TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
34üncü
Birleşim
10
Aralık 2022 Cumartesi
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- KANUN TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 362)
2.- 2021 Yılı Merkezi
Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul
Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021
Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 201 Adet
Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2021 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2021 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/2076) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 363)
A)
SAĞLIK BAKANLIĞI
1)
Sağlık Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Sağlık Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B)
TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1)
Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C)
TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU
1)
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2023 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ç)
TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI
1)
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI
1)Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
1) İçişleri Bakanlığı 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri Bakanlığı 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1)
Emniyet Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Emniyet Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
G)
JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI
1)
Jandarma Genel Komutanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Jandarma Genel Komutanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ğ)
SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI
1)
Sahil Güvenlik Komutanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Sahil Güvenlik Komutanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
H)
GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
1)
Göç İdaresi Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Göç İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
I)
AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI
1)
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun, İzmir
Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde İYİ Parti
Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
2.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun,
Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
3.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Bartın
Milletvekili Yılmaz Tunçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
4.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
5.- İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun, İzmir
Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde İYİ Parti
Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
6.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde MHP Grubu
adına konuşma yapan milletvekillerinin bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
7.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İstanbul Milletvekili Arzu Erdemin 362 sıra sayılı 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde MHP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve İçişleri
Bakanı Süleyman Soylunun yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
8.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Düzce Milletvekili
Ümit Yılmazın 362 sıra sayılı 2023 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur
görüşmelerinde MHP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
9.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Siirt Milletvekili
Meral Danış Beştaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
10.- Mersin Millevekili Rıdvan Turanın, 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde HDP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin açıklaması
11.- Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryakinin, Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
12.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
13.- İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun, Dedeoğlu
davasına ilişkin açıklaması
14.- İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun, İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
15.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
16.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Sağlık Bakanı Fahrettin
Koca ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
17.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun,
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile İçişleri Bakanı
Süleyman Soylunun 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur
görüşmelerinde yaptıkları konuşmalarındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
18.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Sağlık Bakanı Fahrettin
Koca ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
19.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun, İstanbul
Milletvekili Engin Altayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine, Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Derya Yanık, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Batman Milletvekili
Mehmet Ruştu Tiryaki, Mersin Milletvekili Rıdvan Turan ile
Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneşin 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde HDP Grubu adına
yaptıkları konuşmaları sırasında Milliyetçi Hareket
Partisine sataşmaları nedeniyle konuşması
4.- Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryakinin, Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
5.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Batman Milletvekili
Mehmet Ruştu Tiryakinin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
6.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Siirt Milletvekili
Meral Danış Beştaşın yaptığı
açıklaması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
7.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
8.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Siirt Milletvekili
Meral Danış Beştaşın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
9.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun yaptığı
açıklaması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
10.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Bursa Milletvekili
Mustafa Esgin ile İstanbul Milletvekili Fatma Betül Sayan Kayanın
362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptıkları konuşmaları
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşmaları nedeniyle
konuşması
11.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, 362
sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde bazı
milletvekillerinin yaptıkları konuşmaları
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşmaları
nedeniyle konuşması
12.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun yaptığı
açıklaması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
13.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun, İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
14.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanıkın 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
15.- Ankara Milletvekili Gamze Taşcıerin, Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanı Derya Yanıkın 362 sıra sayılı
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
16.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İçişleri
Bakanı Süleyman Soylunun 362 sıra sayılı 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
17.- İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlünün,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun yerinden sarf ettiği
bazı ifadelerinde şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
18.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, İstanbul
Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlünün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
19.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, İstanbul
Milletvekili Mustafa Yeneroğlunun 362 sıra sayılı 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde şahsı adına
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Süreyya Sadi
Bilgiçin, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu toplantılarındaki
bilgi ve belgelerin açıklanmasının ya da
paylaşılmasının kanun gereği yasak olduğuna
ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Süreyya Sadi
Bilgiçin, Genel Kurulun çalışma düzenini ve huzurunu bozucu döviz,
pankart ve benzeri materyal getirmek ve kullanmak İç Tüzükün
160ıncı maddesinin (6)ncı bendine göre kınama
cezasını gerektirdiğinden, tüm milletvekillerinden bu konuda
daha hassas olmalarını rica ettiğine ilişkin
konuşması
VII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Konya Milletvekili Fahrettin Yokuşun, bir üniversite
hastanesinde tarihi geçen ilaçların kullanıldığı ve
bazı ilaçların kaybolduğu iddiasına ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Fahrettin Kocanın cevabı (7/74710)
2.- İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlünün, ilaç
tedarikinde yaşanan sorunlar ile eczacıların eğitim ve
özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Fahrettin Kocanın cevabı (7/74714)
10 Aralık
2022 Cumartesi
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 11.01
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 34üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri,
gündemimize göre 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile
2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerindeki
görüşmelere devam edeceğiz.
Program uyarınca bugün
beşinci turdaki görüşmeleri yapacağız.
Beşinci turda
Sağlık Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller
Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı,
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İçişleri
Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel
Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi
Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı bütçe ve kesin hesapları yer
almaktadır.
III.- KANUN TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 362) (*)
2.- 2021 Yılı Merkezi
Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul
Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021
Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 201 Adet
Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2021 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2021 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/2076) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 363) (*)
A)
SAĞLIK BAKANLIĞI
1)
Sağlık Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Sağlık Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Türkiye
Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C)
TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU
1)
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2023 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ç)
TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI
1)
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI
1)Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
1) İçişleri Bakanlığı 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri Bakanlığı 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1)
Emniyet Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Emniyet Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
G)
JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI
1)
Jandarma Genel Komutanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Jandarma Genel Komutanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ğ)
SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI
1)
Sahil Güvenlik Komutanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Sahil Güvenlik Komutanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
H)
GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
1)
Göç İdaresi Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Göç İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
I)
AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI
1)
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı 2023 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(AK PARTİ
milletvekillerinin Komisyon sıraları önünde toplanmaları)
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan, böyle bir gelenek yoktu bugüne kadar, hayrola?
BAŞKAN
Arkadaşlar, Komisyonu göremiyorum.
Komisyon yerinde mi?
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Ne oluyor yani? Ne kabulü bugün Sayın Başkan?
BAŞKAN Komisyon yerinde.
Sayın milletvekilleri
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Böyle bir şey yoktu bugüne kadar.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Kıskanmayın beyler.
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen yerimize geçelim.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sayın Başkan, size saygısızlık
yapıyorlar, size.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Ne biçim bir gelenek bu ya, ayıp ya! Böyle bir gelenek yoktu
Başkan.
BAŞKAN Siz müsaade
edin Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
E, müdahale etmiyorsunuz, beni müdahale etmek zorunda
bırakıyorsunuz.
BAŞKAN Sizin müdahale
etme hakkınız yok ki. Müsaade edin...
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Ne demek yok? Yani burada Parlamentonun sağlıklı
çalışması için uğraşıyorum ben.
BAŞKAN Ya, öyle bir
hakkınız yok sizin.
Sayın milletvekilleri,
lütfen yerimizi alalım, Bakan Yardımcılarımız da
lütfen yerlerine geçsin.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Meclis Başkanına saygısızlık ediyorlar
bizden önce.
BAŞKAN
Arkadaşlar, rica edeceğim...
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Makama saygısızlık var Sayın
Başkanım, size var.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, alınan karar gereğince tur üzerindeki
görüşmelerde siyasi parti gruplarına ve İç Tüzükün 62nci
maddesi gereğince istemi hâlinde görüşlerini bildirmek üzere
yürütmeye seksener dakika söz verilecek. Bu süreler birden fazla konuşmacı
tarafından kullanılabilecek ve şahsı adına
yapılacak konuşmaların süresi ise beşer dakika
olacaktır. Ayrıca, konuşmalar tamamlanınca soru-cevap
işlemi on dakika soru, on dakika cevap olacak ve sorular gerekçesiz olarak
yerinden sorulacaktır.
Bilgilerinize sunulur.
Beşinci turda siyasi
parti grupları, yürütme ve şahısları adına söz
alanlarının adlarını sırasıyla okuyorum:
İYİ Parti Grubu
adına Sayın Aylin Cesur, Isparta Milletvekili; Sayın Arslan
Kabukcuoğlu, Eskişehir Milletvekili; Sayın Dursun Müsavat
Dervişoğlu, İzmir Milletvekili; Sayın Mehmet Metanet
Çulhaoğlu, Adana Milletvekili; Sayın Behiç Çelik, Mersin
Milletvekili.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Sayın Ali Muhittin Taşdoğan, Gaziantep
Milletvekili; Sayın Hayati Arkaz, İstanbul Milletvekili; Sayın
Nevin Taşlıçay, Ankara Milletvekili; Sayın Sefer Aycan,
Kahramanmaraş Milletvekili; Sayın Arzu Erdem, İstanbul
Milletvekili; Sayın Sermet Atay, Gaziantep Milletvekili; Sayın Ümit
Yılmaz, Düzce Milletvekili.
Halkların Demokratik
Partisi Grubu adına Sayın Necdet İpekyüz, Batman Milletvekili;
Sayın Sait Dede, Hakkâri Milletvekili; Sayın Ayşe Acar
Başaran, Batman Milletvekili; Sayın Mehmet Ruştu Tiryaki, Batman
Milletvekili; Sayın Rıdvan Turan, Mersin Milletvekili; Sayın
Hasan Özgüneş, Şırnak Milletvekili; Sayın İmam
Taşçıer, Diyarbakır Milletvekili.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Sayın Mehmet Bekaroğlu, İstanbul Milletvekili;
Sayın Gamze Taşcıer, Ankara Milletvekili; Sayın Fikret
Şahin, Balıkesir Milletvekili; Sayın Bayram Yılmazkaya, Gaziantep
Milletvekili; Sayın Ali Şeker, İstanbul Milletvekili; Sayın
Ali Fazıl Kasap, Kütahya Milletvekili; Sayın Suzan Şahin, Hatay
Milletvekili; Sayın Neslihan Hancıoğlu, Samsun Milletvekili;
Sayın Candan Yüceer, Tekirdağ Milletvekili; Sayın Engin Altay,
İstanbul Milletvekili; Sayın Erkan Aydın, Bursa Milletvekili;
Sayın Murat Bakan, İzmir Milletvekili; Sayın Yaşar Tüzün,
Bilecik Milletvekili.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına Sayın İsmail Güneş, Uşak
Milletvekili; Sayın Arife Polat Düzgün, Ankara Milletvekili; Sayın
Mustafa Esgin, Bursa Milletvekili; Sayın Recep Şeker, Karaman
Milletvekili; Sayın Zemzem Gülender Açanal, Şanlıurfa
Milletvekili; Sayın Şenel Yediyıldız, Ordu Milletvekili;
Sayın Ayşe Keşir, Düzce Milletvekili; Sayın Fatma Betül
Sayan Kaya, İstanbul Milletvekili; Sayın İbrahim Aydemir,
Erzurum Milletvekili; Sayın Selim Yağcı, Bilecik Milletvekili;
Sayın Kemal Çelik, Antalya Milletvekili; Sayın Mustafa Yel,
Tekirdağ Milletvekili; Sayın Tamer Akkal, Manisa Milletvekili;
Sayın Emine Sare Aydın, İstanbul Milletvekili; Sayın Serap
Yaşar, İstanbul Milletvekili; Sayın Sermin Balık,
Elâzığ Milletvekili.
Şahısları
adına lehte olmak üzere Sayın Ziver Özdemir, Batman Milletvekili.
Yürütme adına,
Sayın Fahrettin Koca, Sağlık Bakanı; Sayın Derya
Yanık, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı; Sayın Süleyman Soylu,
İçişleri Bakanı.
Aleyhinde Sayın Mustafa
Yeneroğlu, İstanbul Milletvekili.
Şimdi, ilk söz
İYİ Parti Grubu adına Sayın Aylin Cesurun.
Sayın Cesur, buyurun.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU
ADINA AYLİN CESUR (Isparta) Sayın Başkan, Sayın Bakanlar,
değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunun 6 Aralık tarihli birleşiminde AK
PARTİ Bursa Milletvekili Zafer Işıkın Milletvekilimiz
Hüseyin Örse yönelik şiddet eylemini kınadığımı
ifade ederek başlamak istiyorum. Bu saldırı, Türk demokrasisine
yapılmıştır ve yüce Meclisimizin
saygınlığına yakışmayan bir olay olarak
Parlamento tarihine geçmiştir. Bilinmelidir ki hiçbir ahlaksız yumruk
bizi hakkın ve hakikatin yolundan ayırmayacaktır. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
Ben Sayın Bakana sormak
istiyorum, Sayın Sağlık Bakanına: Sağlık
Bakanı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaşanan böyle bir
hadisede gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi revirindeki ilk müdahaleyi yapan
personelden gerek gittiğimiz hastanenin yönetiminden bilgi
aldınız mı? Eğer aradı ve aldıysanız,
ventriküler taşikardi denilen ve müdahale edilmezse dakikalar içinde
kişinin hayatını kaybedeceği bir hadiseyi
öğrendiyseniz neden bir açıklama yapmadınız ve bizim
açıklamamızı Yalan. diye duyuran bu saldırının
sahibinin beyanının doğru olmadığını
kamuoyuyla neden paylaşmadınız? Eğer hastaneyi
aramadıysanız ve bilgi almadıysanız, şimdi
öğrendiyseniz kardiyoversiyonun ne denli hayati bir müdahale
olduğunu, hadisenin oluştuğu bu yüce kurumda -tam da olduğu
bu yerde- sağlığın en yetkili kişisi olarak Türkiye
Cumhuriyetinde, biraz sonra buradaki konuşmanızda açıklamanızı
bekliyorum, bunu millet adına bekliyorum; haysiyetsiz açıklamalarla
enfekte olunmuşluktan yüce Meclisimizi kurtarmanız için bekliyorum;
ettiğiniz Hipokrat Yemini adına hekimlik mesleğimizin
saygınlığını korumak için bekliyorum.
Bir diğer konu,
insanlığımdan utandığım ve sözlerin,
haykırmaların kifayetsiz kaldığı bir konu; 6
yaşında bir küçük kızın kör vicdanların dahi
kahrolduğu hikâyesi. Bu alçaklığa sebep olan insanlık
müsveddesi bedenlere, olanlara kılıf bulmaya çalışan vicdan
yoksunlarına, sorumlu bedenlerine zırh örenlere ve hukuk devleti
Türkiyenin yemin etmiş ahlaklı savcılarına,
vicdanını satmamış kudretli yargıçlarına
sesleniyorum: Bu alçaklık, vahşet son bulmalıdır ve
bulacaktır da yalnız, şunu belirtmek lazım:
Kenarıdiclede bir kurt kapsa koyunu/Gelir de adliilahi Ömerden sorar
onu. Evet, sorulmalıdır da. Ben millet adına soruyorum,
babasının öpmeye kıyamadığı ana kuzusu
kızlarımız adına soruyorum, yavuklusuyla yuva kurmayı
hayal eden genç kızlarımız adına soruyorum: 6
yaşında bir beden kaldırır mı bu zalimliği
Sayın Bakan? Bir hekim olarak soruyorum. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) Siz, Sağlık
Bakanısınız, gelin buraya, bugün burada, 6 yaşındaki
kızın ırzına geçmek nedir, bir hekim olarak burada
anlatın Sayın Bakan, siz anlatın, Türkiye Cumhuriyetinde
sağlığın en tepesindeki kişi olarak anlatın bunu.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
6 yaş, 12 yaş, 15
yaş fark eder mi? Çocuk bedenler kaldırmaz, hangisi olsa
kaldırmaz; gelin, anlatın bunu burada Sayın Bakan. Eğer
konuşmanız, bugün burada yapacağınız
konuşmanız sizin son konuşmanız olacaksa bile göze
alın ve ettiğiniz yemin adına, gelin, bunu yapın Sayın
Bakan. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Siz bunu yapın ki biz Türk kadınları olarak, siz bunu yapın
ki biz Türk hekimleri olarak bir ömür alkışlayalım sizi.
Ve Sayın Aile
Bakanı, daha evvel sizi eleştirdik zaman zaman. Bir kadın
olmanızdan dolayı, kadın kimliğimle çok sert
eleştiriler yapmamaya özellikle gayret ettiğim hemcinsimsiniz siz ama
Tolere edilebilir. filan dediğiniz zamanlarda kadına şiddet
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Cep telefonuyla oynuyor Sayın Bakan, cep telefonuyla
oynuyor.
Bakın, dinleyin,
dinleyin.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Senden daha iyi dinliyorum, merak etme.
AYLİN CESUR (Devamla)
Biz, tabii, siyaseten gereğini yaptık ve eleştirdik ama bu
başka, Sayın Bakan; bu, vahşet. Şimdi, siz
çıkmış, bu vahşete İnsani ve maalesef her zeminde
karşılaşılabilecek meseleler. demişsiniz ya dün, hani
Siyasete malzeme yapmayın. demişsiniz ya dün; ben sırf bu
yüzden siyaset yapıyorum Sayın Bakan. Benim siyasete girme nedenim,
Türkiye Cumhuriyetinin kızları, kadınları cumhuriyetin
kendilerine verdiği olanakları eşit olarak kullanabilsinler
diye. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Aylin Hanım, bize söyle ya.
AYLİN CESUR (Devamla)
Her köyden çıksınlar; her yerde eşit imkânlar bulsunlar;
tecavüze uğramadan, özgürce yaşasınlar, birey olsunlar diye.
Benim siyaset yapma nedenim bu Sayın Bakan. Hangi makam ve hangi koltuk bir
insana bunları söyletebilir, neden söyleyebilir bir kadın
bunları, ben tahayyül edemiyorum.
Bugüne kadar
yaptığınız, bizim tolere edemediğimiz
açıklamalarınızın hepsini bir kenara koyuyorum da bu
açıklamanız, eğer yanlış bir şekilde
ağzınızdan çıkmadıysa, sadece bu açıklamanız
o koltukta oturmanıza engel. O yüzden sizden şunu rica ediyorum:
Bugün, burada yapacağınız konuşmanızda, kürsüye
çıktığınızda -buraya gelin- tüm kadınlara,
kızlara Yanlış anlaşıldım, bu siyasetin
konusudur, biz bunu çözeceğiz. deyin. Siyasetle değil, kadına
şiddetle mücadele edelim Sayın Bakan. Bunu yapacaksınız,
mücadelenin gereğini yapacaksınız; lakinsiz, amasız,
fakatsız başaracaksınız bunu, bunun başka yolu yok
Sayın Bakan. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
Şimdi, benim
Sağlık Bakanlığı bütçesine dönmem lazım çünkü
orada bir enkaz var. Her sene buradan uyarıyoruz ama çoğu dikkate
alınmıyor. Sosyal devletin adalet, güvenlik ve eğitimin
yanında en büyük görevi vatandaşların ve toplum sağlığının
korunması. Bunun 4 evrensel standardı olması gerekiyor:
1)
Sağlığın herkes tarafından karşılanabilir
olması.
2) Sağlık
hizmetlerine bütün vatandaşların ulaşabilir olması.
3) Yeterli ilgi ve
alakanın tüm vatandaşlara gösterilmesi.
4) Sağlık
çalışanlarının insani ve yeterli şartlarda
çalışabilmesi.
Bu 4ünün olduğu yerde
işler kılacak bir devlet kapasitesi inşası da gerekli,
bunun için de 3 tane önemli özellik var: Uzun vadeli bir devlet
planlaması, toplum sağlığı stratejisi ve krizlere
hazırlıklı olmayla mümkün bu. Bu 7 alanda da bunu net olarak söyleyebiliriz
ki iktidarınız başarısız olmuştur.
Sağlık sistemimiz 2010lardan itibaren performans sistemi ve
kontrolsüzce özelleştirmeyle dinamitlendi aslında. Her zaman
söylüyorum, bu sadece sizin değil, sizden önce başlamış
olan sağlıkta dönüşümün aslında getirdiği bir durum.
Siz o koltuğa geldiğinizde aslında zaten bir enkaz
devralmıştınız, şahsınız üzerine
alınmamanızı da rica ediyorum.
Şimdi, kimse randevu
alamaz oldu, sevk sistemi çöktü; üniversite hastanelerimiz ihmal edildi,
nitelikli hekim yetiştirme, araştırma misyonları yerine
getirilemez oldu. Koşulları daha iyi diye özel hastanelere, özel
muayenehanelere yönelindi ve ihtiyacımızdan fazla sağlık
çalışanı sağlık okullarında yetiştirildi.
Yıllarca eğitim veren sağlıkçılarımız
atanamadı ve 2017den beri girişilen şehir hastaneleri rant
programıyla Sağlık Bakanlığı bütçesi sakat
bırakıldı.
Covid-19 pandemisi, küresel
ekonomik daralma, Rusya-Ukrayna savaşı ve beraberinde getirdiği
gıda ve enerji krizi, iklim değişikliği gibi sorunlar
karşısında ülkeler uyguladıkları politikaları
gözden geçirdiler ve iktidar, yanlış politikalarıyla Türkiyeyi
küresel krizin etkilerine daha kırılgan bir hâle getirdi maalesef.
Yüksek enflasyon, Türk parasının değer kaybı ve hayat
pahalılığıyla halk kitleleri çok derin yoksulluğa
düştü.
Çocuklarımız okula
aç gidiyorlar, yeterli beslenemiyorlar, sağlıklı değiller.
İYİ Parti olarak bizim iki yıldır Rüzgârgülü Projemiz var.
Sayın Genel Başkanımızın evlere giderek bizzat tespit
ettiği ve çok önemsediği bu projeyi defalarca duyurduk,
çocuklarımıza okulda yemek verelim dedik, hatta Antalyada bir ilçe
belediyemiz bunu üstlendi ama bunu da yasakladınız. Ben, neden böyle
olduk diyorum, bütün bunların düzeltilmesi gerektiğini önemsiyorum
çünkü beslenme çok önemli çocuklarda.
İktidarın
Sağlıkta Dönüşüm Programıyla devletin sağlık
hizmetlerindeki payının azaldığını, özel sektörün
ağırlığının kamu kaynaklarıyla
artırılmasının bunun önemli bir faktörü olduğunu,
kamu-özel ortaklığı modeliyle şehir hastanelerinin
kurulmasının ve çalışanların, emekli performans
sistemiyle piyasa kurallara göre belirlenmesinin yani
sağlığın
taşeronlaştırılmasının bunun sebebi olduğunu
net olarak söyleyebiliriz.
Şimdi, eski sistemde
olmayan ilave ücret, ilaç farkı gibi katılım payları
getirildi hastalara. İnsanlar zaten yoksul, ekmek alacak parası yok
ama hastanelere gittiği zaman müthiş ücretlerle
karşılaşmak zorunda, daha doğru eczanelerde tahsil ediliyor
bu paralar ve işte sağlık şu hâle geldi: İyi bir
sağlık hizmetine ulaşım, artık parası olanın
ulaşacağı bir hâle geldi maalesef. 2020de SGKnin
sağlık harcamaları içindeki payı yüzde 51, 2021de yüzde
47ye düştü bu; cepten sağlık harcaması 2021de bir önceki
yıla göre yüzde 40,5 arttı; düşünebiliyor musunuz, yüzde 40
cebinizden veriyorsunuz, nasıl karşılasın vatandaş?
Şimdi, kişi
başına en az doktor düşen ülke Türkiye -hani rakamlarla
övünüyoruz ya, rakamlara boğuyoruz ya insanları, hiç de öyle
değil; bunlar dünyanın verdiği istatistikler- ve doktor
başına en çok hasta düşen ülke de yine Türkiye. Niye gidiyor
doktorlar, anlıyor musunuz.
Şimdi, 2002-2019
yıllarında Türkiyede Sağlık Bakanlığı
hastaneleri yüzde 15,6; üniversite hastaneleri yüzde 36 ama özel hastaneler
yüzde 112 arttı. Hastane yatak sayılarına bakınca Sağlık
Bakanlığında yüzde 33, özel hastanelerde yüzde 313
artış var. Neden? Neden böyle oldu? Çünkü vatandaş muayene,
tetkik, ameliyatlar için MHRS sisteminden randevu alamıyor da o yüzden.
Aylar sonraya
Daha dün bana 2 vatandaş başvurdu Çocukları için
Hacettepeden ancak mayısa randevu veriliyor. diye. O zamana kadar
kaybederiz çocuğu, böyle bir sağlık sistemi olur mu? Maalesef
Bakanlığa bağlı hastanelerin de durumu bu.
Şimdi, döviz kurundaki
artış ilaç fiyatlarını artırdı,
vatandaşın ilaç ücret farkı arttı ve Sağlık
Bakanlığı bütçesi, sağlığı koruma hedefinden
bir işletme mantığına döndü yirmi yıllık AK
PARTİ iktidarıyla. Yıllardır Genel bütçenin en az yüzde
10u olmalı. diyoruz, kulaklar tıkalı ve bütçe içindeki
payı 2022de 6,63ken bu sene maalesef 6,56ya düştü. Koruyucu
sağlık hizmetlerine ayrılan pay da 33ten 28lere düştü,
tedavi edici hizmetlere ayrılan paysa 64ten 69a çıktı;
hastalıkları önlemek yerine insanları hastalanınca tedavi
etmeyi tercih ediyorsunuz Sayın Bakan.
Anayasa Mahkemesi diyor ki:
Devlet mal ve parasının kullanılmasını gerektiren her
iş ve hizmette kamu yararı zorunludur. Ama Sağlık
Bakanlığı bütçesinden şehir hastanelerine aktarılan
pay yüzde 15,9 ve 46 milyar 662 milyon lirayı bulmuş. Hani nerede
kamu yararı? Bunu özelleştirmişsiniz ve kapitülasyonlar gibi
gidiyor paralar; milletin vergileri, burada konuştuğumuz bütçe
aktarılıyor oraya. Şehir hastanelerine
aktardığınız bu kaynakla oysaki 1i 2,5 milyon dolar
ortalamalı 187 SMAlı hastayı tedavi edebilirdiniz, 157 tane
devlet hastanesi yapabilirdiniz, 728 bin sağlık
çalışanının gelirinde her ay 5.341 liralık bir
artış yapabilirdiniz. İngiltere tam vurgunculuk dedi, bu
işten vazgeçti. Çünkü daha evvel de söyledim burada, tokluk
sınırı olmayan bir iktidarla karşı
karşıyayız.
Bilkent Şehir Hastanesi
için Numune başta, 6 tane hastaneyi kapattınız Sayın Bakan.
Emin olun, Ankaralılar ve Türkiye'nin her yerinden oralara gelip tedavi
olan hastalar, Türk milleti sizi affetmeyecek bundan dolayı.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Gelelim Etlik Şehir
Hastanesine; önce dediniz ki: Onkoloji, Zübeyde Hanım, Sami Ulus,
Dışkapı ve Ulucanlar Göz Hastanesini kapatacağız.
tepki oldu Kapatmayacağız. dediniz. Hastaneleri
kapatmayacağız. dediniz de bu hastanelerin hekimlerinin, çalışanlarının,
alet edevatının dörtte 3ünü Etlik Şehir Hastanesine götürdünüz.
Şu anda yüz altmış gün sonraya ultrason randevusu
alınabiliyor. Yüz altmış gün sonra hasta ne olur Sayın
Bakan? Hekimiz biz. Şimdi, bunu kısa zamanda çözeceksiniz diye umut
ediyorum. Cerrahi aletler eksik, üstelik Dışkapının aletleriyle
idare ediyorlar. Dışkapı da dörtte 1e inen personeli ve alet
edevatıyla neredeyse eskisine yakın, 4.500e yakın hasta
bakıyor; daha önce 7 binmiş. Yani dörtte 1e inmiş her şey
ama neredeyse dörtte 3ü kadar hasta bakıyor. Ne oluyor? Doktorlar isyanda,
çalışanlar isyanda; bunu bir an önce çözmek gerekiyor.
Bilkent,
Dışkapının 5 katı yatak kapasitesinde ve hekim
sayısı da öyle ama Dışkapı, Bilkent kadar hasta
bakıyor. 130 ambulans geliyor günlük, Bilkente de 130 ambulans geliyor.
Tamamı eğitim ve araştırma hastanesi ama asistan hekimlerin
kadrosunu Etlike aldınız, aylardır programlı bir asistan
eğitimi de yok. Şimdi, az kişiyle çok iş
yaptıkları için kalan personel isyanda ve randevu alamayan hastalar
ayrı isyanda. Sözleşmeye göre 2017de açılacaktı, 28 Eylül
2022de ancak açılabildi ve anahtar teslimdi şehir hastaneleri. Hani,
nerede? Alet edevatı gene devlet karşılıyor, olmaz ki.
Maaşları, şehir hastanelerine ayrılan yüzde 23ü çıkarınca
85 milyar lira kalıyor halkımıza ve bu kişi
başına bin lira demek. Bin liranın nesiyle bir yıl boyunca
kişinin sağlığını koruyacaksınız? Bir
aşı almaya kalktığınız vakit 250 lira, geri
kalanı da işte sağlık hizmetlerine bir yıl boyunca
ayrılan pay; yani korumaktan vazgeçmişiz Başımıza
gelirse bakarız. demişiz. Plan ve Bütçede de söyledim, dipsiz bir
kuyu ve bir talan bu, sağlık kapitülasyonu bu; talan ve soygun
iktidarı hâline gelmiş AK PARTİ iktidarının
gereçlerinden biri yapıldı insan sağlığı maalesef
ve milletin sağlığından kestiniz. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Sizden evvel yapıldı
Sayın Bakan, siz ilk iş, acil hastaya kardiyoversiyon yapar gibi
derhâl sözleşmelerini tazminat falan ödemeden iptal edin, şehir
hastanelerinin sözleşmelerini feshedin derhâl.
Askerî sağlık
sistemi hızla TSK'ye verilmeli; dünyada konusunda en iyisi.
Covid-19 gibi afetlere
hazırlıklar yapılmalı, twindemi tripledemi riskleri
var; RSV, influenza yaygın. Dünya Sağlık Örgütü Salgın
bitti. demedi ama Türkiye veri toplamıyor, sürveyans yok ve Dünya Sağlık
Örgütüne günlük veri vermiyor; iki haftalık 13 Kasım civarında
verildi, ondan sonra yok. 6 dalgada bitti. dendi daha önce ama yenisi geldi
ve ölüm sayısı 101Knin 3 katı. Sayın Bakana ben sormak
istiyorum: 2021 ve 2022de TÜİK ölüm istatistiklerini neden
açıklamadı? Sizden bunu istirham ediyoruz.
Aşı olma işi
tavsadı, toplum bağışıklığı oranı
belirsiz. Anımsatma dozunu yaptırın. çağrısı
artık anlamsızlaştı. İnsanların kafası
karışık 5inci doz mu, 6ncı doz mu, 7nci doz mu; ne
yapacağız, olursak ne oluruz? filan diye. Sağlık
Bakanı olarak sizin bu kaostan çıkarmanızı ve doğru
duyuruları ve açıklamaları eskisi gibi yapmanızı arzu
ediyoruz.
Turkovac konusunda da bir
bilgilenme rica ediyoruz, bilimsel standartları
sağlayamadığına yönelik açıklamalar var; Turkovacla
ilgili sizden burada ben resmî veriler istiyorum.
Anayasa maddesi 135
kapsamında sendikalar meslek örgütü olarak engellenmemeli ve
desteklenmeli.
Nüfus
artışını teşvikten kaçınmalıyız. En
büyük sorunlarımızdan bir tanesi bu. 2827 sayılı Nüfus
Planlaması Yasasını uygulamalıyız.
Bir de korkunç bir
yoksullaştırma sonucu halk sağlığı
kötüleşti; beslenme, barınma, ısınma, moral, umutsuzluk,
terör
Şimdi, bütün bunlardan sonra yıllara göre Almanyaya 2012de
59, 2017de 482 doktor gitmiş buradan. 2018de birden 802ye çıkmış,
geçen sene 1.405 ve 2022 Kasım ayına kadar 2.417 doktor gitmiş.
Almanyada yaklaşık 15 bin doktor açığı var ve 10 bin
tane doktor Türkiyeden gitmiş.
Şimdi, Almanların
doktor yetiştirme masrafından yaptıkları tasarruf, bir
yılda 4 milyar euroyu aşmış. Ben Sayın Bakana sormak
istiyorum: Bizim buradan göçen giden doktorlar için, bir hekim ne kadara mal
oluyor Türkiye Cumhuriyeti devletine, ne kadara yetişiyor ve biz
nasıl kaçırıyoruz bunları?
Şimdi, aşı
konusu var Sayın Bakan; çocuk felci, hepatit, verem
aşılarının bulunmadığı konusu dile
getiriliyor. Bu, aşı takvimi yok demektir ve bir an önce çözülmesi
gerekir.
Refik Saydam
Hıfzıssıhha Enstitüsünü 2011de Hükûmetin kapatmış
olmasının bunda çok büyük bir payı var; yeniden
açacağınızı öğrendik Komisyonda ve bunun için
teşekkür ediyorum ben size. Adının da tekrar Refik Saydam
olarak verilmesini yeniden istirham ediyorum.
Türkiye, OECD üyelerinden
hava kirliliğine en fazla maruz 2nci ülke; halkın yüzde 27si maruz
kalıyor buna, OECD ülkelerinde bu yüzde 14. Kalp ve akciğer
hastalıklarına bağlı ölümler artıyor. 45 bin ölüm
olmuş; Sağlık Bakanlığı bu konuda diğer
bakanlıklarla entegre mi ve uyarıyor mu hava kirliliğine karşı,
ölümlere sebep olduğuna yönelik? Bunları duymak istiyoruz sizden,
vizyoner yaklaşımlar duymak istiyoruz.
Ve zoonotik hastalık
olan Covid-19 tüm dünya ülkelerini pandemi karşısında çaresiz
bıraktı, milyonlarca insan öldü. One health
yaklaşımı başta dünya ülkelerinin gündeminde. Biz, bunu
one health olarak değil de hiç sağlık olarak
algıladık galiba çünkü son olanlara, az önce saydıklarıma
bakınca maalesef veriler üzücü.
Dönüştürdüğünüz
sağlık sisteminin büyük problemlerinden biri sevk zincirinin
uygulanmaması. Cihaz başına düşen hasta
sayısında; MR ve bilgisayarlı tomografi çekmede OECD ülkelerinde
ilk 3teyiz çünkü doktorlar beş dakikalık randevularla bunu
yetiştiremedikleri için mecburen hemen tetkik isteyerek radyolojiyle
tanı koymaya çalışıyorlar. Bu da bir kaos.
Ve randevu alamayan acile
başvuruyor. Aciller günde 1.000-2.000 hasta bakıyor, bu da acillerde
kaos demek. Neden? Çünkü 2011de çıkardığınız kanunla
sağlık ocaklarını özelleştirdiniz. Sağlık
ocakları çalışanları çok şikâyetçiler; bir dükkân
mantığında, dükkanlarda personel çalıştırmaya ve
faturaları karşılamaya çalışıyorlar ve
oranın çalışanları devlet kadrolarında olmak
istiyorlar.
Ve aile hekimliği
sisteminde çalışanlar kamu kamu dışı diye
bölünmüş. 5 bine yakın aile sağlığı
çalışanı; ebe, hemşire, aile hekimi, kadrosuz
sözleşmeli personel kadro bekliyor. Hastalar şikâyetçi, herkes
şikâyetçi, çalışanlar şikâyetçi. Bu şikâyetleri
gidermiyorsanız bu koltuklarda ne işiniz var?
Şimdi, 1950den beri
Sağlık İstatistikleri Yıllığı
yayınlanıyor. 2019 verileri 2021de yayınlandı ama 2020ye
ait ölüm sayıları yok. Tabloda sıtma var, kızamık var,
tüberküloz var ama Covid-19 yok, neden? Neden yok Covid-19? Hâlbuki bilim
adamlarının çalışma yapmak için o verilere ihtiyaçları
var.
Ve sağlıkta artan
şiddete vaktim kalmadı ama burada defalarca konuştuk.
Şiddet, mevcut sağlık politikalarınızın,
hastanın hekimle ilişkilerini karşılıklı bir
ticaret gibi gösteren bir çalışmanın sonucu olarak arttı
Sayın Bakan; bunu önlemek gerekiyor. Her 4 sağlık
çalışanından 1i fiziksel şiddete uğruyor ve biz bunu
kabul etmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın
sözlerinizi.
AYLİN CESUR (Devamla)
Sağ olun.
Ve ilaç krizi var. Maalesef,
kronikleşen, acil önlem bekleyen yapısal sorunlardan biri ilaç
yokluğu. Türk Eczacıları Birliği Dörtte 1i yok. diyor,
eczanelerde kaos var. Plansız açılan eczacılık fakülteleri
sebeplerden bir tanesi. İçleri boş, akademik kadroları olmayan
57 tane eczacılık fakültesi açılmış, her 2 eczaneden
1i kapanıyor. Diş hekimliği için de aynı şey geçerli,
kadrolar boş ve TUS kontenjanlarını artırmakla, daha çok tıp
fakültesi açmakla bunu çözemezsiniz. Köklü bir sağlıkta dönüşüm
projesiyle yeniden sağlığı ele alarak biz
düzelteceğiz. Emekli hekimlerimize, çalışan hekimlerimize,
çalışan personelimize, hastalarımıza çağdaş
tıbbın imkânlarını sunacağız. Vizyonu olan, hedefleri
olan, sağlık sistemimizin akut ve kronik sorunlarını
çözecek bir bütçeyle geleceğiz seneye biz ve andımıza
bağlı kalacağız. İYİ Parti iktidarında
vatandaşlarımız iyi sağlık hizmetine ücretsiz
ulaşacaklar. Hekimlerimizi ve sağlık personelimizi ezdirmeyeceğiz.
Böyle bir bütçeyi seneye, önümüzdeki sene Türkiye Büyük Millet Meclisine biz
sunacağız. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Süreniz
tamamlandı Sayın Cesur.
AYLİN CESUR (Devamla)
2023 sağlık bütçesinin hayırlı uğurlu
olmasını diliyorum ve her kuruşunun doğru yerde
harcanmasını ben de gönülden, çok arzu ediyorum. İnşallah,
Yüce Allah daha iyi bütçeleri yapmayı bize nasip eder.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Arslan Kabukcuoğlu
(İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Sayın
Başkanım, Sayın Bakanlar, değerli milletvekilleri,
televizyonlarının başında bizi seyreden kıymetli Türk
milleti; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığının 2023 bütçesi üzerine İYİ Parti
Grubum adına söz aldım. Bundan sonra, kısaca, kolaylık
olsun diye Bakanlığın ismini Aile Bakanlığı
diye tabir etmek istiyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulunun 6 Aralık 2022 tarihli oturumunda AK PARTİ Bursa
Milletvekili Zafer Işık tarafından gerçekleştirilen
milletvekilimize yönelik şiddet eylemi, demokrasimize, yüce Meclisimizin
mehabetine yakışmayan bir olay olarak Parlamento tarihine
geçmiştir. Bu elim olayı şiddetle kınıyoruz; hiçbir
ahlaksız yumruk bizi hakkın ve hakikatin yolundan
ayıramayacaktır. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Aile Bakanlığı
ülkemizde çok önemli bir fonksiyonu yüklenmiş bulunuyor. Sosyal devlet
kavramını ilk defa milattan önce 2200 yılında
Mısırda görüyoruz. Mısırda o vakitki yönetimi elinde
bulunduran ruhban sınıfı dul ve yetimlere yardım için kendi
aralarında bir yardımlaşma kurumu oluşturmuşlardır.
10 Aralık, Dünya
İnsan Hakları Günüdür. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilişinin 74üncü
yılındayız. Bildirge, insanın özgürlüğü, kişi
güvenliği, yasa karşısında eşitliği, yargı
hakkı, özel hayatın dokunulmazlığı, seyahat
hakkı, zulümden kaçma hakkı, yurttaşlık hakkı, mülk edinme
hakkı, düşünce, vicdan, din hürriyeti, ifade özgürlüğü,
eğitim, sağlık gibi konularda 30 başlığı
içermektedir. Tüm insanlığın bu bildirgede geçen
tanımlamalardan tam yararlanmadığı açıktır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi âdeta Aile
Bakanlığını, Aile Bakanlığımızın
görevlerini tanımlamaktadır. Bildirgenin yerine getirilmesi ancak
temel ihtiyaçlarını gidermiş ülkeler için geçerlidir. Türkiye
bildirgeyi 1949 yılında imzalamıştır. Dünya milletinin
kabul ettiği bildirgeyi maalesef ülke olarak biz de içselleştiremedik.
Aile
Bakanlığının yapabileceği çok şey vardır.
Hâliyle Aile Bakanlığı, en başta ekonominin,
Sağlık Bakanlığının, Millî Eğitim
Bakanlığının, İçişleri
Bakanlığının ve daha pek çok bakanlığın
yapamadığı, aksattığı sorunlarla
uğraşmaktadır. Ne yapsın biçare Bakanlık? sözü
kısaca Bakanlığımızın hâlinin tarifidir. Aile
Bakanlığının görevi hakikaten çok zordur. Yirmi
yıllık AK PARTİ hükûmetleri ülkemizi diğer ülkelerin
gösterdiği kalkınma seviyesine ulaştıramadı; fakirlik,
yoksulluk kaderimiz oldu. Aile Bakanlığının görevlerinin
tamamına yakını yoksulluğa ilişkin sorunlardır.
Ailelerin maddi imkânsızlıkları nedeniyle okula aç giden
çocuklar, bebeklerine mama, süt parası bulamayan anneler her zaman Aile
Bakanlığının konusu olabilir ancak toplumun yüzde 40ı
Aile Bakanlığının konusu oluyorsa ülkede bir sorun
vardır, ülkede bir gariplik var demektir. AK PARTİ iktidarları
burada da vatandaşı uyutma, oyalama, algı yönetimi, gerçek ötesi
algı yönetimi maharetlerini uygulamaya koymaktadır. Aile
Bakanlığı devlet adına şefkat elini uzatan
Bakanlıktır ancak Hükûmet görevini yapar, insanları iş
sahibi yapar, aş sahibi yapar ise irade dışı olan bazı
sorunların üstesinden Aile Bakanlığı tabii ki
rahatlıkla gelebilir. Sosyal yardımların gayrisafi millî
hasıla içindeki payı Fransada yüzde 31, OECD ortalaması yüzde
20, ülkemizde ise sadece yüzde 12dir. AK PARTİ Hükûmetinin
dezavantajlı gruplar için ayırdığı finansman son
derece yetersizdir.
AK PARTİ eğitime
para bulamaz, Aile Bakanlığına para bulamaz, üniversite
gençlerine para bulamaz; yandaşlara, 5li çeteye gelince para bol. Aile
Bakanlığı vasıtasıyla, Hükûmet, üstesinden
gelemediği, daha da ötesi, derinleştirdiği yoksulluğu
normal bir durummuş gibi ülke insanlarına kabul ettirmeye
çalışmaktadır. Ülkemizdeki yoksulluk oranı TÜİK
verilerine göre yüzde 14,4; Tüketici Hakları Derneğine göre yüzde
49,6dır yani nüfusun yarısı yoksul gözükmektedir. Azalan 150
milyar Türk liralık 2023 bütçesiyle Aile Bakanlığının
yoksullukla mücadele etmesi hayaldir. Bu durum ancak algı yönetimi konusu
olabilir. Örneğin, ayda vereceğiniz 500 lirayı iki ayda bir
verirsiniz ve vatandaşın eline bin lira geçmiş gibi olur ki bu
enflasyonist ortamda galiba bundan sonra Bakanlık üç dört aylık maaşı
verecek ki 1.500, 2 bin lira vermiş gibi gözüksün. Türkiyedeki yoksulluk
hem OECD ülkelerinden fazla hem de ayrılan ödenek OECD ülkelerinden daha
azdır. Millî gelire oranı arttıkça yoksulluğun da
azaldığı değişik ülke verilerinden anlaşılmaktadır.
2019 yılı için Fransada yoksulluk yüzde 8, Almanyada yüzde 10,
İngilterede ise yüzde 11dir. Sığınmacılara 70-80
milyar dolar destek nereden bulunur bilinmez ama vatandaş yok yoksul
tutulur ve bu paralar bir şekilde karşılanır.
Lübnan, ülkesinde
yaşayan Suriyeli sığınmacıların doğum
belgelerini Suriye devletine verip onları kendi nüfusuna kaydetmemektedir.
Lübnan'da 4,5 milyon Suriyeli göçmenin 600 bin kadarının ülkesine
gönderildiğini biliyoruz. Lübnanlılar kendi öğrencilerini hangi
aşamalardan geçiriyorlarsa, onlar için verilen şartlar neyse
sığınmacılara da bunu yaptırmaktadırlar ve bizde
olduğu gibi onlara bir ayrıcalık tanımıyorlar.
Sağlık sisteminden oradaki sığınmacılar
paralı olarak yararlanıyor. Suriyeli göçmenlere kalıcı
olmadıkları daima hissettiriliyor. Lübnan Hükûmeti Suriye Hükûmetiyle
göçmenler konusunda daima irtibatlı oldu. Sığınmacılar
aç kalmasın, yardımda bulunalım, kabul ancak sosyal
hayatımıza nüfuz etmelerine izin vermemeliyiz. Sanki Hükûmet, Arap
sığınmacılarla demografik yapımızı
değiştirme derdinde gibi gözüküyor.
Dezavantajlı
vatandaşlarımıza devlet yardımları yetersizdir.
Yaşlı bakımının devlete maliyeti yani
yaşlıların devlete maliyeti 10 bin lira civarındadır
-kendi bakarsa- evde bakımlarda ise aileye verdiği bedel sadece 3.360
liradır. Alet, malzeme yardımı normal ederin üçte 1i
kadardır.
Ülkemizde engellilerin durumu
her yönüyle iyileştirilmeye muhtaçtır. 2002 sayımına göre
nüfusumuzun yüzde 12si engellidir. Engellilik, kişinin değil, içinde
bulunduğu toplumun sorunudur. Ülkemizin yaşadığı
ekonomik bunalımdan engelliler de payına düşeni almaktadır.
2015 yılında 150 dolar olan bireysel eğitim bedeli 2022
yılında 86 dolara düştü. Tüm ödenekleri bu şekilde, döviz
bazında aldığınız vakit yarı yarıya
düştü iki yıl içerisinde.
Engellilerin topluma
kazandırılması için toplum eğitilmelidir. Toplumsal
farkındalığı artırmak için engelsiz yaşam
dersleri müfredata konulmalıdır. Yoksulluktan kurtulmada eğitim
engelliler için de önemli bir fırsattır. İlk ve ortaöğretimde
engelli çocuklara dinlenecekleri, kıyafetlerini değiştirecekleri
bir mekân ayrılmalıdır. Yükseköğrenimde engelliler için
büyük bir sorun vardır. OECD ülkeleri arasında yükseköğrenime
kayıt yaptıran engellilerin en çok kayıt sildireni bizim
ülkemizdedir. Bir engellinin yükseköğrenim kapısına gelmesi
avantajlı gruplara göre çok daha zordur. Burada bu insanlar kaderini
değiştirmek üzereyken bizim onlara yapmadığımız
ulaşım yardımı, konaklama yardımı ve teknik
destekler yüzünden makûs talihlerinin ellerine bırakılmak
üzeredirler.
2005 yılında
Engelliler Hakkında Kanun yürürlüğe girmiş. Bu kanunda kamuya
açık tüm yaşam alanlarında, merkezlerde erişebilirlik
şartlarının yerine getirmesi şartı konulmuş,
nakil vasıtalarının hepsinin de engellilere göre
ayarlanması istenmiştir. Ancak ötelenmiştirti ve en sonunda,
2022 yılında bu vaat dört yıl daha ertelenmiştir.
Engellilere tanınan yüzde 4 kotası son derece yetersizdir. Bunun
yüzde 50 kadar artırılması gerekir. Devlet engelliler için her
türlü rehabilitasyon ve habilitasyon imkânlarını
hazırlamalıdır.
Sayın Bakan, devlete ait
ilkokul 1inci sınıfa giden çocukların yüzde 40ı aç olarak
geliyorlar. 4üncü sınıfa gelenlerin ise yüzde 40ı hem aç hem
de yorgun olarak geliyorlar. Bir hükûmete düşen, vatandaşın
yoksulluğunun üzerini örtmek değil, onu telafi etmek
olmalıdır. Aç çocukların ihtiyacı ailelerinin yeterli maddi
imkânlara sahip olmasıyla giderilebilir.
2020-2022 yılları
arasında ücretlilerin millî gelirinden aldıkları pay dörtte 1
oranında azalmıştır. İYİ Partinin Demre
Belediyesi bu çocuklara günde 2 öğün yemek vermeye başladı. Neymiş?
Hükûmetin ayıbı ortaya çıkıyormuş ve iptal
edilmeliymiş. AK PARTİ Hükûmeti, maalesef, kendi siyasi
hırsları uğruna çocuklarını feda etmekten çekinmiyor.
Sayın Bakan Plan Bütçe
ve Komisyonu görüşmelerinde 4,6 milyon haneyi ziyaret ettiklerini
bildirdiler. Sayın Bakandan cesaretle bu sonuçları vatandaşa,
Türk milletine açıklamasını bekliyoruz. Aile odaklı
hizmetlerden yararlanan çocuk oranının yüzde 92ye
çıkarılmasıyla övünüyorlar. Çocuk başına
yaptıkları yardımın ne olduğunu da açıklamalıdırlar.
Bir ülkede çocukların yüzde 92si yardıma muhtaç ise o ülke, ülke
olmaktan çıkmış demektir. Ülkeyi yönetenler buna kafa
yormalıdır. Gençlerinin yüzde 73ünün yurt dışına
çıkmayı düşündüğü bir ülkede buna kafa yormayan bir
yönetim, buna hiç kafa yormaz; bizim böyle bir ümidimiz yok.
Ülkemizde cinsel
ayrımcılık AK PARTİ Hükûmeti döneminde
tırmandırılmaya devam ediliyor. 2019 yılında OECD'nin
yayınladığı bir raporda 29 ülke arasında ülkemiz,
kadına yönelik fiziksel ve seksüel şiddet bakımından
dünyada 2ncidir. Kadınlarımızın yüzde 38i bu konudan
şikâyetçidir. Şikâyetçilerin OECD ortalaması ise sadece yüzde
23tür. Kadın cinayetleri Anıt Sayaç raporlarına göre 2008de 66
iken 2021de 425e çıkmıştır. Sayın İçişleri
Bakanı 2014-2020 yılları arasında kadın cinayetlerini
açıklarken 2021 ve sonrası için artık kadın cinayetlerini
açıklamaktan vazgeçmiştir. Kadın-erkek cinsiyet
ayrımcılığı konusunda da AK PARTİ ülkeyi oldukça
kötü bir duruma getirdi. 2022 küresel cinsiyet eşitsizliğinde ülkemiz
146 ülke arasında 124üncü sıradadır.
Nüfusun
devamlılığı için doğumların belli bir hızla
devam etmesi arzu edilmektedir. 19uncu yüzyıl ekonomistlerinden David
Ricardo bunu o vakit vurgulamıştır. Kalkınma ile nüfus
artışı arasında doğrudan bir ilişki vardır
ve bu ilişki iki yönlüdür. Ülkemizde ailenin yapısı
değişiyor, aileler küçülüyor, evlenmeyenlerin sayısı ise
artıyor. Doğum oranı binde 2ye, doğum hızı binde
2,1in altına inerse nüfus azalıyor. Türkiyede toplam
doğurganlık hızı 2001 yılında 2,38 iken 2018de
1,99a, 2021de ise binde 1,7ye düştü. TÜİKe göre, 2008
yılında ortalama hane büyüklüğü 4 iken, 2021de 3,23e
düştü. Tek kişilik hane halkı 2014 yılında yüzde 14
iken, 2020de yüzde 19a yükselmiştir. Aralarında eş, anne,
çocuk veya baba çocuk ilişkisi olmayan fertleri içeren hane sayısı
yedi yılda yüzde 50 arttı. Argo tabiriyle nerede devlet? Büyük
ailelerin yüzde 27,2si yoksulluk sınırı altında
yaşıyor, yoksulluk oranı tek çekirdekli ailelerde ise yüzde
21dir. Yoksulluk, aileleri küçülmeye ve az sayıda çocuk sahibi olmaya
zorlamaktadır. AK PARTİ iktidarlarında TÜİK verilerine göre
kaba boşanma hızı 2001den 2021e kadar artış
göstermiştir. Konumuz ailenin korunması değil mi? Buyurun,
korunmuş ailesi olan ülkeye. Yoksulluk, parçalanmış aileler,
çocukların ihmali ve suça sürüklenen çocuklar, öykü böyle gelişip
gitmektedir. Çocuk sayısı yıllar içerisinde azalırken suça
sürüklenen çocuk sayısı yıllar içerisinde artmaktadır. 2000
yılında çocuk sayısı 22,8 milyon, 2002 yılında
çocuk mahkemelerine gelen davalardaki sanık sayısı 15 bin; 2021
yılında çocuk sayısı 22,7 milyon, çocuk mahkemelerine gelen
davalardaki sanık sayısı 107 bin; yirmi yılda çocuk
mahkemelerine gelen sanık sayısı 7 misli
artmıştır. AK PARTİ iktidarında, yoksulluk, suç, kol
kola gezmektedir; bu, büyük bir sosyal sorundur, bu çocukların
yetişkin hayata geldikleri vakit hangi suçlara sürüklenebileceğini
tahmin etmek hiçbirimiz için zor değildir.
Çocuk yaşta evlilik; 18
yaşın altındaki evliliklere çocuk yaşta evlilik diyoruz;
alelade bir olgu değildir, geçmiş ve gelecekteki toplumsal
sorunları içinde barındıran derin ve önemli bir toplumsal
yaradır, ülkelerin gelişmesi önünde önemli bir engeldir. Reşit
olmayan evlilik sıklığı dünyada azalmakla beraber ülkemizde
devam etmektedir. Erken evlilik, depresyondan intihara kadar giden pek çok
spektruma neden olur; erken evlilik, susuz ve güneşsiz kalma veya çile
çekme sürecidir. Çocuk yaşta evliliğin bazı
sonuçlarını şöyle özetleyebiliriz: Daha fazla evlilik
sorunlarına ve boşanmalara neden olmaktadır. Bu çiftler
gebelikten korunma konusunda yeterli bilgiye sahip değildirler. Erken
gebelik fazladır, sağlıksız düşüklere neden
olmaktadır. Çocuk yaşta evlilik, insan hakları ihlalidir, çocuk
hakları ihlalidir, kadın hakları ihlalidir; çocuğun,
ergenliğin ve kişisel özgürlüklerin yok sayılmasıdır.
Çocuk yaşta
evliliğin önüne geçmede eğitim çok önemlidir. Baba Beni Okula
Gönder ve Haydi Kızlar Okula çok yerinde projelerdir. Bu projelerle hem
çocuk yaşta evliliğin önüne geçilmekte hem de kızlar zihinsel ve
bedensel olgunluğa erişmektedirler. 4+4+4 sistemi çocukların
eğitim akışını bozmuştur. Bu kademeli
eğitimle çocuklarımız eğitim akışı
dışında kalıyorlar. Sistem bu yönüyle yeniden gözden
geçirilmelidir.
Sorun buraya kadar geldikten
sonra devletin aldığı tedbirler sadece palyatif olmaktadır.
Çok fazla hastane yaparak sağlık sorunlarını çözemezsiniz,
çok fazla hükûmet konağı yaparak, adalet sarayları yaparak,
hapishane yaparak adalet sorunlarını çözemezsiniz, çok fazla
sığınma evleri yaparak da erken evliliklerin önüne geçemezsiniz.
20nci yüzyılda ülkemiz
maalesef bir kız çocuğunun evlendirilmesi haberiyle
çalkalanmaktadır. Ülkede köhne alışkanlıklarla mücadele
etmeyip onlara yol verirken bir otomobil, bir barajla cumhuriyetin 2nci
yüzyılı kavramı çok eğreti kalmaya mahkûmdur.
Kadın cinayetleri
hepimiz için, hele hele zaman zaman kadını ikinci sınıf
gösteren yetkililer için tümden yüz karasıdır. Sosyal
zaaflarını düzeltmeyen ülkemizle 10 bin kilometre uzakta olan ülkeler
dalga geçmekte ve bizim çok çok övündüğümüz ay yıldızlı
amblemi çok kötü amaçlarla kullanmaktadırlar. Sayın Bakan, 10 bin
kilometre ötedeki çocuklarımız bu olaylardan etkilenmektedir.
AK PARTİ tüm ülkeyi
asgari ücretli yaptı. Çalışma Bakanının asgari
ücretliler için verdiği oran -tüm ücretlilere oranı- yüzde 38 iken
başka kaynaklarda yüzde 59 olarak gösteriliyor. Asgari ücret için önce bir
rakam toplum önüne atılıyor, sanal bir durum yaratılıyor
Yüzde 30 mu artsın, yüzde 40 mı artsın
Bu şekilde önce
asgari ücretliler alıştırılıyor. Hâlbuki bir
yılda kira artışları yüzde 70dir, bir yılda gıda
fiyatlarındaki artış yüzde 102dir; dar gelirlilerin en büyük
giderleri bu 2 kalemdir.
Algı yönetimine gelince,
asgari ücret yüzde 40 ya da yüzde 50 bandında tutulmaya
çalışılıyor. İYİ Partinin asgari ücret için
önerdiği rakam 9.600 liradır, bu ancak idare edecek bir
rakamdır. Bakanlığın bir yardımcısı daha
var; fakir düşürülen halka, ilimizde, AK PARTİ
teşkilatının akşam saatlerinde
dağıttığı 200 liralık hediye çekleri
Ben olsam
bu hediye çeklerini yoksul vatandaşlara vermekten hicap duyarım ama
maalesef Eskişehir'de AK PARTİ il örgütü bu şekilde bir faaliyet
içinde.
Hükûmet dezavantajlı
gruplar için öncelikle insan onuruna yakışır bir ücret
politikası uygulamalıdır. AK PARTİ Hükûmeti ülkeyi karpuz
gibi ikiye böldü. Entelektüel sermayeyi güçlendirmeliyiz; kaliteli bir
eğitim, sağlam bir ahlaki yapı ülkemizin geleceği
olacaktır. İYİ Parti gençler, yaşlılar, engelliler
için çalışmalarını tamamlamıştır. İyi
Yaşam Geliri Projesiyle 15-26 yaş arasındaki tüm gençlerimize
her ay belli bir ücret ödemeyi taahhüt ediyoruz. Bu önceden belirlenmişti
ama şu artan enflasyonist ortamda bu rakamlar her defasında
yenilenmeye muhtaç. İlkokuldan liseye kadar tüm öğrencilerimize 2
öğün yemek vermeyi vadediyoruz.
Ülkemizde muharip gaziler
arasında maalesef ayrımcılık yapılmaktadır.
Sosyal güvencesi olan muharip gazilere, sosyal güvencesi olmayan muharip
gazilere verilen şeref aylığının iki buçukta 1i kadar
ödeme yapılmaktadır; bu haksızlık düzeltilmelidir.
Ayrıca, malul gazilerin yakınlarına tanınan birtakım
haklar muharip gazi yakınları için de tanınmalıdır.
Karamsar değiliz.
Ülkemiz imkânları geniş, insanları çalışkan bir
ülkedir. İYİ Parti iktidarının dürüst siyasetçileri,
doğruluktan ayrılmayan siyasetçileri özlenen Türkiye'yi inşa
edecektir. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı bütçesinin ülkemize hayırlı
olmasını diler, hepinize saygılarımı sunarım.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinde yer alan İçişleri
Bakanlığının bütçesi üzerine İYİ Parti Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygılarımla selamlarım.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin
6 Aralık 2022 tarihli oturumunda AK PARTİli bir milletvekili
tarafından milletvekilimize karşı gerçekleştirilen
şiddet eylemi yüce Meclisimizin mehabetine yakışmayan kara bir
leke olarak Parlamento tarihimize geçmiştir. Sorumlularını
kınıyor, hiçbir ahlaksız yumruğun bizi hakkın ve
hakikatin yolundan ayırmayacağını burada kamuoyuna ilan
ediyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
Gerek Komisyon
görüşmelerinde ve gerekse bütçenin geneli üzerinde yaptığım
konuşmada Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle
yasamanın yetkilerinin nasıl gasbedildiğini, yürütmenin
nasıl kabile reisi yetkileriyle bir kişinin heveslerine terk
edildiğini ve yargının hangi yol ve yöntemlerle siyasetin
tasallutu altında görevini ifa edemez hâle getirildiğini; ezcümle,
Türkiye Büyük Millet Meclisi uhdesinde bulunan egemenliğin nasıl
şahsileştirildiğini teferruatıyla izah etmiştim.
İşte, memleketimizin içinde bulunduğu güvensizlik, huzursuzluk,
gerilim, keyfî idare anlayışı ve parti devletine
savrulmanın sorumlusu bugünkü ucube siyasi sistemdir. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Yolsuzluğun normalleşmesi,
talanın alenileşmesi ve sistematik hâle getirilmesi, yoksulluğun
yönetilmesi ve cehaletin örgütlenmesinden sorumlu olan da yine bu ucube siyasi
sistemin ta kendisidir. Devlette liyakat, hukuk, vicdan ve adalet ebet müddet
daim olması gereken kavramlar ve ilkeler iken
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle bunların
tamamı yerle yeksan edilmiştir. Kurumsal yapıda çürüme, yönetim
usullerinden uzaklaşma, teşkilatlarda partizan ve dar kadrolaşma
doğrudan doğruya sistemden kaynaklı zafiyetlerin sonucudur.
Değerli milletvekilleri,
İçişleri Bakanı ve Bakanlık bürokrasisinin görev ve
yetkililerinden kaynaklı noksanlıklar Türkiye'nin bugünü ve istikbali
için önemli güvenlik zafiyetlerini de beraberinde getirmektedir. Bilindiği
üzere, Türkiye bir tesadüf eseri değil Adalet ve Kalkınma Partisinin
bilinçli politika tercihlerinin sonucu olarak dünyada en fazla
sığınmacı ve kaçak barındıran ülke konumuna
taşınmıştır. Hudut namustur. ilkesinin terk edilmesi
ve ensar ve muhacir gibi kavramlar üzerinden ülkemize yönelik kaçak göçün
iktidar eliyle teşvik edilmesi neticesinde dünyadaki 91 ülkenin nüfusundan
daha büyük bir nüfusu bugün topraklarımızda barındırmak ve
beslemek mecburiyetinde bırakıldık. Türkiyenin başta
Suriyeli sığınmacılar olmak üzere kaçak göçün merkezi
hâline getirilmesi, ancak buna rağmen şehirlerde hiçbir kota
sisteminin uygulanmaması yabancıların gettolaşmasına, şehirlerimizin
içinde ve çeperinde farklı şehirlerin oluşmasına sebep
olmaktadır.
Demografimizin, Türk millî
kimliğinin ve millî bütünlüğümüzün izansız politikalarla tehdit
edilmesi, Türk vatandaşlığının para
karşılığında haraç mezat satılması, hem de
selefi terör örgütlerinin militanlarına dahi güvenlik
soruşturması yapılmadan, fütursuzca
dağıtılması, Türkiyenin kaçak göçle birlikte
uyuşturucunun da merkez üssü hâline getirilmesi gibi siyasi ve içtimai
sorunlar, haklı eleştirilerimizin temelini oluşturmaktadır.
Türkiyeyi çevreleyen tüm bu
yakıcı sorunların müsebbibi olan siyasi iktidarın, sebebi
olduğu krizlerin çözümüne dair politikaları hayata geçirmeye gayret
etmesi icap ederken, toplumsal huzurun tesisini sağlaması gerekirken
maalesef ve maatteessüf özellikle de İçişleri Bakanının
yüksek katkılarıyla her kesimle kavga eden, her şeye laf
yetiştiren, ağır devlet adamlığı yerine ucuz
politikayı tercih eden bir hüviyete büründüğünü de tespit ediyoruz.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Oysa her
zaman ifade ettiğimiz gibi, devlet yönetmek ciddiyet ister. Devlet yönetmek,
hamaset yapmak ve hamaset üzerinden siyasi rant temin etmek yeri değildir.
Günlük siyasi polemikler, kirli ve karanlık ilişkiler, izaha muhtaç
itham ve iddialar tarafından kuşatılmış bir
politikacı, devlet adamı olma hüviyetini de kaybeder. (İYİ
Parti sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Özellikle
İçişleri Bakanlığı gibi önemli devlet
kurumlarının gündelik siyasi şovlar ve çekişmelerle
değil, yalnız ve ancak Türk milletinin menfaatleri ve Türkiyenin
güvenliği başta olmak üzere, önemli sorunlarla ilgilenmesini temenni
ederiz. Bu son derece önemlidir çünkü bir İçişleri Bakanı
gerçekten kâmil bir akla sahipse parti mensubu olmanın ötesinde, devlet
adamı olmayı da başarabilmişse gelecek seçimleri
değil, gelecek nesilleri düşünür.
Sayın Bakan, geçen
yıl bu yüce Meclisin çatısı altında yaptığı
konuşmada Biz devletiz. ifadesini kullanmıştı. Bana
sorsalar ve deseler ki: Kâmil akla sahip olan devlet adamı kimdir?
Kendisini devlet zannetme hezeyanına kaptırmayandır. derim.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Devlet
insanının büyüklüğünün sabır ve metanetle ölçüldüğünü
söylerim.
Beş bin yıllık
Türk devlet geleneğinden süzülüp gelen ilkeleri ve ahlakı
içselleştiremediğiniz için ne yazık ki
iktidarınızın devrinde devlete hizmet etme ülküsü, kendi
varlığının bizatihi devlet olduğu zannına yenik
düşmüştür. Devleti kuran, bugün çatısı altında
bulunduğumuz Gazi Meclistir ve devlet ile Hükûmet arasında
ayrımı yapamayan mevcut yürütme erki, bu Meclis için de, bu devlet
için de çok büyük bir talihsizliktir. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
Şu asla unutulmasın
ki: Koltuktan güç alanlar koltuklarıyla birlikte her şeylerini
kaybederler. Ancak, oturdukları koltuğa güç verenler, tarih ve millet
nezdinde daima takdir görürler ve taltif edilirler.
Sayın İçişleri
Bakanı, benim naçizane tavsiyem, son defa İçişleri Bakanı
olarak katıldığınız bütçe görüşmelerinde, gelin,
planlanmış sinir harbini ve bilinçli kutuplaştırma
metotlarını bir tarafa bırakın; ülkemiz dünya
uyuşturucu baronlarının ve mafya babalarının cirit attığı
ve infazların gerçekleştirildiği bir memleket hâline nasıl
getirildi, onu konuşalım. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Bunu konuşmamak için yapıyor zaten.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (Devamla) Son yıllarda özellikle Sırp,
İranlı, Rus mafyaların etkinliğinin Türkiye'de nasıl
arttığını tartışalım. Özellikle
hırsızlık, dolandırıcılık ve yağma gibi
suçların nasıl Türkiyede bir yıl içinde yüzde 27
arttığını tartışalım. Tüm suç grupları
içinde uyuşturucu suçları oranının yüzde 5e
dayanmasını ve uyuşturucuyla ilgili dosya
sayısının 422 bine yükselmesini konuşalım.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Ülkenin gerçeklerini konuşalım yani.
FETİ YILDIZ
(İstanbul) Başarı var.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (Devamla) Kendi ifadenizden söylüyorum Sayın
Bakanım, diyorsunuz ki: Haftada 5 bin uyuşturucu
satıcısı yakalıyoruz. Bu, ayda 20 bin, yılda 260 bin
uyuşturucu satıcısı anlamına gelir. Bu kadar
satıcının olduğu yerde kullanıcı sayısını
düşünmek bile istemiyorum. Ya matematikle aranız yok ya da siz
Türkiyeyi İçişleri Bakanlığınız döneminde bir
uyuşturucu merkezi hâline getirmişsiniz. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) Dileyelim ki matematikle aranız
iyi olmasın, diğer söylemi Türkiye adına biraz incitici de
bulabilirim.
FETİ YILDIZ
(İstanbul) 120 bin tutuklu var, tutuklu.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (Devamla) Burada üzülerek ve hatta kahrolarak
söylüyorum ki 127 bine kadar yükselen cinsel dokunulmazlığa
karşı işlenen suçlarda ilk sırayı çocukların
cinsel istismarı almıştır. 6 yaşında bir kız
çocuğuna yönelik olarak kamuoyuna yansıyan, her türlü insani ve
ahlaki değerin hiçe sayıldığı vahim olayların
detayları göstermiştir ki maalesef bazı kamu görevlileri de
geçmişte bu çirkin olayların üzerinin örtülmesi için çaba sarf
etmiştir. Vakıf adı altında kirli ve karanlık ellerin
evlatlarımızın namusuna ve istikbaline el uzatmasını
engelleyemeyen devlet, devlet değildir. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Biz devletiz. diye ortalıkta
gezmek yerine ilk önce devlet olma vasfının gerekliliklerini yerine
getirmenizi tavsiye ediyorum. Suç işleyen ve suç işlemeye
elverişli kriminal kişilerle görüntülerinizin sergilenmesi, bir
yandan kriminal kişi ve şebekelerin kendisini
meşrulaştırmasına ve suç işleme imtiyazına sahip
gibi algılanmasına vesile olmakta, diğer yandan ise suçla
mücadeleden sorumlu devlet kurumlarının meşruiyetini
kaybetmesine neden olmaktadır. Devletin gücünü muhalefeti ilzam etmek için
değil, suç ve suçluyla mücadele etmek için kullanın; bunun aksi,
acizliktir. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Komisyon görüşmeleri
esnasında söz bahse konu fotoğraflara gelince, Sayın Genel
Başkanımızla ilgili ima yollu bir iftirada bulunarak Onun da
resimlerini gösteririm. söylemine sığınmanız acizliği
de aşan bir ifadedir. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Kuştan korkan darı ekmez Sayın Bakanım,
neyiniz varsa gösteriniz. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Biz, şeref ve haysiyetimizi devletin manevi
şahsiyetine emanet etmişiz, kendi şeref ve haysiyetinden emin
olmayanlara değil.
Değerli milletvekilleri,
İYİ Partinin muhalefet şerhinde de önemle altını
çizdiğimiz SADAT adlı paramiliter yapılanmaya dikkatinizi çekmek
istiyorum.
SADATın internet
sitesinde Emniyet teşkilatı, polis akademileri ve polis meslek
yüksekokullarında eğitim ve idarecilik hizmetlerini bizzat
yürütebilir. ibaresi yer almaktadır.
Siz İçişleri
Bakanı olduğunuzda Hiç güvenlik makalesi okumadım. diyordunuz.
Belli ki modern ulus devletin ne olduğuna dair de hiçbir makale
okumamışsınız. Modern ulus devlet, belirli
sınırlar içinde mutlak ve meşru güce sahip olan ve bu gücü
kurumlarıyla icra eden devlet demektir. Hiçbir ulus devlet şiddet
kullanma tekelini bir paramiliter yapıyla paylaşmaz, buna zemin
oluşturulmasına da asla müsaade etmez.
Sayın İçişleri
Bakanı, emniyet kuvvetlerimize, böyle fütursuzca, eğitim
verdiğini ifade eden ve devriiktidarınızın paramiliter
örgütü olan SADATın yayınladığı anayasa taslağını
hiç incelediniz mi acaba? Bu taslakta, başkenti İstanbul, resmî dili
Arapça, adı asrika olan bir devletin kurulmasının
planlandığı; yasama, yürütme, yargı
mekanizmasının şeriat kuralları dâhilinde
değiştirilmesinin öngörüldüğü; siyasi partilerden sosyal hayata
kadar her alana müdahale edilmesinin planlandığı söyleniyor.
Bunları biliyor musunuz, yoksa bunları da mı
okumadınız efendim? Anayasanın değiştirilmesi teklif
dahi edilemeyecek maddelerini ihlal eden, kanunları çiğnemekten
çekinmeyen bu kurum ve başındaki kişi hakkında herhangi bir
işlem yapmayı düşündünüz mü? Eğer biz demokratik bir hukuk
devletiysek ve hukuk yürürlükteyse bunu yapanlar deliyse tımarhaneye,
akıllıysa hapishaneye gönderilir. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) Biz, görevi Anayasada yazılı
hak ve hürriyetleri korumak olan İçişleri Bakanlığının
ve kıymetli emniyet kuvvetlerimizin eğitim süreçlerinin, anayasal
düzeni yıkma gayretini aleni olarak ifade eden paramiliter örgütlerin
insafına bırakılmasına asla izin vermeyeceğiz.
Konuşmamın
başında Türkiye'yi maruz bıraktığınız büyük
kitlesel göçle ilgili iktidarın bilinçli politik tercihleri
demiştim. Bu ifadeyi neden kullandım? Çünkü iktidara bağlı
paramiliter yapıların Türkiye'de alenen deklare ettiği rejim
değişikliği arzusu, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti
ilkelerini ve Türk millî kimliğini tahrip etmeden gerçekleştirilemez
de ondan. İşte, bu yüzden, bu memlekette Hudut namustur. ilkesi
terk edildi. İşte, bu yüzden, Türkiye'yi Avrupa Birliğinin
hendek ülkesi hâline getirdiniz.
Sayın Bakan, Selefilik
akımının yeşerdiği coğrafyalardan Türkiye'ye
akın akın aldığınız kaçakların içinde kaç
tane terör örgütü üyesi var, acaba biliyor musunuz? Bu elbette ki retorik bir
sorudur. Selefi teröristlere sonradan ve güvenlik soruşturması
ya-pa-ma-dan vatandaşlık veren bir iktidarın bu soruya cevap
vermesini beklemiyoruz. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Ancak bilerek ve isteyerek bir iktidar kendi ülkesine
nasıl bu kadar zarar verebilir, doğrusunu isterseniz bunu da merak
ediyoruz. İçinde bulunulan hâl gaflet mi, delalet mi yoksa bunun ötesi mi,
elbette buna tarih ve büyük Türk milleti karar verecektir. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri,
Türkiyenin karşı karşıya bulunduğu, aslında
bizim devlet krizi diye tarif ettiğimiz siyasi, sosyal ve bürokratik
krizlerin bir seçimlik ömrü kalmıştır. Reçete bellidir, o da siz
gideceksiniz, biz geleceğiz. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
İYİ Parti olarak,
milletimizin bugünlerde çokça ihtiyaç duyduğu ahlaklı siyaseti
yeniden inşa etmek, milletine hizmeti önceleyen devleti ihya etmek
hedefimiz olacaktır. İYİ Parti iktidarında kirli adamlar
hamasi nutuklarla siyasette tutunamayacak, kanun dışı her
iş ve eylemin hesabı mutlaka sorulacaktır.
Sözlerimin sonuna
yaklaşırken bugüne kadar çokça gündeme getirdiğim ve gündeme
getirmeye devam edeceğim polis intiharlarından bahsedeceğim.
Emniyet Genel Müdürlüğü yapmış olduğu resmî
açıklamada, 2022 yılının ilk dokuz ayında 44 polis
memurunun intihar ettiğini açıklamıştır. İYİ
Parti olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde polis intiharlarının
araştırılması yönünde verdiğimiz önergeler de
reddedilmiştir. İçişleri Bakanlığı
intiharların sebeplerini araştırmak yerine kişisel
sorunları diyerek geçiştirmektedir. Bu evlatlarımızın
Emniyet teşkilatına girerken psikolojik sorunları yoktu, ne oldu
da teşkilat içinde psikolojileri bozuldu? Lütfen, gelin ve bu kürsüden
izah edin.
Bu vesileyle, bir kere daha,
İYİ Parti olarak, ardı arkası kesilmeyen polis
intiharlarının takipçisi olmaya ve sebeplerinin
araştırılması için konuyu gündemde tutmaya devam
edeceğimizi ifade etmek istiyorum.
Sayın Bakan, geçen
yılki görüşmelerde yaptığım konuşma sonrası
kürsüye gelip terörle mücadeleden hiç bahsetmediğimi söylemiş, o
mücadeleyi görmezden geldiğimiz imasında bulunmuştunuz. Biz, devletin
tüm kurumlarıyla birlikte verdiği büyük mücadelenin her zaman
yanında olduğumuzu, tüm olumsuzluklarınıza rağmen o
mücadeleyi akamete ve zaafa uğratmamak adına kelimelerimizi dahi
özenle seçtiğimizi defaatle dile getirdik.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (Devamla) Diğer bütçelerde olduğu gibi bu
bütçede de Millî Savunma Bakanlığı, Emniyet Genel
Müdürlüğü, Millî İstihbarat Teşkilatı, Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı
bütçelerine de İYİ Parti olarak evet oyu vereceğiz.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Türk milletine
ve Türk Bayrağına selam durmak bizim şerefimizdir.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım, Sayın Dervişoğlu
konuşmasında
YASİN ÖZTÜRK (Denizli)
Konuşmalar bitince, konuşmalar bitince
BAŞKAN
Arkadaşlar, bir dakika
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Dervişoğlu konuşmasında
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini eleştirirken ucube
sistem dedi. Sayın Genel Başkanımıza, yürütmenin
başı olarak Cumhurbaşkanımıza tek kişilik
hükûmet kabile reisi şeklinde ifadeler kullandı. Sataşma var,
sataşmadan söz talep ediyorum.
BAŞKAN Tur bittikten
sonra söz veririm size.
AYLİN CESUR (Isparta)
Bütçede böyle bir usul yok Başkan.
ARSLAN KABUKCUOĞLU
(Eskişehir) Konuşmaların sonunda Başkanım
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade edin, ne yapacağıma ben karar vereyim.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Bravo Başkanım! Hem hakaret edeceksin hem de cevap vermeye
karşı çıkacaksın!
BAŞKAN Eğer Grup
Başkan Vekilleri tur sonunda görüş bildirmek istiyorlarsa söz
veriyorum ama sataşma varsa tabii ki sataşmaya anında
vereceğim, Sayın Çulhaoğlunu kürsüye davet ettiğim için
şu an vermiyorum. Müsaade edin, ona da ben karar vereyim.
Size sataşmadan
dolayı kürsüden söz vereceğim ama Sayın Çulhaoğlu
konuşmasını yaptıktan sonra.
Buyurun.
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel
Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçeleri
üzerine İYİ Partimizin görüşlerini ifade etmek üzere söz
aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 6
Aralık 2022 tarihli oturumunda AK PARTİ Bursa Milletvekili Zafer
Işık tarafından Trabzon Milletvekilimiz Hüseyin Örs'e yönelik
gerçekleştirilen şiddet eylemi demokrasimize, yüce Meclisimizin
mehabetine yakışmayan bir olay olarak Parlamento tarihine
geçmiştir. Bu elim olayı şiddetle kınıyoruz. Hiçbir
ahlaksız yumruk bizi hakkın ve hakikatin yolundan
ayıramayacaktır. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Bu olaylar, yirmi yıldır iktidarda olanların
güç zehirlenmesi yaşamaları ve saraydan itibar görmelerinin sonucu
oluyor.
Değerli
arkadaşlarım, iktidarın Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunduğu 2023 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu Teklifinde Jandarma
Genel Komutanlığımız, Sahil Güvenlik Komutanlığımız
ve Emniyet Genel Müdürlüğümüzün stratejik hedef planları için
Jandarma Genel Komutanlığına 76 milyar 73 milyon 628 bin, Sahil
Güvenlik Komutanlığına 4 milyar 986 milyon 900 bin, Emniyet
Genel Müdürlüğüne 116 milyar 888 milyon 293 bin Türk lirası ödenek
tahsis edilmiştir. Biz, İYİ Parti Grubu olarak, eğer bütçe
uygulamasında yetersizlikler olursa bütçe ödeneklerine ek ödenek
konulmalı ve her türlü imkânları artırılmalıdır
diyoruz. Ülke savunması ve güvenliğimiz için bugüne kadar gelen bütün
tekliflere olumlu oy verdik, vermeye de devam edeceğiz.
Sayın milletvekilleri,
İçişleri Bakanı Sayın Soylunun ekranlarda
Cumhurbaşkanımız, İçişleri Bakanlığı
görevine getirdi bizi. Ben ömrümde bir tek güvenlik makalesi okumamış
bir adamım yani okumadım. Ben İçişleri
Bakanlığıyla ilgili bir şey biliyorum. desem vallahi yalan
olur. İtirafı, yirmi yıldır ülkemizi yöneten AK PARTİ
iktidarlarının yönetim anlayışına ayna
tutmaktadır. Hâl böyle olunca da kamu denetimi yasası, mülki kolluk
usul kanunu gibi düzenlemeler hâlâ yapılamadığı için
sistemsel aksaklıklar da devam edegelmiştir. Yirmi
yılını geride bırakan AK PARTİ iktidarında,
Türkiye Cumhuriyeti artık demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti niteliğinden
oldukça uzaklaşmaktadır; çürüme ve kokuşma tahammül edilemez bir
duruma gelmiştir. Devlet yönetmek için öncelikle liyakat gereklidir,
adalet, hukuk gereklidir. Bu değerlerin hepsi yerle yeksan edilerek Ben
dedim, olur.un tercih edilmesi sonucu ülkemiz içinde bulunduğu bugünkü
duruma getirilmiştir. Birçok kamu kurumunda olduğu gibi Emniyet Genel
Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik
Komutanlığı gibi güzide kurumlarımızda da ciddi ölçüde
aşınmalar yaşanmış, güvensizlik ortamı
oluşmuştur. Milletimizin gururu, güvenliğimizin temel
taşlarından olan Emniyetin, Jandarmanın, Sahil Güvenliğin
teşkilat yapısına müdahale edilmemeli, bu kurumlar siyasi
baskılardan muhakkak ve muhakkak uzak tutulmalıdır.
Arkadaşlar,
İçişleri Bakanlığı, ulusal güvenlik stratejisi
doğrultusunda faaliyetlerini yürütür. Bizim güvenlik stratejimiz,
vatanımızın ve milletimizin ebedî varlığını
ve devletimizin bölünmez bütünlüğünü korumak; halkın refahına,
maddi ve manevi mutluluğuna hizmet etmek olmalıdır. Ama üzülerek
söylüyorum, bunları yerine getirmek yerine her kesimle kavga eden, her
yere laf yetiştiren, ülkemizin sadece seçilmiş milletvekillerine
değil, önüne gelen herkese hakaretler eden bir yönetim tarzıyla
karşı karşıyayız. Bu yönetim tarzı, devlet
geleneğini bozarak ciddiyet ve denetimi ortadan
kaldırmıştır. Bakanlıkta partizanlık liyakat
hâline getirilmiş, güç ve prestij kaybına yol
açmıştır. Bu kadar şehit veren göz bebeğimiz bir
kurumun bu hâle gelmesi bizleri derinden üzmektedir. İçişleri
Bakanlığı, asayiş ve huzurdan sorumlu olduğunu
unutmamalıdır. Bu ucube sistem içerisinde kaybettiği itibar ve
güveni sağlamak için yanlışlarından dönmeli ve tekrar
halkımızın güvenini tesis etmelidir.
İYİ Parti olarak
şehit aileleri ve gazilerimiz, sıralı amirler, subaylar,
astsubaylar, uzmanlar, köy korucularının sorunlarının
giderilmesi için verdiğimiz hiçbir önergemiz Komisyonda kabul edilmedi.
Bunu, bütün güvenlik güçlerimizin ve aziz milletimizin bilgilerine sunuyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Adalet Bakanlığının adli
istatistikleri, Türkiyede suç oranlarındaki artışı gözler
önüne sermektedir. Devletin arşivlerine bakın, ne diyor: Özellikle
hırsızlık, dolandırıcılık ve yağma gibi
suçları kapsayan mal varlığına karşı işlenen
suçlar, en fazla işlenen suçlar olmuştur. Bu suçlardan bir yılda
2 milyon 461 bin dosya açılmış, suç oranlarında bir
yılda yüzde 27,3 artış yaşandığı
açıklanmıştır. Tüm bu suç grupları içinde
uyuşturucu suçlarının oranı ise yüzde 5 olmuş ve dosya
sayısı 422 bine yükselmiştir. Sayın Bakan Her hafta
ortalama 5 bin uyuşturucu satıcısı yakalıyoruz.
diyor. Şimdi Sayın Bakana soruyorum: Bu uyuşturucu ülkeye
nasıl bu kadar rahat giriyor? Hudutlarımız ülkemizin namusudur.
Peki, bu uyuşturucular gökten zembille inmediğine göre, burada bir
başarısızlık yok mu?
Evet, değerli milletvekilleri,
devlette liyakat, gelir adaleti, hukuk, vicdan, ahlak, dürüstlük ebet müddet
daim olması gereken idealler, ilkeler ve hedeflerdir ancak
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi bu olguların
tamamını yerle bir etmiştir. Bu sistem devlet tecrübemizi, teamülleri
bir kenara bırakmış, asırlık
kurumlarımızı işlevsiz kılmış, devlet-millet
bağını koparıp atmış ve ülkemizi krizlerden krize
sürüklemiştir. Kurumsal yapıda çürüme, yönetim usullerinden
uzaklaşma, teşkilatlarda, idari organlarda ve denetim mekanizmalarında
bozulma, partizanlık ve dar kadrolaşma doğrudan bu çarpık
sistemin sonuçlarıdır. Ülke bu sistemi daha fazla
taşıyamaz. Az kaldı, İYİ Parti iktidarında,
güvenlik politikalarımızın temel amacı hukuk devleti
ilkelerinden taviz vermeden Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğünü, Türk milletinin millî birlik ve beraberliğini,
cumhuriyetin niteliklerini, hür demokratik düzeni, insan hak ve hürriyetlerini,
serbest bir iktisadi hayatı tesis ederken ülkenin huzurunu ve toplumsal
barışını hedef alan her türlü suç tehdidini daha suç
işlenmeden önce, suçu ve suçluluğu yaratan nedenlere odaklanarak
ortadan kaldıracak, etkili tedbirler alarak toplumda güven,
barış ve huzur ortamını sağlayacağız.
Suçların önlenmesine dair kanunu çıkaracak, önleyici kolluk
güçlendirilecek ve özellikle aile içi şiddet, kadın cinayetleri,
cinsel istismar, cinsiyet ayrımcılığı, uyuşturucu
temini, çocuk istismarı ve çocuk pornosu başta olmak üzere toplum
vicdanını kanatan suçlar için önleyici ve ıslah edici özel
tedbirler alacağız.
Terörle mücadelede,
şiddet eylemleriyle başta yaşam hakkı olmak üzere insan hak
ve hürriyetlerini zedelemeden, ülkemizin eylem alanı hâline getirilen ve
sınırlarımızı tehdit eden küresel bağlantılı
terör unsurlarını, devleti ele geçirmeye çalışan darbeci
yapılanmaları ve milletimizin başına musallat olan
başta PKK, FETÖ, Selefi cihatçı örgütler olmak üzere tüm terör
örgütleriyle askerî, siyasi, ekonomik, sosyal ve psikolojik tüm araçlar kullanılarak
kararlı bir mücadele yürüteceğiz. FETÖ benzeri bir
kalkışmanın bir daha yaşanmaması için her türlü
tedbiri alacağız. 15 Temmuz kalkışmasını
yapanları, bunlara yardım ve yataklık edenleri ortaya
çıkarmak ve adaletin gerçekleşmesini sağlayarak, bunun FETÖ
tarafından şehit edilen 249 şehidimize ve yakınlarına
namus borcumuz olduğunu açıkça belirteceğiz. Sivil demokratik
düzeni tehdit eden, millî iradeye kasteden ve şiddet içeren her türlü
terörist faaliyetin daha eyleme dönüşmeden istihbari ve önleyici
tedbirlerle etkisiz hâle getirilmesi terörle mücadelede temel önceliğimiz
olacaktır.
Genel
Başkanımız Sayın Meral Akşenerin dediği gibi,
kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet! Devlete ciddiyet, yönetime
adalet; vatandaşımızla hürriyetli günlerde buluşmak üzere.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Emniyet Genel Müdürlüğü,
Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik
Komutanlığı bütçelerine olumlu oy vereceğimizi belirtir,
yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Behiç Çelik
Buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanlığına
bağlı olarak faaliyet gösteren Göç İdaresi
Başkanlığı ve Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığının yani AFADın bütçeleri üzerinde konuşmak
için İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
6 Aralık tarihinde Genel
Kurulda Trabzon Milletvekilimiz Sayın Hüseyin Örse yapılan
saldırıyı şiddetle kınıyorum. Hiçbir
ahlaksız yumruk bizi hakkın ve hakikatin yolundan ayıramayacaktır.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Ayrıca, bugün 10
Aralık, Beşiktaşta polisimize yapılan iğrenç
saldırının 6ncı yıl dönümü; maalesef, bu
saldırıda 40 polisimizi ve 7 vatandaşımızı
şehit verdik, şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Bu arada
şehitlerimiz için toplanan yardımların akıbeti ne
olmuştur, konu hâlâ gizemini koruyor.
Aynı zamanda 10
Aralık, Dünya İnsan Hakları Günüdür, İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesinin kabul edilişinin 74üncü yıl dönümüdür. Bu
vesileyle İnsan Hakları Gününü kutluyorum.
Değerli arkadaşlar,
bu bütçe, hem cumhuriyetimizin 100üncü yıl bütçesi hem de bir yıla 2
bütçe sığdırma beceriksizliğini gösteren AKPnin diliyorum
ki son bütçesidir. Artık her şeyin kanıksandığı,
bütçe disiplininin olmadığı, AKPnin partizan taleplerini
karşılamaya endekslenmiş bir bütçe var önümüzde. Bu da
gösteriyor ki dönülmez akşamın ufkunda ülkemiz büyük bir vedaya
hazırlanıyor.
Değerli arkadaşlar,
milletimiz topyekûn olarak çaresizlik ve tükenmişlik içerisinde
çırpınmaktadır. Yoksulluk, pahalılık, geçim
zorluğu had safhadadır. Esnaf, çiftçi, sanayici, üretici, işçi,
memur, emekli, turizmci, sanatçı, bilim insanı, kısacası
toplumun bütün katmanları katlanılmaz bir mali yükün altında
ezilmektedir. Bütün bunlar karşısında AKPyi ifade eden kelime
ise olsa olsa tükenmişliktir değerli arkadaşlarım.
Bunu neden söylüyorum? Bundan
on bir yıl önce 2023 hedefleri duyurulurken 2 trilyon dolar millî
gelirden, 25 bin dolar kişi başına düşen gelirden, 500
milyar dolar ihracattan, yüzde 4,6 oranında işsizlikten bahsediliyordu.
O büyük gün geldiğinde Türkiye uçacaktı, kaçacaktı,
şahlanacaktı; dünya bize gıptayla ve hayranlıkla
bakacaktı. Peki, şimdi ne oldu? Ne oldu 2023 hedeflerine? Millî gelir
hedefleri 925 milyar dolara düştü, kişi başına düşen
gelir hedefi 10.700 dolara düştü, ihracat hedefinin yarısı
eridi, işsizlik hedefinde sınıfta kaldık ve yüzde 11,4
olarak gözüküyor. Getirilen bütçeye baktığımızda ise
ekonominin sorunlarının çözüleceği hiçbir tedbir
alınmıyor ve kamu yatırımlarına yeterli kaynak
ayrılmıyor. İsrafı önleyen, tasarrufu artıran hiçbir
düzenleme de yapılmıyor, maalesef, üzülerek bunu görüyoruz. Yani bu
bütçede millet yok, millet. İşte, arkadaşlar, 2018
yılında hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemi AKP'yi canlı canlı mezara gömmüş, iflasını
ilan etmiştir. İktidarın ava giderken avlanmasına yol
açmıştır. Dün o dolu dolu söylenen hedeflerin yerini bugün
devlete güvenin yerle bir olduğu, insanların yarınından
endişe duyduğu, krizlerin bir türlü çözülemediği, temel
gıda maddelerine bile erişim zorluklarının
yaşandığı derin bir yönetim buhranı
almıştır. Ekonomiye bakın, dış politikaya
bakın, güvenlik, terör, eğitim, sağlık, spor, sanat ülkede
yozlaşmadan, çürümeden, lakaydiden başka bir şey yok.
Değerli milletvekilleri,
göç meselesi AKP iktidarının Türk milletine attığı
büyük bir kazıktır. Devlet aklının terk edildiği bu
alan birilerinin pazarlık masalarına meze
yapılmıştır. Ömrü terörle mücadeleyle geçmiş, binlerce
şehit ve gazisi olan bir devletin açık kapı politikası
uyguluyor olması bir utançtır. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Sınırları yolgeçen
hanına dönmüş; kim, ne, neci olduğu bilinmeyen gruplar içeride
cirit atıyor. Ensar-muhacir aldatmacasıyla kamuoyuna zehir
yutturanlar acaba hiç utanıyorlar mı? İşte, biz,
İYİ Parti olarak bunu bir millî güvenlik sorunu olarak görüyoruz. 6
Eylül 2022de İYİ Parti olarak Millî Göç Doktrini ve Stratejik Eylem
Planımızı kamuoyuyla paylaştık. Millî Göç
Doktrinimize göre hudutlarımız tekrar namusumuz olacak, geçici
koruma statüsünü kaldıracağız, geçici koruma statüsü
altındaki Suriyeliler Suriye devletiyle anlaşılarak güvenli
şekilde gönderilecek. İl ve ilçelerimizde kota uygulaması
başlatacağız. Vize muafiyetiyle gelip kalmaya devam edenler
ülkelerine iade edilecek. Konut edinmeyle istisnai vatandaşlık
kazananların durumu gözden geçirilecek. Kamu düzenini tehdit eden tüm
göçmenler de sınır dışı edilecek. Daha birçok temel
prensibi içeren bu doktrini iktidarımızın ilk günü
başlatacağız arkadaşlar. Biz devleti her yönüyle ihata eden
bir siyasi hareketiz. Dolayısıyla devleti yönetecek enerji ve birikime
sahip olduğumuz herkesçe bilinmektedir. Genel Başkanımız
Sayın Meral Akşener'in deyimiyle, hendek ülkeye çevirdiğiniz
Türkiye emin ellere teslim edilecektir. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Demek ki AKP'nin Suriye
politikasızlığı tam bir millî güvenlik
açığına dönüşmüştür. AKP zaten bütünüyle bir millî
güvenlik sorunu hâline gelmiştir.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Sayın Valim, yakışıyor mu bu üslup size ya!
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) Değerli arkadaşlar, ülkemizde mevcut koruma statüsü
altındaki Suriyelilerin sayısı 3 milyon 570 bin 234tür.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Siz valilik yapmışsınız ya.
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) Hep bunu söylersiniz fakat düzensiz ve kayıtsız olan
diğer Suriyelilerin sayısı ne kadar? Sadece Suriyeliler
değil; Irak, Afganistan, Pakistan, Somali vesaire ülkelerden gelen
düzensiz göçmen sayısından haberiniz var mı?
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Türkiye'de doğanları da kat bunlara.
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) Sokağa, çarşıya çıkınca
karşılaştığınız yabancıların
çoğu kayıt dışı düzensiz göçmenlerden oluşmaktadır.
Göç İdaresi bu yıl 263 bin düzensiz göçmenin
yakalandığını, mükerrerleri düşerek 219 binden 109
bininin sınır dışı edildiğini övgüyle
açıklamaktadır. Bunlar yakalananlar. Ya, yakalanmayanlar; onu hesap
edin. Adım attığımız her yer düzensiz göçmenlerle
kaynıyor. Bunların sayısı da bilinmemektedir. Bu güruhun
sağlık harcamaları bedava değil mi? Kim
karşılıyor? İstisnai vatandaşlık işlerinde
dönen dolapları bilmiyor muyuz? O hâlde bir göç politikası bile
saptamadan milletin alın terini, servetini Suriye
bataklığına gömen iktidar bu işi beceremediğini kabul
ederek meseleyi ehil ellere bırakmalıdır. (İYİ Parti
ve CHP sıralarından alkışlar)
AFADın durumuna
baktığımızda emektar, fedakâr, özverili personeli hariç
tutmak kaydıyla depremlerde, maden kazalarında, orman
yangınlarında ve diğer doğal afetlerde daha üst bir
performans organize hâlde yakalanabilir.
Evet, bilindiği üzere,
Komisyon görüşmelerinde İçişleri Bakanlığına
ilişkin birçok soruna temas etmiştim. Emniyet sorunlarını
anlattık, uyuşturucu kaçakçılığı ve
bağımlılığındaki artışı, güvenlik
açıklarını, ülkemizin mafyaların, çetelerin hesaplaşma
alanına döndüğünü, göçmenlerin yol açtığı kimlik ve
kültür tehdidini, sınır güvenliğinin
sağlanamamasını, usulsüz vatandaşlık
dağıtılmasını, terörle mücadeledeki yetersizlikleri,
yerel yönetimlerde yaşanan aksamaları, sivil savunma faaliyetlerinin
ortadan kaldırıldığını, tabii afetlerdeki
beceriksizlikleri ve daha birçok konuyu gündeme getirmiştim; inşallah,
bu ikazlarımız dikkate alınır.
Son olarak arkadaşlar,
ülkemizin en kıymetli varlığı çocuklarımız ve
gençlerimizdir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) Sayın Başkanım
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) Bir nesli sapıkların, baronların, müstemleke
aydınların, hainlerin eline bırakamayız. 6
yaşındaki bir çocuğun istismarı hepimizin
vicdanını kanatmıştır. İlgili bakanlıklardan
bu konuda icraat bekliyoruz.
Sözlerime son verirken bu
bütçenin her bir kuruşunun adil ve ahlaki şekilde
kullanılmasına yönelik uyarılarımız tekrarlıyor,
hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Tunç, buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun, İzmir Milletvekili Dursun
Müsavat Dervişoğlunun 362 sıra sayılı 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde İYİ Parti Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Bugünkü bütçe
görüşmelerimizin beşinci turunun hayırlı olmasını
diliyorum.
Tabii, az önce konuşan
İYİ Parti Grup Başkan Vekili Sayın Dervişoğlu,
yaptığı konuşmasında bizim kabul edemeyeceğimiz
bazı ifadeler kullandı, bununla ilgili söz almak istedim. Özellikle
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini eleştirirken
yürütmenin tek kişide olduğu ve kabile reisi parti devleti ve
ucube sistem ithamlarında bulundu. Bu ithamların bizim
açımızdan hiçbir geçerliliğinin olmadığını
öncelikle ifade etmek istiyorum. Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemine milletimiz onay vermiştir, 2017 halk oylamasıyla milletimiz
bu sisteme evet diyerek bu sistemi kabul etmiş ve ilk seçimde de 2018
seçimlerinde de
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
uygulamasını başlatmış ve bu sistemi öneren
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanı
halk tarafından 2nci kez seçilen Cumhurbaşkanı
yapmıştır. Milletimizin onay verdiği, milletimizin karar verdiği
bir sisteme ucube sistem demek millete saygısızlıktır,
millete hakarettir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bu sistemi merhum Özal, merhum Erbakan, merhum Demirel, Merhum Türkeş,
merhum Yazıcıoğlu, bunlar da önermişlerdi, onlar da ucube
sistem mi önermişlerdi?
AYLİN CESUR (Isparta)
Onların önerdiği böyle değildi.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Öncelikle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi istikrar
sistemidir, yürütmeyi doğrudan doğruya halkın seçtiği
cumhuriyet rejimini güçlendiren bir sistemdir. Asıl ucube sistem 105 turda
Cumhurbaşkanını seçemeyen ve darbeye yol açan parlamenter
sistemdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi, son kez açıyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Asıl ucube sistem darbeler üreten, asıl ucube sistem muhtıralar,
krizler, Güneş Motelleri üreten sistemdir. Dolayısıyla,
milletimizin vesayetçi anlayışı sona erdirdiği
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin uygulaması da dört
buçuk yıldır devam ediyor ve cumhuriyet tarihimizde, demokrasi
tarihimizde bu derece uzun bir yasama dönemi olmamıştır ve AK
PARTİ iktidarları da 21inci bütçesini gerçekleştiriyor. Bu,
istikrarın yol açtığı bir noktadır,
dolayısıyla bu cümleleri kabul etmemiz mümkün değildir.
Diğer hususlarla ilgili;
uyuşturucuyla mücadele, çocuk istismarıyla kararlı mücadelemiz,
bu konudaki aldığımız tedbirler; bunlarla ilgili
konuşmacılarımız gerekli açıklamaları
sırası geldiğinde yapacaklardır.
Teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın
Dervişoğlu, size de söz vereceğim ama Grup Başkan Vekillerinden
ricam, eğer her turdan sonra bu şekilde Grup Başkan
Vekillerimize söz verecek olursak turları yüzer dakika üzerinden
yapmamız lazım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ama altı gündür böyle yapıyoruz
Başkan.
BAŞKAN Sayın
Dervişoğlu, buyurun.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Sayın Başkanım, burada
millete saygısızlık yaptığım ifadesinde
bulundular, o sebeple söz istedim.
BAŞKAN Doğrudur,
buyurun.
2.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Bartın
Milletvekili Yılmaz Tunçun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Sağ olun.
Efendim, öncelikle, her
söylediğimi kabullenmek zorunda değilsiniz. Tabii ki
düşüncelerime karşı görüşler de serdedeceksiniz. Millet
onay verdi bu sisteme, doğru, biz de zaten o yetki içinde Parlamentoda
bulunuyoruz ama bu milletin yüzde 49u da hayır dedi, onlara da hakaret
etmemek lazım.
Millete
saygısızlık olmaz mı? Milletin hak ve hukukunu savunmak
olur çünkü demokrasilerde çoğunluklar ve o çoğunluğun içerisinde
muhalefetler var. Muhalefet de görevini deruhte edecek. Türkeş, Demirel,
Erbakan başkanlık sistemi istiyordu. ifadesinde bulundunuz. Ben
şahit olmadım. 12 Eylülden önce darbe
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Dokuz Işıkta yazıyor ya.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Siz benim kadar Alparslan
Türkeşi tanımazsınız, siz daha
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Yanlış tanımışsınız Başkanım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Köprünün altından çok su
akması lazım sizin onu tanımanız için.
Şimdi, 105 turda
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Ya, işte Dokuz Işık kitabında yazıyor Sayın
Müsavat Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Bakın, her zaman yeni Türkiyeden
bahsediyorsunuz, örnek verirken kırk beş sene önceye atıfta
bulunuyorsunuz; bu yakışıyor mu size? (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Cumhurbaşkanını 105
turda seçemeyen, darbelere sebep olan
diye. Siz yirmi senedir bu memleketi
yönetiyorsunuz, yüz yıllık cumhuriyetin yirmi yılında siz
varsınız. Bu Güneş Motelleri, falan filan, unutun; o
kargaşalar siyasi yorumlardaki hatalardan neşet etmiştir,
dolayısıyla sistemden değil.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Ne alakası var ya?
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Ayrıca, biz her türlü parlamenter
sistemi savunmuyoruz.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Ya, 11 vekil transfer edildi.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Irakta da var, Libyada da var yani
çok böyle parlamenter sistem gördük biz. Dolayısıyla,
iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem derken de
nereye atıfta bulunduğumuza dikkatinizi çekmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi, son kez açıyorum.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Yani, böyle bir günde sıradan
tartışmalar yapıp karşılıklı
atışmalara vesile olmak da istemiyorum. Ben ne söylediğimi
biliyorum, kullandığım dili biliyorum; bu büyük millete benim
hakaret etmeyeceğimi önce bu aziz milletimiz bilir. Ben o kürsüden inerken
millete nasıl baktığımı söyledim, ifade ettim.
Çok teşekkür ediyorum
efendim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Altay, buyurun.
3.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Bartın Milletvekili
Yılmaz Tunçun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sizi ve yüce Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Ben de Sayın
Dervişoğlu gibi bu sistemin ucube olduğunu düşünenlerdenim.
