TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
29uncu Birleşim
5 Aralık 2022 Pazartesi
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN
KAĞITLAR
III.-OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkanı Mustafa Şentopun, Türk
kadınının seçme ve seçilme hakkının kabulünün 88inci
yıl dönümüne, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine ve cumhuriyetin
100üncü yıl bütçesine ilişkin konuşması
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkanı Mustafa Şentopun,
milletvekillerinin, Meclisin çalışma düzenini, sükûnetini bozmayacak
şekilde hareket etmeleri gerektiğine ilişkin konuşması
3.- Oturum
Başkanı TBMM Başkanı Mustafa Şentopun, Pençe-Kilit
Operasyonu bölgesinde şehit olan Piyade Komando Binbaşı Mehmet
Dumana ve Türkiyenin terörle mücadelesine ilişkin konuşması
IV.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Teklifleri
1.- 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362)
2.- 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285), Plan ve
Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363)
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul Milletvekili
Nurettin Caniklinin 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin tümü üzerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
2.-
Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun,
İstanbul Milletvekili Engin Altayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
3.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın 362 sıra sayılı
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve İstanbul Milletvekili
Nurettin Caniklinin 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin tümü üzerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
4.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın 362 sıra sayılı
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
5.- Sakarya
Milletvekili Engin Özkoçun, Cumhurbaşkanı Yardımcısı
Fuat Oktayın 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin tümü üzerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
6.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, İzmir Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlunun 2023 yılı bütçe konuşması
sırasındaki gergin tavrının sebeplerine, İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine, İstanbul Milletvekili Pervin
Buldan ile Mardin Milletvekili Mithat Sancarın 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin tümü üzerinde HDP Grubu adına yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ve İzmir Milletvekili
Atila Sertelin yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
7.-
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın, Sakarya
Milletvekili Engin Özkoç, Samsun Milletvekili Erhan Usta ile İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
8.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit
olan Piyade Komando Binbaşı Mehmet Dumana ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
9.- Bursa
Milletvekili İsmail Tatlıoğlunun, Parlamentonun mehabetine
uygun davranılması gerektiğine, partili Cumhurbaşkanı
sistemine ve Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
10.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın yaptıkları açıklamalarındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
11.- Sakarya
Milletvekili Engin Özkoçun, Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan
Piyade Komando Binbaşı Mehmet Dumana ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
12.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun
İzmir Milletvekili Atila Sertele verilmesi teklif edilen kınama
cezasının savunması için yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
13.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
14.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Mecliste erkek
egemen bir yaklaşımın olduğuna ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın 362 sıra sayılı
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
15.-
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın, Sakarya
Milletvekili Engin Özkoçun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
VI.-
DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ
1.- İzmir
Milletvekili Atila Sertele, TBMM İçtüzüğünün 160ıncı
maddesinin 3üncü bendi ile 163üncü maddesi uyarınca kınama
cezası verilmesi
VII.-.YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Muğla
Milletvekili Burak Erbay'ın, son 5 yılda yurtdışına
göç eden 18-30 yaş aralığındaki kişilerle ilgili
çeşitli verilere ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay'ın cevabı (7/73967)
5 Aralık 2022 Pazartesi
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 12.04
BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP
KÂTİP ÜYELER: Enez KAPLAN (Tekirdağ), Emine
Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29uncu
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayımız vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
III.-OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı Mustafa
Şentopun, Türk kadınının seçme ve seçilme
hakkının kabulünün 88inci yıl dönümüne, 2023 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifine ve cumhuriyetin 100üncü yıl bütçesine
ilişkin konuşması
BAŞKAN Öncelikle, değerli arkadaşlar,
bugün 5 Aralık 2022; dünyada öncü olarak, birçok Avrupa ülkesinden de önce,
tam ve eşit olarak kadınların seçme ve seçilme hakkının
kabulünün 88inci yıl dönümü. Bu ileri görüşlü ve öncü kararda
emeği olan başta ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bütün
dönem milletvekillerini saygıyla ve şükranla anıyorum. Kadınların
daha fazla siyasi katılımının sağlanacağı
günlere doğru umutla ve kararlılıkla, kutlu olsun.
Gündemimize göre, 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine başlayacağız.
Cumhuriyetimizin 100üncü yılının bütçe
görüşmelerinin milletimiz ve devletimiz için hayırlı sonuçlara
vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.
IV.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (*)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, Komisyon Raporları
362 ve 363 sıra sayılarıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Şimdi, yürütme adına bütçe sunuş
konuşmasını yapmak üzere Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Sayın Fuat Oktaya söz vereceğim.
Buyurun Sayın Oktay. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri Sayın
Cumhurbaşkanımız, şahsım ve Hükûmetimiz adına
saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe
Komisyonunda 21 Ekimde başlayan 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe
Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifi görüşmeleri 25 Kasımda tamamlanmıştır. 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, Plan ve Bütçe Komisyonunda
iki yüz otuz saat süren 21 birleşim sonunda son şeklini
almıştır. Otuz altı gün boyunca yoğun mesai yapan Plan
ve Bütçe Komisyonumuzun Değerli Başkan ve üyelerine, tüm
milletvekillerine, süreci birlikte yürüttüğümüz Bakan
arkadaşlarıma, kamu kurumlarının temsilcilerine ve Komisyon
çalışanlarına verdikleri emek ve katkıları için bir
kez daha teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 2021 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
Meclis Genel Kurulundaki müzakerelerine bugün itibarıyla
başlıyoruz. Gazi Meclisimizin çatısı altında
toplanarak milletimize şeffaf bir şekilde hesap verme ve
gerçekleştirmeyi planladığımız hizmetleri sunma
mecrası olarak gördüğümüz bütçe görüşmelerinin hayırlı
şekilde tamamlanmasını temenni ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde
Türkiyenin yönetimine talip olduğumuz ilk günden beri, büyük ve güçlü
Türkiye hedefimize kararlılıkla yürüdük, yürüyoruz. Hamdolsun,
savunma, ihracat, enerji ve turizm gibi pek çok alanda cumhuriyet tarihimizin
rekorlarını kırmak, Sayın Cumhurbaşkanımız
liderliğinde bizlere nasip oldu. Hemen her hafta, farklı bir ilimizde
ülkemize kazandırılan eserlerin, fabrika ve üretim tesislerinin
açılışını yapıyoruz. İçeriden ve
dışarıdan maruz kaldığımız engeller
işimizi zorlaştırmış olsa da hedeflere ulaşma
irademizi asla yok edemedi. Tam tersine, önümüze çıkarılan her bir
engelle, üstesinden geldiğimiz her badireyle kararlılığımız
daha da kuvvetlendi. Ülkemizi Türkiye Yüzyılına hazırlarken bugüne
kadar yaptıklarımızın üzerine koyarak hedeflerimizi
aşmakta kararlıyız. Türkiye için yine büyük düşünüyor, bir
kez daha devrim niteliğinde adımlar atacak olmanın
heyecanını taşıyoruz. 2023 bütçemizle, ülkemize ve
milletimize itibar, refah ve güç kazandıran politikalarımızla
önümüzdeki yıl milletten aldığımız gücü yine
milletimize sunmaya hazırlanıyoruz.
2023 Yılı Bütçe Kanunu Teklifimizin temel
misyonu; insanımızı küresel belirsizliklerden ve risklerden
koruyacak, her kesimden vatandaşımızı kollayacak bir mali
altyapı oluşturmaktır. Bütçe teklifimiz, milletimizin
ihtiyaçlarına odaklanan bir bütçe olarak adil ve sosyal bir
anlayışa sahiptir. Bu kapsamda, toplumun tüm kesimlerine hitap eden,
sahip çıkan programlar, destekler ve ödenekler içermektedir. 100üncü
yılın bütçesi; yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve
-büyüme odaklı- cari fazla hedefli büyüme odaklı bir
yapıdadır. Bütçemiz, kalem kalem, işçisinden işverenine,
çiftçiden esnafa, emekliye, öğretmenlerimizden emniyet güçlerimize,
KOBİlerimizden sanatçılarımıza, genci
yaşlısı, dezavantajlı tüm bireyleriyle 85 milyonun
bütçesidir. Bu toprağın bağrında sıradağlar gibi
duran şehitlerimizin aziz hatırasına sahip çıkarak terör
bataklıklarını kurutan Türkiye'nin bütçesidir. Etrafında
olanı biteni tribünden seyretmek yerine; krizlere müdahil olan, çözüm
geliştiren, savaşan tarafları dahi aynı zeminde
buluşturan muktedir Türkiye'nin bütçesidir. Türkiyenin otomobili Toggu
geliştirmekle yetinmeyip bataryasına kadar millî imkânlarla üretecek
ek adımları atabilen üretim ekosistemimizin bütçesidir. Doğu ile
batı arasında en önemli köprülerden birine dönüşmekle
kalmayıp kendi doğal gazını, petrolünü, nadir cevherini
keşfeden, çıkaran enerji altyapımızın bütçesidir. 61
milyon kullanıcı sayısına ulaşmış e-devlet hizmetlerinin,
yapay zekâ, bulut, uç bilişim, büyük veri, nesnelerin interneti,
blokzincir, dijital ikiz gibi teknolojilerle şekillenen dijital
Türkiyenin bütçesidir. Kara yolu, hava yolu, deniz ve demir yollarıyla
ülkemizin her noktasını birbirine bağlayan, Anadoluyu fiber
ağlarla ördüğümüz ulaştırma ve haberleşme
altyapımızın bütçesidir. Tüm dünyanın gıptayla
izlediği, uğruna marşlar bestelenen millî savunma sanayisi
ürünlerimizin, Millî Muharip Uçakın, KIZILELMAnın, yeni tip
denizaltılarımız Hızırreis ile Selmanreisin, uzun
menzilli hava savunma sistemimiz SİPERin, Türkiyenin ilk çıkarma
gemisi TCG Anadolunun, TÜRKSAT 6Anın bütçesidir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yılın ilk dokuz
ayında 40 milyondan fazla turisti ağırlayan, hem tesis ve yatak
kapasitesini durmadan artıran hem de turizm gelirlerinde rekora koşan
Türk turizminin bütçesidir. 2,3 milyar metreküp su depolama kapasitesiyle ve
2023 bütçesi, kadının statüsünü
güçlendirecek, orman varlığımızı koruyup
artıracak, tarımsal gelirleri yükseltecek, turizmde yeni
rekorların önünü açacak, girişimciyi, yatırımcıyı
teşvik edecek ve daha pek çok alanda kalkınmayı, gelişmeyi
sağlayacak bir bütçedir.
2023 bütçemizle, cumhuriyetimizin 100üncü
yılında, bölgemizde barışı, ülkemizde birliği,
beraberliği, dayanışmayı ve devletimizin gücünü daha da
perçinleyerek yeni yükseliş destanları yazmaya devam edeceğiz
hep birlikte. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine ilişkin
sunuşumda bütçeye yönelik detaylı verilerle birlikte, Plan ve Bütçe
Komisyonundaki görüşmelerde yoğunlaşan hususlardan da
bahsedeceğim. Bütçenin bütününe ilişkin konuşmam, küresel
ekonomik görünüm, Türkiye ekonomisinde görünüm, temel icraatlarımız,
dış risklere karşı alınan tedbirler, orta vadeli
programdaki temel politikalar ve bütçe öngörüleri, bütçe gerçekleşmeleri
ve 2023 yılı bütçe öngörüleri kapsamında 2021 yılı
merkezi yönetim kesin hesabı, 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi,
2023 yılı bütçesinin temel özellikleri, gelir politikaları ve
uygulamaları bölümlerinden oluşacaktır.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; konuşmamın bu kısmında bütçe
hazırlık sürecinde yaşadığımız küresel
ekonomik ortamı sizlere hatırlatmakta yarar görüyorum. Malumlarınız
olduğu üzere son birkaç yılda salgın, arz ve tedarik
sorunları, jeopolitik gerilimler ve savaşların olumsuz
yansımaları nedeniyle küresel ekonomik görünümde bozulmalar tecrübe
edilmektedir. Uygulanan önlemlerle salgın kontrol altına
alınmış, ilave olarak destekleyici para ve maliye
politikalarının yardımıyla küresel iktisadi faaliyette 2021
yılında yine hissedilir bir toparlanma gözlenmiştir. Bununla
birlikte, salgın sonrasında talepteki toparlanmayla eş
zamanlı yaşanan arz sorunları ve belirsizliğini koruyan
Rusya-Ukrayna savaşının gıda ve enerji arz
güvenliğinde neden olduğu kırılmalar 2022 yılında
küresel ekonomi üzerinde baskı unsuru olmuştur. Başta enerji ve
gıda olmak üzere tüm emtia fiyatlarında yaşanan ivmelenme,
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun tarihî yüksek
seviyelere ulaşmasına neden olmuştur. Enflasyonun küresel bir
sorun olduğunun kabul edilmesiyle birlikte 2022 yılının
başından itibaren gelişmiş ekonomilerin öncülüğünde
para politikasında sıkılaşma eğilimi hâkim olmaya
başlamıştır. Başta ABD olmak üzere pek çok ülkede
politika faiz oranları yukarı yönde olmuştur ancak
sıkılaşan finansal koşullarla birlikte son veriler küresel
iktisadi faaliyette zayıflamaya işaret etmekte olup Kasım 2022
OECD bulgularına göre iş gücü piyasalarındaki sıkılaşma
sürmekte, reel ücretler düşmekte ve küresel büyüme tahminleri
yavaşlama eğilimindedir. Ayrıca, 2022 yılı genelinde
dolar endeksindeki güçlenme eğilimi, gelişmekte olan ülke para
birimlerinde dalgalanmalara yol açmıştır. Bu gelişmelerle
ve küresel bazda zayıflamaya başlayan toplam talep nedeniyle küresel
durgunluk ihtimali göz ardı edilemez bir düzeye gelmiştir. Bu yöndeki
endişeler uluslararası kurum ve kuruluşlarca da
sıklıkla gündeme getirilmekte ve finansal
sıkılaşmanın daha ölçülü olması tavsiye edilmektedir.
Son gelişmelerle uyumlu olarak, merkez bankalarının sıkılaşma
adımlarını yavaşlatmaya başladıkları da
gözlemlenmektedir. ABD Merkez Bankası Başkanı, faiz
artırımında yavaşlamanın bu ay içerisinde
başlayabileceğini açıklamıştır. Olası bir
durgunluğu dizginlemeye yönelik benzer politikaların 2023
yılında yaygınlaşması beklenmektedir. Bununla
birlikte, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki gerilemenin etkisi
başta olmak üzere, öncü veriler küresel enflasyon görünümünde
iyileşmeye işaret etmektedir. Talepteki zayıflamanın da
önümüzdeki dönemde küresel enflasyonu düşürücü etkisinin olacağı
değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, finansal koşullardaki
sıkılaşma, Rusya-Ukrayna savaşı, tedarik
sorunları ve jeopolitik gerilimler küresel büyümeye ilişkin tahminleri
aşağı çekmiş, başta gelişmiş ekonomiler
olmak üzere resesyon endişelerini tetiklemiştir.
Uluslararası Para Fonunun 2022 yılı
Ekim ayı Dünya Ekonomik Görünümü Raporuna göre, 2021 yılındaki
yüzde 6'lık genişlemenin ardından, dünya ekonomisinin 2022
yılında yüzde 3,2 ve 2023 yılında yüzde 2,7yle daha
düşük oranda büyümesi öngörülmektedir. 2021 yılında yüzde 5,2
büyüyen gelişmiş ülkelerin; ivme kaybederek 2022 yılında
yüzde 2,4 oranında; 2023 yılında ise yüzde 1,1 oranında
hasıla artışı kaydetmesi beklenmektedir. Ayrıca 2022
yılında, ABD'nin yüzde 1,6; avro bölgesinin ise yüzde 3,1 büyümesi
öngörülmekte, 2023 yılında ise bu bölgelerin sırasıyla
yüzde 1 ve yüzde 0,5 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir. 2021
yılında yüzde 6,6 büyüyen yükselen piyasalar ve gelişmekte olan
ekonomilerin, 2022 ve 2023 yıllarında yüzde 3,7 oranında
büyümesi beklenmektedir.
Büyüme cephesindeki benzer tespit diğer
uluslararası kurumlar tarafından da yapılmaktadır. 2022
Kasım ayı OECD Ekonomik Görünüm Raporunda; küresel büyümenin 2022
yılında yüzde 3,1; 2023 yılında ise yüzde 2,2 olması
öngörülmektedir. 2023 yılında gayrisafi yurt içi hasıla
büyümesinin ABD'de ve avro bölgesinde yüzde 0,5 ve Çin'de yüzde 4,6 olması
beklenmektedir. Sertleşen ekonomik ve finansal koşullara rağmen
küresel mal ve hizmet ticaretinde OECD bu yıl yüzde 5,4 oranında
büyüme gerçekleşmesini beklerken yine 2023 yılında aynı
büyüklüğün yüzde 2,9 olacağını tahmin etmektedir.
Salgının gecikmeli etkileri, Rusya-Ukrayna
savaşı ve uygulanan yaptırımlar, bir nebze geri planda
kalan ancak hâlâ süregelen başta ABD-Çin ticaret ihtilafı olmak
üzere, Doğu ve Batı arasında yaşanan ticari gerilimler ile
diğer bölgesel jeopolitik sorunlar karşısında Doğu
Asya'da yoğunlaşmış olan küresel üretim merkezleri yetersiz
kalmıştır. Alternatif üretim merkezleri oluşturma
çabaları küresel düzeyde devam etmekte olup Türkiye bu alandaki rekabet
avantajlarını en iyi şekilde değerlendirmekte ve küresel
tedarik zincirlerindeki konumunu güçlendirmektedir.
Önümüzdeki dönemde, küresel risklerin
başında Avrupa'nın enerji sorunu yer almaktadır.
İçinde bulunduğumuz kış mevsiminde Avrupa'nın enerji
açığının küresel büyüme açısından endişe
kaynağı olmaya devam edeceği anlaşılmaktadır. Bu
durum, gelişmiş ekonomilerde hane halklarının ve
şirketlerin enerji giderlerinin bir süre daha yüksek seyretmesini beraberinde
getirebilecektir.
Yükselen faizler neticesinde değişken
faizli konut kredilerinin yaygın olduğu gelişmiş
ekonomilerde hane halklarının borç yükü artmaktadır. Firmalar
ise artan borç servisi maliyetiyle karşı karşıyadır.
Küresel enflasyon dinamiklerini olumsuz etkileyen ve
son dönemde bir miktar düşse de hâlen geçmiş yılların
üzerinde seyreden emtia ve enerji fiyatlarının 2023 yılında
makul seviyelere inmemesi ve jeopolitik gerilimlerin devam etmesi hâlinde küresel
ekonomilerdeki, yine, kırılganlığın sürmesi
muhtemeldir.
Diğer taraftan, içinde bulunduğumuz
dönemde, küresel ekonominin güçlendirilmesine yönelik, özellikle, gıda
tedariki alanında ülkemizin dünya diplomasisine yön veren ve
sorunların aşılmasına katkı sağlayan dengeleyici
çabaları büyük önem arz etmektedir. Ülkemiz enerji
şoklarının asgari düzeyde tutulması için bölgesel bir
enerji merkezi olma yönünde de mesafe almaya kararlılıkla devam
etmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; küresel finansal krizden itibaren kesintisiz büyümeyi
başaran Türkiye ekonomisi, 2020 yılının ilk
yarısından itibaren alınan etkili önlemler sayesinde birçok
ülkenin keskin daralma yaşadığı salgın döneminde de
büyüyerek olumlu yönde ayrışmayı
başarmıştır. Türkiye 2021 yılında ise güçlü
sağlık altyapısı sayesinde aşılamaya hız
kazandırarak yılın ikinci yarısından itibaren
kontrollü normalleşme dönemine geçmiştir. Sanayide çarkları
durdurmadan üretime ve ihracata hızla devam edilmesiyle -firmalar ve hane
halkına verilen desteklerin de etkisiyle- ekonomimiz yüzde 11,4 büyüyerek,
son elli yılın en yüksek büyüme hızına ulaşarak
kesintisiz büyümesini sürdürmüştür. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Ukrayna'daki savaşın olumsuz etkileri,
salgın tarafından hâlihazırda zarar görmüş dünya
ekonomisinin toparlanmasını engellerken yine, 2022
yılının ilk dokuz ayında yüzde 6,2 oranında büyüyen
Türkiye ekonomisi harcamalar yönüyle değerlendirildiğinde orta vadeli
program hedefleriyle uyumlu hareket etmiştir.
Ekonomimiz tüketim, sabit sermaye
yatırımları ve net mal ve hizmet ihracatının birlikte
katkı verdiği iç ve dış talep açısından dengeli
bir büyüme görünümü sergilemiş, güçlü konumunu korumayı
başarmıştır. Bu dönemde iç talebin büyümeye
katkısı 4,2 puan düzeyinde olurken, özel önem verdiğimiz ekonomi
politikalarımızın yine, önemli yapıtaşlarından
biri olan net mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısı,
ihracatçılarımız ve turizm sektörünün yüksek performansıyla
2 puan düzeyinde gerçekleşmiştir.
Hizmetler sektörü, 2022 yılının ilk
dokuz ayında büyümede 5,2 puanlık katkısıyla öne
çıkmıştır. Turizm gelirlerindeki ve bağlı hizmet
gelirlerindeki artış sayesinde hizmetler sektörü, yılın
bahse konu döneminde yüzde 8,3 oranında büyüme kaydetmiştir.
Makine-teçhizat yatırım harcamaları
ise on iki çeyrektir kesintisiz büyümeye devam etmiştir. Bu dönemde,
ortalama yüzde 19,6 artış hızıyla güçlü performans
göstererek yılın ilk dokuz ayında büyümeye 1,7 puan katkı
vermiştir.
Son dönemde gerçekleştirdiğimiz büyüme
performansı istihdama da yansımıştır.
Salgının etkilerinin en yoğun hissedildiği 2020
yılı ikinci çeyreğinden 2022 yılı üçüncü
çeyreğine kadar olan dönemde, mevsimsel etkilerden
arındırılmış olarak 4 milyon 900 bin istihdam
artışı sağlanmıştır. 2022 yılı
Eylül ayı ile 2020 yılı Nisan ayı mevsimsel etkilerden
arındırılmış verileri karşılaştırıldığında,
söz konusu artış 5 milyon 540 bin kişiye ulaşmaktadır.
Jeopolitik sorunların ve küresel durgunluk
endişelerinin gündemi meşgul etmeye başladığı
2022 yılının genelinde, Türkiye ekonomisinin OVP tahminlerimizle
uyumlu olarak yüzde 5 civarında güçlü ve dengeli bir büyüme sergilemesi
beklenmektedir. Böylece Türkiye, mevcut dönemdeki zorlu sınamalara
rağmen hedeflerine ulaşma kararlılığını
sürdürecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 yılı Ocak-Kasım döneminde birikimli TÜFE
artış oranı yüzde 62,3 olarak kaydedilmiştir. Bu
eğilimde, kur gelişmelerinin birikimli etkileri, Rusya-Ukrayna
savaşına bağlı olarak yüksek oranda artan enerji ve gıda
fiyatlarının yansımaları ve tedarik zincirindeki
aksaklıklar belirleyici olmuştur.
Bununla birlikte, enflasyonist dinamikler
yakından incelendiğinde, yılın ilk çeyreğinde ortalama
yüzde 7 civarında olan aylık enflasyonun, yılın ikinci
çeyreğinde yüzde 5 ve yılın üçüncü çeyreğinde ortalama
yüzde 2,3 seviyesine gerilediği görülmektedir. Diğer bir ifadeyle,
yılın ikinci yarısında aylık enflasyonların
yılın ilk yarısına göre belirgin şekilde gerileme
eğilimine girdiği gözlemlenmektedir.
TÜFE yıllık artış
oranının yıl sonunda OVP hedeflerimizle uyumlu olarak yüzde 65 civarında
gerçekleşeceği, takip eden aylarda yıllık enflasyonun
peyderpey gerileyeceği öngörülmektedir. Küresel çapta enflasyonist
baskının hissedildiği bu ortamda,
uyguladığımız vergi indirimleri ve sübvansiyonlar
aracılığıyla yurt içinde temel ürünlere erişimi
kolaylaştırdık, dış ticaret tedbirleriyle başta
gıda olmak üzere kritik ürünlerde arz kısıtlarını
hafiflettik.
Küresel ticaret ise salgın ve jeopolitik
gelişmelerden en fazla etkilenen alanların başında
gelmektedir. Küresel iktisadi faaliyet koşullarındaki
değişim dış talep üzerinden mal
ihracatımızı, dünya genelindeki salgın hastalıklar ve
jeopolitik gerilimler turizm gelirlerimizi, yine küresel ekonomik ve siyasi
gelişmeler ise emtia fiyatları üzerinden ithalatımızı
doğrudan etkilemektedir. Tüm bu dışsal faktörler ve şoklara
karşı gerekli tedbirleri hızlı ve işlevsel bir
şekilde alıp mal ve hizmet ihracatımızı
geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda salgının ihracatımız
üzerindeki baskılayıcı etkileri kısa zamanda bertaraf
edilmiş, 2020 yılı ikinci yarısı itibarıyla
başlayan ve 2021 yılında devam eden ivmelenmeyle
ihracatımız ilk kez 225 milyar doların üzerine
çıkmıştır. Bu süreçte, salgın sonrasında
değişimlere karşı hızla uyum sağlayan
ihracatçılarımız ve ekonomimizin dinamik yapısı
sayesinde dünya mal ihracatından aldığımız payda da
tarihî yüksek seviyelere ulaşılmıştır. 2022
yılında küresel ekonomideki resesyon belirtilerine ve beklentilerine
rağmen ihracatımızın yıllıklandırılmış
olarak 253 milyar dolara ulaşmış olması son derece
önemlidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İhracatımızdaki güçlü seyre
rağmen tüm dünyada yükselen enerji emtia fiyatları ülkemiz
dış ticaret dengesini olumsuz etkilemiştir. Enerji İthalat
Birim Değer Endeksi son açıklanan Eylül ayı verilerine göre Ocak
2021 yılındaki değerinin 3,7 katına
çıkmıştır. Yine, aynı değer, 2022 Ocak-Eylül
arası dönemde, 2021 yılının aynı dönemine göre 2,6
katı seviyesindedir. 2021 yılında cari işlemler
açığının millî gelire oranı ekonomimizdeki yüksek
büyümeye rağmen yüzde 0,9 seviyesine kadar inmiştir. Bu
gelişmede ihracatımızdaki hızlı artış ve
seyahat gelirlerimizdeki yükseliş etkili olmuştur. 2022
yılında da enerji ithalat birim değerleri tarihsel
ortalamaları düzeyinde devam ediyor olsaydı yani enerjideki
fahiş fiyat artışları uluslararası piyasalarda
olmamış olsaydı, 2022 yılı Ocak-Eylül döneminde 73,1
milyar dolar seviyesinde gerçekleşen enerji ithalat tutarı,
yarıdan fazla azalarak 31,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşecekti.
Diğer bir deyişle, küresel, jeopolitik gerilimlerin fiyatlar üzerinden
dış ticaret ve cari dengemize yılın ilk dokuz ayındaki
yaklaşık 41,2 milyar dolarlık olumsuz bir yansıması
olmuştur. Sonuç itibarıyla, küresel enerji fiyatlarındaki bu
olumsuz yansıma olmasaydı cari işlemler dengemiz fazla
verecekti.
Enerji fiyatları, ülkemizi olduğu gibi,
net enerji ithalatçısı konumundaki bütün ülkeleri olumsuz
etkilemektedir. Bu kapsamda, enerjide dışa
bağımlılığımızın
azaltılmasına yönelik attığımız
adımların ne kadar önemli olduğu bir kez daha görülmektedir.
Yılın kalanında mevcut enerji fiyatlarındaki görünümün
devamı, mal ve hizmet ihracatımızdaki mevcut
kazanımların sürmesiyle, cari işlemler açığında
2022 yılında OVP hedefine ulaşılabileceği beklenmektedir.
Önümüzdeki dönemlerde ise attığımız adımların
meyvelerini vermesiyle cari işlemler dengesinde kademeli ve
kalıcı iyileşme öngörülmektedir. Bununla birlikte, dış
ticaret fiyatları ve iktisadi faaliyetteki dalgalanmalar gibi geçici
etkilerden arındırılmış cari işlemler dengesi çok
daha olumlu bir görünüme işaret etmekte, cari işlemler dengesindeki
yapısal iyileşmeyi göstermektedir.
Finansal sistemimiz de güçlü yapısını
sürdürmektedir. Bankacılık sektörüne
bakıldığında, sektörün sermaye yeterlilik rasyosu ekim
itibarıyla, yüzde 19,2yle yasal asgari sınır olan yüzde 12'nin oldukça
üzerinde bulunmaktadır. Sektörün önemli göstergelerinden olan tahsili
gecikmiş alacak oranı ise aynı dönemde yüzde 2,2'ye
gerilemiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın
öncülüğünde atılan adımlar ve
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin dinamik
yapısı sayesinde, kalkınma hedefleri doğrultusunda ülkemiz
ekonomisini istikrarlı ve güçlü tutmaya devam edeceğiz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; cumhuriyetimizin kuruluşunun 100üncü yılına
ilerlerken tarihten devraldığımız birikime sahip
çıkarak ülkemizi daha ileri noktalara taşımak için gece gündüz
çalışıyoruz. Enerji, turizm, ulaştırma, altyapı
ve sanayi gibi alanlarda yaptığımız atılımlar,
dünyanın birinci liginde iddia sahibi bir Türkiye vizyonumuzun
çıktılarıdır. Devrim niteliğinde reformlar, 81
ilimizde izlerini görebildiğimiz ve görebileceğiniz kalkınma
hamleleri ve dev eserler, milletimiz için daima daha iyiyi hedefleyen
yaklaşımımızla gerçekleşti.
Sayın Cumhurbaşkanımız
liderliğinde milletin iradesini daima her şeyin üzerinde tutarak 85
milyon vatandaşımızın ihtiyacını, beklentilerini
ve geleceğini düşünerek hareket ettik. Bugün de aynı
hassasiyetle attığımız tüm adımları milletimiz
için en iyi sonuçları alacak şekilde belirliyoruz. Biz bütçemize,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin kamudaki
işleyişe kazandırdığı dinamizme ve
Cumhurbaşkanımız liderliğinde sahip olduğumuz
sarsılmaz iradeye güveniyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Taşıdığımız bu güven,
milletimizle birlikte gönül coğrafyamızın duaları ve
desteğiyle, 2022 yılında küresel tüm olumsuz atmosfere
rağmen, mega eserler silsilesi denilebilecek hizmetleri milletimize
kazandırdık. Yine pek çok alanda başarı hikâyelerimize
yenilerini ekledik.
Sadece tek bir
bakanlığımızın 2022 icraatlarına tek tek odaklanalım
desek, gün boyu anlatsak bitiremeyiz. Tarımdan turizme, sosyal
politikalardan sanayiye, her alanda yıl içinde
sağladığımız kazanımların sadece öne
çıkanlarından bazılarına değinmek istiyorum. 2022
yılında, Rize-Artvin Havalimanını, Tokat Havalimanını
ve 1915Çanakkale Köprüsü'nü tamamlayarak hizmete açtık. Savaş
sebebiyle Ukrayna limanlarına sıkışmış 25 milyon
ton tahılın sevkiyat düğümünü İstanbul'da çözdük. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Devlet Su İşleri tarafından
yapımı tamamlanan 34 hidroelektrik santrale ek olarak, Konya
Afşar Hadimi Barajını ve yükseklik bakımından -biraz
önce de ifade ettim- Türkiye'de 1inci, dünyada 5'inci sırada yer alan
Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santralini ülkemize
kazandırdık.
Hidroelektrikte Avrupa'da 2'nci, dünyada 9'uncu; jeotermal enerjide Avrupa'da
1'inci, dünyada 4'üncü; rüzgâr enerjisinde Avrupa'da 7'nci, dünyada 12'nci;
güneş enerjisinde ise Avrupa'da 8'inci, dünyada 16'ncı sırada
yer almaktayız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bütçe dönemini kapatmak üzere olduğumuz 2022
yılı -tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi-
ülkemizin dünyadaki gücünü perçinleyen, vatandaşlarımızın
refahını artırmaya ve başta cari işlemler açığı
olmak üzere süregelen sorunların kalıcı olarak çözümüne
odaklı icraatlarla dolu bir yıl oldu. Bu
kararlılığımızı, geçen yıl
gerçekleştirdiğimiz bütçe sunuşlarımda da
konuşmalarımda da vurgulamıştım.
Enerjide, sanayide kapasite ve kabiliyetlerimizi
yerlileştirme ve millîleştirme adımlarına devam ediyoruz;
yerlileştirme ve millîleştirme adımlarına. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Nohut
bile ithal, nohut ithal!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Çukurova petrol sahasında rezerv değeri yaklaşık 800 milyon
dolar olan petrol keşfini gerçekleştirdik. Bölgedeki üretilebilir
petrol rezervinin yaklaşık 8 milyon varil olduğunu öngörüyoruz.
2022 yılında, şehit
Astsubayımız Esma Çevik'in ismini verdiğimiz dünya genelinde en
büyük petrol sahası keşiflerinden birini Şırnak'ta
gerçekleştirdik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Diğer taraftan, yerli teknolojinin güç
kaynağı olması beklenen yerli lityum için Eskişehir
Kırka'da 600 tonluk, Balıkesir Bandırma'da 100 tonluk olmak
üzere 700 tonluk yıllık kapasiteli lityum karbonat üretim
tesislerinin kurulmasına yönelik çalışmaları daha ileri
seviyeye getirdik.
Dünya rezervlerinin yüzde 73üne sahip
olduğumuz bor işletmeciliğinde yapılan çalışmalar
sonucunda, dünyada yüzde 62 pazar payıyla lider konumumuzu sürdürüyoruz.
Eti Maden tarafından 2021 yılında yaklaşık 2,6 milyon
ton bor ürünleri satışından 1 milyar 30 milyon dolar gelir elde
edilmiştir.
Eskişehir Beylikovada havacılık,
savunma, uzay sanayisi, biyomedikal gibi alanlarda kullanılan 694 milyon
ton nadir toprak elementi keşfi gerçekleştirilmiştir. Bu alan Çinden
sonra dünyanın en büyük 2nci rezerv alanı olma özelliğine
sahiptir. İlk etapta yıllık 1.200 ton cevher işleyecek
pilot üretim tesisinin kurulması çalışması da devam
etmektedir.
Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisinde de
sona yaklaştık. Batı Karadenizde
Fatih, Yavuz ve Kanuni sondaj gemilerimizin
ardından filomuza eklediğimiz, en son teknolojiyle
donatılmış,
Sanayide, yüksek teknolojili ürünlerin ülkemizde
üretilebilmesi için uçtan uca bir destek mekanizması olan Teknoloji
Odaklı Sanayi Hamlesi Programını başlattık. Üretimi
yaygınlaştırarak sanayiden tarıma her alanda istihdam,
iş ve aş imkânlarını çoğalttık. Ekonomiyi büyütüp
refahı tabana yaymayı amaçlayan politikalarla kişi
başına düşen millî geliri tekrar 10 bin doların üzerine
çıkartıyoruz.
Türkiye bugün demir çelik, beyaz eşya, ticari
araç ve düz cam üretiminde Avrupa'da 1incidir; çimento üretiminde Avrupa
lideri ve dünya 5incisiyken çimento ihracatında dünya 2ncisidir.
Kâğıt ürünleri sektöründe ihracatımızı tam 9 kat
artırarak alanında Avrupa'nın en büyük kâğıt
fabrikasını yine bu yıl Söke'de açtık.
Türkiye ekonomisi, salgın öncesi döneme göre 3
milyon 400 binin üzerinde ilave istihdam sağlamıştır.
Başta KOBİ'ler olmak üzere, imalat sanayisi işletmelerinin
verimlilik artışlarına önemli katkılar sunan model
fabrikaları faaliyete almaya devam ettik. Kalkınma ajansları
eliyle 24.607 projeye destek sağladık. KOSGEB tarafından son
yirmi yılda 1,13 milyon işletmeye 13,7 milyar lira destek verdik.
Ülkemiz için bir gurur kaynağı olan ve
Sayın Cumhurbaşkanımızın yerli ve millî üretime
verdiği değeri yansıtan projelerimizden biri de Türkiye'nin yeni
nesil akıllı cihazı Toggdur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Tasarım ve özellikleriyle tüm dünyada büyük ses getiren
elektrikli otomobilimiz veya akıllı cihazımız Toggun ilk
aracı seri üretimin yapılacağı Gemlik kampüsünde üretim
bandından indirildi.
Sayın Kılıçdaroğlu da yakinen
takip ediyorlar zaten, kendisini de bekliyoruz.
Toggu 2023ün ilk çeyreğinin sonunda yollarda
görmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Üretim
kampüsü ise tam kapasiteye ulaştığında her yıl 175 bin
araç üretilmesi, 4.300 kişiye doğrudan, 20 bin kişiye
dolaylı istihdam sağlanması hedeflenmektedir.
2020 yılında temeli atılan ve geçen
yılki bütçe sunuşunda açmayı
planladığımızı zikrettiğim Lityum iyon pil üretim
tesisi ASPİLSAN Enerji de seri üretime geçmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yani söylediysek yaparız. Pil
ve batarya teknolojisinde millî bir teknolojinin oluşturulması ve sektöre
yön veren bir konuma gelme konusunda çok önemli bir yeri haiz olan tesiste,
2022 Haziran ayı içerisinde seri üretime başlanmıştır.
Sanayinin şehri Konyaya, ASELSAN
öncülüğünde 470 milyon liralık yatırımla kurulan, dünya
çapında üretim yapacak bir silah sistemleri fabrikasını
açtık.
Sağlıkta yaptığımız
devrimin sembollerinden biri olarak gördüğümüz şehir
hastanelerimizden, 8 ayrı hastane ve en son teknolojiyle donatılan
birimleri ile 4 bini aşkın yatak kapasitesi ve 1 milyon 145 bin
metrekareyi aşan alanıyla Ankara Etlik Şehir Hastanesini
milletimize kazandırdık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Ülkemizin sağlık altyapısına
ilişkin önemli göstergelerden biri olan nitelikli yatak oranımızı
12 kat artırarak nitelikli yatak sayısının yoğun
bakım yatakları hariç tüm yataklara oranı 2016 yılında
yüzde 52,2 iken 2022 yılı Eylül ayı itibarıyla bu
oranı yüzde 78,5e ulaştırdık.
Tarımda sulanan alanları
artırdık, nadas alanlarını daralttık, ekilmeyen
tarım arazilerini ve yeni geliştirilen üstün özellikli tohum çeşitlerini
üretime kazandırdık. Bitkisel üretim miktarımızı yüzde
20 artışla 98 milyon tondan 2021 yılı itibarıyla 117,9
milyon tona ulaştırdık. Bitkisel üretimimizin 2022 yılında
tüm zamanların rekorunu kırarak 127,6 milyon tona
ulaşmasını bekliyoruz. Tarımsal destek miktarını
39,2 milyar liraya yükselterek son yirmi yılda çiftçimize cari
değerlerle yaklaşık 500 milyar liraya yakın tarımsal
destek sağladık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tarım ürünlerindeki net dış ticaret fazlası 2021
yılında 7,2 milyar dolara, son yirmi yılda ise toplam 87 milyar
dolara ulaşmıştır.
Dünyadaki eğilimin aksine orman
varlığımızı da artırdık. En çok
ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa'da ilk,
dünyada 4üncü sıradaki yerimizi koruyoruz. Ülkemizin gurur kaynağı
olan İHA'larımızı orman yangınlarıyla mücadelede
kullanan Avrupa'da ilk ve tek ülke olduk.
Haziran 2022de yürürlüğe giren kanun
değişikliğiyle sağlık
çalışanlarının mali haklarının
iyileştirilmesine katkı sağlayan birçok uygulamayı
getirdik.
Eğitimde çağı yakalayacak,
çocuklarımıza, gençlerimize, eğitim almak isteyen tüm
vatandaşlarımıza fırsat eşitliğini
sağlayacak önemli adımlar attık.
Öğretmenlik Meslek Kanununu yürürlüğe
koyduk, böylece öğretmenlerin kariyer imkânlarını
genişlettik. Yürürlüğe koyduğumuz Öğretmenlik Meslek
Kanunuyla birlikte öğretmenlerimiz uzman öğretmen olduklarında
maaşlarında 2023 yılında yaklaşık 2.250 lira,
başöğretmen olduklarında ise yaklaşık 4.500 lira
artış olacaktır.
Sosyal politikalarımız çerçevesinde
ücretsiz ders kitabı ve yardımcı kaynak kitaplarının
yanı sıra, ilk kez 2022-2023 eğitim öğretim yılı
başlangıcında 160 milyon yardımcı kaynağı da
basarak öğrencilerimize ücretsiz dağıtımını
sağladık. Aynı zamanda, 153 milyon ücretsiz ders kitabı da
bastırarak yine dağıttık. Okul öncesi eğitimin
yaygınlaştırılması amacıyla 2021 yılı
Eylül ayı itibarıyla Temel Eğitimde 10 Bin Okul Projesi
başlatılmış, bu çerçevede bugüne kadar 2.176 yeni anaokulu ve
16.045 yeni ana sınıfı açılmıştır.
Geçmişte katsayı uygulamaları gibi
haksız ve adaletsiz müdahalelere maruz kalan ve bu olumsuzluklar nedeniyle
iş gücü piyasasına gerekli katkıyı veremeyen meslek
liselerine yeniden itibar kazandırarak mesleki eğitimin
öğrenciler tarafından tercih edilebilir hâle gelmesini
sağladık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Mesleki Eğitim Kanununda yapılan iyileştirmeler ve
öğrencilerimize sağladığımız desteklerle
Aralık 2021de 159 bin olan çırak ve kalfa sayısı bugün
itibarıyla 1 milyon 108 bine yükselmiştir. Sınavla öğrenci
alan eğitim kurumlarındaki doluluk oranı da yüzde 99a
ulaşmıştır. 2021 yılı sonunda tüm organize sanayi
bölgelerinde ve sanayi sitelerinde mesleki eğitim merkezlerinin kurulumu
da tamamlanmıştır.
Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı sosyal konut
hamlesiyle 2023-2028 yılları arasında üretilmesi planlanan
toplamda 500 bin sosyal konut, 1 milyon konutluk arsa ve 50 bin iş yeri
kampanyasını başlattık.
Sosyal destek miktarlarını yükseltip
yaygınlaştırarak ihtiyaç sahibi tüm
vatandaşlarımızı İnsanı yaşat ki devlet
yaşasın. anlayışıyla kucakladık. Temel hak ve
hürriyetleri bu dönemde de güçlendirdik, kadınlar için pozitif
ayrımcılık ilkesini benimsedik. Sıfır tolerans ilkesi
çerçevesinde şiddet mağduru kadınların korunmasına ve
desteklenmesine yönelik mekanizmaların güçlendirilmesi, verilerin
toplanması ve istatistiklerin geliştirilmesi için mevzuat,
eğitim ve farkındalık çalışmalarımız
geniş bir yelpazede devam ediyor.
Turizmde dünyanın en önemli
destinasyonlarından biri olan ülkemizi Türkiye Yüzyılında
zirveye yükseltme hedefimize bir adım daha yaklaştık. 2022
yılı Ocak-Ekim döneminde ülkemize gelen toplam ziyaretçi
sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 87
artışla 40 milyon 250 bin kişi olmuştur. Yıl sonu
itibarıyla toplam ziyaretçi sayısında 50 milyonun üzerine
çıkacağımızı öngörüyoruz.
İstanbul ve Ankara'nın yanı sıra
Çanakkale, Diyarbakır ve Konya olmak üzere 5 ayrı şehirde
Türkiye Kültür Yolu Festivalleri düzenledik.
Bir Türkiye markası olma yolunda bizim beklentilerimizi bile aşan bir
hızda ilerleyen festivalleri -Gaziantep, Trabzon ve Erzurum'u da dâhil
ederek- 2023 yılında 7 bölgemizdeki 10 ilimizde
gerçekleştireceğiz.
Sayın Cumhurbaşkanımız
liderliğinde 2023 yılı bütçemiz temelinde her alanda ülkemizi
yükseltmeye devam edeceğiz. Tüm icraatlarımız büyük Türkiye
inşasının sağlam temellerini oluşturmaktadır.
Türkiye Yüzyılı programımızı; 2053, 2071 hedeflerimizi
bu altyapı üzerine kuruyoruz ve yükseltiyoruz. Büyük Türkiye idealini
gerçekleştirmek için iddia sahibi olmanız ve bunu
gerçekleştirecek tecrübeye sahip olmanız gerekir. Biz bu iddiaya ve
bu tecrübeye sahibiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yirmi yıldır olduğu gibi bundan sonra da her an, yine, anbean,
günbegün büyük Türkiye'yi ilmek ilmek dokuyarak yükseltmeyi sürdüreceğiz
yine hep birlikte. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; salgın süreciyle birlikte küresel tedarik zincirlerindeki
değişim ve oluşan yeni eğilimler her ülkenin kendine özgü
politikalar geliştirme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.
Bizler de bu değişen koşullar altında yerli ve millî
üretimi önceliklendirirken ülkemizi güçlü bir üretim ekonomisi hâline getirecek
tedbirlerin yanı sıra finansal istikrarı güçlendirecek
politikaları bir bir hayata geçirdik.
Geçtiğimiz yılın aralık
ayında uygulamaya koyduğumuz kur korumalı mevduat ve
katılım hesabı, KKM, şüphesiz öngörülebilirliği önemli
ölçüde artırarak finansal istikrarımızı
güçlendirmiştir. KKMyle birlikte devreye aldığımız
destekleyici enstrümanlar sayesinde döviz kurlarındaki dalgalanma en aza
indirilmiş, döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki
payı önemli ölçüde gerilemiş ve TL mevduatlarının ortalama
vadesi uzamıştır.
Bu süreçte katma değerli üretimi,
istihdamı, yatırımları ve ihracatı odağa alan
politikamızı selektif kredi yaklaşımıyla
pekiştirdik ve öncelikli sektörlerimizin finansmana erişimini
güçlendirdik. Hazine destekli kefalet sistemiyle firmaların işletme
giderlerini karşılamak, yatırım, ihracat ve imalatı
teşvik etmek üzere yaklaşık 70,4 milyar liralık kredi
imkânını işletmelerimizin kullanımına sunduk ve
ayrıca, tarım ve inşaat sektörüne 41,8 milyar liralık ilave
kredi imkânı sağladık.
Kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek
yasal kaynak tutarını 50 milyar liradan 100 milyar liraya
çıkardık. Ayrıca, ihracatçılarımıza ve
turizmcilerimize toplamda 150 milyar liraya ulaşan uygun maliyetli ve uzun
vadeli kredi imkânı verilmiştir.
2023 yılında Hazine destekli kefalet
sistemi kapsamında toplam 5 adet kefalet paketinin yürürlükte
olacağı öngörülmekte olup işletmelerimizin finansmana
erişimini kolaylaştırmak için sistemi aktif şekilde
kullanmayı sürdüreceğiz.
Selektif kredi yaklaşımımızla
ihracatçı sektörleri destekleyerek iktisadi faaliyetin
sürdürülebilirliğini, yatırım kredileriyle de ekonominin büyüme
potansiyelini destekliyoruz. Diğer bir deyişle, üretimi ve
istihdamı teşvik edecek, ihracatı artıracak ve katma
değerli yatırımların önünü açacak kredilerin enflasyonist
baskı oluşturmayacak şekilde reel sektöre yönlendirilmesini
sağlıyoruz.
Ayrıca, KOBİ, esnaf ve tarım
kredileri gibi krediye erişim imkânı nispeten sınırlı
olan kesimlerin finansman maliyetlerini azaltıcı ve uzun vadeli
imkânlara kavuşarak yine, faaliyetlerini sürdürülebilir bir yapıda
devam ettirmelerini amaçlıyoruz.
İmalat sanayisi ve toptan, perakende ticaret
sektörlerini önceliklendirdiğimiz selektif kredi
yaklaşımımız sonucunda 2022 yılında
gerçekleşen 1,8 trilyon liralık ticari kredi
artışının yüzde 35i imalat sanayisinden, yüzde 19u ise
toptan, perakende ticaret sektörlerinden kaynaklanmıştır. Türler
itibarıyla bakıldığındaysa ihracat, işletme ve
yatırım kredileri ticari kredilerdeki artışın en
önemli belirleyicisi olmuştur. Özellikle ihracat kredileri yıl sonuna
göre yüzde 98lik artışla ticari kredilerin genel büyümesinin oldukça
üzerinde performans göstermiştir. Yeni politika uygulamasının
ilk sonuçları kredilerin hedeflediğimiz bileşenlere doğru
gelişimine işaret etmektedir. Bunun en önemli sonucu, KOBİ'lere
ocak-kasım döneminde nette 695 milyar lira kredi kullandırılması
olup bu tutar 2021in aynı döneminde 93 milyar lira olan KOBİ net
kredi kullanımının yaklaşık 8 katıdır.
TL cinsi yatırım ve ihracat kredilerinde
de olumlu gelişmeler görülmektedir. Bu kredilerin toplam TL ticari
kredilerdeki payı 2022 yılında yüzde 10dan yüzde 19a
yükselmiştir. Sayılarla örnek verecek olursak; 2021
yılının ilk on ayında 8 milyar lira artan yatırım
kredilerinin 2022 yılının ilk on ayında yaklaşık
74 milyar lira artış kaydettiğini görüyoruz. Ayrıca, 2021 yılında
3 milyar lira artış kaydeden TL ihracat kredilerinin 2022
yılının ilk on ayında 346 milyar lira seviyesinde güçlü bir
şekilde arttığını gözlemlemekteyiz.
İhracatçı sektörlerin başında gelen imalat sanayisi
firmalarına kullandırılan TL kredilerinin de 2021 yılına
göre ivmelendiğini görmekteyiz. İmalat sanayisi firmalarına 2021
yılının ilk on ayındaki net TL kredi
kullandırımı 53 milyar lira iken 2022 yılının
aynı döneminde 482 milyar lira olarak gerçekleşmiştir.
Kredilerin elverişli şartlarda üretken alanlara kanalize edilmesi bir
yandan güçlü ekonomik büyüme performansımızın sürdürülmesini
sağlarken diğer yandan oluşturacağı verimlilik
artışıyla da makroekonomik ve finansal istikrar ile fiyat
istikrarına katkı sağlayacaktır.
Girişimcilik ve inovasyon ekosistemini,
sağladığımız desteklerin yanı sıra üst
fonlara aktardığımız kaynaklarla güçlendiriyoruz. Bu
kapsamda, Türk Büyüme ve İnovasyon Fonu aracılığıyla,
girişim sermayesi fonları üzerinden şirketlere toplamda bugüne
kadar 2 milyar lira finansman sağladık. Ayrıca, TÜBİTAKla
iş birliği içinde yürütülen Tech-lnvesTR Programıyla teknoloji
tabanlı girişimlere kaynak aktarımı kararı alınan
fonların toplam büyüklüğü 2,3 milyar liraya
ulaşmıştır. Üretkenlik artışına ve istikrara
dayanan bu politikaların da etkisiyle savunma, havacılık,
makine, elektrik elektronik başta olmak üzere birçok sektörde katma
değerli üretimle birlikte ihracatımızı
arttırıyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; önümüzdeki dönemde, küresel ekonomideki yavaşlama
eğilimi, Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu
gıda ve enerji arz güvenliği ve iklim değişikliği önemli
risk faktörleri olarak ön plana çıkmaktadır.
Dünyada, giderek belirsizliklerin ve risklerin
arttığı bu süreçte, kaynak ve güzergâh çeşitliliği
anlamında sıvılaştırılmış doğal
gaz konusunda yaptığımız yatırımlar, yer
altı gaz depolarındaki sayı ve kapasite
artışları, yenilenebilir enerji
yatırımlarımız sayesinde enerji arz güvenliği sorununu
en az hisseden ülkelerden biri olduk. Yine de enerji arz güvenliğimizi
sürdürmek ve daha rekabetçi fiyatlardan enerji temin edebilmek için ithalat
güzergâhlarımızı çeşitlendirme noktasında, başta
Azerbaycan olmak üzere kaynak ülkelerle görüşmelerimizi sürdürüyoruz.
Bunun yanı sıra, küresel enerji
fiyatlarında yaşanan önemli artıştan
vatandaşlarımızın asgari seviyede etkilenmesi için mevcut
fiyatlar çerçevesinde vatandaşlarımıza doğal gazda yüzde
75, elektrikte ise 1inci kademede yüzde 50 sübvansiyon sağlıyoruz.
Diğer taraftan, sizlerin de bildiği üzere
Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde
gerçekleştirilen, dünyanın gıda temini ve güvenliği için
oldukça önemli olan Tahıl Koridoru Anlaşmasıyla bugüne kadar
524 gemiyle 13 milyon tondan fazla tahıl ve gıda maddesi ihtiyaç
sahibi ülkelere ulaştırılmıştır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Özellikle iklim değişikliğinin
etkilerini ve üretim yapısında yaşanan değişmeleri daha
yoğun hissettiğimiz son yıllarda reel sektörümüzün
sürdürülebilir rekabet gücünü artırması için yeşil ve dijital
dönüşümlerini gerçekleştirmeleri gerekliliğinin
farkındayız.
Uzun süredir devam eden enerji verimliliği ve
yenilenebilir enerji yatırımları sayesinde birçok ülkeye göre
avantajlı bir konumda yer almaktayız. Ülkemiz son yirmi yılda
enerji yoğunluğunu yüzde 25 azaltmış, toplam kurulu güç
içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 54e çıkarmıştır
yani ürettiği enerjinin yarısından fazlası yenilenebilir
enerjiden kaynaklanıyor. Böylelikle sera gazı salımında en
yüksek paya sahip olan enerji sektöründe dönüşümü başarıyla
başlatmıştır.
Enerji sektöründe
başlattığımız başarılı dönüşümün
üretimde de gerçekleşmesi için AR-GE desteklerimizde yeşil
dönüşüm projelerini önceliklendiriyor, başta KOBİ'lerimiz olmak
üzere üreticilerimize farklı destekler sunuyoruz. Organize sanayi
bölgelerinde yeşil dönüşümün sağlanması, yeşil ve
sürdürülebilir tarım uygulamalarının yapılması,
sürdürülebilir bankacılık, yeşil tahvil ve yeşil kira
sertifikası gibi pek çok alanda çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Döngüsel ekonomi anlayışıyla yatırım
yapan üreticilerimizin finansmana erişim imkânlarını
geliştiriyoruz. En kısa sürede Meclisimize sunulması öngörülen
iklim değişikliği kanunuyla 2053 yılı net
sıfır emisyon hedefimize ulaşmamız için gerekli hukuki ve
güçlü altyapıyı da kuracak, sürdürülebilir kalkınma yolumuza
kararlılıkla devam edeceğiz.
Attığımız tüm bu
adımların sonucu olarak daha fazla yatırım alan, daha sürdürülebilir
bir anlayışla üreten ve küresel tedarik zincirinden
aldığı payı giderek artıran bir ülke
olacağız. Bizler yirmi yıldır yine, temellerini
attığımız güçlü altyapımız, rasyonel
dış politikalarımız, üretim ve pazar
çeşitliliğimiz, Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz sayesinde
bugünü dış rüzgârlara karşı savrulmadan başarıyla
atlatıyor, geleceğimizi azimle inşa ediyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2023-2025 yıllarını kapsayan Orta Vadeli
Programla küresel çapta yaşanan zorlu sınamalara rağmen
ülkemizi hedeflerine en sağlıklı şekilde
ulaştırmayı ve bu süreçteki kazanımlarımızı
da korumayı amaçlamaktayız.
Bu kapsamda, temel hedeflerimiz; ihracatın
öncelendiği, üretim kapasitesinin ve yatırımların artarak
sürdürüldüğü, istihdamı destekleyici, rekabetçilik ve verimlilik
odaklı ekonomimizin temelini daha da kuvvetlendirmektedir. Ekonomik
aktivite üzerinden salgının etkisinin azalmasıyla birlikte iç ve
dış talebin dengelendiği bir görünüm tesis edilmiş olup, bu
yapının sürdürülmesi hedeflenmektedir.
Daha önce olduğu gibi, bu program döneminde de
kaynaklarımızı en iyi şekilde kullanarak büyüme
potansiyelimizi; istihdamın desteklendiği ve yüksek katma
değerli üretimin sürdürüldüğü ekonomi modeliyle bir üst seviyeye
taşımak niyetindeyiz. Böylelikle, 2023 yılında
hedeflediğimiz büyüme artışıyla, 2002 yılında
9.279 dolar olan satın alma gücü paritesine göre kişi
başına gelirimizi program dönemi sonunda yaklaşık 44 bin
dolar düzeyine çıkarmayı amaçlıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bu amaç doğrultusunda, ihracat odaklı
büyüme stratejimizi verimli ve rekabetçi bir şekilde devam
ettireceğiz. İş ve yatırım ortamının
iyileştirilmesiyle beraber, daha yenilikçi bir üretim yapısının
geliştirilmesinin yanı sıra, iş gücü ve kaynakların
verimliliğini artırıcı politikalarımız da
sürdürülecektir. Bu kapsamda, program döneminde özel sektördeki üretken
alanlara yönelik yatırımlarla desteklenen büyüme ve kalkınma
stratejisi, özel kesim yatırımları ve yapısal reformlarla
sağlanacaktır.
Program döneminde, dijitalleşme ve yeşil
dönüşüme uyumun hızlandırılması, kadınlar,
gençler gibi özel politika gerektiren grupların iş gücü
piyasasına girişleri ve kalıcılıklarının
teşvik edilmesi, beşerî sermayenin güçlendirilmesi ve beyin göçünün
önlenmesi, hatta tersine beyin göçünün teşvik edilmesi alanlarında
yapısal adımlar kararlılıkla atılmaya devam
edilecektir.
Program döneminde yine istihdamın
yıllık ortalama 890 bin kişi artması ve iş gücüne
katılım oranlarındaki öngörülen artışa rağmen
işsizlik oranının kademeli olarak gerileyerek 2025
yılında yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşmesi tahmin edilmektedir.
Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik
yatırım, istihdam, üretim, ihracat hedefleri doğrultusunda, reel
sektöre uygun finansman sağlanması yoluyla üretim gücümüzü koruyacak,
arz yeterliliği ve cari dengedeki kalıcı iyileşmeyi
sağlayacağız.
Liralaşma stratejisi çerçevesinde hane
halkı ve firma bilançolarında Türk lirası payının
artarak para ikamesinin ortadan kalkması, fiyatlama
davranışlarının normalleşmesi ve güçlü kurumsal
yapıyla birlikte enflasyon beklentileri iyileşecek, dönem sonunda
enflasyon oranı tek hanelere tekrar düşürülecektir.
Program döneminde cari işlemler
açığının kademeli bir şekilde
azaltılmasını hedefliyoruz. Bu kapsamda, katma değerli
üretimi artırmak, yenilenebilir enerjinin payını daha da
yükseltirken enerji teknolojilerini yerli ve millî imkânlarla geliştirmek,
elektrik motorlu araç endüstrisi ve mobilite ekosistemini hayata geçirmek,
dijital ekonomiden daha fazla pay almak ve iş gücünün niteliklerini
iyileştirmek için kapsamlı politikalar uyguluyoruz.
Diğer yandan, 2023 başında
Karadeniz'deki doğal gaz çalışmalarının
tamamlanması ve yeni rezervlerin keşfiyle enerjide dışa
bağımlılığımızı azaltmayı ve cari
işlemler dengesiyle dış finansman ihtiyacı üzerindeki
baskıyı daha da aşağı çekmeyi hedefliyoruz.
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi
Programını devam ettiriyoruz. Yeşil dönüşüme uygun yeni
organize sanayi bölgeleri kurarak ve yine hâlihazırdaki OSBlerde
genişletme çalışmaları yaparak son dönemdeki güçlü
yatırım iştahını karşılıyoruz.
Cari işlemler açığındaki
iyileşmeye ilave olarak uzun dönemli üretim ve verimlilik
artışının sağlanması bakımından önem
arz eden doğrudan yabancı yatırımlar yoluyla cari
işlemler açığının finansman kalitesi
artırılacaktır.
Orta vadeli programımızın uygulama
sürecinde, politikalarımızda göstereceğimiz
kararlılıkla, bütçe açığımızın da gayrisafi
yurt içi hasılasıya oranını program dönemi sonunda yüzde
1,5 seviyesine indirmeyi hedefliyoruz.
Ekonomi politikalarımıza olan güvenin
önemli bir göstergesi olan borçlanma faizlerini incelediğimizde, faiz
oranlarında önemli bir gerileme yaşandığı, bu
gerilemenin ise borçlanma kompozisyonunda ciddi iyileşme
sağlanmasına ve piyasalarda hissedilen olumlu havaya katkıda
bulunduğu dikkat çekmektedir.
Bu kapsamda 2022 yılında yüzde 62,7
seviyesinde olan devlet iç borçlanma senetlerinin ortalama faiz oranı
geçtiğimiz yıl yüzde 14,6 düzeyinde gerçekleşmiş, 2022
yılının Ekim ayında ise yüzde 11,6 olmuştur.
Söz konusu iyileşmede borçlanmanın Türk
lirası cinsinden sabit faizli ve uzun vadeli yapılarak yurt içi döviz
cinsi borçlanmanın azaltılmasının büyük etkisi
olmuştur. Artan jeopolitik riskler nedeniyle uluslararası finansal
piyasalarda yaşanan oynaklıklar ve artan belirsizlikler
doğrultusunda yüksek seyreden borçlanma maliyetlerine rağmen dış
finansmana erişim hususunda sorun yaşamamaktayız. 2022
yılında 2 kira sertifikası ihracı, 2 eurobond ihracı
ve 1 eurobond artırımı olmak üzere 5 ayrı işlemle
uluslararası sermaye piyasalarından toplamda 11 milyar dolar
dış finansman sağlanmıştır.
Öte yandan, AB ülkelerinde yüzde 86,4 gibi nispeten yüksek
bir seviyede seyreden Avrupa Birliği tanımlı borç stokunun
gayrisafi yurt içi hasılasıya oranı ülkemizde 2022
yılı ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 39,3'tür. Böylelikle
kamu borç stokunun sürdürülebilirliğinin temini hususunda, borç stokunun
yapısında kaydedilen iyileşme ve kamu maliyesindeki kontrollü
yönetimle kamu borç stokunun makroekonomik değişkenlere
karşı duyarlılığı önemli ölçüde
azaltılmıştır. Hazine borç stokunun kur riskinin kontrol
altında tutulması amacıyla orta vadeli programda da yer verdiğimiz
üzere hazine iç borçlanmasının ağırlıklı olarak
sabit getirili ve TL cinsi enstrümanlarla yapılması, yurt içi döviz
ve altın borçlanmalarının piyasa koşulları
çerçevesinde aşamalı olarak azaltılması stratejilerine
devam edilecektir. 2022 yılında AB tanımlı genel yönetim
borç stokunun gayrisafi yurt içi hasılasıya oranının bir
önceki yıla göre 5,1 puan azalarak yüzde 36,7 olarak gerçekleşmesini
ve 2025 yılında yüzde 32,1e gerilemesini hedeflemekteyiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2021 yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifine ilişkin
temel büyüklüklere değinerek sunumuma devam etmek istiyorum.
2021 yılında bütçe giderleri 1 trilyon
603,5 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 402 milyar lira, bütçe
açığı 201,5 milyar lira, faiz dışı açık 20,7
milyar lira olarak gerçekleşmiştir.
2021 yılı merkezî yönetim bütçe
başlangıç tahmini ile yıl sonu gerçekleşmelerine
bakılacak olursa, bütçe başlangıç tahminlerinde bütçe giderleri
1 trilyon 346 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 101 milyar lira ve bütçe
açığı 245 milyar lira öngörülmüştür.
Bu öngörüleri yıl sonu gerçekleşmeleriyle
karşılaştırdığımızda, bütçe giderleri
257,4 milyar lira ve bütçe gelirleri 300,9 milyar lira tahminlerin üzerinde
gerçekleşmiştir. Bütçenin özellikle gelir tarafında gösterilen
bu başarılı performans sayesinde bütçe açığı
tahminin 43,5 milyar lira altında olmuştur.
Bütçe disiplini açısından 2021
yılı performansımız Avrupa Birliği üyesi ülkelerle
karşılaştırıldığında ülkemizin pozitif
yönde ayrıştığını söyleyebiliriz. Bütçe açığının
gayrisafi yurt içi hasılaya oranı birlik üyesi ülkelerde ortalama
yüzde 4,7 iken bu oran ülkemizde yüzde 2,8 olmuştur.
Bütçe disiplinine verdiğimiz önemin yanı
sıra bütçemizin yüzde 40,7sini transfer harcamalarına, yüzde
25,2sini ise personel giderlerine ayırarak vatandaş odaklı mali
politikamızı 2021 yılında da devam ettirdik.
Bütçe giderleri alanında göstermiş
olduğumuz bu olumlu gelişmeleri bütçe gelirleri alanında da
sürdürdük. Vergi gelirlerinin bütçe gelirlerine oranı 2021
yılında yüzde 83,1 olmuştur. Bu oran Avrupa Birliğinde
ortalama yüzde 68dir.
Sayıştay raporlarında
eleştirilen hususların kamu idarelerince yerine getirilmesini
sağlamak amacıyla Cumhurbaşkanlığı
koordinasyonunda hem Strateji ve Bütçe Başkanlığında hem de
Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde çalışmalar
yürütülmektedir. Bu birimlerimizce her bir Sayıştay bulgusu üzerinde
gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Eleştiri konusu
bulguların yerine getirilmesini sağlamak amacıyla hem personel
eğitim çalışmaları hem de ön mali kontrolü sağlamaya
yönelik bilişim sistemleri oluşturulması
çalışmaları devam etmektedir.
Sayın Başkan, değerli üyeler; 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinde ekonomik
sınıflandırmaya göre dağılıma bakacak olursak
OVPyle uyumlu bir biçimde 2023 yılı bütçemiz, ülkemizin
kalkınma hedefleri, halkımızın ihtiyaçları ile sosyal
ve mali alanda ilerlemeye yönelik adımlar çerçevesinde
hazırlanmış ve Gazi Meclisimize sunulmuştur.
2023 yılı bütçemizde; bütçe giderleri 4
trilyon 469,6 milyar lira, bütçe gelirleri 3 trilyon 810,1 milyar lira, bütçe
açığı 659,4 milyar lira olarak öngörülmüştür. 2022
yılına göre -ek bütçe dâhil- 2023 yılı bütçe ödenekleri
yüzde 57,9 artmaktadır.
2023 yılı bütçe giderlerinin ekonomik
sınıflandırmaya göre dağılımı ise şu
şekildedir: Personel giderleri 952,3 milyar lira, sosyal güvenlik
kurumlarına devlet primi giderleri 150,4 milyar lira, mal ve hizmet
alım giderleri 318,7 milyar lira, cari transferler 1 trilyon 682 milyar
lira, sermaye giderleri 315,8 milyar lira, sermaye transferleri 37,3 milyar
lira, borç verme giderleri 359,2 milyar lira, yedek ödenekler 88,2 milyar lira,
faiz giderleri 565,6 milyar liradır.
2023 yılında merkezi yönetim bütçe
gelirlerinin 2022 yılı gerçekleşme tahminine göre yüzde 42,6 artışla
3 trilyon 810 milyar liraya, vergi gelirlerinin ise yüzde 41 oranında
artarak yaklaşık 3 trilyon 200 milyar liraya ulaşacağı
öngörülmektedir.
2023 yılında bütçe gelirlerinin alt
kalemleri ise şu şekilde tahmin edilmektedir: Gelir vergisi 495
milyar lira, kurumlar vergisi 619,1 milyar lira, özel tüketim vergisi 510,6
milyar lira, katma değer vergisi 1 trilyon 135 milyar lira, motorlu
taşıtlar vergisi 38,7 milyar lira, banka ve sigorta muameleleri
vergisi 75,1 milyar lira, damga vergisi 55,5 milyar lira, harçlar 105,2 milyar
lira, diğer vergiler 165,3 milyar lira, vergi dışı gelirler
610,6 milyar liradır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; konuşmamın bu bölümünde 2023 yılı merkezi
yönetim bütçesinin temel özelliklerinden bahsetmek istiyorum. Sayın
Cumhurbaşkanımızın bizlere sağladığı
vizyonla göreve geldiğimiz andan itibaren politika ve önceliklerimiz
arasına eğitimi her zaman birinci sıraya koyduk. Biliyoruz ki
eğitim, ülkelerin beşeri sermayesinin niteliğini
arttırmadaki en önemli araçlardandır. 100üncü yılına
gireceğimiz cumhuriyetimizin temel yapı taşlarından millî
eğitim sistemimize Gazi Meclisimizin takdirleri ve Sayın
Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle bütçemizden en yüksek
payı ayırmaya devam ediyoruz. Bu maksatla göreve geldiğimizde
eğitime ayrılan kaynak merkezî yönetim bütçemizin yüzde 9,4ü iken
2023 yılında bu payın yüzde 14,5 olmasını öngörüyoruz.
Bir başka deyişle 2002 yılında 11,3 milyar lira olan
eğitim bütçemizi yaklaşık 650 milyar liraya çıkarıyoruz.
Öğrencilerimizin öğrenim
hayatını kolaylaştıran burs ve harçlıklar ile
öğrenim kredisi için 41 milyar lira, taşımalı eğitim
uygulaması ve uygulama kapsamındaki öğrencilerin yemek giderleri
için 14 milyar lira, özel eğitim okullarıyla, özel eğitim ve
rehabilitasyon merkezlerine giden engelli çocuklarımızın destek
eğitim giderleri için 12 milyar lira, ücretsiz kitap uygulaması için
9,5 milyar lira, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı
pansiyonlarda barınan öğrencilerimizin barınma ve beslenme
giderleri için 2,9 milyar lira, organize sanayi bölgeleri içinde ve
dışında açılan özel mesleki ve teknik eğitim
okullarında okuyan öğrencilerin eğitim-öğretim destek
giderleri için 1,8 milyar lira, üniversitelerde uygulanan harç desteği
kapsamında 1,8 milyar lira kaynak ayırıyoruz.
Sayın Başkan, değerli üyeler;
üzerinde hassasiyetle durduğumuz alanlardan biri de
sağlıktır. Sağlıkta gerçekleştirdiğimiz
büyük dönüşüm sayesinde temel gayemiz,
vatandaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltmek ve
sağlık hizmetlerinden herkesin yararlanabilmesini
sağlamaktır. Bu amaçla merkezî yönetim bütçesinden Sağlık
Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına 291,5
milyar lira, yükseköğretim kurumları sağlık uygulama ve
araştırma merkezlerine 15,5 milyar lira olmak üzere toplam 307 milyar
lira kaynak ayrılmıştır. Sağlık
Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları döner sermayeleri
ile Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılacak sağlık harcamaları
da dâhil edildiğinde sağlık hizmetlerine ayrılan toplam
kaynak 696,8 milyar liradır. Sağlıkta insan gücü
sayısı 2002 yılında toplam 379 bin iken 2022 yılı
Ekim ayı itibarıyla yaklaşık 1 milyon 359 bine
ulaşmıştır. Ayrıca, 85 bin yeni yardımcı
sağlık personeli istihdam edilecektir. Sağlık tesislerinin
kalitesi ve kapasitesini artırarak ülkemizin tüm il ve ilçelerindeki her
vatandaşımıza en iyi sağlık hizmetini vermek için
çalışmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2023 yılında bütçemizden tarıma ayrılan
toplam kaynağı 142,9 milyar liraya yükseltiyoruz. Bu çerçevede,
tarımsal destek programları için 54 milyar lira; tarım sektörü
yatırım ödenekleri için 40,4 milyar lira; tarımsal kredi
sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT ve ihracat
destekleri için 48,5 milyar lira kaynak tahsis ediyoruz. Tarım ürünleri
dış ticaretinde ülkemiz net ihracatçı konumunu devam
ettirmektedir. Tarım ürünleri ihracat değeri 2021 yılında
25 milyar dolar düzeyindedir. Tarım ürünlerindeki net dış
ticaret fazlası ise 2021 yılında 7,2 milyar dolar, 2003-2022
döneminde ise toplamda 87 milyar dolardır. 2023 yılı bütçesinde
2022 yılı bütçesine göre mazot desteğini yüzde 282, gübre
desteğini yüzde 140 oranında artırıyoruz. Bu çerçevede
mazot desteği için 12 milyar lira ve gübre desteği için 4,9 milyar
lira olmak üzere toplam 16,9 milyar lira ödenek öngörüyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
özel sektör yatırımlarının yarattığı katma
değer ve istihdamın bilinciyle son yıllarda özellikle önemli
ölçüde artırdığımız reel sektör desteklerine 2023
yılında da tüm hızıyla devam ediyoruz. Reel sektör
destekleri için bütçemizden 145,4 milyar lira kaynak aktarıyoruz. Reel
sektör destekleri içerisindeki en büyük payı ise sosyal güvenlik
işveren prim desteklerine veriyoruz. Bu çerçevede, 2023 yılında
Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi gereken 68,1 milyar lira tutarındaki
işveren primini bütçemizden karşılıyoruz. Ayrıca,
tarımsal işletmeler ve çiftçilerimiz için faiz destek tutarı
olarak 21,5 milyar lira; Halk Bankası aracılığıyla
kullandıracağımız esnaf kredileri faiz desteği için
10,9 milyar lira; ihracat destekleri kapsamında 10,3 milyar lira;
çıraklık, kalfalık ve staj yapan öğrenciler için ödenen
devlet katkısı kapsamında 10,3 milyar lira; hazine destekli
kefaletle sağlanan krediler için faiz destek tutarı olarak 7 milyar
lira; EXIMBANK sermaye artırımı için 6,8 milyar lira; Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığımız aracılığıyla
kullandırılmak üzere teşvik ödemeleri kapsamında 6 milyar
lira; küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin desteklenmesi için 3,3 milyar
lira; diğer destekler için 1 milyar lira kaynak ayırdık.
Bütçemizde kaynak ayrılan önemli alanlardan
biri de savunma ve güvenliktir. Savunma Sanayii Destekleme Fonu da dâhil
edildiğinde savunma ve güvenlik birimleri için 2023 yılında
468,7 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Bu tutar, bütçe
büyüklüğünün yüzde 10,5ine karşılık gelmektedir. Güvenliğimiz
için yurt içi ve sınır ötesinde terörle mücadelemiz azim ve
kararlılıkla devam etmektedir. Bu amaçla, savunma ve güvenlik
birimlerimizin ihtiyaçlarını yerinde ve zamanında
karşılayabilmek için her türlü imkânı seferber etmeye devam
edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli üyeler;
çevrenin korunmasına ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesinin
sağlanmasına önem veriyoruz. Bu amaçla, Toprak Ve Su
Kaynaklarının Kullanımı ve Yönetimi Programı
ödeneklerini bir önceki yıla göre yüzde 47 oranında artırarak 47
milyar 870 milyon liraya, Sürdürülebilir Çevre ve İklim
Değişikliği Programı ödeneklerini bir önceki yıla göre
yüzde 112 oranında artırarak 6 milyar 244 milyon liraya,
Ormanların ve Doğanın Korunması Programı ödeneklerini
bir önceki yıla göre yüzde 76 oranında artırarak 10 milyar 210
milyon liraya yükselttik. Atıkların düzenli depolanması,
kaynağında ayrıştırılması, enerji elde
edilmesi ve geri kazanılması çalışmalarıyla
atıkları ekonomiye kazandırıyoruz. 2023 yılı
merkezî yönetim bütçesinde, atık su arıtma tesisi yönetimlerini
teşvik etmek amacıyla atık su arıtma tesislerine enerji
desteği için 750 milyon lira, çevre tesisleri altyapı destekleri için
ise 1 milyar liranın üzerinde kaynak öngörülmüştür.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sosyal devlet anlayışımızın
gereği olarak, hiçbir ihtiyaç sahibi vatandaşımızı
dışarıda bırakmadan yardımlarımızı
sürdürüyoruz. Büyüyen Türkiyenin refahını
vatandaşlarımızla paylaşmaya devam ediyoruz. 2023
yılı bütçemizde sosyal harcamalar için
ayırdığımız kaynak miktarını 258,4 milyar
liraya çıkardık; bu tutar, 2023 yılı bütçesinin yüzde
5,8ine denk gelmektedir. Bu kapsamda, 2023 yılı bütçesinde, ödeme
gücü olmayan vatandaşlarımızın sağlık primi
giderleri için 52,6 milyar lira, 65 yaş üstü
yaşlılarımıza, engelli vatandaşlarımıza ve
engelli vatandaşlarımızın yakınlarına
bağlanan aylıklar için 31,3 milyar lira, engellilerin evde
bakımına destek amacıyla 28,2 milyar lira, TOKİ sosyal
konut finansmanı için 10 milyar lira, Aile Destek Programı için 7,5
milyar lira kaynak ayırdık. Sosyal kesimlere yönelik bütçeden
sağladığımız kaynaklar bunlarla sınırlı
değildir. Sosyal devlet ilkesi gereği toplum kesimlerine 2023
yılında sağlayacağımız refah katkısı
yaklaşık 1 trilyon 140 milyar liraya ulaşmaktadır. Bu
tutar, bütçenin yaklaşık yüzde 25,6sına tekabül etmektedir. Bu
kapsamda, 2023 yılında doğal gaz ve elektrik
sübvansiyonları için 530 milyar lira; asgari ücretin vergi
dışı tutulmasıyla 300 milyar lira; yaşlı,
engelli, emekli, dul ve yetimler gibi toplum kesimlerini korumak amacıyla
yapılan vergi indirimleri kapsamında 51 milyar lira kaynak
sağlanması öngörülmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2023 yılı merkezî yönetim bütçesinde önemli miktarda
ödenek tahsis edilen başlıca bütçe programları ve
artış oranları ise şu şekildedir: Enerji Arz
Güvenliği, Verimliliği ve Enerji Piyasası Programı
kapsamında ayırdığımız kaynağı bir
önceki yıla göre yüzde 154,9 artırarak 406 milyar 535 milyon liraya
çıkardık. İstihdam Programı ödeneğini yüzde 63,7
artırarak 100 milyar 403 milyon lira seviyesine yükselttik.
Kadının Güçlenmesi Programına
ayırdığımız kaynağı bir önceki yıla
göre yüzde 53,2 artırarak 2 milyar liranın üzerine
çıkardık. Çocukların Korunması ve Gelişiminin
Sağlanması Programına ayırdığımız
kaynağı yüzde 45,4 oranında artırarak 10 milyar 986 milyon
lira seviyesine getirdik. Tüketicinin Korunması, Ürün ve Hizmetlerin
Güvenliği Programı ödeneğini ise yüzde 40 oranında
artırarak 7 milyar 454 milyon liraya yükselttik. Hukuk ve Adalet
Programı ödeneğini yüzde 65,1 artırarak 79 milyar 436 milyon
lira seviyesine çıkardık. Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde, enerjiden tarıma, sanayiden savunma sektörüne kadar her
alanda somut ve dinamik politikaları bütçemiz temelinde birer birer
uygulamaya geçirmeye devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şimdi siz değerli milletvekillerine Türkiye
Yüzyılının şafağında önemi giderek artmakta olan
gelir politikalarımız ve uygulamalarımız hakkında
bilgi vermek istiyorum.
