TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
17nci Birleşim
8 Kasım
2022 Salı
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yelin, 13
Kasım Tekirdağın düşman işgalinden kurtuluşunun
100üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Mersin Milletvekili Fatma Kurtulanın,
Mersinin yerel sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Ordu Milletvekili Seyit Torunun, Ordunun
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Osmaniye Milletvekili İsmail Kayanın,
Türkiyenin savunma sanayisine yaptığı yatırımlara
ilişkin açıklaması
2.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
İlk Evim, İlk İş Yerim Projesine ilişkin
açıklaması
3.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun, Adalet
Bakanlığının Resmî Gazetede
yayımladığı yönetmeliğe ilişkin
açıklaması
4.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
şehit olan Özkan Demir, Halil Yıldız, Fırat Güner, Mustafa
Öztürk ile İsmail Esmere, Ağrı Tutakta, Bolu yolunda ve Sivas
Güründe meydana gelen trafik kazalarına ve vefat eden Tevfik Sağlama
ilişkin açıklaması
5.- Samsun Milletvekili Neslihan
Hancıoğlunun, iktidarın ülkenin kaynaklarını
yağmaladığına ilişkin açıklaması
6.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
14üncü Uluslararası Turunçgil Kongresine ilişkin
açıklaması
7.- Hatay Milletvekili Lütfi
Kaşıkçının, Milleyha Sulak Alanına ilişkin
açıklaması
8.- Trabzon Milletvekili Ahmet Kayanın, yerel
basının taleplerine ilişkin açıklaması
9.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün,
Aydın Nazilliye yapılacağı vadedilen 2nci OSBye
ilişkin açıklaması
10.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin,
Mersinde narenciye sezonunun açılmasına ilişkin
açıklaması
11.- Tokat Milletvekili Yücel Bulutun, dikili
satış yöntemine ilişkin açıklaması
12.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
şantiye şefliğine ilişkin açıklaması
13.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent
Karahocagilin, İstanbuldaki raylı sistem ağına
ilişkin açıklaması
14.- İstanbul Milletvekili Ali
Kenanoğlunun, Meclis Parkında toplanan Alevi kurum temsilcilerine
yapılan polis müdahalesine ilişkin açıklaması
15.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzelin,
Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfına ilişkin
açıklaması
16.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, 14üncü Uluslararası Turunçgil Kongresine
ilişkin açıklaması
17.- Muğla Milletvekili Suat Özcanın,
Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yazılı Sınavına
ilişkin açıklaması
18.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin,
Adananın Pozantı ilçesinin İstiklal Mahallesinin tapu sorununa
ilişkin açıklaması
19.- Kırşehir Milletvekili Metin
İlhanın, Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yazılı
Sınavına ilişkin açıklaması
20.- Denizli Milletvekili Gülizar Biçer
Karacanın, Denizlinin Çal ilçesinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
21.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin
Filizin, Gölbaşı ilçesinin öğrenci yurdu ihtiyacına
ilişkin açıklaması
22.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
şehit olan Mustafa Öztürk, İsmail Esmer, Fırat Güner ile Halil
Yıldıza, Azerbaycanın Zafer Gününe, İngilterede
düzenlenen Dünya Artistik Jimnastik Şampiyonasında altın
madalya kazanan millî sporcu Adem Asile, tarım
danışmanlarının sorunlarına, Zonguldak Kilimlide özel
bir maden ocağında meydana gelen patlamaya, taşeronların
kadro sorununa ve Samsunun Ayvacık ilçesinin Tiryakioğlu
Mahallesinde şehit Ali Altunun evine giden yola ilişkin
açıklaması
23.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Ağrıda yaşanan kazaya, Alevi yurttaşların
Meclis Parkında yaptıkları protestoya ve 4 Kasım siyasi
darbesinin 7nci yılına ilişkin açıklaması
24.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, şehit olan
Mustafa Öztürk, İsmail Esmer, Halil Yıldız, Fırat Güner ile
Lokman Akçağlayana, İngilterede düzenlenen Dünya Artistik Jimnastik
Şampiyonasında başarılı olan millî sporcular Adem
Asil ile Ferhat Arıcana, 364 sıra sayılı Kanun Teklifine,
bir partinin yeni seçim ve propaganda şarkısını Polis
Bandosuna çaldırmasına, Endonezyaya atanan büyükelçiye,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının davasına
bakan hâkimin değiştirilmesine ve devletin çivisini çıkaranlara
yazıklar olsun dediğine ilişkin açıklaması
25.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, şehit olan Halil Yıldız, Fırat Güner,
İsmail Esmer ile Mustafa Öztürke, İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluç ve Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ve 364 sıra sayılı
Kanun Teklifine ilişkin açıklaması
26.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
27.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
28.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Sayıştayın 2021 yılı
harcamalarına ilişkin dış denetim raporlarının
inceleme sonuçlarına ilişkin açıklaması
29.- İstanbul Milletvekili Hayati
Arkazın, 3-9 Kasım Organ Nakli Haftasına ilişkin
açıklaması
30.- Şanlıurfa Milletvekili Aziz
Aydınlıkın, uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin
açıklaması
31.- Gaziantep Milletvekili İrfan
Kaplanın, uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin açıklaması
32.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin,
Uluslararası Tarsus Festivaline ilişkin açıklaması
33.- Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy,un
Dünya Şehircilik Gününe ilişkin açıklaması
34.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Ankara
Milletvekili Zeynep Yıldızın İYİ Parti grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
35.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin,
Ankara Milletvekili Zeynep Yıldızın İYİ Parti grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
36.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Antalya
Milletvekili Atay Uslunun HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
37.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
38.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
39.- Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
40.- Antalya Milletvekili Atay Uslunun, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
41.- İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
42.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Cumhurbaşkanı kararıyla çiftçiye hububat için yapılan gübre
ve mazot desteğine ilişkin açıklaması
43.- Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın,
Kocaeli Çayırova Belediyesinin kestiği cezaya ilişkin
açıklaması
44.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, 364
sıra sayılı Kanun Teklifinin Anayasaya aykırı
olduğu gerekçesiyle Komisyona iade edilmesi gerektiğine ve
Başkanlığın tutumunun bu yönde olmaması hâlinde usul
tartışması açılmasını talep ettiğine
ilişkin açıklaması
45.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
İstanbul Milletvekili Abdullah Gülerin Başkanlığın
tutumunun lehinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
46.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlunun
Başkanlığın tutumunun aleyhinde yaptığı
konuşması sırasında AK PARTİ sıralarından
yapılan müdahalelere ilişkin açıklaması
47.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
48.- İstanbul Milletvekili Abdullah Gülerin,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
49.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın
Başkanlığın tutumunun lehinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
50.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan
Canın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
51.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
52.- İstanbul Milletvekili Ali
Kenanoğlunun, yapılan düzenlemenin Anayasaya aykırı
olduğuna ilişkin açıklaması
53.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İç
Tüzük 91, 81 ve Anayasaya aykırılık iddia edenin madde üzerinde
konuşma olanağının elinden alınmasından
dolayı görüşmelerin yapılmayıp buna göre Danışma
Kurulunun toplantıya çağrılmasıyla ilgili talebi konusunda
Başkanlığın tutumunun bu yönde olmaması hâlinde usul
tartışması açılmasını talep ettiğine
ilişkin açıklaması
54.- Batman Milletvekili Mehmet Ruştu
Tiryakinin, Bilkent-İncek Yolu Projesine ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, 6253 sayılı Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı
Kanunu ile 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa göre
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Sayıştayın 2021 yılı
harcamalarına ilişkin dış denetim raporlarının
inceleme sonuçlarına ilişkin tezkeresi (3/2097)
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, NATO Parlamenter Asamblesi Türk
Grubunda, Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdunun istifasıyla
boşalan üyelik için Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
Başkanlığınca aday gösterilen İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Çelebinin üyeliğinin Başkanlık Divanı kararıyla
uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi (3/2098)
B) Önergeler
1.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün,
(2/3805) esas numaralı 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/190)
VII- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, Eskişehir
Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu ve arkadaşları tarafından,
stajda geçen sürelerin emeklilik kapsamında sayılmamasından
kaynaklanan sorunlar hakkında çözüm önerileri geliştirilmesi
amacıyla 25/3/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 8 Kasım 2022 Salı
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, Mersin Milletvekili Rıdvan
Turan ve arkadaşları tarafından, Mersin Limanı üzerinden
ortaya çıkan uyuşturucu trafiğinin bütün boyutlarıyla
araştırılması amacıyla 2/11/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 8 Kasım 2022 Salı
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Ankara Milletvekili Murat Emir ve
arkadaşları tarafından, ülkemizde yaşanan madde
bağımlılığı sorununun nedenlerinin ve
sonuçlarının araştırılması amacıyla
8/11/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 8 Kasım 2022 Salı
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 73
Milletvekilinin Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4680) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 364)
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Haydar Akarın, 364 sıra sayılı Kanun Teklifinin
Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Komisyona iade edilip
edilmemesiyle ilgili tutumu hakkında
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Haydar Akarın, İç Tüzük 91, 81 ve Anayasaya
aykırılık iddia edenin madde üzerinde konuşma
olanağının elinden alınmasından dolayı görüşmelerin
yapılmayıp buna göre Danışma Kurulunun toplantıya çağrılıp
çağrılmamasıyla ilgili tutumu hakkında
X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlu'nun, 27nci Yasama Döneminde TBMM
Başkanlığına sunulan kanun teklifleri ile yazılı
soru ve Meclis araştırması önergelerine ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç'in
cevabı (7/72627)
2.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlu'nun, OHAL Komisyonunun internet sitesinde yer alan takip
sisteminin çalışmamasına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay'ın cevabı (7/72638)
3.- Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin'in,
Sayıştay kararlarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç'in cevabı (7/72741)
4.- Hatay Milletvekili Suzan Şahin'in,
taşımalı eğitimle ilgili çeşitli verilere,
- Ankara Milletvekili Yıldırım
Kaya'nın, sözleşmeli öğretmenlere güvenlik
soruşturması ve arşiv araştırması sürecinde
ücretli öğretmenlik yapmalarının teklif edildiği iddiasına,
- Antalya Milletvekili Kemal Bülbül'ün,
Ankara'nın Başpınar Mahallesi'nde bir binada bazı
kişiler tarafından çocuklara dinî eğitim verildiği
iddiasına,
- Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç
Koçyiğit'in, Ankara'nın Başpınar Mahallesi'nde bir binada
bazı kişiler tarafından çocuklara dinî eğitim verildiği
iddiasına,
- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın,
Şanlıurfa'da görev yapan öğretmenlere,
Şanlıurfa ilinde 2022-2023 eğitim ve
öğretim yılında öğrencilere dağıtılan tablet
sayısına,
İlişkin soruları ve Millî Eğitim
Bakanı Mahmut Özer'in cevabı (7/72816), (7/72949), (7/73073),
(7/73076), (7/73216), (7/73217)
5.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen'in, 2017-2022
yılları arasında Halk Bankasının sponsor olduğu
organizasyon, toplantı ve etkinliklere,
2017-2022 yılları arasında Borsa
İstanbulun sponsor olduğu organizasyon, toplantı ve
etkinliklere,
İlişkin soruları ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/72984), (7/72989)
6.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen'in, 2017-2022
yılları arasında Türk Hava Yollarının sponsor
olduğu organizasyon, toplantı ve etkinliklere ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/72985)
7.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen'in, 2010-2022
yılları arasında kapatılan üniversite ve bölümlere
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktay'ın cevabı (7/72986)
8.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen'in, 2017-2022
yılları arasında ÇAYKUR'un sponsor olduğu organizasyon,
toplantı ve etkinliklere ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay'ın cevabı (7/72987)
9.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen'in, 2017-2022
yılları arasında BOTAŞ'ın sponsor olduğu
organizasyon, toplantı ve etkinliklere ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/72988)
10.- İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay
Pekgözegü'nün, Sayıştay'ın 2021 yılı Denetim Raporunda
Dokuz Eylül Üniversitesiyle ilgili yaptığı bazı tespitlere
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktay'ın cevabı (7/73118)
11.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen'in, 2017-2022
yılları arasında Eti Madenin sponsor olduğu organizasyon,
toplantı ve etkinliklere,
2017-2022 yılları arasında Türkiye
Petrolleri Anonim Ortaklığının sponsor olduğu
organizasyon, toplantı ve etkinliklere,
2017-2022 yılları arasında Türkiye
madenin sponsor olduğu organizasyon, toplantı ve etkinliklere,
İlişkin soruları ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/73121), (7/73124), (7/73129)
12.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen'in, 2017-2022
yılları arasında Türkiye Hayat Emeklilikin sponsor olduğu
organizasyon, toplantı ve etkinliklere,
2017-2022 yılları arasında Ziraat
Bankasının sponsor olduğu organizasyon, toplantı ve
etkinliklere,
2017-2022 yılları arasında
Vakıfbankın sponsor olduğu organizasyon, toplantı ve
etkinliklere,
2017-2022 yılları arasında Türkiye
Sigortanın sponsor olduğu organizasyon, toplantı ve etkinliklere,
İlişkin soruları ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/73122), (7/73130), (7/73131), (7/73133)
13.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen'in, 2017-2022
yılları arasında PTT'nin sponsor olduğu organizasyon,
toplantı ve etkinliklere,
2017-2022 yılları arasında TÜRK
TELEKOM'un sponsor olduğu organizasyon, toplantı ve etkinliklere,
2017-2022 yılları arasında
TÜRKSAT'ın sponsor olduğu organizasyon, toplantı ve
etkinliklere,
İlişkin soruları ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/73123), (7/73126), (7/73128)
14.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen'in, 2017-2022
yılları arasında TÜRKŞEKER'in sponsor olduğu
organizasyon, toplantı ve etkinliklere ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/73125)
15.- Zonguldak Milletvekili Deniz
Yavuzyılmaz'ın, Zonguldak ilinde Bakanlığa ait kamu
binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/73212)
16.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in,
Niğde'nin Ulukışla ilçesine bağlı bazı köylerin
internet ve telefon altyapısı sorununa ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in cevabı (7/73406)
8
Kasım 2022 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 17nci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, 13 Kasım
Tekirdağın düşman işgalinden kurtuluşunun 100üncü
yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Tekirdağ Milletvekili Sayın
Mustafa Yele aittir.
Buyurun Sayın Yel. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yelin, 13
Kasım Tekirdağın düşman işgalinden kurtuluşunun
100üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Tekirdağımızın
düşman işgalinden kurtuluşunun 100üncü yıl dönümü
vesilesiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği üzere, Birinci Dünya Savaşı
sonrasında yurdumuzun dört bir yanı emperyalist güçler
tarafından işgal edilirken özgürlük ve
bağımsızlığından hiçbir zaman ödün vermeyen
milletimiz Ya istiklal ya ölüm! diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk
önderliğinde kurtuluş mücadelesini başlatmıştır.
Millî Mücadele Döneminde gencinden yaşlısına,
kadınından erkeğine her kesimden insanımız bütün
imkânları seferber ederek, canlarını ortaya koyarak vatan
savunmasında mücadele etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk'ün
önderliğindeki düzenli orduyla zirveye ulaşılmış,
İnönü Muharebeleri ve Sakarya Meydan Muharebesinde kazanılan
şanlı zaferlerle düşman orduları bozguna
uğratılmıştır. Başkomutanlık Meydan
Muharebesi 30 Ağustos 1922 tarihinde destansı bir zaferle
sonuçlanmış ve 30 Ağustos Zaferi, yurdumuzun sonsuza kadar Türk
toprağı olarak kalacağını göstermiştir.
Kurtuluş Savaşı sırasında
kazanılan şanlı destanlardan bir tanesini de şerefli ve
kahramanca mücadele veren Tekirdağ halkı bundan tam yüz yıl önce
yani 13 Kasım 1922de Tekirdağ'ımızı Yunan
işgalinden kurtararak yazmıştır. Misakımillî
sınırları içerisinde yer alan, Vatan Şairi Namık
Kemal'in doğduğu, Çanakkale'nin kahraman alayı 57nci
Alay'ın konuşlandığı ve sefere
çıktığı, Marmara'nın incisi
Tekirdağ'ımız, 1922nin Ekiminde Çerkezköy ve Marmara
Ereğlisi, 1 Kasım'da Çorlu, Saray ve Ergene, 2 Kasımda
Muratlı, 13 Kasımda Süleymanpaşa, 14 Kasımda Malkara ve
Hayrabolu, 17 Kasımda da Şarköy'ün düşman işgalinden
kurtuluşuyla beraber özgürlüğüne kavuşmuş; mavi göklerin
beyaz ve kızıl süsü, şehitlerimizin son örtüsü
bayrağımız yeniden göndere çekilmiş, Ezanımuhammediye
yeniden okunmaya başlanmıştır. Kutlu zaferin ardından
küllerinden yeniden doğan milletimiz, birlik ve beraberlik içinde,
ülkesini ve cumhuriyetini yüceltmek ve güçlendirmek için çok
çalışarak bugünlere gelmiş ve Türkiye Cumhuriyeti, gün geçtikçe
güçlenen ordusu, kalkınma yolunda yaptığı atılımlarla
dünyanın saygın ülkeleri arasında yerini
almıştır.
Tekirdağ, kadim medeniyetlerin kültürleriyle
harmanlanmış bir medeniyet şehridir; Marmara Denizi
kıyısında olduğu konumu sayesinde tarih boyunca tercih
edilen bir yerleşim sahası olmuştur. İlimizin sahip
olduğu tarım, ulaşım, sanayi, idari ve kültürel
fonksiyonlar mekânsal gelişimini hızlandırmış ve
yaşanan gelişmeler neticesinde özelikle iktidarımız
döneminde önemli bir katma değeri olan marka bir şehre
dönüşmüştür.
Tekirdağ, 15 organize sanayi bölgesiyle
Türkiyede en fazla OSBye sahip 2nci il durumundadır; ülkemizde
yabancı sermayeli firmaların en çok tercih ettiği, en fazla
yabancı sermayeli firmanın yatırım yaptığı
iller sıralamasında 132 tesisle de 5inci sıradadır. 53
AR-GE, 15 tasarım merkeziyle Tekirdağ, her 2 kategoride de 6ncı
sırada bulunmaktadır; işletme başına 65
çalışan sayısıyla 2nci durumundadır; toplam
çalışan sayısı ve mühendis sayısı
bakımından en yüksek 6ncı il; sanayi elektriği üretimi
bakımından 6ncı il; doğal gaz tüketimi açısından
4üncü il; 40 yüksek teknoloji üreten firmasıyla 7nci il ve sanayi
hakkında fikir verebilecek temel veriler incelendiğinde de 6ncı
il konumundadır.
Tarım alanına bakarsak; Türkiye
yağlık ayçiçeği üretiminin toplam 2 milyon 215 bin ton olduğu
göz önüne alınırsa yüzde 18,03ü olan miktar Tekirdağda
gerçekleştirilmiştir. Ülkemizin yağlık ayçiçeği
üretiminde de 1inci sırada bulunmaktayız. Türkiye kanola üretimi
toplam 140 bin ton olup bunun da yüzde 32,76sı Tekirdağda
üretilmektedir ve bu alanda da 1inci sırada bulunmaktayız. Türkiye
ekmeklik buğday üretiminde de Tekirdağımız 2nci
sırada yer almaktadır.
Bu özelikleriyle Tekirdağ ili, sosyoekonomik
gelişmişlik açısından ülkemizde 7nci sırada bulunan
bir il konumundadır. Yine, ilimizin doğal kaynaklar
açısından sahip olduğu yüksek kömür, gaz ve yer altı suyu
rezervi, pazar ve finans merkezi açısından bir dünya kenti olan
İstanbula yakınlığı, ulaşım
açısından hâlen faal olan hava ve deniz limanları, sanayi
bölgeleri ve Avrupaya bağlayan demir yolu, otoban ve duble yollarla
yatırımlar için cazip bir bölge olma özelliğini fazlasıyla
taşımaktadır.
Yine, iktidarımız döneminde Namık
Kemal Üniversitesinin kurulmasıyla ilimize ayrı bir katma değer
yaratılmış ve bu anlamda da şu anda hâlihazırda 30.555
öğrenci eğitim ve öğretimlerine devam etmektedirler. Yine,
öğretmen sayısı bakımından
bakıldığı zaman, 2002de 4.814 iken bu sayı 12.653e
çıkarılmıştır. Ayrıca, okul sayısı da
285ten 606ya çıkmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA YEL (Devamla) Sağlık
alanında da ilimizin tüm ilçelerinde beş yıldızlı otel
konforunda hastaneler inşa edilmiş ve bu hastanelerdeki yatak
kapasitemiz de 3.228 olarak gerçekleştirilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
AK PARTİ olarak iktidara geldiğimiz 2002 Kasımından bu yana
ülkemizi her alanda zirveye çıkarmak için gece gündüz
çalıştık, çalışıyoruz. İlimizin her
karış toprağını yatırımlarla, eserlerle,
hizmetlerle donattık; eskiden hayal olarak gözüken nice dev
yatırımları ilimize ve ülkemize kazandırdık.
Bu duygu ve düşüncelerle, kutsal vatan
topraklarımızın her bir karışı için
kahramanlıkla mücadele vererek milletimiz için göğsünü siper
etmiş bu cennet diyarı bizlere vatan yapan başta Gazi Mustafa
Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle
anıyor; hepinizi selam ve saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
Mersinin yerel sorunları hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili
Sayın Fatma Kurtulana aittir.
Buyurun Sayın Kurtulan. (HDP
sıralarından alkışlar)
2.- Mersin Milletvekili Fatma Kurtulanın,
Mersinin yerel sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
FATMA KURTULAN (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de Mersinde yaşanan sorunları birkaç
sorun başlığıyla sizlerle paylaşmak istiyorum.
Çukurovanın verimli toprakları artık
kendi kaderiyle baş başa bırakılmış durumda. Dört
mevsim tarım yapılmasına elverişli olan Mersinde çiftçiler
ne yazık ki üretim yapamıyor. Girdi maliyetlerinin,
yakıtın, gübrenin fiyatlarının yüksekliği çiftçilerin
tarımı bırakmasına sebep oluyor. Narenciyenin çok
üretildiği illerden olan Mersinde bahçe fiyatları ile market
fiyatları arasında uçurum bir hayli var.
Mersinde yoksulluk had safhada. Kentin sürekli göç
alması, güvencesiz çalışma koşulları, ucuz iş
gücü Mersinde de kalıcı hâle gelmeye başladı. Özellikle
gençler işsizlikten şikâyetçi, asgari ücretle dahi
çalışacak iş bulamıyor.
Ekolojik talan, tarım bölgesi olan Mersini
vuran bir diğer mesele. Taş ocakları şehrin içinde, plastik
fabrikaları şehrin içinde, zehirli atık sular mahalle
aralarında akıyor, halk zehir soluyor, kirli hava soluyor.
Mersinde en büyük sorunlarımızdan biri de
Gülnar ilçemizde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santralidir.
İnşaatın başladığı günden bu yana Gülnar
ilçemiz de inşaat sahası olması dolayısıyla
kirlenirken Akkuyunun bütünüyle faaliyete girmesi sonrasında, Türkiye'nin
altmış yıl boyunca nükleer atık deposu olarak kullanılacağı,
soğutma işlemleri deniz suyuyla yapılacağından
Akdenizde sistemde ısınmadan kaynaklı ciddi sorunlar ortaya
çıkacağı biliniyor. Herhangi bir nükleer kaza olması durumunda
da sadece Mersin değil, kazanın niteliği ve şiddetiyle
orantılı bir alan nükleer kirliliğin etkisi altında
maalesef kalacak. Akkuyu, santral çalışmalarının
başladığı ilk günden bu yana işçi ölümleriyle
gündemden düşmüyor; denetim yok, iş güvenliği yok. Felaket
inşasının sürdüğü Akkuyu, işçiler için âdeta bir kara
kuyu durumunda.
Mersinde yaşanan önemli sorunlardan biri de
limanımıza, göndereni gizli, alıcısı gizli, ton ton,
kilo kilo, paket paket gönderilen kokainin sözde yakalanıyor olması.
7 Mayıs 2021 tarihinde son durağı Mersin olan gemideki 616 paket
kokainin Panamada yakalandığı haberleri yayıldı. Bu
616 paket kokainin Türkiye'deki alıcısı kim? diye sorduk. Cevap
yok. 16 Haziran 2021 tarihinde Ekvadordan Mersin Limanına getirilen muz
yüklü konteynerlerde toplam 1 ton 300 kilo kokain yakalandı.
Alıcısı kim? diye sorduk. Yine cevap yok. 5 Ekim 2022
tarihinde muz yüklü konteynerlerde 48 kilo 800 gram kokain yakalandı.
Sürekli olarak uyuşturucu yakalanıyor ama ne hikmetse göstermelik üç
beş gözaltından başka bir şey yok. Vahamet sadece bununla
sınırlı değil, tonlarca kokain yakalanınca ne
yapılıyor bilen yok. Vahim iddialardan biri, yakalanan
uyuşturucunun tekrar tekrar piyasaya sürüldüğüdür. Bu korkunç tablo
karşısında iktidardan çıkan tek ses sadece
yalanlamadır, uyuşturucu trafiğini yönetenlere sahip
çıkmadır. Kokain ticaretinde, uyuşturucu trafiğinde kim kâr
sağlıyor, kim kazanıyor ortaya çıkarın ve
yargılayın diyoruz.
Tabii, bütün bunlar ve çok daha fazla sorunlar
içinde Mersin halkı yaşam mücadelesini verirken Mersinde Kürtler
resmen hedef tahtasına konulmuş durumda. Yargı ve Emniyet
doğrudan, açık, aleni bir şekilde Cumhur
İttifakının talimatlarını yerine getiriyor. 28
Temmuzda Akdeniz Belediye Başkanı, Emniyet ve yargının
hukuksuzlukta nasıl buluştuğunu hep beraber gördük. AKPli
Akdeniz Belediye Başkanı, 50 milyonluk borçlanma yetkisi, Belediyeye
ait taşınmazların yandaşa peşkeş çekilmesi için
düzenleyeceği Meclis toplantısına HDPli üyeler
katılmasın diye gözaltına alınmalarını emretti. Belediye
Meclisi üyelerimiz, AKP-Emniyet-yargı iş birliğiyle, onlarca
kolluk gücüyle, uzun namlulu silahlarla, ters kelepçe işkencesiyle rehin
alındılar. Toplantı bittikten, talan kararları
alındıktan sonra arkadaşlarımız serbest
bırakıldılar.
Yine, Cumhur İttifakının
kabadayılığı ve kafatasçılığı vekillik
sanan bir üyesi, Büyükşehir Belediyesinde Kürt işçilerin işe
alındığını söyleyerek aklınca üç beş Kürt
emekçinin alın teri üzerinden Belediyeye yüklenmeye
çalışıyor. Emniyet ve yargı bu talimatı da hemen
alıyor ve faaliyete geçiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
FATMA KURTULAN (Devamla) Yine aynı manzara,
sokak komple polis dolu, evler basılıyor, çocukların
yanında babalarına işkence yapılıyor, evler
darmadağın ve Kürt işçiler gözaltında. Bahane hazır ve
trajikomik: Sosyal medyada falanca hesabın
paylaşımını beğenmişsin.
En son Terörist yakalandı. denilen ve malum
milletvekilinin paylaşımında Terörist işçi
yakalandı. dediği kişi, toplu taşıma araçları
için şoförlüğe başvuru yapan kadın arkadaşımız
kursiyer iken kurs yerinde gözaltına alındı ve
savcılığın sadece söylediği: Sen şu şu
hesapları beğenmişsin. Yani sosyal medyadan terörist olarak
damgaladınız, Belediyeyi karalamak için şu an tutuklu
bulunduruyorsunuz. Bunların hepsinin sebebi hâlâ seçim yenilgisinin
hazmedilmemiş olmasındandır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FATMA KURTULAN (Devamla) - Mersin şehrinin
demokratik bir dokusu bulunmakta, Cumhur İttifakı bundan
rahatsız.
Saygıyla selamlıyorum siz
arkadaşlarımı. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Gündem dışı üçüncü söz, Ordunun
sorunları hakkında söz isteyen Ordu Milletvekili Sayın Seyit
Toruna aittir.
Buyurun Sayın Torun. (CHP
sıralarından alkışlar)
3.- Ordu Milletvekili Seyit Torunun, Ordunun
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
SEYİT TORUN (Ordu) Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Tüm izleyenlerimize, hemşehrilerimize sevgilerimizi,
saygılarımızı gönderiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kürsüden birçok
defa Ordunun sorunlarını gündeme getirdik, birçok ortamda da
getirmeye çalışıyoruz ama maalesef, yapılan uyarılar
hiçbir şekilde yerini bulmuyor, önerilerimiz hiçbir şekilde yerini
bulmuyor, hep aynı şeyleri tekrarlayıp duruyoruz. Hani
yıllardır fındık üzerine konuşuruz bu kürsüden ama her
yıl aynı tekrar: İşte, TMO devreye girecek mi, girmeyecek
mi; taban fiyat açıklanacak mı, açıklanmayacak mı? Hâlbuki
diyoruz ki: Bir fındık kanunu çıkaralım; bir
yıllık, beş yıllık, on yıllık, yirmi
yıllık bir planlama yapalım ve artık üretici de aracı
da tedarikçi de önünü görebilsin, maliyetlerini ona göre ayarlayabilsin ama her
yıl olduğu gibi, bir kişinin iki dudağının
arasında fındık hapsolmuş durumda. Bu yıl içine
doğrudan gelir desteği ve gübre desteği de koyularak 54 lira
açıklandı ama maalesef, serbest piyasada 43-44 liranın üzerine
çıkmadı; vatandaş gene mağdur, gene maalesef her yılki
hayal kırıklığını yaşıyor.
Bakın, fındığın
yarattığı katma değer dünyada 120 milyar dolar ama biz
Türkiyede bunun 2-2,5 milyar dolarını kullanıyoruz. Hâlbuki bir
planlamayla birlikte yıllara sâri bu rakamı artırabiliriz,
fındıktan elde ettiğimiz geliri artırabiliriz ama maalesef,
kendi hâline bırakırsanız, sadece bir yabancı tekel
firmasının eline mahkûm ederseniz her yıl aynı şeyleri
konuşur dururuz. Yani doğrudan gelir desteği de zaten altı
yıldan bu yana artmadı, şimdi üretici yeni sezonun
hazırlıklarına başladı, hâlâ çaresiz; geçmiş
yıl borçlarını zaten kapatamadı, ciddi anlamda da beklentisi
hayal kırıklığına döndü. İktidara
çağrımızdır: Bu mağduriyetin telafi edilmesi için acil
olarak fındık üreticisine destek paketi açıklayın ve bunu
da yıl sonuna kadar mutlaka sunun.
Tabii yol, yol diye övündünüz ama Orduda
Karadeniz Sahil Yolunun geçtiği tek yer Fatsa kaldı. Fatsa Çevre
Yolu Projesini altı yıl önce mega proje diye
açıkladınız ancak altı yıldır bırakın
bitirmeyi, projeye başlayamadınız bile. Ünye-Akkuş-Niksar
Yolu Projesine yıllardır kazma vuramadınız; Gürgentepe-Gölköy
yolu yıllardır bitirilemedi. Sayacabaşına viyadük, Dokuz
Dolambaç mevkisine tünel çalışması yapın dedik, görmezden
geldiniz. Fatsa-İslamdağ-Korgan yolunu yıllardır
bitiremediniz. Ordunun ve bölge illerinin yıllardır beklentisi olan
Samsun-Ordu-Giresun-Trabzon-Rize-Artvin-Sarp demir yolu projesi söylenildi,
söylenildi, hâlâ tek bir adım atılmadı. (CHP
sıralarından alkışlar) 21inci yüzyılda yol çilesini
çekmek Ordu halkına reva mıdır, buradan sormak istiyoruz.
Yıllardır övündüğünüz yol konusunda maalesef Orduda
sınıfta kaldınız.
Tabii, bir diğer önemli sorunumuz, altın
madenleri. Değerli arkadaşlar, Ordunun toplam arazisinin yüzde 74ü
şu anda maden arama sahası ilan edilmiş durumda, yüzde 74ü.
Toplam ruhsatlandırma sayısı 437 yani tarım
alanlarının yüzde 76sı, orman alanlarının yüzde 70i,
meraların yüzde 64ü madenlerle ruhsatlandırıldı
değerli arkadaşlar.
Hepiniz tanıksınızdır; bizim
Aybastıda Perşembe Yaylamız vardır, menderesleriyle
meşhurdur. Düşünebiliyor musunuz, dünya harikası bir yer, buraya
bile maden ruhsatı vermekten çekinmediniz; üç beş kuruş
kazanacağız diye, maalesef, Ordunun o canım
coğrafyasını tahrip etmek için izin verdiniz. Şimdi,
Fatsada yaşadığımız felaket yetmiyor gibi,
oranın da kapasitesini artırmak için çabalıyorsunuz ama buradan
söz veriyoruz: Asla ve asla buna izin vermeyeceğiz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Tabii, arıcılık Ordumuzun gene en
önemli geçim kaynağı; 17 bin tonla en fazla bal üretiminde
bulunuyoruz. Türkiyedeki bal üretiminin yüzde 15i Ordudan
sağlanıyor ama maalesef, şu anda sahte bal sektörü yüzde 70ine
hâkim durumda. Bal üreticisi maalesef şekere ulaşamıyor,
istediği oranda şeker alamıyor.
Kivi üreticisiyse gerçekten mağdur. El insaf!
Kivi üreticimiz geçen yıl 8 liraya sattığı ürünü bu sene,
maliyetler 3-4 kat artmasına rağmen 9 liraya satamıyor. 9 bin
ile 10 bin ton arasında bir rekolte beklentisi var ama kivi üreticisi hâlâ
fiyat bekliyor ve mağduriyeti devam ediyor. Kivi üreticisini mağdur
etmeyin diye ifade ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
SEYİT TORUN (Devamla) Tamamlıyorum.
Bir de Pelitliyatakta bir doktor sorunumuz var.
Ünyenin 2 bin nüfuslu Pelitliyatak beldesinde -eski beldemiz, şimdi
mahalle- doktor yok. Vatandaşlar doktora gidebilmek için Ünyeye veya
Akkuşa gidiyor ve inanın yol parasını
karşılayacak durumları yok.
Bir gelişmişlik endeksi
açıklandı, Ordu sıralamada 81 il arasında 44üncü.
Gerçekten bunu kabul etmek mümkün değil. Yirmi yıllık
iktidarınızda Orduyu getirdiğiniz yer 44üncü sıra, bu da
Orduya yakışmıyor değerli arkadaşlar.
Bir de Büyükşehrimiz var, evlere şenlik;
sata sata bitiremedi arkadaşlar, parsel parsel sattı bitiremedi. En
son Belediyenin Cumhuriyet Mahallesi'ndeki tesisi kaldı, orayı da
satmaya başladı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SEYİT TORUN (Devamla) Yani ne kadar üretilmiş
alan varsa maalesef sata sata bitiremedi, sata sata belediyecilik yapmaya
çalışıyorlar. Ama biliyoruz ki inşallah önümüzdeki ilk
seçimde geldiğimizde halkın belediyeciliğini de ortaya
koymuş olacağız.
Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Torun.
Sayın milletvekilleri, şimdi, sisteme
giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz
vereceğim.
Sayın Kaya
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Osmaniye Milletvekili İsmail Kayanın,
Türkiyenin savunma sanayisine yaptığı yatırımlara
ilişkin açıklaması
İSMAİL KAYA (Osmaniye) - Teşekkürler
Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde bölgesel ve küresel bir güç
hâline gelen Türkiye, savunma sanayisine yaptığı
yatırımlarla gücüne güç katmaya devam ediyor. Dünyanın en büyük
100 savunma firması içerisinde ülkemizi uluslararası arenada gururla
temsil eden, Türkiye'nin millî roket ve füze merkezi ROKETSAN tarafından
geliştirilen TAYFUN balistik füzesinin ilk test atışı
başarıyla gerçekleştirildi. TAYFUN füzesi Türkiye'nin en uzun
menzilli füzesi oldu. ROKETSAN tarafından daha önce geliştirilen
YILDIRIM ve BORA balistik füzeleri geçtiğimiz dönemde Türk Kara Kuvvetleri
Komutanlığı envanterine alınmış ve
teslimatları tamamlanmıştı. Daha gelişmiş
balistik füze çözümleri üzerine çalışmalarını sürdüren
ROKETSAN, bu kapsamda TAYFUN balistik füzesini geliştirdi.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın
güçlü liderliğinde savunma sanayisi yatırımlarıyla
caydırıcı gücümüzü artırmaya devam edeceğiz diyerek
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Şeker...
2.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
İlk Evim, İlk İş Yerim Projesine ilişkin
açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Saygıdeğer milletvekilleri,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
eylül ayında kamuoyuyla paylaştığı cumhuriyet
tarihinin en büyük İlk Evim, İlk İş Yerim 500 bin sosyal
konut projesinin ilk etabı olan 5.615 sosyal konutun temelleri önceki
hafta 17 ilde atıldı, dün de kuraları çekilmeye
başlandı. 7,5 milyonun üzerinde müracaatın olduğu projede
gençlere, emeklilere, şehit yakınlarına, gazilere ve engelli
vatandaşlarımıza pozitif ayrımcılık
yapılarak kontenjan ayrıldı. Başlasın Türkiye Yüzyılı!
Yarın değil hemen şimdi! diyen Cumhurbaşkanımız
için vatandaşımız diyor ki: Onların hayal bile
edemediği projeleri Cumhurbaşkanımız ve AK PARTİ
yapıyor. Onlar konuşadursun Cumhurbaşkanımız ve AK
PARTİ yapmaya devam ediyor. Durmak yok, hizmete devam diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Güzelmansur...
3.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun, Adalet
Bakanlığının Resmî Gazetede
yayımladığı yönetmeliğe ilişkin
açıklaması
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bugün Resmî Gazetede Adalet
Bakanlığı tarafından bir yönetmelik yayımlandı.
Buna göre dosya sayısı 100 binin üzerindeki illerde birden fazla icra
dairesi başkanlığı kurulacak. Yirmi yıllık AKP
iktidarının yarattığı yoksulluğa,
işsizliğe, borç sarmalına icra daireleri yetmiyor, yenilerine
ihtiyaç duyuluyor. Bugün muhtarlıklara gidin bakın, yirmi
yıllık AKP iktidarı yüzünden muhtarlıklar icra
tebligatlarıyla dolup taşıyor, yirmi yıllık AKP
iktidarında vatandaş icralık oluyor. AKPnin iktidara
geldiği 2002de 8 milyon icra dosyası vardı, bugün bu sayı
23,5 milyonun üstünde. İcra dosyalarındaki artış oranı
neredeyse yüzde 300. AKP üslubuyla söyleyeyim: Nereden nereye! Yaparsa AKP
yapar. AKP yaparsa yoksulluk yapar, AKP zamlar yapar, AKP borçlu yapar, AKP
icralık yapar.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özkan
4.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
şehit olan Özkan Demir, Halil Yıldız, Fırat Güner, Mustafa
Öztürk ile İsmail Esmere, Ağrı Tutakta, Bolu yolunda ve Sivas
Güründe meydana gelen trafik kazalarına ve vefat eden Tevfik
Sağlama ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Özel Kuvvetlerde görevli şehidimiz Özkan
Demire, Pençe-Şimşek Operasyonunda şehit olan Halil
Yıldız ve Fırat Günere ve Irakın kuzeyinde operasyonda
şehit olan Mustafa Öztürk ve İsmail Esmere Allahtan rahmet;
ailelerine, kahraman silah arkadaşlarına sabırlar diliyorum.
Aziz milletimizin başı sağ olsun.
Ağrı Tutakta, Bolu yolunda ve Sivas
Güründe meydana gelen trafik kazalarında vefat eden
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum, mekânları
cennet olsun; yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar
diliyorum.
Vefat eden dava arkadaşım, önceki dönem AK
PARTİ Mersin İl Başkan Yardımcımız merhum Tevfik
Sağlam ağabeyimizin mekânının cennet olmasını
niyaz ediyor, ailesine sabırlar diliyor ve
başsağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun.
BAŞKAN Sayın Hancıoğlu
5.- Samsun Milletvekili Neslihan
Hancıoğlunun, iktidarın ülkenin kaynaklarını
yağmaladığına ilişkin açıklaması
NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün işbaşında olan iktidar
giderayak ülkemizin kaynaklarını yağmalıyor. Adı güya
Çevre ve Şehircilik olan Bakanlık, çevreyi de şehirleri de
katlediyor. Samsunun Atakum ilçesinde, Karadenizin en güzel sahil
şeridinde devlete ait bir kurumun arazisine âdeta çöküldü. İmar
sınırının 3 kat olduğu bir yere 7 katlık turizm
ticaret alanı inşaatı yaptırıyor. İktidarın
çevreyi ve şehri talan etme bakanlığına
dönüştürdüğü bu kurum kendi çalıyor, kendi oynuyor. Yetkileri
gasbedilmiş olan belediyelerin bundan haberi bile yok ancak şunu iyi
bilin ki yetkilerini halkın malını yağmalamak,
şehirleri ve çevreyi talan etmek için kullanan herkes aklını
başına alsın. Gün geliyor, devran dönüyor; işlediğiniz
bütün suçların yargı önünde hesabının sorulacağı
günler çok yakın.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kılavuz
6.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
14üncü Uluslararası Turunçgil Kongresine ilişkin
açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Mersin Valiliğimiz himayelerinde Çukurova
Üniversitesi, Akdeniz İhracatçı Birlikleri, Uluslararası Bahçe
Bitkileri Topluluğu, Ulusal Turunç Konseyi, Uluslararası Turunçgil
Topluluğu iş birliğinde düzenlenen, ülkemizde ilk defa gerçekleştirilen
14üncü Uluslararası Turunçgil Kongresi, Tarım ve Orman
Bakanımız Sayın Vahit Kirişci'nin teşrifleriyle
ülkemizin turunçgil üretimi merkezi olan Mersin'imizde
başlamıştır. Bilim insanları, sektör temsilcileri,
üretici, ithalatçı ve ihracatçıların buluştuğu sektör
paydaşlarının uluslararası iletişimlerinin
arttırılmasını sağlayacak yeni pazarlara erişim
ve AR-GE çalışmalarında kaydedilen gelişmeler hakkında
değerlendirmelerin yapılacağı 14üncü Uluslararası
Turunçgil Kongresinin ülkemize, Mersinimize, çiftçilerimize,
ihracatçılarımıza hayırlı olmasını diliyor;
böylesi önemli bir organizasyonun Mersinimizde düzenlenmesinde emeği
geçenlere teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kaşıkçı
7.- Hatay Milletvekili Lütfi
Kaşıkçının, Milleyha Sulak Alanına ilişkin
açıklaması
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Milleyha Sulak Alanı, Asi Nehri'nin Akdeniz'e
döküldüğü noktada bulunmaktadır. Ülkemizde bugüne kadar tespit edilen
kuş türlerinin tek başına yüzde 75i bu alan içerisinde tespit
edilmiştir. Kuş gözlemcisi Emin Yoğurtcuoğlu'nun ifadesine
göre bu alandaki tür çeşitliliği eşsiz bir ekosistemi bünyesinde
barındırmaktadır. Çok farklı kuş çeşitlerinin
konakladığı, beslendiği bu sulak alan, moloz dökülmeleri ve
sazlıkların yakılmasıyla son zamanlarda gündeme
gelmektedir. Öncelikle şunu ifade etmem gerekir ki bu sulak alan bir
doğal mirastır ve bu mirası korumak başta
Samandağlılar olmak üzere tüm Hataylıların görevidir.
Bu sulak alanın doğal sit alanı ilan
edilmesine çok az kaldı, o zamana kadar başta yerel yönetimler olmak
üzere tüm STK ve kurumların bu alanın gelecek kuşaklara
aktarılması adına kenetlenmesi gerektiğini hatırlatmak
isterim.
BAŞKAN Sayın Kaya
8.- Trabzon Milletvekili Ahmet Kayanın, yerel
basının taleplerine ilişkin açıklaması
AHMET KAYA (Trabzon) Teşekkürler Sayın
Başkanım.
Trabzon yerel basınımızın
değerli temsilcileri önemli sorunlarını ve
kaygılarını bizimle paylaştılar. Genel Kurul gündemine
gelecek olan torba yasa teklifindeki bir maddeyle Kamu İhale Kurumunun
düzenleyeceği ihaleler artık sadece kendi sitesinde
yayınlanacak, gazetelere ve haber sitelerine ihale ilanı
verilmeyecek. Bu ne demek oluyor? Zaten zor şartlarda
varlığını sürdürmeye çalışan ve iktidar
baskısı dâhil birçok haksızlığa uğrayan yerel
medyamız, gelirlerinin yüzde 40ını kaybetmiş olacak, pek
çok gazetenin kapısına kilit vurulacak, gazeteciler işsiz
kalacak.
İktidara gelmeden önce yerel medyanın
kendileri için çok önemli olduğunu ve yerel medyayı
destekleyeceklerini söyleyen AKP, yirmi yılın sonunda yerel
medyayı âdeta bitme noktasına getirmiştir. Yerel medya,
demokrasi ve ifade özgürlüğü için olmazsa olmazdır. Yerel
basının talepleri dikkate alınarak bu düzenleme yeniden ve
mutlaka gözden geçirilmelidir. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bülbül
9.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün,
Aydın Nazilliye yapılacağı vadedilen 2nci OSBye
ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) AKP iktidarı
Aydın'da da hayalî yatırım vaatleriyle vatandaşı
kandırmaya devam ediyor. Nazilli'de vatandaşlara ilçeye 2nci OSB
kurulacağına dair vaatler verildi ama bu vaatlere ilişkin
herhangi bir resmî sürecin başlamadığı ortaya
çıktı. Basına da yansıyan bilgilere göre ve yetkililerin
yaptığı açıklamaya göre hâlihazırda Bilim, Sanayi ve
Teknoloji İl Müdürlüğüne herhangi bir müracaatta
bulunulmamıştır. 2nci OSB için dolayısıyla yer seçim
komisyonu da oluşturulmamış ve Toygar mevkisinde projenin hayata
geçebilmesi için resmî prosedüre dönük en ufak bir çalışma dahi
başlatılmamıştır. Devlet, yatırımlarda Aydın'ı
81 ilden sondan 4üncü sırada bırakan, yok sayan iktidar,
halkımızı da kandırmaya devam ediyor.
Hayalî vaatlerle insanların umutlarıyla
oynuyorsunuz ama hiç merak etmeyin, çok az kaldı, iktidara
geldiğimizde Aydın ilimiz hak ettiği değeri de görecek, hak
ettiği yatırımı da alacak.
Teşekkür ederim Başkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Şimşek
10.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin,
Mersinde narenciye sezonunun açılmasına ilişkin
açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, Akdenizin incisi
Mersinimizde narenciye sezonu açılmış ve narenciye hasadı
başlamıştır. Ben sezonun bol ve bereketli
olmasını temenni ediyorum.
Geçtiğimiz mart ayında Mersinin 9 ilçesi
ve 220 mahallesinde zirai don olayı yaşanmış, ilçe
tarım müdürlükleri ve İl Tarım Müdürlüğümüz
yaklaşık 659 milyon liralık hasar tespiti yapmıştır.
Bununla ilgili gerekli yazışmalar
Cumhurbaşkanlığına iletilmiştir. Adanadaki
çiftçilerimizin görmüş olduğu zararın büyük bir kısmı
Cumhurbaşkanlığı tarafından karşılanmıştır.
Mersinli üreticilerimizin de talebi, bu 659 milyon liralık zararın
karşılanmasıdır. Çünkü hasat sezonuyla beraber
çiftçilerimizin ödemeleri, borçları ve kredileri de bu sezona dönük
olduğu için, bu hasarın şu anda ödenmesi çiftçilerimizin
yararına olacaktır.
