizin sınır
kapılarında ve kullandıkları güzergâhlarda
yaşadıkları sorunlarının incelenmesi amacıyla
25/4/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 26
Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
2.- HDP
Grubunun, Mersin Milletvekili Rıdvan Turan ve arkadaşları
tarafından, gıda enflasyonunun oluşmasındaki temel
nedenlerin araştırılması amacıyla 26/4/2022 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 26 Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP
Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, çocuk yoksulluğunun sebeplerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/5923) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 26
Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
B)
Danışma Kurulu Önerileri
1.-
Danışma Kurulunun, Genel Kurulun 26 Nisan 2022 Salı günkü
birleşiminde (10/1428), (10/2953), (10/3030), (10/3049), (10/3330),
(10/3757), (10/4665), (10/4850), (10/5742), (10/5743), (10/5980), (10/5981),
(10/5982), (10/5983), (10/5984), (10/5985), (10/5986), (10/5987), (10/5988),
(10/5989), (10/5990), (10/5991), (10/5992), (10/5993), (10/5994), (10/5995),
(10/5996), (10/5997), (10/5998) ve (10/5999) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergelerinin görüşmelerinin
birleştirilerek yapılmasına, 27 Nisan 2022 Çarşamba günkü
birleşiminde 325 sıra sayılı Meclis
Araştırması Komisyonu Raporunun gündemin Özel Gündemde Yer
Alacak İşler kısmına alınarak görüşmelerinin bu
birleşimde yapılmasına ve Genel Kurulun çalışma gün ve
saatlerine ilişkin önerisi
VIII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve Zonguldak Milletvekili
Deniz Yavuzyılmaz ile 1 Milletvekilinin, (2/3726) esas numaralı
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/167)
IX.-
SEÇİMLER
A)
Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Plan ve
Bütçe Komisyonunda boş bulunan üyeliğe seçim
X.-
MECLİS ARAŞTIRMASI
A) Ön
Görüşmeler
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan ve 20 milletvekilinin
değişen aile yapısı içerisinde yaşlıların
durumunun tespiti ile yaşlılara ilişkin hizmet ve
politikaları belirlemek amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1428)
2.- İstanbul
Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ve 25 milletvekilinin pandemi
süresince yaşlıların kaldığı huzurevlerinin
virüsten korunma için etkin mücadele yollarının tespit edilerek
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/2953)
3.- Antalya
Milletvekili Abdurrahman Başkan ve 20 milletvekilinin yaşlı
bakım hizmetlerinin finansal planlamasının sağlanması
ve Türkiye'ye uygun bakım modellerinin geliştirilmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/3030)
4.- Konya
Milletvekili Fahrettin Yokuş ve 20 milletvekilinin pandemi sürecinde
yaşlıların yaşadığı sorunların tespit
edilerek gerekli desteklerin sağlanması ve mağduriyetlerin
önlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/3049)
5.-
İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel ve 20 milletvekilinin
yaşlı vatandaşların sorunlarının
araştırılarak yaşlanan topluma yönelik politikaların
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/3330)
6.-
İstanbul Milletvekili Zeynel Emre ve 22 milletvekilinin yaşlı
nüfusun karşı karşıya olduğu sorunların tespit
edilerek bunlara çözüm önerileri geliştirilmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/3757)
7.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürer ve 22 milletvekilinin pandemi sürecinin emekli ve
yaşlılar üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/4665)
8.-Ağrı
Milletvekili Abdullah Koç ve 19 milletvekilinin yaşlı bireylerin
sosyoekonomik durumunun tespit edilerek alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/4850)
9.-
İstanbul Milletvekili Erol Kaya ve 43 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5742)
10.- Mersin
Milletvekili Rıdvan Turan ve 19 milletvekilinin yaşlı ve emeklilerin
mevcut ekonomik koşulları ile yaşam koşullarının
iyileştirilmesi için yapılması gerekenlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/5743)
11.-
Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş ve 25 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/5980)
12.- Ankara
Milletvekili Yalçın Akdoğan ve 27 milletvekilinin yaşlıların
hayatın çeşitli alanlarında yaşadıkları veya
yaşamaları muhtemel sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5981)
13.- Tokat
Milletvekili Özlem Zengin ve 27 milletvekilinin yaşlıların
hayatın çeşitli alanlarında yaşadıkları veya
yaşamaları muhtemel sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/5982)
14.-
İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak ve 24 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5983)
15.-
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5984)
16.- Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve 27 milletvekilinin yaşlıların
hayatın çeşitli alanlarında yaşadıkları veya
yaşamaları muhtemel sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/5985)
17.-
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve 28 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5986)
18.- Adana
Milletvekili Jülide Sarıeroğlu ve 29 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/5987)
19.-
İYİ Parti Grubu adına Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili
Erhan Usta'nın yaşlıların hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel
sorunların araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5988)
20.- Gaziantep
Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5989)
21.- Adana
Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç ve 31 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5990)
22.-
Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ve 25 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5991)
23.-
İstanbul Milletvekili Ahmet Berat Çonkar ve 28 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5992)
24.-
İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5993)
25.- MHP Grubu
adına Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül
ve Grup Başkanvekili Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5994)
26.- HDP Grubu
adına Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluç ve Grup Başkanvekili Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaş'ın yaşlıların
karşılaştığı sorunların
araştırılarak bu sorunlara yönelik yapısal çözüm önerileri
geliştirilmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5995)
27.- Bolu
Milletvekili Fehmi Küpçü ve 25 milletvekilinin yaşlıların
hayatın çeşitli alanlarında yaşadıkları veya
yaşamaları muhtemel sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/5996)
28.- Hatay
Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5997)
29.-
Şanlıurfa Milletvekili Halil Özcan ve 26 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5998)
30.- Yozgat
Milletvekili Yusuf Başer ve 28 milletvekilinin yaşlıların
hayatın çeşitli alanlarında yaşadıkları veya
yaşamaları muhtemel sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/5999)
XI.- YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
Bakanlığın 2002-2022 yılları arasındaki
projelerine,
- Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın, Bursa'nın Osmangazi ilçesinde
bir okul müdürünün verdiği karma eğitime aykırı talimata,
-
Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ'ın, İstanbul'da bir özel
yurtta yaşanan şiddet olayına ve özel yurtlara yönelik tedbirlere,
- Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın, İstanbul'da bir öğrenci
yurdunda yaşanan çocuklara şiddet olayına,
- Denizli
Milletvekili Gülizar Biçer Karaca'nın, Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde
bulunan bir lisede verilen eğitim ile ilgili bazı iddialara,
- Van
Milletvekili Murat Sarısaç'ın, 2021-2022 eğitim-öğretim
yılında seçmeli ders olarak Kürtçe dersini seçen kişilere dair
çeşitli verilere,
- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan'ın, Kars'ın Digor ilçesine
bağlı Alem köyündeki ortaokulun onarım ve tadilat
ihtiyacının giderilmesi talebine,
Kars'ın
Digor ilçesine bağlı Şirinköy köyündeki ilköğretim okulu
binasının yenilenmesine,
Kars'ın
Sarıkamış ilçesine bağlı Kozan köyündeki okulun lojman
ihtiyacına,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/61866), (7/62033), (7/62034), (7/62036), (7/62038), (7/62041), (7/62179),
(7/62185), (7/62187)
2.-
İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlü'nün, bir cinsel taciz
olayının kovuşturulmasına ilişkin sorusu ve Aile ve
Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/61960)
3.- Ankara
Milletvekili Yıldırım Kaya'nın, İstanbul'da bir
öğrenci yurdunda yaşanan çocuklara şiddet olayına,
- Konya
Milletvekili Fahrettin Yokuş'un, otizm sendromlu çocukların
eğitimine,
- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan'ın, Kars'ın Kağızman
ilçesine bağlı Tut köyündeki öğrencilerin okul servisi
ihtiyaçlarının giderilmesi talebine,
Kars'ın
Sarıkamış ilçesine bağlı Kazıkkaya köyündeki okul
ve lojmanın onarılması talebine,
- İzmir
Milletvekili Sevda Erdan Kılıç'ın, Bakanlığın
olası siber saldırılara karşı aldığı
önlemlere,
Taşımalı
eğitim nedeniyle kapanan köy okullarına,
- Osmaniye
Milletvekili Baha Ünlü'nün, taşımalı eğitim hizmeti veren
servis firmalarının desteklenmesi talebine,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/62035), (7/62039), (7/62182), (7/62186), (7/62272), (7/62274), (7/62275)
4.- Muğla
Milletvekili Mürsel Alban'ın, sığınma evi
sayısına ve 2020-2022 yılları arasında sağlanan
maddi yardımlara ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/62331)
5.-
Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu'nun, Kadın
Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi Protokolü kapsamında yapılan
çalışmalara ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/62496)
6.-
Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü'nün,
Şanlıurfa'nın Haliliye ilçesinde işlenen bir kadın
cinayetine ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya
Yanık'ın cevabı (7/62634)
26 Nisan 2022 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: Necati TIĞLI (Giresun), Emine
Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
86ncı Birleşimini açıyorum. (x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, 28 Nisan Dünya
Sağlığı ve Güvenliği Günü münasebetiyle söz isteyen Kahramanmaraş
Milletvekili Sefer Aycana ait.
Buyurun Sayın Aycan. (MHP
sıralarından alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, 28 Nisan Dünya
İş Sağlığı ve Güvenliği Gününe ilişkin
gündem dışı konuşması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) - Sayın
Başkanım, sayın milletvekilleri; 28 Nisan Dünya İş
Sağlığı ve İş Güvenliği Günü nedeniyle
gündem dışı söz almış bulunuyorum. Sizleri
saygıyla selamlıyorum.
Bu konuya geçmeden önce bir üzüntümü dile getirmek
istiyorum: 24 Nisanda maalesef yine ülkemizle ilgili, tarihimizle ilgili hem iç
çevrelerden hem de dış çevrelerden asılsız ithamlarda
bulunulmuştur. Dış çevrelerden yapılan ithamlar, özellikle
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bidenın ve diğer
kişilerin ithamları bizi çok da ilgilendirmiyor, önemsemiyoruz. Bir
bunağın, tarih bilmeyen Türk düşmanı kişilerin siyasi
amaçları doğrultusunda tarihimizle ilgili söylediği sözler yok
hükmündedir. Esas bizi üzen ise aynı kaptan yemek yediğimiz,
aynı ortamı paylaştığımız, kader
birliği yaptığımız insanların söylemleridir.
Maalesef, bir HDPli vekilin, bir CHPli vekilin ve bir de içinde
bulunduğu her kuruma ihanet etmeyi alışkanlık hâline
getiren Ali Babacanın söylemleri esas bizi üzmüştür.
Tabii, aslında Ermeniler, Doğu Anadoluda
Kürt kökenli kardeşlerimizi en çok katletmişlerdir. Bugün, özellikle,
kendilerini Kürt kökenli olarak tanımlayan kişilerin bunun
hesabını sormak yerine Ermeni diasporasından açıklamalar
yapması aslında çok dikkate şayandır. Bu vesileyle ben de
Doğu Anadoluda ve şehrim Kahramanmaraşta özellikle Ermeniler
tarafından katledilen kardeşlerimizi, dedelerimizi rahmetle
anıyorum ve onların haklarının sorulmasını
istiyorum.
28 Nisan Dünya İş
Sağlığı ve Güvenliği Günü dedik. Bunu Dünya
Çalışma Örgütü (ILO) iş sağlığı ve
güvenliğinin gündeme getirilmesini ve bunun geliştirilmesi
amacıyla böyle bir günü belirlemiştir ve Türkiyede de bu, bu
şekilde değerlendirilmektedir ve bu değerlendirme özellikle
Türkiyede de gündeme alınmaktadır çünkü Anayasamıza göre de
çalışmak bir haktır. Her insanın çalışması
hem bir görev hem de bir haktır. Her insanın bir işi vardır
ve bu iş insanın sağlığını az ya da çok
etkilemektedir. İnsanın yaptığı iş mutlak manada
sağlığını etkilemektedir. Sürekli aynı ortamda,
aynı risklere maruz kalması meslek hastalıklarına sebep
olmaktadır ve diğer taraftan da iş yerinde iş kazaları
ciddi bir şekilde yurdumuzda ve tüm dünyada işçi ölümlerine sebep
olmaktadır. Bunun için her iş yerinde iş
sağlığı ve güvenliği önlemi alınması, bunun
gündeme taşınması, bununla ilgili birimlerin
oluşturulması çok elzem bir durumdur. İş
sağlığı ve güvenliği önlemlerini memurların
çalıştığı kamu kuruluşları da dâhil her
birimde kurmalı ve bunu gündeme getirmeliyiz ve bununla ilgili de mutlak
manada tedbir almalıyız. Yoksa iş kazalarına ve meslek
hastalıklarına bağlı ölümler görülmeye devam etmektedir. Bu
sadece çalışanların ölümüne sebep olmanın da ötesinde
çalışma barışını, üretimi de etkileyen önemli bir
konudur. Aslında Anayasamız da iş yerinde güvenlikle ilgili
önlemler alınmasını istemektedir ve bu önlemler mutlaka
alınmalıdır çünkü işçi sağlığını
etkilemesi ve meslek hastalıklarının görülmesi ya da ölümlere
sebep olmasının hayatın bir gerçeği olmaması gerekir.
İş sağlığı ve iş güvenliği birimlerinin
mutlaka iş yerinde çalışanların
sağlığını koruyucu ve geliştirici önlemler
alması lazım. Sadece iş kazalarını ve meslek
hastalıklarını önlemekle yetinmeyip bunun dışında
da mutlaka çalışanların sağlığını daha
çok geliştirmeye yönelik önlemleri, gerekli
bağışıklama ve koruyucu önlemleri de kullanmayı
sağlamamız lazım ve bu tedbirleri artırarak sürdürmemiz
gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
SEFER AYCAN (Devamla) Biz Milliyetçi Hareket
Partisi olarak çalışma hayatının hem işçi hem de işveren
yönünden desteklenmesini ve iş yeri ortamında iş
sağlığı ve güvenliğiyle ilgili her türlü önlemin,
teknik, hukuki ve yasal düzenlemelerin de yapılmasını, iş
sağlığı ve güvenliği önlemlerinin de
artırılmasını bekliyoruz.
Tüm çalışanlarımıza
sağlıklı ve iş kazasız günler diliyorum.
Teşekkür ederim, saygılarımla. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Nuhoğlu, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlunun, Meclis
çatısı altında bir milletvekilinin sözde Ermeni
soykırımının tanınmasına ilişkin
verdiği kanun teklifine ilişkin açıklaması
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
24 Nisanda tweet atan, açıklama yapan,
içeride ve dışarıda konumu ne olursa olsun, 1915
yılında soykırım yapıldığını iddia
eden herkesi nefretle, lanetle kınıyorum. Bu konuda kanun teklifi
verecek kadar şuurunu kaybetmiş Diyarbakır Milletvekilini de
taşıdığı Türk vatandaşlığı
kimliğine, gölgesinde rahatça yaşadığı Türk
Bayrağına, kürsüsünden serbestçe konuşabildiği Türkiye
Büyük Millet Meclisine yaptığı nankörlükten dolayı
ayrıca şiddetle kınıyor ve kendisini iddialarını
mahkemelerde ispatlamaya davet ediyorum. Hiç kimse dirliğimize,
birliğimize ve istiklalimize boşuna göz dikmesin. Mustafa Kemal
Paşanın 1923te dediği gibi, bu memleket tarihte Türktü, hâlde
Türktür ve sonuna dek Türk olarak yaşayacaktır.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
(Devam)
2.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarırın, Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanın idam edilişlerinin
50nci yılına ilişkin gündem dışı
konuşması
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanın idam
edilişlerinin 50nci yılı nedeniyle söz isteyen Mersin
Milletvekili Ali Mahir Başarıra ait.
Buyurun Sayın Başarır. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Aslında, bu konuşmayı 6 Mayısta
yapacaktım ama bayram nedeniyle Meclis tatil ve bugün yapıyorum.
Evet, bugün, 3 yiğit adamın
idamının üzerinden tam elli yıl geçti. Alçak bir zihniyet hain
bir hükümle bu yiğitleri idam etti. Deniz, Hüseyin, Yusuf daha 20li
yaşlarda ülkesinin ve dünyanın en temel sorunlarını
kendisine dert edinmişlerdi. Bu çocuklar yetenekliydi, zekiydi,
yakışıklıydı, Türkiyenin en iyi okullarında
okuyorlardı, ailelerinin hiçbir şeye ihtiyacı yoktu;
yaşasalardı hepsi zengin birer avukat, birer mühendis olabilirlerdi,
hayatlarını en iyi şekilde sürdürebilirlerdi ama emekten,
halktan, işçiden, köylüden, haktan, adaletten yana tercihlerini
kullandılar. (CHP sıralarından alkışlar) Bir mücadele
verdiler, haklı bir mücadele verdiler ve dediler ki: Yaşasın
tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti.
Evet, bu 3 yiğit sadece Türkiye'nin
sorunlarını değil, dünyadaki sorunları da kendilerine dert
ettiler. Filistin'e gittiler, Filistin'de İsrail zulmüne karşı
direndiler. Evet bir dakika deyip de daha sonra İsrail'e yüzlerini
dönmediler çünkü yürekleri vardı, idealleri vardı,
inançlıydılar.
Değerli arkadaşlar, bir resim
göstereceğim; bakın, Samsun. 19 Mayısta bir yürüyüş
başlattılar. Ne diyor? Tam bağımsız Türkiye için
Mustafa Kemal yürüyüşü diyor. (CHP sıralarından
alkışlar) Kim yapıyor bunu? Deniz Gezmiş ve
arkadaşları yapıyor, kucaklarında Türk
Bayrağıyla yapıyor. Evet, bu arkadaşlar defalarca tutuklandılar,
gözaltına alındılar, işkenceye maruz kaldılar ama hep
direndiler.
Bugün bu 3 yiğidin değerli bir
avukatını kaybettik. Kendisine, Erşen Sansal'a Allah'tan rahmet
diliyorum. Halit Çelenke -avukatları- Allah'tan rahmet diliyorum,
saygıyla anıyorum. Değerli arkadaşlar, gerçekten
acıyla, üzüntüyle yaşadığımız bir gün.
Bakın, o anneyi, o anneleri, 3 yiğidin
annesini ağlattık. Deniz Gezmiş'in annesi Mukaddes Öğretmen
oğlunun idamından iki gün sonra evine gelir, gelinine seslenir:
Kızım, git okul müdürüne, öğrencilerime söylesin, iki gün
gelemeyeceğim okula. der. İşte, biz böyle bir anneyi
ağlattık ama dün de bir cumhuriyet aydını, dün de bir
cumhuriyet kadını Necla Kavalanın ciğerini yaktık.
Evet, bu ülkenin kaderi mi? Cunta, sıkıyönetim mahkemeleri ya da 13.
Ağır Ceza Mahkemesi gibi hukuktan uzak, vicdandan uzak, ahlaktan uzak
karar veren mahkemeler bu ülkenin kaderi mi, merak ediyorum.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) 6ncı
Filoyu kıble yaptılar.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
Bakın değerli arkadaşlar, elli yıl önce cunta vardı,
bugün daha beter durumdasınız. En azından o mahkemeler bir karar
verdiği zaman zikzak yapmıyordu, lanetliyorduk. Bugün Türkiye
Cumhuriyetindeki bir mahkeme Osman Kavalaya beraat ettiği dosyadan
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
veriyor, tutuklandığı casusluk dosyasından beraat
kararı veriyor. Ya, cunta mahkemeleri, sıkıyönetim mahkemeleri
bu kadar ucube bir şekilde karar vermiyordu ama o mahkeme şunu
bilsin: Ona o talimatı verenler, ona o hükmü yazdıranlar ve kendileri
Osman Kavala hakkında karar vermediler, kendileri ve o hükmü ona
verdirenler hakkında bir karar verdiler. Gün gelecek dünkü karar o
beyefendilerin yüzüne okunacak, söz veriyorum. Söz veriyorum, bunun
hesabını verecekler. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Devamla) Gezi
Ben bakıyorum, tüm partilerden -MHP, CHP, HDP- o gün
bozkurt işareti yapan, zafer işareti yapan milyonlarca çocuk
sokaktaydı.
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) Biz yoktuk; karıştırma kardeşim, biz yoktuk.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Çünkü
Gezi bir onur hareketiydi.
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) Yalan söyleme, milletin gözünün içine bakarak yalan söyleme!
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) -
Bakın, Gezi şerefli çocukların bir hareketiydi.
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) Sabahtan beri 6. Filo propagandası yapıyorsun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Bu
çocuklara bugün terörist diyemezsiniz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Orada hangi
pankartları gördük?
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Gezi;
Deniz demektir, Yusuf demektir, Hüseyin demektir.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Terör örgütünün
pankartlarını görmediniz mi?
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Gezi,
zulme karşı tam bağımsız Türkiye Türkiye
Cumhuriyeti demektir. Gezi, yiğitliktir!
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) Bak, Geziyi
görmek istiyorsan buraya bak.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Hadi
oradan, onu kimin yaptırdığını ben biliyorum!
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) Bak, buraya
bak, buraya! Geziyi görmek istiyorsan buraya bak!
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Gezi,
Mustafa Kemale 2 ayyaş! diyen zihniyetin yüzüne tükürmektir, yüzüne!
(CHP sıralarından alkışlar)
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) Mustafa Kemal
yok orada! Türk Bayrağı yakıldı orada!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Yalan konuşuyorsun
yalan! Orada PKKnın paçavraları vardı!
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - O
yüzden bir kez daha ben o çocukların önünde saygıyla eğiliyorum,
saygıyla. (CHP sıralarından alkışlar)
HASAN ÇİLEZ (Amasya) PKKnın
paçavraları vardı.
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) Türk
Bayrağı yakıldı orada!
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Türk
Bayrağını yakanlar senin provokatörlerin.
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) Bak, Gezi bu,
Gezi bu!
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Eminim
danışmanındır biri senin, senin
danışmanındır bir tanesi.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ben Gezide
bayrak yakan görmedim.
BAŞKAN Yasin Bey, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürkün, veteriner hekimlerin maruz
kaldığı şiddet olaylarına ilişkin
açıklaması
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Yozgat Sorgunda Veteriner Hekim Volkan Lale insan
sağlığına uygun olmayan bir hayvanın etini
kullanıma uygun bulmadığı için, halk
sağlığını korumaya çalışırken görevi
esnasında çalıştığı mezbahanede bıçaklı
saldırıya uğramış ve görevi başında
öldürülmüştür.
Veteriner hekimler görevleri gereği gıda
güvenliği, toplum ve halk sağlığı için süt
ürünlerinden et ve et ürünlerine kadar vatandaşlarımızın
sağlıklı gıda tüketimleri için
çalışmaktadırlar. Sağlıkta Şiddet Yasası
geçerken sağlık grubunda sayılmadıklarından
dolayı unuttuğumuz veteriner hekimlerimizin bu ve benzeri şiddet
olaylarına maruz kaldıklarını biliyoruz. Dikkatinizi çekmek
için daha kaç veteriner hekimin şiddete maruz kalması lazım.
Gerekli önlemlerin ve hassasiyetin gösterilmesini yetkililerden rica ediyoruz.
Teşekkürler Sayın Başkan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Bülent Bey, buyurun.
3.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Mersin Milletvekili
Ali Mahir Başarırın yaptığı gündem
dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
az önceki hatip daha ilk konuşmacı olmasına rağmen çok
gergin başladı, bu kadar gerginliğe gerek yok diye
düşünüyorum.
Biz başka bir memlekette mi
yaşıyoruz? Yani biz Gezide arabaların
yakıldığını, polislerin şehit edildiğini,
PKK bayrakları açıldığını görmedik mi? Bu kadar
gerginliğin, bu kadar anlamsız bağırmanın bir
kıymeti olmadığı kanaatindeyim. Kaldı ki devam eden
bir yargı süreci var, Yargıtay aşaması var.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Kaç
yıldır?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) İtirazlar varsa bu
itirazlar Yargıtayda değerlendirilecektir. Kaldı ki karar
verilirken hâkimlerimizden bu konuya katılanlar var, katılmayanlar
var. Dediğiniz gibi sarayın hâkimi, talimatı falan değil,
yürüyen bir dava var, bu davaya daha soğuk akılla, daha sakin bir
dille yaklaşmamız gerektiği kanaatindeyim.
Sayın Başkan, bir diğer husus da
Yine 60a göre izin verirseniz şunu ifade etmek isterim: Az önce
kıymetli hatip Deniz Gezmişle ilgili idamının 50nci
yılı olmasından yola çıkarak söz istedi. Hiç kimsenin
idamına sevinecek hâlimiz yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Kendi ifadesiyle
söylüyorum, yiğit mi değil mi bilemiyorum, mahkemelerde kayıtlar
var fakat ısrarla Alçaklar astı. dedi. Altını çiziyorum,
ısrarla Alçaklar astı. dedi. Çok zor değil, Meclisimiz var,
arşivlerimiz var, baktım kim asmış Deniz Gezmişi
diye. Ayrıntıyı geçiyorum, CHPli vekilin olduğu partiden
dolayı orayı söyleyeceğim. CHPden 2 çekimser, 28 evet, 62
de oylamaya katılmayan var yani 28 CHPli vekil evet demese Deniz
Gezmiş belki de şu an sizde vekildi. Asan siz, kızan siz, çok
garip yaklaşım.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne demek!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Değerli
arkadaşlar, bu da elimde mazbatası, zaptı. Hangi CHPli
vekillerin Deniz Gezmişin idamına evet dediğinin tek tek
isimleri var. 28i evet demiş, 60ı dışarıda
durmuş gelmemiş içeriye, şimdi de Asan alçak. diyorsunuz.
Meclisi bu tarz polemiklere mahkûm etmeyin.
Bakınız, daha da ötesi Tekirdağ Vekili
Orhan Öztrak, şu anki sözcünüzün de babası. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
Arkadaşlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Başkanım, son
kez, otuz saniye sadece, izin verirseniz
BAŞKAN Toparlarsanız
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Toparlıyorum
Başkanım.
Değerli arkadaşlar, derdim Meclisi germek
değil, polemik yapmak değil ama isyan ediyorum bu samimi olmayan
yaklaşıma. Siz kürsüye çıkıp Alçaklar astı.
diyorsunuz. Bakıyoruz, alçak dediğiniz Tekirdağ Vekili,
şu anki sözcünüzün babası Orhan Öztrak; bu yanlış bir
yaklaşım.
Hâkimlerin yanlış kararını
beraber eleştirelim -Deniz Gezmişi de Kavalayı da-
yanlış varsa değerlendirelim ama iftira atarak, soğuk
aklı bırakarak, duygusal reflekslerle itham ederek yaklaşmanın
doğru olmadığını kanaatindeyim.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
4.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Mersin Milletvekili Ali
Mahir Başarırın yaptığı gündem
dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu kürsüde konuşmasını yapan
konuşmacı Gezi hadiselerinde veya Gezi eylemlerinde MHPlilerin de
hatta bozkurt işareti yapanların da bulunduğunu söyledi. Bozkurt
işaretini Kemal Kılıçdaroğlu da yapıyor, o konuyu bir
hatırlatalım. Yeri geldiğinde istismar için tabii elbette bunu
yapıyorlar. Ve şunu söyleyeyim: Bu Gezi eylemlerinde Milliyetçi
Hareket Partisi yoktur ve özellikle belirtiyorum -bir türlü anlamayanlar anlasınlar,
kafalarına da iyi soksunlar- Milliyetçi Hareket Partisi ve ülkücüler kendi
organize etmedikleri birtakım yürüyüş, eylem vesairede bulunmazlar
yani biz başkalarının peşine takılıp onların
gündeminin peşinden gitmeyiz; bu böyle biline.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
tamamlıyorum.
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Şimdi gündem
dışı şahsı adına söz aldığı
konuşmada Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanları
övgüledi, kendince kutsadı. Bir milletvekilinin, yani anayasal bir
düzende, Türkiye Büyük Millet Meclisinde demokratik siyaset yapan bir
milletvekilinin Anayasayı silahlı bir şekilde devirmek için
dağa çıkan ve terörist olan kişileri anması ayrı bir
garabettir ve çelişkidir. Bir kere, demokratik siyasetle çelişen bir
durum vardır. Filistine gitti. diyor, Filistine niye gitti bunlar?
Silahlı eğitim almak için, gelip Türkiye'de silahlı eylemler
yapmak için. Ben gayet iyi hatırlıyorum onu yani benim çocukluğum
dönemine rastladı. Bu sayılan isimlerin kim olduğunu da
biliyoruz. Bunlar, demokrasiyle, demokratik siyasetle alakası olmayan
teröristlerdir.
Teşekkür ederim. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Altay, buyurun.
5.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili
Bülent Turan ile Manisa Milletvekili Erkan Akçayın yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok teşekkür
ederim.
Bir meseleyle ilgili yapılan yorumlar meseleye
nereden baktığınızla ilgilidir. Sayın
Başkanın terörist diye nitelendirdiği insanları ben
terörist görmem ama Geziyi provoke eden, Gezide o çadırları
yakanlar, arabaları devirenler de Geziye katılan o gençler
değil, bu iktidarın devlete soktuğu,
sızdırdığı FETÖ mensubu devlet görevlileridir, bunu
herkes de bilmektedir. (CHP sıralarından alkışlar)
YUSUF BAŞER (Yozgat) Hadi oradan!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben asıl
şunun için söz aldım: Deniz Gezmişlerin idamıyla ilgili
Sayın Turan Meclisteki oylama tutanağını gösterdi. Bir grup
CHP milletvekilinin de bu oylamada evet oyu verdiği bizce de malumdur.
Bir grup milletvekilinin bu oylamaya katılıp evet oyu vermesi bu
konuda Cumhuriyet Halk Partisine bir suç, zan getirmez. Şunun için
diyorum: Tıpkı dün Gezide, Kavala davasında olduğu gibi
Deniz Gezmişlerin idam hükmünü veren
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
mahkeme,
sipariş ve talimatla bu kararı almıştır. O çocuklar
bir kişinin burnunu kanatmadılar, bir kişinin ve idam edildiler.
Dolayısıyla kararın, mahkemenin verdiği kararın
Mecliste oylanması noktasında kabul oyu veren Cumhuriyet Halk
Partililerin hepsi de bugün herhâlde hayatta olsalar yanlış
yaptıklarını kabul edecektir. O günün atmosferi içinde
şüphesiz yanlış yapmışlardır, yanlış
yapılmıştır.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Eyvallah.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Konu bundan
ibarettir ama buradan yola çıkarak Deniz Gezmişlerin idamıyla
ilgili Cumhuriyet Halk Partisini zan altında
bırakamazsınız. Zan altında bırakılacak olan, dün
Gezi davasında olduğu gibi o gün de talimatla karar veren sözde
yargıçlardır.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Emecan
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bir
dakika
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Geçti artık.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin)
Başkanım
BAŞKAN - Sayın Altay gayet güzel
toparladı.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Ama
benim şahsımla ilgili, bir milletvekili olarak...
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hiç şahıslara
laf atmam, konuşabilir ama laf atmam yani.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Açıkça
terörü övdüğümü söyledi, ben buna cevap vermek isterim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Terörü övdüğünüzü
söylemedim, terörist dedim onlara, kanaatimi söyledim.
BAŞKAN Lütfen sataşmaya meydan vermeyin.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Asla
Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarırın, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ile Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
yaptıkları açıklamaları sırasında
şahsına sataşmaları nedeniyle konuşması
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin)
Şimdi, milletvekili olmadan önce ben bir insanım. Adım Mahir,
kardeşimin adı Taylan, kızımın adı Deniz; ben
bunlarla gurur duyuyorum. Ben bu insanları seviyorum. Ben bu insanlarla
büyüdüm. Benim babam da Deniz Gezmiş asıldığında
onunla cezaevinde arkadaştı; babamla da onur duyuyorum. Bunu
söyleyeyim, bir. (CHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Olabilir.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
İki: Bakın, her asılana terörist dersek Erdal Erene, Mustafa
Pehlivanoğluna da diyebilir miyiz? Üzülmediniz mi Sayın Başkan?
1980de asılan Mustafa Pehlivanoğlu'na üzülmediniz mi? Sizin
arkadaşınızdı. Ben onu da yanlış buluyorum. Ben
Erdal Eren'i de yanlış buluyorum. Ben Adnan Menderesi de
yanlış buluyorum. Ben Deniz Gezmişi de yanlış
buluyorum çünkü gencecik çocuklar.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Senin
arkadaşların imza atmış.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
Sayın Başkanımın dediği gibi karıncayı
incitmemişler.
Üç: Filistinde ne eğitimi aldılar,
nereden biliyorsunuz? Nereden biliyorsunuz?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Fotoğrafları var.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) O gün,
Filistin halkına yardım eden, dünyanın birçok yerinden gelen
devrimciler vardı, onlar da bunlardan bir tanesiydi. Yanlış
yaptı. mı diyorsunuz? Siz Yanlış yaptı.
diyorsanız, ben size hiçbir şey söylemeyeceğim. Ama Kim ne oy
verdiyse kendini bağlar. Yanlış, Sayın Başkan da
söyledi. Ben bu insanlara, inancına; devrime olan inancına,
eşitliğe olan inancına, köylüye, millete olan inancına
gönül verdim ve burada da konuşma ihtiyacında bulundum. 60ta da,
70te de, 80de de ve -bugün de- dün de bir idam cezası verildi
aslında. Yani idam cezası olsa Osman Kavalayı
asacaksınız, asacaksınız; zihniyetiniz bu. Bunu söyledim.
(CHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Mersin Milletvekili Ali
Mahir Başarırın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Tabii, konuşmacı
arkadaşımız Ali Mahir Bey kendi düşüncelerini ifade etti ve
şu dikkat çekici bir husustur: Burada, Sorosçu ve Amerikancı Osman
Kavalayı övgüleyip de aynı zamanda Deniz Gezmişi övgülemek
yaman bir çelişkidir diye düşünüyorum. Neden? En azından,
bildiğimiz kadarıyla bu Deniz Gezmişler açıktan ve
şiddetli bir şekilde Amerikan emperyalizmine, Amerikaya, 6ncı
Filoya karşıydı ve kendilerince bunun da mücadelesini
verdiklerini ifade ediyorlardı. Sorosçu olan, şimdi, Amerikancı
olan Kavala ile Deniz Gezmiş'i nasıl aynı kefeye
koyabiliyorsunuz, bu çelişkiye de dikkat çekmek istiyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin)
Başkanım, yerimden sadece otuz saniye, yerimden.
BAŞKAN Sayın Emecan, buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Sadece
otuz saniye ama Başkanım.
BAŞKAN Ama düşüncelerinizi ifade
ettiniz.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Söyledim
ama Osman Kavalacı niye ben olayım Başkanım?
BAŞKAN Ne söyleyeceksiniz şimdi?
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Ben niye
Kavalacı olayım, ben niye oncu olayım? Ben
Kavalacıyım. demedim ki, sadece otuz saniye bunu gidermek isterim,
yerimden.
BAŞKAN Öyle demiyor, sana demiyor ya, sana
demiyor.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kavalacı. demedim.
BAŞKAN - Bir dakika, sana demiyor ki.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin)
Başkanım, bana dedi, ben konuştum.
BAŞKAN Yok, diyor ki... Ya, sana demiyor.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ben Kavalacı. demedim
ya.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Kürsüde
konuşan hatip. dedi Sayın Başkanım. Otuz saniye...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ali Mahir Bey, ben
Kavalacı. demedim size ya.
BAŞKAN Engin Bey ne diyorsa yapayım ya.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Verin.
BAŞKAN Buyurun.
7.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarırın, Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin)
Sayın Başkanım, Osman Kavala olabilir, başka birisi
olabilir, başka bir yurttaşımız olabilir ya da herhangi bir
ilimizdeki, ilçemizdeki ülkü ocakları başkanı olabilir, eğer
birisine haksızlık, hukuksuzluk yapılıyorsa,
yanlış işler yapılıyorsa, bir partinin aday adayı
olan bir hâkim o kişi hakkında karar veriyorsa, ben onun
karşısındayım. Ben niye Kavalacı olayım, niye
şuncu olayım? Ben hukukçuyum, adaletçiyim.
BAŞKAN Sayın Emecan, buyurun.
8.- İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecanın, Gezi
davasında verilen karara ilişkin açıklaması
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) -
Teşekkür ederim.