Hiç kuşkusuz, geçmişte olduğu gibi önümüzdeki
süreçte de gelir politikalarımızın merkezinde
vatandaşlarımızın ihtiyacı, refahı ve
mutluluğu yer almaktadır. Bu kapsamda,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin sağladığı
hız ve dinamizmle geçmişte tartışılan ancak hayata
geçirilemeyen düzenlemeleri kararlılıkla yine birer birer hayata
geçiriyoruz.
İşçilere verilen günlük yemek bedeli ve
günlük yol bedeli istisna tutarlarını artırdık.
Çalışanlarımıza yemek bedeli olarak yapılan nakit
ödemelerini de doğrudan gelir vergisi istinası kapsamına
aldık. Yine, bu süreçte işverenlerin elektrik, doğal gaz ve
ısınma giderleri için çalışanlarına yapacakları
bin liraya kadar ödemeleri gelir vergisi dışında tuttuk; bu
ödemelerin sigorta prim kesintisine tabi tutulmamasını
sağladık. Esnafımızı daha da rahatlatmak adına
yaklaşık 850 bin esnafımızın kazancı vergiden
muaf tutularak esnaf muafiyeti kapsamında düzenleme
yapılmıştır. Çiftçimizin tarımsal destekleme
ödemelerindeki gelir vergisini kaldırdık. Yine, geçmişte
aldığımız yaklaşık 2,5 milyar lira
tutarındaki vergiyi de çiftçimize iade ettik.
Yine, bu zor süreçte
vatandaşlarımızın alım güçlerini desteklemek,
refahlarının artırılmasına katkı sağlamak ve
enflasyonla kararlı mücadelemize destek vermek amacıyla gıda
maddelerindeki KDV oranını yüzde 1e indirmek başta olmak üzere
çok geniş bir yelpazede KDV oran indirimlerini uygulamaya koyduk.
Büyüme potansiyelimizi artıracak
yatırım, üretim ve ihracat alanlarına vergisel desteklerimizi
güçlü bir şekilde sunmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, üretim için olmazsa
olmaz makine teçhizat yatırımlarına güçlü vergisel destekler
sunmaya başladık. Yatırım teşvik sistemimizde
firmalarımızın hak etmiş oldukları katkı
tutarlarına daha kolay erişimini mümkün kıldık,
işletmelerimizin yabancı kaynak yerine öz kaynaklarına daha
fazla yönelmelerini sağlayacak vergisel düzenlemeleri yine hayata
geçirdik.
Mükelleflerimizin vergiye uyumunu güçlendirmek ve
öngörülebilirliği artırmak için geçici vergileri 4 dönemden 3 döneme
indirdik, vergiye uyumlu mükelleflerimizin vergi indirimi şartlarında
iyileştirmeler yaptık, uygulamanın kapsamını
genişlettik. İdare ile mükellefler arasında ortaya çıkan
ihtilafların sonlandırılması amacıyla kanun yolundan
vazgeçme müessesesini getirdik.
Ekonomik potansiyelimizi zayıflatan ve rekabet
ortamını bozan kayıt dışı ekonomiyle mücadele
kapsamında da son dönemde önemli bir mesafe katettik. Bu kapsamda,
kayıt dışılığın yoğun olduğu
akaryakıt sektöründe teminat uygulamasını hayata geçirdik, vergi
kaçakçılığı suçlarında hapis cezalarının üst
sınırını artırdık, bu suçlar bakımından
etkin pişmanlık ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesini
mümkün kıldık. Bu alanlarda da yüce Meclisimizle birlikte yoğun
bir şekilde, dayanışma içerisinde çalıştık.
2023 yılı bütçemizin ülkemizin
kalkınması ve vatandaşlarımızın refahının
artırılması doğrultusunda en kaliteli kamu hizmetlerine
dayanak teşkil edeceğine yürekten inanıyoruz. Bütçemizin
uygulanmasında bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da mali
disiplinden taviz vermeyeceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; konuşmamı sonlandırırken, 2023
yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ve 2021 yılı Merkezi
Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tekliflerinin ülkemize ve milletimize
hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sürecin her aşamasında
sağladığı perspektif, liderlik ve destek nedeniyle
Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Strateji ve Bütçe
Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye
Bakanlığımız başta olmak üzere, bütçe teklifimizin
oluşturulmasına katkıda bulunan tüm bakanlıklarımıza,
bağlı, ilgili, ilişkili kamu kuruluşlarımıza bir
kez daha teşekkür ediyorum.
Verdikleri katkılar için Plan ve Bütçe
Komisyonunun Değerli Başkanı ve üyelerine bir kez daha
teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Vereceğiniz katkılar için Sayın
Başkan, siz ve Genel Kurul üyesi sayın milletvekillerimize, hepinize
şimdiden teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Tüm bu süreçte bize katkılarını
esirgemeyen Cumhur İttifakı'nın tüm üyelerine de yürekten
teşekkür ediyorum.
Hepinizi bir kez daha saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özkoç, niçin söz
istiyorsunuz?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
sayın hatibin bütçe konuşmasıyla ilgili
Hem iktidarın hem
de sarayın temsilcisi olarak, burada verdiği rakamların
ülkemizdeki kendisini dinleyen insanları yanıltacak, gerçek
dışı beyanlar olduğunu gördüğümüzden kendisinin
yaklaşık iki saatlik konuşmasına karşılık
bir dakikalık cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Sayın Özkoç, ben
konuşmaların sonunda bu tür eleştiriler için cevap hakkı
vereceğim bütün arkadaşlarımıza. Yoksa bu
konuşmaları sürdüremeyiz, devam ettiremeyiz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
ben kayıtlara geçsin diye söylüyorum.
BAŞKAN Ama böyle bir usulümüz yok
biliyorsunuz. 60a göre var söz hakkı.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Yok, yok, şu sözüm
kayıtlara geçsin diye söylüyorum
BAŞKAN Başkan söz vermeden de
konuşulmuyor malum İç Tüzüke göre, hayır.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Söylediğiniz
şeye uygun olarak, bir hatip Türkiye Büyük Millet Meclisinde
konuştuktan sonra, İç Tüzük gereği, kendisine muhalefette
bulunmak isteyen
BAŞKAN Hangi maddeye göre bu? Muhalefette
bulunmak. diye bir şey yok, tamam.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
veya 60ıncı
madde bunun için vardır. En azından bir dakikalık sözü vermeniz
BAŞKAN Maddede Zamanını
Başkan takdir eder. diyor, lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
benim bir konuşma hakkım yok mu? Ben sizi dinliyorum.
BAŞKAN Söz vermedim ki ben size. Sadece
sebebini sordum size, siz sebebini açıkladınız; ben de
uygulamada nasıl hareket edeceğimi size ifade ettim ama söz vermedim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ben de İç
Tüzükten doğan hakkımı söylüyorum.
BAŞKAN İç Tüzükte kendiliğinden
söz alınmıyor ki Başkandan söz almayan konuşamaz. diyor,
o bir gerekçedir, sebeptir. Başkan söz verirse
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
ben İç Tüzükten doğan hakkımı söylüyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şimdiye
kadar bitirecekti ya, bir dakika konuşacaktı.
BAŞKAN Ben de diyorum ki bütün gruplar
adına konuşmalar tamamlansın, ondan sonra ben söz vereceğim
arzu edenlere, talep edenlere.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
neden bir dakikadan bu kadar çekiniyorsunuz?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Çekinme yok, usul, usul
BAŞKAN Çekinmiyorum, niye çekineyim?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) O zaman neden söz
vermiyorsunuz?
BAŞKAN İç Tüzükü uyguluyorum. Siz niye
İç Tüzüke aykırı olarak konuşmaya devam ediyorsunuz?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Yani iktidarı bu
kadar koruma refleksi nedir?
BAŞKAN Siz niye İç Tüzüke
aykırı olarak konuşmaya devam ediyorsunuz, sürdürüyorsunuz? Lütfen
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) İktidarı niye
bu kadar koruyorsunuz?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) İç Tüzük kuralları uygulanıyor.
ERKAN BAŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, bir söz talebim var.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Sayın
Başkan, bir söz talebi daha var. Duymak istemeseniz de söz talebi var.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
sayın milletvekilleri; bütçe ve kesin hesap kanunu teklifleri üzerindeki
görüşmeler 23 Kasım 2022 tarihli 24üncü Birleşimde alınan
karara uygun olarak
ERKAN BAŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, söz talebinde bulundum.
BAŞKAN Bir dakika
Ya, Başkanın da
sözünü kesiyorsunuz, lütfen ya!
ERKAN BAŞ (İstanbul) Estağfurullah
Sayın Başkan, sözünüzü kesmiyorum
BAŞKAN
bastırılıp
dağıtılan programa göre yapılacaktır.
Başlangıçta bütçenin tümü üzerindeki
görüşmelerde siyasi parti gruplarına ve İç Tüzükün 62nci
maddesi gereğince istemi hâlinde görüşlerini bildirmek üzere
yürütmeye yetmişer dakika söz verilecek ve bu süre birden fazla
konuşmacı tarafından kullanılabilecektir.
Şahıslar adına yapılacak konuşmaların süresi ise
onar dakika olacaktır.
Şimdi, bütçenin tümü üzerinde siyasi parti
grupları, yürütme ve şahısları adına söz
alanların adlarını sırasıyla okuyorum: İYİ
Parti Grubu adına Grup Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili
Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu ile Samsun Milletvekili
Sayın Erhan Usta; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Grup
Başkan Vekilleri Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçay ile Sakarya
Milletvekili Sayın Muhammed Levent Bülbül; Halkların Demokratik
Partisi Grubu adına Eş Genel Başkanlar İstanbul
Milletvekili Sayın Pervin Buldan ile Mardin Milletvekili Sayın Mithat
Sancar; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Genel Başkan ve
İzmir Milletvekili Sayın Kemal Kılıçdaroğlu (CHP
sıralarından alkışlar) Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına Genel Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili
Sayın Numan Kurtulmuş ile İstanbul Milletvekili Sayın
Nurettin Canikli; şahsı adına lehte Büyük Birlik Partisi Genel
Başkanı ve Ankara Milletvekili Sayın Mustafa Destici; yürütme
adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat
Oktay ve son olarak şahsı adına aleyhte Mardin Milletvekili Sayın
Ebrü Günay söz alacaklardır.
Şimdi gruplar adına ilk söz, İYİ
Parti Grubu adına Grup Başkan Vekili ve İzmir milletvekili
Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu'na aittir.
Buyurun Sayın Dervişoğlu.
Süreniz kırk dakikadır. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri, televizyonları başında bizi izleyen aziz Türk
milleti; cumhuriyetimizin 100üncü, Adalet ve Kalkınma Partisinin 20inci
ve son merkezî yönetim bütçe kanunu teklifi hakkında İYİ
Partinin görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum.
Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi devletin kurucu iradesi
ve hürriyetçi demokratik sistemin kalbidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi banisi
olduğu cumhuriyetin, kişi hak ve hürriyetlerinin, uhdesinde
taşıdığı egemenliğin teminatıdır.
Cumhuriyetin 100üncü yılının arifesinde Türk milletinin
iradesinin tecilligâhı olan Gazi Meclisin çatısı altında
bir kez daha aynı irade ve aynı kararlılıkla söylüyoruz ki:
Türk milleti egemenliği hiçbir kişiye, kuruma, aileye ya da zümreye
devredemez. Bu sorumluluk çerçevesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi, tarihin
ve Türk milletinin kendisine tevdi etmiş olduğu yetkiyle kişi
hak ve hürriyetlerini, ifade özgürlüğünü ve devlet yönetiminde adaleti
gözetme iradesini sonuna kadar koruyacak ve muhafaza edecektir.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş hikâyesi ve
Anayasamızın 6ncı maddesi şöyle başlar: Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir. Egemenliğin bir
zerresini sıfatı, ismi ve kudreti ne olursa olsun hiçbir makama
vermeyiz, veremeyiz; hiçbir makam tarafından gasbedilmesine de asla ve
kata müsaade etmeyiz. Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bu hususta
der ki: Kuvvet birdir ve o, milletindir. Egemenlik yalnız ve ancak Türk
milletinindir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri olarak,
bugün, yüce Meclisin çatısı altında, cumhuriyetimizin 100üncü
yıl bütçesini, aynı zamanda da Adalet ve Kalkınma Partisinin
veda bütçesini görüşüyoruz. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Yasama erkinin millete karşı en temel
görevlerinden biri vatandaştan tarh edilen verginin nereye sarf
edildiğini ve edileceği hususunu denetlemektir ancak tek adam
rejiminin anayasal çerçevesi olan Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemiyle Meclisimizin bütçe yapma yetkisi fiilen elinden
alınmıştır. Partili Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminden önce bir sonraki yılın bütçeleri toplumu
heyecanlandırırdı çünkü millet, bütçenin sorunlarına çözüm
getirmesini ümit ederdi. Şimdi millet haklı olarak yeni bütçeyle
birlikte gelirin artmasını, menfaatin korunmasını bekliyor
ancak yürütme erkinin kabile reisi yetkileriyle donatıldığı
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde bütçe teklifi,
içeriğinin ve akıbetinin hiç kimse tarafından merak
edilmediği, sıradan bir ritüele dönüştürülmüştür.
Vatandaşlarımız 2023 bütçesini neden
merak etsinler? Üstün müessesenin üstün iradesi olan Türkiye Büyük Millet
Meclisi 2023 bütçe teklifini kabul
etmezse ne olacaktır, Hükûmet düşecek midir? Hayır. Bütçe
tekraren düzenlenecek, Meclisin onayına sunulacak mıdır? O
sorunun da cevabı Hayır. Açıkça görülmektedir ki bu ucube
siyasal sistem Gazi Meclisin iradesinin hilafınadır. Bu düzende bütçe
yapma yetkisi Gazi Meclisten alınmış, yeniden değerleme
nispetinde iktidara verilmiş bir yetkiye dönüşmüştür. Herkes
şunu bilsin ki istiklal mücadelesinde muzaffer olmuş, devleti
kurmuş bu Gazi Meclis siyasi iktidarın noteri değildir.
Değerli milletvekilleri, içeride ve
dışarıda Türkiyeyi çevrelemiş siyasi, ekonomik ve
toplumsal sorunları derinleştiren temel problem,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bizatihi kendisidir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi egemenliğin
şahsileştirilmesi üzerine kurgulanmıştır. Beş bin
yıllık Türk devlet geleneğinden süzülüp gelen, tarih
yapıcı bir milletin istiklal ve egemenlik mücadelesinin eseri olan
Türkiye Cumhuriyeti devleti bir kişinin aklına, ideallerine,
hedeflerine ve heveslerine terk edilemez. Devlet dediğimiz mekanizma üç
temel erkten oluşur: Yasama, yürütme ve yargı. Yasama kanun ihdas
eder, yürütme kanunları icra eder, yargı ise yasamanın çıkardığı
ve yürütmenin icra ettiği yasaların Anayasaya uygun olup
olmadığı hususunu denetler. Bir devletin demokratik hukuk
devleti olabilmesi için olmazsa olmaz şart ise bu güçler arasındaki
denge ve denetleme mekanizmalarının tam ve kâmil olarak işletilebilmesidir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde temel problem ise
şudur: Bu ucube sistemde kararnamelerle yasama
etkisizleştirilmiş, atama yetkileriyle yargı
bağımlı hâle getirilmiş, yürütmedeki tüm siyasi güç tek bir
kişinin iradesine terk edilmiştir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde devlet idaresinde
yasama, yürütme, yargı ortadan kalkmış; yerini Recep Tayyip
Erdoğan almıştır. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Yirmi yıl önce 3Yyi yani
yoksulluğu, yolsuzluğu, yasakları yok etmek için geldiniz,
başka bir 3Yyi yani yasama, yürütme ve yargıyı imha edip
gidiyorsunuz. Yasama Recep Bey, yürütme Tayyip Bey, yargı da Sayın
Erdoğan olmuştur. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Ülkenin kaderinin bir kişinin iki dudağı
arasına sıkıştığı, hürriyet yerine
istibdadın hüküm sürdüğü, beytülmalin
yağmalandığı, millete ait zenginliklerin ve refahın
yandaşlara pay edildiği bu haramzade düzen elbet payidar
olamayacaktır çünkü o devir, bundan tam bir asır önce Mustafa Kemal
Atatürk tarafından bir daha açılmamak üzere kapatılmıştır.
Cumhuriyetin fikri hür, vicdanı hür evlatları olarak bu çarpık
düzenin kalıntılarını temizlemek de bize düşecektir.
İYİ Parti olarak devlet yönetmeye namzet bir siyasi kurum
sıfatıyla bugüne kadar pek çok projemizi milletimizle
paylaştık ancak bizim, milletimize sunduğumuz en büyük projemiz,
Atatürkün kurduğu cumhuriyetin 2nci yüzyılını Türk
milletinin şanına yakışır bir şekilde yeniden
inşa etmek olacaktır. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Hiç kimse merak etmesin, biz buradayız; cesaretimiz ve
kararlılığımız tamdır, cumhuriyetin kazanımlarını
ve mirasını 21inci yüzyılın medeniyet değerleriyle
inkişaf ettirmek büyük Türk milletine olan borcumuzdur.
Değerli milletvekilleri, aziz milletim;
Türkiye, her alanda olduğu gibi yargı ve adalet sisteminde de büyük
bir erozyona maruz bırakılmıştır. Yargı
kararları, siyasetin tasallutu altında gündelik siyasi
hesapların bir parçası hâline getirilmiş, muhalefeti ilzam
ettirmek için âdeta bir baskı aracı olarak kullanılmak
istenmiştir. Ülkeyi yöneten iktidarın en temel görevi,
vatandaşlarımızın hukukunu muhafaza etmek olmalıyken
maalesef, partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle hukuk
iktidarı muhafaza eder hâle dönüştürülmüştür. Devletin bütün
kurumları tek bir kişiye bağlıyken elbette o ülkede adalet
olamaz, o ülkede demokrasi hiç olamaz çünkü adalet ve demokrasi
kavramları tek adam rejimleriyle bağdaşmaz. Bir partinin genel
başkanı Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12sini tayin etmek
yetkisine sahipse orada yargı
bağımsızlığından söz edilebilir mi? Bir
Cumhurbaşkanı düşünün ki bir taraftan Genel Başkan
sıfatıyla siyasi parti propagandası yapsın, öte taraftan
dönsün kendisini denetlemekle mükellef olan yargı kurumlarının
mensuplarını atasın. Bir Cumhurbaşkanı düşünün ki
bir taraftan genel başkan sıfatıyla il
başkanlarını atasın, öte taraftan dönsün Cumhurbaşkanı
sıfatıyla aynı illere vali atasın. Bir
Cumhurbaşkanı düşünün ki bir taraftan genel başkanı
olduğu partisinin yönetim kademelerini, öte taraftan devletin üst düzey
bürokratlarını ve üniversite rektörlerini atasın.
İşte, bu ucube Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sisteminde devlet ile hükûmetin, bürokrasi ile iktidar temsilcilerinin,
dolayısıyla da kolektif çıkarlar ile zümre menfaatlerinin
birbirine karışmasının sebebi budur. Partili
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin iktidara
yaptığı en büyük kötülük de aslında budur.
Bu, üzülerek söylüyorum ki kendini devlet zannetme
hezeyanıdır. Aklınızdan çıkarmayın ve
unutmayınız ki siz devlet değilsiniz, siz millî iradenin tevdi
ettiği müddette ve nispette kamu görevi ifa eden kişilersiniz.
İktidarlar gelir gider ama devleti ebet müddettir yani daimdir. 3
Kasım 2002de bu iktidara nasıl geldiyseniz, yapılacak ilk genel
seçimle birlikte, aynen o şekilde iktidardan gideceksiniz. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar) İlelebet payidar olacak
olan Türkiye Cumhuriyeti devleti ile ilk seçimle varlığı sona
erecek olan iktidarınızı mukayese etme
saçmalığından da artık lütfen vazgeçiniz. Türkiyeyi
belirli bir zümrenin uhdesindeki parti devleti eksenine taşıma
hevesini terk ediniz.
Adalet mülkün yani devletin ve düzenin temelidir.
Bir devlet, vatandaşları arasındaki hakkaniyeti
sağlayamıyorsa, belirli bir siyasal zümrenin ya da grubun tarafı
hâline gelmişse ve artık objektifliğini kaybetmişse -Allah
muhafaza- devlet olma vasfını da kaybetme tehlikesiyle
karşı karşıya kalır.
Bugün parti devleti oluşturma hevesinizin
Türkiyeye yaşattığı devlet krizi sonucunda kamu
bürokrasisi de enfekte edilmiştir. Partili
Cumhurbaşkanlığı, akla, bilgiye, liyakate dayalı
bürokrasinin sonu, partizan bürokrasinin de başlangıcı
olmuştur. Liyakat ve gayret yerine sadakat ve itaati ödüllendiren bu ucube
düzende en stratejik kamu kurumları dahi siyasi iktidarın propaganda
ve finans aparatı hâline getirilmiştir. Sermaye piyasası
kapsamındaki işlemlerin mevzuata uyumundan sorumlu olan Sermaye
Piyasası Kurulu spekülasyona, doğru veri ve bilgilerin üretilmesinden
sorumlu olan TÜİKi manipülasyona iten işte bu ucube sistemdir.
İktidar partisinin saygıdeğer
milletvekilleri, geçtiğimiz yıl bütçe görüşmelerinde sizi
uyardık, maalesef bizi dinlemediniz; istişareyi ve
uzlaşmayı değil itaati tercih ettiniz; sonuçta,
yaptığınız 2022 bütçesinin ömrü altı ay bile sürmedi,
ek bütçe getirmek zorunda kaldınız. Peki, ek bütçe için iktidar
tarafından belirlenen gerekçe neydi? Türkiyedeki yüksek enflasyon
artışı. Biliyoruz ki hesap kitap yapmayı unuttunuz ve
biliyoruz ki devlet yönetme ehliyetini de kaybettiniz, hiç olmazsa izan ve
idrak hasletlerinizi keşke muhafaza etseydiniz. Faiz sebep, enflasyon
sonuçtur. diyerek yüksek döviz kuru ve yüksek enflasyonla milleti nefes alamayacak
noktaya getiren bu iktidar, ek bütçe kanununa gerekçe yazarken geçmişte
söylediklerini unutarak Enflasyon sebep, tutturulamayan bütçe ise sonuçtur.
diyor. Siz ne yaptığınızın, ne söylediğinizin
farkında mısınız Allah aşkına? Sebebi olduğu
krizlerin bahanelerine sığınanlar, iktidar olsalar bile muktedir
olamazlar. Türkiye Cumhuriyeti devletini belki idare ederler ama yönetemezler.
Unutmayınız -özellikle iktidar milletvekillerine söylüyorum,
uyarılarımıza kulak veriniz- siz saray bürokrasisinin noteri
değilsiniz, devleti kuran Türkiye Büyük Millet Meclisinin şerefli
birer üyelerisiniz ve buna göre hareket etmek mesuliyetinde ve
mecburiyetindesiniz. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Sayın milletvekilleri, bütçe, her şeyden
önce bir iktidarın ekonomik tercihlerini gösterir. Sizin bütçenizin
tercihi millet değil yandaşlar ve faiz lobileridir. Ek bütçeyle faiz
ödemesini 240 milyar liradan 300 milyar liraya çıkardınız,
neden? Faiz lobilerini daha da ihya edebilmek için. Son bütçenizde de aynı
aymazlık içindesiniz veda bütçenizdeki faiz harcamaları tam 565
milyar lira. Geçen yıl bütçe açığı ne kadardı? 278
milyar lira. Bu yıl ne kadar? 660 milyar lira. Siz, aziz milletimize bu
bütçeyle aslında şunu söylüyorsunuz: İktidarımızdaki
kötü günler geride kaldı, şimdi önümüzde daha kötü günler var.
Yapılacak ilk seçime kadar sürecek iktidarınız döneminde bu
bütçe açığını neyle
karşılayacağınızı hesapladınız mı?
Tabii ki yeni borçlanmalarla. Daha fazla borçlanma, daha fazla faiz demektir.
Meclis Genel Kuruluna getirdiğiniz şu bütçeye bir bakınız;
içinde derde derman yok, istikbale dair bir umut yok, insanımıza
vadedilen bir gelecek yok, bu bütçede arz yönlü politikalar yok, üretim
artışına yönelik adımlar yok, yapısal reformlar hiç
yok. İYİ Parti olarak milletimizin sorunlarına çare olacak ve
çözüm içerecek 16 tane önerge verdik Komisyonda; her birini el birliğiyle
reddettiniz, milleti yokluğa ve yoksulluğa mahkûm ettiniz.
Geçen yılki konuşmamda Bu bütçe
sahipsizdir, bu bütçe yetim ve öksüzdür. demiş, Nerede bu bütçenin
sahibi? diye sormuştum, yüce Meclisin muhatabının
Cumhurbaşkanının bizzat kendisi olduğuna da işaret
etmiştim. Sayın Fuat Oktay oturduğu yerden Bütçenin sahibi
burada. diye seslenmiş ve cevap vermişti. Anlaşılan odur
ki bu bütçenin sahibi geçen yıl olduğu gibi bu yıl da
kıymeti kalemin ucundaki mürekkepten menkul atanmış bürokratlar,
kefili de Recep Tayyip Erdoğandır. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) O zaman bu bütçeye yeni bir isim
vermek lazımdır; bu bütçe Sayın Fuat Oktay'a veda, Sayın
Recep Tayyip Erdoğan'a da elveda bütçesi olarak tarihe geçecektir.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, siyasal bir
perspektiften baktığımızda,
Cumhurbaşkanlığı sürecinin kararnameler yoluyla Meclisin
yasama yetkilerinin etkisizleştirilmesiyle
sonuçlandığını görüyoruz. Bu sistemde, partili olanın
yalnızca Cumhurbaşkanı değil, bürokrasiden yüksek
yargı mensuplarına kadar bütün devlet müessesesini kapsadığını
anlıyoruz. Ekonomik bir perspektiften baktığımızda ise
tek adam rejiminin tüm siyasi ve içtimai hezeyanlarıyla birlikte bu
millete büyük ekonomik bedeller ödettiğini, ödetmeye de devam
ettiğini hep birlikte yaşayarak müşahede ediyoruz.
Türkiyeyi uçuracağız. vaatleriyle
getirdiğiniz bu ucube siyasal düzene geçmeden evvel bu ülkede dolar kuru
4,60 bandındaydı, bugün memleketi getirdiğiniz noktada ise 18
lira 60 kuruş; sayenizde doların Türk lirası
karşısında kazandığı değer dört yılda
yüzde 400. Partili Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle
hızlı kararlar alacağız, etkin yönetim olacak.
demiştiniz; gerçekten de kararları o kadar hızlı
aldınız ki muhakemeyi, istişareyi ve uzlaşıyı
yani bizatihi demokrasiyi yok saydınız. Tek bir kişinin iki
dudağı arasına sıkışmış kararların
bedeli dört yılda bütçe açığı beklentisini 65 milyar
liradan tam 659 milyar liraya getirdi; yanlış duymadınız,
bütçe açığı beklentisi dört yılda 10 kat arttı. O gün
cari açık 27 milyar dolardı, bugün 255 milyar dolar. O gün işsiz
sayısı 3 milyon 315 bin iken bugün 7,5 milyon. Daha sayalım
mı? O gün mazot 5 lira 65 kuruştu, bugün 24 lira. O gün faize 73
milyar harcıyorduk, bugün 565 milyar lira. O gün her
vatandaşımız 890 lira faiz yüküyle doğuyordu, bugün bu
rakam 6.700 Türk lirası. Ziya Paşanın güzel bir sözü
vardır, herkes kullanır Ayinesi iştir kişinin lafa
bakılmaz. Hesap ortada, muhasebe de ortada; milletimize verdiğiniz
sözlerle eylemleriniz, eylemlerinizle elde ettiğiniz neticelerin
arasındaki çelişki de ortada.
Yirmi yıldır Türkiyeyi tek
başınıza yönettiniz. Yirmi yıllık
iktidarınızda 2 trilyon 504 milyar dolar vergi topladınız,
131 milyar dolar borç kullandınız, 63 milyar dolarlık
özelleştirme yaptınız. Kendinizden önceki 57 hükûmetin
yetmiş dokuz yılda harcadığı paranın 4
katını tam yirmi yılda harcadınız. Son yirmi
yılda hiçbir hükûmete nasip olmayan kaynakları ve zamanı
kullandınız. Kusura bakmayın ama size tanınan sürenin
artık sonuna gelindi.
Türkiyeyi dünyanın ilk 20 ekonomi liginden
düşürdünüz, Türk milletini enflasyon ve kredi yükü altında
ezdirdiniz, Türk lirasını tarihin en değersiz seviyesine
getirdiniz. Şimdi çıkmış, devlet imkânlarını
pervasızca kullanarak partinizin yüzyıl propagandasını
yapıyorsunuz. Yirmi yıllık iktidarınızı
muhasebesini şöyle bir yapınız, Türkiyenin gelecek
yüzyılında zaten olmayacağınızı da göreceksiniz.
Cumhuriyetin birikimlerini, kamu mallarını da haraç mezat
sattınız; hem de Türkiye'nin en büyük şirketlerini,
fabrikalarını, limanlarını, enerji üretim tesislerini,
telekomünikasyon ağını, elektrik ile doğal gaz
dağıtım şebekelerini sattınız. Cumhuriyetin tüm bu
kazanımlarını pervasızca dağıtmanıza
rağmen, iktidarınızın son kertesinde Türkiye'ye
bıraktığınız dış borç yükü 500 milyar dolara
yaklaştı, cari açık ise 255 milyar dolar. Türkiye'yi bu ekonomik
çöküşe mahkûm eden bir iktidar olarak şimdi cumhuriyetin 100üncü
yıl bütçesini yapıyorsunuz, önümüzdeki yıl içerisinde de hep
birlikte 100üncü yılı kutlayacağız. Soruyorum sizlere:
Cumhuriyetin 100üncü yılında, 100üncü yılı kutlamaya
yüzünüz var mıdır?
Siz bu millete nimet değil külfet
olmuşsunuz, gerçekleri göremeyecek kadar kör olmuşsunuz haberiniz
yok. Siz, geriye sadece enkaz bırakıyorsunuz ama bunun yanında,
enkaz olmuş gidiyorsunuz ondan da haberiniz yok.
İktidarında kamuya ait en stratejik ve
önemli üretim tesislerini satanlar, şimdi, çıkmış, hiçbir rahatsızlık
duymadan Seçimden önce ucuz bakkal açacağız. diyorlar. Şu
soruyu size bütün samimiyetimle ve yürekten soruyorum: Ben eleştirirken
utanıyorum, siz vadederken rahatsız olmuyor musunuz? (İYİ
Parti ve CHP sıralarından alkışlar) 100üncü yılda
yüzünüz var mı demiştim ya, yüzünüz yok çünkü bu millete
verdiğiniz sözlerin hiçbirini tutmadınız. 2023te Türkiye'yi en
büyük 10 ekonominin arasına sokacağız. diyerek milletimize söz
vermiştiniz, 90 yılında en büyük 20 ekonomi arasında
bulunan Türkiye'yi 22nci sıraya düşürdünüz. Türkiye'nin, Adalet ve
Kalkınma Partisi iktidarında girdiği tek liste, ülkem adına
üzülerek ve hayıflanarak söylüyorum, kara para aklayanların
bulunduğu gri liste olmuştur; Türkiye'yi düşürdüğünüz
duruma bakın. Memleketimize bunu yaşattınız ya,
yazıklar olsun bizlere. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Kişi başına düşen millî geliri
25 bin dolara çıkaracağız. dediniz, 10 bin doların
altında kaldı. 2 trilyon olacak. dediğiniz millî gelir ise 1
trilyon doları dahi göremedi. Yüzde 5 olarak belirlediğiniz
işsizlik hedefi yüzde 10un üzerine çıktı. Gerçeklerle
bağını koparmış olan TÜİK'in rakamlarına
göre bile enflasyon yüzde 85in üzerinde. Enflasyon ile işsizliğin
toplamından oluşan Dünya Sefalet Endeksi de ortada. Ülkem ve milletim
adına üzülerek söylüyorum, yirmi yıllık
iktidarınızın sonunda Türkiye, Arjantin'i de geride
bırakarak Sefalet Endeksi'nde 156 ülke arasında 1inci oldu.
İktidarınızın yirmi yıllık hikâyesi artık
sona ererken Türkiye'yi taşıdığınız tek zirve
işte budur; o da sefaletin zirvesidir.
Değerli milletvekilleri, iktidar sahipleri de
dâhil olmak üzere Herkes biliyor, geminin su
aldığını/Herkes biliyor, kaptanın yalan
söylediğini/Herkes biliyor, zarların hileli olduğunu. Bu, ünlü
bir şairin şiiri. Şimdi geldiğimiz noktada seçim
sathına yaklaşırken bu hileli zarlarla son bir oyun
oynamanın peşindesiniz. Devletin tüm imkânlarını iktidar
partisi için kullanan, istatistikleri manipüle eden, troller ve yandaş
kalemlerle tahkim edilen, âdeta kurduğunuz kumar masasında milletin
aklıyla alay eden ucuz bir propaganda oyununu sahnelemeye
çalışıyorsunuz.
Yirmi yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz sanki
yarın teslim alacakmış gibi vaatlerde bulunuyorsunuz.
İktidarınızın raf ömrü tükenmiştir ama bahanelerinizin
tükenmediğine şahit oluyoruz. Bırakın şu
dış güçlerin planları, lobilerin sinsi kumpasları gibi
mazeretlerin ardına saklanmayı; dış güçlerin kuvveti,
içerideki iktidarın acziyetinden kaynaklanır. Devlet mazeret ve acziyetle
yönetilemez. Bir düşünün, eğer ülkeyi dış güçler yönetseydi
ne yaparlardı? Karanlık lobiler Türkiyeyi, Türkiyedeki idareyi ele
geçirseydi bu memleketin hâli ne olurdu? Dış güçler ve karanlık
lobiler şayet Türkiyeyi yönetseydi Türk lirasının değerini
düşürmek ve ekonomimizi çökertmek için inatla akıl
dışı ekonomik politikalar uygulardı, öyle değil mi?
Dış güçler Türkiyeyi yönetiyor olsaydı milletimizin alım
gücünü azaltmak ve vatandaşlarımızı yoksulluğa,
yoksunluğa mahkûm etmek için ellerinden gelen her şeyi yapardı,
öyle değil mi? Dış güçler Türkiyeyi yönetiyor olsaydı
memleketteki emek değerini ucuzlatır, neyimiz var neyimiz yok
yabancılara peşkeş çekerdi, öyle değil mi? Türkiyeyi çevre
ülkelerin ucuz AVMsi konumuna getirirdi. Dış güçler Türkiyeyi
yönetiyor olsaydı cumhuriyetin bütün birikimlerini ya satar ya da
Varlık Fonu üzerinden uluslararası piyasalara teminat olarak gösterip
borçlanır, Türkiye'nin yalnız bugününü değil geleceğini de
çalardı, öyle değil mi? Dış güçler Türkiyeyi yönetseydi
bilinçli olarak doları patlatmadan önce dolar cinsinden borçlanırdı;
dış güçler Türkiyeyi yönetseydi 565 milyar dolar faiz öder, 100
milyar lirayı yandaş sermayeye aktarır, Türk milletinin kamu
kaynaklarını sömürürdü, öyle değil mi? Vergiyi 85 milyondan
toplayıp refahı yandaşlara dağıtırdı;
dış güçler Türkiyeyi yönetseydi ülkenin kendi kendine yetememesi
için tarım alanlarını imara açardı, mesela samanı,
buğdayı, tohumu ithal ederdi, şeker fabrikalarını
satardı, tank palet fabrikasını peşkeş çekerdi,
telekomünikasyonu da özelleştirirdi, öyle değil mi? (İYİ
Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Eğer dış
güçler ve karanlık lobiler Türkiyeyi yönetiyor olsaydı Hudut
namustur. ilkesini derhâl terk eder, sınırlarımızı
yolgeçen hanına çevirir, Türkiyeyi dünyada en fazla
sığınmacı ve kaçak bulunduran hendek ülke konumuna getirirdi,
öyle değil mi? Sözlerimi sakın yanlış anlamayın, sizin
bize attığınız iftiraları ben atmayacağım,
ben iktidar partisine dış güçlerin maşası ya da
karanlık lobilerin piyonu imasında bulunmuyorum, ben diyorum ki bir
dış güç iktidara gelse bu memlekete ancak sizin verebildiğiniz
kadar zarar verebilirdi, onu söylüyorum. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) Biz buna gaflet ve dalalet diyoruz,
kararı ise tarihe ve büyük Türk milletine bırakıyoruz.
Lafın tamamını anlatıyorum ki
söylediklerim doğru idrak edilsin. Ekonomiyi çökerttiniz,
fukaralığı yönetiyorsunuz; eğitimi çökerttiniz, cehaleti
yönetiyorsunuz; bilgiyi yönetemediğiniz için dezenformasyonu, ülkeyi
yönetemediğiniz için algıları yönetmeye gayret sarf ediyorsunuz
ancak ne yandaş sermayenin son çırpınışları ne
havuz medyasının yalan ve iftiraları ne de paralı
trollerinizin dezenformasyonları sizi kurtarabilir.
Siyasetin sermayesi insan, siyasi gücün
kaynağı ise millettir. Çarşıya, pazara inmeye yüzünüz
yoksa, tebdilikıyafet olmadan vatandaşın arasına
karışmaya yüzünüz yoksa kaybetmeye elbette ki mahkûmsunuz. Ayın
sonunu getiremeyen emeklinin, emeğinin karşılığını
elde edemeyen çiftçinin, kredi borcu altında ezilen esnafın, bugününü
ve istikbalini elinden çaldığınız gençlerin arasına
karışmaya yüzünüz yoksa elbette ki kaybetmeye mahkûmsunuz.
Geldiğiniz şu noktada,
iktidarınızın son kertesinde bu aziz millete vereceğiniz
hiçbir şeyiniz kalmadığı için kanayan yaraları
konuşmak yerine, kapanmış yaraları deşmeye
çalışıyorsunuz. Ülkeyi hakkıyla yönetemediğiniz için
kökenle, mezheple, cinsiyetle, kıyafetle uğraşıp
duyguları yönetmeye kalkışıyorsunuz ancak tüm bu çabalarınız
beyhudedir. Yoksulluk çığ gibi büyüyor, işsizlik zirve
yapıyor, ülkenin parası şayet pul oluyorsa o iktidar artık
yolcu demektir.
Size geçen yıl bu kürsüden yine bir
uyarıda bulunmuştum; gelin, sözümüzü dinleyin, gün
vatandaşın, esnafın, sanayicinin, çiftçinin dertlerine sırt
çevirme ve bildiğini okuma günü değildir demiştim ancak
gerçeklere kulak vermek yerine aslını bildiğiniz yalanlara
inanmayı tercih ettiniz.
Seçim yılı geldi, artık vakit tamam;
dönülmez akşamın ufkundasınız, sizin için vakit çok geç.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Gerçekleri kabul etmek yerine kendi
söylediğiniz yalanlara inanmayı tercih ettiğiniz için
konuşmanın şu noktasından itibaren ben, bir gün dahi devlet
yönetmemiş olmama rağmen, yüz yıllık cumhuriyetin son yirmi
yılında iktidar olanların kaçtığı
sorumluluğu üstleniyor, sizin soramadığınızı
soruyorum; Cumhuriyetin 100üncü yılını kutlayacağız,
yüzümüz var mı? diyorum. Biz doğrudan sorumlu olmamakla beraber
kolektif bir bilinç ve memleketimize duyduğumuz mesuliyet gereği bu
soruyu sormak mecburiyetindeyiz çünkü biz siyaseti saraylarda ve salonlarda
değil, Sayın Genel Başkanımızın liderliğinde
Türkiye'yi ilmik ilmik dokuyarak milletimizle iç içe ve omuz omuza
yapıyoruz.
İktidar partisinin mensupları, milleti
mahkûm ettiğiniz yoksulluğu da gerçekten unuttunuz.
İktidarı idame ettirme hırsı yüzünden kalbinizi, gönlünüzü
toplumsal gerçeklere kapatmışsınız. Memleketimizi âdeta
esir alan derin yoksulluğun izleri sokaklarda, dükkânlarda, meydanlarda
kendini gösteriyor; bakan değil, gören gözler için her yerde kendini
hissettiriyor. Evladının beslenmesinden, geleceğinden
endişe eden anneleri görmüyorsunuz. Evine ekmek bile götürmekte
zorlandığı için kendini ailesine mahcup hisseden babaların
farkında bile değilsiniz. Ay sonunu getiremeyen emeklilerin
çektiği eza ve cefayı da hiç hissetmiyorsunuz. Memleketin hâline bir
bakınız; memuru, işçisi, emeklisi, esnafı, çiftçisi ve
işsiz ordusuyla bütün bir millet hayatını idame ettiremez ve
geçinemez olmuş; bu gerçeği görmüyorsunuz. Anneler evlatlarına
tencere kaynatamıyorsa, Anadoluda çocuklar yastığa
başını aç koymuşsa, babalar evlatlarına, evlatlar da
babalarına mahcupsa, aileler en basit ihtiyacını bile karşılamaktan
mahrum bırakılmışsa 100üncü yılı kutlayacak
yüzümüz var mı; soruyorum Allah aşkına. Gençlerin umutları,
hayalleri mülakatlarda çalınmış, bugünleri ve istikballeri de
ellerinden alınmış; tarihe, bugüne, istikbale karşı
yüzümüz var mı? Türkiyede 3 milyon çocuk yeterince protein alamıyor
ve düzgün beslenemiyor. Bir yanda 5 maaşlı danışmanlar var,
bir yanda çocuğunun okul çantasını alamayan babalar.
TÜİK verilerine göre, 1,5 milyon
evladımız okula gidemiyor, kimi defterini alamadığı
için, kimi öğün masraflarını
karşılayamadığı için, kimi çalışıp eve
bakmak zorunda olduğu için. Evlatlarımıza karşı
100üncü yılda yüzümüz var mı?
Cumhuriyetin birikimlerinin topyekûn
satıldığı, uluslararası tefecilere teminat
gösterildiği, yalnızca bugünün değil, geleceğinin de
borçlanıldığı Türkiyede doğmamış nesillere
karşı yüzümüz var mı? Kendinizden sonraki nesillere,
çocuklarımıza, geleceğimizin teminatı olan gençlerimize
teslim aldığımız gibi bir dünya ve teslim
aldığımız gibi bir Türkiye bırakamayacağız;
yüzümüz var mı? Dünümle bugünümle, mazimle ve tüm müktesebatımla
soruyorum: Cumhuriyetin 100üncü yılında, 100üncü yılı
kutlamaya yüzünüz var mı? (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
Siz bu söylediklerimi ciddiye almıyor
olabilirsiniz. Yüz yıllık cumhuriyetin yirmi yılını
siz yönetiyorsunuz. Ben 63 yaşında bir vatandaşım, hasbelkader
ve hasbeltesadüf, bu zamana kadar gelmiş geçmiş bütün
Cumhurbaşkanlarını -Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cemal Gürsel
hariç- yüz yüze görmüş bir insanım. Ben cumhuriyetin altmış
üç yılında vatandaş olarak bir gün dahi devlet yönetmede
sorumluluk üstlenmememe rağmen, kendimi Acaba yüzümüz var mı
cumhuriyetin 100üncü yılını kutlamak noktasında? diye
sorguluyorsam sorgulamanın en büyüğünü sizlerin yapması
gerektiğinin de altını çiziyorum. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) Dediğim gibi, kendimizden
sonraki nesillere teslim aldığımız gibi bir Türkiye
bırakamayacağız.
Benim dedem 1881 doğumluydu, savaşlar
görmüştü; babam 1929 doğumluydu, o da fukaralığın ne
olduğunu anlatıyordu. Dedem babama bir cumhuriyet, babam da bana
yaşanabilir bir Türkiye bıraktı. Şimdi, ben
çocuklarımıza ve bizden sonraki nesillerimize Acaba bunu yapabilecek
miyim? diye kendimi sorguluyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) O sebeple soruyorum Yüzümüz var mı? diye. Dünümle
bugünümle soruyorum. Yirmi yıldır Türkiyeyi yönetiyorsunuz, hâlâ
vaatlerde bulunuyorsunuz, 100üncü yılda neler
yapacaklarınızı söylüyorsunuz. 99uncu yılda ne
yaptınız da 100üncü yılda ne yapacaksınız? Bu ülkeye
ne vadedeceksiniz? Bu ülkeye yoksulluk, sefalet ve istibdattan başka
verebileceğiniz hiçbir şey kalmamıştır. Adalet ve
Kalkınma Partisi iktidarının mensupları, son sezonunuzla
ilgili size bir spoiler uyarı vermek istiyorum: Siz ilk yapılacak
seçimde bu iktidardan gideceksiniz. Siz gideceksiniz, fukaralık bitecek;
siz gideceksiniz, nepotizm bitecek; siz gideceksiniz, haksızlık
bitecek. Siz gittiğinizde hürriyet, siz gittiğinizde bereket, siz
gittiğinizde liyakat, siz gittiğinizde adalet gelecek. Şimdiden
duygusal ve mental hazırlığınızı yapın çünkü
yolculuğunuza çok az kaldı.
Sarayın yalanlarının milletin
gerçeklerine yenilmesinin çok az vakti kaldı. Rant düzeninin çökmesine çok
az bir zaman kaldı, adaletin tecellisine de çok az kaldı; adalete,
hürriyete, eşitliğe ve kardeşliğe de çok az kaldı.
İYİ Parti olarak biz inanıyoruz ki beşeriyetin her
alanında her yarışta geriye düşürdüğünüz Türkiye,
İYİ Parti iktidarıyla birlikte, mazinin tüm
sorumluluklarını da sırtına yüklenerek atinin üzerinden bir
güneş gibi doğacaktır; Allahın izniyle çok az kaldı.
Yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyor,
sabrınız ve nezaketiniz için teşekkür ediyorum. (İYİ
Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
İYİ Parti Grubu adına ikinci konuşmacı Grup
Başkan Vekili ve Samsun Milletvekili Sayın Erhan Usta.
Buyurun Sayın Usta. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz dakikadır.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA
(Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,
televizyonları başında bizi izleyen büyük milletimiz; öncelikle
hepinizi saygıyla selamlarım.
Bütçenin tümünü görüşüyoruz. Bugün aslında
tarihî bir gün. Niye tarihî bir gün? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti devletinin
100üncü bütçesi Genel Kurulda görüşülüyor. Şimdiden bütçe
görüşmelerinin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni
ediyorum. Bugün tabii, muhasebe günü, bugün iktidar açısından millete
hesap verme günü ve millet adına muhalefet açısından da hesap
sorma günü; o yüzden tarihî bir gün.
100üncü bütçeyi görüştüğümüz bu günlerde
AK PARTİ Hükûmeti Türk milletine veya kamu maliyesi tarihine bir
ayıbı yaşattı, bu ayıp da şu: Bu yılın
bütçesinin bütçe harcamaları geçen yılın bütçesine göre yüzde
155 artıyor. Bütçenin bu kadar büyümesi, tabii, hizmetin büyümesinden
filan değil; bütçenin bu kadar büyümesi, ekonomik göstergelerin son derece
bozuk olmasından kaynaklanıyor. Bu, yüz yıllık tarihimizde
bir defa olmuş değerli arkadaşlar, bu ikincisini de AK
PARTİ hükûmetlerinin 21inci bütçesinde görüyoruz. İkinci ayıp
da şu: 2022 bütçesinde çok büyük bir sapma var; şu anda Hükûmetin
getirdiği harcama tutarı, 2022 bütçesinin, başlangıç bütçesinin
yüzde 179u. Bu da 1943 yılından beri yani İkinci Dünya
Savaşı yıllarından beri ilk defa
yaşadığımız bir şey yani yetmiş dokuz
yıldır yaşanmayan bir ayıbı da bu millete AK
PARTİ hükûmetleri bu şekilde yaşatmış oldu. Öyle
anlaşılıyor ki -Sayın Genel Başkanımızın
da ifade ettiği gibi, az önce Müsavat Bey de ifade etti- bu 21inci bütçe
AK PARTİ açısından bir veda bütçesi. İnşallah, biz
bunu hazirandan sonra milletimiz açısından bir merhaba bütçesi hâline
getireceğiz. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Bu bütçenin önceliklerini değiştireceğiz
çünkü bu bütçede israf var, şatafat var, saltanat var, yandaş
kayırma var, KKM var, faiz lobisi var, kamu-özel iş birliği
ödemeleri var, yağmalama var. Bunun karşılığında
ne yok? Bu bütçede esnaf yok; bu bütçede çiftçi yok, emekli yok,
çalışan yok, EYTli yok, gelir dağılımının
düzeltilmesi yok, üretim yok, AR-GE yok, teknoloji yok. Bütçenin bütün
önceliklerini çalıştık ve inşallah, haziran ayından
sonra bu bütçenin önceliklerini değiştireceğiz.
Türkiye bir seçime gidiyor. Bu seçim, esas
itibarıyla baktığımızda, Türkiye bugünkü partili
Cumhurbaşkanlığı sistemiyle mi yani bu ucube sistemle mi
yönetilsin, yoksa güçlendirilmiş parlamenter sistemle mi yönetilsin, aslında
bunun bir referandumu, bunun bir seçimi olacak. O yüzden, bugün benim
konuşmamda -az önce zaten Müsavat Bey de daha çok hukuki açıdan,
demokrasi açısından, siyasi açıdan bu değerlendirmeleri
yaptı- daha çok ekonomi açısından, Sayın
Erdoğan'ın partili Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemindeki ekonomi karnesine bakacağız.
Şimdi, nedir bu sistemin özellikleri, karneye
geçmeden önce? Bu sistemde, değerli arkadaşlar, kurumlar yok; bu
sistemde, kural yok; bu sistemde, koordinasyon yok; bu sistemde, akıl ve
bilim yok, inat var; bu sistemde, istişare yok; bu sistemde, denge ve
denetleme mekanizmaları yok. Bu sistem kuvvetler
ayrılığını tamamen bitirmiş bir sistemdir. Bu
sistem ve uygulama -sistem ve uygulamayı birlikte söylemek istiyorum-
milleti fakirleştirmiştir, yoksullaştırmıştır;
gelir dağılımını bozmuştur; üretken
yatırımları kovmuş, ranta yol vermiştir; Türkiye'yi
yalnızlaştırmıştır bağımsız
dış politika yapmamıza engel olmuştur, gençlerimizi bu
ülkeden kaçmak ister hâle getirmiştir. İşte, bu yüzden
parlamenter sistem diyoruz.
Şimdi hasar tespiti raporuna geçelim:
Değerli arkadaşlar, birinci konumuz enflasyon. Enflasyon
Bu
Hükûmetin yani AK PARTİ hükûmetlerinin ilk döneminde, ilk on
yılında enflasyonla mücadelede aslında önemli işler
yapıldı; enflasyon tek basamaklara, yüzde 5lere, 6lara kadar
çekildi fakat son on yılda -ben de 2015ten sonra milletvekili olduktan
sonra- şu kürsüde defalarca uyardım, Enflasyonu küçümsüyorsunuz, bu
enflasyon hızlı bozulur. dedim ve nitekim maalesef bunu
yaşadık. Enflasyon öyle kötü bir şeydir ki her şeyi bozan,
hukuk sistemini bozan, toplumda asayişi bozan, ahlakı bozan, dar ve
sabit gelirlileri ezen en adaletsiz vergilemedir; fakirden çok vergi alır,
zenginden az vergi alır; kaynak dağılımını bozar;
kaliteli, istikrarlı büyümeye engeldir; üretken yatırımlara
engeldir. Hükûmet bugün bir şey uydurdu: Efendim, büyümenin bir sonucu
olarak enflasyon var. diyor; büyüme ile enflasyon arasında Türkiye bir
tercih yapmak durumunda değildir. Bizim tecrübelerimiz var bununla ilgili
olarak, AK PARTİ hükûmetleri döneminde tecrübelerimiz var. Yüksek
büyümenin ve düşük enflasyonun aynı anda
yaşandığı
Yaşanması son derece mümkündür, dünya
da bunu yapıyor zaten ama maalesef Hükûmet, milleti yanıltacak
şekilde ta 1970li yıllardaki tartışmaları bugüne
taşımak istiyor, bunun hiçbir şekilde geçerliliği yok.
Şimdi, ben
karşılaştırmalarımı tabii
Sisteme ne zaman
geçildi? Temmuz 2018de geçildi bu ucube sisteme, ucube partili
Cumhurbaşkanlığı sistemine. Mukayeselerimi genel
itibarıyla Haziran-Temmuz 2018 ile bugün son veriler itibarıyla
yapacağım.
Enflasyon rakamları
Haziran 2018de tüketici
enflasyonu TÜİK verilerinde -tamamen devletin resmî rakamlarını
kullanıyoruz- yüzde 15,4müş; ekim ayında bu, 85,5ti, bugün
açıklanan kasım ayı rakamlarına göre de 84,4;
arkadaşlar, yüzde 15ten 84e getirmiş bu sistem tüketici
enflasyonunu. Yurt içi üretici enflasyonunda zaten elimizdeki bütün
zamanların en yüksek enflasyon rakamını gördük ekim ayı
itibarıyla, yüzde 157,7; tüm zamanların
Hani, diyorsunuz ya bazen
Tüm zamanların
Evet, tüm zamanların en yüksek enflasyonunu
yaşattınız bu millete ve şunu da hemen
hatırlatayım: Siz bu enflasyonu yüzde 30larda aldınız;
bugün yüzde 157lik bir üretici fiyat enflasyonu, yüzde 84lük bir tüketici
fiyat enflasyonu yaşatıyorsunuz bu millete. Tarımsal maliyetler
de aynı şekilde. Haziran 2018de tarımsal maliyetlerin
yıllık artışı yüzde 19,5muş, şu anda yüzde
128,6. Tabii, gerçi kimi zaman da şu söyleniyor mazeret olarak -Hükûmet
sürekli mazeret uyduruyor zaten- Efendim, yaşadığımız
enflasyon dünya kaynaklı. Dünya, işte, son kırk yılın
en yüksek enflasyonunu yaşıyor. Evet, dünyada bir enflasyon sorunu
var ama arkadaşlar, o, bizim enflasyon değil. Bütün dünyadaki
enflasyon bugün -işte, Sayın Oktayın dağıttığı
kitaplarda da görüyoruz, yıllık programa bakın- 2022 yılında
yüzde 9,1; niye bizde 84? Bu da inanırsanız; ENAGa göre yüzde 170.
Niye bizde enflasyon yüzde 157? Bunun bir cevabını verin Sayın
Oktay. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Yani
bize tutup da eski defterleri açıyorsunuz. Bunun cevabını
vermediğiniz sürece yaptığınız konuşmanın
hiçbir kıymeti yoktur burada.
Dolayısıyla, bu enflasyon dünyadan
kaynaklanan bir enflasyon değildir. Türkiyenin
yaşadığı bu enflasyon Türkiyenin kötü yönetilmesinden
kaynaklanan, Türkiyenin kendi sorunlarından kaynaklanan bir enflasyondur.
Şimdi Enflasyon her şeyi bozar, enflasyon
dar ve sabit gelirlileri ezer. dedik, değil mi? Bakın, yine
TÜİK rakamlarıyla söylüyorum: Ücretlilerin millî gelirden
aldığı pay -yani millî gelir bir pastaysa- neymiş;
çalışanlar, yaklaşık 30 milyon
çalışanımız bu millî gelirden geçmişte -yani Haziran
2018de- ne alıyormuş, şu anda ne alıyor? TÜİK
rakamları: 2018in ikinci çeyreğinde millî gelirden
çalışanların aldığı pay yüzde 31,5
arkadaşlar; bugün, 2022nin ikinci çeyreği itibarıyla bu, yüzde
22,6ya düşmüş. Çalışanlar, millî gelirden
aldıkları payın 1/3ünü bu ucube sistemde kaybetmiş;
işte bunu, bu ucube sistemin milleti, çalışanı nasıl
fakirleştirdiğini görmek lazım. Tabii, bu pay, bu bileşik
kaplar, burada düşüyorsa bir başkasının cebine gidiyor;
işte, o yandaşların cebine gidiyor, o rant kesiminin cebine
gidiyor bu pay.
Arkadaşlar, kişi başına, daha
doğrusu çalışan başına bakarsak, bu dört yılda
yıllık kayıp 50 bin lira yani 2018 yılındaki
payını ücretliler korumuş olsaydı, aslında ortalama her
çalışanımızın yıllık geliri bugün 50 bin
lira daha yüksek olacaktı. Tabii, enflasyonun doğru ölçülmemesi,
düşük enflasyona göre zam yapılması ve altı ayda bir ücret
ayarlaması bunun temel nedenlerinden bir tanesi, onu da ifade etmek
lazım ve bu durumda şunu görüyoruz ki: İlk kez Türkiye AK
PARTİ hükûmetleri döneminde çalışan yoksullar kavramıyla
tanıştı. İnsanın -zaten işi olmayanların,
onların Allah yardımcısı olsun- işi var,
çalışıyor fakat yoksul, yoksulluğu bırakın
açlık sınırının altında. Bugün, çalışanların
yüzde 65i asgari ücret üzerinden gelir elde ediyor -ücret alıyor- ve
asgari ücret bugün açlık sınırının 2.285 lira
altında.
Karneye devam ediyoruz, en önemli göstergelerden bir
tanesi, biliyorsunuz, işsizlik ve istihdam verileridir. Şimdi, Sayın
Oktay diyor ya Pandemi öncesine göre istihdam arttı. diye, bakalım
artmış mı? Geniş tanımlı işsizliği
veriyorum çünkü en doğru tanım bu. İş
bulamadığı için ümidi kırılmış insan, Ya,
ben iş dahi aramıyorum çünkü iş bulma imkânım yok. diyor,
bunu işsiz saymayan göstergeyi burada konuşmanın bir anlamı
yok. Ya, işsizin kralı bu. Ümidim olmadığı için
iş dahi aramıyorum. diyor. Şimdi,
baktığımızda -yine TÜİK rakamıyla
konuşuyorum- 2018in ikinci çeyreğinde atıl iş gücü
oranı yüzde 15,8miş, bugün kaç? 2022nin üçüncü çeyreğinde
-mevsimsel düzeltilmiş olduğu için seri birbirleriyle mukayese
edilebilir- yüzde 20,9a çıkmış. İşsizlik
oranında oransal olarak neredeyse yüzde 25lik bir artış var.
Şimdi İstihdam arttı. diyorlar.
Bakın, bu dört buçuk yıllık dönemde değerli
arkadaşlar, 15 artı nüfus yani çalışma çağındaki
nüfusa 4,5 milyon insanımız katılmış. Bunun sadece ne
kadarına -iş başında olanlar açısından baktığımızda-
iş verilmiş biliyor musunuz? 872 bin kişisine. Yani artan
nüfusun, çalışma çağındaki nüfusun sadece 1/5ine iş
verebilmiş bir sistemdir bu sistem, bunu görmek lazım. Şimdi,
istihdam anlamında, küçük de olsa bir miktar artış var ama
enteresan bir şey -bu da datayla oynandığının en temel
kanıtıdır, ben bunu Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayın Oktaya
söyledim, hiçbir cevap veremedi, şimdi tekrar cevabını
bekliyoruz kendisinden- çalışılan saate bakıyorsunuz
TÜİK rakamı- bir yerde istihdam artıyorsa arkadaşlar,
çalışılan toplam saat, bakın fert başına
demiyorum- artmaz mı istihdamın arttığı yerde?
Şimdi, 2018in ikinci çeyreği haftalık çalışılan
saat 1 milyon 263 bin saat, aradan dört buçuk yıl geçmiş, 2022nin
üçüncü çeyreğinde bu, 1 milyon 254 bin saate düşmüş.
Dolayısıyla hem datada problem var hem de istihdamla ilgili dört
buçuk yılda hiçbir mesafe alınmadığı gibi
işsizler ordusuna yenileri katıldı.
Şimdi, millî gelir rakamlarına
bakalım. Tabii, burada millî gelir rakamlarında ciddi bir dolar
enflasyonu da olduğuna göre dolarları reelleştirerek
bakmamız lazım -hesapların detayına girmeyeceğim,
sürem çok sınırlı, söylenecek çok fazla şey var- bugün Hükûmetin
rakamlarını kullanıyorum, millî gelirin 808 milyar dolar
olduğunu söylüyor 2022 sonunda. Bu, 2017ye göre nedir biliyor musunuz
arkadaşlar? 253 milyar dolarlık bir azalmadır dolar olarak reele
çevirdiğimizde. Bu milletin 253 milyar doları nerede? Bunun
hesabını vereceksiniz burada, bunu konuşacaksınız
burada. Bu sistem bu milletin 253 milyar dolarlık üretimini
almış, götürmüş. Fert başına
baktığımızda da bu azalma yüzde 24lük bir azalmadır
değerli arkadaşlar, çok önemli bir azalmadır. Fert
başına baktığımızda da bu milletin ortalama 3.722
doları gitmiştir bu sistemde. İşte bunun cevabını
burada vereceksiniz ama bunların cevabını maalesef
vermiyorsunuz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Şimdi, kur, önemli bir göstergedir, değil
mi? 1 Temmuz 2018 dolar kuru 4 lira 62 kuruş, bugün itibarıyla
baktığımızda dolar kuru 18 lira 65 kuruş, 4
katına çıkmış, Türk parası pula dönmüş, yüzde 75
değer kaybetmiş bu sistemde Türk parası.
Şimdi, efendim, diyorlar ki: Bütün dünyada
dolar güçleniyor. Arkadaşlar, Allah aşkına ya, biraz
insaflı olun ya, bütün dünyada dolar güçleniyorsa diğer ülkelerin
paralarının da dolar karşısında bu kadar değer
kaybetmesi lazım. Onlarda böyle bir şey var mı? Bakın, 2018
yılında çok konuşulan bir şey vardı,
kırılgan beşli; Türkiye de o kırılgan beşliden
bir tanesiydi, diğerleri: Hindistan, Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika.
Değerli arkadaşlar, 2018 Temmuz ve bugün itibarıyla
kırılgan beşlinin paraları karşısında dolar
sadece yüzde 24 değer kazanmış, sadece yüzde 24 kur
artışı var bu ülkelerde. Türkiyede ne kadar? Yüzde 303 kur
artışı var. Bakın, ben çok iyi olan, parası dolar
karşısında son dört yılda değer kazanan ülkeleri filan
söylemiyorum, onların da listesi var elimizde. Bizimle aynı
sınıfta olan, kırılganlar sınıfında olan
ülkelerin yerli paralarında bu partili
Cumhurbaşkanlığı sistemi döneminde kur
artışı -değer kaybı değil- yüzde 24, bizdeki kur
artışı yüzde 303. Dolayısıyla, hiç kimse bana
Efendim, bu, dünyadan da kaynaklanan bir şeydir, dolar güçlendi de böyle
oldu. diye palavra atmasın.
Şimdi -gelelim- tabii, yerli parayı neyle
koruyacaksınız? Rezerviniz olursa paranızın değerini
korursunuz değerli arkadaşlar. 2018 yılı Temmuz
başında Türkiyenin -swap hariç- net rezervi 30 milyar dolar. Yüksek
mi, değil ama yine bir pozitif 30 milyar dolar. Bugün itibarıyla
Türkiyenin net rezervi -swaplar hariç- eksi 60 milyar dolar yani
sıfırın altına inmiş. Tabii, rezervi bu kadar çarçur
ederseniz, bunları o tarafa bu tarafa satarsanız, saçma sapan
politikalarınıza yem yaparsanız Türkiyenin rezervlerini, ondan
sonra Türk parası bu şekilde değer kaybeder. Üstelik, bu,
ihracatçıların döviz gelirlerine el konulmasına rağmen eksi
60 milyar dolar yani bu sermaye kontrollerini yapmamış olsanız
zaten iş çok daha berbat bir hâle gelecek.
Şimdi, bugün Sayın Oktay
konuşmasında dedi: Liralaşma stratejisi Nerede liralaşma?
Bakalım liralaşma var mı? Bunun en büyük göstergesi nedir?
Bankalardaki mevduatın döviz cinsinden mi, Türk lirası cinsinden mi olduğudur.
Haziran 2018; döviz cinsi mevduatın toplam mevduata oranı yüzde 48,3.
KKMyi dâhil ettiğimizde bugün bu oran kaç? Yüzde 72 arkadaşlar.
Bugün mevduatın yüzde 72si Türk lirası cinsinden değil, döviz
cinsindendir ve siz hâlâ liralaşma stratejisi diye saçmalıklardan
bahsediyorsunuz. Dolarizasyon artmıştır Türkiyede ve Türk
lirasından kaçış başlamıştır.
Şimdi, bu Hükûmet Türkiyeye -ekonomi
açısından konuşuyoruz her şeyi- bir ayıbı daha
yaşatmıştır ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç olmayan
bir şey daha olmuştur. O da nedir biliyor musunuz? Türkiyede bugün
çok yüksek ikiz açık var. İktisatçılar bilir, literatürde twin
deficits diye geçer bu. Türkiye aynı anda hem kamu açığı
veya bütçe açığını hem de ödemeler dengesi
açığını veya cari açığı yaşıyor.
Hükûmetin rakamlarıyla söylüyorum ki bu rakamların üzerinde olacak
yıl sonu gerçekleşmeleri. Bütçe açığının millî
gelire oranı 2022de 6,4 olacak. diyor, Cari açığın millî
gelire oranı da yüzde 5,9 olacak. diyor.
Arkadaşlar, Türkiye ikiz açığı
hiç yaşamadı. Mesela 90lı yıllarda kamu
açığımız fazlaydı, cari açığımız
düşüktü. AK PARTİ iktidarının ilk dönemlerinde kamu
açıkları aşağı doğru çekildi, kamu
açıklarının hatta sıfırlandığı yıllar
oldu, şu anda tekrar çok yüksek boyutlara gelmesi ayrı bir konu ama o
zaman cari açık fazlaydı, kamu açığı düşüktü ama
bu 2 açığı aynı anda hiç yaşamadı Türkiye. Ve bu
2 açığı, parası rezerv para olan hiçbir ülke sürdüremez.
İşte, bugün yaşadığımız ekonomik
sıkıntıların temelinde Türkiyeyi getirdiğiniz bu
darboğaz vardır. Tabii, bu bir de güven açığıyla,
demokrasi açığıyla, hukuk açığıyla ve yönetim
açığıyla birleşince iş iyice içinden
çıkılmaz hâle geliyor.
Şimdi, elimizde detaylı rakamlar var,
bütçe açığı rakamları. 2017 sonu; 47,8 milyar lira.
Arkadaşlar, 2022 sonunda Hükûmet diyor ki: 461 milyar liraya
çıkacak. Görüyor musunuz performansı, bu ucube sistemin Türkiyeyi
getirdiği noktayı? 9,65 katına çıkmış bütçe
açığı.
Şimdi program tanımlı kamu dengesi
diye Hükûmetin dokümanlarında bir ifade var. Şimdi, burada da tabii
bir şey var, hani, neyse o kelimeyi kullanmayayım, program
tanımı. Nedir bu program tanımı? Bu, IMF
tanımıdır. Hani IMF lafını zikretmeden IMFcilik
yapıyor ya bu iktidar; IMF tanımı demek yerine program
tanımı diyor. Bu, önemli bir göstergedir yalnız, onu
söyleyeyim. Yani hani burada dürüstçe IMF tanımı dememekle
birlikte, önemli bir göstergedir. Yani bir defalık gelirleri ve faizi
dışarı aldığımızda, sizin kamu dengeleriniz
nasıl yani siz borcunuzu sürdürebilir misiniz, faizi aşağıya
çekebilir misiniz, bunu gösterir bu gösterge.
Bakın, 2017 yılında Türkiyenin IMF
tanımlı faiz dışı dengesi 32,2 milyar
liraymış. 2022 sonunda bu nereye çıkacak biliyor musunuz
arkadaşlar -Hükûmet rakamı- 712 milyar liraya; 22 katına çıkıyor
IMF tanımlı Türkiyenin faiz dışı dengesi.
Millî gelir oranı olarak bakalım, oradan
bakmak lazım. Oradan baktığımızda bile yüzde 1den
yüzde 5,3e çıkıyor. Yani millî gelire oranı bile; kamu
dengelerinin, faiz dışı kamu dengesinin millî gelire oranı
son dört yılda 5,3 katına çıkmış değerli
arkadaşlar.
Burada bütçede bozulma var ama daha büyük bozulma
KİTlerde var. Niye? Çünkü Artık biz gidiyoruz. dedi bu Hükûmet;
KİTleri yağmalamaya başladı, KİTleri çiftlik olarak
gördü, KİTlerin başına kötü yöneticiler getirdi, ehliyetsiz
insanlar getirdi. En sonunda da işi kurumsallaştırdı,
tamamını paketleyip ondan sonra Varlık Fonuna koyunca
bakın, KİT dengesi nasıl gelişmiş.
2017 yılında IMF tanımlı faiz
dışı KİT dengesi açık vermek bir yana, 535 milyon lira
fazla vermiş. Bugün geldiğimiz noktada, yine Hükûmetin
rakamlarına göre, 2022 yılında KİT dengesi -faizleri
dışarıya aldığımızda bile- 423 milyar lira
açık verecek arkadaşlar. İkisini birbirine bölemiyoruz; zira,
birisi artı, birisi eksi. Kaç katı, sonsuz katı bir
artış var, KİT dengesinde bozulma var. Bu, yağmalama
zihniyetinden kaynaklanan bir durumdur. AB tanımlı borç stoku, yine
aynı şey; 10 puana yakın artmış, merkezî yönetimin iç
ve dış borç stoku 4 kat artmış bu dört yıl içerisinde
ama daha vahimi şu, buradan söyledik bunu defalarca: Türkiye'nin şu
anda ileriye dönük iç borç yükümlülüklerindeki faizler anaparayı geçti.
Tamam, hazine, tefecinin elinde, tefecinin eline düşmüş, tefeciler
tarafından teslim alınmış bir hazine; bunun başka bir
izahı yok. Bakın arkadaşlar; Haziran 2018de Türkiye'nin o
dönemden itibaren önümüzdeki dönemdeki iç borç faiz ödemesi yükümlülüğü
348 milyar liraymış. Bugün ne kadar, biliyor musunuz? 2 trilyon 564
milyar lira. Şimdi, bunu vergiye oranlayalım -hani hep vergiye
oranlama yapıyorlar ya- yani biz bu faiz yükümlülüğümüzün
-anaparayı demiyorum- tamamını, topladığımız
vergiyle silelim desek silebiliyor muyuz? Ekim 2018de -burada mevsimsellik
olduğu için ay ay bakmak lazım- faiz yükümlülüğümüzün vergilere
oranı yüzde 90mış, yüksek mi? Çok yüksek ama Ekim 2022de bu
yüzde 127 olmuş. Yani şu anda vergilerimiz faiz yükümlülüğümüzü
karşılamaya yetmiyor, üzerine bir de yüzde 27si kadar daha para
bulunmanız gerekiyor. İşte, o yüzden diyorum ki tefecinin eline
düşmüş. Türkiye'nin borç stoku, tamamıyla, özeliyle, kamusuyla
-bu Eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan
Özyıldız'ın çalışmalarıdır- 2010
yılında 4,3 trilyon lirayken bugün 16,5 trilyon liraya gelmiş bu
sistemde.
Tabii, Türkiye'nin kaynakları yurt
dışına akıyor arkadaşlar. Bir ülkeyi kötü
yönetirseniz, güveni zedelerseniz, belirsizliği artırırsanız
sizin yurt dışından borçlanma faiz oranlarınız artar.
En son Eurobond tahvilinde yüzde kaçla borçlandı hazine Sayın
Elitaş? Yüzde 10la borçlandı. Döviz cinsinden yüzde 10la
borçlandınız siz bu ülkede. Başka ülkeler kendi yerli
parasından yüzde 3le, 5le borçlanırken siz döviz cinsinden yüzde
10la borçlandınız. Niye? Çünkü CDS primi dediğimiz borcu
ödememe riskini gösteren primler bu dört yıllık dönemde 4 kat
arttı arkadaşlar. Dolayısıyla, bu, milletin emeğinin
yurt dışına aktarılması demektir. Yine, bunun bir
göstergesi daha, kredi derecelendirme kuruluşları var, değil mi?
Bunlar Türkiyeyle ilgili notlar veriyor. Türkiye için iyi notlar verdikleri
zaman bunlarla iftihar ederek her tarafta konuştunuz, Türkiye, yatırım
yapılabilir seviyeye çıktı. dediniz, biz de
alkışladık. Ben, o zaman, o dönem bir bürokrattım,
emeğimiz de var ama onların hepsini heba ettiniz. Bugün
geldiğimiz noktada, bakın, son dört yılda Moodysin kredi
notunda 4 basamak düşmüşüz, Fitchin kredi notunda 3 basamak
düşmüşüz -son dört yılda- S&Pninkinde de 2 basamak
düşmüşüz. Yatırım yapılabilir en kötü seviyenin
Moodyse göre 6 basamak altındayız şu anda, Fitch ve S&Pye
göre de 5 basamak altında; işte bu yüzden kredi notumuz çok
düşük. Bunun anlamı nedir? Ödediğimiz faiz çok yüksek, yurt
dışına olağanüstü şekilde kaynak aktarıyoruz.
Şimdi, uluslararası kuruluşlar var,
akademiler var; biliyorsunuz, bunlar değişik konularda göstergeler
yayınlıyorlar. Bu göstergelere çok hızlı bir şekilde
bakmak istiyorum. Şimdi, bu göstergeler iyiye gidince yine Sayın
Erdoğan ve bütün Kabine, bütün herkes, buradaki AK PARTİ
milletvekilleri, işte Birleşmiş Milletlerin şu
göstergesine göre Türkiye 2 basamak, 3 basamak iyileşti. filan
diyorlardı; kötü gidince Ya, onları gâvurlar yapıyor.
anlamında laflar ediyorlar, öyle bir şey yok. Bunlar bütün
dünyanın itibar ettiği uluslararası göstergelerdir. Çok
hızlı geçeceğim. Hukukun Üstünlüğü Endeksinde -yine dört
yıl olarak söylüyorum arkadaşlar- bu ucube sistemde 16 basamak
kötüleşmişiz, daha da gidecek yer neredeyse kalmamış yani
biraz daha kötüleşeceğiz ya, hani Nebatinin dediği gibi, çok
şükür bir iyi haber varsa bundan sonra çok fazla
kötüleşmeyeceğiz; zaten bütün uluslararası göstergelerde en
sondayız, çok fazla kötüleşmeyeceğiz, merak etmeyin.
Devlet yetkililerinin üzerindeki
kısıtlamalar, bakın, en önemli göstergelerden bir tanesidir. 139
ülke var, hükûmet gücünün sınırlandırılmasında
134üncü sıradayız yani hükûmet gücünün -tek adam rejimi ya- en az
sınırlandırıldığı bir sistem bu sistem. O yüzden,
hiç kimsenin mazeret uydurmaya Bana şu engel oldu, bu engel oldu. demeye
hakkı yok. Yolsuzluk Algı Endeksinde dört yılda 15 basamak,
Özgürlük Endeksinde 49 basamak kötüleşmişiz. İnsani Özgürlük
Endeksinde 55 basamak, Ekonomik Özgürlük Endeksinde 18 basamak,
Yönetişim Endeksinde 23 basamak kötüleşmiş Türkiye. Küresel
Rekabet Endeksinde 8 basamak, Mutluluk sıralamasında -zaten millet
mutsuz- 43 basamak kötüleşmiş, gideceği yer yok, daha
kötüleşme imkânımız yok; iyi haber. Legatum Refah Endeksinde,
genelinde 9 basamak kötüleşmişiz, emniyet ve güvenlikte 36 basamak
kötüleşmişiz arkadaşlar -bunlar Türkiye'ye
yakışmıyor, bunları yüreğimiz sızlayarak,
ciğerimiz yanarak söylüyoruz; Türkiye'ye yakışmıyor bunlar-
kişisel özgürlükte 41 basamak, yönetimde 34 basamak, sosyal sermayede 40
basamak kötüleşmiş Türkiye; ucube sistemde.
Peki, bunlar niye oldu? Bunu düşünmek gerekir.
Tabii, en temel neden partili Cumhurbaşkanlığı sistemidir.
Ama ben şunu söylemiyorum: Sayın Erdoğan iyi yönetiyordu, iyi
bir Cumhurbaşkanı veya Başbakandı, bu sistem geldi
işler kötüye gitti; değil. Sayın Erdoğan kötü yönetiyordu,
bu sistem kötü yönetimi kurumsallaştırdı arkadaşlar.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Şimdi,
bütün kazanımların, AK PARTİnin yaptığı
kazanımların da hepsi, şu anda, geldiğimiz noktada heba
olmuş durumdadır. Yine biz çözeriz. propagandası
yapılıyor şimdi, böyle alttan alttan. Öyle bir şey yok,
çözemezsiniz, artık sizin çözme imkânınız yok çünkü sizin
kadronuz yok, ekibiniz yok, sizin programınız yok, size artık
güven yok, güveni yitirdiniz; güven, ruh gibidir, çıktığı
bedene bir daha girmez. Siz artık temizlik ve iyi niyetinizi de
yitirdiniz. Hani diyordunuz ya: Verin yetkiyi, görün etkiyi. Evet, verdi
millet yetkiyi ama maalesef, etkiyi de çok acı bir şekilde gördü.
Özetle, bütüncül bir yaklaşımın
olmadığı, aklın kaybolduğu, istişarenin
olmadığı, inadın egemen olduğu, hukukun
olmadığı, kurumların çalışmadığı
ve itibarsızlaştırıldığı, güvenin
kaybolduğu, belirsizliklerin had safhaya çıktığı,
hürriyetin kısıtlandığı, piyasanın
çalışmadığı, iş ortamının kötü
olduğu, Hükûmetin sınırsız yetkilerinin olduğu,
işin ehline verilmediği, yolsuzluğun sürekli arttığı
bir ülkede refah olmaz, gelişme olmaz, gelir dağılımı
bozulur, ekonomik sorunlar çığ gibi büyür, yoksulluk ve sefalet artar
ve bu başarısızlığın da asla mazereti olamaz.
Değerli arkadaşlar, lütfen siyasi kısır çekişmeleri
bir kenara bırakıp bu başarısızlığın nedenlerine
inelim ve bu zararı görelim.
Şimdi, Sayın Fuat Oktay'ın
konuşmasını dinledik, hep mazeret üretti; şimdi, sürem
yettiği sürece onlara da cevabım var. Sizin makamınız
mazeret üretme makamı değil, o makam icraat makamı, orada icraat
yapacaksınız. Siz hâlâ sürekli mazeret; dış güçler, iç
güçler, şu güçler, bu güçler, yok enflasyon, yok bilmem neler...
Şimdi, bakalım mazeretleriniz neler.