Ben teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Sayın Bulut
11.- Tokat Milletvekili Yücel Bulutun, dikili
satış yöntemine ilişkin açıklaması
YÜCEL BULUT (Tokat) Teşekkür ederim
Başkanım.
Dikili satış yöntemi, yıllardır
köy kooperatiflerimiz ve köylülerimiz için önemli bir geçim kaynağı
oluşturmaktadır. Bazı bölgelerde sistemin suistimal edilmesi
sonucu Bakanlığımız haklı olarak dikili tahsislerin
onayını kendi uhdesine almıştır fakat 2022 kota
artırımı projesi kapsamında tekrardan tahsis çalışmaları
yapılmış, damgalamalar tamamlanmıştır. 14 Ekim
2022 tarihinden itibaren dikili satışın Bakanlık iznine
tabi olması sonucunda, dikili kesim tahsisleri hâlen Bakanlık
nezdinde onayda beklemektedir. Orman köylüleri, yaklaşmakta olan
kış şartları nedeniyle biraz daha gecikerek
onaylanması hâlinde, ağır kış şartlarında
kesimlerin yapılamayacağı endişesini
taşımaktadır. Orman köylülerinin en büyük geliri orman
işçiliğidir. Kış bastırmadan onayın verilip
mağduriyetlerin giderilmesi, dikili satış onayı bekleyen
köy kooperatiflerimiz için önem arz etmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Şevkin...
12.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
şantiye şefliğine ilişkin açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bilindiği gibi Türkiye bir deprem ülkesidir ve
deprem, bir doğa olayıdır; en son Buca'da
yaşadığımız 4,9 büyüklüğündeki depremle de her
fırsatta kendini hatırlatmaktadır. Tabii, depremlerde yara
sarmanın ötesinde yapılması gereken en önemli şey,
hazırlık ve deprem sonrası oluşacak hasarların en aza
indirilmesi konusunda yapılması gereken çalışmalardır.
Mühendislik, mimarlık hizmeti gerektiren herhangi bir işin plan,
proje ve hesaplarına, ilgili fen ve sanat kurallarına, teknik
mevzuata uygun olarak yürütülmesi ve denetlenmesi işi şantiye
şefliği olarak bilinir. Ayrıca işçi
sağlığı ve iş güvenliğinde de şantiye
şeflerinin önemli rolü vardır. Çoğunluğu inşaat olmak
üzere, bugün ülkemizde her yıl 2 binin üzerinde iş cinayeti
yaşanmaktadır. Meslek alanlarında eğitim almamış
pek çok kişinin şantiye şefliği yaptığı
biliniyor. Dolayısıyla, şantiye şefleri sürekli eğitim
almalı ve bu görevin yerine getirilmesi için... (CHP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Karahocagil...
13.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent
Karahocagilin, İstanbuldaki raylı sistem ağına ilişkin
açıklaması
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya) Teşekkür ediyorum
Başkanım.
İstanbuldaki raylı sistem
ağının yarısı Ulaştırma
Bakanlığımız tarafından İstanbula
kazandırılmıştır. Son olarak uzunluğu 7,4
kilometre olan 4 istasyonlu Pendik-Tavşantepe-Sabiha Gökçen
Havalimanı Metro Hattını 2/10/2022de hizmete açtı. Bu
metro hattıyla İstanbuldaki raylı sistem ağının
uzunluğunu 270 kilometrenin üzerine çıkarttık. Artık Sabiha
Gökçene Pendikten on dakikada, Kartaldan on iki dakikada, Kadıköyden
elli dakikada ulaşmak mümkün hâle geldi. Zamanın su gibi
aktığı İstanbulda yolculukta geçen zamanın
tasarrufunu sağlamış olduk. Hâlen inşası süren
projelerle İstanbulda raylı sistem hattı 366 kilometreyi
geçecektir. Bakanlığımız ve belediyelerimiz
vasıtasıyla vatandaşlarımızı en hızlı,
en güvenli ekonomik ulaşım ağı olan raylı sistemlere
kavuşturmaya; yapıların, hizmetlerin altına AK PARTİ
Hükûmeti olarak imzamızı atmaya devam edeceğiz.
Yaptıklarımız yapacaklarımızın
teminatıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kenanoğlu
14.- İstanbul Milletvekili Ali
Kenanoğlunun, Meclis Parkında toplanan Alevi kurum temsilcilerine
yapılan polis müdahalesine ilişkin açıklaması
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan, Alevi kurumları bugün görüşülmeye başlanacak olan
torba yasadaki Aleviliği ilgilendiren 5 maddeye ilişkin
itirazlarını dile getirmek için, demokratik tepkilerini ortaya koymak
üzere Meclis Parkında bir araya geldiler. Bu bir araya geliş
öncesinde bu buluşmayı engellemek için polisin çok sert müdahalesi
oldu ve bu müdahale sonucunda Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı
Celal Fırat -dededir- ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür
Vakfı Başkanı Sayın Ercan Geçmez hastaneye kaldırıldılar
ve şu anda hastanedeler; kendilerine geçmiş olsun diliyoruz.
Alevilerin sorunlarını Alevisiz çözmeye
çalışıyorsunuz. Alevilerin demokratik haklarını
kullanmasına, itirazlarını dile getirmesine bile tahammülünüz
yok ama bütün bunlara rağmen Aleviler Meclis Parkında bir araya
geldiler ve iktidara şunu söylediler: Yasanızı alın,
başınıza çalın! Çünkü bizim bu yasaya onayımız
yok, böyle bir yasa istemiyoruz. Biz eşit yurttaşlık istiyoruz.
Bunu dile getirmek isterim.
BAŞKAN Sayın Adıgüzel
15.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzelin,
Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfına ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Türkiye Gaziler ve
Şehit Aileleri Vakfı her ay 15 Temmuz şehit ve gazilerine
maaşlarına ilave olarak yardım yapıyor. 1 Kasımdan
itibaren bu miktar 4 bin TL olarak Aile Bakanlığının resmî
sitesinden duyuruldu. Ancak Bakanın da bu vakfın Mütevelli Heyeti
Başkanı olduğunu söylemek isterim. Bu ülkenin şehit ve
gazileri sadece 15 Temmuz şehit ve gazilerinden ibaret değil.
Onların kullandığı bu haktan tüm şehit aileleri ve
gaziler de faydalanmak istiyor, kendilerine ayrımcılık
yapıldığını düşünüyor. Ülkenin her
tarafından gelen onlarca mesajda şunu ifade ediyorlar: Neden sadece
15 Temmuz? Biz bu ülkenin evladı, bu ülkenin şehidi, gazisi
değil miyiz? Mademki biz burada yokuz, o zaman vakfın adını
15 Temmuz şehitleri ve gazileri vakfı olarak
değiştirsinler, bizi de kapsıyor gibi göstermesinler. Tüm
şehit ve gaziler bu bağış ve kaynaklardan faydalanıyor
zannedilmesin. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ve
Bakanlığı bu devletin bir kurumu ve Bakanı ise
yurttaşlar arasında benim şehidim senin şehidin
şeklinde ayrımcılık yapmamalı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Taşkın
16.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, 14üncü Uluslararası Turunçgil Kongresine
ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Dün seçim bölgem Mersinde, 6-11 Kasım
tarihleri arasında yapılacak olan 14üncü Uluslararası Turunçgil
Kongresinin açılış programına katıldık. Dünyada
1968den bu yana dört yılda bir düzenlenen, 30 ülkeden bilim
insanları, sektör temsilcileri, üretici, ithalatçı ve
ihracatçıların buluştuğu, turunçgil sektöründe bilimsel
çalışmaların ele alınacağı Uluslararası
Turunçgil Kongresinin Türkiyenin turunçgil üretim ve ihracatının
merkezi konumunda olan Mersinde yapılıyor olması hepimiz için
bir gurur vesilesidir. Kongrenin hazırlanmasında emeği geçen
herkesi tebrik ediyor, ülkemiz ve Mersinimiz için hayırlı olmasını
diliyorum.
AK PARTİ olarak gıda güvenliğini
millî güvenlik olarak gören bir anlayışla
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
güçlü liderliğinde uyguladığımız tarım
politikalarıyla Türkiye, bugün dünyanın ilk 10 tarım ülkesinden
1i olmuş, 2021 yılında sağladığı 44,7
milyar dolarlık tarımsal hasılayla Avrupada 1inci sırada
yer almıştır diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özcan
17.- Muğla Milletvekili Suat Özcanın,
Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yazılı Sınavına
ilişkin açıklaması
SUAT ÖZCAN (Muğla) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi
Plan ve Bütçe Komisyonunda Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi
görüşüldü, öne çıkan başlıklardan bir tanesi de
Öğretmenlik Meslek Kanunu kapsamında öğretmenler için Kariyer
Basamakları Sınavı oldu. Sistemin en önemli ögesi olarak
öğretmenin önem ve işlevinin herkes tarafından kabul
edildiği görülüyor, konuşan tüm milletvekilleri bunu tüm
detaylarıyla ifade ettiler. Dışarıda görüştüğümüz
tüm öğretmenler, meslek örgütleri, sendikalar Kariyer Basamakları
Sınavının yapılmasını istemiyorlar ancak Millî
Eğitim Bakanı sınavın yapılmasında
ısrarlı. Yeniden, yine söylüyoruz: Getirilen uzman öğretmenlik,
başöğretmenlik statüleri, öğretmenlerimizin öğretmenlik
vizyon ve misyonunu geliştirmeyecek; aksine, kadrolu, sözleşmeli,
ücretli öğretmenlik öğretmenleri daha çok
ayrıştıracak, öğretmenlik uygulamaları sorunu daha
artırarak zarar verecektir. Eğitim sistemimizde yapboz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sümer
18.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin,
Adananın Pozantı ilçesinin İstiklal Mahallesinin tapu sorununa
ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Adana Pozantı ilçemiz merkez İstiklal
Mahallesinde 570 hane yirmi beş yıldır tapularının
verilmesini bekliyor. Her sene 11inci ayda ecrimisil ödeyen vatandaşlar
artık kalıcı çözüm istiyorlar. Evlerinin bulunduğu alan
orman arazisi içerisinde gözüküyor ancak 2/B kapsamına da
alınmamış. Bu nedenle atadan, babadan kalma evlerine her sene
para ödemek zorunda kalıyor ve tapularını alamıyorlar.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı binlerce dönüm kamu arazisini
yandaşa peşkeş çekene kadar Adanada Pozantılı
hemşerilerimin sesini duymalıdır. 1997 yılından bu
yana her sene verilen Tapularınızı vereceğiz. sözü
artık yerine getirilmelidir. Ekonomik darboğazda yaşam
mücadelesi veren dar gelirli Pozantılı hemşehrilerimin aileleri
bir de kendi evleriyle sınanmamalıdır. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın İlhan
19.- Kırşehir Milletvekili Metin
İlhanın, Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yazılı
Sınavına ilişkin açıklaması
METİN İLHAN (Kırşehir)
Eğitimde süregelen sorunlar yetmezmiş gibi öğretmenlerimizin
ekonomik sorunlarını çözmek adına bir garip kariyer
basamakları sisteminin gelmesi öğretmenlerimizi üzmüş ve
toplumda da onların yeterliliğinin ölçülmesi gibi çok olumsuz bir
algı oluşturulmuştur. Bakınız, bir işte kariyerin
olması daha üst bilgi, beceri, yetenek, uzmanlık ve benzeri
gerektiren durumların o iş alanında varlığına
bağlıdır ancak alelacele hazırlanan 7354 sayılı
Kanunda sadece bir sınavla kariyer planlaması
yapılmıştır. Hükûmet, seçime yönelik Öğretmenlere
kısmi bir iyileştirme yapacağım. diye öğretmenlerimiz
arasında iş barışını bozacak ve öğretmenin
toplumdaki itibarının zedelenmesine yol açacak saçma sapan
uygulamalardan acilen vazgeçmelidir. O sebeple öğretmen
maaşlarının çok ama çok düşük olduğu Hükûmetçe
görülmeli ve öğretmenlerimizin özlük haklarında zaman kaybetmeden
iyileştirme yapılmalı ve öğretmenlerimizi rencide edecek bu
sınav garabetinden ivedilikle vazgeçilmelidir.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Karaca
20.- Denizli Milletvekili Gülizar Biçer
Karacanın, Denizlinin Çal ilçesinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Çalkarası üzümü, İsabey çekirdeksiz üzümü
ve pekmeziyle bir marka şehir, marka ilçe olan Çal ilçemizin, maalesef
yereldeki ve geneldeki iktidar temsilcileri tarafından sorunları
görmezden gelinmektedir. Çal Hüseyinler Mahallemizde mesleki ve teknik Anadolu
lisesi inşaatı bitirilip 16 Haziran 2022de teslim edilerek bu
yıl öğretime açılması gerekirken maalesef kaba
inşaatı bırakılmış, terk edilmiş bir
yapı hâlindedir. Yine, Çal ilçemizin Çivril-Uşak ve İstanbul yol
güzergâhındaki yol çalışmaları aylardır tamamen
durdurulmuş ve şu an hiçbir çalışma yapılmamakta.
Yaklaşan ağır kış koşulları nedeniyle ciddi
kazaya sebebiyet verecek olan bu yol çalışması derhâl
başlatılmalıdır. Çallı hemşehrilerime buradan
açıkça ifade ediyorum ki önümüzdeki yıl halkın iktidarında
tüm sorunlarınız çözülecektir.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Filiz
21.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin
Filizin, Gölbaşı ilçesinin öğrenci yurdu ihtiyacına
ilişkin açıklaması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gölbaşı Meslek Yüksekokulu, Vali
Selahattin Onur yerleşkesinde 1998 yılında Gaziantep
Üniversitesine bağlı olarak kurulmuş, yerleşke içindeki
apart odaların yurt hâlinde düzenlemesiyle yurt ihtiyacı giderilmiştir.
2006 yılında Adıyaman Üniversitesine bağlanan okulda,
yerleşkenin üniversiteden geri alınmasıyla öğrenciler
yurtsuz kalmışlardır. Yurt olmaması, beraberinde ekonomik
güçlükleri de getirmiştir. Öğrenciler ya kayıtlarını
almakta ya da kayıt dondurmaktadır. Okul müdürünün gayretiyle
öğrencilerin 110 kadarına Besni ilçesi KYK yurdunda yer
bulunabilmiştir. Gölbaşı-Besni arası 20 kilometre olup
öğrenciler dolmuşlarla gidip gelmekte ve dolmuş paraları
Kaymakamlık tarafından ödenmektedir. Bu konudaki hassasiyeti için
Gölbaşı Kaymakamına teşekkür ediyoruz. Şimdi, apart
odalarının tamir edildiği ve yeniden öğrencilere tahsis
edileceği söylense de ancak 70 öğrencinin yurt sorunu çözülecektir.
Gölbaşı'nda KYK tarafından bir yurt binası
yapılması şarttır diyorum.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini
karşılayacağım.
İlk söz, İYİ Parti Grup Başkan
Vekili Sayın Erhan Usta'ya aittir.
Buyurun Sayın Usta.
22.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
şehit olan Mustafa Öztürk, İsmail Esmer, Fırat Güner ile Halil
Yıldıza, Azerbaycanın Zafer Gününe, İngilterede
düzenlenen Dünya Artistik Jimnastik Şampiyonasında altın
madalya kazanan millî sporcu Adem Asile, tarım
danışmanlarının sorunlarına, Zonguldak Kilimlide özel
bir maden ocağında meydana gelen patlamaya, taşeronların
kadro sorununa ve Samsunun Ayvacık ilçesinin Tiryakioğlu
Mahallesinde şehit Ali Altunun evine giden yola ilişkin
açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Öncelikle iyi bir hafta dileyerek sözlerime
başlamak istiyorum.
Irak'ın kuzeyinde devam eden Pençe-Kilit
Operasyonunda hain terör örgütü PKK-PYD'nin saldırılarıyla
şehit olan askerlerimiz Mustafa Öztürk, İsmail Esmer, Fırat
Güner ve Halil Yıldız'a Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum,
kederli ailelerine sabır temenni ediyorum. Aziz milletimizin
başı sağ olsun. Bu vesileyle PKK terör örgütünü bir kez daha
nefretle lanetliyorum.
Bugün, Azerbaycan'ın Karabağ'da Ermenistan
tarafından işgal edilen topraklarını tekrar vatan yapmak
için kırk dört gün süren Karabağ savaşının
kazanıldığı Zafer Günüdür. Kardeş ülke
Azerbaycan'ın Zafer Gününü tebrik ediyor, bağımsızlık
uğruna can veren tüm Azerbaycan askerlerini rahmetle yâd ediyorum.
Azerbaycan halkını muhabbetle selamlıyor,
en derin sevgilerimi iletiyorum.
İngiltere'de düzenlenen Dünya Artistik
Jimnastik Şampiyonasında halka aletinde altın madalya kazanarak
bayrağımızı göndere çeken millî sporcumuz Adem Asil'i
tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2009 yılından beri Tarım ve Orman
Bakanlığı bünyesinde veya ziraat odalarında görev yapan
tarım danışmanları maalesef bir kısım sorunlar
yaşıyor ve bu sorunlar görmezden geliniyor. Biz bu konuları
defalarca gündeme getirdik İYİ Parti Grubu olarak, Meclis
araştırma önergeleri de verdik. Buradaki olay şu: Bu birliklerde
veya odalarda çalışan ziraat mühendisleri, ziraat teknikerleri var.
Bakanlık bunlara, kişi başına belli bir ödenek veriyor ve
şu anda, mesela 2023 yılı için kişi başına
verilen brüt ödenek yıllık 72 bin lira. Bunun neti yaklaşık
3.500-4.000 liraya geliyor. Yani şu anda asgari ücretin 5.500 ve yetersiz
olduğu bir ortamda ziraat mühendislerini 3.500-4.000 lira gibi bir
şeye çalıştırmak durumunda kalıyor buradaki insanlar.
Üzerini de birlikler veya odalar karşılasın deniliyor, zaten
onların öyle bir imkânı yok. Dolayısıyla burada hakikaten
ciddi bir mağduriyet var. Asgari ücretin altında bir mühendis
çalıştırma gibi bir şey kabul edilemez. Bu insanlar
geliyorlar, dertlerini anlatıyorlar, işte bir kısım
eylemler yaptılar fakat anlaşılmaz bir şekilde buna
karşı Hükûmet kulaklarını tıkıyor. Şimdi,
bunlar ne iş yapıyor? Yani tarımda ciddi bir verimlilik
problemimiz var; hakikaten onların aşılması yönünde tabii,
esas bu danışmanların, bu insanların istihdam edilmesi,
motivasyonunun güçlü tutulmasının milletimize faydası var,
çiftçimize faydası var. Bunlar niye görülmüyor? Bunu anlamak mümkün
değil. Dolayısıyla, buradan biz Hükûmete bir kez daha
sesleniyoruz: Bu insanların sesine kulak verin. Ha, sayıları çok
fazla değil. Bakın, biz bunu siyasi bir konu olarak gündeme
almıyoruz; bin kişi. Ya, bin kişinin tamamının oyunu
İYİ Parti alsa ne olur almasa ne olur. Meseleye bu şekilde
bakmamak lazım. Bir kişi bile olsa bir yerde bir mağduriyet
varsa iktidarın o mağduriyeti gidermesi gerekir. Sayın
Elitaş, yani 3.500 liraya bir ziraat mühendisi devlet adına istihdam
ediliyor. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Niye bu insanların
sesine kulak verilmiyor? Bunu anlamak mümkün değil. Defalarca gündeme
getirdik, Genel Başkanımız gündeme getirdi; bakın, yine
söylüyoruz; yapılan bir şey yok. Lütfen, bu konuda sizden
istirhamımız, konunun üzerine düşünülmesi ve bu konunun
çözülmesidir. Siz çözmezseniz zaten inşallah çok yakında
bunların hepsini biz çözeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Geçtiğimiz hafta sonu Zonguldak Kilimli'de özel
bir maden ocağında patlama meydana geldi -bakın, şimdi
Amasra'dan sonra tekrar bir patlama- 2si ağır 4 madencimiz
yaralandı. Yaralı madencilerimize Cenab-ı Allah'tan şifalar
temenni ediyorum, geçmiş olsun diyorum. Tabii, patlamanın gece
yarısı, vardiya bitiminden sonra olması yaşanacak büyük bir
felaketin önüne geçti. Yani vardiyada olmuş olsaydı bugün tekrar
burada herkes, işte hepimiz ağıtlar yakacaktık; olabilecek
felaketi, artık orasını siz düşünün. Soma faciasından
sonra tedbir alınmamış, Amasra patlaması meydana
gelmiştir. Amasra patlamasından sonra ise uzun süre yetkililerden
hesap sorulmamış, gerekli adımlar ivedilikle
atılmamış ve dosya kapatılmaya, deliller karartılmaya
çalışılmıştır. Amasradaki maden ocağı
için hazırlanan bilirkişi raporu incelendiğinde,
havalandırmanın yetersiz olduğu, metan ölçümünün
yapılmadığı, uyarılara rağmen
iyileştirmelerin gerçekleştirilmediği belirlenmiştir. Tüm
bu ihmal zincirleri devam ederek katlanmış ve geçtiğimiz hafta
sonu Zonguldak'ta da -az önce ifade ettiğim gibi- bir patlama meydana
gelmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Hükûmet, fıtrat
inancını suistimal ederek maden ocaklarının
güvenliğini sağlamamaya devam etmektedir; Türkiye'nin dört bir
yanındaki, yerin yüzlerce metre altındaki maden işçilerimizin
hayatları risk altındadır. AK PARTİ iktidarı, maden
ocaklarında denetimleri artırmak ve gerekli tedbirleri almak için
daha nasıl bir felaket olmasını, daha kaç canın verilmesini
beklemektedir? Madencilerimize sesleniyorum: Kendinizi yalnız hissetmeyin,
sahipsiz değilsiniz. İYİ Parti olarak, sizlerin huzurla
çalışması için mücadele etmeye, karanlık madenlerde
yolunuza ışık tutmaya devam edeceğiz. Hükûmeti bir kez daha
uyarıyorum: Maden ocaklarında göz göre göre gelen felaketlere kader
diyemezsiniz; ya ivedilikle gerekli tedbirleri alın ya da tedbir
alamıyorsanız çekip gidin, milletin başına bela
olmayın.
Şimdi, Sayın Başkan, toplumda
bekleyen bir sürü sorun var, kitlelerde sorunlar var. Özellikle, son günlerde
sosyal medyada çok fazla gündem olan hususlardan bir tanesi de yine bu
taşeron meselesi. Hükûmet, biliyorsunuz, taşeronlara kadro verilmesi
konusunda, geçmişte, o zamanki muhalefet partilerinin de
katkılarıyla bir adım atmıştı fakat burada ciddi
adaletsizlikler yapılmıştı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım.
ERHAN USTA (Samsun) Toparlayacağım.
Şu anda kimlere verildi mesela? Kiralık
araç şoförleri. Ya, mesela, eski Başbakanlıktaki kiralık
araç şoförlerine kadro verildi, onun dışındaki kiralık
araç şoförlerine kadro verilmedi. Böyle bir adaletsizlik kabul edilebilir
mi? Bunlar on yıldır, on beş yıldır devlet adına
çalışıyor. Benim eski kurumda da on beş yıldır,
yirmi yıldır, artık devletin bir personeli gibi
çalışan ama taşeron üzerinde çalışan insanlar
vardı, şoförler vardı; bunların hiçbirisi kadro
alamadı. Hastane bilgi sisteminde çalışanların bir
kısmı kadro alamadı, belediye işletmelerinde
çalışanlar alamadı, KİTlerde çalışanlar
alamadı, işte Karayolları danışmanlık hizmetinde -Karayolları
biliyorsunuz bir danışmanlık hizmeti alıyor, müşavir
firmalardan alıyor- burada çalışanlara da yine kadro verilmiyor.
Bu meseleler artık çözülsün, adaletsizlikle bir yere varmak mümkün
değildir. Bu insanların her gün her gün bu işlerle
uğraştırılması yerine işlerine odaklanması
lazım, bu meselenin çözülmesi lazım.
Bir de spesifik bir konuyu gündeme getirmek
istiyorum ama buradan genele gitmek için yapıyorum. Şimdi,
şehitler başımızın tacı, gaziler
başımızın tacı, bunu hepimiz söylüyoruz, Hükûmet de
söylüyor. Ya Samsunda mesela küçük bir olay var Sayın Başkan.
Samsunun Ayvacık ilçesinin Tiryakioğlu Mahallesinde Şehit Ali
Altunun evine giden yol, çamurlu bir yol; yol yok daha doğrusu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) Yani tamamen çamurlarla
kaplı bir yol. Üç yıl önce buraya söz verildi, üç yıldır bu
yol yapılamıyor, tamamı 600 metre. Yani konu artık herkese
aksetmiş durumda, medyaya düştü, Vali Beyi ben bizzat aradım,
işte büyükşehirin sorumluluğundaki bir mesele bu. Yani bunlar
niye yapılamıyor? Yani şehide saygı başka nasıl
olabilir? Ya, 600 metre yolu nasıl bir devlet yapamaz? Yani şehidine,
şehidin ailesine niye sahip çıkılmıyor, bunu anlamak mümkün
değil. Ben, Sayın Valiye bu konuyu anlattım, meseleyi gönderdim.
Bir de şu var: Bir protokolle 30 milyon lira para, bu yıl Samsun
Valiliğinden Büyükşehir Belediyesine bu tür yolların
yapımı için aktarıldı. Ya, hiç olmazsa -para da verdiniz-
şunun yapılmasını sağlayın. diye kendilerine de
söyledik ama hâlâ yapılmış değil. Şimdi, en son
geldikleri noktada Sezon bitti. deniliyor. Yani üç yıldır bu sezon
hiç gelmedi mi? Başka yerlere yol yaparken sezon var da bu şehit
ailesinin evinin yolunu yaparken nasıl sezon bitiyor? Buradan, biz,
İçişleri Bakanından açıklama bekliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına söz sırası Grup Başkan Vekili Sayın
Hakkı Saruhan Oluçta.
Buyurun Sayın Oluç.
23.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Ağrıda yaşanan kazaya, Alevi yurttaşların
Meclis Parkında yaptıkları protestoya ve 4 Kasım siyasi
darbesinin 7nci yılına ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, dün, Ağrıda çok elim
bir kaza yaşandı ve 7 yurttaşımız maalesef
hayatını kaybetti, 3ü ağır olmak üzere 21
yurttaşımız yaralandı. Hayatını kaybedenlere
Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve
sabır diliyoruz, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.
Son üç ay içerisinde Antepte, Mardin Derikte ve
şimdi de Ağrı Tutakta katliam gibi kazalar yaşandı ve
bu gerçekten tahammül edilebilir gibi bir durum değil. Nasıl oluyor
da kaza olan yerde Emniyet tarafından, polis tarafından gereken önlem
alınmıyor ve aynı yerde bir süre geçtikten sonra -bu Tutakta
yaklaşık bir saat sonra- tekrar bir kaza oluyor ve o kazada 7
yurttaşımız hayatını kaybediyor ve dediğim gibi
ağır yaralılar da var yani bu, kabul edilebilir bir durum
değil, çok açık ihmal olduğu ortada ve bu ihmalin sorumlusu, her
türlü konuda, lüzumlu lüzumsuz her türlü konuda açıklama yapan Emniyet ve
İçişleri Bakanlığıdır. Emniyet ve İçişleri
Bakanlığı bu konudaki sorumluların kimler olduğunu,
nelerin yanlış yapıldığını açığa
çıkarmalıdır ve lüzumlu lüzumsuz açıklamalar yerine gerekli
olan şeyleri söylemelidir, önlemler alınmalıdır. Bu durum
tahammül edilmez hâle geldi, onu vurgulamış olalım.
Değerli vekiller, şimdi, bakın, bugün
Alevi yurttaşlarımız Meclis önünde, Meclisin parkında
demokratik protesto haklarını kullanarak bir açıklama yapmak
istediler ve bunu da yaptılar. Tabii, her zaman her demokratik protesto
hakkını kullanana olduğu gibi kolluğun şiddetiyle
karşılaştılar ve Ayrancıda -pazar yerinin orada- bu
şiddet sonucunda çeşitli kişiler yaralanmış oldu;
Hacı Bektaş Vakfı Başkanı Ercan Geçmez kalp krizi
riskiyle hastaneye kaldırıldı, Alevi Dernekleri Federasyonu
Başkanı Celal Fırat -dededir aynı zamanda- darplardan
dolayı hastanede ve dalağında yırtılma tehlikesi var,
bu riskle kaldırıldı. Ufuk Emre Bektaş, Bahçelievler
Hacı Bektaş Veli Derneği Başkanı, darp ve travma
nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Neden? Demokratik protesto haklarını
kullanmak için bir açıklama yapmak istediklerinden, anayasal
haklarını kullanmak istediklerinden kolluğun
saldırısıyla karşı karşıya kaldılar. Ne
istiyor Alevi yurttaşlarımız? Peki, açıklamada ne
söylediler? Yani biliyorsunuz, burada Genel Kurulda bugün itibarıyla bir
kanun teklifini görüşmeye başlayacağız, torba teklif ve o
teklifin içindeki maddeleri eleştiriyorlar ve bunların
değiştirilmesini, geri çekilmesini talep ediyorlar Alevi
yurttaşlarımız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Diyorlar ki:
Eşit yurttaşlık istiyoruz. İnancımıza ve
kimliğimize hakaret edilmesin, ayrımcılık
yapılmasın. Alevilik bir haktır. Ocağımıza,
inancımıza dokunmayın. Cem ibadetimiz, cemevleri
ibadethanemizdir. Aleviler vardır ve Alevilik haktır. Alevi
toplumunun çok önemli bir kesimini temsil eden, milyonlarca Aleviyi temsil eden
8 kurum bugün Meclis Parkında bu açıklamayı yaptı. Alevi
Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Alevi Vakıfları
Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu, Hacı Bektaş Veli
Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür
Dernekleri ve Demokratik Alevi Dernekleri yani 8 büyük kurum bu
açıklamayı yaptı. Bu açıklamalarını
destekliyoruz, dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha
belirtiyoruz ve bu kanun teklifindeki maddelerin değiştirilmesi
gerektiği konusundaki ve çekilmesi gerektiği konusundaki tutumumuzu
sürdürdüğümüzü bir kez daha vurguluyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
vekiller, bakın, bugün, aslında 4 Kasım siyasi darbesinin 7nci
yılındayız. Bugün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yeni
bir karar verdi. Bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği
kararda o zaman, 4 Kasım 2016da yapılmış olan darbeyle
birlikte önce gözaltına alınan ve sonra tutuklanan
milletvekillerimizle ilgili ihlal kararı verdi, 13 milletvekiliyle ilgili.
Biliyorsunuz, daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yine aynı
muameleye maruz kalmış olan Kerestecioğlu ve Encu
kararlarını vermişti ve bir kez daha Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi ihlal kararı verdi. Hangi maddelerde? 5inci
maddede ihlal var. dedi yani kişi güvenliği ve özgürlüğü
haklarının kullanımı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Toparlıyorum.
5inci maddenin üç fıkrasında ihlal var.
dedi, 10uncu maddesinde ihlal var. dedi; ifade özgürlükleri, Ek 1 no.lu
Protokolde -yani seçme ve seçilme haklarının
yazıldığı- ihlal var. dedi ve en önemlisi 18inci maddede
ihlal var. dedi. Daha önce Demirtaş ve Kavala kararlarında
vermiş olduğu kararı tekrarladı Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi ve 18inci madde ihlali var. dedi. Ne demek 18inci
madde ihlali? Siyasi nedenlerle milletvekillerinin tutuklandığını
ve bunun 18inci madde ihlali olduğunu söyledi. Yani çok açık ve net
bir biçimde milletvekillerimize 2016 yılında yapılan siyasi
darbenin, partimize yapılan siyasi darbenin aslında Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına aykırı
olduğunu karara bağlamış oldu ve şu anda hâlen tutuklu
olan, rehin tutulan milletvekillerimizin bırakılması
gerektiğini bir kez daha vurgulamış oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Biz o zaman
söylemiştik, Haksız hukuksuz yere bu tutuklamaları
yapıyorsunuz. Uluslararası mahkemelerden bu tutuklamalar geri
dönecektir ve Türkiyenin imzalamış olduğu Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesine aykırı hareket ediyorsunuz. dedik,
bizi dinlemediniz. İşte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir
kez daha, bugün açıkladığı kararla çok net olarak bu
ihlalleri ortaya koymuş oldu. Biz bir kez daha haksız yere siyasi
rehine olarak tutulan arkadaşlarımızın serbest
bırakılmasını talep ediyoruz ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi kararını bir kez daha vurgulamış
oluyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Söz sırası Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Özgür Özelde.
Buyurun Sayın Özel.
24.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, şehit
olan Mustafa Öztürk, İsmail Esmer, Halil Yıldız, Fırat
Güner ile Lokman Akçağlayana, İngilterede düzenlenen Dünya Artistik
Jimnastik Şampiyonasında başarılı olan millî
sporcular Adem Asil ile Ferhat Arıcana, 364 sıra sayılı
Kanun Teklifine, bir partinin yeni seçim ve propaganda
şarkısını Polis Bandosuna çaldırmasına,
Endonezyaya atanan büyükelçiye, İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanının davasına bakan hâkimin
değiştirilmesine ve devletin çivisini çıkaranlara yazıklar
olsun dediğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Geçtiğimiz hafta sonu arka arkaya çok üzücü
haberler aldık. Irakın kuzeyinde üs bölgesinde PKKlı
teröristler tarafından açılan ateş sonucunda Sözleşmeli
Erlerimiz Mustafa Öztürk ile İsmail Esmer, Pençe-Şimşek
Operasyonu bölgesinde döşenen el yapımı
patlayıcının infilak etmesiyle Piyade Uzman Çavuş Halil
Yıldız, Sözleşmeli Erimiz Fırat Güner, Pençe-Kilit
Operasyonu bölgesinde PKK mensuplarınca açılan ateş sonucu
İstihkâm Onbaşı Lokman Akçağlayan şehit oldular.
Kendilerine bir kez daha Allahtan rahmet, milletimize de
başsağlığı diliyoruz.
Hafta sonu İngilterede 51inci Dünya Artistik
Jimnastik Şampiyonasında halka aletinde altın madalya kazanan
Adem Asili, paralel bar aletinde 4üncü olarak madalyayı kıl
payı kaçıran Ferhat Arıcanı da yürekten kutluyoruz.
Sayın Başkanım, bu hafta Genel
Kurulumuzda torba kanun teklifi görüşmelerine katılacağız.
Önce torba kanun garabetini bir kez daha yüce Meclisimize, milletimize
şikâyet etmek isteriz. Torba kanunun içinde örneğin benim, Zonguldak,
Bartın milletvekillerimizin, muhalefetten pek çok milletvekilinin
yıllardır uğraştığı, maden şehitlerinin
tarih aralığına sıkıştırılmadan
haklardan yararlanması var. Buna iki elimizle evet oyu vermek isteriz
ama öbür tarafta Türkiye'nin en önemli inanç gruplarından olan baş
tacımız Alevilerin isyan ettiği maddeler var. Şimdi
nasıl olacak da hepsini birlikte bir torbanın sonunda
oylayacağız ve buna göre tarihin önünde tutum belirleyeceğiz? Bu
torba yasa yöntemi gerçekten milletvekilinin göreviyle bağdaşmayan ve
son derece yanlış, son derece çarpık, Adalet ve Kalkınma
Partisinin çok özel şartlarda kullanılacak bir istisnayı kural
hâline getirdiği bir durumdur. Buna olan itirazımızı dile
getirelim. Aleviler bu ülkenin en kadim inanç gruplarıdır. Sivasta,
Çorumda, Maraşta çok acı olaylara maruz kaldılar. Talepleri
yıllardır aynıdır ve maalesef bu konuda da iktidar
adım atmamıştır. Yıllar önce bugünkü
Cumhurbaşkanı cemevi cümbüşevi demişken ve bu dil
yarası, yüreklerdeki kanattığı yara apaçık duruyorken
seçimlere aylar kala Alevileri temsil eden geniş kitlelerin temsilcileri
yerine bir grup seçilmiş kişiyle güya görüşmeler yapıp
ondan sonra tüm Alevi camiasına, inanç grubuna torba yasa
dayatmasını kabul etmiyorlar, biz de kabul etmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Alevilik torbaya
sığmaz." diyorlar, aynı görüşü koruyoruz ve sanki
kültürel bir etkinlik yapıyorlarmış gibi Kültür
Bakanlığına bağlanacak. Kültür bütçesinden verilecek
paralara değil, Alevilerin kendi inançlarının diğer
inançlar gibi, kendi mezheplerinin diğer mezhepler gibi eşit ve adil
şekilde devlet tarafından tanınmasına ihtiyaçları var.
Geçmişte Cemevi, cümbüşevi. diyen kafa cümbüşevini tabii ki
Kültür Bakanlığına bağlar. Oysa cemevi bir ibadethanedir.
Cumhuriyet Halk Partili bütün belediyelerde camiler ve cemevleri eşit
statüdedir, eşit hizmet alırlar, böyle bir
ayrımcılığa tabi değillerdir. Bu
ayrımcılığı yapmak, açılım maçılım
değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Açılım
yapacağız. diye yola çıkıp da gelen Alevilerin
temsilcilerinin otobüslerine polis bindirip otobüsleri şehir
dışına kaçırmak neyin nesidir? Açılım yapacağız.
diye söyleyip, gelen Alevilerin temsilcisinin, dedesinin kaşını
açmak nedir, kolunu kırmak nedir? Alevi
vatandaşlarımızın derin üzüntülerini paylaşıyoruz
ve bunu bütün milletimize şikâyet ediyoruz. Sahada bu kavga yok. Bu
açtığınız dil yaraları toplumda kapanmakta olan
yaraları derinleştiriyor, yaralara tuz basıyor. Bunları
yapmayın, bu torbadan ayırın ve istedikleri gibi özel bir
kanunu, onlara yakışır, onlar için özel bir kanunu hep beraber
çıkaralım. (CHP sıralarından alkışlar) Bu
yaklaşım kabul edilemez.
Buradan sonra kullanacağım sözler, maalesef
ortak bir başlıkta devletin çıkan çivisine ilişkindir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu yüce çatı altında
mesela, 16 tane avize var; sebebi, kurulan 16 Türk devletini temsil etmesi;
yakamızda, rozetlerimizde bunlar var. Ya, bizim bir devlet
geleneğimiz var.
Şimdi, bir partinin yeni propaganda ve seçim
şarkısını Polis Bandosunu çaldırmak, bu devletin
çivisini çıkarmaktır. Bu devlete değer veren herkese söylüyoruz:
Bu devletin çivisini çıkarmak, milletin oyuyla şımarıp
artık milletin aklıyla alay etmektir. Sonra bir de üstüne üstlük
Emniyet Müdürlüğüne açıklama yaptırıp, bunu A Haber
muhabirine yazdırıp hâlen daha Türkiye'nin yüzyılını
sahipleniyoruz
Böyle bir açıklama olamaz, yapılamaz; böyle bir
açıklama Emniyet Genel Müdürlüğüne de yakışmaz,
İçişleri Bakanlığına da yakışmaz, Türkiye
Cumhuriyetine de yakışmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yazıklar olsun bu
kafadakilerin ellerinde bulundurdukları bu yetkiyle
yaptıklarına. Ya, bir vicdanınıza sorun ya; altı ay
sonra iktidar değişti, altı ay sonra geldi CHP, bando
çalıyor CHP marşı; olur mu arkadaşlar? Emniyet
Müdürlüğü diyor ki: Altı okumuzu sahipleniyoruz. Olur mu
arkadaşlar? Biraz insaf, biraz vicdan, biraz edep; olmaz, yine olmaz.
Partili bir hanımefendiyi Endonezya'ya
büyükelçi atadınız. Bakın, Endonezya'ya atanan hanımefendi,
ağustosta Türkiye'ye gelmiş, o günden beri dönmemiş. Gelecek ay
orada G20 var, Git. diyorlar, Gitmem. diyor. Ya, Dışişleri
Bakanı şimdi Plan ve Bütçe Komisyonunda, bu tutanak onun önüne
düşsün. Bu nedir ya? Bu haber hakkında sabahtan beri bir yalanlama
yok, bir görevden alma yok, bir görevlendirme yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son sözlerinizi alayım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamamlıyorum.
Şımartılmış AK
PARTİli, partili bir büyükelçi. Olur mu ya? Bu ülkenin büyükelçisi
partili olur mu, eski milletvekili olur mu, Bakan Yardımcısı
olur mu, siyasi kişilik olur mu ya?
Diğer taraftan, İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanımızın hâkimini
değiştirmişsiniz. Cuma günü yargılanıyor.
Arkadaş, sekiz yıllık yerde bir yıl görev yapmış,
diyor ki: Ahlaksızlığım yok, dosya
bitirmemişliğim yok, bir şeyim yok. Ben iktidara
yakınım ama Bu davada dört yılı patlat, siyaset
yasağı ver. Vicdanım el vermez. Ceza vereceğim ama bu
dosyanın hakkı, iki yılla hükmün açıklanması geri
bırakılır. diyor. Bunu söyledim diye adliyenin
başındaki yönetici Hükûmetle görüştü beni tayin etti. diyor.
Bakın, bu bir paralel yönetici. Hâkimler kimden talimat alacak? Ya, bu
konuda bir soruşturma açtınız mı? Bu hâkime gidip sordunuz
mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bitiriyorum, son sözüm.
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Devletin çivisini
çıkaranlara yazıklar olsun! Millet bunu affetmez. Yok, efendim Onu
yaptık, bunu yaptık; rüzgâr dönecek, millet bizi seçecek. Seçer mi
ya, sen olsan seçer misin? Polis Bandosuna parti marşı
çaldıranı bu millet seçer mi ya? (CHP sıralarından
alkışlar) Eski milletvekili küsmesin, partiden istifade etmesin diye,
Endonezyayı küçük görüp Büyükelçiliğe lalettayin birini
yollamış, kadın da kendini oraya layık görmemiş. Olur
mu ya? Mahkemenin hâkimini bir yıl görev yapmışken, yedi
yılı daha varken kararını önceden öğrenip ihbarla
alınca size bu millet görev verir mi ya? Bu millet gün sayıyor,
sandıkta sizinle hesaplaşacak. Vallahi, bu hesabı milletten
gayrı kimse göremez, milletimize güveniyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Mustafa Elitaş.
Buyurun Sayın Elitaş.
25.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, şehit olan Halil Yıldız, Fırat Güner,
İsmail Esmer ile Mustafa Öztürke, İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluç ve Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ve 364 sıra
sayılı Kanun Teklifine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli
milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Haftamızın hayırlara vesile
olmasını temenni ediyorum.
Öncelikle, geçtiğimiz günlerde PKK terör
örgütünün yaptığı saldırılar sonucunda
hayatını kaybeden Piyade Uzman Çavuş Halil Yıldız,
Piyade Sözleşmeli Er Fırat Güner, Piyade Sözleşmeli Er
İsmail Esmer ve Piyade Sözleşmeli Er Mustafa Öztürke Allahtan
rahmet diliyorum, kederli ailesine sabır ve
başsağlığı temennilerimi iletiyorum. Vatan savunması
için canlarını feda eden, ülkemizi dışarıdan gelen
Hain
PKK terör örgütü, YPG ve onun diğer kolları ile gelişmiş
ülkelerin taşeron olarak kullandığı bu örgütü lanetle telin
ediyorum; şehitlerimize tekrar rahmet dileklerimi iletirken saygıyla
önlerinde eğiliyorum.
Bakın, hem HDP hem de Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkan Vekilleri Cemevleriyle ilgili düzenleme, torba yasada
nasıl gelir? diye ifade ediyorlar. Bu kanunda 4 tane madde
değiştiriyoruz. Bu maddenin biriyle 3194 sayılı İmar
Kanununda değişiklik yapıyoruz. İmar Kanununda
yaptığımız değişiklikle herhangi bir plan
yapılırken okul, cami, park alanı vesaire koyarsanız,
cemevi yerini de koymayı unutmayın diyoruz; 3194 sayılı
Kanun. Arkasından 5216 sayılı Kanunda değişiklik
yapıyoruz. 5216 sayılı Kanun ne? Büyükşehir Belediyesi
Kanunu. Büyükşehir Belediyesi Kanununda da diyoruz ki: Cemevlerini
onarma ihtiyacı varsa bunların onarmalarını yap. Sonra
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununda bir
değişiklik yapıyoruz. İl Özel İdaresine de büyükşehir
olmayan illerdeki özel idarelere de diyoruz ki: Cemevlerinin herhangi bir
ihtiyacı varsa bunu da yerine getir. Arkasından 5393
sayılı Belediye Kanununa bir hüküm koyuyoruz, ona da diyoruz ki:
Büyükşehir olmayan yerlerde, ilçelerde veya diğer illerde, yörende,
belediyede cemevi varsa bu cemevlerinin ihtiyaçlarını
karşılamak üzere görevini yerine getir. diye bir görevlendirme
yapıyoruz.
Allah aşkına 4 kanunda
değişiklik yapıyoruz, bu torba maddeleri değil mi? Bir
konuyu, temeli üzerinde yapılan bir konuyu değerlendirirken kod kanun
yapabilmeniz mümkün değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ama siz belirli
kanunlarda değişiklik yapan maddeleri ortaya koyduğunuz
takdirde, şimdi, 25 maddelik kanunda 4 tane veya 5 tane konu var ama 5
tane konuyu değerlendirdiğinizde belki 17-18 kanunda
değişiklik yapan hükümler var. Bunu arkadaşlarımız
nereden gördüyse bize de ziyarete geldiler, cemevinden ve Alevi derneklerinden
6 arkadaşımız bize geldiler, sitemlerini ilettiler, dediler ki:
Bizi niye bir torba kanunda değerlendiriyorsunuz? Arkadaşlar, bunun
usulü, esası bu çünkü 5 tane, 6 tane, 10 tane madde koyduğunuzda
birbirini tamamlayan hükümler varsa bunlar başka kanunlarda yapılan
düzenlemelerin bir araya getirilmesidir. Nitekim İç Tüzükün 91inci maddesindeki
temel kanun hükümlerine de çok uygun bir düzenlemedir. Yani buna niye itiraz
ettiklerini anlayamadım ama kamuoyunda diyorlar ki: Bizi torbanın
içine niye koyuyorsunuz? Allah aşkına bunu başka nereye
koyalım?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Belediye
Kanununda, İl Özel İdaresi Kanununda, Büyükşehir Belediyesi
Kanununda ve İmar Kanunundaki değişiklik için o zaman her biri
için 1 madde getirelim, diyelim ki: İmar Kanununda, 3194
sayılı Kanunda şu değişikliği yaptık; 2nci
madde yürürlük, 3üncü madde yürütme olsun. Arkasından, 5393
sayılı Kanunda bir değişiklik yapalım; 2nci madde
yürürlük, 3üncü madde yürütme olsun. Bakın, arkadaşlar, öylesine
bir noktaya geliyor ki maalesef bu Alevi dernekleri de bu yapılan
işlemin farklı noktalara gittiğini, onları
küçümsediğimiz şekilde bir algı oluşmasına sebebiyet
veriyor. Eyvallah, siyaset, inandıklarını başkasına
inandırmaktır ama çarpıtarak, bir toplumu, bir kitleyi
haksız yere, yaptığımız bir düzenlemeye itiraz
hakkı getirmek yönünde Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde eylem
yaptırarak bunları bu hâle getirmek de haklı bir
davranış şekli değildir.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Kendi
iradeleri, biz mi yaptırdık yani? Ya, kurumların kendi iradesi
Başkanım, biz mi yaptırdık yani? Allah Allah ya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Demokrasi en
önemli söz söyleme yeridir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ Demokrasinin en önemli
kurumu Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde
böylesine eylem yapmalarını doğru bulmuyorum.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Sanki biz
topladık getirdik buraya onları?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Geldiler
bizimle görüştüler, tüm siyasi partilerle görüştüler; onlara
fikirlerini ilettiler. Zaten eylem ne için yapılır? Fikirleri
söylemek için yapılır. Bütün siyasi partilerle, bizden 2 Grup
Başkan Vekiliyle görüştüler, diğer partilerden Grup Başkan
Vekilleriyle veya partili yetkililerle görüştüler. Yani bu
görüşmelerle iktifa etmeyip de bu kanun maddelerini Alın,
başınıza çalın. demiş.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Kabul
etmiyorlar Başkan önerinizi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ya, Allah
aşkına, bu kanun maddelerinde ne var ki başa çalınacak?