Böyle düşünmemi gerektiren de sayısız sebep var ama Sayın
Tunçun şu değerlendirmesi ve gerekçesi akla ziyandır: Efendim,
bunu halk kabul etti, referanduma gidildi. Doğru.
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Doğru.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ya, bir durun.
12 Eylül 1982
Anayasasını da halk kabul etti, referanduma gidildi, hiçbir fark da
yoktu. O zaman tankların, silahların gölgesi vardı. Bu sistemin
kabul edildiği 2017 Anayasa referandumu da OHAL şartlarında
yapıldı Sayın Başkan. Kaldı ki sandık
sonuçlarının takdiri siyasilerin kendine aittir. Efendim, halk böyle
istedi, biz her şeyi yaparız; olmaz. Halk böyle istedi diye Polis
Akademisinde AK PARTİ seçim marşı çalamazsınız. (CHP
ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Halk böyle istedi diye lise öğrencilerini teknoloji
fuarına götürüyoruz diye kandırıp İlk Oyum Erdoğana,
İlk Oyum AK PARTİye toplantısına götüremezsiniz. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar) Halk bize yetki
verdi diye sınırları kalbura çeviremezseniz. Halk bize yetki
verdi diye Türkiyeye 4,5 milyon Suriyeliyi dolduramazsınız. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar) Halk bize yetki
verdi diye sınırların kevgire çevrilmesine müsaade edemezsiniz.
Şimdilik bununla
yetineyim, zaman tasarrufu bakımından. (CHP sıralarından
alkışlar)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Beştaş, size kimse bir şey söylemedi.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bana da söylemedi canım.
BAŞKAN Ama yani böyle
başlarsak bu işin altından kalkamayız.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Niye ayrımcılık yapıyorsunuz
Başkan, oraya da söylemedi.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Müsavat Bey de bir eleştiri yapmadı ki
Değerlendirmesine katılmıyorum. diye beş dakika
konuştu adam.
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade edin
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Katılmıyorum. diye beş dakika konuştu,
söz verdiniz. Sataşmadan mı verdiniz efendim?
BAŞKAN Bir dakika
Sayın Altay, müsaade eder misiniz. Anlamadım arkadaşlar; nedir
problem?
MUSTAFA BAKİ ERSOY
(Kayseri) Problem şu Başkanım, diyoruz ki: Bu şekilde
devam edersek sabahı bulur.
MUHARREM VARLI (Adana)
Sayın Başkan
BAŞKAN E, ne
yapalım? Ne yapmamı istiyorsunuz? Bu usulü ben ihdas etmedim, bu
ortak bir karar neticesinde turların sonunda Grup Başkan Vekillerine
söz verileceği
Yani müsaade edin. O zaman gelip siz yönetin burayı.
MUSTAFA BAKİ ERSOY
(Kayseri) Takdir sizin Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Beştaş, buyurun.
4.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Bartın
Milletvekili Yılmaz Tunçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan.
Bu sistemin,
Cumhurbaşkanlığı sisteminin tek adam rejimi
olmadığını, halkoyuyla Cumhurbaşkanının
göreve başladığını söyledi. Halk oylaması bölümü
doğru ama halk oy verirken tek bir kişiye oy vermedi, bu Parlamentoda
seçilen bütün milletvekillerine, partilere de oy verdi. Şu anda tek adam
rejimi yok mu gerçekten? İtfaiye söndürmeye gitmeden önce
Cumhurbaşkanından talimat bekleyen bakanlar yok mu? Sağlık
Bakanı kendi alanıyla ilgili bir söz kurduğunda onu kameralar
önünde rencide eden bir Cumhurbaşkanı yok mu? Burada yasalarla ilgili
konuşmalar yapıldığında bile en son sözü tek adam
vermiyor mu? Yani darbe rejimi dediğimizin illa askerî darbe olması
gerekmiyor. 15 Temmuzu bile Allah'ın lütfu sayıp halk iradesini en
yüksek düzeyde gasbeden bir tek adam yok mu?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bugün 2 defa Cumhurbaşkanı adayı
olmuş Selahattin Demirtaş cezaevinde rehin tutulmuyor mu? Figen
Yüksekdağ rehin değil mi? Selçuk Mızraklı Diyarbakır
Büyükşehir Belediye Başkanı olarak şu anda Edirne
Cezaevinde değil mi? İdris Baluken
Aslında asıl
darbeyi Adalet ve Kalkınma Partisi yürütüyor ve bu darbeyi zamlardan,
bakanların söz hakkını kısıtlamaya kadar bir kişi
yapıyor, o da AKP'nin Genel Başkanı; tek adam rejimi
dediğimiz tam da budur. Bunu her gün konuşuyoruz, bugün Sayın
Tunç neden rahatsız oldu anlamak mümkün değil.
Evet, bu ülkede totaliter,
otoriter bir rejim iş başındadır ve
Cumhurbaşkanlığı sistemi de OHAL döneminde yürürlüğe
konulmuştur. Her tür hak ve özgürlük gasbedilerek bu sistem
yürürlüğüne devam ediyor, bunu biz değiştireceğiz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Bakan, Sayın Soylu, buyurun.
5.-
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun, İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun 362 sıra sayılı 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde İYİ Parti Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
İYİ Partinin Grup
Başkan Vekilini dinledim ve tavsiyelerini de aldım. Konuşma
metnini tamamen iftiraya, hem devlete hem bizlere tamamen hakarete ve maalesef
tamamen Türkiye Cumhuriyetini suçlayıcı bir anlayışa
döndürüp Türkiyenin terörle şanlı mücadelesine bir cümle bile
ayırmamasını esefle değerlendiriyorum. Hiçbir şey
söylemedim, söylemeyeceğim. Ben nasıl dinlemişsem
akşamleyin söyleyeceklerimi de yerlerinde oturarak dinlemelerini
kendilerine tavsiye ederim.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Memnuniyetle.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Aynı zamanda da söyleyeceklerimi teker teker not
almanızı ve kendi içinizde bir muhasebe yapmanızı da ben
size tavsiye ediyorum.
Teşekkür ederim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
12.43
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 12.53
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 34üncü Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) SAĞLIK BAKANLIĞI (Devam)
1) Sağlık Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sağlık Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER
SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ
CİHAZ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI (Devam)
1)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) İçişleri
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Emniyet Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Jandarma Genel Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Jandarma Genel Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Göç İdaresi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Göç İdaresi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Komisyon
yerinde.
Şimdi, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına yapılacak konuşmalara
başlıyoruz.
İlk söz, Sayın Ali
Muhittin Taşdoğanın.
Sayın
Taşdoğan, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ALİ
MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri takip
eden büyük Türk milleti; pandemi yönetiminde dünyadaki ülkelere örnek olan ve
birçok başarılı işlere imza atan Sağlık
Bakanlığının bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Sayın milletvekilleri,
bugün, dünyada tanımlanmış 6 binin üzerinde nadir hastalık
olduğu bilinmekte ve nadir hastalıklardan muzdarip 400 milyon
kişi bulunduğu düşünülmektedir. Ülkemizde akraba evliliği
oranının dünya ortalamasından daha fazla olması sebebiyle
bu oranın daha da yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye'de
yaklaşık 5-6 milyon kişinin bu hastalıklardan
etkilendiği tahmin ediliyor ve bu kişilerin yüzde 80inin nadir
hastalığının genetik kökenli olduğu
varsayılmaktadır. Ayrıca, bu hastalıkların yüzde 50
ila 70inde maalesef çocuklarımız etkilenmektedir. Bu
hastalıklardan biri olan spinal müsküler atrofi yani SMA; sinir
hücrelerini etkileyen, kalıtsal ve ilerleyici bir kas
hastalığıdır. Hastalık, istemli kasların
erimesine yol açıyor, bazen yemek yemeyi ve nefes almayı dahi
zorlaştırıyor ve bazen de ölümcüldür. Hastalığa
dünyada her 10 bin doğumda 1, Türkiye'de ise 6 bin doğumda 1
rastlanıyor. Bu sebeple evlilik öncesi SMA taraması ve diğer nadir
hastalıklarla ilgili taramalar büyük önem taşımaktadır.
Bizim de Genel Kurulda, komisyonda ve çeşitli mecralarda dile
getirmiş olduğumuz, aynı zamanda Milliyetçi Hareket Partisi
olarak desteklediğimiz, SMA gibi genetik geçişli
hastalıkların önlenmesine yönelik evlilik öncesinde çiftlerin
taşıyıcılık testinden geçmesini amaçlayan tarama
programı dünyada sayılı ülkelerin yapabildiği genetik
taramalara eklenmiştir. Aile hekimlerinde ücretsiz olarak 27 Aralık
2021 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlanmıştır. Bu
tarama testi ardından gerekirse Preimplantasyon Genetik Tanı
yöntemiyle ve bebeğin SMAlı doğmaması için tüp bebek
yönteminden yararlandırılıyor. Tüp bebek tedavisi de çiftlere
yine ücretsiz olarak yaptırılıyor.
Bu programın hayata
geçirilmesinde emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür
ediyor, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için
gerekli tüm çalışmaların destekçisi olduğumuzu bir kez daha
ifade etmek istiyoruz.
Yeri gelmişken SMA
tedavisi için şunu belirtmekte de fayda vardır: Allah, devletimize
zeval vermesin, bilimsel olarak faydası ispatlanmış tüm tedavileri
ödemektedir. Kamuoyunu yanıltıcı bilgi ve kampanyalar ise
bilimsellikten uzak, ilaç kartellerinin manipülasyonlarından başka
bir şey değildir. Bundan sonra da kanıta dayalı olarak
ispatlanmış tüm tedavileri devletimiz karşılayacaktır.
Zira kırk asırlık devlet felsefemizin temelinde
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. düsturu vardır.
Kıymetli
milletvekillerimiz, bizim de gayretlerimiz sonucunda Sağlık
Bakanlığı bünyesinde kurulmuş olan özel gereksinimli
çocukların tanı, tedavi ve takip süreçlerini yürüten, özel
gereksinimleri ve nadir hastalıkları olan bireylerin sağlık
sisteminde yaşadığı sorunları tespit edip bunlara
ilişkin çözümler üreten Otizm, Zihinsel Özel Gereksinimler ve Nadir
Hastalıklar Daire Başkanlığı tarafından
geçtiğimiz günlerde Nadir Hastalıklar Sağlık Strateji
Belgesi ve Eylem Planı yayımlandı. Birçok kurum ve
kuruluşun katkı sağladığı eylem planında
farkındalık ve bilgi düzeyinin artırılmasından nadir
hastalıkların tanısı ve önlenmesine, genel tedavi ve
bakım hizmetlerinden araştırma ve geliştirme
çalışmalarına kadar birçok konuda beş yıllık bir
planlama ortaya konulmuştur; emek veren başta
Bakanlığımız olmak üzere tüm paydaşları
kutluyoruz.
Biz Milliyetçi Hareket
Partisi olarak, nadir görülen hastalıklara sahip bireylerin ve ailelerinin
her zaman yanında olacağımızı, sorunlarının
çözülmesi ve taleplerine ilişkin her zaman çözüm odaklı
çalışacağımızı belirtmek istiyoruz.
Sayın milletvekilleri,
başka bir önemli konu ise sağlık sistemimizin onkoloji
tedavilerinde yeni tedavi sistemlerine adaptasyon gereksinimiyle ilgilidir. Son
yıllarda teknolojik gelişmeler sonucunda moleküler ve genetik
tekniklerdeki ilerleme ve bunların kliniğe adaptasyonuyla kanserden
korunma, kanser taramaları tanısı ve tedavisinde çok önemli
gelişmeler olmuştur. Bu doğrultuda, bizim seçim beyannamemizde
de yer alan, oluşturulması gereken kapsamlı bir ulusal kanser
kontrol programı sayesinde erken veya geç teşhis edilen tüm
hastaların kaliteli ve uzun yaşam sürmesi adına
hastalığın en iyi şekilde yönetilebilmesi amaçlanmalıdır.
Kanıta dayalı stratejilerin uygulanması yoluyla, zamanında,
etkin tedaviye hastaların erişimiyle birlikte kanser
hastalarında sağ kalım oranlarının artması ve
hastaların yaşam kalitelerinin de en üst seviyeye çıkması
hedeflenmektedir.
Tıp ve teknoloji
alanında meydana gelen gelişmeler dünyada kanserle mücadelede
yenilikçi, kişiselleştirilmiş tedavileri gündeme
getirmiştir. Tanı ve tedavisinde moleküler biyobelirteç olmadan
tedavisini planlayabileceğimiz kanser kalmamaya başladı. Bu
noktada, ülkemizde kişiselleştirilmiş kanser tedavilerinin
hastaların erişimine zamanında sunulabilmesi için tedavi
kılavuzlarına, yasal mevzuat düzenlemelerine ihtiyaç
duyulmaktadır. Karşılanmamış tıbbi ihtiyacın
olduğu kanser hastalıklarında hastalar için klinik fayda
sağladığı kanıtlanan ilaçlar için mevcut klinik
araştırma verilerini kullanarak FDA veya EMA tarafından verilen
hızlandırılmış ruhsat onay mekanizmaları
ülkemizde de uygulanabilir olmalıdır. Zamanın çok kritik
olduğu ve içerisinde çocuk kanser hastalarının da bulunduğu
hedefe yönelik tedaviler alanında erişimi hızlandırmak için
mevzuat altyapısı gereklidir. Kişiselleştirilmiş
onkoloji tedavilerinin önceliklendirilmesi, spesifik tanımlanmış,
ruhsatlandırma süreci hızlandırılmış pozitif
fayda değerlendirmesi hususunun Sağlık
Bakanlığımız ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumumuz tarafından yeniden gözden geçirilmesinin ve
iyileştirilmesinin faydalı olacağını
değerlendirmekteyiz.
Değerli milletvekilleri,
sözlerime seçim bölgem Gaziantep'te devam eden sağlık projeleri
konusundaki birkaç hususu dile getirerek devam etmek istiyorum. Mayıs 2021
tarihinde yapımına başlanan 25 Aralık Devlet Hastanesi 300
yataklı ek bina projesi durmuştu. Fakat geçtiğimiz günlerde ek
bina ikmali yapım ihalesi açık ihale usulüyle yeniden
gerçekleştirildi, yakın zamanda yer teslimi yapılarak
inşaat kaldığı yerden devam edecek, inşallah
hemşehrilerimizin hizmetine sunulacaktır. Yapımı
tamamlandığında Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük
hastanesi olma özelliğini taşıyacak olan 1.875 yataklı
Gaziantep Şehir Hastanesinde 2023 yılının Mayıs
ayında tamamlanmak üzere yoğun çalışmaların devam
ettiği bilgisini de vermek istiyorum. Bu hususta, şehrim ve
şahsım adına bir kez daha teşekkür ediyorum.
Gaziantepe bir hizmet tipi
halk sağlığı bölge laboratuvarı da Sağlık
Bakanlığımızın yatırım planında yer
almaktadır. Bu projenin yapım ihale sürecine geçebilmesi için
yatırım ödeneğinin çıkarılarak gerekli ihale sürecinin
başlaması şehrimiz için hayırlı olacaktır.
Oğuzeli ilçemize
yapılması planlanan ve yatırım programına alınan
50 yataklı devlet hastanesinin proje ihalesi yapılarak proje çizimine
başlanmıştır. Bölge için oldukça önemli olan bu
çalışmada emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Şehrimize
ve Oğuzelinde yaşayan hemşehrilerimize hayırlı olmasını
temenni ediyorum.
Sağlık
Bakanlığı verilerine göre MHRS üzerinden ekim ayında toplam
17 milyon 99 bin 328 randevu vatandaşlarımızın hizmetine
sunulmuş fakat 2 milyon 866 bin 7 kişi hastaneye gitmemiştir. Bu
veriler ışığında MHRS üzerinden alınan randevulara
gidemeyecek olanların randevusunu en az iki gün önceden iptal etmesi hem
muayene olmak isteyen diğer kişilere yer açılması hem de
sağlık sisteminin zora sokulmaması açısından
önemlidir. Vatandaşlarımızın bu hususta dikkat etmeleri
gerektiğinin de altını çizmek istiyorum.
Görüştüğümüz
Sağlık Bakanlığı bütçemizin hayırlara vesile
olmasını, bereketli olmasını temenni ediyor, hepinize
şifalı günler diliyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Hayati Arkaz
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA HAYATİ
ARKAZ (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Saygıdeğer
Bakanlarım, değerli milletvekilleri; Sağlık
Bakanlığının 2023 yılı Bütçe Kanunu Teklifi
üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
2019un Aralık
ayında dünyada coronavirüs Çinde ilk görüldüğünde Sayın
Bakanımızın üstün gayretleri ve becerisiyle, tedbir olarak
derhâl, alanında uzman hekimlerden oluşan bir Bilim Kurulu
oluşturuldu; burası çok önemlidir ve dünyada ilktir. Bilimsel bir çalışma
yapıldı çünkü tıp bilimdir. Hastanelerimizde ve sağlık
camiasında gerekli hazırlıklar yapıldı. Türkiye
Cumhuriyeti devleti pandemide başarılı olmuştur, bunu bütün
dünya biliyor. Bu hazırlıklar sayesinde biz Avrupa ve ABD gibi
genç-yaşlı, zengin-fakir ayrımı yapmadık,
hastalarımızı sokaklarda, parklarda yatırmadık; hatta,
yurt dışından gelen hastalara da baktık. Sağlık
çalışanlarımız hastalarının başından
bir an olsun ayrılmadılar, evlerine gidemediler, otellerde
kaldılar, hasta oldular, yoğun bakıma girdiler ve şehit
oldular. Bu mücadele sürecinde kaybettiğimiz, benim de hocam olan Profesör
Doktor Murat Dilmenere, Profesör Doktor Cemil Taşçıoğluna,
Profesör Doktor Feriha Öz ve nice isimsiz kahramanlarımıza Allahtan
rahmet diliyorum. Bu süreçte, iki ay gibi kısa bir sürede İstanbulda
2 tane pandemi hastanesi yapıldı. Dünyada kendi
aşısını yapan ilk 9 ülkeden 1iyiz. Devletimiz bu
mücadeleye büyük destek verdi. Yıllardan beri ithal ettiğimiz ventilatör
cihazı, Covidde olmazsa olmaz olan high-flow cihazını da
aynı şekilde on beş günde ürettik ve kullanmaya
başladık. Bu iki cihazı da ihtiyacı olan ülkelere hibe
ettik. Dünya Sağlık Örgütü ve camiası verdiğimiz bu
mücadeleyi gıptayla seyrediyor, seyretmeye de devam ediyor.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye, dünyanın sağlık merkezi
olmuştur. Bu yıl itibarıyla, an itibarıyla yurt
dışından gelen hasta sayısı 1 milyon. Dünya
Sağlık Turizmi Konseyine göre Türkiye dünyada ilk
sıralardadır. Avrupalılara tedavi için Türkiyeye neden
geldikleri sorulduğunda, daha doğru teşhis, daha çabuk tedavi ve
daha iyi hizmet olduğunu söylüyorlar. Türkiye'nin sağlıkta gücü
tartışılmaz bir gerçektir. Türkiye'de şu anda 1,5 milyon
sağlık ordusu var, 170 bin küsur doktorumuz var; 560ı özel
hastane, 20si şehir hastanesi olmak üzere 1.550 hastanemiz var; 25 bin
yoğun bakım yatağımız, 300 bin hasta
yatağımız
Bu yıl an itibarıyla 18.400 hekim mezun
etmişiz, hedefimiz 25 bin. 126 tıp fakültemiz var. Avrupa'da ve
ABD'de olduğu gibi doktor başına 500 kişi düşüyor.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; devlet üniversitelerinde ve hastanelerde ücretsiz
sağlık hizmetlerinden bahsetmek istiyorum. Doğum ücretsiz yani
doğan çocuk 18 yaşına kadar devletin garantisinde, devlet tarafından
ücretsiz bakılıyor. Yoğun bakımlar ücretsiz, acil tedaviler
ücretsiz, kardiyovasküler cerrahi tedavilerinin, ameliyatlarının
tamamı ücretsiz, yanık tedavileri ücretsiz, onkoloji yani kanser
tedavileri ve ameliyatları ücretsiz, aşılar ücretsiz, diyaliz
ücretsiz, organ nakli ücretsiz. Ambulans hizmetleri de ücretsiz. Avrupada ve
Amerikada en pahalı hizmet ambulans hizmetleridir. Böyle bir
sağlık sistemi, böyle bir hizmet dünyanın neresinde var? Varsa
söylesinler, ben bilmiyorum. Türkiyedeki hastanelerimiz beş yıldızlı
otel gibi. Dolayısıyla yurt dışında yaşayan
vatandaşların tamamı, hemen hepsi Türkiyede tedavi oluyorlar.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; artık, sarf malzemeleri, tıbbi
cihazlar, ilaçlar; kısacası tıpta kullanılan ürünlerin
büyük çoğunluğu da yerli ve millî. Bu ürünleri 150den fazla ülkeye
de ihraç ediyoruz. Artık ABDde ve dünyada, gelişmiş ülkelerde
yapılan ameliyatların tamamı Türkiyede yapılıyor.
Büyük ameliyatlar lazerle ve robotik cerrahi sistemiyle yapılıyor.
Nöronavigasyon yöntemiyle kafatası açılmadan, kapalı beyin
ameliyatları yapılıyor. Beating-heart sistemiyle kalp
ameliyatları artık kapalı yapılıyor; kalp
dışarı çıkarılmadan, koltuk altından girilerek 5
tane damar değiştiriliyor yani baypas ameliyatları kapalı
yapılıyor. Bunu birkaç sene önce bize söyleseler idi Hayal mi
ediyorsunuz? derdim. Her şey insan için, insanlık için.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; malpraktis büyük bir sorundu, bu konuda ciddi
düzenlemeler yapıldı, bir üst kurul oluşturuldu; malpraktis
konusu çözüldü.
Sağlıkta
şiddet kanayan yaramızdır, milletimize
yakışmıyor; şiddetle kınıyorum. Bu konuda cezalar
artırıldı, katalog suçu kapsamına alındı. Bu
sayede sağlıkta şiddet uygulayan insanlar ağır cezalar
alacak; erteleme yok, paraya çevirme yok. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak
sağlıkta şiddetin karşısındayız ve
lanetliyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)
İleri tarihli randevu
sorunu
Evet, böyle bir sorun var. Sayın Bakanımızla da bu
konuları konuştuk. İlk etapta 42 bin olmak üzere
yardımcı eleman alınıyor. Yani, alınacak personel,
doktorun hasta bakma kapasitesini 2 kat arttıracak, daha hızlı
hizmet verilecek.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün Sağlık
Bakanlığıyla beraber İçişleri
Bakanlığımızın 2023 yılı bütçesini de
görüşüyoruz. Türkiye, terör belasından kırk yılda 40 bin
insanını kaybetti, 10 bin şehit verdik. Bu mücadele Türkiye'ye
2,5 trilyon dolara mal olmuştur. Geçtiğimiz günlerde Beyoğlu
İstiklal Caddesi'nde terör saldırısı sonucu yaralanan
vatandaşlarımızı hastanelerde defalarca ziyaret ettim; acil
şifalar diliyorum, şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Böyle
bir vahşet olamaz, bunlar insan da olamaz. Bu teröristlere mislisiyle ceza
verilmiştir, verilmeye de devam ediyor. Ancak, önlerinde arkalarında,
sağlarında sollarında kim varsa, bunlar hangi indelerse, hangi
mağaradalarsa, karadan, havadan mutlak ama mutlak orada imha edilmeleri
lazım. (MHP sıralarından alkışlar) Lider Devlet
Bahçeli Bey'in dediği gibi, âlemde şer bitmez ise Oğuz neslinde
de er bitmez. Cumhur İttifakı'yla beraber her türlü terörist ve terörizmle
ciddi şekilde mücadele verilmiştir; yurt içinde terör bitmiştir,
yurt dışında ise teröristler tespit ediliyor ve dünyanın
neresinde olursa olsun gereken yapılıyor. İçişleri
Bakanımız Süleyman Soylu göreve geldiği günden itibaren gece
gündüz, bayram ve tatil demeden görevinin başında duruyor ve devlet
adamlığı dersi veriyor; bizim anladığımız
durum budur. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın İçişleri Bakanımıza teröristler karşı,
terörist seviciler karşı, terörün bitmesini istemeyenler karşı,
bir de iç ve dış ajanlar karşı. Yalnız biz şunu
anlamıyoruz: Ben teröre karşıyım, ülkemi seviyorum. diyen
bazı kişiler neden karşı, bunu anlamış
değiliz; bunu buradan söylemiş oluyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ancak şunu herkes iyi bilsin ki
İçişleri Bakanlığımızın ve Türk Silahlı
Kuvvetlerinin arkasında Cumhur İttifakı var, büyük Türk milleti
var. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Hiçbir
kimse Türk milletinin öfkesiyle alay etmesin, millî öfkeyi hafife almasın;
Türk milleti ayağa bir kere kalkar, ikincisi olmaz. Biz ülkücüler, Türk
milliyetçileri ve de Milliyetçi Hareket Partisi olarak vatan ve millet için
mücadele eden kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin yanındayız,
arkasındayız.
Bu yıl Güneydoğuya
yaptığım gezilerde, Diyarbakır, Van, Şanlıurfa,
Mardin gibi illerimiz de kültür ve turizm kenti olmuş, Diyarbakıra
80 milyar lira yatırım yapılmış, başta Sur ilçesi
olmak üzere Diyarbakır yeniden imar edilmiş; mutlak gidip görmek
lazım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Yerle bir edilmiş ya, yerle bir edilmiş.
HAYATİ ARKAZ (Devamla) -
Mardin'e gelen yerli, yabancı turist sayısı 3 milyonun üzerinde.
Mardinde bir esnaf arkadaşım bana aynen şunu söyledi,
PKK'nın 2 çocuğundan 1ini dağa kaçırdığını,
her ay da terör örgütüne yardım diye haraç aldıklarını
söyledi. Şu anda ise İyi ki devletimiz var, şu anda çok
mutluyuz. dedi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
HAYATİ ARKAZ (Devamla)
Büyük Türk milletiyle, Türk Silahlı Kuvvetleriyle Allah'ın
dışında hiçbir güç baş edemez. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sağlık
Bakanlığımızın, İçişleri
Bakanlığımızın, Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığımızın 2023 yılı bütçelerinin
hayırlı olmasını temenni ediyorum, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Nevin Taşlıçay...
Buyurun Sayın
Taşlıçay. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA NEVİN
TAŞLIÇAY (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz aldım. Aziz Türk milletini ve yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Tıp sanatı nerede
sevilirse, orada insanlık sevgisi de vardır. Bu söz modern
tıbbın kurucusu olarak kabul edilen Hipokrat'a aittir. Bilimsel
gayeyi insan sevgisiyle özdeşleştiren bu düşünce, Şeyh
Edebali'nin İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. veciz
sözüyle geçmişten bu yana insana bakışımıza ve
tarihsel yönetim anlayışımıza kaynak
oluşturmuştur. Edebali'nin sözünden neşet eden bu ruh, Covid-19 salgınıyla
mücadelede insan merkezli politikalarıyla etkili bir icraya, sevk ve
idareye imkân veren Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin
sağladığı imkânlarla Türkiye'yi dünyada öne çıkan ülke
konumuna ulaştırmıştır. Kamunun başaktör
olduğu bu süreçte Türkiye, dünyada az sayıda ülkenin
başardığı Covid-19 aşı üretimini
gerçekleştirerek Turkovac aşısını üretmesiyle, doktor
ve diğer sağlık personelinin niceliği, niteliği ve hizmet
sunum anlayışıyla hepimizin iftihar vesilesi olmuştur.
Yerli aşı başarımızdan ilhamla teşhis
sonrası tedavinin ana ögesi olan ilaç konusunda da yerli üretimin
artmasını, dışa bağımlılığın
ortadan kaldırılmasını arzu ediyoruz. Türkiye İlaç ve
Tıbbi Cihaz Kurumu sorumluluğunda, sayıları 60ı bulan
eczacılık fakültelerimizin etkin rol oynayacağı biçimde,
devlet, üniversite ve sanayi iş birliğinin güçlenmesi, AR-GE ve
inovasyonu destekleyen bir sistem oluşturulmasının hayati önem
taşıdığı kanaatindeyiz.
Önemli bir insan
kaynağı olan eczacılarımızın sağlık
sistemimiz içerisinde anlamlı bir şekilde
konumlandırılmasını temenni ediyoruz. Doğru ilaç,
doğru doz ve doğru zaman anlayışıyla
gerçekleştirilecek eczacılık hizmetlerinin kamu
kaynaklarının etkin kullanılmasından
sağlığı kaybetmeden korumaya dek ciddi katkılar
sağlayacağını biliyoruz. Gerek Genel Kurulda gerek ilgili
komisyonlarda birçok defa dile getirdiğim ve
Bakanlığımızın da malumları olan
eczacılarımızın problemlerinden bugün bir kez daha
bahsetmek yerine, tüm eczacıların beklentilerini dile getirmek
istiyorum: Sayın Bakanım, eczacılar öncelikle
eczacılık yapmak istiyorlar. Eczacı, ilaç, hasta ve devlet
üçgenindeki bürokratik işleyişten kaynaklanan ve mesailerinin önemli
bir kısmını ayırdıkları işlemlere
yoğunlaşmak yerine hastalara sağlık
danışmanlığı yapmak istiyorlar; hastaya ilacın ödenebilirliğinin
sağlanması için gerekli şartları anlatmak yerine ilaç-ilaç,
ilaç-hastalık, ilaç-besin, ilaç-bitkisel ürün, ilaç-laboratuvar
bulguları gibi tüm etkileşimleri sorgulayarak ilacın uzmanı
olduğunu hissetmek ve hissettirmek istiyor; hastalara katılım
payı anlatmak yerine kahve, çay gibi kafein içeren içeceklerin bazı
soğuk algınlığı ilaçlarıyla beraber
alınırsa çarpıntı, kalp ritim bozukluğu, tansiyon
yüksekliği yapabileceğini; bazı tansiyon ilaçlarının
astım, KOAH gibi hastalıklarda nefes darlığına yol
açabileceğini ve bu durumun ilacın dozuyla da ilişkili
olduğunu; aç kullanılması gereken bazı mide ilaçları
bazı tiroit ilaçlarıyla eş zamanlı alınırsa
tiroit ilacının etkisini azaltabileceğini; kullanımı
çok yaygınlaşan antidepresanların da birbiriyle
etkileşebileceğini, bu amaçla kullanılan bazı ilaçlarla
tedavi sonlandırılıp başka ilaca geçileceği zaman
eğer birkaç hafta beklenmezse hayati tehlikeye yol açabilecek durumlarla
karşılaşılabileceğini anlatmak istiyor. Eczacı,
en kolay ulaşılan birinci basamak sağlık hizmeti sunucusu
olarak en yakın sağlık danışmanlığı
görevini yapmak istiyor. Eczacılar artık ekonomik
kaygılarıyla gündem olmak istemiyor. Bu haklı beklentileri
karşılama, nitelikli insan gücümüz eczacılarımıza hak
ettiği değeri verme ve arzu ettikleri çalışma
şartlarını sağlama sorumluluğu hepimizin
omuzlarındadır.
Bu duygu ve düşüncelerle
oluşturulacak bütçenin milletimiz adına hayırlı
olmasını diliyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Sefer Aycan
Buyurun Sayın Aycan.
(MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA SEFER AYCAN
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Sizleri
saygıyla selamlıyorum.
Sağlığın
pozitif tanımıyla başlamak istiyorum. Bilindiği gibi,
sağlık, artık bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam iyilik hâli
diye tanımlanmaktadır. Bu pozitif bir yaklaşımdır ve
bu pozitif tanımda, dikkat edebildiğiniz gibi, hem bedensel
sağlık hem ruhsal sağlık hem de sosyal yönden tam iyilikten
bahsedilmektedir. Yani ruhu da alması önemli bir
yaklaşımdır ve burada dikkat ederseniz sağlık tam
iyilik hâli diye tanımlanmaktadır. Tam iyilik sonsuz bir
kavramdır; bugün sağlıklısınız, bugünkü
sağlıklı hâlden daha sağlıklı hâle gelebilirsiniz
anlamını taşımaktadır. Onun için sağlık
hizmetlerinde hedef kitle sadece hastalar değildir, sağlık
hizmetinde hedef kitle tüm insanlardır. Her insanın
sağlığı daha da geliştirilebilir ve bu yüzden
sağlık hizmeti her yaşta, herkesi, her zaman ilgilendiren bir
hizmettir. Bu yaklaşımla, artık sağlık hizmeti
günümüzde 4 grupta ele alınmaktadır; sağlığı
geliştirme yani health promotion sağlığı koruma,
tedavi hizmetleri ve rehabilite hizmetleri olarak 4 gruba
ayrılmaktadır. Sağlığı geliştirme, son
derece insancıl ve çağdaş bir yaklaşımdır,
herkesin sağlığını daha iyi yapmaya
çalışmaktır. Bu önemli bir yaklaşımdır ve en çok
da buna ihtiyacımız vardır.
İkinci grup hizmetler,
koruyucu hizmetlerdir. Koruyucu hizmetler bir statükodur, mevcut durumu
korumaya yöneliktir yani hastalığın oluşmasını
önlemeye yönelik bir yaklaşımdır. Bu da çok çağdaş ve
insancıl bir yaklaşımdır, ucuzdur, etkindir; doğrusu
da hasta olmayı önlemektir. Onun için, çabalarımızı
aslında hastalığı korumaya vermemiz lazım, hatta
sağlığı geliştirmeye vermemiz lazım. Tabii ki bu
ütopyadır; bu arada insanlar hasta da olacaklar, onun tedavisine
ayrıca geleceğim. Ama, koruyucu hizmetlerde çok geniş bir
yelpaze vardır; kişiye yönelik koruyucu hizmetler ve çevreye yönelik
koruyucu hizmetler olmak üzere bu da ikiye ayrılmaktadır. Şimdi,
kişiye yönelik koruyucu hizmetler içerisinde 6 farklı grup var.
Bunların bazıları üzerinde özellikle değineceğim. Bir
tanesi bağışıklamadır yani aşı yapma. Burada
kasıt, bu bulaşıcı hastalığa karşı
toplumsal bağışıklığı
oluşturmaktır; bu çok önemli bir yaklaşımdır. Ülke
olarak bulaşıcı hastalıklara karşı
bağışıklama konusunda, aşı yapma konusunda
hakikaten deneyimimiz yüksektir, becerimiz yüksektir, etkinliğimiz de
yüksektir. 13 bulaşıcı hastalığa karşı
bağışıklama programı yürütüyoruz ve bunda da çok
başarılıyız ama bunun tüm amacı
hastalığı ortadan kaldırmaktır. Onun için, buna ayrı bir önem vermek gerekir ve bu
bulaşıcı hastalıklarla ilgili, dünyadan kaldırmak da
mümkündür çünkü etkeni belli ise buna aşı yaparak bu
hastalığı ortadan kaldırabiliriz.
Türkiye'de 2 hastalık
görülmemektedir. Bir tanesi çiçektir, 1970lerde eradike edildi; diğeri,
çok şükür, bizim dönemimizde eradike edildi, bu da çocuk felcidir. Çocuk
felci konusunda ülke olarak 2001 yılında sertifika aldık. Bu da
önemli bir başarıdır. Tabii ki Bakanlığın
değil tüm sağlık çalışanlarının
başarısıdır; yılların emeğinin,
yılların çabasının getirdiği bir
başarıdır. Onun için tüm sağlık personelini bu konuda
başarılarından dolayı kutluyorum.
Şimdi, sıranın
kızamığa geldiğini düşünüyorum. Aslında, bunu da
mutlaka ortadan kaldırabiliriz; aşı
çalışmalarıyla kızamık hastalığını
da tamamen yok edebiliriz. Bu konuda yeniden kızamık eradikasyon
programının da başlamasını istiyorum hakikaten, bunun
ülkemiz açısından da çok önemli bir katkısı olacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunu destekliyoruz.
Diğer bir kişiye
yönelik koruyucu hizmet ise erken tanıdır. Erken tanı için
klasik olarak hep şu söylenir: Hastalıkları ne kadar erken
tanı yaparsanız o kadar iyi tedavi edersiniz. Burada da
yürüttüğümüz 2 program var, bakanlık olarak yürüttüğümüz 2
program var. Bunlardan biri yenidoğanda erken tanı
programıdır, çok doğru bir yaklaşımdır, destekliyoruz
ve sonuna kadar desteklemeye de devam edeceğiz. Özellikle kistik fibrozis,
doğuştan hipotiroidinin saptanması gibi konular hakikaten çok
önemli katkılardır. Bu konuda başarılıyız.
Diğer bir erken
tanı çalışmamız ise kanser tarama programlarıdır
fakat onda istediğimiz gibi gitmiyor. Burada toplumsal katılımda
bir sorun var. Buradan sesleniyorum, tüm risk grubu
vatandaşlarımıza sesleniyorum: Sağlık
Bakanlığımızın yürüttüğü 3 hastalığa
karşı kanserde erken tanı programlarımız var. Sadece
bunlara değil tüm kanserlere ve kronik hastalıklara yönelik erken
tanı programlarına lütfen katılalım bu çünkü toplumsal
sağlık düzeyimizi yükseltecek ve refahımızı,
yaşanabilirliğimizi yükseltecek bir durumdur ve önemli
sorunlardır. Bunun için, herkesi de erken tanı konusunda duyarlı
olmaya ve verilen hizmetleri almaya
Onun dışında da kendimizin
de periyodik olarak muayene olma bilincini yerleştirmemiz gerektiğini
düşünüyorum.
Tedavi hizmetlerine gelince
Aslında tedavi hizmetleri toplumda basamaklı bir şekilde
verilir, tüm dünyada da böyledir. Birinci basamak tedavi hizmeti
dediğimiz zaman ayaktan tedaviyi anlarız, şu an onun
karşılığı aile hekimliğidir. İkinci basamak
tedavi var ve bir de üçüncü basamak tedavi dediğimiz,
eğitim-araştırma hastanelerinde yapılan tedavidir. Bizdeki
yanlışlık, bizdeki sorun ve bütün yığılmaların
da sebebi herkesin direkt üniversite hastanelerine ya da
eğitim-araştırma hastanelerine gitmesidir. Mutlaka ve mutlaka
basamaklı hasta sistemini uygulamamız lazım. Bunu
uygulayamadığımız sürece ne kadar hastane açarsak
açalım, ne kadar poliklinik açarsak açalım hastalık yükünü
azaltamayız. Onun için, mutlaka birinci basamağı ve ikinci
basamağı etkin kullanmamız lazım. Birinci basamakta,
şu anki modelimiz aile hekimliğidir, aile hekimliğini
desteklememiz gerekir. Evet, aile hekimlerinin yükü fazladır, aile
hekimleri bu durumdan şikâyet etmektedir; şu an 4 bin kişiye
kadar kayıt yapılabilmektedir, bunu mutlaka ve mutlaka 2.500e
indirmemiz lazım, en azından ilk etapta aile hekimlerine
kayıtlı kişi sayısını 2.500e indirip
onların, bakım hizmetlerinin kalitesinin artmasını
sağlayabiliriz.
Bunun dışında,
aile hekimliğini çok desteklememiz gerektiğine inanıyorum. Bu
aile hekimlerinin bir kısmı, maalesef, bina olmadığı
için, kamu binası olmadığı için kiralık binalarda,
özellikle büyükşehirlerde kiralık binalarda kalmaktadır, bu
durumdan da kurtarmak lazım. Aile hekimliğine standart binalar
yaparak sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak gerekir.
Aynı zamanda birinci basamak sağlık kuruluşlarını
personel yönünden de desteklemek lazım. Sağlık hizmetleri anlayışı
değişti, daha büyük ekipler oluşturmamız lazım. Sadece
bir hekim ve hemşireden ziyade yanına bir diyetisyen, yanına bir
psikolog mutlaka katmamız gerekir ve ekibi genişletmek gerekiyor.
Diğer koruyucu hizmetler
için ise, topluma yönelik koruyucu hizmetler için ise mutlaka toplum
sağlığı merkezlerinin sayısını
artırmamız gerekiyor. Şu an toplum sağlığı
merkezleri maalesef yeterli değil. Özellikle büyükşehirlerde sadece ilçe
merkezinden topluma yönelik koruyucu sağlık hizmetleri vermemiz
mümkün değildir. Nüfusu 1 milyona yaklaşan ilçelerimiz var, onun için
en azından her 100 bin nüfusa bir toplum sağlığı
merkezi kurulabilir ve böylece topluma yönelik koruyucu hizmetleri
artırabiliriz. Çevreye yönelik koruyucu hizmetlerde ise eskiden
Sağlık Bakanlığı çok daha aktifti fakat şu an
daha çok gözlem pozisyonunda Sağlık Bakanlığı. Çevre
hizmetleri Çevre Bakanlığına, gıdayla ilgili hizmetler de
Tarım Bakanlığına verildi. Oysa çevre hizmetleri
insanın sağlığını en çok etkileyen
unsurlardır. Hastalıklarımızın yüzde 90ının
sebebi çevresel faktördür. Çevresel faktörleri kontrol etmeden, çevresel
faktörleri ortadan kaldırmadan hastalıkları önleyemeyiz. O
zaman, tersine, daha çok hastaneye ihtiyacımız olur, daha çok
poliklinik yapmaya ihtiyacımız olur. Oysa koruyucu hizmetler
sağlığı korumaya yöneliktir, insancıldır,
ekonomiktir, ucuzdur. Bugün, tersi, tüm sağlık harcamaları
dünyada artmaktadır ve bu sağlık harcamalarının
artışının en çok sebebi hastane harcamalarıdır,
ilaç harcamalarıdır ve bu harcamalar, maalesef ve maalesef cari
harcamadır, tüketimdir; hiçbir faydası yoktur, o anı
kurtarıyoruz ama geleceğe bir faydası yoktur. Gelecek için,
geleceği kurtarmak için sağlık düzeyini yükseltmek istiyorsak
mutlaka çevreyle ilgilenmemiz gerekir. İklim değişikliği en
önemli sorundur, kirlilikler en önemli sorundur. Bunları ortadan
kaldırırsak, bunları ortadan kaldırmaya yönelik politikalar
yaparsak o zaman sağlığa yatırım yapmış
oluruz. Gerçek yatırım, bunlara yönelik yatırımlardır,
bunlara yönelik harcamalardır ve böylece, sağlık düzeyini,
hastalıkları önlemek mümkün olacaktır.
Tedavi hizmetlerinde mutlaka
basamaklı hasta bakım sistemini yerleştirmemiz lazım. Onun
için belki Türkiyede birinci basamak aile hekimliği var ama ikinci
basamakta sorun var. İlçe hastanelerinin belki donanımları
artırılabilir veya başka bir önerim de büyük hastanelere yönelik
semt poliklinikleri uygulaması gelebilir ve böylece, hastanelerin üçüncü
basamak hastanelerin gerçek fonksiyonlarını yapmasını da
sağlayabiliriz çünkü buralar eğitim araştırma hastaneleridir;
burada bir taraftan tıp eğitimi, uzmanlık eğitimi
verilirken bir taraftan da gerçekten araştırılması gereken
vakalara yönelik hizmet verilmektedir. Şimdi, biz buraya rutin
hastaları gönderdiğimiz zaman, o zaman
araştırılması gereken hastalara da haksızlık
yapmış oluyoruz. Burada eğitim araştırma
kurumlarını desteklemek, buradaki kadroları desteklemek ve
boş yere de meşgul etmemek gerekiyor. Onun için mutlaka
basamaklı hasta bakım sistemini yerleştirmek ve bunu uygulamak
gerekiyor. Bizdeki, Türkiyedeki en büyük yanlışlık bu; herkes
direkt üniversite hastanesine gitmeye çalışıyor ve direkt yan
dal uzmanına gitmeye çalışıyor. Yan dal
uzmanlarının poliklinik yapması -aslında bunlar herkeste
böyle bir beklenti doğuruyor- doğru bir yaklaşım da
değil ve bu şekilde de sağlık harcamaları
artıyor, tanı ve tedavi süreçleri de uzuyor. Onun için genel
pratisyenliğe, genel dâhiliyeye, genel pediatriye, çocuk hekimliğine
önem vermek ve hastalıkların bunlardan geçerek yan dallara gitmesini
de sağlamak lazım.
Bunun
dışındaki konulara değinecek olursam, ruh
sağlığı hizmetlerini Milliyetçi Hareket Partisi olarak çok
önemsiyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak toplumsal ruh
sağlığını çok önemsiyoruz ve bununla ilgili
çalışmalara da ayrı önem veriyoruz. Mutlaka ruh
sağlığı hizmetleri tabana yayılmalıdır.
Burada da amaç, yine, sadece tedavi değil, ruhsal sorunları,
şiddeti önlemeye yönelik olmalıdır. Onun için eve, iş
yerine kadar uzanan bir psikolojik desteğe de ihtiyacımız
vardır. Burada da amacın ruhsal sorunları önlemeye yönelik
olması gerekir.
Bir diğer konu,
ağız ve diş sağlığı konusudur. Maalesef,
ağız ve diş sağlığı konusunda da toplumsal
olarak iyi değiliz. Ağız, diş sağlığı hizmetlerini
yaygınlaştırmamız gerekir. Ağız, diş
sağlığında aile hekimliği uygulamasını
destekliyoruz. Ülke genelinde yaygınlaşmasını çok önemli
görüyoruz ve ağız, diş sağlığı hizmetlerinin
alınması için birtakım kolaylıklar yapılması lazım.
Özellikle Sosyal Güvenlik Kurumunun muayenehanelerde ağız, diş
sağlığı hizmetlerini desteklemesi ve geri ödeme
kapsamına almasını çok önemsiyoruz. Birinci basamakta
ağız, diş sağlığını
yaygınlaştırmamız ayrıca önem
taşıyacaktır.
Sürem bitiyor, biraz da
sağlık personeli üzerinde söz etmek istiyorum. Sağlık
personelinin eğitimi ve sorunlarıyla da ilgili birkaç şey
söylemek istiyorum. Çok geniş bir yelpaze sağlık personeli
grubu; farklı farklı sınıflandırılıyor,
bazı sınıflandırmalara göre 39, bazı
sınıflandırmalara göre 129 meslek var. Tabii ki zor;
sağlık hizmetleri en profesyonel emeğin olduğu yerdir,
tıp eğitimini ve uzmanlık eğitimini başa koyarsak, bu
konuda özellikle altyapısı oluşmamış,
standartları oluşmamış tıp fakültelerinde
eğitimlere, şartları iyileşene kadar ara verilmesi
gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle tıp fakültesi hastanelerinin
mutlaka altyapıları iyileştirilmelidir ve buradaki eğitim
kalitesini yükseltmemiz gerekir. Bu zamana kadar çok iyi koruduk, tıp
fakültelerimiz çok başarılı, hekimlerimiz çok
başarılı, tüm sayılarının artmasına, nicelik
üzerinden gitmemize rağmen şu an tıp fakültelerinin,
hekimlerimizin kalitesi çok yüksek, tüm dünya bunu kabul ediyor ve
beğenisi de bu doğrultuda artmış durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
SEFER AYCAN (Devamla) Ama
dediğim gibi, tıp meslekleri çok geniş bir yelpazeyi
oluşturuyor. Tıp meslekleri kanunumuz, 1219 sayılı
Kanunumuz 1928de çıkmış bir kanun. Çok eksikleri var, birçok
mesleğin tanımı yok. YÖK ile Sağlık Bakanlığı
arasında uyumsuzluklar var, YÖK birtakım insanlara diploma veriyor
fakat bu diplomaların Sağlık Bakanlığında
karşılığı yok, standart kadroda yok. Onun için hem
YÖK'ün hem de Sağlık Bakanlığının bu konuda ciddi
bir çalışma yapması ve bunları yeniden düzenlemesi ve
bunların çalışma haklarının,
standartlarının, görevlerinin tanımlanması gerekir diye
düşünüyoruz.
Evet, sayın
milletvekilleri, Sağlık Bakanlığı bütçesinin
devletimize, milletimize, tüm sağlık camiasına hayırlı
uğurlu olmasını diliyorum.
Teşekkür ederim,
saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Arzu
Erdem
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar).
MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM
(İstanbul) Değerli milletvekilleri, 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi çerçevesinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubum
adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve
ekranları başında bizleri izleyen aziz Türk milletimizi,
Bakanlarımızı, bürokratlarımızı, uzman
arkadaşlarımızı, stenograflarımızı, bütçe
döneminde emek veren tüm Meclis personelimizi, gece gündüz nöbette olan
kahraman Emniyet mensuplarımızı ve emeği geçen herkesi
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Mesleki Yeterlilik Kurumu
bütçeleri üzerine yapmakta olduğum konuşmama aile
kavramının önemini belirterek başlamak istiyorum. Millî ve
manevi değerlerimiz, inançlarımız, gelenek ve göreneklerimiz,
değer yargılarımız, kısacası kültürümüzün
korunması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara
aktarılmasında, millî bütünlüğün ve dayanışmanın
pekiştirilmesinde aile kurumunun önemi çok büyüktür. Bu nedenle
çocukların yetişmesi ve eğitimi açısından aile oldukça
önemlidir hatta birinci derecede öneme sahiptir.
Değerli milletvekilleri,
Türk toplumunun temel taşı olan aile, ekonomik ve sosyal
gelişmelerin yol açtığı olumsuzluklara karşı
korunmalıdır. Son zamanlarda bilgisayar, internet, video
oyunları, çizgi filmlerle hızla gelişen sektörün
yarattığı sanal dünyanın çocuklar, gençler ve
yetişkinler üzerindeki etkilerine ait tartışmalar tüm dünyada
olduğu gibi ülkemizde de sürmektedir. Piyasaya her yıl çıkan
yüzlerce yeni bilgisayar oyunu başta görsel efektleri, sosyal medya
üzerindeki reklamları ve aksiyon sahneleri olmak üzere etkileyici
senaryolarıyla dünya genelinde milyonlarca çocuğumuzu etkisi
altına almaktadır. Çocuklar ve gençler zamanlarının büyük
bir bölümünü bilgisayar başında geçirmektedirler ve bir süre sonra
bağımlılık hâline gelmektedir. Eğlenceli gibi görünse
de özellikle şiddet içerikli birçok bilgisayar oyununun ve çizgi filmin
çocukları tehdit ettiğini hatta ölüme sürüklediğini dünya
genelinde olduğu gibi ülkemizde de maalesef örnekleriyle görmekteyiz.
Çocukların ve gençlerin bilgisayar başında fazla zaman
geçirmeleri sosyal hayattan uzaklaşmalarına, dış dünyayla
bağlantılarını kesmelerine ve kendi dünyalarını
oluşturmalarına yol açmaktadır. Sosyal hayattan kopan bu
çocuklar ve gençler oyunlardaki çizgi film karakterlerinin kimliklerine
bürünmektedirler. Yüzlerce gencimizin ve maalesef yüzlerce gencimizin intihara
sürüklenmesine yol açan birçok oyun ve birçok çizgi film bulunmaktadır. Bu
oyunlar ve çizgi filmler -özellikle burada dikkat çekmek istiyorum- 6 yaş
itibarıyla küçük çocuklarımızı etkisi altına
almaktadır ve bunlar için tasarlanmıştır. Özellikle
çocuklar, izledikleri film karakterlerini kendi iç dünyalarında
benimsemekte ve kişiselleştirmektedir. Ailesine zarar vermeye
yönlendiren bu oyunlarda çocuk eğer aileye zarar veremiyorsa bu kez
kendine zarar vermektedir hatta işin içinden
çıkamadığı zaman, şu an dünyada da görülen örneklerle
beraber, yaklaşık binin üzerinde çocuk bu oyunlar dolayısıyla
intihara sürüklenmektedir. Aidiyet duygusundan uzaklaşan bu çocuklarla
ilgili mutlaka özel çalışmalar yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri,
dijital yayın platformlarına da değinmek istiyorum. Başta
Netflix, ülkemiz aleyhine yayın içerikleriyle, millî, manevi, ahlaki
değerlerimizi ayaklar altına almayı hedeflemektedir; aynı
zamanda, kültür emperyalizminin en güçlü silahıdır; birkaç ülke
hariç, bütün dünyada milyonlarca aboneye ulaşmaktadır. Yayınladığı
3 Altında: Arcadia Hikâyeleri adlı çocuk animasyon çizgi filmde
-bakın, Netflixte çocuk animasyon bir çizgi filmden bahsediyorum- burada
9-10 yaşında 2 kız çocuğu birbiriyle öpüştürülerek
maalesef çocuklar farklı yönde yönlendirilmektedir. 13 Commandments isimli dizide Atatürk ve Erdoğan
fotoğrafları kullanılarak Türkler, barbar ve katil olarak
gösterilmiştir. Yine, Netflix platformunda yayınlanan İkinci
Dünya Savaşı konulu belgeselde hastalıklı Türk ve Türkiye
düşmanlığı yapılarak bir tarihî belgeselde bile
Türkiyenin toprak bütünlüğüne el ve dil uzatılmaktadır. Bunun
gibi örnekler çok fazla, daha fazla örneğe girmek istemiyorum.
İncelediğinizde hepiniz bunları göreceksiniz ve tespit
edeceksiniz. Küresel çetelerin Türkiyeye dayatmaya
çalıştığı sözde Ermeni soykırımı
yalanını, özellikle yine hain FETÖ terör örgütünün de
propagandasını yapan Another Life diye bir dizi var, burada da
aynı şekilde bunları görmekteyiz.
Söz konusu platformlardan
uzak durmanın tek yolu şudur: Sonuç itibarıyla,
çocuklarımızı korumak istiyorsak onların izlememesine ancak
biz sebep olabiliriz, biz bunu önleyebiliriz. Bu açıdan özellikle
gençliğimizin baş belası olan uyuşturucu
bağımlılığından tutun, tüm
bağımlılıkların engellenmesi için, bu tarz dizilerde
millî, manevi, ahlaki değerlerimizin yıpratılmaması için
mutlaka bir eğitim seferberliğinin başlatılması,
anne-baba olarak bizlerin ve aile bireylerinin tamamının gerekli
hassasiyeti ortaya koyması gerekmektedir. Özellikle bu konuda
Bakanlığımızın yapmış olduğu
kıymetli çalışmalar var. Yapılan çalışmaları
da yakından takip ediyorum. Siyasetüstü bu meselelerde hepimizin tek dil,
tek vücut, tek bilek olması gerekiyor ve tüm çalışmaları da
canıgönülden desteklememiz gerekiyor.
Değerli milletvekilleri,
biz Türk kadınına bakınca maddenin karanlığı
içindeki ruhun aydınlığını, umutsuzluğun
karanlığı içindeki huzurun aydınlığını,
ihtirasların karanlığı içindeki faziletin
aydınlığını, cehaletin karanlığı
içerisindeki şefkatin aydınlığını, kavganın
karanlığı içindeki sevgi ve bağlılığın
aydınlığını görüyoruz. Bizler de birer anneyiz,
kaldı ki çocuklarımız için yapamayacağımız
fedakârlık yoktur, canımızı seve seve veririz
evlatlarımız için ama o anne ki vatan ve millet için, özellikle
toprak için kağnısının üzerine yüklediği
mühimmatı askere götürürken bebeğini önce sırtına
alıp, tek battaniyesiyle bebeğinin üstünü örtüp, sonra da mühimmata
bakıp Mühimmat ıslanacak, askere götüremeyeceğim. deyip
bebeği mühimmatın üzerine, battaniyeyi de bebeğin üzerine örtüp
cepheye götüren kahraman Şerife Bacımızdır.
Gittiğinde, battaniyeyi kaldırdığında bakıyor,
bebeği vefat etmiş ama mühimmat sağlam ve diyor ki:
Vatanım sağ olsun.
Şimdi, buradan,
özellikle PKKnın provokasyonunu yapanlara seslenmek istiyorum: Kahraman
askerlerimizin, polislerimizin, kardeşimiz Fırat Yılmaz
Çakıroğlunun, Aybüke ve Necmettin Öğretmenlerimizin, Bedirhan
bebeğimizin ve nice ağzı süt kokan masum kardeşlerimizin
kanlarına bulaştırdığınız ellerinizle
kirlettiğiniz yazmanızı sakın şerefli ve kahraman Türk
kadınının töresini temsil işareti hâline getirmeyin. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Hainlerin beyaz bayrak
çekip Türk adaletine teslim olmaktan başka hiçbir çare ve yolları
yoktur. Beyaz yazma değil, beyaz bayrak çekilir ancak.
Analarımızın hayatları gibi tertemiz beyaz tülbentlerini
bebek katillerine malzeme yapma girişimi pespaye bir gösteridir ve
provokasyondur.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) - O pespayeliği şu anda sen yapıyorsun,
provokasyonu da sen yapıyorsun.
ARZU ERDEM (Devamla)
Değerli milletvekilleri, engelli kardeşlerimiz kıymetlilerimiz
olduğu için içinde bulunduğumuz iktisadi yapı engellilerimizi
kapsayacak şekilde düzenlenmelidir. İstihdama katılım ve
kadro verilmelidir, kadro verilirken öncelik sağlanmalıdır.
Engelli öğretmenlerimiz başta olmak üzere, hangi alanda
yeteneği, donanımı, birikimi varsa, hangi alanda
uzmanlaşmışsa bütün özel kardeşlerimizin bilaistisna hem
özel şirketler tarafından hem de devletimiz tarafından mutlaka
istihdam edilmesi şarttır. Bina girişlerimiz, yollar, umumi
tuvaletler, sinemalar, tiyatrolar; kısacası toplu kullanım alanlarının
tamamının özel kardeşlerimize uygun hâle getirilmesi yönünde
eksikler tamamlanmalıdır.
Kamu kurumlarında 4857
sayılı İş Kanununa göre çalışan daimî kadrolu
üniversite mezunu işçilerimizin de yine beklentileri var. Aynı
üniversitelerin aynı bölümlerinden mezun olmalarına rağmen memur
ve sözleşmeli çalışanlar unvanları olduğu için
Bunların ortadan kaldırılması, adaletsizliğin
giderilmesi gerekiyor. Tayin, nakil, görevde yükselme, imza yetkisi gibi özlük
hakları olmayan üniversiteli işçilerimizin beklentileri var.
Yine, aynı şekilde,
memur ve sözleşmeli çalışanlar ile aynı işi yapan
işçi kadrosundaki çalışanlarımız, memurluk statüsüne
geçirilmeleri hususunda bir çalışma talep etmektedirler.
Yine, bizim için önemli, ben
buradan özellikle belirtmek istiyorum; biz milletvekillerinin gece gündüz
yanında olan, bu anlamda ailemizin birer bireyi olmuş olan
danışman kardeşlerimize kıdem tazminatı ve mümkünse
kadronun verilmesi konusunda bir çalışmanın yapılması
şart.
Gazilerimiz arasındaki
ayrımların kaldırılması, bu anlamda yapılan
çalışmalara ilave çalışmaların yapılması,
hepimizin başımızın tacı, gözümüzün nuru olan
gazilerimizle ilgili bir borç olarak önümüzde durmaktadır.
Öğretmenevi
çalışanlarımızla ilgili yine talepler var, burada da
Sayın Aile Bakanımıza iletmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ARZU ERDEM (Devamla) Yine,
mazlumun yanında olan, devletin gülen yüzü, şefkat eli
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı personelinin kadroya
geçirilmesi hususunda bir çalışma var mıdır? Bu konuyla
ilgili bir çalışma yapılması özellikle talep edilmektedir.
Yine, Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanlığında ek ders
karşılığı çalışan öğretmenlerimizin
talepleri mevcuttur, bunu da buradan iletmek istiyorum.
Son olarak, aile ve
bireylerin sosyal yardım ve sosyal hizmetlere olan
ihtiyaçlarının tespitiyle gerektiğinde diğer kamu
hizmetlerinden yararlanmalarının sağlanması ve rehberlik,
danışmanlık hizmetleri sunularak aile ve bireylerin yaşam
koşullarının iyileştirilmesini hedefleyen Aile
Bakanlığına bağlı ASDEP personelinin kadro talebiyle
alakalı umarım bundan sonraki dönemlerde bir çalışma
yapılacaktır.
Yani sonuç itibarıyla,
kamuda kadro alamayan taşeron işçiler, 4/B, vekil, sözleşmeli,
fahri, geçici statüde çalışanların kadroya geçirilmesi hususunda
çalışmalar yapılıyor, yapılmaya devam edilecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ARZU ERDEM (Devamla) Ben
hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Sermet Atay
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA SERMET ATAY
(Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023
yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin, İçişleri Bakanlığı bütçesi
üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına konuşmak üzere söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle, Gazi Meclisimizi ve ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
İçişleri
Bakanlığımız, görev alanı olarak değerlendirildiğinde,
bünyesinde bulundurduğu hizmet birimleriyle devletin, vatandaşın
sosyal hayatına en çok dokunan bakanlığı olduğu
tartışılmazdır. İç güvenlik ve asayiş hizmetleri,
Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve
Sahil Güvenlik Komutanlığınca icra edilmektedir. Bu
teşkilatlarımız sahadaki faaliyetlerinde, Sayın
Bakanımızın da bu konuda gösterdiği hassasiyetiyle, terör
ve uyuşturucuya karşı topyekûn bir mücadele hâlindedir. Terör
örgütü PKK ve uzantılarına karşı operasyonlar
aralıksız icra edilmektedir. Yapılan operasyonlarda binlerce
sığınak imha edilmiş, aşağılık bebek
katillerinin beli kırılmıştır. Terörü
kaynağında yok etmek, savunmadan ziyade taarruz anlayışıyla
mücadeleyi sürdürmek meyvelerini vermeye başlamıştır. Bu
şekilde sahada alan hâkimiyeti kurmak suretiyle teröristlerin hareket
kabiliyeti bitme noktasına gelmiştir. Yapılan operasyonlarda
teröristlerin alan hâkimiyetleri engellendiği gibi maddi destekleri de
kesilmiş, finans kaynakları tıkanmış ve lojistik
destekleri engellenmiştir. Kolluk kuvvetlerimizin istihbarata dayalı,
İHA, SİHA, insanlı keşif uçakları destekli etkin
operasyonlarında muhtemel kayıplarımız en aza
indirgenmiş, sözde üst düzey teröristlerin birçoğu etkisiz hâle
getirilmiştir.
Sayın
Cumhurbaşkanımız ve liderimiz Sayın Devlet Bahçeli
Beyefendinin teröre ve uyuşturucuya karşı tavizsiz duruşu,
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylunun insanüstü
çabasıyla terörün ve uyuşturucu destekçilerinin sonu yakındır.
Bazı çevreler akıl tutulması yaşamakta, devletin
İçişleri Bakanı ve kurumlarını uyuşturucu
baronlarıyla ilişkilendirmeye varacak derecede ahlaksız
iftiralar ortaya atmaktadırlar. Bunların asıl
rahatsızlığı, terör örgütünün ve uyuşturucu kaçakçılarının
köşeye sıkıştırılmış
olmasıdır. Terör ve uyuşturucuyla mücadelede destanlar
yazılmasının yol arkadaşlarına verdiği
kaygıyı teskin etmek adına meyve veren ağaç
taşlanmaktadır. Yani bu çevrelerin derdi, üzüm yemek değil
bekçiyi dövmektir. Bu çaba beyhudedir, kimse boşa
uğraşmasın, bekçiyi dövdürmeyiz. Yurt içi terörist varlığı
ilk defa 120nin altına düşürülmüştür. Bu bize yapılan
mücadelenin doğru olduğunu göstermiştir. Bu sayfanın
kapanması ve terör başlığının ülkemizin
gündeminden silinmesi cumhuriyetimizin 100üncü yılında milletimize
en büyük hediye olacaktır. Buna yürekten inanıyor ve destekliyoruz.
Alçak terör örgütüne 93ü
büyük olmak üzere 116.699 operasyon yapılmış; 91 terörist ölü,
113ü teslim, 535i sağ veya yaralı, toplamda 739 terörist etkisiz
hâle getirilmiştir. Gelinen bu noktaya kolay ulaşılmadığı
aşikârdır. Kırsalda yapılan terör operasyonları yüzde
300 civarında artırılmıştır. Bu şekilde bir
mücadele olağanüstü bir gayret olmadan mümkün değildir. Terör
örgütüne yeni katılımların önünü kesmek için atılan
adımlar da sonuç vermiş, 2014 yılında yeni
katılım 5.558 iken 2022 Kasım ayı itibarıyla bu rakam
45te kalmıştır. 2016 yılından bugüne 2.207 terörist
teslim olmuştur, sadece bu yıl teslim olan terörist sayısı
113tür.
Diyarbakır Anneleri
eylemi, tüm teslim ve iddialarda önemli ve olumlu bir etki oluşturmuştur.
Eylem hâlâ 331 ailenin katılımıyla sürmektedir. Şu ana
kadar ailelerden 38inin yakını yürütülen ikna
çalışmaları sonucunda ailelerine kavuşmuştur. Terörle
mücadelede sergilenen kararlı ve korkusuz mücadelenin tavizsiz bir
şekilde sürdürülmesi en samimi, içten dileğimizdir. Zira,
karşımızdaki terör musibetinin toplumsal, ekonomik ve siyasi
faturası çok ağırdır. Suriye ve Iraktaki otorite
boşlukları, PKK ve başka isimlerle faaliyet gösteren varyantları
buralarda yuvalanmakta ve ülkemize karşı mütecaviz girişimlerine
devam etme gayretiyle hareket etmektedir. Kesintisiz operasyonlarla, terörün
kaynağında olan bölgelerden ülkemize yönelen tehditler bir bir
engellenmektedir. Küresel güç baronlarının vekâleten piyasaya sürdüğü
bu alçaklara gereken ders verilecek, terör bataklığı
kurutulacaktır; Türk devleti ve Türk milleti buna muktedirdir. Ülkemizin
güneyinde Suriye topraklarında oluşturulmak istenen, Türkiye'nin
millî güvenliğini ve egemenlik haklarını tehdit eden terör
örgütü oluşumu uluslararası hukukun verdiği imkân çerçevesinde
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı,
Bahar Kalkanı Harekâtlarıyla bertaraf edilmiştir. Pençe,
Kıran, Kapan, Yıldırım Operasyonları terörün belini
kırmakla kalmamış, Türk devletinin kudretini göstermiştir.
Artık terörün sonuna yaklaşılmaktadır. Eli kanlı terör
örgütünün dağ kadrosu her geçen gün erimekte; kırmızı,
mavi, yeşil, turuncu ve gri listelerde yer alan elebaşları bir
bir imha edilerek sarı torbalarda hak ettikleri sona
kavuşturulmaktadır. Bu kanlı süreç nihayete ermekte, iç
barış ve huzur ortamı güçlü bir şeklide tesis edilmektedir.
Teröristlere ve
yardakçılarına buradan açık açık Genel
Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin sözleriyle
sesleniyoruz: Ölünüzü, dirinizi, her gün birinizi müstahak olduğunuz
sonuçlarla billahi yüzleştireceğiz. Bu kaçınılmaz son
yakındır diyoruz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Terörle mücadele sürecinde,
idari tedbirler kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olmak, terör
örgütü propagandası yapmak gibi terör suçlarından haklarında
devam eden adli ve idari süreçler göz önünde bulundurularak Anayasanın
127inci maddesi ve Belediye Kanununun 47nci maddelerine istinaden 49
belediye başkanı görevden
uzaklaştırılmıştır. Belediye Kanunu 45 ve
46ncı maddeleri uyarınca, bu belediyelere belediye başkan
vekili görevlendirilmesi yapılmıştır. Görevden
uzaklaştırılmış durumda bulunan belediye
başkanları hakkında terör örgütü suçları kapsamında
toplam 9 soruşturma ve 49 kovuşturma devam etmektedir. Son iki
dönemde görevden uzaklaştırılan belediye başkanı
sayısı 151dir; bunlardan 98inin yargılamaları neticesinde
toplam yedi yüz doksan beş yıl bin kırk altı ay dört yüz
elli altı gün hapis cezasına hükmedilmiştir; diğer belediye
başkanlarının adli ve idari işlemleri devam etmektedir.
İnanıyoruz ki İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana
Büyükşehir ve bazı ilçe belediyelerinde terör örgütüyle
iltisaklı görevliler hakkında yürütülen soruşturmalar da
titizlikle neticelendirilecektir. Kamu kaynaklarını belediyeler
aracılığıyla terör örgütüne peşkeş çekenler bir
bir cezalandırılacak, belediyeler teröristlerden temizlenecektir.
PKKyla mücadele devam
ederken diğer bir terör örgütü DEAŞla mücadele de hız
kesmemiştir. Yapılan operasyonlar sayesinde bu eli kanlı terör
örgütü 31 Aralık 2016 tarihinden bu yana bir tek eylem dahi
yapamamıştır. Yapılan istihbarat ve önleme faaliyetleri
kapsamında binlerce iltisaklı şahıs gözaltına
alınmış ve Türk adaletine teslim edilmiştir. Yapılan
bu hummalı çalışmalar neticesinde, son üç yılda ülkemizi
kana bulamak üzere olan 25 terör eylemi engellenmiş, örgüt eylem yapamaz
noktaya gelmiştir. Sol terör örgütleri DHKP-C, MLKP, MKP, TKP/ML
kırsaldan tamamen silinmiştir. Şehirlerde eylem planları,
örgütsel faaliyetleri engellenmiştir; ciddi kadro kayıpları,
örgütsel daralma ve gerileme yaşanmaktadır.
Terörle mücadelenin en temel
noktalarından biri terör örgütlerinin finans kaynaklarının
kesilmesidir. Terör örgütlerinin finansman ihtiyacı, sadece bir terör
eylemi yapmak için gerekli olan paradan ibaret değildir. Örgütler,
ideolojik propaganda yapmaktan alandaki örgüt elemanlarına destek
sağlamaya, ulaşım giderlerinden yeni eleman eğitmeye, sahte
doküman üretmekten silah satın almaya, gıda temininden bomba
malzemeleri temin etmeye kadar geniş bir yelpazede finansman ihtiyacı
duyarlar. Bu örgütler, ihtiyaçları olan parayı, mali sistemin
kullanılması, hawala sistemi, nakit kuryelerin
kullanılması, yasal ticari işletmelerin kullanılması,
kâr amacı gütmeyen kuruluşların kullanılması,
değerli maden ve taşların kullanılması ve sanal
paraların kullanılması yöntemiyle temin etmektedir. Terör
örgütlerinin bu faaliyetlerine yönelik yapılan başarılı
operasyonlar neticesinde iki yılda 10 milyon lira civarında para ele
geçirilmiştir. Operasyonlarla birlikte, Birleşmiş Milletler ve
Avrupa Konseyinin ilgili birimleriyle ortak yapılan çalışmalar
neticesinde birçok sayıda finansman kaynağı yok edilmiştir;
sadece terörün finansmanı değil, tüm suç gelirleriyle de aynı
hassasiyet ve kararlılıkla mücadele edilmektedir. Operasyonların
yoğunluğu ve mücadeledeki kararlılık sonuç vermiş,
sadece 2022 yılında 157 adet terör eylemi herhangi bir facia
yaşanmadan engellenmiştir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ülkemiz, 2011 yılında Suriyede
başlayan iç savaşla zorla yerinden edilmiş bir göçmen akınıyla
karşılaşmış ve dünyada en fazla
sığınmacı kabul eden ülke konumuna gelmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi sınır aşan göç konusunda
yaptığı akademik çalışmalarla en
hazırlıklı parti konumundadır.
Ülkemizde bulunan
sığınmacı nüfusun en temel insan hakkı olan kendi
vatanlarında yaşamasının sağlanması için
ülkelerine dönmesi ve bu gerçekleşinceye kadar uluslararası düzeyde
adil yük paylaşımı sağlanarak diğer ülkelere
gönderilmeleri konusundaki çalışmalar devam etmektedir. Türkiyede
geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerin Gönüllü, Güvenli ve Onurlu
Geri Dönüş politikası kapsamında yaklaşık 530 bin
kişi ülkelerine geri dönmüştür. Geçici koruma altındaki
Suriyelilerin gönüllü geri dönüşünün desteklenmesi amacıyla AFAD
koordinasyonunda, yerel sivil toplum kuruluşlarıyla,
uluslararası yardım kuruluşlarıyla iş birliği
içerisinde, Suriye'nin güvenli bölgelerinde yapımı projelendirilen
briket evlerin büyük çoğunluğu tamamlanmıştır. 1
milyon Suriyelinin geri dönmesi için 8 aşamalı plan da uygulamaya
konulmuştur.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; İçişleri
Bakanlığımız bünyesinde yürütülen çalışmalar
içerisinde en önemli olanlardan bir tanesi de uyuşturucuyla mücadeledir.
2022 yılı uyuşturucu raporunda yer alan verilere göre, 2020
yılında dünya genelinde yakalanan eroinin yüzde 12si ülkemiz kolluk
birimleri tarafından yakalanmıştır. Uyuşturucu
maddelerle mücadele, terörle mücadeleyle eşdeğer görülmekte ve
çalışmalar buna göre sürdürülmektedir. Dünyanın en önemli
uyuşturucu rotalarından biri olan ülkemizde, bu mücadelenin
başka bir bakış açısıyla yürütülmesi mümkün
değildir. Güvenlik güçlerimizin temel hedef olarak belirlediği,
içeriden yakalamayı artırıp talebi baskılamak suretiyle
ülkemiz üzerinden geçen rotayı engellemek ve yönünü değiştirmek
esaslı hareket tarzı takdire şayan bir şekilde icra
edilmektedir. 2022 Yılı Avrupa Uyuşturucu Raporu'na göre, 2020
yılı uyuşturucu bağlantılı ölümlerin 1 milyon
kişi başına düşen Avrupa Birliği ortalaması yüzde
16,7 iken bu sayı ülkemizde 5 kişidir. Norveç bu listede 85
kişiyle en üst sırada yer alırken Avusturya, Almanya, Fransa
gibi ülkelerde bu sayı Türkiye'den katbekat fazladır.
Uyuşturucuyla mücadelede
devletimiz önemli hizmetler yapmakta, etkili sonuçlar elde etmektedir. Bu
mücadelede şüphesiz en önemli unsur ailelerin mücadeleye destek
olması, çocuklarımıza sahip çıkmasıdır. Bununla
beraber, mücadelede yapılan çalışmalarda öncelikler iyi
belirlenmeli, vatandaşlarımız da bu süreci tavizsiz desteklemelidir.
İçişleri Bakanlığımızın bu konuda
uyguladığı projeler genişletilmeli En İyi Narkotik
Polisi Anne Narkotim UYUMA gibi uyuşturucuyla mücadele projeleri
kapsamında çalışmalar genişletilmelidir. Ülkemizin
geleceği çocuklarımızın ve gençlerimizin bu uyuşturucu
illetinden uzak tutulması için gecesini gündüzüne katan, teröristlere
vatan toprağını dar eden, devletimize ve insanımıza
yönelik mütecaviz girişimlerin önünde bir kale gibi duran polis
teşkilatımıza, Jandarma ve Sahil Güvenlik
teşkilatımıza, tüm güvenlik güçlerimize Sayın
Bakanımız Süleyman Soylu nezdinde teşekkür ediyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak emniyet hizmetleri sınıfında yönetici personelin ek
göstergelerinin iyileştirilmesi, polis memurlarının ek
göstergelerinin 3600e yükseltilmesi, uzman jandarma ve uzman
erbaşların da 3600 ek göstergeye kavuşturulması;
ayrıca mülki idare amirlerinin özlük haklarının
iyileştirilmesi, görev, yetki ve sorumlulukları ile aylıklar
arasındaki dengenin sağlanması konularında söz verdik,
seçim beyannamemizde vadettik ve bunları sürekli gündeme getirerek talep ettik.
Bu yıl temmuz ayında kabul edilen 7417 sayılı Kanun'la
yapılan ek gösterge düzenlemesinde emniyet güçlerimizin ek göstergeleri
iyileştirilmiş; polis memurlarımız, uzman
jandarmalarımız, uzman erbaşlarımız, bekçilerimiz
umutla bekledikleri 3600 ek göstergeye kavuşturulmuşlardır.
Millî İstihbarat, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet
teşkilatı, Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatları
emeklilerinden ek göstergeleri 3600 rakamının altında olup makam
tazminatını hak kazananlara her ay emekli aylıklarıyla birlikte
1.200 Türk lirası tutarında bir ilave ödeme yapılması kabul
edilmiştir. Mülki idare amirliği hizmetleri
sınıfının ek ödeme oranları yükseltilerek
valilerimizin ve kaymakamlarımızın aylıklarında
iyileştirme yapılmıştır.
Nüfus ve
Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne bağlı
çalışan personelimiz, kimlik, pasaport, ehliyet gibi hizmetlerin
ivedi sunulması gereken alanlarda gerektiğinde fazla mesai yapmak
durumunda kalmaktadır. Fazla mesai için ödenen ücretler, normal mesai için
ödenen ücretlerin bile gerisinde kalmıştır. Bu taleplere de
kulak verilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.
Güvenlik
korucularımızın aylık ücretlerinin asgari ücretin
altına düşmesi hâlinde aradaki farkın tazminat olarak ödenmesi
hükme bağlanmıştır fakat kahraman güvenlik
korucularının kendilerine özgü kanun çıkarılması, en
düşük devlet memuru aylığıyla ücretlendirmesi, emekli
ikramiyesi ve harcırahlarının artırılması
talepleri de mevcuttur.
Jandarma
teşkilatında görev alan uzman jandarmalarımız uzman
çavuşlar ile astsubaylar arasında bir rütbede görev icra
etmektedirler. 2012 yılında uzman jandarma okulu kapatılarak
uzman jandarmaların bir üst rütbe olan astsubaylığa
yükseltilmesi planlanmıştır. Uzman
jandarmalarımızın fiilen icra ettikleri görevleri ve
sorumlulukları astsubaylarla aynıdır. Subay ve astsubayların
eğitimde geçen sürelerinin tamamı fiilî hizmetten sayılarak
hesaplanmaktadır, muvazzaf bir uzman jandarmamız bu durumdan
farklı olup eşitsizlik doğurulmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
SERMET ATAY (Devamla)
Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Ayrıca, şehit ve
gazi olan kahramanlarımızın aileleri orduevlerinden
faydalanamamaktadırlar, bu konuda yasal düzenleme yapılması
gerektiği kanaatindeyiz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; uzman çavuşların taleplerini daha önce
de defaatle dile getirdik, bu hususları tekraren dikkatinize sunmak
isterim. Uzman çavuşlarımız görev yaptıkları Türk
Silahlı Kuvvetleri, Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatlarında
hep en önde bulunmaktadır; güvenlik güçlerimizin en fazla şehit veren
fedakâr ve cefakâr personelidir. Görevlerini sözleşmeyle
yaptıklarından dolayı herhangi bir iş güvenceleri yoktur.
(MHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Uzman
çavuşlarımızın birtakım haklı talepleri
vardır. Savaşın kartalı, barışın güvercini
bu yiğitlerin sözleşmeyle çalıştırılmalarına
son verilmeli ve kadroları ihdas edilerek güvenceleri
sağlanmalıdır. Görevde olanların da emekli olanların
da orduevlerinden faydalanmalarıyla ilgili düzenlemeler
yapılmalıdır. Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak vatan
savunmasının sözleşmesi olmaz diyoruz,
kahramanlarımızı milletin kürsüsünden selamlıyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle
öncelikle vatan savunmasında şehit olanlara Allahtan rahmet,
gazilerimize şifa diliyorum. 2023 yılı bütçesi
İçişleri Bakanlığımıza hayırlı olsun.
(MHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Ümit
Yılmaz
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ÜMİT
YILMAZ (Düzce) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve
ekranları başında bizleri takip eden büyük Türk milletini
saygıyla selamlıyorum.
İçişleri
Bakanlığı, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü,
yurdun iç güvenliğini ve asayişini, kamu düzenini, Anayasada yazılı
hak ve hürriyetleri korumak; sınır, kıyı ve kara
sularımızın muhafaza ve emniyetini sağlamak; suç
işlenmesini önlemek, suçluları takip etmek ve yakalamak, her türlü
kaçakçılığı men ve takip etmek gibi toplum hayatında
oldukça önemli kamu hizmeti faaliyetlerini yürütmekle yükümlüdür. Bu
saydığımız görevleri yerine getirirken İçişleri
Bakanlığımıza bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü,
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı personeli sahada canhıraş
çalışmaktadır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Bakanlığımız, sadece iç
güvenliği ve asayişi sağlamakla kalmamaktadır;
Bakanlığa bağlı kuruluşlardan Afet ve Acil Durum
Başkanlığıyla -yani AFAD- ülkemizde yaşanan afetlere
anında müdahale edilmektedir. 23 Kasım 2022 tarihinde Düzcede
yaşadığımız depremde AFADın ne kadar
hızlı ve etkin şekilde müdahale ettiğine Düzceli
hemşehrilerimizle beraber biz de bizatihi şahit olduk.
Yaşadığımız depremin ardından, bir buçuk saat
sonra Düzceli hemşehrilerimizin yanında olan başta
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu olmak üzere
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanımız Sayın Murat Kuruma, Gençlik ve Spor
Bakanımız Sayın Muharrem Kasapoğluna, Adalet
Bakanımız Sayın Bekir Bozdağa ve Millî Eğitim
Bakanımız Sayın Mahmut Özere teşekkürlerimi bildirmek
isterim. Ayrıca, bizleri, deprem sonrasında afet acil durumu ve hasar
tespit işlemleri bitirilene kadar yalnız bırakmayan başta
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan
Yardımcımız Sayın Fatma Varanka, İçişleri Bakan
Yardımcımız Sayın İsmail Çataklıya, AFAD
Başkanımız Sayın Yunus Sezere, Yapı İşleri
Genel Müdürü Banu Aslana; tüm AFAD ve Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığımızın ekiplerine,
tüm kadrosuyla sahada bulunan Kızılay ekiplerine,
çadırlarımızı kurmaya gelen Jandarma birliklerimize,
asayişe destek veren polis personelimize, AFAD ve Kızılay
altında yardımcı olmaya gelen gönüllü personele ve pek tabii ki
depremle karşılaşmalarına rağmen görev bilincini önde
tutarak vatandaşlarımıza yardımcı olan Düzcede görev
yapan AFAD, Çevre ve Şehircilik, Defterdarlık, Millî Eğitim,
Diyanet ve Valilik personelimize ve isimlerini unuttuğum varsa tüm
personelimize buradan teşekkürlerimi sunmak isterim.
Bakanlığımıza
bağlı çalışan ve son yıllarda bölgemizde yaşanan
gelişmelere bağlı olarak önemi her gün daha fazla artan
diğer kurum da Göç İdaresi Başkanlığıdır.
Ülkemiz, bulunduğu coğrafya itibarıyla önceleri göç konusunda
geçiş ülkesiyken son dönemlerde hem geçiş hem de hedef ülke konumuna
gelmiştir. Güneyimizde komşumuz Suriyede, doğumuzda Afganistanda,
Pakistanda ve Afrika ülkelerinde gelişen olaylar, küresel iklim
değişikliği sonucunda yaşanan düzensiz göç sorunu sadece
Batılı ülkeleri değil tüm dünyayı oldukça
zorlamaktadır. Özellikle, son dört yıldır bu sorunun ülkemiz
açısından yönetilebilmesi için Cumhur İttifakı soruna
insancıl açıdan yaklaşmış, bir yandan sınır
geçişlerini önlemek amacıyla çeşitli tedbirler almış,
diğer yandan Batı'nın şımarık çocuğu
Yunanistan'ın göçmenleri taşıyan botları batırarak ve
ülkemize iterek ölüme terk ettiği insanları denizlerden
kurtarmıştır; bu, bizim insani, kültürel ve
inancımızın gereğidir. Cumhur İttifakı'nın
başarıyla uyguladığı göç yönetimi sayesinde sınırlardan
kaçak geçişlerin önüne geçilmiş; yakalanan kaçak göçmen
sayısı 263 bin ve göç organizatörü sayısı 8.210
olmuştur. Kurulan geri gönderme merkezleri sayısı 30 olurken
sınır dışı edilen kaçak göçmen sayısı
kasım ayı başı itibarıyla 100 bini geçmiştir. Suriye'nin
kuzeyinde kurulan güvenli bölgeler eliyle gönüllü, güvenli ve onurlu geri
dönüş projesi başlatılmış, bu kapsamda 550 bin
civarı Suriyelinin geri dönüşü sağlanmıştır.
Ülkemizin uyguladığı başarılı göç politikası
sayesinde düzensiz göçmen sayısında artış bir tarafa,
azalma sağlanmıştır. Birtakım çevrelerin göç üzerinden
Hükûmetimizi yıpratma çalışmaları beyhudedir. Tüm dünya
ülkemizin göç yönetimini takdirle karşılamaktadır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri
Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi esnasında getirilen
eleştirileri yakından takip ettik. Bebek katili terör örgütüne maddi
kaynak aktarmanın yanı sıra, kandırdıkları
çocukları dağa kaçıran belediyelere atanan kayyumlarla örgütün
can damarı kesilmiştir. Bir de son yıllarda ailelerle görüşülerek
yapılan ikna çalışmaları sonucunda terör örgütünden kaçarak
devlete sığınan ve teslim olanlar, teröristlerin ve
destekçilerinin kimyasını bozmuştur. Bu çalışmalar
sonucunda örgüte katılım sayısı yıllık 40lar,
teslim olan terörist sayısı 200ler olunca teröristlerin ve
destekçilerinin feryatları ve iftiraları daha fazla artmaktadır.
Teröre karşı güvenlik kuvvetlerimizin yurt içinde ve yurt
dışında verdiği çok yönlü mücadele sonucunda silahlı
örgüt elemanı sayısı vatan topraklarında 100 civarlarına
kadar gerilemiş; terör örgütü yurt içinde, özellikle kırsalda eylem
yapabilme kabiliyetini tamamen yitirmiştir. Terör örgütünün ve
destekçilerinin baskısından kurtulan bölge halkının Cumhur
İttifakı'na desteği de her geçen gün artmaktadır. Bu
durumun farkında olan örgüt elebaşları nisan ayında
yaptıkları açıklamalarla terörü şehirlere
taşıyacaklarını açıkça söylemişlerdir. Son
günlerde yaşanan saldırılar örgütün yöntem
değişikliğine gitmeye başladığını
göstermektedir. Önce Mersin, sonrasında Taksim'de gerçekleştirilen
saldırılar ve Karkamış'a sınır ötesinden, terör
yuvalarından yapılan saldırılar bu durumun en büyük
göstergesidir. MİT ve Silahlı Kuvvetlerimiz yaptığı
başarılı operasyonlarla örgüt üyelerini ve
elebaşlarını sınır ötesinde imha etmekte son
yıllarda oldukça başarılı olmuşlardır.
Gerçekleştirilen operasyonlara rağmen asıl yapılması
gereken, bir an önce terör bataklıklarının
kurutulmasıdır. Teröristlerin inlerinin bulunduğu merkezler
bellidir, bu merkezler başta Cerablus ve Ayn el Arap olmak üzere Rakka'ya
kadar uzanmaktadır. Teröristlerin yuvalandığı bu bölgelere
de kara harekâtı bir an önce düzenlenmeli, güvenli bölgeler
oluşturularak hem bölge halkı terör zulmünden kurtarılmalı
hem de ülkemize buralardan gelen terörist sızmalarına ve
saldırılara izin verilmemelidir.
Terör yuvalarına
yapılan hava saldırılarından rahatsız olan terör
destekçilerinin, günlerdir teröristlerin imhasından duydukları
rahatsızlığı sanki orada sivil halk zarar görüyormuş
gibi anlatmaya ve algı oluşmaya çalışması ibretlik bir
manzaradır. Sırtlarını dayadıkları terör
örgütünün yavaş yavaş eridiğini gören terör destekçilerinin
Taksimde Ecrin bebek, Karkamışta Hasan bebek katledilirken
yarım ağızla, terör örgütü PKK-PYD/YPGnin adını bile
söylemeden terörü kınama ifadelerinin millet vicdanında
karşılığı yoktur, olmayacaktır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanlığı
bütçesinin Komisyon görüşmeleri esnasında
Bakanlığımıza getirilen eleştirilerin bir diğeri
de uyuşturucuyla mücadele konusudur. Uyuşturucuyla yapılan
mücadelede eksiklik görüp eleştirilerin getirilmesi anlaşılabilir
bir durumdur. Ancak uyuşturucu ticaretiyle yapılan etkin mücadeleyi
görmezden gelmek bir yana, yakalanan uyuşturucu miktarının son
yıllarda artmasını başarısızlık gibi
kamuoyuna göstermek, uyuşturucu satıcılarına
karşı yapılan operasyonları ve Bakanlığın
uygulamaya soktuğu UYUMA ve En İyi Narkotik Polisi Anne gibi
çalışmaları küçük görmek en masum ifadesiyle abesle
iştigaldir.
Narkoterör örgütü olduğu
Birleşmiş Milletler raporlarından Avrupa Birliği
raporlarına kadar sabit olan PKK-PYD/YPGnin elebaşlarının,
kaçak mafya örgütü liderlerinin ve yurt dışına kaçarak internet
üzerinden yayın yapan FETÖcülerin iftiralarının arkasına
takılarak ülkemizi narkodevlet olarak göstermek, ülkemizi kara parayla
itham etmek ve Uyuşturucu ticaretiyle bütçe açığını
kapatıyorsunuz. demek dünyanın hangi ülkesinde muhalefet olarak
görülebilecektir?
Türk Silahlı
Kuvvetlerine atılan, aşağılık, kimyasal silah
kullanımı iftiralarından sonra bir de uyuşturucu
iftiralarını Türk milleti önümüzdeki seçimlerde muhakkak değerlendirecek
ve bu iftiraları atanları, onlara sahip çıkanları
sandıklara gömecektir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Taksim saldırısının
ardından yapılan ithamlar da sorumsuz muhalefet
anlayışının acı örneklerini gözler önüne
sermiştir. Muhalefetin tüm cephelerinden ağız birliği
edilmiş ve Taksimde yapılan hain saldırı 2023
yılında yapılacak seçimlere bağlanarak iktidar
tarafından müsaade edilmiş gibi gösterilmeye çalışılmıştır.
Terör örgütü elebaşlarının senenin başında
savurdukları tehditleri görmezden gelen muhalefet, bu konuda da terör
örgütleri ve onların destekçilerinin arkasına takılmaktan hicap
duymamıştır. Yoksa Türk Silahlı Kuvvetlerine atılan,
kimyasal silah kullanımı iftiraları gibi uyuşturucu ve
Taksim saldırısında atılan iftiralar da müfterilikten öteye
gitmeyecektir. Bu iftiraları atanlar, iddialarını ispatla
yükümlüdür.
Ülkemiz kırk
yılı aşkın süredir terör belasıyla sivil halka zarar
vermeden başarıyla mücadele etmektedir. Bu zaman zarfında,
emperyalist ülkeler terör örgütüne siyasi, mali, askerî, silah ve eleman
yardımından hiç geri durmamasına rağmen güvenlik güçlerimiz
asla hukuktan ayrılmamış, masum insan ile teröristi her zaman
ayırmıştır. Ülkemizin yaptığı bu mücadeleyi
Meclis kürsüsünden kirli savaş olarak niteleyenler teröre açıkça
destek verenlerdir. Asıl kirli olan, bunu dile getirenlerin sadece
ağzı değil zihniyetleri ve teröristlerle olan
ilişkileridir. Emperyalistlerin kapılarında kirli
şefaatlerini dilenenlerin sonu, bir gün uçak tekerlerinden yere
düşmenin ötesine geçemeyecektir. Bizim terörle mücadelemiz, dünyada teröre
karşı verilen en temiz mücadeledir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhur İttifakı olarak Türk milletinin
ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin Türkiye Yüzyılı vizyonu
doğrultusunda çalışmalarımız hızla devam
etmektedir. Bu doğrultuda, polislerimizin de Cumhur İttifakı
olarak söz verdiğimiz kazanımlarını elde etmesi için
sözlerimizi tek tek yerine getirmeye devam ediyoruz. Yıllardır
polislerimizin beklediği 3600 ek gösterge sorunu
çıkardığımız kanunla çözülmüştür. Yine, geçen
hafta çıkarılan kanunla, Polis Yükseköğretim Kanununda
değişikliğe gidilerek Polis Akademisine bağlı
fakültelerin yeniden açılması sağlanmıştır. 15
Temmuz hain darbe girişiminden sonra FETÖcülerin teşkilattan
uzaklaştırılmasıyla polislerimizin artan mesai süreleri
nedeniyle son dönemde yapılan personel alımlarıyla hızla
eski personel sayılarının da üzerine
çıkılmış ve mesai saatleri, Emniyet teşkilatı
mensuplarımızın istediği şartlara getirilmiştir.
Bizler Cumhur
İttifakı olarak hep beraber, polislerimiz ve
jandarmalarımız başta olmak üzere, tüm İçişleri
personeli için çaba sarf ederken bazıları teröristlerle ve mafya
liderleriyle ağız birliği yapıp polisimizi, jandarmamızı
uyuşturucu ticareti yapmakla ve suç örgütü elemanlarına göz yummakla
itham etmektedir. Hiç kuşku yok ki tüm Türk milleti gibi kendilerine
yapılan suçlamaları güvenlik güçlerimiz de değerlendirecektir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhur İttifakı, Türk milletinin
bağrından kopup darbecilere göğüs gerenlerin, kol kola
tankların önüne siper olanların oluşturduğu bir
ittifaktır. Cumhur İttifakı dünyayı, Türkiye ve Ankara
merkezli okumaktır. Bizim güvendiğimiz yer, bağrından kopup
geldiğimiz Türk milletidir. Biz, iktidarı ne büyükelçilerin etanol
kokulu sofralarında ne Londra bankerlerinin tefeci senetlerinde ne de
ABD'de sekiz saatte iki hamburger yenilen hamburgercilerde ararız. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Biz,
iktidarı Edirnenin, Düzcenin, Diyarbakırın, Karsın,
Trabzonun, Ankaranın, vesselam 81 ilin, 922 ilçenin sokaklarında,
köylerinde ararız. Biz, ülkemizin sorunlarını çözmek için, 5
ülkeden kovulmuş yabancı komiser Jeremylere değil gözleri
ışıldayan Nureddinlere güveniriz. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından gürültüler) Mehmetçikimize iftira atan Hacer Foggolara
değil kahramanlar doğuran Ayşelere, Fatma ablalara, Hacerlere
inanırız. Paşinyanın danışmanı, Atatürk
düşmanı Daronların değil ülkemize ve Türk milletine Türkiye
Yüzyılı vizyonunu yürek yüreğe çizen Türkmen beyinin ve
Karadenizin yiğidinin yolundan gideriz diyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Ben de İçişleri
Bakanlığımızın, Sağlık
Bakanlığımızın ve Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığımızın 2023 yılı bütçesinin
hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Sağ olun, var olun. (MHP
ve AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Beştaş
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
6.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, 362
sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde MHP Grubu
adına konuşma yapan milletvekillerinin bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan.
Hatipler, baştan sona
ciddi ciddi suçlamalarda, kabul edilemez söylemlerde bulundular; bugün
İçişleri Bakanından büyük bir güç alıyorlar, görüyoruz,
anlıyoruz ama karşılarında bunları kabul edecek,
yutacak bir grup da yok böyle bir anlayış da yok.
AYŞE KEŞİR
(Düzce) Burası Parlamento, milletvekili gücünü kendinden alır!
SALİH CORA (Trabzon)
Milletvekili gücünü milletten alır!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Her şeyden önce terör diyorlarsa
Şırnak Güçlükonak MHP İlçe Başkanlarına
baksınlar, o Taksim saldırganıyla nasıl telefonla
görüşmüş. (HDP sıralarından alkışlar) Eğer
para kaçırma, hırsızlık diyorlarsa İskilip Belediye
Başkanlarına baksınlar.
ERKAN HABERAL (Ankara)
Yalancısın!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) AKPli ve MHPli 9 belediye meclis üyesi bizzat
şikâyet ettiler. Yani açıkçası kayyumlarla ilgili binlerce
BAŞKAN Sayın Grup
Başkan Vekilleri, size söz verirken yeni tartışmalara ya da
sataşmalara mahal vermeyelim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, bütçe görüşüyoruz ve
siz konuşmaları dinlediniz.
BAŞKAN Dinledim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ne kadar ağır ithamlarda
bulunduklarını herhâlde duydunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERKAN HABERAL (Ankara)
Zorunuza mı gitti?
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, kayyumlara ilişkin
zaten bizler çok konuştuk, konuşmaya devam edeceğiz. Binlerce
müfettiş hiçbir şey bulamadı ama kendileri gelip Kürt
düşmanlığı ve halk iradesinin gaspı üzerinden tekrar
bir propaganda yapıyorlar. Evet, Kürt düşmanı oldukları
için ve kayyumlarla ilgili nasıl bir kumpas olduğunu bildiğimiz
için buna zaten cevap vereceğiz.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Burada hepinizsiniz Kürt düşmanı.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Sıranı bekle.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Hepiniz Kürt düşmanısınız, siz
insanlık düşmanısınız.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sıranı bekle, sıranı.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Yolsuzluk, hırsızlık ve taciz sizin
işiniz, bizim bu işlerle yolumuz hiç kesişmez.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU PKKnın çocukları
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, toplumdan kopuk olanlar,
değerlerini bilmezler.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Peruksuz gelmişsiniz bugün, peruksuz.
Peruklarınızı takın, peruklarınızı.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Terbiyesizlik etme! Terbiyesizlik etme! Bir korkaksın
sen!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Peruklarınızı takın.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Binlerce yıl toplum
(AK PARTİ ve HDP
sıralarından gürültüler)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Otur aşağıya, terörist bozuntusu!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bir terbiyeli ol, otur!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Otur aşağıya, terbiyesiz!
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Terbiyesizlik etme! Utanmazsın sen, utanmaz!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Süleyman Soylu, senden korkan senin gibi olsun.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU PKKnın çocuklarısınız!
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hadi oradan! Hadi oradan!
(AK PARTİ ve HDP
sıralarından gürültüler)
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hadi oradan! Terbiyesiz herif!
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Peruk tak, peruk!
BAŞKAN Sayın
Oluç
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hadi oradan, terbiyesiz herif!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Yanındakilerle beraber peruk takın.
(AK PARTİ ve HDP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Onlar hakaret ediyor.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Konuşma! Elini ayağını indir yere!
Terbiyesiz herif!
BAŞKAN Sayın
Oluç
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU PKKnın çocuklarısınız!
(Gürültüler)
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Mafyayla iltisaklı ve irtibatlısın sen, mafya
iltisaklı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
Sayın Oluç, mevkidaşınıza müsaade edin.
Sayın Beştaş,
tamamlayın sözlerinizi.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Bakana hakaret ediyor.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Ayıp! Böyle bir şey olmaz Sayın Başkan.
Böyle bir rezalet olur mu? Bu ne rezalet ya?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Başlı başına rezalet sensin!
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Atanmışları susturun Başkan, atanmışları.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Otur yerine! İndir elini ayağını!
Konuşma!
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) O oturuyor, sen ayaktasın.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Otur aşağıya!
BAŞKAN Sayın
Bakan
Sayın Bakan
(Gürültüler)
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Konuşma! Utanmaz adam! Terbiyesiz! Terbiyesiz!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, orayı uyarır
mısınız.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Başkan, böyle bir usul yok ya.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Bakan, lütfen
(Gürültüler)
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Bu terbiyesizi susturun yahu!
BAŞKAN Sayın
Oluç, lütfen
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Atanmış gelip burada parmak sallayamaz ya!
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Susturun! Olmaz böyle şey! Böyle bir hakkı yok.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Senin kadar benim de hakkım var. Otur
aşağıya, otur!
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Böyle bir hakkı yok.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım, böyle bir usul olabilir mi ya!
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Olmaz böyle bir şey!
BAŞKAN - Sayın
Oluç, kimsenin kimseye
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Otur aşağıya!
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hadi oradan! Sen otur!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Otur yerine!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sen otur ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Senin kalkman bir işe yaramaz, benim kalkmam bir
işe yarar, otur aşağıya!
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Mafyayla iltisaklı ve irtibatlısın.
(Gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
14.22
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 14.37
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 34üncü Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) SAĞLIK BAKANLIĞI (Devam)
1) Sağlık Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sağlık Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER
SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ
CİHAZ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI (Devam)
1)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) İçişleri
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Emniyet Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Jandarma Genel Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Jandarma Genel Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Göç İdaresi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Göç İdaresi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam
ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Sayın Beştaş,
buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
7.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İstanbul Milletvekili Arzu Erdemin 362 sıra sayılı 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde MHP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve İçişleri
Bakanı Süleyman Soylunun yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Başkan.
Bütün konuşmalara
yanıt vermeyeceğim ama MHPli hatip, kadınların,
milyonlarca kadının yüz yıllardır
yaşattığı bir geleneğe, beyaz tülbende çok
ağır hakaretler etti, bunu öncelikle not edeyim. Toplumdan kopuk
olanların toplumun değerlerini bilmelerini beklemiyoruz
açıkçası. Binlerce yıldır toplum bir arada, barış
içinde yaşamanın hukukunu çeşitli vesilelerle kurmuştur;
bunlardan bir tanesi de yani Kürt illerinde Kürt halkı arasında çok
bilinen bir gelenektir, erdemli bir davranıştır, geleneksel bir
davranıştır; kavgayı, çatışmayı,
savaşı sonlandırmak için uygulanan bir ritüeldir ve bizim
Diyarbakır Milletvekilimiz beyaz tülbendini, barışın kadim bir
ritüeli olan beyaz tülbendini yere atarak aslında savaşa
karşı olduğunu, olduğumuzu
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Savaş karşısına geçme gibi
onurlu bir eyleme pespaye diyecek kadar savaşı kutsayan bir
zihniyetle karşı karşıyayız. Bizim atacak bir beyaz
tülbendimiz ve barış irademiz var; onların dilinde,
aklında
Dilinde ölüm, akıllarında ölüm ama akıllarında
en çok da çıkar var. Bu pespaye lafını nasıl
karşılayacağım, bilmiyorum ama asıl pespayelik bu
söyleyenin sözleridir, iradesidir, zihniyetidir. Mafyaları
dışarı çıkarmak için kanun yapan, çağrı yapan bir
partinin milletvekili söylüyor bunu.
Yine, İçişleri
Bakanına söylüyorum, aynaya bir bakarsa peruk konularına hiç girmez
herhâlde, yani bunu hiç diline almaz, bir aynaya baksın gerçekten. (HDP
sıralarından alkışlar) Bir de şunu da unutmasın,
gün boyu beraberiz: Sizin ağababalarınıza boyun eğmedik.
Sizin karşınızda korkacak bir HDP, bir grup yok. Bence en büyük
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın, son cümlelerinizi alayım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bu konuda siz ayaklı bir nefret makinesine
dönüştünüz ya. Hakikaten, her gün yeni bir Süleyman Soyluyla
karşı karşıyayız. Bu kadar nefreti nasıl
üretiyorsunuz, bilmiyorum. Daha sözlerime başlarken yerinizden kalkıp
böyle bir saldırıya geçmeniz aslında psikolojinizi de ortaya
koyuyor ama dediğimiz gibi, ağababalarınızın tarihine
bir bakın, direniş örneği görün, ilkelilik örneği görün,
tutarlılık örneği görün, mücadele örneği görün. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Altay
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Altay'ın da sataşmadan dolayı söz talebi var.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hamburger var efendim, hamburger.
BAŞKAN Çok daha önce o
talebi yaptı, arkasından size söz vereceğim.
Buyurun Sayın Altay.