Dün Gezi'nin duruşmasına tanık olduk
hep birlikte ama bu, sıradan bir duruşma değildi, tarihe
kötülüğün rejimine yaptığınız büyük bir katkı
olarak geçecek cinsten bir duruşma. Hukuk devletinin çöküşünü,
adaletin yok oluşunu izledik. Bir mahkeme heyeti düşünün ki üye
hâkimlerinden birisi AKPden milletvekili adayı olmuş ve biz bu
kişilerin siyaseten verdiği karara -karar- değil, infaza tanık
olduk. Osman Kavalaya ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası; Mücella Yapıcıya, Çiğdem Matere,
Hakan Altınaya, Can Atalaya, Mine Özerdene, Yiğit Ali Ekmekçiye,
Tayfun Kahramana da on sekizer yıl hapis cezası verildi. Ama
unutmayın, bozmaya çalıştığınız bu adalet
gün gelecek size de lazım olacak; küçük Veraya sözümüz olsun. Biz de
Gezideydik, Gezi onurumuzdur; mücadeleye devam. Deniz Gezmişin, Yusuf
Aslanın ve Hüseyin İnanın vermiş olduğu tam bağımsızlık
mücadelesine de selam olsun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Ali Fazıl Kasap
9.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasapın,
Tavşanlı Linyitsporun yaşadığı mağduriyete,
ilişkin açıklaması
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Bölgesel Amatör Ligde play-off grubunda mücadele
eden kömür işçilerinin takımı Tavşanlı Linyitsporun,
rakip takımın cezalı oyuncu oynatmasıyla hakkı
gasbedilmiştir; 3. Lige yükselme hakkını gasbetmeyin. Türkiye
Futbol Federasyonu ve Amatör Spor Kulüpleri Federasyonuna sesleniyorum: Bir
takımın bir yılını yakmayın. Tavşanlı
Linyitspor 3. Lige dâhil edilmeli; yılların takımı,
işçilerin takımı Tavşanlı Linyitspor 3. Lige
yakışır, 3. Lig Tavşanlı Linyitsporun
hakkıdır.
Teşekkürler Sayın Başkanım.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
(Devam)
3.- Konya Milletvekili Halil Etyemezin, 28 Nisan Dünya İş
Sağlığı ve Güvenliği Gününe ilişkin gündem
dışı konuşması
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü
münasebetiyle söz isteyen Konya Milletvekili Sayın Halil Etyemeze ait.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HALİL ETYEMEZ (Konya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 28 Nisan Dünya İş
Sağlığı ve Güvenliği Günü dolayısıyla söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sözlerime Amerika
Birleşik Devletleri Başkanı Bidenın 1915 olayları
hakkında tarihî ve hukuki dayanaklardan yoksun
açıklamalarını kınadığımı ve
reddettiğimi ifade ederek başlamak istiyorum. Türkiyeyi
soykırımla suçlayanlar önce kendi tarihlerine
bakmalıdırlar. Türkiyeye bu iftirayı atanlara Vietnamda,
Bağdatta döktükleri kanları, Hiroşima ve Nagazakiye attıkları
atom bombasını hatırlatıyorum. Gazi Meclisimizde bir
milletvekilinin sözde Ermeni soykırımının
tanınması için verdiği ciddiyetsiz teklifin ise yok hükmünde
olduğunu ve şiddetle kınadığımı ifade etmek
istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, dün yine gördük ki
Türkiye Cumhuriyetinin demokratik bir hukuk devleti olduğunu unutan bir
güruh var. Bağımsız Türk yargısının verdiği
bir karardan sonra bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanının
tehdit edilmesi asla kabul edilemez.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Nasıl
bağımsız ya, sizin aday adayınız!
HALİL ETYEMEZ (Devamla) Bu tehdit başta
devletimiz ve milletimize yapılmış bir tehdittir; bu, milletin
hür iradesine hakarettir.
Değerli milletvekilleri, Pençe-Kilit Operasyonu
başta olmak üzere Irakın ve Suriyenin kuzeyindeki terörle mücadele
eden kahraman Mehmetçikimize başarılar diliyorum; bütün
dualarımız onlaradır, onlar içindir, Allah şanlı
ordumuzu korusun ve muzaffer eylesin.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Dünya İş Sağlığı ve
Güvenliği Günü, Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından
alınan bir kararla, meslek hastalıkları ve iş
kazalarının önlenmesi amacıyla 2003 yılından bu yana
her yıl 28 Nisanda kutlanmaktadır. İş
sağlığı ve güvenliği, çalışma
hayatının öncelenmesi gereken en temel konusudur. Bizim
geleneklerimiz insanı merkeze alır, insanı önemser
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. düsturuyla
şekillenir. Medeniyet kodlarımızda vücut bulan merhamet yüklü,
adaleti esas alan, ahlak temelli hukuk tesis eden bir çalışma düzeninin
inşası için iş sağlığı ve güvenliğini
son derece önemsemekteyiz.
Değerli milletvekilleri, Uluslararası
Çalışma Örgütünün yaptığı açıklamaya göre,
iş kazaları ve meslek hastalıklarının ülkelerin
gayrisafi yurt içi hasılasındaki payı yüzde 3,94tür. Dünya
Sağlık Örgütüne göre ise kötü çalışma koşulları
her yıl işle ilgili toplam 300 bin ölüme ve Avrupa bölgesinin
gayrisafi yurt içi hasılasında yüzde 4 oranında ekonomik
kayıplara neden olmaktadır. Bu rakamlar, iş
sağlığı ve güvenliğinin yerelde ve genelde bütün
insanlığın hassasiyetle üzerinde durması gereken bir konu
olduğunu ortaya koymaktadır. Hükûmetlerimiz olarak hedefimiz, bu
küresel sorunu asgari düzeye indirmek, hatta tek bir
çalışanımızın dahi meslek hastalığı
sebebiyle hayatını kaybetmediği bir çalışma
hayatına çalışanlarımızı
kavuşturmaktır. Biliyoruz ki çalışanlarımız ve
emekçilerimiz için güvenlik lüks değil, bir haktır; işveren için
güvenli bir çalışma ortamı sağlamak lütuf değil, bir
zorunluluktur. Yaptığımız çalışmalarla,
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve alt
düzenlemeleri ile Avrupa Birliği standartlarında mevzuatları
hayata geçirdik. 2000 yılı itibarıyla 100 bin işçide ölümlü
iş kazaları ve meslek hastalıkları oranı yüzde 53,7
azalarak 13,4ten 6,2ye gerilemiştir. Denetim ve rehberlik
faaliyetlerimizi etkinleştirdik ve toplumumuzdaki sağlık ve güvenlik
kültürünü geliştirmeye yönelik adımlar atıyoruz.
İş sağlığı ve
güvenliği, zihniyet değişimi ve bilinçli olmayı gerektirir.
Bu nedenle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve
Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğinde, okul öncesi
çocuk ve yetişkin dönemi eğitim ve öğretim müfredatlarında
ve staj uygulamalarında iş sağlığı ve
güvenliğine yer veriyoruz. İş sağlığı ve
güvenliği hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde hem
çalışanlarımızın hem de işverenlerimizin
yanında olduk, olmaya da devam ediyoruz. Bu minvalde 10dan az
çalışanı olan, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer
alan işletmelerimize devlet desteği sağlıyoruz.
Ayrıca, 10dan fazla çalışanı olan, çok tehlikeli
sınıfta yer alan, üç yıl içinde ölümlü veya sürekli iş
göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmeyen iş yerlerinde
işsizlik sigortası primi işveren payını üç yıl
süreyle yüzde 50 indirimli olarak almaya başlıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HALİL ETYEMEZ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, iş sağlığı ve güvenliği
alanında çalışan, iş sağlığı ve
güvenliği kültürünün geliştirilmesine katkı sunan kurum,
kuruluşların, bireylerin ve tüm çalışanların 28 Nisan Dünya
İş Sağlığı ve Güvenliği Gününü kutluyor ve
hatırlatıyorum: Önlemek ödemekten daha ucuz ve daha insanidir.
Aziz milletimizin yarın idrak edeceğimiz
mübarek Kadir Gecesini ve pazartesi günü ifa edeceğimiz Ramazan
Bayramını tebrik ediyorum. Kadir Gecesinin feyiz ve bereketinden
hepimizin nasiplenmesini, topyekûn insanlığın geçmekte
olduğu zorlu süreçten ve yaşanan savaşlardan bir an evvel
kurtulmasını, akan kan ve gözyaşının bir an önce
durmasını, Ramazan Bayramına sağlık, afiyet
içerisinde erişebilmeyi Cenab-ı Haktan niyaz ediyor, Genel
Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Şevkin
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
10.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, Gezi davasında
verilen karara ilişkin açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Dün Türkiyede bir hukuk skandalı
yaşandı; yeşili, ağacı, doğayı savunan
insanlar zindanlara atıldı. Gezi bir direniştir. Gezi onurlu bir
geleceğin inşası, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman
gibi kardeşçesine yaşamaktır. Gencecik fidanların
toprağa düştüğü yerdir Gezi. Birilerinin dediği gibi
yargıya güven giderek yükselmemiş; tam aksine, Gezi davası
kararı yargının kara bir lekesi olmuştur. Gezi; Uğur
Mumcuların katiline karşı haykıranlar, Aladağda yanan
kız çocukları için çırpınanlar, Somada, Hendekte,
Çorluda yakınlarını kaybedenlerin yanında yer alanlar
demektir. Gezi, zeytini koruma, temiz hava soluma isteğidir. Gezi biziz,
Gezi hepimiziz. Gezi benim, ben! Saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir
gün, zulüm biter/Menekşeler de açılır üstümüzde, leylaklar da
güler/Bugünlerden geriye bir yarına gidenler kalır, bir de
yarınlar için direnenler...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
sisteme giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz
vereceğim.
Sayın Arkaz
11.- İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, Meclis
çatısı altında bir milletvekilinin sözde Ermeni
soykırımının tanınmasına ilişkin
verdiği kanun teklifine ilişkin açıklaması
HAYATİ ARKAZ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Mehmetçik, 1915te cephelerde çarpışırken,
Taşnak ve Hınçak terör örgütlerinin militanları Anadoluda
yaşlı-genç, kadın-erkek ayırmadan, anne karnındaki
çocuklara dahi acımadan katliam yapıyordu. Bu yüzden Talat ve Enver
paşaların dökülen kanı durdurmak için uyguladığı
Tehcir Kanunu doğru ve hukuki bir karardır. Büyük Türk milleti,
tarihinin hiçbir döneminde katliam ve soykırım
yapmamıştır; hatta, zulme ve soykırıma
uğrayanları koruyup kollamış, mazlumlara sahip
çıkmıştır. Sözde Ermeni soykırımı
yalanı devletimize, milletimize, ecdadımıza ve tarihimize
atılan büyük bir iftiradır, buna izin veremeyiz. Ne mutlu Türk'üm
diyene.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP
ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Çelebi
12.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin, Meclis
çatısı altında bir milletvekilinin sözde Ermeni
soykırımının tanınmasına ilişkin
verdiği kanun teklifine ilişkin açıklaması
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Konu Türkiye düşmanlığı olunca
PKK severler, FETÖcüler, liboşlar, sahte solcular, din tüccarları,
Taşnakçılar, zararlı cemiyet uzantıları sözde
soykırım yalanında birleştiler.
Değerli milletvekilleri, sizlere sesleniyorum:
Gelin, yasal bir düzenleme yapalım; 24 Nisanı, Ermeni terör örgütü
ASALA tarafından katledilen vatandaşlarımızı,
Anadoluda Ermeni çeteleri tarafından kadın, çocuk, ihtiyar
ayırmaksızın katledilen 518.103
vatandaşımızı anma günü ilan edelim. Sözde
soykırım yalanına boyun eğmeyelim, gerçeği
yaşatalım, dünyaya anlatalım.
Milletvekili sıfatıyla kanun teklifi
vererek türlü açıklamalarla sözde soykırım üzerinden milletimize
hakaret edenler, size sözüm şu: Haddinizi, hududunuzu bilin! Türkiye Büyük
Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Türk milletine meydan okuma yeri
değildir!
Saygılarımla. (AK PARTİ, MHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Şahin
13.- Balıkesir Milletvekili Fikret Şahinin, Gezi
davasında verilen karara ilişkin açıklaması
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gezi davasında verilen kararlar
haksızdır, hukuksuzdur ve tamamen siyasidir. Verilen kararlardan
anlaşılıyor ki birileri Gezi Parkı'ndan çok korkmuş.
Gezi, barışa, kardeşliğe, demokrasiye ve
dayanışmaya adanmış bir millet hareketidir. Ülkemize
karabasan gibi çöken, hukuk tanımayan iktidar, maalesef, hakkı,
hukuku ve adaleti ayaklar altına almaya devam ediyor. Tarih kimin
haklı kimin haksız olduğunu ortaya çıkaracaktır.
Adalet mutlaka hak ettiği yeri bulacaktır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Kılavuz
14.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, Meclis çatısı
altında bir milletvekilinin sözde Ermeni soykırımının
tanınmasına ilişkin verdiği kanun teklifine ilişkin
açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sözde Ermeni soykırımının
tanınması hususunda kanun teklifi vererek Hınçak, Taşnak,
ASALA ve PKK'nın taşeronluğunu yapıp Türk
vatanını kirleten sözde milletvekili kılıklı Türk
düşmanına bu vatanın havası, suyu ve ekmeği
haramdır. Bu Türkiye düşmanının Türk vatanındaki tüm
hakları elinden alınmalıdır. Bu terör yandaşı iyi
bilmelidir ki şan ve şeref dolu Türk tarihinde tek bir kara leke bile
yoktur. Kurdukları terör örgütleriyle kadınları ve
yaşlıları diri diri yakıp gençleri baltalarla parçalayan,
Azerbaycan'da ve Türkiye'de nice insanımıza katliamlar yapan, üstüne
bir de gurur duyan, kanlı bir geçmişe sahip olanlar asıl
soykırımcılardır. Şanlı ecdadımıza dil
uzatmak gafletinde olup Türk vatanını, Türk milletini katliamcı
olarak suçlama cüretinde ve ihanetinde bulunanlar tarih ve hukuk önünde hesap
vermelidir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Subaşı
15.- Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşının,
Meclis çatısı altında bir milletvekilinin sözde Ermeni
soykırımının tanınmasına ilişkin
verdiği kanun teklifine ilişkin açıklaması
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
24 Nisan tarihinde Amerika Başkanı
Bidenın sözde soykırım açıklaması tarihî ve hukuki
dayanaklardan yoksundur. Soykırım iftirasını sektör hâline
getiren lobileri memnun etmeyi amaçlayan açıklamasının hiçbir
temeli olmadığını ifade ediyorum. ABD Başkanı
veya diğer ülkelerin yöneticilerinin bu tür ithamları gerçek
dışıdır, reddediyoruz. Hâl böyleyken 23 Nisanda
kuruluşunun 102nci yıl dönümünü tüm yurdumuzda büyük bir
coşkuyla kutladığımız Gazi Meclisimizden maalesef
bazı milletvekillerinin milletimize kara leke sürecek
açıklamalarını asla kabul etmiyoruz; bu açıklamalar gerçek
dışıdır, ahlaksızlıktır. Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanımızı bu kişiler hakkında işlem
yapmaya davet ediyorum. Hain ve kalleş Ermeni terör örgütü ASALA
tarafından şehit edilen vatandaşlarımızı, diplomatlarımızı
saygı ve rahmetle anıyorum.
BAŞKAN Sayın Şeker
16.- İstanbul Milletvekili Ali Şekerin, Gezi davasında
verilen karara ilişkin açıklaması
ALİ ŞEKER (İstanbul) Dün, Gezi
davasında bir yargı utancına daha tanık oldum. Türkiye
hukuk tarihinde kara bir leke olarak kalacak bir tebligat okundu. AKP
milletvekili aday adayının da içinde bulunduğu heyet, Geziyi
savunan, demokrasiyi savunan, adaleti savunan, özgürlükleri savunan
arkadaşımızı darbecilikle itham etti. Ağırlaştırılmış
ömür boyu hapis ve on sekizer yıl hapis cezası verdi
arkadaşlarımıza. Daha önce Genelkurmay Başkanına
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdiğiniz
gibi, orada ülkeyi savunan, özgürlükleri savunan, demokrasiyi savunan
insanları da mahkûm ettiniz daha önceki ortağınızın
yaptığı gibi. Gezi davası sanıkları için verilen
bu kararı alanlar hükmü Türk milleti adına değil, saray
adına aldıklarını bir kere daha ispatladılar ancak 72
yaşına gelmesine ve Türkiyenin en önemli mimarlarından biri
olmasına rağmen kirada oturan ve Geçinmek için hâlâ
çalışmak zorundayım. diyen ve buna rağmen Gezinin
finansörü diye gösterilen kıymetli Mücella Yapıcı
Hocamızın söylediği
sözleri unutmayacağız.
BAŞKAN Sayın Bulut...
17.- Tokat Milletvekili Yücel Bulutun, sulama birliklerinin
borçlarına ilişkin açıklaması
YÜCEL BULUT (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanımızın iradesiyle
esaslı bir reforma tabi tutularak yönetim şekilleri
değiştirilen sulama birlikleri tüm Anadoluda faaliyetlerine devam
etmektedir. Yeni yönetim modellerine kavuşturulan birliklerin geçmiş
borçlarının tasfiyesi konusundaki belirsizlik, mevcut gelirlerinin
ancak borç tasfiyesinde kullanılmasına sebep olmaktadır.
Geçmiş borçların ancak faizlerini karşılayan bu ödemeler
birliklerin bir kısmında personel maaşını bile
ödeyememe sonucunu doğurmaktadır. Sulama birliklerinde haklı
olarak gerçekleştirilen düzenlemelerin istenilen sonuçları
verebilmesi adına geçmiş borçların tasfiyesi konusu gündeme
alınarak bir çözüm aranmalı ayrıca köylünün sulama birliklerinin
uygulamalarından kaynaklı şikâyetlerinin incelenmesi için il
idare sınırları içerisinde bağımsız ve yetkili
bir merci oluşturularak su kullanımı konusunda köylünün uğradığını
iddia ettiği, haksızlık iddia ve ihtilaflarına mahallinde
çözüm aranmalıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Barut...
18.- Adana Milletvekili Ayhan Barutun, Adana Havalimanının
yok edilmek istendiğine ilişkin açıklaması
AYHAN BARUT (Adana) Sayın Başkan,
iktidar eliyle Adana Havaalanı yok edilmek isteniyor. Çukurova Bölgesel
Havalimanı yapımı nedeniyle havaalanımızı
kapatmak isteyenlerin kötülüğü bitmiyor. Türkiyenin en önemli
kentlerinden olan koca Adanada başkent Ankaraya bir, bir buçuk yıl
içerisinde bazı günler hiç uçak yoktu, şimdi seferler kondu ama onun
da sayısı çok yetersiz ve saatleri de hiç uygun değil.
Geçiş garantili otoyollar, kullanılmayan havaalanları için yolcu
garantisiyle yandaşlarını ihya edenler sesimizi duymazdan
geliyor. Kendini bilmez bürokrat Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi
seçilmiş milletvekillerinin telefonlarına yanıt bile vermiyor,
geri de dönmüyor. Bu bürokratın yaptığı hadsizlik
değil mi, niye bunu yapıyor, bu cesareti kimden alıyor, bu
kötülüğün arkasında kimler duruyor? Adanayı ve
Adanalıları mağdur eden bu kendini bilmez bürokratı
şikâyet ediyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın İlyas Şeker
19.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
Meclis çatısı altında bir milletvekilinin sözde Ermeni
soykırımının tanınmasına ilişkin
verdiği kanun teklifine ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Birinci Dünya
Harbinde Osmanlı İmparatorluğunun özellikle Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Batının da
kışkırtmasıyla Ermeni çeteler tarafından Müslüman
köylerinde yüz binlerce katliam yapıldı. Başta Biden olmak
üzere, bazı tarih cahili ülke ve liderlerin Birinci Dünya
Savaşında Ermeni çeteleri tarafından katledilen yüz binlerce
Müslüman vatandaşı görmezden gelerek yapılan siyasi ve politik açıklamalar
hiçbir anlam ifade etmemektedir. Bu açıklamalar tamamıyla politik
açıklamalardır. Yüreğiniz yetiyorsa -Sayın
Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi- gelin,
arşivleri tarih araştırmacılarına açalım,
gerçekler ortaya çıksın. Ayrıca asılsız iddiaların
bu yüce kurum çatısı altında hadsizce dile getirilmesi açık
bir ihanettir, alçaklıktır.
Yapılan bu siyasi istismarlardan ülkemizde
yaşayan Ermeni vatandaşlarımız da rahatsız
olduklarını ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Arık
20.- Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, otizmli
hastaların kaldığı bakımevlerinin fiziki
yetersizliğine ilişkin açıklaması
ÇETİN ARIK (Kayseri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, bu fotoğrafa iyi
bakın. Bu fotoğraf Sakarya-Arifiye bakımevinden. Burası
Sinanın odası. Sinan, otizmli bir genç; Sinan
çırılçıplak bu odada yaşıyor, burada yemek yiyor, bu
mavi şeyin üzerinde yatıyor, bu köşeye de tuvaletini
yapıyor. Milletin Meclisinden 101 odalı saraylarda, bir kuş sütü
eksik sofralarda iftar verenlere sesleniyorum; mübarek Kadir Gecesinin
hürmetine siz sayın milletvekillerinin vicdanına sesleniyorum; Bir
insan evladı yemek yediği yerde aynı zamanda tuvaletini yaparak
yaşıyor. Bir insan evladı bu şartlarda nasıl
yaşar? Burada Sinan'a eğitim verecek özel eğitimci yok, burada
Sinan'ı rehabilite edecek hiç kimse yok. Sinan, yeterince özel eğitim
almadığı için bu şartlarda yaşıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÇETİN ARIK (Kayseri) Lütfen elinizi
vicdanınıza koyun, bu konuya duyarsız kalmayın.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Girgin
21.- Muğla Milletvekili Süleyman Girginin, Muğlanın
Ortaca ilçesi Fevziye Mahallesindeki sosyal donatı alanlarına
ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Muğla Ortaca ilçemiz Fevziye Mahalle
halkının elli yıldır kültürel toplanma ve eğlence
yeri, gençlerin sportif faaliyetlerini yaptığı 5 bin metrekare
hazine arazisi 7 Nisan tarihinde ihaleyle satıldı. Elli
yıldır burada yaşayan insanların fikri alınmadı.
Bu bölgeler kırsal nitelikli yerleşim alanıdır,
dolayısıyla, sosyal donatı alanı olarak kullanılamaz.
denilerek köylüye verilmeyen sosyal donatı alanı kime veriliyor?
Kimin malını kime satıyorsunuz? Hazine arazileri rant uğruna
satılırken kamusal hizmet alanları; okul, sağlık,
sosyal, kültürel ve benzeri tesis alanları kamulaştırma yükünden
dolayı alınamamakta ve dolayısıyla kamu hizmetleri
aksamaktadır. Köylerdeki kamu taşınmazları bulunduğu
yerin halkına hizmet etmeli ve bu ihale iptal edilmelidir.
Nöbete başlayan Fevziye köylülerine selam
olsun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Karadağ
22.- Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağın,
Meclis çatısı altında bir milletvekilinin sözde Ermeni
soykırımının tanınmasına ilişkin
verdiği kanun teklifine ilişkin açıklaması
YAŞAR KARADAĞ (Iğdır)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
1800lü yılların ikinci
yarısında tüm Osmanlı topraklarında faaliyet gösteren
sayıları 1.600ü aşan misyoner okullarının da
etkisiyle emperyalist güçler Osmanlı topraklarındaki
azınlıkları kışkırtıp Ermeni
azınlıkların bir kısmını Hınçak, Taşnak
gibi terör örgütlerine dönüştürdüler. Birinci Dünya Savaşı'yla
birlikte emperyalizmin maşalığını yapan bu terör
aparatları Anadolu'da ve Osmanlı toprağı
dışında kalan Azerbaycan topraklarında aklın hayalin
almayacağı katliamlar yaptılar. Bunun sonucunda Osmanlı
İmparatorluğu tehcir kararı almıştır. Bugün
emperyalizmin uşaklığını yapan Hınçak,
Taşnak uzantısı ASALA ve PKK yandaşlarıyla tarihi
saptırmaya çalışan diaspora uzantılarına Türk milleti
hiçbir zaman geçit vermedi ve vermeyecektir. Sözde Ermeni
soykırımı iddiasında bulunan Türk milleti düşmanı
hainlerin Gazi Meclisin çatısı altında yeri yoktur. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Güneş
23.- Uşak Milletvekili İsmail Güneşin, Meclis
çatısı altında bir milletvekilinin sözde Ermeni
soykırımının tanınmasına ilişkin
verdiği kanun teklifine ilişkin açıklaması
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak)
Teşekkür ederim Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türklerin tarihi şanla, şerefle, merhametlilikle ve
insanlıkla doludur; nerede bir mazlum varsa ona kucak açan ülkedir.
Türkler birçok fetihler yapmış ama fethettiği yerlerde masum
insanlara dokunmamıştır. Tarihinde hiçbir zaman zulüm ve katliam
olmamış ender ülkelerden biridir. Çok farklı milletlerden
insanların uzun yıllar kardeşçe yaşamasını
sağlamış, onları bağrına basmış,
birinci sınıf vatandaş ilan etmiştir. Ne zaman ülkesine
ihanet edenler olmuş, onlarla ilgili yaptırımları hayata
geçirmiş ama hiçbir zaman katliam yapmamıştır. Ülkesinin
tarihini ve gerçeklerini bilmeyen, emperyalist güçlerle birlikte hareket edip
ülkemizin itibarını sarsmaya yönelik sözde bir milletvekilinin
girişimini ve bunu destekleyenleri nefretle kınıyorum. Çanakkale
başta olmak üzere bu aziz vatan için şehadet şerbetini
içmiş şehitlerimizi rahmetle minnetle anıyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özkan
24.- Bursa Milletvekili Yüksel Özkanın, sağlık
çalışanlarına uygulanan şiddete ilişkin
açıklaması
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Diyarbakır'ın Lice ilçesinde hasta
yakınları tarafından sağlık
çalışanlarına silahlı saldırıda
bulunulmuştur; olayı kınıyorum. Sağlık
çalışanlarına giderek artan şiddet, sağlık
hizmetlerinde giderek artan çöküş, halkın kamudan sağlık
hizmeti almada zorluğu; bütün bunlar AKP iktidarlarının
beceriksizliğidir. Yetmedi, şimdi de acil olmayan hastalara Randevu
almadan hastaneye gidin. diyorsunuz. Beş dakikada bir muayene randevusu verilirken
şimdi bu süre üç dakika mı olacak? Hasta ile hekimi karşı
karşıya bıraktınız; böylece, beceriksizliğinizin
faturasını sağlık çalışanlarına mı
ödeteceksiniz? Bu uygulama, kamu hastanelerinde büyük kaos yaratacaktır.
AKP iktidarını sağlıklı sağlık
politikalarına davet ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Aydın
25.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının, bütün
yurttaşların Kadir Gecesi ile Ramazan Bayramını
kutladığına ve emeklilerin bayram ikramiyesine ilişkin
açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Önümüzdeki hafta bayram. Buradan, önce, Kadir
Gecemizi ve bayramımızı -bütün yurttaşlarımın-
kutluyorum.
Emekliler dört gözle bayramda alacakları
ikramiyeyi bekliyorlardı ancak iktidar, maalesef, onlara bu müjdeli haberi
vermedi -gerekçe olarak da bütçede oluşacak bir yükten bahsedildi- bugün
ise yaşlılarla ilgili bir araştırma önergesi getiriyor.
İktidar, emeklilere parayı vermedi ancak yurt dışında
emlak pazarlayacak olanlara, daire pazarlayacak olanlara bütçe sonuna kadar
açık. Türkiyeden daire satmak için yurt dışında bir dükkân
tutun, size, yıllık, 3 milyon 600 bin lira kira yardımı, 1
milyon 800 bin liraya kadar reklam yardımı, giderken gelirken uçak
biletleriniz, on güne kadar konaklama bedeliniz
Yani çaylar Türkiye
Cumhuriyeti devleti hazinesinden ama emekliye gelince para yok. 13 milyon
emeklimiz de sandıkta bunu çok güzel değerlendirecektir diyorum,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Yılmazkaya
26.- Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkayanın,
Gaziantepin Şahinbey ilçesi Kürüm ve Çöreklik Mahallelerindeki mera
alanlarının talanına ilişkin açıklaması
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Şahinbey ilçemizin Kürüm ve Çöreklik
Mahallelerindeki -yaptığımız ziyarette- köylüler,
yıllardır mera alanı olarak kullandıkları arazilerin
yandaş şirketler tarafından talan edilmesine isyan ediyor.
Üretici, köylü hayvanına yem almakta zorlanırken dağdaki mera,
yaylım alanları da ellerinden alınırsa hayvanlarını
kesip satmak zorunda kalacaklar. 2020 yılından itibaren,
hayvanların otlatıldığı mera alanlarının
bulunduğu 1 milyon 230 bin metrekare alan güneş enerjisi santrali
için otuz yıllığına Kalyon İnşaata verilmiş;
Gaziantep genelinde 3 bölgeden oluşan bu alanların hayvanların
otlatıldığı verimli mera alanlarını
kapsaması yeni bir talanın habercisidir. Güneş enerjisine
karşı değiliz ama memlekette bu kadar yer varken, bir sürü çorak
arazi varken mera alanlarının üzerine, en verimli toprakların
üstünde tesis yapılması çok yanlış.
Hayvancılığın ve tarımın öneminin dünya
tarafından benimsendiği böyle bir dönemde bu gibi plansız
projeler ülkenin geleceğine, köylümüze ve çiftçimize darbe
niteliğindedir. Derhâl, yol yakınken yanlıştan dönülmelidir
diyor, konunun takipçisiyiz diyorum.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kayan.
27.- Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın, Ergene
Nehrinin ıslah edilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli)
Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçe sınırlarında bulunan, Ergene
Nehri üzerinden geçen, Lüleburgaz ile Hayrabolu'yu birbirine bağlayan
Ergene Köprüsü çökme riski taşımaktadır. Yine, Lüleburgaz
ilçemiz sınırları içerisinde bulunan Turgutbey köyü ile
Sakızköyü birbirine bağlayan köprü yaklaşık iki yıl
önce taşan sular nedeniyle yıkılmıştır. Aynı
zamanda, Lüleburgazın içinden geçen ve bir mahallesini 2ye bölen
Lüleburgaz Deresinin üzerinde, mahallenin çocuklarını okula
taşıyacak bir köprü yıkılmış iken ve bu dere her
yıl taşıp mahalleyi sular altında bırakırken bu
köprüleri yapmayıp Kırklareli merkezinde festival alanında
bulunan demir yolu raylarını sökerek millet bahçesinin
yapımına başladınız.
Kırklarelili hemşehrilerimiz merak ediyor;
mahallelerini her yağmurda su basan derenin, Ergene Nehri'nin
ıslahı mı önemli yoksa festival alanını bozup
yaptığınız millet bahçesi mi?
BAŞKAN Sayın Akın
28.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının,
Kavacık-Dursunbey grup yolunun bitirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
AHMET AKIN (Balıkesir) Milletin Meclisinden
defalarca söyledim, AK PARTİ iktidarına buradan bir kez daha
sesleniyorum: Dursunbey'imize verdiğiniz sözleri tutun, ölü taklidi
yapmayın. Size oy veren Dursunbeyli hemşehrilerimizin artık
boş vaatlere de karnı tok.
Balıkesir-Kütahya yol
çalışmaları bitti. İki yılı aşkın
süredir 550 haneli Dursunbey Selimağa Mahallemizin bu yolun üzerinden
Selimağa Mahallesi'ne giriş yolu hâlâ yapılamadı. Burada, maalesef,
ölümlü kazalar da meydana geliyor. Müteahhit bırakıp gitmiş,
Karayolları Genel Müdürlüğü Yapacağız. demiş,
yapmamış. Yine sözler veriliyor ama yine sözler tutulmuyor.
Şimdi de hemşehrilerim haklı olarak mağduriyetlerinin bir
an önce giderilmesini bekliyor. Kavacık-Dursunbey grup yoluna kaynak
sağlandığını ve talimatın verildiğini
söyleyen AK PARTİ sözcüleri Dursunbeyli hemşehrilerime verdikleri
sözü yerine getirsinler.
BAŞKAN Sayın Sümer...
29.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, ulaşım sektöründeki
esnafların taleplerine ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Adana'da servisçi, dolmuşçu, nakliyeci
esnaflarımıza milletvekili arkadaşlarımızla
yaptığımız ziyaretler ekonomik durumun ne kadar kötü
olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Adana'da şehir içi
ulaşımında görev yapan toplamda 23 durağın
tamamında esnaflar artan akaryakıt fiyatları sonrasında
kontak kapatmaya doğru gittiklerini, her gün her duraktan 10 aracı
parka çekerek minimum düzeyde çalıştıklarını
söylediler. Yine, aynı şekilde, 2.800den fazla okul servisi yapan
esnafımız da artık ailelerin gücü yetmediği için uzak da
olsa çocuklarını yürüyerek okula gönderdiklerini belirttiler.
Ulaşım sektöründeki tüm esnafların ortak talebi bu büyük kriz
döneminde en azından odalara kayıtlı resmî bir şekilde
işi yerine getirenlerin akaryakıt alımlarında KDV ve
ÖTV'den muaf tutulmasıdır. Saray iktidarı, yarın tüm
illerde şehir içi ulaşımı sağlayan esnafın birer
birer kontak kapatmasını istemiyorsa bu haklı talebi yerine
getirmelidir.
BAŞKAN Sayın Bankoğlu
30.- Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlunun, Gezi
davasında verilen karara ilişkin açıklaması
AYSU BANKOĞLU (Bartın) Dün, adalete olan güveni bir kez daha
yok eden Gezi davasında 8 masum insanın hayatı siyasetin
gölgesindeki mahkemece karartıldı. İsnat edilen suç hükûmeti
kaldırmaya teşebbüs. Hükûmeti kaldırmaya teşebbüs eden,
Gezi ruhunu baskıyla sindirmeye çalışan hükûmetin ta kendisidir.
Hâkimlerden biri AKP milletvekili aday adayı. Kaybeden zorba
iktidardır, biz kazanınız çünkü Gezi biziz, biz. Biz, Gezi'yle
genci yaşlısı, kadını erkeği milyonlarca
insanın hep bir ağızdan insanın, doğanın,
düşüncenin, adaletin özgürlüğü için aynı şarkıyı
söyleyebildiğini öğrendik. Biz, biz olabildiğimizi öğrendik
ve hepimiz oradaydık ama umutsuzluk yok, Gezi ruhuyla adalet ve özgürlük
için mücadeleye devam edeceğiz. İktidarın çirkin yüzüne adalet
kisvesiyle maruz kalan herkese selam olsun. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz talep eden grup başkan
vekillerine söz vereceğim.
Buyurun Sayın Usta.
31.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Çanakkale Kara
Savaşı Zaferinin 107nci yıl dönümüne, dün Bursada meydana
gelen uçak kazasına, Erol Güngörün vefatının 39uncu yıl
dönümüne, 26 Nisan Dünya Pilotlar Gününe, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
39uncu Hükûmetine başarılar dilediğine, HDP Diyarbakır
Milletvekili Garo Paylanın sözde Ermeni soykırımının
tanınmasına ilişkin verdiği kanun teklifine, ABD
Başkanı Bidenın sözde soykırım
açıklamasına, Gezi davasında verilen karara ve Spor Toto, Süper
Lig ve TFF 1. Ligin yeni sezon yayın hakkı için Türkiye Futbol
Federasyonunun açtığı ihaleye ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Dün, Türk tarihinin dönüm noktalarından biri
olarak kabul edilen Çanakkale Kara Savaşı Zaferinin 107nci yıl
dönümünü idrak ettik. Boğazdan deniz harekâtıyla Çanakkale'ye
giremeyen düşman orduları Seddülbahir'den kara harekâtına
kalkışmış fakat Türk milletinin destanlaşan
sarsılmaz iradesi neticesinde bir kez daha hüsrana uğramıştır;
Çanakkale yine geçilmemiştir. Başta öngörüsüyle Anzak
ordularının durdurulmasında ilk müdafaayı
gerçekleştiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere,
kahramanlıklarıyla bayraklaşan ve isimleri ölümsüzleşen
şehit ve gazilerimize bir kez daha minnet duyuyor, Allah'tan rahmet
diliyorum; ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Dün Bursa'da Yunuseli Havalimanı
yakınlarında tek motorlu bir uçak Osmangazi ilçesine bağlı
Bağlarbaşı Mahallesi Sarıgül Sokak'ta evlerin arasına
düşmüştür. Kazada hayatını kaybeden 2 pilotumuza Allah'tan
rahmet diliyorum, Sarıgül Sokakta ikamet eden
vatandaşlarımıza da geçmiş olsun temennilerimi iletiyorum.
