TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
43üncü Birleşim
22
Aralık 2022 Perşembe
(TBMM
Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Antalya Milletvekili Atay Uslunun,
Antalya Kumluca ve Finikede meydana gelen sel felaketi sonrasında bölgede
yapılanlara ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Aksaray Milletvekili Ramazan
Kaşlının, Aksaraya ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin
Filizin, Gaziantepin düşman işgalinden kurtuluş gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili Ayşe Sibel
Ersoyun, PTT AŞde idari hizmet sözleşmeli olarak görev yapan personele
ve taşeron bünyesinde çalışanlara ilişkin
açıklaması
2.- Niğde Milletvekili Selim Gültekinin,
Niğdeye yapılacak yatırımlara ilişkin
açıklaması
3.- Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeçin,
Sıfır Atık Zirvesine ilişkin açıklaması
4.- Düzce Milletvekili Ümit
Yılmazın, Düzcenin yol sorununa ilişkin açıklaması
5.- Osmaniye Milletvekili İsmail
Kayanın, Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan asgari
ücrete ve dar gelirlinin enflasyona ezdirilmediğine ilişkin
açıklaması
6.- İstanbul Milletvekili Canan
Kalsının, Silivri Doğal Gaz Depolama Tesisine ilişkin
açıklaması
7.- Konya Milletvekili Halil Etyemezin,
Sarıkamış Harekâtının 108inci yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
8.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Tarsusun düşman işgalinden
kurtuluşunun 101inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
9.- Muğla Milletvekili Süleyman
Girginin, TRTde özel hukuk hükümlerine tabi çalışan personele
ilişkin açıklaması
10.- Mersin Milletvekili Alpay Antmenin, CMK
ücretlerine ilişkin açıklaması
11.- Tokat Milletvekili Yücel Bulutun,
Tokatın Turhal ilçesi Camikebir ve Kova Mahallelerinin kentsel
dönüşüm sorununa ilişkin açıklaması
12.- Kastamonu Milletvekili Hasan
Baltacının, Gün Medya Grup Kastamonusporun maruz
bırakıldığı hakem hatalarına ilişkin
açıklaması
13.- İstanbul Milletvekili Mustafa
Demirin, Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan asgari ücrete
ve dar gelirlinin enflasyona ezdirilmediğine ilişkin
açıklaması
14.- Mersin Milletvekili Hacı
Özkanın, Sarıkamış Harekâtının 108inci
yıl dönümüne, Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan
asgari ücrete ve tüm vatandaşların yeni yılını
kutladığına ilişkin açıklaması
15.- Şanlıurfa Milletvekili Ömer
Öcalanın, Semra Güzelin vekilliğinin iktidar tarafından
düşürüleceğine ilişkin açıklaması
16.- Karaman Milletvekili İsmail Atakan
Ünverin, Karamanın Sarıveliler ilçesinde diyaliz ünitesinin
bulunmadığına ilişkin açıklaması
17.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, Semra Güzelin vekilliğinin düşürülmesine ve
Kürt meselesinin çözümüne ilişkin açıklaması
18.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, son yıllarda boşanmaların
arttığına ilişkin açıklaması
19.- Mersin Milletvekili Baki
Şimşekin, açıklanan asgari ücrete, diğer ücretli kesimlere
de asgari ücret artış oranında zam yapılmasına ve
herkesin yeni yılını kutladığına ilişkin
açıklaması
20.- Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, Yozgat
Cumhuriyet Mektebine ilişkin açıklaması
21.- İstanbul Milletvekili Ali
Kenanoğlunun, 25 Aralıkta İstanbulda düzenlenecek Büyük Alevi
Kurultayına ilişkin açıklaması
22.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun,
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Onkoloji
Bölümünün uzman hekim sorununa ilişkin açıklaması
23.- Mersin Milletvekili Olcay
Kılavuzun, Erdemli Lamas limonuna ve Mersinde üretimi artırmaya
yönelik taleplerine ilişkin açıklaması
24.- Adana Milletvekili Müzeyyen
Şevkinin, Adanalı narenciye çiftçisinin desteklenmesine ilişkin
açıklaması
25.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenin, EYTlilere verilen vaatlere ilişkin açıklaması
26.- Eskişehir Milletvekili Arslan
Kabukcuoğlunun, 2022 yılı Eskişehir için başarı
ve üstün başarı belgesi verilecek öğretmenlerin listesine
ilişkin açıklaması
27.- Şırnak Milletvekili Nuran
İmirin, Semra Güzelin vekilliğinin siyasi bir kararla
düşürüleceğine ilişkin açıklaması
28.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, CMK ücretlerine ilişkin açıklaması
29.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
tarihe Kanlı Noel olarak geçen terör saldırısına, 20-27
Aralık Mehmet Akif Ersoyu Anma Haftasına, Sarıkamış
Harekâtının 108inci yıl dönümüne, Maraş
katliamının yıl dönümüne, Özkan Sümerin vefatının
2nci yıl dönümüne, Genel Sekreterlik tarafından bir milletvekilinin
tebrik kartının siyasi içerikli diye iade edilmesine, Türkiye
İstatistik Kurumunun açıkladığı Tarımsal Girdi
Fiyat Endeksine, Resmî Gazetede yayımlanan kur nedeniyle ilaçlarda
yapılan fiyat ayarlaması kararına, açıklanan asgari ücrete,
motorlu taşıt vergisindeki artışa, enflasyona ve memur
maaşlarına yapılacak zamma ilişkin açıklaması
30.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent
Bülbülün, Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 21-25 Aralık Millî
Mücadele ve Şehitler Haftasına, Sarıkamış
Harekâtının 108inci yıl dönümüne ve Cumhurbaşkanı
tarafından açıklanan asgari ücrete ilişkin açıklaması
31.- İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, RTÜKün her fırsatta anayasal hakları çiğneyen
bir kurum hâline geldiğine ve Halk TV, Tele1 ve FOX TVye ceza
yağdırdığına, Sağlık Bakanı Fahrettin
Kocanın madde bağımlılığıyla ilgili
verdiği cevaba, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebatinin enflasyon
ve kur korumalı mevduatla ilgili açıklamalarına, TÜİKin
tarımsal girdi maliyetlerine, Tüketici Güven Endeksine ve
Cumhurbaşkanının asgari ücretle ilgili yaptığı
açıklamaya ilişkin açıklaması
32.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
1974te Savaşa değil, adaya, adanın bütününe
barışı götürüyoruz. diyerek Kıbrıs hususunda harekete
geçen CHPnin de 3üncü Genel Başkanı Karaoğlan Ecevite ve
Kıbrıs şehitlerine, 85 yaşında Sincanda cezaevinde
hayatını kaybeden Vural Avara, solunum cihazı ve oksijen
konsantratörleri kullanmak zorunda olanların elektrik fiyatları
karşısında ezildiklerine, iktidar partisinin verdiği grup
önerisine, ilan edilen asgari ücret artışına ve bütün yetkilerin
Cumhurbaşkanında toplanmasına ilişkin açıklaması
33.- Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunçun, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine, Cumhurbaşkanı
tarafından açıklanan asgari ücrete, ücretlilerin durumunu iyileştirmek
için yaptıkları yasal düzenlemelere, Sarıkamış
Harekâtının 108inci yıl dönümüne, 20-27 Aralık Mehmet
Akif Ersoyu Anma Haftasına, Koca Yusuf adındaki iki
uçağın yurda geri döndüğüne ve 21 Aralık 1963te Rum terör
örgütü EOKA militanlarının yaptıkları katliama ilişkin
açıklaması
34.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent
Bülbülün, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
35.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
36.- İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, İstanbul Milletvekili Abdullah Gülerin HDP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
37.- İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, verilen oylarla Semra Güzelin vekilliğinin
düşürülmesine, bunun siyasi bir karar olduğuna ve bu kararı
protesto ettikleri için Genel Kurul çalışmalarına
katılmayacaklarına ilişkin açıklaması
38.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent
Bülbülün, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbalın 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümü üzerinde şahsı
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
39.- Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunçun, İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesi üzerinde verilen önerge
hakkında yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
40.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, Denizli
Milletvekili Yasin Öztürk ve 21 milletvekili tarafından,
hayvancılık işletmelerinde reforme olmayan dişi hayvan
kesimlerinde görülen artışın nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 3/10/2022
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerini önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 22
Aralık 2022 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, Şırnak
Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ve arkadaşları tarafından, Roboski
katliamının tüm boyutlarıyla araştırılması
amacıyla 22/12/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 22 Aralık 2022
Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
3.- CHP Grubunun, Tokat Milletvekili Kadim
Durmaz ve arkadaşları tarafından, Tokat ilindeki
işsizliğin nedenlerinin araştırılarak işsizlik
sebebiyle ortaya çıkan sorunların tespiti, işsizlik sorununun
çözüme kavuşması ve gerekli önlemlerin alınması
amacıyla 18/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin
önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 22 Aralık 2022
Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
B) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun
22 Aralık 2022 Perşembe günkü (bugün) birleşiminde 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerinin tamamlanmasına, 20
Aralık 2022 tarihli 41inci Birleşiminde kabul edilen grup önerisinde
yer alan
VII- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Kars Milletvekili Yunus Kılıçın İYİ Parti
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler
1.- Diyarbakır Milletvekili Semra
Güzelin 2022 Yılında Beşi Haziran Ayında Olmak Üzere Genel
Kurulun Altı Birleşimine Özürsüz veya İzinsiz
Katılmaması Sebebiyle Anayasanın 84üncü ve İçtüzüğün
138inci Maddeleri Uyarınca Gerekli Değerlendirmenin
Yapılması İçin Başkanlık Divanının 13 Ekim
2022 Tarihli ve 86 Numaralı Kararı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı Tezkeresi (3/2082) ile Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (S.
Sayısı: 368)
B) Kanun Teklifleri
1.- Düzce Milletvekili Fahri Çakır ve 28
Milletvekilinin Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4780) ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 381)
IX.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin, Musevi vatandaşların Hanuka
Bayramını, Hristiyan vatandaşların Noelini ve tüm
vatandaşların da miladi yılbaşını ve yeni
yılını kutladığına ilişkin
konuşması
X.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı: 368) Diyarbakır
Milletvekili Semra Güzelin 2022 Yılında Beşi Haziran
Ayında Olmak Üzere Genel Kurulun Altı Birleşimine Özürsüz veya
İzinsiz Katılmaması Sebebiyle Anayasanın 84üncü ve
İçtüzüğün 138inci Maddeleri Uyarınca Gerekli
Değerlendirmenin Yapılması İçin Başkanlık
Divanının 13 Ekim 2022 Tarihli ve 86 Numaralı Kararı ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi (3/2082)
ile Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon
Raporu'nun oylaması
2.- (S. Sayısı: 381) Elektrik
Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi'nin oylaması
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm'ün, kadın
cinayetleriyle ilgili verilere ve şiddetin önlenmesine yönelik
alınacak cezai tedbirlere ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/75101)
2.- İzmir Milletvekili Özcan Purçu'nun, 2018-2022
yılları arasında Bakanlığa bağlı, ilgili ve
ilişkili kuruluşlarda üst dereceli kadrolara atanan personele
ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya
Yanık'ın cevabı (7/75102)
3.- İzmir Milletvekili Özcan Purçu'nun, 2020-2022
yılları arasında Bakanlığa bağlı, ilgili ve
ilişkili kuruluşların giderlerine ilişkin sorusu ve Aile ve
Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/75103)
4.- Tunceli Milletvekili Alican Önlü'nün, son on yılda Türkiye
genelinde ve Tunceli'de intihar edenlerle ilgili verilere ilişkin sorusu
ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın cevabı
(7/75104)
5.- Batman Milletvekili Feleknas Uca'nın, kadına yönelik
şiddete dair verilere ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/75246)
6.- İzmir Milletvekili Tacettin Bayır'ın, 2020-2022
yılları arasında İzmir'de kömür ve odun yardımı
yapılan hane sayısına ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/75249)
7.- Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran'ın, bir
vakfın kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75803)
8.- Şırnak Milletvekili Nuran İmir'in, bir vakfın
kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75804)
9.- Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir'in, bir
vakfın kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75805)
10.- İstanbul Milletvekili Oya Ersoy'un, bir vakfın
kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75806)
11.- Mardin Milletvekili Ebrü Günay'ın, bir vakfın
kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75807)
12.- İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya'nın, bir
vakfın kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75808)
13.- Batman Milletvekili Feleknas Uca'nın, bir vakfın
kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75809)
14.- Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan'ın, bir vakfın
kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75810)
15.- Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir'in, bir
vakfın kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75811)
16.- Mardin Milletvekili Pero Dundar'ın, bir vakfın
kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75812)
17.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın,
bir vakfın kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75813)
18.- İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm'ün, bir vakfın
kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75814)
19.- Adana Milletvekili Tulay Hatımoğulları Oruç'un, bir
vakfın kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75815)
20.- Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun'un, bir vakfın
kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75816)
21.- Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık'ın, bir
vakfın kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75817)
22.- İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü'nün, bir
vakfın kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75818)
23.- Muş Milletvekili Şevin Coşkun'un, bir vakfın
kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75819)
24.- Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ'ın, bir
vakfın kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75820)
25.- Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü'nün, bir
vakfın kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75821)
26.- Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in,
bir vakfın kurucusunun kızının cinsel istismara maruz
kaldığı iddialarına ve Bakanlığın konu ile
ilgili çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/75822)
22 Aralık 2022 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Necati TIĞLI
(Giresun)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
43üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı
vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Antalya
Kumluca ve Finikede meydana gelen sel felaketi sonrasında bölgede
yapılanlar hakkında söz isteyen Antalya Milletvekili Atay Usluya
aittir.
Buyurun Sayın Uslu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Antalya Milletvekili Atay Uslunun,
Antalya Kumluca ve Finikede meydana gelen sel felaketi sonrasında bölgede
yapılanlara ilişkin gündem dışı konuşması
ATAY USLU (Antalya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; batı Antalyada etkili olan sel felaketiyle
ilgili söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
11 Aralığı 12 Aralığa
bağlayan gece meteorolojik verilere göre bölgeye 250 kilogramın
üzerinde yağış düşmüş; Kumluca, Finike ve Demre
ilçelerimizde taşkın hasarları meydana gelmiştir.
Vatandaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerinde
bulunuyoruz. Yağışlar sonrası Kumluca ilçe merkezinden
geçen Gavur Deresinde, Baysı Deresinde, Üleşik Deresinde, Salur
Deresinde, Boğaz Deresinde taşmalar olmuş; etraftaki konutlar,
iş yerleri ve seralar sular altında kalmıştır, çok
sayıda araç da zarar görmüştür. Yine, Finikede İskele
Mahallemizde, Hasyurt Mahallemizde, Turunçova Mahallemizde, Yeşilyurt ve
Sahilkent Mahallelerimizde; Demre ilçemizde Köşkerler ve Beymelek
Mahallelerimizde evler, portakal bahçeleri ve seralar sular altında
kalmıştır.
Yaşanan afet sonrası can
kaybının olmaması en büyük tesellimizdir. Devletimiz, bakanlarımız,
Hükûmetimiz afetin yaşandığı ilk andan itibaren
vatandaşlarımızın yardımına
koşmuşlardır. Zararlar telafi ediliyor, hasarlar gideriliyor,
yaralar hızla sarılıyor. Son yıllarda
yaşadığımız afetlerde nasıl
vatandaşımıza Devlet nerede? sorusunu sordurmamışsak
Kumluca, Finike ve Demre ilçelerimizi etkileyen sel afeti sonrasında da
tüm imkânlarımızı seferber ettik, bugün hamdolsun
insanımız Allah devletimize zeval vermesin; devletimizden,
yöneticilerimizden Allah razı olsun. dualarını ediyorlar.
İlk andan itibaren AK PARTİ
milletvekilleri olarak sahadaydık. İçişleri Bakanımız
Süleyman Soylu da bölgeye hemen intikal ettiler ve süreci koordine ettiler. Sel
afetinin ilk anından itibaren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğanın talimatıyla âdeta devletimizin bütün kurumları
seferber edildi. Afet bölgesine 2.375 personel görevlendirildi, 800 iş
makinesi sevk edildi. AFAD Başkanlığımız
tarafından oluşturulan kriz merkezinde yapılan koordinasyonda
bir taraftan temizlik çalışmaları, diğer yandan tespit
çalışmaları, diğer yandan iyileştirme
çalışmaları, bir diğer yandan hasarların telafisi için
çalışmalar koordine edildi. Afetin ilk günü Kumluca ilçemizin
merkezindeki caddeler selin getirdiği rüsubatla, atık çamur ve
toprakla kaplıydı. Vatandaşlarımızın Bu rüsubatın
üç dört haftada temizlenmesi zordur. şeklinde söylemleri vardı ama
ortaya konan seferberlikle, olağanüstü çalışma ve koordinasyonla
Kumluca caddeleri kırk sekiz saat içinde temizlendi, hayat ve ticaret iki
gün içinde normale döndü. Askerlerimizin, Jandarma
teşkilatımızın, gönüllülerimizin, kamu kurumunda
çalışan personelimizin temizlik malzemeleriyle
vatandaşımızın yanında olması âdeta güçlü
devlet, büyük millet tablosunu bir kez daha ortaya koydu.
Vatandaşımız bu hızlı çalışma için
devletimize ve Hükûmetimize teşekkür ediyor.
Değerli milletvekilleri, afet bölgesinde
775 iş yeri, 1.250 konut, 1.800 taşıt hasar gördü. Toplam olarak
sel afetinden 13.400 dekar tarımsal alan zarar gördü, 3.250 çiftçimizi
etkiledi bu süreç. Zarar gören tarım arazilerinin yaklaşık
yarısı TARSİM sigortası kapsamında. TARSİM
sistemine dâhil olmayan ya da bir şekilde TARSİM sisteminden
faydalanamayan çiftçilerimize devlet olarak, Hükûmet olarak mutlaka destek
vereceğiz. Çiftçimizin sonuna kadar yanındayız. Antalya'da
geçmiş afetlerde çiftçilerimize nasıl yardım ettiysek yine
yardım yapacağız, yine o desteği vereceğiz. Ziraat
Bankasına, Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarını
faizsiz şekilde erteledik, inşallah ertelemeye de devam
edeceğiz. Çiftçilerimiz bu süreçte üretimlerine devam ediyor, ben
çiftçilerimize de teşekkür ediyorum.
1.250 hane, ev zarar gördü, bu evlerin
zararları giderildi, şu ana kadar 22 milyon lira hane halkına
yardım yapıldı. Yine, 1.800 araç hasar gördü, inşallah
onlara da tamirat desteği vereceğiz. 775 esnaf bu süreçten zarar
gördü, her esnafa 10 bin lira olmak üzere 7,7 milyon lira can suyu
yardımında bulunduk, inşallah yardımlarımız
esnafımıza devam edecek. KOSGEB'in otuz altı aya kadar faizsiz
kredi imkânı ortaya çıktı. Yine, sel bölgesindeki iş yerlerinin
vergi ve SSK borçları ertelendi.
Afetten etkilenen batı Antalya bölgemize
şu ana kadar ticari zararlar için Ticaret Bakanlığımız
ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından 80 milyon lira; AFAD
tarafından 26 milyon lira ki bunun 4 milyonu Kumluca Belediyesine, 2
milyonu Finike Belediyesine- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
tarafından 22 milyon lira; okulların tamiratı için 2 milyon lira
ödenek gönderildi; toplamda gönderilen ödenek miktarı 130 milyon lirayı
aşmış durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın
lütfen.
ATAY USLU (Devamla) Tamamlıyorum
efendim.
Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, afetin ilk
gününden itibaren gece gündüz sahada bulunan İçişleri
Bakanımız Süleyman Soyluya teşekkür ediyoruz; süreci bizatihi
yerinde koordine ettiler. Dışişleri Bakanımız, Antalyanın
evladı Mevlüt Çavuşoğlu hem geldi, çalışmaları
sahada takip etti hem de ileriye dönük atılması gereken adımlar
konusunu koordine etti; Sayın Bakanımıza,
Dışişleri Bakanımıza teşekkür ediyoruz.
Tarım Bakanımız Vahit Kirişci hemen anında geldi,
tarımsal alanlarda, dere yataklarında incelemede bulundu, tarımsal
destek için çalışmaları başlattı; Sayın
Tarım ve Orman Bakanımıza teşekkür ediyoruz. Bu süre
içerisinde Cumhurbaşkanımız bölgede bulunan bakanlarla her gün
en az 3-4 defa temas hâlindeydi; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğana, Cumhurbaşkanımıza da talimatları -ortaya
koyduğu- devleti seferber etmesinden dolayı
şükranlarımızı sunuyoruz.
Batı Antalyada, Kumluca, Finike, Demre
ilçelerimizde ortaya çıkan sel felaketi sonrası
vatandaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun diyorum. Allah
ülkemizi, milletimizi afetlerden korusun.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı
ikinci söz, Aksaray hakkında söz isteyen Aksaray Milletvekili Ramazan
Kaşlıya aittir.
Buyurun Sayın Kaşlı. (MHP
sıralarından alkışlar)
2.- Aksaray Milletvekili Ramazan
Kaşlının, Aksaraya ilişkin gündem dışı
konuşması
RAMAZAN KAŞLI (Aksaray) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İç Anadolunun göz bebeği
Aksarayımızın ilçelerinde yeni açılan organize sanayi
bölgeleri ve tarıma dayalı organize sanayilerimizdeki
gelişmeleri dile getirmek üzere gündem dışı söz
almış bulunmaktayım. Heyetinizi ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Kapadokya
bölgesinin en değerli parçası, dünyanın en uzun 2nci kanyonu
olan Ihlara Vadisiyle, kültürel ve tarihî değerleriyle turizm merkezi
hâline gelen Aksaray, yaşanan son gelişmelerle, tarımda ve
hayvancılıkta olduğu gibi artık sanayide de söz sahibi
olmaya başlamıştır. Aksaray Organize Sanayi Bölgemizde
bugün 300ün üzerinde fabrikada 20 bine yakın işçi kardeşimiz
Aksarayımızın ve ülkemizin üretimine ve ihracatına
katkıda bulunmaktadır. Özellikle otomotiv, çelik silo, tekstil,
mobilya ve gıda sektörleri başta olmak üzere birçok alanda yüksek
üretim hacmiyle Aksarayımızın ve ülkemizin ekonomik
kalkınmasına katkıda bulunan, şu an 4üncü genişleme
alan çalışmaları devam eden Aksaray Organize Sanayi Bölgemizin
Mersin Limanı bağlantısı olan 86 kilometrelik
Aksaray-Ulukışla Demir Yolu Hattı Projesinin de bir an önce
hayata geçirilmesi organize sanayimizin daha da büyümesine önemli katkıda
bulunacaktır.
Kuzeyi güneye, batıyı doğuya
bağlayan tüm kara yollarının keşişim noktasında
bulunan Aksarayımızın ilçelerinde 6ncı teşvik
bölgesinde yer alan ve 2022 yılı itibarıyla faaliyete
başlayan Ortaköy Yunus Emre Organize Sanayi Bölgesi, ulaşım
noktasında oldukça avantajlı bir konumdadır. Ankara-Niğde
Otobanına
Aksarayın 2nci OSBsi olarak
bildiğimiz Sultanhanı Organize Sanayi Bölgemiz Aksaray-Konya kara
yolu üzerinde ve eski tarihî İpek Yolu güzergâhında, ulaşım
kolaylığına sahip bir konumda bulunmaktadır. 930 bin
metrekare alana kurulu organize sanayimizde şu ana kadar alınan
başvuru sayısı planlanan sayının 4 katına
ulaşmış, Aksaray dünyaca ünlü yatırımcıların
ilgi odağı hâline gelmiştir.
Tarım ve hayvancılık
alanında sağlanan üretimin ekseriyetle tedarik edildiği Eskil
ilçemizde Aksaray-Konya kara yolunun 68inci kilometresine yakın bir alana
Değerli milletvekilleri, Aksaray'da, faal
nüfusun büyük çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla
geçimini sağlamakta, bölgenin yüzde 52si tarım alanı olarak
kullanılmaktadır. Aksaray Ticaret Borsası öncülüğünde
kurulan 60 bin hayvan kapasiteli Aksaray Organize Hayvancılık
Bölgesinde 150 işletmeci tek çatı altında toplanarak
Türkiye'nin kırmızı et ihtiyacının yüzde 10u
inşallah Aksaray'dan sağlanacaktır.
Karkın Tarıma Dayalı İhtisas
Sera Organize Sanayi Bölgesi 1.445 dekar alanla Türkiye'nin 2nci büyük
jeotermal kaynaklı sera organize sanayi bölgesidir. Bölgede, özellikle
kadın istihdamına öncelik verilerek hem yurt içi hem de yurt
dışı pazarda değerlendirilmek üzere, toplamda 50 bin ton
meyve ve sebze üretimi gerçekleşecektir. Bu rakamlarla Aksaray'ın
sebze ve meyve üretim hasılası yüzde 50 artacak, ülkemizin
ekonomisine katkısı her yıl 750 milyon TL civarında
olacaktır.
2021 TÜİK verilerine göre, ilimiz
ayçiçeği üretiminde 1incidir; yonca, şeker pancarı, kabak,
sarımsak ve çavdar üretiminde ise Türkiye'de ilk 5te yerini
almıştır. Tahıllar ve bitkisel ürünlerin üretim
miktarında -ton bakımından- ülkemiz içinde 2nci sırayı
almıştır yani Aksaray üretmiş, Türkiye
kazanmıştır.
Değerli milletvekilleri, Türkmen
Beyimiz, liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin, Türkiyede siyaset
yapan herkesin, sağduyu sahibi bütün vatandaşlarımızın
hafızasına kazıdığı Önce ülkem ve milletim,
sonra partim ve ben. anlayışıyla lider ülke Türkiye hedefimize,
ülkümüzün uğruna, ülkemizin hayrına, devletimizin istikrarı,
milletimizin istikbali için durmadan, yorulmadan, yılmadan, il il, ilçe
ilçe, köy köy, mahalle mahalle, komşu ziyaretleriyle milletimizle
buluşuyor, kucaklaşıyor, hep birlikte Cumhuriyetimizin 100üncü
yılına koşuyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi,
buyurun.
RAMAZAN KAŞLI (Devamla) Bu azim ve
inançla inşallah Cumhur İttifakı olarak önümüzdeki döneme
Türkiye Yüzyılı mührünü vuracağız diyorum.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı
üçüncü söz, Gaziantepin düşman işgalinden kurtuluş günü
münasebetiyle söz isteyen Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filize
aittir.
Buyurun Sayın Filiz. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
3.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin
Filizin, Gaziantepin düşman işgalinden kurtuluş gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ
(Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Antep savunması,
Anteplilerin Fransızlara karşı 1 Nisan 1920de
başlattığı mücadelenin 25 Aralık 1921de son
Fransız askerinin de Gaziantep'i terk etmesiyle son bulduğu bir
destandır. Konuşmam bu destanla ilgilidir.
Genel Kurulu, Gazianteplileri ve yüce Türk
milletini saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Mondros
Mütarekesinden sonra 15 Ocak 1919da Antepi işgal eden İngilizler,
Antepte kaldıkları on aylık sürede silahlarımıza el
koyarlar, teslim etmeyenleri de tehdit ederler. Sonra Fransayla yaptıkları
anlaşma çerçevesinde İngilizler çekilir ve 4 Kasım 1919da
Fransız işgali ve yerli Ermeniler öncülüğünde Türklere zulüm
başlar. Fransız işgali sadece Antepte değil, Anadolunun
dört bir tarafında mitinglerle protesto edilir. 12 yaşlarındaki
Mehmet Kamilin annesini korumaya çalışırken Fransız
askerleri tarafından süngülenerek şehit edilmesinden sonra
Anteplilerin artan tepkileri karşısında Kilisten desteğe
gelen Fransız birliklerini durdurmakla görevli Şahin Beyin 29 Mart
1920de Kilis yolunda Elmalı Köprüsünde Tek başına ben
yumruklarımla dövüşeceğim. dercesine elini kaldırıp
Fransız ordusuna Dur! diye meydan okuyarak şehit olması Antep
savunmasının fitilini ateşlemiştir.
Ben Antepliyim, Şahinim ağam.
Mavzer omzuma yük.
Ben yumruklarımla dövüşeceğim.
Yumruklarım memleket kadar büyük.
Bu dağlarda biz yaşarız, bu
dağlar bizim dağımız.
Namusumuz temiz, bayrağımız
hür.
Analarımız, karımız,
kızımız, kısrağımız,
Burada erkekçe dövüşür.
Bir bayrak dalgalanır Antep Kalesi
üstünde,
Alı kanımdaki al, akı
alnımdaki ak.
Bayraklar içinde en güzel bayrak,
Düşüncem senden yanadır.
Hey, hey!
Yine de hey hey!
Bir türkü söylenir siperlerde her sabah,
Vurun Antepliler, namus günüdür! diyerek
başlayan Antep savunması, küçük, dağınık ve hafif silahlı
kuvvetlerden oluşan direniş hareketinin insanlarla meskûn olan bir
mahalde büyük bir orduya nasıl karşı koyulacağını
gösteren ender şehir savaşlarından biridir. (İYİ Parti
ve CHP sıralarından alkışlar) Düşman hangi taraftan
saldırıyorsa kahramanlarımız da o taraftan
saldırıyor. Cephe hattımız yok, mühimmat yeterli
değil, kurşun az. Çetelere Düşmanı görün, ondan sonra
sıkın. emri veriliyor, görmeden atmıyorlar. Hastanemiz yok,
Şeyh Fethullah Camisi Külliyesi hastaneye çevrilmiş, pamuk yok,
kadınların tülbentleri sargı bezi olarak kullanılıyor.
Yaralılar uyuşturulmadan, elleri ayakları bağlanarak
ameliyat ediliyor. Bu şartlarda, Fransızlar karşısında
on ay dokuz gün direnen Antep, sonuçta açlığa teslim olur ve bu
kutsal mücadele Gazi Meclis tarafından 8 Şubat 1921 tarihinde Antep'e
Gazilik unvanı verilerek taçlandırılır.
Değerli milletvekilleri, Fransızlar
Antep'te kaldıkları süre içinde eşine az rastlanan bir
soykırım yapmıştır. Düzensiz savunma güçlerine
karşı iki yılda atılan 70-80 bin top mermisinin 17 bini
sivil yerleşim birimlerine atılmıştır. 15,5 toplarla,
kerpiç ve topraktan yapılan Antep evleri yerle bir edilmiş, 8 bin
hanenin üçte 2si harabeye dönmüştür. Camilerimiz, minarelerimiz,
hanlarımız, bedestenlerimiz, hastanelerimiz, çeşmelerimize kadar
bombalandı, öyle ki şarapnel değmemiş mesken kalmadı.
Resmî verilerde 6.317 olarak belirtilse de Lohanizadeye göre 12 binin üzerinde
şehidimiz var. Bunların dışında, Fransızlar
binlerce sivili katletmiştir. Bir araştırmacı, küçücük
bedenlerine rağmen amansız mücadelede yer alan ve hastane
kayıtlarında var olan 2.023 çocuk şehitten bahsediyor.
Sayılar ne olursa olsun Fransızlar sivilleri ve çocukları
öldürerek insanlığa karşı savaş suçu işlediler.
Değerli milletvekilleri, bu destan iyi
bilinmelidir çünkü vatanın bize hangi şartlarda emanet
edildiğini anlatır. Bunları öğrenmek gençlerimiz için,
hepimiz için bir görevdir.
Değerli milletvekilleri, kendisini
Gaziantep tarihine adayan yazar ve fotoğraf sanatçısı, bütün
bayram kutlamalarını filme alan değerli dostum Halit Ziya
Biçerden naklederek anlatmak istiyorum: Eskiden imkânlar kıt olsa da
kurtuluş bayramı öyle kutlanırdı ki Antep sokaklarında
o günün ruhu tekrar canlandırılırdı. Antep Harbi, İstiklal
Harbinin ilk ateşiydi; İstiklal Harbinde hiçbir yerde Antep
Harbindeki kadar sivil öldürülmemiştir. Bu yüzden Antep Harbi
kutlanırken yer gök inletilmeli. diyor. Ayrıca, gazilerimizin
kendisine Çok büyük bir alanımız olmalı. Öyle yüksek bir
anıt yaptırın ki yukarı doğru
baktığınızda şapkanız yere düşsün.
dediklerini anlatmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
Buyurun.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ
(Devamla) Bu talepten hareketle Kültür ve Turizm
Bakanlığımıza; Büyükşehir, Şahinbey ve
Şehitkâmil Belediye Başkanlarımıza sesleniyorum: Yüksek bir
anıt yapın ve eski semtlerimizde büyük meydanlar oluşturup Antep
Harbini temsil edecek kompozisyonlar gerçekleştirin; haklarını
hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz şehitlerimiz ve ebediyete göç eden
gazilerimiz unutulmasın.
Değerli milletvekilleri, o günlerde
çekilen ızdırabın ne bir romanı yazıldı ne de
filmi çekildi. TRTye ve yerel yöneticilere sesleniyorum: Çok geç kalınsa
da bu destanı beyaz perdeye taşıyın, diziler çekin ki
şimdi rahat nefes almanın ne anlama geldiği iyice
anlaşılsın.
Değerli milletvekilleri, kurtuluşun
101inci yılında şehitlerimizin, gazilerimizin çocukları,
torunları ve saygıdeğer hemşehrilerim; kurtuluş
günümüz kutlu olsun. Gazi Meclisi, Gazianteplileri ve yüce Türk milletini
saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika
süreyle söz vereceğim.
Sayın Ersoy, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili Ayşe Sibel
Ersoyun, PTT AŞde idari hizmet sözleşmeli olarak görev yapan
personele ve taşeron bünyesinde çalışanlara ilişkin
açıklaması
AYŞE SİBEL ERSOY (Adana)
Teşekkürler Başkanım.
2013 yılında PTT, KİT
statüsünden çıkarılarak anonim şirket olmuş, bu
değişiklikle idari hizmet sözleşmeli olarak ifade edilen
çalışma şekli ortaya çıkmıştır. PTTde 399
sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında güvence altında
çalışan personel ile
aynı işi gören idari hizmet sözleşmeli
çalışanları iş güvencesi, özlük hakları
açısından, kamu hizmeti sağlamalarına rağmen, bu
güvenceye sahip değiller. Yine, 399 sayılı KHKli personel,
unvan alabilmeleri için, idari hizmet sözleşmeli olunması
şartıyla güvencesiz istihdam biçimine zorlanmakta. İdari hizmet
sözleşmeli olarak görev yapan personelin iş güvencesine sahip kadro
kapsamına alınması, taşeron bünyesinde
çalışanlara kadro verilmesi PTT AŞde etkin ve verimli hizmet
sunumu noktasında önem taşımaktadır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gültekin
2.- Niğde Milletvekili Selim Gültekinin,
Niğdeye yapılacak yatırımlara ilişkin
açıklaması
SELİM GÜLTEKİN (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Türkiye Yüzyılına Niğdemize
kazandırdığımız yeni organize sanayi bölgemizin
yapım işi sözleşmesini imzalayarak giriyoruz. 270 milyon TLye
ihale edilen Niğde İkinci Organize Sanayi Bölgemizin yol,
kanalizasyon, yağmur ve içme suyu, elektrik ve TELEKOM altyapısı
şebekesi inşaatlarından müteşekkil altyapı yapım
işine, inşallah, söz verdiğimiz gibi, yakın zamanda
kazmayı vurarak başlıyoruz. Niğde yüzyılında
şehrimize yeni fabrikalar açmaya devam edeceğiz.