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Anlatacağız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Allah
aşkına, cemevlerini veya Alevi derneklerini, Alevi mezhebine mensup
olan insanları aşağılayıcı ne var ki burada
başımıza çalınacak bir durum söz konusu olsun.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Ne
olduğunu anlatacağız tek tek Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bakın,
değerli arkadaşlar, bunu ben doğru bulmuyorum, haksız
buluyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bitiriyorum
Sayın Başkan.
25 maddelik kanun teklifinin 1inci maddesinde yurt
dışından çeşitli yollarla araç ithal eden firmaların,
distribütör hâlindeki firmaların vatandaşları mağdur
etmemek, farklı araç getirmemek adına yaptıkları bir
teminatla ilgili düzenleme söz konusu.
Diğer taraftan, kamulaştırmasız
el atmalarla ilgili belediyelerin sıkıntıya düştüğü
bazı konular vardı, 5 maddeyle ilgili o konu. Bir de sosyal denge
tazminatı
Tüm büyükşehir ve diğer belediyelerde
çalışanlarına verdikleri bir düzenleme söz konusuydu. Bütün
belediye başkanlarının istedikleri bir düzenlemeydi bu. O
düzenlemeyi yapıyoruz.
Bu kanun teklifinin hayırlı uğurlu
olmasını temenni ediyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başkanım
BAŞKAN Sayın Özgür Özel
26.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
karşılıklı sürdürmeyelim ama çarpıtarak bir de
eylem yaptırarak falan dedi. Bir, bizim sivil toplumla ilişkimiz,
AKPnin arka bahçesindeki sivil toplum taklidi yapan dernekçiklerle
ilişkisinden farklı. Biz kimseye bir eylemi yaptırmayız.
Bir eylem yapılır, haberimiz olursa ve eylemin ruhuyla
bağdaşıyorsak ya da o eylemin güvenle yapılması için
sorumluluk hissediyorsak orada oluruz. Sizin arka bahçenizdeki sivil toplum
örgütü taklidi yapan yandaş dernekçikleriniz ile bugün eylem yapan ve
kendi iradelerine sahip federasyonları birbirine
karıştırmayın, sizi bundan menederiz.
İkincisi, çarpıtma diyor. Diyor ki:
Temel kanun esaslarına uygun. falan. Tamamen yanlış. Temel
kanun bir disiplini, bir hukuk dalını sistematik ve bütünüyle ve
kapsamlı olarak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya, bu torbanın içinde
kendiniz saydınız; vergi affı da var, madenciye hak vermek var,
Belediye Başkanına özlük hakkı var, Anayasa Mahkemesinin iptal
ettiği Fiyat İstikrarı Komisyonunun kurulması var. Biz
Yassıada kanununu neden böyle bir torbaya atmadık, neydi gerekçemiz?
Dedik ki: Çok tarihî bir adım atılıyor, bu işin ruhuna
torba yakışmaz. Bunun kendine ait bir kanunu olacak. Sanki şey
gibi anlatıyorsunuz: 4 madde var. İnsanlar şunu mu dedi size?
Buradaki 4 madde kendi istedikleri gibi düzenlensin. Yürürlükle 6 maddelik
bir kanun getirdiniz, e, bu da torba. Öyle bir şey demiyorlar. Bu
torbanın içinde onları çalkalamanız onların
hissiyatını incitiyor, saygısızca geliyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hiç böyle bir
şey değil. Amasradaki şehitlerin hissiyatını
incitiyor mu bu yaptığımız şey?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz kendiniz
açısından önemli gördüğünüz bir maddeyi, böyle bir maddesinde
efendim, abuk sabuk işlerin olduğu, bir maddesinde başka bir
şeyin olduğu bir torbanın içinde nasıl görmek istemezseniz
Aleviler de kendilerinin standart, bir ayda 2 tane çıkan, birbiriyle
alakasız maddelerin içindeki bir torbada çalkalanmalarını
istemiyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir cümle...
BAŞKAN Sayın Özel, bir cümle alayım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ayrıca da camiye
nasıl bir statü veriyorsan, camiyi nereye bağlıyorsan, camide
görev yapan din görevlilerimizi nasıl görüyorsan cemevinin de o şekil
de görülmesinin eşit talebini iletiyorlar. Bunun
karşısındaki her şeyi kendi inançlarına hakaret
görüyorlar, haklılar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Oluç.
27.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, şimdi birincisi:
Sayın Elitaş, herhâlde diliniz sürçtü diye düşünüyorum. Biz
kimseye eylem filan yaptırtmadık.
Alevi örgütlerinin, derneklerinin federasyonları, bir araya gelmiş 8
büyük kurum; Alevi toplumunu temsil eden ve milyonlarca Aleviyi gerçekten
temsil eden 8 kurum bir araya gelmiş, demokratik bir protesto
hakkını kullanıyor. Bizim haddimize mi ya, Alevi derneklerine,
federasyonlarına diyeceğiz ki: Gelin, Meclisin önünde eylem
yapın! Kendi iradeleridir yani hakaret etmemek lazım insanlara,
kendi iradeleridir. Biz sadece dayanışma göstermek için orada
bulunduk; birincisi bu, bunu bir söylemiş olayım.
İkincisi, ya, buradaki temel mesele -siz
defalarca Alevi çalıştayları yaptınız üstelik- Alevi
toplumunun bu ülkede bir eşit yurttaşlık talebi var ve
sorunları var, yeni değil bu; bu sorunları hep
tartışıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) İyi niyetli
bir adım var burada.
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sizin
iktidarınız döneminde de bunlar tartışıldı ve
hâlâ da tartışılıyor. Şimdi, onların
birtakım hassasiyetleri var ve bu hassasiyetler göz önüne alınmıyor;
ikincisi bu, bunu söylemek istiyorum.
Bir diğeri, çok açık ve net söylüyorlar ya
Alevilik tanımını iktidar bize yapmasın. Biz
iktidarın yaptığı tanım doğrultusunda kendi
inancımızı, kültürümüzü yaşamak zorunda değiliz.
diyorlar.
Ve Cemevleri ibadethanedir. diyorlar, böyle
bakıyorlar cemevlerine. Şimdi, siz cemevlerini ibadethane diye
görmediğiniz ve bunu da kabul etmediğiniz için zaten bütün bu
sorunlar yaşanıyor. Biz bunları tartışmak istiyoruz,
Aleviler de bunları tartışmak istiyor. Aslında cemevleri
ibadethane olarak kabul edilse ve öyle tanınsa o zaman bütün bu
yapılan yasal düzenlemelerin hepsi aslında gereksiz hâle gelir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de bu doğrultuda verdiği
kararlar vardır ama siz, tabii, onu da çok fazla takmıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Bitiriyorum
efendim.
Biraz evvel de örnek verdim yani Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin kararlarını da takmıyorsunuz ama Alevi
örgütlerinin ve Alevi topluluğunun çok uzun zamandır açık ve net
ifade ettiği Cemevleri ibadethanemizdir ve biz bunu bu şekilde
uyguluyoruz, o mekânları öyle kullanıyoruz ve öyle yapmaya devam
edeceğiz. anlayışına da en ufak bir şekilde
yaklaşım göstermiyorsunuz. Sorun bundan kaynaklanıyor,
bunları tartışmak istiyoruz. Alevi kurumlarıyla birlikte
Meclisteki partiler bir araya gelsin ve bir Komisyon çalışması
yapılarak bir yasal düzenleme ortaya çıkarılsın. diyorlar.
Talepleri bu esas itibarıyla; biz de bunların sözcülüğünü
yapmış oluyoruz, halka iletmiş oluyoruz bu talepleri.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Oluç.
Sayın Grup Başkan Vekilleri, kanun teklifi
geldiğinde daha detaylı tartışacağınızı
düşünüyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının Türkiye Büyük Millet Meclisi ve
Sayıştayın 2021 yılı harcamalarına ait
dış denetim raporlarının inceleme sonuçlarına
ilişkin tezkeresi vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu ile 5018
sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa göre Türkiye Büyük
Millet Meclisi ve Sayıştayın 2021 yılı
harcamalarına ilişkin dış denetim raporlarının
inceleme sonuçlarına ilişkin tezkeresi (3/2097)
4/11/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanununun 37nci
maddesi ile 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun
69uncu maddesi kapsamında düzenlenen Türkiye Büyük Millet Meclisi ve
Sayıştayın 2021 yılı harcamalarına ilişkin
dış denetim raporları Başkanlık Divanının 13
Ekim 2022 tarihli toplantısında, üst yöneticilerin cevapları da
dikkate alınarak görüşülmüş ve ekteki inceleme
sonuçlarının Genel Kurulun bilgisine sunulmasına karar
verilmiştir.
Bilgilerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
ve Sayıştay 2021 Yılı Dış Denetim Raporları
İnceleme Sonuçları
I. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
Denetim Raporu İnceleme Sonuçları
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2021 mali
yılı hesaplarının dış denetimini yapmak üzere
görevlendirilen Sayıştay Uzman Denetçileri tarafından düzenlenen
20/9/2022 tarihli Dış Denetim Raporunda; 2021 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunuyla tahsis edilen ödeneklerin, harcama birimleri
tarafından kullanımı sırasında düzenlenen harcama
belgelerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup
olmadığı, hazırlanan mali tabloların
doğruluğu, denkliği ve güvenilirliği hususlarının
incelendiği belirtilmiştir.
Ayrıca, yapılan inceleme
sırasında 2021 yılına ait cetvel ve tablolarda gösterilen
gider rakamlarının; doğru ve denk olarak kaydedilip
kaydedilmediği, toplamlarının doğru, denk ve tutarlı
olup olmadıkları ve hesapların birbirleriyle mutabık
bulunup bulunmadıklarına bakıldığı, bütçede
tahminî olarak yer alan kullanılabilir ödenek rakamlarıyla kesin
hesap sonuç rakamları karşılaştırılmak suretiyle
gerçekleşme oranlarının ve uygunluk durumlarının kontrol
edildiği, programa alınan yatırımların
gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin
araştırıldığı, kesin hesap cetvelindeki
rakamların dayanağını oluşturan ödeme emirleri ve eki
sarf belgelerin ilgili mevzuata uygunluğunun örnekleme yoluyla
denetlendiği ifade edilmiştir.
Raporda özetle;
TBMM Başkanlığı 2021
yılı başlangıç ödeneğinin 1.894.056.000,00 TL
olduğu, yıl içinde yapılan aktarmalar ve eklemelerle birlikte
1.894.561.721,56 TLye çıktığı, 31/12/2021 tarihi
itibarıyla bu ödeneğin 1.859.498.404,74 TLsinin, başka bir
deyişle yüzde 98,1'inin harcandığı,
Ekonomik sınıflandırmaya göre
harcamalara bakıldığında; personel giderleri için
ayrılan ödeneğin yüzde 97,9 oranında
kullanıldığı, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi
ödemelerine ayrılan ödeneğin yüzde 94,9 oranında
kullanıldığı, mal ve hizmet alımlarında
ödeneğinin yüzde 97,3 oranında kullanıldığı,
sermaye giderleri ödeneğinin yüzde 99,9 oranında kullanıldığı,
cari transferler ödeneğinin yüzde 100 oranında
kullanıldığı, sermaye giderleri ödeneğinin yüzde 99,9
oranında kullanıldığı, sermaye transferlerine
ayrılan ödeneğin ise yüzde 100 oranında
kullanıldığı,
TBMM Başkanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığınca arşivlenen ödeme emri
belgeleri ve muhasebe işlem fişleri tutarlarıyla bunların
kaydedildiği ilgili hesaplardaki tutarların mutabık olduğu,
2021 yılı kesin hesap cetvellerinde
gösterilen gelir-gider rakamlarının doğru ve denk olduğu,
harcama evrakıyla tevsik edildiği, ödenek üstü harcama
yapılmadığı,
Strateji Geliştirme Başkanı, harcama
birimleri başkanları ve diğer personelin, mali işlemlerin
yürütülmesine ilişkin harcama belgelerinin düzenlenmesinde ve muhasebe
kaydında, ilgili mevzuatta düzenlenen usul ve esaslara uygun şekilde
işlem yaptıkları,
Üst yöneticinin; kalkınma planına,
yıllık programa, kurumun stratejik plan hedefleri ile hizmet
gereklerine uygun olarak bütçe hazırlanması ve uygulanmasına,
kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesini ve
kullanımını sağlamaya özen gösterdiği
ifade edilmiş ve
Harcama belgelerinin ve eklerinin incelenmesi
neticesinde iş ve işlemlerin mevzuata uygun şekilde
gerçekleştirildiğinden bahisle herhangi bir bulgu ve tenkite yer
verilmemiştir.
Dış denetçilerin önerileri dikkate
alınarak düzenlenen üst yönetici cevabında;
2021 yılı bütçe gerçekleşmesinin
yüzde 98,1 olduğu, mal ve hizmet alımı giderleri kodunda
kullanılmak amacıyla bütçeye konulan ve/veya ilave edilen
ödeneğin yüzde 99,9 oranında kullanıldığı,
Kurumun plan ve programında gösterilen
alım ve yapım hizmetlerinde kullanılmak amacıyla öngörülen
ve 2021 yılı bütçesine konulan ödeneğin aynı yıl
içinde kullanıldığı, böylece, kurumun amaç, hedef ve
planına uygun harcama yapıldığı,
2022 Yılı Yatırım
Programında yer alan projelerin etkili, ekonomik ve verimli bir
şekilde kullanılması suretiyle yıl sonunda sermaye
giderlerindeki bütçe gerçekleşme oranının yüksek oranda
gerçekleşeceğinin öngörüldüğü, bununla beraber, 2023
Yılı Yatırım Programında yer alması öngörülen
projelere ilişkin ön hazırlık çalışmalarının
da başlatıldığı,
Dış Denetim Raporunun "Sonuç"
bölümünden de anlaşıldığı üzere; idarenin mali
faaliyet, karar ve işlemlerinin 5018 sayılı Kanun ve diğer
yasal mevzuat hükümleri çerçevesinde yürütülmekte olduğu, bundan sonraki süreçte
de yasal çerçeve içinde faaliyet sürdürürken kurum kaynaklarının
etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılmasına azami
gayret ve özen gösterileceği
ifade edilmiştir.
II. Sayıştayın Dış Denetim
Raporu İnceleme Sonuçları
Sayıştay
Başkanlığının 2021 mali yılı
hesaplarının dış denetimini yapmak üzere Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlık Divanınca görevlendirilen
İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişleri
tarafından düzenlenen 10/8/2022 tarihli Dış Denetim Raporunda;
2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunuyla tahsis edilen ödenekler
kapsamında yapılan harcamalar ve bunlara ilişkin belgeler esas
alınarak, bu ödeneklerin kullanımı sırasında
düzenlenen harcama belgelerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere
uygun olup olmadığı, kamu kaynaklarının ekonomik,
etkili ve verimli olarak kullanılıp kullanılmadığı,
yapılan harcamaları gösteren mali tabloların güvenilirliği
ve doğruluğu hususlarının incelendiği
belirtilmiştir.
Raporda özetle;
Sayıştay Başkanlığına
2021 yılı bütçesinde 441.550.000,00 TL ödenek tahsis edildiği,
bu ödeneğin 390.824.239,63 TL'lik kısmının
harcandığı (yüzde 88,51), söz konusu bütçe ödenekleri ve harcama
rakamları oransal olarak
karşılaştırıldığında ise 2020
yılında tahsis edilen bütçe ödeneğinin yüzde 79,71'inin, 2021
yılında ise yüzde 88,51'inin harcandığı
belirtilmiştir.
Raporda, harcama belgelerinin incelenmesine
ilişkin olarak;
Kamu İhale Kanunu'nun 22/d maddesi
uyarınca yapılan bazı alımlara ilişkin evrakın
ekinde faturanın aslı yerine fotokopisinin eklendiği,
Bazı yurt içi geçici görev yolluk
bildirimlerine eklenen faturalarda, denetçinin konakladığı
günleri gösterir konaklama giriş ve çıkış tarihlerinin
bulunmadığı,
Yurt içi geçici görevlere ilişkin bazı
harcırah beyannamelerinin ilgili kişi tarafından memuriyet
mahalline dönüş tarihinden itibaren bir aylık süre zarfında
tevdi edilmediği,
Bazı yurt içi geçici görev yolluk bildirim
evraklarında daksil kullanıldığı, rakamların
üzerlerinin çizilerek düzeltme yapıldığı ve paraf
atıldığı
tespit ve değerlendirmelerinde
bulunulmuştur.
Raporun sonuç bölümünde;
Kurumun ödeme emri belgeleri ve muhasebe işlem
fişlerine dayalı olarak tahakkuk ettirdiği ödemeleri ile banka
hesap özetlerinin mutabık olduğu,
Kesin hesap cetvellerinde gösterilen gelir-gider
rakamlarının doğru ve denk olduğu, ödenek üstü harcama
yapılmadığı,
Sayıştay Başkanının üst
yönetici olarak, bütçeyle verilen kamu kaynaklarının etkili, ekonomik
ve verimli bir şekilde kullanılmasını temin edecek mali
tedbirlerin alınmasında, 5018 sayılı Kanunda öngörülen
mali yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesinde, görev
ve sorumlulukların yerine getirilmesinde üstün gayret gösterdiği,
Harcama yetkilisi, gerçekleştirme görevlisi,
mali hizmetler birim yöneticisi ve muhasebe yetkilisinin, mali mevzuatın
uygulanmasında ve gerekli tedbirlerin alınmasında azami çaba
sarf ettikleri,
İdarenin mali faaliyetle ilgili karar ve
işlemlerinin 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve
ilgili diğer mevzuat çerçevesinde yürütüldüğü kanaat ve sonucuna
varıldığı
belirtilmiştir.
Bu çerçevede, dış denetçilerin denetim
bulguları ve önerileri dikkate alınarak düzenlenen üst yönetici
cevabında;
E-arşiv fatura ve e-fatura olarak
Sayıştay Başkanlığına ibraz edilen faturalar
birim yetkili personeli tarafından Hazine ve Maliye
Bakanlığı sistemleri üzerinden kontrol edilerek kaşe ve
imza edildiği, bu minvalde ödeme emri belgesine ek fatura üzerindeki
kaşe ve imzanın fotokopi olmaması hususunda gerekli hassasiyetin
gösterileceği,
Sayıştay Başkanlığı
mensuplarınca düzenlenen harcırah beyannamelerinin hassasiyetle
kontrol edildiği, görevlendirme süreleri ile faturaya esas konaklama gün
sayılarının da
karşılaştırıldığı ifade olunmakla
beraber bundan sonraki süreçte beyannameye ekli faturalarda konaklanan tesise
giriş ve çıkış tarihlerinin de ayrıca belirtilmesi
hususunda gerekli hassasiyetin gösterileceği,
Sayıştay denetçilerinin yerinde denetim
faaliyetlerine ilişkin yurt içi geçici görev yolluğu ödemelerinin
yoğun bir şekilde yapıldığı, bu kapsamda
harcırah avanslarının zamanında kapatılması
hususunda azami özen gösterildiği ifade edilmekle beraber, nadiren de olsa
harcırah beyannamesinin zamanında tevdi edilmemesi durumunda,
harcırah avansının geç kapatılması sebebiyle
oluşan yasal faiz tutarının hesaplanarak ilgililerden tahsil
edildiği,
Harcırah beyannameleri kontrol edilirken maddi
bir hatanın tespiti durumunda, bu hatanın fazla ödemeye sebebiyet
vermemesi için, mevcut beyanname üzerinde düzeltme işleminin
yapıldığı ve beyanname sahiplerince paraf
atıldığı, bundan sonraki süreçte maddi hata tespit edilen
harcırah beyannamelerinin ilgilisi tarafından yeniden düzenlenmesinin
temin edilip müteakiben işlemlerin yürütülmesi hususunda gerekli
hassasiyetin gösterileceği
ifade edilmiş ve Dış Denetim
Raporunda yer alan öneriler kapsamında gerekli tedbirlerin
alınacağı belirtilmiştir.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan,
kısa bir söz talebim var.
BAŞKAN Sayın Usta, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
28.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Sayıştayın 2021 yılı
harcamalarına ilişkin dış denetim raporlarının
inceleme sonuçlarına ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şimdi, hazır Sayıştayın bu
raporları okunmuşken bir konuyu hem tutanaklara geçmesi
açısından hem de milletimize bir kez daha iletmek açısından
ifade etmek istiyorum.
Şimdi, Sayın Başkan, dünyanın
gelişmiş, modern bütçe sistemi olan bütün ülkelerinde kesin hesaplar
bütçe komisyonlarında görüşülmez, ayrı komisyonları
vardır. Şimdi, bakın, bütçe görüşmeleri var. Bizde kesin
hesap hiçbir şekilde bir heyecan yaratmıyor, kesin hesapla ilgili
hiçbir tartışma da olmuyor, bugün buralarda da okunuyor, işte,
diğer kurumlarınki de aynı şekilde. Hâlbuki, biz öteden
beri -bu, aslında, geçmişte Hükûmetin bir kısım
dokümanlarında da yer aldı- hep şunu söylüyoruz: Yani, kesin
hesap komisyonları Bütçe Komisyonundan ayrı bir komisyon olmalı
ve burası muhalefet partisinin başkanlığında bir
komisyon olmalıdır. O zaman, Türkiye Büyük Millet Meclisinde,
kaynakların gerçekten etkin, ekonomik, verimli kullanılıp
kullanılmadığı konusu çok daha iyi
tartışılacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) Bir konu daha, hele hele
şimdi Sayıştayın performans denetimi
yapamadığı, Sayıştay denetçilerinin
bağımsızlığını kaybettiği,
Sayıştay başkanlarının ve Sayıştay
idarecilerinin bizzat Sayıştay denetçileri üzerinde baskı
uyguladığı, filigran sistemini getirdiği bir ortamda
Sayıştay raporlarından zaten bir şey çıkmaz. Yani,
dolayısıyla, işte, bunlar böyle okunuyor, geçiyor fakat
hakikaten bu milletin kaynaklarının, bu devletin
kaynaklarının nasıl kullanılıp
kullanılmadığı konusunda ne Türkiye Büyük Millet Meclisi
gerçek bir bilgiye sahip oluyor ne de Türk milleti gerçek bir bilgiye sahip
oluyor; bunların düzeltilmesi lazım. Ben bu konuyu takdirlerinize arz
etmek istedim.
Teşekkür ederim.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
A) Tezkereler (Devam)
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, NATO Parlamenter Asamblesi Türk
Grubunda, Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdunun istifasıyla
boşalan üyelik için Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
Başkanlığınca aday gösterilen İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Çelebinin üyeliğinin Başkanlık Divanı
kararıyla uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi (3/2098)
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi daha vardır, okutup
bilgilerinize sunacağım.
8/11/2022
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdunun
istifasıyla boşalan NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu
üyeliği için 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında Kanunun 2nci maddesine göre Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu Başkanlığınca aday gösterilen İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Çelebinin üyeliği mezkûr kanunun 12nci maddesi uyarınca
31/10/2022 tarihli ve 91 sayılı Başkanlık Divanı
Kararıyla uygun bulunmuştur.
Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Sayın Arkaz
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- İstanbul Milletvekili Hayati
Arkazın, 3-9 Kasım Organ Nakli Haftasına ilişkin
açıklaması
HAYATİ ARKAZ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
3-9 Kasım arası Organ Nakli
Haftasıdır. Organ bağışlayan insanlar, ihtiyacı
olanlara umuttur. Organ bağışlamak hayat kurtarmakla eş
değerdir. Organ bağışlamak geleceğe
ulaşmaktır, hayatları değiştirmektir. Türkiyede organ
bağışı merkezleri oldukça başarılıdır.
Hekimlerimiz organ nakli konusunda ciddi başarılar göstermektedir.
Türkiye organ nakli konusunda dünya standartlarının çok üstündedir.
Organ bağışının teşvik edilmesi oldukça
önemlidir. Bir hekim olarak vatandaşlarımızı
organlarını bağışlamaya davet ediyorum.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Aydınlık
30.- Şanlıurfa Milletvekili Aziz
Aydınlıkın, uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin
açıklaması
AZİZ AYDINLIK (Şanlıurfa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Başkanımız Sayın Kemal
Kılıçdaroğlunun dediği gibi, madde
bağımlılığı nedeniyle evlerin içinde yürek
yangını var. Aileler bir başına mücadele ediyor. Ne
yazık ki madde kullanımı Şanlıurfada çok büyük bir
sorun. Uyuşturucuyla mücadele etmeye çalışan annelerin,
babaların çaresizliğine şahit oluyorum. Özellikle,
Şanlıurfamızın yoksul mahallelerinde uyuşturucu
satıcıları kol geziyor, küçük evlatlarımızı madde
bağımlısı yapıyorlar. Sokakta
vatandaşlarımızdan çok fazla şikâyet alıyorum, ne
yazık ki madde ucuz ve ulaşılabilir hâle geldi. Buradan iktidara
sesleniyorum: Bu bataklıktan çocuklarımızı kurtarın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kaplan
31.- Gaziantep Milletvekili İrfan
Kaplanın, uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin açıklaması
İRFAN KAPLAN (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan.
AK PARTİ sayesinde ne yazık ki
vatandaşlarımızda akıl ve ruh sağlığı
kalmadı. Artan şiddet, cinayet olayları, tacizler, intiharlar,
tecavüzleri görünce toplumun ne hâlde olduğunu görüyoruz. Bugün ülkemizde
uyuşturucu kullanımı 10 yaşına kadar düştü,
artık bireysel değil, toplumsal ve ciddi bir sorun hâline geldi.
İçişleri Bakanlığı uyuşturucuyla ilgili etkin bir
mücadele yapmıyor, evlatlarımız zehirlenmeye devam ediyor.
Gelinen nokta içler acısı, her gün bir sürü evladımız
uyuşturucu yüzünden vefat ediyor. AMATEMler artırılmalı,
uyuşturucuyla mücadelede devlet üzerine düşeni acilen
yapmalıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gökçel
32.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin,
Uluslararası Tarsus Festivaline ilişkin açıklaması
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Hafta sonu Tarsus ilçemizde Uluslararası Tarsus
Festivali, Mersin Büyükşehir Belediyemiz tarafından Kleopatra
Yılı temasıyla düzenlendi. Hristiyan inancında önemli bir
yeri olan Aziz Saint Paulün evinin bahçesine yapılmış Saint
Paul Kuyusundan, Mısırın ünlü kraliçesi Kleopatranın
Tarsusa giriş yaptığı, şu anda ayakta kalan tek
yapı Deniz Kapısı, diğer adıyla Kleopatra
Kapısına, Tarsus ilçemizin tarihine şahit olduk. Kleopatra
Kapısında başlayan festival hem turistlere hem de Tarsuslulara
dolu dolu üç gün yaşattı. Atölyelerden konserlere, birçok
etkinliğe ev sahipliği yaptı Tarsus. Yapılan festivaller
kentlerimizin tanıtımı için çok önemli. Festivali hayata geçiren
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Vahap
Seçere ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyorum. Tarsuslulara,
Mersinlilere hayırlı olsun.
BAŞKAN Sayın Ersoy
33.- Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy,un
Dünya Şehircilik Gününe ilişkin açıklaması
AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Şehirler tarihsel ve kültürel
geçmişimizin, bugünümüzün ve geleceğimizin ortak yaşam
alanlarıdır. Doğanın, kültürün, kentlilik bilincinin
korunduğu her şehir, insanlık için bir iz niteliğindedir.
Her yıl 8 kasımda kutlanan Dünya Şehircilik Gününde, tüm
altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla Sıfır
Atık Projesini uygulamaya olanak sağlayan ve iklim
değişikliğinin olumsuz etkilerinden olabildiğince uzak
inşa edilmiş şehirlerimizle gelecek nesillere yaşanabilir,
çevreci, planlı, yeşil ve sürdürülebilir şehirler bırakmaya
vesile olması temennisiyle Dünya Şehircilik Gününü kutlarım.
BAŞKAN Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 16.37
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.50
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 17nci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VII- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, Eskişehir
Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu ve arkadaşları tarafından,
stajda geçen sürelerin emeklilik kapsamında sayılmamasından
kaynaklanan sorunlar hakkında çözüm önerileri geliştirilmesi
amacıyla 25/3/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 8 Kasım 2022 Salı
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
8/11/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 8/11/2022 Salı günü
(bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Erhan
Usta
Samsun
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu
ve 19 milletvekili tarafından, stajda geçen sürelerin emeklilik
kapsamında sayılmamasından kaynaklanan sorunlar hakkında
çözüm önerileri geliştirilmesi amacıyla 25/3/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerin 8/11/2022 Salı günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN İYİ Parti grup önerisinin
gerekçesini açıklama üzere söz talep eden Eskişehir Milletvekili
Sayın Arslan Kabukcuoğlu.
Buyurun Sayın Kabukcuoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ARSLAN
KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; grubumun çıraklıkta sigortalılık konusunda
vermiş olduğu Meclis araştırması önergesi üzerinde söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Mesleki ve teknik okullarda staj eğitimi
verilen 517 bin civarında öğrencimiz vardır, bu sayı her
yıl tekrarlanmaktadır. Mesleki ve teknik okullarda pratik eğitim
öne çıkmaktadır. Bu grup öğrencilerin istihdam edileceği
alanlarda önemli bir iş gücü yetersizliği vardır.
Yükseköğrenim gençleri uzun bir eğitim görüp iş güçlerini
rahatlıkla istihdam edecek alan bulamazken meslek okullarının
böyle bir şansı var. Ne çare ki biz, ihtiyaç fazlası insan gücü
yetiştirmeye devam ederken, ihtiyaç duyulan grupta insan gücü
yetiştirmekte âciziz.
Hükûmetin başarısız personel,
öğrenci planlaması karşısında kurumlar çözüm
arıyorlar. Örneğin, Eskişehir Sanayi Odası
Başkanlığı kendi ihtiyacını karşılamak
için bir eğitim kurumu kurdu. Bunu yapan başka sanayi bölgesi
başkanlıklarını da duyuyoruz. Millî Eğitim
Bakanlığı diğer bakanlıklarla görüşerek meslek
liseleri yatırımını artırmak zorundadır. Toplumun
konuya daha da yönlendirilmesi, okulların cazibesinin artırılması
için öğrencilerin sigortalarının
başlangıcının emeklilik sigortasının da
başlangıcı olarak kabul edilmesi meslek liselerine talebi
artıracaktır. Meslek liselerinin pek çok eksiği vardır.
Hükûmet meslek lisesi eğitimini özendirici tedbirler almalıdır.
Buradaki öğrencilerin özlük haklarının düzeltilmesi en somut
özendirici örnek olacaktır.
Bir yandan eğitimi devam ederken bir yandan da
çalışma yaşamına adapte olmaya çalışan pek çok
öğrenci zorunlu mesleki staja tabi tutulmaktadır. Pratik eğitim
ile teorik eğitimin bir arada yürütülmesi kaliteli eğitim için
altın standarttır.
Bazı meslek gruplarının stajında
sigortalılık emeklilik sigortası başlangıcıyken
bazı meslek grupları için bu sigortalılık emeklilik
sigortası başlangıcı sayılmıyor. Çıraklar
iş kazasında sigortalılıktan yararlanırken, emekli,
malul ve ölüm aylığı bağlanmasından
yararlanamıyorlar. Çırakların durumu sosyal adalete
aykırıdır. Bazı meslek gruplarında er ve erbaşlar
ile doktora eğitim yapanların çalıştıkları süre
sigortalılıktan sayılıyor. Avukatlar ise staj
yaptıkları süreyi, daha sonra borçlanmak suretiyle emekliliklerine
saydırıyorlar. Meslek grupları arasındaki
farklılık, eşitsizlik ve mağduriyet yaratmaktadır.
Meslek okullarında zorunlu stajı başlayan öğrencilerin her
şeyi kayıt altındadır. Staj yapan öğrencilerin
talepleri, mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması için,
staj başlama tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi
olarak kabul edilmesi ve kişinin borçlandırılmasıdır.
Borçlanma sayesinde, SGK de ayrıca bir kaynak sahibi olacaktır.
SGK'nin tüm sigortalılara karşı
tutumu aynı değildir. Bazı meslek grupları için stajın
başladığı tarihin sigortalılığın
başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi tercih olarak görülmez, bu
anayasal olarak bir ihlaldir. Anayasa'mızın 10uncu maddesinde yer
alan eşitlik ilkesi gereği Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet,
siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Yine 11inci
maddesine göre Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını,
idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri
bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Bu sebeple, Anayasa'nın
eşitlik ilkesi gereği, bu kesimin de borçlanma hakkından
faydalanması gerekir. Bu konu Anayasa Mahkemesine götürülse, yüce
mahkemenin bunu iptal edeceği kesindir. Gazi Meclis sorumluluğa sahip
çıkarak çıraklıktaki mağduriyeti düzeltmelidir.
Hepinizi saygıyla selamlarım.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti grup önerisi
üzerine Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz talep eden
İzmir Milletvekili Sayın Serpil Kemalbay.
Buyurun Sayın Kemalbay. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ
(İzmir) Sayın Başkan, sayın vekiller; sözlerime
başlarken, bu sabah Alevi kurum temsilcilerine Ankara'da yapılan polis
şiddetini kınıyorum; Alevi toplumunun eşit
yurttaşlık talebinin yanındayız.
Sayın vekiller, stajyer ve çıraklık
mekanizması, sermaye düzeninin kendini yeniden ürettiği sistemlerin
bir parçasıdır; sektörel olarak nitelikli ara eleman ihtiyacı
üzerine kurulu bir sistemdir ve öğrenciler ise bilgi ve becerilerini
geliştirerek istihdam imkânı sağlamayı umarlar. Normalde,
stajyer öğrenci üretimin kâr mekanizmasının bir parçası
sayılamaz, sayılmamalıdır ama çıraklık,
stajyerlik, meslek liselerinde bir sömürü mekanizması olarak
kurgulanmıştır ve işi öğrensinler örtüsü
altında genç ve çocuk iş gücü sömürüsü had safhaya
ulaşmıştır.
Yapılan araştırmalarda, stajyerlerin
yaşadığı sorunlar, bu, emekliliğe yansımayan
sigortalılığın yanı sıra, mesai saatlerinin uzun
olması, uzun çalışma süreleri, yoğun tempoda
çalışma, stresli iş ortamı, kölelik koşullarında
çalışma ve iş kazaları, iş cinayetleridir. Bunlara bir
örnek vermek istiyorum. Bakın, Mustafa Koç, 19 yaşında, Piri
Reis Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği
öğrencisiydi -Mustafa Koç'u burada saygıyla anıyorum- yirmi saat
çalıştığı gemide yaşamını yitirdi, bir
iş cinayetinde. Normal koşullarda, gemilerde stajyerlerin temizlemesinin
yasak olduğu, 20 metre derinlikteki, 1 metre
açıklığındaki, ortalama 50 derece sıcaklıktaki
bir tankı on sekiz gün boyunca temizlerken yaşamını
yitirdi. Bunu niçin söylüyorum? Stajyerlerin çalışma
koşullarına dair bilgimiz olsun diye.
Meslek yüksekokulları gibi meslek liselerinde
de çocuklara meslek edindirme kılıfı altında
meşrulaştırılan ciddi bir çocuk emeği sömürüsüyle
karşı karşıyayız. Çıraklık ve stajyerlik
yapan çocukların çoğu yetişkinlerle aynı işleri
yapmaktadır. Sosyal haklarla ilgili mağduriyetler
yaşamaktadırlar. Aldıkları eğitim alanı
dışında çalıştırılıyorlar, ucuz iş
gücü olarak görülüyorlar, barınma ve beslenme sorunları
yaşıyorlar. Stajyerlerin sigortalarının, sigorta
başlangıç tarihlerinin, emeklilik sürelerine
yansımasının yanı sıra, mesleki bilgi, beceri ve
meslek değerlerinin kazanılmasında, stajın iyi
planlanmasında, stajyere rehberlik yapılmasında, ücretlerin
iyileştirilmesinde, staj sürecinin eğitimde sürekliliğinin
sağlanmasında, sendika ve odaların stajyerlere
katkısının alınmasında da iyileştirmeler
yapılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla)
Teşekkürler.
Stajyer ve çıraklık için iş yerlerine
gönderilirken öğretim elemanları tarafından iş yerlerinin
denetlenmesi önemli, staj uygulamalarının iyileştirilmesi önemli.
Stajyerlerin dışlanma, mobbing gibi maruziyetlerden korunması
önemli, iş güvenliği risklerinden korunması önemli. Görüyoruz ki
işverenlere çırak ve stajyer çalıştırmaya yönelik
verilen teşvikler ne yazık ki stajyerlere ve çırak
öğrencilere verilmiyor ve mağdur ediliyorlar. Tüm meslek kolları
için, yükseköğretim sonrasında yapılan staj ile aday çırak,
çırak ve mesleki staj olarak çalıştırılan sürelerin
staj sigorta başlangıç tarihi olarak kaydedilmesi gerektiğini
burada bir kez daha vurguluyor, bunun da ötesinde stajyer ve çıraklık
uygulamalarının sermaye birikim süreci tarafından
istismarına da son verilmelidir diyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz talep eden İstanbul Milletvekili Sayın Sibel Özdemir.
Buyurun Sayın Özdemir. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR
(İstanbul) Teşekkür ederim Başkanım.
Evet, ben de İYİ Parti Grubunun staj
mağdurlarının sorunlarının
araştırılması konusundaki grup önerisi üzerine söz
aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, değerli milletvekilleri, staj ve
çıraklık sigortası mağduru
vatandaşlarımızın sorunlarının
araştırılması, işte, bugün konuştuğumuz,
değerli hatiplerin de belirttiği gerekli yasal düzenlemelerin ortaya
konulması için biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak geçen hafta da bir grup
önerisi verdik ama maalesef, iktidar grubunun desteği
olmadığı için bu öneri reddedildi. Şimdi, hatta, AK
PARTİ adına söz alan hatip, değerli milletvekilimiz de Vatandaşlarımızdan
korkunç talepler var. demişti. O hâlde bizler, değerli
milletvekilleri, yasama organı olarak bu talepleri araştırmak ve
gerekli yasal adımları, gerekli yasal düzenlemeleri yapmak
zorundayız.
Şimdi, baktığımız zaman
önerinin gerekçesine -Sayın Kabukcuoğlu da açıkladı-
çırak ve stajyer öğrenci olarak çalışanlar Genel
Sağlık Sigortası Kanununa göre bir taraftan sigortalı
sayılırken diğer taraftan stajyer olarak çalışmaya
başladıkları tarih ise sigortalılık başlangıcı
olarak sayılmıyor ve aynı zamanda emeklilik hesaplarına da
dâhil edilmiyor. Şimdi, yasal mevzuattan kaynaklanan bu uygulama gerçekten
bir hak ihlali, anayasal anlamda da eşitlik ilkesine uygun değil.
Farklı meslek dallarına bu hak verilmiş kanunen; işte,
stajyer avukatlar, sigortalı olmaksızın doktora eğitimini
yapanlar, tıpta uzmanlık eğitimini yapanlar için bu hak
tanınırken stajyer ve çıraklar için bu kapsam uygulanmıyor.
Muhalefet partileri olarak biz, staj ve çıraklık sigortası
konusunda bir çalışmanın yapılmasını, yasal bir
düzenlemenin yapılmasını destekliyoruz ve Meclis gündemine bir
an evvel alınmasını istiyoruz ancak iktidar grubunun yine bir
çelişkisi, yasalarda ve söylemlerde mesleki eğitime öncelik vurgusu
yaparken uygulamaya dönük maalesef bir adım atılmıyor.
İşte, bu iktidar döneminin
sanırım 8inci Millî Eğitim Bakanının ilk
açıklaması -sanki ilk iktidara gelen bir Bakanmış gibi,
yeni bir iktidarın Bakanıymış gibi- Mesleki eğitime
öncelik vereceğiz. Organize sanayi bölgeleriyle sanayi iş birliği,
çıraklık, mesleki eğitim öncelikleri
önceliği
olacağını söyledi. Bu tür çalışmalar var, elbette biz
de destekliyoruz ama mesela, bu staj ve çıraklık
sigortalılık başlangıç tarihi konusunda bir adım
atmıyor. Bizim bu okulları daha çok teşvik etmek, bu okulda okuyan,
zorunlu stajlarını yapan ama mağdur olan öğrencileri desteklemek
için bir düzenlemeye ihtiyacımız var yani iktidarın bu
çelişkiyi ortadan kaldırması gerekiyor. Genç işsizliği
var çok ciddi, 4 milyona yaklaşan işsizimiz var. Mesleki teknik
eğitim ve istihdam eş güdümünü maalesef hâlâ sağlayamadık.
Meslek liselerinin ya da bu okulda okuyan öğrencilerin, stajyerlerin
emekliliği konusunda bu taleplerini gerçekten bizim
karşılıksız bırakmamamız gerekiyor. Ne
istiyorlar? Bakın, talepleri şöyle: Staj ve çıraklık
başlangıç tarihinin sigorta başlangıç tarihi olarak
sayılması ve geriye dönük borçlanma konusunda talepleri var. Kanunda
bir düzenlemeye ihtiyaç var; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununa bir ekleme yapmaya ihtiyaç var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) Teşekkür
ederim Değerli Başkanım.
Biz Meclis olarak bu talepleri, bu
mağduriyetleri araştıralım; yasal düzenlemeleri ortak
akılla, bütün siyasi partilerden oluşan bir komisyonla
araştıralım. Sayın Kemal Bey söyledi, stajyerlerin ciddi
sorunları var gerçekten çalışma koşullarında;
Sayın Kabukcuoğlu bahsetti. Bunları, bu sorunları hepimizin
ortaklaştığı ortak bir komisyonla
araştıralım ve gerekli düzenlemeleri bir an evvel yapalım
diyorum ben. Bu öneriyi biz destekliyoruz, geçen hafta biz de grup olarak böyle
bir öneriyi burada tartıştık.
Tekrar desteklediğimi belirtiyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına söz talep eden Ankara Milletvekili Sayın Zeynep
Yıldız.
Buyurun Sayın Yıldız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ZEYNEP YILDIZ (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları
başında bizleri takip eden necip milletimiz; hepinizi
saygılarımla selamlıyorum. İYİ Parti grup önerisine
ilişkin olarak AK PARTİ Grubu adına söz almış
bulunmaktayım.
Önerinin mahiyetini inceledim, açıkçası
şunu söylemek isterim: Bir kanun teklifi hüviyetiyle verilmesi mümkün olan
bir içeriğin burada araştırma önergesi hüviyetiyle veriliyor
olmasının
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Kanun
teklifimiz de var bu konuda Zeynep, kanun teklifi de var bu konuda.
ERHAN USTA (Samsun) Kanun teklifleri de var,
yıllardır yapılmadığı için
ZEYNEP YILDIZ (Devamla)
belirli noktalarda
Meclisin işte, Şu partinin oylarıyla reddedildi. konformizmine
dayanarak aslında siyaset üretme çabasının birazcık
popülizme kayan bir yanı olduğuna dönük bir kanaate sahip
olduğumu ifade etmem gerekir.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Tamam, kanun
teklifini getirin oylayalım, kanunu getirin, kanunu. Siz getirin, biz
destekleyelim.
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) Açıkçası, burada
bence bizim temel önceliğimiz mesleki ve teknik eğitimi güçlendirmek
olmalı. Mesleki ve teknik eğitim nasıl güçlenir? Mesleki ve
teknik eğitimi güçlendirmeye dönük -az evvelki hatibimiz de belirttiler-
aslında çok önemli adımlar attık; neler yaptık? Mesela
katsayı meselesi ciddi anlamda mesleki ve teknik eğitimi indirgeyen
çok problematik bir durumdu malumunuz olduğu üzere.
Dolayısıyla bunun aslında nihayet bulması adına
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
liderliğinde çok önemli bir mesafe katettik, bunun hakkını
teslim etmemiz lazım. Bu noktada açıkçası geçtiğimiz yıl
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Çok çok, çok yol
katettiniz! Hiçbir işi tam yapmazsınız, eksik
yaparsınız, hayatınız bu.
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) Müsaade ederseniz devam
edeyim.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) E,
sataşmayacaksın o zaman, buraya laf atmayacaksın.
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) Geçtiğimiz yıl
7346 sayılı Kanunda 2021 yılında bir düzenleme
yaptık; bu kanunun 14üncü maddesinde 3308 sayılı Mesleki
Eğitim Kanununda bir değişiklik öngördük. Bu
değişiklikle, mesleki eğitim merkezlerinde öğrenim gören
öğrencilerin asgari ücretin net tutarının yüzde 30undan,
kalfalık yeterliliğini kazanan son sınıf
öğrencilerinin de asgari ücretin yüzde 50sinden az ücret
alamayacağını hüküm altına almış olduk.
Aslında bu düzenlemeyle yalnızca mesleki ve teknik eğitim alan
gençlerimizi korumadık, aynı zamanda işverenin üzerinden de bir
yük alarak gençlerin bu eğitim süreçlerinde doğrudan doğruya
mesleki eğitime odaklanmalarını sağladık. Mesleki ve
teknik eğitim öğrencileri iş kazaları ve meslek
hastalıklarına karşı da ayrıca sigortalandı.
Bunun yanı sıra, organize sanayi
bölgelerinin tamamında meslek liselerinin açılmasına dönük çok
önemli inisiyatifler alındı. Daha önceden zaten çok güzel örnekleri
vardı, artık bütün OSBler için bu karar alındı. Ben
bunların her birini çok önemli ve değerli buluyorum. Ben
Altındağdaki Sitelere gittiğimde, mesleki ve teknik
eğitimdeki arkadaşlarımızın mutluluğunu
gördüğümde ya da Kahramankazanda bir kuaföre girdiğimde bir meslek
liselinin oradaki mutluluğunu gördüğümde Doğru iş
yapmışız. diyorum.
Bunların her birini neden anlattım? Ben
7346 sayılı Kanunla yaptığımız bu
değişiklik esnasında hangi parti ne oy vermiş? diye
açıp bir baktım ve gördüm ki o gün oturumda 37 İYİ Partili
milletvekili varmış, hiçbiri kabul yönünde oy
kullanmamış; 1i ret oyu vermiş, 9 kişi çekimser oy
kullanmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) Dolayısıyla,
mesleki ve teknik eğitim konusunda bu kadar hassas idiyseniz bu kanun
teklifine destek verseydiniz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Eksik
yaptığınız için, doğru
yapmadığınız için
Doğru iş yaparsanız
destekleriz.
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) Dolayısıyla,
ben, açıkçası, samimiyetten bahsedeceksek, tutarlılıktan
bahsedeceksek bu noktada da birlikte hareket etmemizi beklerdim kendi
adıma.
28 Şubatın ideolojik
saplantılarıyla ekosistemin çok önemli bir parçası mesleki ve
teknik eğitimin ne hâle getirildiğini hep birlikte izledik ve
inşallah bu kara lekeyi hep birlikte bertaraf ediyor olacağız.
Açıkçası ben çok değerli adımlar
atıldığını görüyorum, meslek liseli öğrencilerin
motivasyonunu görüyorum ve bu motivasyona hep birlikte sahip çıkmamız
gerektiğini hep birlikte görüyoruz.