Şimdi, Sayın Oktay dedi ki: Pandemi oldu efendim. Kardeşim,
pandemi bütün dünyayı etkiledi. Niye bizim sıralamalarımız
bozuldu? Milletin enflasyonu ortalama yüzde 9ken niye bizim enflasyonumuz
yüzde 84e çıktı? Efendim, pandeminin ekonomik boyutuyla
yanlış mücadele ettiğinizi söyledik. Evet, bugünkü
sıkıntıların temelinde bir tanesi o ama doğru mücadele
etseydiniz bu kadar sıkıntı çekmeyecektik. Diğer taraftan,
gelir kaybını telafi edin dedik, onu yapmadınız, kredileri
pompaladınız, Türkiye'nin bütün makroekonomik dengelerini bozdunuz;
bilerek yaptınız siz bunu. Küresel likidite bollaştı
pandemi döneminde, pandemi dönemi bize imkânlar sundu ama Türkiye'ye para
gelmedi. Niye? Çünkü siz Türkiye'de güveni bitirdiniz, tedarik zincirinde
aksama oldu. Coğrafi konumumuz gereği -Cenab-ı Allah'ın bir
vergisi- bu tedarik zincirindeki aksamadan dolayı Türkiye bunun
avantajını yaşadı ama buna rağmen siz gidiyorsunuz
pandemi diyorsunuz. Arkadaşlar, küresel ölçekte baktığımızda
pandeminin olsa olsa Türkiye'ye olumlu etkisi olmuştur
dolayısıyla böyle bir mazeret yok. Efendim,
düşmanlarımız var. Beyler, hanımlar; biz bu
coğrafyaya yeni gelmedik, biz bin yıldır bu coğrafyadayız
ve bizim bin yıldır düşmanlarımız var. Siz ülkenin
bünyesini zayıf düşürürseniz Rusyada birisi pencereyi açsa burada
Türkiye ekonomisi yatağa düşüyor. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Böyle bir şey olabilir mi,
kabul edilebilir mi?
Rusya-Ukrayna savaşı var. Ya, savaş
aniden mi çıktı? Oraya yığınak yapıldı, bir
yıldır bu savaşın geleceğini herkes biliyor; niye
tedbir almadınız? Rusyada savaş var. Rusyanın enflasyonu
kaç? En son, kasım ayının enflasyonu, İsmet Bey, yüzde 12,6.
Ya, savaşan ülkenin enflasyonu yüzde 12,6. Ukraynanın enflasyonu
kaç? Yüzde 26,6. Niye bizim enflasyonumuz yüzde 84? Böyle bir şey olabilir
mi ya? Özrünüz kabahatinizden büyük, bu ülkeye ayıptır sizin
söylediğiniz ya. Rusya-Ukrayna savaşından dolayı
enflasyonumuz arttı veya paramızın değeri düştü.
diyorsunuz. Rus rublesi, bakıyorsunuz, Rus rublesi -1 Temmuz 2018le yine
mukayese ederek gideyim- o günden bugüne, değerli arkadaşlar, yüzde
2,4 değer kazanmış, değer kaybetmemiş. Savaştaki
Rus rublesi, 63 lira 43 kuruşmuş Temmuz 2018de; kuruş
demeyelim yani Rus kuruşuymuş, rubleymiş. Ondan sonra, dolar
karşısında şimdi 61,92 olmuş, savaşta bir ara
83e çıkmış ama hemen toparlamış ve şu anda
Rusyada dolara karşı Rus parası değer kazanmış.
Ukrayna parası değer kaybetmiş biraz. Ama savaş dönemi
değil ki yani dört buçuk yıllık dönemde biz dedik ki bizde kur
artışı yüzde 303ken Ukraynada sadece yüzde 39,7 olmuş
değerli arkadaşlar.
Şimdi, elimde diğer para birimleri de var
ama onlarla vakit kaybetmeyeceğim. Yani dolayısıyla Şu
olmasaydı, bu olmasaydı. türü bir şeyi kabul etmek mümkün
değil. Efendim, enerji ithal ediyoruz. Ya, enerji ithal etmeye bugün mü
başladık? Türkiye enerji bağımlısı bir ülke,
yirmi yılda bu ülkenin enerji bağımlılığı
sorununu niye çözmediniz? (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar) Hâlâ yirmi yıllık bir iktidar diyor ki: Efendim,
enerjiden dolayı şöyle sıkıntı oldu. Yok, enerji
faturamız artmasaydı cari açığımız
olmayacakmış. Olur ya, öyle bir şey var mı? Bu enerji
faturası var önünüzde. Siz bunu bile bile, cari fazla vereceğiz diye
ekonomik program uyguladınız, bir saçmalık yapıldı ve
Türkiye bugün bu hâle geldi. Yani bu faturayı ödeyeceğiz biz, bu
doları bulmak durumundasın ve bu göz göre göre geldi.
Şimdi, enerji enflasyonu
Arkadaşlar,
Avrupa Birliği de enerji bağımlısı; ticaret
rakamlarına baktım, enerji ithalatları artmış. Enerji
enflasyonunda Avrupa Birliği ortalaması yüzde 39,4; yine, EUROSTAT
rakamlarına göre Türkiyede yüzde 146,8. Bunu neyle izah edeceksiniz? Bir
de Sübvansiyon yapıyoruz. diyorsunuz. Dolayısıyla bunları
kabul etmek mümkün değildir.
Bugüne kadar, esas itibarıyla
baktığımızda sizlere hep önerilerde bulunduk yani
Sayın Genel Başkanımız başta olmak üzere. Projeleri
açıkladı, Genel Başkanımız dedi ki: Mirî maldır,
alın, kullanın. Yeter ki siz çözün, bu ülkenin bir meselesi çözülsün,
bir sorunu çözülsün, siz çözün; sevabı varsa sevabını da
alın veya seçmen nezdinde itibarı varsa itibarını siz
alın. Hep kulak tıkadınız, bildiğinizi okudunuz, daha
doğrusu bilmediğinizi okudunuz. Bundan sonra size öneri filan yok.
Biz, burada, bütün arkadaşlarımızla -bu, on iki gün boyunca
yapılacak; inşallah, ben de makrokredi programımızı en
sonunda, son gün konuşmamda izah etmeye çalışacağım-
bundan sonra size artık öneride bulanmayacağız. Niye? Çünkü
sizin zamanınız kalmadı, artık bitti. Siz bugüne kadar
yirmi yılın özellikle son on yılını boşa
geçirdiniz ve önceki on yıldaki bütün kazanımları da heba
ettiniz. Dolayısıyla artık size öneri filan yok bundan sonra.
Zaten yapılan önerilere bugüne kadar hiç kulak
asmadınız çünkü kendi aklınızın doğrultusunda
gittiniz. Bundan sonra da zamanınız olmadığı için size
öneride bulunmayacağız; biz yapacaklarımızı,
programlarımızı milletimize anlatacağız. Bugüne kadar
anlattık ama artık bu on iki gün boyunca bütün
arkadaşlarımız burada, her bakanlık bütçesinde, her kurum
bütçesinde eğitiminden sağlığına, teknolojisinden
tarımına kadar, makroekonomisinden diğer sosyal bilim
alanlarına kadar bizim yapacağımız meseleleri anlatacaklar.
Ve son gün konuşmamda ben de makroekonomik programımızın on
yıllık hedeflerini, efendim, 5 ana taşıyıcı
kolonu var, o 5 ana taşıyıcı kolonun neler olduğunu ve
bu politikalarımızın nasıl olacağını,
bunları sizlere anlatmaya çalışacağım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Usta, tamamlayın
lütfen.
ERHAN USTA (Devamla) Tamamlayacağım
Başkanım, açarsanız
Milletimiz merak etmesin; evet, karanlık bir
tablo oldu, maalesef, Türkiye her geçen gün kötüye gidiyor, bunu artık çok
net bir şekilde görüyoruz ama iyi günlere, güneşli günlere,
inanın, çok az kaldı.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
birleşime yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.01
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.28
BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP
KÂTİP ÜYELER: Enez KAPLAN (Tekirdağ), Emine
Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Değerli milletvekilleri, şimdi, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına ilk konuşmacı Grup Başkan
Vekili ve Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçay.
Buyurun Sayın Akçay. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz beş dakika.
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, muhterem milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Teklifi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun
düşünce ve kanaatlerini paylaşmak üzere huzurunuzdayım. Genel
Kurulu ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken aziz
vatanımızı bizlere emanet eden atalarımızı,
cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkü, vatanı uğruna
toprağa düşen kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Cumhuriyetimizin 100üncü yılının
bütçesi olarak özel bir anlam ifade eden bu bütçe görüşmelerini
sabırla ve dikkatle takip ederek objektif değerlendirmelerle
düşüncelerimizi paylaşacağız. Bütçeyi, dünya ve ülke
gündemiyle birlikte, akıl ve vicdan terazisinde, millî tarih şuuruyla
dün, bugün, yarın perspektifiyle ele alacağız.
Muhterem milletvekilleri, dünya
salgınların, savaşların ve ekonomik buhranların neden
olduğu küresel krizlerle boğuşmaktadır. Derinleşen
krizler Asyadan Avrupaya, Amerikadan Afrikaya pek çok ülke yönetiminde
istikrarsızlıklara yol açmıştır. Avrupa Birliği
ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede hükûmet krizleri çıkmakta,
siyasi çalkantılar yaşanmaktadır; İngilterede neredeyse
iki haftada bir Başbakan değişirken Hollanda, Almanya, Belçika,
Bulgaristan ve Çekyada parlamenter sistemden kaynaklanan krizler
yaşanmaktadır. Birçok ülkede hükûmetlerin görev süreleri -kendi
ifadeleriyle- marulun bozulma süresinden daha kısa sürmüştür.
Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yönetimde
sağladığı istikrarla âdeta bir çınar gibi kök
salmakta, özgün bir model olarak tüm dünyaya örnek olmaktadır.
Fakat bugünlere gelmek kolay olmadı. Siyasi ve
demokrasi tarihimiz darbelerle, muhtıralarla, vesayet girişimleriyle
kesintiye uğramıştı. Sistemden kaynaklanan sorunlar
nedeniyle çok sayıda hükûmet krizleri çıkmış,
istikrarsız hükûmetlerin deneme yanılma yöntemiyle ülke meseleleri
âdeta yazboz tahtasına çevrilmişti; memleketin temel meseleleri ortada
kalmıştı. Sadece bir örnek vermek istiyorum: Öyle ki Aralık
1998de, bir türlü hükûmet kurulamıyor, hükûmet kurma
çalışmaları akamete uğruyor ve koalisyon kurma
girişimleri sonuçsuz kalıyordu. En sonunda, dönemin
Cumhurbaşkanı, Mecliste bağımsız bir milletvekiline
yani tek başına Mecliste yer alan bir bağımsız
milletvekiline -Allah rahmet eylesin, merhum Yalım Ereze- hükûmeti kurma
görevini vermek zorunda kalmıştı. Bu bağımsız
milletvekili, on dört gün sonra hükûmet kurma görevini iade etmiş, bir ay
içerisinde hükûmet kurma çabaları 2nci defa başarısız
olmuştu. Ülkemizde çok partili seçimlerin ilk kez
yapıldığı 1946dan Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminin yürürlüğe girdiği 9 Temmuz 2018e kadar tam 51
hükûmet görev yapmıştır.
(MHP Genel Başkanı Osmaniye Milletvekili
Devlet Bahçelinin Genel Kurul Salonunu teşrifi sırasında MHP
sıralarından ayakta karşılamalar)
ERKAN AKÇAY (Devamla) Bu yetmiş iki yıl
boyunca 17 koalisyon hükûmeti, 6 azınlık hükûmeti, 3 darbe hükûmeti
ve 2 de geçici hükûmet kurulmuştur. Hükûmetlerin ortalama görev süresi bir
yıl üç aya tekabül etmektedir, bir buçuk yılı bile
bulmamaktadır. Türkiye'nin temel problemi, bir türlü siyasi
istikrarın temin edilememiş olmasıydı. Bu tablodan
çıkan en önemli sonuç şudur değerli milletvekilleri: Türkiye,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle istikrarını
sağlamıştır. Bu çok önemli bir kazanımdır, bunu
göz ardı edemeyiz. Dört yılı başarıyla geride
bırakan bu sistemle, ülkemiz kaybolan yıllarını telafi
etmektedir. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle
prangalarından kurtulmuş, atılımlarımıza engel
olan kronik sorunlara neşter vurmuştur. Eski parlamenter sisteme
dönme arzusu siyasi bir körlük, müzmin bir ufuksuzluk ve geçmiş
deneyimlerden ders almayan bir akılsızlıktır. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bu sisteme ucube
diyenler, eski sistemin kısır tartışmalarını yeni
sistem üzerinden yürüten ucube bir tutum takındıkları gibi,
kendileri de ucubenin ucubesi sistem önerilerinde bulunmaktadırlar.
Görmüyor musunuz, bakın, bugün, Gazi Meclisimiz yeni sistemle
sağlanan istikrar sayesinde ilk defa 6ncı Yasama Yılında
çalışmalarını sürdürüyor. Yönetimde sağlanan istikrar,
ekonomik altyapıda, diplomaside, teknolojide, terörle mücadelede, millî
haklarımızın korunmasında, sağlıkta, sporda ve
her alanda kazanılan başarılarla perçinleniyor; uzun yıllar
hükûmet krizleriyle, emperyalist müdahalelerle, darbelerle, vesayetle,
istikrarsız yönetimlerle sekteye uğrayan atılım
hamlelerimize sahip çıkılıyor.
Sayın milletvekilleri, dünya, bugün,
tıpkı yüz sene önce olduğu gibi, yeni bir denge
arayışının sancıları içindedir. Türkiye, dün
olduğu gibi bugün de beka ve egemenlik mücadelesi vermektedir. Covid-19
salgını, sınır çatışmaları, iç
savaşlar, terör saldırıları ve göç dalgası küresel
istikrarsızlığı derinleştirmiştir. Rusya-Ukrayna
savaşı küresel enerji ve gıda kriziyle âdeta mutasyona
uğramıştır.
Peki, dünyanın siyasi, iktisadi ve toplumsal
kaosa sürüklendiği bu kritik süreçte Türkiye neler yapmaktadır?
Sınırlarımızın içinde ve dışında, Irak
ve Suriye'nin kuzeyinde ara-bul-yok et parolasıyla bütün terör
örgütleriyle etkili bir mücadele verilmektedir. Türkiye'nin öncülüğünde
İsveç ve Finlandiyayla imzalanan üçlü muhtırayla PKK-PYD/YPG ve FETÖ
terör örgütlerinin küresel bir tehdit ve terör örgütleriyle mücadelenin
uluslararası bir sorumluluk olduğu kabul edildi; Doğu
Akdeniz'de, adalar denizinde, mavi vatanda meşru
haklarımızı hedef alan kirli senaryolar bertaraf edildi.
Libya'yla imzalanan anlaşmalarla Türkiyeyi kara
sınırlarına hapsetmeye çalışanlara gereken cevap
verildi. Kıbrıs'ta kırk altı yıldır kapalı
olan Maraş açıldı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türk
Devletleri Teşkilatına gözlemci üye kabul edilerek tüm dünyaya
açık bir mesaj verildi. Karabağ, Ermenistan işgalinden
kurtarıldı. Bir yandan meşru haklarımıza göz dikenlere
hadlerini bildirirken diğer yandan Yurtta barış, dünyada
barış. parolasıyla Türkiye, diplomasinin cazibe merkezi hâline
geldi. Salgın sürecinde bazı ülkeler yardım gemilerine el
koyarak korsanlık yaparken Türkiye 161 ülkeye ve 12 uluslararası
kuruluşa tıbbi yardım malzemesi gönderdi. 12 Kasım 2021de
Türk Devletleri Teşkilatı kuruldu. Türk devletleri Dilde, fikirde,
işte birlik. parolasıyla siyasi, kültürel ve ekonomik
ilişkilerini üst seviyelere taşıdı. 11 Mart 2022de, 17
devlet ve hükûmet başkanı, 80 bakan, 39 uluslararası
kuruluş temsilcisi ve 75 ülkeden gelen katılımcılarla
İkinci Antalya Diplomasi Forumu düzenlendi ki geçtiğimiz hafta bu
forumun vakfının kanununu Mecliste birlikte kabul ettik.
ABD ve Batılı ülkeler kaos yaratmaya
çalışırken Türkiye,çalışırken Türkiye,
Rusya-Ukrayna savaşının kalıcı ateşkesle
sonuçlanması için somut adımlar attı. Rusya ve Ukrayna,
Türkiye'nin öncülüğünde Antalya ve İstanbul'da düzenlenen zirvelerde
bir araya getirildi. 22 Temmuz ve 2 Kasımda İstanbul'da,
Birleşmiş Milletler, Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan
Tahıl Koridoru Anlaşmalarıyla gıda krizlerinin önüne
geçildi. Batılı ülkeler ırkçı ve sömürgeci bir tutum
alırken Türkiye, Afrika'da, Orta Doğu'da, Güney Amerika'da, Asya'da
barışçı ve insani ilişkiler kurmuş, milyarlarca
insanı bekleyen açlık tehlikesinin önüne geçmiştir. İnsani
yardımlar, esir değişimi ve savaştan kaçan sivillerin kabul
edilmesinde insanı merkeze alan bir anlayış ortaya
konulmuştur.
Türkiye, millî çıkarları ve hedefleri
doğrultusunda güçlü bir şekilde kendi çizdiği yolda ilerlemeye
devam etmektedir. Çok yönlü, aktif ve dinamik politikalarıyla inisiyatif
alan Türkiye, başka ülkelerin gündemine mahkûm değildir. Türkiye
artık kendi gündemine hâkim bir ülkedir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Muhterem milletvekilleri, Türkiye, yerli ve millî
kalkınma hamleleriyle yüksek teknolojinin ve savunma sanayisinin gelecek
vizyonunu şekillendirmektedir. Bugün, 170ten fazla ülkeye savunma
sanayisi ürünleri ihraç eden bir ülkeyiz. Havada Bayraktar, ANKA, AKSUNGUR,
Akıncı, Kargu, Karayel insansız hava araçları;
insansız savaş uçağımız Kızılelma; kısa
menzilli balistik füzemiz TAYFUN; ATAK ve GÖKBEY helikopterlerimiz; BORA,
Kasırga, TOROS ve ATMACA füzeleri; karada BOĞAÇ, BARKAN, KAPLAN,
DEMİRHAN, ALPAN, ERTUĞRUL ve diğer insansız kara
araçlarımız; ALTAY, VURAN, POYRAZ, AKINCI, TULPAR tank ve
zırhlı araçlarımız; millî piyade tüfekleri ve FIRTINA
obüsleri; denizlerde ULAQ, SANCAR, SALVO, ALBATROS-S ve MİR insansız
deniz araçları; MİLGEM Projesi kapsamında üretilen millî savaş
gemileri, TCG Heybeliada, Büyükada, Burgazada ve Kınalıada ve Fatih,
Yavuz, Kanuni, Abdülhamid Han sondaj gemilerimizle Türkiye gücüne güç
katmaktadır.
Ayrıca, millî günlerimizde büyük eserlerin
milletimize kazandırılması âdeta bir gelenek hâline gelmiştir.
29 Ekimde Cumhuriyet Bayramımızın yıl dönümünde yerli ve
millî elektrikli otomobilimiz Togg ülkemize kazandırıldı. Bu
girişimle, teşebbüsleri sekteye uğratılarak
fabrikaları kapatılan Nuri Demirağ, Nuri Killigil, Vecihi
Hürkuş ve Şakir Zümrenin mirasına sahip
çıkılmıştır. Türkler otomobil yapamaz, yapsa da
yürütemez. diyenlere gereken cevap verilmiştir. Otomobil
yapıyormuşuz, hani, nerede? diyenler hayal
kırıklığına uğramıştır. Şom
ağızlıların kem sözleriyle kaybedecek vaktimiz yoktur. (MHP
ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye bugün
dünyanın en büyük uzay ve teknoloji festivali TEKNOFESTlerde bilimin ve
Türk gençliğinin cazibe merkezi hâline gelmiştir.
Sayın milletvekilleri, yüz dört yıl önce
ülkemiz emperyalistler tarafından işgal edilmiş,
ordularımız dağıtılmış, ekonomimiz
çökertilmişti. Emperyalistlerle iş birliği yapan bazı
sefiller, işgalcilerden himaye dilenerek iktidarı ele geçirmeyi
ummuşlardı, tıpkı bugün yabancı devletlerden iktidar
umanların yaptığı gibi. Bugün İktidar
yıkılsın da nasıl yıkılırsa
yıkılsın. diyenler, dün Abdülhamit gitsin de nasıl
giderse gitsin. demişlerdi. Bugün Libyada ne işimiz var? diyenler
dün Trablus ve Bingazide ne işimiz var? diyorlardı. Bugün YPG
bize saldırmaz. diyenler, dün Hınçak, Taşnak ve Pontusçu
çeteler için de aynısını düşünüyorlardı. Dün
Edirneyi Enver alacağına Bulgar alsın. diyorlardı, bugün
Sınırımızda PYD olsun. diyorlar. Bugün Otomobil
yapıyormuşuz, hani nerede? diye soranlar, dün Türkler otomobil
yapamaz. diyenlerin ahfadıdır. Bugün Türkiyede can ve mal
güvenliği yok, yatırım yapmayın. diyenlerin dün Nuri
Demirağ, Vecihi Hürkuş ve Nuri Killigilin girişimlerine engel
olanlardan hiçbir farkı yoktur. Dün manda ve himayeyi savunanlar bugün
ittifak hâlinde İktidara gelirsek Avrupa Birliğinin Türkiye
hakkındaki bütün kararlarını derhâl uygulayacağız.
diyerek Brüksele selam durup tekmil vermektedirler. Bunlar, millete
değil, yabancı devletlere taahhüt vermektedirler. Bugün Türkiye
Suriyede nüfus mühendisliği yapıyor. diyenler Hatayın ana
vatana katılmasına da kesinlikle karşı
çıkarlardı. Bugün Türkiyenin bir beka sorunu yok. diyenler, dün
Samsundaki ilk adımı; Amasya, Erzurum ve Sivastaki
bağımsızlık çağrısını da gereksiz,
hatta zararlı bulacaklardı. Türk ordusunun kimyasal silah
kullandığı iftirasını atan hainler, dün
Kuvayımilliyeye de alçakça iftiralar atmışlardı. Kahraman
ordumuza defalarca katil ve satılık diyen güruh, Taksimdeki
saldırıyı devletin planladığını ima edecek
kadar teröristlere kalkan olmaktadır. Türkiye, Rusya-Ukrayna
savaşında ara buluculuk üstlenerek dünyaya barışçı bir
diplomasi dersi veriyor; bunlar ABD ve AB'nin istekleri doğrultusunda
hareket etmeyi tavsiye ediyorlar. Türkiye, savunma sanayisinde 21inci
yüzyıla damga vururken; bunlar Tank, top, İHA, SİHA, vur,
öldür; kahramanlık türküleri... diyerek Kandil ağzıyla
konuşuyorlar. Askerimize Libya'da lejyoner Suriye'de işgalci
diyenler, Türkiye, Doğu Akdeniz'i geriyor. diyerek düşman ağzıyla
konuşuyorlar. Kendisini ve ülkesini küçük görüp Batı'ya bakmaktan
boynu tutulan mandacılara milletimiz geçit vermeyecektir.
Muhterem milletvekilleri, küresel krizler Covid-19
salgını, iç çatışmalar ve savaşın etkisiyle ivme
kazanmıştır. Salgın nedeniyle tüm dünyada kamu maliyeleri
bozulmuş, bütçe açıkları, borçluluk, işsizlik ve
enflasyonda yüksek artışlar meydana gelmiş, gelir
eşitsizliği artmış, yoksulluk daha da
belirginleşmiştir. Küresel ekonomide Rusya-Ukrayna
savaşıyla derinleşen belirsizlik, enerji ve gıda krizi ile
tedarik zincirlerinde ciddi sorunlara yol açmıştır.
Birçok ülke son elli yılın en yüksek
enflasyonuyla yüzleşmektedir. Yüksek enflasyon sadece Türkiye'de
değil, dünya genelinde önemli bir sorun olmaya devam etmektedir.
Taşımacılık maliyetleri ve emtia fiyatlarında gözlenen
olumlu seyre rağmen küresel enflasyon artış eğilimini
sürdürmektedir. Bu durum, dünya genelinde finansal
sıkılaşmayı artırmakta, ekonomik faaliyetleri
sınırlamaktadır. Avrupa'da derinleşen enerji krizi, ABD ve
ABde sıkılaşan mali koşullar nedeniyle artan durgunluk
küresel ekonomi için olumsuz bir tablo çizmektedir. Küresel ölçekte 2023
yılına ilişkin büyüme tahminleri önceki yıllara göre önemli
ölçüde aşağı yönde güncellenmiştir. IMF 2022 yılı
büyüme beklentilerini 4,4ten 3,2ye düşürmüştür. 2023teki büyüme oranlarının
yüzde 2,7ye düşeceği tahmin edilmektedir.
Dünyada hâl böyleyken Türkiye,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yönetimde
sağladığı istikrarla krizleri bertaraf ederek diğer
ülkelerden pozitif yönde ayrışmıştır. Türkiye
yatırım, büyüme, ihracat ve istihdamda gösterdiği güçlü
performansla küresel ekonomik krizlerin yıkıcı etkilerini en az
hasarla atlatan ülkelerden biri olmuştur. Dünya ekonomisinin yüzde 3,3
daraldığı, OECD ülkelerinin yüzde 4,5; AB ülkelerinin yüzde 6
küçüldüğü 2020 yılında Türkiye yüzde 1,8 büyümeyi
başarmıştır; 2021 yılında yüzde 11,4le son elli
yılın en yüksek büyüme hızına ulaşmış, AB ve
OECD ülkelerinden 2 kat daha fazla büyümüştür; 2022nin ilk çeyreğinde
yüzde 7,5; ikinci çeyreğinde yüzde 7,6; üçüncü çeyrekte yüzde 3,9 oranlarıyla
başarılı büyüme performansını sürdürmekte ve dokuz
çeyrektir kesintisiz büyüme süreci devam etmektedir. G20 ülkeleri içinde en iyi
büyüme performansı gösteren ülkelerin başında geliyoruz. IMF ve
OECD gibi uluslararası kuruluşlar ülkemizin 2022 büyüme tahminlerini
yukarı yönlü revize etmişlerdir. Orta vadeli program kapsamında
öngörülen yüzde 5lik büyüme hedefine ulaşarak 2022de, dünyada en güçlü
büyüyen ülkelerden biri olacağımıza inanıyoruz.
Ocak-kasım dönemi, on bir aylık
ihracatımız yüzde 14 artışla 231 milyar dolara
yükselmiştir. Aynı dönemde ithalatımız ise yüzde 36,6
artışla 331 milyar olmuştur. On bir aylık dış
ticaret açığı yüzde 153,6 artışla 99,8 milyar dolara
çıkarken dış ticaret hacmi yüzde 26 oranında artarak 562
milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde ithalatta ve
dış ticaret açığında meydana gelen
artışların ana sebebi küresel ölçekte gerçekleşen enerji ve
emtia fiyat artışlarıdır.
Ekonomideki büyüme, yatırım ve ihracat
odaklı güçlenmenin pozitif etkilerini istihdamda da görüyoruz. Türkiye,
OECD ülkeleri arasında, salgın öncesi döneme göre
istihdamını en fazla arttıran ülke olmayı
başarmıştır. 2021 yılında, bir önceki yıla
göre toplam istihdam, salgın sonrası güçlü toparlanmanın
etkisiyle 2 milyon 102 bin kişi olmuştur. Salgın öncesi döneme
kıyasla toplam istihdam yaklaşık 2 milyon 600 bin kişi
artmış, 2022 yılı Eylül ayı itibarıyla toplam
istihdam seviyesi 30 milyon 867 bin kişiyle tüm zamanların zirvesine
ulaşmıştır. İş gücüne katılımdaki
artış sürerken işsiz sayısındaki azalış
belirgin hâle gelmiştir. 2022 yılı genel işsizlik
nispetinin yüzde 10,8 olması beklenmektedir.
Sayın milletvekilleri, enerji tedariki ve arz
güvenliği, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle küresel gündemin en
önemli başlıklarından biridir. Rusya, ABD ve Avrupa
Birliğinin karşılıklı yaptırım
kararları küresel ölçekte siyasi, iktisadi ve sosyal krizler
yaratmıştır. Enerjinin güvenli iletimi ve dışa
bağımlılığın azaltılması her ülke için
stratejik bir hedefe dönüşmüştür. Türkiye, gıda ve enerji
krizine çözüm odaklı yaklaşımıyla öne
çıkmış, enerji jeopolitiğinde önemli bir avantaj
kazanmıştır. Türkiye, aynı zamanda, bu krizlerde
aldığı inisiyatifle arz ve fiyat sorunlarının seyrini
olumlu yönde etkileyerek küresel ekonomiye katkı
sağlamıştır.
Birçok ülke enerji darboğazıyla
boğuşurken Türkiye gelecek yüzyıllara damga vuracak enerji
politikalarını adım adım uygulamaktadır.
Karabağ'ın işgalden kurtarılmasıyla stratejik bir
enerji güzergâhı olan Güney Kafkasya istikrara kavuşmuştur. Türk
Devletleri Teşkilatı 2040 Vizyon Belgesi ekseninde ivme kazanan
iktisadi girişimler enerjinin gelecek yüzyıllarını
şekillendirmektedir. Nükleer, hidroelektrik, güneş ve rüzgâr
enerjisinde büyük çaplı yatırımlarımız doğal gaz
ve petrol keşifleriyle perçinlenmiştir. Sismik araştırma ve
sondaj gemilerimiz Karadeniz'de ve Akdeniz'de başarılı
çalışmalarını sürdürmektedir. Sakarya gaz sahasında
keşfedilen 540 milyar metreküplük doğal gazı denizden karaya
nakledecek 170 kilometrelik boru hattı tamamlanmıştır.
Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden biri olan doğal gazın
2023 yılının ilk çeyreğinde evlere ulaşması
beklenmektedir.
Sayın milletvekilleri, küresel ekonomik
krizlerin ülkemiz üzerindeki olumsuz etkileri sanayimizde kesintisiz bir
şekilde dönen çarklarla büyük ölçüde bertaraf edilmiştir. Ülkede tek
fabrika kurulmadı. yaygarası koparanlar ekonomik büyümemizin itici
gücü olan sanayi sektöründeki pozitif göstergeler karşısında
âdeta üç maymunu oynamaktadır. Küresel ekonomideki durgunluğa
rağmen sanayi üretimimizde artış devam etmektedir. Sanayi
üretimi pandemi sonrası yüksek seviyelerini korumakla birlikte, 2022
yılının ikinci çeyreğinde ekonomideki yüzde 7,6 büyüme
oranına yüzde 1,7 puan katkı yapmıştır.
Sanayimizdeki bu pozitif ivmenin en önemli itici
güçlerinden biri organize sanayi bölgeleri olmuştur. Organize sanayi
bölgelerinin sayısı 379dur, kısa zamanda bu sayının
500e ulaşacağı tahmin edilmektedir. Toplam 75 bin
fabrikanın yaklaşık 67 bini organize sanayi bölgelerinde üretim
yapmakta ve 2,5 milyonu aşkın vatandaşımız doğrudan
istihdam edilmektedir.
Organize sanayi bölgelerinin en önemli
bileşenlerinden biri de mesleki eğitim merkezleri ve meslek
okullarıdır. Üreten ülke Türkiye güçlü sanayi, güçlü ekonomi
hedeflerine ulaşmak için mesleki eğitimin teşvik edilmesi ve
yaygınlaştırılması büyük önem arz etmektedir. Son bir
yılda mesleki eğitim konusunda çok önemli gelişmeler
yaşanmıştır. 33 alanda, 182 dalda nitelikli eğitim
imkânı sunan mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenci
sayısı 1 milyon 100 bine ulaşmıştır. Mesleki ve
teknik eğitim kurumlarının gelirleri 2022 yılının
ilk on ayında 2021in ilk on ayına göre yüzde 200 artarak 1 milyar
651 milyon liraya ulaşmıştır. Özellikle küçük ve orta
ölçekli işletmeler için önemli bir sorun olan çırak, kalfa, usta
bulma sorunu mesleki eğitimin iş arayan değil, işte aranan
nesil parolasıyla aşılmaya başlamıştır. Bir
yandan öğrencilerimizin öğrenim süreçlerini destekleyen, diğer
yandan ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan mesleki eğitimde
yaşanan olumlu gelişmeleri takdirle karşılıyoruz.
Türkiye, bir yandan küresel krizlerle mücadele
yürütürken diğer yandan küresel para simsarlarının ve iş
birlikçilerinin organize saldırılarıyla mücadele etmektedir. Bir
kısım zincir marketler kartel oluşturarak fahiş fiyat
artışları yaratmakta, piyasalardaki suni dalgalanmaları
bahane ederek hayat pahalılığını körüklemektedir. Öyle
ki bu tekelci marketler zincirinin haddini bilmez, küstah bir sözcüsü ekonomik
gerçekleri çarpıtarak, yavuz hırsız misali suç bastırmaya
kalkışmıştır. Bu malum şahıs, enflasyonun
dizginlendiği, petrol fiyatlarının düşüşe
geçtiği, döviz kurunun yatay seyir izlediği olumlu bir süreçte temel
gıda ürünlerine yaptıkları zamları meşru göstermeye
çalışmıştır.
Keyfî fiyat artışlarıyla hayat
pahalılığını körükleyen bu tekelci yapıya
karşı denetimler artırılmalıdır. Fahiş fiyat
artışları nedeniyle kesilen para cezalarına ek olarak
kapatma ve teşhir cezaları caydırıcı bir seçenek
olarak mutlaka değerlendirilmelidir. İlk üretimden son zincire kadar
kurdukları kartel yapıyla ekonomik gücünü ülkesine ve
vatandaşımıza karşı silah olarak kullananlardan adli
ve idari olarak mutlaka hesap sorulmalıdır. Bu iş birlikçilerin
küresel bağlantıları ve başta FETÖ olmak üzere terör
örgütleriyle iltisakları araştırılmalıdır.
Unutulmasın ki Türkiye, kriz fırsatçılarına, faiz
lobilerinin döviz operasyonlarına ve küresel tefecilere geçit
vermeyecektir. Bittik, tükendik, mahvolduk. söylemleriyle milletimizi
karamsarlığa sürüklemeye çalışanlar hayal kırıklığına
uğrayacaklardır. Döviz kuru, faiz ve fiyatlar genel düzeyindeki
dengesizlikler üzerinden manipülasyon üretenlerin oyunları büyük ölçüde
boşa çıkarılmıştır.
Bu kapsamda sanayicilere, çiftçilere,
ihracatçılara, turizmcilere, yatırımcılara, esnaf ve
sanatkârımıza önemli desteklemeler yapılmıştır.
Asgari ücretteki vergiler tamamen kaldırılmış, tüm
çalışanlar kapsama alınarak ücretlerin asgari ücret kadar olan
kısmı vergi dışı
bırakılmıştır. Salgının vatandaşlarımıza
etkisini sınırlandırmak ve enflasyonla mücadeleye katkı
sağlamak amacıyla 2021de 154 milyar, 2022de 276 milyar liralık
vergi gelirlerinden vazgeçilmiştir. 2022 yılında
yaklaşık 7 bin ticari işletmeye 71 milyar kredi ve 61
milyarlık kefalet imkânı sağlanmıştır. Küresel
fiyat artışlarının vatandaşlarımıza olumsuz
yansımasını azaltmak için doğal gaz ve elektrikte kademeli
fiyat uygulamasına geçilmiş ve önemli sübvansiyonlar
sağlanmıştır. Uygulanan vergi politikasıyla temel
gıda ürünlerinden alınan KDV oranları düşürülmüştür.
Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı sosyal konut kampanyası
başlatılmış ve konut kira artışları
sınırlandırılmıştır. Öğrenci kredi
borçlarının faizleri silinmiştir. Alınan tedbirler
sayesinde fahiş fiyat artışlarıyla piyasa dengesini bozmaya
tevessül eden kriz fırsatçılarıyla mücadele edilmektedir.
Vatandaşlarımızın cebine göz diken enflasyon büyük oranda
dizginlenme seyrine girmiştir. Enflasyondaki asimetrik
artışın refah seviyesinde yol açtığı
kayıpları önlemek için asgari ücret, memur maaşları, emekli
maaşları ve sosyal yardımlarda önemli artışlar
sağlanmıştır. 3600 ek gösterge meselesi çözülmüş, çok
sayıda meslek grubunun emekli maaş ve ikramiyeleri
artırılmıştır. İnşallah, önümüzdeki
haftalarda EYT meselesi ve kamuda çalışan sözleşmelilerin
kadroya geçmesi konuları da çözülerek tamamen gündemden
çıkarılacaktır.
Değerli milletvekilleri, aziz Türk milleti;
Türkiye özellikle son yıllardaki büyük hamleleriyle kurumsal kapasitesini
ve organizasyon yeteneğini artırmıştır. Türkiye,
yönetim sisteminde, diplomaside, ekonomide, savunma sanayisinde ve teknolojide
insanı merkeze alan bir anlayışla küresel ve bölgesel düzeyde
örnek bir güçtür. Güçlü sanayi altyapımız, yetişmiş iş
gücümüz, yeniliklere hızlı uyum sağlama kapasitemizle
aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. 21inci yüzyıl
Türk ve Türkiye Yüzyılı olacaktır.
Bu düşüncelerle, Milliyetçi Hareket Partisi
olarak 2023 yılı bütçesine olumlu oy vereceğimizi ifade ediyor,
bütçenin ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyor, yüce
heyetinizi ve büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
şimdi Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına ikinci
konuşmacı Grup Başkan Vekili ve Sakarya Milletvekili Sayın
Muhammed Levent Bülbül.
Buyurun Sayın Bülbül. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz beş dakikadır.
MHP GRUBU ADINA MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Konuşmamın
başında Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bütçe, gelir ve gider tahminlerini gösteren bir cetvel olmakla
birlikte dayanağını Anayasamız ile 5018 sayılı
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunundan alan hukuki bir belgedir. Yasama
organı tarafından kabul edilen bütçe kanun teklifi, yürütme
organına millet adına harcama ve gelirleri toplama noktasında
yetki ve izin vermektedir. Bütçe kanun teklifinin yasama organı
tarafından kabul edilmesiyle bütçe hakkı doğmaktadır. Bütçe
hakkıyla birlikte yürütmenin gelir ve harcama faaliyetlerinin denetlenmesi
sağlanmış olur. Bütçeyle kaynakların etkin bir şekilde
tahsisi, gelir dağılımında adaletin ve ekonomik
istikrarın sağlanması amaçlanmaktadır.
Genel Kurulda görüşülmeye başlanan 2023
yılı bütçesi, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin
5inci bütçesi, cumhuriyetimizin ise 100üncü yılının bütçe
teklifidir. Bu vesileyle cumhuriyetimizin 100üncü yılını idrak
edeceğimiz 2023 yılının Türkiyenin kutlu hedeflerine
ulaşacağı yıl olmasını diliyor, şimdiden
cumhuriyetimizin 100üncü yıl dönümünü kutluyoruz. (MHP
ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Konuşmamın başında belirtmek isterim ki Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu olarak bütçe kanunu teklifini olumlu buluyor ve destekliyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 24 Haziran 2018 seçimleriyle başlayan ve 9 Temmuz 2018
tarihinden itibaren uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminin ilk döneminde ülkemiz ulusal ve küresel bazda birçok
sınamadan geçmiştir. 2018 yazında ülkemize yönelik olarak
başlayan ekonomik saldırılar bertaraf edildi derken tüm
dünyayı sarsan Covid-19 küresel salgını ortaya
çıkmıştır. 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde ilk Covid vakası
görülmüş ve pandemi yaklaşık iki yıl boyunca tüm
dünyayı etkilediği gibi ülkemizi de derinden etkilemiştir.
Ülkelerin sağlık sistemi başta olmak üzere dünyada birçok sektör
salgın sürecinden büyük zararlar görmüş, sıkıntıya
düşmüştür. Ülkemiz, Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sisteminin getirmiş olduğu hızlı karar alma ve uygulama
imkânlarıyla, başta sağlık sistemi olmak üzere ekonomik ve
ticari alanda süreçten en az zararla çıkan ülkelerden biri olmuştur.
Salgın sürecinin gerçekleşen etkisini
yitirmeye başlamasının ardından bu kez de
salgının gecikmeli etkileri ortaya çıkmıştır.
Küresel ölçekte yaşanan talep ve üretimdeki azalma, yerini talepte
artışa bırakmış fakat üretim ve tedarik zincirleri
yaşanan şok etkisiyle sarsılarak talebi karşılayamaz
hâle gelmiştir.
Küresel ekonomide yaşanan bu
sıkıntılar aşılmaya çalışılırken
2022 yılının ilk aylarında Rusya-Ukrayna savaşı
patlak vermiştir. Bölgemizi ve dünyayı etkileyen bu savaş
Rusyaya karşı alınan yaptırım kararlarıyla çok
daha sancılı bir hâl almıştır. Rusya ve
Ukrayna'nın başlıca ihracatçısı olduğu gıda,
emtia ve enerji arzı ciddi anlamda kesintiye uğramış, dünya
çapında doğal gaz başta olmak üzere enerji ve gıda
fiyatlarında rekor artışlar meydana gelmiştir. ABD ve
Avrupa ülkelerinde enflasyon artışı beklentilerin üzerinde
gerçekleşmiş, ülkeler kırk yılı aşkın
zamandır yaşadıkları en yüksek enflasyon oranıyla
karşılaşmışlardır. Ortaya çıkan ekonomik
tablo bu ülkelerdeki yönetimleri sarsacak neticeler doğurmuştur.
Değerli milletvekilleri, küresel enflasyonun
2021deki yüzde 4,7 seviyesinden 2022 sonunda yüzde 8,8e yükseleceği,
2023te ise yüzde 6,5e gerileyeceği tahmin edilmektedir. Dünyada emtia
fiyatlarında görülen artışların yanı sıra
gıda ve dayanıklı mal fiyat artışları nedeniyle
enflasyonda artışın meydana geldiği görülmektedir. Dünyada
yaşanan bu gelişmeler ülkemizde de doğal olarak enflasyonuna
olumsuz yönde etki etmiştir. Bu doğrultuda tüketici enflasyonu 2021
yılı içerisinde artış eğilimi sergilemiştir, 2022
yılında ise Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle artan enerji ve
gıda fiyatları enflasyonun daha fazla oranda artmasına neden
olmuştur. 2022 yılı sonunda, Merkez Bankası tahminleri doğrultusunda
TÜFE yıllık artışının baz etkisinin yanı
sıra döviz kuru gelişmelerinin birikimli etkisindeki gerileme ve
gıda fiyatlarında beklenen düzeltme etkisiyle enflasyonda
düşüşün gerçekleşmesi beklenmektedir. Enflasyonla mücadele
kapsamında para ve maliye politikalarının eş güdümlü olarak
sürdürülmesi, arz ve talepteki dengesizliklere yol açan olumsuzlukların
önlenmesi, engellenmesi önem arz etmektedir.
Böyle bir dönemde, özellikle piyasada stokçuluk
olarak bilinen faaliyetlerin önüne geçilmesi ve haksız fiyat
artışlarının engellenmesi amacıyla ilgili
bakanlıklarımız eliyle denetim faaliyetlerinin
artırıldığını görmekteyiz. Bu süreçte piyasada
hâkim durumda bulunan ve bu hâkim durumlarını kötüye kullanan
yapıların üzerine kararlılıkla gidilmesi son derece
önemlidir. Haksız fiyat artışlarıyla
vatandaşımızı ve devletimizi zor duruma sokmaya
çalışan ahlaksızlar tespit edilip ifşa edilmeli ve hukuken
kendilerinden hesap sorulmalıdır. Ekonomik refah ve gelir
dağılımındaki adaletsizliğin sebebi olan enflasyonun
etkisinin azaltılması hususunda atılacak her türlü
adımı destekleyeceğimizi buradan bir defa daha tekrar etmek
istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, bekamıza yönelik
tehdit ve saldırılara karşı çetin bir mücadele içerisinde
olduğumuz bu dönemde Cumhur İttifakı olarak
vatandaşımızın ekonomik ve sosyal ihtiyaç ve taleplerine
cevap vermek için de azami gayret sarf etmekteyiz. Bu cümleden olmak üzere,
asgari ücretten ve çalışanların asgari ücret tutarındaki
gelirlerinden vergi alınmaması, basit usulde vergilendirilen
esnafımızdan vergi alınmaması, 3600 ek gösterge düzenlemesi,
gazilerin haklarındaki iyileştirmeler, sağlık
çalışanlarına yıpranma payı hakkı verilmesi ve
yardımcı sağlık personelinin istihdamının
yaygınlaştırılması, kadına şiddet ve çocuk
istismarının önlenmesi, kadına ve çocuğa karşı
suçlarda cezaların ağırlaştırılması,
hayvanların korunması, tohum, fide ve ilaç gibi girdilerin vergi
yükünün düşürülmesi gibi, partimizin de taahhütleri arasında yer alan
birçok düzenleme 27nci Yasama Dönemi içerisinde Cumhur İttifakı'nın
oylarıyla Gazi Meclisimizde kabul edilmiştir.
Yine, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, yakın
zamanda hayata geçirilmesini beklediğimiz, emeklilikte yaşa
takılanların mağduriyetinin giderilmesi; kamuda kadro alamayan
taşeron işçilerin, 4/B'li, vekil, sözleşmeli, fahri ve geçici
statüde çalışanların kadroya geçirilmesi; emekli
aylıklarındaki eşitsizliklerin giderilmesi, şehit
ailelerinin ekonomik ve sosyal haklarının daha da
iyileştirilmesi gibi düzenlemelerin de vatandaşımızı
memnun edeceğine inanmakta ve bu doğrultuda yapılacak olan
çalışmalara katkıda bulunmaya devam edeceğimizi ifade
etmekteyiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dünyada görülen enflasyonist dalga özellikle
daraltıcı para ve maliye politikalarının hayata
geçirilmesine neden olmuş, bu da ülkelerin ekonomilerini durgunluk riskiyle
karşı karşıya getirmiştir. OECD'nin 2022
yılı Eylül ayı Ekonomik Görünüm Raporuna göre küresel büyümenin
2022 yılında yüzde 3, 2023 yılında ise yüzde 2,2
oranında olması beklenmektedir.
Küresel düzeydeki resesyon beklentilerine
rağmen ülkemiz 2021 yılında yüzde 11,4 oranında bir
büyümeyle son elli yılın en yüksek büyümesini
gerçekleştirmiştir. 2022 yılı üçüncü çeyreği
itibarıyla yüzde 3,9 oranında büyüme kaydeden ülkemizin 2022 yılı
sonu itibarıyla yüzde 5 civarında büyümesi beklenmektedir. Belirtmek
gerekir ki 2022 üçüncü çeyrek büyüme oranlarına göre G20 ülkeleri
arasında Türkiye, Çinle birlikte en hızlı büyüyen ülke olarak
ilk sırada yerini almıştır. Uluslararası birçok
kuruluş tarafından ülkemiz hakkındaki büyüme tahminleri
yukarı yönlü revize edilmiş; örneğin 2022 yılı için
büyüme tahminleri, Dünya Bankası tarafından yüzde 2,5tan yüzde
4,7ye; IMF tarafından ise yüzde 4ten yüzde 5e yükseltilmiştir.
Büyüme rakamlarından başka, ekonominin bir
diğer önemli göstergesi olan istihdam alanında ülkemiz, OECD ülkeleri
arasında salgın öncesi döneme göre istihdamını en fazla
artıran ülke olmayı başarmıştır. Bununla birlikte
işsizlik rakamlarındaki düşüş de gözlerden
kaçmamaktadır.
Ülkemizin ihracatının bu yıl 250
milyar dolar seviyesine ulaşacak olması da son derece önemlidir.
İthalat rakamlarında artış olduğu gözlense de bunun
küresel ölçekteki enerji ve emtia fiyatlarındaki artış
eğiliminden kaynaklandığı görülmektedir. Dikkat edilirse
hacimsel olarak Türkiye her yıl ihracat hacmini artırmaktayken ithalat
hacmini istikrarlı bir şekilde azaltmaktadır.
Millî Teknoloji Hamlesiyle yerli ve millî üretimin
artırılması hususunda önemli çalışmalar
yapılmış, her türlü ambargo ve engellemelere rağmen savunma
sanayisinde büyük atılımlar gerçekleştirilmiş, bu alanda
yerlilik ve millîlik oranı yüzde 80ler seviyesine
çıkarılmıştır. Türkiye'nin küresel güç vizyonu
doğrultusunda inşa edilen Türk savunma ürünleri dünya çapında
büyük ilgi görmekte, bu ürünlerin ihracatında her yıl rekor üzerine
rekor kırılmaktadır. Dünyada savunma bütçelerinin
arttığı, savaş tamtamlarının
çalındığı bir dönemde savunma alanında ülkemizin
kapasitesinin güçlenmesi de ayrıca büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda,
savunma sanayimizin daha iyi yerlere gelmesi için yapılacak olan
çalışmaları gönülden desteklemeye devam edeceğiz.
Değerli milletvekilleri, bu yıl
kutladığımız Cumhuriyet Bayramında milletimizin
heyecanla beklediği bir gelişme yaşanmıştır.
Çağın gerektirdiği teknolojik imkânlarla donatılmış,
rekabet gücü oldukça yüksek olan yerli otomobilimiz Togg cumhuriyetimizin
99uncu yıl dönümünü kutladığımız gün, Bursa Gemlikte
bulunan fabrikada banttan indirilmiştir. 2023 yılında Togg
aracını milletimizin kullanabilecek olmasının yanı
sıra, üretim tam kapasiteye ulaştığında her yıl
175 bin aracın üretileceği, 4.500 kişiye doğrudan 20 bin
kişiye ise dolaylı iş imkânının
doğacağı ifade edilmektedir. Bu durum, dış ticaret
açığımızı azaltacağı gibi ülkemiz
istihdamına da ayrıca büyük katkı sağlayacaktır.
Yine, imalat sanayisinde yerli ara malı
kullanımının artırılması, yüksek teknolojili ve
yüksek katma değerli ürünlerin üretim ve ihracatının teşvik
edilmesi ekonomimize özellikle bu süreçte büyük güç katacaktır.
Yüksek faizin üretim, yatırım, istihdam ve
büyümeye dayalı ekonominin dostu olmayacağını
düşünmekteyiz. Yatırımların ve istihdamın artması
için, özellikle arz cephesinde bir rahatlama meydana gelebilmesi için uygulanan
politikada faizlerin düşük seviyede olması oldukça önemlidir. Faiz ve
kur sarmalına hizmet eden lobilere fırsat vermeden ülkemizin üreterek
büyümesi hususunda yatırımcılarımız devletimize
güvenmeli ve yapılacak olan yatırım girişimleri de
devletimizce desteklenmelidir.
Jeopolitik konumu ve diğer avantajlarıyla
ulaşım, lojistik ve tedarik üssü olma yolunda hızla ilerleyen ülkemizin,
ekonomik olarak dünyada hızla güçleneceğine inanmaktayız.
Yatırımı, üretimi, ihracatı ve istihdamı
artırmaya dayalı ekonomi modeli ile cari fazla verme hedefli büyüme
esasına dayanılan programla ülkemizin yakın ve orta vadede dünya
ekonomisinden pozitif yönde ayrışmaya devam edeceği
kanaatindeyiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 9 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla uygulamaya konulan
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, aziz milletimizin takdir
ve teveccühüyle kabul edilmiştir. Güçlü devlet, güçlü yönetim, demokratik
istikrar gayeleri, yeni sistemin ana omurgasını
oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemiyle yasama, yürütme ve yargı arasında sağlam bir denge ve
denetim mekanizmasının tesis edilmesi sonucu Türkiye Büyük Millet
Meclisi daha etkin ve güçlü bir yapıya kavuşmuştur. Dünyada ve
özellikle Avrupada birçok ülkede hükûmetlerin aylarca
kurulamadığına şahit olduğumuz bir süreçte, ülkemizde
uygulanan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi sayesinde
hızlı ve etkin karar alma imkânlarıyla yönetimde bir zafiyetin
oluşmasına fırsat verilmemiştir. Ülkemizin, parlamenter
sistemde yaşanan hükûmet kurma tartışmalarında olduğu
gibi yeniden bir siyasi belirsizliğin içine girmesi ve istikrarsız
bir sürece evrilmesi söz konusu olmamıştır, Allahın
izniyle de olmayacaktır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Türkiyenin lider ülke olma hedefine yürüme azmine
ket vuracak veya zaman kaybettirecek hiçbir köhne girişime milletimiz
tarafından rağbet edilmeyecektir. Dünya siyasetinde öngörülemeyen ve
çetrefil değişimlerin anbean yaşandığı bir
dönemde ne idiği belirsiz, krizleri davet eden sistem vaatleriyle
Türkiyenin kaybedecek bir dakikası dahi bulunmamaktadır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Unutulmamalıdır
ki siyasi belirsizlik ve tıkanıklık süreçlerinden ülkemiz,
oldukça fazla çileler ve sıkıntılar çekmiştir ve bu
çilelerin bedelini çok acı bir şekilde ödemiştir.
Değerli milletvekilleri,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin tüm kurum ve
kurallarıyla yerleşik hâle gelmesi gerektiğini her fırsatta
dile getirmekteyiz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak cumhuriyetimizin 100üncü
yılında yeni bir toplum sözleşmesini çağın gereklerini
de gözeterek milletimize kazandırmanın tarihî, ahlaki ve millî bir
sorumluluk olduğuna inanmaktayız. Bu doğrultuda, cumhuriyetimizin
100üncü yılında 100 maddelik anayasa önerisi
taslağımız 4 Mayıs 2021 tarihinde kamuoyuyla
paylaşılmıştır. Anayasa önerisi
taslağımızda millet ve devlet hayatında önem atfedilecek
birçok konuya dair yeni önerilerimiz bulunmaktadır. Önümüzdeki süreçte özellikle
yeni anayasa çalışmaları kapsamında, Milliyetçi Hareket
Partisi ve Cumhur İttifakı olarak ortak bir mutabakatın
oluşmasına ve Türkiyede bu uzlaşı ve istişare
zemininin yerleşip gelişmesine katkıda bulunmaya devam
edeceğimizi tekraren ifade ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 12 Kasım 2021de İstanbulda toplanan Türk Dili
Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, almış
olduğu kararla bundan böyle Türk Devletleri Teşkilatı adıyla
faaliyetlerine devam edeceğini tüm dünyaya ilan etmiştir. Türk
Devletleri Teşkilatının teşekkül etmesi bütün dünyada
yankı uyandıran bir gelişme olmuştur. İlk aşamada
Türk Devletleri Teşkilatı tarafından bir vizyon belgesi
oluşturulmuştur. Türk Dünyası 2040 Vizyonu Belgesi, Türk
devletlerinin, ortak çıkarlarının bulunduğu alanlarda
iş birliğine yönelik stratejik bir belge olarak kabul
edilmiştir.
Türk Devletleri Teşkilatının 11
Kasım 2022 tarihinde, Özbekistanın tarihî şehri Semerkantta
düzenlenen Türk Medeniyeti İçin Yeni Dönem: Ortak Kalkınma ve Refaha
Doğru temalı 9uncu Zirvesinde Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olarak
katılması kararı alınmıştır. Türk
dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinin Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olarak
katılması, Kıbrıs Türklüğünün uluslararası alanda
hak ve menfaatlerinin korunması adına son derece önemli bir
gelişme olmuştur. Yine, Türk Devletleri Teşkilatının
9uncu Zirvesinde, 2023 yılı Türk Medeniyetinin Yükseliş
Yılı olarak kabul edilmiştir.
Türk devletleri arasında siyasi, ekonomik ve
kültürel ilişkilerin gelişmesi ve kökleşmesi adına önemli
faaliyetler gerçekleştirilmiştir. 20 Aralık 2021de Türk
Devletleri Teşkilatının ilk uzay iş birliği
toplantısı Baküde gerçekleştirilmiş, 14 Mayıs 2022de
ise Cumhurbaşkanlığı İletişim
Başkanlığı ev sahipliğinde, yayıncılık
alanında iş birliği olanakları görüşülmüştür.
Dilde, işte ve fikirde birlik anlayışıyla, 26-27 Eylül
2022 tarihinde, Bursada Türk Dünyası Ortak Alfabe
Çalıştayı düzenlenmiş ve Ortak Alfabe Komisyonu
kurulması kararlaştırılmıştır. Türk
Dünyası 2040 Vizyonu Belgesi kapsamında, yakın gelecekte ortak
para biriminin kullanılması, ticari ilişkilerin
geliştirilmesi, iktisadi, kültürel ve siyasi birlikteliğin
ilerlemesiyle kurumlar arası koordinasyonun artırılması
gibi adımların atılması beklenmektedir. Milliyetçi Hareket
Partisi olarak, Türk Devletleri Teşkilatının yapmış
olduğu bu çalışmaları heyecanla takip ediyor, en kalbî
duygularla desteklerimizi bir kez daha dile getiriyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dünya devletlerinin iletişim kanallarının
açık kalması ve diplomasinin önemini kavrama gayesiyle 11-13 Mart
tarihlerinde bu yıl 2ncisi düzenlenen Antalya Diplomasi Forumuna katılımcı
sayısında geçtiğimiz yıla göre artış yaşanmış
ve bu durum ülkemizin diplomatik merkez olma yolundaki başarılı
çalışmalarını teyit etmiştir. Bu yıl 2ncisi
düzenlenen Antalya Diplomasi Forumuna 75 ayrı ülkeden 17 devlet ve hükûmet
başkanı, 80 bakan, 39 uluslararası teşkilat temsilcisi
katılmış ve 200 civarında görüşme
gerçekleştirilmiştir. Ukrayna ve Rusya arasında başlayan
çatışmaların hemen akabinde ülkemiz ev sahipliğinde
düzenlenen Antalya Diplomasi Forumunda Rusya ve Ukrayna Dışişleri
Bakanları ilk kez bir araya gelmiştir. Ülkemizin kolaylaştırıcı
diplomatik çabaları neticesinde yapılan bu görüşme dünya
kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştır. Bölgemizi ve
dünyayı etkileyen Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi noktasında
samimi gayretleri olan ülkemiz, tarafların çağrısı üzerine
kolaylaştırıcı adımlar atmaya devam etmiş ve 29
Mart 2022de İstanbul'da Rus ve Ukrayna heyetlerine ev sahipliği
yapılmıştır. Son derece müstesna çabalarla barış
ve huzurun teminini arzulayan ülkemize gerçek manada dünyada destek olan hiçbir
devlet olmamıştır. Ümit vadeden bu görüşme süreci ne
yazık ki savaşın devamından yana olan üçüncü ülkeler
tarafından, devletler tarafından sabote edilmiştir.
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle enerji,
gıda ve tedarik zincirinde meydana gelen aksaklıklar tüm dünyayı
etkilemiş, özellikle tahıl ürünlerinde dünyanın en büyük
üreticilerinden olan Rusya ve Ukraynanın savaş nedeniyle tahıl
satışı yapamayacak hâle gelmesi dünyada paniğe neden
olmuştur. Bu sıkıntıların giderilmesi amacıyla
Türkiyenin öncülüğünde 22 Temmuz 2022de İstanbulda Birleşmiş
Milletler, Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan Tahıl Koridoru
Anlaşmasıyla önemli bir gıda krizinin önüne geçilmiştir.
30 Ekim 2022 tarihinde Rusyanın anlaşmayı askıya
aldığını açıklamasının ardından
endişe ortamı baş göstermiş, 2 Kasım 2022de yine
Türkiyenin etkin ve sonuç alan liderler diplomasisi sayesinde bertaraf
edilmiş ve tahıl sevkiyatı devam etmiştir. Tahıl yüklü
ilk geminin 1 Ağustosta Odessa Limanından hareket etmesinin
ardından şimdiye kadar içerisinde buğday, mısır,
ayçiçeği yağı gibi ürünlerin olduğu 524 gemiyle 13 milyon
tonu aşkın tahıl ürünü dünya piyasasına
ulaşmıştır. Yine, devletimizin girişimleriyle Rusya ve
Ukrayna arasında 200 savaş esirinin mübadelesi gerçekleştirilmiştir.
Türkiyenin bu etkin ve başarılı
diplomatik girişimleri dünya kamuoyunda büyük takdir toplamış,
başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, birçok büyük devlet
tarafından minnet ve şükran ifadeleriyle karşılık
bulmuştur. Çift başlı Selçuklu kartalı gibi doğudan
batıya her coğrafyada diplomatik etkinliğini ve
saygınlığını artıran devletimiz, Güney
Kafkasyada barış ve refah için etkili çalışmalar ortaya
koymakta, Balkanlarda barışın ve huzurun bozulmaması
adına çok boyutlu ve kapsayıcı bir diplomasi faaliyeti
yürütmektedir.
Yine, Yunanistanın bölgede
barışı tehdit eden mütecaviz ve maksimalist politikalarına
karşı soğukkanlı ve kararlı bir şekilde de
mukabele edilmektedir. Diplomaside oldukça etkin ve itibarlı olan
devletimizin etik değerlere saygılı, insanı merkeze alan,
dengeli ve millî çıkarlarımızı gözeten dış
politika anlayışını memnuniyetle karşılıyor,
açık bir şekilde destekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, FETÖ, PKK, YPG,
DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı
aynı anda mücadele eden devletimiz terörle mücadelede büyük
başarılar elde etmiştir. Bu kapsamda, Millî Savunma
Bakanlığı tarafından kasım ayında yapılan
açıklamada 24 Temmuz 2015ten bugüne kadar Irak ve Suriyenin kuzeyi dâhil
toplam 36.717 teröristin etkisiz hâle getirildiği, bu yılın
başından itibaren ise 3.448 teröristin etkisiz hâle getirildiği
ifade edilmiştir. Yine, İçişleri Bakanlığı
tarafından yurt içindeki PKKlı terörist sayısının
120nin altına indiği açıklanmış, bu yıl içinde
sadece 45 kişinin terör örgütü PKKnın ağına
düştüğü ifade edilmiştir. Katılımın
sıfıra yakın olması terör örgütü PKKnın yurt içinde
bitme noktasına geldiğini göstermektedir. Yine, terörle mücadelede
2016dan bu yana 50 binin üzerinde aileyle görüşülerek ikna yoluyla 2.207
teröristin teslim olduğu belirtilmiştir. Teslim olan terörist
sayısına bakıldığında Türkiyenin terörle
mücadelede ne kadar büyük bir dikkat ve hassasiyet içerisinde hareket
ettiği de ayrıca görülecektir.
Uyuşturucuyla mücadele kapsamında 2022
Kasım ayı itibarıyla 200 bini aşkın operasyon
düzenlenmiş, 255 bin civarında gözaltı yapılmış
ve 23 bini aşkın kişi adalete teslim edilerek
tutuklanmıştır. 2022 yılı Dünya Uyuşturucu
Raporunda yer alan verilere göre, dünya genelinde yakalanan eroinin yüzde
12si ülkemiz kolluk birimlerince ele geçirilmiştir. Bunun yanı
sıra, İçişleri Bakanlığımız tarafından
Gençlik Eğitim Projesi, Narkotim, Narkolog, Narkotır, Erken
Uyarı Sistemi gibi birçok proje hayata geçirilerek uyuşturucuya
karşı savaş açılmıştır.
Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminden
sonra FETÖcü hainlerin devlet kurumlarından temizlenmesiyle güvenlik
bürokrasisi güçlenmiş, kurumlarımızın uyumlu ve koordineli
çalışmalarıyla terörle mücadelede önemli başarılar
elde edilmiştir.
Terör örgütleriyle yapılan mücadelede özellikle
MİTin koordinasyonuyla 2015ten itibaren yurt içi ve sınır
ötesinde yapılan nokta operasyonlarla sayısı 500ü bulan sözde
örgüt yöneticisi terörist etkisiz hâle getirilmiştir.
Yurt içi ve yurt dışında terör gibi
birçok alanda yürütülen başarılı operasyonlara imza atan
devletimize karşı köşeye sıkışan terör örgütleri
ve arkalarındaki odakların kara propaganda faaliyetlerine de hız
verdiği görülmektedir. Ne yazık ki muhalif olmak adına içeride
bu kara propaganda faaliyetlerine alet olanlar, yalan haberleri yayanlar
milletimize kötülük etmekte, terör örgütlerinin de ekmeğine yağ
sürmektedirler. Son günlerde şanlı ordumuza atılan kimyasal
silah iftirasıyla beraber Türkiyenin narko devlet olarak yaftalanmaya
çalışılması, bu aşağılık ve alçak
faaliyetlere örnek olarak gösterilebilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi
olarak devletimize karşı yürütülen bu kirli ve kara propaganda
faaliyetlerini şiddetle lanetlediğimizi bir kere daha ifade ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, Birleşmiş
Milletler Sözleşmesinin 51inci maddesinde yer alan meşru müdafaa
hakkı ile Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen Irak ve Suriye
tezkereleri gereğince; terörü kaynağında yok etme, millî güvenliğimize
yönelen tehdit ve tehlikeleri ortadan kaldırma, düzensiz göçü engelleme ve
sınırlarımızda bir terör koridorunun önüne geçilmesi
maksadıyla Irak ve Suriye'nin kuzeyine yapılan harekâtlarla 4.500ü
aşkın DEAŞlı olmak üzere yaklaşık olarak 37 bin
terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Terör koridorunun oluşumuna
engel olunmuş, ülkemize yönelik yeni göç dalgalarının
oluşumu engellenmiştir. Yine, devletimiz tarafından bölgede
yaşayan insanlara gıda, eğitim ve sağlık alanında
hizmetler verilmiş, Türk ordusunun varlığı bölgeye huzur ve
sükûn getirmiştir. Bu gelişmelerin ardından, ülkemizden
yaklaşık 1 milyondan fazla Suriyeli gönüllü ve güvenli bir
şekilde topraklarına dönmüştür. Her defasında dile
getirdiğimiz gibi, Türkiye olarak nüfus istiklalimizi korumak
mecburiyetindeyiz. Ülkemizin göçmen kampı hâline gelmesini, demografimizin
bozulmasını kabul etmemiz asla söz konusu olamaz. Milliyetçi Hareket
Partisi olarak bu doğrultuda, ülkemizde geçici barınma statüsünde
bulunan Suriyelilerin ülkelerine sağ salim, güvenli ve gönüllü bir
şekilde dönmeleri gerektiğini tekraren belirtiyoruz. Demografik
geleceğimizin teminat altına alınması yönünde atılan
her türlü adımın destekçisi olduğumuzu da ifade ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, enerji alanında
dışa bağımlılığın azaltılması
yönünde atılan adımları desteklemekteyiz. Özellikle, Akdeniz ve
Karadenizde bulunan, sayıları 6ya çıkan, 4 sondaj ve 2 sismik
araştırma gemisiyle yürütülen enerji arama faaliyetlerini son derece
önemli bulmaktayız. Cari açığın meydana gelmesinde en
önemli sebeplerden olan enerji ithalinin, bulunan rezervlerin üretime
geçmesiyle düşürülmesi öngörülmekte olup enerji alanındaki
keşifler ekonomimize mutlaka büyük katkılar sağlayacaktır.
2023 yılının Mart ayından itibaren vatandaşlarımızın
kullanımına sunulması beklenen Karadeniz gazının
ülkemizin dışa bağımlılığını
azaltmasını sağlayacağı kanaatindeyiz. Akdeniz'de
yapılan keşif faaliyetleri sonucunda da Karadeniz'deki gibi yine yeni
müjdelerin verileceğini inanıyoruz. Bu kapsamda, 2019
yılında Libyayla imzalanan deniz yetki alanlarının
sınırlandırılması anlaşmasının üzerine
geçtiğimiz ay oldukça stratejik ve önemli olduğunu
düşündüğümüz hidrokarbon anlaşmaları
yapılmıştır. Diplomatik açıdan son derece
başarılı olduğuna inandığımız bu
anlaşmalar Akdeniz'de Türkiye'yi saf dışı bırakmak
isteyen bütün odaklara, bütün devletlere karşı çok iyi bir cevap
olmuştur. Bu anlaşmayla Türkiye, Libya'nın münhasır
ekonomik bölgesinde ve ana karasında hidrokarbon arama yetkisine
kavuşmuştur.
Öte yandan, Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali
yatırım projesi olan, elektrik ihtiyacımızın yüzde
10unu karşılayacağı ifade edilen Akkuyu Nükleer Güç
Santralinde çalışmalar devam etmekte, 2023 yılında
faaliyete geçmesi beklenmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak millî enerji
stratejisi doğrultusunda 85 milyon vatandaşımızın ve
gelecek nesillerimizin hak ve menfaatleri için atılan adımların
hayati önemde olduğunu biliyor ve bu adımları destekliyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı olarak
Türkiye'nin lider ülke olma idealine kararlı bir şekilde yürümesi,
devletimizin güçlü, milletimizin de mutlu olması için var gücümüzle
çalışmaya devam etmekteyiz. Bu süreçte ihtiyaç duyduğumuz en
kritik güç ihtiyacının millî politikalar ekseninde kenetlenmiş
bir millet ve millet iradesini temsil eden Millet Meclisi olduğuna
inanmaktayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Büyük Nutukunda bu hususa
şöyle işaret etmektedir: Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün
memleketin, bütün milletin meydana getirdiği bir cephedir. Görünürdeki
cephe doğrudan doğruya ordunun düşman
karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe
sarsılabilir, değişebilir, yenilebilir fakat bu durum hiçbir
zaman bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan, memleketi temelden
yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin çöküşüdür. Bu gerçeği
bizden çok daha iyi bilen düşmanlar bu cephemizi yıkmak için
yüzyıllarca çalışmışlar ve
çalışmaktadırlar, bugüne kadar da başarı
sağlamışlardır. Meclisin zihniyeti,
çalışmaları ve durumu düşmana ümit verici olmadıkça iç
ve dış cephelerimizin yerinden oynamasına imkân ve ihtimali
yoktur. Mecliste bir veya birkaç üyenin karamsarlık telkin eden
sözlerinden bile aleyhimizde yararlanma çareleri aranmakta olduğuna
şüphe edilmemelidir. Dışişleri Bakanlığının
dosyaları bununla ilgili belgelerle doludur. Kesinlikle arz ederim ki
istemeyerek de olsa düşmanlara ümit verecek en ufak belirtilerden
kaçınılmadıkça millî davanın sonuçlanması gecikir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün veciz bir şekilde ifade etmiş
olduğu ahval bugün de caridir ve aynı şekilde tezahür
etmektedir. Bizlere düşen vazife, yeise kapılmadan iç cepheyi
güçlendirmek ve genişletmek olacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur
İttifakı olarak millî politikaların icrası hususunda merhum
şairimiz Arif Nihat Asyanın dizelerinde geçen Tevekkül
Allahadır zillete katlanılmaz! düsturuyla hareket ederek ülkemizi
her alanda şaha kaldıracak, Cenab-ı Allahın izniyle
21inci yüzyıla Türkiye mührünü vuracağız. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bu duygu ve düşüncelerle cumhuriyetimizin
100üncü yılı bütçe kanun teklifini Milliyetçi Hareket Partisi olarak
desteklediğimizi ifade ediyor, Gazi Meclisimizi saygılarımla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım,
şimdi sıra Halkların Demokratik Partisi Grubu adına ilk
konuşmacı, Eş Genel Başkan ve İstanbul Milletvekili
Sayın Pervin Buldanda.
Buyurun Sayın Buldan. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz beş dakikadır.
HDP GRUBU ADINA PERVİN BULDAN (İstanbul)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, bizleri ekranları başında izleyen sevgili
halkımız; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken demokratik siyasi
mücadelemizin onuru olan Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş,
Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Leyla Güven, İdris Baluken, Ayla
Akat Ata başta olmak üzere cezaevlerindeki tüm
arkadaşlarımıza, yine, Gezide tutuklu bulunan tüm
yoldaşlarımıza selam ve sevgilerimi gönderiyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
Erkek despotik rejimlere karşı
dünyanın her yerinde (*) diyerek her şeyin bir saç teline
bağlı olduğunu gösteren tüm kadınları ve
mücadelelerini saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
Sayın milletvekilleri, müzakereden ve
katılımdan uzak ben yaptım, oldu, bitti
anlayışıyla hazırlanan bir AKP-MHP bütçesiyle
karşı karşıyayız. Bu, milyonların emek ve
birikimini iktidarın hizmetine sokan bir bütçedir. Sorunları ve
çözümü ret ve inkâr bütçesidir. Halkın sofrasındaki ekmeği daha
da küçültme; yoksulluğu, adaletsizliği, eşitsizliği büyütme
bütçesidir. Bütçede sosyal adalet, sosyal devlet, refah ve huzur yoktur;
yoksullar, kadınlar, emekçiler, üreticiler, çiftçiler, esnaflar, çocuklar
ve engelliler yoktur. Ancak şunu da iyi bilin ki bu bütçe aynı
zamanda talan döneminizin de bitiş ve kapanış bütçesidir. Halkın
ve çözümün bütçesinin yapılacağı yeni bir dönem çok yakında
başlayacaktır. Bütçeyi geçirmek için çoğunlukta olabilirsiniz
ama unutmayın asıl çoğunluk dışarıdadır, bu
zulüm düzeninden bir an önce kurtulmak isteyen milyonlardır; işte,
onların sesi de sözü de gücü de bu kürsüdedir, Halkların Demokratik
Partisindedir. (HDP sıralarından alkışlar)
Arkadaşlarımızın büyük emekle
hazırladığı bütçe şerhimizdeki çözüm önerilerimizi
okumanızı tavsiye ederim. Demokratik Türkiyenin ve kalıcı
yapısal çözümlerin yol haritasıdır. HDPnin ülkeyi de ekonomiyi
de katılımcı çoğulcu bir anlayışla yönetme
programıdır. İç barışı tesis eden ve demokratik
siyaseti esas alan bir bütçenin hazırlıklarına şimdiden
başladık, malum, zaman yaklaşmaktadır. Sizin için de zaman
yaklaşmaktadır. Dört yıl önce söz vermiştiniz, ekonomide
Türkiyeyi uçuracaktınız. Evet, kendi rant ekonominizi uçurdunuz ama
ülkeyi ise uçurumdan aşağı attınız, yere
çakılmasına neden oldunuz. Şimdi asıl çakılma
sırası sizdedir, sandıklarda kesinlikle çakılacaksınız.
(HDP sıralarından alkışlar)
Sevgili milletvekili arkadaşlarım,
Türkiyenin yaşadığı çoklu krizlerin sebebini tabii ki
iktidar açıklayamayacak bir durumdadır ama biz bugün Genel Kurulda
bunu tek tek açıklayacağız. Yasama, yürütme, yargı,
kuvvetler ayrılığını ortadan
kaldırdınız, yerine yürütme, saklama, aklama sistemini
kurdunuz. Meclisin denetim yetkisini elinden aldınız, yeni bir
vesayet rejimi kurdunuz. Talimatlı bir yargı düzeni yarattınız.
Hukuksuz yargı aracılığıyla demokratik siyasete ve
topluma karşı bir darbe mekanizması kurdunuz. Kolluk güçlerini
siyasetinizin destek gücü hâline getirdiniz. Yolsuzlukları merkezden
yerele kadar tüm kurumlara yaydınız. Sayıştayın
yolsuzluk raporlarını uç uca eklersek buradan sarayınıza
yol olur. Kayyum darbesiyle seçim sonuçlarını ortadan
kaldırdınız çünkü politikanız darbecilerden farklı
değildir. Belediyelerinizi yolsuzluk çukuruna batıran
kayyumlarınız Kürt halkının ana diline, kültürel değerlerine
her gün saldırmaktadır. Bugüne değin, Kürt halkının
değerlerine saldıran hiç kimse ihya olmamıştır. Hiç
merak etmeyin, o Kürt düşmanı kayyumlarınızı da
tarihin ve siyasetin çöplüğüne göndereceğimiz günler çok
yakındır. (HDP sıralarından alkışlar) OHAL KHK
rejimiyle Türkiye'yi yasaklar ülkesi yaptınız çünkü yasakçısınız.
Nefret iklimiyle siyasal ve toplumsal kutuplaşma yarattınız,
eşitsizliği ve ayrımcılığı büyüttünüz,
toplumsal barış zeminine büyük zarar verdiniz, adalet duygusunu yok
ettiniz, cezasızlığı yargının rehberi
yaptınız. Bakın, Çorluda 25 canın
karşılığı bir ay on dört gün, Soma cezasız,
Roboski cezasız, işkenceler cezasız, kadın katliamları
cezasız, Şenyaşar ailesine yönelik katliam cezasız,
katledilen Kürt kadınların, çocukların failleri cezasız.
Faili meçhullerin sorumlularıyla ortaklık kurarak Cumartesi
Annelerinin adalet ve hakikat mücadelesine saldırdınız çünkü
karanlıktan besleniyorsunuz. Musa Anter davası zaman
aşımına sokuldu. Kürt halkına yaşatılan
acıların üzerini adaletsizlikle örtmek istiyorsunuz ama şunu
bilin ki biz acılarımızı asla unutmayız,
unutturmayız. Kürt halkı Kapandı. demeden gerçek bir
yüzleşme, hesaplaşma ve adalet sağlanmadan bu dosyalar kapanmaz,
kapanmayacaktır. Toprağa gömdüğünüz adalet filizlenecek, boy
verecek ve tecelli edecektir. Cezaevlerinde tutsakların yaşam
hakkından tahliye ve umut hakkına kadar bütün temel insan
haklarını yok ettiniz, Garibe Gezer ve daha nicelerinin cenazesi
çıktı cezaevlerinden. Hasta tutsakları bir bir ölüme terk
ettiniz çünkü düşmanlık hukukuyla ayakta duruyorsunuz ama cezaevi
duvarlarıyla ve hukuksuzluklarınızla halkı asla teslim
alamayacaksınız ve sindiremeyeceksiniz.
Sansür yasası çıkardınız,
gazetecileri tutukladınız çünkü hakikate düşmansınız
ama gerçekleri asla karartamayacaksınız. Tarihin, toplumun ve
siyasetin hafızası yaptığınız her şeyi karşınıza
çıkaracaktır.
Kaz Dağından İkizdere ve Cudiye
varıncaya kadar dereleri, vadileri, ormanları yandaş
şirketlerinize talan ettirdiniz çünkü doğa
düşmanısınız ama unutmayın, talan politikanız
ekoloji mücadelesi karşısında kesinlikle yenilecektir.
Her
sıkıştığınızda çatışmacı
siyasete sarıldınız çünkü Kürt düşmanısınız
ama Kürt halkı bugüne değin asla geri adım atmadı, bundan
sonra da atmayacaktır. Türkiyeyi demokrasi, insan hakları, hukuk ve
basın özgürlüğünde, uluslararası endekslerde en kötü sıralara
yerleştirmeyi başardınız. AYM ve AİHM
kararlarını tanımıyorum. diyerek hukuksuzlukta dünya
lideri oldunuz; ne kadar övünseniz azdır.
Mezhepçi, Kürt ve barış
karşıtı dış politikanızda da durum farklı
değildir. İlkesiz, tutarsız, iç barışı
sağlamamış dış politikanızla vezir
olacağınızı sandınız ama dünyaya rezil oldunuz.
HDPyi dinleseydiniz, uyarılarımızı dikkate
alsaydınız dış politikada biraz vizyon sahibi olurdunuz,
yanlışların içine düşmezdiniz. İşte, tüm bu
politikalarınızla ülkeyi ve toplumu uçurumdan aşağı
sürüklediniz.
Yarattığınız tahribatların
ekonomideki sonuçları da çok daha ağırdır sevgili
arkadaşlarım. Yemek parasını ödeyemeyen öğrenci
yurttan, kirasını ödeyemeyen kiracı evden atılmaktadır,
milyonlarca insan açlık sınırının altında
yaşam mücadelesi vermektedir. Çocuklar bugün beslenme çantasında
sadece kuru bir ekmekle okula gitmek zorunda bırakılıyorsa bunun
sebebi, yandaşlarınızın, 5li çetenizin ihalelerle,
rüşvetle, çifter maaşlarla doldurulduğu çantalardadır.