Yine, Çiftlik ve Ulukışla
ilçelerimizin yeni Emniyet Müdürlüğü hizmet binalarının
yapım işi ihalelerini de Ocak 2023te gerçekleştireceğiz;
Çiftlikimize, Ulukışlamıza hayırlı olsun.
Ayrıca, müjde olarak, Niğdemize
yakışır bir yeni tapu ve kadastro hizmet binamızın
yapım işini de 18 Ocak 2023te ihale ediyoruz.
Bu eser ve hizmetlerin Niğdemize
kazandırılmasını sağlayan
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğana tüm
Niğdeliler adına teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Gözgeç
3.- Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeçin,
Sıfır Atık Zirvesine ilişkin açıklaması
EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yarın Çevre, Şehircilik ve
İklim Değişikliği Bakanlığımız
tarafından, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin katılımıyla
İklim ve Gençlik temalı Sıfır Atık Zirvesi
düzenleniyor. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin
öncülüğünde beş yıl önce başlatılan Akdeniz
Parlamenter Asamblesi (AKDENİZ-PA) tarafından 1incilik ödülü de alan
Sıfır Atık Hareketi artık ülke
sınırlarını aşıp uluslararası bir boyut
kazanmış durumda. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 30
Mart günü Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edildi,
artık 30 Mart Sıfır Atık Günü olarak tüm dünyada
kutlanacak. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi Haydi Kızlar
Okula Gönül Elçileri Ata Tohumu gibi bugüne kadar öncülük ettiği
birçok projeyle kadına, çocuğa, çevreye, insana dair her alana
dokunuyor, farkındalık oluşturuyor. Özellikle Sıfır
Atık Hareketiyle ülke sınırlarını da aşıp
başka ülkelere de âdeta ilham kaynağı oluyor. 7den 70e
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Yılmaz
4.- Düzce Milletvekili Ümit
Yılmazın, Düzcenin yol sorununa ilişkin açıklaması
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Düzce ilimize bağlı
Yığılca ilçemizi merkeze bağlayan, uzunluğu
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kaya
5.- Osmaniye Milletvekili İsmail
Kayanın, Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan asgari
ücrete ve dar gelirlinin enflasyona ezdirilmediğine ilişkin
açıklaması
İSMAİL KAYA (Osmaniye) - Teşekkürler
Sayın Başkanım.
Bugün, 2023 yılı asgari ücreti
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklandı.
Rekor seviyede bir artışla net 8.506 lira olarak açıklanan 2023
yılı asgari ücretinin tüm çalışanlarımıza
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın
güçlü liderliğinde AK PARTİ olarak işçimizin, emekçimizin
alın terini korumaya devam edecek,
çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz diyerek
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Kalsın...
6.- İstanbul Milletvekili Canan
Kalsının, Silivri Doğal Gaz Depolama Tesisine ilişkin
açıklaması
CANAN KALSIN
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Geçtiğimiz
hafta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan
tarafından kapasite artırım açılışı
yapılan Silivri Doğal Gaz Depolama Tesisi 3,2 milyar metreküpten 4,6
milyar metreküpe ulaşan yeni kapasitesiyle Avrupanın en büyük
doğal gaz depolama tesisi olmuştur; Türkiye Yüzyılına, AK
PARTİ eser siyasetine yakışan bu nadide eser ülkemize ve milletimize
hayırlı olsun. Türkiyenin ilk yer altı doğal gaz depolama
tesisi olan Silivri Doğal Gaz Depolama Tesisinin kapasite
artırım çalışmalarında 18 kuyuda genişletme
çalışmaları yapılmış, deniz üstüne isimleri Piri
Mehmet Paşa ve Ali Paşa olan yüzde 100 yerli 2 platform kurulmuş
ve günlük geri üretim kapasitesi 28 milyon metreküpten 75 milyon metreküpe
çıkarılmıştır. Tesis, Türkiyenin en soğuk
günlerinde tek başına günlük gaz ihtiyacının yüzde 25ini
karşılayabilecek düzeye çıkarılmıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın, bu noktada, Türkmenistan
ziyareti, her konuda olduğu gibi, bu konuda da ülkemizi zirveye
çıkarma kararlılığının bir örneğidir.
Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Etyemez...
7.- Konya Milletvekili Halil Etyemezin,
Sarıkamış Harekâtının 108inci yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
HALİL
ETYEMEZ (Konya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Coğrafya
zorlu, kış çetindi, 1914 yılının 22 Aralık
günüydü, Osmanlı ordusu Birinci Dünya Savaşında açılan
Kafkas cephesine ulaşmak için Sarıkamış yoluna koyuldu
ancak Allahuekber Dağları geçit vermedi, binlerce yiğit donarak
ve göğüs göğüse savaşarak şehit düştü.
Sarıkamış Harekâtı Mehmetçikin bu toprakların
nasıl vatan olduğunu gösterdiği hüzünlü ve emsalsiz bir
kahramanlık destanıdır. Sarıkamışta bedenleri
buz tutsa da üstün bir cesaret örneğiyle son nefeslerine kadar mücadeleye
devam eden kahraman ecdadımız aziz hatıralarıyla yüce
milletimizin engin gönlünde hak ettiği yeri almıştır.
Sarıkamış Harekâtının 108inci yıl dönümünde
vatan için canlarını feda ederek geri dönmeyi asla düşünmeyen
kahraman şehitlerimizi saygıyla ve rahmetle anıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Taşkın
8.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Tarsusun düşman işgalinden
kurtuluşunun 101inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
27 Aralık, seçim bölgem Mersin Tarsus
ilçemizin düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümüdür.
Kadim şehir Tarsusumuzun düşman işgalinden kurtuluşunun
101inci yıl dönümünü kutluyor, bu vesileyle bu toprakları bizlere
vatan yapan Kurtuluş Savaşı şehitlerimize ve tüm
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. 101 yıl önce Anadolunun
her yerinden ateşlenen kurtuluş mücadelesinin bir
kıvılcımı da Tarsusa düşmüş, kahraman
ecdadımız canlarını hiçe sayarak girdikleri kurtuluş
mücadelesinden zaferle çıkarak 27 Aralık 1921de işgal
güçlerini, Fransızları Tarsustan kovmuşlardır.
Geçmişi unutan geleceğini kuramaz;
tarihimizi unutmayacak ve unutturmayacağız. Ecdadımızdan
emanet aldığımız aziz vatanımızı
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
güçlü liderliğinde eser ve hizmet siyasetimizle daha güçlü bir
şekilde bizden sonraki nesillere bırakacağız diyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Girgin
9.- Muğla Milletvekili Süleyman
Girginin, TRTde özel hukuk hükümlerine tabi çalışan personele
ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına: 2019
yılında 703 sayılı KHKye istinaden TRTde sözleşmeli
olarak çalışan personel özel hukuk hükümlerine tabi personel
statüsüne geçirilmiştir. Sonrasında, taşeron olarak
çalıştırılan personelden asıl işlerde
çalışan, programlar üzerinden istihdam edilen ve Anadolu Ajansı
üzerinden çalıştırılan personel de ÖHT sözleşmesine
geçirildi. ÖHT statüsüne geçirilen personel aynı işi yapmasına
rağmen farklı maaşlarda
çalıştırılmaktadır, kademe ve derece yükselmesi
hakları bulunmamaktadır, unvan değişikliği
sınavlarına girememektedir, iş güvenceleri yoktur ve her an
işini kaybetme korkusu yaşamaktadır, kurumlar arası yer
değişikliği hakkı bulunmamaktır; giyim
yardımı, yayın ücreti, gıda yardımı ve benzeri
haklardan yararlanamamaktadırlar. TRTde çalışan özel hukuk
hükümlerine tabi personelin özlük haklarının iyileştirilmesi
için bir çalışma var mıdır? Kadroya geçirilmeleri için bir
çalışma var mıdır?
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Antmen
10.- Mersin Milletvekili Alpay Antmenin, CMK
ücretlerine ilişkin açıklaması
ALPAY ANTMEN (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Adalet Bakanlığı CMK
ücretlerinin, avukat müdafi ücretlerinin günün ekonomik koşullarına
uyarlanmasında Barolar Birliğiyle uzlaşamadı, CMK
ücretlerini bir angarya olmaktan çıkarmadı. 65 baromuz da bir bildiri
yayınlayarak eylemsellik sürecine geçtiler ve sadece yirmi dört saat için
otomatik avukat atama sistemini durdurdular. Bunun üzerine Sayın Adalet
Bakanı baroları tehdit etti Yeni bir sistem getiririz, adli
yardımı elinizden alırız. dedi. Sayın Bakana ben
buradan sesleniyorum: Zaten böyle bir değişiklik yapacak vaktin
kalmadı, bari gel bu haksızlığı düzelt, avukat CMK
ücretlerinin avukatlık asgari ücret tarifesine endekslenmesini sağla.
Bari avukatlar giderayak senin avukatlar için iyi bir şey
yaptığını düşünsünler, seni öyle
hatırlasınlar diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Bulut
11.- Tokat Milletvekili Yücel Bulutun,
Tokatın Turhal ilçesi Camikebir ve Kova Mahallelerinin kentsel
dönüşüm sorununa ilişkin açıklaması
YÜCEL BULUT (Tokat) Teşekkür ederim
Başkanım.
Tokat ili Turhal ilçemize bağlı
Camikebir ve Kova Mahalleleri 2013 yılında deprem riskli alanı
olarak ilan edilmiş ve kentsel dönüşüm kararı
alınmıştır. İlimizin deprem bölgesi olması
nedeniyle vatandaşlarımızın oturduğu konutların
sağlamlığı elbette ki daha da önem arz etmektedir. On
yıldır kentsel dönüşüm projesi bölge sakinleri nezdinde
belirsizliğini korumakta, bir an önce sürecin netleştirilmesi ve
hayata geçirilmesi beklenmektedir. Projeler tamamlandığında
Turhal ilçemizde ekonomik anlamda belirgin bir canlanma, sosyal ve mekânsal
yapıda ise önemli dönüşümlerin meydana gelmesi arzulanmaktadır.
Bu sebeple, vatandaşlarımızın uzun süredir bekledikleri
kentsel dönüşüm sürecinin somutlaştırılması bir an
önce sağlanmalıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Baltacı
12.- Kastamonu Milletvekili Hasan
Baltacının, Gün Medya Grup Kastamonusporun maruz bırakıldığı
hakem hatalarına ilişkin açıklaması
HASAN BALTACI (Kastamonu) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sporun ve sportif başarının
ülkeler, kulüpler ve şehirler için ne denli önemli olduğunu
biliyoruz. Kastamonu'nun profesyonel futbol ligindeki tek temsilcisi Gün Medya
Grup Kastamonuspor, sezon başından bu yana maruz
bırakıldığı hakem hataları nedeniyle TFF 2. Lig
Kırmızı Grup'ta ilk devreyi ne yazık ki hak ettiğinin
uzağında noktalamak zorunda bırakılmıştır.
Unutulmamalıdır ki Kastamonuspor ülkemizin dört bir yanında
yaşayan yüzbinlerce Kastamonulunun ve kadim Anadolu şehri
Kastamonumuzun ortak değeridir, gururudur. Kastamonu sahipsiz
değildir, Kastamonuspor sahipsiz değildir. Futbol Federasyonu bu sesi
duymalıdır; Kastamonuspor ayrıcalık değil, adalet istemektedir.
BAŞKAN Sayın Demir
13.- İstanbul Milletvekili Mustafa
Demirin, Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan asgari ücrete
ve dar gelirlinin enflasyona ezdirilmediğine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA DEMİR (İstanbul)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Cumhurbaşkanımız
tarafından açıklanan asgari ücretin hayırlı ve uğurlu
olmasını temenni ediyorum.
Tüm dünyada yaşanan ekonomik
zorlukların ve sıkıntıların bir yansıması
olarak ortaya çıkan enflasyon sorunu karşısında, daima
işçilerimizin, emekçilerimizin ve dar gelirlilerimizin yanında olduk.
Geçmişte, özellikle 1994-1995 ve 2000li yıllarda ülkemizin
karşılaştığı ekonomik sorunlarda
vatandaşlarımıza sahip çıkacak bir siyaset adamı
bulmakta zorlandık. Ancak şimdi, Sayın
Cumhurbaşkanımız maaş artışları ve
aldığı bir dizi önlemle dar gelirlilerimizi enflasyona
ezdirmemek için tüm tedbirleri almaktadır. AK PARTİ olarak
milletimizi yarınlara daha güçlü ve refah içinde taşımak için
çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz.
BAŞKAN Sayın Özkan
14.- Mersin Milletvekili Hacı
Özkanın, Sarıkamış Harekâtının 108inci
yıl dönümüne, Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan
asgari ücrete ve tüm vatandaşların yeni yılını
kutladığına ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sarıkamış Harekâtı tüm
vatanın sathı, imkânsızın son hattı, milletimizin o
günkü bahtı, 90 bin yiğidin şehadet tahtıdır.
Zorluğun doruğunda, çaresizliğin zirvesinde birkaç güne
asırları sığdıran, düşmana değil iklime
mağlup olan, her kar tanesinde Mehmetçikimizin şehadete
yürüdüğü vatan evlatlarını harekâtın 108inci
yılında rahmetle, minnetle anıyorum.
Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan tarafından asgari ücretin net yüzde 54 zam
yapılarak 8.500 TL olarak açıklanması
vatandaşımızda ve çalışanlarımızda mutluluk
etkisi yaratmıştır. Milletimiz için her daim gerekeni
yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.
Yeni Türkiye Yüzyılına ilerlerken
hizmet ve eserlerle dolu bir yılı daha geride bıraktık. Bu
vesileyle tüm vatandaşlarımızın yeni yılını
şimdiden kutluyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Öcalan
15.- Şanlıurfa Milletvekili Ömer
Öcalanın, Semra Güzelin vekilliğinin iktidar tarafından
düşürüleceğine ilişkin açıklaması
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, Anayasanın ayaklar altına
alındığına halkımız bugün şahitlik yapacaktır.
Amed Milletvekilimiz Semra Güzelin vekilliği düşürülerek HDP
seçmeninden âdeta intikam alınacaktır. Kürtlerin iradesi tekrar yok
sayılıyor. 90lı yıllardan itibaren sistematik bir
şekilde devam eden ret ve inkâr bugün yani 22 Aralık 2022de de
tekrarlanacaktır. Oylama yapılırken büyük bir kin, öfke ve
mutlulukla Semra Vekilin milletvekilliği iktidar tarafından
düşürülecektir ama halkımız bu zalim ve Kürt düşmanı
iktidara cevabını en yakın zamanda verecektir. Kürtlerin seçme
ve seçilme hakkını elinden alanlar elbette bu ülkede halkın
vicdanında mahkûm olacaktır.
Semra Vekili buradan selamlıyorum. Semra
Vekil halk nezdinde temsiliyetine devam edecektir.
Saygılar. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Ünver
16.- Karaman Milletvekili İsmail Atakan
Ünverin, Karamanın Sarıveliler ilçesinde diyaliz ünitesinin
bulunmadığına ilişkin açıklaması
İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Karaman)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Karamanımıza bağlı
Sarıveliler ilçemizdeki diyaliz hastası hemşehrilerimin
yaşadığı soruna yıllardır çözüm bulunamadı.
Sarıvelilerde diyaliz ünitesi bulunmadığından hastalar
haftada iki gün sabahın erken saatlerinden itibaren köylerden ve
ikametlerinden servis minibüsüyle toplanarak
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Gergerlioğlu
17.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, Semra Güzelin vekilliğinin düşürülmesine ve
Kürt meselesinin çözümüne ilişkin açıklaması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Bugün, Mecliste Semra Güzel Vekilimizin vekilliğinin düşürülmesine
yönelik oylama yapılacaktır. Bilin ki vekil düşürerek, polise
vekil darp ettirerek hiçbir yere varamazsınız ancak hakka ve halka
karşı olduğunuzu gösterirsiniz. Uyduruk kararlarla vekil dokunulmazlığı
düşürdünüz, cezaevine attınız, nereye vardınız?
Uyduruk yargı kararlarıyla milletvekilini cezaevine attınız
da ne oldu? Döndük ve yine size hakkı haykırıyoruz, zulmünüzü
haykırıyoruz ve yine buradayız. Kürt meselesi demokratik anayasal
değişikliklerle çözülür. Çatışma, kan, gözyaşı,
vekil düşürme yollarıyla mücadele etmek kesinlikle Kürt meselesinin
çözümüne hizmet etmez. Biz buradayız, halkın vekilleri olarak
mücadeleye devam ediyoruz. Semra Güzel de halkın vekilidir.
BAŞKAN - Sayın Aycan
18.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, son yıllarda boşanmaların
arttığına ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) - Sayın
Başkan, son yıllarda boşanmalar artmaktadır. 2021
yılında boşanma sayısı yüzde 10 daha
artmıştır. Boşanma başlı başına sorundur,
beraberinde başka sorunlar da ortaya çıkmaktadır. Taraflar kesin
olarak boşanmaya karar vermişse, dönüş yoksa boşanma
davalarını hızlı sonlandırmak gerekir. On yıl
süren boşanma davaları taraflar arasındaki çatışmayı
artırmaktadır ve bu toplumsal çatışmaya dönüşmektedir.
Boşanma en çok çocuklara zarar vermektedir. Çocuklar anne ve babaları
arasında kalmakta, çatışmaya sebep olmaktadır. Bu duruma
müdahale etmek gerekir. Çiftler boşanmış olsa bile çocuğun
velayeti ortak olmalıdır; bu, çocuğun hakkıdır, anne
ve babanın ise hakkı ve görevidir. Boşanma sonrası
özellikle kadınların ekonomik olarak mağdur duruma
düşmesine önlem almak gerekir. Çalışmayan veya geliri olmayan
kadınlar yoksulluk nafakasının düşük olması veya
zamanında ödenmemesi nedeniyle mağdur duruma düşmektedir. Bu
durumdaki boşanmış kadınlara destek verecek bir düzenleme
yapılmalıdır.
BAŞKAN Sayın Şimşek
19.- Mersin Milletvekili Baki
Şimşekin, açıklanan asgari ücrete, diğer ücretli kesimlere
de asgari ücret artış oranında zam yapılmasına ve
herkesin yeni yılını kutladığına ilişkin
açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bugün açıklanan 8.500 liralık asgari
ücret hem işçilerimiz hem işverenlerimiz açısından makul
bir rakam olmuştur. Ben emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Cumhuriyetin 100üncü yılına
girerken emeklilerimiz, memurlarımız, gazilerimiz, dul ve şehit
yakınlarımız için de yaşlılık
aylığı alan vatandaşlarımız için de aynı
oranda artış yapılmasını ve
vatandaşlarımızın yeni yıla mutlu bir şekilde
girmesinin sağlanmasını temenni ediyorum.
Herkesin yeni yılını kutluyor,
emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Keven
20.- Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, Yozgat
Cumhuriyet Mektebine ilişkin açıklaması
ALİ KEVEN (Yozgat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Yozgatın tarihî simgelerinden biri de
genç cumhuriyetimizin Yozgatlıya hediyesi olan Yozgat Cumhuriyet
Mektebidir. 1927de yapımına başlanan ve 1930 yılında
eğitime kazandırılmış olan bu mektep
Yozgatımız için simge eğitim yapılarından biri
olmuştur.
Benim kuşağımda olan herkesin o
mektepte çok güzel anıları vardır. Bozok Üniversitesi 2006
yılında kurulunca bu tarihî yapı rektörlük olarak
kullanılması amacıyla Millî Eğitim
Bakanlığınca Üniversiteye devredilmiştir. Aradan geçen süre
zarfında Bozok Üniversitesi Rektörlüğünün bu tarihî binaya ihtiyacı
kalmamıştır. Maalesef şu an kapısında bir
güvenlik görevlisinin olduğu, amacına hizmet etmeyen bir yer hâline
gelmiştir.
Buradan Sayın Bekir Bozdağa,
Sayın Millî Eğitim Bakanına, Sayın Yozgat Valisine ve
Üniversitemizin Rektörüne sesleniyorum: Yozgatta binlerce öğrencinin
yetiştiği ve anılarının olduğu bu tarihî
ilkokulun atıl vaziyette daha fazla kalmasına izin vermeyin.
Burası tekrar bir ilkokul hâline getirilmeli ve bahçesindeki çocuk
kütüphanesi de acilen faaliyete geçirilmelidir.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın Kenanoğlu
21.- İstanbul Milletvekili Ali
Kenanoğlunun, 25 Aralıkta İstanbulda düzenlenecek Büyük Alevi
Kurultayına ilişkin açıklaması
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, Türkiyede kurulu 7 Alevi kurumu,
Cumhurbaşkanlığı kararıyla Kültür ve Turizm
Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi
Başkanlığı kurulmasına tepki olarak 25 Aralıkta
İstanbulda Büyük Alevi Kurultayı düzenleyecekler. Laik ve Demokratik
Bir Türkiye sloganıyla Yenikapı Gösteri Merkezinde bir araya
gelecek Alevi kurumlarının düzenleyeceği bu toplantıda,
Alevilerin inkâr ve asimilasyonu, cemevlerinin statüsüz
bırakılması ve zorunlu din dersleri gibi birçok konuyla birlikte
torba yasalarla Aleviliği bir kültüre indirgeyen anlayışa
karşı nasıl bir yol izleneceği tartışılacak.
Tüm Alevi kurumları, Aleviler, Alevi dostu aydın, yazar ve bilim
insanları orada olacak, tabii ki biz de canların yanında
olacağız. Halkımızı kurultaya destek vermeye davet
ediyor ve Alevi kurumlarımızı Meclisten selamlıyorum, Alevi
Kurultayına başarılar diliyorum.
BAŞKAN Sayın Güzelmansur
22.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun,
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Onkoloji
Bölümünün uzman hekim sorununa ilişkin açıklaması
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Hatayın Suriyelilerle birlikte nüfusu 2
milyonu aşıyor. Koskoca Hatayda 1 onkoloji bölümü vardı,
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki bu bölümün de tek
uzman hekimi bulunuyordu, onun da tayini çıktı, kanser hastaları
ortada kaldı. 3 hekim olması gereken bir yerde doktorların
sorunlarını çözemezseniz sağlıkta şiddeti
önleyemezsiniz. Giderlerse gitsinler. derseniz olacağı budur, ne
kamuda ne taşrada ne de bu ülkede hekimleri tutamazsınız. Kanser
hastalarının tedavisi sekteye uğrarsa sonucun nereye
varacağını Sağlık Bakanlığı çok iyi
biliyor.
Bakanlığa sesleniyorum: Kanser
hastalarını mağdur etmeyin. Bu sorunu bir an önce çözün, gerekli
ve yeterli sayıda uzmanı, hekimi atayın, bölümü yeniden
açın.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Olcay Kılavuz
23.- Mersin Milletvekili Olcay
Kılavuzun, Erdemli Lamas limonuna ve Mersinde üretimi artırmaya
yönelik taleplerine ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Toros Dağlarının heybetli
gölgesinde, mavi ile yeşilin buluştuğu cennetten bir köşe
olan Mersinimiz, çiftçilerimizin emek ve alın terini
kattığı üretim gücüyle Türkiye'nin en fazla yaş sebze meyve
üretimini yapan kentlerden biridir. Ülkemizin narenciye başkenti olarak
bilinen Mersinimizde yüzde 65lik üretim gücüyle coğrafi işaret
tescili bulunan, marka değeri yüksek olan ve ülke ekonomisine önemli
katkılar sunan Erdemli Lamas limonunun hasat döneminin çiftçilerimize
hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.
Bununla birlikte atıl vaziyette bulunan
arazilerin baraj ve göletler sayesinde sulu tarıma açılarak üretime
kazandırılmasını, Mersin limonunun yurt içi ve yurt
dışında pazar payının genişletilmesini, depolama
ve işlem merkezlerinin çağın gerekliklerine uygun hâle getirilmesini
talep ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Şevkin
24.- Adana Milletvekili Müzeyyen
Şevkinin, Adanalı narenciye çiftçisinin desteklenmesine ilişkin
açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Adanada, 2022 Martında, narenciyede
yaşanan don nedeniyle bu yıl portakalda rekolte
sıkıntısı oldu. TARSİMe başvuran narenciye
üreticilerine Bu mevsimde don olmaz. gibi gerekçelerle destek verilmedi, sert
çekirdeklilere verildi ama don oldu. Tarımsal bir ürün üreticinin hatasından
kaynaklanmayan koşullardan dolayı bir hasar görmüşse
TARSİMin koşulsuz bunu ödemesi gerekir. Bu yıl, Adanalı
narenciye çiftçisi ağaçlarını söküp yakmaya gönderiyor.
İhracat edilen narenciyede ise rekolte düşük, fiyat yüksek
olduğundan Mısır, İran, Fas, Tunus, İspanya gibi
ülkelerle rekabet edemez duruma geldi ve çiftçinin üretimi elinde kaldı.
Devletin, çiftçisini sübvanse etmesi gerekir. Adanalı çiftçiler
adına, Tarım Bakanlığını bu konuda önlem almaya
ve çiftçinin desteklenmesine davet ediyoruz.
BAŞKAN Sayın Tutdere
25.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenin, EYTlilere verilen vaatlere ilişkin açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman)
Sayın Başkan, ülkemizin can yakan temel sorunlarının
başında gelen işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı
ve yüksek enflasyonla mücadelede sınıfta kalan iktidar, bugün
açıkladığı asgari ücretle bir kez daha emekçilerini
enflasyona ezdirdi. Yıl sonu karnesi kırıklarla dolu iktidara
soruyorum: Ne oldu millete verdiğiniz sözlere? Ne oldu EYT'lilere
verdiğiniz vaatlere? Hani, yıl bitmeden EYT konusunu karara
bağlayacaktınız? Yılın bitimine sekiz gün kaldı,
ortada ne EYT kanun teklifi var ne de Bakanların bu kutsal çatı
altında verdiği sözler. İktidara açıkça çağrı
yapıyorum: EYT'lilerin haklarını amasız, fakatsız
teslim edin, bu haksızlığı giderin diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kabukcuoğlu...
26.- Eskişehir Milletvekili Arslan
Kabukcuoğlunun, 2022 yılı Eskişehir için başarı
ve üstün başarı belgesi verilecek öğretmenlerin listesine
ilişkin açıklaması
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Millî Eğitim Bakanlığı
tarafından, 2022 yılı Eskişehir için başarı ve
üstün başarı belgesi verilecek öğretmenlerin listesi
Eskişehir İl Millî Eğitim Müdürlüğüne ödülü almaya hak eden
24 eğitimcinin ismi listeden çıkarılarak verilmiştir.
Yaşanan bu olay, öğretmenlerimizin
saygınlığının ve itibarının
zedelendiğinin somut bir göstergesidir. 24 eğitimcimiz hangi
gerekçeyle listeden çıkarılmıştır? Eskişehir
eğitim camiasında liyakat yerine hangi kriter öncelenmektedir? Millî
Eğitim Bakanlığının vakit kaybetmeden konuyla
ilgilenmesi, haksızlığa ve adaletsizliğe uğrayan
eğitimcilerimizin hakkının derhâl teslim edilmesi gereklidir.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
BAŞKAN Sayın İmir...
27.- Şırnak Milletvekili Nuran
İmirin, Semra Güzelin vekilliğinin siyasi bir kararla
düşürüleceğine ilişkin açıklaması
NURAN İMİR (Şırnak) Çok
teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bugün, siyasi bir kararla
arkadaşımız Semra Güzelin vekilliği düşürülecek. Kürt
halkının iradesine karşı gelişen bu
tahammülsüzlüğe asla boyun eğmeyeceğiz. Sakın
unutmayın, bizim mücadelemiz sizin kumpaslarınızdan üstündür,
onlarca Semra Güzel olarak burada olmaya devam edeceğiz,
(*)demeye devam edeceğiz. Semra Güzel
hepimizin gururudur ve iradesidir.
Son olarak da şunu söylemek istiyorum:
Siz bu kararınızla ancak halkın öfkesini büyütebilirsiniz ve
sandıkları bekleyiniz. Buradan Semra Güzel Vekilimize sevgilerimizi
ve özlemlerimizi iletiyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Kayışoğlu
28.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, CMK ücretlerine ilişkin açıklaması
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ederim.
Bizim kuşak avukatlar biriken CMK
ücretleriyle ilk arabasını alırdı fakat yirmi yıllık
AKP iktidarı sonunda avukatlar yoksulluğa sürüklendiler, CMK
ücretleriyle pazara bile çıkılamaz oldu. Enflasyon
karşısında eriyen CMK ücretleri için avukatlara söz veren Adalet
Bakanlığı sözünü tutmadı, bu nedenle 65 il baro
başkanı şiddet ve istismar mağduru çocuk ve
kadınların vekilliği dışında görevlendirmeler
yapmayacak. Adalet Bakanlığına sesleniyorum:
Meslektaşlarımızın bu haklı taleplerini duyun, CMK
ücretlerini avukatlık onuruna yakışır bir seviyeye
çıkarın diyorum. Bütün meslektaşlarımı selamlıyorum.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
BAŞKAN Şimdi Sayın Grup
Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
Sayın Usta, buyurun.
29.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
tarihe Kanlı Noel olarak geçen terör saldırısına, 20-27
Aralık Mehmet Akif Ersoyu Anma Haftasına, Sarıkamış
Harekâtının 108inci yıl dönümüne, Maraş
katliamının yıl dönümüne, Özkan Sümerin vefatının
2nci yıl dönümüne, Genel Sekreterlik tarafından bir milletvekilinin
tebrik kartının siyasi içerikli diye iade edilmesine, Türkiye
İstatistik Kurumunun açıkladığı Tarımsal Girdi
Fiyat Endeksine, Resmî Gazetede yayımlanan kur nedeniyle ilaçlarda
yapılan fiyat ayarlaması kararına, açıklanan asgari ücrete,
motorlu taşıt vergisindeki artışa, enflasyona ve memur
maaşlarına yapılacak zamma ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, dünkü gündemden
dolayı biz konuşamamıştık, biraz müsamaha
gösterirseniz çok mutlu olurum çünkü gündemdeki konular birikti.
Elli dokuz yıl önce dün,
Kıbrısta görevli Tabip Binbaşımız Nihat
İlhanın evine baskın yapılarak küvete saklanan 3
çocuğu ve eşi acımasızca öldürülmüştü. Tarihe
kanlı Noel olarak geçen bu terör saldırısı
gerçekleştiren Rum terör örgütü EOKAyı dinmeyen bir nefretle bir kez
daha lanetliyorum, hayatlarını kaybeden İlhan ailesini de
rahmetle yâd ediyorum. KKTCnin bağımsızlığı ve
hürriyeti için canlarını feda eden kahraman şehitlerimizi ve
gazilerimizi de bu vesileyle saygıyla selamlıyorum.
20-27 Aralık Mehmet Akif Ersoyu Anma
Haftası vesilesiyle, mısralarını imanı ve
düşüncesiyle milletinin hizmetine adayan, Türk milletinin
bağımsızlık mücadelesinin simgesi İstiklal
Marşımızın yazarı merhum Mehmet Akif Ersoyu saygı
ve rahmetle yâd ediyorum.
Vatan uğruna canlarını feda
eden şehitlerimizi kahramanlık destanı Sarıkamış
Harekâtının 108inci yıl dönümünde de rahmetle ve minnetle yâd
ediyorum; mekânları cennet olsun, ruhları şad olsun.
Bu hafta, hafızamızda acı
anılarla yâd ettiğimiz Maraş katliamının yıl
dönümünü de idrak ediyoruz. 7 gün süren olaylar neticesinde hayatını
kaybeden 120 vatandaşımıza bir kez daha Cenab-ı Allahtan
rahmet diliyorum. Milletimizin vicdanını yaralayan böylesi
acıların tekrar yaşanmamasını, kavgayı ve nefreti
körükleyenlere bir daha fırsat tanınmamasını da bu vesileyle
temenni ediyorum.
Türk futbolunun simgesel isimlerinden biri
olan merhum Özkan Sümerin de vefatının 2nci yıl dönümü, bu
vesileyle kendisini de rahmetle anıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bizim İYİ Parti Grubundan bir milletvekili arkadaşımızın
Genel Sekreterlikten yılbaşı tebrikiyle ilgili bir şeyi
var; bir tebrik bastırılması isteniyor, biliyorsunuz, böyle bir
hizmet veriyor Meclisimiz. Orada kısa bir metin var, metinde 2022
yılı yorucu geçti, inşallah, 2023 yorucu olmaz, ülkemize
güneş doğsun. şeklinde bir ifadesi var. Bunu Genel Sekreterlik,
siyasi içerikli diye, bir milletvekilinin tebrik kartını siyasi
içerikli diye iade etmiş; bu, kabul edilebilir bir şey değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin, buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Böyle bir şey
olabilir mi? Biz siyasetçiyiz, elbette siyasi içerikli olacak. Yani diyelim ki
bir AK PARTİli arkadaşımız şöyle bir tebrik
kartı yazsaydı bunu iade edecekler miydi: 2022 yılında çok
güzel hizmetler oldu, 2023te de aynı hizmetleri devam ettireceğiz.
Bu vesileyle yeni yılınızı kutluyorum. dese Siyasi içerik
var. diyebilir misiniz buna? Burada 2022 zor geçti, 2023 inşallah iyi
olur. diyor. Şimdi Genel Sekreteri aradım, telefonuma
çıkmadı; niye çıkmadığını bilmiyorum, bunun
hesabını soracağız tabii. Divanın böyle bir
kararı var mı Sayın Başkan? Bu konuda -lütfen, sizden
istirham ediyorum- bize bir bilgi verilsin. Bu karar varsa içeriği nedir?
Yani burada kırmızı çizgi nedir? Vatanın bölünmez
bütünlüğüdür; elbette, oraya ilişkin bir husus varsa bunu hiçbirimiz
kabul etmeyiz ama onun haricinde herkes elbette ki
Siyasetçi, siyasi mesaj
verecek; biz ne mesajı vereceğiz başka? Dolayısıyla
bunları, siyasetin bu alanını bu şekilde daraltmak son derece
yanlıştır. Bu konuda da sizden de Başkanlıktan da bize
bir açıklama gelebilirse eğer çok mutlu oluruz.
Şimdi, Türkiye İstatistik Kurumu,
biliyorsunuz, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksini açıkladı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin, buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Oran kaç? Yüzde 135 yani
tarımda kullanılan girdiler, maliyetler, çiftçi maliyetleri ortalama
yüzde 135 artmış. Gübre çok daha fazla arttı, mazot daha fazla
arttı ama ortalamasının böyle olduğunu söylüyor Türkiye İstatistik
Kurumu. Tarımsal destekler ne kadar arttı? Yüzde 38. Bu çiftçi
nasıl geçinecek? Bunu bir görmek lazım. Bu çiftçiyi niye düşünen
yok? Dolayısıyla enflasyona paralel olması lazım -sürekli
söylediğimiz şey bu- bunu da bir kez daha bu vesileyle aslında
vurgulamak istedim.
Şimdi, Resmî Gazetede, biliyorsunuz, bir
karar yayımlandı, ilaçlarda kur nedeniyle bir fiyat ayarlaması
yapıldı, yüzde 37 civarında ilaç fiyatları artacak. Tabii
bulunamayan ilaç sorununu bu çözmeyecek, o ayrı bir konu ama işin bir
de diğer boyutu var: Vatandaşın da katkı payları
nedeniyle ödeyeceği şeylerin de bu orandan çok daha fazla
artacağını biliyoruz çünkü ödemeye tabi olmayan veya en
düşük fiyat üzerinden ödenen kısımlar dolayısıyla
katkı paylarında aşırı bir artış olacak; bu
konuyu da Hükûmetin tekrar dikkatine sunmak istiyorum. Burada bir şey
yapmak lazım, vatandaşın ilaca ayırdığı
bütçe, bu zor ve sıkıntılı dönemde çok fazla arttı;
buna bakmak lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın, devam edin.
