TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
97nci
Birleşim
1
Haziran 2022 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalının, Dünya
Çevre Gününe ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Osmaniye Milletvekili Baha Ünlünün, Osmaniyenin yaylalarında
yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunusevenin,
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Hükümlü ve Tutuklu
Hakları Alt Komisyonunun İsveç ziyaretine ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdunun,
TÜRKİŞin mayıs raporuna ilişkin açıklaması
2.- Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın, Trakyada
ayçiçeği tarımı yapan çiftçilerin sorunlarına ilişkin
açıklaması
3.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Atatürk
Havalimanı Millet Bahçesine ilişkin açıklaması
4.- Adana Milletvekili Ayhan Barutun, Tarım ve Orman
Bakanlığının açıkladığı kadro
sayısının yetersizliğine ilişkin açıklaması
5.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslanın, Türkiye ekonomisinin
büyüme trendine ilişkin açıklaması
6.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, Raziye Oskayın katil
zanlısının yargılanması esnasında sarf
ettiği sözlere ve Gaziantepte engelli, yaşlı bir kadına
yönelik gerçekleştirilen saldırıya ilişkin
açıklaması
7.- İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, 31 Mayıs
Dünya Sigara İçmeme Gününe ilişkin açıklaması
8.- İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlunun, Gezi
direnişinin yıl dönümüne ilişkin açıklaması
9.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, 1-7 Haziran
Çevre Haftasına ilişkin açıklaması
10.- Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmazın, CHPli Bolu
Belediye Başkanının Meclis toplantısı esnasında
AK PARTİli kadın Belediye Meclisi üyesine sarf ettiği sözlere
ve Cumhurbaşkanının grup toplantısında Kemal
Kılıçdaroğluna yönelttiği sorulara ilişkin
açıklaması
11.- Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneşin, polisin Güçlükonak
ilçesi HDP Eş Başkanına yönelik tutumuna ve dün gözaltına
alınan HDPli yöneticilere ilişkin açıklaması
12.- Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın, şeker
ithalatına ilişkin açıklaması
13.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, Zorkun Yaylası
ve tüm Türkiyedeki yaylacılıkta karşılaşılan
sorunlarla ilgili AK PARTİ Hükûmetinin yaptığı düzenleme ve
görüşmelere ilişkin açıklaması
14.- İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegünün,
cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin açıklaması
15.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, 1-7 Haziran Çevre
Haftasına ilişkin açıklaması
16.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagilin, 2022
yılı itibarıyla AK PARTİ Hükûmeti lideri Recep Tayyip
Erdoğan önderliğinde gerçekleştirilen çalışmalara
ilişkin açıklaması
17.- Erzincan Milletvekili Süleyman Karamanın, Atatürk
Havalimanı Millet Bahçesine ilişkin açıklaması
18.- Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, Sivasın köylerine
yapılacak hizmetlere ilişkin açıklaması
19.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin, Türkiyenin ve
Kocaelinin ihracat rakamlarına ilişkin açıklaması
20.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzelin, sağlık
alanında yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
21.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, geçen sene Mersinde
yaşanan orman yangınlarında evleri yanan ve hak sahipliği
kazanamayan vatandaşların taleplerine ilişkin
açıklaması
22.- Uşak Milletvekili Özkan Yalımın, Avrupaya
açılan sınır kapılarında uzun saatler bekleyen
tır şoförlerinin taleplerine ve güvenlik görevlilerinin görev
yerlerinin değişmesi sebebiyle yaşadığı
mağduriyete ilişkin açıklaması
23.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhanın, Cacabey
Gökbilim Medresesindeki restorasyon çalışmalarına ilişkin
açıklaması
24.- Antalya Milletvekili Aydın Özerin, buğday
üreticilerinin mağduriyetine ilişkin açıklaması
25.- Burdur Milletvekili Mehmet Gökerin, elektrik ve doğal gaza
gelen zamma ilişkin açıklaması
26.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun,
Rüzgârgülü Projesine, Türkiye İstatistik Kurumunun
açıkladığı büyüme ve enflasyon rakamlarına, geçim
sıkıntısına ve Recep Tayyip Erdoğanın
Sayıştayın kuruluş yıl dönümünde yapmış
olduğu konuşmaya ilişkin açıklaması
27.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Geziyi hedef alan AKP Genel Başkanının grup toplantısında açık ve aleni bir
şekilde kadınlara hakaret ettiğine, Emine Erdoğanın
öncülüğünde hazırlanan Dünya Ortak Evimiz adlı kitaba,
Gezinin 9uncu yıl dönümü sebebiyle gerçekleştirilen protestolara,
Türkiye İnsan Hakları Vakfı 2021 yılı raporuna, 1
Haziran Dünya Süt Gününe, akaryakıt fiyatlarındaki artışa
ve akaryakıt ve telefondaki ÖTVnin kaldırılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
28.- Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın, Ethem Sancak ile
BMCnin hikâyesinin cumhuriyet tarihinin en büyük soygunlarından bir
tanesi olduğuna ilişkin açıklaması
29.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, Siirtte
şehit olan Ercan Özcana Allahtan rahmet dilediğine, Türk Hava
Kuvvetlerinin 111inci kuruluş yıl dönümüne, Leyla Muhammede
yapılan saldırıya, Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
30.- Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünala Tank Palet Fabrikasıyla ilgili bir
araştırma komisyonu kurulmasını önerdiğine
ilişkin açıklaması
31.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Şanlıurfa Milletvekili Halil Özşavlının HDP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
32.- İstanbul Milletvekili Turan Aydoğanın, doğal
gaz zammına ilişkin açıklaması
33.- Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oralın, Başkent
Kültür Yolu Festivaline ilişkin açıklaması
34.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun, akaryakıta gelen
zamma ilişkin açıklaması
35.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun,
Ordu Fatsadaki Fener Adası üzerine yapılmak istenen seyir
terasına ilişkin açıklaması
36.- Hatay Milletvekili İsmet Tokdemirin, Yarseli Sulama
Birliği Barajının elektriğinin Enerjisa tarafından
kesilmesine ilişkin açıklaması
37.- Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın, Kocaeli Gebze
Muallimköydeki Bilişim Vadisi Projesinin ranta ve halkın
taşınmazlarını gasbetme projesine döndüğüne
ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- (10/1428, 2953, 3030, 3049, 3330, 3757, 4665, 4850, 5742, 5743, 5980,
5981, 5982, 5983, 5984, 5985, 5986, 5987, 5988, 5989, 5990, 5991, 5992, 5993,
5994, 5995, 5996, 5997, 5998, 5999) esas numaralı
Yaşlıların Hayatın Çeşitli Alanlarında
Yaşadıkları Sorunların Araştırılarak
Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan
Meclis Araştırması Komisyonu
Başkanlığının, Komisyonun, başkan, başkan
vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin
tezkeresi (3/1960)
B) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden oda
başkanlarına Hoş geldiniz. denilmesi
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, İstanbul Milletvekili Hayrettin
Nuhoğlu ve arkadaşları tarafından, İstanbulun
kuzeybatısında resen ilan edilen Yenişehir rezerv
alanının meydana getirdiği huzursuzlukların ve
doğuracağı tehlikelerin görüşülerek gerekli tedbirlerin
alınması amacıyla 1/6/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 1
Haziran 2022 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, Van Milletvekili Murat Sarısaç ve
arkadaşları tarafından, Kürtçe tiyatro ve konser
yasaklarının sebeplerinin araştırılması
amacıyla 1/6/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 1 Haziran 2022 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, uyuşturucu madde
bağımlılığının nedenlerinin ve türlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/6074) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 1
Haziran 2022 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Ankara Milletvekili Tekin Bingölün, Şanlıurfa
Milletvekili Halil Özşavlının HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal ve Erzurum
Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu Ban ile 37 Milletvekilinin Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4441) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 335) (x) 335 S. Sayılı Basmayazı 26/5/2022
tarihli 95'inci Birleşim Tutanağı'na eklidir.
2.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun İslam
İşbirliği Teşkilatı Polis İşbirliği ve
Koordinasyon Merkezi Tüzüğünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2034) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 127)
3.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma
Sanayinde Gizlilik Dereceli Bilgilerin Karşılıklı
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/4161) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 313)
X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın, 2021
yılı itibarıyla görev zararı kapsamında bazı
kurumlara yapılan ödeme miktarlarına ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/64139)
2.- Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü'nün,
Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesine bağlı Üçüzler köyünde
yaşanan sel felaketinden zarar gören vatandaşların
mağduriyetlerinin giderilmesine,
Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesine bağlı Kepirhisar
köyünde yaşanan sel felaketinden zarar gören vatandaşların
mağduriyetlerinin giderilmesine,
Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesine bağlı Malveran
köyünde yaşanan sel felaketinden zarar gören vatandaşların mağduriyetlerinin
giderilmesine,
Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesine bağlı Çimdelli
köyünde yaşanan sel felaketinden zarar gören vatandaşların
mağduriyetlerinin giderilmesine,
İlişkin soruları ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay'ın cevabı (7/64140), (7/64142),
(7/64143), (7/64144)
3.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, helal gıda
üretimine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay'ın cevabı (7/64223)
4.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan'ın, ÇAY-KUR
bünyesinde çalışan mevsimlik işçilere ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/64224)
5.- Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık'ın, engellilere
yönelik düzenleme ve uygulamalara ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/64226)
6.- Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın, 2002
yılından günümüze kadar yap-işlet-devret modeliyle yapılan
projelere ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı
Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun cevabı (7/64351)
7.- Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy'un, engellilere
yönelik ayrımcılığın önlenmesi ile mesleki
habilitasyon ve rehabilitasyon merkezlerinin denetimine ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/64354)
8.- Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer'in,
engelli bireylerin siyasi çalışmalara katılımlarının
artırılması amacıyla yürütülen çalışmalara
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktay'ın cevabı (7/64355)
9.- Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş'ın, Batı
Karadeniz DGHB Faz-1 Yapım İşi Projesi İçin Çelik Boru
ihalesine ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve
Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun cevabı (7/64451)
1 Haziran 2022 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP
ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 97nci Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre
vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak
salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik
sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik
personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen
üyelerin ise yoklama pusulalarını görevli personel aracılığıyla
verilen süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını ve salondan ayrılmamalarını
rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz, Dünya Çevre Günü münasebetiyle söz isteyen Mersin Milletvekili Zeki
Hakan Sıdalıya ait.
Buyurun Sayın
Sıdalı. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalının, Dünya Çevre Gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
ZEKİ HAKAN SIDALI
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Atatürkün de
söylediği gibi Doğayı korumak, geleceği korumaktır.
diyerek 5 Haziran Dünya Çevre Günümüzü kutluyorum.
Çevre Gününün bu yılki
teması tek dünya, sürdürülebilir ve doğayla uyum içinde
yaşamak olarak belirlendi. Ülkemizdeki çevre ve doğa hakkı
ihlallerinin artarak devam ettiği göz önünde bulundurulduğunda, insan
Ne büyük ironi! diyor. Çevreyi geliştirmek, çevre
sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek
devletin en önemli görevleri arasında ancak bu görev son yirmi yılda
ülkemizde çok yanlış anlaşıldı. İktidar, çevreyi
ihya etmeyi, kendi çevresini ihya etmek olarak yorumluyor. Her yıl
olduğu gibi bu 5 Haziranda da pahalı etkinlikler düzenleyip çevreyle
alakalı büyük laflar edecek, ertesi günse ülkemizin altını
üstüne getiren, doğamızı talan eden uygulamalara kaldığınız
yerden devam edeceksiniz. Biz, çevre ve doğayla pazarlık bile olmaz
dedikçe siz, bırakın pazarlığı,
insanlığın kaybedeceği bir savaşa giriyorsunuz; sonsuz
hırslarınızla saldırdıkça saldırıyor, ne yarınımızı
ne de gelecek nesilleri önemsiyorsunuz.
İktidarınız
boyunca imzanız olan tahribatları saymaya vaktim yetmez,
yalnızca son dönemdekilere hızlıca bakalım istiyorum.
Ülkemizde yarattığınız tahribat yetmemiş gibi bir de
artık tahribat ithal eder duruma geldiniz. EUROSTATa göre Avrupanın
plastik çöpünü en çok alan ülkeyiz, sayenizde Avrupanın çöp bertaraf
tesisi hâline geldik. Adanadaki 5 farklı çöp döküm sahasından
alınan numunelerin yüksek kanserojen seviyesine sahip olduğu
raporlarla sabit, biliyorsunuz.
Ülkemizin en verimli
toprağı olan Çukurovaya tohum değil, artık zehir
saçılıyor. Dünya harikası olarak nitelenen, uzmanların
Ayakkabıyla bile basılmaması gerekiyor. dediği Salda
Gölüne iş makineleriyle girip dokusunu bozdunuz. Yüzyıllardır
cennetten bir köşe gibi olan gölün suları çekildi, bataklık
hâline geldi. Koruyoruz, koruyacağız. diye bir doğa
harikasını daha hırslarınız, rant peşinde
koşmanız yüzünden yok ettiniz.
Karadeniz başta olmak
üzere ülkemizin dört bir yanında yaptığınız
hidroelektrik santralleri doğada, ekosistemde, bölgedeki canlı
hayatında büyük tahribatlar yarattı, yaratmaya da devam ediyor.
Davalar açılıyor, projeler iptal ediliyor; yanından yönünden
dolanıp yine aynı yere HES yapmaya çalışıyorsunuz.
Küçücük derelerin üzerinde bile 10 tane santralin olduğu bir yerde ne doğa
kalır ne de çevre. İnsan için damarlar neyse yeryüzü için de dereler
odur. Siz ülkemizin damarlarını tıkıyor,
organlarını çalışamaz hâle getiriyorsunuz.
Vahşi madenciliğe
göz yumarak ülkenin dört bir yanını âdeta köstebek tarlalarına
çevirdiniz. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşenerle
birlikte Kaz Dağlarındaki çevre katliamına Dur! demek için su
ve vicdan nöbeti tutmaya gittiğimizdeyse, Orduda Trabzon Milletvekilimiz
Hüseyin Örsle yaptığımız ve Grup Başkan Vekilimiz
Müsavat Dervişoğlunun ziyaretlerinde de gördüğümüz net bir
şey var: Çevre sevgisi vatan sevgisidir ve siz çevreyi sevmiyorsunuz.
Sizin için mesele millî gelir de değil, kesilen ormanlar ve
fındık bahçelerinden elde edilecek gelir altın madenlerinden çok
daha fazla ama siz sürdürülebilir bir geleceği kurmak yerine kısa
dönemli kâra odaklanıp yarınları,
yarınlarımızı heba ediyorsunuz.
Kıymetli
milletvekilleri, Marmara Bölgemizin başına bela olmuş müsilajda
bile görüyoruz ki büyük bir çaba, teknolojik destekle seferberlik hâlinde
çözüme gidilmesi gerekirken sonuç yine hüsran.
Komisyondaki yasa
düzenlemesine baktığımızda gördük ki yine atılan
taş ürkütülen kuşa değmemiş. Madem
alacağınız tek önlem 4-5 kanun maddesinde basit
değişiklikler yapmaktı, neden dört aylık bir Komisyon
çalışması yapıp 570 sayfalık bir rapor
hazırlandı? Kanunu çıkarırken bari Komisyon raporunu
okusaydınız, onu da yapmadınız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun,
toparlayın.
ZEKİ HAKAN SIDALI
(Devamla) Gerçekten soruyorum: Kanun yapıcılar olarak elinizden
gelen bu kadar mı? İnsan ve ihmal kaynaklı her sorun çevremizi
geri dönüşü olmayan dertlere, yeni çevre krizlerine sürüklüyor. Telafi
niyetine yaptığınız çalışmalar kâğıt
üstünde kalıp bizi çözümden daha da uzaklaştırıyor.
Neticesinde, mevzuat ve yönetim hatalarıyla bezeli denetimden uzak bir
sistem karşımıza çıkıyor. Bu sarmaldan çıkmak
için ihtiyacımız olan yegâne şey gerçek bir zihniyet
değişikliğidir. Ama memleketimiz merak etmesin, iyi bir
iktidarda insanıyla, doğasıyla çevre günlerini
layıkıyla kutlamaya az kaldı diyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Vecdi Bey,
buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdunun, TÜRKİŞin
mayıs raporuna ilişkin açıklaması
VECDİ GÜNDOĞDU
(Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
AKP'nin zam işkencesi
sürerken TÜRKİŞin mayıs raporunda açlık
sınırı 6.017, yoksulluk sınırı 19.602 liraya
yükseldi. Asgari ücretli 4.253, öğretmen 6.340, hâkim-savcı 12.500,
uzman doktor 13.300 lira maaş alıyor. AKP sayesinde güzel ülkemizde
doktor, hâkim, öğretmen yoksulluk sınırı altında;
asgari ücretli ise açlık sınırı altında. Her dakika
fakirleşen çalışanlarımızın hayallerini
çaldılar. Doktor, hâkim, öğretmen, asgari ücretli her ay
maaşının yüzde 10unu tasarruf yapsa 1 milyonluk evi uzman doktor
altmış beş yılda, hâkim-savcı altmış yedi
yılda, öğretmen yüz otuz bir yılda alabiliyor. Onun için diyoruz
ki: Güzel bir ülke için bize katılın. (CHP sıralarından
alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
2.-
Osmaniye Milletvekili Baha Ünlünün, Osmaniyenin yaylalarında
yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı
konuşması
BAŞKAN Gündem
dışı ikinci söz, Osmaniyenin yaylalarında yaşanan
sorunlar hakkında söz isteyen Osmaniye Milletvekili Baha Ünlüye ait.
Buyurun Baha Bey.(CHP
sıralarından alkışlar)
BAHA ÜNLÜ (Osmaniye)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçim bölgem Osmaniye'nin
Zorkun ve çevre yaylalarında yaşayan
vatandaşlarımızın yaşadığı sorunla
ilgili gündem dışı söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Yaylacılık, Türk
kültürünün kendine has yanlarından biridir. Tarım ve
hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız yaz
mevsimlerinde yüksek yerlere ve yaylalara, kışın ise düz ovalara
göç etmeyi tercih etmişlerdir. Özellikle Akdeniz Bölgesinde halkın
büyük çoğunluğu yılın en az dört ayını yüksek
kesimlerde, nemden uzak ve serin yaylalarda geçirmektedir. Osmaniye'de de
nüfusun büyük bir çoğunluğu havaların ısınmasıyla
yaz aylarını yaylalarda geçirmektedir. Örneğin, yaz mevsiminde
en büyük yaylamız Zorkun Yaylası'nın nüfusu yakın
yaylalarla birlikte 100 binin üzerine çıkmaktadır.
Yıllardır yerleşim yeri ve yayla olarak kullanılan Zorkun
Yaylası ve hemen yakınlarında bulunan Büyük Küreci, Mitisin, Dervişpınarı
ve Olukbaşı yaylalarında yaşayan
vatandaşlarımız sahip oldukları yayla evleriyle ilgili
büyük sıkıntı yaşamaktadır. 2005 yılına
kadar Osmaniye merkez Küllü köyü sınırları içinde ve belediye
mücavir dışında olan yaylalarda yapılan hizmetler dernekler
marifetiyle sürdürülürdü fakat 2005 yılından sonra Osmaniye
Belediyesi bu yaylaları merkez Dereobası köyünün
sınırları içine almış ve belediye mücavir alanı
sınırlarına dâhil etmiştir.
Daha sonra Zorkun ve
diğer yaylalarda orman kadastro çalışmalarına
başlanmıştır. Bu kadastro çalışmalarında,
1950 yıllarında çekilen hava fotoğrafları ve bu
fotoğraflara göre 1956 yılında yapılan 1/25.000 ölçekli
haritalardan yararlanılmıştır. Eski ve geçerliliği
olmayan bu haritaların hata payı çok yüksektir, yıllar
içerisindeki yerleşim durumu ve fiziki değişiklikler göz önüne
alınmamıştır. 2007 yılında orman kadastro
çalışmalarında orman alanından çıkarılan yerler
için tapulama çalışmaları başlatılmış,
yaylalarımızın toplam yüz ölçümü
7 Mart 2013 tarihinde Resmî
Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Devlet Ormanlarındaki
Yayla Alanlarının Tespiti ve İdaresi Hakkında Yönetmelike
göre, orman alanında kalan yayla evleri Osmaniye Orman idaresi adına
demirbaş kaydı yapılarak sabit kıymet statüsüne alınmıştır.
2015 yılından itibaren de yüzyıllardır aynı evde oturan
vatandaşların, dişinden tırnağından
artırarak kendi emeği ve parasıyla yapmış
oldukları evler asıl sahiplerine kiraya verilmeye
başlanmıştır. Yıllık kira bedeli hesaplaması
için Adana ili yaylalarındaki betonarme ve lüks villa tipi evler için
belirlenen metrekare birim kira bedelleri örnek alınmıştır
fakat Zorkun Yaylasında bulunan ve yüzde 90ı yığma briket
ve ahşap türü malzemeyle yapılan yayla evleri için bu kira bedelleri
çok yüksektir. İlk başlarda, vatandaşlarımız, Orman
idaresiyle ters düşmemek ve ata yadigârı evlerinden ayrılmamak
için kiralarını ödemişlerdir fakat her yıl kiraların
TEFE-TÜFE ve yeniden değerleme oranları ölçüsünde
artırılması sonucu başlangıçtan bu yana kira bedelleri
yüzde 300, yüzde 400 artmıştır. Bu sebeple,
vatandaşlarımız kiralarını ödeyememiş ve
mağdur olmuşlardır. Kiralarını ödeyemeyen
yaylacıların borçları birikmiş, faizle karşı
karşıya gelmişler ve ilgili idareyle icralık duruma
düşmüşlerdir. Bugün itibarıyla yüzlerce icra dosyası
vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BAHA ÜNLÜ (Devamla)
Teşekkür ederim.
Bu sebeplerle, 2021 tarihinde
Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kanununun ek
16ncı maddesi kapsamında orman sınırları
dışına çıkarılma işlemleri Osmaniyedeki yaylalarımız
için de uygulanmalı, vatandaşlarımızın kira ve faiz
borçları silinmeli ve tüm icra dosyaları geri çekilmelidir diyor,
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündem
dışı üçüncü söz, İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonunun İsveç ziyareti
hakkında söz isteyen Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim
Yurdunusevene aittir.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.-
Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunusevenin, İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt
Komisyonunun İsveç ziyaretine ilişkin gündem dışı
konuşması
İBRAHİM
YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna
bağlı olarak çalışan Hükümlü ve Tutuklu Haklarını
İnceleme Alt Komisyonu olarak İsveçe yaptığımız
ziyaretle ilgili gündem dışı konuşma talep etmiş
bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve ekranları
başında bizleri seyretmekte olan tüm aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Komisyon Başkanı olarak bulunduğum Hükümlü ve Tutuklu
Haklarını İnceleme Alt Komisyonunda AK PARTİ adına Van
Milletvekilimiz Osman Nuri Gülaçarla, Cumhuriyet Halk Partisi adına Ankara
Milletvekilimiz Ali Haydar Hakverdiyle, Halkların Demokratik Partisi
adına Mersin Milletvekilimiz Fatma Kurtulan'la ve Milliyetçi Hareket
Partisi adına İstanbul Milletvekilimiz Memet Bülent Karataş
Bey'le İsveç'e bir dizi ziyaret gerçekleştirdik. Bu ziyaretimiz
esnasında İsveç Parlamentosu Adalet Komisyonuna, Adalet
Bakanlığı temsilcilerine, Uppsala Denetimli Serbestlik Kurumuna,
Sollentuna Tutukevine ve Österaker Yüksek Güvenlikli İnfaz Kurumuna bir
dizi ziyaret gerçekleştirdik. Burada yaptığımız
tespitleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
özellikle İsveç'te son dönemde, organize suçlar başta olmak üzere suç
istatistiklerinde bir artış olması hasebiyle hem suçlular için
öngörülen cezaların arttırılması hem de bunun sonucunda
Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde aşırı bir doluluk
vardır, yüzde 104 civarında bir dolulukla çalışmaktalar.
İsveçte ceza infaz kurumlarının ve tutukevlerinin iyi
işleyen kurumlardan olduğunu ancak mükerrer suçluluğun hâlen bir
sorun olarak varlığını devam ettirdiğini, öyle ki ceza
infaz kurumlarında çok farklı iyileştirme programları
olmasına rağmen hâlâ mükerrer suçların önüne geçemediklerini
tespit etmiş bulunmaktayız.
İsveç'te ceza siyaseti
bakımından hapis cezasının tek yöntem olarak
görülmediğini, denetimli serbestlik tedbirinin de etkin bir yöntem olarak
kullanıldığını tespit ettik.
İsveç'te suç işleme
yaşının gün geçtikçe düştüğü, İsveç Ceza
Kanunu'na göre suç işleme yaşı 15 olmasına rağmen suç
işleme yaşının 10a kadar düştüğü de belirtilmiştir.
Adalet
Bakanlığına bağlı olarak görev yapan İsveç Ceza
İnfaz Kurumu ve Denetimli Serbestlik Kurumu, tutukevlerinin ve ceza infaz
kurumlarının idaresinden sorumlu birimdir. Ancak çocuk ve genç
tutuklu hükümlülerin barındırıldığı ve korunduğu
kurum da Aile Bakanlığına bağlı çalışmakta.
Yine incelemenin
yapıldığı tarih itibarıyla, verilen bilgilere göre,
ceza infaz kurumlarında 5.687 hükümlü, tutukevlerinde de 2.335 tutuklu
bulunmaktadır, ayrıca denetimli serbestlikten de 12.483 kişi
yararlandırılmaktadır. Kurumda bulunan Müslüman hükümlüler için
maalesef helal et kesimi bulundurulmamaktadır.
Kurumda tek tip kıyafet
uygulaması geçerlidir ve bu bütün hükümlüler bakımından da
uygulanmaktadır.
Kurum dışına
herhangi bir sevk olması hâlinde hükümlülere 3 güvenlik personelinin
eşlik ettiği bize bildirilmiştir. Yine, kurum güvenliğinin
sağlanması amacıyla odalarda, tek kişi kalınan odalar
dahi olsa günde 5 defa sayım yapıldığı bize
belirtilmiştir ki bunun sebebini sorduğumuzda kişinin
güvenliğiyle ilgili olduğu söylenmiştir. Yine, tekli odada kalmayanların
sosyalleşmesi adına, günde 1 defa, birlikte -burada bulunan
vekillerimiz de görmüştür- teras katında bulunan yaklaşık 3
metreye
Göçmenler için
Herhangi bir
suç işlenmesi hâlinde tutukevlerinde tutulmakta eğer deport
kararı verilmişse de yine bu tutukevinde kalmaya devam etmektedir ama
bizde, bildiğiniz gibi, Türkiyede göçmenler ayrı bir büroda
bekletilmekte, oradan deport edilmektedir.
Ayrıca, tek kalınan
odalarda bağımsız olmayan tuvalet ve banyo bulunmakta; güvenlik
amacıyla yerleştirilen aynanın bu alanı gördüğü, net
olarak gördüğü bizce tespit edilmiştir. Buna yine kendilerine göre
sebep olarak da güvenliği söylemişlerdir.
Tutukevine girişlerde
x-ray cihazıyla arama yapılmakta. Yine, çıplak arama tutuklu
tamamen çıplak hâle getirilmek yoluyla yapılmakta, daha sonra x-ray
cihazından geçirilmekte. Hükümlüler için ise yine ilk girişte çıplak
arama yapıldığı -özellikle sorduk, üzerine basa basa
sorduk- tamamen çıplak arama yapıldığı, üzerine örtü
dahi verilmediği bize beyan edilmiştir.
İşin bir başka
yönünü de sizlerle burada paylaşmak istiyorum. Bir başka önemli
şey daha bence burada riskli gruplar dediğimiz gruplar, mesela
uyuşturucudan yatan suçlulara gelen ziyaretçiler de aynı yöntemle
yani çıplak olarak aranmaktadır ki bu da bize çok garip
gelmiştir.
Ayrıca, son dönemde
özellikle Danimarkalı ırkçı politikacı Paludanın
Kur'an-ı Kerim yakma eylemleri, teşebbüsleri olduğunu -biz
oradayken de yaşandı- bunların tüm Müslümanlara ve İslam'a
karşı bir eylem olduğunu ve bu eylemlerin de kabul edilmesinin
mümkün olmadığını, bu eylemlerin sadece Müslümanlara ve
İslam'a karşı olması nedeniyle kabul edilemez
olduğunu, aksine diğer dinlere ve diğer insanların kabul
ettiği kutsallara karşı yapılması hâlinde de bizce
kabul edilemeyeceğini özellikle orada belirttik ve bunu da kabul
etmediğimizi beyan ettik.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
İBRAHİM
YURDUNUSEVEN (Devamla) Teşekkür ediyorum Başkanım.
İfade özgürlüğü
adı altında İsveç'te PKK-YPG, DHKP-C vesaire; tüm
versiyonlarının, terör örgütü mensuplarının
barındırıldığını ve terör seviciliği
yapıldığını da gördük. Bu nedenle İsveç'in
koynunda bir yılan beslediğini, günü gelince bu yılanın da
onları sokacağını özellikle buradan belirtmek istiyor, Gazi
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi, sisteme giren ilk 20 milletvekilline yerlerinden
birer dakika süreyle söz vereceğim.
Sayın Kayan
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
2.-
Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın, Trakyada ayçiçeği
tarımı yapan çiftçilerin sorunlarına ilişkin
açıklaması
TÜRABİ KAYAN
(Kırklareli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Nisan ayı başında
ekilen ayçiçeklerinin toprak üzerine çıkmasından itibaren, halk
dilinde köse diye adlandırılan, yeşil yaprakların ve
bitkinin uç kısımlarının büzülerek bozulması
ayçiçeği tarımı yapan çiftçilerimize büyük zarar vermiştir.
Trakya'da yaklaşık 30 bin dekar saha yeniden ekilmektedir. Tohum
şirketlerinin ilgilenmemesi, hükûmetlerin soruna eğilmemesi
çiftçilerimizi kara kara düşündürmektedir. Çiftçilerimiz bozulan
ayçiçeklerini yeniden ekmek zorunda kalmışlardır, yeniden 10
milyon Türk lirası masraf etmektedirler. Çiftçimiz bu hâldeyken ne Trakya
Birlik yanlarında ne Tarım Bakanı yanlarında ne de Hükûmet
yanlarında. Çiftçilerimizi bu şekilde, tohum üreten şirketlerin
eline teslim etmek, insafına teslim etmek hükûmetlere de Türkiye'ye de
yakışmıyor. Bunlarla bir anlaşma, bir sözleşme mutlaka
yaparak bu çiftçinin zararını Hükûmet tazmin etmek mecburiyetindedir
diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Taşkın
3.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Atatürk
Havalimanı Millet Bahçesine ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Atatürk Havalimanı
Millet Bahçesine ilk fidanlar Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan ve eşi Hanımefendi Emine Erdoğan
tarafından dikildi. Tamamlandığında Türkiyenin en büyük,
dünyanın ise 5inci büyük parkı olacak Atatürk Havalimanı Millet
Bahçesi, İstanbulun 1453te fethini simgeleyen 145.300 ağaç
dikilmesiyle birlikte İstanbulun en çok ihtiyaç duyulan yeşil alan
eksikliğini de giderecek bir proje. 5 milyon metrekarenin üzerindeki alan
spordan pikniğe, kitap okumadan yürüyüşe, fuardan müzeye kadar her
türlü faaliyetin yürütülebileceği bir
alan olacak; yaşlılardan çocuklara herkese hitap eden, günde 1 milyon insanın
yararlanabileceği bir yer hâline gelecek; AK PARTİ olarak,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
güçlü liderliğinde yapımına başlanan, milletçe
kullanacağımız bir eser olacak.
Atatürk Havalimanı
Millet Bahçesinin İstanbul halkına ve ülkemize hayırlı
olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Barut
4.-
Adana Milletvekili Ayhan Barutun, Tarım ve Orman
Bakanlığının açıkladığı kadro
sayısının yetersizliğine ilişkin açıklaması
AYHAN BARUT (Adana)
Sayın Başkan, tarım, ülkemizin geleceğidir. Tarımsal
üretimin sürdürülebilirliği, üretim güvenliği, çiftçinin yüzünün
gülmesi ve ekonomik kalkınmanın sağlanması için tarıma
gereken önem verilmelidir. Çok stratejik bir sektör olan tarımda eğer
planlı ve ulusal politikalar belirlenmezse geleceğimiz tehlike
altındadır. Tarımın tüm bileşenleriyle istenilen
noktaya taşınması için ziraattan gıdaya,
balıkçılıktan hayvancılığa her alana titizlikle
eğilmek gerekiyor. Bakanlık bünyesinde yeterli sayıda kadrolu
ziraat, gıda, su ürünleri, balıkçılık teknolojisi
mühendisi, veteriner hekim, tekniker ve teknisyen istihdamı
şarttır ancak ne hikmetse, tarımda atama bekleyen on binlerce
ziraat, gıda, su ürünleri, balıkçılık teknolojisi
mühendisi, veteriner hekim, tekniker ve teknisyen varken
Bakanlığın açıkladığı kadro sayısı
oldukça yetersizdir. Tarım ve Orman Bakanlığının
şekilsel atamalarına itirazımız var. Bu kararı revize
edin, yeterli sayıda atama yapın; sözleşmeli değil kadrolu
atamayı sağlayın.
BAŞKAN Sayın
Arslan
5.-
Tokat Milletvekili Mustafa Arslanın, Türkiye ekonomisinin büyüme trendine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Küresel ekonomide son dönemde
yaşanan olumsuzluklara rağmen Türk ekonomisi 2021 yılında
yüzde 11 büyümeyi yakalamıştır, 2022nin ilk çeyreğinde de
güçlü büyüme performansı devam etmektedir. Türkiye ekonomisi güçlü büyüme
trendini sürdürmeye devam ederken yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3
büyüme sağlandı. Sanayide çarklarının
hızlanmasıyla yılın ilk 3 ayında beklentilerin
üzerinde büyüme gerçekleşti. TÜİKin açıkladığı
bu yılın ilk çeyreğine ilişkin gayrisafi yurt içi
hasıla sonuçlarına göre, bu yılın ilk çeyreğinde geçen
yılın aynı dönemine göre yüzde 7,3 artış gösterdi. Bu
verilerin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını
diliyorum. AK PARTİ olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde Türkiye ekonomisini
üretim, istihdam ve ihracatla büyütmeye devam ediyoruz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Kılavuz
6.-
Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, Raziye Oskayın katil
zanlısının yargılanması esnasında sarf ettiği
sözlere ve Gaziantepte engelli, yaşlı bir kadına yönelik
gerçekleştirilen saldırıya ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Mersin'imizin Toroslar
ilçesinde, henüz hayatının baharındayken,
ayrıldığı nişanlısı tarafından sokak
ortasında 11 kurşunla canice katledilen Raziye Oskay
kardeşimizin katil zanlısının yargılanması
esnasında insanlıktan nasibini almamış canavarın
aileye başsağlığı dilemesi tam anlamıyla
kalleşlik ve rezalettir. Bu caninin en ağır cezayı
alması ve bir daha gün yüzü görmemesi ise beklentimizdir. Ailenin
acısını yürekten paylaşıyorum, Cenab-ı Allah
sabırlar versin.
Ayrıca, Gaziantep'te
engelli, yaşlı bir kadına yönelik gerçekleştirilen
saldırı kendisine insanım diyen hemen herkesin yüreğini
yakmış, ciğerini dağlamış, vicdanını
kanatmıştır. Bu saldırıyı gerçekleştiren
aşağıların aşağısı iblisin hak
ettiği cezayı alması, böylesi menfur saldırıların
bir daha yaşanmaması en büyük temennimizdir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Arkaz...
7.-
İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, 31 Mayıs Dünya Sigara
İçmeme Gününe ilişkin açıklaması
HAYATİ ARKAZ
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
31 Mayıs, sigaranın
zararları konusunda farkındalık oluşturmak, sigara
kullananlara bırakmaları için bilinç kazandırmak amacıyla
Dünya Sağlık Örgütü tarafından Dünya Tütünsüz Günü olarak ilan
edilmiştir.
Sigara dumanı içinde
bulunan kimyasal maddeler nedeniyle, kalp, damar ve akciğerlerde
çeşitli hastalıklar meydana gelmektedir. Her yıl Türkiye'de
yaklaşık 150 bin vatandaşımız ve dünyada 7 milyondan
fazla insan sigaradan dolayı hayatını kaybetmektedir.
31 Mayıs Dünya Sigara
İçmeme Günü vesilesiyle herkesi sigaradan uzak durmaya davet ediyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Kenanoğlu
8.-
İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlunun, Gezi direnişinin
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, evet, Gezideydik, ben de
oradaydım. Ağaçlar, nehirler, dağlar kardeşim olduğu
için ben de Gezideydim. Düşüncemi özgürce söyleyebileyim diye ben de
oradaydım. Birlikte eylemenin, dayanışmanın
güzelliğini yaşamak için ben de Gezideydim. Kimse kız
kardeşimin ne giyeceğine, kaç çocuk doğuracağına,
gülüp gülmeyeceğine karışmasın diye ben de Gezideydim.
Yaşadığım şehir beton ormanına dönmesin diye
Gezideydim. Barış içerisinde yaşamak istediğimiz için
hepimiz oradaydık.
Gezi direnişçilerinin 7
maddelik talebi toplumun özlemleri ve talepleridir. Direnişin yıl
dönümünde Gezi direnişçilerini selamlıyorum, yaşamını
yitirenleri de saygı ve minnetle anıyorum. Onları
unutmayacağız, unutturmayacağız.
BAŞKAN Sayın
Aycan
9.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, 1-7 Haziran Çevre
Haftasına ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, 1-7 Haziran Çevre
Haftası'dır.
İnsanın kendisi
dışındaki her şey çevresinin ögesidir, çevresini
oluşturur. Fiziksel, biyolojik ve sosyal çevre, insan
sağlığı üzerine direkt etkilidir. Çevre, insan sağlığını
belirleyici faktördür. İnsanda görülen hastalıkların yüzde
90ı çevresel faktörlere bağlıdır. Çevreyi kirletmemek ve
çevrenin insan sağlığına olumsuz etkisini önlemek gerekir.
Çevremiz her yönüyle sürekli kirlenmektedir. Hava kirliliği, su
kirliliği, toprak kirliliği artarak devam etmektedir. Hava
kirliliği, küresel ısınma, iklim değişikliği çok
tehlikeli bir süreçtir. Hava kirliliği olan bir yerleşim yerinde
hastalıkların yüzde 25i hava kirliliğine
bağlıdır. Çevre konusunda her birey ve her kurum daha
duyarlı olmalı ve çevreyi kirletmemelidir, çevrenin insan
sağlığı üzerine olumsuz etkilerini önlemeliyiz. Çevre
kirliliğini önlemek için çevreyi kirletenlere en ağır cezalar
verilmelidir. Yaptırımları taviz vermeden
uygulamalıyız.
Saygılarımla.
BAŞKAN - Sayın Gül
Yılmaz.
10.-
Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmazın, CHPli Bolu Belediye
Başkanının Meclis toplantısı esnasında AK
PARTİli kadın Belediye Meclisi üyesine sarf ettiği sözlere ve
Cumhurbaşkanının grup toplantısında Kemal
Kılıçdaroğluna yönelttiği sorulara ilişkin
açıklaması
ZEYNEP GÜL YILMAZ (Mersin)
Her daim kadınların karar alma mercilerinde yer alması
gerektiğinden bahseden CHP, CHP'li Bolu Belediye Başkanının
Meclis toplantısı esnasında söz almak için el kaldıran Belediye
Meclisi üyemize Bana el sallama Hanımefendi, ben evli bir adamım.
şeklindeki utanmaz ve hadsiz cevabına sessiz
kalmıştır. Özellikle, kadın vekillerinden de tek bir
kınama dahi gelmemiştir. Bu yaman çelişki işlerine
geldiği gibi bazen ağaç, bazen sanatçı, bazen çocuk, bazen de
kadında yaşanmaktadır. Belediye Başkanının bu
ahlaksız tavrını ve partisinin ikiyüzlü tutumunu şiddetle
kınıyorum.
Bir de bugün grup
toplantımızda, Sayın Cumhurbaşkanımızın
Kılıçdaroğlu'nun anlayacağı şekilde tane tane ve
madde madde sorduğu sorulara en kısa zamanda cevap beklediğimizi
ifade ediyor, saygılarımı sunuyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Yani
siz
Burada söylenir mi o?
(AK PARTİ ve CHP
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN - Sayın
Özgüneş...
11.-
Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneşin, polisin Güçlükonak ilçesi
HDP Eş Başkanına yönelik tutumuna ve dün gözaltına
alınan HDPli yöneticilere ilişkin açıklaması
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Teşekkürler Başkan.
İki gün önce Güçlükonak
ilçemizin HDP Eş Başkanı ilçe girişinde polislerce
durduruluyor ve kendisine her türlü hakaret ediliyor, tartaklanıyor ve
şu söyleniyor: İstediğiniz yere gidin, bizi şikâyet edin.