Yandaşlarınızın beslenme çantasında yok yoktur ama
çocuklar okula aç gitmektedir. Sütü, peyniri, yumurtayı lüks tüketim
hâline getirdiniz; çocukların sütünden, yumurtasından kestiğiniz
vergileri ise kur korumalı mevduat adı altında zenginlere pay
ettiniz. Yandaşlarınız tonlarla götürürken halkın
yaşamını ise grama bağladınız. Yoksulun
sofrasındaki soğanı da elinden aldınız. Kış
geldi, sobalar, kombiler yanmıyor çünkü halkın cebini
yaktınız. Çiftçiyi, üreticiyi, esnafı, emekliyi borç
batığına sürüklediniz, bir de durmadan çıkıp Enflasyona
ezdirmeyeceğiz. diyorsunuz. O hâlde, buyurun, asgari ücreti HDPnin
teklifi olan 12.500 lira yapalım. (HDP sıralarından
alkışlar) Ama yapmayacağınızı ve
yapamayacağınızı biliyoruz çünkü siz ancak halktan
toplamayı bilirsiniz. 2023te toplayacağınız vergi 3
trilyon 200 milyon liradır; belli ki satacak başka bir şey
bırakmadınız ve vatandaşa bir kez daha yüklenme yolunu
seçtiniz. Dışarıda yandaşlarınıza vergi cenneti
yaratırken, içeride ise halka vergi ve zam cehennemi
yaşatıyorsunuz. Oysa, yirmi yılda yandaşlarınıza
dağıttıklarınızı toplasanız 10 katı
gelir elde edilir. Halkı düşünüyorsanız çok kazanandan çok, az
kazanandan az vergi alan adaletli bir vergi düzenini buyurun hep birlikte
yaratalım ve vergi cennetlerini kapatalım; evet, temel gıdalardaki
vergiyi derhâl kaldıralım; yapamazsınız çünkü sizin
hesabınız başkadır.
Bakın Faizleri tek haneye indirdik.
diyorsunuz; oysa, bütçede yurttaşın sırtına
yüklediğiniz faiz ödemesi tam 565 milyar Türk lirasıdır.
Gelmiş geçmiş en büyük faiz lobisi sizin
iktidarınızdadır. Geçen yıl ekonominin kitabını
yazıyordunuz, buyurun şimdi faizin kitabını yazın;
faizcilik, tefecilik nasıl yapılır dünya âlem görsün. Faiziniz
tek hane olabilir ama zamlarınız, vergileriniz,
cezalarınız, TÜİKe gizlettiğiniz enflasyonunuz 3 hanedir.
Başka bir örnek: Bütçede savunma ve güvenlik harcamaları için 470
milyar TL kaynak ayırdınız; işte, yüksek enflasyonun,
işsizliğin ve yoksulluğun nedenlerinden biri de budur; halka,
istihdama değil savaşa bütçe tam da budur; bu devasa kaynak,
siyasetsizliğin, siyasi aklı savaş aklına devretmenin
ekonomiye bedelidir. Bunun sonuçları ise daha fazla büyüyen yoksulluktur,
büyüyen sefalettir, büyüyen açlıktır ve borç krizidir. Ama büyüyen
başka bir şey daha var, o da halkın giderek artan öfkesidir,
geçinemeyen milyonların itirazıdır. Artık yolun sonuna
geldiniz, halka her gün kaybettirdiğiniz bu talan düzenine
kazandıramayacaksınız. Kaybedeceksiniz, bir kez daha söylüyorum,
kaybedeceksiniz, inanın kaybedeceksiniz. (HDP sıralarından
alkışlar) Bu kötülük düzenini elbette ki
değiştireceğiz ve rüşvet, yolsuzluk, liyakatsizlik, torpil
dönemini biz kapatacağız. Yandaşlarınıza
yarattığınız rant cennetinin kapılarını biz
kapatacağız.
Bakın, sevgili arkadaşlarım, AKP
Genel Başkanı yıllar önce çok net söylemiş, demiş ki:
Eğer sekiz yıl önceki asgari ücretle aldığın
yumurtadan, sütten, ekmekten bugün daha az alıyorsan bize oy verme. Evet,
büyük ekonomist bir kez de olsa doğruyu söylemiş ve bu ekonomisti bir
seferlik de olsa dinlemekte fayda var diyoruz; halkımız bunun
gereğini kesinlikle yapmalıdır, yapacağına da yürekten
inanıyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri; siyasi, iktisadi,
sosyal, toplumsal bütün krizlere kaynaklık eden tarihsel bir sorun var; o
da Kürt sorunudur. Kürt sorunu, Türkiye'de istisnasız tüm
iktidarların kaza yaptığı ortak bir virajdır.
Şimdi, bakıyoruz, yaklaşan seçimler öncesi Suriye'de yine macera
peşindesiniz. Enflasyonu, doları düşüremediniz Haydi Suriye'ye,
Kobani'yi düşürmeye. diyorsunuz. Siz, iktidardan gidersiniz ama Kobani
öyle kolay kolay düşmez; buna inanmanızı istiyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
Amacınızı gayet iyi biliyoruz;
Rojava'da Kürt halkının demokratik bir statü
kazanmamasıdır; diğer halklarla ortak, demokratik bir gelecek
oluşturmamasıdır. Buradan söylüyorum, tüm halkımız da
bilsin: Kuzey ve doğu Suriye'ye yapılan her operasyonun sonucu yeni
yıkımlar, ölümler, binlerce yeni mültecinin Türkiye'ye, çevre
ülkelere göç etmek zorunda bırakılması olacaktır aynı
zamanda; Türkiye'de halkın sofrasından ekmeğin daha da küçülmesi
olacaktır. Şunu da aklınızdan çıkarmayın: Kuzey
ve doğu Suriye'de Kürt halkının statüsüzlüğü üzerine iktidar statünüzü
kuramazsınız, oradan size bir statü asla çıkmayacaktır.
Orada halkların demokratik kazanımı ve ortak geleceği vardır,
bunu da siz engelleyemeyeceksiniz.
Kürt halkının birlikte
yaşadığı halklarla demokratik birliği ve ortak gelecek
hedefi, aynı zamanda Türkiye'deki demokratik birliğin,
bütünleşmenin ve ortak yaşamın da teminatıdır, Orta
Doğu'da barış içerisinde bir arada yaşamanın
modelidir. Sizin çatışmacı siyasetiniz değil,
halkların demokratik yaşam modeli kazanacaktır. Boş yere
uğraşmayın; Kobaniden, Münbiçten, Tel Rıfattan size yeni
bir iktidar çıkmaz, çıkmayacaktır. (HDP sıralarından
alkışlar) Seçimin sonucunu Suriyeye attığınız
bombaların sesi değil; kaynamayan boş tencerelerin sesi,
geçinemeyen milyonların itirazı, barış ve demokrasiden yana
olan güçlü, toplumsal irade belirleyecektir. Buradan Türkiye toplumuna da
seslenmek istiyorum: Hamasi nutuklara asla itibar etmeyin, beka hamaseti
arttığında bilin ki yolsuzluklar da artacaktır. Bakın,
cenazeler gelirken bakanlardan birinin kuzeni Bodrumda 180 bin metrekarelik
deniz manzaralı arazi ihalesi aldı.
Çözüm sürecinin bitirildiği 2015ten bu yana
Türkiyede en büyük yolsuzluklar, vurgunlar, rüşvet skandalları
yaşandı. İşte, Türkiyenin yoksullaşmasının
en önemli nedenlerinden biri bu çatışmacı siyasettir; bu döngü
kesinlikle değişmek zorundadır, değişecektir ve biz
bunu değiştireceğiz. Bakınız, sevgili arkadaşlar,
Sayın Öcalan 2019daki son görüşmesinde Bir haftada
çatışma durumunu, çatışma ihtimalini ortadan
kaldırırım. dedi; siz ise görüş mesafesinde bulunan
İmralıya tecrit uyguladınız, görüş mesafesini tecrit
sisiyle perdelediniz, nemalanmak için Sorun çözülmesin. diyenlerle
ortaklık kurarak bütün ülkeye kaybettirdiniz. Tecrit demokratik bir
uzlaşıya, özgür bir siyaset ve evrensel hukuka yüz çevirmektir. Kürt
sorunu güvenlik konseptiyle ne çözülebilir ne de bastırılabilir;
tecritle bu sorunu görünmez kılamazsınız. Bugün milyonlar
tecridin derhâl sonlandırılmasını talep etmektedir; o
yüzden, ısrarla çözümün diyalog ve müzakerede olduğunu bir kez daha
ifade etmek istiyorum çünkü diyalog hakikatle yüzleşmenin ön
koşuludur. Çözüm yeri ve zemini Parlamentodur, demokratik siyasettir,
siyasi ve toplumsal mutabakattır. (HDP sıralarından
alkışlar) Ana dil hakkı ve onarıcı bir adalet
başta olmak üzere evrensel hukuktan doğan haklar bağlamında
eşit yurttaşlıkla ve özgürlükçü bir perspektifle bu mesele
mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır. Her gün
uçaklarınızı kaldıracağınıza bu Parlamentoda
çözüme ve barışa ellerinizi kaldırsanız bu ülkeye en büyük
hizmeti yapmış olursunuz. Bu sadece HDPnin bir meselesi de
değildir; Türkiyenin ortak sorunudur, ortak meselesidir. Siyasal
muhalefetin de tüm kesimlerin de bu konuda cesur olması, elini
taşın altına koyması ve sorunla yüzleşmesi gerekir.
Kürt sorununda çözüm üretemeyenler gelecekte asla ve asla söz sahibi olamazlar.
AKP, MHP iktidar düzenini değiştirme iddiasında olanların,
mesele savaş politikaları olduğunda iktidarın
arkasında saf tutarak 8li masaya dönüşmemesi gerektiğinin
altını önemle çizmek istiyorum ve bu, tüm toplumun
çıkarınadır sevgili arkadaşlar.
Biz HDP olarak büyük barışın erdemine
ve kurucu siyasetine elbette ki inanıyoruz, barış etrafında
kurulacak ve ter dökülecek ittifakın kazanacağına da
inanıyoruz; sonuna kadar da demokratik çözümde ısrar etmeye devam
edeceğimizi bir kez daha belirtmek istiyorum. (HDP sıralarından
alkışlar) Duyarlı herkesi, demokratik kamuoyunu, geleceğe
dair söz kuran sorumlu herkesi de savaş
karşıtlığında birleşmeye, onurlu
barışın yanında durmaya çağırıyorum;
barışı kuran geleceği de kuracaktır. İşte,
HDP, onurlu bir barışla onurlu bir geleceği kurmak için en büyük
mücadeleyi yürütmeye devam edecektir.
Sevgili arkadaşlarım, ülkenin aciliyeti,
bu düzenden bir an önce kurtulmaktır; kimin iktidar olacağı
meselesi değildir. Sistemde köklü değişim ve güçlü demokratik
dönüşüm iddiası, hedefi ve programı toplumun
aradığı, beklediği, umut ettiği bir siyasettir. İşte,
HDP, mücadelesiyle, fikriyatıyla, emek ve özgürlük ittifakıyla, Kürt
ittifakıyla, kadın, gençlik, emek ve ekoloji ittifakıyla bu
siyasetin sahibidir, Türkiye halklarının ortak umudu ve cesaretidir.
(HDP sıralarından alkışlar) Ne restorasyon ne de statüko,
yeniyi en baştan kurmayı taahhüt ediyoruz. İşte, bu,
HDPnin üçüncü yol siyaseti ve mücadelesidir. Üçüncü yol her rengin,
düşüncenin, kimliğin, demokratik bir yaşam ve inşası
için yürüttüğü ortak yoldur. Değişim isteyen herkesi bu yolu
büyütmeye çağırdığımı bir kez daha belirtmek
isterim. Kürt'ün de Alevi'nin de tüm kimlik ve inançların da eşit
yurttaşlık haklarına sahip olduğu, hak temelli, yeni bir
toplumsal sözleşmeyle demokratik cumhuriyetin kapısını hep
birlikte açabiliriz; buna gücümüz var. Bu kapıyı açacak güç ve siyasal
irade HDP ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesinde mevcuttur; bu nedenle,
bizler saldırıların odağındayız. Açılan
siyasi kapatma davası, Kobani kumpas davası, Gezi davası, siyasi
rehine operasyonları, kadınların mücadelesine yönelik
saldırılar Türkiye'nin demokrasiye kapatılması için
yürütülen darbe sürecidir ama bizler asla mücadelemizden vazgeçmedik, geri
adım atmadık, bundan sonra da geri adım
atmayacağımızı halkımızın önünde söz vererek
ifade etmek istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Bizim siyasetimizi çökertmeye çalışanlar
bugün varlık yokluk mücadelesi vermektedir. Biz ise dimdik ayakta
kalmayı başardık ve başarmakla da sınırlı
kalmadık ittifaklarımızı da mücadele ortaklığımızı
da büyüterek yeni bir yaşamın temellerini atıyoruz.
Savunduğumuz özgür toplum ve demokratik yaşam fikriyatı her bir
inancın, kimliğin, hakkın, yaşam tarzının, ortak
değerlerin teminatı ve koruyucusudur. Evet, önümüzde referandum
niteliğinde bir seçim var, bu seçimlerde rejim belirlenecektir. Bu
nedenle, büyük demokratik değişim ve dönüşüm için, onurlu bir
barışla bir arada eşitçe yaşayabileceğimiz demokratik,
adaletli, özgür bir ülke hedefi etrafında en güçlü birlikteliği
oluşturmamız tarihsel bir sorumluluktur. İktidarın,
cumhuriyetin demokratikleşmesini engellemek için kurduğu ittifaka
karşı, milyonların demokratik cumhuriyet koalisyonunu
oluşturma çağrısı yapıyorum sevgili
arkadaşlarım. 2nci yüzyıl için, siyasi toplumsal
kamplaşmayı sonlandırarak büyük toplumsal uzlaşmayı
hep birlikte başarmak için en geniş toplumsal birlikteliği
sağlayalım diyorum. Yolsuzlukları, yoksulluğu, emek
sömürüsünü sonlandırarak sosyal adalet dönemini başlatmak için
emeğin en güçlü birliğini oluşturalım diyorum. Mevcut
Anayasaya dahi uymayarak yeni anayasa vaatleri verenleri darbe anayasasıyla
birlikte geçmişte bırakalım. Yeni bir toplumsal sözleşmeye
dayalı gerçek, demokratik, çoğullukçu, eşitlikçi, sivil bir
anayasa döneminin kapısını açmak için demokratik anayasa
ittifakını hep birlikte oluşturalım. Merkezî yönetimi
kuvvetler ayrılığıyla dengeleyerek yerel yönetimle
güçlendirilmiş çoğulcu, geniş temsiliyete sahip bir parlamenter
sistemi bu ülkeye kazandırmak için demokraside buluşalım. Güçlü
toplumsal barış, adalet ve yüzleşme için en geniş siyasi
toplumsal mutabakatı oluşturalım. Yasaklar ülkesini özgürlükler
ülkesine dönüştürmek, hak arama ve örgütlenme özgürlüğünü, eşit
ve adil bir yargıyı hayata geçirmek için güç birliği
yapalım. Engellilerden emeklilere, EYTlilerden ataması
yapılmayan öğretmenlere, üreticiden esnafa, gençlerden kadınlara,
farklı yaşam tarzlarına, herkesin haklarını güvence
altına alan güçlü sosyal devlet düzeni için en güçlü eşit
yurttaşlık birlikteliğini sağlayalım. Toplumsal
cinsiyet eşitliğini her alanda hayata geçirmek için feministlerden
tüm kadın hareketlerine en büyük kadın
dayanışmasını gerçekleştirelim. Doğa
talanını, rant çarkını durdurmak için ekolojik yaşamda
mücadele birlikteliğini oluşturalım. Bir çocuğun dahi
güvencesiz ortamda şiddet sarmalında açlık ve yoksulluk içinde
kalmaması için mücadelemizi çocukların bugünüyle
buluşturalım. Biz, tüm bu hedefleri başarma ve yeni bir dönemi
başlatma konusunda sonuna kadar kararlıyız. Türkiye
halklarına sözümüzdür: Dillerinde vizyon, siyasetlerinde ise nefret ve
düşmanlık üreten yüzleri bu yüzyılda bırakacağız,
2nci yüzyılı ise halklarımızın yüzyılı
yapacağız. (HDP sıralarından alkışlar) Bir kez
daha
(*) dünya kadınlarının
ortak sesine dönüştüren ve bu kadınların erkek düzene en büyük
noktayı koyacağı yeni bir dönemi müjdeleyeceğimizi de ifade
etmek istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Sevgili kadınlar, eş başkanlık
modelimiz kadınlar için tarihsel bir kazanım oldu; şimdi, hedef
bunu büyütme zamanıdır. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir
kadını Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsanız bunu
başaracağınız yegâne parti, kadın partisi olan
Halkların Demokratik Partisi ve kadın ittifakıdır,
kadın mücadelesinde birleşmektir, kenetlenmektir. (HDP
sıralarından alkışlar) Gelin, İstanbul Sözleşmesi
için yürüttüğümüz ortak mücadeleyi, kadınların yöneteceği
bir ülke için en büyük mücadele sözleşmesine hep birlikte
dönüştürelim ve seçim gecesi diyelim ki: Kadınlar kazandı,
kadınlar büyük kazandı. (HDP sıralarından
alkışlar)
Sevgili gençler, 2nci ve genç yüzyıl sizleri
beklemektedir, anahtar sizlerin elindedir. Köhnemiş siyaset dönemini
kapatarak genç siyaseti ülkenin yönetimine hâkim kılacak güç sizlersiniz.
Gelin, birlikte değiştirelim, birlikte dönüştürelim, gençlerin
yönettiği bir düzeni hep birlikte yaratalım.
Evet, buradan özgür gelecek için değişim
isteyen herkese, tüm halkımıza çağrıda bulunuyorum:
Zorbalığın ve karanlığın hegemonyasına
karşı, aydınlık yolda ve büyük demokrasi
ittifakını oluşturalım diyorum.
2nci yüzyılın kurucusu bizler olalım
diyor, Genel Kurulu ve halkımızı bir kez daha sevgiyle ve
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından ayakta
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına ikinci konuşmacı
Eş Genel Başkan ve Mardin Milletvekili Sayın Mithat Sancar.
Buyurun Sayın Sancar. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz beş dakikadır.
HDP GRUBU ADINA MİTHAT SANCAR (Mardin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve bizleri ekranları
başında izleyen çok kıymetli halkımız; hepinizi
sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye her gün daha
fazla yoksulluk, daha fazla açlık ve sefalet, daha fazla yolsuzlukla
tarihinin en önemli seçimine doğru gidiyor. İktidar
ortaklarının sözcüleri pembe tablo çizmeye
çalışıyorlar ama gerçek öyle değil. İşsizler, emekçiler,
emekliler, engelliler, gençler, kadınlar, çocuklar, çiftçiler ve küçük
esnaf çok büyük bir krizle karşı karşıya; çok boyutlu bir
krizin yarattığı enkazın altında bırakılmak
isteniyor. İktidar bloğu bu enkazın üzerinde yükselmek ve yaratılan
devasa imtiyaz düzenini sürdürmek için devletin bütün imkânlarını
kullanıyor; adaletsizliği, eşitsizliği ve sömürüyü her
alanda derinleştiriyor. İşte, 2023 yılı bütçesi bu
çerçeve içerisine yerleştirilerek çıkarılmaya
çalışılıyor. Plan ve Bütçe Komisyonundaki
tartışmalarda bunun ön hazırlığını hep
beraber gördük.
Değerli milletvekilleri, Bu bütçe neyin
bütçesi? sorusuna şöyle birkaç başlıkla özet bir cevap vermek
mümkün: Bu, öncelikle bir otoriterleşme ve savaş bütçesidir. Bu, bir
faiz bütçesidir. Bu, bir seçim bütçesidir, enflasyonist bir bütçedir. Bu bütçe,
sermayeye kaynakların daha çok aktarıldığı bir
bütçedir; kamusal hizmetlerde reel kesintilere uğrayan bir bütçe; vergiler
yoluyla yükün halkların omuzlarına bindirildiği bir bütçe.
İktidarın yüzde
Türkiye halklarının boğazından
geçen lokmayı her geçen gün küçülten bu enflasyonist politika, son derece
asimetrik bir zenginleşmenin de zeminini yarattı, yaratmaya da devam
ediyor. Bir yanda, gece yatağa aç giren çocuklar, gün boyunca yoksulluğu
iliklerinde hisseden insanlar, gençler, emekçiler, emekliler varken diğer
yanda, bu düzenin istismarından menfaat sağlayan sermayedarlar ve
bürokratik oligarşi var. Utanma gibi erdemlerin yok olduğu,
pişkinlikle savunulan bu düzen yalan, gerilim, çatışma ve
savaş politikalarıyla sürdürülmeye çalışılıyor.
Evet, değerli milletvekilleri ve bizleri
izleyen sevgili halkımız, bugün Türkiye'de 30 milyon insan açlık
sınırının altında yaşıyor. Gençler umutsuz,
Türkiye'yi terk etmenin yollarını arıyor. Eğitim sistemi
tamamen çürümüş durumda, öğrenciler ne evrensel değerleri ve
bilgi teknolojilerini hak ettikleri gibi edinebiliyorlar ne de bugünlerini ve
geleceklerini güvende hissedebiliyorlar. Sağlık sisteminde beş
dakikayla göstermelik tedaviye dönülmüşken halk, hastanelerde sabah
karanlığında sıraya girerek aylar sonrasına verilen
randevuların yarattığı sorunlarla boğuşuyor.
Esnaf siftah yapamıyor, mutsuz ve umutsuz, kredilerle ayakta durmaya çalışıyor,
ayakta kalamayanlar dükkan kapatıp işsizler ordusuna katılıyor.
Çiftçi maliyeti karşılayamıyor, ithalat politikalarından
kaynaklı sorunlar nedeniyle üretimden dışlanıyor.
Kadınların yaşam hakkı her an tehdit altında, erkek
şiddeti kadınları hayattan koparmaya devam ediyor. Kadın
emeği daha derin bir sömürü çarkına bağlanmış durumda.
Yüzlerce yıllık mücadeleyle elde edilen kazanımlar birer birer
gasbedilmek isteniyor. Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliğinde dünya
sıralamasında her yıl gerilere düşüyor. 10 milyona
yakın engelli yardım, lütuf ve inayet anlayışıyla toplumsal
ve siyasal hayattan soyutlanıyor. Kürt sorununda çözümsüzlük ve
şiddet siyaseti her geçen gün daha fazla cana, kaynağa ve krize neden
oluyor. Peki, bu iktidar bu bütçeyle ne yapmaya çalışıyor, neyi
hedefliyor?
Değerli milletvekilleri, sevgili halkımız;
2023 merkezî yönetim bütçesiyle asıl kaynak aktarılan iki büyük
kesim, savaş ve faiz lobileridir. Bu bütçe, halktan aldığı
vergilerden faiz lobilerine 565 milyar lira aktarıyor, savaş
lobilerine ise 468,7 milyar lira aktarmayı öngörüyor. Yani bütçe gelirleri
kapsamında halktan toplanan her 3 Türk lirası verginin 1 lirası
faiz lobilerine, savaş baronlarına altın tepsilerle servis
ediliyor. Milyonlarca emekçinin ve emeklinin sofrasına düşen 3
ekmekten 1i işte bu iki lobiye aktarılıyor, bu iki lobi arasında
paylaşılıyor. Bu yetmezmiş gibi 660 milyar TL bütçe
açığı öngörülüyor. Ne demektir bu? Bu bütçe bir seçim bütçesidir
yani seçim yatırımı olarak yapılacak harcamalar bütçeye bir
açık kalemi olarak önceden konulmuş durumdadır.
Bu iktidar, 2023 bütçesini seçim bütçesi yapmaya
çalışsa da, bu kaynaklarla kendini ayakta tutmaya ve
varlığını sürdürmeye çalışsa da bir kez daha
diyoruz ki: Hayır, bu mümkün değil. Bu bütçe, sizlerin son
bütçesidir. (HDP sıralarından alkışlar) Sizlerin
tabelaları depolara inecek, çürümeye terk edilecektir. Bu bütçe, bu
iktidarın veda bütçesidir, küçük ortağının da değersiz
yalnızlığının müjdecisi bir bütçe olacaktır. (HDP
sıralarından alkışlar)
Türkiyeyi bu çarpık ekonomi
anlayışından kurtaracak, kaynakların savaşa, faize
değil; emekçilere, emeklilere, gençlere, kadınlara, engellilere
harcandığı ve HDPnin yetki sahibi olduğu ilk bütçeye de
çok fazla zaman kalmadı değerli milletvekilleri, en fazla sekiz ay.
İktidar, yirmi yıldır ülkeyi yöneten
kendisi değilmiş gibi yarattığı sorunları
çözmenin sözünü veriyor, böyle bir yaman çelişkiyle yüz yüzeyiz
değerli arkadaşlar. Vaatler arka arkaya sıralanıyor ve
bütün bunlar kendi ürünleri değilmiş gibi çözüm önerilerini
sıralayan konuşmalar yapılıyor, nutuklar
atılıyor, vizyon belgeleri açıklanıyor; oysa
halkımızın büyük bir kısmı, bu toplumun büyük
çoğunluğu gerçeklerin farkında. Asgari ücreti
arttıracağız. diyorlar ama kurdukları ekonomik sistem,
enflasyonist politikalarla alım gücünü de yok ediyor; paranın
değeri pula çevriliyor, tüm emekçiler artık açlık
sınırında yaşayan asgari ücretli hâline getiriliyor.
Emeklilikte yaşa takılanların
emeklilik haklarını teslim edeceğiz. diyorlar, oysa AKP Genel
Başkanı bundan bir süre önce ne demişti? Seçimi kaybetme
pahasına bu işi yapmayız. demişti yani Seçimi kaybetme
pahasına bile olsa yapmayız. demişti. Şimdi ne oldu, ne
değişti, neden EYT'lilere haklarını vermekten söz ediyor bu
iktidar? Çünkü bütün bunlar seçim yatırımı ve seçimi kazanmak,
iktidarı sürdürmek amaçlı manevralar.
Yeni bir sosyal konut projesi açıklandı.
Peki, nereden çıktı bu ihtiyaç? Barınma sorununun sorumlusu kim?
Bugüne kadar ev sahipleri ile kiracıları birbirine düşüren, bu
nedenle hayat kayıplarının dahi yaşandığı
sorunu bu iktidar değilse kim yarattı? Peki, İstanbul'da en
düşük kiranın 5 bin, Ankara'da 4 bin TL seviyesinde olduğu bu
düzeni kim yarattı? Bu konut projesi için iki yıl sonrasına
randevu veriyorlar; insanlarımızın umutlarını, gelecek
kaygılarını istismar ediyorlar Bize oy verin, iki yıl
sonra bu projeyi hayata geçirelim. diyorlar.
KYK borçlarının faizlerini siliyorlar;
oysa yapılması gereken bütün borçların silinmesidir, sadece
faizlerin değil. Biz söz veriyoruz, evet, KYK borçlarının
faizlerini değil, tamamını sileceğiz. (HDP
sıralarından alkışlar) Çünkü bütün öğrencilerin
karşılıksız eğitimlerini sürdürebilecek düzeyde bursa
sahip olmaları bir haktır; bu hak sadece faiz silmekle teslim
edilmiş olmaz değerli arkadaşlarım.
Evet, bütün bu saydıklarımızın
hepsi yurttaşlarımızın, insanlarımızın
haklarıdır, hiçbiri seçim malzemesi yapılamaz. HDP olarak bizler
bütün yurttaşların ekonomik ve sosyal haklarını sonuna dek
savunmaya, onlar için mücadele etmeye; insan onuruna yaraşan bir
çalışma yaşamının, insanca ücret ve hak mücadelesinde
emekçilerin yanında, onlarla omuz omuza olmaya devam edeceğiz.
Sevgili milletvekilleri, sevgili halkımız;
diğer bütçeler için söylediğimiz bir söz var, başta da
belirttim, Eş Genel Başkanım Sevgili Pervin Buldan da
altını çizdi: Evet, bu bütçe bir savaş bütçesidir, esas olarak
bir savaş bütçesidir çünkü ülkeyi yöneten koalisyon, iktidar
ittifakı, bir savaş ittifakıdır, bir savaş yönetimi
olarak sürüyor ve bu şekilde de varlığını sürdürmeyi
amaçlıyor. İktidarını ayakta tutmak için
kutuplaştırmaya, ayrıştırmaya, savaş ve
çatışmaya ihtiyaç duyan bir iktidardan söz ediyoruz. İçi
boş hamasi söylemlerle sürekli iç ve dış düşmanlar
yaratarak toplumu korkuyla yönetmeye, siyaseti ve muhalefeti dizayn etmeye
çalışıyor.
Bakın, kuzey ve doğu Suriye
halklarına, Rojava topraklarına bir kez daha hava harekâtı
başlatıldı; kara harekâtının da
yapılacağı ikide bir söyleniyor. Daha önce de belirttik, yine
belirtelim: Bu savaşın asıl nedeni Kürt karşıtı
politikalarda yatıyor. Evet, bu savaş, en açık anlamıyla,
iktidarın yürüttüğü Kürt karşıtlığı, Kürt
düşmanlığı siyasetinin bir yansımasıdır;
Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrarın sonucudur; dünyanın
neresinde olursa olsun, Kürtlerin kazanımlarına duyulan alerjinin ve
fobinin bir göstergesidir. Terörle mücadele adı altında yürütülen
bu politika, yedeğine alamadığı her Kürtü haklarından
soyundurma siyasetinin bir parçasıdır. Ülke içinde dilini, kültürünü
yasakladığı; bütün siyasi ve insani haklarını
gasbettiği; gözaltı, tutuklama ve hatta ölümlerle sindirmeye
çalıştığı Kürtlerin sınırların
dışında dahi kazanımlarına bir tahammülsüzlüktür bu
politikanın anlamı.
Değerli milletvekilleri, sevgili
halkımız; bu politikalar, artık kendilerinin ve
ortaklarının açıkça dile getirmekten imtina etmedikleri
emperyal fetih fantezileri çerçevesine de yerleşiyor. Terörizm
hamasetinin, yükseltilen milliyetçi hezeyanların ve her
sıkıştığında dillerine doladıkları beka
ve Biz gidersek devlet çöker, vatan da gider. söyleminin arkasında
gizlenen hakikat tam da budur değerli arkadaşlar. (HDP
sıralarından alkışlar) Bu savaş politikasının
diğer önemli bir nedeni ise çöküşte olan iktidarın savaştan
ve çatışmadan güç ve iktidar devşirme planıdır. Evet,
iktidar özellikle seçim arifesinde tırmandırdığı bu
siyasetiyle Türkiye'de seçim sürecini de dizayn etmeyi hedefliyor. Kendisi bu
stratejiden kazanmayı hedeflerken topluma acı, yoksulluk ve geleceksizlik
sunuyor. İşte bugün yaşadığımız siyasetten
ekonomiye, toplumsal yaşamdan ekolojiye kadar her türlü ağır
sorunun altında yatan sebeplerin en önemlisi bu zihniyet ve siyasettir.
Buna onay ve destek verenler de kim olursa olsun iktidarın kazanması
toplumun kaybetmesi planına destek verdiklerini artık görmek
zorundadırlar. Evet, iktidar kendi politikalarını hayata
geçirebilmek için muhalefeti de seçim sürecini de siyaseti de dizayn etme
hedefini bu kadar açık ortaya koyarken buna karşı net bir tutum
sergilemek de bütün toplumsal ve siyasal muhalefetin tarihsel görevi ve
sorumluluğudur. Tüm siyasal ve toplumsal güçler iktidarın
yolsuzluklarını, talanını, açlığı,
yoksulluğu, adaletsizliği savaşla perdelemeye, muhalefeti de bu
oyun sahası içerisinde tutmaya çalıştığı
görmelidir. Bu savaş siyasetinin peşinden gidenler aynı zamanda
toplumun barış içerisinde bir arada yaşama hakkının
tehdit edildiğini ve buna onay verildiğini de anlamak
zorundadır. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz: Biz HDP olarak bu zihniyete,
çatışma ve savaş politikalarında, çözümsüzlükte ısrar
eden her türlü yaklaşıma karşı durmaya devam edeceğiz.
(HDP sıralarından alkışlar)
Kürt sorununun demokratik zeminde siyasal
mekanizmalarla ve mümkünse ülke halklarının tümünün
mutabakatıyla çözülmesini hedefliyoruz. Bu ülke halklarının
barış hakkının sözcüsü ve bu konumda ısrarcı bir
siyasi güç olmanın sözünü veriyoruz. Ülke halklarının
barış hakkının sözcüsüyüz. Bu tutumumuzda ve
politikamızda da sonuna kadar ısrarcıyız.
Kişisel çalışmalarım ve
tecrübelerimle şunu ifade edeyim, çoğunuzun da elbette bilgisi
dâhilindedir, bu konuda özel çalışmış bir
arkadaşınız olarak belirteyim: Bu yerkürenin üzerinde
denenmemiş savaş yöntemi yoktur, kalmamıştır. On
yılları, hatta yüzyılları bulan savaşlar,
yıkımlar geleceğe hep büyük sorunlar
bırakmışlardır. İnsanlığın bu
yüzyıla taşıdığı en önemli kazanımlardan
biri ise sorunların savaşla değil, müzakere, diyalog ve
mutabakatla çözülebileceği gerçeğidir. İşte bu gerçek,
bugün, bize, bu ülkeye, bu ülkenin bütün halklarına kendini bir görev ve
sorumluluk olarak dayatıyor. Şimdi, burada, 2 büyük dünya
savaşını görmüş, savaşın ortasında
yaşamını yitirmiş büyük bir düşünürün, Walter
Benjaminin sözünü de hatırlamadan geçmek istemem. Diyor ki: Ortada bir
düşman olmamasına ve barışın ne olduğu
bilinmesine rağmen savaşı övmekten çekinmeyecek kadar dar ufuklu
olmanın sonucu ufuktaki yıkımdır, savaşın
yıkımıdır. Evet, bizler de tekrar
hatırlatıyoruz: Savaş politikalarında ısrar
yoksullukta ve yıkımda ısrardır. Çözüm diyalogdadır,
siyaset zeminindedir, müzakerededir ve gerçek bir mutabakat
arayışındadır. HDP, bu konuda üzerine düşen her türlü
sorumluluğu bundan önce olduğu gibi bundan sonra da yerine getirmeye
söz veriyor; bu tutumunda, bu yolda yürümekte ısrarcı olduğunu
bir kez daha hatırlatıyor. (HDP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, sevgili
halkımız; bütçe hakkı nereden çıkmış diye uzun
uzun anlatacak değilim ama akademide basit bir örnekle ya da tarihsel
göndermeyle açıklanır bu; başlangıcı 1215e Magna
Cartaya dayandırmış. Evet, doğrudur da, bütçe hakkı
Magna Cartayla kazanılmıştır. Bütçe hakkı modern
demokrasilerin girişiminde belirleyici bir dönüm noktasıdır.
İşte, Kral Johnun 13üncü yüzyılda yani 1200lerin
başlarında aşırı vergi salmasına ve bu vergileri
kullanarak aşırı harcamalarda bulunmasına karşı halkı
da arkalarına alan baronların bir isyanı söz konusu
olmuştur. Peki, buraya kadar olanı biliyoruz; diğer,
anlatılmayan kısmını ise ben burada sizlerle
paylaşayım, ders kitaplarında yok. Ne için topluyordu bu
paraları Kral John? Sürekli vergileri artırmasının sebebi
neydi? Sürekli savaş politikalarıydı. Durmadan savaşlar
yürütüyordu, her seferinde kaybettiği yerleri geri almak için daha da
büyük savaşlara soyunuyordu ve daha fazla paraya ihtiyaç duyuyordu.
Dolayısıyla, yapacağı şey halkın
varlıklarına daha fazla el koymaktı. Kendisi de öyle
yapıyordu ama artık halkın, bıçak kemiğine dayanınca
özellikle işte o dönemin baronlarının da öncülüğünde isyan
başladı, kendisi de masaya oturup bu Magna Cartayı imzalamak
zorunda kaldı.
Magna Carta, aynı zamanda değerli
milletvekilleri, barış hakkının sembolüdür yani hem bütçe
hem barış hakkı aynı belgeyle ortaya
çıkmıştır. Dolayısıyla, altını çizelim,
bütçe hakkını terk ettiğiniz veya kaybettiğiniz anda,
barış hakkınız da tehlike altına giriyor, yok oluyor.
Daha açık söyleyelim: Otoriterlik ile savaş arasında, demokrasi
ile barış arasında kopmaz bir bağı işte bu
tarihsel örnek bize açıkça gösteriyor. Eğer bütçe hakkını
kaybederseniz barış hakkınız da tehlikeye girer.
İşte, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, bütçe hakkını
gasbeden bir sistem; bütçe hakkı gasbedildikçe savaş
politikaları derinleşiyor, otoriterlik ilerliyor.
Bu denklemi bozmamız gerekiyor değerli
arkadaşlarım. Bu denklemi bozmanın yolu çok kolay, o kadar zor
değil; evet, barış koalisyonu. Büyük barış
koalisyonunu demokrasi hedefiyle birlikte kurmak. (HDP sıralarından
alkışlar) Türkiyenin bütün halklarını, bütün ezilenlerini,
bütün emekçilerini bir araya getirecek barış ve demokrasi
birlikteliğini inşa etmektir. O zaman bütçe hakkını da
onunla başlayan süreçte ortaya çıkan bütün demokratik hakları da
ve en önemlisi barış hakkını da hayata geçirme
imkânlarımız doğacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, sevgili halkımız; önemli bir sorun, eşitsizlik
ve eşitlik denklemi, diyalektiğidir. Eşitsizliğin
olduğu yerde toplumsal çöküş kaçınılmazdır.
Bakın, ta 1770te İrlandalı meşhur şair Goldsmith
şöyle bir şiir yazmış, daha doğrusu
yazdığı bir şiirde şunları söylüyor: Kötülük kol
geziyor, hızla kıskacına alıyor/Servetin biriktiği
yerde insan çürüyor. Eşitsizlik, insanların hayatlarını
şekillendirmede can alıcı bir rol oynar. Az sayıda zengin
ile çok sayıda yoksul arasındaki uçurum genişledikçe toplumsal
sorunlar da derinleşiyor, kötülük yaygınlaşıyor.
İşte bizlerin hedefi, bu eşitsizliğe karşı
toplumsal adaleti sağlayacak bir düzen kurmak olmalıdır.
Hepimizin ortak hedefinin bu olması gerektiğini söylüyoruz ama
hepimiz derken elbette buna en çok ihtiyaç duyanların, buna
inananların olduğu bir birlikteliği kastediyoruz. Birlikte
yürürsek eşitsizlikleri de adaletsizlikleri de bu otoriter
gidişatı da mutlaka durduracağız. Buna herkesin yürekten
inanması gerekiyor.
Sevgili milletvekilleri, değerli
halkımız; eşit yurttaşlık da burada son derece önemli
bir başlık olarak karşımızda duruyor. Eşit
yurttaşlık, demokratik cumhuriyetin temel sütunudur ve bu ülkede en
çok yok edilen, en çok hırpalanan, en çok ihlal edilen ilkedir; o nedenle,
cumhuriyet, bir türlü demokrasiyle buluşamıyor. Eşit
yurttaşlık taleplerinin yok sayılması, bir iktidarın
meşruiyetinin de ortadan kalkmasının yolunu açıyor.
Toplumsal itirazın ortaya çıkmasının da en önemli nedeni eşit
yurttaşlık haklarının ve ilkesinin yok
sayılmasıdır. Bugün bu itirazlarla baş edemeyen ve
toplumsal meşruiyetini kaybeden iktidarın bu denli baskıya ve
hukuksuzluğa başvurmasının nedeni de işte eşit
yurttaşlığı yok etmesi, eşit
yurttaşlığın gereklerini tanımaması ve keyfîlik
üzerine, ayrımcılık üzerine, adaletsizlik üzerine bir düzen
kurmasıdır. Önümüzdeki seçimler Türkiye tarihinin en önemli
seçimleridir derken de işte tam bu gerçeklerden hareket ediyoruz.
Evet, değerli milletvekilleri, sevgili
halkımız; karşımızda meşruiyet krizi
yaşayan, talepleri yok sayan, her türlü baskıcı ve adaletsiz
yola başvuran bir iktidar var. Bu seçimler, eşit yurttaşlık
ve barış içinde bir arada yaşama iradesi ile otoriterliğin
kurumsallaştığı tekçi bir sistemin kurulmasını
isteyenler arasında olacaktır. Toplumsal ve siyasal muhalefetin bu
gerçeği bilerek, sorumluluklarının farkında olarak hareket
etmesi gerekiyor. Kısa vadeli hesaplar ve dışlayıcı
tutumlar sadece ve sadece bu düzenin devamına hizmet eder; bu da bu
tutumda olan herkesi tarih ve halk önünde büyük bir vebal altına sokar.
Herkes atacağı adımları bu hakikati göz önünde bulundurarak
atmalı, önümüzdeki tarihî fırsatı heba edecek her türlü
sorumsuzluktan kaçınmalıdır.
HDP, üzerine düşen sorumluluğun
farkındadır. Fikriyatıyla, yürüttüğü siyasetle ve
baskılara karşı direnişiyle, ayakta kalıp büyümesiyle
önümüzdeki dönemin belirleyici aktörü olacak konuma da gelmiştir. (HDP
sıralarından alkışlar) Evet, bunun biz
farkındayız ama bizim dışımızdaki herkes de
farkında. Bu gerçeğin farkında olmak, aynı zamanda,
sorumluluğumuzun bilincinde olma gibi bir mecburiyeti de önümüze koyuyor.
Biz, demokratik sorumluluğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz; önümüzdeki
her gelişmeyi de bu sorumluluk bilinciyle karşılamaya
hazırız. İktidarın kapatma davasıyla veya başka
operasyonlarla bizim önümüze çıkaracağı engeller de, muhalefette
yaşanabilecek yalpalamalar veya tökezlemeler de bizim bu yolda yürümemizi
engellemeyecektir. Biz, kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz;
halklarımıza sesleneceğiz; bütün topluma dokunmaya
çalışacağız ve geleceği kuracak gerçek
fikriyatın, gerçek gücün burada olduğunu, HDPyle birlikte
ittifaklarında olduğunu, HDP ve ittifaklarıyla oluşacak
büyük demokrasi blokunda olduğunu her vesileyle söylemeye devam
edeceğiz. (HDP sıralarından alkışlar)
Bugün, bizler, gerçekten, demokratik geleceğin
sigortası durumundayız. Bu ülkede çatışmanın, Kürt
sorununda her türlü inkârcı ve imhacı yaklaşımın,
toplumda inançlar arasına ayrımcılık ve baskıyı
yaymaya çalışan her türlü politikanın karşısına
büyük barış sloganıyla ve güçlü demokrasi hedefiyle
çıkıyoruz. Bu nedenle, sorumluluğumuzun büyük olduğunu
biliyoruz, bu sorumluluğun gereğini de yerine getirecek birikime,
tecrübeye ve iradeye sahip olduğumuzu buradan bir kez daha hatırlatıyoruz.
(HDP sıralarından alkışlar) Fabrikalarda, iş
yerlerinde, üniversitelerde, sokaklarda, köylerde, farklı yaşam
alanlarında, eşitlik, barış, özgürlük, adalet, hak, hukuk
ve insanca yaşam mücadelesini daha da büyüteceğiz. Çözüm biziz;
Türkiye'nin demokratik geleceğinin inşa gücü buradadır ve
göreceksiniz, bu güç ve bu fikriyat mutlaka kazanacaktır.
Hepinizi bu duygu ve inançlarla selamlıyor,
selam ve sevgilerimi sunuyorum. (HDP sıralarından ayakta
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.41
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.00
BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP
KÂTİP ÜYELER: Enez KAPLAN (Tekirdağ), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Değerli arkadaşlar, şimdi Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Genel Başkan ve İzmir Milletvekili
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu konuşacaktır.
Buyurun Sayın Kılıçdaroğlu. (CHP
sıralarından ayakta alkışlar, İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
Süreniz yetmiş dakikadır.
CHP GRUBU ADINA KEMAL KILIÇDAROĞLU (İzmir)
Teşekkür ederim arkadaşlar.
Önce hepinize saygılarımı sunuyorum.
Efendim, Sayın Oktayı dinleyince
Erzurumlu esnafın muhasebeciyle yaptığı konuşma
aklıma geldi. Erzurumlu esnaf, muhasebeciye şöyle söyler: Hesaba
bakırem, hac farz olmuş; cüzdana bakırem, zekâta muhtacız.
(CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Gerçekten de öyle. Her şey mükemmel ama memleket niye bu hâlde? Neden
memleket bu hâlde ve neden saray çok iyi, birazdan bütün
ayrıntılarını anlatacağım. Ancak bugün,
kadına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 88inci
yıl dönümü. Dolayısıyla, bu Parlamentoda çok daha fazla
kadın milletvekili olmasını arzu eden kişilerden birisiyim.
(CHP sıralarından alkışlar) Hangi partiden olursa olsun,
hangi görüşten olursa olsun, Parlamentonun saygınlığı
açısından da çok sayıda kadın milletvekilinin Parlamentoda
olması Parlamentoya itibar kazandırır, bunu da açık
yüreklilikle ifade edeyim.
Efendim, Sayın Oktay cümleye başlarken,
daha doğrusu, konuşmaya başlarken milletimize şeffaf bir
şekilde hesap vermekten söz etti. Biraz sonra
şeffaflığın ne olduğunu da anlatacağım.
Benim anladığım şeffaflık ile sarayın
anladığı şeffaflık arasında farklar var. Nedir bu
şeffaflık ve biz bu şeffaflıktan neyi anlıyoruz, bunu
da aktaracağım. Önce, bütçe dediğimiz belge maliye
açısından, bir ülkenin ekonomisi açısından en temel
yasadır ve bu yasanın, daha doğrusu, bütçe
tasarısının yasalaşması için de özel bir prosedür
vardır Anayasada. Eskiden Bakanlar Kurulu bütçeyi sevk ederdi, Bakanlar
Kurulunun başında olan Başbakan gelirdi, kendi bütçesini büyük
bir öz güvenle Meclise anlatırdı, her türlü eleştiriye
karşı oturur, aslanlar gibi kendi bütçesini savunurdu. Şimdi
Başkan soruyor Komisyon nerede? Komisyon burada, Hükûmet? Hükûmet yok.
Niye yok? Hangi gerekçeyle yok?
YUSUF BEYAZIT (Tokat) Cumhurbaşkanı
Yardımcısı burada.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Buradayım.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın,
Sayın Mehmet Uçum, Sayın Erdoğanın sayın
danışmanı, Cumhurbaşkanlığı
Başdanışmanı diyor ki: Bu bir tek kişilik hükûmettir.
Tek kişi
Açın, kitabını okuyun arkadaşlar. Ben
okudum, siz neden Sayın Erdoğan'ın
Başdanışmanının kitabını okumuyorsunuz?
Talimat mı bekliyorsunuz? Tek kişilik hükûmet. diyor. Tek
kişilik hükûmetse gelecek buraya, Parlamentoya gelecek, onuruyla kendi
bütçesinin arkasında duracak ve bütçesini savunacak. (CHP
sıralarından alkışlar) Parlamentoda, atamayla gelmiş
olanların, halkın oy vermediği kişilerin bu kürsüye
çıkıp bizden oy istemesi kadar abes bir şey yoktur. Sayın
Cumhurbaşkanı gelecek Evet, beni halk seçti. diyecek, Benim bütçem
budur. diyecek, Ben şunları anlatıyorum. diyecek,
Şunları yapacağım. diyecek ve bütçesinin arkasında
duracak. Bütçesinin arkasında Hükûmet yok. Atanmışlar, gelmişler
buraya, Hükûmet
Bize bütçeyi sunuyorlar; talimat almadan hiçbirisi
parmağını bile kaldıramaz. Bir daha söylüyorum: Talimat
almadan hiçbir bakan parmağını bile kaldıramaz çünkü
hiçbirisinin yetkisi yok. Yangın söndürmeye gidiyorlar, Sayın
Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangını
söndürmeye başladık. diyorlar yani talimat gelmese yangını
söndürmeyecek misiniz? Söndüremezler, emin olun, söndüremezler.(CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, bütçe mademki
çok önemli bir belge, bir ülkenin geleceği için çok önemli bir belge
-geçmiş bütçenin paralarının nerelere
harcandığını bize anlatacak olan 2 teklif var, 2
tasarı var- ya, arkadaşlar, nerelere paranın
harcandığını biz bilmiyoruz. Parayı harcayan irade
buraya gelmiyor, parayı harcayan irade buraya gelmeyince biz hangi bütçeyi
konuşacağız? Bütçe diye geldiler, burada anlattılar,
ağızlarından bal akıyor. E, çıkın sokağa,
tam tersi bir tablo var. Sarayda oturan kişi, halkın arasına
inmeyen kişi halkın derdini bilemez. İkili bir yapı çıktı
ortaya; bir halk, bir de saray; o ayrıntıya da geleceğim
değerli arkadaşlarım.
Değerli arkadaşlar, seçilen bir
Cumhurbaşkanının Parlamentoya gelip kendi bütçesini
savunmaması, her şeyden önce Parlamentoya
saygısızlıktır. Halk sizi seçtiyse ve parayı verdiyse
geleceksiniz, burada kendi bütçenizi savunacaksınız, arkasında
duracaksınız; eleştirilere göğüs gereceksiniz,
eleştirilerin her birine de tek tek yanıt vereceksiniz. Gelmeyeyim,
oturmayayım. E, geldi, ne oldu Meclisin açılış gününde? 1
Kasım mıydı?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) 1 Ekim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) 1 Ekim.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) 1 Ekim,
affedersiniz.
1 Ekimde geldi, Meclisi açtı; gayet güzel.
Açtı da ne oldu? Hiç kimsenin konuşmadığı ortamda
gelip konuşmak istiyor ama birimiz kalkıp konuşunca buraya
gelmiyor çünkü Erdoğan eski Erdoğan değil ve eleştirilere
tahammül edemiyor, doğruları duymak istemiyor. Etrafındaki kadro
da her seferinde Ne güzel yaptınız efendim. Ne doğrular
yaptınız efendim. Çok iyi şeyler yaptınız efendim.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Kendinizle
karıştırıyorsunuz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bu sistem ne
yaptı biliyor musunuz? Sizi siyaset yapmaktan alıkoydu. Siz siyaset
yapamıyorsunuz, yapamıyorsunuz siz siyaset! (CHP
sıralarından alkışlar)
Bakınız, Parlamentonun itibarı
Erdoğandan başladım, Parlamentonun itibarına saygı
duymuyor diye; e, bakanları da saygı duymuyor; hepsi atandı.
Bizim soru önergelerimize yanıt vermiyorlar. 701 soru önergesine, 29
Kasım 2022 itibarıyla 701 soru önergesine cevap verilmemiş
arkadaşlar. Ne demektir soru önergesine cevap vermemek! Sayın
Başkan, size de söylüyorum, her bütçe konuşmasında söylüyorum.
Ben milletvekilini takmam arkadaş, kim oluyor milletvekili! Beni
Cumhurbaşkanı atadı, ben istediğim soruya cevap veririm,
istemediğime vermem. diyor. E, siz, Parlamentonun saygın bir bireyi
olarak, bir milletvekili olarak bu tabloya Evet. diyorsanız Türkiye
Büyük Millet Meclisinin saygınlığına gölge
düşürüyorsunuz demektir. Benden fazla sizin itiraz etmeniz lazım; siz
itiraz edeceksiniz, Milletvekillerinin sorularına neden cevap
vermiyorsunuz? diyeceksiniz. Hadi, Başkan diyemez. Niye diyemez? Onu da
ben gayet iyi biliyorum. Çünkü Başkanı Başkan yapan yine
aynı irade. Ne diyecek şimdi? Olmaz arkadaşlar.
YUSUF BEYAZIT (Tokat) Biz seçtik biz. Biz seçtik
Başkanı.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ben nasıl
seçtiğinizi de çok iyi biliyorum. Sizin de nasıl milletvekili
seçildiğinizi de çok iyi biliyorum. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Kaset kumpasıyla
Genel Başkan olan
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Evet, gelelim
başka bir konuya.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Kaset kumpasıyla
geldiniz, kaset kumpasıyla!
YUSUF BEYAZIT (Tokat) Siz nasıl geldiniz?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Hiç
ağlamayın arkadaşlar, ağlamayın(!)
Gelelim bütçeye: Bütçe geldi, güzel. Değerli arkadaşlarım,
bu bütçe, gelirin nasıl toplanacağını, nasıl
harcanacağını bize anlatan bir bütçe. Bu bütçe, ilkelerden yola
çıkarak hazırlanması gereken bir bütçe, ilkelerden yola
çıkarak. Bütçeyi
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Hangi ilke?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Anlatacağım, hiç merak etmeyin.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Nasıl Genel
Başkan oldunuz?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Beni dikkatle
dinlerseniz anlatacağım her şeyi size. Çocuk gibi
ağlamayın, bağırmayın(!)
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkanı oluşunu anlat.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bana itiraz
ediyorsan gel kürsüye, gel! Gel, gel, buraya gel! Gel buraya, gel! Gel buraya!
(CHP sıralarından alkışlar)
Efendim, bütçeyi Parlamento yapar ama bir şeyi
daha yapar; Parlamento, kabul ettiği bütçenin yasalara uygun olarak
harcanıp harcanmadığını da denetler. Parlamentonun
öyle bir görevi var. Peki, denetimi kimin aracılığıyla
yapar? Sayıştay aracılığıyla yapar;
Sayıştaya der ki: Sen benim adıma Türkiye Büyük Millet
Meclisinin kabul ettiği kesin hesap kanunu ve bütçeyi denetleyeceksin
acaba bürokrasi, acaba yürütme organı bunu doğru harcadı mı
harcamadı mı. Ben söylemiyorum, Anayasa söylüyor, 160ıncı
madde Sayıştay Türkiye Büyük Millet Meclisi adına bütçe
harcamalarını denetler. diyor. Peki, gelelim diğer konuya,
Sayıştay denetledi.
Bakın, değerli arkadaşlar, özellikle
atananlara sormak istiyorum: Sayıştay 315 kamu kurumunun faaliyet
raporlarına baktı; 17 kurumun faaliyet raporu hiç
yayınlanmadı, hiç yayınlanmadı, 17 kurumun faaliyet raporu
hiç yayınlanmadı. Yani ne demektir? 17 kurumu yöneten kişiler
diyorlar ki: Ne demek Meclis ya! Bırakın
Ne demek
Sayıştay! Raporu bile yayınlamıyorum, gidin kime
anlatırsanız anlatın. Siz bunu içinize sindiriyor musunuz?
Sindiriyorsunuz, zaten sorun oradan başlıyor. Geliyorum, 32 kurum
faaliyet raporunda kullanılan kaynaklar hakkında bilgi vermiyor,
Sayıştaya bilgi vermiyor yani Türkiye Büyük Millet Meclisi adına
denetim yapan kuruma Ben sana bilgi vermem. Meclismiş! Ne Meclisi
kardeşim! Nereden çıktı Meclis! Bilgi vermiyorum. diyor. Bir
şey yapıyor muyuz? Bir şey yapmıyorsunuz arkadaşlar,
sorun buradan kaynaklanıyor. 206 kurum faaliyet raporunda temel mali
tablolara ve bu temel mali tablolara ilişkin açıklamalara yer
vermiyor, kime ne kadar yardım yapıldığı
gösterilmiyor. 10 ayrı madde hâlinde Sayıştay raporu geldi,
Allah aşkına, söyler misiniz ya, içinizden kim baktı bu
raporlara ya, kim baktı ya? Ya, kul hakkı diyoruz değil mi?
Helallik diyoruz değil mi, birisine? Helallik isteriz. Ya, sen;
Türkiye Büyük Millet Meclisi kabul etmiş, sana vergileri teslim
etmiş, Bu parayı harca, yasalara uygun olarak harca. diyor ama
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan kuruma Ben sana bilgi
vermem, nereye gidersen git. diyor. Ben de bunu size anlatıyorum. Siz
beni suçluyorsunuz Niye gerçekleri anlatıyorsunuz? diye.
Arkadaşlar, insanda biraz vicdan olur ya!
Bakın, bir şey daha söyleyeyim: Siz
bunları sorguladığınız anda bu ülkeye demokrasi gelir,
biz değil; biz zaten sorguluyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar) Siz bunları sorguladığınız anda, o
zaman Türkiye'de yolsuzluklar bitmiş olur. Bunları
sorgulamıyorsunuz değerli arkadaşlarım. Sorgulamamak ne
demektir, onu da söyleyeyim gayet açık şekilde: İradeyi ipotek
altına vermek demektir. Ben eleştirirsem beni bir daha milletvekili
listesine koymazlar. Bu korkuyla devlet yönetilmez, bu korkuyla bir şey
olmaz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Bu iki oluyor
Sayın Başkanım, milletvekillerine hakaret ediyor, bu iki oluyor.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Hakaret
değil arkadaşlar, gerçek, gerçek. Gerçeği söylüyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Bakınız, bir şey daha söyleyeyim
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Hakaret ediyor
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bir şey
daha söylüyorum: Kul hakkına riayet edeceksin, kul hakkına, kul
hakkına riayet edeceksin.
Kamu-özel iş birliği. Değil mi?
Yapıyorsunuz.
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Uyuşturucudan
vergi
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Geleceğim,
uyuşturucuya da geleceğim, hiç meraklanma. Onu göz ardı
edeceğimi mi sanıyorsun?
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Sayıştay
raporları
Uyuşturucudan vergi
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Baronları
da size tek tek anlatacağım, hiç meraklanmayın. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu kardeşiniz hepsini biliyor.
Kamu-özel iş birliği: Bakın,
değerli arkadaşlar, garanti veriyorsunuz, dolar garantisi
veriyorsunuz, avro garantisi veriyorsunuz; dolar garantisi verdiğinize
Amerika'daki enflasyonu da bu milletin sırtına yıkıyorsunuz,
avro garantisi verdiğinize Almanya'daki enflasyonu da bu milletin
sırtına yıkıyorsunuz. Diyorlar ya: Dünyada enflasyon var.
Dünyada enflasyon var da o enflasyonu getirip bizim milletin sırtına
yıkıyorsunuz siz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Ne alakası
var!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Peki,
değerli arkadaşlar, mevzuata göre, bu kamu kurumlarının
yükümlülüklerini yayınlamaları lazım, hiçbirisi
yayınlamıyor, siz biliyor musunuz? Bilmezsiniz, söylemezler size.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Rifkin
biliyor(!)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Geleceğim
ona da hiç meraklanma, hepsine geleceğim. Keşke Başkan izin
verse de tek tek her birinizin sorusuna cevap versem, tek tek.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Başkan, aday ol,
aday ol.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Seçimi
açıkla.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ve
dolayısıyla suç işleniyor.
Gelelim başka bir şey daha. Bakın,
değerli arkadaşlar, Parlamentoyu o kadar itibarsız hâle
getirdiler ki -siz getirdiniz, kusura bakmayın; siz Milliyetçi Hareket
Partisiyle beraber getirdiniz, kimse kusura bakmasın- önce uygulamayı
yapıyorlar, bakıyorlar ki ya, bu uygulama için kanun
çıkması lazım, sonra Meclise kanun getiriyorlar.
Borçlandılar, bütçede öngörülen borç limitinin üstünde borçlandılar.
Bir baktılar ki Yahu, Allah Allah, Parlamentonun verdiği yetkiyi
aşmışız. Buraya tekrar kanun getirdiler borçlanma için.
Hiçbiriniz dediniz mi Ya, arkadaş, bu Parlamentonun verdiği yetkiyi
niye aştınız siz?
Kur korumalı mevduat
Bakın, değerli
arkadaşlar, 20 Aralık akşamı yapıldı, 21
Aralıkta Merkez Bankası duyuru yaptı, 24 Aralıkta
basın açıklaması yaptı Hazine ve Maliye Bakanı, 20
Ocakta da kanun buraya geldi. Ya, değerli arkadaşlarım,
Anayasa'da der ki: Vergi kanunla konulur, kanunla kaldırılır.
Siz uygulamayı yapıyorsunuz ama Anayasa'yı da hukuku da
bilmiyorsunuz çünkü bürokrasiyi darmaduman ettiniz, sonunda Meclise kanun geldi
ve buradan kanun çıktı. Bu ne demektir? Parlamentoya ben ne zaman
istediğim kanunu getirirsem -benim orada askerlerim var; el
kaldırır, indirirler- benim kanunlarımı kabul ederler. Bu,
iradenin ipotek altına alınmasıdır.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Öyle değil, öyle değil.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir)
Karıştırıyorsun, karıştırıyorsun!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Daha
geleceğim, daha geleceğim, daha
Daha geleceğim, nelere
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Siz gece tweet
atıyorsunuz
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Daha neler,
bilmiyorsunuz, bilmiyorsunuz değerli arkadaşlar. Bakınız
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Siz gece tweet
atıyorsunuz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Emanet milletvekili verdiniz
Sayın Genel Başkan. Yapmayın!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Bakınız, devlet harcamalarının neye göre
yapıldığını bilmemiz lazım.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Yani
kiralık milletvekilini biz mi verdik!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Devlet
harcamaları keyfî olarak yapılmaz, bir kişinin iradesine
devletin bütçesi teslim edilmez. Devlet dediğiniz kurum saygın bir
kurumdur; devlet dediğiniz kurum liyakatle yönetilir, devlet
dediğiniz kurum adaletle yönetilir; devlet dediğiniz kurum herkesin
arzu ettiği gibi yönetilmez, bir kişinin iradesine göre yönetilmez.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Halk bu yetkiyi bize vermiş, halk bu yetkiyi bize verdi.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Bakınız, devletin temeli hukuk ilkelerinden yola çıkar yani
belirliliktir. Bir şeyi, üç kuralı vardır belirliliğin.
Bir, hukuk normlarının belirli olması lazım; iki,
bilinebilir olması lazım; üç, öngörülebilir olması lazım.
Bunlar olduğu takdirde olur.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Masayı yönetemiyorsunuz, masayı!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Örnek,
Cumhurbaşkanlığı makamı ve
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler
Başkanlığı yani bu beyefendilerin
çalıştığı yerler, 2886 sayılı Devlet
İhale Kanununa tabi değil, 6245 sayılı Harcırah
Kanununa tabi değil, -numaraları saymayayım- Taşıt
Kanununa tabi değil, Kamu Konutları Kanununa tabi değil, Kamu
İhale Kanununa tabi değil, Kamu İhale Sözleşmeleri
Kanununa tabi değil; hiçbirine tabi değil bunlar. Peki, parayı
nasıl harcıyorlar? Biz yetki vermişiz, parayı nasıl
harcıyorlar? Efendim, yönetmelik var. Siz hiç Resmî Gazetede bir
yönetmelik gördünüz mü? Görmediniz. Size bir şey daha söyleyeyim: 3011
sayılı bir Kanun var; bu kanun, Resmî Gazetede Yayımlanacak
Olan Yönetmelikler Hakkında Kanun. Bu kanuna göre,
Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve kamu tüzel
kişileri yönetmelikleri Resmî Gazetede yayımlamak
zorundadırlar. Hangi yönetmelik yayımlanmaz onu da yazıyor
kanun. Ancak, millî emniyet ve millî güvenlikle ilgili olan ve gizlilik
derecesi taşıyan yönetmelikler yayımlanamaz. Peki, Allah
aşkına, Harcırah Kanununu eğer siz yönetmelikle
yapıyorsanız bunun millî güvenlikle ne ilgisi var, Taşıt
Kanununun millî güvenlikle ne ilgisi var eğer oraya
dayandırıyorlarsa? Nasıl harcıyorlar bu parayı? Ben
soruyorum ama sizin de sormanız lazım Ya, arkadaş sana
dünyanın bütçesini verdik; siz bu parayı nereye harcıyorsunuz,
nasıl harcıyorsunuz? diye. Hiçbir yönetmelik şu ana kadar
yayımlanmadı. Ben ilk kez size söylüyorum. Bakın, niye yayımlanmıyor
bu yönetmelik? Bakın, değerli arkadaşlar, bu söylediğim
kanunlara tabi değiller ama niye tabi olmadıklarını da
kısmen anlatayım size. Harcırah Kanunu; Sayın Başkan
Ankara dışına çıktığı zaman harcırah
olarak 100 lira alacak; sizler, milletvekilleri 92 lira alıyorsunuz;
aylık kadro derecesi 1/4 olanlar 63 lira alıyorlar; aylık kadro
derecesi 5-15 arasında olanlar, onlar da 62 lira alıyorlar. Peki,
sarayda çalışanlar kaç lira alıyor? Orada binlerce kişi
çalışıyor, onlar kaç lira alıyorlar? Bilmiyorsunuz,
bilemezsiniz, ben de bilmiyorum. Niye onlar buraya tabi değil? Orada
çalışanlar Meclis Başkanından fazla para alıyorlar,
milletvekilinden fazla para alıyorlar, Anayasa Mahkemesi
Başkanından fazla para alıyorlar. Onların
harcırahları çok yüksek ama kimse bilmesin, görmesin diye
yönetmeliği yayımlamıyorlar. Niye yayımlamıyorlar? E,
siz bunu niye sormuyorsunuz? Ben soruyorum, siz de sorun; niye bu yönetmelikler
yayımlanmaz, niye bu kanunlar uygulanmaz? Değerli
arkadaşlarım, eğer bir ülkede Sarayda çalıştım.
diye ayrıcalıklı muamele görülüyorsa bir sorunumuz var demektir.
İkili bir yapı oluştu Türkiyede:
Sarayda yaşayanlar, sarayın dışında yaşayanlar.
Sarayda yaşayanlar, bunu Fuat Keyman Hoca söyler, iki Türkiyeden
bahseder. Buradan da Fuat Keyman Hocamıza selamlarımızı
gönderelim. Artık, tam anlamıyla iki Türkiye var değerli
arkadaşlarım: Biri, saray ve şürekâsının, 5li
çetelerin yaşadığı Türkiye. Orada her şey çok
mükemmel, orada yaşayanların bir elleri yağda bir elleri balda.
O Türkiyede her şey var, masalar dolup taşıyor, ejder meyveli
smoothieler var, eğlenceler var, keyifler var, yüz binlerce
dolarlık çantalar var.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) İftira!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Evlatların
vakıfları var, Manhattanda gökdelenleri var. Evlatlar birbirlerine
çekirdek gönderir gibi milyon dolarlar gönderiyorlar; gittim, yerinde gördüm.
Man Adasında çil çil paraları var. Bu Türkiye, diğer
Türkiyenin yani halkın 481 milyar dolarını
hortumlamış durumda. O paranın bir kısmıyla da bu
yarattıkları sistemi, inşa ettikleri sistemi ayakta tutabilmek
için etrafa atanmışları dizmiş durumdalar, yandaş
medyayı yaratmış durumdalar ve trolleri var, trol orduları
var. Kullanılan şarkıcıları, kullanılan
türkücüleri var. (CHP sıralarından alkışlar) Kara
paraları var, baronlar var, pudracı danışmanlar var.
Var oğlu var ama ne yazık ki bu düzenin
yarattığı başka bir Türkiye var, ikinci Türkiye var, trajik
Türkiye var. Bu trajik Türkiyede günlük hayatta kalma kavgası var, kenar
mahallelerde yaşam mücadelesi var. Bu Türkiye'de milyonlarca yoksul, hatta
aç insanlar var, iş bulamadığı için kendini yakan insanlar
var, borçlarını ödeyemediği için intihar edenler var. Bu
Türkiye'de çocuklar eksik beslenmeden dolayı büyüyemiyor, uzayamıyor
ve gelişemiyor. Ama biz -açık söylüyorum- bu saray Türkiyesine
karşı başka bir Türkiye vizyonu açıkladık. Bu Türkiye
için 70 kişilik ekip yedi gün yirmi dört saat çalışacak ve
dünyanın en iyileriyle çalışacak.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Manda ve himaye kabul
edilemez!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın, bir
futbol ligindeki gibi anlatayım size: Malum, Dünya Kupası var.
Ronaldo ve Messi Türkiye için oynayacaklar ve birinci Türkiye'nin ikinci
Türkiye'yi sadakaya bağlama programını yırtıp
atacaklar. (CHP sıralarından alkışlar) O Türkiye'de dijital
teknoloji, yapay zekâ, makine öğrenimi, finansal teknolojiler ve
yeşil enerji var.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Onların
hepsini biz yapıyoruz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Herkes daha iyi
bir yaşam, daha iyi bir düzen için çalışacak. Çocuklara yeni bir
Türkiye hayalini vereceğiz. Yeni bir siyasetüstü anlayışla ve
liyakatle Türkiye'yi büyüteceğiz. O Türkiye'nin takımında
siyasiler de var, siyasetüstü insanlar da var. Orada Daron Acemoğlu da
var, Hakan Kara da var, Jeremy Rifkin de var, Refet Gürkaynak da var, Hacer
Foggo da var bizim bu işin uzmanları ve bilim insanlarımız
var.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın Genel
Başkan, manda ve himayeyi kabul etmiyoruz.
KEMAL ÇELİK (Antalya) Sen ne iş
yapacaksın? Sen niye varsın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Arkadaşlar,
niye ağlıyorsunuz? Niye ağlıyorsunuz? Ya, bu
ağlamanız ne zaman bitecek sizin? (CHP sıralarından
alkışlar)
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Birazcık millet
iradesinin üstüne de konuşun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Hayır, bu
ağlamanız ne zaman bitecek sizin?
Az önce söyledim, şampiyonlar ligi
takımı karşısında gözleri ışıldayan
fotoromanlar var; vallahi, tam bir amatör küme var karşımızda.
Hor gördükleri, üstten baktıkları, vergilerini, en temel
haklarını gasbettikleri o ikinci Türkiye bu yarattıkları
saray Türkiyesini yenecek ve göreceksiniz, daha açık, daha net söyleyeyim:
Hak gelecek, batıl zail olacak. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Göreceksiniz!
Bir şey daha söyleyeyim şimdi
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Yirmi yıl sonra
geldin Sayın Genel Başkan!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Baronlara
geliyorum.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Yirmi yıl oldu.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Baronlara
geliyorum, dostlarınız olan baronlara geliyorum,
çocuklarımızı zehirleyenlere geliyorum, baronlara geliyorum. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
7 kanun çıkardınız
Ben size
İradenizi ipotek ettiniz. derken boşuna söylemiyorum. 7 kanun
çıkardınız, 7 kanun. Çıkardığınız 7
kanunu 5 kez uzattınız; yetki verdiniz saraya ve bakanlara, 5 kez
uzattınız. Uyuşturucu kaçakçılarının
tamamının paralarını getirin Türkiye'ye ne yaparsanız
yapın. dediniz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Adaylığını ne zaman açıklıyorsun?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Parayı
getirin. dediniz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Adaylığı ne zaman açıklıyorsunuz?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bazı Alacakların
Yapılanması Hakkında Kanun
Bakın, ne
yazmışsınız? Türkiye'ye getirilen varlıklar nedeniyle
-yani dolar, para, avro, hisse senedi, altın- madde hükmünden
yararlananlar ve bunların kanuni temsilcileri hakkında hiçbir
şekilde bir, vergi incelemesi; iki, vergi tarhiyatıyla ilgili bir
araştırma; üç, inceleme; dört, soruşturma; beş,
kovuşturma; altı, vergi cezası, idari para cezaları
kesilmez. dediniz.
Soruşturmayı kim yapıyor?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Aday mı ki
bu?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Savcılık
yapıyor, Dokunmayacaksın. diyor. Kovuşturmayı kim
yapıyor? Hâkim yapıyor, dokunmayacaksınız diye.
Parayı getirin, ne olursa olsun getirin. dediniz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) MASAK
araştırıyor, MASAK.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Allah
aşkına, akşam eve gittiğinizde evlatlarınıza
sorun ya! Bu kanunun altına ben gittim, elimi kaldırdım ve bütün
uyuşturucu baronları Türkiyeye geldi. (CHP sıralarından
alkışlar)
UĞUR AYDEMİR (Manisa) MASAK
araştırıyor, MASAK; öyle bir şey yok, öyle bir şey
yok.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) MASAKa da
geleceğim, MASAKa da; sen devleti tanımazsın, bu devleti bu
kardeşiniz gayet iyi bilir; sen hiç meraklanma. (CHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, televizyonları başında
beni dinleyen saygıdeğer halkıma sesleniyorum, beni iyi
dinlesinler. Bu kara para konusunu en anlaşılır dille anlatmaya
çalışacağım, iyi dinlesinler, bunları da çok iyi
tanısınlar; çok açık konuşacağım, onun için Din,
iman için oy veriyorum. diyen vatandaşım da dikkatle dinlesin, onun
da dikkatle dinlemesini istiyorum çünkü sizin de bu konuda sorumluluğunuz
var.
Bakınız, dünyanın en
aşağılık insanları şüphesiz uyuşturucu
kaçakçılarıdır. Bir daha ifade edeyim: Dünyanın en
aşağılık insanları uyuşturucu kaçakçılarıdır
yani uyuşturucu baronlarıdır. (CHP sıralarından
alkışlar) Uyuşturucu insan onurunu yok eder ve öldürür.
Başınıza gelebilecek en korkunç şey uyuşturucudur.
İşte, uyuşturucu baronları öldürerek zenginleşirler.
Çoluk çocuk, kadın-erkek, yaşlı-genç onlar için fark etmez;
biçer geçerler. Peki, bu aşağılık insanlarla mücadele etmek
için dünya ne yaptı, dünya ne yaptı? Kazandıkları
parayı sisteme sokmaları lazım, eğer paranın
kaynağı yasal değilse sisteme sokamıyorlar, bankaya
yatırırken soruyor: Paran nereden kardeşim? Ev alırken
Paran nereden kardeşim, nereden buldun sen bu parayı? diye soruyor.
Yasal dayanağınız yoksa bankaya yatırmaya kalkarsanız,
başınız belaya girer, dünya böyle. Peki, milyarlarca dolar
parayı bu yoldan kazanan bu aşağılık kişiler
parayı sisteme sokmayıp ne yapacaklar? Depolamaları lazım.
Milyarlarca doları nereye depolayacaksınız? Depolayacak yer yok
bunlarda.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Siz vergi
alacaksınız ya bilirsiniz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Vergi de
almadınız. Ya, konudan haberleri bile yok ya, hayret ediyorum ya, vallahi
hayret ediyorum ya. Vergi de almadınız ya, vergi de
almadınız ya. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Milyarlarca doları saklayacakları bir depo yok,
hadi depoyu buldun, o zaman satın alamadın, depoyu buldun,
parayı depoya koydun ama bu para bir şeyi satın almana
yaramıyorsa tuvalet kâğıdından öteye bir şeye yaramaz,
satın alabilmen lazım yani sisteme girmesi lazım. Özetle sisteme
sokmadığı takdirde bu paranın hayrını
uyuşturucu baronu görmez.
Şimdi buraya kadar her şey netti, net;
dünya böyle mi? Evet böyle. Uluslararası kuruluşlar böyle mi? Evet
böyle. Biz de söz verdik mi? Evet, söz verdik. Biz de böyle yapacağız
dedik mi? Evet, yapacağız dedik. Ama saray ve şürekâsı
ülkeyi batırınca, cari açık patlayınca para peşinde
koştu Nereden bulacağız parayı? diye. Düzgün hiç kimse
yatırım yapmayınca kapkaranlık bir şeye izin verdiler.
Yeni bir yasal düzenleme çıkardılar -dediğim gibi 7 kez- özetle
Parayı getir, nereden kazandığını asla
sormayacağım. Hiçbir vergi müfettişi sormayacak, hiçbir vergi
dairesi müdürü sormayacak, hiçbir savcı sormayacak, hiçbir polis
sormayacak, hiçbir hâkim hakkında dava açmayacak; parayı getir,
nasıl getirirsen getir. Akşam eve gidince evlatlarınıza
bir sorun, Ben, bu kanun için el kaldırdım. deyin, vicdani bir muhasebe
yapın aranızda, vicdani bir muhasebe.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Nasıl geldik buraya o zaman?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Vergi muafiyeti
var bunlara ya, MASAK inceliyor bunları, kara paraya yönelik suçları
inceliyor.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bu karar
aşağılık uyuşturucu kaçakçıları için
bulunmaz bir nimet oldu. Türkiyeyi kirli paralarının
çamaşırhanesi hâline getirdiler. Yani bu paraları aldılar,
getirdiler; hiç kimse sormadı, bankalara yatırdılar;
yıkadılar, temizlediler, pirüpak yaptılar. Onlar için Türkiye
kirli paralarının yıkanacağı, temizleneceği bir
ülke hâline geldi.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Öyle bir
şey yok.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Koca Türk
devletini mafya bozuntularına çamaşırhane yapanların Allah
bin belasını versin diyorum! Bir daha söylüyorum: Allah bin
belasını versin! (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Kim onlar?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) İftira
atanların da Allah belasını versin! Kim iftira atıyorsa,
kim iftira atıyorsa!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Çünkü bir kereye
mahsus yapmadılar, 2016dan bu yana Soru sormam, getirin
paranızı. Soru sormayacağım. dediler.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Kim bunlar ya!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Yeter ki getir,
kaynağını sormayacağım; nereden kazandın,
sormayacağım. Defalarca dediler. MASAK devreye girdi, MASAKı
da devre dışı bıraktılar. Sizin haberiniz yok ya!
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Devre
dışı bırakan sensin! Sen her şeyi
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Koskoca
MASAKı devre dışı bıraktılar. Türkiyeyi gri
listeye aldılar. Sanıyorsunuz ki Türkiye dünyaya kapalı ve
Türkiyeyi bu yüzden gri listeye aldılar.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Bu parayı getiren
kaçakçılar kim Sayın Genel Başkan?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Hangi ülkeler
Türkiye gibi gri listede, okuyayım: Bahamalar, Barbados, Kamboçya, Gana,
Panama, Uganda, Zimbabve, bir de Türkiye. Saray eliyle düştüğümüz lig
budur.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) İsimlerini söyle!
Kimler?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Ama bu süreçte
ülkeye sadece para mı girdi? Hayır. Ey dindar kardeşlerim, ey
inançlı kardeşlerim; tabii ki hayır. Uyuşturucu parası
sahibini de getirdi. Adamın parası senin ülkende duruyorsa Ben de
geleyim buraya. Parayı bozduruyorum, bankaya yatırıyorum. Hiç
kimse bana soru sormuyor. dedi. Ya, bu parayı, milyar dolarları
uyuşturucudan kazandın
Olsun, ben yatırırım.
diyor.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Bunlar kim? Biz
bilmiyoruz, bize anlat bunların kim olduğunu(!) Siz biliyorsunuz(!)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Herkesin keyfi
yerinde, bunun da keyfi yerinde ve işlerini de yaşadıkları
ülkeye getirdiler. Her yeri mete çevirdiler mete, biliyor musunuz? Siz
uyuşturucunun yolunu biliyor musunuz?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Yok, bilmiyoruz.
KEMAL KILIÇDAĞOĞLU (Devamla) -
Afganistandan nasıl geldiğini biliyor musunuz? Sadece İran
kapısından giren uyuşturucunun yıllık 50 milyar dolar
olduğunu biliyor musunuz?
