TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
30uncu Birleşim
6 Aralık 2022 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN
KAĞITLAR
III.-KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Teklifleri
1.- 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362)
2.- 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285), Plan ve
Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363)
A)
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
1) Türkiye Büyük
Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Büyük
Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) KAMU
DENETÇİLİĞİ KURUMU
1) Kamu
Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu
Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ
1) Anayasa
Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa
Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç)
SAYIŞTAY
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI
1) Adalet
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Adalet
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) YARGITAY
1) Yargıtay
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yargıtay
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DANIŞTAY
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA
İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ İŞYURTLARI KURUMU
1) Ceza
İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ceza
İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ)
TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ
1) Türkiye
Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye
Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H)
HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU
1) Hâkimler ve
Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Hâkimler ve
Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I)
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
1) Türkiye
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Türkiye
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
İ)
KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU
1) Kişisel
Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kişisel
Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
1) Gençlik ve
Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve
Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.- Sakarya
Milletvekili Engin Özkoçun, 362 sıra sayılı 2023 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur
görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına konuşma yapan
milletvekillerinin bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
2.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Cumhur İttifakının
tükenmişliğine ilişkin açıklaması
3.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
4.- Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
5.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ile Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
6.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
7.- Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
8.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin birinci tur görüşmelerinde MHP Grubu adına
konuşma yapan milletvekillerinin bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
9.- Bursa
Milletvekili İsmail Tatlıoğlunun, Trabzon Milletvekili Hüseyin
Örse ilişkin açıklaması
10.- Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Trabzon Milletvekili Hüseyin Örse
ilişkin açıklaması
11.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Trabzon
Milletvekili Hüseyin Örse ilişkin açıklaması
12.-
İstanbul Milletvekili Zeynel Emrenin, Trabzon Milletvekili Hüseyin Örse
ilişkin açıklaması
13.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın, Trabzon Milletvekili Hüseyin Örse
ilişkin açıklaması
14.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Kürt diline
ilişkin tartışmaların çokça yaşandığına
ilişkin açıklaması
15.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akarın
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
16.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Mecliste Kürt
dilinde sözcükler, deyimler, halkça bilinen kavramlar
kullanıldığında tutanaklara bu ifadelerin(*)
işaretiyle geçmesine ilişkin açıklaması
17.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın, Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun 362 sıra sayılı 2023 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur
görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
18.- Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun 362 sıra sayılı 2023 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur
görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
19.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun 362 sıra sayılı
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde HDP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
20.- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun, 362 sıra sayılı
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde HDP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
21.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ile Çanakkale Milletvekili Bülent
Turanın yaptıkları açıklamalarındaki bazı
ifadelerine ve iktidar grubundan kendilerineterörist diye müdahale edenlere
ilişkin açıklaması
22.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın, Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
23.- TBMM
Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin, 362 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
açıklaması
24.- Sakarya
Milletvekili Engin Özkoçun, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem
Kasapoğlu ile Adalet Bakanı Bekir Bozdağın 362 sıra
sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin birinci tur görüşmelerinde yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
25.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Gençlik ve Spor
Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Adalet Bakanı Bekir
Bozdağın 362 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur
görüşmelerinde yaptıkları konuşmalarındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Çeşitli İşler
1.-
Başkanlıkça, Genel Kurulu teşrif eden Küba Cumhuriyeti
Halkın Gücü Ulusal Meclisi Başkanı Juan Esteban Lazo Hernandez'e
Hoş geldiniz. denilmesi
VI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akarın,
milletvekillerinden Gazi Meclisin usulüne ve ona yakışır
şekilde hareket etmelerini rica ettiğine ilişkin
konuşması
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akarın, Trabzon
Milletvekili Hüseyin Örsün birleşime ara verildikten sonra yaşanan
arbedede fiziki bir şiddete uğradığına, şu anda
müşahede altında olduğuna ve kendisine acil şifalar
dilediğine ilişkin konuşması
3.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akarın, Diyarbakır
Milletvekili İmam Taşçıerin 362 sıra sayılı 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı
2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur
görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı
konuşmasını TBMM İçtüzüğünün 66ncı maddesine
göre kestiğine ilişkin konuşması
4.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akarın, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin konuşması
VII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun, Çanakkale Milletvekili Bülent
Turan ile Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün yaptıkları
açıklamaları sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
2.- Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın yaptığı
açıklaması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
3.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın yaptığı açıklaması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
4.- Ordu
Milletvekili Mustafa Adıgüzelin, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet
Muharrem Kasapoğlunun 362 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur
görüşmelerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
VIII.-
DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ
1.- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğluna, TBMM İçtüzüğünün
160ıncı maddesinin (3)üncü bendi ile 163üncü maddesi uyarınca
kınama cezası verilmesi
2.- Bursa
Milletvekili Zafer Işıka, TBMM İçtüzüğünün 161inci
maddesinin (7)nci bendi ile 163üncü maddesi uyarınca Meclisten geçici
olarak 2 birleşim çıkarma cezası verilmesi
3.- Konya
Milletvekili Fahrettin Yokuşa, TBMM İçtüzüğünün
160ıncı maddesinin (5)inci bendi ile 163üncü maddesi uyarınca
kınama cezası verilmesi
IX.- YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, bir kişinin sosyal
yardım talebinin reddedilmesine ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/73980)
2.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, evlat edinilen çocuklarla ilgili verilere
ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya
Yanık'ın cevabı (7/73981)
3.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, sportif yetenek taraması yapılan
çocuk sayısına ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/73982)
4.- Ankara
Milletvekili Murat Emir'in, mülkiyeti Bakanlığa ait bir binada yer
alan dükkânların bir derneğe tahsis edildiği iddiasına
ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya
Yanık'ın cevabı (7/74096)
5.- Muğla
Milletvekili Metin Ergun'un, Bakanlığın özel toplu
taşıma araçlarına sağladığı seyahat
desteğinin artırılması talebine ilişkin sorusu ve Aile
ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/74216)
6.- Batman
Milletvekili Necdet İpekyüz'ün, son beş yılda Bakanlık
tarafından ayni ve nakdî destek verilen dernek ve vakıflara
ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya
Yanık'ın cevabı (7/74217)
6 Aralık 2022 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 30uncu
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri, gündemimize göre 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerinde görüşmelere devam
edeceğiz.
Program uyarınca bugün birinci turdaki
görüşmeleri yapacağız.
Birinci turda Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kamu Denetçiliği
Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Adalet Bakanlığı,
Yargıtay, Danıştay, Ceza İnfaz Kurumları ile
Tutukevleri İşyurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi, Hâkimler
ve Savcılar Kurulu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik
Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Gençlik ve Spor
Bakanlığı bütçe ve kesin hesapları yer almaktadır.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (*)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (*)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) YARGITAY
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince tur üzerindeki görüşmelerde siyasi parti gruplarına,
istemi hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile
İç Tüzükün 62nci maddesi gereğince görüşlerini bildirmek üzere
yürütmeye seksener dakika söz verilecek. Bu süreler birden fazla
konuşmacı tarafından kullanılabilecek ve şahsı
adına yapılacak konuşmaların süresi ise beşer dakika
olacaktır. Ayrıca, konuşmalar tamamlanınca soru-cevap
işlemi on dakika soru, on dakika cevap olarak yapılacak ve sorular
gerekçesiz olarak yerinden sorulacaktır.
Bilgilerinize sunulur.
Birinci turda söz alan milletvekillerinin
adlarını sırasıyla okuyorum:
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz
alan Mehmet Akif Yılmaz, Kocaeli Milletvekili; Orhan Kırcalı,
Samsun Milletvekili; Ali Özkaya, Afyonkarahisar Milletvekili; Adil Çelik,
Balıkesir Milletvekili; Ekrem Çelebi, Ağrı Milletvekili; Mustafa
Arslan, Tokat Milletvekili; Müslüm Yüksel, Gaziantep Milletvekili; Yusuf
Başer, Yozgat Milletvekili; İbrahim Yurdunuseven, Afyonkarahisar
Milletvekili; Serkan Bayram, İstanbul Milletvekili; Mehmet Ali Özkan,
Manisa Milletvekili; Recep Özel, Isparta Milletvekili; Sabahat Özgürsoy Çelik,
Hatay Milletvekili; Ahmet Kılıç, Bursa Milletvekili; Mehmet Yavuz
Demir, Muğla Milletvekili; Rümeysa Kadak, İstanbul Milletvekili.
İYİ Parti Grubu adına söz alan
milletvekili arkadaşlar: Abdul Ahat Andican, İstanbul Milletvekili;
Enez Kaplan, Tekirdağ Milletvekili; Feridun Bahşi, Antalya
Milletvekili; Hasan Subaşı, Antalya Milletvekili; Ayhan Erel, Aksaray
Milletvekili; Ümit Beyaz, İstanbul Milletvekili.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz alan
milletvekili arkadaşlar: Mustafa Kalaycı, Konya Milletvekili; Mehmet
Taytak, Afyonkarahisar Milletvekili; Feti Yıldız, İstanbul
Milletvekili; Halil Öztürk, Kırıkkale Milletvekili; Hayati Arkaz,
İstanbul Milletvekili; Metin Nurullah Sazak, Eskişehir Milletvekili;
Saffet Sancaklı, Kocaeli Milletvekili; Olcay Kılavuz, Mersin
Milletvekili.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
söz alan milletvekilleri: Mahmut Toğrul, Gaziantep Milletvekili; Filiz
Kerestecioğlu, Ankara Milletvekili; Erdal Aydemir, Bingöl Milletvekili;
İmam Taşçıer, Diyarbakır Milletvekili; Züleyha Gülüm,
İstanbul Milletvekili; Hüseyin Kaçmaz, Şırnak Milletvekili;
Abdullah Koç, Ağrı Milletvekili; Fatma Kurtulan, Mersin Milletvekili;
Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kocaeli Milletvekili; Dersim Dağ,
Diyarbakır Milletvekili.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz alan
milletvekilleri: Ahmet Tuncay Özkan, İzmir Milletvekili; Süleyman Bülbül,
Aydın Milletvekili; Mahmut Tanal, İstanbul Milletvekili; İbrahim
Özden Kaboğlu, İstanbul Milletvekili; Özgür Karabat, İstanbul
Milletvekili; Murat Emir, Ankara Milletvekili; Ali Haydar Hakverdi, Ankara
Milletvekili; Rafet Zeybek, Antalya Milletvekili; Tufan Köse, Çorum
Milletvekili; Turan Aydoğan, İstanbul Milletvekili; Zeynel Emre,
İstanbul Milletvekili; Mustafa Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Milletvekili;
Alpay Antmen, Mersin Milletvekili; Aysu Bankoğlu, Bartın
Milletvekili; Mustafa Adıgüzel, Ordu Milletvekili.
Şahıslar adına lehinde Adana
Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç.
TBMM Başkanlığı adına TBMM
Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç.
Yürütme adına Adalet Bakanı Bekir Bozdağ,
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu.
Şahıslar adına aleyhinde
Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal.
Sonrasında soru-cevap işlemleri ve
oylamalarla devam edeceğiz.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
konuşmacılarına başlıyoruz.
İlk konuşmacımız Kocaeli
Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz.
Buyurun Sayın Yılmaz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET AKİF YILMAZ
(Kocaeli) Bismillahirrahmanirrahim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesi üzerine, grubum
adına söz aldım. Sizleri ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Gazi Meclisimiz, millî iradeyi hâkim kılma
adına kurulduğu günden bu yana yüz yılı geride
bıraktı, milletimiz adına kanlı ve acı bedellerin ödendiği
dönemlerden geçti; değişik şekillerde birçok darbenin,
bombalamanın, muhtıranın muhatabı oldu, tehditlere maruz
kaldı. Doksan dört yılda 65 hükûmet kuruldu. Askerî vesayet
odaklarının işaret ettiği isimlerin başbakan,
cumhurbaşkanı seçilebildiği, bakanların otel
odalarında pazarlıklarla belirlendiği, Meclisten güvenoyu
almadığı hâlde ülkeyi yöneten başbakanların
olduğu dönemleri yaşadık.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Kendini
fesheden başbakanların olduğu dönemi yaşadık.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) Parlamenter
sistemin cari olduğu bu dönemler darbelerin, hükûmet krizlerinin,
koalisyon kavgalarının tetiklediği ekonomik bunalımlar ve
istikrarsızlıklar tarihidir. Ülkemizin yıllarını heba
eden, şimdi ise 6lı masanın çözüm olarak sunduğu
parlamenter sistemin ülkemizde yaşattığı kaosları
hatırlatma adına sadece bir dönemini aziz milletimizle paylaşmak
istiyorum. 1973 seçimleri, Ecevit 1inci parti olur, hükûmeti kuramaz;
Demirel'e görev verilir, o da kuramaz; yüz gün boyunca ülkede hükûmet
kurulamaz. 1974 yılında MSP-CHP koalisyonu kurulur ancak on ay devam
edebilir. Partiler hükûmeti kuramayınca Sadi Irmak Başbakan olarak
atanır ve Meclisten güvenoyu alamadan beş ay devam eder. 1975
yılında Demirel, milliyetçi cephe hükûmetini kurar, iki yıl
sürer. 1977 seçimlerinde Ecevit, 1inci parti olur, hükûmeti kurma görevi
verilir, yine kuramaz; azınlık hükûmeti kurar, Meclisten güvenoyu
alamaz ve 21 Haziranda istifa eder. 21 Temmuzda 2nci milliyetçi cephe hükûmeti
kurulur, altı ay sonra CHP tarafından hükûmet düşürülür. Ecevit,
hükûmet için ihtiyacı olan Adalet Partili 13 milletvekilini Güneş
Motelde bakan pazarlığıyla ikna eder ve hükûmeti kurar. Bu, yedi
ay içinde kurulan 3üncü hükûmettir. 1979 yılında istifa eder.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Yirmi
yılı unutturamazsınız.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) Demirel,
sağ partilerin dışarıdan desteklediği on ay sürecek bir
hükûmet kurar.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Siz yirmi
yıldan bahsedin, yirmi yıldan!
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) 1980
yılının Mart ayında başlayan Cumhurbaşkanlığı
seçimleri beş buçuk ay, 114 tur devam eder, Meclis Cumhurbaşkanı
seçemez.
KADİM DURMAZ (Tokat) O zaman adaletliydi.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) 11 Eylül 1980
tarihinde Meclis 115inci tur için toplanır ancak çoğunluk yoktur.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Sadede gel,
sadede gel.
KADİM DURMAZ (Tokat) Bu kadar dış
borç da yoktu.
ALİ ŞEKER (İstanbul) 2023te ne
olacak? Sen onu söyle.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) Parlamenterler
Yarın devam ederiz. diyerek binadan ayrılırlar.
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Sen önce yirmi
yılın hesabını ver ya, yirmi yılın
hesabını bir ver!
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) Ertesi sabah
tank seslerine uyanırlar. 115inci tur gelmiştir, 12 Eylül askerî
darbesi. Bu ülke bunları mı yaşadı? diyorsunuz içinizden;
evet, yaşadı.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) On altı
yıl da siz yönettiniz
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Başkanlıkla enflasyon patladı gitti, patladı.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Anlatacak bir şey yok mu ya? Masal anlatıyorsun.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) Muhalefetin
ağız birliğiyle istediği parlamenter sistemin tarihi ve
yaşanmış gerçek hazin tablosu budur. Şimdi bugün
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini ucube
ALİ ŞEKER (İstanbul) Patladı.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla)
halkın
seçtiği bir Cumhurbaşkanını tek adam diye yaftalayanlar
esasında milletimizi, millî iradeyi
aşağılamaktadırlar
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Yok ya, Allah Allah!
ALİ ŞEKER (İstanbul) Yalan mı?
İşsizlik de patladı, yoksulluk da patladı, yolsuzluk da
patladı. Başkanlık sisteminiz bu sizin.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla)
bakanlık,
başbakanlık koltukları özlemiyle vesayet
arayışındadırlar. Şartlar oluştuğunda darbe
yapmak meşru bir haktır anlayışından gelen
ALİ ŞEKER (İstanbul) Hâlâ
başkanlık diyorsun.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla)
sandıkta
yenemediği iktidarı devirmek için orduyu göreve çağıran bu
anlayışın parlamenter sisteme dönüş arzusunu
anlayabiliyoruz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Demokrasiyi
istiyoruz, sizden farkımız var.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla)
Cumhurbaşkanını halkın seçmesine hayır diyen bir
anlayıştan millî iradeye saygı duymasını beklemek
beyhudedir.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Kayyum
atayanlardan mı öğreneceğiz millî iradeyi?
FAHRETTİN YOKUŞ
(Konya) Biz
ilk defa görüyoruz bu arkadaşı ya!
MEHMET AKİF YILMAZ
(Devamla) Değerli
milletvekilleri, Gazi Meclis çatısı altında yeni Türkiye
Yüzyılımıza güçlü Meclis, güçlü Hükûmet, yönetimde istikrar,
temsilde adalet anlayışıyla giriyoruz.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Meclisin
milletvekili mi? İlk defa görüyoruz.
Ali ŞEKER (İstanbul) 50 kişi bile
dinlemiyor seni, 50 kişi partinden.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) Kendi
seçtiği siyasetçilerin ülkeyi yönetmesini isteyen milletimiz,
Cumhurbaşkanını, hükûmeti ve Parlamentoyu seçecek ve
yetkilendirecek tek mercinin millet iradesi olduğunu
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini kabul ederek ortaya
koymuştur.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Partinden 50
kişi bile dinlemiyor bak!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Meclisin vekili
mi?
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) Ülkemize
yıllar kaybettiren hükûmet krizlerine ve antidemokratik müdahalelere son
veren bu sistem milletimizin bir tercihidir ve millete, millî iradeye
saygısı olan herkesin bu tercihe saygı duyması gerekir. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Milletimiz kararlıdır, güçlü ve büyük Türkiye yolunda elde
ettiği kazanımlarından geriye dönüşe, vesayete, siyasi
krizlere, ekonomisini yabancı komiserlerin yönetmesine; 6lı eş
başkan güdümünde yamalı bohçalı, profili düşük bir
Cumhurbaşkanına asla izin vermeyecektir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) İlk defa
konuşuyor Mecliste, biraz daha konuşsun Başkanım.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) Bu duygularla,
2023 Türkiye Yüzyılı bütçemizin milletimiz ve memleketimiz için
hayırlı ve bereketli olmasını diliyor, Gazi Meclisimizi ve
aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Sayın Grup Başkan Vekillerine bir
hatırlatma yapmak istiyorum. Evet, kürsüde çok sayıda
konuşmacı olacak her siyasi parti grubu için; mutlaka hoşunuza
giden, gitmeyen ya da sataşma nedeniyle söz talepleriniz olacak. Ben, grup
konuşmaları sonunda Grup Başkan Vekillerimize sataşma
olduğu takdirde söz vereceğim, bilginize diyeyim.
Başlangıçta yapacaktım bu açıklamayı ama
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Çok teşekkür
ediyorum, sadece kayıtlara geçsin: Çok veciz bir şekilde son yirmi
yılı anlattı, kendisini tebrik ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar) Çok değerliydi, çok vecizdi,
bravo ya, harika(!)
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Tarihleri duymadın herhâlde.
BAŞKAN Peki.
Evet, ikinci konuşmacı Samsun Milletvekili
Sayın Orhan Kırcalı.
Buyurun Sayın Kırcalı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) Lafı
tersinden anlıyor Başkan. Dinlemişsin ama
anlamamışsın, bir daha tekrar edeyim mi? Versin söz bir daha
anlatayım.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Tarihleri kaçırdın herhâlde.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Söyleyen sensen, bu
yirmi yıl belli.
BAŞKAN Evet, sayın milletvekilleri,
konuşmacı kürsüde.
Sayın Yılmaz, lütfen...
Buyurun.
AK PARTİ GRUBU ADINA ORHAN KIRCALI (Samsun)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazi Meclisimizi ve
ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Ülkemizdeki demokratikleşme
çabalarının bir tezahürü olarak hak arama yolları AK PARTİ
hükûmetlerimiz döneminde çeşitlenmiş ve
vatandaşlarımızın kolayca erişebileceği kurumsal
yapılar oluşturulmuştur. Dünyada 130 ülkede bulunan Kamu
Denetçiliği Kurumunun ülkemizde de kurulmuş olması bunlardan
biridir. Kamu Denetçiliği Kurumu, Anayasamızın 74üncü
maddesinde yer alan hüküm gereğince idarenin işleyişiyle ilgili
şikâyetleri inceleyen, 6328 sayılı Kanunla kurulmuş
anayasal bir kurumdur. Kamu Denetçiliği Kurumu, denetim faaliyetlerini
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına gerçekleştirmektedir. Gücünü yüce
Meclisin manevi şahsiyetinden almaktadır.
Kamu Denetçiliği Kurumu, idarenin hizmet kalitesinin yükseltilmesine, iyi
yönetim ilkesinin yerleşmesine, insan haklarının
gelişmesine, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, hak arama
kültürünün yaygınlaşmasına; şeffaf, hesap verebilir, insan
odaklı bir idarenin oluşmasına katkı
sağlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, Kamu Denetçiliği
Kurumuna yapılan başvurular süratle incelenerek hak ihlallerinin ve
mağduriyetlerin oluştuğu anlar tespit edilip tavsiye
kararları verilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları
içerisinde yaşayan, geçici yahut kalıcı olarak yaşamakta
olan tüm gerçek ve tüzel kişiler Kamu Denetçiliği Kurumuna
başvurabilir. Çocuk haklarına ilişkin başvurularda menfaat
şartı aranmaz. Kamu Denetçiliği Kurumu insan hakları; çocuk,
kadın, engelli hakları; bilgi edinme hakkı, eğitim
öğretim hakkı, internet üzerinden kişilik hakları ihlalleri
gibi hassasiyet arz eden tüm konulara önemle eğilmekte; bu konudaki hak
ihlallerinin giderilmesi için de gerekli çalışmaları titizlikle
yürütmektedir.
Değerli milletvekilleri, 1 Ocak ile 15 Ekim
2022 tarihleri arasında Kamu Denetçiliği Kurumuna 13.708 başvuru
yapılmıştır. Geçen yıldan devreden dosyaları da
eklediğimizde, yapılan incelemeler sonucunda 14 bin karar
verilmiştir. Kurumun dosyaları inceleyerek karar vermesi altı
ayı geçmemektedir. Dosyaların incelenip bu kararların
verilmesinin yanı sıra 2022 yılı 15 Ekim tarihine kadar
Kamu Denetçiliği Kurumuna 97 bin kişi de telefonla, elektronik posta
yoluyla veya yüz yüze gelerek destek istemiş, bu başvurulara hukuki
destek verilerek kendileri bilgilendirilmiş veya yapacağı
çalışmalar noktasında yol gösterilmiştir.
Değerli milletvekilleri, Kamu Denetçiliği
Kurumuna bazı kanunlarla ek sorumluluklar ve görevler de verilmiştir.
Bunlardan biri, ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme
kurullarının raporlarını inceleyip görüş bildirmektir.
Yine, İnsan Hakları Eylem PlanIndaki faaliyetlerle ilgili Adalet
Bakanlığınca hazırlanan rapor Kamu Denetçiliği
Kurumuna intikal ettirilmekte, kurum denetçileri bir yıllık raporu
inceleyerek sonucunu Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına ve Cumhurbaşkanlığına
sunmaktadır.
Değerli milletvekilleri, dünya gıda
krizini önleyen tahıl koridoru anlaşması ve esir
değişimine ilişkin ülkemizin Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın riyasetinde
yürüttüğü çalışmalara Kamu Denetçiliği Kurumu bir yenisini
ekleyerek insan hakları alanında altyapı
çalışmalarını sürdürmektedir. Kurum, Ukrayna
Ombudsmanlığı ve Rusya Ombudsmanlığıyla
görüşerek refakatsiz çocuklar ve sivil esirlerin değişimiyle
ilgili çalışmalarına da devam etmektedir. Ayrıca, düzensiz
göçmenlerin Avrupaya geçişi esnasında Ege Denizinde Yunan güvenlik
güçlerinin yaptığı zulümler ve insan hakları ihlalleriyle
ilgili ayrıntılı rapor hazırlanmış, bu rapor
ayrıca İngilizceye de çevrilerek bütün dünyaya
dağıtılmıştır.
Değerli milletvekilleri, Kamu Denetçiliği
Kurumunun çalışmalarını yürütebilmesi için 2023
yılı bütçesi yüzde 135 oranında artırılarak 115 milyon
371 bin TL olmuştur. Bu vesileyle, Kamu Denetçiliği Kurumu
mensuplarına çalışmalarında kolaylıklar diliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ORHAN KIRCALI (Devamla) Bütçe kanunu teklifimizin
de ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini diliyor, yüce Meclisi
saygıyla muhabbetle tekrar selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Konuşma sırası
Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Ali Özkayada.
Buyurun Sayın Özkaya. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ ÖZKAYA
(Afyonkarahisar) Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri ve ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletim; Anayasa Mahkemesi bütçesi
hakkında grubumuz adına söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, dün şehit olan
binbaşımıza Allahtan rahmet diliyorum.
Anayasa Mahkemesi 1961 Anayasasıyla
mevzuatımıza girmiş, hukuk sistemimize girmiş, 1982
Anayasasıyla devam etmiş, 2010 ve 2017 değişiklikleriyle
birlikte de yetkileri genişletilmiş bir yüksek mahkememizdir. Anayasa
Mahkemesi, 12 Eylül 2010 referandumuyla birlikte, AK PARTİnin temel
hakları, insan haklarını, hukuk devletini öncelemesi
kapsamında getirdiği bireysel başvuruyla birlikte de gerçek bir
yüksek mahkeme ve özgürlükler mahkemesine dönüşmüştür. Bu süreçte,
Anayasa Mahkemesine çok ciddi şekilde -463 bin- müracaat olmuş ve bu
müracaatların yaklaşık olarak yüzde 80i sonuçlandırılmıştır.
Anayasa Mahkemesi kurulmuş olduğu 1962 yılındaki 44
sayılı Kanunla, Yassıadada rahmetli Menderes ve
arkadaşlarını idam edenlerden bir kısmının atandığı
ve o mantık ve o felsefeyle devam ettiği bir süreçte bulunmuş ve
geçmişte, siyasi iradeye, millet iradesine birçok zaman ket vurmuştur
ama 2010 değişikliğinden sonra ise gerçek bir yüksek mahkeme ve
özgürlükler mahkemesine doğru dönüşmüştür. Bizim de
eleştirdiğimiz, bazen Hakikaten bu kadar da olmaz. dediğimiz
kararlar olmakla birlikte bugün hukuk devletinin, insan haklarının,
bireysel özgürlüklerin âdeta istinatgâhı olan bir mahkemeye
dönüşmüş ve bu açıdan da ülkemizin hukuk
standartlarını ve özgürlükler standartlarını yükselten bir
konuma gelmiştir. Bu süreçte Anayasa Mahkemesinin önünde ciddi sorun var;
bu sorunun en temeli, uzun yargılamayla ilgili bireysel müracaatlar. Bugün
yaklaşık 17 bin civarında müracaat var. Bu hususun yüce
Meclisimiz tarafından önümüzdeki süreçte mutlaka dikkatle
değerlendirilmesi ve bu konuyla ilgili yasal bir düzenleme yapılarak
bu sorunun çözülmesi gerektiği kanaatindeyim.
Bir diğer husus da tabii, Mahkemenin, pilot
davalarla ve getirdiği belirli kriterlerle önündeki birikmiş olan
iş yükünü çözme konusundaki gayreti gözden kaçmamakta ve dikkatle takip
edilmektedir. Uzun yargılamaya sebebiyet veren FETÖ terör örgütünün
mensuplarının yargıdan temizlenmesi sonrası ciddi manada
-yaklaşık 5 bine yakın- kıdemli hâkimin görevden
ayrılması ve onların yerine genç hâkimlerin başlaması
uzun yargılamayla ilgili kısmen bir sorunu ortaya koymuş ve bu
da Mahkemenin gündemine gelmiştir. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine gitmeden Anayasa Mahkememizin sorunları çözmesi ve buradaki
hak ihlallerini düzeltmesi bizim açımızdan kıvanç verici bir
durumdur.
Ancak benim şahsen dikkatimi çeken bir konu
daha var, bunu da yüce Meclisin takdirine sunmak istiyorum. Anayasa Mahkemesi
Kanunu'nun 65inci maddesinde, eğer mahkeme heyet hâlinde
çalıştığında oylar eşit hâle gelirse
başkanın oyu tarafından karar verilir deniliyor. Bir iptal
davasında ve bireysel başvuruda 8e 8 kaldığı yerde
hem kanun iptal edildi hem bireysel başvuruda hak ihlali kararı
verildi. Ben bunun Meclisimizin, millî irademizin temsiline ve üstünlüğüne
göre doğru olmadığı kanaatindeyim; genel yargılama
hukukumuzdaki oy çokluğuyla karar verilmesi gerektiği şekliyle
yeni dönemde bunun dikkate alınması ve yüce Meclisin bu konuda bir
takdirde bulunması ve inşallah, bunun da genel hukuk sistemimize
uygun bir şekilde düzeltilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bunu da yüce Meclisin takdirlerine ve
bilgisine sunmayı bir görev addediyorum.
Tabii, bugün, AK PARTİ 21inci bütçesini
yapıyor; bu -seçimle gelmiş, tüm seçimleri aşa aşa
gelmiş, 21 bütçe yapmış- hem Türk siyasi tarihinde hem de dünya
siyaset tarihinde önemli bir ilk. Bu
açıdan bugünleri bize yaşatan, bu istikrarlı ortamı ortaya
getirmemize vesile olan AK PARTİ'ye ve onun lideri Sayın
Cumhurbaşkanımıza ve bu bütçeyi hazırlamakta emeği
geçmiş olan bütün bakanlıklarımıza,
kurumlarımıza, Plan Bütçe Komisyonumuza ve yüce Meclisimize saygılar
sunuyorum. Bütçemizin hayırlar, bolluklar ve bereketler getirmesini
diliyor, tekrar saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Balıkesir Milletvekili Sayın
Adil Çelik.
Buyurun Sayın Çelik. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ADİL ÇELİK
(Balıkesir) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; 2023 yılı Bütçe Kanun Teklifi kapsamında
Sayıştay Başkanlığı bütçesi üzerine AK PARTİ
Grubumuz adına söz almış buluyorum. Bu vesileyle Genel
Kurulumuzu, aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Anayasanın 160ıncı maddesinde
Sayıştaydan bahseder. Sayıştay, Türkiye Büyük Millet
Meclisi adına yani bizler adına bütün kamu kurum ve
kuruluşlarını denetler, hesaplarını ve işlemlerini
denetler; bunun karşılığında da raporlar düzenler, bu
raporu da Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Bu anlamda da bu işlevi
yerine getiren yegâne kurum olma özelliğini taşımaktadır.
Tabii, Sayıştayın yerine
getirdiği bu çok önemli işlev son yirmi yılda yapılan
düzenlemelerle âdeta reform niteliğinde çok başka bir yere
taşındı. Özellikle 2006 yılında kabul ettiğimiz
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu -ismi biraz
karışık ama işlevi önemli- yeni bir sistem, yeni bir
anlayış. Sistem restore edildi, çağın ihtiyaçlarına
cevap verilmeye çalışıldı. Nedir o? Artık her şey
elektronik, adalet sistemimiz bugün elektronik, artık duruşmalar
neredeyse -pilot uygulamalar var- elektronik ortamda yapılıyor,
ifadeler SEGBİS ortamında alınıyor; Sayıştayın
da buna ayak uydurması lazım. Hani, belediyelere gidiyor, efendime
söyleyeyim, işte Sayıştay denetçileri geldi, onlara bir oda
verelim
İşte, onların kalacak yerleri, iaşeleri, ondan
sonra, onlara uygun çalışma ortamının sağlanması
vesaire; bir ay, iki ay, üç ay süren denetlemeler. Maksat ne? Maksat her
şeyden önce, işte, bu, yerinde denetim. Muhakkak bunun yerini hiçbir
şey tutmaz, yerinde denetim muhakkak ki gerekiyor ama kurulacak
bilişim sistemleriyle; bir, önceden tedbir almak, yapılacak
yanlışların ilk önce yapılmadan önüne geçmek; iki, yerinde
denetime kalmadan bunu kolaylıkla raporlayabilmek, merkezî bir
bilişim sistemiyle beraber bunu yapabilmek... Geriye dönük, bütçelere
baktığımızda, Sayıştayın
özellikle bilişim sistemine yönelik olarak ciddi bütçeler
ayırdığını görüyoruz; tabii, insan kaynağı
da önemli, yetişmiş insan kaynağı da önemli. Bu alanda da
yine Sayıştay ciddi şekilde bir bütçe ayırıyor.
2021 yılı dış denetim
raporundaki verilere baktığımızda,
Danıştayın -özür dilerim, bir önceki bütçede Danıştay
hakkında konuşmuştum, hep dilim oraya gidiyor-
Sayıştayın denetlediği kamu idare sayısı 535, bu
rakam 2022 yılı denetim programında 640; hem denetlenen kamu
idare sayısında hem de denetlenen bütçe büyüklüğünde yüzde 60
gibi önemli bir artış söz konusu. Bu da Sayıştayın
verilen görevi yerine getirmek için gösterdiği büyük çabayı
sanıyorum hepimize gösteriyor.
2021 yılı içerisinde parti ve siyaset
ayrımına girmeksizin 30 büyükşehir belediyesinin tamamı, 17
il belediyesi Sayıştay denetçileri tarafından denetlendi; 97
tane ilçe belediyesi denetlendi, 55i Cumhur ittifakı tarafından.
Sayıştay Başkanlığı uluslararası
standartlarda tarafsızca işini yapıyor, yapmaya devam edecek.
Mevzuatımızda verilen en önemli
görevlerden biri de kamu idarelerinin iç kontrol sisteminin yerleşmesi,
buna yardımcı olmak. Böylelikle kamu kurumlarının
Sayıştay tarafından denetlenmesine ihtiyaç olmaksızın,
bazı yanlışların düzeltilmesine gerek kalmaksızın
kurumların iç işleyişini kendilerinin düzenlemesi.
Kurumların mali dengesi ne kadar düzgün olursa elbette hesap kitap da ona
göre olacaktır, milletin emaneti olan paralar da doğru yerlere
harcanacaktır.
Elbette Sayıştayın görevi,
yanlışları tespit etmek ve rapor vermek. Bunların ötesi
için yürütmenin yani Hükûmetin elbette iş birliği gerekiyor. E, peki,
öyle mi? Dün Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Fuat
Oktay bütçe sunuş konuşmasında bunu belirtti, aynen
alıntı yapıyorum: Sayıştay raporlarında
eleştirilen hususların kamu idarelerince yerine getirilmesini sağlamak
amacıyla Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda hem
Strateji ve Bütçe Başkanlığında hem de Hazine ve Maliye
Bakanlığı bünyesinde çalışmalar yürütülmektedir. Bu
birimlerimizce her bir Sayıştay bulgusu üzerinde gerekli
çalışmalar yapılmaktadır. Eleştiri konusu
bulguların yerine getirilmesini sağlamak amacıyla hem personel
eğitim çalışmaları hem de ön mali kontrolü sağlamaya
yönelik bilişim sistemleri oluşturulması
çalışmaları devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ADİL ÇELİK (Devamla) Bunları neden
anlatıyoruz? Tüm eleştirileri dikkate alıyoruz ve gereğini
yerine getiriyoruz. Ön kontrol mekanizmaları kurduk, bir hata olmadan önce
müdahale etmeye çalışıyoruz. Sayıştay
Başkanlığımız bütçeden aktarılan miktarı
bunların koordinesinde kullanmaktadır ve son kuruşuna kadar da
gereği yapılmaktadır.
Zaman zaman Sayıştay raporları
siyasetin sıcak gündemine de giriyor, değerlendirmeler
yapılıyor. Bu nedenle, Sayıştayın bu yöndeki
çalışmalarını değerli görüyoruz. Bu hassasiyet ve ilke
çerçevesinde Sayıştay bütçesinin kabulü için Sayın Meclisin
tamamının vereceği destekten hiçbir şüphem
bulunmamaktadır.
Sözlerime son verirken Sayıştay bütçesinin
Sayıştay Başkanımıza, üyelerine ve denetçilerine ve
cumhuriyetimizin 100üncü yılı, 2023 yılı bütçesinin de tüm
ülkemize ve aziz milletimize hayırlı olmasını diliyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Çelik.
Söz sırası Ağrı Milletvekili
Sayın Ekrem Çelebide.
Buyurun Sayın Çelebi. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA EKREM ÇELEBİ
(Ağrı) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023
yılı Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine AK PARTİ
Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce
Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tarih boyunca
devletlerin en önemli amaçlarından biri, iyi işleyen bir adalet
sisteminin tesisi olmuştur. Hukuk devleti ya da hukukun üstünlüğü
ilkesi demokrasinin özünü oluşturmaktadır. Hukuk devleti sadece
hukuka bağlı olmayı değil, her türlü düzenleme ve
uygulamada insan hak ve özgürlüklerinin korunup geliştirilmesini de
kapsamaktadır. Bu nedenlerle, adalet sistemimizi ve yargı
etkinliğini güçlendirmek adına büyük bir gayret sarf ederek yeni
politikalar geliştirmekte ve uygulamaktayız.
Saygıdeğer milletvekilleri, mevcut
Anayasamız yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar geçen süre
içerisinde temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi ve sivilleşme
adına yapılan değişiklikleri de çok önemli görüyoruz. Bu
çerçevede, AK PARTİ hükûmetleri döneminde, hak ve özgürlüklerin
geliştirilmesi, antidemokratik hükümlerin kaldırılması ve
demokrasinin güçlendirilmesi, işkence ve kötü muamelelerin ortadan
kaldırılması, kadın ve çocuk haklarının
güçlendirilmesi konularında hükûmetlerimiz döneminde yapılan reform
niteliğindeki düzenlemelerden bazılarını yüce Meclisimize
arz etmek istiyorum: Temel hak ve özgürlüklere ilişkin
anlaşmaları iç hukukumuzun bir parçası hâline getirdik.
İdarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri incelemek için Kamu
Denetçiliği Kurumunu kurduk. Kişisel verilerin korunmasını
ve bilgi edinmeyi temel haklar kapsamına alıp Anayasayla güvence
altına aldık. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik
Kurumunu oluşturarak insan haklarının daha etkin
korunmasını sağladık. Farklı dil ve lehçelerde
yayın yapılabilmesini sağladık; bu çok önemli bir husustu,
AK PARTİnin getirdiği en önemli yeniliklerden bir tanesi bana göre
budur. Sivil yargı-askerî yargı ayrımını ortadan
kaldırdık, yargıda birliği tesis etmiş olduk. Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuru hakkını getirdik. Yine, önemli
konulardan bir tanesi, lekelenmeme hakkını getirdik biz. Hâkimler ve
Savcılar Kurulunun hem çoğulcu kaynaktan seçilmesini hem de
üyelerinin önemli bir kısmının Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından seçilmesini sağlayarak Kurulun demokratik
meşruiyetini artırmış olduk burada. Yine, Yüksek Askerî
Şûra ve Millî Güvenlik Kurulunu yeniden yapılandırdık;
biliyorsunuz, bu daha önce ülkemizde hep sıkıntılıydı.
Kadınlara karşı ısrarlı takibi suç hâline getirdik. Yine,
çok önemli konulardan bir tanesi, Cumhurbaşkanını seçme
yetkisini halkımıza verdik. Yapay zekâyla bilimsel ve teknolojik
gelişmeleri yargının hizmetine sunduk. Yine, Ulusal Yargı
Ağı Projesi'ni (UYAP) hayata geçirdik. Özellikle sevk
konularında hep sıkıntılı olan adli süreçlerde
SEGBİS ve e-duruşma uygulamalarını AK PARTİ hükûmetleri
yine başlatmış oldu. Adli görüşme odalarını
hizmete açtık.
Değerli milletvekilleri, doksan
yıldır devam eden icra yoluyla çocuk teslimine son verdik. Bana göre
bu, insan hakları alanında AK PARTİ'nin yapmış
olduğu bir devrimdir, bunu özellikle dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Vatandaşlarımızın internet
üzerinden dava açabilmelerine imkân sağladık, elektronik tebligat
uygulamasına geçtik. Uzlaştırma ve ara buluculuk sistemlerini
kurarak vatandaşlarımıza alternatif çözüm yollarını
sunmuş olduk bu kabullerimizle birlikte. Seri muhakeme, basit
yargılama, ön ödeme ve kamu davasının açılmasının
ertelenmesi gibi ceza muhakemesi unsurlarını geliştirdik.
Tutukluların azaltılabilmesi için adli kontrol kurumunu getirdik.
Tutukluluk ve adli kontrolde azami süreler getirdik. İfade almaya yönelik
yakalamalarda taahhüt üzerine serbest bırakma imkânını getirdik.
Vatandaşlarımızın birçoğunun basit bir mahkemesi
vardı; havaalanlarında veya yurt dışına
çıkışlarında, sınır kapılarında bunlar
çevriliyordu ve biz bunların önüne geçtik. Böylece çeşitli
mağduriyetleri biz gidermiş olduk değerli milletvekilleri.
Yine ilk kez nöbetçi noterlik projesi hükûmetlerimiz
döneminde başlatılmıştır ve ayrıca 2002
yılında sadece 1.231 olan noterlik sayısını yüzde 90
artışla 2.339a yükseltmiş olduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) İş
hacmi arttı da ondan.
EKREM ÇELEBİ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, yine yüksek mahkemelerimizin iş yükünü azaltmak için ikinci
derecede yargılama yapan istinaf mahkemelerini ülkemize
kazandırdık. İdare ve vergi mahkemelerinin
sayısını artırdık. Bakın, bunların bütünü
hem nüfus aralığına göre...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) İcra
dairesi sayısı arttı Ekrem Bey.
EKREM ÇELEBİ (Devamla) Ben burada Sayın
Bakanlarımıza teşekkür ediyorum; bir tane de idare mahkemesini
Ağrıya açtık, 2023te faaliyete geçiyor.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Sonuç ne, kaç
kişi yargılanıyor?
EKREM ÇELEBİ (Devamla) Yine Türk Ceza Kanunu,
Ceza Muhakemesi Kanunu ve İnfaz Kanunu'nu yenileyerek yeni bir ceza adalet
sistemini oluşturmuş olduk. Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Türk Borçlar
Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu başta olmak üzere hukuk alanındaki
temel kanunları yeniledik; bu, bu devlet için çok önemli olan bir husustu,
bunu özellikle dinlemenizi istirham ediyorum. Hukuk
uyuşmazlıklarında ara buluculuk, bilirkişilik, iş
mahkemeleri, kabahatler, elektronik imza, denetimli serbestlik, terörizmin
finansmanının önlenmesi gibi kod kanunları biz kabul ettik.
Ben 2023 yılı Adalet
Bakanlığımızın bütçesinin hayırlı
olmasını diliyor, yüce Meclisi ve Gazi Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Çelebi.
Söz sırası Tokat Milletvekili Sayın
Mustafa Arslanda.
Buyurun Sayın Arslan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet
Bakanlığı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubumuz adına söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu ve aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, dün Pençe-Kilit
Operasyonu bölgesinde şehit olan Piyade Komando Binbaşımız
Mehmet Dumana Allahtan rahmet, ailesine, yakınlarına ve aziz
milletimize başsağlığı diliyoruz.
Değerli milletvekilleri, hakkı ve adaleti
tesis etmek, adil bir hukuk düzeni kurmak, Anayasada teminat altına
alınan hak ve özgürlükleri korumak devletin vazgeçilmez ve asli görevleri
arasındadır. Yirmi yıllık AK PARTİ hükûmetleri
döneminde hukuk devletinin tahkimi, yargı bağımsızlığı
ve demokrasimizin standartlarının yükseltilmesi başta olmak
üzere tarihî reformlar gerçekleştirilmiştir. Anayasa
değişiklikleri ve kanuni düzenlemelerle yargı sistemini ve hukuk
devleti vasfını güçlendirdik. Anayasada
yaptığımız değişikliklerle temel hak ve
hürriyetleri güçlendirdiğimiz gibi kadınlara, engellilere, çocuklara
pozitif ayrımcılıklar getirdik. Kişisel verilerin
korunmasını anayasal bir hak olarak düzenledik. Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuru hakkını sağladık. Basın,
yayın ve ifade hürriyetini tahkim ettik. Sendikal hakları
genişlettik ve güçlendirdik. Memurlara ve kamu görevlilerine toplu
sözleşme yapma hakkı tanıdık. Sıkıyönetim
ilanını Anayasadan kaldırdık. Anayasa Mahkemesinin ve
Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yapısını yeniden düzenledik.
İstinaf kanun yolunu sistemimize kazandırdık. Birçok
kararın istinafta kesinleşmesini sağlayarak yargı
hizmetlerinin makul sürede tamamlanmasının yolunu açtık.
Milletvekili seçilme yaşını önce 25e, sonra 18e düşürerek
gençlerimizin milletvekili seçilmesinin önündeki engelleri kaldırdık.
Değerli milletvekilleri, anayasa
değişiklikleri dışında Yargı Reformu Stratejisi
Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planını referans alarak
hazırladığımız yargı paketleriyle birçok yasal
düzenlemeyi de hayata geçirdik. Birinci yargı paketiyle ceza
yargılamasında ciddi değişiklikler yaparken hukuk
sistemimize seri yargılama ve basit yargılama usullerini
kazandırdık. İkinci yargı paketiyle infaz sistemine yönelik
düzenlemeleri, üçüncü yargı paketiyle özel hukuk alanında sadeleştirici
ve hızlandırıcı yenilikleri hayata geçirdik. Dördüncü
yargı paketiyle mağdur odaklı adalet
anlayışımızı ortaya koyan yenilikler ile suçsuzluk
karinesine ilişkin düzenlemeleri hukuk sistemimize kazandırdık.
Beşinci yargı paketiyle icra iflas sistemine ilişkin
düzenlemeleri, özellikle çocuk teslimine yönelik köklü değişiklikleri
hayata geçirdik. Hâkim ve savcı yardımcılığı
kurumlarını oluşturduğumuz altıncı yargı paketinde
noterlerin görevlerine ilişkin yeni düzenlemeler yaptırdık,
vatandaşımızı stokçuluğa karşı koruyacak
tedbirleri aldık. Yargı paketleri dışında
yaptığımız yasal düzenlemelerle hukuk sistemimize
alternatif çözüm yöntemleri kazandırdık. Ara buluculuk ve uzlaşmayla
ihtilafların kısa sürede çözülmesini sağladık. Elektronik
tebligat uygulamasıyla yargı hizmetlerinin kalitesini ve
hızını artırırken tasarrufa yönelik çevreci bir
anlayış ortaya koyduk.
Değerli milletvekilleri, adalet hizmetlerinin
gecikmeksizin sunulması güçlü bir altyapı ve nitelikli insan
kaynağıyla mümkündür. Bu bağlamda, yirmi yıl boyunca hukuk
sistemimizde birçok reform gerçekleştirirken yargı
teşkilatımızın altyapısını ve insan
kaynağını da güçlendirdik. 2002 yılında 9.349 olan
hâkim ve savcı sayımızı 22.720ye yükselttik, kürsülerdeki
eksiklikleri giderdik. Adalet teşkilatımızın bünyesindeki
personel sayısını 51 binden 160 bine çıkardık. Mahkeme
sayısını adli yargıda yüzde 94, idari yargıda yüzde 47
artırdık. 278 yeni hizmet binası inşa ederek yargı
teşkilatımızın altyapı
sıkıntısını ortadan kaldırdık.
Değerli milletvekilleri,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
geçtiğimiz günlerde ülkemiz için yeni bir vizyon paylaşmış
ve önümüzdeki yüzyılı Türkiye Yüzyılı olarak ifade
etmişti. Adalete güven ve yargının güçlendirilmesi, Türkiye
Yüzyılı vizyonumuzun temel yapı taşlarından biri
olacaktır. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun en önemli
başlığıysa yeni anayasanın ülkemize ve milletimize
kazandırılmasıdır. İnanıyorum ki cumhuriyetimizin
2nci yüzyılında da Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde ak kadrolar yeni anayasayı hep birlikte yapacaktır.
Bu düşüncelerle, Adalet
Bakanlığımızın ve diğer
bakanlıklarımızın bütçesinin hayırlı
olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Gaziantep Milletvekili Sayın Müslüm Yüksel.
Buyurun Sayın Yüksel. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MÜSLÜM YÜKSEL (Gaziantep)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yargıtay
bütçesiyle ilgili AK PARTİ Grubumuz adına söz almış
bulunuyorum. Gazi Meclisimizi saygıyla selamlarım.
Yargıtay, Türk hukuk sistemimizin en köklü ve
en büyük kurumlarından biridir. Kuruluşundan bugüne kadar Türk
hukukuna yön vermiş, hukuk düzeninin yerleşmesinde ve adaletin
gerçekleşmesinde etkin rol oynayarak öncülük etmiştir. Yargıtay,
adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir
adli yargı mercisine bırakmadığı karar ve hükümlerin
son inceleme mercisidir.
Hukuk devletinin ön şartı
vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini teminat altına alan
bir yargı sisteminin varlığına bağlıdır.
Hukuk devleti gereklerine uygun, etkin ve kaliteli bir yargı hizmetiyle
herkesin hukuki güvenlik, barış ve huzur içinde yaşaması
nihai amacımızdır. Demokrasiyi güçlendirmek,
vatandaşların adalet beklentisine en yüksek cevabı vermek,
uluslararası alanda Türkiye'nin hukuk devleti niteliğini güçlendirmek
amacıyla yeni reformlar hayata geçirilmiştir. Anayasa'mızda ve
kanunlarımızda yaptığımız
değişikliklerin tek amacı adaletin daha güçlü bir şekilde
tesisini sağlamaktır. Temel kanunların yenilenmesinden yargı
mensuplarının özlük haklarının iyileştirilmesine,
adliye binalarının modernleştirilmesinden istinaf mahkemelerinin
kuruluşuna, UYAP uygulamalarına, adli tıptan
bilirkişiliğe ve ara buluculuk müessesesine kadar her alanda adalet
sistemini geliştirecek tarihî reformlara imza attık.
Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına ivedilikle cevap
veren, ülkenin geleceğine ışık tutan bir hukuk düzenini ve
daha iyi işleyen bir yargı sistemini oluşturmayı, sürekli
gelişen ve değişen koşulları dikkate alarak adalet
sistemimizi daha da ileriye taşımayı milletimize karşı
bir borç ve tarihî bir sorumluluk olarak biliyor ve görüyoruz.
Cumhuriyetimizin 100üncü yılına
yaklaşırken, hükûmetlerimiz döneminde, 2002 yılından bu
yana attığımız adımların tümü insan hakları
temelinde hukuk devleti ilkesinin geliştirilmesi ve tahkim edilmesine
yöneliktir. Çalışmalarımız;
vatandaşlarımızın talepleri ve ülkemizin ihtiyaçları,
demokrasimizin ve insan haklarının daha da geliştirilmesi
eksenine odaklanmaktadır. Zira, devlet ile toplum ilişkilerinin en
çok hassasiyet gerektiren noktası adalettir, hukuktur. Hayatın her
alanı gibi, yargı da dinamiktir; gelişen ve değişen
hadiseler karşısında adalet teşkilatımızın
ortaya koyduğu irade, milletimizin ülkesine ve devletine olan güvenini
sağlamlaştırmak açısından büyük bir öneme sahiptir.
Vatandaşlarımızın hak arama ve hakkına kavuşma
konusunda beklentilerine cevap vermek, milletimizin adalete erişimini
kolaylaştırmak ve yargı hizmetlerini hızlandırmak
amacıyla adalet teşkilatımız reform
çalışmalarını sürdürmektedir.
2016 yılında, demokrasimizi hedef alan
hain FETÖ'nün darbe teşebbüsüne karşı ilk ve en güçlü refleksi
gösterenlerin başında yargı mensuplarımız yer
almıştır. Bu durum, Türk yargısının demokrasiye
olan inancını ve adalet teşkilatımızın demokrasiye
yönelik saldırılara karşı ne kadar güçlü bir anayasal kurum
olduğunu açıkça göstermiştir.
Son yıllarda, yargıyı etkileme
girişimlerine siyasi niteliği ağır basan uluslararası
bir boyut da eklenmiştir. Özellikle darbecileri ve
yandaşlarını çeşitli şekillerde himaye eden bazı
yabancı ülkelerin ve bunların uzantılarının, devam
eden FETÖ yargılamaları nedeniyle, Türk yargısını
karalamaya yönelik faaliyetleri yoğunluk kazanmıştır. Şu
bilinmelidir ki Türk yargısı, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi ile Anayasamızın koruduğu temel hak ve
özgürlükler konusunda bilinçli, eğitimli ve duyarlıdır.
Anayasaya, bağlı olduğumuz uluslararası sözleşmelere
ve kanunlarımıza uygun bir biçimde yapılan yargılamalar
sonucu bağımsız Türk yargısının vermiş
olduğu ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararlara
göre FETÖ bir terör örgütüdür. Bu nedenle uluslararası alanda Türkiyeyle
iyi ilişkiler kurmak isteyenlerin öncelikle bu gerçeği kabul etmeleri
ve gerekli somut adımları atmaları zorunludur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın da
ifade ettiği gibi, milletimizi ruhunu 12 Eylül vesayetçilerinin
üflediği darbe mahsulü mevcut Anayasadan kurtarma irademiz bakidir.
Ülkemizi sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya
kavuşturmak için çalışmalarımızı
sürdüreceğiz. Geçmişten edindiğimiz tecrübelerle çağın
gereği olan yeni çalışma yöntemlerini geliştirmek ve
uygulamak geleceğimizi güzel bir şekilde inşa etmemizi
sağlayacaktır.
Sözlerime son verirken 2023 yılı
bütçemizin ve Yargıtay bütçesinin ülkemize, milletimize hayırlar
getirmesini temenni eder; bütçenin hazırlanmasına katkı sunan,
emeği geçen herkese saygı ve selamlarımı sunarım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Yozgat Milletvekili Sayın Yusuf
Başer.
Buyurun Sayın Başer. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA YUSUF BAŞER (Yozgat)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Danıştay
Başkanlığının 2023 bütçesi hakkında konuşmak
üzere AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle Gazi Meclisimizi ve aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
Cumhuriyet tarihi boyunca yargı
kurumlarımızın demokrasiye bağlılık
sınavı maalesef kırık notlarla doludur. Üzülerek tespit
etmeliyiz ki yüce Meclisimiz gibi Türk milleti adına karar verme yetkisini
kullanan Türk yargısı, demokratik hukuk devletinin yanında
duracağı yerde, tarihi boyunca darbecileri
meşrulaştıran ve vesayet odaklarının lehine taraf alan
hatta yer yer bizatihi kendisi vesayetçilik yapan yanlışlıklara
imza atmıştır. Yassıadadan 12 Eylül yargılamalarına,
28 Şubat brifinglerinden 367 garabet kararına kadar cumhuriyet
tarihimiz bu türden kötü örneklerle doludur. Bunun tek istisnası
vardır, o da devleti çıkar lobilerinin, iç ve dış vesayet
odaklarının mahfil siyasetinden kurtarıp gerçekten milletin
emrine veren ve millî iradenin yörüngesine sokan milletin partisi AK PARTİ
iktidarına yönelik yapılan hain FETÖ darbe girişimi
karşısında Türk yargısının verdiği onurlu
mücadeledir.
CAVİT ARI (Antalya) Siz doldurdunuz
onları oraya, siz.
YUSUF BAŞER (Devamla) Türk yargısı,
15 Temmuzda, demokrasi ve hukuk devletine bağlılık
imtihanını bu sefer başarıyla vermiştir.
Hakkını teslim etmek gerekir ki bunda Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde AK PARTİ
iktidarının kararlı bir biçimde oluşturduğu millî
iradeye dayalı siyaset ikliminin payı büyük olmuştur. Darbelere
kılıf uyduran, vesayete koltuk değnekliği yapan, gizli
açık hukuk dışı örgütlerin arka bahçesi hâline
dönüşen, kendi içerisinde kast sistemiyle dizayn edilen menfaat
gruplarının aleti olan bir yargıyı tarihin çöp sepetine
attık. Adalet sistemine bir kanser gibi çöreklenen, yargı sistemimizi
çürüten FETÖ militanı hâkim ve savcılar Emniyet ve ordu içindeki
yandaşlarıyla birlikte kumpas ve darbe teşebbüsünde bulunduklarında,
ülkesine, milletine ve adaletine bağlı hâkimler ve savcılar
kendi içlerinden başlayarak Türkiye'yi hukuk yoluyla FETÖ tehdidinden
kurtarmaya öncülük ettiler. Millet iradesine uzanan hain elleri, şerefli
Türk hâkimleri cezalandırarak kırmıştır.
AK PARTİ, başta
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak
üzere, demokrasi için bedel ödeyenlerin kurduğu partidir; aynı
şekilde, AK PARTİ, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde, hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü,
yargının bağımsızlığını ve
tarafsızlığını tesis etmek için, bedel ödemek
pahasına, yargının ve diğer devlet kurumlarının
kılcal damarlarına kadar sızmış bu hain odaklara
karşı yiğitçe, kahramanca ve gözünü kırpmadan mücadele
etmiştir. Bu amansız mücadele hiç kolay olmadı; liderimize hain
tuzaklar kuruldu, partimiz kapatma davasıyla sindirilmeye
çalışıldı, sayısız kumpaslarla önümüz kesilmek
istendi. Bütün bu tertipleri, aziz milletimizin desteğiyle ve Sayın
Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle boşa
çıkarmayı başardık. Türkiyede siyaseti dizayn etmek
isteyen, sıygaya çekmek isteyen, siyasetçilere ve siyaset kurumuna parmak
sallayan, millet iradesini yok sayan, kendini layüsel gören yargı
mensupları yok artık. Bu büyük devrime imza atanı ne millet ne
de tarih unutmayacak ve hakkını teslim edecektir.
Türk demokrasi tarihi, Türkiyede demokrasinin
tastamam tesis edilmesi için yargı vesayetine, ordu vesayetine ve
bürokratik vesayete karşı amansız mücadele veren, milletinden
aldığı güçle hiçbir baskıya boyun eğmeyen, hiçbir
tehdide pabuç bırakmayan milletin adamı Recep Tayyip
Erdoğanı minnetle ve saygıyla yâd edecektir, etmeye de devam
edecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İnşallah, bu hizmetlerimiz, milletimizin gerçek temsilcilerinin
hazırladığı, Türkiye Yüzyılına
yaraşır, amasız ve ancaksız, herkesin İşte
aradığım
diyebileceği anayasayla taçlanacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bürokrasiye inceleme, danışma ve karar organı
vasfıyla yardımcı olan, yürütmeyi de yargı yoluyla
denetleyen Danıştay, ülkemizin hukuk devleti vasfının
korunmasında ve güçlenmesinde vazgeçilmez bir konuma sahiptir.
Danıştay bütçesinin Danıştay
Başkan ve üyelerine, çalışanlarına, aziz milletimize
hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla
Allaha emanet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Afyonkarahisar Milletvekili Sayın
İbrahim Yurdunuseven.
Buyurun Sayın Yurdunuseven. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM
YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Adalet Bakanlığı bütçesi içerisinde yer alan
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 yılı bütçesi üzerine partim adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve ekranları başında
bizleri seyretmekte olan aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Hain terör örgütü tarafından şehit edilen
Binbaşı Mehmet Dumana Allahtan rahmet, kederli ailesine ve aziz
milletimize başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, aziz milletimiz 2002
yılında AK PARTİyi iktidara getirmiş ve bütçe
hazırlama yetkisini o günden bugüne 21 kez bize vermiş ve en
önemlisi, cumhuriyetimizin kuruluşunun 100üncü yılı bütçesini
hazırlama yetkisini de bize vererek bizi müteşekkir hâle
getirmiştir. Partimize ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğana verdiği destek nedeniyle aziz milletimize şükranlarımı
sunuyorum.
Adalet Bakanlığımıza
bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü taşra
teşkilatına bağlı kurumlarda 42.490ı kadrolu,
33.309u sözleşmeli ve 209u sürekli işçi olmak üzere 76.008 personel
görev yapmaktadır. 2022 Aralık ayı itibarıyla ülkemizde 396
infaz kurumunda 336 bin hükümlü ve tutuklu
barındırılmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2002 yılından bu yana, Avrupa Birliği
normlarına uygun 279 adet ceza infaz kurumu inşaatı tamamlanarak
kullanıma açılmıştır. Aynı zamanda, infaz
rejimine uygun olmayan, yeterli eğitim ve iyileştirme
çalışması yapılamayan, çok eski yapılardan
oluşması ve bazılarının taş bina olması
nedeniyle fiziki kapasitesi yetersiz 377 ceza infaz kurumu da
kapatılmıştır. Mevcut ceza infaz
kurumlarımızın elektrik, su, doğal gaz, sıhhi tesisat,
çatı ve genel tadilatları kapsamında büyük ve küçük
onarımları yaptırılarak kurumlarımızın
fiziki şartları da iyileştirilmektedir. Yine, herkesin malumudur
ki infazlara ve mahkûm isyanlarına tanıklık eden, darbe
yıllarının acılarının yaşandığı
cezaevleri de AK PARTİ dönemlerinde müzeye dönüştürülmüştür.
Burada, 2002 ve öncesi ile günümüzü karşılaştırmak isteyen
her vekilimizi ve halkımızı tekrar Ulucanlar Cezaevini ziyaret
etmeye davet ediyorum.
Hükümlü ve tutukluların iaşeleri
Sağlık Bakanlığının belirlediği günlük
kalori ihtiyacına göre hazırlanmaktadır. Bütçe imkânları
ölçüsünde 2002 yılından önce, yakın tarihte hükümlü ve
tutuklular için ve görevi başında bulunan personel için günlük
iaşe bedelinde yüzde 127, annesiyle birlikte kalan çocuklar için de yüzde
70 oranında artış yapılmıştır. Çocuk
kapalı infaz kurumu olarak faaliyet gösteren kurumlarda ise çocuk hükümlü
ve tutukluların aile bağlarının kopmaması ve ruhsal
yönden kendilerini rahat hissedebilmeleri amacıyla aile görüşme
odaları oluşturulmuş ve kullanıma hazır hâle
getirilmiştir. Sağlık alanında yapılan
iyileştirmelerde ise, hükümlü ve tutukluların tedavileri
sırasında gerekli görülen her türlü ilaç, muayene, tetkik, tahlil ve
tıbbi malzemeleri Bakanlığımız tarafından
karşılanmaktadır; ayrıca hükümlü ve tutuklulardan maddi
imkânları yetersiz olanlara da gerekli hijyen malzemeleri verilmektedir.
Sonuç itibarıyla, kurumlarda olası
Covid-19 pozitif vakaların önüne geçilebilmesi için dinamik bir
çalışma modeli oluşturulmuş, pozitif vaka belirtisine
rastlanması veya pozitif vakanın tespit edilmesi hâlinde izlenecek
yöntemlere ilişkin etkin, süratli ve eş güdüm içinde bir
çalışma yürütülmesi sağlanmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; işkenceye karşı sıfır tolerans
politikası çerçevesinde insan hakkı ihlallerine hiçbir müsamaha
göstermeyen Bakanlığımız, kötü muamelenin
yaşanmaması ve bu yöndeki iddiaların ortadan
kaldırılması için tüm yasal değişiklikleri yapmış,
buna ilişkin tüm adli, idari denetim ve sivil izleme
mekanizmalarını da oluşturmuştur. Meclisimizde bulunan
bütün siyasi partilerden oluşan ve Başkanı bulunduğum
Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonumuzla bugüne
kadar 24 cezaevinde yapmış olduğumuz incelemelerde sistematik
bir şiddetin olmadığını da yerinde gördük. Özellikle
PKK, FETÖ ve DHKP-C gibi terör örgütü suçlularının cezaevleriyle
ilgili dezenformasyonuna da bizzat şahit olduk.
AK PARTİ olarak iktidara geldiğimiz günden
bugüne kadar ceza infaz sisteminde köklü değişiklikler ve önemli
reformlar da gerçekleştirilmiştir. Bugün gelinen noktada
sağlanan değişim ve gelişim sürecine ivme kazandıran
tamamlayıcı unsurlardan biri de kuşkusuz başta Avrupa
Birliği olmak üzere, diğer ülkeler ve uluslararası
kuruluşlarla yapılan iş birliği çalışmaları
ve kapsamda da yürütülen projelerdir. Mesela, bunlardan birkaçı:
Akıllı Cezaevi Projesi (ACEP), Biyometrik İmza Yöntemi ile Takip
Sistemi (BİOSİS), yenilenebilir enerji sistemleri ve ceza infaz
kurumlarındaki randevu ve yönetim sistemi gibi.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
infaz sisteminin amacı yalnızca suçluların özgürlüğünü
kısıtlamak değil, aynı zamanda topluma da
kazandırmaktadır. İşyurtları Kurumu, hükümlü ve
tutukluların meslek ve sanatlarının korunup geliştirilmesi
veya bir meslek ve sanat öğrenmeleri amacına yönelik olarak
çalışmalarını sağlamak üzere Adalet
Bakanlığına bağlı, 1997 yılında
kurulmuş özel bütçeli bir kuruluştur. Bu bağlamda hükümlü ve
tutukluların mesleki eğitimlerinin sağlanması yanında
ayrıca Adalet Bakanlığının merkez ve taşra
teşkilatlarına bağlı kuruluşların
yatırım ve cari ihtiyaçlarını da
karşılamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Devamla)
İşyurtları olarak 2021 yılında 1 milyar 209 milyon 263
bin TL bilanço kârı elde edilmiş olup bununla; 1 adliye binası,
2 ceza infaz kurumu, 7 iş yurdu üretimi gerçekleştirilmiştir.
İşyurtları Kurumu tarafından hükümlülerin yeniden topluma
kazandırılması genel amacıyla gerçekleştirilen bu
çalışmalar 2023 yılında da hız kesmeden devam
edecektir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2023 yılı bütçemizin tüm ülkemize hayırlı
olmasını, hayırlı hizmetlere vesile olmasını
diliyor; başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan olmak üzere, bugüne kadar cezaevlerinde yapılan iyileştirmelerde
katkısı bulunan şu andaki Sayın Bakanımız Bekir
Bozdağa ve tüm Adalet Bakanlarımıza ve buradaki Cezaevleri
Genel Müdürlüğü personelimize, gerçekten büyük bir özveriyle
çalışan infaz koruma memurlarımıza teşekkür ediyorum.
Aynı zamanda 2023 bütçesini hazırlayan Komisyonumuzun tüm
milletvekillerine teşekkür ediyor, aziz Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası İstanbul
Milletvekili Sayın Serkan Bayramda.
Buyurun Sayın Bayram. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SERKAN BAYRAM
(İstanbul) Başkanım, namıdiğer adım Buğday
Tanesi.
BAŞKAN Evet, Buğday Tanesi,
hatırlattı, Sayın Serkan Bayram Galasına gidemedik, kusura
bakmayın, inşallah en kısa zamanda seyredeceğiz.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Çarşamba
akşamı Ankarada tekrarı var.
BAŞKAN İnşallah, tamam. Sayın
Eronat, sağ olun hatırlattığınız için.
Buyurun.
SERKAN BAYRAM (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yargı teşkilatımızın
2023 yılı bütçesini görüştüğümüz bugünde hukuk ve adalet
alanında uygulayıcılara verdiği eğitimle ulusal ve
uluslararası düzeyde model alınan, özgün, saygın ve yenilikçi
bir kurum olmayı vizyon edinen Türkiye Adalet Akademisinin büyük bir
gayret ve özveriyle yürüttüğü çalışmalar hakkında sizleri
bilgilendirmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi
Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.
Türkiye Adalet Akademisi, güven veren, adalet için
etkin eğitim anlayışını temel alarak hâkim ve
savcı adaylarına yönelik meslek öncesi, hâkim ve savcılara
yönelik meslek içi eğitim faaliyetlerini yürüten, başta noterler ve
avukatlar olmak üzere hukuk profesyonellerine yönelik hizmet içi eğitim
düzenleyen, hukuk ve adalet alanını ilgilendiren konularda uzmanlık,
sertifika programları, kurs, seminer, sempozyum, konferans ve benzeri
etkinlikler düzenleyen, bilimsel ve kültürel alanlarda yayınları
olan, görev alanına giren konularda yurt içi ve yurt
dışında bulunan kurum ve kuruluşlarla iş birliğini
sürdüren, tüzel kişiliği olan, bilimsel, idari ve mali özerkliğe
sahip bir kamu kurumudur.
Adalet dağıtmak, devletin temel
fonksiyonlarından biri ve meşruiyetin temelidir. Bu alandaki
hizmetlerin modern kamu yönetimi anlayışı çerçevesinde, adil,
güvenilir, etkili ve makul bir sürede sunulması, önemli ölçüde başta
hâkim ve savcılarımız olmak üzere tüm yargı
profesyonellerinin mesleki yetkinliğiyle doğru
orantılıdır. Günümüz dünyasında meydana gelen
olağanüstü gelişmelerle doğru orantılı olarak hukuki
sorunlar ve uyuşmazlıklar da nitelik, nicelik yönünden büyük
değişim göstermekte ve gittikçe karmaşık bir hâl
almaktadır.
Akademinin en önemli hedefi de hukukun hak ve
nesafet ile adalet ve insan hakları gibi temel kavramları
özümsemiş, tarafsız, bağımsız, toplumun millî ve
manevi değerlerini benimsemiş, devletine ve milletine bağlı
hâkim ve cumhuriyet savcıları yetiştirmektir. Bu bağlamda,
2022 yılı eğitim döneminde Akademide 2.240 hâkim ve savcı
adayına meslek öncesi; 10.667 hâkim ve savcıya da meslek içi
eğitim ve uzaktan eğitimle de 2.080 kamu görevlisine hizmet içi
eğitim programı düzenlenmiştir. Ayrıca, hâkim ve savcı
adaylarıyla ilgili meslekteki yargı mensuplarının yüksek
lisans ve doktora yapma kapasitesinin artırılması
çalışmaları kapsamında birçok üniversiteyle yüksek lisans
protokolleri yapılmıştır.
Türkiye Adalet Akademisinde eğitim
faaliyetlerinin yanında adayların sosyal, kültürel ve kişisel
gelişimini destekleyecek çalışmalar yapılmaktadır.
Türkiye Adalet Akademisi, hâkim ve savcılar dışında avukat,
noter ve diğer kurumların hukuk müşavirleri, müfettiş ve
denetçilerine de hizmet içi eğitim vermektedir.
Türkiye Adalet Akademisi, uluslararası
ilişkiler kapsamında da Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği,
Birleşmiş Milletler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
başta olmak üzere hukuk ve adalet alanındaki birçok uluslararası
kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapmaktadır. Diğer
ülkelerle nitelikli, ulusal ve uluslararası hukuk düzeyinde seminer,
sempozyum ve çalıştaylar düzenleyerek karşılıklı
olarak bilgi ve tecrübe paylaşımı gerçekleştirmektedir.
Sürekli gelişen koşulları dikkate alarak adalet sistemimizi daha
da ileri taşımayı tarihî bir sorumluluk olarak gören Türkiye
Adalet Akademisi, bugüne kadar Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliğiyle de pek
çok proje yürütmüş, yürütmeye de devam etmekte ve adalet, hukuk alanında
yürütülen projelere destek vermektedir.
Değerli milletvekillerimiz, uluslararası
toplumun onurlu ve saygın bir üyesi olan ülkemizde özgürlükçü demokrasinin
geliştirilmesi, temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi, hukukun
evrensel değerlerinin hâkim kılınması yolunda Türkiye
Adalet Akademisi, görev ve sorumluluklarını yerine getirmek
amacıyla çalışmalarını kararlılıkla
sürdürmektedir.
Bu düşüncelerle Türkiye Adalet Akademisi 2023
yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.
Adalet Bakanımıza ve ekibine de başarılar diliyorum.
Yüce heyetinizi saygı, sevgi ve muhabbetle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Buğday Tanesi.
Manisa Milletvekili Sayın Mehmet Ali Özkan.
Buyurun Sayın Özkan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET ALİ ÖZKAN
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hâkimler ve
Savcılar Kurulunun 2023 yılı bütçesi üzerinde AK PARTİ
grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu
ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi
saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum.
Adil, bağımsız, tarafsız,
güvenilir ve etkin yargının teminatı olan Hâkimler ve
Savcılar Kurulu, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
ve 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Kanununa göre
kurulmuş olup 13 üyeden oluşmakta ve 2 daire hâlinde
çalışmaktadır. Adalet Bakanımız Kurulun
Başkanı olup 1 bakan yardımcısı da kurulun tabii
üyesidir. Kurulun 3 üyesi adli yargı hâkim ve savcıları
arasından, 1 üyesi idari yargı hâkim ve savcıları
arasından Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından, 3
üyesi Yargıtay üyeleri, 1 üyesi Danıştay üyeleri ve 3 üyesi de
yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev
yapmış olan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından millet
iradesinin tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından
seçilmektedir.
Seçilmiş Cumhurbaşkanının ve
Türkiye Büyük Millet Meclisimizin Hâkimler ve Savcılar Kuruluna üye
seçiminde rol üstlenmesini hukukçu bir milletvekili olarak millî iradenin
yargı üst yönetimine yansımasının bir vesilesi olarak çok
önemli gördüğümü ifade etmek istiyorum. Adalet mülkün temelidir.
anlayışıyla hükmettiği topraklara adaleti götüren bir
medeniyetin mensubu olarak, 16 Nisan referandumuyla Hâkimler ve Savcılar
Kurulunun yapısı içerisinde demokratik meşruiyetiyle hesap
verebilirliğinin sağlanmış olmasının da önemini
bir kez daha ifade ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Hâkimler ve Savcılar Kurulu; hukukun üstünlüğü,
yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ilkelerini esas alarak yargı hizmetlerinin adil, hızlı ve etkin
bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla hâkim ve
savcılarla ilgili iş ve işlemleri; adalet,
tarafsızlık, doğruluk, tutarlılık, eşitlik,
ehliyet ve liyakat ilkeleri çerçevesinde yürütmektedir. Bu kapsamda, Hâkimler
ve Savcılar Kurulu; başkan vekili ve daire
başkanlarını seçmek, dairelerin kararlarına karşı
yapılan itirazları incelemek ve karara bağlamak, adli ve idari
yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etmek, atama
ve nakillerini gerçekleştirmek -hâkim ve savcıların- yükselme ve
birinci sınıfa ayırmak, meslekte kalmaları uygun
görülmeyenler hakkında karar vermek, disiplin cezası vermek, görevden
uzaklaştırmak ile hâkim ve savcılar hakkında denetim,
araştırma, inceleme, soruşturma yapılması
konularına münhasır olmak üzere yönetmelik çıkarmak ve genelge
düzenlemek, Kurulun stratejik planını onaylamak ve
uygulamasını takip etmek, görev alanını ilgilendiren kanun
ve mevzuat taslakları hakkında görüş bildirmek, hâkim ve
savcıların uymaları gereken etik ilkeleri belirlemek gibi
görevleri 6087 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirmektedir. Yine,
Bakanlığın bir mahkemenin kaldırılması ve
yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara
bağlamak, Yargıtay ve Danıştaya üye seçmek gibi görevleri
de yerine getirmektedir.
Öte yandan, millet adına yargılama yapan
mahkemelerimizin genel görünümü hakkında da sizlere bilgi vermek
istiyorum. 2002 yılı itibarıyla Türkiye genelinde 9.349 olan
hâkim ve savcı sayımız, yüzde 144 oranında artırılarak
bugün 22.769a yükseltilmiştir. 15 Temmuz 2016daki hain darbe
girişiminin ertesinde terör örgütlerine irtibatı, üyeliği,
iltisakı belirlenerek meslekten çıkarılan hâkim ve savcı
sayısı ise 3.777dir. 3.777 hâkim ve savcının terör örgütü
irtibatı sebebiyle meslekten çıkarılmasına rağmen
hâkim ve savcı sayısındaki yüzde 144 oranındaki
artışın da ayrıca dikkate değer olduğunu ifade
ediyorum. Yine, 2002 yılında 1.847 olan kadın hâkim ve
cumhuriyet savcısı sayımız da bugün itibarıyla
8.332ye yükseltilmiş ve Türkiye genelinde hâkim ve savcılar
arasında da kadınların oranı yüzde 37 olmuştur. Yine
23/6/2022 tarihi itibarıyla gerçekleştirilen kanun
değişikliğiyle 1/1/2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere
hâkim ve savcı yardımcılığı sistemi de getirilmiştir.
Hâkim ve Savcılar Kurulu, yargılama
sürecinde ihtisaslaşmaya da önem vermekte, bu kapsamda da ihtisas
mahkemelerinin kurulmasını sağlamaktadır. Bu meyanda olmak
üzere cumhuriyet başsavcılıklarında aile içi şiddet
büroları yaygınlaştırılmış; aile, imar,
kamulaştırma, sendika, finans, vergi ve bilişim suçları
gibi alanlarda ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir. 2002 yılında
adli yargıda 3.581 olan mahkeme sayısı bugün 7.297ye, idari
yargıda 146 olan mahkeme sayısı da 231e yükseltilerek
vatandaşlarımızın adalete hızlı ve etkin bir
şekilde erişmelerinin temini sağlanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MEHMET ALİ ÖZKAN (Devamla) Bu vesileyle 2023
yılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu bütçemizin ve tüm bakanlıklarımızın
bütçelerinin milletimize ve devletimize hayırlı olmasını
temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Isparta Milletvekili Sayın Recep
Özel.
Buyurun Sayın Özel. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA RECEP ÖZEL (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Söz aldığım Türkiye İnsan
Hakları ve Eşitlik Kurumunun 2023 yılı bütçesiyle ilgili
olarak
Her şeyden önce insan hakları ve eşitlik, herhangi bir
bütçeyle sınırlı bir alan değildir, herhangi bir bütçe ve
parayla bağlı bir durum da değildir. İnsan
haklarını korumak ve geliştirmek, kişilerin eşit
muamele görmesi ve bu hakkının güvence altına
alınması, her türlü kötü muamele ve işlemle etkin mücadele
etmek, evrensel ilkelerle, yerel ve millî değerlerimizle
barışık ve bunları güçlendirecek politikalar ve uygulamalar
yapmak; hepimizin ve öncelikle de bu Kurumun en öncelikli görevidir.
İnsanın insan olmasından kaynaklı haklarını
ihtiva eden hususları, hakları dikkate almayan hiçbir toplum
kalkınamaz, ilerleyemez ve netice olarak da yıkılmaya mahkûmdur.
Ancak insan ve haklarıyla toplum, medeniyet ve devletler
kalkınır, ilerler, ayakta durur, büyür ve gelişir. Dini ne
olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun insan
haklarının temeli, varoluş sebebi insanın bizatihi
kendisidir ve bu konuya bir cinsiyet, din, mezhep, ırk, etnik yapı
boyutuyla bakılmaması gerektiği hususunda herhâlde hepimiz
hemfikirizdir. Yunus Emre'nin dediği gibi Yaratılanı severiz
Yaradandan ötürü. anlayışı, bizim temel ve değişmez
bir değerimiz ve anlayışımızdır.
Ülkemizin, Türkiye'nin bir nevi öz güven kurumu olan
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, partimizin ve
Cumhurbaşkanımızın her zaman kamuoyuna ilan ettiği
işkenceye sıfır tolerans
yaklaşımımızın tezahürü bir kurumdur. Bildiğiniz
gibi işkence, ceza yasamızda tarifi olan ve ağır müeyyidesi
olan bir suçtur. İşkencenin suç olarak düzenlenmesinin yanı
sıra, başta cezaevleri olmak üzere insanların özgürlüklerinden
mahrum bırakıldıkları tüm yerlerde, nezarethanede, geri
gönderme merkezlerinde, çocukevlerinde, yaşlı bakımevlerinde
vesaire işkence ve kötü muameleye fırsat verilmemesi için pek çok
mekanizma vardır. Başta il, ilçe insan hakları kurulları,
ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurulları olmak üzere
buralara ziyaretler yapılmakta ve bir zafiyet oluşmaması için
azami gayret gösterilmektedir.
İşkence ve kötü muamele konusunda
sıfır tolerans yaklaşımımız, aslında bizim
insana ve insan onuruna verdiğimiz değerin önemli bir sonucudur.
Yaratılmışların en şereflisi olan insanın onuru,
her zaman ve her yerde korunmalı ve bu konuda atılacak her adım
atılmalıdır. Bu çerçevede 2016 yılında 6701
sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu
çıkartılmış ve bu Kurum kurulmuştur. Gerçi Sayın
Kılıçdaroğlu, Maltepe Belediyesinin 12 Mart 2022 tarihinde yani
şu geçtiğimiz mart ayında düzenlemiş olduğu Pandemi
Sonrası Türkiye ve Dünya Ekonomisi Forumu'nda yapmış olduğu
konuşmada yeni bir kurum olarak Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumunu kuracaklarını ifade etmiş
bulunmaktadır. 2016 yılında kurulmuş olan bir Kurumdan
bihaber olarak yeni bir kurum olarak kuracaklarından bahsetmek neyle ifade
edilir bilemiyorum; takdiri kamuoyuna ve milletimize bırakıyoruz.
Evet, Sayın Kılıçdaroğluunun,
iktidara geldiklerinde yeni bir kurum olarak kuracakları Türkiye
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun bugün biz bütçesini
konuşuyoruz. 6701 sayılı kuruluş Kanununun 1inci
maddesinde, amacın, insan onurunu temel alarak insan haklarının
korunması ve geliştirilmesi, kişinin eşit muamele görme
hakkının güvence altına alınması, hukuken
tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada
ayrımcılığın önlenmesi ile bu ilkeler
doğrultusunda faaliyet göstermek, işkence ve kötü muameleyle etkin
mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine
getirmek üzere Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun
kurulduğu net olarak ifade edilmiştir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
İşlemiyor ya, biz de onun için işleteceğiz onu.
RECEP ÖZEL (Devamla) Türkiye İnsan
Hakları ve Eşitlik Kurumunun, bir nevi, Türkiye'nin öz güven kurumu
olarak değerlendirilebileceğini biraz önce ifade etmiştim. Neden
öz güven kurumu dediğimi burada biraz daha açmak istiyorum. Türkiye'de
insan hakları mücadelemizin idari ve mali özerkliğe sahip bir Kurum
olarak Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun
kurulmasıyla taçlanan insan hakları eksenli politikaların tüm
dünyaya ilanı anlamına gelen bir Kurum olduğunu belirtmek
isterim. Hem Ceza Yasamızdaki düzenlemeler hem de adli ve idari mekanizma
içerisinde yer alan düzenlemelerle, insanların zorla tutuldukları
yerlerde kötü muamele ve işkenceye uğramaması için gereken tüm
müesseseler ve mekanizmalar kurulmasına rağmen ülke olarak zorunlu
olmadığımız hâlde, kısaca OPCAT denilen
Birleşmiş Milletler İşkenceye ve Diğer Zalimane,
Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı
Sözleşmenin Ek İhtiyari Protokolünü kabul ettik. Bu ihtiyari
protokol kapsamında önce İnsan Hakları Kurumunu, sonra da eşitlik
konusunu eklediğimiz Türkiye İnsan Hakları Kurumunu kurduk ve
kuruluş kanunuyla ulusal önleme mekanizması olarak tek yetkili Kurum
ilan ettik.
Bugün, kurul üyeleri bütün cezaevlerini gezmekte ve
sonuç raporlarını kamuoyuyla paylaşmaktadır. 2 Mart 2021
tarihinde Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuyla
paylaşılan İnsan Hakları Eylem Planında, Türkiye
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun yapısının
Birleşmiş Milletler Ulusal İnsan Hakları
Kurumlarının Statüsüne İlişkin İlkelerle uyumlu hâle
getirilmesi ve akreditasyon sağlanması bir hedef olarak
belirlenmiş ve bu hedef başarıyla
sağlanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Peki, size de bir dakika süre vereyim
Recep Bey.
RECEP ÖZEL (Devamla) Tamam efendim.
BAŞKAN Buyurun.
RECEP ÖZEL (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
OPCATa taraf olmanın gereği olarak bugün
hem Birleşmiş Milletler İşkencenin Önlenmesi Alt Komitesi
hem de Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi ülkemizde kurul
üyeleriyle birlikte bazen cezaevlerinde denetimler yapmakta ve
raporlarını sunmaktadır. Biraz önce belirttiğim kanun
kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç ve mezhep, felsefi ve
siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl,
sağlık durumu veya engellilik temellerine dayalı
ayrımcılık yasaklanmıştır. Ülkemizde artık
herhangi bir ayrımcılığa uğrayan, yalnız
değildir. Kamuoyuyla paylaşılan kurul kararlarıyla; dula ya
da bekâra ev kiralamama, hizmet sunumlarında ırkçılık
yapma, otel ve sitelerin havuzlarında tesettür mayoyla hizmet vermeme,
çalışanlara mobbing uygulayan kurumlar, hamile diye işe almaktan
kaçınanlar, engellilerin hayatlarını zorlaştıranlar ve
benzer durumların kurum tarafından yaptırıma tabi
tutulduğunu memnuniyetle görüyoruz. Artık eşitsizliğe geçit
vermeyen bir kurumumuz var diyorum.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik
Kurumunun 2023 bütçesinin hayırlı olmasını diliyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Hatay
Milletvekili Sayın Sabahat Özgürsoy Çelikte.
Buyurun Sayın Çelik. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SABAHAT ÖZGÜRSOY
ÇELİK (Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin Kişisel Verileri
Koruma Kurumu bütçesi üzerinde grubum adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle bizleri ekran başında izleyen
vatandaşlarımızı ve sizleri muhabbetle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Kurumumuzun bütçesini
dile getirmeden önce birkaç hususun altını çizmek isterim.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde iktidara geldiğimiz günden bugüne AK PARTİmizin
bütçeleri daima İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.
anlayışı üzerine hazırlanmış, eğitim ve
sağlık bütçeleri başta olmak üzere, tüm alanlarda çok önemli
artışlar sağlanmıştır. Bugün de cumhuriyetimizin
100üncü yılı bütçesini hazırlamanın haklı gururunu
yaşıyor ve ilk günkü inanç ve azimle daha nice bütçeler
hazırlayacağımıza canıgönülden inanıyorum.
Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi,
kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı, 2010 Anayasa
değişikliğiyle anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. 7
Nisan 2016 tarihinde ise Kişisel Verilerin Korunması Kanunu
yürürlüğe girmiş ve kanunla birlikte Kurumumuz kurulmuştur.
Kurumun çalışmalarına başladığı 2017
tarihinden bugüne kadar toplam 27.415 başvuru alınmış, bunlardan
25.441i sonuçlandırılmıştır. Bu zaman zarfında
Kuruma 952 veri ihlal bildirimi yapılmış, gelen bildirimlerden
219u Kurumun resmî internet sayfasında da
paylaşılmıştır. Yapılan incelemeler sonucu 133
milyon 513 bin TL idari yaptırım uygulanmıştır. Yurt
dışına kişisel veri aktarımını düzenlemeye
yönelik taahhütnameler ve bağlayıcı şirket kuralları
açıklanmıştır. Diğer yandan, çocukların
kişisel verilerinin korunması konusunda broşürler
yayınlanmış ve ayrıca, çocuklara yönelik Veri Tayfa
adıyla etkinlikler serisi gerçekleştirilmiştir.
Kurumun faaliyete geçtiği Ocak 2017 tarihinden
Nisan 2022 tarihine kadar gerçekleştirilen kurumsal faaliyetler, genel
başlıklar altında derlenerek 5inci yılında
Kişisel Verileri Koruma Kurumu adıyla kamuoyunun bilgisine
sunulmuştur. Bununla birlikte, kişisel verilerin korunmasına
toplum genelinde dikkat çekmek amacıyla kamu spotuyla
farkındalık ve bilgilendirme videoları
paylaşılmıştır. Kişisel verilerin
korunmasıyla ilgili farkındalık toplantıları
yapılmış, sektörler bazında kanunun doğru
uygulanması amacıyla çalıştaylar düzenlenmiştir.
Buna ek olarak, kişisel verilerin
korunması hususunda meydana gelen sorunlara çözüm üretmek ve güncel
gelişmeleri değerlendirmek amacıyla konferanslar, paneller,
sempozyumlar ve zirveler düzenlenmiştir.
Bunun yanı sıra, ticaret ve sanayi
odalarına yönelik Farkındalık ve Bilgilendirme Projesi
gerçekleştirilerek birçok ilimizde ticaret ve sanayi odalarının
personeli ve üyeleri kanun hakkında bilgilendirilmiştir.
Bu çerçevede, 2022 yılı içerisinde 72
farkındalık ve bilgilendirme toplantısı, 38 etkinlik, 17
çarşamba semineri, 15 çalıştay düzenlenmiş veya
katılım sağlanmıştır. Kamu kurumları ve kamu
kurumu niteliğindeki kuruluşlara kanunla ilgili bilgilendirmeler
yapılmıştır.
Öte yandan, yine en önemli adımlardan bir
tanesi, üniversite öğrencileri arasında Kişisel Verileri Koruma
Gönüllüsü Yetiştirme Projesinin 2nci bölümü hayata geçirilmiştir.