İki gün önce 24 Nisanda dava ve fikir
adamı Erol Güngör'ün vefatının 39uncu ölüm yıl dönümünü
idrak ettik. Merhum Güngör'ü vefatının seneidevriyesinde
saygıyla anıyor, rahmet diliyorum.
Türkiye'nin ilk pilotu olma unvanına sahip Fesa
Evrensev'in Türkiye semalarında ilk uçuşunu 26 Nisan 1912de
gerçekleştirmesi dolayısıyla her yıl 26 Nisan günü Dünya
Pilotlar Günü olarak kutlanmaktadır. Bu anlamlı günde tüm
pilotlarımızı en içten dileklerimle muhabbetle
selamlıyorum; ahirete intikal etmiş pilotlarımızı da
rahmetle yâd ediyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 39uncu
Hükûmet Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu
Başkanlığında oluşturulan koalisyonla
kurulmuştur. Başbakan Sucuoğlu ve Kabinesini tebrik ediyor,
üstün başarılar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan geçtiğimiz
cuma günü sözde Ermeni soykırımının tanınması,
soykırım faillerinin isimlerinin kamusal alandan kaldırılması
başlıklı bir kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına vermiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) Verilen kanun teklifi en hafif
ifadeyle hadsizliktir; şiddetle kınıyoruz ve asla kabul
etmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinde, Türk Bayrağının
gölgesinde, Türk milletinin temsil iradesi olan Türkiye Büyük Millet
Meclisinde, tarihî gerçekler çarpıtılarak Türk milletine
düşmanlık yapılamaz. Aziz milletim müsterih olsun; İYİ
Parti olarak, biz burada olduğumuz müddetçe Amerika'nın
soykırım yalanlarına boyun eğmeyecek, diasporanın
oyunlarına gelmeyecek, içimizdeki karanlık zihniyetlere müsaade
etmeyeceğiz.
Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri
Başkanı Bidenın 24 Nisan 1915 Ermeni olaylarıyla ilgili bu
sene de soykırım -sözde soykırım- ifadesini
kullanmasını şiddetle telin ediyor ve asla kabul etmiyoruz.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanının sözde soykırım
ifadesi, siyasi amaçlar uğruna uydurulan bir yalandır. Osmanlı
Devleti, Ermenilerle değil, Ermeni terör örgütleri Hınçak ve
Taşnak şebekeleriyle mücadele etmiştir; tıpkı bugün,
PKK ve YPG gibi terör örgütleriyle mücadele edildiği gibi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) 24 Nisan 1915te
soykırım yapılmamış, zorunlu göç olarak tehcir yani
sevk ve iskân kararı verilmiştir. Üstelik, bu göçte çocuklar,
yaşlılar, hastalar, âmâlar ve engelliler muaf tutulmuştur;
yayınlanan genelgeyle, sevk edilen Ermenilerin can ve mallarının
korunması, yiyecek ve ihtiyaçlarının karşılanması
talimatı verilmiştir. Bunlar, belgeleri mevcut tarihî gerçeklerdir.
Bu hassasiyet, bir iyi niyet göstergesidir ve Türk devlet terbiyesinin de
gereğidir. Tarihî gerçekleri çarpıtmayı asla kabul etmiyor,
sözde soykırım iddialarının politikacılar
tarafından siyasi söylemlere alet edilmemesi gerektiğine
inanıyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dün de Gezi olaylarıyla ilgili dokuz yılın
sonunda bir karar verildi. Tabii, mahkemenin vermiş olduğu kararda
enteresan bir durum var. Daha önce hükûmeti devirmeye kalkışmak
suçundan beraat kararı alan şüpheli, bu sefer aynı kararda
müebbet hapis cezasıyla cezalandırılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ERHAN USTA (Samsun) Daha önce beraat kararı
aldıktan sonra tutuklanıyor, tutuklanmasının nedeni de
casusluk suçundan, -öyle bir iddia vardı- bu suçtan da dün beraat ediyor.
Yargılama yapan heyetten bir üyenin tane tane yazdığı
muhalefet şerhini okuduğumuzda ise adalet duygusuna, vicdana, hukuka
ve ülkemizin düşürüldüğü duruma ilişkin endişelerimiz
derinleşmiştir. Karar veren heyetin gerekçeli kararını
görmeden, deliller ve değerlendirmeyi okumadan, lehte ve aleyhte
manşetler üzerinden ithamda bulunmak elbette doğru değildir
ancak medyaya yansıyan muhalefet şerhindeki hususlar doğru ise
yargının tarafsızlığına ve
bağımsızlığına müdahaleden daha da ötesi, bizzat yargılamayı
yapan yargı mensuplarının muhakeme yetki ve yeteneklerini terk
ettikleri anlamına gelir ki bu da daha vahim bir durumu ortaya
koymaktadır.
Ayrıca, istinaf, Yargıtay, Anayasa
Mahkemesi ve AİHM süreçleri vardır. Hukuka, adalete,
yargının bağımsızlığına ve
tarafsızlığına inanan ve mesleki duruşlarını,
hatta hayatlarını buna hasretmiş yargıçların böyle bir
kararı objektif bir şekilde değerlendireceklerine olan umudumuz
ve inancımız devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ERHAN USTA (Samsun) Son olarak da Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Toto, Süper Lig ve TFF 1.
Ligin yeni sezon yayın hakkı için Türkiye Futbol Federasyonunun
açtığı ihalede mevcut yayıncı kuruluş beIN
Sportun verdiği teklif yeterli görülmemiş, en yüksek teklifi Saran
Group vermiştir ancak Saran Group en yüksek teklifi vermiş olsa da
imzalar atılmamıştır. Saran Group imzaların
atılmasını beklerken -sosyal medyada yer alan iddialara göre
diyelim- devreye saray girmiş ve yıllık 2 milyar 600 milyon
liraya mevcut yayıncı kuruluş olan BeIN Sportsa ihale tekrar
verilmiştir. Üstelik, söz konusu rakamın hepsini yayıncı
kuruluş ödemeyecektir İlk yıl için yayın ücretinin 2
milyar 100 milyonunu beIN Sports, 500 milyonunu da devlet
karşılayacaktır. iddiası vardır. Bu doğru mudur?
Buradan bunu da soruyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın
Cumhurbaşkanı futbol maçları yayın ihalesine neden ve hangi
hakla müdahale etmektedir? Bir Türk şirketinin kazandığı
ihale niçin devlet eliyle Katarlılara teslim edilmiştir? Devlet
hazinesinden futbol maçları için yayın ihalesi için neden 500 milyon
lira -eski parayla 500 trilyon lira- gibi yüksek bir meblağ çıkmak
zorunda bırakılmıştır? İşçiye, emekliye,
memura gelince Para yok. diyenler futbol maçı yayınlamak için
Katarlı şirkete gelince hibe edecek yüksek miktarda parayı
nereden, nasıl buluyor? Ayrıca, bu durum,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin beraberinde
getirdiği tek adam algısını da güçlendirmiştir
Cumhurbaşkanı istediği ihaleyi istediği kişiye verir,
istediği ihaleyi iptal eder. algısını kamuoyunda
yaygınlaştırmıştır.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
32.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan askerlerimiz Fırat Canlı, Doğukan
Korkmaz ile Yunus Kalkana Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı dilediğine; sözde Ermeni
soykırımına ve TBMM üyesi bir milletvekilinin sözde Ermeni
soykırımının tanınmasına ilişkin
verdiği kanun teklifinin provokatif amaçlı olduğuna ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Biraz önce öğrendiğimize göre güvenlik
güçlerimiz tarafından Irakın kuzeyinde terör hedeflerine yönelik
düzenlenen Pençe-Kilit operasyonlarında terör örgütü PKK tarafından
düzenlenen hain saldırıda askerlerimiz Fırat Canlı,
Doğukan Korkmaz ve Yunus Kalkan şehit olmuştur.
Şehitlerimize Allahtan rahmet, kederli ailelerine
başsağlığı diliyorum. Aziz milletimizin başı
sağ olsun.
Türkiye, terörün kökü kazınana kadar
kararlı bir şekilde terörle mücadeleye devam edecektir.
Sayın Başkan, Türkiyeye ve Türk milletine
düşmanlık besleyenler her yıl 24 Nisanda sözde
soykırım yalanlarıyla sahneye çıkmakta ve çeşitli
yöntemlerle ülkemize asılsız, yalan, iftira ve ithamlarla organize
bir şekilde saldırmaktadırlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyesi bir milletvekilinin de bu minvalde vermek istediği kanun teklifi de
provokatif amaçlıdır.
24 Nisan, sözde soykırım yalanları
için planlı ve maksatlı olarak seçilmiş bir gündür. 24 Nisan
1915te yayımlanan genelgeyle Hınçak, Taşnak ve diğer terör
örgütlerinin kapatılmasına, belgelerine el konulmasına ve 235
elebaşının tutuklanmasına karar verilmiştir. Tehcir
kararının hukuki ve tarihî çıkış noktası, 27 Mayıs
1915te çıkarılan Sevk ve İskân Kanunudur. Bu kanun
doğrultusunda alınan zorunlu sevk kararı 24 Nisan
kararlarının bir sonucudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) 24 Nisan kararları
Çanakkale, Kafkasya, Filistin cephelerinde ölüm kalım mücadelesi
verdiğimiz bir dönemde düşman üniforması giyerek milletimizi,
ordumuzu arkadan hançerleyenlere karşı bir millî devlet refleksidir.
24 Nisan kararları Birinci Dünya Savaşının ağır
koşullarında alınmış yerinde ve isabetli
kararlardır. Hınçakçı diasporaların iddia ettiği gibi,
bütün Ermeniler tehcire tabi tutulmamış, isyanlara
karışmayanlar, çeşitli sanatkârlar, vatandaşlar ve
yaşlılar tehcirden muaf tutulmuştur. Tehcir, iddiaların
aksine, Osmanlı toprakları dışına değil, o dönem
sınırlarımız içinde olan, vatan toprağı olan
Suriye, Bağdat ve Musul vilayetlerine yapılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Başkan.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tehcir, sadece vatan
topraklarını korumakla kalmamış, isyana
katılmadığı için isyancı komitacı
eşkıyalar tarafından mezalime uğrayan Ermenilerin de can ve
mal güvenliklerini korumuştur. Osmanlı Devleti de Türkiye Cumhuriyeti
de daima mazlumlara kucak açmıştır. Başta ABD olmak üzere
bazı ülkelerin 1915 tehcirini soykırım olarak tanıma
kararları ve her yıl bu konuyla ilgili yaptıkları
açıklamalar hukuk dışıdır, akıl
dışıdır, ayaklarımızın altındadır
ve düşmanca bir tutum olarak değerlendirilmektedir. 1915 tehciri,
uluslararası hukuk normlarının soykırım suçu
kriterlerinin hiçbirini de taşımamaktadır.
Soykırımı yapan, Anadoluda 518 bin, Karabağda 413 bin
Müslümanı, Türkü katleden Hınçak ve Taşnak çeteleridir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Soykırımcılar,
tehcire tabi tutulan Ermeni sayısının 3,5 katından daha
fazla Müslüman Türkü -ki 1 milyon 600 bini aşmaktadır- göçe zorlayan
ve katleden Hınçak, Taşnak terör örgütleridir. Asıl
soykırımcı, 1973ten sonra yurt dışında, 31i
diplomat ve ailesi olmak üzere 58 vatandaşımızı şehit
eden ASALA örgütüdür. Soykırımcılar Millî Mücadele döneminde
ülkemizi işgal edip genç yaşlı demeden
insanlarımızı katleden emperyalist işgalciler ve
onların yerli iş birlikçileridir. Ayrıca ortak acılar
demek, olmayan bir suçu üstlenmek, mazlumla zalimi bir tutmak, mazlumun
masumiyetine zalimi de ortak etmek demektir. Sözde soykırım
iddiası alçakça ve hadsizce bir yalandır. Türkiye, 1915te
vatanını savunmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tamamlıyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Osmanlı Devleti ve
Türkiye Cumhuriyeti bugüne kadar kendi haklarını savunmuştur,
kimseye verecek hesabı yoktur, aksine soracağı hesap
vardır. Hiçbir güç Türk milletinin onuruyla oynayamaz.
Vatanımızı savunmaya devam edeceğiz.
Bu vesileyle başta Talat Paşa, Said Hâlim
Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa, Bahattin Şakir olmak üzere en
son şehit edilen diplomatımız Enver Erguna kadar Hınçak,
Taşnak ve ASALA terör örgütlerinin katliamları neticesinde
hayatını kaybeden bütün devlet adamlarımıza,
diplomatlarımıza, insanlarımıza,
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyoruz. Vatan ve milletin
varlığı ve bölünmez bütünlüğü için Ermeni
komitacılarına karşı cansiparane mücadele veren bütün
kahramanlarımızı ve şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Oluç
33.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Gezi
davasında verilen karara, hâkimlere evrensel hukuk ilkelerine göre karar
vermeleri için çağrıda bulunduğuna ve Halkların Demokratik
Partisi Merkez Yürütme Kurulunun 24 Nisanla ilgili pazar günü
yaptığı açıklamaya ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, dün Gezi kumpas davası
sonuçlandı ve bunun sonucunda, İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesinde, mahkeme dört buçuk yıldır tutuklu olan Osman Kavalaya
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
verdi, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine
Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçiye on sekizer
yıl hapis cezası verdi. Yani ne olmuş oldu? Bir partinin aday
adayı olmuş olan bir ağır ceza hâkiminin dâhil
edildiği bir heyet siyasi bir kararla, hukuku çiğneyerek bir
mahkûmiyet kararı ortaya çıkardı. Bağımsız ve
tarafsız yargı yok, hukuk yok, evrensel hukuk ilkeleri yok, delil
yok. Ne var? Düşman hukuku uygulaması var, hukuksuz dinlemeye
dayalı karar var ama hukuk yok. Ne yapıyor iktidar bu kararla
beraber? Topluma yargı kumpasıyla gözdağı veriyor, siyasal
ve toplumsal muhalefete yargı kumpasıyla gözdağı veriyor,
siyaseti yargı kumpasıyla dizayn etmeye çalışıyor;
iktidarın yaptığı esas itibarıyla budur. 2 kez beraat
etmiş olduğu suçtan 3üncü defa
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
aldı Osman Kavala ve diğer arkadaşlar on sekizer yıl.
Yıllarca, dört buçuk yıldır casus diye tutuklu olarak rehin
tutulan Osman Kavalaya casusluktan ise beraat verildi. Şu mahkemeye
bakın siz. Yani dün, aslında adalete bir kara leke daha sürüldü ve
tarihin sayfalarına bu kara leke büyük harflerle yazıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Hukuk,
özgürlük, vicdan, uluslararası demokratik anlaşmalar,
Anayasa'nın 90ıncı maddesi, hukukun üstünlüğü bu mahkeme
heyeti tarafından hiçe sayıldı ve yok edildi. Şunu çok
açık ve net söyleyelim: Adaletsizliğe, hukuksuzluğa
karşı direniş ve mücadele sürecek. Siz, istediğiniz kadar
-bu iktidarın ortaklarına sesleniyorum- kumpas davalarıyla
siyasi alanı dizayn etmeye çalışın, bunun
karşısındaki mücadele, mutlaka hukuk, siyaset ve demokrasi
mücadelesi kazanılacak, bunu bir kez daha vurgulamış olalım
ve bu iktidar emin olsun ki Gezi kumpas davasının sonuçlarıyla
önümüzdeki dönemde mutlaka yüzleşecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ve bu
hukuksuzluğu yerine getirmiş olan, ısmarlama karar vermiş
olan, iktidarın yönlendirmesiyle ve baskısıyla karar vermiş
olan o mahkeme heyetinin mutlaka yüzüne bu hukuksuzluk vurulacaktır ve o
mahkeme heyetindeki tek şerh düşmüş olan yargıç yani Delil
yok, beraat etmeleri gerekir. diyen yargıç ise tarihin sayfalarına
temiz bir insan, vicdanlı bir insan olarak geçecektir.
Şimdi, hukuksuzluk Gezi kumpas davasında
bitmiyor, çok var hani hep konuşuyoruz, bir tane daha var.
Hatırlatıyorum: 12 Nisan günü, burada bir gözaltı operasyonuyla
ilgili konuşma yaptım ve 48 arkadaşımız
gözaltına alındı hukuksuz yere. dedim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) O
gözaltına alınanlardan 18 kişi tutuklandı, 48 kişiden
18i tutuklandı. Ya, bu iktidar, hukuksuzluğu olağan hâle
getirdi ve hukuka sıfır tolerans tanıyan bir iktidar hâline
geldi.
Şimdi, bu gözaltına alınan ve sonra
tutuklananlarla ilgili iddialara baktık, bunlar hakkında daha önce
aynı konularda soruşturma ve kovuşturmalar
yapılmış, daha önce beraat etmişler, kimileri de takipsizlikle
sonuçlanmış ama ne gam; mükerrer bir soruşturmayla
karşı karşıyayız, ne gam. Kim savcı? Ahmet Altun.
Ahmet Altun kim? Kobani kumpas davasının savcısı, o Kobani
davasının hukuksuzlukla dolu iddianamesine imza atmış olan
savcı, sipariş soruşturma
Peki, ne oluyor, esas hukuksuzluk
nerede karşımıza çıkıyor? 18 kişi
tutuklandı, 30 kişi salındı ya, işte o kişiler
hakkında, 30 kişi hakkında savcı, tutuklama talebiyle
itiraz ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Evet, buyurun toparlayın
Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Peki, ne
oluyor, tutuklama talebiyle itiraz ediliyor? Salmış olan mahkeme sulh
ceza mahkemesi. Ne yapıyorlar? Hemen bir asliye ceza mahkemesine
iletiyorlar itirazları ve o asliye ceza mahkemesi, salınmış
olan 30 kişi hakkında tutuklama kararı veriyor. Peki, diyeceksiniz
Olabilir. fakat daha ilginç bir şey var, aslında görevde
olması gereken 70. Asliye Ceza Mahkemesine değil, bu ısmarlama
tutuklama kararlarını veren başka bir asliye ceza mahkemesine
hukuksuz bir şekilde yönlendiriliyor, orası kararları veriyor.
Yani hâkimlere çağrı yapıyoruz ya, içinizde az buçuk vicdanla
hareket eden, az buçuk hukuka, evrensel hukuk ilkelerine dayanarak hareket
eden
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Evet, buyurun, toparlayın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Siyasi
baskılarla değil, kumpasların parçası olarak değil,
gerçekten evrensel hukuk ilkelerine göre hareket eden hâkim kaldıysa bu
yaptıklarınıza son verin ve iktidarın bu
baskılarına boyun eğmeyin, gerçekten hukuka ve vicdana dayanarak
karar verin, hareket edin diyoruz.
Şimdi, sayın vekiller, deminden beri
çeşitli konuşmalar yapıldı, sataşmalar da
yapıldı. Sayın Başkan, müsaade ederseniz, o
sataşmalara ilişkin de bir cevap vermek istiyorum. Şimdi, geçen
sene de bunları konuşmuştuk, bir kez daha konuşmak
durumunda kalıyoruz. Partimizin Merkez Yürütme Kurulu, 24 Nisanla ilgili
Pazar günü bir açıklama yaptı ve bu açıklamasında birkaç
noktaya işaret etti. Ben bunu bir kez daha dile getirmek istiyorum. Merkez
Yürütme Kurulumuz dedi ki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Yüz yedi yıllık acıları ve
yası paylaşıyoruz. ve Merkez Yürütme Kurulumuz dedi ki:
Tarihsel hakikatlerle yüzleşmek, mağdur halklar ve inançlardan özür
dilemek ve onarıcı adalet yollarına başvurmak, birbirini
anlamak ve tarihsel yaraları samimi bir yaklaşımla sarmak ortak
bir gelecek için vazgeçilmez adımlardır. Partimizin tutumu budur 24
Nisanla ilgili olarak. Ve dedi ki: Coğrafyamızı
çoraklaştıran yüzleşmeleri ertelemek, toplumsal barışa
ve hakikatlerin konuşulmasına hizmet etmemektedir. ve devam etti Bu
topraklarda, bu coğrafyanın kadim halklarından olan Ermeni
halkıyla ve Ermeni yurttaşlarımızla birlikte huzur içinde
yaşamak son derece önemlidir. Aynı zamanda, bölgemizin bir
parçası olan Ermenistan devletiyle diplomatik, ticari, ekonomik
ilişkileri geliştirmek halkların ihtiyacı ve
çıkarınadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bitiriyorum
efendim yani kürsüden sataşmaya cevap vermemek için burada cevap
veriyorum.
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Merkez Yürütme
Kurulumuz Bu duygu ve düşüncelerle Anadolu ve Mezopotamyanın kadim
halkları olarak yüz yedi yıllık acıları
paylaşıyor, yaşanmış olan insanlık trajedisini
yüreğimizin derinliklerinde duyuyor, o süreçte yaşamını
yitirenleri bir kez daha hüzün ve saygıyla anıyoruz. dedi. Mesele
budur değerli vekiller. Biz, tarihsel gerçeklerin bu Mecliste
konuşulmasını isteyen, talep eden ve savunan bir siyasi
partiyiz. Bizim görüşlerimize katılmak zorunda değilsiniz ama
bizim yapmak istediğimiz şey, bu toplumda ve bölgede barış
içinde bütün halklarla birlikte yaşayabilmenin imkânlarını
yaratmaktır esas itibarıyla.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Son cümlem
efendim.
BAŞKAN Toparlayalım artık.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Yani elli yedi
yıl içinde bu ülke hakkında ve bu ülkede, bu topraklarda yaşayan
insanlar hakkında 30 ayrı ülkenin, devletin parlamentolarında
karar alınmasını her seferinde kınıyor burada
insanlar; evet, eğer bunun bu şekilde uluslararası güçler
tarafından bizim hakkımızda bir manevra ve politika yapma
imkânı olmasını ortadan kaldırmak istiyorsak bu Mecliste
tarihsel gerçekleri suhulet içinde konuşmak hepimizin görevidir. Bunu bir
kez daha özellikle vurguluyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Altay
34.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Kara
Savaşı Zaferinin 107nci yıl dönümüne, Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan askerlerimiz Doğukan Korkmaz, Fırat
Canlı ile Yunus Kalkana Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı dilediğine; Gezi davasında
verilen karara ve mahkemelerin muhalefeti sindirmek için
kullanılmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Zatıalinizi ve yüce Genel Kurulu saygıya
selamlıyorum.
Sayın Başkan, Çanakkale,
inandığı yoldan geri dönmeyenlerin yoludur,
inanmışlığın ve adanmışlığın
adıdır. Yüz yedi yıl önce 25 Nisanda Çanakkale kara
savaşlarında destan yazan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak
üzere tüm aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla
anıyorum. Çanakkalede gerek deniz gerek kara savaşlarında
Anadolu coğrafyasının bütün etnik unsurlarına mensup insanlar
el ele, koyun koyuna, omuz omuza düşmana karşı amansız bir
mücadele vermişlerdir. Anadolu kardeşliğinin en güzel
örneği Çanakkale savaşlarında bütün dünyaya gösterilmiştir.
Hâl böyleyken günümüzde etnik tartışmaları yeniden şu veya
bu şekilde ateşlemenin, buradan siyaset üretmenin doğru
olmadığı kanaatindeyiz.
Sayın Başkan, Maraşa, Zonguldaka ve
Hataya ateş düştü. Sayın Akçay konuşmasını
yaparken Pençe-Kilit Operasyonunda 2 şehidimiz var. dedi. Konuşma
sırası Akçaydan bana gelene kadar maalesef şehit
sayımızın 3e çıktığını öğrendik.
ERKAN AKÇAY (Manisa) 3 dedim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Siz de mi 3
dediniz? Özür dilerim.
Doğukan Korkmaz, Yunus Kalkan ve Fırat
Canlı; 3 filizimizi kaybettik. Allahımdan, bugün kaybettiğimiz
şehitlere ve bütün şehitlerimize rahmet diliyorum ve Türk
Silahlı Kuvvetlerimizin burnu kanamasın, ayağına taş
değmesin istiyoruz ve yeni şehit haberleri almayalım
inşallah diyoruz.
Sayın Başkan, devletin bir ciddiyeti olur,
devletin bir adabı olur, devlette herkes üstlendiği görevin
gerektirdiği niteliklere sahip olur; bunu da icraatlarıyla gösterir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şimdi, bir
Gaziantep Valisi çıkıyor, İstanbul'da görülen ve henüz
kesinleşmemiş bir mahkeme kararı için -yani Gezi davası
için- şunu diyebiliyor: Devlet yarına bırakır ama
yanına bırakmaz. Tweet atıyor Beyefendi, Vali hazretleri.
Böyle liyakatsiz ve hadsiz valiler bilmeliler ki devleti soyanların da
devleti soyanlara yalakalık yapanların da hesabı yarına
bırakılmıştır ama yanlarına
bırakılmayacaktır. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan, bana ait bir söz
vardır: Mahkeme kararlarının meşruiyeti kamu
vicdanındaki karşılığı kadardır. Yargı
eliyle muhalefeti sindirmek isteyenler görecek ki muhalefet yılmayacak,
susmayacak ve sinmeyecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) İnanın,
Erdoğan dâhil herkes bilmeli ki bu baskılar, yargı eliyle
muhalefeti sindirmeye yönelik bu baskılar muhalefeti sadece ve sadece daha
da büyütecek, daha da güçlendirecektir. Arkadaşlarım müteaddit defalar
söylediler, ben de söylüyorum: Gezi özgürlüktür, Gezi doğa ve çevreye
saygıdır, Gezi bir adalet mücadelesidir, Gezi bir
dayanışmadır. Ancak dün verilen bir karar Türkiye'de
yargının içine düştüğü, içinde bulunduğu hâl
açısından bizi dünyaya utandıracak bir karardır. Daha önce beraat
verilen bir karar nasıl olur da
ağırlaştırılmış müebbede çevrilir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şöyle olur:
Bir mahkeme emir komuta zinciri içinde karar alıyorsa beraat verilmiş
bir dava ağırlaştırılmış müebbede döner.
Mahkemeler tek adam yönetiminin giyotinine dönmüştür. Biraz önce
söylediğim söz gibi, bu mahkeme kararı kamu vicdanında
meşru bir karşılık bulmamıştır,
bulmayacaktır. Bunun en güzel örneği de Ergenekon, Balyoz kumpas
davalarıdır. O davalarda da bir sürü insan
ağırlaştırılmış müebbet aldı,
şimdi hepsi dışarıda ama komutla
ağırlaştırılmış müebbet veren hâkimler, savcılar
ya kaçak ya cezaevinde. (CHP sıralarından alkışlar)
Umarım, dün Gezi kararını veren hâkimler, savcılar da Ergenekon,
Balyozun müebbet kararını veren hâkimler, savcılar gibi bir gün
kaçak ya da mahkûm durumuna düşmezler; hoş, düşerlerse de çok da
üzülmem.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Son olarak
şunu söyleyeyim Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkanım, tekrar altını çiziyorum;
sınırlarımızı yol geçen hanına çevirip 5 milyon
sığınmacıyı, mülteciyi, göçmeni -adına ne derseniz
deyin- mahallelerimize, sokaklarımıza salıp bu sokağın,
mahallenin huzurunu bozanlar, çocuklarımızı etten, sütten mahrum
edenler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını üç
kuruşa satanlar muhalefeti sindirmek için mahkemeleri kullanmasınlar,
mahkemeleri giyotin gibi kullanmasınlar.
Geldiğimiz günün özeti şudur: Türkiyede
artık namuslular için cesaret vaktidir, namussuzlar için de hesap
vaktidir.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Turan
35.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan Piyade Teğmen Bekir Can Kerek, Piyade Uzman
Çavuş Kubilay Çon, Piyade Uzman Çavuş Furkan Gök ile Fırat
Kalkanı Harekâtında şehit olan Özel Harekât Polisi Aytaç
Altunörse Allahtan rahmet dilediğine; Çanakkale Kara Savaşı Zaferinin
107nci yıl dönümüne ve Gezi davası sürecinin hâlâ devam
ettiğine ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN
(Çanakkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Cuma günü Pençe-Kilit
Operasyonu bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada Piyade
Teğmen Bekir Can Kerek, Piyade Uzman Çavuş Kubilay Çon ve Piyade
Uzman Çavuş Furkan Gök şehit oldular; Allah rahmet eylesin diyoruz.
Yine, Fırat Kalkanı harekât bölgesinde Özel Harekât Polisimiz Aytaç
Altunörs şehit oldu; Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 24-25 Nisan -biliyorsunuz- Çanakkale kara
savaşlarımızın yıl dönümüydü. Çanakkale sadece
savaşta geçilemez bir şehir ve bir deniz olmanın çok ötesinde
aynı zamanda çelikten bir bilinç, kurşun geçirmez bir inanç,
varoluşunu özgürlüğüne hasretmiş bir milletin yeniden ayağa
kalkmasının adıydı. Cesaretiyle tarihe
kazınmış bir destan ve Şanları Bedrin
aslanlarına matuf bir kahramanlıktır Çanakkale diyerek gurur
duyduğumuz bir savaş oldu. Bu savaşta önce denize düşmanlar
geldi, geçemediler; Çanakkale geçilmez. dedik. Ardından karadan
geldiler; Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm silah
arkadaşları, Anafartalar başta olmak üzere, büyük bir direnç
göstererek, dünyaya örnek bir strateji geliştirerek zafer elde ettiler.
Tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle yâd ediyoruz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; aslında gündeme epey geç kaldık,
uzatmak istemem ama neredeyse her konuşan Grup Başkan Vekilinin dünkü
duruşmayla ilgili, kararla ilgili sarayın yargısı, sarayın
hâkimi tarzı ithamını açıkçası bir hukukçu olarak
üzülerek takip ettim. Hukukun üstünlüğüne inanan insanlarız. Adaleti sadece
kendimize, kendimiz gibi düşünenlere değil tüm milletimize, tüm
insanlığa isteyen insanlarız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Karar hoşumuza
gidince iyi, gitmeyince kötü diyecek karakterdeki insanlar değiliz.
Kararların sevinenleri olur, üzüleni olur. Bizim, gün geldi partimiz
kapatıldı Tarihte küçük bir hatıra. dedik, kınamadık
bile. Daha ötesi Genel Başkanımız şiir okuduğundan
dolayı haksız, hukuksuz şekilde ceza aldı, onurumuzla
zindana gittik, teslim olduk. Mahkeme önünde ağzından salyalar
akarcasına hâkim tehdit etmeyi, savcı tehdit etmeyi, Cumhurbaşkanına
hakaret etmeyi aklımıza bile getirmedik. Devlet
adamlığının, millet adamlığının bu
olmadığını düşünüyoruz. Kaldı ki dava devam
ediyor, şu an mahkeme kararını verdi ancak istinaf safhası
olacak, Yargıtay safhası olacak, AİHM tarafı olacak vesaire.
Devam eden bir süreç var; daha saygın bir dille bu konuyu
değerlendirmeyi, daha sağlıklı bir
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Önce valine söyle
valine, önce valine söyle.
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Oraya geleceğim,
valime laf attırmam.
GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli) O sizin
valiniz değil, devletin valisi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Değerli
arkadaşlar, herkesin hak ettiği oranda ceza almasının,
haktan, adaletten ayrılmamasının altını çizdikten
sonra şunu söylemek istiyorum: Yani dava başka bir şey,
diğer Gezi meselesi başka bir şey. Bakınız, biz
başka memleketlerde mi yaşıyoruz? Gezi kutsaması, Gezi
kutsaması
Arkadaşlar, bu Gezide arabalar yakılmadı
mı?
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Kim yaktı?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Polisler şehit
edilmedi mi?
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Kim etti?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - PKK bayrakları
açılmadı mı? Dün de Gezinin karşısındaydık,
bugün de Gezi'nin karşısındayız. Cebir ve şiddetle
Hükûmeti devirmek isteyen kim varsa, suçu sübut olmuşsa, Ceza Kanunu
gereği cezası bellidir. Kaldı ki değerli arkadaşlar
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Gençleri öldürenler
ne oldu?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ergenekonda da
vermişlerdi cezaları.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Diyeceğim ki
Vekillerinize sahip olun. ama sizin de maşallahınız var bugün
yani.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, bugün bir
şey oldu. Tamam, toparlayalım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) 3 hâkimden
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın Sayın
Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Toparlıyorum
Başkanım.
Arkadaşlar, hâkimlerin bir kısmı
karara katılmış, bir kısmı şerh koymuş yani
yargı canlı, devam ediyor. Sizin istediğiniz karar olunca çok
iyi hâkim istemediğiniz olunca çok kötü hâkim tarzı
yaklaşımınızı doğru bulmuyorum.
Bırakın, Yargıtay aşaması devam etsin.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sataştı
ya.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hiç sataşmadım.
Ayrıca, sizin ifade ettiğiniz her şey
fikir hürriyeti olacak ama sevmediğiniz bir ifade, söz, atasözü
paylaşılınca bu hakaret olacak. Bakınız, o kadar itham
ettiğiniz Vali Beyin geçmişine baktım, birçok ilde
başarıyla anılan bir Vali.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Yalakalaşmış, sonradan yalaka olmuş.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Adamcağızın söylediği aynı ifadeyi ben söylüyorum;
Engin Bey, şunu da göstererek söyleyeyim ki eksik kalmasın: Devlet
yarına bırakır ama yanına bırakmaz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sataşmadım,
yapma şimdi.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yok, yok; sadece
mahkeme kararlarıyla ilgili bir dakika
BAŞKAN Buyurun.
36.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, herkes bilir ki mahkeme kararlarına uyulur ama beğenmek,
saygı gösterip göstermemek ayrı bir iştir. Ben Sayın
Turanın söyledikleriyle ilgili
Yani Dün de Gezinin
karşısındaydık, bugün de karşısındayız.
dedi, kendi kanaatidir. Biz dün de Gezinin yanındaydık, bugün de
yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Oluç, kısa bir
açıklama yaparsanız memnun olurum.
Buyurun.
37.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Turan dedi ki: Daha saygın bir
dille konuyu dile getirmek lazım. Daha nasıl saygın bir dille
konuşalım? Biz Geziyi tartışmıyoruz ki burada
sizinle, Gezi iyi mi, kötü mü; siz yandaş mısınız,
değil misiniz; bunu tartışmıyoruz, o ayrı bir
tartışma, onu gerekirse yaparız. Hukukla ilgili bir şey
konuşuyoruz, bu mahkeme heyetiyle ilgili bir şey konuşuyoruz, 2
kere aynı suçtan beraat etmiş kişiyi 3üncü defa yargılayan
ve ağırlaştırılmış müebbet veren mahkemeden
söz ediyoruz, bu mahkemenin bir heyet üyesinin Adalet ve Kalkınma
Partisinin aday adayı olmasından bahsediyoruz, sizin mahkemelere
bütün yandaşlarınızı yerleştirmiş olmanızdan
ve ağır cezada
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bunu devam ettireceğiz, öyle
görünüyor Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bitiriyorum
efendim.
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
mahkeme
heyetlerini dizayn ederek bunun yoluyla siyasi ve toplumsal muhalefeti
sindirmeye çalışmanızdan bahsediyoruz; hukuktan, hukukun
üstünlüğünden, uluslararası demokratik sözleşmelerden,
Anayasa'nın 90ıncı maddesinden bahsediyoruz. Siz bunları
konuşmuyorsunuz, başka şeyler konuşuyorsunuz çünkü
bunları konuşmaya başladığınızda söyleyecek
lafınız yok.
Bakın, ben burada daha evvel de söyledim, ya,
bir ağır ceza hâkimi, mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak çete
üyesi çıktı Kobani kumpas davasında ve bunu siz
atadınız, siz! Çete üyesi ya! Mahkeme başkanı ve bizim
arkadaşlarımızı yargılıyor bu adam. Görevden
uzaklaştı sonra, istifa etti kendisi, görevden bile
alamadınız, kendisini istifa ettirdiniz; böyle bir hukuk
anlayışı olur mu? Biz bunu tartışıyoruz
Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Başkanım, bir
dakika sadece, özür diliyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan, bir
sataşma olmasın.
38.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Başkanım,
sabrınıza itimat ederek sakince söyleyeceğim.