KEMAL ÇELİK (Antalya) PKKyı da anlat!
PKKyı da anlat.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Devlette bu
konuda rapor olduğunu biliyor musunuz? Bilemezsiniz çünkü sizin göreviniz
el kaldırıp indirmek, başka bir göreviniz yok. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Bakınız, şu soruyu sorun: 10 yaşındaki
çocuk uyuşturucuya nasıl alıştırılmış,
10 yaşındaki çocuk?
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Kim o uyuşturucu
baronları? Kim onlar?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Kim!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Uyuşturucuyla en büyük mücadeleyi yapıyoruz
Sayın Genel Başkan.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ya, annesinin
kafasını kesip sokağa attığı olayı
duymadınız mı siz?
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Kim onlar?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Ya, açıkla, kim?
Nereden bilelim? Ortaya konuşmayın.
BAŞKAN Arkadaşlar, Sayın Çilez, lütfen
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın,
geldiler, uyuşturucu paralarını getirdiler, kendileri de
geldiler, onlar da geldiler. Ne yaptılar? Türkiyede at koşturdular.
En önemli mafya liderleri, uyuşturucu baronları Türkiyeye geldiler,
Türkiyede oturdular, Türkiyede daire aldılar, Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlığı için müracaat ettiler; ya, siz bunları
bilmiyor musunuz Allah aşkına, sormuyor musunuz? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Sen söyle!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Açıklayın,
açıklayın!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın,
kendi aralarında hesaplaştılar, mafya lideri geliyor yurt
dışından, buradaki mafyayla o da yurt dışından-
hesaplaştılar ve öldürdüler onları; haberiniz yok mu?
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Sen iyi biliyorsun!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Suç duyurusunda
bulun! Kim bunlar? Boşa konuşmayın ya!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) İşte o
noktada bu baronlar burada at koştururken o zaman ne oluyor? Araya
fotoroman malzemesi giriyor, o zaman başka bir şey giriyor. (CHP
sıralarından alkışlar)
Emniyet güçleri paralize edildi, Emniyet güçleri;
Emniyet güçlerine baskı yapılıyor. Mert emniyetçilerimiz,
yürekli emniyetçilerimiz bu fotoromancıdan bıkmış
vaziyette. Hikâyenin gerisini zaten herkes biliyor ama şunu unutmayın:
Uyuşturucuyu da uyuşturucu baronunu da bu pisliğin önünü
açanların tamamını da deftere yazdık, hepsinin
hesabını soracağız, hiç kimse endişe etmesin. (CHP
sıralarından alkışlar)
4 soru soruyorum, içinizde yürekli 1 kişi varsa
şu kürsüye gelir, İçişleri Bakanlığı bütçesi
görüşülürken Bu soruları Kılıçdaroğlu sordu,
cevabını ver. diye sorar:
1) Süleyman Soylunun Cumhuriyet tarihinin en büyük
uyuşturucu operasyonu. dediği -ben demedim, o diyor- operasyonda
nasıl oldu da herkes serbest kaldı? Ne oldu? Ben demiyorum, o
söylüyor. İddianameden çıkarılan sanıklarla Soylunun
oğlunun ne ilişkisi var? İstanbul Emniyeti, Soylunun
oğlunun aracını sanıklara kiraladığı için mi
aradı? Sorun.
2) Soylunun Türkiye'den gönderdik. dediği
Sırbistandaki uyuşturucu çetesi lideri nasıl oldu da
İstanbulun göbeğinde kendine özel bir hayat kurdu, İstanbuldan
uyuşturucu faaliyetlerini yönetti? Rakip çetesi nasıl elini kolunu
sallayarak Türkiye'ye gelip onu öldürdü?
3) Kolombiyada yakalanan 5 ton kokainin gerçek sahibi
kim? Bir daha soruyorum: Kolombiyada yakalanan 5 ton kokainin gerçek sahibi
kim? Soylu, Kolombiyadaki makamlarla iş birliğine neden direndi?
(CHP sıralarından Hadi cevaplayın
bakalım. sesleri, gürültüler)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Kim peki,
açıklayın; açıklayın o zaman.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) 4) Mustafa
Çalışkan, yürekli bir Emniyet Müdürü. Mustafa Çalışkanla
ne derdiniz var? FETÖyle, uyuşturucuyla mücadele eden bu kişiyi
neden bu konuma getiriyorsunuz?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Açıklayın
o zaman, açıkla. Sayın Başkan, açıkla.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Sorun. (CHP
sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Açıkla o
zaman, açıkla.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ben
açıklayacağım Ramazan.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Bakınız, uyuşturucu konusunda
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Açıklayın Başkan, ortaya konuşmayın,
açıklayın. Lütfen açıklayın.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bak, git
Nerenin milletvekilisin? Nerenin milletvekilisin?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kırıkkale.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Açıkla.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Nerenin
milletvekilisin?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Bilmiyor musun?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Hayır,
bilmiyorum.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Öğren o
zaman.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Söyle.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Öğren; 5
dönemdir milletvekiliyim.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Nerenin
milletvekiliysen git o ile, en yakın taksi durağına git, orada
konuş Burada uyuşturucu nerede satılıyor? diye, sana
anlatacaktır.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Açıkla o
zaman, açıkla o zaman.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Dünyadan haberin
yok senin! (CHP sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hadi ya!
Açıkla be.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ben bilirim, ben
bilirim.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Açıkla,
açıkla.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Bakınız, uyuşturucu konusunda, Türkiyenin hangi iline
giderseniz, hangi iline
Namuslu bir adam bulun -esnaf olsun, taksici olsun,
şoför olsun, kim olursa- Burada uyuşturucuyu kimler kullanıyor,
kimler satıyor
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Açıklayın o zaman. Açıkla o zaman. Açıkla
Başkanım, o zaman açıklayın, itham etmeyin,
açıklayın.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ya, ben
çocuğu uyuşturucu kullanan annelerle görüştüm; sizin haberiniz
bile yok, annelerle görüştüm. Bana anne, baba ne diyor, biliyor musunuz?
Akşam yatarken yatak odamızı sürgülüyoruz çünkü oğlumuz
uyuşturucu kullanıyor. Bağcılara gittiniz mi,
Sultanbeyliye gittiniz mi? Gittiniz mi, orada gördünüz mü? Araştırma
raporunu göndereceğim size, araştırma raporunu.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Açıkla,
açıkla.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Niye Süleyman
Soyluya demiyorsunuz, Jandarmanın gönderdiği yazıları,
raporları getir buraya. diye niye demiyorsunuz? Niye demiyorsunuz? (CHP
sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Açıkla,
açıkla.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Diyemezsiniz,
diyemezsiniz, diyemezsiniz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) İtham etmek
yakışmıyor.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Okulların
önünde satıyorlar, okulların.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Efendim, bu
konuda 2022de 20 araştırma önergesi verdik Bu konuyu
araştıralım. diye, 20 araştırma önergesi; 2021de 6
araştırma önergesi verdik; 2020de 4 araştırma önergesi
verdik; 2019da 4 araştırma önergesi verdik; 2018de 2
araştırma önergesi verdik. Ya, bunu araştıralım
arkadaşlar; bu uyuşturucuyu kullananlar bizim evlatlarımız,
hepimizin evladı. Ya, bu ciddi bir tehlike arkadaşlar. Asıl
millî güvenlik sorunu budur; tonlarca uyuşturucu geliyor ya, tonlarca
geliyor ya. Mersin Limanına geliyor, Kocaeliye geliyor, İran
kapısından geliyor. Ya, met dedikleri ürün ta Afganistandan
geliyor değerli arkadaşlarım, tırlarla geliyor ya,
paralarla geliyor ya.
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Belediye
arabalarıyla geliyor, belediye arabalarıyla.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Nasıl siz
bunları, sınırları yolgeçen hanına döndürdünüz
arkadaşlar, yolgeçen hanına? Hiç soruyor musunuz, hiç soruyor
musunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) İstanbul
Büyükşehir Belediyesinin arabalarıyla geliyor.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Geliyor
uyuşturucu, Türkiyede satılıyor.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Cenaze
aracıyla, Büyükşehrin cenaze aracıyla
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Kimi
yakalıyorsunuz, kimi yakalıyorsunuz?
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Torbacıyı.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Evet,
torbacıyı yakalıyorsun: Efendim, şu kadar torbacı
yakaladım. Ya, sorun torbacıda değil kardeşim,
torbacıda değil; sorun torbacıyı kullananda. O adamla niye
mücadele etmiyorsunuz? Bu kanunu çıkarsanız işte bu yolu
açmış olursunuz.
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) CHP Osmaniye İl
Başkanı
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Türkiyede
ahlak dediğimiz şeyi çok yıprattınız ve bu Meclisin
itibarına çok büyük darbeler vurdunuz. Bu Meclise Gazi Meclis diyorsunuz
değil mi? Öyle diyorlar: Gazi Meclis
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) Gazi Meclis
değil mi?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Hayır,
hayır Gazi Meclis ayrı. Ben örnek vereyim: Gazi Meclis
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) Gazi Meclis, Gazi
Meclis!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bak bir dakika,
tarihi de bilmiyorsunuz. Gazi Meclis şudur: Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Meclisi feshetme yetkisi ister tek başına ve Anayasa
değişikliğiyle. Kürsüye çıkarlar, derler ki: Bu Meclis
yetkisini milletten almıştır. Bir kişi Türkiye Büyük Millet
Meclisini asla feshedemez. ve oy çokluğuyla o teklif reddedilir.
İşte o Meclis, Gazi Meclis. (CHP sıralarından
alkışlar)
İki, Millî Kurtuluş Savaşı
sırasında Mustafa Kemal Atatürk gelir, der ki: Bana
Başkomutanlık yetkisi verin. Milletvekilleri itiraz ederler: Bu
Meclis, Gazi Meclistir. Biz Başkomutanlık yetkisini sadece üç ay
süreyle veririz. İşte, o Meclis, Gazi Meclistir; o Meclis. (CHP
sıralarından alkışlar) O Meclisin ne olduğunu bilelim,
o Meclisin Kuvayımilliye ruhu vardı, o Meclisin beraber olma ruhu
vardı; o Meclis böyle bir Meclisti. Şimdi, o Mecliste, kanun
geldiği zaman öyle el kaldırıp indirme yoktu, yeri
geldiğinde -siz tutanakları da okumamışsınız-
kürsüye çıkıp Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e reddediyorlar, Bu olmaz.
diyorlar, Kabul etmiyoruz. diyorlar ve reddediyorlar. İşte, o
Meclis, Gazi Meclistir. Şimdi, burada, siz Meclisi feshetme yetkisini
Erdoğan'a vermediniz mi?
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Millet verdi,
millet verdi.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Millet verdi.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Bırakın şimdi, siz kabul ettiniz değil mi? Kabul ettiniz
siz, kabul ettiniz değil mi? Oyladınız ve kabul ettiniz.
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Millet kabul
etti.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Bu Meclise gazilik
mertebesini çok mu görüyorsunuz, gazilik mertebesini çok mu görüyorsunuz? Bu
Meclise bombalar atıldı, bombalar.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Bakınız, geleyim, geleyim; bir şey daha var, bir şey daha
var.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Bu Meclise bombalar
atıldı, bombalar.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Arkadaşlar,
bir insan, haklı söylemler karşısında tepki veriyorsa bir
sorun var demektir, ahlaki bir sorunumuz var demektir. Ben uyuşturucudan
şikayet ediyorum; siz baronları savunuyorsunuz. Ya, nasıl olur
böyle bir şey? Ben, uyuşturucu evlatlarımızı
zehirliyor diyorum; siz beni eleştiriyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar) Allah aşkına, siz ne yapıyorsunuz ya,
nasıl yapıyorsunuz siz bunları ya? Hangi gerekçeyle
yapıyorsunuz bunları? Ya, siz hiç fakir mahallelere gidip anneleri
dinlediniz mi, o annelerin dramını dinlediniz mi ya, babaları
dinlediniz mi ya, o babaların dramını dinlediniz mi ya?
Dinleyemezsiniz, dinleyemezsiniz.
ARZU AYDIN (Bolu) Ya, sen
ayakkabılarınla girdin eve.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Evin odalarına
girdiniz mi hiç?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın, bir
şey daha yaptınız, bir şey daha yaptınız, bir
şey daha yaptınız. Bu Meclise, neden diyorum burası öyle
Gazi Meclis, falan filan bırakalım o ayakları. Gazi Meclis
bellidir, ne olduğu da bellidir; kimin gazi olup olmadığı
da bellidir. Bu Gazi Meclis diyorsanız gaziler arasında ayrım
yapmayan bir Meclis olması lazım, gaziler arasında ayrım
yapmayan; gaziler arasında ayrım yaptınız siz ya,
şehitler arasında ayrım yaptınız ya! (CHP
sıralarından alkışlar)
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın Genel
Başkan, bu Meclise saldıranları aklamaya mı
çalışıyorsunuz? Meclis saldırı altındaydı,
onları aklamaya mı çalışıyorsunuz? Yapma ya!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Daha vahim bir
şey anlatayım, çok daha, çok daha vahim bir şey anlatayım
değerli arkadaşlarım, çok daha vahim bir şey
anlatayım: Bu Mecliste asla ve asla -benim bildiğim kadarıyla-
yolsuzluklar için, rüşvet için, malı götürme için hiç kimse elini
kaldırıp Evet, bu böyle olsun. dememeliydi. Ben öyle biliyorum, ahlaksa,
erdemse, inançsa, neye inanıyorsak yolsuzluklara karşı, kul
hakkı yiyene karşı ortak tavır sergilemeliyiz.
FATMA AKSAL (Edirne) Tezkerelere de hayır
mı demeliyiz?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Olabilir, her
birimizin siyasi görüşü farklı olabilir ama ahlak konusunda, erdem
konusunda, bilgi konusunda beraber olmak zorundayız yani beytülmale sahip
çıkmak zorundayız; eğer bunu yapamıyorsak bir sorunumuz var
demektir.
Bakınız, sizin yani AK PARTİ
milletvekillerinin ve Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin iradesiyle
bir kanun çıktı burada, yolsuzlukları yasallaştıran
bir kanun çıktı; hiç haberiniz bile yok çünkü siz sadece -kusura
bakmayın- el kaldırıp indiriyorsunuz. (AK PARTİ
sıralarından Gürültüler)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Biz kiralık
vekil değiliz!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Haberiniz olsa
itiraz ederdiniz buna, haberiniz olsa Bu olmaz. diyebilirdiniz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Biz kiralık
vekil değiliz!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın Genel
Başkan, bütçe konuşması değil, milletvekillerine hakaret
konuşması yapıyorsunuz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Bakınız rüşveti, hırsızlığı
meşrulaştıran bir kanuna evet dediniz. Bir daha söylüyorum,
rüşveti, yolsuzluğu meşrulaştıran bir kanuna evet
dediniz. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın Çilez, lütfen ya!
Tamam da böyle bir usul yok ki kardeşim, bu ne
ya! Kalkıp cevap verirsiniz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın Genel
Başkan, sürekli hakaret ediyorsunuz, bütçe konuşması
yapmıyorsunuz
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Hakaret
değil efendim; gerçek, gerçek. Yahu, gerçekle yüzleşin, gerçekle. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Ben anlatacağım dinle, elini niçin
kaldırdığını bana çık, ondan sonra anlat.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Siz milletin
oylarını HDPye satmış bir Genel
Başkansınız.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Biz kiralık
vekil değiliz!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Kanunun
adı...
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Evet verdiğiniz
yasayı niye Anayasa Mahkemesine götürdünüz?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Biz kiralık
vekil değiliz!
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Kimlerden emir
aldınız?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
lütfen uyaralım, lütfen.
Aynı şeyi biz yapacağız biraz
sonra.
BAŞKAN Arkadaşlar...
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Ağlasınlar, bırak ağlasınlar ya, ağlamak da fazilettir
yani; bırak, ağlasınlar, ne olacak yani, ağlasınlar.
(CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Vicdanlarını tatmin etmek için
itiraz ediyorlar, vicdanlarını.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Genel Başkan, tahrik ediyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Elitaş, lütfen
yerinize...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Tahrik ediyor
milletvekillerimizi.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Dinleyin,
anlatacağım...
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ağlayanlar
kiralık olanlardır.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Doğru, kiralık
olanlar; aynen öyle, aynen öyle.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Aynen öyle,
kiralık olanlar ağlar.
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu...
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) İradesini
kiralayan kişiler Parlamentoda görev yapamaz, nokta.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Kiralık
olanlar ağlar!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) İradesini
kiralayan, iradesini vesayet altına alan kişi Parlamentoda
milletvekilliği yapamaz; bu kadar açık söylüyorum. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın Kılıçdaroğlu,
bir saniye.
Arkadaşlar, bakın, böyle bir usulümüz yok,
lütfen... Konuşacaksanız cevap verirsiniz sonra.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Örnek
vereceğim, niçin el kaldırdığınızı da sonra
soracağım size. (AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
Bir dakika...
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Aday bile
olamıyorsun, konuşuyorsun ya; aday bile olamıyorsun,
konuşuyorsun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ya,
bırakın arkadaşlar; arkadaşlar, bırakın,
bırakın ağlasınlar ya. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Evet verdiğiniz
yasayı niye Anayasa Mahkemesine götürdünüz? Emir mi aldınız?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) En zor şey
gerçekle yüzleşmektir, en zor şey; en zor şey iradeyi ipotek
altına aldırmaktır.
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Kimlerden emir
aldınız?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) İradenizi
ipotek altına aldırmayacaksınız, gelen kanun teklifini
okuyacaksınız; o kanun teklifi milletin aleyhineyse, rüşvete
kapı aralıyorsa ona hayır diyeceksiniz, hayır
demezseniz Meclisin itibarını sıfırlıyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Aday bile
olamıyorsun, iradeden bahsediyorsun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bırak
şimdi onları ya, bırak, bırak
Sen nerenin milletvekilisin,
onu bile bilmiyorsun.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Aday bile
olamıyorsun, iradeden bahsediyorsun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Nerenin
milletvekili, bilmiyor. Ona da saraydan talimat gelecek Sen şuranın
milletvekilisin. o da kabul edecek Evet, ben oranın milletvekiliyim.
diyecek. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın,
değerli arkadaşlar, söyleyeceğim her şey
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Söyleyeceğim her şey, siz de düşünün, arzu ederseniz benim
söylediğim kanunlara siz de bakın, nasıl el
kaldırdığınızı kendi vicdanınızda
sorgulayın, sorguladıktan sonra kalkıp bana kızın,
bana kızmaya hakkınız var çünkü gerçekleri öğrenmek
istemiyorsunuz, gerçekleri bilmek istemiyorsunuz. Talimat geliyor El
kaldır. talimat geliyor El indir. olmaz, o zaman Meclis olmaz
burası.
ARZU AYDIN (Bolu) Biz o kiralık vekillere
benzemeyiz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Bakınız, kanun, Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı
Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesi Hakkında Kanun; uzun bir isim,
kanun. 26/5/2022
İLYAS ŞEKER (Kocaeli)
Tıpış tıpış
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sen kimsin lan!
Terbiyesizlik yapmayacaksın.
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ya,
bırakın arkadaşlar!
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yeter
artık! Terbiyesiz adam!
EYÜP ÖZSOY (İstanbul)
Konuşmasının başından beri bize laf ediyor
BAŞKAN Arkadaşlar
Arkadaşlar
Lütfen
Sayın Kılıçdaroğlu, Genel Kurula
hitap edin.
Arkadaşlar, böyle bir usulümüz yok, lütfen.
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ahlaksız
adam!
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Ya, bize konuşuyor
Başkanım, Genel Kurula konuşsun. Kendi kiralık
milletvekillerine söz söylesin.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Gerçeği
açıklamama tahammül edemiyorlar, edemezler zaten, edemezler zaten. (CHP
sıralarından alkışlar) Gerçeği göreceksiniz
arkadaşlar. Gidip bakın, bulunduğunuz illerde gidin, AK
PARTİnin il başkanına sorun, deyin ki Ben bunun için el
kaldırdım. öyle söyleyin. Eşinize sorun, ilkokula giden
çocuğunuza sorun ya, ilkokula Ben bunun için el kaldırdım. Ne
diyorsun? diye sorun. Sizden daha iyi düşünür çünkü o çocuğun
vicdanı var, o çocuğun ahlakı var. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, Sayın Genel Başkan Genel Kurula hitap etsin.
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yeter
artık be, yeter! Sus!
BAŞKAN Arkadaşlar
Arkadaşlar,
bakın, böyle devam ederse ara vereceğim, lütfen. Olmaz böyle
şey.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Arkadaşlar
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu, lütfen Genel Kurula hitap edin.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Sayın
Başkan, Genel Kurula hitap edeceğim de onlar bana hitap ediyorlar.
BAŞKAN İç Tüzük gereği
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ben de
onları insan yerine koyuyorum, ben de onlara hitap ediyorum. Ne
yapayım? (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN İç Tüzük gereği söylüyorum.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın,
değerli arkadaşlarım, kanunun adını okudum size,
Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul
Edilmesine Dair Kanun; bu geldi buraya, Komisyondan geçti.
26/5/2022, 7407 sayılı Kanun, bu kanun
değiştiriliyor, bu kanun Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuyla
ilgili bir kanun. Tümünü okumuyorum, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu 17nci
madde, size onu da vereyim, açar 17nci maddeye de bakarsınız. Diyor
ki: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralınan
banka/şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak
Fona verilen yetkiler
Kayyımlık görevi ile satış veya
tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin yahut bunların sahiplerinin
Fona borçlu olup olmadığına ve varlıkları üzerinde Fon
haczi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kıyasen
uygulanır. Güzel. Yönetim ve denetimi veya kayyımlık yetkisi
Fona devredilen veya Fonun kayyım olarak atandığı
banka/şirketleri ve ortaklık paylarını soruşturma,
kovuşturma veya iflas ve tasfiye süresince yönetmek ve temsil etmek üzere
atananlar, görevlendirilenler veya atananlar tarafından temsil yetkisini
haiz olmak üzere görevlendirilenler ile 5271 sayılı Kanunun 128 inci
maddesinin onuncu fıkrasına göre malvarlığı
değerlerinin yönetimi amacıyla atananlar şirketlerin mal
varlığı- görevlendirilenler veya atananlar tarafından
temsil yetkisini haiz olmak üzere görevlendirilenler ve bu kapsamda icra edilen
iş ve işlemler hakkında 8/11/2016 tarihli ve 6755
sayılı bunu da yazın lütfen- Olağanüstü Hal Kapsamında
Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara
Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 37 nci maddesi
uygulanır. Uzun bir kanun, Bunlar eğer bir yolsuzluk yaparsa 37nci
maddeyi uygulayacaksınız. diyor.
Geliyorum 37nci maddeye, ilgili kanun. Kanunun
adı şu: Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması
Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme
Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek
Kabul Edilmesine Dair Kanun. Bu kanun olağanüstü hâl döneminde
çıktı, 15 Temmuz darbeden sonra çıktı.
Hatırlarsanız Boğaz Köprüsünde 15 Temmuz gecesi bazı
askerlerin boyunları kesilmişti, bazı askerler
öldürülmüştü. Onlar hakkında sarayda yaptığımız
toplantıda soruşturma açılmasını istedim, dava
açılmasını istedim Hiç kimse bir kişiyi
boğazından bıçakla kesemez. diye. Bana söz verdiler ama
yapmadılar. Sonra bu kanun hükmünde kararnameyi çıkardılar,
dediler ki: O dönemde bu işlere bulaşanların hiçbiri hakkında
soruşturma açılmıyor. kanun hükmünde kararname
Sonra o kanun
hâline geldi; bu, o kanun. Yani bu fonları yöneten, bankaları
yöneten, şirketleri yönetenler hakkında bu kanunun 37nci maddesi
uygulanır. Bu yönetimde, TMSFde
karar alan, karar veya tedbirleri icra
eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler
ile olağanüstü hâl süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler
kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar,
görev ve fiilleri nedeniyle -yani yönetimleri nedeniyle, yani usulsüzlük
yaptılarsa, yolsuzluk yaptılarsa; bu nedenle, haklarında-
hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz. Siz buna evet
dediniz.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Öyle değil, senin
anlattığın gibi değil.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bankayı
düşünün. Bankaya kayyum atadınız, düşünün. Bankayı
aldı, amcasının oğluna verdi, hiç kimse bir şey
yapamıyor çünkü sizin el kaldırdığınız kanuna
göre bunlar hakkında yani bu görevi yerine getiren kişiler hakkında
karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu
doğmaz. diyor.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) O
da yanlış.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Siz buna evet
dediniz. Akşam gidin, herhangi bir hukukçuya sorun, bana
inanmayabilirsiniz, dersiniz ki: Ya, bu muhalefet partisinin söylediği
doğru değil. Herhangi bir hukukçuya gidin. Kayyum olarak
atıyorsunuz, Yaptığınız işlemler
dolayısıyla hukuki işlem olmayacak, idari işlem olmayacak,
mali işlem olmayacak, cezai işlem olmayacak. diye... Şimdi
soruyorum: Aldığınız aylık helal mi arkadaşlar?
Helal mi? (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Bu kadar itiraz ettiniz, değil mi? Bu kadar itiraz
ettiniz. Bunun için niye itiraz ediyorsunuz? Hangi gerekçeyle itiraz
ediyorsunuz? Niye buna evet dediniz? Biz bunu Anayasa Mahkemesine gönderdik.
Şimdi buradan Anayasa Mahkemesi
Başkanına ve değerli üyelerine sesleniyorum: Bu ayıbı
süratli bir şekilde görüşün ve kaldırın. Parlamentonun
itibarına gölge düşürmüştür bu kanun. (CHP ve İYİ
Parti sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Gazi Meclis diyorsunuz, hangi mecliste
yolsuzlukları meşrulaştıran bir kanun çıktı, bana
söyleyin. Ya, Meclisin itibarı bu kadar ayaklar altına alınamaz
arkadaşlar.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Anayasa
Mahkemesine ne zaman gönderdiniz?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Öyle bir kumpas
kurdular ki size -kimse kusura bakmasın- bu saray öyle bir kumpas kurdu ki
size, neyin ne olduğunu bilmeden el kaldırıp indirdiniz. Hiç bu
37nci maddeye bakmadınız. Nedir bu madde arkadaş? Niye bunların
icrai sorumluluğu olmuyor, neden hukuki sorumluluğu olmuyor, neden
cezai sorumluluğu olmuyor bunların? Bunlara bankayı teslim
ediyorsunuz, devasa şirketleri teslim ediyorsunuz bunlara. Ne oldu?
Yolsuzluklar oldu, gazete manşetlerinde yer aldı; hiçbir savcı
soruşturma açamaz, hiçbir savcı, hiçbir mahkeme açamaz.
Değerli arkadaşlarım, böyle bir
rezaletin yaşandığı yer bu Meclis olmamalıydı.
Buraya bütçe getiriyorsunuz, ne bütçesi ya? Ne bütçesi Allah aşkına
ya! Ne bütçesi ya! Malı götürenlerin bütçesi bu bütçe! Ne bütçesi
arkadaşlar! (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler) Malı
götürenlerin bütçesi ya! Bana söyler misiniz Allah aşkına ya, 21inci
yüzyılın Türkiyesinde kaç çocuğun yatağa aç girdiğini
acaba biliyorlar mı ya! Bir eli yağda, bir eli balda bir saray ve
şürekâsı var, o birinci Türkiye
RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Gece
gündüz durmadan çalışan bir lideri
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
altta
geniş bir kadro var, o da ikinci Türkiye; ikinci Türkiye bu tabloyu
değiştirecek.
Bakın, bir şey daha söyleyeyim: Cumhuriyet
tarihinde bir ilk yaşıyoruz, cumhuriyet tarihinde ilk
yaşıyoruz. Alt gelir gruplarından, bir avuç üst gelir grubuna
olağanüstü kaynak transferi var. Bir daha ifade edeyim: Alt gelir
gruplarından yani 80 milyondan, bir avuç insana olağanüstü kaynak
transferi var ve bu kaynak transferi o kadar büyük rakamlar ki
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Niye yirmi
yıldır iktidarda o zaman? Niye yirmi yıldır iktidarda?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Gidin, Londra'da
Chelseaye gidin
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) 21inci bütçe
bu.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) -
oradaki büyük
malikâneleri görün
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Biz gidemiyoruz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) -
o büyük
malikânelerde kimlerin yaşadığını görün
ARZU AYDIN (Bolu) Hamburger yerken mi gördün(!)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) -
sarayın
onlara ne kadar büyük iltifat yaptığını görün.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Bu bütçe 21inci
bütçe.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Allah nasip
ederse o paraların tamamını getireceğim Türkiye'ye,
getireceğim; tamamını getireceğim; tamamını
getireceğim, tamamını; tamamını getireceğim, hiç
endişe etmeyin. (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Bu bütçe 21inci
bütçe.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Sevgili
halkım, sana sesleniyorum, sevgili halkım
RECEP ÖZEL (Isparta) Adayım. de.
ARZU AYDIN (Bolu) Hadi bakalım!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) -
Millet
İttifakı olarak göreceksiniz, temiz bir Türkiye
RECEP ÖZEL (Isparta) Aday mısın?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Aday kim, aday?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) -
aydınlık bir Türkiye
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Aday kim?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) -
herkesin mutlu
olduğu bir Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz, beraber inşa
edeceğiz, birlikte inşa edeceğiz, sen ben demeden inşa
edeceğiz, sen ben demeden inşa edeceğiz. (CHP
sıralarından ayakta alkışlar, İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Adayınız bile yok ya! Adayınız bile yok! Aday kim?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Laf
aramızda, sen önce nerenin milletvekilisin, onu öğren.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Haydi aday ol!
Haydi aday ol! Sen nerenin adayısın?
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Adayınız bile yok!
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Başkan, aday ol,
Başkan.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Aday
mısın? Aday mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Evet, bir
hikâyeyle bitireceğim; değerli arkadaşlar, bir hikâye
anlatacağım ve bitireceğim.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Başkan, aday ol,
Başkan!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Bir hikâyeyle
bitireceğim, sevgili halkımın da bu hikâyeyi dikkatle
dinlemesini istiyorum. Sloganlarla geldi, sloganları krizlerden
yorulmuş halkımızın en derin özlemlerini yansıtıyordu;
bireysel özgürlük ve zenginlik vadediyordu; yoksullukla mücadele vadediyordu;
Yolsuzlukla mücadele edeceğim. diye vaatleri vardı; Yasaklarla
mücadele edeceğim. diye vadediyordu. Peki, sonuç ne oldu? En önce tüm yol
arkadaşlarını eledi; Mecliste kurduğu Yolsuzlukları
Araştırma Komisyonu Başkanını bir daha milletvekili
yapmadı; tüm liyakatli bürokratları temizledi ve devlet vasat bir
bürokrasiye teslim edildi, liyakati tümüyle öldürdü; devleti devlet yapan tüm
sistemleri yok etti; en iyi üniversiteleri yok etti; neredeyse saat
başı değişen kişiye özel kararnamelerle üniversitelere
rektör atandı, bunun da farkında değilsiniz siz. Adamına
göre kararname, adamına göre yaş; adamına göre kararname
çıkararak rektör atandı.
Rüşvet alanlardan büyükelçi olur mu?
Şimdi, size bir soru: Allah aşkına söyleyin ya! Bana cevap
vermeyin, eve gittiğinizde ilkokula giden çocuğunuza sorun.
OYA ERONAT (Diyarbakır) O zaman sorma.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Rüşvet
alandan Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyükelçisi olur mu? diye sorun. Sorun
Allah aşkına ya! (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Hadi, ona sormuyorsunuz, eşinize sorun,
akrabanıza sorun, komşunuza sorun. Ya, bu memlekette, AK
PARTİnin içinde de son derece değerli, büyükelçilik yapacak insanlar
var ya. Ya, rüşvet alandan 21inci yüzyılın Türkiyesinde
büyükelçi mi atanır? (CHP sıralarından alkışlar)
Paranoyasını besleyen bir trol ordusu kaldı elinde sonuçta, tek
o kaldı.
Evet, hiç gücünüze gitmesin arkadaşlar.
Çürüttünüz, bu kutlu çatıyı çürüttünüz.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Adaylığını açıkla Başkan.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur)
Ağıralioğlu kazanamayacağını söyledi.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Yahu, her
şeyden vazgeçiyorum da emin olun, her şeyden vazgeçiyorum da ya,
kendi Bakanınız -sizin Bakanınız ya- bir milletvekilinin
mafyadan her ay 10 bin dolar aldığını söyledi ya! Sizin
Bakanınız söyledi ya! Yani, bir kişinin gücüne dahi gitmedi ya,
bir kişinin gücüne dahi gitmedi! Bir kişi çıkıp da onuruyla
Ya, bu iş nedir? diye bir soru dahi sormadı. Bir de bana diyorsunuz
ki: Niye bunu söylüyorsunuz? Hakikaten, gerçekten hayret ediyorum. Hepiniz
zan altında kalıyorsunuz, bu çatı zan altında kalıyor.
Siz milletvekilisiniz değerli arkadaşlarım, suç ortağı
değilsiniz; ses çıkarmadığınız andan itibaren
suçu onaylıyorsunuz demektir ve suç ortağı oluyorsunuz demektir.
(CHP sıralarından alkışlar) Bunu nasıl içinize
sindiriyorsunuz, ben hayret ediyorum.
Dedim ya, gerçekten Meclis çürüdü, devlet de çürüdü.
Yahu, Allah aşkına, dedim, rüşvet alan kişiden büyükelçi
olur mu? Gidersiniz, parayı ödersiniz, devletin bütün
sırlarını satın alırsınız çünkü rüşvet
alan adam karaktersiz bir adamdır. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Satar; vatanını da satar,
her türlü bilgiyi de satar.
Değerli arkadaşlarım, elinizde kala
kala yalnızca kişisel güce ve kazanca odaklanmış küçük bir
tiran ve onun yakın çevresi kaldı. Atadığı
bakanların çoğu trolden öteye gidemiyor. Zaten 2nci kalite bir tiran
ancak 3üncü kalite atanmışlarla çalışabilirdi, zaten öyle
oldu; 3üncü sınıf adamlarla çalışıyor.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) Ayıp!
Ayıp!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Gözleri
ışıldayanlar, epistemolojik kopuşlar, elinde kaldı;
kuzenleriyle toprak ihaleleri kovalayan atanmışlar kaldı elinde.
Az buçuk fikri olan hiç kimseyle çalışması mümkün değildi
zaten; sürekli bakan, sürekli bürokrat kovuyor. Korkudan kimse Kovuldum.
diyemiyor, Affımı istedim. diyorlar; onlar af istiyor, o da
affediyor. Böyle bir ucube durum ve bu ucubeliklere ortam hazırlayan ucube
bir sistem, devleti bir kişinin iki dudağından çıkacak
talimatlara teslim eden bir sistem. Onun halkı kandıran tüm vaatleri
çöp oldu. Vaat kalmayınca hem ekonomik hem de siyasi zorbalıkla
halkı eziyor şimdi. Halk kan ağlıyor ama halktan
kopuşu o kadar sert oldu ki, halkı anlamak için şefkatten ve
enerjiden yoksun; e, ne yapacak? Tabii ki savaş ve din kisvesine daha çok
bürünmek zorunda kalıyor, sürekli de bunu yapıyor. Bakmayın o
vatan nidalarına, vatan, millet, Sakarya o nidalara bakmayın; bu
saray ahalisinde asla ve asla ideolojik hiçbir şey yok, kimse kendisini
kandırmasın. Vatansever olsa dün küfrettiklerinin bugün elini öpmek
için sıraya girmezdi, vatan toprağını düşmana terk
edip Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırmazdı, terörle mücadele için
yabancı askerlerin Türkiye'ye davet edilmesi için buradan tezkere
çıkarmazdı. (CHP sıralarından alkışlar) Bir
ideolojileri ve bir felsefesi yok. En çok parayı nasıl götürürüm ve
en çok erişimi nasıl sağlarım, satın
alırım? Kafası sadece buna odaklı.
Tiranlar her zaman böyle davranırlar,
gerçeği reddederler, krizleri reddederler. O da tümüyle Türkiye'den koptu,
her şeyi reddediyor, ekonomiyi reddediyor, açlığı
reddediyor, yoksulluğu reddediyor, işsizliği reddediyor,
getirdiği sığınmacıların bir sorun olduğunu
da reddediyor. Onun reddetmeyeceği bir gerçeği söyleyeyim: Tiranlar,
zorbalar hep giderler, o da altı ay içinde gidecek.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından ayakta alkışlar, İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Arkadaşlar, birleşime
yarım saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.04
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.47
BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP
KÂTİP ÜYELER: Enez KAPLAN (Tekirdağ), Emine
Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına ilk konuşmacı, Genel Başkan Vekili ve İstanbul
Milletvekili Sayın Numan Kurtulmuş.
Buyurun Sayın Kurtulmuş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA NUMAN KURTULMUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023
Yılı Bütçe Kanunu Teklifi üzerindeki görüşmeler
dolayısıyla Meclisimize çalışmalarında başarılar
diliyorum, her birinizi ayrı ayrı saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bu bütçe teklifinin Meclisin bu
safhasına kadar gelmesinde emeği geçen, başta
Bakanlıklarımız, Komisyon üyelerimiz ve Komisyonda değerli
katkılarıyla bu çalışmalara katılan milletvekillerimiz
olmak üzere, herkese partimiz adına teşekkürlerimizi ifade ediyorum.
Sözlerime başlarken de Bismillah her hayrın başıdır.
diyerek sözlerime başlıyorum. 2023 bütçesinin hayırlı ve
bereketli olmasını temenni ediyorum.
Cumhuriyetimizin -2023e gelen- 100üncü
yılının bütçesi, aynı zamanda Türkiye
Yüzyılı'nın da ilk bütçesi olan bu bütçeyi hayırlı,
uğurlu, bereketli olması temennisiyle kabul ettiğimizi
peşinen ifade etmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Yine, ayrıca bugün Türk
kadınının seçme ve seçilme hakkını
kazanmasının 88inci yıl dönümü dolayısıyla bütün
kadınlarımızı tebrik ediyorum ve özellikle
kadınlarımızın siyasal hayata, toplumsal hayata
katılımları konusunda başından itibaren son derece
ciddi reformları gerçekleştiren, hem Başbakanlığı
döneminde hem Cumhurbaşkanlığı döneminde Türk
kadınının siyasette daha fazla yer almasını
teşvik eden Sayın Cumhurbaşkanımıza da Türk
kadınına verdiği destekten dolayı teşekkürlerimizi
ifade ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tabii, sözlerime başlarken daha önceki
konuşmacılara girmek istemezdim ama daha önceki
konuşmacıların, özellikle son konuşmacının
konuşmalarındaki bazı noktalar üzerinde biz de parti olarak fikirlerimizi
ifade etme gereğini duyduk.
Öncelikle şunu söylemek isterim ki burada
sürekli olarak gergin bir üslupla, hatta zaman zaman üstten, hakarete varan
sözlerle AK PARTİ Grubunu bir şekilde muhatap alarak
konuşmanın doğru olmadığını
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Hiç hakaret yok, hiç
hakaret yok.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) -
hele hele
Türkiyenin 2nci büyük partisinin Genel Başkanına
yakışmadığını ifade etmek isterim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ona siz karar
veremezsiniz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani Harun gibi
geldiler, Karun gibi gidecekler. diyen sizdiniz, size yakışıyor
mu oraya geçtikten sonra
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) -
Milletvekillerimizin hepsinin
MAHMUT TANAL (İstanbul) O size
yakışıyor mu o zaman?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) -
Milletvekillerimizin nasıl
MAHMUT TANAL (İstanbul) O cümleyi hem
söyleyeceksiniz hem...
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
Milletvekillerimizin kimler tarafından belirlendiği,
milletvekillerimizin kimler tarafından seçildiği aşikârdır.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Tek seçmen,
tek seçmen.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Biz bu Mecliste
hiçbir milletvekiline hakaret etmedik, hakaret etmeyi de aklımızdan
geçirmedik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Hiç kimseye hakaret
etmiyor, sadece gerçekleri söylüyor.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Tek adam
Tek
seçmen
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Milletvekillerini
kim belirliyor? derseniz
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sadece gerçekleri
söylüyor.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Sizin
milletvekillerinizi de kimin, nasıl belirlediğini herkes biliyor. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Herkes biliyor, millet
de biliyor.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ön seçimle
geldik, ön seçimle.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Sosyal medyaya
kadar düşmüş olan, şu anda partinizle alakası bulunmayan 2
değerli yöneticinizin
ALİ ŞEKER (İstanbul) Siz de ön
seçim yapın.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) -
nasıl, ne
şekilde milletvekillerinin seçildiğini biliyoruz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Biz de biliyoruz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ön seçim
yapın.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Harunken
Karun nasıl oldular, onu söyleyin bize!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Milletvekilleri
partilerin kurullarında seçiliyor, Genel Başkanların -2008de
siz de öyle yaptınız- parti kurullarının kararıyla
milletin helal oylarıyla seçiliyor. Her bir milletvekilini seçen milletin
kendisidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Öyle bir şey yok,
dayatıyorsunuz, dayatıyorsunuz! Değiştirelim dedik,
değiştirmediniz; dayatıyorsunuz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Siz helalden ne
anlarsınız! İstanbulda gördük helal
anlayışınızı.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, ayrıca her seferinde burada söylenilen bir şey, az
sonra kendisi cevap verecektir ama lütfen, Allah aşkına, Meclis
İçtüzüğünü bir okuyun. Burada Cumhurbaşkanlığı
bütçesini takdim etme görevi, Meclis İçtüzüğünün 62nci maddesi
gereğince Cumhurbaşkanı Yardımcısının ya da
Cumhurbaşkanının belirleyeceği bir bakanın
üzerindedir.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Dayatmacı bir madde.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Yardımcısının
ya da herhangi bir bakan arkadaşın
ALİ ŞEKER (İstanbul) Siz böyle bir
kanunu nasıl çıkardınız?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) -
burada bütçeyi
savunmasından, okumasından daha normal bir şey olamaz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Dayatmacı bir
maddedir ve atamadır.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ayrıca
şunu söyleyeyim: Burada, bakın, arkadaşlar, muhalefetle
otururuz, sabaha kadar konuşuruz; siz bir şey söylersiniz, ben on
şey söylerim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Siz bizi dinlemediniz,
bizim de sizi dinleme gibi bir şeyimiz yok. Bizi dinlemediniz!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bak, kardeşim,
söylersin, dinlemeyebilirsin
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Defalarca uyardık
Yapmayın. derken gülüyordunuz orada.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
ama hiç kimsenin
Meclise hakaret etmeye hakkı yoktur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Hiç kimse hakaret
etmedi.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Peki, bakın, o
zaman şunu söyleyeyim
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Hiç kimsenin
rüşveti bağışlayacak kanun çıkarmaya hakkı
mı var Sayın Başkan?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Arkadaşlar
Gazi Meclise saygıdan bahsettiğinde -tutanaklardan bakın- Gazi
Meclis lafını duyduğu zaman Bırakın bu
ayakları! diyen Türkiye'nin 2nci partisinin Genel
Başkanıdır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Elbette ki, elbette ki.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu Meclis gazi bir
Meclistir. AK PARTİlisiyle, CHPlisiyle, HDPlisiyle, MHPlisiyle,
İYİ Partilisiyle
ALİ ŞEKER (İstanbul) Hep beraber
buradaydık, hep beraber.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) TMSFyi
anlatın, TMSFyi.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
15 Temmuzda hep
beraber direnmiş bir Meclistir.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
15 Temmuzu yaptıran
sizsiniz.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu Meclisin gazavat
ruhunu ayaklar altına almaya kimsenin hakkı yoktur, böyle bir
şey olamaz. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) 15 Temmuzu
yaptıran sizsiniz. 15 Temmuzun müsebbibi sizsiniz.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Eğer bu
Meclisin gaziliğine saygı duymuyorsanız, Allah aşkına
neye saygı duyacaksınız?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) 15 Temmuzun müsebbibi
sizsiniz!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Varlık
Fonunu anlatın.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Neye saygı
duyacaksınız?
Dolayısıyla, ben sözlerimi tekrar en
baştan alıyorum. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum, bütün
arkadaşlarıma selamlarımı sunuyorum (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Elbette ki.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Yine keşke
kendisi burada olsaydı, yüzüne daha rahat konuşsaydık. (CHP
sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Muhatabı burada değil. Buradaki bütçenin savunucusu
Cumhurbaşkanıdır; atamalar değil, atamalar değil!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ben parti
adına görüşümü söylüyorum arkadaş. (CHP sıralarından
gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Muhatabı
değilsin! Atamalar değil!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Seni saray dinlesin, saray!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Şimdi,
değerli arkadaşlar
(CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sizi saray dinlesin!
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
Sayın Genel
Başkan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Seni saray dinlesin!
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Sizin
Cumhurbaşkanınız nerede?
BAŞKAN Arkadaşlar
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
Sayın
Kılıçdaroğlu, konuşmalarının sonunda
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Seni saray dinlesin! Seni
atayan saray dinlesin!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
sürekli diktatör
dediği Cumhurbaşkanına bir sıfat daha ekleyerek tiran
dedi.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Evet, öyle dedi! Aynen
öyle de!
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Numan Bey,
milletvekilleriniz dinlemeye gelmiyorlar, niye gelmiyorlar?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Halkta
karşılığının kalmadığını
söyledi, halkta bir tabanının olmadığını söyledi.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Harun gibi
geldiler, Karun gibi gittiler. Siz bugüne kadar böyle diyordunuz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Doğru söylüyor!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Onun için de
birisi tiran dedi, tiran!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Biz de
Kılıçdaroğluna diyoruz ki: Madem Recep Tayyip
Erdoğanın halkta karşılığı yoktur
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Tiran dedi,
tiran!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Tiran dedi, tiran!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
buyurun er meydanına,
adaylığınızı ilan edin! (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bir an önce! Bir an
önce! Al seçim kararını!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Al kararı!
Al kararı! Hemen bugün!
BAŞKAN Arkadaşlar
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Zaten, Sayın
Kılıçdaroğlunun buradaki konuşması
(CHP
sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Haydi!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Al seçim
kararını!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Hemen bugün!
Bugün! Bugün!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
bir Genel Kurul
bütçe konuşması değil
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bugün yapın, bugün!
BAŞKAN Arkadaşlar
(CHP
sıralarından gürültüler)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
bir
Cumhurbaşkanlığı adayının
konuşmasıydı.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Al seçim
kararını!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bugün! Bugün!
BAŞKAN - Sayın Grup Başkan Vekilleri
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Onlar da
aynısını yaptı!
BAŞKAN - Evet ama onlar milletvekilleri
Grup
Başkan Vekillerinden ses çıkmıyordu. (CHP sıralarından
gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Onları da
uyaracaktın, sen ne yaptın?
BAŞKAN Grup Başkan Vekillerinden ses
çıkmıyordu. Lütfen
Grup Başkan Vekilleri yaparsa nasıl
olacak bu iş? (CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sen o zaman onları
uyarsaydın.
BAŞKAN Söyledik, söyledik
Milletvekillerine
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Uyarsaydın o
zaman! Bize akıl verme!
BAŞKAN - Ben Türkçe konuşuyorum,
milletvekilinin de anlayacağını düşünüyorum,
anlayacağı gibi konuşuyorum.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bize akıl verme!
Onları uyarsaydın! Meclisin tamamını
BAŞKAN Grup Başkan Vekilleri
saygıyla dinlediler; bu kadar. (CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Onları uyar!
Onları uyar, onları! Öyle, sarayın Meclis Başkanı
olma! Sarayın Meclis Başkanı olma!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, Gazi Meclisin değerli üyeleri; ben sadece birkaç tane
yanlış bilgiyi düzeltmek için bunları söylüyorum, polemik olsun
diye söylemiyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) Yalan! Yalan!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) 7262
sayılı Kanunun, 27/12/2020 tarihinde bu Mecliste kabul edilen
kanunun, bir derneğin faaliyetleri çerçevesinde uyuşturucuyla
irtibatı bulunursa
VELİ AĞBABA (Malatya) Yalan mı?
Yalan mı?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
mal
varlıklarına el konulmasıyla ilgili kanunun 15inci maddesi
sırasında Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri ya Mecliste
olmayarak ya da çekimser kalarak kenarda kalmışlardır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar; CHP sıralarından
gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Onu MHPyle birlikte
verdik! MHPli arkadaşlarımızla verdik, beraber verdik!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Yine, sürekli
olarak Cumhuriyet Halk Partisinin Sayın Genel Başkanı
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Beraber verdik!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Beraber verdik! Beraber
verdik!
VELİ AĞBABA (Malatya) Memleketi
uyuşturucu pazarına çevirdiniz!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
Cumhurbaşkanın Meclisi feshetme yetkisinden bahsetti ama daha geçen
gün 6+lı masanın teklifi olarak gelen, kendilerinin Anayasa
teklifindeki
VELİ AĞBABA (Malatya) Yalan mı?
Yalan mı? Memleketi uyuşturucu pazarına çevirdiniz!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
Meclisi
gerektiğinde Cumhurbaşkanının feshetmesi yetkisini
unutmuş görünüyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar;
CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Evet, verdik, çok
doğruydu, çok doğruydu.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Yine, başka
bir partinin temsilcisi bir arkadaşımız
VELİ AĞBABA (Malatya) Zindaşti kim,
Zindaşti? Aliye Uzun kim?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Biz böyle
kıvırmıyoruz, doğruları söylüyoruz!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Şimdi, sizinle
ilgili konuşmuyorum; rahatlayın şöyle, şöyle bir
arkanıza yaslanın, bir oh çekin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadi oradan! Pazarlık
yok, pazarlık yok! Önüne bak, pazarlık yok, pazarlık yok! O da
ittifak ortağınız, o da ittifak ortağınız!
VELİ AĞBABA (Malatya) Zindaşti kim,
Zindaşti? Reza Zarrab kim, Reza Zarrab?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Pazarlık yok!
VELİ AĞBABA (Malatya) Reza Zarrab kim?
Ödül verdiğin Reza Zarrab kim? Bu memleketi 28 yaşında bir
namussuza teslim ettiniz!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bağırma, bağırma,
bağırmadan konuş!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bakın, faizle
ilgili yanlış rakamları milletle paylaşmayın, milletle
faizle ilgili yanlış rakamları paylaşmayın. 2002de
toplam bütçede faizin payı yüzde 43,2; 2022de yüzde 11,3. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından gürültüler)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Yazıklar
olsun! Yazıklar olsun!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) 2002de her 100
TLnin 85,7 lirası faize gidiyordu, şimdi 15,5 lirası gidiyor.
Değerli kardeşlerim, bir başka mesele
ise
VELİ AĞBABA (Malatya) Dünyada ne kadar
namussuz varsa, ne kadar hırsız varsa Türkiyede kimlik alıyor!
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Zindaşti!
Zindaşti!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Hileli zarlarla
seçim kazanma taktiklerinden bahsedildi.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) 5 ton kokain
kime geldi?
VELİ AĞBABA (Malatya) Reza Zarrabı
söyle, Reza Zarrabı!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Kolombiyadan
kime geldi kokainler?
VELİ AĞBABA (Malatya) Zindaştiyi
söyle!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Şimdi
seçimlerde hileli zarlarla seçim kazanmak lafını bizim lügatimizde
bulamazsınız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Onu grubun yaptı, grubun!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Biz milletin
gönlüne girerek, milletin gönlünde kalmayı başararak, milletin
çarşısında pazarında olarak, milletin halayında,
düğününde olarak, cenazesinde olarak seçimleri kazanır ve Meclise
geliriz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yalan bunlar,
yalan!
VELİ AĞBABA (Malatya) Senin de ödül
verdiğin Reza Zarrabı söyle!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Biz milletin
iradesiyle sandıklardan çıkarız. Biz halkın helal
oylarıyla iktidara geliriz ve bundan başka bir yol
tanımayız.
VELİ AĞBABA (Malatya) Reza Zarrabı
söyle!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Ne 367nin
gölgesine sığınırız ne sözde cumhuriyet mitinglerinin
gölgesine sığınırız ne Türkiye'deki birtakım
vesayet odaklarının önünde, küresel vesayet odaklarının
önünde el pençe divan dururuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Yazıklar olsun!
VELİ AĞBABA (Malatya) Aliye Uzun kim,
Aliye Uzun?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Yine, yüzü
kızarmaktan bahsetti bazı arkadaşlarımız.
VELİ AĞBABA (Malatya) Bu memleketi
İranlı bir sahtekâra teslim ettin sen!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Keşke
Maraş niye kapalıydı, yüzünüz o zaman niye
kızarmadı? deseydiniz.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sen Reza Zarraba
ödül veren adamsın, ödül!
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Çiftçi aç
kaldı, aç! Simit 5 lira oldu, 5 lira!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Biz, şimdi,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Maraş bölgesini açarak
iftiharla milletin önüne çıkıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Ne kadar namussuz
varsa, ne kadar hırsız varsa pasaport verdiniz, pasaport!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Keşke
Karabağ otuz yıl niçin Ermeni işgalinde kaldı, niye buna
göz yumdunuz? deseydiniz. Şimdi, Karabağ ilanihaye Azerbaycan'ın
yurdudur ve kıyamete kadar Azeri yurdu olarak kalacaktır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli kardeşlerim
(CHP sıralarından Zindaşti!
Zindaşti! şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına
vurmalar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Gri listeye
girmiş bir ülkenin Cumhurbaşkanı Vekili oturuyor orada, gri
listeye girmiş, gri listeye. Onlar girdi gri listeye, Zindaşti
değil, onlar girdi.
(CHP sıralarından
Zindaşti! Zindaşti! şeklinde slogan atmalar, sıra
kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen
Lütfen
.
(CHP sıralarından Zindaşti!
Zindaşti! şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına
vurmalar)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
arkadaşlar
BAŞKAN Arkadaşlar
(CHP sıralarından Zarrab! Zarrab!
şeklinde slogan atmalar)
BAŞKAN - Sayın Göker
Sayın Göker
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bir başka
(CHP sıralarından Zarrab! Zarrab!
şeklinde slogan atmalar)
BAŞKAN Böyle bir şey yok, böyle bir
şey yok; benzeri yok bunun. Böyle şey olmaz.
(CHP sıralarından
Zarrab! Zarrab! şeklinde slogan atmalar)
BAŞKAN İç Tüzüke göre işlem
yapacağım arkadaşlar, yapacağım İç Tüzüke göre. Çalışma
düzenini bozmaktan işlem yapacağım.
(CHP sıralarından Zarrab! Zarrab!
şeklinde slogan atmalar)
BAŞKAN Sayın Göker
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bir başka
arkadaşımız AK PARTİyi ve Hükûmetimizi
(CHP sıralarından Aliye! Aliye!
şeklinde slogan atmalar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Nasıl oluyor, iyi mi?
Hoşuna gitti mi! Orada oturup gülüyordun; iyi mi!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ya, böyle olur! Böyle olur!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Sayın
Başkan
BAŞKAN Ya, ikaz ediyorum.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Deşarj
olsunlar ondan sonra.
BAŞKAN Gerekirse işlem
yapacağım yani İç Tüzüke göre.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ek süre isterim.
BAŞKAN Buyurun siz devam edin.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
arkadaşlarım
MAHMUT TANAL (İstanbul) Karun nerede, Karun?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Fuat Beyi sonuna kadar
dinledik.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Biraz daha
bağırın, biraz daha tempo tutun, bizim için fark etmez.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sonuna kadar dinledik.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Karun kimdi, Harun
kimdi?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sonuna kadar dinledik.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben de Elitaşın
yaptığı gibi yapayım.
BAŞKAN Arkadaşlar
(CHP sıralarından Zindaşti!
Zindaşti! şeklinde slogan atmalar)
BAŞKAN Arkadaşlar
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
arkadaşlar
BAŞKAN Sayın Kurtulmuş, bir dakika
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, Grup Başkan Vekili milletvekillerini tahrik ediyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben de senin gibi
yapayım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Milletvekillerini tahrik ediyor Grup Başkan Vekili.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben de senin gibi
yapayım
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Arkadaşlar, İç Tüzükü
uyguluyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Nasıl oluyormuş?
Nasıl; iyi mi! İyi mi, iyi mi, güzel mi!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Yalan konuşuyor,
yalan
Grup Başkan Vekilimiz böyle yapmadı. Yalan konuşuyorsun,
böyle yapmadı, yalancı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Demin gülüyordun orada.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, değerli milletvekilleri, Gazi Meclisin değerli
üyeleri; ayrıca, yine, burada yapılan
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Harun burada! Harun
burada! Harun burada!
(CHP sıralarından
Harun burada, Karun nerede? şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Arkadaşlar
NUMAN KURTULMUŞ
(Devamla)
benden önceki konuşmalarda AK PARTİ Kürt düşmanı olarak
ilan edildi. Bunu kategorik olarak reddettiğimizi ifade etmek istiyorum.
(CHP sıralarından
Harun burada, Karun nerede? şeklinde slogan atmalar)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Biz insanların
yaradılışta eş, Müslümanların da dinde kardeş
olduğuna inanan bir zihniyetten geliyoruz.
(CHP sıralarından Harun burada, Karun
nerede? şeklinde slogan atmalar)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Türkiye Cumhuriyeti
yurttaşı olan Kürt kardeşlerimiz de bu coğrafyada
yaşayan bütün bu bölgedeki kardeşlerimiz de bizim
kardeşlerimizdir.
(CHP sıralarından Harun burada, Karun
nerede? şeklinde slogan atmalar, alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kurtulmuş,
bir dakika
Arkadaşlar, bakın, laf atmak ayrı bir
şey, Meclisin çalışma düzenini bozmak başka bir şey.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Harun
nerede, Karun nerede? Onu soruyoruz.
BAŞKAN Uyarma cezası vereceğim!
Tatbik edeceğim, tatbik edeceğim!
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Harun kim,
Karun kim Başkan? Harun kim, Karun kim, bunu açıklayın!
BAŞKAN Tatbik edeceğim!
MAHMUT TANAL (İstanbul) Harun ile Karun kim,
bunu öğrenmek istiyoruz.
BAŞKAN Sayın Tanal, son defa
sözlü ikaz ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Harun kim,
Karun kim?
BAŞKAN O başka bir şey.
MAHMUT TANAL (İstanbul) OIur mu öyle
şey?
Harun kim, Karun kim? Bunu açıklayın.
BAŞKAN Slogan atıyorsunuz burada o
başka bir şey.
Sayın Kurtulmuş, buyurun.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
Değerli
arkadaşlar, kategorik olarak Kürt düşmanı lafını
kabul etmediğimizi ifade ediyorum.
(CHP sıralarından
Harun kim, Karun kim? şeklinde slogan atmalar)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu ülkenin Kürt
vatandaşları birinci sınıf
vatandaşlarımızdır, kardeşlerimizdir ve Türkiyedeki
85 milyon vatandaşımızın hiçbirinden bir farkı yoktur.
(CHP sıralarından Harun kim, Karun kim?
şeklinde slogan atmalar)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Biz bu bölgede
insanları etnik kökenlerine, mezhep kökenlerine göre asla ve asla
ayırmayız.
(CHP sıralarından Zarrab nerede?
şeklinde slogan atmalar)
NUMAN KURTULMUŞ
(Devamla) İnsanları
mezhep kökenlerine ve etnik yapılarına göre ayırmak
emperyalizmin bir oyunudur.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Sizinle
kardeş olmayız. Olmaz, böyle kardeşlik
sağlayamazsınız. Kürt düşmanısınız! Alevi
düşmanısınız!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Kürt de Türk de bu
bölgedeki Arap da Türkmen de Acem de Ezidi de Şii de Sünni de Alevi de
hepsi birdir ve aynı coğrafyanın insanlarıdır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Boşuna,
boşuna, boşuna! Söylediğiniz hiçbir sözün
karşılığı yok.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Kardeşiz. diyorsunuz,
kardeşinizin dilinden bir cümle kullanmıyorsunuz. Kardeşinizin
dilinden bir cümle kullanın, görelim sizi!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri; bu bütçe normal şartlarda
dünyanın yaşadığı zor dönemlerde
(CHP sıralarından Zarrab nerede?
şeklinde slogan atmalar)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Zor zamanlardan
geçiyoruz, insanlık tarihinin belki birkaç asırda bir göreceği
fevkalade zor ekonomik ve siyasi koşullardan geçiyoruz. Salgın
döneminin ekonomik ve siyasi koşulları başka, salgından
çıkış döneminden sonra yaşanan siyasi ve ekonomik
koşullar bambaşka bir mahiyet arz ediyor.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Tencereye
gel, tencereye; tencere kaynamıyor, tencereye gel.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bunların
hepsinin ne olduğunu gayet iyi bilen ve bunlara karşı vaktinde,
yerinde tedbirlerini almaya çalışan bir kararlılıkla
yolumuza devam ediyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Simit 5 lira oldu, 5
lira.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Emtia ve enerji
fiyatlarındaki artış, tedarik zincirlerindeki kopuşlar,
üretim ve taşımacılıktaki artan maliyetler, aynı
zamanda, salgın sonrasındaki dönemde, salgından
çıkış döneminde ülkelerin farklı ekonomi politikaları,
Avrupa Birliğinin, Amerikanın, Çinin ve Rusyanın farklı
politikaları ve bu çerçevede ortaya çıkan, önümüzdeki dönemin en
büyük tehditlerinden birisi olan büyük bir ekonomik durgunluk Türkiye başta
olmak üzere bütün dünyayı etkileyecektir, bütün dünyayı bekliyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Simit 5 lira oldu, 5
lira. Simit 5 lira oldu.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Sayenizde
yarım simit gördük! Sayenizde içi boş tost gördü memleket, içi
boş tost. Sayenizde yarım simit gördü memleket.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Aynı
şekilde, enflasyon bütün ülkeleri etkileyen bir durumdadır. Bütün
bunlara ilave olarak Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği
jeopolitik belirsizlikler ve gerginlikler yepyeni bir dünyayı
karşımıza çıkarmıştır.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Tencereye
gel, tencereye; tencere kaynamıyor.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, bu süreçlerde, Türkiye başından itibaren
gelişmeleri çok iyi takip ederek, yerel üretimin ne kadar önemli
olduğunun farkına vararak dünyada yerel üretimde gücünü artıran
ve bu dönemin getirdiği riskleri fırsata dönüştüren bir ülke
olmuştur.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) O yüzden mi
İstanbul seçimlerini iptal ettiniz? Sizin ne ilginiz var yerel
yönetimlerle?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Başından
itibaren tezgâhı dağıttırmamak, üretim, istihdam, ihracat
ve cari fazla vasıtasıyla büyüme potansiyelini artırmak isteyen
bir politikayla yürüyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Simit 5 lira oldu, 5
lira!
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Ülke ne
durumda, ne konuşuyorsunuz!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Tezgâhı
dağıttırmadık, dağıttırmayacağız
ve daha güçlü üretimler yapacağız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Simit 5 lira oldu
Sayın Başkan!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ayrıca,
vatandaşımızın alım gücünü desteklemek için elimizden
gelen her türlü desteği ortaya koyuyoruz. Asgari ücretlerdeki, emekli
maaşlarındaki artışların yanı sıra,
geçtiğimiz yıl yaklaşık 276,8 milyarlık enerji
sübvansiyonlarıyla vatandaşımızın rahat bir nefes
almasını temin ettik.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Asgari
ücretliden alıyorsunuz vergileri, bir avuç çeteye veriyorsunuz. Onu da
söyle!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu yıl da
yaklaşık 530 milyar lirayla yani bütçenin yüzde 15,4üyle enerji
sübvansiyonlarını sürdürüyoruz.
Değerli arkadaşlar, bütün buradan
şuraya gelmek istiyorum: Bu dönemde Türkiye 3 tane önemli noktada
gerçekten pozitif bir ayrışma içerisindedir. Bunlardan biri
Türkiye'nin büyüme hızı. Hem G20 hem de OECD rakamlarına göre
Türkiye 9 çeyrek üst üste büyüyerek bu sahada bir rekor kırmış
ve dünyada 3üncü büyümeyi sağlayan ülke olmuştur.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Enflasyon, enflasyon!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Çeteler büyüdü çeteler!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ayrıca,
büyümeyle birlikte
MAHMUT TANAL (İstanbul) Simit 5 lira oldu.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Kurtulmuş,
yandaşları büyüttünüz, yandaşları! Ücretlilerin millî
gelirdeki payı yüzde 30 azaldı. Yandaş büyüttünüz siz!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ayrıca,
istihdamda 31 milyon seviyesine ulaştık ve her yıl 1 milyon
ilave istihdam yaratarak yolumuza devam edeceğiz.
ERHAN USTA (Samsun) Yandaş büyüttünüz siz!
MAHMUT TANAL (İstanbul) Simit 5 lira oldu
Sayın Başkan, simit!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Versenize
milletin büyümeden payını.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Türkiye ihracatta
da 253,1 milyar liralık yıllıklandırılmış
ihracatıyla bu pozitif ayrışmada önemli bir noktadadır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Simit 5 lira oldu,
simit 5 lira!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yolsuzlukta
1inci sıradayız OECD içinde.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, büyük milletlerin büyük hayalleri olur.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yolsuzlukta
1incisin!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Büyük milletlerin
büyük hayalleri olur, rüyaları olur, hülyaları olur, hedefleri olur,
ülküleri olur, varmak istedikleri hedefleri olur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yolsuzlukta
1incisin, yolsuzlukta! Çocuk yolsuzluğunda da aynısı.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Yeniden, güçlü,
büyük Türkiye istikametinde yirmi yılda yapılanlar ortadadır.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Yirmi sene
oldu.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Eğer
kâğıtlardan anlamıyorsak bunları gidip yerlerinde
görebiliriz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Çocuklar aç,
çocuklar aç, aç, aç! Hiç mi vicdanınız yok! Çocuklar aç, çocuklar!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Yollar,
hızlı trenler, havaalanları, üniversiteler, şehir
hastaneleri, büyük köprülerimiz, Çanakkale Köprüsü, İstanbul Köprüsü,
savunma sanayisinde yüzde 80lik yerlilik oranı, yüksek teknoloji
ürünlerindeki rekabetçilik, TOKİnin projeleri
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Millet aç!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Togg
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Millet aç!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Sayın
Cumhurbaşkanımız, Sayın Bahçeli de oradaydı;
keşke bütün partilerin Genel Başkanları olsaydı. Oradaki
iftihar tablosunun bir parçası olduk. Türkiye yerli üretimini yaptı,
arabasını dünya piyasalarına çıkardı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Milletvekilleriniz
gelmemiş, milletvekilleriniz! Milletvekilleriniz gelmemiş Sayın
Başkan!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) En son, Yusufeli
Barajı
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, milletvekilleriniz gelmemiş.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Yusufeli
Barajına 35 milyar lira harcandı.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sıralarınız boş, sıralarınız!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Gazi Meclisin gazi milletvekilleri,
35 milyar lira harcandı.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Milletvekillerinizin üçte 1i yok!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ben
hatırlıyorum, geçmiş dönemlerde
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bakın,
milletvekillerinizin üçte 1i yok!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
her dönem Bütçe
nerede? diyorsunuz ya, bütçe
Yedi yılda, her yıl 5 milyar lira geri
ödemesi olacak
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Dinlemiyorlar
sizi, dinlemiyorlar!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
ve Yusufeli
Barajı dünyanın en büyük projesi olarak inşallah bu millete
hizmet edecek.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yirmi yıl geçti,
yirmi yıl.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, peki, soru şu
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yirmi yıl geçti,
Allahtan korkun!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Sayın Tanal, soru
şu: Millet aynı millet, bütçe aynı bütçe, devlet aynı
devlet. Geçen dönemlerde niye yapılamıyordu da şimdi
yapılıyor? (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Millet aç! Millet aç!
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Kurtulmuş,
Atatürk Barajını siz mi yaptınız? Keban
Barajını siz mi yaptınız?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yirmi yıl geçti,
yirmi yıl!
ERHAN USTA (Samsun) Otoyolları siz mi
yaptınız? Yazık ya!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bazı
arkadaşlarımız söyledi ama ben biraz daha açayım. Hem
Levent Bey hem Erkan Bey çok güzel söylediler.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Çalışanların yüzde 65i asgari ücret alıyor! Bu ayıp
size yeter!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşler, değerli arkadaşlar; bunların
yapılabilmesinin arkasındaki temel neden AK PARTİ hükûmetlerinin
Türkiyede gerçekleştirmiş olduğu zihniyet devrimidir ve vesayet
odaklarıyla mücadeledeki başarıdır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Tabii, tabii!
VELİ AĞBABA (Malatya) Salla, salla!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Nuri Killigili,
Vecihi Hürkuşu, Nuri Demirağı hepimiz biliyoruz. Rahmetli
Özdemir Bayraktar çok yakın dostumuz, ağabeyimizdi.
ATİLA SERTEL (İzmir) Karun nerede karun?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Makam
tatlı makam! Para tatlı para!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Özdemir Bayraktar,
BAYKARın başlangıçta bürokratik oligarşinin hangi
engelleriyle karşılaştığını çok açık
bir şekilde anlatıyordu.
ATİLA SERTEL (İzmir) Seni herkes
tanıyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Oligarşinin Allahı var şu anda(!)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, zihniyeti değiştiremezseniz bunları
yapamazsınız.
VELİ AĞBABA (Malatya) Reza Zarrabı
ne yaptın?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Sizin için
söylemiyorum, geçmiş için söylüyorum, sizin için söylemiyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) Reza Zarrabı
ne yaptın Reza Zarrabı(!) Reza Zarraba plaket verdin ya, onu ne
yaptın onu?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Şimdi, sadece
VELİ AĞBABA (Malatya) Reza Zarraba
plaket veren siz değil misiniz? Bir namussuza, bir
dolandırıcıya plaket veren sen değil misin?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
Nuri
Demirağın başına ne geldiğini müsaade ederseniz iki
cümleyle anlatayım.
(CHP sıralarından Zarraba plaket!
şeklinde slogan atmalar)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Nuri Demirağ
1940lı yıllarda Türkiye'nin uçağını yapmış
olan kahraman bir sanayici ve çok iyi bir vatanseverdi.
VELİ AĞBABA (Malatya) Zarraba plaket
verdin mi vermedin mi?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Zafer
Havalimanına verdiğiniz para zehir zıkkım olsun alana!
Zehir zıkkım olsun!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Maalesef, daha iki
sene evvel Nuri Demirağın yaptığı uçaklardan biri
İngilterede emekliye ayrıldı ve üstünde Nuri Demirağ
Fabrikasında 1940lı yıllarda Türkiyede üretilmiştir.
diye bir tabelası vardı. Değerli arkadaşlar, Nuri
Demirağın fabrikası birkaç ay içerisinde kapatıldı.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Zafer
Havalimanına verdiğiniz para zehir zıkkım olsun!
Bırak Nuri Demirağı, ne alakanız var? Sizin
yaptığınız yatırım orada, görün!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Yeşilköy
Havalimanı'nın mülkü Demirağ ailesinin malıydı ama
gariban Nuri Demirağ o kadar zenginliğe rağmen
hayatının sonunda fakruzaruretle öldü.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Tabii, tabii, siz de
öylesiniz!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Nuri
Demirağdan size ne!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu memlekette
vesayet odakları sadece şurayı bombalayan FETÖ'nün eli
kanlı katilleri değildir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Senin
ortakların, senin ortakların!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu memleketteki
vesayet odakları ekonomide, siyasette, ticarette ülkenin kanını
emen bir avuç azınlıktır, ona karşı mücadele
ettiğimiz için bunlar yapılabilmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sahip
çıksana Zafer Havalimanına haydi! Sahip çık!
VELİ AĞBABA (Malatya) FETÖ senin
ortağın, senin ortağın! Bomba atanları general yapan
sensin! Bomba atanları general yapan sensin! Devleti FETÖye teslim eden
sensin! Senin ortakların bombaladı.
ATİLA SERTEL (İzmir) Atatürkçü
subayları Ergenekoncu diye siz öldürdünüz, siz, FETÖcüler ile siz!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bir tanesini daha
söyleyeyim: Bu Gazi Meclisin bahçesinde 1961de
Biliyorsunuz, 1961de Devrim
arabaları yapıldı, üretildi ve tam görücüye
çıktığı bir zaman vesayet odaklarının ajanları
şeytanın aklına gelmeyecek provokasyonlarla o Devrim
arabalarının yapılmasını engellediler.
ATİLA SERTEL (İzmir) Siz
atadınız onları, siz getirdiniz onları makamlara, siz!
(AK PARTİ ve CHP sıralarından
gürültüler)
VELİ AĞBABA (Malatya) Ortağı
sensin, ortağı! Ortağı sensin, FETÖnün ortağı
sensin!
(AK PARTİ sıralarından Ortak olan
sensin! sesi)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Dün Devrim
arabalarının yapılmasını engelleyen odaklar ile
bugünün Türkiye'nin ileriye gitmesini istemeyen vesayet odaklarının
temsilcileri arasında zerre-miskal bir fark yoktur, zerre-miskal bir fark
yoktur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Devleti FETÖye
teslim eden kim? Meclisi bombalayan albayları general yapan kim? Sensin,
senin partin!
(AK PARTİ sıralarından Ortak olmasan
bağırmazsın. sesi)
(AK PARTİ ve CHP sıralarından
gürültüler)
ATİLA SERTEL (İzmir) Doğruyu söyle
Ortak olan orospu çocuğu...
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar, ayağa kalkmalar)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
arkadaşlar
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen yerinize
İdare Amirleri
(AK PARTİ ve CHP
sıralarından gürültüler, ayağa kalkmalar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Küfrediyor, küfrediyor; temiz dil kullanması
lazım, temiz dil kullanması lazım. Herkesin temiz dil
kullanması lazım.
BAŞKAN Arkadaşlar
(AK PARTİ ve CHP
sıralarından gürültüler, ayağa kalkmalar)
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.15
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.27
BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP
KÂTİP ÜYELER: Enez KAPLAN (Tekirdağ), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
III.-OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı Mustafa
Şentopun, milletvekillerinin, Meclisin çalışma düzenini,
sükûnetini bozmayacak şekilde hareket etmeleri gerektiğine
ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, Meclisin
çalışma düzenini bozmayacak, sükûnetini bozmayacak şekilde
hareket etmek gerekiyor. Şüphesiz zaman zaman tansiyon yükseliyor, laf
atmalar olabiliyor ama bunların belli bir dozajı aşmaması
lazım; hatibin konuşmasını engelleyecek, Meclisin
çalışmasını engelleyecek bir noktaya varmaması
lazım. Bazı arkadaşlarımızın sövmeyle ilgili
iddiaları da var; tutanaklara baktıktan sonra ona karar
vereceğiz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Yok öyle bir şey.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Yok öyle bir
şey.
IV.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
BAŞKAN Şimdi, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına Genel Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Sayın Numan Kurtulmuşu kalan süresini tamamlamak üzere kürsüye davet
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA NUMAN KURTULMUŞ
(İstanbul) Gazi Meclisin değerli üyeleri, Sayın Başkan;
kaldığım yerden devam ediyorum.
Türkiyenin yirmi yılda yapmış
olduğu faaliyetleri burada anlatsak sabaha kadar anlatamayız.
Dolayısıyla bu yapılanların arkasındaki temel gücün
zihniyet devrimi olduğu, Türkiyede büyük bir öz güven inşasıyla
birlikte milletimizin artık şunu yapamayız elin oğlu
bize müsaade etmez şunu yaptıramazlar gibi mazeretlerinin
gündemden kalkmış olduğunun da altını çizmek isterim.
Bu, Türkiye için büyük bir başarıdır. Şimdi, bu
başarının üstünde ikinci hedefimize, ikinci seviyeye
çıkıyoruz; o da, demin ifade ettim ama gürültünün içerisinde
kaybolmuş olabilir, bir kere daha söylemek istiyorum: Hele bizim gibi
büyük milletlerin mutlaka büyük hedefleri, büyük ülküleri, büyük amaçları,
varmak istedikleri ortak hedefleri olur; işte, Türkiye Yüzyılı,
bu anlamda önümüzdeki dönemde Türkiyenin sadece bir partinin ya da sadece
Cumhur İttifakı olarak bizim değil, bütün Türkiyenin ortak
hedefidir ve Türkiyeyi yeryüzünde sözü ve gücü her yere ulaşan bir ülke
hâline getirme hedefinin anlamıdır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Türkiye Yüzyılı, her
alanda Türkiyeyi güçlü yapma yüzyılıdır; ekonomide, siyasette,
dış politikada, toplumsal yapıda, demokraside, bilim ve kültürde
vesair vesaire her alanda Türkiye Yüzyılı Türkiyeyi ileriye
taşıma vizyonudur. Türkiye Yüzyılı, nasıl içeride
vesayet odaklarıyla mücadele ettiysek dış vesayet
odaklarıyla da mücadele ederek daha hakkaniyetli, daha adil ve daha insani
bir sistem kurmak için küresel bir mücadele yüzyılıdır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Dış güçler
mi doları 18,5 lira yaptı?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Türkiye
Yüzyılı, küresel ölçekte etkisini artıran bir Türkiye'nin
yüzyılı olacaktır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Dış güçler
mi doları 18,5 lira yaptı?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu çerçevede,
Türkiye, dış politikada her alanda gücünü artırmaktadır.
Yüzlerce örnek verebilirim, 2 tanesini söyleyip geçeceğim; bunlardan biri,
NATO toplantısında Türkiye'nin, Finlandiya ve İsveç'in üye
yapılmasıyla ilgili, teröre destek vermeme şartlarını
çok net bir şekilde diretmesi sonucu, terör örgütleri, NATO
tarafından terör örgütleri listesine yazılmış; PKK'nın
yanında FETÖ de terör örgütü olarak kabul edilmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ayrıca, bir ikinci örnek de -az
evvel yine ifade edildi- Özbekistan'daki Türk Devletleri Teşkilatında
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gözlemci ülke olarak kabul
edilmiştir; bu büyük bir başarıdır. Allah'ın izniyle
önümüzdeki dönemde Kıbrıs Türk devleti birçok alanda tanınacak,
tanınması için mücadele verilecektir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Değerli kardeşlerim, Türkiye
Yüzyılı, dış politikada sözü ve gücünden bahsedilen bir
Türkiye'dir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Mursinin
mezarında kemikleri sızlıyor; Mursinin, Mursinin.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu anlamda Türkiye
çatışmaların, gerilimlerin, savaşların ve
birtakım mücadelelerin çözümünün savaş değil
VELİ AĞBABA (Malatya) Sisinin
ortakları
Sizi gidi Sisiciler, sizi gidi Sisiciler!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
karşılıklı rıza, mutabakat ve hakkaniyet ekseninde
çözümler aramak olduğunu biliyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın Bakan,
bir Rabia işareti yapsana, Rabia.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Rabia
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu çerçevede
çatışma çözümlerini prensipli müzakereler ve insani diplomasi
çerçevesinde sürdürüyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) Rabia yapsana,
Rabia!
BAŞKAN Sayın Ağbaba
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Sadece
Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta Türkiyenin ve Türkiyenin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın
oynadığı rol bütün dünyanın gözlerinin önündedir. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Tabii, tabii(!)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Putinle,
Zelenskiyle, 2 ülkeyle birlikte konuşabilen tek lider Erdoğan,
görüşebilen tek ülke Türkiyedir.