Bu bir.
İkincisi: Dün 5
yöneticimiz gözaltına alındı, mesele basın
açıklaması yapmaktı, bugün serbest bırakıldı.
(AK PARTİ ve CHP
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, lütfen müdahale eder misiniz.
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) - Şimdi, Şırnak ilimizde şöyle bir gerçekliği
yaşıyoruz: Bu bir keyfiyet meselesine dönüştü, bunun önlenmesi
gerekiyor: İnsanlara sıkıntı vermek bir hobiye
dönüşmemelidir. Bu polislere mutlaka bir şey söylenmeli, bu kadar
keyfiyet olmaz. Her gün aynı şeylerle karşı
karşıya geliyoruz.
(AK PARTİ ve CHP
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Sayın
Karaduman
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, insanların ne
konuşacağına sayın milletvekili mi karar veriyor burada?
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Hakaret etti.
MAHİR POLAT (İzmir)
Hakaret etmemelerini de istiyoruz tabii ki.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Arkadaşlar, hakaret varsa hakaretin
karşılığı İç Tüzüktür.
BAŞKAN Sayın
Karaduman, buyurun, baştan söz veriyorum.
12.-
Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın, şeker ithalatına
ilişkin açıklaması
ABDULKADİR KARADUMAN
(Konya) Ülkemizin millî serveti olan şeker fabrikalarını haraç
mezat sattınız, şimdi de Şeker bulamıyoruz, ithal
edeceğiz. diyorsunuz. Yapacağız. dediğiniz şeker
ithalatının tutarı 260 milyon dolar. Tek seferde şeker
ithalatı için ayırdığınız bu paraya 4 tane
şeker fabrikası sattınız. Dünya ülkeleri tahıl stoku
yapıyor, yeni üretim stratejileri geliştiriyor, ihracatı yasaklıyorken
biz son sürat ithalat yapmaya devam ediyoruz. Bu akıl dışı
uygulamalarla ülkede çiftçiyi de tüketiciyi de perişan ettiniz. Yoksulluk
da bugün dışa bağımlı hâle getirilmiş
olmamız da tesadüf değil yanlış adımların birer
sonucudur. İthalata dayalı bu politikalarla yürüdüğünüz yol
çıkmaz sokaktan başka bir şey değildir, ne olur bu yoldan
bir an önce geri dönün.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, zaten milletvekilimizin bir dakikalık konuşması
var, bağırarak çağırarak sabote etmeyin ya.
Arkadaşımız bir şeyler söyledi, ben anlamadım bile.
Biraz evvel söyleyenden de bir şey anlamadım. Bu laf atmalardan
vazgeçelim arkadaşlar.
MAHİR POLAT (İzmir)
E, tamam, kötü söz sahibine aittir diyelim, geçelim Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Durmuşoğlu
13.-
Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, Zorkun Yaylası ve
tüm Türkiyedeki yaylacılıkta karşılaşılan
sorunlarla ilgili AK PARTİ Hükûmetinin yaptığı düzenleme ve
görüşmelere ilişkin açıklaması
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Teşekkürler Sayın
Başkanım.
Çukurovada havaların
çok sıcak olması nedeniyle bölgemizde yaylacılık kültürü
gelişmiştir. Osmaniye ilimiz de bunlardan bir tanesidir.
Osmaniyemizde 30 adet yayla alanı ilan edilmiştir. Bunlardan da en
fazla kullanılan Zorkun Yaylasıdır. Zorkunla ilgili olarak,
biz, tüm Türkiyedeki yaylacılıkta karşılaşılan
sorunlarla ilgili olarak, ilk defa AK PARTİ hükûmetleri döneminde bir
yasal düzenleme yaptık. Bu çerçevede, 6292 sayılı
Devlet
Ormanlarındaki Yayla Alanlarının Tespiti ve İdaresi
Hakkında Yönetmelik yayınlandı. Bu yönetmelik belki vatandaşların
taleplerini karşılamamış olabilir; kira, elektrik ve
benzeri konularda şu anda bizim görüşmelerimiz devam ediyor. Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, ayrıca Enerjisa
Toroslar Elektrik Dağıtımla ilgili görüşmelerimiz devam
ediyor. İnşallah, en kısa sürede vatandaşlarımızı
rahatlatacak bir çözüm üretmeye çalışıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Kemalbay Pekgözegü, buyurun.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Teşekkürler.
Sayın Başkan,
cezaevlerinde
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Ayrıca, Zorkun
Yaylasının sıcak asfalt yolunun ihalesi de 18 Mayısta
yapıldı.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Ne oluyor ya!
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Onun da hemşehrilerimize
hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sizin
hakkınızı gasbetti.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Alışmışlar gasbetmeye zaten Başkan
ya.
BAŞKAN Yok, yok tamam.
Buyurun, size söz veriyorum
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Tamam, konuşmasını tamamlamış
Sayın Başkan.
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Teşekkür ederim, bağlamış
olduk, sağ olun.
BAŞKAN Sayın
Pekgözegü, buyurun.
14.-
İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegünün, cezaevlerindeki hak
ihlallerine ilişkin açıklaması
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Teşekkürler Sayın Başkan.
Cezaevlerinde çıplak
arama dayatması , işkence, kötü muamele, özel alanların
kamerayla gözetlenmesi, hasta mahpusların ölüme terk edilmesi gibi
ağır hak ihlallerine, sorunlara çözüm aramak bu Meclisin görevi
değil midir? Kırıklar Cezaevinde yatan Onur Yılmaz, Seni
bitireceğim. diyen Birinci Müdür Haydar Ali Ak tarafından tehdit
edilmiştir. Onlarca şikâyet aldığı hâlde bu Müdür
neden korunuyor? Onur Yılmaz sesini size duyurmak için on altı gündür
ölüm orucundadır; tuz, su ve şekerden başka bir şey
almıyor. Bu Meclis Onur Yılmazın yaşam hakkını
koruyacak mıdır?
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın
Özkan
15.-
Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, 1-7 Haziran Çevre Haftasına
ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin)
Teşekkürler Sayın Başkan.
İnsanlık için tüm
unsurlarıyla doğanın korunması bir tercih değil, bir
zorunluluktur. Çevrenin korunması, bütün bireylerin, bütün ülkelerin ve
bütün insanlığın ortak meselesidir. Türkiye olarak
doğayı koruyan, çevre kirliliğini önleyen ve çevre bilinci
kazandıran çalışmalarda öncü bir rol üstleniyoruz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde, son yirmi yılda ülkemizde ağaçlandırma
yapılan alan miktarını 3 katına, orman
varlığımızı ise 23 milyon hektara çıkarttık.
Hem ülkemizi hem de dünyayı daha yaşanılabilir ve temiz çevreyle
buluşturmak için çalışmaya devam edeceğiz.
Çevre Haftası
vesilesiyle, bize emanet edilmiş çevrenin ve doğal zenginliklerimizin
korunması konusunda herkesi duyarlı olmaya davet ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Karahocagil
16.-
Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagilin, 2022 yılı
itibarıyla AK PARTİ Hükûmeti lideri Recep Tayyip Erdoğan
önderliğinde gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin
açıklaması
MUSTAFA LEVENT
KARAHOCAGİL (Amasya) Teşekkür ederim Başkanım.
2022 yılı
itibarıyla AK PARTİ
Hükûmeti lideri Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde
gerçekleştirilen çalışmaları anlatmaya devam ediyorum.
Türkiyenin ilk yerli elektrikli otomobili TOGGtur. Önümüzdeki sene
başından itibaren seri üretime geçecek olan TOGGun çevrenin
korunmasına yapacağı katkı da açıkça ortadadır.
Yerli otomobilimiz TOGG başta olmak üzere yüksek hızlı şarj
istasyonlarının yaygınlaştırılması konusunda
yeni adımlar atıyoruz. 81 ilimizin tamamında 1.500den fazla
yüksek hızlı şarj istasyonu kurulmasına yönelik
çalışmalar devam ediyor. 300 milyon liralık bir destekle bir
yıl içinde ülkemizde yaygın ve yüksek hızlı şarj
altyapısı kurulmasını sağlayacağız.
Milletimizin boş tartışmalara, yalanlara, iftiralara,
polemiklere, çıkar hesapları güden sahte dostluklara ihtiyacı yok.
Bizim işimiz, varsa yoksa üretmek, hizmet etmektir.
BAŞKAN
Sayın Karaman.
17.-
Erzincan Milletvekili Süleyman Karamanın, Atatürk Havalimanı Millet
Bahçesine ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN
KARAMAN (Erzincan) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Devlet Bahçeli ve yüz binlerce
kişinin katılımıyla pazar günü gerçekleştirilen
törende İstanbul'un fethini temsilen Atatürk Havalimanı Millet
Bahçesine -5 milyon 61 bin metrekarelik alana- 145.300 tane ağaç
dikiminin gururunu yaşadık. Dünyanın en büyük 5inci şehir
parkı olacak bu muhteşem esere destek veren başta
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak
üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanımız Sayın Murat Kurum'a ve emeği geçen herkese
teşekkür ediyorum. İçerisinde uçak pisti, metro hattı, hemen
yanında Marmaray'ın bulunduğu ve her yere kara yolu ve deniz
yolu ulaşımı olan millet bahçemizin vatanımıza, milletimize
hayırlı olmasını diliyorum.
Atatürk
Havalimanı'nda tüm peronlar, hangarlar ve binalar restore edilecek, ulusal
ve uluslararası fuarlara ev sahipliği yapılacak.
BAŞKAN Sayın
Ekinci
18.-
Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, Sivasın köylerine yapılacak
hizmetlere ilişkin açıklaması
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Teşekkür ediyorum Kıymetli Başkanım.
17 ilçe, 7 belde, 1.234 köy,
677 mezrasıyla yerleşim yeri olarak Türkiye'nin 1inci, yüz ölçümü
olarak da 2nci ili olan sultan şehrimiz Sivas'ımızda sadece il
merkezimize değil köylerimize de hizmet etmeye devam ediyoruz. Bu
çerçevede, 2022 yılı için İl Özel İdaremizin 240 milyon
liralık bütçesinin yanı sıra KÖYDES'ten gelen 82 milyon TL'lik
bütçe de köylerimize hizmet için kullanılacaktır.
Yapılacak
hizmetlerimizin köylerimize hayırlı olması dileğiyle; bu
hizmetlerin sultan şehrimize tahsisinde başta Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere,
bakanlarımıza, Grup Başkanımız İsmet
Yılmaz'a, milletvekillerimize ve İl Genel Meclisimize teşekkür
ediyor, şimdiden sultan şehrimiz Sivas'ımızın
köylerine ve hemşehrilerimize hayırlı olması
dileğiyle, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Şeker
19.-
Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin, Türkiyenin ve Kocaelinin
ihracat rakamlarına ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER
(Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
ülke genelinde gayrisafi yurt içi hasıla 2022 yılı birinci
çeyreğinde yüzde 7,3 artarak 2,5 trilyon TL olurken, ihracat 2022
yılı Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı ayının
aynı dönemine göre yüzde 21,6 arttı. Ocak-Nisan döneminde
yapılan ihracatın yüzde 94,5ini imalat sanayisi
oluşturmaktadır. Seçim bölgem Kocaeli'de nisan ayında ihracat
yüzde 41,7 arttı. 2022 yılı Ocak-Nisan döneminde ülke genelinde
yapılan toplam ihracat 83,5 milyar dolar olurken, Kocaeli'de 5,1 milyar
dolar oldu. Kocaeli, ülke genelinde yapılan toplam ihracatın yüzde
6sını yaparken iller arasında da 3üncü sırada yerini
aldı.
Üretime destek olan
Cumhurbaşkanımıza ve bakanlarımıza teşekkür
ediyorum. Başta Kocaeli'deki firmalar olmak üzere, üreten ve ihracat
yaparak ülke ekonomisini büyüten tüm işletmeleri tek tek tebrik ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Adıgüzel
20.-
Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzelin, sağlık alanında
yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu)
Kronik hastalığı bulunan hastaların ilaç
raporlarının sürelerinin uzatılması ve ilaçların da
doktor reçetesi olmadan yazılması işlemi bugün itibarıyla
sonlandırılmıştır. Hastanedeki kuyruklar sabah altıda
başlamaktadır. Çoğu yaşlı veya kronik
hastalığı nedeniyle düşkün durumda olan bu insanlara daha
fazla engel koymayın. Engelli vatandaşlar hem engelli raporu almak
hem de raporlarını yenilemek için kamu hastanelerinden randevu
alamamaktadır, ivedi çözüm gerekiyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu bir
genelge yayınladı, özel hastanedeki el okuma sisteminin yeniden
devreye alınacağını duyurdu ama şu anda bu sistemler
ilgili firmanın ilgilenmemesi nedeniyle çalışmıyor.
Bakanlık da Bana ne, yenisini al. diyor. Tanesi 3 bin dolar, Türkiyeye
maliyeti 600 hastanede yaklaşık 1 milyar TL. Yakında yüz
tanıma sistemine geçileceği söyleniyor, altı ay için sistemde bu
masrafa neden gerek duyuluyor? Yeni firmalarla ortaklığınız
mı var?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Şimşek
21.-
Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, geçen sene Mersinde yaşanan
orman yangınlarında evleri yanan ve hak sahipliği kazanamayan
vatandaşların taleplerine ilişkin açıklaması
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Sayın Başkan,
geçtiğimiz yıl Mersinde yaşanan orman yangınlarında
107 vatandaşımızın evi yanmış, hasar
görmüştür. Hasar tespit çalışmaları sırasında
Aydıncık merkez, Atatürk, Duruhan, Pembecik, Karaseki ve Yenikaş
köylerinde 41 vatandaşımız; Silifkenin Işıklı ve
Yeşilovacık köylerinde 5 vatandaşımız hak
sahipliği belgesi kazanmış ve bunlara ev yapılmasına
karar verilmiştir; diğer vatandaşlarımız tapu
sorunları ve miras meselesi yüzünden hak sahipliği
kazanamamışlardır. Yaz ayları boyunca, bu
inşaatların bir an önce ihalesinin yapılarak
vatandaşlarımıza kıştan önce bu evlerin teslim
edilmesi temennimizdir. Bakanlıklarımız -gerek
İçişleri gerek Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği- bugüne kadar birçok konuda
vatandaşlarımızın yarasını sarmak için destek
verdiler, verilen destekler için teşekkür ediyoruz. Hak sahipliği
kazanamayan bu vatandaşlarımıza da en azından başka
bir yerde ev yaptırabilmeleri için nakdî destek
sağlanmalıdır diyorum.
Tekrar bütün
hemşehrilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın
Özkan Yalım
22.-
Uşak Milletvekili Özkan Yalımın, Avrupaya açılan
sınır kapılarında uzun saatler bekleyen tır
şoförlerinin taleplerine ve güvenlik görevlilerinin görev yerlerinin
değişmesi sebebiyle yaşadığı mağduriyete
ilişkin açıklaması
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, ülke
dışına çıkan, ihracat rakamlarımızı
belirleyen nakliyat firmalarımız ve değerli şoför
arkadaşlarımız çok zor durumdalar. Avrupa'ya açılan
kapılarda bekleme süresi, özellikle Kapıkule Sınır Kapısı'nda
bekleme süresi yüz on saati bulmuştur. Şoför kardeşlerimizin bu
bekleme sürelerinin gerçekten bir an önce azaltılması gerekiyor.
İlgili bakanlıkları, özellikle Ulaştırma
Bakanlığını ve de Ticaret Bakanlığını
göreve davet ediyorum. Hem ihracatımızı belirleyen hem de bu
kadar zorluk içerisinde çalışmak zorunda kalan değerli
şoför kardeşlerimizin bugün saat 11.00de yapmış
oldukları basın açıklamasından da özellikle memnuniyet
duyduğumu belirtiyorum, ilgili bakanlıkları göreve davet
ediyorum.
Bunun yanında, 56 bin
güvenlik görevlimizin yer değişikliği gerçekleşecek. Özellikle
polislerimizin yer değişikliği sebebiyle doğudan
batıya geçmelerinden dolayı 40 bin ila 50 bin TL civarında
taşıma masrafları çıkmaktadır ancak Bakanlık
maksimum 10 bin TL taşıma ücreti vermektedir; bunun için
İçişleri Bakanlığını da göreve davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Metin İlhan
23.-
Kırşehir Milletvekili Metin İlhanın, Cacabey Gökbilim
Medresesindeki restorasyon çalışmalarına ilişkin
açıklaması
METİN İLHAN
(Kırşehir) Teşekkür ederim Başkanım.
Eğitimde
Kırşehiri sürekli üst sıralara taşıyan tüm
eğitim çalışanlarımıza teşekkür ederek sözlerime
başlamak istiyorum.
Kültür ve ilim şehri
olan Kırşehir'in merkezinde UNESCO Dünya Mirası Listesine de
alınan tarihî Cacabey Gökbilim Medresesi'nin iç duvarlarında
başlayan rutubet ve çürüme tehlikesi nedeniyle üç yıldır
restorasyon çalışmaları devam etmektedir. Konuyla ilgili
Vakıflar Genel Müdürü orijinalliği sağlamak adına bilim
heyeti oluşturduklarını da süreç içinde ifade etmişti ancak
bir türlü bitmeyen restorasyon çalışmaları ve orijinallikle
ilgili akıllarda soru işaretleri olması Kırşehirlileri
bir hayli tedirgin etmektedir. Bizler de süreç tamamlandıktan sonra
bağımsız uzman çevrelerden inceleme talep edeceğiz.
Astronot yerine Cacabey
kelimesinin kullanılmasını isteyen Sayın Bahçeli'nin de
konuya hassasiyet göstermesi yerinde olacaktır diye düşünüyorum.
Son olarak, Türkiye'nin ve
Kırşehir'in göz bebeği tarihî mirasımıza
yanlış uygulamalar yapılmışsa bunun hesabını
Kırşehirliler olarak sorumlulardan mutlaka soracağımızın
bilinmesini isterim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Aydın
Özer
24.-
Antalya Milletvekili Aydın Özerin, buğday üreticilerinin
mağduriyetine ilişkin açıklaması
AYDIN ÖZER (Antalya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Antalya'da buğday
hasadı başladı. Geçen yıllara göre rekoltede büyük
düşüş olacağını söyleyen çiftçimiz, buğday
alım fiyatlarının açıklanmasını bekliyor.
Sayın Tarım Bakanı da kalkmış Bizim buğday
sorunumuz yok. diyor. Tabii, biz de zaten en büyük sorunun süne
zararlısı olduğunu düşünüyoruz! Çiftçimize sorsan Ne
yüksek girdi maliyetleri ne hasadın başlamasına karşın
fiyat vermeyen TMO ne de dağ gibi biriken banka ve kredi borçları;
bizim asıl derdimiz, süne zararlısıdır. der! Çünkü süne,
başağın üzerine konar; önce, iğnesini buğday tanesine
batırır, buğdayı zehirler, parçalar; sonra da özünü içine
çeker. Halk dilinde sünenin salgıladığı enzime sünesinin
pisliği denilir. İşte, çiftçimiz de yaklaşık yirmi
yıldır bununla mücadele etmektedir, yoksa, tarlaya buğday
ekememek, ekse de gübre atamamak, atsa da alım fiyatlarının
düşük olması nedeniyle ektiğinden kazanamamak falan da
çiftçimizin derdi değildir!
BAŞKAN Sayın
Göker, sonradan farkına vardım söz talebiniz olduğunu.
Buyurun.
MEHMET GÖKER (Burdur)
Sayın Başkan, Sayın Başkanım
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET GÖKER (Burdur)
Sesimizi kısıyorlar efendim.
BAŞKAN Bir
sıkıntı var, dur bakalım.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Kısmaya devam ediyorlar!
MEHMET GÖKER (Burdur)
Divanın sesi kısılırsa artık
BAŞKAN Buyurun
Sayın Göker.
25.-
Burdur Milletvekili Mehmet Gökerin, elektrik ve doğal gaza gelen zamma
ilişkin açıklaması
MEHMET GÖKER (Burdur)
Sayın Başkanım, elektriğe mesken abonelerinin tarifesinde
yüzde 15, sanayide ticarethane abonelerinin tarifesine yüzde 25, yine
doğal gaza konutta yüzde 30 zam yapıldığı bir dönemde
esnafımızın pandemi döneminde çekmiş olduğu kredilerin
geri ödemesi Halkbank tarafından istenmektedir. Bu durumda bu zamlarla
mücadele eden esnafımız tabiri caizse belini yeni
doğrultmaktadır. Geri ödemelerin ileri bir tarihe sıfır
faizle ötelenmesi ve esnafımızın bir nebze daha olsun nefes
alması sağlanmalıdır. Bu konuda Hükûmeti göreve davet
ediyorum.
BAŞKAN Şimdi, söz
talep eden Grup Başkan Vekillerine söz vereceğim.
Buyurun Sayın
Başkan, Müsavat Bey.
26.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Rüzgârgülü
Projesine, Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı
büyüme ve enflasyon rakamlarına, geçim sıkıntısına ve
Recep Tayyip Erdoğanın Sayıştayın kuruluş
yıl dönümünde yapmış olduğu konuşmaya ilişkin
açıklaması
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Çok teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
Geçtiğimiz aylarda
açıkladığımız kırsal ve bölgesel
kalkınmayı geliştirecek, okul çağındaki
çocuklarımızın sağlıklı gıdaya erişimini
sağlayarak gelişimlerini güçlendirecek Rüzgârgülü Projemizi pilot
uygulama olarak Demrede faaliyete geçirdik. İYİ Partili Demre
Belediye Başkanımız 10 farklı okulda 152 okul öncesi
öğrencimize sağlıklı yemek kutularını
ulaştırdı. Hem çocuklarımızdan hem de ailelerinden çok
olumlu geri bildirimler aldık. İnşallah önümüzdeki ilk seçimde
Demrede hayata geçirdiğimiz Rüzgârgülü Projemizi tüm ülke sathına
yayarak memleketimizin dört bir yanındaki çocuklarımızın
sağlıklı gıdaya erişimini temin edecek, kırsal ve
bölgesel kalkınmayı geliştireceğiz.
Saygıdeğer
milletvekilleri, dün, Türkiye İstatistik Kurumu 2022
yılının ilk çeyrek döneminde ekonominin yüzde 7,3
büyüdüğünü açıklamıştır. Dükkânların elektrik
faturalarını karşılayamadığı, esnafın
borç batağına sürüklendiği, milyonlarca çalışanın
yüksek enflasyon ve artan döviz kuruna bağlı alım gücünün
düştüğü, işsizliğin arttığı, gençlerin
ülkeyi terk etmek için neredeyse sıraya girdiği bir dönemde
vatandaşlarımız açıklanan yüzde 7,3lük büyümeyi
mutfağında, cebinde ve cüzdanında hissedememiştir.
Enflasyon, TÜİKin resmî
rakamlarında bile yüzde 70lere dayanmış, durdurulamayan kur
yükselişiyle dolar 16 lirayı aşmış, mazot ve benzin
her geçen gün gelen zamlarla 25 liraya yükselmiş durumdadır. Temel
gıda ürünleri son bir yılda yüzde 100den fazla artış
göstermiş, marketlerde bebek mamalarına ve çiğ süte zincir
vurulmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Başkan.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Büyüme işsizliktedir, icra dosyaları
sayısındadır ve geçim sıkıntısındadır.
Aziz milletimize bu eza ve cefayı çektiren siyasi iktidar, büyüme
palavralarıyla vatandaşlarımızı değil ancak
kendisini kandırabilir. İktidar görmezden gelse de milletimizin
yaşadığı gerçekler ortadadır. Semt pazarlarında
ucuza sebze meyve alabilmek için akşamı bekleyen
vatandaşlarımız maalesef bu ülkenin gerçeğidir. Annelere
tencere kaynattırmayan yokluk, babaları çocuklarına mahcup eden
yoksulluk bu ülkenin kaderi olmamalıdır. Tok, açın hâlinden
nasıl anlamıyorsa Külliyede, saraylarda oturanlar da milletin
hâlinden anlamamaktadır. Gıda fiyatları
artmıştır, vergi oranları büyümüştür, sarayın
harcamaları, israfları ve saray çevresinde doymak bilmeyen
müteahhitlerimiz ziyadesiyle büyümüştür.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Durmak bilmeden
yaptırdığınız saraylar, kışlık
konutlar, yazlıklar, işte, tekneler, uçaklar vesaire Orta Doğu
liderlerinin ülkemizde aldıkları arsaların payını
büyütmektedir. Sığınmacılara yaptığınız
harcamalar büyümüştür. Hükûmetin büyüme uydurmaları, toplumumuzun
hiçbir kesimi tarafından hissedilmediği için
inandırıcı da bulunmamaktadır.
Aziz milletimiz müsterih
olsun; İYİ Parti iktidarında, bu karanlık günleri
aydınlatacak, milletimizin geçim sıkıntısını
giderecek planlı ve programlı ekonomik kadrolarımızla
kısa sürede memleketimizi refaha çıkaracağız.
Sayın Erdoğan
Sayıştayın kuruluş yıl dönümünde yapmış
olduğu konuşmada, kamu idarelerinin mali faaliyetlerini denetlemekle
mükellef olan Sayıştaya Açık aramayın. ifadesinde
bulunmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, devam
edin.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Anayasamız Sayıştaya
devlet kurumlarının gelir gider ve mallarını Türk milleti
adına denetlemek ve Türkiye Büyük Millet Meclisine doğru ve yeterli
raporlar sunmak görevini yüklemiştir. Cumhuriyetle birlikte oluşan
devlet kurumsallığımız, esasen kişi otoritesine
dayalı anlayıştan yasa ve kurallara dayalı
anlayışa geçiştir. Cumhuriyet
kazanımları ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumsal
yapısı, kendi varlığını devlet zanneden geçici
siyasi iktidar ve siyasi otoriteler tarafından akamete
uğratılabilir belki ama asla yok edemez. Maalesef
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin Türkiyeyi
getirdiği son noktada denge ve denetleme mekanizmaları yerine bir
kişinin iradesi ve dudağının arasından çıkan bir
çift kelam tercih edilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Bitiriyorum hemen.
BAŞKAN Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Ancak kamu kaynaklarının
israfını ve yolsuzluklarını tespit etmekle yükümlü olan
Sayıştayın denetleme faaliyetlerini hedef alan yürütme erkine
şunu söylemek isteriz: Atacağınız her adım ve
yapacağınız her hesabı, ilk seçimden itibaren Türk
milletinin iradesi ve teveccühüyle iktidarı teslim edeceğinizin
bilinciyle gerçekleştirin çünkü gerçekten söylüyorum, yolun sonu
görünüyor, az kaldı.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Beştaş
27.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Geziyi
hedef alan AKP Genel Başkanının grup toplantısında
açık ve aleni bir şekilde kadınlara hakaret ettiğine, Emine
Erdoğanın öncülüğünde hazırlanan Dünya Ortak Evimiz
adlı kitaba, Gezinin 9uncu yıl dönümü sebebiyle
gerçekleştirilen protestolara, Türkiye İnsan Hakları Vakfı
2021 yılı raporuna, 1 Haziran Dünya Süt Gününe, akaryakıt
fiyatlarındaki artışa ve akaryakıt ve telefondaki ÖTVnin
kaldırılması gerektiğine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Evet, bugün yeni bir
gündemimiz var, AKP Genel Başkanının grup
toplantısında açık ve aleni bir şekilde kadınlara
hakareti; sürtük dedi kadınlara. Milyonlarca kadının muhatap
olduğu bir olayda, Geziyi hedef aldı ve tüm kadınlara bu
sözüyle hakaret etmiştir. Bunu asla kabul etmiyoruz; Erdoğan derhâl
bütün kadınlardan özür dilemelidir.
Tabii, Genel
Başkanın, Erdoğanın kadınlara yönelik hakaretleri
yeni değil, daha önce de defalarca kadınlara yönelik cinsiyetçi,
aşağılayıcı ifadeler kullanmıştı.
Kadın düşmanlığı dediğimiz tam da budur, bu
iktidar kadın düşmanıdır. İstanbul Sözleşmesini
iptal etmesinin sebebi de budur. Kadına yönelik şiddetin bir
kırım düzeyine vardığı Türkiyede bizzat
Cumhurbaşkanın ağzından çıkan bu kadın
düşmanı ifadeler bu ülkede kadına yönelik şiddeti
meşrulaştırmaktadır, teşvik etmektedir. Erkek
şiddetini meşrulaştırmaktadır ve kadına yönelik
şiddete onay verdiğini aslında bir yönüyle itiraf etmiştir.
Ve bizim, kendisinin sorumluluğu gereği, bunu çok daha vahim
bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Erdoğan ya kadınlardan derhâl
özür dileyecek ya da her gün erkekler tarafından katledilen
kadınların katline onay gösteren bir şahsiyet olarak tarihe ve
kayda geçecektir. Biz kadınlar mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Gezi
de Gezide direnen kadınlar da bu ülkenin alnının akı ve
onurudur. Selam olsun Gezide direnen tüm kadınlara! demek istiyorum.
Evet, bugün bir haber daha
düştü; Emine Erdoğanın öncülüğünde hazırlanan Dünya
Ortak Evimiz kitabı bugün çıkıyormuş. Emine Erdoğan,
kişisel hikâyesini kitabın Ağacın Hikâyesi Böyle Bitmesin
bölümünde kaleme almış deniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Gerçekten ironik bir durum. Tam da Gezinin yıl
dönümünde Herkesin ağacı hikâyesi böyle bitmesin. dediği için
onlarca gencin öldüğü, yüzlerce kişinin müebbet cezalarıyla
yargılandığı bir günün arifesinde ilginç bir tesadüf diyelim.
Sadece kendi ağacını düşünenlerin iktidarında maalesef
ortada ağaç kalmadı, her şey kurudu.
Dün Gezinin 9uncu yıl
dönümü sebebiyle birçok merkezde protestolar vardı ve çok sert müdahaleler
oldu. Dün gece İstanbulda 170 kişi işkenceyle, darpla
gözaltına alındı. Türkiye Gazeteciler Sendikasının
açıklamasına göre 6 gazeteci de gözaltına alındı ve
gazetecilerin ağır bir şekilde darbedildiğini, işkence
gördüğünü gözlerimizle gördük. Bu gazlardan etkilenen bir kişi de
İstanbul Milletvekilimiz Musa Piroğluydu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Dünkü Gezi protestolarına saldırı
sabahında TİP Milletvekilleri Erkan Baş, Sera Kadıgil ve
Ahmet Şıka köprüde yapılan saldırı sonrası bu
ülkenin suç işleri bakanı ödüllendirileceklerini söyledi polislerine.
Dünkü şiddet âdeta bir ödül kapma yarışı gibiydi. Eğer
bir ülkede İçişleri Bakanı vekillere müdahale etti diye
polislere teşekkür ederse, polisler de tabii ki yarışır
vekillere ve halka müdahalede. Bu halk düşmanlığına, bu
saldırılara son vereceğiz.
Sayın Başkan,
elimde çok vahim bir rapor daha var, Türkiye İnsan Hakları Vakfı
Raporu. 2021 yılı raporunu açıkladı TİHV, son otuz
yılın en zirvede olduğu şiddet ve işkence
oranlarını açıkladı. Piklerin ülkesi olduk; yolsuzlukta
pik, yoksullukta pik, işkencede pik yapıyor Türkiye.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Rapora göre, gözaltı sürecinde işkence
gören 10 kişiden 7si sokakta veya toplumsal gösterilerde işkenceye
uğradığını belirtti. TİHVe başvuru yapan
-92 yılından beri en yüksek oran- 984 kişi. Burada dikkat çekici
bir ayrıntı daha var; Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu
Bölgesi doğumlular yani Kürtler yani kürdistan coğrafyasında
yaşayanlar, Türkiye'nin diğer tarafında da Türkiye nüfusunun
yüzde 30unu oluşturuyor ama işkence nedeniyle TİHVe
başvuranlar içinde bu bölgede doğanların oranı yüzde 63,7.
Başvuranların yüzde 89unun -en yüksek oran- siyasi düşünce,
kimlik veya eylemleri nedeniyle gözaltına alındığı
bildirildi. En yüksek işkencenin Van ve İstanbulda olduğu
kaydedildi. Biz, işkence ülkesine döndü derken tam da bunu söylüyoruz,
işkenceyi durdurun diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun,
toparlayın Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Başkan, toparlıyorum.
Bugün, aynı zamanda,
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından
ilan edilen 1 Haziran Dünya Süt Günü. Peki, Türkiye'de çocuklar süt içebiliyor
mu? Hayır, sütü unuttular. Sadece mayıs ayı içinde yüzde 35 zam
geldi. Artık halkın büyük çoğunluğu çocuklarına zaten
süt içiremiyor, lüks hâline geldi. Süt ambalajları kelepçelendi. Son
beş ayda yüzde 100ün üzerinde zamlanan ve bazı markalarda litresi 21
lirayı bulan süt ürünleri artık gelişim çağındaki
çocuklara verilemiyor ama iktidar sözcüleri manda yoğurdu ve manda
kaymağı öneriyor maalesef. Bu yıkım ve yoksulluk
karşısında hep birlikte önlem almalıyız, bunu
değiştireceğiz.
Son olarak akaryakıt
fiyatlarındaki artış artık herkesin hayatında ciddi
bir etkiye sebep oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bitiriyorum.
İktidar sözcüleri,
ısrarla, küresel olarak enflasyonun arttığını, bu
nedenle akaryakıt fiyatlarının arttığını
söylüyor ama rakamlar bunu yalanlıyor. 28 Mayıs 2021 tarihi
itibarıyla benzinin litresi 7,80, motorinin litresi 7,26, Brent petrol 76
dolardı fakat şimdi Brent petrolde yüzde 60 artış oldu.
Türkiyede benzin ve motorin yüzde 240 arttı, motorin ise bir yılda
yüzde 260 arttı. Bu, küresel bir enflasyon değil, büyük soygundur.
Akaryakıt ve telefon başta olmak üzere acilen ÖTV
kaldırılmalıdır.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Tahsin Bey,
buyurun.
28.-
Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın, Ethem Sancak ile BMCnin
hikâyesinin cumhuriyet tarihinin en büyük soygunlarından bir tanesi
olduğuna ilişkin açıklaması
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
2014 yılında, Recep
Tayyip Erdoğan ecza deposu işiyle uğraşan Ethem Sancak
ismindeki bir yakınına Git, TMSFden BMCyi al. dedi. Ethem Sancak,
arsa değerinin yarısına, 751 milyon liraya BMCyi satın
aldı; dönemin parasıyla yaklaşık 360 milyon dolar. Sonra
Erdoğan, kişisel olarak, Katar Emirini aradı ve Katar ordusunu
300 milyon dolara BMCye ortak etti, bir aylık kâr 120 milyon dolar. Hemen
ardından, elde kalanın yarısı Erdoğanın köylüsü
Talip Öztürke satıldı, buradan da 60 milyon dolar kâr elde edildi ve
kâr yıllar içinde katlanarak büyüdü. Millî tank ihalesi hiçbir tecrübesi,
fabrikası olmayan BMCye verildi; ordunun Tank Palet Fabrikası 5
kuruş bedelsiz yirmi beş yıllığına BMCye
verildi; Karasudaki 2 milyon metrekare hazine arazisi BMCye verildi;
sırf üretsinler diye cumhuriyet tarihinin en büyük teşviklerinden
biri BMCye verildi; KDV istisnası, gümrük vergisi istisnası,
kurumlar vergisi indirimi, nitelikli personel desteği, faiz desteği,
enerji desteği; liste uzun. Peşkeş çekilen Tank Palet
Fabrikasında tank yapıldı mı? Hayır. Yıllarca da
orduya yedek parça adı altında faturalar kesildi. Üç buçuk yıl
geçti, on sekiz ayda tank teslim edilecekti, ortada tank var mı?
Hayır. Karasuda fabrika yaptı mı? Hayır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
- Karasuda fabrikanın temelini Ocak 2019da Erdoğan
atmıştı Buradaki yatırım büyüklüğü 500 milyon
dolara ulaşacak, 10 bin kişiye istihdam sağlanacak, 5 milyon
dolarlık katma değer sağlanacak. demişti. Erdoğan
Üretim üssü olacak, Türkiyenin gelecek elli yılına
damgasını vuracak. diye ballandırdığı tesisin
İlk bölümünü yıl sonunda açacağız. demişti. 2020
geçti, 2021 geçti; 2022de, fabrikanın temeline atılan birkaç demiri
de sökülüyor. Bu yanlış sözleri için verilen bir hesap var mı?
Peki, hikâyenin kahramanı görünen Ethem Sancak ortada mı? Hayır.
Ethem Sancak nerede? Erdoğanın havuz medyası başta olmak
üzere her sahada başaktördü, şimdi niye hain ilan edildi? Ethem
Sancak ve Talip Öztürkün hisseleri neden Tosyalıya, hem de 480 milyon
dolara satıldı?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun,
buyurun.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Ethem Sancakın milyonları nerede?
Bu hikâye cumhuriyet
tarihinin en karanlık, en büyük soygunlarından bir tanesi;
hesabı sorulacak. Millî Tank Projesi ehil ellere verilecek, Tank Palet
Fabrikamız geri alınacak, Karasuda üzerine çöktükleri hazine arazisi
geri alınacak. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Ünal, buyurun.
29.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, Siirtte şehit olan
Ercan Özcana Allahtan rahmet dilediğine, Türk Hava Kuvvetlerinin
111inci kuruluş yıl dönümüne, Leyla Muhammede yapılan
saldırıya, Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Siirtte şehit olan
kahraman askerimiz Ercan Özcana Allahtan rahmet, ailesine ve sevenlerine
sabırlar diliyorum; milletimizin başı sağ olsun.
Şanlı
bayrağımızı göklerde gururla dalgalandıran,
dünyanın ilk havacılık teşkilatlarından biri olan Türk
Hava Kuvvetlerimizin 111inci kuruluş yıl dönümünü kutluyorum.
Sayın Başkan,
şiddet iki şekilde öğreniliyor; görerek ve yaşayarak.
Maalesef, geçen gün izlediğimiz şiddet görüntüleri hepimizin
kanını dondurdu. Masum bir insanı şiddet yoluyla hedef
alanların toplum olarak her daim aynı bilinçle
karşısındayız ve bunu şiddetle kınıyoruz ve
lanetliyoruz. Leyla Muhammed annemize yapılan saldırı ve
toplumda oluşturduğu tepki son derece acı. Bu şiddet
görüntüsünü yayınlayan ve bu şiddeti sergileyen kişiye tabii ki
gerekli ceza verilecek ama bu bize bir şeyi sorgulamamız
gerektiğini gösteriyor ki o da ırkçılık, ötekileştirme
ve ayrımcılık üzerinden yürütülen kirli siyasetin, bunun
altında bir sorumluluk olarak yattığı.
Yine, sayın
milletvekilinin gündeme getirdiği Tank Palet Fabrikası konusunda
defalarca gerekli açıklamalar yapıldığı hâlde ve bu
konuda kamuoyuna dönük
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş)
hem Tük Silahlı Kuvvetlerinin hem ilgili
tarafların gerekli açıklamaları yapmasına rağmen
burada tekrar tekrar aynı iddiaların gündeme getirilmesi tabii ki
milletvekilinin burada dokunulmazlık ve kürsü hakkı çerçevesinde
temel bir hakkıdır ama Anayasa 38 de bize bir şeyi
hatırlatır. Şimdi, biz bazen terör suçlusu bir kimseyi
konuşurken -dikkat ediyorum- evet, yargılama süreci devam ediyor ve
Anayasa 38e göre bu kişiyle ilgili yargısız infaz
yapamazsınız ve suç sabit olmadıkça kişi yani
Beraatizimmet asıldır. hükmünce tabii ki gerekli uyarılar yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Bizim burada bir iddia üzerinden yargısız
infazda bulunmamız ve sanki bütün bunlar olmuş, ortada bir suç,
suçlu, teşekkül etmiş bir hüküm varmış gibi
yargısız infaz yapılmasını da hem zikredilen
kişiler, şahıslar, iddialar üzerinden hukuka ve genel olarak da
etiğe aykırı bulduğumu ifade ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Başkanım, bir şey önerebilir miyim?
BAŞKAN Size bir
şey söylemedi yani.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Sadece bir öneride bulunacağım.
BAŞKAN Buyurun.
30.-
Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın, Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünala Tank Palet Fabrikasıyla ilgili bir araştırma
komisyonu kurulmasını önerdiğine ilişkin
açıklaması
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Sayın Başkan, ben, Grup Başkanımıza bir öneride
bulunuyorum: Kamuoyunu aydınlatma açısından gelin Büyük Millet
Meclisinde bir araştırma komisyonu kuralım, Tank Palet
Fabrikasıyla ilgili neler yapılmış, kaça
alınmış, kaça satılmış, üretim
yapılmış mı, hep beraber Büyük Millet Meclisinde
araştıralım, bu konuyu kapatalım diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Sayın milletvekilleri,
Yaşlıların Hayatın Çeşitli Alanlarında
Yaşadıkları Sorunların Araştırılarak
Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan
Meclis Araştırması Komisyonunun başkan, başkan vekili,
sözcü ve kâtip seçimine dair bir tezkeresi vardır.