Proje kapsamında 35 üniversiteden 162 öğrenciye kişisel
verilerin korunması ve önemi, yapay zekâ alanında kişisel
verilerin korunması, kişisel verilerin korunması özelinde
blokzincir, metaverse ve kişisel veriler ile kişisel veri
güvenliği gibi konularda bilgilendirmeler yapılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; son olarak, bütçemize ilişkin rakamlardan bahsetmek
isterim. Kişisel Verileri Koruma Kurumumuza 2022 yılı için 65
milyon 945 bin TL bütçe tahsis edilmişti; 2023 yılı bütçesi için
ise toplam 148 milyon 665 bin TL teklifte bulunulmuştur.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken 2023
yılı bütçemizin ülkemize ve milletimize hayırlı
olmasını diliyor, bütçemizin hazırlanmasında emeği
geçen Sayın Bakanlarımıza, muhalefetinden iktidarına tüm
Parlamento üyelerimize ve bizlere kesintisiz olarak 21 kez bütçe yapma
imkânı veren aziz milletimize şükranlarımı sunuyorum. Aziz
milletimizin tecelligâhı olan Gazi Meclisimizin çatısı
altında farklı görüşleri savunsak da zaman zaman tansiyon da
yükselse hepimizin ortak gayesinin muasır medeniyetler seviyesine
ulaşmış olan büyük Türkiye olduğuna inanıyor, Genel
Kurulu saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Bursa Milletvekili Sayın Ahmet
Kılıç.
Buyurun Sayın Kılıç. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET KILIÇ (Bursa)
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
AK PARTİ hükûmetleri olarak toplumumuzun her
kesimini önemsemekle birlikte, genç kardeşlerimizi bu ülkenin
geleceği olduğu bilinciyle her zaman daha ayrıcalıklı
bir konumda tuttuk. Hükûmetlerimizin ve Bakanlığımızın
bu zamana kadar yaptığı en önemli iş, bu ülkenin güzel
evlatlarına yarınlara dair bir hedef çizmesi, bir vizyon
kazandırması olmuştur.
Bugün gençlerimiz büyük ideallere yürüyor,
hayallerini gerçekleştirmek için çalışıyor,
araştırıyor ve başarıyor. Gençlerimize sunduğumuz
hizmetlerle onların hem hayatlarını hem de hayallerini
değiştiriyoruz. Bugün sanatta, sporda, kültürde, eğitimde çok
farklı bir seviyedeyiz; önceden hayalini bile kuramadığımız
işleri bugün itibarıyla başarıyoruz,
gerçekleştiriyoruz. Hemen her branşta yetiştirdiğimiz
sporcu sayımız katbekat artıyor.
Bakınız, bundan yirmi yıl evvel 278
bin olan lisanslı sporcu sayısı bugün itibarıyla 12 milyonu
aşmış durumda ve bu rakamın yüzde 40ı kadın
sporcularımızdan oluşuyor. Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum:
Lafa geldiğinde ilericilik, çağdaşlık teraneleri okuyup
hükûmetlerimizi gerici ilan eden zavallılar var, onlara 2002
yılına göre tam 30 kattan fazla artan kadın sporcu
sayımızla, sporda dünya çapında başarılar kazanarak
göğsümüzü kabartan kadın sporcularımızla
cevabımızı veriyoruz.
Değerli milletvekilleri, bütün bu
başarıları nasıl elde ettik? Elbette, tesisleşmeyle
elde ettik. Ülkemizin her yanında inşa ettiğimiz spor
kompleksleri, stadyumlar, yüzme havuzları, atletizm pistleriyle oldu bu başarı.
Eskiden sadece belli bir kesimin ulaşabildiği tenis, yüzme, eskrim
gibi alanlarda bugün yüz binlerce sporcu yetiştiriyoruz. Sporu tüm
gençlerimiz için ulaşılabilir kılmak en büyük hedeflerimizdendi,
şükürler olsun, bu hedefimize ulaştık.
2002 yılında 9 olan gençlik merkezi
sayımızı bugün itibarıyla 419a ulaştırdık.
Bu merkezlerimize üye olan gençlerimizin sayısı 3 milyona
ulaştı. Bu merkezlerde sanat, felsefe, bilim üzerine
konuşuluyor, spor yapılıyor. Biz biliyoruz ki gençliğe
yapılan yatırım, uyuşturucuyla mücadeleye, terörle
mücadeleye, nitelikli insan gücüne, bilime ve geleceğe yapılan
yatırımdır. Milletimize sözümüz var, biz bu ülkenin
gençliğini, uyuşturucu ve kötü alışkanlıkların
pençesine düşürmeyeceğiz. Bu ülkenin gençlerini terör örgütlerinin ve
marjinal grupların tuzaklarından uzak tutacağız. Bilimde,
sporda ve sanatta ileri gitmeleri için, kendilerine ve ülkemize faydalı
bireyler olarak yetişmeleri için eldeki tüm imkânlarımızı
seferber etmeye devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye
Yüzyılını gençlerimizle birlikte inşa edeceğiz.
Özellikle son birkaç yıldır Gençlik ve
Spor Bakanlığı bütçelerinde muhalefet ne demiş diye
baktığımızda hep aynı ezberleri görüyoruz, aynı
ezberlerin tekrarlandığını görüyoruz. Peki, biz sadece son
bir yılda ne yaptık? KYK yurtlarına öğrencilerimizin
yerleştirilme oranlarını cumhuriyet tarihimizin rekor
seviyelerine getirdik. Kredi geri ödemelerinde hesaplanan enflasyon
tutarını ortadan kaldırdık. Yine, geçmişe dönük kredi
borçları üzerindeki gecikme zamları ve faizlerini sildik.
Öğrencilerimizin yurtlarda kullandığı internetin
kotasını artırarak 16 gigabayttan 30 gigabayta yükselttik. Yaz
mevsiminde KYK yurtlarımızı öğrencilerimizin
kullanımına açarak ülkemizin dört bir yanından gençlerimize
tatil imkânı sunduk. Bakınız, bunlar bizim bir nefeste, ilk anda
saydığımız hizmetlerimiz. Her fırsatta eser
siyasetinden bahsediyoruz. Maalesef, biz eser siyaseti dedikçe siyasi rakiplerimiz
masal siyaseti demeye devam ediyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Muhalefet slogan atmaya, hikâye anlatmaya devam etsin,
Hükûmet olarak icraat yapmaya devam edeceğiz.
Cumhur İttifakı olarak gençlerimizin önüne
Türkiye Yüzyılı idealini soyut bir fikir, hamaset dolu bir sloganlar
silsilesi olarak getirmiyoruz. Biz geleceğin Türkiyesini inşa etmekte
kararlı olduğumuzu ve bunu nasıl
başaracağımızı yirmi yıllık
icraatlarımızla ortaya koymuş bir siyasi partiyiz. Ülkenin her
alanındaki ihtiyaçlarını ele almış, hayata
geçirdiği eserlerle Türkiyeye damgasını vurmuş bir hareket
olarak, bugünün gençliğinin istek ve ihtiyaçlarının dünün
Türkiyesinden çok daha farklı ve çeşitli olduğunun
farkındayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
AHMET KILIÇ (Devamla) Artan iletişim
imkânları ve çağın yeni ihtiyaçlarına uygun bir
şekilde, genç arkadaşlarımızın bize
kattığı taze solukla birlikte inşallah
çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Hep söylüyoruz: Biz
gençleri siyasetin nesnesi değil, öznesi olarak görüyoruz ve bu noktadaki
çalışmalarımızı da devam ettiriyoruz.
Çok değerli milletvekilleri, Gençlik ve Spor
Bakanlığı bütçesini konuşuyoruz. Bu vesileyle,
gençliğinin baharında vatana hizmet aşkıyla
çalışırken şehit edilen gencecik öğretmenlerimizi, her
karışını aziz bildiği vatanını savunurken
şehit olan askerlerimizi, polislerimizi bir kez daha rahmetle
anıyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle 2023 yılı
Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçemizin memleketimize,
gençliğimize, sporcularımıza hayırlı
olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Muğla Milletvekili Sayın
Mehmet Yavuz Demir.
Buyurun Sayın Demir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET YAVUZ DEMİR
(Muğla) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Gençlik ve
Spor Bakanlığımızın bütçesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Öncelikle, Gazi Meclisimizi, aziz
milletimizi ve Muğlalı hemşehrilerimi saygıyla
selamlıyorum.
Kıymetli vekiller, Gençlik ve Spor
Bakanlığımız, ülkemizin teminatı gençlerimiz için
sayısız hizmetlere imza atmaktadır. Gençlerimizle birlikte daha
güçlü geleceğe, daha aydınlık yarınlara yürüyeceğiz.
Türkiye Yüzyılı gençlerin yüzyılı olacak. Türkiye 2nci
yüzyılında hedef olarak gençlerimizin küresel imkânlara
erişimini arttırmak ve dünyaya damgalarını
vurmalarını sağlayacağız.
Kıymetli milletvekilleri, ülke olarak birçok
alanda olduğu gibi gençlik ve spor hizmetlerinde de
yarışılmayacak kadar iyiyiz. Mesela, bize en yakın Avrupa
ülkesinde bizimkinin ancak yarısı kadar bir yurt kapasitesi var. Yurt
hizmetleri noktasında, öğrencilerin konaklama taleplerini
karşılama oranı Amerikada ve Avrupa ülkelerinde yüzde 10, yüzde
15i geçmezken Türkiyede bu oran yüzde 97dir kıymetli vekiller; bununla
hepimiz gurur duymalıyız. Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın spor tesisleri, gençlik merkezleri,
öğrencilere ödenen burslar ve krediler, lisanslı sporcu
sayısı gibi kapsadığı tüm hizmet alanlarına
oransal olarak baktığımızda çok yüksek seviyeler
yakalanmış durumda. Olimpiyatlarda, paralimpik oyunlarda ve ampüte
takımlarımızda yarışan sporcularımızla dünya
dereceleri elde ettik.
Muğlamıza gelecek olursak,
Muğlamızda bugün hemen hemen tüm ilçelerde çok özel
donanımlı gençlik merkezleri, spor alanları, spor sahaları,
yüzme havuzları, tenis kortları ve gençlere hizmet veren daha pek çok
tesisler şu anda hizmete açılmış durumdadır.
Yaklaşık 81 milyon TLlik bir yatırım
gerçekleşmiş olup kalan 400 milyonluk bir yatırımın da
ilk etapta bir kısmı şu anda inşaata
başlamış durumda, kalan kısmı da planlama
aşamasındadır.
Kıymetli vekillerimiz, bu süreçte, 2002
yılında 2.310 olan lisanslı sporcu sayımız bugün
itibarıyla Muğlamızda 123 bine ulaşmıştır
ve yine, 2002 yılında 2.500 kapasiteli olan yurtlarımız da
14 bin kapasiteye ulaşmış durumdadır. Bugün
itibarıyla, Muğla'mızda devlet yurtlarına müracaat eden tek
bir öğrenci dışarıda kalmamıştır; bununla
gurur duymalıyız.
Sayın milletvekilleri, bu bilgileri neden verme
ihtiyacı duydum? Bugün 30lu, 40lı yaşlarda olan genç
insanlarımız 1980'li, 1990lı yıllar Türkiyesini pek
biliyor olamazlar ama biz o yılları çok iyi biliyoruz ve
yaşadık özellikle. Sanırlar ki bu 30lu, 40lı yaşlardaki
gençler, o yıllarda da bugünkü imkânlar yine gençlere sunuluyordu,
öğrenciler huzurla ve mutlulukla okullarına gidip gelebiliyordu,
yurtlarda kalabiliyordu ama işin gerçek yanının öyle
olmadığını biz kendi gözlerimizle gördük ve
yaşadık. Emin olun, o günkü tarihlerde Türkiye üzerine bugün
olduğu gibi çok büyük oyunlar kurgulanmıştı ve bu defa o
oyunlar gençlik üzerinden kurgulanmıştı. Öğrenciler
sağcı, solcu diye ikiye bölünmüştü,
kamplaştırılmıştı. Yurtlar sağcı yurtlar,
solcu yurtlar diye ayrıştırılmıştı ve bizler
okullarımıza giderken arkamıza dönerek, arkamızı
kollayarak giderdik korkumuzdan çünkü her an, bir gün geçmezdi ki okullarda
bombalar patlamasın, yurtlarda çatışmalar gerçekleşmesin.
Biz o günlerden bugünlere geldik.
ORHAN YEGİN (Ankara) Sonsuz şükürler
olsun.
MEHMET YAVUZ DEMİR (Devamla) Aynen öyle,
şükürler olsun, binlerce şükürler olsun.
Evet, aileler çocuklarını okullara ve
yurtlara göndermekten çekinirlerdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MEHMET YAVUZ DEMİR (Devamla) Devletin
oluşturduğu boşluğu terör örgütleri doldurmuştu.
Binlerce pırıl pırıl gencimiz heba olmuştu, hainlerin
emelleri maalesef, yerine gelmişti. Aynı senaryolar zaman zaman
çeşitli gerekçelerle yeniden uygulanmak istense de güçlü liderimiz, AK
PARTİ'miz ve Cumhur İttifakımız sayesinde bu tuzaklar her
defasında boşa çıkarılmıştır ve boşa da
çıkarılacaktır. Şükürler olsun ki bugünkü Türkiye, ABD'nin,
Avrupa'nın ahkâm kestiği değil, eyvallah denildiği bir
Türkiye'dir. O günlerden bugünlere elbette kolay gelinmedi; bugün de hâlen o
günkü boş sloganların etkisiyle hareket edenler olduğunu,
gençlerimizin birtakım duygularını istismar etmeye
çalışanları üzülerek görmekteyiz. Şöyle geçmişten
günümüze baktığımızda, Sayın
Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, nereden nereye geldik.
Gençlerimiz, geleceğimizi emanet edeceğimiz yegâne
varlıklarımızdır. Biz gençlerimize çok güveniyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Demir.
MEHMET YAVUZ DEMİR (Devamla) Gençlerimizin,
Sayın Cumhurbaşkanımızın
açıkladığı Türkiye Yüzyılı vizyonunu çok iyi
anlamaları gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizin
BAŞKAN Sayın Demir, teşekkür
ediyorum.
MEHMET YAVUZ DEMİR (Devamla) Bir dakika rica
ediyorum, bitiriyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Demir.
MEHMET YAVUZ DEMİR (Devamla) Atatürkün
Gençliğe Hitabesiyle bitireceğim.
BAŞKAN 2nci bir dakikayı veremiyoruz
Sayın Demir.
MEHMET YAVUZ DEMİR (Devamla) Gençliğe
Hitabeyi kesmeyin lütfen.
BAŞKAN Lütfen, rica ediyorum, kürsüyü terk
edin lütfen.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) Gençler için
konuşuyor.
BAŞKAN Sayın Demir, lütfen, rica
ediyorum.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) Başkanım,
gençler için konuşuyor.
MEHMET YAVUZ DEMİR (Devamla) Gençler için
konuşuyorum.
BAŞKAN Gençler için herkes konuşuyor ama
hiçbir şey yapmıyor.
Buyurun.
MEHMET YAVUZ DEMİR (Devamla) Çok şey
yaptık, yapmaya da devam ediyoruz.
Saygılarımı sunuyorum.
Bütçemiz hayırlı uğurlu olsun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın
Rümeysa Kadak.
Buyurun Sayın Kadak. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA RÜMEYSA KADAK
(İstanbul) Sayın Başkan, çok kıymetli Genel Kurul;
Gençlik ve Spor Bakanlığımızın 2023 yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi üzerine grubum adına söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Açıkçası, bugün bütçe konuşmam için
çok farklı bir hazırlık gerçekleştirmiştim ama buraya
gelirken hem bir genç hem de bir öğretmen olarak, görevi
başındayken PKK'lı teröristler tarafından şehit edilen
Ayşenur Hocamı anarak bir konuşma gerçekleştirmenin borcum
olduğunu düşündüm ve son anda bir değişiklik
gerçekleştirdim; ruhları şad olsun. 20li
yaşlarının başında, hayatlarının
baharındaki Necmettin Hocam, Ayşenur Hocam ve Aybüke Hocam ve tabii
ki daha niceleri memleketlerinden, sevdiklerinden çok uzakta ama çok büyük bir
aşkla görevlerini gerçekleştiriyorlardı. Ben eminim, şu
anda beni binlerce genç öğretmen meslektaşım izliyordur, takip
ediyordur. Ben, bu öğretmenlerimizin, inançlı gençlerin, biz
milletiyle dertlenen, bu ülkenin dertlerini kendi derdi benimseyen, milleti
için üreten gençlerin teröristlerin ve terör örgütlerinin korkulu rüyası
olduğuna inanıyorum, Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın da aynı şekilde. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü Gençlik ve Spor
Bakanlığımız çok kıymetli çalışmalar
gerçekleştiriyor bu minvalde, şehit öğretmenlerimizin
adını yaşatmak ve onların yükselttiği bayrakları
daha da ileriye götürmek amacıyla. Mesela, iktidara geldiğimizden
yani 2002 yılından itibaren yirmi yılda, Bakanlığımız
Doğu Anadolu Bölgemizde 2.947 adet, aynı şekilde Güneydoğu
Anadolu Bölgemizde ise 3.161 adet gençlik ve spor tesisini hizmete
açmış. Tabii, bunlar sadece bir cümlede özetlenecek hizmetler
değil çünkü her biri milyonlarca gence dokunmuş, milyonlarca hikâyeye
sahip tesisler, keşke böyle saatlerce anlatabilsek dokunduğumuz
hayatları ve tabii ki sonuç oldukları, sebebiyet verdikleri
hikâyeleri.
Çok kıymet veriyorum ama şunun da
farkındayım: Maalesef, bundan çok rahatsız olanlar da var.
Neden? Çünkü yatırımlar, çok şükür, artık terör örgütünün
istismarına alan bırakmamış durumda bölgede, bundan
rahatsız olanların en başında PKK ve destekçileri geliyor
tabii ki terör örgütleri şu anda çocuklara, gençlere ulaşamaz oldu o
bölgede; bunun çok kıymetli olduğunu biliyorum. Bölgeden artık
raket seslerinin yükselmesinin, bölgedeki gençlerin artık İHAlar,
SİHAlar yapmak istemesinin çok kıymetli olduğunu biliyor, bu
ülkeye âşık bir genç olarak da buradan Bakanlığımıza
gerçekleştirdikleri tüm hizmetler için teşekkürü bir borç biliyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tabii, maalesef, biz bunları Mecliste çokça
duymuyoruz, duyurmayı tercih etmeyen vekillerimiz de var, bunun
işlerine gelmediğini de tahmin edebiliyorum çünkü gençlerin
gündemleri, maalesef, burada çoğu zaman istismar edilmek için, çözüm
üretmek için değil, sadece problemi dile getirip birkaç puan daha
ekleyebilmek amacıyla dile getiriliyor. Bunu bir genç olarak üzüntüyle
takip ediyorum ama siz her problemi dile getirdiğinizde biz yine de bir
bir nasıl çözdüğümüzü heyecanla anlatıyoruz çünkü biliyoruz,
nasıl bir problem dile getirirseniz getirin çözümünü mutlaka yine AK
PARTİ gerçekleştirecek.
Mesela, burada yurt
bulunamadığını konuştunuz ve biz, bu sene, cumhuriyet
tarihinde bir rekor kırdığımızı, yurtlara talep
noktasında yüzde 97 oranında dönüş
sağladığımızı, talep karşılama
performansıyla karşınıza geldiğimizi gururla
duyuruyoruz. Aynı şekilde, 800 öğrenci yurdu, 850 bin
öğrenci kapasitesiyle dünyanın en büyük altyapısına sahip
olduğumuzu yine aynı şekilde gururla sizlere iletiyoruz.
Aylık 1.800 TL beslenme yardımı
yaptığımızı sizlerin sayesinde yine biz buradan dile
getirme şansını yakaladık çünkü sizler eleştirinizi
dile getirdikçe biz de bu eleştirileri nasıl çözdüğümüzü veya
nasıl çözeceğimizi dile getirme fırsatı buluyoruz bu
kürsüden.
Yine, aynı şekilde, yurtlardaki
tabildotlar burada çok konuşuldu; iyi ki konuşuldu çünkü bunları
gençlerin fark ücreti ödememesi için getirdiğimizi yine sizler sayesinde
biz bu kürsüden duyurma şansı yakaladık. Binlerce gencin KYK
faizlerinin silinmesi noktasında çalışma
gerçekleştirdiğimizi, ödeme kolaylığı
tanıdığımızı, yurt ücretlerini gençlerin
hayatını kolaylaştırmak için güncellemediğimizi yine
sizler sayesinde, çok şükür, duyurma şansı yakaladık ama
bence, burada en kıymetli noktalardan bir diğeri de şu: Biz
sadece gençler için çalışmıyoruz, gençlerle birlikte
çalışıyoruz. Ben Türkiyede
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya)
Muhteşemsiniz.
RÜMEYSA KADAK (Devamla) Teşekkür ederim, çok
kıymetli bu, teşekkür ederim, çok sağ olun.
Gençlerin partilerüstü olduğunu, partilerüstü
bir mesele olduğunu tüm Genel Kurulda dile getirmek, bunun da farklı
siyasi partilerce karşılık bulduğunu görmek benim için çok
kıymetli, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Ama gençler ülkeyi terk etmek
istiyor, buna da bir çare bulmak lazım.
RÜMEYSA KADAK (Devamla) Ben, tabii,
inanıyorum ki AK PARTİ politikaları, Sayın
Cumhurbaşkanımızın gençlere sorumluluk vermesi ve AK
PARTİdeki diğer genç milletvekili arkadaşlarım sayesinde,
biz -isteyin veya istemeyin- önümüzdeki süreçte diğer muhalefet
partilerinde de daha fazla genç milletvekili göreceğiz. Bana buradan
Büyüklerin meselesine karışmayalım. diyen sayın
vekillerim dahi, bence istemeye istemeye genç milletvekillerimizle aynı
sıralarda görev yapacaklar, bunu da çok büyük bir gururla takip
edeceğiz AK PARTİ olarak.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Yok, yok, isteye isteye canım, ne alakası var!
RÜMEYSA KADAK (Devamla) Bence, bu bizim
gerçekleştirdiğimiz en kıymetli inovasyonlardan,
yatırımlardan bir tanesi olacak gençlik noktasında.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Kadak.
RÜMEYSA KADAK (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN AK PARTİ Grubu adına
konuşmalar tamamlanmıştır.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özkoç
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Söz verecektiniz.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Özkoç,
şöyle bir şey yapıyoruz: Bir sataşma varsa söz
vereceğim ama sataşma yoksa bir değerlendirme yapacaksanız
en son turda yaptıracağım o değerlendirmeyi Grup
Başkan Vekillerine.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sataşma da var
efendim.
BAŞKAN Peki o zaman, sataşmadan iki
dakika söz veriyorum size.
Buyurun, yerinizden lütfen.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, 362 sıra sayılı
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına
konuşma yapan milletvekillerinin bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Şimdi, söz alan
Adalet ve Kalkınma Partisine mensup milletvekilleri kendi dönemlerinde
mahkemelerin ne kadar çok adaletli davrandığını
(AK PARTİ milletvekillerinin komisyonu
sıraları önünde toplanmaları)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Arkadaşlar,
bakanlara karşı konuşacağız, bu tebrik daha sonra olsa
olmaz mı? Yani biz bir eleştiri yapıyoruz, onlara
karşı konuşuyoruz.
BAŞKAN Evet, bence de.
Sayın milletvekilleri, lütfen yerlerimize
oturalım, bu tebrikleri de oylama yapıldıktan sonra kabul
edelim, lütfen.
Buyurun, siz devam edin, sürenize ekleyeceğim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) O yüzden biz bunun
böyle olmadığını buradan ifade etmek istiyoruz ama bu
konuşmayı yapacağımızı hisseden Adalet
Bakanı Sayın Bekir Bozdağ niye yerinde yok onu merak ediyorum.
Ama ben buradan kendisinin yerinde oturan arkadaşımıza hitaben
şu konuşmayı yapıyorum, gerçekten adalet mekanizması
iyi işliyorsa lütfen bu soruma cevap verin: 2. Sulh Ceza Mahkemesi
Hâkimliği 23 Temmuz 2020de Sezgin Baran Korkmazla ilgili haberlere
erişimi engelledi; 30 Eylülde 10. Sulh Ceza Hâkimliği mal
varlıklarına el konulması kararını aldı; 1 Ekim
2020de Sezgin Baran Korkmaz hakkında yurt dışına
çıkma yasağı konuldu; 13 Ekim 2020de İstanbul 4. Sulh Ceza
Mahkemesi, 16 Ekim 2020de İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi, 23 Ekim
2020de yine, İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi Sezgin Baran Korkmazın
mal varlıklarına el konulması kararını aldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Şimdi, soruyorum:
Hangi gerekçeyle 6 Kasım 2020de bu kara para aklayıcısı
Sezgin Baran Korkmazın Başsavcı İrfan Fidan adına,
Başsavcı Vekili Hasan Yılmazın başvurusuyla mal
varlıklarına el koyma kaldırılmıştır? 17
Kasımda İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimi Ramazan Çiçek tarafından
hangi gerekçeyle Sezgin Baran Korkmazın -kara para
aklayıcısı- yurt dışına çıkma
yasağı kaldırılmıştır? 4 Aralık 2020de
Sezgin Baran Korkmaz hangi gerekçeyle, yurt dışına kaçmadan
önce, İçişleri Bakanıyla kendi odasında bir görüşme
yapmıştır? Ve bu görüşmeden sonra ve mahkeme
kararlarından sonra kara para aklayıcısı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özkoç, tamamlayalım
lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Çok önemli bir konuyu
soruyorum.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen, böyle bir
usulümüz yok, biliyorsunuz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Direkt
Bakanlığın içinde olduğu bir konu.
Sezgin Baran Korkmaz yurt dışına
kaçabilmişti, daha sonra kırmızı bültenle
aranmıştı. Bu mahkemeler, Sezgin Baran Korkmaz yurt
dışına çıktıktan sonra hem mal
varlığına tekrar el koymuşlar hem yurt
dışına çıktıktan sonra yurt dışına
çıkma yasağı koymuşlar hem de MASAK Bu, kara para
aklayıcısıdır. raporunu sunmuş.
Şimdi, zaten bu kararlar vardı ama buna
cevabı Soylu veriyor, diyor ki: Devletin diğer birimleriyle beraber
yani Adalet Bakanlığıyla beraber bu adamı yurt
dışına kaçırdık. diyor. Peki, bu kayıtlarda var.
Size soruyorum: Soylunun böyle kirli bir operasyonuna Adalet
Bakanlığı ve Türkiye mahkemeleri nasıl alet olmuştur,
bu nasıl bir adalettir, lütfen açıklayın. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Özkoç.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 12.44
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 12.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Rümeysa
KADAK (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 30uncu
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/2076) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ (Devam)
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ (Devam)
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU (Devam)
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
(Devam)
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon yerinde.
İYİ Partiyle başlıyoruz.
İlk konuşmacı İstanbul
Milletvekili Abdul Ahat Andican.
Buyurun Sayın Andican. (İYİ Parti ve
CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on beş dakika.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ABDUL AHAT
ANDİCAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; günümüz dünyasında demokrasinin geçerli olduğu bütün
rejimlerde yürütme üç yapı tarafından denetlenir; bunlar
parlamentodur, yargıdır, medyadır. Ülkemizde şu anda
geçerli olan Anayasaya göre yürütmeyi denetleme görevi öncelikli olarak
Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiştir. Yürütmeyle ilgili kamuyu
zarara uğratma, suistimal, yolsuzluk, rüşvet gibi iddialar
karşısında Meclis denetim yapar; Anayasamızın 105 ve
106ncı maddeleri bunu düzenlemiştir. Bizi izleyen vatandaşlar
için bunu kısaca hatırlatmak istiyorum: Cumhurbaşkanı,
Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve bakanlar hakkında
bir suç işledikleri iddiasıyla soruşturma önergesi verilebilmesi
için en az 301 milletvekilinin imzası gerekmektedir. Soruşturma
açılabilmesi için ise ilgili komisyon kararından sonra Meclis üye tam
sayısının beşte 3ünün yani 360 milletvekilinin oyu
gerekmektedir. Suç varlığı tespit edilen
Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcıları
veya bakanların Yüce Divana sevk edilebilmesi için gerekli olan oy
sayısı ise Meclisin üye tam sayısının üçte 2si yani
400dür. Değerli arkadaşlar, hepiniz iyi biliyorsunuz, bu sayı,
bu ülkede Anayasa değişikliği yapmak için gerekli olan
sayıdır. Bir diğer deyişle, bugünün Türkiyesinde yürütmeyle
ilgili bir suç iddiasını yargıya götürebilmek Anayasa
değiştirmek kadar zordur. Bu Anayasa, 2017 yılında, YSKnin
yasaya aykırı bir şekilde 2,5 milyon mühürsüz oyun
kullanımına izin vermesi sonrasında kabul edilmiştir ve Sayın
Erdoğan, o dönemde -bence hiç yüzü kızarmadan- Atı alan Üsküdarı
geçti. ifadesiyle bu yasa dışılığı tescil
etmiştir. Böylece, bu Anayasayla partili Cumhurbaşkanına ve
bakanlarına sözde anayasal denetim adı altında resmen bir
anayasal koruma zırhı sağlanmıştır.
Bu iş bu kadarla da bitmiyor değerli
arkadaşlar. Bu soruşturma, Yüce Divan yargılaması için
gerekli işlemler nasıl yapılması gerekiyorsa görevleri
bittikten sonra da Cumhurbaşkanı için de bakanlar için de geçerli.
Özetle ifade edilirse, bu, şu demektir: Ömür
boyu sürecek bir koruma zırhı verilmiş oluyor. Bu yasal
düzenlemeler nedeniyle, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde
Osmanlının küllerinden Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasını
sağlayan bu Gazi Meclis, yürütmeyi, denetim görevini
gerçekleştiremiyor; elleri kolları bağlanmış bir
vaziyette gelişmeleri seyrediyor, sarayda hazırlanarak getirilen yasa
tasarılarını virgülüne bile dokunmadan onaylamak zorunda
kalıyor. Bu nedenle, bu ortamda 2023 bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonu
görüşmelerinde Cumhurbaşkanı tarafından atanan sekreter
konumundaki bakanlar, seçilmiş milletvekillerinin sorularına ya hiç
cevap vermiyor ya da dalga geçer gibi soruyla ilgisiz cevaplar verebiliyorlar;
hoşlarına gitmeyen sorular sorulduğunda milletvekilleriyle kavga
ederek neredeyse küfür derecesine varan hakaretler edebiliyorlar. Çünkü,
değerli arkadaşlar, bu bakanlar için halkın iradesini temsil
eden bu yüce Meclis değil, kendilerini oraya atayan tek seçici önemlidir.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bu bakanlara
Haddini bil. Bu Meclisin mehabetine ve onuruna uygun konuş, aksi hâlde
burayı terk et. denilemiyor. Bugün geldiğimiz noktada Meclis,
bırakın bakanları, yasal olarak kendisine hesap vermeleri
gereken bürokratlar tarafından bile kale alınmaz duruma
gelmiştir. Yine, Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde şahit
olduk arkadaşlar; sıradan bir bürokrat kendisinden istenen bilgileri
Meclise veremeyeceğini açık bir şekilde ifade etmiştir.
Meclisi temsil eden Komisyon Başkanı ise maalesef ezilip büzülerek
Ne yapabilirim? demiş ve durumu geçiştirmeye
çalışmıştır. Evet, Komisyon Başkanı
çaresizdir. Bu sekreter bakanlar ve bürokratlar bilmektedirler ki Meclisin
bakanlık bütçesini veya o kurumun yıllık faaliyetlerini
onaylayıp onaylayamamasının hiçbir önemi yoktur. Çünkü bu sözde
Türk tipi Başkanlık sisteminde Meclis onaylamasa bile partili
Cumhurbaşkanının bütçesi yürürlüğe girmeye devam edecektir.
Arkadaşlar, özetle söylemek gerekirse, bu sözde
Türk tipi başkanlık sistemi, Türkiye Büyük Millet Meclisini bir
kenara itmiş, elini kolunu bağlamış, işlevsiz bir hâle
getirmiştir. Tarafsız olması gereken ve Meclisin yetkilerini
savunması gereken Meclis Başkanını bir parti yetkilisi
konumuna maalesef indirgemiştir. Bugün Meclis Başkanı, Meclisin
onayı olmaksızın partili Cumhurbaşkanının
yalnızca kendi imzasıyla uluslararası anlaşmalardan
çıkabileceğini söylemektedir, buna onay vermektedir, Anayasa
hükümlerine aykırı olarak Cumhurbaşkanının 3üncü
dönem aday olabileceğini söyleyip Yüksek Seçim Kuruluna yol
göstermektedir. Benzer şekilde, Meclis adına kamu
kurumlarını denetlemekle görevlendirilen Sayıştay kurumu da
neredeyse işlevsiz hâle getirilmiştir. Başta, Varlık Fonu
olmak üzere bütün akçalı kurumlar, altını çiziyorum, bütün
akçalı kurumlar Sayıştay denetimi dışarısına
çıkarılmıştır. Partili Cumhurbaşkanı ise bir
taraftan Sayıştayın kurumsal yapısının içini
boşaltıp kadrolarını siyasallaştırırken bir
taraftan da Sayıştay açık arama şeklinde denetleme
yapmamalı. diyerek böylece Sayıştayın görev tanımını
kafasına göre değiştirmektedir, Sayıştay
çalışanlarını belli bir yönde zorlamaktadır.
Kuşkusuz, bütün bunların
çıkış noktası Biz sadece Allaha ve millete hesap
veririz. söyleminin altında yatan zihniyettir. Söylem olarak kulağa
ne kadar hoş geliyor değil mi? Allaha hesap veririz. Millete hesap
veririz. Peki, millet adına denetlemeyi kim yapacak, millet adına
denetlemeyi kim yapacak? Yüce Meclis.
Şimdilik, bu kürsüden soralım: Millet
idaresinin tecelligâhı olan Gazi Meclis, komisyon
fonksiyonlarının engellendiği, Sayıştay
fonksiyonlarının engellendiği bir durumda yukarıda
bahsettiğim yasal koruma zırhını aşarak millet
adına yürütmeyi nasıl denetleyecek? Sonuç olarak partili
Cumhurbaşkanının herhangi bir konuda millete hesap vermesi
neredeyse imkânsızdır.
Allaha hesap verme konusuna gelince
Sayın
Cumhurbaşkanının millete hesap veremeyeceği konuları
Allaha havale etmek konusunda büyük bir becerisi var. Aynı menzile
farklı yollardan gidiyoruz. diyerek devletin bütün kurumlarına
yerleşmesine izin verdiği, destek olduğu -tırnak içerisinde
söylüyorum- hoca efendi örgütü kendisine saldırmaya başladığında
bir de paralel devlet oluştuğunu görmüş ve
hatırlayacağınız üzere Kandırıldık; Rabbim
de milletim de bizi affetsin. diyerek kendisini temize
çıkarmıştı veya çıkarmaya
çalışmıştı.
Bu dönemde ilginç olan nokta, 4 Bakanıyla
ilgili rüşvet iddialarının da bu paralel devletin kumpası
olduğunu söyleyerek milleti inandırmaya
çalışmıştı. Ama iki yıl önce farklı bir
şey oldu arkadaşlar, hepiniz hatırlıyorsunuz; bu Bakanlardan
biri çıktı, dedi ki: Tapelerin hepsi doğruydu ama bende para
yakalanmadı, diğerlerinde yakalandı. Reis beni
hırsızlarla bir çuvala koyarak fırlattı, attı. Bunu
söyledi. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Tabii, bu, bir çuval inciri berbat etti yani Sayın
Cumhurbaşkanının Bu bir kumpastı, rüşvet falan yoktu,
para işi yoktu. iddiasını neredeyse berbat etti.
Değerli arkadaşlar, Allahın
Sayın Cumhurbaşkanını affedip affetmeyeceği, onun
Allaha hesap verip vermeyeceği bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren,
yapılan yolsuzluklar, yapılan usulsüzlükler, rüşvet vesaire gibi
iddialar karşısında millete hesap verilmesidir; biz bunun
peşindeyiz. Bugün yürütmede, kendi şirketinden
Bakanlığına mal alan, şirketine turizm alanları tahsis
eden, kamu mallarını hastanelerine kullandıran, kamu arazilerini
kardeşlerine, akrabalarına kapattıran Bakanlar var
arkadaşlar bugün yürütmede. Bir Bakan Mafyadan aylık 10 bin dolar
rüşvet alan milletvekili var. diyerek bütün Türkiye Büyük Millet
Meclisini -başta kendi partisi olmak üzere- zan altında
bırakıyor rahatça, soran yok Kim bu kardeşim? diye.
Sorması gereken Cumhurbaşkanı ama sormuyor.
Cumhurbaşkanının imzasıyla atandığı kamu
kurumlarında yolsuzluğa bulaşan bürokratlar var ve bunlarla
ilişkileri sayesinde muazzam servet sahibi olan milletvekilleri var
arkadaşlar. Rüşvet olaylarına karıştıkları
iddialarıyla bizzat Cumhurbaşkanı tarafından görevden
alınan kendi danışmanları var. Bazı küresel firmalar
Türkiye'de bazı ihalelerle ilgili olarak, kendi ülkelerinde yapılan
sorgulamalar sonrasında, bu ihaleler karşılığında
hangi siyasetçilere, hangi bürokratlara, hangi şahıslara ne kadar
rüşvet dağıttıklarını kalem kalem yazdılar.
Uluslararası basında çıktı bunlar ve Türkiyeye de
bildirildi ama kimse bakmıyor, sormuyor. Diğer tarafta, bütün bu
olaylar kendi sorumluluğu değilmiş gibi, millete hesap vermesi
gerekmiyormuş gibi seyirci kalan, aksine bütün yolsuzluk
olaylarının üstünü örten ve en azından, üstüne örtülmesine göz
yuman bir Cumhurbaşkanı var. Hiçbir denetim ve sorgulama olmadan
ülkeyi keyfine göre yönetmenin keyfini çıkarıyor, af dilemekle bu
konularda millete hesap vermiş olduğu izlenimini yaratmaya
çalışıyor fakat yanılıyor arkadaşlar,
yanılıyor. Bu hesaplar Allah'a havale edilip ahirete kalmayacak. Bu
ucube başkanlık sistemi yerine gerçek millet iktidarı
geldiği zaman bütün bu yolsuzlukların, kamu kaynaklarını
yağmalamanın, yandaşları zengin etmenin hesapları
görülecek; bu böyle biline.
Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Tekirdağ
Milletvekili Sayın Enez Kaplanda.
Buyurun Sayın Kaplan. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ENEZ KAPLAN
(Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifindeki Kamu Denetçiliği Kurumu
bütçesi üzerine İYİ Parti Grubumuz adına söz aldım. Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisine bağlı özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz
Kamu Denetçiliği Kurumu 2013 yılından itibaren şikâyet
başvurularını almaya başlamıştır. Sadece
2021 yılında 18.843 adet şikâyet başvurusu
yapılmıştır. Bu durum Kurumun, kamu kurumlarının,
vatandaşın hakkını korumada yetersiz
kaldığının bir göstergesidir. Hak arama, şikâyet ve
taleplerin karşılanmasında önemli bir rolü olduğunu
düşündüğüm bu Kurumun, daha etkin bir işleyişe sahip
olması gerektiği kanaatindeyim. Görevi vatandaşın
haklarını güçlü kamu kurumlarına karşı korumak olan bu
Kurumun daha caydırıcı bir denetim yetkisi olması
gerekmektedir.
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisi kurulduğundan bu yana, manevi kimliği ve büyük
saygınlığı olan bir Kurumdur ancak
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte Meclisin
yetkinliğinin elinden alındığı görülmektedir.
Muhalefet partilerinin milletin yararına vermiş oldukları
teklifler, önergeler değerlendirilmedi; yasalaşmadı. Niye?
Muhalefet diye. İktidar milletvekilleri milletin yararına verilen bir
önergeyi, bir kanun teklifini neden kabul etmiyor? Muhalefetten neden bu kadar
korkuyorlar? Bizler İYİ Parti olarak milletimizin yararına
birçok kanun teklifi ve önergeler verdik: 344 adet kanun teklifi verdik,
iktidar tarafından kabul edilmedi; 867 adet araştırma önergesi
verdik, yine kabul edilmedi; 5.935 adet yazılı soru önergesi verdik,
4.124 tanesine cevap verildi, 1.811 tane yazılı soru önergemize cevap
verilmedi. Bu zamana kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi için verdiğimiz
yazılı soru önergelerinin hiçbiri cevaplanmamıştır.
Birçok yasa torba kanun şeklinde Meclisten
geçiyor ya da Cumhurbaşkanlığı kararnamesi olarak
yürürlüğe giriyor. Dışarıdan atanan Bakanların esamesi
okunmuyor fakat seçilmiş milletvekillerine laf söylemeye gelince aslan
kesiliyorlar, yaptıkları işleri anlatırken
Cumhurbaşkanımızın talimatıyla diye cümleye
başlıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanının talimatı
olmazsa bakanlıktaki işler yürümeyecek mi?
Atanmışların değil, millet tarafından seçilmiş
milletvekillerinin ve Meclisin saygınlığının yeniden
hak ettiği yere getirilmesi gerektiği açıkça görülmektedir.
Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ülkenin uçacağı
söylenmişti; evet, uçuyoruz ama millet olarak uçurumdan
aşağı uçuyoruz. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) Defalarca söyledik, yine söylüyoruz;
iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistemle Türkiye
Büyük Millet Meclisi güçlenecek ve hak ettiği saygınlığa
kavuşacaktır.
Değerli milletvekilleri, ülkenin tüm
çalışan kesimlerinde olduğu gibi Meclis personelinin de
alım güçleri yaşanan enflasyon ve kur farkı nedeniyle her geçen
gün daha azalmıştır. Hepimiz çarşıya, pazara çıktığımızda
görüyoruz ki yaşanan enflasyon, açıklanan oranın çok çok
üzerindedir. Vatandaşın bu pahalılığı iliklerine
kadar hissettiğinin farkındayız. Maaşlara yapılan
zamların kısa sürede eridiği de bir gerçektir. Bu iktidarda,
yoksulluk sınırının 25 bin liraya dayandığı
şu günlerde tüm ücretli çalışan kesim yoksulluğa mahkûm
edilmiştir. Ortalama 5 bin personelin çalıştığı
Türkiye Büyük Millet Meclisinde yüzde 95 kesimlik bir oran bu
sınırın altında kalmıştır. Özellikle, uzun
yıllar kamu kurumunda çalışan unvansız personelin özlük
haklarının kıdem esasına göre yeniden değerlendirilerek
iyileştirilmesi gerekmektedir. Personel, emekli olduğunda
maaşının yarısının düşeceğini
bildiği için gelecek kaygısı yaşamaktadır, umutsuz ve
mutsuz çalışmaktadır. Açıktan çalışan
milletvekili danışmanları ve yardımcı personellerin
özlük haklarının iyileştirilerek tazminat verilmesi,
işsizlik maaşının verilmesi gerekmektedir. Vergi dilimine
erken girmekte olan ücretlerden kayıpların giderilmesi için
çalışmalar yapılmalıdır.
Sonuç olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Sekreterliği Teşkilat Kanununun yeniden düzenlenmesi, personelin
yoksul sınıfından çıkarılması için gerekli
düzenlemenin yapılaması büyük önem arz etmektedir.
Değerli milletvekilleri, iki hafta boyunca
görüşeceğimiz bu bütçe vatandaşımızın bütçesi
değil, müteahhidin, rantçının, Hükûmete
yakınlığı sayesinde ülkenin kaymağını yiyen
küçük bir azınlığın bütçesidir. AK PARTİ
iktidarlarında geçen yirmi yıl sonunda artık vatandaş neyin
ne olduğunu görmüştür ve gemiyi hızla terk etmeye
başlamıştır. Yirmi yıllık iktidarının
sonunda AK PARTİ, bütçeyi iyi yönetmemiştir. 2022
yılının bütçesine iktidar ancak altı ay
dayanabilmiştir, yılın ortasında ek bütçe yapmak zorunda
kalmıştır.
Uzun zamandır yaşanan enflasyon ve kur
krizi evlere ateş düşürmüştür, milletimiz geçim derdinde, zar zor
hayatını devam ettirme çabasına girmiştir; Türk
lirasının değeri her geçen gün erimektedir, buna bağlı
olarak alım gücü hızla düşmektedir. Maaşlara yapılan
artışların zaman içerisinde eridiği gün gibi
ortadadır, vatandaş yapılan zamlar ve enflasyon altında
ezilmeye devam etmektedir; bu durum artık kronik hâle gelmiştir.
Asgari ücretle geçinen, 3 çocuğu olan 5
kişilik bir ailenin günde 3 öğün çay-simit hesabını
yaparsak tutar aylık 4.500 liraya gelmektedir. Evine 5.500 lira asgari
ücret giren bu kişiler ailesini 1.000 lirayla nasıl geçindirecektir;
kira, elektrik, su, doğal gaz, eğitim masraflarını
nasıl karşılayacaktır?
İYİ Parti iktidarında liyakatli
kadrolarla hem enflasyon düşecek hem vatandaş hak ettiği refah
seviyesine hem de huzurlu bir yaşama kavuşacaktır.
Asgari ücrete yapılan bu zamlar iki ay içinde
ışık hızıyla eridi. Enflasyon düşmediği
takdirde maaşlara yapılan zamların vatandaşın
alım gücünü iyileştirdiği düşünülemez.
Sayın milletvekilleri, ülkemizin kanayan
yaralarından bir tanesi de garanti verilerek yapılan projeler. Bunlar
geleceğimizi ipotek altına alan projelerdir. Yap-işlet-devlet
projeleriyle ve kamu-özel iş birliğiyle yapılan köprü, tünel,
hastane, havalimanı ve yollara uygulanan yolcu, araç, hasta ve uçuş
garantileri milletin cebini boşaltmaya devam ediyor. Örneğin Kütahya,
Afyon ve Uşak illerimiz için yapılan Zafer Havalimanına 2021
yılında iç hatlarda 775.137 yolcu, dış hatlarda 542.596
yolcu garantisi verilmiş fakat verilen hedefler tutmadı. 2021
yılında iç hatlarda 9.228 kişi, dış hatlarda ise 1.904
yolcu havalimanını kullanmış. Milletin cebinden bir
kuruş çıkmayacak. denilerek yapılan havalimanı projesinde,
eksik kalan 1 milyon 306 bin 537 yolcu için Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesinden
6 milyon 936 bin 738 euro ödenmiştir yani vatandaşın cebinden
çıkmıştır. Bu kadar enflasyon ve döviz krizi varken
müteahhitlere verilen garantiler niye döviz cinsinden ödeniyor? Ama
vatandaşa gelince, dövizlerini Türk lirasına çevirsinler diye kur
korumalı mevduata özendiriyorlar. Hasta garantili hastaneler, araç
garantili yollar, kur garantili mevduat, yolcu garantili havalimanları
ekonomi üzerinde ciddi bir yük oluşturmaktadır. Bu yükün tamamı
milletimizin üzerinde. Bununla da kalmıyorlar;
çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini
ipotek altına alıyorlar. İktidarın yaptığı
2023 yılı bütçesi milletimizin derdine derman olmayacaktır ama
bir şey, her şeye rağmen ülkemize ve milletimize
hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Antalya Milletvekili Sayın
Feridun Bahşi.
Buyurun Sayın Bahşi. (İYİ Parti
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Dikkatli konuş, iktidar hassasiyetle dinliyor;
kalabalıklar, dikkat et (!)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA FERİDUN
BAHŞİ (Antalya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Anayasa Mahkemesi ve Sayıştay bütçeleri üzerine söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bütçe yapma yetkisi elinden alınmış
olan bir Mecliste seçilmişlerin değil, atanmış
bürokratların sunduğu bir veda bütçesini görüşüyoruz. Anayasa
Mahkemesine dair önce birkaç kelam etmek istiyorum. Her şeyden önce,
bilindiği gibi, Anayasa Mahkemesi bir anayasal yüksek yargı
kurumudur. Anayasa Mahkemesinin kararları da yine Anayasamıza göre
kesindir ve bağlayıcıdır. Hâl böyleyken Mahkemenin
kararlarına uymuyorum, saygı da duymuyorum. diyebilen zihniyetin
iktidarda olduğu bir ülkeyi tasavvur edebiliyor musunuz? Bir
Cumhurbaşkanı bunu derse bakan, bürokrat ne yapar? Cumhurbaşkanı
böyle deyince, bırakın bakanı, bürokratı, bu ülkede Anayasa
Mahkemesi kararlarını İstanbul ağır ceza mahkemeleri
dahi uygulamadı. Bu durumda ülkede hukuk mu kalır, hukuk devleti mi
kalır, demokrasi mi kalır? Bu anlayışa Mehmet Akifin
anlayışıyla, Mehmet Akifin mısralarıyla cevap verelim.
Merhum Akif Ver kuvveti kanuna ki vahdet yürüsün/Yoksa millet değil,
dağınık bir sürüsün... (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Kararlarına uymuyorum.
dediğin mahkemenin 15 üyesinden 12sini bizzat sen atıyorsun; üstelik
bu çoğunluğu sağlarken ortalama on yıllık üyelerin
seçilmesi gelenek olduğu hâlde Yargıtayda tek bir imza dahi
atmamış, yeni seçilmiş başsavcıyı Anayasa
Mahkemesi üyeliğine atıyorsun. En yüksek yargı
organının üyelerini adaletsizce oluşturuyorsun;
çoğunluğunu senin tercihlerinin belirlediği üyelere rağmen
Anayasa Mahkemesi kararlarından da mutlu olmuyorsun. Pes artık
diyoruz ve soruyoruz: Siz acaba hukuktan mı hoşlanmıyorsunuz?
Siz adalete mi güvenmiyorsunuz? Adalet size ağır mı geliyor?
Hâlbuki bu durumdan sizin ya da iktidarınızın değil, biz
muhalefet partilerinin rahatsız olması gerekir ve biz bu tablodan
gerçekten çok rahatsızız.
Şimdi, diyoruz ki: Üyeliklerini alın teri
ve emeklerine değil de sadece size borçlu olan üyeler nasıl
görevlerini yerine layığıyla getirecekler? Onların bağımsız
ve tarafsız karar verebileceğine kim inanır? Lütufla gelmeyi
kabul edenler, ihsanla itaat etmeye devam ederler. Anayasa Mahkemesini
işlevselliği bakımından zaten tamamen kapattınız.
Bu durum hukukumuz adına acı, vahim ve kabul edilemez bir durumdur.
Hukukumuzun içler acısı durumunu sırf Anayasa Mahkemesindeki
derdest başvuru sayısının Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine 40ın üzerinde üye ülkeden yapılan başvurunun 2
katı olmasından bile anlayabilirsiniz. Dahası, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesine yapılan başvuru sayısında bizi
dünya şampiyonu yaptınız. Dünyadaki hâlimiz o kadar utanç verici
ki Bulgaristan bile daha yeni, istediğimiz bir tanığı
Türkiye'de adil yargılama yok. diye vermeyebiliyor, dünkü
tebaamızdan adalet dersi alacak duruma düştük.
Saygıdeğer milletvekilleri, her türlü
kalkınmanın, refahın, barışın ve özgürlüğün
teminatı adalettir; adaletin teminatı ise yargı
bağımsızlığı ve bağımsız
mahkemelerdir. Keşke her şeyi yanlış yapsaydınız
da bağımsız yargıyı zedelemeseydiniz. Hukukun üstün
olduğu ülkelerde yüksek denetim kurumlarının
hazırlamış olduğu denetim ve performans raporları
dikkate alınır ve hazırlanan raporlar doğrultusunda gerekli
kurumlar harekete geçer ama bizde denetim yapan Sayıştayın
raporları ne dikkate alınmakta ne de gereği yapılmaktadır.
Sayıştayın kamuoyuyla da paylaşılan raporları
kamuyu zarara uğratma, rant, rüşvet, yolsuzluk ve usulsüzlükler
içermesine rağmen yargıdan kaçırılmakta, tek bir
soruşturma dahi açılmamaktadır. AK PARTİ hükûmetlerinin
asıl görevinden uzaklaştırdığı kurumlardan biri
de hiç şüphesiz ki Sayıştaydır. Eskiden, Sayıştay
denetçileri raporlarını yazar, kurula sunardı; kurul eksik
görürse tamamlatırdı. Ancak son yıllarda raporlarda bulunan
işe gelmeyen bölümlerin çıkarılması için yazım
sırasında müdahaleler geldiği duyumlar arasındadır.
Yine, bir başka duyum ise filigran sistemi yani
Sayıştay raporlarının dışarıya
sızmasını önleme amaçlı olarak hangi bilgisayardan
çıktı alındığının tespit edilmesi sistemi.
Sayıştay Başkanına bu
hususları sormak istiyorum: Bunlar doğru mudur? Sayıştay
bir istihbarat teşkilatı hâline mi getirilmiştir? Hukukun
üstünlüğüne inanan her iktidar hesap verebilir, denetlenebilir olmak
zorundadır. Bundan dolayı Sayıştayın daha etkin bir
şekilde işini yapması mutlaka sağlanmalıdır.
Artık bütün bu hoyratlığın
sonuna gelinmiştir. Hazırladığınız bu veda
bütçesiyle iktidarı İYİ Parti'ye bırakıyorsunuz. Tüm
kurumlar asli görevlerine döndürülecek, ülkede adalet ve hukuk tekrar hâkim kılınacaktır.
Çok az kaldı. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, yargı
teşkilatı son beş yılda AK PARTİ
teşkilatlarından alınan yaklaşık 20 bini
aşkın AK PARTİ militanlarıyla mülakat sisteminin de
yardımıyla doldurulmuş, adalet de siyasi amaçlara alet
edilmiş, adalet dağıtması gereken mahkemeler eliyle
haksızlık ve hukuksuzluklar
meşrulaştırılmıştır. Maalesef, ülkede tuz
kokmuştur, yargı bağımsızlığı tamamen
ortadan kaldırılmıştır ama unutmayın ki
ayarını bozduğunuz kantar gün gelir sizi de tartar.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Yargı
bağımsızlığının olmaması zirve yapan
yolsuzluklara da zemin hazırlamıştır. Yargının
yozlaşması yolsuzluğun bir kanser gibi yayılmasına
neden olmuştur. İktidar, ne yazık ki yargı sistemini
muhalifleri sindirmek için elinde tuttuğu bir güç olarak görmektedir.
Coğrafi teminatın sağlanması yargı sistemi üzerindeki
bu baskının giderilmesi kaçınılmazdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi denilen
bu ucube sistem yürütme gücünü tamamen Cumhurbaşkanına vererek yasama
organını zayıflatmış, yargının kontrolünü
Cumhurbaşkanına vermiştir. Bundan dolayı devletin
birbirinden ayrı olması ve birbirini denetlemesi gereken 3 temel
erkini tek bir kişinin iradesine bağlamıştır. Ülkemiz
yirmi yıldır unuttuğu ama özlemini duyduğu hukuk devletine
ve yargı bağımsızlığına İYİ Parti
iktidarında mutlaka kavuşacak ve mahkemeler bağımsız
hâle gelecektir, etkisiz kılınan Meclisin yetkileri iade edilecek,
Türkiye Büyük Millet Meclisi tekrar millet iradesinin tecelligâhı hâline
gelecektir. İYİ Parti iktidarıyla tekrar sağlanacak
demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinde güçlü olduğu için haklı
olma durumu asla olmayacaktır. Temel hak ve özgürlüklerin tamamı
uygulamada da anayasal güvence altında olacaktır. Devletin
şekli, işleyişi ve organları anayasada belirtildiği
şekilde uygulanacaktır. İdarenin her türlü eylem ve
işlemine karşı yargı yolu açık olacak, idari
yargı kararları beklemeden uygulanacaktır. Hiçbir kişi,
kurum ya da kuruluşa ayrıcalık tanınmayacaktır. Kamu
görevlileri gerçekleştirdikleri eylem ve işlemlerden sorumlu
tutulacaklardır. Mahkemelerin bağımsızlığı
ve tarafsızlığı mutlaka sağlanacak, hâkim
teminatı coğrafi teminatla birlikte mutlaka sağlanacak, mülakat
sistemi kaldırılacaktır. Bağımsız
yargının olmadığı bir yerde hukuk devletinden ya da
hukukun üstünlüğünden söz etmek mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi
hukuk devletini şöyle tarif eder: Hukuk devleti, tüm faaliyet, işlem
ve eylemlerinde hukuk kurallarına ve anayasaya uyan, bu kurallarla
bağlı olan devlet anlamına gelmektedir. Hukuk devleti, insan
haklarına saygı gösteren ve bu hakları koruyucu, adil bir hukuk
düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendisini zorunlu sayan ve faaliyetlerinde
hukuka ve anayasaya uyan bir devlettir. der.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla) AK
PARTİ iktidarının bu hukuk tanımaz yürütme üslubu anayasal
bir yürütme üslubu değildir. Milletin oyuyla gelmekle övünen iktidar ne
yazık ki milletten aldığı desteği istismar
etmiştir hem de dibine kadar istismar etmiştir ama artık bu zor
günlerin sonuna gelinmiştir; İYİ Parti iktidarı
yakındır. İYİ Parti iktidarında Sayın Genel
Başkanımız Meral Akşenerin de dediği gibi, hedefimiz
hukukun üstünlüğü ve yargı
bağımsızlığıdır.
Bu düşüncelerle yokluk ve yolsuzluk bütçesi
olarak gördüğümüz AK PARTİnin bu veda bütçesine hayır oyu
vereceğimizi ifade ediyor, büyük Türk milletini ve Gazi Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Antalya
Milletvekili Sayın Hasan Subaşında.
Buyurun Sayın Subaşı. (İYİ
Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on beş dakika.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HASAN
SUBAŞI (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Adalet
Bakanlığının 2023 yılı bütçesi hakkında
konuşmak için partim adına söz aldım.
Sayın Bakan Komisyon konuşmasında
temel hak ve hürriyetlerin korunması, demokrasi standartlarının
yükseltilmesi, hukuk devletinin tahkim edilmesi, yargının
tarafsızlığının ve bağımsızlığının
güçlendirilmesi gibi hususlara sıkça vurgu yapmıştır.
Yine, kadınlar için pozitif
ayrımcılık ve şiddete sıfır toleranstan söz
edilirken milletlerarası anlaşmaların esas
alındığı hükmün Anayasaya konulmasının önemli
bir reform olduğundan bahsedilmiştir.
Yeni bir anayasanın hayata geçirilmesi
isteği ile daha birçok başlık ayrıntılı olarak
Sayın Bakanın sunumlarında yer almıştır. Benzer
ifadeler neredeyse her bütçe konuşmalarında tekrarlanmıştır.
Bu söylemin kısmen doğru olabileceği dönem 2002 sonrası
beğenmediğiniz parlamenter sistem yılları için söz konusu
olabilir. Cumhurbaşkanının acemilik dönemi olarak
tanımladığı dönemdir. O yıllar da liyakatin henüz
geçerli olduğu ve AKP iktidarının yol arkadaşlarıyla
birlikte ortak akla başvurdukları dönemdir. İktidarın
kısmen de olsa sorgulanabildiği, yargının görevini
yapabildiği dönemdir. O dönemde -belki unutmuş olabilirsiniz- 2002
yılı seçim beyannamenizde özetle şöyle diyordunuz: AK
PARTİ yenilikçi ve çağdaştır. Partimiz ülkemizin Avrupa
Birliğine tam üyeliğini modernleşme sürecimizin doğal
sonucu olarak görmektedir. AB kriterlerinin ekonomik ve siyasi hükümlerinin
hayata geçirilmesi devlet ve toplum olarak birlikte
çağdaşlaşmamız yönünde atılacak önemli bir
adımdır. Demokratik rejimlerde siyasi iktidarların ve bürokratik
yapıların temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına
müdahale edemeyeceğini, uluslararası sözleşmelerle güvence
altına alınan temel hak ve özgürlüklerin eksiksiz olarak hayata
geçirilmesini savunan partimiz temel hak ve özgürlükleri ülkemizin taraf olduğu
uluslararası sözleşmelerde, özellikle Kopenhag Kriterlerinde
belirtilen seviyeye yükseltmek için Anayasa ve yasalarda gerekli
değişiklikler yapılacaktır.
Partinizin beyanları, kadrosu ve güven veren
hukuk söylemleri başta Batı olmak üzere dünyayı ve global
sermayeyi etkilemişti. 2002-2004 yılları arasında ABye
uyum kapsamında 8 uyum paketi kabul edilmiş, bu çerçevede 2 Anayasa
paketi de TBMMde onaylanmıştı. Ardından, tam üyelik
müzakerelerine başlanması kararı alınmıştı.
13 fasıl müzakereye açılmış, Türkiyeye duyulan güven
sonucu 71,5 milyar dolar yatırım gelmişti. Ciddi ve olumlu ekonomik
gelişmeler yaşanmıştı. Parlamenter sistemde, hem de
acemilik döneminizde, öyle ya da böyle bir başarı hikâyesi
yazılmıştı.
16 Nisan 2017 referandumundan sonra ise taraflı
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini yaşıyoruz.
Söylenenlerin aksine, bize özgü değildir çünkü ülkemizde neredeyse yüz
elli yıllık parlamenter sistem deneyimi
yaşanmıştı. Aksayan yerleri revize edilebilecekken tamamen
bize yabancı, yabancı bir rejimin dayatılması
faciasını yaşamaktayız. Öyle ki hiçbir gelişmiş
ya da gelişmekte olan ülkede örneği yoktur. Türkiye, bir maceraya
sürüklenmiştir. Milletler, yüzlerce yıl ciddi bedeller ödeyerek iktidarların
yetkilerini kısıtlamak, hesap sormak, kendi özgürlük
alanlarını genişletmek için mücadele vermişlerdir. 1215
tarihli Magna Carta, İngilterede kralın yetkilerinin
sınırlanması ve halkın bütçe denetim yetkisini elde etmesi
nedeniyle ilk anayasa deneyimi sayılmaktadır. Bizde ise tarihî
süreçteki gelişmelerin aksine, yetkiler tek kişilik bir iktidara
teslim edilmiştir. Artık sorgulamak bir yana, iktidar,
halkını sorgular hâle gelmiştir. Anayasada mevcut olan temel
hak ve özgürlükler kullanılamaz durumdadır. Basına sansür
yasası diye anılan yasayla düşüncenin açıklanması,
bilginin paylaşımı, sosyal medyanın bile
kullanımına hapis cezalarıyla set çekilmiştir.
Baroların, öğretmenlerin, sağlık
çalışanlarının, son olarak cemevleri konusunda Alevilerin
gösteri ve yürüyüş hakkı engellenmiş, düşünce ve görüş
açıklamaları yasaklanmıştır.
Kadına şiddete sıfır tolerans
denilirken Cumhurbaşkanın tek başına iradesiyle Meclis
kararı yok sayılarak İstanbul Sözleşmesi sona
erdirilmiştir. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararlarını tanımayan hâkim ve savcılar
Cumhurbaşkanınca terfi ettirilmiştir.
Liyakatsiz, bilime dayalı olmayan ekonomi
politikaları yüzünden dünyanın en yüksek enflasyonu ülkemizde
yaşanır hâle gelmiştir. 156 ülke arasında Sefalet Endeksi
olarak bilinen derin yoksullukta dünyada ilk sıraya gelmiş
bulunuyoruz. İcra iflas dairelerinde 30 milyona yaklaşan dosya
sayısı yoksulluğun önemli bir göstergesidir.
Değerli milletvekilleri, Sayın
Bakanın sunumunda ileri sürülen hukuk devleti söylemi yirmi
yıllık iktidarınızın ilk dönemi için doğru
sayılabilir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ise
yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar getirdiğini, kamu kurumlarının
ve çevrenin tahribine neden olduğunu görmemek mümkün olabilir mi?
Dış politikadaki liyakatsizlik ve
bilgisizlik, yetişmiş diplomatları monşer diyerek
dışlamak, iç siyasete malzeme yapmak adına
düşmanlıklar yaratıp beka sorununu köpürtmek çevremizdeki
ülkelerle ve dış dünyayla ilişkilerin bozulmasına neden
olmuştur. Cumhurbaşkanının Biliyorsunuz ki siyasette
küslük olmaz. diyerek kıvrak U dönüş hamleleri de yarar
sağlamaktan uzaktır. Dış dünyayla ve
komşularımızla yaşadığımız gerilim ve
husumetin büyük maliyetleri nasıl ödenecektir? Milyonlarca göçmenin
maliyeti nasıl karşılanacaktır? Cumhurbaşkanı
belli ki üzerine almayacak ama halk ve gelecek nesiller bu faturayı ödemek
zorunda kalacaktır.
Siz sorgulanmadınız, denetlenmediniz ama
sorgulayıcı ve cezalandırıcı oldunuz; on binleri, yüz
binleri sorguladınız. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutluyu ve
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkını yıllarca
cezaevinde tuttunuz ama beraat ettiler. İş insanı Osman
Kavalanın beraat etmesine ve AİHM kararlarına rağmen
yıllardır özgürlüğü elinden alındı ve inatla
hukuksuzluğu sürdürüyorsunuz. Göz göre göre hukuku yok
saydığınıza göre, tanınan tanınmayan binlerce
yurttaşımızın da aynı kaderi
yaşadıklarından hiç kuşkum yoktur. Ülkemizde 396 adet
cezaevi var; 2023te 20 adet, 2028de de 18 yeni cezaevi yapmak
hedeflenmiştir. 2025 yılına kadar, Cumhurbaşkanlığı
tarafından, 419a çıkarılması için kararname imzalanmıştır;
Resmî Gazetede yayınlanmıştır. Oysa buna
karşılık 183 yeni okul binasının yapımı,
maliyet artışları nedeniyle iptal edilmiştir. Avrupa
Konseyi Space 2021 Raporuna göre, 47 üye ülke arasında en çok mahkûmun
olduğu Rusyadan sonra 2nci ülkedir. Yine, cezaevi kapasitesi yüzde 100,
tam dolu tek ülkedir. 19.850 başvuruyla AİHMde en çok başvuru
yapan 1inci ülkeyiz. En fazla hak ihlali kararı verilen ülke Türkiyedir.
Adaletsizliğin hâkim olduğu ülkemizde yurttaşımız
başka mecralarda hak aramak zorunda kalmıştır.
Tarafsızlık yemini eden
Cumhurbaşkanı ve başında olduğu sistem sadece
sorgulamakla kalmıyor, farklı düşünenleri susturmak ve tecrit
etmekten de geri durmuyor. Muhalif kişi ve kurumları terörist
illet zillet gibi temelsiz iddia ve isnatlarla suçlayabiliyor. Anayasadaki
gösteri ve yürüyüş hakkını kullanmak isteyen
yurttaşlarımıza hakaret ve sövgü sayılabilecek ifadeler
kullanabiliyor.
Terör Türkiyenin yıllardır çektiği
en yakıcı sorunudur. Akılcı bir siyaset ile
kolluğumuzun canı pahasına mücadelesi ve savaş
yeteneğiyle birleştiğinde çözülebilecekken muhalifleri siyaseten
suçlamak, yerli yersiz kullanılan iç ve dış düşman
söylemi maalesef siyaset ayağında zaaf yaratmaktadır.
Kimseyi kolayca suçlamak itiyadım
olmamasına rağmen, yaşanan süreçte iktidarın terörle
iltisaklı olduğunu söylemek yanlış değildir. 10 Temmuz
2014 tarihli çözüm sürecine ilişkin 6551 sayılı Kanun o
yıllarda terörle kurulan ilişkinin soruşturmadan muaf
tutulmasına ilişkindi. Bir nevi dokunulmazlık
sağlanmış, suç ve cezadan korunmuşlardı ancak iktidar
dışındaki kişilere bu korunma kalkanının pek
fayda sağladığı söylenemez.
Diğer bir terör örgütüyle ise iktidar resmen
yol yürümüştür. Devletin en mahrem kurumları teslim edilmiştir.
Partili Cumhurbaşkanının kendisini ve partililerini korumak
adına 17-25 Aralık 2013 tarihi milattır, öncesi
sorgulanmasın. sözleri yargı tarafından talimat kabul
edilmiş, sorgulama ve kovuşturma dışında
bırakılması sağlanmıştı. O nedenledir ki
terörün siyasi ayağı bulunamamıştı. Anayasa'nın
138inci maddesinin Hiçbir makam ve kişi, yargıya emir ve talimat
hatta tavsiye ve telkinde dahi bulunamaz. hükmü ihlal edilmiştir.
Yargımız, siyasetin baskısı altında görevini yapamaz
hâle gelmiştir. Hukuksuz yaşamı dayatan iktidarın bir de
yeni anayasa heves ve iradesinden söz etmesine şaşırmamak elde
değildir. İktidarınız döneminde, Anayasa'da 12 kez ve 177
maddenin 134 hükmünde değişiklik yapılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HASAN SUBAŞI (Devamla) Anayasa,
iktidarınızın imzasını taşımaktadır ve
yaşadığımız süreçte Anayasa'daki temel hak ve
özgürlükler neredeyse kullanılamaz hâle gelmiştir. Bu ucube sistemin
tek yararı olmuştur, ortak dayanışmayı topluma
hatırlatmıştır, adalet ve özgürlük özlenir olmuştur.
Bu sistemden yakında kurtulacağız. Kamplaştırılan
milletimizle dayanışma içinde, demokratik bir ortamda
yaşamanın hazzını yeniden yaşayacağız; az
kaldı.
Sözlerime son verirken, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu teşrif eden Küba
Cumhuriyeti Halkın Gücü Ulusal Meclisi Başkanı Juan Esteban Lazo
Hernandez'e Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Küba
Cumhuriyeti Halkın Gücü Ulusal Meclisi Başkanı Esteban Lazo
Hernandez Genel Kurulumuzu teşrif etmişlerdir; kendilerine TBMM Genel
Kurulu adına hoş geldiniz diyorum. (Alkışlar)
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ (Devam)
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ (Devam)
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU (Devam)
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
(Devam)
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Konuşma sırası Aksaray
Milletvekili Sayın Ayhan Erelde.
Buyurun Sayın Erel. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL
(Aksaray) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın
Bakanlar, Bakanlığın çok kıymetli bürokratları, yüce
Türk milleti; çiftçinin olmadığı, emeklinin
olmadığı, memurun olmadığı; asgari ücretlinin,
öğrencilerimizin, EYTli kardeşlerimizin, başta üniversite
mezunu olmak üzere atama bekleyen yüz binlerce gencimizin, taşeron
işçilerimizin; kısaca, milletin olmadığı,
cumhuriyetimizin 100üncü yıl bütçesi. Bir diğer ifadeyle, AK
PARTİ'nin veda bütçesinde yer alan Yargıtay ve Danıştay
kurumlarının bütçeleri üzerine söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlar, bütçemizin devletimize,
milletimize hayırlı olmasını niyaz ederim.
AK PARTİ'nin veda bütçesi diyoruz çünkü AK
PARTİ'nin artık heybesinde, dağarcığında Türk
milletine verecek bir şeyi kalmadığı gibi, bütün millî
değerlerimizi, millî varlıklarımızı elden
çıkardı. Bu arada, özel sektör de olsa İHA'lar, SİHA'lar
başta olmak üzere millî savunmaya olan destekten dolayı devletimize,
Hükûmetimize teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, günümüzde ülkemizde
çözüm bekleyen en önemli konu ekonomi. Bir devletin veya düzenin esası
adalettir. Bağımsız ve tarafsız bir yargı erki
sağlıklı bir ekonomi sisteminin de direğidir. Yargıya
güven istikrarlı ekonomik kalkınmanın ön
şartıdır. Adalete, yargıya güven yoksa ekonomi de yok
olmaya mahkûmdur. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Ekonomide dönüşüm ve reform yapılması gerektiğini
hepimiz biliyoruz. Ekonomik reformun yapılabilmesi için yargıya olan
güvenin tesis edilmesi birinci önceliktir. Ülkemizde çok büyük bir güçler
ayrılığı, denge ve denetleme sorunu bulunmaktadır.
Yürütme çok güçlüdür hem yasama hem de yargı yürütmenin etkisi
altındadır. Yürütmenin başı aynı zamanda Parlamento
çoğunluğunun da başındadır ve yargı
mensupları ile yargı mensuplarının özlük
haklarının belirlenmesinde çok büyük söz sahibidir. Bu durumda
yürütmenin başının dilediği yasal düzenlemeyi yapabilmesi
ve yasal düzenlemeyi yargı sisteminde dilediği gibi yorumlatıp
uygulatabilmesi mümkündür. Yürütmenin bu kadar güçlü ve denetimsiz olduğu
ekonomik bir ortamda vatandaşların ve yerli, yabancı özel
firmaların haklarının tam manasıyla korunabileceğine,
adil ve hızlı bir karar alınabileceğine güvenmeleri ne
kadar mümkündür? Gerçek bir refahtan bahsetmek ancak yargıya güven, hukuka
saygı duyulan, demokrasisi güçlü bir ülkede mümkündür.
Yapılan araştırmalara göre,
vatandaşlarımıza Yargıya güveniyor musunuz? diye
sorduğumuzda, alınan cevaplar sonunda, 2004 yılında
yargıya güven oranı yüzde 65 iken günümüzde maalesef yüzde 33e kadar
gerilemiş durumdadır. Yani vatandaşlarımızın
yüzde 67si yargıya güvenini yitirmiştir. Türkiyede yargı
siyasallaşmış mıdır? sorusuna ise Evet,
siyasallaşmıştır. diyenlerin oranı da yüzde 45
civarındadır.
Değerli milletvekilleri, bir ülkeye duyulan
güven o ülkedeki yargı bağımsızlığına
bağlıdır. Yargının siyasal gücü elinde bulunduran
başta yasama ve yürütme organı ve tüm güç odakları
karşısında bağımsız olması hukuk devletinin
değişmez ilkesidir. Hukukun amacı toplumsal
barışı sağlamak ve insanlar arasındaki ilişkileri
tanzim etmek suretiyle adaletin gerçekleştirilmesidir. Güzelliğe
yönelmeyen bir sanat ya da hakikati amaç edinmeyen bir bilim nasıl
anlamsız ise adalete yönelmeyen bir hukuktan söz etmenin de bir
anlamı yoktur. Kendi kendine hak almanın artık geçerli
olmadığı günümüzde mahkemeler aracılığıyla
maddi hakları korumayı ve güven altına almayı amaçlayan
devlet, eğer adaletli devlet olduğu iddiasında ise halkına
sunduğu yargılama hizmetiyle hak dağıtırken
yurttaşının en az giderle ve en az zahmetle, en kısa sürede
hakkına kavuşmasını sağlamakla yükümlüdür ancak bu
şekilde adaletin yerine getirilmesinden söz edilebilir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; her alanda olduğu gibi, üzülerek ifade etmek gerekirse
yargı ve adalet sistemi de erozyona maruz
bırakılmıştır. Yargı kararları gündelik
siyasi hesapların parçası hâline getirilmiş, hâkim ve
savcıların yer ve yetki teminatları gasbedilerek verdikleri,
verecekleri kararların kontrol altına alınması
amaçlanmıştır. Devleti ve milleti bir arada tutan en önemli
unsur olan adalet duygusu haddinden fazla yara almıştır. Sadece
kâğıt üzerinde değil, uygulanma ve teşkilatlanma bakımından
da aldığı kararları gerçekten yüce Türk milleti adına
verebilen tarafsız ve bağımsız bir yargı sisteminin
acilen kurulması gerekmektedir. Yargı sisteminin en önemli unsuru hiç
şüphesiz insan kaynağıdır; insan kaynağının
temelinde de hâkim ve savcılar bulunmaktadır. Binlerce hâkim,
savcıyı ilgilendiren coğrafi teminat sözü ilk olarak 2019
yılında açıklanan Yargı Reformu Strateji belgesinde yer
almıştı. Buna ilişkin 2021 yılında mevzuat
değişikliği yapılacağı ifade edilmiş ama
bugüne kadar herhangi bir gelişme olmamıştır. Sayın
Cumhurbaşkanımız bunu açıklarken Hukuk devletinin ancak
bağımsız, tarafsız ve insan haklarına
saygılı mahkemelerin varlığıyla vücut
bulacağı inancıyla bu kapsamda yeni adımlar atıyoruz.
demesine rağmen hâkim ve savcılara coğrafi teminat
getirilmemiştir. Bugün, hâkim ve savcılarımızın
bağımsız, tarafsız ve korkusuz kararlar verdiğine dair
bir anket yapıldığında, bu anket sonuçlarına göre, hâkim
ve savcıların korkusuz ve tarafsız olmadığı
yönündeki sonuç maalesef yüzde 80lere varmaktadır. Yargıya
güvensizliği ortadan kaldıracak, hâkim ve savcıların
tarafsız, korkusuz, bağımsız karar vermesini
sağlayacak coğrafi teminat sözü yerine getirilmelidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türk yargısında davaların uzun sürdüğü
hakkında kamuoyunda genel bir kanaat mevcuttur. Adaletin en kötüsü geç
tecelli edenidir. Adalet topaldır; ağır ağır yürür
fakat gideceği yere er geç varır. anlayışının
vatandaşta karşılığı yoktur. Adalet topal
olmamalıdır; ayakları yere sağlam basmalı,
gideceği hedefe, menzile sağlam varmalıdır, zamanında
varmalıdır. Aksi hâlde, hukuki uyuşmazlıkları
zamanında ve hakkaniyetle çözüme kavuşturulmayan toplum, kendi
adaletini sağlamak için suç işlemeye yönelecek ve toplumsal
çatışmalara mahal verecektir. Sonunda hüküm isabetli olsa bile
geciken adalet zulümdür. Bu nedenle, mahkemelerin etkililiği ile
verimliliğinin artırılması, özellikle yargılama
sürelerinin kısaltılması büyük önem arz etmektedir. Adil
yargılanma hakkı kapsamında davaların makul sürede karara
çıkması vatandaşın temel hakkıdır. Anayasa
Mahkemesinde verilen ihlal kararlarının yaklaşık yüzde
70inin adil yargılanma hakkı üzerinde olduğu görülmektedir. Bu
durum, makul sürede yargılamanın
yapılmadığını ortaya koymaktadır. Yine,
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca Yargının
sorunları var. Bu sorunların çözümü noktasında devletimizde,
Hükûmetimizde ve bizde çözüm iradesi vardır. beyanıyla yirmi
yıldır iktidardan reform beklemektedir. Yirmi yıldır
iktidarda bulunan, Anayasa değişikliği yapmış, kanun
yapma yetkisini haiz ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve
Cumhurbaşkanı kararlarıyla otoritesini sağlamlaştırmış
bir iktidardan yargı reformuyla adalet düzenini iyileştirmesi
beklenemez.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İYİ Parti iktidarında hâkim ve
savcıların mesleğe kabullerinde ve yükselmelerinde objektif
kriterler esas alınacak. Hukuk eğitiminin kalitesini yükseltmek amacıyla
hukuk fakültelerinin sayısı azaltılacak, akademik kadro ve
müfredat konuları kapsamında iyileştirmeler yapılacak.
Hâkimlerin çok daha özenli davranmalarını sağlamak
amacıyla, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
içtihatları ile verdikleri kararların uyumunu temel terfi ve yükselme
ölçütlerinden biri hâline getirecek düzenlemeler yapılacaktır.
Hukukun evrensel ilkelerinden kasten uzaklaşarak sebep-sonuç
ilişkilerini muhakeme yerine siyasi konjonktüre göre görevini kötüye
kullanarak yargıya, hukuka, adalete güveni ortadan kaldıran, Anayasa
Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği hak
ihlali kararlarına sebep olan, devleti tazminata mahkûm ettiren veya
zarara uğratan hâkim ve savcılara bu rücu edilecek.
Tutuklamanın, keyfiyetten uzak, kurallara bağlı ve istisna
olması için kesin, objektif, vicdana, hukuka uygun düzenlemeler hayata
geçirilecek. Tutuklama ve gözaltı işlemlerinde yetki ve uygulama
sorunlarına çözüm bulmak adına, cumhuriyet
başsavcılığına bağlı, yalnız soruşturma
evresinde görev yapacak adli kolluk teşkilatı hayata geçirilecek,
tutuklama, ön infaz müessesesi olmayacak. Ceza yargılaması
kişiye özel işlemeyecek, savcılar cumhuriyet savcısı
olduklarını unutmayacaklar. Masumiyet karinesi yasama, yürütme,
yargı tarafından korunacak, yargı
bağımsızlığı teminat altına alınacak,
yürütmenin yargı üzerindeki atama ve denetim yetkilerine son verilecek.
HSK üyeleri beş yıl süreyle seçilecek, ikinci defa seçilemeyecekler.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yine, bölge idare mahkemelerinin işlevi
bakımından idare mahkemesinden çıkan tüm kararların bölge
idare mahkemesine geldiği, bölge idare mahkemesinden verilen
kararların ise Danıştaya gönderildiği ve böylece
Danıştayın yükünün arttığı ortaya çıkmaktadır;
bölge idare mahkemeleri kapatılmalı ya da Danıştayda
görüşülecek ivedi konuların genişletilmesi
sağlanmalıdır. Adli yargıda olduğu gibi idari
yargıda da ara buluculuk sistemi getirilmeli, hâkim ve
savcıların özlük hakları düzenlenmelidir.
Adalet, hak ve hukuka uygunluk, hak ve hukuku
gözetmek ve yerine getirmek, doğruluk, insanların haklarını
gözetme
Adalet sadece yargı kararlarıyla sağlanabilecek midir?
Devletin adaletli olması ne demektir? Toplumsal adaleti getirecek
mekanizma nedir? Bir hukuk devletinde adalet, Anayasa ve kanunların tüm
vatandaşlar için uygulanması, vatandaşın her
hakkının gözetilmesidir.
Sayın Genel Başkanımız Meral
Akşenerin grup toplantısında hayat
pahalılığını dile getirdiği; peynir, zeytin ve
benzeri gıda maddelerinin kürsüye gelmesi sırasında TRT yayını
kesmiştir. TRT bu yayını neden kesmiştir, niye kesmiştir,
bu konuda kimlerden talimat almıştır? 5 milyona yakın
seçmeni olan, şu anda da seçmen sayısıyla Türkiye'nin 1inci
partisi olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bir parti Genel
Başkanının grup toplantısını TRT'nin kesmesini
şiddetle kınıyorum. Az önceki suskunluğum o kınamaya
yöneliktir. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar) TRT, sadece AK PARTİ'ye oy veren seçmenlerin
ödediği vergilerle giderlerini karşılamıyor, bu memlekette
yaşayan 85 milyondan aldığı vergilerle giderlerini
karşılıyor, ayakta duruyor; dolayısıyla her partiye,
her vatandaşa, her görüşe saygı duymak zorundadır.
Yine, Demre'de, İYİ Partili Belediye
Başkanımız; çocukların okula aç gitmemesi, çocukların
beslenme çantasından çıkaracağı ve kendisini mahcup edecek
beslenme yüzünden arkadaşları arasında küçük düşmemesi
adına -Demre Belediyesi- öğrencilerimize sabah kahvaltısı
ve öğlen yemeği uygulaması yapmıştı ama yine
bilinmeyen bir nedenle -bizce bilinen ama kamuoyuna açıklanmayan bir
nedenle- Demre Belediyesinin bu uygulamasına son verilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
AYHAN EREL (Devamla) Ya, aç çocukların
doyurulması, çocukların beslenmesi, çocukların
sağlıklı olarak yetişmesi ve gelecek günlerde
sapasağlam bir nesil olarak vatanına, milletine, devletine,
bayrağına hizmet ederek bu gençlere bunu çok görmek hangi hukuka,
hangi vicdana sığar? (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
Bunu yasaklayanları, hak ve hukuk peşinde
koştuğunu ve bunu savunduğunu iddia edenleri en büyük hak sahibi
olan, en büyük ilahi adaleti sağlayan Cenab-ı Hakka havale ediyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İçeriğe yönelik
alınmış olan kararı ve gruplardan sonraki söz hakkı
kısmını biliyorum ama usul yönünden pek kısa bir söz
talebim var efendim.
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Cumhur
İttifakının tükenmişliğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, Adalet
ve Kalkınma Partisi 20inci kez bütçe yapıyor.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) 21.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bugün bütçeyi görüşüyoruz
ve Meclisin bütçesini görüşüyoruz. Uzun süre 286 milletvekilinden 4
kişiyle dinlediler, şu anda 8 arkadaş salonda; Milliyetçi
Hareket Partisinde 48 milletvekilinden hiçbiri yoktu, şu anda 2
arkadaşımız salonda. Muhalefet partileri bütçede eleştiride
bulunuyorlar. Bu bütçe kimin bütçesi? Bu bütçe, Adalet ve Kalkınma
Partisinin, Cumhur İttifakı'nın, Recep Tayyip
Erdoğan'ın başında olduğu veya tek kişilik
hükûmet sisteminin bütçesi. Şüphesiz o, bütçeyi grubuna emanet ederek
yolluyor ama kimse yok.
TBMM BAŞKANI VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Usul değil ki bu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bizim olmamız
anlaşılır, bu bütçenin yarısını Millet
İttifakı olarak biz harcayacağız gelecek sene. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bizim meseleye yönelik olarak
motivasyonumuz ortada, Cumhur İttifakı'nın da
tükenmişliği ortada. Yoksa bu bütçeyi yönetecek olsalar, azimleri
olsa hani slogandaki gibi ilk günkü aşkla olsalar burada olurlar
değil mi? Sayın Bekir Bozdağ burada Grup Başkan
Vekilliği yaptı, günü gelince parlamenter sisteme laf etmeyi biliyor
Sayın Bozdağ. Parlamenter sistemde, siz Grup Başkan Vekiliyken
böyle ruhsuz bir bütçe gördünüz mü? Parlamenter sistemde Parlamento bütçeye
sahip çıkar; tek adam rejiminde Parlamentoya, bütçe hakkına
nasıl baktığınız ortada. Ne diyorlar? Ben oy versem
de vermesem de geçse de geçmese de yeniden değerleme
Rejim yürür.
diyorlar. Rejim yürümüyor, sistem tıkanmıştır. Biz, bütçeyi
takip etmeye ve gelecek sene en geç 6ncı aydan itibaren bize emanet
edilen bu bütçeyi anamızın ak sütü gibi savunmaya, korumaya söz
veriyoruz. (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
3.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Manisa Milletvekili
Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
öncelikle usulle ilgili tutumunuza saygı duyuyoruz; tüm grupların
bitiminde değerlendirme hakkı verecektiniz ama Özgür Beye özel bir
hak, imkân verdiniz.
BAŞKAN İç Tüzük 60a göre bir dakika
istedi, siz de isteseydiniz size de verirdim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Siz bunu bazen
yapıyorsunuz, canınız sağ olsun.
BAŞKAN Peki.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bazen insanın böyle
CHPli olası geliyor yani sizin Başkanlığınızda.
Sayın Başkan, bakınız, AK
PARTİ bu ülkede yirmi bir yıl bütçe yapma başarısı
göstermiş tek partidir. Yirmi bir yıldan beri bütçe yapıyoruz;
bu, çok büyük bir nimet, milletin emaneti.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Yoruldunuz mu? Onun için mi gelmiyorsunuz?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Söylemek istediğim
şu: Bir görev kusuru, bir görev eksiği olsa bu millet bize yirmi bir
sene bu işi yapma imkânı vermez. Sorun şu: Çok uzun bir takvim
var, başka işlerimiz var, Anayasa çalışmalarımız
var. [CHP ve İYİ Parti sıralarından gülüşmeler,
alkışlar(!)]
BAŞKAN Siz devam edin Sayın Turan, ben
dinliyorum, buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Arkadaşlar, bir söz
var...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Başkanım Kör
kendinden pay biçer. diye bir söz var; bu, yanlış ifade
değildir, atasözüdür.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Yok görüyoruz,
bomboş.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Niye
alkışladığınızı bilmiyorum ama bizim Genel
Kuruldan başka komisyon, Genel Merkez, yurt dışı; çok
programımız var.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Hangi komisyon
çalışıyor?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hani, nerede?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bir daha söylüyorum;
vekilin asli görevi burada olmaksa olalım.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Ya, mazerete gerek yok; hatayı kabul edip özür dileyin ya.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ama ne olur, bu konuyu
değerlendirirken bir de zaman zaman Meclisin mehabetine
yakışmayan, küfürleşmeye varan kavgaların, sloganların
olduğunu da... Kürsüdeki dinlenmeye ilişkin diğer hatiplerin de
kanaatini almakta fayda var diye düşünüyorum. İnsanların buraya
keyifle gelmesi lazım, saygınca gelmesi lazım, kürsüyü dinlemesi
için Muhalefet öyle bir eleştirsin ki ben not alayım. demesi
lazım. Ama sadece ithamların, ilzamların olduğu bir
atmosferden, takdir edin ki insanlar zaman zaman kaçarlar.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Sayın Turan,
tweet atmaya devam et sen.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ben iddia ediyorum, tüm
arkadaşlarımızın şu an bir görevi var; Genel Merkezde
var, grupta var...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Peki, teşekkür
ediyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkanım...
BAŞKAN Sayın Bülbül, buyurun.
4.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Manisa Milletvekili
Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisinde devam
konusunda kendini ispata ihtiyaç duymayan bir gruptur, bunun net bir
şekilde altını çizeyim; burada herkesin şahit olduğu
bir husustur. Milliyetçi Hareket Partisi, kanunların
çıkarılış sürecinde, bütçe görüşmelerinde, diğer
bütün çalışmaların içerisine etkin katılım
sağlayan, büyük bir disiplinle devamlılığı temin eden
bir siyasi parti grubudur. Bizler kalkıp da burada Görevimiz gereği
şu kadar kişi olsak yeter, bunun da ötesi gereksiz. diye bakacak
değiliz; bütün arkadaşlarımızın gruba
devamlılığını temin etmeye çalışıyoruz.