MAHİR POLAT (İzmir) Esadla niye
görüşmedi?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu çerçevede,
birisine ne söylediysek ötekine de onu söyledik.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sisi
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Örneğin,
Kırımın ilhakı dâhil bütün bölgelerin ilhakının
uluslararası hukuka aykırı olduğu prensibini her platformda
söyledik
VELİ AĞBABA (Malatya) Mursi
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
ve böylece insani
diplomasinin kapısını da açmış olduk. Tüm dünya, Rusya
savaşıyla birlikte yeni bir evreye girip gıda krizi meselesiyle
yüzleşirken, Batı ülkeleri iğnenin ucu kendine dokunduğu
zaman meselenin ne olduğunu anlamaya başladıklarında
Türkiye gıda ve enerjide büyük bir krizin gelmekte olduğunu biliyor
ve bunun hazırlığını yapıyordu. (CHP sıralarından
gürültüler) Tahıl koridoru vasıtasıyla, tahıl koridorunun
merkezinin, koordinasyon merkezinin de İstanbul olması
vasıtasıyla Türkiye önemli bir diplomasi başarısı
kazanmış ve insani diplomasi örneğini dünyaya göstermiştir.
Ayrıca, Türkiye, Kıbrısta da Kuzey
Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs devletinin
haklarını sonuna kadar korumakta kararlı olduğunu
göstermektedir. Değerli kardeşlerim, Türkiyenin insani diplomasi ve
dış politikadaki etkin uygulamaları sonucu normalleşme
adımlarımız, özellikle bölge ülkeleriyle normalleşme
adımlarımız bundan sonraki süreçte de millî menfaatlerimiz
çerçevesinde devam edecektir. (CHP sıralarından gürültüler) Türkiye,
daha fazla dayanışma ve iş birliğinden geçen bir
dış politikanın kurgulanmasından yanadır.
Yapıcı, birleştirici ve insani değerler üzerinde yeni bir
dünyanın kurulabileceğine inanan bir perspektifle hareket etmektedir.
Türkiye ayrıca dış politikada önemli meselelerden birinin göç ve
göçmenler meselesi olduğunun farkındadır.
VELİ AĞBABA (Malatya) Memleket mülteci
kampına dönüşmüş durumda sayenizde. Sayenizde sınır
kapıları delik deşik; Afganı, Suriyelisi,
Iraklısı, Bangladeşlisi, Pakistanlısı Türkiye'de.
Avrupa'ya Türkiye'yi sattınız!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bunun için sadece
tek başına mücadele etmesinin yeterli olmadığını,
etkin bir mücadele aracı olarak UNHCRın daha da güçlü hâle
getirilmesinin ya da Birleşmiş Milletler nezdinde yeni bir
yapılanmanın içine girilmesinin zorunlu olduğunu görmektedir.
Çünkü göç meselesi bir sebep değil, onlarca sebebin sonucu olan bir
gelişmedir. Bu çerçevede geldiğimiz noktada göç ve göçmenler meselesi
sadece hukuki ve ekonomik bir sorun olmanın çok ötesine geçmiş ahlaki
ve insani bir sorun hâline gelmiştir. Bu çerçevede Türkiye göç meselesi
üzerinden özellikle Avrupa'da aşırı sağın
yükselmesinin, faşist, ırkçı partilerin gelişmesinin Avrupa
siyaseti için bir tehdit olduğunun farkındadır; göç ve göçmenler
meselesinin insani eksende çözülmesinin zaruri olduğuna inanmaktadır
yoksa yabancı düşmanlığı ve göçmen
düşmanlığı, İslam karşıtlığı
dünyayı rotasından çıkaracaktır.
VELİ AĞBABA (Malatya) O işi
memleketin başına bela eden sizsiniz, siz! Şimdi Esadın
kapılarında geziyorsunuz. Memleketi Suriye kampına çevirdiniz,
mülteci ambarına çevirdiniz, mülteci kampına çevirdiniz.
Avrupalılar rahat etsin diye Türkiye mülteci kampına
dönüşmüş durumda. Vay babam vay!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, Türkiye Yüzyılı Türkiye'yi bir teknoloji ülkesi
hâline getirme hedefidir. Bu anlamda da yüksek teknolojilerde Türkiye
harıl harıl rekabet eden ülkedir. Türkiye'nin gencecik mühendisleri
yazılım alanında dünyanın bütün merkezlerinde adları
anılan, istenilen, aranan insanlar hâline gelmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Hadi oradan!
Memleketi Suriyeli ambarına çevirdiniz, mülteci kampına çevirdiniz!
Avrupalı rahat etsin diye Türkiye'yi sattınız.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ayrıca Türkiye
yüksek teknolojileri dijitalleşmeyle birlikte sürdürecek ve hayatın
her alanını kaplayan dijitalleşmeyi insani ölçüler içerisinde
tutacak adımları atacaktır. Tıp ile genetik alanındaki
dijitalleşmenin gelişmesini, mucizevi bir şekilde
gelişmesini insanlığın hayrına döndürecek
çalışmalara öncülük yapacaktır. (CHP sıralarından
gürültüler) İnsanın sanal evrende yalnızlaşmanın,
nesnelleşmesinin ve insanın hayatın içerisinde tek
başına hapsedilmesinin önüne geçecek ve dijital alanı insani
şekilde kullanacağız. Yani kısacası, AK PARTİ
hükûmetleri bundan sonraki süreçte de sadece siyasetin dijitalleşmesini
değil, dijitalin siyasetini de konuşacak ve bunu
gerçekleştirecektir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
VELİ AĞBABA (Malatya) Memleketi mülteci
kampına çevirdiniz Avrupalı rahat etsin diye.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, değerli basın mensupları; Türkiye
Yüzyılı insani bir anlayışın merkezi vizyona sahip
olduğu bir yüzyıldır. Dünyada gücün değil, teknolojinin
değil, silahın değil, elinde dünyanın sisteminin
aparatlarını bulunduranların değil, birtakım
savaş alanlarını hibrit savaş alanları olarak
kullananların değil, insani olanın ve ahlaki olanın güçlü
olduğu bir dünyayı kurmaya azmetmiş bir Türkiye, Türkiye
Yüzyılının öncüsü olacaktır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Yirmi yıldır
neredeydiniz?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) İnsan, yeryüzü
ve kainat dengesini kuran yeni bir dünyayı kurmaya azmetmiş bir kadro
olarak yolumuza devam ediyoruz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Yirmi yıldır
neredeydiniz?
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
Yaradılışın fıtratına ve insanın doğasına
uygun ve buna saygı duyan bir dünyanın inşa edilmesi için
çalışan bir kadro olarak yola devam edeceğiz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) HAS Partiye ne oldu?
HAS Partiye ne oldu Başkan?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Aziz milletimiz
hakkaniyetli, adaletli, hak ve özgürlükleri esas alan
MAHMUT TANAL (İstanbul) HAS Partiye ne oldu
Başkanım? HAS Partiye ne oldu?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
insan onurunu
siyasetin merkezine koyan, temel umdeler olarak bunları kabul eden yeni
bir dünyanın kurulması için Türkiye Yüzyılı ideali
etrafında birleşecek ve yoluna devam edecektir. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Aziz milletimiz, bu
çerçevede, dünyada hem siyasi anlamda hem de ekonomik anlamda bir yeniden
yapılanmanın şart olduğunu ifade eden Türkiye
Yüzyılının ardından yürüyecektir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Simit kaç para, simit
kaç para?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Türkiye bu anlamda
hem ileri teknolojileri hem de ileri insani değerleri savunarak Türkiye
Yüzyılını inşa edecektir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Simit kaç para,
simit?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bakın, belki
bizim yaşımız görmeyecek, genç milletvekili
arkadaşlarıma sesleniyorum: Değerli kardeşlerim
Allahın izniyle
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ORHAN SÜMER (Adana) Başkan, görürsün,
görürsün.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Simit 4 lira mı,
5 lira mı?
BAŞKAN Sayın Kurtulmuş,
tamamlayalım lütfen.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bir dakika daha
istirham ediyorum.
Dünya 5ten büyüktür. diyorduk ya
VELİ AĞBABA (Malatya) Rabia ne oldu,
rabia?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Yeni bir dünya
kurulacak. diyorduk ya
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Rabia ne oldu?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Allahın
izniyle Birleşmiş Milletlerin de Dünya Bankasının da
IMFnin de bütün uluslararası kurum ve kuruluşların da çok
yakın bir zamanda yeniden yapılanacağını ya da yeniden
kurulacağını göreceksiniz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Adaletin ve
hakkaniyetin öncüsü olan Türkiye, Türkiye Yüzyılıyla hayata
geçecektir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Rabia nerede, Rabia?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Son söz,
değerli kardeşlerim, daha fazla dayanışmanın, iş
birliğinin, paylaşmanın merkeze alındığı
yeni bir küresel, ekonomik ve siyasi mimariyi mutlaka ama mutlaka
kuracağız. Türkiye bunun öncüsü olacaktır. Önümüzdeki dönemde
geleceğin siyaseti, üç alandaki tartışmanın nasıl
şekillendirileceğine bağlıdır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) HAS Parti ne oldu,
HAS Parti?
VELİ AĞBABA (Malatya) Sisiciler
Sisiciler
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bir tarafta
demokrasi, diğer tarafta otoriterlik.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Somada
madenciler
.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
bir tarafta adalet
ve hakkaniyet; diğer tarafta eşitsizlik. Bir tarafta
kapsayıcılık, diğer tarafta ayrımcılık. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bitirelim lütfen.
MAHMUT TANAL (İstanbul) HAS Parti ne oldu
Başkan? Onu merak ediyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sisinin
selamı var, Sisinin.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Verin, bir dakika daha
verin.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) İşte
Türkiye Yüzyılı demokrasinin otokrasiye karşı olduğu
VELİ AĞBABA (Malatya) Sisi
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
adalet ve
hakkaniyetle eşitsizliğin ortadan
kaldırıldığı, kapsayıcılıkla
ayrımcılığın ortadan
kaldırıldığı insani bir yüzyıl olacaktır ve
inşallah 2023 yılında milletimiz Türkiye
Yüzyılının kapılarını Cumhur İttifakını
iktidara getirerek sonuna kadar açacak ve bu istikamette yürüyecektir.
Hepinize
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından Rabia, Rabia Güle güle
sesleri)
VELİ AĞBABA (Malatya) Esad seni
çağırıyor, Esad! Esad seni çağırıyor!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Rabia ne oldu, Rabia!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bunu da sizin için
VELİ AĞBABA (Malatya) Mursiye
hoşça kal, Mursiye! Sisiye bay bay, Sisiye!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Rabia ne oldu, Rabia!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Allaha emanet
olun, bir daha da gelmeyin!
VELİ AĞBABA (Malatya) Sizi gidi
Sisiciler sizi!
BAŞKAN Sayın Milletvekilleri
VELİ AĞBABA (Malatya) Netenyahunun
selamı var, Netenyahunun!
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
bakın, kişisel, özel mekânlarımızda değiliz,
burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Meclisimizin vakarına
yakışır bir tutum ve davranış içerisinde olmamız
gerekir. (CHP sıralarından gürültüler)
VELİ AĞBABA (Malatya) Sağ tarafa
bak, sağ tarafa.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sen AK
PARTİyi uyar!
BAŞKAN Lütfen, lütfen
Takip ediyoruz
hepinizi, herkesi.
Değerli arkadaşlar, şimdi, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına ikinci konuşmacı İstanbul
Milletvekili Sayın Nurettin Canikli.
Buyurun Sayın Canikli. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz beş dakikadır.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) AK
PARTİyi niye uyarmıyorsun!
AK PARTİ GRUBU ADINA NURETTİN
CANİKLİ (İstanbul) Değerli milletvekilleri, öncelikle,
hepinizi, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. 2023 bütçemizin
hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
2023 bütçesini yüksek enflasyon, gerçekten hayat
pahalılığı ve yeni uygulanan bir para
politikasının, klasik iktisat teorisinin dışında yeni
söylemleri gündeme getiren bir para politikasının
uygulandığı dönemde tartışıyoruz,
değerlendiriyoruz.
Yüksek enflasyon kötüdür, bunu bütün iktisat
bilimcileri kabul eder ve yüksek enflasyonun olduğu ülkelerde -Türkiye
için de geçerli- yüksek enflasyon hem büyüme açısından ciddi tahribat
ortaya çıkarır hem de gelir dağılımını
bozar. Geçmişte yüksek enflasyonla karşı karşıya kalan
ülke ve ekonomilerin uygulamalarında bu iki olumsuz sonuç mutlaka ortaya
çıkmıştır yani millî gelir azalmıştır,
üretim azalmıştır, üretilen mal ve hizmetler
azalmıştır ve gelir dağılımı
bozulmuştur, özellikle dar gelirlilerin millî gelirden
aldığı pay azalmıştır.
Şimdi, bu açıdan
bakıldığında, son bir yıldan beri -bir de biraz önce
de ifade etmeye çalıştığım gibi- düşük enflasyon
politikası olarak özetleyebileceğimiz ve klasik iktisat teorisinin
dışında bir modelin kararlı bir şekilde
uygulandığı bir dönemdeyiz aynı zamanda, bir yıldan
beri uygulanıyor. Biliyorsunuz, eylül ayından itibaren agresif bir
şekilde faiz oranlarının ısrarla peş peşe
düşürüldüğü ve reel faizin çok ciddi anlamda negatif olarak
uygulandığı bir model şu anda uygulanıyor, hayata
geçiriliyor. Bir yıldan beri uygulanıyor, dolayısıyla bir
yıllık uygulama süresi, esasında, bu modelin
uygulanmasının sonuçlarını değerlendirmek için yeterli
bir süre. Yani bir yıldan beri uygulanan modele bakmamız gerekiyor.
Hangi açılardan bakmamız gerekiyor? Özellikle büyüme ve gelir
dağılımı açısından bakmamız gerekiyor.
Ekonomide iki tane temel hedef vardır.
Ekonomistlerin temel amacı, ülkede üretilen mal ve hizmetlerin
artırılması, büyütülmesi ve üretilen mal ve hizmetlerin
olabildiği ölçüde dengeli bir şekilde toplum kesimlerine
dağıtılmasıdır, 2 tane temel hedef.
Dolayısıyla bu açıdan bakmamız gerekiyor.
Şimdi, uygulanan para politikasının
yani düşük faiz olarak adlandırdığımız para
politikasının alternatifi nedir? Alternatifi, özellikle
gelişmekte olan piyasalar için pozitif reel faiz politikasıdır
yani faizin, enflasyon oranının biraz üzerinde belirlenmesi
şeklinde özetleyebileceğimiz bir politikadır. Neden? Çünkü
özellikle, ellerinde Türk lirası varlıkları bulunduranların
Türk lirası varlıklarından çıkmamaları ve dövize yönelmemeleri
için bu politika tatbik edilir, uygulanır. Bir başka ifadeyle,
şu anda politika faiz oranı yüzde 10-11 civarındadır.
KEMAL PEKÖZ (Adana) 9.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bunun
alternatifi olan faiz oranı uygulanmış olsaydı yüzde 85lik
enflasyon oranının biraz üzerinde bir faiz politikası
uygulanması gerekirdi, bu da en az yüzde 86 nominal faiz uygulaması
anlamına gelir, yani şu anda yüzde 11 olan bu nominal faizin,
politika faizinin yüzde 86 olarak uygulanması anlamına gelir. Yüksek
faiz uygulandığı dönemlerde yatırımlar azalır.
Neden? Çünkü yatırımcılar, ellerinde bulundurdukları
fonları riskli yatırım yerine garantili yüksek faize plase
ederler, kanalize ederler ve oradan gelir elde ederler. Ayrıca, hane
halkı da ellerindeki tüketim için planladıkları fonları tüketime
değil yüksek faiz getirisi nedeniyle faize kanalize ederler. Bu
açıdan da bakılması gerekiyor.
Sonuç itibarıyla, tabii, yatırımlar
azalınca çalışanlar işlerini kaybederler, millî gelir
azalır; özellikle, ücretlilerin millî gelirden aldığı pay
düşer. Dolayısıyla yüksek faiz uygulanan dönemlerde zengin daha
zengin olur çünkü parası olan, sermaye sahibi kaynağını,
imkânını, fonunu faize yatırır ama diğer taraflarda
dar gelirli olan, faiz geliri elde etme imkânı olmayan da millî gelirden
daha az pay elde eder yani fakirleşir. Şimdi, bu açılardan baktığımızda,
Merkez Bankasının ısrarlı, agresif faiz düşürme
politikasının sonuçlarına baktığımızda 2
sonucu görüyoruz: Üretim açısından bakalım; üretim açısından
bakıldığında, eylül ayından itibaren uygulanan
düşük faiz politikasının sonucunda, bakın, üretim hangi
aşamaya gelmiş onları bir ortaya koyalım.
Şimdi, biliyorsunuz, eylül ayında politika
faizi yüzde 19 ve enflasyon da yüzde 21-22 civarında ama enflasyonun yönü
yukarı. Eğer klasik iktisat politikası uygulanmış
olsaydı, eylül ayının sonuna kadar nominal faizin en az yüzde
28e, 30a çıkartılması gerekirdi, özellikle hane
halkının, vatandaşın dolara gidişini engellemek
amacıyla bu şekilde bu politikanın hayata geçirilmesi gerekirdi
fakat böyle olmadı. Aslında, Hükûmet, bu açık yani
Daha
doğrusu, Merkez Bankasının kararıyla -ama bunu da herkes
biliyor, elbette bunda Sayın Cumhurbaşkanımızın
ısrarlı taleplerinin payının olduğunun kabul edilmesi
gerekiyor- eylül ayı sonuna kadar yüzde 30 olması gereken normal
klasik para politikası hayata geçirilmiş olsaydı
Faiz
oranı yüzde 19dan hızla düşürülmeye başlandı ve
şu an itibarıyla yüzde 9,5 olarak uygulanıyor.
Burada hatırlatmamda bir fayda var: Bütün
dünyada en borçlu organ devlettir, devletler en çok borcu olan
yapılardır; Türkiye için de geçerli, dünyanın bütün ülkeleri
için de geçerli; Türkiyede nispi olarak diğer ülkelere kıyasla daha
düşük.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Türkiyede özel
sektör de çok borçlu.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Dolayısıyla bugün en borçlu yapı olarak hazine, politika faizine
yakın oranlardan borçlanıyor yani yüzde 10-11 civarında
borçlanıyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen bu söylediğine
inanıyor musun ya? Ben bu eğitimimle biliyorum yalan olduğunu.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Eğer klasik para politikası uygulanmış olsaydı bugün nominal
faiz oranı enflasyonun biraz üzerinde yani yüzde 86 civarında
olması hazinenin de en az yüzde 86yla borçlanması gerekirdi, bugün
yüzde 10la borçlanıyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Nurettin Bey, enflasyon niye
yüzde 86ya çıktı, onu söyleyin. Faiz oranı yüzde 19ken
enflasyon kaçtı? Enflasyonu siz getirdiniz yüzde 86ya. Böyle bir
mantık olur mu ya? Bu ne biçim mantıksızlık ya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bugün,
2022 bütçesinde öngörülen faiz ödemesi gayrisafi millî hasılanın
yaklaşık yüzde 3ünün altında kalacaktır yani en
azından resmî olarak söylüyorum, yaklaşık olarak 300 milyar lira
faiz ödemesi yapılacaktır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Dolar kaç para?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Eğer o para politikası uygulanmış olsaydı yani hazine
yüzde 10 yerine, 11 yerine yüzde 86dan borçlanmış olsaydı 2022
bütçesinde en az 1,2 trilyon lira faiz ödemesi gerçekleştirilecekti.
ERHAN USTA (Samsun) Yüzde 86 nereden
çıktı, onu söyleyin bize.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi yapılan ödeme ne kadar?
ERHAN USTA (Samsun) Yüzde 86 nereden
çıktı?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) 300
milyar civarında bir faiz ödemesi yani toplam bütçenin yüzde 10,5u
oranında bir faiz ödemesi öngörülüyor; aradaki farkı görüyorsunuz
değerli arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) TÜFEye endeksli borçlar ne
oldu? TÜFEye endeksli borçlar ne oldu, onu bir söyleyin bakalım.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, sonuçlara bakalım
MAHMUT TANAL (İstanbul) Şu anda dolar
18,5 lira oldu.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, şunu da söyleyelim bakın
ERHAN USTA (Samsun) Altın ve döviz cinsinden
borçlanmalar ne oldu? Onları faize yazmıyorsunuz tabii.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
eğer bu politika hayata geçirilmemiş olsaydı yine bugün
itibarıyla enflasyon oranı en az yüzde 70in üzerine
çıkacaktı. Neden?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Yüzde 170
VELİ AĞBABA (Malatya) Tamam, sen
Nebatiden iyi yalan söylüyorsun, seni bakan yapalım.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın, yani düşük faiz politikası uygulanmamış
olsaydı bile bugün enflasyon oranı yüzde 70in üzerinde
gerçekleşecekti. Neden?
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Canikli, sen Nebatiden de iyi sallıyorsun, seni bakan yapalım.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bakın, diğer başka kalemlere
bakmaya gerek yok, sadece enerji ürünlerinin uluslararası piyasa
fiyatındaki artıştan kaynaklanan enflasyonun Türkiyeye
yansıması, manşet enflasyona yüzde 30un üzerinde, aynen öyle,
evet. Almanyada enerji enflasyonu yüzde 44 değerli arkadaşlar,
manşet enflasyon yüzde 11 ama enerji enflasyonu yüzde 44.
ERHAN USTA (Samsun) Türkiyede ne kadar?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yani
başka hiçbir faktör etkili olmamış olsaydı sadece enerji
fiyatındaki artışlar Türkiye enflasyonunu en az 30 puan birden
artıracaktı.
ERHAN USTA (Samsun) Arttı zaten, 66 puan
arttı, enflasyon 66 puan arttı bir yılda.
NURETTİN CANİKLİ (İstanbul)
Ayrıca burada, Türkiyenin bugün dünyanın bütün ülkelerinden daha
düşük fiyatla enerjiye ulaştığını söylemeye gerek
yok. Bu da Cumhurbaşkanımızın uluslararası alanda
inanılmaz bir diplomatik maharetinin ekonomiye
yansımasıdır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bunu hepimiz biliyoruz, herkes biliyor, dünya biliyor,
Türkiye de biliyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) Siside biliyor,
Esadda biliyor, Netanyahuda biliyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Ayrıca, yüksek fiyatla bunu bulamayan ülkeler bile var. Bugün, Almanya
Parlamentosunda insanlar donuyor, milletvekilleri donuyor, çalışma
yapamıyorlar. Neden? Çünkü enerjiye ulaşamıyorlar, o yüksek
fiyatla onlar enerjiye bile ulaşamıyorlar değerli
arkadaşlar. Sadece 30 puan buradan gelecekti.
Bakın, demirin fiyatı
Demir, birçok
ürünün, birçok girdinin de maliyet unsurudur, ana girdisidir. Demirin geçen
yıl, 2021 Eylüldeki fiyatı tonu 92 dolardan, 2022 Nisanında 154
dolara kadar çıktı. Aradaki fark ne kadar? Yüzde 47lik bir
artış var. Yani bunun Türkiye'deki fiyatlara yansımaması
mümkün mü? Bu fiyat artışıyla Türkiye'yi yönetenlerin uzaktan,
yakından bir alakası var mı değerli arkadaşlar? Yok.
Dolayısıyla bunları gıda enflasyonu, bakın, gıda
fiyatları, bütün bunları topladığınızda eğer
yüksek faiz politikası uygulanmış olsaydı dahi Türkiye'deki
enflasyon bugün, en az yüzde 70in üzerinde olacaktı ve faizler de ona
paralel olarak yüksek oranlarda gerçekleşecekti. Türkiye'de, özellikle
enerji ürünlerine uygulanan sübvansiyon -ki doğal gazda yüzde 75,
elektrikte yüzde 50 civarında- enerji enflasyonunun, enerji ürünlerinin
fiyatlarının yükselmesinin Türkiye'de enflasyona
yansımasını en az 10-12 puan düşürmüştür. Bir
başka ifadeyle, eğer aynen yansıtılmış
olsaydı, uluslararası alanda enerji ürünlerine gelen fiyat
artışları aynen yansıtılmış olsaydı,
bugün enflasyon oranı 12 puan daha yüksek olacaktı.
Şimdi, bakalım değerli
arkadaşlar, dedik ki: Ekonomide temel hedef ekonominin büyütülmesi,
faizlerin düşürülmesi. Düşük faiz politikası birinci planda
büyümede nasıl bir etki yapmış? Büyümeye bakalım: Bu
düşük faiz politikası ne zaman başladı? 2021
yılının dördüncü çeyreğinde başladı. 2021
dördüncü çeyrekte, Türkiye yüzde 4 büyüdü
MAHMUT TANAL (İstanbul) Dolar kaç para
Sayın Canikli?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Pardon
Hayır, yüzde 9,6 büyüdü. Yüzde 4 kim büyüdü biliyor musunuz? Çin büyüdü
değerli arkadaşlar, Çin. Karşılaştırarak söyleyeyim
rakamları madem. Türkiye, 2021in dördüncü çeyreğinde yüzde 9,6
büyüdü.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Dolar kaç para
Sayın Canikli?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Büyüdüysek
millete versenize parayı. Büyümeden pay versenize çalışanlara.
Niye vermiyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Büyüme
ne demek biliyor musunuz? Biliyorsunuz da hatırlatıyorum sadece.
Üretilen mal ve hizmetlerin çoğalması demek, toplumun daha çok mal ve
hizmet üretmesi anlamına geliyor arkadaşlar.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Madem büyüdük
ücretlilere verin.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Gelir
dağılım nasıl, gelir dağılımı?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Borcumuz
büyüdü.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Dolayısıyla 2021in dördüncü çeyreğinde Türkiye yüzde 9,6
büyürken Çin ne kadar büyümüş arkadaşlar? Yüzde 4 büyümüş.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Çekmeköyde
ormanlık alanlar vardı, ne oldu Sayın Canikli?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Çin
dünyanın en büyük büyüme potansiyeli olan ve büyüyen ülkesidir, onun için
onunla karşılaştırıyorum, diğer ülkelerle
karşılaştırmıyorum. 2022 birinci çeyrekte Türkiye
yüzde 7,5 büyümüş, Çin yüzde 4,8 büyümüş. 2022 ikinci çeyrekte
Türkiye yüzde 7,6 büyümüş, Çin yüzde 0,4 büyümüş.
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Para nerede,
para?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) 2022
üçüncü çeyrekte Türkiye 3,9; Çin 3,9 büyümüş değerli arkadaşlar.
ERHAN USTA (Samsun) Çine üzülmeyi bırak sen.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Peki, büyümüş de
para nerede?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Demek ki
faizlerin düşürülmesinin hedefi olan büyüme sağlanmış,
büyümede başarılı, hedef o zaten. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Türkiye
büyümüşse para nerede Sayın Canikli?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Asgari ücret
270 dolar.
BAŞKAN Arkadaşlar, dinleyelim lütfen.
Matematik zor biraz ama dinlemeden hiç olmaz. Lütfen...
MAHMUT TANAL (İstanbul) Türkiye
büyümüşse para nerede Sayın Başkanım? Nerede bu para,
yerini söylesin.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın, şimdi, bunu test edelim: Bu gerçekten reel bir büyüme mi,
gerçekten üretilen mal ve hizmet var mı; ona bir bakalım
Ha, bu
arada şunu söyleyeyim
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Çalışanların yüzde 8ini götürüp teslim ettiniz öbür tarafa.
Büyüdük. diye bize hikâye anlatma.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Son bir
yılda yani faizlerin düşürülmeye başladığı
dönemden bugüne, yüksek enflasyon döneminde yaklaşık 23 tane organize
sanayi bölgesi açılmış ve toplam diğer organize sanayi
bölgeleriyle birlikte bu süre içerisinde yani yaklaşık bir yıl
içerisinde 2 bin tane fabrika faaliyete geçmiş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bir tane söyle, bir
tane
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, organize sanayi bölgeleri açılıyor,
kavak dikmek için değil, fabrikalar yükseliyor oralarda.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Türkiye iflas
rekorunu kırıyor, haberin var mı? Dünyada iflas rekoru
Türkiyede.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, bakın, eğer büyüme gerçekse test edelim, ekonomik olarak
test edelim, hiç kimsenin karşı çıkamayacağı tarzda
test edelim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Tamam test edelim de
yani Türkiye büyümüşse para nerede?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bunun
istihdam rakamlarına da yansıması gerekir değil mi
arkadaşlar?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ya, Türkiye
büyümüşse para nerede?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Büyüme
varsa fabrikalar açılıyor, üretim büyüyor, dolayısıyla
iş imkânları da artıyor anlamına geliyor; doğru mu?
Doğru.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Nerede para? Para
nerede, para?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Kayyumlara
çalışıyor fabrikalar.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Madem büyümüşsek
millet niye işsiz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakalım, 2021 yılının sonu itibarıyla Türkiyede
çalışan insan sayısı, çalışan kişi
sayısı 28 milyon 797 bin.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Kaç kişi
işsiz? Kaç kişi işsiz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Lütfen
not alın -2021in sonu- 28 milyon 797 bin kişi
çalışıyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) Kayyumlara gel,
kayyumlara.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Peki, o
öğrenciler okula giderken niye aç gidiyorlar, yemek götüremiyorlar bu
kadar para varsa?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Evet,
şimdi, değerli arkadaşlar, 2022nin Ağustos ayı, dokuz
aylık dönem içerisinde, çalışan sayısı ne kadar;
istihdam edilen, fiilen çalışan, ete kemiğe bürünmüş
çalışıyor? 31 milyon 344 bin kişi. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ya, Sayın
Başkan, Allahtan kork ya.
ERHAN USTA (Samsun) Çalışılan saat
niye düşüyor Sayın Canikli? Çalışılan saat niye
düşüyor? TÜİK rakamları ortada.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Var
mı itirazınız bu rakamlara, var mı itirazınız? Ne
kadar artmış arkadaşlar? Dokuz ayda çalışan
sayısı, istihdam edilen sayısı 2 milyon 547 bin kişi
artmış; bu, bir dünya rekorudur. Bu bir dünya rekorudur. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Vatandaş
izliyor seni; aç, yoksul, işsiz; biraz ele avuca gelir şeyler söyle.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Sanayi
devriminin insanlık dışı çalışma
şartlarının yaşandığı dönem hariç
-bildiğim kadarıyla- o dönem hariç...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ekranlarda
bunları söyleme, rezil oluyorsun, mahcup oluyorsun; vatandaş izliyor,
yoksullar izliyor, işsizler izliyor.
BAŞKAN Sayın Aydoğan, hatip kadar
konuştun.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Onun
dışında, tarihin hiçbir döneminde dünyada ve Türkiyede bu kadar
kısa dönem içerisinde, dokuz aylık dönem içerisinde toplam
istihdamın yüzde 9u oranında, 2 milyon 547 bin kişilik bir
istihdam artışı olmamıştır; bu bir rekordur, bu
bir dünya rekorudur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yoksullar
izliyor seni, yoksullar; işsizler izliyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ve bu
aynı zamanda, düşük faiz politikasının bir
madalyasıdır.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Doğru
konuşmadığını hepsi biliyor. Ayıp ya!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Bravo
Başkanım, ağzına sağlık.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, devam edelim, devam edelim.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Devam edin,
biraz öğrensinler, Rifkin onları köreltmiş.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yani
bütün her şeyi konuşalım; dar gelirlileri de
konuşalım, asgari ücreti de konuşalım; hepsini
konuşalım.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Her 3 çocuktan
1i aç bu ülkede, ne anlatıyorsun sen ya? Dünya rekoru
kırdınız.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hepsini
konuşalım, konuşulmadık hiçbir şey kalmasın.
Şimdi, bakın, istihdam konusu, bakın
arkadaşlar
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Orada oturuyor
Bakan.
VELİ AĞBABA (Malatya) Kayyumları da
konuşalım, kayyumları.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Geçin
onları, dava açıldı
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) 3 çocuktan 1i
aç.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
İstihdam konusu
Bakın, 1980 ile 2001 arası yirmi
yıllık dönem arkadaşlar, bizden önceki yirmi yıllık
dönem, 1980 ile 2001 arasındaki çalışan sayısının
istihdam artışına bakalım: 1980 yılında çalışan
sayısı 15 milyon 702 bin kişi, devletin resmî rakamları,
bizden önceki rakamlar bunlar.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Ülke
olmuş babanızın çiftliği, hâlâ daha konuşuyorsunuz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) 1980
yılında toplam çalışan sayısı 15 milyon 702 bin.
ERHAN USTA (Samsun) Nüfus ne kadar?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) 2001
yılında ne kadar yani yirmi yıl sonra? 19 milyon 557 bin,
arkadaşlar.
ERHAN USTA (Samsun) Nüfus ne kadar, nüfus?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yani
yirmi yılda üretilen iş, istihdam kapasitesi sadece 3 milyon 855 bin,
yirmi yılda.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ya, bu millet niye
aç? Millet niye yoksul?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yirmi
yılda üretilen iş imkânı 3 milyon 855 bin.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) O zaman, deveyi
havuduyla götüren biri var.
BAŞKAN Sayın Aydoğan
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, son yirmi yıla bakalım,
karşılaştıralım, bir önceki yirmi yılla bir
sonraki yirmi yılı karşılaştırıyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bütçede faiz ne
kadar, faiz? Bütçede faiz ne kadar?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) 2002de,
değerli arkadaşlar, istihdam edilen kişi sayısı 19 milyon
402 bin.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Faiz ne kadar
bütçede?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Çalışan sayısı 19 milyon 402 bin, itirazı olan var
mı? Yok.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bütçede faiz ne
kadar?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Peki,
2022 yılının -son rakamlar itibarıyla söylüyorum-
çalışan sayısı ne kadar? 31 milyon 422 yani 2002de 19
milyon 402 bin, şu anda 31 milyon 422 bin.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ne kadar faiz ödüyor
bu ülke? Faiz ne kadar, faiz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yirmi
yılda üretilen istihdam kapasitesi, iş imkânı ne kadar? 12
milyon, değerli arkadaşlar, 12 milyon. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bir tarafta yirmi yılda 3
milyon 844 bin
AYLİN CESUR (Isparta) Nüfus kaç? 2002de
nüfus kaç?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
bir
tarafta da aynı süre içerisinde tam 12 milyon, tam 3 kat, 3 kat. (AK
PARTİ sıralarından Helal olsun sesleri, alkışlar)
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Nüfus ne
kadar, nüfus?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, işte bu iş, işte bu istihdam, bu
zenginlik çünkü bundan kim faydalanıyor? Dar gelirli
vatandaşımız faydalanıyor, işi olmayan
faydalanıyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yarım
simit yemeye başladı millet sayenizde, neresi zenginlik bunun?
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Canikli, 2002ye
göre işsizlik oranı 1 puan arttı, siz neden bahsediyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Gelelim,
dar gelirlilerin durumuna gelelim değerli arkadaşlar, garibana
gelelim, asgari ücretliye gelelim. Onların gelirlerinde, satın alma
güçlerinde bu dönemde, son bir yılda nasıl bir değişiklik
olmuş hep beraber bakalım.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Millî
gelirden aldığı pay ne kadar?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Daha
henüz gelir dağılımı rakamları yayınlanmadı
-2022 için, doğal olarak- onun için başka birtakım kriterlere bakacağız.
Şimdi, bir yıl önce -bugün 5 Aralık- 5 Aralık 2021de
asgari ücret kaç dolar satın alabiliyordu? Somut, bakalım. Geçen
yıl 5 Aralıkta asgari ücret 2.825 lira. Dolar kuru ne kadar 5
Aralık 2021de? 13 lira 72 kuruş dolayısıyla 5 Aralık
2021de, bir yıl önce asgari ücretli 205,9 dolar satın alabiliyor;
doların fiyatı da yükseldi, önemli bir ölçüt, 205,9 dokuz dolar. Not
alıyorsunuz değil mi arkadaşlar? Bugün dolar 18,65, bugün
itibarıyla dolar kuru 18,65.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) O zaman niye asgari
ücreti yükseltmeye çalışıyorsunuz, geri alın.
ERHAN USTA (Samsun) Temmuz-temmuz mukayese eder
misin?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Asgari
ücret ne kadar? 5.500.
ERHAN USTA (Samsun) Ya, doları
fırlattın şimdi dolara azalıyor diyorsun. Temmuz-temmuz
mukayese et.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bugün ne
kadar alıyor? 295 dolar arkadaşlar, 295 dolar.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ev
kiraları ne kadar, ev kiraları?
ERHAN USTA (Samsun) Temmuz-temmuz mukayese et.
BAŞKAN Sayın Usta
Sayın Usta,
lütfen
ERHAN USTA (Samsun) Temmuz-temmuz mukayese etsin.
BAŞKAN Tamam da bu hesap bitsin sonra onu
yaparız. Allah Allah!
ERHAN USTA (Samsun) Olmaz ki böyle şey
Sayın Başkan! Böyle bir şey var mı ya! Doları
fırlattın
MAHMUT TANAL (İstanbul) Başkan, sizin
tartışmalara katılmamanız lazım.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bir
yıl önce asgari ücretli 2.825 lirayla 205,9 dolar alırken bugün
asgari ücretli 5.500 lirayla tam 295 dolar alıyor. Dolar bazında
artış yüzde 43. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Böyle
bir şey yok gerçekten ya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bunu da
check edelim check edelim bunu da.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Neyi
check ediyorsun ya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bir
malla check edelim, başka, en çok tüketilen bir malla test edelim
doğru mu değil mi diye. Kırmızı et;
kırmızı ete bakalım. Bir yıl önce asgari ücretle kaç
kilogram kırmızı et alınabiliyordu, bugün kaç kilogram
kırmızı et alınabiliyor? Fiyatları, rakamları
paylaşıyoruz -açık, şeffaf- bir Et ve Süt Kurumu
fiyatlarıyla yapıyoruz bir de piyasa fiyatlarıyla. Piyasa
fiyatları: Bir yıl önce dana kuşbaşı etinin
fiyatı 68 lira, bugün ne kadar? 130 lira arkadaşlar, dana
kuşbaşı etinin marketlerdeki fiyatı 130 lira.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Kimse
size inanmıyor, aldıklarına inanıyor. Yok öyle bir rakam.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Nerede, nerede
130 lira?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bir
yıl önce 2.825 liralık asgari ücretle 68 liralık dana
kuşbaşı etinden 41 kilo alabiliyor, bugün 5.500 liralık
asgari ücretle 130 liralık dana kuşbaşı etinden
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Helal
size, helal!
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Etin kilosu
170 lira oldu, sen neden bahsediyorsun ya?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın, bir de Et ve Süt Kurumunun fiyatlarıyla yapalım
arkadaşlar; Et ve Süt Kurumu önemli çünkü özellikle dar gelirli
vatandaşlarımızın büyük bölümü ihtiyaçlarını Et
ve Süt Kurumundan karşılıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ama
rakamları doğru söyleyin.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) 2021
Aralıkta Et ve Süt Kurumunun
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Nereden
alıyorsunuz, söyleyin biz de alalım; nereden alıyorsunuz,
nereden?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bir
yıl önce Et ve Süt Kurumundan asgari ücretle
AYLİN CESUR (Isparta) Yıllardır et
alamıyor zaten vatandaş.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın, yüksek enflasyon döneminde ve düşük faizin
uygulandığı bir dönemde ve özellikle yoğun bir şekilde
bu dönemin dar gelirlileri, asgari ücretliyi perişan ettiği söylemlerinin
inanılmaz şekilde gündeme getirildiği bir dönemde ortaya
çıkan tablo bu.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Asgari
ücretliye sor derim, asgari ücretliye sor!
ALİ ŞEKER (İstanbul) Asgari ücretli
sandıkta hesabını soracak.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Söylemlerin önemi yok arkadaşlar; bu şekilde ölçmemiz gerekiyor,
somut olarak rakamlarla- ölçmemiz gerekiyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sen git de
yaşayanları gör, yaşayanları!
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Saray
hesabı bu işte!
ALİ ŞEKER (İstanbul) Saraydan öyle
gözüküyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, deniliyor ki: Tamam, hane halkı tüketiyor falan ama bunu
borca batarak tüketiyor, borçlanarak tüketiyor, borç batağında
şu anda. Bu da doğru değil arkadaşlar. Bakalım,
bakalım.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) Yok, yok, borç
alan yok.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hane
halkının borçluluk oranına bakalım.
AYLİN CESUR (Isparta) Hangi ülkenin
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Nerede bu
hane halkı?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ondan
sonra, gerçekten, hane halkının
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Hane
halkının evine gittiniz mi?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hangi
kasaptan alışveriş yapıyorsunuz ya?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hane
halkı vatandaş, vatandaşın tamamı. Yani hane
halkı dediğimiz vatandaş. Bir yıllık döneme
bakın, 2021 Ağustosunda hane halkının borcu 908 milyar
arkadaşlar. (CHP ve İYİ Parti sıralarından gürültüler)
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Hane
halkı bu kur korumalıya ne kadar yatırmış, onu da
söyleyin.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Lütfen,
rakamları konuşuyorum, başka bir şey söylemiyorum, 908
milyar. Ne zaman? 2021 Ağustos ayı. 2022 Eylül sonu itibarıyla
hane halkının borcu 1 trilyon 311 milyar liraya
çıkmış, gerçekten büyük bir artış var. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından gürültüler) Ne kadar
artmış? 403 milyar lira yani yüzde 44 oranında hane
halkının borcu aşağı yukarı bir yılda -yani
bu yüksek enflasyon döneminde, düşük faiz politikasının
uygulandığı dönemde- artmış; 403 milyar lira
artmış, borcu artmış. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından gürültüler) Bu rakam tek başına bir anlam
ifade etmez, bir şeylerle karşılaştırmamız
gerekiyor.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Tabii,
icradaki dosyalarla karşılaştıralım mesela.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hane
halkı bu parayla bir şeyler aldı.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Kaç
kişi icraya verilmiş?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bu
dönemde hane halkının servetindeki, mal varlığındaki
artışla karşılaştırmamız lazım. Borcu
artmış tamam ama bu dönemde hane halkının serveti ne kadar
artmış? (CHP ve İYİ Parti sıralarından
gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Anlat anlat,
millet dinliyor, anlat.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yani
konut alıyor bununla, kredili konut alıyor, otomobil alıyor,
beyaz eşya alıyor vesaire.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Nerede yaşıyor
ya?
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
İcradaki dosya sayısını da söyle, icradaki dosya
sayısını.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Dolayısıyla borcu 403 milyar almış ama mal
varlığı ne kadar artmış; bir de ona bakalım.
AYLİN CESUR (Isparta) Sizinkine bakalım.
Senin mal varlığın ne kadar artmış, ona bakalım,
ona.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bu
dönemde yani borcun arttığı dönemde vatandaş 400 bin adet
-400 binden fazla ama- kredili konut satın almış. Kredili konut
satın almış 400 bin adet; not edin.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Geç
onları, geç. Onlar yabancıların.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Suriyeli
onlar, Suriyeli!
AYLİN CESUR (Isparta) Senin mal
varlığın ne kadar, bir de ona bakalım.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Geç onu. Ayda 5
bin lirayla kim konut alabilir, 5 bin lirayla!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Sonra
600 bin adet otomobil satın almış. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından gürültüler) Fiyatlayalım, 400 bin konutu 2
milyondan hesaplayalım, 800 milyar.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ayda 5 bin
lirayla kim konut alabilir ya, 5 bin lira?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Otomobili de 300 binden hesaplayalım, 180 milyar. Ne etti? 980 milyar
etti.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Asgari
ücretliler mi almış?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bitmedi.
Bir de hane halkının, vatandaşın bankadaki parasına
bakalım; ne olmuş, artmış mı, azalmış
mı?
VELİ AĞBABA (Malatya) Zenginleşti,
zenginleşti memleket sayenizde(!)
ERHAN USTA (Samsun) Yandaşlar,
yandaşlar
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Vatandaş zenginmiş, haberi yokmuş(!) Bankayı bir kontrol
etsin, para var demek ki bankada yani.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Azalmışsa vatandaşın ne kadar etkilendiğini ölçmeye
çalışıyoruz.
ÇETİN ARIK (Kayseri) Emin Sarıoğlu
kim, Emin Sarıoğlu?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Asgari ücretli
yüz yıl çalışsa alamıyor!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hane
halkının son bir yıldaki TL mevduatı 1 trilyon 546
milyardan 2 trilyon 325 milyar liraya çıkmış; net, resmî rakam.
85 milyon vatandaşın parası bu. Ne kadar artmış? 779
milyar lira artmış TL mevduatı.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Canikli
Harikalar Diyarında! Ev alabilen kaldı mı?
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Dövizcilere
kazandırdınız!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bir de
hane halkının son bir yıldaki döviz mevduatı var, ona
bakalım; bu, hoşunuza gidecek.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Bu
masallara kendin inanıyor musun?
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Hane
halkının döviz mevduatı var(!) Vay anasını!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) 142,7
milyar dolardan 125 milyar dolara gerilemiş yani döviz tevdiatında
17,7 milyar azalma var; dövizini bozdurmuş vatandaş, hane halkı.
Bunun değeri ne kadar? 330 milyar. Yani döviz tevdiatındaki
hesabında 330 milyar azalma meydana gelmiş, TL mevduatında 779
milyar artmış. İkisini karşılaştıralım,
aradaki farkı alalım net artışı bulmak için.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Borsadaki
kumpasları anlat biraz da!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Vatandaşın son bir yılda bankadaki parası net olarak 449
milyar lira artmış, hane halkının parası
artmış; bu işte. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bunu da ilave edelim.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Vatandaş zengin, zengin(!) Yoksul yok(!)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Asgari ücretli
yüz yıllık maaşını verse bir ev alamıyor! Üç yüz
yıl yemese, içmese, maaşını verse bir ev alamıyor;
hesap et 5 bin liradan!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
İnanın, bu rakamların hiçbir karşılığı
yok ya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, 800 milyar konuttan geliyor, 180 milyar otomobilden geliyor, 449
milyar bankadaki paradan geliyor, mevduattan geliyor, 1 trilyon 429 milyara
ulaştı.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Bankadaki
parayı kime aktarıyorsun, o kadar para kimde var?
Vatandaşın parası yok ki.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bitmedi,
bitmedi; hane halkı bu dönemde
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Nerede bu
hane halkı, nerede? Nerede yaşıyor?
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Ne hane
halkı ya!
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) Nerede bu hane
halkı, nerede?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
vatandaş 241 ton altın satın aldı. Evet, aynen öyle, 241
ton altın satın aldı arkadaşlar.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Çiftçiler
almadı.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Hesabı yapalım, bakın: Son bir yılda Türkiye'nin ithal
ettiği altın miktarı 311 ton, 311 ton.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Vatandaş markette, pazarda gördüğüne mi inansın, senin
dediklerine mi inansın Sayın Canikli?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Yurt
içinde üretilen altın miktarı ne kadar? 45 ton. Bunun 20 tonu ihraç
ediliyor, 95 tonunu da Merkez Bankası rezervlerine katıyor,
satın alıyor yani 311 ton ithalat var, yurt dışından
altın getiriliyor, 45 ton içeride üretiliyor, 20 tonu ihraç ediliyor, dışarıya
gidiyor, 95 tonunu da Merkez Bankası satın alıyor. Geriye ne
kalıyor? Geriye 241 ton altın kalıyor. Bu nereye gidiyor? Bu da
kuyumcular üzerinden, kuyumculuk sistemi üzerinden vatandaş
tarafından satın alınıyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Vatandaş zengin
yani(!)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - 241 ton,
bunun değeri ne kadar? Bunun değeri de 260 milyar yaklaşık,
260 milyar.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani vatandaş
zengin, değil mi Sayın Canikli?
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) Hangi
vatandaş, bunu alan vatandaş kim?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bunu da
ilave edin, 800 milyar konut, 180 milyar araba, 449 milyar mevduat, 260 milyar
da altını ilave ettiğiniz zaman
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Ee?
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Vatandaş markette, pazarda gördüklerine mi inansın, senin dediklerine
mi inansın Sayın Canikli?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
bu
dönemde 403 milyar borcu artan
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) Saraydan öyle mi
görünüyor?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
vatandaşın, hane halkının serveti, toplam
varlığı 1 trilyon 689 milyar artıyor.
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) Uçtuk, uçtuk,
uçtuk, uçtuk(!)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Fakirleşme yok, zenginleşme var; fakirleşme yok zenginleşme
var; rakamlar bunu gösteriyor arkadaşlar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) 5li çete
5li
çete
ÇETİN ARIK (Kayseri) Zenginleşen
sizsiniz, siz!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Söylem
olarak her yerde bu söyleniyor, konuşuluyor, insanlar
inandırılıyor, ikna ediliyor
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ön taraftaki
arkadaşlara sor bakayım zenginleşmiş mi; orada oturuyorlar,
sor. Stenograf zenginleşmiş mi sor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
ama
rakamlara baktığımız zaman rakamların
ulaştırdığı sonuç bu.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Vatandaş enflasyona ezilmemek için ne yapacağını
şaşırdı!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Bakın, bu rakamlara mobilya satışlarını, beyaz
eşya satışlarını dâhil etmiyorum, onları da yine
kredi kullanırken hane halkı borçlanıyor bunları.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ön taraftaki
arkadaşlara sor bakayım, zenginleşmiş mi? Orada
oturuyorlar, sor, önündekilere sor; zenginleşmiş mi?
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Öngörülemez
bir ekonomi yarattınız, vatandaş enflasyona ezilmemek için ne
yapacağını şaşırdı, sizin yüzünüzden.
TURAN AYDDOĞAN (İstanbul) Stenograf
zenginleşmiş mi, sor kardeşim? Şu stenograflar
zenginleşmiş mi? Sor bakalım.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Eylül
sonu itibarıyla ne kadar bir satış yapılmış?
Beyaz eşya satışı tam 7 milyon.
BEDRİ SERTER (İzmir) Hikâye
anlatıyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın, onları hesaba katmıyoruz, onları dâhil etmiyoruz;
mobilya satışları, onları dâhil etmiyoruz değerli
arkadaşlarım.
KEMAL PEKÖZ (Adana) İcra dairelerindeki
dosyalardan da söz eder misin, İcra dairelerindeki dosyalardan?
BEDRİ SERTER (İzmir) Hikâye
anlatıyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın, milletlerin zenginliği önemli.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Çoraba
gel, çoraba.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Esas
olan şu anda
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Kayyumlara
gel, kayyumlara.
ÇETİN ARIK (Kayseri)
Batırdığın şirketlere gelsene.
KEMAL PEKÖZ (Adana) İcra dairelerindeki
dosyalardan da söz et.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın, üretim tamam, üretimde büyüme var.
ÇETİN ARIK (Kayseri) Simir Tekstilin adresine
gel.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bir de
gerçekten tüketim de refahın bir unsuru, hayat standardını
tüketim de belirliyor.
ÇETİN ARIK (Kayseri) Knot Enerjiye gel.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bu
dönemde gerçekten temel ürünlerde tüketim seviyesine bakalım, bunlara
karşı onu da check edelim, onunla tespit edelim.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Kayyumlara
gel. Kayyum atamadığınız bir fare deliği kaldı,
kayyumlara geçelim.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yine
kırmızı ete bakalım. Kırmızı et çok
(CHP ve
İYİ Parti sıralarından gürültüler)
Hesaplama biçimlerine geçeceğim
ayrıntılı, zaman kazanmak için... Bir yıl önce kişi
başı kırmızı et tüketimi 23,05 kilo iken son bir
yılda 22,9 kiloya düşmüş yani aradaki fark son derece küçük yani
aynı kalmış.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Çok
küçük, çok küçük(!)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yani
kırmızı et tüketiminde bütün bu fakirlik edebiyatına
rağmen bir azalma söz konusu değil. Tavuk eti bir yıl önce
kişi başına
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Hayal
ürününü bırak, gerçeklere gel.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
son bir
yılda tüketilen tavuk eti miktarı kişi başına 28 kilo;
bu, tüketilmiş, satılmış.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Araplara
mı satılmış?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Kim
aldı bunu? 85 milyon vatandaş aldı değerli
arkadaşlarım.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Araplara
mı satılmış, kime satılmış?
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Gerçeklerle
yüzleş, bunları bırak.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Otomobil
satışları
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Uçak
satışlarından bahsedelim.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Otomobil
satışları
Geçen bir yıllık dönem içerisinde 737.350
otomobil satılırken son on iki ayda satılan otomobil
miktarı 702 bin; azalma sadece 35 bin. Bir düşüş var yani ihmal
edilecek kadar küçük bir düşüş.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Uçak
satışlarından bahsedelim, uçak
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Konut
satışları
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Yabancılara
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Geçen
yıl 1 milyon 491 bin konut satılırken
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Vatandaşlığı da sattınız.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Kayıtlara geçmiş; satılmış, parası ödenmiş,
insanlar satın almış. Şu son bir yılda yani yüksek
enflasyon döneminde yani düşük faizin uygulandığı dönemde 1
milyon 450 bin konut satılmış, 1 milyon 450 bin. Aynı;
konut satışlarında da herhangi bir azalma yok.
Bitkisel yağ 1 milyon 300 bin ton
satılmış, son bir yılda 1 milyon 700 bin
satılmış. O, muhtemelen biraz stoklamadan kaynaklı tabii,
biliyorsunuz, bir ara raflarda bulunmadığı için;
insanlarımız onu biraz stoklamış.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Yemesinler, aç dursunlar, aç(!)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Süt ve
süt ürünlerinde kişi başına sadece yüzde 0,5lik bir
düşüş var, yüzde 0,5; bu kadar.
Domates tüketimi yüzde 2 oranında
artmış, elma tüketimi yüzde 4 artmış, kiraz tüketimi yüzde
8 artmış, muz tüketimi yüzde 7 artmış.
ÇETİN ARIK (Kayseri) Palmiye Apartmanı,
No: 1de kaç şirket var?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın arkadaşlar, rakamlara bakın, siz de rahatlıkla bu
rakamlara ulaşabilirsiniz.
Portakal yüzde 15 artmış, yumurta tüketimi
yüzde 2,5 artmış, pirinç tüketimi yüzde 2 artmış.
Gelir artıyor, üretim artıyor, istihdam
artıyor, tüketim artıyor; daha ne olsun? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÇETİN ARIK (Kayseri) Palmiye Apartmanı,
No: 1de kaç şirket var?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Daha ne
olsun arkadaşlar?
Şimdi, diyelim ki
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Daha da
artıracağız!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Elbette
artacak.
Çiftçi için de çiftçinin de en ufak bir problemi yok
gelir anlamında. Zamanım çok fazla kalmadı; onun için, onun
rakamlarını da geçiyorum.
Şimdi, bakın, eğer yüksek faiz
politikası olmuş olsaydı bugünkü bütçe açığı
şu anda gerçekleşecek bütçe açığından 1 trilyon lira
daha fazla olacaktı ödenecek yüksek faiz nedeniyle.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Boş ver
Sayın Bakan, hangi eliniz yağda, hangisi balda, göster de bilelim!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Biz
bunları yaşadık. Bugün bütçenin faiz içindeki yükü yüzde 10-11
civarındadır ama 2002 öncesi 1990lı yıllarda yüzde
kaçtı? 43tü arkadaşlar, 43.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Hamdolsun
herkes borç içinde.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bunlar
hayal değil, bunlar olan şeyler, bunlar yaşanan şeyler ve
öyle bir tabloda o bütçeyle hiçbir şey yapamazsınız;
bırakın sosyal harcamaları memurun maaşını bile
ödeyemezsiniz ama şimdi, Türkiye bütün bu harcamaları yapıyor,
yatırımlarını yapıyor, inanılmaz
yatırımları içeride ve dışarıda her şeyiyle
-sosyal destek harcamalarında en ufak bir kesinti söz konusu değil-
bütün bunları yapıyor
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Bir de
vatandaşa sor, vatandaşa!
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Asgari
ücretli ev alabilir mi bugün?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Güvenlik
harcamalarını da yapıyor arkadaşlar. Çok konuşulmuyor,
çok gündeme gelmiyor ama bu toprakları savunmak için çok büyük paralar
harcıyoruz.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Okula aç
giden çocuklardan bahset.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Türkiye
3 ülkede toprak bütünlüğünü sağlamak için bugün asker bulundurmak
zorunda ve güvenlik için çok büyük paralar harcanıyor. Bakın, birkaç
örnek vereyim.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Herkesi
düşman ettiniz, herkesle kavga.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
F-16lardan atılan akıllı mühimmatın tanesi 400 bin
dolardan 1,2 milyon dolara kadar çıkıyor. En son yerli olarak
geliştirdiğimiz nüfuz edici bombanın bir tanesinin maliyeti 1,2
milyon dolar. FIRTINA obüslerinden sık sık atılan, çok namlulu
roketatarlardan atılan bir mühimmatın maliyeti 5 bin dolar.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Boşuna demiyoruz
savaş toplumu fakirleştiriyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - En ufak
bir operasyonda binlercesi atılıyor.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Biz burada Savaş
yoksulluğun sebebidir. diye boşuna mı söylüyoruz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bunu
şunun için söylüyorum: Yani bütün bu gelişmeler sağlanıyor,
bütün bu harcamalar yapılıyor, 200 milyarlık enerji sübvansiyonu
yapılıyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ya, o demek? Yani
Onlar atılmasın. mı diyor? Ne diyor ya?
KEMAL PEKÖZ (Adana) Savaş yoksulluk demektir
Beyefendi.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Bakın, bu zor şartlara rağmen ve güvenlikten de en ufak taviz
verilmiyor ve bütçe açığı da hedeflenen rakamlarda kalıyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Bakan Onlar
pahalı. mı diyor?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bunun
daha ötesi var mı arkadaşlar? Bunun ötesi var mı? Yok.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Biz
anladık, tamam artık.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) 100 milyar
dolar cari açığı ben mi yaptım? 100 milyar dolar, nereden
alırsan al. 100 milyar dolar, arkadaş anlatıyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Peki,
şimdi alternatif olarak bu politikaya önerilen politika nedir? Yüksek faiz
politikası. Bunu muhalefete mensup arkadaşlar zaten açıkça
söylüyor. Bunun yöntemi de çok net bir şekilde belli. Bu politikayı
hayata geçirdiğinizde nasıl bir bütçeyle karşı
karşıya kalacağımızı çok net bir şekilde
söyleyebiliriz yani öyle bir bütçe tam bir iflas bütçesi olur, böyle bir bütçe
tam bir yıkım bütçesi olur.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) 100 milyar
dolar cari açığı ne yapacağız Sayın Canikli? Bir
yolunu göster bunun hadi!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Faiz
oranlarını o rakamlara çıkardığınızda
yatırım durur, yüzde 85 faiz oranıyla hiç kimse
yatırım yapmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) 100 milyar
dolar, sana rakamı söylüyorum. Hadi Yalan. de!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Paralar
nereye gider? Firmalar dahi paralarını, fonlarını bu gibi
durumlarda yatırıma değil, faize aktarıyor, faaliyet
dışı şirketlerin faaliyet dışı gelirleri
artıyor. Ne demek faaliyet dışı gelirler? Faiz demek. Biz
bunları geçmişte çok yaşadık, vergi incelerimiz
sırasında görürdük hepsini. Firmaların faaliyet
dışı gelirleri faaliyet gelirlerini aşıyordu. Neden?
Çünkü faizden dolayı faize yatırıyor, faiz garantili, öbür
tarafta yatırım riskli. Riskli yatırıma niye götürüyor?
Yüzde 85 faiz verdiğiniz zaman yatırım
sıfırlanıyor, yatırım inanılmaz bir şekilde
tarumar oluyor. Sadece o değil, normal vatandaş bile tüketime talebi
bırakıyor, kısıyor; parasını, imkânını,
kaynağını götürüyor faize yatırıyor.
Dolayısıyla talep de düşüyor. Yatırım düşünce
istihdam düşer, insanlar işlerini kaybediyor, bırakın yeni
iş oluşturulmasını, yeni iş imkânı
bulunmasını, işlerini de kaybediyor. Biz bunları, bu filmi
çok gördük.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Bu duruma kim
getirdi?
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Sayenizde
kazanan 5li çete oluyor.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, biz bunları çok yaşadık, çok
gördük geçmişte. Yani öyle bir politikanın kaçınılmaz
sonucu bu ama öyle görüyoruz ki ekip oluşturuluyor, organizasyon
oluşturuluyor. Hatta biliyorsunuz, Sayın Kılıçdaroğlu
Londradan temiz para getireceğim. dedi. Bunun tercümesi şudur:
Tabii, oradaki temiz paracılar hiç kimseyi kara kaşı, kara gözü
için Ya, gelsinler de şunları temiz paraya boğalım. diye
beklemiyorlar. (CHP sıralarından gürültüler) Tabii, nedir o, temiz
para nedir, biliyor musunuz? Temiz para şu: Temiz paracılar size
diyecek ki
Size bir adres gösterecek, adres; o adrese gitmeden, o adrese
uğramadan size para mara -sıcak para o da- göndermezler. IMF, adres
IMF arkadaşlar, adres IMF. IMFye gideceksiniz,
imzalayacaksınız; neler imzalayacaksınız, neler
Yani daha
önce, rahmetli Ecevit, bakın, sosyal demokrat, gerçekten çiftçi dostu,
memur dostu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Canikli, bitirelim lütfen,
bitirelim, üçüncü defa bir dakika, lütfen, son.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
çalışan dostu, hayatının her aşamasını bu
insanlara adamış olan rahmetli Ecevit, 1978 yılında ve 1979
yılında 140 milyon dolar kredi kullanmak için IMFye gitmek zorunda
kalıyor. Ne imzalatıyorlar biliyor musunuz? 11inci Stand-byı. Rahmetli
Ecevit Ücretlilerin, çalışanların reel ücretlerini
düşüreceğim. diye stand-by imzalaması yapıyor, stand-by
imzalatıyorlar ve Buğday tarımına verilen desteklemeyi
azaltacağım. diye
Resmî kayıtlarda var, 11inci ve 12nci
stand-by düzenlemelerinde imzası var yani tabii, ilgili Hazine Bakanı
imzalıyor, rahmetli Ecevite bunu imzalatıyorlar. (CHP
sıralarından gürültüler) Yani çiftçinin, memurun, emeklinin
maaşının düşürülmesinin sözünü veriyor rahmetli Ecevit,
vermek zorunda kalıyor IMFye gittiği zaman. Bizden size tavsiye: Bu
adreslere gitmek zorunda kaldığınızda bu ülke yaşanmaz
hâle gelir.
2023 bütçesinin hayırlara vesile
olmasını diliyorum. [AK PARTİ sıralarından
alkışlar; İYİ Parti sıralarından gülüşmeler,
alkışlar(!)]
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, pek kısa bir meramım var efendim, mikrofonu
açarsanız meramımı söyleyeyim.
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Pek kısa bir
meramım var bir dakikadan az süreli.
BAŞKAN En sonunda söz vereceğim. dedim
arkadaşlar.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bir soru
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayır,
hayır. Tutanak bakımından pek kısa
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay. (CHP
sıralarından alkışlar)
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul
Milletvekili Nurettin Caniklinin 362 sıra sayılı 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Canikli'yi dikkatle dinledim, şunu
merak ettim, 85 milyon da merak ediyor: Hangi kasaptan et alıyorsa o
kasabın adresini hepimiz merak ediyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun efendim.
2.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkanım, biraz evvel grubumuz
adına konuşan değerli milletvekilimiz, Genel Başkan
Yardımcımız net bir şekilde müdellel bir şekilde hem
piyasa hem de Et ve Süt Kurumuyla ilgili kıyası yaptı. Net,
ortaya konulan rakamlar ortadadır ve bu konuda da hakikaten asgari ücretle
ilgili, alım gücünün arttığını da ispat etmiştir.
Hayırlı olsun. [AK PARTİ
sıralarından alkışlar; CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar(!); İYİ Parti sıralarından
alkışlar(!)]
IV.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, gruplar
adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştır.
Şahsı adına ilk olarak lehte olmak
üzere Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı ve Ankara Milletvekili
Sayın Mustafa Destici konuşacaktır.
Buyurun Sayın Destici. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MUSTAFA DESTİCİ (Ankara)
Saygıdeğer Başkan, vatansever ve milletperver olan kıymetli
milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi
üzerine lehte olmak üzere Büyük Birlik Partisi adına söz almış
bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
2023 bütçesini, tüm dünyayla birlikte ülke
ekonomimizi derinden etkileyen pandeminin ve kuzeyimizde Ukrayna ve Rusya
arasında devam eden savaşın neden olduğu olumsuz
şartlar altında görüşüyoruz. Ayrıca, bulunduğumuz
coğrafyada meydana gelen savaşlardan kaçan sivillerin ülkemize
sığınmaları, ülkemizin kırk yıldır devam
eden terörle mücadelesi; komşularımız Suriye, Irak, Ermenistan
ve Yunanistanın durumları ve politikaları nedeniyle savunma
bütçemizin artması; komşularımızla ilişkilerimizde
bulunduğumuz bölgede devletimizin ve milletimizin haklarını
korumamız, bu istikamette inisiyatif kullanır hâle gelmemiz sebebiyle
maruz kaldığımız yaptırım maliyetleri, bugün,
ekonomiyle ilgili yaşadığımız problemlerin önemli bir
kısmına zemin hazırlamıştır.
Kıymetli milletvekilleri, 2023 yılı
merkezî yönetim bütçe giderleri 4 trilyon 469 milyar 500 milyon TL, buna
karşılık olarak merkezî yönetim bütçe gelirleriyse 3 trilyon 810
milyar 149 milyon TL olarak tahmin edilmektedir
Bütçe açığının gayrisafi yurt
içi hasılaya oranı yüzde 3,5 olmaktadır. Yüzde 3,5 rakamı
tek başına anlamlı olmakla birlikte, geçmiş yıllarla
da mukayese edersek mevcut durumu daha iyi görürüz.
Son zamanlarda yükseliş hâlinde olan faiz
giderlerinde de durumumuzu daha iyi anlamak için yine geçmişle mukayese
etmenin doğru olacağını düşünüyorum.
Yine son on beş yıla bakacak olursak, faiz
giderlerinin genel bütçe giderleri içindeki payı en yüksek yüzde 25,8le
2006 yılında gerçekleşmiştir, en düşük ise yüzde
8,36yla 2017 yılında gerçekleşmiştir. Bu on beş
yılın ortalaması ise yüzde 14,19 olarak
gerçekleşmiştir. 2023 bütçesinde ise bu oranın yüzde 12,65
olarak gerçekleşmesi tahmin edilmektedir. Gönül ister ki hiç faiz
giderimiz olmasın fakat her ne kadar son yıllarda bir yükseliş
olsa da son on beş yılın ortalamasının altında,
üstelik enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir dönemde gerçekleşmesi tahmin
edilen bir faiz gideri kalemi bütçede yer almaktadır.
Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz, 2022
yılında da hane halkının kullanmış olduğu
elektrik ve doğal gaz faturalarının önemli bir kısmı
bütçeden sübvanse edilmiştir. Desteklemeler, hane halkı asgari geçim
tutarı, kullanım miktarı ve gelir düzeylerine göre
yapılmalıdır. Memnuniyetle görüyoruz ki bu durum 2023 bütçesinde
de devam edecektir.
İçinden geçtiğimiz şartlarda Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti sosyal devlet olmanın gereğini yerine
getirmiştir. Bütçeden en fazla ödenek ayrılan 5 kurum içerisinde Millî
Eğitim Bakanlığı, Sağlık
Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığının yer
alması ve toplam giderler içerisinde bunlarla birlikte tarım destek
paylarının her geçen yıl biraz daha yükselmesini önemli ve
kıymetli buluyoruz. Gönül ister ki ülke olarak güvenlik risklerimiz daha
az olsa ve bu alana ayrılan payı başka alanlarda
kullanabilseydik ancak bulunduğumuz coğrafyada kimseye boyun
eğmeden durabilmemiz için savunma harcamalarımız her zamankinden
daha önemli hâle gelmiştir. ABD de emperyalist diğer devletler de
onların uşağı terör örgütleri ya da içerideki
uzantıları da ne kadar rahatsız olurlarsa olsunlar kendi
İHAlarımızı, kendi SİHAlarımızı,
kendi savaş uçağımızı, kendi füzelerimizi yapmaya,
ülkemizin ve milletimizin varlığına savaş açmış
olanları dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar bulup yok etmeye devam
edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kıymetli milletvekilleri, 2023 bütçesinde
toplam gelirlerin yaklaşık yüzde 84lük çok önemli bir
kısmı vergi gelirlerinden oluşmaktadır. Vergi gelirlerinin
büyük kısmı ise hâlâ dolaylı vergilerden
karşılanmaktadır. Bu oran oldukça yüksek olup gelişmiş
ülkeler ortalaması olan yüzde 35-40 seviyesine çekilmesi gelir
dağılımındaki adaletin de sağlanması
açısından zarurettir. Ücretlileri, toplumun dar gelirli ve dezavantajlı
kesimlerini ezdirmemek adına gerekli tedbirlerin
alındığını görmekteyiz; bunun en önemli
yollarından birinin dolaylı vergilerin düşürülmesi, bu kapsamda
yapılacak bir vergi reformu olduğunu düşünüyoruz.
Bakınız, bu dönemde pek çok kesimin talepleri karşılanmış
ve mağduriyetler giderilmiştir. Kamu çalışanları için
3600 ek gösterge düzenlemesi, taşeron işçilerin kadroya
alınması, kredi borcu olanların faiz ve enflasyon farklarının
silinmesi, asgari ücretlilerin ve emeklilerin maaş
artışları, tarımsal desteklemeler gibi önemli düzenlemeler
yapılmıştır. Şimdi de inşallah, bütçeden sonra
önce kamuda çalışan yaklaşık 500 bin sözleşmeli
personelimiz ve KİTlerde çalışan 80 bin taşeron işçi
kadroya, 5 milyon EYTli ise emeklilik haklarına kavuşacaktır.
Kıymetli milletvekilleri, Ana Muhalefet Partisi
Genel Başkanının ekonomi yönetimini yabancı bir
danışmanın kılavuzluğunda yöneteceğini
açıklaması, en hafif tabirle, Türk bürokratlarına ve Türk akademisyenlerine,
Türk bilim adamlarına yapılmış bir
saygısızlıktır. Kendileri Genel Kurulda Ronaldoyu,
Messiyi getireceğim. dedi. Biz Kurtuluş Savaşını da
öz evlatlarımızla kazandık, istikbalimizi de öz
evlatlarımızla kuracağız. Biz Ronaldolarla, Messilerle
değil; Ardalarla, Emirhanlarla, Keremlerle ve Abdülkadirlerle
kazanacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Evet, uyuşturucuyla mücadele hepimizin en
öncelikli işlerinden olmalıdır. Ancak, Türk devletini, Türk
Hükûmetini, Türk İçişleri Bakanını, polisimizi, askerimizi
uyuşturucu ticaretine aracılık etmek ve bununla cari
açığın kapatılmaya
çalışıldığını söylemek
VELİ AĞBABA (Malatya) Yalan, yalan!
Yalan, bu söylediğiniz doğru değil Sayın Başkan.
Türkiye'yi uyuşturucu cenneti yapanlara sorun bunu!
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla)
tıpkı Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal silah
kullandığı iftirasında olduğu gibi, ülkemizin ve
milletimizin itibarına politik hırslarla yapılmış bir
suikasttır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri
VELİ AĞBABA (Malatya) Polise, askere
kimsenin laf söylediği yok Sayın Başkan!
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Bu kürsüde
bütçe görüşmelerinde keşke buna cevap verseydiniz.
VELİ AĞBABA (Malatya) Söyle, bunu AK
PARTİliler yapsınlar, yetmiş dakika daha konuşacaklar.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Bütçe
görüşmelerinde bu kürsüde Türkiye halkları ifadesi
kullanılmıştır. Bu ülkede 1 tane halk vardır, onun
adı da Türk halkıdır; 1 tane millet vardır -Kürt'üyle
Türkmen'iyle Çerkez'iyle Laz'ıyla- o milletin adı da Türk
milletidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ORHAN SÜMER (Adana) - Sizin sayenizde 14 milyon da
sığınmacı oldu; onu da söyleyin.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Yine, bu
ülkede olmayan Kürt sorunu ifade edilmiştir. Bu ülkede Kürt sorunu
değil, bir terör sorunu ve siyasi bölücülük sorunu vardır.
Yine, bu kürsüde kapatma davasına kumpas
davası diyenler, Meclis kürsüsünde hukuka ve yargıya hakaret
etmişlerdir. Hiçbir gelişmiş devlet, hiçbir hukuk devleti,
şiddetle, hele terörle iltisaklı yapıların legal görünümlü
organizasyonları kullanmasına asla izin vermez; Venedik Kriterleri de
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da apaçık
ortadadır. Her konuyu olduğu gibi, bütçeyi de terör
propagandasına dönüştüren terör uzantılarının Gazi
Meclisteki varlıkları, Türkiye için bir millî güvenlik meselesidir.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - En büyük
terörist sensin, en büyük terörist!
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Terör
örgütünün siyasi şubesinin sözcüleri, sizin
avukatlığını, sözcülüğünü yapmaya
çalıştığınız PKK terör örgütünün ülkemize ve
milletimize maliyeti Türkiye'nin dış, iç, özel, kamu borcundan,
bütçede eleştirdiğiniz açıklardan katbekat fazladır.
Sokaklarda, okullarında bombalı saldırılarda katledilen
çocukların katillerine bile terörist diyemeyenlerin, bütçenin savaş
ve faiz lobilerinin bütçesi olduğunu söylemesi utanmazlıktır!
KANİ BEKO (İzmir) Ya, ne diyorsun sen!
Millet açlıktan ölüyor!
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) PKKnın
partisi, şu anda müzakereleri yapılan bütçenin, bugünkü
iktidarın ve yönetim anlayışının son bütçesi
olacağını
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya, ne
saygısız bir adam!
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla)
sekiz ay
sonra HDPnin yetki sahibi olacağı bir bütçenin
yapılacağını kürsüden ifade etti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Destici, tamamlayın
lütfen.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) Herkes
şunu bilsin ki: Türkiye, şakileri, teröristleri, hükümdar yapmayacak
kadar büyük bir devlettir.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Yırtın, yırtın, belki bir daha
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) Burada
telaffuz edilen, HDP ve ittifaklarının oluşturacağı ve
Türkiyeyi birlikte yöneteceklerini iddia ettikleri, sözde büyük ve sözde
demokrasi bloku nedir, kimlerden ve hangi partilerden oluşmaktadır?
Çıkın, utanmıyorsanız buna iki laf edin ve cevap verin.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Sana ne!
Sana mı söyleyeceğiz! Biz halkımıza anlatıyoruz kim
olduğumuzu.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Gününde,
öncelikle Millî Mücadelemizin kahraman kadınlarını, şehit
öğretmenlerimiz başta olmaz üzere, terörün hedef aldığı
kadın şehitlerimizi, kadına yönelik şiddetin kurbanı
vatandaşlarımızı rahmetle ve saygıyla anıyorum.
Milletimiz ve tüm insanlık için, Dünya Kadın Hakları Gününü, ülkemizde
ve tüm dünyada mazlumların çektiği acıların sona ermesine
vesile olması dileklerimle kutluyor, Gazi Meclisi saygıyla
selamlıyor, bütçede emeği geçenlere teşekkür ediyor ve bütçenin
hayırlı olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 21.33
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 21.47
BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP
KÂTİP
ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Şimdi, yürütme adına
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay
konuşacaktır.
Buyurun Sayın Oktay. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz yetmiş dakikadır.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) O
zatı muhatap almadığımızı söylemek için söz
istemiştim ama Sayın Başkan, usule aykırı olarak söz
vermediniz, tutanaklara geçsin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanın
İç Tüzükü taktığı yok ki.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) İç
Tüzüke aykırı işlem yaptınız yani.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, iç
tüzüksüzlüğü savunuyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) İç
tüzüksüzlük var şu anda.
BAŞKAN Eskiden İç Tüzük, böyle, elinde
gezerdi Başkan Vekillerinin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Benim de
elimde, bakın, burada; maddeleri gayet iyi biliyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yine Fuat Beye denk gelmesin,
sonra şey oluyor. Biz yine yürütmeye saygılı olalım;
kürsüye çağırdık ya, lafını kesmeyelim, indirmeyelim,
bindirmeyelim
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Kürsüde
olduğu için bir şey demeyelim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Geçen sefer hoş olmayan
şeyler oldu.
ORHAN SÜMER (Adana) Belki de bilerek yapıyor
Başkanım, salon boş, duyursunlar diye.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) E, bilerek tabii. Bu kadar
olur mu ya! Fuat Beye mi denk geliyor her seferinde? Fuat Bey kürsüde, yine
Başkan söze giriyor.
ORHAN SÜMER (Adana) Taraflı yönetiyor, onun
için.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yapıyor bu hataları
Başkan.
BAŞKAN Arkadaşlar, bana ne
yapacağımı söylemeyin; bunu tartışırız,
mahcup olursunuz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazi Meclisimizi ve
hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
2023 bütçesinin gerekçesini, dayanaklarını
ve hedeflerini Plan ve Bütçe Komisyonunda başlayan bütçe
görüşmelerinden bugüne gerçekleştirdiğim konuşmalarda ele
almıştım. Yine, aynı şekilde, Sayın
Bakanlarımız gerçekleştirdikleri sunumlarda ve soru-cevap
oturumlarında her alanda detaylı ve kapsamlı bilgileri yine Plan
ve Bütçe Komisyonunda Gazi Meclisimizle paylaşmışlardı.
Şahsıma ayrılan sürede, yine gün boyu Genel Kurulda yapılan
konuşmalarda dile getirilen soru ve eleştiriler üzerine görüşlerimi
ifade edeceğim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bir gün Temel çift görüyormuş, Dursun da -soruna çözüm
bulacak ya- cevaben Tek gözünü kapatsana. demiş. Sayın
Kılıçdaroğlu Türkiyeye ne yazık ki iki gözünü birden
kapatmış hâlde bakıyor.
BURAK ERBAY (Muğla) Gayet iyi görüyor.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Senin
açık gözlerinden daha iyi görüyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Dolayısıyla nereye baksa karanlık. Hiçbir olumlu işi,
yapılan devasa yatırımları, üretimi, kalkınmayı
görmezden geliyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İşine
baksana sen!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Başkanım, muhatap olmayın, sesinizi yükseltin.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Hangi doğruyu gösterseniz kafasını diğer tarafa çeviriyor,
diğer tarafa çevirmeyi tercih ediyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen yürütmeye devam et.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Şimdi, böyle bir zihniyete hangi doğruyu, nasıl
anlatacaksınız?
AYHAN BARUT (Adana) Sen ülkeyi yönetiyorsun,
açlıktan haber ver, açlıktan.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İsterseniz şöyle başlayayım: FETÖnün sözcülüğüne
soyunanların bu Meclise Gazi Meclis demelerini beklemek hayaldir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından "Yuh!" sesleri, gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Yuh ya! Yuh!
Yuh! Kozmik odayı açtınız. Kozmik odayı açtınız,
yuh ya! Yuh! Yuh! Yuh olsun size, yuh!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ey yüce milletimiz, şahit olun, senin temsilcilerinin içerisinde
bulunduğu, üzerine bombalar yağmış bir Meclise
gaziliği yakıştıramayan bir Genel Başkanın
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Yuh olsun size, yuh!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
size vadettiği ancak siyasetüstü dostları
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Yüce Meclisi
bombalattınız, yüce Meclisi! Utanmıyor musunuz yüce Meclisi
bombalatmaya?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
siyasetüstü dostları tarafından kendi deyimiyle- siyasetüstü
dostları tarafından mandacılıkla yönetilen bir ülke
olabilir. (CHP sıralarından Yuh! sesleri, gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Yazıklar olsun
size, yazıklar olsun! Hâlâ tutuyorsunuz, başkasına çamur atmaya
çalışıyorsunuz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İnanıyorum ki buna cevabı yüce milletimiz verecektir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Nerede Zekeriya Öz?