Okutuyorum:
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.-
(10/1428, 2953, 3030, 3049, 3330, 3757, 4665, 4850, 5742, 5743, 5980, 5981,
5982, 5983, 5984, 5985, 5986, 5987, 5988, 5989, 5990, 5991, 5992, 5993, 5994,
5995, 5996, 5997, 5998, 5999) esas numaralı Yaşlıların
Hayatın Çeşitli Alanlarında Yaşadıkları
Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken
Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis
Araştırması Komisyonu Başkanlığının,
Komisyonun, başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini
yaptığına ilişkin tezkeresi (3/1960)
1/6/2022
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Komisyonumuz; Başkan,
Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip seçimi için 1/6/2022 Çarşamba günü saat
13.30da toplanmış ve kullanılan (17) adet oy
pusulasının tasnifi sonucu aşağıda adları ve
soyadları yazılı üyeler karşılarında gösterilen
oyu alarak İç Tüzük'ün 24üncü maddesi uyarınca Başkan,
Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip seçilmişlerdir.
Bilgilerinize arz ederim.
Saygılarımla.
İmam
Hüseyin Filiz
Gaziantep
Komisyon
Geçici Başkanı
Başkan : Erol Kaya (İstanbul) 13 oy
Başkan
Vekili : İbrahim Halil Fırat (Adıyaman) 13 oy
Sözcü : Lütfiye Selva Çam (Ankara) 13 oy
Kâtip : Abdurrahman Başkan (Antalya) 13 oy
BAŞKAN İYİ
Parti Grubunun İç Tüzük'ün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ Parti Grubunun, İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu
ve arkadaşları tarafından, İstanbulun
kuzeybatısında resen ilan edilen Yenişehir rezerv
alanının meydana getirdiği huzursuzlukların ve
doğuracağı tehlikelerin görüşülerek gerekli tedbirlerin
alınması amacıyla 1/6/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 1
Haziran 2022 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
1/6/2022
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu,
1/6/2022 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul Milletvekili
Hayrettin Nuhoğlu ve 20 milletvekili tarafından İstanbul'un
kuzeybatısında resen ilan edilen Yenişehir rezerv alanının meydana getirdiği
huzursuzlukların ve doğuracağı tehlikelerin
görüşülerek gerekli tedbirlerin alınması amacıyla 1/6/2022
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin
önüne alınarak görüşmelerin 1/6/2022 Çarşamba günkü
birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin
gerekçesini açıklamak üzere İYİ Parti Grubu adına
İstanbul Milletvekili Sayın Hayrettin Nuhoğlu.
Buyurun Sayın
Nuhoğlu. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; İstanbul'un Arnavutköy ve
Başakşehir ilçelerinde ilan edilen Yenişehir rezerv yapı
alanıyla ilgili halkın yaşadığı huzursuzluk ve
meydana gelecek tehlikelerin görüşülerek gerekli tedbirlerin
alınması amacıyla İYİ Parti Grubu olarak
verdiğimiz araştırma önergesinin gerekçelerini açıklamak
üzere söz aldım. Selamlarımı sunarım.
İstanbul, sürekli artan
nüfusuyla doğru orantılı olarak sorunları da en çok artan
ilimizdir. Ekonomik sıkıntılar, sosyal patlamalara
dönüşecek boyutlara gelmiştir. Sığınmacılar, genç
işsizler, uyuşturucu bağımlılığı,
trafik sıkışıklığı gibi sorunların
yanında bir türlü çözülemeyen kentsel dönüşüm ve buna bağlı
olarak artan deprem tehlikesi ve müsilaj sorunu devam etmektedir. Çözüm üretme
kabiliyetini ve gücünü kaybetmiş olan iktidar İstanbuldan intikam
alırcasına hâlâ rant peşinde koşmakta, sadece kupon
arazileri ele geçirmekle yetinmeyecek kadar hırslı görünmektedir.
İstanbulun anayasası niteliğindeki 1/100.000 ölçekli çevre
düzeni planı Ankarada Çevre Bakanlığınca resen
değiştirilmiştir. Tarım alanlarını, su
havzalarını, meraları, ormanları, kısaca,
İstanbulun nefes alacağı bütün alanları yok etmeye dönük
bu girişimin Kanal İstanbul hayalî projesi kapsamında
yapıldığı bilinmektedir. Bu algıyla büyük bir rant
alanına dönüştürülen bölgedeki araziler Arap ülkelerinde bile
pazarlanmaktadır. Dikkat çekmek istediğim esas konu ve asıl
tehlike bölgenin yapılaşmaya açılmış
olmasıdır. En son 1/5.000 ölçekli imar planı ile 1/1.000 ölçekli
uygulama imar planı da resen değiştirilmiştir. Bu durumda
Kanal İstanbul hayalî projesi gerçekleşmese bile bölgede
yapılaşma başlamış olacaktır. Bu da
İstanbula 3 milyona yakın ilave nüfus getirecektir. Çözüm bekleyen
bütün sorunların üzerine yeni sorunlar eklenecek ve âdeta çözümsüz hâle
gelecektir. Marmara Deniziyle birlikte bölge olumsuz etkilenecek,
çocuklarımıza ve gelecek nesillerimize ağır bir yük
kalacaktır. Diğer taraftan, bölgede yerleşik olarak yaşayan
hak sahibi vatandaşlarımız şimdiden bu
değişikliklerden mağdur olmuşlardır. Birilerinin
haksız kazanç sağlamasına yol açacak şekilde malikler kendi
yerlerinden edilmiştir. Hak sahiplerinin itirazları dikkate
alınmadan yapılan bu değişiklikler tapuya tescil edilmek
üzeredir.
Değerli milletvekilleri,
bölgede bu değişikliklerden hâlâ haberi olmayan
vatandaşlarımız vardır. Tebligatlar usulüne uygun
yapılmamış, askıya çıkarılan listelerde ise
maliklerin isimleri gizlenmiştir. Bölge halkı, rant peşinde
koşan yandaşların haksız kazanç sağlamaları için
korunduğunu iddia etmektedirler. Yerleşik halkla iletişime
geçilmemiş, bilgilendirme yapılmamış, hak sahipleriyle
anlaşma yolları aranmamış, ikna edilme lüzumu hissedilmemiştir.
Bakın, bölge halkı
neler söylemektedir: Yerli kimse kalmasın, yerlerimizi satmak zorunda
kalalım diye parseller büyük tutuldu. DOP genellikle yüzde 30lar
seviyesinde uygulanırken burada yüzde 45 olarak uygulanmaktadır.
Yandaşların aldığı değersiz yerler ticari alan
ilan edilip yüksek katlar verildi. Bizim güzel yerlerimiz değersiz
yerlere taşındı. Hisseli yerleri olanlar başka ilçelere
bile nakledildi. Bazı parseller için planlar askıdayken
yandaşlar lehine değiştirildi. Kamu arazilerini işgal
etmiş olanlar bile ödüllendirilerek hak sahibi yapıldı.
Halkın iddiaları bu şekilde artarak devam ediyor. Halkın bu
feryadını duymadan bölgeyle ve konuyla ilgili açıklamalar
yapmaya devam eden Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanının sözleri ise algı
yaratmaktan öteye geçemiyor ve maalesef gerçeklerle ilgisi yoktur.
Değerli milletvekilleri,
imar uygulamasının amacı sorunların çözümüne yönelik
olması gerekirken yapılan uygulamayla sorunsuz müstakil parseller
bile onlarca kişiyle hissedar yapılarak sorunlar artırılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAYRETTİN NUHOĞLU
(Devamla) - Bu düzenlemeler yapılırken yönetmeliklere de kanunlara da
uyulmamıştır. Yapılan bu imar uygulamasının
tapuya işlenmesi hâlinde binlerce kişinin telafisi imkânsız
zararların ve haksızlıkların mağduru olması
kaçınılmazdır. Sonuç itibarıyla, çözülemeyen sorunlara yeni
sorunlar eklenecektir. En önemlisi, kentsel dönüşümün sağlanması
gereken İstanbul'da mevcut yapı stokunda deprem tehdidi artarak devam
edecek, henüz çözüm için gerekli adımların atılamaması
sebebiyle müsilaj Marmara Denizi'ni öldürecektir.
Bu sebeplerle İstanbul
Yenişehir Rezerv Yapı Alanı imar uygulamasının
durdurulması ve gerekli tedbirlerin alınabilmesi için Meclis
araştırması komisyonu kurulmasını gerekli görmekteyiz.
Destek verilmesini bekler, saygılar sunarım. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın
Züleyha Gülüm.
Buyurun Sayın Gülüm.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ZÜLEYHA GÜLÜM
(İstanbul) Merhabalar.
Burada, maalesef, sürekli bir
rant üzerine konuşmak zorunda kalıyoruz, yıkım
politikaları üzerine, yoksulluğu dayatmanız üzerine, sermayeyi
koruyan politikalarınız üzerine konuşmak zorunda kalıyoruz;
zira bütün politikalarınız bunlardan ibaret. Başka bir şey
bilmiyorsunuz. Nerede bir arazi görseniz, nerede bir ağaç görseniz, nerede
bir rant alanı olabileceğini düşündüğünüz bir yer görseniz
anında harekete geçiyorsunuz ve onu hemen ya kendinize ya yandaş
sermaye gruplarınıza ya görüntüde aslında başkasıymış
gibi gözüken ama aslında sizlere ait olan birtakım şirketlere
devretmeye çalışıyorsunuz. Kanal İstanbul Projesi de tam
böyle bir proje. Tümüyle rant üzerine dayalı, İstanbulu, Marmarayı
hatta Türkiye'nin ekolojik dengesini yok edecek, doğayı talan edecek,
insanlara yaşam hakkı tanımayacak bir projeyi yapmakta
ısrar ediyorsunuz. Ama görünen o ki bir tıkanma da var, çok fazla
ilerlemiyorsunuz çünkü İstanbul halkı çok ciddi anlamda rant
projesine karşı çıkıyor, her yerde doğasına,
geleceğine sahip çıkıyor ve Size bunu
yaptırmayacağız, rant projenizi kabul etmeyeceğiz. diyor.
Ama buna rağmen, siz yeni planlarla, Kanal İstanbul bahaneleriyle, bu
projeyle yeni alanları ranta çevirmek üzere harekete geçiyorsunuz.
Son harekete geçtiğiniz
mesele de İstanbulun anayasası niteliğindeki 1/100.000 ölçekli
çevre düzeni planını Ankarada, Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığınca resen
değiştirip buraları imara açmaktan geçiyor. Yeni rant
alanlarını açmak istiyorsunuz ve burayı insanlara satıp
artık paralarını nereye aktaracaksınız bilemiyoruz. Ve
aynı zamanda da buraları, daha önceki hikâyelerdeki gibi,
insanların dolandırılacağı zeminler hâline de
getiriyorsunuz. Bugün, işte, Kanal İstanbulun yerleri çok
kıymetlenecek. denilerek buraları satışa
çıkaracaksınız ama sonrasında buralarda Kanal İstanbul
yapılamadığında aslında bu halk da buradan alınan
arazilerle dolandırılma zeminine girmiş olacak.
Şimdi, burada,
diğer bir sorun ne? Yeni imar alanları açmanız yetmiyor,
aynı zamanda Başakşehir Şahintepede olduğu gibi
insanların yıllarca dişiyle tırnağıyla
yaptığı, binbir emekle yaptığı evlerinden,
iş yerlerinden insanları gönderiyorsunuz. Nerelere? Yeni
yapılmış, henüz yaşanabilir olmayan ve mali olarak da
değeri çok daha fazla düşük olan yeni yerlere insanları sürgün
ediyorsunuz; barınma haklarını ellerinden alıyorsunuz,
yaşam haklarını ellerinden alıyorsunuz. Komşuluk
düzenleri var, hayatlarını kurmuş durumdalar ve o insanlara
-tapuları daha yeni dağıtılmışken- siz diyorsunuz
ki: Ben o tapulardan vazgeçtim, size başka yerler gösteriyorum, oralardan
çıkacaksınız. Çünkü oralar kıymetlendi, değerlendi;
oraları yandaşlara vermek istiyorsunuz. O nedenle de
Şahintepeliler başta olmak üzere birçok yerdeki insanın tapulu
arazilerine el koyup, kararnamenizle, bakanlıklarınızdan gelen
talimatlarla bir gecede değiştirip insanların
yıllarını harcadığı, binbir emekle
kazandığı bir evlerine, bir iş yerlerine el koymayı
bile göze alıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ZÜLEYHA GÜLÜM (Devamla) Ve
şimdi, bütün bunlara karşı, yaşam alanlarımıza
müdahaleye karşı, doğamızın talan edilmesine
karşı, özgürlüklerimize müdahaleye karşı, ne
giyeceğimize, nasıl yaşayacağımıza dahi
karıştığınız bu siyasete karşı, son
dönemlerde yaygınlaşan konsere bile, sanatçılara bile
müdahalenize karşı hatırlatmak isterim ki dokuz yıl önce
Gezi direnişi gerçekleşti. İşte, tam da bugünkü talan
siyasetinize Dur! diyebilmek için Gezi direnişi gerçekleşti. Ve
dün, Gezi direnişinin yıl dönümüydü, Gezi direnişinin bu
yıl dönümünde sokağa çıkmak isteyen, demokratik
hakkını kullanmak isteyen arkadaşlarımıza
saldırdınız, inanılmaz bir dehşetle, bir polis
gücüyle, polis şiddetiyle karşı karşıya kaldılar;
yetmedi, gözaltına da alınan arkadaşlarımız gece vakti
polisin odada bizzat şiddetine maruz kaldılar. Avukatlar içeriye
alınmadı, avukatların ısrarı sonucunda işkence
durdu. İşkenceniz de elbet bir gün sizin gibi ortadan yok olacak.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Kastamonu Milletvekili Sayın Hasan Baltacı.
Buyurun Sayın
Baltacı. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA HASAN BALTACI
(Kastamonu) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
İYİ Partinin
vermiş olduğu grup önerisini görüşüyoruz. Bu grup önerisinde özü
itibarıyla şunu anlatmaya çalışıyorlar: Kanal
uğruna, Kanal İstanbul uğruna Arnavutköy ve Başakşehir
ilçelerinde yapılan, Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı eliyle yapılan
Yenişehir Rezerv Yapı Alanına ait 1inci, 2nci, 3üncü etap
imar uygulama planlarının iptali isteniyor. İYİ Partinin
grup önerisine destek veriyoruz. Niye destek veriyoruz arkadaşlar?
İktidar partisinin de yapamayacağını bildiği, yapmak
istese bile siyasi ömrünün yetmeyeceğini bildiği bir kanal uğruna
İstanbulun ilçeleri, İstanbulun tarım arazileri,
İstanbulun meraları, İstanbulun hazine arazileri talan edilmek
isteniyor.
Ne yapılmak isteniyor bu
kanalla birlikte? Arnavutköy ve Başakşehir ilçelerine ait on binlerce
dönüm arazide imar uygulaması yapılarak bu bölgede yaşayan hak
sahipleri vatandaşlarımızı yıldırmaya
çalışıyorsunuz. Bu planlar durdurulmalı. Bu planlar niye
durdurulmalı? Her şeyden önce İstanbul Büyükşehir
Belediyesine ait olan imar planı yapma yetkisi Çevre ve Şehircilik
Bakanlığına devredildiği için bu planlar yok hükmündedir.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum: İstanbulun hiçbir sorununu
çözememiş, yirmi beş yıl boyunca İstanbulu yönetmesine
rağmen İstanbulun sığınmacı sorununu
çözememiş, işsizlik sorununu çözememiş, trafik sorununu
çözememiş, kentsel dönüşüm sorununu çözememiş, su
kirliliği, hava kirliliği sorununu çözmemiş bir iktidar,
şimdi, bu planları uygulamakla birlikte, hayata geçirmekle birlikte 2
milyon kişinin yaşadığı yeni bir yerleşim
alanı yaparak İstanbulun sorunlarını daha da büyütecek.
Değerli arkadaşlar,
plan uygulamasının bazı hususlarına dikkat çekmek
istiyorum. Bu plan durdurulmalı çünkü plana ait, uygulamaya ait 6 bin tane
itiraz vardır ve bu 6 bin itirazın hiçbirine şu ana kadar henüz
cevap verilmemiştir. Bu plan durulmalıdır çünkü düzenleme
ortaklık payı hesabı askı ilanına
çıkmamıştır arkadaşlar. İtiraz edecek hak
sahiplerinin yeni parsellerinin yerini bulması için
Askıya çıkan
kadastro cetvellerinde malik isimleri yazmıyor yani kim, nereyi aldı,
bunu bilme şansı yok. Aynı parselde 2 hissedarın birisinden
yüzde 45 oranında kesinti yapılmış, birisinden hiç kesinti
yapılmamış. Onun için bu plan iptal edilmelidir. Ayrıca,
bazı parsellere 15 kat izin verilmesine rağmen bazı parsellere 3
kat izin verilmiştir. Kime 15 kat izin verilmiştir, kime 3 kat izin
verilmiştir, bunu da bilme şansımız yok. Değerli
arkadaşlar, ayrıca, bunun gibi yaratılan birçok mağduriyet
karşısında 100 bine yakın yurttaş bu konudan
mağdurdur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HASAN BALTACI (Devamla)
Onun için bu planlar bir an önce iptal edilmelidir.
Bir örnek vermek istiyorum:
Özellikle Başakşehirde yaşayan bazı
yurttaşlarımız sabah kalktıklarında bir baktılar
ki bu uygulama sayesinde parselleri, tapuları Arnavutköye geçmiş ama
bununla ilgili hiçbir itiraza henüz, net cevap verilememiş. Bu Kanal
İstanbul uğruna, yapılamayacak bir proje uğruna, yapmaya
siyasi ömrünüzün yetmeyeceği bir proje uğruna Başakşehir ve
Arnavutköydeki yurttaşları daha fazla mağdur etmeyin. Bunun
planının ve uygulamasının bir an önce iptal edilmesi
gerekiyor.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın
Mustafa Demir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İYİ Parti grup önerisi için söz almış
bulunmaktayım.
İstanbul Yenişehir
Rezerv Yapı Alanı İstanbulda beklenen olası depremin
etkilerini aza indirmek ve İstanbulda kentsel dönüşüm sürecine de
katkı sağlamak amacıyla kentsel dönüşüm rezerv yapı
alanı olarak belirlenmiş bir alandır. Deminki
konuşmacılarımız depremle ilgili bir şey söylediler,
ben burayı açmak isterim. Değerli arkadaşlar, 6306
sayılı Kanun rezerv bir yapı alanıyla, kentsel
dönüşümle yani riskli yapıların yeniden dönüştürülmesiyle
ilgili bir kanundur. Dolayısıyla bu alanda yapılacak olan
konutların öncelikli değerlendirilmesi gereken, şahıslar
Aslında, bu alanlar, şehrin içerisine
sıkışmış riskli yapıların
yıkılıp yeniden aynı yerde yapılmasının
güçlüklerinin olduğu merkez ilçelerin desantralizasyonlarında
kullanılmak üzere aynı zamanda değerlendirilecek bir rezerv
alanıdır.
Ben şuradan soruyu
sormak isterim: Aslında, bakın, deprem amaçlı bir
çalışma başlatıyoruz. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi seçimden önce beş yılda 100 bin konut
yapacağını söylemişti, 100 bin konut. Niçin? Depreme
yönelik 100 bin konut yapılacağını söylemişti. Bunun
üzerinden üç yıl geçti, kaç tane konut yapıldı İstanbul
Büyükşehir Belediyesi tarafından? Hiç zahmet etmeyin, ben söyleyeyim:
Hiç yapılmadı, sıfır. Peki, projelendirme var mı? Yok.
Peki, rezerv yapı alanı ilan edildi mi İstanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından? Yine ilan edilmedi. Bizim söz konusu alanla ilgili
yürüttüğümüz çalışmalar -ilanını
yaptığımız- 2012 yılından bugüne kadar devam eden
bir süreçtir ve 200 bilim insanımızın katkılarıyla
hazırlanan, başta ÇED raporu olmak üzere halkımızın
katılımının da sağlandığı, tüm kamu
kurum, kuruluş ve yerel yöneticilerimizin de katkılarıyla
yürütülmüş bir süreç olup bu süreç oldubittiye asla getirilmemiştir.
Değerli arkadaşlar,
2 milyon veya 3 milyon insan yaşamayacak burada. Bir defa, 500 bin
kişilik bir nüfus barınacak ve tüm arazinin yüzde 52si de donatı
alanlarından oluşacak yani az yoğunluklu bir yerleşim
alanı olacak.
Yine, uygulama sürecinde
Bakanlığımız 12 milyon metrekarelik alanda 19 bin parseli
ilgilendiren bir uygulama gerçekleştirdi. Bu parseller içerisinde
askı sürecinde yine konuşmacıların, milletvekillerinin
söylediği gibi özellikle üzerinde durduğumuz konu
Başakşehir Şahintepe Mahallemizdir. Başakşehir
Şahintepe Mahallemizde tam 2 bin parseli ilgilendiren itirazlar
olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA DEMİR (Devamla)
- Bu itirazlar, 2 bin parselle ilgili itirazlar olumlu olarak kabul
edilmiştir ve bunların üzerinde yeniden çalışmalar
yapılacaktır. Yine, genel anlamda itirazlar, mülkiyeti imar
planında donatı alanında kalan şahıslardan olmuştur.
Burada şöyle bir çözüme gidilmiştir: Donatı alanında kalan
mülk sahiplerinin arsaları veya yapıları onlara en yakın
imar adasına taşınmıştır; yoksa, öyle
Başakşehirden diğer ilçeye taşınması mümkün
değildir. Bu anlamda, imar uygulaması sürecini Bakanlığımız
biz yaptık oldu zihniyetiyle yürütmemiştir. Bu anlamda her bir
itiraz titizlikle incelenerek değerlendirmeler hakkaniyet çerçevesinde
alınmıştır. Vatandaşlarımıza söz verdiğimiz
hiçbir süreci yarıda bırakmadık, bırakmayız ve bunun
ülkemize, İstanbulumuza hayırlı olmasını diliyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Halkların Demokratik
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.-
HDP Grubunun, Van Milletvekili Murat Sarısaç ve arkadaşları
tarafından, Kürtçe tiyatro ve konser yasaklarının sebeplerinin
araştırılması amacıyla 1/6/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 1
Haziran 2022 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
1/6/2022
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
1/6/2022 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
1 Haziran 2022 tarihinde Van
Milletvekili Murat Sarısaç ve arkadaşları tarafından (18939
grup numaralı) Kürtçe tiyatro ve konser yasaklarının
sebeplerinin araştırılması amacıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 1/6/2022
Çarşamba günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin
gerekçesini açıklamak üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına Van Milletvekili Sayın Murat Sarısaç. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MURAT SARISAÇ
(Van) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
ekranları başındaki tüm halklarımızı
saygıyla selamlıyorum.
Mezopotamya ve Anadolu
coğrafyası
Kadim halkların yaşadığı, çok
kültürlülüğün olduğu ama buna rağmen on yıllardır
homojenleştirme politikaları sonucu birçok halkın kültüründen
uzaklaştığı, kendi kültürüyle kendi yaşamını
sürdüremediği bir coğrafya içerisinde yaşıyoruz. Ki bu
baskı politikalarından en çok etkilenen de yine Kürt
halkıdır, Kürt halkı da bu halklardan bir tanesidir.
Şimdi, Kürtler
halaylarından şarkılarına, kıyafetlerinden renklerine,
köy isimlerinden çocuklarının isimlerine kadar her anlamda baskı
ve asimilasyonla karşı karşıya kalmışlar. AKP
iktidarı döneminde, her ne kadar, bu geçmişte yaşanan olaylar,
asimilasyon ve inkâr politikaları eleştirilip Bizim dönemimizde
özgürlükler sağlandı. denilse de aslında Kürt halkına,
Kürt kültürüne, Kürtçeye ve Kürtlere en büyük baskı, en sistematik
baskı yine AKP döneminde gerçekleşmiştir. AKP, Kürt'e ve
Kürtçeye en yoğunlaştırılmış şiddeti
uyguluyor bugün.
Türkçe dışındaki
dillerin dokümantasyon çalışmalarının
yapılmaması, birçok kültür unsurunun zamanla ya dejenere
olmasına ya da unutulup gitmesine de neden olmaktadır.
Şimdi, Kürtçeye ve
Kürtlere yapılan baskıların en büyük örneklerinden bir tanesi,
aslında, Kürtçenin yani Kürt kültürünün sesli geleneği olan
şarkılarının özellikle asimilasyona uğraması,
başka dillere ya da Türkçeye çevrilmesinde hiçbir tedbirin
alınmamasıdır.
Evet, bugün dünyadaki bütün
dillere ait şarkıları, şiirleri başka bir dile
çevirmek elbette ki en doğal haktır ama eğer o dil asimilasyona
uğratılmak istenmiyorsa, o dil ortadan kaldırılmak
istenmiyorsa bu doğaldır. Yoksa, öbür türlü, dillerin, telif
hakları, anayasal ve yasal olarak güvenceye alındıktan sonra,
başka dillere çevrilmesinde bir sakınca yoktur. Özellikle Türkiye'de
de 1926dan 1980e kadar bu dil yasakları, Kürtçe
şarkıların Türkçeleştirilmesi fiilî bir şekilde
olmuş ama 1980 darbesi sonrası da yine Kürtçe şarkılar
artık resmî bir şekilde ve üstelik Kürt olan sanatçılar
tarafından Türkçeleştirilmiştir. Bu konuda ne bir
yaptırım uygulanmış ne de buna karşı bir önlem
alınmıştır. Özellikle Burhan Çaçan, İbrahim
Tatlıses, İzzet Altınmeşe, Kel Hamza gibi sanatçılar,
birçok parçayı Türkçeye çevirmiş durumdalar.
Yine birkaç tane örnek vereceğim
sizlere: Mesela Kürt sanatçı Hasan Zirekin 1946-1947 yıllarında
Mahabad Kürt Cumhuriyeti için bestelediği Ey Niştiman parçası
1970li yıllarda Ankara'nın Taşına Bak Olmuş,
Şivan Perverin Yek Mumik şarkısı İbrahim
Tatlıses tarafından Bir mumdur, iki mumdur, anonim Kürt ezgisi olan
Ah Fadike İzzet Altınmeşe tarafından Oy Fadike ve son
dönemde Mikail Aslan'ın seslendirdiği Kürtçenin Zazaca lehçesinin
anonim Elgajiye parçasını da
Abdurrahman Önül tarafından Bir görseydik seni şeklinde Türkçeleştirilmesi
bunlardan sadece birkaç örnektir.
Yine, evet,
çevirebildiklerini yani çalabildikleri şarkıları zaten
çalıyorlar, çalamadıklarını da bu sefer yasaklama durumuna
geçiyorlar. Özellikle son günlerde Aynur Doğan, Mem Ararat, Metin-Kemal
Kahraman ile Melek Mossonun konserlerinin yasaklanması tam anlamıyla
AKPnin çalamadığını yasaklama zihniyetinden kaynaklanan
bir durumdur.
Biliyorsunuz, AKP birkaç
yıl önce kültürel iktidarını kuramadığını,
bu yüzden de mücadele ettiğini söylüyordu. Bugün elinde bütün devlet
imkânları olmasına rağmen, iktidarın bütün zor
aygıtlarını elinde bulundurmasına rağmen,
halkların ve onurlu sanatçıların kendi dillerinde özgürce
şarkı söylemesine engel olamadığı için şu an
bocalıyor ve bu bocalama sonucunda da işte, Vanda kayyum eliyle
yasaklamalar oluyor, yine Bursada çeşitli trollerle
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MURAT SARISAÇ (Devamla)
Yani Ahmet Kayaya nasıl çatal bıçak atan magazinciler varsa bugün
işte, Aynur Doğanın da Melek Mossonun da konserini yasaklayan
yine bu aynı zihniyettir. Şunu da belirtmek isteriz ki nasıl ki
80 öncesi fiilî yasaklar engel olamadıysa, nasıl ki 80 sonrası
resmî yasaklar engel olamadıysa şimdi AKP dönemindeki hibrit yasaklar
da Kürtlerin, halkların özgürce kendi dillerinde şarkı
söylemesine engel olamayacaklar yani
(x)
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Tekin Bingöl.
Buyurun Sayın Bingöl.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TEKİN
BİNGÖL (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
AKP iktidarının
bugünlerde geldiği noktada yasaklar bir başka boyuta evrildi. 2002de
Yasakları ortadan kaldıracağız. diye bas bas
bağırarak, dağlara taşlara hitap ederek iktidara gelen AKP,
bırakın en demokratik hak olan sokaktaki etkinliklere yasak
getirmeyi, bunun yanında artık bugün türküleri hapsediyor,
sanatçılara yasak koyuyor. Bakın, Melek Mossonun, Aynur Doğanın,
Mem Araratın ve diğer sanatçıların etkinlikleri
yasaklandı ve bunu yasaklayan valiler, kaymakamlar, belediye
başkanları tek ağızdan kamu güvenliğini gerekçe
gösterdiler. Bu valilere ve kaymakamlara seslenmek istiyorum: Siz eğer çok
mütevazı bir sanat etkinliğinde kamu güvenliğini sağlayamıyorsanız
o koltuklarda ne işiniz var? O koltuklardan kalkın, kamu
güvenliğini sağlayacak olanlar otursun; oraları hak
etmiyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Başka?
İçişleri Bakanı Diyarbakırda TRT Kurdîye
çıkıyor, niye? Çoğunlukla Kürtçe parçalar
yasaklandığı için şunu diyor: Bu yasaklarla benim ilgim
yok. Allah Allah, İçişleri Bakanlığına herhâlde
kaymakamlıklar, valilikler, belediyeler bağlı
değilmiş, bir kararnameyle Bakanlıktan alınmış ki
Benimle ilgisi yok. diyor. Ya, bu bürokratlar adım atarken bile size
danışmadan hiçbir şekilde adım atmazlar. E, şimdi, o
da bir gerekçelendiriyor, diyor ki: Buralarda yasak var, benimle ilgisi yok
ama terörle irtibatlı olabilir. Bir terördür almış başını
gidiyor. Sıkıştığınızda terör diyor,
sıkıştığınızda hemen terörle iltisaklı
hâle getiriyorsunuz. Ya, bu, o sanatçılara hakarettir, o toplantılara
gelen, o konserlere gelen yurttaşlara hakarettir. Ne demek terör? Aynur
Doğan teröristse yakalayın, Mem Ararat teröristse yakalayın,
Melek Mosso teröristse yakalayın. Bir terörist söylemi, sanki
sığınacağınız son liman... Bütün bunların
hepsi yanlış.
Bakın değerli
milletvekilleri, Şilide faşist Pinochet döneminde Victor Jara diye
çok ünlü bir sanatçı vardı, müthiş bir sanatçı. Pinochet
faşizmi, önce muhalifleri topluyor ve bu arada Victor Jarayı da
tutukluyor. Victor Jarayı tutukluyor, yetmiyor, gitar çalan ellerini
kırıyor ama o Victor Jara işkence tezgâhında elleri
kırılırken Venceremos şarkısını sonuna
kadar söylüyor. Ne diyor biliyor musunuz? Kazanacağız,
kazanacağız, kazanacağız. diyor. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
TEKİN BİNGÖL
(Devamla) Bin yıldan fazladır bu topraklarda dengbejler kilam
söylüyorlar, stran söylüyorlar; hiçbir kötülüğü yok. Siz, bu kültürel
asimilasyonla ne o stranların ne o kilamların sesini kesebildiniz
ne dengbejleri susturabildiniz. Susturamayacaksınız. Size bir
tavsiyem; gelin, Kürtçe şarkıları özünü bozmadan dinleyin,
kulağınıza o kadar hoş gelecek ki.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Hadi ya, sanki biz bilmiyoruz!
TEKİN BİNGÖL
(Devamla) Aslında anlamını bilmeseniz bile yüreğinizi
ısıtacak yüreğinizi. Hiçbir dildeki türküyü, bakın, o Türk
sanat müziğinin güzellik kokan parçalarını, Türk halk müziğini,
Arap türkülerini, Arap ezgilerini, Kürt ezgilerini, Zaza ezgilerini özünden
koparmayın; bırakın, o kültürlerin müziklerini özünden
koparmadan dinleyelim, keyif alalım. Müziğe düşmanlık,
sanata düşmanlık sizi abat etmez. Umut yeşerecek, türküler özgürleşecek,
sanatçı özgürleşecek ve Türkiyede halkların müziği her
zaman dağlara, taşlara yansıyacak.
Saygılar sunuyorum. (CHP
ve HDP sıralarından alkışlar)
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Hiç bilmiyordum, dediklerini de hiç bilmiyorduk, öğrendik!
TEKİN BİNGÖL (Ankara)
Ya, laf atma, gel konuş! Söyleyecek sözün varsa kürsüye gel!
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Şanlıurfa Milletvekili
Sayın Halil Özşavlı.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
HALİL ÖZŞAVLI (Şanlıurfa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. HDP
Grubunun sunmuş olduğu önergeye cevap vermek üzere
huzurunuzdayım.
AK PARTİ iktidarı
2000li yılların başında değil Kürt sorunu, Kürt
kelimesinin dahi kullanılamadığı yıllarda iktidar
oldu. İlk yaptığı işlerden bir tanesi OHAL
uygulamasını kaldırmak oldu malumunuz.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Yerine daha ağırını
getirdi.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Sus be! Kes sesini, dinle!
HALİL ÖZŞAVLI
(Devamla) Sonrasında Türkiyenin her yerinde özel Kürtçe kursları
açıldı. 2009da TRT Şeş yani günümüzün TRT Kurdîsi
açıldı.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Asimilasyon politikalarınız onlar.
HALİL ÖZŞAVLI
(Devamla) Camilerde Kürtçe vaaz, Kürtçe hutbe uygulamasına geçildi.
ÇETİN OSMAN BUDAK
(Antalya) Özal dönemi o, Özal!
HALİL ÖZŞAVLI
(Devamla) Mahkemelerde Kürtçe konuşmak isteyenlere tercüman imkânı
sağlandı ve geldiğimiz son noktada, bugün birçok üniversitede
Kürt dili ve edebiyatı bölümü var
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Atanamıyorlar.
HALİL ÖZŞAVLI
(Devamla)
yüksek lisans programı var, hatta ve hatta doktora
programı var. Bugün 555 öğrencimiz Dicle Üniversitesinde, Bingöl
Üniversitesinde, Mardin Artuklu Üniversitesinde, Muş Alparslan ve Van
Yüzüncü Yıl Üniversitelerinde Kürt dili ve edebiyatı bölümlerinde
yüksek lisans ve doktora yapmaktalar.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Mücadeleyle kazandık, mücadeleyle. Şu anda
asimilasyon için kullanmak istiyorsunuz.
HALİL ÖZŞAVLI (Devamla)
Bunun yanı sıra, Türk Dil Kurumu bu bölümlere ilk tercih olarak
yerleşen öğrencilerimize ilk 1.000 kişi içerisinde ise 2.000
lira burs veriyor, 1.000 ve 5.000li sıralar arasında ise 1.500 lira,
daha sonra ise 1.000 lira ayrıyeten burs veriyor; kredi değil burs.
Bakınız, Kürtçeyi, Kürtçe konuşmayı, Kürt dilini
araştırmak üzere bundan daha güzel bir teşvik olabilir mi? Ben
bunu kamuoyunun takdirine sunuyorum.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Gölge etmeyin, başka ihsan istemez Halil Bey.
HALİL ÖZŞAVLI
(Devamla) Bunun dışında, az evvel Muş Valimiz, Bursa
Valimiz, Tatvan Kaymakamımızla görüştüm. Önergede geçen
yasaklamaların hiçbiri söz konusu değil.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Ya neymiş?
HALİL ÖZŞAVLI
(Devamla) Hem Muş'ta hem Tatvan'da ilgili kişilere denmiş ki:
İstediğiniz yer öğretmenevi, burası uygun değil,
başka bir yer önerelim size. Beyefendiler bir daha gitmemişler bile.
Asla ama asla bir yasak söz konusu değil, bunu her yere teşmil
edebiliriz.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Keyfinize göre mi olacak?
HALİL ÖZŞAVLI
(Devamla) Bunun dışında, az evvel CHP Grubu adına
konuşan Sayın Tekin Bingöl'e, şurada bir 10 tane arşiv
belgesi var, bunları göstermek isterim. 1944, Bağdat'ta Necah
Basımevinde Kürtçe olarak bastırılmış olan Barbu adlı
kitabın dağıtımının yasaklanması;
Şam'da basılmış olan Kürtçe Ciğerhun adlı
kitabın yurda sokulmaması yasaklanması, 1946
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Siz de Kürt enstitülerini
kapattınız.
HALİL ÖZŞAVLI
(Devamla)
Kürt ve Hürriyet Yüksek Serdar Barzani ve Kürdistan Hürriyet
adlı Kürtçe beyannamelerin yurda sokulmaması, 1948 diye gidiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Tamam, siz de
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) 2000e gel, 2010a gel ya.
HALİL ÖZŞAVLI
(Devamla) Bugün kiminle ittifak hâlinde olduğunuzu bir kez daha
düşünmenizi tavsiye ederim.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) 2000lere gel, 2010, 2020
HALİL ÖZŞAVLI
(Devamla) Doktora programı saydım az evvel, duymadın mı?
(AK PARTİ sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
TEKİN BİNGÖL
(Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Oturun,
yerinizden vereyim.
TEKİN BİNGÖL
(Ankara) İki dakika kürsüden
BAŞKAN Buyurun.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Ankara Milletvekili Tekin Bingölün, Şanlıurfa Milletvekili Halil
Özşavlının HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
TEKİN BİNGÖL
(Ankara) Teşekkürler Sayın Başkanım.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Tabii, vurdu ve gol oldu. Gol oldu mu çıkmaz buradan, bu top
çıkmaz.
TEKİN BİNGÖL
(Devamla) Değerli arkadaşlar, şimdi, Muştaki,
Tatvandaki etkinliklerin mekânıyla ilgili bir savunma
geliştiriliyor. Ya, Melek Mossonun konserinin iptalinin
mantığı da aynı mantık mı ya da Aynur
Doğanın konserinin iptali aynı mantık mı?
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Bu top çıkmaz.
TEKİN BİNGÖL
(Devamla) Yani kesinlikle bir savunma mekanizması geliştirilmek
isteniyor ama külli yanlış, külli yanlış. Çıkın
şuraya, yüreklice, cesurca Elhak, bu bürokratların
yaptığı yanlış, biz kardeşiz, biz
ayrımcılığa karşıyız, biz bütün dillere
saygılıyız, bütün kültürlere saygılıyız. deyin,
sizin dediklerinizi alkışlayalım ama hâlâ bu
yanlışı savunarak mazeret
geliştirmeye çalışıyorsunuz. 1944ler, 1950ler
HALİL ÖZŞAVLI
(Şanlıurfa) Tek parti iktidarı.
TEKİN BİNGÖL
(Devamla) Yanlış ne zaman yapılmışsa
HALİL ÖZŞAVLI
(Şanlıurfa) İsmet İnönü zamanı
TEKİN BİNGÖL
(Devamla) Cumhuriyet Halk Partisinin kadroları hiçbir zaman
yanlışı savunmaz.
HALİL ÖZŞAVLI
(Şanlıurfa) CHP zihniyeti en çok Kürtçeyi yasakladı.
TEKİN BİNGÖL
(Devamla) Sizin hayatınız yanlış, hayatınız
yanlışı savunmak; aramızdaki temel fark bu. (CHP
sıralarından alkışlar)
HALİL ÖZŞAVLI
(Şanlıurfa) Tamam, güle güle!
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Bu top çıkmadı.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Beştaş.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
31.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Şanlıurfa Milletvekili Halil Özşavlının HDP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan.
Eğer bugün Kürt
halkı kazanımlar elde etmişse bu, AKPnin bir lütfu değil,
Kürt halkının mücadelesiyle ödedikleri bedeller sayesindedir; bunu
unutmasınlar.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Daha önce niye yoktu? Daha önce niye yoktu? Daha önce niye yoktu?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Diğeri; kendisi bir şeyler anlattı
hatip, ben de onun karşılığında söyleyeyim neler var:
Evet, kayyumlarınız Kürtçe yer isimlerini değiştiriyor,
Türkçeleştiriyor.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Yalan! Yalan! Yalan!
HALİL ÖZŞAVLI
(Şanlıurfa) Aksine Kürtçeleştiriyor, aksine
Kürtçeleştiriyor.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ana dilinde eğitim veren Cizrede Berivan,
Amedde Ferzad Kemanger ve Ali Erel, Yüksekovada Dayika Uveyş
okullarını, Kürtçe yazı yazan Zarok TVyi, Kürtçe hizmet veren
kreşleri, Kürtçe oyunlar sergileyen şehir tiyatrolarını, ve
Kürt dil çalışmaları yapan İstanbul Kürt Enstitüsü ve
KÜRDİ-DER'i kim kapattı? Uzaydan mı geldi onlar? Hepsini siz
kapattınız.