Ancak milletvekillerinin görevlerinden bir tanesi de Genel Kurulu takip
etmektir, bu çok önemli bir vazifedir. İktidar partisinin veya
muhalefet partisinin diye bir ayrımı yoktur Genel Kurulu takip
vazifesi açısından. İktidar iktidar görevini yaparken muhalefet
de muhalefet de muhalefet görevini yapacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Dolayısıyla, burada iktidar 200 kişiyle, 250 kişiyle burada
olur, olmalıdır, evet ama Biz 15 kişi olsak da burada yeter.
anlayışıyla burada, bu koltuklarda muhalefet sadece yoklama
isteyebilecek çoğunlukla buraya devam ediyorsa bunun da ayrıca
sorgulanması gerektiği kanaatindeyim.
Teşekkür ederim.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Sayalım bakalım, kaç kişi var?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Ya, bırak
Allahını seversen ya!
BAŞKAN Evet, herhâlde konu
anlaşılmıştır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bir husus
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Alırsa ben de
alırım Başkanım.
BAŞKAN Sayın Özel, siz bir tespitinizi
paylaştınız, onlar da kendi cihetinden baktılar ve
cevapladılar sizi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, hayır
BAŞKAN Ekstra bir durum var mı
bilmiyorum yani.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yani takdir ederseniz,
Sayın Grup Başkan Vekillerinin söyledikleri
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Alırsa ben de
alırım Başkanım.
BAŞKAN Benimle lütfen pazarlık
yapmayın, ben kime ne vereceğimi biliyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hayır ama konu
anlaşıldı. Bir dahaysa ben de bir daha alacağım,
pazarlık değil.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
5.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çanakkale Milletvekili Bülent
Turan ile Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şunu
uzatmayacağım.
Sayın Grup Başkan Vekillerinin dediği
gibi şöyle bir şey olsa, gruplarının yarısı,
yüzde 60ı burada olsa anlarım. Yahu, 4 kişi, 4! 284
kişiden 4 kişinin savunulacak bir tarafı yok. Yoksa Nerede 30
kişiniz? desek, Sayın Bülbüle Nerede grubunuzdan 10 kişi?
desek yanlış; sıfırdı, burada da 4tü.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) 1imiz 5inize
kardeşim!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Başkanım
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ayrıca, şu konuda da
herhâlde bunu söylemek bana düşer, İYİ Partiye düşmez:
Sayın Ahat Andican gibi bir devlet adamından başlayıp
Sayın Kaplan, Sayın Bahşi, Sayın Erel, Sayın Beyaz,
Sayın Subaşı; her birisinin her kelimesinden istifade ettik biz.
(CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
ZAFER IŞIK (Bursa) Ya, sen onların
avukatı mısın ya?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sizin burada efendim Kürsünün
bir cazibesi yok, sadece itham. demeniz
Tutanaklara dönün, grubunuza
eğitim niteliğinde konuşmalar oldu. (CHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
Sayın Başkan
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Ya, ben
İYİ Partiye bir şey demedim ki. İYİ Parti adına
niye konuşuyorsunuz?
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Özel.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) İYİ
Parti adına CHP konuşuyor
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, Sayın Başkan, ismim geçti, bir söz istiyorum.
BAŞKAN Sakin, sakin arkadaşlar; hepiniz
konuşacaksınız.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) İYİ
Parti adına CHP konuşuyor
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Başkanım, ben sakinim, sadece beni görmenizi istiyorum.
BAŞKAN Görüyoruz Sayın Bülbül, ne zaman
görmedik?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Ben sakinim, ben
sakinim.
BAŞKAN Rica ediyorum, lütfen
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
6.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Manisa Milletvekili
Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
bu polemiği niye uzattığınızı bilmiyorum ama
bakınız, bir defa İYİ Partinin
konuşmacılarını takip etmeye çalıştık,
ederiz de Ahat Bey başta olmak üzere. Düşünmeye sevk etmek
istediğim konu şu: Dünkü -tırnak içerisinde- rezalet, küfürler,
hakaretler, kavgalar; bunu söylüyorum. Hiç
öyle demeyin yani.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Dün o konuda ben
diyeceğimi dedim.
ENEZ KAPLAN (Tekirdağ) Muayeneye gerek yok,
muayeneye.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Efendim?
ENEZ KAPLAN (Tekirdağ) Muayene yapmaya gerek
yok.
ZAFER IŞIK (Bursa) - İYİ Partiden
biri konuştu!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hay Allahım ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Dün o
tartışmayı tükettik.
ZAFER IŞIK (Bursa) Yap hakaretini, yap
hakaretini!
BAŞKAN Siz devam edin Sayın Turan,
buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Değerli
arkadaşlar, söylediğim şu
ZAFER IŞIK (Bursa) Yap hakaretini, yap!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sen var ya, sen zaten keşke hiç gelmesen, hiç gelmesen daha
iyi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) O zaman şunu mu
diyeyim: Şu an 130 tane CHP vekilinin 30u burada, diğerleri nerede
mi diyeyim ben de?
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sadece laf atmaya
geliyorsun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Olmaz, yapmayın
bunu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Yani ne diyeceğiz sana!
ZAFER IŞIK (Bursa) Yap sen hakaretini!
BAŞKAN Sayın Işık, lütfen.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
görevimizin başındayız, bütçeyi takip ediyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Bülbül, buyurun.
Sadece bir dakika.
7.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Manisa Milletvekili
Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Burada
dakikalık varlık yokluk hesabını yaparsak bu işten
kârlı çıkmayacağınızı bilin; birincisi.
İkincisi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kaçırdım.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Kaçırma
meselesi değil. Bunlar
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır hayır; birinci
cümleyi kaçırdım dedim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Biz bir noktada
alırız sözümüzü ondan sonra CHP Grubu Neredeyiz? derseniz o zaman
onun cevabını siz verirsiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok, yok. Başkanım
şunu dedim: Birinci cümleyi kaçırdım. dedim
arkadaşıma.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Duyamadım. dedi yani.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Cumhuriyet Halk
Partisinin bu konuda çok fazla konuşmasına gerek yok. Demin
bahsetmeye çalıştım ama illa isim vererek konuşmak istedim,
mevzu uzayacaksa da uzasın, fark etmez.
BAŞKAN Uzatmayalım, uzatmayalım.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Yok, uzasın.
BAŞKAN Peki.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Şöyle: Kendi
Genel Başkanlarına -bunu bir sefer daha söyledim- Çubukta
yapılan o elim hadiseyle alakalı, saldırıyla alakalı
olan grup önerisini verdikleri zaman kendileri 46 kişiydi, 140
kişilik grup.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Çok gelmişler, 20 yetiyor
onlara genelde.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Çoğunluk
açısından kendi Genel Başkanlarına sahip
çıkamadıkları bir süreçte kalkıp MHPye, oraya buraya laf
atmaya gerek yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bravo(!)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) 46 çok gelmiş, 20
yetiyor onlara.
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ (Devam)
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ (Devam)
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU (Devam)
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
(Devam)
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN İYİ Parti adına son
konuşmacı İstanbul Milletvekili Sayın Ümit Beyaz.
Buyurun Sayın Beyaz. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ÜMİT BEYAZ
(İstanbul) Ya, var ya gerçekten çok boş konuşuyorsun yani
herkese
Biz burada ağzını açmıyoruz, çok ayıp!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Ya,
kardeşim, konuşmana konsantre
ÜMİT BEYAZ (Devamla) Sen hiç konuşma,
sen hiç konuşma!
BAŞKAN Sayın Beyaz, Genel Kurula
lütfen...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Sayın
Beyaz, önüne bak!
ÜMİT BEYAZ (Devamla) Sen hiç konuşma!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kime diyorsunuz?
Böyle bir usul olur mu Sayın Başkan, kime
diyor bunu?
ÜMİT BEYAZ (Devamla) Sen
arkadaşlarına sor istersen.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ama olmaz böyle.
BAŞKAN Sayın Turan, lütfen
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ya Sayın Turan
değil, benimle ne alakası var, kürsüde başka birisi var, niye
Sayın Turan diyorsunuz?
ÜMİT BEYAZ (Devamla) Ya kardeşim Önüne
bak! diyor adam.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ne diyor?
ÜMİT BEYAZ (Devamla) Önüne bak! diyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Önüne bak ama sen.
ÜMİT BEYAZ (Devamla) Yok ya! Ona mı soracağım
nereye bakacağımı? Sana mı soracağım, kime
soracağım? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Beyaz
Sayın Beyaz
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın Başkan
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ben niye dinledim ki,
tamam
ÜMİT BEYAZ (Devamla) Allah Allah ya!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Vallahi böylesi daha hayırlı oluyor, Mecliste
bulunmamaları, bulunmalarından daha iyi. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar) Bırakın da konuşalım
ya!
YUSUF BAŞER (Yozgat) Karar verin siz de biz
ne yapalım?
BAŞKAN Evet, konuşmacı kürsüde
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Laf atmak için gelip oturmanın ne anlamı var? Biraz
saygılı olun ya!
BAŞKAN Sayın Dervişoğlu
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Ya bugün ters
tarafınızdan mı kalktınız?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Ya hareketlere baksana
ya!
ÜMİT BEYAZ (Devamla) Sana bir şey
söylüyor muyum? Bak söylemiyorum.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Herkese fırça
atıyorsunuz.
ÜMİT BEYAZ (Devamla) Sen ne diyorsun?
BAŞKAN Sayın Beyaz
Sayın Beyaz
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Ya sen önüne baksana,
konuşmanı yap.
ÜMİT BEYAZ (Devamla) Sen ne diyorsun
kardeşim?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Ya, birinden fırça
mı yediniz ya?
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sen de mi çıktın? Maşallah(!)
BAŞKAN - Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 14.13
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 14.29
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 30uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
VI.-OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar
Akarın, milletvekillerinden Gazi Meclisin usulüne ve ona
yakışır şekilde hareket etmelerini rica ettiğine
ilişkin konuşması
BAŞKAN Konuşmalara geçmeden önce
sayın milletvekilleri, bütçenin ikinci günü, uzun bir maraton bekliyor
önümüzde. Bütün milletvekili arkadaşlarımın Gazi Meclisin
usulüne, ona yakışır şekilde hareket etmelerini
kendilerinden rica ediyorum. Evet, Mecliste söz atma vardır ama
konuşmacının insicamını bozacak şekilde söz atmaların
veya laf atmaların doğru olmadığını
düşünüyorum. Buradan milletvekili arkadaşlarımı
uyarmayı da kendime zül sayıyorum çünkü her biriniz milleti
tarafından seçilmiş ve Gazi Meclise yollanmış
arkadaşlarımsınız. Bundan sonraki süreci hep birlikte
eleştirilerimizi yaparak, gerektiğinde laf da atarak ama sürekli
olmamak şartıyla bu görüşmeleri sürdüreceğiz. Özellikle
istirham ediyorum milletvekili arkadaşlarımdan; çok bulunmayıp,
zaman zaman Genel Kurula gelip Genel Kurulun insicamını bozan
arkadaşlara da kendi arkadaşları tarafından
uyarılmasını rica ediyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ (Devam)
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ (Devam)
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU (Devam)
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
(Devam)
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Evet, son konuşmacı
İYİ Parti adına İstanbul Milletvekili Sayın Ümit
Beyaz.
Buyurun Sayın Beyaz. (İYİ Parti ve
CHP sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ÜMİT BEYAZ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gençlik
ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerine söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, 1907 Fenerbahçe
Derneği Başkanı olan arkadaşımızın
Fenerbahçe Stadının adına Atatürk isminin verilmesiyle
alakalı bir teklifi olduğunu öğrenmiştim; buradan özellikle
teşekkür ediyorum bir milletvekili olarak hem Fenerbahçe Kulübüne hem Ali
Koça.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin sportif
alanda yaşadığı başarısı da herkesin
malumudur. Karşımızda 2020 Olimpiyat Oyunlarını
alamayan, 2022 Dünya Kupasına katılamayan, futbolda çöküş
yaşayan, sporda başarı umudunu Türkiyeden yetişmeyen ama
Türkiyede adına yarışan sporculara bağlayan bir
anlayış var. İşte, geçmiş karnesi
başarısızlıklarla dolu bu anlayışın Gençlik
ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerine konuşuyoruz.
Siyasallaştırdığınız
sporla, işgal ettiğiniz federasyonlarla, spor dünyasını
boğduğunuz nepotizmle, mali borç batağında kulüpleriyle,
sürekli tartışılan hakemleriyle, yetersiz spor tesisleriyle,
çıkarılmayan spor kulüpleri ve federasyon yasasıyla Türk
sporunun hâli içler acısı durumdadır. Türk sporu
liyakatsizliğin gölgesinde can çekişmektedir. Bu
başarısızlığın altında yatan sebep bellidir.
Başta futbol olmak üzere voleybol, basketbol, halter, atletizm gibi spor
dallarının üzerine düşen siyasetin gölgesi Türk sporunun
beklediği çıkışın önünde set olmuştur.
Spor federasyonlarını, partinizin önde
gelenleri, akrabalarınız, kardeşlerinizle dolduran sizler, sporu
siyasetin gündemine sokan sizler Türk sporunu başarıya
taşıyamadınız. Gençlik ve Spor Bakanlığına
kariyer uzmanı olarak aldığınız ve
Bakanlığın hizmeti ve faaliyetleriyle hiç ilgisi olmayan isimleri
görevde tuttuğunuz sürece de bu anlayışı
değiştiremezsiniz, değiştiremediğiniz sürece de
herhangi bir başarı sağlamanız mümkün gözükmemektedir
Değerli milletvekilleri, amatör spor
kulüplerimiz ağır sorunlarla boğuşmaktadır. UEFA ve
FIFA sıralamasında gerek kulüp futbolunda gerekse millî takım
futbolunda 2000li yılların gerisine düştük. Oysa spor
kulüplerimiz ülkemizde gençlerin daha sağlıklı bir geleceğe
yönlendirilmesinde ve spor altyapısının gelişmesinde büyük
rol oynamaktadır. Amatör spor, gençlerimizi kötü
alışkanlıklardan uzak tutmakta, gençlerin spora
yönlendirilmesinde en önemli taban birlikleridir fakat böylesi önemli bir rol
oynamasına rağmen ülkemizde ve İstanbulda amatör spor
dallarıyla uğraşan kulüplerimiz birçok sorunla
boğuşmaktadır. Tesis sayısı gerilemektedir. Yeni kurulan
birçok amatör spor kulübümüzün antrenman yapacak sahası bile
bulunmamaktadır. İstanbulda son yıllarda tesis
yapılmadığı gibi, birçok spor tesisi de kentsel
dönüşüm denen canavara kurban edilmektedir. Kulüplerimizin gelir
eksikliği, tesis ve malzeme yoksunluğu, oyuncu yetersizliği,
antrenör şartlarının yetersizliği, lisans, transfer, lige
katılım ücretleri gibi sayısız sorunları vardır.
Bu kulüplerimiz belediyelerin yetersiz desteğiyle yaşamaya
çalışmaktadır. Oysa bir devletin öncelikli rolü, halkın
spor yapması için gerekli tedbirleri almak, bir açıdan amatör
kulüplere destek vererek çeşitli branşlarda sporu tabana
yaymaktır. Bizim gençliğimizde her semtte bir mahalle
takımı, her mahalle takımının bir sahası
vardı. Siz, o güzelim semt sahalarını taş binalarla
doldurdunuz, çocuklarımıza top koşturacak alan bile
bırakmadınız.
Değerli milletvekilleri, amatör spor
kulüplerimiz sportif yaşamın en temel unsurlarından biri, spora
başlangıçta en temel yapı taşıdır. Burada
yaşanacak bir bozulma bütün spor yaşamını etkileyecek,
amatör spor kulüplerinin sorunlarına duyarsız kalmak gençlerimizi
spor dışındaki unsurların kucağına
atacaktır. Özellikle finansal, örgütsel, hukuksal ve yöresel
sorunların üstesinden gelmeye çalışan amatör spor kulüplerimiz,
İstanbulda özellikle gelir oluşturmakta zorlanmakta; mevcut Spor Yasasının
uygulamada yarattığı eksiklikler yüzünden sponsor bulmakta
sıkıntı yaşamaktadır. Gelir bulmakta zorlanan spor
kulüplerimiz yüksek vergilendirme oranlarından da şikâyetçidir.
Malzeme temini, tesis ve ulaşım masrafları yine kulüplerimizin
en büyük sorunları arasındadır. Ayrıca İstanbulda
ciddi anlamda tesis sorunu yaşanmaktadır, birçok amatör spor
kulübümüzün tesisi maalesef yoktur. Var olan tesislerin
kullanılmasında yaşanan çarpık tablo amatör spor kulüpleri
arasında dostluk ve barışı zedelemektedir. Bu durum,
haksız rekabet ortamı yarattığı gibi eşitlik
ilkesine de aykırıdır.
Kulüplerimizin yaşadığı bir
başka zorluk spor malzemeleri teminidir. Spor malzemeleri kulüplerimizin
en büyük giderleri arasındadır. Birçok kulübümüz bu malzemeleri temin
edemediği için belediyelerin kapısında yatmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Gençlik ve Spor
Bakanlığı bütçesi üzerine konuşuyoruz; sporumuzun hâlini
özetlemeye çalıştım. Ya gençlerimizin durumu nedir? Biraz ondan
bahsetmek istiyorum. Üniversiteli gençlerimizin hâli nedir, üniversitelerimizin
hâli nedir? Üzülerek söylemek zorundayım ki AKP iktidarı döneminde
üniversiteler bilim üreten mekânlar olmaktan uzaklaştı; üniversite
öğretim üyelerinin mesleki donanımları maalesef yetersiz; genel
üniversite eğitimimiz kalitesiz; devlet üniversiteleri yeterli ekonomik
imkânlara sahip değil. Vakıf üniversitelerine
baktığımızda, üniversiteler sadece binalardan ibaret,
öğrenciler sosyalleşme ortamından yoksun, bazılarının
maalesef açık alanı bile yok. Bu üniversitelerimizden mezun olan
gençlerimiz alanlarında iş bulamadığı için
diplomalı işsiz konumundalar. Düşük ücretlerle iş bulabilen
gençlerimiz de ayrıca diplomalarıyla yurt dışında
denklik almak istediklerinde denklik oranının düşüklüğü
engeliyle karşı karşıya kalmaktalar.
Değerli milletvekilleri, üniversitelerden mezun
olan gençlerimizin büyük çoğunluğu başlangıçta asgari
ücretle veya daha düşük ücretle iş bulabiliyor. İşletme
mezunlarının yüzde 66,3ü, iktisat mezunlarının yüzde 68i
asgari ücret ayarında ücretle iş hayatına atılabiliyorlar.
Değerli arkadaşlar, sözüm ona dindar bir
gençlik yaşatacaktınız. Gelin, görün ki hiç de dindar bir
gençlik yetiştiremediklerini söyleyebiliriz. Dindar bir nesil
parolasıyla çıktıkları yolda gençlerimizin geldiği
nokta, dinden uzaklaşma, ateizm, deizm gibi akımlara kapılma,
uyuşturucu kullanma noktasındadır. Yani adını Yeni
Türkiye koyduğunuz ülkemizde gençlerimizin yarısı ömrünü
iş aramakla geçiriyor. 10 gençten 8i yurt dışına
çıkmayı planlıyor. İş arayan gençlerimizin yüzde 53ü,
çalışan gençlerimizin yüzde 35i hayatından memnun değil.
Gençlerimizin yüzde 66sı aldığı eğitimden memnun
değil. Öyle bir gençlik yarattınız ki yüzde 47si kira,
elektrik, su gibi temel harcamalarını karşılayamıyor;
yüzde 31i bankadan aldığı kredilerle veya
tanıdıklarından aldığı borçlarla
hayatını sürdürüyor; yine yüzde 31i bir başka ülkeye
yerleşmeyi düşünüyor; yüzde 57si daha iyi iş
koşulları için uğraşıyor; yüzde 7,5u kişisel
özgürlük alanını yetersiz gördüğü için ülkeyi terk etmek
istiyor. Böyle bir tabloda mühendis ihraç etmekle övünen bakanlar gördü bu
ülke. Görevi bu gençleri ülkemizde tutmak olan şuursuz bir bakan, ülkesini
terk etmek zorunda kalan pırıl pırıl beyinleri ihraç
malı olarak gördüğünü saklamadı; tabii ki
şaşırmadık. Elbette, doktorlara Defolup gidin. diyen bir
Cumhurbaşkanının olduğu ülkede, ülkesini terk eden gençlere
üzülecek bir bakan tabii ki beklemiyoruz. Gençlerimizin hayallerini özgürce
gerçekleştireceği bir ülke sunma sorumluluğu taşıması
gerekenler, beyin göçünü durdurmak zorunda olanlar, gençler bu ülkeden gitsin
diye ellerinden ne geliyorsa maalesef yapıyorlar. İhracatta durumumuz
bu. Peki, ithalatta ne durumdasınız? Şampiyonlar
şampiyonusunuz. Sığınmacı ithalatında kimse
sizinle yarışamaz, kimse elinize su dökemez. Parlak Türk gençlerini
ihraç ediyor, yarattığınız zenginler için ucuz iş gücü
gördüğünüz sığınmacıları ithal ediyorsunuz;
doktor ihraç edip çoban ithal ediyorsunuz. Kendi gençlerinizi yoksulluğa mahkûm
edip ülkemizi mülteci kampına çeviriyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, iktidarın Gençlik
ve Spor Bakanlığı bütçesinden öğrencilerimiz de nasibini
alıyor. KYK burs ve kredi ödemeleri düşük artırılarak
ihtiyaç sahibi öğrencilerimiz de mağdur ediliyor. 2022
yılında yüzde 85 enflasyona karşı, öğrenci burs ve
kredisi sadece yüzde 30 oranında artırılıyor.
İşte Türk gençliğine verdiğiniz önem, işte gençlik
politikalarınız. Oysa liderimiz, Genel Başkanımız
Sayın Meral Akşener şöyle uyarmıştı sizleri: Siz
bugün ayrıcalıklı bir sınıf yarattınız.
Enesler, Furkanlar, Haticeler ağlarken siz pudra şekerleri çeken,
acayip arabalara binen, tuhaf pantolonlar giyen, tuhaf ceketler giyen, kocaman
zevksiz kolyeler takan, tuhaf tıraşlı gençler
yarattınız. Hiçbir söze kulak vermediğiniz gibi, bu
değerli uyarıyı da kulak arkası ettiniz. Oysa gençler bir
milletin hazinesi, gençlik de gelecekteki gücü, ufku ve umuduydu. Gençlik bir
milletin en büyük güvencesiydi. Ufkumuzu daralttınız, umutları
yok ettiniz. Yapmayın, etmeyin, gençliğimize yazık etmeyin; gelin,
gençlik politikalarınızı gözden geçirin. İşe
doğru insan kaynağı planlamasından başlayıp
gençlerimizi toplumun ihtiyaçlarına göre eğitelim; böylece iş
gücü verimliliğini artıralım, eğitim kurumlarımızın
teknolojik ve ekonomik yeterliliklerini yükseltelim,
müfredatımızı çağımızın gerekliliklerine
göre şekillendirelim, okullar arası altyapı ve imkân
farklılıklarını ortadan kaldıralım, ara eleman
eksikliği için meslek liselerinin eğitim kalitesini yükseltelim.
Değerli milletvekilleri,
başarıyı sadece kazanmak sayan Bakanlığınız
günlük düşündüğü ve topraklarına tohum ekmediği için
başarısızlık çukurunda debeleniyor, günü kurtarmaya
çalışıyor. Bu sebeple, Türk sporunda ekol ve kültür de
yaratamıyoruz. Bu sebeple, kurumsal hafıza ile devamlılık
da oluşamıyor. Basketbol, futbol, atletizm ya da başka
branşta dünyada Türk ekolü diye adlandırılan bir branşa
pek rastlamıyoruz. Sadece güreşte ve halterde yetişen sporcular
başarı ve devamlılık yaratsa da bu branş da ülke
genelinde yayılıp bir talep oluşturmuyor.
Değerli milletvekilleri, ciddi ve gerçekçi bir
spor politikasına, akademik ve bilimsel bir planlamaya
ihtiyacımız var. Spor felsefemizi ve politikalarımızı
bilimsel ölçütlere göre oluşturmalı, spor eğitimimizi ayrı
anlayışla yeniden yapılandırmalıyız. Sporda
kültür ve ekol yaratmış ülkeler, sporu sadece kazanmak ve maddi bir
kazanç için araç değil, bir kamu yararı olarak öngörüyor.
Çocukların temelden sporla tanışmasını,
gelişmesini ve yeteneğini uygun alanda kullanmasını
sağlarken onları sistem içine bir paydaş olarak alıyor.
Değerli milletvekilleri, sonuç itibarıyla,
iktidar, Türk sporunu kalkındıramamış, Türk
gençliğinin taleplerini karşılayamamış. Sporda
yaşanan gelişmeleri iyi okuyamayan, sporu ileriye taşıyan
stratejileri üretemeyen, stratejik bakış açısına sahip
olmayan bu spor anlayışı yüzünden Türk sporu ekonomik, mali ve
sportif anlamda çökmüş durumdadır. Bugünkü spor yapısı da
gençlerimizi ve sporumuzu başarıya taşıyabilecek
yetkinliğe sahip değildir. Bu spor anlayışı sorunlara
çare üretemez, gençliğe bu bakış gençlerimizi ümitlendiremez.
Siyasetin spor üzerindeki gölgesi kalkmadan Türk sporunun başarıya
ulaşması mümkün değildir. Yaşamın her alanında
baskıcı rejim arzusu duyanlara Kahrolsun istibdat, yaşasın
hürriyet! diye burada haykırıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ
Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi söz sırası Milliyetçi Hareket
Partisinde.
İlk konuşmacı Konya Milletvekili
Sayın Mustafa Kalaycı.
Buyurun Sayın Kalaycı. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi ve
Sayıştay bütçeleri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz aldım. Bu vesileyle yüksek heyetinizi ve ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
Konyada bugün, maalesef, Türk
Yıldızlarına ait bir askerî eğitim uçağımız
düşmüştür, paraşütle atlayan pilotun durumu iyidir. Pilotumuza
ve Konyamıza geçmiş olsun diyorum.
Sözlerimin başında, Gazi Meclisimizin ilk
Başkanı ve cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e,
ülkü arkadaşlarına ve vatan uğruna şehit düşen
kahramanlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmetler niyaz ediyorum.
Ülkemizin yönetim sistemi 2017 Anayasa
değişikliğiyle kapsamlı bir reforma tabi tutulmuş ve
Türk milletinin iradesiyle Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemine geçilmiştir. Ülkemiz, yönetimde istikrarın, temsilde
adaletin temin edildiği bir yönetim sistemine kavuşturulmuştur.
Seçmen iradesinin Meclise yansıma oranı yaklaşık yüzde 98
olmuştur. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi katı
kuvvetler ayrılığına dayanmaktadır. Yasama ve yürütme
asli fonksiyonlarına döndürülmüş, kuvvetler
ayrılığı tahkim edilmiştir. Kanun yapımında
Meclis iradesi ön plana çıkarılmış olup Meclis
münhasıran milletvekilleri tarafından verilen kanun teklifleri
üzerinde yasama yapmaktadır. Yetki kanununa dayalı kanun hükmünde
kararname çıkarma uygulaması kaldırılmıştır.
Yürütme sadece bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerini sunabilmektedir,
Meclisin bütçe yetkisinin devredildiği iddiaları
asılsızdır. Nitekim, Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sistemi döneminin 5inci bütçesini görüşüyoruz ve uygulamadan da
açık ve net görüleceği üzere bütçe kanun teklifi Meclis
tarafından görüşülüp karara bağlanmaktadır.
Milleti esas alan bir sistem daha demokratiktir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde yürütmeyi de
yasamayı da millet seçmektedir. 6lı masanın güçlendirilmiş
parlamenter sistem önerisiyle parlamenter sisteme geri dönülmek istenmektedir. Önerilen
sistem, yürütmede yeniden çift başlılık oluşmasına,
karar alma süreçlerinde ve hükûmet-Cumhurbaşkanı ilişkilerinde
tekrar krizler yaşanmasına, yürütmeyi elinde bulunduran siyasi gücün
Meclise de mutlak anlamda hâkim olmasına ve Meclisin etkinliğinin
azalmasına yol açacaktır. Bu sistem, kısa ömürlü ve zayıf
hükûmetlere, koalisyonlara da yeniden zemin hazırlamaktadır.
Yüzde 3 barajı getirmek hükûmet
kurulmasını zorlaştırırken düşürülmesini
kolaylaştıracaktır. Yapıcı/kurucu güvensizlik oyu
sistemi de istikrarsız hükûmetler kurulacağının baştan
kabul edilerek gensoruyla hükûmeti düşürenin alternatifini oluşturma
önerisidir. Bilindiği üzere, Meclis tarihinde verilen 494 gensoruyla
sadece 2 hükûmet düşürülmüştür. Bu hükûmetlerden biri
azınlık hükûmetiydi, diğeri de Güneş Motel
pazarlıkları ve sonra bakan yapılan milletvekillerinin
istifaları sonucu gerçekleşmişti.
Milletin en az yüzde 50+1 çoğunluğunu
alıp yedi yıllığına seçilen
Cumhurbaşkanının, temsilî görev ve yetkilere sahip olması
bu uyduruk sistemin sakat anlayışını ortaya
koymaktadır. Görevi sona eren Cumhurbaşkanının aktif
siyasete dönememesi de yasakçı bir anlayış olup temel insan
haklarından olan siyasi partiye üyelik ve seçilme hakkı
engellenmektedir.
Yürütmeye yeniden kanun hükmünde kararname
çıkarma yetkisi verilmesi, dolayısıyla Meclisin yasama
yetkisinin elinden alınmak istenmesi Cumhurbaşkanlığı
kararnamelerini bu yönde eleştirenlerin çelişkisini de ortaya
koymaktadır. OHAL kararnamesinin kaldırılması önerisi ise
olağanüstü hâl şartlarında devletin mücadele gücünü
zayıflatacaktır. Son olarak 15 Temmuz hain işgal girişimini
müteakip çıkarılan OHAL kanun hükmünde kararnamelerinin darbe
teşebbüsü ve terörle mücadele amacıyla hızla uygulamaya konulan
zaruri tedbirler olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu uygulamanın kaldırılması
acaba hangi akla hizmettir?
İstikrarsız ve zayıf yürütme modeline
geri dönme, yeniden kriz üreten bir yapı tesis etme
arayışı, çözülmüş sorunları yeniden gündeme
taşıma gayreti milletimize büyük haksızlıktır. Parlamenter
sistem döneminde yaşanan ve demokrasi dışı müdahalelere de
zemin hazırlayan siyasi istikrarsızlıklar Türkiyeyi her yönden
olumsuz etkilemiş, hedeflerinden uzaklaştırmış, on
yıllarını kaybettirmiştir.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem anayasa
değişikliği önerisinde ayrıca, başta devletin ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya yönelik olmak üzere,
Anayasanın 14üncü maddesinde sayılan faaliyetlerle ilgili olarak
seçimden önce soruşturmasına başlanan suçlar yasama
dokunulmazlığı kapsamına alınmaktadır. Yine,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının parti kapatma
davası açabilmesi TBMM üye tam sayısının beşte 3ünün
izin verme şartına bağlanmaktadır. Yargı
işleminin Meclis denetimine bağlanması resmen yargıya
müdahaledir ve yargı üzerinde vesayet oluşturmaktır. Kuvvetler
ayrılığı yargı
bağımsızlığı demokrasi hukuk sözleri nerede
kaldı? Gerekçe neymiş? Güya parti hürriyeti güçlendiriliyormuş,
güya dokunulmazlık güvencesi güçlendiriliyormuş. Kimin hürriyeti,
kimlerin dokunulmazlık güvencesi güçlendirilmek isteniyor bellidir ve
milletimiz çok iyi bilmektedir. Seçilmek hiç kimseye hukuki imtiyaz
sağlayamaz; demokrasi, hürriyet, insan hak ve hukuku ihanetin bahanesi
olamaz; dünyanın hiçbir demokratik ülkesi buna cevaz vermez. Yasama
dokunulmazlığı suç işleme özgürlüğü değildir. Bu
yasama döneminde işleme alınan yasama dokunulmazlığı
tezkerelerinin sayısı yaklaşık 1.800
civarındadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi suç ve suçluların
sığınağı ve barınağı olamaz,
olmamalıdır. Milletvekilliği dokunulmazlığı kamu
vicdanının kabul edeceği makul esaslara
bağlanmalıdır. Bu değişiklik yapılıncaya
kadar, özellikle bölücülük, terör örgütlerine yardım ve yataklık gibi
iddialarla ilgili düzenlenen fezlekeler bekletilmeksizin işleme konulmalıdır.
Değerli milletvekilleri,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Meclisin
yazılı soru, genel görüşme, Meclis araştırması ve
Meclis soruşturması yoluyla denetim fonksiyonları devam
etmektedir. Yürütme, Meclis içinden çıkmadığı ve güvenoyunu
bizzat milletimizden aldığı için de güvenoyu ve gensoru
mekanizması kaldırılmıştır.
27nci Yasama Dönemi Beşinci Yasama
Yılı sonu itibarıyla toplam 6.647 Meclis
araştırması önergesi sunulmuştur. Aynı dönem
itibarıyla verilen toplam soru önergesi sayısı ise 73 bini
geçmiş olup bu dönemde Meclis tarihinin en fazla yazılı soru
önergesi sunulmuştur. Yazılı sorulara cevap verilmesinde her
dönem sorunlar yaşanmaktadır. Bu dönemde soru önergelerinin on
beş gün içinde cevaplandırılması kuralına tümüyle uyum
sağlanamadığı görülmektedir. Bununla birlikte, Değerli
Meclis Başkanımızın Komisyonunda verdiği bilgiye göre,
yazılı soru önergelerinin cevaplandırılma oranı bu
yasama döneminde yüzde 63,8 iken 24üncü Dönemde yüzde 60,3; 26ncı
Dönemde ise yüzde 45,4 düzeyindedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde hızlı,
etkin, şeffaf, katılımcı ve kaliteli bir yasama ve denetim
sürecinin sağlanması için Meclis İçtüzüğünün mutlaka
yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Meclis faaliyetlerinin verimli ve etkin
yürütülmesi için faaliyet gösteren Türkiye Büyük Millet Meclisi idari
teşkilatı çalışanlarının mali ve sosyal
haklarındaki farkları giderecek düzenlemelerin yapılması
verimliliği artıracak, hakkaniyet sağlayacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe
hakkının kullanımına ve denetim görevini yerine getirmesine
katkı sunan Sayıştay, çok önemli, anayasal bir kurumumuzdur.
Sayıştay denetimleri saydamlığın ve hesap verme
kültürünün kamu yönetimine yerleşmesi bakımından büyük önem arz
etmektedir. Sayıştay denetim raporlarının detaylı incelemelere
dayandığı, yapılan denetimlerin idarelerin mevzuata uygunluk
ve kamu kaynaklarının rasyonel kullanımına katkıda
bulunması bakımından yararlı olduğu
anlaşılmaktadır. Sayıştay denetim raporlarında
yer alan önerilere titizlikle riayet edilmelidir.
Esasen idareler tarafından Sayıştay
bulgularına önceki yıllara göre daha çok dikkat edildiği ve
uygun düzenlemelerin yapıldığı 2021 yılı denetim
raporlarında görülmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) Bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) Türkiye Büyük Millet
Meclisi ve Sayıştayın 2023 yılı bütçelerinin ülkemiz
ve milletimiz için hayırlar getirmesini ve bereketli olmasını
diliyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Afyonkarahisar Milletvekili Sayın
Mehmet Taytak.
Buyurun Sayın Taytak. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu Denetçiliği
Kurumu bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, insanlık
tarihiyle eş zamanlı olarak gelişen yönetim, beraberinde
denetimin de gelişmesini sağlamıştır. İyi bir
yönetim için iyi bir denetim sisteminin olması gerekliliği
ortadadır. Kamu Denetçiliği Kurumu, idare ile vatandaş
arasında çıkan uyuşmazlıklara, herhangi bir maddi
karşılık beklemeden, hızlı bir şekilde çözüm
üretmek görevini üstlenen, ara bulucu bir konuma sahip olan denetim kurumudur.
2023 yılı cumhuriyetimizin 100üncü
yılıdır. Daha güçlü bir Türkiye, adalet, insan hakları,
hukukun üstünlüğü ve hakkaniyet ilkeleri üzerinden yükselecektir. Bu
nedenle, Kamu Denetçiliği Kurumu, Anayasada teminat altına
alınan temel hak ve hürriyetlerin uygulanması, hak arama
konularında toplumun bilgilendirilmesi için çalışmalar
yapmaktadır. Denetim, toplumun en küçük birimi olan aileyle
başlayarak, çevre ilişkileriyle devam ederek kurum ve
kuruluşlarla gelişim gösterir.
Değerli milletvekilleri, Kamu Denetçiliği
Kurumu, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin en önemli
kurumlarındandır. 2022 yılında 1 Ocak-15 Ekim tarihleri
arasında Kamu Denetçiliği Kurumuna 13.708 başvuru
yapılmıştır. Geçen yıldan devreden dosyalar da ele
alındığında, yapılan incelemeler sonucunda 14 bin
başvuru için karar verilmiştir. Bu kararların verilmesinin
yanı sıra 15 Ekim 2022 tarihine kadar 97.357 kişi de Kamu
Denetçiliği Kurumundan telefonla, maille veya yüz yüze gelerek destek
istemiştir. Bunlarla hukuki destek verilmiş, kendileri
bilgilendirilmiş veya yapacağı çalışmalar
karşısında kendilerine yol gösterilmiştir.
Değerli milletvekilleri, Kamu Denetçiliği
Kurumu, sadece idareyi değil, kamuoyunu ilgilendiren tüm konulara müdahale
edebilmelidir. Toplumu etkileyen, ruh sağlığımızı
tehdit eden gündüz kuşağı programları,
ahlaksızlığın dayatıldığı diziler,
denetimi daha az olan dijital platformlar ve yeni neslin kimliksiz, cinsiyetsiz
ve köksüz olarak yetişmesini hedefleyen sosyal medya dayatmalarına
karşı tüm kurumlarımızla beraber ortak hareket etmeliyiz.
Dizilerde, filmlerde, magazin programlarında ve sosyal medyada
paranın uşağı olması için gençlerimize dayatılan
iğrenç akımlara tahammülümüz kalmamıştır. Türk
milleti, sosyal medya karamsarlığına, umutsuzluğa ve sanal
dilenciliğe alıştırılmak isteniyor. 3-5 beğeni
fazla almak için sanal şaklabanlık yapan, toplumun sinir
uçlarıyla oynayan, elinde bir mikrofon, bir kamerayla sokak
röportajları adı altında meydanlarda milleti birbirine sokan,
birbirine kırdıran denetimsiz fenomenlerin topluma verdiği
zararları kamusal olarak değerlendirmemiz gerekmektedir. Siyaset
kurumu bu konuda da çok titiz hareket etmek zorundadır. Sorumsuz
açıklamaları ve politikalarıyla toplumumuzun ahlaki ve vicdani
değerlerinin içi boşaltılmamalıdır çünkü bozulan
değerler hepimizindir, gelecek nesil hepimizindir. Gençlerimizi başka
kültürel dayatmalara teslim etmeyelim, siyaset yapıyoruz diye de
kafalarını bulandırmayalım.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket
Partisi, imanla yoğrulmuş, şehit kanlarıyla
mayalanmış, geçmişi beş bin yıla dayanan kadim Türk
devletinin en kuvvetli savunucusudur. Bilge liderimiz Sayın Devlet Bahçeli
Beyefendi'nin devletimizin en kritik anlarında Türk siyasetine
vurduğu mühürler, yüzyıllar sonrasında tarih kitaplarında
altın harflerle, gelecek nesillere mutlaka ve mutlaka
aktarılacaktır.
Türk milletine takılmak istenen prangalar,
komşu ülkelerimizin ve bulunduğumuz coğrafyanın
gerçekleriyle birlikte düşünüldüğünde gelecekte bizleri çok çetin bir
dönem bekliyor. Bu mücadele için istikrar gerekmektedir, bu mücadele için güçlü
bir iktidar gerekmektedir, bu mücadele için millî birlik ve beraberlik
gerekmektedir, millî birlik ve beraberliğimizin sigortası da
Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı'dır.
Cumhur İttifakı sonrası ülkemizin
kazanımları ortadadır. Sahada ve masada etkin, söz sahibi,
bölgesinde gerçekleşen olaylara kendi politikalarıyla yön veren bir
devlet olarak bütün dünyayı etkileyen Rusya ve Ukrayna savaşı
sırasında dünyanın tahıl sorununa çözüm bulunması,
mazlum milletlere el uzatılması, ülkemizin terörle mücadelesine
destek vermeyen ülkelerin politika değişikliğinin
sağlanması, birden fazla ülkede aynı anda operasyon yaparak
İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma
Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve
Millî İstihbarat Teşkilatıyla birlikte koordineli bir
şekilde nokta atışı operasyonlarla terörün kökünün
kazınması, dünyayı ekonomik anlamda nasıl etkilediğine
şahit olduğumuz enerji meselesinin çözümü için petrol ve doğal
gaz arama gemilerimizin, dünya savaş tarihini ve bölgemizin seyrini
değiştiren İHAların, SİHAların, insansız
denizaltıların ve yerli savunma sistemlerinin geliştirilmesi
Cumhur İttifakının başarısıdır. Türkiye
Cumhuriyeti, doksan dokuz yıllık siyasi tarihinin en öz güvenli siyasetini
Cumhur İttifakı sayesinde gerçekleştirmiştir.
Turan coğrafyamızla aramızdaki
engeller birer birer ortadan kaldırılarak ilişkiler gerekli
şekilde yürümektedir. Türk Devletleri Teşkilatı
kurulmuştur. Azeri Türkü soydaşlarımız otuz yıl önce
kanlı, çıplak ayaklarıyla terk etmek zorunda
kaldıkları Karabağda bugün çok şükür ki zafer
halayları çekiyorlar. Kıbrıs yeniden millî bir dava hâline
gelmiş, kırk altı yıl sonra kapalı Maraş
açılmış, Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci ülke
olarak katılımı sağlanmıştır. Libyayla
deniz yetki anlaşması imzalanarak mavi vatan bilinci
oluşturulmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi, tarihin kendisine
yüklediği misyonla Türk milletinin sarsılmaz kalesi olmaya
Allahın izniyle devam edecektir.
Değerli milletvekilleri, liderimiz, Genel
Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendinin 1992 yılında
yapmış olduğu konuşmadan bir kesiti paylaşmak
istiyorum: Gelecekte ve 21inci yüzyılı kucaklamakla şeref
duyduğumuz ve Cenab-ı Allah'ın bir lütfu olarak
karşıladığımız, birinci merhale olarak
Türk
birliğini köreltmek için Türkiye üzerinde oynanan oyunları anlamak
gerekir. Cumhuriyetin ilanının 69uncu yılındayız,
yıl 1992, 21inci yüzyılın eşiğindeyiz. 21inci
yüzyılın Türk yüzyılı olmasını istiyor isek gelin
hep beraber haykıralım. Cumhuriyetin 100üncü yılında, 2023
yılında lider ülke Türkiye olarak Türkiye'yi hatırlayalım.
İşte o günden bugüne yürüyoruz. (MHP sıralarından
alkışlar)
1992 yılında hangi partide olduğunu
bile bilmediğimiz birilerinin arkasında değil, otuz yıl
önce lider ülke Türkiye vizyonu çizen liderimizin, Devlet Beyimizin
arkasından yürüyoruz. (MHP sıralarından Bravo! sesi,
alkışlar) İşte öngörü budur, işte millet ve devlet
sevdalısı olmak budur. Devlet Bahçeli demek; yenilmez irade, teslim
alınmaz inanç, eğilmeyen baş, düşmeyen dava şuurudur.
(MHP sıralarından alkışlar) 2023 vizyonuyla daha güçlü bir
Türkiye, Allah'ın izniyle ve milletimizin ferasetiyle Milliyetçi Hareket
Partisi ve Cumhur İttifakı'yla gerçekleşecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken
Gazi Meclisi ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın
Feti Yıldız.
Buyurun Sayın Yıldız. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA FETİ YILDIZ (İstanbul)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, Sayın Bakanım,
Komisyonun değerli üyeleri; Adalet Bakanlığı bütçesi
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini sunmak üzere
huzurunuzda bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Adalet
Bakanlığı bütçesi konuşulurken elbette yargı
kararlarından, cezaevlerinden, tutuklu ve hükümlülerden, infaz sistemlerinden, mahkûm ve
yakınlarının isteklerinden, beklentiler ve umutlarından
bahsetmek zorundayız.
Sayın milletvekilleri, Osmanlı Türk
devletinde kale burçları genellikle hapishane olarak kullanıldı.
Karanlık ve nemli oldukları için buralara zindan adı
verilmişti. İstanbul'da Yedikule, Baba Cafer, Kasımpaşa tersanesi zindanları
bunların en meşhurlarıydı. Bugün medeniyetin
beşiği olduğunu iddia eden Batıda mahpuslar o zaman diri
diri ateşe atılırken atalarımız, 1859
yılında çıkardıkları Muhakemât Nizamnâmesiyle modern
cezaevlerinin temellerini attı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü
kayıtlarına göre, Türkiye'de 8i çocuk olmak üzere 384 cezaevi
bulunmaktadır. Bu cezaevlerinin toplam kapasitesi 272 bin kişidir.
Hâlihazırda, cezaevlerinde toplam 314 bin
kişi hükümlü gözükmektedir fakat bunlardan 82 bin hükümlü, pandemi
nedeniyle izinli olarak evlerine gönderilmiştir. Hükümlünün evde
geçirdiği süre hapis cezasından düşürülmektedir bildiğiniz
gibi. Evde geçirilen bu sürelerin toplam süresi kadar aynı suçlardan
kapalı ceza kurumunda bulunan hükümlülerin cezasından da
düşürülmesi adalet ve hakkaniyet gereğidir. 15 Nisan 2020 tarihinde
yürürlüğe giren, muhalefetin büyük direnciyle karşılaşan Ceza
İnfaz Yasası ve Covid izni cezaevindeki bu yoğunluğu önemli
ölçüde azalttı.
Sayın milletvekilleri, hapis
cezalarının infazında emniyet, güvenlik, disiplin
uygulamalarında öncelikli amaç, insan onurunun zedelenmeden mahkûmun
toplumla yeniden bütünleşmesidir. İnsanlığın bu
gereklerine cezaevi idarelerinin duyarlı olduğunu biliyoruz ve
görüyoruz. Cezaevi revirlerinde ilk müdahale ve sağlık için
beklediğimiz yararları her zaman sağlamak mümkün
olmamaktadır. Bu nedenle, hasta mahkûmların mümkün olabildiğince
evlerine veya sosyal rehabilitasyon ortamlarına yakın cezaevlerinde
bulundurulması şarttır. Bizim inancımıza göre,
yaratılmışların en şereflisi insandır. Tek
başına hayatını idame ettirmekten âciz olan yaşlı
ve hassas hükümlüler için alternatif infaz uygulamaları
yapılmalıdır. Mahkûmların evlerinden yüzlerce kilometre
uzaktaki cezaevlerinde tutulmalarının da aileleri için önemli bir
zorluk olduğu da ortadadır. Türk milliyetçileri için devlet, ebet
müddet ve koruyucu egemenliktir. İnsanlar, inançlı insanlar Dantenin
Cehenneminin kapısında yazılı olduğu şekilde Ey
buraya giren, bütün umutlarını kapıda bırak. demez,
diyemez; ülkücüler hiç demez. İnsan, saygıyı hak eden bir
varlık olarak hayatını idame ettirmek istiyorsa onun
şartlarını da yerine getirmek zorundadır.
Değerli arkadaşlar, Yüksek Seçim Kurulu 10
Mayıs tarihinde, Türkiye'de mevcut 122 siyasi partiden 27sinin seçimlere
katılma yeterliliği bulunduğunu açıkladı. Kuruluş
sebepleri, motivasyonları farklı olan, hemen hemen çoğu
kaybettirme üzerine kurgulanmış, sayıları konusunda ihtilaf
bulunan pazarlık partilerinin bulunduğu masa, 28 Kasım günü
güçlendirilmiş parlamenter sistem Anayasa değişikliği
önerisiyle bir metni kamuoyuyla paylaştı. 2007de
Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından
seçilmesini düzenleyen Anayasa değişikliğine şiddetle
karşı çıkanlar, iptal edilmesi için dönemin
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le birlikte Anayasa Mahkemesine
koşanlar; döne dolaşa bugün Cumhurbaşkanının halk
tarafından seçilmesi teklifine geldi. Hükûmet sistemleri üzerinde az çok
bilgisi olan, siyasi tutarlılığı olan bazı
insanların, bazı muhaliflerin şaşkınlık
içerisinde ve üzülerek bu durumu izlediğini biliyorum, onların
hakkını da teslim ediyorum. Yürütme ve yasamanın doğrudan
halk tarafından seçilmesine esastan karşı olduğunu
bildiğim bazı milletvekili arkadaşların mecburen partisinin
görüşü doğrultusunda takiyede sınır
tanımadığına da tanık oluyorum.
Değerli arkadaşlar, parlamenter sistemde
Cumhurbaşkanının Meclis tarafından seçilmesinin şart
olduğunu biraz utangaç, biraz kaçamak şekilde kapı arkasında
birbirlerine fısıldayadursunlar, biz anlatmaya devam edelim.
Eğer Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyorsa,
Cumhurbaşkanının önemli yetkileri varsa, halk tarafından
seçilen Cumhurbaşkanının yanında yürütme gücünü de elinde
bulunduran ve Parlamentonun güvenine dayanan Başbakan ve Bakanlar Kurulu
varsa o sistemin adı yarı başkanlık sistemidir; Mahmut Bey,
bunu bilmek için Sorbonne hukuk mezunu olmaya gerek yoktur.
Değerli arkadaşlar, bizde bilinenin aksine
anayasa çalışmaları Batıyla birlikte
başlamış değildir. Türklerde anayasacılık çok
eski tarihlere dayanır. Türklerin ilk yazılı anayasası 735
yılında yazılan Bilge Kağan Yazıtıdır;
Göktürkçe olup 36 maddeden ibarettir; burada devleti, olayları
anlatır, öğütler verir; töre diye de bilinir bu Anayasa. Medine
Vesikasıyla benzer hükümler taşıması, o hükümleri içermesi
nedeniyle Türklerin aynı tarihlerde kitleler hâlinde İslamiyeti
seçmesinde etkili olduğu da söylenir.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket
Partisinin on dokuz ay önce cumhuriyetimizin 100üncü yılında
cumhuriyetin kurucu değerlerine, milletimizin egemenlik haklarına
saygı ve bağlılığın gereği olarak 4
kısım ve 100 maddeden oluşan anayasa önerisini Genel Başkanımız
milletimizle paylaşmıştı. Bu anayasada başlangıç
kısmına Allahın lütfu, kardeşlik ruhu ve vatan sevgisiyle
varlık bulmuş biz Türk milleti düsturuyla giriş
yapılmıştır. Devletin şekli ve nitelikleri aynen
korunarak 1inci maddede ele alınmış, maddenin son fıkrasında
da Bu madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi
edilemez. denmiştir. Temel hak ve hürriyetlerin kapsamı, taraf
olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi baz alınarak
kanunla belirlenmesi şartına bağlanmıştır.
Hürriyetin esas, sınırlamanın istisna olduğu
yaklaşımı, gerçek anlamıyla buluşturulmuştur.
Meclis Başkanına, tarafsız konumuyla
millî uzlaşma sağlama ve siyasi krizlerde ara buluculuk işlevi
yüklenmiştir. Milletvekilliğinin düşürülme sebepleri ve
belirsizlikler ortadan kaldırılmıştır.
Başkanlık sistemi, yeni anayasa bütünlüğü içinde kurumsal yapıya
kavuşturulmuş; Başkanla birlikte iki
yardımcısının seçilmesi öngörülmüştür.
Başkanlık kabinesi, anayasal statüye dâhil edilmiş ve
başkanlık hükûmet programının Meclise sunulması
yöntemi getirilmiştir. Üniter devlet ilkesi anayasada açıkça yer
bulmuş ve idari yapıda il esası korunmuştur.
Diyanet İşleri
Başkanlığı diyanet kurumu olarak yeniden
yapılandırılmış, Yüksek Öğrenim Kurumunun
teşkilinde Türkiye Büyük Millet Meclisine büyük yetkiler
tanınmıştır. Yeni bir kurum olarak liyakat kurumu
önerilmiş ve Türkiye Merkez Bankası, anayasal kuruluş hâline
getirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi de özel bir statüye
kavuşturulmuştur. Yüce Divan yargılaması ve siyasi parti
kapatma davaları yüce divan adıyla oluşturulacak yeni bir
mahkemeye verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin burada görevlerini, yükünü,
ağırlığını anlatmamız bu zaman dilimi
içerisinde mümkün değil zaten, şunun şurasında üç dakika
kaldı, onun için buraları biraz hızlı geçerek asıl
anlatacağımız şeylere gelelim.
Değerli arkadaşlar, kırk yıldan
beri ülkemize, insanımıza saldıran bölücü terör örgütü
PKKnın asıl sahiplerinin kim olduğunu bütün dünya biliyor. ABD
bütçesinden her yıl terör örgütü PKK/PYDye milyonlarca dolar yardım
yapılıyor; terör ve terörist, insanların gözünün içine baka baka
finanse ediliyor. Parasını peşin ödediğimiz silahlar bir
bahane yapılarak ülkemize verilmezken Pentagon tarafından terör
örgütüne hibe ediliyor.
Her fırsatta Türk devletine, Türk milleti
aleyhine ahlaksızca sözler sarf eden Coni, vahşet ve zulüm
arıyorsa tarihine baksın diyoruz. Amerikan tarihi ve Amerika
Kıtasındaki 286 farklı köken ve halktan 100 milyon yerlinin
18inci yüzyılın başından itibaren nasıl
katledildiğine baksın. Hiçbir hormonlu sözcük, göçmenler ülkesi
Amerika'nın yerli halkları katlederek kurulduğu bir ülke
olduğu gerçeğini değiştiremez. Hakeza, Fransa da öyledir;
sömürge imparatorluğu Fransa da yaptığıyla hâlâ eli
Afrika'nın içindedir, katliamlar yapmakta, darbeleri finanse etmektedir.
Değerli arkadaşlar, ihaneti bir meta gibi
pazarlayan odaklar, Cumhur İttifakı aleyhine sürekli yalan haberler
üretiyor. Duygusal olarak yoğun, dikkat çekici, büyük ölçüde görsel
unsurlarla harmanlanarak hazırlanan yalan haberler, demokrasiyi tahrip
ediyor. Yalancılar her zaman vardı ama eskiden siyasi yalanlar ve
bunu söyleyenler genellikle tereddüt ederek, kaygı duyarak, bir parça
suçlulukla, en azından az mahcubiyetle dile getirirlerdi; bugün siyasi
parti görünümlü yalan üretim merkezleri inşa edildi. Dezenformasyon
yasası ve yalan haber karşıtı mücadele yasası
tartışmalarında, Teyo Pehlivana, Köşk Emine,
Kırkyalan Çapana rahmet okutacak sözler söylendi.
Değerli arkadaşlar, ancak biz iş
birlikçilere, yeni mandacılara, terör örgütünün elinde tutsak olanlara
karşı, durmadan, duraksamadan kutlu yolumuza devam edeceğiz.
(MHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FETİ YILDIZ (Devamla) Sayın Başkan,
ne kadar müsaade edersiniz bilmiyorum.
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Yıldız.
FETİ YILDIZ (Devamla) Bir iki dakika
BAŞKAN Bir dakika sadece, tamamlayalım
lütfen.
FETİ YILDIZ (Devamla) Sayın Genel
Başkan Yardımcımız Kalaycının
anlattıklarının üstüne fazla şey söylemek istemiyorum ancak
6lının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının
bir siyasi partiyi kapatma davası açılabilmesini Türkiye Büyük Millet
Meclisinin nitelikli çoğunluğunun izin şartına
bağlaması
Bir an için bu teklifin
kanunlaştığını düşünelim; Anayasanın tüm hükümlerini
ayaklar altına alacak bir çoğunluk partisine karşı dava
açabilmek mümkün olur mu ya da aynı ittifak içerisinde bulunan partiler
diğeri aleyhine olacak tasarruflara kayıtsız kalabilir mi? Hangi
hukuk mantığıyla bu yapıldı, bilemiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Yıldız.
FETİ YILDIZ (Devamla) Yani bildiğim
şudur: Bazı arkadaşların vicdanlı olduğu, bunu
kabul etmediğidir.
Sözlerimi burada bitirirken bütçemizin
hayırlara vesile olmasını diler, hepinizi saygıyla
selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan
FETİ YILDIZ (İstanbul) Mahmut Beye
sataşma yaptım.
BAŞKAN Mahmut Bey, Sorbonneu mu bitirdiniz?
Sorbonneu bitirmediyseniz iyi bir şey söyledi Sayın
Yıldız, bir sataşma yok.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Evet, sayın
hatip bana sataştı.
BAŞKAN Sataşma yok, sataşma yok
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Mahmut
Tanal, bunu bilmek için Sorbonneda mı okumak lazım? dedi.
BAŞKAN Sorbonneu bitirmediyseniz problem
yok.
FETİ YILDIZ (İstanbul) Övdük, övdük.
BAŞKAN Evet, övdü, övdü, Sayın
Yıldız sizi övdü.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Yıldız bana sataştı Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, devam ediyoruz.
Kırıkkale Milletvekili Sayın Halil
Öztürk.
Buyurun Sayın Öztürk. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA HALİL ÖZTÜRK
(Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,
Kıymetli Bakanlarım; Adalet Bakanlığı, Yargıtay,
Danıştay Başkanlığının 2023 yılı
bütçeleri hakkında Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini arz
etmek üzere huzurunuzda bulunmaktayım. Ekranları başında
bizleri izleyen aziz milletimizi ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, eğer bir
ülke sanayisinden, ticaretinden, çevre bütçesinden daha fazla bir bütçeyi
adalet için öngörebiliyorsa, bu durum o ülkenin adalete verdiği
değeri ve hassasiyeti gözler önüne sermiş demektir. Bu bağlamda,
Adalet Bakanlığımızın 2022 yılına göre yüzde
62lik bir artışla 75 milyar TLyi aşan bütçesinin milletimize
ve adalet sistemimize hayırlar getirmesine diliyorum.
Değerli milletvekilleri, adalet kavramı
hem yüce dinimiz İslamın hem de vicdanın öngördüğü temel
ortak ilkelerden biridir. Vatandaş-devlet, özel-kamu, tümel-tikel gibi
ayrımlar itibarıyla birtakım anlam farklılıkları
arz etse de adalet, hak ve hukuk açısından değişmez, ideal,
normatif bir değer manzumesidir. Adalet, toplumdan çok ciddi beklentiler
içerisindedir çünkü nihai noktada her ikisinin de hayatı insana, onun
akıl ve tutumuna bağlıdır. Bir başka ifadeyle, adalet
insanda doğar, davranışlarında görünür, akıl ve
iradesiyle düzenini kurar, zaafa uğradığında ise felç olur.
Hukuk devletiyiz diyorsak, devletin içinde ya da devletten farklı güç
unsurlarının yapılanmalarını önleyecek tedbirleri
sürekli güncel tutmak zorundayız. Toplumsal ahengin tesis edilmesi
bakımından güçlünün değil, haklının korunması
ilkesinin devletin en temel görevlerinden olduğu kuşkusuz ve
tartışmasız en üst seviyede yaşamalı ve göstermeliyiz.
Bu çerçevede, vatandaşlarımızın hukuk güvenliği ve hak
arama özgürlüklerinin tüm kurum ve kurallarıyla
uygulandığına güvendiği ve inandığı bir
adalet anlayışının oluşumuna Milliyetçi Hareket
Partisi gerekli tüm desteği ve katkıyı sunmaya devam edecektir.
Hatırlatmak isterim ki hak diyen, adalet diyen, devletim ve milletim
diyen, benim aklım hep Türkiye'dir diyen bir MHP var, Cumhur
İttifakı var.
Değerli milletvekilleri, 2019 yılında
hazırlanan Yargı Reformu Stratejisi belgesi kapsamında, bugüne
değin çok sayıda düzenleme hayata geçmiştir. Bu kapsamda, 29
Eylül 2022 itibarıyla, belgede bulunan 256 faaliyetten 180i Milliyetçi
Hareket Partisinin de güçlü desteğiyle hayata geçmiştir. Önümüzdeki
dönemde strateji belgesi kapsamında çalışması
başlayacak olan 19 faaliyet ve çalışması devam eden 57
faaliyet için parti olarak çalışmalarımızı ve
katkılarımızı sunmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda,
Cumhur İttifakı olarak, milletimizin başta adalet olmak üzere
her alandaki beklentilerini en gelişmiş ve en kısa sürede
geçirme kararlılığımız ve azmimiz devam etmektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri, hukuk ve
adalet sistemimizden bahsederken burada büyük bir özveriyle
çalışanlarımızı da unutmamalıyız. Bu
kapsamda, her yıllık bütçe görüşmelerinde dile getirdiğimiz
üzere Adalet Bakanlığı çalışanlarımızın
2023 bütçesinden beklentileri bulunmaktadır Sayın Bakanım.
Bunlar arasında, öncelikli olarak, Devlet Memurları Kanunu'nda adalet
hizmetleri sınıfının oluşturulması, diğer taraftan,
adalet hizmetlerinin yürütülmesinde önemli sorumluluk alan ve büyük bir
gayretle mesai yapan zabıt kâtibi, mübaşir, hizmetli, şoför,
emanet memurları, icra memurları, icra kâtipleri, veznedar, denetimli
serbestlik, icra ve yazı işleri müdürleri, icra bilgi işlem
memurları, cezaevi sağlık memurları ve teknik personelin
özlük ve mali haklarında iyileştirme yapabilirsek yeni yılda da
yüzleri güldürmüş oluruz.
Yine, taşeron çalışanlara kadro
verilmesi hususu, sanırız bütçe görüşmeleri sonrası bu
kutlu çatı altına gelecek olup Adalet Bakanlığı
çalışanları da kapsam içine alınmalı diye
değerlendirmekteyiz.
Yine, Ceza İnfaz Kurumları Personeli
Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin (CİPDER)
Değerli Başkanı Onur Küçükseymen'in de bize iletmiş
olduğu talepleri vardır, bu talepleri de burada yine CTE
çalışanlarının talepleri olarak değerlendiriyoruz.
Sayın Bakanım, çözüm için dikkatinize sunmak istiyorum, bunlar
şunlar: Ceza infaz kurumlarında görev yapan meslek grupları için
meslek kanunu çıkarılması ve güvenlik hizmetleri
sınıfı kapsamına alınmaları, adalet hizmetleri
tazminatının artırılması, görevi başında
yaralanan ya da hayatını kaybeden
çalışanlarımızın şehitlik ve gazilik
kapsamına alınması, resmî ve dinî tatillerde görev yapan
personele ek ücret ödenmesi, özlük hakları ve çalışma
şartlarının 2023 yılında iyileştirilmesi
yönündeki kamuoyuna yansıyan beklentilerinin de bu bütçe döneminde
karşılanabilmesi önemli bir beklentiye cevap verecektir; bizler de bu
düzenlemelere Milliyetçi Hareket Partisi olarak her türlü güçlü
katkıyı ve desteği sunacağız.
Diğer taraftan, özellikle büyük illerde
İstanbul, Ankara, İzmir ve Bodrum gibi büyük ilçelerde görev yapan
adalet personeline yüksek kiralar sebebiyle kamu lojmanı tahsisi ya da
kira yardımı yapılması yine beklentiler arasında
önemli bir yer tutmaktadır.
Anayasa Mahkemesi bünyesinde görev yapan idari
personele verilmekte olan yüksek yargı tazminatının, yoğun
iş yükü altında ezilen Danıştay, Yargıtay ve
Sayıştayda görev yapan idari personellere de verilmesi
çalışma barışına katkı sunacaktır. Bu
bakımdan, ilk imza sahibi olarak vermiş olduğumuz kanun
tekliflerimizin gündeme alınarak yasalaşmasını
beklemekteyiz.
Sayın Bakanım, Adalet
Bakanlığı ve CTE çalışanları bu bütçe döneminde
sizlerden bu konularla ilgili bir müjde beklemektedir. Umarım, bu müjdeyi
en yakın zamanda, bu yıl içerisinde
çalışanlarımıza verirsiniz diye umuyoruz.
Bugünkü bütçe görüşmelerinde yer alan yüksek
mahkemelerimiz Yargıtay ve Danıştayın da bazı yasal
düzenlemelere ihtiyacı bulunduğunu değerlendirmekteyiz.
Bilindiği üzere, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görev
süreleri on iki yıl olarak
sınırlandırılmıştır. Oysa, yüksek
mahkemelerin temel görevleri arasında olan içtihat birliğinin
sağlanması ve istikrarlı seyretmesi üyelerinin deneyimleriyle
doğrudan orantılıdır. Kanun gereği üyelerinin dörtte
3ünün görev sürelerinin de aynı anda sona ereceği
düşünüldüğünde, bu istikrar ve süreklilik, içtihat birliği yara
alacaktır. Bu bakımdan, Yargıtay ve Danıştay
üyelerinin görev süre sınırının güncellenerek, örneğin,
on sekiz yıl veyahut da 65 yaş gibi bir düzenlemenin hayata
geçirilmesiyle çözülmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Saygıdeğer milletvekilleri, adalet
politikalarının oluşturulmasında ve öngörülen
uygulamalarında Suç, insana ömrünün ilk yıllarında öğretilirse
o insanın kişiliğinde yerleşir kalır. savından
hareketle suçun oluşmasının önlenmesine ilişkin tedbirlerin
artırılması, makul sürede yargılanma hakkının
temini, yargısal prosedürlerin tüm yönleriyle ele alınması,
uyuşmazlıkların derinleştirilmeden ve
çoğaltılmadan çözülmesi, amacına uygun biçimde yeni alanda
alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının teşvik
edilmesi, mahkemelerin bağımsız, hızlı ve doğru
karar vermesine ilişkin düzenlemelerin yapılmasıyla, süreci
etkin kılacak bilgi teknolojilerinin kullanılması, iyi
yetişmiş hâkim ve savcıların istihdamına yönelik
hizmet içi eğitim ve bilgilendirmelerin güncel tutulması,
cezaevlerinde gerek çalışanların gerekse mahkûmların daha
gelişmiş şartlara ulaşması konularına
hassasiyetle önem ve öncelik verilmelidir. Bu meyanda bilinmelidir ki Cumhur
İttifakı, uluslararası tepkilere kulak asmadan milletinin
yanında ve talepleri doğrultusunda yüksek bir öz güvenle ve çok yönlü
yaklaşımlarla, gelişmiş ve kaliteli işleyen bir adalet
mekanizmasının hayata geçmesi için bütün fedakârlıkları ve
imkânları seferber edecektir.
Değerli milletvekilleri, Cumhur
İttifakının geleceğe yönelik Güçlü Türkiye vizyonu
hiçbir engele takılmadan, yorulmadan her alanda devam edecek ve ihtiyaç
duyulan bütün reformlar birer birer hayata geçecektir.
Sözlerimin sonunda, Adalet Bakanlığı
2023 yılı bütçesine iddialı ve heyecanlı mali hedefleri
koyarak adalet sistemimize nefes aldıracak rakamları belirleyen,
başta Sayın Bakanımız Bekir Bozdağ ve adalet
bürokrasisine özellikle teşekkürlerimizi sunuyor, kendilerini tebrik
ediyoruz.
Yine, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Adalet
Bakanlığının ve 2023 yılı bütçesinin
hayırlara vesile olmasını diliyor, Genel Kurulu tekraren
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası İstanbul
Milletvekili Sayın Hayati Arkazda.
Buyurun Sayın Arkaz. (MHP
sıralarından alkışlar.)
MHP GRUBU ADINA HAYATİ ARKAZ (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Adalet
Bakanlığının 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe
Kanunu Teklifi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, Pençe-Kilit
Operasyonunda şehit olan Piyade Komando Binbaşı Mehmet Dumana
Allahtan rahmet diliyorum, yakınlarına ve milletimize
başsağlığı diliyorum.
İnsan hakları kavramının
merkezinde insan vardır. İnsanı merkeze almayan, insan ve
haklarını dikkate almayan her medeniyet yıkılmaya
mahkûmdur. İnsan hakkını adalet korur, adaletin sağlanmadığı
yerde ise kaos ve kargaşa olur. Adaletin olduğu toplumlar huzur ve
güven içinde yaşar. Adaletin olduğu yerde insanlar din, dil,
ırk, cinsiyet ayırt etmeksizin eşit haklara sahiptir. Güçsüzü
güçlüye, fakiri zengine karşı adalet korur. Yunus Emrenin
Yaratılanı severiz Yaradandan ötürü. anlayışı da
bizim hayata bakışımızı gösteren bir gerçektir.
Dünyanın birçok yerinde, Doğu
Türkistanda, Yemende, Batı Trakyada ve Filistinde hak ihlallerinin
yaşandığını gördük, görüyoruz. Bu, cansız bedeni
Akdeniz sahillerine vuran Aylan bebeğin cesedi değil; bu
insanlık dramına, insanlık katliamına, bu zulme sessiz
kalan bütün dünya devletlerinin insanlık anlayışının
cesedidir. Bugün, Türkiyede, 4 milyon mülteciye kapı açan bir anlayış
var. Dili, dini, ırkı ve rengi fark etmeksizin Türkiye herkese kucak
açmıştır. İşte, bizim insanlık
anlayışımız da budur. Ana kucağı, baba
ocağı arayan herkese bin yıldır Türk milleti sahip
çıkmıştır, çıkmaya da devam edecektir. Adriyatik
Denizinden Çin Seddine, Kamerunun kuzeyinden Kırıma kadar herkes
Türkiye ikinci vatanım. diyor. Türkiye bölgenin süper gücü ve umudu
olmuştur. Bu, Türkiyenin adalet gücünden kaynaklanmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; elbette terör de insanların yaşam hakkına bir
tehdittir ve en büyük insan hakları ihlalidir. Terör küresel bir
tehdittir, böyle olduğu için küresel ve topyekûn mücadele gerekmektedir.
Türkiye, FETÖ, PKK, DEAŞ başta olmak üzere, bütün terör örgütleriyle
hukuk çerçevesinde mücadele etmektedir ve edecektir. Terörle mücadelemiz hakkın
ve hukukun kavgasıdır. Şehitlerimizin ve gazilerimizin
acıları acımız, sorulacak hesapları da namusumuzdur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizde bugün itibarıyla, an itibarıyla 277
kapalı ceza infaz kurumu, 88 açık ceza infaz kurumu, 4 çocuk
eğitimevi, 10 kapalı, 8 açık kadın ceza infaz kurumu ve 9
çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere, toplam 396 ceza infaz kurumu
bulunmaktadır. Bu kurumların kapasitesi 287 bin kişidir.
Uluslararası normlara uymayan ve fiziki şartları ve kapasiteleri
yeterli olmayan ceza infaz kurumları kapatılmıştır.
Başta metropoller olmak üzere, çağdaş anlayışa uygun,
sağlıklı, güvenlikli, mekanik, elektronik donanımlı ve
rehabilitasyon işlemlerine elverişli toplam 214 bin kişi
kapasiteli, 265 adet yeni ceza infaz kurumu açılmıştır. Ceza
infaz kurumlarında hükümlülerin topluma kazandırılmaları,
sorumluluk duygusuna sahip bir birey olarak hayatlarını devam
ettirebilmeleri amacıyla eğitim çalışmalarına özel
önem verilmekte olup bu çalışmalar her ceza infaz kurumunda
eğitim servisi tarafından yürütülmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; adalet sadece insanlar için değil, tüm canlılar için
de vardır ve olmalıdır. Hayvanı sevmeyen insanı da
sevemez. Her hayvan bize emanettir. İnsan haklarına nasıl önem
veriyor isek hayvan haklarına da aynı oranda saygı
duymalıyız. Bu konuda gerekli kanuni düzenlemelerin
yapılması lazım.
Bir diğer önemli konu ise gündemdeki Anayasa
değişikliğidir. Artık uzlaşmak ve yeni bir anayasa
hazırlamak millî bir görevdir. Mevcut Anayasanın aksayan yönlerini
düzeltmekle zaman kaybetmek yerine, Türkiye'ye yakışır sivil bir
anayasayı ülkemizle ve milletimizle buluşturmak gerekmektedir.
Türkiye artık bu darbe anayasasından bir an evvel
kurtulmalıdır. Bizler, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Türk
milletinin huzur ve adaleti için atılan her adımın
arkasındayız çünkü Türk töresinin en çok değer verdiği
esaslardan bir tanesi adalettir. Selçuklu ve Osmanlı bin yıl boyunca
bu coğrafyada adaletle hükmetmiştir. Türkün hükmettiği her
coğrafyada adalet vardır, sevgi vardır, şefkat vardır,
merhamet vardır. Yusuf Has Hacipe göre Adalet göğün
direğidir. Adalet giderse gök başımıza çökecektir.
Osmanlıda davalarda zengin-fakir, güçlü-zayıf, Müslüman-gayrimüslim
ayrımı yapılmazdı; kişinin statüsüne ve itibarına
bakılmazdı. Gazi Mustafa Kemal Atatürkün en önem verdiği
konulardan bir tanesi adalettir; adalet mülkün temelidir. İşçinin
alın teri kurumadan hakkını veriniz. diyen bir medeniyetin
temsilcileriyiz. Komşusu açken tok yatan bizden değildir. Bu duygu
ve düşünceler yalnızca bizim milletimize aittir. Bir devlet adaletle
yükselir, zulümle yıkılır. anlayışını miras
edinmiş bir milletin çocuklarıyız. Biz, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak, adalet adına atılacak tüm adımların
yanındayız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
medeniyetimizde, töremizde ve geleneklerimizde olmayan başka bir konu ise
kadına şiddettir. Kadına şiddet insanlığa ihanet
ve en büyük adaletsizliktir. Kadınların yükseldiği bir dünyada
medeniyet ve insanlık da yücelir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki:
Şuna inanmak gerekir ki dünya üzerinde gördüğümüz her şey
kadının eseridir. Bizler, toplum ve devlet olarak,
kadınlarımızın hakkını, hukukunu ve can
güvenliğini korumamız lazım. Bu, kadınlarımıza
şeref ve namus borcumuzdur çünkü kadın, toplumun şerefidir,
namusudur.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Kadın
sizin değil, sizin namusunuz da değil; kadınlar bireydir, kendi
namusudur.
HAYATİ ARKAZ (Devamla) Devletimiz bu konuda
ciddi çalışmalar yürütüyor, çok büyük mücadele veriyor. Biz de,
aynı şekilde, Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin
Araştırılması Komisyonunda iki buçuk yıl özveriyle
çalıştık; bu çalışmalara destek veren Sayın
Adalet Bakanımıza ve Sayın İçişleri
Bakanımıza buradan teşekkür ediyorum. Yürütülen
çalışmalar sayesinde kadına yönelik şiddete verilen cezalar
artırılmıştır. İyi hâl indirimi yani kravat
indirimi kaldırılmıştır. KADES uygulamasıyla
ihbarda bulunan şiddet mağdurlarının imdadına kolluk
kuvvetleri dört dakikada yetişiyor. 14 yaş altını saymazsak
Türkiyede, ülkemizde yaklaşık 34 milyon kadın var, 4 milyonu
KADES uygulamasını indirmiş. Kadına ve çocuklara
yapılan istismarın en ağır ve tavizsiz şekilde
cezalandırılması gerekiyor. Teröre kurban verdiğimiz, tekrarlıyorum,
teröre kurban verdiğimiz kadın şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; son olarak sağlıkta şiddet konusuna
değinmek istiyorum. Hekimlerimiz ve diğer sağlık
çalışanlarımızın haklarını ne yaparsak yapalım
ödeyemeyiz. Pandemi sürecinde hekimlerimiz ve sağlık
çalışanlarımız hastalandılar, yoğun bakıma
girdiler hatta şehit oldular; buna rağmen fedakârca gayret
gösterdiler ve başarılı oldular. Bu fedakârlıklar sayesinde
sağlık sistemimiz ayakta durdu ve pandemi sürecini en az hasarla
atlatan ülkelerden biri olduk. Dünya Sağlık Örgütü bizi gıptayla
seyrediyor. Hekimler kendi canına kasteden, tekrarlıyorum efendim
burasını, hekimler kendi canına kasteden kişileri bile
tedavi etmeye çalışan insanlardır.
2022 yılının son on ayında
saldırıya uğrayan sağlık
çalışanlarının sayısı maalesef 375; bu, korkunç
bir tablodur ve ayıptır. En yakın örneği Marmara
Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde
yaşandı; hasta, aort damarı yırtılması sonucu
hastaneye geliyor -bir örnek vermek istiyorum- doktor
arkadaşlarımız on saat süren bir ameliyat sonucunda hastayı
sağlığına kavuşturuyorlar -ki bu çok zor bir
ameliyattır ve risklidir- hasta sağlığına
kavuştuğu hâlde hastanın yakınları doktora
bıçakla saldırıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HAYATİ ARKAZ (Devamla) Teşekkür ederim.
Bakın, hasta on saat süren bir ameliyat
sonucunda sağlığına kavuşuyor ve sonunda hasta
yakınları doktora bıçakla saldırıyor. Bu
doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın
moralini, psikolojisini düşünmek lazım. Bu kardeşlerimiz hangi
moral ve motivasyonla çalışacak? Lider Devlet Bahçeli Beyin
dediği gibi, zulmün pişmanlığı olmaz. Gereken
cezanın verileceği konusunda şüphemiz yok ancak bu konuda
cezaların daha da caydırıcı olması gerekiyor.
Sayın Adalet Bakanımız Bekir
Bozdağa ve Bakanlık bürokratlarımıza teşekkür
ediyorum. Adalet Bakanlığının 2023 yılı
bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Eskişehir Milletvekili Sayın
Metin Nurullah Sazak.
Buyurun Sayın Sazak. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün
Kişisel Verileri Koruma Kurumu ile Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumu bütçelerini değerlendirmek üzere Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Muhterem heyetinizi
ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, şehit evladımız
Binbaşı Mehmet Duman'a Allah'tan rahmet, ailesine sabır, necip
milletimize de başsağlığı diliyorum.
Sözlerime başlamadan önce, Genel
Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin liderliğinde
Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin 2023
yılı bütçesine verdiğimiz olumlu desteği hatırlatarak
100üncü yılında Türkiye Cumhuriyeti devletine hayırlı
olmasını diliyorum.
Sayın milletvekilleri, gelişen
teknolojiyle birlikte sosyal medya kullanımının
yaygınlaşması, perakendeden bankacılığa tüm
ihtiyaçların dijital ortamda karşılanması gündelik hayatımızın
bir gerçeğidir. Günümüzde insanın kimlik
tanımlamasının ana hatları dijital kimlik üzerine
şekillenmeye başlamıştır. Bundan kısa bir süre
öncesinde oturduğu bölge, aile, yaptığı meslekle kabaca
tanımlanabilen insan modeli şu anda dijital veri sistemleriyle ve
sosyal medya aracılığıyla soy kütüğü,
arkadaşlık ve eğitim ağından yemek tercihleri dâhil
bakış açıları ve psikolojik durumları hakkında
bile fikir elde edebilecek verilere dakikalar içinde ulaşılabilir
olmuştur. Mahallenin tek televizyonunu hep beraber topluca izleyen
komşulardan aynı evde 3 ayrı tablette farklı içerikler
izleyen hane halkına geçen, pandemi sonrası daha da
yaygınlaşan yeni normal süreci yönetmeye
çalışmaktayız.
Teknoloji ve dijital dönüşümü yakalamak
ülkelerin birincil hedefidir. Gelişen çağda devletin bekası ve
öncü olabilmek adına toplumu ayakta tutan değerleri ve normları
koruyarak yeni çağa adapte olmak şarttır.
İnsanlığın gelişimi hiç şüphesiz teknoloji ve
bilimsel ilerlemelerle mümkündür ama gelişen dünyayı ayakta tutacak
olan bilimin ve teknolojinin en son noktasına hizmet edeceği esas
amaç insan ve insanlığın tekâmülüdür. Burada, üzerine basarak
söylüyorum ki 100üncü yılında Türk devletinin, Türk
yüzyılındaki ana hedefi çağa adapte olmak değil, kendi
yüksek kültür ve medeniyetimizin değerlerine sıkıca tutunarak
yeni bir çağ başlatmaktır; teknolojiyi, bilgiyi, veriyi ve
sanatı insan için en yüksek sınırlara binlerce yıldır
oluşan insani değerlerimiz temelinde yükseltebilmektir.
Dijital dünya, yapay zekâ ve veri analizlerinin
temel basamağını oluşturan algoritma 9uncu yüzyılda
Türkmenistan'da Harezmi tarafından ilk defa ortaya konmuş,
algoritma kelimesi de el-Harezmi isminden türetilmiştir. Bugün dünyaya
hükmeden bilgi ve teknolojinin ışığı 9uncu
yüzyılda en kuvvetli hâliyle Doğudan yakılmış ancak
yüzyıllardır emperyallerin kirli amaçları uğruna
durdurulmuştur. Yükseliş için artık vakit gelmiş, Türkiye
Cumhuriyeti devleti bilimin ve ilmin ışığını
100üncü yılında yeniden harlamıştır. Kimliğine
ve kuvvetli medeni birikimine inanarak yetişen her Türk çocuğu
damarlarındaki asil kan ve zihnindeki cevherle Türkiye
Yüzyılında insanlık vasıflarını koruyarak
insanlığın yeni çağını oluşturacaktır.
Unutmayalım ki geçtiğimiz yüzyılda
bilim, insani normları bir kenara bırakarak dünya nüfusunun
rakamlarıyla uğraşmış, insanlık üzerinde milyar
dolarlık deneyler yapmış, ezoterik öğretilerinin
kehanetlerini gerçekleştirmek için milyonlarca mazlum insanın ve
mazlum coğrafyanın kaderiyle oynamıştır. Bu kirli
güçler, dijital verilerle insanları sınıflandırıp
manipüle ederek insanı insan yapan vasıflarını,
özelliklerini, muhteşemliğini, duygularını,
toplumların bir arada olmasını sağlayan ahlaksal ve
toplumsal normlarını yok ettikten sonra, belli gruplara hizmet eden, tekdüze,
robotik insan türü üzerinden nüfuslara, kültürlere ve toplumlara hükmetmeye
çalışmıştır. Biz bunları görüp Harezmiden
aldığımız bayrağı Türkün önderliğinde,
Türkiye Yüzyılında insana hizmet edecek hâle getirmeyi hedefliyoruz.
Özellikle gençlerimizi ve çocuklarımızı dijitalizasyon ve yapay
zekâ öncülüğünde oluşturulan yalnız, tekdüze, değersiz ve
kimliksiz toplum modelinden kurtarmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda,
ülkemiz ve yeni neslimiz üzerinden toplanan veriler işlenerek,
gençliğimizin ve geleceğimizin yapay zekâyla şekillendirilerek
birilerinin hizmetine sunulmasına izin vermiyoruz. Bütün bu değerler
ve çok daha fazlası göz önüne alındığında,
Kişisel Verileri Koruma Kurumunun belli dosyaların güvenliğini
sağlamakla yükümlü bir kurum olmasının çok ötesinde bir misyona
sahip olduğunun da altını çizmek istiyorum.
Dijital dünyada veriler ve bu verilerin analizleri
üzerinden toplumlar kolayca yönetilmektedir. Artık düşmanın
zahmet edip Truva atı göndermesine gerek kalmamıştır, her
kalenin içi gecenin sessizliğinde bekleyen milyonlarca atla doludur.
Kültürel mirasımız, bizi biz yapan değerlerimiz ve toplumsal
gerçekliğimiz gençlerimize işlenecek, neslimiz birilerinin
yönlendirmeleriyle özgür köleler olmaktan kurtarılacaktır.
Kişisel Verileri Koruma Kurumu yüksek güvenlik önlemleri, veri koruyuculuğu
görevinin yanı sıra veri güvenliği ve öneminin derecesini
yetişen nesil başta olmak üzere toplumun bilincine
kazımalıdır. Ayrılan bütçe doğrultusunda stratejik
olarak çok önemli olan görevlerinde hayırlı işler yapmalarını
diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere bu
hafta 10 Aralıkta İnsan Hakları Günü kutlanacaktır. Bu
çerçevede, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını
İnceleme Komisyonu üyesi olarak, detaylıca ulusal ve
uluslararası alanda yapmış olduğumuz değerlendirmeleri
ve gözlemleri de ekleyerek insan haklarına da değinmek isterim.
Herkese insan hakları dersi vermemiz gereken,
geçmişi tertemiz bir medeniyet olan bizlerin bu konuda hak ettiğimiz
otorite konumuna ulaşamamış olmamız çok acı vericidir.
Orhun Yazıtlarından Peygamber Efendimizin Veda Hutbesine
Türk-İslam medeniyetinin her karışında insan kıymeti
ve hakkı üzerinde binlerce yıldır var olan bir medeniyet
olduğumuzu unutmayalım. 10 Aralık 1948 tarihinde Birlemiş
Milletler Genel Kurulunda kabul edilen İnsan Hakları Evrensel
Bildirisiyle konuya giriş yapan sözde insan hakları duayeni ve
otoritesi Batı, Karabağın işgali sırasında,
Hocalı katliamı sırasında sessiz kalmış; bir avuç
kömürlü maden için Afrikanın sömürgeleşmesine göz yummuş, bir
damla petrol uğruna Orta Doğuyu savaş alanına çevirerek
İslamofobinin dünya genelinde körüklenmesine ve toplumsal
dalgalanmanın etkili olmasına sebep olmuştur.
Hafızalarımızdan silinmeyen Srebrenitsa katliamı, ülkemize
ve dünyaya insan hakları dersi vermeye kalkan Batının gözleri
önünde gerçekleşmiştir. Genel Başkanımız Sayın
Devlet Bahçelinin İnsan haklarını sözde değil özde ve
samimiyetle savunan ülke Türkiyedir. Batılı ülkeler insani
değerlerin siyasetini ve ticaretini yaparken Türkiye, vicdan seferberleriyle
yardım yolu gözleyenlere koşmaktadır. sözlerini
hatırlatmak isterim. Kişi suyu baktığı kabın
renginde görür. Batının insan hakları üzerindeki hassasiyetinin
temeli kabının kirliliğinden kaynaklanmaktadır. Büyük Türk
tasavvuf ehli Yunus Emrenin içinde büyüdüğü Anadolu topraklarında
Yaratılanı severiz Yaradandan ötürü. anlayışı
vardır.
Aynı tarihlerde, insan hakları
savunucularının memleketlerinde cadı avı, engizisyon ve
ruhban sınıf mücadelesi içerisinde yüzlerce yıl sonra
gelişecek hümanizmin ışığının karanlıkta
beklemekte olduğunu hatırlatırım. Bunu kime
hatırlatıyorum? İçimizde insan haklarını en çok
savunanlara hatırlatıyorum. Batının bu büyük oyununu kendi
mikro çevrelerini teşmil eden, canlı bomba, intihar
saldırısı, terör eylemlerini mağdur ve ezilmişlerin
meşru hak ve savunma yöntemi gösterirken, toplumsal düzeni sağlamakla
yükümlü devletin güvenlik güçlerinin ve memurlarının görevlerini
yerine getirirken, her hareketlerinde insan hakları
çığlıkları atan yetiştirilmiş, beslenmiş, dersine
çok iyi çalıştırılmış ve ne yazık ki bu
çatı altında temsil edilebilen birilerinin uzantılarına
söylüyorum: Devletin ve milletin güvenliğini, geleceğini,
birliğini tehdit eden hain terörist güçlere güllerle muamele edilmesi
beklentisinde olanlar, bu oyunlarınızdan vazgeçin. Bu
coğrafyada, bu millete bu maya tutmuyor; sahiplerinize iletin.
İnsanın fıtratında cemal de
celal de mevcuttur, insani olarak, kimseyi yargılamak, hor görmek
kültürümüzde yoktur ancak toplumların, devletlerin yönetiminde kurallar ve
yasalar vardır. Bunların uygulanması nesillerimizin ve
devletimizin güvenliği ve geleceği için şarttır. Türk
devleti, insan hakları şemsiyesiyle teröristlere yer açmaya
çalışanlara fırsat vermemiştir, vermeyecektir.
Şunu da eklemek isterim ki: Dağlardaki
piyon teröristlerin, insan haklarını, evlerinden zorla
kaçırılıp beyinleri yıkanıp dağlarda
kalleşçe, zorla ve rezil hayat sürmelerine sebep olduğunda
savunmayı aklından geçirmeyenler yakalanıp devlete teslim olup
saklandığı inlerden binaya terfi ettiklerinde hangi hakkı
büyük bir hevesle savunmaktadır? İnsan hakları, hukuktan ve
demokrasiden dem vuranların ihanet içerisinde devletin
varlığına pusu kurmuş terör örgütü üyelerinin affedilmesi
değildir. İnsan hakları, zaferleri ve mazisi insanlık
tarihiyle başlayan her zaman zaferle beraber medeniyet nurları
taşıyan kahraman Türk ordusu ve şerefli mensuplarına iftira
atarak yaşam hakkından bahsetmek değildir. İnsan
hakları, Millî Mücadelemizin temel unsuru Kuvayımilliye ruhuyla
kurulan Gazi Meclisimizin kürsüsünden kudretli Türkiye Cumhuriyeti devletine
meydan okunarak terörün meşrulaştırılmaya
çalışılması da değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
METİN NURULLAH SAZAK (Devamla) Bölücü terör
örgütünü bir türlü kınayamayan ve Meclis kürsüsünü çarpık
amaçları doğrultusunda fırsata çevirerek sufle
aldıklarına yaranmaya çalışanların demokrasi ve insan
hakları adına söyleyebilecekleri tek bir söz yoktur.