8.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Düzce Milletvekili Ümit
Yılmazın 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur
görüşmelerinde MHP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hamburgerle ilgili cevaplarımız fiks ama ondan önce
şunu belirtmem lazım: Türk polis teşkilatımız ya da
Jandarma teşkilatımız cari açığı kara parayla
kapatıyor. gibi, böyle bir iftiranın atılması
mantıken mümkün değil. Cari açığı kapatmak polisin,
jandarmanın işi değil. Bizim orada söylediğimiz şudur:
2016da -sanıyorum- çıkarılan bir kanunla
Konusu suç
olabilecek kaynağı belirsiz paralarla ilgili araştırma,
soruşturma, kovuşturma yapılamaz, vergi incelemesi
yapılamaz. diye bir kanun bu Meclisten çıktı.
İkincisi: Türkiye'den
son on yılda 108 milyar dolar normal portföy para, temiz para kaçarken
varlık barışı üzerinden 82 milyar dolar para girdi. Girsin,
girsin de bu paranın kaynağını sormanın kime ne
zararı var? Konusu suç olabilecek para, kaynağı belirsiz para, mealen
kaçak kara paradır; bunu söylüyoruz. Bunu yapan kim? Hükûmet. Hükûmette bu
işe müdahale etmesi gereken kim? İçişleri
Bakanlığı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Biz Hükûmete bir eleştiri yaptığımız
zaman -biraz sonra konuşmamda söyleyeceğim- şanlı
askerimizi, polisimizi kalkan yapmanın kimseye bir faydası olmaz;
bunu bir belirtelim.
Gelelim hamburger meselesine;
geçen de söyledim, bu konudaki cevabımız fiks ama bugün bir iki yeni
şey eklemek istiyorum. Allahın sopası yok. derler ya, tam
öyle bir durumdayız. Çok şükür, çocuklarımın
boğazından helal lokma geçmedi. dedi Erdoğan, Allah söyletti.
Hamburger yedi Kılıçdaroğlu ama çocuklarının
boğazından haram geçmedi, haram yemedi. (CHP sıralarından
alkışlar) ABDde hamburger yedik ama ABDden emir almadık. (CHP
sıralarından alkışlar) Papazı yollayın.
talimatıyla mal varlığımızı tehdit edene papaz
yollamadık.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Danışmanları kim gönderdi?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) 7 liralık kablo borusunu yandaşa 2 bin liraya
devlete fatura ettirmedik.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Danışmanları kim gönderdi, danışmanları?
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Orta Doğunun en büyük uyuşturucu baronunu
cezaevinden salıvermedik. Böyle sayısız örnek sayabilirim.
Türkiyeyi gri listeye sokmadık.
Sayın Başkan,
örnekleri çoğaltmak mümkün, son örneğim şu olsun: La Casa de
Papel dizisinde olduğu gibi, darphanesini soyduran bir ülkede ve bir
Hükûmetin karşısındayız! Darphane soyuldu be! (CHP
sıralarından alkışlar) Şu Meclisin de gıkı
çıkmadı, gıkı! Bunları konuşacağız.
Teşekkür ederim.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Namussuz siyaset yapacağım. derken hiçbir şey
yoktu değil mi?
BAŞKAN Sayın
Bülbül
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) O dil sürçmesi değil miydi?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Dil sürçmesi dedim zaten.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) O zaman niye ona da söylemiyorsunuz?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Allah söyletti, Allah! Allah söyletti!
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Size de Allah söyletti o zaman!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, müsaade edin. Bakın, Sayın Grup Başkan Vekiline
söz verdim, Sayın Bülbüle; lütfen.
9.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Şimdi, HDP Grup
Başkan Vekili ara vermeden önce birtakım beyanlarda bulunmuştu,
oradan başlamak doğru olur kanaatindeyim.
Şimdi, bizim
Şırnak Güçlükonak İlçe Başkanımızın
adına bir telefon hattının çıkarılması meselesi
ve bununla alakalı olarak bu hatla işte Taksim
saldırısının ilişkilendirilmesi meselesi daha önce çok
defa konuştuğumuz, bizim şiddetle reddettiğimiz,
olayın nasıl olduğunu anlattığımız bir
meseleydi. Fakat burada bunun neden tekrar edildiğini de ifade etmemiz
gerekiyor: Bu bir propaganda metodu hâline gelmiş anlaşılan.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Yani Goebbels taktiklerinde, propaganda taktiklerinde yalanın
tekrarından nasıl medet umuluyorsa herhâlde burada da böyle bir
beklenti var, amacın da şu olduğu kanaatindeyiz: MHP'yle bir terör
saldırısının ilişkilendirilmesi akla zarar bir
iddiadır da
Ama buradan, işte, PKK'nın zaten
saldırıyı yaptığını kabul etmeyen cenah,
PKK'yı bu saldırıda masum addettirmeye çalışan cenah
devamlı surette bu işin içerisinde; sanki Arap Pınarına,
Suriye'nin kuzeyine yapılacak bir harekâtta bunun bir gerekçe olarak
uydurulduğu iddiasında olan tarafların uydurduğu, bunun
devamında uydurulmuş bir yalandır. Dolayısıyla bu
genelin içerisinde yapılan çalışmadan, o mühendislik
çalışmasından bir tanesidir; bunun da altını çizmemiz
gerekiyor. Özellikle bu yalanın tekrarıyla medet umulan şey,
Türkiyenin özellikle orada Suriyeye yapacağı harekâtta aslında
gerekçelerini
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
...suni gerekçelerle böyle bir harekâtın hazırlığı
içerisinde olduğunu söylemeye matuf bir çalışmadır diye
düşünüyoruz.
Şimdi, başörtüsünün
yere atılması meselesi... Biz, bu geleneği bilen bir parti
grubuyuz. Yalnız, dikkatinizden kaçmasın, bu gelenek iki aile
arasında, iki aşiret arasında sürüp devam eden, sürüp giden kan
davalarının, öç alma silsilelerinin karşısında bir
kadının, anaerkil yapıda bir kadının çıkıp
bu şeyi, namus olarak görülen bu başörtüsünü yere atmak suretiyle
barışı temin etmesi noktasındaki bir gelenek olarak
bilinmekte ve ifade edilmektedir. Fakat bunun bu olaydaki
değerlendirilmesi ne yazık ki farklıdır çünkü ortada bir
savaşın olmadığı herkesçe malumdur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Yani ortada karşılıklı, iki taraflı kan
davası çerçevesinde öldürülen insanların değil, bir tarafta bir
terör örgütünün, öbür tarafta Anayasayı ve hukuku arkasına alan,
kamu düzenini temin etmeye çalışan, vatandaşının
güvenliğini, efendime söyleyeyim, hayat hakkını muhafaza etmeye
çalışan bir devlet var. Bu noktada öç duygusuyla hareket edenlerin
kim olduğunu herkes bilmektedir; o, terör örgütüdür. Bu duyguyla hareket
eden, siyasi hedefleri doğrultusunda şiddet uygulayanların önüne
belki Kandil'de beyaz tülbent atılması söz konusu olabilir ama bu
noktada devlet olarak mücadele veren, hukukun gereğini yapan bir devlete
bu tülbendin atılmasını masum ve doğru görmediğimizi
ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Grup
Başkan Vekilleri, yani bu gruplar arası konuşmalarda
sataşma olmadığı müddetçe, değerlendirmeden yerinizden
söz vermeyeceğim. Sataşma için de kürsüye davet edeceğim sizleri.
Yoksa bu şeyi
ENGİN ALTAY
(İstanbul) En son tur
BAŞKAN En son söz
vereceğim zaten. En son, bütün konuşmalar tamamlandıktan sonra,
oylamaya geçmeden önce Grup Başkan Vekillerimize söz vereceğim zaten.
Evet, şimdi
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bir hakaret ve iftira var.
BAŞKAN Sayın
Bakanım, size kürsüden söz vereyim.
Süreniz iki dakikadır.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın yaptığı
açıklaması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Biraz önce Gazi Mecliste,
Türkiye Büyük Millet Meclisimizde, hepimizin huzurunda, Türkiye'de hepimizi
Kürt düşmanlığıyla suçlayan ve ne dediğini bilmeyen,
PKK terör örgütünün buradaki konuşmasının sadece PKK terör
örgütü tarafından tasvip edilebileceği düşüncesiyle hareket eden
ve ifade etmem gerekir ki
Daha sıkıntılı sözler söylemem
lazım ama kendimi tutuyorum. (HDP sıralarından gürültüler) Bir
hakaret ve iftira silsilesiyle karşı karşıya kaldık.
Birincisi, Kürt düşmanı kimdir biliyor musunuz?
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Sen!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) 10 yaşındaki çocuğa
Kaleşnikof veren PKK ve HDPdir; 10 yaşındaki. (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Sen,
sen, sensin!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Sensin!
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Kürt
düşmanı sensin!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Hiç masum gibi bakma! Kimi
kaçırdığını, kimi dağa gönderdiğini,
annelerin sana nasıl bela ve nefret ettiğini herkes bilmektedir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Herkes
senin yaptığını da biliyor!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Ve cümlem şu: Burada tülbent atan
Remziye Tosun, sadece ve sadece PKKnın kadro elemanıdır;
devletin bütün kayıtlarında da bu böyledir. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Ya, yürü git ya, yürü git!
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Torbacı, torbacı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Ve aynı zamanda, son beş yılda
1.230un üzerinde
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Konuşma öyle! Konuşma öyle ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla)
Türkiye'ye teslim olan PKK terör örgütünden
kişiler var, teröristler var; geldiler
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sen uyuşturucu baronusun; çetesin sen, çete!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Torbacı Bakan!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) -
ve HDP bizi dağa gönderdi. dediler.
Esas hesabı siz vereceksiniz, siz; esas hesabı siz vereceksiniz! (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler)
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Torbacı, torbacı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Sağ olun Sayın Başkan. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Torbacı!
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Sen çete elemanısın!
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Çetesin sen, çete!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Mafya, mafya! Torbacı Bakan!
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Torbacı Bakan!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Beştaş, kürsüye buyurun.
Süreniz iki dakikadır.
2.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Siirt) Süleyman Soylu, bana dediniz ki: Masum bakma. Benim
bakışlarım masum
Ya da suçlu değilim ki suçlu gibi
bakayım. Sizin gibi benim sayısız yüzüm yok, benim tek yüzüm
var; tek yüzüm var, tek. (HDP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sadece terörist yüzün gelmiş!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Bir kere, burada bir İçişleri
Bakanı düşünün ki her konuşmasında nefret ve öfke kusuyor
ya, her konuşmasında. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon)
Terörle mücadele ediyor.
AYŞE KEŞİR
(Düzce) PKKya nefret kusacak tabii, ne yapacak! PKKya nefret kusacak tabii!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Böyle bir İçişleri Bakanı olabilir
mi? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ya, siz bu ülkede iç
işlerini düzenlemekle, kolluğu denetlemekle, iç barışı
sağlamakla görevli, en yetkili kişisiniz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Torbacı o, torbacı!
SALİH CORA (Trabzon) -
İç barışı bozan da sizsiniz, iç barışı bozan
sizsiniz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Biz sizden Bakanlık yapmanızı
bekliyoruz ya. Burada siz bize nefret kusuyorsunuz ve oradan ayaküstü beni ve
Remziye Tosunu suçlu ilan ettiniz. Anneler ne diyor biliyor musunuz?
diyorsunuz, anneler sizin hakkınızda ne diyor biliyor musunuz?
İÇİŞLERİ BAKANI
SÜLEYMAN SOYLU Anneler çocuklarını dağa sen gönderdin diyor.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) En büyük Kürt düşmanı
Süleymandır. diyorlar. (HDP sıralarından alkışlar,
AK PARTİ sıralarından gürültüler)
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Hadi oradan! Hadi oradan!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Bunu her yerde söylüyorlar; bunu gidin
Diyarbakıra, gidin Mardine, gidin Siirte, gidin Hakkâriye
Biz her gün
halkla beraberiz, anneler sizinle ilgili her gün ah ediyor,
çocuklarının sağ salim eve dönmelerini istiyor. Bunu asker
annesi de istiyor, Türk annesi de Kürt annesi de istiyor. Biz burada savaş
yerine barışı savunuyoruz, barışı. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Hadi canım!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Diyoruz ki: Bu ülkede daha fazla kan dökülmesin.
Siz 9.100 bilmem kaç tane
sığınak imha etmişsiniz diye önümüze bir kitapçık
koydunuz, bir konuşmanızda da 300 terörist kaldı. diyorsunuz.
Ya, yalanınızın hangisini sayalım?
SALİH CORA (Trabzon)
Yurt dışındaki teröristler de var. Yurt içindeki teröristler
ayrı, yurt dışındaki teröristler ayrı. Yurt
dışında da terörist var.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) 9 bin tane imha edilmiş
sığınak varsa 300 kişi nasıl oluyor? Her bir
sığınağa 1 kişi düşmüyor, parçalara mı
bölüyorsunuz? Biraz dürüst olun ya, dürüst olun. (HDP sıralarından
alkışlar)
HABİBE ÖÇAL
(Kahramanmaraş) Sığınakta kaç kişi olduğunu siz
daha iyi biliyorsunuz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) SAĞLIK BAKANLIĞI (Devam)
1) Sağlık Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sağlık Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER
SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ
CİHAZ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI (Devam)
1)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) İçişleri
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Emniyet Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Jandarma Genel Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Jandarma Genel Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Göç İdaresi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Göç İdaresi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Evet,
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına yapılacak
konuşmalara geçiyorum.
İlk söz Sayın
Necdet İpekyüzün. (HDP sıralarından alkışlar)
HABİBE ÖÇAL
(Kahramanmaraş) Doğru rakamlar sizde vardır, rakamları
sizden alalım. Rakamları sizden alalım, en doğru rakamlar
sizdedir.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Derdiniz ne? Ne oldu? Soyluya mı
yaranacaksınız? Ne, derdiniz ne?
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Sen PKKya mı yaranacaksın? Söylediğin lafa bak ya!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, hatip kürsüde.
HABİBE ÖÇAL
(Kahramanmaraş) Biz millete yaranırız; Soyluya değil,
millete yaranırız, millete! Biz sırtımızı millete
dayadık; PKKya, terör örgütüne değil!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Narkotrafiği mi savunuyorsunuz?
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ya,
mafya, mafyasınız, hepiniz mafyasınız ya! Hepiniz
mafyasınız, hepiniz Kürt düşmanısınız ya!
HABİBE ÖÇAL
(Kahramanmaraş) Hadi oradan!
BAŞKAN Sayın
Öçal
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Hadi
oradan be! Senin neler yaptığını herkes biliyor ya! Kimlere
torpil yaptığını herkes biliyor!
BAŞKAN Sayın
Günay, arkadaşınız kürsüde.
Buyurun Sayın
İpekyüz.
SALİH CORA (Trabzon)
Başkanım, oradan söz atıyor Hepiniz mafyasınız.
diyor ya. Böyle bir şey var mı? O zaman biz de deriz ki: Hepiniz
teröristsiniz!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Sen Teröristsin. diyorsun, sen nesin ya!
SALİH CORA (Trabzon)
Terörist, terörist, terörist
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Terörist
sensin ya! Oradan her türlü hakareti yapacaksın, biz susacak
mıyız ya! Böyle bir şey yok ya!
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Sen yaptın, Hepiniz mafyasınız. dedin.
BAŞKAN
Arkadaşlar
SALİH CORA (Trabzon)
Başkanım, kalkıyor, bize dönüp diyor ki: Hepiniz
mafyasınız. Biz de o zaman çıkarız deriz ki: Hepiniz
teröristsiniz! (HDP sıralarından ayağa kalkmalar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ya, bir
sus ya!
HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Terörist diyenin ecdadıdır terörist, tamam
mı! Terörist diyenin ecdadıdır terörist, kendisidir terörist!
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Hadi oradan! Otur yerine!
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ya, bir
sus ya!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Sensin, sen, sen!
HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Yeter!
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Otur yerine Hüseyin.
BAŞKAN Sayın
Kaçmaz, yerinize oturun siz de.
HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Yeter ya! Bu ülkede biz kiracı değiliz!
BAŞKAN Sayın
Kaçmaz
Hüseyin Bey
Sayın Kaçmaz, yerine otur lütfen.
Ayakta olan bütün
milletvekillerimiz yerine otursun lütfen.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Hiç
susmuyorsun be kardeşim. Hiç susmuyorsun ya, sürekli konuşuyorsun ya!
SALİH CORA (Trabzon)
Bana hakaret edemez ya. Niye hakaret ediyor, hakaret etmesin.
BAŞKAN Sayın
İpekyüz, süreyi baştan alıyorum.
Buyurun.
HDP GRUBU ADINA NECDET
İPEKYÜZ (Batman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
AYŞE KEŞİR
(Düzce) Başkanım, o Mafyasın. sözüne özür dileyecek.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Dön
önüne, dön, önüne dön.
SALİH CORA (Trabzon)
Vallahi, önce o söyledi! Önce o söyledi ya! Önce o söyledi, ondan sonra biz
söyledik ya.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sen ediyorsun, sen başlatıyorsun.
HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) O helva evinizde pişmiyor diye size tatlı
geliyor değil mi? O helva sizin evinizde pişseydi siz böyle
demeyecektiniz ya!
NECDET İPEKYÜZ (Devamla)
Bu şekilde çok
BAŞKAN Sayın
Oluç, Sayın Günay, bakın, arkadaşınız kürsüde.
SALİH CORA (Trabzon)
Ama hakaret etti! Önce o hakaret etti ya!
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Siz başlatıyorsunuz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
AKPlileri susturun Sayın Başkan, o tarafı susturun.
BAŞKAN Sayın
Kaçmaz, Sayın Kenanoğlu, lütfen
SALİH CORA (Trabzon)
Önce o başlattı Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Cora
KEMAL PEKÖZ (Adana)
Başkan, kim konuşursa konuşsun sürekli laf atıyor ya! Hiç
mi çenesi durmaz bir insanın ya!
BAŞKAN
Arkadaşlar...
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Hayır, siz başlatıyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Kırkpınar, lütfen
SALİH CORA (Trabzon)
Önce orası başlattı ya, lütfen ama ya!
BAŞKAN Evet,
Sayın İpekyüz, buyurun.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Aslında sağlık
dediğimiz belki de bu olay, fiziksel, ruhsal, sosyal, siyasal açıdan
tam iyilik hâlidir. Bir yerde ayrımcılık,
kutuplaştırma, nefret dili ve kin kusan dil varsa o toplumda
sağlıktan söz edilemez; sağlığın tanımı
budur.
Ve bugün 10 Aralık,
İnsan Hakları Günü. Bakan kitap basmış, Sağlık
Bakanlığı kitabı. İlk cümlesi ne biliyor musunuz?
Sağlıklı yaşam hakkı, insan hakkıdır. Sağlıklı
yaşam hakkı, insan hakkıdır. Peki, insan haklarıyla
ilgili uzun uzun anlatmaya gerek yok, çocukların küçücük yaşta
evlenmesi hoş görülüyorsa, kadınların katledilmesi hoş
görülüyorsa; baskı, zorbalık, işkence bu ülkede ayyuka
çıkmışsa; her gün cezaevlerinde ölümler oluyorsa; insanlar
diliyle, kültürleriyle, inançlarıyla ilgili ayrımcılıkla
karşı kalıyorsa sağlıktan söz edebilir misiniz?
Sağlıktan söz edemezsiniz. Sağlık dediğiniz, hastane
değil; sağlık dediğiniz, insanların hasta olmama
hâlidir. Sağlık dediğiniz, insanların geleceğe umutla
bakabilme hâlidir ve sağlık çalışanları ilk
başladığında -birçok gruptan da söylüyorum- Hipokrat'tan
söz ediyorlar, evrensel etik ilkelerden söz ediyorlar, meslek örgütünün
getirdiklerinden veya dünyada bu işte başlangıç yapanların
etik ilkelerinden söz ediyorlar ve sağlık çalışanları
en büyük insan hakları savunucularıdır ve barışın
yanındadırlar. Ve bu şekilde Türk Tabipleri Birliği Merkez
Konseyi Başkanı, Türkiye İnsan Hakları Vakfının
daha önceki başkanlığını yapan ve kurucusu Şebnem
Korur Fincancıya da buradan selam göndermek istiyorum, onu söyleyeyim.
(HDP sıralarından alkışlar)
Sağlık
Sağlığın eşitsizlikle çok ilişkisi var.
Eşitsizlik nedir? Bir, yoksulluk varsa; bir diğeri, sömürü varsa,
makas açılmışsa ve savaşlar varsa, çatışma varsa
sağlıktan söz edilemez. Niçin yoksulluk? Sadece biz söylemiyoruz,
Dünya Sağlık Örgütü uluslararası sağlık
tanımında yoksulluğu madde olarak koymuş. Peki, Türkiye'de
durum ne? Türkiye'de şu anda yüzde 50 -nüfusun büyük çoğunluğu-
yoksulluk sınırının altında; siz sağlıktan
nasıl söz edeceksiniz? Ekonomi politikaları yok, işsizlik had
safhada, çalışma koşulları kötü, güvencesizlik var,
insanlar beslenemiyor, çocuklar okula aç gidiyor, çocuklar kahvaltı
yapamıyor, yemek yiyemiyor; siz nasıl sağlıktan söz
edeceksiniz? Sayın Bakan, siz çocuk hekimisiniz; çocukların
beslenemediği bir ortamda, eşitsizliğin olduğu bir ortamda
nasıl gelecek kuracaksınız? Bunların hepsi problem. Ve
kış gelmiş, doğal gaz parası ödenemeyecek, elektrik
parası ödenemeyecek, kömür alınamayacak, insanlar aç olacak, siz
diyeceksiniz ki: Sağlığınız yerinde.
Peki, Türkiye'de durum ne?
Türkiye'de Sağlıkta Dönüşüm -Sayın Akdağ burada- bir
çöküşe dönüştü. Çöküşe dönüştü, neden? Sadece tedavi
konuşuluyor, sadece insanların hastaneye gidişi
konuşuluyor. Bakın, Türkiye'de bir hesaplama yapılmış,
geçmişte 3,2yken şu anda yüzde 10 sağlığa, hastaneye
gidiş oranı var. Bunun anlamı ne? Türkiye'de otuz sekiz günde
bir herkes hastaneye gidiyor. Bir ülkede hastaneye çok başvuru varsa,
insanlar çok hasta oluyorsa o bakanın istifa etmesi lazım. Normalde
insanların hasta olmaması lazım ama burada insanlar çok hasta
oluyorsa orada buna bakmak lazım.
Bir diğeri ne? Ya,
bütçe
Biz diyoruz ki: Bütçeyi arttıralım; insanların daha iyi
yaşaması için, insanların hastalıktan korunması ve
önlenmesi için. Ama yok. Ne oluyor? Burada yapılan işlem, daha çok
tedavi edici hizmetlere; koruyucu hizmetlere hiç para aktarılmıyor ve
geldiğimiz aşamada, neredeyse Sağlık
Bakanlığının bütçesinin büyük çoğunluğu tedavi
edici hizmetlere gidiyor. Oran yaklaşık yüzde 70, personelle beraber;
yüzde 30 korumaya kalıyor. Siz nasıl koruyacaksınız yüzde
30la? Bunu yapamazsınız
Ve Sağlıkta
Dönüşümle ne oldu? Kurumlar işletme, hastalar müşteri oldu.
Peki, büyük kara delik ne? Bu, övünülerek, şehrin en uzağında
olan şehir hastaneleri. Ya, diğer hastaneleri kapattınız,
yok ettiniz; oraya verilen para diğer hastaneden 10 kat daha fazla ve kira
bedeliyle, oradaki toplam diğer malzemeyle beraber 46 milyar lira sadece
oraya gidiyor. Peki, diğer hastanelere para gidiyor mu? Hayır. Ve
şehir hastaneleri, aslında şirket hastanelerine dönüştü.
Neden? Birçok işi orada şirketler yürütüyor, kamu yürütemiyor. Neyse
ki vazgeçilmesi düşünülüyor ama hâlâ cebimizden para çıkıyor,
gelecekte de bu para cebimizden çıkmış olacak.
Koruyucu sağlık
hizmetlerinden söz ettik. Niçin? Çünkü siz yüzde 30la insanları
koruyamazsınız, önleyemezsiniz. Esasen, en yapılması
gereken insanların hasta olmayacağı ortam yaratmak ve hasta
olmaması için de çaba harcamamız lazım ama böyle bir şey
yok.
Koruyucu sağlıkta
en büyük hedefleri neydi? Aile sağlığı merkezleri, aile
hekimliği. Aslında, aile hekimleri kamunun verdiği yerde
oturuyor ama oranın kirasını kendisi veriyor; bir işverene
dönüştürüldü, bir işletmeye dönüştürüldü ve elektrik
parası, doğal gaz parası, telefon parası, internet
parası, çalışanı, malzemesinin parasını o
veriyor. Peki, bu nasıl insanları koruyacak? Bakın, hepatit
aşısı şu anda Türkiye'de yok, hepatit B
aşısı; büyük bir sıkıntı yaşanıyor. Bir
ara verildi, Bakanlık toplandı Yerli üreteceğiz. diye, yok.
Tekrar bu sabah ben Batman'la konuştum, Mardin'le konuştum,
doğum kontrol ve anne sağlığıyla ilgili D vitaminli
birçok malzeme yok, çocuklara verilecek ilaçlar yok. Siz nasıl koruyacaksınız
insanları? İnsanlar zaten yoksulluğun, eşitsizliğin
dışında böyle bir sorunla karşı karşıya. Ve
aile merkezlerinde giderek verem takibi bile yapılamıyor. Bu, pandemi
sürecinde unutuldu ve şimdi tekrar verem hortladı ve insanlar giderek
korunamıyor, böyle bir süreçle karşı karşıya.
Şimdi, bir diğeri,
Sağlıkta kuyruklar bitti, sağlıkta kuyruklar bitti.
Hepiniz vekilsiniz, yurttaşlar, vatandaşlar da bizi dinliyor,
insanlar telefonla randevu alamıyor. Telefonla randevu alamıyor ve
merkezî bir sistem getirilmiş, randevu sistemi, Hekim Randevu Sistemi, on
dakikalık bir zaman ayrılmış, sonra ek zaman da
konulmuş; insanlar ulaşamıyor. Velev ki ulaştı, hekime
gittiğinde ultrason için bir hafta, film için yirmi gün, ameliyat için bir
ay. Velev ki ameliyat olacak, malzeme yok, belli branşlarda malzeme yok.
Niçin? Hastane alamıyor. Sonuç ne? Özele git, özele git. Ya, siz özeli
açtınız, yoksul vatandaşları oraya yönlendirmek için mi,
yoksul yurttaşların özele gidip para vermesi için mi? Neydi? Yüzde
200den fazla para alınmaz. Herkes de biliyor ki yüzde 200 değil,
yüzde 500; birçok kez daha fazla oranda para alınmakta. Ve bu sistemle
beraber ne oldu? İnsanlar randevu bulamıyorsa en rahat çözüm, acile
git; acile git ve acile şu anda gidenlerin yüzde 90ı acil değil
çünkü randevu alamıyor, oraya gidiyor ve ne oluyor? 130 milyon kişi
geçen yıl acile gitmiş. Ya, afete dönüştürdünüz bu ülkeyi,
çöküşe dönüştürdünüz. Ve Sayın Bakan dün bir tweet attı.
Yani tweetinizde şunu diyorsunuz Sayın Bakan: Bu Merkezî Hekim
Randevu Sistemi üzerinden randevu alarak uzmana görünen, herhangi bir
hastalık tanısı konmayan, tedaviye ihtiyaç duymayan çoook
hastamız var. İyi olduğumuzu doktordan duymak çok güzel, güzel
ama tedavisi geciken insanlar da var, bu hastaları düşünelim, gitmeyelim.
İyi de işte sağlıkta dönüşüm bu oldu. Neden bu oldu?
Birinci basamağı yok ettiniz, sevki yok ettiniz; insanlar birinci
basamağa uğramadan, elini kolunu sallayarak bütün hastanelere
gidiyor. Gelin, koruyucu sağlığın en önemli yeri olan
birinci basamağı ve sevk sistemini getirin. Sevk sistemi olmadığı
zaman olay, bütün hastanelere yığılma oluyor. Önemli olan,
hastalıkla mücadele, hastaya bir muayene ortamı değil ve beyaz
reform dediğiniz olay buna çözüm değil. EMG randevusu alınamıyor,
ameliyat malzemesi alınamıyor, birçok durumla halk karşı karşıya.
Diğeri şiddet;
şiddetle ilgili çıkartılan hiçbir yasa çözüm olmadı. Bir
kere bu ülkede şiddet dilini kullanan sorumlular varsa, şiddet ve
ayrımcı dilini kullanan bakanlar varsa şiddet bitmez. Bugün çeteler
artık sokaklara hâkim olmuş, çeteler her yerde bir nefret dili
kusuyor. Ve sağlıkta şiddetin nedeni dönüşümle beraber
yoksulluk, işsizlik, iş bulamama, güvencesizlik ve hastaya
müşteri gibi bakılması, bir taraftan da hekim ve
sağlık emekçilerinin sürekli aleyhinde konuşmak, onları bir
hedefe dönüştürmek. Ya, hepimizin bildiği Profesör Esin Şenol
tehdit edildi, ölümle tehdit edildi; onu tehdit eden sahte doktora
-Bakanlık doktor olmadığını öğrendi- koruma
verildi ya, bu ülkede böyle bir sistem var ya. Esin Şenol değil de
onu tehdit eden, Esin Şenolu tehdit eden kişiye koruma ve Esin
Şenolun da yanına yaklaşmasını önlemek için karar
alındı.
Şimdi, sağlık
emekçileri göçüyor. Niçin göçüyor? Ya, 27 kat arttı, artık hekimler
Türkiyede çalışmak istemiyor. Neden çalışmak istemiyor?
Ülkede zaten özgürlükler kısıtlanmış, demokrasiden
uzaklaşılmış, açlıkla karşı
karşıya, şiddetle karşı karşıya ve her gün
bir acı, travma yaşanmakta, bununla ilişkili insanlar göç
etmekte ve Tabipler Birliğinin açıkladığı rakamlara
göre her yıl giderek artıyor, her yıl giderek artıyor.
Neydi? Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki: Açık konuşuyorum,
giderse gitsinler. İşte gidiyorlar. Sorun fakülte
sayısını artırmak değil, sorun, öyle değil,
bunları tutabilmektir, bunları nitelikli bir hizmete tabi
tutabilmektir; yok. Ve var olanlarla ilgili ne yapıyorsunuz? Arşiv
taraması, güvenlik soruşturması, kanun hükmünde kararnamelerle
resmen ellerini kollarını bağlıyorsunuz ve liyakatsiz
partili yöneticileri atıyorsunuz; düğmeni ilikle, itaat et ve
sağlık hizmeti ver! Sağlık böyle verilmez ve verilemiyor.
Neden verilemiyor? Birinci basamak yok oluyor, insanlar hastalanıyor.
Eğitim
Eğitimi yok
ettiniz. Ya, bir ara herkes diyordu: Hastane, tıp fakültesi
açılsın. Sorun açılması değil nitelikli eğitim
verilmesi. Kadroları niteliksiz atıyorsunuz, neredeyse ayakkabı
numarasını vereceksiniz, onu atıyorsunuz ve insanların
sorunlarını belirleyip, onları getirip orada oturuyorsunuz.
Üniversiteler
Üniversiteler
bitti, özellikle tıp fakültesi hastaneleri; neden? Bu Merkezî Hekim
Randevu Sistemi dışında orada da mesai dışı
öğretim üyesi randevu sistemi getirdiniz. Mesai
dışıydı, mesainin içinde
Bir araştırma
yaptık, Dicle Üniversitesinde mesai dışı randevu sistemiyle
yapılan ameliyatlar gün boyu sürüyor. Bir ortopedi hastası iki hafta
boyunca ameliyat olamadığı için Sağlık
Bakanlığını arayıp Özel Kalemden rica edip ameliyat
oluyor. Böyle bir sistemle bunların hepsini bitirdiniz ve giderek
niteliksiz bir kadroyla karşı karşıya kaldık.
Bir diğeri; Bütçe,
bütçe. diyoruz
Ya, gerçekten çalışma ortamını da bozdunuz,
ekibi de bozdunuz. Eğitimde de sağlıkta da ikisinde de hikâyeniz
vardı, o hikâyeler bitti. 4/A, 4/B, 4/C diye bir sistem
getirmiştiniz, aynı kurumda çalışıyorlar, aynı
yerde çalışıyorlar, farklı maaşlar alıyorlar. Ve
siz performansla, ek ödemelerle tümüyle ekip hizmetiyle yürütülebilecek
sağlıkta çalışanların barış
ortamını bozdunuz, rekabet ortamını geliştirdiniz ve
bu getirdiğiniz sistemlerin çoğu emekliliğe yansımıyor.
Emeklilikte yaptığınız ufak düzenlemeler yetmiyor.
İnsanlar yoksulluk sınırının altında kalmayacak,
geçinecek düzeyde bir ortam istiyorlar ama hep böyle özeli teşvik ettiniz,
özelde çalışan hekim, hemşire, ebe, onları da bitirdiniz.
Ya, biz burada
ağırlıklı olarak hekimleri filan konuşuyoruz,
hemşirelerin sorunları yığınlarla, paramediklerin
sorunları yığınlarla, psikologların sorunları
yığınlarla, teknisyenlerin sorunların
yığınlarla, şoförlerin sorunları
yığınlarla. Geçen yıl da söyledim, şoför isyan etti
Bakanlığın önüne gitti ya, isyan etti Ben hastayı
taşıyamıyorum. diye. Bunlarla ilgili bir çözüm
bulmadığınız sürece sizin yaptığınız
şey göz boyama olur, gerçek sağlık sistemi olmaz.
Bu ülkede ilaç yok, ilaç.
İlaç alamıyor insanlar, bin taneden fazla ilaç yok. Euro ne kadar?
7,86 TL belirlenmiş. Euronun ne kadar olduğu belli. İlaç
alınamayan bir ortamda siz bu hizmeti veremezsiniz. Eczacılar,
hastalar, hekimler, ilaç yokluğu yüzünden perişanlar ve
antibiyotikler, kanser ilaçları bulunamıyor. Kanser ilacı almak
için dava açan insanlar var, mahkemeye başvuran insanlar var. Ya, bunlarla
ilgili bir düzenleme yapmayacak mısınız? Hiç bunlarla ilgili bir
düzenleme yapılmıyor.
Bir diğeri ana dili. Ana
diliyle ilgili sürekli konuştuğumuzda
Pandemide bir hizmet verildi,
ya bir tane ana dilinde yazılı broşür yok. Meme kanseriyle
ilgili, sigarayla ilgili, diğer konularla ilgili, hiç insan ana dilinde
bir çalışma yapmaz mı, yürütmez mi? Burada Kürt anneleriyle
ilgili, Kürt kadınlarıyla ilgili, Kürtlerle ilgili, gençlerle ilgili,
sigarayla ilgili, uyuşturucuyla ilgili hiçbir Kürtçe çalışma
yapılmaz mı? Ama kürdistandan hasta geldi, turizm hekimliğinden
söz ediyorsunuz, onun dışında hesabınıza
gelmediğinde bu işleri yürütmek istemiyorsunuz.
Ve şimdi,
konuşmamın başında da söyledim, bir diğer konu
cezaevleri. Bakın, dün yaşamını yitiren Tahir Gürdal
vardı
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla)
50 yaşında, on beş gün Diyarbakır Gazi Yaşargil
Hastanesinde kelepçeye bağlı kaldı. Akciğer kanseri ve
bırakıldıktan on üç gün sonra yaşamını yitirdi.
Şimdi, Sayın Bakan, sizle ilişkili değil ama her
koşulda insanlar -hekimlik bir insan hakları mesleğidir-
kelepçeye bağlı tedavi olmaz, kelepçeye bağlı yoğun bakımda
yatırılmaz. Mahkûm koğuşu dediğiniz yerin
insanların olabileceği bir tarzda olması lazım,
sağlıklı olması lazım. Sevklerinde, gidişlerinde,
gelişlerinde ilgili bakanlıklarla bir düzenleme yapmanız
lazım. Yapmadığınız sürece cezaevleri eza evine ve
resmen katil ortama dönüşüyor, vahşete dönüşüyor. Bunlarla
ilgili bir düzenlemenin yapılması lazım.
Ve
sağlığın geldiği ortam
Tümüyle ülkede
sağlıksızlık hâkim. Bu bütçe çözüm olmayacak.
Sağlıktan da özgürlükten de tasarruf edilemez. Ücretsiz, nitelikli,
erişilebilir, ana dilinde sağlık hizmeti verilmesi lazım.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Sait
Dede
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA SAİT
DEDE (Hakkâri) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinde Sağlık
Bakanlığına Bağlı Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığının bütçesi üzerine söz almış
bulunmaktayım.
Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığının görev tanımında
sağlık sisteminin ihtiyaçlarına göre tıbbi ürün ve
teknolojilerin geliştirilmesine yönelik AR-GE çalışmaları
yapmak, yapılmasını desteklemek, bilimsel ortam temin etmek; bu
kapsamda geliştirilen aşı, ilaç, tıbbi cihaz vesair
desteklemek gibi birçok görev sıralanmıştır. Aslında
sağlık alanında yaşanan birçok soruna çözüm bulabilecek
araştırmaları yapma, destekleme pozisyonunda olan kurumun
faaliyetlerine ve fiilî olarak sağlık alanındaki
yansımalarına baktığımızda oldukça yetersiz bir
yapıyla karşı karşıyayız. Tabii,
Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanlığının
belirlediği öncelikleri dikkate alan bir stratejik plan doğrultusunda
hareket eden bir yapıdan daha fazlası elbette beklenemez. Siyasi
iktidara bağlı enstitü olmaz, tıpkı üniversite
olmayacağı gibi, olsa da Türkiye'deki gibi bağımsız
olmaz, özerkliğini yitirir ve ticarileşir.
AKP iktidarı uzunca bir
süredir sağlık harcamalarındaki artışı yük olarak
görüyor ve her fırsatta sağlık alanındaki düzenlemelerle
sağlığı ticarileştirmeye devam ediyor. Özel bütçeli ve
özel hukuk hükümlerine tabi kurumun kuruluş amacının kamu
sağlığı değil, bilimsel çalışmaların
ticari değere dönüştürülmesi olduğu ortadadır. AR-GE
niteliği taşımayan projelere destek verilmesi, desteklenen
projelerin değerlendirilmesinde yaşanan eksiklikler, bazı özel
kuruluş ve üniversitelerden alınması gereken teminatların
alınmaması, bünyesindeki bazı enstitülerin yıllarca hiçbir
faaliyette bulunmaması gibi bulgular Sayıştay raporlarına
da yansımıştı. Bu da aslında bize iktidar eliyle bu
kurumun AR-GE adı altında uygun bulduğuna şirket kurdurmak,
geri ödemesiz hibe ve destek vermek amacıyla kurulduğu şüphesini
güçlendirmektedir. Esasında amaçları bakımından bu kadar
geniş ve önemli faaliyet ve görev alanı olan bir kurumun
bağımsız olmaması, sağlıkta bilim ve teknoloji
alanında araştırma geliştirme açısından ülkenin
oldukça geri olması, kuruma aktarılan kamu kaynaklarının
boşa gittiği kanısını oluşturmaktadır.
Ayrıca, üniversitelerdeki nitelikli kadroların yurt
dışına veya özel sektöre yönelmesine karşı önlem ve
iyileştirmelerin yapılmaması da sağlıkta bilim ve
teknoloji alanındaki bu yetersizliklere yol açan başka bir sebep
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sayın milletvekilleri,
iktidarın Sağlıkta Dönüşüm Programı ve diğer
neoliberal sağlık politikaları sonucu
sağlığın piyasalaştırılmasının
meydana getirdiği yıkım bir yandan özel hastaneleri yani
sermayeyi palazlandırırken bir yandan da halkın sağlık
hakkı çalınmaktadır. Borç batağına saplanan kamu
hastaneleri iflasa sürüklenirken, hastane doktor ve personelleri halkın
ulaşamadığı şehir hastanelerine aktarılırken
özel hastaneler büyümeye ve sağlığı satın alınan
bir metaya dönüştürmeye devam ediyor. Özetle, hastaneler işletme,
hastalar müşteri, sağlık bir meta hâline gelmiştir.
Korumaktan çok tedavi etmeyi yani aslında hasta yaratmayı ve bundan
kâr elde etmeyi temel politika olarak belirleyen AKP bu çarpık sistemi bu
ülkeye dayatmıştır.
Sayın milletvekilleri,
Türk Tabipleri Birliği verilerine göre AKPnin iktidara geldiği
2000li yılların başında 261 özel hastane varken AKP
iktidarıyla beraber özel hastaneler mantar gibi çoğalmaya başlamıştır.
AKP yöneticilerinin ve AKPye yakınlığıyla bilinen iş
insanlarının sağlık alanına ilgisi hızla
artınca TÜİK verilerine göre özel hastane sayısı yirmi
yılda neredeyse 2ye katlanarak 600e ulaşmıştır.
Şu anki güncel verilere göre Sosyal Güvenlik Kurumu ödemelerinin yüzde
50den fazlası özel hastanelere yapılmaktadır.
Türkiyede
yıllardır bir sorun olan doktor sayısının
yetersizliği, pandemi sonrası yaşanan mecburi doktor
istifaları, önemli sayıda doktorun daha insani bir yaşam için
yurt dışına gitmesi, kalan az sayıda uzman doktorun ise
özel hastanelere geçmesi, yurttaşları ya özel sağlık ya da
hiç durumuyla karşı karşıya
bırakmıştır. Üniversite hastaneleri milyonlarca
liralık borçlarla iflasa sürüklenirken kamu hastanelerinin
altyapısını güçlendirmeyerek ve teknolojilerini yenilemeyerek
-buna karşı- sağlık bütçesinin önemli bir kısmı
özel hastanelere aktarılmaktadır.
Özel hastanelerle
multimilyonerler yaratılmış, hastane sahipleri ülkenin en
zenginleri sıralamasına girmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
SAİT DEDE (Devamla)
Tamamlıyorum Başkanım.
Elbette bunun ceremesini halk
çekiyor. Kamu hastanelerinden randevu alınamıyor, üniversite
hastanelerinden randevu almak neredeyse imkânsız, sevk sistemi
kaldırılmış, katkı payları el yakıyor,
yeterli sayıda aile hekimi yok, şehir hastanelerine
ulaşılmıyor, kamu ve üniversite hastanelerinde uzman doktor
sayısı yok denecek sınıra dayanmışken özel
hastaneler yurttaşlara tek alternatif gibi gösterilmektedir. Zaman zaman
karşılaşıyoruz, köklü üniversite hastanelerinde bazı
ameliyatları yapacak uzman hekim olmadığı için hastalar
yine özele yönlendiriliyor. Sonuçta parası olan yurttaşlar özel
hastaneye giderek tedavi olabilirken yoksul yurttaşlar ise sağlık
hakkından faydalanmıyor.
Sayın Bakan, daha önce
de dile getirmiştim. On dakikalık randevu sisteminde bir doktorun
sadece fiziki muayeneye on beş dakika, yirmi dakika ayırması
gerekirken özellikle Kürt illerinde kendi derdini ana diliyle anlatamayan
hastalar için ne yapmayı düşünüyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SAİT DEDE (Devamla)
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Ayşe Acar Başaran
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Teşekkürler Başkan.
Ekranları
başında bizi izleyen değerli halkımız ve cezaevinde
rehin tutulan bütün arkadaşlarımızı saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
Evet, aslında biz uzun
bir süredir her bütçe görüşmesine çıkıp aynı şeyi
söylüyoruz ama tekrar ediyorum: Bu bütçe yine kadınların,
emekçilerin, yoksulların, gençlerin bütçesi değil. Bu bütçe, bütçe
görüşmelerinde de ifade ettiğimiz gibi, burada da defaten ifade
ettiğimiz gibi savaşın, rantın, faizin bütçesi. Bakın,
bütçe kalemleri incelendiğinde bu tablo çok net bir biçimde ortaya
çıkıyor. Sadece faize bu bütçede 666 milyar aktarılmış
ama kadın bakanlığının toplamına sadece 149
milyar aktarılmış. Yani neredeyse faize aktarılan bütçe
Aile Bakanlığının toplamına ayrılan bütçenin
neredeyse 4 katı olarak açığa çıkmış.
Şimdi, AKP hep -bunu da
ifade ettik çokça- 2002yi bir milat olarak kabul ediyor, 2002den bugüne
yaptığı düzenlemelerden söz ediyor. Evet, AKP bu süreç
içerisinde bir ileriye gittiyse kadın açısından, on yirmi
adım geriye gitmiş oldu.
Şimdi, 2002den 2011
yılına kadar, kadınların verdiği büyük bir mücadele,
AKPnin o dönem biraz demokratikleşme adımları, Avrupa
Birliğiyle uyum süreçleri derken belli adımlar atıldı ama
2011 yılından itibaren, önce Kadın Bakanlığı
lağvedildi, Aile Bakanlığının içerisine
sıkıştırıldı kadınlar. Bu süreçten beri
kadınlar bağımsız, özgür bireyler olarak değil,
ailenin bir parçası olarak tanımlanma sürecine girdi.
Kadınların yaşamını daraltmaktan, erkek egemenliği
teşvik etmekten, kadın-erkek eşitsizliğini
derinleştirmekten başka hiçbir şey yapmadı bu süreç
içerisinde. Bunu eylemlerinden, söylemlerinden ve yaşamımıza
yansımasından çok net bir biçimde görüyoruz.
AKP iktidarı uzun bir
süredir kadın düşmanı politikaları sürekli bir biçimde,
dediğim gibi, işletiyor. Kadınları bireyliğinden,
haklarından soyutlayarak kutsal aile ve kutsal annelik söylemleri
üzerinden gidiyor. Kadınlar bunu ifade ettiğinde hemen aile
düşmanı olarak lanse ediliyor, bu damgayı yiyor. Hayır,
aile bir hakikat ama ailenin de içerisinde problemler var, ailenin de
demokratikleşmesi lazım. Aile deyip aile içerisindeki bütün
suçları, problemleri görmezden gelmeyin diyoruz. Kadınlar bireydir,
çocuklar bireydir; sadece anne, bacı, kız kardeş, çocuklar,
çocuk değillerdir. ifadesini ısrarla söylüyoruz ama tabii ki ne
kadar ısrar edersek edelim bu politikalar devam ediyor.
Bakın, tabii ki bu AKP
iktidarının kadın düşmanı politikaları sadece
Bakanlıktan kadın adının çıkartılmasıyla
gerçekleşmedi. İstanbul Sözleşmesinden geri çekilme kararından
kürtajın fiilî yasaklanmasına, OHAL KHKleriyle onlarca kadın
kurumunun kapatılmasına, dördüncü yargı paketinin 13üncü
maddesindeki suçlara somut delil şartının konulmasından,
kadının beyanının -ilkesinin- neredeyse yok
sayılmasından kadın mücadelesi çoklu biçimde saldırıya
uğradı, hâlâ bu saldırıya devam ediyor.
Şimdi, bir de
biliyorsunuz, Aile Bakanı olduğu bütün platformlarda, hem ulusal hem
uluslararası platformda Meclisteki kadın temsiliyetinin
artışından söz ediyor. Evet, Meclise giren kadın
milletvekili oranı 2007de yüzde 9,1ken 2021 yılında 17,4
olmuş. Doğru, kadın temsiliyetinde bir artış var ama
bu kadın temsiliyetinin artışındaki esas öncü rolü oynayan
HDP ve kadın mücadelesini de hiç dillendirmiyor. (HDP
sıralarından alkışlar) Hatta yetmiyor, kadın
mücadelesine, partimize sistematik bir biçimde saldırı
gerçekleştiriyor ve bugün partimiz kapatma davasıyla da yüz yüze. Bu
da yetmiyor, kadın temsiliyetini Meclisten de silmeye
çalışıyor.
Semra Güzel, Leyla Güven; 2
arkadaşımız. Semra Güzel, hakkında manipülasyon yapılarak
hedef gösterildi, dokunulmazlığı kaldırıldı,
tutuklandı. Leyla Güvenin milletvekilliği düşürüldü yani
bırakın kadın temsiliyetini artırmayı, kadın
temsiliyetini azaltan bir yaklaşımı söz konusu AKP
iktidarının.
Tabii ki sadece Meclis
temsiliyetinden söz etmiyoruz, bir de yerel yönetimlerde benzer bir tablo var.
Bakın, 31 Mart seçiminde AKPnin bini aşkın adayından
sadece 25i kadınmış, sadece 25. Bunlardan sadece 6sı
seçilmiş. Bizler, HDP olarak, 2019 seçiminde seçildiğimiz 65
belediyenin 61inde eş başkanlık sistemini uyguladık. (HDP
sıralarından alkışlar) Dünyada biricik örnektir, bütün
dünyada örnek gösterilen bu sistem Türkiye'de hedef gösteriliyor. Ne
yapıldı? Belediyelerimize kayyum atandı türlü gerekçelerle, bunu
arkadaşlarımız açıklayacak. Yalanlarla, iftiralarla, suç
üreterek -bunların hiçbiri hiçbir dosyada da yok bu arada,
arkadaşlarımız açıklayacak- 22 belediye eş
başkanımız tutuklandı, kadın kurumlarının
kapısına kilit vuruldu; yetmedi Kadın kurumlarını
erkekler yönetir. diye başlarına erkekler atandı. Bununla
beraber, biz biliyoruz ki aslında bu kadın boyutuyla gerçekleşen
yansıma, bunun toplumsal yansıması da oldu, maalesef, bölgede
kadına yönelik şiddet vakalarında büyük bir artış oldu
çünkü kadınların başvuracağı, destek alacağı
mekanizmalar ortada kalmadı.
Şimdi, bir de
bakanlıklara gelelim. AKP tarihinde bakanlıklar ya bir ya iki oldu.
Bunlar da, işte, aile, kadın, sosyal işler
bakanlığı gibi belli cinsiyet rollerine göre belirlenmiş
bakanlıklar oldu. Kadınlar siyasette neredeyse hiç
Birini
çıkartıyorum, Nimet Çubukçu bir ara Millî Eğitim Bakanı
olmuş, onun haricinde Dışişleri Bakanı,
İçişleri Bakanı, Adalet, Millî Savunma gibi icraatçı
AYŞE KEŞİR
(Düzce) Çalışma Bakanı vardı, azıcık dersinizi
çalışın. Çevre Bakanı, Çalışma Bakanı
Sayayım mı?
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Devamla) Tamam, iki olsun, çok güzel, üç olsun; yirmi yıllık
tarihinizde beş olsun.
AYŞE KEŞİR
(Düzce) Ticaret Bakanı
Sayayım mı?
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Dinle, dinle!
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Devamla) Toplam gelen icracı bakanlıklar bir elin
parmağını geçmez.
Kadınlara sembolik de
olsa bir iki bayan milletvekili. diyen bu iktidardan aslında biz çok
fazla bir şey beklemiyoruz, bunun temsiliyette
kaldığını, kalacağını biliyoruz. Önlemler de
hep göstermelik bir biçimde oldu. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Devamla) 2022 verilerine göre -bakın, biz bunları Bakanlıktan
öğrenemiyoruz- Aralık ayı henüz eklenmemiş rakamlarla
Türkiyede en az 310 kadın yaşamını yitirmiş, yine en
az 222 kadın, erkek şiddeti tarafından yaşamını
yitirmiş, şüpheli bir biçimde kayıtlara geçmiş.
Aslında,
kadınların şiddet görme meselesi Türkiyede bir savaş
tablosu, bir kırımdır artık; kadın
kırımına varan bir şiddet var ama kadınlar,
şiddete defalarca uğramalarına, başvuru yapmalarına
rağmen gerekli yardımları, destekleri alamıyorlar.
İzmirde Hülya
Şellavcı kendisi katleden Kaffar Yeğin hakkında defalarca
suç duyurusunda bulunmuş, tedbir talebinde bulunmuş ama bu tedbir
talebi devam ederken katledilmiş. Yine, Yemen Akodanın
kızı, annesi katledildiğinde 50 defa şikâyette
bulunduğunu söylemiş, 50 defa; feryatlar ederek söyledi ama bu
kadın da katledildi.
Aile Bakanlığı
erkeklerle ilgili tedbir diye elektronik kelepçe getirdiklerini söylüyor ama
bu elektronik kelepçeler, maalesef, suç faili erkeklere değil,
kadınlara uygulandı bu süreç içerisinde de.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Keşke Aile Bakanı sohbet etmese
de dinlese! Sizinle ilgili konuşuluyor Sayın Bakan.
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Devamla) Biz, buradan, Bakan buradayken bir kez daha söylüyoruz: Kadına
yönelik şiddet verilerini neden paylaşmıyorsunuz? Kadınlar
koruma altındayken kaç kadın katledildi? Konuda ihmali olan, görevini
yapmayan kişilerle ilgili herhangi bir soruşturma
başlattınız mı ya da suç duyurusunda bulundunuz mu?
Bir de
sığınmaevleriyle ilgili çokça güzel işler
yaptıklarını söylüyorlar. Sığınmaevleri yetersiz,
bunu bir defa tespit edelim, hem kadın kurumları hem de biz bunu
ısrarla söylüyoruz. Bir de bu sığınmaevlerinin kabul
koşulları ve güvenlikleri açısından büyük zafiyetler var.
Bunlarla ilgili, 2017de Kastamonuda sığınmaevinde kalan Naime
K. eşi tarafından şiddet gördü ve Aile ve Sosyal Politikalar
İl Müdürlüğünün servisinde katledildi. Belki bunlar kamuoyuna
yansıyan
Çünkü bilmiyoruz, genelde kamuoyuna yansıyınca
görüyoruz. 2002 yılında Bingöldeki evinden kaçıp
İstanbulda sığınmaevine yerleşen Zeynep Topal, yine,
eşi tarafından yeri öğrenilerek evine geri götürüldü ve
katledildi. Bunlar sığınmaevlerinde oldu.
Bakın, bazı illerde
-farkında değilsiniz ama- o kadar güvenliksiz
sığınmaevleri var ki durakların toplum içerisinde, halk
içerisinde adı olmuş; Şu sığınmaevinde inelim.
diye toplum içerisinde bilinen yerler. Kadınların böyle mi
güvenliğini sağlayacaksınız? Ayrıca, bu
sığınmaevlerindeki güvenlik ve kabul koşullarının
gerçekten ne kadar problemli olduğunu biliyoruz.
Türkiyede kadına
yönelik şiddeti önleme mekanizmalarının işlememesi,
yargının kadınları suçlayan bir pozisyonda olması,
erkeklik indirimleri, beraatlar, tutuksuz yargılamalar devam ederken bir
de 2015 yılından bu yana Kürt sorununda demokratik yöntemlerden
vazgeçilmesi, savaş ve çatışma kararının
alınmasıyla beraber, Kürt coğrafyasında ayrıca
kadınlara, genç kadınlara yönelik özel savaş politikaları
uygulanıyor, özel savaş politikaları.
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Yok öyle bir şey! Yok öyle bir şey!
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Devamla) Bakın, İpek Er tecavüze uğradı, ölüme
sürüklenmesine neden olan Musa Orhan on yıl ceza aldı ve serbest
bırakıldı. Gülistan Doku hâlâ kayıp, hâlâ bulunamadı.
Gülistan Dokunun kaybedilmesinde fail olan kişi meğerse
hakkındaki tedbirlere hiç uymamış, imza atmaya hiç gitmemiş
ama kendisine tebliğ bile edilmemiş, bu konuda hiçbir adım
atılmamış. Ya, bırakın, bu ülkede bir kadın
sadece fikrini ifade ettiği için apar topar gözaltına
alınıyor, bir defa imzaya gitmesin hemen cezaevine gönderiliyor ama
bu ülkede erkekler, işte, böyle kollanıp korunuyor.
Bölgede, yine,
çalışan kadın kurumlarına gelen şikâyetlere göre,
özellikle üniformalı erkeklerin Kürt kadınlarıyla ilişki
geliştirmeye çalıştığı; cinsel, duygusal istismar
uyguladığı; kadınların bu failleri şikâyet
ettikleri durumda karakolların şikâyet almadığı gibi
durumların söz konusu olduğunu söylüyor kadın kurumları.
Ayrıca, korucu
silahıyla -bakın, bu ülkede devletin verdiği silahlarla-
kadınlar katlediliyor. Şırnak'ta Firdevs Babat, Urfa'da Aysel
Yaşar, bu biçimde koruculara verilen silahlarla katledildi.
Yine, Gözaltında Cinsel
Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosunun
yaptığı araştırmaya göre, 2021 yılında -2022
verileri de ortaya çıkar- bir yıl içerisinde 36 kadın
gözaltında cinsel tacize uğradığını fakat tek görevlinin
dahi ceza almadığını söyledi. Bununla ilgili onlarca örnek
veririz, kolluğun şiddeti, tacizi ve istismarıyla ilgili.
Maalesef, Garibe Gezer, yine bir Kürt kadınıydı, cezaevinde
işkence yapıldığına dair görüntüler de kamuoyuna
servis edildi ama bu konuyla ilgili de takipsizlik kararı verildi.
İşte, bu konularla ilgili daha onlarca örnek verebiliriz.
Şimdi, bütün bunlar
olurken, bu ülkede çocuklar için yaşam alanı
yaratılmasını savunan ne kadar kadın örgütü varsa hepsinin
kapısına kilit vurulmaya çalışıldı 2016da,
kayyumlar atandı. Bir taraftan, şu anda, Kadın Cinayetlerini
Durduracağız Platformuna kapatma davası açıldı, 25
Kasımda alanlara çıkan kadınlara saldırıldı. Bu,
bir görüntüsü ama bunlar gibi onlarca örnek gösterebilirim size.
25 Kasımda, bütün
dünyada Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası
Mücadele Günü olarak görülen günde kadınlar, kolluğun şiddetine
uğradı, gözaltına alındı, bacakları,
ayakları kırıldı. Böyle bir tabloda kadına yönelik
şiddetle mücadele ettiğinizi mi söylüyorsunuz? 25 Kasımda
-dediğim gibi- alanlara çıkanlar saldırıya
uğradı, yine yetmedi. Diğer taraftan, TJA aktivisti -Tevgera
Jinen Azad- Kürt kadın hareketi aktivisti kadın
arkadaşlarımız 14 ilde yapılan operasyonlarla
gözaltına alındı; terör kılıfı uyduruldu her
zamanki gibi, bu ülkede muhalif olan herkese terör damgası vurmak çok
kolay. Yetmedi, bakın, yine, dünyada tek örnek olan JinNews kadın
haber ajansının muhabirleri, çalıştıkları haber
ajansından aldıkları maaşlar gerekçe gösterilerek rehin
alındı. Berivan, Diren, Ceylan, Öznur ve Habibe hakkında önce
algı yaratılıp hedef gösterildiler, gözaltına
alındılar; başları eğilerek bütün kadınlara mesaj
verilmek istendi. Şimdi bizi dinlediklerini biliyorum, onlara da buradan
sevgilerimi selamlarımı iletiyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
Yine, Kobani kumpas
davası gibi birçok davayla kadın özgürlük mücadelesi yürüten
kadın arkadaşlarımız gözaltına alındı,
tutuklandı. Şebnem Korur Fincancı bir iddianın
araştırılmasını dile getirdiği için önce hedef
gösterildi, sonra tutuklandı. Dün burada Millî Savunma Bakanı
çıktı, dedi ki: Biz, bu iddialarla ilgili bir komisyon kurduk;
gitti, inceleme yaptı. Tam da bunu söylüyordu, Bu da yetmez,
bağımsız bir heyet oluşturulsun. diyordu, bunu
söylediği için rehin alındı.
Yine, Nagihan Akarsel
arkadaşımız, Jinekoloji Dergisi editörü, Süleymaniye'de 11
kurşunla katledildi. Deniz Poyraz, il binamızda katledildi, onu
karşılayan polisler İsmin ne abiciğim? diye
karşıladılar. Bütün duruşma esnasında sürekli
partimizi ve bizleri hedef aldı. En nihayetinde yine katili korumak için
götürdüler, Şakran Cezaevi kampüsüne bu dosyayı
sıkıştırdılar.
Şimdi, bütün bunlar
olurken Aile Bakanlığı ne mi yaptı? Gerçekten bizlerle,
kadınlarla dalga geçer gibi 25 Kasımda kadına yönelik
şiddetle ilgili spotlar yayınladı, kendilerinin şiddet
uyguladığı bir ortamda spotlar yayınladı.
Bakanlığın şiddete karşı spotlar
yayınladığı gün kadınlar kolluğun şiddetine
uğradı, kolluğun şiddetine! Hangi kadınlar?
İktidar politikası, sadece kendilerini değil çocukları,
LGBT+ların yaşam hakkını savunan kadınlara,
sokaklarda, meydanlarda özgürlük ve onurlu yaşam talebini haykıran
kadınlara yönelik, maalesef, istismarcılara olduğu kadar
yumuşak olmuyor. İşte, iktidarın kadına yönelik
politikası bu fotoğraf ve bunlar gibi daha onlarca örnek...
Bu politikanın zeminini
hazırladığı bir de çocuk istismarı konusu var tabii ki
kaç gündür gündemimizde, Meclis kürsüsünde de gündem oldu; aç
bırakılan, yurtlarda, evlerde, tarikatlarda istismara ve tecavüze
maruz bırakılan çocukların yaşadığı devletin
yoksullaştırma ve erkek egemen siyasetiyle doğrudan ilgili.
Ensar Vakfında, Hiranur Vakfında yaşananlar iktidarın bu
vakıflara bahşettiği güçle ilgili, bu vakıfları
denetimsiz bırakmasıyla ilgili bir durum; Hiranur Vakfında 6
yaşındaki kız çocuğunun yaşadığına
bakarsanız bunu çok net bir biçimde anlarsınız. Bunu sadece bir cinsel
istismar vakası gibi böyle genelgeçer ele almamamız gerekiyor. Bugün
medyada çıkıp çocuğun rızasından bahsedenler,
zamanında Tecavüz değil, küçüğün rızasıydı;
gayriresmî evlilik. diyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağın
temsilcisi olduğu AKP zihniyetinin yansıması; maalesef,
maalesef.
Dün bir haber daha
düştü, hatta iki haber düştü, ikisini de paylaşacağım:
Konyada lise son sınıf öğrencisi çocuk başarılı
olduğu için Okul Müdürü H.A. tarafından Seni Millî İstihbarat
Teşkilatına memur olarak alacağız. vaadiyle istismar etti.
Bu, gerçekten Türkiye'nin içerisinde bulunduğu tablo. Bugün Türkiye'de
uyuşturucu madde bağımlılığı 6-7 yaşa
indi; okulların kendisi, okullar ve çevreleri âdeta bu maddelerin merkezi
hâline gelmiş durumda.
Şimdi, Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı bu meseleyle ilgili nasıl bir açıklama yaptı?
Açıklama boyunca gerçekten biz de algılayamadık ve çok vahim bir
tablo olduğunu söylüyor ama bir taraftan da aslında, meseleyi,
işte, muğlaklaştıran yaklaşımların
olduğunu gördük.
Şimdi, zamanında
bir AKP milletvekilinin bir beyanı yine basına düştü. 13-14
yaşlarındaki çocukların Taksimde -yine bu yurtlarda kalan
çocukların- barlara götürüldüğü, hatta bazılarının
hamile kaldığına dair iddialar geldi. Yine, Dilek Ekmekçi bize
geçen senelerde ulaşmıştı, benzer iddialarda
bulunmuştu. Biz bunlarla ilgili kadın milletvekillerimizle beraber
önerge verdik; bununla ilgili ne yapıldı, hangi araştırma
yapıldı? Bilinmez. Yine, Aleyna Çakırın ölümünün
başşüphelisi Ümitcan Uygunun bu tarz çetelere dâhil olduğu,
annesinin Emniyette çalıştığına dair iddialar geldi.
Bakın, iddia diyorum, araştırılması gerektiği
için. Bu iddialar üzerine ne yaptınız? Ne yaptı bu Meclis?
Hiçbir şey. Deşifre edilmesi konusunda niye bu kadar
ısrarcısınız, onu anlamakta da zorluk çekiyoruz.
Şimdi, Bakan dedi ki:
Çok tatsız, hiç duymak istemediğimiz haberlerden biri, tüyleri diken
diken eden bir mesele. Ama biz yalnızca bunu gerçekten hissetmiyoruz, biz
öfkeliyiz; bu, siyasetin konusudur, hiç böyle siyasetüstü gibi bir tanımlamayla
bu meseleye yaklaşmamak lazım. Bu siyasetin ta kendisidir,
yaratılan siyasetin sonucudur. İşte, biz, tam da bu nedenle, bu
ülkede kadınlar, çocuklar, işçiler, emekçiler, mülteciler, engelliler
için ve onlarla birlikte bu mücadeleyi yürütüyoruz. Siyaset bizim için bu
nedenle çok önemli; burada olmak, bunun mücadelesini vermek çok önemli çünkü
bir daha söylüyorum, kadın cinayetleri de kadına yönelik şiddet
de çocuk istismarları da politiktir.
Şimdi, Bakana
sorularımız var yine. Çocuk istismarı siyasetten alakasızsa,
hepimizin sorunuysa verilen önergelere niye cevap vermiyorsunuz?
Araştırma komisyonları bu Mecliste neden kurulmuyor? 6
yaşındaki çocuk kendisine doğal diye dayatılan
istismarın ne olduğunu aylar sonra, yıllar sonra radyodan
öğreniyor. Neden okullarda toplumsal cinsiyet eğitimleri vermiyor ve
farkındalık yaratmıyorsunuz? Bakanlık çocuk
istismarına dair kaç dosyaya müdahil oldu? Müdahil olması için illa
basına mı düşmesi lazım, kadınların mücadele
etmesi mi lazım, bunu gündem yapmamız mı lazım? Buyurun,
kendiniz müdahil olduklarınızı açıklayın. Kaç davaya
müdahil oldunuz? Bunu çok merak ediyoruz. Bu, Bakanlığın görevi
değil mi?
Şimdi, AKPnin yirmi
yıldır kadına yönelik şiddet politikalarını
açıkladık, bir de gerçekten ülkede yoksulluğun
kadınlaşması mevzusu var. Bakın, yoksulluk
kadınlaşmış çünkü neredeyse
Kadın istihdamında
çok başarılı olduğunuzu ifade ediyorsunuz ama TÜİK
verilerine göre kadın işsizliği bir yılda 129 bin
artmış. Her 100 kadından sadece 18i kayıtlı ve tam
zamanlı çalışıyor, tarım sektöründe
kadınların neredeyse tamamı güvencesiz ve kayıt
dışı çalışıyor, genç kadın
işsizliği yüzde 28,3.
Bakın,
hatırlarsınız, KEFEK, 2012-2013 yıllarında toplumsal
cinsiyete duyarlı bir bütçe çalıştay düzenledi, bununla ilgili
çalışma yaptı. Onuncu Kalkınma Planına toplumsal
cinsiyet eşitliği kavramı girdi ama sonrasında
yasaklı hâle getirildi. Kadın-erkek fırsat eşitliği
denildi, bir süre sonra ondan da vazgeçildi. Şu anda tam da toplumsal
cinsiyete duyarlı bir bütçeleme, bir politika olmadığı için
kadınlar yoksulluğun en büyüğüyle karşı
karşıya. Kadınlar istihdama bu kadar
Bu yaklaşım
cinsiyetçi rollere göre de belirleniyor. Mesela ev içi bakım emeği
kadın işiymiş gibi yansıtılıyor; verilen
desteklerle, yardımlarla kadınlar istihdama katılmış gibi
yansıtılıyor ancak burada da
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Devamla) -
kadınlar yine evin içerisini hapsedilerek çocuk,
yaşlı ve engelli bakımı kadınların
sırtına yüklenerek kadınlar istihdam alanından
çıkıyor; günün sonunda, kadınlar güvencesiz,
kadınların emekliliği yok, kadınların sağlık
güvencesi yok.
Yine, aslında çoklu
problemlerle daha çok anlatılacak şey var ama
Sırf Roman
kadınların yaşadığı özgün problemler var,
ayrımcılığa uğruyorlar. Mülteci kadınların
başvuracağı mekanizma yok çünkü geri gönderilme korkusuyla
yaşıyorlar. Engelli kadınlar çoklu ayrımcılıkla
yüz yüzeler yaşamın bütün alanında. Tam bu nedenle biz üç
yıldır toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe
çalıştayları yapıyoruz ve bunun nasıl çözülmesi
gerektiği konusunda elimizde çokça veri var. Onlarla ilgili
Aslında,
dediğim gibi paylaşacaktım, çok zamanım kalmadı ama
siz de bu çalışmayı yaptınız. Eğer, gerçekten bu
ülkede kadınlar için özgür, eşit bir yaşamı savunuyorsak ki
biz bunu savunuyoruz, bunun mücadelesini vereceğiz. Kadınların
özgür, eşit, istihdama eşit katılımı, toplumsal
cinsiyete duyarlı bir bütçeyi biz yapacağız, kadınlarla
beraber yapacağız.
Herkesi saygıyla ve
sevgiyle selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Mehmet Ruştu Tiryaki
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen
sevgili halklarımız, cezaevindeki sevgili yoldaşlarım,
arkadaşlarım; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Ben bugün İçişleri
Bakanlığı bütçesi hakkında görüşlerimi sizinle
paylaşacağım. Bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları
Günü ve İnsan Hakları Günü'nde, Türkiye'de insan hakları
ihlallerinin birinci derecede sorumlusu olan Bakanlığın ve
Bakanlığın başındaki Sayın Bakanın
uygulamalarını değerlendireceğiz.
Çok ayrıntılı
şeyler söylemeyeceğim ama şunu söyleyeyim bu konuda: İnsan
Hakları Vakfı ve İnsan Hakları Derneği, dün,
Türkiye'deki hak ihlalleriyle ilgili, geldiği noktayla ilgili çok
ayrıntılı bir rapor yayınladılar. Yaşam
hakkı ihlalinden sistematik hâle gelen işkencelere, cezaevlerindeki
hak ihlallerinden mültecilerin yaşadıkları sorunlara,
kadınlardan LGBT bireylere kadar her alanda yaşanan hak ihlallerini
çok ayrıntılı anlattılar, zamanınız olursa okuyun
derim.
Şimdi, konuşmama
önce kayyumlarla başlamak istiyorum. Unutturulmak istenen kayyumlar
Biz,
kayyum siyasetini ilk günden itibaren darbe olarak nitelendirdik çünkü 27
Mayıs darbesinden de 12 Eylül darbesinden de hiçbir farkı yoktu. 27
Mayısta da 12 Eylülde de seçilmiş belediye başkanları
görevden uzaklaştırılmıştı, yerlerine asker ve
subaylar belediye başkanı olarak görevlendirilmişti,
seçilmiş belediye meclisleri de lağvedilmişti. AKP döneminde de
Sayın Bakanın döneminde de belediye başkanlarımız
görevden uzaklaştırıldı, yerlerine atanmış
valiler ve kaymakamlar kayyum olarak görevlendirildi, çoğunlukta
olduğumuz belediye meclislerinin tamamı da fiilî olarak
lağvedilmiş oldu.
Şimdi, bu arada
diyebilirsiniz ki: Kayyum siyasetinin askerî darbelerle ne alakası var?
Ben size birkaç tane resim göstereyim. Bakın, burası Diyarbakır
Büyükşehir Belediyesinin önü, Mardin Büyükşehir Belediyesi var,
diğer belediyeler var; burası da Akpınar Belediyesinin önü
-görüyorsunuz değil mi- zırhlı araçlar, askerî araçlar, yüzlerce
polis kuşatması altında belediyeler işgal edilmiş.
Daha dramatik bir şey söyleyeceğim size. Kars kayyumu belediyeye
girmeden önce ne yaptı biliyor musunuz? Bakın, dikkatli bakın;
fetih duası okuttu, fetih namazı kıldırdı Kars
Belediyesini işgal ettiği gün. İşte, siz belediyelerimizi bu
şekilde gasbettiniz, bu şekilde ele geçirmeye
çalıştınız.
Kayyumların
hırsızlıklarından, yolsuzluklarından
bahsetmeyeceğim; bizim anlatmamıza gerek yok, yüzlerce
Sayıştay raporu var bu konuda ve bir kısmı bu
hırsızlık ve yolsuzluklar nedeniyle görevden
uzaklaştırıldı İçişleri Bakanlığı
tarafından çünkü artık mızrak çuvala sığmıyordu
ama sakın görevden uzaklaştırılıp, el etek çektirilip
bir yere gönderildiğini düşünmeyin. Örneğin Mustafa Yaman,
yolsuzluk nedeniyle hakkında soruşturma olan; daha önce usulsüzlük
nedeniyle hapis cezası almış, cezası ertelenmiş
Mustafa Yaman şimdi yolsuzlukları, hırsızlıkları
araştırsın diye İçişleri Bakanlığında
mülkiye başmüfettişi yapılmış; yakışır
Sayın Bakana(!) [HDP sıralarından Yakışır(!)
sesleri, alkışlar(!)]
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Yakışır, yakışır(!)
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Şimdi, belediye başkanlarımız
hakkında bırakın kesinleşmiş bir hapis
cezasını, bırakın soruşturmayı, henüz hiçbir
soruşturma yokken onları görevden aldınız; hiçbir
soruşturma yok, hiçbir dava yok. Peki, belediye başkanı AKPli
olunca bakalım Sayın Bakan ne yapmış?
Bakın, Şırnak
1. Ağır Ceza Mahkemesi AKPli 2 belediye başkanını
yargılıyor, belediye başkanlarına tabii ki, yolsuzluktan üç
yıldan dört yıl beş aya kadar hapis cezası veriyor. Mahkeme
İçişleri Bakanlığına yazı yazıyor. Ne için?
Görevden alın. diyor aslında. Peki, İçişleri Bakanı
ne yapıyor? AKPli Uludere Belediye Başkanı Sait Ürek ve AKPli
Hilal Belediye Başkanı Cevher Benekle her zaman
yaptığı gibi hatıra fotoğrafı çektiriyor
Sayın Bakan. [HDP sıralarından alkışlar(!)]
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Yakışır(!)
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Neden? Çünkü Sayın Bakan, siz,
masumları değil, suçluları seviyorsunuz çünkü siz, suçlularla
fotoğraf çektirmekten özel bir haz alıyorsunuz. Çok değil, emin
olun, en geç altı ay sonra kayyum siyasetinize son vereceğiz,
altı ay sonra darbe rejiminize son vereceğiz; altı ay sonra
seçilmiş belediye başkanlarımızı davullarla,
zurnalarla, halaylarla görevlerine iade edeceğiz. (HDP sıralarından
alkışlar)
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Kiminle yapacaksınız bunu? Ortaklarınız kim?
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Sayın Bakan, ülkemizin kalıcı bir
OHAL rejimiyle yönetildiğinin canlı kanıtısınız
siz. Sizin Bakanlığınızda, sizin döneminizde demokratik protesto
hakkı tamamen askıya alınmış durumda.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Hangi ittifakla yapacaksınız bunu? Hangi ittifak,
hangi ittifak?
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Siyasi partiler yürüyüş mü yapacak; hemen
yasaklıyorsunuz. Kadınlar gece yürüyüşü mü yapacak; hemen
yasaklıyorsunuz. Köylüler toprağına mı sahip çıkacak;
hop, bir yasak kararı. İşçiler greve mi gidecek; hemen bir yasak
kararı. 25 Kasımda, 8 Martta kadınlar bir etkinlik mi
gerçekleştirecek; hemen yasak kararı. 10 Ekimde, Gar katliamında
yaşamını yitirenlerin yakınları bir anma mı
gerçekleştirecek; hemen yasak kararı. Bin beş yüz gün süren
yasak kararları var, bin beş yüz gün. Hakkâride, Vanda darbeden bu
yana bütün gösteri yürüyüşleri, toplantı, her tür protesto hakkı
yasak. Daha ilgincini söyleyeyim, bakın, 2021de bir kampanya
yürütmüştük: Herkes için aş, herkes için iş Herkes İçin
Adalet kampanyası. Batman Valisi bizim, bu kampanya sırasında
bu sloganların yer aldığı afişleri asmamızı
engelledi. Neden? Çünkü vatandaşta Adalet yok. algısı
yaratabilirmiş. Yasak buraya kadar geldi, her şeyi yasakladınız
Sayın Bakan, siz ve emrinizdekiler. Sadece demokratik protesto
hakkını değil, bakın, her şeyi yasakladınız.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU PKKya verirsiniz!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Bu yaz dört ay içerisinde onlarca konseri,
onlarca festivali yasakladınız; gençlerin müzik dinlemesine bile
tahammülünüz yok. Yasaklarla mücadele edecektiniz, şimdi, yasakların
içerisinde debelenip duruyorsunuz, iktidarınızı böyle
sürdürüyorsunuz.
Daha ilginç bir örnek
vereyim: Bakın, hiçbir mahkeme kararı olmadan milletvekillerinin yurt
dışına çıkışını yasaklıyor
Sayın Bakan keyfî biçimde. Bir milletvekili pasaportuyla yurt
dışına çıkamıyor. Neden? İçişleri
Bakanı istemiyormuş. İşte, yasağın
sınırı bu kadar. (HDP sıralarından alkışlar)
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Perukla yakalandı, perukla.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Şimdi, bir konuya daha temas edeceğim:
Uyuşturucu meselesi.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Ya, ne yapalım, yasaklamasak perukla
çıkıyorsunuz.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Bakın, 90lardan sonra Türkiye ikinci kez
uyuşturucuyla anılır oldu.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Sakal bıraksanız da yakalıyoruz, peruk
taksanız da. Affı yok, isterseniz peçe takın.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Düşünün, Latin Amerikadan Güney Amerikadan
gelip Avrupada satılacak uyuşturucu İspanyada, Portekizde,
İtalyada, Fransada, Yunanistanda bütün Akdeniz ülkelerinde değil,
binlerce kilometre geçip Türkiyeye getiriliyor, Türkiye üzerinden Orta
Doğuya Avrupaya satılıyor.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen uyuşturucuyu PKKya sor, oradaki
arkadaşlarına sor.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Siz, bakmayın, Bakanı dinlemeyin.
Terörö, terörö, terörö. diyecek.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen PKKya sor, PKKya!
(HDP sıralarından
gürültüler)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Elini kaldırma, elini kaldırma!
BAŞKAN Sayın
Bakan...
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Bütün dünya biliyor, arkadaşlar, bütün dünya
biliyor.
Türkiye'yi uyuşturucu
üssü hâline getirmiştir Sayın Bakan; nokta, bitti. (HDP
sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Elini kaldırma! Sen PKKya sor! (HDP
sıralarından gürültüler)
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Uyuşturucunun sonunu getirince kaynakları
azalıyor PKKnın.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Şimdi, bunun böyle, sakın şey
olduğunu düşünmeyin, Sedat Pekerin itiraflarıyla falan ortaya
çıktığını düşünmeyin.
SALİH CORA (Trabzon)
Uyuşturucu deyince akla PKK gelir.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Sevgili Timur Soykan, henüz Sedat Peker konuşmadan
önce bütün ayrıntılarını yazdı, bu trafiğin
Avrupadaki büyük operasyonlar sonucu Türkiye'ye nasıl geldiğini
yazdı ama Sayın Bakan ve İçişleri Bakanlığı
bununla ilgilenmedi. Neyle ilgilendi? 300-500 torbacıyı yakalayarak
uyuşturucuyla mücadele edeceğini sanıyor, edemiyor; hepimiz buna
tanığız.
SALİH CORA (Trabzon)
Sen PKKya sor bunları ya, PKKya sor!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Şimdi, bakın, bir konuya daha temas
edeceğim. Diyarbakır Milletvekilimiz Semra Güzel, İstanbulun
ortasında bir sosyal tesiste gözaltına alındı.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Nasıl alındı?
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Gözaltına alındığında
milletvekiliydi hâlâ, milletvekili ama Sayın Bakanın da Sayın
Bakanın emrindekilerin de ne Türkiye Büyük Millet Meclisine ne de milletvekillerine
zerre kadar saygısı olmadığı için ne yaptılar?
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Nasıl alındı, perukla mı?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Beraber Anayasayı değiştirin, kayyumu
kaldırın.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Aktif bir milletvekilinden bahsediyoruz. Ters
kelepçeyle kelepçelediler, boynunu eğmeye çalıştılar ama
Semra Güzelin boynunu eğemezler. Neden? Çünkü biz öyle bir gelenekten
geliyoruz ki
(HDP sıralarından alkışlar)
(İçişleri
Bakanı Süleyman Soylunun fotoğraf göstermesi)
SALİH CORA (Trabzon)
Semra Güzel orada, bak.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Bak, bak, Semra Güzel orada, bak.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Biz Kürtlerin piri Seyit Rızanın
geleneğinden geliyoruz, hiçbir Kürtün başını, boynunu
eğemeyeceksiniz. (HDP sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon)
Ruştu Bey, bak, Semra Güzel orada, bak, bak, bak.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Arkana bak, arkana bak!
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Bak, bak!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Peruğa Semra Güzelin ihtiyacı yok.
(HDP sıralarından
gürültüler)
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Peruk takacaksa Sayın Bakan taksın,
Semra Güzel hayatı boyunca peruk takmadı. (HDP sıralarından
alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon)
Bak, bak, Sayın Güzele bak!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Şimdi, Semra Güzel gözaltına
alındığında Sayın Bakan bir tweet attı.
Şöyle diyor: Sayın Kılıçdaroğlu sana üzücü bir
haberimiz var. HDPKKlı Semra Güzel enselendi.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Güzel çıkmış mı, bir bak!
SALİH CORA (Trabzon)
Bak, kimin yanında ya!
BAŞKAN
Arkadaşlar, biraz sakin, lütfen
Biraz sakin
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Güzel, sahte pasaport ve A.G. isimli Göçmen
Kaçakçısı ve örgüt propagandası yapan kişi ile Edirneye
giderken MİT ve İstanbul Emniyetinin başarılı operasyonu
ile yakalandı. Şimdi, Semra Güzelin gözaltına
alınması ile Sayın Kılıçdaroğlu arasında
nasıl bir ilişki var, nasıl bir ilişki kurdu, anlamak
mümkün değil; biz o zekâ seviyesine sahip değiliz. Ama ben size
şunu söyleyeyim mi, bakın, Semra Güzelin dokunulmazlığının
kaldırılması için
SALİH CORA (Trabzon)
Bak, bak, Semra Güzelin fotoğrafı var! Orada, bak, bak!
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Bak, bak, orada, orada!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Fotoğraflara geleceğim, merak etme, hiç
merak etme.
Sayın Kemal
Kılıçdaroğluyla ilişki kurmaya
çalıştınız ya
Bakın, ana muhalefet partisi, Semra
Güzelin dokunulmazlığının kaldırılması için
oy kullandı; Kemal Kılıçdaroğlunun partisi Semra Güzelin
dokunulmazlığı kaldırılsın. demedi.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Biz söyledikten sonra! Sonra, sonra!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Ama neden? Tek işiniz algı operasyonu,
başka hiçbir şey yapmıyorsunuz ama sorun, başka bir
şey.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Ama algı değil ya, gerçek! Fotoğraflar sahte mi?
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Bakın, sanırsınız memleketin
sınırları eleğe çevrilmemiş, sanırsınız
bu Hükûmet döneminde dünyanın dört bir yanından çeteler, sözde cihatçılar
elini kolunu sallayarak Türkiye üzerinden Iraka, Suriyeye gitmemiş; bir
tek kaçak Semra Güzel, Semra Güzel yakalanmış. Ya, memleketin
sınırlarını eleğe çevirdiniz Sayın Bakan,
eleğe çevirdiniz. (HDP sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon)
Semra Güzel dağa niye çıktı? Semra Güzel dağa niye
çıktı? Silahların gölgesinde nasıl bir aşk
yaşadı? Öyle bir şey var mı ya!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Salih Cora, bir dinlemeyi öğren! Salih Cora
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Şimdi, ben Sayın Bakan döneminde yurt
dışına kimlerin elini kolunu sallayarak
kaçtığını söyleyeceğim. Sezgin Baran Korkmaz
kaçtı, kaçmadan Sayın Bakanla görüştüğü iddia edildi. (HDP
sıralarından alkışlar)
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Yüzünü saklama, yüzünü! Yüzünü saklama, yüzünü saklama!
ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Hadi bakalım onu da fotoğrafla!
Hadi bakalım onu da fotoğrafla!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Sedat Peker kaçtı, hatta
kaçışı için Sayın Bakanın Reşat
Hafızoğlu üzerinden haber gönderdiği söylendi. Gazeteci Cemal
Kaşıkçının katilleri elini kolunu sallayarak, gizlice
değil, pasaportlarıyla -belki diplomatik pasaportlarıyla- elini
kolunu sallayarak çıktı. Çiftlik Bank
dolandırıcısı binlerce kişiyi dolandırdıktan
sonra elini kolunu sallayarak kaçtı. Thodex
dolandırıcısı kaçtı.
TÜLAY KAYNARCA
(İstanbul) Yakalandı.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Cinayet azmettiricisi olduğu iddia edilen
Galip Öztürk kaçtı. Antalya Adliyesinin İcra Müdürü 13 milyon lira
çarparak kaçtı.
PERO DUNDAR (Mardin)
Zehranın eşi de kaçtı.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Tuğba nasıl gitti, onu anlat.
SALİH CORA (Trabzon)
Hepsi yakalandılar
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Geldi onlar, geldi.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Tuğba niye gitti, onu anlat.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) İllegal bahis kumar çetelerinden Derkan
Başer diye birisi kaçtı. 7 kişinin katil zanlısı
kaçtı. Gri pasaportla yurttaşları yurt dışına
kaçıran AKPli belediyelerden hiç söz etmeyeceğim.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan)
Bir Semra kaçamadı.
SALİH CORA (Trabzon)
Bir Semra kaçamadı, öyle mi? Bir Semra Güzel kaçamadı.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Şimdi, bütün suçlular elini kolunu
sallayarak yurt dışına kaçacak, bir kısmına Sayın
Bakanın yol verdiği yönünde iddialar olacak ama Sayın Bakan
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Albümün geldi, albümün.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla)
aktif bir milletvekilini İstanbulda
gözaltına almasından kahramanlık çıkaracak.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Soylu, albümün geldi, albümün.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Her şeyin çakması olur da koskoca
İçişleri Bakanlığının, Emniyet Genel
Müdürlüğünün, MİTin çakma kahramanlara ihtiyacı olur mu?
(HDP milletvekilleri
tarafından fotoğraf gösterilmesi)
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Bak, bak, bak
SALİH CORA (Trabzon)
Siz oraya bakın, oraya, oraya.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Batan geminin malları bunlar.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Şimdi, arkadaşlar, bakın, çok
önemli bir şey söyleyeceğim: Şimdi, Semra Güzel niye
tartışıldı bu kadar anımsıyor musunuz?
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Batan geminin malları bunlar.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Niçin dokunulmazlığı
kaldırıldı, niçin gözaltına alındı, niçin
tutuklandı?
SALİH CORA (Trabzon)
Bak, bak, fotoğraflara bak; siz oraya bakın.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ
(Devamla) Sayın Bakan, gözaltına alınmasını
nasıl kahramanlık mertebesine çıkarmak istedi?
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Batan geminin malları
Buyurun.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Niçin yapıldı bütün bunlar
hatırlıyor musunuz? Elinde tuttuğu fotoğraflar yüzünden.
Bakın, Semra Güzelin sadece fotoğrafları gerekçe gösterilerek
dokunulmazlığı kaldırıldı ve
Milletvekilliği düşürülsün. dendi.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hangi fotoğraflar, hangi fotoğraflar?
TÜLAY KAYNARCA
(İstanbul) Hangi fotoğraflar?
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Tek, bir örgüt üyesiyle olan
fotoğraflarından dolayı Semra Güzelin
dokunulmazlığı kaldırılsın, vekilliği
düşürülsün. diyeceksiniz
SALİH CORA (Trabzon)
Siz dağdaki fotoğraflarınızı da göreceksiniz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir)
Normal bir fotoğrafı yok ki zaten
SALİH CORA (Trabzon)
Sizin dağdaki fotoğraflarınızı göstereceğiz
şimdi, dağdaki fotoğraflarınızı. Sizin de
dağdaki fotoğraflarınızı göstereceğiz.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla)
albümü suç örgütü liderleriyle, tacizcilerle,
tecavüzcülerle, uyuşturucu satıcılarıyla dolu hepsinin
idolü olan İçişleri Bakanından kahraman
çıkaracaksınız, öyle mi? Alın size kahraman! (HDP
sıralarından alkışlar)
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Semra Güzelin başka fotoğrafı yok ki, hep
dağda!
SALİH CORA (Trabzon)
Sizin dağdaki fotoğraflarınız nerede? Dağdaki
fotoğraflarınızı çıkarın!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Şimdi, size 2 tane cinayetten
bahsedeceğim arkadaşlar.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Semra
Güzel fotoğrafı nerede çektirmiş, kiminle çektirmiş? Bir
cevap versene!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Niye gerçekleri dinlemiyorsunuz ya? Ne
bağırıyorsunuz ya? Dinleyin bir!
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Dağ manzaralı olanlar yok mu, dağ manzaralı
olanlar? Onları da gösterin!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Bir tanesi, Deniz Poyraz cinayeti. Bakın,
bir katil, tasarlayarak, günlerce keşif yaparak, yirmi dört saat polis
gözetiminde olan İzmir il binamıza giriyor, bir çalışma
arkadaşımızı katlediyor, delilleri ortadan kaldırmaya
çalışıyor, bina içerisinde kat kat geziyor, yarım saat-bir
saat sonra dışarı çıkıyor ve gözaltına
alınıyor. Şimdi, Sayın Bakanın emrindeki güvenlik
görevlileri bu süre boyunca yalnızca izliyorlar. Katil binadan
çıkarken bir polis onu kucaklıyor, ters kelepçe takmıyor,
boynunu eğmiyor. Polis memurları Ağabeyciğim, adın
ne? diyor. Şimdi, sizin, Komisyonda, Genel Kurulda ve sosyal medyada
hedef gösterdiğiniz partimizin binasına elinde silahla giren katile
işte o yüzden polis memuru Ağabeyciğim, adın ne? diye
hitap ediyor çünkü siz bunu fiilen teşvik etmiş oluyorsunuz.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Bak, bak! Arkaya bak, arkaya bak!
SALİH CORA (Trabzon)
Bak, bak!
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Asıl albüm burada, burada! Albüm burada!
SALİH CORA (Trabzon)
Arkadaşına bir daha bak! Arkadaşların dağda!
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Bak, gör!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Teknoloji ne kadar güzel bir şey, değil
mi Sayın Bakan? Biz bunları teknoloji sayesinde öğreniyoruz ama
Sayın Bakan, siz teknolojiden rahatsızsınız.
SALİH CORA (Trabzon)
Arkadaşlarınız hep dağda!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Bu görüntüler ortaya çıkmasın,
yayınlanmasın diye bir genelge yayınladınız. Ne
dediniz?
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Suratını saklama, suratını saklama!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Polislerin güvenliği için, hiç kimse
polislerin operasyonlarını telefonuyla kayıt altına
alamaz. dediniz. Dediniz, değil mi? Genelge yayınladınız.
Allahtan Danıştay vardı, bu genelgeyi iptal etti ve şimdi
herkes her türlü hukuksuzluğunuzu kameraya çekebiliyor.
Deniz Poyrazın katilini
on sekiz saat içerisinde tutukladınız. Gözaltı, Emniyet ifadesi,
savcılık, sulh ceza hâkimliği; toplam on sekiz saat. Hiçbir
ilişkisini araştırmadınız, neden? Ucu kime
dokunacaktı, SADAT'a mı dokunacaktı, devletin derin
dehlizlerindeki birilerine mi dokunacaktı? Suriyede, El Babda, Azez'de,
bilmem nerede, askerî alanlarda bu katilin fotoğrafı çıktı,
neden araştırmadınız Sayın Bakan, neden
araştırmadınız? Katilin karanlık ilişkilerin bir
parçası olduğu yönünde, SADAT'la ilişkisi olduğu yönünde
ciddi kuşkular olan bir atış poligonunda aylarca silahlı
eğitim aldığı ortaya çıktı, neden
araştırmadınız Sayın Bakan? Neden o poligonla ilgili
hiçbir şey yapmadınız? Zengin bir ailenin çocuğu
değildi ve o arada işsizdi, aylarca beş yıldızlı
otellerde kalmış, bu otellerde kimlerle kaldı, kimler finanse
etti, neden araştırmadınız Sayın Bakan? Bu cinayetin
ucunun kimlere dokunma ihtimali var? Bir tweet attığı için
sekiz gün gözaltında tutuyorsunuz eski bir milletvekilimizi.
(İçişleri
Bakanı Süleyman Soylunun fotoğraf göstermesi)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sizi böyle olmaktan kurtardım, dua edin.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) - Neden on sekiz saat içerisinde, yirmi dört saat
geçmeden HTS kayıtlarını incelemediniz? Neden Bunun
arkasında kim var? diye incelemediniz? Neden apar topar bu katili tek
başına gözaltına alıp tutukladınız, yanında
hiç kimseyi gözaltına almadınız, neden? Çünkü ucu size dokunacak
diye korkuyorsunuz.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Hadi oradan! Çok zorlama!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) - Bakın Sayın Bakan, Solingen
katliamını herkes biliyordur, hepiniz biliyorsunuz.
SALİH CORA (Trabzon)
Onun da sorumlusu biz miyiz(!)
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) 29 Mayıs 1993 tarihinde Almanyanın
Solingen şehrinde bir Türk aile Durmuş ve Mevlüde Gençin evi
Neonaziler tarafından kundaklanmış, ailenin 5 üyesi Gürsün
İnce, Hatice, Hülya, Saime Genç ile Gülistan Öztürk yaşamını
yitirmişti. 4 aşırı sağcı Alman tarafından
gerçekleştirilen bu katliama karşı Avrupanın dört bir
yanında, Türkiyenin dört bir yanında anma etkinlikleri
gerçekleştirildi. 2008 yılından bu yana Türk-Alman
Sağlık Vakfı tarafından bu aileye ithafen Genç Ödülü
veriliyor. 5 yakınını kaybeden Mevlüde Genç, önceki ay, 30 Ekim
tarihinde vefat etti, cenazesi memleketi Samsunda defnedildi; Allah rahmet
eylesin, mekânı cennet olsun.
Benzer bir katliam Türkiyede
yaşandı. Konyanın Meram ilçesinde 12 Mayıs 2021 tarihinde
Keleş ve Çalık ailelerinin ırkçı saldırısına
uğradı Dedeoğlu ailesi. Irkçı diyorum çünkü telefon
konuşmalarının tamamı Dedeoğlu ailesinin
Kürtlüğüne vurgu yapıyordu, ırkçı saldırı diyorum
çünkü ilk saldırı esnasında saldırganlar ısrarla Biz
ülkücüyüz, sizi yok edeceğiz. diyordu.
Sayın Bakan, bunu size
söylüyorum, o fotoğraflardan daha önemli bir şey söyleyeceğim.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Yalan söylüyorsun, istismar ediyorsun, bölücülük
yapıyorsun!
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Sensin
yalancı! Yalan makinesisin sen!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Sayın Bakan, size söylüyorum, ben size
söyleyeceğim: Bakın, aile 4 Temmuz günü resmî tikli
hesabınızdan size 1 kez doğrudan başvurmuş; burada
arkadaşlar, bütün kayıtlar burada. (HDP sıralarından
alkışlar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Başaramadınız, kirli emellerinizi
başaramadınız!
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Aldın mı cevabını, aldın mı!
Hadi! Ahlaksız!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Sayın Bakana, katliamdan önce, 4 Temmuzda
mavi tikli hesaptan başvurmuş, 5 Temmuzda 3 kez başvurmuş,
6 Temmuzda 2 kez başvurmuş, 7 Temmuzda Bakana 2 kez
başvurmuş, 10 Temmuzda 1 kez başvurmuş, 13 Temmuzda 1 kez
başvurmuş, 18 Temmuzda 1 kez başvurmuş. Ne yapmış
Sayın Bakan?
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Ne Sayını ya! Ne Bakanı ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU LGBTci seni! Cinsiyetsiz! Küfretme, oradan küfretme!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Hiçbir şey yapmamış. Bakın,
aile saldırıdan önce, 14 Mayıs günü CİMERe
başvurmuş bu katliamdan önce, 12 Temmuzda Cumhurbaşkanlığına,
Adalet Bakanlığına ve Konya
Başsavcılığına bu başvuruyu göndermiş.
SALİH CORA (Trabzon)
Oradan size ekmek çıkmaz, istismar ediyorsun, oradan size ekmek
çıkmaz!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Dedeoğlu ailesinin avukatı 17 Haziran
2021 tarihinde, bu katliamdan önce Konya Cumhuriyet
Başsavcılığına başvurmuş.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU İstismar ediyorsun! Yalan söylüyorsun!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Şüphelilerin tutuklanmasını
istemiş, olay tarihindeki HTS kayıtlarının tespitini
istemiş.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Bitiriyorum.
Şüpheliler tehditlerine
devam ediyor. Uzaklaştırma ve koruma kararı alınsın.
demiş. Siz hiçbir şey yapmamışsınız, emrinizdeki adli
kolluk hiçbir şey yapmamış ve Dedeoğlu ailesi
katledilmiş.
SALİH CORA (Trabzon)
Yalan konuşuyorsunuz, yalan konuşuyorsunuz!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Şimdi buradan soruyorum: Bu olayın
aynı Solingen faciasından önce Almanyada yaşansaydı, o aile
İçişleri Bakanlığına başvursaydı, o aile
Alman Şansölyesine başvursaydı, o aile Solingen
savcılığına başvursaydı ve buna rağmen o
katliam gerçekleşseydi ne diyecektiniz? Hepsine Bu cinayete
ortaksınız. diyecektiniz. Biz de Sayın Bakana söylüyoruz: Bu
cinayete ortaksın, engellemedin. (HDP sıralarından
alkışlar)
KEMAL PEKÖZ (Adana) Ortak
değil, başsorumlu, başsorumlu; başsorumlusu!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Hiç kimsenin kuşkusu olmasın;
Sayın Bakana da, bu cinayetlerin arkasında olan herkese de mutlaka
hukuk önünde hesap soracağız diyorum, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Rıdvan Turan
Sayın Turan
Arkadaşlar, benim sesim
duyulmuyor mu?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Az duyuluyor, az.
BAŞKAN Az mı
duyuluyor?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Az duyuluyor.
BAŞKAN Kürsünün sesini
yükseltin arkadaşlar.
Buyurun.
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN
(Mersin) Sayın Başkan, değerli üyeler; buna ben ahir zaman
alameti diyorum. Biz bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak
İçişleri Bakanına eleştiriler yöneltiyoruz, o bize muhtelif
fotoğraflar çıkarıyor. Ya, senin vazifen, bizim
yaptığımız eleştirilerde haklılık var
mı yok mu, bir bunlara cevap ver.
SALİH CORA (Trabzon)
Eleştiri değil, hadsizlik yapıyorsun!
RIDVAN TURAN (Devamla) Sen
bize ne fotoğraf gösteriyorsun! O gösterdiğin fotoğraflarla ne
yapıyorsan git kendin yap. Biz bu ülkede yaşıyoruz, bizi siz
yönetiyorsunuz; bizi siz yönettiğiniz için de bunun hesabını biz
sizden soruyoruz.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Problem PKKyla olan ilişkiniz!
(HDP sıralarından
gürültüler)
RIDVAN TURAN (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bakın, şu anda şöyle bir dönem
yaşanıyor.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Hepiniz PKKnın elemanısınız!
BAŞKAN Sayın
Bakan, lütfen
Sayın Bakan, rica ediyorum
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, Bakan
HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Biz elemanıysak
Devlet bize
maaşımızı ödüyor. Devlet baş edemiyor demek ki,
değil mi?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bırak edebiyat yapmayı!
RIDVAN TURAN (Devamla) Bu
ülkede Süleyman Soylunun
BAŞKAN Rıdvan
Bey, devam edin.
RIDVAN TURAN (Devamla)
Bakan susacak mı?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Siz Bakana hitaben konuşuyorsunuz.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Yani sizin arkadaşlar laf atınca Bakan
Sussun
arkadaşlar!
SALİH CORA (Trabzon )
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanıyla nasıl
konuşulacağını bilsinler ya!
RIDVAN TURAN (Devamla)
Bakan laf attığı için arkadaşlar konuşuyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hayır, Bakana hitaben konuştuğunuz için size
RIDVAN TURAN (Devamla)
Arkadaşlar, sakin olun, herkes sakin olsun.
Bak şimdi, bak,
Türkiyede 1920 model bir iç güvenlik anlayışı var, ben bunu hep
söylüyorum. 1920 model iç güvenlik anlayışının sebebi neydi
biliyor musunuz? Osmanlının 2 buçuk milyon askerinin Birinci Dünya
Savaşında telef(*)
olmasıydı ve yaklaşık 3 milyon kilometrekarelik
alanının da elinden gitmiş olmasıydı.
ÜMİT YILMAZ (Düzce)
Telef değil, şehit, şehit!
RIDVAN TURAN (Devamla) Bu
sebeple dedi ki münevverler, devleti yönetenler: Ya, bir reaksiyondu bu toprak
bütünlüğünü korumak adına. Fakat toprak bütünlüğünü korurken
Ermenilerin başına ne geldiğini, Rumların başına
ne geldiğini, Alevilerin başına ne geldiğini ve nihayetinde
yani bu ülkeyle kader birliği etmiş olan Kürtlerin başına
ne geldiğini hep beraber görüyoruz. Görüyor muyuz? Evet, görüyoruz.
Şimdi, mevzuya bu zaviyeden bakacak olursak değerli hazırun,
bak, 1920 model bir güvenlik anlayışıyla cumhuriyetin 2nci yüzyılında
Biz ekonomik olarak şöyle olacağız, politik olarak böyle
olacağız. demenin anlamı yok. Bu güvenlik ve istihbarat
kavrayışı ve anlayışıyla buradan ileriye bir
adım atmanın yöntemi yok. Bak, bunu niye söylüyorum? Şimdi, bu
İçişleri Bakanının emrindeki Emniyet Genel
Müdürlüğünden Meclise gelen şeyler var.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, bu söylediği kanuna
aykırıdır. Bu, kanuna aykırıdır.
RIDVAN TURAN (Devamla)
Şimdi, ne diyor, bak.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU İstihbarat Komisyonundaki bir değerlendirmeyi
burada açıklamak kanuna aykırıdır, kanuna
aykırıdır, kanuna aykırıdır! (HDP
sıralarından gürültüler)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, böyle bir müdahale usulü
yok!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU İstihbarat Komisyonundaki bilgiler gizlidir,
tahrif ederek açıklıyor.
SALİH CORA (Trabzon)
Bir sırrı ifşa ediyor, bir sırrı ifşa ediyor!
RIDVAN TURAN (Devamla)
Bizim partimize
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sen devam et, devam et.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, tahrif ederek
açıklıyor.
SALİH CORA (Trabzon)
Başkanım, bir sırrı ifşa ediyor!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Tam da siz, bunun için PKKnın
adamısınız!
RIDVAN TURAN (Devamla)
Partimize yönelik küfürlerden bahsedeceğim.
SALİH CORA (Trabzon)
Kanuna aykırı davranıyor, bir suç icra ediyor!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, açıklayamaz!
RIDVAN TURAN (Devamla) Bak,
şimdi
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, açıklayamaz!
BAŞKAN Sayın
Bakan
SALİH CORA (Trabzon)
Müdahale etmeniz lazım Sayın Başkan!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, açıklayamaz!