HALİL ÖZŞAVLI (Şanlıurfa)
PKK propagandası yapıyorsa kapatırız.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
PKK kanalının söylemleri, PKK!
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Hadi oradan!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kürtçeye katkı sunan akademisyenleri ihraç
ettiler ve Kürtçe öğretmenlerini almadılar Sayın Başkan.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Evet, buyurun,
toparlayın.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Vallahi yalan söylüyorsun, billahi yalan söylüyorsun!
BAŞKAN Sayın
Eronat, ben size
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Evet, özel Kürtçe
BAŞKAN Bir dakika, bir
dakika
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ben size hiç sataştım mı? Siz konuşurken
ben hiç sataştım mı?
BAŞKAN Laf
atmayın, laf atmayın.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Ben de söz istiyorum Başkanım, yalan söylüyor, ben de söz
istiyorum.
BAŞKAN Ben size söz
vereyim, gelin, 5 dakika konuşun ama laf atmayın ya, lütfen ya. Grup
Başkan Vekiliniz orada, ayıp ya.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Onu yapmaz işte.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Duramaz ki duramaz ki orada. Duramazsın, duramazsın
yerinde, rahat duramazsın sen.
BAŞKAN Buyurun.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Aa, ben mi yapmam? Benimle baş edemezsin sen çünkü ben bilgiliyim. Ben
haklıyım ve ben bilgiliyim. Haklı olduğum için de
konuşurum, yüz dakika da konuşurum, baş edemezsin.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Tamam orada konuş işte,
çık orada konuş.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, söylediklerime cevap
bekliyorum. Tekine cevap verebiliyorlarsa biz tekrar konuşalım.
Özel Kürtçe kursları
dediler ya; kapı boyundan dolayı Kürtçe kursları
kapattınız ya; ben gidip tanıklık etmiştim. TRT Kurdî,
Kürtlere hakaret üzerine kurulmuş bir yayın politikası izliyor.
OHALi kaldırdık.
dediniz ya; her yer OHAL ya, şu anda her yer OHAL. OHALe ne gerek var,
siz bütün Türkiye'yi OHAL'e çevirdiniz. Kürtçe bölümlerine atama
yapılmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bitireceğim Başkan.
BAŞKAN Peki,
toparlayın Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kürtçe dil bölümlerine atama yapılıyor,
akademisyenler Kürtçe tez yazamıyor, Kürtçe şarkılar
Türkçeleştiriliyor; ne diyorsunuz buna? Tıpkı yer isimleri gibi
Kürtçe şarkılar da Türkçeleştiriliyor.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Yalan söylüyorsun!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kimse yasaklamadı. dediniz, dün
İçişleri Bakanınız da dedi. Valiler nereye bağlı?
İçişleri Bakanına bağlı değil mi? Bursa
Valiliği kamu güvenliği demedi mi? Ya,
attığınız yalanlara siz inanmıyorsunuz ya. Bize ne
hikâye anlatıyorsunuz?
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Ya, sen yalanı çok konuşuyorsun, her 2 lafından 1i yalan!
HALİL ÖZŞAVLI
(Şanlıurfa) Yalancı olan sizsiniz!
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B)
Çeşitli İşler
1.-
Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden oda başkanlarına
Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN İzmir'den
gelen oda başkanlarımıza Hoş geldiniz. diyoruz,
hayırlı çalışmalar diliyoruz. (Alkışlar)
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
HDP Grubunun, Van Milletvekili Murat Sarısaç ve arkadaşları
tarafından, Kürtçe tiyatro ve konser yasaklarının sebeplerinin
araştırılması amacıyla 1/6/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 1
Haziran 2022 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır. Okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
Okutuyorum:
3.-
CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve
Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, uyuşturucu madde
bağımlılığının nedenlerinin ve türlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/6074) esas numaralı Meclis Araştırması
Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 1 Haziran 2022 Çarşamba
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
1/6/2022
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
1/6/2022 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Engin
Özkoç
Sakarya
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan
uyuşturucu madde bağımlılığının
nedenlerinin ve türlerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/6074) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin görüşmesinin,
Genel Kurulun 1/6/2022 Çarşamba günkü (bugün) birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin
gerekçesini açıklamak üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Uşak Milletvekili Sayın Özkan Yalım.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZKAN YALIM
(Uşak) Teşekkür ederim Sayın Başkanım ve yüce Divan.
Bizi izleyen tüm
vatandaşlarımızı ve de tüm milletvekili
arkadaşlarımızı selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarımız, burada 5 partiden çok sayıda
milletvekilimiz var; toplam 600e yakın milletvekilimiz görevde şu
an. Vatandaşlarımızın bir sorunu var ve gerçekten bu sorun
ne AK PARTİ'nin ne CHP'nin ne HDP'nin ne MHP'nin ne İYİ
Parti'nin sorunu; toplumun genel sorunu. Hepimizin -Allah'a emanet-
çocukları var, hepimizin eşinin dostunun,
tanıdıklarının çocukları var. Bu konu bütün hepimizi
ilgilendiriyor, parti ayrımı etmeden 5 partinin de onay vereceği
düşüncesiyle bu araştırma önergesini verdim. İnşallah,
konu bittikten sonra sizlerden de bu desteği bekliyorum.
Değerli arkadaşlar,
ilk önce, toplumda tıbbi anlamda metamfetamin diye adı geçen,
özellikle bölgede taş limon tozu görünümlü taş diye anılan,
adına met denilen kristal buz met ice gibi isimlerle satılan
bir uyuşturucu var. Bu uyuşturucu madde, maalesef 12-13
yaşlarına kadar inmiş durumda. Özellikle, ilim Uşak
çevresinde, merkezde ve ilçelerinde çok sayıda vatandaşımız
bu illete bulaşmış durumda ve de kurtulamamaktan dolayı da
kendileri bile şikâyetçiler, birçok aile de kendileri şahsen bana
gelip bunun durumunu anlattılar.
Değerli arkadaşlar,
tabii ki bununla alakalı ilimden değil ama genel anlamda
basından aldığım görüntüleri sizlere göstermek istiyorum.
Gerçekten bu görüntüler bizim çocuklarımıza yakışmayan
görüntüler. Bakın, bununla alakalı şu görüntüleri sizlerle
paylaşmak istiyorum. Bunların, işte, bu illetin met denilen,
taş denilen bu kimyasal maddenin vatandaşlarımızı,
çocuklarımızı, arkadaşlarımızı ne hâle
getirdiğini sizlere göstermek istiyorum. Bakın, bir kadını
bile ne hâlden ne hâle getiriyor. Bu kızlarımız bizim
kızlarımız.
Bakın, özellikle, bu
uyuşturucuyu metamfetamin denen bu taşı Uşakta çok
sayıda Afganlı ve Suriyeli yabancı uyruklu vatandaşın
sattığıyla ilgili net bilgiler var elimizde. Ben burada tüm
Meclisten -Meclisimizin alacak olduğu kararla, İçişleri
Bakanlığının verecek olduğu talimatla- başta
Uşak olmak üzere tüm illerimizde bu sorunu gidermek adına, çocuklarımızı
bu illetten kurtarmak adına birazdan sizlerden destek bekliyorum.
İlimiz milletvekilleri olan hem Mehmet Altaydan hem de İsmail
Güneşten ve de AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Mahir
Ünaldan bunu özellikle beklemekteyim çünkü bu çocuklar hepimizin çocuğu.
Bakın, bu kimyasal
maddenin açılımını çok basit bir şekilde anlatabilirim
ama burada zaman kaybı olmasın diye anlatmıyorum. Gerçekten
çocuklarımızı ve de tanıdığımız bütün
vatandaşlarımızı evden uzaklaştıran, eşinden
uzaklaştıran, işinden uzaklaştıran, hatta annesinin
babasının altınını çalıp sattıran, bu illeti
almak adına gereken her türlü hırsızlığı
yaptıran, özellikle de küçük çocuklara hırsızlık
yaptıran bu illetten kurtarmak adına gereken desteği bekliyoruz
çünkü hem fiziken hem ruhen bitiriyor, gerçekten bitiriyor. Bu anlatmakla
bitmez, vatandaşı ne hâle getirdiği gerçekten anlatılmaz.
Kırmızı ışığı yeşil gibi görüp
gelen büyük kamyonun altına girmeye kadar aşırı derecede
cesaret gösterip buna benzer birçok anlamda her şeyde halüsinasyon
gösteren bu illetten
5 partide yer alan tüm milletvekili arkadaşlarımızdan
destekle kurulacak olan bu komisyonla bunun önüne gerçekten
geçebileceğimizden hiç şüphem yok çünkü bizim Türk Silahlı
Kuvvetlerimiz, emniyet güçlerimiz bununla baş edecek güçte. Ben tekrar
söylüyorum: Özellikle yabancı uyruklu vatandaşların ürettiğini
ve kendi vatandaşlarımıza sattıklarını
belirtiyorum, bununla alakalı tekrar tekrar sizden destek bekliyorum. Bu
çocuklarımızın, bu kızlarımızın bu hâle
düşürülmesinden dolayı utanç içerisinde olduğumu belirtiyorum.
Birazdan yapılacak olan
oylamada, bütün vatandaşlarımızı bu sorundan, bu illetten,
bu metamfetaminden, bu taştan kurtarmak adına -tekrar tekrar
özellikle üzerine basıyorum- gereken desteğinizi bekliyorum. Çünkü
vatandaş bizim vatandaşımız, çocuk bizim çocuğumuz;
bütün hemşehrilerimizin bu sorununu gidermek adına çok Değerli
Grup Başkan Vekillerimizden ve milletvekillerimizden tekrar tekrar destek
bekliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZKAN YALIM (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün gece Kapıkulede,
Avrupaya ihracat yaptığımız 3 önemli sınır
kapısından Hamzabeyli, İpsala ve Kapıkule- 1i olan
Kapıkulede bekleme saatleri yüz on saati bulduğundan dolayı çok
sayıda şoför arkadaşımız benimle iletişime geçti.
Ben buradan Ulaştırma Bakanını ve de Ticaret
Bakanını göreve davet ediyorum. Yüz on saat beklemek nedir ya?
İnsanda ne psikoloji bırakır ne de gidecek olduğu ülkedeki
terminine yani randevusuna doğru zamanda varabilir. Bugün kendileri saat
11.00de Kapıkulede kontak kapattılar ve de basın
açıklaması yaptılar. Tüm nakliye firmaları sahipleriyle
birlikte, tüm şoför arkadaşlarımızın bu
yaptığı eylemden dolayı yanlarında olduğumu,
gereken desteği vermek üzere her zaman yanlarında olduğumu ve de
Mecliste bu konuyu dillendireceğimi tekrar edip bu konuyu da Sayın
Ulaştırma Bakanına ve Ticaret Bakanına buradan iletiyorum.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ
Parti Grubu adına Konya Milletvekili Sayın Fahrettin Yokuş.
Buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde madde
bağımlıların sayısı her geçen gün
artmaktadır, uyuşturucu maddeler her köşebaşında
satılır hâle gelmiştir. Madde
bağımlılığının tedavisi uzun bir süreç
gerektirmektedir, ne yazık ki tedavi merkezlerimiz bu hususta yeterli
değildir. Yasalarımızdaki yaptırım ve cezaların yetersizliği
de âdeta madde kullanımını teşvik etmektedir. Şöyle ki
bu işin ticaretini yapanlara caydırıcı cezalar
verilmemektedir. Bu nedenle ülkemizde torbacı adı altında on
binlerce satıcı bulunmaktadır. Ayrıca, ülkemizdeki
uyuşturucu ticaretini uyuşturucu baronlarıyla beraber PKK terör
örgütü yapmaktadır. Hatta bu örgütler ülkemiz üzerinden Avrupa'ya çok
yoğun uyuşturucu geçişi sağlamaktadırlar.
Değerli milletvekilleri,
öncelikle uyuşturucuyla mücadele konusunda okul çağında
çocukları olan aileler bilinçlendirilmelidir. Bu konuda okul-aile iş
birliğiyle ailelere eğitimler verilmelidir. Uyuşturucuyla
mücadele konusunda kamu kurumları rasyonel bir çalışma içine
girmelidir. Bu hususta, uyuşturucuyla mücadele
başkanlığı kurulmalıdır. Gelecek nesillerimiz
için en büyük tehlike olan uyuşturucu sorunlarıyla Emniyet Genel
Müdürlüğündeki bir narkotik şube müdürlüğünün çabalarıyla
sonuç almamız mümkün değildir.
Uyuşturucuyu bir kez
kullanan kişi ne yazık ki bağımlı hâle gelmektedir.
Ülkemizde madde bağımlılarının tedavisi kişilerin
kendi istekleri doğrultusunda yapılmaktadır. Ne yazık ki
uyuşturucu madde beyin hücrelerine zarar verdiği için gençler hiçbir
zaman tedaviye istekli olmamaktadırlar. Uyuşturucu batağına
düşen gençlerimizi tedaviye istekli ve cevap verebilecek konuma getirmek
için uzmanlar tarafından çalışmalar yapılmalıdır,
gençlerimize örnek olacak şekilde kamu spotları
hazırlanmalıdır, madde
bağımlılığından kurtulanların hikâyeleri
kısa film olarak yayınlanmalıdır. Ayrıca, bu konuda
halkımıza belgesel, seminer gibi etkinlikler düzenlenmelidir.
Ülkemizdeki AMATEM merkezleri
madde bağımlılığı tedavisinde maalesef yetersiz
kalmaktadır. Gençlerimizi rehabilite edecek şekilde tedavi merkezleri
oluşturulmalıdır. Bu merkezlerin içinde sosyal tesisler ve
meslek edindirme kursları mutlaka olmalıdır. Uyuşturucu
tedavisi görenler, tedavi sonrasında belli aralıklarla psikolog veya
psikiyatristlerden oluşacak uzmanların denetiminde
olmalıdırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
FAHRETTİN YOKUŞ
(Devamla) Değerli milletvekilleri, Millî Eğitim
Bakanlığı, ilköğretim müfredatından başlamak
üzere, her yaş grubuna uygun şekilde uyuşturucu maddelerin
zararlarıyla ilgili olarak kapsamlı çalışmalar yapmalı
ve çocuklarımızın bilinçlendirilmesi
sağlanmalıdır.
Bilindiği gibi,
Sayın Cumhurbaşkanımız sigarayla mücadelede kararlı
bir tavır sergilemektedir ancak sigaradan daha zararlı olan,
gençlerimizin geleceğini karartan uyuşturucuyla mücadelede gerekli
hassasiyet ne yazık ki gösterilmemektedir. Eğer cezaevlerindeki her 4
mahkûm ve tutukludan 1isi uyuşturucu satıcılarından
oluşuyorsa durumun vahametini dikkatinize sunmak istiyorum.
Bugün ülkemizin en önemli
sorunlarının başında gençlerimizin hayatını
tehdit eden uyuşturucu belası vardır; acilen tedbir
alınmalıdır ve gereği yapılmalıdır. Biz bu
araştırma önergesini destekliyoruz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Erol Katırcıoğlu.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli vekiller; Cumhuriyet Halk Partisinin uyuşturucuyla ilgili
verdiği bu önerge ile Sayın Cumhurbaşkanının -dündü
yanılmıyorsam- yaptığı bir açıklamanın
yakından ilişkili, bağlantılı olduğunu
düşünerek sözlerime başlamak istedim.
Şimdi,
Sayın Cumhurbaşkanı bu alkol ve sigarayla ilgili olarak diyor
ki, okuyorum: Devamlı artırıyoruz -yani vergileri artırıyorlar- bundan dolayı da çok
rahatsızlar, hem suluda hem sigarada artırıyoruz fakat hayret
yani aç sefil geziyor ama almaktan geri durmuyor. Rakıyı almaktan,
birayı almaktan geri durmuyor Yeter ki alayım. diyor.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, iktisat okumuş olan -ki biliyorsunuz
Sayın Cumhurbaşkanı kendini iktisatçı olarak kabul ediyor-
birisi için bu hadise hayret denilecek bir hadise değil, bu hadise
talebin inelastikliği dediğimiz bir hadiseyle ilgilidir yani talep
fiyatlarla ilgili olarak, malın niteliğine bağlı olarak
farklı davranabilir. Eğer tüketiciler açısından vazgeçilmez
bir maldan söz ediyorsak o malın arzını
azalttığınız zaman veya fiyatını
arttırdığınız zaman onun miktarı azalmaz çünkü
insanlar almaya devam edeceklerdir çünkü alışkanlıklar vesaire
ne derseniz deyin o malı talep etmeye devam edeceklerdir. Şimdi,
dolayısıyla da burada ben Sayın Cumhurbaşkanının
bu cümlesini hakikaten
Birkaç defa söyledim, yanılmıyorsam, kendisi
Aksaray Yüksekokulu'nda okuyordu ama sanıyorum, herhâlde iktisat derslerini
mesleğin başındaki bazı asistanlardan almış olsa
gerek bunu
tam olarak öğrenememiş. Çünkü, ben, gerçekten,
Cumhurbaşkanlığı katında kendisini ekonomist olarak
gören bir kişinin buna hayret etmemesi lazım gelir diye
düşünüyorum.
Şimdi, önergeye gelecek
olursak önergede de benzer bir durum var esasında. Bakın, şöyle
söyleyeyim: Vergileri artırdığınız zaman arzı
azaltırsınız ama talep inelastik olduğu için sadece fiyat
artar, miktar azalmaz. Benzer bir şeyi uyuşturucuyla ilgili olarak da
söyleyeceğim şimdi size. Sadece uyuşturucu baronlarıyla
mücadele ettiğinizde ne olur biliyor musunuz? Uyuşturucunun
fiyatı artar, baronların kârları artar ve kullanımı
azalmaz. Bu, dünyada, uyuşturucuyla mücadelede herkesin bildiği bir
husustur. Ben, Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayın Süleyman Soylu'ya birkaç
defa anlattım bunu ya da her sene anlattım bir şekilde bir
vesile olduğunda. Bunu değerlendiremiyorlar diye düşünüyorum.
Yani uyuşturucuyla da alkolle de tabii ki mücadele edilmelidir ama bu
mücadele talep yönlü bir mücadele olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
EROL KATIRCIOĞLU
(Devamla) Yani kullanımının azalmasını
sağlayacak bir mücadele olmalıdır yoksa vergileri
arttırarak alkol kullanımını da azaltamazsınız,
sigara kullanımını da azaltamazsınız. Aynı
şekilde, uyuşturucuyu da uyuşturucu kullanımını
da azaltamazsınız. Olacak olan şey -yapılan şey de
odur esasında, yanlışlık diyeyim- uyuşturucu
baronlarının kârlarına kâr katılmasıdır diye
düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Uşak Milletvekili Sayın
İsmail Güneş.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde AK PARTİ
Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve
ekranları başında bizi izleyen aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Çağımızda
iletişim ve ulaşımın hızla artması neticesinde
çağımızın maalesef önemli hastalıklarından biri
olan uyuşturucu kullanımı da önemli derecede artmıştır.
Uyuşturucu kullanımı sadece ülkemizin problemi değil, tüm
dünyanın problemidir. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç
Ofisinin 2021 Dünya Uyuşturucu Raporuna göre dünyada 2019
yılında 15-64 yaş arası uyuşturucu
kullanımına baktığımız zaman oran yüzde 5,5.
Yine, 2021 yılı Avrupa Uyuşturucu Raporuna
bakıldığında Avrupada bu kullanım kaç? derseniz
aşağı yukarı yüzde 28,9; yaklaşık 83 milyon insan
Avrupada uyuşturucuyu en az 1 kez kullanmış. Türkiyede bu
oran kaç? derseniz yüzde 3,1 yani Avrupa ve dünya ortalamasının
altında olmasına rağmen, bunu bizim için de önemli bir oran
olarak kabul ediyoruz.
Uyuşturucuyla mücadele
edebilmek için ilk önce, bu uyuşturucudan para kazanan, bu
uyuşturucuyu transfer eden terör örgütleriyle mücadele etmek gerekir. Eğer
terör örgütleriyle mücadele etmezseniz uyuşturucuyla asla mücadele
etmiş sayılmazsınız. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir
taraftan terörle önemli ölçüde mücadele ederken diğer taraftan da
uyuşturucu kullanımı, satılması, ticaretiyle de önemli
bir mücadele vermektedir. Hükûmetlerimiz döneminde, uyuşturucu
kullanımı ve ticaretiyle ilgili cezalarda önemli derecede
artışlar yapılırken, ceza düzeyleri önemli derece
artırılırken diğer taraftan bunun infazlarında bizden
önceki dönemde infaz yüzde 40ken bugün dörtte 3üne yükseltilmiş,
ayrıca uyuşturucudan ceza alanların denetimli serbestlikten
faydalanmalarının önü kesilmiştir.
Diğer taraftan,
uyuşturucu kullanımını önlemek amacıyla Emniyet,
Jandarma birimlerimiz, narkotik birimlerimiz bir taraftan halkı
eğitirken diğer taraftan da Uyuşturucu
Kaçakçılığıyla Mücadele Koordinasyon Kurulu
kurulmuştur; üç ayda bir toplanmakta ve önemli kararlar almaktadır.
Diğer bir önemli proje
olan UYUMA uygulamasını telefonlara indirerek
vatandaşımız uyuşturucu kullanılanları kolaylıkla
ihbar etmektedir. UYUMA programını Türkiye'de 441 bin
vatandaşımız indirmiş ve 40 bin kişi ihbarda
bulunmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
İSMAİL GÜNEŞ
(Devamla) Teşekkür ederim Başkanım.
Uyuşturucuyla mücadelede
pek çok program hayata geçirilirken en önemli projelerden bir tanesi de En
İyi Narkotik Polisi; Anne projesini hayata geçirerek annelerin
uyuşturucu kullanımıyla ilgili bilinçlendirilmesi ve
farkındalığın artırılması hayata
geçirilmiştir.
Diğer taraftan, mesela,
uyuşturucuyla ilgili dünyada yapılan uyuşturucu
yakalamalarının, dünyada yakalanan eroinin yaklaşık yüzde
21i ülkemiz tarafından yakalanmıştır. Diğer taraftan,
Avrupa'da 2019 yılında 4 milyon 610 Ecstasy tablet yakalanırken
bu sayı Türkiye'de 8 milyon 695; yaklaşık 2 katı.
Şehrimizle ilgili de
uyuşturucuyla mücadelede önemli adımlar atılmakta
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İSMAİL GÜNEŞ
(Devamla)
ve bununla ilgili de 2021-2022 yıllarında
yaklaşık olarak
Önergenin aleyhinde
olduğumu bildirir, Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
BAŞKAN Öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
16.14
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.47
BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK
(İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 97nci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Alınan karar
gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan,
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal ve Erzurum Milletvekili
Zehra Taşkesenlioğlu Ban ile 37 Milletvekilinin Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal ve Erzurum Milletvekili
Zehra Taşkesenlioğlu Ban ile 37 Milletvekilinin Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4441) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 335) (X)
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
Dünkü birleşimde İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 335 sıra
sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümünde yer alan 1inci madde
kabul edilmişti.
2nci madde üzerinde 3 önerge
vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Kanun Teklifinin 2nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Serpil Kemalbay
Pekgözegü Hasan
Özgüneş Ali
Kenanoğlu
İzmir
Şırnak İstanbul
İmam
Taşçıer Şevin
Coşkun Dirayet
Dilan Taşdemir
Diyarbakır
Muş Ağrı
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan
Taşdemir.
Buyurun Sayın
Taşdemir. (HDP sıralarından alkışlar)
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri ve bizi televizyonları başında izleyen sevgili
halklarımıza saygılarımı sevgilerimi iletiyorum.
Ülkemizde ciddi bir ekonomik
kriz söz konusu. Yine, derin bir yoksulluk ve açlık yaşanıyor
ama AKP, yarattığı bu yıkımı, hukuksuzluğu
hukuk hâline getirerek aslında bildiğimiz siyasete yeniden
sarılıyor. Kendi başarısızlığını
örtbas etmek için kadınlara, partimize ve muhaliflere operasyonlar
düzenliyor. 7 Haziran 2015 tarihinden bugüne saldırılar sistematik
bir hâl aldı. Bugün ülke şiddet ve baskıyla yönetiliyor;
iktidarda kalmanın yolu, bu sistematik şiddet olmuş durumda. Dün
Batmanda, içerisinde belediye eş başkanlarının, il, ilçe
yöneticilerinin ve TJA aktivistlerinin olduğu 17 kadın
arkadaşımız gözaltına alındı; gözaltı
gerekçesini bilmiyoruz. Artık AKP yargısı insanları
gözaltına almak için herhangi bir gerekçeye de ihtiyaç duymuyor; AKPye
muhalifseniz, kadın iseniz, Kürt iseniz zaten baştan suçlu ilan
ediliyorsunuz. Özellikle Kürt kadınlarının yürüttüğü
siyasal faaliyetler ve örgütlenme çalışmaları suç
sayılıyor ve engellenmeye çalışılıyor. Bugün
dünyanın her yerinde kadın hareketi şiddete, savaşa,
yoksulluğa, sömürüye, tacize ve tecavüze karşı örgütleniyor,
mücadele yürütüyor; Kürt kadın hareketi de bu kadın hareketlerinin
bir bileşeni, bir parçası olarak yıllardır bu
coğrafyada mücadele etmeye çalışıyor, örgütlenmeye
çalışıyor, farkındalık yaratmaya
çalışıyor.
İlk örgütlenme biçimi
DÖKHle başladı yani Demokratik Özgür Kadın Hareketi. Daha sonra
KJA olarak bir dernekleşme süreci yaşadı. KJA, kanun hükmünde
kararnameyle, diğer kadın örgütleri gibi kapatıldı.
Ardından, sivil toplum örgütlerinde yer alan, inanç gruplarında yer
alan bağımsız kadınlar bir araya gelerek kendilerini TJA
olarak ilan ettiler, faaliyetlerini bugün de TJA olarak yürütüyorlar. Tüm bu
çalışmalar açık, şeffaf olmasına rağmen, sanki
gizli saklı bir şey varmış gibi, çalışmalarımız,
TJAnın faaliyetleri terörize edilmeye çalışılıyor,
yargılama konusu yapılıyor. Bakın, 25 Kasım, 8 Mart,
yine, kadına yönelik şiddetle mücadele faaliyetleri iddianamelere
konu yapılıyor; bundan kaynaklı, kadınlar
tutuklanıyor.
Gözaltına
aldırdığınız, tutukladığınız
kadınların yürüttüğü mücadeleyi ve faaliyetleri bir kez daha
burada hatırlatmak istiyorum. Hani uluslararası platformlarda
Kadınların siyasette temsil oranını artırdık.
diye övünüyorsunuz ya, işte, aslında bu temsiliyeti artıranların
içinde TJAlı kadınların emeği var. Yine, Kürt
kadınlarının mücadelesi sonucunda eş başkanlık,
eşit temsiliyet bugün bütün dünya kadınlarının ortak
kazanımına dönüştü. Yerel yönetimlerde kadın
politikaları müdürlükleri, daire başkanlıkları,
şiddetle mücadele dernekleri, kadın dayanışma merkezleri,
Alo Şiddet hatları, meslek edindirme kursları, kreşler,
kadın yaşamevleri ve kadını güçlendiren, burada
adını sayamadığım yüzlerce projenin,
çalışmanın altında TJAlı kadınların, Kürt
kadınlarının, bugün gözaltına
aldığınız, tutukladığınız,
yargıladığınız kadınların imzası var.
Kürt kadınları,
demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir yaşam için mücadele
ediyor; toplumsal dönüşümde çok önemli rol oynuyorlar ve bunu da
başarıyorlar. Aslında buna tahammül edilmiyor, işte, bu başarıya
karşı ciddi bir öfke, ciddi bir nefret duyuluyor çünkü
kadınların eşitlik, özgürlük talebi yargılanıyor. AKP,
kadınların özgürleşmesinden, dayanışmasından
ciddi anlamda rahatsız ve korku duyuyor; onun için de kadınların
karar mekanizmalarında, siyasette yer almasını istemiyor;
sadece, kadınlar, evde kalsın, biat etsin isteniyor. Kadın
mücadelesi var oldukça biat eden bir toplum inşa edemeyeceksiniz;
karşınızda, sorgulayan, hesap soran, itiraz eden kadınlar
hep olacaktır. Cezaevlerine atarak, şiddet uygulayarak sesimizi
kısamazsınız.
Bugün, zindana
attığınız Gültan, Figen, Sebahat, Mukaddes, Gülseren, Ayla,
Edibe, Songül, Mücella ve Çiğdem ve adını
sayamadığım binlerce kadın yargılanmıyor;
aslında AKPyi yargılıyorlar, sizden tüm kadınlar
adına hesap soruyorlar. Ben de onları bir kez daha buradan
saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Devamla) Değerli arkadaşlar, ben sözlerimi
sevgili Gültan Kışanak'ın sözleriyle bitirmek istiyorum. Sevgili
Gültan ne demişti? Ant olsun ki biz kadınlar en büyük kariyerimizi
sizin saltanatınızı yıkarak başaracağız.
Evet, kadınlar, AKP iktidarına mücadeleleriyle son vereceklerdir.
Teşekkür ederim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile
İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi'nin çerçeve 2nci maddesiyle 3218 sayılı Kanuna eklenen ek
5inci maddenin ikinci fıkrasının teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Çetin
Osman Budak Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu
Kocaeli
Antalya
Manisa
Tacettin
Bayır Okan
Gaytancıoğlu Müzeyyen
Şevkin
İzmir
Edirne
Adana
Mahir
Polat
İzmir
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili Mahir Polat.
Buyurun Mahir Bey. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar)
MAHİR POLAT (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
335 sıra sayılı Yasa Teklifinin 2nci maddesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Bu yasa teklifinin daha
komisyonlara gelmeden önce çokça reklamı yapıldı, çokça
anlatıldı. İlgili Komisyon Başkanı tarafından
Meclis TVsinde falan anlatıldığında ihracatçılar
beklediler, acaba içinden ne çıkacak? Bizimle iletişime geçen
ihracatçılar kendileriyle ilgili bir şeyler çıkmasını
beklediler fakat bu yasa teklifinden üç tane şey çıktı.
Birincisi, yirmi yıldır yapamadığınız, CHP
belediyelerde iktidara gelince belediyelerin fuardan reklam gelirlerini
kısmak; ikincisi, uzun zamandır atanamayan TİM Genel Sekreteri
ile Genel Sekreter Yardımcısını değiştirmek;
üçüncüsü de kullanılan bir binanın kullanılma şekliyle
ilgili bir karar almaktı. Onun dışında, ihracatçıyla
ilgili hiçbir şey yoktu oysa ihracatçının sizden çokça
beklentileri vardı. Bunları tek tek sıralamak gerekirse, mesela,
ihracatçı birliklerinin yedek akçelerini neden İhracatı
Geliştirme Anonim Şirketine gönderiyorsunuz? İhracatçı birlikleri,
ihracatı geliştirmek üzere plan ve proje yaparlar, ilgili analiz
laboratuvarlarını kurarlar; bunları onlardan alıp
ihracatçı birliklerini güçsüzleştirirseniz ihracatçı birlikleri
nasıl ihracatı geliştirecek?
Yine, sizin kanun marifetiyle
2 Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcısı atamanız
TİMin ve ihracatçı birliklerinin insan kaynağı
noktasında eksik olduğunu gösterir ve zafiyeti ortaya koyar.
Yine, değerli
arkadaşlar, ihracatçıların üzerine yükler koyuyorsunuz. Bu
yüklerin bir tanesi de ihracat genelgesinde yer alan terkinlerle ilgili madde.
İhracatçıya diyorsunuz ki: 15 bin dolara kadarki -önce 30 bindi-
kısmını getirin, yüzde 40ını aracı bankada
bozdurun, ondan sonra ne yaparsanız yapın. Bu, hayatın
doğal akışına terstir. İhracatçılar dövizle
borçlanırlar, dövizle girdi maliyetleri var; siz, bunları
bozduracaksınız, sonra döviz aldıracaksınız.
İhracatçılara Aradaki parite farkını da cebinden
karşıla. diyorsunuz.
Yine, ülkede ekonomi ne zaman
sıkıntıya girse yurt dışından gelecek döviz
kazandırıcı işlemleri konuşuruz, dış
ticareti konuşuruz, ihracatı konuşuruz. Üç tane döviz
kazandırıcı işlem var; bir tanesi turizmdir, bir tanesi
hizmet sektöründen gelecek dövizlerdir, biri de ihracattır. Turizm Hak
getire; dünyada turistleri en ucuza ağırlayan ülke hâline geldi
Türkiye. Döviz kazandırıcı işlemlere bakıyoruz,
TURQUALITY destekleri vardı. Mesela, bununla ilgili, 2564 sayılı
Yasanın geçici 7nci maddesinde özellikle yeme içme sektörünün,
franchisinglerin yurt dışında belli giderlerinin
karşılanmasıyla ilgili destekleri vardı, bunu
kaldırıyorsunuz. Neden, sadece, ünlü bir firmanın, ünlü bir
yiyecek içecek firmasının kiralarının yüksek olması.
Bu, diğerlerine yapılan ciddi bir haksızlıktır; bunu
doğru bulmuyoruz.
Değerli arkadaşlar,
ihracatla ilgili hep beraber iri iri laflar kullanıyoruz, önüne gelen
ihracat rakamı açıklıyor İhracat şöyle arttı,
böyle arttı. diye. Ben size başka bir -Komisyonda da söyledim- okuma
biçimi söyleyeyim. Dünyada ülkelerin gelişmişliği 1 kilo
ihracatlarını kaç dolara yaptıklarıyla da ölçülür. Mesela,
dünyanın gelişmiş ülkeleri -Amerika, Japonya gibi-
Yine, Bakanlık
yetkilileri buradayken bir uyarıda bulunmak istiyorum. Sadece ihracat
olarak dış ticareti düşünmemek gerekiyor, dış ticaret
bir ülkenin tüm dengelerini etkiliyor. Biz, şekeri sıfır vergiyle
tarife kontenjanlarıyla ithal etmeye başladık çünkü şeker
fabrikalarını ve üretim dengesini kaybettik. Ülkede krizle birlikte,
döviz kriziyle birlikte neyi gördük? Ayçiçeği yağının tavan
yaptığını gördük.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MAHİR POLAT (Devamla)
Bakanlık yetkilileri buradayken uyarmak isterim. Ayçiçeği
yağında 30 Haziran 2022ye kadar vergiyi
sıfırlamıştınız, yarın, 30 Haziran bittikten
sonra 67,5 gümrük vergisi var bunun, bunlarla ilgili önlem almazsanız yine
insanlar temel gıdada olduğu gibi ayçiçeğinde de erişim ve
fiyat pahalılığıyla karşılaşacaklar, yine
fırsatçılar gündeme gelecek. Bunları olmadan öngörüp
yapmanızla ilgili sizleri uyarıyoruz.
Hepinize teşekkür
ederim.
Saygılar. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 2nci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan eklenmiştir ibaresinin
ilave edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Behiç
Çelik Ayhan
Erel
Adana Mersin Aksaray
Dursun
Ataş Zeki
Hakan Sıdalı İmam
Hüseyin Filiz
Kayseri
Mersin Gaziantep
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz.
Buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İMAM HÜSEYİN
FİLİZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 335 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 2nci maddesi
üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bu maddeyle, arazisi hazinenin mülkiyetine ait serbest bölgelerde faaliyet
ruhsatı iptal edilen ya da süresiz olan kiracı
kullanıcılara, üst yapıda bulunan mallarının tahliyesi
için, bir aydan az, altı aydan fazla olmamak üzere süre verilmesi, bu süre
sonunda ise tahliyesi gerçekleşmeyen malların idarece tasfiyesi
öngörülmektedir. Bu maddeye olumlu baktığımızı
belirtmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
seçim bölgem Gaziantep'te Serbest Bölge 1998den itibaren faaliyete
başlamış, hâlen 15i Türk, 6sı yabancı olmak üzere 21
firma faaliyette bulunmaktadır. Gaziantep Serbest Bölgesiyle ilgili yapılan
bir akademik çalışmada, bu maddeye esas olan ruhsat süreleriyle
ilgili olarak, yatırımcıların yüzde 70e yakını
faaliyet ruhsatında belirtilen süreleri yetersiz bulmaktadır.
Dolayısıyla, ruhsat süresinin ilgililerce yeniden
değerlendirilmesi yararlı olacaktır. Bu sorunlara ilaveten,
yatırımcılar; alan yetersizliği, konteyner eksikliği,
tartıda sıra bekleme sorunu ile ham madde girişindeki sorunlar
ve sigortayla ilgili sorunların giderilmesini beklemektedirler. Türkiye
genelinde serbest bölgelerde 737si yabancı, toplam 2.802 firma
bulunmaktadır. Bunlardan 1.115i yani yüzde 43ü üretim faaliyeti
yapmaktadır. Burada üzerinde durmamız gereken konu, üretim
faaliyetinde bulunan firmaların sayısının ve katma
değeri yüksek ürünlerin oranının artırılması
konusudur.
Değerli milletvekilleri,
TÜİK'in mart ayı verilerine göre, toplam ihracatımızın
yüzde 94,3ünü teşkil eden imalat sanayisi ihracatı içinde yüksek
teknoloji ürün payı yüzde 2,8dir. Gelişmiş ülkelere nazaran
oldukça düşük olan bu oranı arttırmanın yollarını
bulmak zorundayız. Bu konuda gösterilmesi gereken çabalardan birini
dikkatinize sunmak istiyorum. Üniversitelerin bilgi ve becerilerini
ticarileştirmek amacıyla gelişmiş ülkelerde university
spin-out Türkçe'de yenilikçi işletme olarak adlandırılan
şirketlerin kurulması teşvik edilmelidir.
Değerli milletvekilleri,
kurucuları, pay sahipleri akademisyenler olan ve teknoloji geliştirme
bölgelerinde kurulan bu şirketler, üniversitelerin araştırma
potansiyeliyle akademik bilgilerini inovatif bir ürün veya hizmete
dönüştürüyor, somutlaştırarak sanayiye aktarıyor ve onlara
ekonomik değer kazandırıyor. Araştırmalara göre,
inovasyon, üniversite yenilikçi şirketlerinin
başarısını etkileyen en önemli faktör olmakla birlikte,
üniversite personel desteği, AR-GE faaliyetinin de dikkate
alınması vurgulanmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
ülkenin teknolojide dışa bağımlılıktan
kurtulması ve teknoloji üreterek gelişmesi için üniversite-sanayi
iş birliği teknoloji geliştirme bölgeleri ve bu bölgelerde faaliyet
gösteren yenilikçi şirketler gerçekten çok önemlidir. Bunlar, nihai olarak
yine toplumsal kalkınmaya hizmet edecektir ancak bunların ekosistemin
tüm mekanizmalarının kötüye kullanımına müsaade etmeyecek
şekilde tasarlanması ve doğru bir şekilde işletilmesi
gerekiyor.
Değerli milletvekilleri,
maalesef, AK PARTİ iktidarı her konuda olduğu gibi katma
değerli ürün üretiminde ve teknoloji konusunda ülkenin çok önemli
stratejik kuruluşlarını liyakatsiz yöneticilerin ellerine teslim
etmiş durumda. Liyakatsiz yöneticiler ülkenin en stratejik
kurumlarının başında ne yapıyorlar, belirsiz.
Ayakları yere basan projeler olmadığı gibi, hibelerden de
Hükûmete yakın, yandaş olan kurum, kuruluş, KOBİ ve
sanayiciler yararlanıyor.
Yine, hatırlatmak
istiyorum, alakasız projelere, fikirlere destek verilmemeli, fon
sağlayıcı kuruluşlardan dağıtılan hibeler
doğru adreslere gitmelidir. Yüzlerce niteliksiz patent başvurusu var,
çoğunun ticarileşme potansiyeli istenilen düzeyde olmayıp bu
patentler sanayiye entegre edilemiyor. Maalesef, teknoloji konusunda
yetişmiş eleman eksikliği, sanayicimizi geleneksel üretim
sarmalı ve dolayısıyla düşük kâr marjıyla bir
kısır döngünün içine atıyor. Sanayicimiz, kâr marjı
düşük un, makarna, iplik gibi katma değeri düşük onlarca mal
yüklüyor, bir taraftan da yükselen elektrik, doğal gaz ve benzeri
maliyetlerle cebelleşmek zorunda kalıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
İMAM HÜSEYİN
FİLİZ (Devamla) Değerli milletvekilleri, gelişmiş
ülkeler, Endüstri 4.0 devrimini tamamlamış ve dev adımlarla
ilerleyip Endüstri 5.0ten bahsederlerken cumhuriyetin
aydınlığı için de artık silkinip ayağa kalkmak
zamanı geldiğine inanan liyakatli kadrolarla, Genel
Başkanımız Sayın Meral Akşenerin dediği gibi,
Türkiyeyi üreterek kalkındıracağız.