Bu duygu ve düşüncelerimle sözlerime son
verirken bütçemizin milletimize ve devletimize hayırlı
olmasını temenni eder, sizleri ve büyük necip Türk milletini
saygıyla selamlarım.
Ne mutlu Türk'üm diyene! (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, şimdi, söz sırası
Kocaeli Milletvekili Sayın Saffet Sancaklıda.
Buyurun Sayın Sancaklı. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) Sağ
olun.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri ve bizleri televizyonları başında izleyen büyük
Türk milleti; hepinize saygılar sunuyorum.
Spor Bakanlığının bütçesiyle
ilgili söz aldım, konuşacağım. 2 Değerli
Bakanımız burada, Bakan Yardımcılarımız ve
değerli bürokratlarımız var; sizler de hoş geldiniz.
Evet, bildiğiniz gibi birkaç ay önce kamuoyunda
Spor Yasası olarak bilinen Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları
Yasasını çıkardık bu Meclisten. Hem de öyle bir
çıktı ki Mecliste bulunan bütün siyasi partilerin oy birliğiyle
çıktı ve yürürlüğe gireli aşağı yukarı
altı ay oldu. Tabii bu yasa çıkarken kulüp başkanları ve yöneticilerle hafiften gerilmeler
oldu, özellikle benimle ilgili bazı sohbetler oldu. Sonra kendileriyle
görüştük, dün de birkaç kulüp başkanıyla görüştüm. Bu Spor
Yasasını çıkarmamızın ana sebebi zaten futbol
kulüplerini düştüğü durumdan kurtarmak içindir. Çünkü toplum en büyük
zevki, eğlenceyi, üzüntüyü, sevinci, kaderi bu futbolla beraber
yaşıyor.
E, tabii, kulüplerin geldiği nokta maalesef hiç
de iç açıcı değil. Geçen gün Kulüpler Birliği
Başkanı Sayın Ali Koç şöyle söyledi: Finansal olarak sezon
sonunu getirmemiz mümkün değil. Hatta, bazı kulüplerin ocak
ayında, bazı kulüplerin de şubat ayında pes edeceğini
ve sezon sonunu getiremeyeceğini söyledi. Tabii, şu anda gelinen
nokta da hiç iç açıcı değil ama tabii şöyle de bir
haksızlık yapmayalım: Bu Spor Yasasını
konuşurken ben kulüp başkanlarını ve yöneticilerini biraz sert
eleştirdim, özellikle de yaptım onu çünkü gelinen bu noktada sadece
şu andaki mevcut kulüpleri yöneten kulüp başkanları ve
yöneticiler değil
Bu, elli yıldır Türk futbolunda kanayan
yaranın finali oldu. Toplumda böylesine önem taşıyan bir konuyu
da çözmek için tabii ki büyük Türk devleti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
harekete geçti ve böyle bir yasa çıkardı. Bu kulüpler bizim göz
bebeğimiz, bunları yaşatmak zorundayız biz. Bu toplumun en
çok sevinç yaşadığı, en çok üzüntü
yaşadığı, en çok heyecanlandığı sosyal,
kültürel ve sportif açıdan baktığımız zaman futboldur
ve bizim bu futbol kulüplerini yaşatmamız lazım. Bunları
öyle bir yerde tutmamız lazım ki bu Türk toplumuna da hizmet etmiş
olalım. Tabii ki devlet üzerine düşeni yaparken kulüplerimizin de üzerine
düşeni yapması lazım. Bunlar nedir? Mesela biz bu yasayı
hazırlarken kulüp yöneticilerine biraz kişisel sorumluluk yükledik,
buna benzer bazı şeyler yaptık; hoşlarına gitmedi,
dediler ki: Ya, siz bizi hapse mi atmak istiyorsunuz? Siz kulüp başkanlarının
veya yöneticilerinin düşmanı mısınız? Tabii ki
değiliz. Ama bir yasa olmak zorundaydı ve bu yasa
yapılırken de yazılmış olan kurallara da kulüplerin
uyması gerekiyor. Bu yasa
Hiçbir yasa mükemmel değildir, öyle
düşünüyorum ben de, tahmin ediyorum sizler de öyle düşünüyorsunuz ama
bu yasa yapılırken de bazı eksikler, fazlalıklar olabilir.
İşleyiş başladı, eksikler varsa önümüzdeki günlerde,
haftalarda, aylarda hep beraber bunu göreceğiz, tekrar burada gündeme
getirir, eksikleri yerine koyarız, fazlalık da varsa çekeriz. Çünkü
bu yasanın yapılmasının ana nedeni, spor kulüplerini ve
federasyonlarını belli bir düzeye getirip Türk sporunun geleceği
içindir, yoksa hiçbirimizin bir kendi kompleksi veya kulüp başkanlarına
ve yöneticilerine karşı bir özel tavrı yoktur çünkü bilinmesi
gereken şey biz hepimiz aynı gemideyiz.
Şimdi, tabii, futbol konuşuyoruz
ağırlıklı çünkü çok vakit de yok, birkaç tane örnek vermek
istiyorum. Kulüp başkanlarıyla görüşüyorum birkaç gündür,
şeyi anlatıyorlar, bu yabancı konusunu ve bu altyapı
sarmalı var. Şöyle ki kulüplere, başkanlarına ben
soruyorum, hepimiz soruyoruz: Ya, 14 yabancıyı niye alıyorsunuz
arkadaşlar yani bu 14 yabancıyı ne yapacaksınız,
yazık değil mi? diyoruz, diyorlar ki: İki nedenden dolayı
alıyoruz: Bir, Avrupa kupalarında başarılı olmak
istiyoruz biz, o yüzden bu yabancıları, 14 yabancıyı
alıyoruz. İkinci konu da, Türk oyuncular pahalı, yeterince Türk
oyuncu bulamıyoruz ve Türk oyuncular çok pahalı olduğu için
yabancıya yöneliyoruz. Peki -ben de onlara sorunca bozuluyorlar- diyorum
ki madem Avrupa kupaları için alıyorsunuz bu yabancıları,
14 yabancıyı, Avrupa kupalarında başarılı
mıyız? Valla, en son bildiğimiz bundan yirmi iki-yirmi üç sene önce
Galatasaray UEFA Kupasını ve Süper Kupayı aldı, ondan
beri Avrupa kupalarında bir final oynadığımızı
veya kupa aldığımızı hatırlamıyoruz. Demek
ki bu tezleriniz çürüyor ama şöyle bir konu var, bunu da sadece kulüplere
ve federasyona bırakırsak da çözemiyorlar. Geçenlerde Ampute Futbol
Millî Takımı Avrupa Şampiyonu olmuştu, Sayın
Cumhurbaşkanının kabulünde ben de oradaydım. Büyük
ihtimalle bilmediğiniz bir şey söyleyeyim: Bu yabancı işi
öyle bir hâle geldi ki ampute ligi yedişer kişilik oynanıyor.
Biliyor musunuz, kulüplerde 5 yabancı var ampute liginde. Şoka girdim
yani bunu duyunca, ben de bilmiyordum, büyük ihtimalle siz de bilmiyorsunuz.
Kadınlar liginde 6 yabancı oynuyor ilk 11de, amputede 7de 5
kişi, futbol liglerinde, Süper Ligde 11de 8 kişi.
Şimdi, ben bunları böyle anlatınca
diyorlar ki: Ya, Saffet Sancaklı, sen yabancı düşmanı
mısınız? Sen yabancılarla top oynadın. Hayır
arkadaşlar, ben yabancı düşmanı değilim, sadece bunun
nasıl çözüleceği hakkında birkaç şey söylemek istiyorum.
Bizim altyapıya önem vermemiz lazım -herkes aynı şeyi
söylüyor- altyapıya çok önem verirsek altyapıdan çok oyuncu
çıkarsa o zaman bu kadar yabancıya gerek kalmayacak; doğru. Ama
altyapı işini sadece Futbol Federasyonuna bırakırsak bunda
da haksızlık yapmış oluruz. Bizim bir altyapı
operasyonu başlatmamız lazım, seferberliği başlatmamız
lazım.
2 tane kısa araştırma söyleyeyim
size: Yapılan araştırmada 53 Avrupa ülkesi var, bunlarla, bu
futbolla ilgili, altyapıyla ilgili araştırma
yapılmış; 53 ülkenin 50si on yıllık plan yapmış,
sadece 3ünün futbol strateji geliştirme planı yok. Bu 3 ülkeden,
maalesef bu 3 ülkeden 1i Türkiye.
Başka bir araştırmada,
Uluslararası Spor Çalışmaları Merkezi (CIES) diye bir
kuruluş var, Avrupanın en iyi altyapısıyla ilgili
kulüpleri geziyor; en iyi Ajax çıkmış. Bildiğiniz gibi,
zaten Hollandada, uzun yıllardır Ajax Avrupada en iyi durumda.
31 ligde inceleme yapılmış, Avrupada
31 ligde inceleme yapılmış ve bu kategoriler içerisinde hiçbir
Türk takımı yok, maalesef bu durumdayız. O zaman bizim bir
altyapı seferberliği başlatmamız lazım Sayın
Bakanım. Bunu sadece Spor Bakanlığına, sadece Millî
Eğitim Bakanlığına, sadece Futbol Federasyonuna, sadece
belediyelere veya sadece belli bir kurumun üzerine yüklemeye kalkarsak bu,
biraz kolaycılık olacak. Bu işin içine Spor
Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Futbol
Federasyonu ve yerel yönetimleri, belediyeleri de alarak bir strateji
planı hazırlamamız lazım, altyapı strateji planı
ve bu planı hazırladıktan sonra da bunun uygulanması için
bunu bizim denetlememiz lazım. Tabii, devlet olarak, Hükûmet olarak çok
şey elimizde olduğu için, özellikle Sayın
Bakanımızın elinde olduğu için -çok ciddi
çalışmalar da yapıyor biliyorum, takip ediyorum kendisini ve
ekibini de kutluyorum- futbolun dışında daha fazla bir
altyapıya eğilim var ama futboldaki altyapı biraz daha geniş
kapsamlı olduğu için, bunu sadece Spor
Bakanlığının elinde değil de genel olarak bir ülke
politikası hâline getirmemiz lazım. Çünkü Türk nüfusu
Aşağı yukarı şu anda 30 milyona yakın gencimiz
var, sadece 19 milyonu ilköğretim öğrencisi ve Türk genci hiçbir
ülkenin gencinden daha az yetenekli değil, bilakis daha yetenekli. Demek
ki Türk gençliğine ne kadar imkân sağlanırsa ve ne kadar
doğru uygulamanın içine sokulursa uluslararası
başarılar kaçınılmazdır. Sürem bitiyor, bir dahaki
sefer bunun devamını da anlatacağım.
Sayın Bakanım, siz, Millî Eğitim
Bakanlığımız, belediyelerimiz, yerel yönetimler, Türk
Futbol Federasyonu hep beraber bu işe bir el atmamız lazım.
Yabancı konusuyla ilgili de bir iki cümle
söyleyeyim. Ben yabancıya karşı değilim. Bizim top
oynadığımız dönemde de yabancılar vardı ama
kaliteli oyuncular geliyordu, 3 kişi alınıyordu, çok kaliteli
geliyordu. Şimdi, Türkiye, maalesef son beş yıla bir bakın,
yaş ortalaması 30un üzerinde bir yabancı çöplüğü hâline
geldi. Bizim ne yapmamız lazım? İşte bu altyapıdaki
organizasyonu kurarsak
Yabancı ile yerli oyuncuyu rekabet ettirmemiz
lazım. Eğer işi o hâle getirebilirsek biz, alttan futbolcu
fışkırırsa, bizim futbolcu fabrikalarımız olursa
ve oradan futbolcu fışkırırsa yabancı oyuncularla
ilgili şahsen hiçbir sıkıntı görmüyorum, hatta serbest bile
bırakılabilir yani eğer bizim alttan yeterince oyuncumuz
geliyorsa yabancı oyuncu serbest bile kalabilir çoğu ülkede
olduğu gibi.
Bir de yabancı oyuncularla ilgili son bir
şey daha söyleyeceğim. Biz standart koymuyoruz yabancı oyuncuya.
Tamam, 14 yabancı geliyor da bunların bir standardı var mı?
Yok. Kimin canı nereden istiyorsa, kimi istiyorsa getiriyor; ne yaş
sınırlaması var ne başka bir sınırlama var. Buna
acil bir şekilde bir standart getirmemiz lazım, en azından bir
pansuman gibi. Bunu da nasıl yapabiliriz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) - Mesela, İngiltere
Ligini örnek veriyorum -en önemli liglerin başında olduğu için
oradan veriyorum, Alpay da oynadı orada- belli bir yaş
sınırı var; yabancı oyuncu gelecek, belli bir yaş
sınırı var. Tabii, Premier Lig çok üst düzey bir lig olduğu
için öyle bir madde koymuş, diyor ki: Son iki senede kendi millî
takımında, yüzde 80ininde ilk 11de oynamış olacak. Çok
üst düzey kriterler koymuş ve İngiltereye kötü bir oyuncunun
transfer olma ihtimali yok. Tabii, biz, Türkiye gerçeklerine de bakarak böyle
bir kriter koyarsak -kendi millî takımında yüzde 80 oynamış
olacak- biz o zaman ne Brezilya Millî Takımından ne Almanya ne
İngiltere ne İspanya ne İtalya Millî Takımından
oyuncu alamayız ama Türkiye ve Avrupa gerçeklerine göre kriterler
koyabiliriz; şu yaş sınırı, işte Şu 5 ligde
şu kadar maç oynamış olacak. veyahut da diğer ülkelerden
alırken belli standartlar koyup bu yabancı şeyine de kısmen
de olsa, kısa da olsa bir çare bulabiliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Sadece selamlama yapmak
için son otuz saniye
BAŞKAN Kocaeli Milletvekilisin, torpil
yapmıyorum; kimseye söz vermedim, sana da vermiyorum.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Peki, teşekkür
ederim.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, hayırlı
uğurlu olsun; ülkemize, milletimize, spor camiamıza hayırlı
olsun.
Teşekkür ediyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Son söz Mersin Milletvekili Sayın
Olcay Kılavuza aittir.
Buyurun Sayın Kılavuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA OLCAY KILAVUZ (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanlarım,
ekranları başında bizleri izleyen yüce Türk milleti; sizleri
saygıyla selamlıyorum.
Türk gençliği, geleceğin mimarı, Türk
milletinin ışığı, Türk Bayrağının
şerefli taşıyıcısıdır. Türkiye, sahip
olduğu genç nüfusuyla yüksek öneme sahip bir ülkedir. Türk
gençliğinin enerji ve potansiyelini değerlendirmek,
yatırımları ve politikaları artırmak Türk vatanı
ve Türk milleti adına ciddi bir kazanımdır.
Gençlerine yatırım yapmayan ülkelerin sonu
hüsrandır. Gençlik merkezlerinden gençlik kamplarına; öğrenci
yurtlarından Bakanlık burslarına; Gençlerin Bütçesi Gençlerde, Biz
Anadoluyuz ve E-Spor gibi projelerden Çalışan ve Üreten Gençler ve
Sportif Yetenek Taraması gibi programlara; terörden
arındırılan bölgelerdeki sportif, sanatsal ve kültürel
etkinliklerden Türk gençliğine yönelik çok yönlü ve
başarılı çalışmalara kadar olimpiyatlarda ve
şampiyonalardaki göğsümüzü kabartan zaferlerden ötürü Gençlik ve Spor
Bakanımız Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğluna ve
Bakanlık çalışanlarımıza ve millî
sporcularımıza yürekten teşekkürlerimi ve tebriklerimi
sunuyorum.
Gazi Atatürkün hitabıyla: Ey Türk
gençliği! Sultan Alparslan bize ebedî bir vatan bırakırken
yanında siz vardınız; Fatih Sultan Mehmet Hanla yeni bir
çağa kapı araladınız; vatan uğruna millet yolunda
destanlar yazarken Hey onbeşli! diyerek Çanakkale'de, Kafkasya'da
adınıza ağıtlar yaktırdınız; Gazi Mustafa
Kemal Atatürk cumhuriyeti kurduğunda ondan ilham aldınız;
varlığınız ve adanmışlığınız,
zekânız ve inanmışlığınız Türk vatanına
ve Türk milletine olan yıkılmaz mensubiyetiniz ve sarsılmaz
aidiyetinizle yüce Türk devletinin ve büyük Türk milletinin teminatı ve
güvenceleri sizlersiniz.
Merhum Ömer Seyfettin'in Ey gençler, sizi bekleyen
vazifeler pek ağırdır. Siz bütün dünyaca silinmek istenilen bir
milleti kurtaracaksınız; uyanınız, galebe için
düşmanlarınızı tanımak lazımdır.
çağrısı tarihî bir uyarıdır.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Bravo!
OLCAY KILAVUZ (Devamla) - Bu doğrultuda, Türk
gençliğini millî güvenlik sorunu olarak tanımladığımız
uyuşturucu ve madde bağımlılığı
bataklığına çekmek isteyenlerin, terör örgütlerinin
ağına düşmesini bekleyenlerin, deistleştiğini ve
ateistleştiğini iddia ederek manevi anlamda dayanıksız
bırakmaya niyetlenenlerin tuzaklarını başlarına
yıkmak önceliğimizdir. Türk gençliğinin dış odaklarca
fonlanan, aile kurumumuza, ahlaki değerlerimize, millî kültürümüze
düşman olan LGBT sapkınlığı ve
sapıklığı yönlenmesini düşleyenlere, sokak
röportajlarında içeriği zehirli sorular yönelterek Türk gençlerinin
Türk vatanını terk etmesini dileyenlere karşı Türk
tarihinin kahramanlarını Türk gençliğinin mihmandarı yapmak
en temel vazifemizdir.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Bravo!
OLCAY KILAVUZ (Devamla) - Türk kültürünün yüksek
anlamlarını kavrayıp Türk gençliğinin yoluna
ışık tutmak esas gayemiz, Hoca Ahmet Yeseviden Hacı
Bektaş Veliye iman hakikatlerini aktarmak asıl meselemizdir.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Helal
olsun, bravo!
OLCAY KILAVUZ (Devamla) Merhum Cemil Meriçin Biz
apayrı medeniyetin çocuklarıyız; bambaşka ölçüleri olan,
çok daha eski, çok daha asil, çok daha insanca bir medeniyetin. ifadeleri
doğrultusunda, Türk gençliğinin Türk kültür ve medeniyetiyle
bezenmesini sağlamak en temel görevimizdir. Bu bağlamda, Türklük
gurur ve şuuru, İslam ahlak ve faziletiyle nitelikli, vatanına,
milletine, dinine, devletine bağlı hayırlı bir gençlik
yetiştiren, eğitimden kültüre, spordan sanata marka projeler üreten,
her kademesinde görev yapmaktan şeref duyduğum Türk gençliğinin
yegâne adresi Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfının
çalışmaları her türlü övgünün, takdirin üzerindedir. Bu
vesileyle Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sayın Ahmet
Yiğit Yıldırıma, Ülkü Ocaklılara, Türk
gençliğine yönelik başarılı çalışmalarından
ötürü teşekkür ediyorum, yaşasın Ülkü Ocakları diyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türk gençliğini desteklemek, ön yargısız bir
biçimde dinlemek, ne yapmak istediklerine
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
OLCAY KILAVUZ (Devamla)
ve nasıl bir ülke hayal
ettiklerine dair düşüncelerini ortak akılla gerçekleştirmek,
Her şey Türk için, Türke göre ve Türk tarafından
anlayışını hâkim kılmak, bu tür
çalışmalarını ortaya koymak adına kardeşlerimize,
gençlerimize her türlü desteği vermek önceliğimizdir. Gazi Atatürkün
Bütün ümidim gençliktedir. ifadesini parola yapan liderimiz Sayın Devlet
Bahçeli Beyin Gelecek sizsiniz, gelecek sizin. sözünü rehber alan, Ne mutlu
Türk'üm diyene! demekten gurur duyan, muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki
asil kanda bulan Türk gençliğine yürekten inanıyoruz ve güveniyoruz,
Türk gençliğinin daima yanındayız.
Türk gençliği öncülüğünde, yüce Türk
devleti tarihin en şanlı dirilişini gösterecek, büyük Türk
milleti muasır medeniyetler zirvesine yükselecek, Türkiyemiz bölgesel ve
küresel çapta lider ülke Türkiye hâline gelecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OLCAY KILAVUZ (Devamla) Sayın
Başkanım, tamamlıyorum.
BAŞKAN Maalesef, maalesef
OLCAY KILAVUZ (Devamla) Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın bütçesinin hayırlı
olmasını temenni ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP
ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Niye söz istiyorsunuz?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Grup konuşması bitti Milliyetçi Hareket Partisinin, bize dair
sözler vardı, onlara yanıt vereceğim; her tur sonunda
yaptığımız gibi yani.
BAŞKAN Peki, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur görüşmelerinde MHP Grubu
adına konuşma yapan milletvekillerinin bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Doğrusu, MHPli hatiplerin tek tek ne
söylediğini ifade etmek istemiyorum ama iki üç konuşmada oldukça
-tırnak içinde- ciddi suçlamalar vardı. Burası Türkiye Büyük
Meclisiymiş, suç ve suçluların sığınağı
değilmiş; yasama dokunulmazlıkları bir an önce
kaldırılmalıymış. Doğru yani bunu
savunduklarını biliyoruz da burada, bir de Mecliste temsil
edilenlerden söz ediyoruz. Sözde insan haklarını savunanlar ve
sufleler falan bir sürü söz kullanıldı.
Ben şunu söyleyeyim: Evet, biz insan
haklarını savunuyoruz; evet, biz hukukun üstünlüğünü
savunuyoruz. Biz insan haklarını herkes için amasız,
fakatsız savunuyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Burada
tek bir ilkemiz var: Evrensel hukuk, Türkiyenin imzacısı olduğu
ulusal üstü sözleşmeler ve uygulanmasa da mevcut Anayasa ve
yasalardır.
Biz ırkçılık yapmıyoruz, biz tek
bir kimliğin üstünlüğünü savunmuyoruz. Biz işkence için,
bazılarına olur, bazılarına olmaz demiyoruz. Biz bazı
katliamlara olur, bazılarına olmaz demiyoruz. Bu nedenle, bizim insan
hakları anlayışımızı ve savunuculuğumuzu hiç
kimse sorgulayamaz, sorgulatmayız, hadlerine değildir. Bu konuda
pratiğimiz bunu gösteriyor.
Ayrıca, son olarak şunu söyleyeyim: Ne
mutlu insanım. diyene, Ne mutlu insanım. diyene, Ne mutlu
insanım. diyene; bizim kıblemiz budur. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 16.15
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 30uncu
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ (Devam)
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ (Devam)
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU (Devam)
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
(Devam)
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN 2023 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
VI.-OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar
Akarın, Trabzon Milletvekili Hüseyin Örsün birleşime ara
verildikten sonra yaşanan arbedede fiziki bir şiddete
uğradığına, şu anda müşahede altında
olduğuna ve kendisine acil şifalar dilediğine ilişkin
konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
birleşime ara verdikten sonra yaşanan arbedede Trabzon
Milletvekilimiz Sayın Hüseyin Örs fiziki bir şiddete uğradı
hepinizin bildiği gibi. Kendisi ambulansla hastaneye
kaldırıldı, ciddi bir hayati tehlike de yaşadı o arada
ve şu anda müşahede altında. Hüseyin Beye acil şifalar
diliyoruz, bir an evvel de aramızda görmek istiyoruz.
Yine, birleşimi açtığımda
söylediğim gibi, evet, birbirimize laf atabiliriz, bu gayet
doğaldır hakaret etmediğimiz sürece ama fiziki şiddet kabul
edilebilir bir şey değil.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Başkanım,
ceza niye uygulamıyoruz?
BAŞKAN Onun için milletvekili
arkadaşlarımdan rica ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ceza niye uygulamıyoruz
Başkan?
BAŞKAN Hepimiz birbirimizin yüzüne
bakıyoruz ve burada hepimiz Türkiyeye iyi gelecek yasalara imza atmaya
çalışıyoruz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bir
milletvekilinin can güvenliği yoksa neye imza atıyoruz?
BAŞKAN Hepimiz fikirlerimizi söylüyoruz,
fikirlerimizi söyleyerek yol alabiliriz ama kavgayla, gürültüyle, şiddetle
yol alma şansımız yoktur. Bundan sonra daha dikkatli
davranacağınızı düşünüyorum.
Görüşmelerimizi sürdüreceğiz yalnız,
önce İsmail Beye söz vermek istiyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bir milletvekilimiz
söylemediği cümleden dolayı
BAŞKAN Sayın Tanal
Sayın Tanal,
lütfen, müsaade eder misiniz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, suçta ve cezada kanunilik ilkesi vardır.
BAŞKAN Buyurun İsmail Bey.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
9.- Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlunun, Trabzon
Milletvekili Hüseyin Örse ilişkin açıklaması
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan, gösterdiğiniz hassasiyetle ilgili çok teşekkür ederim.
Gerçekten, bugünkü olay üzücü bir gelişmenin
çok ötesinde bir şey çünkü genelde arbedelerin içerisinde
kaldığınızda, bir mağduriyet yaşarsınız
ama bugün, bir arkadaşımız kürsüde konuşmaya giderken
Ben burada
olduğumdan beri, karşı sıralarda âdeta kadrolu laf
atıcılar var ve bunlar, konuşmacılara daima laf atarak
insicam bozma arzusunda olanlar. Bizim konuşmacımız daha kürsüye
gelirken bu tavrı göstererek başlatılan bir olay var;
arkadaşımız şu an yoğun bakımda, tedbiren
yoğun bakıma alındı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Bu tip
olaylar ve bu tip olayları yapanlar, gerçekten, Türkiye Büyük Millet
Meclisine değil, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir millet meclisine,
hiçbir parlamentoya yakışır bir tavır değil bunlar.
Bu, biraz, siyasette son zamanlarda tırmanan
şiddet dilinin Meclise yansıması ve alan bulması. Bu alan
bulmasında da parti gruplarının yöneticilerinin, Meclis
yönetiminin gerçekten çok önemli bir rolü var.
Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın
Şentopun dünkü olaylarla ilgili yayınladığı
açıklamayı bu olay üzerine tekrar değerlendirmesini ve tekrar
bir açıklama yapmasını bekliyoruz ve biz, bu
açıklamanın sadece AK PARTİ dışındaki gruplar
için mi yapıldığı endişesini taşıyoruz çünkü
bu olayın müsebbiplerinin bunu okumadığı ve
anlamadığı kanaatindeyiz. Şiddet
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa)
Tamamlıyorum.
Bu anlamda, Meclis
Başkanlığının bu olayla ilgili tavrının
sıkı takipçisi olacağız. Biz, başka şiddetleri
önlemek konumunda olan parlamenterleriz ve siyasetçileriz. Bizzat
kaynağı olması ve bizzat o siyasi grubun bunlara yönelik, buna
yönelik eleştiri ve tutumlarının da sıkı takipçisiyiz.
Ben teşekkür ederim.
Tekrar geçmiş olsun.
BAŞKAN Geçmiş olsun.
Sayın Bülbül, buyurun.
10.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Trabzon
Milletvekili Hüseyin Örse ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de yaşanan olaydan üzüntü
duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Hüseyin Örs Vekilimize de acil
şifalar, geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz.
Gerçekten olmasını arzu etmediğimiz
şeyler. Özellikle bütçe dönemi gibi son derece yoğun bir
çalışmanın yapıldığı süreçlerde
sinirlerimizin gerildiği zamanlar olabiliyor, çok hararetli
tartışmalar da söz konusu olabiliyor ama her şeye rağmen
bunların daha da ileriye götürülüp fiilî bir duruma dönüşmesi
hiçbirimiz açısından arzu edilecek bir durum değildir. Hiçbir
milletvekilimizin burada bunu arzu ettiği kanaatinde değilim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Gazi Meclisimizin
mehabetine, saygınlığına da yakışacağı
düşüncesinde değilim. İnşallah, bu tür olaylar bir daha
yaşanmaz.
Ben, tekrar, Hüseyin Örs Beye acil şifalar
dilerken İYİ Parti Grubuna da geçmiş olsun dileklerimi
sunuyorum.
Sağ olun.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Beştaş, buyurun.
11.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Trabzon Milletvekili Hüseyin Örse ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Doğrusu biz de çok üzüntülüyüz. Maalesef,
dışarıdaki şiddet dalgası ve yaklaşımı
Meclisin Genel Kuruluna kadar sirayet etti. Aslında bu ilk değil,
üzülerek belirteyim ve sadece bir örnek vereyim: Geçen dönem de bizim Mahmut
Toğrul Vekilimizin omuzu yerinden çıktı ve kolu
kırılmıştı yine Meclisteki bir şiddetten
dolayı.
Ben İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin
Örs Beye acil şifa diliyorum, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Bugün Meclis Başkanlığı bütçesi
görüşülüyor. Meclis Başkanı burada değil ama temsilen
burada ilgililer ve yetkili arkadaşlar var. Ben, Meclis Başkanı
başta olmak üzere, Meclis Başkanlık Divanının
milletvekillerinin hak ve özgürlüklerine kesinlikle gereken önemi
vermediklerini, iktidar grubu milletvekili olup olmamasına göre bir tutum
sergilediğini ve taraflı davranıldığını
Meclis kayıtlarına geçirmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Hâlâ bu
Parlamentonun bir üyesi, Iğdır Milletvekilimiz Habip Eksik evinde
-bacağı 3 yerden kırılmış vaziyette, ameliyat
edildi- tedavi görüyor ve Meclis Başkanı tek bir söz etmedi; aksine,
bu konuda olan taleplere neredeyse Milletvekili kendi bacağını
kırdı. diyecek kadar İçişleri Bakanını, daha
doğrusu, suç işleri bakanını onaylamış oldu. Bu,
kabul edilemez. Yani bir milletvekili dışarıda bacağı
kırılacak kadar şiddet görüyorsa, Meclis içinde aynı
iktidar grubunun milletvekilleri başka bir milletvekilini yoğun
bakımlık yapacak kadar dövebiliyor; işte şiddet iklimi dediğimiz
tam da budur.
Tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz
İYİ Parti Grubuna da. Şifa diliyorum Hüseyin Örs Vekile.
BAŞKAN - Sayın Emre
12.- İstanbul Milletvekili Zeynel Emrenin, Trabzon Milletvekili
Hüseyin Örse ilişkin açıklaması
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Öncelikle Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin
Örse ve İYİ Parti Grubuna geçmiş olsun dileklerimizi
iletiyoruz. Bugün şu görüldü ki Türkiye Büyük Millet Meclisi esasında
çok büyük bir tehlike atlattı -yani yoğun bakıma
alınması- Allah korusun, daha kötü bir sonuçla sonuçlanması
durumunda bunun hesabını burada kimse veremezdi.
Tabii, şiddete karşı ortak tavır
almak, hele hele Türkiye Büyük Millet Meclisinde oluşan şiddete
karşı ortak tavır almak sadece konuşmakla olmaz. Dün burada
bizim bir milletvekilimiz kınama cezası aldı hakaret ettiği
iddiasıyla. Dolayısıyla bugün baktığımızda
hakaret mi daha büyük bir suç, fiziki bir saldırı mı daha büyük
bir suç diye; herhalde Adalet Bakanlığı bütçesinin
görüşüldüğü bu ortamda -Adalet Bakanı da burada- kimse hakaret
etmenin daha büyük bir kabahat olduğunu söylemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ZEYNEL EMRE (İstanbul) O nedenle, Benim
milletvekilim yapmıştır, ben bunu korurum.
anlayışına girdiğiniz zaman hem adaleti
sağlayamazsınız hem de Meclise karşı saygılı
davranmış olmazsınız. O nedenle, bu konuda çok açık
bir durum var. Dolayısıyla tüm partilerin en azından bu konuda
ortaklaşması -henüz bütçenin ikinci günündeyiz- bundan sonraki
olaylar açısından da bir örnek oluşturur diye düşünüyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Turan
13.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Trabzon Milletvekili
Hüseyin Örse ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de amasız, fakatsız, yürekten
Hüseyin Beye geçmiş olsun diyorum. Fiilî müdahale, küfür, kavga asla
kabul edilemez. Dün de maalesef benzer görüntüler yaşadık, bugün de
benzer görüntüler yaşadık; isteriz ki bunlara hep beraber Dur!
diyelim, dikkat edelim. Bütçe görüşmeleri bittiğinde, yeri
geldiğinde makamlarımız bitip gittiğinde dönüp arkaya
baktığımızda mahcup olmayalım.
Meclis, bu aziz milletin kalbi, gözü
kulağı bir anlamda. O yüzden herkesten daha dikkatli olmak bize
yakışır, Meclisin mehabetine uygun davranmak bize
yakışır. Hepimizin daha dikkatli olması, kürsüye çıkan
arkadaşımızın da Grup Başkan Vekillerimizin de laf
atan vekillerimizin de ona cevap verenlerimizin de çok daha dikkat etmesi
gerekir diye düşünüyorum. AK PARTİ Grubu adına Sayın Grup
Başkan Vekilimiz Elitaş Bey az önce Hüseyin Beyi hastanede ziyaret
ettiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Durumun iyi olduğunu
yerinde öğrendiler. Tedbiren müşahede sürecinin devam ettiğini
bize ifade ettiler. Ben tekrar Hüseyin Bey'e geçmiş olsun diyorum.
BAŞKAN Evet, biz de geçmiş olsun
dileklerimizi bir kez daha iletiyoruz ve görüşmelere devam ediyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ (Devam)
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ (Devam)
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU (Devam)
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
(Devam)
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Söz sırası Halkların
Demokratik Partisinde.
Halkların Demokratik Partisinden ilk
konuşmacı Gaziantep Milletvekili Sayın Mahmut Toğrul.
Buyurun Sayın Toğrul. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Kamu Denetçiliği Kurumu bütçesi üzerine
partim adına söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu, Genel Kurulun
sevgili emekçilerini ve ekranları başında bizleri izleyen
sevgili yurttaşlarımızı öncelikle saygıyla
selamlıyorum.
Meclis olarak
yaklaşık yirmi beş gün Komisyon aşamasında bütçe
görüşmeleri gerçekleştirildi. Şimdi ise on iki günlük Genel
Kurul bütçe görüşmelerini sürdürüyoruz fakat tek adam rejimiyle birlikte
Parlamentonun bütçe yapma hakkının tamamen elinden
alındığının altını özellikle çizmek
gerekiyor çünkü merkezî bütçeler Cumhurbaşkanlığı Strateji
ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanıyor ve biz de
Meclis olarak bütçenin virgülünü dahi değiştirmeden prosedürel
demokrasi oyunu sergilemekten başka bir şey yapamaz durumdayız.
Aslında geldiğimiz aşamada bütçe görüşmesi, maalesef, sadece bir
ritüel hâlinde devam ediyor.
Sayın Başkan, sayın vekiller; mevcut
tek adam rejimiyle birlikte Meclis denetim ve yasama yetkilerinden mahrum
bırakıldı. Tek adam rejimi orantısız ve denetimsiz bir
şekilde güçlenirken Meclis gün geçtikçe işlevsizleştirildi;
deyim yerindeyse tek adam rejimi Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama yetkisini
gasbetti. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama yetkisinin gasbedilmesine
başta Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak
karşı çıkması gereken Sayın Şentop, bu konuda
maalesef tek bir adım atmadı. Meclis halkın
sorunlarını gündeme getirmek ve çözmekle yükümlüdür. Ne zaman
yaşanan sorunlara ilişkin Meclise araştırma önergesi sunsak
ya da çözüm önerilerinde bulunsak iktidar olarak buna engel oluyorsunuz. Sizce
muhalefet hiçbir doğru öneri getirmiyor mu? Bu Meclis sadece iktidar
milletvekillerinden mi oluşuyor? Farkında mısınız,
sarayın istediği yasalar dışında Meclisten hiçbir yasa
geçmiyor. Meclis işlevsizleştirildi ve iktidarın
politikalarını yasama yoluyla noterleyen bir büroya dönüştü.
Bakın, 27nci Dönemde yaklaşık 270 kanun teklifi kabul
edilmiş, sadece 1 kanun teklifinde muhalefetle
ortaklaşılmış.
Sayın Başkan, diğer bir yandan,
Parlamento yasama denetiminin yapıldığı bir yerdir. Başkanlık
rejimiyle Meclisin bu yetkisi elinden alındı; gensoru verilemiyor,
yürütmeden hesap sorulamıyor, yasama yoluyla iktidarı denetlemek
demokrasinin temel ilkelerinden biri olmasına rağmen bu denetim
hakkı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından engelleniyor, hatta
bizzat Meclis Başkanının eliyle engelleniyor. En önemli denetim
yollarından biri olan yazılı soru önergelerinin büyük bir
kısmına ilgili bakanlıklar tarafından cevap verilmiyor,
birçoğu da genellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü
gerekçe gösterilerek iade ediliyor. Bu, Meclisin yaşanan en büyük
ayıbı; bir an önce son verilmesi gerekiyor. En çok cevap vermeyen de
-şu anda gerçi kendileri meşgul- Adalet Bakanı maalesef.
Bakınız, 27nci Dönem Beşinci Yasama Yılında 73.779
yazılı soru önergesinin 71.248i işleme alınmış;
işleme alınan önergelerden sadece 9.847si süresi içerisinde,
35.723ü ise süresi geçtikten sonra olmak üzere toplam 45.570i
cevaplanmış, 21.929u yanıtsız
bırakılmış ve 1.319 önerge genelde bizim gruba ait ve
sizin, Meclis Başkanının absürt nedenlerinden dolayı iade
edilmiş. Absürt diyorum çünkü gerçekten absürt. Bakın, şimdi,
burada, sizin, Genel Kurulun huzurunda Sayın Şentop'a sormak
istiyorum: İade ettiğiniz önergelerde
Asimilasyon demeyelim, peki,
ne diyelim? İşkence demeyelim, ne diyelim? Sivillere yönelik hak
ihlalleri demeyelim, ne diyelim? Maraş, Roboski, Ankara Gar ve Suruç
katliamı demeyelim, peki, ne diyelim? Cinsel şiddet ve
yargısız infaz demeyelim, ne diyelim? Şimdi, bu önergeleri
neden geri iade ediyorsunuz? Bir açıklama yapın.
İktidarınızın istediği dille yazılmadığı
için ya da sorulmasını istemediğiniz alanlardan sorulduğu
için mi iade ediyorsunuz?
Sayın Başkan, yönetimdeki bu Mecliste
yaşanan tek ayıp bununla da sınırlı değil.
Bakın, bu Meclis Kürtçeye yönelik yaklaşımıyla da bir
ayrımcılık yapıyor; milyonlarca yurttaşın ana
dili olan Kürtçenin Meclis kürsüsünde dahi duyulmasına tahammül
edilemiyor, bu coğrafyada en çok konuşulan ikinci dil ya x ya da
bilinmeyen dil olarak kayıtlara geçiyor. Bakın, milletvekillerimiz
Meral Danış Beştaş ve Feleknas Ucanın Kürtçe yapmış
olduğu konuşmaları Meclis tutanaklarına x olarak yansıdı;
bu, utanç verici bir durum. Yine, Sayın Ayşe Sürücünün 8 Aralık
2021 Meclis konuşmasında, konuştuğu sırada mikrofonu
kapatıldı. Örnekler çoğaltılabilir ancak bir örnek bile bin
yıldır bu topraklarda yaşayan kadim bir halka yapılan
saygısızlığa dikkat çekmek için yeterlidir diye
düşünüyorum. İktidarınız işine geldiği zaman
Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde pankartlar
asıp Kürt kardeşlerim söylemlerinde bulunabiliyor. Hani Kürtçe bilinmeyen
bir dildi, hani Kürtçe bilinmeyen bir dildi? Biz Kürtler bunu bir hakaret
olarak kabul ediyoruz, bunu bilmenizi istiyoruz.
Sayın milletvekilleri, bu Meclisin bir
diğer ayıbı ise milletvekillerinin itibarının,
haysiyetinin yerlerde sürüklendiği bir döneme tanıklık ediyoruz.
27nci Dönem, milletvekillerinin kolluk kuvvetleri tarafından
saldırıya ve şiddete maruz kalmasıyla rekor
kırılan bir dönem oldu. Musa Piroğlu Vekilimiz tekerlekli
sandalyeden düşürüldü, Ayşe Acar Başarana bir polis memuru
Seni duvara çivilerim. diyebildi, Semra Güzel polisler tarafından gözaltına
alınırken işkenceye varan şiddete maruz kaldı ve en
vahimi ise Habip Eksik ile Sait Dede kolluk tarafından darbedildi, Habip
Eksik arkadaşımızın bacağı 3 yerinden
kırıldı. Kırılan aslında Meclisin onurudur,
itibarıdır; kırılan, halkın iradesidir. Meclis
Başkanı Şentop'tan Meclisin haysiyetini korumak için tek kelime
duymadık, hatta, daha da ötesi, bu, işkenceye varan şiddeti
sanki haklıymış gibi gerekçelendirdi. Başkanlık
Divanında gündeme getirdiğimizde Ben sizin sözünüze mi güveneyim
yoksa devlet birimlerinden gelen söze mi güveneyim? Devlet birimleri Habip
Eksik Vekilimizin algı oluşturmak için yere düştüğünü ve
bacağının 3 yerinden kırıldığını
iddia etti. İçişleri Bakanı Kendisi kırmış.
dedi. Şimdi, size devletin bu bilgileri sağlıklı geliyorsa
Şentop, siz de bu Meclisi yönetmeye devam edin.
Bu Meclisin milletvekillerinin itibarının
korunmaması konusundaki bir diğer uygulaması ise
milletvekilliklerinin düşürülme meselesidir. Meclis Başkanı
olarak konunun teknik bir konu olduğu söyleminde bile bulunuldu. 2020
yılına kadar Mecliste beklemekte olan mahkeme kararları bir anda
okundu çünkü talimat öyle gelmişti, çünkü Meclis
Başkanlığı tarafsızlıktan çıkıp siyasi
partilerin mücadelesinde bir taraf hâline geldi, Meclis Başkanı
açıkça tarafgirlik yapıyor. O kadar taraf tuttu ki seçilmiş bir
milletvekilini Meclisten çıkarmak için sahte tutanak düzenlemekten
çekinmedi; o kadar ileriye gitti ki yine, İç Tüzüke aykırı,
kişiye özel yoklama yaptırarak bir milletvekilimizin
vekilliğinin düşürülmesi için bir çaba içine girdi.
Bu Mecliste yaşanan bir diğer sorun ise
Meclis çalışanlarının sorunudur. Dört yıldır
bütçe konuşmalarında söylüyoruz ve artık dilimizde tüy bitti ama
siz başta Meclis Başkanı olarak bu sorunlara çözüm üretmediniz.
Meclise ayrılan bütçenin en büyük kısmını personel
giderleri oluşturuyor. Sözleşmeli personelin kıdem
tazminatı hakkı gasbediliyor. Evrak dolaşımı,
temizlik, büro araç ve gereçlerin temini, taşıması gibi hizmetlerin
sunulduğu birimde çalışan emekçiler Meclis çatısı
altında esnek ve güvencesiz çalıştırılıyorlar.
Yine, aynı şekilde, çay ocağında çalışan
emekçiler, personel eksikliği nedeniyle, artan iş yükünün
altında her geçen gün daha da eziliyor. Meclis çalışanlarının
kıdem tazminatı hakkı tanınarak özlük hakları ve
sosyal güvenceleri garanti altına alınmalı, sendikal
hakları korunmalı ve desteklenmelidir.
Bu arada, Meclis bir müşavirler meclisine
dönmüş. Soruyorum Sayın Başkan: Bu Mecliste kaç tane
müşavir var, kaç tane sadece bankamatik müşaviri var?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Bunun
cevaplanmasını istiyorum.
Yine, Kamu Denetçiliği Kurumuyla ilgili birkaç
cümle etmek istiyorum Sayın Başkan. Mahkeme kararlarına
uyulması yönünde tavsiyede bulunma yetkisi olmasına rağmen,
bugüne kadar Kobani davası, Demirtaş davası başta olmak
üzere, AİHMin ihlal kararı verdiği birçok davayla ilgili
kararın uygulanması yönünde Sayın Başkan bir tavsiyeniz olmadı.
Yine, diğer yandan, cezaevlerinde binlerce
mahpusun, görevli personel tarafından, işkence ve kötü muameleye
maruz kaldığı, ağır hasta mahpusların hastane
hizmetlerinden neredeyse hiç faydalanmadıkları dönemde kurum
yalnızca bir sevk başvurusu için bile tavsiye kararı vermedi,
kılını dahi kıpırdatmadı. Bunun
dışında, kolluk güçleri tarafından kaçırılan
yurttaşlara Emniyette ve karakolda işkencelere ilişkin
incelenemezlik kararı vermesi utanç vericidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Sonuç olarak, Kamu
Denetçiliği Kurumu toplumsal sorunların, hak ihlallerinin büyük bir
çoğunluğunu görmezden gelmiştir, dolayısıyla
kuruluş amacını yerine getirmiyor maalesef.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Toğrul.
Söz sırası Ankara Milletvekili Sayın
Filiz Kerestecioğlunda.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Anayasa Mahkemesi bütçesi üzerine söz aldım.
Ülkedeki yargı pratiğine
baktığımızda bir tarafta cezasızlıkla
ödüllendirilen suçluları, diğer tarafta ise uzun tutuklulukla
hükümsüz cezalandırılan muhalifleri ve siyasetin yargıya
müdahalesini görüyoruz. Yani Sezen Aksu'nun Ben, sende tutuklu kaldım.
şarkısı gibi âdeta bütün ülke sizde tutuklu kaldı ya da ev
hapsinde ya da adli kontrolde.
Tutukluluk artık hüküm gibi. Ceza kadar
tutukluluk süresi geçiriliyor, başına gelecekleri göze alarak yurt
dışından dönenler ise Kaçma şüphesi var. denilerek
tutuklanabiliyor. Bu ülkede yıllardır biliyoruz ki her iktidar
kendine uygun yargı sistemini kurmaya çalışır çünkü bu
ülkede herkesin rövanşları var. İstiklal Mahkemeleri, 1960
darbesi, 1971 darbesi, 1980 darbesi, 28 Şubat ve yüz binlerce insanın
bu siyasi pratik içinde işkenceye maruz kalıp kamu haklarından
yoksun bırakılması, idam edilmesi. Rövanşlar,
rövanşlar, rövanşlar ve bunun için kullanılan bir de yargı
aparatı. Bu ülkede, eğer yargı siyasetin aparatı
olmasaydı; örneğin, Gültan Kışanak 12 Eylülde
yaşadıklarından sonra bugün, baş tacı
yapılır, devlet özür dilerdi ama heyhat, aynı siyaset,
yargı aynı yargı, kitap yine aynı bu kırmızı
kitap.
OHAL Komisyonu nasıl yargıya
başvuruyu engelleyen bir fren mekanizması olarak
kullanıldıysa Anayasa Mahkemesinin de günümüzdeki işlevi
AİHM'e giden süreci geciktirmek oluyor; bir hak ihlali kararı
verdiğinde dahi bu kararı o kadar geç veriyorlar ki artık o
ihlalin giderilmesinin bir karşılığı da kalmıyor.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi başvuran
kişiye ve olaya göre de dosyayı bekletiyor. Örneğin,
barış akademisyenlerinin ihracından sonra, AYM'ye
başvurdukları sürede, iktidar OHAL Komisyonu kurdu; AYM de tüm bu başvurulara
iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle ret verdi ama gel
gör ki başvuru tarihinde böyle bir komisyon dahi yoktu. Ayrıca,
komisyon etkili bir iç hukuk yolu da değil. Ayrıca, bu Komisyon hâlen
karar vermedi ve barış akademisyenleri dosyalarının çoğu
hâlâ bekletiliyor.
Bir başka örnek, Cumhurbaşkanına
hakaret dosyaları... AYM bu konuda da ısrarla karar vermiyor ve bir
içtihat oluşturmuyor. Bu da aslında kişiye göre
davrandığının kanıtı. Adalet
Bakanlığı verilerine göre, 2014te 110 olan
Cumhurbaşkanına hakaret davası, 2021de 9.168e çıktı;
110 nerede, 9.168 nerede. Son sekiz yılda Cumhurbaşkanına
hakaret suçlamasıyla açılan soruşturma sayısı 200 bine
dayanırken dava sayısı ise 44.675 oldu.
Bir başka örnek yine, Aysel Tuğluk'un
annesinin cenazesindeki linç girişimi ve çıkan olaylarla ilgili
davada azmettiren, olay anında müdahale etmeyen, görevini ihmal eden kamu
görevlilerinin soruşturulmasına dair şikâyet başvurusunda
hiçbir inceleme yapılmadan karar çıktı ve bu kişilerin
yargılanmasına izin verilmedi, bu dosya 2017den beri AYM'de.
Aslında çok basit bir dosya çünkü hiç işlem yapılmadan
soruşturmanın önünün kesilmesi tek başına ihlal olduğu
hâlde bu dosyayla ilgili de AYM karar vermiyor. Aynı şekilde,
toplantı ve gösteri hakkının ihlal edildiğine dair bir
karar verip -mesela geçen benim başvuruma böyle bir karar verdi- tazminat
da öderken Kötü muamele ederim de parayı da öderim. demiş misali.
Asla ama asla kamu görevlilerinin yargılanmasına yol verecek bir
karara imza atmıyor AYM ve her cenahtan insan nasibini alıyor
uygulamalarınızda.
Bir başka örnek, 15 Temmuz darbesinden
tutuklanan Tuğgeneral Kemal Mutlum cezaevindeyken beyin kanseri oldu. Adli
Tıp 3üncü ameliyatından sonra entübe edilen Mutlumun tedavisine
hastanede devam edilmesi ve infazın üç ay ertelenmesi gerektiğini oy
birliğiyle kararlaştırdı. Mahkeme Adli Tıbbı
değil TEM'i dinleyerek FETÖ tehdidi devam ediyor. sözünü dinledi ve
infazı ertelemedi. Peki, tedbir talebiyle başvurulan AYM ne
yaptı? Talebi reddetti ve Kemal Mutlum Adli Tıp raporunda öngörülen
üç ay bile dolmadan 24 Kasımda hayatını kaybetti; cezaevinde,
cezaevlerinde yüzlerce, binlerce hasta mahpus bu durumda.
Bu ülkenin siyasi tarihi aynı zamanda parti
kapatma tarihidir. 1inci yüzyılını henüz doldurmamış
cumhuriyette 28i Anayasa Mahkemesi tarafından olmak üzere 60 siyasi parti
kapatıldı. Peki, bu partiler kapatıldı da onların
mensuplarının fikirleri yok mu oldu? Her siyasi gelenek kendisini
başka isimlerle var etmeye devam etti ancak ülke siyaseti 2022
yılında da hâlâ bir adım ileriye gidemedi ve Anayasa Mahkemesi
gündeminde bizim kapatma davamız var. AYM, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısının HDPnin kapatılmasına ilişkin
hazırladığı ilk iddianameyi terör örgütünün odağı
olma suçlamalarının partiyle ilişkisinin
kurulamadığını söyleyerek iade etmişti ama ne
hazırlanan ikinci iddianame ne de davaya sonradan delil diye eklenenler bu
davanın siyasi emellerle açıldığı gerçeğini
değiştirmedi, değiştirmeyecek. İkinci iddianame
neredeyse AYMnin iade gerekçelerinden hiçbirine uygun olarak düzenlenmeden
AKPnin tek başına iktidarı kaybettiği 7 Haziran
seçimlerinin yıl dönümünde tekrar AYMye sunuldu. Goebbelsiniz algı
atraksiyonları için özel günleri kullanmayı çok seviyor, biliyoruz,
bu da 7 Hazirandı. İddianamenin yüzde 85i kişilerin
soruşturma ve kovuşturma dosyalarının üst üste
yığılmasından oluşuyor. İddianamenin kalan
kısmında ise Anayasaya veya Siyasi Partiler Yasasına
aykırılık teşkil eden bir tane dahi karar yer almıyor.
Yine, bu yüzde 15lik kısımda, kapatma gerekçesi olarak 2014teki
bazı belediyelerin faaliyetleri gösterilmiş. Bu faaliyetlerin suç
oluşturup oluşturmadığı bir yana, bahsedilen
belediyelerin hiçbiri HDP belediyesi değildir.
Bu davada bir başka hukuk şahikası
şüphesiz ki İrfan Fidan(!) Sezgin Baran Korkmazın mal
varlığı üzerindeki yasağı ve yurt dışına
çıkış yasağını kaldırmasıyla da
tanınan Fidan, İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı döneminde HDPliler hakkında çok
sayıda soruşturmaya imza attı. Kapatma davası iddianamesine
konu edilen 46 dosyanın soruşturma aşamasında onun
imzası var. Kısacası, şahsın kendisi bu dosyanın
hem savcısı hem hâkimi; oh ne âlâ memleket, hem çal hem oyna!
Her cenahın kendi meşrebince anlamlar
yüklediği cumhuriyetin 100üncü yılını yine parti kapatarak
ve başta Kürt halkının, HDPye gönül veren tüm muhaliflerin
iradesini yok sayarak mı taçlandıracaksınız göreceğiz.
Kısacası, AYM, 2022deki rolünü kapatma
davasıyla belirleyecek. Şair Özdemir Asaf Adalet şiirinde
İnsansız adalet olmaz/Adaletsiz insan olur mu/Olur, olmaz olur
mu!/Ama olmaz olsun. demişti. Evet, artık her kesimden insan bu
ülkede boğazına kadar haksızlığa batmış ve
Olmaz olsun. diyor. Soruyorum: Biz Anayasası olan bir ülke miyiz
gerçekten? Temel hak ve özgürlükleri güvence altına almayan bir ülkede
adil ve demokratik bir seçim olabilir mi örneğin? Her gün kadınlar
öldürülürken, LGBTİ hakları âdeta görünmez olurken; barış
hakkı, vicdani ret hakkı yerle bir edilirken; tarikatlar 6
yaşındaki çocukların hayatını daha yaşarken
söndürürken Anayasa var. diyebilir miyiz biz bu ülkede?
Neden başvurur insanlar size? Bakın, 30
Haziran 2022ye kadar 428.554 bireysel başvuru olmuş. Neden
başvurur insanlar size? Dava açma merakları olduklarından
mı? Hayır, adaletsizlikten; hak aramak istedikleri için,
haksızlığa uğradıkları için. Hâlâ askerî darbe
tortularıyla dolu olsa bile bu Anayasa nerede gerçekten bu ülkede? Neden
AİHM kararlarını uygulamıyorsunuz? Son 18inci madde ihlali
kararıyla tüm arkadaşlarımızın serbest
bırakılması gerekiyor. Nasıl bırakmazsınız?
Nerede Anayasa?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Devamla) Evet, bu bütçe iktidarın son bütçesi olduğu gibi, 12
Eylül artığı Anayasanın da son demi olacak. Sivil,
özgürlükçü, eşit yurttaşlığı esas alan yeni bir
anayasayla ülkeyi hep birlikte demokratikleştireceğiz ancak bu
anayasa sadece Parlamentoya sıkışmış ve
yurttaşlardan sadece oy kullanmasını bekleyen bir siyasetle
değil, özgür bir ülkede yaşamak isteyen gençlerin ve kadınların
kararıyla gelecek. Yani demek istiyorum ki: Duydunuz zilin sesini, size
ayrılan bütçenin ve sürenin sonuna geldiniz; yavaş yavaş
çekilebilirsiniz.
Hüseyin Örs Vekilimize de acil şifalar
diliyorum.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Bingöl Milletvekili Sayın Erdal
Aydemir.
Buyurun Sayın Aydemir. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ERDAL AYDEMİR (Bingöl)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, konu Adalet
Bakanlığı ve Kamu Denetçiliği bütçeleri olunca hukuk
insanlığına zerreyimiskal şüphem olmayan Sayın Adalet
Bakanımıza ve yine hukukçu kimliğiyle tüm Türkiyede
tanınan Sayın Şeref Malkoça özellikle Ceza İnfaz
Kanununda bazı hususları belirtme zarureti hasıl olduğu
için de hatırlatma gereğini hissediyorum; hissetmiyorum, düşünüyorum.
Özellikle, Adalet Bakanının meri, yürürlükte olan yasaların
uygulanması için başsorumluluğunu yine kendisine
hatırlatıyorum.
Sayın milletvekilleri, bir kişi yerel
mahkemelerde yargılandıktan sonra verilen karar eğer yüksek
mahkeme tarafından da onanmışsa bundan sonraki aşama
cezaevinde geçirmiş olduğu süreçtir. Cezaevinde
kaldığı süreç de Ceza İnfaz Yasası tarafından
tanımlanmıştır.
Sayın Bakan ve Sayın Başdenetçi,
yaklaşık yirmi dört yıldan beridir İmralı Cezaevinde
çok ağır tecrit koşulları altında tutulan Sayın
Öcalana yönelik özellikle Ceza İnfaz Kanununda belirtilen bazı
maddeleri okuyup uygulanması için sizden talepte bulunma zarureti
hasıl oldu.
Özellikle madde 59 Avukatlarla görüşme
hakkı
Ceza İnfaz Yasasının 59uncu maddesi her mahpusun,
her hükümlünün cezaevinde bulunduğu süre içerisinde avukatlarıyla
görüşme hakkını düzenlemektedir.
Yine, Ceza İnfaz Yasasının 62nci
maddesi süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkını
düzenlemektedir. Hükümlü ve mahpus süreli ve süresiz yayınlar eğer
mahkeme kararı tarafından yasaklanmamışsa her hâlükârda
bunlardan yararlanma hakkına sahiptir.
Yine, Ceza İnfaz Yasası madde 66
Hükümlünün telefon ile haberleşme hakkı. Bu da çok açık, sarih
bir şekilde tanımlanmış; bu hakkın da Sayın
Abdullah Öcalan'a tanınması gerekmektedir.
Yine, Ceza İnfaz Yasası 67nci madde
Hükümlünün radyo, televizyon yayınları ile internet
olanaklarından yararlanma hakkı. Eğer bulunduğu ceza infaz
kurumunda merkezî bir sisteme bağlı olan radyo ve televizyon varsa
bunlardan da harfiyen yararlanmak durumundadır.
Ayrıca, Ceza İnfaz Yasası 68inci
madde Hükümlünün mektup, faks ve telgrafları alma ve gönderme
hakkı. Bu hakkı da çok açık ve sarih, artık
açıklamaya izah kalmayacak şekilde yasa koyucu belirtmiş.
En önemli haklardan biri de yine Ceza İnfaz
Kanunu'nda 83üncü maddede tanımlanmış; kişinin, üçüncü
dereceye kadar yakınları ve kendisinin adreslerini ve kimliklerini
belirtmiş olduğu 3 kişiyle istediği zaman görüşebilme
hakkı düzenlenmektedir.
Çok acıdır ki Sayın Bakanım
-hukuka olan inancınıza zerreyimiskal şüphem yok- Sayın
Başdenetçi, bu konuların takipçisi olup bu yasal ihlallerin bir an
önce son bulması için huzurunuzda, Meclis huzurunda sizlerden bir kere
daha talepte bulunma zarureti hasıl oldu ve talepte bulunuyoruz.
Tabii, uluslararası alanda ülkemizin yetkisini
kabul etmiş olduğu Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi
olarak tanımlanan CPTnin de buradan bir çağrımız var: CPT
de İmralı Cezaevindeki koşulları incelemesi ve konuyla
ilgili raporları mantıklı bir şekilde, hukuki gerekçelere
dayanmadan kamuoyuyla paylaşması zaruretinin olduğunu, bunun bir
hak olduğunu, bunun da uluslararası mevzuatta kendisine yüklenen bu
yükümlülüğünü
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Başkanım,
bir dakika.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) CPTnin de
İmralı Cezaeviyle ilgili bu yükümlülüğünü yerine getirmesini
talep ediyor ve hatırlatıyoruz.
Ayrıca, Sayın Bakanım burada, birinci
derecede de kendisi Ceza İnfaz Yasasının uygulanmasından
sorumlu
Şu anda cezaevinde bulunan yüzlerce mahpus ve hükümlü
şartlı tahliye koşulları gerçekleşmiş
olmasına rağmen cezaevinde tutulmakta, sudan sebepler gerekçe
gösterilerek tahliyeleri engellenmektedir. Bunlardan birisi de otuz yıl
altı aydır Silivri 1 no.lu Cezaevinde tutulan Çetin
Arkaştır. Bakın Sayın Meclis, Sayın Bakan, otuz
yıl altı ay. Şartlı tahliyenin yerine getirilmemesi
sebepleri de gerçekten sudan sebeplerdir, 2007 yılında Adalet
Bakanlığına yazmış olduğu dilekçelerde
Sayın Öcalan ibaresinin kullanılmasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Bu kadar gülünç bir
gerekçe olamaz.
Tüm Meclisi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Diyarbakır Milletvekili
Sayın İmam Taşçıer.
Buyurun Sayın Taşçıer. (HDP
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA İMAM TAŞÇIER
(Diyarbakır) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(*)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
anlamıyoruz denilenleri.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Sayın Başkan, hangi parlamentoda konuşuyor acaba? Burası
Türkiye Parlamentosu.
İMAM TAŞÇIER (Devamla)
(*)
BAŞKAN Sayın Taşçıer, bakar
mısınız lütfen.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan
Ya, hangi parlamentoda konuşuyorsunuz
Sayın Hatip?
İMAM TAŞÇIER (Devamla)
(*)
BAŞKAN Sayın Taşçıer
İMAM TAŞÇIER
(Devamla)
(*)
(Mikrofon Başkan tarafından
kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Başkan, niye kısıyorsunuz?
(HDP sıralarından alkışlar,
sıra kapaklarına vurmalar)
İMAM TAŞÇIER (Devamla)
(*)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın
Başkan, mikrofonu niye kısıyorsunuz?
İMAM TAŞÇIER (Devamla)
(*)
BAŞKAN Sayın Taşçıer
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Burası Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu.
(HDP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar)
İMAM TAŞÇIER (Devamla)
(*)
BAŞKAN Sayın Taşçıer, müsaade
eder misiniz.
İMAM TAŞÇIER (Devamla)
(*)
BAŞKAN Sayın Taşçıer, müsaade
eder misiniz.
NURAN İMİR (Şırnak) Söz
hakkını kesemezsiniz Sayın Başkan.
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) CHPnin Kürt
meselesine bakışı bu mudur?
NURAN İMİR (Şırnak) Söz
hakkını kesemezsiniz Sayın Başkan.
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) CHPnin Kürt
meselesine bakışı bu mudur?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
(HDP
sıralarından gürültüler)
Sayın milletvekilleri, herkesin bir ana dili
var, benim de bir ana dilim var.
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Kürt milletine
bakışınız bu mudur?
BAŞKAN Kürsüde ben de ana dilimde
konuştuğum zaman buradaki hiçbir milletvekili beni anlayamaz, birçok
arkadaşımın farklı farklı ana dilleri var, hepimizin
anlayabilmesi için resmî dilimiz olan Türkçeyle konuşmaya davet ediyorum.
(HDP sıralarından gürültüler)
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Kürt milletine
bakışınız budur.
BAŞKAN Bir cümle söyleyebilir, iki cümle
söyleyebilir ama konuşmanın tümünü yapamaz arkadaşlar, böyle bir
olay yok.
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, kabul etmeyeceğiz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, bir müsaade edin.
NURAN İMİR (Şırnak) Bizim
konuşma hakkımızı gasbedemezsiniz!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Başkanım,
Küba Elçisi İngilizce konuştuğunda siz onu dinlediniz.
BAŞKAN Sayın Toğrul, ben bir süre
dinledim. (HDP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Onu
yaptınız ama.
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Bunu kabul
etmiyoruz!
BAŞKAN Müsaade eder misiniz! Müsaade eder
misiniz!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan!
BAŞKAN Gerekçesini açıklıyorum,
müsaade edin, müsaade edin.
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Sizin Kürt
meselesine bakışınız budur.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya,
böyle bir usul yok ya!
BAŞKAN Bir saniye müsaade eder misiniz? Bu
ülkede sadece Kürtler yaşamıyor. (HDP sıralarından
gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Böyle
bir usul yok, mikrofonu kesemezsiniz!
BAŞKAN Peki.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Herkes
dilini konuşsun sadece Kürtler değil, Arapı da konuşsun,
Ermenisi de konuşsun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir
müsaade edin arkadaşlar.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
İlk defa Kürtçe konuşulurken mikrofon kapatılıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, mikrofonu kesemezsiniz.
BAŞKAN Keserim, keserim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Böyle
bir usul yok. Siz İç Tüzüke aykırı hareket ediyorsunuz. Şu
anda o kendi söylediğini çevirecek zaten.
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Siz mi Kürt
meselesini çözeceksiniz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Siz
kürsü hakkını gasbediyorsunuz, böyle bir şey yok!
BAŞKAN Müsaade eder misiniz. Kimsenin kürsü
hakkını gasbetmiyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Ediyorsunuz.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ediyorsunuz, fiilen
kesmişsiniz Başkanım.
BAŞKAN Ben kestiğim süreden itibaren
kalan süreyi kullandırtırım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hayır, o zaten çevirisini yapacak.
BAŞKAN Müsaade eder misiniz Sayın
Beştaş, müsaade eder misiniz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir
bitireyim, siz de müsaade edin bir bitireyim.
BAŞKAN Şimdi, ben size bu kürsüden ana
dilimle hitap edeceğim, siz de beni anlayın; böyle bir dünya yok, yok
efendim. (HDP sıralarından Edin, edin; alkışlarız!
sesleri ve alkışlar)
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Edin,
alkışlarız.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak)
Alkışlarız; edin, edin, edin, korkmayın, edin.
BAŞKAN İç Tüzükün 66ncı maddesine
göre kürsüdeki üyenin sözü ancak Başkan tarafından kendisini İç
Tüzüke uymaya ve konudan ayrılmamaya devam etmek için kesilebilir. Birkaç
defa uyardım kendisini, dinlemedi. (HDP sıralarından gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Uyarmadınız, biz duymadık.
BAŞKAN Ana konudan ayrılmaması
için diyor. Bir defa, ben konuyu
NURAN İMİR (Şırnak) Bu
halkın iradesini siz Meclis kürsüsünden kesemezsiniz!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Budur ana konu.
BAŞKAN Sayın Toğrul,
dinlemiyorsunuz.
NURAN İMİR (Şırnak)
İnsanların sözünü kesemezsiniz, insanları gasbedemezsiniz!
BAŞKAN Benim, bir defa, konuyu anlamam
gerekiyor. Konuyu anlayamadığım için de ister Kürtçe
konuşsun ister başka bir ana dilde konuşsun, resmî dil
dışında her konuşmayı keserim buradan, sadece o
konuşmayı değil. Bakın, bir kez daha söylüyorum,
altını çizerek
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Sayın Bakan
anlıyor Başkan, Sayın Bakan orada anlıyor.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Kendine bir tercüman tut, tercüman!
BAŞKAN Daha önce de konuştuk bunu, daha
önce de müsaade ettim arkadaşların bir kısmına, daha sonra
da tercüme etmesini istedim anlayabilmek için; bunu tekrarlıyorum.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Daha önce de söz
kestiniz Başkan; biraz önce konuşmamda söyledim, daha önce de söz
kestiniz, mikrofonu kapattınız.
NURAN İMİR (Şırnak) Mikrofonu
kesemezsiniz!
BAŞKAN Şimdi, konuşma süresinin
kalanını kesmemem için tercümeyi yaparken
anlayacağımız dilde yani resmî dilimizde konuşursa memnun
olurum.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Başkan, mikrofonu kapatamazsın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, bir de bana müsaade
BAŞKAN Kalan süreyi başlatıyorum.
Buyurun Sayın Taşçıer.
İMAM TAŞÇIER (Devamla) Kendi ana dilimle
devam edeceğim.
BAŞKAN Efendim?
İMAM TAŞÇIER (Devamla) Kendi ana dilimle
devam edeceğim.
BAŞKAN O zaman sizin konuşmanıza
müsaade edemiyorum, kusura bakmayın. (HDP sıralarından
gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, konuşmaya müsaade etmemek gibi bir şey yok.
İMAM TAŞÇIER (Devamla) Etmiyorsanız
yazık olur.
BAŞKAN Benim sizi anlayabilmem lazım.
İMAM TAŞÇIER (Devamla) Evet, o zaman
Onun için bu dille çıktım.
(HDP sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Benim sizi anlayabilmem lazım.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) İşte
faşizm budur.
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Gerçek yüzünüz
budur sizin; ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye
çalışıyorlar, gerçek yüzünüzdür bu sizin!
İMAM TAŞÇIER (Devamla)
Hazırladığım konuşma metninin bir kısmı
Kürtçedir, bir kısmı Türkçedir. Ben Kürtçeyi bitirip Türkçeye
geçeceğim. Ben ondan konuşmak istiyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
NURAN İMİR (Şırnak)
Başkan, siz mikrofonu kapatamazsınız. Bizlerin konuşma
hakkını gasbedemezsiniz!
BAŞKAN Sayın Taşçıer, bakın,
ben size bir süre müsaade ettim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Kalan sürenize lütfen resmî dilimiz
olan Türkçeyle devam edin ki anlayabileyim, kesmeyeyim.
İMAM TAŞÇIER (Devamla)
(*)
(Mikrofon Başkan tarafından
kapatıldı)
[HDP sıralarından alkışlar(!)]
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Başkan, bana söz verir misiniz?
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Siz 30 milyon
insanın dilini kesiyorsunuz Sayın Başkan, 30 milyon insanın
dilini kesiyorsunuz!
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ya, bu ülkenin iradesindeki dili kesiyorsunuz. Ya, dil düşmanı
mısınız siz? Dillere ne düşmanlığınız
var ya?
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Ortak
dil burada Türkçe, resmî dil Türkçe.
EROL KAVUNCU (Çorum) Git şuradan!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, bana bir söz verir misiniz?
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Kürtler de
ortaktır Türkiyeye!
BAŞKAN Ben çok demokratik davranıyorum.
Bir yetkim daha var
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Konuşamaz, konuşamaz, boşuna uğraşmayın.
BAŞKAN Bakın, bir yetkim daha var onu da
kullanabilirim. Diyorum ki
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) İngilizce
konuşsaydık kesmezdiniz.
BAŞKAN Lütfen oturur musunuz.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak)
Fransızca olsa dinlerdiniz değil mi?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) On dakika tahammül edin.
BAŞKAN Diyorum ki benim ve Divanın
anlayabileceği şekilde, Bakanların anlayabileceği
şekilde -çünkü onlara konuşuluyor- milletvekillerimizin
anlayabileceği şekilde resmî dille konuşmaya davet ediyorum.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Bakanın
kendisi Kürt kökenli, Kürt değil de kökeni öyle.
BAŞKAN Bunu yapacaksanız
konuşmanıza izin vereceğim, yapmayacaksanız
konuşmanızı kesmek zorundayım.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Bakan
biliyordur, kendisi herhâlde kökeni, damarları nereye dayanıyorsa.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) On dakika sabret, on dakika, tahammül et on dakika!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, bana söz verir misiniz?
Buyurun Sayın Beştaş.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
14.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Kürt diline ilişkin tartışmaların çokça yaşandığına
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Biz daha
önce bu konuda Kürt diline ilişkin tartışmaları çokça
yaşadık ve yüzde 100, hemen hemen, kurulan Kürtçe cümleleri bizzat
hatipler Türkçeye çeviriyor. Bizim derdimiz ya da hatibimizin derdi burada hiç
kimsenin anlamadığı ki hiç kimse diye bir şey yok
BAŞKAN Vardır, mutlaka anlayan var
tabii.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
şu
anda burada yüzlerce Kürtçe bilen milletvekili var yani Meclisin beşte 4ü
anlamayabilir ama en az beşte 1i -iddia ediyorum- anlıyor, tamam
mı?
BAŞKAN Mutlaka anlıyordur,
doğrudur; buna itiraz etmiyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu dil
Türkiye'de yaşayan 30 milyonu aşkın Kürtün dilidir. Kürtler bu
ülkenin
BAŞKAN Evet, bunu kimse inkâr etmiyor
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir
dakika müsaade edin, ben sizinle tartışmıyorum, düşüncemi
söylüyorum.
BAŞKAN Benimle
tartışacaksınız, benimle.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Benimle
tartışacaksınız çünkü ben kesiyorum, benimle
tartışacaksınız.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Sizin
tarzınız doğru değil Başkan ya!
BAŞKAN Benimle konuşun, buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
ülkede, Türkiye'de Kürtler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil
mi?
BAŞKAN Evet.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Vergi
vermiyor mu?
BAŞKAN Veriyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Anayasal
bir vatandaşlık yok mu?
BAŞKAN Evet.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ana
dilimde niye konuşamayım ya? Sayın Şentop
BAŞKAN Sayın Beştaş, kimse
sizin ana dilinizde konuşmanızı yasaklamıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir
dakika...
Meclis Başkanının bizzat bu konuda
açıklaması var, diyor ki: Türkçe dışında başka
bir dille tabii ki konuşma, ibare, cümle olabilir ama cümleler
kurulduğu zaman bunlar dipnot olarak gösteriliyor. Tamam mı? Çünkü
biz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ve dün
bizim Eş Genel Başkanımız Pervin Buldanın 2 defa ve
parti sözcümüz Ebrü Günayın konuştuğu cümleler arasında
...(*) kavramı vardı.
BAŞKAN Evet, ben de buradaydım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben
iddia etmiyorum, eminim; ...(*)yi bu
Mecliste ya da dünyada anlamayan tek bir yurttaş var mı? Yok.
BAŞKAN Sayın Beştaş, buna
kimse itiraz etmiyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ama ne
oluyor? Ama tutanaklara (*) olarak geçiyor ve dipnot olarak geçiyor. Bizim
hatibimizin sözünü kesmeniz despotik bir yaklaşımdır.
BAŞKAN Hayır, değil.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) O,
kendisi, kendi cümlelerini Türkçeye çevirecek; herkesin anlamasını
sağlayacak.
Ve size şunu söyleyeyim: Mesela ...(*) sloganı Kürt
kadınlarının başlattığı özgürlük mücadelesi
için dünyaya yayılan bir slogandır. 2014 yılında
IŞİD çeteleri Rojava topraklarını yağmalayıp işgal
ettiğinde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VI.-OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar
Akarın, Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıerin 362
sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur görüşmelerinde HDP Grubu
adına yaptığı konuşmasını TBMM
İçtüzüğünün 66ncı maddesine göre kestiğine ilişkin
konuşması
BAŞKAN Sayın Beştaş, konuyu
dağıtmayalım. Bakın, bu uygulamayı ben daha önce de
-mikrofonunuzu açacağım yine- yaptım.
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Ana dilimizdir
Başkan.
BAŞKAN Arkadaştan rica ettim,
konuşan arkadaştan, bizim de anlayabileceğimiz şekilde
tercüme edin dedim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Ben hatibi uyardım.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) On dakika tahammül et!
BAŞKAN Niye uyardım?
Tamamlamasını ve tercüme etmesini
Çünkü biz anlamak zorundayız
konuyu eğer konuyu anlayamıyorsak
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı)
Ya da tercüman tut o zaman.
BAŞKAN Biz burayı İç Tüzüke göre
Ana dillerimize göre, ideolojilerimize göre ya da düşüncelerimize göre
yönetmiyoruz arkadaşlar.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Zaten tercüme edecek.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Burada, İç Tüzük madde 66da
belirtilmiş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Aynı İç Tüzüke bakıyoruz.
BAŞKAN Ben Kürt diline karşı
değilim, ana diline de karşı değilim; benim ana dilim de
farklı, ben de konuştuğum zaman siz anlamayacaksınız.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Anlarız, anlarız.
BAŞKAN Bir cümle kurulabilir.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Siz konuşun, biz anlarız.
BAŞKAN Daha önce yaşadık bunu,
benim uygulamamdır bu; bir cümle kullanabilir, bir deyim söyleyebilir;
bunları başka bir dilde, ana dilinde söyleyebilir ama tercüme ederse,
hepimizin anlayacağı dile tercüme ederse -bu dil bizim resmî dilimiz
Türkçe dilidir- buna tercüme ederse biz de görüşmeleri sürdürebiliriz ve
anlayabiliriz.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Sizi demokrat olmaya davet ediyorum.
BAŞKAN - 30 milyon Kürt anlıyor.
diyorsunuz ama geri kalan 50 milyon da anlamıyor. Amaç burada 86 milyonun
anlamasıdır bu olayı.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Anlat, belki anlarız.
ÖMER ÖCALAN
(Şanlıurfa) Beş dakika Kürtçeye tahammül edemiyorsunuz.
BAŞKAN - Oturur musunuz, Grup Başkan vekilinize
verdim sözü.
Buyurun Sayın Beştaş, son kez size
söz veriyorum.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
15.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akarın
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın
Başkan, aynı İç Tüzüke bakıyoruz.
BAŞKAN Evet.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - İç
Tüzük 66da ben de bakıyorum- ne diyor? Kürtçe konuşulmaz. denilmiyor,
genel bir hüküm söylüyor değil mi? Yani burada Kürtçeye ilişkin bir
düzenleme yok. Resmî dil diye bağırıyorsunuz, ısrarla
söylüyorsunuz. Biz resmî dili reddetmiyoruz, hepimiz Türkçe biliyoruz ve
okullarda Türkçe dışında zaten bir dilde okumak mümkün
değil. Siz, kendiniz, kendi reflekslerinize göre -altını çizerek
söylüyorum- Kürtçeye tahammülsüzlüğünüzü gösterdiniz.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Aynen öyle.
BAŞKAN- Reddediyorum, katılmıyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Biz,
burada, hatibimiz çevirecek
BAŞKAN Reddediyorum, katılmıyorum
size.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Çevirecek diyorum, çevirecek.
BAŞKAN Bir şey daha söylüyorum,
bakın
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın
Başkan, hatibimize müsaade edin, kürsüde ya! Konuşsun ve çevirisini
BAŞKAN Siz müsaade etmiyorsunuz ki, ben
müsaade edeceğim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Hayır,
siz izin vermiyorsunuz.
BAŞKAN Evet, vermeyeceğim.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Neden?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Siz
mikrofonunu kestiniz.
BAŞKAN Evet.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Neden?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Size bir
teklifte bulunuyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın
Başkan
BAŞKAN Madde 60ın üçüncü
paragrafına göre Konuşma, Başkanlığa ve Genel Kurula
hitap edilerek kürsüden yapılır.
Evet, Başkanlar, biz, bu konuşmayı
anlamak zorundayız.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Tercüme edecek.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Anlayacaksınız diyorum, sonra çevirecek.
BAŞKAN Bir başka arkadaş, ana
dilinde değil, uluslararası bir dille de konuşabilir ama
anlamıyorsak buna da izin vermeyiz arkadaşlar.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) -
Çevirecek Başkan, Türkçeye çevirecek.
BAŞKAN Böyle bir olay yok.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Kendi
cümlelerini Türkçeye çevirecek.
BAŞKAN E, tamam ben de bunu
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tamam, o
çevirecek diyorum.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Kürtçe
uluslararası bir dildir, güney Kürdistanın dili her tarafta
resmîdir. Amerikanın Kürtçe radyosu var, İranda var,
İsviçrede eğitim veriliyor.
BAŞKAN Sayın Beştaş, ben de
bunu yapmaya çalışıyorum. 3 defa, 5 defa, 8 defa dedim ki:
Sayın Taşçıer
Sayın Taşçıer
Sayın
Taşçıer
Dönse Tercüme edin sözlerinizi lütfen. diyeceğim,
anlayacağız ve devam edecek arkadaş.
Sayın Taşçıer, lütfen
İMAM TAŞÇIER (Devamla)
(*)
BAŞKAN Peki.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
(**) Madem öyle
BAŞKAN Bakın, rica ediyorum
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tamam
Başkan, orada duracak o zaman. Kürsü hakkı bizim, öyle şey mi
olur ya!
(HDP sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.23
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.36
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 30uncu
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ (Devam)
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ (Devam)
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU (Devam)
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
(Devam)
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN 2023 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Sayın Beştaş, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
16.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Mecliste Kürt dilinde sözcükler, deyimler, halkça bilinen kavramlar
kullanıldığında tutanaklara bu ifadelerin(*)
işaretiyle geçmesine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben, dünden başlayayım, daha önceki
pratiklerden de başlayayım. Açıkçası bu Mecliste, Kürt
dilinde sözcükler, deyimler, halkça bilinen, toplumca bilinen kavramlar
kullanılınca da hep (*) işareti geçiyor. Dün,
Eş Genel Başkanımızın 2 defa söylediği
(*) de -tutanak elimde- yine bir (*)
işareti olarak geçti. Bu, ayrımcı bir pratiktir, öncelikle bunu
söyleyeyim. Çünkü milyonlarca Kürt'ün, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olduğu ve ana dilinde olan bir dilin cümlelerinin bile bu şekilde
kabul edilmemesini kesinlikle özgün
Yani size özgü değil, genel olarak
Meclisin bir tahammülsüzlüğü olarak görüyoruz, bunu aşmamız
gerekiyor. Kürt diline bir tahammülün, bir hoşgörünün ve bir kabulün
olması gerekiyor. Bizim, zaten, Halkların Demokratik Partisi olarak
ana dil üzerindeki bütün yasakların, bütün diller için
kaldırılması gerektiği yönünde görüşümüz var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Görüşümüz çok nettir, ana dilinde eğitim olmazsa olmazdır.
Şimdi, 2014 yılında IŞİD
çeteleri kuzeydoğu Suriye, Rojava topraklarını
yağmalayıp işgal ettiğinde
(*) sloganıyla bir kadın
devrimi yaşandı. Bu yıl İran'da Jina Mahsa Amininin ahlak
polisleri tarafından katledilmesi sonrası
(*) kavramı Kadın, yaşam,
özgürlük! sloganı bütün dünyada kadınların ortak bir sesi
hâline geldi. Bu kavramın bile yazılmamasını kesinlikle
Kürt diline, Kürtçeye yönelik bir tutum olarak görüyoruz ve kabul etmiyoruz.
Hatibimiz aslında konuşmasını çevirecekti yani zaten
bilmiyorum kaç saniye konuştu ama kendisi kürsüye gelmeyecek, ana dilinde
konuşması engellendiği için konuşmasını protesto
olarak yapmayacaktır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Peki, ben teşekkür ediyorum.
VI.-OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar
Akarın, Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin konuşması
BAŞKAN Daha önce de aynı tutumu
göstermiştim, konuşmacı arkadaşları zaman zaman
uyarıyorum ve daha sonra tercümesini yaparak Genel Kurula hitap ediyorlar.
Birkaç defa uyarmama rağmen ilgili arkadaş ısrarla devam etmek
istedi. X olarak gösterilmesi sadece Kürt diline özgü bir şey
değil. Bununla ilgili de TBMM adına kürsüden konuşma yapacak
olan Sayın Süreyya Sadi Bilgiç niçin bu şekilde
kullanıldığını açıklayacaktır diye
düşünüyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ (Devam)
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ (Devam)
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU (Devam)
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
(Devam)
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Görüşmelere devam ediyoruz.
İstanbul Milletvekili Sayın Züleyha Gülüm.
Buyurun Sayın Gülüm. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul)
Adalet Bakanlığını tartışıyoruz. Memlekette
adaleti Kobani kumpas davasından anlatayım ben size.
2014 yılı Ekim ayı; IŞİD
çeteleri Kobani'ye saldırıyor, Kobani halkı direniyor. Türkiye'de
de Kobani halkının yanında olanlar protesto gösterileri
yapıyor ama bu direnişten gelin görün ki rahatsız olanlar var.
İktidar, Kobani düştü düşecek diye sevinç naraları
atıyor, arkasından karanlık güçler devreye giriyor ve
yaşamını yitirenler oluyor. Aradan tam altı yıl
geçiyor, bu arada hiçbir soruşturmada gelişme yok ama altı
yıl sonra birdenbire yalancı tanıklarla, gizli tanıklarla,
açık tanıklarla, aslında bir kumpas dosyasıyla
arkadaşlarımız tutuklanıyor. Bu dava ve soruşturma
özel olarak atanmış savcılar eliyle, kolluk gücünün eliyle,
yargıçlar marifetiyle yürütülüyor ama sorsanız, Türkiyede yargı
bağımsız. Üstelik bu soruşturma partimize açılan
kapatma davasıyla birlikte yürütülüyor; tam bir kumpas kuruluyor, HDP dört
bir taraftan yargı eliyle susturulmak isteniyor.
Savcı Ahmet Altunun soruşturma klasörleri
arasında unuttuğu bir not var, TEM Şube antetli bir bilgi
notu. Ne diyor biliyor musunuz? Soruşturmanın ne şekilde
yürütülmesi gerektiği, bununla HDPnin nasıl
kapatılabileceği konusunda yol gösteriyor savcılara. AİHM
karar veriyor Davalar siyasi saiklerle açılmış. diyor ama
iktidar talimatını veriyor AİHM bizi bağlamaz,
karşı hamlemizi yaparız, işi bitiririz. diyor.
İddianameyi okumadan kabul eden, kesinleşen ve
bağlayıcı olan AİHM kararlarını uygulamayan,
kasıtlı hareketleriyle yargılananların ve müdafilerin
savunma hakkını, adil yargılanma haklarını sistematik
ihlal eden, avukatların mesleki faaliyetlerini yapmasını
imkânsız hâle getiren mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak ise Atadedeler
suç örgütü kapsamında yürütülen soruşturmayla görevden
alınıyor, hakkında dava açılıyor. Arkasından
duruşmada Halkların Demokratik Partisine yönelik bir
saldırı niye görmüyoruz? diyen üye hâkim başkan
yapılıyor. İddianamenin ana omurgasını oluşturan 2
açık sanıktan Sami Baran, polislerin ellerindeki notların bir
kısmını kendi beyanı olmamasına rağmen ifadeye
geçirip imzalattığını, yargılanan siyasetçilerin yasa
dışı herhangi bir faaliyetinin olmadığını
söylüyor. Yine, tanık Kerem Gökalp, yargılanan hiçbir siyasetçiyi
tanımadığını, soruşturma konusu olaylar ile
yargılanan siyasetçiler arasında bir bağlantı olduğuna
dair bilgisinin olmadığını söylüyor. Yine bir tanık
Çokça bilinir, derler ki: Dedikodu, aslında siyasetin ilkel hâlidir. Bir
konu hakkında dedikodu, söylenti varsa onun gerçeklik payı
yarıya yakındır. Konuşulanlar var, biz de bu
dedikodulardan biliyoruz. Siyasi bir dertleşme diyelim. diye ifade
veriyor ve bu tanığın ifadesi tutuk devam gerekçesi
yapılıyor Kobani kumpas davasında. Yargılanan
siyasetçilerin farklı illerde yargılandıkları birleşen
dosyalar beraatle sonuçlanmasına rağmen tutuk devam gerekçesi
yapılıyor. Toplamda 500 klasörü aşan bir dosya, ne incelemeye
izin veriliyor ne savunma hazırlamaya izin veriliyor. Zira, zaten deniyor
ki: Biz kararımızı verdik, sizin dosya incelemeye de savunma
yapmaya da ihtiyacınız yok. Duruşma iki hafta
aralıksız sürüyor, bir hafta ara veriliyor. Tüm bu günlerde
arkadaşlarımız açık bir işkenceye maruz kalıyor;
sosyal haklarını, spor alanına çıkma haklarını,
aile görüşü gibi haklarını da kullanamıyor. Savunma
hakkı tüm yönüyle ortadan kaldırılıyor. Gizli tanıklar
mahkemece, duruşma dışında, savunma olmadan dinleniyor;
itiraz üzerine de deniyor ki: Verin yazılı
savunmalarınızı, biz tanığa sorarız. Size mi
güveneceğiz? Talimatlı yargıya mı güveneceğiz?
Savunmalar duruşma periyodunun son iki gününe
sıkıştırılıyor, savunma hakları
kısıtlanıyor. Tahliye edilen arkadaşlarımız
sabahın beşinde ailesine, kimseye haber verilmeden,
ulaşımın olmadığı cezaevi önüne
bırakılıyor. Düşman hukukunun bile insan hakları
kuralları var ama sizde o bile yok.
Kobani kumpas davasının savcısı
tam talimatlı özel bir savcı anlaşılan. Öyle ki 29
Kasımda yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan
TJAlı 21 kadın arkadaşımıza hukuk dışı
mesnetlerle soruşturmayı başlatan da aynı savcı. Ne
tesadüf değil mi? Kadın arkadaşlarımızın 8i
tutuklandı, 13ü hakkında ise ev hapsi kararı verildi. Ev hapsi
nedir? Kelepçedir. Peki, siz kelepçeyi kime getirmiştiniz? Güya
kadınlara şiddet uygulayan erkeklere uygulayacaksınız ama
bugün sadece uyguladığınız yer toplumsal muhalefetin
kendisi.