Bakınız, hâkimlerin geçmişteki dernek
üyelikleri, parti üyelikleri, bunlar tartışılmaz; bu da
ayıptır. Konu, kararın ne olduğudur; karar
tartışılır.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ağır
ceza hâkimi ya.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Hâkimin
verdiği kararı söylüyoruz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bütün hâkimleri
AK PARTİ teşkilatlarından aldınız ya.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sakin
Arkadaşlar,
biz bu ülkede yirmi yedi, yirmi sekiz sene CHP'de görev yapan kişiyi
Anayasa Mahkemesi Başkanı yapmadık mı? Aynı
şekilde, Erdoğan'ı hapse atan Başsavcıyı, CHP,
vekil yapmadı mı?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kim yaptı?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Aynı şekilde
MHP'yi mi alacağım? Tabii ki kendimizden alacağım. diyen
Moğultay, Bakan olmadı mı? Size yüzlercesini söyleyebilirim.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Hazırlıklı gelmişsin bakıyorum da.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Vural Savaş, parti
kapatan dava
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bak, resim
göstermeye kalırsa bizde de çok resim var; bırak bu resim işini.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Zırhlı
aracı Zekeriya Öze vermediniz mi?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bakınız,
Sayın Başkanım, mesele eskiden hangi partinin üyesi olduğu
değildir, kararının ne olduğudur.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı Vekili Celal
Adanın, Pençe-Kilit Operasyonunda şehit düşen askerlerimiz
Fırat Canlı, Yunus Kalkan ve Doğukan Korkmaza Allah'tan rahmet,
yakınlarına başsağlığı dilediğine
ilişkin konuşması
BAŞKAN PKK terör örgütüne yönelik Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit düşen askerlerimiz Fırat Canlı, Yunus
Kalkan ve Doğukan Korkmaz'a Allah'tan rahmet, yakınlarına
başsağlığı diliyoruz.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzük'ün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır. Okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ve
arkadaşları tarafından, ülke ekonomisine katkı
sağlayan ihracat ve ithalatçılarımız ile onların
yükünü taşıyan uluslararası nakliyecilerimizin sınır
kapılarında ve kullandıkları güzergâhlarda
yaşadıkları sorunlarının incelenmesi amacıyla 25/4/2022
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 26 Nisan 2022 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
26/4/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 26/4/2022 Salı günü
(bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzük'ün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Erhan
Usta
Samsun
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ve 20 milletvekili
tarafından ülke ekonomisine katkı sağlayan ihracat ve
ithalatçılarımız ile onların yükünü taşıyan
uluslararası nakliyecilerimizin sınır kapılarında ve
kullandıkları güzergâhlarda yaşadıkları
sorunların incelenmesi amacıyla 25/4/2022 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerin 26/4/2022 Salı günkü birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere İYİ Parti Grubu adına Trabzon Milletvekili Sayın
Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN
ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İYİ Parti Grubu olarak ihracat ve
ithalatçılarımızın yükünü taşıyan
uluslararası nakliyecilerimizin sınır kapılarında ve
yol güzergâhlarında yaşadıkları
sıkıntıların, mağduriyetlerin giderilmesi hususunda
vermiş olduğumuz araştırma önergesi üzerinde söz
aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen
aziz milletimizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, uluslararası
nakliyecilerimiz gerek sınır kapılarında gerekse gittikleri
yol boyunca birçok sorunla karşı karşıya kalmakta,
sınır kapılarımız dert kapısı
olmaktadır. Bölge milletvekili olarak birkaç kez Sarp Sınır
Kapısına giderek orada günlerce kuyrukta bekleyen tır
şoförlerimizle görüştüm, yaşamış oldukları
mağduriyetleri birinci ağızdan dinledim ve yerinde gördüm. Genel
Başkanımız Sayın Meral Akşener geçtiğimiz
haftalarda yaptığı grup konuşmalarında
nakliyecilerimizin yaşadığı sorunları Türkiye Büyük
Millet Meclisi çatısı altında gündeme taşıdı ve
Yaşanan sorunlar karşısında beklemekten başka bir
çözüm yok. söylemiyle kaderine terk edilen nakliyecilerimiz
perişandır; yazıktır, günahtır. Kendi
başarılarıymış gibi ihracat rakamları
açıklayanlar Türk ihracatçılarının ve nakliyecilerinin
mağduriyetlerine sessiz kalmamalıdır. ifadesini
kullanmıştı.
Değerli milletvekilleri, uluslararası
nakliyecilerimiz sınır kapılarında uzun süreler
beklediklerini, günlerce kuyruklarda adım adım ilerleyebildiklerini
söylemektedirler. Bakın, şimdi size bir fotoğraf göstereceğim.
Bu fotoğraf, değerli arkadaşlar, Türkiyeyi Gürcistana
bağlayan devlet kara yolu üzerinde çekilmiş bir fotoğraftır
ve dün çekilmiştir, Arhavi ile Sarp Sınır Kapısı
arasındaki bölgede çekilmiştir. Gördüğünüz gibi hem Gürcistan
tarafına gidişte hem de Türkiyeye dönüşte
tırlarımız uzun kuyruklarda beklemektedirler. Arkadaşlar,
bu yol yani Arhaviyi Sarpa bağlayan yol 30 kilometredir. Peki, bu
şoförlerimiz, bu tır şoförü kardeşlerimiz, nakliyecilerimiz
bu yolu kaç günde gidiyorlar? Bakın, saat demedim. 30 kilometrelik bu yolu
normalde otuz dakikada aşması gereken bu sürücülerimiz bu yolu
beş, altı günde gitmekte ve orada kuyruklarda beklemektedirler.
Arkadaşlar, bu kuyruklarda bekleyen arkadaşlarımız, yine
burada göstereyim bir başka açıdan, tır şoförlerimizin
Tuvalet yok orada arkadaşlar, su yok, çay yok, kahve yok. Bu sorunu burada
gündeme getirmekteki sebebimiz bu şoför kardeşlerimizin
mağduriyetine bir an önce son verilmesi içindir.
Değerli milletvekilleri, sadece
sınırda değil, yol boyunca da sıkıntılar var.
Bakın güney koridor olarak adlandırılan İran-Türkmenistan
üzerinden Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistana
ulaşım güzergâhında ihracatımızın önemli
geçiş noktası Türkmenistanın, coronavirüs
salgınının başlangıcından beri kapattığı
sınır kapılarının üst düzeyde görüşmelerle bir an
önce açılması gerekir. Orta koridor olarak adlandırılan
Gürcistan-Azerbaycan ve Ro-Royla Kazakistan veya Gürcistan-Azerbaycan-Rusya
güzergâhında Azerbaycanın birçok ülke nakliyecilerinden almadığı
hâlde Türk plakalı araçlardan talep ettiği yüksek geçiş
ücretlerinin kaldırılması ve Azerbaycandan Kazakistana
yapılan Ro-Ro taşıma fiyatlarının uygun seviyeye
çekilmesi gerekir. En ekonomik yol olarak değerlendirildiğinden, en
fazla kullanılan kuzey koridor yani Gürcistan-Rusya ve Rusya üzerinden
Kazakistan ve diğer Tük Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelere
giden güzergâhta ise Gürcistanı Rusyaya bağlayan 50 kilometrelik
dağ yolunun kış aylarında sık sık trafiğe
kapandığını biliyoruz. Gürcistanın trafiğe
açacak yeterli ekipmanının olmaması gerekçesiyle kapanan bu
yolda ihracat ve ithalat yüklü araçlarımızın yirmi, yirmi
beş güne varan bekleme süreleri vardır ve oralarda çok
sıkıntılar çekmekte bu arkadaşlarımız;
telefonlarla bize ulaşıyorlar ve sıkıntılarını
dile getiriyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SALİH CORA (Trabzon) Ticaret Bakanına
ilettik bunları.
ERHAN USTA (Samsun) Sadece ilettiniz.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) Çok özür dilerim
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) Ayrıca, kuzey
koridorundan ülkemize dönmeye çalışan binlerce şoförümüz,
maalesef, Rus polisinin -Ermeni, Gürcü ve Rus araçlarının aksine-
birçok engellemesiyle karşı karşıya kalmaktadır.
Tır şoförlerimizin yaşadığı mağduriyetlerin
son bulması için ilgili bakanlıklarımız bir an önce devreye
girmeli ve çözüm üretmelidir.
Değerli arkadaşlar, son bir şey daha
söyleyeceğim: Cumartesi günü Trabzonda Trabzonsporumuzun
şampiyonluk müsabakası var. Bu müsabakaya İstanbuldan gelmek
isteyen taraftarlarımız için uçak yok. Türk Hava Yolları ve
AnadoluJet yetkililerine buradan sesleniyorum: Lütfen,
taraftarlarımıza, Trabzonspora, bordo-mavi renklere gönül
verenlerimize, şampiyonluk hasretini özleyenlere, bu hasreti gidermek
isteyenlere gerekli imkân verilsin ve ek seferler konulsun.
SALİH CORA (Trabzon) Ayarladık onu,
ayarladık.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) Şimdiden,
bordo-mavi renklerimizin, Trabzonsporumuzun şampiyonluğu da kutlu
olsun diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Bitlis Milletvekili Sayın Mahmut Celadet Gaydalı.
Buyurun Sayın Gaydalı. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, İYİ Parti
Grubunun vermiş olduğu araştırma önergesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla
selamlarım.
Değerli milletvekilleri, dünyada tır
şoförlüğü gerçekten zor bir meslektir. Özellikle uluslararası
yük taşımacılığında aktif olarak
çalışan emekçilerin sahip olması gereken yeteneklerin
başında sabır sahibi olması gerekmektedir. Saatlerce,
günlerce ve bazen haftalarca sınır kapılarının önünde
ülkeye girmek için beklemek zorunda kalıyorlar. Bu sorun sadece bugünün
değil, uzun yıllardır devam eden bir sorundur. Eğer
sorunlar sürekli olarak artarak devam ediyorsa demek ki bir şeyler
yanlış yapılıyor. Geçtiğimiz hafta yine Habur
gümrüğünde yüzlerce araç bekletildi. Eleman eksikliği, memur
eksikliği vardiyalar arası bekleme, polis tarafından
yapılan arama ve operasyon derken kuyruklar kilometrelerce uzamakta,
araçlar günlerce bekletilmektedir. Savaş olur, beklerler; ülkeler
arası gerginlik olur, beklerler; salgın hastalık olur, beklerler;
beklerler de beklerler. Bu durum iki açıdan sorun teşkil etmektedir:
Bunlardan birincisi ve en önemlisi, işin insani boyutudur. Ramazan
ayında, tuvalet ve temel ihtiyaçlarını giderecek hiçbir tesis
olmadan aileleriyle geçirecekleri güzel vakit ortamından kaybederek sadece
sıranın kendilerine gelmesini bekliyor olmaları herkesi
rahatsız eden bir sorun olmalıdır. İkincisi ise, ticari ve
ekonomik boyutudur. Hem üreticinin hem de tüketicinin ihtiyaç duyduğu ham
maddeler, ürünler, gıda ürünleri bu tırlarla
taşınıyor; önergede de bahsedildiği üzere, birçoğu
sebze, meyve gibi çabuk bozulabilen ürünler. Ortaya çıkan ekonomik
kaybın sorumlusu kim? Bu işin bir de düzenlemeye ihtiyacı
olduğu aşikârdır. Böyle Memurum yok, elemanım az. gibi
ifadeler bir devletin bahanesi olamaz. Gerekiyorsa 10 memur fazla
görevlendireceksin ama kimseyi mağdur etmeyeceksin. Siz beklemeyi
rutinleştirirseniz bu durum keyfî bir hâl almaya başlar; böyle bir
uygulamaya da hiç kimsenin hakkı yoktur. Keyfiyetin olduğu yerde
yolsuzluk başlar, rüşvet de olur, hırsızlık da.
Değerli milletvekilleri, sektörde hizmet veren
emekçilerin talebi şu: Bizim ne çektiğimizi bilmek ve görmek
istiyorlarsa gelsinler, bizimle yirmi dört saat ya da bir defa sırada
beklesinler. Bu sorunun yetkililer tarafından duyularak bir çözüme
kavuşturulması adına daha ne yapması gerekiyor bu
insanların? Bu bekleme hâli gerçekten bir sömürü şeklidir.
İnsanların sahip olduğu en kıymetli şeyi, zamanı
çalmaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) Bu hususta
gerekli adımların atılması, çalışmaların
yapılarak sorunun çözümü adına tüm düzenlemelerin bir an önce hayata
geçirilmesi gerekmektedir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Uşak Milletvekili Sayın Özkan Yalım.
Buyurun Sayın Yalım. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZKAN YALIM (Uşak) Sayın
Başkan, değerli çalışma arkadaşlarım ve de bizi
izleyen tüm vatandaşlarım; sizlere saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın
Bülent Turan, bu hafta o nöbetçi
Ve de bu konuyu getirdiğinden
dolayı Trabzon Milletvekilimiz Sayın Hüseyin Beye de teşekkür
ederim. Gerçekten nakliyeci arkadaşların ciddi anlamda sorunları
var. Ben neden Sayın Bülent Beyin ismini özellikle zikrettim? Çünkü
Ulaştırma Bakanı bizi dinlemiyor, duymuyor. Bunun yanında,
Ticaret Bakanı aynı şekilde, Dışişleri
Bakanı
Bakın, özellikle iktidar vekili arkadaşlarımız
ve de Grup Başkan Vekili; ihracat yapan nakliyecinin sesini duyun.
İhracat rakamlarının daha fazla artması adına
gerçekten bu 3 Bakanlığı, başta Ulaştırma
Bakanlığını, Ticaret Bakanlığını ve de
Dışişleri Bakanlığını göreve
çağırıyoruz. Vatandaşlarımız, firma sahiplerimiz
ve de şoför arkadaşlarımız eziliyor, ülke dışında
eziliyor; ikinci, üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görüyor.
Gerçekten bu konuda başta vekil arkadaşlarımızı, Grup
Başkan Vekillerini ve de Sayın Bakanları göreve davet ediyorum tüm
nakliyeciler, firma sahipleri ve de şoför arkadaşlarımız
adına.
Bakın, Vladikavkaz diye bir sınır
kapısı var, elli gündür aç susuz orada bekliyorlar. Geçen hafta Grup
Başkan Vekillerine bunu söylettirdik ama gereken yapılmadı.
Özellikle de Rusya Devlet Başkanıyla görüşme
yapılmıyor. Hem geçiş belgesi dozvola hakkında olan
sorunları hem de bunun yanında Vladikavkazda bekleyen Türk
şoförlerimizin sorunlarını duymuyorsunuz.
Bunun yanında, Azerbaycanın transit araç
geçiş ücretinin astronomik olmasından dolayı,
Türkmenistanın corona nedeniyle kapattığı sınır
kapılarının hâlâ açılmaması sebebiyle
Bunun yanında, Çeçenistan sınır
kapısında Rus, Gürcü, Ermeni tırlarına öncelik verilmekte,
Türk firmalarına, Türk tırlarına, Türk şoförlerine ise
maalesef eziyet edilmekte ve bunlar ikinci sırada özellikle bekletilmekte.
Bakın, aynı şekilde, bazı
kapılarda, özellikle Gürcistanda ve de diğer kapılarda -pandemi
bitmesine rağmen- maalesef hâlâ vatandaşlarımızdan,
şoförlerimizden test ücreti olarak 50 euro alınmaktadır. Tabii
ki bunun yanında, Kafkas ülkelerinin ödedikleri ücretlerin Türk
firmalarının ödediklerinin yanında çok düşük
olmasının haksız rekabete de yol açtığını
özellikle belirtmek istiyoruz. Gürcistan-Azerbaycan kapısında ciddi
anlamda hâlâ sıra bekleniyor. Özellikle de -biraz önce söyledim- Covidden
dolayı test parası 50 euroyu
Yazıktır, 50 euro,
yazıktır. Vatandaşlarımızı soydurmaya devam
ediyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZKAN YALIM (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Tabii ki bunun yanında da ihracat yapan firmalarımızın
tükettiği en önemli unsur kesinlikle akaryakıt. Sınır
kapılarında akaryakıt fiyatları kontrolsüz bir
şekilde, ÖTVsiz, KDVsiz diye neredeyse ÖTVli, KDVli rakamlardan
satılmaktadır. Aynı şekilde, bundan dolayı Avrupa'da
mazot ACCIS
Yani mazot desteği,
buna Avrupa'da Fransızca ve İngilizcede ACCIS denir. Ama bizim
ülkemizde ihracat yapan bu firmalarımıza, 12 ton ve üzeri nakliye
yapan firmalarımıza ACCIS mazot desteği verilmemektedir. Bu da
özellikle diğer ülke vatandaşlarıyla, ülke firmalarıyla
haksız rekabetten dolayı firmalarımızın gücünü ve de
rekabet gücünü düşürmektedir.
Ben tekrar buradan Ticaret Bakanına,
Ulaştırma Bakanına ve de Dışişleri Bakanına
sesleniyorum: Nakliyecilerin, firmaların ve de şoförlerimizin duyun
sesini. Daha fazla Rusya'daki ve sınır kapılarımızdaki
vatandaşlarımızın ezilmesine izin vermeyiniz diyorum.
Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Çanakkale Milletvekili Sayın Jülide İskenderoğlu.
Buyurun Sayın İskenderoğlu. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA JÜLİDE
İSKENDEROĞLU (Çanakkale) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İYİ Parti grup önerisi adına AK PARTİ
Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi
Meclisimizi ve ekranları başındaki milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Dış ticaretimizin etkin ve yüksek
kapasiteyle devamı için dünya konjonktürüne uygun tedbirler alıyoruz.
Tüm dünya ekonomilerinin küçüldüğü dönemde ihracatımızın
rekorlar kırması bu tedbirlerin de bir sonucudur. Sektör
temsilcilerimize bu alanda -emeği- alın teriyle milletimize hizmet
sunan herkese çok teşekkür ediyorum. Artık Türkiye de küresel tedarik
zincirlerinin tam merkezindedir. Gerek başta Şanghay olmak üzere,
Uzakdoğu limanlarındaki darboğazlar, fiyatlardaki
artışlar gerek karantina tedbirleriyle üretimdeki aksaklıklar
tedarikçilerin bölgeye olan güvenini olumsuz etkilese de Türkiye bu konuda
güvenilir bir ticaret ve lojistik ortağı olarak birinci sırada
yer alıyor.
Hükûmetimiz birçok altyapı projesini hayata
geçirmekte. Bir taraftan gümrük kapılarına fiziki ve dijital
altyapının yenilenmesi ve yerlileştirilmesi yapılırken
diğer taraftan ulaşımla ilgili dev projeler de göz
doldurmaktadır. Bu anlamda, 18 Martta, Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın
katılımıyla açmış olduğumuz 1915Çanakkale
Köprümüz, Pekinden Londraya, tarihî İpek Yolunu dünya ticaretinin
vazgeçilmez bir hattı kılmıştır.
Uluslararası yük
taşımacılığı kapsamında birçok önemli
düzenlemeler, anlaşmalar yaptık, tedbirler aldık.
Geçtiğimiz haftalarda Romanyayla yapılan toplantıda kara yolu
geçiş kotaları kaldırılmış ve transit
geçişler serbestleştirilmiştir. Altını çizmek
istiyorum ki ürettiğimiz ürünleri dünyaya taşıyan
nakliyecilerimiz için bu yapılanlar devrim niteliğindedir.
Son olarak, Türkiye ile Rusya Federasyonu, Ukrayna
savaşının karada yol açtığı lojistik krizini
aşmak üzere, Doğu Karadenizde Ro-Ro liman seferlerini
çeşitlendirmeye karar verdi. Soçi Limanı, Ro-Roya uygun hâle
getirilerek, küçük gemiler Kavkaz Limanından kullanılabilecek;
böylece, Sarp sınırının yükü hafifletilecek. Yakın
zamanda, Trabzondan Karadenizin kuzeydoğusundaki çeşitli rotalara
Ro-Ro seferlerini de başlatmayı hedefliyoruz. İstanbul-Novorossiysk
hattı seferleri yakın zamanda başlayacak. Türkiye, dünyadaki
olumsuzluklara rağmen tedarik zinciri ve küresel kaynaklı
şoklardan daha az etkilenecek. İhracatta vites yükseltiyoruz,
ihracatta rekor kırmaya devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
JÜLİDE İSKENDEROĞLU (Devamla)
Uluslararası taşımacılık sektörünün
sıkıntı yaşamaması adına Hükûmetimiz, ilgili
bakanlıklarımız koordine hâlde gece gündüz demeden çalışmaya
devam ediyor; hiç kimse merak etmesin.
İYİ Parti grup önerisinin aleyhinde
olduğumu belirtiyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, Grup
Başkan Vekillerimizin de görüşlerini aldım. İftar saatini
yakalayabilmemiz için bundan sonra birer dakikalık uzatmaları vermeyeceğim.
2 milletvekilimiz buraya geldiler, birer dakika söz talebinde bulundular;
onlara söz vereceğim, uzatmaları vermeyeceğim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bu oturuma mahsus
mu?
BAŞKAN Bu oturuma mahsus; ben genelde söz
veriyorum yani iftar saatiyle ilgili...
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayhay
Başkanım.
BAŞKAN Önce öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Sayın Erel, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
39.- Aksaray Milletvekili Ayhan Erelin, iğnesiz şeker ölçüm
sensörünün SGK tarafından ödeme kapsamına alınması
gerektiğine ilişkin açıklaması
AYHAN EREL (Aksaray) Teşekkürler Sayın
Başkanım.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında
on binlerce şeker hastası çocuğumuzu sevindirebilirdik fakat ne
yazık ki gerçekleşmedi. Bir çocuğun, iğneyle günde 5-10
defa parmağının delinmesinin acısını hayal
edebiliyor musunuz? Bunların -bir gecede- yarısı uykudan
uyandırılarak da yapılıyor; tam bir kâbus. Oysa ki
iğnesiz şeker ölçüm sensörleri mevcut. Sosyal Güvenlik Kurumu,
şeker hastası çocuklarımızın acısına son
vererek bu sensörleri ödeme kapsamına almadığı için
binlerce çocuğumuz iğnelerle acı çekmeye, göz yaşı
dökmeye devam ediyor. Evlatlarımıza daha fazla acı çektirmeden
ilgili sensörlerin SGK tarafından ödeme kapsamına alınması
gerektiğini hatırlatıyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Beyaz, buyurun.
40.- İstanbul Milletvekili Ümit Beyazın, ilaç
fiyatlarına gelen zamların yaratacağı
sıkıntıya ilişkin açıklaması
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Tepeden tırnağa her şeye geldiği
gibi ilaç fiyatlarına da rekor düzeyde zam geldi. Türkiye İlaç ve
Tıbbi Cihaz Kurumu, içerisinde kanser, diyabet, hormon, tüp bebek tedavisi
ilaçları ile bazı antibiyotiklerin de yer aldığı 508
kalem ilaca yüzde 200e varan oranlarda zam yaptı. İlerleyen günlerde
yeni zamların da geleceği gündemde. Piyasada temin
sıkıntısı olan ilaçların fiyatlarına yapılan
bu zamlar ciddi tepki çekiyor. Ülkemizde ilaca erişimde yaşanan
sorunlar bu zamlarla beraber katlanacak ve bir krize dönüşecektir.
Sorunların çözümü için sektörün tüm temsilcilerinin görüşlerinin
dikkate alındığı yeni bir fiyat kararnamesi ve SGK geri
ödeme sisteminin oluşturulması talep ediliyor. İYİ Parti
olarak konuyla ilgili acil çözüm çağrısında bulunuyoruz.
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Mersin Milletvekili Rıdvan Turan ve
arkadaşları tarafından, gıda enflasyonunun
oluşmasındaki temel nedenlerin araştırılması amacıyla
26/4/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 26
Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
Buyurun.
26/4/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 26/4/2022 Salı günü
(bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Hakkı
Saruhan Oluç
İstanbul Grup Başkan Vekili
Öneri:
26 Nisan 2022 tarihinde, Mersin Milletvekili
Sayın Rıdvan Turan ve arkadaşları tarafından verilen
18307 grup numaralı gıda enflasyonunun oluşmasındaki temel
nedenlerin araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisine verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 26/4/2022 Salı günkü
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Ali Bey, buyurun Şehidimiz var.
dediniz.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
41.- Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunçun, Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan Fırat Canlı, Yunus Kalkan ile
Doğukan Korkmaza Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, Pençe-Kilit
Operasyonu kapsamında şehitlerimiz var. Kahramanmaraş
Afşinli hemşehrim sözleşmeli Er Fırat Canlıya
Allahtan rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun. Yunus Kalkan ve
Doğukan Korkmaz kardeşlerimiz de şehit olmuşlardır,
Allah rahmet eylesin mekânları cennet olsun. Milletimizin başı
sağ olsun Sayın Başkanım.
BAŞKAN Allah rahmet etsin.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Mersin Milletvekili Rıdvan Turan ve
arkadaşları tarafından, gıda enflasyonunun
oluşmasındaki temel nedenlerin araştırılması
amacıyla 26/4/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 26
Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Önergenin gerekçesini açıklamak
üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu adına İstanbul
Milletvekili Sayın Dilşat Canbaz Kaya.
Buyurun Sayın Kaya. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA DİLŞAT CANBAZ KAYA
(İstanbul) Ekranları başında bizleri izleyen değerli
halkımız, ben de önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum.
AKP ve MHP ittifakının
yarattığı adaletsizlikle birlikte ülkemiz halkları derin
bir yoksullukla karşı karşıya. Temel beslenme, hijyen,
enerji ve barınma fiyatlarındaki yüksek artışlar bugün
milyonlarca insanı açlık sınırı altında
yaşamaya mecbur bıraktı. Değerli arkadaşlar, okullarda
yıllarca Türkiye'nin kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden biri
olduğu öğretildi. Gerçekten üzerinde
yaşadığımız ülke tarihte her daim bereketli topraklar
olarak anıldı. Gerçekten gelinen aşamada ise bu bereketli
topraklar âdeta kendi kaderine terk edilmiş durumda. Yirmi
yıllık AKP iktidarı boyunca köylüler, çiftçiler her gün daha
fazla zarar etti ve yoksullaştı. Aralık 2021 tarihinde resmî
verilere göre kayıtlı çiftçi sayısı son beş yılda
yüzde 26, son on yılda ise yüzde 53 azaldı. Haziran ayında son
güncel rakamlar açıklanacak ve belki tarihimizin en büyük gıda
krizinin başlangıcı olabilecek veriler ortaya çıkacak.
Temel gıda ürünlerinde üretici ile raf fiyatları arasındaki fark
yüzde 200e ulaştı, bu korkunç bir tablo; ne üretici kazanabiliyor ne
emekçiler gıdaya erişebiliyor. Türkiye bir gıda kriziyle
karşı karşıya ve AKP-MHP iktidarının bu kriz
karşısında gerçekçi hiçbir somut programı dahi yok.
Gıda enflasyonundaki artış bir krizin habercisi, iktidar ve
ortakları ise halkı yoksulluğa, açlığa mahkûm eden
politikalarından vazgeçmiyor. Bu kriz karşısında bizim
önerimiz ise Türkiyede ekilemeyen arazilerin ekilmesi teşvik edilmeli,
girdilerde dışa bağımlı üretim biçimi terk edilmeli,
tarımda üretici ve tüketicileri koruyan çiftçi borçlarının kamu
borcu olarak üstlenilmesi sağlanmalı, kapsamlı
politikaların uygulanmasıyla gıda enflasyonuyla mücadele
edilmeli; enflasyonla mücadele etmenin esas yolu adil bir üretim biçiminin
tesis edilmesinden geçer. Tam bu noktada, Türkiye ve tüketicileri korumak için
üretimi koruma altına almak gerekir, yüksek fiyatları düşürmek
için tarımsal üretim maliyetini düşürmek gerekir, üretim maliyetini
azaltmak için ise emekten ve ekolojiden yana yeni bir tarım felsefesine
ihtiyacımız var. Halkımızın sağlıklı,
erişilebilir ve ucuz gıdaya ulaşması için
araştırma önergemize destek vermenizi istiyoruz.
Ekranları başında bizleri izleyen
değerli halkımız, dün -bugün burada
arkadaşlarımız da konuştu- Türkiye tarihi, hukuk tarihi
-bugüne değin- birçok haksızlık ve hukuksuzluklara tanık
oldu. Geziyle ilgili dünkü kararı hepimiz biliyoruz, hepimiz
oradaydık ve bunu kınadığımızı tekrar ifade
edelim. Eşitlikten, adaletten, özgürlükten ve emekten yana olan her bir
kişi ve grup ise siyasi iktidarın yönlendirmesinde yargının
gazabına uğramaktan kurtulamadı. Biz bir coğrafyanın
ötekileri olarak adliyelerdeki hukuksuzlukların yabancısı
değiliz ancak hiçbir zaman yargı AK PARTİ dönemindeki gibi de bu
derece açık tiyatroya, kendi hukukunu dahi tanımayan bir trajediye dönüşmemiştir.
Dün Gezi davasında Osman Kavala'ya
ağırlaştırılmış müebbet verenler Mücella
Yapıcıya, Çiğdem Matere, Hakan Altınaya, Can Atalaya,
Mine Özerdene, Yiğit Ali Ekmekçiye, Tayfun Kahraman'a da on sekizer
yıl hapis cezası verdi. Buradan açıkça ifade ediyoruz, Gezi,
coğrafyamızın gördüğü en kitlesel ve meşru
direnişlerinden biridir. Gezi, milyonların adalet, eşitlik,
özgürlük, umudu olmaya devam ediyor, devam edecek. Dün de söylediğimiz
gibi, Gezi'de söylediğimiz gibi Bu daha başlangıç, mücadeleye
devam. diyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Sezal, buyurun.
Şehidimizle ilgili
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
42.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezalın,
Pençe-Kilit Operasyonunda şehit olan Furkan Gök ile Fırat
Canlıya Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
MEHMET CİHAT SEZAL (Kahramanmaraş) Evet,
teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Cuma günü bir şehidimiz vardı maalesef,
Furkan Gök kardeşimiz, Hasancıklı Mahallemizden; bugün de
Afşin'den, Veteriner Sözleşmeli Er Fırat Canlı
kardeşimizi şehadete uğurladık. Kahramanmaraşlı
hemşehrilerimin ve aziz milletimizin başı sağ olsun
diyorum, tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Mersin Milletvekili Rıdvan Turan ve
arkadaşları tarafından, gıda enflasyonunun
oluşmasındaki temel nedenlerin araştırılması
amacıyla 26/4/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 26
Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
samsun Milletvekili Sayın Bedri Yaşar.
Buyurun Sayın Yaşar. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ
YAŞAR (Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Pençe-Kilit Harekâtı'nda şehit olan
kahramanlarımıza, başta Samsunlu hemşehrimiz Kubilay Çon
olmak üzere hepsine Allah'tan rahmet, yakınlarına ve yüce Türk
milletine başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bir zamanlar
tarımda kendi kendine yetebilen ülkeler arasında Türkiye'yi
sayıyor idik, maalesef son döneme kadar. Bugün hâlbuki polisiye
tedbirlerle gıdadaki hareketlerin önüne geçmeye çalışıyoruz.
Tersten giderek bu işleri çözemezsiniz yani polisiye tedbirlerle,
zabıta tedbirleriyle, farklı metotlarla, denetimlerle gıda
fiyatlarını bir yere getirmeniz mümkün değil. Zaten yerel
seçimlerde şehir meydanlarına kurduğunuz manav tezgâhlarıyla
bunu önlemeye çalıştınız -patatesti, soğandı-
depolara baskınlar yaptınız, bunun önüne geçmeye
çalıştınız; geçemediniz. Bugün de bilinen yöntemle
aynı yoldan aynı sonuca gitmeye çalışıyorsunuz, bu
mümkün değil. Hâlbuki bunun yerine, bugün fiyatlardan değil de
üretimden yola çıkarak, üretim maliyetlerini düşürerek, üretim
girdilerini düşürerek bu işin önüne geçmek veyahut da bu işi
planlamak, programlamak mümkün. Bugünkü rakamlarla, bugünkü mazot
fiyatlarıyla, bugünkü gübre fiyatlarıyla üretim maliyetlerini nasıl
aşağıya çekeceksiniz? Asıl sorun bu yani üretimde, daha
işin kaynağında bu işi çözmek lazım.
Kaynağında çözemediğiniz bir işi finalinde nasıl
çözeceksiniz? Bu mümkün değil. Bunun yolu da yöntemi de belli. Daha
işin başında üretimdeki girdi rakamlarını muhakkak
kontrol altına almanız lazım. Mazotu bugün yatlara, katlara
verdiğiniz mazot fiyatına çiftçiye verirseniz, gübre
fiyatlarını aşağıya çekerseniz, girdi maliyetlerini
düşürürseniz, üretimden tezgâha kadar olan bu işin seyrindeki
fiyatlara daha işin başında müdahale ederseniz bu iş
çözülür. Biz buradan sadece sorunları değil, çözüm önerilerini de
söylüyoruz. Bugün, mazot fiyatı 7 liradan 22 liraya çıkmış,
gübrenin fiyatı 160 liradan yüzde 160 artmış, yem fiyatları
yüzde 120 artmış. Bugün, gıda enflasyonunda dünyada Arjantinden
sonra şampiyonuz, yüzde 64lerde geziyor. 100 liraya dolan sepet 240
liraya dolmaya başlamış. 1 çuval unun fiyatı 127 liradan
325 liraya yükselmiş. Patatesin fiyatı yüzde 227,
salatalığın fiyatı yüzde 193, patlıcanın
fiyatı yüzde 185
Bunun kaynağına inmeden bu işi
çözemezsiniz.
Sayın Başkan da söz vermeyeceğini
ifade etti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Diyoruz ki:
Bırakın finalindeki polisiye tedbirleri, işin
kaynağına inin, kaynağında çözün.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Mersin Milletvekili Sayın Cengiz Gökçel.
Buyurun Sayın Gökçel. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bütün tarım ürünlerinin yetiştiği bir
ülkede gıda enflasyonunu konuşmak ne kadar acı değil mi?
Böyle bereketli topraklarda vatandaşlarımız gıda ürününe
ulaşamıyor. Gıda fiyatları çok pahalı, peki, neden
artıyor? AKPnin yanlış tarım politikaları nedeniyle
artıyor. Çünkü çiftçimiz üretemiyor; plansız, ithalata dayalı,
yerli üreticiyi yok sayan bir AKP var iktidarda. AKPnin tarımsal ve
hayvansal üretim envanteri yok, veri tabanı yok. Şu anda
memleketimizde hangi alanda ne yetişiyor, ne kadar yetişiyor, ne
kadar hayvan varlığımız var, bunu bilmiyoruz, Tarım
Bakanı da bilmiyor. Elimizde bir veri olmazsa üretimimizi nasıl
planlayacağız? Gıda enflasyonunu düşürmek için
tarımı planlamak gerekiyor. Üretici desteklenmeli, üreticiyi desteklerseniz
cefakâr çiftçimiz her şeyin en güzelini üretir ama siz çiftçiyi
toprağını süremeyecek hâle getirdiniz. Mazotu AKP 22 lira
yaptı, çiftçi tarlasını nasıl sürsün? Bir tek sebze
fidesinin tanesi 7 lira, çiftçi bunu nasıl alıp tarlasına
diksin? 25 kiloluk göz taşı 1.500 lira, ilacın yanına
yaklaşılmıyor, çiftçi hastalık ve zararlara karşı
nasıl mücadele etsin? Sizin yüzünüzden gübre fiyatları o kadar
arttı ki çiftçi tarlasına gübre atmadan ekim yapıyor; besiciler
yem alamadığı için zarar ediyor, süt ineklerini kesime
gönderiyor; anası da gidiyor, danası da gidiyor. Çiftçi maliyetlerin
altında eziliyor, siz de gidip yurt dışından pahalıya
hayvan ithal ediyorsunuz, tarım ürünü ithal ediyorsunuz. Sizin ithalatçı
bir iktidar yapınız var. (CHP sıralarından
alkışlar)
Arkadaşlar, elektrik fiyatlarına
yaptığınız zam yüzünden çiftçiler sulama
pompalarının, besici ahırının elektrik
faturasını ödeyemiyor. Mersinde çiftçilerin geçen sene sulama
birliğine dekara 310 lira ödediği sulama ücreti bu sene 760 lira arkadaşlar,
760 lira. Bu sene Mersinde müthiş bir don zararı oldu; narenciyeler,
meyve bahçeleri dondu, seneye ürün veremeyecek ağaçlar. Meyve bahçelerinde
bir tek meyve yok. Geçen sene suladığının, yaptığı
masrafın karşılığını alamayacak olan çiftçi
bu sene yeni dönem için de ağacını kurtarmak için verdiği
suyun parasını ödemek zorunda kalacak. Bunu vicdanınız
kabul ediyor mu?
Değerli arkadaşlar, yıllardır
bas bas bağırıyoruz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Sayın Başkan,
müsaade etmiyorsunuz herhâlde.
BAŞKAN Karara bağladık.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Ben teşekkür
ediyorum, öneriyi desteklediğimizi belirtiyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Osmaniye Milletvekili Sayın Mücahit Durmuşoğlu.