Biz hazırız diyor,
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Turan Bey,
buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
32.-
İstanbul Milletvekili Turan Aydoğanın, doğal gaz
zammına ilişkin açıklaması
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Enerji Bakanı,
şubat ayında 400 liralık doğal gaz faturasının
300 lirasını devletin karşıladığına yönelik
açıklamalar yapmıştı. Bugün gelen doğal gaz zammına
bakınca doğal gazdaki sübvansiyon BOTAŞa
karşılıksız değil, borç vermeyle
karşılanmış belli ki. Uzmanların yorumuna göre, bugün
bu durumdan kısmen vazgeçilmiş görülüyor. Tamamından
vazgeçilmesi durumunda gelecek zamların halka gerçekten açlık ve
sefalet getireceğini söylüyor herkes. Zaten ekonomik anlamda beli bükülmüş
vatandaşa zamlarla yaptığınız zulmün bir sonu olacak
mı?
Teşekkür ediyorum.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal ve Erzurum Milletvekili
Zehra Taşkesenlioğlu Ban ile 37 Milletvekilinin Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4441) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 335) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir. (İYİ Parti sıralarından Sayın
Başkanım, 2 kişi var! sesleri)
İtiraz etseydiniz.
2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Mahir Bey, arkadaşlar
bana göre nezaket gösteriyorlar. Dolayısıyla
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Özür diliyorum. Ben Sayın Grup Başkan
Vekiliyle bir konuyu konuşuyordum, çok özür diliyorum.
BAŞKAN Peki.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Kendilerini ben meşgul ettim,
bağışlasın yüce Meclis.
FAHRETTİN YOKUŞ
(Konya) Böyle yasama olmaz efendim, böyle yasama olmaz efendim!
Kayıtlara geçsin, böyle yasama olmaz, lütfen
BAŞKAN 3üncü madde
üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile
İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin çerçeve 3üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 3 18/6/2009 tarihli
ve 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı
Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin
dördüncü fıkrasına (d) bendinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki bent eklenmiş ve diğer bentler buna göre
teselsül ettirilmiştir.
e ) Bu bendin yürürlüğe
girdiği tarihten sonra yapılan ilk Genel Kurul Toplantısı
tarihi itibariyle iflas eden, ölen, ticareti terk eden veya son beş takvim
yılında ihracat yapmayan üyelerin yasal takipte olanlar dâhil
borçlarının ve bu borçların gecikme zamlarının terkin
edilmesine karar vermek.
Tahsin
Tarhan Mahir
Polat Okan
Gaytancıoğlu
Kocaeli İzmir Edirne
Tacettin
Bayır Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Müzeyyen
Şevkin
İzmir Manisa Adana
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) -
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Önerge
hakkında söz isteyen Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi
Bakırlıoğlu.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET VEHBİ
BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Saygıdeğer Başkan, değerli
milletvekilleri; 335 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 3üncü
maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri
Bir şey deneyeceğiz. diyerek yola
çıktığınız zaman yapmış olduğunuz
konuşmalar ve o gün bizim söylediklerimiz daha dün gibi aklımda. Ne
demiştiniz, ne yaptınız ve ne oldu? Faiz sebep, enflasyon
sonuç. dediniz, faizi indirdiniz, kuru artırdınız; kur
arttı Dövize takılmayın, ihracat artacak, cari fazla
vereceğiz, istihdamı artıracağız, büyümeyi
sağlayacağız ve enflasyonu düşüreceğiniz. dediniz.
Peki, ne oldu? İhracat arttı artmasına, hatta rekorlar
kırmakta ancak ithalat da rekorlar kırmaya başladı. Rekor
kıran sadece ihracat veyahut da ithalat değil, enflasyon da rekorlar kırmaya
başladı. En son açıklanan oran yüzde 69,9 yani yüzde 70;
mayıs ayı rakamları yakında açıklanacak ve beklenti
yüzde 80. Doları, döviz kurunu tutamıyorsunuz, tutmak için kur
korumalı mevduat diye bir şey uydurdunuz, fakir fukaradan zengine
servet transferi yapıyorsunuz ama olmadı, olmuyor. Merkez Bankasının
döviz rezervlerini eksi 55 milyar dolara indirdiniz, arka kapıdan döviz
sattınız ama olmuyor, dikiş tutmuyor, dolar artmaya devam
ediyor; şimdi de enflasyon korumalı tahvil bononun peşine
düştünüz ancak emin olun, bu da kâr etmeyecek.
Değerli milletvekilleri,
döviz artışı ile enflasyon arasında ülkemizde çok ciddi bir
korelasyon var yani ülkemizde dolar artarsa bilin ki enflasyon da artar.
Enflasyonu indireceğiz. diye çıktığınız yolda
rekabetçi kur dediniz, enflasyonu hortlattınız, halkı sefalete
sürüklediniz; tüm bu fakirliğin, tüm bu yoksulluğun sebebi ne
yazık ki sizlersiniz; sizin akla, bilime aykırı
uygulamalarınız ve politikalarınız.
Şimdi, halka dönüp Ne
yapalım, tüm dünyada enflasyon var. diyorsunuz. Doğru, tüm dünyada
enflasyon var. Mesela ABD enflasyonunun yüzde 8e çıkacağı
tahmin ediliyor, bizde ise yüzde 80e, tam 10 kat fark var. Şu an,
ülkemiz, dünyada en fazla enflasyonun yaşandığı 6ncı
ülke konumuna geldiyse bunun sebebi sizlersiniz.
Bir de sıklıkla
söylediğiniz bir şey var: Efendim, dünyada emtia fiyatları
arttı, biz ne yapalım? Bunda da doğruluk payı var. Mesela
gübreden örnek vereyim size: DAP gübresinin tonu 600 dolardan 900 dolara
çıkmış dünyada, artış yüzde 50. Yani Amerikalı
bir çiftçi bir yıl öncesine göre DAP gübresine yüzde 50 daha pahalı
ulaşmakta. Peki, ülkemizde ne oldu? Tonu 4 bin lira olan DAP 13.500 liraya
çıktı. Artışa bakar mısınız, tam 3 kat
artmış, yüzde 300lük bir artış var. Amerikalı
çiftçideki artış yüzde 50, bizdeki yüzde 300. Yani bizde de
artış yüzde 50 olsa Ne yapalım, dünyada da yüzde 50
arttı. diyebilirsiniz, o zaman biz de size hak veririz. Peki, bizde neden
3 katına çıktı? DAP gübresi bizde 3 katına çıktı
çünkü Türk lirası sayenizde dünyada en fazla değer kaybeden para
birimi.
Geçen hafta Manisa Demirci
ilçesinde esnaf ziyaretlerinde bulundum, kırtasiyecilik yapan bilge bir
esnafımız esasında durumu gayet güzel açıkladı.
Kâğıdın topu bir yıl içinde tam 4 katına çıkmış,
topu 25 lira olan kağıt 100 liraya çıkmış.
Esnafımız diyor ki: Dünyada kâğıt fiyatları 2
katına çıktı, bizde de 2 katına çıksa anlarım,
vatandaş da anlar ama 4 katına çıkmış, bu fark nereden
kaynaklanıyor? Şimdi, ben de size soruyorum: Bu fark nereden
kaynaklanıyor? Sorunun cevabı bilimsel olarak da verilmiş esasında.
Değerli bir bilim insanı bir araştırma yapıyor,
yaptığı çalışmanın sonucuna göre
yaşadığımız enflasyonun 20 puanı dış
kaynaklı, 50 puanı ise tamamen yerli ve millî.
Değerli milletvekilleri,
gün geçtikçe fakirleşen halkımızın bilmesi gereken bir
şey var, yaşadığımız bu sefaletin sebebi Adalet
ve Kalkınma Partisinin yanlış ekonomik
politikalarıdır. Bugün Sefalet Endeksi'nde dünya 1incisi isek
sorumlusu sizlersiniz; bugün bayat ekmek satılıyorsa,
vatandaşlarımız artıklarla beslenmek zorunda kalıyorsa
şayet, bunun sorumlusu sizlersiniz; bugün marketlerde süte bile alarm
takılıyorsa, vatandaş çocuğuna süt alamıyor, çalmak
zorunda kalıyorsa şayet, bunun sorumlusu sizlersiniz. Sorumlu
bellidir, sebep tamamen yerli ve millîdir.
Bu duygu ve düşüncelerle
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 3üncü
maddesinin birinci fıkrasında yer alan eklenmiş ibaresinin
ilave edilmiş ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Dursun
Ataş Behiç
Çelik
Adana Kayseri Mersin
Zeki
Hakan Sıdalı Feridun
Bahşi Hüseyin
Örs
Mersin Antalya Trabzon
Ayhan
Erel
Aksaray
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen Aksaray Milletvekili Sayın Ayhan Erel.
Buyurun Sayın Erel.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
AYHAN EREL (Aksaray)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti;
Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 3üncü
maddesi üzerine partim İYİ Parti adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
Görüşmekte
olduğumuz kanun teklifinin bu maddesiyle, ihracatçı birliklerine
yıllık aidat borcu bulunan üyelerden birçoğunun ticareti terk
etmiş olduğu ve birliklerin borçlarını tahsil etmesinin
alacaktan daha masraflı hâle geldiği göz önünde bulundurularak söz
konusu alacakların genel kurullar tarafından silinmesi için düzenleme
yapılması öngörülmektedir.
Kanunun amacına
baktığımızda, ihracatı çoğaltmak için gerekli
çalışmalar yapılıyor ama her şeyi kanunlarda bulmak
mümkün değil, bir de Türkiyede hayatın gerçekleri var. Bu
hayatın gerçeklerinden bir tanesi de İYİ Parti olarak ısrarla
karşı çıktığımız ama satışın
gerçekleştiği şeker fabrikalarının
satışı hakkında konuşmak istiyorum.
16 Nisanda Tarım ve
Orman Bakanı Vahit Kirişci, başta şeker olmak üzere
gıda arzı konusunda hiçbir sıkıntının
olmadığını, zam fırsatçılarının
algı operasyonu yürüttüklerini öne sürerek şekerde Türkiye'nin kendine
yeterli stoklarının bulunduğunu söylemişti.
Açıklamadan yaklaşık bir ay sonra da Ticaret
Bakanlığı 400 bin ton şeker ithalatı için karar
çıkardı. Maliyeti, şu anda dünya emtia borsalarında
şekerin tonu 550 dolardan işlem görüyor, nakliye ve lojistik giderleriyle
birlikte ton başına gümrüksüz, vergisiz ithal maliyetinin
yaklaşık 800 dolar tutarında olduğu görülmekte. Bu
fiyatlarla 400 bin ton şeker aldığımızda
yaklaşık 320 milyon dolar para ödemek zorundayız.
Ödeyeceğimiz meblağı sattığımız şeker
fabrikalarıyla
karşılaştırdığımızda,
Kırşehir Şeker Fabrikası 48 milyon dolar, Yozgat Şeker
Fabrikası 40 milyon dolar, Niğde Bor Şeker Fabrikası 49
milyon dolar, Çorum Şeker Fabrikası 76 milyon dolar, Turhal
Şeker Fabrikası 82 milyon dolar yani sattığımız
şeker fabrikalarının toplamı 295 milyon dolar ama biz
dışarıdan 420 milyon dolarlık şeker alıyoruz.
Yani bir dönemde şeker açığını kapatmak için 5 tane
şeker fabrikasını satmışız. Böyle bir ticaret
olur mu, böyle bir anlayış olur mu? Sattığınız
her şeker fabrikası tarımla uğraşan
vatandaşın topraktan kopmasına, tarımdan vazgeçmesine sebep
oluyor. Daha önceleri pancar kotasını aşan
vatandaşımız pancar kotasını
aştığından dolayı, cezaya rağmen, şeker
pancarlarını fabrikaya götürüyordu ama bu sene şeker kotası
dolmadı, kimse şeker pancarı ekmedi, tarlasını
sürmedi; dolayısıyla şeker fabrikaları şeker
pancarı dahi bulamıyor. Sattığınız
fabrikaların üzerine 25 milyon dolar koyduğumuzda bu seneki
şeker açığını anca karşılayabiliyoruz.
Biz, şeker
fabrikalarının satışına karşı
çıktığımızda bizi hain ilan ettiniz. Şimdi
soruyorum... Allah aşkına, biz buna karşıyız
muhalefet ne derse yanlış, yalan anlayışına
karşıyız.
Yine, Samsun Milletvekili
Sayın Bedri Yaşarın dile getirdiği bir konu var.
Çarşamba Şeker Fabrikasının çalıştırılmasıyla
birlikte şeker açığının yaklaşık üçte 1inin
ortadan kalkacağı söyleniyor, bunun için de 130 milyon TLye ihtiyaç
var. Bir yanda 320 milyon dolar parayı yurt dışına
veriyorsunuz ama Çarşamba Şeker Fabrikasına Türk parası
olarak 130 milyon TLyi ayırmıyorsunuz. Ya, böyle bir şey
olabilir mi? Ondan sonra da pancar ithal ediyoruz. Sadece pancar mı?
Kâğıt fabrikalarını sattınız, kâğıda
muhtaç olduk; demir çelik fabrikalarını sattınız, demir
çeliğe muhtaç olduk; gübre fabrikalarını sattınız, vatandaş
gübre bulamıyor; yem fabrikalarını sattınız,
vatandaş hayvanına verecek yem bulamıyor. Satacak ne
kaldı? derseniz, sattığınız
Affedersiniz, vatan
topraklarını satmaya başladık, bunun yanında Türk
vatandaşlığını satmaya başladık. Benim bir
Türk milliyetçisi olarak bu kanıma dokunuyor diyor, hepinizi saygıyla
sevgiyle selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Kanun Teklifinin 3üncü maddesinde yer alan
aşağıdaki ibaresinin aşağıda bulunan
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Serpil Kemalbay
Pekgözegü Hasan
Özgüneş Ali
Kenanoğlu
İzmir Şırnak İstanbul
İmam
Taşçıer Şevin
Coşkun
Diyarbakır Muş
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İFFET POLAT (İstanbul) -
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Önerge hakkında
söz isteyen Muş Milletvekili Şevin Coşkun.
Buyurunuz. (HDP
sıralarından alkışlar)
ŞEVİN COŞKUN
(Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin
3üncü maddesi üzerinde söz aldım. Genel Kurulu selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
teklifle, ihracatçıların iflas etme, ihracat yapmama ve aidat
borçlarını ödememe gibi durumlarda yapılacak işlemlere dair
düzenlemeler getirilmektedir. Burada üzerinde durmamız gereken,
ihracatçıları iflasa götüren, ihracat yapamayacak ve hatta üyelik
aidatlarını dahi ödeyemeyecek hâle getirilmeleridir. Bu durumun temel
nedenlerinden biri de iktidarın yanlış
politikalarıdır. Ülke ekonomisi her geçen gün kötüye gitmektedir.
Üretim ve ihracat bir yana, esnaf bugün sattığını
yarın yerine koyamamaktadır. Yurttaşlar evine ekmek
götürememektedir. İktidar öncelikle, halklara bu sefaleti
yaşattığı için hesap vermelidir.
Değerli milletvekilleri,
yaşanan ve etkileri artarak devam eden ekonomik kriz iktidar çevresi ve
bir avuç zengin dışında tüm toplumu sarmış
durumdadır. Halklar büyük yoksulluğun yanında en borçlu dönemini
yaşamaktadır. Üretici maliyetlerdeki artış nedeniyle üretim
yapamaz hâldeyken ithalat, ihracat açığı ise her geçen gün
artmaktadır. Dış borç stoku 421 milyar dolara
ulaşmıştır. TÜİK'in en son verilerine göre, 2022 Nisan
ayında dış ticaret açığı bir önceki
yılın aynı ayına göre yüzde 98,5 artışla 6 milyar
113 milyon dolara yükselmiştir. Türkiye gittikçe dışa
bağımlı hâle gelirken, açıklanan her veri ülkenin durumuna
dair vahameti gözler önüne sermektedir. Bu vahim tablonun yansıması
da seçim bölgem Muştaki yoksulluk, işsizlik ve bitme noktasına
getirilen çiftçi ve üreticidir. Türkiye İhracatçılar Meclisinin 2021
yılı verilerine göre, Muş yüzde 33le ihracatı en
düşen kenttir. Yine, 2022 yılının ilk dört ayında ülke
genelinde yapılan ihracatta Muşun payı yüz binde 1dir, sondan
da 2nci sırada yer almaktadır.
Dünya Açlıkla Mücadele
Haftası'ndayız. İktidarın yarattığı bu
işsizlik ve yoksulluk karşısında yurttaşlar nefes
alamamaktadır. Artan enflasyon ve yapılan günlük zamlar nedeniyle
açlık sınırı altında yaşayan yurttaş
sayısı her geçen gün artmaktadır. 25,5 milyon yurttaş 5.323
TL olan açlık sınırının altında yaşamaktadır.
Türkiyede -yaşanan gıda krizinin etkilerini en derin yaşayan
ülkelerden biri olmasına rağmen- tarım ve hayvancılık
bitme noktasına getirilmiştir. Çiftçi artan girdi fiyatları ve
borçları nedeniyle tarlasına girememekte, üretim yapamamaktadır.
2002de yaklaşık 2,5 milyar TL olan çiftçi borcu 2022de 200 milyar
TLyi geçmiştir.
Ayrıca, Muş çiftçisi,
geçen sene 20 dönümlük tarım arazisini sürmek için verdiği ücretle bu
yıl sadece 4 dönümünü sürebilmektedir. Önceki yıl yaklaşık
2.500 TLye aldığı bir ton gübrenin fiyatını bu
yıl yaklaşık 15 bin TLye alabilmektedir.
Değerli milletvekilleri,
ekonomideki bu çöküntü ve yaşanan yoksulluğun temel nedenlerinden
biri de iktidarın yürüttüğü savaş politikalarıdır. Bu
politikalar ekonomide var olan krizi daha da derinleştirirken, etkilerini
en derin yaşayan kesimlerden biri de kadınlardır. Özellikle
sosyal, siyasal krizlerin yoğun yaşandığı dönemlerde
toplumsal cinsiyet eşitsizliği daha keskin bir hâl almaktadır;
kadına yönelik her türlü şiddeti, katliamı,
ayrımcılığı, eşitsizliği, cinsiyetçi iş
bölümünü ve yoksulluğu da beraberinde getirmektedir. Kadınlar ucuz
iş gücü olarak görülürken açıklanan işsizlik rakamları
cinsiyete dayalı eşitsizliği de açığa
çıkarmaktadır. DİSK-ARın Mayıs 2022 verilerine göre,
geniş tanımlı işsizlik erkeklerde yüzde 18,8 iken
kadınlarda yüzde 29,9dur. TÜİKin 2021 verilerine göre, bir önceki
yılda iş gücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 70,3 iken
kadınlarda yüzde 32,8dir. Yine, Derin Yoksulluk Ağının
2022 verilerine göre, kadınların yüzde 75i ücretli bir işte
çalışmıyor, yüzde 18i günlük, yüzde 5,71i de düzenli
işlerde çalışmaktadır. Bu veriler kadınlara yönelik
yürütülen ayrımcı politikaların sadece bir örneğidir.
İktidar,
kadınların, gençlerin, emekçilerin yaşadığı bu
yoksulluğu görmezden gelmektedir. Yurttaşın alım gücü her
geçen gün düşmekteyken yeni zamlar açıklanmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ŞEVİN COŞKUN
(Devamla) Başkanım, tamamlayacağım.
BAŞKAN Buyurun.
ŞEVİN COŞKUN
(Devamla) Daha bu sabah elektriğe yüzde 15, doğal gaza ise yüzde 30
zam yapıldı. Ekonominin kitabını yazıyoruz. Uçuyoruz.
Dünya bizi kıskanıyor. 2023te Aya sert iniş
yapacağız. diyen iktidara halkları kuru ekmeğe muhtaç
ettiğini buradan bir kere daha hatırlatıyoruz. Tüm bu
yoksulluğun, krizin, işsizliğin nedeni
politikalarınızdır, sermaye ve
yandaşlarınızı büyüten siyaset
anlayışınızdır. Bu anlayışınıza
son verecek olan bu ülkenin kadınları, emekçileri ve gençleri
olacaktır. Koltuğunuzda oturma süreniz dolmak üzeredir.
Genel Kurulu
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
3üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
4üncü madde üzerinde 3
önerge vardır. İlk okutacağım 2 önerge aynı
mahiyettedir, bu önergeleri birlikte işleme alacağım.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Kanun Teklifinin 4üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasan
Özgüneş İmam
Taşçıer Ali
Kenanoğlu
Şırnak Diyarbakır İstanbul
Şevin
Çoşkun Serpil
Kemalbay Pekgözegü
Muş İzmir
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Dursun
Ataş Behiç
Çelik Ayhan
Erel
Kayseri
Mersin Aksaray
Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Zeki
Hakan Sıdalı Hüseyin
Örs
Adana Mersin Trabzon
BAŞKAN Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İFFET POLAT (İstanbul)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler hakkında söz isteyen Diyarbakır Milletvekili
İmam Taşçıer.
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
İMAM TAŞÇIER
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiye ekonomisi, 2015 yılından beri yaşanan yapısal
sorunların üzerine yeni sorunlar eklenerek, büyük bir krizle
karşı karşıya. Tek bir insanın her alanda karar
aldığı, Parlamentonun işlevsizleştirildiği,
ademimerkeziyetçiliğin yok edildiği, hukukun, demokrasinin, temel hak
ve hürriyetlerin ayaklar altına alındığı bir
Türkiye'de adalete güven yok, geleceğe dair umut da kalmamış bir
durumda.
Bugün, karşı
karşıya kaldığımız ekonomik sorunların tek
ve asıl nedeni pandemi ve uluslararası piyasalarda artan emtia
fiyatları değil. Kamu kaynaklarını doğru kullanmayan,
öncelikli yatırımlar yerine desteklediği şirketlere göre
iş üreten, yoksulların, geri bıraktırılmış
bölgelerin sorunlarını görmezden gelen bir yönetim
anlayışının sonuçlarını yaşıyoruz.
Gençlere fırsat
eşitliği, nitelikli eğitim sunulamıyor. Genç işsizlik
oranlarına bakıldığında, verilerine güvenilmeyen
TÜİK'e göre dahi 4 kişiden 1i işsiz, gençler iş
bulamıyor. Genç işsizliği ve gençlerin iş gücüne
katılımında TÜİK rakamları bile korkunç. Mardin,
Batman, Siirt, Şırnak illerinde genç işsizlerin işsizlik
oranı yüzde 53,4; Diyarbakır ve Şanlıurfa illerinde genç
kadınların iş gücüne katılımı yüzde 17,4. Ekonomi
için fırsat olarak görülen gençler açlığa, yoksulluğa
mecbur bırakılmış bir durumda. Bu illerde küçük yerel
sermayelerle kurulan tarım, hizmet ve basit sanayi üretiminde
yoğunlaşan işletmeler var.
Kırk yıldır
GAPla vaatler veriliyor; tarımsal arazilerin sulanacağı, ürün
deseninin gelişeceği, gıda üretiminde bölge illerinin üs
olacağı ifade ediliyor. Çiftçileri, tarımsal işletmeleri,
yerel halkı sürekli beklenti içine sokan bu projeler ne zaman bitecek,
topraklar ne zaman sulanacak, insanlar ne zaman üretim yapacak ve ek gelir elde
edecek? Buna dair bir plan, bir program yok maalesef.
Mikro ve küçük ölçekli
işletmeler kendi öz kaynaklarıyla üretim yapmaya ve hizmet sunmaya
devam ediyor ancak finansmana erişimde, kamuyla iş yapmakta,
ödemelerini almakta zorlanıyor; güvenlik soruşturmaları ve sicil
sorunlarıyla kamu kurumlarıyla çalışmalar
yasaklanıyor. Atanan kayyumlar ile belediyelerdeki tüm
çalışanlar, hizmet alınan işletmelerin tamamı
artık dışarıdan geliyor. Yerelde nitelikli insan
kaynağı yokmuş, hizmet alabilecekleri yerel girişimciler
yokmuş gibi davranılıyor. İş yapma alanı
daraltılan işletmeler başka yerlere göç ettiriliyor. Kurulan
işletmeler, kırk yıldır uygulanan politikalar nedeniyle
faaliyet alanları ve sürdürülebilirliklerinde sorunlar yaşıyor.
Tarım sektöründe bir
türlü tamamlanamayan sulama kanalları ve üzerine kuraklık nedeniyle,
hayvansal ve bitkisel üretimde önemli bir merkez olan illerde üretim son
yıllarda düştü ve bayağı bir düşüş seyrediyor.
Üreticiler artan girdi fiyatlarıyla artık üretimden vazgeçiyor ve
kent merkezlerine doğru göçlerle kırsal nüfus gittikçe azalıyor.
Üreticilerin en temel
girdilerinden biri elektrik. Çiftçiler, sulama yatırımları
tamamlanmadığı için sulamada daha fazla elektrik kullanmak
mecburiyetinde bırakılıyor. İllerinde yereldeki ekonomik
ihtiyaçlar ve kararlar, masabaşında, bölgeyle alakası olmayan ve
bölgeyi tanımayan teknokratların eliyle belirleniyor.
İllerdeki ekonomik
sorunları çözmek için de şu önerilerimiz var:
Nitelikli eğitime
erişimin, gençlerin ve çocukların ana dilleri olan Kürtçe
eğitiminin önceliklendirilmesi.
Bitkisel ve hayvansal
üretimin geliştirilmesi için bütüncül politikaların
geliştirilmesi.
Zamana yayılan,
içeriği bilinmeyen, kamuoyuna büyük vaatlerle sunulan Silvan Barajı
ve Güneydoğu Anadolu Projelerinin gözden geçirilmesi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, devam
edin.
İMAM TAŞÇIER
(Devamla) Yoksul bırakılan toplumsal kesimlerin sadaka kültürü
yerine temel ihtiyaçlarını karşılayacak etkin sosyal destek
projelerinin geliştirilmesi.
Küçük işletmelerin,
esnafların, sanatkârların faaliyetlerini destekleyecek finansman,
üretim ve hizmet modellerinin geliştirilmesi.
Kamu kurumlarının
satın alma süreçlerinin şeffaflaştırılması.
Yereldeki satın
alımlarda yerel girişimcilerin ve yerel insan kaynaklarının
önceliklendirilmesi.
Güvenlik
soruşturmalarının ve sicil uygulamalarının
sonlandırılması.
Bunlar gibi yeni ve bütünlüklü
politika ve uygulamalar geliştirilmesi gerekmektedir diye
düşünüyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler hakkında diğer konuşmacı Trabzon
Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs.
(İYİ Parti sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon)
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; kanun teklifinin
4üncü maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım.
Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi
en derin saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
kanun teklifinin bu maddesiyle, meslek kuruluşu olan ihracatçı
birliklerinde boşalan veya yeni ihdas edilen yönetim kadrolarına otuz
gün içinde atama yapılamaması hâlinde atamanın Ticaret
Bakanlığı tarafından resen yapılabilmesi
öngörülmektedir. Bu teklife gerekçe olarak da Genel Sekreter veya Genel
Sekreter Yardımcılarının atamalarındaki gecikmelerden
dolayı birliklerin sevk ve idaresinde kaynaklanan aksamaların önüne
geçilmesi ileri sürülmüştür. Ancak bu teklif bu hâliyle ihracatçı
birliklerinin bağımsızlığını zedeleyecek,
demokratik sürecin işleyişini ve karar alma sürecini olumsuz
etkileyecektir kanaatindeyim.
Değerli arkadaşlar,
ihracat ülkemiz için çok önemli, bunu hepimiz biliyoruz. Bu sebeple,
ihracatın artmasına katkı sağlamak, mesleki
dayanışmayı artırarak sorunların çözümüne katkı
sağlamak, ihracatçıların mesleki faaliyetlerini ve
ilişkilerini düzenlemek, sorunlarına çözüm bulmak ve yol göstermek
amacıyla, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkün
imzasıyla 1937 yılında ilk ihracatçı birliği
kurulmuştur. Bu nedenle 5910 sayılı Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinde
yapılacak değişiklikleri İYİ Parti Grubu olarak biz de
oldukça önemsiyoruz.
Değerli arkadaşlar,
ülkemizde bölgeler arası sanayileşme ve altyapı gereksinimleri
bakımından var olan dengesizliklerin ihracatımızı
olumsuz yönde etkilediğini hepimiz biliyoruz. Özellikle Doğu
Karadeniz Bölgesinde sanayileşme ve altyapı
yatırımlarının geride kalması bölge
ihracatını olumsuz olarak etkilemeye devam ediyor. Rusya ve Ukrayna
arasında yaşanan savaş nedeniyle Ukrayna üzerinden Orta Asyaya
ihraç yükü taşıyan transit geçişler durduğundan ülkemizden
Orta Asyaya yapılan transit taşımalar Doğu Karadeniz
Bölgemizde bulunan Sarp Sınır Kapısında
yoğunlaşmaktadır arkadaşlar. Sarp Sınır
Kapısında yaşanan sıkıntıları sık
sık bu kürsüde dile getiren bir arkadaşınız olarak bunu
söylüyorum; sınır güzergâhında günlerce bekleyen tır
şoförlerimiz vardı, gittim, onlarla kapıda, yerinde
görüştüm, onların problemlerini dinledim. Değerli arkadaşlar,
burada yani kapıda yaşanan sıkıntılarda sadece
uluslararası nakliyecilerimiz değil, ihracatçılarımız
ve ithalatçılarımız da büyük mağduriyetler
yaşamaktadır. İhracatçılarımız ürünlerini
müşterilerine zamanında gönderemezken ithalatçılarımız
da ürünlerini zamanında teslim alamıyorlar.
Değerli arkadaşlar,
taşıma alanında yaşanan sorunların çözülememesi
durumunda, istenilen ihracat seviyelerine ulaşamayız. Sarpta
yaşanan sorunun çözümü amacıyla Muratlı Sınır
Kapısının bir an önce faaliyete geçmesi gerekir. Bakın, 10
Ocak 2019da, ben, Muratlı Sınır Kapısının
açılmasıyla ilgili, dönemin Ticaret Bakanı Ruhsar Hanıma
bir önerge vermiştim. O gün bu önergemde özetle 31 Ağustos 2013
tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla açılması kararı
alınan Muratlı Sınır Kapısının faaliyete
geçmesiyle ilgili çalışmalar hangi aşamadadır? diye sormuştum.
Değerli arkadaşlar, aradan üç yıldan fazla bir zaman geçti, yine
aynı konuyu burada konuşuyoruz ve ben tekrardan Muratlı
Sınır Kapısı'nın bir an önce
açılmasının önemini dikkatlerinize arz ediyorum, yüce
Meclisimize arz ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
konuşmam öncesi bölge ihracatçılarımızla görüştüm,
onların sorunlarını dinledim, taleplerini aldım.
İhracatçılarımızın talepleri var.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Çok özür dilerim Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
İhracatçılarımız
Trabzon ilimiz ile Rusya Federasyonu Soçi ve Tuapse şehirleri
arasında kurulacak feribot ve Ro-Ro taşıma sistemleriyle yeni
bir güzergâh ve taşıma hattının bir an önce faaliyete geçirilmesini
talep ediyorlar.
Yine,
ihracatçılarımız İhracat maliyetlerinde yaşanan
artışlar nedeniyle yurt dışı piyasalarında
rekabet imkânımız ortadan kalktı. diyorlar ve kendilerine
acilen nakliye desteği sağlanmasını istiyorlar.
Bunun yanında, özellikle
inşaat ve mobilya sektörlerinde ihracat kısıtlaması
getirilen ahşap mamul üreticisi ve ihracatçı
firmalarımızdan da bana iletilen bir sorun var, onu da paylaşmak
istiyorum. Söz konusu firmalarımızın çoğu
kısıtlama öncesi yurt dışında belli müşterilerle
ihracat kontratı imzaladıklarını ancak getirilen
kısıtlama nedeniyle kontrat yükümlülüklerini yerine getiremediklerini
ifade ettiler.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Bu firmalarımız da kendilerine kolaylık sağlanmasını
istiyorlar.
Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Bu biraz da
Trabzonspora alkış ha!
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile
İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin çerçeve 4üncü maddesinde yer alan fıkraya
aşağıdaki cümle eklenmiş ve ibaresi ile maddeyle eklenmesi
öngörülen cümlenin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Çetin
Osman Budak Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu
Kocaeli Antalya Manisa
Tacettin
Bayır Okan
Gaytancıoğlu Müzeyyen
Şevkin
İzmir Edirne Adana
Nurhayat
Altaca Kayışoğlu
Bursa
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu,
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Aslında madde üzerinde
konuşmak istiyordum, hani birtakım çalışmalar yaptım,
görüşler aldım ama maalesef, maalesef bugün siyaset tarihinin utanç
sayfalarından birine tanıklık etti bu yüce Meclis, emperyalizme
diz çöktüren, Kurtuluş Savaşını yönetmiş olan bu
Meclis, 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı direnen bu Meclis.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından milyonlarca insana, bu
ülkenin 80 ilinin, e neredeyse nüfusunun da yarısının Gezi
direnişinde o en barışçıl, o en demokratik
hakkını kullandığı için burada söylemek
istemediğim, sarf etmek istemediğim -çünkü çocuklar da izliyor
olabilir- bir kelimeyle hakaret edildi; gerçekten utanıyorum, gerçekten,
ülkemiz adına üzülüyorum da. Bu ülke böyle temsil edilmemeli. Yazık;
basitlik, çaresizlik, acizlik. Yani aynı seviyede cevap vermek istemiyorum
ama Camide içki içtiler, bira şişeleriyle girdiler.
yalanını tam on yıldır, dört yüz altmış dokuz
haftadır
O yayınlanacak görüntüler vardı ya,
yayınlanmadı. Bu yalanı artık insanlar yutmuyorlar,
inanmıyorlar. Burada tekrar ediliyor on yıl sonra; ayıp ya! O
caminin müezzini çıktı Ben, böyle bir yalan söyleyemem, böyle bir
şey yaşanmadı. dedi, bizzat caminin müezzini; sürüldü.
İnsan Allah'tan utanır, Allah'tan korkar, kuldan utanır ya!
Gerçekten yani şimdi ben bu kanunun üzerinde konuşsam ne olur
konuşmasam ne olur.
Ya, ihracatçılar Bu
maddeyle FETÖ'den öğrendikleri taktiğin aynısını
getiriyorlar. Onlar da ihracatçı birliklerini ele geçirmişlerdi,
oradan elde ettikleri ticari sırları, bilgileri yandaş firmalara
aktarıyorlardı ve istemedikleri firmaların önünü
kesiyorlardı. Bu maddenin amacı bu. diyorlar. Şimdi, ben bunu
anlatsam ne olur anlatmasam ne olur. Bugün bu utancı
yaşamışız, milyonlarca insana, milyonlarca kadına
-yani çocuklarımız söylediğinde Ayıp çocuğum, bunu
nereden öğrendin? diye kızıyoruz- bir hakaret edilmiş. Biz
bundan sonra çocuklarımıza ne diyeceğiz? Nasıl
diyeceğiz Ayıp çocuğum? diye. Nasıl
yetiştireceğiz ya? Gerçekten, ya, kelime bulmakta, anlatmakta,
duygularımı anlatmakta zorlanıyorum. Bu ülke bunu hak etmiyor.
Böyle bir Cumhurbaşkanı olduktan sonra yani bu kanun teklifine
dünyanın en mükemmel kelimelerini, cümlelerini yazsanız ne olur
yazmasanız ne olur. İhracatımız mı artar, büyür müyüz?
Vay, ne kadar büyük bir ülke! mi denilecek böyle bir
Cumhurbaşkanıyla temsil ediliyorken? Milyonlarca
vatandaşına çıkıp gerçekten hani bir çocuğun bile
söylediğinde zorlandığımız bir kelimeyi nasıl
söyleyebiliyor ya nasıl? O yüzden kanun teklifine çok giremiyorum ama
diyorum ki FETÖ nasıl zamanında mali yapılanma
sağladıysa bu benzer yönetimle ihracatçı birliklerinde bu kanun
teklifiyle yine aynı şeyi yapıyorsunuz; tıpkı adalette
olduğu gibi, tıpkı orduda, kollukta, eğitimde, yargıda
olduğu gibi ticarette de FETÖyle benzer taktikleri uyguluyorsunuz. Evet,
aynısını uyguluyorsunuz -telefonla konuşuyormuş-
dolayısıyla da söyleyecek çok bir şey yok. Evet, genelde laf
attığı için Osman Bey, Evet, evet. deyince bana
katılıyor diye düşündüm. (CHP sıralarından
alkışlar) Bana katılıyorsun herhâlde Evet. dediğine
göre.
Söyleyecek bir şey yok.
Utanıyorum, utanıyorum, utanıyorum; bence siz de utanın.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi,
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
4üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul
edilmiştir.
5inci madde üzerinde 3
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile
İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin çerçeve 5inci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Çetin
Osman Budak Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu
Kocaeli Antalya Manisa
Tacettin
Bayır Okan
Gaytancıoğlu Müzeyyen
Şevkin
İzmir Edirne Adana
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
sevgiyle selamlıyorum.
5inci madde hakkında
söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teklifin görüşmeleri
sırasında AK PARTİ Grubu tarafından bir önerge getirildi
TİM Yönetim Kurulu üye sayısı 13ten 15e
çıkarılsın, Başkan Vekili sayısı 3ten 5e
çıkarılsın. diye. Değerli milletvekilleri, bu ay, 13
Haziranda TİM Başkanlığı için seçim var, seçime bir ay
kala yani maç başlamış, oynanırken kural
değiştiriliyor. Onun için, bu kanun maddesi seçim sonuçlarına
etki edebilir. 27 sektör, 61 birlikten oluşan TİMde sektör
temsilcilerinin seçimlerinde oy hakkını alan kişiler Yönetim
Kurulu üyeliği pazarlığıyla seçim sonuçlarını
etkileyebilir. Dolayısıyla bu maddeyi reddetmemiz gerekiyor, TİM
seçimleri de demokratik olarak yapılsın. Bu maddeyi getiren TİM
Başkanı ne yazık ki kendi birlikleri seçiminde seçimi de
kaybetti yani bugünkü şartlarla olsa bu maddeyi de getirmez.
Çok değerli
milletvekilleri, bu kanun taslağına, bu kanun metnine imza atan Zehra
Taşkesenlioğlu Komisyon çalışmalarında gelip beş
dakika konuşup kaçtı, gitti. Bugün de bakıyoruz, bugün de yok,
dün de. Dün özellikle, işte, Cumhuriyet Halk Partili bir belediyenin
ihracatçılarla ilgili fuar alanına baskın
yaptığını söyleyip onun için bu kanun maddesinin
değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Çok değerli
milletvekilleri, buna açıklık getirmek istiyorum. Burada bu kanun
maddesiyle ihracatçılara destek olunmayacak. Bizim
ihracatçılarımız dünyanın bütün ülkelerine gidip fuarlara katılıyorlar.
O fuarlarda uluslararası markalar oraya baskın yapıp, Acaba
kopya çekti mi? gibi baskınlar yapıp, raporlar düzenleyip hatta 200
bin dolarlık, 300 bin dolarlık cezalara çarptırabiliyor. Türkiyede,
özellikle İstanbuldaki fuarlara, TÜYAPta, CNRde yapılan fuarlara
gelen firmalar dünyanın bütün bölgesinden geliyor, bütün ülkelerinden
geliyor, uluslararası markalar da gelebiliyor. Onun için burada iç reklam
dediğimiz ilan bedelini bu firmalar ödemiyor, buna açıklık
getirelim. Onun için biz çırpınıyoruz, diyoruz ki: Bu kanun
maddesi doğru değil. Biz şu an Türkiye Büyük Millet Meclisi
olarak Türkiyede sadece 2-3 tane firmaya rant sağlamak için kanun
düzenliyoruz. Arkadaşlar, bu firmanın belediyeye 143 milyon lira
borcu var, ödememiş. Sadece belediyeye değil devlete de borcu var. Bu
firmaları kim koruyor? Size soruyorum, iktidar milletvekillerine;
TÜYAPın sahibinin kim olduğunu bir araştırın. Bu
kişiyi kim koruyor? Eğer bu teklif yasalaşırsa
ihracatçılar bundan faydalanmayacak, sadece 2-3 tane firma faydalanacak;
biri de CNR. Sürekli iflas gösterip, sürekli isim değiştirip yani
devletin parasını, vergisini ödemeyen bir firma. Onun için işte
Türkiyede fuarlar desteklenmeli. diyor. Erzurumdan alınmasın,
Adanadan alınmasın; zaten orada sosyal anlamda oralar
tanıtılıyor, şehirler tanıtılıyor ama
İstanbul farklı; İstanbulda düzenlenen bir fuara 400 bin, 500
bin kişi gelebiliyor. Yerel yönetimler, geliri olmazsa bunu nasıl
karşılayacak? Onun için bu kanun metnine, bu kanun
taslağına ret dememiz gerekiyor, sadece 2-3 firma için Büyük Millet
Meclisinin kanun çıkarmaması gerekiyor diyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
İbrahim Halil Oral,
buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
33.-
Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oralın, Başkent Kültür Yolu
Festivaline ilişkin açıklaması
İBRAHİM HALİL
ORAL (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kültür ve Turizm
Bakanlığımızın düzenlediği Başkent Kültür
Yolu Festivali programı Ankaramızın tarihî, kültürel, dinî,
sanatsal pek çok mekânını içine alan bir etkinlik dizisidir.