Erkek şiddetiyle mücadele ettiğini
söyleyenler 25 Kasımda kadınların bacaklarını
kırdı, öldürmeye teşebbüs etti. Bacak kıranlara, öldürmeye
teşebbüs edenlere soruşturma yok ama kadınlara gözaltı ve
yurt dışı çıkış yasakları var. Her gün
kazanımlarına saldırılan kadınlar bir yandan
yoksulluğun pençesinde, bir yandan erkek ve erkek devleti şiddetinin
altında. Sadece kasım ayında 30 kadın cinayeti işlendi
bu ülkede, 20 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Öldürülen
30 kadından 9u boşanmak istemişti, barışmayı
reddetmişti, evlenmeyi reddetmişti, ilişkiyi reddetmişti;
kendi hayatları konusunda kendileri karar vermek istemişti,
öldürüldü. Siz? Siz de boşanmayı engelleme komisyonları
kuruyorsunuz; kadınları, aileyi kocaya, babaya mahkûm etmeye
çalışmıyor musunuz? Aynı zihniyet değil mi?
Kadınlar bulabildiği her kanaldan
sesleniyor; Öldürecek beni. diyor, Benim de sonum öldürülen kadınlar
gibi olacak. diyor, Ölürsem şu kişi sorumludur. diyor ama siz
şikâyetlere rağmen kadınları korumuyor, verilen koruma
kararlarını dahi uygulamıyorsunuz. En yakınındaki
erkeklerce katledilen kadınlar adalet bekliyor. Cumhurbaşkanı
Erdoğanın Urfaya gittiği gün, binlerce polisin görev
aldığı bir gün bir kadın arkadaşımız Urfada
katlediliyor. Bahar Hezer, erkek şiddetiyle mücadele eden,
yaşamının baharında bir kadın
arkadaşımızdı. Kendisini koruma ordularıyla
çevreleyenler Baharı korumadı ve Bahar arkadaşımız
katledildi.
Sadece kadınlar mı? Çocuklar da aynı
şiddetten nasibini alıyor. Tarikatlarda, cemaat yurtlarında
çocuk istismarları inanılmaz boyutlara vardı. 6
yaşında bir kız çocuğu imam nikâhıyla müridle
evlendirilmiş; tırnak içinde, evlendirilmiş. Her gün istismara
uğramış bu kız çocuğu, istismar kendisine oyun gibi
gösterilmiş ama sizin yüzünüz bile kızarmıyor. Erkek adalete
değil, gerçek adalete ihtiyacımız var.
Sayenizde LGBTİ+'lar da nefretin ve
şiddetin odağı hâline geldi. Varoluşlarına dahi
saldırıyorsunuz. Bırakın LGBTİ+'ları
korumayı, LGBTİ+'lar bizzat iktidarınızın ve kolluk
güçlerinizin şiddetiyle karşı karşıya. Nefret
mitingleri örgütleniyor, hani, güya demokratik hak ya, biz biliyoruz, bunun
arkasında da siz varsınız, sizin çabalarınızla
örgütleniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ZÜLEYHA GÜLÜM (Devamla) LGBTİ+'lar
saldırıya uğradıklarında şikâyet bile
edemiyorlar. Kimi kime şikâyet edecekler ki? Zira şiddetin bizzat
sizin talimatınızla gerçekleştiğini hepimiz biliyoruz.
LGBTİ+'lara yönelik suçlarda 1 tane bile nefret suçu nedeniyle
verilmiş ceza yok, aksine, şikâyet edenin, protesto hakkını
kullananın ceza aldığı bir yargı sisteminiz var.
Her türlü katliamın, cinayetin, tecavüzün,
şiddetin, yolsuzluğun, hukuksuzluğun, adaletsizliğin,
hırsızlığın normalleştiği sisteminiz
batsın, genel ahlakınız batsın, çürümüş düzeniniz
batsın! Toplumu da çürütmeye çalışıyorsunuz ama izin
vermeyeceğiz. Kadınlar, LGBTİ+'lar, çocuklar, halklar, bu ülkede
ezilen herkes mücadeleyle sizi tarihin çöp sepetine gönderecek. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şırnak Milletvekili
Sayın Hüseyin Kaçmaz.
Buyurun Sayın Kaçmaz. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'nin içinde bulunduğu derin krizlerin en
büyük müsebbibi olan Adalet Bakanlığının bütçesi üzerine
söz almış bulunmaktayım.
Ülkede 30 milyon insan açlık
sınırının altında yaşıyorsa, bu ülkede
çocukların üçte 1i derin yoksulluk ve açlıkla karşı
karşıyaysa, toplum huzursuz, gençler umutsuzsa bunun en büyük
sorumlusu Adalet Bakanlığının ta kendisidir yani bu
Bakanlık aslında yaşadığımız tüm olumsuzlukların
temel kaynağıdır. İktidar, adalet
başlığında, hâkim ve savcı sayısının, Bakanlık
personel sayısının, güya adalet saraylarının
sayısının artmasıyla övünüyor, övünüyor da övünüyor. Peki,
size soruyoruz: AKPlilerin suç iddialarına rağmen
yargılanmamasıyla, yargıdaki kadrolaşmayla, tutuklu
gazetecilerle, cezaevlerindeki hak ihlalleriyle, cezaevlerinde
yaşamını yitirenlerle, hasta mahpuslarla, rehin alınan
siyasetçilerle, yüzleşme davalarındaki cezasızlık
politikalarınızla, hâkim ve savcıların Kürt, kadın ve
muhalif düşmanlığıyla, AİHM ve Anayasa Mahkemesi
kararlarının uygulanmamasıyla, Kobani kumpas davasıyla, HDP
kapatma davasıyla, siyasi soykırım operasyonlarıyla da
övünüyor musunuz? Peki, Sayın Bakan, size soruyorum: İmralıda
uyguladığınız tecritle de övünüyor musunuz?
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Öbür Bakan engelliyor,
dinleyemiyor.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Türkiyede
bağımsız ve tarafsız bir yargı yok, HSKnin
yapısı da bu durumu ele veriyor. İktidarın güdümüne giren,
siyasi talimatlarla hareket eden, tıpkı Nazi Almanyasındaki halk
mahkemeleri gibi muhalefete karşı silah olarak kullanılan bir
yargı pratiğiyle karşı karşıyayız.
İktidarın Kürt düşmanı politikalara geri dönüşüyle
Yargıtayın kararlarındaki değişimi ve iktidara göre
hizalandığını rahatlıkla görebiliyoruz. Aynı
daire, aynı heyet, aynı konuda daha önce beraat verdiği dosyalarda
ceza vermeye başladı. Kendi belirlediği örgüt üyeliği
kriterlerini esas almayan bir Yargıtayla karşı
karşıyayız. Talimatla hareket eden, hızlıca kararlar
vererek siyasi pozisyon almaktan çekinmeyen bir Yargıtayla karşı
karşıyayız.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) Bakanlar sohbet
ediyor, dinlemiyor ki.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Sayın Bakan,
size hitap ediyorum.
Sayın Eroğlu, müsaadeniz varsa Bakan Bey'e
meramımızı anlatmaya çalışalım; çok sağ
olun.
Yargıtay o kadar siyasi davranıyor ki
istediği dosyayı hızlandırıyor, istediğini de
sürüncemede bırakıyor. Sebahat Tuncel dosyasında bu durumu
gördük. İnfazı tamamlanmasına rağmen Yargıtay
kararı çıkmadığı için tahliye edilmeyen mahpuslar da
yine bunun örneğidir. Öyle bir Yargıtay var ki
karşımızda, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını
tanımıyor.
Değerli milletvekilleri, AKP'nin yirmi
yıllık iktidarının sonunda neredeyse bütün ülkeler
pazarlıkla Türkiye yargısından istediği kararı
alabileceğini düşünüyor. İtiraz etmeyin; Rahip Brunson, Deniz
Yücel, Cemal Kaşıkçı gibi birçok dosya pazarlığa konu
edildi, yargının durumu tam da bu.
İktidarlarınız döneminde cezaevleri
ölüm ve işkence evlerine dönüşmüş durumda. Cezaevlerinde tabiri
caizse fiilî bir idam durumu söz konusu. Bir yılda 73 mahpus
hayatını kaybetti. Durum böyleyken idari gözlem
kurullarının hukuksuz ve keyfî kararlarıyla infaz yakmalar tüm
hızıyla devam ediyor.
Biliyorsunuz, 2020 yılında İnfaz
Yasasında yapılan ayrımcı değişiklikle birlikte
binlerce adli mahpus serbest bırakılırken binlerce siyasi mahpusun
tahliyesi, koşullu salıverilmesi engellendi. İnfaz
Yasasında yapılan değişiklikle idari gözlem
kurullarına çok geniş yetkiler verildi, resmen mahkeme gibi hareket
etmeye başladılar. İnsan onuruna aykırı eylemlere ve
çıplak aramaya karşı çıkan mahpuslar hakkında disiplin
soruşturmaları açılıyor ve bu gerekçelerle infaz
yakılıyor. Fazla su kullandın. Serzenişte bulundun.
Halay çektin. Şarkı söyledin. ALES sınavına girmedin.
Fazla oda değiştirdin. Arkadaşlarından kopmadın.
Pişman değilsin. Cezaevi imamıyla görüşmedin. gibi
keyfî ve hukuksuz gerekçelerle infazlar yakılıyor.
Sayın milletvekilleri, Fadıl Aydemir,
İzzettin Sevilgen, Selim Ertene, Nesim Kalkan, Ahmet Taş, Nimet
Deyiş isimli mahpuslar otuz yıldır cezaevinde; tahliye edilmeleri
gerekirken infazları yakıldı. Azize Yağız ve Ahmet
Taş tahliye olacakları gün, aileleri cezaevi kapısının
önünde beklerken infazları yakıldı ve tahliyeleri engellendi. Bu
nasıl bir vicdansızlık, bu nasıl bir
düşmanlıktır ki ailelere bu durum yaşatılıyor?
Yine, infazı düşmanca ve keyfî bir
hukuksuzlukla engellenen Çetin Arkaş örneğine de bakalım. Otuz
yıllık bir mahpus Çetin Arkaş. 2007 yılında Adalet
Bakanlığına gönderdiği dilekçelerde Sayın Öcalan
ifadesi geçtiği gerekçesiyle hakkında 2007de 2 hücre cezası
verilmiş ve otuz yıl altı aydır cezaevinde olmasına
rağmen, 2007deki bu hücre cezaları gerekçe gösterilerek şu
aşamada tahliye edilmiyor.
Sayın Bakan... Sayın Bakan, size
soruyorum...
Sayın Turan, müsaadenizle Sayın Bakana
hitap edebilmek istiyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ben Gençlik ve Spor
Bakanıyla konuşuyorum.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Sayın Bakan,
size soruyorum: Sayın Öcalan demek suç mu? Gerçekten çok merak ediyorum,
Sayın Öcalan demek suç mu? Birçok mahkeme kararı var, aslında
birçok Hükûmet yetkilisinin de beyanına rağmen, bu ifade sebebiyle
otuz yıl altı aydır cezaevinde olan bir mahpus tahliye
edilmiyor. Bunun hukuk neresinde, bunun adalet neresinde, bunun vicdan
neresinde diye size sormak istiyorum. Suç olmadığına dair,
dediğimiz gibi, birçok mahkeme kararı var ve Hükûmet yetkililerinin
ifadeleri var ancak bu durum gerekçe gösterilerek tahliyeler engelleniyor.
Sayın Öcalan dedi diye mahpusların
infazı yakılırken Sayın Öcalanın durumu nedir diye
bir bakalım. Sayın Bakan, bütçe sunumunuzda işkenceye
sıfır toleranstan bahsettiniz ancak hakikat böyle değil;
Türkiyede sistematik işkence vardır, sistematik işkencenin
merkezi de İmralı Cezaevidir. Soruyorum: Tecrit işkence değil
midir? Tecritle uygulanan sosyal izolasyon işkence değil midir?
Hükümlülerin aileleri ve avukatlarıyla görüştürülmemesi işkence
değil midir? Umut hakkının tanınmaması işkence
değil midir? Yıllarca hava muhalefeti ve Koster bozuk.
yalanına sarıldınız, şimdi de absürt gerekçelerle,
keyfî disiplin cezalarıyla sürekli bir şekilde mutlak tecrit
uyguluyorsunuz. İmralıda verilen disiplin cezalarına
baktığımızda, Sayın Öcalan ve diğer
mahpusların volta atarken, spor yaparken sohbet ettikleri gerekçesiyle görüş
yasağı uygulandığını görüyoruz. Bu kadar absürt
kararlar olabilir mi? Bu mesele ciddi bir meseledir, bu mesele ciddiyet isteyen
bir meseledir. Tecrit, Kürt meselesinde çözümsüzlüğe, savaş ve
çatışma politikasının devreye girmesine, hukukun ayaklar
altına alınmasına ve halkın bütçesinin savaşa, faiz
lobilerine ve silah baronlarına aktarılmasına sebep oluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Sayın
Başkan
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Tecrit, toplumu
yoksulluğa, sefalete ve toplumsal çöküşe götürüyor.
Defalarca dile getirdik, yine tekrar ediyoruz: Bir
yerdeki adaletsizlik her yerdeki adalet için birer risktir. İmralıda
tecrit ve hukuksuzluk devam ettiği sürece Kürt meselesinde çözüm
şansı yakalanamaz, bu ülke hukuksuzluk girdabından ve şiddet
sarmalından kurtulamaz. İmralıyı, Sayın Öcalanı
denklemin dışına çıkararak, üzerinde tecrit uygulayarak,
ona ulaşılmasını engelleyerek Türkiyede şiddet
ortamının derinleşmesi, çözümsüzlüğün artması
dışında elimize hiçbir şey geçmeyecek.
Bu sebeplerle, kendi yasalarınıza uyun ve
mutlak tecride ve bu işkenceye derhâl son verin diyorum, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Ağrı Milletvekili Sayın
Abdullah Koç.
Buyurun Sayın Koç. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ABDULLAH KOÇ (Ağrı)
Sayın Başkan, değerli halkımız; sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Değerli halkımız, dünyada
çatışma ve savaşlar belli bir sürede bitmektedir, buna tarih
tanıklık etmektedir. Birinci Dünya Savaşı, birinci küresel
savaş sadece dört yıl sürdü. İkinci Dünya Savaşı 1939
yılında başladı, 1945 yılında bitti. Peki,
ülkemizde yaşanan, bölgede yaşanan bu savaş ne kadardır
sürüyor? Kırk yıldır devam eden bir savaş var, kırk
yıldır devam eden bir çatışma var
HAYATİ ARKAZ (İstanbul) Savaş
devletler arasında olur efendi.
ABDULLAH KOÇ (Devamla)
ve bu çatışma ne
yazık ki devam ediyor, bu kirli savaş devam ediyor. Bu savaştan
kaynaklı, hemen hemen her gün insanlar yaşamını yitiriyor.
Bu gerçeği sorgulayan herkes, maalesef, bu yargının denetimine
maruz kalıyor. İşte, tam da bu noktada, bu kirli savaşa yol
veren ve ülkede bir dizi karanlık cinayetleri çözemeyen bir yargı
sisteminden bahsediyoruz; cinayetlerin tamamı cezasız kalmakta.
Bu noktada, tıpkı ekonomideki kriz gibi,
tıpkı sosyal kriz gibi yine adalet krizi de bu savaşla bire bir
örtüşüyor ve bu, savaşın neredeyse nedeni hâlinde.
İşte, bu yargının yargı olmaktan
çıktığı nokta ise sıralı cinayetlere vermediği
ve sıralı cinayetlere getirmediği adaletten kaynaklanıyor.
Bu yargı Roboski katliamına adalet getirmediği için bu
savaşlar bitmiyor. Bu yargı Ankara Gar katliamına çözüm
getirmediği için kirli savaş devam ediyor. Bu yargı Musa Anter
cinayetini zaman aşımına bıraktığı için bu
ülkede kirli savaş devam ediyor. Bu yargı Suruç katliamına
adalet getirmediği için bu ülkede kirli savaş devam ediyor. Bu
yargı 5 bin faili meçhule çözüm getirmediği için bu ülkede maalesef
bu kirli savaş devam ediyor. Adalet sistemi bu bitmeyen ve kirli
savaşın âdeta aparatı hâline getirilmiş durumda. Savaşın
devamı için komplolar yaratılıyor. Şu an
yaşadığımız o İstiklal Caddesindeki patlama
gibi, buna karşı bir adalet sistemi getirmediği için, bunu
soruşturmadığı için bu kirli savaş devam ediyor.
Savaşı sorgulayan, karşı duran kişilere
karşı aslan kesilen bir adalet; diğer tarafta ise paket paket
-sözüm ona- reform çıkaran bir yargı ve savaşa karşı
duran, düşünceyi açıklayan insanlara karşı aslan kesilen
bir yargıdan bahsediyoruz. Savaşın devamında yarar gören ve
bir halkın haklı taleplerini bu kirli savaşla örtmek isteyen
karanlık çevrelerin dağıttığı çürüme, adalet
sisteminde baskı ve komplolara alet edilen bir sisteme
dönüştürülmüş durumda. Bu sistemle, bu gidişata Dur! diyen
herkes hedef hâline getirildi, toplum susturuldu ve cendereye
alınmış durumda.
Bir bilim insanı, Şebnem Korur
Fincancı sadece bir iddiayı dile getirdiği için cezaevinde.
Bakın, değerli arkadaşlar, değerli halkımız; bu
adalet ihlalleri adalet getirmediği için, Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Yasası rafa kaldırıldığı hâlde
buna çözüm getirmediği için, düşünce ve kanaat hürriyetine
karşı baskı olduğu hâlde buna çözüm getirmediği için
ve aynı zamanda, özellikle basın hürriyeti, basın sansür
edildiği için ve buna çözüm getirilmediği için ve aynı zamanda,
gazetecilere karşı, siyasetçilere karşı olan baskıya
Dur! demediği için bugün Türkiye'de bu kirli savaş
yaşanıyor. Bakın, son yıllarda sadece siyasetçilere
karşı 16 bin gözaltı söz konusu, 5 bin siyasetçi şu anda
cezaevlerinde ve son tutuklamalarla birlikte şu anda 58 gazeteci cezaevinde.
Değerli arkadaşlar, bu adalet sistemi, bu
şekildeki yapısıyla buna karşı Dur! demediği
sürece bu kirli savaş devam edecek ve bu kirli savaş devam ettikçe de
bu halka huzur gelmeyecek, ekonomik kriz olacak, toplumsal kriz olacak ve
sosyal kriz olacak; bunların tek nedeni ve temel nedeni de Türkiye'de
mevcut olan ikili yargı sistemidir ve adaletin
olmayışıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, onun için, savaşın aparatı hâline getirilen bir
yargı sisteminden kurtulabilmenin yolunun özellikle ve özellikle
tarafsız ve bağımsız bir yargının
oluşturulmasından geçtiğini burada belirtmek isteriz. Bu
tarafsız ve bağımsız bir yargının
oluşturulması, bu mevcut olan AKP ve MHP Hükûmetinin getireceği
bir reçeteyle mümkün değildir. Yine, bu demokratik güçlerin, bütün
muhalefet güçlerinin bir araya gelip önümüzdeki seçimde, mevcut olan bu
iktidarı mağlup edip daha demokratik, daha tarafsız ve daha bağımsız
bir yargıyı oluşturmakla bu kirli savaşa son verebiliriz.
Bu nedenle -bunu belirtmek isteriz ki- Anayasayı rafa kaldıran ve
Anayasayı tanımayan, herkese karşı adalet getirmeyen bir
adalet sistemi adalet sistemi değildir ve buna karşı durmak
gerekiyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Mersin Milletvekili Sayın Fatma
Kurtulan.
Buyurun Sayın Kurtulan.(HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA FATMA KURTULAN (Mersin)
Değerli milletvekilleri, Tevkifevleri bütçesi üzerine söz aldım.
Dünden beri burada hem cinsiyetçi, şiddet
içeren söylemler hem de bir milletvekilini yoğun bakıma
kaldıracak kadar şiddet uygulayan, burayı babasının
çiftliği gibi gören, kabadayılık yapan erkekleri bir tarafta
tutarak hepinizi saygıyla selamlıyorum.(HDP sıralarından
alkışlar)
Bugün üzerine konuşacağımız
Tevkifevleri bütçesi, aslında insan onurunu, yaşamını,
haklarını bir hayli ihlal eden bir kurumun bütçesidir. Cezaevlerini
yönetme politikalarınız tıpkı Türkiyeyi yönettiğiniz
gibi, cezaevlerinde de uygulama aynı; baskı, sindirme, itiraz edeni
susturma, kötü muamele, işkenceye varan yaklaşımlar, ne
yazık ki cezaevlerinde söz konusu. Türkiyede 288.797 kapasiteli toplam
396 hapishanede 337.706 kişi, mahpus bulunuyor; kadın mahpus
sayısı 13.441, çocuk 2.150, annesiyle kalmak zorunda kalan
çocukların sayısı 383; kapasite fazlası 15.065. Fazla
mahkûm sayısına sahip Rusyadan sonra 2nci ülkeyiz.
İktidara geldiğinizden bu yana cezaevi
sayısını artırdıkça mahpus sayısını da
artırdınız, hâlâ da yeni cezaevleri projelerinize devam
ediyorsunuz. İnsanları hukuksuzca hapsetmeyi bir kamu hizmeti olarak
sunuyorsunuz.
Mahkûm profiline baktığımızda,
uyuşturucu suçlarında artış var. Fakat bu artış,
baronlardan değil arkadaşlar; baronlar sadece fotoğraf
albümlerinde saklı kalıyor, korunuyor yani. Gasp,
hırsızlık, yağma, kadına ve çocuklara karşı
oluşan cinsel suçlarda artışlar var. Bu durum, sizin yolsuzluk,
hırsızlık, rüşvet, uyuşturucu, kadın
politikalarınızdan bağımsız değil. Kimi
bakanlarınızın, yöneticilerinizin, vekillerinizin
hakkındaki ithamlara karşı umursamaz tutumlarınızdan
anlaşılıyor ki bu suçları teşvik edici
pozisyondasınız.
Politik tutuklular da bir hayli fazla. Bunu da
Türkiyede Kürt sorununda demokratik yollarla çözüme
yaklaşmadığınızın bir sonucu olarak ele almak
gerekiyor. Hak ihlalleri bir hayli fazla cezaevlerinde. Kendine göre yönetme,
Türkiyeyi yönettiğiniz gibi cezaevlerinde de uygulamanız kendine
göre yönetme. İdare, keyfine göre yaklaşıyor; çıplak arama
işkencesi hâlâ canlı, diri, anı anına birçok yerde
uygulanıyor.
Kitap sayısına kısıtlama, Kürtçe
kitaplara kısıtlama uygulanıyor. Arama ve sayım sorunu;
aramalar elbette yapılabilir fakat tutukluların
eşyalarının darmadağın edilmesi insan haklarına
aykırı.
Yaşadıklarını ailelerine
görüşlerinde sundukları için, paylaştıkları için hücre
cezası ya da soruşturma getiriliyor. Görüş süreleri Yarım
saat ile bir buçuk saat arası olur. deniliyor ama gittiğimiz hiçbir
cezaevinde bu üst sınırı görmediğimiz gibi
alabildiğine aşağı çekme var.
Elektrik faturaları, en çok gelen
şikâyetlerden. Sosyal faaliyetler, kurslar yok; kursları pandemiyle
birlikte rafa kaldırdınız, olur ki siyasiler de o kurslara
talepte bulunur, iki Kürt bir araya gelir biraz sohbet eder diye diğer
mahkûmları da feda ediyorsunuz, kursları açmıyorsunuz.
Yeni Yaşam, Evrensel, BirGün, Korkusuz, Karar,
Halk TV ve Tele1 televizyonları verilmiyor.
Sıcak su, soğuk su sorunlu; kantin
fiyatları fahiş, sohbet hakkı yok; infaz yakmalar keyfe göre
yapılıyor; iaşe bedelinin artması elbette ki önemli ancak
bir süre sonra, bir iki ay içerisinde de göreceksiniz ki bu ekonomik kriz
içerisinde o da eriyip gidecek.
Tüm bu hak ihlallerine karşı şu an
bizim bildiğimiz 4 cezaevinde açlık grevi var; Bolu, Beşikdüzü,
Dumlu, Konya Ereğlide tutuklular bu talepler için bedenlerini açlık
grevine yatırmışlar. Lütfen, ben de bu uyarıyı yapmak
istiyorum Sayın Bakan sizi burada bulmuşken, olur da Tevkifevlerinin
direkt sorumluluğundadır, belki sizin haberiniz yoktur diye size bu
sorunları duyurmak istiyoruz.
Boluda sadece siyasi tutuklular değil, adli
tutuklular da açlık grevinde. Bolu'ya ziyarete gittiğimizde bizi
koridorda görüp bağıran Burada işkence var! diyen Lokman
Yarşı'nın ailesi, 2 keredir bizi arıyor Kardeşimin
can güvenliği yok, sürekli tehdit alıyor. diyor. Bolu'yu özellikle
incelemeye almanızı rica ediyorum. Açlık grevlerinin bir an önce
son bulması için girişimde bulunmanızı istirham ediyoruz.
Komisyon Başkanımız ya da AKP'li
Komisyon üyeleri, matbu konuşmalarını sık sık buraya
getirip cezaevlerinde siyasi tutukluların manipülasyon
yaptığını, dezenformasyon yaptığını
söylüyor. 26 cezaevini ziyaret ettik. diyorsunuz. Hepsinde de bu
şikâyetleri yazmışsınız, raporlamışsınız.
Altında benim imzam yok. Ben diyorum ki: Bunlar azdır, daha
fazlası vardır; muhalefet şerhi vermişiz biz. Sizler onu
imzalıyorsunuz, üstelik Bakanlığa AİHM'i işaret
ediyorsunuz, Anayasayı işaret ediyorsunuz, yasaları işaret
ediyorsunuz, AİHM'in emsal kararlarını işaret ederek
Bunlara uyun. diyorsunuz. Demek ki siz aslında bunları siyasilerin,
adlilerin, tüm suçlu gruplarının hepsinin
yaşadığını zaten kabul ediyorsunuz,
raporlarınız var.
Hasta tutuklular, en vahim sorunların
başında geliyor. 1.517 hasta tutuklu var, 651i gerçekten
ağır. Hasta mahpuslardan Ehettin Kaynar tahliye edilsin diye
uğraştık, uğraştık, tahliye ettiniz, kısa
süre sonra yaşamını yitirdi. Espiyede Mehmet Candemir kalp
krizi geçirdi. İskenderunda Bengin Muhammed tedavi edilsin. dememize
rağmen tedavi edilmedi, yaşamını yitirdi. Mehmet Emin
Özkan burada en çok dile getirdiğimiz isimdir; 83
yaşındadır, yirmi altı yıldır cezaevinde, yirmi
beş yılını doldurduktan sonra yeniden yargılandı;
duymuyor, görmüyor, yürüyemiyor; hâlâ ısrarla orada tutmak niyetindesiniz.
Fatma Tokmak ağır kalp hastası. Doktora zamanında
götürmüyorsunuz, ilaç vermiyorsunuz, ameliyatlarda gecikme yaşanıyor;
kelepçeli muayene de üstüne üstlük tedaviyi direkt engelleyen uygulama.
Kelepçeli muayeneyi Tevkifevleri Genel Müdürü
Sayın Yıldırım'a söyledik Komisyon toplantısında,
O, bize ait değil, dış güvenliği sağlayanların
sorumluluğu altında. Olur mu böyle bir şey? Vatandaşı
almışsınız, kendinizin sorumlu olduğu alana
kapatmışsınız, sağlığından,
güvenliğinden, her şeyden siz sorumlusunuz. Bunu siz dış
güvenliğe bırakırsanız, dış güvenlik zaten insana
düşman, hele hele Kürtü de orada görünce iyice düşmanlık
duyguları kabarıyor; buna da bir an önce el atmanız
gerekmektedir.
Hastaneler Cezaevinden çıkarın. diyor,
ATK eliyle cezaevinde tutuyorsunuz. Düzenleme yapılacak. diyorsunuz,
Sayın Bakan, daha neyi bekliyorsunuz? Bakan duymuyor ki arkadaşlar!
(HDP sıralarından gürültüler)
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Akşam
ne yiyeceklerini tartışıyorlar.
FATMA KURTULAN (Devamla) ATK, siyasi
kararların aleti olmasın; hastane raporları tahliyeler için
yeterli olsun, hasta tutuklular bir an önce tahliye olsun ve bir an önce
sağlıkları için gerekli tedavilere başlansın.
İntiharlar, ölümler, tekli hücreler bizim
izlediğimiz en büyük sorunlar. 1 Aralık 2021 ile 1 Aralık 2022
tarihleri arasında tam 73 kişi cezaevlerinde yaşamını
yitirdi, 34ü şüpheli. İntihar etti. diyorlar -iyi vallahi, çok
iyi, intihar etti- acaba niye intihar etti hiç araştırdınız
mı? Araştırmadığınız gibi apar topar üstünü
kapatıyorsunuz. Bunların 39u hasta mahpuslardan oluşuyor.
Garibe Gezer demeye devam edeceğiz. Garibe
Gezer'e ne yaptınız, Garibe Gezer'e ne oldu? En son iki üç hafta önce
Garibe Gezere işkence yapıldığının, kadın
gardiyanların onu sürüklediğinin, işkence ede ede bir hücreye
tıktıklarının görüntüleri çıktı. Apaçık
ortada, Garibeye işkence yapıldı; intihar mı etti,
ettirildi mi? Bunun araştırılması lazım, düpedüz buna
göz yumdunuz.
Aydın Cezaevinde Fırat Çağlayan, Yılmaz Ekinci; Sezer Alan da Iğdırda yine
intihar denilip yaşamını yitirenler arasında. Bunların
içinde adliler de var, sadece siyasiler değil. Komisyon yine çıkacak
dezenformasyon diyecek. Adliler de intihar ediyorlar.
Bolu Cezaevi'ne
ağırlaştırılmış hapis cezası olan 9
kişi bize ne dediler biliyor musunuz? Dediler ki: Biz
ağırlaştırılmış müebbet alan
insanlarız, tekli hücrelerdeydik. Bizi oradan aldılar, FETÖ'cüleri
bizim yanımıza tekli hücrelere koydular. Tekli hücrelerdeki
mantığınız da keyfinize göre oluşuyor.
Yine Sayın Bakan, Tarsus'a yine bir
müfettiş gönderiyorsunuz, bir ay kalıyor, dönüşte tutuklunun
haklarına dair ne varsa hepsini çantasına koyuyor, getiriyor size
veriyor. Ondan sonra tutuklulardan alabildiğine mektuplar şu an
odalarımıza yığılmış durumda. Bir tutukluya
nasıl bir uygulama yapılıyor? Daha hâlâ cezası
Yargıtayda bile değilken tekli hücrede tutuluyor ve gece her saat
başı tak tak tak başgardiyan hanımefendi gidiyor Ben
seni kontrol etmeye geldim, kalk bakayım, iyi misin? diyor her saat
başı. İşkenceye sıfır tolerans diyenlere
soruyorum: Bu işkence değil de nedir? İntihar etme
potansiyelleri her an
Bir an önce intiharla gerçekleşmesi için elinizden
geleni yapıyorsunuz.
Nakiller en büyük sorunlardan biri. Öyle
yapmışsınız ki Karadeniz, Ege, Marmara, İç Anadolu
cezaevleri Kürt çocuklarıyla dolu. Espiyede yedi yıldır sadece
bir defa ailesini gören tutuklu gördük. Beş yıldır da daha
ailesiyle görüş yapamayan tutuklu gördük. Anne Şakranda cezaevinde,
baba Bursa Cezaevinde, 4 ve 7 yaşındaki çocukları
Tekirdağda olan tutuklular var. Bunları biz elbette ki daha
artırabiliriz. Aile birliğini bozmak için, tutukluları
yalnızlaştırmak için, toplumdan koparmak için elinizden geleni
yapıyorsunuz. Bu mahpusların bir an önce ailelerinin bulunduğu
yerlere gönderilmesi gerekiyor.
Kadın cezaevlerinde kadınlar çok çok daha
ayrı sorunlar yaşıyor; yirmi dört saat kameralarla izleniyorlar,
erkek aklı zihniyetle inşa edilen, dizayn edilen cezaevlerindeki
kantinlerde özel ihtiyaçlarına ulaşamıyorlar. Bazı
cezaevlerinde kendileriyle kalan çocuklarına ayrı yemek, yatak
vesaire verilmiyor.
Değerli milletvekilleri, aynı zamanda
bizim diğer arkadaşlarımızın da değindiği
gibi, cezaevlerindeki en büyük sorunlardan hemen hemen hepsinin temelini
teşkil eden İmralı tecrit sistemine ben de değinmek
istiyorum. Kürt sorununa yaklaşımınıza bağlı olarak
İmralı'da bulunan Öcalan üzerinde ağır tecrit devam ediyor.
Aynı zamanda, tutuklular Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar,
Veysi Aktaş da ağır tecrit altında; yaklaşık
yirmi bir aydır kendilerinden haber alınamıyor. Öcalan'ın
2011 yılından bu yana avukat görüşmeleri, 2014 tarihinden bu
yana ise aile görüşmeleri engelleniyor. Diğer tutuklular sekiz
yıl içerisinde aileleriyle sadece 3 defa görüşebildiler. Mahpuslara
dair avukatlarda mevcut olan ek bilgi, 25 Mart 2021 tarihinde yarıda
kesilen kısa telefon görüşmesidir. Tecrit, bir insanlık suçudur
ve her gün yeniden, yeniden bu suçu işlemekten vazgeçmiyorsunuz. Tecridi
derinleştirerek savaşa sarılıyorsunuz.
Bu ülkenin evlatlarını toprağa verip
anneleri ağlatıyorsunuz. Koruma ordusuyla, lüks
araçlarınızla sıvasız evlere gidip, taziye dileyip
saraylarınıza çekiliyorsunuz. Toplumdan kopmuşsunuz. Ne
yaparsanız yapın, iktidarınızı savaş
politikalarıyla sağlama alma çabanız yenilecektir. Kürt sorununda
demokratik çözümden, Türkiye'yi demokrasiyle buluşturmaktan başka yol
yoktur. Bunları sağlamak için de sizi sandığa gömmekten
başka inanın yol yoktur diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Kocaeli
Milletvekili Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu'nda.
Buyurun Sayın Gergerlioğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Mahmut
Tanal, lütfen ya, bir saattir oradasın ya.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hep Mahmut Bey, Bakan
Beyi oyalıyor Başkanım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Özür diliyorum
arkadaşlar.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Ya,
hakikaten oralarda ne paylaşılıyor?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Efendim, kanunlarla
ilgili hükümler.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Hayır,
sizin için değil, yani sabahtan beri hangisi ihalelerin şeyleri
tartışılıyor?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Özür diliyorum,
duydum.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Ayıp
ya!
HDP GRUBU ADINA ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU
(Kocaeli) Zulümat bakanısınız
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Yazık
sana, yazık, yazık!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Beş yıl önce selefiniz Abdulhamit Güle de aynı sözü
söylemiştim, sizde bir değişiklik yok.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Ya, boş
konuşuyor.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Çünkü
zulümat ile kalkınma partisisiniz ve cumhur zulüm ittifakının
ittifakçısısınız.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) İnsan
bir selam verir ya!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Şimdi, bakın, size bir soru soracağım: Dün Oğuzhan
Uğurun programına Metin Külünk çıktı, ona sordular: 10
bin dolar alan siyasetçi siz misiniz? Ben değilim. dedi. Peki, o zaman,
kim? Siz misiniz? Sayın Bakan, siz misiniz? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Sen misin?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Ya,
sayın savcılar niye harekete geçmiyor Sayın Bakan? Bundan
dolayı zulümat bakanı diyorum size. (HDP sıralarından
alkışlar)
Cemal Kaşıkçı dosyasını kaç
paraya Suudi Arabistana sattınız Sayın Bakan?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Sen kaç paraya
sattın kendini?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Adaletiniz kaç para Sayın Bakan? Bundan dolayı zulümat
bakanısınız.
İzmir Karaburun Savcısı niye
Sivereke sürüldü? İzmir Karaburun MHP İlçe Başkanı
adliyede adam dövdü.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Biraz daha
bağır
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Savcı tutuklama istedi, hâkim tutukladı; savcı-hâkim karı
kocaydı, ertesi gün Sivereke sürüldüler. İlçe Başkanı
hemen serbest bırakıldı. Adaletin bu mu sayın zulümat
bakanı? Bundan dolayı zulümat bakanısın. Coğrafi
güvence nerede sayın zulümat bakanı?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Genel Kurula
hitap et, Genel Kurula!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Savcı veya hâkimler, AK PARTİ, MHP il örgütlerinden geliyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Biraz daha
bağır, biraz daha bağır!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Yine,
bakın, ben size ne getirdim; bakın, bakın.
FETİ YILDIZ (İstanbul) Ne biçim konuşuyorsun!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Terörist çikolatalar getirdim, dün BİM markete uğradım
arkadaşlar. Bakın, MHP lideri, terörist ilan etti, değil mi?
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) MHP lideri hakkında konuşma demiştim sana, getirme
beni oraya! Artist herif!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Kürşad Yılmaz da tehdit ediyor ve sonra ne oluyor? Şu anda,
BİMlere saldırı yapılıyor. Evet,
savcılarınız nerede? Tek bir savcı bile harekete geçmiyor.
Bundan dolayı zulümat bakanısın. Bak, evet
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Akıllı
ol, akıllı!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Yine,
bakın, şu kadını iyi görün. Bana mektup yazdı.
Çıplak aramaya uğramış, mektubu engellenmiş ve
disiplin suçu verilmiş.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Akıllı
ol, akıllı! Provokatör!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
KHK'yle ihraç bir Kur'an kursu öğretmeni bu ve bana yakını
aracılığıyla, bakın, nasıl bir mesaj
yolladı, çok dikkatli dinleyin lütfen.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Hadi oradan!
Hadi oradan!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Bu,
zindandan bir mazlum kadının mesajıdır. Sayın
Vekilim, Cezaevlerinde çıplak arama yok. deseler de doğru
değil. İffetli bir kadın çıplak arama için bir yıl
beklemez. diyerek Mecliste parmak sallayanların -Sayın Özlem Zengin
sallamıştı- gözlerinin içine bakarak benim için şunu söyler
misiniz
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) FETÖnün
yalanlarını konuşma be!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
4
Ağustos 2022 saat 17.45te çıplak arama yapılarak Eskişehir
L Tipi Cezaevine alındım
OĞUZHAN KAYA (Çorum) Şehit
çocukları da mektup yazıyor mu sana, şehit çocukları?
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Parmak sallama!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Sana kim mektup
yazıyor? Sana kim yazar mektup?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
İffetsiz insanlar değiliz. Dayattığınız hukuk
sistemini de zulmü de unutacak değiliz. diyor Nagehan Yüksel.
Nagehan Yüksel, şahit ol Ya Rabb'i, senin
mesajını bu Mecliste duyurdum, şahit ol yüz binlerce zindandaki
mahpuslar, çıplak arama gerçeğini tekrar duyurdum. (HDP sıralarından
alkışlar)
OĞUZHAN KAYA (Çorum) Şehitlerinkini de
duyur, şehit çocuklarının mektuplarını da duyur.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Bunu
duyurduğum için zindanlara atıldım ama çıktım, yine
duyuruyorum. Bunu da iyi bil zulümat bakanı. Tamam mı?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir)
Duyamıyoruz, duyamıyoruz, biraz daha bağır,
duyamıyoruz.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Yine
bitmedi. Ferda Öztürk Sincan L Tipi Cezaevine girerken 10 yaşındaki
kızı ve 14 aylık bebeği çıplak aramaya
uğradı; duyun bunu.
Yine, bakın, Konya Ereğli Cezaevindeki
kadın ne diyor: Bana ısrarla alt çamaşırımı
çıkarmamı söylediler. Görüş yasağı veya herhangi bir
ceza almamak adına insanlık onuruna aykırı olan bu
isteği kabul etmek zorunda kaldım. 15 yaşındaki
kızıma da aynı muamele yapıldı. Kızım
çıktığında psikolojisi bozulmuştu. Açık
görüş boyunca kendimize gelemedik. diyor. Zulümat
bakanısınız, işte, bundan dolayı zulümat
bakanısınız.
İşte, bakın, Komisyon
görüşmelerinde size 3 tane soru sordum; yazılı olarak bununla
bana cevap vermişsiniz. Dedim ki: Siyasi mahpuslara niye görüntülü
görüşme yok? Adli mahpuslar bir saate kadar görüşebiliyor. Bana
yazmışsınız, mevzuatı göndermişsiniz. Müdür izin
verirse siyasi mahpus görüşebilir. Bir tek bile siyasi mahpus
görüşemiyor.
İkinci soru, elektrikler niye ticarethane
statüsünde? Bana 2015teki yönetmeliği gönderip EPDK ve Enerji
Bakanlığıyla görüşüyoruz. demişsin. Yahu, yedi
yıldır mı görüşmeleriniz sürüyor, hâlâ mı ticarethane
statüsünde?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Gergerlioğlu.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) O
gariban mahpusların tek bir kuruş geliri yok ya!
Yine, size sormuşum, cezaevi ziyaretlerimize
niye izin vermiyorsunuz? Mevzuatı söylemişsin Dilekçe ver.
demişsin. Ya, ben size dilekçe veriyorum, dilekçeme cevap vermiyorsunuz.
Bunlar nasıl cevaplardır, anlamak mümkün değil.
Yine, bakın, Mehmet Emin Özkan 84
yaşında -iyi bak sayın zulümat bakanı- her hafta 3-4 kez
acile gidiyor. Perişan durumda, tekerlekli sandalyeyle geliyor. Biliyor
musunuz? Ben biliyorum, siz bilmezsiniz belki, açıklamıyorsunuz çünkü
bir yıl içinde -istatistiğini ben tutuyorum- intihar diye
açıkladığınız 34 vaka var, 39 hasta mahpus var, 73
ölüm var ve dünya şampiyonusun Türkiye; bundan dolayı zulümat
bakanısınız ya! Ben nasıl derim
Bakın, şu
fotoğrafa iyi bakar mısınız? Sizin hangi gününüz bir? Rabia
işareti yapmışsın? Şimdi yapabilir misin? Hayatta
yapamazsın çünkü siz, iktidar ne emretmişse onu yapan
insanlardansınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OĞUZHAN KAYA (Çorum) Bak, bak, yapıyoruz
bak.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum
Sayın Gergerlioğlu.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Bizim
sözümüz bitmedi, devam edecek Allahın izniyle. (HDP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
sataşmadan cevap vermeyelim mi sayın konuşmacıya?
BAŞKAN Sonra, sataşmalar sonra.
Diyarbakır Milletvekili Sayın Dersim
Dağ.
Buyurun Sayın Dağ. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA DERSİM DAĞ
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün
toplumun yüzde 16sını gençler oluşturuyor fakat bu bütçede de
gençlere yer yok. Gençler, başını sokacak bir çatı,
karnını doyuracak bir lokma ekmek ararken AKP-MHP iktidarı
halkların kaynağını savaşa ve yandaşa
harcıyor.
Türkiye'de öğrencilerin ve gençlerin
barınma sorunu artık kronik hâle geldi. Öğrenciler binbir
zorlukla yerleştikleri üniversiteye gidince ilk olarak barınma
sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Bu yıl da
onlarca öğrenci barınamadığı için parklarda
sabahlayıp sesini duyurmaya çalıştı ama bu iktidar
gençlerin sesine kulağını tıkadı. 3,8 milyon örgün
öğrencinin olduğu ülkede sadece 773 yurt var. Bulduğu her
boş arsaya binalar dikip üniversite tabelası koyan iktidar, bu
üniversitelere yerleşen öğrencilere ne barınma imkânı
sağladı ne de sağlıklı beslenme haklarını
karşıladı. Bir yılda 155 binden fazla öğrenci
barınamadığı için eğitimine ara verdi. Tüm bu
imkânsızlıklar yetmezmiş gibi, 850 TL'yle geçinmeyi reva
gördüğünüz gençler yurt ücretini geç yatırınca anında yurttan
atılıyor. Esenyurt KYK yurdunda kalan Burak Başer yurt ücretini
bir ay ödeyemediği için yurttan atıldı ve Burak, en temel
hakkı olan barınma hakkı için tam iki haftadır yurt önünde
oturma eylemi yapıyor. Burak gibi daha nice öğrenci 850 lirayla barınamıyor,
beslenemiyor ve geçinemiyor. Ayrıca Faizleri sildik. aldatmacasına
da inanmıyor; o borçlar hâlâ duruyor. Amasız, fakatsız,
öğrenci borçları silinmelidir.
Öğrenciler okuyabilmek için çalışmak
zorunda kalıyor. İnönü Üniversitesi öğrencisi 22
yaşındaki Bünyamin Berker de okuyabilmek için çalışmak
zorunda kalan öğrencilerden birisiydi ve motokurye olarak
çalıştığı sırada motorunun çukura düşmesiyle
hayatını kaybetti. Tüm ülkelerde eğitim hayat kurtarırken
bu ülkede eğitim ve yarattığı survivor ortamı can
alıyor.
Milyonlarca genç işsizlik ve yoksullukla
boğuşuyor. Genç işsizlik oranı yüzde 41lere
ulaşmış durumda. 2022 yılı itibarıyla atama
bekleyen öğretmen sayısı 500 bin civarında ve bu öğretmenlerin
binlercesi asgari ücretin altında çalışmak zorunda kalıyor.
Ataması yapılmayan öğretmen inşaatta, geçinemeyen
öğrenci maden ocağında, mevsimlik tarım işçisi gençler
yollarda ömrünü geçiriyor. Oysa iktidara göre dünya krizlerle
boğuşuyor, kendisi ise destan yazıyor.
Yine, işsizlikle en çok boğuşan kesim
de genç kadınlar oluyor; her 3 genç kadından 1isi ne eğitimde
ne de istihdamda yer alıyor. Yüz binlerce genç kadın işsiz ve
yine yüz binlercesi asgari ücretin altında güvencesiz
çalışıyor.
Genç kadınların eğitim hakkı da
tıpkı yaşam hakları gibi ayaklar altına
alınıyor. Genç kadınlar her gün taciz, tecavüz ve öldürülme
korkusuyla yaşıyor.
ARZU AYDIN (Bolu) Dağdakilere ne
yapıyorlar?
DERSİM DAĞ (Devamla) Türkiye'de her gün
en az 2 kadın öldürülüyor ve onlarcası tacize, tecavüze maruz
kalıyor.
ARZU AYDIN (Bolu) Dağdakilere ne
yapıyorlar?
DERSİM DAĞ (Devamla) AKP-MHP
iktidarı döneminde en az 8 bin kadın öldürüldü ve şüpheli
kadın ölümleri maalesef her geçen gün artıyor. Üniversiteler
artık ürettiği bilimle değil, tacizlerle gündeme geliyor. Daha
geçen gün, İstanbul Üniversitesinde görevli bir akademisyen eski doktora
öğrencisinin odasını basarak tehdit ve tacizde bulundu.
AKP-MHP'nin kadın düşmanlarını koruyan ve kollayan
politikası kendisini bu olayda da yeniden gösterdi. Gözaltına
alınan erkek kısa bir süre sonra bırakıldı;
iktidarın yargısı her zamanki gibi adaletten yana değil,
erkekten yana tavır aldı.
Değerli arkadaşlar, her alanda olduğu
gibi sporda da kadınlar, erkek egemen sistem tarafından geri planda
tutulmakta ve cinsiyetçi söylemlere maruz kalmakta. Buna rağmen, genç
kadınlar spor alanını erkeklere teslim etmiyor. Gençlik ve Spor
Bakanlığının Başının çaresine bak.
dediği millî sporculardan 21 yaşındaki Erivan Barut dünya boks şampiyonu
oldu. Merve Akpınar, Nergis Zeynep Karadağ ve onlarca genç kadın
yapamazsın söylemlerine rağmen sporda başarılar elde etti
ve tüm cinsiyetçi söylemleri yerle bir etti.
İktidarın spor politikası cinsiyetçi
ama bir o kadar da siyasal, Kürtlere yönelik ırkçı yaklaşım
sporda da kendini gösteriyor. Fenerbahçe'yle sözleşme imzalayan Ozan
Suncak'ın sözleşmesi sosyal medya paylaşımı gerekçe
gösterilerek iki gün sonra feshedildi.
Yine, Galatasaraya transfer için görüşülen
Kürt futbolcu Deniz Undav'ın da sosyal medya
paylaşımlarının dolaşıma sokulmasının
ardından transferinden vazgeçildi.
Bu tür ayrıştırıcı ve
ötekileştirici uygulamaların yanı sıra Amedspora dönük
saldırılara da her geçen gün bir başkası ekleniyor.
Türkiyede deplasman taraftarı yasağının en uzun süre
uygulandığı ve uygulanmaya devam ettiği takım
Amedspor. Bu tavır elbette güvenlik veya başka gerekçelerle
örtülemez. Bu karar, iktidarın siyasal yaklaşımının
sonucudur. Afyonspor-Amedspor maçı öncesi İl Jandarma
Komutanının sözleri hâlâ hafızalarımızda yer
alıyor.
Madde bağımlılığı gün
geçtikçe artıyor ve madde kullanımı yaşı 11
yaşına kadar düşmüş durumda. İktidar
uyuşturucuyla mücadele ettiğini iddia ediyor ama her nedense bu
mücadele sonucunda ne madde satımını engelleyecek politikalar
uygulanıyor ne madde satıcıları tutuklanıyor ne de
madde kullanımı azalıyor. Madde kullanımının
özellikle Kürt illerinde artış göstermesi, bunun sistematik olarak
yürütülen özel savaş politikalarından bağımsız
olmadığını da gözler önüne seriyor.
Ülkede hâl böyleyken gençler umutsuz ve
geleceklerini göremez hâldeler. Gençler, AKP-MHP iktidarının hüküm
sürdüğü bu ülkede yaşamak istemiyor. Gençlerin yüzde 73ü yurt
dışına gitmek istiyor yani her 4 gençten 3ü AKP
iktidarının Hükûmet olduğu bu ülkede yaşamak istemiyor.
Sevgili gençler, buradan hepinize sesleniyorum:
Umutsuz olmayın, ülkeyi terk etmeyin çünkü bizler umudun ta kendisiyiz.
(HDP sıralarından alkışlar) En kısa zamanda
iktidarı gönderecek ve gençlerin yönetimde olduğu düzeni
kuracağız. Hep beraber bizleri yoksulluğa, açlığa
mahkûm edenleri kaybetmeye mahkûm edeceğiz. Liyakatsizliği esas
alanlara karşı bizler liyakati esas alacağız. Gençleri
işsiz bırakanlara karşı bizler istihdam alanları
yaratacağız. Kadın katillerini koruyanlara, kadınlara ve
kazanımlarına saldıranlara karşı bizler İstanbul
Sözleşmesini uygulayacak, özgür eş yaşamı
yaratacağız. Belediyelerden üniversitelere, halkın, gençlerin
iradesini hiçe sayanlara karşı bizler halk iradesini esas
alacağız. Kaz Dağlarından Şırnaka
doğayı talan edenlere karşı bizler ekolojik bir
yaşamı yaratacağız. Gençler AKP ve MHP iktidarına
mahkûm ve mecbur değil, bizler genç siyaseti hep beraber
yapacağız. Genç başladık. diyen bir geleneğiz.
Gençlerin en fazla temsil edildiği, kendilerine has meclis ve örgütünün
olduğu alan yine HDP ama bunlardan dolayı değil elbet gençlerin
HDPyi tercih etmesi, şüphesiz en önemli sebep siyaset yapma
şanslarıdır. Statükoyu, kapitalizmi ve siyasetsizliği
aşmanın yolu her şeyden önce genç düşünmedir diyoruz. Genç
düşünme, genç kalma mücadelemiz ve HDP ısrarımız
sürecektir.
Tüm genç yoldaşlarımızı buradan
bir kez daha selamlıyorum, ilk seçimde AKPye gereken cevabı
vereceğimizi bir kez daha belirtiyorum. (HDP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştır.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Turan
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
sataşmadan söz istiyorum; kürsüden mi kabul edersiniz, buradan mı
konuşayım?
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) Sayın
Başkan, bir sorsaydınız hangi sataşma?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hüseyin Beye değil.
BAŞKAN Yerinizden iki dakika söz veriyorum.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
17.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Kocaeli Milletvekili
Ömer Faruk Gergerlioğlunun 362 sıra sayılı 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde HDP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bütçe görüşmelerinde çok uzun
görüşmeler oluyor, bugün 50den fazla konuşmacı var.
Aslında, her sataşana cevap versek buna ne saat ne zaman yeter ancak
bazen sabredemediğimiz, üzüldüğümüz,
kırıldığımız ifadeler oluyor.
Yine, ibretlik bir Gergerlioğlu
konuşması dinledik; selam bile vermeye tenezzül etmeden
bağırmaya başlayan, eli titreyerek, ne dediği
anlaşılmayarak çok sert konuşan, kötü bir dille
karşılaştık; şaşırmadık, her zamanki
hâli.
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Gerçekler zorunuza
gidiyor değil mi?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kötüsün
Gergerlioğlu, kalbin taş Gergerlioğlu, ruhun yok olmuş
Gergerlioğlu, insanlığını, sevecenliğini,
muhabbetini, edebini kaybetmişsin Gergerlioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Kalbi iyi olduğu için öyle konuşuyor.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van)
O,
vicdanla konuşuyor, o yüzden öyle; siz, o vicdanı
anlamazsınız çünkü sizde yok o vicdan!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Siyasi görevimizin de en
ağır sorumluluğu bu tarz adamlara cevap vermek zorunda kalmak.
Sizi Allah'a havale ediyorum Sayın Gergerlioğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Vicdanlı olduğu için öyle konuşuyor.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Keşke biraz sizin de vicdanınız olsaydı.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Cümleleriniz kin ve
nefret dolu, cümleleriniz kin ve nefret kokuyor. İşiniz gücünüz
ayrıştırmak, provokatörlük; keşke böyle yapmasanız.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) Talimatla hareket
etmiyor, vicdanıyla konuşuyor, gerçekleri anlatıyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ne söylediğiniz
kadar nasıl söylediğiniz de önemli. Bu kirli dili, Meclise
yakışmayan bu üslubu külliyen reddediyoruz Sayın
Başkanım.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) Siz neyi kabul
etmiştiniz ki!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Sizin resminizi anlattı.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; aslında, çok sayıda HDPli
konuşmacı da ağır ithamlarda bulundu fakat kimseye ilzam
etmeden, tartışma çıkarmadan şu genel söylemi ifade etmek
isterim: Bakınız, AK PARTİ'nin Kürtlerle sorunu var.
iddiasını çok kez tekrar ettiniz. Yirmi yıldan beri siyasi
hayatımızda kimlik siyaseti yapmadık.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) Tekrar etmiyoruz,
yaşıyoruz. Kürt düşmanlığınızı her
alanda, her gün yaşıyoruz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Meral Hanım,
uyarır mısınız grubunuzu. Seksen dakika
ağzımızı açmadık bu ağır ithamlara, üç
dakika sürem var, istirham ediyorum.
Değerli arkadaşlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Kendinize torpil yaptınız,
biliyorsunuz, sataşmadan iki dakika ama bir dakika daha veriyorum.
Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın
Başkanım, yirmi yıldan beri kimlik siyaseti yapmadık, 85
milyonu kardeş bildik. Kürtler, Türkiye Cumhuriyetinin eşit, hür
vatandaşlarıdır.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Yalan, külliyen yalan!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) TRT Kurdîyi biz kurduk,
üniversitelerde Kürtçe bölümleri biz açtık, Kürtçe siyasi propaganda
imkânının önünü biz açtık; uygulama hataları varsa uygunca
söylersiniz, beraber değerlendiririz. Kürtler Erdoğanı sever,
Erdoğan Kürtleri sever. [HDP sıralarından gülüşmeler(!)]
Kürt ile Türkü
BAŞKAN Siz devam edin Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
artı bir dakika istiyorum.
BAŞKAN Siz devam edin lütfen.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Erdoğan
öldürülmüş Kürtleri seviyor, ölü Kürtü, canlı istemiyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Meral Hanım,
istirham ediyorum.
BAŞKAN Devam edin Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
arkadaşların gözden kaçırdığı bir hakikat var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Hikâye
anlatma.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Başkan, oradan konuşsaydı daha iyiydi ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Rahmetli Erbakan Hoca
derdi ki: Kürt ile Türkü ayırırsanız ne Türk kalır ne
Kürt kalır ancak Çanakkale misali birleşirsek ne Fransız
kalır ne İngiliz kalır.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Ayırma o zaman.
NURAN İMİR (Şırnak) Bu
ayrımcı politikalarınızla ülkeyi böldünüz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bu topraklar Yunus
Emrenin toprakları; bu topraklar Mevlânanın, Hacı
Bektaşın toprakları. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Hacı Bektaşın da dergâhına el koydunuz, vermiyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kavga etmek en
kolayı, hakaret en kolayı ama diyorum ki: Hiçbirimiz bir bölgenin,
bir ırkın, bir dilin partisi değiliz, Türkiyenin partisiyiz;
olmalıyız. O yüzden, tüm konuşmalarımızda 85 milyon
kardeşine atıf yapmayı, belli bir grubun, belli bir bölgenin,
belli bir anlayışın değil
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Biz bütün ezilenlerin sesiyiz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
tüm Türkiyenin
anlayışına sahip çıkmayı öneriyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bülbül
18.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun 362 sıra sayılı
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde HDP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkanım, tekrara düşmemek için -genel manada
söyleyeceğimiz çok söz var ama- sadece HDP'li Gergerlioğlu'nun Genel
Başkanımızı ilzam edecek sözleriyle ilgili konuşmak istiyorum.
Burada, Sayın Genel
Başkanımızın zincir marketlerle alakalı göstermiş
olduğu tepkiyi ve arkasından gelişen hadiseleri birbirine
bağlamak suretiyle -aslında hiçbir şekilde bir neden-sonuç ilişkisine
bağlanmayacak olan hususlarda- bizi sanki birtakım suçları
teşvik ediyormuş, başka işlerin olmasına sebep
oluyormuş gibi göstermek son derece yanlıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın Genel
Başkanımızın göstermiş olduğu tepki, haksız
fiyat artışlarıyla vatandaşımızı
sıkıntıya sokan ve bunda kusurlu olduğu tespit edilen ve
bunlarda ısrar eden yapıların üzerine gidilmesi ve hatta
bunlarla alakalı olarak FETÖ bağlantılarının dahi
araştırılması hususunda bir değerlendirmeydi. Türkiye'de
o market zincirlerinden bir yetkili çıktı, bundan çok ciddi
rahatsızlık duyduğunu ifade etti. O da Genel
Başkanımıza ve diğer hususlarda çok saygısızca
ifadeler kullanınca, tabii, parti olarak biz de buna karşı
tepkimizi siyasi bir şekilde kamuoyuna ifade ettik. Bundan ibaret olan bir
durum fakat zincir marketlerle alakalı ifade ettiğimiz hususlar hâlâ
caridir. Bunlarla alakalı, acımasızca fiyat
artışlarıyla vatandaşımızı manipüle etmeye
çalışanlar varsa bunların her türlü
bağlantısının da üzerine gidilmesinin gerektiğini bir
defa daha ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben söz
alacağım ama sanırım önce sataşma
BAŞKAN Evet, Sayın Gergerlioğlu.
(HDP sıralarından alkışlar)
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ile Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptıkları açıklamaları sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Ben
hayatım boyunca insan haklarından yana oldum Sayın Bülent Turan
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli)
Bağırma!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
ve
bundan dolayı bana her türlü hakaret, saldırı ve
zindanların yolu gösterildi ama yılmadım, boyun eğmedim,
baş eğmedim, diz de çökmedim; ben de partim de kesinlikle diz çökmez.
(HDP sıralarından alkışlar) Burada söylediğimiz tüm
hususlar hepsi ispatlı, delilli gerçektir.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Temiz
bir dil kullan.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Çıplak arama meselesini biz burada Özlem Zengin'le çok
tartıştık. Ben kendisine Uşak Emniyet Müdürlüğündeki
çıplak arama olaylarını anlattığımda bana
demişti ki: İffetli bir kadın çıplak aramayı söylemek
için bir yıl beklemez. Onu da yanlış söylemişti, çok
kısa bir süre sonra o öğrenciler suç duyurusunda bulunmuştu ama
onun eline polis tarafından tutuşturulan kâğıtta böyle bir
yalan vardı. Bakın, az evvel size Nagehan Yüksel'i gösterdim
değil mi? Nagehan Yüksel
Kendisi iffetli bir kadın ama bunu,
çıplak aramayı duyurduğu için ceza aldı. Ben şimdi
soruyorum: Bu kadın mı iffetsiz, sizin partiniz ve
bakanlığınız mı iffetsiz? Hadi bakalım, bunun
cevabını verin.
OĞUZHAN KAYA (Çorum) Bırak Allah
aşkına ya!
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) Sen kendi iffetini
koru.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Yine,
Mehmet Emin Özkan, yıllardır söylüyoruz, 84 yaşındaki
perişan bir insan. Bunun neresi yalan, bana söyleyebilir misiniz.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Yine,
bu fotoğrafın neresi yalan? İşte Devlet Bahçeli, işte
Kürşad Yılmaz, onu cezaevlerinden kurtarmaya çalışanlar,
Alaattin Çakıcıları kurtarmaya çalışanları
ifşa etmek mi haksızlıktır, yalandır?
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) FETÖcü, FETÖcüsün sen!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Biz
burada bütün bu adaletsizliklerin nedeni olan zulümat bakanına
bunları söylüyoruz. Tek birini bile yalanlayamazsınız. Adan
zye söylediğim her şey doğrudur, Allahın izniyle
doğrudur ve ben burada da Rabbimi şahit tutarak bunları
söylüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
İffet lafını düzeltir misiniz Vekilim?
AHMET ÖZYÜREK (Sivas) İffetsiz ve
hayâsız sensin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Vekilim
JÜLİDE İSKENDEROĞLU (Çanakkale)
Kadınlar seni orada çok kötü döver
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
OĞUZHAN KAYA (Çorum) Başkanım, buna
ceza vermek lazım. İffetsiz. diyor, bunun cezası olmalı.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu
JÜLİDE İSKENDEROĞLU (Çanakkale) Böyle
bir şey yok.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) Sen kendi iffetini
koru.
LÜTFİYE SELVA ÇAM (Ankara) Akıl
hastası. Bu akıl hastasının ne işi var burada ya?
Tıkayın bunu Bakırköye. Akıl hastası.
JÜLİDE İSKENDEROĞLU (Çanakkale)
Lütfen özür dilesin Sayın Başkan, böyle bir şey olmaz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
sataşmadan söz istiyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Vekilim, bunu kabul etmiyoruz, iffet kavramını kabul
etmiyoruz. İffetli kadın
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Özlem
Zengin için dedim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hayır ama yani.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Ben
soruyorum zaten.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Böyle
şey olur mu Başkanım?
OĞUZHAN KAYA (Çorum) Başkanım, her çıkan
karşıya sövsün o zaman. Adam çıkıyor, alenen ana avrat
sövüyor buradan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
İSMAİL TAMER (Kayseri)
Başkanım, gerekli açıklamayı yapın.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Başkanım
İSMAİL TAMER (Kayseri)
Başkanım, gerekli açıklamayı yapın.
BAŞKAN Sayın Beştaş
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sonra
alırsınız, ben bir şey düzeltmek için
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hayır,
sataşmadan söz istiyorum lütfen.
Sayın Başkan, bize sataştı,
öncelikle biz konuşma hakkına sahibiz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ama siz
konuştunuz, ben
BAŞKAN Sayın Turan, söz vereceğim,
vereceğim. Bırakın, ben tayin edeyim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın
Başkanım, ama bize sataştı, biz konuşalım.
BAŞKAN Tamam, doğru, sataştı.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Belki Meral Hanım da
cevap verecek bize.
BAŞKAN Bırakın, müsaade edin de ben
karar vereyim buna.
Sayın Beştaş, buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ya, sataşılan
biziz ama Sayın Başkanım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tamam,
alsın sözü
BAŞKAN Hayır, buyurun, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
19.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun
362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur görüşmelerinde HDP Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, öncelikle, bizim hatibimizin kürsüde
kullandığı iffet kavramının içinde olduğu
cümleyi reddediyoruz, kendisi de düzeltecektir, başkasına ait olduğunu
söylüyor.
Biz kadınları
ERKAN HABERAL (Ankara) Ceza verilsin, ceza!
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Ceza, ceza, ceza
(Gürültüler)
BAŞKAN Siz devam edin Sayın
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bağırın ya, bağırın ya!
Daha bugün bir vekil dövdünüz ya! Yoğun
bakımda, utanın be!
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Daha
yeni, bir vekil dayak yedi, yoğun bakımda, kimseye ceza verilmedi ya!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Yoğun bakımda
Daha ceza vermeyi bile teklif etmediniz, biz kendimiz
olgunlukla kadınlara yönelik olduğu için düzeltiyoruz, siz
bağırıyorsunuz ya.
BAŞKAN Siz devam edin, siz devam edin lütfen.
(Gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ne
sanıyorsunuz kendinizi?
BAŞKAN Sayın Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Önce
bizim gibi ilkeli olun, önce ilkeli olun. İlkesizler bize söz söyleyemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET ÖZYÜREK (Sivas) Siz ilkesizsiniz o zaman.
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
İlkesizler bize söz söyleyemez, tamam mı?
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) İlkesiz
sensin!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hiçbir
ilkeniz yok.
AHMET ÖZYÜREK (Sivas) Kendinizi anlatmayın
bize.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hiçbir
ilkeniz yok.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Dedik size önce biz
konuşalım diye.
BAŞKAN Sayın Beştaş, lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, ben tekrar ediyorum: Biz kadınları konu alan,
ahlaki, içinde iffet geçen kavramları bizim gruptan da söylese
reddediyoruz. Vekilimle de konuştum Bunu başkası söyledi diye
kullandım. dedi, zaten düzeltecektir. Yani burada biz kendi vekilimizi
eleştirebiliyorsak bu olgunluğu bütün gruplardan da bekliyoruz tabii.
Diğeri
Sayın Turan konuşmasında
Kürtleri ne kadar çok sevdiklerini söylediler. Ya, daha dün AKPnin Genel
Başkanı Kobani bitti. diye açıklama yaptı ya. Ya ne
derdiniz var Kobaniyle? Daha dün burada Kobani Kürtlerin kalbidir. dedik ya.
İSMAİL TAMER
(Kayseri) Teröristler
var, teröristler orada, onun için.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Siz Kürt
düşmanlığını Kobani üzerinden büyütüyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMAİL TAMER (Kayseri) Derdimiz
terörist, Kobanide teröristler var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bundan
daha büyük bir düşmanlık olur mu?
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
İsmail Bey, terörist sensin!
İSMAİL TAMER (Kayseri) Bizim derdimiz
terörist.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Terörist sensin!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Terörist sensin!
İSMAİL TAMER (Kayseri) Bizim derdimiz
terörist, Kürtler değil.
BAŞKAN Sayın Tamer
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Valla
teröristin âlâsı sizsiniz. Sizden daha büyük terörist yok bu dünyada.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Ne
demek Kobanide terörist var. ya! Bir şehir, şehir var ya!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Terörist
sizsiniz!
İSMAİL TAMER (Kayseri) Teröristler var,
Kürtlere demiyoruz.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Siz de
teröristsiniz işte.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Bir
halka, bir şehre terörist diyorsunuz utanmadan.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Teröristler var.
BAŞKAN Peki, sayın milletvekilleri,
şöyle yapalım: Biz susalım siz sadece bağırmaya devam
edin.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Bağırmıyoruz, konuşuyoruz.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Bak, duruyor
mu orada? Biz susuyoruz, kışkırtıyorlar.
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu,
yerinizden
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben
sözümü daha bitirmedim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Gergerlioğlu.
20.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun, 362
sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur görüşmelerinde HDP Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben burada iki yıl
önce Sayın Özlem Zenginin bir cümlesini hatırlattım.
Çıplak arama gerçeğini anlattığım zaman bana burada
parmak sallayarak, bağırarak şunu demişti: İffetli
bir kadın çıplak aramayı anlatmak için bir yıl beklemez.
Ben de bunun karşılığında bu soruyu sordum, O zaman
kim iffetli, kim iffetsiz? diye sordum. O zaman Özlem Zengin
uyarılmıyor, şimdi bana Niye söyledin? deniliyor. Bunun
neresinde hak var? Ben Özlem Zenginin söylediği sözün Bakanlık ve
iktidar tarafından nasıl karşılandığını
sordum.
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu, ne
söylediğinizi biz duyduk burada.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) E?
BAŞKAN Bütün bir grubu itham ettiniz. Siz
sadece Özlem Zenginin söylediği sözü söylemediniz, bir grubu da aynı
şekilde itham ettiniz.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Hayır, soru olarak sordum.
BAŞKAN Ben ne anlamışsam bu
salondaki herkes aynı şeyi anlamıştır.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Hayır, tutanaklara bakabilirsiniz, soru olarak sordum; yanlış
anlamışsınız.
BAŞKAN Hayır, soru olarak
sormadınız.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, sözlerimi tamamlayabilir miyim?
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Sayın Başkan, soru olarak sordu.
BAŞKAN Tamam. Özür diliyor musunuz, dilemiyor
musunuz; önce onu sorayım ben size. Sözünüzü geri alıyor musunuz?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Ben
kimseyi iffetsizlikle suçlamadım.
BAŞKAN Peki.
Sayın Beştaş, buyurun.
21.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ile Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın yaptıkları açıklamalarındaki bazı
ifadelerine ve iktidar grubundan kendilerineterörist diye müdahale edenlere
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, sözlerini Kimseyi iffetsizlikle suçlamadım.
diyerek düzeltmiştir.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Tutanaklar
çıksın.
BAŞKAN Bakacağım, tutanaklara
tekrar bakacağım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ama
iktidar grubunda bize terörist diyenler, asıl teröristtirler. Onlar
başkasının topraklarına göz dikenlerdir, terörizm budur;
bunun başka şeyi yok.
LÜTFİYE SELVA ÇAM (Ankara) Biz PKKya,
FETÖye, DAEŞe terörist diyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Erdoğan Kürtleri çok seviyormuş, Kürtler de onu çok
seviyormuş(!) Hadi, Amede gitsin, binlerce koruma olmadan
dolaşsın bakalım. Nasıl bir sevgiymiş bu?
Etrafında etten duvar ören özel timlerle, her türlü kolluk gücüyle
Diyarbakıra gideceksin, sonra Kürtler beni seviyor. diyeceksin; yok
öyle bir şey.
LÜTFİYE SELVA ÇAM (Ankara) Kürt sevgimizi
sorgulayamazsınız!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
iktidar döneminde, Kürtlerin 90lı yıllardaki katilleri bile
aklanıyor, hepsi temize çekiliyor. Bu mudur Kürt sevginiz sizin?
BAŞKAN Peki.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Siz
Ahmed-i Hani gibi bir büyük Kürt bilgesinin bile büstünü kaldıracak kadar
Kürtleri seviyorsunuz(!)
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) Yalan, yalan
Başkanım!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Daha dün
Kürtler aç kalsınlar, görürler günlerini. diyerek
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN Ya, öyle düşünebilirler ama bu
bir sataşma değil, Kürtleri seviyor. demesi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Terörist de mi sataşma değil?
BAŞKAN Evet, terörist sataşmadır,
kabul ediyorum ama Kürtleri seviyor. demesi bir sataşma değildir,
öyle düşünüyor, öyle görüyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) O zaman
teröriste cevap verip kapatıyorum.
BAŞKAN Son kez açıyorum.
Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, sevgili Selahattin Demirtaşın
fotoğrafıyla sokaklara Demirtaş teröristtir. yazanlar da
yazdıranlar da bu sıralarda terörizm suçlaması yapanlar da
kendileri en büyük teröristtir. Bunu defalarca tekrar ediyorum, burada terörö
laflarına karnımız tok. Şiddet yoluyla, çatışma
yoluyla Kobani bitti. diyeceksiniz, orada Kürt halkı diğer
halklarla yaşıyor, sonra Kürtlere
düşmanlığımız yok. diyeceksiniz, bütün dünya
karşınızda olacak, siz gelip burada terörö lafları
edeceksiniz.
OĞUZHAN KAYA (Çorum) Başkanım, bu,
Gergerlioğlunun iffetsiz sözünü ortadan kaldıramaz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Gidin en
büyük müttefikiniz Amerikaya sorun, Rusyaya sorun, Avrupa ülkelerine sorun,
koalisyon güçleri IŞİDin karşısında Kobaninin
yanında ama onlar gidip güzelleme yapıyor, bunu da unutmasınlar.
BAŞKAN Sayın Turan, yeni bir
sataşmaya mahal vermeyelim.
Buyurun.
22.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Kocaeli Milletvekili
Ömer Faruk Gergerlioğlunun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
Gergerlioğlu çok ağır bir konuşma yaptı, nezih bir
dille cevap verdim ancak tekrar cevap verdi. Bakınız, kızmak
yok, böcek olmayı göze alırsanız ezilince ses
çıkarmayacaksınız. Bu yanlış bir dil, iffetle ilgili
söylediği tüm iğrenç iddiayı reddediyoruz. Bu ifade bu Meclisin
ifadesi değil.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Grup Başkanınız kullanmıştı bunu, Grup
Başkanınız kullanmıştı bunu, Sayın Özlem
Zengin kullandı bir gün önce.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Orası mı
iffetli, burası mı iffetli? bir tarzı reddediyoruz. Kaldı
ki kendisini özür dilemeye davet ediyoruz.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ya, Özlem Zengini o yüzden Grup Başkan Vekilliğinden
aldınız, unuttun mu, Allah Allah?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kendi grubu sahip
çıkmadı, önemsiyoruz ancak bu durumda size İç Tüzükü uygulamak
düşer; sizi bu konuda İç Tüzükü uygulamaya davet ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Tutanaklara bakacağım
Sayın Turan, tutanaklara bakacağım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ayrıca Özlem
Hanım en az Gergerlioğlu kadar insan haklarını bilen, takip
eden bir arkadaşımız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya, siz
yoğun bakımlık yapan vekili disipline sevk etmiyorsunuz, soru
soranı mı sevk edeceksiniz, yok öyle bir dünya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Özlem Hanım en az
Gergerlioğlu kadar bu konularda hassas bir insandır.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yok öyle
bir dünya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Konu üslup meselesidir.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Siz çıplak işkence yapacaksınız, sorun yok; bir yıl
sonra başvurunca kadınlar iffetsiz olacak, öyle mi?
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Lütfen dinleyin, dinleyin.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Tekrar sizi davet
ediyorum.
BAŞKAN Siz devam edin Sayın Turan.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Öyle mi? Bir yıl sonra başvuru yaptığı için kadın
iffetsiz oluyor. Bu, sizin sözünüz ya.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
süreme eklersiniz değil mi?
BAŞKAN Siz devam edin Turan.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
O gün de karşı çıktık, bugün de karşı
çıkıyoruz.
BAŞKAN Sayın Koçyiğit
Siz karşılıklı
konuşmayın Sayın Turan, siz söyleyeceğinizi söyleyin
lütfen.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Söyleyemiyorum
Başkanım.
BAŞKAN Söylersiniz, bana söyleyin, ben sizi
dinliyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Ayrıca siz kendi
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bakınız, hiç
sataşmadan dedim ki: Kürtleri seviyoruz; hepsi, bu cumhuriyetimizin
eşit vatandaşlarıdır hatta Kürtler Erdoğanı,
Erdoğan Kürtleri sever. Bundan herkesin makul bir ölçüde gurur
duyması lazımken hanımefendi kızarak, bağırarak
ifade etti.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Öldüren
sevgi, öyle mi?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bakınız,
Kürtleri sevmemden rahatsızlar; nedenini biz biliyoruz. Sayın
Cumhurbaşkanımızın Kobani bitti. derken ne dediğini
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Son bir dakika
BAŞKAN Son kez açıyorum.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Daha önce
Düştü, düşecek. demiştik, şimdi Bitti. diyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kobanide terörün
bittiğini söylediğini tüm dünya bilir. Evet, ben de söylüyorum:
Kobanide hayalleriniz yok oldu, Kobanide, güney
sınırımızda terör devleti kurma iddiası yerle bir
oldu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Emperyalizmin,
büyük büyük -güya- devletlerin oradaki terörle ilgili çalışmaları
bu ülkenin birliğiyle, beraberliğiyle, bizim verdiğimiz
tezkereyle, size rağmen verdiğimiz tezkereyle yerle bir oldu. Kürtler
değil, Kobanideki Kürt devleti, terör devleti diye ifade edilen o
yapı yok oldu.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Kürt
devleti değil mi? Söyledin, bilinçaltın çıktı Bülent Turan,
söyle.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Yoksa biz 85 milyonun
kardeşliğini
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Söyledin,
bilinçaltın çıktı Bülent Turan, söyle.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hocam, yapmayın, ne
olur!
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Öyle,
öyle
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Nasıl anlatabilirim
size?
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Turan.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Oradaki mücadele terörle.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Ya, terör
yok, Kürte düşmansınız Kürte.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Aslında
sizin DAİŞ hayalleriniz yok oldu, DAİŞ hayalleriniz yok
oldu.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Nasıl anlatabilirim?
Kürtler ile Türklerin sorunu yok, size rağmen barışmaya devam
edeceğiz.
Sayın Başkanım, teşekkürler. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Kürte
rağmen Suriyede ne kadar çete varsa hepsine ortak oldunuz.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Siz Orta
Doğuda DAİŞle birlikte bir imparatorluk
kuracaktınız. DAİŞ hayalleriniz yok oldu, Kobanide
DAİŞ hayalleriniz yok oldu Bülent Bey, gerçekten.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Yapmayın Hocam!
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Siz
Mısıra kadar DAİŞle birlikte imparatorluk
kuracaktınız, biz bilmiyoruz sanmayın. Sizin düşen
hayalleriniz DAİŞ hayalleri.
BAŞKAN Müsaade edin.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Bülbül.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Açık bir
sataşma var, kürsüden söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
2.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Siirt Milletvekili
Meral Danış Beştaşın yaptığı
açıklaması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, bütçe süreçleri gergin
tartışmaların yaşanabileceği süreçler olmakla
birlikte, bizler Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bu süreçlerin
soğukkanlı bir şekilde, itidalle, güzel tartışmalarla,
faydalı görüşmelerle tamamlanmasını arzu ediyoruz ve bu
çerçevede de büyük bir gayret içerisindeyiz. Fakat bu konuşmalar
içerisinde, âdeta provokatif olduğuna inandığımız veya
öyle gördüğümüz konuşmalar tabii ki bizim de buna tepki vermemiz gibi
bir mecburiyeti ortaya çıkarıyor. Biz, Türkiyenin kaos, kriz,
bölünme, karışıklık gibi birtakım ortamlara
sürüklenmesine asla ve asla müsaade etmemek noktasında siyasi
sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan bir partiyiz, Cumhur
İttifakının da bu şekilde bu hassasiyetle hareket
ettiğini hepimiz biliyoruz. Fakat burada sadece bir etnik köken üzerinden
bir siyasi anlayışla ve buna bir düşmanlık ifadesiyle
devamlı bir şekilde ilzam ediliyor olmak son derece vahim bir
durumdur. Yani ırkçı tavırlar veya düşmanca
tavırların ispatı son derece sıkıntılıyken
bunlardan devamlı bahsedip karşı tarafı ırkçı
diye nitelendirmek aslında bizzat ırkçılığın ta
kendisi olmuş oluyor.
Milliyetçi Hareket Partisini ilkesizlikle ifade
ettiniz. Biz Gergerlioğlunun konuşmasına mümkün mertebe
dikkatle cevap vermeye çalıştık ama orada tansiyon yükselince
HDP Grup Başkan Vekili MHPyi ilkesizlikle suçladı. Şimdi, bir
terör örgütü bir eyleme giriştiğinde onu ağzına alıp
ağız dolusu ifadelerle kınarken, ona tepki gösterirken
başka bir terör örgütü, PKK gibi bir terör örgütü, YPG gibi bir terör
örgütü bir şey yaptığı zaman, kanlı bir eyleme
girdiği zaman dilleri tutulanların bize ilkeden bahsetmesi son derece
garip olmaktadır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) Sayın
Başkanım, bir dakika rica edebilir miyim?
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) Ayrıca,
burada insan hakları, barış, hukukun üstünlüğü,
kardeşlik gibi çok önemli ve kıymetli kavramları âdeta
değersizleştirircesine ifadelerde bulunup bütün bu hakları ve
başta insanların yaşama hakkını elinden alan,
binlerce, on binlerce Kürt kardeşimizin hayatına sebep olan,
onların kanını akıtanların kalkıp da Kürt
kardeşlerimizi savunduğunu iddia etmesi ve hatta onların
hakları, hukukları üzerinden insani beyanlarda bulunması son
derece samimiyetsiz bir tavırdır. Burada ilkesizlikten bahsediyorsak
asıl bu meselelerin Türkiyede çözülmesi gerekmektedir ve bu meseleler
çözülmeden bizim mesafe almamız da mümkün olmayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Bülbül.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) HDPyi
destekleyen Kürt, Kürt; HDPyi desteklemeyen Kürt, Kürt değildir. Böyle
bir anlayışın Türkiyede vasat bulması son derece vahimdir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu ikiyüzlülüğü her daim ve her
fırsatta, her zeminde ortaya koymaya devam edeceğiz diyor,
saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sataşmadan
BAŞKAN Şimdi, bir şeyde
anlaşalım, sataşmadan söz talep edenler; iki dakikadır,
süreyi uzatmıyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir
dakika uzattınız.
BAŞKAN Uzattım, bundan sonra
uzatmıyorum.
Şimdi söylüyorum, siz olduğunuz için
söylemiyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bana da
uzatın.
BAŞKAN Siz olduğunuz için söylemiyorum,
birkaç tur yaptığımız için söylüyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Şimdi de uzatın, sonra istemeyeceğiz.
BAŞKAN Şimdi, buyurun, iki dakika
içerisinde tamamlayın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Şimdi de uzatın, sonra istemeyeceğiz.
BAŞKAN İki dakika içerisinde
tamamlayın çünkü yapılan konuşmalarda size bir hakaret yoktu,
çok dikkatli izliyorum, onun için iki dakikada bitirin lütfen.
3.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın yaptığı
açıklaması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Değerli milletvekilleri, Sayın Bülent Turan Kendi grubu sahip
çıkmıyor. diyor. Ya, eleştiri ve öz eleştiri mekanizmasını
bilmeyenlere ne anlatalım?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Güzel bir şey
söyledim ya!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Bu
erdemi Sayın Turan herhâlde bilmiyor yani. Biz dedik ki, biz soru sorduk,
fakat iffet kavramının kadınlar üzerinden
kullanılmasını doğru bulmuyoruz, o da doğru
bulmadığını söyledi ve atıfta bulundu.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Tamam, iyi dedim ben de.
İyi yaptın dedim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Tabii
ki vekilimize sahip çıkarız.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) E, çık o zaman.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Kobani
konusunda da herkes biliyor, dünyanın bildiği bir sır var,
Kobani size rağmen zafer kazandı, bunu asla unutmayın. (HDP
sıralarından alkışlar) Kobani, halkların yönetiminde
terörden kurtarıldı, o terör kim biliyor musunuz? Sizin
desteklediğiniz IŞİD işgaline karşı oradaki bütün
halklar direndi ve Kobani zafer kazandı.
Şimdi, sizin milletvekiliniz İYİ
Partinin milletvekilini yoğun bakıma düşecek kadar darbediyor ve
-biraz önce gazetelere düştü- Ben özür dilemeyeceğim, bu tip şeyler
olur. diyor, ona karşı hiçbir şey demeyenler gelip bize ahkâm
kesiyor ya! Utanma duygusu kalmadı mı yeryüzünde? Ya, bugün, bu
Mecliste bir milletvekili yoğun bakıma götürüldü -hangi parti
olduğu önemli değil- ve -siz bırakın disiplin cezası
vermeyi- Özür dilemiyorum. diye ahkâm kesiyor. Bu nedenle, gerçekten,
sözlerinizi çok vahim buluyorum.
Biz bunlara cevap veriyoruz ama yani bu
kısıtlı sürede şunu da söyleyelim: Bizim her vekilimiz ne
dediğini biliyor, meselenin gayet farkında ama Kürt meselesi
üzerinden siz kendinizce yeni bir siyaset dili oluşturmaya
çalışıyorsunuz; çiçekli, böcekli, sevgili ama altında ne
kadar büyük bir düşmanlık olduğunu Kürtler iliklerine kadar
yaşıyor. (HDP sıralarından alkışlar)
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Kürtlere hiçbir düşmanlığımız yok, bizim
düşmanlığımız teröre karşı Sayın
Beştaş.
BAŞKAN Birleşime 19.30a kadar ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 18.58
ALTINCI
OTURUM
Açılma
Saati: 19.45
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 30uncu Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ (Devam)
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ (Devam)
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU (Devam)
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
(Devam)
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN 2023 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
VIII.- DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ
1.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğluna, TBMM
İçtüzüğünün 160ıncı maddesinin (3)üncü bendi ile
163üncü maddesi uyarınca kınama cezası verilmesi
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun az önceki oturumda sarf
etmiş olduğu sözleri İç Tüzükün 160ncı maddesinin birinci
fıkrasının (3)üncü bendinde yer alan Kaba ve
yaralayıcı sözler sarf etmek ve hareketler yapmak kapsamında
olup kınama cezası gerektirmektedir.
Bu nedenle, Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlu hakkında İç Tüzükün 163üncü maddesi uyarınca
kınama cezası teklif ediyorum. Sayın Gergerlioğlu buradaysa
kendisine savunma için söz hakkı vereceğim, Sayın
Gergerlioğlu isterse savunmasını bir arkadaşına da
yaptırma hakkına sahiptir.
Sayın Gergerlioğlu savunma yapacak
mı? Yok. Başka bir arkadaş? Yok.
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'na
kınama cezası verilmesini Genel Kurula teklif ediyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2.- Bursa Milletvekili Zafer Işıka, TBMM
İçtüzüğünün 161inci maddesinin (7)nci bendi ile 163üncü maddesi
uyarınca Meclisten geçici olarak 2 birleşim çıkarma cezası
verilmesi
BAŞKAN - Bursa Milletvekili Zafer
Işık'ın bugünkü birleşimin ikinci oturumuna verilen ara
sırasında yapmış olduğu hareket, İç Tüzük'ün
161inci maddesinin (7)nci bendinde yer alan Fiili saldırıda
bulunmak. hükmü kapsamında olduğundan Meclisten geçici olarak
çıkarma cezası gerektirmektedir. Bu nedenle, Bursa Milletvekili Zafer
Işık'a İç Tüzükün 163üncü maddesi uyarınca Meclisten
geçici olarak 2 birleşim çıkarma cezası verilmesini teklif
edeceğim. Sayın Işık savunma yapabilir yahut başka bir
milletvekili savunma hakkını kullanabilir.
Sayın Işık savunma yapacak mı?
Sayın Işık yok; başka bir arkadaş, talep etmiyor.
Bursa Milletvekili Zafer Işık'a İç
Tüzükün 163üncü maddesi uyarınca Meclisten geçici olarak 2 birleşim
çıkarma cezası verilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3.- Konya Milletvekili Fahrettin Yokuşa, TBMM
İçtüzüğünün 160ıncı maddesinin (5)inci bendi ile
163üncü maddesi uyarınca kınama cezası verilmesi
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Konya
Milletvekili Fahrettin Yokuşun bugünkü birleşimin ikinci oturumuna
verilen ara sırasında yapmış olduğu hareket İç
Tüzük'ün 160ıncı maddesinin (5)inci bendinde yer alan Mecliste
gürültü ve kavgaya sebep olmak hükmü kapsamında olup kınama
cezası gerektirmektedir. Bu nedenle, Konya Milletvekili Fahrettin
Yokuş hakkında İç Tüzük'ün 163üncü maddesi uyarınca
kınama cezası teklif edeceğim. Sayın Yokuş buradaysa
kendisine savunma için söz hakkı vereceğim, Sayın Yokuş isterse
savunmasını bir arkadaşına da yaptırma hakkına
sahiptir.
Sayın Yokuş savunma yapacak mı? Yok
yani talep etmiyor.
Sayın Milletvekili Fahrettin Yokuşa
kınama cezası verilmesini Genel Kurula teklif ediyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
İSMAİL KONCUK (Adana) Fahrettin
Yokuş ne yapmış Sayın Başkanım?
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ (Devam)
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ (Devam)
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU (Devam)
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
(Devam)
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Görüşmelere devam ediyoruz.
Konuşma sırası Cumhuriyet Halk
Partisinde.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Başkan, niye ceza aldı?
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Niye ceza
veriyorsun Başkan? Ne yapmışım ben?
BAŞKAN İlk konuşmacı
İzmir Milletvekili Sayın Ahmet Tuncay Özkan.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Adam önümde
duruyor ya, ayıp, ayıp!
BAŞKAN Buyurun Sayın Özkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, televizyonları
başında bizi izleyen sevgili yurttaşlarımız; umut,
insanın hayattaki en büyük tutanağı, yaşamı sona
erdikten sonra da kendinden sonrasına bıraktığı en
büyük enerjidir.
Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaşanan
tatsız olaylardan sonra Meclisimizin aldığı bu
kararları saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Yüce Meclis kendisine
yakışanı yapmış, burada görüşmelerin hangi vicdan
ve merhamet duygusu içinde süreceğine dair çok önemli bir karar
vermiştir. İktidarıyla muhalefetiyle Türkiye Büyük Millet
Meclisi çatısı altında bulunan her milletvekilini bu tutumu
nedeniyle kutluyorum çünkü vicdan insanların sadece rahat uyumaları
için bir yastık değildir, vicdan adaletin de temelidir; bu temel
yaşamaktadır. Yaşasın Türkiye Büyük Millet Meclisi diyorum.
(CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Hüseyin Örse acil şifalar
diliyorum. Bir daha bu olayların yaşanmaması temennisini dile getiriyorum.
Bütçe hakkı çok önemli bir haktır
arkadaşlar. Bütçe yapabilme hakkını elde edebilmek için
İnsanlık çok uzun mücadelelerle, çok uzun ve çileli mücadelelerle bu
hakkı elde edebilmiştir. Bütçe hakkını devretmek egemenlik
hakkını devretmektir. Bütçe yapabilirlikten vazgeçmek egemenlik
hakkından vazgeçmek demektir. Peki, bütçeyi ne için
yapacaksınız? Bütçeyi siz yurttaşlar olarak, millet olarak
egemenlik hakkını niçin elinizde bulundurarak yapmak istiyorsunuz?
Bütçe okul sıralarında aç çocukların baş
ağrısını gidermek için yapılmalıdır. Bütçe
cezaevinde koridorda, maltada arabayı sürerken çıkan tulumba
tatlısını koğuştaki arkadaşları yiyebilsin
diye Yeme abi, yeme abi; alma, alma bizim koğuşa kalsın. diyen
yoksullar için yapılmak zorundadır. Bütçe, merhametin ve
vicdanın kalesi olmak zorundadır ama ne yazık ki böyle bütçe
yapamıyoruz. Bugünkü büyüklükleriyle söyleyeyim, 469 trilyon liralık
bir bütçemiz var, 3 trilyon 810 liralık gelirimiz var, 659,4 milyar
liralık açığımız var, faiz giderimiz 565,6 milyar. Bu
rakamları konuşmaya gerek var mı? Hayır, yok. Neden yok?
Orta vadeli plan ne zamandı biz konuştuğumuzda? Geçen bütçe
dönemindeydi, ne oldu? Çöp oldu. Dolarda gerçekleşme oranı yüzde 86
orta vadeli planın, diğerlerinde gerçekleşme oranını
da gündeme getirmek istemiyorum.
İSMAİL KAYA (Osmaniye) 4,6 milyar,
rakamı yanlış biliyorsunuz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) 4,6 milyar lira
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Az önce
yanlış söylediniz de.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) 4 Trilyon 469 milyar
lira, doğrusu.
BAŞKAN Sayın Özkan, Genel Kurula hitap
edin.
Buyurun.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Arkadaşlarımın düzeltmesine teşekkür ediyorum.
Bütçeyi çocuklar için yapmıyorsak, bütçeyi
yoksullar için yapmıyorsak, bütçeyi halk için yapmıyorsak ne için
yapabiliriz? Bütçeyi 5li çetelere ya da hep kazananlara dönük bir gelir
kapısı olarak görüyorsak o zaman varlığımızı
nasıl devam ettireceğiz? Bu bütçede sizden ricam, hep beraber biraz
önce sergilediğimiz örneği gerçekleştirip devlet
okullarında okula aç giden çocukların karnının doyması
için, bir ödenekle devlet okullarında aç çocuklara bir öğlen yemeği
verebilir miyiz, bir sabah kahvaltısı verebilir miyiz? Partilerüstü
bakalım. Ben, Grup Başkan Vekilime sordum, Grup Başkan Vekilim
bana dedi ki: Evet, arkadaşlar getirsinler, biz destekleyeceğiz.
Sağlık Bakanlığının program uygulama bütçesinde
var ancak şimdi burada bunu uygulamaya koyamıyoruz. Peki, ilkokul
çocuklarının aç biilaç okula devam etmesini,
başlarının ağrımasını, kusmalarını
nasıl engelleyeceğiz? Hadi gelin, hep birlikte böyle bir önerge
getirin; biz getirmeyelim, siz getirin, biz bunu destekleyeceğiz. Devlet
okullarında sabah kahvaltı verelim, bir meyve suyu, bir kek verelim,
öğlen ekmek arası bir sandviç verelim; size teklif olarak getiriyoruz
arkadaşlar. O zaman bütçe yapma yetkisini
kullandığımızı hissederiz.
Cezaevinde, biraz önce size söyledim
Sayın
Adalet Bakanım burada, Sayın Bakanım, yemek konusundaki Plan ve
Bütçe Komisyonunda yaptığımız öneriyi kabul etmenizden
dolayı size teşekkür ederim ama yaşayarak bildiğim bir
şey var. Arkadaşlar, kullanılmış don ister yoksul,
atlet ister yoksul, kullanılmış ister, Ağabey, varsa bana
at. der. Biz, eğer vicdan ve merhametle o insanı orada
yakalamayacaksak Sayın Bakanım, o insanın don ve atlet
ihtiyacını, ekmek ihtiyacını, su ve elektrik
ihtiyacını karşılamayacaksak bizim vicdanımızın
bize yastık olma ihtimali var mıdır? O nedenle diyorum ki, hadi
gelin, hep birlikte, çocuklarımızı vicdan ve merhamette
yakalayalım. (CHP sıralarından alkışlar) Hadi gelin,
hep birlikte, düşmüş olanın, en zor durumda olanın
ihtiyaçlarını gidererek yakalayalım. O zaman bütçe yapma
hakkını kullandığımıza dair bir duyguya
kapılabiliriz, yoksa bu duygu bizi terk eder. Aç çocukların, bizden
yardım bekleyen insanların ihtiyaçlarını
karşılayamadığımız zaman karşımıza
çıkan tablo vahşettir. Biz, eğer bugün umudu
yeşertebiliyorsak, biz eğer bugün aldığımız bu
kararla Türkiye Büyük Millet Meclisinin pek çok şeye muktedir
olduğunu ve vicdanla, merhametle davranabildiğini gösterebiliyorsak
hadi gelin Sayın Bakanım, o insanların, muhtaç insanların
cezaevlerindeki ihtiyaçlarını karşılayalım, hadi
gelin, çocuklarımızın okulda aç kalmamasını
sağlayalım.
Bütçeyi, dün, Sayın Caniklioğlu löp et
bütçesi olarak değerlendirdi. Bu bütçe, insanların löp et
yiyebildiği
Kahramanmaraş'ta bugün kasaplar operasyonu
düzenlenmiş değil mi Aliciğim? Löp et bütçesinin insanlarımızın
gerçekten et yiyebileceği bir bütçe hâline gelebilmesi için sizden ricam
şudur: Eti veya diğer giderleri bu bütçe içerisinde bir
yurttaşlık hakkı olarak görelim. Hadi gelin, bütçeye bir ödenek
koyalım, siz getirin Sayın Grup Başkan Vekili öneriyi de her ay
1 kilo löp eti vatandaşlarımıza biz bedava verelim. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Hem de
ucuzlamış, öyle diyorlar!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) Bu öneriyi getirin
lütfen.
VELİ AĞBABA (Malatya) Bülent
Turanın tuzu kuru.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Vatandaşlarımız löp et yiyebilsinler.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Canikli
Ucuzlamış. diyor zaten.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) Ya da Sayın
Caniklinin hangi kasaptan o eti aldığını
vatandaşlarımıza açıklamasını rica ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar) Ama eğer siz, bu löp etle
ilgili olarak, her ay vatandaşlarımızın 1 kez 1 kilo löp et
yiyebilecekleri bir ödeneği bütçeye koyarsanız size
teşekkürlerimi sunacağım efendim.
Biz borçlanmayla veya faiz ödemeyle harcadığımız
bütçemizde pek çok şey yapabiliriz. Biz, tam yüz bir yıl önce
-cumhuriyet tarihi açısından söylüyorum; biliyorsunuz, bütçe yapma
geleneği bizde Osmanlıdan beri var- 28 Şubat 1921de ilk
bütçemizi yaptık. Neydi biliyor musunuz o bütçe? Kuvayımilliyenin
aldığı bağışlar ile topladığı
yardımların nereye gittiğini vatandaşa, millete anlatma
arzusu ve isteğiydi. Bugün bu bütçemizde böyle bir istek yok. En çok
üzüldüğüm şey, en çok hayıflandığım şey bu
bütçenin hangi harcamayı nereye yapabildiğini gösterememesidir.
Sayıştay Başkanımız burada.
Sayıştay Başkanımız, ancak yüzde 5ini mi
denetleyebiliyorsunuz efendim?
SAYIŞTAY BAŞKANI METİN YENER Genel
bütçenin hepsini denetliyoruz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) Bir daha söyler
misiniz.
SAYIŞTAY BAŞKANI METİN YENER Genel
bütçenin hepsini.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) Genel bütçenin
hepsini
Siz denetiminizi yıllık olarak geneli üzerinde
yapıyorsunuz. Kurumlar bazında
SAYIŞTAY BAŞKANI METİN YENER
Kurumlar bazında genel bütçenin tamamını
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) Böyle bir usul
yok Başkan.
BAŞKAN Genel Kurula hitap edin Sayın
Özkan.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) Bir durun, yanıt
alacağım, bir şey söyleyeceğim.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Ben cevap vereceğim.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) Sayıştay
Başkanımız, Sayın Bakanlardan aldığı
telefonları, gizli telefonları söylerse burada başka bir
bütçenin hazırlıkta olduğunu ben de söyleyebilirim.
BAŞKAN Sayın Özkan, Sayıştay
Başkanının Genel Kurulda konuşma ve cevap verme hakkı
bulunmuyor.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) Sayıştay
Başkanımızla ilgili şunu söylemek istiyorum:
Hayırlı uğurlu olsun
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) Oradan kaçanları
burada biz yakalasak memleketin zenginliğine zenginlik katmış
oluruz, memleketi kurtarmış oluruz. Sayıştaydan
kurtulduğumuz gün, inanın bu Sayıştay
anlayışından kurtulduğumuz gün bütçeyi kurtardığımız
gündür. (CHP sıralarından alkışlar) Hiç para pul
konuşmadık farkında mısınız arkadaşlar? Hiç
para pul konuşmadık; yok çünkü yok hükmündedir. Geçen bütçe bir
şey söylemiştim -Maliyeden arkadaşlar oturuyordu- çürüyen her
şey düşer. Bu bütçe orta vadeli planla kıyasladığınızda
çürüdüğü için düşmüştür. Çürük bir bütçenin millete de devlete
de memlekete de hayrı yoktur.
Önümüzdeki dönem bütçeyi yapmak üzere
hazırlık yapıyoruz arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar) Eğer çocuklar için önerge gelmezse biz
çocuklarımıza sabah kahvaltısı, öğlen yemeği
vereceğiz. Eğer Adalet Bakanlığında düzenleme olmazsa
düşmüş olan insanların elinden biz tutacağız.
Memleket umut doludur, altı ay sonra memleketin
kurtuluşunu kutlayacağız arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sağ olun.
BAŞKAN Söz sırası Aydın
Milletvekili Sayın Süleyman Bülbülde.
Buyurun Sayın Bülbül. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanı
hükûmet sistemi, Cumhurbaşkanı hükûmet sisteminin getirdiği
nokta: Yasama, yargı saraya bağlandı, yasamanın etkinliği
kalmadı. Artık burada bir dakika söz almak için milletvekilleri -20
milletvekilimiz- yani artık düğmelere basmaktan başka bir
şey yapamıyor. Yani bir meclisin etkinliği, bir meclisin
yasamayı kullanması ve denetleme görevini kullanması çok önemli.
İç Tüzüke bakıyoruz, Parlamento, konuşulan yer, meşveret
yapılan yer anlamında. Parlamento -İtalyancada- konuşulan
yerden çıkmış, artık saraydan gelen kanunların
virgülüne kadar komisyonlardan geçip onaylandığı yer hâline
gelmiş. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, bakıyoruz, 5 milyar 480 milyon
liralık bütçe ayrılmış Meclise. Şimdi, bu bütçe ne
işe yarıyor? Bu bütçenin şuna yaraması lazım: Siz
vatandaşın lehine yasa yapacaksınız; vatandaştan
alınan vergileri, bütçeyi denetleyeceksiniz. 2 görev verilmiş Meclise.
Biz ne yapıyoruz? Anayasa'nın 98inci maddesinde olan görevimizi yani
bilgi edinme ve denetim yollarını 2ye ayırmışız;
yazılı soru sorma ve bununla birlikte ne yapmışız,
soru önergesi vermişiz. Şimdi, bu yazılı soru sorma
önergelerinin sonucuna bakıyoruz arkadaşlar. Dün
Cumhurbaşkanı Yardımcısı yüzde 80lerden, yüzde
90lardan bahsediyor. Bakınız arkadaşlar, 27nci Dönemde 72.373
yazılı soru önergesinin 10.199u yanıtlanmış, 26.382
soru önergesi cevaplanmamış.
Bakınız arkadaşlar, Sayın Adalet
Bakanı burada. Sayın Adalet Bakanım, siz hukukçusunuz,
milletvekillerinin bu yıl size verdiği 2.253 önergeden 3ünü
süresinde yanıtlamışsınız, 139unu ise daha sonra,
süresi geçtikten sonra yanıtlamışsınız. Yani soru
önergelerini cevaplandırma konusundaki başarınız yüzde 6.
Böyle mi yasama? Böyle mi yasamaya saygı duyulacak? (CHP
sıralarından alkışlar) Adalet Bakanı tarafından
duyulmayan saygıyı nerede arayacağız arkadaşlar? Çünkü
bakanlardan hesap soran Meclis değil ki, bakanlardan hesap soran
saraydaki. Bakanlar saraya bağlı, sorumlulukları saraya
bağlı.
Değerli arkadaşlar, Adalet
Bakanının 98inci maddeye aykırı olduğu, ihlal
ettiği bir ülkede demokrasi olabilir mi, hukuk devleti olabilir mi,
yasamanın etkinliği olabilir mi? Olamaz. Kuvvetler
ayrılığını da bitirdiniz; yasamayı,
yargıyı yürütmeye bağladınız.
Değerli arkadaşlar, diğer denetim
yolu, Sayıştayın Meclise sunduğu denetim raporları.
Ya, bu denetim raporları çok önemli, nihai denetimin önündeki ön denetim
raporları; bu budanmış durumda. Nasıl budanmış durumda?
Sayıştayın Meclise sunduğu denetim raporlarının
en sonunda çok önemli bir ek tablo var. Bu tablonun
başlığı: Önceki Yıl ve Yıllar Sayıştay
Denetim Raporuna İlişkin İzleme Tablosu. Bu tablo ve önceki
yıl bulgularının çözülüp çözülmediği bilgisi artık
yayınlanmıyor arkadaşlar, yok ya da eksik
yayınlanıyor. Bunun anlamı ne? Türkiye Büyük Millet Meclisi
adına bütçe harcamalarını denetleyen Sayıştayın
yetkileri yani bizim Meclisin yetkileri yürütme tarafından gasbediliyor
arkadaşlar; yazıklar olsun! (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, şimdi biz ne
yapacağız? Gidip de tek tek bakanlıkları mı
dolaşacağız milletvekilleri olarak yani biz Sayıştaya
sırtımızı dayayarak bütçe konusunda denetim yapamayacaksak
ne yapacağız?
Değerli arkadaşlar, burada,
Avusturyalı Mimar Clemens Holzmeisterın yaptığı bir
Meclisin içerisindeyiz. Buradaki inşanın felsefesi, ruhu, bu Meclisin
kapılarının halka açık olması; o zaman öyle
tasarlanmış. Ancak ne yapmış Sayın Meclis
Başkanı? Meclisimizin inşa felsefesini, itibarını
kenara bırakmış, Meclisin kapılarını millete,
barolara, avukatlara, insan hakları savunucularına, Soma emekçilerine
ve Alevi önderlere kapatmış. (CHP sıralarından alkışlar)
Ne yapmışlar? Anayasa madde 34 gereği, toplantı ve gösteri
yürüyüşü hakkını barışçıl bir şekilde yapmak
isteyenleri copla, gazla karşıladınız Meclis önünde. Polise
emir vermişler. Milletvekillerinin arabalarını arayarak
İçinde baro başkanı var mı? diye talimat veren Millet
Meclisi Başkanından Başkan mı olur arkadaşlar? (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Arkadaşlar, bir de milletvekili
dokunulmazlığı
Ne olmuş milletvekilinin
dokunulmazlığı konusunda? Düşürülmüş. Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullanan milletvekilleri
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) Sayın Meclis
Başkanı, o milletvekillerinden özür dileyecek misiniz? Anayasa
Mahkemesi ihlal kararı verip de yeniden buraya gelen Sayın
Berberoğlundan özür dileyecek misiniz? (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Meclis
Başkanının Meclisin ve milletvekilinin itibarını
düşünmesi lazım. Ama ne yazık ki İçişleri
Bakanlığı önünde basın açıklaması yapan benimle
beraber 30 milletvekiline eşkıya güruhu diyen, partimizin Genel
Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğluna hakaret eden,
komisyonlarda milletvekillerine terörist eşkıya diyen, 10 bin
dolar alan milletvekili var. diyerek Meclisi zan altında bırakan suç
işleri bakanına Meclis Başkanı olarak bir şey
söylediniz mi? (CHP sıralarından alkışlar)
Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin
sorularına cevap vermeyen Merkez Bankası Başkanına ses
çıkarmadınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Bülbül.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) Sayın Meclis
Başkanı, bu Meclisin itibarını 5 milyar 480 milyon bütçeyle
koruyamazsınız, koruyamadınız. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın
Mahmut Tanal.
Buyurun Sayın Tanal. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MAHMUT TANAL (İstanbul)
Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Sayın Bülbülün kaldığı yerden
ben devam edeyim. Sayın Meclis Başkan Vekilim, siz bize 27nci Dönem
Beşinci Yasama Yılı Faaliyet Raporunu gönderdiniz,
teşekkür ederim. İçine baktığımız zaman
Bölümler kısmına baktığımızda -şu anda
kimde İç Tüzük varsa bir zahmet bakın- ihtisas
komisyonlarının isimleri yazılı Sayın Başkanım;
ihtisas komisyonları, mevcut olan İç Tüzükün 20nci maddesinde
yazılı, ona da bir bakın. Şimdi, bizim bildiğimiz
Meclis bilgili, donanımlı, liyakatli, işi bilen insanlardan
seçilir. Sizin burada faaliyet raporuna yazdığınız ihtisas
komisyonları -Kanunlar ve Kararlar Başkanlığından 4
arkadaşımız var- bölümünde kaç tane madde var? Kaç tane ihtisas
komisyonu var? 19 tane var. 19 tane var ama İç Tüzükte 19 tane
yazılı değil, 20nci maddede 16 tane ihtisas komisyonunu
yazmışsınız. Faaliyet raporunuzda 19 tane ihtisas komisyonu
yazmışsınız. Bu mevcut olan İç Tüzükün
yazılış tarihi veya bu kanunun basılış tarihi
2021. İhtisas komisyonlarının arasında kuruluş tarihi
2003 olan var, 2008 olan var, 2014 olan var; neden bu İç Tüzüke
yazmamışsınız Sayın Başkan Yardımcım?
Siz ne iş yaparsınız Allah rızası için ya? Yani burada
Kanun Kararların, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve
Başkan Vekillerinin bastıkları 2011 baskısında, mevcut
olan kanunda 19 tane ihtisas komisyonu varken basmış olduğunuz
İç Tüzüke 16 tane yazmışsınız.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) İç Tüzükü yapma yetkisi kimde? Ona bir cevap
ver önce.
MAHMUT TANAL (Devamla) Şimdi, iki: Bu
Mecliste aynı işi yapan, aynı kapıdan giren, aynı
havayı teneffüs eden 3 personel çeşidi var; 4/Alı var -kendi
içinde 2 tane 4/A var- 4B'li var, 4/D'li var. Ya, Allah'tan korkun, özlük hakları
farklı, maaşları farklı, mesaileri farklı, amirleri
farklı ama hepsi de aynı işi yapıyor. Bu olacak iş mi?
Burada, baktığımız zaman, Türkiye Büyük Millet Meclisi de
gerçekten liyakatine uygun bir vaziyette yönetilemiyor. Eğer ben Meclis
Başkanı olsam, Allah o izni verse -inşallah milletin takdiriyle
ve AK PARTİli arkadaşların verecekleri destekle birlikte Meclis
Başkanı olduğumuz zaman- gerçekten çok iyi bir Meclis
Başkanı ve Meclisi de çok iyi de yönetmiş oluruz Sayın
Başkanım.
Gelelim Kamu Denetçiliği Kurumuna. Kamu
Denetçiliği Kurumu, bu ülkede gerçekten, hukuka aykırılık
sebepleriyle birlikte çok iyi, devrim gibi kararlar verdi. Sayın Bülbül
dedi ki: Baro başkanları sokulmuyordu. Evet, baro başkanları
Ankara'ya da sokulmuyordu. O dönemde Kamu Denetçiliği Kurumuna
şikâyet ettik, Kamu Denetçiliği Kurumu Bu karar hukuka
aykırıdır, bunun kaldırılması lazım. dedi.
Baro başkanları
Yani devrim gibi kararlar var ama Kamu
Denetçiliği Kurumunun da çıkaracağımız kanunlarla
güçlendirilmesi lazım Sayın Özlem Zengin kardeşim. Ama neler
eksik? Bir: Resen hareket etmesi gerekir, bu eksik. İki: Dava açması
gerekiyor, eksik. Burada, aynı zamanda, biz kanun teklifi verdik, dedik
ki
Yani burada mevcut olan statüleri gereği gidiyor, kamu kurumunu
denetliyor -özlük hakları bakımından o yetkili olan yerlerde-
mesela, havaalanına gidecek, denetlediği kurum orada VIPden geçiyor,
Kamu Denetçiliği Kurumu geçemiyor.
Gelelim, Kamu Denetçiliği Kurumuna.
Başdenetçinin yemin etme yükümlülüğü var ama seçilen diğer denetçilerin
yemin etme yükümlülüğü yok. Biz ne yaptık bununla ilgili? Cumhuriyet
Halk Partisi olarak dedik ki: Bir, resen hareket edebilsin diye kanun teklifi
verdik. İki: Davalara katılabilsin dedik. Üç: Kamu Denetçiliği
Kurumunda çok güzel bir madde var; çocuklarla ilgili, hukuka aykırı
bir olay varsa müracaat etme hakkı var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
MAHMUT TANAL (Devamla) Başkanım, çok
önemli konulardan bahsediyorum.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
MAHMUT TANAL (Devamla) İzninizle bir beş
dakika daha
BAŞKAN Tamamlayın; bakın,
zamanı geçiriyorsunuz.
MAHMUT TANAL (Devamla) Değerli
arkadaşlar, şimdi, mesele Kamu Denetçiliği Kurumu
Sayın
Adalet Bakanlığı onu uygulamaya geçirdi mi bilmiyorum, tavsiye
mahiyetinde bir karardı. CMKde avukatların paralarını geç
alması nedeniyle faizleri ödenmiyor; bu sebepten dolayı Bu faizlerin
ödenmemesi hukuka aykırıdır. denildi, faizlerin de ödenmesi
lazım.
Bununla birlikte, mesela, yine Adalet
Bakanlığına bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel
Müdürlüğü var, cezaevinde bulunan vatandaşlar parasını
beklettikleri zaman onun faizleri ödenmiyor. Bence bu tavsiye kararı nedeniyle, CMKdeki o ücretler nasıl faiziyle
birlikte ödenecekse aynı şekilde bence o kararı ona da uygulamakta
yarar var diye düşünüyorum ben.
Şimdi, bütçe
kısmına geldiğimiz zaman, Kamu Denetçiliği Kurumunun
personeli az, yetersiz, bütçesi de aslında yetersiz. Eğer hukukun
yerleşmesini istiyorsak en azından bu konuda
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (Devamla) Bir
dakika daha
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) İstifade ediyoruz Başkanım, verin.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
MAHMUT TANAL (Devamla)
Selam vereceğim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
MAHMUT TANAL (Devamla)
Uzatmayacağım.
BAŞKAN Bugün vermedim
Sayın Tanal, size de böyle bir ayrıcalıkta bulunamam. Gruba
söyleyin, bir dahaki sefer sürenize ilave etsinler, beş dakikayı on
dakikaya çıkarsınlar.
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) Biz destekliyoruz, ilave süre versin size.
MAHMUT TANAL (Devamla)
Peki, değerli arkadaşlar, Sayın Meclis Başkan Vekilimiz
Müracaat edin, sürenizi on dakikaya çıkarsınlar. diyor. Benim
sesimi kesen AK PARTİ Grubu ne yapıyor?
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) Sana destek oluyoruz ya!
İSMAİL KAYA
(Osmaniye) Konuşsun. dedik.
MAHMUT TANAL (Devamla)
Çünkü İç Tüzükteki değişiklikle süreyi kısaltan AK
PARTİ Grubundan arkadaşlardır.
Herkese saygı ve
hürmetlerimi sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Tanal.
Söz sırası İstanbul Milletvekili
Sayın İbrahim Özden Kaboğlunda.
Buyurun Sayın Kaboğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri;
2 Anayasa ve fiilî durumla başlamak istiyorum. Genel esaslar, demokratik
hukuk devleti, 2017 kurgusu, demokrasiyle bağdaşmayan hükümler ve
uyguma, fiilî durum. İşte, Anayasa Mahkemesinin durumunu bu
bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Anayasa Mahkemesi 60 yaşında,
bireysel başvuru ise 10 yaşında. Anayasa Mahkemesine on
yılda 500 bine yakın başvuru yapıldı, 500 bine.
Şu anda Anayasa Mahkemesi önünde bekleyen dosya sayısı -bireysel
başvurular çerçevesinde- 150 bine yakın, norm denetim dosyaları
ise 800e yakın. Bu durum bireysel başvurunun ne kadar zor
olduğunu, bütün başvuru yolları tüketildikten sonra yapılan
başvuru olduğunu ve pahalı olduğunu,
sıkıntılı olduğunu dikkate alırsak bu tablo bile
başlı başına Türkiye'nin insan hakları karnesini
gösteriyor, insan hakları karnesini gösteriyor. Tablo
ağırdır; insan hakları ihlalleri geneldir,
yaygındır ve sistematiktir. Bu arada, 800e yakın norm denetim
dosyasının sorumlusu ise ne yazık ki Türkiye Büyük Millet
Meclisidir. Bu açıdan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin durumunu Anayasa
Mahkemesi bakımından bir ön kurum olarak değerlendirmek gerekir.
Norm koyma yoluyla önlemek ve düzeltmek yerine, aslında Anayasa
Mahkemesinin denetimi öncesinde, denetimi esnasında ve denetimi
sonrasında açıkça Anayasaya aykırı olduğu hâlde kural
koymak suretiyle Anayasa Mahkemesi önündeki dosya sayısını
arttırmaktadır. Yalnızca Anayasa Mahkemesi kararları
değil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına
karşı
Cemevleri düzenlemesi bunun tipik bir örneğidir. Bu
çerçevede, Anayasa Mahkemesi kararlarından sonra bırakın uygun
düzenleme yapmayı, yeniden ihlal düzenlemesi yapılmakta. Anayasa
Komisyonu hiçbir zaman toplanmıyor, pilot kararlar gereği
yaptığımız, verdiğimiz önergeyi de Meclis Ben
düzenlemem. diye reddetmiş bulunuyor yani Anayasa madde 153ü
açıkça, bilerek ve isteyerek, bilinçli olarak ihlal etmiş bulunuyor.
Tabii ki Cumhur İttifakı yapmış bulunuyor bunu.
Peki, yargıya geldiğimiz zaman, yargı
bütünlüğü, önce, Anayasa madde 138/11; 153 dâhil, diğer maddeler
çerçevesinde yargı adil yargılanma hükümlerini, adil yargılanma
hakkı hükümlerini ihlal konusunda birbiriyle âdeta
yarışmaktadır.
Tabii ki burada Demokles'in
kılıcını unutmamak gerekir, HSKyi unutmamak gerekir ama
bizim yaptığımız yasalar, özellikle Cumhur
İttifakı'nın oyladığı yasalarda
yargıçların nitelik yerine niceliği, liyakat yerine
yandaşlığı öne alınan sınav sisteminde pekâlâ
birçok kez bunun tanığı olduk. (CHP sıralarından
alkışlar) Evet, demek ki bunun yanında adil yargılanma
hakkı gerekleri doğrultusunda verdiğimiz yasa önerilerini de
yine Cumhur İttifakı gündeme bile almadı, komisyonlar önünde
beklemektedir.
Anayasa Mahkemesi bakımından, Anayasa
Mahkemesi geç karar vermektedir, çok az iptal etmektedir, kısmen iptal
kararlarında bile Meclise süre tanımaktadır ama Meclis
onları gündemine almakta bile gecikmekte. Üyelerin nitelik sorununa
girmiyorum, Yargıtay yoluyla araçsallaştırılan Anayasa
Mahkemesi üyelik devşirme işine girmiyorum ama iş yükünü
azaltmak için geceli gündüzlü Anayasa Mahkemesi çalışmalı ancak
etkili bir başvuru yolu olup olmadığını da sorgulamak
gerekmektedir.
Bu çerçevede, Adalet Bakanlığına
gelecek olursak, Adalet Bakanlığı yargı reformu adı
altında yapılan 6 yasal düzenlemenin hiçbirinin etki analizini
bildirmemiştir, Meclise bildirmemiştir; ne de ihtiyaç bildirimi
yapılmıştır. Yıkın, hukuk arkadan gelsin.
şeklinde Anayasa suçu oluşturan emirler sorununa girmeyeceğim
ama Yapın, hukuk kahrolsun! zihniyetini, özellikle saray sevdası
sonucu Meclisimizin bu yolda
araçlaştırıldığını belirtmeden
geçemeyeceğim. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Hocam.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Şu hâlde adaletin tecellisini engelleyen
öncesi, esnası ve sonrası müdahaleler idareden geliyor,
bakanlıklardan geliyor, tek kişiden oluşan yürütme, parti
başkanları yoluyla devlet başkanından geliyor ve bunun
esasen ana nedeni kişi, parti ve devlet füzyonudur. Kişi, parti ve
devlet füzyonu; bütçe süreci bunun örneğidir, grup toplantıları
bunun örneğidir, talimat yoluyla bakanlara anayasa yaptırmak bunun
örneğidir. Peki, Osmanlı'nın, cumhuriyetin
yıkamadığı iki yüz yıllık birikimi iki ayda
nasıl yıktılar? İşte, kanun hükmünde kararnameler
yoluyla ilga ederek, başta Hükûmeti ilga ederek: Canikli, Kurtulmuş,
sağ tarafımda Bozdağ, Özhaseki, Tüfenkci, Soylu, Eroğlu ve
diğerleri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
İşte, 30 kararnamede adları bulunan ve sivil ölü
kadavraları üzerine inşa edilen Anayasa için, burada bu anayasal
kurgu için demek ki parti başkanlığı yoluyla yürütmeyi
kaldırmak ve demokratik hukuk devletini kurmaktan başka bir çözüm
yolumuz yoktur. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Kaboğlu.
Söz sırası İstanbul Milletvekili
Sayın Zeynel Emrede.
Buyurun Sayın Emre.
CHP GRUBU ADINA ZEYNEL EMRE (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, ben bir önceki
konuşmamda, daha önce bu kürsüye çıktığımda sizlerin
sattıklarından bahsettim. Ben adaletli insanım, bugün de
yaptıklarınızdan bahsedeceğim, icraatlarınızdan.
Değerli arkadaşlar, 2006 yılında
7 tane cezaevi yaptınız, 2007 yılında 8 tane cezaevi
yaptınız, 2009 yılında 8 tane cezaevi yaptınız,
2010da 7, 2011de 2, 2012de 14, 2013te 10 tane cezaevi yaptınız,
2014te 14, 2015te 18 cezaevi yaptınız, 2016 yılında 38
cezaevi yaptınız, 2017de 12, 2018de 15 cezaevi yaptınız,
2019da 26 cezaevi yaptınız, 2020de 23 tane cezaevi
yaptınız, 2021de 32 cezaevi yaptınız, 2022de 18,
biliyorsunuz, bu sene para kalmadı, cezaevi yapmadınız.
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Memleket cezaevine döndü
zaten.
ZEYNEL EMRE (Devamla) Peki, tutuklu, hükümlü
sayısı kaç? 336 bin. 336 bin tutuklu, hükümlü sayısı var.
Bakın, buradaki vereceğim tüm rakamlar Adalet
Bakanlığının ve TÜİKin rakamları, başka
yerden rakam vermiyorum, komplo teorilerine falan dayanıyorsunuz; kendi
rakamlarınız. Şu anda kapasite fazlası tutuklu, hükümlü
sayısı kaç? 49.518. Şimdi, siz geldiğinizde 50 bin tutuklu,
hükümlü vardı -hiç öyle Rahşan affıyla öyle oldu, böyle oldu.
demeyin, ondan önce 70 bindi zaten, 50 bine inmişti- şu an 336 bin.
Şimdi, geleceğim arkadaşlar buraya tekrar.
Bakın, değerli arkadaşlar, 2021
yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinde Görev Giderleri
bölümüyle ilgili yer alan açıklama şöyle, diyor ki: Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunuyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince hükmedilen
tazminat ödemeleri ve dostane çözüme tek taraflı deklarasyon
-vesaire
vesaire-
ödemeler için -arkadaşlar bu vereceğim rakama lütfen dikkat
edin- 32 milyon 970 bin TL ödenek tahsis edilmiştir. Peki, bu sene bu
rakam 36 milyon, geçen yıl 32 milyondu. Peki, arkadaşlar, kurum içi
aktarımlarla 1 milyon 200 bin, kurum dışı aktarımlarla
18 milyon 985 bin, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe
Başkanlığınca yedek ödenekten 980 milyon eklenmiş,
toplam ödenek 1 milyar 33 olmuş, toplam rakam da 1 milyar 302 milyon küsur
TL. Değerli arkadaşlar, bakın, bu iktidar sadece Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymamak, hukuka uymamak,
insan haklarına uygun kararlar çıkmadığı için, kötü
yönettikleri için biz milletin vergisinden sadece bu yüzden ilave 1 milyar TL
verdik. (CHP sıralarından alkışlar) Bu sene de muhtemel, ne
kadar vereceğimiz belli değil. Şimdi, buna kim sebebiyet verdi?
Hükûmet sebebiyet verdi. O zaman hakkaniyet ne olmalı, adalet ne
olmalı arkadaşlar? Ya, bunları halkın vergisiyle biz niye
ödeyelim? Bu sene de bu kadar çıkıyor. Dolayısıyla, ben
Sayın Bakanın ne kadar mal varlığı var bilmiyorum;
bakın, hakkında bir yolsuzluk iddiası da duymadım ama
Kabinede çok zengin bakanlar var, Cumhurbaşkanı da zengin. Bu da
sizin kusurunuz, bir zahmet bu parayı aranızda toplayın, ödeyin
arkadaşlar ya! Biz niye bunu ödeyelim? (CHP sıralarından
alkışlar) Bu parayı biz nerede kullanacağız?
Bakın, Türkiyede -yine TÜİK rakamlarına göre vereceğim- 7
milyon 387 bin çocuk yoksul, bu çocukların yoksulluğuna
harcayalım bu parayı. Biz niye sizin kötü yönetiminizin
sonuçlarıyla yüzleşiyoruz, biz bu vergilerimizi niye bunlara
harcıyoruz? Göz göre göre siz Anayasanın amir hükümlerine uymuyorsunuz,
kanunlara uymuyorsunuz; sürekli ve sürekli Türkiye bu alanda dünya
şampiyonu oluyor yani bu alanda 1inciliği kimseye vermiyorsunuz.
Bakın, başka sonuçları var kötü
yönetimin. Değerli arkadaşlar, Türkiyede sürekli devam eden o kötü
yönetim sonucunda artık mahkemelere yansıyan dava dosya
sayısı inanılmaz bir hızla artıyor, her yıl
milyonlarca ceza dosyası var, bunlar içerisinde
Konuşmam az kaldı,
toparlayacağım ama değineceğim yerleri
kısaltıyorum süre itibarıyla.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ZEYNEL EMRE (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bakın, ülkede çocukların durumu çok kötü.
Şimdi, sadece -yine TÜİK rakamlarına göre ifade edeceğim-
çocukların karıştığı olay sayısı bir
yıl önceki rakamlara göre yüzde 10 artmış ve maalesef 499 bine
ulaşmış. Rakamlara göre baktığınızda,
bunların yaklaşık 207 bini mağdur edilmiş ve 132 bini
suça sürüklenme sebebiyle yani kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili
işlediği iddiasıyla adliyelere, mahkemelere, vesairelere götürülmüş.
Bu artış
Suç cehennemine nasıl
dönüyor Türkiye? Kötü yönetim bir sosyal patlamaya sebebiyet veriyor. Orta
sınıfı erittiniz, çok elit bir kesim var, sadece onları
görüp duyuyorsunuz. Toplum ezilmiş ve bu toplum içerisinde birçok nedenden
ötürü böyle bir sonuç ortaya çıkıyor. İnşallah önümüzdeki
dönem bunu birlikte düzelteceğiz arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Ankara
Milletvekili Sayın Murat Emirde.
Buyurun Sayın Emir. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MURAT EMİR (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yargı maalesef
giderek artan bir oranda, bu siyasi iktidar döneminde, iktidarın
sopası hâline gelmeye başlamış ve âdeta bir baskı ve
tahakküm aracı olmaya başlamıştır. Öyle bir noktaya
gelinmiştir ki ucube sistemle birlikte saraydaki zat yüksek
yargıyı direkt veya endirekt olarak belirleyerek yargıyı
saraya bakar, saraydakinin gözünün içine bakar hâle getirmiştir. Âdeta
bugünler Nazi dönemini andırmaktadır. Nazi döneminde de o günkü
yargıçlara Karar vermeden önce Führer nasıl karar verirdi? diye
kendinize sorun, ona göre karar verin. denmekteydi, bugün de maalesef
aynı noktadayız. (CHP sıralarından alkışlar) Yine
yargıçlar, özellikle kritik davalarda Acaba saray ne istiyor? Acaba
sarayın avukatları bu mahkemede müdahil mi? Acaba farklı bir
karar verirsem bir yere sürülür müyüm? diye korku içerisindeler ve maalesef de
bundan son derece olumsuz etkileniyoruz ve adalet sistemi çürüme noktasına
gelmiş durumda.
Değerli arkadaşlar, çok uzun
konuşabiliriz ama çok çarpıcı bir örnekle içinde olduğumuz
durumu ifade etmek isterim: Gezi davası. Bakın, 2014
yılında bir dava açıldı ve sanıkların hepsi
beraat etti çünkü sanıklar, sanık dedikleri insanlar Gezi
direnişine katılmışlardı, ifade hürriyetini
kullanmışlardı, barışçıl bir gösteri içindelerdi
ve Anayasamıza göre de barışçıl olmak kaydıyla,
şiddet ve cebir içermemek kaydıyla toplantı ve gösteri
yürüyüşü yapmak da serbestti -ve biz eğer anayasal devletsek
bunların gerçekten de suç olmaması gerekirdi- ve beraat ettiler. Ama,
saraydaki korkmuştu bir defa, iktidarının
sallanacağını gördü, toplumsal muhalefetin gerektiğinde
hangi noktaya gelebileceğini fark etti ve Gezi davasının cezalandırılmasını
istedi, ders vermek istedi. Siz ifade hürriyetini kullanırsanız,
benim dediğime karşı çıkarsanız, yan yana gelirseniz,
sokakta yürürseniz başınıza her şey gelebilir. demek
istedi. 2019da bir dava daha açıldı ama bu dava da -değerli
arkadaşlar biliyorsunuz- beraatle sonuçlandı ama bu işin sonunu
bırakmadılar, bir 3üncü dava oldu, Çarşı davasıyla
tekrar birleştirildi, 13. Ağır Ceza Mahkemesine bu dava tekrar
denk getirildi ve sonunda hukukun ve vicdanın asla kabul etmeyeceği
cezalar verildi.
Bakın, Osman Kavala
ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla cezalandırıldı.
Ona suç aradılar, suç bulmaya çalıştılar; önce, Gezi
olaylarını organize etmekten başladılar, sonra
baktılar olmuyor Siyasi ve askerî casusluk yaptı. dediler,
baktılar o da olmuyor, sonunda, Hükûmeti ortadan kaldırmaya tam
teşebbüsten ceza verildi,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
verildi. Oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı var,
Mahkeme Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti sözleşmenin 18inci maddesini
çiğniyor, Osman Kavala'yı siyasi amaçlarla tutukluyor, sesini
kısmak için hapishanede tutuyor. diyor. Bunu uygulamak yerine, bunun
gereğini yapmak yerine maalesef siyasi iktidar, ayak oyunlarıyla, o
anda verilen yargı kararlarıyla, hükümlerle, o anda kurulan
hükümlerle kararın arkasından dolanmaya çalışıyor ve
maalesef şu anda biliyorsunuz Avrupa Konseyinde bizim hakkımızda
ihlal prosedürü başlamış durumda.
Değerli arkadaşlar, bununla bitmiyor, bu
kararı veren 13. Ağır Ceza Mahkemesine bakıyorsunuz,
yargıçlardan birisi, Murat Bircan isimli yargıç 2018de AKP'den
milletvekili adayı olmuş. İşte, bunun için
anlatıyorum. İşte Sayın Bakan, siz övünüyorsunuz ya Ben,
on binlerce hâkimi görevden aldım, FETÖ'yle mücadele ettim. Onların
hepsinin atanma kararının altında ya sizin ya sizden bir önceki
Bakanın ve Cumhurbaşkanının imzaları var. Siz
aldınız o FETÖ'cüleri yargıya. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Ve sonra o FETÖ'cüleri yargıdan
attık diye övünüyorsunuz bir marifetmiş gibi ama yerine AKP ilçe
başkanlarını alıyorsunuz, AKP milletvekili
adaylarını alıyorsunuz ve böyle kararlar verdiriyorsunuz.
Bitiyor mu? Bitmiyor. 13. Ağır Ceza
Mahkemesinin tutuklama kararına itirazı nereye
yapacaksınız? 14. Ağır Ceza Mahkemesine. Kim var orada?
Akın Gürlek var. Akın Gürlek kim? Şu anda Bakan Yardımcısı
olarak ödüllendirilmiş Akın Gürlek... (CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MURAT EMİR (Devamla)
bakın,
Demirtaş davasında, Kaftancıoğlu davasında,
Çağdaş Hukukçular Derneği davasında hüküm kurmuş ve
ceza vermiş bir hâkim ve Enis Berberoğlu davasında Anayasa
Mahkemesi kararına uymamış bir hâkim. Siz, Anayasa Mahkemesi
kararına uymamış bir hâkimi Bakan Yardımcısı
yapıyorsunuz, ödüllendiriyorsunuz, şimdi birazdan gelip anayasal
devletten bahsedeceksiniz, Anayasa'dan bahsedeceksiniz. Bu, sizin içinize
siniyor mu? Buna kim inanacak? Bu 84 milyon, bu kadar yalanı duymak
zorunda mı? (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, isimlerini saymak
istiyorum: Bakın, Çiğdem Mater
Çiğdem Mater, Almanya'dan geldi;
suçsuz olduğunu biliyor, yargılanmış, beraat etmiş
Yargılayın beni. diyor, Kaçabilir. şüphesiyle
tutukluyorsunuz ve on sekiz yıl ağır cezaya
çarptırıyorsunuz. Siz böyle bir iktidarsınız. Mücella Yapıcı
Kaç kez daha beraat edeceğim ya? diyor, soruyor: Kaç defa? Çünkü
beraat etmiş. Bakın, 13. Ağır Ceza Mahkemesinde şerh
koyan hâkim
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Emir.
MURAT EMİR (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan. (CHP sıralarından Devam, devam sesleri)
Devam edeceğiz arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Ankara Milletvekili Ali Haydar
Hakverdi.
Buyurun Sayın Hakverdi. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ HAYDAR HAKVERDİ
(Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kıymetli milletvekilleri, hepinizi
saygıyla selamlıyorum
Dört yıldır Cezaevi Komisyonuyla birlikte,
her partiden milletvekilleriyle 22 cezaevinde incelemelerde bulunduk. Maalesef,
hiçbir şey değişmedi ve bir arpa boyu yol gidemedik.
Yıllardır Cezaevlerinde diş hekimi yok. diyoruz, mahkûmun
ağzında diş kalmadı. Sağlığa
erişilmiyor. diyoruz, mahkûm hastalıktan bir türlü kurtulamadı.
İaşe bedelleri düşük. dedik, mahkûmun midesi açlıktan
sırtına yapıştı. Yıllardır Sevkler
yapılmıyor. diyoruz, mahkûm ailesinin yüzüne hasret kaldı.
Elektrik faturasını hâlâ ticarethane olarak ödüyorlar. dedik, geçen
hafta, geçen ay Çözüyoruz. dediler. Aradım, EPDK Başkanıyla
görüştüm, Başkanın bu işten haberi dahi yok; çözme falan
yok ortada.
Değerli milletvekilleri, 100 kez söyledim, bir
daha söyleyeceğim, 101 olsun: Kantinler pahalı, kitap
sınırlamaları işkence hâline dönmüş, görüş
süreleri yetersiz, kelepçeli muayene insanlık dışı ve onur
kırıcı, sürgün niteliğinde sevkler hâlâ
yaşanıyor, personelin iş yükü de hâlâ çok ağır.
Yıllardır raporluyoruz ama maalesef hiçbir şey
değişmedi, cezaevleri hâlâ çok kalabalık. İnsanları
cezaevine sürükleyen AKP'nin ekonomi, eğitim ve sosyal politikaları
değişmedikçe yani AKP iktidarı değişmedikçe cezaevleri
de dolup taşmaya maalesef devam edecek.
Sayın Bakan, cezaevi personellerinin özlük
haklarını hâlâ çözmediniz, güvenlik sınıfına hâlâ
geçirmediniz, sözleşmeli, kadrolu farkını hâlâ bitirmediniz. Kim
ilgilenecek bu sorunlarla, kim çözecek bu sorunları? Elbette Adalet
Bakanı ama maalesef bu ülkede bir Adalet Bakanı yok, bu ülkede
maalesef adalet kalmadı. Bakın, Bakan Bekir Bozdağ AKP'nin ilçe
teşkilatlarını ziyaret ediyor, burada fotoğraflar
çekiniyor, sonra Bakanlığın sosyal medya resmî hesabından
koyup diyor ki: Bakanımız buraları ziyaret etti. Bir de CHP'ye
muhalefet yapıyor, onun dışında yaptığı
başkaca bir iş yok. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, koltuğu gece
kararnamesine bağlı olan, atanmış bakanın derdi
gerçekten adalet değil, derdi sadece siyaset ve sadece siyaset
yapıyor. FETÖ, vatansever Subay Ali Tatar'ı intihara
sürüklediğinde siz o dosyanın savcısıydınız, siz
FETÖ'yü övdünüz, övdüğünüz dönem Ali Tatar öldü, öldü. (CHP
sıralarından alkışlar) Bugün siz Adalet
Bakanısınız, bu gerçekten adalet mi, bu gerçekten vicdan
mı? Komisyonda itiraf ettiniz, dediniz ki Keşke o sözleri
söylemeseydim. Keşke Ali Tatarın ölümüne de ortak
olmasaydınız. (CHP sıralarından alkışlar) Siz
keşke diyerek, Cumhurbaşkanınız da
Aldatıldım. diyerek bu işten sıyrıldı. Peki, ya
gariban vatandaş ne olacak Sayın Bakan? Ya gariban
vatandaşın hâli ne olacak? Üst düzey AKPli bir siyasetçi
olmasaydınız bugün ya KHKden mağdur olurdunuz ya da cezaevinde
mahkûm olurdunuz ama maalesef sizin sırtınız kalın. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, en son Bakan olduğunuzda ilk
icraatınız Kaşıkçı dosyasını Suudi
Arabistana vermek oldu.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Onun için geldi.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) Bir
ülkenin egemenlik hakkını kullanmasının en temel
unsurlarından biri yargılama hakkıdır; bakın, yargılama
hakkı. Siz gelir gelmez egemenlik hakkını katile
sattınız. Bu kararı sizden önceki Bakan onaylamadı,
onaylasın diye de sizi getirdiler. (CHP sıralarından
alkışlar) Siz bu ülkenin egemenlik hakkını satan bir
Bakansınız. Ne diyordu Erdoğan, ne diyordu? Diyordu ki:
Bakın, Suudi Arabistan bizden belgeleri almak istedi. Bu milleti enayi
zannediyorlar. Bu millet enayi değil, hesabını
sormasını bilir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Enayi kim? Enayi
kim?
Evet Sayın Bakan, bu millet enayi değil,
ilk seçimde bunun hesabını soracak sizden. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla)
Değerli arkadaşlarım, bu ülkede sırtı sağlama
maalesef yirmi yıldır hiçbir şey olmuyor. İçişleri
Bakanıyla fotoğrafınız varsa içtiğiniz uyuşturucu
pudra şekeri oluyor. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Aynen.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) Meclis
Başkanıyla fotoğrafınız varsa Kolombiyadan gelen 130
kilo uyuşturucu yanlışlıkla size gönderilmiş oluyor ve
mahkeme salıveriyor. 5 ton uyuşturucu Türkiyede bir sırtı
kalına geliyorsa nereye geldiği araştırılmıyor
bile. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla)
Uyuşturucu baronları serbestçe dolaşırken bu ülkede maalesef
10 yaşında okul önünde çocuklarımız zehirleniyor.
Sayın milletvekilleri, AKP iktidarı ekmek
kadar, su kadar, hava kadar önemli ihtiyaç duyduğumuz adaleti maalesef
bitirdi, artık, kimse sizden adalet beklemiyor.
Kardeşi ve eşiyle birlikte kamuyu zarara uğratıp
üstüne 2 koruma alan vekiliniz elbette bir gün yargılanacak. 10 bin dolar
rüşvet alan vekiliniz elbette bir gün yargılanacak. Kamu arazilerini
kuzenine peşkeş çeken bakanınız da, Bakanlığa kendi
şirketinden pahalıya dezenfektan satan bakanınız da, uyuşturucu
baronlarını koruyan bakanınız da mutlaka ama mutlaka bir
gün bağımsız yargıya hesap verecek diyorum, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Antalya Milletvekili Sayın Rafet
Zeybek.
Buyurun Sayın Zeybek. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA RAFET ZEYBEK (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, devletin temeli
de adalet, dini de adalet. Eğer -devletin temeli adaletse- bir ülkede
adalet yoksa devlet yoktur. Adaletin temeli de bağımsız ve
tarafsız bir yargıdır. Türkiyenin uzun yıllardır
yaşadığı temel sorunlarından biri, yargının
bağımsız ve tarafsız olmayışıdır. (CHP
sıralarından alkışlar) Yargı
bağımsızdır. demekle yargı bağımsız
olmuyor.
Sayın Bakan, siz kumpas davaları
sırasında da Yargı bağımsız ve
tarafsızdır. diye bağırıyordunuz, sonra hepimiz
gördük, hiç tarafsız değilmiş, 12 bin hâkim ve savcının
4 bini teröristmiş. Yargı bağımsız. demeyin, kabul
edilmeyen bir sorun çözülmez Sayın Bakan.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de
yargı bağımsız da değildir, tarafsız da
değildir. Bakın, bir ülkede İçişleri Bakanı Ayda 10
bin dolar rüşvet alan siyasetçi var. diyor ve bunun kim olduğunu
açıklamıyorsa ve bir tek savcı Ya, Sayın Bakan, bu, resen
soruşturulacak önemli, ağır bir suç. Kim bu rüşvet alan
siyasetçi? diyemiyorsa o ülkede bağımsız yargı yoktur.
(CHP sıralarından alkışlar)
Yine Anayasa Mahkemesi kararını
tanımıyorum. diyen ve tanımayan, Anayasa Mahkemesi
kararını uygulamayan bir hâkim Adalet Bakan Yardımcısı
yapılıyorsa bu ülkede adalet yoktur. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bir cumhuriyet başsavcısı
Yargıtay üyesi seçiliyorsa ve Yargıtay üyesi seçildikten sonra, bir
tek dosyanın kapağını açmadan iki gün içerisinde Anayasa
Mahkemesi üyesi atanıyorsa bu ülkede yargı yoktur Sayın Bakan.
(CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, değerli arkadaşlarım,
zamanıyla söylenen, özellikle o kumpas davalarında
bağımsız yargı, tarafsız yargı Bu
davaların savcısıyız. dediğiniz zamanlarda ben Cumhuriyet
Savcısı olarak görev yapıyordum ve böyle yargılama olmaz,
böyle adalet olmaz diyebiliyordum.
Sayın Bakan, siz o zaman da görevdeydiniz.
Nasıl görmezsiniz? Yani devlet yönetmek ciddi iştir, öyle
Aldatıldık, kandırıldık. diyerek bunların
üstesinden sıyrılamazsınız. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bakın, değerli arkadaşlarım, bu
yargının bağımsız ve tarafsız
olmadığını kabulleneceksiniz; gerçi artık sizden
geçti. Bak, biz kabulleneceğiz; iddia ediyoruz bugün, kabullendikten sonra
da çözümünü bulacağız.
Değerli arkadaşlarım, temel 3 tane
yapacağımız şeyi söylemek istiyorum. Hâkimler ve
Savcılar Kurulunu ayıracağız; hâkimler kurulu ayrı
olacak, savcılar kurulu ayrı olacak.
FETİ YILDIZ (İstanbul) Moğultay
gibi mi yapacaksınız?
RAFET ZEYBEK (Devamla) 12 Eylülden önce de öyleydi
Sayın Başkan, 12 Eylül askerî darbesinin ürünü onlar hep; onları
biliyorsunuz siz.
FETİ YILDIZ (İstanbul) Ben bilirim
hepsini.
RAFET ZEYBEK (Devamla) Bakın,
ayıracağız. Adalet Bakanı ve Yardımcısı
hâkimler kurulundan çıkarılacak, savcılar kurulunda olacak. (CHP
sıralarından alkışlar)
FETİ YILDIZ (İstanbul) Onlar zaten
ayrıydı.
RAFET ZEYBEK (Devamla) Yine, iddia ve savunma
makamını eşitleyeceğiz. Cumhuriyet
savcılarını kürsüden indireceğiz, avukatlarla aynı
sırada oturacaklar yani karşılıklı oturacaklar
savunmayla.
Yine, hâkimler ve savcıların coğrafi
teminatını sağlayacağız.
FETİ YILDIZ (İstanbul) O önemli.
RAFET ZEYBEK (Devamla) Beğenmediğimiz
bir karar verdi diye ertesi gün bir hâkim sürülmeyecek bu ülkede. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, bu
sorunları biz gördük, yaşadık, tespit ettik, çözümünü de biz
yapacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
RAFET ZEYBEK (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Az kaldı şurada, bu millet adalet
duygusunu, adalet sevdasını altı ay daha korusun. Bu ülkeye
adaleti biz getireceğiz! (CHP sıralarından alkışlar)
YUSUF BEYAZIT (Tokat) Ne zaman, ne zaman? Ne zaman
Rafet Bey?
RAFET ZEYBEK (Antalya) Altı ay sonra.
YUSUF BEYAZIT (Tokat) Altı ay sonra; rüya bu
rüya, rüya.
BAŞKAN Söz sırası Çorum
Milletvekili Sayın Tufan Kösede.
Buyurun Sayın Köse. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TUFAN KÖSE (Çorum) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, yirmi yılı
aşkın AKP iktidarında yaşadığımız
adaletsizlikleri, adaletin geldiği ya da gelemediği nokta artık
sadece Adalet Bakanlığının çözebileceği bir sorun
olmaktan çıkmış, o basamakları çoktan aşmış,
kronik ve yapısal bir sorun hâline gelmiştir. Yirmi yıllık
AKP iktidarında adaletin uğradığı zulmü ya da adalet
olmadığı için yurttaşlarımızın
uğradığı zulmü anlatmak için de beş dakika yeterli
olmayacaktır ama çok hızlıca bir şeyler söylemeye
çalışacağım.
Değerli arkadaşlarım, yirmi yıl
boyunca Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, son dört
yıldır da küçük ortağıyla birlikte etki edemediği, ele
geçiremediği anayasal her kuruma en ağır cümlelerle
saldırmış, o kurumları fethedilecek bir düşman
toprağı olarak görmüştür; ele geçirdikten sonra da biat etmeyen
herkese karşı o kurumları en acımasız bir silah olarak
kullanmıştır. Örnek olsun yargı -biraz sonra detayına
gireceğim- örnek olsun YÖK. Şimdi, YÖK'e şunun için özellikle
vurgu yapmak istiyorum: Bugün atanmış olan rektörlerin
yarısına yakınının uluslararası kabul gören ya da
alıntı yapılan herhangi bir yayını, makalesi
olmadığı söyleniyor. Günlerdir Genel
Başkanımızın Başdanışman olarak
atadım. dediği Daron Acemoğlu, dünyada en çok
yazılarından, makalelerinden alıntı yapılan bir bilim
adamı. Bunu size hatırlatmak için YÖK'ü söyledim.
Yine, barolar, değerli arkadaşlar;
bakın, ölü doğmuş bir barolar... Baroları bölüp,
parçalayıp, yönetmeye çalıştınız ama Barolar
Birliğini bir türlü ele geçiremediniz. Ankara Barosu kapandı bence,
bence gün sayıyor, 1.700 kadar düşmüş üyesi, çoğunluğu
da kamu avukatı olmasına rağmen.
FETİ YILDIZ (İstanbul) Yok, yok, öyle,
bir şey yok; bilgilerin yanlış.
TUFAN KÖSE (Devamla) İstanbul Barosu da
Millet İttifakı'nın iktidarında bir hafta sonra
kapanacaktır muhtemelen çünkü baskı ve zorla o avukatları oraya
üye yaptınız.
Şimdi, yargıya gelelim, değerli
arkadaşlar
FETİ YILDIZ (İstanbul) Bilgilerin
yanlış; İstanbul 4 bin, Ankara 2.500.
TUFAN KÖSE (Devamla) 2.500, işte 1.000 falan
kalır, bunu söylemeye gerek yok.
2010 referandumundan sonra yargının
üzerine bir cemaatin formasını örttünüz, bir cemaatin
formasını. O dönemlerde bir parti büyüğünüz Allah verdikçe
veriyor. demişti hatırlarsanız 100 Yargıtaya, 60da
Danıştaya üye atandıktan sonra. Daha sonra bu parti büyüğünüz
Bana suikast yapacaklar. diye şikâyetçi oldu. Güya biri
ağzında çiğnerken evinin krokisi falan bulunmuş. Böyle bir
iddiayla, bakın böyle bir iddiayla devletin en gizli
sırlarının saklandığı, Genelkurmayın kozmik
odasını, oradaki subayların ve Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ'un gözyaşları arasında FETÖ'cü
teröristlere ve onların vasıtasıyla Amerika'nın en çirkin
istihbarat örgütlerine teslim ettiniz. Hani, günlerdir saldırıyorsunuz
ya Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı Amerika'da dört gündür,
beş gündür ne yapıyor? diyorsunuz ya Amerikada bütün
basının önünde gezdi, hiç olmazsa sizin gibi devletin en gizli
sırlarını götürüp de CIA teslim etmedi. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, bu yargı
Balyoz dedi Ergenekon dedi, en iyi subaylarımızı,
komutanlarımızı, generallerimizi, bu memleketin
aydınlık yüzlü gazetecilerini, bilim adamlarını,
avukatlarını; askerî casusluk dedi, astsubayından
albayına kadar, millî muhabere gemisini yapanları, MİLGEMi
yapanları; denizaltı sağlık sisteminde, muhaberat
sisteminde ne kadar asker varsa hepsini en aşağılık
suçlamalarla ikişer yıldan fazla hapis yatırdı; hakeza
şike diyerek Fenerbahçelileri de.
Ne zaman MİT Müsteşarı
çağrıldı, ne zaman 17-25 Aralık olayı çıktı
ve ne zaman 15 Temmuz aşağılık darbe girişimi oldu
yani sizin uca dokunmaya başladı, 5 bine yakın hâkim ve
savcıyı terörist diye, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde
olmayacak şekilde terörist diye suçlayarak görevden attınız.
Sonra, AKP'nin kadın kolları üyesi, AKP'nin gençlik kolları
üyesi, AKP'nin il, ilçe yöneticilerini kırk beşer saniyelik
mülakatlarla, yazılı puan notlarını da düşürerek bu
defa da yargı üzerine bir siyasi partinin üniformasını
giydirdiniz yani hiç doğru iş yapmadınız ki. Biz söz
veriyoruz, ne yaptıysanız tersini yapacağız, ne
yapmadıysanız onları yapacağız iktidara
geldiğimizde. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, bakın,
bunları siz yaparken, partili bir mahkeme düzeni kurarken çok
başarılı öğrenciler vardı. Bakın, hukuk fakültesi
1incisi -geçmiş konuşmalarında ismini de verdim, şimdi
vermeyeceğim- yazılı sınavın 13üncüsü, 94 puan
almış; bu çocukları sudan sebeplerle, vicdan sızlatan
bahanelerle hâkimlik sınavlarında elediniz. Bunu Sayın Bakan çok
iyi biliyor, ben kendisine de zaman zaman iletiyorum bunu.
Şimdi, bunları söyledik, bakın
coğrafi teminat dedi arkadaşlarımız, çok önemli
arkadaşlar. Şimdi, yargı yetkimizi Suudilere teslim eden karara
muhalefet eden mahkemenin başkanını Maraş'a sürdünüz ya
-Maraş sürgün yeri değil elbette ama- mahkemesinden ettiniz
isteği dışında!
Yine, bu Osman Kavala denen vatandaş,
Cumhurbaşkanı özel takip ediyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
TUFAN KÖSE (Devamla) Tamamlıyorum
Başkanım.
Bu vatandaşın kararına muhalefet
şerhi yazan hâkimi de vallahi isteği dışında Turhala
gönderdiniz. Nasıl bağımsız yargı olacak, nasıl
olacak bu iş? Ben soruyorum yani Türkiye'de artık hiçbir kurum ve
kuruluşta adalet kalmadı, yargı da bundan en fazla etkilendi
değerli arkadaşlarım.
Bakın, bazen buradaki konuşmalarda
söylüyoruz biz, diyoruz ki: Ya, hiç Alevi vali yok. Yok, var. diyorlar, 1
kişi ya da 1 Emniyet müdürü
Ya, birisi varmış, şimdi o da
yok, vallahi şu anda yok; o da kalmadı.
Bakın, yine, çok kısa kısa
söyleyeyim. Kanuni faiz
Şimdi, devlet kendi borçlarına yüzde 9 faiz
öderken kendi alacaklarında yüzde 30a yakın faiz alıyor. Nerede
adalet yani adalet bunun neresinde? Nereye elimize atsak dökülüyor
arkadaşlar.
VELİ AĞBABA (Malatya) Tefeci bunlar,
tefeci!
TUFAN KÖSE (Devamla) İrfan Fidan ve Akın
Gürlek'i de coğrafi teminatın tam tersi uygulaması olarak
hatırlarınızda tutmak istiyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası İstanbul
Milletvekili Sayın Turan Aydoğanda.
Buyurun Sayın Aydoğan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Hemşehrim Hüseyin Örs Milletvekilimize
geçmiş olsun diyorum.
Zor kullanır, aka kara dedirir./Kurbağaya
kuş tutturur bu düzen./Namussuza ballı kaymak yedirir./Namusluya
taş yutturur bu düzen. Abdurrahim Karakoç'u rahmetle anıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, bunlar düzen için söylenmiş,
herhâlde siz de bu düzenin bir parçasısınız değil mi? Yirmi
iki yıldır iktidardasınız; Sayın Bakan, yirmi iki
yıldır hâkimlere coğrafi teminatı niye getiremediniz ya?
Bir dünya torba yasa getirdiniz, beş dakikada o yasalara ekleme
yaptınız, gece yarısı operasyonları
yaptınız. Burada 5 parti var, bu gruplardan hiçbir tanesi hâkimlere
coğrafi teminata itiraz etmezdi. Niye getirmediniz? Biz getiriyoruz kabul
etmiyorsunuz. Niye getirmediniz biliyor musunuz? Sayın Genel
Başkanımızın dün burada net söylediği gibi Siz
seçimli despotizmin bakanısınız artık. (CHP
sıralarından alkışlar) Hani, otoriter rejim, o, bu,
faşizm, falan filan derken size nezaketle söyleyeceğini söyledi. Siz,
artık hukuk devletinin bakanı değilsiniz. Sizin düzeninizde
hukuki istikrar yok, hukuki güvenlik ilkesi yok; sizin düzeninizde vatandaş
sabah kalktığında başına neyin geleceğini
bilmiyor Sayın Bakan. O yüzden ben sizinle şimdi burada demokratik
bir rejimin bakanı gibi nasıl konuşayım? Milletimi mi
aldatayım?
Sayın Bakan, siz can ve mal güvenliğinden
mesulsünüz bu yurttaşların, anayasal teminat altında
yaşamlarını sürdürmelerinden mesulsünüz. Bir zincir marketin
yönetim kurulu üyesi günlerdir aşağılanıyor, tehdit
ediliyor başına ne geleceğini kimse bilmiyor, millet tehditte
sıraya girmiş; siz başka bir dünyanın bakanı gibi
duruyorsunuz.
VELİ AĞBABA (Malatya) Mafya cumhuriyeti,
mafya!
TURAN AYDOĞAN (Devamla) Size başka bir
örnek vereyim Sayın Bakan, hukuk devleti diyeceksiniz şimdi içinde
bulunduğumuz devlete. Sansür yasası çıktı bu Meclisten.
Hukuk devleti sansür yasasıyla nasıl açıklanacak? Daha yeni,
gazeteci İsmail Saymaz, Gezi davası hâkiminin eşinin FETÖden
sorguya çağrılmasını haber yaptı diye terör
soruşturmasına alındı Sayın Bakan. Sizin
haberleşme özgürlüğü, basın özgürlüğü, düşünce
özgürlüğü, düşünceyi açıklama özgürlüğü diye bu kürsüye
çıkıp söyleyeceğiniz hiçbir şeyin bizim nezdimizde
karşılığı yoktur. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Bravo!
TURAN AYDOĞAN (Devamla) Sayın Bakan, siz
Soma davasını seyrettiniz, Hendek davasını seyrettiniz,
Çorlu davasını seyrettiniz, Aladağ davasını
seyrettiniz. Ekrem İmamoğlunun davasına bakan hâkimi Samsuna
gönderdiniz, çıktı ifşaatta bulundu, dedi ki: Ben şöyle
bir karar verecektim, böyle bir karar verecektim; beğenilmediği için
gönderildim. Sesiniz çıkmadı. Ayın 14ünde bu duruşma
yapılacak, o duruşmanın hâkimi hangi motivasyonla bu davaya
bakacak Sayın Bakan?
Sayın Bakan, sizin döneminizde adalet hiç
gerçekleşmedi. Çeşitli zamanlarda Bakanlık yaptınız;
ilk döneminize denk geliyor, Berfo anayı gözleri açık gönderdiniz
Sayın Bakan, o dosyayı kapattınız, Adalet
Bakanlığının itirazı üzerine o dosya kapandı
Sayın Bakan. Musa Anter davası sizin döneminizde zaman
aşımına uğratıldı Sayın Bakan. Hendek davasında
şaşalı bir şekilde morale, motivasyona
aldığınız patlama olan fabrikanın patronunun oradaki
hâkime Sen çok gençsin, hele dur bakalım, daha güzel yerlere
layıksın. demesini siz nasıl anladınız? Ben hiç iyi
anlamadım vallahi.
Hani kıyametleri kopardınız ya, biz
Yalovaya gittiğimizde eşkıya dediniz ya bize, o Yalovadaki
hâkimler de uzun süredir Yalova Belediye Başkanımızın
hakkını yiyorlar. Kimle beraber biliyor musunuz? (CHP
sıralarından alkışlar) Ufacık bir imzayla yeniden
göreve başlatabilecek olan hakaret işleri bakanınızla
beraber yiyorlar.
Başka bir hak daha nerede yeniliyor, biliyor
musunuz? Avcılar eski Belediye Başkanı Handan Toprakı
gözaltına aldılar, tutukladılar; sekiz aydır tutuklu
Sayın Bakan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) Benzer davalarda
takipsizlik ve beraat kararı verilmiş olmasına rağmen
masumiyet karinesi açık ihlal edilerek bir şekilde bir infaz
yapılıyor ona Sayın Bakan; haberiniz vardır umarım,
değil mi? Sekiz aydır iddianame düzenleyemeyen bir yargı
teşkilatını kurdunuz, şükürler olsun mu diyelim size?
İnsanlar artık yargıya güvenini kaybettiler.
Her şeye rağmen bu ülkede çok namuslu
yargı mensupları var; biliyoruz ki geldiğimizde, onlarla beraber
herkesin susadığı adaleti, demokratik dünyayı hayata
geçirecek yargıyı biz kuracağız ama geçen yıl burada
diğer mevkidaşınıza seslendiğim gibi sesleneceğim
size: Biz biraz farklıyız. Cemil Meriçin dediği gibi Zulmün
olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur. Bizler namuslu insanlarız,
zulme ses çıkaracağız Sayın Bakan!
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Özgür
Karabat.
Buyurun Sayın Karabat. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR KARABAT (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Kuruluşu cumhuriyet öncesine kadar dayanan
Sayıştay bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Sayıştay, halkın cebinden çıkan
her kuruşun hesabını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına
sormakla yükümlüdür. Hemen baştan şunu söylemeliyim ki mevcut durum
Türkiye Büyük Millet Meclisine hesap veren değil saraya biat eden bir
Sayıştaydır değerli arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar) Ben şimdi size
Sayıştayın nasıl sayılmaz hâle getirildiğini
birer birer anlatacağım.
Sözlerime başlarken, buradan, sözlerimin
Sayıştayın kıymetli denetçilerine değil ama
yöneticilerine olduğunu söylemek istiyorum ve buradan kıymetli
denetçilere de çok teşekkür ediyorum.
Birincisi -Sayıştay Başkanı
buradayken soruyorum- denetimleri engellemek kanunen suçtur, belge ibraz
etmemek kanunen suçtur. Peki, şimdi soruyorum: Sayıştay
denetçilerini Dokuz Eylül Üniversitesine sokmayan rektör hakkında herhangi
bir suç duyurusunda bulundunuz mu yoksa o Sayıştay denetçisi
hakkında soruşturma mı yaptınız? (CHP
sıralarından alkışlar) Size soruyorum: Türkiye'yi
yalanlarla işgal eden Pinokyo TÜİK belge sunmadığı
hâlde, onlar hakkında denetlemeyi engellemekten suç duyurusunda bulundunuz
mu? Millî İstihbarat Teşkilatı hakkında Belge vermedi.
diye suç duyurusunda bulundunuz mu, size buradan soruyorum.
Birincisi engellemeler, ikincisi partizanlık.
Sayıştayın Başkanlık kadrosuna bakarsanız
eğer -yardımcılarına- AKP adaylarının
olduğunu görürsünüz değerli milletvekilleri. Ben şimdi size 4
büyük şehir söyleyeceğim: Gaziantep, Sakarya, Konya, İstanbul.
Bu 4 belediyenin şirketleri var -sayılarını söylemiyorum-
bu belediyelerin şirketleri Konya, Sakarya ve de Gaziantep Belediyelerinin
şirketleri ne hikmetse denetlenmiyor. İstanbul da denetlenmiyordu,
2017de şirketlerde yok, 2018de şirketlerde yok ama 2019dan sonra
ne hikmetse denetleniyor. Ben size İstanbulu denetlemeyin demiyorum ama buraları
da denetleyin, buraları da görün, onu söylüyorum size. (CHP
sıralarından alkışlar) Partizanlığın
daniskası burada değerli arkadaşlar.
Peki, bulgu sayıları
Çok ilginç
kurumlarda, çok ilginç bulgu sayıları var. Bakın,
Cumhurbaşkanlığının yedi yıldır bulgu
sayısı sıfır değerli arkadaşlar. Gençlik ve Spor
Bakanlığında onlarca bulgu var ama Spor Totoda bulgu
sıfır. Şimdi, insanın sorası geliyor: Niye bu
kurumlarda bulgular hep sıfır? Ben buradan şuraya geçmek
istiyorum; klasik bir denetleme şöyle yapılıyor: Denetçi kuruma
gider, rapor hazırlar, Rapor Değerlendirme Kurulu okur ve sonra
on-line olarak sisteme girilir ama burada bir budama ustasıyla
karşı karşıyayız şu anda. Koyun kırpar gibi
Sayıştay raporlarını kırpan bir Sayıştay
Başkanlığıyla karşı karşıyayız
değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayıştay raporları kırpılıyor. Sayıştay
Başkanının tek yeteneği, takdir edeceğim tek şey
şu: Matbuat konusunda başarılı çünkü raporları
kırptığı için fazla kırtasiye masrafı
çıkmıyor değerli arkadaşlar. Böyle bir Sayıştay
Başkanıyla karşı karşıyayız ama Amasrada da
gördük mesela yerine getirilmeyen bulgu diye bir şey
yayınlıyor Sayıştay denetçileri. Ne demek? Ben önceki yıllarda bunu buldum, bu sene bu bulgu
devam ediyor mu? diyor, bunların arasındaki birçok bulgu aynı
zamanda suç unsuru.
Şimdi, Sakarya Büyükşehrin şeyi
burada Sayın Grup Başkan Vekili; 14 bulgu var, 12si yerine
getirilmiyor. Bunların arasında suç unsuru olanlar da var, yerine
getirilmiyor. Peki, ben size soruyorum: Denetçilerinizin tespit ettiği unsurlar
tekrar yerine getirilmiyor diye tespit ediliyorsa Sayıştay
Başkanlığı herhangi bir suç duyurusunda bulundu mu? Bunu
soruyorum. Bu zamana kadar Sayıştay denetçilerinin, bizlerin de
tespit ettiği onlarca bulgusu var kamuoyuna çıkmış. Siz
bunlarla ilgili, hangisiyle ilgili cumhuriyet
başsavcılıklarına suç duyurusunda bulundunuz? Neden
bulunmuyorsunuz, kimi koruyorsunuz, kimden korkuyorsunuz? Bunu sormak istiyorum
size. (CHP sıralarından alkışlar)
Ve şimdi buraya çıkan her AKPli
milletvekili bize dedi ki: Varlık Fonu denetime tabidir. Biz diyoruz ki
Varlık Fonu denetimden kaçırılıyor, denetimden
kaçınılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖZGÜR KARABAT (Devamla) Evet, Varlık Fonuna
tabi şirketlerin yüzde 60ı denetimden kaçırılıyor ve
siz diyorsunuz ki: Bağımsız denetim var. Değerli
milletvekilleri, ben şimdi size o bağımsız denetimin
raporunun niteliğinden bahsetmek istiyorum, diyor ki
Sınırlı olumlu görüş bildiriyor bağımsız
denetçi. Parasını vermişler ve o bağımsız denetçi
sınırlı olumlu görüş bildiriyor. Ne demek biliyor musunuz
sınırlı olumlu görüş değerli milletvekilleri? Ben
denetim yapamadım, bana bilgi ve belge vermediler. demektir.
İşte, Türkiye Varlık Fonunu da denetimden
kaçırıyorsunuz. Durum bu kadar net ve sarih. (CHP
sıralarından alkışlar) İşte, buradan bütün o
Varlık Fonu yöneticilerine sesleniyorum: Yakında iktidar
değişiyor ve Sayıştay denetimine tabi olacaksınız;
ona göre bütün hazırlıklarınızı yapın, bilgi ve
belgelerinizi hazırlayın. Denetim kutsaldır aynen
vergilendirilmiş kazanç gibi.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa
Sezgin Tanrıkulu.
Buyurun Sayın Tanrıkulu. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, çok konuşuldu, endekslerden
falan da söz edildi, ben de ifade edeyim, bugün bir daha baktım. Dünya
Adalet Projesinin 2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksine göre hukukun
üstünlüğüne bağlılık konusunda 140 ülke içerisinde
116ncıyız.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Merkezi neresi
oranın?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Ama
bunların hiçbir kıymeti yok. Bakın, bu endeksler
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Uganda mı?
Ugandanın başkenti değil mi merkezi?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Bakın, bunların hiçbir kıymeti yok. Kıymet ne benim için
biliyor musunuz? Sizin için kıymet ne? Sayın Bakan, size de
söylüyorum, ne kıymetli biliyor musunuz? Hasköy mahkemesinin kararı,
Bulgaristanın Hasköy mahkemesinin kararı; ondan herkesin
utanması lazım, başta AK PARTİlilerin. Bu endeksler
değil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi değil, Anayasa Mahkemesi
değil, Bulgaristandaki Hasköy Mahkemesi diyor ki
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Endekslerin hepsi
uyduruk, uyduruk.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Kim için
diyor? Özel Kuvvetlere mensup bir şüpheliyle ilgili olarak
O şüpheli
her gün Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Merkezine gidiyordu, sonra
Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili olarak şüpheli oldu; bakın
fail demiyorum şüpheli diyorum yani onun da masumiyet hakkı var.
Ne dedi mahkeme biliyor musunuz; ona bakacağız. Bulgaristan
-yakın siyasal ilişkilerimiz var, Hükûmetinizin de devletimizin de-
ne söyledi biliyor musunuz, dedi ki: Türkiyede adil yargılama yok. Ben
bu şahsiyeti Türkiyeye iade etmiyorum. Bunu kim söylüyor? Kim söylüyor
bunu? Kim söylüyor bunu ya? (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Yazıklar
olsun!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Ya, bundan
biraz utan, utan! Ben değil, sen utan! Hasköy mahkemesi bir cinayet
zanlısını, bir örgüt üyesini, şüphelisini,
kırmızı bültenle aranan adamı, Türkiye'ye iade etmiyor. Ne
diyor? Türkiye'de adil yargılama yok. Sayın Bakan, size soruyorum:
Aradan bir hafta geçti, bir kelime ettiniz mi, her şeye
konuşuyorsunuz. Soruyorum Ömer Çelik'e, bir kelime etti mi, her şeyi
konuşuyor. Buna bir şey söylediniz mi? Bakın, bir mahkeme diyor
ki yanı başımızda: Yakın zamanın önemli bir
siyasal cinayeti sizin iktidarınızdan sadece bir ay sonra olmuş,
belki de size karşı olmuş ve bunu iade etmiyor. Eğer
konuşmuyorsanız demek ki ilişkiniz var; demek ki ilişkiniz
var, koruyorsunuz, buraya gelmesini istemiyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bakın, sordum ben, cevap yok. Sofya
Büyükelçiliğimiz o davaya kimseyi gönderdi mi göndermedi mi? Müdahil oldu
mu olmadı mı? Kırmızı bültenle aranıyor ve Adil
yargılama yok. deniyor Sayın Bakan, bundan utanın. İstediğiniz
kadar bu endekslere Yok hükmündedir. deyin ama Avrupa ülkeleri, dünya bunlara
bakıyor, Bakanın söylediğine değil. Efendim, bizde adil
yargılama var. Kimse bunlara inanmıyor, bakın, söyleyeyim
sizlere kardeşim, kimse inanmıyor. (CHP sıralarından
alkışlar) Şimdi, çıkacak diyecek ki: Selahattin
Demirtaş dosyasında biz onu tahliye ettik; başka suçtan hükümlü,
tutuklu. Osman Kavala kararını yerine getirdik. Ya, git bunu
külahımıza anlat ya! Biz bu işin kitabını yazdık,
külahımıza anlatın. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Türkiye'nin itibarını yerlerde süründürüyorsunuz,
yerlerde gerçekten. Yargı diye bir kurum kalmadı, bakın,
yargı diye bir kurum kalmadı. Buradan söylüyorum ve size ödev,
bürokratlarınız arkada, hemen bir çalışma yapın.
Bakın, Gezi davası, Kemal Kılıçdaroğlu davası,
Çağdaş Hukukçular davası -daha sayayım- 28 Şubat
davası, gazetecilerin davası, Zaman gazetesi davası ve haftaya
görülecek İmamoğlu davası, daha sayabilirim. Mahkeme
kompozisyonlarına bakalım, kaç kere değiştirmişsiniz,
kaç kere? Bir bakalım beraber, kaç kere değişmiş ve niçin
değişmiş, nasıl değişmiş?
İstediğiniz kadar Yargı bağımsızdır.
deyin, yargı sizin emrinizdedir çünkü siyasal tercihiniz
değişti. Türkiyedeki rejimin adı demokrasi değil,
otokrasi. Otokrasi, bağımsız, tarafsız yargı istemez,
asker ister, memur ister. Görevini layıkıyla yapan hâkimlere,
savcılara bir şey söylemiyorum, tek tük var ama elinizi
vicdanınıza koyun ya; teamül bizim hukukumuzun parçası
değil mi, birinci sınıfta öğretmezler mi,
yargının ve Yargıtayın bir teamülü yok mu? Ya, bir günlük
adamı Anayasa Mahkemesi üyesi yaptı -Türkiyenin yüksek
yargıçları- bir günlük, bir karara imza atmamış; ya,
başka adam mı yoktu? Bakın, bu teamülleri yok ettiniz, yok
ettiniz tümünü. Nasıl güveneceğiz bu Anayasa Mahkemesine, nasıl
güveneceğiz o 109 Yargıtay üyesine? Bunu yapan Yargıtay üyesi
her şeyi yapar, kendi teamülüne uymayan Yargıtay üyesi her
kötülüğü yapar. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Bakın, yargı çürümüş. Ya, size soruyorum, burada sordum;
Sayın Bakan, elini vicdanına koy, gel burada cevap ver: Ya, Tahir
Elçi davası, hepimizin vicdanı, duruşmadaydım ben. Bir
duruşma 23 Kasımdan 2023ün Temmuz ayına, sekiz ay
sonrasına ertelenir mi? Eğer bu suça ortak değilseniz o hâkimden
hesap soracaksınız, nasıl sekiz ay erteler veya nasıl ara
kararıyla Sayın Davutoğlunun dinlenmesi kararını geri
çeker? Eğer ortak değilseniz, bakın, gelin burada söyleyin
Ortak değiliz, hâkim yanlış yapmıştır. Ne
diyeceksin? Efendim, hâkimler bağımsız ve
tarafsızdır, duruşma defterine göre gün vermiştir.
Külahıma anlat, külahıma. (CHP sıralarından
alkışlar)
Son söz, hesabını soracağız;
bunlarla helalleşmeyeceğiz, hesap soracağız ama adil
biçimde, sizin yaptığınız gibi değil. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Mersin Milletvekili Sayın Alpay
Antmen.
Buyurun Sayın Antmen. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALPAY ANTMEN (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Sayın Adalet
Bakanı Komisyonda iktidarlarının sözde yirmi
yılını anlattı; ben de size burada AKPnin FETÖ
yardımıyla yirmi yılda Türkiyeyi, yargıyı ne hâle getirdiğini
ve nasıl siyasallaştırdığını tane tane
anlatacağım. Aslında AKPnin bu yirmi yılı Türk
yargısı açısından bir kâbustur, bir korku filmidir. Bu
korku filminin başrolünde AKP Genel Başkanı Sayın
Erdoğan, yardımcı oyuncu rolündeyse aslında kendini esas
oğlan sanan FETÖ vardır.
Değerli milletvekilleri, yıl 2002; 1980
darbe anayasasının hikmetiyle AKP yüzde 34,3 oyla Meclisin yüzde
66lık çoğunluğunu alarak iktidara gelir, tek başına
iktidar olur ama elinde kadroları yoktur. FETÖ ona bir teklif getirir, der
ki: Adalet Bakanlığında ve İçişleri
Bakanlığında biz örgütlendik, bizim bu örgütlülüğümüzü size
verelim, kullanın ama bize orduda kadrolaşma olanağını
tanıyın. Anlaşma yapılır.
Yıl 2003; Adalet Bakanlığı
bürokrat hâkimlerinin tamamına yakını sürülür, taşraya
gönderilir, yerlerine yandaş hâkimler gelir. Taşradaki hâkim ve
savcılar için sürgün ve tayin furyası başlar, yandaşlar o
günden bugüne en iyi yerlere getirilir. Özel yetkili mahkemeler kurulur ve önce
orduya, sonra yargıya kumpaslar başlar ve bu sayede o alçak 15 Temmuz
darbesi yapılır. (CHP sıralarından alkışlar)
Yıl 2005; FETÖ isimli örgüt orduya kumpas
kurar, yargıyı ele geçirir; Genel Başkanımız
Sayın Kemal Kılıçdaroğlunun imzasının
olduğu önlem alalım araştırma önergesi burada, bu Mecliste
AKP oylarıyla reddedilir.
Yıl 2007; FETÖ savcıları Ergenekon ve
Balyoz kumpaslarıyla ordumuzu ele geçirmek için saldırıya
başlar. Devletin en çok, en sıkı korunması gereken yere,
kozmik odaya AKPnin kol kola yürüdüğü FETÖ mensupları girer ve
ordumuzun, istihbaratımızın sırları CIA aparatı
FETÖ tarafından ele geçirilir; ülkenin yetiştirdiği en önemli
subaylar tasfiye edilir ve onların yerine FETÖcülerin önü
açılır.
Yıl 2010; yargıyı ele geçirmek için,
yargıda siyasallaşmak için ve yargıyı da FETÖye teslim
için son hamle olarak AKP bir Anayasa değişikliğine gider.
Buradaki amaç, Anayasa değişikliğiyle Anayasa Mahkemesinin ve
özellikle HSKnin yapısını değiştirmektir. Anayasa
referandumuyla yargı HSK aracılığıyla dört
yıllığına FETÖye teslim edilir.
Yıl 2013; FETÖ-AKP ortaklığı
17-25 Aralıkta biter, AKPnin rüşvet ve yolsuzluk olayları
ortalığa saçılır.
Yıl 2014; FETÖcüler dışında her
görüşten hâkim ve savcının oluşturduğu Yargıda
Birlik platformu HSKden FETÖyü temizler ama iş işten çoktan
geçmiştir.
Yıl 2016; AKP tarafından ne istedilerse
verilen FETÖ, bu kez iktidarı cebren ele geçirmek ister ve askerî darbe
yapmaya kalkar; 251 vatandaşımız şehit olur. (CHP
sıralarından alkışlar) 20 Temmuz 2016da, FETÖnün darbe
girişimini Allahın bir lütfu sayan AKP Genel Başkanı sivil
darbeyle 7 kez uzatacağı OHALi ilan eder. FETÖ darbe
girişiminden sonra 5 bine yakın FETÖcü hâkim ve savcı görevden
ihraç edilir. Dikkat buyurun, 2003 ve 2016 arasında AKP tarafından
Adalet Bakanlığı teşkilatına alınan hâkim ve
savcıların yüzde 95i FETÖden dolayı ihraç edilir. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) FETÖcülerin yerine
bugüne kadar yaklaşık 10 bin civarında, AKPden aday olmuş,
meclis üyeliği, il ve ilçe yöneticiliği yapmış veya cemaat
ve tarikatların referansını alan avukatlar, hukukçular
getirilir.
Yıl 2017; parlamenter sisteme ve aslında
demokrasimize son veren, kuvvetler birliği sistemini esas alan
başkanlık sistemi referandumu OHAL baskı ve ortamında
mühürsüz oylarla kabul edilir; burada yargının da etkisini
unutmayın.
Yıl 2018; sözde başkanlık sistemi,
aslında tek adam rejimi; yeni HSK ve yeni Anayasa Mahkemesiyle
yargıyı siyasallaştırarak tamamen tek adama yani saraya
bağlanır; Türkiye'de yargı sorunu AKP tarafından
halledilmiştir. Artık Türkiye'de bugün itibarıyla tarafsız
ve bağımsız bir yargı yoktur. Hâkimler
kararlarını vermeden önce sadece ve sadece saraya bakarlar,
sarayın istediği gibi karar verirler. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ALPAY ANTMEN (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu arada, işini gücünü doğru düzgün yapan
hâkim ve savcılarımızı buradan tenzih ediyorum.
Ve netice... Artık yıl 2020; adalet saraya
bağlanmıştır, Türkiye dünyanın
sığınmacı kampı hâline getirilmiştir, Türkiye
dünyanın uyuşturucu merkezi yapılmıştır, kara
para aklama cennetine dönüşmüştür ve Türkiye yoksulluğun
kitleselleştiği bir yer hâline gelmiştir, çocuklarımız
yatağa aç girmektedir.
YUSUF BEYAZIT (Tokat) Doğru söylemiyorsun
Alpay Bey.
ALPAY ANTMEN (Devamla) Bütün bu sömürü,
vahşi, gerici, karanlık ve ölümcül düzen AKP ve onun
siyasallaştırdığı yargı sayesinde olmuştur.
Ama umutsuzluğa kapılmayacağız, çok az kaldı, bu
karanlık dönem bu yıl kapanıyor çünkü tiranlar, zorbalar,
diktatörler hep gider, halk kalır; saraylar, saltanatlar çöker ve bu zulüm
biter; o gün, bugün.
Saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Söz sırası Bartın
Milletvekili Aysu Bankoğlunda.
Buyurun Sayın Bankoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AYSU BANKOĞLU (Bartın)
Evet, yıldırmaya, hukuksuz tutuklamalarınızla korkutmaya,
işsizlik ve yoksullukla sindirmeye çalışsanız da gelecek
bizim, gelecek gençlerin değerli milletvekilleri. Bu ülkede gençler
işsiz, yoksul, baskı altında, özgür değiller. Özellikle
üniversite eğitimi o kadar niteliksiz ki gençler diplomalarına uygun
iş bile bulamıyor. Saygı görmüyor gençler, uyuşturuluyorlar
ve bu ülkeden gitmek istiyorlar çünkü mutsuzlar. Gençler, bu Hükûmetle
yandaşlığa, mafyacılığa ve emeksiz kazanmaya
teşvik ediliyorlar. Saraya göre ise işsizlik yok, iş
beğenmeyen genç var. Saraya göre üniversite binadan ibaret,
mezunlarının da iş bulmasına gerek yok. Cebinde
akıllı telefon olan herkes zengin; işsizliği, yoksulluğu,
liyakatsizliği ve bu rezil torpil düzenini gençler abartıyor. Ya,
saraya göre ifade özgürlüğü yok, kendilerinden olmayan herkes zaten
düşman; saraya göre beyin göçü zaten yok çünkü gezmeye gidiyorlar.