BAŞKAN Sayın
Bakan, müsaade edin.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Kanunen suçtur, açıklayamaz!
RIDVAN TURAN (Devamla)
Açıklarım.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Açıklayamaz, öyle bir şey olamaz!
RIDVAN TURAN (Devamla) Bize
ettiğin küfürlerden bahsedeceğim sana!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, açıklayamaz!
BAŞKAN Sayın
Bakan
RIDVAN TURAN (Devamla) Bize
ettiğin küfürlerden bahsedeceğim sana!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, açıklayamaz!
RIDVAN TURAN (Devamla) Bize
ettiğin küfürlerden bahsedeceğim!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Siz terör örgütü olarak bu bilgileri terör örgütüne
veriyorsunuz!
SALİH CORA (Trabzon)
Başkanım, bir sırrı ifşa ediyor, doğru
değil!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Açıklayamazsınız!
Açıklayamazsınız! Açıklayamazsınız!
RIDVAN TURAN (Devamla)
Sakin
Sakin
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, açıklayamaz!
RIDVAN TURAN (Devamla)
Süleyman Soylu, sakin ol, otur!
BAŞKAN Sayın
Bakan, müsaade eder misiniz!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, açıklayamaz bu bilgileri!
RIDVAN TURAN (Devamla)
Sakin ol, otur!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Açıklayamaz bunu, açıklayamaz!
BAŞKAN Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
16.03
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 16.31
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 34üncü Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
VI.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin,
Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu toplantılarındaki bilgi ve
belgelerin açıklanmasının ya da
paylaşılmasının kanun gereği yasak olduğuna
ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın
Turan, sizi kürsüye alacağım ama öncesinde şunu açıklamak
istiyorum: Kanun gereği, yasa gereği İstihbarat Komisyonuna,
orada yapılan toplantılara ilişkin ne bilgi ne de belgeyi burada
hiçbir şekilde açıklamanız ya da paylaşmanız yasaktır.
RIDVAN TURAN (Mersin)
Söyledim mi Sayın Başkan, söyledim mi? O konuda bir
değerlendirme yapmadım zaten.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) SAĞLIK BAKANLIĞI (Devam)
1) Sağlık Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sağlık Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER
SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ
KURUMU (Devam)
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI (Devam)
1)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) İçişleri
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Emniyet Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Jandarma Genel Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Jandarma Genel Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Göç İdaresi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Göç İdaresi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN
(Mersin) Değerli arkadaşlar, bir rahat olmakta fayda var; herkes
rahat olsun, muhalefet de iktidar da rahat olsun.
Şimdi bir konu
konuşuyoruz.
(HDP sıralarından
Ses! Ses! Ses yok. sesleri)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ses açık, açık...
BAŞKAN Ses açık.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Buraya gelmiyor Başkanım.
BAŞKAN Geliyor,
geliyor da biraz sessiz konuştu Rıdvan Bey.
RIDVAN TURAN (Devamla)
Şimdi, benim iddiam şu: Halkların Demokratik Partisine yönelik
bu 1920 model güvenlik anlayışından kaynaklı olarak
süreğen ve sistematik bir biçimde, İçişleri Bakanından ve
Bakanlığından kaynaklı bir düşman hukuku
işletiliyor. Bunu nereden söylüyorsun? Nereden biliyorsun? denilebilir.
Bakın, şimdi, Halkların Demokratik Partisinin kapatma
davasına ilişkin yapılan eylem ve etkinlikler bir terör
faaliyeti olarak göz önünde bulunduruluyor. Yine, Kobani kumpas davasına
ilişkin olarak partimizin sahiplendiği tutum onlar
açısından bir partinin terörle iltisaklı olduğunun
göstergesi. Yahu, şimdi bir şey söyleyeceğim: Bakın,
Merceki biliyor musunuz kıymetli iktidar sahipleri, Merceki biliyor
musunuz siz? Mercek diye bir gizli tanık var. Selahattin
Demirtaş'ın KCKyle ilişki içerisinde olduğunu ifade eden
bir gizli tanık bu. Aylardan beri bu Mercek kimdir diye mahkemeye
başvuru yapıldı. En sonunda mahkeme birkaç yılın
sonunda -ki Demirtaş'ın tutuklanma sebeplerinden bir tanesiydi bu- bu
Mercekin kim olduğunu Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne yani
İçişleri Bakanlığının Emniyet Müdürlüğüne
sordu. Emniyet Müdürlüğü ne dedi biliyor musunuz? Vallahi biz
tanımıyoruz. Biz bilmiyoruz Mercek kimdir. dedi. (HDP
sıralarından alkışlar) Mercek kod adıyla bilinen
gizli tanık Demirtaş'ın tutuklanmasının en önemli
sebeplerinden bir tanesiyken meğerse Mercek diye biri yokmuş.
Şimdi bize hangi iç güvenlik, hangi demokrasi, hangi huzurdan
bahsediyorsunuz ya, bunların alayı palavra değil de nedir?
Bakın, şimdi,
partinin faaliyetleri nasıl kriminalize ediliyor ben onu size söyleyeyim:
27 Eylül deklarasyonumuz var, buradaki bütün partiler biliyor, kamuoyu biliyor.
Başlıklar ne? Güçlü demokrasi; tarafsız, bağımsız
yargı; kayyum rejimi değil, halk iradesi; Kürt sorununa demokratik
çözüm; barışçıl dış politika; kadına özgürlük ve
eşitlik, vesaire devam ediyor. Bu bir terör faaliyeti olarak
yaftalanıyor değerli vekiller. Bunlar terör faaliyeti olarak
yaftalanıyorsa bundan geriye zaten ne kalıyor ki?
Deniz Poyrazın
katledilmesi, onların gözünde katledilmesine ilişkin
Bak, katli
engellemediler. Bu devlet herkesi iç çamaşırına kadar bilirken,
herkesin faaliyetini takip ederken Deniz Poyraz'ın katili bağıra
bağıra İzmir il binasına geldi, Denizi öldürdü ama terör faaliyeti
o değilmiş. Neymiş biliyor musunuz? Terör faaliyeti, Deniz
Poyraz'ın katline ilişkin protesto gösterileriymiş; ya, böyle
bir memlekette yaşıyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar)
Dahası, MYK karar
vermiş, PMden geçmiş, Halk buluşmaları yapalım, ya,
halkımızın durumu nedir, çarşının, pazarın
durumu nedir? diye; halk buluşmaları güvenlik bürokrasisinin
zihninde bir terör faaliyeti olarak görülüyor ve anlaşılıyor.
Şimdi, daha
uzatılacak çok şey var ama üç dakika zaman kalmış
Bakın, 7-8 milyon oyumuz
var, toplarsan 20 milyon. Bu kadar düşmanlık varsa, toplayın
insanları krematoryumlarda madem, az daha Hitler de başarıyordu
bunları. Bu nasıl bir düşman anlayışıdır, bu
nasıl bir düşman hukukudur, değerli arkadaşlar? Yani bir
partinin bütün faaliyetleri bir örgüt, bir kriminal faaliyet ise, bu kadar da
terörist varsa HDP'ye oy verenler açısından- İçişleri
Bakanlığı ne yapıyor gerçekten? Toplayın, Orta
Anadoluya bir tane böyle bir şey yapın, insanları
toplayın.
Bakın, buradan
çıkış yok, buradan bu ülkenin geleceğine ilişkin bir
şey yok, kıymetli arkadaşlar, meseleyi radikalleştirmek,
hırçınlaştırmak adına bir şey söylemiyorum ama
böyle gidemeyiz, kurban olayım, bak, böyle gerçekten gidemeyiz. Yani
birbirini öğüten değirmen taşı gibi sürekli kendi içimize
dönerek 21inci yüzyılda ve 2nci yüzyılda Türkiye ciddi bir ülke
olamaz. Terör tanımını bu kadar genişletmişken iktidar
dışında söz ve eylem içerisinde olan herkesi bir terör faaliyeti
içinde görerek bir yere gidilemez.
Hadi, diyelim ki biz hepimiz teröristiz kardeşim; ya, feministlerden ne
istiyorsunuz? Sizin dayağınızı yemeyen grevci işçi
kalmadı. Ya, benim memleketimde, Amasya'da, köylüleri daha dün dövdünüz,
ağzını burnunu kırdınız, kendi memleketlerine
şey yapılmasın isteyenler... Soma'da böyle değil mi,
Muğla'da böyle değil mi, İzmir'de böyle değil mi,
İşkencederede böyle değil mi? Bu nasıl bir
istibdattır, bu nasıl bir diktatöryal yaklaşımdır? Siz
rahat mısınız arkadaşlar, buradan demokratik, rahat,
dış ticareti iyi, iç ticareti iyi bir ülke çıkacağını
varsayıyor musunuz? Ya, biz ne kadar rahatsızsak, siz de aslında
o kadar rahatsız oluyorsunuz. Bu mevzuları konuşuyoruz, bu
memleketin çıkışı bellidir: Bu memleketin
çıkışı demokratik hak ve özgürlükleri 1920 model olmaktan
kurtarmaktan geçer, mezhebi, kimliği ne olursa olsun herkesi devletin
kucaklamasından geçer. Bu memleketin geleceği
çocuklarımızın aydınlık yarınlarından geçer
ama bunu yapmanın bir koşulu var, bunu yapmanın koşulu bu
ülkenin böyle bir iç güvenlik anlayışıyla, benden başka
herkes bir terör mensubudur algısı ve anlayışıyla
devam etmesi falan değildir. Bize yapabilirsiniz, hadi, bizi şuradan
çıkarttınız; ha, buradakilerin hiçbiri yok, hepsi cezaevinde,
bir kısmı öldü, bir kısmı başka bir şey... Ya,
sorunlar çözülecek mi değerli arkadaşlar? Bu memleketin bu kadar
yapısal sorunu varken, Kürt meselesi gibi bu ülkenin en kadim sorunu
varken... Hepimizi öldürün ya! Samimi söylüyorum ya! Bu mesele çözülecekse
hadi, bunu yapalım. Çözülecek mi peki? Çözülmeyecek. Bu nedenle meselemiz
meşveret olmalıdır, meselemiz konuşmak olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
RIDVAN TURAN (Devamla)
Meselemiz kadınlar, kadın hakları için uğraşanlara
sözde kadın hakları demekten geçmez; Barınamıyorum.
diyen öğrencileri teröre iltisaklı olarak görmekten geçmez; meselemiz
Boğaziçindeki akademisyenleri bir terör olgusu olarak görmekten geçmez;
meselemiz bu ülkenin bütün sorunlarını
Çünkü biz ayrımsız,
binlerce yıldır bir arada yaşayan insanlarız. Ben Türküm,
Türkmenim ben, Türkmenim ama şunu görüyorum: Yani bu kadar netameli
dönemde yan yana yaşadığımız bir halka bu kadar
işkence, bu kadar insanlık dışı muamele reva görülüyor
ve bu yalnızca bir terör parantezinde konuşuluyorsa yazık ya,
vallahi! Vallahi billahi yazık! Bu kadar yan yana
yaşamışlığımıza yazık biliyor musun?
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Sadece teröre lanet okuyalım.
RIDVAN TURAN (Devamla)
Gerçekten yaşamışlığımıza yazık!
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Teröre lanet okuyalım.
RIDVAN TURAN (Devamla)
Çünkü hep yan yana olduk. Ben bir Türk olarak kendi Kürt kardeşime
yapılan ve benim adıma yapıldığı iddia edilen
şeylerin hiçbirinde hakkımı helal etmiyorum. Hep beraber
barış içinde yaşayabiliriz. (HDP sıralarından
alkışlar)
KEMAL BÜLBÜL (Antalya)
Yaşasın halkların kardeşliği!
BAŞKAN Sayın
Hasan Özgüneş
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HASAN
ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Halklarımızı, zindandaki
yoldaşlarımızı ve Meclisi selamlıyorum.
Sartrenin güzel bir sözü
vardı: Hepimiz katiliz. Unutmayalım. Şimdi, tek ulusa
dayalı oligarşik, vahşi kapitalist devlet yapısı ve
onun yarattığı zihniyet, işte bütün bu sorunların
kaynağında o yatıyor. Onun için, burası kayıkçı
kavgasına dönüştü, kayıkçı kavgası; sonucu yok. Herkes
hani der ya Aklınızı başınıza alın. diye,
ne zaman alacağız?
Şimdi, bu kırk
yıllık savaş, biz yüz diyoruz, yüz yıllık savaş
toplumda şizofrenik bir durum yaratmış, başta Mecliste
şizofrenik bir durum var. Yoksa bu kavgalar, bu yumruklar, bu tekmeler
olur muydu? Normal bir akıl bunu yapamaz, hele hele vekilse hiç yapamaz
ama yapıyoruz maalesef.
Değerli arkadaşlar,
şimdi, bu savaş ve savaş bütçesiyle, bu naralarla, bu insan
öldürmeyi kahramanlık sayma, ata kültünün yaptıklarıyla bugüne
biz kurtaramayız. Viyana seferi, Mısır seferi, Bağdat
seferi, kılıç-kalkan hikâyesi Orta Çağda kaldı ama hâlâ
bazı arkadaşlar burada bizi oralara götürüyor. (HDP
sıralarından alkışlar) Yeni Çağ, Uzay Çağı,
bilmem ne çağı başladı yani oradan vazgeçelim.
Şimdi, bakın, asker
yetmedi, polis yetmedi ama bir de koruculuk sistemini çıkardılar,
önce Osmanlı oyunuyla köy koruculuğu denildi, şimdi güvenlik
korucuları diyorlar; il dışına çıkar, Rojavaya
götür, güney kürdistana götür
57 bin korucu varmış bu ülkede,
şimdi onunla yetinmiyorlar, emekli olana da Gel seni tekrar operasyona
götürelim
PKKli bir gerilla ile bir köy korucusu aynı
çatışmada öldü. Siz Kürtü Kürte öldürtüyorsunuz.
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) PKK terör örgütü, terör.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla)
Kürtü Kürte öldürtmeyin. Eğer burada hamaset yapanların cesareti
varsa onlara yol gösterelim; Türk halkının yoksul
çocuklarını, Kürt halkının yoksul çocuklarını
çatıştırmasın, gelsinler, dağlar orada, gitsinler,
yürekleri yetiyorsa gitsin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Tehdit mi ediyorsun sen bizi?
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla)
Şimdi, dolayısıyla
Bak, korucularla ne yapıldı?
Dolandırıcılık, kadın kaçırma, insan öldürme,
ırza geçme, uyuşturucu madde, silah ve mühimmat kaçakçılığı,
büyük ve küçükbaş hayvan çalmak, mesken masuniyeti, köy ve aşiret
arası çatışma, kaçakçılık suçları. Bunu devlet
söylüyor.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) PKKnın yaptıklarını sayıyor.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla)
Kaç suçlu? 23.500. Kaç yılda? On iki yılda. Ondan sonrasını
hesapladığınızda 50 bin korucu suça
bulaşmış, 50 bin. Siz suç makineleri üretiyorsunuz. Ondan sonra
kardeşlikmiş, vatandaşlıkmış; böyle bir şey
olamaz.
Şimdi, size bir müjde
vereyim. Burada Bakan var, işte onun korucuları
(HDP
sıralarından alkışlar) 2017-2018de koruculuğu parayla
satıyormuş; kim satıyor?
SALİH CORA (Trabzon)
Ne biçim laflar ya! Ne biçim ifadeler ya!
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla)
Ergani eski İlçe Jandarma Komutanı Ahmet Eren ve il jandarmada
görevli Uzman Jandarma Çavuş Soner Eren. 38 kişiyle beraber şu
anda gözaltına alındılar. Şu anda gözaltına alındılar,
işte, böyle, korucusuyla böyle
(HDP sıralarından
alkışlar) Polis ne diyor? Ben devletim. diyor. Kime karşı
bunu söylüyor? Milletvekiline. O zaman bize bir ibrik bulun. O abdest
alınca, hiç olmazsa vekiller onun ayağına, eline su döksün. Bu
nasıl bir zihniyet? Bu nasıl şizofrenik bir devlet
anlayışı? Polis devleti, asker devleti, üstüne de yatanlar var.
Şimdi, nedir? Bir ekip bütün bu ülkenin gelirlerini
Bütçede gösteriliyor,
yüzde 84ü vergiyle... Peki, nereye gidiyor? 670 milyar faize verilecek, 470
milyar savunma ve şiddete gidecek, zenginden de aldığı 670
milyara yakın
281 milyarı affediyorlar zenginlerden.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla)
Demek ki siz başların ve o 1, 2, 3 milyon rantçının
devletisiniz, hükûmetisiniz. Her türlü şiddete dayalı olarak toplumu
eziyorsunuz. Bu yetmiyor, bir eliniz halkın boğazında, bir
eliniz onun cebinde, hayatı ona cehenneme çevirdiniz. Peki, ne yapmak
lazım? Yapılması gereken demokratik ulus temelinde Kürt'üyle,
diğer halklarla birlikte inançlar, kadınlar, emekçilerle demokratik,
özgürlükçü, hukuka dayalı, herkesin eşit olduğu bir ülke
yaratmak ve bütçeyi gerçekten emekçilere, halka, onlara yollamak. Bu umutla
herkesi selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Turan
Rıdvan Bey, bir
açıklama yapacaksanız, düzeltme.
Buyurun, size söz veriyorum.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
10.-
Mersin Millevekili Rıdvan Turanın, 362 sıra sayılı
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde HDP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin açıklaması (*)
RIDVAN TURAN (Mersin)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar,
az önceki konuşmamda telef oldu diye bir kavram kullandım. Bu,
aslında insanların boş yere öldüğüne işaretti ama AKP
sıralarından bir vekil yanıma geldi, bunun incitici
olduğundan bahsetti. Ben kimseyi incitmek istemem. Dolayısıyla,
bunu düzeltmek isterim yani o savaşta gazi olmuş bir dedenin torunu
olarak da bunu özellikle söylemek istiyorum; kimin kalbini kırdıysam
kusura bakmasın.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 363) (Devam)
A) SAĞLIK BAKANLIĞI (Devam)
1) Sağlık Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sağlık Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER
SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ
CİHAZ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI (Devam)
1)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) İçişleri
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Emniyet Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Jandarma Genel Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Jandarma Genel Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Göç İdaresi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Göç İdaresi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Sayın
İmam Taşçıer...
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA İMAM
TAŞÇIER (Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yüz yıldan beridir devam
eden Kürt meselesinin çözülmemesinden kaynaklı olarak birçok bedel ödendi;
idam, sürgün, hapishanelerle bu mesele bastırılmaya
çalışıldı ama bir türlü bastırılamadı; ret,
inkâr ve asimilasyon politikalarıyla yine günümüze kadar Kürt meselesi
geldi. Aynı zamanda, Kürt meselesini bastırmak için karanlık,
kirli şahsiyetler de beraberinde oluşturuldu. Yakın tarihe
baktığımız zaman, dönemin İçişleri
Bakanlarından Mehmet Ağar, Tansu Çiller zamanında 17.500 faili meçhul,
birçoğu ölümle sonuçlanan faili meçhuller oldu; 4 bin tane köy yakıldı,
4 milyondan fazla insan yerinden yurdundan edildi, başka yerlere sürüldü;
insanlar köylerde yaşamdan koparıldı. Bu türlü
baskıları daha da sayabiliriz ama Kürtler bitmedi, bitmeyecek; mesele
çözülmelidir. Ağarların, Çillerlerin sonunu hepimiz görüyoruz;
nerelerde, ne yapıyorlar? Kürt muhalefeti ise daha güçlenerek günümüze
kadar geldi. Bugün, tüm Kürtler bu uygulamadan rahatsız. Bir ara AKP de
iktidara yeni geldiği zaman bu uygulamadan rahatsızdı, hatta
köye geri dönmeleri de başlatmaya başlamıştı, bazen de
hukuku harekete geçirmek istemişti ama olmadı, bu
rahatsızlıklar devam etti. Şimdi, İçişleri
Bakanlığı eliyle Mehmet Ağar'ı aratmayan uygulamalara
geçildi yani Kürt düşmanlığı kaldığı yerden
devam etti. Artık tüm Kürtler terörist olmaya başladı, Kürtlerin
haklarını savunan Türk aydınları, demokratları da
terörist oldu. Yani AKP dışında kalan bütün muhalefete terörist
damgası vuruldu. O kadar ileri gidildi ki 1650li yıllarda
yaşamış Mem û Zîn'in yazarı Ahmed-i Hani dahi terörist
muamelesi gördü. Süleyman Soylu'nun atadığı kayyum
Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde Ahmed-i Hani
Anıtı'nı yıktı, o yetmedi Ahmed-i Hani'nin kültür
parkını da beraberinde yıktı.
Daha da devam edelim, daha da
ileri gittiğimiz zaman, yine kayyumlar, Siirt'te 2020 yılında
kayyum belediye başkanı, vali olan şahıs, Celadet Ali
Bedirhanın Kürtçe kütüphanesini -ismiyle, Kürtçe kütüphanesini- içindeki
kitaplarla beraber yıktı. Herhâlde o vali de ödüllendirildi. Yine,
belediyelerde uygulanan çok dilli uygulama da ortalıktan
kaldırıldı. Defalarca Meclis kürsüsünde dile getirdiğimiz,
benden önceki arkadaşların dile getirdiği yine belediyelerde
yolsuzluk, belediyelerde ihale usulsüzlükleri alabildiğine
fazlalaştı ama hiçbiri, hiçbiri işlem görmedi çünkü
İçişleri Bakanlığı onlara yargı yolunu
açmıyor.
Yine, devam edelim,
uyuşturucu
Uyuşturucu, ilkokulların önüne kadar indi. Benim
ilim olan Diyarbakırda ilkokulların önünde uyuşturucu
satılıyor ve Diyarbakırda polis sayısı belki
insanlardan fazla, kimse bunu engellemiyor, engellemek üzere çaba sarf etmiyor
çünkü Kürt düşmanlığı alabildiğine devam ediyor, Kürt
meselesi çözülmeyene kadar da devam edeceği görülüyor. Kürt meselesinin
bir an önce çözülmesi gerekiyor. Licede Bırkleyn Mağaralarında
Kürt müziği eşliğinde Delilo oynayarak Kürt meselesi çözülmez.
Yine, Urfada Cumhurbaşkanıyla beraber yine Kürt müziği ve
ezgisi olan Megri Megrinin eşliğinde İbrahim Tatlısesle
beraber halay çekerek de Kürt meselesi çözülmez. Kürt meselesi nasıl
çözülür? 19 kez bu 12 Eylül Anayasası değiştirildi, o Anayasa
artık yamalı bohçaya dönmesine rağmen Kürtlerle ilgili hiçbir
şey değiştirilmedi. O Anayasada 30 milyon Kürt yok
sayılıyor, o Anayasada Kürt dili yok sayılıyor, Kürt
kültürü yok sayılıyor ama o Anayasayla biz hâlen idare edilmeye
çalışılıyoruz
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
İMAM TAŞÇIER
(Devamla)
hâlen yönetilmeye çalışılıyoruz. Yani AKPnin
yirmi yıllık iktidarında yasal ve anayasal hiçbir kanuni
düzenleme Kürtlerle ilgili yapılmadı. Yapıldı. diyenler
çıksın, bu Meclisin kürsüsünde bunu dile getirsin. Şu anda
Anayasaya göre Türkiyede Kürt yok, tanınmıyor. Anayasanın
3üncü maddesi, Anayasanın 42nci maddesi bunları açık
açık ortaya koydu ve bunu yirmi yıllık iktidarında AKP
hâlen savunuyor.
Evet, siz, Kürt meselesini
çözmek için bir tek adım atmadınız ama Kürtler sizi
tanıdı, iyi tanıyor, artık Kürtleri
kandıramazsınız; bunu çok iyi bilin.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Bülbül, buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkanım, farklı konuşmalarda
birtakım sataşmalar oldu ama ben kürsüden cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Batman Milletvekili Mehmet
Ruştu Tiryaki, Mersin Milletvekili Rıdvan Turan ile Şırnak
Milletvekili Hasan Özgüneşin 362 sıra sayılı 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde HDP Grubu adına
yaptıkları konuşmaları sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşmaları nedeniyle konuşması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP
milletvekillerinin yapmış olduğu konuşmalarda birtakım
hususlar var, öncelikle şunu ifade etmem gerekiyor: Sayın Ruştu
Tiryaki konuşmasında özellikle Konyada son derece üzücü bir hadise,
Dedeoğlu ailesinin yaşamış olduğu cinayet veya
karşılıklı olarak uzun yıllardır devam eden kan
davasıyla alakalı olarak bir şeyler ifade ettiler burada.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Kan
davası yok ya! Ben biliyorum, içindeyim, doğru değil yani.
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Dinle, bir dinle, ben de biliyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) On yılı aşkın süredir devam eden bir husumeti,
çok net bir şekilde altını çizerek ifade etmek istiyorum, on
yıldan fazla süredir devam eden bir husumeti ırkçı bir cinayet
olarak ifade etmek burada en hafif tabiriyle sorumsuzluktur. Çünkü mesele
burada kişilerin hangi ırktan, hangi mezhepten, hangi etnik gruptan
olduğu değildir, aileler arasında bilinen şey aileler
arasında geçmişten bugüne devam eden birtakım hadiselerin
olduğudur. Kaldı ki Dedeoğlu ailesinden de cezaevinde
yatanların olduğu biliniyor.
Şimdi, bu meselede bizim
itiraz ettiğimiz husus şudur: Bir hukuki süreç vardır. Suç
işleyen cezasını sonuna kadar çeksin, ona hiçbir
itirazımız yok fakat burada birisi Biz ülkücüyüz, şöyle
yapmışız, böyle yapmışız
Elde delil, ispat
edilecek sağlıklı bir delil olmadan bunları iddia etmek, bu
millete kötülük etmektir. Burada Türkiyede bir kardeş
kavgasının çıkmasının fitilini ateşleyecek veya
zeminini hazırlayacak ne varsa Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur
İttifakı olarak onların karşısında sonuna kadar
duracağımızı ifade etmek istiyorum.
Ayrıca, burada,
Osmanlı askerinin telef olduğu ifade edilmiş.
EROL KATIRCIOĞLU
(İstanbul) Açıklama yaptı.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Onu
düzeltti zaten.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Osmanlı askeri telef olmaz, olmamıştır da.
Osmanlı askeri de Türk askeri de tarihi boyunca
İlayıkelimetullah için, nizamıâlem için hayatını
fisebilillah vermiş bir ordudur. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Süreniz
tamamlandı. İki dakika biliyorsunuz, bunda ek süre vermiyoruz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Bunu burada ifade etmek istiyorum. Kürtü Kürte
kırdırmak. diye bir şey yoktur, Türkiyenin terörle mücadelesi
vardır. Burada karşımızda olan ırkı, dini,
mezhebi ne olursa olsun Türkiyeye, Türkiyenin varlığına
kastetmiş düşmanlardır. Bunun soy olarak Türk olması,
Türkçe konuşması, mezhebinin ne olduğu hiç önemli değildir,
onlar Türkiyenin ve insanlığın düşmanlarıdır.
Teşekkür ederim. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yapılacak konuşmalara
geçiyoruz.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Sayın Başkan
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Tiryaki Vekilimizi açıkça sorumsuzlukla itham
etti.
BAŞKAN Yani sorumsuzluk
demek, Bu, bir sorumsuzluktur. diye bir tespitte bulunmak hakaret midir?
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Hayır, Sayın Başkan, ismimi anarak
söyledi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Başka sözler de var. İsmini kullandı.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) İsmini söyledi Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Tiryaki.
4.-
Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryakinin, Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, Grup Başkan
Vekili şunu söyleyebilir, saygı duyabiliriz, diyebilir ki: Ben de
ülkücüyüm, bütün ülkücüleri ilzam edemezsiniz. diyebilir, bu,
anlayışla karşılanır. Ben zaten konuşmamın
içerisinde Bütün ülkücüler karar verdi, gidip o aileye yönelik bir katliam
işlediler. demedim. Benim ne söylediğim belli. Bu katliamı
gerçekleştirenler kendisiyle ilgili bu ifadeyi kullanıyor.
Bakın, burada savcılığa verilmiş dilekçe, oradan
okuyorum: Bunun üzerine müvekkiller Metin ve Barış
dışarı çıkmıştır. Dışarı
çıktıklarında şüpheliler Lütfi Keleş, Ayşe
Keleş, Ali Keleş, Lütfi oğlu İbrahim Keleş, Veli
Keleş, Ali Keleş, Yahya Çalık, Ali Çalık, Ramazan
Çalık'ın ellerinde sopalarla, Şerif Çalıkın ise
bıçakla ikametlerinin bahçesine girdiklerini görmüşlerdir. Daha sonra
bu şahıslar müvekkillerine hitaben Biz ülkücüyüz, siz Kürtleri
buradan kaldıracağız. diyerek tehdit etmişler ve
iştirak hâlinde müvekkillere saldırmaya
başlamışlardır. Olayın müvekkillerin ikameti
içerisinde olduğu ve dolayısıyla saldırının
şüpheliler tarafından yapıldığı olay yeri
inceleme tutanağı şu tarihli tutanakla da sabittir. Bunu
dilekçeden okuyorum. Yani dolayısıyla çarpıttığım
bir bilgi yok. Kendisine Ülkücüyüm. diyen birileri Siz Kürtsünüz, sizi
ortadan kaldıracağız." diyor.
Şimdi, dünyanın
herhangi bir ülkesinde bir siyasi düşünceyi arkasına alarak bir
grubu, bir halkı katledeceğini söyleyen bir kişiye ya bir insaf
ya buna ırkçılık dışında ne söylenebilir? Bunu
söylerken bu işten mutluluk duyarak söylemiyoruz ki. Mesele bunu mahkûm
etmek. Ülkücülük adına veya bir başka düşünce adına bir
ırka yönelik olarak Sizi öldüreceğiz, katledeceğiz. demek
açıkça ırkçı, faşist bir saldırıdır. Ben
bunu söyledim ve bu anlamda sözümün arkasındayım. (HDP
sıralarından alkışlar)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkanım, buna bir cevap vermem gerekiyor
benim çünkü tekrar etti, iddiasını da tekrar etmiş oldu. Ben
lütfen söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun
kürsüye.
5.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Batman Milletvekili Mehmet
Ruştu Tiryakinin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Teşekkür ederim.
Ruştu Bey, siz
hukukçusunuz, kalkıp burada bir dilekçeden bahsediyorsunuz. Bu okuduğunuzu
insanlar bir mahkeme kararıymış gibi algılama durumunda
oluyor. Böyle bir mahkeme kararını okumadığınız
gibi sadece taraflardan birinin iddiasını, Bahçeye girdiği
zaman bu şekilde konuştu
Bunun nasıl sübut bulduğunu
nereden bileceğiz biz? Niye yanıltıyorsunuz toplumu?
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Çünkü aile söylüyor, avukat söylüyor ama siz
hiçbirini
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Sübut bulan, sübut bulan mahkeme kararının
değerlendirme ve gerekçe kısmında eğer bu yazarsa o zaman
gelin, bunu burada okuyun ama dilekçe olarak tarafların her şeyi
söyleme özgürlüğünün olduğu bir belgeyi burada sübut bulmuş bir
mesele gibi aksettiriyorsanız ve bunun arkasından da bunun
ırkçı bir cinayet olduğunu bu gerekçelerle ifade
ediyorsanız, bugün Türkiye'de siz ırkçılık
yapıyorsunuz demektir. Benim anlattığım şey bu,
sıkıntı burada; bunu yapmayın. Bunun sorumluluğu olmak
gerekir dediğim şey burada.
Şimdi, ben bunu
ülkücüler yapmıştır filan
Haşa, ne münasebet, onu
demiyorum. Bunu bir fikir veya bir dünya görüşü üzerinden atıfta
bulunmaya kalktığınız zaman, o zaman siz Türkiye'ye kötülük
etmiş olursunuz. On yıldan beri devam eden husumeti nasıl
açıklıyorsunuz burada? Kalkmışsınız, son hadiseyi
anlatıyorsunuz. On yıldan beri devam eden bir husumetten dolayı
Taraflar ülkücü veya Kürt olduğu için mi on yıldan beri
savaşıyor?
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Husumet
yok, kan davası yok.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Niye bu Türkiye'nin haberi yok? Çok acı bir cinayet, çok
acı bir hadise yaşanmış. Bunun acı olduğu, suçluların
cezasını çekmesi gerektiği tartışmalardan uzaktır
ama kalkıp bunu siz ülkücülükle bağlandırıp ondan sonra
buna ırkçı yafta, ırkçı kılıf takmaya
çalıştığınız zaman Türkiye'ye kötülük etmiş
olursunuz. Kürt kökenli bir kardeşimizin kalkıp, Allah Allah,
Türkiye'nin bir köşesinde sadece bir ailenin Kürt olduğu için
öldürüldüğü gibi bir durumun var olduğuna inanması bir
fecaattir, bir felakettir. (MHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Beştaş
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Sayın Başkan, beni ırkçı
olmakla itham etti, cevap hakkımı kullanacağım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Evet.
BAŞKAN Yani
arkadaşlar, bu işin sonu yok.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Beni ırkçı olmakla itham etti,
kayıtlar var, beni ırkçı olmakla itham etti.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Bunu söylemek ırkçılıktır. dedim, Bunu
söylemek ırkçılıktır. dedim, Ruştu Tiryaki
ırkçıdır. demedim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, açıkça
sataştı, Irkçı. dedi yani daha ne desin?
BAŞKAN İyi de
Sayın Beştaş, yani aynı şeyi Sayın Tiryaki de
söyleyecek, Sayın Bülbül de çıkacak o da söyleyecek.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ama yani bu iddiayı kabul edemeyiz. Ama böyle
yani, bizi ırkçılıkla itham edemez.
BAŞKAN Ama böyle
derken yani sadece bir şeyi referans alarak
PERO DUNDAR (Mardin)
Sayın Başkan, kayıtlara geçen mesajlar var, WhatsApp grubunda
var bunlar, biz demiyoruz.
BAŞKAN Sayın
Tiryaki, yerinizden bir dakika açıklama için söz vereceğim.
FATMA KURTULAN (Mersin) HDP
söz alırken Niye? diyorsunuz ama başkaları isterken
Sataşma. diyorsunuz. Başkan, adaletli yönetmiyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Kurtulan, hep adaletliyim merak etmeyin.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
11.-
Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryakinin, Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Şimdi, Sayın Başkan,
ırkçılıkla mücadelenin birinci koşulu; bir,
ırkçılığı kabul etmektir. Bakın, eğer
ırkçı bir saldırıyı kabul etmezseniz tıpkı
Solingende olduğu gibi -özellikle bunu anlatmaya çalıştım-
bununla mücadele edemezsiniz. Bunu aile arasında bir husumet gibi
yansıttığınız andan itibaren bundan sonraki
saldırılara kapı aralamış olursunuz. Bununla
mücadelenin ilk yolu, bunun ırkçı bir saldırı olduğunu
kabul etmektir. Bakın, cezaevi görüşmesi sırasında buna
ilişkin kayıtlar var, polisle ilgili konuşmalarda kayıtlar
var, 10 küsur kişinin buna ilişkin tanıklıkları var,
bunların hiçbiri yokmuş gibi davranamayız.
Sayın Başkan, sorun
şu: Biz bundan memnun değiliz, ırkçılıkla hep birlikte
mücadele edelim diyoruz, ırkçılığı mahkûm edelim
diyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, ben de kısa bir
açıklama yapacağım. Çok kısa, elimde
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkanım, arkasından ben de söz istemek
durumundayım.
BAŞKAN Biliyorsunuz,
yerimizden açıklama yapmıyoruz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) 60a göre istiyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Beştaş.
12.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, Dedeoğlu
davasının son duruşmasını izledim, dosyanın
tamamını da okudum. Bir kere, şu anda elimde bir ses kaydı
var, dinletecek zamanım yok. Kürtler uslandı mı? diye bizzat
failin, katilin ses kaydı var. Ailesiyle bir iş birliği içinde
bu katliamı işledikleri belli. Öldürülenler Kürt. Kürtler
uslandı mı? cümlesi ve daha birçok delil var dosyada, 7 kere
ağırlaştırılmış müebbet aldı. Açıkça
ırkçılık ve soykırımdır bu aslında Türk Ceza
Kanunu 77 ve devamına göre, avukatlar da bunu talep ettiler.
Irkçılıkla mücadele ırkçılığı kabul ederek
başlar, eğer kabul etmezsek hiç kimse ırkçılıkla
mücadele etmez. Ülkü Ocakları bir haftadır beni tehdit ediyor.
Neymiş? Ben Üniversitede solcu öğrencilere saldırıyorlar.
dediğim için. Aynı ölüm tehditlerini bana da yapıyorlar yani
bunun belgeleri bende.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Kayıtlara
geçmiştir.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkanım, çok ağır oldu bu
şimdi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bende, size göstereyim.
BAŞKAN Tamam, size de
yerinizden söz vereceğim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Hayır efendim, ben kürsüden rica ediyorum.
BAŞKAN İki
dakika
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Evet.
BAŞKAN Buyurun. (HDP
sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Hani adildiniz Başkan?
PERO DUNDAR (Mardin)
Kişilere göre mi söz veriliyor?
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın yaptığı
açıklaması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Şimdi, burada ırkçılığı kabul etmek
diye muhatap aldıkları başka bir yapı yok herhâlde, şu
an biz konuşuyoruz burada. Bunun cinayet olduğunu kabul etmek için
önce ırkçılığı kabul etmek lazımmış.
Biz ırkçılığı reddediyoruz, biz
ırkçılığı küfür sayıyoruz; ne münasebet. Türk
milletinden, Türk milletinin hiçbir ferdinden ırkçı
çıkartamazsınız, bunu açıkça söyleyeyim size. (HDP
sıralarından gürültüler)
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Adana) Olayı söylüyoruz!
KEMAL PEKÖZ (Adana) Bunu
söyleyemezsiniz!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Türk milleti tarihte ırkçılığı
bilmediği için bu kadar çok milletle beraber olmuştur, bu milletlerle
beraber dünyaya nam salmıştır.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Siz
olmayabilirsiniz ama olan birileri de olabilir!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Türk milleti eğer ırkçı olsaydı şimdi
bulunduğu coğrafyaların üzerinde ot bitmezdi! Ne münasebet! (HDP
sıralarından gürültüler)
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Adana) Ya, öyle bir şey demedi!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Ne münasebet! Şiddetle reddediyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler)
Ayrıca, kalkıp bunu
bir siyasi görüşe tahmil etmek haksızlıktır,
alçaklıktır. Kalkıp da Adam biz ülkücüyüz. demiş de
oradan saldırmış. Ne münasebet! Bu dünya görüşünü siz
bununla beraber ilzam edemezsiniz. (HDP sıralarından gürültüler)
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Ediyoruz, ediyoruz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) - Ülkücü Kürt var, Kürt kökenli kardeşlerimiz var; onu Kürt
saymıyor musunuz? Ama biliyorum ki saymıyorsunuz; sizin için makbul
olan HDPli olan Kürttür, onun dışındakileri Kürt
saymıyorsunuz. Geçen ki konuşmada söylüyorsunuz, neymiş? Onlar
Kürt kökenlilermiş, siz Kürtmüşsünüz. Hadi oradan, pabucumun
insanları! (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Beştaş, kürsüye buyurun.
7.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Vallahi Türkiye tarihine girersek
ırkçılığın, Kürt
düşmanlığının nasıl dönemlerden geçtiğini
burada anlatabiliriz yani bu konuda maalesef çok ciddi bir külliyat var.
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Tarih bilmiyorsun, tarih bilmiyorsun!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Mahmut Esat Bozkurt geçti buradan ya Kürtlerin
bir tek hakkı vardır, o da hizmetkârlıktır. diyen bir
Bakan geçti bu ülkeden. Hâlâ burada, kürsüde sizin milletvekilleriniz bize
bakarak Ne mutlu Türküm diyene! diyor. (MHP sıralarından
gürültüler)
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Ben diyorum onu, ben!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Biz de cevap olarak Ne mutlu insanım.
diyoruz. Bizim kıblemiz Ne mutlu insanım. diyenedir, tamam mı?
Bu ülkede yaşayan 84 milyonun eşitliği ve özgürlüğü
üzerinedir. Biz Kürtleri de Türkleri de Arapları da herkesi aynı
oranda seviyoruz.
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Biz de öyle biliyoruz, biz de öyle.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Ama sizi destekleyen Ülkü Ocakları, siz bunu
sahipleniyorsunuz. Ben kendi adresime gelen yorumları okusam binlerce ölüm
tehdidi aldım ya. Neymiş? Somut bir olayı ifade ettiğim
için. Şu anda suç duyuruları yapıyorum. Neyse ki, çok şükür
ki Türkiyenin ezici çoğunluğu sizin partiden değil.
İBRAHİM ETHEM SEDEF
(Yozgat) Bana onun bir örneğini gösteremezsin.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) İnşallah, baraj altında da
kalacaksınız ve bu düşünce ilelebet bitecek çünkü siz
ırkçılığı üretiyorsunuz, siz milliyetçiliği
üretiyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
İBRAHİM ETHEM SEDEF
(Yozgat) Bir örneğini gösteremezsin Ülkü Ocakları hakkında.
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Irkçı sensin, ırkçı sensin.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Biz kardeşlik dedikçe siz
ırkçılığı dayatıyorsunuz.
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Sensin ırkçı.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Dedeoğlu katliamı ırkçı bir
katliamdır; 7 kişilik bir Kürt ailesi, Kürt olduğu için
öldürülmüştür. (HDP sıralarından alkışlar)
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Huzur seni bozuyor, güvenlik seni bozuyor.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim, ne
için söz istiyorsunuz?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkanım, beraber dinledik herhâlde. Siz ırkçısınız.
Türkiyede inşallah
BAŞKAN Kürsüye
buyurun.
Ne yapayım Sayın
Bülbül, İç Tüzük öyle emrediyor.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Sayın Bilgiç, sonsuza kadar söz
verin, sonsuza kadar, anca anlatır çünkü.
8.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Milliyetçi Hareket Partisinin kendisini HDPye ispat etmesi gibi
bir durumu söz konusu olmaz, bu bizim için züldür.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Durum
ortada, kurcalama. Ortada, ortada, oy oranınız ortada.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Biz, fikirlerimizi sadece bugün ortaya koyan nevzuhur bir yapı
değiliz. Bizim ne düşündüğümüz, ne konuştuğumuz dünden
bugüne bellidir. Bizim millet fikrimizin ne olduğu da açıktır.
Biz milleti ırk, soy -efendime söyleyeyim- brakisefal kafatası
yapısıyla, şununla bununla ölçülendiren bir insan veya bir
hareket değiliz; aynı zamanda, bu millet de öyle bir millet
değil. Yani demin içerisinde çıkmaz dediğim şey bu.
KEMAL PEKÖZ (Adana)
Nasıl çıkmaz ya? Çıkar, her yerden çıkar.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Keşke biraz sosyoloji
okusaydınız ya, gerçekten. Yani genel kültür yerde olunca
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Bizler, hiçbir şeye bakmaksızın sadece mensubiyet
duygusuna ve mensubiyet şuuruna bakıyoruz. Ben Kürt olup Bu vatan
için, bu millet için canımı feda ederim. diyen birini, özbeöz soy olarak
Türk olup, Türkmen olup bu vatan için, bu millet için her türlü kötülüğü
yapmaktan kendini geri koymayanlara, her türlü hainliği yapanlara,
aşağılık olanlara karşı hayatım boyunca
başımın tepesinde taşırım ben. Ne münasebet, ne
münasebet! (MHP ve AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Kalkıp da 350 bin Kürtü, Suriyede, PYD/YPG,
topraklarından sürecek yine Türkiye, Kürt düşmanlığı
yapan tırnak içinde; Türkiye onları bağrına basacak,
onlara aş verecek, okul verecek, sağlık hizmetlerini verecek,
şefkatli kollarını açacak ondan sonra Kürt düşmanı biz
olacağız; öyle mi? (HDP sıralarından gürültüler)
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Çarpıtmayın,
çarpıtmayın!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Yemezler sizi, yemezler, yemezler! (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Sen ne ara YPGye gittin ya, ülkücüleri
konuşuyorduk. Ülkücüleri konuşuyoruz, ülkücüleri, öğrenci döven
ülkücüleri!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Milliyetçi Hareket Partisi için de şunu söyleyeyim size
arkadaşlar: Siz ne kadar mücadele ederseniz edin, Milliyetçi Hareket
Partisi HDPnin karşılığı falan değil. Milliyetçi
Hareket Partisi bu milletin bağrından çıkmış çok büyük
bir millet eseridir; bunu yıkmaya kimsenin gücü yetmez.
Çok teşekkür ediyorum.
(MHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
YÜCEL BULUT (Tokat) Bravo
Başkan, bravo!
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Bakan bu konuya
ilişkin bir açıklama yapacaklar.
Süleyman Bey, buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
13.-
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun, Dedeoğlu davasına ilişkin
açıklaması
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Bugünkü gibi
hatırlıyorum, Antalya Manavgat'ta yangında iken böyle bir
müessif olayla karşı karşıya kalındı ve
Sayın Cumhurbaşkanımıza bu olayı ifade ettikten sonra
biz yangının içerisinden çıktık ve bir helikopterle
Konya'ya gittik, aileye gittik ve orada ailenin büyükleriyle beraber
Konyalı milletvekillerimiz, ilgili Belediye Başkanımız,
Valimiz birlikte olduk. Ailenin büyüklerinin ilk söylediği cümleyi ve
birtakım ayrıntıları ifade edeceğim.
Başsağlığı diledik. Zaten bu olayın hiçbir
tarafının kabul edilemez olduğunu söylemek gereksizdi çünkü bu
bir katliam ve bu hiçbirimiz tarafından hem kabul edilebilecek hem de
hiçbir şekilde bir tarafa sığdırılabilecek bir olay değil.
Ailenin en büyüğünün orada birinci söylediği
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Bakan, bu olayın Kürt-Türk meselesiyle
herhangi bir ilgisi yoktur. Sonra, biz orada çıktık bir konuşma
yaptık, onlar da bir değerlendirme yaptılar ve oradan
başsağlığı dileyerek ayrıldık ve o günden
itibaren
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Hikâye anlatmayın; size başvurdular,
hiçbir şey yapmadınız.
SALİH CORA (Trabzon)
Konuşma ya! Sessiz ol ya!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Size başvurdular, hiçbir şey
yapmadınız Sayın Bakan; hikâye anlatmayın!
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan)
Sus!
SALİH CORA (Trabzon)
Dinle ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU
7 kişi hayatını kaybetti. (HDP
sıralarından gürültüler)
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Hikâye anlatmayın; size başvurdular ve
hiçbir şey yapmadınız.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU 7 kişi hayatını kaybetti ve katil
yaklaşık üçüncü gün yakalandı. (HDP sıralarındın
gürültüler)
ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli)
Biz oradan geldik, biz oradaydık.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Ve arkadaşlarımız burada hakikaten
önemli bir çaba sarf ettiler çünkü katilin yakalanmaması başka bir
sonucu getirebilirdi.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van)
Katil değil, katiller; 1 kişi değil.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Burada, bu 12 Mayıstaki kavgadan sonra
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van)
Diğerlerini ne yaptınız?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU
ve 6 kişinin Keleş ailesinden
tutuklanmasından sonra
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Rica minnet tutukladınız onları, rica
minnet.
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Söyleyeceğim.
Bir ifadede belirli cümleler
ortaya konuldu. Sonradan maktullerden Sibel Dedeli gelerek karakolda
-tutanağı da var- Biz o zaman kızgınlıkla bu ifadeyi
verdik
(HDP sıralarından gürültüler)
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van)
Klasik şey.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bir saniye
Kendi imzası da var.
Biz kızgınlıkla bu ifadeyi verdik, burada bir ayrımcılıktan
dolayı bir süreç söz konusu değildir. dedi. (HDP
sıralarından gürültüler)
Şimdi, şunu
söyleyeyim: Her meseleyi, her fırsatı ayrımcılık, tam
da bu kürsülerde söylendiği gibi ırkçılık meselesi hâline
getirmek, Türkiyede bir Türk-Kürt kavgası meselesine bunu bir dayanak
teşkil etmek ırkçılığın kendisidir.
ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli)
Sen katilin avukat mısın? Sen o katilin avukatı mısın?
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Sen başfailisin, başfailsin, başfail!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Kesinlikle burada bir ayrımcılık söz
konusu değildir, bir Türk-Kürt kavgası söz konusu değildir.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Siz ne yaptınız, onu söyleyin? Siz ne
yaptınız, size başvuranlar için ne yaptınız? Siz ne
yaptınız?
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Başfailsin, başfail; başfailsin, başfail!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Size başvurdular, siz ne yaptınız?
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Sen başfailsin, başfailsin!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Hiç bağırma! Sizin işinize gelebilir ama
biz Müslümanız, Türküz, Kürtler de bizim kardeşimizdir.
Çatlasanız da patlasanız da biz hep birlikteyiz. (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler)
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Siz o aileyi ko-ru-ma-dı-nız!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Beştaş
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bize Irkçı. dedi.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Siz o aileyi korumadınız Sayın
Bakan. Burada yapılan başvurular var.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Beştaş
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Size başvuru yaptılar, o aileyi
korumadınız; hikâye anlatmayın.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Bakan bize Irkçı. dedi.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Size resmî başvurular yaptılar
BAŞKAN Sayın
Tiryaki, Sayın Beştaşı duyamıyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Irkçılıkla itham etti, cevap
vereceğiz.
BAŞKAN Kürsüden iki
dakika
Buyurun (HDP
sıralarından alkışlar)
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
9.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun yaptığı
açıklaması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ya, bizim Batman Milletvekilimiz, hatibimiz burada
uzun uzun Dedeoğlu katliamı davasının döşendiği
tarihlerde kaç başvuru yapıldığını tane tane
anlattı ve muhatabı burada, İçişleri Bakanı. Bütün
kolluk kendisine bağlı. CİMERe başvuru
yapılmış, polisle ses kaydı var. Ses kaydı çıkan
polis hakkında bir soruşturma yok.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU O kayıt da yanlış.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Sadece bir kişiye, tetikçiye ceza verilerek
arkasındaki bütün güçler aklanmış, öldürülen aile ayrıca
HDPli değil, Adalet ve Kalkınma Partili bir aile, yöneticileri var.
Yani biz aileyle görüşüyoruz, ilk günden itibaren orada
Biz partiye göre
ayırmıyoruz ve biz baştan sona bu davayı takip ettik.
SALİH CORA (Trabzon)
Siz olayı farklı bir yere taşıyorsunuz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) İktidar grubunun da gittiğini biliyoruz.
Ya, ırkçılığa Irkçılık. demek bu kadar zor mu,
bu kadar zor mu?
SALİH CORA (Trabzon)
İstismar ediyorsunuz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Adamın kendisi diyor ki
SALİH CORA (Trabzon)
Olmayan bir şeyi varmış gibi gösteriyorsunuz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Ya, Kürtleri öldürmekle taltif bekliyor! Biz
oradayken, duruşmada çıktı, dedi ki: Lafa bakarım laf
mı diye, adama bakarım adam mı diye. Katil bunu söyledi ve bizi
aşağıladı, tekrar duruşma salonunda tehdit etti,
yüzlerce telefon kaydı var. Bu ülkede Dedeoğlu katliamı
davası Solingen davasının eşidir. Solingen davası
üzerinden bu konuya tepki gösterenler Dedeoğlu katliamında
katledilenleri bu şekilde nitelememekle Kürtlere iyilik yapmıyor; tam
tersine, bunu kabul ederek bu ülkede kardeşliği tesis edebiliriz. Ve
bunun tarihte maalesef çok sayıda örneği var, daha dün Roboski var
ya. Kaçınılmaz hata diye dünya hukuk tarihine girecek bir karar var
elimizde, takipsizlik kararı. Roboski daha dün oldu, bu da bugün oldu.
Bunu kabul etmeyecek misiniz? (HDP sıralarından alkışlar)
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/2076) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 363) (Devam)
A) SAĞLIK BAKANLIĞI (Devam)
1) Sağlık Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sağlık Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER
SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ
CİHAZ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI (Devam)
1)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) İçişleri
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Emniyet Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Jandarma Genel Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Jandarma Genel Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Göç İdaresi Başkanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Göç İdaresi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına yapılacak konuşmalara geçiyoruz.
Sayın Mehmet
Bekaroğlu
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET
BEKAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağlık
Bakanlığı bütçesi üzerine konuşacağım.
Değerli arkadaşlar,
cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda Türkiye toplumu 2 tane
savaştan çıkmış, hastalıklardan geçmiş;
yaralılar, eli ayağı olmayanlar, gözü olmayanlar, tifodan,
tifüsten, koleradan kırılan insanların olduğu böyle bir
ortam. Tam da orada, Osmanlıdan devralınan gerçekten güçlü bir
sağlık sistemi ve yetişmiş hekimleri var Türkiyenin,
İstanbulda, Ankarada her tarafta. Bu arada, Hitlerden kaçan Yahudi
hekimler ve üniversite hocaları gelmiş, onlar tıp eğitimini
ciddi bir şekilde etkilemişler olumlu olarak. Ve çok kısa
zamanda bütün bu hastalıklar, problemler, sıkıntılar
dünyadan daha önce eradike edilmişti ve 60lı yıllara
gelindiği zaman -daha önce, tabii, Refik, Saydamların adını
geçirmek gerekiyor- Nusret Fişek çıkmış, sosyalizasyon
yapmış ve bütün dünyaya yıllarca örnek olan birinci basamak ve
koruyucu hizmetlerin temelini atmış, buraya kadar gelinmişti.
Şimdi övünüyorlar ya Eğer şehir hastanelerini yapmasaydık
Covidde büyük sıkıntı çekerdik. diye; hayır Sayın
Bakanım, eğer böyle bir sağlık altyapısı
olmasaydı, bu Nusret Fişek ruhuyla çalışan hekimler ve diğer
sağlık personeli olmasaydı bu Covidle bu mücadele bu kadar
başarılı olmazdı. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, şimdi bir bakalım, o sosyalizasyondan sonra
gelinen yere bir bakalım. Kuduz aşısından insanlar ölüyor.
Kuduz aşısı bu memlekette 1887de yapılmış
değerli arkadaşlar ama aşı yapan Refik Saydam Enstitüsünü
kapatmış bu arkadaşlarımız 2011de, şimdi
aşıları dışarıdan alıyoruz ve memlekette
aşı sıkıntısı var, hepatit
aşısıyla ilgili çok ciddi sıkıntı var. Hastalar
muayene olmak için günlerce, aylarca sıra bekliyor. Hastanelerde
sıralar yok ama gece boyu, sabaha kadar e-sıralar var yani
elektronik sistem üzerinden randevu almaya çalışıyorlar. Randevu
alıyor, gidiyor, muayene oluyor; diyelim ki MR isteniyor, bir buçuk iki ay
sonra MR çekiliyor. Çekiliyor, bitmiyor iş, o MR okunmuyor değerli
arkadaşlarım; bir ay, bir buçuk ay da onların okunması
bekleniyor
Çok ciddi
sıkıntılar var. İnsanlar ameliyat olamıyor, hele hele
gariban, parası olmayan nitelikli ameliyat olamıyor çünkü devlet
hastanelerinde nitelikli ameliyat yapan hekim kalmadı bunların
uygulamış olduğu Sağlıkta Dönüşüm Programı
nedeniyle. Değerli arkadaşlar, niye oldu bu? Çok uzun bir
şeyimiz yok, kısaca özetleyeyim nedir bu Sağlıkta
Dönüşüm Programı. Sağlıkta Dönüşüm Programı
şudur değerli arkadaşlarım: Şimdi, 1970lerin sonunda
bütün dünyada neoliberalizm şöyle bir şey yaptı. Ya,
kapitalistler şimdiye kadar ticareti yapılan şeylerle
yetinemiyor, doyamıyor, daha başka, bugüne kadar ticaretin konusu
olmayan mallar, hizmetler bunların ticarileştirilmesi gerekiyor, işte,
su, bir tanesi de sağlık. Değerli arkadaşlarım, 1960
Anayasasını beğenmeyiz, eleştiririz,
sıkıntılıdır, vesayet anayasasıdır, 81
Anayasası da öyledir, sizin yaptığınız Anayasa da
vesayet anayasasıdır ama orada çok ciddi bir cümle var,
sağlığı bir kamu hizmeti olarak ortaya koyar yani ticaret
şeyi değil. Siz geldiniz, sağlığı ticaretin
aracı hâline getirdiniz, kamuculuğu ortadan
kaldırdınız. Aslında 12 Eylül Anayasasında bu
görülmüştü ama sizin programınızda da aynı şeyler var
Sayın Bakanım.
Bakın, iyi şeyler
de yapıldı bu arada. Mesela, yatak kapasitesi
artırıldı, kaliteler artırıldı ve en önemlisi
genel sağlık sigortası çıkarıldı değerli
arkadaşlarım. Genel sağlık sigortası dünyanın en
geniş, en kapsayıcı, en derin genel sağlık
sigortasıdır. Bunu açık bir şekilde söylüyorum, bundan
dolayı da kendini tebrik ediyorum ama bunun finans şeyi
düşünülmediğinden dolayı genel sağlık sigortası
çok kısa bir sürede çökmüştür. Genel sağlık
sigortasıyla beraber SUT diye Sağlık Uygulama Tebliği
diye bir şey çıkarıldı, genel sağlık
sigortasıyla muayene olan insanlara, tedavi gören insanlara SGK ödeme
yapıyordu. Zamanında eşit ödemeler yaptı Sağlık
Bakanlığına, üniversite hastanelerine, özel hastanelere ve
insanlar özel hastanelere gitti. O sağlıkta memnuniyet
dediğiniz şey bunların sonucunda oldu ama çok kısa bir
sürede bunlar tıkandı ve Sağlık Bakanlığı,
Hükûmet müdahale etti; devlet hastanelerine yüklü ödemeler yapılırken
SUTtan, üniversite hastanelerine ve özel hastanelere yapılmadı ama
özel hastanelere ne yapıldı? Fark alabilirsiniz. denildi; önce yüzde
30, sonra yüzde 50, yüzde 100, yüzde 200; sonra da bıraktılar
İstediğin kadar al, al. dediler ama üniversite ve devlet
hastanelerine gerekli düzenlemeleri yapmadılar. Tam da bu noktada Bu
hekimler niye özel hastaneye gidiyor? diye hekimleri ve sağlık
personelini dinleyeceği yerde tam gün yasasını uyguladı ve
hekimlerin bütünüyle üniversitelerden ve diğer hastanelerden
ayrılmasına sebebiyet verdiler, bu kuyruklar şimdi onun
sonucunda değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bakın, bunlar sağlıkla
çok seçim kazandılar var ya, bugün sağlıkla kaybedecekler; onun
için İçişleri Bakanıyla uğraşmayın değerli
arkadaşlarım. Türkiyenin şu anda sağlık sisteminin
gelmiş olduğu durumu, nasıl çürüdüğünü, nasıl
çöktüğünü anlatalım; insanlar bunu zaten biliyor.
Bakın, arkadaşlar,
GSS yani genel sağlık sigortasının işleyebilmesi için
kaynak ayırmanız gerekiyor. Hükûmetin ayırdığı
kaynak, değerli arkadaşlarım, gayrisafi yurt içi hasılanın
yüzde 3,5u. Sayın Bakan diyor ki: Yüzde
Bakın, faize 582 milyar
ayrılan bütçede vergi indirimi adıyla yani zenginlere, tüccarlara
teşvik adıyla filan 1 trilyona yakın -994 milyar- vergiden
vazgeçiliyor; KÖİlere 102 milyar, şehir hastanelerine 47 milyar
ayrılıyor; bir de kur korumalı mevduat diye ayrıca faiz
var, o da -Hazinenin verdiği- 100 milyar TL oldu değerli
arkadaşlarım ama Merkez Bankası ne kadar oldu, bunu söylemiyor
Merkez Bankası Başkanı. Niye? Çünkü kendisini Meclisin üstünde
görüyor beyefendi. (CHP sıralarından alkışlar) Niye öyle
görüyor? İşte, bu tek adam sistemi
Beni bu adam atadı, ona
hesap veririm; millet, muhalefet filan beni ilgilendirmez. diyor değerli
arkadaşlarım.
Bakın, 2 tane temel
problem var, bunlardan söz edeyim. Bunlardan bir tanesi, vahim olan
Yani
sağlık sistemi çökmüştür, düzeltiriz ama zor düzelteceğiz
değerli arkadaşlarım çünkü esas çöken tıp eğitimidir;
üniversite hastanelerini bitirdiler. Üniversite hastanesi olmayan tıp
fakültesinde öğrenci yetiştirilmez. Nitelikli ameliyat yapan
hocaların tamamı özele gittiler. Dolayısıyla, orada ihtisas
veriliyor ama bu ameliyatları yeteri kadar yapamıyorlar,
öğrenemiyorlar.
Bu SUT dediğimiz
Sağlık Uygulama Tebliğiyle bile bile üniversiteleri
batırdılar. Niye batırdılar biliyor musunuz değerli
arkadaşlarım? Çünkü bunların kafasında özelleştirmeler
vardı; önce tamamen özel hastanelere göndereceklerdi, sonra bu özel
hastanelerin zincirlerini anlarız ama bu kâr, bu para belli zenginlerin
eline gidecek... Şehir hastaneleri dediğimiz entegre kampüsler de buradan
çıkmıştır. Şimdi, sadece zincir hastaneler değil,
zincir eczaneler
Aynı zincir AVMler gibi bir sistem kurdular; bundan
dolayı gitti. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, ilaç bulunamıyor eczanelerde, kıyamet...
Gidin bakın, ilaç bulunamıyor, her gün ilaç için Depoları,
şu depoyu ara. diye bizi arıyorlar, sizi de arıyorlardır.
Niye değerli arkadaşlarım? Sayın Sağlık
Bakanımız dedi ki: Bizim ilaç ve tıbbi cihaz ithalat ve
ihracatımız arasında şu kadar karşılama
oranı var. Öyle bir şey yok değerli arkadaşlarım.
Türkiye'de maalesef ilaç ve tıbbi cihazlarla ilgili yatırımlar
yapılmamıştır. Bunu Hükûmete yakın bazı insanlar
da fark ettiğinden dolayı Devlet Denetleme Kurulu bu konuda bir rapor
hazırlamış ama kaç sene geçti Sayın Bakanım, bu
raporun gereğini niye yapamıyorsunuz, niye yapmıyorsunuz, kim
var? Ya, sizin özel hastaneleriniz filan değildir, bu zincirler, daha
büyükleri var. Siz de zincir mi kuruyorsunuz yoksa? (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, en temel problem sağlık eğitimidir.
Personelle ilgili yapılacak şey şu arkadaşlar: Bu
arkadaşlar, tabipler ve diğer sağlık personeli öyle büyük
paralar filan istemiyorlar ama performansla Şu kadar çalışırsan
şu kadar para veririz.le ayıptır. Bakın arkadaşlar,
bakanlıkların arasında şeye baktım, ortalama
personelin aldığı şey nedir? 2021 yılında
Sağlık Bakanlığında 47 bin lira, Sayın
Bakanım, burada tabii döner sermaye falan yok. Aylık ne kadara
geliyor? Tabii, bu ortalamadır ama mesela Millî Eğitim
Bakanlığında
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
MEHMET BEKAROĞLU
(Devamla) Bitiriyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bu hekimler falan böyle soyguncu moyguncu falan
değil. Bu hekimler insan gibi yaşamak istiyorlar ve diğer
sağlık personeli; en ağır görevleri yapıyorlar.
Pandemide hiç yoğun bakımda yatan arkadaşlarım var mı
arkadaşlar? Vicdanını böyle şey yapsın ve insanlara
anlatsın sağlık personeli nasıl çalışıyor.
Çalışmalarının karşılığını
istiyorlar, böyle memleketi falan terk etmek istemiyorlar bu insanlar.
Dışarıda kazanılanın en az yarısı devlette
verilsin, hepsi gelir, devlete cansiperane bir şekilde hizmet eder bu
kahraman insanlar. Dolayısıyla Efendim, biz getirdik, yine personele
bağladık, hem de bir tane kurul oluşturacağız. O kurul
bakacak, ne kadar çalışıyor, saçı nasıldır,
eteği nasıldır, sakalı nasıldır, boyu
nasıldır, hangi partiye oy veriyor; ona göre performans yazacak
Böyle bir şey olur mu Sayın Bakanım ya, böyle bir şey var
mı? (CHP sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Öyle bir şey yok zaten.
MEHMET BEKAROĞLU
(Devamla) Sağlık personeline hakarettir ve bu millete hakarettir
bu.
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Böyle bir reform var, onların
maaşlarını düzenledik.
MEHMET BEKAROĞLU
(Devamla) Çökmüştür bunların sağlık sistemi değerli
arkadaşlarım, bunu konuşun; bırakın Soyluyu ya, kendi
kendine bağırsın, çağırsın. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Gamze Taşcıer
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA GAMZE
TAŞCIER (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
şimdi anlatacağım hikâye gerçek olaylardan
kurgulanmış. Yılmaz ailesinin çocuğu bir gün ateşler
içinde yanıyor, titriyor. Hemen diyorlar ki: Karşıdaki aile
sağlığı merkezine götürelim. İçeri bir giriyorlar,
aile sağlığı merkezi buz gibi, dışarıdan
daha soğuk. Ya, niye böyle oldu? Diyorlar ki: E, çünkü Sağlık
Bakanlığı yeterli ödenek vermediği için biz de ancak bu kadar
ısıtabiliyoruz. Neyse, giriyor, muayenesini oluyor, doktor ilaç
yazıyor. Bir gürültü yan taraftan Ne oluyor? diye kafalarını
uzatıyorlar, yan taraftaki doktor şiddete maruz kalıyor. Neyse,
aile gidiyor hemen karşıdaki eczaneye, ilaçlarını alacak,
reçeteyi uzatıyor, eczacı diyor ki: Ya, burada antibiyotik ve
ateş düşürücü yazılmış maalesef bu ilaçlar eczanede
yok. Ya, olur mu? diyor anne Daha geçen hafta Sağlık Bakanı
açıkladı eczanelerde bütün ilaçlar var diye. Vallaha, abla,
bakın, mahalle eczanesinde olmayan ilaçların listesi. Sayın
Bakan, Bakanlığın ya da Meclisin en yakınındaki bir
eczaneye giderse bu ilaçların olmadığını kendisi de
tespit edebilir. (CHP sıralarından alkışlar) Tabii,
ilacı alamadan eve geliyorlar, gece çocuk tekrar rahatsızlanıyor,
diyorlar ki: Ya, şu yakındaki hastaneye götürelim çocuğu. Kadın
diyor ki: Bey, o hastane geçen hafta kapandı, doktorlar şehir
hastanesine taşındı; unuttun mu? Ya, ne yapacağız?
Cebimizde para da yok, taksi parası bayağı tutar.
Komşulardan 200 lira bulup buluşturuyorlar, şehir hastanesine
gidiyorlar. Bir bakıyorlar ki 500üncü sıra. Ya, niye bu kadar
kalabalık? E, gündüz muayene olmak için randevu alamıyoruz da onun
için biz de acile geliyoruz mecburen. diyorlar. (CHP sıralarından
alkışlar) Doktor serumu veriyor, çocuk biraz iyileşiyor, diyor
ki: Yarın randevu alıp bir uzmana göstermeniz lazım.
Şanslı günleri, on gün sonrasına randevu alabiliyorlar. Tam
9uncu gün oluyor, o mutlu gün gelecek, bir telefon: Maalesef randevunuz iptal
oldu çünkü doktor yurt dışına gitmek için istifa etti. Mecburen
bileğindeki son bileziği satıp özel hastaneye götürüyor.
Sayın Bakan,
aslında bu anlattığım, liyakatsiz ve beceriksiz
politikalarınız nedeniyle yirmi yıldır sağlık
sistemini getirdiğiniz politikaların sonucu. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Sayenizde koca koca
hastanelerimiz var evet ama içinde doktor yok, doktor olsa randevu yok, randevu
olsa ilaç yok. Hani Hayaldi, gerçek oldu. diye bir sloganınız
vardı, sayenizde doktora da ilaca da sağlığa da erişim
gerçekti, hayal oldu. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan,
haftalardır, çocukların beslenmesinin yetersiz olduğu ve
okullarda beslenme verilmesiyle ilgili tartışma yaratıldı.
0-12 yaş grubundaki çocukların beslenememesinin ileride nasıl
bir sağlık sorununa yol açacağını en iyi bilen Bakan
sizsiniz ama maalesef bu konuyla ilgili tek bir açıklamanız dahi yok,
gözlerinizi gerçeğe kapatıyorsunuz. Türkiye, OECD ülkeleri
arasında çocuk yoksulluğunun en ağır
yaşandığı 2 ülkeden 1i. Hani övünüyorsunuz ya Şu
kadar hasta doktora gitti. diye; Sayın Bakan, bu övünülecek bir şey
değil. Asıl önemli olan koruyucu sağlık hizmeti yani iyi
beslenerek, sağlıklı barınma koşullarıyla bu
insanları doktora ve ilaca muhtaç etmeyecek bir sistem yaratmak.
Son olarak da bir konuya
değinmek istiyorum. 6 yaşındaki bir çocuğun istismar süreci
bir haftadır bu ülkede konuşuluyor. Bu habere ses yükseltenler,
ortaya çıkaran gazeteciler, ödüllendirilmeleri gerekirken din
düşmanlığıyla suçlanıyorlar. Asıl din
düşmanlığı dini istismar eden alçaklardır,
çocukları istismar etmeyi kendilerine hak görenlerdir, bu
iğrençliğe sessiz kalıp bu pisliğin üzerini örtmeye
çalışanlardır. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan dönüp diyor
ki: Bu iş siyasi değil.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Yazıklar olsun!
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Sayın Bakan, bir gece yarısı çocuk istismarını
aklamak için çıkardığınız kanun teklifi mi siyasi
değil? Kimsesiz çocukları, tarikatlarla protokol yapıp onlara
emanet etmek mi siyasi değil?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Biz çocuk istismarına cezaları ağırlaştıran
kanunlar yaptık, cezaları artırdık.
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Bu tarikatları beslemek, büyütmek, bürokrasinin içine, hatta en tepesine
yerleştirmek mi siyasi değil? (CHP sıralarından
alkışlar)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Yazıklar olsun!
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
6 yaşında evlenilebilir. diye fetva veren tarikatlar istedi diye
bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesinden çekilmek mi siyasi
değil? (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Bravo!
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Adalet Bakanının Çocuğun rızası var. demesi mi
siyasi değil?
Sayın Bakan, bu iş
tam da siyasetin göbeği. Gerçi, siz iktidarda kalmak için, üç beş oy
fazla alabilmek için ve koltuğunuzu korumak için bütün bunlara zemin
hazırlayıp sonra da sosyal medya üzerinden beni siyasi hırslı
olmakla suçlayacaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Tüm bunları yapacaksınız, sonra timsah gözyaşı döküp
Sürecin takipçisi olacağız, müdahil olacağız. diyorsunuz.
Yetmez! Tutuksuz yargılayan, doğum raporu yerine kemik yaşı
isteyen savcının, kemik yaşı testine
başkasının girmesine göz yuman doktorun ve onun
arkasındakilerin; bunların derdi çocuk değil.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Örgüt, örgüt!
VELİ AĞBABA
(Malatya) Alçaklar!
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Timur Soykan yargılansın. diyen trollerinizden,
istismarcıyı savunan, paylaşımı beğenen İl
Müdürünüzden, Emniyete, yargıya, bürokrasiye yerleştirdiğiniz 6
yaşında çocukla evlenilebilir. diyen tarikatların müritlerinden
hesap sorabilecek misiniz? (CHP sıralarından alkışlar)
Yasaları değil, şeyhin talimatlarını önceleyenlerden
hesap sorabilecek misiniz?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Yargıya intikal etmiş, yargı hesap soruyor zaten.
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Sormazsınız, soramazsınız; ne yüreğiniz ne insanlığınız
ne de vicdanınız buna yeter. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Fikret Şahin
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FİKRET
ŞAHİN (Balıkesir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Sağlık
Bakanlığı, 6 Ekim tarihinde yayınladığı
yönetmelikle, serbest çalışan hekimlerin büyük
kısmının özel hastanelerde ameliyat yapmalarını
yasakladı. Anayasa'ya aykırı olarak zincir özel hastanelerin
isteği üzerine çıkarılmış olan bu yönetmelik,
hekimlerin çalışma özgürlüğünü, hastaların hekim seçme
hakkını engelleyen yasakçı bir yönetmeliktir.
Bakınız, şu
elimde görmüş olduğunuz Rekabet Kurumunun bu yıl
yayınlamış olduğu rapor, devletin resmî raporu. Bu rapora
göre, ülkemizde artık zincir özel hastaneler var ve bu hastaneler
tekelleşmiş durumda, kartelleşmiş durumda; resmen, devletin
resmî raporlarına geçmiş ve Sayın Bakan, size buradan sormak
istiyorum: Neden ülkemizde zincir hastanelerin oluşmasına ve
tekelleşmelerine izin verdiniz? Neden tıbbi bilgi ve becerileri
yüksek olan serbest hekimleri sağlık sisteminin dışına
ittiniz? Neden serbest hekimleri, tıpkı özel hastaneler gibi, SGKyle
anlaşma yapmalarını sağlayarak sağlık sistemi
içine dâhil etmiyorsunuz? Neden kamu hastanelerinin ameliyathanelerini
hekimlerin kullanımına açmıyorsunuz? Neden
vatandaşlarımızı özel hastanelere mecbur
bıraktınız? (CHP sıralarından alkışlar) Bu
sorulara sizin cevap verebileceğinizi zannetmiyorum çünkü sonuç itibarıyla
siz de bir zincir hastane patronusunuz Sayın Bakan. Sizin patronu
olduğunuz zincirin bir ucunun İstanbul, Ankaradan sonra Londraya
ulaştığı söyleniyor; bunun gerçek
olmadığını Komisyonda söyleyemediniz. Sayın Bakan,
devlet, gücünü zayıfı güçlüye karşı korumakta
kullanır, size Bakanlık yetkisi bunun için verildi, zayıfı
korumanız için, kendinize zincir hastaneler kurmanız için değil.
Ve yine size soruyorum Sayın Bakan: Hekimlerin çalışmasını
engelleyen bir Sağlık Bakanlığı hangi ülkede var?
Ortalık sahte hekim, sülükçü, kupacı, hacamatçı kaynarken siz
hekimlerin ameliyat yapmalarını nasıl yasaklarsınız?
(CHP sıralarından alkışlar) Ve yasaklarla sağlık
hizmetlerini yönetmeniz mümkün değil. Unutmayın ki siz aynı
zamanda serbest çalışan hekimlerin de Bakanısınız ve
cerrahların ameliyat yapması savaşta dahi engellenemez.
Hiç düşündünüz mü,
cumhuriyet tarihinin en büyük yurt dışı hekim göçü neden sizin
döneminizde oluyor? Hekimlerin gitmesinde sizin sorumluluğunuz yok mu?
Genel Başkanınız hekimlere Giderlerse gitsinler. dedi,
işte siz de onun yönetmeliğini yayınladınız. Tarih, bu
olumsuzluklara sebep olan siyasetçileri ve sizi nasıl anacak onu hep
birlikte göreceğiz ama Bakan olarak sizin iyi anılmayacağınız
kesin.
Diğer bir husus
şehir hastaneleri. Şehir hastanelerini kamu kaynaklarını
yandaş şirketlerinize para aktarmanın bir paravanı olarak
kullanıyorsunuz. Bu nedenle, devamlı surette, başta AKP Genel
Başkanı ve siz Sayın Bakan olmak üzere, bir savunma refleksi
içindesiniz. Yaptığınız açıklamanın suçluluk
psikolojisinin savunma mekanizması olduğunu hepimiz biliyoruz.
Tıpkı şairin söylediği gibi; herkes biliyor geminin su
aldığını, herkes biliyor kaptanın yalan
söylediğini ve herkes biliyor şehir hastaneleri üzerinden ülkeyi
soydurduğunuzu Sayın Bakan. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar) Bakınız, bu tabloda 14 tane şehir
hastanesinin maliyeti 8 milyar dolar, küsuratları söylemeyeceğim.
Bakın, sadece bu yıl 8 milyarlık maliyet için 2,5 milyar dolar
kira ve hizmet bedeli ödüyorsunuz yani yatırım maliyetini üç
yılda karşılıyorsunuz ama yirmi beş yıl ödeme
yapacaksınız. Neden yirmi iki yıl fazla ödeme yapıyorsunuz?
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bakın,
yüzünüz kızardı. Neden? Ve bu ödemeyi, bakın, 14 şehir
hastanesinin sadece 5 patronuna 2023 yılında 3
bakanlığın bütçesini aktarıyorsunuz.
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) Fikret Bey, bunu ben sana anlattım, anlattım.
FİKRET ŞAHİN
(Devamla) Bakın, 3 bakanlığın bütçesi var burada, 5
patrona
(CHP sıralarından alkışlar) Yazık değil
mi? Nesi siyaset bunun?
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) Bunu ben sana anlattım.
FİKRET ŞAHİN
(Devamla) Neresi siyaset? Vatandaşın, tüyü bitmemiş yetimin
hakkını yediriyorsunuz, yazıklar olsun size! Evet, biz
iktidarımızda kamunun çıkarlarını her şeyin önüne
koyacağız ve en kısa sürede bu şehir hastanelerini
kesinlikle kamulaştıracağız.
Son olarak, Sayın Bakan,
bakınız, Sağlık Bakanlığının -tüm
vatandaşlarımız duysun- 559 tane hastanesi kayıp, evet 559
hastanesi kayıp. Hangi ülkede 559 tane hastaneyi kaybeden kişiyi
bakanlıkta tutarlar? Değil 559, 9 tane hastaneyi kaybeden adamı
bakanlıkta tutmazlar. Sayın Bakan Komisyonda diyor ki: Biz son yirmi
yılda 738 tane hastane yaptık. Tamam, iktidara geldiğinizde
hastane sayımız 774tü; toplayalım, kaç yapıyor?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Neydi, neydi? Ayıptır be! 2 tane odadan hastane mi
olur? Hastaneymiş!
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
FİKRET ŞAHİN
(Devamla) 1.512 tane hastane yapması gerekir ama diyorsunuz ki:
Elimizdeki toplam hastane sayımız
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) Hastaneler birleştirildi, birleştirildi; senin haberin
yok ya Fikret!
FİKRET ŞAHİN
(Devamla) İşte, AKP iktidarının getirdiği nokta
burası; bir taraftan, tüyü bitmemiş yetimin hakkını,
tutuyorsunuz, yirmi beş yıl özel şirketlerinize aktarıyorsunuz
3 bakanlık bütçesi diyorum, 3 bakanlık bütçesi. Yazıklar olsun sizlere!
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) Hastaneler birleştirildi, birleştirildi; onları
bile takip etmemişsin ya!
FİKRET ŞAHİN
(Devamla) Hepinizi saygıyla selamlıyorum ve bütçemizin
hayırlı olmasını temenni ediyorum. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Geldiğimiz
nokta itibarıyla çökmüş bir sağlık sistemi, özel
hastanelere hizmet eden bir Sağlık Bakanlığı ve özel
hastane patronu bir Sağlık Bakanıyla karşı
karşıyayız.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Bayram Yılmazkaya
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BAYRAM
YILMAZKAYA (Gaziantep) Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(Balıkesir Milletvekili
Fikret Şahin ile İstanbul Milletvekili Abdullah Güler arasında
karşılıklı konuşmalar)
BAŞKAN Sayın
Şahin, arkadaşınız kürsüde.
Devam edin siz, buyurun.
BAYRAM YILMAZKAYA (Devamla)
Bakın, değerli arkadaşlar, sağlıkta nereden nereye
geldik: Mustafa Kemal Atatürk'ün Beni Türk hekimlerine emanet ediniz.
söyleminden ülkemizdeki doktorlara, sağlıkçılara Gidiyorlarsa
gitsinler, eğitimleri asistanlarla yaparız. söylemine kadar
getirdiniz; nereden nereye... (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
tıp fakültesine başlayan öğrencilerin yüzde 70i ilk senesinden
itibaren Almanca dil kurslarına kayıt yaptırıyor Almanca
dilini öğrenmek için, bunu biliyor muydunuz? 2022 yılı Ekim
ayı sonuna kadar 2.200 hekim, sadece Ekim ayında ise 213 hekim
maalesef yurt dışına gitti.
Sayın Bakanım,
Sağlık Bakanlığının değerli doktor
bürokratları ve siz Cumhur İttifakı'nın değerli doktor
milletvekilleri; buradan soruyorum: Hadi Cumhurbaşkanı doktorun
kıymetini bilmeyebilir ama bu kadar söylem ve yurt dışına
sağlık beyin göçünden siz hiç zerre kadar rahatsız
olmadınız mı, doğrusu merak ediyorum ya da herhangi biriniz
gidip de -özellikle Sayın Bakan- Cumhurbaşkanına Efendim, bu
laflar doğru söylemler değil, bunların hepsi sağlık camiasına
ve doktorlarımıza hakarettir. Eğitim asistanlarla olmaz, bunu da
nereden çıkardınız? diyemediniz mi ya da diyemiyor musunuz?
(CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
bakın, siz her şeyden önce doktorsunuz, siyaset gider ama
doktorluğunuz kalır; yapacağınız söylem ve
hareketlerden dolayı yarın bizlerin yüzüne
baktığınızda utanmamanız gerekir. Buradan bütün doktor
arkadaşlarımı uyarıyorum, ileride sizden bunların
hesabını sorarlar, demedi demeyin.
Değerli milletvekilleri,
normalde evrensel sağlığın tanımında hekime,
hastaneye ve ilaca ulaşımı çabuk ve ücretsiz hâle getirmek
gerekirken siz sağlığı nereden nereye getirdiniz.
Sağlığın parasız hâle geldiği yönündeki
söylemlerinize rağmen bugün vatandaşlardan çeşitli farklar
adı altında birçok kalemde katılım payı tahsil
edilmekte ve bu rakamlar günden güne artmaktadır. Ayrıca, özellikle
ekonomik darboğazla birlikte sağlık sistemini öyle bir hâle
getirdiniz ki daha önce iyi kötü maddiyatını toparlayıp özel
hastaneye gidebilen halkımız artık özel hastanedeki
farkların artışından dolayı gidemez hâle geldi. Bu ve
birçok etkenden dolayı işte, siz, devlet hastanelerini
hıncahınç dolar hâle getirdiniz. Bu nedenle, aylara varan ve
alınamayan randevular, hastanelerdeki kuyruklar, artık evlerde
telefon başında randevu almak için bekleyen sanal hasta
kuyrukları oluşturdunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Anlam veremediğimiz bir
şekilde sizler zamanında özel hastanelerin açılmasını
Hükûmet olarak teşvik ettiniz, şimdi, açılan yüzlerce orta
ölçekli ve zincir olmayan özel hastanelerin batması için de elinizden
geleni yapıyorsunuz. Üniversite hastaneleri ise borç
batağının içerisinde, çoğu battı batacak. Şehir
hastaneleri ise doktor yetersizliği, personel veya araç gereç
eksiğinin yanı sıra ülkenin kanayan yarası hâline gelmiş.
Millet olarak sadece bu yıl 14 şehir hastanesi için 2,5 milyar dolar
yani 46 milyar lira kira ve hizmet bedeli ödeyeceğiz.
Bu plansız yapılan
şehir hastaneleri Sağlık Bakanlığının
bütçesinde devasa kara deliklere dönüşmüş durumda.
İktidarımızda bu şehir hastanelerinin hepsini
kamulaştıracağız, öyle, merak etmeyin beş kuruş
da para vermeyeceğiz.(CHP sıralarından alkışlar) Çünkü
zaten şu ana kadar kazandıkları yaptıklarının kat
kat fazlası.
Bu arada, her yıl
bitimine söz verdiğiniz Gaziantep Şehir Hastanesi de bitmedi
maalesef; Bitti bitecek, bitti bitecek. dediler, inşallah,
iktidarımızda biz bitireceğiz ve Gaziantep halkının
malı olarak da Gaziantepli hemşehrilerimize teslim edeceğiz.
Değerli milletvekilleri,
ülkemizde, özellikle Gaziantep ilimizde uyuşturucu
bağımlılığı almış başını
gidiyor. Resmî kayıtlara göre, 40 bine yakın gencimiz uyuşturucu
bataklığında. İşte, asıl beka meselesi, millî
güvenlik sorunu madde kullanımındaki artış ve bununla
ilgili gerçekçi, önleyici tedbirlerin alınmamasıdır. Özellikle
ateş/buz denilen sentetik uyuşturucunun tedavi süreci oldukça zor
olup uzun süreli yatışların gerektiği, yataklı,
koğuşlu, güvenlik önlemleri alınmış olan AMATEM
sağlık kuruluşlarının varlığıyla
mümkündür ve bu merkezlerde uyuşturucu bağımlısı
çocuklarımız kendi isteklerine göre değil tam tedavisi
bitirilip, gerekirse zorla alıkonulup tıbbi konsey kararıyla
taburcu edilmelidir.
Değerli arkadaşlar,
bu görmüş olduğunuz dinleme aleti, doktorların en kıymetli
bir dinleme aletidir; stetoskoptur bunun adı. Sayın
Sağlık Bakanı ve doktor arkadaşlar bu cihazın ne olduğunu
çok iyi biliyorlar. Bizler bu dinleme cihazı sayesinde insanların
organlarının feryadını, sesini duyuyor ve
sorunlarını tespit ediyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar) Görüyorum ki Sayın Bakanın ve buradaki doktor
bürokratların kulağı sağır, gözü kör, kalbi taş
olmuş.
Sayın Bakan,
sağlık emekçileri ile doktorların feryadını ne duyuyor
ne görüyor ne de hissediyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar) Ülkenin en rahat doktorları siz ve
bürokratlarınız, en rahat yönetici, hastane sahibi sizsiniz; bir
eliniz yağda, bir eliniz balda.
Ben onun için bu dinleme
cihazını Sağlık Bakanına ve bürokratlara vermek
istiyorum, belki bu hassas cihazla sağlıkçıların
feryatlarını duyarlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
BAYRAM YILMAZKAYA (Devamla)
Odyolog, laborant, fizyoterapist, diyetisyen, ATT, fizik tedavi, ameliyathane,
sağlık yönetimi, hemşire branşlarında atama bekleyen
binlerce sağlıkçının feryadını duyun lütfen
diyorum.
Aslında bu cihazdan bir
tane de Sayın İçişleri Bakanımıza vermek istiyorum.
Sayın Bakan, siz de bu
cihazdan daha iyisi var, ortam dinleme cihazları, daha güçlü, teknolojik
olarak çok gelişmiş. (CHP sıralarından gülüşmeler) O
dinleme cihazlarıyla ülkenin belediye başkanlarını,
gazetecilerini, siyasilerini, genel başkanlarını ve
milletvekillerini dinliyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar) Bu insanları dinleyeceğinize biraz da intihar
eden polislerinizin feryadını dinleyin, Acaba bu polisler neden
intihar ediyor? deyin. Uyuşturucu bataklığına
saplanmış gençlerimizi dinleyin, o gençlerin
ana-babalarının feryadını dinleyin Sayın Bakanım.
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Jandarmamızı dinleyin diyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanımıza da inanın, bu cihazlar değil bence vicdan
temizleyici bir cihaz lazım.
6 yaşındaki
çocuğun bu yaşadıklarına eğer siyasetüstü
diyorsanız size de bir cihaz bulamıyorum.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Birazdan anlatacağım, kimde
vicdan var kimde yok göreceksiniz; Halk TVden izleyin.
BAYRAM YILMAZKAYA (Devamla)
Teşekkür ediyorum.
Yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Ali
Şeker...
Sayın Şeker,
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ
ŞEKER (İstanbul) Sayın Genel Kurulu ve hazırunu
saygıyla selamlıyorum.
Bizim bu ülkede
sorumluluklarımız var ve bu ülkenin sağlığı göz
göre göre kaybediliyor. Bütün gelişmiş ülkeler sağlığa
yatırım yaparken her geçen yıl bütçelerinden daha fazla oranda
pay ayırırken biz gittikçe küçülen paylarla
sağlığımızı korumaya çalışıyoruz,
bu mümkün değil hele bu kadar sayıda hekimi kaybettiğimiz bir
dönemde. Bu yıl başından itibaren 2.500 hekim yurt
dışına gitmek için başvurdu, bugün itibarıyla. (CHP
sıralarından alkışlar) 2012de sadece bir yılda 59
hekim gidiyordu, geçen ay bir haftada 64 hekim ülkeyi terk etti. Giderlerse
gitsinler. dediniz, onlar da maalesef gidiyorlar.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) 8 bini geri döndü.
ALİ ŞEKER (Devamla)
Sadece onlar değil ülkenin sağlığı da maalesef
kaybediyor, böyle giderse sağlıklı bir gelecek de mümkün
değil.
Çocuklarımız
Sadece
sağlığımızı kaybetmiyoruz,
çocuklarımızın da geleceği maalesef karanlık.
Çocuklarımız, onları muayene edecek hekim bulamayacakları
gibi maalesef beslenemiyorlar da. Beslenemedikleri için bodur çocuk
dediğimiz, beslenme çantasında gıda olmadığı için
okulda beslenemeyen, evde beslenemeyen, açlıktan bayılan
çocukların olduğu bir ülke hâline geldik.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) 7 bin hekim geri dönüyor. Şu an sırada bir sürü hekim
var başvurmak isteyen.
ALİ ŞEKER (Devamla)
Ve o çocuklara biz, ödeyemeyeceği borçlar bırakıyoruz, o bodur
bıraktığımız çocuklara. 2017de Kanuni Sultan Süleyman
Hastanesinde 115 çocuğun doğum yaptığına ve
bunların da örtbas edildiğine dair bir bilgi vardı. Bir soru
önergesi verdim, daha öncesinde Bilgi Edinmeden aldığım bilgiler
neticesinde bu olayın maalesef örtbas edilmeye
çalışıldığını ve elde ettiğimiz o
bilgiler içerisinde de on sekiz ayda 22 bin çocuk anne olduğunu -2018de-
üzülerek gördük. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Yazıklar olsun!
ALİ ŞEKER (Devamla)
Nureddin Yıldız 6-7 yaşındaki çocuk, 29
yaşındaki biriyle, bir erkekle evlenebilir. diye kitaplar yazdı
ve bu kitapları okullarda dağıtanlar ilçe millî eğitim
müdürüydü, il millî eğitim müdürü yapıldı
VELİ AĞBABA
(Malatya) Öbürünü de bakan yaptılar!
ALİ ŞEKER (Devamla)
ve şu anda onlar hâlâ okullarda seminer vermeye devam ediyorlar. Bizim
bu bataklığı kurutmamız lazım. O Efendim, çocuklar,
büluğa ermeden hemen evlenebilir. diyenleri rektör yaptık, Ahmet
Ağırakça dediğimiz adamı Mardin Üniversitesine rektör
yaptık. Sonra Niye bunlar oluyor? diyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Yazıklar olsun!
ALİ ŞEKER (Devamla)
Resmî verilere göre, 2021 yılında toplam 13.139 kız
çocuğu evlendi -çocuk evlendi, çocuk- ve 7.190 çocuk doğum
yaptı; 117si 15 yaş altındaki çocuklar. Vicdanınız
kaldırır mı bilmem ama 4 çocuk 2nci çocuğuna 15
yaşından önce sahip oldu; 1inci çocuğuna sahip olmuş,
2nci çocuk da oluyor. Kim görevini yapmadı da bu çocuklar 2nci
çocuğunu da yapabildi?
Şimdi, Timur
Soykanın ortaya çıkardığı bir utanç tablosunu
konuşuyor tüm Türkiye. Timur Soykan geçen yıl da Ahmet
Şıkla birlikte böyle bir kitap yazdı.
Buradaki iddialar yalan
mı Sayın Ahmet Şık, siz yalan mı yazdınız,
hiçbir soruşturma açılmadı.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) A, ama Sayın Başkan
ALİ ŞEKER (Devamla)
Siz, gazeteciyim diye burada duruyorsunuz, İçişleri Bakanı da
burada duruyor, Adalet Bakanlığının savcıları da
buradaki iddialarla ilgili bir dava açamadılar. (CHP sıralarından
alkışlar) Bu utanmazlık, bu çürümüşlük nedir?
Bir başka soruna
değinmek istiyorum, Mücella Yapıcı. 2 defa beraat eden Mücella
Yapıcıyı hapse attınız ve o Mücella
Yapıcıyı o yaşında bu şehri savunmak, bu ülkeyi
savunmak için mücadele eden kadını elleri kelepçeli diş
muayenesine götürdünüz ve oradan düştü. O elleri kelepçeli hâlde ring
araçlarında tutukluları birbirlerine kelepçeleyip sallana sallana
götürüyorsunuz; bu utanç bu dönemde bu ülkeye yakışır bir
şey değil. Mücella Yapıcı gibi bu ülkenin değerlerini
elleri kelepçeli diş muayenesine, diş çekmeye götürmek kimsenin
hakkı da haddi de değil. (CHP sıralarından
alkışlar)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Yazıklar olsun!
ALİ ŞEKER (Devamla)
Nüfusumuz yaşlanıyor, gençlerimiz bir bir yurdu terk ediyor, önlem
almamız gerekiyor.
Bir başka sorun: Human
papilloma virüs dediğimiz bir virüs var ve bu rahim ağzı
kanserine yol açıyor. Dünyada 140 ülke bu hastalıkla ilgili
aşıyı aşı programına aldı ve bu
aşılamayı yapıyor; Türkiyenin bir an önce bu
aşılamaya başlaması gerekiyor. Kadınlar arasında
4üncü sırada olan bir kanser türünü yok edecek olan, kazıyacak olan
bir aşıyı bir an önce ülkemiz hayata geçirmeli, ücretsiz olarak
bu aşıyı mutlaka ve mutlaka bu çocuklarımıza
yapmalıyız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ALİ ŞEKER (Devamla)
Bir başka sorunumuz: Üniversiteler bir bir çökertiliyor. Burası
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi; buralarda biz eğitim gördük. Bir
yandan burada yetiştirdiğimiz doktorlar gidiyor, bir yandan altı
yıldır sürekli yıkılan bir üniversiteye altı
yılda bir çivi dahi çakılmadı. Biz burada eğitim gördük,
ihtisas gördük ama çocuklarımız, Türkiyenin en yüksek
puanlarıyla buralara giren çocukları böyle bir moloz
yığınıyla, böyle bir otoparkla
karşılaşıyor; kimsenin üniversitelerimizi daha fazla tahrip
etmeye hakkı yok. (CHP sıralarından alkışlar)
Uyuşturucu sorunu bütün
sokaklarda, uyuşturucular -ellerini kollarını sallayarak- okul
çıkışlarında satılıyor; Bağcılarda,
Esenyurtta, Şişlinin göbeğinde bile bunlar yapılıyor;
bunlara tedbir almamız gerekiyor. Çocuklarımızı
uyuşturucunun pençesine bırakanlardan ülke olarak hep beraber
kurtulmamız yakındır.
Saygılar sunuyor,
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sayın Başkan
AHMET ŞIK
(İstanbul) Sayın Başkan, duyabiliyor musunuz beni?
BAŞKAN Buyurun.
AHMET ŞIK
(İstanbul) Sataşmadan ötürü söz hakkımı kullanmak
istiyorum.
BAŞKAN Size
sataşmadı ki.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sataştı Başkan.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sataşma yok Sayın Başkan.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Gazeteciyim diye dolaşıyor ortalıkta!
AHMET ŞIK
(İstanbul) Yalan yazdığımı, gazeteciliğimin
yalan olduğunu
BAŞKAN Efendim? Size
sataşmadı, sizin kitabınıza atıfta bulunarak Sayın
Bakanlara sataştı.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sataştı Başkan.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Kitabın reklamını
yaptı, sataşmadı Sayın Başkanım. Sadece Kitap
yazmış. dedi.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Anlaşmalı mısınız yoksa?
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Gazeteciyim diye dolaşıyor adam!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Hayır Sayın Başkan, doğrudan
sataştı! İsim vererek sataştı Sayın Başkan!
AHMET ŞIK
(İstanbul) Kitaba atıfta bulunarak Yalan mı
yazıyorsunuz? dedi.
BAŞKAN Efendim?
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Anlamadım
Sayın Şeker.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Yalan mı bunlar ki? Yalan yazmış demek
AHMET ŞIK
(İstanbul) Böyle bir ifade kullanıyor.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Yalan söylemekle itham etti, gazeteciliğini
sorguladı Sayın Başkan!
BAŞKAN İyi de
böyle bir usul yok ki.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sayın Başkan
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım, böyle bir usul yok.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Bu, anlaşmış
BAŞKAN O zaman herkes
birbirine yalan yazsın; o, bir şey desin; ben de herkese
sataşmadan söz vereyim.
AHMET ŞIK
(İstanbul) Sayın Başkan, zaten Meclis pratiği öyle
işliyor ya, herkes birbirine sataşıyor.
HÜSEYİN
YAYMAN (Hatay) Muvazaa var Başkanım.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Anlaşmalı, anlaşmalı.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sayın Başkan, kendi ifadeleriniz: Bir tek
sataşmadan söz vereceğim, kürsüden vereceğim. dediniz
Sayın Başkan.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Süreyya Başkanım, muvazaa var.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Anlaşmalı, anlaşmalı Başkanım.
BAŞKAN
Tutanakları isteyeceğim, tutanaklar gelsin, ondan sonra
bakacağım.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Bir hafta sonra bakarız.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Yalancı dedi, gazeteciliğini
sorguladı.
BAŞKAN Yalancı
demedi.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Yalan söyledi. dedi Sayın Başkan.
BAŞKAN Böyle bir
şey yok.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Açıklaması gerekiyor 69a göre!
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Muvazaalı sataşma.
BAŞKAN Sayın Ali
Fazıl Kasap konuşacaktır.
Buyurun Sayın Kasap.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ
FAZIL KASAP (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlarım.
Sayın Bakan, size bir
çocuk hekimi ve çocuk sağlığından sorumlu bir uzman olarak,
artı, Sağlık Bakanı olmanız sebebiyle seslenmek
istiyorum ama önce Sağlık Bakanı olmanız sebebiyle:
Sayın Bakan, randevu süreleriyle ilgili zaten
sabıkalısınız; MHRS sıkıntılı.
Şimdi, Sayın Bakan
bir soru önergesine bir cevap vermiş, çok yeni geldi; diyor ki:
Poliklinik muayene randevuları, on dakikadan az olmamak üzere
altmış dakikaya kadar belirlenebilmektedir. Vallahi hangi dünyada
yaşıyorsunuz bilmiyorum, çok zor.
Demin sayın
milletvekillerinden birisi söylemişti: Türkiye'de bir hastalığa,
sayenizde, şu anda 3 reçete yazılıyor Sayın Bakan.
Bakın, önce aile hekimliğine gidiyorsunuz, olmadı acile
gidiyorsunuz, olmadı uzmana gidiyorsunuz, özel hastane vesaire. (CHP
sıralarından alkışlar) Sayın Bakan, bir
hastalığa 3 reçete
Randevu alamıyorsunuz.
Sayın Bakan, bugün
belki de güzel oldu- sizden gelen bir soru önergesine maalesef şöyle bir
cevap vermişsiniz: İntörn hekimlerinin maaş ödemelerine
ilişkin önergenizde yer alan hususlar
Bakanlığımızın görev alanına girmemektedir.
Peki, Sayın Bakan, neden İntörn hekimlerine şu kadar maaş
bağladık. diyorsunuz? Neden diyorsunuz Sayın Bakan?
Hani bir de eski dönemde
Millî Eğitim Bakanının söylediği bir söz var: Şu
okullar olmasa ne güzel idare ederim. Demin de bir vekilim şey
yapmıştı. Siz şu cevabı verme durumunda
olmamalıydınız Sayın Bakan: MHRS üzerinden randevu alarak
uzmana görünen, herhangi bir hastalık tanısı konmayan, tedaviye
ihtiyaç duymayan çok hastamız var. İyi olduğumuzu doktordan
duymak güzel olmasına güzel ama tedavisi gecikirse üzüleceğimiz hastaları
düşünelim." Sayın Bakan, diyorsunuz ki: Siz hastaneye
gitmeyin. Ne güzel bir Bakanlık bu! (CHP sıralarından
alkışlar)
Şimdi, bir çocuk
hekiminden ziyade bir baba, bir dede olarak -gençsiniz ama- bir baba olarak
konuşuyorum.
SAĞLIK BAKANI
FAHRETTİN KOCA Anlayacağın şekilde anlatacağım.
ALİ FAZIL KASAP
(Devamla) Bir çocuğunuz doğdu ve doktor dedi ki: Sizin
çocuğunuzda SMA hastalığı var. ve siz de dediniz ki: Ya,
bunun tedavisi var mı? Nusinersen falan dediniz ama pek etkisi yok. 3
tane tedavi şekli var, 3 tedavi şeklinden bir tanesi 2017den beri
var Sayın Bakan; FDA onaylamış, Avrupa Medikal Ajansı (EMA)
onaylamış. Sayın Bakan, onu da söyleyeceğim Dünya
literatüründe yok. demişti Sayın Derya Yanık. Ya, Sayın
Bakan, siz bazen Kabinede falan toplanıyorsunuz da Vedat Bilgin olsun,
Derya Yanık olsun, Sayın Bakanlarımızı bilgilendiriyor
musunuz? Bu konuda Literatürde yok. dediğiniz yerde 46 ülke onay
vermiş Sayın Bakan, Avrupa Birliği onay vermiş, Amerikan
FDA onay vermiş; beş yıl olmuş, beş yıl
Sayın Bakan! (CHP sıralarından alkışlar) Siz,
Bakanlarla bu Kabinede çay, kahve mi içiyorsunuz, ne yapıyorsunuz?
Bakın, 2020de komisyon raporu yayınlandı SMAyla ilgili,
öneriler var. Yıl 2022 oldu, Sayın Bakan, burada da yazıyor ve
sizin Bakanlığınızın...
SELİM GÜLTEKİN
(Niğde) SMA Bilim Kurulu var.
ALİ FAZIL KASAP
(Devamla) Arkadaşlar, Bilim Kurulunun raporu var, bakın -binlerce
literatürü de söyleyelim- raporda diyor ki: Türkiyede yılda SMAlı
150 çocuk doğuyor, her iki günde 1 çocuk ölüyor. Bakın, iki günde 1
çocuk ölüyor. Türkiyede bu çocuklar on buçuk aylık olduklarında
ölüyor. Türkiyede 150 çocuk SMAlı doğuyor ve iki günde 1 çocuk
ölüyor. Siz, bu rapor yayınlandığından beri ölen 300 çocuğun
vebalini nasıl vereceksiniz? 300 çocuk öldü çünkü Türkiyede bunun
tedavisi yok. (CHP sıralarından alkışlar) Ben bir ilaç
firmasının, vesairenin temsilcisi değilim ama şu var:
Dünyanın birçok ülkesinde uygulanan... Kabul ettiniz, nasıl kabul
ettiniz biliyor musunuz? Bakan, iki gün sonra, 1 Aralıkta bir beyanat
verdi: SMA tedavisini gündeme alacağız. Avrupada uygulanan bir
tedaviyi, İngilterenin şu anda ücretsiz verdiği tedaviyi.
Bakın, vitrininiz çok iyi olabilir ama mutfak çok kötü,
vatandaşımız bunu bilmiyor. (CHP sıralarından
alkışlar) Sağlıkla ilgili tamamen fiyaskoyu
yaşıyoruz değerli vekillerim, tamamen fiyaskoyu
yaşıyoruz.