Öncelikle programda emeği geçenlere teşekkür ediyorum ancak Ankaramızın
ve cumhuriyetimizin en anlamlı simgesi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürkün
ebedî istirahatgâhı olan Anıtkabir programın hiçbir yerinde
bulunmamaktadır.
Anıtkabir gerek manevi
anlamı gerek mimarı özellikleri gerekse de Ankara için simgesel
anlamı bağlamında bu programın içinde yer
almalıydı. Bakanlığın bu hususta bir açıklama
yapmasını diliyor ve yüce Meclisin dikkatine sunuyorum.
Teşekkür ederim.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal ve Erzurum Milletvekili
Zehra Taşkesenlioğlu Ban ile 37 Milletvekilinin Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4441) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 335) (Devam)
BAŞKAN Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 5inci
maddesinde yer alan değiştirilmiştir ibaresinin yeniden
düzenlenmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Zeki
Hakan Sıdalı Ayhan
Erel
Adana Mersin Aksaray
Dursun
Ataş Behiç
Çelik
Kayseri Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili Behiç Çelik.
Buyurun Sayın Çelik.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 335 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 5inci maddesi için verdiğimiz önerge
üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
5 farklı kanunda değişiklik öngören 13 maddelik bir torba kanun
teklifini görüşüyoruz. Dışarıda
hazırlandığı Komisyon aşamasında
anlaşılan bu teklifin gerekçesine baktığımızda, ihracata
yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmekten, doğrudan
yabancı yatırımları ve teknoloji girişini
hızlandırmaktan, işletmeleri ihracata yönlendirmekten ve
uluslararası ticareti geliştirmekten söz ediyor. Keşke bunlar
yapılabilse diyorum ancak görüyoruz ki başta ihracat olmak üzere
ticari yaşamdaki yapısal sorunlar göz ardı edilmeye devam
ediyor. Çünkü AKP iktidarının bu ülkeye çözüm sunacak ne iradesi ne
vizyonu ne de kapasitesi kalmıştır. Ülkemizi dış
politikadan ekonomiye, tarımdan sanayiye, eğitimden
sağlığa, güvenlikten göç politikasına kadar her alanda
krizlere sürüklemiş, her yönüyle çökmüş, kokuşmuş bir AKP
iktidarıyla karşı karşıyayız. Yirmi senenin
sonunda ülkeyi bir sistem krizinin içerisine saplamış, milletimizi
yokluğa, yoksulluğa maruz bırakmış bir siyasal iktidar
herhangi bir sorunu çözebilir mi?
Değerli arkadaşlar,
ülkemizde ihracatın gelişmesi ekonomik ilerleme için
şarttır. İhracattan elde edilen gelirler milletimizin
başlıca refah kaynaklarındandır. Örneğin, güçlü
ülkeler yüksek teknolojik ürünleri ihraç ederek vatandaşlarının
yaşam kalitesini artırır. Burada esas formül nedir diye
baktığımızda hiç şüphesiz güvendir. Ekonomik ve ticari
yaşamda güveni yok ederseniz üretim yavaşlar, ilerleme durur, tedarik
zincirleri kopar, piyasa istikrarsızlaşır, yabancı
yatırımcılar hızla uzaklaşır, paranızın
itibarı erir ve yok olur. Evet, bugün geldiğimiz noktada ülkemizin
içinde bulunduğu durum tam da budur.
Değerli arkadaşlar,
başta ekonomi olmak üzere, ülkede bütünüyle bir güven erozyonu söz konusudur,
buna bağlı olarak Türk lirası artan döviz kuru
karşısında hızla güç kaybetmektedir. Körfezden
sağlanan sıcak paralar da artık nafiledir. Gerçi onlar da
artık destek vermediklerini gösterdiler. Dolar 14,5 lirayken Türk
lirası dipte, bundan daha aşağı inemez. diyen bir Maliye
Bakanımız var. Bugün doların 16,42 lira olmasına hâlâ
sessiz. Tarımı yok edip fabrikaları bir bir elden
çıkaranlar yaşanan pahalılık ve geçim zorluklarına da
maalesef seyircidir.
Değerli arkadaşlar,
ihracat verilerine baktığımızda, 2022
yılının Ocak-Nisan ayları arasında 32,5 milyar
dolarlık bir dış ticaret açığı görüyoruz yani son
dört ayda 83 milyar dolarlık ihracata karşılık 116 milyar
dolarlık ithalat yapılmış. Geçen yılın aynı
dönemine göre ithalatta yüzde 40 artış kaydedilirken ihracatta yüzde
24,6lık bir artış görülmüş. Çok daha yüksek ihracat
rakamlarını aslında hak ediyor bu ülke. Ayrıca, ihraç
ürünlerinin ortalama kilogram fiyatlarına baktığımızda
da maalesef bizim ihracatımızın birimi ortalama 1,3 dolar gibi
gözüküyor. Biz bu ortalamanın en az 2ye, 3e katlanması
gerektiğini düşünüyoruz. Bunun yolu da nitelikli ihraç ürünleri
üretmekten geçiyor. Ancak, ne yazık ki toplam ihracatın önemli bir
bölümünü oluşturan imalat sanayisi içinde yüksek teknolojili ürünlerin
oranı sadece yüzde 3.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) Değerli arkadaşlar, araştırmaya,
altyapıya, teknolojiye ayrılması gereken paylar yandaşa,
rantçıya, haramiye, soyguncuya ayrılıyorsa başarı
mümkün olamaz.
Sözün özü, ekonomiyi
şahlandırmaktan, ekonominin kitabını yazmaktan
bahsedenlerin geldiği noktayı Sayın Genel
Başkanımız Meral Akşener şöyle özetliyor: Mühendis
ihraç edip çoban ithal ediyorlar, doktor ihraç edip maraba ithal ediyorlar.
Gençlerini yoksulluğa mahkûm ederken ülkelerini de mülteci kampına
dönüştürüyorlar.
Evet, teklifin 5inci maddesi
İhracatçılar Meclisinin yönetimine ilişkin düzenlemeler içeriyor
değerli arkadaşlarım. Bu değişikliklerin
ihracatın önündeki yapısal sorunları çözemeyeceği hepimizin
malumudur.
Türkiye'nin sorunları
ancak kalıcı ve nitelikli çözümlerle halledilebilir diyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Kanun Teklifinin 5inci maddesinde yer alan
şeklinde ibarelerinin olarak şeklinde değiştirilmesini
arzu ve teklif ederiz.
Serpil Kemalbay
Pekgözegü Hasan
Özgüneş Ali
Kenanoğlu
İzmir
Şırnak İstanbul Şevin
Coşkun İmam
Taşçıer Ömer
Öcalan
Muş Diyarbakır Şanlıurfa
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan.
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
ÖMER ÖCALAN
(Şanlıurfa) Genel Kurulu ve halkımızı
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
burada her türlü haksızlığa ilk reaksiyonu gösteren
Burası
bir hukuk devletidir, burası bir kanun devletidir; hikâyeye buradan
başlıyorlar. Ülkenin her tarafından hukuksuzluk akıyor,
hukuk adına bir şey kalmamış. Koca koca adliye
sarayları içerisinde parti militanı gibi hareket eden, parti
yöneticileri gibi hareket eden savcılara, hâkimlere hukukçu deniyor bu
ülkede.
Değerli arkadaşlar,
yirmi üç yıldır İmralıda Sayın Öcalan üzerinde
ağır bir tecrit var. Bakınız, en son 25 Mart 2021 tarihinde
kısa bir telefon görüşmesi gerçekleşiyor, 3 Mart 2020 tarihinde
de en son yüz yüze gerçekleşen bir görüşme vardı. Şimdi, bu
düşman hukukunun da bir ölçüsü var, Tabii ki AKPnin İmralıda
yürüttüğü tecrit ile ülke içerisinde ve dışında
yürüttüğü Kürt düşmanlığı konsepti aynıdır.
Her gün, Allahın her günü Hükûmet yetkilileri çıkıp
konuşuyor, Kürt düşmanlığı
Bu ülkenin
Cumhurbaşkanı uluslararası cihadistlere Kürtleri tercih etti.
Şu an Suriye'de yaptığı odur, Rojavada
yaptığı odur; Suriye savaşında, Rojava
savaşında dünyanın her tarafından gelen cihadist
teröristlerden yana tavır koydu.
Şu an, bugün de
Cumhurbaşkanı bazen TBMMde bazen Birleşmiş Milletler
Meclisinde eline bir harita alıyor,
Bakınız,
İmralıda
Burada Grup Başkan Vekilleri var, 28 Şubat 2015
Dolmabahçe mutabakatında fotoğrafları vardır. Ülke bir
nefes almıştı, ülke bir rahatlama yaşamıştı
ama Cumhurbaşkanının iktidar hayallerinden kaynaklı o masa
devrildi, 5 Nisan 2015den sonra İmralıda masa
yıkıldı, görüşmeler gitti. Şu an içinde
bulunduğumuz saat diliminde bile insanlar ölüyor, insanlar ölüyor. Her
taraftan ölüyor; asker de ölüyor, Kürt gençleri de ölüyor, polis de ölüyor,
sivil de ölüyor. Burası ne yapıyor efendim? Taziye, taziye
yapıyor; görevi budur. Demokrasiyle, insan haklarıyla, Kürtlerin
doğuştan getirdiği hakları vereceğine millî duygular
etrafında bir kutuplaşma, bir karşıtlaşma üzerinden
siyaset yürütülüyor. Bir an önce bu kutuplaşmadan, bu siyasi gerilimden
çıkmak gerekiyor. Bakınız, 12 Haziranda da birçok kurumun
aldığı karar vardır, bir Gemlik yürüyüşü
gerçekleştirilecektir.
Bu tecrit bu ülkeyi tecrit
ediyor, bu ülke tecrit durumdadır şu an. Kime karşı tecrit
durumundadır? Tüm dünya siyasetine karşı, tüm dünya
diplomasisine karşı tecrit olmuştur. Söylediği ilk söz, ilk
söylem Kürt karşıtlığı siyaset; Finlandiya diyor,
İsveç diyor, Norveç diyor, Fransa diyor, Rusya diyor. Rusyaya Biz size
orada yardımcı olduk, siz de bize burada yardımcı olun da
biz bu Kürtleri sürelim,
AKP Hükûmeti bunu iyi bilsin,
Sayın Cumhurbaşkanı da bilsin; iktidarını
kaybedecektir, iktidarını kaybedecektir. Ama kimin iktidar
olacağına da partimiz HDP karar verecektir; bunun hamlelerini
yapıyor, bunun mücadelesini yürütüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) AKP
şimdi yaftaladığı, karaladığı,
ağır ithamlarda bulunduğu insanlarla zamanında oturup
konuşmuştu, bir aşamaya getirmişti. MİT
Başkanını göndermişti, en üst düzeyde devlet yetkililerini
göndermişti; şimdi bunların söylenmesini istemiyor. Masa
kurulmuştu, devlet yetkilileri oradaydı; hepsi kayıtlardadır. Şimdi, balık
hafızalı bir şekilde hareket ediyor, bunu
unutturacağını zannediyor. Bu tecriti kaldırın; bu
tecrit bu ülkeye fayda getirmez. Siz hukuk devletini temsil etmiyorsunuz,
hukukla da alakanız yoktur. İnsani yönüyle bırakınız
aile gitsin yanına, aile gidip Sayın Öcalanı ziyaret edebilir.
Avukatlar her hafta başvuru yapıyor, bırakın, avukatlar
gitsin ziyarete. Bu tecrit sizi de boğacak, size de zarar verecek, bu
topluma da zarar verecek; bir an önce bundan vazgeçin. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir
5inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
6ncı
madde üzerinde 3 adet önerge vardır, önergeleri aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
İlk
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı
Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin
6ncı maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Behiç
Çelik Ayhan
Erel
Adana
Mersin Aksaray
Zeki
Hakan Sıdalı Feridun
Bahşi Dursun
Ataş
Mersin Antalya Kayseri
Hayrettin
Nuhoğlu
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR
(Düzce) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın
Hayrettin Nuhoğlu.
Buyurun
Sayın Nuhoğlu. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
HAYRETTİN
NUHOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan torba kanun teklifinin 6ncı
maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldım.
Selamlarımı
sunarım.
6ncı maddeyle 5910
sayılı Kanunun 16ncı maddesinin (1)inci fıkrasında
bir ibare değişikliği yapılarak müsteşarlık
yerine Ticaret Bakanlığı yazılmakta bir de fıkra
eklenmektedir. İlave edilen fıkrayla boşalan veya yeni ihdas
edilen kadrolara otuz gün içinde Ticaret Bakanlığının
olumlu görüşü alınmak suretiyle atama yapılamaması hâlinde
Ticaret Bakanlığına resen atama yetkisi verilmektedir. Bu
yetkinin uygulamada nasıl gerçekleşeceğini anlamak zor
değildir. Bu teklifle, arka bahçelerinde oyun oynamakta olan çocuklar gibi
bakanlara da oyun oynamaları için fırsat verilmektedir. Bütün devlet
kuruluşlarının içini boşaltarak kevgire çeviren iktidar,
cahil yandaşlarına üçüncü, beşinci maaşı
alabilmelerine imkân sağlayacak kadrolar açabilmek için devlet
ciddiyetinden iyice uzaklaşmıştır. Türkiye
İhracatçılar Meclisi ve ihracatçı birlikleri doğrudan Ticaret
Bakanlığına bağlı olmayıp özerk yapıya sahip
kuruluşlardır. Bakanlığa resen atama yetkisi verilmesi bu
kuruluşları siyasi baskı altına alacak ve hareket
kabiliyetini zedeleyecektir.
İktidar
açısından olumlu sayılabilecek tek gösterge olan ihracat
artışında en büyük pay elbette iş
insanlarınındır. Onların üstün gayretleriyle artan
ihracatta iktidarın katkısı yok denecek kadar azdır.
Teklifteki bu hamleler, iş insanlarının azmini kırmaktan
başka işe yaramaz. Bakanlığın yapacağı
iş ihracat kalemlerindeki ileri teknoloji gelişmelerine ayak
uyduracak hamleler yapmak olmalıdır. İhracat gelirleri
incelendiğinde görüleceği gibi ileri teknoloji ürünlerinin çok küçük
paya sahip olmasının temel sebebi AR-GE harcamalarının
düşük kalmasıdır. Son dönemlerde, gelişen bazı
ülkelerde gayrisafi millî hasıladan AR-GE'ye ayrılan pay yüzde 5lere
kadar çıkarken Türkiye'de bu oran yüzde 1in altında
kalmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
bu Mecliste halkımızın artarak devam eden sorunlarına ve
beklentilerine çözüm bulunması gerekirken tam tersine uyduruk ve
engelleyici düzenlemelerle vakit geçirilmesini makul göremeyiz. Ülkemiz
ekonomik bir ateş çemberinden geçmektedir. Gelecekle ilgili umutları
yeşertemezsek bu ateş çemberinin etkileri ve sonuçları çok
ağır olabilir. Giderek daha da ağırlaşacağı
belli olan gelişmelere karşı duyarsız kalmak Türkiye Büyük
Millet Meclisinin itibarına, üstlendiği görev şuuruna ve
geçmişten gelen yüksek görev anlayışına uygun düşmez.
Milletin beklentileri doğrultusunda sorunları çözme konusunda üzerimize
düşen görevleri yerine getirmeye çalışmalıyız.
Seçimlere kadar böyle gitsin. diyemeyiz. Partili
Cumhurbaşkanlığı sistemi tıkanmış olsa da
milletimize umut ışıkları yakacak işaretler vermek
mümkündür. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in
grup toplantılarında dile getirdiği İYİ Parti'nin
çözüm önerilerini alın, kullanın. ifadesini hatırlatmakta fayda
görüyorum.
Saraydan bakınca her
şeyin farklı göründüğü bellidir. Halkın arasında,
sokakta, parkta, pazarda durum çok vahimdir ve hayatın gerçeği maalesef
iktidar mensuplarının ifade ettiği gibi değildir. Bu
söylediklerim de siyaseten söylenmiş sözler değildir. Aylardır
İstanbul sokaklarındayız, 962 mahallenin 700den
fazlasını gezdik; ülkemizin her yöresinde de durum aynıdır.
Biz gördüklerimizi dile getiriyoruz, iktidarın da gidip görmesini
istiyoruz. Gittiğimiz her yerde en çok duyduğumuz Açız,
perişanız, gücümüz kalmadı ve değiştirin
bunları. sözleridir. İktidar mensupları isterse beraber de
gideriz. Seçim zamanı değildir, biz oy istemeye gitmiyoruz;
halkımızın durumunu ve beklentilerini yerinde görmeye ve tespit
etmeye gidiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAYRETTİN NUHOĞLU
(Devamla) Teşekkür ederim.
Durum gerçekten kötüdür,
hiçbir kesimin dayanma gücü kalmamıştır. Elektrik ve doğal
gaz faturalarına aşırı kira artışları
eklenmiştir. Ekmek fiyatlarının artışı herkesi
korkutmaktadır. Sosyal patlamalar olmadan, aile faciaları
yaşanmadan çok acil tedbirler alınmalıdır. İktidar
çare bulamayacağını, çözüm üretemeyeceğini kabul ederse
yapacağı tek şey vardır; hemen seçime gitmek. Seçimle
kaybedip gitmek iktidar mensuplarının bu yükten kurtulmaları
için bir fırsat olacaktır.
Değerli milletvekilleri,
ihtiyaçlara ve beklentilere cevap veremeyeceği, olumlu katkı
sağlayamayacağı belli olan bu kanun teklifine kabul oyu
vermeyeceğimizi beyan eder, saygılar sunarım. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile
İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin çerçeve 6ncı maddesinde yer alan
değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle
eklenmiştir. ibaresinin değiştirilmiştir. şeklinde
değiştirilmesini ve maddeyle eklenmesi öngörülen cümlenin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Çetin
Osman Budak Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu
Kocaeli Antalya Manisa
Tacettin
Bayır Okan
Gaytancıoğlu Müzeyyen
Şevkin
İzmir Edirne Adana
Bedri
Serter
İzmir
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili Bedri Serter.
Buyurun Sayın Serter.
(CHP sıralarından alkışlar)
BEDRİ SERTER
(İzmir) Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.
Türkiye İhracatçılar
Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde söz almış oldum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
İktidar olduğu
günden beri, yirmi yıldır, cumhuriyetin bütün değerlerini yerle
bir etmek için ve bütün değerlerin üstüne çökmek için mücadele eden bir
AKP zihniyetiyle karşı karşıyayız ve son süreçte de
İhracatçılar Meclisindeki Genel Sekreterlik ve ilgili birimlerle
ilgili maddelere çökmekteler. Bu ülkede senelerdir canını dişine
takıp bütün risklere göğüs gererek ihracat yapmaya çalışan
ihracatçımız, sanayicimiz, yapısal sorunlara çözüm üretmeyen,
tamamen sarayın istekleri doğrultusunda ve verilen açıkları
nereden kapatırız diye mücadele eden bir iktidarla baş
başa. İktidar olarak ihracatı artırmak bir yana, inatla
sürdürdüğünüz istikrarsız bir politikayla ne doları ne euroyu ne
altını yerinde tutabiliyorsunuz. İthalatı her geçen gün artırıp
kaynakları hortumlayarak dış kaynaklara aktarmak sizin en
baş görevlerinizden biri hâline geldi.
Geçtiğimiz günlerde
İzmir'in Kiraz ilçesindeydim, bir Ali amcamızla, esnaf Ali
amcamızla karşılaştım, söylediği o kadar önemli
bir söz var ki arkadaşlar, kulaklara küpe olsun: Tükettiğimizin en
son noktasındayız, en pahalı; ürettiğimizin ilk
noktasındayız, en ucuz. Getirdiğiniz hâl bu nokta. Yediden
yetmişe herkes televizyonlarda, cep telefonlarında doların,
euronun nerelere vardığını takip etmekten yoruldu. 7
yaşındaki çocuk dedesinden aldığı
harçlığı Euroya mı yatırayım, dolara mı
yatırayım? diye öğrenmeye çalışıyor. Bu iktidar
bizi üretemeyen bir hâle getirip her geçen gün daha pahalı tüketmek
zorunda bırakmakta. Siz ise bu sesi duymak yerine yine tek adam rejiminin
getirmesi gereken kanunlara Eyvallah. diyerek Meclisi yönetmeye
çalışıyorsunuz, İhracatçılar Meclisine de el
attığınız gibi. Şimdi de ülkenin ticaret
insanının özerkliğini kaybettirmeye
çalışıyorsunuz. İş insanı özerktir ve özel
çalışmak ister. Meclislerine el koymak istediğiniz
ihracatçı
Dünyamızın durumuna baktığımız
zaman 2022 yılı Ocak-Nisan aylarında -biraz evvel Sayın
Valim de söyledi- ihracatımız 83 milyar, ithalatımız 116
milyar; aradaki fark dağlar gibi. Sadece geçen ay dış ticaret
açığımız 6,1; 12yle çarpın, rakam ortaya
çıkıyor. Yirmi yıl sonra geldiğimiz durum içler
acısı ama gerçek acıyı hem tamamen ihracatçılar
çekiyor hem de bir yandan halka çektiriyorsunuz.
Siz bu kanun teklifiyle hem
Türkiye İhracatçılar Meclisinin yönetimine hem de kasasına göz
koymuş oluyorsunuz. Kaynaklar her geçen gün tükendiği için Nereden
kaynak yaratacağız? diye çırpınıp duruyor iktidar.
Nitekim, bu maddeyle İhracatçılar Meclisinin yedek akçelerine de göz
diktiniz. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak sizin bilerek net oran
belirtmediğiniz yedek akçenin miktarının binde 3le
sınırlandırılmasını istedik fakat kabul
etmediniz. Zaten bu kanun teklifiyle Ticaret Bakanlığıyla
sıkı bir bağı olan kuruluş diye
tanımladığınız TİM demir halatlarla saraya
bağlanma çabasında. Bunun için, TİMin Genel Sekreter ve Genel
Sekreter Yardımcılarının atamaları noktasında
yetkiyi Ticaret Bakanlığına almak istiyorsunuz. Şunu bilin
ki: Sayenizde, yirmi yıldır her geçen gün büyüyen ihracat
açıkları ve boşlukları, saraya yaranmaya
çalışacaklara koltuk yaratmakla kapanmaz; bu, başka hiçbir
şey değil. Biz iş insanları, sanayiciler, ihracatçılar
olarak Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Sekreterinin ve Genel
Sekreter Yardımcılarının atamasını Hükûmetin
yapmasını kabul etmiyoruz. Türkiye İhracatçılar Meclisi,
Türkiye'nin tüm ihracatçılarının temsilcisidir. Eğer,
İhracatçılar Meclisine seçtiğimiz arkadaşlarımız
bu işi beceremiyorlarsa -geçenlerde İsmail Bey gibi- Seçilmeyecekler
ve onun yerine bu işi görecek insanlar gelecek.
Ayrıca, bu kanun teklifi
sanayi ve ticaret hayatına engel oluşturma noktasında ilk
adım değil, daha önce de organize sanayi bölgelerinde yönetim kurulu
başkanlıklarına ve başkanlığa şehrin ve
kasabanın en üst makamındaki insanları getiriyordunuz, bunlar valiler
ve kaymakamlar. Tek derdiniz, ülkenin sermayesine ciddi bir şekilde
hükmetmek ama bu, böyle değil; sanayici başöğretmen istemez,
sanayicinin tek istediği başöğretmen Mustafa Kemal Atatürktür.
(CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, devam
edin.
BEDRİ SERTER (Devamla)
İhracatçıların cumhuriyetin değerleri yerine sizin gündelik
çıkarlarınızı savunmasını bekliyorsunuz, daha çok
bekleyeceksiniz. Sizin için toplumun çıkarlarını gözeten ve
ülkenin ticaretini de sanayisini de her şeye rağmen ayakta tutmak
için çabalayan sanayicilerimiz ve ihracatçılarımız bizim
baş tacımızdır. En yakın iktidarda çekiç seslerinin
sanayilerde daha canlı yükseldiği, ihracat rakamlarının
ithalat rakamlarını katladığı günler çok
yakındır.
Kirazlı Ali amcanın
sözüyle yine son vermek istiyorum konuşmama: Tükettiğimizin en son
noktasındayız, en pahalı; ürettiğimizin ilk
noktasındayız, en ucuz. Ülkemizi üç kuruşa muhtaç ettiniz,
yazıklar olsun!
Teşekkür ederim
Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Kanun Teklifinin 6ncı maddesinde yer alan
aşağıdaki ibaresinin aşağıda bulunan
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Serpil Kemalbay
Pekgözegü İmam
Taşçıer Hasan
Özgüneş
İzmir Diyarbakır Şırnak
Ali
Kenanoğlu Şevin
Coşkun
İstanbul Muş
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş.
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Sayın Başkan, değerli Meclis;
saygıdeğer halklarımızı selamlıyorum.
Evrende kara delikler diye
bir olgu var. Kara delikler etrafındaki her şeyi yutar. Ülkelerde de
kara deliklere benzeyen sorunlar var. Bu çözülmediği zaman her şeyi
yutuyor işte. Türkiye'de en büyük kara delik demokrasi ve demokrasi
zihniyetinin olmamasıdır. Bununla bağlantılı, Kürt
sorunu yüz yıldır çözülemiyor; inançlar sorunu başta Alevilik
olmak üzere çözülemiyor. Diğer bütün sorunlar bu kara deliklere bağlı
olarak her geçen gün Türkiye'yi çamurun içerisine batırıyor.
AKPnin iktidarda kalmak için
tek çaresi içeride çatışmayı sürdürmek, dışarıda
savaş; başka yol bulamadı çünkü zihniyeti yetmiyor.
Şimdi, gelinen nokta ne?
Açlık sınırı 6 bini geçti, yoksulluk sınırı
19,6 bini geçti, geniş işsizlik tanımı 8 milyonu geçti.
2003te devraldıkları enflasyon yüzde 30a yakındı,
şimdi resmî olarak yüzde 70e, bağımsız kuruluşlara
göre yüzde 160lara dayandı. Dolar 1,5 liraya yakındı,
şimdi 16,5 liraya dayandı. Dolayısıyla, değerli
arkadaşlar, benzin, mazot 25 lira, AKPnin devraldığı dönem
1 lira 50 kuruş, 1 lira 60 kuruştu. Dolayısıyla,
bakın, ekmek bir yılda 1 TLden 4,5 TLye, yedi yılda şeker
2 TLden 20 TLye, yumurta 5 liradan 50 liraya çıktı. Dolayısıyla,
AKP, hükûmeti devraldığı aldığı zaman
dış borç 124,5 milyar dolarken şimdi 441 milyar dolar
dış borç. Çiftçilerin toplam borcu 255 milyar TL. 25,5 milyon insan
açlık sınırının, 51 milyon insan da yoksulluk
sınırının altında. Toplamda 76,5 milyon insan
yoksulluk sınırının altındadır. AKP Hükûmeti,
işte o baştaki 6 milyona yakın olan, bu ülkeyi talan edenlerin
hükûmetine dönüşmüş.
Değerli arkadaşlar,
şimdi, buraya AKP'li arkadaşların yandaşları
çıkıyorlar. Öyle ateşli, öyle hararetli ülkenin uçtuğunu
anlatıyorlar ki insan bir anda şaşırıyor Ya, bunlar
nasıl oluyor da bunu yapabiliyorlar? diye.
Aklıma hep şu
gelirdi: Muhammed Said es-Sahaf vardı, Saddamın propaganda
bakanıydı, Amerika Bağdat'ı bile ele geçirmişti,
elinde bir mahalle kalmıştı, orada açıklama yapıyordu:
Biz Amerika'yı böyle çökerttik, şurada şöyle gerilettik.
İşte AKP'nin durumu bu. Ülkeyi
batırmışsınız, her şey çamura dönüşmüş,
kalkıp propaganda yapıyorlar.
Şimdi, ben öneriyorum:
AKP artık Adalet ve Kalkınma Partisi olmaktan çıkmış,
aldatma ve kandırma partisine dönüşmüştür, talan partisine dönüşmüştür.
İlk kongrede isminizi değiştirin lütfen.
Bir de şunu söylemek
istiyorum: Değerli arkadaşlar, şimdi, harita çiziyorlar,
Rojavaya, güney Kürdistan'a plaka dağıtmaya
çalışıyorlar beyefendiler; 82 olacak, 83 olacak.
Misakımillîde zaten Kürtler ile Türkler ortak coğrafya olarak
Kürtlerin ve Türklerin Osmanlı coğrafyasını kabul
etmişlerdi. Satan, ona buna peşkeş çeken sizlersiniz. Bu ülkeye
ihanet eden, o gün orayı Fransaya, İngiltereye verendir. Şimdi,
harita çıkarmış ne diyor? Ben şurayı silahla
alacağım, burayı silahla alacağım. Kimse size
yutturmaz, büyük bir lokmadır Kürt sorunu; herkesin midesine oturur,
herkes aklını başına alsın. Saddam çözemediği
için kendini bitirdi, Suriye çözemediği için kendini bitirdi, siz de
Kürtlere düşmanlık ederek savaşla bu işi çözemezsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla)
Kardeşçe bin yıl nasıl kader birliği yaptık,
nasıl birçok alanda ilerlemeler sağladık; gelin, şimdi de
Kürt, Türk, diğer halklarla kardeş olalım. Demokratik ulus
temelinde, Orta Doğu coğrafyasındaki ülkelerle demokratik
konfederal yapıları oluşturalım. Türkiyeyi
ademimerkeziyetçi, demokratik, özgürlükçü, adaletli bir ülke yapalım, o zaman
Kürtlerle, başka halklarla savaşma ihtiyacını da
duymazsınız. Musulu da beraber yeriz, Tahranı da beraber
yeriz, Suriyeyi de beraber yeriz, İstanbul, Ankarayı da beraber
yeriz. Halklar da özgürleşir, kadınlar da özgürleşir, inançlar
da özgürleşir; Türkiye, Orta Doğunun lideri olur. İşte,
bunun için akıl lazım, vicdan lazım, sevgi lazım ama biz
bunu AKPde göremiyoruz. Yolcu edeceğiz, yolunuz açık olsun ama
Türkiye sahipsiz değildir, Orta Doğu sahipsiz değildir. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
6ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Birinci bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
18.31
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.53
BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir), Rümeysa KADAK
(İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 97nci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
335 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Sayın Güzelmansur,
buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
34.-
Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun, akaryakıta gelen zamma
ilişkin açıklaması
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
akaryakıta yine zam geldi. Benzin de motorin de 26 lirayı
aştı, akaryakıta bir yılda gelen zamlar arşa
ulaştı. Biz, burada kahrolarak akaryakıta zam haberi okurken
Almanya Hükûmeti halkını enflasyondan korumak için akaryakıt
vergilerini indirdi. Bizim Hükûmet de zam geldikçe seviniyor çünkü
topladığı vergi artıyor. Almanya bizi hiç
kıskandı mı bilmiyorum ama vallahi de billahi de ben bugün
Almanyayı kıskandım. İktidara buradan sesleniyorum: Her
gün, her gün zam, yeter artık, milletin sabır taşı çatlamak
üzere. Almanyayı biraz örnek alın, siz de akaryakıtta ÖTVyi
sıfırlayın, KDVyi yüzde 1e çekin, halkı biraz
rahatlatın.
Teşekkür ederim.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal ve Erzurum Milletvekili
Zehra Taşkesenlioğlu Ban ile 37 Milletvekilinin Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4441) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 335) (Devam)
BAŞKAN Şimdi
ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm 7 ila
13üncü maddeleri kapsamaktadır.
Teklifin ikinci bölümü
üzerinde İYİ Parti Grubu adına Mersin Milletvekili Zeki Hakan
Sıdalı konuşacaktır.
Buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Kasım 2021de, Genel Kurulumuzda Türkiye
İhracatçılar Meclisi hakkında bir kanun teklifini hep beraber
görüşmüştük. O gün hem Komisyon hem de Genel Kurul sürecinde bu
teklifin eksik olduğunu, üzerinde hep birlikte çalışmamız
gerektiğini de ifade etmiştik. Her zamanki gibi dinlemediniz.
Şimdi, yalnızca altı ay sonra aynı kanunda
değişiklik teklifi getiriyorsunuz; demek ki ya vizyonunuz yok ya da
işi bilmiyorsunuz. Bari bu sefer uyarılarımıza kulak verin,
önerilerimizi ciddiye alın ki seçim öncesi bu kanunu bir daha revize etmek
zorunda kalmayın.
Teklifinizin gerekçesinde de
ihracatçılarımızı destekleme vurgusu yapıyorsunuz
ancak ihracatçıların kronikleşen sorunları hakkında
tek bir çözüm sunmuyorsunuz; slogan var, icraat yok. İhracat oranları
uçuyor, rekor üstüne rekor kırılıyor. diyorsunuz ama hangi
bedelle? İhracatçılarımız her türlü zorluğa
rağmen mücadele ederek küresel rekabet gücünü korumaya
çalışıyor; güzel ancak ithalata dayalı sanayi, üreticilerimizin
belini büküyor. Nasıl mı? Geçen yılın ilk çeyreğinde
46 milyar dolarlık ara mal ithal ederken bu yılın ilk
çeyreğinde ara malı ithalatımız 71,7 milyar dolara
fırladı yani bir yandan ihracat artışı var ama
diğer yandan da ithalat patlaması yaşıyoruz. Geçen yıl
ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 82ydi, bu sene
yüzde 70e geriledi. Şunu bilin ki ihracattaki artış
başarısı üretenlerin, ithalattaki artış
başarısızlığı Hükûmetindir, sizindir. Bu sebeple,
iktidarı ihracat rakamlarıyla övünmeyi bırakıp ithalat
rakamlarına da odaklanmaya davet ediyorum. Üretecek ortamı
yarattığınız takdirde kimse ithal etmeyecek, dış
ticaret açığı geçen yıla göre yüzde 130 artarak 14 milyar
dolardan 32,5 milyar dolara çıkmayacak. Şimdi çıkıp
Ocak-Nisan 2022 döneminde gerçekleşen 33,2 milyar dolarlık ithalat
artışının bir kısmı enerji maliyetinden.
diyeceksiniz. Ne diyorsunuz yani, dünyanın başka hiçbir yerinde
enerji maliyeti artmadı mı, sadece bizde mi arttı? Hayır,
her yerde yükseldi. Peki, o zaman ihracattaki birim fiyatlarımız
arttı mı? Hayır, artmadı çünkü sağlıksız
ekonomi ve üretim politikaları yürütüyorsunuz. İthal ara malı
alıp işliyor, onu ihraç ediyoruz. Bir de üstüne, dünyada girdiler de
çıktılar da artarken bizim ihraç ettiğimiz ürünlerin kilogram
fiyatları sabit kalınca nur topu gibi bir cari
açığımız oluyor. Demek ki neymiş? İthalatın
artması, yabancı hükûmetlerin kalkınma politikalarının
başarısı, sizin
başarısızlığınızmış. Mesela, Çinli
sanayiciler bizim seçimlerde oy verse kesin size oy verirlerdi. Çinlilerin
haberi olsun, siz iktidardan gidince onların işi bozulacak ancak
milletimiz kazanacak.
Kıymetli
milletvekilleri, ihracattan elde edilen geliri artırmak zorundayız.
Sadece bu şekilde, kronik hâle gelen dış ticaret
açığını kapatıp dış ticaret fazlası
vereceğimiz günlere ulaşabiliriz. Ülkemizin ihraç ettiği ürünlerin
kilogram fiyatı 1,3 dolardı; dünyada, gelişmiş ülkelerde 4
olan bu fiyatın -4 olmasını geçtik- en az 3 dolar civarına
çıkarılması ekonomimizin gelişimi ve refah seviyemizin
yükselmesi için çok elzem bir adım. Bunu sağlayabilmek için izlememiz
gereken yol belli: Yüksek teknolojili ürün imal et ve pazar
çeşitliliğini artır. Sizin göreviniz bunu sağlayacak
ortamı yaratmak, bırakın ihracatla ihracatçı övünsün.
TÜİKin 2022 yılı Mart ayı verilerine göre, ülkemizin
ihracatının yüzde 94,3ünü oluşturan imalat sanayisinde biraz
evvel bahsettiğim yüksek teknolojili ürün ihracatımız
yalnızca yüzde 3 paya sahip. İşte, bahsettiğimiz de tam
olarak bu. İhracatımızın içinde düşük teknolojili
ürünlerin payı büyük, yüksek teknolojili ürünlerin payı küçük, hatta
küçücük. Bu durum, ürünlerin kilogram fiyatlarını
aşağıda tutarken ihracatta ürün çeşitlenmesinin de önüne
geçiyor. Çeşitlendirilmiş bir dış ticaret portföyü bizlere
istikrarlı kalkınmanın yolunu açar. Tekrar ediyorum: İleri
teknoloji üretimi, yüksek gelir sağlayarak ülkemizin zenginler ligine
çıkması demek. Gerçekten ihracata dayalı büyüme stratejisini
benimsemiş ülkelerin izlediği yol tam da bu. Yalnızca yüzde
3lük yüksek teknoloji ihracatıyla uçacağını sanmak değil
doğru stratejilerle kalkınma sağlamak temel gaye olmalı.
İhracatta küresel oyuncu
konumuna gelebilmek için izlememiz gereken bir diğer yol yeşil ve
dijital dönüşüme ayak uydurmak. İlk olarak Türk firmaları bu
dönüşüm sürecine ne kadar hazır? diye sormalıyız çünkü
dünya bugün ikiz dönüşümün eşiğinde, dijital dönüşüm ve
yeşil dönüşüm eş zamanlı ve kol kola ilerliyor. Tüm
sektörleri yatay kesen dijital ve yeşil dönüşüm, sadece çevreci
değil aynı zamanda ekonomik bir dönüşümü de temsil ediyor.
Artık ya katıl ya atıl dönemindeyiz; yeşil ve dijital
dönüşüme katılmayan ülkeler dünya ticaretinden, teknoloji
transferinden ve küresel finansmandan dışlanacak. Bu sebeple,
kısa, dönemsel avantajlardan çok, uzun vadeli yatırımlara
odaklanmak gerek. Küreselle uyumu yakalamak istiyorsak sürdürülebilir finans
stratejilerine, doğal sermaye muhasebesine ve yeşil tahvillere
yönelik çalışmalara da ivedilikle başlamalıyız.
Geleceğin dünyasında yalnız yeni becerileri teşvik edip
uygulayabilenler, yeni nesil iş imkânı yaratabilenler, yeşil
dönüşüm trenini kaçırmayanlar ayakta kalacak. Eğer bunu
gerçekten istiyorsak geleceği, yeşile boyanmış
kahverenginizle değil çağımızın gerçeği
yeşille hazırlanmalıyız. İşte, ancak o zaman
gerçek bir kalkınmadan ve dönüşümden söz edebiliriz.
Diğer yandan, hemen
yanımızda şekillenen bir Avrupa Yeşil Mutabakatı ve
onun getirdiği sınırda karbon düzenlemesi var. Mutabakat
çerçevesinde emisyonları yüzde 55 oranında azaltma hedefine uygun
hâle getirmek için Fit for
Değerli milletvekilleri,
Genel Başkanımız Sayın Meral Akşenerin ifade
ettiği gibi yapay zekânın, büyük verinin, blok zincirinin
konuşulduğu büyük değişimlere gebe bir dönemdeyiz. Önceden
üretimin odağı üründü, artık dünyada insan merkezli yeni bir
anlayış var; üretim sistemleri tek bir odak değil birden fazla
odağın oluşturduğu bir paydaşlar ağı oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ZEKİ HAKAN SIDALI
(Devamla) Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
ZEKİ HAKAN SIDALI
(Devamla) Dijitalleşme iş dünyasında yeni bir yönetim
anlayışını doğuruyor, dağıtık sistem;
siz ise merkezîleştiriyorsunuz, bırakın merkezîleştirmeyi
tekleştiriyorsunuz. Küresel ticarette rekabet gücünü artırmak isteyen
ülkelere baktığımızda sürekli inovasyon stratejisi bezeli
bir dağıtık sistem görüyoruz. Unutulmamalıdır ki
rekabet, yalnızca rekabet edecek kaynakları olanlar için
anlamlı. Bizim rekabet edecek kaynağımız var, insan gücümüz
var, sanayi kapasitemiz var ama bunu anlayan bir Hükûmetimiz yok. Ülke olarak ihtiyacımız
olan yagâne unsur, vizyon ve bunu uygulayacak liyakatli kadrolar.