Buyurun Sayın Durmuşoğlu. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerimin başında Pençe-Kilit Operasyonunda
hayatını kaybeden kahraman şehitlerimize Allahtan rahmet,
ailelerine sabırlar diliyorum.
HDP grup önerisi üzerine AK PARTİ Grubum
adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle ekranları
başında bizleri izleyen aziz vatandaşlarımızı ve
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan
Covid-19 salgını, insan yaşamını tehdit ettiği
kadar gıda sektörünü de önemli ölçüde etkilemiştir, tedarik sektörünü
sekteye uğratmış, ürün fiyatlarında
istikrarsızlaşmaya neden olmuştur. Özellikle, ulusal karantina
uygulamalarında insanların gıda ürünlerini stoklamaya
başlaması fiyatları yukarı doğru çekmiştir. 2022
yılı aşılama çalışmalarının etkisiyle
normalleşme başlamış ve tüm dünya bir toparlanma sürecine
girmişken Ukrayna-Rusya savaşıyla karşı
karşıya kalınmıştır.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
talimatlarıyla devletimizin tüm imkânları seferber edilmiş,
vatandaşlarımızı rahatlatmak, refah seviyesini
artırmak amacıyla gece gündüz çalışmalar sürdürülmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye, 23,4 milyon hektarlık işlenen tarım
alanı varlığıyla her geçen gün tarımsal üretimini
artırarak 84 milyona ulaşan ülke nüfusunun besin
ihtiyacının karşılanmasının yanında
ihracatta da bulunarak tarımsal hasılada Avrupa 1incisi tarım
ülkesi olma özelliğini devam ettirmektedir. Türkiye, Birleşmiş
Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2020 yılı verilerine
göre dünya bitkisel ürünler üretiminde 12nci, sebze üretiminde 4üncü, meyve
üretiminde dünyada 6ncı sıradadır. Bitkisel üretimde
sürdürülebilirliği temin etmek üzere Yazlık Ekiliş Programı
başlatarak tarım takviminin elverdiği alanlarda üreticilerimize
belirli hibe oranlarıyla tohum temin ederek özellikle stratejik öneme
sahip ve arz açığı olan ürünlerin ekilimi yapılması
sağlanmıştır. Atıl, boş veya nadasa
bırakılan alanlarda başlatılan projelerin yanında,
birim alandan elde edilen verimi yükseltmeye yönelik yürütülen
çalışmaların sonucunda Covid-19 pandemisine rağmen son iki
yılda toplam bitkisel üretim miktarı yaklaşık 9 milyon ton
ilave artışla 2020 yılında 126 tonu aşarak cumhuriyet
tarihinin rekorunu kırmıştır. 2020 yılında 6,5
milyon ton mısır üretimi ve 278 bin ton kuru fasulye üretimiyle cumhuriyet
tarihinin üretim rekorunu kırmıştır.
Diğer taraftan, yurt içi gübre arz
güvenliğinin sağlanması adına ülkemizde hem gübre
ihracatı hem de gübre ham maddesi olarak kullanılan amonyum ve
sülfürik asit ihracatı kayda bağlanarak
kısıtlanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Devamla) Başkanım,
bir dakika ek süre veriyorsun diye ayarlamıştık ama
(AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, çocuk yoksulluğunun
sebeplerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/5923) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 26 Nisan 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
26/4/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 26/4/2022 Salı günü
(bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Engin
Altay
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan çocuk yoksulluğunun
sebeplerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/5923) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun
26/4/2022 Salı günkü (bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Denizli Milletvekili Sayın
Gülizar Biçer Karaca.
Buyurun Sayın Karaca. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA GÜLİZAR BİÇER KARACA
(Denizli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet
Halk Partisi Grubumuzun vermiş olduğu çocuk yoksulluğunun
araştırılması önergesi hakkında söz almış
bulunmaktayım. Geçtiğimiz cuma günü hemşehrim Bekir Can Kerek
şehit düşmüştür; sözlerime başlarken, başta
hemşehrimiz, şehidimiz Bekir Can Kerek olmak üzere bugün şehit
düşen tüm askerlerimize Allahtan rahmet, ailelerine ve milletimize
başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlar, çocuk yoksulluğu,
birçok hak ihlalini bünyesinde barındıran, önlenememesi ve önüne
geçilememesi hâlinde yaşam boyu sağlık, eğitim ve
gelişim gibi çok kalıcı etkiler bırakan bir sorundur.
Sorunu çözmek için neden adım atılmıyor? Yasa mı eksik?
Hayır; uluslararası sözleşmeler var, Anayasa var,
bakanlıkların faaliyet raporları, eylem planları var,
aslında mevzuat olarak her şey var. Peki, ne yok? Sadece çözme
iradesi yok çünkü yoksulluğu çözmek değil, yoksulluğu önlemek
değil, yöneterek iktidarda tutunmak isteyen bir irade var.
Değerli arkadaşlar, yoksulluğu
önlemek için, çocuk yoksulluğunu bilmek için öncelikle milletin içine
gitmek, pazar yerlerini akşamüzerleri ziyaret etmek gerekir ki oradaki
vatandaşlarımızın akşama çocuklarının önüne
koyacak bir yemek pişirebilmek için yaşadıkları o
zorunluluğu ve atıkları toplayan aileleri görmek lazım ama
maalesef bunu yapmıyorsunuz, yapmak da istemiyorsunuz.
Yine TÜİKin doğru düzgün bir
araştırma yapması gerekir, o da yapmıyor. Peki, ben size
birkaç örnek vermek isterim: TÜİKin yapmadığını 3
hekim yapmış ve 3 hekim ilkokul, ortaokul, lisedeki 6-19 yaş
arasındaki 1.049 öğrenci, çocuk hakkında bir araştırma
yapmış; görülen sonuçlar da inanın çok vahim tablolar. Her 4
çocuktan 1i çok düşük kilolu ve bu çocukların her biri potansiyel
kalp rahatsızlığı riskine sahip ve aynı zamanda da
maalesef kansızlıkla mücadele ediyor. Her 4 vatandaştan 1i, son
bir yılda, para ve yeterli gelire sahip olamadığı için bir
daha gıdaya erişememe kaygısını yaşıyor. En
vahimi; her 8 çocuktan 1i karnı aç olduğu hâlde yemek yiyemiyor, aç
kalıyor. Bunlar aslında sizlerin duymak istemediği bazı
gerçekler.
Yine, bir pazarda bir çocuk şunu söylüyor,
diyor ki: Beslenmeyi çoğu zaman okula götüremiyorum, beslenmem
olmadığında oturup ders çalışıyor numarası
çekiyorum. Yine, bir anne diyor ki: Evde kira, taksit, borç konuşuyoruz;
çocuğum diyor ki: Ben çalışayım, okulu
bırakayım. Çocuğumdan utanıyorum. ve sizler maalesef
bunları duymuyorsunuz, duymak da istemiyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, elimde, bu, okulda
beslenme programınıza ilişkin sizin bir raporunuz, eylem
planınız var, onun 40ıncı sayfası -2019
yılında yapmışsınız- diyorsunuz ki: Çocukların
sağlıklı beslenmesi için bir program, çocukla okulda okul
yemeği programı yapacağız ve 2020de
başlayacağız. Ama 2022, bu programa
başlamadınız. Neden başlamadınız? Bu programa
başlamak için bütçe mi yoktu? Hayır, vardı çünkü yandaşlara
aktardığınız bütçe var, affedilen vergiler var ve
kıyak huzur hakları var, demek ki bütçe var. (CHP
sıralarından alkışlar) Neden hayata geçirmediniz? Bir nesil
kayboluyor arkadaşlar, bir nesil kayboluyor ve maalesef geri telafisi de
mümkün olmayacak.
Pazarda aileler çürük sebze, meyve topluyor.
Karabağlar Belediye Başkanımız bir açıklama
yaptı, diyor ki: Geçen yıl 3.007 ton atık topladım, bu
yıl 1.918 ton. Her ay 30 ton pazar atığı yok olmuş.
Neden, biliyor musunuz? İşte, aileler gidip pazar atıkları
topluyorlar değerli arkadaşlar. O nedenle, çocuklarımızla,
çocuklarla ilgili ve bu beslenme hakkına ilişkin mutlaka
yoksulluğun sebeplerini araştırmak için bu komisyonu
kurmamız gerekiyor ve bütün partilerin de bu komisyon için desteklerini
bekliyorum.
Sözlerimi tamamlarken Gezinin
çocuklarını, dün siyasete boyun eğmiş mahkeme
tarafından hapse atılan, zindana atılan başta Can Atalay ve
Mücella Yapıcı olmak üzere bütün Gezi tutsaklarını buradan
saygıyla selamlıyorum.
Gezi kalacak, siz gideceksiniz diyorum, Genel Kurula
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
Adana Milletvekili Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurun Sayın Çulhaoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MEHMET METANET
ÇULHAOĞLU (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sözlerime başlamadan evvel Pençe-Kilit Harekâtı sırasında
teröristler tarafından yapılan alçak saldırı sonucu
şehit olan kahraman askerlerimize Allahtan rahmet diliyor, ailelerine
başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; UNICEF tarafından yayınlanan yeni analize göre
Acilen önlem alınmazsa düşük ve orta gelirli ülkelerdeki yoksul
hanelerde yaşayan çocukların sayısı yüzde 15 artarak 672
milyona ulaşabilir. denilmekte ve maalesef, ülkemizde Türkiye
İstatistik Kurumunca 20 Nisan 2022de yayınlanan İstatistiklerle
Çocuk, 2021 Raporunda 2020 yılı itibarıyla 7 milyon 378 bin
yoksul çocuk olduğu belirtilmiştir. Nüfusu 83 milyon olan ülkemizde
yaşayan 7 milyon 378 bin çocuğumuz yoksulluk içinde büyümekte ve bu
rakam gün geçtikçe artmaktadır. Lütfen empati yapalım
arkadaşlar, rızıkları üç beş müteahhide
peşkeş çekiliyorken çocuk yaşlarında yoksulluğa,
yokluğa mahkûm bırakıldığı için en temel
hakkı olan gıdasını ve eğitimini alamadan büyüyen
gençlerimizin varlığı sizin vicdanınızı hiç
sızlatmıyor mu? Bizim vicdanımızı
sızlatıyor. Onun için projeler üretiyoruz. 2021 Ekim ayında
çocuklarla ilgili Rüzgârgülü Projemizi Genel Başkanımız
Sayın Meral Akşener açıkladı, projemizi açıklarken de
İktidara geldiğimizde ilk olarak çocuk haklarıyla ilgili bir
seferberlik başlatacağız. diyerek konuya olan hassasiyetimizi
dile getirdi. Uygulayacağımız Rüzgârgülü Projemizle devlet
okullarında okuyan 15,1 milyon çocuğumuza ücretsiz kahvaltı ve
öğle yemeği vereceğiz. Rüzgârgülü Projemiz
uygulandığında 2 milyon çocuğumuz artık
hastalanmayacak, 1 milyon 600 bin vatandaşımız yoksulluktan
kurtulacak, eğitimde uluslararası bir başarı yakalanacak,
kadın istihdamı artacak, kırsal kalkınma desteklenecek;
böylelikle, hem çocuklarımızın karnı doyacak hem de
ailelerimiz çocuklarına harçlık veremediği için artık
üzülüp dertlenmeyecek. Bizim Rüzgârgülü Projemiz hem büyük bir
sıkıntıyı ortadan kaldıracak hem de çocuklar aç kalmadığı
gibi ekonomiye, bütçeye de 144 milyar lira katkı sağlanacaktır.
İktidara geldiğimizde hemen yürürlüğe koyacağımız
bu projemizle çocuklarla el ele, gönül gönle hep beraber mutlu ve iyi
yaşayacağımız günlere kavuşacağız.
Araştırma önergesini desteklediğimizi
ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ
Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Şırnak Milletvekili Sayın Hüseyin Kaçmaz. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
çokça söylenir Gelecek nesillere güzel bir gelecek bırakmak
lazımdır. diye. Eğer bizler değiştirmezsek içinde
bulunduğumuz bu kutuplaştırıcı ortamın bütün
ihalesi çocuklara kalacak.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, maalesef ki
sorunlarını çözemeyen, bakiyesi giderek şişen bir ülke
durumundadır. İktidarın politikaları sebebiyle ekonomik
kriz devasa boyutlarda. İktidar bloğunun savaş
politikalarındaki ısrarıyla derinleşen ekonomik krizden en
çok çocuklar etkilenmektedir. Bugün Türkiye'de milyonlarca çocuk, beslenme,
ısınma ve giyim gibi temel ihtiyaçlarını
karşılayamamaktadır. Çocuk
yoksulluğu, çocuk işçiliği, çocuk evlilikleri gibi
ağır toplumsal krizleri de derinleştirmektedir. Çocuk
yoksulluğu konusunda OECD ülkeleri arasında Türkiye 1inci
sırada yer almakta. Türkiye'de her 5 çocuktan 1isi derin yoksullukla ve
açlıkla karşı karşıya kalmış durumda. Yine,
Türkiye'de her 4 çocuktan 1isinin kilosu çok düşük. Çocuklarda büyüme ve
gelişme sorunları yaşanıyor, çocuklarda kalp
hastalığı potansiyeli yüksek, çocuklar kansızlıkla
mücadele ediyor. Bunların temel sebebi, yeterince beslenememe. Tabii,
bununla birlikte sağlık hakkından da çocuklar
yararlanamıyor. Türkiyede 2 milyon çocuk işçi var, Türkiye'de ana
dilini konuşamayan 10 milyon çocuk var yani okulda, derste veya oyunda
olması gereken çocuklar derin yoksulluk sebebiyle çalışmak
zorunda bırakılıyor ya da zorla
çalıştırılıyor.
İktidarın savaş ve çatışma
politikalarındaki ısrarı, maalesef ki ülkedeki yolsuzluk,
kaynakların yandaşlara peşkeş çekilmesi sebebiyle, her
geçen gün ağırlaşan koşullar nedeniyle aileler ve
çocukları temel ihtiyaçlarına erişememekte, buna bağlı
olarak özellikle bebek mamaları ve bebek bezleri fiyatlarında ciddi
artışlar yaşanmakta. Düşünün ki bu ülkede 0-3 yaş
grubu arasındaki çocuklara, bebeklere çorba, şekerli su, pirinç
lapası gibi besin değeri bu yaş grubu için yeterli olmayan
besinler verilmek zorunda kalınıyor. Derin Yoksulluk
Ağının paylaştığı rapora göre de Türkiye'de
yaşayan ailelerin yüzde 74ü bebek maması almakta zorlanmakta; yine,
ailelerin yüzde 21i ise mamaya ya da bebek bezine hiçbir şekilde
erişememektedirler.
Tüm bu bilgiler ışığında
çocuk yoksulluğunun önüne geçilebilmesi ve çocukların üstün
yararı gözetilerek temel yaşam haklarının
sağlanması için alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla
bir Meclis araştırması açılmasının elzem
olduğu açıktır. Tabii, çocuk yoksulluğuyla birlikte,
çalışmak zorunda kalan çocukların karşı
karşıya kaldığı sömürü düzenini, engelli
çocukların karşı karşıya kaldığı
ayrımcılık meselesini de konuşmalıyız. Ülkedeki
bu karanlığın ve bu yoksulluğun kaynağı olan
sorunları daha kökünden konuşmamız gerekiyor. Kürt meselesini,
Kürt düşmanlığını konuşmak gerekiyor. Nefret
iklimini dağıtmak gerekiyor. Güvenlikçi politikaları,
savaşa, çatışmaya harcanan paraları, kaynakları
sorgulamak gerekiyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Ankara Milletvekili Sayın Lütfiye Selva Çam. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA LÜTFİYE SELVA ÇAM
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazi
Meclisimizi ve bizleri ekranları başında izleyen
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Partimizin ve bugüne kadarki hükûmetlerimizin büyük
bir titizlikle geleceğimizin teminatı olan
çocuklarımızın yaşam standartlarının
artırılması için çok önemli ve özgün çalışmalar
yaptığı bilinen bir gerçektir. Cumhuriyet Halk Partisinin
verdiği önergeye karşı bana verilen şu kısıtlı
sürede yirmi yıldır yaptığımız yüzlerce
çalışmayı aktarmam mümkün değil. Acizler, mazlumlar ve her
daim itinalı şekilde sahip çıktığımız yoksul
ve dezavantajlı çocuklarımız için pek çok çalışmalar
yaptık. Bu yavrularımız için daha ne yapsak azdır. Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın
himayelerinde, sağladığı büyük bütçe imkânlarıyla,
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın
çalışmalarıyla dünya standartlarının üzerinde büyük
atılımları başarıyla gerçekleştirdik. Sosyal ve
ekonomik destek adını verdiğimiz sistemle çocukların anne
ve baba yoksunluğundan kaynaklanan sorunlarla baş edebilmesi, topluma
uyum sağlayabilmeleri ve psikolojik yönden sağlıklı
olmaları amacıyla çeşitli mekanizmalarla birçok destekte
bulunmaktayız. Ekonomik desteğe ihtiyaç duyan, ebeveyn kaybı yaşamış
çocuklar için ailelerine sosyal ve ekonomik yardımları yapmaya devam
ediyoruz.
Bunun yanı sıra, psikososyal destek ve
danışmanlık hizmetleri sunuyoruz. Çocuk Destek Merkezleriyle
(ÇODEM) rehabilitasyona ihtiyaç duyan çocuklarımıza hizmet veriyoruz.
Ayrıca, çocuklarımıza en uygun hizmet modelinin belirlenmesi için
Çocuk Koruma ve İlk Müdahale (ÇOKİM) Birimlerini oluşturduk. Bir
taraftan çocuk işçiliğiyle mücadele ederken diğer taraftan
eğitim hayatlarını başarıyla sürdürmeleri ve meslek
sahibi olmaları için de rehberlik yapıyoruz.
Sözlerime son verirken özellikle dikkatlerinizi bir
hususa çekmek istiyorum: Söz konusu çocuk olduğunda zaman zaman maddi ve
manevi yönlendirmelerle kandırılarak terörizmin kucağına
itilmek istenen, dağa çıkarılmak istenen ya da dışarıdan
akan kirli ve tehlikeli paralarla yönlendirilen, ellerine molotofkokteylleri
tutuşturulan, o çocuksu masumiyetleri ellerinden alınan
Sokakları savaş alanlarına çevirten, hak ve özgürlükler
adına Gezi Parkında bayraklarımızı yaktıran,
teröristlerin paçavralarını astıran, kamu bina ve
araçlarımızı parçalatan ve tüm dünyada Türkiye aleyhtarı
birer propaganda mekanizmasına dönüştüren, kanlı senaryolar
peşinde koşan her türlü kişi, kuruluş ve siyasi
yapıyı bu vesileyle kınıyorum. Devletimiz, mahkemelerimiz
ve milletimiz, bu gibi karanlık ve hain odakların üstesinden
gelebilecek güç ve kabiliyettedir, içeriden ve dışarıdan
gelebilecek her türlü ihanete karşı duyarlı bir millet ve devlet
iş birliğini başarıyla oluşturmuştur.
Bu vesileyle ben de bayramınızı
kutluyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım.
B) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun 26 Nisan 2022 Salı
günkü birleşiminde (10/1428), (10/2953), (10/3030), (10/3049), (10/3330),
(10/3757), (10/4665), (10/4850), (10/5742), (10/5743), (10/5980), (10/5981),
(10/5982), (10/5983), (10/5984), (10/5985), (10/5986), (10/5987), (10/5988),
(10/5989), (10/5990), (10/5991), (10/5992), (10/5993), (10/5994), (10/5995),
(10/5996), (10/5997), (10/5998) ve (10/5999) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergelerinin görüşmelerinin
birleştirilerek yapılmasına, 27 Nisan 2022 Çarşamba günkü
birleşiminde 325 sıra sayılı Meclis Araştırması
Komisyonu Raporunun gündemin Özel Gündemde Yer Alacak İşler
kısmına alınarak görüşmelerinin bu birleşimde
yapılmasına ve Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerine
ilişkin önerisi
No:76 26/4/2022
Danışma
Kurulu Önerisi
Danışma Kurulunun 26/4/2022 Salı günü
(bugün) yaptığı toplantıda, aşağıdaki
önerilerin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Celal
Adan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Vekili
Bülent
Turan Engin
Altay
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
Başkan
Vekili Başkan
Vekili
Hakkı
Saruhan Oluç Erkan
Akçay
Halkların
Demokratik Partisi Grubu Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu
Başkan
Vekili Başkan
Vekili
Erhan
Usta
İYİ
Parti Grubu
Başkan
Vekili
Öneriler:
Genel Kurulun 26 Nisan 2022 Salı günkü (bugün)
birleşiminde (10/1428, 2953, 3030, 3049, 3330, 3757, 4665, 4850, 5742,
5743, 5980, 5981, 5982, 5983, 5984, 5985, 5986, 5987, 5988, 5989, 5990, 5991,
5992, 5993, 5994, 5995, 5996, 5997, 5998 ve 5999) esas numaralı Meclis
araştırması önergelerinin görüşmelerinin
birleştirilerek yapılması, bu görüşmelerde siyasi parti
grupları adına yapılacak konuşmaların en fazla iki
konuşmacı tarafından kullanılabilmesi ve bu birleşimde
Meclis araştırması önergelerinin birlikte yapılacak
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
27 Nisan 2022 Çarşamba günkü birleşiminde
325 sıra sayılı Meclis Araştırması Komisyonu
Raporu'nun gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler"
kısmına alınarak görüşmelerinin bu birleşimde
yapılması, bu görüşmelerde siyasi parti grupları adına
yapılacak konuşmaların süresinin en fazla üç konuşmacı
tarafından kullanılabilmesi ve aynı birleşimde Meclis
Araştırması Komisyonu Raporunun görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesi,
28 Nisan ve 5 Mayıs 2022 Perşembe günleri
toplanmaması önerilmiştir.
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İç Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş
bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ile 1 Milletvekilinin, (2/3726) esas
numaralı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/167)
2/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/3726) esas numaralı ve 30/6/2021
Başkanlığa geliş tarihli Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifimin ilgili komisyonda kırk beş gün içerisinde ele
alınmaması sebebiyle İç Tüzükün 37nci maddesi uyarınca
doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını arz ve talep
ederim.
Saygılarımla.
Deniz
Yavuzyılmaz
Zonguldak
BAŞKAN Önerge üzerinde teklif sahibi
Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz.
Buyurun Sayın Yavuzyılmaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şehitlerimize Allahtan rahmet
diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
İstanbul Milletvekilimiz Akif Hamzaçebi ve
Balıkesir Milletvekilimiz Fikret Şahinle birlikte çoklu maaş
vurgununa karşı bir kanun teklifi hazırladık. Ülkemizde
milyonlarca işsiz var; milyonların bir işi, bir maaşı
bile yok ama birden fazla maaşı olan AK PARTİli bürokrat çok;
üstelik, bu bürokratların aldıkları maaş
tutarlarının bir üst sınırı da yok. Örnek, Kültür ve
Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan. Aylık geliri ne
kadar biliyor musunuz? Tam olarak 313.870 lira. Tekrar ediyorum: Tam olarak
313.870 lira. Kendisi hem Bakan Yardımcısı hem de aynı
zamanda Kuveyt Türk Katılım Bankasının Yönetim Kurulu
üyesi. Bankanın yüzde 18,72si Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait.
Bu nedenle, bu hisseyi temsilen bankanın Yönetim Kurulu üyesi. Bakan
Yardımcılığı aylık maaşı 39.537 lira.
Kuveyt Türk Katılım Bankası 2022 yılı Genel Kurul
Toplantı Tutanağına göre banka Yönetim Kurulu üyesi olarak
aylık ücreti 9.630 dolar. Yanlış duymadınız, ücreti
dolar üzerinden alıyor yani Türk lirası olarak ücreti aylık
142.427 lira. Aldığı Yönetim Kurulu ilave ücreti aylık
8.919 dolar yani 131.906 lira. Böylece, Kültür ve Turizm Bakan
Yardımcısının bir aylık geliri 313.870 lira. Yani 73
asgari ücrete denk geliyor.
Sayın milletvekilleri, Hazine ve Maliye
Bakanı Nureddin Nebatinin gözlerinden neden ışık
saçtığını da tespit ettik. (CHP sıralarından
alkışlar) Çünkü dört dörtlük Bakan Yardımcıları var.
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcılığında 4 Bakan Yardımcısı
var, 4ü de çift maaşlı. Yunus Elitaş aynı zamanda
TÜPRAŞ Yönetim Kurulunda, buradan aldığı huzur hakkı
aylık 67.500 lira; toplam aylık geliri 107.037 lira. Diğer Bakan
Yardımcıları Mahmut Gürcan ve Cengiz Yavilioğlu TÜRK
TELEKOM Yönetim Kurulunda, buradan aldıkları yılda 6 maaş
ikramiye, ücret ve Bakan Yardımcılığı
maaşları toplamı aylık 80.155 lira. 4üncü Bakan
Yardımcısı Murat Zaman aynı zamanda EXIMBANK Yönetim Kurulu
Başkanı, o da maaş, huzur hakkı ve yılda 4 maaş
ikramiyeyi de yine cebine indiriyor.
Sayın milletvekilleri, ayrıca Türkiye'de
bir yanda alanında iş bulamayan gençler, diğer yanda
uzmanlığı olmayan alanlarda görev alan çok maaşlı AK
PARTİli bürokratlar var. Örnek: Ülkede bunca güvenlik sorunu varken
Emniyet Genel Müdürü PTT Yönetim Kurulunda. Bir İçişleri Bakanı
bizim ülkemizde inşaat işinde, Emlak Konut Gayrimenkul
Yatırım Ortaklığının Yönetim Kurulunda.
Çiçeği burnunda Tarım ve Orman Bakanı da göreve gelir gelmez 4
yeni Bakan Yardımcısının 4ünü de Yüksek Komiserler
Kuruluna atadı.
Sayın milletvekilleri, Yüksek Komiserler Kurulu
ne iş yapar, biliyor musunuz? İçinde yüksek kelimesi geçiyor Yüksek
Seçim Kurulu gibi. Komiserler Kurulu, emniyet ve iç güvenlikle ilgili bir
kurul. Yani size bir ipucu vereyim, Kurul bununla ilgili.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) At
yarışı
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Sayın
Başkanım, o atı tanımak istiyoruz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Devamla)
Başkanım, tamamlayabilir miyim.
BAŞKAN Vermedik kimseye.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bugün verilmiyor Deniz.
Başkanım, 60a göre bir dakika bir söz
isteyebilir miyim?
BAŞKAN Ya, yok ya.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Grup Başkan Vekilimiz Bülent Turan söz istiyor,
ona da
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Yani
Başkanım, konuşmamın bütünlüğünü
sağlayamadım.
BAŞKAN Siz uzun süredir
meramınızı anlatıyorsunuz ya, değil mi?
ENGİN ALTAY (İstanbul) İkide bir
söz istiyor ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ama iddialar doğru
değil.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne doğru
değil, yalan mı söylüyor benim milletvekilim?
BAŞKAN Gündemin Seçim kısmına
geçiyoruz.
IX.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Plan ve Bütçe Komisyonunda boş bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN Plan ve Bütçe Komisyonunda boş
bulunan ve Milliyetçi Hareket Partisi grubuna düşen 1 üyelik için
İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Hayırlı olsun.
Alınan karar gereğince gündemin genel
görüşme ve Meclis araştırması yapılmasına dair
görüşmeler kısmına geçiyoruz.
Yaşlıların Hayatın Çeşitli
Alanlarında Yaşadıkları Sorunların
Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin
Belirlenmesi Amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulan (10/1428, 2953, 3030, 3049, 3330,
3757, 4665, 4850, 5742, 5743, 5980, 5981, 5982, 5983, 5984, 5985, 5986, 5987,
5988, 5989, 5990, 5991, 5992, 5993, 5994, 5995, 5996, 5997, 5998, 5999) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergelerinin birlikte
yapılacak görüşmelerine başlıyoruz.
X.- MECLİS ARAŞTIRMASI (x)
A) Ön Görüşmeler
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan ve 20 milletvekilinin
değişen aile yapısı içerisinde yaşlıların
durumunun tespiti ile yaşlılara ilişkin hizmet ve
politikaları belirlemek amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1428)
2.- İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ve 25
milletvekilinin pandemi süresince yaşlıların
kaldığı huzurevlerinin virüsten korunma için etkin mücadele
yollarının tespit edilerek alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/2953)
3.- Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan ve 20 milletvekilinin
yaşlı bakım hizmetlerinin finansal planlamasının
sağlanması ve Türkiye'ye uygun bakım modellerinin
geliştirilmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/3030)
4.- Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş ve 20 milletvekilinin
pandemi sürecinde yaşlıların yaşadığı
sorunların tespit edilerek gerekli desteklerin sağlanması ve
mağduriyetlerin önlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/3049)
5.- İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel ve 20 milletvekilinin
yaşlı vatandaşların sorunlarının
araştırılarak yaşlanan topluma yönelik politikaların
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/3330)
6.- İstanbul Milletvekili Zeynel Emre ve 22 milletvekilinin
yaşlı nüfusun karşı karşıya olduğu
sorunların tespit edilerek bunlara çözüm önerileri geliştirilmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/3757)
7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ve 22 milletvekilinin
pandemi sürecinin emekli ve yaşlılar üzerindeki olumsuz etkilerinin
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/4665)
8.-Ağrı Milletvekili Abdullah Koç ve 19 milletvekilinin
yaşlı bireylerin sosyoekonomik durumunun tespit edilerek
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/4850)
9.- İstanbul Milletvekili Erol Kaya ve 43 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5742)
10.- Mersin Milletvekili Rıdvan Turan ve 19 milletvekilinin
yaşlı ve emeklilerin mevcut ekonomik koşulları ile
yaşam koşullarının iyileştirilmesi için
yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/5743)
11.- Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş ve 25
milletvekilinin yaşlıların hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel
sorunların araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5980)
12.- Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5981)
13.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5982)
14.- İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak ve 24 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5983)
15.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5984)
16.- Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5985)
17.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve 28 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/5986)
18.- Adana Milletvekili Jülide Sarıeroğlu ve 29
milletvekilinin yaşlıların hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel
sorunların araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5987)
19.- İYİ Parti Grubu adına Grup Başkanvekili Samsun
Milletvekili Erhan Usta'nın yaşlıların hayatın
çeşitli alanlarında yaşadıkları veya
yaşamaları muhtemel sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/5988)
20.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/5989)
21.- Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç ve 31 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5990)
22.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ve 25 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5991)
23.- İstanbul Milletvekili Ahmet Berat Çonkar ve 28
milletvekilinin yaşlıların hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel
sorunların araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5992)
24.- İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5993)
25.- MHP Grubu adına Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbül ve Grup Başkanvekili Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın yaşlıların hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel
sorunların araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5994)
26.- HDP Grubu adına Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç ve Grup Başkanvekili Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın
yaşlıların karşılaştığı
sorunların araştırılarak bu sorunlara yönelik yapısal
çözüm önerileri geliştirilmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/5995)
27.- Bolu Milletvekili Fehmi Küpçü ve 25 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında yaşadıkları
veya yaşamaları muhtemel sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/5996)
28.- Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu ve 27
milletvekilinin yaşlıların hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel
sorunların araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5997)
29.- Şanlıurfa Milletvekili Halil Özcan ve 26 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5998)
30.- Yozgat Milletvekili Yusuf Başer ve 28 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5999)
BAŞKAN - İç Tüzükümüze göre, Meclis araştırması
açılıp açılmaması hususunda sırasıyla siyasi
parti gruplarına ve önergelerdeki birinci imza sahiplerine veya onun
göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir.
Konuşma süreleri gruplar için yirmişer
dakika olacak ve az önce alınan karar gereğince bu süre en fazla 2
konuşmacı tarafından kullanılabilecektir. Önerge
sahiplerinin konuşma süreleri ise onar dakikadır.
Şimdi, söz alan sayın üyelerin isimlerini
okutuyorum:
İYİ Parti Grubu adına Arslan
Kabukcuoğlu, Eskişehir; Fahrettin Yokuş, Konya; Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Sefer Aycan, Kahramanmaraş; Abdurrahman
Başkan, Antalya; Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Kemal
Peköz, Adana; Mahmut Toğrul, Gaziantep; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Gamze Akkuş İlgezdi, İstanbul; Fethi Açıkel, İstanbul;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Erol Kaya, İstanbul;
Jülide Sarıeroğlu, Adana milletvekilleri.
BAŞKAN Gruplar adına ilk söz,
Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğluna aittir.
Buyurun Sayın Kabukcuoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ARSLAN
KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Pençe-Kilit Harekâtında şehit düşen
kahramanlarımıza Allahtan rahmet dileyerek sözlerime
başlıyorum.
Yaşlıların hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
yapılmasına dair İYİ Parti Grubumuz adına söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Yaşlılarımız, ceddimiz dünyaya
geldiğimizde bizim hazır bulduğumuz her şeyi
sağlamış olan geçmişimizdir. Yaşlılar,
insanoğlunun belli bir konforda büyümesini, hayatla bütünleşmesini
sağlayan kimselerdir. Yakın çevremizdeki büyüklerimiz ise sahip olduğumuz
pek çok şeyi bize kazandıranlardır. Kişi bazında,
toplum bazında, ülke bazında yaşlıların
ihtiyaçlarının karşılanması bir borcun ödenmesinin,
daha da önemlisi insan olma vasfının gereğidir Dinimizde de
konuyla ilgili Rûm suresi 54üncü ayette Allah sizi güçsüz olarak yaratan,
sonra güçsüzlüğün ardından güç veren, sonra gücün ardından bir
güçsüzlük ve yaşlılık verendir. buyurulmuştur. Bir
hadisişerifte yaşlılara saygı Küçüklerine merhamet
etmeyen, büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir. şeklinde
dile getirilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü
yaşlılığı çevresel koşullara uyum sağlama
kabiliyetinin zaman içinde yitirilmesi olarak tanımlamaktadır. 65
yaşın üzerindeki nüfusa yaşlı nüfus diyoruz. Ülkemizde
2000 yılında yaşlı nüfus yüzde 6,7 iken 2021
yılında yüzde 9,7ye yükselmiştir. İnsanın kendi
gerçeğini çözmek ve kendi çabasıyla biçimlendirdiği toplumsal
sistemlerin derinliklerini keşfetmek amacıyla geliştirdiği
bilgi üretme yolları; aile ve toplum, yaşlı bireylerin
korunması, bakımı ve desteklenmesinde kilit rol
oynamaktadır. Bu kapsamda değerlendirildiğinde yaşlanma,
tüm toplumda, demografik geçmişin bir sonucu olarak kaçınılmaz
ve geri dönüşü olmayan bir değişim sürecidir. Dünya
çapında, bir taraftan, doğum oranları azalırken diğer
taraftan, yaşam süresinin uzaması ve tıp alanındaki
gelişmelerle birlikte ölüm hızındaki düşüş, yaş
ortalamasında artışa neden olmuştur; böylece,
yaşlı nüfus da artmaktadır. 1900lerde kişi
başına ortalama yaşam süresi 40 yıl civarındayken
bugün Türkiyede kadınlarda 81, erkeklerde 76 yaşına
yükselmiştir.
Yaşlanma fiziksel, psikolojik, sosyal ve
ekonomik yönden yaşlı bireylerin tüm hayatını etkileyen bir
durumdur. Yaşlı bireylerin cesaretlendirilmeye, güçlendirilmeye,
desteklenmeye, fiziksel olarak rahatlatılmaya ihtiyaçları vardır.
Çalışırken iş dışında uğraşı
olmayan, ekonomik olarak kötü durumda olan bireylerde emeklilik sonrası,
değersizlik duygularının artmasına, öz güven
azalmasına ve boşlukta olma hissine daha fazla
rastlanılmaktadır. Bu duruma düşmemek için, çalışan
kişi başka şeylere vakit ayırmalı, emekli olduktan sonra
sosyal ve iş çevresiyle ilişkilerini sürdürebilmelidir. Tüm bu
ihtiyaçları tamamlayınca yaşlıların zihinsel ve
fiziksel konforları sağlanmış olur. Rahat,
sıkıntısız, konforlu yaşlı, günlük olaylarla ve
stresle daha rahat baş eder hâle gelir, daha mutlu olur.
Erken yaşlarda pek çok sistemik hastalık
ve kansere yakalanma ihtimali düşüktür. Günümüzde, yaşlanan nüfusun
artmasına paralel olarak organizmanın yıpranmasıyla
kalp-damar hastalıkları, kanserler, kas-iskelet sistemi
hastalıkları, şeker hastalığı ve unutkanlık,
kavgacılık gibi kişisel değişiklikler
artmaktadır. Pandemi sürecinde bazı ülkelerde yaşlılara
yeterli sağlık hizmetlerinin götürülmediği ve buradaki
insanların ihmale geldiğini biliyoruz.