ERHAN USTA (Samsun) Şimdi, asgari ücret
8.500 lira olarak açıklandı. Tabii, asgari ücrete neyle bakmak
lazım? Ya, bir defa açlık sınırının üzerinde
olması lazım. Asgari ücret dediğimiz şey
çalışanların yüzde 60ını ilgilendiriyor.
Dolayısıyla şu anda zaten 5.500 liraydı, kasım
ayında 7.786 lira açlık sınırı vardı. Sayın
Başkan, şimdi son aydaki kadar gıda enflasyonu olsa iki ayda da
yani ocak ayında açlık sınırı -benim hesabıma
göre- bu varsayımla 8.707 lira olacak. Bakın, bizde, asgari ücreti 8.500
lira olarak ne zaman alacak işçi? Ocağın sonunda alacak. Yani
açıklandığı ayda, daha doğrusu ilk alınan ayda
bile asgari ücret açlık sınırının altında
kalacak; kimse bu asgari ücrete İyi bir asgari ücret. filan demesin
değerli arkadaşlar.
Bakın, yine, sizin döneminizden örnek
vereyim: Yani son iki yıl öncesine baktığımızda,
mesela Ocak 2020de hiç olmazsa açlık sınırının yüzde
105iymiş; eğer bu oran korunmuş olsaydı bugün 9.125 lira
olması lazımdı asgari ücretin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin, buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Ocak 2021de açlık
sınırının yüzde 107si kadarmış yani yüzde 7
fazlasıymış, hiç olmazsa bu oran korunsaydı. Bir yıl
önceki oranları dahi koruyamayan bir iktidar var bugün yani
geldiğimiz durumu siz hesap edin; eğer o korunmuş olsaydı
9.282 lira olması lazımdı.
8.500 liralık asgari ücret, kesinlikle,
ciddi ölçüde çalışanları zora sokacaktır. Ha, bizim
önerimiz 9.600 liraydı ve orada şunu söylüyorduk: Burada
işverenlere de katkı payının artırılması
suretiyle bir denkleştirme yapılması lazımdı. Çünkü
enflasyonu azdıran, ekonomiyi bozan Hükûmetse devletin
kaynaklarını kullanan da Hükûmet olduğuna göre; Hükûmetin,
devreye girmesi lazımdı, hem asgari ücreti bir miktar daha yüksek
artırması lazımdı hem de işverenlerin üzerindeki yükü
hafifletmek anlamında işverenlere katkı payını bir
miktar daha fazla artırması lazımdı.
Şimdi, bir karar daha
açıklandı, motorlu taşıtlar vergisi yüzde 61,5
artırıldı; yeniden değerleme oranının
yarısı kadar. Şimdi AK PARTİ medyasına bakarsanız
bunu bir zafer, çok iyi bir habermiş gibi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Şimdi, gelecek yıl için Hükûmetin
enflasyon hedefi kaç? Yüzde 24,9 yani yüzde 25 enflasyon hedeflediğin bir
yılda yüzde 61,5 hemen hemen bütün vatandaşları ilgilendiren bir
vergiyi artırıyorsun ve bu, çok iyi bir şey
yapılmış gibi millete takdim ediliyor. Ya, bu, akıl
tutulmasıdır; bu, başka bir şey değil. Yüzde 25
enflasyonu nasıl tutturacaksınız o zaman? Yüzde 61,5 vergi
artırırsanız, diğer vergiler de -harçlar falan- bunun çok
daha üzerinde, belki yüzde 123 artanlar olacak; dolayısıyla, bunu
anlamak mümkün değil. Bir yandan da Sayın Cumhurbaşkanı ne
diyor
Ha, bunu yüzde 61,5 artırıyorsunuz -anlaşılır
gibi değil, yandı yani, bir şeyler yandı Türkiyede-
eğlence vergisi sıfırlanıyor. Millet karnını
doyuramıyor arkadaşlar. AK PARTİli zaten üç beş
arkadaş var, takdirlerinize arz ediyorum değerli arkadaşlar. Motorlu
taşıtlar vergisi her vatandaşı ilgilendirir; şurada
bir Torosu olanın, Şahini olanın, Muratı olanın
vergisi yüzde 61,5 artacak bu ülkede, eğlence vergisi
sıfırlanacak arkadaşlar. Cumhurbaşkanının
aldığı kararlar bunlar. Bu kararları AK PARTİli arkadaşların
ve milletimizin vicdanına havale ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son kez mikrofonunuzu
açayım.
Tamamlayın buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Birkaç dakika daha
Sayın Başkanım, lütfen.
Çok teşekkür ederim.
Bir yanda da Sayın
Cumhurbaşkanı ne diyor? Diyor ki: Enflasyon tepetaklak gidecek.
Nasıl gidecek arkadaşlar? Vergiyi yüzde 61,5
artırdığın bir ortamda
Ya, bana bir şey söyleyin.
Şimdi, Para Politikası Kurulu kararını açıkladı,
yüzde 9da sabit tuttu faizi de yani bu enflasyonu nasıl
düşüreceksiniz; bu millete bir şey söyleyin. Neye güveniyorlar?
Aralık ve ocak ayındaki baz etkisi nedeniyle yüksek enflasyon bazdan
çıkacak ama -bakın, fiyatlar düşmeyecek, fiyat artış
hızları yine devam edecek- yüzde 84, yüzde 85 hesap ettiğimiz
enflasyon yüzde 70e, yüzde 65e düşecek belki. Yani Düşecek,
tepetaklak gidecek. dediğiniz
Ya, böyle bir şey olabilir mi? Böyle
bir ciddiyetsizlik, böyle bir açıklama olabilir mi? Hayretler içerisinde
kalıyoruz ya. Enflasyon bu milletin başının
belasıdır. 8.500 lira asgari ücret ocak ayında açlık
sınırının altında kalacak. Enflasyonu düşürmekten
başka çare yok fakat Sayın Başkan, Hükûmet enflasyonu düşürme
konusunda hiçbir gayret göstermiyor. Bir yandan da şimdi, efendim, bütçe
görüşmelerine ilişkin de Sayın Cumhurbaşkanının
bir yorumu oldu, diyor ki: Muhalefet tarafı hiçbir analiz yapmadı.
Allah Allah! Ya, analizle geçti günlerimiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) Başkanım,
lütfen
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
ERHAN USTA (Samsun) Ne kadar analiz
yaptık, sürekli analiz yaptık. Vizyon ortaya koymadılar. Ya,
vizyon ortaya koyan biziz. Suç bastırmaya çalışıyorlar yani
açsınlar baksınlar, tamamen analiz yaparak, Şöyle
yapılması lazım. diyerek çözüm önerisi getirdik ve son günde,
kendi konuşmamda da ekonomi programımızın ne olduğunu
detaylarıyla izah ettik. Yani şimdi Muhalefet bunu yapmadı
Siz ne yaptınız? Yani millete saldırdı, efendim Cumhurbaşkanı
Yardımcısı ve kimi bakanlar -hepsi değil tabii ki-
milletvekillerini aşağıladı, milletvekillerini küçümsedi,
milletvekillerine küfretti; bu, iyi bir şey; muhalefetin tavrı kötü
bir şeymiş gibi bir şeyi ortaya koymayı hiçbir şekilde
kabul etme imkânımız yoktur. Dolayısıyla, bu enflasyon meselesi
de bu anlamda son derece önemlidir Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar. Enflasyonla mücadele programını bir an evvel
Zaten
vaktiniz kalmadı ama bir beş altı ay daha milletin
canını daha fazla acıtmayın. Enflasyonla
programını nasıl yapacaksanız, bunu
Önerilerimiz ortada.
Şimdi bir de diğer taraftan,
memurlara zam oranı yüzde 8 biliyor musunuz, toplu sözleşmeye göre
yüzde 8. Yani bir de enflasyon farkı alacak ama ona bakmayın, o
geçmiş enflasyondan kaynaklanan fark.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
ERHAN USTA (Samsun) - Yüzde 61,5 motorlu
taşıtlar vergisinin artırılma oranı. Kimi
harçların, pasaport harcı, bilmem neyin yüzde 123
arttırıldığı bir ortamda memurlara reva görülen ilk
altı ay zammı yüzde 8; bunu kabul etmek mümkün değildir. Bütün
bir milleti sefalete, açlığa mahkûm eden bir iktidar
anlayışı vardır. Dolayısıyla, bu
anlayışı biz hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Sayın
Cumhurbaşkanının Enflasyon tepetaklak gidecek.
açıklamasını da son derece ciddiyetsiz bulduğumu bir kez
daha ifade etmek istiyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Bülbül, buyurun.
30.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent
Bülbülün, Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 21-25 Aralık Millî
Mücadele ve Şehitler Haftasına, Sarıkamış
Harekâtının 108inci yıl dönümüne ve Cumhurbaşkanı
tarafından açıklanan asgari ücrete ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Kıbrıs'ta yaşayan soydaşlarımız
Türklere karşı Rumların gerçekleştirdiği ve tarihte
Kanlı Noel olarak bilinen katliam sürecinin başlangıç günü 21
Aralık 1963 tarihidir. 21-22 Aralıkta Rumlar Ayvasıl köyüne
saldırarak katliam yapmış, saldırılarda 12
Kıbrıs Türkü şehit olmuştur. 3 Ocak 1964 günü köy
dışında yapılan aramalarda 9 kişinin daha cesedi
bulunmuş, 13 Ocak 1964 tarihine kadar yapılan kazılarda toplam
21 kişinin cesedi bulunmuştur. Ayvasıl köyünü basan Rum
teröristler Türkleri katletmeden önce köylülere çukurlar kazdırarak
vahşice katlettikleri soydaşlarımızı,
kazdırdıkları çukurlara gömmüşlerdir. 24 Aralık 1963
günü Rumlar Lefkoşa'nın Kumsal kentine saldırı
başlatmış, Kıbrıs'ta bulunan Türk Kuvvetleri
Alayında görevli Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ın evi
basılmış ve Tabip Binbaşının eşi ve 3
çocuğu gizlendikleri banyoda acımasızca katledilmişlerdir.
Rum EOKA terör örgütünün Kıbrıs Türklerine yönelik olarak
başlattığı katliamlarda yaşlı, çocuk, kadın
demeden 364 soydaşımız şehit edilmiş, Türklerin
yaşadığı yerleşim yerleri hedef alınarak 103 Türk
köyü zorla boşaltılmıştır. On bir yıl boyunca
Rumlar tarafından sistematik bir şekilde Kıbrıs Türklerine
karşı artarak sürdürülen kanlı soykırım faaliyetleri
1974 yılında ülkemizin uluslararası hukuktan kaynaklı
garantörlük hakları gereğince Kıbrıs Barış
Harekâtıyla tamamen bozguna uğratılmıştır.
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Millî Mücadele ve Şehitler
Haftası olarak anılan 21-25 Aralık Haftası vesilesiyle
şehitlerimizi bir defa daha rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize
de sağlıklı, hayırlı ömürler diliyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Harbiye Nazırı ve Erkânıharbiye Reisi Enver
Paşa'nın Rus işgali altındaki vatan topraklarını
kurtarmak maksadıyla planlamış olduğu Sarıkamış
Harekâtı, 22 Aralık 1914te başlamış ve
yaklaşık üç hafta sürmüştür. Büyük ümitlerle girişilen
Harekât, zorlu kış şartları ve lojistik imkânların
yetersiz olması nedeniyle büyük kayıplarla neticelenmiştir.
Mehmetçik başta dondurucu soğuk olmak üzere, birçok güçlüğe
rağmen vatan ve hürriyet uğruna kahramanca
savaşmıştır. Sarıkamış
Harekâtı'nın 108inci yıl dönümünde aziz şehitlerimizi ve
ebediyete irtihal eden gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.
Sayın Başkan, son olarak, az önce
Cumhurbaşkanımız tarafından, yapılan açıklamayla,
2023 yılı asgari ücret rakamı açıklanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin, buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Net 8.506
TL olarak belirlenen asgari ücret açıklamasına gelen ilk tepkilerden
işçi ve işveren tarafında bu rakamın makul
karşılandığını ve memnuniyet oluştuğunu
görmekteyiz. 2022 Ocak ayı rakamlarına göre yüzde 100e yakın
bir artışın gerçekleştiği 2023 asgari ücretinin
oluşmasını sağlayan başta Sayın
Cumhurbaşkanımız olmak üzere Sayın Bakanımıza,
işçi ve işveren taraflarına teşekkürlerimizi sunuyor,
asgari ücretin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyoruz.
BAŞKAN Sayın Oluç
31.- İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, RTÜKün her fırsatta anayasal hakları çiğneyen
bir kurum hâline geldiğine ve Halk TV, Tele1 ve FOX TVye ceza
yağdırdığına, Sağlık Bakanı Fahrettin
Kocanın madde bağımlılığıyla ilgili
verdiği cevaba, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebatinin enflasyon
ve kur korumalı mevduatla ilgili açıklamalarına, TÜİKin
tarımsal girdi maliyetlerine, Tüketici Güven Endeksine ve
Cumhurbaşkanının asgari ücretle ilgili yaptığı
açıklamaya ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, RTÜK sözde anayasal bir
kurum; her fırsatta anayasal hakları çiğneyen bir kurum hâline
geldi, onun için sözde anayasal bir kurum diyorum. RTÜK aslında siyasal ve
toplumsal muhalefete karşı medya alanında sürdürülen operasyonun
amiral gemisi olarak çalışıyor; ceza yağdırıyor,
ceza yağdırarak televizyonları, radyoları susturmaya
çalışıyor, aslında tehdit ediyor onları. Amacı
ne? Mümkünse bu televizyon ve radyoların yani özgürce yayın yapan,
dolayısıyla iktidara yönelik muhalefeti de dile getiren
televizyonların ve radyoların çalışamaz hâle getirilmesi ve
onlar işlemez bir durumda seçim sürecine girilmesi; esas amacı bu.
Şimdi, en son, bu RTÜK, Halk TV, Tele1 ve
FOX TVye ceza yağdırmış vaziyette. Yani her seferinde
olduğu gibi yine haksız ve hukuksuz cezalar, bunların önemli bir
kısmı yine yargıdan geri dönecek ama bu cezaların içinde
bir tane var ki hakikaten ilginç olmuş; yayında mimikle terörün
övüldüğüne dair bir ceza, artık buraya kadar gelinmiş vaziyette
yani RTÜK, yayında konuşanların, söz söyleyenlerin; sadece
sunucuların değil elbette, yayınlara katılanların,
konuk olanların, milletvekillerinin mimiklerine, suratlarına, ses
tonlarına da bakarak ceza yağdırmaya başladı. Onun
için, en başında söyledim, tekrarlamış olayım: Bugün,
sözde bir anayasal kurum olarak maalesef işliyor çünkü anayasal
hakları, düşünce ve ifade özgürlüğünü, halkın iletişim
hakkını çiğniyor ve halkın haber olma imkânlarını
sınırlamak için ceza yağdırıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca
verdiği bir cevapta çok ilginç bir şey söylemiş, madde
bağımlılığının arttığını
anlatırken, AMATEM ve ÇEMATEMin yetersiz kaldığını
söylerken madde bağımlılığının
artış nedeni olarak derinleşen yoksulluğu, artan
işsizliği ve okulsuzlaşmayı gösteriyor, yani önemli
itiraflar aslında Sağlık Bakanı Kocanın söyledikleri
çünkü baktığımızda iktidarın çeşitli
mensuplarına, yoksulluğun kendisini bile kabul etmiyorlar
bıraktık derinleşen yoksulluğu, iş beğenmeme
nedeniyle işsiz kalındığını ifade ediyorlar,
bunun propagandasını yapıyorlar.
Okulsuzlaşmadan bahsediyor Sayın
Koca, eğitim ve okulların durumu hakkında bu bütçe döneminde de
bütün söylediklerimize itiraz edildi, bütün verilen önergeler iktidar
tarafından reddedildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin, buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bakan
Nebati de Sağlık Bakanı Koca'dan farklı olarak Enflasyonun
boynunu kırdık. diyor, hâlbuki boynu kırılan biraz halk
aslında burada, enflasyonun boynu kırılmış değil.
Yani aslında Fahreddin Koca mı doğruyu söylüyor, Nureddin Nebati
mi doğruyu söylüyor diye insan doğrusu düşünüyor çünkü halk
birileri tarafından belli ki aldatılıyor. Nurettin Nebati daha
Enflasyonun boynunu aşağı doğru kırmış
durumdayız. derken Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı
kolaya zam geldiğini açıkladı yani daha hemen, o sırada
bunu açıkladı.
TÜİK'e göre tarımsal girdi
maliyetlerine bakıyoruz: 2022 Ekim ayı açısından bir önceki
aya göre yüzde 2,68lik artış var, bir önceki yılın
aralık ayına göre yüzde 97 artış var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin, buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu
maliyetlerde bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 134lük
bir artış var, on iki aylık ortalamaya
baktığımızda yüzde 105lik bir artış var. Tarımsal
girdi maliyetlerinden özellikle bahsediyorum çünkü doğrudan doğruya
gıda fiyatlarını etkileyen bir şey bu. E, bu durum varken
ortada, hâlâ enflasyonun boynunun kırıldığından söz
edebiliyor Hazine ve Maliye Bakanı. Gerçekten, çok vahim bir durumla
karşı karşıyayız.
Tüketici Güven Endeksinde düşüş
devam ediyor. On iki aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi yüzde
4lük azalışla yüzde 77 olarak kaydedilmiş vaziyette Tüketici
Güven Endeksinde. Kara kış yaklaştıkça yurttaşlar
geçim derdini daha yakından hissetmeye başlıyor. Isınma ve
temel gıda gibi insanın hayatta kalmasının temel
şartlarını bile yerine getirmekte zorlandığı bir
ekonomik dönemle karşı karşıyayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ama
Nureddin Nebati kur korumalı mevduatı savunmaya devam ediyor ve kur
korumalı mevduat sayesinde aslında, yaklaşık 1 milyon
kişinin cebine para giriyor ama 80 milyondan fazla insanın hakkı
gasbedilmiş oluyor. Kur korumalı mevduata katılarak cebine para
indiren 1 milyon kişi tabii ki seviniyor. Tarihte herhâlde 8
yurttaşın hakkının 1 kişiye
aktarıldığı başka bir örnek yoktur, o da kur
korumalı mevduat esas itibarıyla.
Bütün bu koşullarda, bugün,
Cumhurbaşkanı Erdoğan asgari ücret açıklaması
yaptı, adil olmayan bir sefalet ücreti açıkladı esas
itibarıyla ve bu asgari ücret açıklaması 8.500 lira olarak
gerçekleşti. Biliyorsunuz, 4 kişilik ailenin yoksulluk
sınırı ve açlık sınırına baktığımızda,
açlık sınırı 7.800 lira, yoksulluk sınırı 27
bin lira.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi
lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Toparlıyorum.
Şimdi, TÜİK verilerine göre 4
kişilik ailelerin yüzde 43ünde tek kişi çalışıyor,
üçte 1inde ancak 2 kişi çalışıyor. Hâlbuki -TÜİK
verilerine göre yine- bu yoksulluk sınırına bir ailede
ulaşılabilmesi için o ailede en az 3 kişinin
çalışması gerekiyor. Enflasyon bu durumdayken asgari ücreti
böyle açıklamak aslında bu ülkedeki düşük gelirlilerin, asgari
ücretle çalışanların -ki milyonlarca insandan söz ediyoruz-
hepsinin enflasyona ezdirildiğinin çok açık bir işaretini
görüyoruz. Bu iktidarın son asgari ücret dayatması olacak bu. Bundan
sonra asgari ücret dayatmasını bu iktidar gerçekleştiremeyecek.
Bir son cümle de şuna dair söylemek
istiyorum: Cumhurbaşkanı Erdoğan bu açıklamayı
yaparken belli ki işçi ve emekçilerin örgütlerini ve siyasal muhalefetin
taleplerini kastederek bu cümleyi etmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Son
cümlem efendim.
BAŞKAN Tamamlayın, buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
İşçi ve emekçilerin yani sendikaların ve siyasal muhalefetin
temsilcilerinin söylediklerini kastederek bu cümleleri etmiş, demiş
ki: Bizim sırtımızda, tabii, yumurta küfesi var, onun için
rahat hareket edemiyoruz. Asgari ücret belirlenirken sendikalar masadan
çekildiler düşük buldukları için, patronlarla anlaşarak asgari
ücret belirlendi ama daha önemlisini söyleyeyim: O sırtınızdaki
küfenin içinde her gün saraya harcadığınız milyonlar var ve
örtülü ödenek için harcadığınız milyonlar var. O
sırtınızdaki küfeyi halk indirecek ve içindeki her şeyi
aslında halk kendisi, kendi arasında paylaşacak. O
sırtınızdaki küfe çok daha uzun zaman sizin
tarafınızdan taşınamaz hâle gelecek. Bunu da söylemiş
olalım.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özel
32.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
1974te Savaşa değil, adaya, adanın bütününe
barışı götürüyoruz. diyerek Kıbrıs hususunda harekete
geçen CHPnin de 3üncü Genel Başkanı Karaoğlan Ecevite ve
Kıbrıs şehitlerine, 85 yaşında Sincanda cezaevinde
hayatını kaybeden Vural Avara, solunum cihazı ve oksijen
konsantratörleri kullanmak zorunda olanların elektrik fiyatları
karşısında ezildiklerine, iktidar partisinin verdiği grup
önerisine, ilan edilen asgari ücret artışına ve bütün yetkilerin
Cumhurbaşkanında toplanmasına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
sözlerime Kıbrıs'ta on yıl boyunca yaşanan mezalimi,
katliamları, insanlık suçlarını bir kez daha kınayarak,
lanetleyerek ve nihayet 1974te Kıbrıs'a Savaşa değil,
adaya, adanın bütününe barışı götürüyoruz. diyerek
harekete geçen, partimizin de 3üncü Genel Başkanı Karaoğlan
Ecevit'i ve Kıbrıs'ta kaybettiğimiz tüm şehitlerimizi bir
kez daha anarak, orada gazi olup şimdi hayatta olmayanları bir kez
daha anarak başlamak isterim.
Sayın Başkan, buraya bir cenazeden
geldim. Cenaze Vural Avar'a aitti, kendisi 85 yaşında Sincan'da
cezaevinde hayatını kaybetti. Geçmişte hasta, tutuklu ve
hükümlüler raporu yayınlamış, Türkiye'de bir dönem, 2011-2015
arası cezaevlerindeki tüm hasta, tutuklu ve hükümlüleri neyle
suçlandığına, neden hükümlü olduğuna bakmadan ziyaret
etmiş bir milletvekili olarak da söylemek isterim ki Türkiye'de de dünyada
da devletler hasta, tutuklu ve hükümlüler konusunda dönem dönem çok
zalimleşebiliyorlar ama devletler şundan korkar; cezaevinden tabut
çıkmasından korkarlar, cezaevinde intihar, kalp krizi gibi durumlar
dışında kolay kolay tabut çıkmasın diye korkarlar;
inadı çok olanlar son raddeye kadar bekler ama ölüm orucunda olanlara bile
zorla tıbbi müdahale yaparlar, bir şekilde hastanede, evinde ölsün
isterler. Ama, bu dönem hem 28 Şubat davası hem diğer partilerin
zaman zaman dile getirdiği, Halkların Demokratik Partisinin dile
getirdiği siyasetçiler üzerinden bir gözü dönmüşlük, bir göze
almışlık var ve bir toplulaştırma yapılıyor
28 Şubat ismiyle. 28 Şubat sürecinde yaşanan her şey veya
yaşanmayan ama yaşanmış gibi anlatılan her şey
birilerinin sırtına konuyor. 85 ila 93 yaş arasında 11di
10a indi -birisini biraz önce toprağa verdiler- 10 kişinin
sırtına yükleniyor. Yaşlı, hasta bedenlerden 3
kaburgası kırık birisine, alzaymırı olan birisine,
nerede olduğunu bile bilemeyen birisine yirmi iki gün önce cezaevinde
yatmasında sakınca yok raporları düzenleniyor. Bu kadar kin
nerede biriktirildi bilmem, hangi inançta var bilmem, ettiğimiz duada yok,
okunan Kuranda yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu kadar kin birinin
yüreğinde, zihninde neresinde bu kadar birikmiş bilmem ama
cezaevlerinden tabut çıkma ayıbı Türkiyeye
yaşatılacak bir ayıp değil ve bunun devamı olacak,
tekrarı olacak bu zalimlik, bu kalbi kurumuşluk, bu vicdanı
kurumuşluk devam ederse
. Buradan bir kez daha Vural Avara Allahtan
rahmet diliyorum. Altmış beş yıllık eşi Tuna
Hanım elimi tuttu, dedi ki: Adalet Bakanlığının
yapmadığını Allah yaptı, onu beraat ettirdi,
şükrediyorum. Diyecek laf bulamadım. Bu kararın
yaşandığı bir dönemde siyasetçi olduğum için ve
bunlara mani olamadığımız için kendi adıma
utanıyorum, bunu hak görenler de inşallah utanırlar günün
birinde. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
kronik solunum yolu yetmezliği çeken ve tedavi amaçlı solunum
cihazı ve oksijen konsantratörleri kullanmak zorunda olanlar elektrik
fiyatları karşısında eziliyorlar. Kronik hastalara elektrik
tüketim desteği programı yürütülüyor ancak hem yaygın değil
hem 2021 yılında bu destekten sadece 144 hane yararlanmış.
1 oksijen cihazının aylık 230 kilovatsaat düzeyinde elektrik
sarfiyatı var. Bu konuda, Sağlık Bakanlığını
ve bütün partileri inisiyatif almaya ve adım atmaya davet ediyoruz.
Sayın Başkan, iktidar partisine üç
gündür diyorum: Verdiniz grup önerisini, gidiyorsunuz Noel tatiline. Neleri
geride bıraktığınıza bakıyor musunuz? Birincisi,
Ombudsman raporu. Üç yıl görüşmemiştiniz, bir günde üç
yılı görüştük.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Söz verdiniz, her
yıl, gününde görüşülecekti, yıl içinde görüşülecekti;
Ombudsman raporunu, Kamu Başdenetçiliği raporunu görüşmeden
gidiyorsunuz.
Varlık Fonunun raporlarının her
yıl ekim ayında Plan ve Bütçede görüşülmesi lazım; kendi
çıkardığınız kanuna uymuyorsunuz, Varlık Fonu
raporunu Plan ve Bütçeden kaçırıyorsunuz.
Merkez Bankası geliyor, kur korumalı
mevduata verilen, harcanan parayı ticari sır diye
açıklamıyor, oysaki Merkez Bankasının hisselerinin
tamamına yakını Hazine Bakanlığına ait ve kendi
kanununda diyor ki: Başka kanunlardaki yasaklar Hazine
Bakanlığına bilgi vermeyi engel değildir. Ama
yasağın altına sığınıyorsunuz; kanuni engel
yok, kanun bu açıklamayı yapmamaya engel ama birileri Noel tatiline
gidiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Emeklilikte yaşa
takılanlar beklerken, sözleşmeliler beklerken siz nereye
gidiyorsunuz, nasıl gidiyorsunuz; bunu anlamakta güçlük çekiyoruz.
Emeklilikte yaşa takılanların sözünü, en son, aralık
ayının başında Recep Tayyip Erdoğan Ocak ayına
geçmeden, 2023e geçmeden bu işi Mecliste halledeceğiz. diye verdi
ama hâlen daha çare olmadı. Yılbaşı gecesi tedirginlikle,
yaş sınırı olacak mı, kapsam dar olacak mı
endişeleriyle yeni yıla girecekler, bunu kabul etmiyoruz.
Bugün asgari ücret artışı ilan
edildi. Burada, bir kez, öncelikle bir şekli soruna dikkat çekmek isterim.
Recep Tayyip Erdoğan'ın oturmadığı, zapt
etmediği, yetkisini kendisinin kullanmadığı bir Asgari
Ücret Tespit Komisyonu Başkanlığı kalmıştı,
bugün oraya da oturdu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözünüzü.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir de
çıkmışlar, teker teker teşekkür ediyorlar, çok iyi asgari
ücretmiş. Şimdi, söyleyeceğim iyi asgari ücreti de
Bir kere, o
koltuğa Bakan oturacak, işveren temsilcisi oturacak,
TÜRK-İŞ Başkanı oturacak. Geliyor Seni ben atadım.
diyor, gidiyor kendi oturuyor. Bir kere TÜRK-İŞ Başkanı,
TÜRK-İŞ imza atmadı, işçinin çok memnun olduğu asgari
ücreti kim, nasıl tarif ediyor? TÜRK-İŞ, geçen sefer imza atan
TÜRK-İŞ, bu sene imza atmadı; TÜRK-İŞ atmadı ya,
DİSK falan değil. Nasıl işçi memnunmuş?
İkincisi, Katarda diyor: Bir özlemimiz
var, Dünya Kupasına katılma özlemi de inşallah
gerçekleşecek. Kardeşim, 2002de, sen geldiğinde biz dünya
3üncüsüydük, her yeri kuruttunuz, orayı da kuruttunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi, son
kez açıyorum artık.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Allah'tan
Millî
Takım Katarda olsa, penaltı kazansa Çekilin, onu da ben
atacağım. diyecek, her yetki kendinde. (CHP sıralarından
alkışlar) Asgari ücreti Tespit Komisyonu önerecek, sen karar
vereceksin; öneriyi kendi yapıyor, öneri yapılmadan açıklama
yapıyor; olacak iş değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Kıskananlar çatlasın!
SEMİHA EKİNCİ (Sivas)
Penaltıyı da atar, sorun olmaz, gole çevirir.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Pası
verince nasıl bırakacağını herkes biliyor zaten.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkanım, ondan bundan değil, asgari ücretli kur korumalı
mevduat bilmez, altın bilmez, döviz bilmez; pirinç bilir, bulgur bilir,
makarna bilir, yumurta bilir, beyaz peynir bilir.
Sayın Başkanım, son asgari
ücret temmuzda ilan edildiğinde aldığı pirince
bakacaksın, bugün aldığı pirince bakacaksın. Bugünkü
asgari ücret temmuzda ilan edilenden 33 kilo eksik pirinç, 35 kilo eksik
bulgur, 111 adet eksik makarna
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son kez açıyorum,
başka açmayacağım.
YUSUF BAŞER (Yozgat)
Başkanım, son dediniz zaten.
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
604 adet eksik yumurta,
28,9;
BAŞKAN Sayın Tunç
33.- Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunçun, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine, Cumhurbaşkanı
tarafından açıklanan asgari ücrete, ücretlilerin durumunu
iyileştirmek için yaptıkları yasal düzenlemelere,
Sarıkamış Harekâtının 108inci yıl dönümüne,
20-27 Aralık Mehmet Akif Ersoyu Anma Haftasına, Koca Yusuf
adındaki iki uçağın yurda geri döndüğüne ve 21 Aralık
1963te Rum terör örgütü EOKA militanlarının yaptıkları
katliama ilişkin açıklaması
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
Özgür Bey asgari ücretten çok rahatsız
olmuş anlaşılan. Onlar
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Niye rahatsız
olacağım?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Öyle,
öyle! Öyle gözüküyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Öyle
anlaşılıyor. Yeni asgari
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Düşüklüğünden
rahatsız oldum, düşüklüğünden rahatsız oldum,
düşüklüğünden.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
CHPli belediyeler kaç para veriyor işçiye?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Buradan
öyle gözüküyor. Buradan öyle gözüküyor. Buradan aynen öyle gözüküyor, çok
rahatsız olmuş.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
CHPli belediyeler ne kadar veriyor Özgür Bey, bir laf da onlara söyle.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın
Başkanım, müsaade ederlerse devam edeceğim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Buradan
öyle gözüküyor, aynen. Moralin bozulmuş. Moralin çok bozulmuş,
moralin.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
CHPli belediyeler ne kadar veriyor işçiye?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Veriyor. En iyisini biz
veriyoruz, bundan yüksek veriyoruz.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Ne
kadar veriyor, sor. Mersini ara da sor; ne kadar veriyor?
BAŞKAN Sayın Özel
Sayın
Şimşek
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Mersinin canına
okudunuz, Mersinin be, yeni kurtarıyoruz. Canına okudunuz Mersinin!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın
Başkanım
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Alo de sor, alo de sor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir de Mersin
Belediyesi deme bana.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Alo de, bir sor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın
Başkanım, müsaade ederlerse devam edeceğim.
BAŞKAN Sayın Özel, Sayın
Şimşek; müsaade edin lütfen.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Alo de, bir sor.
BAŞKAN Baki Bey, bugün Grup Başkan
Vekiline söz verdim, müsaade edin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Mersinmiş!
Rezillik paçanızdan akmış Mersinde yıllarca.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Moralin
çok bozulmuş, moralin.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın
Başkanım, hesap ortada.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
3.500 kişiyi işten çıkardınız, rezillik sizde,
rezilliğin âlâsı sizde.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Seçimden önce
sokmuşsun ne kadar yandaş partili varsa. Paçanızdan akıyor
be!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hangi açıdan
bakarsanız bakın açıklanan asgari ücret alım gücünü
koruyan
BAŞKAN Özgür Bey
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Âlâsı sizde, âlâsı!
BAŞKAN Sayın Özel, bir dakika
bekleseniz
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, o
sataşıyor Başkanım.
BAŞKAN Sayın Tunç, müsaade edin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Mersinmiş! Al söz,
konuş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Başkanım, morali çok bozulmuş.
BAŞKAN Sayın Özel, bakın,
mevkidaşınıza söz verdim, rica ediyorum ya.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Pardon, özür dilerim.
Özür dilerim Sayın Başkanım.
MURAT EMİR (Ankara) Diğer laf
atana da söyler misiniz Sayın Başkan? Diğer laf atana da bir
sözünüz var mı Başkan?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Şimdi,
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yeni asgari ücret
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan
tarafından bugün açıklandı, hayırlı uğurlu
olmasını diliyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
2022 Ocak ayında
AHMET KAYA (Trabzon) Bakalım o parayla
bir hafta geçinilebiliyor mu?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Dinleyin
arkadaşlar, rahatsız olmayın.
2022 Ocak ayında 4.253 lira olan net
asgari ücret bugün 8.506 lira olarak açıklandı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yıllık artış
yüzde 100 olarak gerçekleşti. Böylece,
çalışanlarımızı küresel enflasyona karşı
korumaktaki kararlılığımızı göstermiş olduk.
AK PARTİ iktidara geldiğinde yirmi yıl önce 185 lira olan asgari
ücret
(CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın arkadaşlar,
bakın, Özgür Bey konuşurken kimse itiraz etmedi, çok da
ağır ifadelerle konuştu.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Yok, çok
doğru şeyler söyledi, ondan herhâlde.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne ağırı
ya? Başkanım, ne ağırı ya?
BAŞKAN Söylerim ben size canım.
İSMAİL TAMER (Kayseri)
Beğenirsiniz beğenmezsiniz arkadaşlar, dinleyelim.
BAŞKAN Buyurun.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın
Başkanım, süremi baştan alabilir misiniz?
BAŞKAN Ben size ilave süre veririm,
önemli değil.