İşte İYİ Parti bunun için var, işte bunun için
İYİ Parti iktidara gelmeli; sürdürülebilir kalkınmayı esas
alan vizyonumuz ve liyakatli kadrolarımız hazır; az kaldı.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Hem de çok az kaldı.
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Serpil
Kemalbay konuşacaktır.
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA SERPİL
KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Sayın Başkan, sayın vekiller;
bu yasa teklifinin amacı ne, hangi derde deva oluyor diye bakmak istiyorum
ben. Ekonomi büyüyor. dediniz, büyüyor dediğiniz ekonomi ilk 20den
aşağıya düştü ve TÜİK, Andersen'den masallar anlatmaya
devam ediyor. İlk çeyrekte ekonomimiz 7,3 büyüdü. diyor TÜİK.
Büyüyen ekonomide emeğiyle geçinen, üreten, çalışanların
payı artmış mı diye bakıyoruz; artmamış tabii
ki, tam tersine 4 puan daha geriye düşmüş. Gerçekte kim büyümüş
diye baktığımızda, bir avuç sermayedar, sarayın orada
burada istifledikleri büyümüş.
Sayın vekiller,
halkın büyüyen tek bir şeyi var, borçları büyüyor; halkın
bankalara, finans şirketlerine borçları 1 trilyon 144 milyar TL'yi
buldu. Halkın büyüyen tek şeyi kabaran faturalar oluyor.
İşte haziranı şöyle karşılıyoruz: Doğal
gaza yüzde 30 zam, evlerde elektriğe yüzde 15 zam, son bir yılda
petrole yüzde 220 zam. AKP iktidarında emekliler, emekçiler tefecilerin,
bankacıların, bankaların eline düşmüş durumda.
Bir Maliye
Bakanınız var; vallahi evlere şenlik. Merak etmeyin TL daha
fazla değer kaybetmez. dedi geçenlerde ama bu tahmini bile tutmadı,
gözleri daha da ışıldayabilir çünkü TL daha da
aşağıya düştü, değer kaybediyor; döviz artmaya devam
ediyor.
Sayın vekiller, bir kez
devletin eylem ve işlemleri siyasal iktidar sahiplerinin keyfî
yönetimlerine karşı hukuksal güvence vermiyorsa eğer bu
hukuksuzluktan herkes payına düşeni alır Susma, sustukça
sıra sana gelecek. sloganında olduğu gibi. Açık bir
şekilde görülüyor ki ihracatçı birlikleri, Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM) iktidarın baskısı
altında. Bu teklife göre TİM ve ihracatçı birlikleri
tarafından kullanılan hazine taşınmazları TİM ve
birliklere bedelsiz verilecek. Yine sormak isterim: Bunda kamunun ne
faydası var?
Serbest bölgelere dair
düzenleme buralarda kölelik koşullarında sömürülen emekçileri
nasıl etkileyecek? Bu konular elbette AKPnin konuları değil.
Serbest bölgeler, ülke sınırları içinde sermaye için
yaratılmış cennetlerdir; işçi ve emekçiler içinse cehennemî
bir sömürü sistemi burada sürmektedir. Serbest bölgelerde sermaye
desteklenirken, sermayenin çıkarları düzenlenirken sendikaların
eli kolu iktidar ve patronlar eliyle bağlanıyor; izlenen
sıkı sendikasızlaştırma politikası yüzünden
işçiler buralarda köleleştiriliyor. Nedense mesele emek sömürüsü
olduğunda AKPnin aklına hiç helal akreditasyon gelmiyor. Oysa
işçilerin, emekçilerin helal akreditasyonları da
sendikalarıdır ama tabii ki sarı sendikalar değil
yandaş sendikalar değil sınıf sendikalarıdır.
Hatırlayın,
Antalyada 2006da serbest bölgede, NovaMedde çalışan kadınlar
nasıl da cinsiyetçi emek sömürüsüne maruz kalmışlardı. Ne
zaman çocuk sahibi olacaklarına kadar patronları karar veriyordu,
çocuk sahibi olmak isteyen kadın işçiler sıralı doğum
yapmak zorundaydı; sendikaları yoktu, fiilen yasaktı; kadın
işçiler şefleri tarafından aşağılanıyordu;
iş güvenceleri yoktu, sağlık güvenceleri yoktu; tuvalete dakikayla
gidebiliyorlardı. Serbest bölge işletmelerinde bu ağır
sömürü koşulları hâlâ sürmektedir. Bu teklifin bu tabloya hiçbir
faydası olmadığı açıktır.
AKP iktidarında emek
sömürüsü derinleştirildi; işçilerin mücadeleyle
kazandığı iş güvenceleri, iş tanımları belli
uzmanlaşmaya dayalı üretim yerine enformel, güvencesiz, kesintili,
düşük ücretli taşeron sistemi yasalaştırıldı.
Bu yasa mültecilerde de bir
çözüm üretmiyor. Sığınmacılar, AKP döneminde, Erdoğan
politikalarıyla Suriye'de savaşa benzin döküldüğü için
Türkiye'ye geldiler; AKP ve patronlar sığınmacıları bedava
emek deposu gibi gördü. İhracatçılar, sermaye
sınıfının çıkarları için getirilen bu kanun
teklifi sığınmacı, göçmen, mülteciler için hiçbir hak
getirmiyor, sömürüye son vermek için hiçbir şey söylemiyor.
Soylu diyor ki: Fabrikalarda
Suriyeli çalıştır, sömür, sigortasını yatırma;
sonra, ayak ayak üstüne at Ne olacak bu Suriyelilerin hâli? de. 1 milyon
insan gidecek, kim isyan edecek biliyor musunuz? O iş sahipleri.
Ya, Süleyman Soylu, bu
güvencesiz çalışmayı, bu sigortasız
çalışmayı, bunları önleyecek olan sizin Hükûmetinizdir,
sizsiniz.
Soylunun
konuşmasından anlıyoruz ki 2011den beri
sığınmacıların kölelik koşullarında devlet
ve sermaye eliyle sömürülmeleri kolaylaştırılmış;
patron sömürmüş, Soylu seyretmiş, şimdi de Vedat Bilgin
seyrediyor. Sığınmacılar artık seçimin malzemesi
olduğuna göre buruşturulabilir, bir köşeye atılabilir. O
atölyeler, işletmeler basılıyor, 25 yaşından küçük
sığınmacılar oradan toplanıp iade ediliyor.
Bir misafir diyorsunuz, bir
Açarım kapıları ha! diyorsunuz, bir 1 milyon insan geri
gidecek. diyorsunuz; sizde ne hukuk var ne vicdan var ne ahlak var ne
insanlık var. Şimdi de kendi bekanız için savaşta el
yükseltiyor; seçimlere giderken ırkçılığı, militarizmi
kışkırtarak iktidarınızı sürdürmek istiyorsunuz.
Sınır ötesi operasyonlarınız, savaş
politikalarınız bu halka ölüm ve ekonomik krizden başka hiçbir
şey vermiyor. Kırk yıldır tekrarlanan hamasetle sadece
canlarımızı ve halkın birikimlerini kaybettiğimizi
artık bu Meclisteki herkes görmeli; görülmesin diye de aslında bu
faşizminiz, bu şiddetiniz her gün daha çok artıyor. O yüzden
Geziden korkuyorsunuz. Gezi, çürük düzeninizin ortaya
çıkartılmasıydı, parıltılarının,
simlerinin dökülmesiydi; Gezi, AKPnin burnunun sürtülmesiydi; o yüzden çok
öfkelisiniz.
Kadınlara hakaret
Cumhurbaşkanına serbest mi diye de bu arada sormak istiyorum. Gezi,
kadınların isyanı, haykırışı, erkek egemen
kapitalist düzene başkaldırıydı; orada hepimiz
bulunuyorduk. Ortak sesimiz, sözümüzdür Gezi. Kadınlara
hakaret eden AKP Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğanı
burada kınıyorum ve diyorum ki: Geziden korkmanız boşuna
değil. O yüzden Gezinin korkusu, iktidarınızı kaybetme
korkusudur. Bir avuç haramiye hizmet eden iktidarınız batsın
diyoruz; yerine yaşanabilir bir Türkiye kuralım, yerine demokratik
bir cumhuriyet kuralım istiyoruz ve demokratik halk iktidarı kurulsun
istediğimiz için biz Gezi'deydik ve Gezi'deki mücadeleyi de savunuyoruz.
Gezi direnişinde yitirdiğimiz Mehmet Ayvalıtaş başta
olmak üzere Gezi'de düşene, dövüşene buradan selam olsun. Berkin
Elvandan Medeni Yıldırım'a katledilenleri unutmayacak, mutlaka
hesap soracağız.
Bugün
Güvenpark'ta idik, daha doğrusu Güvenpark'a gitmeye
çalıştık. Sevgili Ethem Sarısülük şahsında tüm
Gezi şehitlerini anmak istedik, şu gördüğünüz karanfilleri Ethem
Sarısülük'ün düştüğü yere bırakmak istedik. Bu karanfilleri
buraya getirdim çünkü polis engellediği için, polis şiddet
uyguladığı için, vandalca protestoculara
saldırdığı için bu protesto gösterisi yapılamadı,
onlarca arkadaşımız gözaltına alındı. Şöyle
düşündüm: Bu Ethem Sarısülük'ün düştüğü yere konması
gereken karanfiller aslında Ethem Sarısülük'ün düştüğü yer
olan bu Türkiye Büyük Millet Meclisine, bu kürsüye konmalı; onun için
buraya koymak istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar) Çünkü
Ethem aslında bu kürsüde düştü, Ethem Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. yazan bu yalan yüzünden düşüyor,
Ethemler gibi gençlerimiz bu ülkede bu yüzden katlediliyor. Çünkü bu ülke asla
halkın iradesinin tecelli ettiği bir ülke değil, bu ülke bir
polis devletine dönüşmüştür. Bu ülkede faşizm var, bu ülkede
gençlerimiz katlediliyor, halklarımıza zulmediliyor. Ethem
Sarısülükten Medeni Yıldırıma hepsine selam olsun. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Sayın Müzeyyen Şevkin.
Buyurun Sayın
Şevkin. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MÜZEYYEN
ŞEVKİN (Adana) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci
bölümünün geneliyle ilgili parti grubumuz adına söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teklifle, genel
itibarıyla bakıldığında ve Komisyon
görüşmelerinde de açıkça ortaya çıktığı üzere,
âdeta, iktidarın, zaten fiilen arka bahçesine dönüşmüş bir
kurumu kanunen de Ticaret Bakanlığının boyunduruğu
altına almak istediği göz önüne serilmektedir.
Değerli milletvekilleri,
birlikler ve TİMde görevlendirilecek Genel Sekreter ve Genel Sekreter
Yardımcılarının otuz gün içerisinde atanmaması hâlinde
Ticaret Bakanlığınca atama yapılacağı bu yasa
teklifiyle düzenlenmektedir. Yine, Yönetim Kurulu üye sayısı 12den
15e, 3 olan başkan vekili sayısıysa 5e
çıkarılmaktadır. TİM seçmenlerinin ilgili yasa
kapsamında bu ay içerisinde seçimlerinin yapılacağı
düşünülürse 27 sektör ve 61 birlikten oluşan TİMde sektör
temsilcilerinin seçiminde her üyenin 1 oy kullanacağı da göz önünde
bulundurulduğunda salt çoğunlukta bu rakamın ne kadar önem
taşıdığını ortaya çıkmaktadır. Bu özerk
olan kurumun ne kadar da siyasallaşacağının göz önünde
bulundurulmasını ve kamuoyunun dikkatine bunu da sunmak
isteğimizi de buradan ifade etmek isterim.
Değerli milletvekilleri,
Anayasa Mahkemesi kararıyla ihracatçı birliklerinin kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşu olduğuna hükmedilmiştir ve bu
kararla TİM ve birliklerin Ticaret Bakanlığına
bağlı kuruluş vasfı ortadan kalkmış olmasına
rağmen, teklifte yer alan düzenleme birliklerin ve TİMin özerk
yapısına aykırılık taşımakta, Her türlü
vesayeti kaldırdık. diyenlerin her kurumun üzerinde Anayasaya
aykırı olarak vesayet kurma çabalarını açıkça ortaya
koymaktadır. Liyakat burada ortadan kalkacak, kurum siyasallaşacak,
birliklerin özerk yapısının korunması da ne yazık ki
engellenmiş olacaktır.
7nci maddede, yine
birliklerin yedek akçelerine aktarılan Ticaret Bakanlığınca
belirlenecek tutarın ihracatı geliştirme sermayesine eklenmek
üzere sermaye taahhüdü ödemesi olarak aktarılacağı düzenlenmektedir.
Tabii, hukuk devletinin temel ilkelerinden biri belirliliktir. Burada
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak birliklerin gelirlerinin, yedek akçelerine
aktarılan meblağın sınırının kanunla binde 3
oranında belirlenmesi gerektiğini ifade ettik. Buradan, Meclis
kürsüsünden de bunu ifade etmek isterim.
8inci maddede, TİM ve
birlikler tarafından kullanılan hazine
taşınmazlarının, Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı tarafından,
kuruluş amaçlarında kullanılmak üzere TİM ve birliklere
tahsis edileceği ifade edilmektedir.
10uncu maddeye
baktığımızda da akredite olmayan kuruluşlarca helal
sertifikası verilmesi hâlinde 100 bin liradan 1 milyon liraya kadar idari
para cezası uygulanacağı ifade edilmektedir. Bu makasın bu
kadar açık olması bir handikap yaratacaktır arkadaşlar.
Cezalar orantılı olmalı ve makasın bu kadar geniş
olmasının bir ceza niteliği taşıması hususu da
göz önünde bulundurularak düzenlemede mutlaka 100 bin liranın en az 2
katı ya da 3 katı gibi belirli bir rakamın verilmesi burada önem
taşımaktadır; bu yönde de vermiş olduğumuz önerge
umuyorum oylarınızla kabul edilecektir.
Değerli milletvekilleri,
bu teklif ihracatçıların hangi sorununu çözüyor, doğrusu merak
ediyoruz. Komisyonda sorularımıza tatmin edici yanıtlar
alamadık. Teklifin gerekçesinde yazılanlardan ziyade, siyasi amaçlar
güdüldüğü açıkça görülmektedir. İhracatçıların artan
ham madde, girdi ve navlun maliyetlerinin çözümü yönünde bir adım atmayan
teklif, ihracatın yapısal sorunlarına da çözüm getirmemektedir.
2022 Ocak-Nisan aylarında toplam ihracatımız 83,57 milyar
dolarken ithalatımız 116 milyar dolar olmuş, dış
ticaret açığımız da 32,5 milyar dolara
ulaşmıştır.
Değerli milletvekilleri,
1980de, ithal ikameci sanayiden ihracata dayalı büyümeye geçildiği
yılda ülkemizin dünya ticaretinden aldığı pay binde 86yken
2020 yılı sonunda bu pay hâlâ binde 85. Hani, nerede büyüme
arkadaşlar? 1980 yılında ülkemizin gelişmekte olan ülkeler
grubu millî geliri içindeki payı yüzde 3,55ken AKP'nin iktidara
geldiği 2002 yılında bu oran yüzde 3,39du. 2020 yılı
sonunda, AKP'nin yanlış politikaları sonucunda bu oran yüzde
2,12ye geriledi.
Evet, arkadaşlar,
ülkemizde maalesef hukukun üstünlüğü ilkesi yerle yeksan edilmiştir;
yatırım iştahı tümüyle tükenmiştir, erozyona
uğramıştır. Türkiye'de kamu kaynakları ne yazık
ki kamu kaymağına dönüşmüş durumdadır. Kamu
kaynaklarının sınırlı bir kesime pay edildiği
ortadadır; bu sınırlı kesim için yurt dışına
aktarılan sınırsız paralar, milyonlarca garibanın
ekmeğidir, elektriğidir, işidir, aşıdır, suyudur,
doğal gazıdır, benzinidir, mazotudur, meyvesi ve sebzesidir.
İşsizlik ve yoksulluk almış başını giderken
vatandaşların vadesinde ödeyemediği için bankalar
tarafından icraya verilen takipteki borçları 27,7 milyar liraya çıkmıştır.
Yine, Türk lirasının kredi risk primi tarihî rekorla 728i
bulmuştur arkadaşlar. Mayıs 2022de iç borç ödeme projeksiyonu 1
trilyon 504 milyar lira anapara
Faizi ne kadar arkadaşlar? 2 trilyon 53
milyar TL yani arkadaşlar, Türkiye tarihinde ilk defa faiz ana borcu 2ye
katlamış durumda, bu da hamdolsun AKP sayesinde olmuştur.
Evet, değerli
milletvekilleri, işsizlik ve yoksulluk almış
başını gitmişken, vatandaşların vadesinde
ödeyemediği için bankalarda bu kadar borç bulunurken, ülkemizde
öğrenciler yurtlarda yer bulamazlarken, banklarda uyudukları
görüntüler hâlâ hafızalarımızda yer alırken ne yazık
ki finans merkezi Manhattanda kurulan ve TURKEN Vakfına milyonlarca dolar
aktarılarak yapılan yurtlar, öğrencilere hizmet etmek etmekten
çok
Sözde öğrenci yurdu yerine yapılmıştır
burası. O paralarla bu ülkede eğer yurt yapılsaydı şu
anda barınamayan ve yurtsuz bir tek öğrencinin kalmayacağı
bir durumda, ABDde kurulmuş bir vakfa aktarılan paraların
hayır işlerinde kullanıldığını söylemek
aklımızla açıkça alay etmektir.
Vatandaş sizden,
TİMin gelecek hafta yapılacak seçimlerinde rüşvet olarak
yönetim kurulu üyelikleri değil, bu ülkenin sorunlarına çözüm bulacak
kanun teklifleri getirmenizi bekliyor. Bugün doğal gaza, elektriğe,
akaryakıta gelen zamlar yoksulluk altında ezim ezim ezilen
halkın belini bükmeye devam ederken siz, yaşam biçimlerine müdahale
ederek, sizin gibi düşünmeyen herkese ve her kesime baskı
yapmayı arttırarak bu zulmü sürdürüyorsunuz. En demokratik hak olan
protesto hakkını gasbediyorsunuz. Dün Türk Mühendis ve Mimar
Odaları Birliğine ve öğrencilere Geziyle ilgili nöbet
tuttukları için gözaltılar yaşatanlar, Başkanımız
Canan Kaftancıoğlunu cezaevine atmaya çalışanlar, bugün 16
milyon İstanbullunun Belediye Başkanını, üstelik 2 kez
halkın iradesiyle seçim kazanan Ekrem İmamoğlunu
yargılamaya kalkıyorsunuz. Unutmayın, Anadoluda bir söz
vardır: Zulmün artsın ki tez zeval bulasın. Halk yoksulluk
altında inim inim inlerken her nedense vatandaşın
sorunlarına çözüm getiremeyen basiretsiz Hükûmetiniz, baskıyı
her geçen gün arttırıyor. Yettiniz artık, yettiniz gayri! (CHP
sıralarından alkışlar) Atanamayan öğretmenler,
mühendisler, mimarlar, şehir plancıları, veterinerler,
EYTliler, emekliler, şiddet gören kadınlar, gençler, 3600 ek
gösterge bekleyenler, çiftçi, esnaf, kısacası, sorunlarını
çözemediğiniz ve görmezden geldiğiniz, gündemi değiştirmeye
çalışarak halının altına süpürdüğünüz tüm bu
sorunlar yumak olup iktidarınızı ezecek ve sandıkta
halkımız gereğini yapacak; bundan hiç kuşkum yok.
Çocuklarının
beslenme, barınma, eğitim, sağlık, iş, atanma sorunlarını
çözememiş, pandemi döneminde sağlık
çalışanlarını sadece alkışlamakla yetinen, özlük
haklarında ve maaşlarında herhangi bir düzenlemeye gitmeyen
iktidar, yurt dışında geleceğini arayan gençlere yüzsüzce
Giderlerse gitsinler. deme aymazlığını göstermektedir.
Biz hiçbir yere gitmiyoruz arkadaşlar, buradayız. Siz ise nereye
gitmeye çalışırsanız çalışın, bu ülkede
yeniden tesis edilecek hukuk kuralları çerçevesinde tüm bunların
hesabını tek tek vereceksiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MÜZEYYEN ŞEVKİN
(Devamla) Ülkemiz, aydınlık yarınlara halkımızla
birlikte kavuşacak. Herkese, her kesime canıgönülden, yürekten bir
çağrı yapmak istiyorum: Başı dik, onurlu halkımız;
haramilerin saltanatına son vermek istiyorsanız bize
katılın diyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Gaziantep Milletvekili Sayın Ali Muhittin
Taşdoğan. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ALİ
MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 335 sıra
sayılı Kanun Teklifi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve
ekranları başında bizleri takip eden yüce milletimizi
saygılarımla selamlıyorum.
Görüşmekte
olduğumuz kanun teklifinin ikinci bölümünü incelediğimizde, 8inci
maddenin Türkiye İhracatçılar Meclisi ve ihracatçı birliklerinin
kullanmakta olduğu ve Ticaret Bakanlığına tahsisli bulunan
taşınmazlara ilişkin kullanım tereddütlerinin maddi açıdan
ortadan kaldırılmasına yönelik müspet bir düzenleme
olduğunu görmekteyiz. Bu çalışma, TİM ve birliklerimiz için
olumlu bir çalışmadır.
Sayın milletvekilleri,
9uncu maddeyle, sürdürülebilir finansal piyasalar için yatırım
kararları merhalesinde dünya ile Türkiye arasında
karşılaştırma ve risk-fırsat analizi kabiliyetini üst
düzeye çıkarma girişimlerimize olumlu katkı sağlayacak bir
çalışma olduğu öngörülmektedir. Bu kapsamda, Uluslararası
Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu, Uluslararası Muhasebe Standartları
Kuruluyla birlikte Uluslararası Muhasebe Standartları Vakfı bünyesinde yer alarak yakın bir
çalışma gerçekleşecektir. Böylelikle, Uluslararası Finansal
Raporlama Standartlarından faydalanılarak, tüm
yatırımcıların sürdürülebilirliğe dair ihtiyaçlarına
uygun bilgilere ulaşarak yatırım süreçlerini tüm
boyutlarıyla değerlendirmeleri; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu eliyle Uluslararası Muhasebe Standartları
Vakfı tarafından söz konusu standartların belirlenmesi ve
yayımlanması sağlanmış olacaktır. Böylece, ilgili
alandaki tüm gelişmelerin bilgi akışı
sağlanmış olacaktır.
Görüşmekte
olduğumuz kanun teklifinin ikinci bölümünde 10uncu ve 11inci maddeler
Helal Akreditasyon Kurumunun yetkileriyle ilgilidir. Gönüllülük esasına dayalı
belgelendirme süreci olan helal uygunluk tercihinde bulunan herhangi bir
üreticinin, sonucu insana yani tüketiciye ulaşmasından dolayı,
ürünüyle ilgili en küçük bir yanıltma, şüphe ve tağşiş
kamu menfaatine ve kamu refahına aykırı olacaktır. Bu
nedenlerle, belgelendirme faaliyetlerinin bağımsız ve yetkin bir
kamu otoritesi tarafından yapılması gerekmektedir. Helallik
şartlarına uygun ürünleri tercih etmekte olan tüketicinin
hassasiyetleri bu sürecin kusursuz işlemesini gerektirir. Öngörülen
çalışmayla, kanunsuz olarak helal akreditasyon faaliyetinde bulunan
ve helal akredite denetimlerinden geçmeden ve akredite statüsü
taşımadan helal uygunluk değerlendirmesi yapanlara müsaade
edilmemektedir. Ayrıca, buna rağmen faaliyet yürütenlere uygulanacak
idari para cezaları düzenlenmiştir. Tüm bu değerlendirmelerin
yerinde ve doğru kararlar olacağını düşünüyoruz.
Sayın milletvekilleri,
konuşmamın geri kalanında seçim bölgem ve aynı zamanda
memleketim Gazianteple ilgili bazı hususları da dile getirmek
istiyorum. Gaziantepin, her zaman, ülkemizin üretimi, istihdam ve ihracat
gücünün üzerinde performans sergileyen bir şehir olduğunu
yakından görmekteyiz. Güneydoğu Anadolu Bölgesinin lokomotif kenti
olan Gaziantep, geçtiğimiz nisan ayında 927 milyon 172 bin dolar ihracat
gerçekleştirdi. Sürekli büyüme ve gelişme hedefini
gerçekleştirmek için yoluna emin adımlarla devam eden Gaziantepin
gelişim ve istikrar çizgisi geçen yılın aynı ayına
göre yüze 5 artış göstererek aylık ve dönem bazında
6ncı sırada yer aldı. Genel tabloda ülkemizin en fazla ihracat
yapan 5inci şehri konumunda yer alan Gaziantep, 2022 yılına 10
milyar dolarlık hedefini aşarak girmeyi
başarmıştır. 10 milyar 92 milyon dolar ihracatla 2021de
kendi ihracat rekorunu kıran gazi şehrimizin, cumhuriyetin 100üncü
yılında 13 milyar dolar olan ihracat hedefini de aşarak
karşılayacağından Allahın izniyle hiç şüphemiz
yoktur.
Ayrıca, Gaziantep,
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sanayi Veritabanı esas
alınarak hazırlanan Sanayinin Liderleri Listesinde 130 üründe
1inci, 117 üründe 2nci ve 94 üründe ise 3üncü olmak üzere 341 ürünle 8inci
sırada yer almaktadır. 1incilik kategorisinde Gaziantepten 42
tekstil, 20 gıda, 18 plastik ve kimyevi ürün, 15 makine metal ürünü
listeye girmiştir. 2ncilik kategorisinde ise 25 plastik ve kimyevi ürün,
24 tekstil, 22 gıda, 21 makine metal ürünü listede yer
almıştır. 3üncülük kategorisinde 28 makine metal, 21 gıda,
17 tekstil, 10 plastik ve kimyevi ürün listedeki yerini
almıştır.
Gaziantepten Sanayinin
Liderleri Listesine giren tekstil, gıda, plastik ve makine metal
sektörlerinden ürünleri, sırasıyla, ayakkabı ve deri sanayisi
ürünleri, sağlık ürünleri, kâğıt ve kâğıt
ürünleri, mobilya, matbaa ve medikal ürünler takip etmektedir. Şehrimizde
üretimi ve ihracatıyla bu potansiyele sahip çok sayıda firma
bulunmaktadır. Bu nedenle önümüzdeki süreçte Sanayinin Liderleri
Listesinde şehrimizden çok daha fazla sayıda ürünün yer
alacağından kuşkumuz da yoktur. Önce pandemi, ardından
küresel ekonomide baş gösteren tüm sıkıntılara rağmen
başarı grafiğini yükselten, her koşulda üretmeye, istihdam
yaratmaya ve ekonomimizi kalkındırmaya devam eden
firmalarımızı ve çalışanlarını tebrik
ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; tarım ve hayvancılık üretiminin
yoğun yapıldığı Gaziantep, Şanlıurfa,
Mardin, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman ve Kilisin
bağlı olduğu Güneydoğu Anadolu İhracatçı
Birlikleri üyesi firmalarımız da ocak ayında 128 ülke ve serbest
bölgeye 373.361 ton ürün göndererek geçen yılın aynı dönemine
göre dış satımlarını yüzde 51
artırmıştır. Söz konusu dönemde bölgeden en fazla 47 milyon
864 bin dolarla makarna ihraç edilirken en çok ihracat ise 91 milyon 56 bin dolarla
Iraka gerçekleştirilmiştir.
Gaziantep, aynı zamanda,
küçükbaş hayvancılıkta güneydoğunun yurt
dışına açılan kapısıdır. 2018
yılında 258 bin adet olan damızlık anaç küçükbaş
hayvan sayısı 2021 sonu itibarıyla 80 bin adet artarak 338 bine
ulaşmıştır. Küçükbaş hayvan sayısı son dört
yılda 80 bin artmışken aynı zamanda 2020 yılında
ülkemizden yurt dışına 155 bin adet küçükbaş erkek besilik
hayvan ihraç edilmiş olup bunun 110 bin adedi Gaziantepten, 2021
yılında ise ülkemizden yurt dışına ihraç edilen erkek
besilik 264 bin adet küçükbaş hayvanın 163 bini yine Gaziantepten
ihraç edilmiştir. Bu durum, rakamlar göz önüne
alındığında, Gaziantepin çok yakında
hayvancılık sektöründe de parlayan yıldız
olacağının en büyük göstergesidir. Bu vesileyle, geleceğimiz
açısından umut veren ve göğsümüzü kabartan, başta oda
başkanlarımız olmak üzere, ihracatçılarımıza,
iş insanlarımıza ve onların çok değerli
çalışanlarına başarılar diliyor, teşekkür
ediyoruz.
Sayın milletvekilleri,
Gaziantep, her alanda ciddi potansiyeli olan, ürettiği ürünleri marka
hâline getirmiş, ülke ve dünya ekonomisi için katma değer
oluşturmuş bir tarım kentidir. Öyle ki baklavaya ve
fıstığa adını vermiş, dünyaca ün
kazanmıştır. Türkiye'nin 27 farklı il ve ilçesinde yüz
binlerce kişiye ekmek kapısı olan Antep
fıstığının tarımsal ürün destekleme
programının dışında kalmasından dolayı,
üretici ve işletmecileri çeşitli sorunlarla
karşılaşmaktadırlar.
Gaziantep ve Şanlıurfa illeri
başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üretimi en fazla
yapılan tarım ürünü olan Antep fıstığında
kayıt dışı ekonominin engellenmesi ve üretimin teşvik
edilmesi amacıyla, Antep fıstığı üretici ve
işletmeleri tarımsal destek talep etmektedirler. Antep
fıstığının, üretim miktarının
artırılarak bölge ve ülke ekonomisine sağladığı
katma değerin istenilen seviyeye çıkarılması için
atılacak en önemli adım, Antep fıstığının
tarımsal ürün desteği kapsamına alınması
olacaktır. Üretim alanları her geçen yıl gelişerek büyüyen
ve buna bağlı olarak toplam rekoltesi şu an 300 bin ton
seviyelerine ulaşan ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde rekoltesi
450-500 bin ton seviyelerine ulaşması beklenen Antep
fıstığında maalesef rekoltenin ancak yüzde 30 kadarı
tescille kayıt altına alınabilmektedir. Ürüne tarımsal
destek verilmemesinden kaynaklı yaşanan kayıt
dışı ekonomi yaklaşık yüzde 70 oranında gerçekleşmektedir.
Tüm bunlardan mütevellit, devletimiz her yıl ciddi bir gelir kaybına
uğramakta ve sektör bileşenleri de bu durumdan zarar görmektedir.
İlk bakışta,
fıstığa verilecek tarımsal ürün desteği önemli bir
gider kalemi gibi gözükse de ekte yapılan kâr zarar hesaplamaları
incelendiğinde, ürünün tümünün kayıt altına alınması
hâlinde devletin alacağı stopaj ve BAĞ-KUR primleriyle net bir
şekilde kâra geçeceği öngörülmektedir.
Gaziantep ve ilçelerinin
yanı sıra, Şanlıurfa, Siirt, Adıyaman il ve ilçelerinde
yüksek miktarda üretimi yapılan Antep fıstığına
gerekli düzenlemelerin yapılarak tarımsal destek
sağlanması, üreticilerimizin ve işletmecilerimizin ehemmiyetle
beklediği bir husustur.
Kıymetli
milletvekilleri, bir başka önemli husus ise sadece Gaziantepli
ihracatçılarımızın değil, birçok bölge
şehirlerinin de beklediği Hassa-Dörtyol Tünel Projesidir. Ülkemizin
en büyük organize sanayi bölgesine sahip Gaziantepin ve birçok şehrimizin
İskenderun Limanına mesafesini kısaltacak ve bölge sanayisine
sınıf atlatacak olan Hassa-Dörtyol Tünel Projesindeki
çalışmaları yakından takip etmekteyiz. Ulaştırma
Bakanlığımızca güzergâh projesi tamamlanan Hassa-Dörtyol
Tünel Projesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde bulunan
Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman,
Diyarbakır, Malatya ve Mardin illeri başta olmak üzere birçok
ilimizin ticareti ve sanayisi açısından önemlidir. Bu sebeple, tünel
projesindeki yapım işleri ihalesinin hızlandırılması
ve tünelin bir an evvel hizmete açılması bölgedeki şehirlerin
ihracatları açısından büyük önem taşımaktadır.
Değerli milletvekilleri,
Hitit medeniyetinden Osmanlı medeniyetine kadar pek çok farklı
kültüre ve ticarete tanıklık etmiş, Güneydoğu Anadolu
Bölgesinin en büyük, Türkiye'nin ise 6ncı büyük kenti olan Gaziantep,
tarihî İpek Yolunun güzergâhı olması sebebiyle uygarlık
tarihine yön vermiştir. İpek Yolu üzerindeki hanlar, hamamlar hâlâ
ayaktadır ve ziyarete açıktır. Gaziantep, şehir merkezinde
gizlediği tarihiyle, başta Zeugma Müzesi olmak üzere Savaş
Müzesi, Mutfak Sanatları Müzesi, Cam Müzesi, Etnografya Müzesi ve
Panoramik Gaziantep Savunması Müzesi gibi birçok müzesi günümüze kadar
sağlam olarak ayakta kalabilmiş olan, Gaziantep Kalesi gibi kültür
merkezleri bulunan kadim bir şehirdir. Zeugma Mozaik Müzesinin onlarca
mozaik eserler içerisinde Çingene Kızı mozaiğini bilmeyen
yoktur. Evliya Çelebi, Seyahatnâmesinde ilimizden "şehr-i ayıntab-ı cihan" yani
cihanın göz bebeği olarak bahsetmiştir. Bu dönemin
ibadethaneleri bütün ihtişamıyla varlığını günümüze
kadar korumuştur. Korumaya alınan Tarihî Antep Evleri şehrimizin
önemli tarihî ve kültürel zenginliklerindendir. Gaziantepte günümüze kadar
sağlam olarak ulaşabilmiş sivil mimari örneklerinden konutlar
ise restore edilerek kullanıma kazandırılmıştır.
Gaziantep, aynı zamanda kültür ve gastronomi alanında adından
söz ettirip UNESCOnun Yaratıcı Şehirler Ağına dâhil
olarak âdeta cazibe merkezi hâline gelen bir şehir olma
başarısını da göstermiştir.
Turizm dünyası
artık sadece deniz, kum, güneş turizminden ibaret değildir.
Gaziantepin tarihî yapılarını ve kültürel değerlerini
gastronomiyle süsleyerek turizm konusunda her geçen gün daha da iddialı
bir konuma gelmiş bulunmaktayız. Kurtuluş mücadelesindeki yoklukta
zerdali çekirdeğinden ekmek yapılan bir dönemden gastronominin
başkenti olma başarısına erişen Gaziantepin bu
yılki konaklamalı turist hedefi 1 milyon olurken geceleme hedefi ise
yaklaşık 1,5 milyondur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ MUHİTTİN
TAŞDOĞAN (Devamla) Pandeminin etkisinin
atıldığı dönemde yaklaşık 600 bin turisti
ağırlayan, zengin mutfağı, eşsiz kültürü, tarihî
zenginlikleriyle dolu gazi şehrimize hepinizi bekliyoruz. Şimdi,
Gaziantepe gitme zamanı diyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Başkan, Müsavat Bey, buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
35.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Ordu
Fatsadaki Fener Adası üzerine yapılmak istenen seyir terasına
ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Çok teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Aslında, böyle arada
konuşmak çok yaptığım bir şey değil ama bir
hususa vurgu yapmak, bir konuyu da aydınlatmak bakımından söz
aldım. Çok teşekkür ediyorum tekrar.
Geçen hafta
yaptığım Ordu gezisinde birkaç kez dile getirdim. Fatsada bir
kayalıklar topluluğu var, orada yaşayanlar oraya Fener
Adası derler. Ordu Büyükşehir Belediye
Başkanlığımız ne kanaat önderlerine ne çevreci
kuruluşlara ne de Fatsa Belediyesine aydınlatıcı herhangi
bir bilgi vermeksizin ada üzerinde bir seyir terası yapmak üzere bir ihale
tanzim etmiş. Ayrıca, adaya rıhtım da yapılıyor.
Ben çocukluğu orada
geçen biri olarak oranın özelliklerini biliyorum; adanın çevresi bizim
balık longozları dediğimiz ve balıkların
yuvalandığı, yumurtaladığı yer.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Ayrıca, kayalıkların
üstüne martılar, karabataklar da yumurtlarlar.
Sadece çevresel
duyarlılıktan kaynaklanmıyor hassasiyetim, oraya rantabl olmayan
bir yatırım planlanıyor, kanaatim ve inancım odur.
Defalarca sordum, fizibil olup olmadığına da
bakılmamış, herhangi bir çalışma
yapılmamış, doğal şartlar
değerlendirilmemiş. Oraya bir tesis yapılsa bile deniz,
doğa oraya müsaade etmez, sadece doğayla rekabet eden, sıradan
bir fantezi projesinden öteye gitmez diye düşünüyorum. Ayrıca,
güvenlik sorunları söz konusu olabilir çünkü ne Ordu ne de Fatsa Emniyet
Müdürlüğünün deniz aracı yok. Denizden 4-
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Bitiriyorum, müsaadenizle.
BAŞKAN Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ordu'da yaptığım
basın toplantısında ve dün Türkiye Büyük Millet Meclisinde
gerçekleştirdiğim basın toplantısında hem Ordu
Büyükşehir Belediye Başkanlığından hem
İçişleri Bakanlığından hem de Çevre, Şehircilik
ve İklim Değişikliği Bakanlığından bu
ihalenin incelenerek iptal edilmesi noktasında harekete geçmelerini
istedim. Şu ana kadar herhangi bir adım atılmadı. Burada
yapılan her doğru işte iktidar partisi sözcüleri Sayın
Cumhurbaşkanına teşekkür ediyor, ben de Sayın Cumhurbaşkanına
teşekkür edebilmek için bu ihaleyi gözden geçirmelerini ve mümkünse
iptalini sağlamalarını, bunun ne Fatsamıza ne Ordumuza
herhangi bir fayda getirmeyeceğini buradan ifade etmek istedim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Cumhurbaşkanına
çağrıda bulunuyorum: Fizibil olmayan, rantabl olmayan, çevresel
duyarlılıktan bihaber bu uygulamanın derhâl durdurulması
hususunda durumdan vazife çıkarmalarını hassaten istirham
ediyorum. Genel Kurulu da saygıyla selamlıyorum. Diler ve umarım
ki bu çağrım karşılık bulur.
Teşekkür ediyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal ve Erzurum Milletvekili
Zehra Taşkesenlioğlu Ban ile 37 Milletvekilinin Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4441) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 335) (Devam)
BAŞKAN - Şahsı
adına ikinci konuşmacı Adana Milletvekili Sayın İsmail
Koncuk. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İSMAİL KONCUK
(Adana) Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şahsım adına
kanun teklifinin ikinci bölümüyle ilgili kanaatlerimizi ifade edeceğiz. Bu
teklifin 4 ve 6ncı maddesi, aslında iktidar partisinin devlet
yönetme anlayışını, zihniyetini ortaya koyan maddeler.
Diğer maddeler de önemli ama bunlar bir zihniyeti ortaya koyması
açısından son derece önemli. Şunu istiyorsunuz: Her şey
bizim kontrolümüzde olsun, ihracatçı birlikleri dahi, ihracatçı
meclisleri dahi bizim kontrolümüzde olsun, sendikalar bizim kontrolümüzde
olsun, sivil toplum örgütleri bizim kontrolümüzde olsun; böyle bir
anlayış olamaz. Bu yönüyle bu teklifin arızalı
olduğuna İYİ Parti Grubu olarak da inanıyoruz.
Değerli milletvekilleri,
bugün, doğal gaza yüzde 30, elektriğe yüzde 25, yine, benzine ve
motorine de yarından geçerli olmak üzere zam geliyor.
Şimdi,
memurlarımıza 2022 Ocak ayından geçerli olmak üzere yüzde 5,
artı 2,5 zam yaptık ama aradan geçen dört ay zarfında
gerçekleşen enflasyon yüzde 28,53 oldu. Dolayısıyla
memurlarımızın, memur emeklilerinin ve işçilerimizin yüzde
24,21lik enflasyon farkı alacağı doğdu. Şimdi,
Çalışma Bakanımız Sayın Vedat Bilginden, iktidar
partisinin değerli temsilcilerinden zaman zaman çeşitli açıklamalar
duyuyoruz: Telafi edeceğiz. Yani vatandaşın, hem
çalışanların, memurların, işçilerin hem bütün
vatandaşlarımızın alım gücü tabiri caizse yerlerde
sürünüyor, yerlerde. Şimdi, bu nasıl bir iktidar olmak ki
vatandaşın bütün dertlerine gözümüzü kapattık,
kulağımızı tıkadık; bunu anlamak mümkün
değil, bunu anlayamıyoruz. Nasıl çözeceğiz? Alım gücü
artacak. Sayın Binali Yıldırım da AKP Genel Başkan
Vekili de evvelsi gün yapmış olduğu konuşmada diyor ki:
Artık terör birinci önceliğimiz değil, enflasyon birinci
önceliğimiz. Yani ekonomi birinci önceliğimiz. Peki, birinci
önceliğiniz olan bu ekonomiyle ilgili yani halkın, memurun,
işçinin, emeklinin alım gücünü -üç, dört yıl öncesini
saymıyorum- bir yıl öncesine çekebilmek için hangi tedbirleriniz var?