Değerli milletvekilleri, gençlerin derdi
sarayın da bu tabela bakanlığının da umurunda
değil. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Miadını doldurmuş bu anlayışla ülkemiz yeterince vakit
kaybetti, ben de kaybetmek istemiyorum. Bakın, bu ülkenin gerçek bir
Gençlik Bakanlığına ve bir de Gençlik Bakanına
ihtiyacı var.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Bakanlık da var, Sayın Bakanımız gençlerle beraber.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Cumhuriyetin 2nci
yüzyılında bizim önceliğimiz garantili uçuşlar, garantili
hastaneler, cukkalı ihaleler değil, gençler olacak, gençler. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Gençleri mutsuz ve
umutsuz yaşatma konusunda yirmi yıldır imkânsızı
başaran Hükûmetin aksine bizimle gençler de üniversiteler de özgür olacak.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Gençlik Bakanı da var, Gençlik Bakanı da gençlerle beraber.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) İlk iş YÖK
kalkacak. Biz uyuşturucu baronlarıyla boy boy pozlar
vermeyeceğiz değerli milletvekilleri. (CHP sıralarından
alkışlar) 15 yaşında evlendirilmek, 20sinde öldürülmek,
21inde üniversite diplomasıyla inşaatta çalışmak
geçmişte kalacak; önceliğimiz beton değil, önceliğimiz
yandaş değil insan çünkü. Gençler devlet yurtlarında market
deposunda yaşar gibi istiflenmeyecek artık, hijyenik koşullar ve
yemek hayati tehlike yaratmayacak; üniversitelerdeki barınma sorununu en
geç bir yıl içinde çözeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Yurtlarda boş yerler var.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Bu ülkenin
gençliğini cemaat ve tarikat yurtlarına sizin
yaptığınız gibi asla mahkûm etmeyeceğiz. (CHP
sıralarından alkışlar)
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Yurtlarda boş yer var.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Ne oldu? Ne oldu, ne
bağırıyorsun?
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Gençler bizim
bugünümüz, aynı zamanda da geleceğimiz. Bunun için kaynak var,
yandaşlarınızı muaf tuttuğunuz vergiler bile yeter
değerli milletvekilleri.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Yurtlarda boş yer bile var.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Bakın, Bakan
Yardımcısının sadece Emlak Konut üzerinden
aldığı bir aylık ikinci maaşıyla
yaklaşık 24 öğrencinin geçinebileceğini biliyor muydunuz?
Ya da 2021 Sayıştay raporuna göre,
Bakanlığınızın 2,5 milyarlık
açığıyla 245 bin öğrenciye daha kredi imkânı
sağlayabilirdiniz, biliyor muydunuz? Peki, bu ülkede 2000 yılında
yüzde 13 olan genç işsizliğinin bugün yüzde 24 seviyesine
geldiğini, üniversite enflasyonunda Avrupada bir ilke imza atarak
işsiz üniversite mezunu oranının işsiz ilkokul mezunu
oranından daha fazla olduğunu biliyor muydunuz? (CHP
sıralarından alkışlar) Ülkede Mutsuzum. diyen genç
oranının 2003te 7,8ken bugün yüzde 20lerde olduğunu biliyor
muydunuz değerli milletvekilleri? Günaşırı, bakın,
günaşırı bir genç geçim zorluğundan, baskıdan intihar
ediyor ya. Peki, umurunuzda mı, umurunuzda mı? Hayır. Çünkü sarayın
duvarları yüksek, kalın; pencereleri yüksek. Gençler sayenizde anayasal
haklarını kullanmaktan, konuşmaktan, yazmaktan, neredeyse
yaşamaktan korkar oldular ya. (CHP sıralarından
alkışlar)
ARZU AYDIN (Bolu) Hiç mi sosyal medya
kullanmıyorsun?
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Biz, gençlerin
sorunlarına sizin yaptığınız gibi baskıyla cevap
vermeyeceğiz. Bizim iktidarımızda gençler özgür olacak, özgür.
Sosyal medyada paylaşım yaptığında, üniversitede bir
kulüp açtığında, Barınamıyorum. dediğinde ya da
siyasi fikrini ilan ettiğinde suç işlemiş sayılmayacak
değerli milletvekilleri. Bizden değil diye kimsenin bursu
kesilmeyecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ARZU AYDIN (Bolu) A, bir defa da doğruyu
söyle.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Konserler,
festivaller yasaklanırken ölü taklidi yapanların aksine, bizim
dönemimizde gençler eğlenecek. Gerçi siz yine anlamayacaksınız
ama alenen mizah da yapabilecekler. Araştırmaya bile tenezzül
etmediğiniz beyin göçünü de gidenleri suçlayarak değil, Giderlerse
gitsinler. diyerek hiç değil, gidenlere imkân yaratarak biz
çözeceğiz değerli milletvekilleri. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Biz, çağa uygun yüksek yetenek
inşasından bahsediyoruz. Bu, öyle bütçede gençliğe binde 2lik
pay ayırarak sizin, yapmayı bırakın, hayal bile
edebileceğiniz bir şey değil. Genç girişimciler için,
gençlerin teknolojiyle buluşması, hatta o teknolojiyi üretmesi için
gerekli bütçeyi biz yapacağız değerli milletvekilleri. (CHP
sıralarından alkışlar)
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT
(İstanbul) - Gençler İHA yapıyor, SİHA yapıyor, roket
atıyor artık.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Cumhuriyetimizin
2nci yüzyılında bilimin, teknolojinin ve üretimin peşinden
giderek istihdamı biz yaratacağız, biz. (CHP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Evet, ilave süreyi verdim.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Son cümle
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Gençlik
kotasıdır, gençlik kotası
BAŞKAN - Kimseye vermedik bu akşam.
Eşitlik ilkesine aykırı.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Sayın Başkan, gençliktendir, gençlik adına konuşuyor ya.
Gençliğe kota verin, bir şey olmaz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gençlere de böyle hazır
konuşma şeyi yok.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Son cümle
BAŞKAN - Son cümleni tamamla, tutanaklara
geçsin.
CAVİT ARI (Antalya) En genç
konuşmacı olarak bir dakikayı hak ediyor Başkanım.
BAŞKAN Açmadım kimseye.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Ya,
gençliktir Başkanım
Başkan, gençliktir, ver bir dakika ya!
BAŞKAN Peki, açıyorum.
Son konuşmacı olduğun için otuz
saniye
Senden sonra 1 kişi var sadece.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Değerli
milletvekilleri, gençlere bu ülkede yeterince zaman kaybettirdiniz.
CAVİT ARI (Antalya) - Genç olmayan bazı
arkadaşlar rahatsız oluyor ama.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Bir kuşak,
sizinle, çocukluğunu da gençliğini de kaybetti ama yarın bizim
ve biz hazırız. Nazım'ın da dediği gibi, bu memleket
de, bu davet de, bu yüzyıl da bizim. Size güle güle! (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına son söz
Ordu Milletvekili Sayın Mustafa Adıgüzel'e aittir.
Buyurun Sayın Adıgüzel. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu)
Değerli arkadaşlarım, Gençlik ve Spor
Bakanlığının bütçesini konuşuyoruz.
Uyuşturucu
bağımlılığı güncel bir konu. Türkiye 2021
yılında eroin kullanımında dünya 1incisi, Ecstasyde dünya
2ncisi. Emniyet Genel Müdürlüğünün raporunda, son dört yılda
uyuşturucu olayları da kullanıcısı da tam 2 kat
artmış ve arkadaşlar, bunların, verilen rakamların
dörtte 3ü de kullanıcı. Aslında bu bir rapor değil, bu
sizin karneniz. Hâl böyleyken uyuşturucunun hedefi olan gençliğin
Bakanlığının bütçesinde ise bütçesinin sadece on binde
1ini uyuşturucu kullanımının önlenmesine ayırmışlar
ve 78 sayfa bütçe sunumunun sadece 1 sayfasında bile uyuşturucu
kullanımıyla ilgili herhangi bir şey yok değerli
arkadaşlarım.
Yurt konusu: Yurt ve yatak sayısıyla
ilgili tutarsız rakamlar var demiştik yani yeni alınan
yatakların yeni açılan yurtlara sığması mümkün
değildi. Bu sefer de bir cevap geldi, Bu yatak sayısı içinden
70 bini yeni yurt açarak değil, fiziki yapısı uygun yurtlarda
kapasiteyi artırarak... diyor. Şimdi, Sayın Bakan, o kapasite
bu mu acaba? Arkadaşlar, 1 odada 8 kişi.
Burs konusu: Sizden önce -burs miktarı- 45
lirayla 2 çeyrek altın alınıyordu, şimdi senin
verdiğin 850 ne alıyor? 1 kahve 40 lira, 1 öğrenci
verdiğiniz bursla günde 1 kahve bile içemiyor.
Futbola gelelim. Spor Bakanı dedi ki: Bizden
önce futbol topu da yoktu. Türkiye 2002de Dünya Kupasını
kazandığında ve daha önce Galatasaray Avrupa Şampiyonu
olduğunda topla oynamadı, topsuz alanda oynadı herhâlde. (CHP
sıralarından alkışlar)
Naklen yayın geçen dönem bir Katar
firmasına dolar üzerinden verildi, sonra 90 milyon dolar indirim
yapıldı, 300 milyon lira da biz ekledik, kalanı da Türk
lirasına çevrildi. Madem alacakları TLye çevirip Katarlılara
ayrıcalık yapıyorsunuz, o zaman devletin 5li çeteye olan dolar
garantili borçlarını da TLye çevirin de biraz da devleti
kollayın değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından
alkışlar) Bu yıl TRT de girdi ihaleye, bazı paketleri
satın aldı; sonra birisi üstten devreye girdi, TRT vazgeçti. TRT,
aynı paketi bu sefer Katar firmasından 10 kat daha fazla fiyata
aldı; bunu da biliyor musunuz? Milletin iktidarında Türk futbolunu
şifreli kutudan, bir Katar firmasının tok alıcı
kibrinden ve spordaki kapitülasyonlardan kurtaracak, kulüplerimizi de daha
fazla kaynağa kavuşturacağız. (CHP sıralarından
alkışlar)
Şimdi, Yüzme Bilmeyen Kalmasın Projesi
-birazdan Bakan yine söyleyecek arkadaşlar- çok enteresan.
Arkadaşlar, portatif şişme havuzlarda -suyun devridaim sistemi
de yok- hem de pandemi döneminde tam 5 milyon kişiye yüzme
öğrettiklerini iddia ediyorlar. Yani 2 kişinin el ele tutuşup
bir araya gelmekten imtina ettiği bir dönemde şişme havuzlarda 5
milyon kişi arkadaşlar. Peki, gerçek ne? Gerçek burada
arkadaşlar, gerçek buradaki dosyada var. Bakın, spor il müdürlerine
talimat gitti; okullardan, nüfus müdürlüklerinden, birçok spor kulübünden
listeler gitti -bu, veri gizliliğine de aykırı- ve bunların
içerisinde hiçbirisinin yüzme öğrendiğinden haber yok. Bu konuda,
hodri meydan diyorum; gelin, bu bilgileri açın, her şey ortaya
dökülsün değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından
alkışlar) Yani burada, arkadaşlar, okulların kendi yüzme
öğrencileri dâhil edilmiş; her türlü fırıldak var.
Şimdi, bir bakana sahte veri girişi
yaparak kamuoyunu yanıltmak ve kişisel verileri izinsiz kullanmak
yakışıyor mu?
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Bakan ne
yapıyor?
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla) Peki, Sayın
Erdoğanın bunlardan haberi yok mu? Bence Sayın
Erdoğan'ın bunlardan haberi var ama Sayın Erdoğan kaç
kişinin yüzme bildiğiyle ilgilenmiyor, Sayın Erdoğan
oğlu Bilalin vakıflarına Spor Totodan kaç para
aktarıldığına bakıyor.
ARZU AYDIN (Bolu) Çok ayıp!
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla) - Mesela, Erdoğan
kendi diyor; diyor ki: TÜGVA'yı desteklemeye devam edeceğiz. Her
türlü destek var; para var, istihdam var.
ARZU AYDIN (Bolu) Hepsi yalan, hepsi!
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla) - Bakın, en son 300
kişilik kadro, özel kadro, Gençlik Liderliği Sertifikasına
sahip olmayı şart koşuyor. Peki, kimde var bu sertifika? TÜGVA,
TÜRGEV, İlim Yayma Cemiyetinde. Bu sertifika bahanesiyle, sadece oradan
gelen 300 kişi alınıyor. Yine, ayrıca, Spor Toto üzerinden
milyarlarca para aktarılıyor. Sayın Bakana Spor Totoda
yapılan harcamaların bir listesini soruyoruz, işte o yüzden
cevap vermiyor.
Sayın Kasapoğlu, bugün, burada bir kez
daha soruyorum; çıkın, millete açıklayın, hangi yandaş
vakıf, dernek ve gruplara ne kadar kaynak aktardınız? Bu
Sayın Bakan, Bakan olmadan önce Spor Toto Teşkilatından geldi.
Şimdi, Spor Totoda büyük kaynak var arkadaşlar, devasa; geçen
yıl sadece 113 milyar lira. Şimdi, orayı bırakınca bir
paradan oldu. Şimdi ne yapacak?
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) -
Memleketin en büyük yatırımlarını yapıyorlar!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla) Bakın, her
şey düşünülmüştü. Spor Totoyu da yönetmeye devam etmek için
kendine özel yönetmelik çıkardı ve Spor Totoya da Yönetim Kurulu
Başkanı oldu. Şimdi hem Spor Totoyu yönetiyor hem de Spor
Bakanlığını yönetiyor. Diyeceksiniz ki: E, o zaman Spor
Totoyu da Bakanlığa bağlayın. Bağlamazlar çünkü o
zaman denetim altına girmiş olur. İşte o yüzden diyoruz
arkadaşlar; Spor Toto Türk sporunun kara kutusudur, Spor Toto Hükûmetin
örtülü ödeneğidir. (CHP sıralarından alkışlar)
Yine, arkadaşlar, Erdoğan TÜGVA
kongresinde diyor ki: Muhafazakâr devrimci istiyoruz. Ya, devrimci kim, siz
kimsiniz arkadaşlar? (CHP sıralarından alkışlar)
Devrimci, emperyalizmin temsilcilerine ülkesini parsel parsel satmaz. Devrimci,
Kazdağlarında, Murat Dağında, Fatsadaki emperyalizmin
temsilcilerine göğüs geren insanlardır, sizin gibi öyle tutup da pudra
şekeri koklayanlar değil.
Değerli arkadaşlarım, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet, parti gruplarının söz
talepleri karşılandı.
Şimdi şahıslar tarafından talep
edilen sözlere geçiyoruz.
Lehinde ilk konuşma Adana Milletvekili Mehmet
Şükrü Erdinçe ait.
Buyurun Sayın Erdinç. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ekranları başında
bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. Bütçe
görüşmelerinin birinci turunda şahsım adına söz
almış bulunuyorum.
Türkiye, küresel düzeyde siyasi ve ekonomik güç
olarak yükselen bir konumdadır. Dünyanın dört bir tarafında
siyasi ve diplomatik ilişkilerimizle, sivil toplum örgütlerimizle ve
askerî gücümüzle varlık gösteriyoruz. Pek çok yerde vicdanın sembolü
olarak anılan bir ülkeyiz. Bu noktaya gelebilmemizde baştan bu yana,
yirmi yıldan bu yana emeği geçen Sayın
Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Recep Tayyip
Erdoğana şükranlarımızı sunuyoruz.
Sayın milletvekilleri, devleti ayakta tutan,
milleti koruyan en büyük güç adalettir. Günümüz hukuk düzenlerinin görevi,
insan haklarına dayanan bir kurallar sistemi oluşturmaktır.
İnsan hakları bir lütufta doğmadığı gibi bir
lütuf olarak da korunamaz. İnsan olmak nedeniyle sahip olunan haklar hukuk
devletinin varlık sebebidir. Şüphesiz hukuk devletinin nihai
amacı adaletin tecellisidir; adalet ise hakkı yerine koymaktır.
Adalet sadece adliye binalarına veya duruşma salonlarına tahsis
edilmiş bir kavram olarak anlaşılmamalıdır. Bu
açıdan adil davranma yükümlülüğü, her kurum, her fert yani hepimiz
için geçerlidir. Türkiye bir hukuk devletidir; ülkemizin bu özelliğini
güçlendirmek amacıyla son yirmi yılda insan hak ve hürriyetleri,
çocuk hakları, kadın hakları ve adalet sisteminin
güçlendirilmesi hususlarında çok önemli reformlara imza
atılmıştır.
Bunların yanı sıra, insan
haklarını ve mahremiyetin korunmasını temel alan bir
anlayışla yargıda devrim niteliğinde işler
yapılmıştır. Bu çerçevede, miadını dolduran darbe
dönemi anayasasının yerine insan haklarını ve inanç
özgürlüğünü temel alan yeni ve sivil bir anayasanın
hazırlanması konusunda gayret etmekten hiç vazgeçmedik,
vazgeçmeyeceğiz. Özellikle, kişisel hak ve özgürlüklerinin önünü
açarak on binlerce vatandaşımızın inancını
yaşamasına engel olan başörtüsü zulmü AK PARTİ döneminde
ortadan kaldırılmıştır. Üniversitelerde
başörtüsünü düzenleyen ve Meclis Genel Kurulunda 411 milletvekilinin
oyuyla kabul edilen Anayasa teklifine karşı çıkarak Anayasa
Mahkemesine gidenlerin Meclisimize kanun teklifi sunmalarına da
şahitlik ettik.
Şimdi hepimizin önünde bir insanlık
sınavı var, bir insan hakları sınavı var. İnsan
hakları konusunda samimi iseniz, inanç hürriyeti konusunda gerçekçi
iseniz, yasakların kalkması konusunda dürüst iseniz bu hafta
içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunacağımız Anayasa
değişikliği teklifine bütün milletvekillerinin evet demesini
bekliyoruz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Türk yargısının
bağımsız olmadığını söyleyenler oldukça
pragmatist davranabilirler. İşlerine geldiğinde
Bağımsız hâkimleri göreve çağırıyoruz. deyip
işlerine gelmeyince mahkemeleri basanların nasıl bir ikilem
yaşadıklarını milletimizin takdirine sunuyoruz. Türk
milleti adına karar veren yargıya saygısı olmayanların
milletimize de saygısı yoktur. Adaletin işleyişinde ortaya
çıkan çeşitli eksikliklerden şikâyet etmek gayet tabiidir ancak
sisteme zarar vermek için uğraşmak çok farklı bir durumdur.
Herkes mücadelesini ahlak ve hukuk kaideleri çerçevesinde vermeli,
bağımsız yargıya saygı göstermelidir; bunun aksine
yapılan her kışkırtma, aziz milletimize
yapılmış büyük bir kötülüktür.
ALİ KEVEN (Yozgat) Bağımsız
mı dedin? Bağımsız mı dedin?
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Devamla) Adalet
hizmetlerimizi saraylara taşıdık. dediğimizde
homurdananların, son yirmi yılda adalet sisteminin
altyapısını güçlendirmek adına yapılan 300den fazla
adalet sarayına bakmaları yeterlidir. Bu çerçevede, Adanamızda
da gerçekten çok güzel hizmetler yapılmıştır.
Ceyhanımıza çok güzel bir adalet sarayı
kazandırılmıştır. Kozan ilçemizde eksik bulunan adalet
sarayı ihtiyacımızla ilgili, bu yılın içerisinde
Sayın Bakanımızın katılımıyla bunun temeli
de atılmıştır. Türkiye'nin en büyük adliyelerinden biri
olan, 3üncü büyük adliyesi geçtiğimiz yıl 200 bin metrekare
kapalı alanıyla Adanamızda hizmete girmiştir. Yine, bölge
adliye mahkememiz, bölge idare mahkemelerimiz yeni binalarında
vatandaşlarımıza ve hukuk camiamıza hizmet vermektedir.
Aynı şekilde, adalet lojmanları ve tek eksiğimiz kaldı
adalet hususunda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CAVİT ARI (Antalya) Adalet eksik.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Devamla) Tek
eksiğimiz var
CAVİT ARI (Antalya) O da adalet.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Devamla)
o da Adli
Tıp Kurumu Başkanlığı, onunla ilgili de
çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor. Bu
hizmetlerin Adanamıza ve ülkemize kazandırılmasında
emeği geçen, başta Sayın Cumhurbaşkanımıza ve
Adalet Bakanlığımıza şükranlarımızı
sunuyoruz.
Türkiye'nin 2023 yılı bütçesinin
hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
sırada Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve
yürütme var.
İlk söz, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı adına Sayın Başkan Vekili Süreyya
Sadi Bilgiç'e aittir.
Buyurun Sayın Bilgiç.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakika.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve diğer kamu
kurumlarımızın 2023 yılı bütçelerinin milletimize ve
ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyor, hepinizi saygı ve
sevgiyle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 2023
yılında, bundan bir asır önce kahraman milletimizin ve Gazi
Meclisimizin cumhuriyeti ilan edişinin 100üncü yılını
idrak ediyor olacağız. Dolayısıyla bugünkü bütçe
görüşmelerinin Meclis tarihi açısından çok özel bir önem
taşıdığı muhakkak. Bugün burada bulunduğum ve
Gazi Meclisin cumhuriyeti ilan edişinin 100üncü seneidevriyesinde millete
sunulacak hizmetlerin bütçesi üzerinde sizlere hitap ediyor olduğum için
kendimi bahtiyar addettiğimi ifade etmek istiyorum.
Bu vesileyle, öncelikle Meclisimizin ilk
Başkanı ve kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta
olmak üzere, Birinci Meclisimizin merhum üyelerini, İstiklal Mücadelemizin
bütün kahramanlarını ve Rahmetirahman'a kavuşan
ecdadımızı en samimi duygularla yâd ediyorum; ruhları
şad, mekânları cennet olsun.
Ayrıca, Meclisimizin
açılışından bugüne kadar bu mukaddes çatı altında
görev yapan bütün milletvekillerimizi, siyasetçilerimizi, devlet
adamlarımızı şükran ve minnetle yâd ediyorum; vefat
edenlere Cenab-ı Allah'tan rahmet, hayatta olanlara da sıhhat, afiyet
ve hayırlı uzun ömürler diliyorum. Devletimiz ve Meclisimiz ilelebet
var olsun.
Sayın milletvekilleri, yapılan
konuşmalarda dört beş başlık altında toplanan
birtakım eleştiriler geldi. Sürem yettiğince onlara ilişkin
cevapları vermeye çalışacağım ama öncelikle
Meclisimizle ilgili, bu Beşinci Yasama Yılı ve 27nci Dönemle
ilgili, Genel Kurul çalışmaları, komisyon
çalışmalarıyla ilgili birtakım bilgileri de dikkatinize
sunmak istiyorum.
Yoğun bir çalışma dönemi
geçirdiğimiz Beşinci Yasama Yılında 83 teklif
kanunlaşmış ve çeşitli konularda da 31 Türkiye Büyük Millet
Meclisi kararı alınmıştır. 2 Aralık 2022 tarihi
itibarıyla 27nci Yasama Döneminin tamamına
baktığımızda, kabul edilen kanun sayısı 282dir.
Yine, bu dönem içerisinde alınan Türkiye Büyük Millet Meclisi
kararlarının sayısı da 162ye
ulaşmıştır.
Saygıdeğer milletvekilleri, çok sık
gündeme gelen, eleştiriye konu olan yazılı soru önergelerinin
cevaplanma ve iadesine ilişkin bazı hususları da sizlerle
paylaşmak istiyorum ki buna pek çok arkadaşımız
değindi. Çok kısa süren 25inci Yasama Dönemini hariç tutarak yasama
dönemleri itibarıyla soru önergelerinin cevaplandırma oranına
bakacak olursak parlamenter sistemde geçirilen son iki dönem olan 24 ve
26ncı Yasama Dönemlerinde soru önergelerinin cevaplandırılma
oranı sırasıyla yüzde 60,3 ve yüzde 43,4 iken
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin geçerli olduğu
27nci Dönemde bu oranın bugün itibarıyla yüzde 64,35e gelmiş
olduğunu, ulaştığını ifade etmek istiyorum.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) İçerik
yok Sayın Başkan, içerik! Cevap var ama içerik yok.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Bu verilere dayanarak da
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde milletvekillerinin
yazılı soru önergelerinin cevaplandırılmadığı
ve yeni sistemde Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetim fonksiyonunun
gerilediği eleştirilerine de katılmadığımı
ifade etmek istiyorum.
Bir de yeri gelmişken yazılı soru
önergesinin süresi içinde cevaplandırılması hususunda bir
noktaya da değinmek istiyorum. Bildiğiniz gibi eski dönemlerde
cevaplanma süresi yaklaşık otuz gün iken 27nci Yasama Döneminde
Anayasa ve TBMM İçtüzüğünde gerçekleştirilen
değişikle bu süre, on beş güne indirilmiştir yani önceki
dönemlerde soru önergelerinin süresinde cevaplandırılmış
sayılabilmesi için dikkate alınan süre, bu yasama döneminden itibaren
yarı yarıya da azaltılmıştır. Kanaatimce yeni
sistemde soru önergelerinin bir kısmının süresi içerisinde
cevaplandırılamamasının sebeplerinden biri olarak da izah
ettiğim bu süre değişikliği olmuştur.
Bununla birlikte, her ne kadar önceki yasama
dönemlerine göre daha iyi durumda olsak da hiç kuşkusuz olması
gereken, milletvekillerimizin yönelttiği soru önergelerinin
istisnasız yüzde 100ünün cevaplandırılmasıdır. Bu
konuda da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı olarak
önerge muhataplarına yaklaşık altı ayda bir resmî yazı
göndererek soru önergelerinin cevaplandırılması konusunda
hassasiyet gösterilmesine dikkat çektiğimizin de bilinmesini istiyorum. Bu
kapsamda Beşinci Yasama Yılında da hem 18 Ocakta hem de 7 Temmuz
2022 tarihli yazılarla soru önergelerine verilmesi gereken cevapların
süresi içinde ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin
saygınlığına uygun olacak şekilde, soruları tam
olarak karşılayan, yeterli ve tatminkâr nitelikle hazırlanması
hususu iletilmiştir.
Burada bir bilgiyi paylaşmak istiyorum ki
Sayın Kaplan yapmış olduğu konuşmada, kendilerinin
vermiş olduğu, İYİ Parti olarak Meclis
Başkanlığına yöneltilen hiçbir soru önergesinin
karşılanmadığını ifade etmişti. Kendilerinin
şu ana kadar Meclis Başkanlığına göndermiş
oldukları 25 soru önergesinin tamamı da Meclis
Başkanlığımız tarafından süresi içerisinde
cevaplandırılmıştır. Ayrıca, Meclis
Başkanlığına yöneltilen yazılı soru önergesi de
bu Beşinci Yasama Yılına baktığımızda toplam
80 olmuştur ve işleme alınan 74 yazılı soru
önergesinden de 73ü süresi içerisinde
cevaplandırılmıştır. Bunların
dışında, ayrıca, Dördüncü Yasama Yılında
verilmiş olan 5 yazılı soru önergesi de süresi içinde
Beşinci Yasama Yılında da
cevaplandırılmıştır. Beşinci Yasama
Yılında Meclis Başkanlığına 1.697 Meclis araştırması
önergesi verilmiş, 1.671 önerge işleme
alınmıştır. 2 Aralık 2022 tarihi itibarıyla,
27nci Dönemde Meclis Başkanlığına sunulan toplam Meclis
araştırması önergesi sayısı da 6.958 olmuştur,
işleme alınan 69 genel görüşme önergesi de Genel Kurulun gündemindedir.
Öte yandan, geçtiğimiz Beşinci Yasama
Yılında depreme karşı alınabilecek önlemler, küresel
iklim değişikliği, kadına yönelik şiddet ve müsilaj
sorunu konularında da Meclis araştırması komisyonları
faaliyetlerini tamamlamıştır. Yaşlıların hayatın
çeşitli alanlarında yaşadıkları sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Beşinci Yasama Yılında kurulan Meclis
araştırması komisyonu ile Bartın'ın Amasra ilçesinde
meydana gelen maden kazasının araştırılmasına
yönelik Altıncı Yasama Yılında kurulan Meclis
araştırması komisyonu da faaliyetlerine devam etmektedir.
Değerli arkadaşlar, denetim konusunda
eleştirilen bir diğer konu da yazılı soru önergeleri ile
Meclis araştırması önergelerinin iade işlemleri
olmuştur; Sayın Toğrul bunun üzerinde çok durdu. İade
oranlarına baktığımızda, Beşinci Yasama
Yılında işleme alınan 19.283 yazılı soru
önergesinin sadece 303 tanesi yani yüzde 1,57si; 1.711 Meclis
araştırması ve genel görüşme önergesinin ise 21i yani
yüzde 1,24ü iade edilmiştir. 2 Aralık 2022 tarihi itibarıyla
27nci Yasama Döneminde yazılı soru önergelerinin iade oranı ise
1,75te kalmıştır. Önceki yasama dönemleriyle mukayese
ettiğimizde, bu oran son derece düşük; bu oran 26ncı Dönemde
8,60, 24üncü Dönemde 6,93, 23üncü Dönemde ise 7,86ydı ki geçen sene
yani 26ncı Dönemde 32 binin üzerinde yazılı soru önergesi
verilmişken 27nci Dönemde bu rakam 77.281e
ulaşmıştır. İade edilen önerge sayısı da
1.355le 1,75 olarak gerçekleşmiştir. Bunların iadeleri de,
biliyorsunuz, yani İç Tüzük hükümlerine uygun olarak yapılmakta,
İç Tüzükün 67nci maddesinde kaba ve yaralayıcı ifadeler içeren
metinlerin Başkanlıkça kabul edilmeyeceği hükme
bağlanmıştır.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Kim karar veriyor
mesela Başkanım bunların kaba ve yaralayıcı
olduğuna?
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Yine, Anayasa'nın 138inci maddesinde yasama
Meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili görüşme
yapılamayacağı, beyanda bulunamayacağı
belirtilmiştir.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Mesela Roboski
katliamı yasaklı kavram mı, buna nasıl karar veriyorsunuz
Sayın Başkanım?
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) - Sizin konuşmanızda yer alan
işkencedir sizin önergenizde yer alan katliamdır gibi
gerekçelerle- ifadelerden dolayı hiçbir yazılı soru önergesi
iade edilmemiştir. Bu şekliyle de elimde aşağı
yukarı sizin kabul edilen ve cevaplanan 10un üzerinde yazılı
soru önergeniz burada elimde bulunmakta.
Yasama dokunulmazlığı tezkereleri
konusuna da gelecek olursak, burada öncelikle şunu ifade etmek isterim ki
yasama dokunulmazlığı tabii ki suç işleme özgürlüğü
anlamına da gelmemektedir, arkadaşlar. Yasama
dokunulmazlığı şahıslardan bağımsız
olarak, yürüttüğü yasama görevi sebebiyle milletvekillerine bazı
geçici imkânlar tanınmasını ifade eden bir müessesedir ve
bildiğiniz gibi, bir milletvekilinin suç işlediği
iddiasıyla dokunulmazlığının
kaldırılması istendiğinde ne yapılması gerektiği
de Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde sıkı kurallara
bağlanmıştır. Buna göre, İç Tüzük'ümüzün 131 ile
134üncü maddeleri uyarınca, milletvekilinin yasama
dokunulmazlığının kaldırılması yönündeki
tezkereler Meclis Başkanlığınca Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale edilmekte, söz
konusu Komisyon tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına Meclis
Genel Kurulunda milletvekilleri tarafından karar verilmektedir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sadece
HDPli vekillere!
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Yani Meclis Başkanlığının
buradaki görevi, dokunulmazlığın kaldırılması
isteminin Karma Komisyona havale edilmesinden ibaret olup karar verme
şeklinde bir yetkisi bulunmamaktadır.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Daha önce dönem
sonuna bırakan da siz değil misiniz Sayın Başkan,
şimdi niye okuma gereği duydunuz? Daha önce siz değil miydiniz
dönem sonuna bırakan, Sayın Cemil Çiçek döneminde dönem sonuna
bırakıldı, neden bugün bu kurumların...
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) Okutulmasından
bahsediyorsunuz. Bakın, 27nci Yasama Döneminde yani hep gündeme geliyor
ama Sayın Tuma Çelikin dokunulmazlığı
kaldırıldı. Sayın Leyla Güvenin milletvekilliği sona
erdi, Diyarbakır Milletvekili Sayın Musa
Farisoğullarının milletvekilliği sona erdi, gene
İstanbul Milletvekili Kadri Enis Berberoğlunun milletvekilliği
düşürüldü ancak Anayasa Mahkemesi kararı üzerine Sayın
Berberoğlu, milletvekili sıfatını tekrar kazandı.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Leyla Güven için de
aynı kararı verdi Başkan!
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Gene Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun milletvekili düşürülmüş ancak Anayasa
Mahkemesinin kararı üzerine Sayın Gergerlioğlu, milletvekili sıfatını
tekrar kazanmıştır. Diyarbakır Milletvekili Semra Güzelle
ilgili -ki oraya da değindiniz- milletvekilliğinin düşürülmesi
yönünde görüş bildirilen Karma Komisyon Raporu ve muhalefet şerhi de
25 Kasım 2022 tarihinde Genel Kurulun gündemine girmiştir.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) O yoklama İç
Tüzüke aykırı Başkan! Yoklama İç Tüzüke aykırı!
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydenizle
ilgili dokunulmazlığın kaldırılması yönünde
görüş bildirilen Karma Komisyon Raporu da 3 Ekim 2022 tarihinde de Genel
Kurul gündemine girmiştir.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Yoklamayı
İç Tüzüke aykırı yaptınız yani!
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Bir diğer husus, Meclisin yasama yetkileriyle
ilgiliydi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle beraber yasa
hazırlama ve teklif etme erki bütçe dışında tamamen
Parlamentoya, yasamaya geçtiği için buna destek vermek amacıyla da
münhasıran milletvekillerine ve parti gruplarımıza hizmet vermek
üzere teşkilat bünyesinde Teklif Destek Bürosu oluşturulmuştur.
Teklif Destek Bürosu tarafından geçtiğimiz yasama yılında,
yasama faaliyetlerine teknik destek hizmetleri de sunulmaya
başlanmıştır. Bu kapsamda, Teklif Destek Bürosuna
Beşinci Yasama Yılında milletvekillerimizin talepleri
doğrultusunda 40ı uluslararası anlaşmalara yönelik olmak
üzere 354 kanun teklifi taslağı hazırlanmıştır.
Ayrıca Meclis Başkanlığına sunulan 720 kanun teklifi
için de 30 inceleme raporu ve 690 bilgi formu hazırlanarak kanun
yapım tekniğine uygunluk açısından bunlarda da inceleme
yapılmıştır.
Bir diğer konu, Sayıştayla ilgili
olarak gündeme getirilen
Arkadaşlar, Sayıştay,
uluslararası diğer ülkelerle
kıyasladığınızda, uluslararası kurallar
çerçevesinde, INTOSAI kuralları çerçevesinde en ciddi, en kapsamlı
denetimi yapan bir birimdir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi adına da bu
denetimleri gerçekleştirmektedir. 2021 yılında 535 kurum, 2022
yılında da 636 kurum, Sayıştayımız
tarafından denetlenmiş ve raporları
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Toplam kaç kamu
idaresi var? 3.486
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Evet.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Her yıl
bunların sadece yüzde 14,50si denetleniyor.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Size başka ülkelerin
Sayıştaylarını, "audit court"larını
incelemenizi ve denetim sayılarını bir görmenizi isterim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Görüyorum
işte! Kaç kurum var?
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Müsaade ederseniz
2010 yılında çıkan Sayıştay
Kanununa kadar -ki hazırlıklarıyla beraber ilk defa kesin hesap
olarak 2012 yılında- raporu zannediyorum 2013 yılının
Eylül ayında gönderdiler Meclise, o tarihe kadar Meclise sadece 4 tane
rapor sunulurken, bu sene, 2021in denetimleriyle ilgili olarak idarenin 221
tane raporu diğer 4 ana raporla birlikte Meclisimize sunulmuştur.
Onun dışında, kendi Meclislerine gönderilmek üzere ilgili 30
büyükşehir belediyesi her yıl denetlenmekte ve kendi meclislerine
raporlar gönderiliyor. Özel idareler denetlenmekte, kendi meclislerine raporlar
gönderiliyor. Oran olarak baktığınızda genel bütçeli
idarelerde yüzde 100 oranında denetlemenin
yapıldığını görüyoruz; özel bütçelilerde (A) cetveline
yani üniversitelerin bulunduğu yere baktığınızda bu
oranın yüzde 90 seviyesinde, (B) cetveline
baktığınızda da yüzde 97 seviyelerinde bu incelemelerin
kurumlarda yapıldığını görüyoruz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak)
Cumhurbaşkanlığı raporu
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Müsaade edin
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Sadece
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Karşılıklı konuşmuyoruz
Deniz Bey, tahammül
Bu rakamların, bu oranların, yüzde
100lerin, yüzde 97lerin sizi rahatsız etmesini ben normal görmüyorum
çünkü netice itibarıyla Meclis adına, millet adına bu denetimler
Sayıştay tarafından gerçekleştiriliyor.
Burada az önce gündeme geldi, gene
milletvekillerimizden biri gündeme getirdi, işte, TÜİKin denetim
raporları yapıldı, Meclise sunuldu; faaliyet raporu kendisi
tarafından yayımlandı. Kendi kanununa göre MİTin
raporları gene Meclis Başkanlığına sunuldu ama kendi
kanunları gereği sayfalarında yayımlanmıyor. Yani
bütün bu denetimler Sayıştayımız tarafından bütün
uluslararası kriterlere uygun olarak en iyi şekilde
yapılmaktadır. Ben Sayın Başkanın şahsında
da bütün Sayıştay Başkanlığı personelimize,
üyelerimize, bütün denetçilerimize de bu özverili
çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum.
Ben tekrar dönersem, gene bir diğer konu, bütçe
yapma noktasında işte Meclisin iradesinin yok olduğu.
Hayır, teklif erki tamamen Meclise geçmiştir. İşin
doğasıdır tabii ki milletvekilleri bu teklifleri
hazırlarken ilgili kamu idareleriyle, ilgili bakanlıklarla da temas
içerisinde, onların ihtiyaçları doğrultusunda bunları
hazırlayacaklardır. Bundan daha doğal bir şey yoktur.
Bütçe meselesine gelince bir şeyi kabul
edeceğiz. Evet, bütçe hakkı var ama bütçeyi yapma hakkının,
hazırlama hakkının yürütmede olması bütçe hakkı
gereğidir, denetleme hakkının yasamada olduğu kültürünü de
mutlaka yerleştirmemiz ve özümsememiz gerekiyor. Ha, Sayıştay
raporları geldikten sonra bu denetimlerin daha etkili
yapılabilmesinin yolu da -tabii ben Plan Bütçe Komisyonu
Başkanlığımdan beri hep bunu söylüyorum- mutlaka bir
İç Tüzük değişikliğiyle Plan ve Bütçe Komisyonunun
altında olabilir, özerk de olabilir ama bir kesin hesap daimî alt
komisyonunun kurulması gerekliliğidir. Bu şekilde de gelen
Sayıştay raporlarının çok daha detaylı bir
şekilde incelenmesi ve Meclisin onayına ya da bilgisine
sunulması imkânını da elde etmiş oluruz.
Gene aynı şeye geliyoruz, işte, Kürtçe
konuşan arkadaşlarla ilgili. Hiç kimse Kürtçe konuşulmasına
karşı değil, bu bir yanlış anlama ama Türkiye Büyük
Millet Meclisinde resmî dil Türkçe. Türkçenin dışında hangi
dille konuşursanız konuşun bu bir (*) olarak, bilinmeyen dil(*) olarak geçiyor ama bilinmeyen dil
olarak geçmesi, burada resmî dilin Türkçe olmasından kaynaklanıyor.
Bunu sanki bir Kürt ya da Kürtçe
karşıtlığıymış gibi almak ya da milletimize
sunmanın çok doğru ve vicdani olduğunu düşünmediğimi
de ifade etmek istiyorum.
Onun dışında, müsaade ederseniz,
denetimi söyledik, bütçe yapma hakkını söyledik, gene Sayın
Toğrul'un şeylerinden gidiyorum. Personelle ilgili bilgilere
geleceğim müsaade ederseniz, vaktim fazla kalmadığı için
hemen ona gireyim. Evet, milletvekili arkadaşlarımızın
genel olarak eleştirdiği bir konuydu yani sadece Sayın
Toğrul'un gündeme getirdiği bir şey değil
çalışanlar konusu. Ben çalışanlarımıza bu dönem
içerisinde yapmış olduğumuz iyileştirmeler hakkında
Genel Kurulu ve yüce Meclisimizi bilgilendirmek istiyorum.
Bir; öğle yemeği yardımından
yararlanamayan milletvekili personeli, sürekli işçi -657 yani 4/Dliler-
stajyer öğrenciler, geçici görevliler ve Koruma Daire
Başkanlığı personeline öğle yemeği yardımı
yapılarak bütün personelin eşit şartlarda öğle yemeği
yardımından faydalanması sağlanmıştır.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Aynı işi
yapanlar aynı ücreti alıyor mu Başkanım?
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Gene, nöbette kalan personel için akşam
yemeği uygulaması başlatılmıştır. 4/A
kadrolu ve 4/B sözleşmeli personele ödenen giyim yardımı, 1
Nisan 2020 tarihinden itibaren yüzde 100 artırılmış olup
2022 yılı içinde 8.536 lira ödeme yapılmıştır.
4/B sözleşmeli personelin eğitim durumlarına göre pozisyon
değişikliği yapılmıştır, 344 personelimiz
bundan faydalanmıştır. 4/B sözleşmeli personele
kullanılmayan yıllık izinlerinin bir sonraki yıla devir
hakkı verilmiştir. Benzer pozisyonlar itibarıyla
farklılıkların giderilmesi amacıyla yine 4/B
sözleşmeli personele, sözleşmeli personel çalıştırma
esaslarına göre, iş riski kapsamında yüzde 9 ile yüzde 15
arasında ödenen ilave ücret oranlarında düzenleme
yapılmıştır. 4/A statüsünde olup da fazla çalışma
ücreti almayan kadrolu personele de 1 Kasım 2021 tarihinden geçerli olmak
üzere fazla çalışma ücreti ödenmeye başlanmıştır.
Gene, 4/A kadrolu, 4/B sözleşmeli ve 4/D sürekli işçilere 1 Ocak 2022
tarihinden itibaren ilave ek ödeme ödenmeye başlamıştır.
Personel arasındaki ücret dengesizliklerini gidermek için de 1 Kasım
2020 tarihinden bu yana işçi ücretleri yüzde 302,25e varan oranlarda
artırılmıştır; böylece hem kendi aralarındaki
ücret dengesinin sağlanması amaçlanmış hem de aynı
işi yapan 666 sayılı KHKye tabi 4/A kadrolu personelin
maaşına büyük oranda eşitlenmiştir.
Yine, toplu iş sözleşmesi kapsamında,
fiilen çalışılan günler için ödenen yemek, yol
yardımına yapılan düzenlemeler ile yıllık izin,
doğum izni, ölüm izni, idari izin, bayram tatili gibi,
çalışılmayan günlerde de personelin bu yardımdan
faydalanmaları sağlanmıştır. Ayrıca toplu iş
sözleşmesi kapsamında sosyal yardım ödemelerinde de
artış yapılmıştır.
Sendikayla ilgili de bir eleştiri
gelmişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Lütfen Sayın Başkan.
Şu an Meclisimizde 2.688 personelimiz sendika
üyesidir Kasım 2022 itibarıyla.
Bir diğer husus, gene, gündeme getirilen,
milletvekili danışmanlarının kıdem tazminatı
meselesi. 2011in sonunda, 2012nin başında bu kanuni düzenleme
yapılırken milletvekili danışmanlarının
kıdem tazminatı olmadıysa zaten ücretleri yüksek
tutulmuştu. Bugün 1inci danışman ve Meclisteki şef
statüsündeki bir memuru mukayese ettiğinizde 1inci danışmanın
aşağı yukarı 6.500 liranın üzerinde daha fazla ücret
aldığını görüyoruz. 2nci danışmanda bu fark 5
bin lira. 3üncü danışmanlarda da aynı işi yapanlara göre
bu farkın 3.500 lira civarında olduğunu da hep beraber biliyoruz
ama bütün bunlara rağmen, gene, Meclis Başkanımız
tarafından bu konuda
Sayın Başkan, bu önemli bir husus,
milletvekili danışmanları.
BAŞKAN Mümkün değil Sayın Meclis
Başkan Vekilim.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Ama ben size veriyorum.
BAŞKAN Mümkün değil Sayın Meclis
Başkan Vekilim.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Peki, zormuş arkadaşlar burada...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Demek ki oradayken,
Başkan, bir dakika uzatmamak iyi bir şey değilmiş.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Ama ben şu bilgiyi vereyim, kayıtlara
geçsin
BAŞKAN Buyurun.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Gene, milletvekili
danışmanlarımızın kıdem tazminatlarına
ilişkin olarak Sayın Başkanımız bir hazırlık
yaptırdı. Zannediyorum, önümüzdeki günlerde bu hazırlığı
sayın siyasi partilerle de belki paylaşarak nasıl bir sistemde
olacağına ilişkin gündeme geçirilir.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Sayın Bilgiç 4/Bdeki kurum içi yükselme sınavı için
4/Blilerin kurumda yükselmeye hakkı yok mu?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Sayın
Başkan, Binali Bey döneminde Başbakanlıktan kaç müşavir
getirildi?
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Bir yanlış algılama daha var, onu
da düzelteyim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Bankamatik
müşaviri var mı?
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Sözleşmeleri gereği 1 Ocak ile 31
Aralık arasında çalıştıkları için önce on
beş günlük maaşları yatırılıyor, sonra 1 Ocak ile
15 Ocak arasında tekrar diğer on beş günlük
maaşlarını alıyorlar yani onların işten
çıkarılmaları gibi bir durum da söz konusu değildir.
Toplam müşavir kadrosuyla ilgili bir soru
sordunuz; ben kısaca onun da cevabını vereyim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Bankamatik
müşaviri var mı Başkanım?
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Ben bankamatik müşaviri var mı
bilmiyorum, siz görüyor musunuz, onu bilmiyorum.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Biz görüyoruz
tabii.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Ama mevcut mevzuat çerçevesinde bütün
danışmanlar istihdam edilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum
Sayın Bilgiç.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Devamla) Ben bütçelerin tekrar hayırlı
olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 21.58
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.11
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: İshak
GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 30uncu Birleşiminin Yedinci Oturumunu
açıyorum.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Bilgiç, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
23.- TBMM Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin, 362 sıra
sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin birinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
açıklaması (*)
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, bir düzeltmeyi yapmak
istiyorum. Konuşmam esnasında bu Kürtçe konuşan arkadaşlar
ilgili olarak bir (*) konulduğunu ve bilinmeyen bir dil olarak
geçtiğini ifade etmiştim ama bu doğru değil, bilinmeyen
bir dil olarak geçmiyor; burada yazılan -eskiden (x)
kullanılıyordu, artık (*) konuluyor- Hatip tarafından
Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi. olarak, dipnot olarak tutanaklara
geçiyor. Ben bu bilgiyi paylaşmak istedim yani bilinmeyen bir dil
değil, Türkçe olmayan kelimeler olarak geçiyor.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) (X)ten (*)a
mı terfi edildi Başkanım?
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Bu düzeltmeyi yapıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) (X)ten (*)a
terfi edilmiş.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Bir
gün Demagoji nedir? diye sorarlarsa Başkan, Süreyya Sadi Bilgiçin
söylediğine
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) (X)ten terfi
edilmiş ya Başkanım, Kürtler çok memnun oldu(!)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Demagoji tam olarak böyle oldu Başkan. Vallahi demagoji oldu bu ya.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ (Devam)
1) Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1) Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1) Adalet Bakanlığı 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Adalet Bakanlığı 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1) Yargıtay 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yargıtay 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1) Danıştay 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Danıştay 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE
TUTUKEVLERİ İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1) Ceza İnfaz Kurumları ile
Tutukevleri İşyurtları Kurumu 2023 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ceza İnfaz Kurumları ile
Tutukevleri İşyurtları Kurumu 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET
AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Adalet Akademisi 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Adalet Akademisi 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU
(Devam)
1) Hâkimler ve Savcılar Kurulu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Hâkimler ve Savcılar Kurulu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE
EŞİTLİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL
VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1) Kişisel Verileri Koruma Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kişisel Verileri Koruma Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Yürütme adına ilk söz Gençlik ve
Spor Bakanı Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğluna aittir.
Buyurun Sayın Kasapoğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
sizleri saygıyla selamlıyorum.
2023 Gençlik ve Spor Bakanlığı
bütçemizin başta aziz milletimiz ve gençlerimiz olmak üzere tüm ülkemiz
için hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Sözlerimin başında şunu ifade
edeceğim: Gençlik ve Spor Bakanlığını
konuşacağız bugün. Türkiye, bir gençlik ülkesi; genç nüfus
sayısıyla, gençliğinin dinamizmiyle, enerjisiyle ve inancıyla
tam bir gençlik ülkesi, örnek bir gençlik ülkesi; ülkesini sahiplenen,
donanımlı, muhteşem bir gençliğe sahip bir ülke. Adalet ve
hakkaniyet duygusu yüksek, sorumluluk bilincine sahip, kendini, ailesini,
çevresini, çevreyi, tabiatı tüm varlıkların hukukunu sahiplenen
bir gençlik; çalışkan, ahlak ve erdem sahibi, evrensel bilgiyle
donanmış bir gençlik. Onların hayatın her alanında
emek ürettiklerine, hayatın her alanına dair değer
kattıklarına şahit oluyoruz. Gençlerimizin gelecek ideallerine
kavuşmaları için emek ve değer üreten herkese, başta yüce
Parlamentomuza, Gazi Meclisimize şükranlarımı sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bu vesileyle, bu ülkenin
tüm gençlerini -tüm gençler, bu ülkenin gençleri, her biri bizim için
kıymetli, değerli- sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Evet, 2022nin artık son günlerindeyiz ve tüm
dünyada pandeminin küresel etkilerini ve böyle bir mücadeleyi görüyoruz;
çatışmaların, risklerin öne çıktığı bir
yılı yaşıyoruz. Bir yanda Rusya-Ukrayna savaşı,
Avrupa'da çalan tehlike çanları, tedarik zincirlerinde yaşanan
problemler, küresel ticaretin, büyümenin, küresel üretim kapasitelerinin
daralması ve bu zorlu süreçte, Türkiye'nin, Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle
çalışmalarına aynı disiplinle ve dikkatle devam
ettiğini, istikrarını koruduğunu görüyoruz.
Sağlıkta, teknolojide, inovasyonda, enerjide, altyapı ve
üstyapı yatırımlarında, sosyal çalışmalarda,
savunma sanayisinde, yerli ve millî üretimde, ekonomide, çevre ve iklim
çalışmalarında, uluslararası ilişkilerde hedeflerimize
doğru ve emin adımlarla yürümeye devam ediyoruz.
Dünya küresel istikrarsızlığın
pençesinde boğuşurken 2022 yılı birinci çeyrekte, ikinci
çeyrekte ve üçüncü çeyrekte OECD ülkeleri içinde büyüme kaydeden, katma
değer ve istihdam oluşturmayı sürdüren az sayıdaki ülkelerden
biri olduk. Yatırımları hiçbir şekilde aksatmadık.
Sosyal refah ve kalkınma planlarımızdan asla taviz vermedik.
Bilgi ve teknoloji üretiminde tarihî bir dönemin kapısını
araladık çünkü biliyoruz ki şartların sürekli
değiştiği ve değişen bu şartlarla birlikte
küresel dengelerin her geçen gün yeniden kurulduğu bir dönemde
yaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz bu çağ öyle dinamikleri
bünyesinde barındırıyor ki bir an olsun tereddüt etmenin,
herhangi bir konuda yerinde saymanın faturası ödenmeyecek kadar
ağır olabiliyor. Başlanan işleri sürdürmenin, onları
tamama erdirmenin, istikrar içinde hedefleri yakalamanın ve
ulaşılan her hedefin yerine daha büyüğünü koyabiliyor
olmanın ehemmiyeti çok büyük.
Türkiye, son yirmi yılda küresel ve iç
engellere rağmen bu istikrarın kazanımlarıyla,
kararlılığıyla büyük ilerlemeler katetti, büyük mesafeler
aldı. Bugün tüm dünyada baş döndürücü bir gelişme söz konusu,
değişim söz konusu. Ülkeler çağın sürekli ilerleyen ve
değişen şartlarına cevap verebildikleri oranda
kazanımlarını kalıcı hâle getiriyor ve geleceğe
taşıyabiliyor. Bugününü layıkıyla değerlendiremeyen
milletlerse yarınların getirdiği karmaşık problemleri
çözme yolunda acziyet içerisine düşüyorlar. Baktığımızda,
bugün dünyada bu tıkanmayı yaşayan, darboğazdan
çıkmaya çalışan pek çok ülke olduğuna şahitlik
ediyoruz. Bunların arasında dünün güçlü devletleri var, dev
ekonomileri var. Evet, kolay bir dönemden geçmiyoruz, geminin dümeninin çok
sağlam tutulması, yol ve tayininin titizlikle ve ustaca
yapılması gerekiyor. Dünyanın neresinde olursa olsun bu durum
tüm ülkeler için çok ama çok hassas.
İşte, bu küresel gerçekleri göz önüne
aldığımızda, ülke olarak istikrarımızı
koruyor olmamızın bizim için ne kadar önemli olduğunu
rahatlıkla idrak ediyoruz. Küresel manzaradaki bu dalgalı
yapının, bu istikrarsız gidişatın, bu hızlı
değişimin devam ediyor olması, bizim aynı hassasiyetle,
aynı ince ayarlarla ve kararlılıkla yolumuza
devamımızı zorunlu hâle getiriyor. Tabii ki bu noktadan
hareketle ülkemizi ilerletmek, yeni nesillerimize emaneti layıkıyla
teslim etmek için, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da durmadan,
yorulmadan çalışmak ve dünyadaki her gelişmenin önünde hareket
etmek durumundayız.
İşte, Hükûmet olarak, böyle kritik bir
dönemden geçerken sorumluluğumuzun ne kadar önemli olduğunun bilinci
içerisindeyiz. Bütün gelişmelere hazırlıklı, günün
problemlerini çözerken geleceğin getireceği zorluklara da önceden
önlemler alan, çok yönlü çalışmalarla, planlamalarla çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Bütçe görüşmeleri süresince, değerli
bakanlarımız, ilgili kurumlarımız bu anlamda, kendileriyle
ilgili alanlar hakkında detaylı bilgiler veriyorlar, verecekler. Ben
de izninizle, Bakanlığımızla ilgili gençlik ve spor
alanındaki planlarımızı, projelerimizi ve
çalışmalarımızı sizlere arz etmek istiyorum.
Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; bu ülkenin en değerli sermayesinin, en önemli cevherinin,
en büyük teminatının gençlik olduğunun hepimiz
farkındayız. Tabii ki bunu bilmek, bu büyük serveti koruyup en iyi
şekilde değerlendirme anlamına her zaman gelmiyor. Maalesef,
nice yıllar nice nesillerini heba etmiş bir Türkiyeyle
karşı karşıyaydık, nice nesillerine ön yargıyla
yaklaşmış bir Türkiyeyle karşı karşıyaydık.
Darbelerin, ekonomik ve idari krizlerin, istikrarsızlıkların ve
başka birtakım sebeplerle gençlerin enerjisinin, gençlerin
dinamizminin, genç fikirlerin yüksek ideallerinin hep akim hâle geldiğine
şahitlik etmişizdir. 2002de AK PARTİ olarak, milletimizin büyük
teveccühüyle ilk kez göreve geldiğimizden itibaren ilk önceliğimizin
gençlerimiz olduğunun bilincindeydik. Yirmi yıl boyunca görev alan
tüm hükûmetlerimiz, bu inançla, bu vizyonla, bu şuurla
çalıştılar. Bugün, şükürler olsun ki gençlerimiz siyasetten
yönetime, adaletten sosyal hayata, ticaretten ekonomiye, kültürden sanata,
teknolojiye kadar, turizmden spora kadar her alanda büyük
başarıların öncüsü konumunda. Ülke olarak, gençlerimize
güvenmenin, onları hayatın her alanında sorumluluk alıp
onları teşvik etmeye, bu anlamdaki çabalarımızın
sonuçlarını görmeye başladık. Biliyoruz ki bu sadece bir
başlangıç; Türkiye, önümüzdeki dönemde gençlerinin fikirleriyle,
onların metotlarıyla, stratejileriyle, vazgeçmedikleri hayal ve
idealleriyle, dünyaya entegrasyonlarıyla çok ama çok daha büyük mesafeleri
katedecektir.
Biz, şartlar ne olursa olsun, gençlerimize olan
güvenimizi, inancımızı her daim diri tuttuk ve bu anlamda
gençlerimizle birlikte aynı yolu yürümeye, onların önünü açmaya,
onları katılıma teşvik etmeye devam edeceğiz.
Şunu özellikle vurgulamam lazım: Yirmi yıldır hep sözlerimizin
arkasında durduk ve her bir vaadimizi, her bir taahhüdümüzü, gençlerimizin
her bir talebini hamdolsun ki layıkıyla onlar için yerine getirdik;
bundan sonra da gençler, önceliğimiz olarak ideallerine, hedeflerine giden
yolda bizleri yanında görmeye devam edecekler. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Tabii ki gençlerin bu anlamdaki
samimiyetimizin farkında olduklarına da hep birlikte hamdolsun ki
şahit oluyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde, 2002den beri gençlik ve spor alanında çok ama çok
önemli reformları, devrimleri ortaya koyduk. Önceliğimiz, fırsat
eşitliğiydi. Bu ülkenin her bir gencini ötekileştirmeden, engel
koymadan, onları sınırlamadan her bir fırsattan bu
istifadeyi sağlamaktı misyonumuz çünkü biz, en büyük
yatırımın insana yapılan yatırım olduğuna
inandık. İnsanlığa olan hizmeti insanların
hayırlısı olma anlayışıyla öncelik gördük ve
gençlerimizin bu anlamdaki genç odaklı eser, genç odaklı hizmet, genç
odaklı politika vizyonumuzu büyüttüğümüzü hep birlikte gördük. Tabii
ki genç nüfus avantajımız ve bu anlamda gençlerimiz onlarla birlikte
katılımcı süreçlerimiz bizim için önemli bir avantajdı.
Cumhuriyetimizin 2nci yüzyılına girerken yeni yüzyılı
Türkiye Yüzyılı yapacak olan da gençlerimizdir ve gençlerimizi en
iyi imkânlarla, en yaygın ve adaletli bir şekilde buluşturmak
için bundan sonra da aynı inancı, aynı azmi ve aynı
şevki hep birlikte ortaya koyacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Evet, biliyorsunuz yirmi yıl önce Türkiyede
gençlerin üniversite sorunu vardı. Her genç üniversiteye gidemiyordu,
biliyorsunuz rakamları, istatistikleri ve öncelikli olarak her ile
üniversite kurduk, her ilde birden fazla üniversite var.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Şu anda
her ilde işsiz var, şimdi her ilde üniversiteli işsiz var.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bu, fırsat eşitliğinin en önemli
başlangıcıydı bizim için ve onların sesine kulak
verdik. Hamdolsun artık pek çok gencimiz yirmi yıl öncesine göre
kıyasladığımızda üniversiteyi bir hayal olmaktan öte
bir yaşam biçimi olarak istediği üniversiteye, hayallerine
kavuştu. Bununla birlikte yıllar boyu Türkiyede protestolara
şahit olduk, değil mi? Belki içinizde o protestolara katılanlar
da var, Harçlara hayır. diyorlardı. Bu ülkenin hiçbir genci maddi
imkânından, imkânsızlığından dolayı üniversiteye
gitmekten mahrum kalmasın diye, yine bir devrim yazdık ve o devrimle
üniversite harçlarını tarihe gömdük, tarihe. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bugün artık, yeni nesil gençler
harçlardan bihaber, öyle bir şeyden haberleri yok. Hamdolsun, erişimi
kısıtlı hâlden herkese açık hâle getirdik ve bununla
birlikte ücretsiz üniversiteyle, hamdolsun bir aşama katettik. Tabii,
itiraz ettiniz, 18 yaşa düşürdük, dedik ki gençler istediği
zaman seçilsin ve seçsinler. Gençlerin önünü siyasette açtık, sosyal
hayatta açtık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Parlak fikirleriyle, vizyoner projeleriyle, büyük enerjileriyle gençlerin
nasıl üretken olduklarını, nasıl yetenekli
olduklarını hep birlikte görüyoruz; onlarla iftihar ediyoruz. Sadece
her yıl TEKNOFEST vesilesiyle ortaya çıkan görüntüler bile bu
bağlamda, gençlerimizin Türkiye Yüzyılına, cumhuriyetin 2nci
yüzyılına nasıl güçlü bir şekilde
hazırlandıklarını bizlere gösteriyor. Gençlik merkezi
sayımızı 9dan 450lere, inşallah en kısa zamanda
500e ulaştıracağız.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sayın
Bakanım, Avrupa gol kralı Türkiye liginden mi çıktı yoksa?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Genç ofis yoktu Türkiye'de, 345 genç ofisimiz var.
Gençlik kamplarımız
5 gençlik kampı vardı, şu an 60a
yakın gençlik kampımız var ve bunların milyonlarca
gencimizin faydalandığı, yine, fırsat eşitliği
felsefesiyle mekânlarda girişimciliğin, kişisel gelişimin,
sanatın, paylaşımcılığın, sporun, sosyal
inovasyonun ve hepsinden de önemlisi 85 milyonun bir araya geldiği
kardeşlik ikliminin en güzel örnekleri olarak ortaya koyduk. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
İşte, yurtlarımız
Yirmi
yıl önce yurda gitmek isteyen 100 kişiden 10u ya da 12si yurtlara
yerleşiyordu. İşte, yıl 2022, cumhuriyet tarihinin rekor
başvurusunu aldık, rekor yerleştirmesini yaptık; bu bir
gurur tablosudur, bu ülkenin gururudur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) İstanbul'a bakın, İzmir'e bakın,
Ankara'ya bakın; 3 büyük il ve bu 3 büyük ilde, bu 3 metropolde hamdolsun,
artık her bir ilde yurtlarımızda 2 bine yakın boş yer
var, bakın, boş yer var.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Avcılarda
bir evde 7 kişi kalıyor, 7 kişi; gelin, götüreyim ben sizi;
mutfakta 3 kişi yatıyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bak, sen bağırıyorsun ama sana
şunu söyleyeceğim: İstanbul Belediyesi üç buçuk yılda kaç
kişilik yurt yaptı, onu bana söyle. (Gürültüler)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Avcılarda
bir evde 7 kişi kalıyor, mutfakta 3 kişi yatıyor. Boş
ver, işine bak!
SERVET ÜNSAL (Ankara) Niye
bağırıyorsun, niye bağırıyorsun,
bağırma ya!
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Sayın
Başkan
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) İzmir kaç kişilik yaptı, onu söyle
bana Sayın Karabat, onu söyle; Ankara kaç kişilik yaptı? (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ben sizi
götüreyim mi Avcılara, görmek ister misiniz?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bakın, bu yurtlar hepinizin yurdu, gurur duyun,
iftihar edin ve biz bu gurur tablosunu yine büyütmeye devam edeceğiz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İstanbulu
yönettiniz, 1 tane yurt yaptınız mı?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Sizin belediyeleriniz yeter ki, gerekirse bu
yurtların suyunu bağlasınlar, yolunu yapsınlar; başka
bir şey istemiyoruz, başka bir şey istemiyoruz Sayın
Karabat. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İstanbula
1 yurt yaptınız mı yönetirken?
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Bu ayıp sana
yeter.
BAŞKAN Sayın Aydoğan
Sayın
Karabat
Sayın Bakan, Genel Kurula hitap edin lütfen.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Ve binlerce yurt inşaatımız da devam
ediyor; bu, ülkenin gurur tablosudur.
Dünyanın en ünlü otel zincirleriyle rekabet
ediyoruz, bırakın öyle eski püskü resimleri, eski Türkiye'ye ait
resimleri; hamdolsun, konforuyla, sıcaklığıyla,
barınmasıyla, aile şefkatiyle gurur tablosudur, iftihar
tablosudur; hep birlikte gurur duyalım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın Bakan,
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri senin de kimyanı
bozmuş.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Avcılara
gidelim seninle, var mısın? İstanbul Üniversitesinin
yanını bir gezelim.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bakın, bu dev altyapı, bu gurur tablosu Türkiye Cumhuriyetinin kudretini gösteriyor, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin büyüklüğünü gösteriyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Mutfakta
musluğun altında yatıyor çocuklar.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın Bakan,
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu senin de kimyanı
bozmuş, senin de!
BAŞKAN Sayın Aydoğan
Sayın
Ağbaba
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bu altyapıyı, bu gücü, bu kudreti
mesnetsiz gerekçelerle eleştirmek, verilen samimi gayretlere, alın
terine, emeğe algı operasyonu çekmeye çalışmak büyük bir
haksızlıktır.
VELİ AĞBABA (Malatya) Bütçeni anlat
canım sen. Sen İmamoğluna, Yavaşa niye sataşıyorsun?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bir senede 10
tane yurt yaptı İmamoğlu.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bu ithamlar eğer bilinerek
yapılıyorsa bunlar bir art niyet ürünüdür, onu da ifade edeyim.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bir senede 10
tane yurt yaptı İmamoğlu; yirmi beş senede bir tane
yapmadınız siz. Ne anlatıyorsun!
VELİ AĞBABA (Malatya) Belediyenin görevi
yurt yapmak mı? Senin görevin yurt yapmak.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Ve bu yıl gençlerimize
Sayın Başkan, ben dinledim, onlar da
dinlesinler. Sabahtan beri buradayız.
BAŞKAN Siz Genel Kurula hitap edin.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ama
sataşıyor Sayın Başkan.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Sataşıyor ama ya!
BAŞKAN Tamam, dinleyecekler, siz Genel Kurula
hitap edin.
VELİ AĞBABA (Malatya) Belediyenin görevi
yurt yapmak mı? Sen yurt yapmadığın için İmamoğlu
yapıyor, sen yurt yapmadığın için Mansur Yavaş yurt
yapıyor.
BAŞKAN Sayın Ağbaba
Sayın
Aydoğan
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sayın
Başkanım, İstanbul Büyükşehir Belediyesine
sataştığı için söyledim.
BAŞKAN Sayın Grup Başkan Vekili
gereken cevabı verir.
Buyurun.
(CHP sıralarından gürültüler)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bakın, Sayın Karabat, ben seni hedef almadan
sen oradan bağırmaya başlıyorsun.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İstanbul
Büyükşehir Belediyesini hedef aldınız.
BAŞKAN Siz devam edin Sayın Bakan.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Lütfen, ben oradan ses çıkarmadım, siz sözünüzü
aldınız, konuştunuz
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İstanbul
Büyükşehir Belediyesine laf attınız.
BAŞKAN Sayın Bakan, Genel Kurula hitap
edin lütfen.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Siz merkezî
idaresiniz, beraber yapın.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Sözünüzü aldınız, konuştunuz
(AK PARTİ ve CHP sıralarından
gürültüler)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Evet, bu yurtlar, bu milletin yurtları, bu
gençlerin yurtları öncelikle ama pandemi dönemini de gördünüz; bu yurtlar,
gerektiğinde karantina yurdu oldu, 150 binden fazla
vatandaşımıza ev sahipliği yaptı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler) Yine, gerektiğinde, afetlerde vatandaşlarımıza
kapıları sonuna kadar açık. Tekrar söylüyorum, bu yurtlar,
Türkiye Cumhuriyetinin kudretini gösteriyor, gurur duyun.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Hayırlı olsun, yapın, engel yok. Geç kaldınız, geç
kaldınız, geç!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Şunu söyle: Hayırlı olsun.
de. Ne güzel, ne kadar güzel; hepimiz için hayırlı olsun.
Genç Seyahatsever Projesi
Bakınız, bu da
yeni bir devrimimiz Allaha şükür. Yaz boyu tüm gençlerimize -30
yaşına kadar talep etti gençler- 30 yaşına kadar herkese
Ücretsiz bir şekilde seyahat edin, yurtlarımızda kalın.
dedik, bu yaz başlattık, sömestirde yine devam ettireceğiz.
Bundan sonra yurtlarımız yaz aylarında, sömestir tatillerinde,
bedava bir şekilde, bu ülkenin -öğrenci olsun olmasın- tüm
gençlerinin hizmetinde olacak. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Kredi ve burs altyapısı
Yine, Türkiyenin
örnek bir altyapısıdır; bunu da özellikle ifade ediyorum.
Ulaştığı öğrenci sayısıyla, miktarıyla
örnek altyapısıdır.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Katarda biz niye
yokuz, Katarda?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) 45 liradan 850 liraya getirdik ve bu yıl da
yine bir devrim yapacağız, rakamda da devrim yapacağız.
Sayın Cumhurbaşkanımız onu, inşallah önümüzdeki günlerde
açıklayacak. Onun da bundan sonraki süreçte gençlerimiz için önemli
olduğunu düşünüyorum, onu da sizlere ifade edeceğim.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Siz ancak karşı devrim yaparsınız, karşı devrim!
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Katarda
polisimizden başka hiçbir şeyimiz yok.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Ve 27 milyar endeks yükünü, yine bir devrimi
sizlerle paylaşacağım. Parlamentomuz yasalaştırdı
ve biliyorsunuz, yaz ayının başlarında Sayın
Cumhurbaşkanımız müjdelemişti, 27 milyarlık endeks
yükünü de gençlerimizin omzundan kaldırdık, onun da hayırlı
olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, burası Gazi
Meclis. Her bir milletvekilimizin fikri bizim için kıymetli, hiçbir zaman
yapıcı eleştiriye kapalı değiliz. Bu kürsüden her
milletvekilinin eleştiri hakkı var, her milletvekili fikrini ifade
etmekte elbette özgürdür.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Sağ olasın, var olasın(!) Daha ne diyeyim sana?
Lütfetmişsin(!)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Ancak düşünceler ifade edilirken, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin çatısı altında siyaset yapılırken
icra edilen siyasetin dedikodu siyaseti olmaması lazım. Evhamlarla,
sosyal medya hesaplarıyla, dedikoduyla konuşan bir siyaset dilinin
hiç kimseye yakışmadığını düşünüyorum.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Bakanlarına söyle onu sen, Bakanlarına.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Önce Bakanlara
söyle.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Kabineye söyle, Kabineye.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Siyasetin gerçek dünyadan, yaşananlardan,
tecrübelerden uzak, spekülasyonlara dayalı bir duruşu olmamalı
diye düşünüyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) Soyluya
sataşıyorsun, Soyluya sataşıyorsun; Soyluya. Bakan burada
yok, ona sataşıyorsun.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Sayın Başkan, Meclise ayar veriyor ya. Nasıl
konuşacağımıza
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Tamam, hangi
milletvekili dedikodu yapıyor bakalım? Anlat bunu ya.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Bize Dedikoducu. diyor Sayın Başkan.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Anlattıklarımın hepsi genç
odaklı vizyonun bileşenleridir. Bizler bu anlamda hep birlikte
verdiğimiz mücadelenin gençler için, gençlerin geleceğe kendisini en
iyi şekilde hazırlasın diye ortaya koyduğumuz
çalışmaların mücadelesi olduğunu görüyoruz ve bu emeklere
gençlerimizin her birinin en güzel şekilde vâkıf olduğunu,
şahit olduğunu da gözlemliyoruz.
Değerli milletvekilleri, spor bu ülkenin yirmi
yıllık süreçte en güzel şekilde ortaya koyduğu devrimlerden
bir tanesi, bunu Komisyon görüşmelerinde de elbette hep birlikte
konuştuk.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Dünya
Kupasına mı katıldık?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Sadece tesis altyapısı yok. Tesislerle
birlikte spor kültürünü inşa etmeye yönelik eğitim
altyapısı var, insan kaynakları altyapısı var.
Kadınıyla erkeğiyle, genciyle, engellisiyle herkesin spora
erişimini ortaya koyan bir altyapı var. Bununla ilgili üretilen
politikalar var. Her ilde, her ilçede, köylere kadar, mahallelere kadar büyük
gayretler var, emekler var.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ya, Menemende yok, Menemende ya. Ne köyü?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bunları algılara, bunları
dedikodulara kurban ederseniz büyük bir emeğe haksızlık
etmiş olursunuz.
Sayın Adıgüzel, bakınız Spor
Toto dediniz, Spor Totonun son dört buçuk yılda
2 cilt var burada, 10
bine yakın tesis var, 10 bine yakın. Havuzlarıyla,
salonlarıyla, semt sahalarıyla, kortlarıyla, voleyboldan basketbola
kadar, gençlik merkezlerine kadar, Ordudan Ağrıya kadar, Karsa
kadar, Ardahana kadar 81 ilinde, ilçelerinde, köylerine kadar tesis var. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Kimseden
gizlimiz saklımız yok, bizim hesabımız kitabımız
ortada, Allahın izniyle veremeyecek hesabımız da yok.
Bak, Ordu burada, Ordu. Tam 6 sayfa, arkalı
önlü, Ordunun her bir ilçesinde köylerine kadar yatırım var burada.
Havuzlarımızı küçümsemeye hakkın yok. 5 milyon kişiye
yüzme öğrettik. Yüzme bilmeyen kalmasın diyoruz, yüzme öğrenmek
isteyen herkese de yüzme öğretmeye devam edeceğiz, varsa Parlamentoda
da yüzme öğrenmek isteyen öğretelim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) 650ye yakın havuz var
Türkiyede.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ya, Sayın
Bakan, yılda 500 çocuğumuz yüzme bilmediği için ölüyor ya.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Olimpik havuzlar var, yarı olimpik havuzlar
var, küçük ölçekli yerlere portatif havuzlar kurduk; oradaki çocuklar, oradaki
gençler erişimden mahrum kalmasınlar diye, ısrarla devam
edeceğiz, bu ülkenin her bir evladını, bu ülkenin her bir
ferdini her bir fırsattan eşit şekilde yararlandırmak için
alın teri dökmeye devam edeceğiz, gayret etmeye devam edeceğiz.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Kimse bu gayretlerimizi, bu çalışmalarımızı, bu
alın terini hiçbir şekilde gölgeleyemeyecektir Allahın izniyle.
Gelin, siz de bunlardan istifade edin.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın Bakan,
yılda 500 kişi, 500 çocuk yüzme bilmediği için ölüyor, ölüyor. Ayıp,
ayıp!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) 85 milyona açık, her bir imkân 85 milyonun
emrine amadedir. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Biz bu milletin her bir ferdini değerli buluyoruz, her
bir kardeşimizi hiçbir ayrım gözetmeden; altını çiziyorum,
hiçbir ayrım gözetmeden değerli buluyoruz, kıymetli buluyoruz.
Her bir gencimiz bizim göz bebeğimizdir, göz bebeğimiz. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Allaha şükür, sporda başarı var.
Bakın Tokyoya, bakın İslam Oyunlarına, bakın
diğer, Avrupaya, uluslararası organizasyonlara; 5 bine yakın
madalyamız var uluslararası alanda ve sadece birkaç branşta
mı? Değil.
VELİ AĞBABA (Malatya) Dünya
Kupasına gel, Dünya Kupasına; Stefan Kuntza gel. 2002de dünya
3üncüsüydük; lig düştük, lig!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Değerli milletvekilleri, 51 branşta
başarı var hamdolsun.
VELİ AĞBABA (Malatya) Bir de gel,
futbola gel, basketbola gel.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bunu tüm branşlara yayacağız
Allahın izniyle. Bunun için altyapımız var, bunun için tüm
gücümüzle çalışıyoruz.
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) Ya, yirmi yılda
yaymadınız mı, yirmi yılda?
VELİ AĞBABA (Malatya) Katara futbolu
gönderemedin ama polis gönderdin, onu söyle.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) İşte, önceki gün Karamanda Golbol
Takımımızla beraberdim -kızlarımız var- Golbol
Kadın Millî Takımımız 2 tane paralimpik
şampiyonluğu yaşattılar bize. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Katara gel,
Katara.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Şimdi Portekizde Dünya
Şampiyonasına katılıyorlar. Buradan onlara
selamlarımı gönderiyorum, kızlarımızı
selamlıyorum, başarılar diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Kızlara biz
de başarılar diliyoruz da Katara gel, Katara.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bakın, Yaz Olimpiyat Oyunları, Paralimpik
Yaz Oyunları, dünya şampiyonaları, Avrupa
şampiyonaları, Balkan Şampiyonası, İslam
Oyunları, Akdeniz Oyunları, diğer uluslararası turnuvalar;
toplam 19.620 madalya, son dört buçuk yılda, Allaha şükür. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Katara gel,
Katara. Katara Millî Takımı gönderemedin ama Katara polis
gönderdin.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Sayın Bakan,
uyuşturucu yaşı 10a inmiş.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bu başarıların hiçbiri tesadüf
değil, bu başarıların hiçbiri rastgele değil;
emeğin ürünü, alın terinin ürünü, gayretin ürünü ve yirmi
yılın emeği Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğanın vizyonu, liderliği. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) İşte jimnastik
Artık
Türkiye jimnastikte olimpiyat madalyası alan bir ülke, okçulukta olimpiyat
madalyası alan bir ülke; yüzmede ilkler var, atletizmde ilkler var,
paralimpik branşlarda ilkler var. Bırakın ilkleri,
başarıları daha önce bu branşlarda yarışacak
sporcumuz dahi yoktu. Hamdolsun, bu ülkenin gururudur, bu ülkenin
pırıl pırıl evlatlarının
başarısıdır, hepimizin başarısıdır ve
inşallah bu başarıyı birlikte büyüteceğiz çünkü biz
hep birlikte bu başarıyı büyütmeye talibiz. Biz hep birlikte
umudu büyütmeye talibiz. Biz hep birlikte 85 milyonun sevincini güçlendirmeye,
büyütmeye talibiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Katara gel,
Katara.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) İşte, Sportif Yetenek Taraması ve
Spora Yönlendirme Projesi, başka bir proje. İşte -Kenan
Sofuoğlu yanımda- artık Avrupa şampiyonu motor
sporcularımız var arkadaşlar, motor sporcularımız var;
daha önce temsilcimiz dahi yoktu, Allaha şükür. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Tüm desteği devlet olarak
veriyoruz, kulüpleriyle, federasyonlarıyla el ele. Gelin, hep birlikte
büyütelim bu başarıları. Millî Eğitim
Bakanlığıyla önemli iş birliklerimiz var. Ta, ana
sınıfından itibaren hiçbir çocuğumuzun yeteneği heba
olmasın diye çalışıyoruz. Üniversitelerle, Yükseköğretim
Kuruluyla iş birliklerimiz var.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Uyuşturucu 10
yaşına inmiş, 10.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Amacımız, her bir gencimize sahip
çıkmak, her bir gencimizin bu yol yürüyüşünde, hayat yolu yürüyüşünde
onun yanında olmak, ona destek olmak, onu teşvik etmek. O yüzdendir
ki önümüzde 2024 Paris var, 2028 Los Angeles var; göreceksiniz bu
şanlı bayrak, bu ay yıldız inşallah daha
yukarılarda daha güçlü şekilde dalgalanacak. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya)
İnşallah.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Hep birlikte sevineceğiz buna.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın Bakan,
niye coştun? Buna kimsenin itirazı yok ki.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Millî sporcu bursu dedik.
VELİ AĞBABA (Malatya) Allah
kızlarımıza da başarı versin.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Millî sporcu bursuyla Eğitim mi, spor mu?
ikilemini ortadan kaldırdık.
VELİ AĞBABA (Malatya) Keşke
Katarda Millî Takımımız olsaydı, onlara da
başarı dileseydik.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) İnşallah o günler de gelecek, o günler de
gelecek, o günler de gelecek.
VELİ AĞBABA (Malatya) Takım
gidemeden polisler gitti Sayın Bakan.
Yirmi yılı
karşılaştırıyorsun ya, 2002 Dünya Kupası ile
şimdiyi bir karşılaştırsana.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Her alanda olduğu gibi, sporda da üreten
Türkiye hedefimize en güçlü şekilde yürüyoruz ve tabii, spor turizminde
Türkiye, artık bir spor turizmi destinasyonu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bakın, Ağrıdan
Cudiye kadar, Cudiden Antalyaya, Mersine kadar artık her yerde spor
turizmi, uluslararası spor aktiviteleri var; bu da bir gururdur, bunu da
birlikte büyütmeye devam edeceğiz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Siz gelmeden
önce Türkiye, dünya 3üncüsüydü, futbolda dünya 3üncüsüydü.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Kış sporlarıyla, su sporlarıyla,
ekstrem branşlarla her branşta Türkiye, artık uluslararası
spor turizminde önemli bir marka.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Dünya 3üncüsü
takımı ne yaptınız Sayın Bakan?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) İşte, önemli bir şeyin
altını çizeceğim, bakınız: Türkiye 1945ten beri spor
kulüpleri ve federasyonları konusunu konuştu ve hamdolsun bu
yıl, hep birlikte, bu Parlamento el birliğiyle bu kulüpler
yasasını yasalaştırdı, teşekkür ediyorum;
emeği olan, gayreti olan, çabası olan herkese
şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Sayın
Bakan, Dünya Kupası
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Ve inanıyorum ki bundan sonraki süreçte mali
disipliniyle, sürdürülebilirliğiyle, verimliliğiyle, yeni
düzenlemeyle, diğer branşlarda da
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Bir tane
örnek versene.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla)
hedeflerimize
ulaşamadığımız diğer branşlarda da -size
söylüyorum bunu- inşallah hedefe hep birlikte yürüyeceğiz.
VELİ AĞBABA (Malatya)
İnşallah, inşallah!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) - Sporda şiddetin önlenmesi konusunda, dopingle
mücadelede, korsan yayınlarda, yasa dışı bahisle mücadelede
Parlamentomuzla birlikte etkin çalışmalara imza attık, bir kez
daha şükranlarımı sunuyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) Konserler de
yasak, festivaller de yasak. Gençlikten sorumlusunuz ya festivaller niye yasak,
konserler niye yasak? Yirmi yıldır yapılan konserler niye yasak?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Ve tabii, bundan sonraki süreçte de
yatırımlarımız hız kesmeyecek, projelerimiz
aksamayacak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dinamik bir
anlayışla kendimizi güncel olana göre yenileyerek, vaktimizi boş
meselelerle harcamadan -bugünün dünyasında biliyorsunuz duraksamaya yer
yok- istikrarı ve başarıyı ortaya koyarak spor vizyonumuzu
büyütmeye, güçlendirmeye devam edeceğiz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Festivaller niye
yasak Başkanım, bunlara cevap versin.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Gençler
festivale doydu sayenizde!
AYSU BANKOĞLU (Bartın) Çift
maaşlara da son verecek misiniz? Çift maaş, çift
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; evet, cumhuriyetimizin 100üncü yılına giriyoruz ve
bu süreçte gençlik ve spor alanındaki eksikliklerimizi hamdolsun ki
giderdik. Yeni yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapacak bütün
merhaleleri hamdolsun ki tamamladık. Türkiye bugün her alanda, büyük
ölçüde, kendine yeten bir ülke.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Gençlik ve spor alanında da birikimiyle,
yeteneğiyle, potansiyeliyle, tecrübesiyle ve gerçekçi hedefleriyle
istikbali olan, istikameti olan bir ülke. Her daim gençlerimizle,
sporcularımızla birlikteyiz; her konuyu onlarla konuşuyoruz,
değerlendiriyoruz, onların talepleriyle beklentileriyle hareket
ediyoruz ve inanıyorum ki Türkiye Yüzyılı gençlerin
yüzyılı olacak ve bu süreçte de hamdolsun bu güçlü
altyapıyı en güçlü şekilde gençlerimiz değerlendirerek
taçlandıracaklar.
Ben bugüne kadarki bu süreçlerde bu güçlü çabalara,
bu gayretlere katkı sağlayan başta Gençlik ve Spor
Bakanlığı ailesindeki çalışma
arkadaşlarımıza, bize katkı veren yüce Parlamentomuza,
Değerli Bakanlıklarımıza, ilgili kurumlara,
kuruluşlara ve bu çerçevede, tabii ki her zaman vizyonuyla,
hassasiyetiyle, yakın takibiyle yanımızda olan Sayın
Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU 2023 bütçemiz halkımızın bize emanetidir; en
kıymetli şekilde, en verimli şekilde, en sorumlu şekilde
kullanacağız, değerlendireceğiz.
Bütçemiz, gençlerimiz için, bu aziz millet için, 85
milyonun her bir ferdi için hayırlı uğurlu olsun diyorum,
sizleri saygıyla muhabbetle selamlıyorum; sağ olun. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; MHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Sayın Başkan,
adımı söyleyerek dedikodu yapmaktan bahsetti, adımı
zikrederek
BAŞKAN Sayın Adıgüzel, gayet net
dinledim, adınızı söyledi; sizin birtakım
iddialarınız vardı, o iddiaların da doğru
olmadığını söyledi.
VELİ AĞBABA (Malatya) Dedikodu dedi
Sayın Başkan, dedikodu. Lütfen tarafsız olun!
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Dedikodu dedi ama.
BAŞKAN Şimdi, bir sataşma yok
burada.
VELİ AĞBABA (Malatya) Var, ben
şahidim; var.
SALİH CORA (Trabzon) Başkanım,
tarafsız olun, tarafsız! Başkanım, tarafsız olun!
BAŞKAN Söyleyeceğiniz şeyler yine
aynı şeyler olacaktır, farklı bir şey değil.
SALİH CORA (Trabzon) Tarafsız olun
Başkanım! Sataşma mı vardı orada? Tarafsız olun
lütfen.
BAŞKAN Buyurun Sayın Adıgüzel.
Salih Coranın hatırı için veriyorum!
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz iki dakika.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
4.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzelin, Gençlik ve Spor
Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlunun 362 sıra sayılı
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Değerli
arkadaşlarım, şimdi, bu Yüzme Bilmeyen Kalmasın Projesiyle
ilgili dedikodudan bahsetti. Bakın, elimde listesi var. Bu listede kimler
var biliyor musunuz? Bu listede yatağa bağımlı insanlar
var, 2 aylık çocuklar var, ölmüş insanlar var; bilgisayar kabul
etmiyor arkadaşlar.
Ben biraz önce İzmirden yine bir eczacı
hanımla görüştüm; sadece bir derneğe üye ve yüzme
öğrendiğinden haberi yok. Spor il müdürlerine baskı
yapılarak okullardan spor kulüplerine listeler geliyor, bu listeler
Bakın, T.C. numarası, 12 numara; T.C. numarası, 5 numara;
bunları zorla kaydettiriyorlar arkadaşlar. Yani yalan söylemek, yalan
kayıt girmekle nasıl yüzme öğretiyorsun sen?
SALİH CORA (Trabzon) Orduda Yüzme Bilmeyen
Kalmasın kampanyası
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla) Ordudan bahsediyor,
Orduya hizmet göndermiş. Bakın, ben biraz önce söylemedim, Ordu'da
Çaybaşı İlküvez'de bir engelli bakım merkezi
açmışlar, tam 12 milyon lira harcayarak. Şu anda dört
yıldır atıl bir şekilde duruyor, Damlataş
Mağarası gibi su damlıyor. Ordu, şelaleler şehri,
şelaleyi binanın içine taşımışsın, sen 12
milyon lira oraya yatırım yaptın, şu anda 40 milyon lira,
gidip baktın mı Sayın Bakan? Şu anda orayı sel
götürüyor, bir gün bile kullanılmadı orası. (CHP
sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) Tabii, Orduya gittiğin
yok, Orduya gitmiyorsun.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla) Şimdi, diyor ki:
Efendim, Spor Totoda her şey ortada. Ya, size kaçıncı defa soru
önergesi veriyoruz, iki yıl öncesine kadar Spor Totodan vakıflara,
cemaatlere giden paralar açıklanıyordu, niye açıklamıyorsunuz?
Yüreğiniz yetiyorsa cemaatlere, vakıflara, yandaş derneklere bu
Spor Toto üzerinden aktardığınız paraları
-şuradaki millete hesap verin- niye söylemeye korkuyorsunuz?
Çıkın da burada açıklayın bunu, hadi bakayım. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Bakan, soru-cevapta
cevaplasanız bunu, uygun olur mu? Soru-cevap kısmında
cevaplasanız, ben size orada bir süre veririm.
TBMM BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Sataşmadan istiyor Sayın Bakan, Yalan
söylüyorsunuz. dedi.
BAŞKAN Orada cevap versin, şimdi
dağıtmayalım, devam edelim. Sayın Bilgiç, biz Bakanla
anlaştık, siz niye müdahale ediyorsunuz?