Dünyanın hiçbir
yerinde... Bakın, burada eski Bakan Recep Akdağ vardı.
Komisyonda söylediğim şey şu: Sayın Bakanım, bir çocuk
hekimi olarak sesleniyorum; sizin için, beş dakikada, on dakikada bir
çocuk muayenesi olur mu? Ya, çocuğun soyulması, giydirilmesi zaten
beş-on dakika sürüyor. Aileye beslenmeyi nasıl
anlatırsınız? Sayın eski Bakanım Recep Akdağ
demişti ki: Yirmi dakika bile yetmez. Peki, şu andaki şeye siz
nasıl rıza gösteriyorsunuz Sayın Bakan? Yirmi dakika
Pozitif
ayrımcılık yapılacak bir ülkede siz diyorsunuz ki:
Hastaneye gitmeyin, hastaneye. Ben şöyle söyleyeyim değerli
arkadaşlar
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ALİ FAZIL KASAP
(Devamla) Birinci basamak sağlık hizmetleri uygulamasını
kabul etmediğiniz müddetçe siz Sağlık Bakanı olarak
Hastaneye, doktora gitmeyin. diyeceksiniz Sayın Bakan; ne kadar
acıdır bu!
Ben şunu söyleyeyim:
Millet İttifakının sağlık bakanı geldiğinde
-bu arada, önümüzdeki süreçte, altı aylık süreçte ölecek
olanların hastaların vebali de size aittir- bu tedavi en kısa
zamanda, diğer tüm tedaviler gibi, yerine getirilecektir. (CHP ve İYİ
Parti sıralarından alkışlar) Çocuklarımız ilaç olmadığı
için ölmeyecekler.
Teşekkürler.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Suzan Şahin
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SUZAN
ŞAHİN (Hatay) Sayın Başkan, değerli üyeler; bir
ülkede ailenin konumu ve sosyal hizmetlerin iyi yürütülmesi o ülkenin
sosyoekonomik koşullarıyla yakından ilintilidir. AKPnin iş
bilmez ekonomi yönetimiyle her güne zam haberiyle uyanıyor, zamla
yatıyor, zamla kalkıyoruz. Bugün ülkemizde 16 milyondan fazla
kişi açlık sınırında, 48 milyon kişi ise
yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Kişi başına millî gelirin 9.592 dolar olduğu Türkiye'de,
Bakanlığın kendi verilerine göre 2022 yılında sosyal
yardımlardan faydalanan hane sayısı 4 milyon 332 bini
aştı, destek alan toplam kişi sayısı 27 milyon;
dehşet bir sayı bu. Ülkenin üçte 1inin sosyal yardım
almasıyla bir de utanmadan övünüyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar) Oysa bu, övünülecek değil hesap verilecek bir durum
Sayın Bakan; aslında yönetemediklerinin ve ülkedeki yoksulluğun
açıkça itirafı. AKP'nin taktiği belli, siyasi rant
sağladıkları için yoksullukla mücadele etmek yerine
vatandaşı yardımlara yani kendilerine bağımlı
kılmak. Bu taktikle AKP'nin eseri yoksulluk giderilemez, aile de
güçlendirilemez. (CHP sıralarından alkışlar)
Aile, aile diyorsunuz;
evlilik sayıları düşüyor, boşanmalar artıyor
günümüzde. Yarattığınız yoksullukla evlilik birliğini
kurmak da sürdürmek de zorlaştı, çocuk bile yapamıyorlar aile
içinde. (CHP sıralarından alkışlar) Güçlendirme
iddiasını taşıdığınız kadını
da güçlendiremiyorsunuz; çocuğu da koruyamıyorsunuz, engelliyi de.
Değerli milletvekilleri,
TÜİK verilerine göre Türkiye'de 6,5 milyon çocuk şiddetli yoksulluk
çekiyor. Çocuklar yatağa aç giriyor, okullarda açlıktan düşüp
bayılıyorlar. Millî Eğitim Bakanlığıyla iş
birliği yaparak çocuklara 1 öğün ücretsiz yemek vermek, ücretsiz su
sağlamak bu kadar mı zor? (CHP sıralarından
alkışlar) Tabii, yandaş doyurmak varken çocukları kim
düşünsün? CHP'li belediyelerimiz yiyecek desteği vereceğinde de
karşı çıkıyor, kabul etmiyorsunuz. Okullaşma
oranıyla övünüyorsunuz; 866 bin kız çocuğu okulda değil
Sayın Bakan, nerede? Okul öncesi çocukların eğitimi hem çocuk
hem kadın açısından çok önemli. Bu ülkede 13,3 milyon
kadın, çocuğunu bırakabileceği yer bulamadığı
için çalışamıyor. Kamu kreşleri sürekli
kapatılıyor. Bakanlığınıza bağlı
kreşler yetersiz, yasal gereklilik olan iş yerlerinin kreş açma
zorunluluğu denetlenmiyor, özel kreşler el yakıyor; böyle olunca
kadınlar, çocuklarla birlikte eve mahkûm ediliyor. Mesele beceriksizlikten
değil, mesele kadını eve hapsetmek isteyen AKP zihniyetinden
kaynaklı. (CHP sıralarından alkışlar) Hani aileyi,
kadınları çok düşünüyorsunuz ya merak ediyorum: En az 3 çocuk sipariş
etmeyi bilen reisiniz neden 3 tane mahallede de kreş sipariş etmiyor
size? (CHP sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Onu da yapıyor, onu da yapıyor.
SUZAN ŞAHİN
(Devamla) Sayın milletvekilleri, okulda olması gereken çocuklar
cinsel istismara uğruyor. Ülke gündemini sarsan 6 yaşındaki
kız çocuğu için günlerce sustunuz, sonra kalkıp İnsanidir,
her toplumda olabilir ve siyasi değildir. diyorsunuz. Sayın Bakan,
çocuğun cinsel istismarı insani değil, insanlık
dışıdır. (CHP sıralarından alkışlar) En
ağır çocuk hakkı ihlali olarak siyasi anlayışın bir
sonucudur. Tıpkı kadına yönelik şiddet, kadın
cinayetleri gibi politiktir. Mevcut siyasi iktidarın bakış
açısını yansıtan ayrıştırıcı,
ötekileştirici, yandaş kayıran, tarikat ve cemaatleri koruyup
kollayan basiretsiz politikalarınızın bir ürünüdür. (CHP
sıralarından alkışlar)
Adli sicil istatistiklerine
göre 2021de çocuğa cinsel istismar suçundan 16.161 bir mahkûmiyet
kararı verilmiş. 2001-2021 arası 15 yaş altı 20.895,
15-17 yaş arası 548.488 çocuk doğum yapmış, feci bir
tablo bu. Dolayısıyla, davalara müdahil olmak yetmez, zihniyet
değişmez ise ne çocuğun cinsel istismarı biter ne erken
yaşta evlilikler ne çocuk anneler. (CHP sıralarından
alkışlar)
Ülkemizde bir diğer
çocuk istismarı da çocuk işçiler. 2 milyon çocuk işçi en temel
hakkı, eğitim hakkından yoksun; okula gidemeyip
çalışıyor bu ülkede.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi Sayın Şahin.
SUZAN ŞAHİN
(Devamla) İşçi Sağlığı ve İş
Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2013ten bu yana iş cinayetlerine
kurban giden çocuk işçi sayısı en az 556. Sadece 2021de
Türkiyede 62 çocuk işçi hayatını kaybetti. Bu utanç verileri
için kader fıtrat demezsiniz inşallah.
Diğer bir kanayan yara
da uyuşturucu. Uyuşturucuya başlama yaşı 8e kadar
düşmüş durumda. 2021 verilerinde 6.788 çocuk Emniyet güçleri
tarafından gözaltına alınmış. Bütçenin neresinde var
uyuşturucudan bu çocukları kurtarmak? Gemi gemi uyuşturucu madde
geliyorsa; bakanları, bürokratları uyuşturucu baronlarıyla
boy boy pozlar veriyorsa kimse uyuşturucudan kurtarılamaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) İftira! İftira! Aynı fotoğraf onların
kendilerinde de var. Belediye Başkanlarının, Genel
Başkanlarının, bütün hepsinin resimleri var.
SUZAN ŞAHİN
(Devamla) - Aslında Bakanlığın bütçesine
baktığımızda kadın, çocuk, engellilerin bütçesi
değil; bu bütçe, faizin ve seçimin bütçesidir. Çözüm odaklı olmaktan
uzak bir bütçedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Şahin.
SUZAN ŞAHİN (Devamla)
- Ama biz, çözüm odaklı bütçelerin CHP iktidarında sözünü veriyor;
yoksulluğu yönetmeye değil, bitirmeye geliyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
SUZAN ŞAHİN
(Devamla) Aile destekleri sigortasını hayata geçirerek
kadını da aileyi de CHP olarak biz güçlendireceğiz. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Neslihan Hancıoğlu
Buyurun.
CHP GRUBU ADINA NESLİHAN
HANCIOĞLU (Samsun) - Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığının bütçe teklifi üzerine söz aldım. Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
ülke günlerdir 6 yaşındaki bir kız çocuğunun evlendirilmesi
ahlaksızlığıyla sarsılıyor; ne yazık ki, ne
yazık ki Sayın Aile Bakanı bu vahim olaya üç gün sonra refleks
gösteriyor. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Yazıklar olsun!
NESLİHAN HANCIOĞLU
(Devamla) - Hiç kusura bakmayın Sayın Bakan, ne kadınları
koruyabildiniz ne de yavrularımızı ve şunu belirtmek
isterim ki bizim iktidarımızda bu Bakanlık her şey olup
bittikten sonra sadece davaya müdahil olan bir Bakanlık olmayacak, bu
ahlaksızlığa asla müsaade etmeyen politikalar hayata geçirecek.
(CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
Bakanlığın bütçesine gelince rakamlar bize neyi söylüyor?
Bakanlık gelecek yıl için 149,88 milyar ödenek istiyor, bu yılki
ödenekten 50 milyar daha fazla. Bu paranın yüzde 90ının sosyal
yardımlar için kullanıldığını düşünürsek
şu somut gerçeği görüyoruz: Yoksulluk giderek derinleşiyor,
sosyal yardıma muhtaç yurttaş ve hane sayısı katlanarak
büyüyor. İşte, bu, iktidarın iflas eden ekonomi politikası
ve bu iflasın toplumsal faturasıdır. (CHP sıralarından
alkışlar)
Rakamlarla anlatmaya devam
edelim: Bakanlık sosyal yardımlar için gelecek yıl
yaklaşık 130 milyar lira kaynak istiyor. Peki, bütçeden faize ne
kadar para ayrıldı? 565 milyar lira yani yoksula değil, faizciye
4 vereceksiniz. Lafa gelince nas, faiz haram. diyeceksiniz, icraata gelince
milleti yoksullaştırıp faiz lobilerine hizmet edeceksiniz. (CHP
sıralarından alkışlar) Sizin kitabınızda
yoksulluğu yenmek yazmıyor, yoksulluğu idare etmek,
normalleştirmek ve istismar etmek yazıyor. (CHP
sıralarından alkışlar) İşte, bu yüzden
yoksullukla mücadele için kullanılması gereken kaynaklar heba
ediliyor. Beytülmal yağmalanırken milletimiz açlığa,
yokluğa, yoksulluğa, sefalete sürükleniyor, eserinizle gurur
duyabilirsiniz.
Değerli milletvekilleri,
rakamları eğip bükmeden, pandemi gibi bahanelerin arkasına
sığınmadan gerçekle yüzleşelim: Sosyal yardım
yapılan hane sayısı çarpı hanede yaşayan ortalama kişi
sayısı eşittir 23,6 milyon. Yaklaşık 24 milyon
yurttaşımızın muhtaçlığın pençesinde
olduğunu kabul edin, bunu kabul edin ki bu sorunun nasıl
çözülebileceğini tartışalım.
Sayın Bakan, hiçbir
iktidar yardım ettiği yoksul sayısıyla övünemez ancak
yoksulluktan çıkardığı kişilerle övünebilir. (CHP
sıralarından alkışlar) 24 milyon
yurttaşımızı yoksulluk batağından kurtarıp
üretimin ve hayatın bir parçası hâline getiremeyen, refaha
erdiremeyen iktidar kesinlikle başarısızdır. Bu iktidar,
tercihini yoksulluğun idaresinden yana kullanmıştır.
Kurulan sistem yoksulu yoksulluktan kurtarmak üzerine değil,
muhtaçlığı sürdürmek ve istismar etmek üzerinedir. Bu ucube
sistemin failleri şimdi kapı kapı dolaşıp Biz
gidersek CHP gelecek, CHP sosyal yardımlarınızı kesecek.
yalanını pazarlamaya çalışıyor. (CHP
sıralarından alkışlar) Hiç kimsenin endişesi
olmasın; evet, bu iktidar gidiyor ve biz geliyoruz.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Nereye geliyorsunuz? Nereye geliyor ya? Burada değil
misiniz zaten?
NESLİHAN HANCIOĞLU
(Devamla) Ve biz geldiğimizde sosyal yardım sistemini çok güçlü bir
şekilde yeniden inşa edeceğiz. Sosyal yardımları
siyasi istismar amacı olmaktan çıkaracağız. Cumhuriyet Halk
Partisinin aile destekleri sigortası sosyal yardımları tek elde
toplayacak. (CHP sıralarından alkışlar) Sosyal
yardımlar hak temelli olacak ve yalanlarınızın aksine,
kaynakları artıran bir sistem kuracağız. Bizim
kuracağımız sistem yoksulluğu sürdürmek üzerine değil,
aksine, yoksulluktan kurtarma, istihdama katma, sosyal güvenceye
kavuşturma hedefli olacak.
Değerli milletvekilleri,
bu düzen yıkılmaya mahkûmdur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
NESLİHAN HANCIOĞLU
(Devamla) Teşekkür ederim.
Bakanlığı
gerçek işlevine kavuşturma görevi görülen o ki bize düşüyor.
Bizim iktidarımızda bu Bakanlığın kasasına
girecek her kuruş yoksulluğu yok etmek için kullanılacak. Bu
yaptığınız son bütçe olacak, size hayırlı olsun.
Milletin bütçesini biz yapacağız; o da vatana millete
hayırlı olacak. (CHP sıralarından alkışlar)
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Candan Yüceer
Sayın Yüceer, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA CANDAN YÜCEER
(Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Aile ve
Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi üzerinde Cumhuriyet Halk
Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
ve ekranları başında bizleri izleyen değerli
yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Bugün 10 Aralık Dünya
İnsan Hakları Günü, tam da bugün biz de eşit hakların ve
insan onuruna uygun bir yaşamın sağlanmasından sorumlu olan
Bakanlıkların bütçesini görüşüyoruz. Türkiyenin insan hakları
karnesi, tablosu çok vahim ama kadınların ve çocukların insan
hakları korkutucu boyutta. Geçtiğimiz hafta hepimiz,
aklımızın almadığı, yüreğimizin
kaldırmadığı korkunç bir istismar, cinsel istismar, çocuk
istismarı haberini gerçekten sarsılarak izledik; utanç içinde, büyük
bir acıyla okuduk bu vahşeti. Öncelikle, kim yaptıysa, kim
görmezden geldiyse, kim göz yumduysa, örtbas ettiyse lanet olsun, lanet olsun
gerçekten! (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) El
kadar çocuk, el kadar çocuk 6 yaşından itibaren evlilik adı
altında tüm ailesinin, çevresinin gözü önünde tecavüze uğruyorsa
yıllarca, on yıl önce gittiği doktor istismarı fark edip
itiraz ediyor, bu itiraz örtbas ediliyorsa ve birileri çocuğu korumak
yerine Aman vakfımız, hoca efendimiz zarar görmesin. refleksiyle
hareket ediyorsa, örtbas ediyorsa kusura bakmayın, elbette
konuşacağız Sayın Bakan, biz konuşacağız
çünkü çocuk susar ama bizler konuşmak zorundayız. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bunun için siyasetçi
olmaya da gerek yok, bunun için insan olmak yeterli bir şey; biz bu
sorumluluğu taşıyoruz. Yasalar, sözleşmeler,
Anayasamız; koyalım bir tarafa, yasalarda olsa ne olur, olmasa ne
olur? El kadar savunmasız, korunmasız bir çocuk incitilmiş.
Kimse çıkıp münferit demesin, kimse çıkıp Bir kere
rastlanmış olması bir vakfı karalamak için gerekçe olamaz.
demesin. O konuşmasın, bu konuşmasın, kimse Kendi
bakış açılarıyla değerlendiriyorlar. demesin. Allah
aşkına, böylesi bir vahşetin bakış açısı
mı olur? Sendeni bendeni mi olur? Ocusu bucusu şucusu mu olur?
İstismarın dini, diyaneti, siyaseti olmaz. (CHP
sıralarından alkışlar) Bahsettiğimiz, 6
yaşında bir çocuk; sokakta oynaması gereken, okula gitmesi
gereken, hayaller kurması gereken bir çocuk. Yıllarca süren bir
istismardan bahsediyoruz. Eğer istismarı yüreklendiren, görmezden
gelen, üstünü örten, önünü açan, yanlış politikalar, kararlar,
uygulamalar, söylemler varsa, birileri hâlâ kendine yakın diye birilerini
korumaya, savunmaya kendini zorunlu hissediyorsa, kendi
sorumluluklarını gizlemeye çalışıyorsa kimse bizden
seyirci olmamızı, bu insanlık suçuna ortak olmamızı
beklemesin. (CHP sıralarından alkışlar) Bakın, çocuk
istismarında yapılacak en kötü şey örtbas etmektir, yok
saymaktır ama siz, bakanlıklarınız 2017den beri verileri
açıklamıyorsunuz, cinsiyet ayrımını, yaş ayrımını
açıklamıyorsunuz. Oysaki bu sorunun üstünü örtmek değil,
apaçık bir şekilde konuşmak lazım. Kaç olay olursa olsun
burada bahsettiğimizin sadece istatistikler
olmadığını, kapanmayan yaralar olduğunu, devletin
sorumluluğunda olan, onun koruması gereken çocukların
korunamadığı gerçeğinin de altını çizmek
istiyorum. Bakın, aslında tüm bunlar daha önce de defalarca ifade
ettiğiniz bir zihniyetin yansıması. Karaman örneğinde
olduğu gibi kendi zihnî ikliminize yakın diye birbirinizi ezerek
sorumluları aklama yarışına giren sizler değil
miydiniz? Geleneğimizde var. diyerek çocuk evliliklerini savunmaya
çalışan sizler değil misiniz? Tecavüze uğrayan
doğursun, gerekirse devlet bakar. Ölecekse ana ölsün, çocuk niye ölsün?
diyen siz değil misiniz?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Olur mu öyle şey? Kim diyor bunu? Ayıptır ya!
CANDAN YÜCEER (Devamla)
Küçüğün rızası gerekçesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisine
Çocuk, tecavüzcüsüyle evlenebilir. diyen önergeyi getiren sizler değil
misiniz? (CHP sıralarından alkışlar) Küçüğün
rızası... Ben bu cümlenin karşılığını
ne hukuken ne vicdanen gerçekten bulamıyorum. Ve sizler, kendini aklı
başında sanan koca koca adamlar bu yaştaki çocukların evlenmeye
rıza gösterebileceğini mi sanıyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AYŞE KEŞİR
(Düzce) Kim söylüyor onu?
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
CANDAN YÜCEER (Devamla)
Bunu düşünenin aklından, izanından, vicdanından şüphe
ederim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Değerli arkadaşlar,
Sayın Bakan; gerçekten bilmiyorum, sizin boğazınızda da bir
şeyler düğümleniyor mu bu çocukları gördüğünüzde?
DERYA BAKBAK (Gaziantep)
Konuştuklarını anlaman lazım. Ağzınla
konuştuğunu kulağının duyması lazım.
CANDAN YÜCEER (Devamla) Bu
vakıfları savunmak sizin göreviniz değil; bu çocuğu
korumak, bu istismarı önlemek sizin göreviniz. O koltuklarda niye
oturuyorsunuz? Bunun için oturuyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
DERYA BAKBAK (Gaziantep)
Ağzınla konuştuğunu duyman lazım.
CANDAN YÜCEER (Devamla) Ve,
ne yazık ki bu tavrınız devam ettiği sürece, çok üzülerek
ifade ediyorum ki bu ne ilk ne de son vahşet olacak ama biz kadına
yönelik şiddete Ayıp. diyen, çocuk istismarını tatsız
bulan, kadını birey olarak görmeyen, çocuğu çocuk olarak
görmeyen bu zihniyetle ve maalesef, yargı kararlarıyla
yıllardır mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Ve
buradan ben İran'a, Mahsa Amini'ye, tüm dünyaya
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CANDAN YÜCEER (Devamla)
Eşitlik için, özgürlük için, çocuklarımız için
susmayacağız! (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Engin Altay
Buyurun. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ENGİN
ALTAY (İstanbul) Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sizi ve yüce Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Evet, pazartesi günü ortaya
çıkan, 6 yaşındaki çocuğumuza yönelik skandal,
sapkınlık -söyleyecek kelime bulamıyorum- Türkiye'yi
sarstı. Hükûmetin duyarsızlığı elbette kamu
vicdanında çok olumsuz bir karşılık buldu. Ben de
şöyle bir tweet attım: Böyle bir olayın ortaya
çıkması, gerçekleşmesi sapkınlıktır ama Hükûmetin
buna üç gün sonra ses vermesi felakettir. dedim. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Aynı görüşteyim;
bakanlıklarımızın, Hükûmetin ciddi sorunlar noktasında
daha duyarlı olmasını beklemek de muhalefetin, Parlamentonun en
doğal hakkı.
Çarşamba günü, ayın
7sinde nöbetçiydim, burada bütçe görüşmeleri yaptık; Ticaret
Bakanımıza, Enerji Bakanımıza ve Çevre Bakanımıza
teşekkür ettim, şunun için: Bugün, biraz önce gördüğünüz gibi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna parmak sallama hadsizliğinde
bulunmadıkları için. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Tekrar onlara teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, siz buraya
bütçe istemeye geldiniz, para istemeye geldiniz. Bu Mecliste hiçbir siyasi
parti grubuna, hiçbir milletvekiline hadsizlik yapmak, parmak sallamak sizin
işiniz değil. Buranın huzurunu daha fazla kaçırmayın.
Belgeyse belge, bilgiyse bilgi
Bak, bu konuşma dosyam, bu da senin yapacağın
konuşmadan sonra açacağım dosya. Elinden geleni ardına
koyarsan şerefsizsin! (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Sayın
Altay
Sayın Altay
ENGİN ALTAY (Devamla)
O başlattı, o başlattı. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
NECİP NASIR (İzmir)
Böyle bir terbiyesizlik hoş mu? Şerefsiz sensin, terbiyesiz!
Yakışıyor mu sana, ahlaksız! Yakışıyor mu
sana!
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ana muhalefet partisine Plan ve Bütçe Komisyonunda aynı kelimeyi
kullandı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
NECİP NASIR (İzmir)
Hiç utanmıyor musun! Şerefsiz sensin, haysiyetsiz! Terbiyesiz!
Şerefsiz sensin!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Dün akşam tweet atıyor, tehdit tweetleri atıyor. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına
vurmalar)
Hiç sizi dinleyecek hâlim
yok.
NECİP NASIR (İzmir)
Grup Başkan Vekili olarak sen başlattın.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bak, biraz sonra siz de konuşacaksınız.
NECİP NASIR (İzmir)
Sen başlattın!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bir AK PARTİ vekilini burada konuşturmamalısınız böyle
yaparlarsa. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
O kelimeyi Genel
Başkanımız için 2 defa kullandı, 2 defa; 1 kere değil.
Plan ve Bütçede kullandınız, sonra bir daha kullandınız;
misliyle size ediyorum, misliyle iade ediyorum! (CHP sıralarından alkışlar;
AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına
vurmalar)
Değerli arkadaşlar,
mesele şudur: Devlet ile hükûmeti
karıştırmayacaksınız.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Uyarın Sayın Başkanım, uyarın.
BAŞKAN Sayın
Altay
Sayın Altay
ENGİN ALTAY (Devamla)
Buyurun Sayın Başkan.Süremi tutun.
BAŞKAN Sürenizi
durdururum, o önemli değil ama bakın...
ENGİN ALTAY (Devamla)
Oradan aynı kelimeyi kullandı, müdahale ettin mi?
BAŞKAN Ne zaman
kullandı?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Kullandı, bugün kullandı.
BAŞKAN Şimdi mi
kullandı, nerede kullandı?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bugün kullandı.
BAŞKAN Ne zaman
kullandı?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bugün kullandı.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Yalan söylüyorsun!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bugün kullandı, aç tutanaklara bak.
BAŞKAN
Tutanakların hepsine bakarım. Yok, bugün kimse bu kelimeyi
kullanmadı.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Başkan, Yalan söylüyorsun. demek istemiyorum, kullandı diyorum ya!
(CHP sıralarından Kullandı, kullandı. sesleri)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Yalan söylüyorsun!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Buraya söyledi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen büyük bir yalancısın, terbiyesizsin,
edepsizsin!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ne oluyor ya?
NECİP NASIR (İzmir)
Bu nasıl söz ya!
ENGİN ALTAY (Devamla)
O söylüyor, o! Önce ona söyle, önce ona söyle!
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY (Devamla)
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, devlet başka,
hükûmet başka.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sayın Başkan, sürem bitmiş.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen yalancısın!
BAŞKAN Sayın
Altay, İç Tüzük hükümlerine uygun, kaba ve yaralayıcı söz
söylemeden konuşmanızı yapmanızı...
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen yalancısın!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sen söylemedin mi oraya?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen yalancısın!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sen yalancısın, sen yalancısın! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Burada kimse
bir şey söylemedi.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Buraya söyledin, Şerefsiz! dedin.
Yan yanaydık, buraya
söyledi, Şerefsiz! dedi.
BAŞKAN Sizin
dışınızda kimse bu lafı etmedi bugün.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Söyledi diyorum sana, söyledi. Söyledi, tutanakları açın.
BAŞKAN Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
18.23
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 18.57
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 34üncü Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Sayın Engin
Altayın konuşmasında kalmıştık.
Sayın Altay, konuşmanızı
tamamlamak için kürsüye buyurun. (CHP sıralarından sürekli
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ENGİN
ALTAY (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hiç şüphesiz, hiç
şüphesiz hakareti kimse sevmez ama hakaret eden ettiğini,
söylediğini duyar değerli arkadaşlar; durum bundan ibarettir.
(CHP sıralarından alkışlar)
Devlet ile hükûmet Türkiyede
karıştırılıyor. Devlet hepimizin; devlet Sayın
Bakan değil, Sayın Erdoğan değil, devlet 85 milyonun
devleti, bin yıllık bir devlet. Hükûmetler, geçici süreyle devleti
sevk ve idare etmek için milletin oyuyla göreve getirilmiş ve Meclisin
-güya- denetimine açık organlardır ama Türkiyede bu Hükûmetin
kendini devlet zanneden bir anlayışı ve yaklaşımı
var maalesef; gerilimin kaynağı da tam da bu
anlayıştır.
Devlet kusur işlemez
değerli milletvekilleri. Kusur vardır, devletten vatandaşa
yönelik kusurlar vardır, temel haklar ve özgürlükler noktasında
vardır ama bu, devlete mal edilemez; herkesin de bunu böyle bilmesi
lazım. Ve kuvvetler ayrılığı çalışmazsa
hükûmet, hükûmetler bir kusur makinesine dönüşebilir; söylediğimiz
budur. Yargı bağımsız ve tarafsız değilse,
yasamanın üstünde bir vesayet varsa ve hükûmeti denetleyemiyorsa yürütme
freni boşalmış kamyona benzer, önüne geleni ezer, siler süpürür;
yaşadığımız durum tam da budur. (CHP
sıralarından alkışlar)
Kuvvetler
ayrılığının özellikle 2018den sonra yok edilmesi
devleti üç ziynetinden mahrum etti; adalet, ahlak, liyakat.
Yaşadığımız sorun budur. Kadim devletimizin -maalesef-
adalet, ahlak ve liyakatten mahrum kalması şu an Türkiyenin en temel
sorunudur. Yüzlerce örnek mümkündür. Mesela, birim fiyatı 7 lira olan
kablo borusu için yandaşa 2 bin lira verirseniz bu,
ahlaksızlıktır. (CHP sıralarından alkışlar)
Darphanenin ihaleyle 185 milyon liraya yaptırdığı işi
yandaşa 400 milyona verip ama işi alan da işi gene eski 185
milyon liraya yapana verip 215 milyonu cebine koyuyor ve yüce Meclis de bunu
seyrediyorsa bu, devletin içine düştüğü gayriahlaki bir durumdur.
(CHP sıralarından alkışlar) Adli Yargı Hâkim ve
Savcı Adaylığı Yazılı Sınavında
Türkiye 2ncisi olan bir çocuğumuzu mülakatta eliyorsanız bunun
adı adaletsizliktir. (CHP sıralarından alkışlar)
Sezgin Baran Korkmazı ve Zindaştiyi devlet operasyonuyla yurt
dışına kaçırıp 3 bilirkişi raporuna rağmen
Yalova Belediye Başkanını göreve iade etmiyorsanız bunun
adı da adaletsizliktir. (CHP sıralarından alkışlar)
Bunu yaparken Uludere ve Hilal Belediye Başkanları zimmet ve
rüşvetle ilgili, ihaleye fesat karıştırmakla ilgili ceza
almış, cezayı veren mahkeme İçişleri Bakanlığına
yazı yazmış, Bunların görevden
uzaklaştırılması lazım. demiş ve siz buna
rağmen görevden almamış, üstelik makamınızda
onları ağırlayıp çay içirmişseniz bunun adı da
adaletsizliktir. (CHP sıralarından alkışlar)
Liyakati atlamayalım.
İki ay oldu olmadı, Sayın Bakan da oradaydı, 42
canımızın orada yok yere feda edilmesi, şehit olmaları
devletin içine düştüğü liyakatsizlik girdabının en somut,
en acı olayıdır. (CHP sıralarından alkışlar)
Kamu Personeli Seçme Sınavında matematikte Türkiye 2ncisini mülakatta
elemek ama AK PARTİ il, ilçe yönetim kurulu üyelerini hâkim, savcı
sınavlarında, mülakatlarında çok seri bir şekilde göreve
başlatmanın adı da ahlaksızlıktır. (CHP
sıralarından alkışlar)
Hükûmetin
bakanlarının bunu yaparken, bu olaylar olurken yani devlet adaletten,
ahlaktan ve liyakatten yoksunken kutsal değerleri, yüce devletimizi,
şanlı bayrağımızı kendi kusur ve
günahlarını örtmek için kalkan yapmaları da içine
düştükleri aczin en somut ifadesidir. (CHP sıralarından
alkışlar)
Gelelim esasa. Biz
konuşacağız, biz seyredemeyiz. Biz buraya yürütmeyi denetlemeye
geldik, biz buraya Türkiye'de yetim hakkını muhafazaya geldik, biz
buraya devletin şan ve şerefini yüceltmeye geldik. Hükûmet Türkiye'ye
sorgusuz sualsiz, vergi incelemesinden muaf, konusu suç olabilecek,
kaynağı belirsiz yani kara para getiriyor cari açığı
minimize ediyor dedik. Söylediğimiz bu. Peki, ne oldu? Ne oldu
arkadaşlar? Söyleyeyim ben: Bu sözü Hükûmet üstüne almadı ama
Türkiye'ye varlık barışıyla gelmiş bir 82 milyar dolar
var son on yılda ve
ALİ ÖZKAYA
(Afyonkarahisar) Gelsin, ne mahzuru var?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Gelsin. Peki, bu parayı soruşturmanın, incelemenin, vergi
incelemesi yapmanın ne mahzuru var? Bu para hakkında vergi
incelemesi yapılamaz." diye kanuna siz el kaldırdınız,
bu grup kaldırmadı. (CHP sıralarından alkışlar)
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) MASAK yapıyor.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Biz Hükûmete diyoruz ki: Cari açığı, konusu suç olan parayla
kapatıyorsun. Beyler diyor ki: Muhalefet kahraman polisimizi ve jandarmamızı
kara para ve uyuşturucu parasıyla cari açığı
kapatmakla suçladı.
SALİH CORA (Trabzon)
Tamda öyle dedi.
RECEP ÖZEL (Isparta) Aynen
öyle dedi Genel Başkanınız ya.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Aynen öyle dedi.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Eyvah! Eyvah! Eyvah! Bu, tükenmişliğin, bu aczin, çürümenin ve
pişkinliğin pik yaptığı noktadır, maalesef durum
bu. (CHP sıralarından alkışlar)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Genel Başkanınızı iyi dinlemiyorsunuz ki, aynen
öyle söyledi.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ya, polis cari açık kapatmaz.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) İftira attı.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Polis suçla, suçluyla mücadele eder, zaten işini yapıyor; siz elini
kolunu bağlamazsanız daha iyi yapacak. (CHP sıralarından
alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Kim
bağlıyor elini kolunu ya!
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Genel Başkanın yalan söylüyor.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bu arada, devletin mahrum olduğu liyakate bir örnek daha vereyim: Emirle,
talimatla, muhalefet ile iktidar arasındaki tartışmaya taraf
olup ana muhalefet partisi Genel Başkanına Twitterdan laf
yetiştiren, suç duyurularında bulunan, yüksek güvenlik
bürokratlarının durumunu da liyakatsizliğin ve edep
dışılığın, çürümüşlüğün somut örneği
olarak açıklamak mümkündür. (CHP sıralarından
alkışlar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen herkesi suçla
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Kapa çeneni!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Üstelik, Sayın Genel Başkanımız diyor ki, namuslu
polislerden bahsediyor, Genel Müdür niye üstüne alınıyor bilmem.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sahte evlilik yaptın, sahte, sahte evlilik
yaptın sen.
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Ne bağırıyorsun, konuşma! (CHP
sıralarından ayağa kalkmalar, gürültüler)
ENGİN ALTAY (Devamla)
Allah belanı versin! Allah belanı versin senin!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Allah senin belanı versin!
(AK PARTİ ve CHP
sıralarından karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Bakan
Sayın milletvekilleri,
oturun yerinize lütfen. Sayın Bakan
ENGİN ALTAY (Devamla)
Açarsın, evraklar sende.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen sahte evlilik yaptın, sahte. Bana
yalvardın Süleyman Soylu beni kurtar. diye.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sana yalvaran da şerefsizdir.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sahte evlilik yaptın, sahte. O dediğin
sensin! (CHP sıralarından ayağa kalkmalar, gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Bakanım
Sayın Bakan
(CHP sıralarından ayağa
kalkmalar, gürültüler)
Arkadaşlar, herkes
yerine otursun.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen sahte evlilik yaptın, sahte.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Terbiyesizlik yapma! Ya, sen alçaksın! Sen Alçaksın! Çok mu
Acıttı!
(CHP sıralarından
ayağa kalkmalar, gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, herkes yerine otursun!
Sayın Bakan, rica
ediyorum sizden de, biraz sakin
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen sahte evlilik yaptın, sahte!
BAŞKAN Sayın
Bakan, size de söz vereceğim.
(CHP sıralarından
ayağa kalkmalar, gürültüler)
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen oturun, herkes yerine otursun.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Açıklasana, açıklasana!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Neyi açıklayayım?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sahte evlilik yaptın.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Anlatayım. Açıkla. dedi.
(CHP sıralarından
ayağa kalkmalar, gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, herkes yerine otursun, lütfen. Arkadaşlar, lütfen siz de yerinize
oturun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
İçişleri Bakanı Meclisi tahrik ederek kavga çıkarmak
istiyor! Ona karşı herkesin tedbir alması lazım!
Yaptığı şey tahriktir! Provoke ediyor! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (Devamla)
Süre Başkan?
(CHP sıralarından
ayağa kalkmalar, gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen yerinize oturun.
(CHP sıralarından
ayağa kalkmalar, Atanmışı uyar, atanmışı.
sesi)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Provoke ediyor!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
Sayın Altay, buyurun,
devam edin siz.
Arkadaşlar, herkes
yerine otursun.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Beş dakika ek süre rica ediyorum.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Sesini çıkarmasın, kışkırtın, sesini
çıkarmasın!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Provoke! Provokatör!
(AK PARTİ ve CHP
sıralarından ayağa kalkmalar)
BAŞKAN Sayın
Özboyacı
Lütfen herkes yerine.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Yani tutanaklara geçti, Sayın Bakan o kadar büyük bir acz içindeki.
PAKİZE MUTLU
AYDEMİR (Balıkesir) Acz içinde olan sensin.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Arkadaşlar, bunu söylerken eşimden özür diliyorum. Sayın Bakan
benim sahte evlilik yaptığımı söyledi, pes ya! (CHP
sıralarından Yazıklar olsun! ve Yuh! sesleri)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Yazıklar olsun! Yuh! Yazıklar olsun!
SEYİT TORUN (Ordu)
Bakanlığı yerlere düşürdün yerlere! Yerlere düşürdün
Bakanlığı!
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Sen, Türkiye Büyük Millet Meclisinin sistemine girersin, benim eşimin hem
kanun önünde hem Allah huzurunda benim helalim olduğunu bilirsin. Ve bunu
söylemekle de çukurun çukuruna düştüğünü de bilmeni istiyorum.
Ayıp ya! (CHP sıralarından alkışlar)
Hikâye şudur: Normal
resmî nikâh memurlarıyla bir nikâh yapıldı, üç dört gün sonra
arkadaşlarla bir yemek yedik. O zaman eşimle -beyefendinin görevden
aldığı Ataşehir Belediye Başkanı da orada- bir
fotoğraf seremonisi yaptık, beyefendi bu nikahı sahte
saydı, olay bu.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Öyle değil, öyle değil. (CHP
sıralarından Yuh! sesleri, gürültüler)
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Lan konuşma!
AYDIN ÖZER (Antalya) Sana
yazıklar olsun, yazıklar olsun!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Öyle, öyle; tam olarak öyle. Geç o işleri.
AYDIN ÖZER (Antalya) Sana
yazıklar olsun!
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Yuh! Hakikaten yuh!
(CHP sıralarından
gürültüler)
ENGİN ALTAY (Devamla)
Şimdi, sana
(CHP sıralarından
Yuh! sesleri, gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
O elini indir!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Grup Başkan Vekili kürsüde.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ben konuşamadım, biraz süre verirsiniz.
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sana niye Suç işleri bakanı diyoruz? Hiçbirimiz, hiçbir Cumhuriyet
Halk Partili suç işleri bakanlığı demedi, demeyiz. Demin
söyledim, Devlet başka, hükûmet başka. Niye sana Suç işleri
bakanı diyoruz? Mesela, Türk Ceza Kanununun 106ncı maddesi neyi
düzenliyor?
ALİ ÖZKAYA
(Afyonkarahisar) Tehdit.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Evet, tehdit, hukukçular bilir.
Siyasetçileri tehdit ettin,
sanatçıları ettin, meslek odalarını ettin, gazetecileri
ettin. (AK PARTİ sıralarından Genel Başkanın da
yaptı. sesleri, CHP sıralarından gürültüler)
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Sakarya) Siz etmediniz mi? Öğretmenleri tehdit
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bu açık bir suç, çok açık bir suç. Başka bir örnek vereyim: Türk
Ceza Kanunu madde 107, şantaj. (AK PARTİ sıralarından Sayın
Kılıçdaroğlu da yaptı aynısını. sesi) Bak,
bak, bu şantaj bana değil, CHPye değil.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Sen git kendi Başkanına söyle, hadi.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Türk Ceza Kanunu 107 suçunu kime karşı işledi biliyor musunuz
bizim CHPli milletvekilleri? Söyleyeyim. Her ay düzenli 10 bin dolar mafyadan
para alan bir siyasetçi var. (CHP sıralarından Kim? sesleri)
Demeyin, demeyin, durun. Aslında bu şantaj direkt -size değil,
size değil- Recep Tayyip Erdoğanadır, direkt onadır,
direkt onadır. (CHP sıralarından alkışlar) Ve suç
bitmiyor, Türk Ceza Kanunu 267, iftira. İftira, Beyefendide o sicil de
var.
ORHAN SARIBAL (Bursa)
Sabahtan akşama kadar yapıyor onu.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Siz yapıyorsunuz onu.
ENGİN ALTAY (Devamla)
İçişleri Bakanısınız, güvenlik
soruşturmalarını, arşiv araştırmalarını
siz yapıyorsunuz, sabıka kaydını da Adalet
Bakanlığı veriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde
557 tane terörist var. dedi. Nerede? Bir tane cezaevinde terörist yok, bir
tane ceza almış terörist ben bilmiyorum. Bunun adı iftira
değil de nedir arkadaşlar? (CHP sıralarından
alkışlar) İftiradır.
Bir suç daha söyleyeyim, 13
tane suç var TCKde bağlantılı böyle: Görevi kötüye kullanma,
Türk Ceza Kanunu 257. Basit, en basitini vereceğim, çok var da. Polis
Bandosuna AK PARTİ seçim şarkısı çaldırmak görevi
kötüye kullanmanın en tipik örneğidir. Bir tane daha vereyim. Ekrem
İmamoğlunun nerede, kiminle yemek yediğini takip edip MOBESE
kayıtlarından servis etmek de bu suça girer. Ekremin nerede yemek
yediğini takip ediyorsun da, ya Türkiye mafya liderlerinin cennetine döndü
geçen sene bütçeyi görüştüğümüz günden bugüne kadar, dünyanın
bütün mafya liderleri İstanbulda birbirlerine kurşun
sıkıyor, bunları takip etsen daha hayırlı bir iş
yapmış olmaz mısın? (CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Başkanım, 3 dakikam gitti.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Beş dakikasını yediler.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Türk Ceza Kanununun 279u var mesela, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi. Var
işte. Mafyaya 10 bin dolar Tayyip Beye bir şantaj ama bu suçu bir
kamu görevlisi de sayılan Sayın Bakanın savcıya bildirmemesi
de ayrıca Türk Ceza Kanununa göre bir suç değil mi? (CHP
sıralarından alkışlar)
Juan Vukoticten
başlıyor resmî belgeler, burada, bu sayfada 15 tane yabancı
uyruklu mafya lideri var, bu sayfada 20 tane var -isimleriyle zaman almak
istemiyorum- bu sayfada 8 tane var. Bunların hepsi Türkiyeye girmiş.
E tabii, paraları girince, sonra malları giriyor, sonra kendileri
geliyor ve bunların
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Ne oldu sonra?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Yakaladığın var, yakalamadığın var.
Sınırları kevgire döndürmeseydin hiçbiri Türkiyeye giremezdi.
Bu da bir görev kusurudur. (CHP sıralarından alkışlar)
Bataklık Operasyonu, çok
övündüler tarihin en büyük uyuşturucu operesyonu diye. Burada dört yüz
elli yıl ceza, bin dört yüz yetmiş yıl ceza meza
Ya, bu kadar
büyük bir operasyonda bir kişi cezaevinde olmaz mı be kardeşim?
Nerede bunlar? (CHP sıralarından alkışlar)
Torbacıları yakaladın, yakala; torbacıları herkes
yakalar, sana gerek yok. Gencecik, genç kardeşlerimiz var, yeni bekçi
oldular -Allah ayaklarına taş değdirmesin- torbacıları
onlar da yakalar. Senin görevin, baronları yakalamak, bunları
yakalayacaksın.
Emniyet Genel Müdürlüğü
basın açıklaması yapıyor.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Bakan Bey Adalet Bakanı mı?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Şunlara bak, şunlara bak. Suç duyurusunda bulunuyor.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Nereye varacaksın oradan?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Nereye varacağım? Sonuç, bir sürü suç unsuru saydım size ama...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Toparlayamadın ama.
RECEP ÖZEL (Isparta)
Dağıttı, dağıttı.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Bakan Bey yargı mensubu mu?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ben bilmem, bir de
BAŞKAN Sayın
Altay, süreniz tamamlandı.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Son, son olsun.
BAŞKAN Sayın
Altay, bir kez daha, bir dakika olarak açacağım.
Sözlerinizi tamamlayın.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Teşekkür ederim.
Bir de şunu merak
ediyorum: Birleşik Arap Emirliklerine gittiniz, gidebilirsiniz.
Güvenlikle ilgili uluslararası ilişkiler, iş birlikleri olabilir
ama merak ediyoruz niye gittiniz? Ne zaman, hangi uçakla gittiniz? Giderken
uçağınızda kaç kişi vardı, gelirken kaç kişiyle
döndünüz? Bunu da merak ediyoruz ve millet adına sormak da bizim en temel
görevimizdir diyorum.
YELDA EROL GÖKCAN
(Muğla) Kılıçdaroğluna sor
ENGİN ALTAY (Devamla)
Gelinen noktada, siyaset münakaşa, müzakere işidir. Elbette
tartışırız ama siyaseti bu kadar germekten sizin
muradınız geçmişte Tayyip Beye onca ettiğiniz hakareti
örtbas etmektir. Onu da son turda size cevaben söyleyeceğim.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Hadi oradan!
BAŞKAN Sayın
Erkan Aydın
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ERKAN AYDIN
(Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Buraya gelirken şöyle
düşündüm, Sayın Bakan böyle erken erken konuşmayı çok seviyor,
keşke erken hiç konuşmasa hatta hiç konuşmasa; görevi olan
ülkeyi huzura kavuşturmak, iyi bir ülke yönetmek, özgür bir ülke yönetmek
için keşke çalışsa dedim ancak bunun böyle
olmadığını size birkaç örnekle göstereceğim. Erkenden
konuşuyor, 2019da dedi ki: Terörü yüzdük yüzdük kuyruğuna kadar
getirdik, bitirdik elhamdülillah. Bir yıl sonra 7.400 operasyon
yaptık. dedi terörle ilgili. Ya, arkadaş, biten terörle ilgili niye
7.400 operasyon yaptın? Bu ne lahana, bu ne perhiz, bu ne turşu! (CHP
sıralarından alkışlar)
NİLGÜN ÖK (Denizli) O
dağdaki teröristlerden bahsetti, dağdaki.
SALİH CORA (Trabzon)
Yurt dışındaki teröristler ayrı.
ERKAN AYDIN (Devamla) Bunu
bitirdik. dedi. 12 Kasımda, bakın, daha bir ay önce partisinin
Bilecik toplantısında dedi ki: 120 terörist kaldı.
Ayakkabı numaralarını zaten bütün Türkiye biliyor, Sayın
Bakan onu da söyledi! Üzerinden yirmi dört saat geçmeden İstanbulun
göbeğinde, Taksimde, İstiklal Caddesinde bir terörist -ki terörün
her türlüsünü lanetliyoruz- elini kolunu sallaya sallaya, 1.200 kameraya poz
vere vere gitti bombayı patlattı, biri 5 yaşında
evladımız olmak üzere 6 canımız hayatını
kaybetti.
NİLGÜN ÖK (Denizli)
120 terörist dağdaki terörist, dağdaki.
SALİH CORA (Trabzon)
Erkan, onlar yurt dışından gelen teröristler.
ERKAN AYDIN (Devamla) Ne
yapıyordunuz Sayın Bakan, önceden konuşup her şeyi
hallediyordunuz ya, terörü bitiriyordunuz ya! Bu canlar giderken ne
yapıyordunuz, ne yapıyordunuz bu canlar giderken? (CHP
sıralarından alkışlar) Konuşma yaptıktan
NİLGÜN ÖK (Denizli) O,
dağdaki, dağdaki.
ERKAN AYDIN (Devamla)
Dağdaki içeri giriyor, sınırlar kevgir olduğu için içeri
giriyor; sınırları kontrol edin biraz.
NİLGÜN ÖK (Denizli)
120, dağdaki, dağdaki; anlamadın mı?
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon)
Sen olayı yanlış anlamışsın.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, biraz sonra da AK PARTİ Grubu konuşacak, lütfen.
ERKAN AYDIN (Devamla)
Dolayısıyla, bu Bitti. dedikleri terörden her hafta 2-3 kahraman
Mehmetçikimizin şehit haberini alıyoruz. Terörü Millet
İttifakı elbette bitirecektir ama 2002de siz geldiğinizde
sıfıra yakındı, getirdiğiniz nokta kahraman
polisimizin, Mehmetçikimizin, askerimizin terörle mücadelesidir, sizin siyasi
şovunuz asla değildir. (CHP sıralarından
alkışlar)
Şimdi terörle mücadeleden
mafya, kara para aklamaya gelelim. Türkiye yedi yıl sonra FATFnin (Mali
Eylem Görev Gücü) listesine göre tekrar gri listeye indi, böyle giderse de kara
listeye gidecek.
SALİH CORA (Trabzon)
Biz o raporları tanımıyoruz.
ERKAN AYDIN (Devamla) -
Kimlerle anılıyor söyleyeyim: Bahamalarla, Kamboçyayla, Angolayla, Nikaraguayla
anılıyor sayenizde.
SALİH CORA (Trabzon)
Geç onları, geç!
ERKAN AYDIN (Devamla) Böyle
tabii, sayenizde öyle anılıyor.
SALİH CORA (Trabzon)
Biz tarihin en büyük operasyonlarını yaptık.
ERKAN AYDIN (Devamla)
Sizin, görevinizi düzgün yapmamanız yüzünden Türkiye bugün bu ülkelerle
birlikte anılıyor ama Sayın Bakan ne yapıyor? Meşhur U
dönüşleriyle her şeyde yaptığı gibi olayı kendine
siyasi şova çeviriyor.
Sayın Grup Başkan
Vekilimiz söyledi, 10 bin dolar alan siyasetçiyi bekliyoruz; aradan bir
yıldan fazla zaman geçti, hiçbir şey yok. Cumhurbaşkanına
-o zaman parti başkanıyken- söylediği lafları nasıl U
dönüşüyle çevirdiğini de biliyoruz. FETÖyle mücadele ediyoruz.
diyor; kendi ilçesine, Ofa atadığı kaymakam FETÖcü
çıkıyor, onu ortaya çıkaran savcıyı görevden
alıyor. Nasıl FETÖyle mücadele; o da belli değil. (CHP
sıralarından alkışlar)
Arkadaşlar, gerçekten
geldiğimiz nokta, ülkenin algılarla, hamasetle, gerçekten kopmuş
ve biraz önce yaşadığımız, kendi durumunu konsolide
etme
Ülkeyi başka konulara çekerek meşgul eden bir iktidarla
karşı karşıyayız.
Geçen sene ben bu kürsüden
bir fotoğraf gösterdim -birazdan da göstereceğim, bir sürü
fotoğraf var- bir tane daha göstereyim -bu fotoğraflardan birini
gösterdim o zaman, SBK Holdingle ilgili gösterdim ve Sayın Bakan oradan
saldırdı- Brezilyada 1,3 ton kokain yakalanan uçağın
sahibi. Ne yapıldı bununla ilgili? Hiçbir şey
yapılmadı. Sayın Bakan bunlarla ilgili mücadele edeceğine
kalkıp bize onlarca defa hakaret etti, geldi Plan ve Bütçe Komisyonunda
onlarca defa hakaret etti; tutanaklar burada, hepsi tek tek yazıyor, yüce
Meclisin tutanakları bunlar, ben kendim yazmadım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERKAN AYDIN (Devamla)
Tamamlayayım.
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ERKAN AYDIN (Devamla) Ben
burada aynı sözleri ağzıma alıp da Bakanın seviyesine
inecek değilim. (CHP sıralarından alkışlar) Ama
bunlarla ilgili dava açtık, Bursa'da dava açtık -iki mahkeme,
tazminat davası- ceza verecekken son mahkemede hâkim
değiştirildi. Hani Tarafsız ve bağımsız
yargı var. diyorlar ya, en güzel örneği talimatla, Bakan talimat
vermiş, yerine gelen hâkim de davanın reddine karar verdi.
RECEP ÖZEL (Isparta) Önceki
davayı söyle!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Dinle, dinle!
ERKAN AYDIN (Devamla)
Arkadaşlar, istediğiniz kadar bunlarla uğraşın,
onlarla istediğiniz kadar uğraşın, ayarını
bozduğunuz kantar gün gelir sizi tartar diyorum. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Ve bu yüce Genel Kurulun,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin büyüklüğüne, mehabetine
yakışır bir şekilde bütçe olmasını diliyorum,
Sayın Bakan da umarım bunları dikkate alır.
Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Murat Bakan
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MURAT BAKAN
(İzmir) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
İçişleri
Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz. Bu Bakanlık, bütçeden
aldığı paydan çok daha etkili bir Bakanlık toplum nezdinde,
neden? Çünkü mülki idare ona bağlı. Kökleri Osmanlı'ya, 1864
Vilayet Nizamnamesine dayanan bir teşkilattan bahsediyoruz, sorsam Bakan
iki kelime edemez bununla ilgili.
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Allah Allah! Allah Allah!
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Yok böyle bir şey ya!
MURAT BAKAN (Devamla) 81
ilin valisi sana bağlı, 922 ilçenin kaymakamı sana
bağlı.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Bu
millet var ya, bu yüzden oy vermiyor.
MURAT BAKAN (Devamla) O
vali, o kaymakam ki bulunduğu yerde, bulunduğu ilde, ilçede devleti,
yürütmeyi temsil ediyor değerli arkadaşlar. Peki, bu kadar önemli bir
Bakanlığın başında kim var? Ben bu işten
anlamam. diyen bir sigortacı var. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Ayıp, ayıp!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım, böyle bir üslup olabilir mi?
MURAT BAKAN (Devamla)
Sigortacılar başımızın tacı ancak o işi de
beceremiyor, şu an Emniyetin hiçbir aracı sigortalı değil
değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Sen ne iş yaparsın, sen!
MURAT BAKAN (Devamla) Biz,
sayesinde poliçe kesmekle devlet yönetmenin nasıl
yapılamadığını öğrenmiş olduk. Devleti
yönetmek hukuku bilmek demek, devleti yönetmek devlet adabı bilmek demek.
İçişleri
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Kirli dilinizden arınamadınız!
MURAT BAKAN (Devamla)
Bağırma, sözü olan bağırmaz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Üslubunu düzelt, böyle bir konuşma olabilir mi?
MURAT BAKAN (Devamla)
Zerzevatçı bağırır, sarraf bağırmaz.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Utanmaz, ayıp, ayıp!
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Ayıp, milletvekillerine tahammül edemiyorsunuz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Arkadaşlar, biraz sonra biz de aynısını yaparız,
yapmayın; bırakın, konuşsun.
PAKİZE MUTLU
AYDEMİR (Balıkesir) Yapıyorsunuz zaten!
MURAT BAKAN (Devamla)
Bakın, İçişleri Bakanlığı cumhuriyetin
kuruluşundan bugüne en karanlık ikinci dönemini yaşıyor
değerli arkadaşlar. İlkini yine bu iktidar döneminde
yaşadı; 81 il Emniyet müdürünün 74ünün FETÖcü olduğu, 81 il
valisinin 72sinin FETÖcü olduğu dönemden bahsediyorum.
Şimdi dönem ne
arkadaşlar, şimdi durum ne? Bakın, İçişleri
Bakanlığında, Emniyet Genel Müdürlüğünde tüm tayin, atama,
terfiler tamamen tarikat-cemaat dengesine göre yapılıyor. Bakın,
Menzilci, Okuyucu, Yazıcı, Erzincan grubu, Kurdoğlu,
İsmailağa cemaati.
Buradan seni uyarıyorum
Süleyman Soylu, kula kulluk edenlerin bu ülkeyi ne hâle getirdiğini
geçmişte yaşadık, bir daha asla izin vermeyeceğiz. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Devlet memuru sadece
amirinden emir alır, şeyhinden emir almaz; devlet memuru sadece
vatana, kanuna, nizama, bayrağa bağlıdır. Bu dönem bitecek
ve bunun hesabını geçmiştekilerin verdiği gibi siz de
vereceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu cumhuriyet çok zor
koşullarda kuruldu değerli arkadaşlar. Kurtuluş
Savaşını yaşadık, İkinci Dünya Savaşı
yıllarını, seferberlik, soğuk savaş, ekonomik
buhranları yaşadık. Senden önce 76 İçişleri
Bakanı geldi ama bu ülkenin tarihinde senin döneminde olduğu kadar
polis intihar etmedi, jandarma intihar etmedi. Bu ülkenin çocukları intihar
ediyor, bu çiftçinin çocuğu, emeklinin çocuğu, polis intiharları
seni hiç mi ilgilendirmiyor?
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Sen ne, sen ne? Adabımuaşeret diye bir şey
vardır, sen ne?
MURAT BAKAN (Devamla) Bu
çocuklar intihar ediyor ve bunlardan birinin anasını,
babasını aramadın; içinde babası polis olanlar da var.
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Nereden biliyorsun?
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Nereden biliyorsun?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Yalan söylüyorsun.
MURAT BAKAN (Devamla)
Hayır, yalan söylemiyorum, hepsiyle görüşüyorum; yalancı sensin.
Bana laf atmak için bilgiye ve zekâya ihtiyacın var, sen ona sahip
değilsin. (CHP sıralarından alkışlar; AK PARTİ
sıralarından Ayıp, ayıp! sesleri, gürültüler)
Polis intihar ediyor; amir
zulmünden intihar ediyor, ağır çalışma
koşullarından intihar ediyor, ek görevlerden intihar ediyor,
angaryadan intihar ediyor. Sen, POMEMde polisleri eski polis, yeni polis diye
ayırdın; eski polislerin amir olmasının önünü
tıkadın. AKPde hatırlı kişiyi araya sokmayanın ne
memur olması ne amir olması mümkün değil. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Öyle senli benli konuşarak kışkırtmaya
çalışıyor.
MURAT BAKAN (Devamla) 130
bin polis birinci şarkını yapmamışken ikinci şark
zulmünü getirdin. Uyuşturucu ticareti şüphelisiyle fotoğraf
verdin, çete lideriyle fotoğraf verdin.
SALİH CORA (Trabzon)
Kılıçdaroğlu da verdi, Kılıçdaroğlunun
fotoğraflarına ne diyeceksin?
MURAT BAKAN (Devamla) Sedat
Pekerin yurda dönüş biletiydin, Sezgin Baran Korkmazın ülkeden
kaçış bileti. Türkiyeyi Rus, Azeri, Balkan mafya liderlerinin
hesaplaştığı yer hâline getirdin. Kahraman polisimizin
yaptığı uyuşturucu operasyonunu canlı yayından
ifşa ettin. Bakanlıkta kendine trol ordusu kurdun; siber suçlarla
mücadeledeki kahraman polislerimizi tenzih ediyorum, senin iltimasla
aldığın polislerden, polis yaptığın insanlardan
bahsediyorum.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU FETÖden almışsın onu, FETÖden!
MURAT BAKAN (Devamla)
Sadece bize değil; muhalifi olan AK PARTİli arkadaşlara,
muhalif olan herkese saldıran FETÖ yöntemlerini uygulayan trollerinden...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
400 kişi FETÖden atıldı.
MURAT BAKAN (Devamla)
...haysiyet cellatlığı yapan çakma internet sitelerinden
bahsediyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Haysiyet celladı sensin, neler
yaptığını herkes biliyor!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Parmak sallama!
MURAT BAKAN (Devamla)
Yetmedi, Türkiye, senin Bakanlığın döneminde dünyanın en
büyük uyuşturucu kartellerinden Meksikalı Sinaloa kartelinin gözünü
diktiği ülke oldu.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen FETÖ usulü çalışıyorsun.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Ayıp ya, ayıp, ayıp!
MURAT BAKAN (Devamla) Bunu
ben söylemiyorum, bunu EUROPOL söylüyor. Uluslararası
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sen FETÖ usulü çalışıyorsun.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Çok ayıp, çok ayıp! Hakikaten bu kadar aymazlık da olmaz ya! Ne
kadar pişkinsin ya!
MURAT BAKAN (Devamla)
Senden âlâ FETÖcü mü var, senden âlâ FETÖcü mü var? (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Sen FETÖnün Cumhurbaşkanı
adayıydın darbe gerçekleşseydi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
PAKİZE MUTLU
AYDEMİR (Balıkesir) Adabımuaşeret diye bir şey var.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Hadi oradan, hadi oradan!
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
MURAT BAKAN (Devamla) Sen
2017 referandumunda evet için FETÖnün talimatıyla
çalıştın mı, çalışmadın mı? Onu anlat.
(CHP sıralarından alkışlar)
PAKİZE MUTLU AYDEMİR
(Balıkesir) Yalan söylüyorsun.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Haddini bil haddini, haddini bil!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Çalıştı, çalıştı yıllarca.
MURAT BAKAN (Devamla) Sen
Türkiye'nin başını öne eğdirdin, İçişleri
Bakanlığını kin ve nefretle yönettin.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkan, şahsiyatla uğraşmasa, şahsiyatla
uğraşıyor.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Böyle bir konuşma stili mi var, böyle bir konuşma stili
mi var?
MURAT BAKAN (Devamla) 15
Temmuzun faili, finansörü. dediğin Katara gittin, Katara gittin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Arap Emirlikleri.
MURAT BAKAN (Devamla)
Eğer faili ve finansörüyse niye gittin, değilse niye söyledin? (CHP
sıralarından alkışlar) Ya ilkinde yalan söyledin ya
şimdi yalan söylüyorsun. (CHP sıralarından alkışlar,
AK PARTİ sıralarından gürültüler) Sen bu ülkenin
başına gelen en kötü ikinci şeysin.
PAKİZE MUTLU
AYDEMİR (Balıkesir) Hepsi iftira.
MURAT BAKAN (Devamla) Türk
polisine, jandarmasına sesleniyorum: Polisin, jandarmanın intiharını
bitireceğiz arkadaşlar. Sorunlarını da çözümlerini de biz
biliyoruz. Polisin intihar edeceği değil emekli olacağı,
çoluğunu çocuğunu yetim bırakacağı değil onun
mürüvvetini göreceği koşulları biz yaratacağız. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Polisin dünyadaki
örneklerine uygun sendika kurmasını da biz
sağlayacağız.
Sözüm bitiyor
arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bakan, süreniz tamamlandı.
MURAT BAKAN (Devamla)
Şöyle bitireyim: Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet! (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Yaşar Tüzün
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA YAŞAR
TÜZÜN (Bilecik) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugün,
İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülüyor ancak
İçişlerine bağlı bulunan hiçbir kuruluşun gerçeklerini
konuşamıyoruz; Emniyet Genel Müdürlüğünün sorunlarını
konuşamıyoruz, Jandarma Genel Komutanlığında
çalışanların sorunlarını konuşamıyoruz,
Sahil Güvenlik Komutanlığında çalışanların
sorunlarını konuşamıyoruz. Neyi konuşuyoruz? Sadece,
psikolojisi bozulmuş bir adamın yarattığı
travmayı konuşuyoruz. (CHP sıralarından alkışlar,
AK PARTİ sıralarından gürültüler)
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkan, böyle bir üslup olamaz, şahsiyatla
uğraşıyor.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Psikolojisi bozuk sensin ya!
SALİH CORA (Trabzon)
Çok ayıp ya! Kaba dil kullanıyorsun, size yakışmıyor.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Bakın, değerli arkadaşlar
SALİH CORA (Trabzon)
Kaba dil kullanıyorsun.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bu işin siyasi tarafı yok, bu işin
bürokratik tarafı yok, bu işin tamamen psikolojik tarafı var.
RECEP ÖZEL
(Isparta) CHPnin psikolojisi çok bozuk.
YELDA EROL GÖKCAN
(Muğla) Aynaya bak, aynaya!
RECEP ÖZEL (Isparta) Bizim
psikolojimizi bozdun, psikolojimizi.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Bu psikoloji, bir yıllık yaptığı uygulamaların
bugün, bütçe görüşmelerinde aklamasını gerçekleştiriyor.
(CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Ama
kaba konuşuyorsunuz, size yakışmıyor.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Sevgili iktidar partisi milletvekili arkadaşlarım, bakınız,
bir empati yapınız, lütfen empati yapınız; bir yıl
içerisinde yaptığı uygulamaları, gerek Komisyon
toplantısında gerekse Genel Kurulu gerginleştirerek kendi
koltuğunu sağlamlaştırmaya çalışıyor, bütün
mesele bu. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından Gerginleştiren kim? sesleri, gürültüler) Korku
dağları sarmış. Ben bu koltukta ne kadar fazla otururum,
bir gün fazla nasıl otururum? korkusuyla bunları yapıyor ve
başta iktidar partisi milletvekillerini ve yüce Meclisin milletvekillerini
kullanan psikolojisi bozulmuş bir Süleyman Soyluyla karşı
karşıyayız arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkanım, temiz dile davet edin, lütfen. Böyle
olmaz, şahsiyatla uğraşılmasın.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) Şimdi,
yaptığı uygulamalardan sonra, özellikle 2019 yılında
yapılan yerel yönetimler seçimlerinde Türkiye'de birçok belediye
başkanlığını Cumhuriyet Halk Partili belediye
başkanları kazandı, Millet İttifakı'nın
başkanları kazandı. Bakanlığın yapmış
olduğu bizzat kendi müdahalelerinden, müfettişlerin yapmış
olduğu bizzat müdahalelerden sonra şimdi de valilere ve kaymakamlara
talimat vererek Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarını
çalıştırmak istememektedir. Bunun örneğini onlarca,
yüzlerce verebiliriz ama şunu içtenlikle söylüyorum ki: Başta
İSMAİL KAYA
(Osmaniye) Çalışana bir şey diyen yok ya!
PAKİZE MUTLU
AYDEMİR (Balıkesir) Bu belediye başkanından biraz
bahsetsene. Ne olmuş bu belediye başkanı
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Lütfen, rica ediyorum ya! Rica ediyorum
Muğla Büyükşehir
Belediye Başkanımızın -örnek veriyorum- 63 milyon
dolarlık bir projesi var, her şeyi hazırlanmış,
teminata gerek yok, bir imzaya ihtiyacı var, imza atmayan bir iktidar var.
(CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
YELDA EROL GÖKCAN
(Muğla) Hadi oradan!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Ankara Büyükşehir Belediyesinin Belbeton adı altında bir yan kuruluşu var. Bu kuruluş
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
YELDA EROL GÖKCAN
(Muğla) Muğlalılar Büyükşehir Belediyesinden illallah
etti.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Biraz sonra biz de konuşturmayacağız.
AYDIN ÖZER (Antalya)
Sabahtan beri konuşuyorlar ya!
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Devam edin siz,
tamamlayın sözlerinizi.
YELDA EROL GÖKCAN
(Muğla) Düzgün konuşsun!
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Bu firma 2002 yılında özelleştirme kararı alıyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Biraz sonra sayenizde arkadaşlarınız konuşamayacak, sizin
sayenizde arkadaşlarınız konuşamayacak. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
2009da özelleştirmeye giren bir firma burayı kiralıyor, on
yıl süreyle burayı çalıştırıyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Biraz sonra
Sizin sayenizde
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
30 milyon dolarlık bir şirketi 12,5 milyon dolara satın
alıyor, on yıl kiracı olarak çalıştırıyor
-bakınız arkadaşlar, Ankara Büyükşehir, hemen burada
Etimesgut'ta- on yıl süreyle çalıştırıyor, süresi
dolduktan sonra Büyükşehir tahliye kararı yazısı gönderiyor
ve maalesef, kaymakam onaylamıyor. Peki, kaymakam talimatı nereden
alıyor? İktidardan alıyor, Bakanlıktan alıyor
Sakın tasfiye kararını onaylama, tahliye etmesin. denilerek.
Bu anlayışla bu Türkiye yönetilemez arkadaşlar. Bugüne kadar
belediyelerimiz hakkında söylemiş olduğunuz yalanları
saymakla bitiremeyiz. (CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Ama yalancının mumu
yatsıya kadar yanar, Süleyman Soylunun mumu ikindiye kadar yanmıyor
arkadaşlar, ikindide sönüyor. Böyle bir anlayışla
karşı karşıyayız. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Ya, Bilecik Belediyesini soydunuz soğana
çevirdiniz, adam gibi konuşuyorsun burada ya!
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Şimdi, geldiğimiz noktada iktidar partisine söylediği sözleri
hatırlatmama gerek yok.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bilecik Belediyesini soydunuz soğana çevirdiniz,
adam gibi konuşuyorsun burada; hiç utanmaz mı insan yani!
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
İktidar partisinin bakanının Demokrat Parti Genel
Başkanıyken...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi lütfen.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
...söylediği sözleri hepiniz biliyorsunuz, biliyorsunuz değil mi?
PAKİZE MUTLU
AYDEMİR (Balıkesir) Bilecikten bahset!
SALİH CORA (Trabzon)
Sen Bilecik Belediyesini anlat Yaşar Bey; Bilecik Belediyesini soyup
soğana çevirmişsiniz, onu anlat!
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Bunun ayrıntılarına girmeye gerek yok ancak son olarak şunu
söyleyebilirim: 2nci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü
Paşanın bundan seksen üç yıl önce Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesinin ilk mezunlarında söylemiş olduğu cümleyi söyleyip
sözlerimi tamamlayacağım: Efendiler, elinde yanlış bir
şehadetnameyle cemiyete çıkan bir adamın memlekete zararı
sizin tasavvur edebileceğinizden çok fazladır.
SALİH CORA (Trabzon)
Demode oldu bunlar, demode oldu bunlar ya!
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Bir cemiyette en muzır adam ehliyetsiz olduğu hâlde salahiyet sahibi
olanlardır. diyor.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bileciki öyle mi soydunuz?
SALİH CORA (Trabzon)
Eskidi, bayatladı bunlar, bayatladı.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
Bu adam bütün hayatında ilmin, liyakatin ve
çalışkanlığın düşmanı olacak diyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Tüzün.
Sayın milletvekilleri,
birleşime otuz dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.34
ALTINCI OTURUM
Açılma
Saati: 20.07
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 34üncü Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubuna düşen konuşmalarda kaldık.
Şimdi, ilk söz, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubu adına Sayın İsmail Güneşin.
Sayın Güneş,
buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sağlık Bakanlığımızın 2023
yılı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle ekranları başında bizi izleyen
aziz milletimizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Bir ülkeyi ziyaret
ettiğinizde veya bir ülkede yaşadığınızda en
önemli unsur, can güvenliğiniz ve mal güvenliğinizdir; buna ilave
olarak bir sağlık problemiyle
karşılaştığınızda nasıl hizmet
alabileceğinizi gösteren sağlık güvenliğinizdir.
Yaşadığımız Covid sürecinde Amerika, İngiltere ve
Fransa gibi gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere farklı
ülkelerde yaşayan 100 binden fazla vatandaşımızın bu
süreci ülkemizde geçirmek istemesi ve Türkiyeye getirilmesi, ayrıca
farklı ülkelerin hastanelerinde ve hatta yoğun bakımlarında
yatan 130dan fazla hastanın tedavisinin ülkemizde devam ettirilmesini
istemesi ve ambulans uçaklarla ülkemize getirilmesi sağlık
hizmetlerinde ülkemize ne kadar güvenildiğini ve sağlık
hizmetlerinde ülkemizin nereden nereye geldiğini göstermektedir.
Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın
önderliğinde AK PARTİ iktidarlarında bütçeden
sağlığa ayrılan pay artırıldığı
gibi yönetimde zihniyet değişikliğine gidilerek
sağlıkta büyük bir değişim ve dönüşüme imza
atılmıştır. Tüm vatandaşlarımız
sağlık güvencesi altına alınarak parası
olmadığı için hastanelerde rehin kalmalara son verilmiş ve
bir başkasının karnesini kullanma devri
kapatılmış, dijital kayıt sistemine geçilerek karne
kullanımına son verilmiştir.
Aile hekimliğine
geçilerek önleyici sağlık hizmetlerinde önemli gösterge olan
aşılama oranlarında Avrupa ortalamasını da geçerek
yüzde 98lere ulaşıldığı gibi aşılamada
çeşitlilik de artırılmıştır.
Sağlıktaki önemli
göstergelerden olan anne ve bebek ölüm hızlarını en
hızlı düşüren ülkeler arasına girerek bebek ölüm
hızlarını binde 8,5 seviyesine, anne ölüm
hızlarını yüz binde 13 seviyesine indirdik. Hastanede doğum
oranlarını yüzde 98,4lere çıkardık.
Vatandaşımızın
sadece hastalandığında değil sağlıklı bir
hayat sürmesini sağlamak için sağlıklı yaşam
merkezlerini hayata geçirerek koruyucu sağlık hizmetlerimizin kapsamını
genişlettik. KETEM birimlerinin hem sayısını artırarak
hem de daha etkin hâle getirerek kanserin erken yakalanmasında önemli
mesafeler katettik.
Sigarayla mücadelede
kararlı bir duruş sergileyerek kapalı alanlarda sigara içmeyi
tamamen yasaklayarak devrim niteliğinde bir hizmet sunduk. Bununla
kalmadık, sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımıza
ücretsiz tedavi hizmeti vermeye devam etmekteyiz.
Evde yatalak durumda olan ve
hastaneye gelmesi çok zor olan hastalar için umut kapısı olan evde
bakım hizmetini hayata geçirerek vatandaşlarımızın
hayır duasını aldık. Kırsal kesimde oturan vatandaşlarımızın
muayenelerini oturdukları yerde yapmakla kalmadık, aynı zamanda
ilaçlarını da hanelerine kadar götürdük.
Yoğun bakım yatak
sayımızı 869dan 24 binlere çıkararak dünyada nüfusa göre
yoğun bakım yatak sayısı en fazla olan ülkeler arasına
girdik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tedaviden
umutlarını yitirmiş son dönem hastalarının
acılarını bir nebze olsun dindirebilmek için palyatif bakım
merkezlerinin etkinliğini ve kullanılabilirliğini artırarak
palyatif yatak sayımızı 38den tam 6 bine çıkardık.
Mazot parasını
ödeyenlerin ambulans hizmetinden faydalandığı dönemden sosyal
güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın, hatta
Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşı olup olmadığına
bakılmaksızın tüm insanlarımıza ücretsiz 112 acil
sağlık hizmeti vermeye başladık; 112 acil sağlık
hizmetini tüm yurt sathına yaygınlaştırarak kırsal
kesimde otuz dakikada, kentsel kesimde on beş dakikada hizmete
ulaştırdık. Daha önce hayal ettiğimiz ama ulaşamadığımız
uçak, helikopter, deniz ambulansı hizmetlerini vatandaşlarımızın
hizmetine sunarak 2008den beri yaklaşık 55 bin hastayı hava
ambulanslarımızla taşıdık. Bizden önce 100 bin
kişiye 1 ambulans düşerken ambulans sayımızı 618den
5.840a çıkararak 14 bin kişiye 1 ambulans düşer hâle getirdik.
E-nabız sistemini hayata
geçirerek tüm vatandaşlarımıza kolaylık
sağladığımız gibi, tahlil ve tetkiklerin
tekrarını önemli derecede azalttık.
Bazı hastaların
tedavisinde kullanılan kök hücre tedavisinde, diğer sektörlerde
olduğu gibi, millîleşme ve yerlileşmeye önem vererek; Türkiye
Ulusal Kemik İliği Bankasını hayata geçirerek 3.369 hastaya
kök hücre temini sağladık.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
İSMAİL GÜNEŞ
(Devamla) Sağlık hizmetlerinin buraya gelmesinde büyük emek ve
gayretleri olan başta doktorlarımız, hemşirelerimiz,
sağlık memurlarımız olmak üzere tüm sağlık
çalışanlarımızın mali haklarını
iyileştirmek için önemli kanuni düzenlemeleri hep beraber burada
yaptık. Sağlıkta şiddeti önleme adına önemli yasal
düzenlemeleri hayata geçirerek, her zaman olduğu gibi, daima
sağlıkçılarımızın yanında olmaya devam
ettik.
Değerli arkadaşlar,
tabii ki sağlıkta yapılanları beş dakikada anlatmak
mümkün değil. Devrim niteliğinde hizmetler yaptık ve gerçekten
de bugün memnuniyet oranları yüzde 39lardan yüzde 75lere
çıktı.
Ben, bu duygu ve
düşüncelerle, Sağlık Bakanlığımızın
2023 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını
diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Arife Polat Düzgün
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
ARİFE POLAT DÜZGÜN (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, Sayın Bakanlarım, Bakan Yardımcıları;
Sağlık Bakanlığının 2023 yılı bütçesi
hakkında grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
ve ekranları başında bizleri izleyen aziz
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
biz bu bütçeyi vatandaşlarımızın sağlık hizmetine
ulaşımını kolaylaştırmak; hekimlerimizin,
sağlık çalışanlarımızın özlük haklarını
düzenlemek, sorunlarını çözmek ve bunların sürdürülebilir
olması için yapıyoruz. Bu yasama döneminde şiddetin önlenmesi,
tıbbi hatalı uygulamalar ile malpraktis ve özlük haklarına
yönelik kanuni düzenlemeleri hep birlikte yaptık. Yükseköğretim
mezunu tüm sağlık çalışanlarının 3600 ek
göstergeden faydalanmasını sağladık. İntörn hekimlere
ve diş hekimliği fakültesi son sınıf öğrencilerine
yapılan ödemeler asgari ücret düzeyine çıkarıldı. Yıl
sonuna kadar her polikliniğe bir tıbbi sekreter alımı
yapmayı planlıyoruz. Sağlık çalışanlarına
yönelik şiddeti engellemek için güvenlik görevlilerinin başında
yer aldığı kapı güvenlik sistemlerini de ülke genelinde
hayata geçireceğiz.
Değerli milletvekilleri,
sağlıklı ve kaliteli yaşamı her yaşta güvence
altına almak için çalışıyoruz. Sağlıklı
yaşam hakkı en temel insan hakkıdır diyoruz.
Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde
sağlık hizmetinde küresel anne ölüm hızını 70in
altını hedef gösterirken Türkiye'de bu 13,1e indirildi. Siz
konuşmamızı istemeseniz de 2002 karşılaştırmasını
tabii ki yapmak zorundayız. Yine, Birleşmiş Milletler 2002de
anne ölüm hızı için 12nin altına inmesini isterken biz şu
anda bunu 9,1e indirdik. 2002de bu kaçtı tahmin edebiliyor musunuz?
31,5. 5 yaş altı çocuk ölüm oranlarını indirdik, şu
anda 5 yaş altı çocuk ölüm oranları 11,1e indi. Bunu
anlayabilmeniz mümkün değil tabii ki çünkü bunlar bir rakam değil,
hayat, can; bebeğini kaybeden anneler, babalar, kardeşler bilir
bunları.
Değerli milletvekilleri,
aziz vatandaşlarımız; bunun açıklaması ne, ben neden
bu sayıları verdim? Çünkü bebek ve 5 yaş altı ölümlerini,
çocuk ölümlerini en hızlı indiren, azaltan ülkelerdeniz. Bunu biz
söylemiyoruz, OECD verileri, sağlık verileri ve Avrupa Komisyonu
raporları diyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Aziz
vatandaşlarımız, Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sağlık
hizmetlerinde yeni bir dönem başlatan,
Cumhurbaşkanımızın Hayalim. dediği şehir
hastaneleri pandeminin yükünü taşıdı, hepimiz şahitlik
ettik. Deprem ülkemizin bir gerçeği ve bu bilinerek tasarlanan şehir
hastanelerinde sismik izolatörlerle kesintisiz sağlık hizmetleri
devam ettirilebiliyor; ayrıca, bunlar çevre dostu tasarımlı
binalar, özel binalar. Başkentimiz için de Türkiyenin en büyük şehir
hastanesini, 4.050 yatak, bin poliklinik, 125 ameliyathane sayısıyla
Etlik Şehir Hastanesini hizmete açtık. Şehir hastanelerini,
sizin söylediğiniz gibi sadece kamu-özel iş birliği modeliyle
değil, artık genel bütçe kaynaklarıyla da yapıyoruz.
Şu an 953 hastanemizle sağlık sistemimizi sürdürmekteyiz.
Muhalefetin
kuramayacağı bir cümleyi daha paylaşmak istiyorum sizinle.
Türkiye, sağlık sistemi, sağlık hizmetleri ve nüfus
açısından tam kapsayıcılığa sahiptir ve AK
PARTİnin yönettiği Türkiye, 2003 yılından bu yana temel
sağlık göstergelerinde önemli iyileştirmeleri
gerçekleştirmiştir. Bunu yaparken vatandaşa ilave mali yük
getirmemiştir, hepimiz bunun şahidi olduk, küresel salgına
rağmen bu durum değişmedi. İnsana değer veren, insan
sevgisini mesleğinin şiarı edinmiş güçlü sağlık
ordumuzla biz bunu başardık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Hekim eksiği olan yerler için, uzmanlık
dallarında etkin hizmet sunmak için hep birlikte
çıkardığımız 27 bin sözleşmeli personelle ilgili
konu da Resmî Gazete'de yayınlandı, en kısa sürede
Bakanlığımız bunların atamalarını
yapacaktır.
Değerli milletvekilleri,
sağlıktaki bu başarımız tabii ki tesadüf değil.
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yirmi bir
yıldır her hizmetimizi vatandaşlarımızın
ihtiyaçlarını karşılamak için yapıyor; aynı
zamanda hayallerimizde, çalışmalarımızda, vizyonumuzun odak
noktasında tabii ki bizim insanımız var.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ARİFE POLAT DÜZGÜN
(Devamla) Toplamda 14 bini aşkın sağlık kurumumuzla
vatandaşlarımız için ulaşılabilir kaliteli
sağlık hizmetini sunmanın gururunu yaşıyoruz.
Sağlık
Bakanlığımızın bütçesinin hazırlanmasında
emeği geçenlere teşekkür ediyor, bu bütçemizin 100üncü yıl
bütçesi olmasıyla birlikte sağlıklı nesillere vesile
olmasını diliyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Mustafa Esgin
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
MUSTAFA ESGİN (Bursa) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; AK PARTİ iktidarlarıyla sağlıkta yirmi
yılı geride bıraktık, bu süre zarfında
sağlıkta bir Türkiye modeli olarak ifade edebileceğimiz bir
dönüşümü gerçekleştirdik. Burada ne yaptık? Birinci basamak
sağlık sistemini yeniden ele aldık, ikinci basamak
sağlık sisteminde eş güdümü sağladık, genel
sağlık sigortasıyla toplumun tamamını sosyal güvenlik
şemsiyesi altına aldık; etkili, verimli, kolay
erişilebilir, mali açıdan sürdürülebilir çağdaş bir sistemi
ortaya koyduk. Bütün bunların sonunda sağlıkla ilgili
göstergelerimiz dünyadan pozitif ayrıştı.
Bebek, 5 yaş altı
çocuk ve anne ölüm hızını dünyada en hızlı azaltan
ülkelerden biri olduk. Beklenen yaşam süremiz altı yıl uzayarak
Dünya Sağlık Teşkilatı Avrupa bölgesi ortalamasının
üzerine çıkmıştır.
Son yirmi yılda 750si
hastane olmak üzere yaklaşık 4 bin sağlık tesisini
tamamlayarak hizmete açtık. Nitelikli yatak sayımızı 12
kat, yoğun bakım yatak kapasitemizi tam 28 kat artırarak
sağlık altyapımızı güçlendirdik. Sağlık
çalışanı sayımızı 300 binlerden 1 milyon 360 bine
çıkardık. Sağlık ordumuz yeni alımlarla
yaklaşık 1,5 milyona ulaşacak. Sağlıkta insan
kaynağımızı ülkemize adil ve dengeli bir şekilde
dağıtıyoruz. Bütün bu göstergeler eğer vatandaş
memnuniyeti varsa anlam taşır; memnuniyet oranı yüzde 39lardan
70lere çıktı ise bu, bizim için de bir gurur vesilesidir.
Yaptığı harcamaya göre en yüksek memnuniyeti sağlayan ülke
olmamız da kaynaklarımızı doğru
kullandığımızın bir işaretidir.
Vatandaşımızın
ve ülke kaynaklarının finansal açıdan korunması bir
diğer başlık. Kamu cari sağlık harcamalarımızın
gayrisafi yurt içi hasılaya oranının tüm olumlu parametrelerle
birlikte sabit kalması da bir kamu maliyesi
başarısıdır. Cepten yapılan sağlık
harcamalarında OECD ortalamasının altında olduğumuzu
da vurgulamak istiyorum.
Sağlığa
erişim oranı yine, bir başka kriter. Vatandaşımız
bir yılda -SSK istatistiklerine göre- 1,5 kez hekime erişirken bugün
bu sayı yılda 10a çıkmıştır. Bütün bu
değerlendirmeler sağlıkta başarılı bir model
ortaya koyduğumuzun bir kanıtıdır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu başarı hikâyesini
değerli arkadaşlar, milletimizin desteğiyle Recep Tayyip
Erdoğanın liderliğindeki AK PARTİ iktidarı
yazmıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
Şehir hastaneleri
Şehir hastaneleri
Son dört yıl içinde 20
şehir hastanesini yaptık, 30 bin yatağı sisteme
kazandırdık, 13 şehir hastanesi daha yapıyoruz, 15 bin
yatağı daha sisteme kazandırıyoruz. Bunların bir
kısmını kamu-özel iş birliğiyle, bir
kısmını genel bütçe imkânlarıyla yaptık ama üzerinde
durulması gereken nokta, bunların yapılmasıdır. Evet,
biz bu hastaneleri yaptık, hem de Covid sürecinden önce yaptık. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Evet, önemli olan, küresel
salgın öncesinde bu yatırımların yapılması ve
planlanması vizyonudur. Küresel salgında dünyada Hastane niçin
yapılmadı? diye sorgulanırken ne yazık ki Türkiye
muhalefeti, yine AK PARTİye muhalefetle Türkiyeye muhalefeti birbirine
karıştırmıştır. Arkadaşlar, hastanenin
muhalefeti olmaz, hastaneye muhalefet olmaz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yirmi beş yılda
yapılacak hastaneleri, üç yılda, beş yılda yaptık; iyi
ki yaptık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şu Covid sürecinde, evet, iyi ki siz yoktunuz, iyi ki AK PARTİ vardı,
iyi ki Recep Tayyip Erdoğan vardı. (AK PARTİ
sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar)
ALİ ŞEKER
(İstanbul) 7 kat maliyetle yaptınız, 5 kat maliyetle
yaptınız.
MUSTAFA ESGİN (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, tam bir yıl önce, sağlık
çalışanlarımıza yapacağımız mali
iyileştirmenin yeniden düzenlenmesi sürecinde fırtınalar
koparılmıştı.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Milletin sırtına yüklediniz o maliyetleri.
MUSTAFA ESGİN (Devamla)
- Şimdi, size soruyorum: Hekimlerin mali haklarında önemli
iyileştirmeler oldu mu? Evet. Buna muhalefetin cevap vermesini
beklemiyorum.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Enflasyonu biz mi çıkardık kardeşim, ne
anlatıyorsun sen!
MUSTAFA ESGİN (Devamla)
- Oldu mu arkadaşlar? Oldu. Emekli maaşlarında da önemli
iyileştirmeler oldu mu? Evet, oldu.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Yüzde 150 enflasyonu biz mi çıkardık? Boş
boş konuşuyorsun!
MUSTAFA ESGİN (Devamla)
- Sağlık çalışanları 3600 ek göstergeden
faydalandı mı, sormak istiyorum? Evet, faydalandı.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) 400 dolara adam çalıştırıyor,
İyileştirme oldu mu? diye bize anlatıyor, bıraksın
bu işi ya!
MUSTAFA ESGİN (Devamla)
- Gerçi, biz, dünyanın en iyi işini de yapsak sizlerin bunu takdir
etmeyeceğini ve değersizleştirmeye
çalışacağını, evet, gayet iyi biliyoruz.
İntörn hekimler ve
diş hekimliği fakültesi son sınıf öğrencisi
kardeşlerimizin ödemelerini
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Altı sene önce vermiştik kanun teklifini. Altı
sene önce yaptık biz o kanun teklifini.
MUSTAFA ESGİN (Devamla)
söz verdiğimiz gibi asgari ücret düzeyine getirdik ve sizlere
değil, kardeşlerimize buradan sesleniyorum: Söz verdik ve bunu da
yerine getirdik Allaha hamdolsun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Tamam, altı sene sonra da olsa olması iyi bir
şey.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Yazmış vermişler eline, tekrarlıyor.
AYŞE KEŞİR
(Düzce) - Kendinizle karıştırmayın, vekillerimizi
kendinizle karıştırmayın.
MUSTAFA ESGİN (Devamla)
Evet, tüm bunların sonunda her türlü olumsuz kampanyaya rağmen 6
bin uzman hekim arkadaşımız kamuya dönmüştür.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın
sözlerinizi.
MUSTAFA ESGİN (Devamla)
Ben bu noktada üstün gayretleri olan Sağlık Bakanımız
Sayın Fahrettin Koca'ya ve Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan'a bu konuda vermiş olduğu desteklerden
dolayı şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Evet, sözlerime son verirken,
2023 bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, aziz milletimizi
ve Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın
Recep Şeker
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
RECEP ŞEKER (Karaman) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel
Müdürlüğü bütçesi üzerine grubum adına söz aldım. Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Hudut ve Sahiller
Sağlık Genel Müdürlüğü uluslararası önemi haiz halk
sağlığı risklerinin ülkemize girmesini önlemek
amacıyla uluslararası giriş noktaları ile Türk
boğazlarında uluslararası standartlarda sağlık
denetimi yapmakta olan ve küresel düzeyde sağlık hizmeti sunan özel
bütçeli, tarihî bir kuruluştur.
Genel Müdürlük
tarafından 2022 Kasım sonu itibarıyla 48.118 kişiye seyahat
sağlığı hizmeti verilmiş, 40.537 kişiye seyahat
aşılaması yapılmış, 12.590 kişiye telefonla
seyahat sağlığı danışmanlık hizmeti
verilmiş, sıtma bölgesine giden 25.897 kişiye sıtma
profilaksisi ilacı uygulanmış, tele sağlık hizmeti
olarak uluslararası denizlerde seyir halindeki 2.024 vakaya uzaktan
sağlık danışmanlık hizmeti verilmiş, 3.717 adet
gemi sağlık sertifikası düzenlenmiş, 34.904 adet pratika ve
34.780 adet patenta verilmiştir.
Ayrıca, gelirlerinden
ülke sağlık hizmetlerine katkı sağlayan Türkiye Hudut ve
Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 2022 yılında
değişik tip ve segmentler de tıbbi cihaz alımı
gerçekleştirilmiş ve sağlık tesislerine
dağıtımını sağlamıştır. Bu
kapsamda daha geçen gün Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanemize
ihtiyaç olan göz argon lazer cihazı temini gerçekleştirilmiştir.
Sayın Bakanımıza ve ilgili genel müdürlerimize ilimiz adına
şükranlarımı sunuyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; pandemi sürecinde Türkiye Hudut ve Sahiller
Sağlık Genel Müdürlüğümüzün de gayretleri dâhilinde tüm
Sağlık Bakanlığı kademeleri yoğun çaba sarf etti.
Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde,
AK PARTİ iktidarı olarak halkımızı korumaya yönelik
maskeyi ücretsiz dağıttık, PCR testlerini ücretsiz yaptık,
filyasyon ekipleriyle vatandaşlarımızın evlerine kadar
ilaçları ücretsiz götürdük, yoğun bakımlardaki tedaviler dâhil
tüm tedavileri ücretsiz yaptık. Hayat Eve Sığar,
e-nabız gibi teknolojik bilgi sistemleri kurarak
hastalığın takibinde, yayılmasını önlemede çok
önemli adımlar attık. Kendi ventilatör cihazımızı
yaparak 80 ülkeye ihraç ettik, kırk beş günde bin sekizer
yataklı 2 adet acil durum hastanesi yaptık, kendi
aşımızı ürettik ve ihtiyacı olana ülkelere verdik. Her
bütçe döneminde eleştirilen Sayın
Cumhurbaşkanımızın vizyoner liderliği ve ileri
görüşlülüğüyle Hayalim. dediği 20yi bulan şehir
hastaneleri yapılmamış olsaydı, şu anda pandemi
döneminde birçok ülkenin yaptığı gibi
insanlarımızı toplu toplu mezarlara gömecektik. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Fişi çekilmek üzere olan yurt
dışındaki vatandaşlarımızı uçak
ambulanslarla ülkemize getirerek tedavi ettik. 161 ülkeye, 12 uluslararası
kuruluşa kişisel koruyucu malzeme ve ayni yardımlar yaptık.
Tüm bu pandemi mücadelemiz dünyaya örnek gösterildi ve Dünya Sağlık
Örgütü tarafından başarı hikâyesi olarak yayına
dönüştürüldü. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tüm bu başarılarda pandemi cephesinde canlarını ortaya
koyarak mesai mefhumu gözetmeksizin çalışan sağlık
ordumuzun ne yapsak ödeyemeyeceğimiz fedakârlığına bir
nebze de olsa Meclisimizden çıkan yasal düzenlemelerle; sağlıkta
şiddetin önlenmesi, malpraktis davalarında hekimlerin güvenceye
alınması, 3600 ek göstergeden sağlık personelimizin
faydalanması, döner sermaye ek ödemelerinde iyileştirmeler gibi
dokunuşlar yaptık ve bunun neticesinde 6 bine yakın hekimimizin
kamuya geri dönmesi sağlandı.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; seçim bölgem, Atatürkün, Yunus Emrenin,
Kâzım Karabekir Paşanın, Piri Reisin, Karamanoğlu Mehmed
Beyin yurdu, Türk dilinin başkenti, sevgi ve hoşgörü şehri
Karaman da AK PARTİ iktidarındaki sağlık
yatırımlarından, hizmetten nasibini almıştır.
Özellikle ilimiz için nüfusuna göre olması mümkün görülmeyen, Sayın
Cumhurbaşkanımızın ısrarlarımıza, Karaman
sevdasına ve ilimize verdiği değere istinaden izin verdiği
tıp fakültesi ve diş hekimliği fakültelerinin kurulmasıyla
Eğitim ve Araştırma Hastanemizde 56 adet profesör, doçent
öğretim üyesi Karaman halkına hizmet etmekte. Artık, Karamanda
açık kalp ameliyatları dâhil özellikli operasyonlar
yapılabilmekte.
Son birkaç yıl içinde
yaptığımız hizmetlerden bahsedecek olursak; diş
hekimliği fakültesi hastanesi yapıldı, ayrıca farklı
amaçlarda kullanılacak 2 adet sağlık kompleksi, bunların
birinin içerisinde 40 ünitli diş hastanemiz, 112 acil
başhekimliğimiz, TSM, ASM, hasta yakınlarının
misafirhane olarak kullanacağı 30 yataklı bir misafirhane;
ikinci sağlık kompleksimizde Sağlıklı Hayat Merkezi,
112 acil istasyonu, 1 No.lu Aile Sağlığı Merkezi
bulunmakta. Ayrıca 8 No.lu Aile Sağlığı, 11 No.lu Aile
Sağlığı, Karaman Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Nükleer Tıp Merkezi binası, Ermenek Hastanesi ek
binası, Ayrancı Entegre Hastanesi gibi birçok tesis yaparak Karaman,
765 milyon liralık sağlık tesisi ve cihazları
almıştır; cihaz eksiğimiz kalmamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
RECEP ŞEKER (Devamla) -
Eğitim ve Araştırma Hastanesi 50 bin metrekare kapalı
alanlı ek bina projesi yapım aşamasında; Kazancı,
Güneyyurt, Başyayla, Hürriyet Mahallesi ASMsi, 10 No.lu ASM,
Akçaşehir ASM ve 112 istasyonları ihale aşamasında. Ermenek
112 istasyonunun yapımı devam etmektedir.
10 Aralık Dünya
İnsan Hakları Günü münasebetiyle tüm
vatandaşlarımızın en temel hakkı olan sağlık
hakkını en iyi şekilde almasını
sağladığı için başta Sayın
Cumhurbaşkanımıza, Sağlık Bakanımıza,
bürokratlarımıza ve sağlık ordumuza teşekkür ediyor,
2023 yılı bütçemizin ülkemize, milletimize ve ilimize
hayırlı olmasını Yüce Allahtan niyaz ediyor, heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Zemzem Gülender Açanal
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
ZEMZEM GÜLENDER AÇANAL (Şanlıurfa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifinin Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu bütçesi üzerinde AK
PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletimizi ve Gazi Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Kurum, 19 Mart 2012 tarihinde
İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu olarak resmen kurulmuştur. Türkiye
İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu insan odaklı, bilimselliği esas
alan, üreten, uluslararası alanda öncü bir kurum olma vizyonu doğrultusunda
ilaç, tıbbi cihaz, bitkisel destek, tıbbi ürünler, kozmetik ürünler
ile insan vücuduna doğrudan temas eden biyosidal ürünlere yönelik
düzenleyici ve denetleyici faaliyetler yürüten bir kurumdur. Temel görevi,
vatandaşlarımızın etkili ve güvenli ilaca erişimini
temin etmek olup dünyadaki benzer otoritelerle aynı çerçevede faaliyet
göstermektedir. Kurumda, PIC/S yani Uluslararası İlaç Denetim
İş Birliği Planı üyeliğiyle müfettişler
tarafından yürütülen ilaç GMP denetimlerinin uluslararası alanda
akredite olarak yürütülmesi sağlanmaktadır.
İlaçların tedarik
zincirinde uçtan uca koruma sağlayan, alanında dünyadaki ilk ve en
kapsamlı proje olan İlaç Takip Sistemiyle (İTS) ilaç, Ürün
Takip Sistemiyle (ÜTS) tıbbi cihaz ve kozmetik ürünlerin vatandaşlarımıza
güvenli bir şekilde ulaşması gerçekleşmektedir. Beşerî
tıbbi ürünlerin ruhsatlandırılması, denetim faaliyetlerinde
uluslararası standartlara sahip olması ve uluslararası kamu
bilgi paylaşım ağlarına üye olması öne
çıkmaktadır.
Laboratuvar ve analiz
faaliyetlerinin yürütülmesinde 17025 Kalite Yönetim Sisteminin
uygulanması ve bu durumun Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK)
tarafından tescillenmiş olması önemlidir.
Kurum, ilaç ve tıbbi
cihaz başta olmak üzere görev alanına giren ürün gruplarında
yerli ve millî üretim için gerekli desteği her zaman vermekte olup bu
çerçevede ilk ve tek yerli Covid-19 aşısı, ventilatör ve yerli
Covid-19 tanı kitinin ruhsatlandırılmasında ve piyasaya arz
süreçlerinde gerekli tüm katkıları sağlamıştır.
Bu çalışmalar neticesinde yüksek katma değerli ve ileri
teknolojili ürünlerin ülkemizde üretilmesi için zemin
hazırlanmıştır. Bu çerçevede, ülkemizde 11 adet ilaç etken
madde, 105 adet ilaç, 10 adet ileri tedavi tıbbi ürün ve 2 adet geleneksel
bitkisel tıbbi ürün üretim tesisi bulunmakta olup ülkemiz ilaç
alanında önemli bir üretici konumuna gelmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Dünya standartlarında üretim
yapabilecek bir altyapıya sahip olan ülkemizdeki kapasiteyi harekete
geçirmek, ihracat odaklı büyüme hedefi ve ilaç arz güvenliğinin
sağlanması için üretim çalışmaları
başlatılmış olup 2016 yılında kutu bazında
yüzde 75 olan üretim oranı yüzde 88,9a ulaşmıştır.
Ülkemiz ilaç sektörünün güçlü yönleri sayesinde ilaç ihracatımız da
artmış, 1,91 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır.
Uluslararası düzenlemelere tam uyumun sağlanmasıyla tıbbi
cihaz alanında ihracatın ithalatı karşılama oranı
yüzde 55e ulaşmıştır. 8 Temmuz 2022 tarihinde Beşeri
Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Kararda
yapılan değişiklikle eczacı kâr oranları
arttırılmış olup 12 Ekim 2022 tarihinde Beşeri
Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Kararda
yapılan değişiklikle eczacı kâr oranlarının barem
değerleri de yükseltilmiştir.
Her yıl olduğu gibi
bu yıl da en büyük payı eğitim ve sağlığa
ayırdık. Kurumumuzun 2023 yılı için bütçesi 565 milyon 810
bin Türk lirasıdır.
Değerli milletvekilleri,
ne mutlu bize ki AK PARTİ iktidarı olarak 21inci bütçemizi
saygıdeğer Meclisimize sunuyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bizler milletimizin teveccühü ve
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın
liderliğinde ülkemizi hizmetlerimizle her alanda nakış
nakış işlemeye devam ederek gelecek nesillere büyük ve güçlü bir
Türkiye bırakacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ZEMZEM GÜLENDER AÇANAL
(Devamla) Türkiye Yüzyılını milletimizle birlikte inşa
edeceğiz.
Bu vesileyle, 2023 bütçesinin
hazırlanmasında emeği geçen Bakanlarımıza,
kurumlarımıza, Plan ve Bütçe Komisyonumuza, tüm milletvekillerimize
ve Meclis personelimize teşekkür ediyor, yüce Meclisimizi, aziz
milletimizi ve kıymetli Şanlıurfalı hemşehrilerimi
saygıyla selamlıyorum. 2023 bütçesinin hayırlı
olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Şenel Yediyıldız
Buyurun.(AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
ŞENEL YEDİYILDIZ (Ordu) Sayın Başkanım, değerli
milletvekili arkadaşlar; 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi'nin Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı bütçesi hakkında AK PARTİ
Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Aziz milletimizi ve
Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Sağlık
alanında yapılan araştırmalar ve yerli sağlık
teknolojilerinin geliştirilmesi bütün dünyada millî güvenliği
ilgilendiren öncelikli stratejik alan olarak kabul edilmektedir. 2014
yılında sağlık sistemini güçlendirici projeler yanında
aşı, ilaç, tıbbi cihaz, tanı kiti ve diğer
sağlık teknolojilerinde dışa bağımlılığı
azaltacak çalışmaları desteklemek üzere TÜSEB kurulmuştur.
TÜSEB bünyesinde Türkiye çapında Covid-19 tanı laboratuvarları
kurulmuş ve ülkemizin test kapasitesi önemli derecede
artırılmıştır. Ülkemizin ilk yerli Covid-19
aşısı olan Turkovac da TÜSEB sayesinde, bu şartlarda
hazırlanmıştır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sağlık hizmeti kalitesinde
çıtayı her geçen gün daha da yukarıya taşıyoruz;
sağlık yatırımlarımızın modern yüzü olan
hastanelerimiz her gün daha da iyiye gidiyor. Hizmette en iyi yoktur, hep iyi
vardır, onun da iyisi vardır. Son teknolojiye sahip tıbbi cihazlar
ve yaşam destek üniteleri, yüksek standartlara sahip ameliyathaneler,
yüksek teknolojiye sahip laboratuvarlarla vatandaşlarımıza
hizmet vermeye devam edilmektedir.
Bakanlığımız
bünyesinde 953 hastane, 8 binden fazla aile sağlığı
merkezi, 133 ağız ve diş sağlığı merkezi
olmak üzere toplamda 14 bini aşkın sağlık
kuruluşumuzla, vatandaşlarımıza ulaşılabilir
sağlık hizmeti sunmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar 20 şehir
hastanesinin yapımı tamamlanmış olup toplam 29.405 yatak
sayısına ulaşılmıştır. Yapımı
devam eden şehir hastanesi sayısı ise 11 olup toplam 13.205
yatak kapasitesi olacaktır. Hasta taşımada; 618 ambulans varken
5.700 ambulansa ulaşmışız, hiç uçak, helikopter yokken
artık hastalarımızı uçak ve helikopterlerle
taşımaya başlamışız.