Zekeriya Öz nerede, Zekeriya Öz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Türkiye Büyük Millet Meclisinde gerçekleşen bütçe görüşmelerinin
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Utanın,
utanın!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
yönetimde saydamlık ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde
katılımcı şekilde geçmesini önemsiyoruz. (CHP
sıralarından gürültüler)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
YİMPAŞta kaç kişi mağdur oldu, kaç kişi?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Plan ve Bütçe Komisyonu aşamasından itibaren bizlere yöneltilen
soruları, eleştirileri titizlikle yanıtlamaya, cevaplamaya özen
gösteriyoruz.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
YİMPAŞ mağdurları yakanı bırakmayacak;
göreceksin, yargılanacaksın!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Gerçekleşen tartışmalara itidalle yaklaşıyor
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
YİMPAŞ mağdurları yakanı bırakmayacak, unutma
bunu da! Kaç kişi dolandırıldı!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
burada hesap verdiğimiz asıl mercinin aziz milletimiz olduğunu
asla unutmuyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Elbette ki aziz
millete hesap vereceksiniz, aziz millete!
ORHAN SÜMER (Adana) Grubun
alkışlamıyor, grubun bile alkışlamıyor; grubun
inanmıyor sana, grubun!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ancak karşılaştığımız manzara nice emeklerle
hazırlanan bütçe taslağımızın
ORHAN SÜMER (Adana) YİMPAŞın
hesabını verdin mi Sayın Başkan? YİMPAŞın
hesabını verdin mi?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
ve bütçe dokümanlarının, kapağını dahi açmadan, bu
yüce mekâna muhalefet tarafından sığ
tartışmaların taşınıyor olmasıdır.
(CHP sıralarından YİMPAŞ!
YİMPAŞ! şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına
vurmalar)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Çünkü daha derinlikli bir tartışmayı getirme şansları
yok.
(CHP sıralarından YİMPAŞ!
YİMPAŞ! şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına
vurmalar)
BAŞKAN Arkadaşlar
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Öyle bir derinlik yok çünkü; içi boş, dayanağı olmayan
hezeyanlar tekrar tekrar, her yıl burada dile getiriliyor.
(CHP sıralarından YİMPAŞ!
YİMPAŞ! şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına
vurmalar)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Biz de tekrar tekrar cevap veriyoruz. Elimizde ispatla, rakamla, en güncel
veriyle konuşuyoruz. (CHP sıralarından gürültüler)
Biz Cumhur İttifakı olarak tomurcuk
derdinde köklü bir çınar gibi ülkemizi her alanda
tomurcuklandırmanın, umutları yeşertmenin, meyveleri 85
milyon hep birlikte toplamanın derdindeyiz.
AYHAN BARUT (Adana) Hasret bitsin. diyen kim?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Beraber yürüdük bu
yollarda. diyen kim?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Dönmüyor, dönmüyor(!)
ORHAN SÜMER (Adana) Vatan hasreti çekiyor.
Dön. diyen herhâlde siz değilsiniz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Dolayısıyla, biz, eserlerimizle konuşuyoruz, projelerimizle
konuşuyoruz, yatırımlarımızla konuşuyoruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Veda dediniz ya, şarkı sözleriyle,
şarkı sözleriyle vedadan bahsettiniz ya, her zaman olduğu gibi
Bu bir veda değil, bir Fatihadır. diyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Elveda. değil, Kim bu cennet
vatanın uğruna olmaz ki feda? diyoruz.
(CHP sıralarından Güle güle(!) sesleri)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Millet size o Vedayı söyleyecek, size Elveda. diyecek.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Atalarımız
can verdi, can! Can verdi bu memleket için! Hiç merak etmeyin
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Veda Makamında olan sizlersiniz. Yirmi yıldır teveccühünü
bizlerden esirgemeyen milletimizle aynı bedende can gibiyiz
BURAK ERBAY (Muğla) Az kaldı, az.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Senin odanda
yüksek yetenekli çocuklar oturacak.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
can cana veren kan gibiyiz, yanıp da bitmeyen köz gibiyiz, biz
ayrılamayız, biz ayrılamayız milletimizle.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bir zamanlar FETÖye
okuyordunuz, FETÖye.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Senin odanda yüksek
yetenekli çocuklar oturacak, haberin olsun.
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) O
saraylardaki tatlı hayatınız bitecek!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ama merak etmeyin, bizim de sizler için, muhalefet için bir
şarkımız olacak rahmetli Kayahandan.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yetenekli
çocuklar oturacak senin odanda.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Size yine hüsran, size yine hasret var. Size yine esmer günler düştü,
eyvah. diyor rahmetli. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) Gidiyor,
gidiyor; Abbas yolcu!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Zekeriya Öze
hasretinizi dillendiriyorsunuz herhâlde(!) Efendinize hasretinizi
dillendiriyorsunuz herhâlde(!)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Milletin sinesinden çıkmış bir hareket olarak her bir
vatandaşımızın beklenti ve talepleri yönünde milletimizle
aynı dili konuşuyoruz.
AYHAN BARUT (Adana) Altı ay kaldı,
altı ay!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bir sorun, bir aksaklık varsa çözümü dışarıda değil,
yine kendi içimizde ve millî reçetelerde arıyoruz.
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) Altı
ay kaldı, altı ay.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bravo! Ethem Sancakta
mı arıyorsunuz?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Kapı
kapı dolaşıyorsunuz para bulmak için. 25 milyar doları
bulmak için yalvar yakar kapı kapı dolaşıyorsunuz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI
FUAT OKTAY (Devamla) - Hükûmetlerimizin geçmiş 20 bütçesi gibi titizlikle hazırlanan
67 ayrı programın her birine gece gündüz
çalışılmış bütçe teklifimizi böyle mesnetsiz
çarpıtmalarla karalamak ancak ve ancak yurt dışından yine
iftira ithal edenlerin ajandasına yakışır.
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa)
YİMPAŞ iftira mı? YİMPAŞtan bahset.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ethem Sancakta mı
arıyorsunuz?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Yalvar yakar
Araplardan para dileniyorsunuz! Ayıp değil mi? El pençe divan duruyorsunuz..
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)- Sisiye gittiniz,
Sisiye!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI
FUAT OKTAY (Devamla) - Malum danışmanlarınızın aklıyla,
Kandil'den aldığınız emirlerle, Pensilvanya'dan
kulağınıza üflenenlerle, o siyasetüstü dediğiniz
karanlık dostlarınızla hareket edip söylem
geliştirdiğiniz sürece bu millet size itibar etmez, yetki vermez;
yetkiyi bize, yetkiyi Cumhur İttifakı'na, muhalefeti de ömür boyu size
verecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Kaşıkçı
dosyası nerede? Sisi, Sisi
Hani Sisiye gitmiyordunuz?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Tabii, tabii!
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Altı ay
sonra görürsün, altı ay sonra. Tatlı hayatın bitecek, saraydaki
hayatın bitecek, yargıya hesap vereceksiniz.
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa)
Saltanatınız bitecek.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Milletimiz için hayata geçirdiğimiz sayısız mega projenin, yurt
içinde ve yurt dışında verdiğimiz çetin mücadelenin üzerini
kimin sahte gündemleriyle örtmeye çalışıyorsunuz?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Saraydaki bu
tatlı hayatın bitecek.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Eserleriyle konuşamayanların sermayesi ancak altı boş kara
para iddiaları, hayali uyuşturucu trafiği gibi yalanlar
olabilir.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) 128 milyar dolar da
mı boş?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) 122
şu anda yerinde duruyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Ne yazık ki melankolik, geriye gitmeye sevdalı bir muhalefet
anlayışıyla karşı karşıyayız.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Kur korumalıya ne
kadar gitti?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Biz dijital dönüşüm, uzay egemenliği, siber vatan konuşuyoruz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Vallahi bravo(!) Uzaya
gittiniz, uzaya(!)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Kur korumalı
Kur
korumalı
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Siz hâlâ geçmişteki istikrarsız dönemlerin özlemini
taşıyorsunuz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Uzaya güle güle, uzaya.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Kur korumalıya ne
kadar gitti, bunu Merkez Bankası Başkanı, Hazine Bakanı
söyleyemedi, belki siz söylersiniz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Cumhurbaşkanı adayı diye bir vesayetçi
aradığınızı da biliyoruz. Güçlendirilmiş
değil, küflendirilmiş sistem önerilerinizle bu millete geri adım
attıramayacaksınız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ziraat
Bankasının 750 milyon doları nerede?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Türkiye'yi yönetme iddiasında olan bir partinin, bir siyasi partinin veya
koalisyonun daha vizyoner olmasını beklemek hakkımız diye
düşünüyorum. Ama nerede?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ya, siz
anlayamazsınız onu.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Biz Cumhur İttifakı deriz, arkasına tutup eş
anlamlısı Millet İttifakı kavramına
sığınırsınız; biz adını Türkiye
Yüzyılı koyduğumuz vizyon programımızı
açıklarız, arkasından İkinci Yüzyıl diye bir toplama
taslak piyasaya sürersiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Acayip bir program,
acayip.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir yıl sonra, bir
yıl.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bir yıl sonra
açıkladı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Biliyorsunuz, Sayın Kılıçdaroğlu kendisine de Bay Kemal
demeye başladı. Yani eleştiriyor gibi gözükürken Sayın
Cumhurbaşkanımıza ve Cumhur İttifakı'na olan bu gizli
hayranlığınız halis mi? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Eskiden Erdoğan böyle
değildi. diyerek de eskiden daha çok hayran olduğunu da bugün itiraf
etti Sayın Kılıçdaroğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bu da yalan, bu da
yalan; bir yıl önceydi.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Böyle oldu, bugün bunu itiraf etti.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 2020 Ağustos Kurultay
Kararı o İkinci Yüzyıl.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen yıl yine
burada Bu bütçede 3600 ek gösterge yok, istihdam yok, işçi yok. diyordunuz;
bunları dediniz.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Evet, hâlâ da yok,
hâlâ da öyle.
ALPAY ANTMEN (Mersin) Söyleye söyleye
yaptırdık.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
3600 ek gösterge düzenlemesiyle 6 milyona yakın insanımızın
çalışma ve emeklilik hayatını kolaylaştıracak
kapsamlı bir iyileştirme yaptık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Biz yaptık, biz!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Söyleye söyleye
sağır kulaklarınız ancak
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yaptık mı?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Yaptık.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Biz yaptık.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yaptık mı?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Yaptık.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Biz
yaptırdık!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yaptık mı?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Siz
yapmadınız, biz yaptırdık.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Yaparsa AK PARTİ yapar.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ya, verin hakkımızı, Yaptınız. deyin.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Biz
yaptırdık.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Biz yaptırdık.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ya Yaptınız. deyin, rahat olun Yaptınız. deyin.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Biz
yaptırdık.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yaptınız. deyin ya, rahat olun.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Biz
yaptırdık.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Evet, kapsamlı iyileşmeyi yaptık.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Emeklilere ikramiye
olmazdı, kaynak yoktu; nasıl oldu?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2022 yılında yaptığımız iki artışla
asgari ücreti net 5.500 liraya çıkarttık.
ALPAY ANTMEN (Mersin) Kadrolara gel, kadrolara!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Böylece, 2021 yılına göre kümülatif artış oranı yüzde
94,64 oldu.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ya, bırak! Rakamlar
yanlış.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İstihdamda işsizlik kademeli olarak azalışını
sürdürdü ve toplam istihdam eylül ayında bir önceki yılın
aynı ayına göre 1,3 milyon kişi arttı.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) 1+1 konut kirası
neden 10 bin lira, 15 bin lira?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Haftalık toplam çalışılan saat geriledi. dediniz.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) 1+1, 2+1 bile
değil. 1+1 şu anda 10 bin lira, 8 bin lira.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Sen
sataşırken megafonla bağır.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ya, 8 bin lira, 10 bin
lira, domatese benzemez bu iş.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Biraz önce Başkan Vekilimiz de açıkladı Türkiye'de 2018
yılı ikinci çeyreğinde haftalık toplam çalışma
saati 1 milyon 263 bin iken 2022 yılı ikinci çeyreğinde 1 milyon
286 bine çıkmıştır.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Niye 1+1in
kirası ülkemizde 8 bin lira? 1.000 liralık, 1.500 liralık kira
neden 8 bin lira?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İstihdam sayısı da 28,7 milyondan 30,7 milyona
yükselmiştir.
ERHAN USTA (Samsun) Üçüncü çeyrekte düştü,
veri gizlemeyin.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2018 yılı üçüncü çeyreğinde haftalık toplam
çalışma saati 1 milyon 232 bin iken 2022 yılı üçüncü
çeyreğinde de 1 milyon 254 bine çıkmıştır.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Mersinde tavuk
tantuni 40 liraya çıktı; 40 liraya çıktı 1 tantuni.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İstihdam sayısı da 28,8 milyondan 30,8 milyona
yükselmiştir.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) 40 lira, 40 lira! Çay
18 lira, bir bardak çay 18 lira.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Dolayısıyla hangi çeyrekle
karşılaştırırsanız
karşılaştırın, iddia edildiği gibi toplam
çalışılan saatte düşüş değil, artış
meydana gelmiştir.
ERHAN USTA (Samsun) TÜİK rakamları
ortada Sayın Oktay, TÜİK rakamları ortada.
ERKAN AYDIN (Bursa) Hortumcu!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Benzer şekilde istihdam sayısında da artış
yaşanmıştır. Biz burada yapılan
çarpıtılmış kıyaslamalardan anlıyoruz ki rakamlar
yalan söylemez ama lütfen, rakamlara da yalan söyletmeyin.
ALPAY ANTMEN (Mersin) Ama siz söylersiniz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yine, geçen yılı hatırlayın.
BEDRİ SERTER (İzmir) Bu Veysel Filizle ilgili
bir açıklama yapabilecek misiniz?.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ne oldu bu TOGG? Fabrikanın içi boş. Hatta yıl boyunca da
devam ettiniz. Bunu dediniz.
BEDRİ SERTER (İzmir) Veysel Filizle
ilgili, Veysel Filiz
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Zekeriya Öz ne oldu,
Zekeriya Öz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
29 Ekim Cumhuriyet Bayramında Türkiyenin otomobili Toggu banttan
indirdik ve seri üretime de başlandı, sabah da bunu ifade ettim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Vallahi bravo(!)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bir otomobilin çok ötesindeki özellikleriyle de bir akıllı cihaz
olduğunu da ifade ettik Toggun. Yine, Togg, pek çok sektörün de
sürükleyicisi olarak ülkemize önemli katkıları olacak bir
gelişmedir. (CHP sıralarından gürültüler)
ORHAN SÜMER (Adana) Veysel Filiz, bak burada,
tanıyor musun bunu? Bak!
BEDRİ SERTER (İzmir) Veysel Filiz kim
acaba bir söyler misiniz? Veysel Filiz kim?
ORHAN SÜMER (Adana) Bak, bak! Tanıyor musun
bunu?
BEDRİ SERTER (İzmir) Cevap verin Veysel
Filizle ilgili.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bir başka alan, gene geçen yıl, hatırlayın ve yıl
boyunca da buna devam ettiniz.
ORHAN SÜMER (Adana) Tanıyor musun bunu?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Cevap ver, cevap!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ya, niye sizin söylediklerinizi size söylüyorum, ağırınıza
mı gidiyor? Ben anlamıyorum ya. Ayna tutuyorum sadece, başka bir
şey yaptığım yok. (CHP sıralarından
YİMPAŞ! şeklinde slogan atmalar)
BEDRİ SERTER (İzmir) Veysel Filiz kim?
Onun hesabını ver! YİMPAŞın hesabını ver!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Sedat Peker nerede?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Karadenizdeki gaz keşfine de inanmayanlar Bulduysanız hani
nerede? diyenler vardı; sizdiniz bunlar, sizdiniz bu. Şu anda
dünyanın en derin ve en uzun deniz tabanı iletim sistemini inşa
ediyoruz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Vallahi bravo(!)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ve önümüzdeki aylarda yerli gazı milletimizle
buluşturacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Sizinle de buluşturacağız, istemeseniz de
sizinle de buluşturacağız bu gazı, sizin mutfaklarınıza
kadar da gelecek.
(CHP sıralarından Veysel Filiz!
şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına vurmalar)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Doğal gazın keşfinden üretimine kadar iki buçuk yıla
yakın bir sürede tüm işlemler tamamlanmış olacak.
(CHP sıralarından Veysel Filiz!
şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Arkadaşlar
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bunu dünyada bu kadar kısa sürede yapabilen başka bir ülke daha yok.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bununla gurur duyun
ya! Bununla sevinin! Bütün milletimiz seviniyor, milletin sevindiğiyle siz
de sevinin, milletin gurur duyduğuyla siz de gurur duyun.
(CHP sıralarından Veysel Filiz!
şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına vurmalar)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Milletin üzüldüğüyle üzülün, milletin sevincinden niye üzülüyorsunuz?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Veysel Filizmiş
Fuat Bey, Veysel Filiz!
BEDRİ SERTER (İzmir) Kim bu Veysel
Filiz?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ya, Veysel
Filizmiş bu.
BEDRİ SERTER (İzmir) Bu Veysel Filiz kim
acaba?
BAŞKAN Arkadaşlar, arkadaşlar
BEDRİ SERTER (İzmir) Ama öğrenmek
istiyoruz, bir şey soruyoruz, öğreneceğiz.
BAŞKAN Milletimiz seyrediyor, biraz ilkokul
sıralarından farklı olsun lütfen Meclis, milletimiz seyrediyor.
BEDRİ SERTER (İzmir) Soruyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Öyle bir şey olur mu? Var mı
öyle bir usul?
BEDRİ SERTER (İzmir) Cevap vermesi
lazım.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Başkanım,
kozmik odayı kimler gördü, onu da bir söylesin ya.
BAŞKAN Tempo tutuyorsunuz, şarkı
söyler gibi. Olacak iş değil ya.
BEDRİ SERTER (İzmir) Bu Veysel Filiz
kimdir? Beyefendi biliyor, bize cevabını versin.
BAŞKAN Maşallah! Maşallah!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Devletin kozmik
odasına kimleri soktu orada? Oradaki bilgileri onlar biliyor.
(CHP sıralarından YİMPAŞ Fuat
şeklinde slogan atmalar)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Musluk açılışlarıyla uğraşanların -biz
anlıyoruz- bizim yaptığımız bu işlerin
büyüklüğünü ve stratejik önemini anlamalarını da beklemiyoruz
zaten; bu da normal. (CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Çok acayip! Tuvalet
açtın, tuvalet!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Tank Palet ne oldu?
Tank Palet ne oldu Fuat Bey?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bunların üstesinden gelmek yapılmış, bitmiş, çoktan
milletin hizmetine sunulmuş yatırımları vaat olarak sunmaya
da benzemez. Yani bizim yaptığımız işleri sanki yeni
yapılıyormuş, yapılacakmış gibi vaatler
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Hani tanklar, ALTAY
tankı da üretilecekti?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Salgının tetiklediği küresel belirsizlikler Rusya-Ukrayna
savaşıyla derinleşirken ekonomimize yansıyan
olumsuzlukları asla görmezlikten gelmiyoruz. Aksaklıkların
üstesinden gelecek enstrümanları da teşviklerden sosyal
yardımlara, yerli, millî üretim politikalarından makroihtiyati
tedbirlere kadar bütçemizde hesap etmiş durumdayız. (CHP
sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Sezgin Baran Korkmaz
nerede?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde
ülkemizi daha güçlü, milletimizi daha müreffeh hâle getirme
inancımızı, irademizi,
hazırlığımızı, birikimimizi,
imkânımızı ve kararlılığımızı
bütçeye yansıttık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BEDRİ SERTER (İzmir) Şu Veysel
Filizi aydınlatır mısınız?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Süregelen başarıları taçlandıran bir hamle olarak,
milletimizin iradesiyle desteklediği Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sistemine geçilmiş, iş yapma süreçlerinin hızlandığı,
sonuç almanın kolaylaştığı yeni bir dönemin
kapıları aralanmıştır.
BEDRİ SERTER (İzmir) Her şey gizli
mi sizde Beyefendi? Şu Veysel Filizle ilgili bir aydınlatma
bekliyoruz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bürokrasi değil, hizmet üreten bir devlet yapısı
anlayışıyla geliştirdiğimiz Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sistemi ülkemizin en önemli kamu yönetimi reformudur.
ORHAN SÜMER (Adana) Bak, burada Veysel Filizin
fotoğrafı var, karşısında sen varsın. Bak,
tanıyor musun bunu?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Sayın
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Veysel Filizle beraber
fotoğrafınız var.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İstikrarı ve toplumsal refahı artırma hedeflerimize büyük
katkılar yaptığını tecrübe ediyoruz.
BEDRİ SERTER (İzmir) Bak, fotoğraf
yakışıyor mu? Fotoğrafa bak!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Parlamenter sistem döneminde sadece laftan ibaret olan kuvvetler
ayrılığı Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemiyle gerçek anlamda hayata geçmiştir yasama, yürütme, yargı
olarak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Fuat Bey, seninle
beraber fotoğrafı var bu Veysel Filizin.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin
kazandırdığı hız, esneklik ve etkin eş güdüm
sayesinde Türkiyeyi yüzlerce büyük projeyle donatmanın yanı
sıra ülkemiz küresel bir güç olma yolunda önemli bir mesafe
katetmiştir.
BEDRİ SERTER (İzmir) Bu kişi
tanıdık mı, değil mi?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Tanımaz olur mu
canım, fotoğrafları var.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Özellikle salgına ve doğal afetlere karşı en
hızlı şekilde hayata geçirdiğimiz önlemler, dış
politikada ve bölgesel krizlerde süratle aldığımız
aksiyonlar, her alanda yerlileşme ve millîleşmeye yönelik cesaretle
atılan adımlar yeni sistem sayesinde kaydedilen ilerlemenin somut
neticeleridir.
BEDRİ SERTER (İzmir) Her şey
karanlık, her şey karanlık!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Dedik ya, iki gözünüz kapalı, nereye baksanız karanlık
görüyorsunuz, normal. Niye Sayın Genel Başkanın karanlık
gördüğü anlaşıldı.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gün boyu, ekonomik göstergeler üzerinde yoğunlaşan
yorumlar yapıldı.
BEDRİ SERTER (İzmir) Hiç değilse
şu Veysel Filizi açıklayıverin, rahatlayın.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Türkiye yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla hedefli büyüme
stratejisinden taviz vermeden yolunda ilerlemektedir.
BEDRİ SERTER (İzmir) Rahatlayın,
rahatlayın.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Nerede istihdam! 3
milyon insan iş aramaktan vazgeçti, resmî verilere bir bakın.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ekonomi politikalarında rotamız makroekonomik ve finansal istikrar
ile fiyat istikrarını eş zamanlı olarak sağlamak,
yüksek katma değerli üretimi teşvik etmek, reel sektörün finansmana
kesintisiz ve sorunsuz erişimini sağlamak, tedarik zincirlerindeki
değişimi fırsata çevirmek ve cari işlemler
açığını kalıcı olarak çözecek adımlar
atmaktır.
YILDIRIM KAYA (Ankara) YİMPAŞtaki gibi
mi?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu doğrultuda, Türkiye ekonomisi 2022 yılının ilk
yarısında yüzde 7,6 büyürken 2022 yılının üçüncü
çeyreğinde yüzde 3,9 büyümüştür. 2022 yılının üçüncü
çeyreğinde üretim tarafında hizmetler katma değeri yüzde 7,9;
sanayi katma değeri yüzde 0,3 ve tarım katma değeri yüzde 1,1
artış kaydetmiştir. Yine sabah da izah ettim, makine ve teçhizat
yatırımları 12 çeyrek kesintisiz artış kaydederek 2022
yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 14,3 büyümüştür. 2022
yılının dördüncü çeyreğine ilişkin öncü göstergeler
orta vadeli program hedeflerine uygun şekilde yine büyümemizin devam
ettiğine işaret etmektedir.
Otomobil satışları, ekim-kasım
döneminde, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28,1
artmıştır. Beyaz eşya satışları 2022
yılı Ekim ayında yıllık yüzde 9,1 artış
kaydetmiştir. Reel Kesim Güven Endeksi, 2022 yılı Kasım
ayı itibarıyla eşik değerin üzerinde kalmaya devam ederek
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Bu Veysel Filizin
makamda ne işi vardı Fuat Bey?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
101,3 seviyesinde gerçekleşmiştir.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Fuat Bey, Sayın
Cumhurbaşkanı Yardımcısı
Bu Veysel Filiz sanki
akrabanız gibi bu kadar rahat nasıl masanda oturuyor ya?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2022 yılı Reel Gayrisafi Yurtiçi Hasılası büyümesinin OVP
tahminlerine göre yüzde 5 seviyesinde gerçekleşeceği ve yine 23-25
dönemi için ortalama yüzde 5,3 olacağı öngörülmektedir.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) 100 kilo
eroinle yakalandı. Bu Veysel hangi hapishanede? Ziyaret ettiniz mi bunu?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Vatandaş
gelemiyor makama.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu süreçte net ihracatın büyümeye pozitif katkısının
sürmesini bekliyoruz.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Adam sanki
makamın sahibi gibi oturmuş, nereden buluyor bu cesareti?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) 100 kilo
eroinle yakalanmış.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2022 yılı Ocak-Kasım döneminde ihracatımız bir önceki
yılın aynı dönemine göre yüzde 13,9 artış göstererek
231,2 milyar dolara yükselmiştir. Yıl sonu itibarıyla 250 milyar
doların üzerinde gerçekleşeceğini de öngörüyoruz.
ERKAN AYDIN (Bursa) Ya, bir de Veysel Filiz var,
kim o ya?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Aynı dönemde ithalatımızsa yüzde 36,6 artış göstererek
331,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Kim
o, kim?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Enerji fiyatları ortada, emtia fiyatları ortada. Temel ihracat
pazarımız olan Avrupa ülkeleri durgunluk sinyalleri vermekte.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Arkadaşlar, bu
Veysel Filiz 100 kilo uyuşturucuyla yakalanmış...
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
makamında sanki makamın müdavimi, o kadar rahat oturuyor, çok rahat oturuyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Küresel ekonomilerde gelişen tüm olumsuz gelişmelere rağmen
ihracatımızdaki artış trendi devam etmektedir.
İhracatın yanında iç piyasaya yönelik üretimin de
arttığı dikkate alındığında enerjiye
ilaveten ham madde, ara malı ve yatırım malları
ithalatının da bu doğrultuda artış gösterdiği
görülüyor. (CHP sıralarından gürültüler)
Enerji ithalatımız geçen yılın
aynı dönemiyle
karşılaştırıldığında 2022
Ocak-Kasım döneminde yüzde 103 artarak 88,3 milyar dolar olarak
gerçekleşmiştir. (CHP sıralarından gürültüler) Enerjide
ithalat artışı, toplam ithalat artışının
yüzde 51ine tekabül etmektedir. 2022 Ocak-Kasım döneminde toplam 331,1
milyar dolar olan ithalatımızın yüzde 80,9u ham madde ve ara
malları, yüzde 10,9u yatırım malları ve sadece yüzde
8,2si tüketim mallarından oluşmaktadır.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ya, bu ne
arkadaş, uyuşturucu taciri, milletvekili, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı
Yani arkadaşlar, bu ülkeye bu
yakışıyor mu ya? Vallahi yakışmıyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
88,7 milyar dolarlık toplam ithalat artışının 84,5
milyar doları ham madde, ara malı ve yatırım
mallarındaki ithalat artışını içermekte.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Hiç ziyaret
ettiniz mi bu Veysel Filizi? Makamınıza gelmiş sizi ziyaret
etmiş.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Diğer bir ifadeyle, ithalatımızın yüzde 91,8i aslında
yine üretim amaçlı yapılan ithalattan oluşuyor. Yüksek ve orta
yüksek teknolojili ürün ihracatımız salgın, küresel çatışmalar
ve ham madde fiyatlarında artış yaşanan dönemler de dâhil
miktar olarak önemli tutarda artmıştır. Orta yüksek ve yüksek
teknolojili ürünler ihracatımız, 2021 yılında, 2020
yılına göre yüzde 23,3 oranında artarak 77,5 milyar dolara
ulaşmıştır. 2022 yılı
ihracatımızın ilk on bir ayında bu rakam aşılarak
80 milyar dolara yükselmiştir. Yıl sonu itibarıyla, 85 milyar
doları aşacağı öngörülmektedir. Cari fazla hedefiyle
ihracatımızı artırmak için kilit öneme sahip devlet
desteklerini özellikle hizmet ihracatında etkin bir şekilde
kullanıyoruz. Bilişim, eğitim, fuarcılık, gayrimenkul,
kültürel ve yaratıcı endüstriler, lojistik ve
taşımacılık, sağlık ve spor turizmi, yeşil
hizmetler ve yönetim danışmanlığı sektörlerine özel
destek programları uyguluyoruz.
CAVİT ARI (Antalya) İthalattan bahsedin!
İthalat rakamları nedir, ithalat! Sadece ihracattan değil,
ithalattan da bahsedin!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2022 yılı Ocak-Eylül döneminde de hizmet ihracatımız, 2021
yılı rakamını aşarak 66,4 milyar dolara
ulaştı.
CAVİT ARI (Antalya) İhracatı söylediniz,
ithalatı da söyleyin!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ben söyledim de sen başka bir yerdeydin zannediyorum, ben söyledim.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Veysel Filiz nerede? Veysel Filizi de söylesene!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Hizmet ihracatı alanında sadece dizi-film sektörüne dahi
baktığımızda bugün 160ı aşkın ülkeye
yapımlarımızı ihraç eder konumdayız.
Bununla birlikte, yine, sağlık turizminde
öncelikle tercih edilen ülkeler arasındayız.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Oturabilirsin yerine, sıfır!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2022 yılının ilk on bir ayında tıbbi sebeplerle
ülkemizi ziyaret edenlerin sayısı 1 milyona
yaklaşmıştır ve 2021 yılında elde ettiğimiz
geliri de şimdiden geçmiş durumdayız. Seyahat hizmet
ihracatından elde ettiğimiz gelirin 31,3 milyar dolara
ulaştığını görüyoruz.
BEDRİ SERTER (İzmir) Veyselin
selamı var(!)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yine aynı dönemde, lojistik ve taşımacılık sektöründen
26,8 milyar dolar gelir sağladık.
MAHİR POLAT (İzmir) Veyselin
arabasının arkası da özel düzenekliydi yalnız.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Salgından en çok etkilenen bu sektörlerin ne kadar hızlı
toparlandığına da özellikle dikkatinizi çekmek isterim.
Büyük resme baktığımızda, bugün
sanayinin millî gelir içindeki payı artmaya başlamış,
turizm sektörünün dünyadan aldığı pay yükselmiş, enerji
dışı cari işlemler dengesinde önemli bir iyileşme
kaydedilmiş; yatırım, istihdam, üretim ve ihracatta önemli
kazanımlar elde edilmiştir. Ülkemizi salgın ve savaşta
sarsılan dünyanın yeni üretim ve tedarik merkezi hâline getirecek
altyapıyı kurduk, geliştirdik, şimdi de büyütüyoruz.
MAHİR POLAT (İzmir) Veysel için tedarik
zinciri kurmuşlar!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir yandan istikrardan,
refahtan söz edip bir yandan Bütçe savaşa gidiyor. diye anlamsız
serzenişlerde de bulunuldu. Daha önce Suriyede ne işimiz var? diye
soranlara da yine aynı netlikte cevap vermiştik.
YILDIRIM KAYA (Ankara) Yine ne işimiz var?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Bölgemizde barış, refah, istikrar, ülkemizde demokrasi ve özgürlükler
sapasağlam, her türlü tehdide karşı dimdik duran bir Türkiye
Cumhuriyetiyle mümkündür. Terör ve düzensiz göçün önlenmesi maksadıyla
kahraman ordumuz hudutlarımızın güvenliğini
sağlamakta, yurt içi ve sınır ötesinde başta FETÖ, PKK, YPG
ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı Ölürsem
şehit, kalırsam gazi. anlayışıyla aralıksız
mücadele etmektedir. Kıbrıs dâhil, denizlerimizdeki hak ve menfaatlerimizle
semalarımızı azim ve kararlılıkla korumaktayız.
Yerli ve millî bir muhalefet
anlayışına sahip olsaydınız zaten bunları takdir
ederdiniz ancak küresel vesayet odaklarına bel
bağladığınız, onların türküsünü söylediğiniz
ortada. Geçmişte 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimini masum
göstermeye çalıştınız, yetmedi. (CHP sıralarından
gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Gelip gelip aynı
yere takılıyoruz, satıyorsun, satıyorsun!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Eli kanlı YPGli teröristleri Topraklarını savunan insanlar.
diye nitelendirdiniz, yetmedi.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ne istediysen
verdik. diyen kim Allahınızı severseniz ya?
Aklımızla dalga geçmeyin ya. Sizin partinizin Genel Başkanı
dedi Ne istedinizse verdik. dedi.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
O arada toplanıp koltuk kapmaca oynadığınız 6lı
masanın altına başka tabureler getirip koydunuz, yetmedi.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Kozmik odayı
verdiniz, tank verdiniz, Meclisi bombalayan uçağı verdiniz, silah
verdiniz ellerine; ülkenin eğitimini verdiniz, ekonomisini verdiniz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Artık gizli ortaklarınızı da açık ederek millî
güvenlikten açıkça ödün vermemizi bekliyorsunuz; daha çok beklersiniz! (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) FETÖcü!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İçerideki ve dışarıdaki akıl hocalarınız,
tüm şürekânız da daha çok bekler. O Düşmez. dediğiniz,
güvendiğiniz dağlara kar yağması çok yakındır.
Terör ile Kürt düşmanlığını özdeşleştirmek,
Kürt kardeşlerimize en büyük ihanettir, en büyük
düşmanlıktır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Fotoroman Süleyman
diyorduk, Fotoroman Fuat
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Hain terör, terörü Kürt kardeşlerimizin ve milletimizin başına
bela edenlerin de belası olacaktır. (CHP sıralarından
gürültüler, Veysel sesleri)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Belediyelerden bahsettiniz, kayyumların kamu kaynaklarının,
milletimizin vergilerinin PKKya, YPGye, dağa gönderilmesini engellemesi
ağırınıza gitti herhâlde?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yalan
atıyorsun.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Yalan, yalan!
Kayyumlarınız çaldı, kayyumlarınız. İftira,
iftira!
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
İftira atıyorsun, iftira. Bir tane kanıtın yok, iftira
atıyorsun!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Kayyumlarla, milletin kaynakları milletimize, o şehrin sakinlerine
gitmektedir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Kayyumlarınız
çaldı, Mustafa Yaman nerede? Mardin kayyumu Mustafa Yaman nerede?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Zorunuza gitse de gitmese de tüm illerimizle, belediyelerimizle yerelden
kalkınmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
İftiracı! Bir tane kanıtın yok, yalan söylüyorsun!
Kayyumlarınız hırsızlık yapıyor!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Terörün her türlüsüne karşı mücadelemizi
sınırlarımız içinde ve dışında
sürdüreceğimizin altını burada tekrar çizmek istiyorum.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Hırsız kayyumlarınızdan
hesap sorun.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Bütün
kayyumlarınız hırsız çıktı, hırsız!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Hataydan Hakkâriye kadar güney sınırlarımızın
tamamında terörün, teröristin izini bırakmayacağız. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Mustafa Yaman nerede?
Hırsız kayyumlarınızdan bahsedin. Çalıp
çırptığınızdan bahsedin.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yurt içinde ve yurt dışında terörle mücadelemiz FETÖ,
PKK-PYD/YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, tüm terör örgütlerine
karşı aralıksız devam edecektir, hem de her şekilde.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Hırsızları
korursunuz ancak, çalıp çırparsınız siz!
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Hırsızları savunuyorsun, hırsızları!
Kayyumları değiştirmek zorunda kaldınız
hırsızlık yaptıkları için.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu kararlı iradeyi taşımamızda sizin savaş bütçesi
dediğiniz imkânlarla yeşeren yerli, millî savunma sanayimizin çok
büyük katkısı vardır.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) İnsanları öldürmek
üzerine kurulu bir bütçeniz var.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Mardin kayyumunu niye
değiştirdiniz?
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Mardin
kayyumunu anlat sen, Mardin kayyumunu!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Hırsızlığı anlatsana!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Savunma sanayisi alanında ulaştığımız seviye
sayesinde hiç kimsenin icazetini almadan, hiç kimsenin icazetini aramadan,
müdahil olduğumuz süreçleri milletimizin menfaatleri yönünde yönetme kabiliyetine
sahibiz, elhamdülillah. Biz, bu toprakların gücüne, irfanına,
beşerî sermayemize, milletimizin ferasetine inanıyoruz; konu ne
olursa olsun çözümü içeride, yerli, millî imkânlarda arıyoruz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Mustafa Yaman nerede?
KEMAL PEKÖZ (Adana) 1,5 ton kadayıftan size de
geldi mi acaba, kayyum kadayıfından?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya,
gasbı savunuyorsunuz ya, ayıptır ya!
Kazanmadığınız bir belediyeye el koydunuz ya, onlarca
belediyeye!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yalan! Yalan! Putine
yalvarıyorsun, Putine!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu yüzden, milletimiz 21inci kez bütçe yapma sorumluluğunu, ülkenin
kaderini tayin etme sorumluluğunu Cumhurbaşkanımız
liderliğinde bizlere bırakmıştır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
İrade gasbı
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Biz, icazeti yabancı iktisatçılardan, diğer ülke
büyükelçilerinden değil, milletimizden alırız, milletimizden.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) 85 milyonun
hakkını, hukukunu gözeterek evlatlarımızı 780 bin
kilometrekarenin hiçbir karışında terör tehdidinin
bulunmadığı bir Türkiye'de yaşatmakta kararlıyız.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Siz, yüzde 1in
hakkını, hukukunu savunuyorsunuz, 85 milyonun değil!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu doğrultuda da çok ciddi aşama sağladık.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Sizden büyük tehdit mi var, en büyük tehdit sizsiniz!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Rabbim, sınırlarımızın içinde ve
dışında kahramanca görev yapan şanlı ordumuzun, güvenlik
güçlerimizin yardımcısı olsun.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Âmin!
İnşallah, kalbura dönen sınırlarımızı da
kapatırsınız bir zahmet!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kadın
politikalarına dönük eleştiriler dile getirildi.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Yolgeçen hanına
döndü bizim sınırlarımız.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Öncelikle, kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı
tanınmasının 88inci yıl dönümünü bir kez daha kutluyorum.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Gaspçısınız, gaspçı!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Dünyanın pek çok ülkesinden önce bu hakkı elde eden
kadınlarımızın hayatın her alanında hak ettikleri
yeri alması için kadınlarımızla birlikte
çalışmaya devam ediyoruz.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Gasbı
savunuyorsunuz, açık açık gasbı savunuyorsunuz!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kadınlar sizin değil.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Kadınlar mülk değil,
değil.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Plan ve Bütçe Komisyonunda gerçekleştirdiğim konuşmalarda da
belirtmiştim; biz kadının güçlendirilmesi konusunu muhalefetin
aksine bir polemik malzemesi olarak değil,
kadınlarımızı başımızın tacı
görerek ele alıyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir daha
kadınlarımız demeyin.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Kadınları canlı bomba olarak kullanmak lazım, değil
mi(!)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bizim kültürümüzde medeniyetler inşa eden cefakâr ve vakur kadınlar
vardır. Ailede, toplumda, hayatın her alanında üstün kıymet
görerek nesilleri yetiştiren Hayme Analar, Zübeyde Hanımlar
vardır. Toplumumuzun geleceği için, medeniyet kodlarımızda
var olan kadına verilen değeri ihya ederek günümüze taşımak
kararlılığıyla çalışıyoruz.
FELEKNAS UCA (Batman) İstanbul
Sözleşmesinden çekilerek mi kadınları düşünen bütçe
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Hâlihazırda, birçok farklı meslekte kadın çalışan
oranının yüksek olması, uyguladığımız
politikaların en somut göstergesidir. (CHP sıralarından Veysel
Filiz
Veysel Filiz
sesleri)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
İstanbul Sözleşmesi nerede?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Sayın Başkanım, burayı Gezi Parkı zannediyorlar ya!
Burası Gezi Parkı değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Buyurun, sektör sektör verilerle bakalım: Öğretmenlerin yüzde 57si,
23.268 hâkimin yüzde 52si kadındır; kamu ve vakıf
üniversitelerinde kadın öğretim görevlisi oranı yüzde 51dir;
toplam kamu çalışanlarının yüzde 42si kadındır.
Kadına karşı şiddette sıfır tolerans ilkesi
çerçevesinde şiddetle mücadelemizi de kararlılıkla sürdürüyoruz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) O yüzden
mi sözleşmeden çıktınız? İstanbul Sözleşmesinden
neden çıktınız?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Önleme, koruma, kovuşturma ve bütünleyici politikalar ana eksenlerinde tüm
bakanlık, kurum ve kuruluşlarımızla bu konuya
eğiliyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sizde
kadının adı yok!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yasal düzenlemelerimizle kadına yönelik şiddet fiili içeren suçlardan
mağdur olan bireylere sağlanan adli yardımın
kapsamını da genişlettik.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Kadın katillerini
koruyorsunuz ya, kadın katilleri sokaklarda geziyor!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Altını çizerek ifade etmek isterim ki insanlığa ihanet olan
kadına şiddet, ayrımcılık ve istismar bizim
kültürümüzle ve inancımızla kesinlikle bağdaşmamaktadır.
Kadınlarımızı güçlendirme konusunda samimiyseniz buyurun,
Diyarbakır Annelerinin gözyaşlarını birlikte silelim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kadınlarımız demeyin lütfen, kabul etmiyoruz; kadınlar
deyin, kadınlar deyin.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Emine Şenyaşardan
haber et sen, Emine Şenyaşardan! Katiller sıralarınızda
oturuyor!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Kadın hakları konusunda gerçekten dertleniyorsanız dağa
kaçırılan kız çocuklarının temel haklarını
gelin bizimle birlikte savunun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Katiller
sıralarınızda oturuyor, Emine Şenyaşar hani?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Türkiyenin kadınlarını savunmak, sığ sloganlara
tutunmuş, kadınlarımızı ayrıştıranlara
kalmaz.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Kimse sizin kadınınız değil.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Kimse sizin mülkünüz
değil, kadınlar sizin mülkünüz değil. Temiz bir dile davet
ediyoruz Sayın Başkan.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Kadınlarımızı güçlendirmek için nasıl mücadele
ediyorsak kadınları böyle yüzeysel siyasetin malzemesi yapanlarla da
mücadele ediyoruz.
Bütçemizde kadının güçlenmesine
programına ayırdığımız kaynağı bir
önceki yıla göre yüzde 53,2 artırarak 2 milyarın üzerine
çıkarıyoruz. İşçi, öğretmen, doktor, genç,
yaşlı, inanç ve etnisite ayrımı yapmadan, Türkiye'nin tüm
kıymetli kadınlarını ve kadın haklarını
güçlendirmeye devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) İstanbul
Sözleşmesinden niye çekildiniz o zaman?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Kadınları işkencelerle gözaltına
aldınız. Kadınlara işkence ediliyor, işkence!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın
Kılıçdaroğlu varlık barışı
uygulamalarıyla uyuşturucu kaçakçılarıyla, baronlarıyla
iş birliği yapıldığı, ülkemizin kara para
cennetine çevrildiği ithamında bulundu ama söyleyip ayrılma
olayını âdet edindi, kalsaydı cevabını dinlerdi
konuştuklarının. El insaf be, Allah'tan korkun! (CHP
sıralarından Veysel, Veysel
sesleri)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Veysel Filizin
paralarını kastetti, Sezgin Baran Korkmazı kastetti Sayın
Fuat Oktay. Siz çok iyi biliyorsunuz çünkü! Veysele bak, Veysele,
bahsettiğiniz Veysel Filiz!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Kendi ülkesini uyuşturucu ve kara para aklamayla itham eden bir siyasi
parti genel başkanına cevap vermek bile zül ve de gelecekte bu
ülkenin Cumhurbaşkanlığına aday olmaya çalışan
bir zat; Allah'tan korkun be! (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Sen kork be!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Kendisi uyuşturucu tehdidine seçim yaklaşınca ve biraz da
siyaset sıkıntısı çekince vâkıf olduğu için
herhâlde bu acemiliğini de maruz görmek gerekir. Ne yazık ki bir
süredir devlete attığı iftiraya, devletin polisine,
jandarmasına, Sahil Güvenlik personeline, askerine; denizde, karada,
havada bu mücadelede emek veren herkese fütursuzca atılan iftiralar
dedikodulara dayanmaktadır; başka da bir şeye değil.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Şu
uyuşturucu baronuyla boy boy fotoğrafın çıkıyor,
fotoroman çevirmişsin hâlâ devlet diyorsun. Devlet ayrı, siz
ayrısınız! Devlet hepimizin!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bize Bağcıları, Esenyurt'u adres gösteriyor.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Eroinciyle fotoroman
çek, ondan sonra devlet de; olmaz böyle bir şey!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Biz uyuşturucu mücadelesinde kararlılığımızı
2017de ifade ettiğimiz zaman bize bir desteği de
olmamıştı, herhâlde o zamanlar başka semtlerde
geziniyorlardı! (CHP sıralarından Veysel
Veysel
sesleri, gürültüler,
sıra kapaklarına vurmalar)
Bunu milletime sesleniyorum: Ey milletim, yine,
uyuşturucuyla mücadele ve terörizmin finansmanının önlenmesi
konusunda Gazi Meclisimizce 27/11/2020 tarih ve 7262 sayılı Yasa
kapsamında çıkarılan kanuna Cumhuriyet Halk Partisi 78
milletvekiliyle beraber neden ret oyu verdiğini
açıklamalıdır. Bunu açıklamak zorundasınız bu
millete. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) MHPyle beraber
imzaladık onu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) MHPyle beraber
imzaladık.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu kanunun 15inci maddesinde özellikle uyuşturucu veya uyarıcı
madde ticaretine yönelik ciddi yaptırımlar ve hukuki düzenlemeler
bulunmakta. Bu konuda maalesef ikircikli davrandıklarını
görüyoruz birçok konuda olduğu gibi. (CHP sıralarından
Pudracı
Pudracı
sesleri)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ya, iki kelime de
Veysel Filizle alakalı bir şey söyleyin. Nasıl
açıklayacaksınız?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Varlık barışı düzenlemeleri, Kara Paranın
Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü, kısa
adıyla FATF tarafından takip edilmekte ve 4 temel ilke
kapsamında sıkı bir biçimde değerlendirilmektedir.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Size nasıl
güvensin insanlar, nasıl inansınlar? Fotoroman çekmişsiniz
resmen boy boy, boy boy!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu bağlamda, 9 Eylül 2022de FATFla yapılan görüşmelerde
ülkemizdeki varlık barışı uygulaması hakkında bir
soru yöneltilmiştir; buna yönelik olarak varlık barışı
uygulamasının Mali Eylem Görev Gücü tarafından belirlenen 4
temel ilkeye uygun olduğu hususu açıkça ifade edilmiş ve söz
konusu rapor Mali Eylem Görev Gücü Genel Kurulunca da kabul edilmiştir.
Günümüze dek yürürlüğe konulan varlık barışı
düzenlemeleri bağlamında Kara Paranın Aklanmasının
Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü tarafından ülkemize yönelik
herhangi bir eleştiri de yöneltilmemiştir.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
Uyuşturucu kaçakçısı arkadaşın 100 kilo eroinle
yakalandı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın Başkan,
önce şunu...
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ayrıca, ülkemize yurt dışından gelen transferler...
(İstanbul Milletvekili Engin Altayın
elektronik cihazdan bir fotoğraf göstermesi)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan...
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
...varlık barışı kapsamında olsun veya olmasın
ilgili mevzuatı kapsamında MASAK tarafından inceleme ve
araştırmaya tabi tutulmaktadır. (CHP sıralarından
Bak! Bak! Sesleri, gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, şunu bir açıkla, şunu bir açıkla!
BAŞKAN Arkadaşlar... Arkadaşlar...
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bunun yanı sıra, Mali Eylem Görev Gücü sürecinde atılması
gereken adımlar da kararlılıkla atılmaktadır. (CHP
sıralarından Veysel... Veysel... sesleri, gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şunu bir
açıkla da sonra devam et!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ülkemizin FATF 4üncü Tur Karşılıklı Değerlendirme
Raporu Ekim 2019da kabul edilmiş olup...
ENGİN ALTAY (İstanbul) Eroincinin
arkadaşından Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmaz!
Sen eroin kaçakçıları için sınıra telefon açan
adamsın; yazıklar olsun sana, yazıklar olsun!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
...anılan raporda ülkemiz 12 tavsiye bağlamında kısmen
uyumlu/uyumsuz seviyesinde iken yine atılan adımlar sonucunda
günümüzde bu rakam 6ya inmiştir. (CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Biraz haysiyetin
varsa önce bunu açıkla; önce bunu açıkla, bunu! Bu ne, bu? Bunu bir
açıkla, sonra bize sor Niye hayır oyu verdiniz? diye.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ayrıca, ülkemiz, özel önem atfedilen Mali Eylem Görev Gücü
standartlarının tamamına asgari olarak geniş ölçüde
uyumlu olarak kabul görmektedir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bunu açıkla;
bunu bir açıkla, bunu! Al, şunu bir açıkla! Tek gözünü mü kapattın,
görmüyor musun bunu?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, uyarır mısınız lütfen.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
FATF tavsiyelerinin gereklerinin yerine getirilmesi ve gri liste sürecinin
sonlandırılması için gerekli tüm adımlar
kararlılıkla atılmıştır, atılmaya devam
edilecektir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bunu bir
açıkla!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Uyarır
mısınız Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Altay...
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bana
Hayır oyu vermeni açıkla. diyor ya...
BAŞKAN - E, tamam konuşuyor, söz onun,
size söz vermedim ki; size söz vermedim, lütfen oturun yerinize.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bunu açıkla,
bunu açıkla!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Şimdi gördünüz mü varlık barışları nedeniyle
eleştiri almış mıyız, almamış
mıyız? (CHP sıralarından Veysel... Veysel... sesleri)
Varlık barışı düzenlemeleri vergiyle ilgili ama siz her
zaman olduğu gibi konuyu saptırmakla meşgulsünüz; işte,
ancak bunu beceriyorlar.
BAŞKAN Sayın Oktay, siz devam edin.
Milletimiz izliyor bu görüntüyü, Meclis için üzüntü
verici bir görüntü
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ne demişiz? Yurt dışındaki
varlıklarınızı ülkemize getirin,
kayıtlarınızı alın, biz de bununla ilgili vergi
problemi çıkarmayacağız. Söylediğimiz bu. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından gürültüler) Varlık barışı
uygulamaları kapsamında sadece bildirim ve beyana konu edilen
varlıklar nedeniyle bir vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı
yapılmaması imkânı sağlanmakta. Varlık
barışı uygulamasıyla bildirime veya beyana konu edilen
varlıkların mevcut mevzuatımız -ki buna kara parayla
mücadele dâhildir- çerçevesinde incelenmesinde ve gerekli yasal işlemlerin
yapılmasında herhangi bir kısıtlayıcı hüküm asla
yoktur.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Veysel için
telefon ettin mi etmedin mi Fuat Bey?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Kurumlarımız görevlerini titizlikle yerine getirmektedirler. (CHP
sıralarından Veysel
Veysel
sesleri)
ENGİN ALTAY (İstanbul) 100 kilo eroinle
yakalanan adam için telefon ettin mi telefon? Telefon ettin mi onu söyle?
Telefon ettin mi onu söyle.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ortalığı bulandırmak, yasa dışı
işlemleri teşvik eden bir Hükûmet olarak bize iftira atmak en basit tabirle
insafsızlıktır, bu millete ihanettir, bu ülkeye ihanettir. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, lütfen uyarır mısınız.
BAŞKAN Sayın Elitaş, ne
yapalım? Bu normal bir görüntü değil ki
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ayağa
kalkıyor ama ayağa kalkıyor.
BAŞKAN Meclisle, milletvekilliğiyle izah
edilebilecek bir şey değil yani.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bakın, burası da çok önemli, burayı da dinleyin. Hani, Genel
Başkanınızın söylediği bir şey var ya, cari
işlemleri kapatmak için diye bir başka iftirası var. Kaldı
ki bu kadar abarttığın, ey Kılıçdaroğlu
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Veysel için
aradın mı Emniyeti? Veyselin serbest bırakılması için
aradın mı aramadın mı, lütfen bunu söyle.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
varlık barışı kanununda bu yıl ülkemize gelen döviz
tutarları karşılığı bu yılın ortalama
dolar kuruyla sadece 1,57 milyar dolardır, 1,5 milyar dolar; hepsi bu
konuştuğunuzun. Ülkemiz bu cüzi paranın katbekat üstünde millî
gelire sahip bir ülkedir, vakarlı bir ülkedir, gururlu bir ülkedir, onurlu
bir ülkedir; bu onursuzluklara asla ve asla prim vermez. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu ve
uyuşturucuya bağlı suç gelirleri operasyonları da bizim
dönemimizde gerçekleştirilmiştir. Mücadelemizin genel verileri
açısından 2022 yılının ilk on ayında 200 bin
operasyonda, olayda 255 bin şüpheliye yasal işlem
yapılmıştır, 23.419 narkotik şüphelisi
tutuklanmıştır. (CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Veysel masum mu
Veysel?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2022 yılında 1 ton
Madde bağlantılı can
kayıplarının 2017den bugüne üçte 1e kadar azalması da
uyuşturucuyla mücadelemizde doğru adımlar
attığımızın başka bir kanıtıdır.
Bu mu sizi rahatsız ediyor? (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Böyle mi mücadele
ediyorsunuz? Beraberce mi götürüyorsunuz? Mücadele böyle olmaz, mücadele!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Uluslararası ölçekte 15-64 yaş aralığında
hayatında en az 1 kez madde kullanan kişilerin oranı Avrupa
Birliği için yüzde 29, dünya geneli için yüzde 5,6.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Batsın bu
işler diye mücadele böyle edilir; bitsin diye böyle mücadele edilmez!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu oran ülkemizde ise 2018 araştırmalarına göre yüzde 3,1 olarak
tespit edilmiştir ve aynı oranda devam etmektedir. Yüzde 29 nere,
yüzde 3,1 nere!
Terörle mücadele nasıl kırmızı
çizgimiz ise uyuşturucuyla mücadele de aynı şekilde
kırmızı çizgimizdir. Siz kara para aklamayı da
uyuşturucu trafiklerini de o karanlık
danışmanlarınıza sorun. (CHP sıralarından Veysel
burada, Fuat baksana! sesleri) İçişleri Bakanımız da Plan
ve Bütçe Komisyonunda gerekli cevapları vermiştir her türlü
sorularınıza, itham ve iftiralarınıza karşı.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Buraya bak, buraya!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve bakanlarının uyuşturucuyla
ilişkili olduğuna dair elinde bilgi veya bulgu olup da
açıklamayan namerttir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar; CHP sıralarından Bak! Bak! sesleri, gürültüler)
YILDIRIM KAYA (Ankara) Bak! Bak! Bak!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; fiyat istikrarı konusunda
da eleştiriler gelmişti. Gıda fiyatları enerji, ham madde
fiyatları, döviz kuru, girdi maliyetleri, arz ve talep gibi birçok faktör
ve eğilimden etkilenmekte. Tarım girdi fiyatlarında
yıllık artış oranları incelendiğinde başta
gübre, enerji ve yağlar olmak üzere tarımsal girdi fiyatlarında
küresel düzeyde yüksek artışlar dikkat çekmektedir. Ülkemiz de
küresel fiyatlardaki artışlardan tabii ki olumsuz etkilenmiştir.
Çiftçimizin emeğini, bereketini bu küresel piyasalardaki
artışlardan korumak için hızlı bir şekilde gübre ve
mazot desteklerini devreye aldık. 2023 yılında mazot
desteğinde ürün bazında yüzde 203-395, gübre desteğinde yüzde
130-163 arasında değişen oranlarda artış sağladık.
ALPAY ANTMEN (Mersin) Ülkede çiftçi
bırakmadınız, çiftçi! Çiftçinin traktörünü sattınız!
YILDIRIM KAYA (Ankara) Çiftçinin traktörünü
sattınız!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Mazotun
fiyatını sorsam hatırlayamaz şimdi. Belli olmuyor ki; bir
30 liraya çıkıyor, bir 27 liraya geliyor.
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiğimizde 4 liraydı,
şu anda 24 lira.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2023 yılı bütçesinde 2022 yılı bütçesine göre mazot
desteğini yüzde 282, gübre desteğini yüzde 140 oranında
artırıyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Bu çerçevede, mazot
desteği için 12 milyar lira ve gübre desteği için 4,9 milyar lira
olmak üzere toplam 16,9 milyar lira ödenek öngörüyoruz. Ziraat Bankası ve
Tarım Kredi Kooperatiflerinin verdiği 100 bin lira tutarındaki faizsiz
kredi miktarını 200 bin liraya çıkardık.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Burhan Kuzuyu tanır mısın, Burhan Kuzuyu?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bunun da 100 bin liralık kısmının ayni olarak mazot ve
gübre alımında kullanılması şartını
getirdik.
Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk
uygulamalarını engellemek amacıyla Haksız Fiyat
Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur. Kamunun yanı
sıra tüketici ve özel sektör temsilcilerinin de yer aldığı
Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, tedarik zincirinde serbest piyasa
koşullarının sağlıklı ve düzenli işlemesine
katkı sağlamayı ve tüketicilerimizi korumayı
amaçlamaktadır. Ticaret Bakanlığımız tarafından
başta gıda ve temel ihtiyaç maddeleri olmak üzere piyasadaki fiyat
gelişmeleri yakinen takip edilmektedir.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Dezenfektan
ne âlemde, bu arada? Onu takip ediyor musunuz?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ruhsar Pekcanın
sattığı mı? Hakikaten o da vardı ya!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Kurul, dosyaları incelerken alış fiyatları ile
satış fiyatları arasındaki artışları ay
bazında değerlendirerek girdi ve diğer üretim maliyetlerinde
yine herhangi bir artış olmamasına karşın
satış fiyatlarını haksız bir şekilde artıran
firmalara cezai işlem uygulamaktadır.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ruhsar
Hanımın sattığı dezenfektanlar nasıl oldu acaba
ya? Ağabey, nereden tutsan elinde kalıyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk denetimlerine ara vermeden
devam edilmektedir.
Fiyat istikrarını sağlamak ve
vatandaşımızı enflasyonun altında ezdirmemek için
gereken politikaları hızla uyguluyoruz. Bu kapsamda, en düşük
devlet memuru aylığı 2022 yılı Ekim ayı
itibarıyla 9.105 liraya yükseltilmiştir. SSK ve BAĞ-KUR emekli
aylıklarında ise yüzde 78,6 oranında kümülatif
artışlar yapılmıştır.
ALPAY ANTMEN (Mersin) Açlık
sınırının altında.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Vergi indirimleri vasıtasıyla vatandaşların fiyat
artışlarından en az düzeyde etkilenmesi amacıyla 2022
yılında 276,8 milyar lira vergi gelirinden vazgeçilmiştir.
ALPAY ANTMEN (Mersin) Fiyatlar niye artıyor
acaba?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
1 Temmuzdan itibaren geçerli olmak üzere asgari ücret net 5.500 lira
olmuştur. 2021 yılına göre net asgari ücretin kümülatif
artış oranı yaklaşık yüzde 95tir. Ayrıca, tüm
ücretlilerin asgari ücret düzeyine kadar olan gelirleri gelir ve damga vergisi
dışında bırakılarak tarihî bir adım
atılmıştır.
ULAŞ KARASU (Sivas) Sen bir ay geçinsene!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bunun yanı sıra mevcut fiyatlar çerçevesinde
vatandaşlarımıza doğal gazda yüzde 75, elektrikte ise
birinci kademede yüzde 50 sübvansiyon sağlıyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALPAY ANTMEN (Mersin) Çocuklar aç, aç!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2023 Haziran ayı sonuna kadar işverence işçiye elektrik,
doğal gaz ve diğer ısınma giderlerine
karşılık olmak üzere aylık bin liraya kadar yapılacak
ek ödemeler gelir vergisinden ve sigorta primi tutarından istisna
tutulmuştur.
Yine, son iki kararını işçi ve
işveren kesiminin oy birliğiyle alan Asgari Ücret Komisyonu da 2023
yılı asgari ücretini belirlemek üzere çalışmalarına
başlamıştır. Asgari ücretin toplumun tüm kesimleri
tarafından memnuniyet sağlayacak bir düzeyde işçi ve
işveren taraflarının tam mutabakatıyla belirleneceğine
de yürekten inanıyoruz.
KİT'ler yağmalanıyor. diye içi,
arkası boş ifadeler kullanıldı. Vatandaşa verilen
-biraz önce ifade ettiğim- doğal gaz desteğini yağmalama
olarak gören bu zihniyeti milletimize havale ediyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Beyler, biz ülkemizin, bu ülkenin
kaynaklarını başkaları gibi IMFe peşkeş
çekmiyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Onun için mi insanlar
kombiyi açamıyor, battaniyeyle evinde oturuyor?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Vatandaşımıza verdiğimiz doğal gaz
katkısını yağmalama olarak gören bu zihniyete, millete
değil de IMF gibi kuruluşlara kaynak akıtmak isteyen bu
zihniyete milletimiz yetki vermedi, vermez, vermeyecek. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ORHAN SÜMER (Adana) Cumhuriyet döneminden bir tane
fabrika bırakmadınız, sata sata fabrika kalmadı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kur korumalı mevduat
yöntemi objektiflikten son derece uzak şekilde hedef alındı.
ORHAN SÜMER (Adana) Tank Palet
Fabrikasını kime sattınız?
ALPAY ANTMEN (Mersin) Tank Paletten bahset biraz
da!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Türkiye'de 2021 yılı son çeyreğinde ortaya çıkan ve
ekonomik bir temeli olmayan döviz kurlarındaki oynaklığın
önüne geçmek amacıyla Aralık 2021de devreye
aldığımız kur korumalı mevduat ve katılma
hesapları vatandaşlarımızın göstermiş olduğu
ilgi ve destek sayesinde finansal sistemin istikrarını
sağlamış ve ortaya çıkabilecek sorunları büyümeden
önlemiştir.
ALPAY ANTMEN (Mersin) Katardan kaç para
aldınız?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
KKM sayesinde bankaların temel fonlama kaynağı olan TL
mevduatlarının ortalama vadesi de 2 katına
çıkmıştır. Böylece, bankacılık sektörü daha
öngörülebilir bir çerçevede reel sektöre uygun maliyetlerle kredi
imkânları sunmaktadır. KKM uygulamasının döviz kuru
dalgalanması ve diğer makroekonomik göstergeler üzerindeki olumlu
etkileri göz önünde bulundurulduğunda yani resmin bütününe
baktığımızda maliyeti sınırlı
kalmaktadır. KKMnin bütçeye maliyeti aylar itibarıyla
azalmış ve kasım ayı içerisinde bütçeden herhangi bir
aktarım yapılmamıştır.
CAVİT ARI (Antalya) Toplam maliyeti ne?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yine, Sayın Kılıçdaroğlu
CAVİT ARI (Antalya) Merkez Bankasından
kaç lira ödendi söyleyemediniz. Merkez Bankasından kaç para ödendi
söyletmediniz, hâlâ saklıyorsunuz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Meclisten
saklıyorsunuz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
kur korumalı mevduatla ilgili Anayasada Vergi kanunla konulur ve
kaldırılır. der. Siz uygulamayı yapıyorsunuz ama
Anayasayı da hukuku da bilmiyorsunuz, siz önce vergiyi koyup sonra kanunu
çıkarıyorsunuz; verginin kanuniliği ilkesi ihlal edildi. diyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, evet.
CAVİT ARI (Antalya) Merkez Bankasından
kaç para ödendi? Hâlâ saklıyorsunuz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Şimdi, şunu izah etmek isterim: Kur korumalı mevduat ürünü,
nihayetinde bir bankacılık ürünü ve mevduat çeşididir.
CAVİT ARI (Antalya) Merkez Bankasından
kaç para ödediniz?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Merkez
Bankasından giden ne oluyor?
CAVİT ARI (Antalya) Sayın
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Merkez Bankasından kaç
para ödediniz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Dolayısıyla bir bankacılık ürününün devreye girmesi tamamen
bankacılık esaslarına göre gerçekleşmektedir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Merkez
Bankası ne olacak, Merkez Bankası?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Diğer yandan, KKM için ödenecek hazine katkısı ise uygulamadaki
vade seçeneğine bağlı olarak 22 Mart 2022 tarihinde
yapılacaktı.
CAVİT ARI (Antalya) Merkez Bankasından kaç
para ödendi? Cesaretiniz varsa bunu da söyleyin.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Şahsi
paranızı sormuyoruz, halkın parasını soruyoruz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
O tarihten çok daha önce -bakın, sonra değil- ocak ayı
içerisinde bu katkıya istinaden kanuni
CAVİT ARI (Antalya) Bugüne kadar KKMye kaç
para ödendi?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
düzenleme yapılmış ve yüce Meclis tarafından kabul
edilmiştir; Sayın Kılıçdaroğlu bir kez daha
yanlış bilgilendirilmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Yanlışı sen söylüyorsun! Yalan söylüyorsun!
CAVİT ARI (Antalya) Merkez Bankasından
kaç para ödendi? Cesaretiniz varsa açıklayın.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Merkez Bankasından
KKMye ne kadar ödendi? Niye saklıyorsunuz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; borçlanma ve faiz
ödemeleriyle ilgili temelsiz yorumlar da yapıldı.
CAVİT ARI (Antalya) Merkez Bankasından
kaç para ödendi? Cesaretiniz varsa açıklayın.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Borç istatistiklerini nominal veriler üzerinden değerlendirerek analiz
etmenin doğru bir yaklaşım olmadığı
Değerlendirmenin gerçekçi ve karşılaştırılabilir
olabilmesi için, uluslararası literatürde olduğu gibi, kamu borç
verilerinin millî gelire oranının temel gösterge olarak kabul
edilmesi önem arz etmektedir. Bu kapsamda, faiz harcamalarının millî
gelire oranı 2002 yılından günümüze kadar ciddi bir
azalış göstermiştir; faiz harcamalarının millî gelire
oranı 2002de yüzde 14,3 iken 2021 yılında yüzde 2,5a kadar
gerilemiştir. 2002 yılında faiz harcamalarının toplam
harcamalardaki payı yüzde 43,2 iken yirmi yıllık dönemde
yürütülen politikalar sonucunda, Ocak-Ekim 2022 döneminde yüzde 11,5e
düşürülmüş. Görüldüğü üzere, hangi açıdan
bakılırsa bakılsın, uygulanan ekonomi
politikalarının en önemli çıktılarından biri bütçe
üzerindeki faiz yükünün azaltılması olmuştur.
Diğer taraftan, bir yılda toplanan vergi
gelirleri ile borcun vadesi boyunca ödemesi yapılacak faiz ödemelerini
birbirine oranlayarak analiz yapmak doğru bir yaklaşım
değildir.
ERHAN USTA (Samsun) Niye? Niye?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Böyle bir kıyaslama yapılacaksa cari yılda yapılan faiz
harcamasının aynı dönemde toplanan vergi gelirlerine
oranına bakılmalıdır.
ERHAN USTA (Samsun) Siz yapıyorsunuz zaten,
onu siz yapıyorsunuz. Riske dikkat çekiyoruz, riske dikkat çekiyoruz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu açıdan bakıldığında, ilk on aydaki toplam faiz
harcamalarının toplanan vergi gelirlerine oranı yalnızca
yüzde 14,7dir.
ERHAN USTA (Samsun) Önümüzdeki dönem ne olacak?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yıl sonu itibarıyla da bu oranın yüzde 14,5 seviyesinde
gerçekleşmesi beklenmektedir. Bu rakamlar dışarıda
hazırlanıp elinize tutuşturulan raporlarda yazmaz;
görüştüğünüz büyükelçiler de size söylemez. (AK PARTİ
sıralarından alkışla, CHP sıralarından
gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yazıklar olsun!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Ayıp!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ayıp!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yazıklar olsun!
İşgal ettiğin makama bak, ettiğin kelama bak, yazıklar
olsun!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İcraat değil,
mazeret üretiyorsunuz. diye ifadeler kullandınız ya...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İşgal ettiğin
makama bak, ettiğin kelama bak, yazıklar olsun! Hadsiz
atanmış!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
kamu-özel iş birliği yöntemiyle yaptıklarımızı
anlatsak bile yetmez, bırakın diğerlerini.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadsiz atanmış!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Biz senin gibi
Putinden talimat almıyoruz Beyefendi! Putinden talimat alan adamsın
sen!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Öncelikle konuya en geniş açıdan bakınca, ülkemizin ihtiyaç
duyduğu, büyük kaynak gerektiren ve yatırım süresi uzun olan
altyapı yatırımları öncelik verilmesi gereken
alanların başında gelmektedir.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sisi mi
söyletti, Sisi mi? Sisiden mi alıyorsun?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Putin ödül mamanı verdi
mi senin? Putinden ödül maması alan adamsın sen, yazıklar
olsun!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Kalkınma mücadelesinde Türkiye'nin büyüme hedeflerine ulaşabilmesi
için birçok altyapı projesini aynı anda hayata geçirmesi
gerekmektedir.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sisiden mi
aldınız o talimatı, Sisiden? Sisinin askeri olmuşsun sen,
Sisinin!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu bağlamda bütçe imkânlarının yanında KÖİ modelini
altyapı yatırımı finansmanında da kullanmamız,
kullanabilmemiz bir zarurettir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadsiz atanmış!
Hadsiz atanmış!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yalnızca Türkiye değil, bir yandan gelişmiş ekonomiler,
diğer yandan gelişmekte olan ekonomiler yatırım
ihtiyacını karşılayabilmek için,
altyapılarını büyütmek ve modernize etmek için KÖİ modelini
kullanmaktadır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yazıklar olsun!
Nasılsa oy verecekler. diyor
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
KÖİ modeliyle, klasik yöntemle yapımı uzun yıllar sürecek
yatırımların daha fazlası daha kısa sürelerde
tamamlanmaktadır. Bu projelerin finansman sorumluluğu özel
sektördedir. Yatırımı yapmak, inşaatı tamamlamak ve
sözleşme sonuna kadar işletmek sorumluluğundaki özel sektör tüm
bu süreçler için uzun vadeli finansmanı yurt dışından temin
etmektedir. Unutulmamalıdır ki bu projeler uzun dönemli ödeme
avantajıyla hızlı bir şekilde tamamlanmış
projelerdir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Putinin son
emirlerini de anlat, Suriyeyle ilgili son emirlerini anlat! Putinden
aldığın son talimatları anlat!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yatırım projelerini kısa dönemli değerlendirmek suretiyle
kasıtlı yanlış okumalar yapılmakta, kısa sürede
hayata geçirilen bu projelerin ülkemizin rekabet gücüne
sağladığı katkı göz ardı edilmektedir. KÖİ
modelinin iftihar projelerinden olan şehir hastanelerimizin büyüklüğü
Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde de özellikle dile getirildi; iddia
edilenin aksine, hastaların bütüncül sağlık hizmetine
ulaşmasını kolaylaştırmaktadır. Bu hastanelerin
yüksek yatak kapasitelerinin yanında acil durumlarda mevcut kapasitenin
üstüne kapasite artırım imkânı mevcuttur. Şehir
hastanelerimiz sadece kendi illerine değil, çevresindeki geniş bir
bölgeye de hizmet vermektedir.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir)
Vatandaş randevu alamıyor. Nereye hizmet veriyor Sayın
Cumhurbaşkanı Yardımcısı! Vatandaş randevu
bulamıyor hastanelerde.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Robotik cerrahiden en uç görüntüleme yöntemlerine kadar tüm tedavi ve tetkik
yöntemleri bu merkezlerde vatandaşa bir arada sunulmaktadır. Her
türlü imkân da sunulmaktadır aslında, büyüklüklerine uygun
kapalı otopark kapasitesi ve toplu ulaşım alternatifleri oluşturulmuştur,
yine hasta nakillerini kolaylaştıracak ambulans helikopterler için
heliportlar gibi imkânları da mevcut. Bu hastanelerimizin en önemli
kazanımlarından biri de deprem gibi afetler de düşünülerek yapılmış
olmaları. Şehir hastaneleri hasta garantili değil, hasta
memnuniyeti garantili hastanelerdir.
Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerindeki
eleştiriler boyutunda da yine süratle tamamlayarak
halkımızın hizmetine sunduğumuz, iftihar
kaynağımız şehir hastanelerinden Çam ve Sakura Hastanemize
aslında ayrıca değinmek istiyordum, güzel, detaylı da bir
çalışma yapmıştım bununla ilgili.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir)
Sakura ne demek? Sakura nereden çıktı Sayın Oktay? Yerli ve
millî mi Sakura ismi? Japonlar parayı verdi, düdüğü çalıyor;
Japonların projesi. Yazıklar olsun!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ben yetiştiremeyeceğim, fazla vaktim yok. Sayın Başkan,
müsaade ederseniz, ilave vakit verirseniz açıklarım ama siz
Sayın Fatih Altaylının yazısına baksanız yeterli
herhâlde; şimdilik onu söyleyeyim, geçeyim. (CHP sıralarından
gürültüler)
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir)
Başakşehir Şehir Hastanesi
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sisiyle
aranız nasıl Sayın Oktay? Bu ara görüşüyor musunuz
Sisiyle?
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) Bir
de maliyetlerden bahsedin Sayın Oktay; şehir hastanelerinin
maliyetlerini de söyleyin, onu da öğrensin millet.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Evet, burayı atlıyorum arkadaşlar vaktimiz
kalmadığı için ama ben şu kadarını söylemek
isterim müsaade ederseniz: Tasarım hızı saatte
Evet, geçiyorum, vaktimi biraz da sorularda harcamak
istiyorum.
Sayın Kılıçdaroğlu bir
başka şeyi söyledi -bu sürekli gündeme geliyor, Plan ve Bütçede de
gündeme geldi aslında- bu, soru önergeleriyle ilgili. (CHP
sıralarından gürültüler) Arkadaşlar, ben söyleyeyim soru
önergeleriyle ilgili; Meclisten alınanı size ifade ediyorum, bizdeki
de değil bakın, Meclis açıklamadığı için
bizdekini size söylememiz belki uygun olmayabilir. Bize -ben kendi
şahsımla ilgili söylüyorum- Cumhurbaşkanı Yardımcılığına
sadece 2022 Temmuza kadar -sonrası da var bizde- bu tarihe kadar 8.662
adet yazılı soru önergesi veriliyor ve bu önergelerden, yine,
toplamda 6.330una cevap veriliyor yani cevap verme oranımız yüzde
73,72.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Nasıl cevap
veriyorsun? Nasıl cevap veriyorsun?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ve öyle sorular var ki buraya getirsem
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Gel beraber
okuyalım o cevapları, gel! O cevapları bir gün beraber
okuyalım, gel!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İsterseniz bir gün getireyim, okuyayım; siz bile hayret edersiniz,
Hadi canım! dersiniz, Milletin verdiği yetki bu kadar istismar
edilir mi? dersiniz. Başka Bakanlıklarımızı da
söyleyeyim
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya)
Seçilmişlere bunu nasıl söylersin atanmış olarak! Senin
haddine mi bizim nasıl önerge vereceğimiz
Yazıklar olsun!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bakın, Plan ve Bütçede de açıkladım, gene açıklıyorum:
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yüzde 100
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Cevaba bak!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı yüzde 83,92; Dışişleri
Bakanlığı yüzde 95; Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı yüzde 94; Gençlik ve Spor Bakanlığı
yüzde 95; Hazine ve Maliye Bakanlığı yüzde 83;
İçişleri Bakanlığı yüzde 57,20; Kültür ve Turizm
Bakanlığı yüzde 65 -devam ediyor böyle- Millî Eğitim
Bakanlığı yüzde 93, Millî Savunma Bakanlığı yüzde
93; yani gerçekler bunlar, devam ediyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, sizi yalancılıkla itham ediyor şu anda. Bu sizin
evrakınız, bu sizin evrakınız, Kanunlar ve Kararların.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Şimdi, bir başka soru vardı
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şu anda
Cumhurbaşkanı Yardımcısı sizi yalanla itham ediyor,
takdir sizin, sizin evrakınız.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
o da şuydu: Yine, tek kişilik hükûmet,
danışmanının kitabında geçmekte
O zaman gelecek,
burada bütçesini savunacak. Parlamentoda halkın seçmediği atanmışlar
bütçeyi savunuyor. diyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yalan söyleme
bari. Yalancı! Yalan söylüyor! Sayın Başkan, buna bir
açıklık getirin. Sizi yalancılıkla itham ediyor şu an.
Sizin verdiğiniz cevap var burada, sizin verdiğiniz cevap. Çok
ayıp, çok ayıp! 3 oy için yalan söyleme, utan! Meclis
Başkanlığının yazısı bu, Meclis
Başkanlığının!
SALİH CORA (Trabzon) Böyle bir usul var
mı ya! Böyle bir üslup var mı ya!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın hatibe tavsiyem, daha çok anayasa hukuku kitabı okuması ya
da bu yeterlilikte danışmanlar edinmesidir. Çok basit bir anayasa
hukuku bilgisidir ki parlamenter sistemde yürütme görevi Bakanlar Kurulu ve
Cumhurbaşkanınca, başkanlık sistemlerinde ise Başkan
tarafından yerine getirilir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ayıp ya!