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ (Devam)
1) Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1) Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1) Adalet Bakanlığı 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Adalet Bakanlığı 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1) Yargıtay 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yargıtay 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1) Danıştay 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Danıştay 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE
TUTUKEVLERİ İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1) Ceza İnfaz Kurumları ile
Tutukevleri İşyurtları Kurumu 2023 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ceza İnfaz Kurumları ile
Tutukevleri İşyurtları Kurumu 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET
AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Adalet Akademisi 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Adalet Akademisi 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU
(Devam)
1) Hâkimler ve Savcılar Kurulu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Hâkimler ve Savcılar Kurulu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE
EŞİTLİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL
VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1) Kişisel Verileri Koruma Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kişisel Verileri Koruma Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Evet, yürütme adına ikinci
konuşmacı Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ.
Buyurun Sayın Bozdağ. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet
Bakanlığının 2023 bütçesini ve bu bütçemiz üzerine
değerli Genel Kurulumuzun yaptığı değerlendirmeleri,
görüş ve önerileri değerlendirmek ve bütçemizi anlatmak üzere
huzurlarınızdayım. Bu vesileyle Meclisimizin her bir saygın
üyesini ayrı ayrı sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Genel Kurul görüşmeleri sırasında pek
çok milletvekilimiz önemli görüş ve önerileri dile getirdiler, bazı
milletvekillerimiz yapıcı eleştirilerde bulundular. Görüş
ve öneri sunan, yapıcı eleştiri dile getiren her bir milletvekilimize
de şükranlarımı sunuyorum. Adalet Bakanlığı
olarak bütçe uygulaması sırasında vekillerimizin görüş ve
önerilerini ve yapıcı eleştirilerini dikkate
alacağımızı, rehber olarak
kullanacağımızı da buradan özellikle ifade etmek isterim.
Sözlerimin başında, ayrıca,
Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde şehit düşen Piyade Komando
Binbaşı Mehmet Duman'a Allah'tan rahmet diliyorum, aziz milletimizin
başı sağ olsun; ruhu şad, mekânı cennet, makamı
ali olsun diye dua ediyorum.
Ayrıca bugün, Meclisimizde hiç arzu
etmediğimiz bir hadise de yaşandı. İYİ Parti Trabzon
Milletvekilimiz Sayın Hüseyin Örs, burada, tabii, arzu edilmedik bir
şekilde, maalesef, hastaneye kaldırılmak durumunda kaldı.
Kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
AYDIN ÖZER (Antalya) Darbedildi, darbedildi adam
ya!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Meclisimizin güzelliklere, iyi şeylere ve örnek şeylere vesile
olmasını, Meclisin mehabetine yakışır güzelliklerin
ortaya konmasını elbette hepimiz arzu ediyoruz; dilerim ki bundan
sonra Meclisimizde böylesi üzücü hadiseler meydana gelmez.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hükûmetlerimiz döneminde demokrasimizin güçlendirilmesi, hukuk
devletinin tahkim edilmesi, yargının
bağımsızlığı ve tarafsızlığı,
adil yargılanma ve pek çok hususta adalet başlığı
altında önemli adımlar attığımızı buradan
özellikle ifade etmek isterim. Bu vesileyle, hem sayın Meclisimizin
saygın üyelerine hem de aziz milletimize yaptıklarımızdan
özetle bahsetmekte fayda görüyorum.
Anayasamızda büyük ve köklü reformlar
yaptık, hem demokrasi açısından hem hukuk devleti
açısından hem de insan hakları bakımından önemli
değişiklikler yaptık. İzninizle birkaç başlık
altında toplamak isterim. Öncelikle, hak arama yollarını
çoğalttık. Türkiyede neredeyse yargı ve idare dışında
fazlaca bir hak arama yolu yoktu. Biz, Meclisimizle beraber yapılan büyük
demokratik reformlarla yeni hak arama yollarını hukuk sistemimize
kazandırdık. Kişisel verilerin korunmasını anayasal
bir hak olarak düzenlediğimiz gibi her bir
vatandaşımızın kişisel verilere erişmesini, bu
verilerin amacı doğrultusunda kullanılıp
kullanılmadığını kontrol etmesini, eksiği varsa,
yanlışı varsa düzelttirme hakkını kullanarak düzelttirmesini
bir anayasal güvenceye kavuşturduk; uygulamada da bunların
sağlıklı işlemesi için Kişisel Verileri Koruma Kanunu
çıkardık ve Kişisel Verileri Koruma Kurumunu kurduk ki
uygulamada bu verilerin sağlıklı bir şekilde
korunduğunu, uygulamaların Anayasa ve yasalarımıza uygunluğunu
denetlesin diye. İnsanlarımızın saygın bir birey olarak
yaşaması bakımından bunun fevkalade önemli bir gelişme
olduğunu düşünüyorum.
Tabii, insan hakları konusunda Anayasanın
90ıncı maddesine getirdiğimiz ilave büyük bir devrimdir, belki
de yaptığımız iyileştirmeler içerisinde en
önemlilerinden biridir. Zira, iç hukukla Türkiyenin taraf olduğu temel
hak ve hürriyetlere ilişkin bir milletlerarası antlaşmanın
çatışması hâlinde antlaşma hükümlerine üstünlük veren bir
düzenlemeyi Anayasanın altında ama yasalarımızın
üstünde bir noktaya -çatışma hâlinde- taşıyarak taraf
olduğumuz uluslararası sözleşmeleri insan hakları
bakımından hukukumuzun âdeta bir parçası hâline getirdik.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ama uymuyorsunuz
kararlara Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Tabii, bununla yetinmedik; Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerle Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesinde çatışan temel hak ve
hürriyetlerden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edilmesi
hâlinde her bir vatandaşımıza Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuru hakkı verdik. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Uymuyorsunuz,
uymuyorsunuz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Anayasa Mahkememizi âdeta bir insan hakları mahkemesine dönüştürdük.
Hak ihlali, yeni bir hak arama yolu, uygulamadaki eksiklikler ve aksaklıklardan
kaynaklı yargının yaptığı sorunlar varsa
bunların hukuk devletine uygun bir biçimde çözümü bakımından son
derece önemli bir başka hak arama yolu olmuştur.
Öte yandan, bilgi edinme konusunu ilk defa hak
olarak düzenledik. Dilekçe hakkı vardı vatandaşımızın
ama bilgi edinme hakkı yoktu. Anayasamızın 74üncü maddesinde
yaptığımız değişiklikle, kişilere hem
kendisiyle hem de kamuyla ilgili bir konuda bilgi edinme hakkını
tanıdık. Bununla ilgili uygulamaları denetlemek üzere de Bilgi
Edinme ve Değerlendirme Kurulunu kurduk, bu da ayrı bir hak arama
yoludur. İdarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri incelemek
üzere de Kamu Başdenetçiliğini, Ombudsmanlık Kurumunu kurduk.
Bunları şunun için anlatıyorum:
Yaptığımız bu demokratik reformlarla, hukuk devletinin
standardını yükselten reformlarla yasama, yürütme ve yargıyla
ilgili, bütün devleti âdeta vatandaşımızın doğrudan
denetimine açtık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Bunlar var ama
işlevini yapmıyor ki.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Artık bugün devleti sadece Meclisimiz değil, sadece idari yargı
değil, sadece belli kurumlar değil her bir
vatandaşımız bilgi edinme hakkını kullanarak, her bir
vatandaşımız gerektiğinde Kamu Başdenetçisine
başvurarak bunları da kullanmaktadır.
Ayrıca, insan hakları konusunda İnsan
Hakları ve Eşitlik Kurumunu da kurarak ülkemizde yaşanan veya
yaşanabilecek her türlü ayrımcılıkla ilgili yeni bir hak
arama kapısını daha açtığımızı buradan
ifade etmek isterim. Kolluk Gözetim Komisyonunu kurduk, kollukla ilgili
şikâyetleri ayrıca dinlemek ve değerlendirmek üzere orada da
ayrı bir sistem kurduğumuzu buradan ifade etmek isterim. Bunlar hukuk
devletimizi güçlendirdiği gibi, insan hakları
anlayışımızın standardını da olumlu anlamda
değiştirmiştir.
Bir başka konu: Hak aramanın önünde de
ülkemizde ciddi engeller vardı, hak arama yasakları vardı; biz
bu yasakları kaldırma konusunda da önemli adımlar attık.
Bildiğiniz gibi, Yüksek Askerî Şûranın kararlarına
karşı yargı denetimi kapalıydı.
Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı
işlemlere karşı da yargı denetimi kapalıydı. Ne
kadar tek başına yaptığı işlem var bilen yok;
sayısı, sınırı nerede hiç kimsenin haberi yok. Yine,
Cumhurbaşkanının resen imzaladığı emirler ve
kararlar aleyhine de Anayasa Mahkemesi dâhil hiçbir yargı mercisine
başvurulamazdı, yasak. Hâkimler Savcılar Kurulunun hiçbir
kararına karşı yargı mercisine başvurulamazdı,
yasak. Biz bütün bunları ne yaptık? Cumhurbaşkanının
tek başına yapacağı işlemlerinin tamamını
yargı denetimine açtık. Resen imzaladığı emir ve
kararları yargı denetimine açtık. YAŞın kadrosuzluk
nedeniyle emekliye ayırma hariç, ilişik kesme kararlarını
yargı denetimine açtık. HSKnin ilişik kesme kararlarını
yargı denetimine açtık. 12 Eylül 1980 tarihinden ilk seçimle
oluşan Meclis Divanı Başkanlık Kurulu oluşuncaya kadar
geçecek süre içerisinde çıkarılan kanun, kanun hükmünde kararname ve
-anayasayla ilgili- kanunun uygulanmasıyla alakalı Anayasa
Mahkemesine Anayasaya aykırılık iddiası yasağı
vardı, defi yoluyla dahi bu iddia ileri sürülemiyordu, şimdi
onların da yasağını kaldırdık, yargı yolunu
açtık. Öte yandan, 12 Eylül askerî yargısını
gerçekleştiren darbecilerin yargılanmasını engelleyen yine
bir başka yasak vardı, onu da kaldırdık; 12 Eylül darbesini
yapanları da 28 Şubat postmodern darbesini yapanları da 15
Temmuz darbesini yapanları da yargının önüne çıkardık,
hesap vermesini sağladık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) 12 Eylülün en
büyük eseri YÖKü niye kaldırmadınız? YÖK, YÖK.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Hukuk devletinin olduğu yerde yargı denetimi dışında
hiçbir işin olmaması lazım. Bakın,
Cumhurbaşkanının parlamenter sistemde hukuki hiçbir
sorumluluğu yok, imza attığı şeyden başbakan,
ilgili bakan sorumlu ama şimdi Cumhurbaşkanını hukuken
yaptığı her bir işten, işlemden, eylemden hukuk
karşısında da millet karşısında da doğrudan
sorumlu hâle getirdik.
Yine, Anayasamıza göre, önceki hükme göre
Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanet suçlamasıyla belli
sayıda vekille itham ediliyor ve nitelikli bir çoğunlukla kabul
edilirse ancak o zaman Yüce Divana sevk edilebiliyordu. Şimdi, yine belli
şartlar altında ama Cumhurbaşkanını işlediği
iddia edilen ya da kendisine isnat edilen her bir suçtan dolayı
yargılama yolunu sonuna kadar açtık. Hani deniliyor ya tek adam,
esas tek adamlık hesap sorulamayan, yargı yolu kapalı olan,
yaptıklarından layüsel olandır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Allah akıl
izan versin size, Allah akıl ve izan versin alkışlayanlara da.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Önceki döneme bakın, tek başına yaptığı
işlemler yargı denetimine kapalı, resen
imzaladığı emir ve kararlar yargı denetimine kapalı;
hukuki sorumluluğu yok, cezai sorumluluğu sadece bir konuyla
sınırlı ama şimdi
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Önceki Cumhurbaşkanı
ne yapıyordu?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
her yaptığı işten sorumlu bir Cumhurbaşkanı var
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Üçlü kararname var, o da
yargı denetimine tabi.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
hem milletin karşısında hem de hukukun
karşısında sorumlu olan, yasalarımızın da
sorumluluğuna izin verdiği bir Cumhurbaşkanı var.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yalan atıyorsunuz ya! AK
PARTİ Grubu söz alıp
Bizi saf yerine koyuyor ya, inanılacak
şey mi bu ya! Eski Cumhurbaşkanı... Allah Allah!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Öte
yandan, hukuk devletiyle ilgili yaptığımız başka
önemli adımlar da var.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biri yürütmenin
başı
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Hukuk devletini güçlendiren başkaca da ciddi adımlar attık. Ne
yaptık? Bakın, Türkiyede Devlet Güvenlik Mahkemeleri vardı,
yıllar yılı konuştuk, tartıştık
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sayın
Başkan, yani Adalet Bakanı yürütmenin başı!
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın Bakan,
maşallah yalanı iyi söylüyorsun.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
üyeleri içerisinde askerler de vardı, bunu kaldırmayı
konuşmak bile bu ülkede büyük cesaret işiydi.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Karıştırdınız, eskiden Başbakandı yürütmenin
başı.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Şu anda Türkiyede Devlet Güvenlik Mahkemesi var mı? Yok. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) Yok Sayın
Bakanım.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Türkiyede ikili bir yargılama sistemi vardı; bir yandan Askerî
Yargıtay, diğer yandan Yargıtay; bir yandan Danıştay,
öbür yandan Askerî Yüksek İdare Mahkemesi vardı; bir yandan adli
yargı, öte yandan askerî yargı vardı. Türkiyedeki âdeta iki
devlet görüntüsü veren askerî yargı, sivil yargı, yüksek mahkeme
ayrımına biz son verdik, yargı birliğini biz
sağladık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Hukuk devletiyle bağdaşmayan bu sakıncalı ve ayıp
uygulamaları hukukumuzun dışına biz taşıdık.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Bakan, şu anda yargı yok, yargı; ikili değil, yargı
yok, yargı!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Hepsi saraya
bağlı, saraya; saraya bağladınız hepsini!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Bugün Türkiyede yargı tektir, hem adli yargı hem idari
yargımız tektir; bu, büyük bir dönüşümdür.
Öte yandan, özel yetkili ağır ceza
mahkemelerini de biz kaldırdık. Terörle Mücadele Kanununun 10uncu
maddesine göre kurulan ve ayrı bir imtiyazlı usule sahip olan
mahkemeleri de biz kaldırdık. Bugün Türkiyede mahkemelerimizin tamamı
aynı usule tabi, aynı uygulamayı yapıyor. Mahkemeler
arasında da âdeta hiyerarşi görüntüsü veren, hukuk devletiyle
bağdaşmayan bu uygulamaları da biz kaldırdık.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Hepsi saraya
bağlı, hepsi saraya bağlı!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı
hususunda da ciddi adımlar attık. Yargı yetkisini düzenleyen
maddede yargının bağımsızlığı
yanına tarafsızlığını koyduk.
MURAT EMİR (Ankara) Çok tarafsız ya
zaten; iyi ki yazdınız!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Yetmedi, yargının tarafsız ve
bağımsızlığına gölge düşüren hukuk
müesseselerini yeniden yapılandık. Bakın, eskiden Adalet
Bakanlığına bağlıydı Teftiş Kurulu, HSK diye
bir kurul yoktu, Adalet Bakanlığının Personel Genel
Müdürlüğü bunları yapıyordu. Şimdi, ne yaptık?
İdari ve mali özerkliğe sahip bir Hâkimler ve Savcılar Kurulu
kurduk.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Neden yargıya güven yüzde
17 o zaman?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) -
Teftiş Kurulunu Adalet Bakanlığından ayırdık,
hâkim ve savcıların teftişini Hâkimler ve Savcılar
Teftiş Kuruluna bağladık. Personelle ilgili ve diğer
konularla alakalı genel bir çatı ifadeyle sekreterya hizmetlerini
HSK'nin kendi bünyesine verdik. Ya, eskiden bunu benim genel müdürüm
yapıyordu Adalet Bakanlığında, her şey Adalet
Bakanının emri altındaydı.
MURAT EMİR (Ankara) Hâlâ HSKye üyesin ama.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Biz
almışız ayrı yere koymuşuz, ayrı kurula
vermişiz. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Teftişi ayırmışız, idari, mali
özerkliğe sahip bir kurul kurmuşuz ve buradan sonra kalkıp
şunu diyemeyiz: Düne göre yargının
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
daha kötü bir noktada, hukuk müesseseleri olumlu anlamda değiştirilmedi
diyemeyiz.
MURAT EMİR (Ankara) Hâlâ HSK
Başkanısın, hâlâ.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) -
Dersek haksızlık olur. Ha, uygulamayı eleştirmek
lazımsa buyurun, yapın ama düne göre bizim hukuk müesseselerimiz daha
da iyidir, daha da ileridedir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yüzde 17, yargıya güven
yüzde 17.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) -
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 5 kişi, 2 de bakan ve müsteşar 7,
yedeklerle beraber 11 kişiydi. Yargıtaydan, Danıştaydan
seçiyorlar, sonra onlar da Yargıtayı, Danıştayı
seçiyor, kendi içinde kapalı devre işleyen bir sistem vardı.
Biz, şimdi, ne yaptık? Bakın, 7sini
Meclisimiz seçiyor. En son seçimi uzlaşmayla yaptık burada, kötü mü
oldu? Demokratik meşruiyeti arttırdık ve aynı zamanda
kurula seçilen üyelerin kaynaklarını da çoğalttık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Anayasa Mahkememiz
Askerî üyeler vardı
Anayasa Mahkemesinde. Hem Askerî Yargıtaydan hem de Askerî Yüksek
İdare Mahkemesinden üyemiz vardı. Ya, bizim sivil bir Anayasa
Mahkememiz bile yoktu. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) İlk defa sivil Anayasa Mahkemesini birlikte yaptık
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yine emir komuta zincirinde
ama
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) -
ve
yeni dönemde hukuk sistemimize kazandırdık ve önemli
adımları beraber attık.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Saraya
bağladınız.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Sayın Bakan, partili Anayasa Mahkemesi var, partili!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Deminden beri arkadaşlarımız konuşurken bazı
şeyler de söylediler. İzninizle ben şimdi buna da bir cevap
vermek isterim.
Bazıları diyor ki: Eleştirirken sen
şu davayı niye seyrettin? Şu olay olurken niye baktın?
Şu işe niye müdahale etmedin? Şu konuda niye dava
açmadın?
SALİH CORA (Trabzon) Çünkü onlar öyle
yapıyorlar.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Şimdi bazıları da müdahale olursa Niye müdahale ediyorsun?
diyor. Şimdi bir karar verin Allah aşkına! Ben, görülen bir
davaya müdahale edersem mi hukuk devletine uygun davranmış olurum,
yoksa müdahale etmezsem mi hukuk devletine uygun davranmış olurum?
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - HSK
Başkanısın! HSK Başkanısın!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen evde otur!
FETİ YILDIZ (İstanbul) 138i okuyun.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Adalet Bakanının görülen bir davaya müdahale etme hakkı, yetkisi
yoktur; soruşturmalara müdahale etme hak ve yetkisi yoktur.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Ya,
Kaşıkçı davasına nasıl müdahale ettiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen sabah evden çıkmazsan
bu, devlete güvence demektir.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Bakın, çok net söylüyorum
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın
Bakanım, evinizde oturursanız bu gerçekleşir, merak etmeyin.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Daha önceki dönemlerde Adalet Bakanlarının cumhuriyet
savcılarına dava açma emri verme hakkı ve yetkisi vardı;
onu da biz kaldırdık, biz! Adalet Bakanı talimat vermesin,
yargı kendi sistemi içerisinde tarafsız ve bağımsız
bir şekilde işlesin diye. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Görülmekte olan
davayla ilgili tweet atıyorsunuz. Niye tweet atıyorsun?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Doğru adımı yaptık.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Görülmekte olan
davayla ilgili tweet niye atıyorsun?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) -
Anayasamızın 138inci maddesi -izninizle burada tekrar etmek
isterim- diyor ki
(CHP sıralarından gürültüler)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Gülşenle
ilgili, Sedef Kabaşla ilgili niye tweet atıyorsun?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) -
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılması
hakkında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Talimat
verilmez. diyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Ben bu ilkeye uyan
birisiyim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MURAT EMİR (Ankara) Bunu
Cumhurbaşkanına da söyle! Cumhurbaşkanına da söyle bunu!
Kavala tahliye edildiği zaman Cumhurbaşkanı
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Hiç
bugüne kadar yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili zorunlu
olmadıkça konuşmadım, konuşmam da; bundan sonra da
konuşmamaya özen göstereceğim.
Öte yandan, bir başka şey, yine, Anayasa
138: Görülmekte olan bir dava hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisinde
soru sorulamaz, görüşme yapılamaz, herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Ben demiyorum, Anayasa diyor. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
MURAT EMİR (Ankara) Cumhurbaşkanına
söyle sen onu, Cumhurbaşkanına!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ama
sabahtan beri burada yargılayıp mahkûm etmediğimiz ve itham
etmediğimiz kimse kalmadı.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bize Anayasa
anlatma! HSK Başkanı olarak yapacaklarını yap! Bırak
Anayasayı!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Rabia Naz Komisyonu nasıl
kuruldu?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bir
defa, burada, bizim, yüce Meclisimizin her bir üyesinin Anayasamıza
sadakat vazifemizdir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Rabia Naz Komisyonu nasıl
kuruldu?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bu
konuları Meclisin kürsüsünde
MURAT EMİR (Ankara) Her gün
çiğniyorsunuz!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
İmamoğlu davasının hâkimi niye değişti? Onu
anlat!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
dillendirirken daha farklı bir dile bizim ihtiyacımız
olduğunu buradan özellikle ifade etmek isterim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Her şeyi söyle de
Yemin
et, yemin et bu söylediklerin doğru diye! Yemin et hadi!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hükûmetlerimiz döneminde
kadınlar ve çocuklarla ilgili de önemli reformlara imza attık.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Hâkimlik,
savcılık teminatı kalmadı Sayın Bakan!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Özellikle çocuklarımızı korumak için, onlarla ilgili önemli
değişiklikler yaptık. Bir yandan, Anayasanın 10uncu
maddesine çocuklarımız için pozitif ayrımcılığı
koyarken Anayasanın 41inci maddesinin başlığına
çocuk haklarını da ilave ettik, çocukların korunma ve
bakınma hakkını, çocuğun üstün yararına uygun
davranmayı ve bu yararı korumayı devlete bir vazife olarak
yükledik. Çocuklarla ilgili önemli adımların devamını arkasından
da getirdik. İlk defa Çocuk Koruma Kanunu çıkardık, Çocuk Koruma
Kanununu uygulamaya koyduk. Suça sürüklenen çocuklarımızla ilgili
önemli adımlar attık.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
İsmailağa cemaati 6 yaşındaki çocuğu evlendirmiş,
sizin yargınız da üstünü kapatmış!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) -
Ceza sistemimizde çocuklarımızın aleyhine işlenen
suçların cezalarını artırdık, yaptırımlarda
farklılaşmaya gittik. Çocuklar ve diğer kırılgan
gruplarla ilgili adli süreçlerde onların örselenmemesi için tedbirler
aldık.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Diyarbakırda bir çocuğun istismarcısını Çocuğun
rızası var. diye beraat ettirdiniz, beraat!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) -
Adli görüşme odaları kurduk. Şu anda Türkiye'de 81 ilde 147 adliyede
152 tane adli görüşme odamız var. Suç mağduru çocuklar ve
kırılgan gruplar suçun şüphelileriyle, failleriyle yüz yüze
gelmeden, psikologlar, sosyologlar ve uzmanlar eşliğinde ve
örselenmeden -onlarla ilgili- adli süreçler işletilmektedir.
Bir başka konu; o da çok önemli. Çocuklar ile
boşanmış aileler arasında, anne-baba ile çocuğun
ilişki kurmasında büyük dramlar yaşanıyordu. Bir yandan
polis, bir yandan jandarma, bir yandan icra memuru ama icra memurunun elinde
bir kâğıt vardı, o kâğıdın üzerinde de çocuk
yerine teslime konu eşya yazıyordu. Ya bir düşünün,
evladımız, yavrumuz anne-babayla kişisel ilişki kuracak,
görüşmesi mahkeme kararı gereğince icra marifetiyle
yapılıyor ve burada da deniliyor ki: Teslime konu eşya Bir de
Çocuğumla görüşeceğim. diye para veriyorlardı,
parası olmayan pek çok kişi de görüşme imkânından mahrum
kalıyordu. Şimdi, ne yaptık? Bir defa bu düzeni
kaldırdık; icrayla çocukların anne ve babalarıyla görüşme
uygulamasına son verdik. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Çocuklarla ilgili -görüşmek için- yeni bir sistem
kurduk. Çocuklarımız bu sistemde psikolog, sosyolog, rehber
öğretmen ve uzmanlar eşliğinde aileleriyle görüşmekte,
kimseden de herhangi bir ücret alınmamaktadır. Bu, daha insani bir
şey değil mi; çocuklarımızın hakkını,
hukukunu, üstün yararını koruyan önemli bir adım değil mi?
Önemli bir adım.
MURAT EMİR (Ankara) Çocuk gelin önergesini
sen getirmedin mi?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ve
bunu da attık, şu ana kadar 242 noktada çocuklarla ilgili bu uygulamayı
başlattık. İnşallah 2023ün sonuna kadar bütün ülkemizde bu
uygulamayı hayata geçireceğimizi buradan ifade etmek isterim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Gecenin bir yarısı
tecavüzcüler için önerge çıkardın çantadan. Sen yaptın onu.
Çocuk tecavüzleri için önerge çıkardın çantadan. Biz engel olduk
sana.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Kadınlarla alakalı konularda bizim adımlarımız Yüce
Meclisin de aziz Türk milletinin de gözleri önündedir. Kadına
karşı şiddetle mücadele, bizim hükûmetlerimizin değişmez
ve değiştirilemez gündemidir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne dedin? Bunu bu gece
geçirmezsem bir daha geçiremem. dedin. Sümeyye Erdoğan bile sana
karşı çıktı sonra. Gece yarısı, çocuklara tecavüz
edenleri affeden önergeyi sen çıkardın.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Bugüne kadar kadınlarımızın hukukunu korumak için önemli
adımlar attık ve bu hukuku koruyacak adımları hayata bir
bir geçirdik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen çıkardın
önergeyi, biz engel olduk gece yarısı. 12 yaşında
çocuğa tecavüz edeni affettirmeye çalıştın sen.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Bakın, 2003 yılında aile hukukundan kaynaklanan
uyuşmazlıkların çözümü için ilk defa ihtisas mahkemesi olarak
aile mahkemelerini hukuk sistemimize biz kazandırdık ve daha iyi bir
uygulama olsun diye biz kazandırdık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Ailenin Korunması ve Kadına
Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu, 6284 sayılı
Yasayı biz yürürlüğe koyduk ve bu yasa bugün uygulanmaktadır.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
İstanbul Sözleşmesini de siz kaldırdınız.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Hâkimler
ve Savcılar Kurulu tedbir kararlarının uygulanması için de
ihtisas mahkemeleri oluşturdu.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
İstanbul Sözleşmesini de siz kaldırdınız; onu da
söylesene Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bu
ihtisas mahkemeleri bugün tedbir kararlarını uygulamaktadır.
Cezaların caydırıcılığını
artırdık. Bakınız, çok net; kadına karşı
cinayetlerde daha önce sadece alt soy ve üst soya karşı bir cinayet
işlenirse nitelikli öldürme ve
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
alıyordu. Biz bunun yanına kız kardeşi koyduk, daha sonra
eşi koyduk, daha sonra boşanmış eşi koyduk.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) İstanbul
Sözleşmesini unutmayın!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) En
son, bu Meclisin, Meclisimizin, sizlerin oylarıyla kabul ettiği
değişikliklerle de kadın mağdur olduğu takdirde,
kadına karşı cinayetin tamamını ayrımsız
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
yaptık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Töre saikiyle işlenen cinayetleri de yine
aynı şekilde nitelikli öldürme suçu kapsamına aldık. Yine,
takdiri indirim nedeni olarak Kravat taktı. Düzgün tıraş
oldu. Uygun lisan kullandı. Boyun büktü. gerekçesiyle takdiri indirim
nedenlerinden aziz milletimizin rahatsız olduğunu gördük. Meclisimize
gelen teklifle burada ayarı Meclisimiz verdi ve takdiri indirim
nedenlerine sınırlamalar getirdik, bunun kötüye
kullanılmasını önleyecek önemli bir reformu daha hayata
geçirdik.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Çocuk evliliklerine ne diyorsunuz Sayın Bakan?
ADALET BAKANI BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Israrlı takibi ilk defa suç hâline getirdik ve bununla ilgili
önemli bir adımı attık ve bu konu uygulamada devam etmektedir.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Çocuk evliliklerine
Yazıklar olsun!
ADALET BAKANI BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Aile içi şiddeti takibi şikâyete bağlı suç olmaktan
çıkardık, resen takip edilen suçlar arasına koyduk.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) Çocuğa
yapılan tecavüze Rızası vardır. diyen Sayın Bakan!
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya)
Yetti ama ya, yetti!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Kadına karşı darp fiilinin işlenmesi hâlinde, tutuklama
nedenleri var sayılan katalog fiiller arasına koyduk. Bizim bu konuda
mücadelemiz amasız, fakatsız, lakinsiz, lâmsız, cimsiz
bir mücadeledir ve bu konudaki mücadelemizi de kararlılıkla bundan
sonra devam ettireceğimizi ifade etmek isterim.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) Çocuk
evliliğini savunan Adalet Bakanı! Asla kabul edilemez, yazıklar
olsun!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Son
olarak bir şey daha söyleyeceğim, lütfen bunu dikkatle dinlerseniz
Çok önemli bir şey bu söyleyeceğim, diğerleri kadar önemli,
belki biraz daha önemli çünkü burada bir felsefe değişikliği
yatıyor. 765 sayılı Türk Ceza Kanununda, kadına
karşı işlenen cinsel içerikli suçlar Adabı umumiye ve
nizamı aile aleyhinde cürümler bahsi altında düzenleniyordu.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) Çocuk
evliliklerine Evet. diyen bir Bakan olur mu? Yazıklar olsun!
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Kaç tane karar var?
Çıkardığınız bu maddelere dayanan kaç tane karar var
Bakan Bey?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bu
ne demek? Bu suçlar işlendiği zaman korunan, kadın değil,
korunan hukuki değer, adabı umumiye ve nizamı aile. Bu
suçları kadına karşı değil, adabı umumiye ve
nizamı aile aleyhine işlenmiş suçlar olarak kabul ediliyordu.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Kaç kadın bu
maddelerden yararlanabiliyor? Erkek yargınız kaç tane bu kanuna göre
karar verebildi acaba?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Ceza hukuku anlamında, cinsel içerikli suçları Cinsel
dokunulmazlığa karşı suçlar bahsi bölümü altında
düzenleyip kadını birey hâline getiren reformu da burada beraber
yaptık, biz yaptık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Yapmayın ya!
Erkek yargınız hiçbir şekilde karar vermiyor. Kadınlar dava
sürecine bile ulaşamıyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bu
konularda hiç mütevazı olmaya gerek yok ama bütün bunlara rağmen hâlâ
şiddetin, cinayetlerin olması elbette hepimiz için büyük bir
ayıptır. Bununla da seferberlik anlayışıyla birlikte
mücadele etmemiz gerektiğine yürekten inanıyorum.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Ya, açık
açık öldürülmeyle tehdit edilen kadınları korumuyorsunuz. Her
yerden çığlıklar yükseliyor Beni öldürecek. diye ve hiçbir
önlem almıyorsunuz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Biz
bu konuda sürekli ve devamlı bir mücadeleyi hayat felsefesi hâline
getirdik ve yapmaya da devam edeceğiz.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Erkeklere koruma
kararı vermeye başladınız. Boğaziçi Üniversitesi
rektörleri, kayyum rektörler koruma kararı alıyor, kadınlar
alamıyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Tabii, bizim yeni dönemde hâkim ve savcılarımızla ilgili,
yargıyla ilgili yaptığımız başkaca
çalışmalarımız da var. 2002 yılında 9.349 hâkim
ve savcımız vardı, şu anda 22.769 hâkim ve
savcımız var. 2002de 100 bin kişiye düşen hâkim
sayısı 9,40; savcı sayısı 4,97 iken 2021
yılı sonu itibarıyla 100 bin kişiye düşen hâkim
sayısını 18,7; savcı sayısını 8,84e
yükselttik.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Cezaevlerinden
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Bakan
Sayın Bakan
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Çocuğun
rızası var diye tecavüzcüye beraat kararı verildi. Çocuğun
rızası diye bir şey olur mu?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
2002de Türkiyede adliyelerde Adalet Bakanlığı personeli 51.681di,
şu anda rakam 164.609; yüzde 219 arttırdık. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bu ne demek biliyor
musunuz? Avukatlığım sırasında mahkemeler
nöbetleşe zabıt kâtibi kullanırlardı, yeteri kadar
zabıt kâtibi yoktu, biz onun işi bitsin de öbür mahkemeye gelsin diye
beklerdik; şimdi bambaşka bir fotoğrafla karşı
karşıyayız. Türkiyede 3.581 tane mahkeme sayısı
varken biz bunu 6.950ye çıkardık; yüzde 94 oranında adli yargıda
artırdık.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Hiç de adalet yok!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Bunların elbette ki yargının işleyişini
hızlandırma, makul sürede yargılanma konusunda son derece önemli
rol oynadığını buradan ifade etmek isterim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Bulgaristanla ilgili bir cümle söyleyin Sayın Bakan!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Tabii, bir başka konu, o da şu: Değerli kardeşlerim,
Türkiyede bilgisayar kullanımıyla ilgili de önemli şeyler
vardı.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Levent
Göktaşı niye vermediler Sayın Bakan? Levent Göktaşı
niye vermedi Bulgaristan?
FELEKNAS UCA (Batman) AİHM
kararlarını niye uygulayamıyorsunuz? Onu da açıklayın.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
2002de yargıda toplam 1.700 küsur bilgisayar varken şu anda 260 bin
civarında bilgisayar var. Biz yargıyı teknolojiyle de
donattık, ulusal yargı ağı UYAPı kurarak
yargılamaların hızlandırmasında da önemli reformlara
imza attık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Eskiden
tapuda bir kayıt için aylarca beklenirken şimdi bir tuşa
bastığınızda tapu kayıtları
huzurlarınızdadır.
Tabii, buradan şunu da söylemekte fayda
görüyorum: Yargının önünde çok sayıda dosya var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FELEKNAS UCA (Batman) AİHM
kararlarını niye uygulatmıyorsunuz, onu da bir
açıklayın.
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Bitiriyorum Değerli Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Şu anda, 2021 itibarıyla rakamlara baktığınızda,
yaklaşık kesin rakam olduğu için söylüyorum- 18 milyon
civarında ilk derece mahkemelerinde olan dosyalar var. Tabii, buna, siz
Yargıtayı, Danıştayı da koyarsanız bu rakam daha
da fazladır.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bulgaristan
niye vermedi Levent Göktaşı Sayın Bakan?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Çok
üretken bir iktidarınız var, o yüzden bu kadar çok dava var.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Bunu şunun için söylüyorum: Yargıda görev yapan hâkim ve
savcılarımız büyük bir özveriyle görevlerini yapıyorlar,
milyonlarca dosyaya bakıyorlar. Sadece kamuoyunda siyasi
taraftarlığa uygunluk esasları bakımından
tartışılan bazı davalar nedeniyle hâkim ve
savcılarımızı yargılamak, onlar hakkında hüküm
vermek büyük bir haksızlıktır. Düşünün, 20 milyon
civarında dosya var ve bunların bir sürü tarafı var. Türkiyede
tartışılan dava sayısına bakın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Çok
net söylüyorum; hukuk değil, siyasi taraftarlığa göre
tartışılan davalara bakın
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Ya, ülkenin yüzde
70i Adalet yok. diyor, yargıya güvenmiyor; siz hâlâ üç beşten
bahsediyorsunuz!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
İki elin parmağını, hadi diyelim, 100ü geçmez; daha fazla
söyleyelim.
BAŞKAN Sayın Bakan, selamlayalım
lütfen.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Bitiriyorum Değerli Başkanım.
BAŞKAN Selamlayalım.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ama
20 milyon dosyanın olduğu yerde -tartışılan ama adalet
terazisi üzerinde tartışma yürümeyen davalar üzerinden- hâkim ve
savcılarımızı töhmet altında bırakmak çok büyük
bir haksızlık olur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Yüzde 70i
güvenmiyor toplumun. Herkes diyor ki: Dayınız yoksa karar
çıkartamazsınız.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ben
bu haksızlığı Adalet Bakanı ve Hâkimler ve
Savcılar Kurulu Başkanı olarak kabul etmediğimi buradan
yüksek sesle ifade ediyor, görevlerini büyük bir özveriyle yapan hâkim ve
savcılarımıza gönülden başarılar diliyorum.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Gerçekten
söylediklerinize inanıyor musunuz? Bu ülkede adalet var. demeyi
gerçekten nasıl söyleyebiliyorsunuz?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
2023 bütçemizin hayırlı ve uğurlu olmasını
Cenab-ı Allahtan temenni ediyor, emek veren, destek veren herkese
ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Yürütme adına konuşmalar
tamamlanmıştır.
Aleyhinde olmak üzere, son konuşmacı
Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Gültekin Uysal.
Buyurun Sayın Uysal. (CHP ve İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
GÜLTEKİN UYSAL (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; 2023 bütçesi, 2021 kesin
hesabıyla ilgili bugün görüşülmekte olan bakanlıklar ve
kurumlarla ilgili aleyhte söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, bugün yaşanan, hepimizi üzen,
Meclisin mehabetine de yakışmayan olay dolayısıyla Trabzon
Milletvekilimiz Sayın Hüseyin Örse de geçmiş olsun dileklerimi ifade
etmek istiyorum.
Gönlümüz arzu ederdi ki Mecliste temsil edilen
siyasi bir parti olarak, daha evvelki uygulamalarda olduğu gibi, geneli
üzerine bir konuşma hakkımız olsun, o değerlendirmeleri
yapabilelim; zamanın el verdiği ölçüde önemli gördüğüm
meseleleri beraberinde paylaşayım.
Değerli milletvekilleri, insanlık tarihî,
toplum hâlinde yaşadığı andan itibaren düzen
arayışı içerisinde olmuştur, adil bir düzen
arayışı içerisinde olmuştur. Modern siyasi tarihimiz de
yönetimlerin kademe kademe sınırlandırılmasının,
keyfîliğin kademe kademe sınırlandırılmasının
tarihidir. Oysa bugün, iktidara ifade etmek isterim ki, sizin mücadeleniz
keyfîliğin alanını genişletmek ve kurumsal hâle
getirmektir. Bu, hükmen başında mağlup olduğunuz bir
yolculuktur, tarih er ya da geç hükmünü icra edecektir. Milletimizin
demokratikleşme talebini, özellikle 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü
sonrası büyük yıkımlar, büyük felaketler sonrası ortaya
çıkmış yaratıcı yıkım diye de tabir
edebileceğimiz bir iklimde daha fazlasıyla hukuku, daha
fazlasıyla demokrasiyi merkeze almamız gerekirken maalesef kendi
lehinize çevirerek sınırsız yetki, sıfır denetim
mantığı içerisinde bir düzen kurmaya kalktınız. Bugün,
yirmi yıllık iktidarınızın neticesinde hukukla,
demokrasiyle, adaletle, kalkınmayla ufkunuzu icraatınız ortaya
koyuyor. Hani şairin güzel bir sözü var, birinci beytini biliriz Ayinesi
iştir kişinin lafa bakılmaz. diye, ikinci mısrasında
da der ki: Şahsın görünür rütbeiaklı eserinde. Bugün,
geldiğimiz noktada kuvvetlerin uyumu diyerek kurulan potalı
mekanizmalarla yargıyı, yasamayı, beraberinde yürütmenin
maalesef bendesi hâline getirilmiş bir süreci görüyoruz. Bir düşünürün
güzel bir sözü var: Yargıçlara güven yoksa kamu düzeninden bahsedemeyiz.
Bugün geldiğimiz noktada maalesef hukuk, Anayasa, kanunlar iktidara
uzaklığına yakınlığına, iktidarın
lehine ve aleyhine işleyip işlemediğine göre uygulanır hâle
getirildi. Bugün bu çöken mekanizma içerisinde maalesef -Büyük Millet
Meclisinin burada yazı yazılmış olmasına rağmen-
kayıtsız ve şartsız millete ait olan millî egemenliğin
üzerinde kayıt da vardır, beraberinde şart da vardır. Bugün
Büyük Millet Meclisini güçlendiriyoruz. diyerek yapılan hiçbir kanunda
bireysel olarak, milletvekillerinin, usulü tamamlama işleminin ötesinde
maalesef bir artısı, bir etkinliği yoktur. Beraberinde de bugün
yargıda yaşadığımız sistematik çöküş
Ne
hukuki öngörülebilirliğin ne bürokratik öngörülebilirliğin
olmadığı bir Türkiye -kronik yatırım
açığı olan ülkeyi- bırakınız yabancı
sermayeyi, yerleşik vatandaşlarımızın bile
yatırım yapmaktan çekindiği bir ülke hâline gelir.
Evet, biliyoruz, siz inşaat mühendisi
değil, yıkım mühendisisiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) - Bugün sistemi,
ufkunuzla beraber işleyen bir demokrasiyi, işleyen bir hukuk düzenini
kurmak da
Maalesef özellikle suçüstü yakalandığınız andan
itibaren bütün bunları yadsıdınız.
Bugün Sayın Bakan güzel güzel laflar söyledi,
gönlüm ister ki bu ülkenin bir vatandaşı, sorumlu bir bireyi olarak
bu söylenenleri kabul edeyim. Meksika sınırı gibi bu ülkede bir
sınır çizilmiş, iktidarın tarafındaysanız her
şey hakkınız, o taraftaysanız ceza da yok, neredeyse günah
bile yok ama muhalefetteyseniz... Maalesef, bugün reformdan bahsedenlere
açıkça şunu ifade edebilirim: FETÖ'cülerin size miras
bıraktığı hukuksuzluk icat etmekten vazgeçin yeterlidir.
(CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bunu
niçin söylüyorum?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) Sayın
Başkan, bir iki dakika müsaade ederseniz.
BAŞKAN Sayın Uysal, bir iki dakika
değil, bir selamlama yapın lütfen çünkü bugünkü usulümüz böyle.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Zamanı kullanmak da
bir başarıdır Sayın Başkan.
SERKAN TOPAL (Hatay) Sayın
Başkanım, Sayın Bakana üç dakika verdiniz, Sayın Genel
Başkana üç dakikayı...
BAŞKAN Sayın Topal, benim ne
yapacağımı, nasıl davranacağımı bana
öğretmeyin lütfen, yerinize oturun.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) İfade etmek
istemem ama Sayın Bakanın söylediği bu keyfîliğin ne derece
genişlediğini on yıldır sistematik hukuksuzluğa
uğrayan bir partinin Genel Başkanı olarak ifade ediyorum.
Yarın iktidar değişse genel merkezinizin olduğu alan,
sanayi depolama alanı ilan edilse bunu kabul edecek miyiz Sayın
Bakan? Mahkemelerden kararlar almış olmamıza rağmen keyfî
olarak maalesef sizin partinizin talimatlandırmasıyla bu süreçler
buraya kadar uzandı. Her noktada bu itirazımızı dile
getirmeye çalıştık ve son söz olarak şunu söylüyorum: Siz
maalesef, bir Arap darbımeselinde anlatıldığı gibi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) Tamamlıyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Tamamlayın, lütfen, devam edin.
Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Zamanı kullanmak da
bir başarı Başkanım.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) Fırtınaya
yakalanmış, bilirsiniz, ağacın tepesinde dua etmeye
başlamış. Ya Rabbi, sağ salim aşağı inersem
5 kurban
Biraz inmiş, 4e düşmüş; biraz inmiş, 3e; biraz
inmiş, 2ye; ayağı yere basınca Kurban mafiş.
demiş. İşte, sizin de demokrasiyle ilgili, hukukla ilgili
maalesef konjonktürel bir program, bir muhalefet ideolojisi olarak
gördüğünüzü yaşadığımız süreç göstermiştir.
Lehinize işliyorsa demokrasi kabulünüz, lehinize işliyorsa hukuk
kabulünüz. Bu vesileyle ifade etmek isterim ki yirmi yılın sonunda
söz tükenmiştir, demokrasinin de güzelliği buradadır; sözü
bitenler gidecek, sözü olanlar gelecektir.
Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birinci
turdaki konuşmalar tamamlanmıştır.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) Sayın Bakan,
adalet var mı yok mu, cevapla! Demokrat Parti Genel Merkezine el koydun,
adaletin bu senin!
BAŞKAN Şimdi soru-cevap işlemine
geçeceğiz ama geçmeden önce Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini
karşılayacağım.
Sayın Özkoç
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
24.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Gençlik ve Spor Bakanı
Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Adalet Bakanı Bekir Bozdağın
362 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur görüşmelerinde
yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Adalet Bakanı, size sesleniyorum: Bu
anlattıklarınızın, burada yaptığınız
konuşmanın sadece doğruluğu için, bu sözlerinizin gerçek
olup olmadığı için bu soracağım soruya cevap verin.
Sizin iktidarınızın İçişleri Bakanı, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçişleri Komisyonunda kayda alınan
konuşmasında Sezgin Baran Korkmazla ilgili, bütün mahkeme
kararlarıyla ilgili ve kaçmasıyla ilgili sizin Adalet
Bakanlığınızı da kastederek Onu biz devletin en üst
biriminden en alt birimine kadar birlikte kaçırdık. dedi. Şimdi
size soruyorum: Sezgin Baran Korkmazla ilgili İstanbul 2. Sulh Ceza 23
Temmuzda
İstanbul 10. Sulh Ceza 30 Eylülde mal varlıklarına el
koyma, 1 Ekim 2020de yurt dışına çıkma yasağı
koydu. 13 Ekimde İstanbul 4. Sulh Ceza, 16 Ekimde İstanbul 8. Sulh
Ceza, 23 Ekimde de İstanbul 8. Sulh Ceza mal varlıklarına el
koydu. Sayın Bakan, ne oldu da bu kişiyle ilgili 17 Kasımda
İstanbulda 7. Sulh Ceza Hâkimi Ramazan Çiçek tarafından hem mal
varlıklarına el konulması kaldırıldı hem de yurt
dışına çıkış yasağı
kaldırıldı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ne oldu da bu
kişi, Sezgin Baran Korkmaz, kara para aklayıcısı 4
Aralık 2020de, kaçmadan bir gün önce İçişleri
Bakanının odasında onunla görüştü? Ve bir gün sonra, yurt
dışına kaçtıktan sonra mahkemeler bu Sezgin Baran
Korkmazla ilgili yurt dışına çıkma yasağını
nasıl koydu, mal varlığına nasıl el koydu? MASAK nasıl
bununla ilgili Kara para aklamıştır. dedi? Bir suçlunun,
adalet mekanizması kullanılarak ilk önce mal varlıklarına
el koydunuz Yurt dışına çıkmasın. dediniz; aynı
suçlunun, adalet mekanizmasıyla kaçması için yurt
dışına çıkış yasağını
kaldırdınız, daha sonra aynı suçlu için aynı
kararları aldınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bununla ilgili Soylu
Evet, yaptık. dedi. Sizin Adalet Bakanlığınız buna
alet oldu mu olmadı mı Sayın Bakan? Bunu açıkça söyleyin.
Sayın Spor Bakanı, Türkiye'de 1,5 milyon
çocuk aç; yüzme bilmedikleri için mi aç? Türkiye'de 1 milyon çocuk eğitim
dışı; yüzme bilmedikleri için mi eğitim
dışı? (CHP sıralarından alkışlar) Bu ülkede
5 öğrenciden sadece 1ini yurda yerleştirdiniz, Rekor
kırdık. diye burada avaz avaz bağırıyorsun; yüzme
bilmedikleri için mi diğer öğrenciler yurda yerleştirilmedi? Bu
ülkede 10 yaşında çocuklar uyuşturucu tuzağında; yüzme
bilmedikleri için mi öyle oldu? (CHP sıralarından alkışlar)
Millî Takım yüzme bilmediği için mi Dünya Kupası'nda bizi temsil
etmiyor? Hiç mi yüzünüz kızarmıyor sizin? (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Beştaş
25.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Adalet
Bakanı Bekir Bozdağın 362 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Adalet Bakanını dinledim herkes
gibi. Doğrusu hak arama yollarını çoğaltma, yeni
başvuru mekanizmaları, Anayasa 90, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi, Ombudsmanlık gibi yapılan yeni yasal düzenlemeleri çok
ayrıntılı bir şekilde ifade etti. Bu yasal düzenlemelere
bir itirazımız yok. Doğrudur, Anayasa 90a göre
uluslararası sözleşmeler ve ilgili kararların iç hukuktan
öncelikli değerlendirilmesi ve uygulanması lazım. Doğrudur,
şu anda DGM yok, özel yetkili mahkeme yok, terörle mücadele, ona göre
yetkili mahkeme de yok ve yargılamalarda hâlâ adalet yok, adil bir
yargılama hâlâ yok. Bizim derdimiz, aslında, artık kanunlar
değil, kanunların uygulanma yöntemi ve yargının bu
kanunları nasıl uyguladığıdır.
Adalet Bakanı olarak sizin, adil
yargılanma hakkını korumak, gerekli önlemleri almakla ilgili de
doğrudan bir sorumluluğunuz var -ben zaman çok
olmadığı için girmeyeceğim- Anayasa 138e uyuyorum.
dediniz, bu konuda Cumhurbaşkanı Anayasa 138e uyuyor mu?
Doğrudan soruyorum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
kararlarını tanımıyorum; karşı hamlemizi yapar,
işi bitiririz. dedikten sonra Selahattin Demirtaş ve Figen
Yüksekdağ hakkında aynı iddiayla ikinci dava açıldı,
hem de Demirtaşın tahliye olacağı gün, bu adil mi? Şu
anda, 2 tane Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı var, hem de
AİHS 18inci madde ihlali; en son, önceki dönem Eş Genel
Başkanımız Figen Yüksekdağ ve 12 milletvekilimiz
hakkında yine AİHS 18 ihlali verildi, en ağır ihlal ve
uygulanmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Leyla
Güvenle ilgili AYM karar verdi, uygulanmadı. Daha birçok karar var, bunu
hatiplerimiz söyledi.
Bu hafta MHP Diyarbakır İl
Başkanı beraat etti, bir çocuğa cinsel istismardan
tutuklanmıştı. Karar gerekçesine baktım, her zaman
olduğu gibi inanmak istemedim, inanmayı hâlâ reddediyorum çünkü karar
gerekçesinde çocuğun kahkaha atması beraat gerekçesi olarak kabul
edilmiş ve bu hâkim, İsmail Kızılelma, İpek Ere
cinsel istismarda bulunan Musa Orhanı da serbest bırakan hâkim.
Şimdi biz buna adil bir yargılama mı diyeceğiz? Çarşaf
çarşaf İktidarın ortağının il başkanı
istismardan tutuklandı. haberleri geçecek ve bu kadar kısa sürede,
bir kahkaha gerekçesiyle beraat edecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son kez açıyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Biraz
müsamaha rica edeceğim.
BAŞKAN Ama çok
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Uzatmayacağım, uzatmayacağım.
BAŞKAN Lütfen
Son kez açıyorum Sayın Beştaş,
lütfen çok zorlamayın şartları.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, yani Sayın Adalet Bakanına sormak ve
değerlendirmek istiyorum ama özetle şunu söylüyorum: Adalet
Bakanı olarak AİHM, AYM kararlarının uygulanması ve
kanunların uygulanması konusunda sizin doğrudan
sorumluluğunuz var, biz bunu bekliyoruz sizden. Kanun çıkarmak
yetmez, bunun uygulanması lazım.
Gençlik ve Spor Bakanına da epey sözüm
vardı. Gençler göz bebeğinizmiş. Ya, göz bebekleriniz aç, göz
bebekleriniz işsiz, göz bebekleriniz yurt bulamıyor, göz bebekleriniz
uyuşturucu bağımlısı oluyor, göz bebeklerinizin
siyaset yapma hakları ellerinden alınıyor, gençler
kaçırılıyor, göz bebeklerinize eğitimde fırsat
eşitliği yok, milyonlarca genç fırsat eşitsizliğinden
mağdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Son kez
BAŞKAN Peki, son kez açıyorum ve
bitiriyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yine, bu
göz bebeğiniz olan gençler yurt dışına gitmek için
-oranları biliyorsunuz- birbirleriyle yarışıyorlar. Göz
bebeklerinizden üniversiteyi bitirenler atanamıyor, işsiz. Bu ülkede
yüzde 41 işsizlik var gençler arasında ve milyonlarca genç asgari
ücretin altında çalışmak zorunda kalıyor. Doğrusu
sizden bir miting konuşması bekledim, performansınız da
fena değildi ama Gençlik ve Spor Bakanı olarak sizden duyulması
gereken hiçbir şeyi duymadık; umarım sorularımıza
yanıt verirsiniz.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Peki, başka Grup Başkan
Vekilinin talebi yok.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA MAHKEMESİ (Devam)
1)
Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Anayasa Mahkemesi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1)
Sayıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Sayıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ADALET BAKANLIĞI (Devam)
1)
Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Adalet Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) YARGITAY (Devam)
1)
Yargıtay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yargıtay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DANIŞTAY (Devam)
1)
Danıştay 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Danıştay 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) CEZA İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ
İŞYURTLARI KURUMU (Devam)
1)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ (Devam)
1)
Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Adalet Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU (Devam)
1)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİ KURUMU
(Devam)
1)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU (Devam)
1)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN - Şimdi soru-cevap işlemini
başlatıyorum.
Sayın Aycan
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın Adalet
Bakanına sormak istiyorum: Adalet hizmetlerinin
yaygınlaşması ve hızlanması önemlidir. Davaların
karara bağlanma sürecini hızlandırmak için ne gibi
çalışmalar yapmaktasınız?
Bilindiği gibi, bazı ilçelerde adalet
sarayı bulunmamaktadır. Bu kapsamda seçim bölgem
Kahramanmaraş'ın Çağlayancerit, Nurhak ve Ekinözü ilçelerinde
adalet sarayı yoktur. Bu ilçelere adalet sarayı kurulacak
mıdır? Buradaki vatandaşımıza hizmete ulaşmak
konusundaki önerileriniz nedir?
Sayın Bakan, boşanmış ailelerin
çocuklarının velayeti konusunda ne düşünüyorsunuz? Çocuğun
velayetinin anne ve babaya ortak olarak verilmesi konusunda
çalışmanız var mıdır?
Gençlik ve Spor Bakanına sormak istiyorum:
Sporun yaygınlaşması için tesis yaygınlığı
gereklidir. Şehrim Kahramanmaraş 1 milyon 200 bin nüfuslu
büyükşehirdir. Şehrimizde tam olimpik yüzme havuzu yoktur, tam
olimpik yüzme havuzu talebimizdir. Ayrıca, şehrimizde var olan
stadyumun yıkılma kararı vardır. Bu nedenle
Kahramanmaraşta uluslararası standartlarda stadyum talebimizi iletmek
istiyor ve desteğinizi bekliyoruz.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın Kayışoğlu
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Kasapoğlu, İnegöl 300 bin
nüfuslu bir ilçe ve 20 resmî kulübü var. Maalesef, ülkemizin her yerinde
olduğu gibi İnegölde de ciddi bir uyuşturucu sorunu var ve
iş insanları çocukları spora yönlendirmeye
çalışıyor. Şöyle söyleyeyim; İnegölspor, Osmaniyespor,
Kafkasspor, Doğugücü Spor, Orhaniye Spor, Turgutalp Spor, Gençler Gücü,
Karadeniz Güven, Mobilya Spor, Kurtuluşspor, Cerrah Spor, Gazipaşa,
Akhisar, Alanyurt, Yenicespor, Doğanspor, Anadolu FK, İsaören Spor
sizden bugün yaptığınız heyecanlı konuşma gibi
heyecanla stat yapılmasını bekliyorlar çünkü İnegöl'ün
stadı altmış yıllık ve yıkılmak üzere. Ve
maalesef kulüpler Bursa'ya maç yapmaya, idman yapmaya gitmek zorunda
kalıyorlar çünkü binlerce gencin idman yapacak, maç oynayacak doğru
düzgün bir spor sahası yok, stadı yok. Sizden İnegöl'e stat
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Öcalan
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa)
(*)
Sorum Sayın Adalet Bakanına olacak.
Sayın Bakan, uzun süredir bir
çatışmalı süreç bu ülkede yaşanıyor ve binlerce siyasi
tutsak var -parantez içinde- terör adı altında geçiyor. 2nci
yüzyıldan bahsediliyor, bir vizyondan bahsediliyor. Bu 2nci yüzyıla
girerken genel bir af düşünüyor musunuz siyasileri de kapsayan? Bu ülkeye
yakışan vizyon, 2nci yüzyılda Kürt meselesini demokratik yol ve
yöntemlerle çözmek, cezaevindeki hasta tutsakları bırakmaktır ve
genel bir af amasız fakatsız gerçekleştirmektir.
Hükûmetinizin bu konuyla ilgili bir çalışması var
mıdır? Bu ateşe bir su dökülecek midir?
BAŞKAN Sayın Yılmazkaya
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Maalesef yirmi bir yıllık
iktidarınız döneminde yargıyı öyle bir hâle getirdiniz ki
ülkenin hâkim ve savcıları iktidarın baskısı yüzünden
verecekleri kararlardan çekinir hâle geldi. Hükûmetin yarattığı
bu baskı ve kendilerine yapılacak anlamsız suçlamalardan
dolayı hâkim ve savcılar kanunlar çerçevesinde karar vermekten korkar
hâle geldi. Verecekleri kararlar neticesinde başka yerlere sürülmekten
korkan ya da anlamsız ithamlara maruz kalan yargı mensupları ne
yapacağını şaşırmış durumda.
Yargının bağımsızlığının
kalmadığı bu düzende toplumdaki insanların da adalete
güveni kalmamıştır. Yargılama makamındaki hâkimlerin
ve savcıların bağımsız olması, görev yaparken
hiçbir etki ve baskı altında kalmaması ve hiçbir kişi veya
merciden emir almaması; kısaca, özgür olması, mutlaka hukuka
bağlı olması gerekir ki olması gereken budur. Adalet
Bakanlığı olarak yargının kamuoyu nezdindeki güvenini
yerine getirmek; daha adil, daha bağımsız bir yargılama ve
kovuşturma sürecini hayata geçirmek adına ne gibi adımlar atmayı
düşünüyorsunuz? Tabii ki Öyle değil. diyeceksiniz, biliyoruz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Girgin
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Adalet Bakanlığına... Hava
saldırısıyla hayatını kaybeden, yaşları 13
ile 40 arasında değişen çoğu çocuk 34 kişinin ölümünün
üzerinden on bir yıl geçti. Süreci başından beri takip eden
Ankara Milletvekilimiz Levent Gökün deyimiyle Adalet gelmedikçe, ailelerin
yası gözyaşlarına karışacak. Uludere faciasında
ne acılı ailelerin ne kamuoyunun vicdanını tatmin edecek
bir dava süreci yürütülmedi; sorumluların kim olduğunu
öğrenemedik, sorumluların ceza aldığını
göremedik. Vicdanımız bize diyor ki: Uludere'nin
gözyaşlarının dinmesi için adalet üzerine düşeni yapmalıdır.
Sayın Adalet Bakanı, bu konuda vicdanları rahatlatacak bir hukuki
süreci ne pahasına olursa olsun yürütmeyi düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Ataş
DURSUN ATAŞ (Kayseri) Teşekkürler
Sayın Başkan.
İlk sorum Gençlik ve Spor Bakanına: Seçim
bölgem Kayseri'de 4 üniversite ve bu üniversitelerde 80 bin civarında
öğrenci bulunmaktadır; buna karşın, ilçelerle birlikte yurt
kapasitesi ise 12 bin civarındadır, yeterli sayıda ve kapasitede
yurt olmadığı için öğrenciler mağdur olmaktadır.
Üniversite şehri Kayseri'nin yurt sorununun çözümüne yönelik bir çalışma
var mıdır?
Diğer sorum Adalet Bakanına: Hukuk
fakülteleri her yıl binlerce mezun veriyor. Bu mezunlar ya işsizler
kervanına katılıyor ya asgari ücretin bile altında hukuk
bürolarında ya da kendi mesleğinin dışında başka
bir işte çalışmak zorunda kalıyor. Bu kapsamda, yeni hukuk
fakülteleri açılmamalı, mevcut hukuk fakültelerinin kontenjanı
azaltılmalı ve kamuda avukat istihdamı
arttırılmalıdır, Bakanlığın bu sorunun
çözümüne yönelik bir çalışması var mıdır?
BAŞKAN - Sayın Sümer
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Avrupa Birliği fonları,
Birleşmiş Milletler destekleri haricinde Göç İdaresi
Müdürlüğünün geri gönderme kapsamında kalan Suriyeliler için harcama
yaptığı, bu harcamaların ve yemek ihalelerinin bazılarında
usulsüzlük olduğu Sayıştay raporlarınca tespit
edilmiştir. Elimdeki Göç İdaresi Müdürlüğünün Adana'da kalan
Suriyeliler için son iki sene içerisinde yaptığı 3 öğün
yemek ihalesi -hepsi de aynı kişiye verilmiş- belgesidir.
Adana'da kampta kalan Suriyelilerin yemek ihtiyacının
karşılanması için sadece 5 ihalede ödenen rakam 3 milyon 248
liradır. Türkiye'de milyonlarca öğrenci okula aç gidiyor, aileler
çocuklarını 3 öğün besleyemedikleri için isyan ediyor. Kendi
çocukları için 1 lirayı bile çok gören, götürüp yabancılar için
milyonlar harcayan, usulsüzlük yaptıran saray rejimi ve sizin
cevabınız nedir?
Ayrıca, özellikle futbol spor kulüplerinin
aşırı borçlanmasıyla ilgili
Bakanlığınız bünyesinde hazırlanan hukuksal bir
yaptırım planı var mıdır?
Birçok spor alanında görülen devşirme
sporcu yönetimine karşılık temelden sporcu yetiştirme
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gürer
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkürler
Sayın Başkanım.
Adalet Bakanına soruyorum: İnsan
canına kastetmemiş ve yaralamamış, bir nedenle ehliyetine
el konanların affına yönelik Kabinenizde bir ön hazırlık
var mıdır?
Zabıt kâtibi, mübaşir, infaz koruma
memuru, idari hizmetli, eğitimci, psikolog, sosyolog gibi farklı
unvanlarda çalışan Bakanlık çalışanlarının
özlük haklarının iyileştirilip enflasyonun etkisinden
korunmaları için bir çalışmanız var mıdır?
Gençlik ve Spor Bakanına soruyorum: 2019-2020
yılı futbol sezonunda Süper Lig ve 1. Lig'te 346 yabancı
uyruklu, 1. Amatör ve 2. Amatör Kümede dahi 83 yabancı futbolcu yer
almıştır. 110 ayrı ülkeden; Çad, Gabon, Uganda, Jamaika,
Venezueladan dahi ithal futbolcu gelecek duruma neden düşürülmüştür
ülkemiz futbolu?
Mayıs 2021de Niğde Stadını
yıktınız, Beş yüz elli günde yenisini
yapacağız. dediniz, yeniden ihale ettiniz. Hangi tarihte stat
açılacaktır? Niğde Kapalı Spor Salonu
yıkıldı. Hangi tarihte
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Şimşek
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, öncelikle bütçenin
hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Mersinde yapılan ve yeni açılan yurtlar
için teşekkür ediyorum. Bu yıl taleplerin yüzde 99u
karşılanmıştır. Mersinli hemşehrilerim adına
teşekkür ediyorum.
Türkiye'nin en büyük müstakil ilçesi Mersin ili
Tarsus ilçesidir. Bu ilçemizdeki stadyum yetmiş yıllıktır.
Cumhuriyetle yaşıt olan kulübümüzün yeni bir stada
kavuşması için Tarsus Stadyumunun yıkılıp yeniden
yapılmasını istiyoruz çünkü tamir edilerek bu stadın
restore edilmesi mümkün değildir. Yeni bir stat yapılmasını
talep ediyoruz.
Yine, aynı şekilde, Tarsus Kapalı
Spor Salonu da ömrünü tamamlamıştır. Tarsus Kapalı Spor
Salonunun da yeniden yapılmasını talep ediyorum.
Bütçenin hayırlı uğurlu
olmasını temenni ediyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Koçyiğit
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Adalet Bakanına soruyorum:
İmralı Adası Türkiye Cumhuriyetinin idari
sınırları içerisinde midir? Eğer öyleyse
İmralıda bulunan cezaevi sizin Bakanlığınıza
bağlı bir cezaevi midir? Eğer sizin
Bakanlığınıza bağlıysa bu cezaevi hangi yasal ve
anayasal gerekçelerle orayı özel bir rejimle yönetiyor ve oradaki
mahpuslara yönelik tecridi derinleştirip hukuksuzluğa her gün imza
atıyorsunuz?
Yine, KHKlilerin davalarını daha kaç
yıl uzatmayı düşünüyorsunuz Sayın Bakan? Daha kaç yıl
onları ağaç kabuğu yemek zorunda bırakacaksınız?
Garibe Gezerin işkence görüntüleri, ona
yapılan işkence görüntüleri çıkmasına rağmen faillerin
yargılanması için bir adım atacak mısınız? Bu
konuda bir düzenleme yapacak mısınız?
Ve en son olarak, bu infazların yakılma
meselesinin insani, vicdani, hukuki bir yönü var mıdır? Otuz yıl
yattıktan sonra insanları Aldığı radyoyu bozdu. diye
cezaevinde tutmaya devam edecek misiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Okul sporlarından genç yaş kategorilerine,
ülkemizin her yerinde her şartta görev yapan amatör hakem ve gözlemcilerin
maaş ve özlük haklarını iyileştirmek için bir
çalışmanız var mıdır? 2022 yılında Futbol
Federasyonunun gerçekleşen bütçesi içinde amatör liglerin, amatör hakem ve
gözlemcilerin payı ne kadardır? Amatör liglerde görev yapan
hakemlerin en az asgari ücret düzeyinde maaş almaları ve
görevlendirildikleri maçlarda ek ücret almaları için bir düzenleme yapacak
mısınız?
Edirnemizin Uzunköprü ilçesinde bulunan spor salonu
ve stat, depreme dayanaksız diye 2020 yılında
yıkıldı. Bir türlü yenilenemeyen ihalesini ne zaman yapıp
ne zaman hizmete açacaksınız?
Uzunköprüspora ve ilçede mücadele eden diğer
amatör kulüplerimize iç saha maçlarını da başka yerlerde oynamak
zorunda kaldıkları için ekonomik destek olmayı düşünüyor
musunuz?
BAŞKAN Evet, soru kısmı
tamamlandı, şimdi cevap kısmına geçiyoruz.
İlk önce Sayın Adalet Bakanı Bekir
Bozdağa söz veriyorum.
Buyurun.
Süreniz beş dakika.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Engin Özkoçun ve
diğer milletvekili arkadaşlarımızın da yargıyla
alakalı benzer soruları var. Biraz önce sunumda da ifade ettiğim
gibi, yargıda olan bir konuyla ilgili -yargı yetkisi
kullanılmış, burada da birtakım kararlar verilmiş-
mahkemeler ve hâkimlerle ilgili benim burada bir değerlendirme yapmam
Adalet Bakanı olarak doğru olmaz. Ama şu kadarını
söyleyeyim kararlarla ilgili değerlendirme dışında: Bu kararlarının
hepsinin bir gerekçesi var, neden verildiği orada yazıyordur; onu ben
bilemem, şu anda bu dosyaların her birini tek tek takip edecek benim
bir şeyim yok, doğru da değil, benim görevim de değil çünkü
görülmekte olan bir dava hakkında Mecliste soru sorulamaz, görüşme
yapılamaz ve herhangi bir beyanda da bulunulamaz diyor Anayasa.
İşte, ben şunu söylüyorum: Onun için de
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Dava bitti efendim.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Dava
bitti, adam da gitti zaten.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ İzin
verirseniz, ben cevabımı vereyim.
Bunlarla ilgili bir karar
çıktığı zaman da karar kamuoyunun takdirindedir. Herkes
kararı okur, değerlendirir, eleştirir; kararların
eleştirilmesi bir haktır, o eleştiriden de kararı verenler
istifade eder. Ama kararlara karşı itiraz yolu vardır, istinaf
yolu vardır, temyiz yolu vardır, diğer hukuk müessesleri
vardır. Önemli olan sistemimizde bu müesseselerin sağlıklı
işleyip işlemediğidir. Bu müesseseler sağlıklı
işlediği takdirde eninde sonunda hak yerine bulacaktır, adalet
tecelli edecektir.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Soylu Biz
kaçırdık. diyor efendim, siz katılıyor musunuz?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Bakın,
ben Adalet Bakanıyım, izniniz olursa Adalet Bakanı olarak
sorunuza cevap veriyorum. Hâkimlerimiz, savcılarımızla ilgili
görevleri sırasında yetki kullanımı ve takdir hakları
dışında kalan konularda herhangi bir hukuka
aykırılık olduğu takdirde de Hâkimler ve Savcılar
Kuruluna onlarla ilgili şikâyetler de geliyor, Kurul bunları da değerlendiriyor,
herhangi bir görevle alakalı yargılama dışında
Yargılamayla ilgili konuda Kurul zaten herhangi bir inceleme de
yapmıyor, o takdir hakkı ve yargılama yetkisi
kapsamındadır diye onu devre dışı bırakıyor
ama bunun dışında, bu yetki ve takdir hakkı
dışında bir şey olduğu takdirde de elbette bu
süreçlerin işletilmesi mümkündür. O yüzden önemli olan, kuralların ve
hukuk müessesesinin, hukukun sağlıklı işlemesidir.
Çıkan sonuçları beğeniriz beğenmeyiz, takdir ederiz
etmeyiz; o, elbette sizin takdirinizdedir, eleştireceksiniz veya şey
yapacaksınız.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Takdir etmeme
değil, bir suçluyu kaçırdı.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Ama şunu
söyleyeyim: Yani bu konularda dosyayı bilmeden, dosya hakkındaki bir
kararı okumadan, gerekçeleri bilmeden
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Dosyaya bakacak
mısınız? HSK Başkanı olarak dosyaya bakacak
mısınız?
YUSUF BAŞER (Yozgat) Böyle bir usul yok yani.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ
benim burada
bir değerlendirme yapmam Anayasaya da yasaya da aykırıdır.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) HSK Başkanı
olarak dosyaya bakacak mısınız Sayın Bakan?
YUSUF BAŞER (Yozgat) Böyle bir usul yok
Başkanım.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Yahu,
Değerli Vekilim, Değerli Başkanım; diyorum ki: Bu konular
benim yetkimi ve görevimi aşan konular; bu, yargının görevi. Siz
diyorsunuz ki bana: Yargının görevini siz üstlenecek misiniz,
üstlenmeyecek misiniz?
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Bakanın
açıklamasını sana soruyor, Bakanın
açıklamasını.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Benim böyle
bir üstlenme yetkim de yok, görevim de yok; bunu ben yaparsam anayasal suç
işlemiş olurum.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Süleyman Soylunun
açıklamasını sana soruyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Ben
yargıya müdahale edemem, yargının işleyişine
karışamam, kararları hakkında değerlendirme yapmam,
yapamam, doğru da görmem çünkü ben Adalet Bakanıyım, benim
değerlendirmelerim farklı sonuçlara da yol açabilir. Dikkat
ederseniz, ben o yüzden yargıya intikal etmiş konularda bugüne kadar
Benim çıkan kararlara dair eleştirilerim var ama intikal eden
konularda
Tek bir yerde konuştum, onu da çok arzu etmedim ama mecbur
kaldığım için konuştum, onu da söyledim ama onun
dışında ben, yargı yetkisinin kullanılması ve
yargılama süreçleri hakkında konuşmayı kendi adıma
Parlamentoda da olsa doğru bulmam, dışarıda da doğru
bulmam ve bunun konuşulmasının yeri de burası değil.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Bakan,
İçişleri Bakanı diyor ki: Adalet Bakanıyla birlikte
kaçırdık.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Bunlarla
ilgili itirazı olan itiraz mercisine, istinafla ilgili istinafa, temyizle
ilgili temyize, bireysel başvuru onun yeri var, bütün yolları
açık; bunların işletilmesi lazım. Siz şimdi bana
şunu diyebilirsiniz: Burada hukuken bu müessesler işlemiyor, bir
sürü engel var. O zaman bir bakalım yasadan mı kaynaklanıyor,
uygulamadan mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Ben size o
zaman yardımcı olurum ama yargı yetkisinin
kullanılması konusunda benden bir cevap lütfen beklemeyin.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Hâkimler ve
Savcılar Kurulu Başkanı sizsiniz, siz cevap vereceksiniz.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanı olarak soruyoruz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Siz cevap vereceksiniz.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Adam
kaçmış zaten.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Böyle bir
cevap vermesini Adalet Bakanından beklemek doğru değil, benim
böyle bir cevap vermem de Anayasaya kesinlikle uygun değil. Onun için de
yargı yetkisi -tekrar söylüyorum- bizim siyasetçi veyahut Bakan veyahut
Kurul Başkanı olarak müdahale edebileceğimiz bir alan
değildir; orası dokunulmaz bir alandır. Biz o alana müdahale
etmeyelim, o alanın sağlıklı işlemesi için hepimiz
üzerine düşen yapalım.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Gerektiğinde
savcılara talimat veriyorsunuz.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Süleyman Soyluyla baş edemiyor musunuz yoksa?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Diğer
davalarla ilgili de arkadaşlarımız söylediler. Bazı
başka davalar var, o davalarla ilgili kısmı da ben bu anlamda
ifade etmek isterim.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sayın
Bakan, attığınız tweetler yargıya müdahale
değil mi?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Bu
cevabın onlar için de geçerli bir cevap olduğunu ifade etmek isterim.
BAŞKAN Evet, Sayın Bakan, teşekkür
ediyoruz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ Davaların
hızlandırılması
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz, bu kadar,
ilave süreyi de kullandınız.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Sayın Bakan,
diğer soruları bari yazılı cevaplayın.
BAŞKAN Evet, şimdi sıra Sayın
Spor Bakanında.
Buyurun Gençlik ve Spor Bakanı.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU
Evet, Sayın Özkoçu bu yüzme projemiz niye bu kadar rahatsız etti
anlamadım, neredeyse yüzmeyi suç ilan edeceksiniz. Yüzme öğretmeye
size rağmen devam edeceğiz, onu söyleyeyim. Bizim amacımız,
bu ülkede herkesi her imkândan faydalandırmak.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bu projeniz
rahatsız etmedi.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Eski Türkiyede bir kısım insanlar
faydalanabiliyordu bu imkânlardan, artık bu ülkenin her bir
tarafında, en ücra noktasında da milyonlarca insan faydalanıyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Senin hamasetin
rahatsız ediyor bizi.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Tabii, diğer milletvekilinin bu noktadaki karalama
gayretlerini anlıyorum ama sizinkini açıkçası hayretle
yadırgayarak karşıladım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Nedir
anlayışınız, nedir, neyi anladınız?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Yüzdeyle ilgili
değil, hamaseteniz bizi ilgilendiriyor, gerçekleri söylemiyorsun.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Hamaset değil.
Diğer noktada şu: Yüzde 98ini yurtlara
yerleştirdiğimiz hâlde hâlâ 5 kişiden 1i yerleşti.
diyerek hangi matematiğin peşinden koşuyorsunuz onu
anlamadım.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Yüzde 98 bir yalan,
yüzde 98 bir yalan! TÜİK açıklama yaptı, 5 öğrenciden
sadece 1i. diyor; bu bir yalan!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Her öğrencinin yurt talebi yok ki.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) TÜİK açıklama
yaptı, 5 öğrenciden 1i. diyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU 8 milyon öğrenci üzerinden hesaplama yapıyorsunuz
hâlâ, hâlâ 8 milyon öğrenci üzerinden hesaplama yapıyorsunuz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bizi arayanlar kimler,
bizi arayanlar kim?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Bu yıl, yurtlarımıza başvuran 430 bin
öğrenci var; tamam mı? Biz de bunun yüzde 98ini yerleştirdik.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bizi arayanlar kim?
TÜİK yalan mı söylüyor?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Müsait bir zamanınızda, geniş bir zamanda da
size bunu detaylıca anlatacağım.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) TÜİK yalan mı
söylüyor Sayın Bakan?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Şimdi, bu sayın milletvekili, hepimizi mutlu eden
herkesin spora erişiminden nedense rahatsız oluyor
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - 5 öğrenciden
sadece 1i.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU
bu rahatsızlığını da elinde
dolaştırdığı kâğıtlarla ifade etmeye
çalışıyor. Ben bu mutsuzluğunu da anlayamıyorum, biz
mutlu olmasını tavsiye ediyoruz ona. Havuz dedi cevabını
verdik, Spor Toto dedi cevabını hayli hayli verdik, şimdi de
bir kâğıt parçasıyla böyle dolaşıyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sen
sorularımıza cevap ver.
ORHAN SÜMER (Adana) Sorulara cevap ver, sorulara!
VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli) Sen
bile inanmıyorsun ona ya, sen bile inanmıyorsun.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Gel beraber bakalım,
gel.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Bizim listemiz burada; tamam mı? Bak, burada yaş
grupları var, 7den 50+ya kadar kaç milyon kişi bu projeden
faydalanmış? Yaş grupları burada.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Bakan, sen
yüzme biliyor musun?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Bizdeki liste gerçek, öyle iftira değil, karalama
değil; tamam mı?
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Gel beraber bakalım.
ORHAN SÜMER (Adana) Sen Engin Başkanın
sorduğu sorulara cevap ver, aynı şeyleri okudun zaten oradan.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Bak, 7 yaşında 70 bin kişiye yüzme
öğretmişiz, 8 yaşında 153 bin kişiye
öğretmişiz, 9 yaşında 270 bin kişi öğrenmiş;
tamam mı?
VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli)
Sayın Bakan, siz biliyor musunuz yüzmeyi?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Bakın, bunların her biri gerçek, öyle elindeki
listelere benzemez.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Gel, hodri meydan, gel
beraber bakalım!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Bunların hesabını hukukta soracağım
sana, bunların hesabını hukuk aracılığıyla
soracağım. Öyle, atmakla olmaz bu işler tamam mı, karalayamazsın.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Hodri meydan, hodri
meydan!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU İşte Ordu dedin. Bak, Ordudaki
yatırımlarımız burada, her biri gerçek, Ordudaki
vatandaşlarımıza sor. Bizim için gururdur Türkiye'nin tüm
illerine hizmet etmek gibi Orduya da hizmet etmek.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Vatandaşa gel,
vatandaşa!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Sayayım sana: Akkuş Belediye
Başkanlığına, Akkuş ilçesine 1 adet sentetik saha, 1
gençlik merkezi, sentetik yüzeyli saha.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Çaybaşına
gelsene, Çaybaşına gel, Çaybaşına.
BAŞKAN Sayın Adıgüzel
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Altınordu ilçesi, atlı spor tesisleri
BAŞKAN Sayın Adıgüzel, size
kürsüden söz verdim.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU
10 sentetik sahalı fitness salonu. Aybastı ilçesi,
1 adet gençlik merkezi. Çamaş ilçesi, Jandarma binasının gençlik
merkezine dönüştürülmesi, mevcut sentetik sahanın restorasyonu.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Soruya cevap ver,
soruya.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Çatalpınar ilçesi, kapalı sentetik saha, gençlik
merkezi, 1 portatif yüzme havuzu, 1 basketbol ve voleybol sahası, 1 tenis
sahası. Bakın, Çaybaşı, Fatsa, Gölköy, Ulubey, Çamaş;
böyle gidiyor, her ilçede yatırımımız var.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Soruya cevap ver.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Her biri de bizim için gurur vesilesidir; onu da söyleyeyim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Siz beni
nasıl anladınız ona cevap verin, ona. Niye kaçıyorsunuz?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Havuzlarımız, bakınız, portatif havuz var;
onları da ifade edeceğim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sorulara cevap ver.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Olimpik ve yarı olimpik havuzlarımızın yanı
sıra kurulumu tamamlanan havuzlarımız var. 20x10, 16x8, 12x6
olmak üzere farklı ebatlarda paslanmaz çelikten üretilen 395 adet havuz
var ve bunların her birinde antrenörler, cankurtaranlar ve kurum
dışındaki antrenörler de çalışıyorlar; hız
kesmeden buradaki çalışmalarımız yürüyor. Şu an
itibarıyla Yüzme Bilmeyen Kalmasından 5 milyon 59 bin 840
vatandaş faydalandı. Hem Bakanlık havuzlarımız
-bakın, altını çiziyorum- sabit olimpik havuzlar
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Birilerine özeniyorsunuz anlıyoruz ama
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU
yarı olimpik havuzlar, üniversitelere ait havuzlar, kamu
kurumlarına ait, özel kuruluşlara ait havuzlar; ülkedeki tüm havuz
altyapısını ve diğer su kaynaklarını da
kullanıyoruz. Bakın, bu ülkede yüzme bilmediği için boğulma
vakaları vardı, bu işe ciddiyetle yaklaşalım.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Uyuşturucu
bakanlığı
Bu ülkeye bir Süleyman yeter
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU İşte, bu proje, hem fırsat
eşitliğidir hem insanlarımızın bu anlamdaki tehlikeden
kurtulmasına yönelik de bir projedir.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Bakan, yüzme
biliyor musun?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Ciddiyete davet ediyorum, bu anlamdaki çabaları takdir
etmeye davet ediyorum. Umarım ki vicdanınızla, yüreğinizle
bu işi takip edersiniz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Bakan, sen
yüzme biliyor musun?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Teşekkür ediyorum.
Diğer sorulara da inşallah
yazılı cevap verelim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Komisyon Başkanı, iki dakika
süreniz var.
Buyurun.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Uşaka
geldiğinizde yapacağım dediniz, 2023te Uşakta
BAŞKAN Sayın Yalım, Komisyon
Başkanı konuşuyor.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Komisyonumuza yönelik doğrudan bir soru yoktur.
Ben gerek çalışanlar gerek hizmet alanlar açısından kurum
bütçelerinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
(AK PARTİ ve CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Evet, arkadaşlar biraz daha gürültü
yaparsanız bir yarım saat daha ara vereceğim, ondan sonra
oylamaya geçeceğim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Verin, verin
Başkanım.
BAŞKAN Sessiz durursanız şimdi 62
tane oylama yapacağız.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Vallahi tehdit
etmeyin, böyle olmaz ama.
BAŞKAN Onun için sizi sükûnete davet
ediyorum.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ama tehdit
ederseniz daha çok gürültü çıkar.
BAŞKAN Sordunuz, cevapladılar; kimse
kimseyi tatmin etmek zorunda veya istediği cevapları vermek zorunda
değil. Bu kısmı bitirdik.
Şimdi sırasıyla birinci turda yer
alan kamu idarelerinin bütçeleri ile kesin hesaplarına geçilmesi hususunu
ve bütçeleri ile kesin hesaplarını ayrı ayrı okutup
oylarınıza sunacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 2023 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 5.480.588.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 1.894.561.721,56
Bütçe Gideri 1.859.498.404,74
Kullanılmayan Ödenek 35.063.316,82
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Kamu Denetçiliği Kurumunun 2023
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
1) Kamu Denetçiliği Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 115.371.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 115.371.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kamu
Denetçiliği Kurumunun 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Kamu
Denetçiliği Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Kamu Denetçiliği
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 42.122.300,00
Bütçe Gideri 36.390.923,48
Kullanılmayan Ödenek 5.731.376,52
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 39.759.000,00
Bütçe Geliri 39.765.332,21
Net Bütçe Geliri 39.765.332,21
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kamu
Denetçiliği Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Anayasa
Mahkemesinin 2023 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
ANAYASA MAHKEMESİ
1) Anayasa Mahkemesi 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 260.919.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Anayasa
Mahkemesinin 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Anayasa
Mahkemesinin 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Anayasa Mahkemesi 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 86.522.000,00
Bütçe Gideri 73.878.352,16
Kullanılmayan Ödenek 12.643.647,84
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Anayasa
Mahkemesinin 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Sayıştay
Başkanlığının 2023 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI
1) Sayıştay Başkanlığı 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 1.292.458.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayıştay
Başkanlığının 2023 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Sayıştay
Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum
2) Sayıştay
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 441.550.000,00
Bütçe Gideri 390.824.239,63
Kullanılmayan Ödenek 50.725.760,37
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayıştay
Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Adalet Bakanlığının
2023 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
ADALET BAKANLIĞI
1) Adalet Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 75.603.176.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Adalet Bakanlığının
2023 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Adalet Bakanlığının
2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Adalet
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 28.862.417.278,00
Bütçe Gideri 28.251.566.011,52
Ödenek Üstü Gider 2.843.979,06
Kullanılmayan Ödenek 613.695.245,54
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Adalet
Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Yargıtay
Başkanlığının 2023 yılı merkezî
yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
YARGITAY BAŞKANLIĞI
1) Yargıtay Başkanlığı 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 1.276.421.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Yargıtay
Başkanlığının 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Yargıtay
Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Yargıtay
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 369.781.446,81
Bütçe Gideri 367.784.221,74
Kullanılmayan Ödenek 1.997.225,07
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Yargıtay
Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Danıştay
Başkanlığının 2023 yılı merkezî
yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
DANIŞTAY BAŞKANLIĞI
1) Danıştay Başkanlığı 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 805.407.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Danıştay
Başkanlığının 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Danıştay
Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Danıştay
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 258.227.000,00
Bütçe Gideri 254.579.521,33
Kullanılmayan Ödenek 3.647.478,67
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Danıştay
Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Ceza İnfaz Kurumları ile
Tutukevleri İşyurtları Kurumunun 2023 yılı merkezî
yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
CEZA İNFAZ KURUMLARI
İLE TUTUKEVLERİ İŞYURTLARI KURUMU
1) Ceza İnfaz
Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 6.962.535.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 6.947.535.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Ceza
İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumunun
2023 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Ceza
İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumunun
2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Ceza İnfaz
Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 4.578.247.300,00
Bütçe Gideri 3.672.153.776,04
Kullanılmayan Ödenek 906.093.523,96
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 2.807.504.000,00
Bütçe Geliri 4.387.340.917,29
Bütçe Gelirlerinden Ret ve
İadeler 7.762.049,17
Net Bütçe Geliri 4.379.578.868,12
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Ceza
İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumunun
2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye
Adalet Akademisinin 2023
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
TÜRKİYE ADALET
AKADEMİSİ
1) Türkiye Adalet Akademisi 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 81.102.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 80.802.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
Adalet Akademisinin 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Türkiye
Adalet Akademisinin 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Türkiye Adalet
Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 32.774.000,00
Bütçe Gideri 24.976.913,71
Kullanılmayan Ödenek 7.797.086,29
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 24.574.000,00
Bütçe Geliri 24.627.295,39
Bütçe Gelirlerinden Ret ve
İadeler 391,00
Net Bütçe Geliri 24.626.904,39
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye
Adalet Akademisinin 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabı kabul
edilmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulunun 2023
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
HÂKİMLER VE SAVCILAR KURULU
1) Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 312.551.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Hâkimler
ve Savcılar Kurulunun 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Hâkimler
ve Savcılar Kurulunun 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Hâkimler ve
Savcılar Kurulu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 111.984.000,00
Bütçe Gideri 111.263.773,78
Kullanılmayan
Ödenek 720.226,22
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Hâkimler
ve Savcılar Kurulunun 2021 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumunun 2023 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU
1) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 82.170.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 81.170.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun 2023 yılı merkezî
yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Türkiye
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun 2021 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 26.965.400,00
Bütçe Gideri 23.375.175,14
Kullanılmayan Ödenek 3.590.224,86
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 21.230.000,00
Bütçe Geliri 25.630.220,89
Net Bütçe Geliri 25.630.220,89
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun 2021 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Kişisel
Verileri Koruma Kurumunun 2023 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
KİŞİSEL
VERİLERİ KORUMA KURUMU
1) Kişisel Verileri
Koruma Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 148.665.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 148.665.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kişisel
Verileri Koruma Kurumunun 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Kişisel
Verileri Koruma Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 61.680.000,00
Bütçe Gideri 44.951.504,66
Kullanılmayan Ödenek 16.728.495,34
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 58.980.000,00
Bütçe Geliri 58.996.040,28
Bütçe Gelirlerinden Ret ve
İadeler 2.046,24
Net
Bütçe Geliri 58.993.994,04
BAŞKAN Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kişisel
Verileri Koruma Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Gençlik ve Spor
Bakanlığının 2023 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 66.544.532.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gençlik
ve Spor Bakanlığının 2023 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Gençlik
ve Spor Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 28.503.566.764,37
Bütçe Gideri 25.877.102.043,72
Kullanılmayan Ödenek 2.626.464.720,65
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gençlik
ve Spor Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Böylece, birinci turda yer alan kamu idarelerinin
bütçeleri ve kesin hesapları kabul edilmiştir; hayırlı
olmalarını temenni ederim.
Sayın milletvekilleri, birinci tur
görüşmeleri tamamlanmıştır.
Programa göre kamu idarelerinin bütçe ve kesin hesaplarını
sırasıyla görüşmek için 7 Aralık 2022 Çarşamba günü
saat 11.00de toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 00.15
(*) 362, 363 S. Sayılı Basmayazılar ve Ödenek Cetvelleri 5/12/2022 tarihli 29uncu Birleşim Tutanağına eklidir.
(*) Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) Bu bölümlerde Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(**) Bu bölümde Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) Bu ifadeye ilişkin düzeltme bu birleşim Tutanak Dergisinin 378inci sayfasında Açıklamalar bölümünde yer almaktadır.
(*) Bu düzeltmeye ilişkin ifade bu birleşim Tutanak Dergisinin 372nci sayfasında yer almaktadır.
(*) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.