Bunları duymuyoruz ancak afaki Çözeceğiz. Halledeceğiz.
Bize güvenin, biz çözeriz. Ya, nasıl çözeceksiniz?
Şimdi, yüzde 24,21lik
bir enflasyon farkı alacağı doğdu ama biliyorsunuz, SGK
emeklileri sadece altı aylık gerçekleşen enflasyon oranında
zam alabilecekler. Şimdi, burada yapılması gereken nedir?
Şunu ifade etmek istiyorum eski bir sendikacı olarak da: Yüzde
2,5luk bir artı zam yapıldı ocak ayında, onun adına
refah zammı dememiz lazım. Bunun özellikle altını
çiziyorum. Burada sendikalar da iyi dinlesin: Dolayısıyla, bu refah
zammının oluşacak enflasyon farkında hesap
dışı bırakılması lazım yani 1 Temmuzdan
geçerli olarak verilecek zam hesap edilirken, enflasyon farkı hesap
edilirken ocak ayında verilen yüzde 2,5luk fark, zam enflasyon farkı
hesabında dikkate alınmamalıdır. Bu önemli ve enflasyon
farkı, artı refah payı uygulaması 1 Temmuzdan geçerli olmak
üzere artık yüzde 2,5 değil
Değerli milletvekilleri, bilhassa
değerli iktidar partisinin milletvekilleri; enflasyon farkı vermek
yetmez.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İSMAİL KONCUK (Devamla)
Sayın Başkanım, bir dakika
BAŞKAN Buyurun.
İSMAİL KONCUK
(Devamla) Bakın, emin olun bir yıl önceki alım gücünü tekrar
kazanabilmek için bu -affedersiniz- TÜİK'in uydurma enflasyon
rakamlarından hareket ederek bir yere varmanız mümkün değildir.
Onu bir kenara bırakacaksınız; bağımsız
kuruluşların, işte, ENAG gibi, Enflasyon Araştırma
Grubunun kanaatleriyle, tespitleriyle yola çıkacak ve enflasyonu yüzde 70
gibi komik bir rakamla değil, yüzde 156 oranında
değerlendireceksiniz. Dolayısıyla, bu enflasyon
farkının ve refah payının herkese verilmesi lazım.
Bilhassa refah payı uygulaması hem memurlarımıza hem
işçilerimize hem de en önemlisi tüm emeklilere, memur, işçi vesaire
hangi kaynaktan emekli olmuş olursa olsun hepsine verilmeli diyorum.
Saygılar sunuyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Tokdemir, buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
36.-
Hatay Milletvekili İsmet Tokdemirin, Yarseli Sulama Birliği
Barajının elektriğinin Enerjisa tarafından kesilmesine
ilişkin açıklaması
İSMET TOKDEMİR
(Hatay) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yarseli Sulama Birliği
Barajının borcu nedeniyle Enerjisa elektriğini kesmiş.
Dolayısıyla pompalar çalışmıyor, çiftçi ürününü
sulayamıyor. Orada ekilmiş pamuk var, mısır var, biber var,
dikilmiş kayısı, erik, şeftali fideleri var. Tam sulama
zamanı ama bir haftadır sulama yapamıyorlar. Binlerce çiftçi
perişan, on binlerce dönümde ekinler fideler ölüyor, yazıktır,
günahtır. Elektrik şirketi sulama zamanı elektriği kesiyor.
Böyle kötülük, böyle vicdansızlık olur mu? Buradan ilgili şirket
yöneticilerine sesleniyorum: Bu borç çiftçinin borcu değil. Elektriği
bir an önce açın, çiftçi rahat sulama yapsın, hasat etsin diyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Tahsin Bey,
talep mi var sizin?
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
60a göre, evet
BAŞKAN Tahsin Bey,
buyurun.
37.-
Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın, Kocaeli Gebze Muallimköydeki
Bilişim Vadisi Projesinin ranta ve halkın
taşınmazlarını gasbetme projesine döndüğüne
ilişkin açıklaması
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Sayın Başkan, Kocaeli Gebze Muallimköyde yaptırılan
Teknoloji Geliştirme Merkezi Bilişim Vadisiyle ilgili
skandalların ardı arkası kesilmiyor. Teknoloji diye yola
çıkılan proje, yine ranta ve halkın
taşınmazlarını gasbetme projesine döndü. İhale
yapılmadı, proje davetiye usulüyle yandaşa verildi. Bölgede
bulunan, Avrupanın en iyi kamu binası olarak seçilen 3 ayrı
bina yıkıldı. Bölge halkına ait arsalara değerinin altında
el koymak için istimlak yapılmıyor, izaleişüyu davasıyla âdeta
çökmeye çalışılıyor. Muallimköy halkının sesini
duyun, alın terleriyle kazandıkları mallarından ellerinizi
çekin, haklarını teslim edin diyorum.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal ve Erzurum Milletvekili
Zehra Taşkesenlioğlu Ban ile 37 Milletvekilinin Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4441) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 335) (Devam)
BAŞKAN İkinci
bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer
alan maddeleri, varsa o maddeler üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
7nci madde üzerinde 3 önerge
vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Kanun Teklifinin 7nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasan
Özgüneş Serpil
Kemalbay Pekgözegü Ali
Kenanoğlu
Şırnak İzmir İstanbul
Şevin
Coşkun İmam
Taşçıer Kemal
Bülbül
Muş Diyarbakır Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen Antalya Milletvekili Sayın Kemal Bülbül.
Buyurun Sayın Bülbül.
(HDP sıralarından alkışlar)
KEMAL BÜLBÜL (Antalya)
Teşekkür ederim Başkanım.
Herkese saygılar.
Evet, Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile -ve âdet olduğu üzere-
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi hakkında konuşmak üzere söz almış bulunuyorum. Saat
ikide Meclis açılırken sıraları dolduran Adalet ve
Kalkınma Partisinin vekilleri, Milliyetçi Hareket Partisinin vekillerinden
oldukça az sayı var. Saat iki başkaydı demek ki saat sekiz
başka, oysa aynı şeyi görüşüyoruz, gündem devam ediyor; bir
farklılık var.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Tembel öğrenciler gibi sadece yoklamaya
katılıyorlar.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla)
Evet, tembel öğrenciler gibi böyle kaçışlar söz konusu oluyor.
Şimdi, değerli
Türkiye halkı, Türkiye Büyük Millet Meclisi bir yasama organı
bildiğiniz gibi ve buraya yasa önerisi geliyor. Hükûmetten gelen yasa
önerisi virgülüne dahi dokunulmadan geçiyor, muhalefetten gelen yasa önerisi
kale alınmıyor, araştırma önergesi hiç dikkate
alınmıyor; bu demokratik bir işleyiş değil.
Burası neresi? Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir. yazan ve milletin Türkiye halkı, Türkiye milleti
olduğunu kasteden vecizenin yazıldığı yer ve bu vecize
durup dururken yazılmadı; bir emek, bir çaba, bir hakikat üzerine
yazıldı. Şimdi, burada egemenlikten bir partinin
egemenliği, egemenliği de değil tahakkümü, baskısı,
istediğini yapması anlaşılıyor maalesef ve muhalefetin
her türlü talebinin reddedildiği yerde demokrasi yok.
Peki, şimdi halkımız
diyecek ki Sen bir vekil olarak bunu kürsüde söylüyorsun ama sen vekilsin,
bunun çaresi ne? Bunun çaresi şu sevgili halkımız: Birlikte
bulacağız bunun çaresini. Zaten geliyoruz, konuşuyoruz,
tartışıyoruz; eşitlikten, adaletten söz ediyoruz. Bakın,
bir anayasasızlık var; Türkiye Cumhuriyeti devletinin şu anda
bir anayasası yok, var ama yok, var ama uygulamaya konulmuyor. Bir
yasasızlık var, bir hukuksuzluk var, bir adaletsizlik var. Giderek
aslında, insani ve toplumsal bir özellik olan bir merhametsizlik söz
konusu.
Şimdi,
halkımızın bir sözü var, diyor ki: Dert bir olaydı
ağlaması kolaydı. Yoksulluk, işsizlik,
ahlaksızlık, katliam, taciz, efendim, sayamayacağımız
kadar çok şeyin olduğu bir yerde diyoruz ki ortaklaşa bir
şey yapalım, bir çözüm bulalım; hayır. Şimdi Baba,
bir hırsız tuttum; al da gel, gelmiyor; sal da gel, o bizi
salmıyor. Böyle bir durumla karşı karşıyayız
şimdi.
Şimdi, hâl böyle olunca,
bakınız, uluslararası politika söz konusu oluyor, NATO'dan
çıkacaklarmış. Ya, siz NATO'yu hemşehri derneği
sanıyorsunuz herhâlde. Hadi, çıkın bakayım, göreyim, hadi
çıkın NATO'dan da göreyim! Çıkamazsınız,
çıkamazsınız, sebeplerini saymam uzun sürer, burada boşu boşuna
böyle siyasi şantaj, siyasi tehditle bir yere
varacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Şimdi, dün Gezinin
9uncu yılıydı. Bakın, Türkiye genelinde yüzlerce insan
gözaltına alındı. Sadece İstanbul'da 169 kişi
gözaltına alınmış -biraz önce bir avukat
arkadaşım yazdı- bazıları tutuklamaya sevk
edilmiş. Niye? Gezinin yıl dönümü nedeniyle alana
çıktığı ve Gezinin bir demokratik eylem olduğunu
söylediği ve bu demokratik eylemi sürdürmek istediği için.
İşte, bu hukuksuzluktur, işte, bu
anayasasızlıktır. Bakın, görevlendirdiğiniz polisler
yasa bilmiyor, Anayasa da bilmiyor, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Yasasını da bilmiyor; geliyor, çok şey biliyormuş gibi,
bir de ukalalık yapıyor Efendim, Anayasa gereği, bilmem ne.
falan. Anayasa dediği, valinin gizli genelgesi, valinin âdeta bir diktatör
gibi ortalığa sunduğu genelge. Ya, vallahi de billahi de
inanmıyorsanız tarihe bakın, bununla bizi sindiremezsiniz;
bununla toplumu, muhalefeti, halkı yoksulları, kimsesizleri,
Kürtleri, Alevileri, emekçileri, kadınları sindiremezsiniz. Böyle bir
şey mümkün değil.
Şimdi,
bakınız, cezaevlerinde ne yapmışlar biliyor musunuz
arkadaşlar? İnanılır gibi değil. Meclis TV'yi izlemeyi
yasaklamışlar hapishanede. Şuraya bakın.
İBRAHİM
YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) Yok öyle bir şey.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla)
Meclis TV'yi izlemeyi hapishanelerde yasaklamışlar. Niye? Tutuklu
Kürtler HDPlileri izler. diye.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İBRAHİM
YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) Yok öyle bir şey, yok öyle bir yasak!
BAŞKAN Buyurun,
buyurun.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Var
öyle bir yasak, var öyle bir yasak! Gel, göstereyim sana.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Cezaevini söyle, cezaevini.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla)
Şimdi, bakın, Trabzon Beşikdüzü Cezaevinde ve bir cezaevi daha
var. Her neyse.
Şimdi, kendine çok
güvenen bir diktatör, kendini dünyanın banisi sanan bir diktatör, herkese
merhamet ediyor ya, en son tımarhanedekilere de merhamet edecek Gideyim,
şu tımarhaneyi bir gezeyim. demiş. Tımarhaneyi gezerken
tabii, oradaki fukara hiç umursamayınca yanındaki Ya, sen ne
yapıyorsun, bu kim biliyor musun sen? demiş. Kim? demiş. Bu,
dünya lideri, işte, şöyle biri, böyle biri, falan filan. demiş.
Deli demiş ki: Ya, aklınızı başınıza
toplayın, ben de öyle sanıyordum, beni buraya getirdiler.
Şimdi, dikkat edin, sonunuz iyiye gitmiyor. Sizin sonunuz ne yazık ki
ne ayıp ki ne günah ki buna benzeyecek.
Teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 335 sıra sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı
Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin çerçeve 7nci maddesiyle eklenmesi
öngörülen ek maddenin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
EK
MADDE 1 (1) Hesap yılı sonunda birliklerin yedek akçelerine
aktarılan meblağın binde üçü kadar olan tutarı,
İhracatı Geliştirme Anonim Şirketinin sermayesine eklenmek
üzere sermaye taahhüdü ödemesi olarak aktarılır.
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Çetin
Osman Budak Tahsin
Tarhan
Manisa Antalya Kocaeli
Tacettin
Bayır Okan
Gaytancıoğlu Müzeyyen
Şevkin
İzmir Edirne Adana
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR
(Düzce) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge hakkında söz isteyen Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak.
Buyurun
Sayın Budak. (CHP sıralarından alkışlar)
ÇETİN
OSMAN BUDAK (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
7nci madde
üzerine söz aldım; bu maddeyi dün de eleştirmiştik, bugün de
eleştiriyoruz. Bu madde, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve
Türkiye'de bulunan 61 ihracatçı birliğinin yedek akçelerinin
İhracatı Geliştirme AŞye aktarılmasıyla ilgili.
Şimdi, daha önce de eleştirdiğimiz gibi, Genel Sekreterini,
Genel Sekreter Yardımcısını bile Bakanın
belirleyeceği bir kurum iş dünyasının temsilcisi olamaz.
Geçtiğimiz günlerde seçimleri yapıldı, bu seçimlerde ciddi
demokratik mücadeleler yaşandı. Birliklerin yeni başkanları
belirlendi ve birliklerin yeni başkanlarının arkasından,
sanıyorum, yanılmıyorsam 13 Haziranda TİMin seçimleri
yapılacak. TİMin seçimleri yapılırken, süreç
yaşanırken bu süreçte birtakım tavizleri TİM, birtakım
tavizleri Bakanlık vermiş ve bizim önümüze getirilen bu kanunla da
bizim onaylamamızı istiyorlar; biz de onaylamıyoruz çünkü bu
kanun belli bir zümreye hizmet edecek, daha doğrusu ne ihracatçıya ne
Türkiye ekonomisine fayda sağlayacak maddelerden oluşmuyor.
7nci
maddede Bakana ne kadar miktarda yetki verildi, oranları nedir? Bizim de
zaten burada önerdiğimiz bir oran var, bunun da kabul edilmeyeceğini
biliyoruz. Yüzde 100üne kadar yedek akçeyi kullandırma hakkını
Bakana veriyoruz bu maddede; böyle bir şey olmaz. Madem ihracatçıdan
siz bu parayı toplayacaksınız, ihracatçıdan
topladığınız rakamın da
Eğer ihracat 250 milyar
dolar olursa 125 milyon dolar gibi bir kaynağı siz
İhracatçılar Meclisine alacaksınız, bunun tasarrufunu
Bakana vereceksiniz. İhracatçı, sanayici son derece
sıkıntılı durumda iken burada da böyle bir İhracatı
Geliştirme AŞ kuruyorsunuz ki 24 Ekim 2021de şirketi
kuruyorsunuz, sonra bize getiriyorsunuz, onaylamak üzere önümüze bir kanun
çıkarıyorsunuz, kasım ayında çıkarmak istiyorsunuz;
orada da itiraz ediyoruz. Tamamen kamunun ortak olduğu anonim şirket
24 Ekimde kuruluyor, kasımda kanunu çıkıyor. Yine, ucube bir
kanunla Meclisi meşgul ediyorsunuz. Ha, orada diyorsunuz ki: Yedek
akçeler bir defalığına, Bakan tarafından öngörülen rakam da
İhracatı Geliştirme AŞnin öz sermayesine eklenir.
Altı ay önce sizin o bir defalığına talep edip bu Mecliste
geçirttiğiniz kanunla ilgili bugün gene önümüze geliyorsunuz, diyorsunuz
ki: O bir defalıktan vazgeçtik, biz artık tamamen bu yetkiyi Bakana
veriyoruz: Bakan bundan sonra istediği kadar, istediği sürede bu
kaynakları İhracatı Geliştirme AŞye aktarır.
Arkadaşlar,
İhracatı Geliştirme AŞnin ana görevi, kefalet
oluşturmak yani Kredi Garanti Fonu gibi kefalet oluşturmak, buradan
da ihracatçıya ucuz kaynak sağlamak. Bakıyorsunuz EXIMBANKa,
EXIMBANKa giden ihracatçılara kapı duvar Paramız yok.
diyorlar ve bugüne kadar da buradan kaynak kullanılmamış.
Soruyoruz yine: Altı ay olmuş, İhracatı Geliştirme
AŞde ne kadar kredi kullandırılmış, kime
kullandırılmış? Çünkü sermayesi 1 milyar 400 milyon TLlik bir
şirketten bahsediyoruz. Kime kullandırılmış? Bilgi
yok. Burada Komisyon var, Komisyona bir kere daha soralım: Bu kaynak kime
kullandırılmış? Burada, geçmişte işi olan,
ihracatçı olan arkadaşlarımız bu kaynağı
kullanmamış; bizi arayanlarda ya da bizim aradıklarımızda
bu kaynağı kullanan yok. Peki, bu kadar kaynak
sıkıntısı varken bu para nasıl yönetiliyor? Sormak
istediğim bu. Nasıl yönetildiğini de şöyle
tanımlayabilirim: Yönetim Kurulu üyelerine bakarak.
Şimdi, hep
konuşulur, kamuda çalışan bürokratlardan 3 yerden, 4 yerden, 5
yerden, hatta 11 yerden maaş alanlar olduğunu burada söyleriz ve
ispatlarız. Şimdi, 9 Yönetim Kurulu üyesinden sadece 4ünün
görevlerini sayacağım size, siz de anlayacaksınız:
Rıza Tuna Turagay,
şu anda burada, Bakan Yardımcısı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÇETİN OSMAN BUDAK (Devamla)
Komisyonda cari açıkla ilgili bir konuyu açtığım zaman da
orada dedi ki: Enerji hariç biz fazla veriyoruz. Ya, bu, siyasi bir
savunmadır dedim. Enerji olmadan makineler döner mi? Yani enerji yok ve
Enerji hariç biz fazla veriyoruz. sözünün siyasi bir yaklaşım
olduğunu söylemiştim.
Şimdi, Rıza Bey,
bir, Ticaret Bakan Yardımcısı; iki, EXIMBANK Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı; üç, İhracatı Geliştirme
AŞ Yönetim Kurulu Başkanı; doğru mu?
TİM Başkanı
İsmail Gülle. Gülle, güle güle olacak da 13ünde, kendi grubunda
çıkamadı çünkü. İsmail Gülle, EXIMBANK Yönetim Kurulu Üyesi,
İhracatı Geliştirme AŞ Yönetim Kurulu Üyesi; ohh, kaymak
gibi maaşlar, ballı kaymak.
Özgür Volkan Ağar,
Ticaret Bakan Yardımcısı, İhracatı Geliştirme
AŞ Yönetim Kurulu Üyesi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÇETİN OSMAN BUDAK
(Devamla) Ali Güney, EXIMBANK Genel Müdürü, İhracatı
Geliştirme AŞ Yönetim Kurulu Üyesi. Vakıf Katılım
Bankası AŞde Genel Müdür Yardımcısıymış
fakat herhâlde geçtiğimiz günlerde görevden alınmış.
Arkadaşlar,
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 7nci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan eklenmiştir ibaresinin
ilave edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Hayrettin
Nuhoğlu İbrahim
Halil Oral Aytun
Çıray
İstanbul Ankara İzmir
Dursun
Ataş Mehmet
Metanet Çulhaoğlu
Kayseri Adana
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral.
Buyurun Sayın Oral.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İBRAHİM HALİL
ORAL (Ankara) Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 335
sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 7nci maddesi üzerine
İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Sayın Cumhurbaşkanının Nas var, nas. diye
başlattığı süreç ekonomimizin bir yıkıma
uğramasına sebep olmuştur. Nas, Allah'ın emir ve
yasaklarıdır. Yüce Allah, toplum düzenini ve ekonomiyi bozacak her
türlü faizi haram kılmaktadır ama iktidar İslam'ın hükümlerini
siyasi rant için kullanmaktadır. Faiz haramsa, bir tek politika faizi için
mi haramdır? Tarım Kredi borçlarındaki çiftçimizi perişan
eden faizler helal midir? Vergi borçlarındaki faizin faizi hâline
gelmiş, milletimizin belini büken ödemeler haram değil midir?
Vatandaştan çıkan faiz helal, iktidarın işine gelen politika
faizi ise haramdır, öyle mi? Bu asla akıl alacak bir iş
değildir, Allah sizi ıslah etsin. Nas var. diye başlayan süreç
israfla sonuçlanmıştır; Nas var. diye başlayan
politikalar açlıkla, sefaletle sonuçlanmıştır. Ücretli
çalışanlar, memurlar sabit gelirli olmalarına rağmen
yoksullaşmıştır. İktidar kendi siyasi
beceriksizliklerinin karşılığında ortaya çıkan
enflasyon canavarını dizginlemek için hem milletin kaynaklarını
kullanmış hem de yüce dinimiz İslamın hükümlerini alet
etmiştir. Faiz politikalarının kurda yarattığı
yıkım, güya ihracatı artıracak ve deyim yerindeyse ülkemiz
yatırım alarak sürümden kazanacaktı. Ancak sıkça
konuşulan Çin modeli tam da Çin usulü olmuştur. Bir kesimi zengin
eden, halkı ise daha çok çalışıp daha az kazanmaya mahkûm
eden bir ekonomi modeli ortaya çıkmıştır hem de kur
farkı sebebiyle ithalata daha çok para harcamak durumunda
kalınmıştır. Kısacası, siz her işte
olduğu gibi bu ihracat ve kur hesabında da işi elinize yüzünüze
bulaştırdınız. Çin modeli diye yola çıkıp Türk
milletine Çin işkencesini reva gördünüz.
Saygıdeğer
milletvekilleri, gözleri pırıltılı Bakanımız
Sayın Nebati enflasyondaki faturayı bile bütün dünyaya kesecek kadar
fütursuzca siyaset yapmaktadır. Evet, bütün dünyada bir enflasyon hareketi
vardır. Gelişmiş ülkelerde yüzde 8 ila 10 bandında
enflasyon tartışılmaktadır ama bizde ise yüzde 70lerde
-resmî verilere göre yüzde 70lerde- gezen enflasyonla mücadele etmeye
çalışıyoruz. Ancak en yakın rakiplerimiz ambargo uygulanan
İran, Afrika ülkesi Zimbabve olmuştur. Bu rakiplerimiz bile bizim
yarı oranımızda yıllık enflasyona maruz
bırakılmıştır. Enflasyon dünyanın bir sorunudur
ancak bizim için dünya kadar bir sorun olmuştur. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Bu hafta millet olarak
payımıza benzinde 1,5 lira, elektriğe yüzde 15 ve doğal
gaza yüzde 30 zam ve niceleri düşmüştür. Bu zamlarla enflasyonu
nasıl tutmayı düşünüyorsunuz, merak ediyoruz.
Değerli AK PARTİli
milletvekili dostlarımız, biz sahadayız; esnafı,
vatandaşı, işçiyi, memuru dinliyoruz. Bakınız,
öğrenci şehri Eskişehirde kırk yıldır aynı
tantuni dükkânını işleten ve bu dükkândan
kazandıklarıyla biri mühendis, biri avukat 2 evladını
okutmuş olan bir dostumla görüştüm. Kardeşimiz, sonunda
ağlayarak kırk yıllık dükkânını kapatmak zorunda
kaldı. Böyle örnekleri toplasak büyük bir kitap olur, bu bir tesadüf
müdür? Millet ekmek fiyatlarını bile düşünür hâle
gelmiştir. Millet işini, gücünü kaybetmiştir; iş yeri
sahipleri işçi konumuna gelmiş, işçiler işsiz
kalmıştır. İstihdamda ise asgari ücretli çalışan
oranı yüzde 80ler civarındadır. Bugün bir ev kirası asgari
ücret kadar olmuşken bu millet nasıl geçinecektir? Hodri meydan, siz
yapabiliyorsanız yapın, milletimize de örnek olun.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
İBRAHİM HALİL
ORAL (Devamla) Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz maddede
İhracatı Geliştirme AŞye aktarılacak yedek akçelerin
durumu düzenlenmiştir. Kalıcı hâle getirilen bu düzenlemede ise
bir belirsizlik hâkimdir. Burada yetkinin sadece Ticaret
Bakanlığında olması doğru değildir. Bu oran
belirlenerek sonrasında ise Bakanlığa belli oranlarda
düşürme ya da arttırma yetkisi tanımak çok daha doğru
olacaktır.
Bu düşüncelerle
teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
7nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
8inci madde üzerinde 3
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile
İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi'nin 8inci maddesinde geçen amaçlarında ibaresinin
amaçlarına uygun olarak şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Çetin
Osman Budak Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu
Kocaeli
Antalya
Manisa
Tacettin
Bayır Okan
Gaytancıoğlu Müzeyyen
Şevkin
İzmir
Edirne
Adana
Hüseyin
Yıldız
Aydın
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen Aydın Milletvekili Sayın Hüseyin
Yıldız.
Buyurun Sayın
Yıldız. (CHP sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YILDIZ
(Aydın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
tabii ki ihracat yapmak ülke için önemli bir şey ama sadece doğal
gaza bir yılda yüzde 600 zam geliyorsa, elektriğe yüzde 150 zam
geliyorsa ve dünyanın en pahalı enerjisini kullanıyorsak bilin
ki bu ihracatta bir sıkıntı var Türkiye'de. Türkiye'de ihracat
yaptığımız malların yüzde 75ini dışarıdan
ithal ediyoruz ve biz sadece taşeronluk yapıyoruz. Bu yasa teklifi de
aslında 3-4 tane firmayı kurtarmak için getirdiğiniz bir yasa
teklifi.
Değerli arkadaşlar,
bugün Cumhurbaşkanını izlerken gerçekten hayretler içinde
kaldım. Bir cumhurbaşkanına yakışmayacak kelimeler
etti ve o kelimeleri burada bir milletvekili olarak söylemekten de
utanıyorum aslında; gerçekten utanıyorum. Şimdi, diyor ki:
Camide içki içildi. Camide içki içtiler. yalanına Ben din
adamıyım, yalan söyleyemem. Camide içki içilmedi. diyen cami
müezzini Fuat Yıldırımı, bu arkadaşı unutmadınız
herhâlde, değil mi? Ben din adamıyım, yalan söyleyemem. O
gençler bu camide içki içmediler. diyor, dokuz yıl sonra Sayın
Cumhurbaşkanı çıkıyor, hâlen aynı kelimeyi ediyor;
utandım.
Evet, Gezi olayı 9uncu
yılında. Gencecik 8 kardeşimizi kaybettik, gencecik yaşta
gittiler. Buradan rahmetle anıyorum, Allah rahmet eylesin, nur içinde
yatsınlar; ailelerine de başsağlığı diliyoruz.
Sonra, kalktı Sayın
Cumhurbaşkanı Ey CHP, ey Millet İttifakı; siz iktidara
geldiğinizde müteahhitlerin parasını vermek zorundasınız,
hukuk var devlette. dedi. Değerli arkadaşlar, bizim, gerçek
müteahhitler ile yandaş, hırsız müteahhitleri birbirinden
ayırt etmemiz lazım. Kamu iş birliği yaparak 1 köprü
yaptınız, 9 köprü parasını verdiniz; 1 hastane
yaptınız, 5 tane hastane parasını verdiniz;
Buradan bütün
Aydınlılar duysun, iktidarımızda, o Aydın Otoyolunu
Aydınlılara çevre yolu olarak da kullandıracağız. Siz
geçiş ücretini 5,5 euro yapacaksınız; adam
Hastaneler, hastaneler...
Siz, o hastanenin maliyetinin kaç para olduğunu biliyor musunuz? Bir sorun
bakalım Bakanınıza. Yaptığınız ihalenin
maliyetini bir sordunuz mu? 1 milyar dolarlık yeri 5 milyar dolara mal
ettiniz arkadaşlar. Müteahhit -garanti verdiğiniz için- daha işi
yapmadan on yıllık parayı kredi olarak aldı, cebine koydu,
inşaat kârını da saymıyorum değerli arkadaşlar.
İşte, yaptığınız bu. Arkadaşlar, o 5li
çeteyi koruyacağınıza 84 milyon insanı koruyun.
Bir haftadan beri
Aydında geziyoruz; insanlar aç, pazara çıkamıyor. 4.250 lira
para alıyorum, 3 çocuğum var, 1.000 lira kira ödüyorum, 1.000 lira
elektrik ve doğal gaz parası geliyor. Pazara gittiğimde taneyle
domates alıyorum, taneyle soğan alıyorum. Sayın Vekilim,
taneyle alıyorum, geçinemiyorum. diyor. Bir 84 milyon insanı
düşünün, 5li çeteyi bırakın arkadaşlar, yeter; yirmi
yıldır doyuruyorsunuz, doyuruyorsunuz, doymuyorlar. İşte,
Millet İttifakının iktidarında onlara giden o
hortumları kesip 84 milyona çevireceğiz arkadaşlar.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 335
sıra sayılı Kanun Teklifinin 8inci maddesinde yer alan
aşağıdaki ibaresinin aşağıda bulunan
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasan
Özgüneş Serpil
Kemalbay Pekgözegü İmam
Taşçıer
Şırnak İzmir Diyarbakır
Ali
Kenanoğlu Şevin
Çoşkun Ömer
Öcalan
İstanbul Muş Şanlıurfa
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan.
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
ÖMER ÖCALAN
(Şanlıurfa) Öncelikle, yarın 2 Haziran, HEP ve DEP İl
Başkanı, HADEP PM üyesi Muhsin Melik ve yol arkadaşı Mehmet
Ayyıldızı saygıyla anıyorum. Urfanın büyük bir
siyasetçisiydi, maalesef dosya faili meçhulle kapandı. Kürt siyasetçinin
katili bile, tetikçisi bile bulunamıyor. Ama bu da sözümüz olsun, biz bu
mücadeleyi barışla, çözümle sonuçlandıracağız, hedefe
götüreceğiz; bunu belirteyim arkadaşlar.
Şimdi, Urfa, bir
tarım şehri değerli arkadaşlar. Urfa tarım şehri
ama ülke politikası ithalata dayandığı için tarım hak
ettiği noktada değil. Bakınız, tarımın temel girdilerinden
sulama önemlidir, enerji önemlidir; bunun yanında, mazot, gübre ve tohum
önemlidir.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, Türk lirası o kadar ucuzlamış ki çiftçiler bunu
alamıyor, çiftçiler karşılayamıyor; 4 kilo
buğdayı satacak,
Bakınız, Urfa,
Fıratın yanı başında; ağaçlarımız
kuruyacak arkadaşlar. Halfeti de Birecik de, Bozova da fıstıkçılığın
merkezidir. İsmi Antep fıstığı doğrudur ama
fıstığın yüzde 60ı Urfada yetişiyor. Bu 3 ilçe
büyük anlamda bir fıstık deposudur ama ağaçlar kurumuş.
Oraya pompalama yöntemiyle su taşınabilir, bu ağaçlar 40-50
derece altında sulanabilir. Maalesef, ağaçlar artık
zayıflamış, kuruma noktasına gelmiştir. Bakan
değişti ama politika değişmedi; Vahit Kirişci geldi,
bu noktada yapacakları var ama yapmıyor. Enerji meselesi; Urfa yılın
on iki ayı güneş görüyor, güneş enerjisinden faydalanabilir.
Tarım arazisi olmayan kıraç arazileri güneş panellerine
açabiliriz. Burada Maliye Bakanı söylüyor güneş enerjisi için ama
uygulamada, pratikte bir şey yok değerli arkadaşlar.
Bakınız, Suruça su
verdiler birkaç yıl önce, ama Suruça drenaj kanallarını
koymadılar, suyun hepsi tarlada kalıyor; şu an binlerce dönüm
arazi suyun altında, su tahliyesi yapılmıyor. İnsanlar ne
ekebiliyor, ekebilen de ektiğini biçemiyor. Bu noktada bir tarım
politikası olmayan bu Hükûmet Urfaya zulüm yapıyor, Urfaya hakaret
ediyor.
Karacadağ Siverekin,
Viranşehirin, Derikin ortasındadır, 2 milyonun üzerinde
hayvancılık kapasitesi vardır, hayvancılık
yapılabilir, beyefendiler dışarıdan angus getirdikleri
için, dışarıdan et ithalatı yaptıkları için
maalesef hayvancılık da öldü yani. Şimdi bu Hükûmet nasıl
bu politikayı yürütecek, nasıl burada tarımı yürütecek? Bir
gecede 400 bin ton şeker dışarıdan getiriyor. Bozova
GAPın merkezidir, şeker pancarı ekmiş
hemşehrilerimiz, vatandaşlarımız, şeker fabrikası
yok arkadaşlar. Oradan alıyor, 25 liralık mazotu nakliye
aracına koyuyor, Malatyaya, Adıyamana şeker
pancarını götürüyor. Binlerce ton şeker pancarı ekiliyor
ama üretim işlerine gelmiyor. Niye üretim işlerine gelmiyor?
İthalat baronları vardır, bir gecede gemilerle mısır,
pamuk, nohut, aklınıza gelebilecek buğdayı, unu
dışarıdan getirdikleri için vay çiftçinin hâline.
Urfa, pamukta 1inci
şehirdir, buğdayın yüzde 10unu, 15ini üretiyor, Ankara ve
Konyadan sonra 3üncü şehirdir ama katma değeri arttırmaya
dönük bir sanayileşme yok, sanayi yok. Orada üretilen buğday una
çevriliyor ve oradan başka illere götürülüyor. Şimdi katma
değeri olmayan bir şehir de maalesef dışa
çalışıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, bunları bu Hükûmetin yapması, bu
Hükûmetin tarıma çözüm bulması mümkün değil. Ateş
bacayı sarmış, iktidarda kalma peşinde. Çiftçiyi kim
düşünecek, halkı kim düşünecek, Urfalıyı kim düşünecek?
Ceylânpınarda TİGEM diye bir kuruluş var, insanlar
hayvanlarını otlatmaya çıkarıyor, TİGEMin yetkilileri
o hayvanlara el koyuyor, cezaevine atıyor, geri almak için de halktan,
çiftçiden para istiyor, hayvancılık yapan insanlardan para istiyor.
Şimdi, iş merkezî hükûmet sisteminden çıkmış, herkes
kendine bir derebeylik kurmuş, Urfa da bu derebeyliğin merkezi hâline
gelmiş. Adamlar derebeylik sistemiyle bir otorite kurmuş ne yasa
tanıyor ne kanun tanıyor ne hukuk tanıyor, binlerce insanı
mağdur etmeye devam ediyor.
Arkadaşlara
hayırlı akşamlar. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 8inci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan eklenmiştir ibaresinin
ilave edilmiştir ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
Mehmet Metanet
Çulhaoğlu İbrahim
Halil Oral Aytun
Çıray
Adana Ankara İzmir
Dursun
Ataş Fahrettin
Yokuş Hayrettin
Nuhoğlu
Kayseri Konya İstanbul
Ümit
Beyaz
İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge
hakkında konuşmak isteyen milletvekilimiz Ümit Beyaz.
Buyurun Sayın Beyaz.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
ÜMİT BEYAZ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili
kanunun 8inci maddesi üzerine İYİ Parti adına söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Ekonomi ve Hazine Bakanı Nureddin Nebati, dün, 2022 yılının
ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 7,3 büyüdüğünü
açıkladı. Sözde değil özde bir büyüme varsa tabii ki bununla
mutlu oluruz ama ülkede gerçek bir büyüme olmadığını
söylemek çok da mümkün. Büyüyorsak gördüğümüz bu fakirlik fukaralık
neden? Gelin görün ki ülkenin ekonomisi büyüyor ama ülkenin
vatandaşlarının ekonomisi tam tersine son derece küçülüyor hatta
var olanı bile koruyamıyor. Ülkede bir büyüme varsa o da
yoksulluğun büyümesidir. Millî gelirin iş gücü ödemelerine payı
2020 yılında yüzde 39,1 iken, 2021 yılında yüzde 35,5, 2022
yılında yüzde 31,5 olmuştur. Büyüyen ekonomiyi tabana, halka
eşit dağıtmaz sadece 5li çetenize
dağıtırsanız ekonomimizin büyümesinin hiçbir anlamı
olmaz. Vatandaşlarımız oturmaya ev, yemeğe aş,
çocuğunun cebine harçlık koyamadıktan sonra sizin
rakamlarınız büyüse ne olur büyümese ne olur. Vatandaşları
hayatlarından bezdirdiniz, esnafı cinnet durumuna getirdiniz,
çiftçiyi ve tarımı bitirdiniz; esnafımız ve
halkımız geçinmeyi bırakın borcunu ödeyemiyor,
mahkemelerdeki açık icra dosyaları 24 milyona ulaştı
değerli arkadaşlar, farkında mısınız? Ülke
nüfusunun dörtte 1i icralık durumda; son bir ayda tüketici kredilerinde
5,1 milyar, kredi kartı borçlarında ise 8,5 milyarlık
artış yaşanmıştır. Kalkınma dediniz,
zenginlik dediniz, 21inci yüzyılın Düyun-ı Umumiyesi oldunuz.
Vatandaşımız gece gözünü kapatıp yatıyor, sabah
kalktığında zamlarla uyanıyor. Ülkenin gerçeklerinden
uzaksınız. Nasıl tok, açın hâlinden anlamıyorsa
saraylar da milletin hâlinden anlamıyor.
Değerli arkadaşlar,
yeni evlenen kardeşlerimize 3 çocuk yapın. tavsiyesinde bulunanlar,
o kardeşlerimiz şu anda oturmaya ev bulamıyorlar. Evlenmeye
niyetlenenler ekonomik şartları gördükten sonra neredeyse evlenmekten
vazgeçiyor. Siz saraydaki şatafatı tüm ülkenin
yaşadığını zannediyorsunuz, son derece
yanılıyorsunuz. Kafanızı saraydan çıkarıp
halkın içine bir karışın, halkın sorunlarını
dinleyin. Memurumuz, sağlık personelimiz, emeklimiz ay başında
nasıl geçineceğini, faturasını nasıl ödeyeceğini,
pazara, markete hangi parayla çıkacağını hesap eder duruma
geldi. İstanbuldaki kira oranlarının
artışlarından dolayı kamuda çalışan devlet
memurları bir bir İstanbuldan tayinlerini memleketlerine aldırmak
için canhıraş çalışıyor. Siz hâlâ hayaller ve rüyalar
içerisindesiniz ama az kaldı, gidiyorsunuz.
Değerli arkadaşlar,
SMA Tip 1 hastası çocuklarımızın ailelerinin tek umudu yurt
dışındaki gen tedavisi, bunun için gerekli tedavi masrafı 1
milyon 800 bin dolar. Çocuklarını hayatta tutmak için valilik
onayıyla kampanya düzenleyen bu ailelerimiz bir yandan da
çocuklarını hayatta tutmaya çalışırken diğer bir
yandan da dolar kuruyla mücadele ediyor. Bir haftada dolar kuru 2 lira
arttı yani ailelerimiz kampanyasını tamamlamaya çalışırken
kur farkından dolayı yaklaşık 400 bin TLye yakın daha
fazla yardım toplamak zorunda kaldılar. Hiçbir ailenin tek
başına toplayamayacağı bu miktara bir de kur farkı
ekleniyor. Fatma Zehra da bu çocuklarımızdan sadece birisi; 2
yaşında, tedaviyi alabilmesi için son 1 kilosu kaldı. Parklarda
oynaması gereken bu çocuklarımız cihazlara bağlı
yaşamamalıdır. Zamanla yarışan bu
çocuklarımız bir an önce devletimizin yardım elini
uzatmasını bekliyor.
Çok az kaldı
gidiyorsunuz. diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
8inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Birleşime iki dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
20.35
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.36
BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP
ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Mustafa AÇIKGÖZ
(Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 97nci Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
335 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan,
127 sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine
başlıyoruz.
2.-
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun İslam
İşbirliği Teşkilatı Polis İşbirliği ve Koordinasyon
Merkezi Tüzüğünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Teklifi (2/2034) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 127)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan,
313 sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine
başlıyoruz.
3.-
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Polonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayinde Gizlilik
Dereceli Bilgilerin Karşılıklı Korunmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/4161) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 313)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da
komisyonların bulunamayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince,
kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 2 Haziran 2022 Perşembe günü saat
14.00te toplamak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati:
20.37