Buyurun.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) AK PARTİ
iktidara geldiğinde 185 lira olan asgari ücret kur bazında, o günkü
rakamla 100 dolara tekabül ediyordu. Bugün 8.506 lira 455 dolara tekabül
ediyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Böylece biz
ülkemizi 3 kat, 4 kat büyüttük diyoruz; asgari ücretlimizin,
çalışanımızın ülkemizin büyümesine paralel olarak 4,5
kattan fazla alım gücünü artırmış oluyoruz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Döviz
olarak da yüzde 50 arttı, dolar olarak da. Daha önce 300 dolardı
şimdi 450 dolar.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Tabii, biz sadece
bununla kalmadık, tüm ücretlilerin asgari ücret düzeyine kadar olan
gelirlerinin gelir ve damga vergisi dışında
bırakılmasını sağlayan yasal düzenlemeyi, tarihî bir
adımı atarak asgari ücretteki vergiyi biz kaldırdık. Sadece
işçiler değil tüm kamu çalışanlarımızı
kapsama alarak ücretlerin asgari ücrete kadar olan kısmını vergi
dışı bıraktık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) O da
bizim zorlamamızla.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) İşçilerimizin
net ücretlerinde çok önemli bir artış sağlarken istihdam, üretim
ve yatırımı da destekledik.
BAŞKAN Sadece kamu değil tabii
yani.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Evet, kamu ve
diğer sektörler; onu da söyledim, ikinci kez onu vurguladım.
8.506 liraya yükseltilen net asgari ücretin
tüm işçilerimize ve işverenlerimize hayırlı
olmasını diliyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da
sabit gelirlilerimizin alım gücünü artıracak, refahını
yükseltecek adımları atmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, bugün 22
Aralık, Sarıkamış Harekâtının 108inci yıl
dönümü. Sarıkamış tüm imkânsızlıklara ve dondurucu
soğuğa rağmen bu memleketin kahraman evlatlarının
vatan uğruna yazdıkları varoluş destanıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sarıkamış, keskin ayazın bir bıçak gibi yüreklerimizi
parçaladığı, gözü yaşlı anaların ocaklarına
ateş, yiğitlerin kaderine şehadet düştüğü yerdir.
Bugün hepimize düşen görev Sarıkamış şehitlerinin
bağımsızlık uğruna, vatan aşkına
canlarını feda edişlerinin nesillerimize çok iyi
anlatılmasıdır. Bu duygu ve düşüncelerle
Sarıkamış Harekâtının 108inci yıl dönümünde
Sarıkamış şehitlerimiz başta olmak üzere
vatanımızın korunması, milletimizin bekası ve
bayrağımız uğruna canlarını feda ederek bu aziz
toprakları bizlere vatan kılan kahraman şehitlerimizi rahmet ve
minnetle anıyor, gazilerimizi de yâd ediyoruz, şükranla
anıyoruz.
Değerli milletvekilleri, içinde
bulunduğumuz hafta, 20-27 Aralık İstiklal Şairimiz Mehmet
Akif Ersoyu Anma Haftası. İstiklal ve istikbal mücadelemizin en
çetin geçtiği dönemlerde bağımsızlık fikrini
seslendiren Mehmet Akif Ersoy millet olarak kalplerimizin bir ve beraber atması
için büyük bir mücadele vermiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
Buyurun.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Mehmet Akif Ersoy
geride bıraktığı eserleri ve fikirleriyle geleceğimizi
aydınlatmaya ve hepimize ilham kaynağı olmaya devam edecektir.
Bizlere İstiklal Marşı gibi millî bir hazine bırakan,
vatanına, milletine duyduğu derin bağlılık ve sevgiyle
kaleme aldığı İstiklal Marşımızı
milletimize hediye eden büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoyu
vefatının 86ncı yıl dönümünde rahmet ve minnetle
anıyorum.
Değerli milletvekilleri, insani
yardım götürmek ve vatandaşlarımızı tahliye etmek
amacıyla Ukraynaya giden ve hava sahasının
kapatılması nedeniyle Borispol Havaalanında kalan 2 Koca Yusuf
uçağımız Kayserideki 12nci Hava Ulaştırma Üs
Komutanlığına iniş yaparak yurda geri döndüler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Tamamlıyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ukraynada uzun
bir süredir bekleyen nakliye uçaklarımızın ve personelimizin
ülkemize sağ salim dönmüş olmaları bizler için büyük bir
mutluluğa sebep oldu. Kahraman pilotlarımızı, bakım
personelimizi, emeği geçen tüm personeli tebrik ediyor,
başarılarının devamını diliyorum.
21 Aralık 1963te Rum terör örgütü EOKA
militanları Türk alayında görev yapan Tabip Binbaşı Nihat
İlhanın evine baskın düzenleyerek küvete saklanan eşi ve
oğullarını vahşice katletmişlerdi. Katliamı
yapanları buradan tekrar lanetliyorum, bir kez daha Binbaşı
Nihat İlhanı, eşi ve çocuklarını rahmetle
anıyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Bülbül, buyurun.
34.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent
Bülbülün, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz yapmış olduğumuz
konuşmada asgari ücretin makul bir seviyede gerçekleştiğini
değerlendirdiğimizi ve memnuniyet
uyandırdığını gördüğümüzü ifade ettik.
İşçi-işveren tarafı deyince burada sadece masada
oturanları kastetmediğimizi çok iyi biliyorsunuz. Bu noktada
söyleyeceğimiz şudur: Asgari ücretli emekçilerimizin,
işçilerimizin en yüksek imkânlara kavuşabilmesi temel arzumuzdur ve
bu noktada tartışmaya hacet yok ancak mevcut şartlar içerisinde
yapılabilecek, beklentileri de karşılayacak nitelikte
olduğunu ifade edeyim. Beklenti anketleri var, bunlar yapılan
beklenti anketlerinde ortaya çıkan rakamlar aşağı
yukarı bu seviyedeydi. Bunları hepimiz biliyoruz. Afaki olarak ortaya
birtakım rakamlar, birtakım değerlendirmelerin
yapıldığını, tekliflerin
yapıldığını da görüyoruz, bunlar başka meseleler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Ancak biz
esnafımızla özellikle iş yerinde 1, 2, 3 işçi
çalıştıran insanımızla, işverenimizle de
yaptığımız değerlendirmelerde hem işçi
tarafı hem bu tarz işveren tarafında da yıkıcı
bir sonucun doğmamasının gerektiğini ifade ediyorduk, hakkaniyetli
bir çözüm olmasını arzuluyorduk. Bu yaptığımız
değerlendirme çerçevesinde biz bu ortaya çıkan aylık ücretin,
asgari ücretin makul olduğu kanaatindeyiz.
Ayrıca, Sayın
Cumhurbaşkanı yapmış olduğu açıklamasında
ihtiyaç vuku bulduğu takdirde yıl içerisinde yıl arasında
dedi, yeniden bir düzenleme yapılabileceğini, asgari ücrette yeniden
bir iyileştirme yapılacağını ifade etmiştir.
Dolayısıyla, temel hedef insanımızın enflasyona
ezdirilmemesi ise bunun olmaması için elden gelen yapılmaktadır.
Bunu ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan,
bir dakika açıklama yapacağım, asgari ücret konusunda.
BAŞKAN Ama şimdi Levent Bey'e
cevap vereceksiniz.
ERHAN USTA (Samsun) Yok, yok; cevap
değil, hayır, Levent Beye değil Yılmaz Beye.
BAŞKAN Ama bunu
karşılıklı cevaplarla yaparsak çok uzatırız bu
işi.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan,
bu önemli bir konu asgari ücretle ilgili. Hayır,
karşılıklı anlamında değil.
BAŞKAN Açayım Sayın Usta,
açayım ama çok uzatır gideriz yani bu işi.
Buyurun.
35.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Yani şunu söylemeye
çalışıyorum: Şimdi, değerli arkadaşlar, asgari
ücret ne zaman geçerli? Ocak ayında. İşçiler -biliyorsunuz,
çalışıyorlar- maaşını 31 Ocakta -ilk 8.500
lirayı- alacak, yüzde 60ı çalışanların neredeyse. O
günkü, muhtemelen -varsayımını da söyledim- son aydaki
geldiği gibi eğer gıda enflasyonu gelirse ocak ayı
açlık sınırı 8.707 lira olacak değerli
arkadaşlar, bakın, 8.707 lira. 8.500 liraya ilk aldığı
ayda açlık sınırının altında kalan bir asgari
ücrete İyidir, alkışlanacak bir şeydir. diyorsa arkadaşlar,
diyecek hiçbir şeyim yok size, tamam mı? Yani bak, bir iki yıl
önceyi söyledim: Geçen yıl yüzde 107siymiş, bir önceki yıl hiç
olmazsa yüzde 105iymiş; dolayısıyla, 9 bin liranın
üzerinde bir asgari ücrete gitmesi lazım.
Ha, şimdi, Levent Bey'in dediğinden
de şunu anlıyorum ben: Ekonomi o kadar kötü ki açlık
sınırı altındaki bir asgari ücreti ancak verebiliyoruz.
diyor. Yani Mevcut şartlarda bu kadar verebiliyoruz. demek, Ekonomi o
kadar kötü ki açlık sınırının altındaki bir
enflasyonu biz millete reva görüyoruz. demektir. Bunda başka bir anlam
BAŞKAN Vallahi, Sayın Usta bu
laftan sonra ben bile buradan topa gireceğim ama girmeyeyim yani.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) 4
kişilik bir ailenin açlık sınırı o tek kişinin
maaşı değil, 4 kişilik ailenin açlık
sınırı.
BAŞKAN Levent Bey, ne olur
yapmayalım.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Hayır,
hayır ben şimdi ortalama zekâ seviyesi ve normal şartlar
altında diye hukukun genel bir kavramı var, oradan başlayarak
ben bir söz almak istiyorum.
ERHAN USTA (Samsun) Levent, hiç
yakışmadı.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sana hiç
yakışmadı Sayın Başkan. Ne münasebet, benim sözümü
niye çarpıtıyorsun!
ERHAN USTA (Samsun) Çarpıtma değil
ki.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Böyle bir
hakkın mı var, senin.
ERHAN USTA (Samsun) Hayır, bak, bu o
anlama gelir diyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Benim sözüm
üzerinden siyaset yapma, birbirimizi tanıyoruz. Yapma böyle şeyler.
BAŞKAN Sayın Grup Başkan
Vekilleri
Levent Bey
ERHAN USTA (Samsun) Ben cevap
vermeyeceğim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Buyur cevap
ver, neye istersen cevap ver fark etmez, buyur.
ERHAN USTA (Samsun) Yanlışı
yaptın, yakışanı yaptın.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Yakışanı sen yaptın. Benim kalkıp sözüm üzerinden neyi
tevil ediyorsun sen?
ERHAN USTA (Samsun) Levent Bey, şunu
söylüyorum: Bu, o anlama gelir diyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bırak!
Bizim üzerimizden siyaset yapma.
ERHAN USTA (Samsun) Siyaset filan
yapmıyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Malzeme
çıkmaz sana, ekmek çıkmaz, sen işine bak.
ERHAN USTA (Samsun) Ekmek peşinde
değilim, ekmek çıkacak çok yer var. Her taraf ekmek yeri.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sen ekmek
peşindesin, işine bak sen. Beni tevil etme, benim sözüm üzerinden
yorum yapma, kendi söyleyeceğini söyle sen. Bırak! Niyetimi mi
okuyorsun sen?
ERHAN USTA (Samsun) Tutanağa bak.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sen bak
tutanağa.
ERHAN USTA (Samsun) Aynen bunu dedim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Gönül daha
fazlasını ister, hakkaniyetli olanın çözümünü söylüyoruz.
BAŞKAN Sayın Grup Başkan
Vekillerimiz, teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, Denizli
Milletvekili Yasin Öztürk ve 21 milletvekili tarafından,
hayvancılık işletmelerinde reforme olmayan dişi hayvan
kesimlerinde görülen artışın nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla 3/10/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin diğer önergelerini önüne alınarak ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 22 Aralık 2022 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
22/12/2022
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 22/12/2022
Perşembe günü (Bugün) toplanamadığından Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Erhan
Usta
Samsun Grup Başkan Vekili
Öneri:
Denizli Milletvekili Yasin Öztürk ve 21
milletvekili tarafından hayvancılık işletmelerinde reforme
olmayan dişi hayvan kesimlerinde görülen artışın
nedenlerinin araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 3/10/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırma
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin
22/12/2022 Perşembe günkü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini
açıklamak üzere İYİ Parti Grubu adına Sayın Yasin
Öztürk. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; partimizin besicilik maliyetlerindeki artış
nedeniyle reforme olmayan yani damızlık vasfı olmayan dişi
hayvanların sahte beyanlarla kesime gönderilmesi ve besicilik sektöründe
yaşanan sorunların araştırılmasına yönelik
önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan evvel iktidar
partisi milletvekillerine seslenmek istiyorum:
Araştırılmasını, bir komisyon kurulmasını
istediğimiz konu, ülkemizin besicilik sektörünün geleceğini
ilgilendiren bir konu ve bugün önlem alınmazsa geri dönüşü yok,
sektörün en sekiz-on yıl kaybetmesine neden olacak. Bu önergenin,
alışık olunduğu üzere Kabul edilmemiştir.
şeklinde sonuçlanmasının hesabı ağırdır,
altında kalırsınız. Sizlere tavsiyem Grup Başkan
Vekilinizin işaretiyle değil, vicdanınızla oy
kullanmanız olacaktır.
Bilindiği üzere ülkemiz
hayvancılığının arzu edilen seviyeye
ulaşmasını ve hayvansal ürün ihtiyacımızın millî
kaynaklardan karşılanmasını, hayvan
sayısının artırılmasını sağlamak için
gebe veya damızlık değerini taşıyan dişi
hayvanların kesilmesi yasaktır. Kesime sevk edilecek gebe ve
dişi hayvanların kesilmesi sadece veteriner hekim raporuna istinaden
yapılması gerekmektedir. Evet, hayvan hastaysa kesim yapılabilir,
hayvan damızlık değerini gerçekten kaybettiyse kesim
yapılabilir ama dediğimiz gibi veteriner hekim onayıyla. Ancak
son dönemlerde hayvancılık işletmelerindeki işletme girdi maliyetlerinin yükselmesi nedeniyle gebe ve damızlık
değeri taşıyan dişi hayvanların kesiminde
artış görülmeye başlanmıştır. Bu bir iddia
değil, bu Bakanlığınızın da kabul ettiği bir
gerçek. Bakanlığınızın mart ayı sonunda veteriner
hekimleri odalarına gönderdiği bir yazı var, aynen şöyle:
Son dönemlerde yapılan kontrollerde veteriner hekimlerin
damızlık değeri taşımadığını gösterir
raporunun uygun olmayan şekillerde verildiği tespit edilmiştir.
Hatta bir itiraf daha var; Hayvansal üretimdeki artış, hayvan
varlığındaki artışa kıyasla çok daha
fazladır. Bu da hileli, sahte ürünün çoğaldığı
anlamını da taşır. Bunu söyleyen de Sayın Tarım
Bakanı, itirazınız varsa Sayın Bakanın 30 Ekim 2022
tarihli Plan ve Bütçe Komisyonundaki toplantı tutanaklarında
konuştuklarına bakabilirsiniz.
Bir besici,
reforme olmayan dişi hayvanı neden keser? Daha
anlaşılır bir şekilde ifade edelim: Bir besici süt
alabileceği, doğumla sayısını artırabileceği
ineğini neden keser? Bir nedeni olmalı. Siz de biliyorsunuz;
mecburen, mecburen, mecburiyetten.
Aynı
ayları baz alarak maliyet artışlarına bir bakalım.
2021 Kasım ayı ile 2022 Kasım aylarını dikkate alırsak,
Değerli milletvekilleri, bu ülkede bir
yalan rüzgârı esiyor lakin bir de yaşanan gerçekler var, birileri
yalan söylüyor. Ya Yandım Allah! diyen, Hayvanlarımızı
mecburen zararına satıyoruz. diyen besici yalan söylüyor ya
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) Sayın
Başkanım, tamamlıyorum.
Reklamlarla masabaşında oynamak
kolay. İsteyen istediği algıyı yapsın, isteyen
istediği yalanı söylesin; gerçek ortada, herkes her şeyin
farkında. Yalan söyleyen köylü, besici olamaz; yalan söyleyen sizin
rakamlarınız, söyleten ise sizlersiniz. Yine de
yanılmış olmayalım diye bu sorunu resmî olarak soruyoruz.
Hem biz hem vatandaş doğrusunu öğrensin ama soru önergelerine cevap
vermeme modasına Tarım Bakanı da uymuş olacak ki eylül
ayında bu konuda Bakanlığınızca
cevaplanmasını istediğim hiçbir soruya cevap verilmemiş.
İktidarın resmî kurumlarından yapılan açıklamalara
göre kâğıt üzerinde hayvan varlığının
arttığı görülse de boşalan ahırlar ve kesilen hayvan
varlığının sağlıklı sayımının
yapılmaması hayvancılıkta gerçek politikalar
oluşturulmasının önüne geçmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bu politikaya
devam ederseniz yakında ne besicimiz kalacak ne besleyecek
hayvanımız. Hayvan yemini de kime yedirirsiniz artık
bilemiyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Halkların Demokratik
Partisi Grubu adına Sayın Muazzez Orhan Işık
konuşacak.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Dünya genelinde kapitalist düzenin neden
olduğu kuraklık ve iklim krizi, genel ekonomi ve gıda
alanındaki kriz tarım faaliyetlerini stratejik bir hâle
getirmiştir. Türkiyede de devam eden ekonomik krizin en çok
etkilediği toplum kesimlerinden biri de çiftçilerdir. Tarım,
hayvancılık ve balıkçılık alanında emek veren 2,5
milyon yurttaş ve aileleriyle birlikte milyonlarca kişi açlık ve
yoksulluk sınırında yaşamakta, geçim
sıkıntısı çekmektedir. Bu kriz ve yoksullukla mücadele
etmek için tarım alanında doğayla uyumlu, üretimi artıran,
toplum yararına ciddi bir politika üretmek gerekmektedir ancak Türkiyede
böyle bir tarım ve hayvancılık politikası yoktur. Tüm
krizlere karşı çiftçilerin korunması ve desteklenmesi,
kentleşme ve doğa tahribatına karşı tarım
alanlarının korunması ve tarım faaliyetlerinin toplum
sağlığına katkı sunması için kapsamlı bir
tarım ve hayvancılık politikası
oluşturulmalıdır. AKPnin HES başta olmak üzere
ekokırım politikaları çiftçilerin doğal
kaynaklarını kurutmuştur. Özellikle bölge illerinde güvenlik
politikaları adı altında uygulanan yayla ve mera
yasaklarıyla hayvancılık bitirilmiştir. Halkı
yoksulluğa mahkûm edip göçe zorlayarak bölgeyi
insansızlaştırmak için bilinçli bir politika yürütülmektedir.
Halkımızı köylerinden, doğal yaşam ve geçim ortamlarından
koparmak, sosyal yardım ve kölelik koşullarına mahkûm etmek ve
bunu siyasi olarak istismar etmek için yıllardır yürütülen bir
politika var.
Değerli milletvekilleri, açlık
sınırının 8 bin bandına yükseldiği ülkede hangi
çiftçi 8 binin üzerinde bir sabit gelire sahiptir? Yem, tohum, gübre, elektrik
ve mazot gibi temel girdi fiyatlarında yüzde 500ün üzerinde zamlara maruz
kalan çiftçiler kendi ürünlerine aynı oranda zam yapabilmiş midir?
Geçinmek zorunda kalan milyonlarca çiftçi, borç, kredi ve fatura yükü
altında hiperenflasyona ezdirilmektedir. TÜİKi bile dikkate alırsak
üretici enflasyonu yüzde 150dir; halkın maruz kaldığı
gerçek enflasyonun çok daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. Devlet
kendi alacakları için yeniden değerleme oranını yüzde 123
olarak açıkladı, peki çiftçiye verilen destekler bu kadar arttı
mı? Hayır. Tarım alanındaki uzman mesleklerin,
veterinerlerin, tarım danışmanlarının, ziraat
mühendislerinin işsiz kaldığı, üretimin bitirildiği,
dışa bağımlı bir ülke hâline geldik. Tarım
Bakanlığı, bir tarım danışmanına geçen
yılın asgari ücreti kadar bile ücret vermiyor; bu mesleklerde
eğitim almış kişiler geçinmek için bulabilirse ek bir
iş yapmak zorunda kalıyor.
AKP, geldiği günden bugüne tarım
alanını da ranta ve piyasaya açmak için her türlü politikayı
uyguladı. Gıda tekellerinin önünü açtı, küçük ve orta ölçekli
çiftçiliği yok etti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Devamla) AKP
iktidara geldiğinde tarım istihdamı oranı yüzde 36ydı
şimdiyse yüzde 18dir. AKPden bu ülkeye ne hayır gelmiş ki
çiftçisine, üreticisine de hayır gelsin. Bu bereketsiz iktidara
karşı tüm çiftçilerin de hesap soracağı seçim günü
yaklaşıyor. AKP politikaları çözüm adresi değil, krizin
adresidir ve AKPyi gönderdiğimizde krizler son bulup ülkeye bereket
gelecektir.
Bugün yine bir kumpasla milyonların
iradesini gasbedeceksiniz. Semra Güzel, kadınların, Amed
halkının ve milyonların iradesi ve temsilidir; bunu
kafanıza iyi sokun. Semra Güzel, onurumuzdur, gururumuzdur. Verdiğiniz
bu hukuksuz karar halk nezdinde hükümsüzdür. Ne yaparsanız yapın,
faşizminize boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Hiçbir şekilde
boyun eğdiremediğiniz Semra Güzele ve zalim zulme karşı
hakikat mücadelesi veren tüm yoldaşlarımıza selam olsun.
Tüm halkımızı saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Sayın Ömer Fethi Gürer.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve
Kalkınma Partisi iktidarları döneminde uygulanan yanlış
politikalarla ülkemizde tarım büyük bir darbe yedi, bunun
yansıması hayvancılıkta da görülüyor. Hayvan
varlığı bir yılda 1 milyona yakın düştü çünkü süt
inekleri kesime gitti, yem fiyatlarının artışı
karşısında önlemler alınmadı. Şu anda kaliteli
bir süt alabilmek için 50 kiloluk yeme 400 lira para ödemek zorunda. Bu
durumda, küçük aile tipi işletmeler ve kırsaldaki ahırlar
boşaldı çünkü gelir-gider dengesini karşılamadı;
Arkadaşlar, hayvancılık zor bir
iş, yirmi dört saat hayvanlarla ilgilenmek zorundasınız;
bayramınız yok, tatiliniz yok, yılbaşınız yok.
Hayvancılık yapan insanları takdir edip desteklemek lazım
ama nedense Adalet ve Kalkınma Partisinin tarım politikalarına
bakışı yok edişe doğru götürüyor ülkeyi; bu anlamda
sıkıntılar artıyor.
Bakınız, TÜİK verilerine de
yansıdı, süt ve sütten mamul ürünlerin üretiminde düşme var.
Bunun rafa yansıması demek vatandaşın daha pahalıya
ürün alması demek. Bir yıl önce kilosu 5 lira olan yoğurt 25
liraya çıkmış, bir yıl önce kilosu 60 lira olan
tereyağı 197 liraya çıkmış, bir yıl önce kilosu
20-30 lira aralığında olan peynirin bugün en düşük
fiyatı 100 lira. Raftaki sütün fiyatı 30 liraya çıkmış
ama çiğ süt üreticisi yılbaşında litresini 4 lira 70
kuruştan verdiği sütü şu anda 8,5 liradan satmaya
çalışıyor; onu da sanayici, yem fiyatını artıran
sanayici fiyatı baskılayarak daha düşük fiyatla almaya
çalışıyor. Böyle olunca, hayvancılık yapanlar önemli
ölçüde gelir daralması nedeniyle hayvancılıktan kopmaya
başladılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Ahır
giderleri arttı; veterineri var, bakımı var, elektriği var,
akaryakıt, mazot giderleri var ama esas gider, yüzde 70i oluşturan
yem giderleri. Siyasi iktidar göz göre göre gebe ve süt hayvanlarının
kesimini seyretti, müdahale etmedi. Nasıl ki yurt dışından
ithal buğday getiriyorsunuz, sanayiciye un ve makarna yapıp yurt
dışına satsın diye 2.500 liraya yakın tonda indirim
yapıyorsunuz, bir yem ofisi kurun; yem ofisinde, hayvancılık
yapan, özellikle küçük aile tipi işletmelere destek verin, onların da
yem konusunda yaşadığı sıkıntıyı
giderin. Destek diye verdikleriniz onların ihtiyaçlarını karşılamıyor.
Gittiğimiz köylerde görüyoruz, artık ahırlar
boşalmış ve kırsalda son kalanlar da büyük kentlerde
çalışmaya gidiyor; bu, sürdürülebilir bir durum değil.
Meclis araştırmasını
destekliyoruz.
Hayvancılığın
sorunlarına sahip çıkılmasını diliyor, teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına Sayın Yunus Kılıç.
Sayın Kılıç, buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA YUNUS KILIÇ (Kars)
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; bilinmelidir ki
Kurtuluş Savaşına giden başarıda Çanakkale Zaferinin
büyük bir payı var ama biz biliyoruz ki ona giden zaferde de
Sarıkamış şehitlerinin yiğitliği,
kahramanlığı var. Hepsini saygıyla anıyor, anma
etkinliklerimize buradan sizi ve bütün vatandaşlarımızı
davet ediyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, son iki
yılda özellikle dünyada girdi maliyetlerinin artması, yem
fiyatlarının artması, mazotun, gübrenin artması elbette
çiftçilikte girdi maliyetlerinin çok büyük bir oranda yükselmesine sebep oldu,
bu gerçek. Tabii ki burada en fazla etkilenen özellikle süt üreticiliği
yapan çiftçilerimiz oluyor çünkü piyasa dalgalanmalarından en fazla
etkilenen grup da onlardır. Geçen yıl Türkiyede yem maliyetleri
yüzde 140 arttı saygıdeğer milletvekilleri ve geçen yıl
ekim ayından bu yılki ekim ayına kadar süt fiyatlarında da
yüzde 265lik bir fiyat artışı oldu yani Ulusal Süt Konseyinin
belirlediği fiyat 3 lira 20 kuruştan şu anda 8,5 liraya
çıktı. Ayrıca, Ömer Bey de gayet iyi biliyor ki üreticinin
sanayiciye şu anda satmış olduğu süt 9 lirada da durmuyor,
11,5-12 liradan sanayiciye üreticimiz süt satabiliyor.
Dünyada kabul edilen bir şey vardır
saygıdeğer milletvekilleri, rakamları şöyle eğerek
bükerek, takla attırarak bir şeye ulaşamazsınız. Sütte
1,5 parite, ette 20 parite vardır yani 1 kilo süt satacaksınız
1,5 kilo yem alabileceksiniz, yine, 1 kilo et satacaksınız 20 kilo
yem alabileceksiniz; bu çok önemli. Şu anda, bu iki yılın
sonunda, sıkıntılı zamanlardan sonra -doğrusunu kabul
etmek lazım- süt ineklerimizde, süt hayvanlarımızda kesime giden
sayısı biraz arttı. Kabul edilebilir sayı yüzde 16-17dir,
26lara kadar çıktı ama sevinerek görüyoruz ki süt
fiyatlarının dengeye oturmasıyla beraber bu rakam şu anda,
kasım ayında yeniden yüzde 18lere kadar düştü.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Açığı nasıl kapatacağız?
YUNUS KILIÇ (Devamla) Geçen yıl süt
ineklerinden azalan sayı toplamda sadece 180 bindir yani yüzde 1,4 kadar
düşük bir rakamdır. Kasım ayıyla beraber bu rakam tekrar
yükselişe geçiyor ve süt miktarımızı da biliyorsunuz 8,5
milyon tondan 23,5 milyon tona biz çıkardık. Son aylarda yüzde
3,3lük bir düşüş var ama aralık ayındaki doğumlarla
beraber
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Kayıt altına aldınız, siz çıkarmadınız.
YUNUS KILIÇ (Devamla)
bu rakamın süt
fiyatlarının da dengelenmesiyle beraber yeniden yükseleceğini
buradan görmemiz lazım.
Saygıdeğer milletvekilleri,
özellikle bir şeyi daha hatırlatmam lazım
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
YUNUS KILIÇ (Devamla) Bakın, süt
üretimimiz aslında Türkiyede 2002den bugüne kadar yüzde 170den fazla
arttı. Çok önemli bir rakam vereyim ben size: 2010 yılında
sadece 160 milyon dolarlık ithalat yaparken arkadaşlar, karşılığında
300 milyon dolarlık ihracat yapıyorduk süt ve süt ürünlerinde. Bugün,
bakın, ithalatımız 58 milyon dolara kadar düştü ama süt ve
süt ürünlerindeki ihracatımız 550 milyon doları geçti.
ORHAN SARIBAL (Bursa) Halk aç; siz ithalat,
ihracattan bahsediyorsunuz.
YUNUS KILIÇ (Devamla) Yani 500 milyon
dolarlık süt üretimimizde ve ihracatımızda artış var
ve cari açığımıza ciddi bir katkı yapıyor.
ORHAN SARIBAL (Bursa) Halk yiyemiyor, halk,
halk.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Halk
gıdaya erişemiyor.
YUNUS KILIÇ (Devamla) Ben, süt üretimimizin
özellikle aralık ayından sonra eski rakamlarına
ulaşacağını, şu anda iki yıldan sonra ilk defa
üreticimizin et-süt paritesi, et-yem paritesi noktasında mutlu
olduğunu bilmenizi istiyorum ve hayvan varlığımız da
her geçen gün yeniden eski sayılarını yakalayarak artacak. Yirmi
yıldır olduğu gibi, yine çiftçimizin yanında olmaya AK
PARTİ devam edecektir.
Hepinizi saygılarımla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Sayın Başkan
BAŞKAN İYİ Parti grup
önerisini oylarınıza sunuyorum
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Sayın Başkan, adımı anarak yanlış bilgi
verdiğimi söyledi, onu benim düzeltmem lazım, adımı anarak
söyledi.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sen de
gayet iyi biliyorsun
dedi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Ömer Bey
biliyor. dedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Rakamları
eğip bükerek
dedi.
BAŞKAN Arkadaşlar, bir dinleyeyim
ben, bir dakika
Fethi Bey ilk defa bir sataşmadan söz istiyor.
Evet Fethi Bey, buyurun.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Rakamları eğip bükerek bilgi verdiğimi ima etti.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hayır, ona
özel söylemedi efendim.
BAŞKAN Söyledi, doğru.
Size kürsüden iki dakika söz vereceğim.
TAMER DAĞLI (Adana) Başkanım,
tekrar sataşmasın ama.
BAŞKAN Sayın Gürere serbest.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
VII- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Kars Milletvekili Yunus Kılıçın İYİ Parti
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Biraz evvel konuşmacı
yaptığı açıklamada süt fiyatlarıyla ilgili
değerlendirme yaparken kamuoyuna yanlış bir bilgilendirmede
bulundu. Çünkü kırsaldaki durumu hemen hemen her hafta oralara gidip
konuşan, geçen hafta da Ankara'nın Tulumtaşında yine
besici arkadaşlarımızla beraber olan bir milletvekili olarak
belirtmek isterim ki süt toplayıcıları var, aracılar. Yani
aracılar kırsalda 10-20 aralığında hayvanı olana
gidip sütü alır, ondan sonra onlar fabrikaya götürür. Şu anda,
aracılar da kendi gelirlerini dengelemek için sütün litresini 8,5 liradan
alıp sanayiciye götürüyorlar. Böyle olunca, çiftçimiz yani besicimiz, süt
inekçiliği yapan kişinin geliri baskılanıyor. Ayrıca,
sütün içeriği de dikkate alınarak daha düşük fiyatlar
uygulandığı zaman para kazanamıyor. Şimdi, süt
inekçiliği yapan diyor ki: Ne kadar yem verirsem o kadar süt
alıyorum. Özünde, verim artsa süt artacak, geliri düzene girecek ama
şu an önemli bölümü ineğini satmış, kesime vermiş ya
da gebeyken hayvanını kestirmiş durumda; yaşanan sorunu
görmek gerekiyor. Bu bağlamda, TÜİK'in verilerine de bakarsanız
sütten ve süt mamullerinden elde edilen verilerin de ciddi anlamda düştüğünü
görürsünüz bu da inek varlığının dışında,
hayvan varlığında giderek düşüşe de işaret
ediyor.
Süre yetmedi, lop et ithaline
başladık; geçmişte lop etten dolayı ülkemize
hastalıklı etin de geldiği Bakanlık
açıklamalarında yer alıyor. Karkas etin içeriğini
bilirsiniz ama lop etinkini dört ayda öğrenirsiniz, bu daha riskli. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sağ olun Sayın Gürer.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Şırnak
Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ve arkadaşları tarafından, Roboski
katliamının tüm boyutlarıyla araştırılması
amacıyla 22/12/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 22 Aralık 2022
Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
BAŞKAN
- Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine
göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
22/12/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 22/12/2022 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Hakkı
Saruhan Oluç
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
22 Aralık 2022 tarihinde Şırnak
Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ve arkadaşları tarafından, Roboski
katliamının tüm boyutlarıyla araştırılması
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan (23154 grup
numaralı) Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 22/12/2022 Perşembe
günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini
açıklamak üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
Sayın Hüseyin Kaçmaz.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; (
)(*) diyor Roboskili bir anne yani
Roboskide zaman akmıyor, her şey ve herkes 28 Aralık 2011den
beri donmuş ve durmuş durumda. Biliyoruz, gidenler geri gelmeyecek
ama aileler ve herkes adalet istiyor, yalnızca adalet. Çünkü yalnızca
adalet acılarımızı hafifletebilir. diyor Roboski
mağduru anne. Roboski'de 19u çocuk, 34 yoksul Kürt köylüsü savaş
uçaklarınca katledildi. Karker Encu, Seyithan Encu, Nadir Alma, Mehmet Ali
Tosun, Şervan Encu, Nevzat Encu, Osman Kaplan, Özcan Uysal, Selim Encu,
Vedat Encu, Muhammet Encu, Mahsum Encu, Bilal Encu, Erkan Encu, Hüsnü Encu,
Savaş Encu, Cihan Encu, Cemal Encu, Serhat Encu, Hamza Encu, Celal Encu,
Şeraffettin Encu, Selam Encu, Bedran Encu, Fadıl Encu, Hüseyin Encu,
Aslan Encu, Şıvan Encu, Orhan Encu, Zeydan Encu, Salih Encu, Yüksel
Ürek, Adem Ant ve Salih Ürek. (HDP sıralarından alkışlar)
Bu saydığım 34 isim, 34 insan, 34 can, 34 çocuk, eş, dost,
arkadaş bu ülkenin savaş uçaklarınca bombalanarak katledildi.
Şırnak'taki yoksul Kürt köylülerin
ilk katledilmesi olayı değildi bu. 94te de Kuşkonar ve
Koçağılı köylerinde yine savaş uçaklarınca 38 yoksul
Kürt köylüsü bombalanarak katledilmişti.
Bilal Encu 16 yaşındaydı,
gözleri görmeyen babası Ahmet Encu'ya yardım ediyordu, katliam günü
okuldan çıkıp gitmişti. Yine, Özcan Encu 18
yaşındaydı, ailesinin bankadan çektiği krediyi ödeyebilmek
için lise 2den okulu bırakıp bu şekilde çalışmak
zorunda kalmıştı. Yine, Erkan Encu 13 yaşındaydı.
Hüsnü Encu 20, kardeşi Savaş Encu 14 yaşındaydı.