Sağlık sorunları
nedeniyle yatarak tedavi gören hastalarımız ve yakınları
için de daha iyi hizmet adına sosyal anlamda pek çok uygulamalar hayata
geçirilmektedir. Örnek vermek gerekirse Bartın Amasra maden
faciasında yararlanarak İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesine
kaldırılan, yüzde 80 yanık ve karbonmonoksit zehirlenmesi olan
madencilerimizin sağlık durumları her geçen gün daha iyiye
giderek tedavileri devam etmektedir. Ayrıca, hasta yakınlarına,
hastanede babalarını bekleyen çocuklara, başhekimliğimiz
koordinatörlüğünde yerinde eğitim ihtiyacı, barınma
ihtiyacı, yaşam ihtiyacı gibi tüm maddi ve manevi
ihtiyaçların karşılanmasına örnek çalışmalar
yapılmaktadır.
Sağlık
çalışanlarımıza yönelik şiddet suçları katalog
suçlar kapsamına alınmıştır. Sağlıkta beyaz
reform kapsamında malpraktisle karşı karşıya kalan
hekimlerimize yönelik mali ve özlük haklarında kanuni düzenlemeler
yapmışızdır. Lisans ve ön lisans üniversite mezunu
sağlık çalışanlarımızın ek göstergeleri
3000den 3600e yükseltilmiştir. Hekimlerimizin, diş hekimlerimizin,
veterinerlerimizin, eczacılarımızın ve
biyologlarımızın birinci derece olanlarının ek
göstergeleri 4200e çıkarılmıştır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Sayın Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde AK PARTİ iktidarlarında Ordu ilimize çok büyük
sağlık tesisleri yapılmıştır. Şu anda Ünye
ve Fatsada 350 yataklı 2 tane hastanemiz hizmet vermektedir. Ayrıca,
Akkuş, Aybastı, Ulubey, Korgan, Kumru, Gürgentepe, Mesudiye,
Perşembe Devlet Hastaneleri Ordumuzda yapılmış olan
sağlık tesisleridir. İnşallah, Gölköy Hastanemizin mevcut
hastane eskidiği için yenisinin ihalesi en kısa zamanda yapılmak
üzere hazırlanmaktadır. Ayrıca, Ordu şehrimize 900
yataklı Ordu Şehir Hastanesi inşaatı devam etmektedir.
Şu anda bu inşaat yüzde 50 oranında bitmiştir, bunun için
Sayın Bakanıma özellikle teşekkür ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi
tamamlayınız Sayın Yediyıldız.
ŞENEL YEDİYILDIZ
(Devamla) Yine Sayın Bakanımınız talimatıyla
Kabataş E2 ve Çatalpınar E2 entegre devlet hastaneleri yapılmak
üzere harekete geçilmiştir.
Cumhuriyetimizin 100üncü
yılında Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde liderimiz,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
önderliğinde Sağlık Bakanlığımızla birlikte
vatandaşlarımıza en iyi sağlık
yatırımlarını ve hizmetini sunmaya devam edeceğiz.
Hizmetlerde emeği geçen Sayın Cumhurbaşkanımıza,
Sağlık Bakanlarımız Sayın Recep Akdağa,
Sayın Mehmet Müezzinoğluna, Sayın Ahmet Demircana ve
Sayın Bakanımız Fahrettin Kocaya sonsuz teşekkür ediyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bu duygularla 2023
yılı Türkiye bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı
olmasını diliyor, ekranları başında bizleri izleyen
Ordulu hemşehrilerimize, aziz milletimize ve Gazi Meclisimize
saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Ayşe Keşir
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
AYŞE KEŞİR (Düzce) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; aziz Türk milletini ve yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Malumunuz 23 Kasımda
şehrimiz Düzcede hepimizi endişeye veren bir deprem
yaşadık ama çok şükür, Düzcenin geçmiş depremlerden önemli
dersler alarak konut stoklarının yüzde 75i depreme
hazırlıklı olduğu için çok şükür enkaz altından
can kurtarma telaşımız olmadı, bir hemşehrimizi
kaybetmedik. Tekrar buradan hemşehrilerimize geçmiş olsun diyor ve o
gün bizleri bir hafta boyunca yalnız bırakmayan
bakanlarımıza, Soylu Bakanımıza, Murat Kurum
Bakanımıza, Adalet Bakanımıza, Millî Eğitim
Bakanımıza, arayıp soran bakanlarımıza ve kamu
görevlilerine, gönüllülere buradan tekrar şükranlarımı
sunuyorum.
Değerli milletvekilleri,
AK PARTİ kurulduğu günden bu yana hem, hem de diyen bir partidir,
siyasetin sığ kamplaşmalarına meydan okuyan bir partidir.
Tıpkı kuruluş bildirgemizde söylediğimiz gibi, hem
muhafazakâr hem demokrat bir parti söyleminde ifade ettiğimiz gibi ve
Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye Yüzyılı
programında da söylediği gibi özellikle kadın hakları
konusunda hem kadın politikaları, kadın hakları,
kadınların güçlenmesi diyen hem de ailenin bütünlüğü,
birliği diyen bir partidir. Onun için söylüyoruz ki kadın
hakları ve ailenin birliği, bütünlüğü politikaları
birbirinin hasmı, rakibi ya da alternatifi değildir çünkü AK
PARTİ siyaseti önemli bir paradigma değişikliği
getirmiş hem, hem de diyen bir partidir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Biz yirmi yıldır
eğitim başta olmak üzere, çalışma hayatı olmak üzere
kadınlar güçlensin diye uğraşıyoruz. Diğer yandan aile
politikalarımızla aile birliğinin ve bütünlüğünün
sağlanması için uğraşıyoruz. Dün verdiğimiz
anayasa değişiklik metni de açıkçası bunun önemli
göstergelerinden biridir.
Sayın milletvekilleri,
eğitim en önemli fırsat eşitliği aracıdır. 2001
yılında AK PARTİ kurulduğunda bu ülkede çağ nüfusu
içinde kız çocuklarının ne yazık ki sadece yüzde 13ü
üniversiteye gidebiliyordu. Niye? Yasaklar vardı, kapı önlerinde
bekletilen çocuklar vardı, beraberinde sadece bazı şehirlerde
kümelenmiş üniversiteler vardı ve aileler kız çocuklarını
büyükşehirlere gönderemiyorlardı. Bugün 207 üniversiteyle, 81 ilde
açılan 207 üniversiteyle, yasakların kalkmasıyla, tam demokratik
bir eğitim fırsat eşitliği sağlanmasıyla birlikte
bugün kız çocuklarının üniversiteleşme oranı yüzde
49a ulaşmıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu, AK PARTİ iktidarının eğitimde
fırsat eşitliğindeki en önemli göstergelerinden biridir. Peki,
erkeklerde bu oran kaçtır? Yüzde 40. Demek ki kadınlara, kız
çocuklarına eşit fırsatlar sunduğunuzda dört nala koşarak
devam ediyorlar.
Diğer yandan,
kadınların iş gücü piyasasına katılımı
başta olmak üzere çalışma hayatıyla ilgili pek çok
düzenleme yaptık biliyorsunuz. Bir iki rakam daha vereceğim.
Bakın, girişimciliği destekleyen en önemli
kurumlarımızdan biri KOSGEB. KOSGEBden destek alanların yüzde
41i kadın. Yine, İŞKURun işbaşı eğitim
programları. Meslek edindirmede, vasıflı eleman konusunda son
derece önemli kurumlardan teşvikler var. Bunların,
faydalanıcıların yüzde 49u da kadın. Bunların hepsi
AK PARTİnin kararlılığının ve
başarısının göstergesidir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ama geçmişte kız
çocuklarını eğitimde fırsat eşitliğinden mahrum
bırakanlar, kız çocuklarını o kapılarda bekletenler,
çalışma hayatında soruşturma açıp başörtülerinden
dolayı meslekten men edenler bugün kürsülere çıkıp pişkin
pişkin kadın hakları anlatmasınlar. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Milletimiz bu
ikiyüzlülüğü, tarihsel ikiyüzlülüğü çok net bir şekilde
görmektedir.
Bir iki rakam vereceğim.
Bugün kamuda istihdam edilenlerin yüzde 40ı kadındır.
Öğretmenlerde istihdam oranı yüzde 60dır, kadın
öğretmen oranı. Kadın avukat oranı yüzde 46dır.
Kadın hâkim oranı yüzde 45,9dur, 46dır. Sağlık
sektörünün yüzde 56sı kadındır. Bütün bunlar AK PARTİnin
özellikle kadın iş gücüne, kadın üretimine güveninin en önemli
göstergesidir.
Aslında söyleyecek çok
sözümüz var ama şunu da ifade etmek istiyorum: Kadına yönelik
şiddet ve çocuk istismarı konusunda son derece net duruşu olan
bir partidir AK PARTİ. 2002 Seçim Beyannamemizde töre, namus cinayetleriyle
nasıl baş etmeye çalışacağımızı
açıkça, net ifade ettik. Çocuk istismarı, kadına yönelik
şiddet insanlığa ihanettir, ahlaksızlıktır,
sapıklıktır. Bunun da altını buradan çiziyorum. Az
önce bir konuşmacı Kürt'ü Kürte
kırdırıyorsunuz." dedi. Ben de buradan fotoğraf
göstermek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi
tamamlayın.
AYŞE KEŞİR
(Devamla) Hemen tamamlıyorum Sayın Başkan.
İşte Kürtün Kürt'ü
kırdığı fotoğraflar bunlardır. (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar) Kürt kız
çocuklarını kandırıp dağa kaçıran, 13-15 yaşında
o çocukları kırım kırım kıran, tecavüz eden,
intihara sürükleyen fotoğraflardır bunlar ve bunlarla ilgili pek çok
rapor buradadır, Birleşmiş Milletler raporlarında çok net
ortadadır. Biz bununla da mücadele edeceğiz.
Bugün sınır
ötesinde devam eden operasyonlarımız bu kız
çocuklarını kurtarmak için yapılan operasyonlardır
aynı zamanda; bunu buradan da kayda geçirmek istiyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Önce tarikatlardan kurtarın, tarikatlardan, o
şeyhlerinize peşkeş çektiğiniz çocukları! 6
yaşında evlendiriyorsunuz!
BAŞKAN Sayın Fatma
Betül Sayan Kaya
Buyurun Sayın Kaya. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla hürmetle
selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin 100üncü
yılını yaşayacağımız 2023 bütçemizin
ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Sözlerime başlarken kamu
vicdanını derinden yaralayan menfur olayı lanetliyorum. Hiçbir
dine, ahlaka ve geleneğe sığmayan, kamu vicdanını
ayağa kaldıran bu alçaklık hiçbir koruma ve müsamaha
görmeyecektik. Bir anne olarak bu menfur hadisenin yakinen takipçisi
olacağımı bir kez daha ifade etmek istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ve yine bir anne olarak tekraren
şunu söylemek istiyorum: Çocuktan gelin olmaz, çocuktan eş olmaz,
çocuktan anne olmaz; çocuk, çocuktur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri;
Cumhurbaşkanımız önümüzdeki yüzyılın Türkiye
Yüzyılı olacağını ilan etti. Bu bir ideal olduğu
kadar bir hedefi de işaret etmekte. Milletimizle birlikte demokratik hukuk
düzenini sahiplenerek gelecek hedeflerimize hep birlikte yürüyoruz. Türkiye'nin
kaynaklarını, imkânlarını üretim için seferber eden bir
siyasi kadro olarak 2023e umut ve güvenle bakıyoruz.
Bugün Türkiye, bölgesel ve
küresel barış için kararlı bir duruş gösteren liderimiz
Sayın Cumhurbaşkanımızla, dünyanın en saygın
birkaç ülkesinden bir tanesidir. Cumhurbaşkanımızın ortaya
koyduğu insan merkezli ve toplumcu siyaset, yirmi yılda Türkiye'nin
gücüne güç katmıştır. AK PARTİ hükûmetleri Anayasanın
sosyal devlet ilkesini eksiksiz olarak hayata geçirmek için tüm
imkânlarını seferber etmiştir. Aile ve sosyal hizmetleri güçlü
bir bakanlık katına taşıyarak bu iradesini de
göstermiştir. 85 milyon insanımızın erişimi için
sosyal hizmet ve sosyal yardımları hak temelli bir
anlayışla organize ettik. Kız çocuklarımızın
eğitimini, kadınlarımızın her alanda
varlığını ve istihdamını destekleyen devrim
niteliğinde politikalara imza attık. Kadın okuryazarlık
oranımızı yüzde 79dan yüzde 95e, kız
çocuklarımızın net okullaşma oranını
ortaöğretimde yüzde 45ten yüzde 89a çıkarttık. Yine,
yükseköğretimde kız çocuklarımızın okullaşma
oranını yüzde 13ten yüzde 49a yükselttik. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem
Planımızı hayata geçirdik. Kamusal alanda kılık
kıyafet özgürlüğünü getirdik ve her alanda
ayrımcılığa son verdik. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Başörtüsüne anayasal
güvenceyi sağlayan ve evlilik birliğini tanımlayarak ailenin
korunmasını güçlendiren anayasa değişikliğine dair
kanun teklifimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığımıza sunduk. Önümüzdeki günlerde bu konuda
Meclisimizin gündemine gelecek olan anayasa değişikliğine destek
vereceğinize de inandığımı ifade etmek istiyorum.
Aileyi güçlendirmek hepimizin en birinci vazifesidir. Aile odaklı
politikalarımızla dezavantajlı çocuklarımızın
doğrudan devlet koruması altına alınması yerine,
verdiğimiz sosyal desteklerle ailelerinin yanında
kalmalarını sağladık. Bu kapsamda 150 bin çocuğumuz
ailesinin yanında destekleniyor. Engellilerimizin,
yaşlılarımızın yine ailelerinin yanında kalarak
evde bakım hizmetleriyle kendi sosyal çevrelerinden
kopmamalarını sağlıyoruz. Evde bakımdan faydalanan
insanımızın sayısı 562 bindir. Bugün cihaza
bağlı hastasını, öksüzünü, yetimini, engellisini,
şehit ailesini, eğitim çağındaki her gencini düşünen
ve bunun için gerçekçi politikalar üreten bir siyaset yürütüyoruz.
İşte, bu siyasetin mührü Sayın Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğandır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
son zamanlarda birilerinin uluslararası işportadan transfer
ettiği bir iki yeni figür yeni yalanlar taşıyor siyasete. Ne
devleti ne milleti tanıyorlar, ne bakanlıkların ne
kurumların yaptıkları işleri biliyorlar. Türkiye'nin IMF
boyunduruğunda olduğu eski Türkiyeye özlem duyuyorlar. Bunu
açıkça ifade etmekten de hiç geri durmuyorlar. En iyi şekilde
yaptığımız, yirmi yılda
kurumsallaştırdığımız işlerimizi de yeniden
vaat gibi gösteriyorlar çünkü bu milletten, bu ülkeden son derece kopuklar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
FATMA BETÜL SAYAN KAYA
(Devamla) Bu millet boş hayallere tenezzül etmemiştir,
etmeyecektir. Çünkü milletimiz insan merkezli siyasetten, hayata
geçirdiğimiz sosyal politikalardan memnundur.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Kamuya
yerleştirdiğin akrabalarından bahset bence!
FATMA BETÜL SAYAN KAYA
(Devamla) Devlet ile toplum arasındaki uçurumlar
kapatılmıştır.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Kamuya
yerleştirdiğin akrabalarından bahset!
FATMA BETÜL SAYAN KAYA
(Devamla) Toplumun devlet kapısından kovulduğu, devletin
vatandaşını rehin aldığı eski Türkiye bir daha
geri gelmeyecektir. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Aile partisi oldunuz, aile partisi!
FATMA BETÜL SAYAN KAYA
(Devamla) Türkiyenin yeni ihtiyaçları, vatandaşın yeni
talepleri de güçlü liderlik ve güçlü siyasi kadrolarımızla en iyi
şekilde gerçekleştirilecektir. AK PARTİ milletimizin emanetine
sadakatle sahipleniyor.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Aileni
kamuya yerleştirdin
OYA ERSOY (İstanbul)
Halktan aldığınız her şeyi halka iade edeceğiz.
FATMA BETÜL SAYAN KAYA
(Devamla) Vatandaşın hayatına dokunmayan, hiçbir alanda dikili
ağacı olmayanlar, Şu da bizim eserimiz. diyemeyenler, milletin
umutlarının önünde duvar olmasınlar yeter. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Türkiyenin gençleri,
kadınları, adaleti, merhameti, paylaşımı kimin
hakkaniyetle yaptığını ve kimin azimle
çalıştığını çok iyi görüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Kaya, süreniz tamamlandı.
FATMA BETÜL SAYAN KAYA
(Devamla) Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
İbrahim Aydemir
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Değerli Başkanım, çok
teşekkür ediyorum.
Arkadaşlar, 3
kitapçık, şeref levhalarımız, bakın, 500 sayfalık
şeref levhamız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Okudun mu, okudun mu? Merak ediyorum.
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) İçişleri
Bakanlığımızın, Sağlık
Bakanlığımızın, Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığımızın bütçesi üzerinde söz aldım. Ama
bunları da kayda geçmek lazım, hakkı teslim etmek lazım.
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman)
(*)
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Bütçede geçirmişsindir sen onları kayda!
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Değerli Bakanım, Değerli
İçişleri Bakanım; siz bizim için şeref
sayfasısınız. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Ya, bunları bütçede söylemiştin ya!
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Mücadelenize milletçe şapka
çıkarıyoruz.
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Yağcılıkta bir numarasın be!
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Allahın izniyle şu mücadeleniz akim
kalmayacak, menzile mutlaka ulaşacağız.
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Yağcılığı bırak,
konuları anlat!
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Bir tane terörist bırakmayacağız. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Bayağı elinizde var.
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Yağcılığı bırak,
yağcılığı bırak!
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Değerli arkadaşlarım, bakın, 2
yatırımdan bahsedeceğim, 2 yatırım; biri Sütaşa
ait, öbürü Erdemire ait. İkisi de bir vilayette yapıldı,
ikisinin toplam değeri samimi söylüyorum ki çok şahika noktaları
ifade ediyor. Nedir? Sütaşın yatırım değeri 5 milyar
liraya geliyor bakın ve yanında Erdemirin şimdi, daha yeni bir
yatırımı başlıyor, 500 milyon dolarlık bir
yatırım. Nerede arkadaşlar bunlar? Bingölde. Cevdet
Bakanım burada mı? Bingölde yapılıyor ve buralarda, arkadaşlar,
asgariden biner insan istihdam olacak. Niye bunu söyledim biliyor musunuz
arkadaşlar? İşte, şeref levhası diye tarif
ettiğim Değerli Bakanımız şahsındaki o mücadele
kadrosu var ya, onların mücadelesi sayesinde geldik buraya
arkadaşlar. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar) Eğer onlar, oraları terörden azade
kılmasaydı iş bu noktaya gelmezdi. Dolayısıyla
milletimizin göz bebeği kadrolardır bunlar.
OYA ERSOY (İstanbul)
Erzurumdaki soygunun boyutlarını da anlatsanız.
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Onlara her türlü saygı, her türlü sevgi milletin
yüreğinden fışkırıyor.
Değerli Bakanım,
özellikle sizinle bir şey paylaşmak istiyorum. Bakın, burada
arkadaşlarım var, Erzurumlular var, Erzuruma yakın
coğrafyada olanlar var, herkes bilir, Karaçoban diye bir ilçemiz var.
Şu anda oranın HDPli bir Belediye Başkanı var Değerli
Başkanım. Oradan bir kardeşim biraz önce yaşananları
görmüş, bana mesaj attı ve bu mesajı sizinle paylaşmak
istiyorum arkadaşlar. Bir Kürt, vatanseverliğin zirvesi, Allah
aşkınıza bakın, aynen şunu söylüyor: Ben
Karaçobandan İhsan -soy ismini vermiyorum- size ne kadar teşekkür
etsek azdır. Bölgemizde ve ilçemizde oluşan huzurdan dolayı
Sayın Cumhurbaşkanımızın ellerinden öpüyoruz.
Sayın Süleyman Bakanımıza da biz Kürtleri hainlerin ellerine
bırakmadığından dolayı Kürtler olarak
Cumhurbaşkanımızla birlikte saygılarımızı
sunuyoruz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Bütçemiz de hayırlı uğurlu olsun. İşte bu
arkadaş, Kürt budur, bu; gerisi lafügüzaf.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) O sizin
yalanlarınız, yalanlarınız!
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak() Ya, of, of!
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Taşkesenlioğlu
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Burada birisi bir laf etti Kürtü Kürte öldürmek
gibi bir kavram kullanıldı.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Yaranmak için başka bahaneler bulun, başka bahaneler!
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Arkadaş, Kürtü Kürte öldüreni görmek
istiyorsanız tırlar dolusu silahları onlara götüren, o
kitapsız bölücü teröristelere götürenlere bakın; DAEŞi besleyen
Fransaya dönün bakın; bırakın burayı suçlamayı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Vicdanınız
olsun, merhametiniz olsun. Kürte zulmedenleri koruyanların Kürt
adına laf etme hakkı yoktur.
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Sen mi laf edeceksin Kürt adına, sen mi Kürtler adına
konuşacaksın? En son kişisin!
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Kürt kardeşlerimden oy alarak buraya gelmiş
birisi olarak altını çiziyorum: Kürtün sahabetliği bizde.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Yağ yak, yağ, yağ!
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Oraya, oraya!
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Kürt, Kürtü addederek Kürte hayatı dar
edenlerden nefret ediyor. İşte paylaştım, gördünüz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ya, ne
söylersen söyle, gidiyorsunuz. Veda bütçeniz, veda bütçeniz bu!
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Sağa bak, sağa!
HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Bir yağcı size öyle mesaj attı diye
Şırnakta yüzde 82 oy alıyorum, oy. Bir kişi öyle dedi diye
öyle bir şey yok.
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Değerli Bakanım, uyuşturucuyla olan
mücadeleniz de samimi söylüyorum, bütün içtenliğimle söylüyorum ki millet
tarafından yüreğiyle sahipleniliyor.
HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Merak etmeyin, yeni seçimde göreceğiz İbrahim
Bey.
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Dolayısıyla, şu mücadele zemininden
iftihar edin, iftihar edin ki siz o pozisyondasınız ve millet de
sizin yanınızda Allahın izniyle.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Acaba
hangi ihaleyi almak için yağ çekiyorsun?
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Değerli arkadaşlarım, az önce, biraz
önce Recep Akdağ Bakanım bir kayıt düştü.
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Komisyonda -net ya- eline kâğıdı verdin Bakanın,
ben şahidim. Sen yağcının tekisin, gördük senin ne
yağcı olduğunu.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Hangi
ihale için bu kadar yağ çekiyorsun?
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Arkadaşlar, biraz önce Recep Akdağ
Bakanım şunu söyledi, dedi ki: Uyuşturucuyla mücadelenin en
esaslı karinesi şudur: Uyuşturucuda ölüm oranı nedir, ona
bakacaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Gittin Bakana, övgü yağdırdın, sonra eline
kâğıt tutuşturdun; hangi talepte bulundun, onu söyle,
yalancı?
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Bakın arkadaşlar, uyuşturucudan ölüm
oranına bakacaksınız, eğer ölüm oranları düşükse
mücadele zirvede demektir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Pastadan ne alıyorsun, onu söyle?
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Sen ne aldığını, pastadan
payını söyle?
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Şu anda da ölüm oranları en dip vaziyette
dolayısıyla mücadelemize noksan sürmeye çalışanlar
kelimenin tam anlamıyla milletle savaş hâlindeler, bunun
altını çiziyorum.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Uyuşturucudan pay almak için mi bu kadar yağ çektin?
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Ve arkadaşlar, size bir şey
söyleyeceğim. Öncelikle burada bir kayıt düşeyim.
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Sen Bakanın eline kâğıt verince ne
yapmıştın, ne istemiştin, onu bir söyle bakayım?
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Cumhur İttifakının esaslı
parçası Milliyetçi Hareket Partisine Genel Başkanımız
Sayın Devlet Bahçeli şahsında saygılarımı
sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Hangi
ihaleden pay alacaksın, onu söyle?
İBRAHİM
AYDEMİR (Devamla) Ve bir kayıt arkadaşlar, bu da dadaşça
bir kayıt: Takdiri Hüda kuvve-i bâzû ile dönmez/Bir şema ki Mevla
yaka, üflemekle sönmez. Kim üflemişse
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İBRAHİM AYDEMİR
(Devamla) Mevla bu ak şemayı üflemiştir,
yakmıştır dolayısıyla Allahın izniyle ilanihaye
devam edecektir.
Saygılar sunuyor,
bütçeniz hayırlı olsun diyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Ya, sen söyle, Soyluya kâğıt verince ne
istedin, onu söyle, onu. Yüreğin varsa söyle, talebin neydi?
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Otur yerine, sıfır, sıfır!
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Aydemir.
Sayın Selim
Yağcı
Buyurun.
AK PARTİ GRUBU ADINA
SELİM YAĞCI (Bilecik) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım, Kıymetli Bakanlarımız,
bizleri ekranları başında izleyen çok değerli
kardeşlerim; bugün gece gündüz demeden yirmi dört saat görevde olan ve
başarılarıyla milletimizi gururlandıran,
insanımıza huzur ve güven veren bir bakanın, soylu bir
bakanın, İçişleri Bakanlığının bütçesi
üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bu vesileyle Gazi
Meclisimizi ve bizleri ekran başında izleyen başta Bilecikli
hemşehrilerim olmak üzere aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
devletin en temel görevi, Anayasanın 5inci maddesinde belirtildiği
gibi, sınırları içinde yaşayan vatandaşların
güven ve huzur içinde yaşamalarını sağlamak ve herkesin
kendi kişisel haklarını rahatça kullanacağı emniyetli,
güvenli bir ortamı oluşturmaktır. Hükûmetimiz,
İçişleri Bakanlığımız ve çalışkan,
gayretli Bakanımız; Anayasamızın vermiş olduğu
bu görev ve yetkiyi kahraman güvenlik güçlerimiz
aracılığıyla başarıyla yerine getirmektedir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Hangi
ihale için bu kadar yağ çekiyorsunuz onu söyle ya?
SELİM YAĞCI
(Devamla) Ben milletimizin bağımsızlığı ve
huzuru için göğsünü siper eden ve şehadete ulaşan tüm
şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bizlere bu cennet vatanı, Anadolu coğrafyamızı kimse
Buyurun gelin. diye altın tepsi içinde sunmadı. Sultan
Alparslandan bugüne bu topraklarda, var olmanın bedelini
kanlarımızla, canlarımızla ödeyerek, kefenlerimizi giyerek
mücadele ediyor ve yaşıyoruz.
Tarihe
baktığımızda, milletimiz ne zaman ilerleme
kaydettiğinde, yükselişe geçtiğinde dışarıdaki ve
içerideki şer güçler, her türlü haince tuzak veya hilelerle, milletimizin
kutlu yürüyüşünü durdurmak için var güçleriyle
çalışıyorlar. Bunların karşısında dün Sultan
Alparslanlar, Ertuğrul Gaziler, Osman Gaziler, Fatih Sultan Mehmetler,
Mustafa Kemal Atatürkler Ya istiklal ya ölüm! diye nasıl dimdik durduysa
bugün de yirmi yıldır milletimizin güvenine mazhar olan
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve onun yol
arkadaşları, vatan, millet, bayrak sevdalıları dimdik
durmaktadır. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Sadece Atatürk Ya istiklal ya ölüm! dedi. Ne alaka? Ya
istiklal ya ölüm! Atatürke ait, Atatürke.
SELİM YAĞCI
(Devamla) Türkiye kırk yılı aşkın süredir terörle
sınanmaktadır. Türkiyeyi dünya liginde ön sıralarda
Türk-İslam medeniyetinin temsilcisi olarak görmek istemeyenler, terörün
her çeşidiyle, kalleşçe ve haince engellemeye
çalışmaktadırlar.
SERKAN TOPAL (Hatay) Ya,
Sayın Vekilim, biraz tarih okuyun! Ya istiklal ya ölüm!ü Atatürk
söyledi. Tarih okuyun biraz, tarih!
SELİM YAĞCI
(Devamla) Bazen hain FETÖ terör örgütü gibi devletin içine sızarak,
bazen PKK gibi yerel yönetimleri kullanarak, bölgesel alan oluşturarak,
sinsice, haince, milletimizin huzuruna, devletimizin bütünlüğüne
kastetmeye çalışmaktadırlar.
Geçmişteki acı ve
kayıplarımızın bize kazandırdığı
tecrübeyle, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın liderliğinde, teröre karşı
acımasız, vatandaşına karşı şefkatli ve
hizmetkâr bir devlet anlayışıyla sorunları çözüyoruz.
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Mardinde ne çaldınız?
SELİM YAĞCI
(Devamla) Dağlardaki her taşın altındaki en küçük
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Diyarbakır Belediye binasını hacizlik
yaptınız!
SELİM YAĞCI
(Devamla) Her taşın altından tutun en küçük belediyeye
sızmalarına kadar terör örgütünün temizliğini yaptık,
yapmaya devam ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Din, iman adına hırsızlıktan
başka bir şey yaptığınız yok!
SELİM
YAĞCI (Devamla) Belediyelerin kaynaklarını terör örgütüne
aktaran, fiziki ve lojistik destek sağlayan, hem eleman temin eden hem de
şehirlerde örgüt lehine bir baskı unsuru olan belediyelere
görevlendirmeler yaptık.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Yalan atıyorsun!
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Milyonluk gümüşler kime hediye gitti, sen onları söyle?
SELİM YAĞCI
(Devamla) Bu belediyeleri vatandaşına hizmet üretir hâle getirdik.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Yalan atıyorsun!
SELİM YAĞCI
(Devamla) 6-8 Ekim ve çukur-barikat olayları sırasında
harabeye dönen şehirleri, mahalleleri bugün çocuk oyun parklarıyla
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Yalan atıyorsun! Ya, bu yalana kimseye
inandıramazsın.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Mardinden
çaldıklarınızın hesabını vereceksin ya!
SELİM YAĞCI
(Devamla)
sıcak asfaltla, kanalizasyon ve içme suyu şebekeleriyle,
turizm destinasyonlarıyla, kütüphaneler, gençlik ve kadın kültür
merkezleriyle, spor alanlarıyla donattık.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Aldığınız gümüş hediyelerin hesabını
vereceksin! Milyonluk gümüşler kime gitti, kime?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Hırsızlık yapmak için kayyum
atadınız.
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
SELİM YAĞCI (Devamla)
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ olarak 21inci defa bütçe
hazırlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Allah
aşkına, her çıktığınızda konuşmacı
olarak AK PARTİ yirmi yıldır hiçbir şey yapmadı.
diyorsunuz.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van)
Evet.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Çaldı, çaldı! AKP çaldı, çaldı! Nusaybinde çaldı,
Mardinde çaldı, Diyarbakırda çaldı, Vanda çaldı! Her
yerde çaldınız ya!
SELİM YAĞCI
(Devamla) Bunu diyerek bize haksızlık değil bu milletin
ferasetine, basiretine, adaletine ve sağduyusuna en büyük hakareti sizler
yapıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Çalarak çok şey yaptınız!
SELİM YAĞCI
(Devamla) Gelin, hep birlikte Türkiye Yüzyılına birlikte
ulaşalım ve Türkiye'yi hak ettiği yerlere hep birlikte getirelim
diyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kayyumların
hırsızlığını anlat,
hırsızlığını!
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van)
Hesabını verin!
SELİM YAĞCI
(Devamla) İçişleri Bakanlığımızın ve tüm
bakanlıklarımızın 2023 yılı bütçesinin
hayırlı, bereketli olmasını temenni ediyor, Gazi
Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Kemal Çelik
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA KEMAL
ÇELİK (Antalya) Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin çok
değerli üyeleri; Emniyet Genel Müdürlüğümüzün bütçesi üzerine AK
PARTİ Grubumuz adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bütçesini
görüştüğümüz Emniyet Genel Müdürlüğü ve beraberinde tüm savunma
ve güvenlik kurulumlarımızda görev yapan fedakâr
kardeşlerimizin, ülkemizde sağlanan huzur ve güven ortamında
attığımız her adımda,
yaşadığımız her anda emeği vardır,
hakkı vardır. Bu güzide kurumlarımız, bugün, ülkemizi
huzur, güven ve düzen ülkesi ve toplumumuzu bir güven toplumu hâline getirdi;
ayrıca, ülkemizi dünyada barışı sağlayan bir ülke
konumuna getirmelerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
Türkiye, dünden bugüne güvenlik konularındaki anlayışı
değiştirmiş, gerçekleri ortaya çıkarmıştır.
Dün konuştuğumuz şeyleri bugün artık konuşmuyoruz, dün
konuşamadıklarımızı da bugün artık
konuşabiliyoruz. Sınır ötesine hat çekmek, teröre yönelik
operasyon ve hareketleri topraklarımızın dışına
taşımak dün konuşabildiğiniz bir şey değildi ama
bugün konuşabiliyoruz. Elbette terör konusunda dün de haklıydık
ama Rusya ne der? ABD ne der? diye sözümüzü dinletemiyor, gereğini de
yapamıyorduk. Bugün, özellikle 2016dan sonra savunma sanayisinde
gerçekleştirdiğimiz yerli ve millî hamlelerle, güvenlik
kuvvetlerimizin fonksiyonel çalışmalarıyla artık çok daha
güçlüyüz ve çok daha güçlü bir ülke hâline geldik. Bugün haklılık
temelinde yürüttüğümüz etkili dış politikayı ve istihbarat
teşkilatlarımızı eş güdüm içerisinde devreye soktuk.
Kimsenin itiraz edemeyeceği belgeleri de muhataplarımızın
önüne koyan güçlü bir ülkeyiz. Yani, kısaca, bugün sözümüz var,
dinletiyoruz; gücümüz var, yapıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
CELAL ADAN (İstanbul)
Bravo!
KEMAL ÇELİK (Devamla)
Değerli arkadaşlarım, ülkemiz bugün gerçekten de bir huzur ve
güven ülkesi hâline geldi. Turizmde zirve yaptık; Antalyada yazın
otellerde yer bulamazsınız, Urfada bulamazsınız, Mardinde
bulamazsınız, Diyarbakırda bulamazsınız, Vanda
bulamazsınız, Erzurumda bulamazsınız. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Tabii ki bugünün
gerçeği budur, bugün geldiğimiz nokta budur; bu gerçeğin lideri
de hiç şüphesiz ki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğandır. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Yine, bu gerçeğin en güçlü ismi de iç güvenlik
teşkilatlarımızın başı konumunda, onları
gerçekten fonksiyonel bir hâle getiren Sayın Süleyman Soyludur; bu
gerçeği de teslim edelim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Türkiye, temel ulusal
konularda; güvenlik, enerji bağımsızlığı ve
mutlak demokrasi konularında dün hayal edemeyeceğimiz ölçüde
kazanımlar elde etmiştir ancak devletlerin mücadeleleri hiç bitmez.
Dışarıda açığınızı bekleyenler çoktur,
içeride de bu millî ruhun gerisinde kalan aktörler sizi anlamsız
işlerle yormak isteyebilirler. Daha birkaç gün önce bu kürsüden
mantık sınırlarını zorlayan ilişkilendirmelerle
uyuşturucu konusunda bu işin tacirlerine değil, devletimize
yüklenmeye çalıştılar, maalesef. Bilmeyenlere söyleyelim: Bu
uyuşturucu ticareti bütün dünyada terör örgütlerinin kontrolündedir,
gerisinde onlar vardır. PKKnın kaynağından alıp
taşıdığı uyuşturucuyu Avrupaya soktuğunu,
kullanan kişilere kadar tüm süreci yönettiğini artık dünya
biliyor.
KEMAL PEKÖZ (Adana)
Engelle, niye engellemiyorsun?
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Almanyada da uyuşturucu baronları oturuyor mu?
KEMAL ÇELİK (Devamla)
Terör konusunda savrulanlar şimdi görüyorsunuz ki PKKnın en büyük
gelir kaynağı olan uyuşturucu ticareti konusunda aynı
savrulma içerisinde devam ediyorlar.
KEMAL PEKÖZ (Adana)
Engelle, madem ortak değilsin engelle. Niye engellemiyorsunuz? Görevin ne?
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Almanyada da boğaz manzaralı villalarda mı
oturuyor uyuşturucu baronları?
KEMAL ÇELİK (Devamla)
Mali konularda alınan bir kararla mantıklı, mantıksız
bağ kurarak PKKnın gelir kaynağı konusundan medet ummaya
çalışanlar, galiba onların aklını
karıştıranlar var; dikkat etsinler.
Değerli milletvekilleri,
terörle mücadelemizin ana unsurlardan biri PKKnın en büyük gelir
kaynağı olan uyuşturucuyla mücadeledir ve işte, ülkemizde
sağladığımız huzur ve güven ortamı bu mücadelede
de ne kadar başarılı olduğumuzun en büyük göstergesidir,
başka hiçbir şeye gerek yok.
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Beraber çektirdiğiniz fotoğraflar
Bu hangi
örgüt ya? Bir söyleyin.
KEMAL ÇELİK (Devamla)
Terörü bitme aşamasına getiren siyasi irade
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde AK PARTİ hükûmetleridir ve burada 2016dan sonra da
Cumhur İttifakıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Hepinizle fotoğrafları var, gösterildi fotoğraflar.
Örgütünü söyleyin, hangi örgüte aitti onlar?
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
KEMAL ÇELİK (Devamla)
Milletiyle hemhâl olan bu iradenin devamında Emniyet birimlerimizin en
yüksek başardığı işleri ortaya koymaları çok
önemlidir.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ
(İzmir) Maltada yakalanan, Mersine gelen kokainin adresini
KEMAL ÇELİK (Devamla)
Öyle ki eroin ve bonzai rotası değişmiştir, bu çok önemli
bir şeydir. 2022 yılının ilk on bir ayında 25.488
narkotik şüphelisi tutuklanmıştır. Asayiş olaylarında
da kişilere karşı işlenen suçlar yüzde 95, mal
varlığına karşı işlenen suçlar yüzde 63, topluma
karşı işlenen suçlar da yüzde 97
aydınlatılmıştır; bunlar önemli rakamlardır.
Bu rakamlardan sonra bir
şey daha söyleyeyim: Evet, Allaha şükür, terörle mücadelemizi belli
bir noktaya getirdik. Terörle mücadelede terörü kaynağında kurutmaya
başladık ve oradan şunu söylüyorum: Sakın
aklınıza gelmesin; sınırlarımızın ötesindeki
hiçbir kurgu devletçiğe, maşa devletçiğe yani terör
devletçiği oluşumuna asla müsaade etmedik ve etmeyeceğiz. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Değerli milletvekilleri
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Siz
sınır ötesinde sivilleri öldürüyorsunuz.
KEMAL ÇELİK (Devamla)
bu güzide kurumlarımızın bütçelerinin hayırlı
uğurlu olması dileğiyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Çelik.
Sayın Mustafa Yel
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri ve çok Değerli Bakanlarımız; Jandarma Genel
Komutanlığımızın 2023 yılı bütçesi üzerinde
AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. 2023
yılı bütçemizin şimdiden Türkiyeye hayırlı ve
uğurlu olmasını diliyor, yüce heyetinizi sevgi ve
saygılarımla selamlıyorum.
2000li yılların
başlarıydı, güzel vatanımızın yine çok güzel
köşelerinden bir tanesinde, Şırnakımızda Vali
Yardımcısı görevinde bulunmaktaydım. Ve o dönemde Cudi Dağına
baktığım zaman Cudi Dağının, Gabar
Dağının karanlık emeller içerisinde bu ülkeye diz
çöktürmek isteyen hain terör örgütü mensuplarınca bir şekilde
işgal edildiğini ne yazık ki büyük bir üzüntüyle izlemekteydim;
Cudi ağlıyordu, Gabar ağlıyordu, Namaz Dağı
ağlıyordu, Bestler Dereler ağlıyordu. Ama bu milletin
içinden bir adam çıktı, adam gibi adam, Recep Tayyip Erdoğan
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ve O karanlık
emellere bu milleti biz hiçbir şekilde diz çöktürmeyeceğiz ve biz,
milletiminiz dışında hiçbir güçten, hiçbir iradeden talimat
almayacağız. diyerek bu millete hizmetkâr olarak her alanda
olduğu gibi terör alanında da bu milletin makûs talihini yenerek; bu
milletin gülerek ve emin adımlarla geleceğine, aydınlık
yarınlarına bakmasına Allah'a şükürler olsun ki vesile
olduk. Bizler buradan bir kez daha diyoruz ki: Nasıl ki Cudi, Gabar
karanlık emellere alet olanlara şu anda -artık bu topraklar-
kapalıysa, inşallah 2023 yılı seçimlerinde Mecliste
onların gölgelerine de buraları dar edeceğiz. Aziz milletimiz
onları karanlık emellerinde boğmaya ve onların ellerine
hiçbir fırsat vermeden bu şekilde milletimizin aydınlık
yollarına devam etmesine inşallah devam edecektir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
OYA ERSOY (İstanbul)
Bundan sonraki yüzyıl adamların değil, kadınların
yüzyılı olacak.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Sen
oradayken niye gitmedin oraya mücadele etmeye?
MUSTAFA YEL (Devamla) Ve
diyoruz ki:
Tarihin dilinden düşmez
bu destan,
Denizler gazidir, dağlar
kahraman,
Her taşı yakut olan
bu vatan,
Can verme sırrına
erenlerindir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler)
İşte, can verme
sırrına eren Jandarmamızın sayesinde, işte, can verme
sırrına eren polisimizin, korucularımızın sayesinde
artık günümüzde Şu anda terör bitti. diyoruz.
KEMAL PEKÖZ (Adana)
Görevliyken kendin niye gitmedin? Gitseydin ya kendin de madem öyle. Kahraman!
MUSTAFA YEL (Devamla) Ve
bir kez de diyoruz ki: Artık bundan sonra gidecek yeriniz yok, ya teslim
olacaksınız ya da sonunuz sarı torbalar olacak. (AK PARTİ
ve MHP sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla,
değerli kardeşlerim, bizler Sayın Recep Tayyip
Erdoğan'ın önderliğinde, Cumhur İttifakı'yla beraber;
adı gibi vakur olan, asil olan Sayın Devlet Bahçeliyle beraber,
Sayın Mustafa Desticiyle beraber bir ve birlik olarak inşallah
Hedef
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Veda
bütçeniz, veda bütçeniz.
MUSTAFA YEL (Devamla) Bir
Soylu, bin soysuza bedeldir. diyoruz. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler)
İşte, değerli
kardeşlerim, bizler azim ve kararlılığımız
içerisinde bu yüce milletin bu duygularıyla asla ve kata dalga
geçilemeyeceğini, asla ve kata yalanlarınızla, yanlış
adımlarınızla bu millete istikamet çizemeyeceğinizi bir kez
daha hatırlatıyorum. (HDP sıralarından gürültüler)
KEMAL PEKÖZ (Adana)
Seyrederken üzüleceğine gidip müdahale etseydin ya kahramanca! Çok kahramansın
ya!
MUSTAFA YEL (Devamla) Bu
duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgiyle ve saygıyla
selamlıyorum; sağ olun, var olun diyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; HDP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Tamer Akkal...
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
TAMER AKKAL (Manisa) Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri;
İçişleri Bakanlığımıza bağlı olan Sahil
Güvenlik Komutanlığımızın mavi vatandaki rolü ve
kapasitesi hakkında kısa bir değerlendirme yapmak üzere söz
almış bulunmaktayım. Konuşmama başlamadan önce yüce
Türk milletini ve sizleri sevgi ve saygılarımla selamlıyor, 2023
yılı bütçemizin şimdiden Türkiye'ye hayırlı ve uğurlu
olmasını diliyorum.
Küresel düzenin
değişim ve dönüşüm sancılarının
yaşandığı bu asırda alternatife giden yol yine
denizlerden ve okyanuslardan geçecektir ve Doğu Akdeniz bu güzergâhın
en kritik kavşaklarından bir tanesidir. Bugün Doğu Akdeniz'de
verdiğimiz mücadele tek başına bir enerji mücadelesi
değildir, Türkiye'nin gelecekteki konumuyla, dolayısıyla
varoluşuyla alakalıdır; ülkemizin güvenliğine, kendi
kaderini tayin etme hakkına müdahale etmek isteyenlere karşı
âdeta bir başkaldırıdır; gelecek nesillerimizin
analarının ak sütü gibi helal olan haklarının
korunması mücadelesidir; tıpkı Suriye'ye ve Irak'a
düzenlediğimiz sınır ötesi operasyonlar gibi; tıpkı
PKK ve YPGye, FETÖ'ye ve DEAŞ'a karşı yürüttüğümüz
mücadele gibi; tıpkı siber alanda devler ligine girmemiz gibi ve
tıpkı küresel bütün tehditlere karşı verdiğimiz amasız,
fakatsız mücadele gibi. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Türkiye Cumhuriyeti, egemenliğine gelecek bir tehdit
sezdiğinde, tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi, haddini
aşanları serin sulara göndermesini bilen ancak zulme
uğramış, zulümden kaçan mağdur insanları ölüme terk
etmeyecek kadar onurlu, yaşam haklarını koruyacak kadar
vicdanlıdır; jeopolitik ve ideolojik kaygıları hukuki ve
insani kaygılarının önüne geçen, Avrupaya insanlık dersi veren
bir ülkedir.
Sayın Başkan,
kıymetli milletvekilleri; bugün, bütün bu yapılanlara, Sahil
Güvenliğimizde ortaya konulan çalışmalara işte bu
anlayışla bakmak ve ona göre motive olmak durumundayız.
Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki her şeyden önce güç ve kapasite
açısından dünyadaki emsallerine göre küresel ölçekte önde gelen bir
Sahil Güvenlik teşkilatına sahibiz; ciddi bir operasyonel
kabiliyetimiz ve teknolojimiz var. Bununla birlikte, ekipman, bot ve teknoloji
yatırımlarımız da artarak devam ediyor. 2002
yılında yüzde 42si profesyonel toplam 2.148 personelimiz vardı,
şimdi ise yüzde 100ü profesyonel 8.275 personelimiz var ve bunun da yüzde
70i mesaisinin tamamını düzensiz göçe ayırmakta. Bununla
birlikte, teşkilatımız, sadece göç değil uyuşturucuyla
mücadelemizin de en önemli aktörlerinden biridir. Sahil Güvenliğimizin
bünyesinde 234 bot bulunmaktadır ve 2023te de bu sayının 269a
yükseltilmesi hedeflenmektedir; İHAları, Mini İHAları,
sahil güvenlik uçakları gibi araçları ve artan teknik kapasitesiyle
birlikte kıyaslarına göre çok daha iyi bir konumdadır.
Değerli milletvekilleri,
ayrıca, ben, bugün Sahil Güvenliğimizin insanlığa
katkısından yani kurtardığı insanlardan da bahsetmek
istiyorum. Bir yanda göç dünya üzerinde büyük bir tahribat yaratırken; dünyanın
sözde en güçlü, en zengin devletleri göç karşısında büyük bir
panik yaşarken; zaten ölümden, zulümden, açlıktan kaçan
insanları yine ölüme, yine zulme ve yine açlığa mahkûm
ederlerken; Yunanistan hemen her gün onlarca insanı Egede ölüme iterken
ve insan hakları konusunda mangalda kül bırakmayan Batı, bu
vahşete sessiz kalırken herkesin vicdanını bir köşeye
bıraktığı, insanlara ölümden başka bir seçenek
sunulmadığı bu zamanda insanlara umut olan, insanların
dualarına mazhar olan tek ülke Türkiye ve Sahil Güvenlik
teşkilatımızdır. Sahil Güvenlik Komutanlığımız
bugüne kadar yardıma ihtiyacı olan, düzensiz göçmenler de dâhil olmak
üzere, toplam 167.723 insanı denizlerden sağ olarak
kurtarmıştır.
Değerli milletvekilleri,
her ne kadar kıymetli muhalefetimiz bu gurur vesikasını yok
saysa da çamur atsa da yapılan bütün mücadeleyi küçümsese de
insanlığımızdan, vicdanımızdan ve hukuktan bir
gram taviz vermeden Allahın izniyle buna devam etmenin gayretindeyiz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Hadi ya! Hukuku hiç görmedik valla.
TAMER AKKAL (Devamla)
Esasında, devlet yönetmeyi, en önemlisi de devletin ve milletin
güvenliğini sağlamayı bir bilgisayar oyunu gibi gören
anlayışın bunu takdirle karşılaması da zaten
abesle iştigal olurdu.
Sözlerime burada son verirken
güvenlik politikamızı bugün çok ama çok daha iyi seviyelere getirmek
için canla başla çalışan, mücadele eden
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğana, bu
ülkenin güvenliği için gecesini gündüzüne katan Sayın
Bakanımız Süleyman Soyluya
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Yağcılarda inecek var ya!
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Yıkama yağlamayı bırak!
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Ve seni seçen İYİ Partililere, Manisa
halkına
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
TAMER AKKAL (Devamla)
Emniyetimizin, Jandarmamızın, Sahil Güvenliğimizin bütün komuta
akademisine ve personeline sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Bu vesileyle, 2023
yılı bütçesinin devletimize, milletimize hayırlı
olmasını diliyor, sizleri bir kez daha sevgi ve
saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Emine Sare Aydın
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
EMİNE SARE AYDIN (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi
Başkanlığı üzerine söz almış bulunmaktayım.
Sizleri ve ekranlardan bizleri izleyen tüm vatandaşlarımızı
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Göç,
yaşadığımızın dönemin çok acı bir
gerçeğidir. Dünya genelinde göçmenlerin sayısı 275 milyona,
zorla yerinden edilmiş insan sayısı 90 milyona, mültecilerin
sayısı 30 milyona ulaştı. Dünyada her 88 insandan 1i göçe
zorlanıyor. Bugün İnsan Hakları Günü, yanı
başımızdaki Yunanistan gibi acımasızca göçmenleri
ölüme terk edenleri, aşağılayanları, insanlık onurunu
ayaklar altına alanları ve buna sessiz kalanları bir kez daha
kınıyorum. Daha bu sene Ukrayna-Rusya savaşından kaçan 10
milyondan fazla kişi, başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok
yerine zorunlu göç etti. Suriyelilerin de insan olduklarını unutabilen
Avrupa, Ukraynadan gelenlere kapılarını açtı, nitekim
onlar sarı saçlıydı ve mavi gözlüydü. Tarihlerine bir kara leke
daha eklenmiş oldu bu şekilde. Çok şükür ki bizler, bu
topraklara gelenleri hiçbir zaman dinlerine, ırklarına,
meşreplerine bakarak kapımızdan geri çevirmedik; Avrupadan
kaçan Museviler başta olmak üzere, Kafkasyadan Balkanlara kadar uzanan
coğrafyada herkese güvenli liman olduk; Körfez Savaşında
Iraktan kaçan yüz binlerce Kürt kardeşimize sahip çıktık, tüm
dünyanın kör ve sağır kaldığı Suriye dramına
insan eli uzattık. Tabii, bu hassasiyetimiz hem içeride hem
dışarıda birilerini fazlasıyla rahatsız ediyor, iyilik
ve barış çabamız cezalandırılmaya
çalışılıyor. Olsun, istenildiği kadar maniple edilsin,
istenildiği kadar yalan haberler yayılsın ve hatta seçmen
kazanmak için istenildiği kadar ırkçı söylemler
geliştirilsin, devletimiz insani duruşundan asla vazgeçmeyecektir.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) İnsani deyince insani olmuyor.
EMİNE SARE AYDIN
(Devamla) Kıymetli milletvekilleri, İçişleri Bakanlığı
ve Göç İdaresi Başkanlığı sağlıklı bir
uyum süreci gerçekleştirebilmek adına çok ciddi bir çaba sarf ediyor.
Göçmenlerin devletimize karşı bir sorumluluğu var; bu ülkenin
sınırları içinde güvenliği tehdit etmeden, huzuru bozmadan
yaşayabileceklerini anlamalı ve kurallara tabi olduklarının
farkında olmalılar.
İşte tam da bu
noktada İçişleri Bakanlığımıza bağlı
Göç İdaresi Başkanlığı, valilikler, Emniyet
birimlerimiz iş birliği içerisinde muazzam, hassas bir operasyon
yönetiyor. 2016 yılından bu yana 2,7 milyon düzensiz göçmenin
ülkemize girişi engellendi. Doğu ve güney sınırlarında
alınan tedbirlerle bu sene ülkeye kaçak girişler önceki yıla
göre yüzde 86 azaltıldı ve yine alınan tedbirler neticesinde,
yakalanan düzensiz göçmen sayısı geçen yıla göre yüzde 86
arttı; 1,3 milyon kaçak göçmen yakalandı. 2016 yılından bu
yana sınır dışı edilen kaçak göçmen sayısı
418 bin kişi oldu. Gönüllü ve güvenli geri dönüş
yaklaşımıyla 529 bin Suriyeli güvenli bölgelere
yerleştirildi. Entegre sınır güvenlik sistemleri hayata
geçirildi;
Ne yazık ki tüm dünyaya
örnek olacak göç politikamızla gurur duymak yerine akıllarınca
böylesine hassas bir konuyu kullanarak oy kazanacaklarını
düşünenlerin farkındayız. Ancak tüm dünyanın gerçeği
hâline dönüşmüş ve gelecek yüzyılda da devletlerin mücadele
etmesi gereken konuların başında olan zorunlu göç meselesi ne bu
ırkçı söylemlerle ne de nefret diliyle ortadan kalkmayacaktır.
Göçü akıl ve sağduyuyla yöneten devletler, göçü bir zenginliğe
dönüştürerek kazanacak; nefret ve ırkçı söylemlerle yönetenler
de toplumlarını kaos ve çatışmaya doğru sürükleyip
kaybedecektir.
Son olarak, biz, Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, İçişleri
Bakanımız Sayın Süleyman Soylunun göstermiş olduğu
muazzam çabayla, Bakanlığımız ve Göç İdaresi
Başkanlığımızla ülkemizin iç ve sınır
güvenliğinden ödün vermeden, akıllı, sağduyulu, koordineli
bir göç yönetişimi yürütüyor, tüm dünyanın yüz akı olmaya devam
ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kalbinde
kendinden başkasının acılarını da hisseden
herkese selam olsun.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EMİNE SARE AYDIN
(Devamla) Sayın Başkanım, müsaadeniz varsa bir dakika daha söz
istiyorum; bu son konuyla ilgili bir cümlem olacak.
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
EMİNE SARE AYDIN
(Devamla) Parti mensubiyetimiz, fikir ayrılıklarımız fark
etmeksizin hepimizi derinden sarsan güncel mevzu üzerinden, çocukları
istismara maruz bırakanlar kim olursa olsun, insanlığımıza
gölge düşüren, insanlığın en büyük utancı olan çocuk
istismarını şiddetle kınıyorum, lanetliyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
2015te Türk Ceza Kanununda
yapılan değişiklikle, çocuğa yönelik cinsel istismar
nitelikli cinsel istismar suçu olarak sayıldı; ebeveyn ve
diğer kişilerin sorumluluklarıyla ilgili düzenleme de kanuna
eklendi. Bu devrimsel düzenleme iktidarımız zamanında
yapıldı. Bu konu siyasetüstü bir konudur, hiçbir siyasi parti
sırası hedef gösterilerek bu konu tartışılamaz.
Çocuklarımıza uzanan kirli elleri hep birlikte mücadele edersek
kırabiliriz.
Sayın vekillerim,
devletimiz çocuklarımız söz konusu olduğunda
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum, süreniz tamamlandı.
EMİNE SARE AYDIN
(Devamla) On saniye
BAŞKAN Veremiyorum,
kimseye ek süre vermedim zaten.
EMİNE SARE AYDIN
(Devamla) - Peki.
Devletimiz,
çocuklarımız ve kadınlarımız söz konusu olduğunda
hem avukat olmayı hem de hâkim olmayı çok iyi bilmektedir; bunu da
unutmayalım. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Serap Yaşar.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
SERAP YAŞAR (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin
Göç İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerine AK PARTİ
Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisimizi ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Saygıdeğer
milletvekilleri, bazı konular vardır ki siyasetüstüdür, her ne kadar
uygulayıcısı siyasi irade olsa da siyasi tartışmalara
konu edilemeyecek kadar önemlidir. İşte, bugün tüm dünyanın
karşısında nasıl davranacağını kara kara
düşündüğü, nasıl çözeceğini bilemediği, küresel bir
mesele hâlini almış olan göç olgusu ve göçmenler mevzusu da böylesi
bir meseledir.
Bakın, Türkiye,
kaynağı kendi olmayan bir meseleyi coğrafi konumu nedeniyle en
ağır hâliyle kucağında bulmuştur. 2 seçeneğimiz
vardı; ya, tüm tarihî sorumluluğumuzu, medeniyetimizin bize bıraktığı
mirası, kardeşlik hukukunu, vicdanımızı ve
inancımızı reddedip -Yunanistan örneğindeki gibi-
insanları ölüme itecektik ya da hayatta kalmak için bize
sığınan mazlumlara kucak açacaktık. Tercihimiz tabii ki
vicdandan, insanlıktan yana oldu. Bazı siyasi heveskârların bu
alandan kendilerine siyasi rant devşirmeye çalışmasını
da ibretle izliyoruz. Doğru, göç konusu bütün dünyada istismara açık
bir konudur ve yabancı düşmanlığı körüklenerek,
faşist duygular uyandırılarak birileri kendilerine alan
açabilirler. Oysa Türkiye, tam on bir yıldır yükün tüm
ağırlığına rağmen göçü büyük bir
başarıyla yönetmektedir ve bu alandaki başarımız
yalanlarla, iftiralarla perdelenemeyecek kadar da sabittir.
Değerli arkadaşlar,
Türkiyenin göçü yoğun yaşadığımız 2011
yılından beri tutarlı bir göç politikası vardır. Göç Strateji
Belgesi, Düzensiz Göçle Mücadele Strateji Belgesi, Uyum Strateji Belgesi ve
Ulusal Eylem Planları çerçevesinde en başından beri süreci
hiçbir aksaklığa meydan vermeyecek şekilde yönettik. Göç yönetim
politikamızı iki başlıkla özetleyebilirim: Düzenli göçü
yönetme, kaçak göçü ise önleme. Düzenli göç başlığında
özellikle uyum stratejilerine ağırlık verdik. Türkçe
öğretiminden sosyal davranış eğitimlerine kadar ciddi bir
uyum programı izledik. İşin önemli bir ayağı da
düzensiz veya kaçak göçle mücadeledir. Aynı özeni, aynı hassasiyeti
ve aynı tavizsizliği düzensiz göçle mücadelede de ortaya
koymaktayız. Sınır güvenliğini en üst noktaya çıkaran
elektrooptik kule sistemimizle, zırhlı gözetleme araçlarımızla,
termal kameralarla, asansörlü kulelerimizle, sismik algılayıcı
sistemlerle, sınır güvenlik duvarlarımızla, aynı
zamanda göçe kaynak ülkelerle yapılan temaslarla, içeride etkili takip
mekanizmaları ve sınır dışı kapasitemizi
artırma gibi çalışmalarla ciddi bir
caydırıcılık ortaya konulmaktadır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Şunu da ifade etmek
isterim ki dünyanın gidişatına baktığımızda
kısa vadede göç hareketinin azalacağını söylemek iyimser
bir tahmin olacaktır; yeni savaşlar, gıda krizleri, iklim krizleri,
terör ve istikrarsızlıklar arttıkça yeni göç dalgalarına
karşı da hazırlıklı olmak durumundayız. Keza
Türkiye'nin, İçişleri Bakanlığımızın ve Göç
İdaresi Başkanlığımızın politikaları da
hep bu anlayışa yönelik belirlenmektedir. Bunu da yaparken
vicdanımızdan ve hukuktan sapmamaya gayret ediyoruz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bir yanda dünyanın imrenerek ve takdir
ederek baktığı bir göç yönetimi var, diğer yanda ise göçmen
karşıtlığıyla kılı kırk yararak
sağlanan huzur ortamını dinamitlemeye çalışanlar,
içlerindeki faşisti vatanseverlik diye pazarlama hevesindekiler, evcilik
oynar gibi göçmen geri göndermecilik oynayanlar, bir gün seçmen
sayısından, bir gün göçmen sayısından her güne yeni bir
yalanla gündeme gelmeye çalışanlar var. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) İfade ettiğim gibi, göç
her zamanda ve her coğrafyada sorunları beraberinde taşır.
Göç olgusu, dünyanın neresinde olursa olsun, faşizan söylem üretmeye
ve o politikaya taraftar bulmaya uygun bir konudur. Ne yazık ki göçü
yönetmenin her türlü zorluğuyla mücadele ederken bir yandan da ne insani
ne vicdani ne hukuki hiçbir geçerliliği olmayan faşist söylemlerle,
yalan ve iftiralar üzerine kurulan algılarla mücadele ediyoruz ama kim
hangi amaçla burada yürüttüğümüz mücadeleyi baltalamak isterse istesin,
biz ne vicdani duruşumuzdan taviz veririz ne de tarihî sorumluluğumuzu
yok sayarız; sırf birilerine dalkavukluk yapmak için
uluslararası hukukun bağlayıcılığı
yokmuş gibi de davranmayız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
SERAP YAŞAR (Devamla)
Nasıl bugüne kadar bu süreç onurlu ve güvenli bir şekilde
yönetildiyse bundan sonrası için de döngüsel göç yönetimine geçmek için
onurlu, güvenli, gönüllü geri dönüş mekanizmalarının
geliştirilmesi ve bu alanda dönüş yapan kişi sayısını
artırmak için de çalışmaya devam edeceğiz.
Ben bu vesileyle, göç gibi,
terör gibi küresel sorunlar başta olmak üzere tüm sorumluluk
alanlarında büyük bir başarı ortaya koyan Sayın
Bakanımız Süleyman Soylu ve Göç İdaresi
Başkanlığımıza teşekkürlerimi iletiyorum.
Türkiye'yi vicdanın, merhametin adresi, mazlumların
sığındığı güvenli liman yaptığı
için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a
minnetlerimi sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Hepinizi sevgi ve
saygıyla selamlıyor, İçişleri
Bakanlığımızın bütçesinin vatana, millete hayırlı
olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Sermin Balık
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
SERMİN BALIK (Elâzığ) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bütçesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizin siz kıymetli
milletvekillerini ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Aslına bakarsanız,
bugün, rakamlardan oluşan, Türkiye'deki ve dünyadaki afetlerden sonra
AFAD'ın, İçişleri Bakanlığının
yaptığı ayni ve nakdî çalışmalardan, rakamlardan
oluşan bir konuşma hazırlamıştım ancak bütün gün
yapılan hararetli konuşmalardan, yüksek sesli konuşmalardan
sonra daha vicdani ve daha insani bir konuşma yapmam gerektiğini
düşünüyorum.
Hepinizin bildiği gibi,
afet riski çok yüksek coğrafyalardan birinde yaşıyoruz. Ne
yazık ki bu afetlerden biri de 24 Ocakta 41
vatandaşımızı kaybettiğimiz Elâzığ
depremiydi. Ben, millî ve manevi değerlerine bağlı, devletçi,
milliyetçi ve muhafazakar bir şehrin Milletvekiliyim. Bizde
çocukluğumuzdan itibaren 2 şey öğretilir: Biri, vatan
anadır; toprağında büyüyüp filizlendiğin, kökleriyle
bağlı olduğun, korumak ve gözetmek zorunda olduğun
topraktır vatan ana. Devlet de babadır; bütün evlatlarına
eşit oranda kol kanat geren, bütün evlatlarını koruyan, gözeten,
hepsini eşit oranda seven ve evlatlarının da
sırtını hiç korkmadan dağ gibi dayayacağıdır
devlet baba. Biz, devletin babalığını tam anlamıyla 24
Ocak Elâzığ depreminden sonra gördük. Sayın
Cumhurbaşkanımızdan bakanlarımıza,
bakanlarımızdan ilgili kurumlara, tamamı
Elâzığdalardı.
Nereden nereye demeden
edemeyeceğim. Hepinizin hatırladığı 1999 Marmara
depreminde afetzedelerin, vatandaşın devletini uyandıramadığı,
sıcak yatağından çıkaramadığı
VELİ AĞBABA
(Malatya) Ortağın, ortağın, kendi ortağın!
MHPye laf söylüyorsun, ortağın!
SERMİN BALIK (Devamla) -
devletin afetzedelerini enkazın altında
bıraktığı; bırakın yardım etmeyi, yurt
dışından ve yurt içinden toplanan yardımlarla ancak
memurunun birikmiş maaşını ödeyen Nerede bu devlet! denen
günlerden, devlet babanın olduğu günlere geldik. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
DENİZ YAVUZYILMAZ
(Zonguldak) MHPye mi söylüyorsun?
SERMİN BALIK (Devamla) -
Yaşanan her afette olduğu gibi, şu arka sıralarda
gördüğünüz insanların tamamı büyük bir fedakârlıkla
Elâzığdalardı. Öncelikle, deprem anından itibaren
sayın bakanlarımız ve Cumhurbaşkanımız
Elâzığdalardı. Dudaklarda dualar; enkazlardan
vatandaşlarımızı çıkarabilmek, bir tek nefes, bir tek
ses alabilmek için, canhıraş -deyim yerindeyse- dişleriyle
tırnaklarıyla, dondurucu soğuğa rağmen insanüstü bir
güçle çalıştılar.
Aslına bakarsanız,
hepimiz afetzedeydik çünkü topraktan çıkardığımız her
can, defnettiğimiz her can ya akrabamız ya komşumuz ya bir
yakınımızdı. Ailelerimizden haber alamıyorduk,
hakikaten çok acı bir tabloydu. Ve AFAD personeli bizim depremde
yeşeren ümidimiz ve kahramanımız oldu. Sonrasında, her
cenazemize Bakanlarımız katılmaya çalıştı.
Cenazelerimizden sonra, ailesinde kaybı olanlar, bilabedel, tamamı
devlet tarafından karşılanan güvenli evlerine
yerleştirildiler. Arkasından ayni ve nakdî yardımlar, muazzam
bir çalışma, çok çabuk kurulan konteyner kentler ve daha
sonrasında şehrimin inşa ve ihya süreci başladı.
MÜZEYYEN ŞEVKİN
(Adana) Daha teslim etmediğiniz evler var.
SERMİN BALIK (Devamla) -
AFAD ve kentsel dönüşüm aracılığıyla TOKİ'nin
yaptığı, benim şehrimde, 25 bine yakın konut
25 bin
konuttan bahsediyoruz, çok az bir rakam değil. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Benim şehrimin yapı
stokunun üçte 1ini oluşturuyordu bu 25 bin konut.
Biz yalnızca konut
yapmıyoruz; bakın, yeni bir şehir, yeni mahalleler, bu yeni
mahallelerle birlikte okullar, camiler, spor tesisleri, parklar, sosyal
tesisler, sağlık ocakları, 112ler, eczaneler,
fırınlar, marketler, otobüs ve minibüs seferleri, banka ATM'leri yani
yoktan yeni bir şehir oluşturuyoruz. Bu kadar çok şey
yapılırken Hiç sorun yok. demek mümkün mü? Elbette ki değil.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın
sözlerinizi.
SERMİN BALIK (Devamla)
Ufak tefek sorunlarımızı da çözdükten sonra, emin olun ki bu
sorunlar çözüldüğünde belki daha mutlu değil ama çok daha güvenli,
çok daha iyi bir şehirde vatandaşlarımız yaşayacaklar.
Bırakın Türkiyeyi
dünyanın neresinde bir afet olursa olsun -ki ekiplerimiz hâlâ
Pakistan'dalar- AFAD çadırını, AFAD konteynerini, mavi turuncu
kıyafetleriyle AFADın umut olan personelini ve terör yandaşlarının
korkusu, muhalefetin hiç sevmediği, gözüne, gönlüne batan çizmeleriyle ve
yağmurluğuyla Sayın Süleyman Soylu Bakanımı ekibinin
başında fedakârca çalışarak görebilirsiniz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Ben bütçemizin
hayırlı olması temennisiyle afetlerde çok duyduğumuz bir
cümleyle konuşmamı sonlandırmak istiyorum: Allah devletimize
zeval vermesin.
Yüce Meclisimizi ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın
Altay, buyurun.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, AK PARTİ Grubu adına
konuşan Sayın Mustafa Esgin AKP'ye muhalefeti Türkiye'ye muhalefet
sayıyorlar. dedi ve hastanelere karşı olduğumuzu,
olunduğunu söyledi. Cumhuriyet Halk Partisine söylediyse sataşmadan
söz istiyorum, biz hastanelere karşı değiliz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Karşı olanlara söyledi.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) İlaveten, Sayın Fatma Betül Sayan Kaya da
işportadan transfer danışman ifadesini bize karşı
söylediyse sataşmadan söz istiyorum. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Size
söylememiştir herhâlde.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ona sorun efendim ama bunu netleştirmemiz lazım.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Üstüne almış!
BAŞKAN Ben size
peşinen kürsüden sataşmadan söz vereyim, bu aralar başka
danışman yok öyle.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz iki dakikadır.
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
10.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Bursa Milletvekili Mustafa
Esgin ile İstanbul Milletvekili Fatma Betül Sayan Kayanın 362
sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptıkları konuşmaları
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşmaları nedeniyle
konuşması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çok teşekkür ederim.
Yani şu
algıyı, ithamı doğru bulmuyoruz, burada daha önce de
söyledim: Biz devletin bütçesinin, kör kuruşunu takip etmek, doğru
yere harcandığını denetlemekle -biz değil siz de
görevlisiniz- görevliyiz. Biz şehir hastaneleri niye yapılıyor
demedik, Sayın Genel Başkanımız da demedi.
Bazılarına da gittim, gayet de güzel olmuş, gayet güzel. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
LÜTFİYE SELVA ÇAM
(Ankara) Allah Allah(!)
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ama bak, güzel deyince de bir hopluyorsunuz.
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Tebrik ederiz. Tebrik ediyoruz, doğruyu
gördünüz sonunda.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ama bir şey var: Biz muhalefet partisi olarak 100 kere soru sorduk, dedik
ki: Bu hastanelerin bize maliyeti nedir? Ya, alamadık, cevabını
alamadık. Ve diyoruz ki: Hem inşaatında hem işletmesinde
fahiş fiyatlar var ve hem de garantilerde abartılı rakamlar var.
İşporta işine
gelince
Ben şunu anlamıyorum: Jeremy Rifkin niye sizi
ilgilendiriyor? Niye sizin böyle âdeta kimyanızı bozdu, merak
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Biz çok mutluyuz, çok mutluyuz onu
getirdiğiniz için.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) CHPye layık bir danışman.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bir şeyi bilin canım. Bakın, bir; çok kutlu bir söz: İlim
Çinde de olsa bulun. İki
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Yo, yo; teknoloji, teknoloji.
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen laf atmayalım.
ENGİN ALTAY (Devamla)
İki: Rahmetli Menderes de yabancı danışman aldı
Başbakanlığı döneminde, çalıştı.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Ya, teknoloji, teknoloji.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ama arkadaşlar, rahmetli Menderes bir şeyi yapmadı. Neyi
yapmadı biliyor musunuz? Oğlu ticaretle iştigal etmek istedi
Sen Başbakan oğlusun, ticaret yapamazsın. dedi.
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Şimdi çok kıymetli oldu Adnan Menderes,
şimdi mi anladınız kıymetini?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Asarken neredeydiniz? Asarken neredeydi bu
zihniyetiniz? Asarken neredeydi bu zihniyetiniz, adaletiniz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Oluç, buyurun, sizin talebiniz nedir?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Menderesi asan
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Kim?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sizi getirenler! Sizi getirenler astı Menderesi!
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) İade ediyoruz. Bu kadar
aşağılıksın işte! Bu kadar zavallısın!
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Hadi oradan! Biraz tarih okuyun, tarih okuyalım biraz.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
İyi ki danışmanları aldınız, teknoloji
öğrendik(!)
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Ey, milletim duy, sizi suçladı CHP!
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) AK PARTİ vekillerinden 2 vekil sataşmada bulundu,
onun için söz istiyorum.
BAŞKAN Ne dediler?
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hain dediler.
BAŞKAN Buyurun,
kürsüden iki dakika.
Sayın Bülbül, sizin de
mi olacak söz talebiniz?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Hayır Başkanım.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Niye olsun Sayın Başkan, iktidar
ortağı onlar.
BAŞKAN Sisteme
girmiş görünüyorsunuz da o yüzden sordum.
Sayın Oluç, buyurun.
11.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde bazı
milletvekillerinin yaptıkları konuşmaları
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşmaları
nedeniyle konuşması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller,
şimdi, konuşma yapan vekillerin bazıları -ve vekil
olmayanlardan da- hain lafını kullanarak bize dönük hitap ettiler.
Şimdi, biliyorsunuz, ben bu lafları kullanarak konuşma
yapmayı seven bir insan değilim ama siz bu kadar
meraklıysanız hain lafının
karşılığını bugün için bulmakta, o zaman aynaya
bakacaksınız, kendinizi göreceksiniz. (HDP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bakın, sevmediğim bir şey ama bunu söylemek zorunda
bırakıyorsunuz.
Hain kimdir, biliyor musunuz?
Bu ülkenin kaynaklarını ve zenginliklerini yandaşa peşkeş
çekenlerdir, yolsuzluk yapanlardır, talan yapanlardır, kara para
tüccarları ve uyuşturucu tüccarlarıyla birlikte fotoğraf
çektirenlerdir. Hain, bunlardır esas itibarıyla. (HDP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU
(Kocaeli) PKKya uyuşturucunun parasını getiren kimdi?
Çocukları dağa götüren kimdi? Hain onlardır!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Bakın, şimdi, birincisi bu.
İkincisi: Belediyelerle
ilgili burada konuşup duruyorsunuz.
RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU
(Kocaeli) Bir tane de onlara laf söyle, bir tane de PKKya laf söyle!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Biz burada defalarca araştırma önergesi verdik, zerre kadar siyasi
cesaretiniz varsa, zerre kadar; gelin belediyelerle ilgili bu
araştırma önergelerini tartışalım, araştırma
komisyonu kuralım; hangi belediyelerde ne yapılmış,
bunları açığa çıkartalım.
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Bir tane de çantayla uyuşturucu
parasını oraya taşıyanlara laf söyle! Hadi!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Çünkü neden? Bakın, 48 HDP belediyesine kayyum atandı, şu ana
kadar 104 kişi. Niye 48 belediyeye 104 kayyum atandı biliyor musunuz?
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Çukur eylemleri nasıl oluştu? O
belediyelerin paralarıyla hazırlandı hepsi.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Çünkü bazılarına 3, bazılarına 4 kere kayyum atandı
çünkü sizin o atadığınız kayyumlar hırsızlık
yaptı, yolsuzluk yaptı, talan yaptı! (HDP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Milletin altına bombayı koyan kimdi?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Sizin kayyumlarınız hırsızdır, onun için
değiştirmek zorunda kaldınız, merkeze çektiniz.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Hadi oradan!
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Aynaya bak, aynaya! Aynaya bak!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Sadece Mardinde 36 ihalede Mardin Valisi ve kayyumu hakkında
soruşturma açıldı; utanın yahu, utanın, utanın!
(HDP sıralarından alkışlar)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Siz utanın!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) - Öyle bir özelikleri kalmamış
Başkan, utanamıyorlar, utanamıyorlar; utanma
duygularını yitirmişler!
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Aynaya bak, aynaya! Aynaya bak, orada ne
olduğunu göreceksin!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ya, ne konuşuyorsun ya, ne konuşuyorsun?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Tunç, söz talebiniz var.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Hayır ne konuşuyorsun o kadar, neye itiraz
ediyorsun?
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Deminden beri arkandaki bağırıyor,
dört beş kişi devamlı bağırıyordu, niye hiç sesin
çıkmıyordu?
BAŞKAN Nedir
Sayın Tunç, sataşmadan mı?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım, konuşmaların değerlendirilmesi
BAŞKAN O daha sonra,
şimdi sataşmadan söz veriyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Yok, sen nonstop bağırıyorsun ama
nonstop yani.
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Bağırırım, bana hain
diyemez!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Siz de bize hain diyemezsiniz!
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Biz demedik, aynaya bakın.
HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Sayın Katırcıoğlu, bize diyene 10
mislini deriz, 10 mislini!
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Hüseyin Bey, siz hiç konuşmayın.
HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Bize diyene 10 mislini deriz hem de alnını da
karışlarız. Yani yakışmıyor, biz de
söyleyebiliriz.
RADİYE SEZER
KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Hüseyin Bey, siz hiç konuşmayın, size
yakışmıyor, siz öyle değilsiniz.
BAŞKAN Sayın
Bakanım, bir açıklama yapacak gibisiniz.
Buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
14.-
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun, İstanbul Milletvekili
Hakkı Saruhan Oluçun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Biraz önce söz alan hatip kayyumlarla ilgili Talan
yapıldı, hırsızlık yapıldı. dedi ve bir çok
iftira ve hakikaten yalanlarda bulundu.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ya,
Mardinde aktif soruşturma yürüyor ya!
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Sus be, dinle be! O çirkin sesini her seferinde duymak zorunda
mıyız?
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Mustafa
Yamanı niye çektin kayyumluktan? Yolsuzluk yaptığı için
ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Şimdi, Sayın Başkan, üzüldüğüm
şu: 48 belediyeye şu kadar kayyum atandı. demek bu devletle
ilgili hiçbir işleyişi bilmeyen bir cehaletin ürünüdür.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR(Ağrı) Cahil sensin, cahil!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Biz kayyum belediyelere valilerimizi veya
kaymakamlarımızı veriyoruz. (HDP sıralarından
gürültüler)
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Kuyumcudaki resimleri burada, kuyumcudaki
resimleri! Resimlere bak, öyle konuş.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Valilerimiz ve kaymakamlarımız -doğu ve
güneydoğudaki arkadaşlarımız bilirler, Türkiyedekiler de
bilirler- tayin dönemi geldikleri zaman doğu ve güneydoğuda görev
süreleri iki ve üç yıldır.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT
(Muş) Kaç milyonluk hediye aldı Mustafa Yaman sana? Ne
kadarlık hediye aldı?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Üç yılı bitince çok doğal olarak
batıya veya başka bir vilayete giderler. Şimdi, burada bunun
üzerinden doğu ve güneydoğuda
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Sadece
Mardinde yolsuzluktan ve talandan operasyon yaptınız ya! Mardinde
operasyon yaptınız.
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi lütfen.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bitiriyorum.
Doğu ve güneydoğuyu
yaşanabilir bir hâle getiren, doğu ve güneydoğuya milletin
verdiği vergilerle belediyelerin -neredeyse- milletimize nasıl hizmet
edeceğini gösterenler burada büyük bir ithamla karşı
karşıyadırlar. Hırsızlığı yapan da
millete eşkıyalığı yapan da HDPdir, HDPdir, HDPdir!
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Oluç
KEMAL PEKÖZ (Adana) Neden
değiştirdiniz kayyumlarınızı? Gümüşleri iade
ettin mi, gümüşleri?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Grup Başkan Vekilleri, Sayın Bakan; rica
ediyorum, yeniden bir sataşmaya söz açarak
konuşmalarımızı yapmayalım lütfen.
Sayın Oluç, buyurun.
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
12.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, İçişleri
Bakanı Süleyman Soylunun yaptığı açıklaması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan,
sayın vekiller; tabii, söyleyecek lafınız yok. Çünkü neden? Kürt
halkının iradesini gasbettiniz; siyasi hırsızsınız
siz, siyasi hırsız; sizsiniz! (HDP sıralarından
alkışlar) Bakın, halkın iradesini gasbettiniz, seçim ve
sandık hukukunu yerle bir ettiniz, seçim adaletini yerle bir ettiniz ve
bunların hepsini orada talan, hırsızlık ve yolsuzluk
yapabilmek için yaptınız. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Bunların hepsini görüyoruz ve biliyoruz; sadece biz
değil, Kürt halkı görüyor, biliyor.
FATMA BETÜL SAYAN KAYA
(İstanbul) Kürt halkını istismar etmeyin, yeter ya!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Ve, göreceksiniz, Kürt halkına yönelik bu
düşmanlığınıza devam edin, devam edin ki her gün
iktidarı kaybetmenin yakınına biraz daha gidin, biraz daha
gidin, biraz daha gidin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Her
hakaretiniz kaydediliyor halk tarafından.
Bize eşkıya
diyene bakın, mafya iltisaklı ve irtibatlı bir Bakan bize
eşkıya diyor!
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Ayıp ya, ayıp! Ayıp!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Ne ayıbı? Ayıp değil, ayıp değil. O
çektirdiği fotoğraflar var ya uyuşturucu tüccarlarıyla,
kara para aklayıcılarıyla, o çektirdiği fotoğraflar
esas itibarıyla bize eşkıya diyenin aynaya bakması
gerektiğini gösterir. Anlaşıldı mı? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Bunu bilin ve duyun; asla bunu söylemekten
vazgeçmeyeceğiz.
Siz ne zannediyorsunuz ya?
Her seferinde bize hakaret edeceksiniz, her seferinde bizim seçmenlerimize
hakaret edeceksiniz ve biz bunları yiyeceğiz; öyle mi? Asla!
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Seçmeninize değil size söylüyoruz.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Bütün hakaretlerinizi size ve Bakana aynen, misliyle iade ediyoruz, misliyle
iade ediyoruz. (HDP sıralarından alkışlar; AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Kürt düşmanları!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Tunç
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Grubumuza ithafen Kürt düşmanısınız. dedi,
sataşmadan
BAŞKAN Buyurun
kürsüden, iki dakika. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
13.-
Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun, İstanbul Milletvekili
Hakkı Saruhan Oluçun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Kayyumlarınızın çaldıklarını açıklayın
siz ya! Vekiliniz de yanında, bakın vekiliniz de yanında ya!
Hediyeler size geldi, paralar size geldi ya! Talan ettiniz bu ülkeyi!
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Sus, dinle!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Keşke siz de dinleseniz.
YILMAZ TUNÇ (Devamla)
Tabii, sabahtan beri burada ve biraz önce sayın hatip yine, grubumuza
dönerek Kürt düşmanısınız. diye ifadeler kullandı.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Gaspçınız ya, bu ülkenin değerlerini gasbettiniz!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) En
büyük Kürt düşmanı PKKdır, en büyük Kürt düşmanı
PYDdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Sizsiniz!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) En
büyük Kürt düşmanı YPGdir ve onun türevleridir ve en büyük Kürt
düşmanı terörü destekleyenlerdir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Kürt
düşmanı burada, tespih alanlar, tespih!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) En
büyük düşmanı onlardır. Kırk yıldan bu yana
milletimizin, Kürt vatandaşlarımızın başına
musallat olan terör örgütleridir.
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) AKPdir, AKPnin vekilleridir, AKPnin valileridir!
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Hesap
sorabilseydiniz, hesap sorsaydınız!
YILMAZ TUNÇ (Devamla)
Keşke bu kürsüden şunu söyleyebilseniz, keşke. Çok mu zor? Çok
mu zor? Lanet olsun PKK'ya! niye diyemiyorsunuz? Çok mu zor? Lanet olsun
teröre! niye diyemiyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; HDP sıralarından gürültüler)
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Bunu açıkla! Bak burada işte!
YILMAZ TUNÇ (Devamla)
Lanet olsun YPGye! niye diyemiyorsunuz?
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Buna bir şey de, buna!
YILMAZ TUNÇ (Devamla)
Deseniz problem gidecek yani siz burada terörle mücadele eden güvenlik
güçlerimizden sorumlu olan İçişleri Bakanımıza sürekli
hakaret edeceksiniz ama terör örgütüne tek bir laf söyleyemeyeceksiniz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler) Ondan sonra da tabii ki o zaman, terörle
iltisaklı olmaktan kurtulamazsınız.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) YPGye laf atarak Soyluyu temize
çekemezsiniz!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Böyle
bağırmakla çağırmakla olmaz. (HDP sıralarından
Bak, bak, bunlara bak! sesleri, gürültüler)
Bakın, bugün İnsan
Hakları Günü değil mi? İnsan haklarının en büyük
düşmanı terördür, yaşam hakkının en büyük
düşmanı terördür. Niye terörü kınayamıyorsunuz?
İşte
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Süreniz doldu
Sayın Tunç, teşekkür ediyorum.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Oluç, yeni bir sataşmaya yol açacak bir konuşma yapmadı. Ne
söyledi? (HDP sıralarından gürültüler)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, bizi göstererek
BAŞKAN
Arkadaşlar, duyamıyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ben söyleyeyim, ben söyleyeyim.
Sayın Başkan,
Sayın Tunç bizi göstererek
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hayır, göstermiyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt)
önce örgüt isimleri saydı, sonra dedi ki
teröre destek verenler
BAŞKAN Sizi göstererek
yapmadı yani sadece Siz, terör örgütü PKKya terör örgütü
diyemiyorsunuz." dedi yani bu sataşma değil ki. (HDP
sıralarından gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Siirt) Sayın Başkan, ben izledim destek verenlerdir diyerek bizi
gösterdi. (AK PARTİ ve HDP sıralarından gürültüler)
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Diyecek misiniz, terör örgütü diyecek misiniz?
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Size göre mi belirleyeceğiz her şeyi?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Destek verenler
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
PKKya terör örgütü diyecek misiniz?
BAŞKAN Bakın
PKKya terör örgütü diyemiyorsunuz. bir sataşma değil, kusura
bakmayın.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Onu demiyorum Başkan.
BAŞKAN E, başka
ne dedi?
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Terör örgütü PKKya terör örgütü diyecek misiniz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Daha ne desin Sayın Başkan, her türlü söyledi, siz
dinlediniz.
(AK PARTİ ve HDP
sıralarından gürültüler)
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
PKKya terör örgütü diyecek misiniz, demeyecek misiniz ya? Onu sordu.
BAŞKAN
Duyamıyorum Sayın Oluç.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bağırmasalar
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan, siz kendiniz dinlediniz, her türlü
şeyi söyledi, daha ne desin? Bütün konuşma bize yönelik
sataşmaydı; bize yönelik sataşma, bizi göstererek
konuşuyor.
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Ya, PKKya terör örgütü diyecek misiniz?
BAŞKAN Bütün
söylediklerini terör örgütlerine söyledi.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hayır, siz onu öne çıkartıyorsunuz.
BAŞKAN Size tek
söylediği PKKya terör örgütü diyemiyorsunuz, bir sefer deyin. dedi
size. (HDP sıralarından gürültüler)
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hayır, Sayın Başkan, siz, onu öne
çıkartıyorsunuz. Öyle değil, bütün konuşma sataşma.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Ya Başkan siz niye taraf
tutuyorsunuz?
BAŞKAN
Tutanağı isteyeceğim, beraber bakacağız sizinle;
tutanağı isteyeceğim, birlikte bakacağız.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ya, bize bakarak
BAŞKAN
Tutanağı istiyorum arkadaşlar.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme
Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu,
2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2021
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) SAĞLIK BAKANLIĞI (Devam)
1) Sağlık Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sağlık Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER
SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ
CİHAZ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI (Devam)
1)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) İçişleri
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Emniyet Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Jandarma Genel Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Jandarma Genel Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Göç İdaresi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Göç İdaresi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Gruplar
adına söz talepleri karşılanmıştır.
Şimdi şahıslar
adına ilk söz lehinde olmak üzere Sayın Ziver Özdemirin.
Sayın Özdemir, buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) En büyük Kürt düşmanı sizsiniz. dedi.
ZİVER ÖZDEMİR
(Batman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin beşinci turunda
şahsım adına lehte söz almış bulunuyorum. Türkiye
Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyelerini ve ekranları
başında bizi takip eden milletimizi sevgi ve saygıyla
selamlıyorum. Partimize 21inci bütçeyi yapma yetkisini veren aziz
milletimize teşekkür ediyorum. Bütçenin hayırlara vesile
olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bu bütçeleri yaparken
Türkiye'nin her bölgesinin, her vatandaşımızın bu ülkenin
kaynaklarından eşit şekilde faydalanılmasını
sağlamak öncelikli gayemiz olmuştur. Bu milletin
kaynaklarını milletimizin hizmetine planlı, programlı bir
şekilde sunarak altyapısına, yoluna, eğitimine, adaletine,
emniyetine, hastanesine, ülkenin gelişmesine ve sanayileşmesine
harcarken aynı zamanda ülkemizi uluslararası arenada hak ettiği,
layık olduğu yere getirmek için hep birlikte gayret sarf ediyoruz.
Pandemi nedeniyle lojistik zincirinde meydana gelen aksamalar ve yanı
başımızda cereyan eden savaşların etkisine rağmen
Türkiye'nin büyümeye devam etmesinde bu Mecliste yapılan gerçekçi
bütçelerin büyük payı vardır. AK PARTİ'nin
yaptığı bütçelerde toplumun bütün kesimleri göz önünde
bulundurulmaktadır. İşçisi, memuru, emeklisi, öğrencisi,
genci, yaşlısı, herkesin hakkını güvence altına
alan bütçeler yapılmaktadır. AK PARTİ milletin olanı
millete vermek için bütçeler yaparken başkaları ekonomiye başka
yerlerden komiser atamakla ve aramakla meşgul oluyorlar. Onlar Aday sen
mi olacaksın, ben mi olacağım? diye toplanıp
dağılamaya devam ederken AK PARTİ ciddi ve kararlı
adımlar atıyor
AHMET KAYA (Trabzon)
Memleketi batırmaya devam ediyor.
ZİVER ÖZDEMİR
(Devamla)
bunun sonucunda Türkiye globalleşen dünyada bölgesel ve
küresel bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. AK PARTİnin
hem iç politika hem de dış politikada sahip olduğu vizyon
sayesinde Türkiyenin uluslararası camiada saygınlığı
artmış, küresel ve bölgesel konuların çözümünde Türkiye ve
Sayın Recep Tayyip Erdoğan aranan isim olmuştur. Ukrayna-Rusya
savaşında esir değişimi, sivillerin tahliyesi, tahıl
koridorunun açılması ve savaşın sona erdirilmesi için
taraflarla görüşmeler yapılması Türkiyenin dış politikada
geldiği noktayı ortaya koymaktadır.
Muhalefet yirmi yılda
Türkiyede her alanda yapılan hizmetleri görmezlikten gelip yok saysa da
milletimiz bu yatırımları ve hizmetleri görüyor, takdir ediyor
ve destekliyor; desteğini de seçimlerde sandıklarda gösteriyor.
Eminim ki 2023te de gene halkımız iradesini sandıkta
gösterecektir. AK PARTİ dünyanın en iyi işini yapsa da
alkışlayacak hâlimiz yok. diyorlar, Türkiyeyi yönetmeye de talip
olamazlar. Millete hizmet etme gayeleri olsaydı bu ülkede taş üstüne
taş koyan kim olursa olsun hakkını teslim ederlerdi. Yönetim
sistemini değiştireceğiz, seçilecek
Cumhurbaşkanını biz yönlendireceğiz. diyerek pazarlık
hâlinde olanlar varsın pazarlıklarına devam etsinler, AK
PARTİ mega projelere yenilerini eklemenin hesaplarını yapmaktadır.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şehir
hastanelerine yenilerini ekleyeceğiz, yeni otoyollar, köprüler
yapacağız, derslik sayısını
artıracağız, yeni spor tesisleri, gençlik merkezleri,
kütüphaneler, kamu yatırımları yapacağız. demiyorlar;
Devam eden yatırımları durduracağız. diyorlar. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tüm dünyayı etkileyen pandemi döneminde
Türkiyenin yeni şehir hastanelerine, güçlü sağlık
altyapısına, donanımlı ve fedakâr sağlık
çalışanlarına sahip olması salgının etkilerini
azaltmıştır. Türkiyede sağlık yatırımlarıyla
vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine
ulaşması kolaylaşmış, modern hastaneler ve son
teknoloji teçhizatlarıyla vatandaşımıza hizmet verilmesi
sağlanmıştır. Şehir hastanelerine laf edenler,
90lı yıllardaki hastane kuyruklarını, milletimizin tedavi olabilmek
için gece yarısında kuyruğa girdiği günleri yani eski
Türkiyeyi bu millete reva gördüler ama milletimiz müsterih olsun, o günler
geride kaldı. AK PARTİ iktidarlarında milletimizin hayat
kalitesini artırdık, sağlık alanında da ülkemize
elhamdülillah çağ atlattık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ZİVER ÖZDEMİR
(Devamla) Seçim bölgem olan Batmanda, AK PARTİyle birlikte her alanda
önemli yatırımlar hayata geçirilmiş, hemşehrilerimizin
hizmetine sunulmuştur. Batmanımızın gündeminde olan 500
yataklı hastane inşaatının da -biraz önce Sayın
Bakanımızla da görüştük- 19 Ocak 2023 tarihinde ihalesi inşallah
yapılacak. Batmanımıza da hayırlı olsun dileklerimi
iletiyorum.
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) İnşallah, inşallah, yıllardır bekliyoruz;
her seçimde vaat.
ZİVER ÖZDEMİR
(Devamla) Sayın Bakanım, bu arada bölgemizde güvenlik
korucularıyla ilgili de bir hususu dile getirmek istiyorum. Bölgemizde
hizmet eden güvenlik korucularının özlük haklarında ciddi
iyileştirmeler yapıldı. Güvenlik korucularının
diğer kolluk kuvvetlerine verilen özlük haklarının kendilerine
de verilmesi talepleri var, bu konuyu da arz etmek istiyorum.
2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanununun ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu
olmasını diliyorum.
Siz değerli
milletvekillerimizi ve bizi izleyen milletimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi, yürütme adına yapılacak konuşmalara
geçiyoruz.
İlk söz, Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanı Sayın Derya Yanıkın.
Sayın Yanık,
buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Sayın Başkanım, Gazi
Meclisimizin Kıymetli Başkanı ve değerli milletvekilleri;
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın 2023
yılı bütçesi ile 2021 yılı kesin hesabı müzakereleri
için huzurlarınızdayım. Bu vesileyle, çatısı
altında bulunduğumuz yüce Meclisimizi ve aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Bugün, 10 Aralık Dünya
İnsan Hakları Günü; bugünü de bu vesileyle tekrar kutluyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı olarak 84 milyon vatandaşımıza hitap
eden sosyal hizmet ve sosyal yardım faaliyetlerimizi 81 ilimizde il
müdürlüklerimiz, sosyal hizmet kuruluşlarımız, sosyal yardımlaşma
ve dayanışma vakıflarımız ve yurt dışı
teşkilatlarımızla yerine getiriyoruz.
Bakanlığımız, merkez teşkilatımızda 18
birim, taşra teşkilatı, sosyal yardımlaşma ve
dayanışma vakıfları ve bağlı kuruluşumuz
Darülacezeyle birlikte 66 bini aşkın personelle
vatandaşlarımıza hizmet veriyor.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Bakanlığımızın hizmet
birimlerini alfabetik sırayla sizlere arz edeceğim ancak Sayın
Başkanım, müsaade ederseniz, birimlerin faaliyetlerine geçmeden önce
grupları adına söz alan sayın vekillerin konuşmalarında
öne çıkan başlıklarla ilgili eleştirilere kısa bir
cevap vermek istiyorum.
Özellikle 6 yaşında
bir çocuğun cinsel istismarı konusuyla alakalı söz alan
sayın vekillerin ve sosyal yardımlarımızla
ağırlıklı olarak ve kadına yönelik şiddetle
ilgili, kadın haklarıyla ilgili yaptığımız
çalışmalardan söz alan arkadaşlarımız Siyasetin
konusu değil. ifademi kadını eve hapsetmekle ilgili
iddialarını, sosyal yardımlarımızla alakalı,
yandaş doyurmak varken iddialarını, tarikat ve cemaatleri
koruyan politikalarımız olduğuna ilişkin
iddialarını, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak
konuyla ilgili üç gün sonra açıklama yaptığımız
eleştirisini, İlla basına düşerse mi bu konulara müdahil
oluyorsunuz, aksi takdirde niye hiçbir şey yapmıyorsunuz? iddialarını,
Bu vakıfları korumak değil sizin göreviniz, sizin göreviniz o
çocukları korumak. iddialarına ilişkin
Hatta Ne
insanlığınız ne vicdanınız kaldırır.
diyordu Sayın Gamze Taşcıer, dün de kendisine sosyal medya
üzerinden aslında açıklamamızı yapmıştık.
Bunlarla alakalı çok uzatmayacağım; özellikle diğer
cevapları mümkün mertebe soru-cevap kısmında vereceğim ama
şu, cinsel istismar konusuyla alakalı hem Sayın Meclisimizi hem
kıymetli saygıdeğer milletimizi bilgilendirmek istiyorum.
(Uğultular)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, çok fazla uğultu var, biraz sessiz lütfen.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Değerli arkadaşlar,
konuyla alakalı, mağdur, 30 Kasım 2020de cumhuriyet
savcılığına müracaat etmiş. Savcılıktan konu
bize intikal etmiş, 4 Aralık 2020de şiddet önleme ve izleme
merkezimizin ilk kabul birimine almışız; 8 Aralık 2020de
de mağduru kuruluşumuza almışız, kadın
konukevimize almışız. Dolayısıyla devam eden süreç
içerisinde mağdurun gizliliğini
Hiç
sırtınızı dönmeyin, sırtınızı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Genel Kurulun çalışma düzenini bozuyorsunuz, lütfen
yerlerinize oturun.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Sizden öğrenecek tek bir
cümlemiz yok bizim, sizden öğrenecek tek bir cümlemiz yok. (AK PARTİ
ve MHP sıralarından alkışlar)
Şimdi,
sırtınızı neye dönmeniz gerektiğini ben size
öğreteceğim, tek tek anlatacağım, hiç merak etmeyin; dönün
arkanızı, ben de sizi görmek istemem doğrusu. (CHP
sıralarından gürültüler)
Şimdi, değerli
milletvekilleri
Değerli milletvekilleri
Değerli milletvekilleri
Sayın Başkanım, lütfen
.
Değerli milletvekilleri,
bir saniye, lütfen dinleyin, lütfen dinleyin, lütfen
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Bakan konuşuyor.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) 4 Aralık
(CHP sıralarından
Çocuk susmadı, siz sustunuz, biz susmayacağız! şeklinde
slogan atmalar, gürültüler)
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Tabii, tabii
Siz
susmayacaksınız, biz sustuk, siz susmayacaksınız; neye
susmadığınızı göstereceğim.
Değerli milletvekilleri,
30 Aralık 2020de cumhuriyet savcılığına gitmiş
vatandaş, 4 Aralık 2020de biz ilk kabul birimimize
almışız.
(CHP sıralarından
Çocuk susmadı, siz sustunuz, biz susmayacağız! şeklinde
slogan atmalar, gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Bakan bütün gün sabırla sizi dinledi,
eleştirilerinizi dinledi ama siz onun cevabına bile tahammül
edemiyorsunuz, böyle bir şey olur mu?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Tahammül edemezler çünkü
haksızlar, tahammül edemezsiniz çünkü haksızsınız, tahammül
edemezsiniz çünkü yalan söylediğinizi biliyorsunuz, yalan
söylediğinizi, yalan söylediğinizi biliyorsunuz, tahammül edemezsiniz
çünkü sizin
BAŞKAN Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
22.07
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 22.19
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP
ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 34üncü Birleşiminin
Yedinci Oturumunu açıyorum.
2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
VI.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin, Genel
Kurulun çalışma düzenini ve huzurunu bozucu döviz, pankart ve benzeri
materyal getirmek ve kullanmak İç Tüzükün 160ıncı maddesinin
(6)ncı bendine göre kınama cezasını gerektirdiğinden,
tüm milletvekillerinden bu konuda daha hassas olmalarını rica
ettiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bir açıklama yapmak istiyorum.
İç Tüzükün
160ıncı maddesinin (6)ncı bendi gereğince Genel Kurulun
çalışma düzenini ve huzurunu bozucu döviz, pankart ve benzeri
materyali getirmek ve kullanmak. kınama cezasını
gerektirmektir.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Önce Bakanlara vereceksiniz o zaman.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Önce Bakana ver, Bakana.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul)
Önce Bakanlara
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Önce Bakana ver.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul)
Bakanlara verin ilk.
BAŞKAN Yine, 2016
yılında siyasi parti Grup Başkan Vekilleri tarafından
imzalanan mutabakat metninde Genel Kurula ürün veya eşya
getirilemeyeceği de kayıt altına alınmıştır.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Önce Bakana verin Sayın Başkan, önce Bakana verin.
BAŞKAN 25 Ocak 2017
tarihli Başkanlık Divanı kararıyla da Türkiye Büyük Millet
Meclisinin ülke ve dünya kamuoyunda saygınlığını
korumak adına milletvekili tarafından gündemle ilgili
konuşmalarını destekleyecek doküman dışında
herhangi bir materyalin Genel Kurul Salonuna getirilmemesi öngörülmüştür.
Bu sebeplerle tüm
milletvekillerimizin bu konuda daha hassas olmalarını rica ediyorum
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan, o pankartları önce Bakan çıkardı
ortaya.
BAŞKAN Sayın
Tanal, sakin
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan, o pankartları önce Sayın Bakan
çıkardı ortaya.
BAŞKAN Evet, sakin
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Süleyman Soyluya bir şey yok, bize var.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Ne oldu, çok mu rahatsız ettik?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Çok mu rahatsız ettik?
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Çok mu rahatsız oldunuz?
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) SAĞLIK BAKANLIĞI (Devam)
1) Sağlık Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sağlık Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER
SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ
CİHAZ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI (Devam)
1)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) İçişleri Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Emniyet Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Jandarma Genel Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Jandarma Genel Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Göç İdaresi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Göç İdaresi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Evet,
Sayın Yanık, Sayın Bakan, sürenizi veriyorum.
Buyurun, başlayın.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; konuyla alakalı açıklamalarıma devam ediyorum.
Mağdur 30 Kasım
2020de savcılığa müracaat ediyor, 4 Aralık 2020de ilk
kabul birimimize alıyoruz. 8 Aralık 2020den itibaren mağdur
kuruluşlarımızda kalmaya devam ediyor.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Peki, 2012de ne oldu?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) İki yıl ne yaptınız?
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) 2012de ne oldu, 2012de?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
14 yaşındayken gittiğinde ne oldu 2012de? Ondan haber verin
siz. 14 yaşındayken hastaneye gönderildiğinde ne oldu?
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) 2012de takipteyseniz
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) İki yıl boyunca ne yaptınız ya?
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER
BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bu süre içerisinde mağdurun psikososyal
desteği, sağlık desteği
Okuma yazması yok,
eğitimi yok, ilkokul diploması alınıyor.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) 2012de ne oldu?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
14 yaşında ne oldu? 2012de siz vardınız iktidarda.
2012de ne oldu?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, açıklamaları bir dinleyin, itirazınız
varsa, Grup Başkan Vekiliniz yapar itirazı.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Çocuğu var beraberinde,
çocuğunun bebeklik aşıları tam değil, bunları
tamamlıyoruz.
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) 2020den bu yana neden sustunuz? 2020den bu yana neden bir
kovuşturma yapılmadı? Neden bir tutuklama olmadı?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Mağdura meslek eğitimi
veriyoruz, aşçılık eğitimi alıyor, İngilizce
öğreniyor ve hayatını kendisi kendi başına idame
ettirecek şekilde yetişiyor.
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) 2020den bu yana o tarikattakiler neden hâlâ elini kolunu
sallayarak gezdi?
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Neden sustunuz, neden?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Uzun
süre gizliliğini sağlamak için gerekli çalışmaları
yapıyoruz ve beraberinde çok uzun süre gizliliğini sağlamak için
çalışmalarını yapıyoruz.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Neden sustunuz, neden?
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Nasıl kendiniz itiraf ediyorsunuz; 2020den bu yana
susmuşsunuz, hiçbir yasal işlem yapmamışsınız.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Ne zaman kamuoyu haberdar oldu bu
konudan?