Meclis Başkanını da yalancı yaptın ya yazıklar
olsun sana, yazıklar olsun!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Amerika'da da örneğin -bir başkanlık sistemi örneği
olduğu için söylüyorum- yürütme görevi, seçilen Başkanca üstlenilir,
bu bizim sistemimize özgü bir şey değil. Burada bu bütçenin kim
tarafından sunulacağı bizzat yüce Meclisimiz tarafından
Meclis İçtüzüğü'nün 62nci maddesinde belirlenmiştir.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Ruhsar Pekcanı
aradın mı?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Burada bu sunumu yapmamızın sebebi yüce Meclisimizin iradesidir.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Başkanım, alkol kontrolü yap!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Anayasa ve Meclis İçtüzüğü bütçe sunum hakkını
Cumhurbaşkanı Yardımcısına veya bir bakana
verebilmekte. Yine Sayın Başkan müsaade eder, ilave süre verirse ben
açıklamaya devam edebilirim soruları.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Ver, ver,
yalanlarına devam etsin.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 100üncü yılın
bütçesiyle
ENGİN ALTAY (İstanbul) Adama
yalancı diyorsun, sonra süre istiyorsun be, ayıp ya!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Sabahtan beri sorularınıza cevap veriyorum zaten.
cumhuriyetimizin yeni yüzyılına, Türkiye
Yüzyılına güçlü bir başlangıç yapıyoruz.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Hani 2023te her
şey tamamdı?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Ortaklık
mı vardı, ne vardı? Kaç tane fotoğrafın var o adamla!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
2053, 2071 hedeflerimizi de dâhil ettiğimiz Türkiye Yüzyılı
programımızda bu millete sözümüz, sevdamız, ahdimiz var. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Yazıklar
olsun be!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Türkiye Yüzyılı; yerli, millî sağlık teknolojileriyle,
yüksek teknolojik cihazlarla donanımlı hastaneleriyle ve
sağlıkta dijitalleşmeyle sağlığın
yüzyılı
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) Siz
hastanenin ismini bir kere yerli yapın Sayın Oktay.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
otonom yol ve araçlar, ulaşımda bulut bilişim, data, hub
uygulamaları; depo otomasyonu ve yeşil mobiliteyle
ulaştırma ve altyapımızın yüzyılı
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Ucube sistemle
uçacaktık, çukura düştük; hep yalan, hep yalan!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
okullaşma oranı daha da artmış,
artırılmış sanal gerçeklikle desteklenen mesleki
eğitim kurumlarıyla AR-GE merkezlerini de barındıran
liseleriyle eğitimin yüzyılı; kendi enerjisini üreten, sosyal
konutlar ve yeşil koridorlarla örülü akıllı yerleşim
alanlarıyla şehirciliğin yüzyılı olacak.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) 2023 hedefini
bir anlat bakalım, ne oldu?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun öncelikli hedeflerinden biri,
ülkemizde huzurun kökleştirilmesidir.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Geldi 2023,
yalan rüzgârları bitti, şimdi yeni bir yüzyıl hikâyesi!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Güvenliğimize yönelik tehditler sınırlarımıza
dayanmadan kaynağında bertaraf eden; yerli, millî teknolojilerle
donanmış, etki alanı 3 kıta, ilgi alanı ise bütün
dünya olan bir millî savunma anlayışıyla stratejik
güvenliğin yüzyılı olacak. Türkiye Yüzyılı yeni
hidrokarbon keşifleri, nükleer güç santralleri, nadir cevherlerin
işlenmesi ve artan yenilenebilir enerji kapasitesiyle enerjinin
yüzyılı olacak. 2023 bütçe kanunu teklifimizi de bu uzun görüşlü
vizyonumuzla hazırladık ve arkasındayız.
Bunu yapacak kadrolara gelince, bizim
kadrolarımızı üçüncü sınıf diye itham edenlere
şahsım ve tüm Kabine arkadaşlarım adına
sesleniyorum
(CHP sıralarından Veysel
Veysel
sesleri)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHİR POLAT (İzmir) Veysel
Veysel
BAŞKAN - Buyurun Sayın Oktay.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Senin tüm alanlarda atadığın 70 kişilik toplama
danışmanlarının tamamına da tüm kadrolarına da
açıkça meydan okuyoruz. Hodri meydan! (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından Veysel
Veysel
sesleri)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hodri meydan!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin ülkemiz ve milletimiz için bir kez daha hayırlara
vesile olmasını diliyorum. (CHP sıralarından Veysel
Veysel
sesleri)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Altı ay
sonra sarayı boşaltacak, sonra yargılanacaksın! Altı
ay sonra sarayı boşaltacaksın, bak göreceksin!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Görüş ve eleştirileriyle 2023 yılı bütçemizin
oluşmasına katkı sağlayan başta Plan ve Bütçe
Komisyonu Başkanı ve üyeleri olmak üzere tüm milletvekillerimize,
sizlere ve yine bütçenin hazırlanmasında yoğun emeği geçen
herkese teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından Veysel
Veysel
sesleri)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
Yargılanacaksın, altı ay sonra Veyselin hesabını
soracak yargı sana!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Başta Sayın Meclis Başkanımıza ve siz değerli
milletvekillerimize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, önce -size yönelik- sizin evrakınızı
yalanladı. Bence siz sataşmadan bir söz isteyin Sayın Fuat
Oktayla ilgili.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Söz isteyeceğim ama hani sonunda
dedim ya, o bakımdan sonunda isteyeyim dedim ben de.
ENGİN ALTAY (İstanbul) İsteyin
efendim. Sizin bize verdiğiniz bilgilerin tam aksini iddia etti. Bizim
Meclis Başkanımız yalan söylemez!
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Sonunda
ERHAN USTA (Samsun) Hayır, hayır
Sataşma
var.
BAŞKAN Tamam, sataşma dâhil.
ERHAN USTA (Samsun) Hayır efendim,
sataşma var.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar
ERHAN USTA (Samsun) İç Tüzüke göre,
sataşma
BAŞKAN Hayır, hayır
Az önce
yaşadık Erhan Bey. Lütfen
ERHAN USTA (Samsun) Hayır, bekletemezsiniz
sataşmayı.
BAŞKAN Şahsı adına
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan,
İç Tüzükü çiğniyorsunuz.
BAŞKAN - Şahsı adına ikinci
konuşmacı
ERHAN USTA (Samsun) İç Tüzükü
çiğniyorsunuz.
BAŞKAN Bitsin, sonra vereceğim.
ERHAN USTA (Samsun) Sataşmadan istiyorum ben.
Ya, apaçık İç Tüzükü çiğniyorsunuz! Hayret bir şey!
BAŞKAN Şahsı adına ikinci
konuşmacı, aleyhte olmak üzere Mardin Milletvekili Sayın Ebrü
Günay.
Buyurun Sayın Günay. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri;
(*) (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Günay
EBRÜ GÜNAY (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; başlarken dünyanın her yerinde
(*)
kadın, yaşam, özgürlük diyerek mücadele eden, bütün direnen
kadınları selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
Yirmi yıldır önümüze getirilen,
savaşa, talana, ayrımcılığa, sömürüye, her türlü
şiddete destek veren bütçelerden biriyle daha karşı
karşıyayız. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana
hazırlanan bütçelerin 21incisini de bu iktidar
hazırlamıştır. Bugün de 660 milyarlık bir açıkla
2023 yılı bütçesini değerlendiriyoruz. 2023 bütçesi
işçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere, inanç ve değerlere,
farklı ana dillere, özgürlüklere, doğaya, mimariye, bilime,
çocuklara, engelli bireylere, geleceğe, ağaca, kuşa, dağa
taşa düşman olan bu iktidarın yıllardır bizden çaldıklarıyla
dolu bir bütçe. Sarayda hazırlanan ve iktidar tarafından da
Komisyonda onaylanan bu bütçe bir seçim bütçesidir. 82 milyon kişiden
alınan vergilerle tek adam ve etrafındaki çıkar
gruplarının kazanması için harcanmak istenen bir bütçe
teklifidir. Sarayın şatafatına, yandaşın taleplerine,
çetelerin masraflarına yetmedi 21inci kez
hazırladığınız bu bütçe. İktidar ve küçük
ortağı nimetlerinden yararlansın diye milyonlarca insanın
rızkıyla oynanan bu teklife hayır diyeceğiz.
Yıllardır bizden çaldıklarıyla
iktidar, ayakta tutmaktadır. Kendileri saraylarda şatafat ve
gösteriş içerisinde yaşayanlar halkları da bir kuru ekmeğe,
bir tas suya muhtaç etmeye çalışmakta ve hatta bunu bile çok
görmekteler. Saray yönetimi, yine, halkın içinde bulunduğu derin
ekonomik kriz koşullarını görmezden gelmiştir.
İktidar, adaletsiz bütçe tercihlerinin ve yanlış yönetimin büyük
ekonomik tahribatını, halkın içinde bulunduğu
dayanılmaz ekonomik koşulları
bağımsızlığı ve güvenilirliği
kalmamış TÜİK verileriyle örtmeye çalışmaktadır.
Kaldı ki gerçekleri yansıtmaktan oldukça uzak olan TÜİK raporlarında
bile usulsüzlük, yolsuzluk diz boyu.
Biliyoruz ki 100üncü yılına girmekte olan
cumhuriyetin karakteri bir türlü demokratikleşmemiş ve AKP
iktidarıyla milliyetçi, muhafazakâr, tekçi bir karaktere daha fazla
kaymıştır. Yüz yıldır bu cumhuriyetin vesayetçi ve
otoriter yapısı, başa gelen her iktidar tarafından ya
şeriat ya da bölücülük tehdidi üzerinden
meşrulaştırılmıştır.
AKP-MHP ittifakıyla, ülkenin yapısal
krizi, iktidarı sürdürmek adına gün geçtikçe
derinleştirilmiştir. Bugünün Türkiyesi, tamamen AKP ve küçük
ortağının eseridir yani bilcümle vebal, kendi
çıkarlarını her şeyin üstüne koyan bu iktidardadır.
Bugün bile hâlâ cumhuriyetin demokratikleşememesi, faşizmin kurumsal
bir hâle getirilmesi, son olarak iki yıldır da derin bir şekilde
yaşadığımız ekonomik kriz devasa bir hâl
almıştır ve bu ekonomik kriz sürecinde enflasyon rekor
kırmıştır, bu ekonomik kriz sürecinde işsizlik
artmış, dış borç, dış ticaret
açığı ve döviz kuru tarihî seviyelere
çıkmıştır. İktidar, ekonomiyi içinden
çıkılmaz bir sarmala sürüklemiştir. Tüm bu süreçlerde iktidar,
devleti, siyaseti ve hatta tüm toplumu kendine göre dizayn etmeye
çalışmış, pamuk ipliğine bağlı
iktidarların devamlılığını sağlama
adına mafyavari çetelerle iş birliğine girmiş, seçimde
kazanma uğruna kesenin ağzını açtıkça da
açmıştır. Bu durum da rekor bütçe açıklarını da
beraberinde getirmiş ve bu iktidarın yirmi yıldır ülkede
yarattığı hesaplar hepimizin geleceğini etkileyen, tamiri
uzun yıllar alacak hasarlara neden olmuştur. Yirmi yıldır
barışa değil silahlanma ve şiddete kaynak ayıranlar,
kadınlara değil kadına yönelik çok yönlü şiddete alan
açanlar, kadın yoksulluğunu tırmandıranlar, gençlere
değil, yandaşa, ranta, yolsuzluğa, tekellere, taşeronlara
para akıtanlar, doğa talanından milyonlar kazananlar, çocuk
işçiliğine, çocuklara yönelik her türlü istismara göz yumanlar,
yanlış tarım politikalarıyla ülkedeki üretimi yok etme
noktasına getirenler ve en önemlisi sınır içi ve sınır
ötesinde Kürt düşmanlığında çığır açanlara
karşı bizim çözüm bütçemiz var. İktidarın hesap
vereceği gün geldiğinde -ki o gün çok yakındır- bu ülkenin
halkları olarak hepimiz çözüm bütçesiyle rahat bir nefes
alacağız. O gün geldiğinde, şiddet, seçim, faiz ve rant
bütçesi olan elimizdeki bu 2023 yılı bütçesinin de yirmi yıldır
ülkede yarattıkları tüm tahribatın da hesabını elbette
ki halklar karşısında verecektir.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin en
başat sorunu antidemokratik bir rejimin tüm topluma
dayatılmasıdır. Toplumsal dokuları yok etme amacıyla
oluşmuş, ulus devlet rejiminin tek adam rejimiyle
pekiştirilmesiyle dışlayıcı, ötekileştirici,
kutupsallaştırıcı özellikler kurumsal olarak bugün hepimize
her yerde bir tecrit siyaseti dayatmaktadır. Özellikle iktidarın Kürt
sorunundaki antidemokratik tutumu ve gün geçtikçe de ülkenin yönetilme
şeklinin demokrasiden uzaklaştırılmış
olması, şiddeti ve savaşı tercih eden politik tercihleri bu
bütçen en önemli sebebi durumundadır. Nitekim, ülke
kaynaklarının üretimini ve istihdamı artırmak yerine
savaşa ayrılması, halka yeni vergi külfetleri, maliyet
artışları, döviz kurlarında rekorlar ve enflasyon
artışı olarak geri dönmektedir.
Bakın, 2023 yılı bütçesinde
silahlanma ve güvenlik harcamaları için devasa bir tutar
ayrılmıştır. Örneğin, 2014 yılında güvenlik
harcamalarına düşen pay 45 milyar TL iken 2023 yılında bu
miktar 469 milyar TL gibi rekor bir rakama ulaşmıştır ki bu
tutar cumhuriyet tarihinin en yüksek silahlanma ve güvenlik bütçesi
olmuştur. Silah ve çatışma için ayrılan bu tutar 2023
yılı bütçe giderinin yaklaşık yüzde 10una tekabül
etmektedir yani 2023 yılı bütçesindeki her 8 liralık verginin 1
lirası silahlanma ve güvenlik harcamalarına gitmektedir. Türkiye, bu
harcama rakamlarıyla dünyanın en çok askerî harcama yapan ülkeleri
arasında 16ncı sırada yer almaktadır. Avrupa Birliği
ülkelerinde savunma bütçesi ülkelerin bütçelerinin ortalama olarak
yalnızca yüzde 3ü kadar iken Türkiyede bu oran bütçenin yüzde 11ine
denk gelmektedir. Son kırk yılda yaşanan şiddet
politikalarına yüz milyarlarca dolar harcama da
yapılmıştır.
Değerli arkadaşlar ve ekranları
başından bizleri izleyen değerli Türkiye halkları, oysa bu
paralarla çocukların kendi özgün yeteneklerini açığa
çıkarabilecekleri ortamlar oluşturulup bilimsel temelli eğitime
destek verilebilirdi; çocuklara duyarlı bütçelerle 23 milyon çocukla
nüfusun dörtte 1ini oluşturan çocuklara ilişkin, onların lehine
ve yararına politikalar düzenlenip güzel bir yaşam sunulabilirdi; en
az 720 bin çocuk işçi gerçeği ortadan kaldırılabilirdi; ana
dilde eğitim olanakları sağlanıp özgür ve eşit bir
eğitim sistemi oluşturulabilirdi. Savaşa harcanan bu bütçeyle,
okulda aç kalan milyonlarca öğrenciye okulda bir öğün yemek
verilebilirdi.
Bu bütçe, çocuklara duyarlı
olmadığı gibi cinsiyete de duyarlı bir bütçe değildir.
Kadın düşmanlığı yapan bu iktidar,
kadınların kaynaklardan faydalanmasını bir hak olarak
görmemektedir; kadınlar, emeği sömürülen, ikinci planda tutulan
emeğin başında da gelmektedir. AKP iktidarı döneminde
kadına yönelik şiddetin önlenmemesi, her gün daha fazla artması,
kadın emeği ve bedeni üzerinde tahakkümün
kurumsallaştırılması, kadına yönelik
ayrımcılık ve suçların yaptırımsız
bırakılması gibi politik tercihler bütçe konusundaki
yaklaşımı da açığa çıkarmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Günay.
EBRÜ GÜNAY (Devamla) AKPnin erkeğin ihtiyaç
ve taleplerine odaklanan yaklaşımına
bakıldığında, bütçenin de her aşamada erkekçi bir
bütçe olduğu ortadadır. Bu iktidar, kadınların, dar gelirlilerin,
işçilerin, esnafın, emekçilerin, emeklilerin, çocukların, KYK
borçlarıyla hayata borçlu başlamak zorunda kalan gençlerin,
memurların talep ve ihtiyaçlarına yüz çevirmiş ve bu bütçeyle de
yaklaşımını bir kez daha ortaya koymuştur.
Önerisini yaptığımız çözüm
bütçesi, ilk defa cumhuriyetin demokratikleşme ihtimalini doğuracak
şekilde AKPye veda, demokratik bir Türkiyeye merhaba sürecinin de
başlangıcıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bitirelim lütfen.
EBRÜ GÜNAY (Devamla) Son kez Başkanım.
Çözüm bütçesi, bir avuç sömürücü yandaşın
değil, milyonların bütçesidir; sermaye sınıfının
değil, emekçinin bütçesidir; şiddetin değil,
barışın bütçesidir; bütün kimliklerin, bütün inançların,
bütün dillerin, bütün kültürlerin bütçesidir; gençlerin, çocukların, kadınların
bütçesidir; adil ve eşit bir dünyada mültecilerin bütçesidir; hiçbir
kimliğin bir diğerinden ne üstün ne de imtiyazlı
olmadığı özgürlükçü bir bütçedir; bizim vadettiğimiz çözüm
bütçesidir. O günün çok yakın olduğunun müjdesini vererek herkesi
buradan saygıyla selamlıyorum.(HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Usta, buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Kürsü mü, burası mı?
Söz mü veriyorsunuz yoksa gerekçemi dinlemek mi istiyorsunuz?
BAŞKAN Söz veriyorum.
ERHAN USTA (Samsun) Tamam.
BAŞKAN Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın 362 sıra sayılı
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve İstanbul Milletvekili
Nurettin Caniklinin 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin tümü üzerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Şimdi, öncelikle şunu söyleyeyim:
Hakikaten yani bir kararnamelik canı olanların burada bu kadar siyasi
içerikli konuşma yapması yanlıştır, bu ülkeye
yazık oluyor. Vicdanı olan herkesi bunun üzerinde düşünmeye
davet ediyorum.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Bu nasıl bir
hadsizlik ya!
ERHAN USTA (Samsun) Şimdi veda bütçesi
dedik, onun üzerine Sayın Oktay Fatiha bütçesi dedi, Fatiha dedi daha
doğrusu. Doğru, hakikaten milleti öldürdünüz, şimdi ruhuna hep
birlikte Fatiha okuyoruz.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Fatiha başlangıçtır, başlangıç.
ERHAN USTA (Samsun) İşte, Fatiha sonunda
da okunuyor, sonunda da okunuyor.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Yeni başlangıç, yirmi yıllık yeni
başlangıç, ikinci döneme başlangıç.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sağ
olun, sağ olun, öğrendik.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Anlayamamışsınız, yanlış
anlamışsınız.
ERHAN USTA (Samsun) Şimdi, Sayın
Oktayın Elinize tutuşturulan raporlar
şeklinde bir ifadesi
oldu. Zannediyorum kendi eline tutuşturulan bilgi notlarından
bahsediyor. Bakın, benim konuştuğum bir rakamı yalanlarken
öyle 2 defa falan değil, 10 defa düşünmeniz lazım Sayın Oktay.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Benim
kullandığım, haftalık çalışma saatiyle ilgili
rakamları çarpıttığımı söyledi. Arkadaşlar,
iddia şu, Hükûmet diyor ki: Efendim, istihdam arttı. Şimdi,
ben diyorum ki: İstihdam arttıysa toplam çalışılan
saatin de mantık gereği artması lazım, değil mi
arkadaşlar? Ve bir mukayese yapıyoruz, partili
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmeden önceki son veri ile
bugünkü son verinin mukayesesini yapıyoruz. Neyin üzerine yapıyoruz?
Türkiye İstatistik Kurumunun mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış
Sayın Oktay, bu ne demek biliyor musunuz? Bunun anlamı şu: Her
veriyi, her ayı birbiriyle mukayese edebilirsiniz demek. Değerli
arkadaşlar, dolayısıyla 2018in ikinci çeyreği, partili
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmeden önceki elimizdeki son
veri. Şimdi, burada haftalık çalışılan ortalama saat
nedir? 1 milyon 262 bin 653. Mevsimsel düzeltilmiş olduğu için veri,
her çeyreği birbiriyle mukayese edebildiğimiz için
Bu teknik bir
detaydır ama bunu elinize tutuşturulan kağıtta bilmeniz
gerekirdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Usta, tamamlayın
lütfen.
Bakın, herkes konuştu, her grup adına
konuşuldu.
ERHAN USTA (Samsun) Hayır ama sataşma da
var burada.
BAŞKAN Sataşma
Herkes görüşünü
açıkladı.
ERHAN USTA (Samsun) Tamam, bitiriyorum;
gerginliğe gerek yok.
Şimdi, üçüncü çeyrekte bakın, rakam ne
olmuş? 1 milyon 253 bin 994. Arkadaşlar, rakam düşmüş;
söylemeye çalıştığımız şey bu. Burada
tutuyor bizim rakamları çarpıttığımızı
söylüyor.
Bir de bize ders verdi, dedi ki: Efendim, merkezî
yönetim bütçesinin faiz giderleri ile o yılın gelirleri mukayese
edilebilir. Bu zaten çok yapılan bir şey. Ben bir başka
şeye dikkat çekmek istiyorum: Önümüzde faiz yükü çok yüksek, önümüzdeki
riske dikkat çekmek istiyorum. Hazinenin internet sitesini açarsanız, iç
ödeme projeksiyonları rakamlarına bakarsanız şunu
göreceksiniz: Önümüzdeki dönemde iç borçlar kapsamında ödeyeceğimiz
faiz 2 trilyon 564 milyar lira arkadaşlar. Bu sistem başlamadan önce
bu rakam sadece 348 milyar liraydı, söylemeye
çalıştığımız bu. Burada da ne yapıyorum?
Diyelim ki varsayalım ki ben bu faizi tasfiye etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) Hemen bitireceğim.
BAŞKAN Sayın Usta, tamamlayalım
lütfen. Yani ilave bir konuşmaya dönüşmesin.
ERHAN USTA (Samsun) Tamam, teşekkürler.
Bir yıllık gelirimle bunun ne
kadarını tasfiye edebilirim? diye bakıyorum. Bu, anlamlı
bir gösterge. Buna baktığınızda, Ekim 2018de Ocak-Ekim
vergi tahsilatıyla faiz projeksiyonlarını, faiz ödeme
yükümlülüğümüzü birbirine oranladığımızda gelirin
yüzde 90ı faizlerin tamamını tasfiye etmeye yetiyor
arkadaşlar. Dört yıl önceki rakamı söylüyorum ama bugün
baktığımızda faizler gelirlere yetmediği gibi yüzde
127lik bir orana ihtiyaç var yani bugünkü vergi gelirlerimiz bizim
faizlerimizi tasfiye etmeye yetmiyor.
Şimdi, Sayın Caniklinin
konuşmasına bir şey demeyeceğim, ona vatandaş bir
şey demiş. Hemen sadece küçük bir mesaj okuyacağım:
Selamünaleyküm Sayın Vekilim. Sayın Canikli ne anlatıyor? Ben
emekli biriyim. Benim evime et, tavuk bir senedir girmiyor. O ne
anlatıyor? diyor. İktisadi olarak tartışmaya gerek yok,
zaten konuşmayı duymuş olsa Keynes herhâlde mezarında ters
dönerdi diyorum. Tek sorum var kendisine: Şimdi, enflasyon yüzde 85 olduktan
sonra uygulanan politikaları bırakın. Bir yılda enflasyonu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Mikrofon kapandı
Başkanım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, böyle
Kürsüden verin, yoksa
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, hayır. Olur
mu ya, söz hakkı var.
ERHAN USTA (Samsun) Bitti, son
BAŞKAN Sayın Usta, lütfen
ERHAN USTA (Samsun) Peki.
Bir yılda
BAŞKAN Lütfen ama
Bütün Meclis burada.
Lütfen
Dört dakika oldu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Beş
dakika, beş.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sekiz, sekiz. Sekiz dedim ya
sana.
ERHAN USTA (Samsun) Peki, efendim, diğer
arkadaşlara da verin, beş dakika verin, ne olacak sanki Sayın
Başkan.
BAŞKAN Son bir dakika daha verelim.
Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Efendim, böyle
bir söz hakkı olmaz ki ama ya! Allah aşkına yapmayın.
ERHAN USTA (Samsun) Hayır, kimseye de
sataştığımız yok, teknik bir şey konuşuyoruz
bakın burada.
Şimdi, enflasyon niye yüzde 85 oldu? Hangi
politikalar bir yıl içerisinde enflasyonu yüzde 19dan 66 puan
artırarak yüzde 85e götürdü? Biz bunu sorguluyoruz. Şimdi, siz
tutuyorsunuz Enflasyon 85 olduktan sonra faizi
Teşekkür ederim.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya)
Akbaşoğlu, evi niye yaktınız emmioğlu? Tabii,
dinlemezsen burayı anlamazsın, sağa sola bakarsın.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Evi
yakan sizsiniz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Sayın Oluç, buyurun.
4.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun,
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın 362
sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin tümü üzerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, sayın vekiller;
Sayın Oktay, siz başlattınız bu tartışmayı,
demek ki bu bütçe boyunca da bu tartışmayla devam edeceğiz. Ben
de ufak bir cevap vereyim size.
Bakın, bu Kürt düşmanlığı
meselesine girdiniz ya, şimdi, bir yalan üzerine -dört buçuk
yıldır ben burada defalarca bunu konuştum- politika inşa
ettiniz, çöktü o politika ama aynı yalanı sürdürüyorsunuz. Bir tek
belediyemize usulsüz harcama, parayı, halkın parasını
belediye hizmetlerine değil de başka yere harcama nedeniyle dava
açılmamıştır, bir tek belediye başkanımız,
belediye eş başkanımız bu nedenle mahkûm edilmemiştir.
Bir yalan üzerine kuruyorsunuz politikanızı.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Ya, Osman Baydemirin
açıklaması var ya.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - İrade
gaspçısısınız; halkın iradesini, Kürt
halkının bölgedeki iradesini gasbettiniz ve bu gasbı örtmek için
bu yalanı söylüyorsunuz her yıl buraya gelip, bunu bir kere
söyleyelim.
Kayyumlarınız, yolsuzluk,
hırsızlık, usulsüz harcama kayyumlarıdır. 4 kere
atanmış kayyumlar vardır, geri alınmış, merkeze
alınmış kayyumlar vardır. Neden? Hırsızlık
yaptıkları için, yolsuzluk yaptıkları için, usulsüz harcama
yaptıkları için bu kayyumlar geri alınmıştır.
Sayıştay raporları tuğla gibi ortadadır,
İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin raporları
ortadadır. Sizin atadığınız kayyumlar talan
kayyumudur, yolsuzluk ve hırsızlık kayyumudur. Siz bunları
konuşmaktan kaçınıyorsunuz. O nedenle bu yalanın
arkasına sığınıyorsunuz; bu bir.
İki: Bakın, siz neden Kürt
düşmanısınız biliyor musunuz? Kobani davasını,
Kobani kumpas davasını açtınız.
HALİL ÖZŞAVLI (Şanlıurfa)
Kürtlerin düşmanı PKKdır.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Siyasi partinin
kapatılması için Anayasa Mahkemesinde davayı açtınız.
Siyasi rehineleri tutuyorsunuz hapishanelerde Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi ve AYM kararlarına rağmen; işte bunun için Kürt
düşmanısınız siz. Bu ülke Kürt düşmanı çok
iktidar gördü ama sizinki kadar yeminli Kürt düşmanını hiç görmedi,
hiç görmedi. (HDP sıralarından alkışlar)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Kürt
düşmanı PKKdır.
SALİH CORA (Trabzon) En büyük Kürt
düşmanı PKKdır, en büyük Kürt düşmanı PKK.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi,
bakın, Sayın Oktay, nerede bir Kürt varsa siz orada ona
düşmanlık yapıyorsunuz; Irak Kürdistanında da öyle,
kuzeydoğu Suriyede, Rojava, Suriye Kürdistanında da öyle. Yahu,
Kobani kenti Kürt halkının kalbidir ve ruhudur. Siz Kobani kentini
ortadan kaldırma planları yapıyorsunuz. Bundan daha büyük Kürt
düşmanlığı olur mu? (HDP sıralarından
alkışlar)
Şimdi ben size bir isimden söz edeceğim:
Emine Şenyaşar altı yüz otuz yedi gündür Urfa Adliyesinin önünde
nöbet tutuyor.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Diyarbakır Anneleri de nöbet tutuyor.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Neden? Adalet
arıyor. İşte siz Kürt düşmanlığı nedir?
diye soruyorsanız Emine Şenyaşar'a bakacaksınız.
Şimdi, bakın, samimiyetten
bahsediyorsunuz. Biz hep burada konuştuk, ben konuşmaya devam
edeceğim Diyarbakır Anneleri bizim de annelerimizdir ama siz,
eğer samimi olsaydınız beyaz tülbentli Barış
Annelerinin uzattığı barış elini tutardınız,
onların taleplerini dinlerdiniz, kulak verirdiniz ama siz Kürt düşmanı
olduğunuz için onları yok sayıyorsunuz. (HDP
sıralarından alkışlar)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) En
büyük Kürt düşmanı PKKdır.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi,
bakın, esas derdiniz nedir? Esas itibarıyla HDPyi, Kürt
halkının siyasi temsilcilerini, Türkiye demokrasi güçlerinin siyasi
temsilcilerini demokratik siyaset alanından tasfiye etme niyetindesiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen Sayın
Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Tamamlıyorum efendim.
Sanıyorsunuz ki 7 milyon Kürt'ün oyuna
çökebileceksiniz. Asla ama asla Kürt halkı bu onur mücadelesinde sizin bu
oyununuza gelmeyecek ve oylarına çökmenize izin vermeyecek. Demokratik
siyaset alanından HDP'yi tasfiye edemeyeceksiniz; bunu bir kez daha
vurgulamış olalım. Öyle bir megri megri diyerek erbane çalarak
Kürt dostu olunmaz; Kürt dostu olmak demek Kürt halkının taleplerine
kulak vermek demektir; taleplerini dinlemek, bu talepleri demokratik siyaset
alanında, Ankara'da, Meclis platformunda yerine getirebilmek için bir
diyaloğu, bir müzakereyi siyasi partiler arasında hep birlikte
sürdürebilmek demektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Dinlemek zorunda değiliz.
BAŞKAN Sayın Oluç, lütfen, beş
dakikadır
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Bitiriyorum
efendim.
Ama siz ne yapıyorsunuz? Demokratik siyaset
konusunda kararlı olan bir partiyi demokratik siyaset alanından
tasfiye etmeye çalışıyorsunuz. Asla bunu
başaramayacaksınız, buna asla ne Kürt halkı ne de Türkiye
demokrasi güçleri izin vermeyecek. Kürt düşmanı
politikalarınızın sonucunu göreceksiniz, hep birlikte
yaşayacaksınız.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)
REFİK ÖZEN (Bursa) Aynı cümleyi 50 kere
söyledi ya.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) En
büyük Kürt düşmanı PKKdır.
BAŞKAN Sayın Özkoç
5.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın 362 sıra sayılı
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Fuat Oktay,
az önce yaptığınız konuşmada burada rakamlar verdiniz,
en çok neye üzüldüm biliyor musunuz? Hiç rahatsız olmadan, hiç yüzünüz
kızarmadan verilen rakamların tamamı gerçek dışı
olmasına rağmen burada milletin gözünün içine baka baka bunları
söylediniz. Bakın, ben size gerçek rakamları söyleyeyim. Bu elimde
bulunan, sizin Genel Başkanınızın 2023 hedefi dediği
rakamlardır. Orada diyor ki: Türkiye ekonomisinin dünyadaki yeri ilk 10
arasında olacak. Şimdi, nerede? 21inci sırada. Millî gelir 2
trilyon dolar olacak. diyor. Şimdi ne kadar? 803 milyar lira. Kişi
başına gelir 25 bin dolar olacak. diyor, az önce siz de yine gerçek
dışı, yalan beyanda bulundunuz, 10 bin doları
aştı. dediniz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Bu
yıl aşacak dedim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sizin
bürokratlarınızın verdiği rakam 9.893 dolar.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Bu
yıl aşacağız.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) İhracat, en büyük
yalanınız ihracat; 500 milyar dolar. dediniz, gerçek rakam 225
milyar dolar. İşsizlik
Yahu, milletin gözünün içine baka baka bu
evlatlara nasıl yalan söylüyorsunuz? Yüzde 5in altına
indireceğiz. dediniz; resmî işsizlik yüzde 10un üstünde, gerçek
işsizlik yüzde 15lerin üstünde. Enflasyon
Milletin gözünün içine baka
baka dediniz ki: Biz enflasyonu tek haneli rakamlarda tutacağız.
Ağustos 2022, TÜİK Yüzde
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Sen yalan
söylüyorsun!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Yalan sizin
işiniz!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Şimdi, Sayın
Fuat Oktay, siz dediniz ki: OECD ortalaması yüzde 10,3. Diğer
ülkelerde de enflasyon yüksek. Türkiye OECD ülkeleri içerisinde en yüksek
orana sahip ülke, Avrupa'da da en yüksek orana sahip, dünya genelinde de en
yüksek enflasyona sahip 6ncı ülke. Diğer ülkeler hangisi biliyor
musunuz? İç savaştaki Suriye, Sudan, Venezuela, Lübnan, Zimbabve.
Şimdi, siz, bu hedeflerin hiçbirini gerçekleştiremediniz. Yirmi
yıl sonra buraya çıkıp Biz başka hedefleri
gerçekleştireceğiz. diyorsunuz. Siz neyi gerçekleştirdiniz
biliyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) İran'da idam
cezası bulunan uyuşturucu baronu Zindaşti tutuklandı; saray
emir verdi, savcı serbest bıraktı; siz bu uyuşturucu
tüccarlarının Türkiye'de istedikleri gibi at
koşturmasını başardınız. Siz, daha sonra
kendiniz, Veysel Filiz denilen, 100 kilo eroinle yakalanan kişiyle
ilgili telefon edip de Serbest bırakın." dediniz mi, demediniz
mi? (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Hadi!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bununla ilgili gizlilik
kararı aldırdınız mı, aldırmadınız
mı? Varlık barışını biz mi çıkardık?
Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu Elini
kollunu sallayarak uyuşturucu baronları buradan yatlar alıyor,
katlar alıyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Vergi ödemeden bu
ülkede onun bunun hakkını yiyorlar; yedikleri bütün haklar sizin
boğazınıza dizilsin. (CHP sıralarından
alkışlar)
Ethem Sancak
Sanayide şunu yaptık."
dediniz. Ethem Sancak nerede? On sekiz ayda tank üreteceğiz."
dediniz, tank nerede?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Togg ürettik,
İHA, SİHA ürettik.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ethem Sancak 780 milyar
lira dolandırıp gitti. Peki, o adamla ilgili tek bir işlem
yaptınız mı? Ethem Sancaka da bu milletin parası haram
zıkkım olsun; ona yedirenlere de. (CHP sıralarından
alkışlar)
Recep Tayyip Erdoğanın damadı bir
gecede 128 milyar doları zengine peşkeş çekti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HALİL ÖZŞAVLI (Şanlıurfa)
Yalan!
BAŞKAN Sayın Özkoç, tamamlayalım
lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) O parayı, fakir
fukaranın parasını yediren o damadın da yedirdiği
bütün paralar haram olsun; size de yazıklar olsun. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Ya, hiç utanmadınız, Türkiye'nin
limanlarını daha süreleri bitmeden kırk dokuz
yıllığına, karşılığında ne
aldıysanız, yasa çıkartıp o insanlara peşkeş
çektiniz. Anayasa Mahkemesine başvurduk, Anayasa Mahkemesi iptal etti.
Eğer tekrar onu Meclise getirip tekrar onlara peşkeş çekerseniz
buradan söylüyoruz; sonuna kadar direneceğiz.
Kemal Kılıçdaroğlu, sizin Genel
Başkanınız gibi, ne Amerikanın eş başkanı
oldu ne de Rusyada Putinin kapısında bekledi. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yeter
artık Sayın Başkanım.
KADİR AYDIN (Giresun) Artık yeter
Başkanım, bu kadar yeter! Bu yalanları dinlemek zorunda
değiliz gecenin bu saatinde, yeter bu kadar. Bu kadar iftirayı
artık bünyemiz kaldırmıyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Son Başkanım
BAŞKAN Bir dakikada tamamlayalım lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Kemal
Kılıçdaroğlu Amerikan emperyalizminin hiçbir zaman eş
başkanı olmadı ne de Rusyada Putinin kapısında
beklemedi -15 Ağustosta temmuz darbesini yapanlara karşı- gidip
elini sıkmadı. O, vatanıyla milletiyle beraber; o, Türkiye'de aç
bıraktığınız çocuklar için mücadele ediyor ve size son
kez söylüyorum: Sonuna kadar mücadele edeceğiz ve hesabını
sizden soracağız. (CHP sıralarından alkışlar; AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Elitaş
6.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, İzmir
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun 2023 yılı bütçe
konuşması sırasındaki gergin tavrının
sebeplerine, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine,
İstanbul Milletvekili Pervin Buldan ile Mardin Milletvekili Mithat
Sancarın 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin tümü üzerinde HDP
Grubu adına yaptıkları konuşmalarındaki bazı
ifadelerine ve İzmir Milletvekili Atila Sertelin yerinden sarf
ettiği bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Bugün bütçe görüşmelerinin ilkine
başladık. Sayın Cumhurbaşkanı
Yardımcımız bütçe sunuş konuşmasında tamamen
teknik verilere dayalı 2022 bütçesi ve daha önceki dünyadaki ekonomik
gelişmeleri burada kamuoyunun bilgisine sundu. 2023 bütçesiyle ilgili de
yaptığımız bütçenin değerlendirmesini yaptı.
Arkasından, Sayın Kılıçdaroğlu kürsüye
çıktı, öyle gergin bir hâl var ki yani
çıkışından, ellerinin titremesinden, yüzünün renginden
hakikaten içinin bir şeye çok sıkıldığı belliydi.
(CHP sıralarından gürültüler) Niye sıkıldığı
belliydi biliyor musunuz? Önemli anahtar kendisinde olan bir siyasi partinin
Genel Başkanının bir televizyon programında
yaptığı İstanbul Belediye Başkanı ile Ankara
Belediye Başkanı adaylığını
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Yazıklar olsun,
yazıklar!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ben masaya
söyledim
Ama Kemal Bey ne olur? dediğinde, onlara tamam Kemal Bey
olunca bakarız. diyor. Ya, bir siyasi parti Genel Başkanı
düşünün ki
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Bu bir
fitne, fitne!
ERHAN USTA (Samsun) Çatla, çatla
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Ankara
Belediye Başkanı ve İstanbul Belediye Başkanından daha
az iltifat görüyorsa, bu millet tarafından takdir edilmiyorsa
Kılıçdaroğlunun buradaki görüntüsüne hak vermek gerekir. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Kalkıyor, bizim milletvekillerimize laf atıyor. Sizin nasıl
milletvekili seçildiğinizi biliriz. diyor.
Ya, Sayın Kılıçdaroğlu, 6
Mayısı 7 Mayısa bağlayan gece Sayın Baykala
yapılan bir operasyon sonucunda sizin kasetle gelen
Nasıl Genel
Başkan olduğunuzu biz çok iyi biliyoruz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından gürültüler)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Siz
yaptınız, siz yaptınız! FETÖyle ortak yaptınız,
FETÖyle beraber yaptınız!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) O
kaygıyla, o sıkıntıyla, o rahatsızlıkla bir
partinin milletvekili diyor ki: Eğer Kılıçdaroğlu
Cumhurbaşkanı adayı olursa kazanamayacağından
korktuğumuz için ona evet demiyoruz. diyor.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Siz
yaptınız, siz. FETÖyle beraber yaptınız! Yalan o, yalan!
FETÖyle beraber siz yaptınız!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Allah
rızası için, ya, her konuşman, 3 Aralık tarihinde
yaptığın konuşman Cumhurbaşkanı
adaylığı konuşmasıydı.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Kılıçdaroğlu korkusu sizi sardı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Buradan biz
konuşurken milletvekili arkadaşlarımız Aday
mısın? deyince insicamı bozuldu, son on dakikada
bırakıp gitti.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Rahatsız mı
oldun?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hani, diyor ya
Sıkıştığı zaman sıvışıp
kaçanlar
O sıvışıp kaçanların piri Kemal
Kılıçdaroğludur. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sen seçimi
açıkla, seçim tarihini açıkla.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hani Eğer
bir darbe olursa tankların üzerine ilk ben çıkacağım.
diyen Kılıçdaroğlu tankları görünce
sıvışıp kaçtı. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Niye
çağırdınız o zaman? Niye bir gün sonra
çağırdınız? Niye çağırdınız bir gün
sonra?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bizim
milletvekili arkadaşlarımız Aday mısın?
dediğinde, yine sıvışıp kaçtı. Bütün
iddialarına karşı verilecek cevaplarla, ne Genel Başkan Yardımcımızı
ne Genel Başkan Vekilimizi ne de Cumhurbaşkanı
Yardımcımızı dinlemedi çünkü yaptığı
iftiralarla söylediği mesnetsiz iddiaların hiçbirinin doğru
olmadığını dinleyecekti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Hepsi doğru!
BAŞKAN Sayın Elitaş
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Genel Başkan Vekilimizin, Sayın Cumhurbaşkanı
Yardımcımızın Terörle Mücadele Kanununun -ki burada
Sayın Kılıçdaroğlu söyledi- 15inci maddesiyle ilgili 78
milletvekilinin hayır oyu verdiğini duyacaktı, duymamak için
sıvıştı.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Ayıp!
Ayıp! Ayıp!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yine, 2017
yılında kanun hükmünde kararnameyle
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sisiyi
anlat, Sisiyi
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
yapılan
değişikliği Anayasa Mahkemesine gidilebilmesi için, insanların
haklarını, menfaatlerini savunabilmesi için hep birlikte 31 adet OHAL
kanun hükmünde kararnamesini biz burada, beş gün içerisinde
kanunlaştırdık.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sisiyi
söyle, Sisiyi
Rabia ne oldu Elitaş? Gitti, Rabia da gitti.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Siz o gün
Anayasa Mahkemesine gitmediniz ama en son yaptığımız, 2021
yılındaki yaptığımız değişiklikle
Anayasa Mahkemesine gittiniz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Gittik, gittik.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bakın, HDP
temsilcisinin söylediği
Bir zümrenin partisi olmaz, bu ülkenin partisi
olur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Siz mi oldunuz
Türkiye'nin partisi?
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bu ülkede
yaşayan Kürt de bizim, Zaza da bizim, Alevi de bizim, Sünni de bizim Biz
hep birlikte Türkiyeyiz diyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Ama sadece bir
zümreyi seçerek faşizan bir şekilde particilik yapmak
ALİ ŞEKER (İstanbul) Bir tane Alevi
vali yok!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Açık ve
net söylüyorum, arkadaşlarımız buradan ifade ettiler, şu
anda Kürt halkına en büyük zulmü yapan PKKdır, PKKnın
temsilcileridir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunu
herkes böyle bilsin. Bu Parlamentoda, Güneydoğuda yaşayan
kardeşlerimizin Kürtlerin, Zazaların, Alevilerin, Sünnilerin, kim
yaşıyorsa, haklarını samimiyetle savunan Recep Tayyip Erdoğan
olmuştur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şu anda da Cumhur İttifakı aynı şekilde devam
etmektedir.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Bir tane Alevi
vali var mı konuşuyorsun? Bir tane vali yok, konuşuyorsun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ama buradan bir
ırkçılık yaparak, bir zümreyi kendisine maske tutarak
Onların hakkını savunuyorum. diyerek, onları dağa
kaldıranlar, Diyarbakır Annelerinin evlatlarının Türkiyeye
dönmesi için, vatana dönmesi için PKKnın zulmünden
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Elitaş, son bir
dakika
Tamamlayalım lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Siz o
annelerin çocuklarını öldürüyorsunuz ama.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) 7 oldu.
BAŞKAN Olmadı, hayır, 6
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) 7, 7
.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Hayır, 4üncü oluyor, 4üncü.
BAŞKAN İyi sayalım,
matematiği
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan, bizi
niye 5te kestiniz; adaletiniz bu mu?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) PKKnın
zulmünden kurtarmak için kılları kıpırdamayanlar bugün bizi
Kürt halkına zulmediyor. diye ifade ediyorlar. Bu büyük bir aymazlıktır,
bu büyük bir haksızlıktır, Türkiye Cumhuriyeti devletine
karşı yapılan bir haksızlıktır.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) O
annelerin çocuklarını bombalıyorsunuz ama. Bombalıyorsunuz,
öldürüyorsunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bugün bu ülkede
yaşayan insanlar, yüz yıllık cumhuriyet tarihimiz içerisinde,
bin yıllık tarihî geçmişimiz içerisinde hiç böylesine bir
meseleyle karşı karşıya kalmadı. Kürt halkı da
hiçbir zaman PKK zulmünden gördüğü zulüm gibi bir zulümle karşı
karşıya gelmemiştir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) AKPnin zulmünü gördük biz
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Burada
yapılan konuşmalarda, yapılan tartışmalarda, Allah
rızası için, Cumhurbaşkanı Yardımcısı
konuşurken, Genel Başkan Vekilimiz konuşurken -bugün Dünya
Kupası maçları var bir haftadır, on gündür yapılıyor-
ben burada amigo grubunu gördüm, üzüldüm, hakikaten üzüldüm. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler) Konuşturmadılar, bir söz söyletmediler; niye?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Son cümlem
Sayın Başkan.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) 5inci kez olacak, 5inci kez olacak.
BAŞKAN Hayır, 6 kez söz verdim; 5
değil, 6. Lütfen
.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ben de söz istiyorum.
BAŞKAN - Teşekkür edin.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Hayır, 7 oldu.
BAŞKAN - Şimdi bu 7, evet.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bana da söz
vereceksiniz o zaman.
BAŞKAN - Tamam, durun bir dakika
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN - Tamam Erhan Bey, haksızlık
oldu sana.
Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, Genel Başkan Vekilimiz kürsüde konuşurken kavgadan
dolayı, gürültüden dolayı ara verdiniz. Ben size geldim, dedim ki:
Bir milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi sıralarından bir
milletvekili bizim milletvekili arkadaşımıza veya Genel
Başkan Vekilimize ağza alınmayacak bir küfür sarf etti. (CHP
sıralarından gürültüler)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Öyle bir
şey söylemedi.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Yok öyle bir şey.
Tutanaklarda var mı?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bugün
kadına seçme seçilme hakkının verildiği bir günde,
analarımızın baş tacı olduğu bir günde bir
milletvekiline, bir milletvekilinin anasına böyle bir hakareti eden biri
varsa gereğini yapmanızı
(CHP sıralarından
gürültüler)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Yalan
söylüyorsun! Yalancısın!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Siz oturumu
açarken dediniz ki: Tutanakları inceleyeceğim. Tutanakları
incelediyseniz, böyle bir hakaret ettiyse, ahlaksızca bir tabir
kullandıysa, küfür ettiyse o milletvekiline bugün, kadına seçme
seçilme hakkının verildiği günde en ağır cezanın
verilmesini talep ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Elitaş, tutanaklara
baktım, bir ara verip grup başkan vekilleriyle
değerlendireceğiz. Şüphesiz tutanakta olan bir şeyin
mutlaka İç Tüzüke göre cezası verilir.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan, ben de söz istedim.
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Oktayın
mikrofonunu açıyoruz arkadaşlar.
7.- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, Samsun Milletvekili Erhan Usta
ile İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben müsaadenizle önce bir yanlış anlamaya
doğrudan cevap vermek istiyorum: Ben, ne gösterdiğiniz o resmin kim
olduğunu anladım ne de
(CHP sıralarından gürültüler)
ORHAN SÜMER (Adana) Allah allah!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Bir
saniye ya, cevap vereceğim. Bir saniye
kendi aranızda amigolarınızla
bağırmanızı anladım. Şimdi anlıyorum ki bir
isim, Veysel Filiz diye bir isim.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Kankan!
ORHAN SÜMER (Adana) En az 20 tane resmin var, AK
PARTİ Genel Merkezinde bir de.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Buradan
çok açık ve net şekilde ifade ediyorum: Kamuya ve basına
açık bir toplantıda, bir ortamda yani kalabalıkta bir
fotoğraf çektirmiş. (CHP sıralarından gürültüler)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Odanda,
odanda!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Odanda!
ORHAN SÜMER (Adana) Odanda, odanda, makam odanda!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bir, kendisini hiç tanımam. Ya, işte onu söylüyoruz, kendisini
tanımam. Ne öncesinde ne sonrasında kendisiyle hiçbir irtibatım
herhangi bir konuyla, herhangi bir şeyle ilgili olmamıştır.
O fotoğraflara da ben bakarım, işlediği veya
karıştığı
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Fotoğraf odanda çekilmiş, dışarıda değil.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
İşte diyorum ya kamuya ve basına açık olan bir yerde biri
fotoğraf çektiriyor ve birisi size Merhaba. diyor. Ne öncesinde ne
sonrasında tanırım. (CHP sıralarından gürültüler)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Bak, bak,
samimiyete bak.
BAŞKAN Arkadaşlar, soru sordunuz, cevap
veriliyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Kendisiyle, öncesinde de sonrasında da hiçbir irtibatım
olmamıştır.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Adalet
Bakanıyla da var.
ORHAN SÜMER (Adana) Adalet Bakanıyla da var,
şu anki Adalet Bakanıyla.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
İşlediği veya karıştığı hiçbir suç veya
mahkemeye veya tutuklanmasıyla ilgili hiçbir makamı, hiçbir mevkiyi
ve hiçbir şahsı aramam veya irtibat kurmam asla söz konusu
olmamıştır, olamaz, bundan sonra da söz konusu
olamayacağını buradan çok net bir şekilde ifade ederim.
Bir başka konu vardı, müsaade ederseniz,
teknik konuşulduğu için ben hemen ona teknik cevap vereyim. (CHP,
HDP, İYİ Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY 2018in
ikinci çeyreğiyle ilgili yani bir çalışma konusuyla
alakalı, teknik yanlış verilerin kullandığıyla
alakalı bir iddia vardı. Arkadaşlar, ben teknik cevap vereyim
buna. Bu, elimdeki TÜİK verileri, TÜİKin bir raporu, burada mevsim
ve takvim etkilerinden arındırılmış istihdam
edilenlerin fiilî çalışma süreleri veriliyor ve altta da bir not var,
notta da şunu söylüyor: Haftalık ortalama fiilî çalışma
saati işbaşında olanlar için hesaplanmıştır.
Burada, bir karşılaştırma yapılıyor -teknik ya,
teknik cevap veriyorum- 2018in ikinci çeyreğindeki veri
alınıyor, 2022nin üçüncü çeyreğindeki veriyle
karşılaştırılıyor. Teknik böyle bir şey
olmaz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) - Mevsimsel düzeltilmiş,
mevsimsel düzeltilmiş.
BAŞKAN Buyurun.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Böyle bir
şey olmaz. İkinci çeyreği ikinci çeyrekle, üçüncü çeyreği
üçüncü çeyrekle yaparsanız.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır efendim, mevsimsel
düzeltilmiş bu veri. Allah Allah! Mevsimsel düzeltilmiş veri ya, niye
düzelttiniz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
İkinci çeyrek nisan-mayıs-hazirandır, üçüncü çeyrek
temmuz-ağustos-eylüldür yani temmuz-ağustos-eylülde milletin
çoğunluğunun tatilde olduğu ve işbaşındakilerin
verildiği bir veriden ikinci ile üçüncü çeyreği
karşılaştırıyorsunuz.
ERHAN USTA (Samsun) Hayret bir şeysiniz ya!
Utanın ya!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Dolayısıyla buradan tekrar şunu ifade etmek istiyorum: Bir
başka iddiada bulundu, verdiğim verilerin tamamen yanlış
olduğuyla alakalı. Bizim verdiğimiz hiçbir veri
ERHAN USTA (Samsun) Utanın ya!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Asla ve
asla yanlış verileri biz milletimizle paylaşmayız; bizim
devletimizin kurumlarının verileridir, mali
kuruluşlarımızın verileridir, dolayısıyla hepsinin
arkasındayız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) 2023le ilgili neyi mi başardık? Söyleyeyim: 500
milyar olayına gülerken şimdi 500 milyar olayının üzerinde
bir ihracatı konuşma öz güvenini verdik size.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ne kadar
konuşacak?
BAŞKAN Buyurun.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Bu öz
güveni verdik size ve 2 trilyonun üzerinde gayrisafi yurt içi
hasılayı konuşma öz güvenini verdik size. Hamdolsun, yine de o
hedefleri yakalayacağız.
Kobani veya diğer ismiyle Ayn el Arap
Burada
ortadan kaldırılması planı diye ifade edildi. Bir yerden
herhangi bir yerin ortadan kaldırılması değil; bizim
ortadan kaldırmak istediğimiz çok açıktır, PKK-YPG
teröründen, DEAŞ teröründen arındırmak için operasyondan
bahsediyoruz, herhangi bir yeri ortadan kaldırmaktan değil. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Afrine
yaptığınız gibi mi?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Yani
oradaki Kürt kardeşlerimizi YPGnin ve PKKnın zulmünden kurtarmak
için operasyondan bahsediyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Afrine
yaptığınız gibi mi?
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Asimile edeceksiniz, asimile.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
FELEKNAS UCA (Batman) Demokrasiyi
değiştirmek istiyorsunuz.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Onların
size ihtiyacı yok ki. Siz kim oluyorsunuz onlara
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, tamam,
bir saniye
III.-OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı Mustafa
Şentopun, Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan Piyade
Komando Binbaşı Mehmet Dumana ve Türkiyenin terörle mücadelesine
ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, bir
şehidimiz var. Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehadete yükselen
kahraman Mehmetçikimiz Piyade Komando Binbaşı Mehmet Dumana
Cenab-ı Haktan rahmet diliyorum; ailesine başsağlığı,
sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Türkiye
terörle, terör örgütüyle, teröristlerle mücadelesini hem sınır
içerisinde hem sınır ötesi harekâtlarla sonuna kadar sürdürecektir;
bu konuda kararlılığımızı da ifade ediyorum.
Bu arada, tutanakları Grup Başkan Vekillerimize
de dağıttım.
Buyurun Sayın Usta.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Pençe-Kilit Operasyonu
bölgesinde şehit olan Piyade Komando Binbaşı Mehmet Dumana ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ben de öncelikle şehidimize Cenab-ı
Allahtan rahmet diliyorum; ailesine, milletimize, ordumuza
başsağlığı diliyorum. Cenab-ı Allah milletimize
sabırlar versin, ordumuza güç, kuvvet versin.
Sayın Oktay, hakikaten çok
şaşırtıyorsunuz beni. Bugün çok büyük bir ayıba imza
attınız. Yani bilmediğinizi zaten biliyordum da belli ki
yanınıza oturtulan
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Teknikten
anladığımı
ERHAN USTA (Samsun) Bak teknik, teknik deyip
durmayın bana.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Teknik
bir şey yok.
ERHAN USTA (Samsun) Yanınızda oturan
uzmanlarınız da bilmiyor demek ki nasıl ehil olmayan insanlarla
çalışıyorsanız
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Mevsimsel düzeltme ne demektir biliyor musun?
Değerli arkadaşlar, bu anlamayacak
Mevsimsel düzeltme
Özellikle
istihdam verisinde mesele şudur: Kimi aylar vardır yoğun
çalışma vardır, kimi aylar vardır çalışma az olur
kış aylarında. Dolayısıyla mevsim etkilerinden
arındırma yapılır mevsimsel düzeltilmiş veri diyor
kendisi, ondan sonra diyor ki: 2018in ikinci çeyreği ile 2022nin üçüncü
çeyreğini mukayese edemezsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) Ya, çok ayıp ya!
BAŞKAN Lütfen, yeni sataşmalara yol
açmayalım lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) Hakikaten utanmanız
lazım. Yani birazcık yüzünüz varsa şu konuştuğunuza
utanmanız lazım.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Sen utan
be!
ERHAN USTA (Samsun) Ama maalesef güldüğünüze
bakılırsa sizde ben bu utanmanın olmadığını
görüyorum.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Sen
utanmazsın!
ERHAN USTA (Samsun) Ancak bu işi bilen,
bakın, 85 milyon içerisinde
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Sayın Başkan, bunu kabul edemeyiz yani bir
de bana kâğıt sallıyor teknik, teknik diye.
BAŞKAN Tamam, siz görüşünüzü
söylüyorsunuz, o da görüşünü söylüyor, nedir yani bu? Lütfen
ERHAN USTA (Samsun) Görüşünü değil,
tamamen göz göre göre yalan konuşuyor. Dolayısıyla veri
gizleniyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Bırak ya! Sen utanmazsın!
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) O seçilmiş,
sen atanmışsın, böyle konuşamazsın!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşıyım.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Ben de
vatandaşım! Terbiyesiz!
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen
ERHAN USTA (Samsun) 2018in ikinci çeyreğine
göre, 2022nin üçüncü çeyreğinde mevsimsel düzeltilmiş dataya göre
çalışılan saat düşmüştür; nokta, düşmüştür.
Bunu bilmiyorsunuz, bilmediğiniz gibi utanmıyorsunuz da. Utanmaz
herif! Utanmaz herif! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Usta, lütfen. Sayın
Usta
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sensin utanmaz be!
Terbiyesiz!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Artistlik yapma!
ERHAN USTA (Samsun) Böyle bir şey olmaz, yok
böyle bir şey!
BAŞKAN Olamaz böyle bir şey. Olur mu
öyle şey ya! Hakaret ediyorsunuz.
ERHAN USTA (Samsun) Hakaret değil.
BAŞKAN Şahsiyat yapıyorsunuz.
ERHAN USTA (Samsun) Bana söylüyor oradan. Olmaz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hayır, böyle bir şey olamaz.
Nezih bir dille, temiz bir dille konuşmak zorundayız burada, ifade
edin öyle.
ERHAN USTA (Samsun) - Hâlâ bana kâğıt
sallamak ne demek?
BAŞKAN Olabilir.
ERHAN USTA (Samsun) Olabilir. ne demek?
BAŞKAN Olabilir, herkes kâğıt
sallıyor burada sabahtan beri.
ERHAN USTA (Samsun) - Bir şey söylediği
zaman sonucuna katlanacak, sonucuna katlanacak o zaman. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Kim konuşuyor grup adına
bilmiyorum yani.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Ben söz
istemiştim.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Ayıp, ayıp!
BAŞKAN Lütfen, arkadaşlar, herkes
görüşlerini grubu adına ifade etti. Lütfen arkadaşlar, sonuna
geldik, biraz sabır, az sabır.
Buyurun Tatlıoğlu.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkanım, lütfen
BAŞKAN Herkes böyle konuşuyor yani
burada herkes sussun ben konuşayım diye, böyle bir imkân olmuyor
maalesef.
Sayın Tatlıoğlu, buyurun.
9.- Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlunun,
Parlamentonun mehabetine uygun davranılması gerektiğine, partili
Cumhurbaşkanı sistemine ve Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan, bu Parlamentonun mehabetine uygun davranmak lazım. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Yanındakine söyle sen onu.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Yanına bak,
yanına!
BAŞKAN Şüphesiz Sayın
Tatlıoğlu.
ERHAN USTA (Samsun) Zorunuza gitti değil mi,
zorunuza gitti.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Ben,
gerçekten, Sayın Oktay, Plan Bütçede de zor durumda
kaldığında bunu vurgulamıştım, bir sistem ortaya
koyuyoruz, partili Cumhurbaşkanı sistemi ama bunun süreçleriyle
ilgili hiçbir şey yapmıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika daha açalım.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) O nedenle
de daha önceki müzakerelerde siyasi sorumlulukla, siyasi kişiler
karşı karşıyayken bu durum böyle oluyor. Bunu düzeltmeme
gibi, hiçbir adım atmama gibi bir vebali var siyasal iktidarın ama
ben esas şunu söylemek istemiyorum: Sayın Elitaş'ın
vurgusuna
Sayın Elitaş, anladım ki iktidarın gidişini
Millet İttifakı'na yönelik fitne yürüyüşü kurtarmaz.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Korkunun
da ecele faydası yok.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sen 6lı masaya
laf söyle, 6lı masaya, ganyan masasına laf söyle.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa)
Anlaşılıyor ki Millet İttifakı'nın
Cumhurbaşkanı adayı sizin rüyalarınızın korkusu.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Hiç
merak etmeyin, 13üncü Cumhurbaşkanı inşallah bizim
adayımız olacak, Türkiye de rahatlayacak, Meclis de rahatlayacak,
hiçbirimiz bu ortamı yaşamayacağız.
Hepinize saygılar sunarım. (İYİ
Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çatlasın fitneler,
çatlasın! Fitneler çatlasın.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Ya, şu
Kılıçdaroğlu bir aday olsun, görelim ya, hodri meydan!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çatlasın fitneler,
ortanızdan çatlayın.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Hodri meydan ya!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Oluç, lütfen, çok
kısa
Buyurun.
10.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş ile Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan, sayın vekiller
Sayın Elitaş, önce size bir şey
söylemek istiyorum: Siz bir zümreyi savunmaktan söz ettiniz. Şimdi,
bakın, ben size şu sıralarda oturanlarla ilgili bir şey
söylemek istiyorum: Yanımda bir Zaza oturuyor, onun yanında Kurmanci,
Ezidi, arkamda oturan Alevi Türk, işte Kürt Alevi
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Oluç, lütfen
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
onun
arkasında oturan Türk. Niye söylüyorum? Biz bir zümreyi savunmuyoruz
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Demokrasiyi savunun,
demokrasiyi.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
biz bu
Türkiyedeki bütün farklılıkların, farklı inançların,
kimliklerin, ana dillerin, kültürlerin eşit ve özgür koşullarda bir
arada yaşamasını savunuyoruz.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Öyle demedin ama öyle
demedin.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu, bir zümreyi
savunmak değil, siz diyorsunuz ya Biz bütün herkesi kucaklıyoruz.
diye. Biz zaten kucaklamışız herkesi ve bu, hepimizin ortak
değeri hâline gelsin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bütün
farklılıklar zenginliğimizdir. Bu
farklılıklarımızla hep birlikte eşit koşullarda
yaşayalım diye mücadele ediyoruz. Bu, bir zümre savunmak değil;
Türkiyenin bütün farklılıklarını savunmak, onlara
saygı duymak, o farklılıkların devlet güvencesi altına
alınmasını savunmaktır esas itibarıyla; bunu
vurgulamak istiyorum.
Bir de son cümle: Sayın Oktay yani tabii, daha
çok tartışacağız bu meseleyi ama sizin kuzeydoğu
Suriyede yapmak istediğiniz şey demografik değişim
yaratmaktır; Afrinde yaptığınız odur, 30 kilometrelik
hatta yapmaya çalıştığınız da odur. Demografik
değişim ancak ve ancak saldırı ve işgalle olur. Biz
bir tek insan bile hayatını kaybetmesin diye mücadele ediyoruz ve
buraya çağırıyoruz herkesi.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Özkoç...
11.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Pençe-Kilit Operasyonu
bölgesinde şehit olan Piyade Komando Binbaşı Mehmet Dumana ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; vatan ve milletle ilgili
verdiğimiz mücadelede şehit düşen şehit
binbaşımıza Allahtan rahmet, milletimize
başsağlığı diliyorum.
Şimdi, ben size dönüp konuşarak
söylüyorum: Az önce de gene -ya, yalan söylediniz demek istemiyorum ama- gerçek
dışı beyanda bulundunuz, az önce. Dediniz ki: Bu Veysel Filiz
ile ben kamuya açık bir alanda resim çektirdim. Bu, makamda
çektirdiğiniz resim; bu, makamda çektirdiğiniz resim gibi daha 4
tane, 5 tane resminiz var; beraber. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Yani az önce ya, az önce yalan söylediniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Peki, bu Veysel kim,
ben size söyleyeyim: AK PARTİnin siyaset akademisinde ders veriyordu. AK
PARTİnin siyaset akademisinde ders veriyordu.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Haberin
yok, değil mi? Haberi yokmuş gibi davranıyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bu Veysel Filiz,
AKPnin Avrupalı Müslümanlar girişimcisinin sözcüsüydü. Bu Veysel
Filiz, 10 kilo eroinle yakalandı. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından 100,
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Haberin
yokmuş gibi davran. Şaşırmış gibi davran,
şaşırmış gibi.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) O yüzden,
söylediğiniz sözlerin hiçbir karşılığı yoktur,
yazıklar olsun size ya, yazıklar olsun! (CHP sıralarından
İstifa! İstifa! sesleri alkışlar; AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) İlk
defa görüyorsun, değil mi? Eroinci, eroinci o. İlk defa görüyorsun.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, Grup
Başkan Vekillerine tutanağın son hâlini dağıttım.
Sayın milletvekilleri
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Arkada görüşelim.
Sayın Başkan, arkaya çağırın, görüşelim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Tutanak ortada,
açık ve net tutanak kardeşim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Her zaman öyle
yapmıyor muyuz?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Özür dilerse
İç Tüzük belli.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İncelenmemiş tutanak
zaten.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Her zaman
yaptığımız şey.
BAŞKAN Bir dakika.
VI.- DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ
1.- İzmir Milletvekili Atila Sertele, TBMM İçtüzüğünün
160ıncı maddesinin 3üncü bendi ile 163üncü maddesi uyarınca
kınama cezası verilmesi
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, İzmir
Milletvekili Atila Sertelin Dördüncü Oturumda sarf etmiş olduğu
sözlerini İç Tüzükün 160ıncı maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan kaba ve yaralayıcı sözler sarf etmek ve
hareketler yapmak kapsamında görüp kınama cezası
gerektirdiğini ifade etmek istiyorum. Bu sebeple, İzmir Milletvekili
Atila Sertel hakkında İç Tüzükün 163üncü maddesi uyarınca
kınama cezası teklif ediyorum. Sayın Sertel buradaysa kendisine
savunma için söz hakkı vereceğim, kendisi isterse
savunmasını bir arkadaşına da yaptırma hakkına
sahiptir.
Sayın Sertel savunma yapacak mı?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ben yapacağım.
BAŞKAN Savunma için mi?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Evet.
BAŞKAN Buyurun.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Kaçmış,
kaçmış.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tutanak eksik, ham tutanaktan
işlem yapılmaz.
BAŞKAN Tabii, burada kullanılan ifadenin
ne olduğunu Grup Başkan Vekillerimiz biliyor ama ben bunu burada
tekrar edemem.
Buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; burada bazen İç Tüzükte yazılı
olmayan teamüller vardır. Böyle konularda Meclis Başkan Vekilleri
defalarca arkadaşlarımızı, Grup Başkan Vekillerini arka
tarafa çağırmışlardır, orada oturup ne yapmamız
gerektiğine karar vermişizdir ve Meclise gelip de gereğini
yapmışızdır.
Bir kere şu elimize gelen tutanak, ham
tutanaktır yani bütün burada konuşulanlar yazılı
değil. Burada sarf ettiği sözü başka bir milletvekiline
değil, kendisine sarf etmiştir, kendisiyle ilgili söylemiş. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Çok açık, çok açık.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Okuyun efendim,
okuyun.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Arkadaşlar, çok
açık, çok net.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sayın Özkoç,
okuyun.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Şimdi, gelelim
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Annesine
hakaret etmesine de razı olmayız, kendi annesine de hakaret etmesine
razı olmayız.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sayın Özkoç,
okuyun.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Arkadaşlar
.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Okuyun.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Arkadaşlar
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sayın
Başkan
Sayın Başkan
Okuyun ya.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Hayır,
demiştir ki Eğer bu sözün muhatabı olarak beni
görüyorsanız, ben böyleysem diye kendisiyle ilgili bir şeyi
söylemiştir.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Asıl yalan bu, asıl yalan bu.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Burada tutanakta öyle
yazıyor, tutanakta öyle yazıyor.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sayın Özkoç,
okuyun, okuyun.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Burada tutanakta
yazıyor, bakın tutanağa.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Okuyun.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Tutanağa
bakın. Tutanağa bakın, tutanakta böyle yazıyor.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Öyle yazmıyor, öyle yazmıyor.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Okuyun, okuyun.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Bir başka
milletvekiline değil, kendisiyle ilgili Eğer ben böyleysem diyerek
konuşmuştu.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Öyle değil, öyle değil.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Aynen burada, işte
tutanak.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Öyle değil bak
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) İşte,
okuyun, Sayın Özkoç, okuyun.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Okurum, okurum.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Türkiye duysun,
okuyun.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Doğruyu
söylemeyen diyor söylemeyen herkesi genellemiş ya!
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Okuyun, Türkiye duysun
Başkan.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Doğruyu
söylemeyen diyor ya!
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Okuyun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Açıkça
Öyle değil, sizin söylediğiniz
gibi değil.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Aynen öyle.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Annesine de hakaret edemez.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Onun için, bunun
kararını bugün burada oldubittiyle alıp sanki bir başka
milletvekiline hakaret etmiş gibi bir karar alırsanız bu kesinlikle
doğru olmaz, kesinlikle olmaz; bunu reddediyoruz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Peki, niye kaçtı?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Bunu bir oldubittiye
getirmeyin.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Özkoç, niye
kaçtı; niye, niye?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Yarın bunu oturur
kendi aramızda tartışırız.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Kendine güveniyordu,
niye kaçtı?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Bugün... (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Geçelim arkaya. (CHP sıralarından
alkışlar)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Okumadınız.
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
BAŞKAN Bir dakika...
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan... Sayın Başkan...
BAŞKAN Bir dakika... Bir dakika...
Değerli arkadaşlar...
(AK PARTİ sıralarından Bütün anneler
kıymetlidir, biz o vekilin annesinin hakkını da savunuyoruz.
Bütün anneler kutsaldır. sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
Sayın Özkoç ham tutanak diyor. O oturumdaki durumu burada
konuşmadık. Ne dedik? Ben ifade etmiştim, tutanağın
tetkik edilmesini arkadaşlarımıza söyledik. Farklı
arkadaşlarımız farklı heyetler hâlinde Tutanak
Hizmetlerinde dinlediler ve bu, buradaki tutanaklarla, Tutanak Hizmetlerinin
normal prosedürüyle gerçekleşti, verildi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İncelenmemiş, ham
tutanak...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Elitaş,
çok özür dilerim, bir şey söyleyebilir miyim?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Estağfurullah Başkanım, buyurun.
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
BAŞKAN Bir dakika... Bir dakika... Ben de
konuşmayayım isterseniz, gideyim ben, konuşun siz kendi
aranızda. Lütfen...
Birincisi bu.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ama ham tutanak...
BAŞKAN İkincisi şu: TBMM
Başkan Vekilleri şöyle yapıyor, böyle yapıyor. Bu çok
tuhaf bir şey.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Sayın
Başkan...
BAŞKAN TBMM
Başkanlığının bir tutumu olur, bu da
Başkanın tutumudur; Başkan Vekilleri Başkanın tutumuna
uyar; Başkan, Başkan Vekillerinin tutumuna uymaz. Lütfen...
Bir başka husus da şu:
Arkadaşımızın söylediği söz eğer bir
milletvekilini muhatap alarak söylenmiş olsaydı bu zaten geçici
çıkarma cezası gerektirirdi. Onun için biz kınama teklif
ediyoruz, geçici çıkarma değil ama söz, kaba ve yaralayıcı
bir sözdür. Tutanakta yer alan böyle bir sözün bu Meclis tarafından
cezasız bırakılması doğru değildir, net. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) Söylemiş
sonuçta, kime söylediyse söylemiş.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın
Başkan
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam, milletvekiline yönelik
söylemediğini söylüyor Başkan. O da diyor ki: Milletvekiline yönelik
söylemedim.
EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) Hayır,
söylemiş sonuçta.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Kendi
anasına mı söyledi?
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Ya, o kadar
güveniyorsa niye gitti? Konuşsaydı burada, konuşsaydı
BAŞKAN Arkadaşlar, İzmir
Milletvekili Atila Sertele kınama cezası verilmesini Genel Kurula
teklif ediyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir. (CHP
sıralarından gürültüler) Kınama cezası Genel Kurulca kabul
edilmiştir.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Efendim, böyle oldu
bittiyle olmaz.
BAŞKAN Kınama cezası Genel Kurulca
kabul edilmiştir.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Kabul etmiyorum! Kabul
etmiyorum!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkanım, izin verir misin, bir cümle söyleyeceğim.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Doğruyu
söylemeyen milletvekiline yazıklar olsun! Yanımızda oldu,
yanımızda oldu.
EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) Söylemiş
sözü, duydum, söylemiş.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Niye
çarpıttınız? Niye çarpıttınız? Söylediği
gibi oldu. Yazıklar olsun o milletvekiline! Yazıklar olsun size be!
Hiç mi vicdanınız yok ya! Yanımızda oldu ya, size söylenen
hiçbir şey yok. Yazıklar olsun! (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Oku ya!
Tutanağı oku ya!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Tutanağa bak, tutanağa!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Sakarya
Milletvekili Engin Özkoçun İzmir Milletvekili Atila Sertele verilmesi
teklif edilen kınama cezasının savunması için
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Özkoç savunma yaparken Kendi kendisine söylemiştir. dedi. Biz hiçbir
annenin o söze muhatap olmasını arzu etmeyiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) O milletvekili velev ki kendi
annesini kastettiğini ifade etse bile o bir hakarettir. Bir kadına,
bir anneye yapılmış bir hakarettir ve bu da affedilemez. Bunun
mazereti yoktur, savunması yoktur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Helal olsun!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Onu söyledik zaten.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Kendi
annesine saygısı olmayanın başkasına saygısı
olmaz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 2023
yılı
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, bir cümle söyleyebilir miyim?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
13.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
tutanağı biz de okuduk, herkes okudu. Tutanakta görmekten memnun
olmadığımız kelimeler var, o konuda kimse bir şey
demiyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ama siz biraz önce
söylerken de Zaten biz bunu bir milletvekiline söylemiş olduğunu düşünseydik
diyerek bunun bir milletvekiline söylenmediğini
Sayın Özkoçun da
söylediği gibi, kendisiyle ilgili bir ithama, iftira kabul ettiği bir
ithama, böyleyse
demiş oldu. Burada, Sayın Elitaşın
bunun üstüne, yok, Bir milletvekiline, annesine
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Öyle demiyor! Öyle demiyor!
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Ya, çevir kazı,
yanmasın! Boş ver ya! Oku ya! Okuyun şu tutanağı ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Burada Sayın
Elitaşın bunun üstüne Yok, bir milletvekiline, annesine
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Öyle değil, öyle değil! Tutanak öyle
değil!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Tutanağa
bak.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu,
fırsatçılıktır, bu yaptığınız
kumpastır, bu yaptığınız geçmişte iltisaklı
olduğunuz yapının kurduğu tuzaklardan bir tanesidir. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Tutanak asla öyle değil! Tutanak farklı!
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Başkanım,
okut şu tutanağı ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bunu kesinlikle reddediyoruz
ve iade ediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Beştaş, buyurun.
14.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Mecliste erkek egemen bir yaklaşımın olduğuna ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın 362
sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin tümü üzerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Yani bu Mecliste sürekli bir erkek egemen
yaklaşımın olduğunu maalesef söylüyoruz ve
sıklıkla bunu hatırlatıyoruz maalesef. Yani demin de
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Eril bir dil var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Eril bir
dil var, hepinizde var, bütün erkeklerde var maalesef; istisnalardan özür
diliyorum.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Bir kınayın
ya! Bir kınayın!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yani
Cumhurbaşkanı Yardımcısı da burada onlarca defa
Kadınlarımız
Kadınlarımız
Biz, kimsenin
değiliz ya! Biz, birer bireyiz yani bunu reddediyoruz.
Diğeri de
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Şu CHPli vekili
kına, kına!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya, bunu
dinleyin bari!
Biz, erkeklerin birbirleriyle kavga ederken
kadınlara cinsiyetçi, gerek sözlü gerek fiziksel küfretmesini
kınıyoruz. Burada da erkek kavgasında cinsiyetçi bir küfür
edilmiştir. Bu nedenle evet oyu verdik ama biz bütün cinsiyetçi laflara
karşıyız. Ananı al git. lafını da sürtük
lafını da eril bütün lafları kınıyoruz.
BAŞKAN Arkadaşlar, sayın
milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Sayın Başkan
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Hayır, hayır.
BAŞKAN Söz mü istiyorsunuz?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan
Sayın Başkan, iki buçuk saat konuştu ya! Beş dakika
konuşturdunuz, nasıl söz veriyorsunuz tekrar tekrar? İki buçuk
saat konuştu.
BAŞKAN Allah Allah! Sizin grup adına da
konuşuldu. Bu süreleri ben belirlemedim, siz belirlediniz, Genel Kurulda
karar alındı.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Tamam da şimdi
niye söz veriyorsunuz?
BAŞKAN Ama şimdi ayrı
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) O zaman bana da söz
vermeniz lazım.
BAŞKAN Tamam, bir şey söylediniz. Ha,
siz söylediniz az önce.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Vereceksiniz o zaman.
BAŞKAN - Sayın Oktay, buyurun.
15.- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın, Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sadece bir olayın kayda girmesiyle ilgili ifade
etmek istedim. Şimdi resmi getirdiler bana, gördüm. Bu resim benim makam odam
değil. Bu resim yine bir il ziyareti çerçevesinde bir yere gitmişiz
ve bizim normalde kontrolümüzde olan bir ortam değil. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Ya,
uyuşturucu kaçakçıları var.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Her yerde
seni takip ediyor demek ki bu adam nasıl bir şeyse! Her yerde seni
takip ediyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Yine,
büyük ihtimal, kamuya açık bir ortam. Dolayısıyla kayda
geçmesini isterim.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi iki teklifin maddelerine geçilmesini
sırayla oylarınıza sunacağım.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifinin maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Böylece 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçe
Kanunu Teklifi ile 2021 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin maddelerine geçilmesi kabul edilmiştir.
Şimdi sırasıyla her iki teklifin de
1inci maddelerini okutuyorum.
Buyurun:
2023 YILI MERKEZİ
YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TEKLİFİ
BİRİNCİ BÖLÜM
Gider, Gelir, Finansman ve
Denge
Gider
MADDE 1- (1) Bu Kanuna bağlı (A)
işaretli cetvellerde gösterildiği üzere, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı
Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli;
a) (I) sayılı cetvelde yer alan genel
bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 4.423.341.574.000 Türk Lirası,
b) (II) sayılı cetvelde yer alan özel
bütçeli idarelere 365.390.724.000 Türk Lirası,
c) (m) sayılı cetvelde yer alan
düzenleyici ve denetleyici kurumlara 19.535.347.000 Türk Lirası,
ödenek verilmiştir.
2021 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP
KANUNU TEKLİFİ
Gider bütçesi
MADDE 1- (l) 19/12/2020 tarihli ve 7258
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile
10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol
Kanununa ekli;
a) (l) sayılı cetvelde yer alan genel
bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 1.328.254.386.000 Türk Lirası,
b) (ll) sayılı cetvelde yer alan özel
bütçeli idarelere 119.877.971.000 Türk Lirası,
c) (III) sayılı cetvelde yer alan
düzenleyici ve denetleyici kurumlara 8.436.256.000 Türk Lirası, ödenek
verilmiştir.
(2) Kanunların verdiği yetkiye dayanarak
yıl içerisinde eklenen ve düşülen ödenekler sonrası 2021
yılı merkezi yönetim kesin hesap gider cetvellerinde
gösterildiği üzere, 5018 sayılı Kanuna ekli;
a) (I) sayılı cetvelde yer alan genel
bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin bütçe giderleri 1.576.863.007.942,69
Türk Lirası,
b) (II) sayılı cetvelde yer alan özel
bütçeli idarelerin bütçe giderleri 168.883.446.548,22 Türk Lirası,
c) (III) sayılı cetvelde yer alan
düzenleyici ve denetleyici kurumların bütçe giderleri 8.614.404.050,80
Türk Lirası, olarak gerçekleşmiştir.
(3) 2021 yılı merkezi yönetim net bütçe
gideri 1.603.545.135.913,74 Türk Lirasıdır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Anayasanın 161inci maddesi uyarınca bütçe kanunu teklifi ile kesin
hesap kanunu teklifinin görüşmeleri birlikte
yapılacağından, okunmuş bulunan 1inci maddeler
kapsamına giren kamu idarelerinin 2023 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçeleri ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesaplarının
görüşmelerine yarınki birleşimde başlanacaktır.
Alınan karar gereğince, programa göre,
kamu idarelerinin bütçe ve kesin hesaplarını görüşmek için 6
Aralık 2022 Salı günü saat 11.00de toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 00.11