İki sene önce, malumunuz olduğu üzere,
Şuşada değerli bir zafer kazanıldı. Biz her zaman
derdik ki: Karabağ Azerbaycandır. Karabağ fiilen Azerbaycan
hâline geldi. Konuşmalarımı nihayetlendirirken Gazi Meclisimizin
çatısı altında bir kere daha Karabağ Azerbaycandır.
demek istedim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Usta, niçin söz
istemiştiniz?
ERHAN USTA (Samsun) Yani sataşma var,
konformizm yaptığımızı ve popülizm
yaptığımızı ifade etmiştir; yerimden de olsa
olur.
BAŞKAN Yerinizden söz verelim.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
34.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Ankara
Milletvekili Zeynep Yıldızın İYİ Parti grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Yani
arkadaşımız bilmiyorum, çok fazla ben kürsüde görmedim ama-
çıkar çıkmaz ciddi sataşmalarda bulundu.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Hiç
sataşmadı.
ERHAN USTA (Samsun) Yani bu, tabii, şimdi,
niye kanun teklifi değil, niye Meclis araştırması önergesi
veriliyor? Bununla ilgili bir sürü kanun teklifi de var esas itibarıyla
arkadaşlar.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Hiç
sataşmadı, gerçekleri söyledi.
BAŞKAN Sayın Eronat
ZEYNEP YILDIZ (Ankara) Sataşma değil ki
bu.
ERHAN USTA (Samsun) Bilmiyorum biliyor musunuz,
kanun tekliflerinin gündeme alınması komisyon
başkanlarının uhdesinde.
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Sana mı soracak?
Sana mı soracak nasıl konuşacağını.
ERHAN USTA (Samsun) Dolayısıyla, bütün
komisyon başkanları da AK PARTİde olduğu için onlar
istediği kanun teklifini gündeme alıyor, istediği kanun
teklifini gündeme almıyor. Dolayısıyla, oralardan herhangi bir
şekilde
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Sana mı sorup
konuşacak? Sen kendi konuşmalarına bak!
BAŞKAN Sayın milletvekili, niye
bağırıyorsun?
ERHAN USTA (Samsun) Ne oldu arkadaşım?
BAŞKAN Devam edin Sayın Usta, devam
edin. Lütfen
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Sana mı soracak?
DERYA BAKBAK (Gaziantep) Haksız yere yorum
yapıyor.
ERHAN USTA (Samsun) Hayır,
sıkıntıları ne arkadaşların anlayamadım.
BAŞKAN Sizin Grup Başkan Vekiliniz var,
bir şey söylenmesi gerekiyorsa o söyler.
DERYA BAKBAK (Gaziantep) Haksız yere yorum
yapıyor.
(AK PARTİ sıralarında gürültüler)
BAŞKAN Bağırmayın lütfen!
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Metni de versin o
zaman, metni de versin!
BAŞKAN Bağırmayın lütfen! Otur
yerine!
Buyurun Sayın Usta, devam edin.
ERHAN USTA (Samsun)
Sıkıntılarının ne olduğunu da anlamış
değilim.
Şimdi, olay şu Sayın Başkan:
Kanun teklifleri veriyoruz, verdiğimiz bir sürü kanun teklifi var. Kanun
teklifleri Meclis komisyonunda gündeme dahi alınmıyor, komisyonda
gündeme alınmayan şeyler de biliyorsunuz zaten Genel Kurula gelmiyor,
sadece 37nci madde kapsamında geliyor, onların da hepsini
reddediyorsunuz.
Şimdi, toplumda bir sıkıntı var.
Bakın, şu anda -siz biraz muhalefette kalmış
olsaydınız, eminim, sizin ilk seçim beyannamenizde de bu
olacaktı- staj mağduruyla ilgili ciddi bir sorun var bu toplumda,
bütün siyasi partilerin de -AK PARTİ dışında muhtemelen-
seçim beyannamelerinde bu konu var. Şimdi, bu konu gündeme getiriliyor,
insanlar söylüyor, söylüyor, söylüyor; ciddi mağduriyet var,
haksızlık var, adaletsizlik var. Mecliste bu konu çözülemiyor.
Başka ne yapabiliriz? Kanun teklifi veriyoruz, kanun teklifini gündeme
almıyorsunuz. Araştırma önergesi... Araştırma
önergesinin mantıksız bir yanı da yok, kaldı ki bu sorun
çözülemediğine göre demek ki hakikaten çok büyük bir problem var size
göre. O zaman, gelin kardeşim, bunları oturalım
konuşalım; iktidarıyla muhalefetiyle, kamu kurumlarıyla
konuşalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Usta.
ERHAN USTA (Samsun) Peki, teşekkür ederim.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Sayın
Başkanım, bir ekleme yapabilir miyim?
BAŞKAN Buyurun Sayın Özdemir, niye söz
istediniz?
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Şöyle
ki kanun teklifiyle ilgili bir açıklama gereği duydum.
BAŞKAN Yerinizden 60a göre bir dakika
vereyim, açıklayın.
Buyurun.
35.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin,
Ankara Milletvekili Zeynep Yıldızın İYİ Parti grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Şöyle
ki öncelikle, sevgili Zeynep, değerli milletvekili arkadaşım;
bu, bir popülist mesele olarak buraya getirilmedi. Şimdi, bu konuda ciddi
bir mağduriyet var ve biz de muhalefet olarak bu konudaki
mağduriyetleri İç Tüzükün bize vermiş olduğu elimizdeki
araçları kullanarak Meclis gündemine getiriyoruz, buna öncelikle böyle
bakalım. Burada tartışılmasına ve neler yapmamız
gerektiğine de birlikte karar verebiliriz. Kanun teklifi noktasında
ise bütün grupların bu konuda kanun teklifi var.
Şöyle bir durum var: Mesleki eğitim
konusundaki mağduriyetler, hassasiyet, -ben cümlelerimi dikkatle seçtim-
bunlarda iyi çalışmalar yapıldı ama burada bir çelişki
var. Mesleki eğitimi teşvik etmek anlamında bu staj
mağduriyetini mutlaka ortadan kaldırmalıyız çünkü burada
okuyan öğrenciler var; burayı teşvik etmek ve istihdam, mesleki
eğitimi güçlendirmek anlamında bir çözüm olabileceği için biz
bunu ısrarla istiyoruz, destekliyoruz ve beraber ortak akılla
yapabiliriz diyorum.
Teşekkür ederim Başkanım.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan, karar
yeter sayısı istiyoruz oylamaya geçilmeden önce.
VII- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- İYİ Parti Grubunun, Eskişehir
Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu ve arkadaşları tarafından,
stajda geçen sürelerin emeklilik kapsamında sayılmamasından
kaynaklanan sorunlar hakkında çözüm önerileri geliştirilmesi
amacıyla 25/3/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 8 Kasım 2022 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Evet, İYİ Parti grup
önerisini oylarınıza sunacağım.
Oylarınıza sunduktan sonra karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.13
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.21
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 17nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
İYİ Parti grup önerisinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi öneriyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır, öneri
kabul edilmemiştir.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzük'ün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- HDP Grubunun, Mersin Milletvekili Rıdvan
Turan ve arkadaşları tarafından, Mersin Limanı üzerinden
ortaya çıkan uyuşturucu trafiğinin bütün boyutlarıyla
araştırılması amacıyla 2/11/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 8 Kasım 2022 Salı
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
8/11/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 8/11/2022 Salı günü
(bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzük'ün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Hakkı
Saruhan Oluç
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
2 Kasım 2022 tarihinde Mersin Milletvekili
Sayın Rıdvan Turan ve arkadaşları tarafından verilen
(22180 grup numaralı) Mersin Limanı üzerinden ortaya çıkan
uyuşturucu trafiğinin bütün boyutlarıyla
araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 8/11/2022 Salı günkü
birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin gerekçesini açıklamak üzere söz talep eden Mersin Milletvekili
Sayın Rıdvan Turan.
Buyurun Sayın Turan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin)
Hazırunu saygıyla selamlıyorum.
Siyasetin aktüel konularından bir tanesi
uyuşturucu meselesi değerli arkadaşlar. Daha öncesinde biz de
seçim bölgem olan Mersin Limanı'na muhtelif yerlerden tonlarca
uyuşturucunun gelmesini Meclis gündemine
taşımıştık, henüz cevap bekliyoruz, bakalım ne
olacak?
Geçmiş dönemlerde uyuşturucu konusunda
seminerler vermiştim. Dünyada uyuşturucu trafiğinin çok
yoğun olduğu ülkelerde birkaç tane çok tipik özellik vardır.
Bunlardan bir tanesi, demokratik kurumların
kurumsallaşmamış olması; halkın demokratik denetiminin
önünde ciddi engellerin olması; diktatöryal, totaliter yönetimlerin
olması ve halkın inisiyatifi önünde ciddi engellerin bulunmasıdır.
(Uğultular)
RIDVAN TURAN (Devamla) Ben kendi sesimi
duyamıyorum bu arada Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Milletvekilleri, lütfen
Konuşmacı kürsüde.
RIDVAN TURAN (Devamla) Bir diğeri, bu tür
ülkelerin hemen tümünde devlet görevlileri ve kolluk gücü o ya da bu oranda bu
uyuşturucu ticaretinin içerisinde bir biçimiyle var olmuştur.
Şimdi, Türkiye son yıllarda ciddi bir uyuşturucu aksı
hâline dönüştü yani daha öncesinde büyük olasılıkla başka
yerlerden geçiyor olan Avrupa hedefli uyuşturucu trafiğinin ana
rotalarından bir tanesi Türkiye ve çok üzülerek söylüyorum ki esas nokta
da Mersin Limanı hâline geldi.
Şimdi, soruyoruz yetkililere; nereden
geldiği belli, hangi gemiyle geldiği belli, hangi lojistik
firması tarafından taşındığı belli ve
Türkiye'de nereye gittiği belli olan bir rotadan bahsediyoruz ama buna
ilişkin bir türlü biz bilgilenemiyoruz, bir türlü bilmiyoruz.
İçişleri Bakanı diyor ki: Biz her
hafta 5 bin uyuşturucu satıcısını yakalıyoruz,
gözaltına alıyoruz. Yani, hani Ufak at da civcivler yesin! diye
bir laf var, her hafta yakalanan 5 bin uyuşturucu
satıcısının yıllık hesabını
bulduğunuzda, orta hâlli bir ordunun sayısından daha
fazlası çıkar. Ama tabii, burada, bir gerçekliğin de ifadesi var
bir taraftan, demek ki gerçekten o İçişleri Bakanının
İçişleri Bakanlığı yaptığı ülkede
uyuşturucu ticareti öyle bir hâle gelmiş ki neredeyse yani haftada 5
bin uyuşturucu ticaretçisinin, tüccarının
yakalandığı bir hâle dönüşmüş. Ona buradan seslenmek
gerekir: Öyle 5 binle falan uğraşma; sen yalnızca seninle
fotoğraf verenleri bir yakalasan, yalnızca yanında
olanların gerisini doğru takip etsen, o baronların geri
planında nelerin çıkacağını, hangi gerçeklerin
çıkacağını hep beraber göreceğiz.
Uyuşturucuyla mücadele ediyormuş gibi
yapan, bu konuda kolluğa kanunsuz emirler veren; Ayağını,
bacağını kırın! gibi kanunsuz emirler veren
İçişleri Bakanı görünürde mücadele ediyor
SALİH CORA (Trabzon) Kafasını
koparacağız! diyenler de var; onlara diyecek bir sözünüz yok mu?
RIDVAN TURAN (Devamla) -
ama diğer taraftan
kendi İçişleri Bakanlığı yaptığı ülke,
dünyanın en ciddi uyuşturucu trafik rotalarından bir tanesi
hâline dönüşüyor. Burada bir ihmal ya da bir kasıt var, çok açık
olarak bunlar görünüyor.
Şimdi, normal koşullarda yetkililerin
görevi, Mersin Limanının bir ana arter hâline dönüştüğü bu
uyuşturucu ticaretinin rotasında gerekli araştırmaları
yapmak ve bu muz kolileriyle nereden gelip nereye gittiğini takip etmektir
fakat ne yazık ki böyle bir şeyle karşı karşıya
kalamıyoruz.
Şunu açık yüreklilikle söyleyeyim: Net
hata ve noksanda 28 milyar dolara varmış bir büyüklük var
biliyorsunuz. Ben, bunun tümünün uyuşturucu parası ya da kara para
olduğunu iddia etmiyorum tabii ki ama seçime yaklaştıkça
olağan koşullarda azalması gereken net hata ve noksan
rakamının giderek artıyor olması ve dünyada Türkiye'nin
kredibilitesinin giderek düşüyor olması yani sıcak paraya çok
yüksek biçimde ihtiyacının olduğunun bilinmesi sebebiyle bu tür
durumlarda en azından bu 28 milyar içerisinde şüpheli bir
uyuşturucu parasının olma olasılığının
son derece yüksek olduğunu iddia ediyorum. Bu sebeple ivedi bir biçimde bu
konuya dönük olarak yetkililerin araştırma yapması, Meclisin bu
konuya önderlik etmesi bir zorunluluk hâline gelmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
RIDVAN TURAN (Devamla) Unutmayalım ki
uyuşturucu yalnızca çoluğumuzun çocuğumuzun geleceğini
tehdit etmiyor, aynı zamanda bir ülkenin varlık yokluk meselesi
hâline gelmiş, çok temelli sorunlardan bir tanesi hâline gelmiş
durumda. Bu nedenle önergemize destek vermenizi bekliyoruz. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
söz talep eden Adana Milletvekili Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurun Sayın Çulhaoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MEHMET METANET
ÇULHAOĞLU (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan grup önerisi hakkında İYİ Parti
Grubumuzun görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla
Mücadele Daire Başkanlığının 2022 Türkiye
Uyuşturucu Raporu, Türkiye'nin uyuşturucu konusunda hem hedef hem de
transit rota niteliği taşıdığını tespit
etmiştir. Son yılların en fazla gündeme gelen uyuşturucu
maddesi kokain kaçakçılık eğilimleri ile yakalama
istatistiklerine yer verilen raporda Türkiye'de Mersin başta olmak üzere
uyuşturucu yakalamaları daha çok limanlarda
gerçekleştirilmiştir. Avrupada 2017 yılından bu yana
özellikle deniz limanlarında her yıl rekor miktarda kokain ele
geçirildiği vurgulanmıştır. Türkiye'nin kullanım ya da
iç pazarda satıştan çok, yasa dışı ticaretin önemli
aktörlerinden olduğunu da göstermiştir.
Bakın, sadece 2021de uyuşturucuya
ilişkin suçlardan 174.978 dava açılmış. Bunlar
yadsınamayacak oranda yüksek rakamlar arkadaşlar. Basın ve
televizyonlardan da takip ettiğimiz üzere, uluslararası mafya
liderleri, uyuşturucu baronları ülkemizin uyuşturucunun ana
merkezlerinden biri olması için uğraşmışlar. Hatta
uzun yıllardır ülkemizde yaşamakta olduklarını da en
son olaylardan öğrendik. Yine, öğrendiğimiz kadarıyla,
bunlar, Mersin Limanını uyuşturucu ticarinin merkezi hâline
getirmek için çaba göstermişler. Bugün üzülerek görüyoruz ki kısmen
de olsa bunda başarılı olmuşlar ve bugün Mersin Limanı
dünyaya uyuşturucu dağıtımının
yapıldığı bir merkez olarak anılır olmuştur.
Hâlbuki Mersin Limanının uyuşturucuyla anılmaması, turizm,
ticaret ve tarıma hizmet eden bir yer olarak anılması gerekmez
miydi? AK PARTİ iktidarı, içeride her hafta 5 bin uyuşturucu
satıcısının veya kullanıcısının
yakalandığını söylüyor ama bu illetlerin yurdumuza
nasıl sokulduğundan ve engel olamadığından hiç
bahsetmiyor.
Burada önemli olan konu, limanlarımız
dâhil karadan, havadan, hiçbir şekilde bu uyuşturucu illetinin
ülkemize sokulmamasıdır; bunu da yapacak olan iktidardır
arkadaşlar.
Buradan bir kez daha AK PARTİ
iktidarını uyarıyorum: Mersinin uyuşturucu ticaretinin
merkezi hâline gelen bir kent olmasının, Türkiye'nin ve
limanlarının uyuşturucu ticaretiyle ilişkilendirilmesinin
önüne lütfen geçin.
Ben, bu vesileyle, bu illetlerin yurdumuzda
kullanımının en asgariye indirilmesi için gece gündüz mücadele
eden kahraman güvenlik güçlerimize şükranlarımı sunuyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Devamla)
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talep
eden Mersin Milletvekili Sayın Ali Mahir Başarır.
Buyurun Sayın Başarır. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ MAHİR BAŞARIR
(Mersin) Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
HDP Grubunun vermiş olduğu
araştırma önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Ne yazık ki memleketim Mersin, Mersin
Limanı uyuşturucu trafiğinin merkezi hâline geldi. Defalarca
söyledik, 2017den bugüne kadar 11 ton X uyuşturucu madde, 1 milyon 200
bin tane uyuşturucu hap yakalandı ama bununla ilgili failler bir
türlü ortaya çıkmadı.
Bakın, alıcı belli, adres belli,
depolar kiralanmış, iletişim tutanakları belli, bir
şekilde telefon numaraları var ama bunun failleri kim?
Öğrenemedik.
Değerli arkadaşlar, geçen hafta bir suç
raporu hazırladık. Gerçekten uyuşturucu madde ticaretiyle ilgili
mücadele edilecek mi, edilmeyecek mi? Durum çok vahim. 2020-2021; 215 bin
kişi uyuşturucu ticaretinden soruşturma geçirmiş,
yaklaşık 500 bin kişi kullanmak ve bulundurmak suçundan
soruşturma geçirmiş. Ama bir şey daha gördük, bakın, 215
bin kişi ticaretten yargılanırken MASAK, kaç kişiyi
incelemiş? Suç konusu bu kara parayı inceleyen MASAK kaç kişiyi
incelemiş? 149 kişiyi. Demek ki AKPnin ya da İçişleri
Bakanı Soylu'nun bunlarla mücadele etmek gibi bir amacı yok.
SALİH CORA (Trabzon) Siz önce mahkemeye
saygı gösterin.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) -
Şimdi, şunu söyleyeyim: Öyle bir İçişleri Bakanı var
ki Ayaklarını kırın! diyor ama bu İçişleri
Bakanı iki ayağı üzerinde uyuşturucu baronlarıyla
resim veriyor. Bu parti Zindaştı rezaletinin hesabını
veremiyor.
SALİH CORA (Trabzon) Önce hâkime saygı
gösterin.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) Daha
acısını söyleyeyim, Almanya isim veriyor, adres veriyor, Ali
Osman Akat; gidiyorlar, adamı buluyorlar, uyuşturucu maddeyi
buluyorlar, adam tutuklanamıyor. Niye? Süleyman Soyluyla resmi var. (CHP
sıralarından alkışlar) Olmaz.
Bakın, baronlarla, satıcılarla bu
şekilde mücadele edemeyiz. Hiç kimsenin bataklığı kurutmak
gibi bir derdi yok, bataklığın üzerindeki sineklerle mücadele
ediyorsunuz.
MASAKa buradan soruyorum, Maliye
Bakanlığına buradan soruyorum: 215 bin kişiyi
yakaladınız, MASAK, uyuşturucu konusu tek bir lirayı tespit
etmiş, mahkemeler el koymuş mu? Çıkın, söyleyin. Nerede
bunun parası? Bu kara para nerede? MASAKın görevi bu değil mi?
SALİH CORA (Trabzon) Siz ondan vergi
alacakmışsınız, siz uyuşturucudan vergi
alacakmışsınız!
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) Tek bir
kuruş yok, tek bir kuruş yok çünkü suçla mücadele etmeyen bir
İçişleri Bakanı var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
Bakın, bu bataklığı kurutacaksanız bu Bakanı
değiştirin.
Meşhur bir film vardı; Şekerpare,
1983, İlyas Salman, Şener Şen başroldeydi. İstanbul
Galatadaki kirli ilişkiler ortaya konuluyordu. Bir Ziver Komiser
vardı, her işin odağında, her pislikte resmi vardı.
Böyle bir İçişleri Bakanı var; Ziveri görevden alın, Ziver
Komiser gibi davranan bu İçişleri Bakanını görevden
alın. (CHP sıralarından alkışlar) Almadığınız
sürece mücadele edemezsiniz
SALİH CORA (Trabzon) En büyük mücadeleyi
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) Bana
laf atıyorsun ama cumhuriyet tarihinden bugüne kadar kaç tane
İçişleri Bakanının baronlarla resmi var, kaç tane var?
SALİH CORA (Trabzon) Hangi baronlarla? Hangi
baronlarla?
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) Sizin
iktidarınıza has bir durum; rüşvet sizde, kara para sizde,
kirlilik sizde. Ahlak, ahlak, ahlak lazım. O Bakanı yani Ziveri
orada oturtmayın. (CHP sıralarından alkışlar)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Salih, senin de mi
resimlerin var? Salih, senin de mi resimlerin var uyuşturucu
kaçakçılarıyla?
SALİH CORA (Trabzon) Bir fotoğraf bul,
istifa edeceğim; bir fotoğraf bul, istifa edeceğim!
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Etmezsin
istifa, etmezsin ama ben istifra ediyorum!
BAŞKAN Sayın Cora, rica ediyorum
Konuşmacılara oradan sürekli laf
atıyorsunuz.
SALİH CORA (Trabzon) Hiç atmadım.
BAŞKAN Sadece bu konuşmacıya
değil, diğer konuşmacılara da yapıyorsunuz aynı
şeyi. Siz de konuşurken bir sefer, hatırlarsınız
değil mi, burada, kürsüde
SALİH CORA (Trabzon) İsterseniz
çıkayım, Komisyona gideyim.
BAŞKAN Yok, çıkmayın,
çıkmayın ama hatırlıyorsunuz değil mi? Bir gün burada,
kürsüde konuşurken
Peki, sadece bunu hatırlattım.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz
talep eden Antalya Milletvekili Sayın Atay Uslu.
Buyurun Sayın Uslu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ATAY USLU (Antalya)
Sayın Başkan, Salih Coraya yaptığınız
hatırlatmayı inşallah konuşurken diğer
arkadaşlara da yaparsınız ya da yapmak zorunda kalmazsınız.
BAŞKAN Yaparım, yaparım; aynı
şekilde davranırlarsa yaparım.
ATAY USLU (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi ve değerli milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, dünyayı etkileyen
önde gelen sorunlardan bir tanesi uyuşturucu ticareti. Günümüzde kimyasal
yöntemler kullanılarak üretilen uyuşturucular bu sorunu daha da
büyütmüştür. Bugün dünyada uyuşturucu ticareti maalesef artıyor
ancak Türkiye'nin mücadelesi artan başarıyla devam ediyor. Türkiye
Cumhuriyeti olarak bu konuda her türlü mücadeleyi yapıyoruz, mücadelemizin
etkinliği ve büyüklüğü her geçen gün artıyor. Biz ulusal
mücadelemizi, tüm dünya çocuklarını kendi çocuklarımız
olarak gören bakış açısıyla sürdürüyoruz. Bugün
devletimizin tüm kurumları, Emniyetimiz, Jandarmamız, sınır
birliklerimiz, gümrük muhafaza birimlerimiz, İçişleri
Bakanımız, Bakanlığımız, Ticaret
Bakanımız, Bakanlığımız tarihin en büyük, en
başarılı uyuşturucu mücadelesini ve
operasyonlarını gerçekleştiriyor. Birkaç sayı vereyim:
2016da 7 bin kişi tutuklanırken 2021de 26 bin kişi
tutuklanıyor. Biraz önceki arkadaş dedi ki: Failler nerede?
Yakalanmıyor. Yakalanıyor, işte, sayılar ortada.
Uyuşturucuyla mücadelenin başarısı, uyuşturucuya
bağlı ölümlerde de düşüşe sebep oluyor. 2017de 941 kişi
uyuşturucudan hayatını kaybederken bu sayı 2021de 219a
düşmüş. Hedefimiz, hiçbir gencimiz, hiç kimse uyuşturucudan
dolayı hayatını kaybetmesin, bu illete düşmesin. Devletimiz
uyuşturucuyla mücadeleyi tüm kurumlarıyla ve tüm Bakanlıklarla
aktif bir şekilde yapıyor. Bununla ilgili İçişleri
Bakanlığının yayınladığı bir rapor var;
orada projeleri görebilirsiniz, orada uyuşturucu arzıyla mücadeleyi,
önleme çalışmalarını, rehabilitasyon
çalışmalarını, ceza çalışmalarını,
uyuşturucudan finansman sağlayan uluslararası terör örgütleriyle
mücadeleyi görebilirsiniz. Sınırlarımızdan
uyuşturucunun girmesine, gençlerimize musallat olmasına müsaade
etmemek için sonuna kadar mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu mücadele, hepimizin
mücadelesi olmalıdır.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Gri
listeye niye girdiniz? Gri listeye nasıl girdiniz?
ATAY USLU (Devamla) Türkiyeyi kim
uyuşturucuyla aynı fotoğrafın içine sokuyorsa kusura
bakmayın arkadaşlar, yaptığı iş beşinci kol
faaliyetidir. Bu tür beşinci kol faaliyetleri Türkiye'nin yükselişine,
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın ortaya
koyduğu Türkiye Yüzyılı hedefine engel olmaktır.
Türkiye'nin narkomerkez gibi gösterilmesi sinsi bir oyunun
parçasıdır. Sebebi ise suç örgütlerinin, terör örgütlerinin bozulan
finansman kaynaklarını yeniden ortaya koyma çabasıdır.
Değerli arkadaşlarım, yapılan kara
propagandayla kolluk kuvvetleri demoralize edilmek, mücadele sekteye
uğratılmak, durdurulmak isteniyor ama durmayacaklar, mücadeleye devam
edecekler.
Şimdi, önergede söylüyorsunuz: Mersin
Limanında yakalanan uyuşturucu miktarı artış
gösterdi. Yani daha çok uyuşturucu yakalanıyor. Sanki
uyuşturucu yakalamak suçmuş gibi bir algı oluşturuluyor. Bu
bir iyi niyet göstergesi mi? Yakalandı. diye suçluyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ATAY USLU (Devamla) Bitiriyorum
Başkanım.
Uyuşturucu yakaladı diye gümrük muhafaza
memurlarımız suç mu işliyorlar? El insaf! Yakalanan, artan
başarının bir hikâyesidir.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Cevap
ver Mersine!
ATAY USLU (Devamla) Güvenlik kuvvetlerimizi, gümrük
muhafaza memurlarımızı, yirmi dört saatin beş saatini
uyuşturucuyla mücadeleye ayıran Süleyman Soylu
Bakanımızı başarısı için tebrik ediyorum.
Uyuşturucuyla etkin mücadelenin sonunda
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Mersindeki baron kim?
ATAY USLU (Devamla) Bakın, uyuşturucu
ticaretinin rotası bugün Balkan rotası olmaktan çıktı;
Akdeniz ve kuzey rotası oldu. Rota değişikliği bile bu
başarının en önemli göstergelerinden bir tanesidir.
Uyuşturucuyla ülkede en etkin mücadeleyi yürüten bir Hükûmeti, kolluk
güçlerini töhmet altında bırakacak açıklamalar yapmak
uyuşturucu baronlarına hizmet etmektir.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Haftada 5 bin
uyuşturucu satıcısını yakaladığını
söylüyor; baronlar nerede?
ATAY USLU (Devamla) Türkiye'nin uyuşturucuyla
mücadelesi arttıkça uyuşturucu geliriyle ayakta kalmaya
çalışan PKK terör örgütünün uzantılarının iftira ve
saldırıları artmaktadır. PKK terör örgütüyle mücadele
ediyoruz, ses başka yerden geliyor; uyuşturucuyla mücadele ediyoruz,
ses başka yerden geliyor; neden acaba?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Uslu.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ya, hep aynı
şey!
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Ezberlediğiniz aynı şeyler!
ATAY USLU (Devamla) Tüm iftiralara rağmen
Türkiye devam edecektir.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
III.- YOKLAMA
(İYİ Parti sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan,
yoklama talep ediyorum.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunmadan önce yoklama talebi var, yoklama
talebini karşılayacağım.
Sayın Usta, Sayın Çulhaoğlu,
Sayın Cesur, Sayın Ağıralioğlu, Sayın Bahşi,
Sayın Kaplan, Sayın Sıdalı, Sayın Örs, Sayın
Erel, Sayın Subaşı, Sayın Çıray, Sayın
Yokuş, Sayın Filiz, Sayın Oral, Sayın Koncuk, Sayın
Ataş, Sayın Çakırlar, Sayın Erozan, Sayın
Tatlıoğlu, Sayın Cinisli, Sayın Sezgin.
Evet, üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.44
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.49
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 17nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin oylamasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi
yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
BAŞKAN Pusula veren milletvekili
arkadaşlar, lütfen salondan ayrılmasınlar.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VII- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Mersin Milletvekili Rıdvan
Turan ve arkadaşları tarafından, Mersin Limanı üzerinden
ortaya çıkan uyuşturucu trafiğinin bütün boyutlarıyla
araştırılması amacıyla 2/11/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 8 Kasım 2022 Salı
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
kısa bir söz talebim var.
BAŞKAN Sayın Özel, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
36.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Antalya
Milletvekili Atay Uslunun HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
biraz önce yoklama işlemi başladığı için söz talebimi
geri çekmek durumunda kaldım. Sataşma var ama yerimden kısaca
şunu ifade etmeme müsaade edin.
Birincisi, biraz önceki konuşmacı
şöyle bir şey yapıyor: Süleyman Soylunun sözcüsü olarak
buradaysa, AK PARTİ Grubu da buna razıysa devam etsin. Efendim,
2016dan önce şöyleydi. Yani Efkan Alanın, Muammer Gülerin, Selami
Altınokun bu kadar emekleri
Süleyman Soyludan önceki dönem kötüydü,
Süleyman Soylu iyi. Süleyman Soylu yalan bitmeden doğru
konuşmadığı gibi istatistik bilimini de kendi lehine ve
kendinden öncekilerin aleyhine eğip büküyor.
Bugün ortaya çıkan rakamlar, bütün dünyada
oranlar belli ve sabit yani ne kadar uyuşturucu satıcısı
yakalıyorsan onun bir yüzdesi var, ona çevirdiğinde yakalanan,
toplamın yüzde 4üyse sen burada Yakalanan sayısı arttı,
benden öncekiler yakalamıyordu, ben yakalıyordum. değil;
yakalayamadığın, yakalayıp da gösterdiğinden çok daha
fazla, bunu bütün Türkiye biliyor. Sizin partinizin kendinden önceki dönemini
devrisabık yaratan bir bakanın, birisi çıkıp sözcüsü gibi
konuşuyor ve siz içinize sindiriyorsanız ben bir şey demem ama
şunu derim: Cümlesinin sonunu Tayyip Erdoğanın sıkça
kullandığı bir ifadeyi kullanarak bağladı
beşinci kol faaliyeti diyor muhalefete. Evet, Tayyip Erdoğan bunu
dedi, ben de kendisine Sen de o zaman Francosun, diktatör bozuntususun. dedim.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Diktatör bozuntusu sensin ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Beni mahkemeye verdi. Mahkeme
ne dedi biliyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz muhalefete beşinci
kol faaliyeti derseniz o ki, Franconun Madrid kuşatmasında Dört
koldan Madridi sardık, beşinci kolumuz da içeride
çalışıyor. içerideki ajanları kastettiği için,
muhalefetin Franco benzetmesiyle mukabele etmesinde beklenen sonuçtur. diyor.
O yüzden, öyle, beşinci kol falan diyecekler, Tayyip Erdoğanın
aldığı o yargı dersini bir görecekler. Bu partiye, bu
Parlamentonun muhalefetine beşinci kol diyecek adamın
alnını karışlarız, kimse kusura bakmasın. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Elitaş, buyurun.
37.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
AK PARTİ, iktidarının 20nci
yılını bir hafta önce kutladı. Yirmi yıldır bu
memlekette, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AK PARTİ Grubu
milletine hizmet etmek için canla başla çalışıyor. 22nci
Dönemden itibaren hem AK PARTİli olarak başlayan milletvekilleri hem
de bakan arkadaşlarımız bugüne kadar devamlı bir
şekilde hizmet etmişlerdir. Devlette devamlılık olduğu
gibi, bakanlıklarda da devamlılık vardır. Bakan
arkadaşlarımız durumun ve olayın geçtiği dönem
içerisinde değerlendirmeler yapar.
Biraz önce Antalya Milletvekilimiz konuyu ifade
ederken, maalesef, farklı bir şekilde çarpıtmaya
çalışarak AK PARTİli bakanlar arasında fitne
varmış gibi, birbirini çekememezlik varmış gibi,
devrisabık varmış gibi göstermeye çalışmak fitnenin en
dik âlâsıdır. Hiçbiriyle aralarında bir problem yoktur. Bütün
bakan arkadaşlarımız gereğini yapmışlardır.
VELİ AĞBABA (Malatya) Fitnenin
başısın, fitnenin Elitaş!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hiç kimse
kimsenin alnını karışlamaya cesaret edemez.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadi!
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Hodri meydan!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hiç kimse bunu
gündeme de getiremez.
VELİ AĞBABA (Malatya) Fitne deyince
aklıma sen geliyorsun!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Madem burada
demokrasi varsa
VELİ AĞBABA (Malatya) Nerede?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
burada her
şeyi konuşuruz, hakaret etmeden yaparız ama alnı karışlamaya
geldiği takdirde o zaman herkes bedelini ödemeye hazır demektir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Soyluya bak,
Soyluya! Fotoromana bak, fotoromana!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Değerli
Başkanım
Arkadan laf atma, parazit yapma, sus!
BAŞKAN Sayın Elitaş
VELİ AĞBABA (Malatya) Fotoromana bak,
fotoromana!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ne
fotoromanı?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Niye
müdahale etmiyorsunuz?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Adam romanlarda
yaşıyor, bir milletvekili olduğunun farkında değil;
adam milletvekili olduğunun farkında değil, burada fotoroman
yazmaya çalışıyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) Bu ayıp size
yeter, bu ayıp! O ayıp onlara yeter!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın
Ağbaba
Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ağababa
mı? Senin ağababan gelse ne yazar ki?
Şimdi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
VELİ AĞBABA (Malatya) Bu ayıp size
yeter Elitaş!
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Parazit diye
hakaret ediyorsunuz ama.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Hakaret
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Parazitlik
yapana parazit denilir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Parazit Soylu,
parazit!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bakın,
değerli Başkanım, Parlamentoda biz usulüyle
VELİ AĞBABA (Malatya) Sizi ciddiye alan
yok, Soylu konuşuyor
BAŞKAN Sayın Ağbaba, lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, az önce bizden bir milletvekili arkadaşımıza Sus,
otur! diye sert bir şekilde ifade ettiniz.
BAŞKAN Evet.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sizin ciddiyetiniz
olsa memurlar açıklama yapmaz Elitaş!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Lütfen,
konuşan şahıs kimse onu da aynı ölçüde uyarmanızı
rica ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler) Yani Genel Başkan Yardımcısı
olması bir şey ifade etmez, milletvekili olması lazım,
milletvekili.
BAŞKAN Sayın Elitaş, Genel Kurula
hitap edin, nasıl yöneteceğimi de lütfen bana bırakın.
REFİK ÖZEN (Bursa) Adil ol, adil!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, ama benim hitap etmemi engelleyen kişiyi de lütfen susturun.
BAŞKAN Buyurun, ben gereğini
yaparım, siz merak etmeyin.
MUSTAFA DEMİR (İstanbul)
Tarzınız yanlış.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Gereğini
bekliyoruz, gereğini bekliyoruz Sayın Başkan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) Niye rahatsız
oldunuz?
Milletvekilisiniz, milletvekili
Yerinize memur
konuşuyor, memur!
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bakın, bir
siyasi partinin genel başkanı ülkesini dünyaya şikâyet edecek,
Türkiyeyi sanki narkoterör ülkesiymiş gibi hem de yurt
dışında ifade edecek, Allah aşkına bu genel
başkanın millîliği nasıl konuşulur, nasıl
değerlendirilir? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Sizden daha millî,
sizden daha millî! Bizim Genel Başkanın yanında pudra
şekeri çeken kimse yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bugün
Sayın Bahçeli grup konuşmasında Sayın
Kılıçdaroğlunu öylesine mükemmel bir şekilde tarif etti ki
inanın o tarifin üzerine söylenecek başka bir söz yok. İşte
yansıması burada, Sayın Kılıçdaroğlunun
yansıması burada, Genel Başkan Yardımcısından
belli. Adam Genel Başkan Yardımcısı olmuş, Grup
Başkan Vekilini konuşturmamak için
(CHP sıralarından
gürültüler)
VELİ AĞBABA (Malatya) Pudra şekeri,
pudra! Onu söylesene! Kokaini söylesene!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan Otur yerine, sus! der misiniz.
BAŞKAN Diyeceğim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Otur yerine,
sus! der misiniz.
BAŞKAN Diyeceğim, diyeceğim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sus! der
misiniz.
BAŞKAN Yerinde oturuyor Sayın
Elitaş, ayağa kalkarsa söyleyeceğim, merak etmeyin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Buradaki
milletvekiline
BAŞKAN Buyurun, siz tamamlayın lütfen.
(Gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, bana göstereceğiniz
BAŞKAN Sayın Elitaş,
söyleyeceğinizi söyleyin lütfen, beni tartışmayın.
Eğer beni tartışmak istiyorsanız usul
tartışması açabilirsiniz.
Buyurun, tamamlayın lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, bana refleks gösterene kadar
(AK PARTİ ve CHP sıralarından
gürültüler)
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Doğru düzgün
yönetin!
BAŞKAN Sizin arkadaşlarınız
sizden fazla bağırıyor.
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) Düzgün
yönetin o zaman.
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Doğru düzgün
yönetin!
BAŞKAN Lütfen tamamlayın, son
sözlerinizi alayım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, bana refleks gösterene kadar, benim sesimi kesmeye
çalışan sizin Genel Başkan Yardımcınıza Sus!
demeniz gerekir, ona engel olmanız gerekir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başkanlık
makamı Genel Başkan Yardımcısına
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Başkanlık makamı, genel başkan
yardımcısından üstündür, siz hepimizi temsil ediyorsunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) O, Cumhuriyet Halk
Partisinin
BAŞKAN Sayın Elitaş, sizden rica
ediyorum, bu söylediklerinizde samimiyseniz usul tartışması
açarsınız. Lütfen, rica ediyorum
Ben görevimin ne olduğunu
biliyorum, bana görev tarif etmeyin. Aşağı yukarı, sizin
kadar parlamento deneyimim yoksa da en azından sizin kadar var. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Onun için de lütfen,
söyleyeceğinizi söyleyin, size yöneltilen eleştirilere cevap verin,
gerisini de bana bırakın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, bu Parlamentoda bir siyasi partinin genel başkanına, bu
ülkenin Cumhurbaşkanına diktatör bozuntusu benzetmesi yapmak hakka,
hukuka, adalete sığmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir. Kemal Atatürk ifadesine hiç
sığmaz. Milletin seçtiği Cumhurbaşkanına,
Parlamentonun değil milletin seçtiği Cumhurbaşkanına seçime
kadar herkes saygı duymak mecburiyetindedir.
Milletin seçtiği Cumhurbaşkanını
saygıyla selamlıyorum, milleti saygıyla selamlıyorum,
milletin vekillerini saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Özel.
38.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çok uzatmayacağım.
Birincisi, kürsüdeki hatip insani ilişkilerde
bir sorunumuz olan biri değil. Alnını karışlamak da
varıp gidip alnını elinle karışlayacaksın demek
değil. Açın, Türkçe dil sözlüğüne bakın: Meydan okumak,
kabul etmemek, kesin bir dille reddetmek.
Şimdi, burada tutup da ben Recep Tayyip
Erdoğan diktatör bozuntusudur. demedim.
SALİH CORA (Trabzon) Alnını
karışlarım. dersen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Mevzu şu: Siz, oradan
tutup muhalefete beşinci kol deyince bunu dolaşıma sokan Recep
Tayyip Erdoğanın yargıda kaybettiği bir mahkeme
kararını hatırlattım. Recep Tayyip Erdoğandan
esinlenip Biz, Madridi dört koldan kuşattık, içeride
ajanlarımız, beşinci kolumuz çalışıyor.
ifadesini muhalefete söylemek kimsenin haddi değildir. (CHP
sıralarından alkışlar)
Burada, Meclis
Başkanlığının Riyaset makamı kendi hukukunu
korur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Koruyamazmış gibi
yapmak o makama hakarettir. Kendi Genel Başkanınızın
hukukunu elbette korursunuz ancak bunu yapmadan önce kendi hatibinizin, kendi
Genel Başkanınızın bir küfrünü ve adaletçe mahkûm
edilmiş bir hâlini bu kürsüye taşımasının
sorumluluğunu taşımalısınız. O zaman dediğim
de şudur: Elbette siyaseten ama o lafı edenin alnını
karışlarız kardeşim, bu kadar. (CHP sıralarından
alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Ağbaba.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın Grup
Başkan Vekili beni göstererek şahsıma yakışmayan laflar
etti, onlara cevap vermek istiyorum.
TAMER DAĞLI (Adana) Sana
yakışır o laflar!
BAŞKAN Yerinizden
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Başkan, lütfen
BAŞKAN Yerinizden, sadece bir dakika
veriyorum.
39.- Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Başkan, parazit, üstüne vazife olmayan insanların
konuşmasıdır. Bir parazit arıyorsa Sayın Elitaş,
kendisi seçilmiş bir milletvekili, Grup Başkan Vekili; bir memur
Elitaşa güvenmeyerek her gün hakaret ediyor, bir fotoroman herkese
hakaret ediyor. Ayrıca, parazit arıyorsa ya da suçlu arıyorsa
Türkiyede ne kadar sahtekâr varsa, ne kadar kaçakçı varsa, ne kadar
pudracı varsa onunla resim verenlere baksın. Bugün Türkiyenin en
büyük sorunu, muhalefeti, meşru muhalefeti tehdit eden, ona her gün
attığı tweetlerle açıklama yapan karikatürdür,
fotoromandır; arıyorlarsa ona baksınlar. Ayrıca, Sayın
Elitaş, diyor ki Süleyman Soylu: Elitaş konuşamıyor, AKP
milletvekilleri konuşamıyor, onların adına ben
konuşuyorum. Siz de bundan utanın. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Uslu
ATAY USLU (Antalya) Sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Tamam, size de yerinizden söz vereyim.
Yeni bir sataşmaya da mahal vermeyelim.
Buyurun.
40.- Antalya Milletvekili Atay Uslunun, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ATAY USLU (Antalya) Sayın Başkanım,
konuşmamda Türkiyeyi kim uyuşturucuyla aynı fotoğraf içine
sokuyorsa, kusura bakmayın, yaptığı iş beşinci
kol faaliyetidir dedim, herhangi bir kişiyi kastetmedim ama
bazılarının üstüne alınması manidar; bu bir.
İkincisi; yılların siyasi cari
açığını kapatmak için Uyuşturucuyla cari açık
kapanıyor. iftirasına başvurmak bu ülkeye
yakışmıyor, bu memlekete yakışmıyor.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) MASAK
raporlarına bak!
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Net hata ve
noksanı kaç para?
ATAY USLU (Antalya) Polise, jandarmaya iftira
atmakla siyasi açık kapanmaz; çalışmak, üretmek lazım.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) MASAK
raporlarına bak! Bir MASAK raporuna bak, MASAK!
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Kaç para net hata ve
noksanı Merkez Bankasının?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Türkiyede
kaynağı belli olmayan para var, neyin parası? 28,5 milyar neyin
parası?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir dur, bir dur, bitirsin.
ATAY USLU (Antalya) Her seçimi kazanmış
lider diktatör, her seçimi kaybetmiş CHP Genel Başkanı demokrat;
sizin demokrasi anlayışınız da bu.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Peki.
VII- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Ankara Milletvekili Murat Emir ve
arkadaşları tarafından, ülkemizde yaşanan madde
bağımlılığı sorununun nedenlerinin ve
sonuçlarının araştırılması amacıyla
8/11/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 8 Kasım 2022 Salı
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
8/11/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 8/11/2022 Salı günü
(bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Ankara Milletvekili Murat Emir ve
arkadaşları tarafından ülkemizde yaşanan madde
bağımlılığı sorununun nedenlerinin ve
sonuçlarının araştırılması amacıyla
8/11/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan (3757 sıra no.lu)
Meclis araştırma önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 8/11/2022 Salı günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisinin gerekçesini açıklamak üzere söz talep eden Ankara Milletvekili
Sayın Murat Emir.
Buyurun Sayın Emir. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MURAT EMİR (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Uyuşturucunun gençlerimizi,
çocuklarımızı mahveden bir bataklık olduğu konusunda hemfikiriz
ve ülkemizde maalesef artık uyuşturucunun 9-10 yaşlarına
kadar indiğini hepimiz biliyoruz. Eğer sizler de okul önlerine
gidiyorsanız mutlaka görüyorsunuzdur, okul önleri torbacıdan
geçilmiyor arkadaşlar. Ağır bir sorunla karşı
karşıyayız, ciddi olmak zorundayız, ciddi
çalışmak zorundayız. Öyle palavralarla, laflarla
geçiştirilebilecek bir durum değil.
Bakın, uyuşturucuyla mücadelede ne
yapıyoruz, ne yaptık, ne yapmalıyız, neredeyiz? Bunu
konuşmamız gerekiyor, bunu Meclisin konuşması gerekiyor. 23üncü
Dönemde bir rapor hazırlanmış,
çalışılmış; biz 26ncı Dönemde
çalıştık, bu raporda benim de emeğim var arkadaşlar.
Meclis, araştırma komisyonu kurdu ve bu raporu hazırladı.
Bu raporda 16 ayrı başlıkta tam 189 öneri var, 189. Biriniz
gelin, bunlardan hangilerinin yapıldığını
anlatın; anlatamazsınız. Niye biliyor musunuz? Çünkü bu,
raflarda bekliyor, bunlarla uğraşmıyorsunuz, palavralarla
uğraşıyorsunuz, insanların gözünü korkutmaya
çalışıyorsunuz. Öyle bir madde de var ki -Ali Mahir
Başarır da bahsetti- bakın, 385inci sayfada diyor ki:
MASAKı etkinleştirmek lazım. Önermişiz;
etkinleştirmiş misiniz? Hayır. 2020-2021de toplam 67
dosyayı sonuçlandırmış MASAK. Hani 1 milyona yakın
dosya vardı? Hani Türkiyede milyarlarca dolar cirit atıyordu? E,
Türkiyeyi kara para cenneti yaptınız, bununla cari
açığı fonluyorsunuz, Türkiye uyuşturucu çetelerinin cirit
attığı bir yere dönüştü, uyuşturucu çetelerinin
birbirleriyle hesaplaştığı cinayetlere her gün tanık
oluyoruz ama bunların hiçbiri yapılmıyor ve bu MASAK
güçlendirilmediği gibi, MASAKın şu ana kadar tek 1 kuruş
liraya el koyduğunu gelin burada söyleyin ama yapmadı. Niye? Çünkü
siz uyuşturucuyla mücadele ediyormuş gibi yapmayı tercih
ediyorsunuz.
Süleyman Soylu son derece ciddiyetsiz ve iktidar
olmaktan öte, muhalefete saldırarak koltuğunu tutabileceğini,
güçlendirebileceğini zannediyor. Son derece de beceriksiz ve bize göre ilk
başta istifa etmesi gereken kişi. (CHP sıralarından
alkışlar) Eğer uyuşturucuyla mücadele edecekseniz...