Hepsinin ayrı ayrı hikâyesi var; kimisi telefonuna kontör alabilmek
için, kimisi kardeşine ayakkabı alabilmek için, kimisi de
gireceği sınavın parasını ödeyebilmek için, 25 lira, 50
lira için, o soğukta, karda, boranda, tipide -yoksul bırakılan
bu Kürt çocukları- o sınırı geçmiş. Askerlerin bilgisi
dâhilinde yıllardır bu şekilde geçiyorken o akşam bir bilgi
dâhilinde, bir grup içerisinde Bahoz Erdal'ın da olduğu söylenerek
bir talimat verilmişti. Daha önce Çocuk da olsa, kadın da olsa
gereği yapılacaktır. diyenler nasıl bu talimatı
vermişse o gün de Eğer Bahoz Erdal varsa diğer yoksul Kürt
köylüleri, Kürt çocukları da olsa gereken yapılsın.
demişti. Daha sonrasında, 34 Kürt köylüsünün katledilmesinden sonra
dönemin Başbakanı Erdoğan Bu katliam Ankara'nın
karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak. dedi ama kendi
karanlığı içerisinde kendisi bunu unutturdu çünkü beş ay
sonra, aksi yönde, neredeyse bombalamayı yapanları takdir edecek
şekilde bir açıklama yapmıştı. Sorumlular on bir
yıl geçmesine rağmen bulunmadı, on bir yıldır bu
acılar taze. Bu görseller vicdanı olan herkesin hafızasına
kazındı; katledilen 34 yoksul Kürt köylüsü.
On bir yıl geçti ama katliam daha
şimdi olmuş gibi; yaramız kanıyor, yüreğimiz
parçalanıyor. Dün gece kar yağdı ve yine yüreğimiz
parçalandı, yine çocuklarımızın katlini
hatırladık çünkü çocuklarımızı, sevdiklerimizi böyle
karlı bir günde savaş uçaklarıyla paramparça ettiler. Bunu
diyen bir baba, hâlen bu acıyı taze bir şekilde
taşıyor. Yine, birçok ailenin bu konudaki hatıraları var;
paramparça olmuş, kan ve barut içerisindeki puşisini saklayan
annelerin hikâyeleri ve paramparça olmuş cenazelerin katır
sırtında taşındığı bir gerçek. Ve bu iktidar
bugüne kadar bunların sorumlularını açığa
çıkarmadı, aksine kolladı ve neredeyse takdir etti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Dediğimiz
gibi, 34 yoksul Kürt köylüsü katledildi; bir özür bile dilenmedi, bir
mahcubiyet bile duyulmadı, bir sorumlu dahi yargılanmadı. Bu,
vicdansızlık; bu, insafsızlık; bu, düşmanlık
değil de nedir? Yakın zamanda Ferhat Encuya kaldırılan o
el de Zeynep annenin elini büken o el de bu bombayı atan elle yine
aynı eldi, Kürtü inkâr eden eldi, Kürte düşmanlık besleyen
eldi; bu el, Kürtü ve onun yanında yer alanları hedef alan eldi.
Roboskiye adalet gelmeden Türkiyeye adalet
gelmez. Yaşadıklarımızın kaynağı devlet
şiddeti, cezasızlık, savaş gerçeği ve adaletin
olmayışıdır. Kürt meselesini çözmeyen bir Türkiye bölgede
hiçbir sorununu halledemez; Kürt meselesini çözmeyen bir Türkiye, kendisiyle
sorunlarını çözmeyen bir Türkiye kazanamaz ve ilerleyemez.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Sayın Levent Gök.
Sayın Gök, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 34 çocuk, 34
parçalanmış beden, 34 anne, 34 baba, onlarca kardeş, onlarca
abla, dayı, yeğen ve 1 köy; tam on bir yıldır yas tutuyorlar,
adalet bekliyorlar. Adaletin gelmesi niye gecikiyor Roboskide ve niçin
gelmiyor? Olay bilinmeyen bir olay mı? Recep Tayyip Erdoğan
Karanlık dehlizlerde kalmayacak. sözünü vermedi mi ailelere? Verdi ama
olay karanlık dehlizlerde miydi acaba?
Değerli milletvekilleri, Uludere Roboski
olayı karanlık bir olay değildir, çok berrak bir olaydır,
sorumluları bellidir. On bir yıldır televizyonlarda,
gazetelerde, Mecliste anlatıyoruz; bugün bir kez daha anlatıyorum,
sorumluları ifade ediyorum: Uludere olayında, Roboskide devletin en
üst kademesi sorumludur. O gün hava harekâtının kararı
alınırken şimdiki Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler
sorumludur, şimdiki Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar sorumludur, hava
harekâtını Genelkurmayda birlikte aldılar ve onaylatmak için de
Millî Güvenlik Kurulunda bulunan Genelkurmay Başkanı Necdet Özele
bildirdiler. Millî Güvenlik Kurulu sorumludur, Necdet Özel sorumludur, MİT
sorumludur. MİTin en tepesindeki isim Millî Güvenlik Kurulunu o anda
arayarak Fehman Hüseyin isimli bir PKKlının kaçakçıların
içine girdiğini belirtmiş ve hava harekâtının bütün
kararları devletin en üst kademesince birlikte
alınmıştır. Dolayısıyla devletin tüm üst
kademesinin sorumluluğunda olan, herkesin bildiği bir olayı
konuşuyoruz. Olaydan tam üç yıl sonra zamanın İçişleri
Bakanı ve Millî Güvenlik Kurulu üyesi İdris Naim Şahin Meclise
geldi ve burada bir basın toplantısı yaptı,
şunları söyledi; Devlet neyin ne olduğunu biliyordu. O
hadisenin istihbarat kaynağı MİTti. Son anda MİTten gelen
bir üst düzey talep üzerine bu harekât gerçekleştirildi. derken
vicdanının sesi oldu İdris Naim Şahin.
Değerli milletvekilleri, devletin tüm
tepe noktasının sorumluluğunda olan bu olayla yüzleşmedikçe
34 çocuğumuzun vücutları ilk günkü gibi o soğukla buluşmaya
devam edecekler. Bu olay, devletin yüzleşmesi gereken bir hadisedir ve bu
olayda bütün sorumlular çok açık ve nettir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
LEVENT GÖK (Devamla) Bu konuda
yıllardır söylediklerimizi tekrarlıyoruz: Bu olayı elbette
ortaya çıkaracağız ve sorumluların -neden böyle
davrandıklarının-
adalet önünde hesap vermesini sağlayacağız. Kimdir o Millî
Güvenlik Kuruluna son anda istihbarat veren en üst düzeydeki MİT
yetkilisi, kim verebilir bu yetkiyi? Benim bildiğim en üst düzey MİT
yetkilisi Hakan Fidandır. Hakan Fidan mı vermiştir, kim
vermiştir? Bunların hepsi ortada. Bilinmeyen olayı
konuşmuyoruz, bilinen bir olayı konuşuyoruz; bilinen bir olayın
karartıldığı, soğutulduğu ve unutturulmaya
çalışıldığı bir süreci konuşuyoruz ama o 34
kardeşimiz bilsin ki bu olayı asla unutmadık,
unutturmayacağız ve mutlaka hesabını soracağız.
(CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına Sayın Abdullah Güler.
AK PARTİ GRUBU ADINA ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Sayın Başkanım, saygıdeğer
milletvekilleri; AK PARTİ Grubumuz adına HDP grup önerisi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce Meclisi ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün 108inci yıl dönümü,
Sarıkamışta şehit olan kahraman askerlerimizi de,
Mehmetçikimizi de buradan rahmetle ve minnetle yâd ediyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, biraz
önce değerli hatipleri dinledik. 28 Aralık 2011 günü Şırnak
ili Uludere ilçesi Gülyazı köyü Irak sınırında
gerçekleşen ve 34 vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan
bir olay meydana geldiğini biliyoruz.
NURAN İMİR (Şırnak)
Katliam, katliam, olay değil.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Katliam yapıldı.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Çok acı,
derinden bizi üzen bir olaydır. Orada vefat eden kardeşlerimizi,
vatandaşlarımızı rahmetle yâd ediyorum.
Tabii, burada biraz önceki değerli hatip
özellikle Kürt vurgusu, adı üzerinde ifadeler etmeye
çalıştı. Eğer bir Kürt vurgusu üzerinden bazı
şeyleri ifade edeceksek ben 1996-97 yılında Siirtin Şirvan
ilçesinde bir asteğmen olarak görev yaptım.
FİLİZ KERESTECİOĞLU
DEMİR (Ankara) Roboskiden bahset, Roboskiden.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Hesap ver, hesap.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Oranın belli
köylerindeki çoluk çocuk, kadın demeden katledilen kardeşlerimizi de
buradan yâd ediyorum.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Roboskiden bahset. Onlar bu ülkeyi yönetmiyor, siz yönetiyorsunuz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU
DEMİR (Ankara) Roboski, Roboski
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Eli kanlı cinayet
şebekesinin katlettiği insanlarımızı da
vatandaşlarımızı da buradan yâd ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
FİLİZ KERESTECİOĞLU
DEMİR (Ankara) Onu da konuşursun, sen önce Roboskiyi anlat. Her
zaman aynı şey, dolandır, dolandır.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞRU (Kocaeli)
Diyeceğin bir şey yok ki senin!
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Yine, Erzurumda
ziyaretimizde Çat ilçesi Yavi köyündeki 33 vatandaşımızı
katleden cinayet şebekesini de buradan lanetliyorum.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Hikâye anlatma, hikâye anlatma, hesap ver.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Bazı
olayları anlatırken Kürt kardeşlerimiz üzerinden siyaset
yapmayı da buradan yadırgadığımı ifade etmek
istiyorum.
NURAN İMİR (Şırnak)
Katırların ayaklarına saplandı adaletiniz.
BAŞKAN Arkadaşlar, neye itiraz
ediyorsunuz? Lütfen
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Değerli
milletvekilleri, 28 Aralık 2011 günü meydana gelen bu acı gün,
acı olay üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi derhâl harekete
geçmiştir
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Roboskiden haber ver.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Hikâye anlatma. Hesap ver, hesap.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum)
Niye bağırıyorsunuz?
ABDULLAH GÜLER (Devamla)
ve İnsan
Hakları Komisyonumuz kendi alt
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Devam et
ya.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Koro hâlinde bağırmayın, dinleyin ya.
NURAN İMİR (İzmir) Sizin
adaletiniz katırların ayaklarına saplandı.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Hesap verin, hesap.
NURAN İMİR (İzmir)
Roboskinin hesabını vereceksiniz.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Ya,
arkadaşlar
BAŞKAN Sayın Güler, siz devam
edin.
NURAN İMİR (İzmir) Adaletiniz
katırların ayağındadır.
BAŞKAN Sayın Oluç, gruba biraz
şey yapın, lütfen
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Arkadaşlar,
Türkiye Büyük Millet Meclisi olayın üzerinden çok bir zaman geçmeden, iki
hafta sonra
NURAN İMİR (İzmir)
Roboskinin hesabını vereceksiniz.
ABDULLAH GÜLER (Devamla)
9 Ocak 2012de
İnsan Hakları Komisyonunun bünyesinde alt komisyon kurarak bütün
grubu bulunan muhalefet milletvekilleri dâhil derhâl olayın meydana
geldiği yere gitmişlerdir.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Ee, sonuç?
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Orada görev yapan
askerî görevliler, o gün, olay günü orada olmayan muhtar dâhil
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NURAN İMİR (İzmir) Sonucu
söyle, sonucu?
FİLİZ KERESTECİOĞLU
DEMİR (İzmir) Kim dedi onu, kim? Kim hesap verdi? Hakan Fidan
nerede?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Kimi yargıladınız, kimi? Sonra hepsine
takipsizlik verdiniz, sonra takipsizlik çıktı.
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
ABDULLAH GÜLER (Devamla)
herkesi
dinlemişlerdir ve 84 sayfadan ibaret raporunu Türkiye Büyük Millet
Meclisine arz etmişlerdir. Bakın, değerli arkadaşlar, bu
olay üzerine hem idari hem cezai yönden hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi
açısından araştırma komisyonu olarak gerekli tahkikat yapılmıştır.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Kim verdi bu kararı, kim verdi? Kim talimat verdi; onu
söyle.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Bakın, bu
süreçle, yargı süreçleriyle beraber şu anda hem Uludere Cumhuriyet
Başsavcılığına hem de Anayasa Mahkememize yeniden
delil ve bulgu açısından başvuru vardır.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Ya, ne yargısı? Talimatlı yargı
On
yıl geçti, on yıl. Hesap ver, hesap.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Kime ceza verildi?
ABDULLAH GÜLER
(Devamla) Lütfen bu süreçlerin beklenmesini ben sizlerden rica ediyorum.
FİLİZ KERESTECİOĞLU
DEMİR (İzmir) On bir yıl, on bir yıl!
ABDULLAH GÜLER (Devamla) Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Böyle kaçarsın işte, hesap veremeyince böyle
kaçarsın.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) İşte
vicdanınız bu kadar.
BAŞKAN - Halkların Demokratik
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın Oluç, buyurun.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul)
Sataşmadım Başkanım ben.
BAŞKAN Efendim?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Kimseye
sataşmadım ben.
BAŞKAN Kürsüden söz vermedim Sayın
Güler, farkındaysanız 60a göre yerinden söz verdim Sayın Grup
Başkan Vekiline.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 60a göre
yerinden verdi. Uygulamanız doğrudur Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Bak, sağ olun desteğiniz için.
Sayın Oluç, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
36.- İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, İstanbul Milletvekili Abdullah Gülerin HDP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın vekiller;
bu Roboskide yaşanmış olan ağır katliamı biz
burada her yıl konuşuyoruz, sadece yıl dönümünde değil,
başka zamanlarda da konuşuyoruz, konuşmaya da devam
edeceğiz çünkü gerçekten çok ağır bir katliam yaşandı.
Bu katliamın emrini verenlerden, uygulayanlardan, bunu planlayanlardan
hiçbiri herhangi bir ceza almadı bugüne kadar; on bir yıl geçti, on
bir yıl. Evet, Mecliste bir araştırma komisyonu kuruldu,
doğru; bir rapor ortaya çıktı, doğru.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) O
Komisyonun içinde bizim arkadaşlarımız da
çalıştı, şerhlerini de düştüler, doğru ama en
ufak bir ceza almadı hiç kimse ve şu anda aslında Roboskide o
emri vermiş ve uygulamış olanlar hâlâ görev başında ve
yetkili pozisyondalar; bunu konuşmak istiyoruz. Neden hâlâ
cezasızlık politikası devam ediyor; bu
araştırılsın istiyoruz, siz buna yanaşmıyorsunuz.
Sayın hatip ölümleri yarıştırıyor ya. Ölüm
yarıştırılır mı? Yani
acılarımızı bile ortak bir şekilde konuşamayacak
bir durumdaysak böyle bir şey olabilir mi? En ufak bir üzgünlük
olmayacaksa, en ufak bir özür dilenmeyecekse nasıl olur da acımızı,
sevincimizi birlikte yaşıyor olabileceğiz?
Sayın Hatip, gerçekten vahim bir durum bu
sizin yaptığınız. Dolayısıyla, on bir yıl
sonra hâlâ bu konuşmaların yapılıyor olması
aslında çok acı veren bir şeydir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Son
cümlem efendim.
BAŞKAN Son cümleniz, lütfen
Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bir kez
daha Roboski'de yaşayan herkesin ama sadece Roboski'de değil Kürt
coğrafyasında yaşayan herkesin kalbini kanatıyorsunuz,
vicdanını kanatıyorsunuz bu yaklaşımınızla.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kürt
coğrafyası diye bir yer yok, Türkiye Cumhuriyeti var.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Başkanım, benden özür dilesinler.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Aslında iyi oluyor belki de sizin bu konuşmayı yapmış
olmanız ve ölümleri yarıştırıyor olmanız.
İyi oluyor. (HDP sıralarından alkışlar)
OYA ERONAT (Diyarbakır) Benden özür
dileyeceksiniz! (HDP sıralarından gürültüler)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Çık
orada konuş, konuşma!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Benden özür
dileyeceksiniz!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Çıkıp orada konuş!
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Tokat Milletvekili Kadim
Durmaz ve arkadaşları tarafından, Tokat ilindeki
işsizliğin nedenlerinin araştırılarak işsizlik
sebebiyle ortaya çıkan sorunların tespiti, işsizlik sorununun
çözüme kavuşması ve gerekli önlemlerin alınması
amacıyla 18/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 22 Aralık 2022
Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
BAŞKAN Evet, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzük'ün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 22/12/2022
Perşembe günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Tokat Milletvekili Kadim Durmaz ve
arkadaşları tarafından, Tokat ilindeki işsizliğin
nedenlerinin araştırılarak işsizlik sebebiyle ortaya
çıkan sorunların tespiti, işsizlik sorununun çözüme
kavuşması ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla
18/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan 3352 sıra no.lu Meclis
Araştırması Önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 22/12/2022 Perşembe günlü
birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Evet, önerinin gerekçesini
açıklamak üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Kadim
Durmaz.
Buyurun Sayın Durmaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA KADİM DURMAZ (Tokat)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri ve bizleri
televizyonları başında izleyen aziz milletimiz; hepinizi sevgi
ve saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bugün, tarihte hepimizin yüreğini
acıtan, acısı da devam eden, sayıları yüz binleri
bulan Sarıkamış şehitlerinin 108inci yıl dönümü;
Cenab-ı Hak böyle acılı günleri bu millete bir kez daha
yaşatmasın. Yine, ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün
Erzurum ve Sivas Kongresinden sonra, Ankara'ya gelmeden Hacı
Bektaş'a yaptığı ziyaretin de 103üncü yılı.
Tabii, Tokat, birçoğunuz bilirsiniz ama
kısaca söylemekte de bir beis görmüyorum, Karadeniz ile İç
Anadolu'nun geçiş noktasında, 1.100 rakımdan 700e inen, 600
rakımdan 500e inen, 330dan 185 rakıma kadar inen üç kıymetli
büyük ovanın da bulunduğu bir kent. Şimdi, bu kent, son on-on
beş yılın göç şampiyonu oluyor ise bu kentte yaşayan
nüfusun 1,5 katı doymak için kendini gurbete atıyorsa bu konunun
incelenmesi lazım; belki buradan ülkemiz adına da önemli bir çıkış
kaynağı yakalayabiliriz. Çalışma hakkı için Anayasa'nın
49uncu maddesinde Devlet, çalışanların hayat seviyesini
yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için
çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı
desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam
yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için
gerekli tedbirleri alır. diyor. Gerçi ortada Anayasa'yı
tanımayan, kale almayan, güç zehirlenmesindeki bir iktidar var ama biz
bunu söylemekte de bir beis görmüyoruz. Anayasa'mızın güvence
altına aldığı çalışma hakkı, ne yazık
ki AK PARTİ iktidarıyla birlikte, ülkenin her köşesinde
gençlerin, kadınların toplumun en önemli sorunu hâline gelmeye devam
ediyor. Özellikle genç işsizlikteki artış gençlerimizi
gelecekten umut edemez hâle getirdi. İşsizliği bitireceğiz
vaadiyle yola çıkan AK PARTİnin ortaya çıkardığı
tabloya şöyle bir bakalım.
Türkiyede işsiz sayısı 8
milyona dayandı; atanamayan öğretmenler, hemşireler, ziraat
mühendisleri, engelliler, veterinerler ve birçok meslek erbapları.
Üniversitelerin sayısını artırmakla işsizlerin
tahsilini sadece bir dört yıl daha artırarak, bu ülkede planlama
yapmadığınız için sağlıklı bir sonuca
varamıyoruz. Yirmi yıllık AK PARTİ iktidarıyla gelinen
noktada ülkenin gençleri geleceğini yurt dışında
arıyor. Yetişmiş insan gücü, akademisyenler bir bir ülkeyi terk
etmek zorunda kalıyor yani her 4 gençten 1i, bırakınız
yurt içinde göçü, yurt dışında yaşamak istiyor. Gençlerin
yüzde 96sı mutsuz, yüzde 82,4ü hayat standartlarından memnun
değil, yüzde 66sı gelecekten umutsuz, yüzde 27si ülkesini
değiştirmek istiyor. Yılbaşından bu yana -sadece bir
meslek grubundan örnek vereceğim- 700 bilgisayar mühendisi ve
yazılımcısı ne acı ki ihtiyacımız
olduğu hâlde yurt dışına göçtü. Sadece 2021den bugüne
kadar 2.417 doktorumuz yurt dışına gitmek zorunda kaldı.
Ey AKP ve MHP; gençlerimizi kaybediyoruz,
haberiniz var mı?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Var var; kaybetmiyoruz,
kazanıyoruz.
KADİM DURMAZ (Devamla) Ülkedeki
atmosfer Tokatta da aynı. Tarımsal üretim ve hayvancılık
politika olarak görülüp millî bir ortak anlayışla görüşülmediği
için bu kıymetli ovalarda üretemeyen insanlar kendilerini gurbete
attı ve tıpkı Ali Kızıltuğun dediği gibi
Bir ev orada, bir ev karşıda kalmış; hele sorun bizim
komşular ne olmuş? Kırk senelik ağaç kurumuş
kalmış, bizim köye benzemiyor gel hele. İşte,
yaklaşık olarak 614 köyü, 315 de mahalle muhtarlığı
olan Tokatı memleket evlatları bir bir -hani, o Kınalı
Alinin toprağında yetişen onbeşliler- terk etmek zorunda
kalıyor.
Bir grup önerisiyle bugün buradayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
KADİM DURMAZ (Devamla) Şu anda
Tokatı Parlamentoda temsil eden Grup Başkan Vekili, diğer 2
milletvekilimiz ve Tokatın 5 milletvekili olarak buradayız.
İnanıyorum, arkadaşlar da buna destek verecektir. Biz bu
araştırma önerisinin her birinizin kıymetli oylarıyla
oluşturacağımız heyetle
araştırılacağına, belki, Hükûmete az kalan ömründe de
yol haritası vereceğimize inanıyorum ve desteklerinizi bekliyor;
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu
adına Sayın İbrahim Halil Oral.
Sayın Oral, buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) Sayın Başkan,
kıymetli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Tokat ilindeki
işsizliğin sebeplerinin araştırılması
hakkındaki grup önerisi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, asgari
ücretin 8.500 Türk lirası olarak açıklanmasının hemen
akabinde işsizlikle alakalı bir önergeyi görüşüyor olmamız
son derece önemlidir çünkü Türk milleti asgari ücret ve işsizlik
arasında sıkıştırılmış, bir ekonomik
zulüm düzenine mahkûm edilmiştir. Memurlarımızı
dışarıda bıraktığımızda
işçilerimizin yüzde 60tan fazlası asgari ücretli
çalışmaktadır. Asgari ücret adının anlamını
çoktan kaybetmiştir. Şirketlere maaş dikte etmekten öteye
gitmemektedir. Bu enflasyonla 8.500 liranın bile bir kıymeti
olamayacağını birkaç ay içinde göreceğiz. Bu ekonomik
şartlarda gözlerinin içi ışıldayan tek kişi ise
Sayın Nebatidir. Türk milletinin ise gözlerinin feri sönmüştür.
VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul)
Açılış yapıldı, açılış, Bitliste. 1,5
milyar liralık viyadük yaptık, 1,5 milyar.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla)
Saygıdeğer milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu bu önergede
Tokatı vurgulamıştır ancak Tokat örneği gibi pek çok
örnek İç Anadolu Bölgemizde ve kıyı bölgelerimizin iç
kesimlerinde yer alan illerimizde de mevcuttur. Bunun sebebi ise Anadolu'nun
yeterli yatırım almamasıdır. Bütçe görüşmelerinde bu
örneği doğrudan Ankara üzerinden vermiştim. Başkent bile
artık göç almayan, ülkemizin gayrisafi yurt içi hasılasına
katkı yapamayan bir hâle gelmişse Tokat, Yozgat, Çorum, Çankırıyı
düşünemiyoruz çünkü bu bölgeye yatırım gelmemektedir. Selçuklu
coğrafyası âdeta kaderine terk edilmiştir. Grup Başkan
Vekilimiz Sayın Erhan Usta bütçe görüşmelerinde çok güzel bir
tespitte bulunmuştu, dedi ki: Bütçe kapsamında yirmi yılda 2
trilyon 600 milyar dolar vergi toplanmış, bunun sadece 300 milyar doları
yatırımlarda kullanılmıştır yani sadece yüzde 11,
özelleştirmelerden sattığımızın bile
altındadır bu rakam. İşte asıl sebep budur.
Memlekette söylediğinin aksine yatırım yoktur; devlet Tokata,
İç Anadoluya yeterince yatırım yapmamakta, yeterince teşvik
verememektedir. Bu ekonomik cehennemde kim iş bulacaktır, kim dükkân
açacaktır ve kim işçi istihdam edecektir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla)
Teşekkür ederim.
Beştepede oturanlar, Tokatı,
Yozgatı, Aksarayı ve hatta Ankarayı unutmuşlardır.
İnsanımız artık refahın ne olduğunu, rahat
yaşamanın ne olduğunu bile unutmuştur. Ama az kaldı,
üretimle, istihdamla
YUSUF BEYAZIT (Tokat) Beştepe, Tokata
havaalanı yaptı; açılışa geldi,
açılışa.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla)
yatırımla Türkiyeyi büyütecek düzeni sağlamak için var
gücümüzle çalışacağız.
YUSUF BEYAZIT (Tokat) Ankarada
oturmadı, havaalanının açılışına Tokata
geldi.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla)
Bu nedenle grup önerisini desteklediğimizi ifade ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
YUSUF BAŞER (Yozgat) Yozgata gel, bir
gidelim Başkanım.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla)
Gidelim.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Hizmeti gör.
Havalimanı, hızlı tren, hastaneler
Harika.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Oral.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla)
TÜİK verilerine göre geri kalan 3 ilimizden 1inin Bitlis olduğunu da
Bitlisli kardeşimiz
YUSUF BAŞER (Yozgat) Yozgata hiç
gelmediğiniz için
BAŞKAN Sayın Oral, teşekkür
ediyorum.
Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına Sayın Ali Kenanoğlu.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Tokatın sorunları ve Tokat'taki
işsizlik oranları hakkındaki araştırma önergesi
üzerine söz aldım.
Memleketim Tokat, çok sık da ziyaret
ettiğim, gittiğim, sevdiğim, doğduğumuz topraklar.
Tabii, doğduğumuz topraklarda doyamadık ve biz de oraları
terk edip göç etmek zorunda kaldık; bu kişilerden birisiyim ben de.
2019-2020 yılları arası
verilerine göre, TÜİK rakamlarına göre Tokat sayısal anlamda en
çok göç veren il, 41.746 kişi başka illere benim gibi göç etmek
zorunda kalmış ama nüfus bazında değerlendirdiğiniz
zaman Gümüşhane ve Bayburt'tan sonra 3üncü sırada yer alıyor
Tokat'ın göç nüfusu.
Peki, insanlar niye doğdukları
yerlerden göç ederler? Yani Tokat özelinde bunu konuşuyoruz, bütün iller
açısından bu geçerli. Tabii ki doyamadıkları için yani
geçinme imkânları, orada yaşama imkânları, barınma
imkânları kalmadıkları için göç etmek zorunda kalıyorlar.
Şimdi, Tokat'ın önemli geçim
kaynaklarına geçmişten günümüze kadar baktığınız
zaman bir sigara fabrikası vardı, şeker fabrikası, meyve
suyu fabrikaları ve hayvancılık; kırsaldaki
hayvancılık esasında Tokatlıları Tokatta tutan,
Tokatlıların Tokat'ta yaşamasını sağlayan
sektörel alanlar bunlardı. Sigara fabrikası kapatıldı,
kalmadı artık, öyle bir fabrika yok, şeker fabrikası
özelleştirildi. Şimdi, hayvancılığa, kırsaldaki
hayvancılığa baktığınız zaman bizim köyümüz,
Tokat'taki köyümüz 90larda boşaldı. Niye boşaldı? Denildi
ki: Buralara güvenlik gerekçesiyle yayla yasağı
koyacağız. ve 90larda yayla yasağından kaynaklı olarak
köylerde yaylacılık yasaklandığı için insanlar
hayvancılık yapamadılar, o dağ köylerinin hepsini terk
etmek zorunda kaldılar ve bu sebepten dolayı da bizim köylerimizin
hepsi boşaldı. Şimdi köylere gidin, bakın ve görün;
şunu görürsünüz: Sadece yaşlı insanlar var; emekli olmuş,
emekli olduktan sonra emekli maaşıyla büyükşehirde
geçinemediği için köylerine göç etmek zorunda kalmış -o da
işte, yazın belli bir süreyi orada geçirmek durumunda kalan, o da çoğunlukla
büyükşehirlerde geçinemediği için- insanlardan oluşuyor ve
artık köylerde genç nüfus bulmak mümkün değil. Tokattaki
işsizlik verilerine baktığınız zaman yüzde 41 de genç
nüfusa tekabül ediyor zaten.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
ALİ KENANOĞLU (Devamla)
Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Dolayısıyla değerli
arkadaşlar, Tokatla ilgili çeşitli sorunlar
yaşadığımız zaman burada Tokat vekillerimize -CHPli
olsun, AK PARTİli olsun- iletiyoruz sorunların çözülmesi konusunda;
bize gelen doğrudan sorunlar oluyor çünkü o bölgede yaşamaya devam
ediyoruz. Fakat şunu söyleyeyim: Bu konuda, özellikle yol konusunda
çözülmemiş sorunlar var. Ben sayın vekillerimize ilettim, buradan bir
kez daha iletiyorum: Zilenin Karacaören dâhil olmak üzere 7 tane köyünün
yolları hâlen daha yapılmamış durumda. Bunları
ısrarla, defalarca ifade etmemize rağmen bir türlü o engel
aşılamadı. Bu vesileyle bu sorunu da tekraren dile getirmiş
olayım.
Değerli arkadaşlar, biz tabii,
insanların doğdukları yerlerde doymalarını ve
memleketlerini boşaltmadan oralarda yaşamalarını önemseriz
ve buradan kaynaklı olarak da Tokattaki bu sorunun araştırılması
gerekiyor. Bu anlamıyla önergeyi destekliyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına Sayın Mustafa Arslan.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ARSLAN
(Tokat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup
önerisi hakkında AK PARTİ Grubumuz adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Sarıkamış
Harekâtının 108inci yıl dönümünde Sarıkamış
şehitlerini rahmetle minnetle yâd ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bugün yeni asgari
ücreti açıkladı. Asgari ücretin aziz milletimize hayırlı
olmasını diliyorum. Çalışana ve emeğe her zaman destek
veren hükûmetlerimiz son dönemde de yaşanan fiyat geçişlerine
karşı yine çalışanların yanında olmuş, dolar
bazında cumhuriyet tarihinin en yüksek asgari ücretini belirlemiştir;
hayırlı olsun.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT
(Muş) Kaç dolar yapıyor? 450 dolar bile değil.
KADİM DURMAZ (Tokat) Tokattaki göçe
gel.
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) Değerli
milletvekilleri, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde
Türkiye genelinde ve ilimizde büyük yatırımlar
yapılmış, hayal edilmeyen hizmetler vatandaşla
buluşturulmuştur. Tokat da bu yapılan hizmetlerden,
yatırımlardan nasibini almıştır. Son yirmi yılda
Tokatta yapılan kamu yatırımlarının değeri 50
milyar liranın üzerindedir. Hâlen devam eden kamu
yatırımlarımız yaklaşık 40 milyar liranın
üzerindedir. Bu yatırımları biz şiddetle takip ediyoruz,
inşallah
KADİM DURMAZ (Tokat) İnsanlar niye
göçüyor Mustafa Bey? Niye göçüyor insanlar?
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) İlimizde
bulunan 5 tane organize sanayi bölgesinde yaklaşık 17 bin
çalışanımız var, 167 tane sanayi tesisimiz var.
İnşallah, şu anda projelendirilmiş, inşaatına başlanmış
54 tesisi daha hayata geçirdiğimizde kısa zamanda, önümüzdeki
yıl içerisinde çalışan sayımız 20 bini geçecek.
Organize sanayi bölgelerimizdeki parsel sayıları yeterli
olmadığı için 5 tane organize sanayi bölgemizi de
genişletiyoruz; ilçelerimizdeki organize sanayi bölgelerimizi, merkezdeki
organize sanayi bölgemizi. Yapacağımız yeni sanayi parselleriyle
birlikte çalışan sayımız 30 binin üzerine çıkacak.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum)
Bravo!
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) 3 bin dekar yeni
organize sanayi bölgesini ilimize kazandırmış
olacağız.
Açıklanan son verilere göre, ülkemizdeki
işsizlik oranları yüzde 9,9a gerilemiş durumda. İlimizin
de bulunduğu TR83 Bölgesinde işsizlik yüzde 7 civarında. Geçen
yıl ülkemizde işsizlik yüzde 12yken ilimizdeki işsizlik oranı
da yine yüzde 7ler civarında gerçekleşmiştir. İŞKUR
verilerine baktığımız zaman, özel sektörde açık
bulunan boş pozisyonlar bu yıl itibarıyla 10.200 civarında,
bunun yaklaşık 8.200 tanesine yerleştirme
yapılmış. Şu anda İŞKUR verilerine göre, özel
sektörde 2 bin tane boş pozisyon mevcuttur.
KADİM DURMAZ (Tokat) Yarın listeyi
vereyim. Yarın iş başvurularını yönlendiriyorum
Mustafa Bey.
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) Gelmeden önce Erbaa
Ticaret Odası Başkanımızı aradım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) 2023 için Erbaada
yeni planlanan istihdam organize sanayi bölgesinde sadece 1.800 yani Erbaada
gelecek yıl için 1.800 yeni işçiye ihtiyaç var. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
YUSUF BEYAZIT (Tokat) Helal olsun, helal!
ALİ ŞEKER (İstanbul) Tamam,
bütün işsizler senin yanında yarın.
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) Şimdi
-Türkiye- Tokat genelinde sigortalı sayısı nedir diye
baktım. Biz iktidara geldiğimizde 69.828 sigortalı vardı,
şu anda bu rakam 140 bine ulaşmış durumda. Tokat, her alanda;
ulaşım, eğitim, turizm, sanayi ve kültür alanındaki
yatırımlarla büyümeye devam ediyor. 7 bereketli ovamızda, 1
milyon dekar arazide toplulaştırma çalışmalarımız
devam ediyor. Yine, 500 bin dekar arazide kapalı sulama
çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah, bu
yatırımlarla birlikte, hep beraber Tokatı daha da büyütmeye
çalışacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) Bunlar yeterli mi?
Daha iyisini, daha güzelini, daha fazlasını Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yapmaya devam
edeceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Gündemin "Oylaması Yapılacak
İşler" kısmına geçiyoruz.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler
1.- Diyarbakır Milletvekili Semra
Güzelin 2022 Yılında Beşi Haziran Ayında Olmak Üzere Genel
Kurulun Altı Birleşimine Özürsüz veya İzinsiz
Katılmaması Sebebiyle Anayasanın 84üncü ve İçtüzüğün
138inci Maddeleri Uyarınca Gerekli Değerlendirmenin
Yapılması İçin Başkanlık Divanının 13 Ekim
2022 Tarihli ve 86 Numaralı Kararı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı Tezkeresi (3/2082) ile Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (S.