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Neden savcılığa vermediniz? Neden
konuştuğunda soruşturma açılmadı?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bu konudan kamuoyunun haberinin
olduğu tarih davanın açıldığı tarih.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Sayın Başkan, burada hakaret ediliyor, müdahale edin! Düzeysiz
dedi düzeysiz dedi! Diyemez!
BAŞKAN Sayın
Köksal, oturun yerinize.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Bana hakaret ediyor, hiçbir şey demiyorsunuz, tarafsız
davranmıyorsunuz. Sayın Başkan, tarafsız
davranmıyorsunuz.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; dava bize 2 Aralık 2022de ihbar edildi. Biz
aynı tarihte, 2 Aralık 2022de davaya müdahil olduk; aynı gün, aynı
gün.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Buradan sürekli hakaret yiyoruz, düzeysizliğimiz de kalmadı,
terbiyesizliğimiz de kalmadı! Hiçbir şey söylemiyorsunuz,
tarafsız davranmıyorsunuz!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, sakin
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Tarafsız olun!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Açıklamamızı geç
yaptığımız için arkadaşlar eleştiriyorlar. Evet,
üç gün sonra yaptık açıklamayı. Neden?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Nasıl sakladığınızı
anlatıyorsunuz ya! İki yıl boyunca nasıl
sakladınız!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Çünkü kamuoyuna mağdurla
alakalı ne kadar bilginin yansıdığını
bilmiyorduk.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Hayret bir şey ya! İki yıl boyunca saklamışlar!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Dolayısıyla can
güvenliğini riske etmemek, kendisinin ve çocuğunun can
güvenliğini riske etmemek
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Tarikat ve cemaatlere karşı ne yapacaksınız
Sayın Bakan?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla)
açık kaynaklara ne kadar
bilgi yansıdığını tam olarak öğrenebilmek için
bir süre bekledik.
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Bugüne kadar neredeydiniz Sayın Bakan? 2020den beri
neden hakkında soruşturma açılmadı? 2020den beri neden
sustunuz? Neden elini kolunu sallayarak adamın gezmesine izin verdiniz?
Neden?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Dolayısıyla konu son
derece açık. Biz aralıksız bir biçimde mağdurun
ihtiyacı olan her türlü desteği sağlamışız, dava
bize ihbar edildiği gün
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Kendiniz de itiraf ediyorsunuz, iki yıldır niye
beklediniz? Niye bekliyordunuz iki yıldır?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla)
ihbar edildiği gün
-bakın, altını çizerek söylüyorum- o gün davaya müdahil
olmuşuz ve davayı en başından beri takip etmişiz.
Dolayısıyla bunu bir defa milletimizle bir paylaşmak istiyorum.
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Neden iki yıldır beklediniz? Bu soruya cevap
verin.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bu konuyu sadece ben
söylemiyorum, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımıza Halk TVyi
izlemelerini tavsiye ediyorum.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
14 yaşındayken bu olayı niye ortaya çıkarmıyorsunuz?
2012de siz vardınız iktidarda.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Dün sabah yapılan bir
yayında konuyu haberleştiren gazeteci arkadaşımız
Bakanlığımızın en başından beri
mağdurla ilgili gerekli desteği yaptığını,
sağladığını açıkladı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Bir kereden bir şey olmaz. diyenleri unutmadık biz!
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Mağdura destek verdiniz, sanık hakkında ne
yaptınız, istismar hakkında ne yaptınız? Sustunuz, iki
yıldır sustunuz.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bize inanmıyorsa
arkadaşlarımız, Halk TVyi izlesinler, orada konuyu
haberleştiren gazeteci arkadaşımızın sözlerini
duyarlar. Dolayısıyla, bu konuyu
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Hastanede kemik yaşını değiştirdiniz! 6
yaşında çocuk be! Hepimizin çoluk çocuğu var.
Vicdanınız sızlamıyor mu? 6 yaşında be, 6
yaşında!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Dolayısıyla, bu konuyu
milletimizin takdirine bir sunmak istiyorum.
Bizim Bakanlık olarak
tavrımız çok açık, tutumumuz yirmi yıldır hiç
değişmedi.
EMİNE GÜLİZAR
EMECAN (İstanbul) Sayın Bakan, tek mi bu çocuk, tek mi;
başkaları da yok mu? Ne yapıyorsunuz, ne yapıyorsunuz?
Başka çocuklar yok mu?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bizim için korunacak bir tek
değer vardır, çocuktur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Hepimizin çoluk çocuğu var.
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Başka çocuk istismara uğramış mı,
inceleme yaptınız mı, denetlediniz mi? Öğrendiğiniz an
failler hakkında neden suç duyurusunda bulunmadınız?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bizim için korunacak bir tek
değer vardır, kadındır.
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Burada palavra atmayın! İki yıl niye
beklediniz?
EMİNE GÜLİZAR
EMECAN (İstanbul) Şimdi, bugün çıkmış, burada
vır vır vır Şunu yaptık, bunu yaptık.
diyorsunuz ya! Ayıptır ya, utanın ya! Utanın, utanın
artık!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bizim için korunacak bir tek
değer vardır, mağdurdur. Mağdurun kimliğine
bakmadık; kim olduğuna, yaşına, cinsiyetine bakmadık;
failin kimliğine bakmadık; kim olduğuna, yaşına,
cinsiyetine bakmadık, gerekli hukuki süreç neyse hepsini
aralıksız yaptık.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
6 yaşındaki bir çocuk be! Yazıklar olsun size, yazıklar
olsun size, 6 yaşında be!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Biz bunu yaptık ama bugün
bizi itham edenler kendi teşkilatlarının içerisinde maalesef
onlarca tacize, istismara sessiz kaldı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Hadi oradan, hadi oradan!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bizi sessiz kalmakla suçlayanlar,
kendi sicillerini bugün bu bağırışla örtemeyecekler.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Neden sustun, neden sustun?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bu bağırışlar
bir sicil temizleme ameliyesi ama millet bunu gayet iyi biliyor.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Yazıklar olsun!
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Utanmadan bunları nasıl söylüyorsun? Sustunuz, iki
yıldır sustunuz. Yazıklar olsun!
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Sorumlusunuz, sorumlusun, sorumlu!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Lafa geldiği zaman
kadınlar, çocuklar
Töre ve namus cinayeti kavramını bu
milletin hafızasından çıkaran AK PARTİdir.
EMİNE GÜLİZAR
EMECAN (İstanbul) Biz çocuk istismarı diyoruz, siz parti içi
bilmem ne diyorsunuz ya, ayıptır ya!
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Sustunuz, sustunuz; sorumlusunuz, suçlusunuz!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Tamam, iktidar
olamadınız, bu millet sizi iktidar yapmadı ama iktidar
ortağı oldunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) İktidar ortağı olduğunuz zamanda niye
değiştirmediniz o yasayı? O yasayı kim
değiştirdi? Töre ve namus cinayeti kavramını bu milletin
hafızasından kim çıkardı? AK PARTİ çıkardı,
AK PARTİ. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) O 6 yaşındaki çocuğun sorumlusu
AYSU BANKOĞLU (Bartın)
Sorumlusun, sorumlusun, sorumlusun!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) AK PARTİ, kadın ve
çocukla alakalı bütün paradigmayı değiştirdi, bütün
paradigmayı değiştirdi. Siz ancak konuşursunuz.
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Hadi oradan! Hadi oradan!
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Neden bir şey yapmadın?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Siz ancak konuşursunuz.
Basına yansıyan açık bilgiye rağmen burada manipülasyon
yapıyorsunuz. Sizi kadınların bedeni üzerinde çiğnetmeyeceğiz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Sen yetkilisin, sorumlusun; suçlusun, suçlusun, suçlusun! Sana
yazıklar olsun!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Sizi o çocukların bedeni
üzerinde tepindirmeyeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu Bakanlık size bu fırsatı vermeyecek. Ne
kadar uğraşsanız bu fırsatı alamayacaksanız. Biz
AK PARTİ olarak bu çabayı gösterdiğimiz süre içerisinde, ne
yaparsanız yapın, ne kadar manipüle ederseniz edin, ne kadar provoke
ederseniz edin, ne kadar yalan söylerseniz söyleyin, o çocukları sizin
elinize bırakmayacağız, o kadınları sizin elinize
bırakmayacağız, bırakmadık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
EMİNE GÜLİZAR
EMECAN (İstanbul) Hadi oradan, hadi oradan! İki yıldır
neredeydiniz?
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Boş yapma, boş yapma.
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Yazıklar olsun!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) İsmailağa tarikatına mı
bırakacaksın Derya? Ağzını aç da tarikata bir laf et
Derya.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Siz önce dönün sessiz
kaldığınız kendi içinizdeki tacizlere, tecavüzlere
bakın; sizin söyleyecek tek cümleniz yok. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Ağzını aç da tarikata bir laf et Derya.
Bak, burada ifadesi.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Kandil baronlarının el
ele, göz göze oturduğu 10 yaşında, 12 yaşında kız
çocuklarına ses çıkarmayanlar gelip burada bana ahlak dersi vermesin!
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri alkışlar) Bizim
ömrümüz bu mücadeleyle geçti.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sen utanmadan Sistematik değil. dedin Derya.
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Hadi oradan, hadi oradan!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) İsmailağa cemaatine laf et Derya,
İsmailağa tarikatı suçlu Derya.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Sen bir otur, sen bir otur.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Allah cezanızı vermesin be!
Ayıptır, günahtır be!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Kimsenin, ne CHPnin ne HDPnin
ne herhangi bir başkasının bize bu konuda ders verecek
yetkinliği yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Hadi oradan, hadi! Kadınlara bu yaşamı cehenneme
çevirdiniz, çocuklara cehenneme çevirdiniz bu ülkede.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bize bu konuda ders verecek
hakkınız yok. Sizin siciliniz çok kötü, sizin siciliniz çok
karanlık; sizin siciliniz tacizde karanlık, sizin siciliniz
başörtüsünde karanlık, sizin siciliniz insan haklarında
karanlık, siz karanlığın ta kendisisiniz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Hadi oradan!
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Sustun, sustun!
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Kadınlara ve çocuklara ülkeyi cehenneme çevirdiniz.
SALİHA
SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) Annem beni hazırladı,
Kadirin yanına yolladı.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) - Siz karanlığın ta
kendisisiniz, siz karanlığınızı yansıtacak yer
arıyorsunuz, siz karanlığınızı yükleyecek yer
arıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Siz kara deliksiniz!
SALİHA
SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) Allah belanızı versin!
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sistematik bir istismar söz konusu!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) - Şu konuları siyasete
alet etmeyelim. derken söylediğim şey buydu. Bu çocuklar siyasetin
malzemesi olmasın. derken söylediğim şey buydu. (CHP ve HDP
sıralarından İstifa! sesleri, sıra kapaklarına
vurmalar)
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Yazıklar olsun sana be!
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Sizin siyasetiniz kadın düşmanı, çocuk
düşmanı!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) - Siz bunu hep yaptınız,
hep yaparsınız ama biz buna izin vermeyeceğiz. Ne kadar
uğraşsanız o çocukların bedenlerini istismar
edemeyeceksiniz; bu kadar basit. Dönün, kendi ayıplarınızla bir
yüzleşin, kendi suçlarınızla bir yüzleşin, ondan sonra
gelin konuşalım! (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar; CHP ve HDP sıralarından İstifa,
istifa! sesleri, sıra kapaklarına vurmalar)
Anlatayım mı kim
istifa edecekmiş? Evet, aslında hiç bunları konuşmaya niyetim
yoktu. Gerçekten milletimizden de özür diliyorum.
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Çocuklardan ve kadınlardan özür dileyin, hayatını
cehenneme çevirdiğiniz kadınlardan ve çocuklardan özür dileyin.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) - Bu büyük çatının, bu
Gazi Meclisin altında bunları konuşmaya hiç niyetim yoktu çünkü
ben bizzat kadına yönelik şiddetin, kadın
istismarının, çocuk istismarının siyasetin malzemesi
olmaması gerektiğini söylüyorum.(AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Sizin çocuğunuz yok mu, senin çocuğun yok mu?
RAVZA
KAVAKCI KAN (İstanbul) Çok ayıp; çok çirkin
yaptığınız, çok çirkin!
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Duyamıyorum!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Önceki Bakan nerede, önceki Bakan?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) - Ama arkadaşlara
gerektiğinde anladıkları dilden cevap da vermeyi biliriz. (CHP
sıralarından gürültüler)
Bakın arkadaşlar,
bakın, bugün neyi örtmeyi çalışıyorlar: Kırklarelinin
Kıyıköy beldesinin CHPli Belediye Başkanı 4
çalışanı taciz ediyor; bir.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Biraz şerefiniz olsa Hiranur Vakfı diye bir
vakıf filan olmaz! Biraz şerefiniz olsa İsmailağa
tarikatına bir laf edersin sen! Babası vermiş, anası vermiş;
7 yaşında tecavüze uğramış, normal kabul etmiş;
okula gönderilmemiş!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) CHP Maltepe İlçe Başkan
Yardımcısı daha önce birlikte çalıştığı
bir kızı taciz ediyor; bu arkadaş il yöneticilerinin de -ismini
vermeyeceğim- çok makbul adamlarından birisi, kadınları
ağzından düşürmeyen CHPli İstanbul il yöneticilerinin çok
makbul adamlarından birisi. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri alkışlar) Buyurun, kayıtlara bakın, basına
bakın, haberlerden bulacaksınız kim olduğunu.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Hiç utanmadın Derya! Yazıklar olsun sana!
Avukatlığına yazıklar olsun! Hâlâ konuşuyor ya!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Adana Büyükşehir Belediyesi
ASKİde cinsel taciz. Buyurun; üç. CHPli yerel yönetimlerde taciz ve
tecavüz olayları, Ümraniye Gençlik Kolları; dört. (CHP
sıralarından gürültüler)
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Ben çok ağladım, çok canım yandı;
karnım ağrıdı, büzüşerek yattım. Zamanla her
şey normalmiş gibi davranılmaya başlandı. Ben çocuklar
küçükken evleniyor sanıyordum. Ailem bana Kadire itaat etmezsen melekler
sana lanet eder, cehennemde yanarsın. dedi.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Erzurum İl Başkanı;
beş. Yanındaki çaycı
Haberlerde çok geçti; beş. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) CHP
Avcılar eski İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Ben de taciz mağduru
oldum. diyor. CHP İlçe Yönetim Kurulu Üyesi bir hanım Ben de ben
de
diyor, olaylar ortaya çıktıktan sonra Ben de mağdur
oldum. diyor; beş. (CHP sıralarından gürültüler)
MÜZEYYEN ŞEVKİN
(Adana) Ya, ayıp Sayın Bakan, ayıp!
MAHİR POLAT (İzmir)
Ya, senin Kemalpaşa İlçe Başkanın ne yaptı?
Erkeğe tecavüz etti! Utanmıyor musun!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Evet, Kuşadasından
Ankaraya giden partilileri taşıyan bir otobüste cinsel istismara
maruz kalan 13 yaşında erkek çocuğu; buyurun. CHP Sivas
Akıncılar İlçe Başkanı; buyurun. Bağcılar
İlçe Başkanlığının pikniğinde; buyurun.
Sayalım mı daha, sayalım mı? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler) Edirne; buyurun. Batman; buyurun. Hadi bakalım! Hadi bu
karanlığı örtün bakalım! Hadi bakalım! (CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, 6
yaşında, 6 yaşında! sesleri)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
İlçe Başkanınızın üç aylık çocuğa istismar
yaptığını anlatır mısınız!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Köksal, yerinize oturun.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Hadi bakalım.
Daha var, daha çok. Bir dosya
haber getirdim. (CHP ve HDP sıralarından Bakan istifa! sesleri,
gürültüler; sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
İlçe Başkanınızın üç aylık çocuğa istismar
yaptığını anlatır mısın! Kendi içinizde,
kendi içinizde
İstismar edenleri koruyarak istismarla mücadele edilmez.
BAŞKAN Sayın
Köksal, yerinize oturun.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bir dosya haber duruyor ama
onların hepsini saymaya zamanım yok.
MAHİR POLAT (İzmir)
Sizin İlçe Başkanınız üç aylık çocuğa tecavüz
etti be!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Onların hepsini saymaya
zamanım yok; keşke olsaydı, zamanım çok az kaldı.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Yeter be, yeter be!
MAHİR POLAT (İzmir)
Samimiyetsizler!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Evden kaçmaya karar vermiştim.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; aile ve toplum hizmetlerimizle konuşmama
devam ediyorum.
MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Devam, devam.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Tam kaçacakken ailem beni yakaladı. Babam beni
darbetti. Elimden telefonu aldı. Babam Büyük günah işledin. dedi.
Sözlerinden çıkamadım.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Ailenin sahip olduğu güç ve
çözüm kabiliyeti toplumsal huzurun da teminatıdır.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Hâlâ savunuyorsun be!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bu yönüyle aile, yapısı
ve işlevleri bakımından alternatifi olmayan bir kurumdur. (CHP
sıralarından 6 yaşında! sesleri, gürültüler; sürekli
sıra kapaklarına vurmalar)
Milletimize sunduğumuz
hizmetlerin odağında ailenin desteklenmesi ve güçlendirilmesi yer
alır. Bu kapsamda 16 Mayıs 2022de Aile Haftası etkinliklerini,
17 Mayıs 2022de Aile Değerlerimiz ve Değişen Dünya, 28
Eylül 2022de Yeni Medya Dili ve Aile Çalıştayını icra
ettik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) O ifadeleri tutanağa yazın! Benim
söylediklerimi yazın tutanağa. Bu çocuğun ifadeleri o Meclis
tutanaklarına girecek!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Öte yandan, önümüzdeki süreçte
çalışmalarımızın bilimsel temellere oturması,
araştırmalar ve eğitim faaliyetlerini daha sistematik bir
şekilde yapabilmek için Aile ve Sosyal Hizmetler Araştırma ve
Uygulama Enstitüsünü kurmayı hedefliyoruz.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Yusuf Ziya Gümüşel ve de İsmailağa
tarikatının lideri 6 yaşındaki çocuğunu 30
yaşındaki bir adama peşkeş çekti! Peşkeş çekti!
İsmailağa tarikatını savunanlar aha o kürsüde,
arkanızda duruyorlar, bunları yazın.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, yerlerinize oturun lütfen.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Afet ve acil durumlarda
vatandaşlarımızın yanındayız. Türkiye Afet
Müdahale Planı gereğince Bakanlığımız psikososyal
destek konusunda ana çözüm ortağı. Nitekim en son Bartın maden
kazasında ve Düzce depreminde sahada vatandaşlarımıza aralıksız
hizmet verdik. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Bir kereden bir şey olmaz. diyenlerle işimiz yok bizim!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bilinçli aile, güçlü toplum
Bakanlığımız aile ve eğitimin öneminin bilincinde
olarak aile ve evlilik öncesi eğitimleri sürekli
yaygınlaştırmaktır. (CHP ve HDP sıralarından
Bakan istifa! sesleri, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Bakan istifa!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Aile Eğitim Programı,
Evlilik Öncesi Eğitim Programı, aile
danışmanlığı hizmetlerimiz bunlardan
birkaçıdır.
Sosyal araştırmalar
Bakanlığımızın hizmetlerinde özellikle çok önemli bir
yer tutuyor. Türkiye Aile Yapısı Araştırması, Türkiye
Ergen Profili Araştırması, Türkiye Üniversite Gençliği
Profili Araştırması ve Türkiye Boşanma Dönemleri
Araştırması önümüzdeki süreçte sonuçlarını kamuoyuyla
paylaşmak istediğimiz araştırmalardan. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
Öte yandan,
bağımlılıkla mücadele,
Bakanlığımızın sağlıklı nesiller
yetiştirme çabasının, gayretinin önemli
başlıklarından biri. Bağımlılıkla mücadele anlamında
kurumlara aktif katkı veriyoruz. Bunun dışında,
Yeşilayla iş birliğimiz içerisinde de 1,1 milyon kişiye
eğitim sağlamışız.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sokakta gezerken mi tecavüze uğradı o çocuk?
Sizin beslediğiniz tarikat eliyle tecavüze uğradı! Yirmi
yıl tecavüze uğradı!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; çocuk hizmetleri alanında
yaptığımız çalışmalar
Yine, biliyorsunuz,
Bakanlığımız, sosyal hizmetler faaliyetlerinin
tamamını öncelikle aile odaklı olmak üzere kuruyor. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler) Çocuk hizmetlerimizde de önceliğimiz
aile odaklı hizmetler. Bir: Sosyal, ekonomik destek sağlıyoruz;
çocuklarımızı ailelerinin yanında ekonomik olarak destekliyoruz.
Bu mümkün değilse koruyucu aile yanında yani bir aile ortamında
çocuklarımızı destekliyoruz. Bu da mümkün değilse o zaman
kurum bakımlarımıza alıyoruz.
(AK PARTİ ve CHP
milletvekillerinin birbirlerinin üzerine yürümeleri, gürültüler)
LEYLA ŞAHİN USTA
(Konya) Yeter! Yeter ya! Sabahtan beri hakaret ediyorsunuz!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen yerlerinize oturun! Hanımlar!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Bakın, değerli
milletvekilleri, 2002den bu yana aile odaklı hizmetlerimizden yararlanan
çocuk sayısı yüzde 39dan yüzde 92ye yükselmiş. Sosyal,
ekonomik destek sağladığımız çocuklarımızla
alakalı şu anda, 2022 Ekim ayı itibarıyla aktif olarak
yararlanan çocuk sayısı 150 bini geçti.
(AK PARTİ, CHP ve HDP
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar,
gürültüler)
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Çocuk başına aylık
ortalama 2.337 lira sosyal, ekonomik destek sağlıyoruz. Koruyucu aile
yanında olan çocuğumuz 2002 yılında 515 iken -dikkatinizi
çekiyorum, 515 iken- 2022 Ekim ayı itibarıyla bu sayı 8.845e yükseldi.
Koruyucu ailelik noktasındaki dikkati ve farkındalığı
artırmak için Sayın Cumhurbaşkanımızın tensibiyle
30 Haziranı Koruyucu Aile Günü ilan ettik ve faaliyetlerimizi devam
ettiriyoruz. Evlat edindirme...
(AK PARTİ ve CHP
sıralarından ayağa kalkmalar, gürültüler; HDP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Bakanım, bir dakikanızı rica edebilir miyim.
Sayın milletvekilleri,
lütfen herkes yerine otursun! Bu böyle devam ederse İç Tüzükün
160ncı maddesindeki ceza maddelerini uygulamaya koyacağım. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Ya, uygularsan uygula!
BAŞKAN Lütfen bütün
milletvekilleri yerine otursun.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Sabahtan beri hakaret dinliyoruz be!
BAŞKAN Sayın
Köksal, başta sizden başlayacağım. Bakın, 160ı
ilk uygulamaya sizden başlayacağım ve kınama cezası
talep edeceğim sizinle ilgili.
(AK PARTİ
sıralarından Köksal dışarı! sesleri)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen herkes yerine otursun! Sayın Bakan kürsüde.
(AK PARTİ
sıralarından Burcu dışarı! sesleri)
BAŞKAN
Arkadaşlar, böyle bir müzakere usulü yok, herkes yerine otursun! 85 milyon
sizi seyrediyor!
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Sizi de seyrediyor, Bakanı da seyrediyor 85 milyon!
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana)
Sizi de seyrediyor!
EMİNE GÜLİZAR
EMECAN (İstanbul) Bakanı da seyrediyor 85 milyon!
BAŞKAN Sayın
Bakan, buyurun.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; aile odaklı çocuk hizmetlerimizden bir
başkası evlat edindirme hizmetimiz.
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Nasıl tarikatların, cemaatlerin yuvasına
bıraktınız? Neden tahammül edemiyorsunuz?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) 2022 yılında 430
çocuğumuzu evlat edindirerek bu sayıyı 18.821e yükselttik.
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Hadi oradan!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Neden Yusuf Ziya Gümüşel tutuklu değil? 7
yaşındaki bir çocuğa tecavüz eden Kadir İstekli neden
tutuklu değil? Bir tane tutuklu yok be! Aha, polisin başı orada
ya!
Gül sen anca, anca gül!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Çocuk bakım hizmetlerimizi
ev ortamına taşıdık. 2002 yılında yalnızca 3
adet çocukevleri sitesi varken bugün bu sayı 113e yükseldi ve çocukevleri
sitemizde 6.597 çocuğumuz, 1.191 çocukevimizde de 6 bine yakın
çocuğumuz yani yaklaşık 13 bine yakın çocuğumuz kurum
bakımlarımızdan hizmet almaktadır. Ayrıca, suç
mağduru veya suça sürüklenen çocuklarla alakalı da
ihtisaslaştırılmış çocukevleri sitelerimizi gündeme
aldık, hizmete aldık.
OYA ERSOY (İstanbul)
7.130 çocuk doğum yaptı bu ülkede, onları ne yaptınız?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Çocuk mevzuatımızı
tek bir yönetmelik altında birleştirdik ve ihtiyacı
karşılayacak şekilde güncelledik.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Tecavüzcüler ne zaman tutuklanacak Sayın Bakan?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Çocuklarımızın
bakım ve istihdamıyla alakalı, istihdam ve desteklenmesiyle
alakalı 2002den bu yana devlet koruması altında
yetişmiş 37.821 gencimiz kamu kurum ve kuruluşlarında
istihdam edildi.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Korumaya aldığınız çocuğa
tecavüz eden tarikat lideri, kızını o tarikat liderine veren
öbür lider ne zaman tutuklanacak? Ne zaman Adalet Bakanına iki çift laf
edeceksiniz Sayın Bakan?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Gençlerimiz mezun oldukları
alanlara göre atanabiliyorlar artık ve gençlerimiz
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Yok, siz bunları anlatın! Yok
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla)
özel sektörde
çalıştıkları takdirde beş yıl süreyle sigorta
primlerini devlet olarak biz karşılıyoruz. Bunu da özellikle
ifade etmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Bravo Değerli Bakanım, helal olsun.
(AK PARTİ ve CHP
milletvekillerinin birbirlerinin üzerine yürümeleri, gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen yerlerinize oturun.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Çocuklarımızı
risklerden koruyabilmek için, çocuklarımızı her türlü riskten,
sosyal riskten koruyabilmek için
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Tarikatları kapatmanız lazım,
çocukları istismardan koruyabilmek için tarikatları kapatmanız
lazım; başka bir yolu yok.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla)
çocuk mobil ekipleri, dijital
platformlardaki riskleri takip eden çocuk koruma mobil ekiplerimiz ve Çocuklar
Güvende Programlarımız ayrıca devam ediyor. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Öte taraftan, gayet tabii ki
kırsal bölgelerdeki çocuklarımızı unutamayız.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Evet! Köy okullarını kapattınız.
Tarikatlara peşkeş çekiyorsunuz.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Çocuk koruma mobil ekiplerimiz
kırsal bölgelerdeki farklı risk gruplarındaki çocukları da
takip ederek; öğretmenler, köydeki muhtarlar, imamlar gibi çocuklara
kolaylıkla ulaşabileceğimiz birimler üzerinden tespit,
değerlendirme ve yönlendirmeyle çocukların risk durumlarını
tespit ederek onların yönlendirmelerini yapıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) İmamlar ellerini çeksin çocukların üstünden.
OYA ERSOY (İstanbul)
Onlar çocuklarımızdan uzak kalsın.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Yine, öksüz ve yetim
çocuklarımıza sahip çıkıyoruz.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Tarikatlar, imamlar çocuklarımızın
üstünden elini çeksin.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) TÜİK verilerine göre 23
milyon çocuğumuzun yaklaşık 360 bini öksüz ve yetim çocuklar. Bu
çocuklardan 167 bini bizim Bakanlığımızın
hizmetlerinden doğrudan -bir şekilde, sosyal, ekonomik
desteklerinden- yararlanan çocuklar.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Millî Eğitim Bakanlığı
protokolleri iptal etsin, tarikatlarla protokol istemiyoruz.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Diğer, geriye kalan 14.319
ebeveyn kaybı yaşamış çocukları da düzenli olarak
ziyaret ederek psikososyal desteklerimizi onlara da sağlıyoruz.
Çocuk koruma hizmetlerimizi
özellikle geliştirmek bizim için çok önemli. Karar destek
mekanizmalarını güçlendirmeye, sosyal medya ve benzeri alanlarda da
çocuklarımızı desteklemeye, korumaya çalışıyoruz.
Çocuk dostu uygulamalar bizim
için önemli. Çocuk dostu kitapların önerilmesi, çocuk dostu
yayınların önerilmesi ve muzır neşriyatla mücadelede de
küçüklerimizi muzır neşriyattan korumak için ilgili kurulumuzun
aralıksız çalışmalarını devam ettiriyoruz.
Değerli
Başkanım, kıymetli milletvekilleri; yine, biraz önce ifade ettiğim
gibi, araştırmalar, Bakanlığımızın sosyal
hizmetlerini ve sosyal politikalarını belirlemekte çok önemli. Ve
ülkemizde ilk kez 0-17 yaş grubu çocuklarımızın
tamamını kapsayacak Türkiye Çocuk Profili
Araştırmasını yapıyoruz. Bundan sonra, inşallah,
çocuklarımızla ilgili aldığımız kararlarda ve
uyguladığımız politikalarda bu
araştırmaların sonuçlarını çok etkin bir biçimde
kullanacağız.
Sığınmacı
çocuklara ilişkin faaliyetlerimiz gayet tabii ki aralıksız devam
ediyor. Ülkemize düzensiz göç yoluyla gelen ve kolluk birimleri tarafından
yakalanan refakatsiz çocuklar hakkında tüm işlemlerde yalnızca
gözettiğimiz kural, çocuğun üstün yararıdır. Çocuğun
üstün yararı çerçevesinde faaliyetlerimize devam ediyoruz. 2022 Ekim
ayı itibarıyla çocuk bakım kuruluşlarımızda 500ü
Suriye uyruklu olmak üzere 1.097 yabancı uyruklu çocuk var. Bunlar
arasında özellikle son dönemde Ukraynadan gelen çocuklara yönelik
müdahale çalışmalarımızı da yoğun bir biçimde
devam ettiriyoruz.
Bakanlığımızın
önemli bir başka faaliyet alanı engelli ve
yaşlılarımız. Engelli ve yaşlı
vatandaşlarımıza yönelik bakım hizmetlerimiz de aile
odaklı sosyal hizmet politikamız çerçevesinde geliştirilmekte ve
çeşitlendirilmektedir. Kurumsal bakım hizmetimizi de yine bakım
ihtiyacı olan engelli ve yaşlılarımıza
sağlıyoruz.
Bakanlığımıza
bağlı 104 resmî bakım ve rehabilitasyon merkezinde 7.089 engelli
birey, 10 özel bakım merkezinde 2007de 915 kapasiteyle 351 engelli
vatandaş varken bugün bu sayı 26.551; özel bakım merkezlerimizde
de aynı şekilde engelli bireylerimizi desteklemeye devam ediyoruz.
Özel bakım merkezlerinde kalan 26.551 vatandaşın yüzde 94ünün
bakım masrafını devlet olarak biz karşılıyoruz,
bunun da özellikle altını çizmek istiyorum.
Yaşlılarımız
için kuruluş hizmetlerimiz
Sosyal devlet anlayışıyla
yaşlı bireylere Bakanlığımızca sunulan kurumsal
bakım hizmetleri düşük ücretli ya da ücretsiz, eğer desteğe
ihtiyacı varsa yaşlılarımıza ayrıca maddi destek
de sağlıyoruz. Hâlihazırda 13.966 yaşlımızın
168 huzurevimizde bakımını sağlıyoruz. Yaşlılarımıza
etkin, ekonomik, kaliteli hizmet sunumunu önemsiyoruz. Yine,
yaşlılarımızla alakalı sosyal
politikalarımızı belirlemek için de Türkiye Yaşlı
Profili Araştırmasına başladık, devam ediyoruz.
Darülaceze Sosyal Hizmet Şehrimizin temelini 20 Mayıs 2022de
Sayın Cumhurbaşkanımız attı ve inşallah çok
kısa süre içerisinde alanında tek ve örnek olacak dünya
ölçeğinde çok büyük bir projeyi hayata geçirmiş olacağız.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Toplum temelli bakım
hizmetlerini geliştiriyoruz. Engelli vatandaşlarımızın
en mutlu ve en güvende olacakları yerin aileler olduğunu biliyoruz ve
aileleri yanında destekleyebileceğimiz bir imkân varsa bunu sonuna
kadar kullanıyor, eğer mümkün değilse kurum bakımına
alıyoruz, bunu da sizinle paylaşmak istiyorum. Evde bakım
yardımı, gündüz hizmet merkezlerimiz, yaşlı bakım
hizmet modellerimiz, YADES, yerel yönetimlerle birlikte
geliştirdiğimiz...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bakan, tamamlayın sözlerinizi.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Başkanım, ama arada çok
kesildi, bana bir süre...
BAŞKAN Size iki dakika
ilave süre vereceğim efendim.
Buyurun.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Biraz daha lütfen, çok var çünkü.
Yani daha diğer birimlerin hiçbirine geçemedim; lütfen bir on dakika
verebilirseniz Sayın Başkanım, çok memnun olurum. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Bakan, onu verme şansım yok.
Buyurun, toparlayın.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Evet,
yaşlılarımızla alakalı desteklerimizi de
yoğunlaştırıyoruz. Erişilebilirlik bizim için önemli.
İstihdamın desteklenmesi, otizmin
farkındalığının artırılması, AİLEM
Engelsiz İletişim Merkezinde engelli bireylerin, işitme engelli
bireylerin desteklenmesi gibi çok çeşitli
çalışmalarımıza bu süreçte devam ediyoruz.
Kadına yönelik
hizmetlerimiz... Toplumların gelişmelerinde kadınların
önemini hepimiz çok iyi biliyoruz ve zaten giriş kısmında da
bunu özellikle ifade etmiştim. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele
IV. Ulusal Eylem Planımızı ve 2023 Uygulama Faaliyet
Planımızı Sayın Cumhurbaşkanımızın
deklarasyonuyla 25 Kasımda açıkladık ve bu doğrultuda
çalışmalarımızı ilgili paydaş kurum ve
kuruluşlarla yoğun bir biçimde devam ettiriyoruz.
OYA ERSOY (İstanbul)
Kim o paydaş kurumlar? Hangi tarikatlarla iş birliği
yapıyorsunuz?
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Hiranur Vakfı, İsmailağa
cemaati, Ensar...
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK (Devamla) Sayın Başkanım,
diğer birim ve faaliyetlerimize sanıyorum sıra gelmeyecek, o
yüzden müsaade ederseniz bütçe teklifimizi okumak istiyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığımızın 2023 yılı bütçesi 149 milyar
868 milyon 618 bin liradır. Bakanlığımız 2023
yılında tüm toplumu hedefleyen sosyal hizmetlere ve yardımlara
ilişkin kapasite ve hizmetlerini iyileştirmeye, yeni hizmet modelleri
ve alanları geliştirmeye, ortaya çıkacak yeni zorluklara ve
risklere çözüm üretmeye devam edecektir.
Sözlerime son verirken 2022
yılındaki Bakanlık faaliyetlerimizin gerçekleşmesinde
emeği geçen tüm Bakanlık çalışanlarımıza, mesai
arkadaşlarıma teşekkür ediyor; 2023 bütçemizin ülkemize ve
Bakanlığımıza hayırlı olmasını
diliyorum.
Gazi Meclisimizi
saygıyla ve hürmetle selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, Bakanların konuşmalarıyla ilgili
değerlendirmeleri tur sonunda yapıyoruz.
BAŞKAN
Yapacaksınız zaten.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İç
Tüzük 69 kapsamında doğrudan ismi verilerek şahsına
sataşılan milletvekilimizin İç Tüzük 69a göre kürsüden cevap
hakkını kullanmak istiyoruz.
BAŞKAN Ben, şu an
tutanakları istedim çünkü bu süreç içerisinde hiçbir şeyi duyma
şansım olmadı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, hayır hayır, en başta ve Gamze
Taşcıer; yazdınız.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) En başta
BAŞKAN Bakın, ben
-müsaade eder misiniz- gürültüden hiçbir şey duyamadım;
tutanakları istedim, tutanaklar geldiğinde bakacağım, ona
göre değerlendireceğim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Müsaade edin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, o zaman söyleyeyim.
BAŞKAN Yürütmenin
konuşma taleplerini karşıladıktan sonra
bakacağım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hayır hayır, bir dakika, bir dakika, şunu söylememe izin verin.
BAŞKAN
Estağfurullah.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, elbette cevap vereceğiz. Biz bir gün Sayın
Bakanın
BAŞKAN Sataşmadan
söz vermeyeceğim demedim, tutanaklara bakacağım diyorum, şu
an ben hiçbir şey duyamadım çünkü.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, ben de söyleyebilir miyim?
Sayın Başkan, biz
dinledik yani gürültüye rağmen bir formül var, kulaklıkla
dinleyebildik yani öyle diyeyim ve Bakan doğrudan bizim grubun
tamamına sataştı, isterseniz o cümleleri de söyleyeyim. Bunu da
mı tutanaktan
BAŞKAN Bakın,
yürütmenin söz talepleri karşılandıktan sonra zaten sizlere söz
vereceğim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, burada sataşmadan söz
istiyoruz.
BAŞKAN Tutanaklar
geldiğinde de bakacağım, orada sataşma varsa da
sataşmadan kürsüden ilave söz vereceğim.
Evet, şimdi, yürütme
adına ikinci söz Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin
Kocanın.
Sayın Koca, buyurun. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Sayın Özel, bu
pankartları kaldıralım diye konuşmuştuk, onları
da toparlayalım isterseniz.
Teşekkür ediyorum.
Buyurun.
SAĞLIK BAKANI
FAHRETTİN KOCA Kıymetli vekillerimiz,
sağlığımız için derin bir nefes alalım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü konu 85 milyon
vatandaşımızın sağlığını
ilgilendiriyor.
Saygıdeğer
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 2023 Yılı Bütçe
Kanunu Teklifi kapsamında Sağlık
Bakanlığımızın bütçesiyle 2021 yılı kesin
hesabının görüşülmesi için huzurlarınızdayım.
Dikkatleriniz için
baştan teşekkür ediyor, her birinizi ve ekranları
başında takip eden vatandaşlarımızı
şahsım ve Bakanlığımızın
çalışanları adına saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Sağlık
Bakanlığının bütçesi konusunda söz alan milletvekillerimiz
oldu, yapılan konuşmaları özenle dinledim. Yapıcı ve
özgün eleştirilere minnettarım. Çok aşınmış
yolları tekrar katetmiyorsa her eleştirinin bir teklif değeri
vardır, fikre hürmetkârız. Hakikatin hatırı, her türden
mensubiyetin üstündedir.
Bakanlığımın
bütçesi hakkında söz alan milletvekilleri; Sayın Aylin Cesura,
Sayın Ali Muhittin Taşdoğana, Sayın Hayati Arkaza,
Sayın Nevin Taşlıçaya, Sayın Sefer Aycana, Sayın
Necdet İpekyüze, Sayın Musa Piroğluna, Sayın Sait
Dedeye, Sayın Mehmet Bekaroğluna, Sayın Gamze
Taşcıere, Sayın Fikret Şahine, Sayın Bayram
Yılmazkayaya, Sayın Ali Şekere, Sayın Ali Fazıl
Kasapa, Sayın İsmail Güneşe, Sayın Arife Polat Düzgüne,
Sayın Mustafa Esgine, Sayın Recep Şekere, Sayın Zemzem
Gülender Açanala, Sayın Şenel Yediyıldıza ve Sayın
Ziver Özdemire bu anlayış içinde teşekkür ediyorum. Bu çatı
altında söylenen her faydalı söz milletin malıdır, sağ
olun.
Bir hekim olarak da
Sağlık Bakanı olarak da tek gündemim sağlık. Hepiniz
takdir edersiniz ki sağlık, güncel politik konulara malzeme
edilemeyecek kadar hassas ve hepimizin selameti için gereklidir. Hepinizin, her
bir vatandaşımızın sağlığı bize
emanettir. Biz hekimler konu sağlık olduğunda tek bir kimlikle
karşınızda oluruz, sağlığınızı
korumak ya da sağlığınıza kavuşmanız için
beyaz önlüğümüzle bir hekim olarak.
Bakanlığımızın tüm faaliyetlerini yürütürken bu beyaz
önlüğü üzerimde hissederek hareket ediyorum.
Bu cümlelerimi kurarken
bazılarınızın gözünün önüne son günlerde servis edilen
sahte doktor hikâyelerinin geldiğine eminim. Öncelikle bilmenizi isterim
ki gündeme gelen müstakil örnekler tüm bir sağlık
teşkilatını lekelememeli, bu tür hastalıklı
durumları milletimizin gündeminde tutmanın sağlık ailemize
zarar verdiği ortadadır, kimseye de faydası yoktur. Hiçbir
densizin önlüğümüzün beyazına leke sürmesine müsaade etmeyiz. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Adını
önlüğümüzün beyazından alan bir reform hareketi başlattık.
Beyaz Reformla sağlık çalışanlarımızın
özlük haklarını iyileştirdik, çalışma hayatlarını
ilgilendiren bir dizi yeni düzenleme yaptık. Artık gönül
rahatlığıyla diyebiliriz ki: Bu devre damgasını
vurması muhtemel sorun çözülmüştür; bence son beş yıldaki
iki büyük başarıdan biri budur. Bu başarıyla hekim
istifaları olağan sayıların bile altına indi; bu
konuda bize verdiğiniz destek için hepinize teşekkür ederim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Beyaz Reformun
amaçlarından biri genç hekimlerimizin uzmanlık eğitimlerine
yönelikti. Tıpta Uzmanlık Sınavında tarihî bir rekor
kırarak yüzde 99 yerleşme gerçekleşti, bunu başardık.
Bir diğer amacı hekimlerimizin kamuda çalışmayı tercih
etmelerini sağlamaktı. Beyaz Reformla ilk etapta yaklaşık
6 bin hekim kamuya dönüş yaptı, bunu da başardık. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Şimdi sıra bir
diğer amaç olan vatandaşımızın aldığı
hizmetin nitelik ve niceliğini artırmaya geldi, şüphesiz bunu da
başaracağız.
Hedefimiz sorunsuz ve
sürdürülebilir bir sağlık sistemine sahip olmaktır; tüm
çabamız bu yöndedir; tüm teşkilatımın tek gündemi ve
gayreti budur. Hatasız iş yapmak ile hiç iş yapmamak
özdeşleşmiş durumdadır. Hatamız var mı? Elbette
var; eksiğimiz de var, kusurumuz da var ancak sizi temin ederim
kasıtlı hatamız yok; tek kastımız hayırlı
hizmetler üretmektir. Bu sebeple bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da
her yapıcı eleştiriyi iyi niyetle kabul ediyorum,
kulağımız her söze açık. Hakaret içermeyen her tenkidi, her
ikazı, her talebi dostça kabul ediyorum.
Kıymetli vekiller,
omuzlarımda bana milletimiz adına emanet ettiğiniz
kaynağı hakkıyla kullanmanın
ağırlığı, gönlümde ise milletimize hizmet etmenin
ferahlığı var. Yüzümüzü güldüren,
vatandaşımızın gülen yüzü; günümüzü gölgeleyen, yine
vatandaşımızın hüznü ve derdidir.
Aziz milletimin vekilleri,
Sağlık Bakanlığı olarak tek bir düsturumuz var:
Vatandaşımız için şefkatli, insani, hakkaniyetli ve
sürdürülebilir bir sağlık hizmeti sunmak. Şimdi, muhalefet edenlerimiz
Son bütçeniz, konuşun. diyor ya bize; biz her bütçemizi son bütçemiz
görüyoruz, bunun için kalıcı ve sürdürülebilir hizmetler üretmeye
gayret ediyoruz; kişiden bağımsız kurumlar kurmaya, mevcut
kurumlarımızı kişilere bağımlılıktan
kurtarmaya odaklanıyoruz; Ben yaptım. diyerek değil Biz
birlikte yaptık. diyerek yol alıyoruz; bilimden ışık
almadan, vicdan terazisinde tartmadan, ortak akla müracaat etmeden adım
atmamaya özen gösteriyoruz. Evet, bu, son bütçe; bu, yüz yılın son
bütçesi, Türkiye Yüzyılının ise ilk bütçesi. (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar) Kurduğumuz sistem gelecek
yüz yılın hazırlığıdır.
Türkiye Yüzyılı
için Sayın Cumhurbaşkanımız bir tanım yaptı, 5
madde saydı. Türkiye Yüzyılı, kimlik siyaseti yerine birlik
siyasetini, kutuplaştırma siyaseti yerine bütünleştirme
siyasetini, inkâr siyaseti yerine kucaklama siyasetini, tahakküm siyaseti
yerine özgürlük siyasetini, nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini ikame
etmenin adıdır.
Kıymetli
milletvekilleri, size soruyorum: Hangimizin birliğe, bütünleştirmeye,
kucaklamaya, özgürlüğe, sevgiye itirazı var? Bu tanım her
şey yerli yerinde diyeceğimiz bir Türkiye'nin resmidir. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Bu tanıma
hangi birimiz itiraz edebilir, lafzen itiraz eden, kalben benimser. Bu
tanım, bu topraklarda tedavisi tamamlanmamış
hastalıkların reçetesi değil midir?
Saygıdeğer
milletvekilleri, Sağlık Bakanlığı bütçesi dünyaya yeni
gelecek bebek ile evde bakıma muhtaç yaşlının, tedavi olan
hasta ile tedavi eden sağlık personelinin, kısacası
sağlığımıza duacı olabilmenin bütçesidir.
Bildiğiniz gibi bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü.
İşte bu bütçe temel insan haklarından biri olan
sağlıklı yaşam hakkının bütçesidir. Yapmakta
olduğum konuşma yüce Meclisteki bütçe konuşmalarımın
5incisi, bu beş yıl sağlık açısından Türkiye
Cumhuriyeti hükûmetlerinin çetin sınavlardan birini
yaşadığı dönemdir. Zaman geçtikçe daha da açık
anlaşıldığı gibi salgın hastalığa
karşı tıpkı savaş gibi verdiğimiz mücadelede
zafer hasarsız olmayacak ve geride onarılması gereken yaralar
kalacaktı. Biz çabuk şifa bulmuş bir hastanın
hastalığını hızla unutup yoluna devam etmesi gibi
yolumuza devam ediyoruz. Covidi artık pek anmıyorsak bunun sebebi
vaka sayılarının tüm dünyada zaten azalmış olması
değildir; sebebi, sağlık sisteminin Covid-19 sebebiyle
sarsılmamış olmasıdır yoksa Covid sebep olduğu
şeylerle gündemde kalmaya devam ederdi, nitekim Batıda böyle oldu.
Dünyanın sınıfta kaldığı küresel salgın
günlerinde ne kadar güçlü bir sağlık sistemimiz olduğunu
gördünüz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dünyada
eşi görülmemiş bir mücadeleyi hep birlikte verdik. Tüm
hesapların geride kaldığı, aykırı seslerin
cılızlaştığı bir birlik dönemi yaşadık.
Gücümüzü, başarımızı herkes gördü ve takdir etti. Bu güce
güvenin ve destek verin.
Elbette
sorunlarımız var. Önüme bugün de getirdiğiniz konunun MHRS
üzerinden alınamayan randevular olduğunu görüyorum. Bunun için il il,
hastane hastane, hekim hekim çalışıyoruz, belirli bir
aşamaya geldi ancak hâlâ yapacak çok işimiz var ve çözeceğiz.
Bu aziz millet her şeyin
en iyisine layık. Bütçe görüşmelerimizin Komisyon safhasında
randevusuna gelmeyen yüzde 75 oranında vatandaşımız
olduğunu söyledim. Gelinmeyen randevu sayısı üzerinden on gün
geçmeden yüzde 21e geriledi. Milletimiz yol gösterildiğinde o yolu en iyi
şekilde yürümeye hazır, çözeceğiz, kimsenin endişesi
olmasın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sağlık sisteminin
hasta kabul etme kapasitesi konusunda sorun yok fakat alınan ama iptal
edilmeden gelinmeyen randevular sorunu öncelikli bazı
hastalarımızın randevu almalarını
zorlaştırıyor. Sadece uzman hekim günlük ortalama randevu
sayımız yaklaşık 1 milyondur. Yılın ilk on
ayında MHRS üzerinden randevu sayısı ise yaklaşık 200
milyon. Günlük randevu sayımız salgından öncesine kıyasla
yüzde 40 artmış durumda. Yılın ilk on ayında aile
hekimlerinde yapılan muayene sayısını vereyim, 250 milyon.
Geçen beş yılda sağlık hizmetlerinin yüzde 87si kamu
kurumlarımızda verilmiştir.
Sağlık
hizmetlerindeki performansımız için birkaç veri sunmak istiyorum:
Ameliyat sayısı 2021 yılında 6 milyon 600 bin ve bu
yılın ilk dokuz ayında 5 milyon 800 bin olarak
gerçekleşmiş olup yıl sonunda 8 milyonu bulacaktır.
Randevulu ve randevusuz olarak bir günde ortalama 1,5 milyon hastaya hizmet
veriyoruz. 2020de ayda 13 milyon olan poliklinik muayene sayısı ekim
ayında 26 milyona ulaştı. Bu veriler ulaşılan muazzam
kapasitenin, sağlık hizmetlerine erişim
kolaylığının göstergeleridir.
Koruyucu sağlık
hizmetleri her zaman önceliğimiz oldu. Koruyucu sağlık hizmetleri
ve aile hekimliği sağlık sisteminin merkezinde yer alıyor.
2023 yılı merkezî yönetim bütçesinde koruyucu sağlık
hizmetlerimize ayrılan kaynağı 84 milyar 39 milyon liraya
çıkardık yani reel olarak 8 kat artırdık. Önemi sorgulanan
koruyucu hekimliğe bütçenin yaklaşık üçte 1i ayrılacak.
Kamuoyunun gündemine
sıkça gelen bir konu da tedavisi çok sınırlı olan nadir
hastalıklarla ilgili yapılanlardır. SMA hastalarından
bahsediyorum. Bu son derece hassas konudan bahsederken emin olun üzerimde büyük
bir ağırlık hissediyorum. Ben çocuk hekimiyim, tedavi
ettiğimiz her evladımızın yüzündeki tebessümün
kıymetini çok iyi bilirim. Ağrısından ağlayan bir
yavruyu gülümsetecek her müdahale bizim için tüm emeğimize bedeldir.
Yaptığımız işin mükâfatını o
yavrularımızın gülümsemesinden alırız. Bu hassasiyetle
ifade ediyorum: SMA hastalığı, maalesef, tedavisi son derece güç
ve meşakkatli bir hastalıktır. Öncelikle, güncel teknoloji bu
hastalığın taşıyıcısı olan anne-baba
adaylarını bebek sahibi olmadan önce tespit edebilmektedir.
Bildiğiniz gibi, Evlilik Öncesi Tarama Programımıza SMA
taramasını dâhil ettik. Evlenmek isteyen çiftlere SMA taraması
yapılıyor ve risk varsa yeni kurulan bu aile bu konuda
uyarılıyor, alternatif yöntemlerle ise sağlıklı bebek
sahibi olmak mümkün olabiliyor. Yenidoğan bebeklerde ise SMA taraması
programa alındı ve uygulanıyor. Her yenidoğana SMA
taraması yapıyoruz. Dünyada hem evlilik öncesi hem yenidoğan
taraması yapan tek ülkeyiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Geçen yılın sonunda başlayan SMA Tarama
Programıyla, evlilik öncesinde 493 bin kişiye
taşıyıcılık testi, bu yılın mayıs
ayında başlayan tarama programıyla da yenidoğan 635 bin
bebeğe SMA taraması yapıldı. Bu taramalar tüm
doğumları kapsıyor. Böylece tespit ettiklerimizin tedavisine erkenden
başlayabiliyoruz. Tedavisine erkenden başlamak çocuğumuzu
kurtarabilir, örnekleri var. Bir bilim kurulumuz var, SMA hastalarını
tedavi eden bilim insanlarından oluşuyor bu kurul. Bize en güçlü
tedaviyi öneriyorlar, biz de onların önerisine göre hareket ediyoruz. Bu
hastalığın tedavisinde etkinliği ispat edilmiş bir
ilacı yıllardır geri ödeme kapsamında tutuyoruz. Her yeni
tanıda ilacın kullanımına hemen başlanıyor, erken
başlamak son derece kritik. Bu ilacın kullanımının zor
olduğu bir grup hastamız için de ağızdan alınarak
uygulanan ikinci bir ilacı daha bilim kurulumuzun önerisiyle tedavi
rehberine aldık, kullanımına en kısa sürede
başlanıyor.
Kamuoyunun gündemine çokça
gelen bir konu da gen tedavisi olarak bilinen yeni bir uygulama. Bu uygulama
konusundaki çekincelerimizi giderecek bilimsel çalışmaları takip
ediyoruz. Bilim kurulunun yeterli kanıt oluştuğunu ifade etmesi
hâlinde bu tedaviyi de programa almaktan çekinmeyiz ancak
yavrularımızın hayatını, ailelerimizin
umutlarını ise kimsenin istismar etmesine izin vermeyiz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Küresel olarak çok
kısıtlı koşullarda, çok az sayıda hastaya uygulanan
yeni tedavilerin uygun olmayan hastalara uygulanmasını içeren
deneysel çalışmalar var. Bunları âdeta bir mucize gibi gösteren
ve her hastayı tedavi edeceği yanılgısına sebep olan
ticari simsarlığa ise asla müsaade etmeyiz. Bu duygu
tüccarlığının net şekilde
karşısındayız. Bilimin uygulanmasını
önerdiği ve kanıta dayalı bir gerekçe oluştuğunda
uygulamaktansa geri duymayız. Lütfen, bu konuyu bilimsel çerçevede ele
alalım ve bırakalım bilim insanları karar versinler.
Konunun mali yönü hiçbir zaman gündemimizde olmadı, olmayacak. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Öte yandan, özel ilgi ve
imkânı şartları gereği hak eden çocuklarımız
için, her ilde çok disiplinli Çocuk ve Genç Ruh Sağlığı
Merkezi açıyoruz.
Nadir Hastalıklar
Sağlık Strateji Belgesi ve Eylem Planını geçtiğimiz
hafta yayınladık. 5 milyondan fazla insanımızın nadir
hastalıklardan etkilendiğini tahmin ediyoruz. Artık bir mücadele
planımız var.
Toplum
sağlığı için önemli yeni projelerimizden biri aile diş
hekimliği uygulamasıdır. Pilot uygulama 3 ilimizde
başlamış durumda, bugünkü bilgiyle projenin hiçbir ülkede
örneği yok, önümüzdeki günlerde ülke genelinde
yaygınlaştırmanın hazırlıklarını
yürütüyoruz.
Değerli milletvekilleri,
çağımızda birçok dramatik toplumsal tehdit edici
sağlık sorununun arka planında yıkıcı
alışkanlıklar var. Bağımlılıkla mücadele
artık tüm toplumların gündemi. Bugüne kadar hizmet veren AMATEM ve
ÇEMATEMlerin yanı sıra yeni kuracağımız
bağımlılıkla mücadele ve rehabilitasyon merkezlerimiz,
kısa adıyla Bahar Projemiz hayata geçiyor, 10 ilde
başlıyoruz. Bir vesileyle bağımlılık pençesine
düşmüş kişileri en modern merkezlerde rehabilite edip toplum
hayatından kopmalarını engelleyeceğiz.
Daha önce Nurettin Topçuya
ait bir tarifi çok kere kullandım. Topçu diyor ki: İnsanlık
merhamet üzerine inşa edilmiştir, merhametin olmadığı
yerde insanlıktan bahsetmek mümkün değildir. Küresel düzenin tamamen
pragmatik ve menfaat odaklı kurgulandığı günümüzde
söylemesi kolay, yaşaması ise son derece zor olan bir konudan
bahsediyorum. Biz, görev alanımıza giren konularda bu zor olanı
yaşatmayı tercih ediyoruz. Şefkat göstermemiz gereken
büyüklerimiz için yeni bir program başlatıyoruz. 85
yaşından büyüklerimizin yani yaş alan
çınarlarımızın her birini bir hekim
arkadaşımıza emanet etmek istiyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yeni düzenlememizle büyüklerimiz
artık sağlık hizmetini alırken tek bir hekim
tarafından yakından takip edilip yönlendirilecekler. Bu hepimizin
üzerinde bir sorumluluktur, hepimiz sağlıkla o günlere
ulaştığımızda böyle bir muameleyi hak ediyoruz, bu
konuda hazırlıklarımızı yaptık, yakında ilan
edeceğiz.
Saygıdeğer
milletvekilleri, alımını ilan ettiğimiz 85 bin
sağlık personelinin 42.500ünün atamasını şimdi
yapıyoruz, diğer yarısını ise hemen peşinden
alacağız. Bu personelin 32 bini polikliniklerimizde hizmet verecek
olan tıbbi sekreterlerden oluşuyor. Bu sayede hekimlerimizin iş
yükünü azaltıp verimliliğini artırmayı hedefliyoruz.
Ayrıca, hekim istihdamında zorlanılan yerler için ihdas edilen
27 bin sözleşmeli hekimle yılbaşından itibaren
sözleşmeler yapılacak.
Saygıdeğer
Başkan, aziz milletimizin temsilcileri; konuşmamın bu
kısmına kadar yer veremediğim veya eksik
bıraktığım bazı konular var, izninizle onlara da
değinmek istiyorum. Piyasada eksikliği hissedilen ilaçlar
olduğunu inkâr etmek gibi bir düşüncem yok ancak gerek ilaç etken
maddelerinin tedarikiyle ilgili küresel arz sorunu gerekse kur farkı
kaynaklı fiyatlama problemi var. Bir başka sorun da kur
güncellemesinin dönemsel olarak yılda bir kez şubat ayında
gerçekleşmesidir. Bu tarih yaklaştıkça üretim ve stok
sorunları baş göstermektedir. Sorunun farkındayız ve
çözümümüz var; müsterih olunuz, hastalarımızı biilaç
bırakmayız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sorunu en kısa sürede çözeceğiz; ilaç soran bulacak, sorun arayan
bulamayacak.
MURAT EMİR (Ankara)
Şubatı mı bekliyorsun Sayın Başkan?
SAĞLIK BAKANI
FAHRETTİN KOCA (Devamla) Yarını kaçırmak istemiyorsak
üretime, teknolojiye, bilgiye değer vermeliyiz. Bakın, bugün
Türkiye'de kullanılan ilaçların kutu bazında yüzde 89u,
değer bazında yaklaşık yüzde 53ü ülkemizde üretiliyor; bu,
regülasyon otoritemiz sayesinde oldu, araştırma fonlayan kuruluşlarımız
sayesinde oldu, kamu alım gücünü doğru şekilde kullanmamız
sayesinde oldu. İhracatın ithalatı karşılama
oranında çok önemli bir seviyeye ulaştık. Yıllar sonra yeniden
aşı üretir hâle geldik. Rahmetli Refik Saydamın ruhunu şad
edecek Hıfzıssıhhayı yeniden inşa ediyoruz.
Bağışıklama Programımızdaki
aşıların yüzde 86sını yeni
Hıfzıssıhhada kendimiz üreteceğiz. Ayrıca,
suçiçeği, hepatit ve kuduz aşılarının teknoloji
transferiyle üretileceği 3 yeni tesis projemiz ise ihale
aşamasındadır. Rahim ağzı kanserine sebep olan HPVnin tespiti ve
bulaşmasının engellenmesi amaçlı aşısıyla
ilgili yol haritamız hazır. HPV taramalarında yerli test kiti
uygulamasına önümüzdeki günlerde geçiyoruz. HPV aşısı
içinse yaş gruplarını dikkate alan bir planın
hazırlığındayız.
Türkiye
Yüzyılının sağlıktaki anıtsal projelerinden biri
olarak Sağlık Vadisi Projesini en azından bir cümleyle
anayım. Sağlık Vadisi, sağlık teknolojilerinde devasa boyutlarda
bir üretim projesidir, seçilmiş insan kaynağı
istihdamını esas almaktadır.
Saygıdeğer
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devleti son yirmi yılında
sağlıkta çok önemli reformlara imza attı, her
vatandaşımızın eşit şekilde sağlık
hizmetine yüksek konforda erişimini sağlamak için büyük
yatırımlar yaptı. Bunun sağladığı refahı
hepimiz yaşadık. 6 tanesi genel bütçe kaynaklarıyla tamamlanan
20 şehir hastanesini hizmete açtık. Altı ay içinde Kocaeli,
İzmir, Gaziantep ve Kütahya Şehir Hastanelerimizi de milletimizin
hizmetine sunacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Antalya, Aydın, Samsun, Ordu, Sakarya, Denizli ve
Şanlıurfa Şehir Hastanelerimizin genel bütçeden yapımı
devam etmektedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yine, genel bütçeden yapılacak olan Trabzon, Diyarbakır, Rize, Mardin
ve Sancaktepe Şehir Hastanelerinin ihale süreçleri devam ediyor. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Şehir hastanelerini
en çok eleştirenlerimiz bile ihtiyaç duyup hizmet aldıklarında
içtenlikle teşekkür ettiler. Ben buradan onları tek tek
saymayayım, kendileri kamuya açık ortamlarda da memnuniyetlerini dile
getirirler.
Sürdürülebilir
sağlık hizmetlerinden bahsettim. Bunun en önemli
adımını sizlerin oylarıyla bu yüce Meclisten çıkan bir
kanunla gerçekleştirdik. Şehir hastanelerinin alacakları
ödemeler için tavan uygulamasını getirdik. Böylece, yatırımını
yapan işletmeciler sağladıkları hizmetlerin bedelini tavan
sınırının üzerinde alamayacaklar; bu sayede kamuya yükü
sınırlandırılmış oldu. Şundan emin olun ki
kamuya yükü sınırlandırılan bu miktar 10 milyar
dolarları geçti. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sınırlı kaynağımızı tavan
sınırıyla yönetilebilir hâle getirdik. Bu konuda verdiğiniz
destek için teşekkür ediyorum.
Ayrıca, yeni
hastanelerimiz açılırken eskiyen hastanelerimizi
kapatacağımıza yönelik haksız ithamları da kabul
etmiyoruz. Etlik Şehir Hastanesini açtık ama mevcut hastanelerimizi
kapatmadık. Fiziksel koşulları çok kötüleşenler var,
bunları ise yeniliyoruz. Her birini kapatmak şöyle dursun, daha
modern şekilde hizmete almak istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bakan, tamamlayın sözlerinizi lütfen.
SAĞLIK BAKANI
FAHRETTİN KOCA (Devamla) Projesi tamamlanmak üzere olan Onkoloji
Hastanesinin yanına 600 yataklı yeni bir hastanenin
yapımına en geç dört ay içinde başlıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Dışkapı Hastanesinin
yıkımı yapılarak en geç dört ay içerisinde buna da 600
yataklı olarak başlıyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Sami Ulus Çocuk Hastanesinin de en geç dört ay içerisinde
yıkımı yapılarak 300 yataklı olarak
başlıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Hani, garanti verildiği için hastaneler kapatılıyordu? Yerine
daha büyük hastaneler yapıyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Biliyorsunuz, bazı özel
hastanelerde hepimizi üzen, vicdanımızı yaralayan kötü muamele
örnekleri oldu, hastanelerin hizmetlerini durdurmak zorunda kaldık
-kelimelerimi seçerek kullanıyorum-
hizmeti durdurmak zorunda kaldık. Zira vatandaşımıza
hizmet veren bir müessesenin hizmetinin kesintiye uğramaması
lazım, bunun en çok zarar göreni yine vatandaşımızdır.
Bu konuda mevzuatımızı sizin de desteklerinizle düzenliyoruz.
Hizmeti kesintiye uğratmadan, işlenen fiille orantılı ve
kamu vicdanını önceleyerek, gerekiyorsa sadece ilgili birimde hizmeti
askıya almak istiyoruz. Bu konuda desteklerinizi beklediğimi ifade
etmek isterim.
Sayın milletvekilleri,
hepimiz adına bir kez daha göstermem gereken bir minnettarlık var.
Covid maskelerini çıkardıklarında yüzlerinde izler görülen hekim
ve hemşirelerimizi, sağlık çalışanlarımızı
hatırlayalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bize işlerin yolunda gideceği günleri onlar hazırladı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bakan, son kez açıyorum, tamamlayın.
SAĞLIK BAKANI
FAHRETTİN KOCA (Devamla) Bu Meclis onları hak ettikleri
şekilde içtenlikle alkışladı. O alkış,
alkışların en tarafsızıydı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Huzurlarınızda
gayret, sebat ve fedakârlıklarıyla zor günleri birlikte
atlatmayı başardığımız tüm sağlık
ailemize ve mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Bugün bütçeleri görüşülen
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımıza ve İçişleri
Bakanımıza milletimize verdikleri hizmetler için
huzurlarınızda şükranlarımı ifade ediyorum.
2023 yılı
bütçesinin cumhuriyetimizin 100üncü yılının görkemine
yaraşır sonuçlar doğuracağına inancım tam. Türkiye
Yüzyılının ilk bütçesi hayırlı olsun.
Yüce Meclisimize
saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Yürütme
adına son söz içişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'nundur.
Sayın Soylu, buyurun
Sayın Bakanım. (AK PARTİ ve MHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, çok kıymetli
milletvekilleri; 27nci Dönemin içinde olduğumuz bu Gazi Mecliste 2023
yılı bütçe teklifi münasebetiyle huzurlarınızda bulunuyor,
Gazi Meclisi ve hizmetkârı olduğumuz aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
Sözlerime başlarken
bundan tam altı yıl önce, 10 Aralıkta, Beşiktaş'ta,
statta, PKK'nın bombalı katliamında şehit düşen 39
polisimize, 7 sivil vatandaşımıza, evladımıza;
İstiklal katliamında 15 yaşındaki Yağmurumuza, 9
yaşındaki Ecrinimize, şehit olan İstiklaldeki tüm
kardeşlerimize; Karkamış saldırısında şehit
düşen 5 yaşındaki Hasanımıza, 22 yaşındaki
Ayşenur Öğretmenimize; Mersin saldırısında şehit
düşen kahraman polisimiz Sedat Gezer'e; Pençe-Kilit Harekâtı'nda son
şehidimiz Binbaşı Mehmet Duman kardeşimiz başta olmak
üzere tüm şehitlerimize; öğretmen, öğrenci, çocuk, savcı,
hâkim, doktor, hemşire, işçi, memur, mühendis, asker, polis, jandarma,
korucu, özel güvenlik, infaz koruma memuru ve yıllardır terör
eylemlerinde ve afetlerde kaybettiğimiz tüm kardeşlerimize, tüm
şehitlerimize Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyor, gazilerimize
şükranlarımı arz ediyorum.
Sayın Başkan ve çok
kıymetli milletvekilleri; 27nci Dönemin içinde olduğumuz bu Gazi
Meclis kurulduğu günden itibaren çok çetin ve onurlu bir mücadele
vermiştir, krizler ve savaşlar yönetmiştir; bu kürsüler, bu
sıralar, bu Divanlar, çok büyük liderler, çok dirayetli insanlar
görmüştür. Bu Gazi Meclisin 1inci Dönem milletvekilleri dünyaya
karşı Kurtuluş Savaşı'nı kazandılar; ne
hazindir ki o zamanın hâkim güçlerine, emperyalistlere, dünyaya
karşı, evet, o mücadeleyi yine onlara karşı verdiler. Ne
hazindir ki o zamanın hâkim güçleri bugün, dünyayı yine
çatışma ve krizlere sürüklemektedir. Suriye ve Irak'ın kuzeyini
önce DEAŞ, sonra da PKK/PYD terör örgütleri işgal etti. Güya
barış götürdükleri Afganistan kaos ve uyuşturucu tarlasına
döndü. Geçen yıl bu kürsüde söylediğimde itiraz edilen Ukrayna-Rusya
savaşı tam on aydır devam ediyor. Burada söyleneni çok iyi
hatırlıyorum; bu konuyu değerlendirdiğimizde Bırak, o
işleri geç. diyenlere karşı, on aydır hepimizin bitmesi
için çaba sarf ettiği, gayret sarf ettiği bu savaş devam ediyor.
Altı yıldır her bütçe görüşmesinde örneğini
verdiğimiz, dünyada zorla yerinden göç ettirilen insanlar Ukrayna ve Rusya
savaşı sonrası 10 milyon daha arttı, 100 milyonu geçti.
Bize, yıllarca büyük bir illüzyonla demokrasinin beşiği olarak
yutturdukları İngiltere üç ayda bir başbakan
değiştiriyor; talimatla değiştiriyor, demokrasiyle
değil, demokrasinin işleyen kanallarıyla değil. Orta
Doğu ve Afrika'da yıllardır darbe yaptıran Amerika, geçen
yılın başında gördük ki Senatosunda bir işgalle
karşı karşıya kaldı. Avrupa'da sadece Belçika'da
Antwerp Limanı'nda geçen yıl 70 ton kokain yakalandı.
Uyuşturucu bağımlılarına devletler bedava
şırınga veriyorlar, narkoshoplar açıyorlar, Avrupa
uyuşturucu karşısında iflas etti. Amerikada,
Philadelphianın bir bölgesinde tamamen uyuşturucuya ait bir bölgeyi
istediğiniz gibi içer, istediğiniz gibi üretir, istediğiniz gibi
yaşarsınız diye onlara bıraktılar. New York'ta göçmen
sayısı 61 bin oldu diye olağanüstü hâl ilan ettiler. Yunanistan
yüz yıl önce yaptığı gibi sırtını
ağabeylerine dayayarak dokuz aylık Asım bebek ile 4
yaşındaki Abdulvahapı ve onlara benzeyen masumları Ege
Denizi'nde ölüme ittiler ve yine, yüz yıl önceki diğer
müttefikleriyle de el birliğiyle yaptıkları gibi Akdeniz'i bir
göçmen mezarlığına çevirdiler. Ezcümle, medeniyet aynen Akif'in
söylediği gibi, tek dişi kalmış canavar. Yüz yıl önce
neyse bugün de aynıdır. Değişen sadece şudur:
Ürettikleri sorunlarla artık kendileri de yüzleşiyorlar. Bizde ise
Allah'a şükür bugün daha güçlüyüz, Allah'a şükür bugün daha eminiz,
Allah'a şükür bugün daha güçlü bir geleceğe doğru hep beraber
yürüyoruz.
Sayın Başkan,
kıymetli milletvekilleri; Gazi Meclisimiz 2nci Döneminde cumhuriyetimizi
kurmuş, Allah onlardan razı olsun. Savaş sonrası yokluk
içindeki bu ülkeyi 5inci Dönemin sonuna kadar tekrar ayağa
kaldırmıştır. Gazi Mustafa Kemal'den sonra 6ncı
Dönemden 8inci Döneme kadar tek partinin kahrını bu millet
çekmiştir. 9, 10 ve 11inci Dönemler ise demokrasinin bu kürsülerdeki
baharıydı. Ne yazık ki o bahar, bir darbeyle, darbe mahkemeleriyle,
bir Başbakanın idamıyla ve Bakanların idamıyla
kışa dönmüştür. Sonrasında üzerlerindeki her türlü
vesayete, baskı ve tehditlere, darbelere ve muhtıralara rağmen
bu çatının altındaki insanlar 12nci Dönemden 22nci Döneme
kadar büyük bir demokrasi ve millî irade mücadelesi verdiler. 27 Mayıs
1960dan 3 Kasım 2002ye kadar bu ülke içeride istemezükçülerle,
dışarıda ise yaptırmayızcılarla mücadele etti.
Anayasamızı yaptırmadılar, otomobilimizi
yaptırmadılar, mühimmat fabrikalarımızı soba fabrikalarımıza
döndürdüler; Nuri Demirağları, Şakir Zümreleri engelleyip
sanayimizi baltaladılar. Vesayetin atadığı
Cumhurbaşkanlarıyla uğraştığımız
yetmedi, koalisyonlarla, darbe anayasalarıyla
uğraştığımız yetmedi, darbelere zemin olsun diye
tertipledikleri Çorum, Kahramanmaraş olayları gibi birçok
provokasyonla milleti birbirine düşürdüler.
Başımıza bir
de terör belasını sardılar. Kimi büyüklerimiz bu meseleyle
samimiyetle mücadele ettiler, kimi de güvenlik makalesi okumaktan fırsat
bulup da Sivasın ötesine geçemediler; bir tek karakol ziyareti
yapamadılar; Katoyu, Gabarı, Pülümürü göremediler. Oysa bugün
Türkiye, onların göremediği yaylalarda, onların göremediği
Cudide, onların göremediği Hakkâride festivaller yapıyor. Dün
terör olan dağlarda, yaylalarda bugün roket sesi yerine, Allaha hamdolsun
raket sesi hep beraber çınlıyor. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar) O dağların
sevdalısı Aydoğan Aydın Paşadan öğrendikleriyle,
bu dünyadan sadece anne sütü nasiplenmiş Bedirhan bebekten
öğrendikleriyle, terör destekçisi ülkeye alenen kafa tuttuğu için
şehit edilen Eşref Bitlis Paşadan öğrendikleriyle, Osman
Erbaş Paşadan, Gaffar Okkandan, Eren Bülbülden, Fethi Sekinden,
Yarbay Songülden, Astsubay Esma Çevikten, Elâzığ Kovancılarda
katledilen 9 mühendisten, 6 çocuk babası Korucu Yakup Aktürkten, Korucu
Mehmet Paksoydan, Aydın Ahiden, Necmettin Öğretmenden ve Aybüke
Öğretmenden öğrendikleriyle, tiyatro dediğiniz 15 Temmuz için
Delil arıyorlarsa işte ben buradayım. diyen Gazi Turgut
Aslandan, Ömer Halisdemirden, Muhammet Fatih Safitürkten
öğrendikleriyle, dünyaya one minute diyen Recep Tayyip Erdoğandan
öğrendikleriyle Türkiye makale değil terörle mücadelenin ve
kazanmanın destanını yazmıştır. (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar) Bu destanı
şehitlerimizle, bu destanı gazilerimizle, Vatan sağ olsun.
diyen ana, babalarıyla, cesur ve kahraman duran eşleriyle, yetim
kalan evlatlarıyla ve demokrasiyle, hukukla ve millî iradeyle
yazmaktadır. Bu destanı Yaptırmayız. diyenleri,
Yapamazsınız. diyenleri elinin tersiyle iten savunma sanayisinin
kahramanlarıyla beraber yazmaktadır. Bu destanı geri getirmeye
çalıştığınız eski vesayet sistemiyle değil
hâkimiyetin tam da millette olduğu Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sistemiyle ve onun mimarı AK PARTİ Genel Başkanı
Recep Tayyip Erdoğanla, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğanla, AK PARTİyle, Milliyetçi Hareket Partisiyle, Türkmen Beyi
Doktor Devlet Bahçeliyle, Mustafa Desticiyle ve Cumhur İttifakıyla
beraber yazmaktadır. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar) Biz terörle mücadele kitabını yeniden
yazmayıp da ABDden yazılan makalelerden öğrenseydik yılda
5.558 kişinin katılım yaptığı PKKnın bugün
sınırlarımız içerisindeki terörist sayısını
hem de tarihin en büyük dış desteğini aldığı bir
dönemde 120ye; katılım sayısını da geçen yıl
71e, bu yıl 52ye düşüremezdik. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar) Doğrudur, biz hepsinin
ayakkabı numaralarını biliyoruz. Doğrudur, hepsinin
isimlerini, hepsinin fotoğraflarını biliyoruz ama sadece biz
bilmiyoruz, Amerika da biliyor, Avrupa da biliyor, PKK terör örgütü de biliyor,
herkes biliyor. (AK PARTİ ve MHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Ve bu Gazi Meclisin çatısı altında
PKKnın avukatlığını yapan HDP de biliyor.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Kendine bak, kendine!
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Kendine bak!
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Kendine
bak, kendine ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Eğer biz terörle mücadeleyi
Batılıların aklına ve buradaki avukatların aklına
göre yapsaydık bugün Cizrede, bugün Cudide festivaller
yapılmazdı. (HDP sıralarından gürültüler) Kapalı
yaylalar, köyler, Ağrıda kodlama sınıfları
açılmazdı.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Uyuşturucu baronu! Uyuşturucu baronu!
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Buraya bak, buraya! Bu fotoğraflara
bak!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) 2016dan 2020ye kadar kimsenin tıp
fakültesi kazanamadığı Hakkâride 2020de 4, 2021de 19, 2022de
26 evladımız tıp fakültesi kazanamazdı. (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler)
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Sen busun işte, busun! Suç işleri
bakanı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Biz terörle mücadeleyi PKKya para, silah ve
sığınma verenlerin yazdığı makaleden okumadan
yaptık, doğrudur; FETÖcülerin yazdığı makaleleri de
okumadan yaptık, o da doğrudur.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Suç işleri bakanı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Eğer öyle yapsaydık bugün Doğu
Ekspresinde boş yer bulurdunuz, Doğu ve Güneydoğu otellerinde
boş yer bulurdunuz, Hakkâri kayak tesislerinde boş yer bulurdunuz ama
HDP'nin Kandile çektiği belediyelerdeki servislerde yer
bulamazdınız. (AK PARTİ ve MHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar; HDP sıralarından gürültüler) Çok
şükür; şimdi, ne belediye aracıyla Kandile servis çekenler var
ne terörist cenazesine ne de terör eylemine tahsis edilmiş araçlar var.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Yalancı Süleyman!
(HDP milletvekillerinin
ayağa kalkarak Yalancı Süleyman! şeklinde slogan atması,
fotoğraf göstermesi)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Biz sizin ağababalarınıza
boyun eğmedik, size hiç boyun eğmeyiz, size hiç boyun eğmeyiz!
(AK PARTİ ve MHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; HDP sıralarından gürültüler)
HDP'li belediyeler
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Hadi oradan! Hadi oradan!
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Sen bu
fotoğrafları söyle!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Ağırınıza gidiyor. Çok
şükür, ne terörist cenazesine ne de terör eylemine tahsis edilmiş
araç var ne HDP'li belediyelerde eş başkan sıfatıyla
tayin edilmiş teröristler var ne belediye başkanını PKK
adına bodrumlarda sorgulayıp PKK adına tokatlayanlar var ne
HDPli belediyelerden kandırılıp dağa götürülen gençler var
ne HDPli belediyeden teröre akan paralar, teröre akan lojistik var ne
kapalı yollar var ne kapalı kepenkler var ne haraç alınan esnaf
var ne yakılan kütüphaneler ne yakılan camiler ne suyu akmayan
ilçeler ne çöpü toplanmayan şehirler var. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ya, sen
bu fotoğrafları söyle, geç onları yalancı!
(HDP sıralarından
Yalancı Süleyman! şeklinde slogan atmalar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Onun yerine Güneydoğuda huzur var,
Güneydoğuda asayiş var, Güneydoğuda kardeşlik var,
altyapı var, hizmet var; otoyollar, dolu oteller, yer bulunamayan organize
sanayi siteleri var; iş var, aş var, gelecek var.
(HDP sıralarından
Yalancı Süleyman! şeklinde slogan atmalar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Grup Başkan Vekiliniz cevap verir, sakin
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Ama bir kardeşiniz olarak söylüyorum, en
önemlisi, Allaha hamdolsun, umut var umut, umut var! (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
(HDP sıralarından
Yalancı Süleyman! şeklinde slogan atmalar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Grup Başkan Vekiline söz vereceğim, sessiz
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Dört yıldır evlatlarını
kaçırdıkları yerden, HDPden geri isteyen Diyarbakır
Anneleri var. Cenab-ı Allaha şükürler olsun, çünkü Doğu ve
Güneydoğuda elbette ki artık huzur var.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Veda
bütçen bu, veda bütçen! Veda bütçen, mafya iltisaklı Bakan, veda bütçen
bu!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Burada Gazi Meclisin huzurunda söylüyorum,
sizlerin huzurunda söylüyorum: Her türlü terörle mücadeleyi yapıyoruz,
içeride nefes aldırmıyoruz, dışarıda evet, Pençe-Kilitle,
bütün harekâtlarımızla beraber terör örgütünün olduğu her yerde
varız. İnlerine gireceğiz. diye söz vermiştik, inlerine
girdik, girmeye devam ediyoruz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Ve burada tarihî Meclisin, tam 27 dönem
hizmet etmiş bu Meclisin huzurunda bu ülkenin bir evladı olarak
söylüyorum: Yıllarca bize çok çektirdiler, çok bedeller ödettiler,
çocuklarımızın ümitlerini aldılar, 29 Ekim 2023
cumhuriyetin 100üncü yılında bu ülkenin sınırlarında,
dağlarda bir tek terörist kalmayacak, bir tek terörist kalmayacak. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Uyuşturucudan bahset, hayatını kararttığın
gençlerden bahset!
(HDP sıralarından
Yalancı Süleyman! şeklinde slogan atmalar, sıra
kapaklarına vurmalar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) 21inci yüzyılın hem dünyayı
hem de Türkiyeyi tehdit eden sorunu sadece terör değildir. Birileri
uyuşturucu meselesini ancak seçime bir yıl kala notlarının
arasına almıştır.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Tiyatrocu Süleyman! Tiyatrocu Süleyman!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Ama İçişleri
Bakanlığı olarak Sayın Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğanın riyasetinde 15 Temmuzdan sonra, özellikle
FETÖcüler teşkilatımızdan temizlendikten
(HDP sıralarından
Narko Süleyman! şeklinde slogan atmalar, gürültüler)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Tamtam dansı çalsanız da ben
millete sizin o gerçek yüzünüzü her zaman anlatacağım. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; MHP sıralarından
alkışlar) Milletin nefret ettiği yüzü anlatacağım.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Yalancı Süleyman! Yalancı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Tamtam dansı kim çalar bilirsiniz
değil mi? (HDP sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
HACI ÖZKAN (Mersin)
Biliriz, bilir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Torbacı, torbacı; Bakan değilsin, torbacısın sen!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Grup Başkan Vekillerinize söz vereceğim.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Uyuşturucuyla mücadele konusunda büyük
bir gayretin ve ciddi bir stratejinin içerisindeyiz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Bakan
değilsin sen! Bakan değilsin!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Uyuşturucu konusunda
başarılı mıyız değil miyiz? Bunun anlamı ve
formülü karışık değildir; devletin resmî verilerine
bakılır, sayılara bakılır, uluslararası raporlara
bakılır, planlı operasyonlarınıza arz ve talebi
baskılamak için ne yaptığınıza bakılır.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Çaldıkların bunlar, çaldıkların. Tespihler nerede,
tespihler nerede? Çaldıkların, çaldıkların nerede ya?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Bu ülke Jandarmasıyla, askeriyle,
polisiyle, Sahil Güvenliğiyle, Gümrük Muhafaza teşkilatıyla,
hâkimiyle, savcısıyla sahaya bastı ve tarihinin en yüksek
yakalamalarını gerçekleştirdi.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Çaldıkların nerede ya, sen onu söyle?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Sahil Güvenlik, Emniyet, Jandarma iş
birliğiyle birlikte uluslararası sularda çok büyük operasyonlar
yaptı.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Sen
önce kendine yap operasyonu, kendine yap operasyonu. Uyuşturucu taciri
sensin ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Okulların çevresinde torbacı falan
kalmadı.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Uyuşturucu taciri sensin ya! Mafya iltisaklı Bakan! Mafya
iltisaklı Bakan!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Ben Türkiye'nin hangi hâlden geldiğini
biliyorum, sahanın her yerinde yaptığımız bu
baskı, bu suçtan tutuklu olanların sayısını
-altını çizerek söylüyorum- 3,5 kat artırdı.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Mafya
iltisaklı Bakan! Mafya iltisaklı Bakan!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Türkiyede uyuşturucu suçlarından
hapishanelerdeki tutuklu sayısı 15 Temmuzda 36 bindi.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Çaldığın tespihler nerede ya! Çaldığın tespihler
nerede!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Oysa, bugün 120 bin sayısını
aştı.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Uyuşturucuyla kirli
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Biz bir mücadeleyi ortaya koyuyoruz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Kayyumlarla çaldığın tespihler nerede ya! Mustafa Yaman nerede!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Burada, ayaklarını kırın
dediğimde, şu sıraların her birinin bana itiraz ettiği
sözde, esas itibarıyla kararlılığımızı
ortaya koyduk.
AYŞE SÜRÜCÜ
(Şanlıurfa) Uyuşturucu baronlarıyla çıkan
fotoğraflarını açıkla! Uyuşturucu baronlarını
açıkla!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Ve Türkiyeyi teslim almaya, Avrupa gibi
teslim almaya çalışanlara, uyuşturuculara müsaade etmedik. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler)
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Ayak kırmak faşistlerin işi! Ayak
kırmak faşistlerin
ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli)
Arkadaşların bunlar, arkadaşların!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Bu yılki sayı; 15 Temmuzda 81 bin
uyuşturucu operasyonu vardı.
ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli)
Arkadaşlarını açıkla, arkadaşlarını!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) 3 katı aştık, bugün 223 bin
operasyon yapıyoruz, yıl daha, hâlâ bitmedi.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Bak,
bak! Bakan çaldıkların var burada, çaldıkların var!
Kayyumlarının çaldığı var burada ya! Çaldırdıkları
burada ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Tüm bu saha baskısının sonunda
madde bağlantılı ölümler yüzde 71 azaldı. 2017de
uyuşturucudan hayatını kaybedenlerin sayısı 941di -bu
Adli Tıp rakamlarıdır- 2021de bu rakam 941den 270e
düştü.
AYŞE SÜRÜCÜ
(Şanlıurfa) Uyuşturucu baronlarıyla çıkan
fotoğraflarını açıkla!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Ya, uyuşturucu çok bizde
kardeşim; 10 yaşına düşmüş, 10 yaşına
düşmüş!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) 2022de madde bağlantılı
ölümlerde düşüş hâlâ devam ediyor. Başarıyı görmek
için elbette ki kıyaslama yapmak lazım. (HDP sıralarından
gürültüler) Uyuşturucu bağlantılı ölüm sayısı
Norveçte 85, İrlandada 73, Almanyada 29, Belçikada 19, Yunanistanda
38, Amerika Birleşik Devletlerinde ise 324.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Türkiye kaç?
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Türkiye
kaç, Türkiye! Sen onu söyle ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Türkiyede ise 5.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Ya, kim inanır sana, kim inanır
sana!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Bu kıyaslamayı yapmak lazım.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler) Yine aynı rapora göre, dünyada yakalanan
eroinin yüzde 12si Türkiyede yakalanmaktadır. İçişleri
Bakanlığımızın veri merkezi sonuçlarına göre,
uyuşturucu imal ve ticaret suçuna ilk kez bulaşanların
sayısındaki artış 2018de durdu, 2019da 19 binden bu
yıl 14 bine düştü.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Mafya
iltisaklı Bakan!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Orada da mücadelemizde
başarılı bir şekilde gidiyoruz.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Çocukları sen zehirliyorsun! Çocukları sen
zehirliyorsun!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Saha baskımız sayesinde Afganistan
ve İrandan gelen eroin, Suriyeden gelen Captagon, Çinden gelen Ecstasy
rotası değişmek zorunda kaldı.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Hepsi Mersin Limanında. Mersin Limanına geliyor,
Mersin Limanından gönderiyorsun.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Torbacı
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Uyuşturucu
bugün, Avrupada bir kültür, neredeyse serbest hâle gelmişken,
dünyanın alkışladığı bu mücadeleye iftira
atanlar, acaba bilirler mi ki bugün, 62 ilimizdeki kanalizasyonlardan,
atık sulardan ilk kez Türkiyede analiz yaparak o illerin risklerini takip
ediyoruz.
AYŞE SÜRÜCÜ
(Şanlıurfa) Mersin Limanındaki uyuşturucuyu açıkla.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Anne-babaların uyuşturucu
hassasiyetini malzemesi yapanlara söylüyorum.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sayende Türkiye gri listeye girdi.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Acaba bizim
yıktığımız metruk bina sayısını
bilirler mi?
AYŞE SÜRÜCÜ
(Şanlıurfa) Bakanlığınız döneminde ülkemiz gri
listeye, uyuşturucuya bulaştı, uyuşturucu her yere
yayıldı, sizin Bakanlığınız döneminde.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Bunu niye yapıyoruz biliyorlar mı?
Çünkü uyuşturucu kullanım yerleri arasında kendi evi yüzde
47yle 1inci sıradayken metruk binalar yüzde 24,6yla 2nci sırada.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Sedat Pekerle çevirdiğin işleri
anlat!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Peki, bunu neden, nereden tespit ettik?
Uyuşturucuda yakaladığımız her kişiyle evet,
sorgulama yapıyoruz. Nerede kullandın? Kim alıştırdı?
Hangi yaşta başladın? Öyle birilerinin üfürmesiyle beraber
değil, tam anlamıyla bu devletin bütün ciddiyetiyle beraber bu
meselenin üzerine gidiyoruz.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Ya, Sedat Pekerle niye ilişkiniz
bozuldu, Sedat Pekerle? Neyi paylaşamadınız Sedat Pekerle?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Neticede 120 bin metruk bina tespit ettik, 88
binini yıktık, 18 binini de rehabilite ettik; kalanının da
işlemlerine devam ediyoruz. 22 ilde 26 Kökünü Kurutma Operasyonları
yaptık, hâlâ devam ediyoruz.
(HDP sıralarından
Yalancı Süleyman! şeklinde slogan atmalar, sıra
kapaklarına vurmalar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) 81 ilde Narkotimleri 15 Temmuz 2016dan sonra
20 sayısından 81 sayısına çıkardık. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, uyuşturucu
yakalamalarının eskiden yüzde 76sı batı şehirlerinde
yapılırdı şimdi ise bunların 76sını
sınır illerimizde yapıyoruz.
(HDP sıralarından
Yalancı Süleyman! şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra
kapaklarına vurmalar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Narko Tır Projesiyle
çocuklarımızı ve gençlerimizi, En İyi Narkotik Polisi Anne
Projelerimizle anneleri bilgilendiriyoruz. Şu ana kadar 1,2 milyon anneye
ulaşmış durumdayız. Dünyanın yeni yeni farkına
varmaya başladığı metamfetaminle ilgili ilk defa biz iki
buçuk yıl önce alarm zillerini çaldırdık ve bütün Türkiyeyi
ayağa kaldırdık.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Ya, he he(!)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Genelgelerimizle
valilerimizi, kaymakamlarımızı, Emniyetimizi, sağlık
birimlerimizi, herkesi ayağa kaldırdık. Bana rapor
gösteriyorlar, o raporları biz 2006 yılından beri sürekli
yapıyoruz ve sürekli ortaya koyuyoruz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Beraber
çaldığınız Vali bu ya! Beraber
çaldığınız Vali ya! Bu, beraber
çaldığınız Vali, Vali!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) O raporlarda nasıl mücadele
edileceğini, hangi kararların alınacağını,
süreçlerin ne olacağını ortaya koymaya
çalışıyoruz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Bu,
beraber çaldığınız Vali ya! Yanında da AKPli vekil.
Bu, beraber çaldığınız Vali, Vali!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) İki buçuk yıldır bütün
sistemimizi harekete geçirdiğimizi söyledik. Bu işler ciddi
işlerdir, bu işler öyle mutfaktan video çekmeyle yapılacak
işler falan değildir. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan,
kıymetli milletvekilleri; 27nci Dönemini
yaşadığımız bu Gazi Meclis şunu bilsin
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Sen kimsin! Hamaset yapma!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla)
uyuşturucuyla mücadeleye biz sonuna
kadar devam edeceğiz ama buradaki arkadaşlarımın bir soruyu
sormasını isterdim. Uyuşturucuyla mücadeleyle ilgili raporlarda
her şey var da acaba PKKdan yakaladığımız
uyuşturucular yok mu? Avrupa uyuşturucu raporunda Avrupadaki
uyuşturucunun PKKdan satıldığı yok mu? (Gürültüler)
AYŞE SÜRÜCÜ
(Şanlıurfa) Sen önce uyuşturucu baronlarıyla çekilen o
fotoğrafları bize açıkla ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Yılda en az 2 milyar dolar para
kazandıkları yok mu?
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Kaç kişi yakaladın, kaç kişi?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Yılda benim jandarmam, polisim, benim
oradaki korucum, güvenlik görevlim tam 110 milyon kenevir yakalıyor.
PKKnın finansmanının kökünü kurutuyor. O yok mu? Niye işinize
gelmiyor?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
İsteyen biziz, isteyen, merak etme.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Niye bu mücadeleyi ortaya koymuyorsunuz?
Hiçbirini söylemiyorsunuz.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Baronlarla konuşma! Baroncubaşı!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Senden fazla istiyoruz bunu yapan adamları!
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Söyle,
söyle! Valiyle çaldığın paraları söyle sen ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Ve şunu bilmenizi istiyoruz:
Uyuşturucuda nasıl bonzainin rotasını
değiştirmişsek, nasıl eroinin rotasını
değiştirmişsek, nasıl Captagonun rotasını
değiştirmişsek burada, milletimize namus sözüdür
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Onun için mi baronlar Türkiyede!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla)
Avrupa teslim olsa da dünya teslim olsa da
bacaklarını kıra kıra devam edeceğiz, devam
edeceğiz, devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar; MHP sıralarından
alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Onun için baronlar Türkiyede değil mi? Hep seninle beraberler.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; 27nci Dönemi yaşadığımız bu Gazi
Meclis 22nci Dönemden itibaren bu ülkeye yeni bir heyecan, büyük bir
değişim ve tam anlamıyla yerli ve millî bir kalkınma
hamlesi yaşatmıştır. Faili meçhuller dönemi diye
anılan bir dönemi yaşamış bu ülkeyi 2021 yılında
bir tek faili meçhul olay ve cinayet bırakmadan
tamamlamıştır.
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Baronların başı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Genç kızlarımızın
başörtüsü yüzünden coplandığı bu ülkede CHPye istismar
edeceği bir başörtüsü sorunu bırakmamıştır. IMF
yükünden ve faiz sopasından yılmış bir Türkiyeyi
devralmış ve bugün insansız hava aracı, helikopter,
otomobil üreten
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Başbaron!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Bir müjde daha vereyim: Jandarma ilk yerli
Sikorsky helikopterini inşallah bir hafta içerisinde teslim alıyor.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Ardından
da ilk genel maksatlı helikopteri, GÖKBEYimizi inşallah yıl
bitmeden veya yılın hemen akabinde teslim alacak.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Onu sen
yapamayacaksın, merak etme; gidiyorsun, gidiyorsun. Veda bütçen bu!
(HDP sıralarından
Yalancı Süleyman! şeklinde slogan atmalar, gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Salgından göçe kadar, şehir
hastanelerine kadar hiçbir tehditte aciz kalmamış, hiçbir afette
vatandaşına Nerede bu devlet? dedirtmemiştir.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Onu Sağlık Bakanı söyledi,
sen İçişleri Bakanlığını anlat. Biz onu dinledik zaten,
Sayın Bakan anlattı.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Ancak bu 27nci Döneme gelene kadar hiçbir
dönemde, bu Meclisin çatısı altında
Sınırımızda YPG olabilir. diyerek teröristlere
teşrifatçılık yapan bir milletvekili olmamıştır.
Cumhuriyetin kurulduğu, Hatayın Türkiyeye
katıldığı anlayıştan gelip Misakımillî
sınırları içerisinde kalan yerleri PKKya teklif ederek sonra da
utanmadan Sınır namustur. diyen bir acizliğe bu çatı
altında hiçbir dönem düşülmemiştir. Bir ana muhalefet partisi
hiçbir dönemde devletin itibarına bu dönemki kadar
saldırmamıştır. CHP, tarihinde ilk kez mahkeme basıp,
kamu kurumlarını basıp devletin itibarına savaş
açmıştır. Kırk yıldır terörle mücadele ediyoruz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Devleti
sen itibarsızlaştırdın, sen!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Askerimiz, polisimiz, jandarmamız,
korucumuz kırk yıldır bu mücadelede hiçbir zaman
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Devleti
sen itibarsızlaştırdın yalancı Bakan, devleti sen
itibarsızlaştırdın!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Evet, ilk kez Cumhuriyet Halk Partisini bu
millet PKKnın, PYDnin safında ve yanında görmüştür. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar, CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Hadi oradan, hadi oradan!
ULAŞ KARASU (Sivas)
Hadi oradan, hadi oradan!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Kimyasal silah iftirası atanlara destek
olurken görmüştür.
ULAŞ KARASU (Sivas)
Zavallısın, zavallısın!
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Ahlaksızsın sen!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Mersin ve İstiklal Caddesinde
olduğu gibi PKKyı aklamak için çırpınırken
görmüştür. Defalarca darbelere, muhtıralara maruz kalmış bu
Gazi Mecliste zaman zaman gönlü darbecilere yakın elbet kişiler
olmuştur. Ancak 15 Temmuza gelene kadar hiçbir dönemde, hiçbir Ana
Muhalefet Partisi Genel Başkanı darbe konseyine isim
babalığı yapmamıştır.
ULAŞ KARASU (Sivas)
Zavallı Süleyman!
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Ucuzsun, ucuz!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Hiç kusura bakmayın, bizim ne
alnımızda ayıp var, ne de koltuğumuzun altında haç
var, haç. Haç var koltuğunuzun altında. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Ucuzsun, utanmazsın, alçaksın!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Cevap ver, cevap. Öyle ortaya laf atmak olmaz, cevap ver bakalım.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Biz bu halkı sevdik ve biz bu ülkeyi
sevdik. İşte bağışlanmaz korkunç suçumuz budur.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Cevap ver, cevap; bütün Türkiye bunu bekliyor.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Namuslu bir hikâyen varsa seni hiç kimse
satın alamaz. Eğer namuslu hikâyen yoksa bir hamburgere
satılırsın, bir hamburgere. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ULAŞ KARASU (Sivas)
Sen buraya bak, buraya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Elbette bu Meclise Gazi
Meclis demeye dilleri varmaz, gazilik ve şehitlik gönüllerine yatmaz.
(HDP sıralarından
Yalancı Süleyman. şeklinde slogan atmalar, sıra
kapaklarına sürekli vurmalar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) 27 dönemin hiçbirinde -biraz önce
detaylarını anlattım- uyuşturucu mücadelesiyle ilgili
devletin polisine, jandarmasına, askerine, sahil güvenliğine,
bizatihi devlete uyuşturucu kaçakçılığı iftirası
atıp, bunu ispatlamayıp, özür de dilemeyip müfteri olmaktan yüzü
kızarmayan bir Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı bu
koltuklarda oturmamıştır. (CHP ve HDP sıralarından
gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Bak, bak; buraya bakıyor musun?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Konuşma!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Esas sensin, sen! Yüzü kızarması gereken, utanması gereken
sensin sen! Sen yüzsüzsün yüzsüz!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Zavallı, zavallı adam!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Kayıtlara girsin diye söylüyorum, ispat
da özür de göremedik.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Sen kumpasçısın, kumpas kuransın sen belediyelere! Biraz namus
varsa bunu açıklarsın, açıklar!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Tepki verdik, ağır konuştuk
doğrudur çünkü meselemiz ağırdır, meselemiz devletin
itibarı meselesidir, siyasetin namusu meselesidir, meselemiz
torbacıyla çatışmaya giren, şehit olan Abdulkadir Güngörün
3 yaşında yetim kalmış kızı Almiranın
meselesidir. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Türkiye Cumhuriyetine eğer nokta kadar saygın varsa bunu
açıklarsın, açıklar! Böyle ortaya atıp bırakıp
gitmek olmaz, açıklayacaksın!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Zavallı adam, zavallı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Kusura bakmayın Uyuşturucu
parasıyla, kara parayla cari açıklarını kapatıyorlar.
iftirasını size attırmayız.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Açıklayacaksın bunu!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bedenimiz önünüzde kanla beraber bulansa da
bu devlete bu iftirayı attırmayacağız,
attırmayacağız. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar; MHP sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Biz senin gibilerini çok gördük, çok!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Siz bütün iftiralarınızla bizden
uyuşturucu mücadelemizin intikamını alıyorsunuz, siz bizden
PKKyla yaptığımız mücadelenin intikamını
alıyorsunuz. (CHP sıralarından Mafyanın
uşağı! sesleri)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Uyuşturucu baronlarının arkadaşı! Sen
söylediğinin arkasında durmayansın, sen!
BAŞKAN Sayın
Bakan, tamamlayın sözlerinizi.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Siz bizden para dilendiğiniz ve kahraman
ordumuza Sınırın ötesine geçme. diyen, 15 Temmuzu tam da
Kılıçdaroğlu gibi canlı yayında izleyip haber bekleyen
o küresel güçlere diz çökmeyişimizin intikamını
alıyorsunuz. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Biraz utan, utan!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) -
Doğru konuş!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Terör devleti
kurdurmayışımızın, sarı torbaların bizden
intikamını alıyorsunuz. (CHP ve HDP sıralarından
gürültüler) HDPyle PKKyla tarihin en kirli iş birliği
içerisindesiniz. (CHP sıralarından Yuh! sesleri)
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Alçaksın, alçak!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Plan ve Bütçe Komisyonlarında da
aynı kalemden çıktı, aynı, aynı kalemden! Orası
da aynı, orası da aynı, orası da aynı; siz de aynısınız!
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Şerefsiz! Sen alçak bir adamsın! Utanmaz!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Hainsin! Sen hainsin, hain! Sen FETÖnün uşağısın!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Amerikanın
çocuklarısınız sizler! (CHP sıralarından
"Yuh!" sesleri, gürültüler) Amerikanın çocukları,
yenileceksiniz! Bu kadar
(CHP milletvekillerinin fotoğrafları
kürsüye fırlatmaları, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Amerikan uşağı sensin!
BAŞKAN Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
23.47
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 00.02
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 34üncü Birleşiminin
Sekizinci Oturumunu açıyorum.
2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Sayın milletvekilleri,
Meclis bugüne kadar hiç yaşamadığı şeyleri
yaşıyor.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Kimin sayesinde acaba?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Kimin sayesinde yaşıyor? Süleyman Soylu sayesinde yaşıyor!
BAŞKAN Ben, isteyen
bütün Grup Başkanvekillerimize de söz veriyorum.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Hâlâ sırıtıyor orada!
BAŞKAN Lütfen...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Kimin sayesinde? Kimin! Şuraya bak, sen onun sırıtmasına
bak!
BAŞKAN Evet, müsaade
ediniz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Zavallı!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Pis pis sırıtıyor orada!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bir müsaade edin.
Sayın Bakan, ek
sürenizden bir dakikanız kalmıştı.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Bir dakika, bir dakika!
BAŞKAN Bir
dakikanız var, selamlama için sizi kürsüye alacağım.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; MHP
sıralarından alkışlar; CHP ve HDP sıralarından
Yuh! sesleri, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Zavallı Süleyman! Zavallı Süleyman! Zavallı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Kör olasın muhalefet! demiyorum, kör olma da gör
bu yapılanları, bari hisset. Sizin yüreğiniz kör bakıyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Zavallı Süleyman! Zavallı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Patlasanız da çatlasanız da
ağaç olacağız, toprak olacağız, su olacağız,
geleceğiz, yine geleceğiz, bu vatana, bu aziz millete hizmet
edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; MHP sıralarından alkışlar; CHP ve HDP
sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Zavallı Süleyman! Zavallı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Hepinizi hürmetle saygıyla muhabbetle
selamlıyor, huzurunuzda saygıyla eğiliyorum.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Zavallı! Zavallı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) Allaha emanet olun diyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; MHP
sıralarından alkışlar; CHP ve HDP sıralarından
gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Yürü, yürü! Hadi yürü!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen yerinize.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Sen
şerefsiz, sahtekârsın! Sen sahtekârsın, sahtekâr!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen yerinize oturun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bak,
bak, çantacıya bak!