Bakın, diyor ki: Biz her hafta 5 bin torbacıyı gözaltına
alıyoruz. Ya, 5 bin torbacıyı gözaltına
alıyorsanız arkadaş, 57 hafta çarpı 5 bin eşittir 285
bin oldu. Bakın, 285 bin yani bir yılda Türkiyedeki cezaevlerini 1
kat daha doldurmanız gerekiyor. (CHP sıralarından
alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Yılda kaç hafta var?
Yılda 52 hafta var, 57 hafta değil ya!
MURAT EMİR (Devamla) Bu ne demek biliyor
musunuz? Siz, torbacıyı buradan alıyorsunuz karakola, elini
sıkıyorsunuz içeride, takdir ve teşvik ediyorsunuz, sonra
çıkarıyorsunuz demektir. Bunun Türkçesi budur, bunun matematiği
de budur arkadaşlar. O zaman sen ya sahtekârsın ya
yalancısın ya da herkesi aptal zannediyorsun. (CHP
sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya, hesaplaman
yanlış, bir yılda 52 hafta var, 57 değil.
MURAT EMİR (Devamla) Bu rakamlar sizi biraz
kasıyor benim anladığım kadarıyla, rahat olun, rahat
olun.
Bakın, bir de onurdan bahsediyor, Genel
Başkanımıza laf atmış. Sen kim, onur kim? (CHP
sıralarından alkışlar) Genel Başkanın onurunu
milyar kere milyara bölmek lazım. Bunun için uğraşın
burada, milyar kere milyara bölmeye uğraşın.
Bulamazsınız çünkü bu ancak 12 rakamı gösteriyor. Süleyman Soylu
budur arkadaşlar. Dolayısıyla, öyle 5 bin torbacıyla falan
mücadeleyle mücadele olmaz. Uyuşturucuyla mücadele edecekseniz ilk
başta Süleyman Soyludan kurtulacaksınız, ciddi bir bakan
gelecek. (CHP sıralarından alkışlar) Yine AKP'li olsun,
sorun yok; yine saraya bağlı olsun, sorun yok ama bu gençliği düşünen,
gerçekçi, doğru dürüst birisi olsun ve uyuşturucu baronlarıyla
boy boy resim çektiren birisi olmasın arkadaşlar.
Bakın Mücadele ediyoruz. diyorsunuz;
işte getirdiğiniz bütçe: 2020-2021 yılında Gençlik ve Spor
Bakanlığının uyuşturucuyla mücadelede
harcadığı para neredeyse dörtte 1ine düştü, haberiniz var
mı? Yani 2021 yılında harcanan para dörtte 1i. Sizin
ciddiyetiniz bu kadar. Ve bakıyorsunuz, mesela suç sayılarına
bakıyorsunuz, 2020den sonra rakamlara bakıyorsunuz, geldiğiniz
noktada neredeyse 1 milyona yakın iddia, suç ihbarı, soruşturma
ve dava var; her yıl yüzde 30 artıyor ve siz burada böyle bir
rahatlık içerisindesiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MURAT EMİR (Devamla) Soruyoruz, defalarca
soruyoruz; içinizden birisi gelsin, Türkiye'de şu anda uyuşturucuyla
kaç uyuşturucu suçlusunun yakalandığını, kaç
çocuğumuzun yılda uyuşturucu bataklığına
saplandığını, bununla ilgili rakamları
açıklasın; açıklayamaz. Niye? Bilmiyorsunuz. Niye biliyor
musunuz? 2018 yılında bir kurul kurdunuz, Uyuşturucuyla Mücadele
Yüksek Kurulu kurdunuz, 2019da faaliyet raporu açıkladınız,
sonra faaliyet raporu bile yok. Eylem planı
yapmıştınız, eylem planından haber yok. Sizin ne
yaptığınızdan haberiniz yok. Gelin, burada eylem
planını niye takip etmediğinizi anlatın. Bugün Türkiye'de
uyuşturucuda neredeyiz, onu siz dahi bilmiyorsunuz.
Dolayısıyla arkadaşlar, bakın,
ciddi bir konuyla karşı karşıyayız, herkesin ciddi
olması lazım. Bir araştırma komisyonu daha kurmak
lazım ama daha önemlisi, sorumlu davranıp bunların gereğini
de yerine getirmek lazım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
söz talep eden Antalya Milletvekili Sayın Feridun Bahşi.
Buyurun Sayın Bahşi. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA FERİDUN
BAHŞİ (Antalya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; CHP grup önerisi üzerine söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Uyuşturucu, üzerinde siyaset yapılacak bir
konu değil bence; uyuşturucu, mücadele edilmesi gereken bir konu.
Günümüzde özellikle gençler arasında çok yaygın olan madde
kullanımı, maalesef ciddi bir sorun hâline gelmiştir. Bir
defayla, merakla Bana bir şey olmaz. diyerek madde dünyasına
adım atan gençler sürecin sonunda kendilerini bağımlı
oldukları maddeden kurtarmak için çırpınırken buluyorlar.
Âdeta bir düşkünlük olarak tanımlanabilecek bu
bağımlılık, kişiyi günlük
yaşantısını ve ilişkilerini sürdüremez hâle getiriyor.
Vücut, her gün biraz daha fazla madde arar ve bir önceki dozu yetersiz bulur
hâle geliyor.
Ülkemizde 11-24 yaş arası gençlerin
uyuşturucu madde kullanma, deneme ve bağımlı olma
oranı gittikçe artmaktadır. Emniyetin verilerine göre, Türkiye'de
2021 yılında tespit edilen uyuşturucu suçu 2020ye oranla yüzde
35,5 artışla 215.771 olmuştur. Uyuşturucu türleri
arasında yer alan metamfetamin kullanım oranı ise hızla
yayılmaktadır. Narkotik Daire Başkanlığının
Ağustos 2022 tarihli Uyuşturucu Raporunda 2022
yılının ilk yedi ayında görülen metamfetamin yakalama
miktarı rekor artışla 8.600 kilograma
ulaşmıştır. Yani 2015 yılında 54 ilin
sokaklarında yakalanan bu madde bugün 81 ilin tamamında
görülmektedir.
Yapılan araştırmalar,
uyuşturucunun en çok arkadaş faktöründen yararlanarak etkinlik
bulduğunu, bunu da merak güdüsünün takip ettiğini ortaya
çıkarmaktadır. Uyuşturucu, kolay alışılan ancak
dönüşü o kadar kolay olmayan bir alışkanlıktır.
Uyuşturucu bağımlılarının hemen hepsi ilk
kullanımda bu maddeleri kolayca bırakabileceklerini düşünürler.
Oysa daha ilk kullanımdan sonra kullanıcılar artık
uyuşturucunun kölesi hâline gelmekte, en kısa zamanda ve en kestirme
yoldan temin edebilmek için her türlü yola başvurabilmektedir. Netice,
fuhuştan adam öldürmeye, soyguna kadar uzanan sonuçlar
doğurmaktadır. Bütün yıkıcı etkilerine
karşın madde kullanımının önüne geçmede yeterli
performans gösterilmediği açıkça ortadadır. Uyuşturucuyla
toplum bazında mücadele edilmesi gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla) Bunun
yanında aile yapısının sağlamlaştırılması,
eğitim öğretimde uyuşturucunun zararlarının
anlatılması ve basın-yayın organlarının konuya
gereken önemi göstermesi gerekmektedir. Hayatımızın en
karmaşık dönemi olan ergenlik çağının
sağlıklı bir şekilde geçirilebilmesi için, başta
aileler olmak üzere, toplumun ve devletin üzerine düşen görevleri
yapması zorunludur.
Tüm bu gerekçelerden dolayı
çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde her geçen gün artan
uyuşturucu madde kullanımına ait verilerin belirlenmesi ve
alınacak önlemlerin tespit edilmesi amacıyla Meclis
araştırması önergesini destekliyor, bu vesileyle Gazi Meclisi ve
büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve
CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına söz talep eden İstanbul Milletvekili Sayın
Dilşat Canbaz Kaya.
Buyurun Sayın Kaya. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA DİLŞAT CANBAZ KAYA
(İstanbul) Teşekkür ederim Başkan.
Ekranları başında bizi izleyen
değerli halkımız, Türkiye'de uyuşturucu
kullanımının her yıl arttığı bir gerçek.
Bakınız, Türkiye uyuşturucunun hedef ülkesi durumuna getirildi.
Hakkâriden Edirneye, Iğdırdan İzmire, Samsundan Mersine
uyuşturucu kullanımı her mahalle, her sokağa girmiş
durumda. İktidar ve medyası, sürekli olarak siyasi operasyonları
büyük puntolarla veriyor; polis ve yargı aracılığıyla
sistematik olarak politik gençlik örgütlerine, siyasi öznelere ve devrimci
demokratik kurumlara gerçekleştirilen saldırılarla sokaklar ya
faşist çetelere ya da uyuşturucu kartellerine
bırakılmış durumda. Bakın, somut bir örnek
vereceğim: İstanbulda Gazi Mahallesi, Sarıgazi, 1 Mayıs
Mahallesi, Okmeydanı; Ankarada Tuzluçayır, Diyarbakırda
Bağlar ve şu anda burada sayamadığım tonlarca mahalle;
devrimcilerin, yurtseverlerin güçlü olduğu bu tür mahalleler AKP
iktidarının, onun polisi ve yargısıyla çok uzun süre
baskı ve siyasi operasyonlarına maruz kalıyor ve gelinen
aşamada ne oluyor biliyor musunuz? Devletin bütün gücüyle üzerine
gittiği bu politik mahallelerde bugün çeteler, uyuşturucu
satıcıları cirit atıyor. Bu mahallelerde bir tane politik
afiş asarsanız arkanızda zırhlı polis
araçlarını bulursunuz. Bu devletin kameraları her gün
üzerinizdedir. Yine bu mahallelerde bir tane demokratik eylem etkinliği
yaptığınızda size polis kalkanı ve TOMAsıyla
biber gazı çevriliyor ama bugün çeteler devletin gözleri önünde
hesaplaşmalar yapmaya, çatışmaya ve uyuşturucu satmaya
devam ediyor. Şunu açıkça söyleyelim: Sokakların apolitik hâle
getirilmesiyle eş zamanlı olarak uyuşturucu da sokakta ve okul
önlerinde artmış bulunuyor. Hapishaneler devrimciler, demokratlar ve
aydınlarla dolu; sokaklar da uyuşturucu satıcıları,
faşist çeteler, kadın katilleri ve tefecilerle dolu. Tüm bu
yozlaşma devletin, onu yöneten AKP iktidarının gözü önünde gerçekleştiriliyor.
Ortaya çıkan iddia, itiraf ve ifşalar, bu işin içinde
İçişleri ve güvenlik bürokrasisinin de bir biçimiyle yer
aldığını gösteriyor. Türkiye limanları uyuşturucu
deposuna dönmüş durumda. Madde kullanımları bugün dünya
ortalamasından fazla bir oranla yükselmiş hâle geldi.
Kürtlere, gençlere, kadınlara, aydın yazar
ve gazetecilere saldırmayı bırakın, herkesi hedef hâline
getirmeyi bırakın; halkın can yakıcı sorunlarıyla
ilgilenin. Ama biliyoruz ki AKP iktidarı ve onun ortakları bu sorunu
çözemez, çözmek de istemez. Bakın, her zaman olduğu gibi -biraz önce
de gördük- bugün bu önergede de eller kaldırılıp indirilecek ve
önerge AKP, MHP oylarıyla reddedilecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla)
Teşekkür ederim Başkan.
İşte, bu yüzden biz bu ülkenin
devrimcileri ve demokratları olarak buradan halkımıza
sesleniyoruz: Örgütlülüğü büyütmeliyiz; mahallelerimizi,
okullarımızı faşist çetelere ve uyuşturucu
kartellerine terk etmemeliyiz çünkü bu mücadeleyi bu ülkenin emekçileri,
kadınları, gençleri bir araya gelerek ancak kazanabilirler.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına söz talep eden Niğde Milletvekili Sayın Selim Gültekin.
Buyurun Sayın Gültekin. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SELİM GÜLTEKİN
(Niğde) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet
Halk Partisinin madde bağımlıları üzerine vermiş
olduğu grup önerisi üzerine AK PARTİ Grubumuz adına söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve ekranları
başında bizleri izleyen Niğdeli hemşehrilerimizi ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle 5 Kasım Cumartesi günü
Pençe-Şimşek Operasyonunda şehadete yürüyen Niğdeli
hemşehrimiz Piyade Uzman Çavuş Halil Yıldız şehidimize
ve tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Yine, şanlı ve şerefli Karabağ
zaferinin 2nci yıl dönümünü kutluyor, dost ve kardeş ülke
Azerbaycana yüce Meclisimizden sevgilerimi, selamlarımı iletiyorum.
Değerli milletvekilleri, madde
bağımlılığı dünyada toplumların
karşı karşıya kaldığı küresel sorunlardan
biri hâline gelmiştir. Dolayısıyla tüm devletlerin, tüm
kurumların, tüm bireylerin topyekûn, bağımlılıkla
mücadelede kararlılıkla ve etkin şekilde rol alması çok
önemlidir. Bugün ülkemizde bağımlılıkla mücadele
çalışmaları Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan öncülüğünde kurulan, 12 Bakanımızın da
üyesi olduğu Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu
koordinasyonunda yürütülmektedir.
MURAT EMİR (Ankara)
Çalışmıyor, şeker kardeşim, 2019dan beri
çalışmıyor.
SELİM GÜLTEKİN (Devamla) Şunu net
olarak biliyoruz ki: Bağımlılıkla mücadelenin temeli önleme
çalışmalarıdır. Bu önleme çalışmalarını
en iyi yapan ülkelerden biri de Türkiyedir. Öyle ki Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunulan 2023 yılı bütçemizde
Bağımlılıkla Mücadele Programına 4 milyar 741 milyon
lira kaynak ayrıldığını da ifade etmek istiyorum. Bu
kapsamda, İçişleri Bakanlığımızın Narkotim
Projesiyle maddeye kolay erişimi imkânsız hâle getirmek için
başarılı bir çalışma yürüttüğünü de ifade etmek
istiyorum. Yine, madde kullanımına ortam hazırlamaması için
metruk binaların yıkıldığını ve hemen her
gün zehir tacirlerinin kıskıvrak yakalandığını da
ekranlardan izlemekteyiz. Uyuşturucuyla mücadele uygulaması UYUMA
Projesiyle vatandaşların elektronik ortamda kimliği gizli
tutularak seri bir şekilde bildirimde bulunmasına imkân veren yerli
bir yazılımla uyuşturucu suçlarının önüne
geçilmektedir. Atık Sulardan Uyuşturucu ve Diğer Maddelerin
İzlenmesi Projesi sayesinde bölgesel uyuşturucu kullanım tespiti
de sağlanmaktadır.
Tabii ki Yeşilayımız her türlü
bağımlılıklara karşı farkındalık ve
önleme çalışmalarında başta ülkemizde olmak üzere tüm
dünyada öncü sivil toplum kuruluşları arasında yer
almaktadır. Yeşilay, Türkiye Bağımlılıkla
Mücadele Eğitim Programıyla her yıl yaklaşık 10
milyon öğrenci ve 3 milyon yetişkine ulaşarak bilgilendirmeyi
sağlamaktadır.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde
yer alan AMATEMlerle de maddeyle tanışmış bireylerin
tedavileri sağlanmaktadır.
Yine, 81 ilimizde yaygın şekilde
açılan Yeşilay Danışmanlık Merkezlerimizle (YEDAM) de
uyuşturucu bağımlılarına yönelik ücretsiz psikolojik
ve sosyal destek sağlanmakta ve yeniden hayata
kazandırılması için uzman ekiplerce de hizmet verilmektedir.
Bu musibete ülkemizdeki bir
vatandaşımızın dahi bulaşmaması için, kökünü
kurutmak için, uyuşturucu çetelerine geçit vermemek için gece gündüz
demeden çalışan İçişleri Bakanımız Sayın
Süleyman Soylu nezdinde kahraman Türk polisimize ve jandarmamıza
teşekkür ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
SELİM GÜLTEKİN (Devamla) Ve yine bu
yıl, gümrüklerde uyuşturucu madde kaçakçılığıyla
mücadele kapsamında yürütülen operasyonlar neticesinde, metanfetamin,
Captagon, eroin gibi yüksek miktarda uyuşturucu ele geçirilmiştir.
Gümrüklerden uyuşturucu geçişine kesinlikle izin vermeyen Ticaret
Bakanımız Mehmet Muş nezdinde tüm Gümrük Muhafaza ekiplerimize
teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar
diliyorum.
Son olarak, Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde devlet, millet el ele
vererek ortaya konulan irade ve tüm imkânlarla başarıyla
yürüttüğümüz uyuşturucu ve madde
bağımlılığıyla mücadelemize Türkiye
Yüzyılında da kararlılıkla devam edeceğimizi ifade
ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın Özen
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
41.- İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) Teşekkürler
Başkan.
Sayın Elitaş dedi ki: Cemevleriyle ilgili
5 madde getiriyoruz, bu Aleviler niye protesto ediyor?
Sayın Elitaş, sağır sultan da
duydu, Alevilerin talebi, cemevlerinin ibadet yeri sayılması.
Anayasal güvence istiyor; Aleviler tuğla, para, çimento peşinde
değil anayasal güvence istiyor.
Bugün, Alevi örgütlerinin yaptığı
Polis saldırısı oldu, bu polis saldırısında gaz
kullanıldı. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı
Genel Başkanı Ercan Bey ile Alevi Dernekleri Federasyonun Genel
Başkanı yaralandı; hastanede. Ben bu polis şiddetini
kınıyorum. Bu saldırı tüm Alevilere yapılmış
bir saldırıdır.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Gürer
42.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Cumhurbaşkanı kararıyla çiftçiye hububat için yapılan gübre
ve mazot desteğine ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanı kararıyla çiftçiye
hububat için yapılan gübre ve mazot desteği nakit verilmeyip
çiftçilere ait Ziraat Bankası kartlarına aktarılacağı
açıklanmıştı. Çiftçi, mevcut kartlarına bunu
tanımlamak için ya bankaya kendi müracaat edecek ya da internet bankacılığından
bu işlemi yapacak. Çiftçi nakit olarak para çekemeyecek sadece gübre ve
mazot alımında bunu kullanabilecek. Çiftçi bu düzenlemeyle
mağdur olmuştur. Uygulamanın geç yapılması, ekim
sürecinde gübre fiyatı artıyor diye alıp ödeme yapan çiftçiyi
sıkıntıya sokmuştur. Petrolcüye, gübreciye komisyon vermeye
çiftçi mahkûm edilmektedir. Mobil bankacılığını
kullanarak almak isteyen çiftçiler, sistemin onaylamamasıyla kara listede
olan çiftçinin zora düşmesine neden olmuştur. Bu uygulama yeniden
gözden geçirilmeli ve çiftçilere bu yönde verilen desteklere erişim
kolaylaştırılmalıdır.
Teşekkür ediyorum Başkanım.
BAŞKAN Sayın Tarhan
43.- Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın,
Kocaeli Çayırova Belediyesinin kestiği cezaya ilişkin
açıklaması
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Kocaeli Çayırova Belediyesinin özel bir
şirkete ait yapıda imara aykırılıklar nedeniyle 40
milyon lira ceza kestiği ancak bu cezanın 20 milyon lira rüşvet
karşılığında silindiği iddia edilmektedir. Ceza
yazılan şirket yetkililerinin şikâyeti üzerine, rüşvet
iddiasıyla ilgili olarak Çayırova Belediye Başkanı AK
PARTİ Genel Merkezine çağırıldığını
itiraf etmiştir. Ancak imara aykırı yapılan ve tutanaklarla
tespit edilen işlemlere rağmen cezanın neden silindiğine
dair bir açıklama yapılmamaktadır. Kocaeli kamuoyu bu konuda
iddiaların açıklığa kavuşturulmasını
bekliyor.
BAŞKAN İç Tüzükün 37nci maddesine göre
verilmiş bir doğrudan gündeme alınması önergesi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
1.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün,
(2/3805) esas numaralı 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/190)
4/11/2022
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İç Tüzükün 37nci maddesi gereğince
(2/3805) esas numaralı Teklifimin doğrudan gündeme
alınmasını saygılarımla arz ederim.
Süleyman
Bülbül
Aydın
BAŞKAN Önerge üzerinde teklif sahibi olarak
Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül konuşacaktır.
Buyurun Sayın Bülbül. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Seçim güvenliği, sandık güvenliği,
giren oyun aynı şekilde çıkması ve sayılması,
seçim sonuçlarının sağlıklı bir süreçte halkın
iradesini yansıtması çok önemli. Bunu sağlamak için ne
yapmamız gerekiyor? Bunu sağlamanın yolu açık ve net; seçim
güvenliğini, sandık güvenliğini sağlayıcı
tedbirler alacağız. Bu tedbirler ne olacak? 2009 yılında
Adres Kayıt Sistemi esas alınarak yapılan seçmen kütüklerine ek,
o tarihlerde kullanılan parmak boyasını kullanmayı
önereceğiz; bu yasa teklifi bunu içeriyor.
YSK 2009 yılında, o dönemde seçmen
sayısını 48 milyon 265 bin 644 kişi olarak açıkladı
ama 2007 yılında ise seçmen sayısı 42 milyon 600 bindi yani
Adres Kayıt Sistemi esas alındı, bir yılda seçmen
sayısı 6 milyon kişi arttı, sonra parmak boyası
uygulamasından vazgeçildi. Parmak boyası uygulamasından neden
vazgeçildi? Çağ dışı uygulama. Biz geri kalmış
toplum muyuz? gibi nedenlerle vazgeçildi. Arkasından ne geldi? 2010, 12
Eylül referandumu geldi yani o FETÖ terör örgütünün tüm yargıyı ele
geçirdiği, devleti ele geçirdiği referandum geldi. Hatırlar
mısınız, orada parmak boyası uygulaması olmadı.
Ne oldu? Devleti ele geçiren bir örgüt o referandumdan yararlanarak birçok
düzenlemeyi yaptı. O tarihte, 2010 referandumunda -kim olduğunu iyi
bilirsiniz, özellikle AK PARTİli arkadaşlarımız çok iyi bilir,
bir dönem ağzınızdan düşmezdi- Mezardakileri bile
kaldırarak referandumda evet oyu kullandırmak lazım. diyen
bir terör örgütü reisi vardı. Düşünebiliyor musunuz arkadaşlar,
nereden nereye geldik! 2010da parmak boyası yok. 2011 seçimlerinde 1
kişiye 2 farklı soyadı ve cinsiyette seçmen kâğıdı
gönderildi. 2017 referandumunda referandumdan bir ay önce hayatını
kaybeden vatandaşa oy kullandırıldı. 2019 yerel
seçimlerinde 1 daireye 108 seçmen kaydedilmişti.
Şimdi bir de önümüzdeki seçimlerle ilgili
önemli bir nokta çıktı, evdeki yabancı konusu var.
Değerli arkadaşlar, evdeki yabancı ne? Evdeki
yabancıyla ilgili olarak binlerce şikâyet var. Vatandaşlar
çıkıyor, e-devlete giriyor, Acaba benim evimde bir yabancı var
mı, bir seçmen var mı? diye araştırma yapıyor;
binlerce şikâyet var. Seçime giderken nasıl kontrol edilecek,
nasıl tespit edilecek? Bu Adres Kayıt Sistemini kim yapıyor? Bu
Adres Kayıt Sistemini Nüfus ve Vatandaşlık İşleri
Genel Müdürlüğü yapıyor. Nüfus ve Vatandaşlık
İşleri Genel Müdürlüğü kime bağlı? İçişleri
Bakanlığı denilen, suç işleri bakanı olan Süleyman
Soyluya bağlı. (CHP sıralarından alkışlar)
Süleyman Soyluya bağlı olan bir işi güvenli bir iş olarak
kabul edebilir miyiz? Kabul etmek mümkün değil çünkü milletvekillerine,
İçişleri Bakanlığı önünde basın
açıklaması yapan benim gibi 36 milletvekiline eşkıya
grubu diyen bir kişiyi biz bakan olarak bile tanımayız ve
tanımıyoruz. Böyle saçmalık olabilir mi arkadaşlar? Biz
eşkıya grubu muyuz? (CHP sıralarından alkışlar)
Buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanına söylemek istiyorum: 36 milletvekilini eşkıya
grubu olarak tanımlayan bakan hakkında tek bir lafınız
yok; yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar)
Onun için, İçişleri
Bakanlığına bağlı Nüfus ve Vatandaşlık
İşleri Genel Müdürlüğünün yapacağı işler
şaibelidir arkadaşlar, güvenli değildir. Bunu nereden
anlıyoruz? Şundan anlıyoruz arkadaşlar, bakınız:
Bir araştırma yapılmış, araştırmada
vatandaşa sorulmuş, denilmiş ki: Bu parmak boyasıyla
ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? Seçmenlerin yüzde 75i seçimlerde parmak
boyası uygulamasını istiyor. İlginç olan bir şey var:
AKPye oy vermiş seçmenlerin de yüzde 66sı istiyor arkadaşlar.
Neden kaçıyorsunuz, neden kaçıyorsunuz? Parmak boyasından
kaçıyorsunuz. Bir kişi bir yerde oy kullanıyor, gidiyor,
başka yerde oy kullanıyor. Hani seçimlerde hile yoktu, seçimlerde
yanlış yoktu? Buyurun bu kanuna evet deyin; birlikte, hep birlikte,
Meclisteki bütün partilerle beraber parmak boyasını getirelim. Seçim
güvenliği açısından en önemli bu yasa teklifini ortaya
koyalım.
Bir de bizim YSK Başkanımız var.
Çıkmış ortaya YSK Başkanı diyor ki
Bu YSK
Başkanı da mühürsüz oylar, zarftaki 4 oyun 3ü geçerli, 1i geçerli
değil
Muharrem Akkaya demiş ki utanmadan, sıkılmadan:
Dünyada gerçekten örnek gösterilerek yaptığımız
işlerden bir tanesi seçim diye düşünüyorum. Ona da yazıklar
olsun! Yaptıkları seçimler ortada; 13 bin farkla
kazandığımız seçimi iptal etti, 800 bin farkla
kazandık. Onun için, YSKnin sabıkası, sicili bozuk
arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Muharrem Bey çok pırlanta gibi bir adam ya Sayın Bülbül.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) Değerli
arkadaşlar, gelin, Türkiye'de şaibeli olmayacak, şaibe
altında bırakmayacak bu kanun teklifini hep beraber geçirelim. Bu
şaibeyi ortadan kaldırmak, güvensizliği önlemek için bu parmak
boyasına geçilmelidir diyoruz. Vatandaşın talebini görün
arkadaşlar, AK PARTİ seçmeninin talebini görün bizim talebimizi
görmeyecekseniz. Vatandaşların sandıklara gönül
rahatlığıyla, huzurla gitmesini bizlerin sağlaması
mutlaka gerekiyor. Bunun tek çaresi, kısa sürede yapılabilecek en
kolay, en basit uygulama parmak boyasıdır.
AKPli arkadaşlara sesleniyorum: Madem
seçimlerde hile hurda olmuyor, madem kendinize çok güveniyorsunuz; hadi, gelin,
teklifimize destek verin ve bunu tüm partilerin desteğiyle geçirelim.
Teşekkür ederim arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, İç Tüzükün 37nci
maddesine göre verilmiş doğrudan gündeme alınması
önergesini oylarınıza
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama
BAŞKAN
sunmadan önce yoklama talebi var,
bunu karşılayacağım.
Sayın Özel, Sayın Gökçel, Sayın
Köksal, Sayın Beko, Sayın Gaytancıoğlu, Sayın
Hancıoğlu, Sayın Adıgüzel, Sayın Hakverdi, Sayın
Kaplan, Sayın Arık, Sayın Bayır, Sayın Barut,
Sayın Kaya, Sayın Tokdemir, Sayın Güzelmansur, Sayın
Başevirgen, Sayın Bakan, Sayın Aygun, Sayın
Aydınlık, Sayın Polat.
Evet, üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.39
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 18.44
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 17nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Aydın Milletvekili Sayın
Süleyman Bülbülün İç Tüzükün 37nci maddesine göre vermiş
olduğu doğrudan gündeme alınması önergesinin
oylamasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Pusula veren milletvekili arkadaşlar salondan
ayrılmasınlar.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler (Devam)
1.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün,
(2/3805) esas numaralı 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/190) (Devam)
BAŞKAN Doğrudan gündeme
alınması önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 73
Milletvekilinin Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4680) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 364) (*)
BAŞKAN Alınan karar gereğince
denetim konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, İstanbul
Milletvekili Abdullah Güler ve 73 Milletvekilinin Vergi Usul Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
44.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, 364
sıra sayılı Kanun Teklifinin Anayasaya aykırı
olduğu gerekçesiyle Komisyona iade edilmesi gerektiğine ve
Başkanlığın tutumunun bu yönde olmaması hâlinde usul
tartışması açılmasını talep ettiğine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
Genel Kurulda yaptığınız sunuştan kanun teklifinin
görüşmelerine geçeceğinizi anlıyoruz ama Cumhuriyet Halk Partisi
olarak Divandan, bu kanun teklifinin, açıkça Anayasaya aykırı
bir kanun teklifi olduğu için, görüşmelerine başlanmadan
yürürlükten kaldırılmasına, Komisyona iade edilmesine yönelik talebimiz
vardır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Tümü mü, hangi
maddeleri Sayın Başkan? Açıklaması lazım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Anayasanın 2nci,
10uncu, 24üncü, 90ıncı ve 136ncı maddelerine ayrı
ayrı ve açık aykırılıkları içeren bu kanun
teklifini, görüşmelerine başlamadan Komisyona iade etmenizi talep
ediyorum Sayın Başkan. Eğer iade etmezseniz tutumunuzun
aleyhinde olmak üzere usul tartışması açacağız.
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Haydar Akarın, 364 sıra sayılı Kanun Teklifinin
Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Komisyona iade edilip
edilmemesiyle ilgili tutumu hakkında
BAŞKAN Evet, usul tartışması
açıyorum.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Lehinde
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Lehte
BAŞKAN Lehinde Abdullah Bey ve Ramazan Bey
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Aleyhte
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aleyhte Sayın
Kaboğlu
BAŞKAN Aleyhte Sayın Beştaş ve
Sayın Kaboğlu
Usul tartışmasında ilk
konuşmacı, lehte olmak üzere Sayın Ramazan Can.
Buyurun Sayın Can. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle, tutumunuzun lehinde olduğumu beyan
ediyorum.
Şimdi, muhalefet içerik olarak kanun teklifine
karşı olduğu zaman Anayasaya aykırılık
itirazında bulunuyor. Bu, tamamen mücerret bir iddiadır. Hangi
maddeye hangi gerekçelerle itiraz edildiğinin de ortaya konulması
lazım, aksi takdirde reddi gerekir.
Diğer taraftan, İç Tüzük, kanun
tekliflerinin Anayasaya aykırı olduğu hâllerde muhalefete ve
milletvekillerine imkân vermiştir. Nedir bu imkânlar? Bir; teklif, Türkiye
Büyük Millet Meclis Başkanlığına geldiğinde Meclis
Başkanı İç Tüzükün 23üncü maddesine göre sevk eder. Bunu sevk
ederken de Anayasaya aykırı olup olmadığını tetkik
eder. İkinci imkân nedir? İç Tüzük 38inci maddede ise komisyonlara
havale
Komisyonlara geldiği zaman -Meclis Başkanı İç Tüzük
23e göre sevk ettiğinde- komisyon, eğer orada Anayasaya
aykırılık itirazı varsa bunu tartışır,
değerlendirir ve karşılar. Bu imkânı da geçtikten sonra
grup önerisi
364 sıra sayısını aldıktan sonra ilgili
komisyon Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk ediyor. Türkiye Büyük Millet
Meclisine sevk ettiğinde gündeme alınıp alınmamasıyla
ilgili partimizin, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük 19a
göre grup önerisiyle gündemin 1nci sırasına alınmasıyla
ilgili talebi var, o talep de 1 Kasım 2022 tarihinde Genel Kuruldaki
milletvekillerimizin oylarıyla kabul edilmiştir. Dolayısıyla,
gündemin 1inci maddesine alınmıştır. Gündemin 1inci
maddesine alındığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekilinin bugünkü -kırmızı gündemdeki- gündemi takip
etmesi gerekiyor, bu da görevidir zaten. Dolayısıyla, burada gündeme
alınmış bir kanunu görüşmekten ziyade komisyona sevk
edilmesi talebi yersiz bir taleptir. Ayrıca, bu imkânlar da geçtikten
sonra İç Tüzükün 84üncü maddesine göre Anayasaya
aykırılık önergeleri verilebilir. Kaldı ki bu önergeleri de
diğer önergelerden daha öncelikli görüşme imkânı vardır.
Bütün bunlar geçtikten sonra
Tabii ki burada, bunları oylayan da Türkiye
Büyük Millet Meclisinin iradesi, Genel Kurulun iradesi. Genel Kurulun iradesi
her şeyin üzerindedir. Buna rağmen de Anayasa Mahkemesi vardır,
Anayasa Mahkemesine de götürülebilir; bu, şu demek değildir: Anayasaya
aykırı kanun çıkarın, Anayasa Mahkemesine gitsin. Asla öyle
bir iddiada bulunmuyoruz ama kademe kademe her türlü imkân vardır, bu
imkânlar tüketilmemiştir. Dolayısıyla bu imkânlar tüketildikten
sonra buraya gelmesi gerekiyordu. Hem sevkte hem Komisyonda... Komisyonda
söylenmiş ama yazılı bir önerge verildiğini de ben rapordan
anlayamadım.
Bu nedenle, Meclis Başkan Vekilimizin tutumu
yerindedir. İlgili maddelerle ilgili Anayasaya aykırılık
gerekçesi nedir, onu da anlayabilmiş değiliz. Hangi maddeye hangi
gerekçelerle aykırıdır, somut gerekçeleri izah
edilememiştir, iddia tamamen mücerrettir.
Arz ederim, saygılarımla. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aleyhte ilk konuşmacı
Sayın Beştaş.
Buyurun Sayın Beştaş. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakikadır.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, kamuoyunda
Alevilerin yoğun bir tepki gösterdiği ve kabul etmeyeceklerini ilan
ettikleri kanun teklifinin görüşmelerine başlanacak birazdan.
Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde binlerce
insanın, bütün Alevi kurumlarının yer aldığı bir
protestoda, maalesef, kolluk büyük bir saldırıda bulundu ve şu
anda 2 arkadaşımız hastanede tedavi görüyor. Bunu da buradan
kabul edilemez bulduğumuzu, demokratik protesto hakkının Alevi
yurttaşlara çok görüldüğünü, bunun bile çok görüldüğünü ifade
etmek istiyorum ve bu saldırıyı kınıyorum.
Diğeri, bu yasa birçok yönüyle Anayasaya
aykırı başta 2nci madde -diğer bütün maddeleri
saymayacağım süre kısıtlı olduğu için- ve 10uncu
madde olmak üzere. Bir kere, toplumun önemli bir nüfusunu oluşturan Alevi
yurttaşların inançlarını tanımıyor, Alevileri
Alevi olarak kabul etmiyor. Din ve vicdan özgürlüğü, Anayasa önünde
eşitlik özgürlüğü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik, demokratik
bir hukuk devleti olduğu ilkeleri tamamen yok sayılıyor.
Alevileri bir kültür topluluğu, bir turizm topluluğu gibi
tanımlıyor. Cemevlerini ibadethane olarak kabul etmiyor, zorunlu din
derslerine dair hiçbir şey söylemiyor.
Bir kere, bu ülkede artık Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi kararları tanınmıyor, uygulanmıyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hem cemevlerine ilişkin hem
zorunlu din derslerine ilişkin Türkiyeyi mahkûm etti, ihlal
kararları verdi ve bu ihlal kararlarına rağmen bugün milyonlarca
Alevi yurttaşın, Alevi toplumunun inancına saygı
duyulmuyor. Bu yasa teklifinde yer alan -hangi maddeler- 8, 14, 15, 16, 17 ve
22nci maddelerde de Alevi toplumuna, Alevi yurttaşlarına büyük bir
haksızlık var, hakaret var.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Anayasaya
aykırılık kısmı hangi maddeler?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Neden?
Çünkü onların sanki taleplerinin işte Cemevlerini inşa edin,
boyayın; işte, bize para verin, işte, maaş verin, elektrik
faturasını ödeyin. gibi talepler olduğunu neredeyse ifade eden
bir teklifle karşı karşıyayız. Alevi toplumu,
diğer bütün inançlar gibi kendi inançlarını özgürce yaşamak
istiyor, ibadet haklarını kullanmak istiyor. İnsanlar nasıl
camiye gidip ibadet ediyorlarsa Alevi yurttaşlar da cemevlerine gidip
ibadetlerini yapıyorlar. Siz isteseniz de istemeseniz de, kabul etseniz de
etmeseniz de, tanısanız da tanımasanız da cemevleri
milyonlarca Alevi yurttaş için ibadethanedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Tamamlıyorum
Başkanım.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla)
Alevilik sorunu bugünün sorunu değil, yüzyıllardır bu sorun var.
Osmanlı Döneminden başlayarak
O tarihî arka plana girmeyeyim. Ama
Adalet ve Kalkınma Partisi bütün meselelerde olduğu gibi, burada da
Alevilerin bu kadar yıllık mücadelelerini, direnişlerini,
taleplerini görünmez kılmaya çalışıyor. Bu yasa teklifiyle
aslında Alevilere Sizi bir inanç olarak tanımıyoruz, sizi
tanımıyoruz ve sizin taleplerinizi de kabul etmiyoruz. diyor ama
buna karşın hem Türkiye'de hem dünyanın her yerinde Alevi
yurttaşlar bu mücadeleyi devam ettirecek ve inançlarını da
istedikleri gibi yaşayacaklar. Ama bu teklif, Anayasa'da kanun önünde
eşitlik prensibi olmak üzere kesinlikle -2 ve 10 başta olmak üzere-
din ve vicdan özgürlüğüne aykırıdır. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Lehte son konuşmacı
Sayın Güler.
Buyurun Sayın Güler. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu saygı ve
sevgiyle selamlıyorum.
Tabii, biraz önce usul tartışması
açısından Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili
Anayasamızın ilgili 2nci maddesi, 10uncu maddesi, 24üncü maddesi,
90ıncı maddesi ve 136ncı maddesi -Cumhuriyetin nitelikleri,
eşitlik kuralı, din ve vicdan hürriyeti, uluslararası
sözleşmelerin onaylanması ve Diyanet İşlerinin görev ve
yetkileri- kapsamında
Zannedersem bir maddeyi eksik hatırlattı
çünkü komisyon sürecinde değerli hocamız 73üncü madde kapsamını
da Anayasa'ya aykırılıkla ilgili değerlendirmişti ama
maalesef, 25 maddeden oluşan bu kanun teklifimizin
Biraz önce
değerli hatipler bahsetti, özellikle Ramazan Can Bey usuli işlemlere bakıyor;
baktı, usuli işlemlerin süreç açısından Genel Kurul
safahatı ve Komisyon safahatını anlattı. Ancak ben biraz içeriğine
dair bilgi vermek isterim. Çünkü burada 8inci madde -biraz önce bahsedildi-
14üncü madde, 15inci madde, 16ncı madde, 17nci madde ve 22nci madde
tamamen teknik konular; 8inci maddede 3194 sayılı İmar Kanunu;
5393 sayılı Belediye Kanunu ve 5216 sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu 14,15,16 ve 17nci maddede; yine, 22nci maddede 6446
sayılı elektrik dağıtım işlemleriyle ilgili
Elektrik Piyasası Kanunu düzenlememiz... Şimdi, bu düzenlemeler
tamamen teknik hususlar, acaba nereden din ve vicdan hürriyetine gittik, oradan
nereden hemen Anayasanın, cumhuriyetin nitelikleri konusuna girdik çok
merak ediyorum.
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) Cemevleri ibadethane
mi değil mi? Onun cevabını verin.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Keşke
açıklasalar da burada öğrenmiş olsak. Teknik konular
3194
sayılı İmar Kanunu'nun geçici 10uncu maddesine biz mevcut
şu andaki hâlihazır faaliyetlerini yürütmekte olan cemevlerimizin
imar planlarına işlemesiyle ilgili teknik bir çalışma
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) İbadethane mi
değil mi, onun cevabını verin; evet ya da hayır.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Yine, 5393
sayılı Belediye Kanunu'nun 14üncü ve 15inci maddesi içerisinde
belediye hizmetlerinde, belediye meclis kararı doğrultusunda
yapılacak faaliyetler ve çalışmalar; yine, elektrik
dağıtım işlemine yönelik çalışmalar. Tamamen
teknik altyapıya yönelik, cemevlerinin bakım, onarım,
inşasına yönelik hangi çalışmalar Anayasamızın
2nci maddesinde yer alan cumhuriyetin temel niteliklerine
aykırıymış, çok merak ediyorum; 10uncu maddesine
aykırıymış; çok merak ediyorum. 24üncü madde, din ve
vicdan hürriyetine nasıl aykırıymış; çok merak
ediyorum! Ha, şunu diyebilirsiniz: Efendim, bu kanun eksik, şunu
ekleyin; şöyle bir tanımlama yapın, şunu genişletin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Ama tamamen teknik bir
çalışmanın Anayasanın 2nci maddesine, 10uncu maddesine,
24üncü maddesine, 90ıncı maddesine, 136ncı maddesine, 3üncü
maddesine hiçbir şekilde aykırılık teşkil
etmemektedir.
Lehte almış olduğum bu sözü burada
tamamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
45.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul
Milletvekili Abdullah Gülerin Başkanlığın tutumunun
lehinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şimdi, sayın
konuşmacı konuşmasında, benim usul
tartışmasına varan talebimi
Ben usul ekonomisi
açısından hangi maddeyi nereye
dayandırdığımı anlatmadım; normalde usulde bu da
var. Burada çıkarsınız, dersiniz ki: Anayasanın 2nci
maddesine şu sebepten, böyle böyle olduğu için
Bir üç dakika, dört
dakika konuşursunuz Bunu iade edin. dersiniz. Başkan Etmiyorum.
derse, usul tartışması açarsınız. Bunu yapabilirim ama
benim yerime bunu, bizim adımıza kürsüyü kullanacak olan Anayasa
Profesörü Sayın Kaboğlu yapacağı için
Hani Gelir
anlatırsınız, biz de öğreniriz! diyor ya, onun işi o.
Müsaadenizle şimdi dinleyin, öğretmeye geliyor.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Önce siz bir
öğrenin.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Evet, evet,
buyurun, dinliyoruz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Önce size bir öğretsin
de siz öğrenin, sonra biz öğrenelim.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Merakla bekliyoruz,
kanun atfıyla beraber.
RECEP ÖZEL (Isparta) Anlatın da
öğreneyim.
BAŞKAN Aleyhte son konuşmacı
Sayın Kaboğlu.
Buyurun Sayın Kaboğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) İmar Kanunu,
Belediye Kanunu, Büyükşehir Belediye Kanunu atfıyla beraber, genel
yorum istemiyoruz, onu söyleyeyim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Peki, ben
anlatacağım birazdan sana.
BAŞKAN Sayın Güler
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Haydar Akarın, 364 sıra sayılı Kanun Teklifinin
Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Komisyona iade edilip
edilmemesiyle ilgili tutumu hakkında (Devam)
BAŞKAN - Devam edelim görüşmelere.
Buyurun Sayın Kaboğlu.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul)
Değerli vekiller, aslında Aleviler, Alevi toplumu, Alevi
inancı, Avrupa Mahkemesi kararları ve idari yargı kararları
tarafından tanınmıştı; yapılması gereken,
ayrımcılığa son vermek ve onlara eşit muamele etmek
idi. Peki, acaba bu yasa önerisi ne getiriyor, buna bakalım: Şimdi,
evet, 2nci madde laiklik ilkesi açısından, 10uncu madde
eşitlik ilkesi açısından, 24üncü madde devletin herhangi bir
topluluğun dininin olup olmadığı konusunda yetkisinin
bulunmayışı bakımından, 136ncı madde ise bütün
inançların üst şemsiyesinin Anayasamıza göre Diyanet
İşleri Başkanlığının olması
bakımından diğer bütün ibadethane olduğu için
(CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Belediye
Kanununda nerede yazıyor? Hocam, Belediye Kanununda nerede yazıyor
Allah aşkına ya!
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Bir
saniye, ben konuşuyorum.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Hocam, 3194
İmar Kanunu, Belediye Kanunu
Lütfen atıf yapın.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Yapacağım, yapacağım, izin verirseniz yapacağım.
BAŞKAN Sayın Güler, Sayın
Elitaş, dinleyelim, size de söz veririm daha sonra.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Şimdi, bu bakımdan, 2nci madde devletin farklı din ve inançlar
karşısındaki tarafsızlık ilkesini ihlal ettiği
için
Çünkü Sünni ve Aleviliğe aynı, eşit mesafede durmuyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Alevilik
farklı din mi diyorsunuz siz?
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Benzer biçimde Anayasa madde 10, bunlar arasında herhangi bir ayrım
yapmamayı öngörüyor fakat burada bir resmî inkâr söz konusu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Alevilik
farklı bir din mi diyorsunuz siz?
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Başkan, ona Aleviler karar verir, burada siz karar veremezsiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Öyle söylüyor.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) O da karar
veremez, Sayın Kaboğlu da karar veremez ona; bu, Alevilerin
bileceği bir şey.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) İşte,
ben Onu diyor. diyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Bu
inkâr, Anayasa madde 10a aykırıdır ama kanun koyucunun Alevi
inancının dinsel niteliğini yok sayma ya da reddetme yetkisi
yoktur. Bu konuda niteleme ve değerlendirme yapma yetkisi olmayan kanun
teklifinin Aleviliği din olarak kabul etmeyip kültürel bir
yaklaşımla onu görmesi
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Din diyor.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Diyebilir,
karar veremez.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
kanun teklifinin bir dinsel topluluğun üyelerinin din ve vicdan
hürriyetlerini kategorik şekilde inkâr ettiği anlamına gelmekte,
bu nedenle madde 24e açıkça aykırıdır.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Hangisi, hangi
madde aykırı?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) İnanç merkezi,
inanç.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Bu
aykırılık aslında 90ıncı maddeyle
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Hocam, hangi madde
aykırı?
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Hocam, ne olarak
görüyorsunuz, onu söyleyin.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Din demiyor, inanç.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Söyleyeceğim izin verirseniz.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Hocam, izin
veriyoruz da ne olarak gördüğünüzü de açıklayın.
Başkanım, açıklasın ne olarak gördüğünü biz de
öğrenelim.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, konuştururlarsa söyleyeceğim.
BAŞKAN Buyurun, siz Genel Kurula hitap edin.
Buyurun.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Şimdi, burada, yasada herhangi bir biçimde ibadethaneden
bahsedilmemektedir. Yasada sadece 4 ayrı kuruluşun elektrik, su,
mekân temini gibi farklı olanakların tanınması söz konusu.
Diyanet İşleri Başkanlığının görev ve
yetkisi alanında olan bu hizmetlerin çok farklı kuruluşlara;
büyükşehir belediyesine, belediyelere, ilçe belediyelerine, il özel
idarelerine, Kültür Bakanlığına
dağıtılmış olması, esasen Anayasa madde 123,
idarenin bütünlüğü ilkesine de aykırılık teşkil
etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Hocam, yetki yok,
hangi kanuna aykırı?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hocam, sizden
somut şeyler bekliyoruz.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Hangi maddeye
aykırı hocam?
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Siz
konuşturmuyorsunuz ki.
BAŞKAN Sayın Can, Sayın Güler
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Şimdi, bu bakımdan
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) İmar Kanunu
nasıl aykırı oluyor Anayasaya?
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Burada sorun oradan kaynaklanıyor zaten.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) İmar Kanunu
mu?