Sayısı: 368) (*)
BAŞKAN Bu kısımda yer alan,
Diyarbakır Milletvekili Semra Güzelin 2022 Yılında Beşi
Haziran Ayında Olmak Üzere Genel Kurulun Altı Birleşimine
Özürsüz veya İzinsiz Katılmaması Sebebiyle Anayasanın
84üncü ve İçtüzüğün 138inci Maddeleri Uyarınca Gerekli
Değerlendirmenin Yapılması İçin Başkanlık Divanının
13 Ekim 2022 Tarihli ve 86 Numaralı Kararı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı Tezkeresi ile Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporunun görüşmeleri
21 Aralık 2022 günlü 42nci Birleşimde saat 16.09da
tamamlanmıştı.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Utanın, utanın! Bütçeyi oylamak için niye bu kadar
gelmediniz? Bütçeyi oylamak için 5 kişi geldi.
BAŞKAN İç Tüzükün 138inci
maddesinin dördüncü fıkrasında, oylamanın yapılabilmesi
için geçmesi gereken yirmi dört saatlik süre dolmuştur.
(HDP sıralarından pankart
açılması)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
açık oylamada Karma Komisyon Raporunun kabul edilebilmesi için
Anayasanın 84üncü ve İç Tüzükün 138inci maddeleri gereğince
üye tam sayısının salt çoğunluğu yani 301 kabul oyu
aranacaktır. Raporun kabul edilmesi hâlinde, Diyarbakır Milletvekili
Semra Güzelin milletvekilliği düşecektir.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Bu utanç da size nasip olacak.
BAŞKAN Bu sayıya
ulaşılmaması durumunda ise Karma Komisyon Raporu kabul
edilmemiş olacaktır.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik sistemle
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Kaydedin kendinizi, tarihe not düşün.
BAŞKAN Oylama için üç dakika süre
vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen milletvekillerinin teknik
personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen milletvekillerinin oy pusulalarını oylama için verilen süre
içinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya
başlandı)
BAŞKAN Pusula veren sayın
milletvekilleri lütfen Genel Kuruldan ayrılmasınlar. Pusulayı
verdikten sonra elektronik sisteme girebilen milletvekillerimiz olursa da
lütfen pusulalarını geri çeksinler. Pusula ve elektronik sistem
karşılaştırması yapacağım ve aynı
zamanda da milletvekillerini de burada arayacağım, Genel Kurulda
pusula verenleri.
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Semra Güzel
halkın iradesidir!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Karanlık sayfalara yazıldınız, kendinizle gurur duyun.
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Semra Güzel
halkın iradesidir! Meclise hiç gelmeyenler bugün burayı
doldurmuş.
NURAN İMİR
(Şırnak) Şunu unutmayın, onlarca Semra Güzel olarak
burada olmaya devam edeceğiz. Sizin karşınızda olmaya devam
edeceğiz. Onlarca Semra Güzel olarak geleceğiz, onlarca Semra Güzel
olarak burada olacağız.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Meclise hiç gelmeyenler, Meclisin önemli çalışmasına
katılmayanlar şimdi milletvekilliği düşürülsün diye oy
kullanıyorlar. Meclisin hiçbir çalışmasına
katılmayanlar devamsızlık nedeniyle vekilliği
düşürülsün diye oy kullanıyorlar. Tarih sizi böyle yazacak! Tarih
sizi böyle yazacak!
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Meclisin iradesini
ihlal ediyorsunuz!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Siyasi ahlaksızlık ve kumpas!
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Halk
düşmanlığına koşarsınız, bir de ballı ihalelere!
Başka yaptığınız bir iş yok!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Halkın oylarının hırsızlarısınız.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Bunun ismi darbedir, darbe! Bunun ismi Parlamentoya darbedir, sivil siyasete
darbedir, demokratik mücadeleye tahammül edememektir.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Halkın kaynaklarını çaldığınız gibi
oylarını da çaldınız.
NURAN İMİR (Şırnak)
Ahdımız olsun, onlarca Semra Güzel olarak burada olmaya devam
edeceğiz!
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Semra Güzelin
tırnağı olamazsınız!
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Kayyum darbesiyle
illerimizin iradesini alanlar şimdi halkın iradesini alıyorlar!
Suçlusunuz! Yargılanacaksınız!
RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli)
Terör! Terör! Terör! Teröre de bağırın!
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Tabii, hırsızları da aklamıştınız siz!
Hırsızları da gülerek aklamıştınız, oy
kullanmıştınız!
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT
(Muş) Utanın, utanın! Yazıldınız her yere,
tarihin kara sayfalarına!
NURAN İMİR (Şırnak) Biz
Semra Vekille gurur duyuyoruz! Halkımızın onurudur, gururudur!
Yüzümüz, alnımız aktır ve açıktır!
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Hırsız olsa sahip çıkarsınız!
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) İşi gücü
darbe olanlar demokrasiden söz ediyor! Darbecisiniz! Belediyede darbecisiniz!
Siyasette darbecisiniz! Halk iradesinde darbecisiniz!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Nerede yolsuzluk orada AKP! Nerede hırsızlık
orada AKP!
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Hesabını vereceksiniz, siz hiç merak etmeyin! Çok eğleniyorsunuz
ya eğlenin, eğlenin! Eğlenin, eğlenin!
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kahrolsun PKK! Lanet
olsun teröristlere!
(HDP sıralarından Darbeciler halka
hesap verecek! şeklinde slogan atmalar)
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Darbecisiniz,
darbeci!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Sarayın noterisiniz, noteri! Sarayın noterleri!
(HDP sıralarından Darbeci AKP hesap
verecek! şeklinde slogan atmalar)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Zehrayı niye yargılamadınız? 10 bin
dolar alan vekil hanginizdi? Onu da yargılayın! 10 bin doları
hanginiz aldı?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Taşkesenlioğlu da geldi mi oy vermeye?
(HDP sıralarından Semra Güzel
onurumuzdur! şeklinde slogan atmalar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT
(Muş) AKP darbeci, darbeci! Rüşvetçiler! 10 bin dolar alana ne
oldu? Kim aldı 10 bin doları? Onu niye söylemiyorsunuz?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Onu da yargılayın!
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT
(Muş) 10 bin doları alanı niye yargılamıyorsunuz?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Nerede 10 bin dolar alan, hanginiz, elinizi
kaldırın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT
(Muş) Borsa spekülasyonu yapanlara ne oldu? Borsadan para çalanlara ne
oldu? Bankaları hortumlayanlara ne oldu? Utanmazlar!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Onlar sıralarda oturuyor, AKP sıralarında
oturuyor!
(HDP sıralarından Darbeciler halka
hesap verecek! şeklinde slogan atmalar)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Zehrayı da yargılayın, Zehrayı!
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN 368 sıra sayılı
Karma Komisyon Raporu açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 372
Kabul :
330
Ret :
42 (*)
Kâtip
Üye Kâtip Üye
Enez
Kaplan Bayram Özçelik
Tekirdağ Burdu
(AK PARTİ ve MHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar; HDP sıralarından Kahrolsun
darbeci, kahrolsun darbeci! şeklinde slogan atmalar, sıra
kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Bu sonuca göre Karma Komisyon
Raporu kabul edilmiştir.
NURAN İMİR (Şırnak)
Ahdımız olsun, ahdımız olsun, onlarca Semra Vekil olarak
buraya geleceğiz.
BAŞKAN - Böylece Diyarbakır
Milletvekili Semra Güzelin milletvekilliği düşmüştür.
NURAN İMİR (Şırnak)
Kahrolsun faşizminiz!
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Kahrolsun
faşizm!
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kahrolsun PKK!
NURAN İMİR (Şırnak)
Onlarca Semra Güzel olarak burada olmaya devam edeceğiz.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Darbecisiniz, darbeci! 10 bin doları hanginiz
aldınız?
BAŞKAN - Sayın Oluç, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, verilen oylarla Semra Güzelin vekilliğinin
düşürülmesine, bunun siyasi bir karar olduğuna ve bu kararı
protesto ettikleri için Genel Kurul çalışmalarına katılmayacaklarına
ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, maalesef, Semra Güzel
Vekilimizin milletvekilliğini düşürdünüz verdiğiniz oylarla. Dün
burada iki saat savunma yapıldı, en çok 10-15 kişiydi Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunda savunmayı dinleyen ama bugün gelip
savunmayı dinlemeden toptan elinizi kaldırdınız çünkü siz
darbeseversiniz, çünkü siz dokunulmazlığı kaldırmayı
seversiniz, çünkü siz milletvekilliği düşürmeyi seversiniz. Siyasi
karar aldınız, kesinlikle size söylenen doğrultuda siyasi karar
verdiniz, asla vicdanınızla karar vermediniz, siyasi bir karar
aldınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Dört
yılı aşkın bir süredir burada -Mecliste- neredeyse
yoklamasız idare edilen bir süreç yaşadık. Verilere göre
baktığımızda 448 birleşim ve 1.985 oturum
gerçekleştirilmiş, sadece 11 kez yoklama yapılmış; bu
11 kez yoklamanın 6 tanesi Semra Güzel Vekilimiz için
yapılmış. Kumpas kurdunuz bir vekile, kumpas; ayıptır,
utanmanız gerekiyor!
Parti kapatma davası, siyasi yasaklı
yapma davaları, Kobani kumpas davası, hazine yardımını
engelleme talepleri; bunların hepsiyle, yargı eliyle bize
karşı mücadele ediyorsunuz, siyasi değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bize
karşı yargı eliyle mücadele ediyorsunuz, siyasi rakibinize
karşı siyasi mücadele etmiyorsunuz. Bağımlı ve
taraflı bir yargı eliyle milyonlarca insanın siyasi iradesini ve
tercihini yok etmeye çalışıyorsunuz; millet iradesi değil
sizin için. Yargı iradesi sizin tahakkümünüz ve baskınız
altındaki yargı iradesiyle bu mücadeleyi sürdürüyorsunuz. Bütün oyun
planınızı Halkların Demokratik Partisini, Kürt
halkının ve Türkiye demokrasi güçlerinin siyasi temsilcilerini
demokratik siyaset alanından tasfiye etmek üzere kurdunuz; parti kapatmak,
siyasi yasaklı yapmak, kumpas davası oluşturmak, Hazine
yardımını engellemek, bunların hepsi bunun parçalarıdır
esas itibarıyla. Siyasi rakiple siyasi mücadele etmiyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Toparlıyorum efendim.
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bütün
baskılarınıza, kumpaslarınıza rağmen demokratik
siyaset alanındaki kararlı duruşumuzu sürdüreceğiz. Bizleri
asla demokratik siyaset alanından tasfiye edemeyeceksiniz. Kararlı
duruşumuz sürecek ve bu mücadele bayrağı asla ama asla yere
düşmeyecek!
Bize büyük kaybettirmek için çabalayanlara son
bir sözüm olsun: Biz büyük kaybedersek bize büyük kaybettirenlere büyük
kaybettireceğiz, bundan emin olun! (HDP sıralarından
alkışlar)
Bu kararınızı protesto
ediyoruz; o nedenle, bugünkü Genel Kurul çalışmalarına
katılmayacağız, çekiliyoruz ve bu kararınızı
kınıyoruz! (HDP sıralarından alkışlar)
(HDP milletvekillerinin Genel Kurulu Salonunu
terk etmesi)
BAŞKAN Birleşime on beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.41
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Süreyya Sadi
BİLGİÇ
KÂTİP ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul),
Necati TIĞLI (Giresun)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 43üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Alınan karar gereğince denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Düzce
Milletvekili Fahri Çakır ve 28 Milletvekilinin Elektrik Piyasası
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B) Kanun Teklifleri
1.- Düzce Milletvekili Fahri Çakır ve 28
Milletvekilinin Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4780) ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 381)
(*)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 381 sıra sayılı
Kanun Teklifinin birinci bölümünde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştı.
Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
İkinci bölüm, geçici madde 1 dâhil, 8 ila
14üncü maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde ilk söz
İYİ Parti Grubu adına Sayın Fahrettin Yokuş'un.
Sayın Yokuş, buyurun. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
İYİ
PARTİ GRUBU ADINA FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 381 sıra sayılı Kanun
Teklifi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu
Sözleşme Kanunu Toplu sözleşmenin tarafları ve imza yetkisi
başlığıyla şunu ifade ediyor: Toplu sözleşmeyi
imzalamaya kamu idaresi adına Kamu İşveren Heyeti
Başkanı, kamu görevlileri adına sözleşmenin geneline
yönelik bölümü için yetkili konfederasyon ve her hizmet kolunda en çok üyeye
sahip sendika temsilcisi yetkilidir.
Şimdi,
burada gördüğünüz gibi, şu anda Türkiyede 2 milyon 747 bin kamu
görevlisi var. Bunların 1 milyon 995 bini sendika üyesi. Toplu
sözleşme masasında ise A sendikası diye adlandırdığım
1 milyon 54 bin üyeye sahip sendika mutabakat yapıyor, imza atıyor
yani bu imza karşılığı da 2 milyon 747 bin memur
bundan faydalanıyor. Bunu şunun için ifade ettim: Burada Değerli
Grup Başkan Vekilimiz Sayın Mustafa Elitaş Bey yerinde yoklar, keşke
olsaydı, ona hitaben söyleyecektim. O burada söylemişti ki: Efendim,
işçi sendikalarında da memur sendikaları gibi toplu sözleşme
yapıldığı zaman sadece onların mensupları
faydalanır. Bu yanlış bilgiyi burada düzelteyim, böyle bir
şey yok çünkü işçi sendikaları mevzuatı farklı, memur
sendikaları mevzuatı farklıdır. Daha önemlisi, 4688
sayılı Yasanın yani memurlarla ilgili yasanın 28inci
maddesi Toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme
hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan
kamu görevlileri arasında ayrım yapılamaz. diyor. Bunun
anlamı ne? Sendika teşvik primi -üç ayda bir verilen prim- bütün
sendika üyelerine verilir. diyor. Neden? Çünkü bütün sendika üyeleri aidat öder,
bedel öder. Onun için, getirilen düzenleme bu kanunun 28inci maddesine
maalesef aykırı.
Bu düzenlemeyle ilgili gerekçede maalesef
şöyle yazılmış: Bu düzenlemeyle -iktidara geldiğimiz
günden beri- sendikal algının güçlendirilmesi ve sendika
üyeliğinin desteklenmesi için bu teklifi getirdik. diyorlar. Bu gerekçeye
baktığımız zaman tam tersi yapılıyor yani bu
teklif sendikacılığı güçlendirmiyor, hatta sendikaları
azaltıyor; iktidarın yıllarca besleyip büyüttüğü, semiz
hâle getirdiği, hormonlu hâle de getirdiği yetkili konfederasyona
diğer sendika üyelerinin devşirilmesini, yönlendirilmesini
sağlıyor. Keşke bu kanun teklifinin gerekçesinde Bu
düzenlemeyle, iktidara geldiğimiz günden beri besleyip büyüttüğümüz,
arka bahçemiz olan malum sendikayı daha da semiz bir hâle getirmek için bu
düzenlemeyi getirdik. deseydiniz vallahi doğru bir ifade
kullanmış olurdunuz.
İki gün önceki tutanaklardan okuyorum
-Sayın Mustafa Elitaş burada yok- diyor ki Sayın Elitaş:
İşçi sendikalarında sözleşmeyi imzalayan sendika üyesi
işçiler bundan faydalanır. Vallahi bunu doğru söylemiş.
Devamında Veli Ağbaba diyor ki Sayın Elitaş'a: Sayın
Elitaş, o farklı bir şey. Mustafa Elitaş Bey diyor ki:
Neresi farklı? O da sendika, bu da sendika. Evet, adı sendika.
Şimdi, işçi sendikaları toplu sözleşme yapar, grev
hakkı vardır, bağımsız hakem kuruluna gider; memur
sendikaları ise toplu sözleşme yapar, grev hakkı yoktur, Kamu
Görevlileri Hakem Kuruluna gider, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu da
taraflıdır yani 6ya 5 devlet ağırlıklıdır.
Sendika uzlaşmadığı zaman, memur sendikası Hakem
Kuruluna gittiği zaman sonuç değişmez çünkü bu ucube düzenlemeyi
AK PARTİ iktidarı getirdi, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunu maalesef
ne yaptı? 6ya 5 devlet ağırlıklı hâle getirdi.
Şimdi, daha sonra Sayın Elitaş
diyor ki: Arkadaşlar, bakın İşçi sendikası
farklı, memur sendikası farklı. diyemezsiniz. Sayın
Elitaş, diyemezsek bu mevzuat niye ayrı? O zaman niye ayrı
ayrı sendika yasası var. Şimdi bunları bir izah et
bakalım bize. Ve burada bile bile yalan söylendi, bile bile olay çarpıtıldı.
Yine, Sayın Elitaş diyor ki:
Eğer kanunda, tanımlamada farklılık varsa gerçek manada
sendikacılıkla ilgili, evrensel manada sendikacılıkla
ilgili düzenlemeler yapalım ama işçi sendikası farklı,
memur sendikası farklı değil. Aynı şeyi tekrar ediyor,
Allah Allah. Eğer evrensel düzenlemede bir ayrıcalık varsa
düzeltelim. diyor. Evet, bu da bir başka çelişki. Bir yandan diyor
ki: Her 2 sendika da sendikadır, sistemleri aynıdır. Ama
burada da diyor ki: Efendim, evrensel manada sendikacılıkla ilgili
bir farklılık varsa bunu da düzeltelim. Şimdi, Sayın
Elitaş -burada yok- ya, bu sözlerinin hangisini düzelteyim ben?
Uğraşıyorum uğraşıyorum bir yerini
düzeltemiyorum.
Sayın Elitaş devamında diyor
ki: Sendikalar arasında fark yok. İşçi sendikalarında
sözleşmeyi imzalayan sendika üyesi işçiler bundan faydalanır.
İyi de doğru da yetkili konfederasyon 1 milyon 54 bin üye adına
toplu sözleşme mutabakatı yapıyor ama 2 milyon 747 bin memur
faydalanıyor, o zaman burada bir çelişki yok mu? Madem eşit
İşte bütün bunları
anlayasınız diye anlatmaya çalışıyorum. Şu anda,
hepimiz biliyoruz ki üç ayda verilen sendika teşvik primi ya da toplu
sözleşme ikramiyesi aynı aidatı ödeyen memurlar arasında
ayrı ayrı değerlendiriliyor. Şimdi, bu adaletsizliği
getirirken maalesef kanunları, hukuku, Anayasa'yı, ILO
sözleşmelerini, hepsini çiğniyorsunuz. Çiğniyorsunuz da
-bunları anladık- burada niye kamuoyunu yanıltan,
vatandaşı yanıltan ifadeler kullanıyorsunuz? Bu ucube
düzenlemenin savunulacak hiçbir yönü yoktur, buradan tekrar ediyorum, vallahi
size de hiçbir faydası yoktur.
Hangi sendikaya üye olursa olsun, hatta hiçbir
sendikaya üye olmayan memurlar bu düzenlemenizden dolayı size öfkelidir
çünkü bir memur böyle bir adaletsizliği içine sindiremez. Yani a, b, c, d
sendikasına herkes aidat ödüyor, bedel ödüyor ama siz diyorsunuz ki:
Bizim yandaş konfederasyonumuza aidat ödeyenler kıymetli, öbürleri
kıymetsiz; onların bir kıymetiharbiyesi yok. Ve ayrım
yapıyorsunuz, yan yana çalışan iki memur arasında
ayrım yapıyorsunuz, yan yana çalışan memurlar arasına
fitne sokuyorsunuz. Ya, bunu niye yapıyorsunuz? Ve bunu şunun için
yaptınız: Bunun memurlara hiçbir faydası yok ama
aldatıldınız, kandırıldınız, samimi
söylüyorum aldatıldınız; çünkü bir avuç sendika ağası,
besleme sendika yöneticiniz, MEMUR-SENin yöneticileri, daha fazla para
kazansın, palazlansın diye sizi kandırdı ve siz de maalesef
buna düştünüz. Hayırlı olsun! Çünkü seçimlerde memurlar bunun
hesabını sizden vallahi de billahi de soracak, hiç merak etmeyin.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, şimdi,
memurlar ek zam bekliyor, ocak ayında sadece yüzde 8 zam alacak, enflasyon
farkını alacak. Yahu, memurlara enflasyon kadar zam veriyorsunuz, o
da resmî enflasyon, refah payı yok ama memurun, işçinin
vergilerindeki yükselme nedeniyle kayıplarını telafi eden bir
düzenlemeyi buraya getirmiyorsunuz, o besleme sendikanız da getirmiyor.
Ya, memurlar bunu bekliyor.
Şimdi, her seferinde burada söyledik:
Memuru enflasyona ezdirmiyoruz. diyen bütün siyasetçiler yalan söylüyor,
vergi dilimleriyle enflasyonun altında kalıyor ama bu yalanı
söylemeye devam ediyorsunuz. Gelin, şu vergi dilimlerini düzeltelim, yüzde
15te sabitleyelim. İşçi sendikaları haykırıyor, memur
sendikaları, doğru sendikacılık yapanlar söylüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi
lütfen.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla)
Yandaş, yalama sendikaların böyle bir derdi yok, vergi dilimlerini
düzeltelim derdi yok. 3600 ek göstergeyi yanlış yaptınız,
birçok eksiklikler var. 1inci derecede devlet memurlarının özellikle
birçoğu alamıyor. E, gelin, bunu düzeltelim, şefler
alamıyor. Bunun için bir gayretiniz var mı? E, bu da yok. Aceleniz ne
de bunu getirdiniz o zaman? Yine, sözleşmeli 550 bin memur bekliyor
-4/B'li çakılı sözleşmeli, 32 sözleşme çeşidi- kadroya
geçmek için, onu da sürüncemede bıraktınız. Onun içine de birçok
şeyi almadınız; örnek olarak, birçok kurumu, PTT'de görev yapan
idari hizmet sözleşmelileri, TRT çalışanlarını,
sağlıkta ebe ve hemşireleri almadınız, vekil
imamları almadınız, fahri Kur'an kursu öğreticilerini
almadınız. En önemlisi, yardımcı hizmetler
sınıfı sorununu çözmediniz ve bunları getirmeyerek maalesef
büyük bir haksızlığa sebep oldunuz.
Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Yokuş.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Sayın Müzeyyen Şevkin.
Sayın Şevkin, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MÜZEYYEN ŞEVKİN
(Adana) Evet, değerli milletvekilleri; emeklilere intibak yasası,
emeklilikte yaşa takılanlar, kamuya atanamayan meslek grupları,
yine, kamuda aynı işi yapan taşeronların kangrene
dönmüş onlarca sorunu dururken Adalet ve Kalkınma Partisinin
getirdiği, Anayasaya, Danıştay kararlarına,
uluslararası sözleşmelere, ILO Sözleşmesine aykırı bu
torba yasayı alelacele, yılbaşına on gün kala
görüşüyoruz. Bir sabaha karşı korsan bir önergeyle, 200 milyar
borçlanma talebiyle geldi Adalet ve Kalkınma Partisi. Zeytin ağaçlarıyla
ilgili 1inci maddeyi neyse ki geri çektiler.
Değerli milletvekilleri, tabii ki zeytin
sadece bir ağaç değildir; her şeyden önce evrensel
barışın simgesidir, yetiştiren köylünün geçim
kaynağı, meyvesi ve yağına bandığı ekmeğiyle
aç kalmadığı, kızlarının,
oğullarının geleceği ve üzerinde barınan börtü
böceğin, kurdun kuşun yuvası, toprağın koruyucusudur
zeytin. Öyle 17.500 ağacı kesip yerine 35 bin ağaç
dikeceğiz. diyerek sadece maddi verilerle hafife alınmayacak bir
konudur. Yapılan bütün bilimsel çalışmalar, başka bir yere
taşındığında zeytinin yüzde 10unun dahi
yaşamadığını göstermektedir. Ayrıca,
yüzyılladır burada yaşam süren köylülerin, geçimini bu ortamda
sağlayan köylülerin bu ortamlarını yok edip 35 bin ağaç
dikince yeniden aynı hâle getirmeniz mümkün değil. Kimse kimseyi
kandırmasın. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, tabii, köylü
büyüklerimizin kilometrelerce yol katedip -hani Biz kaldırdık
zeytinle ilgili maddeyi. diyorsunuz ama- burada gözyaşlarıyla
Evladımızı alsanız ancak bu kadar üzülürüz. dediği
bu fotoğraf da lütfen dikkatlerden kaçmasın. O gözyaşları
sizi bir gün boğacak. (CHP sıralarından alkışlar)
Evet, burada yapılacak madencilikle
nebati toprağı ortadan kaldırıyorsunuz; doğal
ortamı yok edip faunayı, florayı tamamen yok ediyorsunuz; su
kaynaklarını ve ovaları besleyen yer altı
sularını yok ediyorsunuz. Oluşturduğunuz hafriyatla
ortamı bir pasa ve toz yığınına
dönüştürüyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, Muğla'da
bugüne kadar 8 köy kömür madenleri nedeniyle yok edildi, halkı göç
ettirildi, yaklaşık 55 bin dönüm alan maden alanı oldu; bunun
yaklaşık 30 bin dönümü orman arazisiydi, kalanı ise nitelikli
tarım arazisi ve zeytinlikti. Hadi sizin ağzınızla
konuşayım: 2013te Türkiye Kömür İşletmelerinin Hacettepe
Üniversitesine hazırlattığı rapora göre Akbelen
Ormanları'nın yok edilmesi durumunda Bodrum'a su kaynağı
taşıyan, yer altı sularını besleyen havzaların
yok edileceği ve dolayısıyla 5 milyar dolarlık turizm
geliri olan Bodrum turizminin yok olacağı ifade ediliyor. Peki,
Yeniköy Kemerköy'deki termik santralin geliri kadar? 200 milyon lira.
Arkadaşlar, insanlar beton yığınını ya da pasa
atıklarını görmek için değil, yeşili ve
doğasını görmek için geliyor o bölgeye, bunun için geliyorlar.
Dolayısıyla maddi olarak bakıldığında bile
rantabl olmayan bu konudan tamamen vazgeçilmesi gereklidir, buzdolabına
konulması değil arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar)
Evet, maddeyi şimdilik geri çektiniz ama
öyle maddeler var ki bu torba yasa içinde Kamuoyunun daha fazla tepkisi
olmadan, aman, en azından kalanları çıkaralım. anlayışı
içerisinde çektiğiniz kuşkusu hepimizde uyanmıyor değil.
Çünkü öyle maddelerle geldiniz ki
Ne yazık ki Adalet ve Kalkınma
Partisi yirmi yıllık sürecinde tüm değerleri, cumhuriyetin bütün
değerlerini hedef alıyor arkadaşlar. 2002 yılından
bugüne kadar tam 275 özelleştirme yapmış Adalet ve Kalkınma
Partisi. AKP, iktidara gelir gelmez, icraatlarına halkın
zenginliklerini satarak başlarken kurulan ilk Hükûmetin Maliye
Bakanının Ne ülkeymiş ya, sat sat bitmedi. sözü hâlâ
kulaklardan silinmedi. Aradan geçen yıllara rağmen, gerçekten,
arkadaşlar, sata sata cumhuriyetin değerlerini bitiremediniz. (CHP
sıralarından alkışlar) Her seferinde yerlilik ve millîlik
edebiyatı yapanların Anayasa Mahkemesinin iptal kararına
rağmen rekabet kurallarını yok sayan ve ihaleye
çıkılmadan çocuklarımızın,
torunlarımızın geleceğini ipotek altına alan
yaklaşımının hesabını yüce milletimiz elbette
sandıkta sizden soracaktır arkadaşlar.
Evet, yine 7, 8 ve 9uncu maddelere
baktığımızda, enerji piyasasında toplayıcı
ve toplayıcılık kavramlarını ve bir nevi aracı
kurumu tanımlıyorsunuz. Bu aracı kurumun, zaten kangrene
dönmüş olan ve neredeyse mikro ölçekte parçalanmış olan enerji
piyasasının sorunlarını daha da arttıracağı
açıktır.
Değerli arkadaşlar, milyonlarca
insan KHK'ler nedeniyle mağduriyetler yaşadı ve hâlâ
yaşıyorlar. Hayatlarını kaybeden, aileleri
dağılan ve görevlerinden uzaklaştırılan binlerce kamu
görevlisi var; pasaportları iptal edildi veya tahdit konuldu. Yetmedi,
suçun şahsiliği ilkesi yok sayılarak kendilerinin dışında,
ailelerinin, yurt dışında eğitim gören
çocuklarının da yurt dışına çıkışı
engellendi, eğitim hakları gasbedildi. Bu insanların
mağduriyetlerini giderebilmeleri için başvurabilecekleri yargı
yolu kapatıldığı gibi, açlığa mahkûm edilip
Ağaç kökü yesinler. denildi. Ocak 2017de OHAL İşlemleri
İnceleme Komisyonu kuruldu. Sözüm ona iki yıllığına
kurulmuştu ama her yıl uzatıla uzatıla tam altı
yıl oldu ve şimdi diyorsunuz ki: Kamu kurumlarına yetki verdik,
onlar bu işlerle ilgilensinler. Adalete ve mahkemeye erişim
hakları kısıtlanmış, OHAL insanlar hiçbir hukuki
temele dayanmayacak şekilde yargılanmış, Anayasa
dışı bir kurum olan OHAL kararlarına karşı kumpas
yargılamalarından hatırladığımız üzere, özel
yetkili Ankara idare mahkemeleri kurulmuştur. Dolayısıyla,
ihtilaflı teklif maddesiyle çeşitli hak mağduriyetlerini
yıllardır sürdüren, Anayasanın 30uncu maddesinde öngörülen
adil yargılanma hakları ihlal edilmektedir ve bu maddenin çekilmesi
gerekmektedir.
Evet, teklifin 11inci ve 12nci maddeleriyle
arkadaşlar, âdeta askerî darbe rejimlerinde dahi görmediğimiz ve o
döneme rahmet okutacak bir yasaklama getiriyorsunuz, bir sınırlama
getiriyorsunuz. Hizmet iş kolunda sendikalı olabilecek memur
sayısının yüzde 2sinden az üyeye sahip sendikaların üyelerinin
toplu sözleşme ikramiye hakkı ellerinden alınıyor
arkadaşlar. Önerilen değişiklikle, hâlen sendika üyelerinin
tümüne üç ayda bir 707 lira olarak ödenen toplu sözleşme ikramiyesinin
sadece ilgili hizmet iş kolunda sendikalı olabilecek memur
sayısının yüzde 2sini üye kaydeden sendikaların üyelerine
verilmesine ilişkin bir düzenleme yapıyorsunuz. Yaklaşık
400 bin kamu çalışanını ilgilendiren ve toplu sözleşme
ikramiye hakkını elinden alan bir düzenleme bu arkadaşlar. Yüzde
2den daha düşük bir üye oranına sahip sendikaların üyelerine
ise üç ayda bir 250 lira veriyorsunuz. Tabii, hâkim, savcı, polis, infaz
memuru gibi 500 bin civarındaki memur arkadaşımız bu
konudan yararlanamıyor yani sıfır lira toplu sözleşme
ikramiyesi alınıyor.
Evet, arkadaşlar, ben de yıllarca
sendikacılık yapmış, KESKin kurucu üyelerinden olan bir
sendikacıyım. KESKin bu ülkedeki emekleri unutulmamalı. Memur
sendikalarının kurulmasında çok büyük emeği olan Kamu
Emekçileri Sendikası, 2001 yılında Adalet ve Kalkınma
Partisinin gelmesiyle, o dönem yüzde 5 olan baraja itiraz etmişlerdi
MEMUR-SENi ön plana çıkarmak adına. Bu, doğru bir yöntem miydi?
Evet, yüzde 5 barajı kalkmalıydı ama o zaman AKPnin
MEMUR-SENine demokrat olanlar, bugün nedense yüzde 2 barajını
getiriyorlar. (CHP sıralarından alkışlar) Bu, Allahtan
reva mıdır arkadaşlar, soruyorum size. Üstelik, 2002-2003
sözleşmelerinde yüzde 1e Danıştay kararı var, Eşit
koşullarda çalışma ilkelerine aykırı. deniliyor,
Anayasa'nın 51inci maddesine aykırı. deniliyor; ILO sözleşmelerinin
87nci ve 96ncı maddelerine aykırı denilmesine rağmen,
ısrarla ve ısrarla 5 milyon memuru ilgilendiren bu yasa teklifini
getirmeye çalışıyoruz; lütfen, çekin diyoruz. Lütfen,
yılbaşı öncesi sendikacılara gelin buradan hep beraber bir
müjde verelim arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Sizin yapmanız gereken, konfederasyonu olan, güçlü konfederasyonu olan
sendikaların, bir kere, en küçük sendikanın bile hakkının
korunması gerekiyor arkadaşlar. MEMUR-SEN ve KAMU-SENden 15
kişi, toplam 15 kamu konfederasyonu Komisyonumuza geldiler, 2
konfederasyon üyesi ayrı yerde oturdu arkadaşlar. Normalde diğer
arkadaşlarıyla bir arada aynı hakları savunması
gereken konfederasyon üyeleri ne yazık ki ayrı bir yerde durup bu
yasa teklifini destekliyorlar. Kendilerine gelince demokrat olan ve ne
yazık ki en küçük birimde, isterse 1 kişi sendikalı olsun,
diğer sendikaları... Yani 188 sendikadan bahsediyoruz
arkadaşlar, milyonlarca kamu görevlisini ilgilendiren sendikadan
bahsediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Hemen
tamamlıyorum.
Bu insanlar, burada hak aramak adına
Meclisin önüne üç gün önce geldiklerinde âdeta terörist muamelesi gösterildi.
Hepi topu 18 sendika temsilcisi vardı arkadaşlar, binlerce polis
boydan boya bu Kızılay Meydanında ne yazık ki onları
engellemeye çalıştı. Ya, Allahtan korkun, onlar da devlet
memuru arkadaşlar. Lütfen, gelin, birlik olalım; yılbaşı
öncesi, Danıştayın da iptal etmiş olduğu -o yüzde 1
kararına- karara uyalım ve bu yüzde 2 barajını
kaldıralım.
Limanları sattığınız
ortada zaten, onları peşkeş çektiğiniz ortada ama son söz
olarak gerçekten şunu söylemek istiyorum: Halkımız hiç
umutsuzluğa kapılmasın, bu devran bitecek, bu zulüm bitecek ve
zalimler bir gün elbette hesap verecekler diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Sayın Esin Kara.
Sayın Kara, şahsı adına da
söz talebiniz var.
Süreniz on beş dakikadır.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ESİN KARA (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Gazi
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Nüfus artışı, teknolojik
gelişmeler ve benzeri birçok faktör dünyadaki enerji ihtiyacını
ve tüketimini hızla artırmaktadır. Son dönemlerde kişi
başına düşen enerji tüketiminin artması ciddi boyutlara
ulaşmış, enerji üretiminde dışa
bağımlılığı azaltma ve küresel ekonomik rekabette
belirleyici bir aktör olma hususları enerji üretiminin önemini
artırmıştır. Bu sebeple, enerji kaynaklarına sahip
olan ülkeler ekonomik olarak diğer ülkelerden farklı bir konuma geçmiştir.
Bununla birlikte, günümüzdeki çevre sorunları, fosil kaynakların
tükenebilir olması veya fosil kaynaklara sahip olunmaması ve benzeri
sebepler yenilenebilir enerji kaynaklarına ilgiyi
artırmıştır. Orta ve uzun vadede ülkemizde elektriksel
kurulu güç ve enerji tüketimi artmakta olup kurulu güç seviyesi her altı
yılda bir 2 katına çıkmaktadır. Bu konuda, yenilenebilir
enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretimini
artırmamız önem arz etmektedir. Günümüzde özellikle solar fotovoltaik
sistemler alanında yatırımlar artarak sürmektedir. Yenilenebilir
enerji yatırımları, karar sürecinde yatırım maliyeti,
işletme maliyeti ve kaynaktan elde edilebilecek enerji unsurları bir
arada değerlendirilmektedir. Bu noktada, kara rüzgâr türbinleri ve
fotovoltaik sistemler her üç yönden de avantajlı konumdadır.