Kısaca, yaşlanmayı 4 boyutta
inceleyebiliriz. Biyolojik yaşlanma dediğimiz, zamana
bağlı olarak bireyin anatomi ve fizyolojisindeki
değişmelerdir. Ekonomik yaşlanma, parasal koşullardaki
değişikliklerin etkisiyle yaşlı kişinin hayatının
bozulmasıdır. Psikolojik yaşlanma, bireyin davranışsal
uyum yeteneğindeki yaşa bağlı değişmelerdir;
sosyal yaşlanma ise kişinin zamanın akışı
içerisinde edindiği sosyal huy ve sosyal konumunun, bireyin sosyal
rollerinin değişmesidir, bunlara ayak uyduramamadır. Kişi
aktif döneminde sosyal çevreye sahip olmazsa veya değişen koşullarda
sosyal çevresini zenginleştiremezse biyolojik ve psikolojik
yaşlanması daha da hızlanacaktır.
Yaşlıların yüzde 90ında 1
hastalık, yüzde 35inde 2 hastalık, yüzde 23ünde 3 hastalık ve
yüzde 15inde ise en az 4 hastalık bulunmaktadır. Yaşlanma
hastalık değildir. Bunun yanında, bazı
hastalıkların yaşlılığa bağlanması da
son derece yanlıştır.
Yaşlılıktaki konforun, genç
çalışan nüfusla yakından ilgili olduğunu biliyoruz.
Doğurganlık düzeyinin gittikçe azalması çalışan
nüfusun azalmasına neden olmakta, bu da önemli bir ekonomik sorun
yaratmaktadır. Özellikle, Japonya gibi gelişmiş ülkelerde
yaşlılara ekonomik imkânların sağlanmasında büyük
zorluklar yaşanmaktadır. İşsizliğin yaygın
olduğu ülkemizde ise sorun bambaşka boyuttadır.
İşsizliğin yaygın olduğu ülkemizde,
işsizliğin yüksek olması pek çok menfi olayın nedenidir.
Bizde 1,9 çalışana 1 emekli düşerken Batıda 4
çalışana 1 emekli düşmektedir; bu nedenle yaşlılara
ayrılan miktar da düşük olmaktadır.
Yaşlılıkta sağlık giderleri
önemli bir gider kalemidir. Amerika Birleşik Devletlerinde 20 yaş
altı sağlık giderlerinin 17 katı kadarı ileriki
yaşlarda harcanmaktadır. İsrailde ise 65 yaşın
üzerindeki sağlık giderleri tüm sağlık giderlerinin üçte
1ini oluşturmaktadır. Ülkemizde ekonomik ve coğrafi engeller
yaşlıların sağlık sorunlarını gidermelerinde
önemli bir engeldir.
Ülkemizde yaşlıların en büyük sorunu
gelir yetersizliğidir. AK PARTİ Hükûmeti 2021 yılında
sosyal yardım adı altında 20 milyon kişiye bir
şekilde yardımda bulundu. Bu yardımın adına olsa olsa
sadaka denir, bunlar değersiz ve düşük miktardadır. Günümüzde,
ülkemizde, 21 milyon kadar emekli vardır. Ortalama emekli maaşı
Emekli Sandığına bağlı olarak çalışan; 1
milyon 584 bin kişi için 4 bin lira iken sigorta emeklisi 6 milyon
kişinin aldığı 2.500 ile 3.200 arasında
değişiyor. BAĞ-KURlu 1 milyon 655 bin kişiden BAĞ-KUR
esnafı 2.948 lira, BAĞ-KUR tarım emeklisi ise 2.500 lira
maaş almaktadır. Emeklilerimizin aldığı
maaşın ne kadar yetersiz olduğu ortadadır. Hükûmet bunca
enflasyonist ekonomide emeklilerin bayram ödeneklerini, bayram harçlıklarını
1 lira bile artırmadı.
Geleneksel toplumlarda, çocuk, ailenin sosyal
güvencesi olarak görülür; çocuk, annenin, babanın
yaşlılıkta bakıcısı, hayatını idame
ettiricisi olarak kabul edilir. Günümüz Türkiyesindeki emeklilerin önceki
yıllardaki emeklilere göre şansızlıkları, eski
yıllarda tahsil sonrası gençler işe başlarken,
hayatını devam ettirirken günümüzde bunlar başlayamıyorlar,
bir şekilde ailelerinden destek alıyorlar; evlenseler dahi aile,
emekli anne-baba o çocuklara bir miktar yardım yapmak zorunda
kalıyor.
Yaşlılık açısından yüksek
risk faktörü olarak değerlendirilen geniş anlamıyla bir de
yoksulluk tanımı vardır; özel bir grubu oluştururlar.75
yaş üzerinde olmak, kadın olmak, dul olmak, yalnız yaşamak,
eğitim düzeyi düşük olmak ve benzeri nitelikteki kronik durumlarla
başa çıkmaya yönelik sosyal politikaların ivedilikle üretilmesi
gerekmektedir; yaşlılık yalnız kronolojik olarak ele
alınmamalıdır. Yaşlılık yoksulluğuna
değişik çözümler aranmaktadır. Bir çözüm olarak aktif
yaşlanma yani hayat boyu eğitimden bahsedilmektedir. Ülkemizde de
örneği olan 3üncü yaş üniversitesi Tazelenme Üniversitesi adı
altında kurulmuştur. Böylece, bilgilerin kuşaklar arasında
sosyokültürel aktarımı artacak; kuşaklar arası
çatışma önlenecek; yaşlı, izolasyondan kurtulacak; toplumla
entegrasyon daha iyi bir şekilde gerçekleşecektir. Yaşlı
bakımevleri, çok gerekirse uygulamaya konulabilecek ancak bu, ilk
aşamada çok düşünülmemesi gereken bir çözümdür. Ülkemizde 100 bin
kişiye düşen yaşlı bakımı yatak sayısı
Batı ülkelerinin yirmide 1i kadardır.
Yaşlılık derken toplumun yüzde
10undan bahsediyoruz. Bu grubun sorunu, şu anda bile
bazılarımızın dâhil olduğu,
bazılarımızın dâhil olmak üzere olduğu ve
bazılarımızınsa eninde sonunda dâhil olacağı bir
gruptur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) Sorunun insani,
manevi yanı bir tarafa, son derece maddi bir sorundur. Bunca sorun
yumağı çoktan Meclis araştırmasını hak
etmektedir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Yavuzyılmaz, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
43.- Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmazın, kamuda
birden fazla yerden maaş alan bürokratlara ilişkin
açıklaması
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın
Başkan, Tarım ve Orman Bakanlığının 4 Bakan
Yardımcısının yer aldığı Yüksek Komiserler
Kurulu, at yarışları ve müşterek bahisleri düzenleyen,
safkan Arap ve İngiliz atlarının soy kütüğü
işlemlerini yapan kuruldur. Bir yanda, ülkenin tarım ve
hayvancılığı bitmiş, ormanları cayır
cayır yanıyor ama AK PARTİ'nin Tarım ve Orman Bakan
Yardımcıları çok maaş sevdasıyla at peşinde
koşuyor. Yazıklar olsun! (CHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurun Sayın Turan.
44.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmazın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan,
aynı tekrarları duymaktan sıkıldık, aynı
ifadeleri tekrar etmekten biz de sıkıldık.
AHMET KAYA (Trabzon) Doğruları duymaktan
mı, doğruları?
AYSU BANKOĞLU (Bartın) Ama hiçbirini
inkâr edemediniz ki.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Yeni Bakan
Yardımcılarını da aynı kurula atadınız.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hiç
yakışıyor mu ya? Hiç yakışıyor mu? Trabzonlu,
size hiç yakışıyor mu ya?
AHMET KAYA (Trabzon) Dediği ne
yanlış Başkan? 313.870 lira maaş alıyor adam ya. Bunun
neyini savunuyorsunuz?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Tekrar
değil; bunlar yeni Bakan Yardımcıları.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bir şey demedim ki
daha, söyleyeceğim ne olduğunu.
BAŞKAN Sayın Turan, hiç muhatap olmadan
anlatın.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Her şeyi biliyorlar.
Böyle bir anlayış olur mu? Her şeyi siz bileceksiniz
Yargılayın, iddianame ortaya koyun, asın; biz
ağzımızı açmayalım! Daha bir şey demedim ya,
sadece selam verdim. Ayıp bir şey gerçekten! Çok ayıp bir
şey, hiç yakıştıramadım! Çok ayıp bir şey
ya!
BAŞKAN Bir dakika Bülent Bey
Biraz evvel Grup Başkan Vekilinden ben rica
ettim, söz talebini geri aldı.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Konuşmadım.
BAŞKAN Ama Değerli Milletvekiline -Grup
Başkan Vekilleriyle görüştükten sonra- bir dakikaları
uzatmayacağımı söyledim ama buraya geldi, bir serzenişte
bulundu. Bir milletvekili buraya kadar gelince Söz veririm. diye söz verdim.
Siz de bir sataşmaya müsaade etmeden buyurun
Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Başkanım, asla
sataşmam ama üslubu doğru bulmuyorum yani.
Sayın Başkanım, kamuda üst düzey
görev yapan ilgililer; memurlar, bürokratlar, 1den fazla değil, 10dan
fazla, 100den fazla da yönetim kurulu üyesi olsalar bir yerde
aldıkları maaş; kendi maaşı artı 1 yönetim kurulu
üyeliği maaşı. Bu düzenleme de AK PARTİ döneminde geldi. AK
PARTİ döneminde gelen düzenlemenin altını çizmek istiyorum.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ama huzur
hakkı adı altında veriliyor. Huzur hakkı kaç tane?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) 10 yerde
nasıl yapacak?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bakın, bir daha
söylüyorum: Bir kişi görevinin gereği olarak 3, 5, 10 yere yönetim
kurulu üyesi olabilir ama aldığı maaş; kendi
maaşı artı kaç yer olursa olsun, 1 yerin yönetim kurulu
üyeliği maaşı.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) 300 bin lira
para alıyor, 300 bin lira.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Dolayısıyla
burada olmayan insanları kâğıt atarak, itham ederek -hepsinin
ailesi var, çevresi var, çoluk çocuğu var- bu kadar ilzam etmenin sanki
bize çok yakışmadığını düşünüyorum.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Ya,
Bülent Turan, bakan yardımcın 10 yerden maaş alıyor, 300
bin lira maaş alıyor; inkâr etme.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Daha sağduyulu bir
dille konu değerlendirilebilir. Eksik varsa da gelin, beraber bunun önüne
geçelim. Hiç kimsenin ekstra para almasını, hak almasını
istemeyiz zaten.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Kaç tane huzur
hakkı alıyor Bülent Bey, kaç tane huzur hakkı alıyor?
KEMAL PEKÖZ (Adana) Alıyor mu almıyor
mu; onu söyle, alıyor mu almıyor mu?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Trabzonlu, bunu
söylemeyeyim mi ya? Bunu söylemeyeyim mi yani? Bu kadar şeyi söylemeyeyim
mi? Ayıp ya! Ayıp, vallahi ayıp!
AHMET KAYA (Trabzon) Söyle Başkanım ama
313 bin lira; 313.870 lira maaş alan bir adamdan bahsediyoruz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Yalan; konuştum
kendisiyle, yalan. Onun da çoluk çocuğu var, yazık ya!
AHMET KAYA (Trabzon) - Nasıl yalan? Olur mu
öyle şey! Belgelerini sundu adam ya, neyi yalan?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ne kolay kolay
söylüyorsunuz, geçiyorsunuz ya!
AHMET KAYA (Trabzon) Belgeli konuşuyor,
belgeli?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Kaç tane huzur
hakkı alıyor?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hocam,
araştırdın mı?
X.- MECLİS ARAŞTIRMASI (Devam)
A) Ön Görüşmeler (Devam)
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan ve 20 milletvekilinin
değişen aile yapısı içerisinde yaşlıların
durumunun tespiti ile yaşlılara ilişkin hizmet ve
politikaları belirlemek amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1428) (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ve 25
milletvekilinin pandemi süresince yaşlıların
kaldığı huzurevlerinin virüsten korunma için etkin mücadele
yollarının tespit edilerek alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/2953) (Devam)
3.- Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan ve 20 milletvekilinin
yaşlı bakım hizmetlerinin finansal planlamasının
sağlanması ve Türkiye'ye uygun bakım modellerinin geliştirilmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/3030) (Devam)
4.- Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş ve 20 milletvekilinin
pandemi sürecinde yaşlıların yaşadığı
sorunların tespit edilerek gerekli desteklerin sağlanması ve
mağduriyetlerin önlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/3049) (Devam)
5.- İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel ve 20 milletvekilinin
yaşlı vatandaşların sorunlarının
araştırılarak yaşlanan topluma yönelik politikaların
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/3330) (Devam)
6.- İstanbul Milletvekili Zeynel Emre ve 22 milletvekilinin
yaşlı nüfusun karşı karşıya olduğu
sorunların tespit edilerek bunlara çözüm önerileri geliştirilmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/3757) (Devam)
7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ve 22 milletvekilinin
pandemi sürecinin emekli ve yaşlılar üzerindeki olumsuz etkilerinin
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/4665) (Devam)
8.-Ağrı Milletvekili Abdullah Koç ve 19 milletvekilinin
yaşlı bireylerin sosyoekonomik durumunun tespit edilerek
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/4850)
(Devam)
9.- İstanbul Milletvekili Erol Kaya ve 43 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/5742) (Devam)
10.- Mersin Milletvekili Rıdvan Turan ve 19 milletvekilinin
yaşlı ve emeklilerin mevcut ekonomik koşulları ile
yaşam koşullarının iyileştirilmesi için
yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/5743)
(Devam)
11.- Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş ve 25
milletvekilinin yaşlıların hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel
sorunların araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5980) (Devam)
12.- Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5981) (Devam)
13.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5982) (Devam)
14.- İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak ve 24 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5983) (Devam)
15.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5984) (Devam)
16.- Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5985) (Devam)
17.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve 28 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/5986) (Devam)
18.- Adana Milletvekili Jülide Sarıeroğlu ve 29 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5987) (Devam)
19.- İYİ Parti Grubu adına Grup Başkanvekili Samsun
Milletvekili Erhan Usta'nın yaşlıların hayatın
çeşitli alanlarında yaşadıkları veya
yaşamaları muhtemel sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/5988)
(Devam)
20.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5989) (Devam)
21.- Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç ve 31 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5990) (Devam)
22.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ve 25 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/5991) (Devam)
23.- İstanbul Milletvekili Ahmet Berat Çonkar ve 28
milletvekilinin yaşlıların hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel
sorunların araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5992) (Devam)
24.- İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca ve 27 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5993) (Devam)
25.- MHP Grubu adına Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbül ve Grup Başkanvekili Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın yaşlıların hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel
sorunların araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5994) (Devam)
26.- HDP Grubu adına Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç ve Grup Başkanvekili Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın
yaşlıların karşılaştığı sorunların
araştırılarak bu sorunlara yönelik yapısal çözüm önerileri
geliştirilmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5995) (Devam)
27.- Bolu Milletvekili Fehmi Küpçü ve 25 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5996) (Devam)
28.- Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu ve 27
milletvekilinin yaşlıların hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel
sorunların araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5997) (Devam)
29.- Şanlıurfa Milletvekili Halil Özcan ve 26 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5998) (Devam)
30.- Yozgat Milletvekili Yusuf Başer ve 28 milletvekilinin
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/5999) (Devam)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
ikinci söz, Konya Milletvekili Sayın Fahrettin Yokuşa aittir.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA FAHRETTİN
YOKUŞ (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İYİ Parti Grubu adına hepinizi
BAŞKAN Bir dakika Sayın Yokuş
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Kefil misiniz
Bülent Bey siz?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kefil filan değilim,
ne kefil olacağım!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Kefil
değilseniz sorun yok.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Bülent Turan
diyor ki: Gelin, konuşalım. Karşılıklı
konuşmayın, bir araya gelin.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Özür dilerim Fahrettin
ağabey, hep Trabzonlunun işleri bunlar.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Yokuş.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına
söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Yaşlanma, kişinin fiziksel ve ruhsal
yönden değişmesidir. Yaşlılık, bireysel olmasının
yanı sıra toplumsal değerlerle de ilişkilidir.
Yaşlılığa verilen toplumsal değerler çok önemlidir.
Yaşlılığa verilen toplumsal değerlerle
yaşlılığın değeri ve yeri bilinmemektedir.
Bilindiği gibi, yaşlılık sadece
biyolojik değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir durumdur.
Türk toplumunun tarihine bakıldığında yaşlılar,
geleneksel aile modeli içinde söz sahibi ve otoriter bir kişiliktir.
Yaşlılarımız; atalarımız, dedelerimiz, ninelerimiz,
babalarımız ve annelerimizdir. Yaşlılarımıza
duyulan saygı, sevgi, merhamet duyguları bizim dinimizin,
kültürümüzün en önemli özelliğidir.
Yaş ilerledikçe yaşın getirmiş
olduğu fiziksel nedenler her şeyden önce yaşlıların
üretime yeterince katkı sağlayamamasına sebep olmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütünün tanımlanmasına göre 65 yaş ve
üzeri kişiler yaşlı olarak kabul edilmektedir. TÜİK
verilerine göre ülkemizde çalışamayan yani çalışma
yaşını aşmış olan 65 yaş ve daha yukarı
yaştaki nüfus son beş yılda yüzde 24 artarak 2021
yılında 8 milyon 245 bine ulaşmıştır.
Ülkemizde 836 bin kişi yaşlılık
aylığı alıyor, bu aylık maalesef 1.085 lira
civarındadır. Emeklilerimiz her türlü olumsuz koşullara
rağmen yılmadan ve yorulmadan devletine ve milletine hizmet
etmiştir. Yıllarını çalışarak geçiren ve emekli
olduktan sonra 2nci bir işte çalışmayan emekli
vatandaşlarımız gelir ve gider adaletsizliği içinde
perişan ve muhtaç durumdadır. 2022 yılı itibarıyla en
düşük emekli aylığı 2.500 TL olmuştur. Bugün
itibarıyla emekli vatandaşlarımızın maaşları
gündelik hayatlarındaki zorunlu harcamaları dahi karşılamaz
olmuştur. En düşük emekli maaşının asgari ücret kadar
olması talebimiz maalesef reddedilmiştir. Yine, emeklilerimizin
bayram ikramiyesinin enflasyon kadar artırılması yani 2.680 TL
olması da maalesef reddedilmiştir. Hayatının en güzel
dönemlerini devlet ve millet hizmetinde geçiren emeklilerimizin
aldıkları aylık ücret ortalama açlık
sınırının altındadır. Yapılan bir
araştırmaya göre, 5 milyonu aşkın emekli hâlen
çalışmaktadır. Bu durum, ülkemizi yönetenler açısından
vallahi utanç verici bir durumdur.
Değerli milletvekilleri, 65 yaş ve üzeri
vatandaşlarımızın kalkınma, sağlık,
refahlarının artırılması, destekleyici
ortamlarının sağlanması sosyal devletimizin görevidir.
Yaşlılara yönelik sosyal, kültürel, kalkınma, sağlık
ve refahın artırılması, destekleyici ortamların
sağlanması gerekmektedir. Özellikle, yaşlılarda
yoksulluğun azaltılması, yine, kırsal kesimde, tarım
alanında uğraşan yaşlıların
sorunlarının çözümlenmesi gerekmektedir. Dünya ülkelerine
baktığımızda, yaşlıların sayısındaki
artışla birlikte sosyal politikaların daha da çok önem
kazandığını görmekteyiz. Türkiye'de de nüfus giderek
yaşlanmakta ve devletin sosyal yönü ağır basan politikalar
üretmesi zorunlu hâle gelmiştir.
22 Temmuz 2020 tarihinde,
yaşlılarımızın sorunları ve bu sorunların
çözümü için İYİ Parti Grubumuz adına verdiğimiz
araştırma önergemiz maalesef reddedilmiştir. Aradan geçen iki
sene sonra yaşlılarımızın sorunları için bir
komisyon oluşturuyoruz; elbette oluşturulacak komisyonu destekliyoruz
ve doğru buluyoruz. Keşke iki yıl önce biz bu önergeyi Genel
Kurula sunduğumuzda kabul edilseydi, şimdiye kadar belki de
araştırma komisyonu gerekli çözümleri yaşlılar için
bulacaktı.
Değerli milletvekilleri, yıllarca
çalışıp ev sahibi olamayan emeklilerimize kira yardımı
için kanun teklifi vermiştim ancak ne yazık ki hâlâ komisyonlarda
bekliyor. Hiçbir emeklimizi kira köşelerinde süründürmemeliyiz. Ülkemizde
kirada oturan 65 yaş üzeri vatandaşlarımızı, emeklilerimizi
de bu araştırmaya dâhil edelim. Bugüne kadar herhangi bir ev sahibi
olamayan, hiçbir mal varlığı bulunmayan, kirada oturan 65
yaş üzeri vatandaşlarımıza, emeklilerimize kira
yardımında bulunalım. Kanun teklifimizde de önerdiğimiz
gibi, evi olmayan yaşlılarımız ile emeklilerimize
aylık net asgari ücretin dörtte 1i kadar kira yardımı
yapılması yaşlılarımızı ve emeklilerimizi
bir nebze olsun rahatlatacaktır.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde
yaşlılar için kurum bakımı denilince akla ilk gelen
huzurevleri oluyor. Oysa başka bakım hizmeti alternatifleri de
düşünülmelidir. Yaşlı dayanışma merkezleri,
yaşlı kulüpleri, sosyal ve kültürel yaşam alanları gibi
alternatifler tüm ülke genelinde
yaygınlaştırılmalıdır. Yaşlılarımızın
mutlu ve huzurlu olması en önemli hedefimiz olmalıdır.
Yaşlılarımızın, emekli vatandaşlarımızın
yaşamış oldukları sorunları tespit ederek ihtiyaç
duydukları destekleri sağlamak bizlerin görevidir.
Türkiye Emekliler Derneğinin yaşlılar
ve emekliler için bazı önerileri bulunmaktadır. Bu önerilerden
birkaçı şöyledir: Yaşlı ve emeklilerimiz mahallî idarelerde
yer almalıdır, kendi sorunlarına çözüm üretmek için karar alma
mekanizmalarına her düzeyde etkin olarak katılmaları
sağlanmalıdır. Yaşlılığa dayalı
ayrımcılıkla mücadele edecek olan yine
yaşlılarımızdır, bu sebeple yaşlı ve emekli
meclisleri oluşturulmalı, onların tecrübelerinden yeni
nesillerin yararlanmasının önü açılmalıdır.
Yine, mahallî idareler emekli ve
yaşlılarımıza yönelik projeler geliştirmelidir. Bu
projeler kapsamında, okuma, spor yapma, müzik dinleme, tatil yapma
imkânı gibi çeşitli imkânlar hazırlanmalıdır.
Yaşlılarımızın gezebilecekleri, torunlarını
park ve bahçeye götürebilecekleri sosyal tesisler
oluşturulmalıdır. Hobi bahçeleri gibi yaşlılarımızı
aktif tutacak çevre koşulları da sağlanmalıdır.
Değerli milletvekilleri, İYİ
Partimizin yaşlılarımıza yönelik politikalarını
kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum. İYİ Parti
iktidarında Birleşmiş Milletler Engelli Hakları
Sözleşmesi çerçevesinde şehirlerimizde özellikle sosyal bakıma
muhtaç, yaşlı, çocuk ve engellilerin kamu hizmetlerine erişimini
kolaylaştıracağız. Engelsiz kentler uygulamasını
başlatacağız.
Geriatri yani yaşlı bakım
sağlık merkezlerini yaygınlaştıracağız.
Bütün hizmet ve sağlık ihtiyaçları için ihtiyaç sahibi emekli
vatandaşların cebinden kesinlikle hizmet bedeli ya da katkı
payı adıyla herhangi bir ödeme almayacağız. Önleyici
sağlık hizmetleri ile erken tanı ve tedavi hizmetlerinin
sağlanacağı geriatri sağlık merkezleri
açacağız.
Genel sağlık sigortası
kapsamında gelir testi uygulamasını yeniden düzenleyeceğiz;
ihtiyaç sahibi olanlardan sağlık sigortası primi
almayacağız ve prim ödeme yükümlülüğünde yaş
sınırını yükselteceğiz, yaşlılardan prim
almayacağız.
Bakıma muhtaç vatandaşlarımıza
yönelik tedavi ve bakım hizmetlerini güçlendireceğiz. Yeni bir sosyal
hizmet programı çerçevesinde, bakıma muhtaç, kronik hasta ve
yaşlılara devlet tarafından sağlanan tedavi ve bakım
hizmetlerini ve desteklerini yaygınlaştıracağız.
Yaşlı bakım hizmetlerini
iyileştireceğiz. Yoksul veya kimsesiz yaşlılar için mutlu
yaşam merkezleri kuracağız. Evde bakım ve mobil
sağlık hizmetlerini genel sağlık sigortası
kapsamına alacağız. Yoksul veya kimsesiz yaşlılar için
mutlu yaşam merkezleri kuracağız; onları mümkün olan ölçüde
evinden ve sosyal çevresinden ayırmadan beslenme, barınma,
sağlık ve temizlik hizmetlerini periyodik olarak yürüteceğiz.
Eğitimli ve donanımlı yaşlı
bakım personelinin yetişeceği bölümler açacağız,
bakıcıların sertifikalı olmasını
sağlayacağız. Evde bakım ve mobil sağlık
hizmetlerini genel sağlık sigortası kapsamına
alacağız.
Sözün özü: Yaşlılarımıza,
emeklilerimize ne yapsak azdır, onları başımızın
üstünde taşıma mecburiyetimiz vardır ve inşallah öyle
yapacağız.
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi,
her 24 Nisanda ihanet şebekesi harekete geçer. Amerikan Başkanından
tutun da içerideki iş birlikçileri dâhil, herkes sözde Ermeni
soykırımının arkasına sığınır.
Buradan sesleniyoruz, bir kere daha ifade ediyoruz: Adı milletvekili,
adı bakan, adı ne olursa olsun, bu kürsülerden Türk milletine
soykırımcı diyecek biri bu kürsülere çıkamaz.
Soykırımın anlamı nedir? Katil demektir. Bizim
ecdadımıza katil diyecekler bu ülkede yaşamasın, gitsin
nerede yaşayacaksa orada yaşasınlar. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Herkes haddini bilsin, çizgiyi, çizmeyi aşmasın.
Bu ülkede huzur istiyorsak, bu ülkede adam gibi yaşamak istiyorsak, 85
milyon Türk insanına saygımız varsa önce edebimizi
takınacağız, önce Türk milletine saygı duyacağız.
Mezhebiniz, meşrebiniz, alt kimliğiniz, üst kimliğiniz ne olursa
olsun Türk milletine dil uzatanın dili koparılır, buradan tekrar
söylüyorum.
Hoşça kalın. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına ilk söz Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycana aittir. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA SEFER AYCAN (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yaşlıların
sağlık sorunlarıyla ilgili Meclis araştırması
açılması isteği doğrultusunda gündeme gelen konu üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Yaşlıların sorunlarının
saptanması konusunda Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz de
araştırma tekliflerinde bulunmuştuk ve bu yüzden de bu konuda
Meclis araştırması komisyonu kurulmasını destekliyor
ve yerinde buluyoruz.
Şimdi, yaşlılık farklı
şekillerde tanımlanmaktadır. En çok kabul edilen pratik
tanımlama ise Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı
tanımlamadır. Dünya Sağlık Örgütü 65 yaş üstünü
yaşlı olarak kabul etmektedir. Bu, resmî olarak da ülkemizde
çalışma yaşı sınırı olarak kabul
edilmektedir bildiğiniz gibi. Şimdi, buna
baktığımız zaman yani yaşa göre
yaptığımız zaman tanımı, bu bir kronolojik
tanımlamadır ve takvimsel bir tanımlamadır ve pratik bir
tanımlamadır. Şimdi, 65 yaş üstünü yaşlı olarak
kabul ettiğimizde nüfusumuzun da Türkiye'de ciddi bir şekilde
yaşlanma eğiliminde olduğunu da görmemiz gerekiyor. 2021 sonu
itibarıyla Türkiyede 65 yaş üstü nüfus tüm nüfusun yüzde 9,7sini
oluşturmaktadır ve Türkiye ciddi bir şekilde yaşlanan bir
toplum hâlindedir. Tabii, bizden daha yaşlı toplumlar var. Özellikle
yaşlı nüfus tüm dünyada da artmaktadır. Bazı ülkelerde,
örneğin Japonya, Kuzey Avrupa ülkeleri, İtalyada ise 65 yaş
üstü nüfus tüm nüfusun yüzde 20sinden fazlasını
oluşturmaktadır.
Tabii, bu yaşlanmayla birlikte Türkiye'deki
demografik yapı da değişmektedir. 65 yaş üstü nüfusumuzun
yüzde 60ını kadınlar, yüzde 40ını erkekler
oluşturmaktadır. Türkiye'de doğumların azalmasıyla
birlikte ciddi bir şekilde nüfusta yaşlanma da ortaya çıkmaktadır.
Özellikle hastalık tedavisinde ve bakımında ilerlemelerin de
bunda etkisi var ve toplum olarak da artık yaşlanan bir toplum
grubuna girmeye başladık. Tabii, 65 yaş şu an belki çok
düşük bir yaş gibi geliyor çünkü Türkiye'nin doğuştan
beklenilen yaşam süresi de 80e çıkmıştır. O yüzden bu
kronolojik tanımlama farklı bir yeni tanımlamayla da kendini
göstermektedir ve yaşlı nüfus 3e ayrılmaktadır: 65-74
yaş arası genç yaşlılar, 75-84 arası orta
yaşlılar, 85 yaş üzeri de ileri yaşlılar olarak kabul
edilmektedir ve bazı kaynaklarda da artık yaşlı nüfus
olarak 80 yaşın üstü alınmaktadır.
Tabii, yaşlılık birçok yönüyle
gündeme gelen bir konudur; biyolojik tanımı vardır, sosyolojik
tanımı vardır, ruhsal tanımları da vardır.
Aslında biyolojik anlamda baktığımızda yaşlanmak
damarsal fonksiyonların azalmasıyla alakalıdır.
Kılcal damar dediğimiz damarların zayıflaması ve
buna bağlı olarak hücrelerin beslenmesindeki bozulmaya
bağlı olarak fonksiyonlar yitirilmekte ya da yeti kayıpları
olmaktadır. Özellikle kılcal damarlarda yaşla veya şeker
hastalığıyla, tansiyonla beraber bozulmalar meydana gelmektedir.
Aslında kronolojik yaş ile biyolojik yaş birbirinden
farklıdır. Bazen bakarsınız yaşı 80lerdedir ama
görüntüsü 60 yaşında da olabilir ya da tersi de olabilir, bir
kişi takvim yaşı olarak 60 yaşlarındadır ama
görüntüsü 80 yaşlarında da olabilir; bu tamamen biyolojik bir
yaşlılıktır, hücre yapısındaki beslenme
bozukluklarından kaynaklanan bir durumdur.
Her hâlükârda yaşlı nüfus
artmaktadır. Türkiyenin de buna hazırlıklı olması
lazım. Bu bir gerçek. Bunun artık birçok sosyal sebepleri, tıbbi
nedenleri vardır ama yapacak da pek bir şey yok. Türkiye'de ciddi bir
şekilde doğumlar azalmaktadır. Biraz evvel de söylediğim
gibi, doğumların azalması en bariz şekilde nüfus
artışını ve toplumun yaş yapısını etkilemiştir.
Özellikle 2020 yılında, belki de Covid salgınının
etkisiyle nüfus artış hızımız yüzde 0,5e
inmiştir. Bu da ciddi bir şekilde ne kadar teşvik edilse de
doğumların azaldığını da gösteriyor ve toplumumuzun
yaşlandığını da göstermektedir. O zaman bunu kabul
edip buna hazırlıklı olmak lazım.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu Meclis
araştırması açılması önerisiyle hem sorunların
saptanması hem de bununla ilgili politikaların ve programların
geliştirilmesi gerekliliğini de belirtiyoruz. Durumu dikkate alarak
yaşlılarla ilgili sosyal politikaların, tıbbi
politikaların, sağlık hizmetlerinin ve tüm hizmetlerin yeniden
yapılanması ve kurgulanması gerekmektedir. Bu da artık
zorunlu bir ihtiyaçtır. Her kamu kuruluşunun kendine göre politikalarında,
programlarında değişiklik yapması elzem hâle
gelmiştir.
Yaşlılığın artmasıyla
birlikte dünyada iki bilim dalı gelişmiştir; biri geriatri,
ikincisi de gerontolojidir. Geriatri yaşlıların tıbbi
sorunlarıyla ilgilenmektedir. Gerontoloji ise yaşlıların
sosyal sorunlarıyla ilgilenmektedir. Sadece geriatri klinikleri kurarak,
hastanedeki yatak sayısını artırarak yaşlılara
hastanede bakmak şeklindeki bir mantık doğru değildir.
Bugünkü kabul edilen yaklaşım, yaşlıyı kendi sosyal çevresi
içerisinde tutmak ve aktif yaşamasını sağlamaktır.
Onun için, bu tür düzenlemeleri mutlaka yapmamız lazım.
Tabii, yaşlılık kendi
başına bir risk grubudur. Sağlık hizmetleri
anlayışında önemli değişiklikler olmuştur,
eskiden bebekler ve çocuklar için risk grubu derdik, şimdi yaşlılar
için risk grubu diyoruz. Sağlık hizmetinde risk
yaklaşımı, daha fazla hasta olan ve daha fazla ölme
olasılığı olan kişiler için daha fazla
sağlık hizmeti verilmesi anlamına geliyor. O yüzden, bizim de
yaşlılara yönelik sağlık hizmetlerini de planlamamız
gerekiyor çünkü hastalanma ve ölüm olasılıkları, özellikle
kronik hastalıklar ve kanserler yaşlılarda daha fazla görülüyor.
Bunun için sağlık hizmetlerinde ve sosyal hizmetlerde mutlaka bu tür
düzenlemeleri de yapmamız ve gerekli önlemleri de almamız gerekiyor.
En önemli risk grubu yaşlıların kendisidir
ama yaşlıların içerisinde de daha riskli gruplar var; daha
yaşlı olan, yalnız yaşayan, evinde tek başına
yaşayan, kimsesi olmayan veya kronik hastalığı olan ya da
yatalak olan, engelli olan kişiler daha risklidir. Onun için, bunlara
yönelik sağlık hizmetlerini de daha yoğun bir şekilde
vermemiz lazım ama ne olursa olsun yaşlıyı mümkün
olduğu kadar kendi sosyal çevresinde, kendi ailesi içerisinde tutmak ve
orada desteklemek daha doğru bir yaklaşımdır; bu,
yaşlının psikolojisi ve ruh sağlığı
açısından da çok önemlidir. Ona küçük işler vererek hâlâ
değerli olduğunu, hâlâ işe yaradığını da bir
şekilde desteklemek gerekiyor veya onlar için sosyal ortamlar da
hazırlamak gerekiyor.
Böylece yaşlıların
sorunlarının mutlaka saptanarak bu konuda gerekli önlemlerin
alınması konusunda Meclis araştırması
açılmasını çok doğru buluyoruz ve Milliyetçi Hareket
Partisi olarak bu araştırma komisyonunu destekliyoruz. Buradan
çıkacak kararlar doğrultusunda da yaşlıların
sağlığıyla ilgili veya sosyal hayatıyla ilgili yapılacak
düzenlemeleri çok gerekli ve yerinde buluyoruz ve bir an önce de bunun
sonuçlanmasını ve hayata geçirilmesini bekliyoruz. Özellikle Aile
Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve yerel
yönetimler bu konuda mutlaka iş birliği yapmalıdır.
Farklı kurumlar tarafından verilen hizmetlerin tek bir elden
organizasyonunun belki daha etkin ve daha verimli sonuçları da
olacaktır. O yüzden araştırma komisyonunu destekliyoruz ve
sonuçlarını acil bir şekilde bekliyoruz diyorum, herkese sağlıklı
yaşlılıklar diliyorum.
Bu arada yaklaşan Kadir Gecemizi ve Ramazan
Bayramımızı da tebrik ediyor, tüm Türk İslam âlemine
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Teşekkür ederim, saygılar sunarım.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına ikinci söz Antalya Milletvekili Sayın Abdurrahman Başkana
ait.