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
İnanç topluluğu mu değil mi? Şimdi, sorun budur.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Ya, İmar
Kanunu değişikliği
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
İnanç topluluğu olarak tanımadığınız zaman
bunu Diyanet İşleri Başkanlığı şemsiyesine
almıyorsunuz ve farklı kuruluşlara
dağıtıyorsunuz.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Hocam, İmar Kanunu
değişikliği bu. 5393 sayılı Belediye Kanunu, İmar
Kanunu, lütfen oradan bakın açıklayın, teknik izah yapın.
BAŞKAN Sayın Güler, siz
çıktınız
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Sonuç olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konuda
kesinleşmiş tam 6 kararı bulunmaktadır ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyetini Sünni inancın yanında
Alevi inancını inanç topluluğu olarak
tanımadığı için Türkiyeyi mahkûm etmiştir.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Teknik bir izahat
lütfen hocam.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Bu
itibarla bu yasal düzenleme, Avrupa Mahkemesi kararlarının da
yadsınması anlamına gelmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Kaboğlu.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Sonuç
olarak Sayın Başkan
Sonuç olarak
Bitireyim şunu.
BAŞKAN Lütfen
Teşekkür ediyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Usul bakımından bir torbaya konulmuştur, içerik
bakımından da belirttiğim gibi konuşturttuğunuz kadar
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) 3194
sayılı İmar Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Müdahale edildi
Başkanım, bir dakika daha.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
İbadethaneyi düzenliyor Abdullah Bey, olmaz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, sayın
milletvekilleri yani kürsü herkese açık, karşılıklı
konuşacağınıza talep ederseniz söz taleplerinizi
karşılarım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
46.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlunun
Başkanlığın tutumunun aleyhinde yaptığı
konuşması sırasında AK PARTİ sıralarından
yapılan müdahalelere ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, burada
2 şey söyleyeceğim: Birincisi, bir kez bu yapılan iş aleni
bir provokasyon ve aslında hatibin yapmaya
çalıştığı mesele Anayasa'ya aykırılık
iddiasını izah etmek, ona göre karar verilecek ama konuşturmamak
suretiyle -ki bunu ilk kez yapmıyorsunuz- siz
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Sizin
yaptığınız
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
hatibin Türkiye'de hukuk
eğitimi vermesini engelleyen bir KHK çıkardınız ama
1803ten beri, Napolyon Bonapart döneminden beri çıkarılmış
bir kanunla Fransız devleti, hocanın Fransız hukuk
eğitimine -ki karşılaştırmalı anayasa dersi
anlatıyor- katkılarından dolayı ödül verdi.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ya, Özgür Bey,
hoca anlatmadı nasıl
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz, elinizdeki bir
değeri yok sayar, susturur ve biraz önce olduğu gibi herhangi bir
polemikçi hatibe neyse
Ben çıkayım hadi bakalım yap
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ya, Hocayı
yetersiz mi gördünüz de araya girdiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
ama bir anayasa profesörünün
bir imbikten damlamışçasına buraya yapacağı
katkıyı kaba sözle kesmek
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Neyle kesmek?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
alenen kaba sözle kesmek
gerçekten içerik yoksunluğundan başka bir şey değil.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Biraz önce Veli
Ağbabanın yaptığı gibi mi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Onunki kaba
değil, çok kibardı!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şunu söyleyeyim;
ayrıca, sizin yaptığınız benzetmeyi şöyle
anlatayım size: İmar Kanunu'na öyle bir madde koyalım
Kendisini sosyal demokrat olarak nitelemeyen, tüzüğünde olmayan siyasi
partilere belediye hizmet vermez. diyelim bak ne oluyor? Sen o zaman dersin
ki: Bu, Anayasanın neresine aykırı?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Buraya gel, buraya
gel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Eşitlik ilkesine
aykırı kardeşim.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Buraya gel.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Tamam, tamam.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Allah Allah!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Adamlar, insanlar kendilerini
Sünnilik gibi bir inanç grubu olarak görüyorlar, sen ona verilecek hizmeti
ayrıştırıyorsun. Buna karşılık bir şey
söylenince de kaba sözle kesmeye gidiyorsun ama bu yaptığın
iş, kendi içerik yoksunluğunun itirafıdır, Hocayı
dinlemeye korkuyorsun.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Elitaş, buyurun.
47.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Kaboğlu, titr itibarıyla
bildiğim kadarıyla profesör ve anayasa profesörü dedim. Bir
anımı anlatayım: Mümtaz Soysal benim anayasa hukuku
hocamdı. 367yle ilgili bir karar çıktı. Hakikaten Siyasal
Bilgiler Fakültesinde Mümtaz Hocayı büyük bir dikkatle dinlerdik, o
zamanın anayasa konusunda otoritesiydi. 367 kararı konusunda -beraber
de milletvekilliği yaptık- 367 kararı olduktan sonra Hocamı
aradım, dedim ki: Hocam, bu 367 kararı hakikaten çok farklı
oldu, Anayasa çarpıtıldı, Anayasaya aykırı bir durum,
ne düşünüyorsunuz? Dedi ki Mümtaz Hoca: Mustafa, ben 367
kararının doğru olduğunu düşünüyorum. Hocam, bir
daha soruyorum: 367 garabeti doğru mu? dedim, Yapılan iş
doğrudur. dedi. Dedim ki: Hocam, sizin bana öğrettiğiniz bütün
hafızayı, bilgileri sildirdim, öğrettiğiniz her şeyi
harddiskten siliyorum. Benim gönlümdeki, benim gözümdeki Mümtaz Soysal
bitmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı).
BAŞKAN Tamamlayalım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Allah rahmet
eylesin, mekânı terk etti, dünyayı terk etti.
Şimdi, Abdullah Bey oradan bir soru soruyor,
diyor ki: İmar Kanunu, Elektrik Piyasası Kanunu, Belediye Kanunu,
Büyükşehir Belediyesi Kanunundaki yapılan işlemle ilgili
Özgür Bey haklı, diyor ki: Şöyle şöyle yaparsan eşitlik
ilkesine aykırı olur. Ama İmar Kanununa bir cemevine tadilat
dolayısıyla planlar yaparken bunu koymanın, cemevini de
ayırma demenin Anayasaya aykırı ne tarafı var; onu
anlayamadım. Büyükşehir Belediye Kanununda tamirat, tadilatla
ilgili kısmı, belediye görevlilerine kısmının
Anayasaya aykırı kısmıdır. dedi; onu
anlayamadım ama Sayın Kaboğlu ki Cumhuriyet Halk Partisi
adına Komisyonda verdiği önergesinde Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesini anlattı, diyor ki: Bunu ayrı bir din olarak kabul
etmediğiniz için bu, eşitlik ilkesine aykırıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bitiriyorum
Sayın Başkan.
Yani burada Anayasaya aykırı olan
kısmın
Hem Komisyonda izah edemedik hem orada yapamadık ama
İç Tüzük 84e göre maddelerle ilgili varsa Anayasaya aykırı
kısım 84üncü madde gereğince yeri geldiğinde Anayasaya
aykırılık önergesi verilir, o konu da değerlendirilir.
Bütün işlemler geçmiştir artık, kanunun tümüyle ilgili
kısım.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki, anlaşıldı.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Başkanım
BAŞKAN Sayın Gülere bir söz vereyim,
ondan sonra size vereceğim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tabii, ben başka bir
hususta söz talep edeceğim.
BAŞKAN Sayın Güler, buyurun.
48.- İstanbul Milletvekili Abdullah Gülerin,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Ben öncelikle,
tabii, burada Kaboğlu Hocam benim hocamdır yani ben ders
aldığım bir insana kaba davranmak, öyle
saygısızlık yapmak; asla öyle bir şey yapmam söz konusu
olamaz, çok da sevdiğim bir hocamdır, onu söyleyeyim Özgür Bey.
İkincisi, ben konuşmamda dedim ki
bakın, Bu kanun eksik. diyebilirsiniz, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi kapsamı içerisinde verilen kararlar kapsamında
Şunu ekleyin. diyebilirsiniz ki Komisyon safahatında teklif sahibi
olarak da görüştüm ama İmar Kanunu geçici ek 10uncu maddeye ekleme,
5393 sayılı Belediye Kanununa ekleme, bunların tamamı
teknik çalışmalar, Anayasanın ne 2nci maddesi ne 10uncu
maddesi ne 24üncü maddesi ne 73 ne 90 ve 136ncı maddesiyle alakası
yok. Biz dinî bir inanç tanımı yapmıyoruz, biz herhangi bir
şekilde ibadet hürriyeti, ibadet tanımı yapmıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Tamamlayayım.
Şu anda hâlihazır Türkiyede
faaliyetlerini yürüten, Alevi kardeşlerimize hizmet sunan cemevlerimizin
temel ihtiyaçlarıyla ilgili tamamen teknik bir çalışma
yapıyoruz. Bunu lütfen bu konuları da bu kapsam içerisinde
değerlendirin. Hocam da eğer bu konuda, bu kapsam içerisinde teknik
bir şey yaparsa onu dinlemek istediğimizi ifade ettim.
Arz ediyorum, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bu husustaki tartışmayı tükettik görünüyor ama tabii, bu daha
uzun
BAŞKAN Açalım mikrofonu, mikrofondan
konuşun.
49.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın
Başkanlığın tutumunun lehinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bu husustaki tartışmayı bu yönüyle tükettik görünüyor ama burada
önce bir sayısal veri açıklayacağım. Biraz önce Anayasa
Mahkemesi başvuruları meselesi konuşuldu. Şimdi biz kanun yapıyoruz,
hani Anayasa Mahkemesinin de tamamını -falan değil- Sayın
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer falan atamadı,
çoğunluğunu Recep Tayyip Erdoğan atadı. Bu dönem 19 kanun,
11 CBK başvurularımızın yüzde 50si iptal sonucuyla
çıkmış; demek ki Anayasaya aykırılık
iddiası yabana atılacak bir iddia değil. Şimdi, İç
Tüzük 81e göre bu kanunu görüşsek kanun üzerinde 7 tane önerge hakkı
var her bir maddede, her bir madde hakkında onar dakika konuşma
hakkı var ama İç Tüzük 121 konuşun. Sonra sayın hatipler
diyor ki: Anayasaya aykırılığı da o madde gelince
verin önergeyi, öncelikle görüşülür. diyor Sayın Can.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şimdi diyorsunuz ki:
Anayasaya aykırılık iddia eden
Çünkü orada grupların
önerge hakkı saklı, bir. 121i görüşürken Anayasaya
aykırılık iddia eden madde üzerinde konuşamayacak, madde
hakkında herhangi bir değerlendirme de, değişim de, bilmem
ne de yapamayacak. Neden? Çünkü 1 hakkın var, onu da Anayasaya
aykırılıkla tüket. Bu, grupların eşit müzakeresine,
kaliteli yasamaya imkân vermiyor. Hâl böyleyken biz bunun İç Tüzük 91e
göre bir temel kanun olarak görüşülmesinin, Anayasaya
aykırılık iddialarımızla birlikte
değerlendirildiğinde partimizin hakkını elinden almak, bunu
iddia eden partilerin maddeler üzerinde görüşlerini beyan etmesini
olanaksız kılacağından dolayı bunun 91e göre müzakere
yerine 81e göre müzakere edilmek üzere tarafınızdan
Danışma Kurulunun toplantıya çağrılmasını
talep ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son sözlerinizi alayım.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir ara verirseniz bunu
düzenleyebiliriz ve bence duruma, buna hâkim olan Meclis bu konuda 91in
anayasal açıdan bu sıkıntılı durumunu ortadan
kaldıracak bir karar verecektir. Sizden Danışma Kurulunu
toplantıya çağırmak üzere görüşmelere geçmemenizi talep
ederim efendim.
BAŞKAN Peki.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Danışma Kurulu karar vermedi, Genel Kurul karar verdi, onun 91e göre
olduğunu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir görelim Başkanın
tutumunu, ne diyor yani belki de kabul edecek.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Genel Kurulun
kararını Başkan nasıl değiştirebilir?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ama bak başka bir
şey çıktı ortaya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Başkan
nasıl değiştirebilir, Genel Kurul karar vermiş.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkan, bir katkı sunacağım, benden de bahsedildi.
BAŞKAN Sayın Can, buyurun.
50.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan
Canın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Evet, Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Özgür Bey Anayasaya aykırılık
itirazında bulunduğum önergeden sonra esasa ilişkin itiraz
edemiyorum. dedi; doğrudur. Kanun koyucu İç Tüzükü hazırlarken
Anayasaya aykırılık iddiasında bulunan grubun esasa
giremeyeceğini
Anayasaya aykırılığını
kabul ettiği bir maddeyle ilgili esasa ilişkin niye görüş
bildirsin ki? Bundan dolayı İç Tüzük sadece bir yetki vermiştir.
Arz ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
ben de bir katkı yapayım. Özür dilerim, bence çok kıymetli,
tutanak altında
BAŞKAN Özgür Bey, tamam, bir cümle
alayım.
51.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir an için dediğinizin
doğru olduğunu düşünsek madde 81e göre Müzakerelerde
Anayasaya aykırılık önergesi verilir, öncelikle görüşülür.
Bu önergeden sonra başka önerge işleme alınmaz o grup için.
denirdi ama hem Anayasaya aykırılığı 81de önerip hem
de 7 önerge verebildiğimize göre sizin bu iddianız doğru
değil.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) O 7 önergenin
sizinle alakası yok. Grupların 1 önerge verme hakkı var.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Yine, aleyhte konuşan HDP Grubundan Sayın
Beştaş yok ama Sayın Kenanoğluna kısa bir söz
vereyim, onu da dinleyelim, ondan sonra kararımı
açıklayayım.
Buyurun.
52.- İstanbul Milletvekili Ali
Kenanoğlunun, yapılan düzenlemenin Anayasaya aykırı
olduğuna ilişkin açıklaması
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan, şimdi, burada tartışma yapılırken yani
konunun teknik maddelerden ibaret olduğu söyleniyor ama işin özüne
girilmiyor. Sonuçta teknik maddeler dediğiniz şey yani İmar
Kanunu, cemevleriyle ilgili belediye düzenlemesi, bütün bunların
tamamı Alevi toplumunun ibadethanesi olan cemevleriyle ilgili düzenleme.
Şimdi, siz burada hiçbir şekilde buna ibadethane demeden, ibadethane
olduğunu kabul etmeden, teknik maddeler üzerinden aşmaya
çalışıyorsunuz ve ondan sonra da diyorsunuz ki: Bunun
Anayasaya aykırılığı yok. Anayasanın en
başta 2nci maddesine aykırıdır bu. En başta 2nci
maddesine, 2nci maddesinden sonraki bütün maddelerin tamamını hiç
tartışmaya bile gerek yok. Yani burada tartışmış
olduğumuz konunun sadece teknik bir düzenleme olduğunu ifade etmek
doğru bir yaklaşım değildir. Bir toplumun ibadethanesini
tartışıyoruz, inancını tartışıyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
talebimi biraz önce ilettim, bir daha tekrar edip zamanınızı
almayayım.
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Haydar Akarın, 364 sıra sayılı Kanun Teklifinin
Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Komisyona iade edilip
edilmemesiyle ilgili tutumu hakkında (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 364
sıra sayılı Kanun Teklifi, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmüş,
raporu Başkanlıkça bastırılıp
dağıtılmış ve Genel Kurul gündemine girmiştir.
Ayrıca, gündemde ön sıraya alınmasına ve temel kanun olarak
Genel Kurulda görüşülmesine dair grup önerisi, Genel Kurulda 1 Kasım
2022 tarihli 14üncü Birleşimde kabul edilmiştir. Bu aşamalardan
geçen bir teklifin görüşmelerine başlanılmaması hususunda
Başkanlığımıza verilmiş bir yetki
bulunmamaktadır. Bir teklifin Anayasaya aykırı görülmesi hâlinde
gerek komisyonda gerekse Genel Kurulda reddedilmesine olanak tanıyan çok sayıda
kural bulunmaktadır. Birazdan yapılacak görüşmelerde de
Anayasaya aykırılık itirazları gerek tümü ve bölümler
üzerindeki konuşmalarda gerekse de değişiklik önergelerinde dile
getirilebilir. Sayın milletvekilleri bu görüşler neticesinde
oylarını kullanacaklardır.
Açıkladığım gerekçelerle
görüşmelere başlayacağız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bu bir
önceki usul tartışmasına ilişkin kanaatinizi ifade ettiniz.
BAŞKAN Evet, kanaatim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
53.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İç
Tüzük 91, 81 ve Anayasaya aykırılık iddia edenin madde üzerinde
konuşma olanağının elinden alınmasından
dolayı görüşmelerin yapılmayıp buna göre Danışma
Kurulunun toplantıya çağrılmasıyla ilgili talebi konusunda
Başkanlığın tutumunun bu yönde olmaması hâlinde usul
tartışması açılmasını talep ettiğine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İç Tüzük 91, 81 ve
Anayasaya aykırılık iddia edenin madde üzerinde konuşma
olanağının elinden alınmasından dolayı
görüşmelerin yapılmayıp buna göre Danışma Kurulunun
toplanmasıyla ilgili talebim konusundaki tutumunuzu öğrenebilir
miyim?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, usulsüz bir talep var ama burada. Usulsüz bir talep hakkında
-Danışma Kurulu- usul tartışması açmak zor bir
şey. Usulsüz bir talep o. Az önce okudunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, hayır. Bu
birinci görüşme.
BAŞKAN Danışma Kurulu konusunda
ilgili madde İç Tüzükün 19uncu maddesine göre Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı tarafından görevlendirilir ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı, Danışma Kurulunu toplar. Ben size
maddeyi şey yapayım. Danışma Kurulu, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı veya görevlendireceği başkanvekili
başkanlığında siyasî parti grup başkanları ve
başkanvekillerinden kurulur. Yani bu ayrı bir statü. Şu anda
bulunduğumuz pozisyon itibarıyla Danışma Kurulunu benim
çağırma yetkim bulunmuyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu tutumunuzun aleyhindeyim ve
usul tartışması açıyorum efendim.
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Haydar Akarın, İç Tüzük 91, 81 ve Anayasaya
aykırılık iddia edenin madde üzerinde konuşma
olanağının elinden alınmasından dolayı
görüşmelerin yapılmayıp buna göre Danışma Kurulunun
toplantıya çağrılıp çağrılmamasıyla ilgili
tutumu hakkında
BAŞKAN - Evet, usul tartışmasını
karşılayacağım, lehte ve aleyhte olmak üzere ikişer
kişiye söz vereceğim.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Lehte
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Aleyhte
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul)
Aleyhte
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Lehte
BAŞKAN Lehinde Sayın Güler ve Sayın
Can. Aleyhinde Sayın Kenanoğlu ve Sayın Özel. (CHP
sıralarından alkışlar)
Lehte olmak üzere ilk olarak Sayın Can.
Buyurun Sayın Can. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ramazan,
eğer sen de açıklama yaparsan İç Tüzüke aykırı bir
iş yaparsın; Uygun bulmuyoruz. de, geri in. Buna bir açıklama
yapmayı yani senin gibi İç Tüzük bilen birisine
yakıştıramam. Başkan da söyledi zaten.
RAMAZAN CAN (Devamla) Öncelikle, bu talep
keenlemyekûndür yani yok hükmündedir. Sebebi de şudur: İç Tüzük
63üncü maddeye bakalım. Usul hakkında konuşma, görüşmeye
yer olup olmaması... Deminki talep oydu, doğruydu Özgür Beyin
talebi. Bu, görüşmeye yer olup olmamasıyla ilgili bir talep
değil.
Başkanı gündeme veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin
çalışma usullerine uymaya davet gibi usule ait konular diğer
işlerden önce konuşulur. diye devam ediyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan nezaket gösterdi usul tartışması
açılmasına ama
RAMAZAN CAN (Devamla) Dolayısıyla, Özgür
Beyin talebi tamamen hakkın kötüye kullanılmasına yönelik
artık; Medeni Kanunun 2nci maddesini işgal eder ki doğru
değildir. Meclis gündemine hâkimdir ve gündeme davet etmemiz rasyoneldir.
Arz ederim. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Aleyhte ilk söz Sayın
Kenanoğlu.
Buyurun Sayın Kenanoğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, burada, Türkiye'nin en temel meselelerinden
bir tanesini yüz yıllık cumhuriyet tarihinde ilk defa konuşma
fırsatı buluyoruz. Yani bir kanun içerisinde yüz yıldır ilk
defa
Yani 2023 de cumhuriyetin 100üncü yılı ve ilk defa Alevilerle
ilgili bir kanun geliyor, doğrudan Alevileri ilgilendiren bir kanun.
Dolayısıyla, biz bu kanunun teknik bir kanun, işte, İmar
Kanununda düzenleme, işte, belediyelerin birtakım yetkileri üzerinde
düzenleme filan şeklinde ele alınmasını da doğru
bulmuyoruz. Bütünüyle bu kanun, Türkiye'de yaşayan Alevi toplumunun
tümüyle haklarını ele alan ve bunların haklarını,
önümüzdeki yüz yılı düzenleyen bir kanundur. Yani bu kanunu getiren
arkadaşlar da kanunu hafife alıyorlar, ben size söyleyeyim,
aslında getirdikleri kanun çok ciddi bir kanun.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Ciddi. Kimse hafife
almıyor.
ALİ KENANOĞLU (Devamla) Ama bu ciddilik
Alevi toplumunun hayrına bir ciddilik değil, bunun gerekçelerini
kanunun ilgili maddelerinde anlatacağız ama meselenin bu kadar ciddi
olduğu bir mevzuda, bu işi sadece bir teknik üzerinden, işte,
İmar Kanunu'ndaki bilmem ne üzerinden düzenleme olarak ele
alamazsınız. Cemevi dediğiniz şey nedir, bunun
tanımını yapıyor musunuz? Bunun tanımını
yapmıyorsunuz, sadece diyorsunuz ki Cemevi konusunda şu düzenlemeyi
getiriyoruz, İmar Kanunu'nda bunu yapıyoruz, belediyelerle ilgili
bunu yapıyoruz, il özel idareleriyle ilgili bunu yapıyoruz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Yapmayalım
mı?
ALİ KENANOĞLU (Devamla) Bu
dediklerinizin tamamı böyle yapılmaz; Yapmayalım. değil,
böyle yapılmaz. Bu tür temel meseleler böyle 5-6 maddeyle, sizin
dediğiniz gibi birtakım teknik düzenlemelerle çözülemez.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
25 milyon Alevi var bu ülkede ya!
ALİ KENANOĞLU (Devamla) Bütün Alevi
toplumunun, bu ülkede yaşayan bütün Alevilerin gözü kulağı bu
kanunda. Bugün buraya boşuna gelmediler, bu kapının önüne
boşuna gelmediler.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Dayak yediler.
ALİ KENANOĞLU (Devamla) Bütün
Türkiye'nin her bir tarafından temsiliyet düzeyinde geldiler ve buraya
gelen Alevi kurumları, sizin gitmiş olduğunuz,
milletvekilliği yapmış olduğunuz illerdeki cemevlerinin üst
kurumlarıdır. Yani hangi ile gidiyorsanız, Balıkesir'e mi
gidiyorsunuz, Afyon'a mı gidiyorsunuz, efendim, Ordu'ya mı
gidiyorsunuz, Tekirdağa mı gidiyorsunuz hangi ile gidiyorsanız,
o ildeki cemevinin bağlı bulunduğu kurumların üst kurumu,
çatı kurumu temsilcileri bugün buradaydı; gazla, copla
karşıladınız, 2si hastanede, 1i kurum başkanı
ama burada bu meseleyi teknik bir mesele olarak ele alıyorsunuz. Biz,
bunun sadece teknik bir düzenleme olmadığını, sadece bir
madde düzenlemesi olmadığını, Türkiye'nin en temel
sorunlarından bir tanesinin konu edildiği bir mesele olduğunu
söylüyoruz. Bu nedenle de bu için tekrar toplanılmasını, Başkanlık
Divanının toplanmasını, bu kanunun bu maddelerinin geri
çekilmesini ve bununla bu konuda burada bir komisyon kurularak, bu temel
meselenin bir temel argümanla ele alınarak çözülmesi gerektiğini
söylüyoruz. Bu nedenle, bu Başkanlık Divanının toplanıp
bu mevzunun yeniden ele alınmasını ve yasanın ona göre
değerlendirilmesini talep ediyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ne zamandan beri çoğunluğa yaslanarak
BAŞKAN Lehte ikinci konuşmacı
Sayın Güler.
Buyurun Sayın Güler. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Sayın
Başkan, kıymetli milletvekilleri; tabii, bunu, maalesef, bir
hakkın kötüye kullanılması noktasında bir talep gibi
görüyoruz. Meclis, Komisyon safahatından itibaren gündemine hâkimdir,
şu anda görüşeceğimiz zaten gündemimizde de belli olmuştur.
Arz ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ya, Alevi kurumları desteklemiyor, Alevi toplumu desteklemiyor, niye zorla
düzenleme yapıyorsunuz?
BAŞKAN Aleyhte son konuşmacı
Sayın Kaboğlu.
Buyurun Sayın Kaboğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul)
Şimdi, bu hakkın kötüye kullanılması mıdır,
yoksa yasama yetkisinin, yasa önerisine verdiğiniz başlığa
dair sadece 2 madde koyup 6 maddeyi Alevilik gibi hiç ilgisi bulunmayan
maddeleri tokuşturmak mı kötüye kullanmaktır? (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; HDP
sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bu konuda,
yasa yapımında asgari ciddiyet ve asgari özen gerekir.
Şimdi, siz bunu tutuyorsunuz, 13 yasayı 20
maddelik bir pakete dolduruyorsunuz, ondan sonra 91inci maddeye göre temel
kanun diyorsunuz. Hayır, temel kanun dedik, 81inci maddeyi kesinlikle
uygulamıyoruz. diyorsunuz. Meclis Başkan Vekili şu anda Meclis
Başkanının bütün yetkilerini kullanıyor. Madde 19a göre,
hayır, sen Danışma Kurulunu toplayamazsın. diyorsunuz.
Efendim, biz su, elektrik verdik, niye karıştırıyorsunuz?
diyorsunuz.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) İç Tüzük
değil efendim.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hocam,
Anayasaya aykırı olmaz mı bu? Hocam, Anayasaya
aykırı olmaz mı o zaman?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ya, yapma Hoca!
Hoca, sen Anayasayı bilmiyorsun.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Hayır,
arkadaşlar, bu yasama yetkisinin kötüye kullanılmasıdır
Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ya, bu
Anayasayı bilmiyorsun! Hakikaten bilmiyorsun, yazıklar olsun!
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Biraz önce verdiğiniz Mümtaz Soysal örneği, aramızdan
ayrılmış bir hocamız hakkında konuşmanız da
onun mirasına aykırı bir tavırdır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ne İç
Tüzükten anlıyorsun ne Anayasadan anlıyorsun! Talebelerine
yazık etmişsin sen!
BAŞKAN Sayın Elitaş,
karşılıklı konuşmayalım, lütfen.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Dolayısıyla, biz maddeleri düzgün okuyalım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Gerçekten
talebelerine yazık etmişsin sen!
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Eğer yasa yapıyorsak, cemevlerini tanıyorsak, cemevlerini
ibadethane olarak tanıyorsak, o zaman onu ayrı bir yasa olarak
getiririz, temel kanun olarak görüşürüz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Anayasa
profesörü böyle konuşmaz şuna bakarak!
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Biz
torba kanun olarak dolduracağız, ondan sonra temel kanun diye burada
konuşturmayacaksınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Benim
konuşmam hoş görülür ama anayasa profesörünün hoş görülemez!
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Anayasaya aykırılığı mı dile getireceksiniz,
yoksa onun yerine daha düzgün bir düzenleme yapılması mı?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ya Hocam,
boş konuşuyorsun ya
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Şimdi, bu konuda, aslında iyi oldu bu, o zaman yasa
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hocam, sizin
talebiniz Anayasaya aykırı
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Hayır,
yasa elektrik, su sorunu değil. Yasa elektrik, su sorunu değil.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Hocam, Anayasa,
Anayasa ya! Yapmayın ya!
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Ya,
işte, ben de Anayasadan bahsediyorum.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) 19u oku Hocam!
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) 19a bakın!
BAŞKAN Sayın Kaboğlu, Sayın
Güler, lütfen
Lütfen, anlatsın bırakın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Arkadaşlar, anayasal tartışmaya girmeyin, lütfen. Yapmayın,
Anayasacı yok karşınızda! Ya, girmeyin öyle bir
tartışmaya, bilenle konuşun!
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Anayasadan bahsediyorum ve Anayasanın birçok maddesine aykırı
olduğunu söyledim ve bizim, burada, başından itibaren İç
Tüzükün sözüne ve özüne uygun olarak yasa yapmamız gerektiğini
söylüyorum.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hocam, 19u oku!
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Hanginiz kalkıp da bu yasanın İç Tüzükün 91inci maddesine göre
temel kanun olduğunu söyleyebilirsiniz? Böyle bir şey söz konusu
değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Torba kanun,
torba!
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hocam, Meclis
Başkan Vekili Danışma Kurulunu toplasa Anayasaya
aykırı davranmış olmaz mı! Haydar Bey
Danışma Kurulunu toplasa Anayasaya aykırı davranmış
olmaz mı!
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Temel
kanun olmadığı için, sizin eğer burada bir iyi niyetiniz
varsa, burada eğer yasama konusunda en ufak bir özen varsa o zaman bu 6
maddeyi çekersiniz ve dersiniz ki: Bunu ayrıca düzenleyelim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yapma ya! Yapma
ya! Ne alakası var ya! Hiçbir şeyden haberi yok bu
arkadaşın ya! Parlamento hukuku farklı
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Kaboğlu.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) Bu
konuda da tabii ki Başkanımız, 19uncu maddeye göre Meclis
Başkanının yetkilerini kullanmayı tam haizdir, bunu
yapabilir, takdir kuşkusuz kendisindedir. Demek ki 3 maddemiz var İç
Tüzüke göre; 19, 81 ve 91inci maddeler. (CHP sıralarından
alkışlar) Bunların birlikte değerlendirilmesi, 6 maddenin
geri çekilmesi ve yasanın Vergi Usul Kanunu çerçevesinde
değerlendirilmesi gerektiğini arz eder, saygılar sunarım.
(CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hocam, onu
Meclis Başkanlığının çekme yetkisi ve hakkı yok.
Ya, Allah aşkına sen bunlara bakmadın mı? Ya Komisyon çeker
ya da teklif sahibi çeker.
BAŞKAN Sayın Elitaş, lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Artık
teklif sahibi de çekemez olmuş.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, tutumumda
değişiklik yoktur.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) O komisyonun
malıdır.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Ben bile çekemem
daha, Komisyonda rapora bağlandı.
BAŞKAN Görüşmelere
başlayacağız.
Birleşime yarım saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.28
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.01
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 17nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
364 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine başlıyoruz.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 73
Milletvekilinin Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4680) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 364) (Devam)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince bu teklif İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında temel
kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle teklif, tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra
bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı
ayrı oylanacaktır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen İYİ
Parti Grubu adına Samsun Milletvekili Sayın Erhan Usta.
Buyurun Sayın Usta. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA
(Samsun) Sayın Başkan, -değerli milletvekilleri diyeceğim
ama pek de fazla milletvekili yok- değerli arkadaşlar; öncelikle
hepinizi saygıyla selamlarım.
364 sıra sayılı Kanun Teklifi
üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım.
Tabii, yine bir torba kanun teklifi ama bununla çok
fazla vakit kaybetmeyeceğim. Biz bu torba kanun teklifleriyle ilgili
eleştirilerimizi zaten bugüne kadar hep yaptık ancak AK PARTİ bu
davranışından vazgeçmedi. Tabii, bunun şöyle kötü
neticeleri de oluyor: Yani özellikle kanun yapma tekniği
açısından ciddi sıkıntılar çıkarılıyor. Alt komisyonlarda
konuşulması gereken işler oralarda konuşulmuyor.
İhtisas komisyonları
Yani Meclisin bir mantığı var,
ihtisas komisyonu diye bir şey var. Şimdi, bunun tamamı Plan ve
Bütçe Komisyonunda görüşüldü yani burada, Plan ve Bütçe Komisyonunun
bilmediği bir sürü alanın Plan ve Bütçe Komisyonunda
görüşülmesinin nasıl bir anlamı var? Torba kanun
yapıyorsunuz, hiç olmazsa bazılarını tali komisyonlarda
Mesela Anayasa Komisyonuna gitmesi gereken maddeler var burada, Anayasaya aykırılık
iddiaları var. Bunların hiçbiri yapılmadan buraya gelmesi,
gerçekten, kanun yapma tekniği açısından ve kanun kalitesi
açısından son derece sıkıntı oluşturuyor.
Dolayısıyla sürekli de kanun yapılıyor, aynı konuyla
ilgili sürekli kanun yapıldığını görüyoruz.
Şimdi, burada 13 ayrı kanun
düzenlenmiş. Neler var? Kamulaştırmayla ilgili hususlar var,
Kamu İhale Kanunuyla ilgili düzenlemeler var, İstanbul Finans
Merkezi var, Fiyat İstikrar Komitesi var, maden işçileriyle ilgili
hususlar var ve tabii, en önemlisi, cemevleriyle ilgili maddeler var. Burada,
23 maddelik kanun teklifinde, işte, en iyi diyebileceğimiz bir tane
mesele var, o da maden kazalarında şehit olan, hayatını
kaybeden insanların ailelerine yardım yapılması, onlar
sosyal güvenliğini tamamlamadıysa sosyal güvence verilmesi ve bir
akrabasının işe alınmasına ilişkin
hususların düzenlenmesi; bu önemli bir husus. Bu, adaletsiz bir
şekilde bugüne kadar gidiyordu çünkü en son Somadan sonra hiç yapılmadı
-2014dü zannediyorum- 2014ten sonra yapılmadı, toplumda infial
uyandıran böyle büyük ölümlerin olduğu meselelerden sonra ancak
yapıldı. Mesela, işte, 1, 2, 3, 5 madencinin hayatını
kaybettiği herhangi bir olayda bu haklar verilmemişti. Biz, tabii,
bunu sürekli gündeme getirdik. Bu, adaletsizliktir. Ya, herkesin bir canı
var nihayetinde, ister 300 kişinin içerisinde ölsün, ister tek kişi
olarak ölsün; insan hayatı her şeyden önemlidir. Yani Bu
adaletsizliğin giderilmesi gerekir. diye defalarca söyledik, hatta bu kanun
teklifi Komisyona gelmeden bir hafta önce bununla ilgili bir önerge de verdik
bir önceki torba kanunda fakat o zaman Cumhur İttifakının
milletvekilleri tarafından önergemiz reddedilmişti neyse ki o gün
reddettikleri önergemiz bugün yapıldı. Bu, takdire şayan bir
şey, bizim desteklediğimiz bir şey ama onun
dışındaki hususlarda, tabii, ciddi sıkıntılar
var; onu söylememiz lazım.
Şimdi, birinci mesele -konu konu
gideceğim, bütün maddelere girmeyeceğim,
arkadaşlarımız onları yeri geldikçe ifade edecekler- bu
cemevleriyle ilgili mesele. Tabii, dernekler bizleri de, İYİ Parti
Grubunu da ziyaret etti; böyle bir meselenin yani Alevi toplumunu ilgilendiren,
milyonlarca insanı ilgilendiren bir konunun böyle bir torba kanun
içerisinde yer almasını çok incitici bulduklarını
söylüyorlar ve biz de buna yürekten katılıyoruz. Hakikaten, bu, çok
yanlış oldu. Tamam, burada yapılan bir kısım maddeler,
ne bileyim, elektrik, su giderlerinin devlet tarafından
karşılanması, cemevlerinin imar sorununun çözülmesi,
cemevlerinin yapım, bakım, onarım giderlerinin
karşılanması gibi meseleler, bunların devlet
tarafından üstlenilmesi meseleleri çok geç kalmış olsa bile
doğru. Ancak bu mesele, çok etraflı bir şekilde,
tamamını ilgilendirecek bir şekilde bir kod kanunla
yapılmalıydı. Şimdi, Sayın Elitaş dedi ki: Ya,
bu nasıl kod kanunla olacak? İşte, farklı farklı
kanunları
Hayır, bu, kod kanun olmasına engel değil yani
bir kanun yaparsınız ama o kod kanunun içerisinde, elbette, yeri
geldiğinde İmar Kanunuyla ilgili, yeri geldiğinde
Büyükşehir Belediyesi Kanunuyla ilgili değişiklikleri
yapabilirdiniz; bu, buna engel değildi. Bunun bu şekilde
yapılması gerekir. Yani biz bunun bu anlamda buraya konulmasına
şiddetle karşı çıkıyoruz. Bunun torbadan
çıkarılıp etraflıca bir kanun şeklinde
yapılmasının da kesinlikle uygun olacağını düşünüyoruz.
Burada, tabii, Anayasanın 24üncü maddesi
aslında din ve vicdan hürriyeti konusunu etraflı bir şekilde
düzenlemiştir ama uygulamayla ilgili sorunlar vardır, bu anlamda da
Anayasanın bu maddesindeki usule uygun şekilde hareket edilmesi
gerekmektedir.
Şimdi, kamulaştırmayla ilgili
meseleler var bu kanunda. Yani tamamen -sonunda söyleyeceğimi
başında söyleyeyim- despot devlet Devlet her şeyin
üstündedir. Devlet-vatandaş ilişkisinde devlet ezici bir güçtür.
anlayışıyla yapılan düzenlemeler var burada; bunu kabul
etmek mümkün değil. Nedir o mesela? Taraflar anlaşmış;
eğer kamulaştırma bedeli kişinin banka hesabına
yattıysa -burada yatması durumunda diyor- tebliği dâhil eksik
veya hatalı kamulaştırma işlemleri kesinleşmiş
sayılır. diyor. Ya, böyle bir şey olabilir mi? Yani siz eksik
yapacaksınız, tebligatı yapmayacaksınız, hatalı
işlem yapacaksınız ama vatandaşların
Çünkü banka
numarası istiyorsunuz -vermek zorunda, veriyor- ona para
yatırdıysa kesinleşmiş sayılıyor. Böyle bir
devlet anlayışı olabilir mi? Vatandaşını ezen
böyle bir anlayışı kabul etmek mümkün olabilir mi? Veya hemen
bunun devamı mahiyetinde
Tabii, burada da ne yapıyor?
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarında
idarenin ödeyeceği tazminata da engel olmaya çalışıyor,
yaptığı da bu; vatandaşı mağdur ediyor.
Diğer bir husus: Yine,
kamulaştırmayla ilgili maddelerde, mahkeme kararlarına istinaden
yapılacak icra takiplerinde idarenin teminat gösterme zorunluluğu
olmaksızın icranın geri bırakılmasını talep
etmesine yönelik düzenleme yapılıyor. Şimdi, bu geri
bırakmayı vatandaş talep ederse vatandaştan teminat
istiyorsunuz ama devlet talep ederse ondan teminat istemiyorsunuz. Ya, bu,
eşitlik ilkesine aykırı yani bu ilişkide, vatandaş ile
devlet arasındaki ilişkide bir eşitlik kavramının
olması lazım. Bu anlamda, kamu gücünün bu şekilde
kullanılması son derece yanlıştır. Despot devlet
anlayışıyla yapılan bir düzenlemedir; bu düzenlemeye de biz
şiddetle karşı çıkıyoruz. Hele hele nasıl bir
ortamda? Hele hele, artık, siyasi rekabet nedeniyle devletin bütün
organlarının bir husumet aracı olarak
kullanıldığı bir ortamda bu çok daha tehlikeli yani devlet
otoritesi, devletin kurumları düzgün çalışsa hadi çok fazla
sorun olmaz. Kendi başımızdan geçen meseleler var ya; Samsun
Büyükşehir Belediyesiyle baş edemiyoruz yani babadan kalma bir
yerimiz var, hiç alakası olmadığı hâlde, kamu yararı
olmadığı hâlde, başlamış bir projeden, sonradan o
yerin bize ait olduğunu öğrenince çıkıp oraya
kamulaştırma çıkardı. Mahkeme iptal ediyor, tekrar bir
karar daha alıyor; mahkeme iptal ediyor, tekrar bir karar daha
alıyor. Yani şimdi kendi meselemi burada anlatmak istemem ama bu
herkesin başına gelen bir şey. Eğer iktidara muhalif bir
yanınız varsa, iktidarın hoşuna gitmeyecek sözler
söylüyorsanız veya birileri -illaki iktidarla alakalı değil, hep
de siyaseti suçlamayalım- yani bir belediye başkanı size
kafayı takmışsa, bilmem ne yapmışsa sizi mağdur
ediyor ve onların eline bu kadar güçlü silahlar veriyorsunuz. Böyle bir
şey olabilir mi? Dünyanın neresinde var böyle vatandaşını
ezen devlet anlayışı? Bunu gitgide pekiştiren bir şey var.
Dolayısıyla burası, kötü niyetli yöneticilere çok ciddi bir
imkân sağlaması açısından son derece
yanlıştır.
Burada şunu da söylemek lazım: Şimdi,
kamulaştırıyor -Samsun'da bunun başka örnekleri de var, çok
örnek var- yanlış kamulaştırma yapıyor, mahkeme
bozuyor, ondan sonra, tekrar, mahkemenin bozma kararlarını hiç
dikkate almaksızın bir başka Meclis kararı daha
alıyor. Vatandaş uğraşsın, amaç bezdirmek. Şimdi,
bunu yapan yöneticilere yani belediye başkanı ve diğer
yöneticilerin hepsine de tabii ki aslında, mahkeme kararlarını
uygulamamaktan dolayı da bir sorumlulukları olduğunu
hatırlatmak isterim.
Dolayısıyla şimdi, Avrupa ülkelerine
bakıyorsunuz, orada, kamulaştırma alanları belliyken
gerçekten kamu yararı ön planda tutuluyor, mülk sahibinin çıkarı
korunuyor. Efendim, amaç, malikin ne yolla olursa olsun
kamulaştırmadan zarara uğramasının engellenmesidir.
Mesela Hollanda'da bu tür şeylerde pazarlık usulü var. Vaktim
sınırlı olduğu için bunların detaylarına çok
girmeyeceğim ancak Avrupa örneklerine bakıldığında,
kamulaştırma meselelerinin özellikle devlet, vatandaşı
koruyan, vatandaşın mülkünü koruyan bir anlayışla
yapıyor. Bizde tamamen devleti
Ya, devleti elbette koruyalım, hepimiz
devletçiyiz bir anlamda ama bu mesele öyle değil, vatandaş-devlet ilişkisinde
bu kadar orantısız güç kullanılmasını ve bunların
siyasi malzeme yapılmasını hiçbir şekilde kabul etmek
mümkün değildir. Kamulaştırma uygulamaları, bir
mülksüzleştirme, devlet eliyle el koyma uygulamaları az
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin temel sorunu hâlindedir.
Biz de maalesef bu sorunu yaşıyoruz ve bunun da ülkeye ciddi
sıkıntıları, ciddi maliyetleri oluyor; bunu net bir
şekilde görmek gerekir.
Şimdi, burada -bunun detaylarını yine
arkadaşlarımız ifade edecekler- Kamu İhale Kanunu'yla ilgili
de bir kısım değişiklikler var. Şimdi, buraya
bakıyorsunuz, EKAP uygulamasının genişletilmesine yönelik
bir düzenleme var. Doğrusu onu çok kontrolü ettiremedik ancak burada
bununla ilgili, bundan sonra yerel basının alanına
çöküldüğüne, yerel basına ilan verilmeden her şeyin EKAP
üzerinden yapılacağına ilişkin bir iddia var. Ama işin
doğrusu, o kısmını çok fazla kontrol etme
imkânımız olmadı, son anda geldi. Fakat şunu söyleyebilirim:
Şimdi, bu tamam yani EKAP üzerinden orayı biraz daha
şeffaflaştıralım ancak Türkiye'nin yolsuzlukla ilgili
problemleri sadece bu mu? Yani Yolsuzluk Algı Endeksi'nde bir ülke en kötü
ülkeler arasına patır patır gerilerken, eğer samimiyseniz
-çünkü Sayın Erdoğan yirmi yılın sonunda Yolsuzluklarla
mücadeleyi başlatacağız. dedi, itiraf etti Biz
durduramadık. veya Yolsuzluk yapıldı ama şimdi
başlatacağız. dedi- yani o zaman yapacağınız
şey bu değil arkadaşlar. Mesela, bir sürü kanun teklifimiz var;
son dönemde, özellikle, Sayın Genel Başkanımız Meral
Akşener'in talimatları çerçevesinde, milletvekili
arkadaşlarımız, bizler kanun teklifleri hazırladık ve
bu kanun tekliflerinin hiçbiri komisyonlarda gündeme alınmıyor. Yani
eğer amacınız yolsuzlukları önlemekse, amacınız
kamunun menfaatlerini korumaksa niye gündeme alınmıyor bunlar?
Mesela, en son kendi şahsımın verdiği bir kanun teklifi
var; bu Kamu İhale Kanunu'yla ilgili düzenlemeler için yaptık,
üzerinde çok çalıştık, son derece güzel bir kanun teklifi,
pratik de bir kanun teklifi. Burada yapılan bir sürü istisna madde var, sayfalarca
istisna maddeleri var; bir defa bunların tamamını
kaldıralım diyoruz. Onun dışında, özellikle 3üncü
maddedeki istismara yol açan yani yolsuzluğa yol açan bir kısım
maddeler var, oraların giderilmesini talep ediyoruz.
Mesela, her şey 21/B kapsamına
alınmış; böyle bir şey olabilir mi ya? Her şeyin 21/B
kapsamında ihale edildiği bir sistemi elbette ki kabul etme
imkânımız yoktur; bunlarla ilgili hususlar var. Yani eğer
yolsuzlukla mücadele yapılmak isteniyorsa buralarda yapılacak
düzeltmelerin hakikaten son derece yararlı, faydalı
olacağını düşünüyoruz.
Bu anlamda da bizim, İYİ Parti Grubunun ve
diğer muhalefet partilerinin de bu tür kanun tekliflerinin de
komisyonlarda gündeme alınmasını talep ediyoruz. Yani bu hiçbir
demokratik ülkede olmayan bir şeydir. Diyelim ki aynı konuda bir
kanun teklifi var, iktidar da getirmiş, biz daha önceden getirmişiz;
bizimkinin hiç olmazsa birleştirilmesi gerekir, o dahi
yapılmıyor. Hatta, birleştirme de gerekmeyebilir yani
bunların gündeme alınması gerekir, bunun bir sırayla
gündeme alınması lazım ama komisyonlarda bunlar hiçbir
şekilde gündeme alınmıyor çünkü komisyonda iktidar grubunun
çoğunluğu olduğu için ve bu nedenle de Türkiye
sıkıntılardan bir şekilde kurtulamıyor.
Yardımcı olmaya çalışıyoruz
yani nihayetinde bu kanun teklifini biz vermiş olsak da buradan,
uygulamadan hayırlı bir sonuç çıkacaksa, iyi bir sonuç
çıkacaksa, milletin, devletin faydasına bir şey çıkacaksa
bunun kaymağını da siz yiyeceksiniz. Yiyin kardeşim yani
mihrimal; alın, kullanın diyoruz fakat böyle bir şeyin de
yapılmadığını maalesef görüyoruz değerli
arkadaşlar.
Dolayısıyla özetle şunu söylemeye
çalışıyorum: Yani, madem buraya Kamu İhale Kanunuyla
ilgili böyle bir şey getiriyorsunuz, bu, sadece EKAPtaki, oradaki ilan
şeyinin azıcık genişletilmesi gibi bir şeyle
sınırlı olmasın. Kamu İhale Kanununda 200e
yakın değişiklik yapılmış, Kamu İhale Kanunu
altüst edilmiş. Çok önemli bir reformdur, 2001 yılında 57nci
Hükûmetin yaptığı önemli bir reformdur; bu reformdan tamamen
sapma olmuş. Bir anlamda bu rezalet ortada dururken -çok affedersiniz-
şimdi tutup sadece böyle ufaktan bir meseleyle ilgilenmek son derece
yanlıştır.