Seçim bölgem olan Konyada bulunan
Karapınar Enerji İhtisas Endüstri Bölgesinin enerji
yatırımlarına en uygun yer olmasını sağlayan
husus ise şüphesiz, yatırıma hazır arazi imkânı ve yatırımlar
için uygun altyapısıdır. Konyada, özellikle Karapınar bölgesinde
geniş ve tarıma elverişsiz araziler bulunmaktadır.
Aynı zamanda, Konya Valiliği tarafından bölgede enerji ihtisas
endüstri bölgesi kurulması için gerekli çalışmalar
yapılmış ve Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak Resmî
Gazetede yayımlanmıştır. Karapınarda oluşan
enerji ihtisas endüstri bölgesi 59 milyon 586 bin
Türkiye'de rüzgâr santrallerinin karada
kurulmasına yönelik teşvikler çoğunluktayken, Danimarka,
özellikle deniz üzerinde inşa edilen rüzgâr santrallerine verdiği
destekler, tasarruf önlemlerinin ağırlıklı olduğu
projeler ve teşviklerle yenilenebilir enerji üretiminde dünyaya örnek
model olmaktadır. Türkiye de deniz üzerinde inşa edilecek rüzgâr
santrallerine ve dalga elektrik santrallerinin yapılmasına destek
olmalı ve coğrafi üstünlüğünü enerjiye dönüştürme konusunda
adımlar atmalıdır. Mevcut santrallerimizin tamamının
karada bulunmasını dikkate alarak Karadeniz bu konuda önemli bir
deniz enerji alanı olabilecektir. Elektriğe olan ihtiyacın
sürekli artması ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte ülkeler elektrik
şebekesinde bilgi ve iletişim teknolojisini kullanan, aynı
zamanda verimli ve güvenilebilir bir altyapı sunan akıllı
şebekelere yönelmektedir. Ülkeler, klasik şebekelerden
akıllı şebekelere geçiş sürecinde hedeflerini belirlemek ve
hedeflerini geliştirme sürecini yönetebilmek için stratejilere ve yol
haritalarına ihtiyaç duymaktadır. Bu kapsamda, bu ihtiyacı
karşılamak, süreçlerin yönetimini kolaylaştırmak ve
süreçleri iyileştirmek için alana özgü yöntemler geliştirilmelidir.
Ülkemizde dağıtım bölgelerinin özelleşmesiyle birlikte
şirketler kayıp kaçak oranını azaltmak ve şebekede
iyileştirmeler yaparak kazançlarını artırmak için akıl
şebekelere yönelmiştir. Türkiye'de akıllı şebeke çalışmalarının
yapılması için Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının koordinatörlüğünde, kamu, özel sektör ve
sivil toplum kuruluşlarının katılımlarıyla Enerji
Verimliliği Strateji Belgesi 2012-2023 oluşturularak eylem planı
hazırlanmıştır. 2017-2023 Ulusal Enerji Verimliliği
Eylem Planında akıllı sayaçların
yaygınlaştırılması eylemi kapsamında nihai
tüketicilerin akıllı ölçüm sistemleriyle donatılması ve
talep tarafı katılımı uygulaması için piyasa
altyapısının oluşturulması eylemi kapsamında
akıllı sayaç ve pilot uygulamalarının desteklenerek
akıllı şebeke demo uygulamalarının
oluşturulması planlanmıştır.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin
7, 8 ve 9uncu maddeleri Elektrik Piyasası Kanunundaki düzenlemelerle
ilgilidir. Teklifin 7nci maddesiyle 6446 sayılı Yasanın 3üncü
maddesinde düzenlenen serbest erişim platformunda sadece ticari faaliyet
gösteren halka açık şarj istasyonlarının gerçek
zamanlı olarak görüntülenebilmesi düzenlenip ticari faaliyet konusu
olmayan şarj istasyonlarının kapsam dışı bırakılması
sağlanmıştır. Teklifte toplayıcı ve
toplayıcılığın tanımları yapılmakta,
Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında, lisans almak koşuluyla
yürütülebilecek elektrik piyasası faaliyetlerine yönelik
toplayıcılık faaliyeti de dâhil edilmektedir.
Kanun teklifinin 10uncu maddesiyle
Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun görev
süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevlerine ilişkin iş ve
işlemlerin yürütülmesi konusunda görevli kurum ve kuruluşlarla uygulamaya
dâhil usul ve esasların belirlenmesine yönelik düzenlemeler
yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, FETÖyle
mücadele her alanda hız kesmeden devam etmelidir. Burada liderimiz
Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin 15 Temmuz ihanet
kalkışmasıyla ilgili şu sözlerini hatırlatmak isterim:
İhanet imanı geçemedi. İşgal emelleri millî iffeti
yenemedi. 1 dolarlık ederi olan namussuzlar Türk milletinin haşmet ve
haysiyeti karşısında kaçacak ve saklanacak delik aradılar.
Gene de yakayı kurtaramadılar, ezilmekten,
cezalandırılmaktan kurtulamadılar. Şunu bir defa
kararlılıkla söylemek isterim ki FETÖ'yle mücadele sonuna kadar
sürdürülmelidir. Bu konuda tavsama olamaz, ihmal olamaz, hoşgörü olamaz.
Hatırlı ve arkası olan FETÖ'cülerin korunması veya
kollanması diye bir şey söz konusu edilemez. Elbette mücadele hukuk
ve adalet kümesinde yapılmalıdır. Objektif kriterler,
sağlam veriler, sağlıklı dayanaklar ve hukuki
sınırlar çerçevesinde FETÖ'cülüğü tespit edilen kim varsa
haklarında gereken adli işlemler yapılmalıdır. 15
Temmuzda bize acımadılar, biz de onlara adalet içinde
acımamalıyız. FETÖ'nün kripto damarı, geride kalan
kalıntıları nereye kadar uzanıyorsa uzansın kesilip
atılmalıdır. Türkiye FETÖ musibetinden kurtulmalıdır.
Bu karanlık dönem kesin olarak bitirilmelidir. 15 Temmuz, Türk milletini
Anadoluda boğma ve dağıtma girişimidir. 15 Temmuz, millî
bekayı imha teşebbüsüdür. Biliniz ki 15 Temmuz, yeni bir istila
denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi. Biliniz ki,
15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım
hamlesiydi. Mondros'ta çerçevesi çizilip Sevr'de dayatılan imha
planları 15 Temmuz'da yeniden gün yüzüne çıkarıldı.
Değerli milletvekilleri, bizler, FETÖ, PKK dâhil her türlü terör örgütüyle
mücadelede AK PARTİ Hükûmetine destek olmaya devam edeceğiz.
Teklifin 11inci maddesiyle daha güçlü bir
kamu görevlileri sendikacılığı oluşturulmasına
katkı sağlamak amacıyla 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin ek 4üncü maddesinde değişiklik
yapılmaktadır.
Teklifin geçici 1inci maddesi elektrik
tüketiminden kaynaklanan ve özelleştirme devir işlemleri
esnasında Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketine
devredilen tahsil edilemeyen alacaklara ilişkindir. Düzenlemeyle, birinci
fıkra kapsamı dışında kalan abonelerin TEDAŞ'a
olan geçmiş dönem elektrik tüketimlerinden kaynaklanan borçlarına
ilişkin yapılandırma imkânı sağlanarak sınai,
ticari ve tarımsal faaliyetlerin canlandırılması
hedeflenmektedir.
13 ve 14üncü maddeler yürürlük maddeleridir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerime son verirken kanun teklifinin milletimize hayırlı
olmasını diler, büyük Türk milletini ve onun büyük Meclisini
saygıyla selamlarım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Şahsı adına
ikinci söz, Sayın İbrahim Halil Oral'ın,
Sayın Oral, buyurun.
Sayın Oral yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - O zaman biz alalım
o konuşmayı.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Önceden
bildirmeniz lazım.
BAŞKAN Efendim?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şahıs
çekiliyorsa konuşmadan alabiliriz o konuşmayı.
BAŞKAN Buyurun, kim konuşacak?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Sarıbal.
BAŞKAN - Sayın Sarıbal,
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Zebil, zayi olmasın
muhalefetin hakkı.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Evet, tam kırk dört yıl önce bu
topraklarda büyük bir katliam yaşandı. Katliam, Amerika Birleşik
Devletleri, CIA, NATO, MİT, MHP odaklı bir katliamdı. Tam yedi
gün sürdü. Yedi gün boyunca koca devlet seyirci kaldı, en az 150
insanımız katledildi, hamile kadının karnından
çocuğu çıkarılıp öldürüldü, bir gözü kör olan bir annenin
öbür gözü tornavidayla çıkarılıp atıldı, eşinin
yanında kocasının başı baltayla kesildi, organize bir
katliamdı Maraş katliamı.
Tam kırk dört yıl sonra Maraş
katliamı acısı dinmedi, devam ediyor çünkü aynı açık,
bütün o katliamlarda olduğu gibi hesap soramama, ne yazık ki hiçbir
şekilde cezasızlığın önlenememesi, hukuksuzluğun
getirmiş olduğu bir nokta. Bugün kırk dört yıl sonra
insanlar çok açık bir şekilde, rahat bir şekilde
anmalarını bile yapamıyorlar. Ecevit'in anılarından
çıkan yazılarında, Abdi İpekçi'nin yaptığı
bütün açıklamalarda ve gizli tanıkların, özellikle bir
işkenceci polisin yaptığı açıklamalarda tek tek, tek
tek, bu faili açık, faili net katliam ülke tarihine geçti ve
yazılı. 800 insan yargılanmasına rağmen doğru
dürüst ceza alan kimse olmadı. Her defasında cezasızlık,
her defasında affetme, her defasında onun arkasından gelen yeni
katliamlar. Organizeydi bunlar, biliniyordu, herkes her şeyi bildiği
hâlde hiçbir şey yapmıyorlardı maalesef ve ne yazık ki
arkası arkasına katliamlar gerçekleşti. Bir yol Cehenneme giden
yollar iyilik taşlarıyla döşenir. denilerek 12 Eylül
faşist darbesi yapıldı. O gün bugündür bu kapitalist, liberal,
yağmacı, talancı düzen eğer bugünlere geldiyse bunun temel
sorunu 12 Eylül faşist darbesidir ve o darbe bugün bu ülkeyi ekonomide,
bugün bu ülkeyi sosyal yaşamda, demokraside, adalette, gelir
dağılımında, bütünüyle baktığımızda,
yaşamın her alanında ne yazık ki zayıf bırakan,
yetersiz bırakan, sömürü düzenine teslim eden, emeğin en yüksek
oranda sömürüldüğü tarihsel bir dönemin tam da adıdır. O yüzden,
kırk dört yıl önce Maraşta yaşanan o acı katliam,
onun devamında elbette Çorum katliamı, daha sonra Sivas, bütünüyle
baktığımızda 2022 yılında bu ülkenin geldiği
noktayı, demokrasi ayıbını çok net şekilde ortaya
koymaktadır.
Peki, ne diyor aileler? Maraşı
bıraktılar, Maraştan çıktılar, bir kısmı
diğer kentlere, bir kısmı yurt dışına gittiler;
onlarca yıl sonra ancak küçük anmalarla acılarını ne
yazık ki anma noktasına geldiler. Bugün geldiğimiz noktada bu
aileler ne istiyor? Bir, toplu mezarlardan yerleri gösterilsin, bize ait olan
kemikler, diğer kalıntılardan tespitler yapılsın ve
biz cenazelerimize sahip çıkalım. İki, sır diye saklanan,
devlet arşivlerinde olan bütün yazılar çıksın, bunlar net
bir şekilde topluma anlatılsın ve toplum bununla ilgili gerekli
yargılamalarını ve gerekli düşüncelerini ortaya koysun. Üç,
devlet ve sistem bu olaylarla yüzleşsin; saklayarak, kapatarak, üzerine
kül atarak demokrasi olmuyor, acılar dinmiyor; hiç olmazsa geldiğimiz
bu çağda temel insan hakları, bireysel hak ve özgürlükler, demokrasi,
adalet adına insanlığa dair bir şey olsun. (CHP
sıralarından alkışlar) İnsanlık, bunu çok net bir
şekilde ortaya çıkarsın, çok net. Aileler bu konuda
ısrarcı ve o taleplerine devam ediyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
ORHAN SARIBAL (Devamla) Teşekkür ederim
Başkan.
Bakın, kırk dört yıl sonra bile
bu topraklarda sistem, kendine dair gizli saklı meselesiyle hâlâ yeni
katliamlara yol açıyorsa bunu, herkesin ama herkesin, 85 milyon
insanın elini vicdanına koyarak düşünmesi lazım. Bana
olmayan başkasına olsun. anlayışıyla Bana
değmeyen yılan kırk yıl yaşasın. anlayışıyla
bir yere varamayız. Önce demokrasi, önce insanlık, önce
acılarımızla yüzleşmek; o zaman insan olacağız, o
zaman vicdanlı olacağız, o zaman gerçekten bu ülkenin onurlu,
saygın, barışçı, dostluk içerisinde yaşayan
insanları olacağız.
Bir kez daha Maraş katliamında
hayatını yitiren insanları saygıyla, minnetle anıyorum
ve bütün toplumu bir kez daha barışa, dostluğa,
dayanışmaya ve demokrasiye davet ediyorum.
Saygılarımla. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İkinci bölüm üzerindeki
konuşmalar tamamlanmıştır.
Soru-cevap işlemi yok.
İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri,
varsa o maddeler üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra
ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
8inci madde üzerinde aynı mahiyette 3
adet önerge vardır, önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 381 sıra sayılı Kanun Teklifinin 8inci maddesinde yer
alan eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Kenanoğlu Serpil Kemalbay
Pekgözegü Dilşat Canbaz
Kaya
İstanbul İzmir İstanbul
Sait
Dede Erdal
Aydemir
Hakkâri
Bingöl
Aynı mahiyetteki 2nci önergenin imza
sahipleri:
Tahsin
Tarhan Müzeyyen
Şevkin Ahmet Vehbi
Bakırlıoğlu
Kocaeli Adana Manisa
Kadim
Durmaz Erkan
Aydın İbrahim
Özden Kaboğlu
Tokat Bursa İstanbul
Tacettin
Bayır Orhan
Sarıbal
İzmir Bursa
Aynı mahiyetteki 3üncü önergenin imza
sahipleri:
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Arslan
Kabukcuoğlu Ayhan
Erel
Adana Eskişehir Aksaray
Aylin
Cesur Behiç Çelik Dursun Ataş
Isparta Mersin Kayseri
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Halkların Demokratik
Partisi Grubunun önergesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan değişiklikle madde
metnine açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Evet, aynı mahiyetteki
önergeler üzerinde ilk söz talebi Sayın İbrahim Özden
Kaboğlunun.
Buyurun Sayın Kaboğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri;
üç gündür gerçekten sıra dışı bir yasa önerisini
görüşmekteyiz. Hangi tarafından bakarsanız bakın, bu
sıra dışı yasa önerisinin maddelerini düzeltmek mümkün
değil, zaten teklif sahipleri herhangi bir biçimde bunu düzeltme
inisiyatifi ve iradesine sahip değiller.
Bu bakımdan, birkaç hatırlatma
yaparak maddeye girmek istiyorum. Birincisi şu: Bu öneri yasa yapım
sürecinin asgari gereklerini yansıtmamaktadır, asgari ciddiyetten
uzaktır çünkü İç Tüzükün bağlayıcı hükümlerine
saygı gösterilmemiştir; bunun tipik örneği, temel yasa olmayan
bir torba yasa temel yasa olarak görüşülmektedir; uzmanlığa
saygı gösterilmemiştir, uzman komisyonlarına
gönderilmemiştir ama bu yasada önemli 3 ana tezat veya çelişki
bulunmaktadır. Bunlardan biri, Anayasa Mahkemesi kararına
rağmen, Anayasa Mahkemesince iptal edilen bir konuda esasa ilişkin
kararına rağmen bir düzenleme yapılıyor olmasıdır.
Anayasa Mahkemesi kararlarının gerekleri doğrultusunda düzenleme
yapmayan Meclisimiz Yapmayın, yapamazsınız. dediği bir
alanda düzenleme yapmakta. Öyle ki yasa önerisinin başlığı
ile Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği kanun arasında tam bir tezat
bulunmaktadır. Elektrik piyasası deniliyor ama 7350
sayılı Yasayla piyasa ekonomisini silmiş bulunuyoruz. Piyasa
Anayasa Mahkemesi İhalesiz uzatamazsınız. diyor. Şimdi
biz yeniden elektrik piyasası başlığını
taşıyan yasayla ihalesiz liman işletmelerini
uzatabileceğiz. Bu önemli bir çelişkidir piyasa ekonomisi
bakımından. Bunun anlamı şudur: Madde 48de öngörülen
piyasa ekonomisini, sözleşme özgürlüğünü, serbest rekabete
dayalı iktisadi yarışma sistemini kabul etmiyoruz.
anlamına geliyor, Bizim irademiz Anayasanın üstündedir.
anlamına geliyor. Bu ciddi bir çelişkidir.
Diğer bir çelişki ise Adalet ve
Kalkınma Partisi özellikle Anayasa madde 10da gerçekleştirdiği
2004 ve 2010 değişiklikleriyle övünür. Nasıl övünür? Biz
eşitlik ilkesini pekiştirdik. söylemiyle övünür. Ama
Danıştay bu ilkenin ihlal edildiği gerekçesiyle iptal
etmiştir kamu sendikaları arasındaki
ayrımcılığı. Şöyle: Danıştay 12. Daire
toplu sözleşme ikramiyesiyle ilgili getirilen sınırlamanın
yürürlüğünün durdurulmasını Sendikalar arasında
ayrıma yol açılması açıkça sendikal özgürlüğe bir müdahale
oluşturarak sendikaların kuruluş amaçlarının
gerçekleştirilmesini önleyici şekilde üye kaybına sebebiyet
verecek nitelik taşıdığı gibi, aynı hizmet
kolunda çalışıp aynı işi yapan sendika üyesi kamu
görevlileri arasında sadece farklı sendikalara üye olmaları
nedeniyle toplu sözleşme ikramiyesi ödenmesinde eşitsizlik
yaratması suretiyle çalışma barışını da
olumsuz yönde etkileyeceğinden dava konusu düzenlemede mevzuata ve hukuka
uygunluk bulunmamaktadır. gerekçesine dayandırmıştır.
Görüldüğü gibi, bu kararı verirken, bu iptal kararını
verirken Danıştay yüzde 1lik barajı bile çok görmüştür ve
ayrımcılık getirdiği gerekçesiyle iptal etmiştir.
Bir başka çelişki ise şudur:
Olağanüstü hâl düzenlemesi. Buradaki ana çelişki şöyle ifade
edilebilir: Adalet ve Kalkınma Partisi on yıl süreyle ülke yönetimine
ortak ettiği kişileri suçlu ilan etti 16 Temmuz gecesinden itibaren
fakat onları, kendi ortaklarını yargısız infaza tabi
tutarken suç ortaklığını kamufle
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Teşekkürler Sayın Başkan.
etmek için esasen demokratik muhalefet
yürüten, hiçbir biçimde cemaatlerle, yasa dışı örgütlerle
ilişkisi bulunmayan kişileri de aynı torbaya doldurmak suretiyle
âdeta o on yıllık kapalı dönemi aklar bir politikaya yöneldi;
işte bugün yaşadığımız çelişki budur ve
burada yaşanan ihlaller özgürlük ihlalidir. Evet, özgürlük ihlal
edilmemeli ama özgürlüğün yanında eşitlik ihlal edilirse
kitleler buna ciddi tepki gösterirler, hele hele 3üncü bir öge eklenirse,
adalet de eklenirse o zaman aslında özgürlükten yoksun kılınan,
ayrımcı işleme tabi tutulan ve adalete erişim
hakkından yoksun kılınan kişilerin isyan etmemesi mümkün
değil. İşte, buradaki 3üncü ana çelişki budur.
Saygılarımla. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci söz talebi Sayın Behiç Çelik'in.
Sayın Çelik, buyurun. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün sizlere
yirmi senedir AKP eliyle cezalandırılan güzel ilimiz Mersinin
sorunlarından bahsetmek istiyorum. Mersin, 2 milyona yaklaşan
nüfusuyla, çalışkan ve dürüst halkıyla, bereketli topraklarıyla
gerek Akdenizin gerekse ülkemizin incisidir. Ülkemizde meyve üretiminin yüzde
12sini, sebze üretiminin yüzde 8ini sadece Mersin
karşılamaktadır. Tarımsal üretimin en yoğun
yapıldığı 4üncü, Türkiyenin en çok vergi veren 6ncı
ilidir. Ürün yelpazesinde 83 farklı çeşidin olduğu Mersin; muz,
çilek, limon, erik, badem, keçi boynuzu yenidünya, sakız kabak ve taze
bakla üretiminde Türkiye 1incisidir. Muz üretiminin yüzde 61ini, limon
üretiminin yüzde 53ünü tek başına karşılamaktadır.
Buna rağmen ilimizin, hak ettiği yatırımlardan,
hizmetlerden mahrum bırakıldığını üzülerek
görüyoruz. Nereden bakarsak bakalım sonuç aynıdır. 21inci
yüzyılın neredeyse ilk çeyreğinde kendi klasmanındaki
illere oranla bir gerileme var. Sanayi Bakanlığının SEGE
endeksine göre Mersin; hava kirliliğinde 5, sosyoekonomik
gelişmişlikte 25, kişi başına düşen millî gelirde
27, eğitimde 33, sağlıkta 39, istihdamda 52, yaşam
memnuniyetinde ise 71inci sıradadır. Mersin'de yaşayan Suriyeli
sayısı 240 binin üzerindedir arkadaşlar, gayri resmî sayı
ise 400 bin civarındadır.
Diğer taraftan, iş dünyasıyla
yaptığımız görüşmelerde de sermaye ve mal
piyasalarındaki istikrarsızlıktan yoğun şikâyetler
dile getirilmiştir. TESK'e bağlı odaların değindiği
sorunlara bir çözüm getirilememiştir; sağlık sigortası
primi, çıraklık sorunu, esnafın elektrik ve doğal gaz
indirimi, şoför ve nakliyeci esnafının mazot indirimi ve bir
defalık ÖTV ve KDV indirimi konuları hep şikâyet edilerek dile
getirilmiştir. Gerçek üretim yapan sanayiciler zor durumdadır;
tarım sektöründe de girdi maliyetleri ve pazarlama sorunu üretimi
çökertmektedir arkadaşlar.
Değerli arkadaşlarım, Mersin'e
verilen sözler tutulmuyor. Mersin diğer illere kıyasla kamu
kaynaklarından daha az yararlandırılıyor. Ben buradan
soruyorum: Çukurova Havalimanı projesi neden hâlâ tamamlanmıyor?
Gerçi, Ulaştırma Bakanı Nisan
Sulama projeleri, lojistik merkezi,
altyapı yenilemeleri hepsinde akıbet aynı. Turizme gelince,
total turizm potansiyeline sahip olan Mersinin konumuna yaraşır bir
yatırım hamlesi bugüne kadar maalesef
yapılmamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) Mersin'de
genel bir imar karmaşası olup orman alanlarının tarıma
açılmasında ve hazine arazilerinin satışlarında birkaç
şebekenin müdahil olduğu ve halkın mağdur edildiği
bilinmektedir.
Evet, ben sözümü şöyle bitiriyorum:
Mersini unutanları biz de unutacağız diyorum, hepinize
saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
8inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
9uncu madde üzerinde 2si aynı mahiyette
3 adet önerge vardır.
Şimdi ilk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 381 sıra sayılı Kanun Teklifinin 9uncu maddesinde yer
alan yoluyla ibaresinin aracılığıyla şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Kenanoğlu Serpil Kemalbay
Pekgözegü Şevin
Coşkun
İstanbul İzmir Muş
Sait
Dede Erdal Aydemir Dilşat Canbaz Kaya
Hakkâri Bingöl İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz talebi yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan değişiklikle madde
metnine açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Şimdi okutacağım 2 önerge
aynı mahiyette olup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Elektrik Piyasası
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
9uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan eklenmiştir
ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederim.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Arslan
Kabukcuoğlu
Adana Aksaray Eskişehir Dursun Ataş Aylin Cesur Ayhan
Altıntaş
Kayseri Isparta Ankara
Aynı mahiyetteki diğer önergenin
imza sahipleri:
Tahsin
Tarhan Ahmet Vehbi
Bakırlıoğlu Erkan
Aydın
Kocaeli Manisa Bursa Alpay Antmen Kadim Durmaz Tacettin Bayır
Mersin Tokat İzmir Müzeyyen Şevkin
Adana
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ilk söz Sayın Ayhan Altıntaşın.
Buyurun Sayın Altıntaş.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına
Elektrik Piyasası Kanun Teklifinin 9uncu maddesi üzerine söz aldım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu kanun teklifinin Sanayi, Ticaret ve Enerji
Komisyonunun ihtisas alanına giren yalnızca 3 maddesi var; 7, 8 ve
9uncu maddeler. Bu maddelerle toplayıcı ve
toplayıcılık kavramları Elektrik Piyasası Kanununa
eklenmek isteniyor. Biliyoruz ki elektrik sisteminin güvenilir ve kaliteli bir
şekilde işletilmesi için üretimin tüketime eşit olması bir
zarurettir; bunu düzenlemek için tüketimin dengeli hâle getirilmesi gerekli.
Mesela yoğun talep saatlerinde tüketimi azaltmak gibi yöntemler
kullanılabilir ancak bu verimliliği tüm kullanıcılar
bazında düzenlemek oldukça meşakkatli bir iş olacaktır. Bu
kanun teklifiyle toplayıcılık müessesesi yoluyla tüketicilerin
bu sürece katılım sağlaması amaçlanıyor. Başka
bir deyişle toplayıcıların farklı tüketim profillerine
ve tüketim esnekliklerine sahip farklı ölçeklerdeki ve tarife
gruplarındaki tüketicilerin tüketimlerini birleştirerek gün
içerisinde dengeli bir yük elde edebilecek şekilde tek elden bunu
düzenlemesi öngörülüyor. Enerji verimliliği açısından bu maddeyi
olumlu buluyoruz.
Değerli milletvekilleri,
toplayıcılık faaliyetleri gündeme gelmişken enerji
arzının güvenliği için en önemli unsurlardan olan
özelleştirme kavramıyla büyük bir hata yapılacağı
belli olan, stratejik olarak oldukça önemli olan TEİAŞ aklıma
geldi. Biliyorsunuz TEİAŞ da enerji kaynaklarının şebekeye
entegrasyonunu, enerjide arz güvenliğini ve tüketimini düzenleyecek bir
rol oynuyor. TEİAŞ, Türkiyede elektrik sisteminin operatörüdür;
ülkemizdeki her noktaya elektriğin sürekli, kesintisiz, güvenilir, sabit
frekans ve gerilime sahip olacak şekilde tedarikini
sağlamaktadır; Türkiyenin enterkonnekte sistemini işleten
doğal bir tekeldir. TEİAŞta meydana gelebilecek anlık
hataların dahi büyük problemlere sebep olacağı, öyle ki ülkenin
karanlıkta kalmasına neden olabileceği ortadadır. Bu
manada, ülkenin güvenliği açısından da önemli bir işlevi
vardır. Kaldı ki TEİAŞ'ın iletim hatlarının
toplam uzunluğu 70 bin kilometre civarındadır. Bu,
Avrupanın en uzun iletim hattı demektir, Türkiye kara
yollarının tamamından daha fazla bir uzunluktur. Buradan bir
hesapla, eğer hat boyunca
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, bir söz rica ediyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bülbül.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
38.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent
Bülbülün, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbalın 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümü üzerinde şahsı
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkanım, az önce konuşma yapan Cumhuriyet Halk Partili hatip
Orhan Sarıbal Maraş olaylarından bahsederken Katliam Amerika
Birleşik Devletleri, CIA, NATO, MİT, MHP odaklı bir
katliamdı. şeklinde bir ifade kullanmışlar. Biz onun öyle
olmadığını yani dememiştir diye düşündük, ben
duymadım ama sonradan tutanakları alınca böyle bir şey
ortaya çıktı. Bu çok iddialı bir ifadedir. Maraş olayları
Türkiyenin geçmişinde, bir daha yaşanmasını arzu
etmediği, çok kirli ellerin, dış odakların içerisine dâhil
olmuş olduğu, günlerce, aylarca öncesinden Amerika elçilik
müşavirlerince, CIA ajanlarınca Türkiyenin belli bazı illerinde
kol gezilip Türkiyede bir iç çatışma nasıl çıkar? diye
bunların araştırmalarının
yapıldığı ve belli bazı faaliyetlerinin de bugün
itibarıyla tespit edildiği süreçlerdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bu süreçte,
rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeşin aylar öncesinden o
dönemin Cumhurbaşkanına, Başbakanına ve ayrıca
Genelkurmay Başkanına yazmış olduğu mektuplar da bugün
bilinmektedir, malumdur.
Şimdi, Maraş olaylarının
çıkmadan, öncesinde biz bundan endişe duyduğumuzu, burada vahim
birtakım gelişmeler, bir provokasyon beklentisi olduğunu ifade
ederken dönemin hükûmetinin de Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu unutmadan
kalkıp burada bu meseleyi Milliyetçi Hareket Partisine tahmil etmeye
çalışmak kabul edilebilir bir durum değildir. Bu, bir
iftiradır. Bu iftirayı ortaya koyan sayın milletvekilini de
burada kınadığımızı ifade etmek istiyorum.
ORHAN SARIBAL (Bursa) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Sarıbal, sizin
ağır bir ithamınız oldu, bir hakarete varmadan, şey
yapmadan da size bir cevap verdi yani bunda bir şey yok.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Düzce Milletvekili Fahri Çakır ve 28
Milletvekilinin Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4780) ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 381)
(Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci söz talebi Sayın Antmenin.
Sayın Antmen, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALPAY ANTMEN (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Teklifin 9uncu maddesiyle yeni bir kurum
olarak toplayıcılık ihdas ediliyor. Uygulamada yararı olup
olmayacağını göreceğiz. Umarım bu da yandaşlara
bir rant kapısı hâline gelmez.
Değerli milletvekilleri, Plan ve Bütçe
Komisyonundan gelen torba, hatta çuval kanun tekliflerini görüyorduk ama Sanayi
ve Ticaret Komisyonu gibi bir uzmanlık komisyonundan böyle bir çorba kanun
teklifi geleceğini beş yıldır hiç beklemezdik. Olmuyor
sayın milletvekilleri, bu şekilde gerçek bir yasama faaliyeti
olmuyor.
Kanun teklifinizde öyle maddeler var ki
yazık, çok yazık. Hepimiz burada Anayasaya bağlılık
yemini ettik ama Anayasa Mahkemesinin iptal kararına rağmen buraya
bile bile Anayasaya aykırı bir kanun teklifini getiriyorsunuz. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Hukuken bu
yapılamaz fakat siz yaparsınız çünkü sizin Anayasa'ya, hakka,
hukuka hiçbir saygınız yok, bunu da burada gördük. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, 6 Ocak 2022
tarihinde limanlarımızın özelleştirme sürelerini ihale
yapmadan kırk dokuz yıla tamamlayacak kanun teklifini getirdiniz.
Anayasa'ya aykırıdır. dedik, ne oldu? Anayasa Mahkemesi oy
birliğiyle iptal etti ve bu maddenin, bu hükmün Anayasa'nın 10, 13 ve
48inci maddelerine aykırı olduğunu açıkça hükme
bağladı. İptal gerekçesi öyle böyle değil, işin
esasına ilişkin ve Böyle bir kanun getirilemez. diyor.
Şimdi, siz ne yaptınız?
Aynı kanun maddesini evirdiniz çevirdiniz, tekrar önümüze getirdiniz.
Peki, ne oldu? Bu hüküm yine Anayasa'nın 10, 13 ve 48inci maddelerine
aykırı. Anayasa'ya aykırılığı gidermediniz
ama en önemlisi, Anayasa Mahkemesinin bir esastan iptal kararı vermesi
nedeniyle bu hüküm Anayasa'nın 153üncü maddesine de açıkça
aykırı oldu. Ha, bu hüküm Anayasa Mahkemesine gidecek ve Anayasa
Mahkemesi bu hükmü iptal edecek ama siz burada ne yaptınız? Liman
işletmecilerine bir on beş gün süre verdiniz. Anayasa Mahkemesi iptal
kararları geriye yürüyemeyeceği için iki arada bir derede,
limanların özelleştirilmesinin, ihalesiz kiralamalarının
kırk dokuz yıllığına artırılmasını
planlıyorsunuz, arada derede bu işin bitmesini istiyorsunuz.
Yapmayın, yapmayın değerli milletvekilleri, halkın limanlarını
ihale yapmadan yabancı sermayeye -deyim yerindeyse- peşkeş
çekmeyin. Soruyorum size: Neden serbest şartlarda ihale
yapmıyorsunuz? Neden ihale süresini bu şekilde uzatıyorsunuz?
Neden daha çok gelir elde etmek varken mevcut işleticilere ekstra olanaklar
sağlıyorsunuz? (CHP sıralarından Yandaşa,
yandaşa! sesleri)
Peki, soruyorum: Değerli milletvekilleri,
sizin kendi dükkanınız olsa, eviniz olsa, içindeki
kiracının daha yıllarca süresi olsa onunla yeni bir kira akdi
yapar, süreyi uzatır mısınız, yoksa kira süresini mi
beklersiniz?
Bakın diğer milletvekilleri, benim
seçim bölgemde 2 tane liman var. Biz limanların değerini biliyoruz,
siz bu kanunla Mersin Limanı'nın ve Taşucu Limanının
özelleştirme sürelerinin de kırk dokuz yıla
tamamlayacaksınız. Yapmayın, yapmayın sayın
milletvekilleri, limanlar babanızın malı değil, limanlar
halkın malı, limanlar tüyü bitmemiş yetimin hakkıdır,
bu hakkı ona buna yedirmeyin. Limanlara bu kadar meraklıysanız,
Mersin Ana Konteyner Aktarma Projesi var, gelin, samimiyseniz bu projeyi
yapın. (CHP sıralarından alkışlar) Mersin konteyner
ana aktarma limanı yapıldığı takdirde sadece
Akdeniz'in değil tüm Türkiye'nin dışa açılan bir
kapısı olacak ve Türkiye'ye önemli oranda döviz katacak. Ha, gerçi
süreniz kalmadı, halk iktidarınıza son verecek ama bizim
Mersine sözümüz olsun: Mersin konteyner ana aktarma limanını
iktidarımızda inşallah biz yapacağız.
Değerli milletvekilleri, teklifte
sendikalar arasında açık
ayrımcılığınıza dair bir madde var, buna ne
demeli? Bakın, iktidarınıza biat etmiş sarı memur
sendikalarının üye sayısını arttırmak için
diğer tüm memurlara haksızlık ediyorsunuz. Allah
aşkına, yetmedi mi sarı sendikalarınızı kayırmanız?
Yetmedi mi sarı sendika üyelerini her yerde şef, müdür gibi yönetici
yaptığınız? Yetmedi mi KESK ve diğer size muhalif
görünen sendikaların üyelerini ezdiğiniz, mobbing
yaptığınız? Günahtır, kul hakkıdır,
yapmayın, etmeyin. (CHP sıralarından alkışlar)
Bir de OHAL dosyaları var. Altı
yıldır OHAL Komisyonu devam ediyor, altı yıldır bu
insanlara eziyet ediyorsunuz. Vallahi de billahi de yapılan bütün
haksızlıklarda sizin burada etkiniz de var ve siz de buna bir nevi
ortaksınız. Bakın, 80-90 dosya kaldı. Nedir Allah
aşkına şikâyetçiye bu dosyaları teslim etmek?