Buyurun Sayın Başkan. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya)
Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin kıymetli milletvekilleri;
yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında
yaşadıkları ve yaşamaları muhtemel
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98inci, İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması komisyonu kurulması için verdiğimiz teklif
üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan kahraman Mehmetçiklerimiz Fırat Canlı,
Yunus Kalkan ve Doğukan Korkmaza Allahtan rahmet, kederli ailelerine ve
aziz Türk milletine sabır ve başsağlığı
diliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; yaşlılık, insan ömrünün ileri ya da geç
safhasını ifade eden, fiziksel ve ruhsal değişimlerin
görüldüğü bir evre olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle
Türkiyenin yaşlı bakım hizmetlerinin finansal planlaması
ve Türkiye koşullarına uygun bakım modellerinin bir an önce
geliştirilmesi için bu komisyonun kurulmasını teklif ettik.
Türk kültüründe yaşlılık
kavramı saygı ve hürmet makamı olarak kabul görmektedir. Bizi
biz yapan örf ve âdetlerimizde dede ve nine çok önemli figürlerdir. Dede ve
ninesinin rahleitedrisinden geçmeyen çocuk, çocukluğunu eksik yaşamış
olarak kabul edilir. Geçmişimiz ve bugünümüz arasında bir köprü
vazifesi gören, tecrübeleriyle bilgelik ve olgunluk
çağrıştıran kişiler olarak bizler ata diye tabir
ettiğimiz büyüklerimizi mümkün olduğu müddetçe her zaman aile ve
toplum hayatımızın en temel taşı görüp onların
evimizin başköşesinde olmalarını isteriz çünkü biliyoruz ki
bugünün çocukları ve gençleri yarınların birer yaşlı
adaylarıdır. Bu doğrultuda yaşlılarımız
hakkında yapılan veya yapılacak her türlü çalışma
toplumumuzun da genelini ilgilendirmektedir.
Sayın Başkanım, kıymetli
milletvekilleri; TÜİK 2021 yılı verilerine göre ülkemizde 25
milyon hanenin 6 milyonunda yaşlı nüfus olarak tanımlanan 65
yaş üstü en az 1 vatandaşımız bulunmaktadır. Bu rakam
yaklaşık olarak her 4 hanenin 1inde yaşlı
vatandaşımızın olduğunu da göstermektedir. Ülkemizde
yaşlı nüfus diğer yaş gruplarındaki nüfusa göre daha
yüksek bir hızla artış göstermektedir. Ülkemiz küresel
yaşlanma süreci olarak adlandırılan demografik dönüşüm
sürecindedir. Dünyada ve ülkemizde doğurganlık ve ölüm
hızlarındaki azalmalar, sağlık alanındaki ilerlemeler,
yaşam standardının, refah düzeyinin değişmesi gibi
nedenlerle nüfusun yaş yapısı şekil
değiştirmiştir. Çocuk ve gençlerin toplam nüfus içindeki
oranı azalırken yaşlıların toplam nüfus içindeki
oranı artış göstermiştir. Türkiye, oransal olarak
yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hâlâ genç bir
nüfus yapısına sahip olmasına rağmen yaşlı nüfus
sayısal olarak oldukça fazladır. 2021 yılında dünya genelinde
65 yaş ve üzeri 764 milyonu aşkın kişi bulunmaktayken bu
sayının 2050 yılında 1,5 milyarı bulacağı
tahmin edilmektedir.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; Türkiyede TÜİK verilerine göre yaşlı
nüfusumuzun 2016-2021 yılları arasında yüzde 24 oranında
arttığını görmekteyiz. Yaşlı nüfusumuzun toplam
nüfus içindeki oranı 2021 yılında yüzde 9,7yken 2080
yılında bu oranın yüzde 25,6ya ulaşması tahmin
edilmektedir. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının
yüzde 10u geçmesi nüfusun yaşlanmasının bir göstergesi olarak
kabul edilmektedir. Dünya genelindeyse 167 ülke arasında yaşlı
nüfusumuzun ülkeler arasındaki sırasıysa 68dir. Yine,
Türkiyede tek başına yaşayan yaşlı nüfusun 1 milyon
561 bin 398 kişi olduğunu da bilmekteyiz.
Sayın Başkanım, kıymetli
milletvekili arkadaşlarım; yaşlılarımıza bakmak
ve hürmet etmek millî kültürümüzün temel unsurudur. Milliyetçi Hareket Partisi
devleti yaşatmanın insanı yaşatmaktan geçtiğine,
ülkelerin değerinin insana verdiği değerle artacağına,
istikbale güvenle bakabilmek için yaşlıların onurlu bir
yaşam sürmesinin temin edilmesi gerektiğine inanır. Genel
Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin Türk
milleti, tarihin her devrinde darda kalana ilgi ve merhamet gösteren erdemin
adı ve şeref payesidir. der. Asırlarca üzerinde yaşadığımız
coğrafyalarda tutunmamızın sırlarından biri de insana
ve insan hayatına verdiğimiz önemde gizlidir. Aziz
ecdadımız Bilge Kağanın Açları doyurdum,
çıplakları giydirdim, yoksul milleti zengin kıldım. kutlu
sözleri yaklaşık on üç asırlık vicdanın devasa
fedakârlığının da somut hâlidir. Ertuğrul Gazi
ocağının manevi direği Şeyh Edebalinin
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. nasihati de insanî
duyarlılığın, ahlaki sorumluluğun ve kim olursa olsun
herkese aynı nazardan bakan derin kavrayışın özetidir.
Sözlerini yine Meclisimizin kürsüsünden bir kez daha hatırlatmak istedim.
Sayın Başkanım, kıymetli
milletvekilleri; yaşlılara dönük politikalar, onların
yaşlılık şartlarını hazırlayan gençlik,
aktif çalışma dönemlerini de kapsayacak şekilde olmalıdır.
Hiçbir yaşlı aç açıkta ve muhtaç durumda
bırakılmamalı ve yalnızlığa mahkûm edilmemelidir.
Yaşlı olarak tanımlanan 65 yaş ve üzeri nüfus grubu
ekonomik, sosyal, sağlık gibi alanlarda özellikle diğer yaş
gruplarına göre kendine özgü birçok istek ve ihtiyaca sahiptir. Sosyal
güvenlik hakkı kapsamında Anayasamızın 61inci maddesinde
Yaşlılar, Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet
yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar
kanunla düzenlenir. hükümleri de yer almaktadır. Bu doğrultuda,
ülkemizde yaşlı vatandaşlarımızın yaşam
standartlarını muhafaza etmek, yaşam kalitelerini artırmak
amacıyla yaşlı bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan kitlenin
sisteme kolay erişimi, bakım hizmeti sunum ve
sorumluluklarının yerel ve merkezî yönetimler tarafından
paylaşılmasının yanı sıra bakım hizmeti
modellerinin de çeşitlendirilmesi gereklidir. Özellikle, evde bakım
hizmeti modelinin geliştirilmesi, ülkemizde yaşlı nüfusa yönelik
olarak sunulan sağlık hizmeti tedavi yöntemleri, ilaç tedariki ve
bakım benzeri politikalarıyla sosyal hizmet politikalarının
değerlendirilmesi ve bu hizmetlerin aksamadan etkin bir şekilde
sürdürülmesi gerekmektedir.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; sözlerime son vermeden önce bin aydan daha hayırlı
olan Kadir Gecesinde kâinatın yaratıcısı ve âlemlerin
Rabb'i, bağışlayıcı Yüce Allah'ın tüm dualarımızı
kabul etmesini diliyorum. Bu vesileyle, siz değerli milletvekillerimiz
başta olmak üzere, ekranları karşısında bizleri
izleyen aziz Türk milletimizin ve İslam âleminin Kadir Gecesini kutluyor,
mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik ederek sizlere, ailenize ve
tüm Türk-İslam âlemine sıhhat, afiyet ve esenlikler getirmesi
dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Allaha emanet olun.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sağ ol Başkan.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
ilk söz Adana Milletvekili Kemal Peköze aittir.
Buyurun Sayın Peköz. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA KEMAL PEKÖZ (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında
bizleri izleyen sevgili halkımız; sizleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Elli yıl önce bugün, 6 Mayısta daha
doğrusu, idam sehpasına başları dik, Yaşasın
Türk ve Kürt halklarının kardeşliği ve tam
bağımsız Türkiye diye sehpaya giden 3 fidanı saygıyla
sevgiyle, özlemle anıyorum. Onları idam edenler şu anda kamuoyu
vicdanında yok sayılmaktadır. Sokağa çıkın,
herhangi bir 100 kişiyi çevirin, Faik Türün, Ali Elverdi, Baki Tuğ
diye sorun size ne cevap verecekler, kim olduğunu kim bilecek acaba? Bir
de Deniz, Yusuf ve Hüseyin diye sorun yediden yetmişe mutlaka olumlu
cevap alacaksınızdır. Tarih hakkın ve hakikatin mutlaka
hakkını teslim ediyor. Onun için Deniz, Hüseyin ve Yusuf da tarih
tarafından beraat ettirilmiştir; bunu belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, yaşlılar ve
emekliler
Genellikle, yaşlıların içinde çoğunlukla
emekliler de olduğu için beraber değerlendiriliyor. Yaşlıların
sorunlarını 3 ana kategoriye ayırmak mümkün. Ekonomik
sorunlarını gözetlemek gerekiyor, sosyal sorunlarını
gözetlemek gerekiyor, bir de sağlık sorunlarına dikkat çekmek
gerekiyor. Ekonomik sorunlarıyla ilgili burada çokça konuşuldu, hemen
hemen her hafta bir şekilde konuşuluyor. Yakın bir zamanda da
-biraz sonra metnini okuyacağım- emekliler Ankaraya bir yürüyüş
gerçekleştirdiler ve taleplerini burada dile getirdiler. Bunun için onu
sona bırakacağım ancak özellikle sağlık sorunları
çok ciddi problem arz ediyor çünkü emekliler gelirleri son derece düşük
olduğu için, çok az gelirle geçinmek zorunda kaldıkları için
zorluk yaşarlarken bir yandan da sağlık sorunları
yaşıyorlar ve bu sağlık sorunlarını yaşarken
de hastanelere gittiklerinde sağlık katkı payı ödemek
zorunda kalıyorlar.
Aynı zamanda, evde
bakım hizmeti verilmesi gerekirken daha çok hastalananların mutlaka
hastaneye yatırılması söz konusu oluyor. Gitgide nüfusumuz
yaşlanıyor, doğum oranlarındaki düşme, yaşam
süresinin uzaması da aynı zamanda
yaşlılarımızın sayısının gitgide
artmasına ve bunun da Türkiyede her gün daha fazla, ciddi bir sorun
hâline gelmesine sebep oluyor. Batı ülkelerine
baktığımız zaman bunların hepsini görüyoruz. Tabii,
sağlık sorunları bu kadar problemken aynı zamanda sosyal
yaşam içerisinde de yer alamıyor olmaları,
sosyalleşecekleri çevrelerinin olmaması, ya evde kapalı
kalmaları ya işte dar alanlarda ya da hastalandıkları
zamanlarda da hastanede kalmaları onların daha çok psikolojik
sorunlar yaşamasına ve gerginlik yaşamasına neden oluyor.
Bu nedenle bu konuda da mutlaka hassasiyet göstermek gerekiyor.
Şimdi, her
şeyin başında, tabii ekonomik gelirin olması önemli bir
durum arz ediyor. Ekonomik olarak da yaşlılarımız
çoğunlukla kötü koşullarda yaşamak zorunda kalıyorlar.
Yakın zamanda, mart ayında TÜRK-İŞ'in
yaptığı açıklamaya göre açlık sınırı 4.928, yoksulluk
sınırı ise 16.052 lira. Şimdi Türkiye'deki
yaşlıların ve emeklilerin durumuna
baktığımız zaman hemen hemen tamamına
yakınının bundan faydalanamadığını görüyoruz
dolayısıyla bu durum açlık sınırının
altında kaldıklarını gösteriyor. Türkiye'de kim ne kadar
maaş alıyor? diye emeklilere baktığımız zaman,
847 bin emekli 1.418 lira civarında bir emekli maaşı
alıyor; 248 bin emekli, dul, yetim 1.000 lirayla 1.100 lira arasında
maaş alıyor; 220 bin emekli, dul, yetim ise 1.100 ile 1.200 lira
arasında aylık gelir elde ediyor. 9 milyon 850 bin emekli
yurttaş açlık sınırının altında, geri
kalanı ise yoksulluk sınırının altında
yaşamaya devam ediyor. 12,5 milyon emeklinin bankalara borcu var, bunu
çoğu zaman ödeyemediği ya da geç ödediği için kredibilitesi
bozuluyor, yeniden borç almak istediği zaman da bankalara gidip kredi
alamadığı için de tefecilerle baş başa kalmak ve
onlardan borç para edinmek zorunda kalıyor.
Tabii, emeklilerin derdi sadece karnını
doyurmak değil, aynı zamanda yaşamlarını sürdürmek
için çalışan emeklilerin sağlık giderleri vesaire benzeri
şeyleri de var. Bunun yanı sıra, emeklileri yük olarak gören bir
iktidarla karşı karşıyayız. Yaşa takılan
emekliler de bu nedenle şu anda sorun yaşamakta ve emekli
edilmemekte, onlarla ilgili herhangi bir düzenleme de yapılmamakta. Emekli
oldukları zaman yeteri kadar gelire sahip olmadıkları için
çalışmak zorunda olan çok sayıda emekli, yaşlı
bulunmakta ve tabii bunlar emekli oldukları için,
yaşlandıkları için de sıradan işlerde
çalışmakta. Bunların bir kısmı tamirhanelerde
çalışmakta, bir kısmı çay-kahve, getir götür işleri
gibi işlerde çalışmakta, bir kısmı da temizlik benzeri
işlerde çalışmakta ve bu şekilde de geçimlerini
sağlamaya çalışmaktadırlar.
Tabii, emekliler arasında ayrıca gelir
farklılıkları da önemli ölçüde bulunmakta. Bu gelir
farklılıklarının da giderilmesi için bir düzenlemenin
yapılması ve düşük gelir düzeyine sahip olan emeklilerin gelir
düzeylerinin yükseltilmesi için diğerlerinin seviyesine
çıkarılması gerekiyor. 2021 yılında yapılan araştırmaya
göre 178 ülke arasında enflasyonda Türkiye 8inci sırada. Bu da
yaşlılarımızın her gün biraz daha zorluk
yaşamalarına ve hayatlarının her gün biraz daha
zorlaşmasına sebep oluyor. Bu nedenle de ekonomik gelirlerinin
düzeltilmesi, bunlara ekonomik gelir sağlanması çok ciddi önem arz
ediyor. Bu bakımdan da bir kez daha bunu tekrarlamış
olalım.
Enflasyon Türkiyede açıklandığı
zaman, mart ayındaki yıllık enflasyon yüzde 61,14; ENAGın
açıklamasına göre ise yüzde 142. Dolayısıyla, bu da
yapılmış olan zamların, onlara verilen emekli
maaşlarının iki ay içerisinde ve artık bir daha geriye
dönülmez bir şekilde eridiğini, kendi yaşamlarını
sürdürmek için yeterli olmadığını bize gösteriyor. Bu
durumun da yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.
Emekli ikramiyesi veriliyor şimdi, 1.100 lira
olarak belirlenmişti. Üç yıldır emekli ikramiyesi 1.100 lira
olarak veriliyor. Enflasyon üç yıl içerisinde yüzde 180 artmış
durumda ama emeklilere verilen ikramiye yüzde 10 civarında bir
artışla karşı karşıya. Dolayısıyla
bunun da bir an önce değiştirilmesi gerekiyordu. Hâlâ zaman var, hâlâ
bu gözden geçirilebilir ve hâlâ değiştirilebilir durumdadır.
Bildiğiniz gibi, 16 Nisanda Türkiye'nin dört
bir yanından emekliler Ankara'ya yürüdüler ve Ankara'da dertlerini,
sıkıntılarını, seslerini duyurmaya
çalıştılar. Sizler duydunuz mu bilmiyorum ama emeklilerin çok
ciddi talepleri var. Türkiye'de işsizlerden sonra en az gelir düzeyine
sahip olanlar emekliler, bu durumun mutlaka düzeltilmesi gerekiyor. Ev
kiraları her gün biraz daha artıyor, yoksulluk içerisinde
yaşamlarını sürdürüyorlar, o nedenle de talepleri var. Pazara
gidip 1 kilo domates alamıyoruz, artık yeşillik bile almakta
zorlanıyoruz. diye ifade ediyorlar. Dolayısıyla da
bunların mutlaka düzeltilmesi, bayram ikramiyelerinin yılda 4 keze çıkarılması
ve bu ikramiyelerin asgari ücretin altında olmaması da gerekiyor.
Aynı zamanda, emekli maaşlarının da en az asgari ücret
düzeyine çıkarılması, bunun altındaki emekli
maaşlarının da mutlaka o düzeyde oluşturulması
gerekiyor ki ülkesine bu kadar hizmet etmiş insanların son
zamanlarını, yaşlılıklarını insan onuruna
yakışır bir şekilde geçirmelerinin zemininin
yaratılması gerekiyor. Bu nedenle bu araştırma önergesini
destekliyoruz. Araştırma komisyonunun bir an önce kurulmasını
ve bu komisyonun çalışmalarına başlayıp
yaşlılarımızın ve emeklilerimizin
sorunlarının giderilmesi için de bir zemin yaratmasını
temenni ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına ikinci söz Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrula ait.
Buyurun Sayın Toğrul. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, partim Halkların
Demokratik Partisi adına, yaşlıların hayatın
çeşitli alanlarında yaşadıkları ve
yaşayacakları muhtemel sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilen
Meclis araştırma önergeleri üzerine söz aldım. Bu vesileyle,
Genel Kurulu, Genel Kurulun sevgili emekçilerini ve ekranları
başında bizleri izleyen sevgili yurttaşlarımızı
saygıyla selamlıyorum.
İktidara göre, toplumun ekonomik
koşulları olağan yani hiçbir sorun yok fakat iktidar ekonomik
koşulları olağan karşılasa da gerçekler bambaşka.
Bugün uygulanan yanlış politikalar ekonomik krizi gün geçtikçe
derinleştirmektedir. Yaşanan bu ekonomik krizden herkes
payını alıyor ama bu krizden en çok etkilenenlerin
başında ise emekliler ve yaşlılar geliyor.
Dolayısıyla, son yirmi yıldır neoliberal politikaların
uygulanmasıyla yaşlı ve emeklilerin yaşam kalitesinde
önemli ölçüde düşme yaşandı. Türkiye'de yaşlı ve
emeklilerin kahir ekseriyetinin asgari yaşam seviyesi açlık ve
yoksulluk sınırının dahi altındadır. Özellikle
ekonomik krizin derinleşmesi nedeniyle açlıkla karşı
karşıya kalan yaşlı ve emeklilerin sayısında son
birkaç yılda önemli oranda artış olduğu hepimizin
malumudur. Türkiye'de mevcut ekonomik ve politik koşullara bağlı
olarak hâlihazırda yasal düzenlemeler, yaşlı ve emeklilerin
asgari yaşam ihtiyacını karşılama konusunda maalesef
yetersiz kalmaktadır. AKP iktidarının yaşlı ve
emeklilere yönelik ücret politikalarının doğal sonucu olarak
geçim sıkıntısı çeken yurttaşlarımızın
sayısı her geçen gün artmaktadır. AKP'nin ilk iktidar
olduğu yıllarda en düşük emekli aylığı 216
TLydi; bu oran aynı yıllardaki 160 TL olan asgari ücretin oldukça
üzerindeydi. 2022 yılı için belirlenen en düşük emekli
aylığı her ne kadar 2.500 TLye çıkarılmış
olsa da 2022 yılında 4.253 TL olarak belirlenen asgari ücretin
neredeyse yarısı seviyesine inmiş durumdadır. Buna
rağmen, AKP Genel Başkanı Erdoğan ve Çalışma
Bakanı ücretlere yapılan artışların yeterli
olduğunu iddia ediyor. Resmî enflasyonun yüzde 61,14; aslında gerçek
enflasyonun yüzde 140ın üzerinde olduğu bu ortamda asgari ücrete,
memura, emekliye ve yaşlıya yapılan maaş zamları
yüksek enflasyon nedeniyle çoktan eridi gitti. Artan bu enflasyon
karşısında yaşlılar ve bu yaşlıların
büyük bölümünü oluşturan emekliler hayata küsmüş durumda,
hayatlarından bezmiş durumdadır; kendi kabuklarına çekilmiş,
gündelik hayatlarını zorla da olsa idame ettirmeye
çalışıyorlar. Emekliler bugün pazara, manava gidemez,
tencerelerini kaynatamaz durumdalar. Peki, iktidar olarak siz ne
demiştiniz? Memuru, emekliyi, yaşlıyı, bütün
yurttaşlarımızı artan enflasyon altında
ezdirmeyeceğiz: demiştiniz. 2021 Aralık ayında yükseltilen
emekli ve yaşlı aylık ücretleri iki ay gibi kısa bir sürede
enflasyon rakamlarının altına indi, yurttaş artan
enflasyonun altında inim inim inliyor.
Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli
aylığı alan emekliler ve emeklilik hakkı sahiplerinin
sayısı 13 milyonu aşmış durumdadır. Bunlardan 9
milyon 321 bini kendi aylığını alıyor, 3 milyon 950
bin kişi ise dul ve yetim aylığı alıyor. 2022
yılı başında emekliye yüzde 25 ile 27 arasında bir zam
yapıldı, 1 milyon 266 bin emekliyse son yapılan zamla 2.500 TL
emekli aylığı alıyor. 2.500 lira alan bir emekli,
maaşının büyük bir kısmını kira ve faturalara
ödüyor. Gıda, su, elektrik, doğal gaz fiyatları her gün, sürekli
biçimde artıyor.
Bakın, bir emekli ne diyor? Kiram bin lira,
faturalarla birlikte aylık 1.800 lira kira giderim var. Bana kalan para
günde 30 lira gibi bir şey. diyor. Bir başka emekliyse Eskiden et
alırdık, şimdi yemeğe et tadı versin diye bulyon
alıyoruz. Evden çıkarken torunlar bir şey istemesin diye dua
ediyoruz. diyor. Nasıl yaşayacağımızı
bilmiyoruz. diyorlar. Bir başka emekli kirasını ve borcunu
ödedikten sonra maaşından geriye sadece 2 TL'nin
kaldığını ifade ediyor.
Sayın vekiller, sendikaların
açıklamış olduğu verilere göre açlık
sınırının 4.928, yoksulluk sınırının
16.052 lira olduğu ülkemizde hayat o kadar
pahalılaşmış ki 2.500 TL'yle yaşamak artık
imkânsızdır. Bu durum yaklaşık 8 milyon emeklinin
açlık ve yoksulluk sınırının altında
yaşadığını ortaya koyuyor. Bu nedenledir ki
emeklilerin büyük kısmı ikinci bir işte
çalışıyor. Çalışan emekli sayısı 4 milyonu
aşmış durumda, iş arayan emekli sayısı her gün
artıyor. Emekliler hayatını sürdürmek için kredilere mahkûm
ediliyor, günümüzde 12,5 milyon emekli ve yaşlı bankalara borçlu.
Dolayısıyla yapılması gereken açık ve nettir,
yaşlılar ve emekliler acilen maaşlarına seyyanen zam
bekliyorlar.
Sayın vekiller, bilindiği üzere 2018den
bugüne emeklilere önce 1.000 TL, daha sonra 1.100 TL bayram ikramiyesi
veriliyor. Artan fiyat artışları karşısında
emeklinin beklentisi en azından ikramiyelerinin de iyileştirilmesi
yönündeydi fakat birkaç gün önce Çalışma Bakanı bayram
ikramiyeleri konusunda bir iyileşme yapılmayacağını
açıkladı. Biz şu anda emeklilerin durumunun iyileştirilmesi
için komisyon kurulması amacıyla görüşmeler yapıyoruz ama
emekli ikramiyelerinin iyileştirilemeyeceğini söylüyorsunuz bir
taraftan. Şimdi, sormazlar mı, bu ne yaman çelişki? Ülkede bugün
fiyatı artmayan neredeyse hiçbir şey yok. Bayram ikramiyesi
TÜİK'in resmî enflasyon rakamına göre dahi artırılsa bugün
bayram ikramiyesinin en az 2.400 TL olması gerekiyor.
İktidarınızın üç ayda kur korumalı vadeli hesaptan 25
milyar ile 40 milyar TL arasında harcama yaptığı
söyleniyor. Şirketlere 10 milyar TL vergi istisnası uygulandı.
13 milyon 622 bin emekliye enflasyon kadar zam yapılsa bu 12,5 milyar TL yapıyor.
Bu durum, kabul edilebilecek ve vicdanla izah edilebilecek bir durum
değil. Bir taraftan şimdi komisyon kurmaya çalışıyoruz
ama diğer taraftan bayram ikramiyesini değiştirmiyorsunuz.
Sayın vekiller, öte yandan, iktidar, evrensel
ve uluslararası hukuk kurallarına ve Anayasaya göre temel bir insan
hakkı olan, emeklilerin örgütlenme ve sendika hakkı
kullanmasının önüne hem idari hem yasal engeller çıkarıyor.
Emekli yurttaşlarımızın haklarını savunmak için
kurduğu sendikalar, imzacısı olduğumuz uluslararası
sözleşmeler dikkate alınmadan, hukuk dışı bir
şekilde kapatılmaktadır. Bu durum kabul edilemez.
Sayın vekiller, son olarak, yirmi
yıldır uygulanan ekonomik, sosyal ve sağlık
politikaları sonucunda emekliler sadece sosyal yaşamın
değil, toplumsal yaşamın dışına da
atılıyorlar. Geldiğimiz noktada, yaşlıların ve
emeklilerin sorunlarının boyu maaşlarının boyunu
çoktan aşmıştır. Yaşlıların ve emeklilerin
sorunlarının yani yoksulluğunun tüketilmesi gerekiyor.
Yaşlı ve emeklilerin durumunun bundan daha iyileştirilmesi
içinse en düşük emekli maaşı, açlık ve yoksulluk
sınırının ortalaması olmalıdır. Bayram
ikramiyeleri en az 2.500 TL olmalıdır. Yaşlıların ve
emeklilerin insanca yaşamlarını sağlayacak,
hayatlarını kolaylaştıracak çalışmalar
yapılmalıdır. Emeklilerin sendika kurma ve örgütlenme
hakları önündeki yasal engeller kaldırılmalıdır.
Emeklilerden kesilen katkı payları
kaldırılmalıdır. Sağlığa erişim
önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Yaşlıların ve emeklilerin sağlığa
ulaşımı kolaylaştırılmalı ve ücretsiz
sağlık hizmeti verilmelidir. Yaşlı ve emeklilerin mevcut
ekonomik koşullarını iyileştirmek için, aylık
alanların ücretlerinin yükseltilmesi, aylık alamayanların ise
asgari yaşam düzeyine göre aylık ücrete bağlanması gerekir.
Türkiye nüfusu gittikçe yaşlanıyor,
hepimiz kaçınılmaz olarak yaşlanacağız ve en
azından bugünden itibaren yaşlılarımıza, bu ülkede
onların hukukuna uygun çalışmaların yapılması
gerekiyor. Bakın, bir ülkenin sosyal hukuk devleti olması,
yaşlılarına sağladığı imkânlarla ölçülür.
Dünyanın yaşlıları dünyayı gezerken, tanırken,
tatil yaparken maalesef bizimkiler geçim kaygısı
taşımaktadırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Bu önergenin bir an
önce gerçekten yaşama geçirilmesi gerektiğini ifade ediyorum.
Genel Kurula teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına ilk söz İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdiye
ait.
Buyurun Sayın İlgezdi. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli vekiller;
yaşlılarımızın sorunlarıyla ilgili
oluşturulacak komisyon önergesi üzerine söz aldım. Gazi Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Yıllardır dile getirdiğimiz,
iktidarın her seferinde kulaklarını tıkadığı
yaşlılarımızla ilgili önergeyi getirmeniz öncelikle bizi
şaşırttı. Yaşlılarımızın refaha
kavuşması için bizim ısrarlarımızı görmüş
olmanız ve bir adım atmış olmanız bizim için önemli.
Yaşam dediğimiz şey nedir? Günler
geçer, aylar geçer, yıllar geçer, bir bakmışsınız ki
bir ömür geçmiş; ömür geçmesine geçer de nasıl geçmiştir, önemli
olan o asıl. İnsanca yaşayabildik mi? Sosyal
haklarımızın, barınma, sağlık ve yaşam
haklarımızın sağlandığı bir ömür sürebildik
mi? Yaşlandığımızda çocuklarımızla,
torunlarımızla sıcacık evimizde refah içinde ve huzurla,
kimseye muhtaç olmadan yaşayabiliyor muyuz? Evet, bu ülkenin 65 yaş
üstü vatandaşlarının aklında hep bu sorular var. Soruyorlar
ama hayat pahalılığı omuzlarına öyle bir çökmüş
ki işin içinden çıkamıyorlar.
Bu ülke için gece gündüz demeden
çalışmış, evlatlarını yetiştirmiş,
torunlarına ülke değerlerini öğretmiş,
toprağını ekmiş biçmiş, ağacını,
çiçeğini sulamış, bu ülkenin kurumlarında hizmet
etmiş, bu ülkeye bir ömür adamış olan
vatandaşlarımızdan bahsetmek istiyorum. Yaşlılık,
sadece yaş almak değil, tecrübe ve bilgeliktir de aynı zamanda;
bizim yurttaşlarımız, bizim deneyimli gençlerimizdir
aslında. AKP iktidarı öyle bir geçim derdine düşürdü ki yaşlılarımızı
büyük usta Attilâ İlhanın dediği gibi yaşayıp
durmaktan gizlice utanır oldular bugün. Onlar hepimizin annesi,
babası, ninesi, dedesi, hepimizin en kıymetlileri ama onlara bugün
reva gördüğünüz emekli aylığı sadece 2.500 lira.
21 Aralık 2021de en düşük emekli
aylığının asgari ücret düzeyinde olması için kanun
teklifi vermiştik, çok değil, dört ay önce. O günkü tutanaklardan
okuyorum: Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir. Kim bu kabul etmeyenler? AKP ve MHP milletvekilleri.
Değerli arkadaşlar, merak ediyorum: Sizin ailelerinizde
yaşlılarınız, emeklileriniz yok mu? Sizin
yaşlılarınıza verdiğiniz değer bu mu?
Şimdi daha acı bir tabloyu ortaya
koyacağım. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının
son verilerine göre 836.635 kişi yaşlılık
aylığı alıyor. Bu demek oluyor ki 836 bin küsur kişi,
yaşlımız emekliliği yok, sosyal güvencesi yok ve
bakıma muhtaç. Yaşlılığa verdiğiniz maaş
maaş demeye dilim de varmıyor- 1.084 lira 55 kuruş. Her ne
kadar ismi aylık olsa da yaşlılık aylığı
aslında bugün tam da bir fakirlik yardımına dönüşmüş
durumda. Elbette yaşlılarımız için zamanı geri
çevirmek mümkün değil ama insan onuruna yaraşır bir hayatı
onlara sunmak hâlâ mümkün. Öncelikle yapmamız gereken, temel geçim
güvencesi olarak insanca yaşayacakları maddi desteği vermek.
Zira, dul ve yetim maaşı da yine yoksulluk
sınırının çok çok altında. Ölmüş eşi zaten
ne kadar emekli ücreti alıyordu ki güvencesi olmayan dul eşi o
maaşın en fazla, en fazla yüzde 75ini alıyor bugün. O eş
bu parayla nasıl geçinecek, hiç düşündünüz mü? Bu ülkede asgari ücret
alan birisi günde 141 lira, 2.500 lira emekli aylığı alan günde
83 lira, 1.875 lira dul ve yetim aylığı alan günde 62,5 lira,
yaşlı aylığı alan birisi ise 36 lirayla yaşamak
zorunda; gelin, siz geçinin bu maaşlarla değerli arkadaşlar.
Ramazan ayındayız, Diyanet İşleri
Başkanlığı bir kişinin günlük yemek ihtiyacı için
fitre olarak 40 lirayı uygun gördü; bu demek oluyor ki
yaşlılık aylığı alan bir
yurttaşımız fitre hesabının bile altında
maaş almakta.
Peki, açlığa ve sefalete mahkûm
ettiğiniz milyonlar için gelişmiş ülkeler ne yapıyor?
Öncelikle, yaşlılarının açlık süreçleri için
değil, bakım süreçleri için kafa yoruyor çünkü aç bırakmak
demek, 21inci yüzyılda bir ülkenin, bir devleti yönetenin
ayıbıdır. Bugün Almanyada 14.688 ayakta bakım merkezi
varken ülkemizdeki sayı sadece 32, aradaki 459 kat farkın
açıklanması mümkün değil; İngilterede huzurevi
sayısı ise ülkemizin 10 katı, biz ise maalesef
açlığı konuşmaktan sağlıklı yaşam
süreçlerine bile gelemedik.
Bizler, gelişmiş ülkelerdeki gibi
vatandaşlarımızın hayatını
kolaylaştırmak zorundayız değerli arkadaşlar. Bugün
yaşlılarımızın maddi-sağlık-bakım
ekseninde yoğunlaşan temel sorunları var;
yaşlılıkta yalnızlaşma, soyutlanma sorunları var.
Evet, sosyal devlet, bünyesindeki sorumluluğu yerine getirmekle mükellef,
bunu hatırlatmak isterim ve bu ihtiyaçlara cevap vermek, buna uygun sosyal
politikalar üretmek zorunda. Bunun için biz, öncelikle yapılması
gerekenleri şu şekilde sıralıyoruz: İnsanların
onuruna yaraşır ekonomik koşullar, yaşam
koşulları sağlamak; tüm yaşlılarımıza
sağlık güvencesi sunmak; tüm kentlerde gündüz yaşlı
bakımevleri açmak; ihtiyaç sahiplerine evde bakım hizmeti sunmak;
kamusal mekânları yaşlılara da uygun şekilde düzenlemek;
kamunun düzenleyeceği etkinliklerde yaşlıların
ulaşımını rahatlatmak; önleyici sağlık hizmeti
için yaşlılık hastaneleri kurmak; bunlar
iktidarımızın yaşlılarımızla ilgili ilk
yapacakları. Yeter mi? Yetmez. Gelişmiş ülkeler yaşlılarını
sağlıkla yaşlandırmak için çalışmalar yaparken
biz karınlarını dahi duyuramıyoruz ama sorarsanız,
Avrupa bizi kıskanıyor(!) Ne acıdır ki bizlerin
çocukluğunda emekli olacak büyüklerimiz evini, arabasını
almayı planlardı emekli olurken; oysa şimdi bu topraklarda
vatandaşın en korktuğu şey emekli olmak, emekliliğe
ayrılmak, değil mi? Bırakın bu hayalleri, geçinemeyen
emekliler ek işlere ihtiyaç duyuyor bugün ama siz onların seslerini
ısrarla duymuyorsunuz. Dilerim oluşturacağımız bu
kurul gerçekten hakkını vererek görevini yapar ve diğer kurullar
gibi olmaz.
Bugün 2.500 lira aylık alan 65 yaş üstü
vatandaşımız adına soruyorum: Ülkemizde açlık
sınırı 4.928 lirayken, 2.500 liraya kiralık ev
kalmamışken sizler vatandaşımızı açlığa
mahkûm etmediniz mi? Yani, diyorsunuz ki: İnsanca yaşamak sana
haram; torununa hediye almak, bayramda harçlık vermek sana lüks.
Değerli arkadaşlar Akmasa da damlar. diye oyalanan, Allah
devletimize zeval vermesin. diye ihtiyaçları geçiştirilen 65
yaş üstüne damlaya damlaya göl olmuyor, dert oluyor.
Lüks sofralarda gününü gün edenler acaba emeklilere
reva gördükleri parayla sadece bir gün geçinebilirler mi? Hiç
yaşlanmayacak gibi yaşamayı bırakın. Unutulmasın
ki yaşlılar geleceğimiz, yaşlılık
geçmişimizdir. Zannetmeyin ki bu koltukların verdiği güç hep
kalacak, o güç gidecek ve o eller bir gün baston tutacak.
Bugün kurulacak komisyon bir hak teslimi
komisyonudur. İnsan onuruna yaraşır maaş almak 65 yaş
üstü her vatandaşın hakkıdır. Ücretsiz sağlık
hizmeti almak, gerekiyorsa hizmetin ayağına gitmesi emeklinin
hakkıdır. Evsiz, kimsesiz yurttaşların devletin korumasında
barınabilmesi hakkıdır. Yaşlımızın yeterince
beslenebilmesi hakkıdır, tatil yapmak hakkıdır,
değerli olduğunu bilmek hakkıdır.