Şimdi, değerli arkadaşlar, gündeme
getirilen, bu torbada yer alan diğer önemli gördüklerimden bir tanesi de
bu Fiyat İstikrar Komitesi meselesi. Biliyorsunuz, bu,
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulmuştu, Anayasa
Mahkemesi Böyle bir konu Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle
düzenlenemez. dedi, şimdi bu, kanuna dönüştürülüyor. Yani
doğru, yanlış maddeleri var, içerisinde katıldığımız,
katılmadığımız yerleri var ama bir tane maddesi var
ki, daha doğrusu -ne derlerler- Fiyat İstikrar Komitesinin bir görevi
var ki bu çok riskli. Şimdi buradan onu okuyorum, diyor ki: Fiyat
istikrarını tehdit eden riskleri izleyerek alınması gereken
tedbirleri belirlemek ve ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından
uygulanmasını sağlamaya yönelik kararlar almak. Şimdi,
Fiyat İstikrarı Komitesi
Fiyat İstikrar Komitesi ne, kimlerden
oluşuyor? Efendim, Hazine ve Maliye Bakanlığının
koordinasyonunda, Hazine ve Maliye Bakanı, Çalışma Bakanı,
Enerji Bakanı, Sanayi Bakanı, Tarım Bakanı, Strateji ve
Bütçe Başkanı ile Merkez Bankası Başkanından
oluşuyor ve bunun sekretaryasını da Hazine ve Maliye
Bakanlığı yapıyor. Yani hiç olmazsa, diyelim ki böyle bir
görev veriliyor, Merkez Bankasının bünyesinde olmuş olsa,
sekretaryayı orası yapsa, hani, çok sorunlu olmayabilir. Diğer
kuruluşlardan da birtakım görüşlerin alınması,
istişarelerin alınması
Biz, geçmişte, bu uygulamaları
devlette yıllarca yaptık yani mevzuat olmadan da bu uygulamalar
yapılabilir, önemli olan bunların yapılmasıdır;
şu anda bunlar yapılmıyor, mevzuatı çıktı,
yapılmıyor. Biz, mevzuatı olmadan bu koordinasyon
toplantılarını yapıp
Yani alınan kararlar
birbirleriyle bir kontrol ediliyordu. Fakat buradaki temel problem, Merkez
Bankasının alanına girme problemi. Yani Merkez
Bankasının alanına girmenin bu ülkeye nasıl bir maliyetinin
olduğunu canlı canlı yaşadık. Yani önceki
yaşadıklarımızın hepsi hadi, bir kenara ama özellikle,
şimdi, son dönemde doların 7 liradan 18 liralara
çıkmasının, doların o şekilde 18 liraya
çıkması sonrasında yüzde 100lere varan enflasyonu
yaşamamızın temel nedeni Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasının bağımsızlığına müdahale
edilmesidir. Şimdi, burada yasal bir müdahale alanı daha var yani
yarın, bir gün burada
Değerli arkadaşlar, diyor ki: İlgili
kurum ve kuruluşların -ki bunun içinde Merkez Bankası var-
tarafından uygulanmasını sağlamaya yönelik kararlar almak
Şimdi, Finansal İstikrar Komitesi şu anda
Cumhurbaşkanının sözel olarak yaptığı meseleye
Faizler düşürülecek. diyecek veya ne bileyim işte Şu
yapılacak. Döviz alımı yap. Döviz satışı yap.
diye kararlar alacak. Atıyorum, Türk lirasına değer
kazandırmak için, efendim, döviz satışı
yapılmasına ilişkin karar alacak. Alabilir mi? Alabilir çünkü
Onların görevleriyle ilgili karar alır. diyor. Ya, böyle bir
şey Merkez Bankasının
bağımsızlığının topa tutulması
demektir, böyle bir şey kabul edilemez ve bunun bu ülkeye zararı
olur. Bunun çıkarılmasını bu anlamda talep ediyoruz, mutlak
surette bu yanlıştan dönülmelidir değerli arkadaşlar.
Bunları ikaz ediyoruz, lütfen bu ikazlarımızı dikkate
alın. Bunlar ülkenin, milletin faydasına olan meselelerdir. Bunu
zaten yapıyorsunuz ama hiç olmazsa bunları buralara yazmayın,
bunun yazılması son derece tehlikeli. Yarın hiç
öngörmediğimiz başka şeyleri birileri yapmaya
çalışır buna dayalı olarak.
Şimdi, buradaki diğer bir konu
İstanbul Finans Merkezi meselesidir. Bununla ilgili daha önceden kanun
çıkarırken de görüşlerimizi biz ifade etme imkânı
bulmuştuk. İstanbul Finans Merkezi Projesinin uzun süre Türkiye
Koordinatör Yardımcılığını da yapmış
eski bir bürokrat olarak, eski bir memur olarak şunu ifade etmek
istiyorum: İstanbul Finans Merkezi Projesi bir Türkiye projesidir yani
içinde İstanbul olmuş olması bir şeyi
değiştirmez ama tabii, İstanbul merkezli
İstanbul, zaten,
bugün, aslında bölgesel bir merkezdir aynı zamanda, ticaretin
merkezidir; biz İstanbul'un finansın da merkezi olmasını
istiyoruz ama burada yapılan işlerde, o çalışmada
Bakın, bir strateji belgesi 2009 yılında çıktı yani
kapsamlı bir çalışma yapıldı, devletin bütün
kurumları yan yana gelerek yaptı. Bu Hükûmet döneminde
yapıldı üstelik ama o strateji belgesinde bunun bir Türkiye projesi
olduğu söylendi ve Türkiye'ye ilişkin düzenlemeler
yapılması gerektiği söylendi, sadece İstanbul'a has
değil, Türkiye'ye yönelik olarak. Şimdi, Paris de bir finans merkezi
ama Parisle ilgili özel bir düzenleme yok; Şurada çitle çevrilmiş
bir alanda yaparsan bu işlemi, vergin düşük olacak. diye bir
şey yok değerli arkadaşlar. Yani bunu nereden, nasıl
yapıyorlar anlamıyoruz.
Tabii, bu İstanbul Finans Merkezi... Şöyle
söyleyeyim: Her meseleyi inşaattan ibaret zannettiği için bu AK
PARTİ yani sağlığı hastane yapmaktan ibaret
zannediyor, eğitimi okul binası yapmaktan ibaret zannediyor;
işte, finans merkezi olmayı da Ataşehirde -şimdi
Ümraniyeye bağlandı- bir alanı çitle çevirip, oradan bir rant
yaratıp ondan sonra yandaşları oradan beslemek olarak
zannediyor. Bu, yanlış bir şeydir, dolayısıyla
çalışmıyor. Bakın, şimdi orada ne yapıldı?
Bir sürü teşvik verildi. Geçen yıl haziran ayında bu kanun
çıktı bir sürü teşvik verildi, buna rağmen bir şey
olmuyor; olmaz çünkü yapılan işlem o kadar yanlış ki
insanları rahatsız ediyor.
Şimdi, teşvikler genişletiliyor
burada bu maddeyle de bu sefer. Diyor ki: Transit ticarette kâr elde edersen
yani malı Türkiye getir veya getirme, hiç önemi yok; transit ticaretten
elde ettiğin kârın yüzde 50sini kurumlar vergisinden düşerim.
Ya, şimdi, dünyada, biliyorsunuz, bir siyasi istikrarsızlık var,
o nedenle lojistik meseleleri filan da var. Transit ticarette zaten şu
anda avantajlı duruma gelmiş durumda Türkiye. Yani bir defa -konu
olarak söylüyorum- niye böyle bir teşvik veriyorsun? Şu anda böyle
bir teşvike ihtiyaç yok. Yani niye kurumlar vergisinden... Herkesten vergi
alırken bu ülkede; ekmekten, sudan vergi alırken, koca koca
paraları kazanan ve işleri çok iyi olan bir kesime niye sen
teşvik veriyorsun, bu ihtiyaç nereden ortaya çıktı? Ha, burada
mesele transit meselesi filan değil. Tabii, burada, bunu da vesile ederek
diğer, önceki maddelerde yapıldığı gibi- o çevresi
çitlerle çevrilmiş alandan biraz daha yer satmak yani bütün mesele o çünkü
Ancak orada olursan ve bu işi yaparsan, orada faaliyet gösterip de bu
işi yaparsan sana bu teşviki veririm. diyor, dışarıda
olursan yok. Maslakta bu işi yaparsan -Maslak öteden beri bir merkezdir
yani bu anlamda bir finans merkezidir İstanbul ölçeğinde- yok ama
illa geleceksin, buradan yer alacaksın, ondan sonra bilmem ne
yapacaksın. Bu işi inşaattan ve ranttan ibaret sayan bir
anlayışla maalesef yapılıyor. Buralardan bu anlamda netice
alınmaz arkadaşlar. Bu belgelerin özüne dönmek lazım. Çok
kıymetli çalışmalar yapıldı, bu çalışmalara
bakmak lazım. Biz de istiyoruz, arzu ediyoruz ve inşallah, bunu
yapmak bize nasip olacaktır. İstanbulu gerçek anlamda bir
Ticaretin
merkezi olan İstanbulu, finans merkezi hâline getirmenin yolu bu
yaptıklarınız değildir, yapılan o teknik çalışmalara,
o kıymetli çalışmalara bakılması gerektiğini ben
bir kez daha tavsiye ediyorum. Bu anlamda, bu maddede yapılan bir
kıyaktır, bu kıyağı da şu anda yapmaya gerek yok.
Devletin paraya ihtiyacı var. Bütçe 33 milyar fazla veriyor.
diyorlardı, şimdi, Yıl sonunda 462 milyar lira açık
verecek. diye bir bütçe getiriyorsunuz önüme, ondan sonra da olur olmaz yerde
olur olmaz teşvikler veriyorsunuz, vergi indirimleri yapıyorsunuz.
Niye yapıyorsunuz arkadaşlar? Böyle bir şey kabul edilemez.
Bu limanlarla ilgili bir mesele vardı.
Limanlarla ilgili, Anayasa Mahkemesi biliyorsunuz iptal etti. Burada bas bas
bağırdık, Yaptığınız şey Anayasaya
aykırı. dedik, Burada ülkenin menfaati yok. dedik. Ya, bu
limanların, en yakın süresi bitenin, daha bitmesine altı
yıl var, 2046da bitecek olanlar var, onlara şimdiden
Siz hangi
konuda bu kadar, böyle, altı yıl öncesinden, hatta otuz yıl
öncesinden hareket ederek bunları yapıyorsunuz. Bu Nasıl olsa
gidiyoruz., yağma mantığıyla limanları birilerine
vermek istediler, peşkeş çekmek istediler; Anayasa Mahkemesi buna
geçit vermedi, bunu iptal etti. Şimdi, bu iptalden sonra tekrar bu torba
kanunla ilk teklif hâline getirildi. Fakat sonradan artık ne oldu
bilmiyorum ama şunu söylediler gerekçe olarak: Anayasa Mahkemesinin
gerekçeli kararının çıkmasını bekliyoruz. O
kararın çıkmadığı zaten belliydi teklife koyarken de.
Neyse, şimdi geri çekildi ve tekrar getireceklerini söylüyorlar. Konuyu
niye açtım? Bunu getirmeyin, burada ülkenin ve milletin faydasına
hiçbir şey yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Devamla) Teşekkür ederim.
Cevap da veremiyorlar bazı meselelere. Ben, bu
konuyu sordum Ulaştırma Bakanına, dedim ki: İptal
edilince, Anayasa Mahkemesinin iptalinden sonra, şimdi, kanun
çıktı; işte, 6/1/2022 tarihinden Anayasa Mahkemesi
tarafından iptal kararının yayınlandığı
2/8/2022 tarihine kadar işlettiği limanın işletme
hakkı süresini kırk dokuz yıla tamamlayan firma oldu mu? Yani bu
arada işlem yaptınız mı, iptal var ama işlem
yapıldı mı? Olduysa bunlar hangi firmalardır, ne gibi bir
işlem yapmayı düşünüyorsunuz bunlar için? Cevap yok
değerli arkadaşlar. Sonra soruyorum: Firmalar işletme süreleri
bittiğinde aldıkları limanı nasıl geri teslim
edecekler? diye teferruatlı sorular soruyorum, cevap yok, hiçbirine cevap
veremiyor. Soruyorum sonra, diyorum ki: Sözleşme bitimine en yakın
tarihe oldukça uzun bir zaman varken sözleşme süresinin kırk dokuz
yıla tamamlanması talebi hangi firma veya firmalardan
gelmiştir? Çünkü çok net bilgi var elimizde, bu, firmaların
talebidir. Firmaların talebi çerçevesinde düzenleme yapan bir iktidar
Türkiye'yi bugün yönetiyor. Neyi gerekçe göstermişler? dedik, cevap yok
maalesef.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Usta.
ERHAN USTA (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Genel Kurulu da saygıyla selamlarım.
Bu çerçevede, kanun için de muhalefet
ettiğimizi bildirmek isterim.
Sağ olun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz talep eden Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı.
Buyurun Sayın Kalaycı. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
teklifinin geneli üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
aldım. Bu vesileyle sizleri ve aziz milletimizi hürmetle
selamlıyorum.
Kanun tekliflerinde torba düzenlemeye gidilmesi
bizim de eleştirdiğimiz ve İç Tüzük düzenlemesiyle çözümünü
önerdiğimiz konudur ancak sırf torba düzenleme diyerek teklifin
içeriğine karşı çıkmak doğru olmayacaktır. Zira
zarfa değil, mazrufa; kabuğa değil, öze bakmak
lazımdır. 14 ayrı kanunda değişiklikler içeren kanun
teklifinde cemevleri ve maden şehitlerimizle ilgili çok önemli
düzenlemelerin yanı sıra uygulamada çeşitli konularda
karşılaşılan bazı sorunlara çözüm getirmek
amacıyla ilgili kanunlarda değişiklik öngören düzenlemeler
yapılmaktadır.
Bilindiği üzere, Alevi-Bektaşi
vatandaşlarımız inançlarının, kültürel miras ve
geleneklerinin doğrultusunda yaşamak istemekte ve onların bu
konuda yıllardır dile getirdikleri talepleri bulunmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak Alevi İslam inancına sahip
kardeşlerimizin talepleriyle ilgili görüşlerimizi dün hep söyledik,
bugün de söylüyoruz. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli,
Alevi kardeşlerimizin inanç ve kültür temelli sorunlarının
çözümü konusundaki görüş ve somut önerilerimizi yıllardır
çeşitli vesilelerle ve defalarca kamuoyuyla
paylaşmıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımız,
geçtiğimiz ay, 4 cemevinin açılışı, 7 cemevinin de
temel atma töreni vesilesiyle yaptığı konuşmada Kültür ve
Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi
Başkanlığı kurulacağını, cemevi
hizmetlerinden eğitim faaliyetlerine kadar tüm çalışmaların
bu kurumsal yapı altında kamu güvencesi desteği ve denetimiyle
yürütüleceğini, cemevlerinin aydınlatma, içme ve kullanma suyu,
yapım, onarım, bakım giderlerinin karşılanması ve
imar planlarındaki yeriyle ilgili tüm sorunların çözüleceğini,
cemevlerinde erkân hizmetlerini yürütmekte olan Alevi-Bektaşi inanç
önderlerinden talep edenlere kadro verileceğini
açıklamıştır.
Alevi-Bektaşi kardeşlerimizin
haklarının önemli bir kısmının verilmesiyle ilgili
alınan kararlar millî birlik ve beraberliğimize muazzam bir
katkıdır. Reform mahiyetindeki bu kararlardan kanuni düzenleme
gerektirenler, bu kanun teklifinde 8, 14, 15, 16, 17 ve 22nci maddeler olmak
üzere 6 madde hâlinde yer almaktadır. Bu maddelerde imar planlarında
cemevi yerleri ayrılması öngörülmekte, cemevleri için bina ve tesisler
yapımı, bunların her türlü bakımı, onarımı
ve gerekli malzeme desteğini sağlama hususları büyükşehir
belediyelerinin görev ve sorumlulukları arasına
alınmaktadır. Yine, tüm belediyelerin ve il özel idarelerinin görev
ve sorumluluklarının arasına cemevlerinin
yapımını, bakımını ve onarımını
yapabilmeleri eklenmektedir. Ayrıca, belediyelerin, cemevlerine indirimli
ya da ücretsiz olarak içme ve kullanma suyu verebilmeleri, cemevlerinin
aydınlatma giderlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığının
bütçesine konulacak ödenekten karşılanması hükme
bağlanmaktadır. Cemevi gerçeğinin ilk defa yasal düzenlemeye
giriyor olması da çok önemli ve tarihî bir adımdır.
Değerli milletvekilleri, bizi biz yapan, bizi
millet hâlinde bir arada tutan, birlik ve beraberliğimizin
mayasını oluşturan unsurlar millî ve manevi
değerlerimizdir. Üzerinde yaşadığımız bu aziz ve
kadim vatan topraklarda sayısız eren, arif, âlim, derviş,
tasavvuf ehli, ilim ve irfan kutbu büyüğümüz yetişmiştir; millî
ve manevi değerlerimiz bu abide şahsiyetler tarafından
yoğrulmuştur. Onlar, toprağı alın teriyle, topraktan
yaratılan eşrefimahlukat insanoğlunu da sevgiyle fethettiler,
yeryüzünde sevgi medeniyetini kurdular ve bu medeniyetin iklimini
yeşerttiler. Türk milleti, ezelden ebede akıp giden tarih içinde
sonsuzluğu aydınlatan o ışık kaynaklarıyla bütün
insanlara huzur ve hizmet sunmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuzluğunun
teminatı da her yeni çağı bir güneş gibi aydınlatan
millî kültürümüzdür. Bu kültürle yoğrulan medeniyet ve maneviyat
zenginliğimizdir. Millî ve manevi değerlerimizi nesiller
arasında güçlü bir tarih, kültür ve medeniyet şuuruyla yaşatmak
mecburiyetindeyiz. Toplumsal yaraların sarıldığı,
kronik meselelerin köklü çözümlerle buluşturulduğu, millî ve manevi
değerlerle kenetlenmiş bir Türkiye'ye Allah'ın izniyle vasıl
olmak hepimizin müşterek gayesidir. Bizim üstesinden gelemeyeceğimiz,
altından kalkamayacağımız hiçbir sorun yoktur. Vakit,
yüreklerin toplu vurma vaktidir; vakit, göğsünü gere gere millete
mensubiyet onurundan iftihar eden her bir insanımızla kucaklaşma
vaktidir. Kökeni, mezhebi, anasının dili ne olursa olsun Bu millet
benim, bu vatan benim, bu bayrak benim. diyen herkes bizim kardeşimizdir.
Asırlar içinde hep var olarak bugünlere ulaşan
Alevilik-Bektaşilik ne inançlarımızdan ayrı görülebilir ne
de milletimizden ayrı tutulabilir. Alevi kardeşlerimiz millî
kimliğimizin ayrılmaz bir parçasıdır, Türk milletinin
mevcudiyetinin özünde yer almaktadır. Hoca Ahmet Yesevi'nin
dergâhında diz dize, gönül gönüle oturan bizim
ecdadımızdır. Hacı Bektaş Veli'nin duasıyla
irşat olan, yönünü çizen Türk milletidir. Şeyh Edebaliden Geyikli
Babaya, Lokmanı Perendeden Pir Sultan Abdal'a, Ahi Evrandan Sarı
Saltuk'a, Arslan Babadan Mevlâna'ya, Akşemseddin'den Yunus'a kadar bütün
kutup yıldızlarımız Anadolu'nun ve Türk yurtlarının
bağrına nakış nakış Türk milletini
dokumuştur.
Aleviliğin hem inanç boyutu hem de kültürel bir
yapısı vardır. Alevi kardeşlerimiz cemevini ibadethane
görüyorsa ki öyledir bize düşen buna saygı duymak, yapıcı
ve destekleyici bir tavır almaktır ancak Aleviliği ayrı bir
din olarak göstermek öncelikle Alevi kardeşlerimize ve yüce dinimiz
İslama saygısızlık, hatta hakaret niteliğindedir.
Alevilik-Bektaşilik deyince, öncelikle Anadolu coğrafyasında ilk
akla gelen tarihî şahsiyet hiç şüphesiz Hünkâr Hacı Bektaş
Velidir. Hünkârın hayatı ve eserlerinde İslamı
yaşama hâli ve İslamın mesajlarını gönüllere duyurma
azmi açık ve net bir biçimde görülmektedir. Alevilerin en büyük
rehberlerinden birisi olan Pir Sultan Abdal Aleviliği şöyle tarif
ediyor: Muhammed dinidir bizim dinimiz/Cibrili Emindir hem rehberimiz/Tarikat
altından geçer yolumuz/Biz müminiz, mürşidimiz Ali'dir.
Kuşkusuz, Allah katında din
İslamdır, hamdolsun hepimiz Müslümanız, Hazreti Muhammed
hepimizin peygamberidir, Hazreti Ali hepimizin iftihar
kaynağıdır, Kerbelâ hepimizin müşterek üzüntüsü, Peygamber
Efendimizin gül yüzlü torunu reyhanım diye sevdiği Hazreti Hüseyin
hepimizin kahramanı, hepimizin şehididir. Kıblemiz bir,
kitabımız bir, imanımız bir, acımız bir,
sevincimiz birdir; ne ayrımız ne de gayrımız vardır.
Alevi de bizim, Sünni de bizimdir, cami de bizim, cemevi de bizimdir; 12
İmam da bizimdir; erenler, evliyalar, arifler Anadoluya Türk-İslam
nefesi üfleyen, elleri öpülesi büyüklerimiz de bizim şanımız,
göz nurumuzdur. Asırlar boyunca oluşan ve olgunlaşan
kaynaşma kültürümüz kardeşlik bağlarımızın
güvencesi, ülkemizi küresel bir güç yapma hedefinde takip etmemiz gereken yolda
rehberimizdir. Biz Türkiyeyiz, hep birlikte Türk milletiyiz. Hacı
Bektaş Velinin sözleriyle diyorum ki: Bir olalım, iri olalım,
diri olalım.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinde tüm
maden şehitlerimizi kapsayan, önemli düzenlemeler yer almaktadır.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun mevcut
geçici 59 ve geçici 66ncı maddelerine göre, kömür ve linyit madenlerinin
yer altı işlerinde 10 Haziran 2003 ile 28 Ekim 2014 tarihleri
arasında meydana gelen iş kazalarında hayatını
kaybeden maden şehitlerinin yakınlarına aylık bağlanmış
ve istihdam hakkı verilmiştir. Bu kanun teklifiyle, belli tarih
aralığını kapsayan mevcut geçici hükümler yürürlükten
kaldırılarak bugüne kadar meydana gelen ve bundan sonra meydana
gelebilecek iş kazalarını kapsayan daimî bir düzenleme
yapılmaktadır. Buna göre, hangi tarihte olursa olsun, kömür ve linyit
madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş kazası
sonucunda ölen sigortalıların kendi
sigortalılıklarından dolayı prim ve prime ilişkin
borçlarının terkin edilmesi; hak sahiplerine kanunda öngörülen
sigortalılık süresi ve prim ödeme şartı
aranmaksızın aylık bağlanması; eksik primlerin Hazine
ve Maliye Bakanlığınca karşılanması; anne ve
babasına aylık bağlanmasında eş ve çocuklardan artan
hisse bulunması şartı dışında başka bir
şart aranmaması; ayrıca, eş ve çocuklarından
birisinin, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisinin kamu
kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında
istihdam edilmesi öngörülmektedir. Türkiye güçlü bir devlettir; devletimiz tüm
maden şehitlerimizin geride kalan sevdiklerine, tüm acılı
ailelerine sahip çıkmaktadır.
14 Ekim 2022 Cuma akşamı
Bartın'ın Amasra ilçesinde milletimizin yüreğine ateş
düşmüş, kömürün karasından helal lokmasını
çıkarmak amacıyla yerin yüzlerce metre altına inen
madencilerimiz hepimize acıların en acısını
yaşatmıştır. Elbette maden ocağındaki malum patlamaya
yol açan kusur, ihmal ve eksik olarak değerlendirilebilecek ne varsa
mutlaka gün yüzüne çıkarılacaktır. Bu konuda cumhuriyet
başsavcılarımız ve bakanlık müfettişlerimiz
soruşturma yapmaktadır. Amasra Cumhuriyet
Başsavcılığımız soruşturma kapsamında
25 şüphelinin gözaltına alınmasına karar verildiğini,
olayla ilgili soruşturmaya tüm yönleriyle ve titizlikle devam
edildiğini açıklamıştır. Gözaltına
alınanlardan 8 kişi tutuklanmıştır.
Önceki gün de Zonguldak Kilimli ilçesinde bulunan
maden ocağında meydana gelen patlamada 4 madencinin
yaralandığı olayla ilgili başlatılan adli
soruşturmanın devam ettiği, 3 kişinin ifadesinin
alındığı açıklanmıştır.
Sorumluluğu bulunanlar ortaya çıkarılmalı ve mutlaka hesap
vermelidir. Ayrıca, iş sağlığı ve güvenliği
alanında yürütülen hizmetlerin nitelik ve verimliliği
artırılmalı, etkin bir şekilde denetimleri
yapılmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu
olayların sonuna kadar takipçisiyiz.
Maden ocağında emek ve alın teriyle
ekmeğini kazanmanın mücadelesini verirken hayatlarını
kaybeden işçi kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet,
tedavileri devam eden kardeşlerimize de şifalar diliyorum. Yüce
Rabb'imiz hepimizi, her insanımızı ve aziz milletimizi görünür
görünmez kazalardan, belalardan, hastalıklardan, afatlardan esirgesin.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifiyle
Kamulaştırma Kanununda bazı değişiklikler
yapılmakta, uygulamada karşılaşılan sorunların
çözümlenmesi amaçlanmaktadır. Bu değişiklikler özetle şu
şekildedir: Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî
kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkı kısıtlanan
taşınmazların beş yıl içerisinde
kamulaştırılmaması veya
kısıtlılığının kaldırılmaması
hâlinde taşınmaz malikleri tarafından mülkiyet hakkından
kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli
yargıda görülmesi öngörülmektedir. Kesinleşmiş mahkeme
kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen
taşınmazların kamulaştırılması için
kamulaştırma bedellerinin eski malikleri adına kamu
bankalarına yatırılması ve hak sahiplerine ödenmesi hâlinde
tebliğ dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma
işlemlerinin kamulaştırma bedelinin ödendiği tarih
itibarıyla kesinleşmiş kabul edileceği hükme
bağlanmaktadır.
Kamulaştırma bedelleri ve
kamulaştırmasız el atma tazminatlarına ilişkin mahkeme
kararlarındaki bedel, tazminat, vekâlet ücreti ve yargılama
giderlerinin ödenmesinde icra takibine gidilmeden önce davacının veya
vekilinin banka hesap numarasını davalı idareye bildirmesi,
idarenin de otuz gün içinde ilgiliye ödeme yapması hükme
bağlanmaktadır.
Mahkeme kararlarına istinaden yapılacak
icra takiplerinde idarelerin teminat gösterme zorunluluğu
olmaksızın icranın geri bırakılmasını talep
edebilmesi öngörülmektedir.
Ayrıca, 4/11/1983 tarihinden 28/7/2021 tarihine
kadar fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin
bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara
veya kaynaklara fiilî olarak el konulması veya hukuki el
atılması sebebiyle açılan davalarda hükmedilen bedel ve tazminat
ödemelerinde kullanılmak üzere davalı idarelerin bütçelerinde ödenek
ayrılması, alacakların ayrılan ödeneği
aşması hâlinde ödemelerin sonraki yıllara sarî olacak
şekilde garameten ve taksitlerle gerçekleştirilmesi, taksitli ödeme
süresince ayrıca kanuni faiz ödenmesi öngörülmektedir.
Diğer taraftan, Antalya ili Kaş ilçesi
Kemer Mahallesinde Antalya Kaş Kasaba Projesi Kıbrıs
Barajı yapımından etkilenen ailelerin iskânlarının
temini için yeniden yapılacak iskân etütleri ve devamında ailelerin
yeni yerleşim alanlarına nakilleri, hak sahiplikleri ve
borçlandırılmalarına ilişkin işlemlerin
Cumhurbaşkanlığınca belirlenecek usul ve esaslar
çerçevesinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından
yürütülmesi öngörülmektedir.
Kanun teklifiyle Kamu İhale Kanununda da
değişiklikler yapılmaktadır. Buna göre, uygulamada
yaşanan tereddütlerin giderilmesi amacıyla diğer düzenleyici ve
denetleyici kurumlarda olduğu üzere, görevde yükselme ve unvan
değişikliği sınavına tabi kadrolarla ilgili düzenleme
yapmak için Kamu İhale Kurumuna yetki verilmekte ve Kamu İhale uzman
yardımcılığına atanacaklarda aranan 30 yaş
şartı 35e yükseltilmektedir.
Kuruma itirazen şikâyet
başvurularında başvuru sahibinin iddialarının
tamamında haklı bulunması hâlinde başvuru bedelinin iade
edilmesi, diğer taraftan sözleşmenin feshedilmesi hâlinde sözleşmenin
bedelinin on binde 5i oranında yükleniciden tahsil edilen tutarın
iade edilmemesi hükme bağlanmaktadır. 4734 sayılı Kanundan
istisna edilenler ile doğrudan teminle yapılanlar da dâhil olmak
üzere her türlü mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin
alım, ihale ve sözleşme süreçlerine ilişkin olarak her türlü
işlem, onay, bildirim ve tebligatlar ile başvuruların kurum
tarafından Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden
gerçekleştirilebilmesi düzenlenmektedir.
Kanun teklifinde yer alan diğer düzenlemeler
özetle şu şekildedir: Motorlu araç ticareti yapan mükelleflerden
teminat alınmasına yönelik Hazine ve Maliye
Bakanlığına yetki verilmekte ve teminat verme
zorunluluklarına uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilmesine
yönelik düzenleme yapılmaktadır. Vergi güvenliğinin
sağlanması bakımından önem arz eden bu düzenleme
sıfır araç ticareti yapan mükelleflere yönelik olup motorlu araç
ticareti yapan diğer mükellefleri kapsamamaktadır. İstanbul
Finans Merkezi bölgesinde katılımcı belgesi alarak faaliyette
bulunan kurumların yurt dışından satın alınan
malları Türkiye'ye getirmeksizin yurt dışında
satmalarından veya aracılık etmelerinden
sağladıkları kazancın yüzde 50sini kurumlar vergisi
beyannamesi üzerinde ayrıca göstermek şartıyla kurum
kazancından indirme imkânı getirilmektedir. Fiyat İstikrarı
Komitesinin kuruluşunu düzenleyen Cumhurbaşkanlığı
kararnamesinin Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmesi üzerine bu karar
doğrultusunda kanuni düzenlemeye gidilmektedir. Para ve maliye
politikaları arasındaki eş güdümü gözetmek suretiyle fiyat
istikrarını sağlamaya yönelik yapısal politika önerilerinin
geliştirilmesi, fiyat istikrarını tehdit eden risklerin
izlenmesi suretiyle alınması gereken tedbirlerin belirlenerek ilgili
kurum ve kuruluşlar tarafından uygulamasını sağlamaya
yönelik kararlar alınması ve kamu tarafından belirlenen ya da
yönlendirilen fiyatların kamu istikrarı odağında
uygulanmasını sağlamaya yönelik kararlar alınması
amacıyla Fiyat İstikrarı Komitesinin kuruluş ve görevleri
düzenlenmektedir.
Konusu suç teşkil etmemek ve
kesinleşmiş bir yargı kararına müstenit olmamak
kaydıyla, ilgili mevzuata aykırı olarak sosyal denge
tazminatı ödendiği tespit edilen il özel idareleri, belediyeler,
büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşlar ile mahallî
idare birliklerinin sorumluları hakkında bu ödemeler nedeniyle idari
veya mali takibat ve yargılama yapılmaması,
başlamış olanların işlemden
kaldırılması düzenlenmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak destek
verdiğimiz ve olumlu oy kullanacağımız kanun teklifinin
ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına söz talep eden Mersin Milletvekili Sayın Rıdvan
Turan.
Buyurun Sayın Turan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) Sayın
Başkan, Değerli Genel Kurul; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi, bir torba kanunla daha karşı
karşıyayız. Usule ilişkin değerlendirmeyi eğer
zaman kalırsa yapacağım. Çünkü bu torba kanun, usulü değerlendirmeden
ziyade içerik açısından değerlendirmeyi çok daha fazla hak
ediyor. Burada Alevilere ilişkin önemli bir madde var bilindiği gibi
ve iktidar -tırnak içinde- bir açılım süreci takip ediyor. Ama
Recep Tayyip Erdoğanın Şahkulu Dergâhında başlattığı
açılım bugün Meclisin kapısında İçişleri
Bakanının biber gazıyla sona erdi; çok sayıda insan
yaralandı, gazın etkisi altında kaldı, bazı cemevi
dedelerimiz hastaneye kaldırıldı.
Yani herkes tabii şuradan bir sonuç biçiyor:
Şimdi, kendileri hakkında, kendi gelecekleri hakkında söz
söyleneceği vakit, Alevi toplumunun bu memleketin, milletin temsilcisi
olduğu söylenen Meclise gelip derdini izah etmesi kolluk zoruyla ortadan
kaldırıldıktan sonra, iktidarın fermanlarında
Alevilere yönelik olarak hangi hayırlı şey çıkar? Herkesin
baktığı yer burası. Buradan hareketle de biz Aleviler, bu
maddelerin Alevi toplumunun çıkarıyla uzak, yakın hiçbir
alakasının olmadığını buradan bir kez daha ilan
etmek istiyoruz.
Değerli arkadaşlar, teklif sahiplerinin
anlamadığı mevzu temel olarak şu
Teklif sahipleri diyorlar
ki: Ya, bu, teknik bir düzenlemedir. İşte, şu şu şu
maddelerde, elektrikte, suda, şunda bunda cemevlerine tırnak içinde
söylüyorum- güzellik yapıyoruz. Dolayısıyla teknik bir
düzenlemeyi teknik olma vasfından çıkartarak memleketin böyle önemli
bir meselesinin bir politik mesele gibi ele alınmasını
doğru görmüyorlar; oysa tam da anlamadıkları şey işte
bu. Yani yüzlerce yıldan beri bir yok
sayılmışlığın, yüzlerce yıldan beri
katliamlara uğramışlığın, yüzlerce yıldan
beri inancı yasaklanmışlığın Meclise sunulacak
herhangi bir kanun teklifindeki izahı ne kadar teknik olursa olsun, o
sonuna kadar politik bir meseledir ve Aleviler, bizler, bu meseleyi politik bir
mesele olarak görüyoruz. Bizim açımızdan ne su meselesidir ne
elektrik meselesidir ne başka bir şeydir.
Eğer iktidarlar böyle bir meseleyi çözmekte
yüzlerce yıldan beri -Selçukludan başlatıyorum bunu-
Selçukludan Osmanlı'ya, genç cumhuriyete ve bugüne kadar imtina
etmişlerse, şu anda 25 milyon civarında bir halkın
talepleri yok sayılmışsa artık o taleplerin hiçbir tanesi
teknik mesele paranteziyle izah edilemez. Bu meseleler bu sorunun çözümsüz
bırakılmasından kaynaklı olarak her biri başından
sonuna kadar politik bir mesele hâline gelmiştir. Politik bir mesele
hâline gelmiştir çünkü bu ülkeyi yönetenlerin Alevilere borcu vardır,
bu borç bugüne bakiye olarak kalan ta Selçukludan bugüne kadar sürgit devam eden
binlerce Alevi katliamının, Alevi yok
sayılmışlığının bakiyesidir. Kanuni Sultan
Süleymanın Ebussuud Efendisinin Aleviler için neler söylediğini,
hangi fetvaları verdiğini unutmadık. Kızılbaşların
canının, malının helal olduğuna, onlarla
savaşırken şehit düşenin mutlaka cennetle
ödüllendirileceğine ilişkin fetvaları unutmadık. II. Mahmut
zamanındaki devasa Alevi kırımlarını, Alevilerin bütün
ibadethanelerinin adım adım yok sayıldığını,
yeniçerileri bir modernleşme hamlesiymiş gibi tasfiye ederken
aslında Bektaşi-Alevi anlayışına yönelik büyük bir
tasfiye hareketinin başlatıldığını, o dönemin
vakanüvislerinin ifadesiyle boğazın yeniçeri kanından
kıpkırmızı olduğu gerçeklikleri unutmadık.
Dolayısıyla, bir bakiyeyi bugün konuşacaksak her şeyden
önce bir hesap alışverişine ihtiyacımız var. Bu hesap
alışverişi yapılmaksızın -ki bu hesap
alışverişi her şeyi politik kılan bir hesap
alışverişidir- böyle suyla, elektrikle, şununla bununla
bizim bunu konuşmaya dahi tenezzül etmeyeceğimizi bilmeniz
lazım, bilmeniz lazım.
Halkların Demokratik Partisinin Halklar ve
İnançlar Komisyonu aylardır Alevi köylerini geziyor ve aylardır
Alevi köylerinde Bu insanların temel talepleri nedir, kendilerini siyaset
arenasında nasıl görmek isterler? diye bu sorunun cevabını
alıyor, söyleşiler yapıyor ve gezdikleri yüzlerce köy içerisinde
tek bir talep yoktur ki Ya, şu bizim cemevine bir su
bağlasınlar, bir dedemize maaş bağlasınlar, elektrik
bedava olsun da bu iş böyle çözülsün. diyen tek bir Allah'ın kulu
yoktur.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Bizim o tarafta
var.
RIDVAN TURAN (Devamla) Alevilerin temel talebi,
bizlerin temel talebi, eşit vatandaşlık meselesidir. Komisyonda
bunu konuştuk, teklif sahiplerinin anlamadığı şey
şu: Yahu, siz nasıl böyle söylersiniz, bu çok
kırıcı. Niye kırıcı kardeş? Eşit vatandaşlık
diyorsunuz, Aleviler eşit vatandaş değil mi? Şimdi, zaten
burada ezilenlerin pedagojisine ilişkin acayip bir şey var ama
ezenlerin pedagojik yapısına ilişkin daha başka bir
şey var, o da ne biliyor musunuz? Ezen hiçbir zaman ezilenin taleplerini
meşru talep olarak görmez. Ezilenin feryadı ezenin kulağına
hoş seda gibi gelir. Onunla hemhâl olmak, onunla duygudaş olmak ve
gerçekten o sorunları çözmenin kendi iktidarından vermek
olduğunu düşünür. İşte, o sebeple, muktedirler,
yukarıda oturanlar, saray sahipleri, saltanat sahipleri halkın,
işçi sınıfının, Alevilerin, Kürtlerin taleplerini bir
küçümsemeyle ele alırlar; bu meseleleri teknik mevzular derekesine
indirerek çözümleyebileceklerini zannederler. Oysa çileyi çeken kimse, sorunu
bütün boyutuyla yaşayan kimse, bir sorunun çözülmesi için kulak verilmesi
gereken tam da odur. O sebeple siz yasa yaparken Ya, biz zaten teknik bir
düzenleme yapıyoruz. diyerek bu işin içerisinden, yüzlerce
yıllık bakiyenin ağırlığından kendinizi
kurtaramazsınız. Selçukluda başlamış Alevi
kırımları, Osmanlıda devam etmiş hâliyle genç
cumhuriyette de ne yazık ki farklı bir biçime sahip olmadı.
Alevilere yönelik yok saymalar, inkârcı tutumlar, kırımlar ne
yazık ki birbirinin sürekliliği olan bu sistemler içerisinde devam
etti ve o zamandan bu zamana da bunun çilesini hâlâ yaşıyoruz.
Değerli hazırun, biz kimseden sadaka
dilenmiyoruz, biz bir bakiye kapatılsın istiyoruz. Biz bu müesses
nizamın Alevilerin canını malını helal gören
anlayışıyla yüzleşmesinden yanayız. O nedenle, bizim
temel talebimiz, anayasal güvence altına alınmış bir
eşit vatandaşlık talebidir. Bizim talebimiz, sizin söylemeye
dilinizin varmadığı, cemevinin bizim ibadethanemiz olduğu
gerçeğinin Anayasa tarafından kabul edilmesidir. Bizim talebimiz,
Alevileri toplumsal, kamusal yaşamda, ekonomik yaşamda yok sayan
anlayışın ortadan kalkmasıdır; Alevi
katliamlarına ilişkin olarak Maraşı, Çorumu hepimiz
hatırlıyoruz, değil mi; Gaziyi hepimiz hatırlıyoruz,
Sivasta yakılan canları hiçbirimiz unutmadık; bunlarla bu
toplumun yüzleşmesidir. Çünkü biliriz ki, katliamlardan çok çekmiş
bir parti olarak, bir halk olarak biliriz ki eğer bir katliamla
layıkıyla yüzleşmiyorsanız onun tekrarı
kaçınılmazdır, onun tekrarı artık bir kader hâline
gelmiş durumdadır. O sebeple, bu kanun teklifi içerisinde yer alan
maddelerin Alevilerin taleplerini en küçük biçimde dahi
karşılamadığını ifade etmek lazım.
Niteliksel olarak farklı şeyler tartışıyoruz, bizim
tartıştığımız şeyler ile sizin Bu
güzellikleri yapalım da bu meseleyi çözelim.
yaklaşımınızın arasında niteliksel fark var ve
şu ikna edici değil: Bu teknik mesele
Teknik mesele yok bizim
açımızdan; Aleviler için kurduğunuz her laf politiktir, her laf
geçmişi hatırlatır, her laf bu müesses nizamın
geleneğindeki katliamcılıkla yüzleşmeyi gerektirir, her laf
bize kayıplarımızı hatırlatır. O sebeple, bu
meseleler teknik meselelerdir, oylayalım da geçelim
yaklaşımıyla bu meselelerin üzerinden atlamak, bu meseleyi
çözmek mümkün değildir. Nasıl ki değerli arkadaşlar,
Osmanlıda II. Mahmut Döneminde Alevi dergâhlarına Nakşibendi
şeyhlerinin atanması o dönem açısından bir kayyum
siyasetiyse, bu kayyumcu rejimin biz kendi belediyelerimizde bir başka
biçimini görüyoruz ama bu kayyumcu rejimin bir başkası Alevileri,
Alevi inancını Kültür ve Turizm Bakanlığına
bağlamak suretiyle de kendini ortaya koymaktadır. Hayırdır
ya! Biz folklor ekibi miyiz, kılıçkalkan ekibi miyiz? Biz
sayısı 25 milyonu bulan, bu memlekette eşit ve özgür bireyler
olarak yaşayan, vergisini veren, insanca yaşamak isteyen, inancı
saygı görsün isteyen, ibadethanesi ibadethane sayılsın isteyen,
Diyanet İşleri Başkanlığının haksız ve
hukuksuz yaklaşımlarından muzdarip olan milyonlarız. O sebeple,
bu yaklaşım, bu Kültür Turizm Bakanlığı meselesi zaten
baştan bu maddelere karşı Alevi toplumunun nasıl bir duygu
durumunda olduğunu açık, net bir biçimde bize gösteriyor.
Bugün Dışişleri Bakanı dedi ki:
Avrupa Birliği hedefimize bağlıyız, aynen
arkasındayız. E, tabii, şimdi, Avrupa Birliğine üye
ülkeler pek çok yerde daha önce açılmış davalar sebebiyle
cemevlerini ibadethane olarak tanımış durumdalar. Ya, acaba bu
memleketi yönetenler hiç mi utanmaz? Yani kendi vatandaşına
tanımadığı özgürlüğü o vatandaşı gidip
Avrupada yaşayabiliyor. O ülkelerde cemevi, kilise gibi, cami gibi, havra
gibi, sinagog gibi bir ibadethane statüsündeyken bu memleketi yönetenler bu 25
milyona yaptığı zulümden hiç mi utanmaz? Utanmaz, biliyorum
çünkü zaten burada işin aslı bir hegemonyanın ilanihaye, sürgit
devam etmesidir; Alevilerin eşit vatandaş olarak yaşaması
değildir, Alevinin ancak ve ancak Diyanet İşleri
Başkanlığı tarafından yani Hanefi Sünni İslam
yorumu tarafından belirlenmiş olan alan içerisinde kalıp
devletin kendi Alevisi hâline dönüşmesini sağlamaktır.
Yağma yok, o işler çoktan geçti. Aleviler örgütlüdür, Alevilerin
gelecek toplum tasarıları vardır, Alevilerin anayasal talepleri
vardır, Alevilerin Alevi olmaktan kaynaklı hakları vardır,
inançlarının hakkı vardır. O nedenle, en azından
toplumumuzdaki Alevilerin durumunun Avrupadakilere yaklaştırılması
gerekli.
Süre kısa, bu meseleye ilişkin söylenecek
çok şey var ama
Yani bu kayyumcu zihniyeti tam anlamıyla
reddettiğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum ve diğer maddelere
geçmek istiyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu torba
yasa içerisinde bir Fiyat İstikrarı Komitesi cin fikirliliği
var. Bu fiyatların niye istikrarı yok? Çünkü para
politikalarını ve maliye politikalarını boşa
düşüren bir ekonomi anlayışı var. Merkez Bankası denen
aygıt esasen fiyat istikrarını sağlamakla mükellef iken
Merkez Bankasının artık fonksiyonunu yerine getiremez bir hâle
dönüştürülmüş hâli var.
Şimdi, inzibati yöntemlerle ya da yan yana
gelip de böyle komiteler kurarak bu meseleler çözülmez. Fiyat
istikrarını sağlamak ve enflasyonu ortadan
kaldırmanın, enflasyonu düşürmenin yolu yöntemi, bir defa, para
politikası ve maliye politikası araçlarını etkin
kullanmaktır ama bu saatten sonra o da yetmez. Demokratik ve kamucu yeni
bir üretim seferberliği sağlamaktır, ancak fiyatlar bu
şekilde düşer. Yani siz tarımsal üretimi desteklerseniz, köylüye
destek sunarsanız köylü çok üretir. Piyasada fazla olan tarımsal
ürünler böylece ne olur, fiyatı düşmeye başlar. İstikrar
böyle sağlanır. Yoksa buna benzer komisyonlar kurarak bu konuda
herhangi bir adım atılamaz.
Bir diğer mesele şu finans merkezi
meselesi. Ya, Allah aşkına, bu finansa olan aşkınız
nedir ya? Gerçekten çok merak ediyorum. Bakın, arkadaşlar, dünyada
finans kavramı artık tartışmaya açılan bir kavram.