BAŞKAN
Arkadaşlar
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Al, çantalarını al, çantalarını!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen yerinize oturun.
(CHP sıralarından
Çantacı! sesleri)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, görüşmelere devam ediyoruz.
Sayın Bakanların
yapmış oldukları konuşmalardan dolayı tutanakları
inceledim. Önce HDP Grubuna, sonra da Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna söz
vereceğim.
Kürsüye buyurun Sayın
Beştaş.(HDP sıralarından alkışlar)
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
14.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Aile ve
Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanıkın 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Evet, Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanının
konuşmasına yanıt vereceğim, bize doğrudan
sataştı.
Sataşmasına cevap
vermektense onun itiraflarını size anlatayım, bütün Türkiye duysun.
30 Kasım 2020de 6 yaşında çocuk istismarı meselesi
savcılığa yansımış ve 2020 yılından
beridir bu istismar olayını sakladıklarını itiraf
etti. Buradan, bu kürsüden, kendi konuşmasından söylüyorum. (HDP
sıralarından Yuh! sesleri) Ve daha da vahimi, 4 Aralık 2020de
ŞÖNİMe gitmiş, birime almışlar, birime yani
konukevine. Ya, el insaf, Allah'tan korkmuyor musunuz ya? 6 yaşındaki
bir çocuk istismarı ve ne diyor?
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Aman kimse duymasın!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Mağdurun gizliliğini
Sakladık.
diyor. Ne gizliliği ya?
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Tarikatı saklamışlar!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Siz bugüne kadar
Ne baba ne anne ne o sapık
eş; tutuklu mu? Hayır! Savcı takipsizlik kararı verdi mi?
Evet! Sahte doktor raporu var mı? Evet! Ne oldu? Timur Soykan sayesinde
Türkiye bu olayı öğrendi. Ondan sonra HSK harekete geçti, dedi ki:
Ben, o savcı hakkında soruşturma açacağım. Ben
söylemiyorum, Aile Bakanı söylüyor. Devamında ne diyor? 2022de de bu
olay olmuş ya, olayı öğrenmişler. Ya, bir kere
ŞÖNİMe giden çocuk, kadın başından geçeni
anlatır ya, anlatır! Aile Bakanı ne iş yapıyor,
gerçekten ne iş yapıyor?
PERO DUNDAR (Mardin)
Telefonla konuşuyor, telefonla!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) İstismarı koruyor, saklıyor.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Yuh!
ALİ ŞEKER
(İstanbul) 6 yaşında, 6 yaşında!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Ve gelmiş burada...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Bu Aile Bakanı var ya, pandemi döneminde de
Kadına yönelik şiddet tolere edilebilir boyutlarda. demişti.
Aynı Aile Bakanı Çocuk istismarı siyasetin konusu
değildir. diyor. Sen, niye oturuyorsun orada ya? (HDP
sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon)
Edep edep!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Dün televizyon televizyon gezip Ensar
Vakfını savunuyordun, bugün iki yıldır en korkunç istismara
maruz kalmış bir çocuğu...
SALİH CORA (Trabzon)
Yalan konuşuyorsun!
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Yalan söylüyorsun, yalan!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Kendi ifadesi, kendi ifadesi!
Tüm Türkiye duysun, evet,
bütün Türkiye duysun; Aile Bakanı kadınları korumuyor,
çocukları korumuyor ve onun haricinde her türlü işi yapıyor.
Siyasetin de işi değilmiş. Toplumla ilgili her şey bizim işimizdir
ya! İnsanla ilgili her şey iktidarın görev
alanındadır, sorumluluğundadır. Derhâl istifa etsin, derhâl
istifa etsin! (HDP sıralarından alkışlar)
[HDP sıralarından
İstifa, istifa! şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına
vurmalar, alkışlar(!)]
BAŞKAN Evet,
şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İç Tüzük 69a göre
sataşmadan söz vereceğim.
[HDP sıralarından
Koruma, aklama; yargıla! şeklinde slogan atmalar,
alkışlar(!)]
BAŞKAN Sayın
Gamze Taşcıer, buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
15.-
Ankara Milletvekili Gamze Taşcıerin, Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Derya Yanıkın 362 sıra sayılı 2023
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra
sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
GAMZE TAŞCIER (Ankara)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, Sayın
Bakanın Halk TV izlemesinden memnuniyet duydum, tabii gerçekleri
öğrenmek Sayın Bakanın da hakkı.
Aklınca CHPde de
istismar vakaları var. diyerek aslında meseleyi
bulanıklaştırmaya çalışıyor. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak,
kadın milletvekilleri olarak bu olaylar olduğunda çıkıp
bildiri yayınlama cesareti göstermişiz, kimden gelirse gelsin bu
olayın sahiplenilemeyeceğini söylemişiz. (CHP
sıralarından alkışlar) Peki, siz Kırıkkalede AKP
meclis üyeniz, Derikte İlçe Başkanınız, Kemalpaşa
İlçe Başkanınız, Akyazı meclis üyeniz
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Yahu, Selçuk Gençlik Kolları
Başkanınız kendi öz çocuğunu istismar etti; birinizin tek
bir açıklaması var mı, tek bir kelimesi var mı? (CHP
sıralarından alkışlar)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Partini anlat.
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Hadi oradan, hadi oradan! Takiye yapmayın.
Ensarda 45 erkek çocuğu
istismar edildi, birinizin tek bir açıklaması var mı?
Kalkıp kadın milletvekilleri diyor ki: Yüreğimiz yanıyor.
Timsah gözyaşı onlar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) CHPdeki istismarları konuşun. Partini anlat, partini.
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Peki, Sayın Bakan, siz şunu anlamak istemiyorsunuz: Elbette
insanın olduğu her yerde bu tür pislikler olabilir ama sorun bunlara
ortam hazırlayacak yolu açmamak.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Partini anlat, partini.
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Siz 6 yaşında evlenilebilir. diyen tarikatlara yol verir,
sırtlarını sıvazlarsanız, bürokrasiye
yerleştirirseniz bu vakalar daha da artar. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bakın, tabii Bu
vakıfla hangi bakanın resmi var? diye sormuyorum, tahmin
edeceğiniz gibi, fotoroman Süleymanın elbetteki bu vakıfla da
fotoğrafı var. (CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Hadi oradan, hadi oradan! Terbiyeni takın, terbiyeni
takın, terbiyeni takın!
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Bakın, Bakan Yardımcısının elbetteki fotoğraf
var bu vakıfla, 6 yaşında çocukla evlenilebilir. diyen
vakıfla fotoğrafı var. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Hamburgerci Kemali göster.
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Yeter, yeter; yeter artık, yeter ya!
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Taşcıer.
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Müdahale etti.
BAŞKAN Bir dakika
Buyurun, tamamlayın.
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Çıkmış diyorsunuz ki: 2020de biz bu olayı biliyorduk.
Peki, ne yaptınız? Bu tecavüzcü, annesi, babası elini kolunu
sallayarak gezerken siz neredeydiniz Sayın Bakan? Başka çocukları
taciz edip etmediğinin garantisini bize verebilir misiniz? O nedenle
nerede istismar ve taciz vakası varsa
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) CHP orada.
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
onun üzerine gitmeyenin Allah belasını versin. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Âmin.
GAMZE TAŞCIER (Devamla)
Tarikat, siyaset, ticaret üçgeni üzerinden kim fayda sağlıyorsa
Allah belasını versin. (CHP sıralarından
alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, grubumuza ve Genel
Başkanımıza çok sayıda
BAŞKAN Siz mi
konuşacaksınız?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet.
BAŞKAN Sayın
Altay, kürsüye buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Hıdır Çakmak kim, Hıdır Çakmak? (CHP
sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Yürü lan, yürü!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) He, Hıdır Çakmak kim?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Konuşma lan!
BAŞKAN Evet,
arkadaşlar
Sayın milletvekilleri
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Hıdır Çakmak kim? Hıdır Çakmak,
Kılıçdaroğlunun yeğeni. (CHP sıralarından
gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Hadi lan, yürü! Şovmen! Ahlaksız!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Grup Başkan Vekili kürsüde.
Evet, süreyi tekrar
başlatıyorum.
Buyurun Sayın Altay.
16.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İçişleri Bakanı
Süleyman Soylunun 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur
görüşmelerinde yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Tahrike gerek yok, tahrike gerek yok. Mesele şudur
-beş dakikalık bir konuşmamız daha olacak asıl
cevapları o zaman vereceğim- ben bu akşam şunu
anladım: Beyefendinin Bursada yaptığı bir konuşma
var. Beyefendi, Bursada yaptığı konuşmada
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Hıdır Çakmak Kılıçdaroğlunun yeğeni,
yirmi sene ceza yedi.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Ya, senin Allah belanı versin. Otur lan yerine, şerefsiz!
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Şerefsiz!
AYDIN ÖZER (Antalya) 6
yaşında, 6!
(AK PARTİ ve CHP
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
ENGİN ALTAY (Devamla)
der ki: Cenab-ı Allah biliyor, milletimize hiç inat etmedik, üzerimize
ne kadar gelirlerse gelsinler hiç ihanet etmedik. Kim ne derse desin
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, küfrediyorlar; Sayın Başkan,
küfrediyorlar buradan, milletvekilimize küfrediyorlar, hakaret ediyorlar,
küfrediyorlar.
BAŞKAN Sayın
Elitaş, onu duymam mümkün değil ki mikrofon açık, ben Sayın
Altayı duyamıyorum.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ben kestim zaten.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Efendim, küfrediyorlar buradan. Buradan milletvekilimize
küfredemezler. Küfrediyorlar, buradan ediyorlar, Şerefsiz diyorlar.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Onlar diyor, onlar.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bu ne diyor ya?
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY (Devamla)
Küfür olmaz, küfür olmaz, küfür olmaz; tutanakları isteyelim.
(AK PARTİ
sıralarından "Hıdır Çakmak" sesleri, gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok,
küfür yok, yok, yalan.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bakanı konuşturmuyorsunuz be!
BAŞKAN Sayın
Altay, siz devam edin.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bas bas bağırıyor, Parlamentoyu işgal
ediyorsunuz.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Şimdi
Biz kendimiz yapmıyoruz. diyor. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Bak, bak, bak Biz kendimiz
yapmıyoruz. diyor. Ya
Biz inanıyoruz ki bize yaptıran
Allah'tır, bize yaptıran Allah'tır, bize yaptıran
Allah'tır. diyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bitmedi, sonra AK PARTİ'nin kurucusu, bir siyaset büyüğü bu
konuşmayı şöyle yorumluyor
Burası önemli, bakın
burası önemli. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Soylu yanlış bir söz söyledi Bize yaptıran Allah'tır.
gibi, inancımıza muhalif bir sözdür. Peygamberimizden sonra fitne ve
fesadın, halifelerin katline kadar giden yanlış bir düşüncenin
ürünüdür bu söz. Bilerek sarf ettiğini düşünmem. Milletimize böyle
bir söz sarf ettiği için Mahcubum. demesi lazım. İkincisi,
Allah'a karşı günaha girdi, tövbe etmesi lazım. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Kim diyor bunu, kim diyor?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Hıdır Çakmak kim?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Kim diyor?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Hıdır Çakmak kim?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bülent Arınç, kurucunuz diyor. Bu işte, karşınızdaki
beyefendi bu, kafa bu. (CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Bir şeyi daha söylemem
lazım, çok eleştirisi var ama...
Bitti mi, süre verecek
misiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Süreniz bitti
ama son kez açacağım mikrofonu.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Evet, Namuslu bir hikâyen yoksa hamburgere satılırsın. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Şov yapma, şov!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Hamburgerci Kemal...
ENGİN ALTAY (Devamla)
Yahu, hamburger olsun da 3 dolar olsun, 3 dolar olsun. Sen 15 Temmuzun
finansörü, sponsoru. dediğin şerefsizlerle, şerefsiz diye
manşet attırdığın Emirlikle hangi namuslu hikâye için
bu pastayı kestin? Kaç dolar aldınız da bu pastayı
kestiniz? (CHP sıralarından Yuh! sesleri, alkışlar; AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Ben bir tek 15 Temmuz
şehidimizin kanını 5 milyar, 15 milyar değil, 1 trilyon
dolara değişirsem namerdim, değişen de namerttir. (AK
PARTİ sıralarından Hadi oradan! sesleri, gürültüler)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Şov yapma! Hadi oradan!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Hıdır Çakmak kim, Kılıçdaroğlunun neyi
oluyor?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Diğerlerine sonra cevap vereceğiz. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Hıdır Çakmak kim Başkanım, Hıdır
Çakmak?
BAŞKAN Sayın
Kadıgil, size sataşmadan iki dakika süre vereceğim.
Kürsüye... (AK PARTİ
sıralarından Oo! sesleri, gürültüler)
17.-
İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlünün,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun yerinden sarf ettiği
bazı ifadelerinde şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Coş, coş, coş!
Şimdi, Sayın Bakan
-ben duymazken bağırıp çağırdığı için-
bana ne demiş biliyor musunuz arkamdan? LGBTci demiş, cinsiyetçi
demiş. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar) Sayın Bakan dedim, herkesten özür dilerim.
Süleyman, ben cinsiyetsiz
değilim, önce onu söyleyeyim. Her 25 Kasımda, her 8 Martta tir tir
titreyerek yasaklamaya çalıştığın kadınlardan
biriyim, önce bunu o kafana sok; bu, bir. Beni, evet, o LGBTİ+ların
hakları ilgilendirir çünkü iki yetişkinin rızasıyla
birbirini sevmesi, sevişmesi sadece onları ilgilendirir. (AK
PARTİ sıralarından Yuh! sesleri, gürültüler) Anayasal olarak
ben onları savunmakla mükellefim. Bağırın, çıldırın,
bu ülkede bir Anayasa var. Beni ne ilgilendirir biliyor musunuz? 6
yaşında bir çocuğu 30 yaşındaki müridine eş diye
veren o şerefsiz tarikat şeyhi; o beni ilgilendirir işte. (CHP
sıralarından alkışlar) Beni ne ilgilendirir biliyor musun?
2020 yılında Ben o çocuğu koruma altına aldım. deyip
de ağzını açıp tek laf etmeyen, o tarikatın
kapısını basmayan ne Yusuf Ziya Gümüşele ne o çocuk
tecavüzcüsü Kadir İstekliye tek bir laf edemeyen, onları
tutuklatamayan, sonra da utanmadan Aile Bakanı diye burada oturan bu kadın
ilgilendirir beni. Beni bunlar ilgilendirir. (AK PARTİ
sıralarından Yuh! sesleri, gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Kadıgil, ifadelerinize dikkat edin.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (Devamla) Başka ne ilgilendirir söyleyeyim. Bak, elimde
fotoğraf, fotoroman Süleymanın fotoğraflarından.
Yanında kim var biliyor musunuz? Yanında kim var? Hiranur
Vakfının yetkilileri, hani 6 yaşında çocuğu
tarikatına eş yapanlar var. İşte, beni bu
ahlaksızlıklara ağzını açıp tek laf edemeyenler
ilgilendirir. İstediğiniz kadar bağırın, bu tarikat
düzenini cehenneme
(AK PARTİ sıralarından Yuh! sesleri,
gürültüler, CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Kadıgil, süreniz doldu, tamam.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) İşimiz seninle bitmedi! Utan biraz, utan
biraz! (AK PARTİ sıralarından Yuh! sesleri, gürültüler)
Ne oluyor ya, ne oluyor ya?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi, sataşmadan dolayı Sayın
Elitaşa söz vereceğim.
Sayın Elitaş,
kürsüye buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Arkadaşlar
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) E, gel; e, gel
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Meclis burası! Otur yerine!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Ee
İki yıldır biliyorsun, iki
yıldır tecavüzü biliyorsun, ağzını açıp bir laf
etmiyorsun.
BAŞKAN Sayın
Kadıgil, yerinize geçin lütfen.
MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Tamam arkadaşlar, büyütmeyin,
tamam.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Terbiyeli konuşacaksın! Meclis burası!
Seviyesiz!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Ahlaksızlar! Ahlaksızsınız!
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul)
Sus!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Terbiyesiz!
BAŞKAN
Arkadaşlar, oturun yerlerinize.
Sayın
Elitaşın süresini yeniden başlatıyorum.
Buyurun.
18.-
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, İstanbul Milletvekili
Saliha Sera Kadıgil Sütlünün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün 3
bakanlığımızın bütçesini görüşüyoruz. 1incisi
Aile Bakanlığımızın bütçesi, 2ncisi Sağlık
Bakanlığı bütçesi, 3üncüsü de İçişleri
Bakanlığı bütçesi.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Ahlaksızlar! diye bağırdı, yazın.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Aile Bakanlığımızın bütçesinde Cumhuriyet
Halk Partisi sıralarından ve HDP sıralarından bir tepki
O
tepkinin kaynağı da kadın arkadaşlarımız. Bugün
öyle bir olay yaşıyoruz ki bir kadına karşı kadın
şiddeti ilk defa burada gözüküyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Öyle bir şey olmadı ya! Böyle bir şey yok!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Kadın şiddetiyle ilk defa burada karşı
karşıya kalıyoruz. (CHP ve HDP sıralarından
gürültüler)
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Böyle bir şey yok! Konuyu çarpıtma!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Ben şunu beklerdim: Eğer 6 yaşında çocuğa
tecavüz eden bir namussuz varsa, 6 yaşında evlendiren ana-baba varsa
o haysiyetsizlerle ilgili cezayı yargı verecektir ama ben isterdim
ki
Bakın, şu resimlerde 13 yaşında, 14 yaşında
çocuklar, 12 yaşında, 14 yaşında genç kızlarımız,
yavrularımız
(HDP sıralarından gürültüler)
Bakın, bir topun,
uçaksavar mıdır nedir, onun arkasında 12-13 yaşındaki
bir kız ve bir tüfekle Kandilde 11-12 yaşındaki bir yavru,
anarşist yetiştiriliyor, terörist yetiştiriliyor. Buradan, Cumhuriyet
Halk Partisi sıralarından o pankartlarla Biz bu
yavrularımızı vatana ihanet etmek için yetiştirmenize
müsaade etmemeliyiz. demenizi beklerdim. (HDP sıralarından
gürültüler) Ama susuyorsunuz, ama istismarı ortaya koymak için maalesef
Yazıklar olsun! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, burada
konuşan biraz önceki kadın milletvekili bir şeyler söylüyor.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sera benim adım, öğren! Sera!
Öğreneceksin!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Burada arkadaşımız, kendisinin attığı
tweetleri bana gösterdi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Bakın, utanılacak şeyler
Şu ezanlar ki
şehadetleri dinin temeli ama benim yurdumun üstünde inlememeli,
ağzıma okunuyor her sabah.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Söz istiyorum, kürsüden söz istiyorum!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Kapıda oynayan çocuklardan rahatsız olunca
kızgın yağ dökem mi üstüne ya da uykumdan uyandıran ezan,
camiyi basıp imamı mı keseyim? Zihniyetin bu! Ahlakın bu!
(AK PARTİ sıralarından Yuh! sesleri, alkışlar)
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Ben sana göstereceğim ahlakı!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Vana yardım göndermeyin, gebersin
lar.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Ben şimdi söz istiyorum
Söz istiyorum
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Tiplerini gördükçe çok korkuyorum. Mesele Türk olmaksa siz
olayı hiç anlamamışsınız be annem! Yazıklar
olsun! Yazıklar olsun!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sana yazıklar olsun! Sana yazıklar olsun!
Yazık sana!
BARIŞ ATAY
MENGÜLLÜOĞLU (Hatay) Sana yazıklar olsun!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Sen burada bir milletvekili olarak bunu yapıyorsun
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Söz istiyorum
Söz istiyorum
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla)
çocuklara kızgın yağ döküyorsun, bu milletin
inancıyla alay ediyorsun
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Hadi oradan be! Siz alay ediyorsunuz be milletin
aklıyla, milletin aklıyla!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla)
imamları kesmeye uğraşıyorsun ve bunu sosyal
medyada paylaşıp vatandaşı tahkir ediyorsun, tahrik
ediyorsun.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Söz istiyorum
Söz istiyorum
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Bu milletvekili burada ahlak dışı bir ilişkiyi
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sensin ahlak dışı! Ahlaksız da
sensin, terbiyesiz de sensin! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun! (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Elitaş.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Söz istiyorum
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, kifayetimüzakere
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Söz istiyorum
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 363)
(Devam)
A) SAĞLIK BAKANLIĞI (Devam)
1) Sağlık Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sağlık Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER
SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ
CİHAZ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI (Devam)
1)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) İçişleri
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Emniyet Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Jandarma Genel Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Jandarma Genel Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Göç İdaresi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Göç İdaresi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Şimdi,
aleyhte, Sayın Mustafa Yeneroğlu.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Hayır, söz istiyorum
BAŞKAN Buyurun
Sayın Yeneroğlu.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sayın Başkan, bana Ahlaksız! dedi!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Açıkça hakaret etti Sayın Vekile!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Hakaret etti bana!
BAŞKAN İsim
vermedi, sizin isminiz geçmedi.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Ne demek isim vermedi ya!
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, buyurun.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Benim tweetlerimi okudu! Ne demek ya! Sayın
Başkan, benim tweetlerimi okuyor!
BAŞKAN Sizin tweetiniz
olduğunu ben nereden bileceğim Sayın Kadıgil? (Gürültüler)
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) İsmini verdi, ismini!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Bana söz vermeyecek misiniz?
BAŞKAN Mustafa Bey,
buyurun.
Sayın Yeneroğlu
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Daha ne desin bana ya, anama mı sövsün Sayın
Başkan?
BAŞKAN Sayın
Kadıgil, oturun yerinize lütfen.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Şu an bana söz vermeyecek misiniz?
BAŞKAN Siz yerinize
oturun lütfen.
Sayın Yeneroğlu,
buyurun.
Süreyi tekrar
başlatın arkadaşlar.
MUSTAFA YENEROĞLU
(İstanbul) Evet, çok değerli arkadaşlar, Saygıdeğer
Başkan, çok saygıdeğer milletvekilleri, aziz milletimiz;
hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Allah sizi sevdiklerinizle haşretsin!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Bütçe kanun teklifiyle ilgili DEVA Partisi adına aleyhte
görüşlerimi paylaşacağım. Ancak müsaade buyurursanız
bütçe konusuna girmeden -ki asıl gündemimiz buydu- belirtmek istediğim
gerçekten bir husus var.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Bunlar niye ayakta duruyor Sayın Başkan? Niye ayakta
duruyor arkadaşlar ya?
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) İnanın, ben burada olmaktan hiç keyif almıyorum;
herkes adına da burada olmaktan hiç keyif almıyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
YELDA EROL GÖKCAN
(Muğla) Hadi oradan! Biz de seni çekmekten
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Bakın, ülke öyle bir hâle geldi ki, şu Parlamento öyle
bir hâle geldi ki, bakın, tüm samimiyetimle söylüyorum: Ben, hiçbir AK
PARTİli arkadaşımın herhangi bir şiddet, tecavüz
olayının arkasında durabileceğine en ufak ihtimal vermem.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Yalan söylüyorsun! Kim durmuş, kim durmuş?
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Ben, aynı şekilde, burada hiçbir milletvekilinin terör
örgütüne, PKKya en ufak bir şekilde destek verebileceğine ihtimal
vermem. (AK PARTİ sıralarından Hadi oradan! sesleri,
gürültüler)
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Bu kadar mı değiştin Mustafa Bey? Bu kadar mı
başkalaştın?
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Lütfen, Allah aşkına, ülkenin huzuru, ülkenin
güvenliği için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirelim.
Bugünkü gündemimiz aslında bütçeydi ama bütçeyi de
dağıttık; bütçeyle ilgili söylenecek çok şeyler vardı
fakat maalesef bunları söyleyecek durumda bile değilim çünkü
boşu boşuna zaman kaybediyoruz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Nerelere selam çaktın? Nerelere selam çaktın?
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Ancak şunu belirtmek istiyorum değerli arkadaşlar:
Bakın, şu tablo akıldan, mantıktan, vicdandan
uzaklaşmanın faturasıdır.
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Nereye selam çaktın?
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Nezaketsizliğin ve hoyratlığın, iktidarı
ve gücü başkaları üzerinde keyfince kullanabiliyor olmaktan türeyen
merhamet kaybının sonucuyla bugün burada karşı karşıyayız.
Sadece bugünkü olaya bakın, bugünkü manzaraya bakın; bunun ötesinde,
son günlerdeki olaylara bakalım; gerçekten her biri ibretlik.
(Uğultular)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, biraz sessiz, lütfen
Buyurun, siz devam edin.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Mecliste bir milletvekili başka bir milletvekiline
saldırıyor ve arkadaşımız hayati tehlikeyle
karşı karşıya kalıyor. Çıkıp da milletvekili
arkadaşımız Öfkeme yenildim, mahcubum, utanç duyuyorum.
diyebilir ama demiyor, özür bile dilemeyeceğini ifade ediyor ve ciddiye
alınabilecek bir tepki bile göstermiyor. Böyle bir medeniyet kaybıyla
karşı karşıyayız maalesef. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
Bir parti liderinin zincir
marketleri hedef göstermesi; üzerine, suç örgütü kurmaktan
yargılanmış kişinin ağır tehditleri
(MHP
sıralarından gürültüler) Ne o? Siz de mi
saldıracaksınız? Ya, biraz aklınızı
başınıza alın ya!
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, Genel Kurula hitap edin.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Ya, tamam da bu ortamda
(MHP sıralarından
Ağzına alma! Parti liderini ağzına alma! sesi)
ALİ MUHİTTİN
TAŞDOĞAN (Gaziantep) Ne anlatıyorsun?
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Sen
PKKnın kim olduğunu idrak edememişsin.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Arkadaşlar, ben size kızmıyorum, AK PARTİnin
MHPlileşmesine kızıyorum; size kızmıyorum, siz rahat
olun. (MHP sıralarından gürültüler)
FETİ YILDIZ
(İstanbul) Haddini aşma, haddini! Haddini aşma!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Belediyelerin stok bahanesiyle mağazaları mühürlemesi,
sonunda karanlık tiplerin de zincir marketin camlarını
indirmesi
Bir tane ceza soruşturması yapılmadı, hukuk
devletinin yargısı ortalıkta yok. Peki, bu tabloyu gören
yatırımcılar bu ülkeye yatırım yapar mı Allah
aşkına?
Bazen tarif edecek söz
bulmakta gerçekten güçlük çektiğimiz manzaralarla karşı
karşıyayız. Çıkıp da Durun! Bu ülkede hukuk var,
düzen var, nizam var. diyebiliyor muyuz Allah aşkına? Bakın,
nezaket kültüründen bahsetmiyorum, nezaket kültüründen o kadar
uzaklaşmış vaziyetteyiz ki mafya liderlerinin siyasileri ve
iş adamlarını açıkça ölümle tehdit ettiği, iktidar
ortağının buna alkış tuttuğu ve teşvik
ettiği
ALİ MUHİTTİN
TAŞDOĞAN (Gaziantep) Senin nezaket dersine gerek yok.
TAMER OSMANAĞAOĞLU
(İzmir) Konuşma hadsiz! Terbiyesiz! Hadsiz!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) -
diğerinin de suspus olduğu karanlık bir dönemi
yaşıyoruz. (MHP sıralarından gürültüler)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Yalan
söylüyorsun, yalan!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) - 1990lı yıllarda bile bu kadar aleni değildi bu
kirli ilişkiler. (CHP sıralarından alkışlar)
TAMER OSMANAĞAOĞLU
(İzmir) Yalancı!
MUSTAFA BAKİ ERSOY
(Kayseri) FETÖ ağzıyla konuşma!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) - 1990lı yıllarda faili malum cinayetleri koruyan ve
kollayan devlet idarecileri de doğru yaptıklarını,
başka çareleri olmadığını zannediyorlardı.
MUSTAFA BAKİ ERSOY
(Kayseri) FETÖ ağzıyla konuşma, FETÖ ağzıyla!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) - 28 Şubatçılar da hukuksuz rejimlerini zorbalıkla
koruyabileceklerini düşünüyorlardı. 2000li yıllarda da daha da
vesayet çabası içerisinde olan askerî ve yargı bürokrasisi de öyle
zannediyordu, zulüm yapıyorlardı ama kendilerince davalarında
samimilerdi.
MUSTAFA BAKİ ERSOY
(Kayseri) FETÖ ağzıyla konuşma!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) - Maalesef bu iktidarda zorba devlet anlayışının
zorunlu olduğuna inandırıldı ve hukuku ve vicdanı bir
kenara attı. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
YÜCEL BULUT (Tokat) Hadi
oradan!
BAŞKAN - Tamamlayın
sözlerinizi.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) - Bu sebeple millet olarak huzur bulamıyoruz. Adaletin
olmadığı, demokratik kültürün yerle bir edildiği bir ülkede
elbette yoksulluk artar, elbette ekonomik ve sosyal krizler yaşanır
ve elbette yargının adalet dağıtacağına güven
sıfır olur.
MUSTAFA BAKİ ERSOY
(Kayseri) FETÖ ağzıyla konuşma, FETÖ ağzıyla!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, ülkemizin sorunlarının,
zamların asıl nedeni kaynak yetersizliği değildir.
Türkiye'nin yeterli kaynağı vardır; dinamik, çalışkan,
genç bir nüfusu da vardır; eksiğimiz adalettir, eksiğimiz
demokrasidir, eksiğimiz ehliyettir, eksiğimiz liyakattir. İşte,
bu nedenle bu manzaralarla karşı karşıyayız.
İşte, bu nedenle ülkemiz maalesef bu içler acısı tabloyla
karşı karşıya.
MUSTAFA BAKİ ERSOY
(Kayseri) FETÖ ağzıyla konuşma, FETÖ ağzıyla!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) - Son cümlem olarak şunu ifade etmek istiyorum:
İnanıyorum ki bu güç sarhoşluğu bitecek, inanıyorum ki
yakın zamanda bu adaletsizliklerin hepsi son bulacak, inanıyorum ki
adalet kazanacak.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, süreniz tamamlandı.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Son bir cümle efendim.
Bakın, bugün İnsan
Hakları Günü. İnsan Hakları Gününde şu
yaşadığımız manzaraya bakın Allah
aşkına! Ülkemizde İnsan Hakları Gününü kutlayacak bir umut
olmasa da bugünün İnsan Hakları Günü olduğunu tekrar sizlere
hatırlatmak istiyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, süreniz tamamlandı, teşekkür ediyorum, ek süreyi de
verdim.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) İnanıyorum ki insan onurunu yüceltmeyi varlık sebebi
kabul eden bir devlet anlayışına kavuşacağız.
METİN NURALLAH SAZAK
(Eskişehir) Kes artık, kes!
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) İnanıyorum ki bu mücadele hep birlikte bu Mecliste
gerçekten Meclise yakışır bir biçimde sürdürülecektir. Bunun
için bu mücadeleyi veriyoruz.
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, lütfen yerimize geçelim.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) İnşallah, milletimiz de huzur bulacaktır.
Hepinizi saygıyla
muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
gürültüler; CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın
Bülbül, buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkanım, açık sataşma söz konusu.
BAŞKAN Buyurun.
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
19.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, İstanbul Milletvekili
Mustafa Yeneroğlunun 362 sıra sayılı 2023 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur
görüşmelerinde şahsı adına yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Yeneroğlu... Nerede Yeneroğlu? Yeneroğlu, dinliyor
musun? Yeneroğlu, dinliyor musun?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, yerlerinize oturun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Ne kadar zor durmuşsun sen şu AK PARTİnin
içerisinde, nasıl gizlemişsin bu habis ur gibi zihniyetini, bu
duygularını nasıl kamufle etmişsin sen be! Sen ne sinsi
adammışsın be! (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Çıkıp burada terör örgütlerinin
ağzıyla, FETÖ ağzıyla kalkıp buralarda yargı
dağıtmaya çalışıyorsun.
(İstanbul Milletvekili
Mustafa Yeneroğlunun AK PARTİ sıralarına doğru
yürümesi)
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, yerinize oturun. Sayın Yeneroğlu, yerinize geçin.
Sayın Yeneroğlu
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Sarhoş gelmiş, sarhoş!
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, yerinize geçin. Sayın Yeneroğlu, bakın,
açık tahrikte bulunuyorsunuz ve provokatif işlem yapıyorsunuz;
geçin yerinize.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Biraz adil ol, biraz adil ol! Küfredip
kaçıyor.
AYHAN BARUT (Adana) Adama
saldırıyor ya!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Saldırıyorlar Başkan,
saldırıyorlar. Ayıp ya!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen oturun yerinize.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Ya, böyle bir şey olur mu ya! Adam küfredip
kaçıyor Tahrik ediyorsun. diyorsunuz Başkan ya!
BAŞKAN Ben ne
dediğimi biliyorum Sayın Tiryaki, müsaade edin.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Milletvekili küfredip kaçıyor ama siz ona
Tahrik ediyorsun. diyorsunuz.
BAŞKAN Ben görüyorum
ve ne dediğimi de biliyorum.
AYHAN BARUT (Adana) Oradan
küfrediyor adama Başkan, oradan küfrediyor.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, herkes yerine otursun lütfen.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) İşine geleni görüyorsun, işine geleni!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Hakkaniyet duygunuz sıfır ya!
AYHAN BARUT (Adana)
Görüyorsun da duymuyorsun, oradan küfrediyor adama.
BAŞKAN Sayın
Yeğin, arkadaşlar da yerlerine otursunlar lütfen.
Süreyi tekrar
başlatıyorum.
Buyurun Sayın Bülbül.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Demin yapılan
konuşma, Yeneroğlunun konuşması, DEVA Partili
Yeneroğlunun konuşması bugün Türkiye'nin bu
gidişatından rahatsız olan ve dün
yaşadığımız büyük felaketlerin, 15 Temmuz gibi büyük
acıların yaşanmasından da zırnık, en ufak bir
üzüntü duymayanların konuşma şeklidir. Biz bu konuşma
şeklini biliyoruz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Yeneroğlu, duyuyor musun
beni? Seni ben biliyorum, senin ne maksatla konuştuğunu da biliyorum.
Yakalasanız Türk milletini âciz bir durumda, yiyip bitireceksiniz
ayaklarını. (CHP sıralarından gürültüler)
MURAT BAKAN (İzmir)
Hadi be!
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Hadi oradan!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Size teslim olanın Allah belasını versin. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Sizi ve sizin ağababalarınızı,
sizin düşüncelerinizi temsil eden arkanızdaki odakları bu
memleketten kazıyana kadar bize tahammül edeceksiniz siz, tahammül
edeceksiniz! (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bu milletin canını yakan, bu milletin haksız fiyat
artışlarıyla canını yakan kimse onların
arkasındaki bağlantılar araştırılsın. dedi
Genel Başkanımız, hiç kimseyi hedef almadı ama ne zaman
FETÖ dedi, bunlar zıpladı, bunlar hopladı. (CHP
sıralarından gürültüler) Çünkü 15 Temmuz, hayatlarında
Genel
Başkanına sorun, sanki Türkiyede, anlatır serüvenini: Ben
Ekonomi Bakanıyken şöyleydim, böyleydim. Türkiye o kadar iyi
yönetiliyordu, sanki kendi yönetiyordu ama arkasından sanki Türkiyede
hiçbir şey olmadı, 15 Temmuzu yaşamadık, bu milletin
çanına ot tıkamaya çalışanlarla bu millet mücadele
etmemiş gibi kalkıp bu memlekette siyaset yapmaya
çalışıyorlar. Size yazıklar olsun! (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
00.33
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma
Saati: 00.41
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 34üncü Birleşiminin
Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) SAĞLIK BAKANLIĞI (Devam)
1) Sağlık Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sağlık Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER
SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ
CİHAZ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI (Devam)
1)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) İçişleri
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Emniyet Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Jandarma Genel Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Jandarma Genel Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Göç İdaresi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Göç İdaresi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN - Komisyon
yerinde.
Şimdi, Grup Başkan
Vekillerimizin söz taleplerini karşılayacağım.
Beş dakika süre
vereceğim, yalnız bu süreyi aşmamanızı rica ediyorum,
ek süre vermeyeceğim, beşer dakika.
İlk söz, Sayın
Müsavat Dervişoğlunun.
Sayın
Dervişoğlu, buyurun.
Süreniz beş
dakikadır.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
15.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Çok teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
Bütçe görüşmelerinin en
lezzetli yanı kürsüde yapılan konuşmalar, maksadı
aşmayan tartışmalar. Biz muhalefet partileri olarak iktidar
partisinin yapamadıkları ve yanlış yaptıklarını
anlatacağız, iktidar da yaptıklarını kamuoyuyla ve
Türkiye Büyük Millet Meclisiyle paylaşacak; bundan daha doğal bir
şey yoktur.
Sayın Bakanı son
konuşması için merakla bekledik, kendisinden sorduğumuz
soruların cevabını alamadık ama veciz bir miting
konuşması izledik; kendilerini tebrik ediyorum. Aslında, bu
konuşma esnasında, kendisinin ne kadar sakin bir kişilik
olduğunu, gerilimin sadece stratejiden
kaynaklandığını, bizim söylediğimiz, sinirlendiği
sözlerin de aslında kendi sözleri olduğunu, bize değil biraz da
kendisine kızması gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum.
İYİ Partiye
yönelttiği bir tek isnat var. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin her
cephede terörle yaptığı mücadeleyi amasız,
fakatsız, lakinsiz destekliyoruz; bunun için hem şanlı
ordumuza hem kahraman güvenlik mensuplarımıza huzurunuzda
şükranlarımızı sunuyoruz. Ayrıca, verilen bu
mücadeleye katkımızın anlaşılması
bakımından da ifade etmekte yarar görüyorum ki bütçe görüşmeleri
esnasında ilan ettiğimiz gibi, biz, Emniyet Genel Müdürlüğünün,
Sahil Güvenlik Komutanlığının, Millî İstihbarat
Teşkilatının, Jandarma Genel Komutanlığının,
Savunma Sanayii Başkanlığının bütçelerine de evet
oyu veriyoruz. Doğruda müttefik olduğumuzun da bir anlamıyla delilidir
bu ama kendisinin bizi incitici bir beyanı olmuştur, onda da bizi
Amerikancılıkla suçlamıştır. Ben bütün bir ömrünü
emperyalizme karşı mücadeleyle geçirmiş bir adamım, benim
gibi çok sayıda dava arkadaşım da var bu Mecliste. Biz, Benjamin
Franklinden daha fazla Amerikalı Türkler gördük mücadele
yıllarımızda; biz, Leninden daha fazla Rus olan Türkler gördük
mücadele geçmişimizde; biz, Maodan daha fazla Çinli olan Türkler gördük
mücadele geçmişimizde. Allaha şükürler olsun ki bir kere bile
emperyalizmin kelepçesine kendimizi kaptırmadık. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Bu ithamı aynıyla iade
ediyorum.
Ben, her şeye
rağmen, bugünkü müzakerelerin bir bölümünü gürültüden anlamamış
olsam bile şu atmosfere ulaşmış olmaktan ötürü de mutluluk
duyuyorum. Görüşlerimizi anlattık, sorularımıza karşılık
beklerken belki Sayın Bakanımız salonda daha fazla
gerginliğe vesile olmamak için hassasiyet de göstermiş olabilir,
niyeti buysa kendisine huzurunuzda teşekkür de ediyorum. Biz Sezarın
hakkını Sezara vermeyi biliyoruz ama Türkiyede birtakım
olumsuzluklar var, bu olumsuzlukların ortadan kaldırılabilmesi
bakımından da muhalefetin de konuşmasının,
iktidarın da konuşmasının, bunun
karşılıklı saygı anlayışı içerisinde
sürdürülmesinin taraftarıyız.
İYİ Parti olarak bu kurallara riayet ettiğimizi de rahat bir
biçimde ifade edebilirim.
Ben de belki
yeni bir gerginliğe vesile olabilir endişesine binaen gecenin bu
saatinde konuşmamı sonlandırmak istiyorum. Bu
tartışmalardan kimse alınmasın, bunlar demokrasimizin
zenginliğidir. Türk milleti her şeye tahammül eder ama bir tek
ihanete tahammül etmez.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum efendim. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Bülbül, buyurun.
Süreniz beş
dakikadır.
MUSTAFA YENEROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkanım
16.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Derya Yanık, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
MUSTAFA YENEROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün
Meclisimizde, Genel Kurulumuzda Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı ve
ardından İçişleri Bakanlığı bütçelerini
görüştük.
MUSTAFA YENEROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkanım, bakın, Sayın MHP
Grup Başkan Vekili, hiç olmadık hakaretleri, hayatımda
duymadığım hakaretleri bana yaptı. Söz vermemek adına
ara verdiniz. Lütfen bana yerimden söz verin, vermiyorsanız da Sayın
Bülbüle yaptığı tüm hakaretleri aynen iade ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar) FETÖcü olanın Allah
belasını versin! FETÖcü olmayıp da FETÖcü gibi saçma sapan
bir iftiraya maruz bırakanlar için de aynı durum geçerlidir.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Bu bütçelerin görüşülmesi sürecinde oldukça
tartışmalı süreçler geçirmiş olsak da Türkiye
açısından, devletimiz ve milletimiz açısından son derece
önemli Bakanlıklar olmaları, tabii, üzerlerinde birtakım
tartışmaların daha çok yapılmasına sebep olmuş
olabilir.
MUSTAFA YENEROĞLU
(İstanbul) İkincisi, Sayın Hamza Dağın yanına
gitmem, ona selam vermemle ilgili bir meseledir. Yoksa ben sokak
serseriliği yapacak, şiddet uygulayacak bir adam değilim. Bunu
yapanlar bu ülkede bellidir zaten.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Ancak biz Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığımızın Türkiye'de sosyal devlet
anlayışını ayakta tutmak adına, devletimizin
şefkat ve merhamet duygularını
MUSTAFA YENEROĞLU
(İstanbul) Bu sebepten dolayı da tekrar ediyorum: Sayın
Bülbüle aynen sözlerini, hakaretlerini iade ediyorum, kendisine
yakışanı yapmıştır.
AHMET ÖZYÜREK (Sivas)
Sayın Başkanım, bir sussun ya!
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli)
Bir susun ya!
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, lütfen yerinize oturun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya)
anlayışını ortaya koymak adına ne kadar
fedakârlıkla mücadele ettiğinin farkındayız. Burada, bir
kurumu töhmet altında bırakacak, Sayın
Bakanımızın şahsında bir kurumu töhmet altında
bırakacak yaklaşımların tamamını
reddettiğimizi ifade etmek istiyorum. Ha, burada yaşanan hadiselerde,
nerede kimin herhangi bir ihmali varsa bunlar tabii ki sorgulanabilir ama bir
kurumu, devletimizin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını
ve Sayın Bakanı bu konuda elde herhangi bir delil olmadan suçlamaya
kalkmak son derece hatalı bir yaklaşım olmuştur. Bugün bunu
burada görmüş olmaktan dolayı da üzüntü duyuyoruz.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) 2020den beri ne yapıyor Sayın Bakan ya!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Yine, aynı şekilde, Sağlık
Bakanımızın bu zamana kadar son derece fedakârca hizmetleri
olmuş Türkiyeye. Gecesini gündüzüne katıp Türkiyeye, Türk milletine
hizmet için fedakârlıkla çalışmış olan Sayın
Bakanımıza -ve sevgili Bakanlık personelimize- bugün burada
yapmış olduğu sunumdan ötürü teşekkür ediyoruz.
Pandemi sürecinin
sonrasında görülmüştür ki Türkiye açısından ve dünya
devletleri açısından sağlık artık bir stratejik güç çarpanı
hâline gelmiştir devletler açısından. Bizim devletimiz de gerek
sosyal güvenlik altyapısıyla gerek sağlık
altyapısıyla bu gücünü ve kudretini bütün dünyaya göstermiştir.
Burada, Sayın Bakanımızın şahsında, emeği
olan bütün Bakanlık personelimize, sağlık ordumuza
teşekkürlerimizi borç bildiğimizi bir defa daha ifade etmek
istiyorum.
Yine, aynı şekilde,
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylunun da bugün
burada Bakanlık bütçesi görüşüldü ve kendi
konuşmalarını da dinledik. Bugün çok ciddi tartışmalar
ve konuşmalar söz konusu oldu. Doğru tektir; devletin, milletin,
memleketin menfaati için, milletin geleceği için, özellikle Türkiye
Yüzyılı için verilen bu mücadelede vatandaşımızın
güvenliği, yaşam hakkı son derece kıymetlidir, belki en
önemli şeydir. Bunu ayakta tutmak, ülkemizin asayişini,
güvenliğini ayakta tutmak için çok ciddi çabalar verildiğinin
farkındayız; gece gündüz demeden, bayram seyran demeden Türkiyenin
her köşesinde, 81 ilimizde, doğudan batıya, kuzeyden güneye
verilen mücadelenin farkındayız ve bu mücadeleyi çok kıymetli
görüyoruz. Bu mücadele nedeniyledir, bazı okların kendisine
dönmüş olması bundan kaynaklanmaktadır; bunu net bir
şekilde anlıyoruz. Bu da anlayan açısından aslında bir
şereftir, o şerefi de taşımaya layıklardır.
Sevgili Süleyman Soyluyu, Sayın Süleyman Soyluyu, şahsında
bütün Bakanlık personelimizi -Jandarmasından Sahil Güvenliğine-
Emniyet personelimizi bu zamana kadar yapmış oldukları
faaliyetlerden ötürü tebrik ediyoruz, kendilerine Allah razı olsun
diyoruz. Memleketimizi, milletimizi bu noktada, teröre boyun eğdirmeyecek
noktada dirayetli bir şekilde ayakta tuttukları için, bu mücadeleyi
verdikleri için kendilerine -unuttum, güvenlik korucularımıza-
teşekkürü bir borç biliyorum. Allah onları var etsin, güçlerine güç
katsın diyorum, saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Oluç, buyurun.
Süreniz beş
dakikadır, ilave süre vermiyorum.
17.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca ile İçişleri Bakanı Süleyman
Soylunun 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur
görüşmelerinde yaptıkları konuşmalarındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller,
öncelikle Sağlık Bakanına medeni davranışı ve
Meclise gösterdiği saygıdan dolayı çok teşekkür ediyoruz;
hem sorulara yanıtlar vermeye çalıştı hem de gayet medeni bir
sunum yaptı, gerçekten teşekkür ederiz.
Şimdi,
İçişleri Bakanından
Tabii, yeni bir şey değil bu yani
her sene aynı şeyi izliyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz; her
bütçede aynı tutum. Neden? Çünkü İçişleri Bakanı
hakkındaki ve Bakanlığı hakkındaki iddialara cevap
vermemek için, sorulara cevap vermemek için, bu iddiaların
konuşulmaması için nedir yol? Şov yapmak. E, bunu da her sene
bir kez daha izliyoruz. Bu sene de aynı şeyi gördük, yine iddialar
tartışılamadı, konuşulamadı ve bir şovla
karşı karşıya kaldık çünkü o kadar büyük hukuksuzlukların,
o kadar büyük demokrasisizliğin, o kadar büyük adaletsizliğin
aslında yaratıcısı, uygulayıcısı ve devam
ettiricisi bir pozisyonda ki yani başka türlü davranamaz zaten. Hani
derler ya Kaplanın sırtına binmek kolaydır ama inmek kolay
değildir. diye; işte, kaplanın -buradaki kaplan, hukuksuzluk,
demokrasisizlik ve adaletsizlik kaplanıdır- sırtına
bindiniz, inemiyorsunuz şimdi kolay kolay onun sırtından ama
şundan emin olun ki günü gelecek ve Türkiye'de yeniden adaletin
konuşulabildiği, tartışılabildiği,
işlediği bir ortamda, gerçekten bağımsız ve
tarafsız bir yargının işlediği bir ortamda bu
yaptıklarınız elbette ki teker teker masaya
yatırılacaktır; bundan hiçbirimizin şüphesi yok.
Şimdi sanmayın ki
biz burada konuşuyoruz hep Kürt halkıyla ilgili, Türkiye demokrasi
güçleriyle ilgili yani aslında Kürt halkı sizin
düşmanlığınızı, Kürt
düşmanlığınızı, halk
düşmanlığınızı -açıkça budur aslında,
halk düşmanlığıdır- Kürt halkına yönelik bu
düşmanlığınızı ilk defa görmüyor.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) PKK düşmanlığı!
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Siz biraz tarih bilincinden yoksun olduğunuz için
zannediyorsunuz ki ilk defa siz yapıyorsunuz. Hayır, Kürt
halkının bilincinde şöyle bir şey var; Şark Islahat
Planından Umumi Müfettişliklere kadar, OHAL dönemine kadar,
yaşanmış olan bütün hukuksuzluklar, adaletsizlikler, baskı
ve zulüm, faili meçhuller ve her türlü ama her türlü demokrasisizlik
aslında Kürt halkının hafızasında var. Şimdi onun
bir devamını Süleyman Soylu'da gördükleri için yadırganan bir
durum değil ama bunların hepsi birer birer insanların
hafıza kayıtlarına kazınıyor ve günü geldiği
zaman sandıkta hafıza kayıtlarına kazınmış
olan bu gerçeklerin karşılığı mutlaka ortaya
çıkacak ve şundan emin olun, şundan emin olun; o, halkın
iradesini gasbettiğiniz, sandık hukukunu yıkıp
çiğnediğiniz ve kayyumlar atadığınız yerel
yönetimleri er ya da geç, günü geldiğinde, 2024 yerel seçimlerinde Kürt
halkı yeniden kazanacak ve o atadığınız kayyumlar
politikasının sonunu mutlaka getirecek. Bunu niye şimdi söylüyorum
İçişleri Bakanı buradayken? Son defa burada bütçe
konuşuyoruz onunla, o nedenle şimdiden söyleyeyim de 2024teki sonucu
görsün. Kürt halkı bu zulmün, bu baskının; Türkiye demokrasi
güçleri bu hukuksuzluğun, bu adaletsizliğin hesabını
mutlaka bu mücadeleyle, emek, özgürlük, barış, demokrasi ve adalet
mücadelesiyle soracak ve bu hesap sorulduğu zaman da hukuk önünde
sorulduğu zaman da Türkiye'de demokrasi adına önemli bir adım
atılmış olacak. Bu da kayıtlara girmiş olsun, bunu
mutlaka yapacağız. Biz söylediğimiz sözü her zaman yerine
getiririz. Ben hesap soracağım, sormazsam namerdim. diyen ama sonra
hesap sormayıp biat edenlerden değiliz. (HDP sıralarından
alkışlar) Biz, hesap soracağız dediğimiz zaman,
demokrasi ve hukuku, adaleti sağlayacağız dediğimiz zaman
bunu yapanlardanız, bu geleneğe sahibiz. Onun için hiçbir zaman
yapamayacağımız şeyi söylemedik. Namert olanlar da
namertliğiyle bir kenarda kalacaklar.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Altay
18.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Derya Yanık, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun 362 sıra
sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin beşinci tur görüşmelerinde yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sizi ve Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Bakanlık bütçelerine
olumsuz oy vermekle birlikte, memleket için hayırlı
olmasını diliyorum.
Sağlık
Bakanımıza teşekkür ediyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisine
saygılı bir sunuş yaptı. Eksik gedik yok mudur?
Şüphesiz vardır. İnşallah zaman içinde eksikler gedikler
tamamlanır.
Aile Bakanımızla ilgili
gerilimin sebebi şudur: Bu olay pazartesi günü Türkiye'de herkesin
gündemine geldi ama Aile Bakanımızdan -pazartesi, salı-
çarşamba akşamı, ben burada konuşmadan on dakika önce bir
Müdahil oluyoruz. açıklaması geldi. Bu gecikmeye,
duyarsızlığa muhalefetin tepki göstermesi kadar, bundan daha
doğal hiçbir şey olamaz.
Gelelim malum konuya.
Şimdi, beyefendi Plan ve Bütçe Komisyonunda Genel
Başkanımıza hakaret etti. Hangi AK PARTİli Tayyip Beye
böyle bir hakareti içine sindirebilir? Sindiremez. Şartlıydı
martlıydı
Ben de zaten baştan şartlı bir laf ettim.
Üç gündür sosyal medyada broşürler, kitaplar gösterdi, neşretti,
işte Açıklayacağım, sorulara cevap verdim. dedi. Vallahi
de billahi de Sayın Genel Başkanın sorduğu bu 4 sorunun
-ben şimdi tekrarlamayacağım- hiçbirine cevap verilmedi. Bunu da
söyleyeyim. (CHP sıralarından alkışlar)
Ha, siyaset, şüphesiz
nezakettir, vicdan işidir ama yarısı münakaşadır,
yarısı müzakeredir; kötü söz söyleyen aynı sesi duyacaktır;
bu böyledir, böyle de kabul edilecek. Kimisinin bakan olması, kimisinin
milletvekili olması, kimisinin iktidar olması, kimisinin muhalefet
olması kimseye böyle bir üstünlük kazandırmaz. (CHP
sıralarından alkışlar) Anayasa Kuvvetler ayrılığı,
kuvvetlerin birbirlerine üstünlük sağlaması anlamına gelmez
der. Bu kadar basit. Herkes anayasal sınırlarını bilecek.
Biz, beyefendiye iftiracı şantajcı diyoruz; somut, burada
söyledik. Hangi eleştirime cevap verdi? Veremedi.
Şimdi buradan soruyorum:
Daha üç gün önce kendisi dedi ki: Devlet dedikodu yapmaz, bilgiyle
çalışır. Hangi somut bilgiyle muhalefet partilerine laf etti?
Neymiş efendim: Amerikancı. Yandaş medya da manşet
yapmış herhâlde. Şimdi bir Amerikancı tarifi yapalım
hep beraber. Şimdi, kim Amerikancı olabilir diye soruyorum: 1 Mart
tezkeresine evet diyen mi Amerikancıdır hayır diyen mi
Amerikancıdır? Kim Amerikancıdır diye soruyorum: Mesela,
İstiklal'deki hain şerefsiz saldırı nedeniyle Amerika
Birleşik Devletleri'nin taziyesini reddeden mi Amerikancı, kabul eden
mi Amerikancı? (CHP sıralarından alkışlar) Amerika
Birleşik Devletleri Başkanı, benim ülkemin
Cumhurbaşkanına -sevmem, ayrı bir şey; kızarım,
ayrı bir şey; karşıtıyım, ayrı bir şey-
Aptal olma. diyemez; buna ses çıkarmak mı Amerikancılık,
sessiz kalıp boyun eğmek mi Amerikancılık? (CHP
sıralarından alkışlar) F-35 Projesinden atılınca
F-16ya razı olup kapıda beklemek mi Amerikancılık? Böyle
bir şey olabilir mi? (CHP sıralarından alkışlar) Devam
edelim: Acaba danışmanını Amerika'ya gönderip Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanını deliğe süpürmeyin. demek mi
Amerikancılık ya da dememek mi? (CHP sıralarından
alkışlar) Partiyi kurduktan, AK PARTİyi kurduktan altı ay
sonra, milletvekili değilken, hiçbir şey değilken Amerika
Birleşik Devletleri'nde New York ve Washington'a gitmenin sebebini,
yaptığı görüşmeleri, bu millete tane tane açıklamak
mı Amerikancılık, saklamak mı Amerikancılık merak
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon)
Dünya tanıyor, dünya!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bu can bu tende kaldıkça o rahip hiçbir yere gidemez.
deyip Amerikan yönetimi tarafından mal varlığıyla tehdit
edilince rahibi paşa paşa Amerika'ya göndermek mi
Amerikancılık, karşı çıkmak mı
Amerikancılık? (CHP sıralarından alkışlar)
Seçimden önce, Amerikan seçimlerinden önce Trumptan yana tercih, rey belli
edip, ihsasırey yapıp tersi çıkınca telefonla
görüşebilmek Hayırlı olsun. demek için, üç ay sağı
solu araya koymak mı Amerikancılık merak ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Ve son söz şu olsun, çok
şey var söylenecek, şunu söyleyeyim bitireyim: Sayın Recep
Tayyip Erdoğan 7 Şubat 2012de Fetullah Gülen teröristiyle
yollarını ayırdı mı? Ayırdı. Gönlünden sildi
mi? Sildi. Tam bir yıl on ay daha Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın Fetullah Güleni gözünden, gönlünden silip arayı
Niye? MİT Müsteşarımız Hakan Fidana yönelik operasyondan
sebep. Sonra bir yıl, beyefendi bir yıl on ay sonra
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY
(İstanbul)
şu cümleyi kurdu: Birisi Başbakanımız,
birisi
Vermeyeceksiniz, istemiyorum.
O zaman sesim duyulsun diye ayağa kalkacağım.
Dedi ki beyefendi -Tayyip Bey
ipi koparmış, MİT Müsteşarımıza operasyon
çekilmiş- 23 Kasım 2013, 17-25ten bir ay önce: Fitne sokuyorlar,
fesat sokuyorlar, bizi birbirimize düşürecekler, birliğimizi
bozmayın. Feryat ediyor. MİT Müsteşarına operasyon
yapılmış, Tayyip Bey hastaneden ameliyattan kalkmış,
operasyona müdahale etmiş, aradan bir yıl on ay geçmiş,
beyefendi ne dedi biliyor musunuz? Biri Başbakanımız, biri
gönlümün efendisi. dedi. Hadi, buyurun
alkışladığınız adam, buyurun! (CHP
sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Yazıklar olsun! Yazıklar olsun!
BAŞKAN Sayın
Altay, kayıtlara geçti.
Evet, Sayın Tunç,
buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
19.-
Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık,
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile İçişleri Bakanı
Süleyman Soylunun 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin beşinci tur
görüşmelerinde yaptıkları konuşmalarındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Siz hâlâ alkışlayın, yazıyor Tayyip Bey
sizi, yazıyor, yazıyor.
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Zor durumdasın sen, sen zor durumdasın.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım, sürem işliyor.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; kimin Amerikancı olup
olmadığını bu millet gayet iyi biliyor. (CHP
sıralarından Evet! sesleri)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet!
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Evet, gayet iyi biliyor. Millî Mücadeleden gelenler biliyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
15 Temmuz FETÖ darbesine kontrollü darbe diyenler Amerikancıdır.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Daha üç gün önce
Amerikadan görüntülü telefonla katılan Rifkinle Teknolojiyi milletimize
de gösterelim istedik. diyenler Amerikancıdır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ha, ha, ha!
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Size kalsa Peygamber de Amerikancı olacakmış.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım, daha söylenecek çok şey var
Amerikancılıkla ilgili.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Var, var, bizde de var.
AYHAN BARUT (Adana) Vallahi
hayatımız Amerikancılarla mücadeleyle geçti,
Amerikancıların ürünü sizlersiniz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Tabii, bugün Cumhuriyet Halk Partisinin özellikle çok stresli olduğunu
gördük. Son zamanlarda izledikleri politikalar nedeniyle, yaptıkları
hatalar nedeniyle ve kendi içlerindeki durum nedeniyle çok stresli
olduğunu gördük.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hayır, niye stresli olalım be?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Tabii, bunu maruz görüyoruz ama biz işimize bakıyoruz. Biz
işimize bakıyoruz, burada zorba devlet diyen mi var, tek adam
diyen mi var, ya 21inci bütçemizi yapıyoruz, 21 bütçede de aynı
cümleleri kullandınız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Aynı zorba devlet dediniz, aynı tek adam
dediniz, diktatör dediniz
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Gene tek adam diyoruz ya!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
ama bu milletin gönlünde taht kuran Recep Tayyip Erdoğanı bir türlü
silemediniz milletin gönlünden. Yine silemezsiniz, yine aynı cümlelerle
söylerseniz silemezsiniz.
VELİ AĞBABA
(Malatya) 6ncı Filonun önünde secde durdunuz mu, durmadınız
mı?
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Niye cevap veremiyorsun hiçbirine? Söylenenlere niye cevap
verilmiyor ya!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Şimdi, bugün Sağlık Bakanlığımızın,
İçişleri Bakanlığımızın ve Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığımızın bütçelerini görüştük. Her 3
Bakanımıza da çok teşekkür ediyoruz sunumları nedeniyle.
Bütçelerine katkıları nedeniyle tüm Bakanlıkların
personeline ve Plan Bütçe Komisyonu üyelerimize ve bugün katkılarıyla
tüm milletvekillerimize, siz Değerli Başkanlık Divanına,
Sayın Başkanımıza ve tüm personele çok teşekkür
ediyoruz.
Tabii, bazı
hususları gürültüler sırasında açıklamak zor oldu ve
açıklama fırsatı da bulamadık. Uyuşturucuyla
mücadeledeki kararlılığımız bizim ortadadır.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Keşke!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Uyuşturucu suçlarına
(CHP sıralarından Aa! sesleri)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, bakın
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Uyuşturucu suçlarına cezaları 2 katına çıkaran, Türk
Ceza Kanunundaki 188inci maddede 2014 yılında
değişikliği yapan biziz. Uyuşturucu ve uyarıcı
madde imal, ihraç ve ithal etme suçunun cezası on yıldan yirmi
yıla kadardı, biz kaça çıkardık bunu? Yirmi yıldan otuz
yıla çıkardık.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Ama baronlarla fotoğraf çektiriyorsunuz!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Diğer hâllerinde de yine, çocuk istismarı hususunda, Türk Ceza
Kanununun 103üncü maddesinde çocuk istismarına yönelik suçların
cezalarında biz şu anda dünyada en yüksek cezayı veren ülkeyiz.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Uygulama?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Avrupa ülkelerinde üst sınır on beş yıl iken bizim
ülkemizde alt sınır on sekiz yıl ve burada Ceza İnfaz
Kanununda değişiklikler yapmıştık önceki
yıllarda, infaz paketinde.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Uygulamaya gel, uygulamaya!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Ceza İnfaz Kanununda şunu söyledik: Terör bizim
kırmızı çizgimizdir, uyuşturucu suçları bizim
kırmızı çizgimizdir, cinsel saldırı ve çocuk
istismarı AK PARTİnin kırmızı çizgisidir. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Ve diğer
suçlarda koşullu salıverme süresi 1/2 iken bu suçlarda 4/3. Şu
anda cezaevlerinde uyuşturucu nedeniyle yatan tutuklu ve hükümlü
sayısı mevcut hükümlü ve tutuklu sayısının üçte 1i.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Torbacılar!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Dolayısıyla, bu mücadeledeki kararlılığımız
hem uygulama noktasında uyuşturucuyla ve terörle mücadelede
İçişleri Bakanlığımızın uygulaması hem
de yasama olarak bizim katkımız.
Yine, Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanlığımızın
Özellikle çocuk
istismarı konusunda burada 26ncı Dönemde bir komisyon kurmuştuk
ve o komisyonda 87 somut öneri belirlemiştik. Bu somut öneriler
arasındaki yasal düzenlemelerin tamamını hayata geçirdik.
Yurtların denetimini Millî Eğitim Bakanlığına verdik.
Yine Türk Ceza Kanunu 103teki ağırlaştırıcı
sebebi o komisyon çalışmasından sonra verdik ve diğer
düzenlemelerle, imzaladığımız bu alandaki uluslararası
sözleşmelerle, kararlılığımızı ortaya
koyduk.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Tamamlıyorum.
BAŞKAN Süreniz bitti.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sağ olun.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 362) (Devam)
2.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/285), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller, 2021
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Genel Uygunluk Bildirimi ile 2021 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 201 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2021 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/2076) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
363) (Devam)
A) SAĞLIK BAKANLIĞI (Devam)
1) Sağlık Bakanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sağlık Bakanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER
SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ
CİHAZ KURUMU (Devam)
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI (Devam)
1)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) İçişleri
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) İçişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Emniyet Genel Müdürlüğü 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Jandarma Genel Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Jandarma Genel Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI (Devam)
1) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı
2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Göç İdaresi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Göç İdaresi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri beşinci turdaki konuşmalar
tamamlanmıştır.
Şimdi soru ve cevap
işlemine geçiyoruz.
Sayın Barut
AYHAN BARUT (Adana)
Sağlık Bakanına soruyorum: YÖK tarafından açılan ve
ülkemizde 15 vakıf üniversitesinde, 3 devlet üniversitesinde bulunan
perfüzyon teknikeri olarak ön lisans eğitimi alan 7 bin mezunumuz var.
Ancak ne yazık ki bu kişiler mezun oldukları bölümle ilgili ne
özel ne de devlet hastanelerinde çalışamamaktadırlar. Perfüzyon
teknikeri olarak ön lisans bölümünden mezun olanların kendi
branşlarında çalışabilmesi için perfüzyonist yetki belgesi
sınavının açılması ve yetki belgesi verilmesi için bir
çalışmanız var mıdır?
Ayrıca, Adana'da
vatandaşlar hastanelerden randevu alamıyorlar ve yoğun
bakım ünitelerinde yer bulamıyorlar. Adana'ya yoğun bakım
üniteleri için yatırım yapılmasını, randevuların
da düzenlenmesini talep ediyoruz.
BAŞKAN Sayın
Kaynarca
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle bugün
görüşmeleri tamamlanan Sağlık Bakanlığımız,
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız ve İçişleri
Bakanlığımızın bütçelerinin hayırlı olmasını
diliyorum.
Özellikle Aile
Bakanımıza, kadına karşı şiddetin,
kadının şiddete maruz kalmasının Parlamentomuzun
saygınlığına yakışmadığına da
dikkat çekmek istiyorum.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Konuyu çarpıtma Tülay Vekilim, şiddet yok, istismar!
İstimara ses çıkarmayan Hükûmet var.
TÜLAY KAYNARCA
(İstanbul) Gerçekten üzücü bir tabloydu, dinleyemedik çünkü.
Değerli
milletvekillerimiz, madde bağımlılığı konusundaki
mücadeleye ben dikkat çekmek istedim çünkü bu sabahtan beri birçok kirli
bilgiye maruz kalındı. Gerek uyuşturucuyla kökünden mücadele
etme gerek metruk binaların yıkımı
Ayrıca, bir anne olarak
ifade etmek istiyorum: Narkotik Polisi Anne Projesinin ne kadar sosyal
farkındalık oluşturduğuna yönelik çok ciddi adımlar
atıldı. Bütün bu tedbirler ve önlemler sayesinde de ilk kez
uyuşturucu
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Yılmazkaya
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben de Sağlık
Bakanına nezaketi için teşekkür ediyorum ve sormak istiyorum: Cephe
şartlarında askerlerimiz neden savaş tecrübesi olmayan sivil
hekimlere emanet edilmekte anlamış değiliz. Askerî doktor,
sadece klasik tıp eğitimi alan bir insan değildir; tıp
eğitiminin yanı sıra savaş koşullarındaki
tıp eğitimi, asker psikolojisi, savaş psikolojisi ve askerî yönetim
konularında da eğitim alarak donanımlı hâle gelir. Askerî
cerrahi ve savaş cerrahi ayrı bir deneyim, başlı
başına bilgi, beceri, disiplin ve tecrübe gerektiren bir alan
olmasına rağmen askeriyeyi askerî doktorlardan arındırarak
sivilleştirmek çok büyük yanlışlık olmuştur. Askerî
doktorun görevini sivil doktora yaptırabileceğini sananlar büyük
yanılgı içindedirler. Sivil doktorun cephede ne işi var? Kritik
önemdeki hastaneler ve eski askerî sistem düzenlenerek Millî Savunma
Bakanlığına devredilmelidir. Askerî hastaneleri Savunma
Bakanlığına devredecek misiniz Sayın Bakan?
BAŞKAN Sayın
Durmuşoğlu
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Teşekkürler Sayın
Başkanım.
Sorum İçişleri
Bakanımıza: Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu
ve başında bulunduğunuz İçişleri Bakanlığının
yönetici kadrolarıyla terör örgütüne katılımın tarihin en
düşük seviyesinde olduğunu biliyoruz. PKK'nın kandırıp
HDP üzerinden dağa gönderilecek genç bulunmadığı bir
dönemde bu gençler şimdi ne yapıyor? İçişleri
Bakanlığımızın vatandaşlarımızın
huzuru için terörle mücadeleden yerel yönetim mevzuatlarına kadar
yaptığı düzenleme ve çalışmaları sonuna kadar
desteklediğimizi bilmenizi istiyorum, tebrik ediyorum.
Pandemi sürecinde
Sağlık Bakanlığımızın uygulamış
olduğu politikalar ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğanın Hayalim. dediği şehir hastaneleri
sayesinde Türkiye, gücünü bir kez daha göstermiştir. Sayın
Bakanımızı ve ekibini tebrik ediyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığımızın ihtiyaç sahibi
vatandaşlarımıza yapmış olduğu yardımlar;
evde bakım, evde destek ve gündüz bakım hizmetleri gibi
uyguladığı birçok proje için Sayın Bakanımız ve
ekibini tebrik ediyorum. Sağlık
Bakanlığımızın, Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığımızın ve İçişleri
Bakanlığımızın bütçelerinin hayırlı
olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Aydın
ERKAN AYDIN (Bursa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sağlık
Bakanına soruyorum: Malumunuz, şu anda eczanelerde ilaç yok. Her 4
ilaçtan 1i piyasada bulunamıyor. Hasta çocukların özellikle antibiyotikleri,
ateş düşürücü şurupları dahi bulunamıyor. Euro bugün
20 liraları bulmuşken Sağlık
Bakanlığının belirlediği fiyat 7,69larda, üretim
maliyetleri yüzde 400 arttı ancak fiyat güncellemesi
olmadığı için firmalar ilaç üretmiyor ya da ithal etmiyorlar. Bu
konuyla ilgili bir çözüm üretecek misiniz?
2inci sorum da kamu
eczacılarıyla ilgili. Ağustos ayında
yaptığınız ek ödeme talimatında katsayı
artışı yaptınız. Son bir ay içinde bir güncelleme daha
oldu ancak kamu eczacıları diğer sağlık
çalışanlarına göre oldukça düşük maaş almaktadır.
Bu konuda da düzenleme yapacak mısınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Şahin
FİKRET ŞAHİN
(Balıkesir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Sağlık
Bakanına sormak istiyorum: Hekimlerimiz beyaz önlüklerinin üzerine siyah
boyunduruk bağlayarak 6 Ekim tarihinde yayınlamış
olduğunuz yönetmeliği protesto ediyorlar ve yaklaşık olarak
iki buçuk aydır, nerede ameliyat yapacakları konusundaki
sorularının cevaplanmasını bekliyorlar.
Yine, serbest hekimlerin
Sosyal Güvenlik Kurumuyla anlaşma yapmaları konusunda bir
çalışmanız var mıdır?
Ve yine -bu 3üncü kez olacak
Sayın Bakan- Sağlık Bakanlığına bağlı
559 hastane maalesef yok; ya istatistikleriniz yanlış veyahut da siz
yanlış bir bilgi aktarıyorsunuz. Bunu tekrar burada sormak
istiyorum size.
Ve Sağlık
Bakanlığının kanser istatistikleri 2017 yılından
bu yana yayınlanmıyor. Bu istatistikleri ne zaman
yayınlayacaksınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Bülbül
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sayın Sağlık Bakanı, atanmamış başta
hemşire, fizyoterapist, diyaliz teknikeri olmak üzere 39 sağlık
meslek mensubu grubundaki binlerce mezunu ne zaman atayacaksınız?
Plansızlığa kurban olmasınlar.
Sayın Sağlık
Bakanı, çocuk felci aşısı, verem aşısı,
suçiçeği aşısı, hepatit aşısı
sıkıntıları yaşandığı hekim
arkadaşlar tarafından dile getiriliyor. Bu aşı sorununu
nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz? Yıllık aşı
ithalatı için kaç lira ödeme yapıyorsunuz? Serbest hekimler Nerede
ameliyat yapacağım? diye size soruyor, neden cevap vermiyorsunuz?
Serbest hekimler bu ülkenin hekimleri değil mi?
Sayın Sağlık
Bakanı, mecburi hizmeti ne zaman kaldırmayı planlıyorsunuz?
Muayene sürelerini Dünya
Sağlık Örgütünün kriterleri doğrultusunda yirmi dakikaya
çıkarmayı ne zaman planlıyorsunuz? Hastaneye gitmeyin. diyerek
bu sorunu çözmek doğru mu?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Taşkın
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğanın güçlü liderliğinde, AK
PARTİ iktidarında Türkiye ihtiyaç hâlindeki herkesin vaktinde ve
kaliteli sağlık hizmetine kolayca erişebildiği bir sağlık
sistemine kavuştu. Son teknolojiyle donatılmış,
sağlık alanında ülkemize çağ atlatan, ilki seçim bölgem
Mersinde de inşa edilen toplam 20 şehir hastanesinde 29.405 yatak
kapasitesiyle vatandaşımıza konforlu bir ortamda tamamen
ücretsiz sağlık hizmeti sunuluyor. Tarsusta 600 yataklı devlet
hastanesi yapımı tamamlanarak geçtiğimiz günlerde hizmete
açıldı. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın
Sağlık Bakanımıza Mersine yapılan sağlık
yatırımları için şükranlarımızı arz
ediyoruz.
Görüşülmekte olan
Sağlık Bakanlığımızın, Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanlığımızın ve İçişleri
Bakanlığımızın 2023 yılı bütçelerinin
hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik)
Sayın Başkan, İç Tüzükte soru sorma zamanı soru
sorulması lazım. Herkes yağcılık yapıyor.
BAŞKAN Sayın
Gaytancıoğlu
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Edirne) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sağlık
Bakanına sormak istiyorum: Parası olan bir vatandaş sizin sahibi
olduğunuz hastanelerde, örneğin göz için randevu almak isterse kaç
günde alır? Cevap: Aynı gün alır. Peki, benim seçim bölgem olan
Edirnede bir emekli vatandaşımız size bağlı olan bir
hastaneden randevu alıp muayene olmak isterse kaç gün sonrasına
alabilir? Şanslıysa yirmi gün sonrasına alabilir. Sahibi
olduğunuz hastanedeki doktor hastaya kaç dakika ayırır? Cevap:
En az yarım saat. Size bağlı devlet hastanesindeki doktor kaç
dakika ayırabilir? Cevap: Beş dakika. Sahibi olduğunuz hastanede
işler daha iyi yürüyor ve size bağlı hastanelerde işler
yürümüyorsa niye iyi yaptığınız işe, özel hastane
işletmeciliğine dönüp beceremediğiniz Sağlık
Bakanlığını bırakmıyorsunuz?
Türkiyede eczanelerde
vatandaşımız neden ilacını bulamıyor?
Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanına da Komisyonda sormuştum, cevap alamadım, bir kez daha
sormak istiyorum: Uzunköprüde törenle açtığınız
yaşlı bakım
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Özkan
HACI ÖZKAN (Mersin)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın İçişleri
Bakanımıza 2 sorum olacak. Bakanlık olarak yoğun bir
iletişim süreci içerisinde olduğunuzu görüyoruz, neredeyse her
pazartesi güvenlik ve koordinasyon toplantısı
yaptığınızı görüyoruz. Bu güvenlik
toplantılarında ne gibi kararlar alınıyor, faydası
nedir?
İkinci sorum: Türkiyede
yabancı düşmanlığı ve nefret söylemini göçmenler
üzerinde yükselten ve topluma gerginlik yaratmak isteyen siyasetçiler ve
bunları takip eden kesimler görüyoruz. Nefret söylemi ve yabancı
düşmanlığıyla ilgili yapılan çalışmalar
nelerdir?
3 Bakanımıza da
teşekkür ediyorum.
2023 yılı
bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Bulut
YÜCEL BULUT (Tokat)
Teşekkür ederim Başkanım.
Sayın
Bakanlarımızın sunumlarını gururla dinledik,
kendilerine teşekkür ediyoruz.
Sağlık
Bakanımız Fahrettin Kocaya Covid-19 virüsüyle, İçişleri
Bakanımız Süleyman Soyluya terör ve bölücülük virüsüyle mücadeleleri
nedeniyle şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca Sağlık
Bakanımıza Tokat iline ve özellikle Erbaa ilçemize sunduğu
katkılar ve eksik doktorlarımızın derhâl tamamlanması
konusunda gösterdiği hassasiyet nedeniyle teşekkür ederken
İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu Beye Tokat ili Turhal
ilçesinde Özel Harekât eğitim merkezi kurulması yönünde
hemşehrilerimizin taleplerini aktarmak istiyorum. Turhallı
hemşehrilerimiz terörle mücadelenin yiğit evlatlarına ev
sahipliği yapmak istiyor. Bu haklı ve makul talebin
karşılıksız bırakılmayacağına
inanıyoruz.
Tekrar elinize
sağlık, dilinize sağlık, emeğinize ve yüreğinize
sağlık. Allah milletimizi dermansız, devletimizi kudretsiz
bırakmasın.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Şimdi
cevap kısmına geçiyoruz.
Sayın Yanık,
buyurun.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; üç dakika içerisinde uzun bir değerlendirme
yapamayacağım tabiatıyla. Müsaade ederseniz çok genel bir
toparlama yapacağım.
Sayın Meral
Danış Beştaş, Gamze Taşcıer, Serra Kadıgil
Bakanlığımızla alakalı değerlendirmeler
yaptılar.
Engin Bey, sanıyorum
dışarı çıktılar, konuşması içerisinde Üç
gün sonra açıklama yapıldı. Bu, tepki çekti, o yüzden gerilim
çıktı. dedi ama ben konuşmamın içerisinde, aslında,
biraz önce bilgi verdim. Biz bize dava ihbar edildiği gün, 2 Aralık
günü davaya müdahil olmuştuk zaten. Müdahil olacağız. gibi
bir açıklama yaptı. dedi. Hayır, olmuştuk, olduğumuzu
da ifade ettik; bir.
İkincisi, niye üç gün
beklediğimizi de açıkladım ama o gürültü içerisinde muhtemelen
sizler duyamadınız. Şunu bekledik: Biz kamuoyuna, açık
kaynaklara mağdurla alakalı ne kadar bilginin
yansıdığını görmek istedik çünkü elimizdeki bilgileri
paylaşmak onu riske edebilirdi.
İkincisi
AYSU BANKOĞLU (Bartın)
2020den beri neredesiniz Sayın Bakan?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Dinleyin, dinleyin, bir dinleyin, bir
dinleyin, lütfen
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) 2020den beri neredesiniz, 2020?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Hepsini anlatacağım, hepsini
anlatacağım.
Bundan sonraki süreçte
mağdurla alakalı ceza davasına zaten müdahil olduk, takip
edeceğiz. Daha önceki ihmallerle alakalı, daha önceki cumhuriyet
savcısıyla, takipsizlik konusu yapan savcıyla alakalı HSK
soruşturma başlattı; bunu takip edeceğiz.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Geçen sene 190 çocuk doğum yapmış, 190 çocuk!
Neredeydin?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Doktorla alakalı Sağlık
Bakanlığımız soruşturma başlattı, bunu takip
edeceğiz.
AYSU BANKOĞLU (Bartın)
Yargıya düşmeyenler ne olacak? 2021de 190 çocuk doğum
yaptı, kız çocuğu, 190!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Dolayısıyla bu anlamda öncelikle
bunların altını çizmek istiyorum.
İki: Sayın
Kadıgil dedi ki: Siz 2020de bildiğinizi söylüyorsunuz ama süreci
takip etmemişsiniz; işte, tarikatın hâlâ daha devamı.
vesaire. Arkadaşlar, bakın, Sayın Kadıgil de ben de
hukukçuyum; dolayısıyla bir ceza soruşturmasının devam
etmesi başka bir şeydir, bir mağdurun risk altında
olduğu bilgisiyle, talebiyle bize gelmesi başka bir şeydir.
Dolayısıyla
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sayın Bakan, tarikat
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Bir dinleyin ama canım, ben sizi
dinledim.
BAŞKAN Sayın
Yanık, siz devam edin lütfen.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Ben sizi dinledim önce bir saygı
duymayı bileceksiniz, önce bir saygı duymayı bilin!
BAŞKAN Sayın
Yanık
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sayın Bakan
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Anlatıyoruz burada, anlatıyoruz!
BAŞKAN Sayın
Yanık
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Sayın Bakan, tarikatın medresesi iki
yıldır açık mı, değil mi?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Bir dur, bilmediğin şeyi
konuşma! Hukukçusun güya.
BAŞKAN Sayın
Bakan
Sayın Kadıgil siz
de müsaade edin lütfen.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Kaç kız çocuğu doğum yaptı, 2002den beri
kaç kız çocuğu doğum yaptı?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Bilmediğin şeyi çarpıtma,
anlatıyoruz.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) 2002den beri kaç kız doğum yaptı, onu
açıkla!
BAŞKAN Bakın,
Sayın Bakanın anlatmasına müsaade etmiyorsunuz, yapmayın
bunu. Zaten süre çok kısıtlı, lütfen
Buyurun.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Davaya müdahil olmuşuz, takip
ediyoruz. Bu işin bakın, soruşturma evresi başka bir
şeydir, kolluk tarafı başka bir şeydir; biz Bakanlık
olarak mağduru korumakla yükümlüyüz. Dava açılmamış,
soruşturmayla ilgili hiçbir süreci bilmiyoruz ve dolayısıyla
bizden, kendi başımıza gidip birtakım tasarruflar
bekliyorlar; bu ne hukuki ne usule uygun. Bu arkadaşlarımız bunu
gayet iyi biliyorlar fakat şu anda böyle konuşmak onlar için daha çok
getirisi olan bir tutum; bunu bir defa söyleyelim.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Kaç çocuk istismara uğradı, bir yıl içinde kaç
istismar var?
SALİHA
SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) Ya, biz siz değiliz Derya
Hanım!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK - Dinle, dinle öğren biraz!
BAŞKAN Sayın
Bakan, sataşmaya mahal vermeden lütfen.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) 2002den beri kaç kız çocuğu doğum yaptı?
Bunun için ne yaptınız?
SALİHA
SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) İki senedir ne
yaptınız?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK İkincisi, insani olduğu meselesi.
Söylediğim şey çok açık, dün bir kez daha açıkladım,
şunu söyledim
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SALİHA
SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) Buna bir cevabın var mı?
Yok. Başka çocukların başına geldi mi? O medreseyi
kapattın mı?
MURAT
ÇEPNİ (İzmir) Ortada organize suç var.
BAŞKAN Süreniz tamamlandı.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Sayın Başkan, lütfen
BAŞKAN - Tamamlayın
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Bakın, maalesef istismarın,
şiddetin mahallesi yok. Şiddetin ve istismarın sosyal grubu yok,
her yerde her zeminde karşımıza çıkabilir.
SALİHA
SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) Ya insan gibi soruyorum, ya!
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK - O zaman bu bize, bu mücadelenin çok
komplike ve hepimizin mücadelesi olduğunu gösteriyor dedim.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Ne yaptınız, ne?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK - Dolayısıyla siyaset
konuşmasın değil, hepimiz konuşacağız, burada
konuşmak için varız ama siyasetin bir malzemesi hâline getirsek bu
işi çözüme ulaştıramayız. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
SALİHA
SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) Neden hâlâ tutuklu değil ya?
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Tarikatın başındakilerle ilgili
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK - Bakın, bir isim vereceğim,
buyurun, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlara soruyorum: Hıdır
Çakmak için Sayın Kılıçdaroğlunu suçlayabilir miyiz?
SALİHA
SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) Neden hâlâ tutuklu değil,
biriniz cevap verin ya! Cevap yok.
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK - Hayır, suçlayamayız. Niye? Suç
bireyseldir, her yerde olabilir ama bununla hepimiz beraber mücadele
edebiliriz. Söylediğimiz şey budur, bunu arz etmek isterim.
Teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Cevap yok.
SALİHA
SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) Yusuf Ziya Gümüşel serbest,
Kadir İstekli serbest, o medrese iki yıldır açık.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Sayın Bakan, kaç kız çocuğu doğum
yaptı? Geçen sene 190 kız çocuğu doğum yaptı, ne
yaptınız ya?
BAŞKAN - Sayın
Koca, buyurun.
SAĞLIK BAKANI
FAHRETTİN KOCA Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; ülkemizde infiale
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Neden bir suçlu hâlâ tutuklu değil?
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANI DERYA YANIK Artistlik yapma bana! Artistlik yapma, otur!
Terbiyesiz!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Bir cevap verin ya!
BAŞKAN Müsaade eder
misiniz. Bakın, Sayın Bakanın süresinden yiyorsunuz,
yapmayın.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) 6 yaşında, 6 yaşında!
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Neden bir çocuk tecavüzcüsü tutuklu değil
arkadaşlar? Neden tutuklu değil? Soruyorum, cevap verin. Neden
tutuklu değil?
BAŞKAN Buyurun
Sayın Koca.
SAĞLIK BAKANI
FAHRETTİN KOCA Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
ülkemizde infiale yol açan çocuk istismarı konusu anlatılan gibiyse
neyini konuşalım, gereği yapılmalı.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Ya, neden tutuklu değil? Buna cevap verin ya!
BAŞKAN Sayın
Kadıgil, bakın, Sağlık Bakanımıza soru soran
milletvekillerimiz var, onlar da Sayın Bakanı takip edemiyorlar,
müsaade edin.
SALİHA SERA KADIGİL
SÜTLÜ (İstanbul) Onlar da bize hakaret etti, söz vermediniz ama.
BAŞKAN Buyurun lütfen
Sayın Bakan.
DENİZ YAVUZYILMAZ
(Zonguldak) Sera Kadıgile cevap hakkı vermediniz.
SAĞLIK BAKANI
FAHRETTİN KOCA Lütfen
On saat dinledik, lütfen biraz da bizi dinleyin.
Muayenehanelerin
kısıtlanması
Biz muayenehaneleri sınırlamaya yönelik
bir yönetmelik yayınlamadık ve öyle bir niyetimiz de yok.
Yönetmeliğin temel amacı muayenehaneleri sınırlamak
değil, hasta güvenliğini sağlamak ve özel hastanelerin planlama
dışına çıkmasını engellemektir. Bizim
gördüğümüz, özel hastanelerin özellikle bu süreçte kendilerine yönelik
planlamayı delmek üzere muayenehaneciliği kullanmalarıdır.
Son dönemde muayenehane hastaneleri oluşmaya başladı. Özel
hastanelerin yaptığımız planlamayı, muayenehane
hekimliği üzerinden delmelerine izin vermek istemiyoruz. Uygulama hayata
geçtiği zaman, belli bölgelerde veya belli branşlarda
sıkıntı yaşanması hâlinde durumu değerlendiririz.
Bu süreçte iller bazında eğer bir sorun olursa zaten takip ediyoruz,
eğer gerekli olursa iller bazında birtakım
farklılıklar yapılabilir.
Hekimler vakıf
üniversite hastanelerine yönlendiriliyor. deniyor. Muayenehane hekimlerinin
vakıf üniversite hastanelerini bu uygulamada kullanmaları söz konusu
değildir.
Şehir hastanelerinin
maliyeti... Şehir hastanelerinin maliyeti bize verilmiyor. deniyor.
Kamu-özel iş birliğiyle yapılan hastanelerimizin inşaat
maliyeti yerine kira bedeli veriliyor, bu da zaten her yılın bütçesinde
kullanım bedeli olarak yer alıyor, diğer hizmet
alımları merkezî bütçeyle karşılanan hastanelerimizdeki
usulle temin ediliyor.
AYHAN BARUT (Adana)
Perfüzyon teknikeriyle ilgili sordum, perfüzyon teknikeri.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Devam Sayın Bakanım, devam.
SAĞLIK BAKANI
FAHRETTİN KOCA İlaç yokluğu... Gerek ilaç etken maddelerinin
tedarikiyle ilgili küresel arz sorunu gerekse kur farkı kaynaklı
fiyatlama problemi var. Bir başka sorun da kur güncellemesinin dönemsel
olarak yılda bir kez, şubat ayında gerçekleşmesidir; bu
tarih yaklaştıkça üretim ve stok sorunları baş
göstermektedir. Her tedbiri alıyoruz, önümüzdeki günlerde bu sorunu
çözüyoruz, endişe etmeyelim.
MEHMET TAYTAK
(Afyonkarahisar) Allah razı olsun Sayın Bakanım.
SAĞLIK BAKANI
FAHRETTİN KOCA Aşılarla ilgili herhangi bir stok sorunumuz söz
konusu değildir. Dörtlü kitle ilgili uygulamaya önümüzdeki günlerde
geçiyoruz; hem Covid hem Influenza A ve B hem de RSVi tanısı koymak
için -önemli bir yerli kit olarak- hastanelerimizde kullanıma bir iki
hafta içerisinde geçilmiş olacak.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
SAĞLIK BAKANI
FAHRETTİN KOCA Adana'da yoğun bakım yatak sayısı 610
olup doluluk oranı yüzde 89dur, ihtiyaç olması durumunda
kapasitemizi artırmaya altyapımız da müsaittir.
Teşekkür ediyorum.
AYHAN BARUT (Adana)
Perfüzyon teknikeri, Sayın Bakan, perfüzyon teknikerleriyle ilgili bir
soru sordum.
BAŞKAN - Sayın
Soylu, buyurun lütfen.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Çok teşekkür ediyorum.
HDP'li belediyelerin hiç
yolsuzluk yapmadığı konusunda HDP Grubundan bir
değerlendirme gelmişti. İki rakam vereyim: Şu anda 98
belediye başkanı -iki alan var; biri terörle ilgili, biri de
yolsuzluklarla alakalı- şu ana kadar sekiz yüz seksen üç yıl
ceza aldı.
MURAT SARISAÇ (Van)
Beş bin yıl da olabilirdi, mesele bu mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Meral Danış Beştaş'ın tekrar
söylediği bir söz var Görevden alınan belediyelerde hiçbir
usulsüzlük yapılmamıştır. diye. Yazayım, söyleyeyim:
Iğdır Belediye Başkanından yani şu anda
yolsuzluğu bulunmuş ve mahkemelere tevdi edilmiş -rüşvet
almak, rüşvet vermek, irtikap- Diyarbakır ili Bismil, Yenişehir,
Hazro, Silvan, Ergani, Hakkâri, Yüksekova, Kızıltepe, Mazıdağı,
Saray
OYA ERSOY (Diyarbakır)
Kayyumdur onlar, kayyum!
ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli)
Sülo, sen kayyumlarla karıştırdın, başka dosyaya
bakmışsın.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sordunuz, söylüyorum; sormasanız söylemem.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Siirt, Muş ili Bulanık, Mardin, Derik,
Muş ili Korkut ve birçok belediyede hem tevdi edilmiş
soruşturmalar var hem de şu anda bu konuda devam eden
soruşturmalar var.
ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli)
Sen siciline bakıyorsun, yanlış yere bakıyorsun,
yanlış yere! Yanlış yere bakıyorsun!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU İki; bir önemli soru daha soruldu burada, dendi
ki: Siz, iki belediye başkanı ceza almış olmasına
rağmen onlarla resim çektirdiniz. Evet, AK PARTİ'li belediye başkanları;
doğru. Ben size kanunun anlamıyla ifade edeyim: Bu belediye
başkanları... Birisi, o dönem belediye başkanı değil
ve bizim bir belediye başkanını görevden almamız için
göreviyle ilgili bir konudan almamız gerekir; aksi takdirde, ben,
başka bir...
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) HDPli belediyeleri göreviyle ilgili mi aldınız?
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Dinlerseniz anlatırım, dinlemezseniz
anlatmam.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Sayın Bakan, size bunu dört yıldır
anlatıyorum, dört yıldır! Sadece göreviyle alabilirsiniz dedim,
şimdi daha yeni kabul ediyorsunuz; dört yıl anlattım size bunu,
dört yıl!
BAŞKAN Sayın
Tiryaki, sayın milletvekilleri, lütfen...
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Diğer belediye başkanıyla ilgili de bu,
2012de kendi göreviyle ilgilidir, doğru. İlk derece mahkeme
kararı vermiştir, bu da doğru ama orada da bizim
Bakanlığımızın bir temayülü var, herkes için bir
eğilimi var, eğilim şudur: Eğer bulunduğu mevcut
süresi içerisinde bu belediye başkanı, bu görevi, bu kanun dışılığı
yapmışsa o dönem içerisinde biz bunu açığa alırız
ama diyelim ki ondan önceki dönemlerde yaptı... Örneğin -CHPli
arkadaşlar iyi bilecekler- ben Ataşehir Belediye
Başkanını açığa aldım. Ataşehir Belediye
Başkanı açığa alındıktan sonra 2019 seçimlerinde
Ataşehir Belediyesini tekrar kazandı ve o açık işlemindeki
bütün usuller devam etmesine rağmen görevine devam etti. İlk derece
mahkemeler, ikinci derece mahkemeler, üst mahkemeler karar verir; biz, buna
bakarız. Yani, burada usulen herhangi bir eksiklik söz konusu
değildir.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) He canım, he canım!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Burada birincisi göreviyle alakalı değil,
zaten alamam; ikincisi ise kendi dönemi içerisinde alırım, kendi
dönemi... Örnek veriyorum: Yalova Belediye Başkanı.
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) 2012de başladı.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bir saniye be kardeşim, bir dur ya.
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) 2012de başladı.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Ya, bir dur.
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Kardeşin değilim senin!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bir dur ya.
Vefa Salman, 2024
seçimlerinde belediye başkanlığını kazanırsa
bizim Bakanlığın eğilimi... Ben olurum, başkası
olur, bilmem; belki siz olursunuz, kim olur bilmem ama 2024 yılında
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bakan.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Sen zaten olmayacaksın.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Biz onu, kendi Bakanlığımızın
eğilimi açısından görevden almayız. Geçmişte
yaptığımız uygulamaların aynısını yapıyoruz,
hiçbir siyasi partiye herhangi bir ayrımı da gözetmiyoruz; bu kadar
çok nettir.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Yalan söylüyorsun, yalan söylüyorsun!
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Yahu, AKP döneminde başladı diyorum, AKP.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bunun defalarca
ALİ MAHİR
BAŞARIR (Mersin) Yalan söylüyorsun, yalan!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) 31 Martta seçim oldu, 1 Nisanda görevden almak
istediniz, 1 Nisan. Hiçbir soruşturma yoktu bizim belediye
başkanlarımız
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Yine, bir bilgiyi daha burada ifade etmem lazım,
sorduğunuz sorulardan; o da şudur: Türkiye'de 2022 yılında
7.401 konser yapıldı.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Baştan sona iftira, yalan.
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Bu kadar yalancı olmaz ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bu konserlerden bugüne kadar toplam 104 tanesi iptal
edildi.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) İstediğiniz televizyon kanalında
çıkıp tartışalım bunu Sayın Bakan,
istediğiniz kanalda.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bunun 72 etkinliğini biz iptal etmedik, doğal
afet veya kendi beceremediği için veya herhangi bir sebeple iptal edildi,
32 etkinlik de kamu güvenliği sebebiyle iptal edildi. Burada da
bunların bir kısmı, belediyelerle ve ilgili yerlerle
görüşülerek iptal edildi, kendileri iptal ettiler.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Hepsi muhalif
BAŞKAN Sayın
Bakan, teşekkür ediyorum.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Sayın Başkan, ben bitiriyorum.
BAŞKAN Son cümlenizi
alalım.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bu önemli ama.
BAŞKAN Buyurun.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Biz sadece bir tek etkinlik cinsi iptal ettik, o da
şu: Bir şirket var ve bu şirket, yapılan festivallerin
içerisinde alkol satışı istiyor ve bu şirket, sürekli
olarak bu belediyelere yüksek bir kazanç vererek orada uyuşturucu ve
alkolün tüketildiği
BARIŞ ATAY
MENGÜLLÜOĞLU (Hatay) Yalan söylüyorsun.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Yahu, senden yalancı kimse yok vallahi bu memlekette ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Hayır, hayır.
Bundan toplam 10 tane iptal
ettik, başka hiçbir kimsenin
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Yalancı ya, gerçekten yalancı!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Anayasa çok açıktır ve nettir.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Yalan söylüyorsun ya! Her şeyin yalan ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Anayasa bize alkolle ve uyuşturucuyla mücadele
talimatını verir.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Her şeyin yalan!
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Gençlerimizi alkolle ve uyuşturucuyla
karşı karşıya bırakan hiçbir festivale
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
İÇİŞLERİ
BAKANI SÜLEYMAN SOYLU Bunun da sayısını söyledim.
Teşekkür ediyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, Sayın Başkan,
Sayın Başkan
BAŞKAN Şimdi
sırasıyla, beşinci turda yer alan
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Siirt) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN -
kamu
idarelerinin bütçeleri ile kesin hesaplarına geçilmesi hususunu ve
bütçeleri ile kesin hesaplarını ayrı ayrı okutup
oylarınıza sunacağım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ama Sayın Başkan, açıkça
Kayyumlarla ilgili bir dakika
cevap vermeme izin verin lütfen.
BAŞKAN Sayın
Beştaş, siz sordunuz, siz açıklama yaptınız,
Sayın Bakan açıklama yaptı. Burada, yapacağım daha
başka bir şey yok.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Biz sormadık. Hayır Başkan, gerçek
dışı beyanlarda bulundu ama.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Selçuk Mızraklının bir tane
soruşturması yok belediyelerle ilgili, yalan ya! Yalan!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Elimizde bilgiler var. Siz Tevdi edilmiş.
diyorsunuz.
Tutanaklara geçsin. Şu
anda İçişleri Bakanının söyledikleri, rakamların
tamamı, tamamı yalan. Bir kere bizim hiçbir belediye
başkanımız belediyecilik faaliyetlerinden dolayı ceza
almadı. Bizim belediye başkanlarımızın ceza
aldığı konular tamamen demokratik protesto, eylem, etkinlik ve
açıklamalardır. 31 Martta seçim yapıldı, 1 Nisanda kayyum
atanması için yazı yazıldı ve Uludere ile Hilal
Belediyelerinde AKPnin Belediye Başkanları ceza
aldığı hâlde görevden alınmadı ve onların
aldığı ceza tamamen görevleriyle ilgilidir. Şu anda
İçişleri Bakanı 84 milyon insana yalan atıyor ve
yanıltıyor. Bu konuda sözlerimiz bitmedi, kayyumları tamamen
Genel toplamı okutuyorum:
SAĞLIK BAKANLIĞI
1) Sağlık Bakanlığı 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 293.368.547.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sağlık
Bakanlığının 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Sağlık
Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Sağlık Bakanlığı 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 101.316.163.246,56
Bütçe Gideri 98.858.841.519,84
Ödenek Üstü Gider 75.163.144,19
Kullanılmayan Ödenek 2.532.484.870,91
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sağlık
Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye Hudut ve Sahiller
Sağlık Genel Müdürlüğünün 2023 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
TÜRKİYE HUDUT VE SAHİLLER SAĞLIK GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel
Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 323.432.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 872.607.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye Hudut ve Sahiller
Sağlık Genel Müdürlüğünün 2023 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Türkiye Hudut ve Sahiller
Sağlık Genel Müdürlüğünün 2021 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel
Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 750.786.721,04
Bütçe Gideri 335.296.716,89
Kullanılmayan Ödenek 415.490.004,15
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 454.276.000,00
Bütçe Geliri 533.681.129,69
Bütçe Gelirlerinden Ret ve İadeler 616.936,73
Net Bütçe Geliri 533.064.192,96
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye Hudut ve Sahiller
Sağlık Genel Müdürlüğünün 2021 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumunun 2023 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU
1) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2023
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 565.810.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 563.810.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumunun 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 205.123.000,00
Bütçe Gideri 195.135.715,01
Kullanılmayan Ödenek 9.987.284,99
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 185.998.000,00
Bütçe Geliri 194.288.569,28
Bütçe Gelirlerinden Ret ve İadeler 1.326.071,44
Net Bütçe Geliri 192.962.497,84
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının
2023 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
TÜRKİYE SAĞLIK
ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI
1) Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 511.683.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 511.683.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığının 2023 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 182.521.669,00
Bütçe Gideri 108.148.871,48
Kullanılmayan Ödenek 74.372.797,52
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 175.639.000,00
Bütçe Geliri 91.631.820,58
Net Bütçe Geliri 91.631.820,58
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Aile
ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2023 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI
1) Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 149.868.618.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığının 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Aile
ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2021 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
AİLE VE SOSYAL
HİZMETLER BAKANLIĞI
1) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 105.510.742.829,37
Bütçe Gideri 105.248.002.626,89
Ödenek Üstü
Gider 14.905.772,93
Kullanılmayan Ödenek 277.645.975,41
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Aile
ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
İçişleri
Bakanlığının 2023 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI
1) İçişleri
Bakanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 32.631.038.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
İçişleri
Bakanlığının 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
İçişleri
Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) İçişleri Bakanlığı 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 14.048.727.509,31
Bütçe Gideri 13.942.654.118,83
Kullanılmayan Ödenek 106.073.390,48
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
İçişleri
Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Emniyet
Genel Müdürlüğünün 2023 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
EMNİYET GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Emniyet Genel
Müdürlüğü 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 116.888.293.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğünün 2023
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğünün 2021
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Emniyet Genel Müdürlüğü 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 49.862.282.475,45
Bütçe Gideri 47.071.066.894,88
Kullanılmayan Ödenek 2.791.215.580,57
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğünün 2021
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Jandarma
Genel Komutanlığının 2023 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
JANDARMA GENEL
KOMUTANLIĞI
1) Jandarma Genel
Komutanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 76.073.628.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Jandarma Genel
Komutanlığının 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Jandarma Genel
Komutanlığının 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Jandarma Genel Komutanlığı 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 30.605.329.994,17
Bütçe Gideri 30.309.861.489,83
Kullanılmayan Ödenek 295.468.504,34
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Jandarma Genel Komutanlığının 2021
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Sahil Güvenlik
Komutanlığının 2023 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI
1) Sahil Güvenlik
Komutanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 4.986.900.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sahil Güvenlik
Komutanlığının 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Sahil Güvenlik
Komutanlığının 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Sahil Güvenlik Komutanlığı 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 1.655.649.150,91
Bütçe Gideri 1.513.017.439,45
Kullanılmayan Ödenek 142.631.711,46
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sahil Güvenlik
Komutanlığının 2021 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Göç İdaresi
Başkanlığının 2023 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
GÖÇ İDARESİ
BAŞKANLIĞI
1) Göç İdaresi
Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 9.508.170.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Göç İdaresi
Başkanlığının 2023 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Göç İdaresi Başkanlığının
2021 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Göç İdaresi Başkanlığı 2021
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 4.127.115.489,16
Bütçe Gideri 4.105.475.417,54
Kullanılmayan Ödenek 21.640.071,62
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Göç İdaresi
Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Afet
ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının 2023
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
AFET VE ACİL DURUM
YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI
1) Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığı 2023 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 8.075.405.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığının 2023 yılı
merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığının 2021 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 10.897.391.758,04
Bütçe Gideri 10.862.205.184,53
Ödenek Üstü Gider 3.188,20
Kullanılmayan Ödenek 35.189.761,71
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığının 2021 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Böylece,
beşinci turda yer alan kamu idarelerinin bütçeleri ve kesin hesapları
kabul edilmiştir, hayırlı olmalarını temenni ederim.
Sayın
milletvekilleri, beşinci tur görüşmeleri
tamamlanmıştır.
Programa
göre kamu idarelerinin bütçe ve kesin hesaplarını sırasıyla
görüşmek için 11 Aralık 2022 Pazar günü saat 11.00de toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 01.44
(*) 362, 363 S. Sayılı Basmayazılar ve Ödenek Cetvelleri 5/12/2022 tarihli 29uncu Birleşim Tutanağına eklidir.
(*) Bu ifadeye ilişkin düzeltme bu birleşim Tutanak Dergisinin 197nci sayfasının Açıklamalar bölümünde yer almaktadır.
(*) Bu düzeltmeye ilişkin ifade bu birleşim Tutanak Dergisinin 184üncü sayfasında yer almaktadır.
(*) Bu bölümde Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.