Ülkemizde yaşlı nüfus giderek
artıyor, sürdürülebilir yaşlı politikalarının bir
devlet meselesi olarak ele alınması acil ve elzemdir. Bugün,
Bakanlığa bağlı 163 huzurevi yaklaşık 14 bin
kişiye hizmet sunuyor; ayrıca, özel 267 huzurevinde 11 bine
yakın, kamuya ait 21 huzurevinde ise 2.400 yaşlının
bakımı gerçekleşiyor. Evet, Almanyada ise bu oranlar bunun 100
katı oranında. Bu, aslında sözün bittiği yer. Hani
dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri bizdik. Bugün, hafızamız
olan yaşlılarımız için harekete geçme zamanı. Bu
komisyon dilerim merhem olur halkımıza çünkü sosyal yardımlar
olmadan boğazından ekmek geçmeyen milyonlar yarattınız.
Milyonları muhtaç hâle getirmekten utanmadınız, üç kuruş
yardımla övünüp gururlandınız. Dünyada muhtaç
vatandaşlarıyla ve verdiği açlık
sınırının altındaki yaşlılık
maaşıyla övünen tek iktidar AKP iktidarıdır. Siz
servetinize servet katasınız diye bu ülkenin yaşlısı,
emeklisi, asgari ücretlisi gün yüzü görmedi.
Buradan tüm yaşlı gençlerimize
sesleniyorum: Siz de çok iyi biliyorsunuz ki bu iktidar gitmedikçe, tek
adamlık bitmedikçe halkımızın muhtaçlığı
bitmeyecek. Hegel'in bir sözü var Havanın değiştiğini
haber veren, genç uzuvlar değildir, bunu evvela ihtiyar kemikler
sezerler. diyor. Evet, katıldığım tüm programlarda,
sokakta, pazarda, markette artık 65 yaş üstü
vatandaşımızdan havanın değiştiğinin
sinyallerini çok net alıyorum, evvela onlar seziyor gelmekte olanı.
Evet, değerli vekiller, geliyor gelmekte olan.
Önergeyi destekliyoruz.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına ikinci söz İstanbul Milletvekili Fethi Açıkele ait.
Buyurun Sayın Açıkel. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FETHİ AÇIKEL (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazi Meclisimizdeki tüm
parti gruplarının yaşlı
vatandaşlarımızın sorunlarının araştırılmasıyla
ilgili Meclisimize vermiş olduğu maalesef oldukça gecikmiş
araştırma önergesiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz
adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisimizi ve
memleketimizin tüm yaşlı yurttaşlarını saygıyla
selamlıyorum.
Irakın kuzeyinde Pençe-Kilit Operasyonunda
şehit olan kahraman Mehmetçiklerimize Allahtan rahmet, ailelerine
sabırlar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk Bir milletin
yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu
o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır.
demiştir. Geçtiğimiz hafta içinde, 23 Nisanda maalesef buruk bir
biçimde çocuk yoksulluğunu, bu ülkede devam eden çocuk mahrumiyetlerini
konuşmak zorunda kaldık. Bugün ise Halk Ekmek kuyruklarında
soğukta bekletilen, gece geç saatlerde pazarlarda meyve sebze
artıklarını toplayan, torunlarına bayram
harçlığı dahi veremeyen, medeni ülkelerin
yaşlılarına layık gördüğü aktif ve müreffeh bir
yaşlılık döneminin aksine, dört duvar arasına
sıkıştırılmış
yaşlılarımızın sorunlarını, yaşlılarımızın
yoksulluğunu ve mahrumiyetini konuşuyoruz; tam bağımlı
ve gelir testini geçemeyen, yoksul aileleriyle birlikte ızdırap
içerisinde kıvranan, 200 liralık ilaç farkı ve alt bezi maliyetini
karşılamakta zorlanan ailelerimizin dramını
konuşuyoruz. Bu durum, maalesef, yirmi yıllık AK PARTİ
iktidarının sonunda çocuk yoksulluğunun, genç yoksulluğunun
yanı sıra yaşlı yoksulluğunun da ülkemizin gündeminde
hâlen en üst sıralarda tartışılmakta olduğunu
gösteriyor. Artan bu yaşlı yoksulluk gündemi yirmi yıllık
bu Hükûmet adına hem bir itiraftır hem de memleketimiz adına bir
ayıptır ve bu ayıp Türkiyeye yakışmamaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye nüfusu hızla yaşlanıyor, bunu
biliyoruz. Maalesef yaşlanan nüfusumuz aynı zamanda
yoksullaşıyor, kimsesizleşiyor ve bunu kabul edemiyoruz.
Yaşlılar ve aileleri büyük zorluklarla yüz yüze
bırakılıyor. Özellikle tam bağımlı
yaşlılarımız Türkiyenin bir sıkıntısı,
bir acısı olarak önümüzde duruyor. Türkiye, tek adam hükûmetiyle,
değişen demografik yapı karşısında gerekli
tedbirleri ve stratejileri geliştiremeyen, genç nüfus avantajını
kaybeden bir ülke görüntüsü veriyor. Bir yandan genç ailelere 3 çocuk
yapmaları önerilirken diğer yandan Orta Asyadan, Orta Doğudan
milyonlarca genç, bekâr sığınmacıya ülkemizin
sınır kapıları sonuna kadar açılıyor. Demografik
plansızlık ve düzensiz göç, yaşlılarımız için
yaşamsal olan sosyal güvenlik sistemini çökertme noktasına
getiriliyor. Bugün gelinen noktada gençlerimiz işsizlikle, kayıt
dışı istihdamla, yaşlılarımız ise düşük
emekli maaşı, yetersiz sosyal destekle ve sıkıntı
içerisinde kaynak yetersizliğiyle boğuşan bir sosyal güvenlik
sistemiyle baş başa bırakılıyor. Diğer yandan,
yaşlılarımıza sağlık ve bakım hizmeti
sunacak olan fedakâr doktor ve hemşirelerimizin yurt dışına
beyin göçü olarak gitmesine seyirci kalınıyor,
sağlıkçı ordumuzun yitirilmesine âdeta alkış
tutuluyor; yaşlılarımız için destek teknolojilerini
üretecek olan, yazılım ve donanım geliştirecek olan
sanayimizin yüz akı mühendislerimiz ise Avrupa ve Batı ülkeleri
yollarında uğurlanıyor. AK PARTİ Hükûmetinin
yarattığı ekonomik krizler yüzünden orta hâlli aileler
küçülüyor, haneler ve bütçeler çöküyor, evlilik oranları azalıyor,
Türkiye yaşlanan topluma, maalesef, hazırlıksız
yakalanıyor.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yaşamları boyunca tarladan fabrikaya, devlet
dairesinden özel sektöre, ailesine ve yakınlarına destek olmuş,
helal kazançlarıyla vergisini ödemiş yurttaşlarımız
yaşlılık eşiğine geldiklerinde layık
oldukları huzurlu ve onurlu bir yaşlılık hayatından
mahrum bırakılıyor. Bilhassa 4.500 liranın altında
emekli, dul ve yetim aylığı alan 11 milyonun üzerinde
yurttaşımız hayatının en ihtiyaç duyduğu
zamanlarında açlık sınırının altında
mahrumiyet içerisinde yaşamaya mahkûm ediliyor. TÜİK verilerine göre,
yaşlı yoksulluk oranı yüzde 16 olarak
açıklanmışken bağımsız kuruluşlar ve
sendikalar tarafından yaşlı yoksulluğu yüzde 70in üzerinde
gösteriliyor. Anayasamızın 61inci maddesinde
yaşlılarımızın devletçe korunacağı
belirtilmiştir. Bu hayat pahalılığı
koşullarında TÜİK verileri bile gıda enflasyonunu yüzde
70lerde gösterirken emeklilerimizin bayram ikramiyelerine zammı çok gören
bir zihniyetle karşı karşıyayız. Yaşlı ve
emeklilerimiz geçen yıldan bu yana zam yapılmayan 1.100 liralık
bayram ikramiyesiyle ne memleketlerine gidebilecek otobüs bileti alabilecek ne
de torunlarına harçlık verebileceklerdir.
Yaşlılarımız bu zor koşullarda ya gıda, mutfak
masraflarını karşılamak ya da elektrik, doğal gaz
faturasını yatırmak ikilemi arasında sıkışmış
bırakılıyor. Bugün memleketimizde bu zor hayat
koşullarında en düşük emekli aylığı açlık
sınırı olan 4.900 liranın neredeyse yarısına yani
2.500 liraya denk gelmiştir. Dul ve yetim aylıkları ise bu
seviyelere bile çıkarılamamış, 627 lira ile 2.447 lira
arasında bırakılmıştır. Yaklaşık 8
buçuk milyona yaklaşan yaşlı nüfusumuza Hükûmetçe yapılan
net sosyal destek harcamalarının millî hasılaya oranı 36
Avrupa ülkesi arasında en sondan 3üncü sıradadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yaşlılara dönük bu düşük kamu harcamaları
ve sosyal destek oranları yüzünden yaşlılarımıza bakma
vazifesi, maalesef, doğrudan aile bütçesine ve aile bireylerinin
sırtına yüklenmiştir. AK PARTİ iktidarı, yaşlılarımızı
ve ailelerini gerekli sosyal desteklerden mahrum bırakmış,
yaşlılarımız ve aileleri âdeta terk edilmiştir.
Nitekim, Türkiye'de bugün itibarıyla ancak 160 küsur huzurevi bulunmakta,
bu huzurevleri ise 13 bini biraz aşkın sayıda
yurttaşımızın bakımını
sağlayabilmektedir. Huzurevlerindeki bakım giderleri orta gelirli bir
ailenin gelirinin çok üzerindedir. Yaşlı bakımı
açısından çok önemli olan sağlık meslek liseleri,
yüksekokulları ve yaşlı bakımı ve gerontoloji
bölümlerinden mezun olan işsiz gençlerimiz atamaları
yapılmadığından yaşlı bakım hizmetinde
istihdam edilememektedir. Diğer yandan, yüz binlerce bakıma muhtaç
yaşlımız, ailelerinin emeğiyle iş ve
sorumluluklarıyla baş başa bırakılmaktadır.
Türkiyede hâlen bakıma muhtaç
yaşlıların yaşadığı hanelerin yüzde 98inden
fazlası bakıcı hizmeti alamamaktadır. Türkiyenin
yaşlı bakıcı açığı maalesef
ağırlıkla Orta Asya ve kısmen Balkanlardan gelen
bakıcılar yardımıyla giderilmektedir. Bu durum
yaşlılarımız açısından büyük bir bakım
hizmeti açığına işaret etmekte; işsiz,
sağlıklı gençlerimiz açısından ise istihdam kaybına
yol açmaktadır. Ekonomimiz açısından ise kendi gençlerini
istihdam edemeyen, kendi yaşlılarına bakamayan, millî kaynak
israfı üreten bir ekonomi görünümüne bürünülmektedir.
Yıllardır Avrupanın
yaşlılarına yaşlı bakım turizmi çerçevesinde
bakma hayalleriyle milletimizi oyalayan AK PARTİ hükûmetleri,
yabancılara sağlık turizmini bir kenara bırakınız,
Türkiye Cumhuriyetinin yaşlı, emektar yurttaşlarına bile
bakamayacak bir noktaya düşmüş durumdadır. Gelişmiş
dünyanın yaşlı ve emekli nüfusu farklı ülkeleri turist
olarak gezerken Türkiyenin yaşlı ve emekli yurttaşları
kendi memleketlerine giderken bile otobüs bileti parasını
düşünmek zorunda bırakılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yaşlı yurttaşlarımıza sunulan haklar
ve imkânlar, Anayasamızın 2nci maddesindeki sosyal devlet
anlayışına yakışmayacak kadar kısıtlı
ve yetersiz noktadadır. Adalet ve Kalkınma Partisi, başı
dara düşen yurttaşlarımızı ve yoksul vatandaşlarımızı
Aile Destekleri Sigortası gibi koruyucu temel yurttaşlık
haklarından mahrum bırakmıştır. Cumhuriyet Halk
Partisi olarak yaşlılarımızın sorunlarını cumhuriyetimizin
ikinci yüzyılına yaraşır biçimde güçlü sosyal devlet
politikaları ve aile destekleri sigortamızı hayata geçirerek
çözeceğiz. Yıllarca emeklerini, sevgilerini ve alın terlerini
ailelerinden ve ülkelerinden esirgemeyen değerli büyüklerimizi
sıkıntılarından kurtarmak için elimizden gelen gayreti
göstereceğiz.
Yaşlılarımızın,
yaklaşan Ramazan Bayramını kutluyorum, yüce Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından Bravo sesleri ve
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına ilk söz İstanbul Milletvekili Erol Kayaya aittir.
Buyurun Sayın Kaya. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA EROL KAYA (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Yaşlı nüfusumuzun sorunları,
alınması gereken tedbirler, kamu hizmetlerinin daha nitelikli
sunulmasıyla ilgili Meclis araştırması hakkında söz
almış bulunuyorum. Hemen sözlerimin başında Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan askerlerimize ve polislerimize Allahtan rahmet,
yaralılarımıza da şifa diliyorum.
Kıymetli milletvekilleri, dünyada 8 milyar
insan var. Hepimiz, bir anne ve babadan bahsetmekteyiz, her birimiz bir anne ve
babanın emaneti bir de evladın emanetçisiyiz. Yaşlı deyince
hepimizin aklına annelerimiz ve babalarımız gelmekte, tabii,
benim gibi dedeler de gelmekte. Peki, Rabbimizin bu konuda bize ne
emrettiğine baktığımızda ise İsra suresinde
Cenab-ı Hak: Onlardan biri ya da her ikisi senin yanında
ihtiyarlık çağına erişirse sakın onlara öf bile
deme, onları azarlama; onlara gönül alıcı tatlı ve güzel
söz söyle. diye emri fermanda bulunmakta. Hazreti Peygamber (SAV) ise hadisi
şeriflerinde: Küçüklerimize merhamet etmeyen ve büyüklerimizin
hakkını bilmeyen bizden değildir. buyurmaktadır. Tüm
semavi dinlerde ve kadim kültürlerde büyüklere saygı ve hürmet
vardır. Tolstoy Dünyanın ahlaki gelişimini yaşlılara
borçluyuz. derken Mevlâna ise Gençlerin aynada gördüklerinin daha
fazlasını ihtiyarlar bir tuğla parçasında görürler.
demektedir. Bu örnekleri daha da artırmamız mümkündür.
Değerli arkadaşlar, hemen sözlerimin
başında, yaşı had çizgisinde birisi olarak
yaşlılık-ihtiyarlık tanımıyla ilgili birkaç
tespiti de sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz kimi, kimleri
konuşuyoruz, bunu bilmekte fayda var. Türk Dil Kurumu yaşlı
tanımını yaşı ilerlemiş, kocamış,
ihtiyar kimse olarak yaparken ihtiyarlık tanımını ise pir
olan, yaşlı olan, kocamış olarak ifade etmekte.
Kıdemli insan tanımını ise bir işte eski ve deneyimi
çok olan olarak yapıyor. Olgun insan tanımını ise bilgi,
görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş,
ağırbaşlı, kâmil insan olarak yapıyor. Aslında
biz bugün, 65 yaş üstü yaklaşık 8 milyon
insanımızın sorunlarını konuşurken aynı
zamanda, bu ülkede yaşayan en kıdemlilerimizi, en olgun ve kâmil
insanlarımızı konuşmaktayız. Yaşlılık,
yaşı ilerlemiş olanlar için kullanılsa da kültürümüzde,
örfümüzde yaşlı kimselerin ayrı bir yeri vardır.
Toplumumuzda yaşlı insan, bilge insandır, tecrübe sahibi
insandır, ağırbaşlı, olgun insandır, kararı
hakka en yakın olan insandır. Yaşlıya danışmak,
yaşlının hakemliğine başvurmak,
yaşlının hayır duasını almak, askere giderken ya
da evlenirken yaşlıların elini öpmek örfümüzün en güzel
âdetlerindendir. Yaşlı demek tecrübe demektir, bir işte deneyimi
çok olan insan demektir. Bir kişinin bir işte ileri derecede usta
olduğunu, işin piri olduğunu anlatmak için çok usta demeyiz, bu
işte saçını sakalını ağartmış insan
deriz. Fârâbî gibi, Piri Reis gibi, Halil İnalcık gibi, Mehmet Genç
gibi toplumumuzun temel dinamikleri olan nice âlimlerimiz asırlara
ışık tutan eserlerini yaşlılık dönemlerinde
vermişlerdir. Mimarinin duayeni Mimar Sinan Ustalık eserim.
dediği Selimiye Camisini inşa ettiğinde 80
yaşındaydı.
Değerli arkadaşlar,
yaşlılık, aynı zamanda hürmet makamıdır. Her
seçimden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk oturumunun en
yaşlı vekile açtırılması ya da yönettirilmesi bu
çatı altındaki hürmet, saygı ve kâmil insan örneğine
işarettir. Öte yandan, uzmanlar, bedensel
yaşlılığın yanı sıra psikolojik
yaşlılıktan da bahsederler. Ancak şunu da unutmayalım:
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. Kalbi sevdikçe,
neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni şeyler
keşfettikçe ve yeni şeyler ürettikçe herkes aslında gençtir.
Kıymetli arkadaşlar, özellikle Sanayi
Devrimiyle birlikte, tıptaki gelişmeler günümüz
insanımızın daha da uzun yaşadığını
ortaya koymaktadır. Ölüm oranları düşerken buna paralel olarak
doğurganlık düzeyi de azalmıştır ve 65 yaş
üzerindeki kıdemlilerimizin toplam nüfus içindeki oranı dünya
genelinde ve ülkemizde de büyük ölçüde artmış bulunmaktadır.
Birleşmiş Milletler, konunun ehemmiyeti anlaşılsın
diye Dünya Nüfusunun Yaşlanması Raporunu sürekli güncellemektedir.
Değerli arkadaşlar, bugün dünya genelinde
65 yaş üzerinde 764 milyon insan yaşamaktadır. Bu
sayının 2050 yılında 1,5 milyarı
aşacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizde 65 yaş üzeri nüfusumuz
ise 2021 yılı itibarıyla yani bugünkü tabloda nüfusumuzun yüzde
9,5unu yaklaşık 8 milyonunu oluşturduğunu ifade etmek
mümkündür. Bu oranın 2080 yılında yüzde 25lere
ulaşacağı tahmin edilmektedir. Türkiye, dünya genelinde
yaşlı nüfus ortalamasında 167 ülke arasında 68inci
sırada yer almaktadır. Ülkemizde, Bakanlığa bağlı
165 huzurevi ve yaşlı bakım merkezinde toplam 12.901
yaşlımız, ayrıca 267 özel huzurevinde de 11.598
yaşlımız hizmet görmektedir. Bugün 25 milyonu bulan
hanelerimizin her 4 hanenin 1inde ise en az 1 yaşlı
vatandaşımız yaşamaktadır ve yine bugünkü tespitlere
göre 65 yaş üstü yaklaşık 1,5 milyon vatandaşımız
tek başına yaşamaktadır. Bir başka ifadeyle 1,5 milyon
konutta insanlarımız tek başına dostlarının,
çocuklarının, torunlarının özlemiyle, hasretle ömürlerini
tamamlamaya çalışmaktadır. Özetle, yaşlı
bağımlılık oranımız artarken çocuk
sayısı ise maalesef düşmektedir; kısaca, nüfusumuz
yaşlanmaktadır.
Kıymetli arkadaşlarım, ülkemizin
yaşlılara bakışını ortaya koyan en önemli
gösterge Covid-19 pandemi süreci olmuştur. Birçok Batılı ve
medeni olan ülkede Yaşlılar Bakanlığı,
Yalnızlık Bakanlığı olmasına rağmen pandemi
sürecinde yaşlı nüfusun ihmal edildiğini, hatta gözden
çıkarıldığını görmekteyiz. Türkiye, Sayın
Cumhurbaşkanımızın Yaşlılara sahip çıkmak
geleceğimize sahip çıkmaktır. ifadesiyle en güzel
bakışı ortaya koymuştur. Daha somut ifadeyle,
Batılı ülkelerde yaşlı bakım
kuruluşlarındaki Covid-19 kaynaklı vefatların oldukça
yüksek olduğunu, oran olarak da yüzde 30 ve yüzde 70ler arasında
değiştiğini görmekteyiz, ülkemizde ise bu oran yüzde 4ün
altında kalmıştır. Hamdolsun, bu hassasiyeti ortaya koyan
Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sağlık ve Aile
Bakanımıza ve tüm sağlık
çalışanlarımıza teşekkür etmek hepimize bir borçtur.
Kıymetli arkadaşlar, ülkemizde
yaşlı nüfusun hem sayısal hem de oransal olarak artması,
insan sağlığına verilen değeri ve özellikle
sağlık hizmetlerinde gelinen mükemmel bir noktayı ortaya
koymaktadır. Fakat diğer taraftan, yaşlanan nüfusa
karşı bazı evlatlarımızın evlatlık vazifelerini
hakkıyla yerine getirmeme durumları da artık konuşulur
olmuştur.
Kıymetli arkadaşlar,
yaşlılarımızın kimini huzurevlerine, kimini
yaşlı bakım merkezlerine, kimini cami avlularına, kimini
kahve köşelerine ve kimini de parklarımızda hatıraları
ve tecrübeleriyle baş başa bırakarak aslında en
kıymetli hazinemiz olan nesiller arası tecrübe
aktarımını yok ettiğimizi tespit etmemiz gerekmektedir.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet
Meclisi olarak ülkemizdeki 65 yaş üstü kıdemlilerimizin hayat konforlarını
nasıl daha da geliştirebilirizi,
yaşlılarımızın hayatın çeşitli
alanlarında yaşadıkları ve yaşamaları muhtemel
sorunlarının tespiti, ülkemiz nüfusunun yaş gruplarına göre
yaşanan değişimin incelenmesi, yaşlı nüfusumuzun
artışıyla oluşacak yeni ihtiyaç ve fırsat
alanlarının aktif ele alınması,
yaşlılarımıza yönelik kamu hizmetlerimizin ülkemiz
genelinde aksatılmadan ve daha da nitelikli şekilde sunulması
için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasını talep ettik.
Bu duygular içerisinde Meclisimizi saygıyla
selamlarken, Rabbim, Kadir Gecemizi, eğer geçtiyse mübarek eylesin,
önümüzdeki günlerde ise inşallah, gerçek manada idrak etmeyi nasip
eylesin.
Şimdiden bayramınızı da tebrik
ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına ikinci söz, Adana Milletvekili Jülide Sarıeroğluna
aittir.
Buyurun Sayın Sarıeroğlu. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA JÜLİDE
SARIEROĞLU (Adana) Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; yaşlı vatandaşlarımızın
yaşam standartlarını muhafaza etmek ve yaşam kalitelerini
daha da artırmak amacıyla Meclis araştırması komisyonu
kurulması için verilen önerge üzerine söz almış bulunuyorum.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın hemen başında,
Irakın kuzeyinde bulunan ve operasyonda teröristlere karşı
büyük bir mücadele veren kahraman Mehmetçiklerimize görevlerinde
başarılar dilemek istiyorum. Pençe-Kilit Operasyonunda kaybettiğimiz
şehitlerimize de Allahtan rahmet diliyorum.
Bugün, yaşlılarımızla ilgili,
uzun süredir bütün partilerimizden milletvekillerimizin söylediği, genel
olarak önergemize destek amaçlı konuşmaları dinlemiş
durumdayız.
Hepimiz, dünyaya gelişimiz ve sonrasında
hayatımızı evreler içerisinde sürdürüyoruz; bebeklik, çocukluk,
gençlik, ileri gençlik ve yaşlılık. Burada -kabul ediyorum-
ileri gençliği ben ilave ediyorum. Eskiden gençliğin hemen
arkasına yaşlılığı ekleyiverirdik ama şimdi,
bakıyoruz ki dünyada yaşanan değişim ve dönüşüm
sonrası yaşlılık hemen öyle ulu orta gelip bulmuyor
bizleri. Zaman içerisinde yaşanan teknolojik gelişmeler,
sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması, tedavi
yöntemlerinde gelişmeler ve yaşanan çeşitlilikler, yaşam
şartlarının değişmesi, insanların bilgilenmesi,
sosyal refahın artması nedeniyle insanoğlunun doğuşta
beklenen ortalama yaşam süresi tüm dünyada uzamaktadır. Birkaç
asır önce 40ı bulmayan ortalama yaşam süresi bugün 70in
üzerine çıkmış hatta bazı gelişmiş ülkelerde
90lar seviyesine ulaşmış durumdadır. Birleşmiş
Milletler tarafından hazırlanan -az önce Erol
Başkanımızın çok kıymetli derinlikli vermiş
olduğu rakamlar konuşmalarında ifade etti- Dünya Nüfusunun
Yaşlanması 2020 Raporu, yaşlılıkla ilgili
dünyanın önümüzdeki dönemde yaşayacağı süreçleri
açıklıkla ortaya koymaktadır.
Günümüzde dünyanın karşı
karşıya kalmış olduğu demografik yapıda nüfus
içerisinde çocuk ve gençlerin payının, 65 yaş üstü bireylerin
gerisinde kalması tüm dünya açısından büyük önem arz etmektedir.
Dünya nüfusunun yüzde 10unu, 65 yaş üstü vatandaşlar
oluşturuyor. Yine, her geçen gün artan bu oranın 2050
yılında yüzde 22nin üzerine çıkacağı bütün
projeksiyonlarda ifade ediliyor. Yine, ülkemizin yaşlı nüfusunun
toplam nüfus içerisindeki oranı 2010 yılında yüzde 7,2 iken 2021
yılına geldiğimizde yüzde 9,7ye çıkmıştır.
Yaşlı nüfus oranımız yıllar içerisinde
artmıştır ve 2040 yılında mevcudun 2 katına
çıkacağı öngörülmektedir. Ortalama yaşam süresinin
uzaması, doğurganlık oranının azalması, nüfus
yapısındaki değişimler bizleri yaşlılıkla
ilgili konularda daha çok tartışmaya, bu konuyla ilgili daha çok
çalışmaya teşvik etmekte, yönlendirmektedir.
AK PARTİ olarak Ne mutlu ki bizler millet
olarak saygıdeğer büyüklerimizi asla bir yük olarak görmeyen, bilakis
onların varlıklarından mutluluk duyan, onlara hak ettikleri
ilgi, saygı ve hürmeti gösteren bir kültür ve geleneğe mensubuz.
diyen bir Cumhurbaşkanına, bir lidere sahibiz ve Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde de yaşlılarımıza
yönelik olarak yirmi yıldır çok etkin, güçlü politikalar
uygulamaktayız. Cumhurbaşkanımız ve Genel
Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde, yirmi yıldır dünümüz bugünümüz arasında köprü
olan kıdemli vatandaşlarımız
yaşlılarımızın yaşam kalitesinin yükseltilmesi
konusunda çok önemli mesafeler katettik ve katetmeye devam ediyoruz. Yirmi
yıldır yoğun bir biçimde çalışıyoruz; ayrım
yapmadan sevgiyle, hürmetle, ilgiyle sayın büyüklerimize, hürmetli,
kıymetli büyüklerimize yönelik çalışmalar yapıyoruz.
Yaşlılarımıza sahip çıkmayı, geleceğimize
sahip çıkmak olarak görüyoruz. Dua kapımız
yaşlılarımızı en büyük servetimiz olarak
değerlendiriyoruz. Bu doğrultuda
yaşlılarımızın aileleriyle, yakınlarıyla
birlikte, bulundukları çevrede aktif ve sağlıklı
yaşlanma çerçevesinde yaşlanma süreçlerini geçirmelerini önceliyoruz,
bu konuda politikalar uyguluyoruz.
İktidara geldiğimiz ilk günden itibaren
yaşlılarımızın sosyal hayatın içinde yer
almasına, toplumla bütünleşmesine ve yaşam
şartlarının iyileştirmesine katkıda bulunmak amacıyla
politika ve stratejiler belirliyor, sosyal hizmet faaliyetlerimizi
geliştiriyoruz; sosyal devlet olmanın gereklerini sözde değil,
özde hayata geçiriyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Yaşlılık Şûrasını
2019 yılında gerçekleştirdik. Yine, 2030 Yaşlanma Vizyon
Belgemizi hazırlıyoruz. Bu belgeyle, inşallah, eylemlerimiz,
politikalarımız, stratejilerimiz, izleme ve değerlendirme
mekanizmalarımızla yol haritamızı belirliyoruz. Bugün
görüştüğümüz önergeyi oyladıktan sonra kuracağımız
Komisyonumuzun da inşallah, bu yol haritasına büyük katkı
sağlayacağına yürekten inanıyoruz.
Yaşlıların bakımdan
sağlığa, istihdamdan erişilebilir çevreye, hayat boyu
öğrenmeden sosyal koruma sistemine kadar her alanda haklarını
etkin şekilde kullanmalarını sağlayarak yaşam
kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz.
Yaşlı yaşam evleri, gündüz bakımevlerimiz yuva
sıcaklığıyla hizmet sunarken geleneksel aile
yapısını güçlendiren, yaşlılarımızın
topluma aktif şekilde katılımlarını sağlayan
gündüz yaşam merkezleri modelini hayata geçiriyoruz. 2016 yılında
YADESi uyguladık, 2007 yılında evde bakım hizmetine
yönelik 66 milyar liralık ödeme gerçekleştirdiğimiz evde
bakım hizmet modelini hayata geçirdik. Yine, 2010 yılında ilk
defa evde sağlık uygulamasını hayata geçirdik. Destekleyici
bakım hizmeti olarak palyatif bakım merkezlerimizi kurduk, 81
ilimizde 432 palyatif bakım merkezimiz var. Yine, 65 yaş üstü
vatandaşlarımızın tüm şehir içi ulaşım
hatlarından ücretsiz yararlanmalarını sağladık. Yerel
yönetimlerle yaşlı dostu mekânlar konusunda uygulamalar hayata
geçirdik. 65 yaşını doldurmuş muhtaç
vatandaşlarımıza yönelik 65 yaş
aylığını 34 kat arttırdık ve inşallah daha
da artıracağız. Bu anlamda, maaş kuyruğu çilesine de
bizler son verdik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
60 Yaş Üstü Tazelenme Üniversitesi Projesini
uyguladık. Bugün Bilim Kurulumuz da en son toplantısı
gerçekleştirdi, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından
Bilim Kurulunun kararları açıklandı. Bugüne kadar pandemi
sürecinde katkı veren, başta Bilim Kurulu üyeleri olmak üzere
Sağlık Bakanımıza, tüm sağlık emekçilerimize
teşekkür ediyoruz. Maske uygulaması bugün itibarıyla sona erdi.
Biz, tüm dünyayı etkisini alan Covid-19 sürecinde en önemli özeni
yaşlılarımıza gösterdik, dünyaya örnek uygulamaları
hayata geçirdik. Birçok ülkede gerçekten içleri sızlatan, çok uygun
olmayan görüntüler yaşanırken ülkemizde yirmi yıldır
inşa ettiğimiz sağlıkla ilgili altyapı
yatırımlarımız, sosyal güvenlik sisteminin gelmiş
olduğu aşama, yetiştirdiğimiz güçlü insan kaynağı
sayesinde Allah'a çok şükür ki diğer ülkelerde yaşanan
tatsız görüntüler ülkemizde yaşanmadı ve
yaşlarımızla ilgili süreçleri çok olumlu şekilde yürüttük.
12 Mart Covid-19un ülkemizde görüldüğü ilk
tarih. Öncelikle bu tarihten itibaren yaşlı
vatandaşlarımızın sağlığını
korumaya öncelik verdik. Vatandaşlarımızın bulaş
riskini azaltmak amacıyla 65 yaş ve üstü vatandaşımızın
ihtiyaçlarını Vefa Sosyal Destek ekiplerimiz sayesinde
karşıladık. Bugüne kadar 65 yaş üstü vatandaşlarımızın
çağrı merkezlerine ulaşan 12 milyonun üzerinde talebi oldu. Bu
12 milyonun üzerindeki talebin tamamı Vefa Sosyal Destek ekiplerimiz
aracılığıyla karşılandı.
Yine, yaklaşık 6 milyon 650 bin
yaşlı vatandaşımızın da ihtiyaçları pandemi
sürecinde karşılandı. Aşı uygulaması başlar
başlamaz, Sağlık Bakanlığımız, 65 yaş
üstü vatandaşlarımızı ve huzurevi sakinlerimizi önceleyen,
ilk sıraya koyan uygulamalara başladı ve bu gruptakiler
öncelikli olarak tanımlandı. Bu süreçte hiçbir ayrım yapmadan
tüm vatandaşlarımızın sağlıklı şekilde
süreçlerden, desteklerden faydalanmasıyla ilgili önemli
çalışmalar yaptık.
Yine, partimiz çatısı altında yirmi
yıldır Yaşlılar Koordinasyon Merkezimiz var. Bu
koordinasyon merkezimiz 81 ilimizde, 976 ilçemizde yaşlı
vatandaşlarımızla gönül gönüle çalışmaları
sürdürüyor.
İktidara geldiğimiz ilk andan itibaren AK
PARTİ olarak, sağlıktan eğitime, sosyal güvenlikten
çalışma hayatına, engellilerimize, kadınlarımıza,
yaşlılarımıza, tüm dezavantajlı gruplarımıza
yönelik çok ciddi devrim niteliğinde düzenlemeler yaptık. Bu
düzenlemelerdeki başarı anahtarımız istişareye
verdiğimiz önem, katılımcı anlayışta hayata
geçirdiğimiz çalışmalar. Bu bağlamda, Genel Merkezimiz
içerisinde de yine yenilikçi politikalar oluşturmaya yönelik
çalıştaylar yapıyoruz. En son, şubat ayında
Yaşlı Dostu Yenilikçi Politikalar
Çalıştayımızı hayata geçirdik.
Elbette, hayat boyu öğrenmeden bakım
hizmetlerine, sosyal yardımlardan sağlığa,
erişilebilirlikten ulaşıma kadar her alanda
yaşlılarımıza yönelik çok güçlü düzenlemeler yaptık.
Elbette ki bu çalışmalar yeterli değil kıymetli
büyüklerimiz, dua kapısı olarak gördüğümüz kıdemli
vatandaşlarımız için. Dualarıyla bizleri koruyan,
destekleriyle bugüne kadar getiren başımızın tacı
büyüklerimiz için ne yapsak az. İstiyoruz ki önümüzdeki dönemde bu
çalışmalarımızı daha ileri seviyeye getirelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
JÜLİDE SARIEROĞLU (Devamla) Bu kapsamda,
bugün görüşmelerini gerçekleştirdiğimiz önergemizin sonucunda,
kıymetli milletvekillerimizin katkılarıyla, istişareyle,
birlikte çalışma kültürüyle, ortak bir bakış
açısıyla, katılımcı bir anlayışla
yürütülecek toplantıların, çalışmaların inşallah,
bizim yürüttüğümüz 2030 yılına yönelik Yaşlı Dostu
Vizyon Belgesi oluşturacağımız yol haritasına da
güçlü katkılar sağlayacağına inanıyorum.
Şimdiden tüm gruplarımıza destekleri
için teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Yarın idrak edeceğimiz Kadir Gecemizi ve
mübarek Ramazan Bayramınızı da şimdiden tebrik ediyor, tüm
İslam âlemi ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını
temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Meclis araştırması
önergeleri üzerinde görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, Meclis araştırması
açılıp açılmaması hususunu oylarınıza
sunacağım.
Meclis araştırması
açılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Meclis araştırmasını yapacak
Komisyonun 19 üyeden kurulmasını oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Komisyonun çalışma süresinin Başkan,
Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip seçimi tarihinden başlamak üzere üç ay
olmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Komisyonun gerektiğinde Ankara
dışında çalışabilmesi hususunu oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Gündemimizdeki konular
tamamlanmıştır.
Alınan karar gereğince 325 sıra
sayılı Başta Marmara Denizi Olmak Üzere Denizlerimizdeki Müsilaj
Sorununun Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken
Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması
Komisyonu Raporu üzerindeki genel görüşmeyi yapmak üzere 27 Nisan 2022
Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Çok teşekkürler.
Kapanma Saati: 19.25
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) Birleştirilerek görüşülmesi kabul edilen (10/1428, 2953, 3030, 3049, 3330, 3757, 4665, 4850, 5742, 5743, 5980, 5981, 5982, 5983, 5984, 5985, 5986, 5987, 5988, 5989, 5990, 5991, 5992, 5993, 5994, 5995, 5996, 5997, 5998, 5999) esas numaralı Meclis Araştırması Önergeleri tutanağa eklidir.