Çünkü pek çok iktisatçının ortak görüşü şudur: Finans alanı,
finansal sektörler kalkınmaya hizmet eden sektörler değildir, ani
para hareketleriyle bir kesime büyük kazançlar sağlarken, diğer
taraftan, toplumsal gelir dağılımını ciddi biçimde
tehdit eden, toplumun geneli açısından bir kaosu yaratan;
işçiler, emekçiler ve yoksulların aleyhinde sürgit devam eden bir
düzeydir. Dolayısıyla, Türkiye'nin ihtiyacı o Ataşehir'deki
heyula gibi ucubeleri oraya dikmek falan değildir. Türkiye'nin
ihtiyacı demokratik planlamacı bir üretim üssü hâline gelmektir,
yüksek teknoloji üretebilmektir. Yoksa bu finansal hareketlerle ekonominin
büyümesine dışarıdan gelen parayla katkı
sağlayabilirsiniz ama kalkınma için katkı
sağlayamazsınız. Bu, kalkınmayı desteklemez; bu, bir
kesimin daha da fazla zenginleşmesini sağlar. Ayrıca şöyle bir
şey var: Şimdi, oradakilere yüzde 50 kurumlar vergisi istisnası
tanıyorsun, öyle mi? E, orada olmayanın kabahati ne? Muamma, bir
kenarda duruyor. Arkadaşlar, zaten, bakın, bütçe geliri olarak 3,8
trilyonluk bir gelir planı var, planlanıyor. Bu 3,8 trilyon
liranın 2,7 trilyon lirası yoksullardan, halktan toplanan vergiler,
vergi kalemleri; diğer kısmı, 1 küsur kısmı sermayenin
vergilendirilmesiyle ortaya çıkan şeyler. Şimdi, zaten, sen
vatandaştan bu kadar bir vergiyi toplamışsın, bu kadar bir
vergi alıyorsun, diğer taraftan da sermayenin vergisini affediyorsun;
yüzde 50 kurumlar vergisini bağışlıyorsun. Böylece,
aslında, orada oluşacak açığı yoksullardan
topladığın vergiyle kapatıyorsun. Yani iktidar, AKP
iktidarı bir taraftan varsılların vergi yükümlülüklerini
azaltırken orada ortaya çıkan boşluğu da yoksullardan
topladığı vergilerle kapatıyor ya da yüksek faizle
borçlanmak suretiyle bunu yapıyor. Oysa, sermayeye bu kadar vergi
güzellikleri yapılmıyor olsa vergi adaletinin
sağlanmasının ön koşulları oluşmaya başlar;
kademeli olarak artan bir vergi politikası o zaman mümkün olabilir, bir
servet vergisi, bir rant vergisi o zaman mümkün olabilir ama bütün benzer
devletlerin de yaptığı gibi, devlet, alt sınıflardan
üst sınıflara doğru kaynakları hortumlama aracıdır,
kaynakları hortumlama aracıdır. AKP'de bunu finans merkezi
yoluyla bir kez daha yapmaktadır.
Bütçede bir rakam var vergi harcamaları
adı altında; adından bakınca hiçbir şey
anlaşılmıyor yani böyle muğlak, gitsin, vergi
harcamaları. Değerli arkadaşlar, bu vergi harcamaları
kaleminin altında sermayeden alınmasından vazgeçilen kalem var.
Bu sene için 300 küsur, 350 milyar gibi bir şeyken, olacağı
öngörülürken, realize olan 940 milyar civarında. Bunun 150 milyar
civarının asgari ücretlilerden alınmayan vergi olduğu
düşünülürse sermayeden 800 milyar lira civarında, 800 milyar
civarında vergi zaten vergi harcamaları adı altında
alınmayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
RIDVAN TURAN (Devamla) Hâl böyleyken, bir de böyle
vergi istisnaları, vergi muafiyetleri sağlamak suretiyle halkın
yoksulluğunu daha fazla artıracak, finansal hareketlilikle
istikrarı daha fazla tehdit edecek, gelir dağılımı
uçurumunu daha fazla bozacak bir yaklaşımın kabul edilebilir
olmadığını ifade etmek istiyorum.
Başka maddeler var ama zamanımız sona
erdi, yalnız şunu söyleyeyim: Bu torba yasa teklifine -usule
ilişkin zamanım da kalmadı- hem torba olması sebebiyle ama
ondan daha önemlisi son derece politik olan Alevi meselesini teknik bir mesele
olarak ele alıyor olması hasebiyle külliyen, kökten
karşıyız.
Teşekkürler. (HDP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz talep eden İstanbul Milletvekili Sayın Emine Gülizar
Emecan.
Buyurun Sayın Emecan.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Bence bir dakika
Mehmet Beye söz verin, ondan sonra.
BAŞKAN Evet, Sayın Tiryaki, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
54.- Batman Milletvekili Mehmet Ruştu
Tiryakinin, Bilkent-İncek Yolu Projesine ilişkin
açıklaması
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ankara Büyükşehir Belediyesi eski
Başkanı Melih Gökçek döneminde yapımına başlanan
Bilkent-İncek Yolu Projesi Ankara Büyükşehir Belediyesi
Başkanı Mansur Yavaş döneminde yeniden ihaleye açıldı.
ODTÜ arazisi içinden geçecek yol çalışmasına
başlanması ve yolun Gölbaşı-Niğde Otobanı
bağlantı yolu kapsamında yapılacağının
duyurulması üzerine ODTÜ bileşenleri bir kampanya başlattı,
projenin iptal edilmesini istedi. ODTÜ bileşenleri haklı olarak parça
parça 1071 Bulvarı denilerek, otoban bağlantı yolu denilerek
ODTÜ arazisinin ve ODTÜ ormanlarının yok edilmesine karşı
çıkıyor ve bunu aslında bu kentte yaşayan hepimiz için
yapıyor ve bunu aslında ODTÜde yaşayan bütün canlılar için
istiyorlar. Bugün, Meclis önünde projenin görüşüleceğini
duydukları için Meclis toplantısına katılmak istediler.
Sadece birkaç temsilciye izin verildi, geri kalanlar Meclis önünde, belediye
önünde protesto barışı, protesto etkinliği yapmak istediler
fakat gazla müdahale oldu, çok sayıda bileşen
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Bitiriyorum Sayın Başkan, çok kısa.
BAŞKAN Peki, tamamlayalım lütfen.
Buyurun.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Ancak
bu protesto etkinliğini gerçekleştirmek isteyenlere müdahale edildi,
çok sayıda kişi gözaltına alındı ve şu anda
gözaltındalar. ODTÜ bileşenlerinin yanındayız,
mücadelelerini destekliyoruz; en barışçıl protestoya
saldırı ve gözaltını doğru bulmuyoruz. Gözaltına
alınanların derhâl serbest bırakılmasını talep
ediyoruz.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (HDP
sıralarından alkışlar)
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 73
Milletvekilinin Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4680) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 364) (Devam)
BAŞKAN Sayın Emecan, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA EMİNE GÜLİZAR EMECAN
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli Genel Kurul üyeleri, öncelikle,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugün 364 sayılı Vergi Usul Kanunu
ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifini görüşüyoruz. Değerli arkadaşlar, bu Mecliste 2018
yılından bu yana 4üncü yılımız ve dört
yıldır hem Plan ve Bütçe Komisyonunda hem de diğer komisyonlarda
çeşitli kanun görüşmeleri yaptık, kanuni düzenlemeleri görüştük,
ciddi tartışmalar içerisinde geçti bu düzenlemeler, bu kanun
görüşmeleri ancak değişmeyen bazı şeyler vardı ve
hâlâ da değişmedi. Bunlardan bir tanesi, getirilen düzenlemelerin
hepsinin torba kanun şeklinde getirilmiş olması. Şimdi,
yine 25 maddeden oluşan bu Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair -torba- Kanun Teklifini
görüşüyoruz ve bu da torba şeklinde getirilmiş bir düzenleme.
İçerisinde birtakım teknik düzenlemeler var. Evet,
vatandaşın yararına olan birkaç düzenleme var ama onun
dışında yaklaşan seçimlere yönelik birtakım düzenlemelerin
olduğunu da ifade etmek zorundayım.
Tabii, her zaman olduğu gibi, yine dediğim
gibi, birbirine benzemez konuları ve birçok maddeyi içeriyor. Teklifte yer
alan madde metinlerinden her biri ayrı ihtisas komisyonlarının
çalışma alanlarına giren ve aslında detaylarıyla uzun
uzun görüşülüp tartışılması gereken düzenlemeler.
Neler bunlar? 25 maddeden oluşan bu torba kanun teklifinin 3, 4, 5, 6, 7
ve 23üncü maddelerinin örneğin Adalet Komisyonunda görüşülmesi
gerekiyordu. 8 ve 21inci maddelerinin Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda; 10, 19 ve 20nci maddelerinin
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonunda; 14, 15, 16 ve 17nci maddelerinin İçişleri
Komisyonunda; 22nci maddesinin Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar ve
Bilgi Teknolojileri ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonlarında ayrıca esas veya tali komisyon sıfatıyla
görüşülmesi gerekmekteydi. Ama her zaman olduğu gibi yine hop,
torbanın içerisinde bizim önümüze getirildi, bu yapılmadı. Ve bu
son görüştüğümüz torba teklif bütçe görüşmelerinin arasına
sıkıştırıldı değerli arkadaşlar.
Artık bütçe görüşmelerinin, bakanlık bütçelerinin
görüşmelerinin ortasındayız. Komisyonda bir yandan da
bunları, bu görüşmeleri yürütüyoruz, diğer yandan da burada
gördüğünüz gibi torba kanun görüşmelerini yapıyoruz.
Bu kanun teklifinin içinde bizim ana muhalefet
partisi olarak Anayasaya açıkça aykırı bulduğumuz birçok
düzenleme var. Bu dört yıl boyunca torba kanun görüşmelerinde
Anayasaya aykırılık konularını da uzun uzun çok kereler
tartıştık ama hiçbir şekilde iktidar tarafından,
sizler tarafından bu tartışmaların sonucunda muhalefetten
gelen eleştiriler kabul edilmedi, şimdi de kabul edilmediğini
zaten görüyoruz.
Biraz önce, teklifin görüşülmesine
başlamadan önce bu teklifin getirilişi ve Anayasaya
aykırılıklarıyla ilgili ciddi bir usul
tartışması yapıldı. Özellikle teklifin içinde
getirilen, toplam 6 maddeden oluşan, cemevleriyle ilgili getirilen
düzenlemeler var. Bu 6 maddenin temel kanun olarak görüşülmesi
gerektiği ve bu nedenle kanun metninden çıkarılması
gerektiği net bir şekilde ifade edildi ama geldiğimiz nokta
çıkarılmadan işte, görüşüyoruz. İşte,
gördüğünüz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisinin son geldiği nokta bu.
Nedir burada yaşanan sorun ve düzenlemeler? dersek onlardan bahsetmek
istiyorum. Özellikle Alevi vatandaşlarımızın uzun
yıllardır iktidardan talepleri var. Aleviliğin bir inanç ve
cemevlerinin de ibadethane olarak kabul edilmesi ve eşit
yurttaşlık temelinde gerekli desteklerin devlet tarafından
sağlanması ancak teklifte bu taleplere yönelik düzenlemeler yok.
Değerli arkadaşlar, aslında Alevi
vatandaşlarımız ne diyorlar: İlim Çindeyse alın.
diyen Hazreti Muhammedin, Bana bir harf öğretenin kırk yıl
kölesi olurum. diyen Hazreti Alinin, İlimden gidilmeyen yolun sonu
karanlıktır. diyen Hacı Bektaş Velinin hatta En hakiki
mürşit ilimdir. diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürkün yolundan giden Alevi
vatandaşlarımızın taleplerini hiçbir zaman göz önüne almadınız,
hiçbir zaman önemsemediniz. Şimdi, bu teklifte bu düzenlemeler neden yok,
oraya da geleceğiz. Söz konusu maddelerle ilgili, bu 6 maddeyle ilgili
daha önceden Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin Türkiye Büyük Millet
Meclisine vermiş bulunduğu çok sayıda kanun teklifi gündeme
alınmamış, bazı kanun tekliflerinin komisyonlarda
görüşülmesi sırasında verilen çok sayıda önerge
reddedilmiştir.
Getirilen düzenlemeler kısaca şöyle:
İmar planlarında cemevlerine yer verilmesine olanak
sağlanıyor. İmar planlarının tanziminde planlanan
beldenin ve bölgenin koşulları ile gelecekteki gereksinimler göz
önünde tutularak cemevi yerleri ayrılacak. Cemevi yeri imar
mevzuatına aykırı olarak başka amaçlar için
ayrılamayacak. Büyükşehir belediyelerine, il özel idarelerine ve
belediyelere cemevleri için gerektiğinde bina yapımı,
bakımı ve onarımı yapma yetkisi veriliyor. Cemevlerinin
aydınlatma giderinin Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinden
karşılanması öngörülüyor ama buradaki sorun ne? Şu ana
kadar okuduğum şeyler içerisinde belki sorunlu gibi görünmüyor ama
cemevleri hiçbir maddede ibadethane olarak geçmiyor. Hatta özellikle ibadethane
içeren maddelerdeki düzenlemeler yerine cemeviyle ilgili düzenlemeler kanun
teklifinde başka şekilde getiriliyor. Bunların
detaylarını maddeler üzerine konuşan
arkadaşlarımız sizlerle paylaşacaklar ancak burada Diyanet
İşleri Başkanlığı altında
yapılması gereken düzenlemeler maalesef, Kültür ve Turizm
Bakanlığı çatısı altında yapılıyor.
Cemevleriyle ilgili düzenlemeleri Anayasaya açıkça aykırı
birçok düzenlemeyi içeren bir torba teklifinin içine koyarak Türkiye Büyük
Millet Meclisine getirmeniz çok samimiyetsiz bir durum ve Alevi
vatandaşlarımızı da kırmıştır. Bunu
öncelikle bilmenizi istiyorum.
Ayrıca bizim başta CHP olmak üzere
muhalefet olarak itiraz edeceğimizi de düşündüğünüzden
Neden
düşünüyorsunuz? Torba kanuna itiraz edeceğimizi
düşündüğünüzden -çünkü dediğim gibi, aslında itiraz
edeceğimiz, Anayasaya aykırı olan ya da düzenlendiği zaman
olumlu sonuçlar vermeyecek olan birtakım düzenlemeler var- bunlara itiraz
edeceğimizi düşündüğünüz için Alevi
vatandaşlarımızla ilgili düzenlemeleri de bu kanun teklifinin
içine koydunuz ve bizim olumlu oy vereceğimizi tabii ki bu maddelerle
ilgili düşünerek.
İkincisi, getirdiğiniz düzenleme çok seçim
kokuyor arkadaşlar. Yirmi yıldır aklınız neredeydi,
siz neredeydiniz? Bu soruyu komisyonda da sorduk. Yirmi yıldır
iktidarsınız ama seçime çeyrek kala hem de bir torbanın içine
sıkıştırarak Alevi vatandaşlarımızla ilgili
düzenlemeleri getirdiniz. Taraflara sormadan hazırladınız ve siz
kabul etmeseniz de Anayasaya aykırılıklar içeriyor bu
düzenleme.
Bugün Alevi vatandaşlarımız seslerini
duyurmak için Meclisin önüne geldiler, toplandılar ve sizlere gerçek
taleplerini anlatmak istediler ama samimi olmadığınız için
onlara bu hakkı da tanımadınız, onlara bunu bile çok
gördünüz; polis müdahalesiyle cevap verdiniz. Anayasal bir hak olan gösteri ve
ifade özgürlüğünü yeni otokratik tek adam sistemiyle rafa
kaldırdınız ve kitleler kendileriyle ilgili
sorunlarını artık sizlere ifade edemiyorlar. Siz eğer bir
taraf olarak herhangi bir konuda bir konuyu görüşmeyi uygun
görüyorsanız görüşülüyor ancak taraflar kendilerini ifade etmek
istediklerinde bunlar yapılamıyor, sürekli engelleniyor. Sadece Alevi
vatandaşlarımızı mı? Doktorlar sokağa
çıktı, üzerlerine polis gönderdiniz; avukatlar sokağa
çıktı, üzerlerine polis gönderdiniz; öğretmenler
çıktı, polis gönderdiniz; şimdi de sıra Alevi
vatandaşlarımıza geldi. Hâlbuki bugün Sayın Genel
Başkanımızın da hatta sadece bugün değil, bundan
önceki günlerde de ifade ettiği gibi, ülkede uyuşturucu
baronları, mafya liderleri cirit atıyor, kol geziyor, birbiriyle
savaşıyor, çocuklarımız sokaklarda uyuşturucudan
maalesef muzdarip, aileler perişan ama siz bunlara müdahale etmek yerine
hakkını arayan vatandaşlara müdadele ediyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar) Siz bunlara müdahale etmek
zorundasınız. Sizin İçişleri Bakanınız gerçek
sorunlarla ilgilenmek yerine sokaktaki satıcıyla mücadele etmeye
çalışan polislere Ayaklarını kırın. emrini
verebiliyor sadece çünkü uyuşturucu baronlarıyla
fotoğrafları var, çünkü onlara bağımlı, sesini
çıkaramıyor, gücü ancak bize yeteceğini sanıyor. Gücünün
Genel Başkanımıza yeteceğini sanıyor ama
yanılıyor; gücü yetmeyecek, sizin de yetmeyecek, biz bu sorunlarla da
baş edeceğiz.
Evet, değerli arkadaşlar, kanun teklifiyle
ilgili maddelere devam etmek istiyorum. Alevi vatandaşlarımızla
ilgili konuları arkadaşlarımız konuşacak
demiştim. Neyse, iyi bir konuyla devam edelim, bağlayalım, bizim
de olumlu gördüğümüz bir düzenleme yeni bir madde ihdasıyla
getirildi. Madde 18, teklife komisyon aşamasında eklendi bu madde.
Maddeyle Amasrada yaşanan maden kazasına ilişkin düzenlemeler
getirildi. Düzenlemenin birinci fıkrasında, daha önce 5510
sayılı Kanunun geçici 66ncı maddesi kapsamındaki 2003 ve
2014 yılları arasında iş kazası sonucu ölümlere
ilişkin zaman kısıtlaması kaldırılıyor ve
genel olarak kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde
çalışanlardan iş kazası sonucu ölenlerin prim borçları
affediliyor. Yani bu kısıtlama kalkmış, bu iyi bir uygulama.
Devamında, maddenin ikinci fıkrasında
yapılan düzenlemeyle yukarıdaki birinci fıkrada belirtilen zaman
kısıtlaması kaldırıldığından ölüm
tarihindeki mevzuatın uygulanması düzenlenmiş.
Yine, maddenin üçüncü fıkrasında
yapılan düzenlemeyle
her türlü kazanç ve irattan elde etmiş
olduğu gelirinin -madencinin anne ve babasına aylık
bağlanmasıyla ilgili ailenin her türlü kazanç ve irattan elde etmiş
olduğu gelirinin- asgari ücretin net tutarından daha az olması
ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar
hariç olmak üzere gelir ve/ veya aylık bağlanmamış
olması
şartının aranmadan bunlara aylık bağlanacağına
ilişkin özel düzenleme yapılmıştır.
Maddenin son fıkrası, dördüncü fıkrasında
da birinci fıkrada yapılan zaman kısıtının
kaldırılmasına ilişkin değişikliklere paralel
olarak yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce ölen madencilerin
hak sahiplerinin de SGK'ye yazılı olarak başvurmaları
hâlinde yasanın yürürlük tarihinden itibaren gelir ve
aylıklarının bağlanacağı ve geriye yönelik
aylık alamayacaklarına ilişkin düzenleme
yapılmıştır.
Şimdi, tabii, günde saat, 2 kere de olsa
doğruyu gösterir diyoruz, bu düzenlemeyi de bu şekilde
değerlendirmek istiyorum.
Şimdi, teklifin 9uncu maddesi, 4059
sayılı Finansal İstikrar ile Bazı Düzenlemeler
Hakkında Kanuna madde eklenmesi suretiyle Fiyat İstikrar Komitesinin
görev ve yetkilerini kanunla düzenliyor.
Şimdi, Fiyat İstikrar Komitesiyle ilgili
düzenleme öncelikle Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle
yapılmıştı fakat Anayasa Mahkemesinin
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulamaz. dediği
Finansal İstikrar Komitesi, şimdi bu düzenlemeyle, kanunla kuruluyor.
Maddeyle, Fiyat İstikrar Komitesi kurulması, oluşumu,
sekretaryası, görev ve yetkileri tanımlanmakta. Fiyat
İstikrarı Komitesinin kuruluşu, oluşumu, görev ve
yetkilerine ilişkin söz konusu düzenleme aslında 74 sayılı
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle yapılmıştı
ancak Cumhuriyet Halk Partisi bu kararnamenin tümü ve bazı maddelerinin
iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu; Anayasa Mahkemesi
de 1/6/2022 tarihinde düzenlemeyi iptal etmişti. Kanun teklifiyle
getirilen düzenleme -dediğim gibi- bu iptal edilen
Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin de aynısı,
değişiklik yok değerli arkadaşlar ancak burada ele
alınması gereken asıl konu şu: Konu, Merkez
Bankasının fiyat istikrarını sağlama görevi ile Merkez
Bankasının bağımsızlığına ilişkin
konudur. Anayasa Mahkemesi yetki açısından konuyu
değerlendirdiğinden esasa girmemiştir. Yani esas konu, burada
Merkez Bankası yetkisi altında olan bir konunun Fiyat
İstikrarı Komitesi yetkisine alınması.
Arkadaşlar, anılan bu
Cumhurbaşkanlığı kararının 3üncü maddesi
şöyle diyor: Para ve maliye politikaları arasında eşgüdümü
gözetmek suretiyle fiyat istikrarını sağlamaya yönelik
yapısal politika önerileri geliştirmek, fiyat istikrarını
tehdit eden riskleri izleyerek alınması gereken tedbirleri
belirlemek, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından
uygulanmasını sağlamaya yönelik kararlar almak ve kamu
tarafından belirlenen ya da yönlendirilen fiyatların, fiyat
istikrarı odağında uygulanmasını sağlamaya
yönelik kararlar almak. Bunlar, Komitenin görev ve yetkileri arasında
sayılmıştır. Burada, dediğimiz gibi, mesele Merkez
Bankasının bağımsızlığının ve para
politikasını belirleme yetkisinin fiilen ortadan
kaldırılmasıdır, kaldırılmaya
çalışılmasıdır. Hatta, Bankanın Başkanı
Komitenin bir üyesi hâline getirilerek Hazine ve Maliye Bakanlığına
tabi kılınıyor bu düzenlemeyle. Dolayısıyla kanunun
çalıştığı bir alan yaratılmakta, bir yandan yeni
bir birim ile bir kamu tüzel kişiliği arasında görev ve yetki
çatışması yaratılmakta. Bu yetki çatışması,
değerli arkadaşlar, önümüzdeki süreçte bir kaos ortamının
doğmasına sebep olacaktır. Merkez Bankası zaten görünürde
bağımsızdı, devamlı başkanı
değişiyordu. Şu anda Cumhurbaşkanı ne derse Merkez
Bankası zaten onu yapıyor, onun verdiği kararları
alıyor. Faiz indirilecek. diyor, Merkez Bankası Başkanı indiriyor
Faiz sabit kalacak. diyor, Merkez Bankası sabit tutuyor ama yine de bir
özerk durumu vardı; şimdi bu düzenlemeyle Merkez Bankası daha da
etkisiz hâle getirilecek. Belki de bu düzenleme acaba Merkez
Bankasını etkisiz kılmak için mi getiriliyor diye de
düşünmek lazım. Fiyat istikrarı böyle komitelerle falan
sağlanmaz. Daha önce Fiyat İstikrarı Komitesi mi vardı diye
sormak istiyorum. Bugün eğer bir fiyat istikrarı yoksa bu yine sizin
yanlış ekonomi ve maliye politikalarınızın sebebidir.
Faiz sebep, enflasyon sonuç politikanızın sonuçlarından
dolayı bir fiyat istikrarı yoktur. Enflasyonun aşırı
artması, dövizin aşırı artması, hayat
pahalılığı, alım gücünün düşmesi, halkın
yoksullaşması, fiyatlardaki oynaklık, üreticinin artık neyi
kaça üreteceğini bilemiyor olması, önünü görememesi, hepsi sizin
yanlış ekonomi politikalarınızın sonucu. O yüzden
böyle istikrar komiteleri kurarak falan bunları düzelteceğinizi
zannetmeyin. Bütün bunları, seçimden sonra, yeni iktidarımızda
bu ülkenin kurumlarını önce bağımsız hâle getirerek ve
doğru, gerçekçi ekonomi ve maliye politikalarıyla biz çözeceğiz,
artık sizin çözme şansınız hiçbir şekilde yok.
Değerli arkadaşlar, kalan az bir
zamanımda kanun teklifinden çıkarılan 9uncu maddeyle ilgili
konuşmak istiyorum. Şu anda bu madde kanun teklifinde yok. Bu 9uncu
madde neydi? derseniz, bu 9uncu madde limanlarımızla ilgiliydi.
Özelleştirilen limanların kırk dokuz
yıllığına kiralanmalarının, işletilme
sürelerinin uzatılmasıyla ilgiliydi. Bugüne kadar 18
limanımız özelleştirildi. Ne diye özelleştirildi? Daha az
kamu maliyeti olacak ve daha verimli olacaklar diye. Aslında,
limanlarımız, stratejik konular, stratejik birimler, ülkemizin
ticareti için çok önemli. Bu kadar önemli olmasına rağmen sizler
özelleştirmeyi seçtiniz. Aslında özelleştirme sizin tabii ki bir
politikanız. İktidarınızda, yaklaşık 273 kuruluşta
hisse senedi veya varlık satış devir işlemi
yapıldı sizin döneminizde arkadaşlar yani burada biz 18 tane
limanın özelleştirilmesinden bahsediyoruz ama 273 kuruluş
Bu
kuruluşlardan 268inde artık kamu payı da kalmadı. 4 binden
fazla kamuya ait gayrimenkul satıldı ve 2002den bugüne yirmi
yılda toplam 63,7 milyar dolarlık da satış
gerçekleştirildi. Şimdi tam da işletme sürelerinin
azaldığı bir dönemde, tekrar kırk dokuz yıllığına
çıkarılmasıyla ilgili bu düzenlemeyi daha önce 2 kere
getirdiniz. Son getirdiğinizde Sanayi Komisyonunda görüşülmüştü
ancak yine bizim başvurumuzla bu düzenleme Anayasa Mahkemesi
tarafından iptal edilmişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla)
Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
Tekrar bu düzenlemenin içine getirdiniz ve sonra
Komisyon görüşmelerinde geri çektiniz. Geri çekmenizi tabii ki olumlu
buluyoruz, olumlu karşılıyoruz ancak getirmiş olmanız
bile vahim, bunu yeniden düzenlemeye çalışmış olmanız
bile vahim. Buradan, son cümle, şunu söylemek istiyorum: Umarım ki bu
düzenlemeyi tekrar karşımıza getirmezsiniz.
Daha birçok madde var düzenlemede ancak o maddelerle
ilgili hem bölüm üzerine konuşma yapacak olan
arkadaşlarımız hem de maddeler üzerine konuşma yapacak olan
arkadaşlarımız değerlendirmelerini yapacaklar.
Ben yine de bu torba kanun teklifinin
hayırlı olmasını diliyorum. En azından içindeki uygun
maddelerin, vatandaşlarımızın hayrına görünen
maddelerin, düzenlemelerin onlar açısından faydalı olmasını
diliyorum ama hepsi palyatif düzenlemelerdir, onu da söyleyeyim, uzun vadeli
hiçbir çözüm yoktur.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, gruplar
adına söz talepleri karşılanmıştır.
Şimdi, şahıslar adına söz
taleplerini karşılayacağız.
İlk söz talebi İzmir Milletvekili
Sayın Kamil Okyay Sındıra aittir.
Buyurun Sayın Sındır. (CHP
sıralarından alkışlar)
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
364 sıra sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin tümü üzerinde
şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi ve
yüce milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, ne yazık ki gene İç Tüzükün
91inci maddesinde tanımlanmış bulunan, temel kanun
niteliğinde olan ancak torba içerisine atılmış birçok
düzenlemeden oluşan bir torba kanunu görüşüyoruz. Tekrar vurgulamak
istiyorum ki bu kanunla ilgili, tıpkı aynı başlıkta
sayısız kanun yine bu yasama organımızdan geçti. Tabii,
bunun nedeni de kanuna adını veren Vergi Usul Kanunu en küçük kanun
numarası olduğu için birinci sırada yer
aldığından Vergi Usul Kanunu ve diğerleri diyerek
geçiştirilen bir torba kanun. İçinde 25 madde var ve
sanırım, böylesi torba kanunlarda madde sıralaması da kanun
numarasının küçüklüğünden adını vermiş durumda.
İç Tüzük 91inci madde -gayet iyi biliyoruz, burada bununla ilgili usul
tartışması da yapıldı- temel kanunda düzenlediği
alan yönünden bütünlüğün ve maddeler arasındaki bağlantıların
korunması zorunluluğunun bulunmasını şart
koşuyor. Şimdi, bu torba kanun teklifinde alan yönünden bir bütünlük
var mıdır? Bağlantıların korunması
zorunluluğu yerine gelmiş midir? Oysa bu kanun teklifinde birbiriyle
tamamen alakasız 14 ayrı kanun üzerinde düzenleme söz konusu. Bunu
sürekli eleştiriyoruz ama sürekli gündemimizde. Hele hele bugün bir inanç
grubunun hassas olduğu ve kendi inancını da tanımlamak ve
ona yönelik birtakım düzenlemeler getirmek gibi birtakım maddeleri de
içeren bir kanun düzenlemesi böyle bir torba kanun içerisinde
geçiştirilerek görüşülmek isteniyor.
Değerli arkadaşlar, bir kere, Anayasaya
aykırılık yönünden -hem usul yönünden hem de içerik yönünden-
birçok madde içeriyor maalesef. Anayasaya aykırılık denetimi
gine yapılmadı, Plan ve Bütçe Komisyonumuzda da yapılmadı,
öncesinde de olmadı, şimdi de olmuyor. Dolayısıyla, yine bu
kanunla ilgili varsa Anayasaya aykırılıklar -ki birazdan
bahsedeceğim- bunlar gine Anayasa Mahkemesine
Yani biz, yasamayı en
doğru, en iyi şekilde, en kaliteli şekilde yapmakla sorumlu olan
yasama organımız bunu layıkıyla yerine getiremiyor.
Dolayısıyla, İç Tüzükün 38inci maddesine göre komisyonlar,
kendilerine havale edilen tekliflerin ilk önce Anayasanın metin ve ruhuna
aykırı olup olmadığını tetkik etmekle
yükümlüdürler.
Şimdi, torba yasaya
baktığımızda, maden kazalarında hayatını
kaybedenlerin SGKye olan prim borçlarının, motorlu araç ticareti
yapanlardan vergi yükümlülüklerine karşı teminat istenmesinin, İstanbul
Finans Merkezinde faaliyette bulunan firmalara kurumlar vergisi indiriminin,
Anayasa Mahkemesinin, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle
kurulduğu için Anayasaya aykırı bularak iptal ettiği
Finansal İstikrar Komitesinin, il özel idareleri ve belediyelerin kanun ve
KHK hükümlerine aykırı olarak ödedikleri sosyal denge
tazminatlarının, Kamu İhale Kurumuyla ilgili, Kıbrıs
Barajının yapımıyla ilgili Antalya Kaş, Kemer
mahallelerinde yaşayan ailelerin iskân sorunlarının, TMSF
tarafından kayyum atanan şirketlerin haklarına yönelik
birtakım düzenlemelerin teklifte yer aldığını
görüyoruz. Ve tabii, hepimizin bugün burada özellikle üzerinde durduğu en
önemli düzenleme de Alevi toplumunun beklentileri karşılanıyor
mu, karşılanmıyor mu?
Değerli arkadaşlar, Alevi toplumu,
eşit yurttaş olarak tanınmayı ve yasalarla gereğinin
yapılmasını talep ediyor. Alevi toplumu, bu kanun teklifinde
ortaya konulan zihniyetle sorunlarının çözülemeyeceğini gayet
iyi biliyor. Bu kanunla, ibadetleri olan cem ve ibadethaneleri olan
cemevlerinin bir sorun olarak görüldüğünün bariz bir şekilde ortaya
konulmuş olduğunu ifade ediyor. Bu kanunla, esasen, Alevi
inancının yok sayıldığını, tanınmamaya
devam edildiğini, Sünni geleneğin altında kültürel bir öge
olarak gösterilmeye çalışıldığını
düşünüyor. Bu kanun teklifiyle sorunlarının betonla, demirle, su
parası, elektrik parası gibi birtakım ulufelerle çözülmeye
çalışılmasını reddediyor.
Varoluşlarının, haklarının ve inançlarının
tanınmasını talep ediyor. İnançlarının
sınırlarını kanun ya da kararnamelerle belirleme
çabasını inançlarına bir saygısızlık olarak
atfediyor. Ocaklarına, inançlarına dokunulmamasını istiyor.
Bin yılların inanç geleneklerinin bir torba yasayla yok
sayılmasını şiddetle reddediyor. Kimsenin
inancını ve ibadethanesini tarif etmeyecekleri gibi, kimsenin de
kendi inançlarını ve ibadethanelerini tarif etmesine izin
vermeyeceklerini özellikle belirtiyorlar. Kendilerinin Sünni Hanefi
inancına eklemlenmesini de kabul etmiyorlar. Alevi toplumu eşitlik
temelinde demokratik, laik bir ortak geleceği talep ediyor.
Değerli arkadaşlar, kanun teklifini
getiren, bu kanun teklifi üzerinde görüşlerini ortaya koyan tüm
arkadaşlarımıza soruyorum, sormak istiyorum, bilmek istiyorum:
Allah aşkına, Aleviliği bir inanç olarak görüyor musunuz,
düşünüyor musunuz? İnançlarını özgürce ve
yurttaşlık hakları temelinde, gelenekleri, ritüelleri
uyarınca yerine getirebilmelerini bir temel hak ve özgürlük olarak görüyor
musunuz? Bu kanun teklifi bunun böyle olmadığını, böyle
görülmediğini açıkça ortaya koyuyor.
Kanun teklifinin birçok maddesi, Alevi
inancını, Alevi toplumunun ibadetini, cemevlerini düzenleyen
birtakım düzenlemeler Anayasanın birçok maddesine aykırı,
özellikle de 24üncü maddesine. Kanun koyucunun, Alevi inancının
kendini tanımladığı şekliyle inanç ve dinsel
niteliğini yok sayma ya da reddetme ya da kendine göre tanımlama
yetkisi olabilir mi? Anayasa'nın din ve vicdan hürriyetine ilişkin
24üncü maddesine uygun mu görüyorsunuz bu kanun teklifini? Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin bu konudaki tüm içtihatlarını söylemiyorum
bile.
Değerli arkadaşlar, bu konu aslında
Şimdi, bir de kanun teklifindeki ilgili maddeye bakıyorum, 8inci
maddeye; ya, böyle bir şeyi ben belediye başkanlığı
yapmış bir milletvekili arkadaşınız olarak asla kabul
edemem. Bu maddede açık ve net bir şekilde İmar
planlarının tanziminde, planlanan beldenin ve bölgenin
şartları ile müstakbel ihtiyaçları göz önünde tutularak lüzumlu
cemevi yerleri ayrılır. İl ve ilçelerde mülkî idare amirinin
izni alınmak ve imar mevzuatına uygun olmak şartıyla
cemevleri yapılabilir... Mülki idare amiri lütfederse böyle bir
ibadethane yapılabilecek. Ha, beyefendi lütfetmezse yapılmayacak.
Böyle bir inanç ve bir inanca böyle bir yaklaşım, böyle bir
tavır kabul edilebilir mi değerli arkadaşlar? Cemevi yeri, imar
mevzuatına aykırı olarak başka maksatlara tahsis edilemez.
diyor. Tabii, İmar Kanunuyla ilgili diğer başka düzenlemelere
baktığımızda bunların hepsinde aynı
sıkıntıları, sorunları görüyoruz.
Ha, bir konuya daha kısaca değinerek
sözlerimi bitirmek istiyorum. Bu konuyu, bir önceki Gelir Vergisi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinde -ismini bile söylemek uzun zaman
alıyor- bundan önceki kanun teklifinde görüşmüş idik, önerge
vermiş idik; bu belediyelerde ve il özel idarelerinde sosyal denge
tazminatıyla ilgili yapılan fazla ödemelerin belediyelerde
çalışan memur arkadaşlarımıza, emekçilerimize bir yük
olarak geleceği ve bunun da düzenlenmesi gerektiğini ifade ediyor
idik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) Son cümlelerim.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) Bu konuda daha
önce bir kanun düzenlemesi yapılmış idi ancak o zaman toplam
personel giderleri yüzde 30u aşan belediyeler için bu konuda bir muafiyet
getirilmiş, terkin yapılmış idi. Tabii, yüzde 30unu
aşmayan, mali disipline uyan belediyelerde bu düzenleme geçerli
kılınmadığı için bununla ilgili teklifimize de olumlu
bakılarak bu kanun teklifine konulmuş olmasını olumlu
buluyorum; onu da öyle değerlendiriyorum. Ama bir torba yasa olarak
önümüze geldiği için böyle bir olumlu-olumsuz, evet-hayır ikilemi
içerisinde yine bırakılıyoruz ve böyle giderse daha çok bu
ikilem içerisinde bırakılacağız diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şahıslar adına son söz
talebi Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç'a aittir.
Buyurun Sayın Tunç. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında söz
aldım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Kanun teklifimiz 25 maddeden oluşan, geçen
hafta kanunlaştırdığımız teklifte olduğu
gibi geniş toplum kesimlerini ilgilendiren önemli düzenlemeler içeren bir
kanun teklifi. Teklifte, maden kazalarında vefat edenlerin
yakınlarına yönelik önemli düzenlemeler var; Alevi inancına
sahip vatandaşlarımızı ilgilendiren önemli düzenlemeler
var; vergi kanunlarımızla, kamulaştırma
kanunlarımızla, Fiyat İstikrarı Komitesiyle ilgili ve
Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda ihtiyaç duyulan önemli uyum
düzenlemeleri var. Teklifimiz 25 maddeden oluşuyor.
Tabii, öncelikle, maden kazalarıyla ilgili,
maden şehidi yakınlarımızla ilgili yapılan
düzenlemeler gerçekten önemli. Özellikle Bartın Amasra ilçemizde 14 Ekimde
meydana gelen maden kazası millet olarak hepimizi derinden
sarsmıştı; 42 madencimizi kaybetmiştik, 4 madencimizin
tedavisi hâlen devam ediyor. Vefat eden madencilerimize Allahtan rahmet
diliyorum, yaralı madencilerimize de acil şifalar diliyorum;
milletimizin başı sağ olsun.
Kazayla ilgili ceza soruşturması çok
boyutlu olarak devam ediyor; şu anda 6 savcı soruşturmayı
sürdürüyor, 7 kişilik bilirkişi heyeti bir ön rapor
hazırladı ve bu ön rapora göre de tutuklamalar gerçekleşti.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Umarız Soma gibi olmaz sonu.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Ve daha sonra, tabii,
kazanın olduğu yerde yapılacak olan incelemeler neticesinde de
soruşturmanın seyri devam edecek ve bu konuda da
yargımızın sorumlular hakkında en doğru kararı
vereceğine inanıyoruz.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Bakan Hiçbir
ihtimal yok. demişti.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Sizi
Somadan tanıyoruz.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Türkiye Büyük Millet
Meclisinde kurulan araştırma komisyonunun hem Amasradaki
kazanın nedenlerinin hem de bundan sonra bu tür kazaların bir daha
meydana gelmemesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi
açısından da önemli bir görev ifa edeceğini belirtmek istiyorum.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Yirmi
yıldır tedbir alıyorsunuz, yirmi yıldır!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Temennimiz, bundan sonra bu
tür kazaların meydana gelmemesi.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Yirmi
yıldır temenni ediyorsunuz.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Bakan istifa etmeyi
düşünüyor mu, Bakan?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Kanun teklifimizde
Sayın Cumhurbaşkanımızın kamuoyuyla
paylaştığı hususlar kanunlaşmış olacak kabul
edildiğinde.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Yirmi
yıldır kanun çıkarıyorsunuz.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Maden şehitlerimizin
geride bıraktığı emanetleri için önemli düzenlemeler
gerçekleştiriyoruz.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununa eklediğimiz maddelerle, vefat eden
madencilerimizin eş ve çocuklarına, eş ve çocukları yoksa
kardeşlerinden birisine kamuda istihdam hakkı tanıyan önemli bir
düzenlemeyi hayata geçiriyoruz. Ayrıca, bu teklifle, vefat eden
madencilerimizin eş, çocuk, anne ve babalarına sigorta gün ve prim
dikkate alınmaksızın maaş bağlanmasına
ilişkin düzenlemeyi de hayata geçiriyoruz.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) Ölmeden önce,
ölmeden önce yapacaktınız.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Ayrıca, 2003 ve 2014
arasında yasal düzenlemesi gerçekleşmişti; bu düzenlemenin, hem
istihdam hakkı hem maaş bağlanabilmesiyle ilgili düzenlemenin
süre sınırlaması kaldırılarak 2003 öncesini de 2014
sonrasını da kapsayacak şekilde düzenlemeyi hayata geçiriyoruz.
Maden şehitlerimizin geride
bıraktıkları bizlere emanet; onların her zaman yanında
olmaya, onlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle, tüm maden
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, yakınlarına ve
milletimize başsağlığı diliyorum; düzenlemenin madenci
yakınlarımız için hayırlı olmasını
diliyorum.
Bugün, aynı zamanda, 8 Kasım, Uzun
Mehmetin maden kömürünü, taş kömürünü bulduğu günün yıl dönümü.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Keşke bulmasaydı, insanlar yaşardı bari.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) O nedenle, Uzun Mehmete de
buradan, bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlayan bu buluşu
nedeniyle de Allahtan rahmet diliyorum.
Değerli milletvekilleri, teklifle, cemevleriyle
ilgili önemli düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Sayın
Cumhurbaşkanımızın cemevleriyle ilgili olarak
açıkladığı yasal düzenlemeyi gerektiren hususlara da
teklifimizde yer veriyoruz. Bu kapsamda, İmar Kanununda, Büyükşehir
Belediyesi Kanununda, İl Özel İdaresi Kanununda, Belediye
Kanununda ve Elektrik Piyasası Kanununda düzenlemeler yaparak bu konuda
önemli bir adım atıyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizdeki 85 milyon insanımızın her bir ferdi
devletimizin birinci sınıf vatandaşıdır. Her bir
insanımızın inanç ve ibadetlerinden eğitim ve
çalışma hakkına kadar tüm temel hak ve özgürlüklerden
yararlanabileceği bir Türkiye'nin inşası için çalıştık
ve çalışma devam ediyoruz. Anadoludaki bin yıllık
varlığımızı hazmedemeyenlerin milletimiz arasında
ayrılık tohumları ekmelerine fırsat vermedik, bundan sonra
da vermememiz gerekiyor.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Kim onlar kim? Alevi
kurumlarını mı kastediyorsunuz?
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Kimi kastettiniz Sayın Başkan?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Türkiye Yüzyılı
vizyonuyla cumhuriyetimizin kazanımlarının üzerine hep birlikte
yenilerini koymamız gerekiyor.
2009-2010 yıllarında
Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı
döneminde, Hükûmetimizce Alevi sivil toplum kuruluşlarının
temsilcileri, akademisyenler, sendikalar, meslek odaları, üniversiteler,
medya temsilcileri
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Sonuç: Torba yasada 6 madde. Geldiğimiz nokta bu.
YILMAZ TUNÇ (Devamla)
ilahiyatçılar,
Diyanet, siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla
çalıştaylar düzenlenmişti.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Sonuç ne, sonuç ne oldu?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Ve bu
çalıştaylarda dile getirilen bazı hususların bu teklifle
hayata geçirildiğini görüyoruz.
Sonuç olarak, Kültür ve İçişleri
Bakanlarımızın koordinasyonunda yürütülen çalışmalar,
1.585 cemevi ziyareti ve konunun ilgililerinden elde edilen fikir ve
düşünceler dikkate alınarak yapılan düzenlemelerle Kültür ve
Turizm Bakanlığımızın bünyesinde Alevi-Bektaşi
Kültür ve Cemevi Başkanlığının kurulacak
olmasını önemli buluyoruz. Bu, önemli bir adım, buna itiraz
etmemeniz gerekir.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ziyaret ettiğiniz kurum başkanlarını bugün Meclisin önünde
dövdünüz Sayın Başkan. Hani, gidip ziyaret ettiniz ya! Bugün de
dövdünüz Meclisin önünde!
BAŞKAN Sayın Koçyiğit
Sayın
Koçyiğit
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Kanun teklifiyle
cemevleriyle ilgili olarak da cemevlerine imar planlarında yer
ayrılması ve imar planında cemevi olarak ayrılan yerlerin,
alanların başka bir amaca tahsis edilmemesi önemli bir düzenlemedir
İmar Kanunumuzda.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Lütfediyorsunuz, lütfediyorsunuz; Sayın Başkan, lütfediyorsunuz yani
gerçekten!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Yine, cemevlerinin
yapımı, onarımı, restorasyonu, birtakım giderlerinin
karşılanması, kamu tarafından bunun
karşılanıyor olması ve bu yönde yasal düzenlemenin
kanunlarımıza dercedilmesi önemli bir adımdır, bunları
küçümsememek lazım.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Şimdiye kadar siz mi yaptınız?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Bunların daha ilerisini
istemek
Evet, haklısınız ama bunları da küçümsemeden
bunların önemli bir adım, ilerleme olduğunu da kabul etmemiz
gerekir.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinde
başka hususlar da var. Tabii, çok sayıda düzenleme var, hepsi
milletimizi ilgilendiriyor.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Cemevleri
ibadethanedir, samimiyseniz söyleyin.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Torba kanun
eleştirileri burada oldu. Tabii, her bir maddemiz farklı bir
alanı düzenliyor olabilir ama her bir maddenin İç Tüzük gereği
bir kanun teklifi şeklinde getirilmesi durumunda burada günlerin
alacağını ve bu 25 maddelik düzenlemenin haftalar boyunca
gerçekleşmeyeceğini sizler de biliyorsunuz.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Siz niye tanımlıyorsunuz Sayın Başkan, size ne! Size ne ya,
cemevinin yerinden size ne! Kaymakama ne ya, valiye ne cemevinden!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) O nedenle bu torba kanun
eleştirilerine de katılmak mümkün değil.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ya, kaymakamı ne ilgilendiriyor cemevinin yapılıp
yapılmaması ya!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Kanun teklifinde, motorlu
araç ticareti yapanlarla ilgili teminat yükümlülüğü ve teminatı
yerine getirmeyenlere ilişkin cezai yaptırım uygulanması,
kamulaştırma işleriyle ilgili düzenlemeler, Fiyat İstikrarı
Komitesinin Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda yeniden
düzenleniyor olması
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ya, sizin kaymakamınız uzun namlulu silahlarla cemevi basıyor
ya! O kaymakamdan mı izin alacağım ben?
YILMAZ TUNÇ (Devamla)
il özel idareleri,
belediyeler, bağlı kuruluşlarına sosyal denge
tazminatıyla ilgili uygulamadan kaynaklanan sorunların gideriliyor
olması
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ne sanıyorsunuz siz Alevi toplumunu ya!
YILMAZ TUNÇ (Devamla)
Antalya Kaş Kasaba
Projesi Kıbrıs Barajının yapımı nedeniyle evleri
sular altında kalan vatandaşlarımızın iskânla ilgili
oluşan mağduriyetlerinin gideriliyor olması, Kamu İhale
Kurumu ilanlarında EKAPın yine devreye girerek
şeffaflığın sağlanması, İstanbul Finans
Merkezi ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuyla ilgili ihtiyaç duyulan
düzenlemeleri bu teklifle hayata geçiriyoruz.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Cemevlerini
ibadethane sayın, tarihe geçersiniz.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Teklifimizin milletimiz
için, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Size bu hakkı kim verdi, kim? Bu hakkı nereden alıyorsunuz?
Alevilerin inancını tanımlama hakkını nereden
alıyorsunuz?
BAŞKAN Şahıslar adına
konuşmalar tamamlanmıştır.
Soru-cevap talebi bulunmuyor.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ne soracağız Başkan!
BAŞKAN Teklifin tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir... (CHP
ve HDP sıralarından Ret, ret! sesleri, gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ret Başkan,
ret!
BAŞKAN Kabul edilmiştir.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Başkan,
saydınız mı?
BAŞKAN Kabul edilmiştir.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Sayın Başkan, nasıl kabul ediyorsunuz ya? Göz var, izan var ya!
BAŞKAN Birleşime iki dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 21.49
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 21.50
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 17nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu
açıyorum.
364 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir iş
bulunmadığından, alınan karar gereğince kanun
teklifleriyle komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için 9 Kasım 2022 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 21.51