Bırakın 80-90 dosyada insanlar yargının
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
ALPAY ANTMEN (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Özetle, bir çorba kanun teklifi getirdiniz,
her yerinden Anayasaya aykırı, her yerinden Anayasaya sadakatten
ayrılmayacağımıza dair ettiğimiz yemine
aykırı.
Ben size buradan Nazım Hikmetin bir
dörtlüğüyle son kez bir şey söylemek istiyorum: Bakın Günü
gelir çarh düzüne çevrilir/Günü gelir hesabınız görülür/Günü gelir
sualiniz sorulur/Beyler bu vatana nasıl kıydınız? derler
size.
Her birinizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edeneler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
9uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
10uncu madde üzerinde 2si aynı
mahiyette 4 adet önerge vardır. İlk okutacağım 2 önerge
aynı mahiyette olup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Elektrik Piyasası
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
10uncu maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Arslan
Kabukcuoğlu Dursun
Ataş
Adana
Eskişehir Kayseri
Aylin
Cesur İsmail
Koncuk Ayhan
Erel
Isparta Adana Aksaray
Aynı mahiyetteki diğer önergenin
imza sahipleri:
Tahsin
Tarhan Müzeyyen
Şevkin Ahmet Vehbi
Bakırlıoğlu
Kocaeli
Adana Manisa
Tacettin
Bayır Kadim
Durmaz Erkan
Aydın
İzmir Tokat Bursa
Sibel
Özdemir
İstanbul
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ilk söz sahibi Sayın İsmail Koncukun.
Buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İSMAİL KONCUK (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 381 sıra sayılı Kanun
Teklifiyle ilgili İYİ Parti adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Hain darbe
girişimi üzerinden altı buçuk yıl geçti ama iktidar partisinin
bu darbeyle ilgili yaklaşımları, o ilk dönemde olan OHAL
düzenlemesinin ötesine geçemedi. Şimdi, bu düzenlemeyle OHAL Komisyonunun
yetkisi bitiyor, o yetkiyi kurumlara dağıtıyorsunuz. Bu
yanlış olmayabilir ama OHAL Komisyonu yanlış. Türkiye, bir
hukuk devletiyse, Anayasasında bunun altı kalın çizgilerle
çizilmişse işi yargıya teslim etme zamanı geldi.
Değerli
milletvekilleri, bu konuda çok uzun şeyler anlatmayacağım ama bu
anlamsız kriterlerle suçlu avına çıkarak hiçbir şey elde
etmek mümkün değildir. Efendim, yok bir sendikaya üye olmuş, devletin
gözetimindeki bir okulda öğretmenlik yapmış, devletin kontrolü
altındaki bir bankada hesap açmış
Bunlar suçlu olmak için
yeterli kriterler değildir, hatta anlamsızdır. Artık
Türkiye, hukuk devleti ayarlarına dönmek zorundadır. Bizim yüce
dinimizde bile var suçun şahsiliği; babanın suçu evlattan
sorulamaz yüce dinimizde. Hukukta da var ama sizin hukukunuzda yok değerli
AK PARTİ milletvekilleri. Sizin hukukunuzda suçun şahsiliği
ilkesi yok. Babasının suçu varsa oğlundan, kızından
soruyorsunuz, dayısının oğlunun suçunu bile
dayısının oğluna, teyzesinin oğluna soruyorsunuz; böyle bir
devlet yönetimi anlayışı kabul edilemez. Onun için, artık
Türkiye, hukuk devleti ayarlarına dönmek zorundadır. Yani FETÖyle
Amerikada Pensilvanyada fotoğraf karesine giren kişiler burada milletvekilliği
yapacak, siz Bank Asyanın önünden geçen adamı hapse
atacaksınız, işten atacaksınız. Bu, kabul edilebilir
mi ya? (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Elinizi vicdanınıza koyun.
Değerli milletvekilleri, bugün asgari
ücret açıklandı, yüzde 54 zam geldi. Yeterli değil,
İYİ Parti olarak bizim teklifimiz 9.600 liraydı, 9.600
liranın 1.100 lira gerisinde kalan bir rakam. Aslında, yapılan
araştırmalara göre mesela, BİRLEŞİK
METAL-İŞin yaptığı açıklamaya göre 4 kişilik
bir ailenin asgari geçim sınırı 27 bin TL civarında yani 4
kişilik bir ailenin geçiminin 27 bin TL -yani yoksulluk
sınırı- olduğu bir dönemde elbette 8.500 TLlik asgari
ücret bir anlam ifade etmez ama hayırlı uğurlu olsun diyelim.
Burada memurlarımız bekliyor,
işçilerimiz bekliyor, emeklilerimiz bekliyor. Genel
Başkanımız Sayın Meral Akşenerin bir sözü var:
Şu 3.500 TL var ya en düşük emekli maaşı, bunun asgari
ücret seviyesine çıkarılması lazım. 3.500 TLyle bu
emeklilerimizi âdeta ölüme mahkûm ettiğinizi, yokluğa mahkûm
ettiğinizi görmek zorundasınız. En düşük emekli
maaşı asgari ücret seviyesine çıkarılmalı.
Memurlarımıza zam yapılacak, memur emeklilerine zam
yapılacak, işçilere zam yapılacak. Bunu nasıl
yapacağız? Asgari ücret yüzde 54 arttı mı kardeşim?
Arttı. O hâlde, tüm bu kesimlerin maaşlarında zam, enflasyon
farkı ve refah payı toplamının en az yüzde 54 olması
lazım. Yani yüzde 100 de verseniz, emin olun, kurtarmıyor.
Düşünün, bir öğretmen 9 bin TL maaş alıyor. Yüzde 100 zam
yapsanız 18 bin TLye çıkacak. Yüzde 100 zam yapsanız bile
öğretmen maaşı, memur maaşı, işçi maaşı,
sendikaların AR-GElerinin belirlemiş olduğu o 27 bin TLlik
yoksulluk sınırının altında kalacak. Emekli
maaşını hiç söylemeye gerek yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
İSMAİL KONCUK (Devamla) Dolayısıyla
ocak ayında Sayın Cumhurbaşkanının verdiği bir
söz var, refah payı uygulaması. Yapacağız. dedi
Sayın Cumhurbaşkanı. Bu sözler temmuz zammı öncesinde de
verildi ama yerine getirilmedi. Şimdi takip ediyoruz İYİ Parti
olarak, Sayın Cumhurbaşkanı refah payını ne kadar
verecek ya da verecek mi. Ne olmalı? En az yüzde 30 seviyesinde bir refah
payı verilmeli. Kime? Memura, emekliye, işçiye bu refah
payını vermek zorundasınız ki bu vereceğiniz yüzde
54lük zam bile -söylediğim gibi- bu çalışan kesimi, emeklileri
rahatlatmayacak ama bir nebze de olsa bunların rahatlamalarını
sağlamamız lazım diyorum.
Saygılar sunuyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci söz talebi Sayın Sibel Özdemirin.
Sayın Özdemir, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, ben de 10uncu
madde üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, bu Sanayi Komisyonunda zeytinlik
alanların madenciliğe açılmasıyla başladık. En
son, sabahın dördünde Maliye Bakanına ek borçlanma yetkisi veren bir
torba kanunu komisyonda tamamladık ama benim üzerinde söz
aldığım 10uncu madde bu kanundaki en kritik 4 maddeden bir tanesiydi.
Adalet ve Anayasa Komisyonlarında detaylı görüşülmesi ve bu
Komisyonun, bu OHAL Komisyonunun bütün hukuksuzluklarıyla beraber
lağvedilmesi gereken bir maddeydi bu ancak şimdi benim üzerinde
konuştuğum maddeyle, iki yıl için kurulan ancak görev süresi uzatılarak
altı yıl çalışan OHAL İşlemleri İnceleme
Komisyonunun görev süresinin önümüzdeki ay bitmesiyle beraber, geriye kalan
bütün dosyalar, devam eden bütün işlemler için ilgili kurum ve
kuruluşlara yetki veren bir düzenleme. Şimdi, çok ciddi ve
tartışmalı kararlara yol açan bu Komisyon
15 Temmuz darbe
girişiminin ardından üç ay süreliğine ilan edilen ancak iki
yıl süren 20 Temmuz OHAL süreci ve bir KHKyle OHAL Komisyonunun
kurulmasıyla hak arama yollarının kapatılması, çok
ciddi hak ihlalleri ve hukukun askıya alınma süreçleriyle
karşı karşıya kalındı.
Değerli milletvekilleri, OHAL
KHKlilerinin ekli listelerine isimlerinin eklenmesiyle binlerce kamu
görevlisi, akademisyen mesleklerinden ihraç edildi, kurumlarından
uzaklaştırıldı, görevlerinden uzaklaştırıldı,
pasaportları iptal edildi ve birçok hukuksuzlukla karşı
karşıya kaldılar. İşte, bugün aramızda yer alan,
bizimle birlikte kanun koyucu görevlerini üstlenen Sayın Kaboğlu
Hocamız, Sayın İslam, Sayın Gergerlioğluyla bir
aradayız ve mahkeme kararlarına rağmen üniversitedeki
görevlerine dönemediler. Bu ekli listelerde yer alan kişiler,
haklarında herhangi bir yargı kararı olmaksızın,
tamamen kurumların keyfî karar ve inisiyatifiyle, hukuki denetim yolu
bulunmayan ve bir daha geri döndürülmemek üzere kamu görevlerinden
çıkarıldılar, özgürlüklerinden yoksun
bırakıldılar, ayrımcılığa tabi oldular,
adalete erişimleri engellendi ve -Sayın Kaboğlunun
belirttiği gibi- sivil ölümler sürecine hep birlikte şahitlik ettik.
Bu insanların mağduriyetlerini giderebilmeleri için
başvurulabilecekleri bütün yargı yolları kapatıldı,
uzunca bir süre hiçbir merciye de başvuru yapamadılar ve büyük zaman
kayıpları yaşandı.
OHAL dönemi KHK mağdurlarına
-işte, bir çözüm önerisi olarak- Ocak 2017de yani OHAL ilanından
altı ay sonrasında bir OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu
kuruldu; işte bugün tartıştığımız Komisyon.
Hakkında hiçbir soruşturma, kovuşturma olmayan, hakkında
takipsizlik veya beraat kararı dahi verilen birçok kişiye bu komisyon
ret kararları verdi. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, işte YSKnin milletvekili olmasına
engel görmediği kararlarına rağmen Sayın Kaboğlu,
Sayın İslam, Sayın Gergerlioğlu hakkında OHAL
Komisyonu ret kararı verdi. Yine, barış akademisyenlerinin
aralarında olduğu, Anayasa Mahkemesinin ifade özgürlüğünü ihlal
kararı verdiği üst yargı kararı, ağır ceza
mahkemelerinin beraat kararları verdiği kişilere bu Komisyon ret
kararı verdi. Şimdi, bu yüksek mahkeme kararlarına rağmen,
beraat kararlarına rağmen OHAL Komisyonunun bu kararları
tanımaması zaten bu Komisyonu tartışmalı bir noktaya
getirdi. Ayrıca, hukuksal varlığı tartışmalı
olan, çok uzun süren inceleme süreçleri, sürekli görev süresinin
uzatılması Cumhurbaşkanının kararıyla
Hangi
objektif gerekçeyle görev süresi uzatıldı bu Komisyonun? Yine,
kurumlardan gelen keyfî bilgilerle kararlar vermesi bu Komisyonu daha da
tartışmaya açmıştır. Biz şimdi ne yapıyoruz
bugün? Biz bugün bu maddeyle görev süresi dolacak olan bu OHAL Komisyonunun
İşte görevlerineydi, bir önergeyle kararlarına oldu; ne
değişti bilmiyorum ben; görevleri kapsamındaki kararları
elbette. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Şimdi ne yapıyoruz? Şimdi
-biraz evvel söylediğim- uzaklaştırma veren kurumlara kanun
maddesinde sınırları hiç belli olmayan, ucu açık bir yetki
veriyoruz. Bugün yapılan bu düzenleme OHAL hukuksuzluklarının,
adaletsizliklerinin, mağduriyetlerinin devam etmesi anlamına geliyor.
Hak arama yollarını engellemek, adil yargılama hakkını
bir kez daha ihlal etmekten başka ne işlevi olacak bu
kurumların? Şimdi, bu kurumlar zaten dosyaları gönderen
kurumlardı ve o kurumlardaki kişilere biz tekrar bir sorumluluk
veriyoruz; bu bir çelişki. Şeffaf ve adil bir süreç yürütülecek mi
burada? Zaten taraf olan kurumların inisiyatifine bırakmak ne kadar
tutarlı olacak, ne kadar hukuksuzlukları ortadan kaldıracak; bu
noktada ciddi kaygılar var. (CHP sıralarından
alkışlar)
Teklif sahibi Sayın Çakır 89 tane
dosyanın kaldığından bahsetti; madem öyle, bu Komisyon
bunları tamamlasın bir ay içerisinde ve görevini tamamlayıp
lağvedelim artık bu Komisyonu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) Sayın
Başkanım, izninizle.
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bu
hukuksuzluklara bir çözüm önerisi sunduk ve görevinden ihraç edilen, OHAL
ilanına sebep olarak gösterilen fiillerden suçluluğu
kesinleşmiş bir yargı kararıyla tespit edilmemiş
olanların görevlerine iade edilmesiyle ilgili bir kanun teklifi verdik.
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Ben de
akademisyenlerin, özellikle yargı kararıyla, suçsuz olan
akademisyenlerin görevlerine iadesi konusunda bir kanun teklifi verdim.
Değerli milletvekilleri, bizler eğer
OHAL dönemi hukuksuzluklarını, mağduriyetlerini ortadan kaldırmak
istiyorsak öncelikle adil yargılanma, bağımsız,
tarafsız, şeffaf yargılanma sürecini ve yargıya güveni
tesis etmeliyiz. İşte, bugün olduğu gibi, tüm bu
hukuksuzlukları bir torba kanuna iliştirerek bir çözüm bulamayız
diyorum.
Saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın
Başkanım, küçük bir izahat yapacağım.
BAŞKAN Buyurun Sayın Tunç.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
39.- Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunçun, İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesi üzerinde verilen önerge
hakkında yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Sayın Özdemir
konuşmasında OHAL süresinin uzatıldığı
şeklinde, o şekilde yorumlanabilecek ifadeler kullandı. Burada
Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonunun görev süresi
23 Ocakta sona eriyor. Tabii, Olağanüstü Hâl İşlemleri
İnceleme Komisyonunun vermiş olduğu kararlara karşı
yargı yoluna başvuranlar var ve mahkemeleri devam edenler var; bu
süreçler içerisinde mahkemelerin bu işlemlerle ilgili yazışma ihtiyacı
olabilecek. Dolayısıyla OHAL Komisyonu da
kapatıldığı için, görevi sona erdiği için bu
yazışmalara cevap verebilecek, bu iş ve işlemlere cevap
verebilecek bir mekanizmaya ihtiyaç var; bu da bu problem de kanun teklifimizle
çözülüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Tamamlıyorum.
BAŞKAN Buyurun.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Olağanüstü
Hâl Komisyonunun kurulma amacı şuydu: Olağanüstü hâl kanun
hükmünde kararnamelerine karşı yargı yolu kapalıydı.
Vatandaşlarımızın hak arama hürriyeti açısından
yargı yolunu açabilmek için böyle bir idari komisyon kuruldu ve
başvurularda da Komisyonun kabul edip olumlu karar vererek kamuya
döndürdüğü kişiler var. Dolayısıyla eğer mahkeme
süreçleri devam ediyorsa, burada yazışmalar söz konusuysa bu
yazışmaların yapılabilmesi için bir mekanizmaya ihtiyaç
vardı, o nedenle bu kanun teklifine önerildi.
Teşekkür ediyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel.
40.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkanım, gerçekten, hani, eğri oturup doğru konuşmak
lazım. Kaliteli bir yasa çıkaracaksak sahada yaratabileceği
sorunları ya da yaratabileceği yeni mağduriyetleri düşünelim.
Şimdi, eğer böyle bir ihtiyaç varsa bu, Adalet
Bakanlığı bünyesinde olabilir, HSK bünyesinde olabilir, hatta
Meclis bünyesine, arşivine alınır, Dilekçe Komisyonu üzerinden
olabilir. Ama 81 ilde, birçok
ilçede, birçok kurumda zaten iç barışı ortadan kaldıran
birtakım gerçek ihbarlar, birtakım asılsız ihbarlar,
birtakım çekişmeler, FETÖ borsası dediğimiz meselenin
yarattığı şüpheler falan varken, şimdi yürümekte olan
davayla ilgili bir yazışmanın
OHAL Komisyonu tabii ki
kapansın istiyoruz ama örneğin, Adalet Bakanlığındaki
veya HSKdeki filanca dairedeki bir kaleme bir görev verirsiniz, alır
belgeyi, yollar, yazışır çizişir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ama varıp da bunu
kendi kurumuna yapınca orada birçok mahrem bilgi gelecek, birçok şey
sorulacak, yapılmış olan ihbarlar, bilmem neler kendi kurumuna
gidecek; suçsuza suçlu muamelesi, suçluya suçsuz muamelesi
yapılmış. Damat Albayrakın deyimiyle At izi it izine
karışmış. bir süreçte şimdi yeniden bambaşka bir
türbülans yaratacaksınız; biz buna itiraz ediyoruz, bunu iyi
düşünün diyoruz.
Teşekkür ederim.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Düzce Milletvekili Fahri Çakır ve 28
Milletvekilinin Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4780) ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 381)
(Devam)
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 10 - 1.2.2018 tarihli, 7075
Sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme
Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 5 Olağanüstü
Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu lağvedilmiştir.
Komisyonun aldığı tüm kararlar iptal edilerek, ihraç edilenlerin
tüm mağduriyetlerini giderecek şekilde görevlerine iadesi
yapılacaktır. İhraç edilen kamu emekçileri arasında ihraç
edilmeye yol açan bir fiil, suç durumu varsa 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu gereği olan yargı sürecinin işletilmesine
imkân verilecek şekilde görevlerine iadesi sağlanacaktır.
Abdullah
Koç Ömer Faruk
Gergerlioğlu Nuran
İmir
Ağrı Kocaeli Şırnak
Serpil
Kemalbay Pekgözegü Ömer
Öcalan Muazzez Orhan
Işık
İzmir Şanlıurfa Van
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ
KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz talebi yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yasa teklifinin 10uncu maddesiyle,
Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun görev
süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevlerine ilişkin iş ve
işlemlerin yürütülmesi konusunda görevli kurum ve kuruluşlar ile
uygulamaya dair usul ve esasların belirlenmesine yönelik düzenleme
yapılmaktadır.
Bilindiği üzere, 15 Temmuz darbe
girişimi sonrası, Resmî Gazetede isimlerinin
yayımlanmasıyla 152 bin kamu emekçisi OHAL KHKleriyle ihraç
edilmiştir. İktidarın ihraçlara ilişkin tüm itiraz
yollarını kapatması sonucu içeride ve dışarıda
itirazlar yükselince ve AİHMe on binlerce başvuru
yapılınca OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu 23 Ocak
2017 tarihinde kuruldu. Komisyon tarafından, başvuruların yüzde
86sına ret verilmiştir.
OHAL Komisyonu bir yargı mercisi
değildir; kamuoyuna ve sendikaların denetimine açık bir kurul da
değildir; ihraç edilen kişiler hakkındaki iddiaların
gerekçelerinin kişiye sunulduğu, savunmalarının hukuki bir
şekilde alınabildiği bir komisyon da değildir. Tüm bu hukuk
dışılığa rağmen, aradan geçen yedi yıl
içinde terörist diye ihraç edilen yaklaşık 18 bin kişi kamuya
iade edilmiştir. Olağan bir hukuk işleyişi içinde
ihraçların yüzde 99undan fazlasının işlerine iade
olacağının bilinmesi gerekir. İhraç edilenler içeresinde 2
binden fazla engelli ve süreğen hastalığı olan kişi
vardır. İfade edilen 20 kişinin yaşamını
yitirdikten sonra iade edildiğini biliyoruz.
Bütün bunlara göre, OHAL Komisyonunun
görevlerini kurumlara devreden bu değişiklik önergesi geri çekilerek
OHAL döneminde yapılan düzenlemeleri sonuçlarıyla birlikte tümüyle
ortadan kaldıracak demokratik ölçüleri esas alan önergemiz kabul
edilmelidir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesiyle 7075 sayılı
Kanuna eklenen geçici 5inci maddenin (1)inci fıkrasında yer alan
Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen Komisyonun görevlerine ibaresinin
Komisyon kararlarına şeklinde ve maddenin (2)nci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(2) Görev süresinin sona ermesinden sonra
Komisyonun görevleri kapsamındaki hususlarda mahkemelerce verilecek
kararlar üzerine yapılması gerekli iş ve işlemler birinci
fıkrada belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından bu Kanun ve
ilgili mevzuatta belirtilen hükümler uyarınca yürütülür.
Yılmaz
Tunç Mücahit
Durmuşoğlu Ramazan
Can
Bartın Osmaniye Kırıkkale İsmail Tamer Sabri
Öztürk
Kayseri Giresun
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Genel Kurulun takdirine
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Söz talebi? Yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, Olağanüstü Hâl
İşlemleri İnceleme Komisyonunun görev süresinin sona ermesinden
sonra, maddenin (1)inci fıkrasında yer alan ilgili kurumlar
tarafından hangi iş ve işlemlerin yürütüleceğine dair
tereddütlerin giderilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 10uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
11inci
madde üzerinde aynı mahiyette 3 adet önerge vardır. Önergeleri okutup
birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 381 sıra sayılı Kanun Teklifinin 11inci maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Serpil
Kemalbay Pekgözegü Ali
Kenanoğlu Dilşat
Canbaz Kaya
İzmir İstanbul İstanbul
Sait
Dede Nuran
İmir Erdal
Aydemir
Hakkâri
Şırnak
Bingöl
Aynı mahiyetteki 2nci önergenin imza
sahipleri:
Tahsin
Tarhan Müzeyyen
Şevkin Ahmet Vehbi
Bakırlıoğlu
Kocaeli Adana Manisa
Tacettin
Bayır Erkan
Aydın Kadim
Durmaz
İzmir Bursa Tokat
İbrahim
Özden Kaboğlu
İstanbul
Aynı mahiyetteki 3üncü önergenin imza
sahipleri:
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Arslan
Kabukcuoğlu
Adana Aksaray Eskişehir
Aylin
Cesur İsmail
Koncuk Dursun
Ataş
Isparta Adana Kayseri
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki ilk önerge
üzerinde söz talebi yok.
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
AKP iktidarı TBMM'ye sunulan bir torba
yasaya eklediği düzenlemeyle yirmi yıllık iktidarında
alabildiğine sınırladığı sendikal hak ve
özgürlüklere bir darbe daha indirmeyi hedeflemektedir.
Bu maddeyle kamu görevlileri sendikalarıyla
yapılan 6. Dönem Toplu Sözleşmeyle getirilen ve Danıştay
tarafından yürürlükten kaldırılan yüzde 1 barajının
mevcut yasaların arkasından dolanmak suretiyle "toplu
sözleşme ikramiyesi ve "toplu sözleşme desteği
ayrımı üzerinden yüzde 2'ye çıkarılması
hedeflenmektedir.
Danıştay tarafından yürürlükten
kaldırılan yüzde 1 barajı gibi sendikal hak ve özgürlüklerle
taban tabana zıt, yandaş yapıları korumaya, diğer
sendikaların üyelerini bir çeşit parasal şantaj üzerinden bu
yapılara üye olmaya zorlamaya dönük bu hukuksuzluğun kabul edilmesi
mümkün değildir.
Bilindiği üzere, Kamu İşveren
Heyeti ve yandaş konfederasyon arasında bağıtlanan,
2022-2023 yıllarını kapsayan 6ncı Dönem Toplu
Sözleşme süreci 6 milyon kamu emekçisinin ve emeklinin sadece mali değil,
sosyal ve özlük haklar bakımdan da kayıplar
yaşadığı bir mutabakat olarak tarihe geçmiştir. Bu
toplu sözleşme sürecinde gittikçe artan mali, sosyal ve özlük hak
kayıplarının yanında, hayat
pahalılığının doruğa ulaştığı
koşullarda söz konusu toplu sözleşmenin TÜİK'in sanal
rakamlarına dayalı enflasyon hedeflerine göre yapılan maaş
artışları başta kamu emekçileri olmak üzere emeklilerin
kayıplarını gittikçe artırmıştır.
Öte yandan, yetkili konfederasyon 6ncı
dönem mutabakatla sadece ekonomik kayıpların altına değil,
temel sendikal hak ve özgürlüklerden olan sendikal
ayrımcılığın altına da imza
atmıştır. Mevcut 4688 sayılı Kamu Görevlileri
Sendikaları ve Toplu Sözleşme Yasasının 28inci maddesinin
Toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme
hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan
kamu görevlileri arasında ayrım yapılamaz. fıkrasına
aykırılık içeren bu maddenin sendikal örgütlenme
özgürlüğüne aykırı olduğu aşikârdır. Söz konusu
baraj düzenlemesi sadece mevcut 4688 sayılı Yasanın 28inci
maddesine değil; Anayasaya, ILO sözleşmeleri olmak üzere
uluslararası sözleşmelere, sendikal hak ve özgürlüklere ilişkin
çok sayıda AİHM kararına aykırıdır. Konuya
ilişkin Danıştay 12. Dairesi sendikaların
yaptığı iptal başvurusunu 8/12/2021 tarihinde sendikalar
lehine oy birliğiyle karara bağlamış, yüzde 1 barajına
ilişkin düzenlemenin yürütülmesinin durdurulması kararı
vermiştir. Şimdi ise yüzde 1 yetmemiş, yüzde 2 barajı
getirilmeye çalışılmaktadır.
Danıştayın yürütmeyi durdurma
kararına rağmen AKP iktidarı bu teklifle yargı
kararlarını bile hiçe sayarak kanuni düzenleme yapmaya
çalışmaktadır.
Uluslararası, Anayasal ve yasal
düzenlemeler çerçevesinde temel hak ve özgürlükler kapsamında güvence
altına alınmış örgütlenme ve toplu pazarlık
hakkının temin edilmesini sağlamak için yapılması
gereken ilk iş sendikal hak ve özgürlüklerin önünü daha da tıkayan
değil, açan düzenlemeleri, grev hakkı ile tamamlanmış
gerçek bir toplu pazarlık sistemini derhâl hayata geçirmektir.
Dolayısıyla sorun sadece yüzde 2
barajını aşmış olmak ya da aşmamış olma
meselesi değil, yıllardır alabildiğine tahrip edilmiş
sendikal hak ve özgürlükleri tamamen ortadan kaldırma, siyasi
iktidarın güdümündeki tek tip sendikacılığı daha da
büyütme, bunun dışında kalan tüm sendikaları hedefe koyma
sorunudur.
Bütün bunlara göre, sendika ikramiyesi
alabilmek için yüzde 2 üyeye sahip olma şartını getiren bu
önerge geri çekilmelidir.
BAŞKAN Evet, aynı mahiyetteki
önergeler üzerinde ilk söz Sayın İbrahim Özden Kaboğlunun.
Sayın Kaboğlu, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önce
dile getirilen sorunla başlayıp sendikalara geçeceğim.
Sayın Tunç, eğer gerçekten partiniz
içten ise Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu şu yasa
önerisini kabul ederse sorun çözülür: OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleriyle Kamu
Görevinden İhraç Edilmiş Olup 19 Temmuz 2018 Tarihine Kadar veya Bu
Tarihlerden Sonra Haklarında Soruşturma veya Kovuşturma
Başlatılmamış Olanlar ile Haklarında
Başlatılan Soruşturma ve Kovuşturma İşlemleri
Lehlerine Sonuçlanan Kamu Görevlileri, Yargı Organı
Çalışanı ve Diğer Kurum ve Teşkilat Görevlilerinin
İadesine, Haklarında Uygulanan Tedbirlerin
Kaldırılmasına ve Bazı Düzenlemelerin Yürürlükten
Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifi. (CHP
sıralarından alkışlar) 17 Haziran 2021, İçişleri
Komisyonu önünde duruyor.
Şimdi, bu konuda oldukça atıfta
bulunuldu, konuşuldu ve elimde bir kararname var, elimde bu
kıyım kararnamelerinden biri var. Birinci ad Sayın Erdoğan,
sonuncu ad Sayın Arslan; 23 ad var, bunların bir kısmı
milletvekili ama sıralarda yoklar, belki beş yıldır 5 kez
gelmediler; bir kısmı bakanlık koltuğunda oturuyorlar; bir
kısmı yoklar, Albayrak gibi, nerede olduğunu bilmiyoruz, biraz
önce sevgili Özgür Özel değindi, dolayısıyla bir kısmı
kayıplar. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi,
peki, neden önemli bu, neden önemli arkadaşlar? Çünkü lekelenmeme
hakkını ihlal etti onlar, lekelenmeme hakkını ihlal etti,
kendilerini korumak için 5 tane sorumsuzluk zırhı yaratan yasa
çıkardılar. (CHP sıralarından alkışlar) Hukuka
uygun işlem yapan, kendisini koruyan yasa çıkarmaz.
Veli Ağbabadan Sibel Özdemire kadar
sivil ölüler dediler, sivil ölüme razı bu kişiler ama ağaç
kabuğu asla yemezler çünkü onlar çevrecidir. (CHP sıralarından
alkışlar) Onlar hukuksuzluğa isyan ediyorlar; özgürlüksüz,
eşitliksiz, ayrımcılık yapılan işlem ve
adaletsizlik, buna karşılar ve onlar direniyorlar, direnecekler, hak
aramaya devam edecekler, bu hukuksuzluğu giderinceye kadar bunlar
direnecekler. (CHP sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, buradaki yasa
önerisinde söz konusu olan diğer 4 madde, hepsi, Anayasa Mahkemesi
kararına karşın, Danıştay kararına
karşın burada bu yasalara evet diyebilen vekil çıkacak
mı? Çıkacak. Niçin çıkacağını biraz sonra
söyleyeceğim. Evet, biraz önce okudum, Danıştay kararı,
yüzde 1lik ayrımın bile ayrımcılık
yarattığını söylüyor; madde 148, son. Anayasa Mahkemesi
kararı esastan iptal ediyor; madde 153, son, Anayasanın
üstünlüğü madde 11 ve bizim içtiğimiz ant, madde 81. Evet, yine de
acaba bunlara karşı evet diyebilir miyiz?
Şimdi, burada söz konusu olan nedir?
Bizim Çıkarılsın. dediğimiz ya da Açık
aykırılıklar giderilsin. dediğimiz bu 11inci madde,
Anayasanın, madde 51 sendika kurma hakkına, özgürlüğüne; madde
53 toplu sözleşme hakkına; madde 55 ücrette adalet ilkesine; 10uncu
maddesine -ayrımcılık yasağına- tabii ki 138inci
maddesine ve uluslararası sözleşmeler nedeniyle 90ıncı
maddesine aykırı. Ve burada, bunların ilerletilmesi konusunda
kamu görevlilerinin vermiş olduğu uzun soluklu mücadelenin sonunda
Adalet ve Kalkınma Partisinin de iyileştirici anayasal düzenlemeleri
var, şimdi onunla çelişecek buna evet demek suretiyle. Bu nedenle,
burada, kimin evet dediği, kimin hayır diyeceği; bu,
önemlidir. (CHP sıralarından alkışlar) Çünkü geçen gün
belirttiğim gibi, evet diyenler Anayasa Mahkemesi ve Danıştay
kararlarına karşın açıkça tescil edilmiş esasa
ilişkin toplu Anayasa suçu işleyeceklerdir; Anayasa hukukunda bunun
başka bir adı bulunmamaktadır. Peki, acaba hayır
diyebilirler mi? Tabii ki yine de umudumuz var. 81inci madde üzerine ant içen
vekiller hayır demeliler. (CHP sıralarından
alkışlar) Ama eğer, kuşkusuz Anayasanın
üstünlüğü ilkesi geçerli olsaydı, parti başkanlığı
yoluyla devlet başkanlığı ve yürütme yerine yani monokrasi
yerine yani talimatlar yönetimi yerine Anayasanın üstünlüğü geçerli
olsaydı o zaman herkesin buna hayır demesi gerekirdi. Demek ki
burada yapacağımız oylamada esasen 2017 kurgusunu oylayacağız
aynı zamanda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
2017 kurgusunun parti
başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve
yürütmenin sürdürülebilirliğini oylayacağız. Evet, eğer
talimatla değil, Anayasanın üstünlüğüne oy vereceksek buna
hayır dememiz gerekir. Hayır, buna karşın eğer
hayırlar karşısında evetler üstün gelirse bunun
anlamı şudur: Bu, anayasal rejim değil, talimatlar rejimidir.
(CHP sıralarından alkışlar) O nedenle, yapmamız
gereken şey, bu testin sonucunda demokratik hukuk devletinin asgari
gerekleri doğrultusunda yaptığımız
çalışmalara ivme kazandırmaktır.
Ben umuyorum, inanıyorum ki bu
sıralarda da
Gerçi şu anda sol tarafım büyük ölçüde boş
olmakla birlikte
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Boş
değil Hocam, dolu her taraf.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
oraya biraz sonra oy kullanmak için gelecek olanlar da parti
başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve
yürütmenin sürdürülemezliğinin farkındadırlar, onlar da
demokratik hukuk devletinde bir gün olumlu oy vereceklerdir. (CHP
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Bravo Hocam,
bravo!
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci söz talebi Sayın İsmail Koncukun.
Sayın Koncuk, buyurun. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
İSMAİL KONCUK (Adana) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Burada iktidar partisi taammüden, bilerek,
isteyerek yasaya, yargı kararına aykırı bir düzenleme
yapıyor. Bunu Komisyonda beş saat tartıştık, AK
PARTİli bazı Komisyon üyeleri bile Ya, bu saçma teklif nereden
çıktı? diye bize ifade ettiler ama o saçma teklife yani hukuka,
kanuna ve yargı kararına tamamen aykırı olan o saçma sapan
teklife şu seçim öncesinde evet diyeceksiniz.
Bakın, ne yapıyorsunuz sayın
milletvekilleri, lütfen iyi dinleyin; Yılmaz Bey, lütfen iyi dinleyin, ben
başka bir değerlendirme yapacağım. Şimdi, bu madde
kabul edilirse 2022 yılının Ocak ayından bu yana 2119
gösterge rakamı ile memur aylık katsayısının
çarpımıyla elde ettiği rakamı alan, üç ayda bir alan memur
bu düzenlemeyle 750 göstergeye düşecek, o da 250 TL yapıyor.
Şimdi, siz ne yapıyorsunuz biliyor musunuz değerli
milletvekilleri: Bu memurlara yani 2119 gösterge rakamından toplu
sözleşme ikramiyesi alan memurlara Seninle benim kan davam var. Senin bir
yıldır aldığın bu ücreti, bu rakamı ben işte
600 liradan 250 liraya düşürüyorum. Var mı diyeceğin? diyorsunuz;
bir, bu. Alenen kan davalı olduğunuzu kabul ediyorsunuz, resmen ilan
ediyorsunuz; bu, bir. İki: Bu teklif kanun tekniği
açısından yanlış Yılmaz Bey. Elitaş yok, bu
iş Elitaşın başının altından
çıktı, bunu biliyoruz, bunu bütün memurlar duysun; Sayın Cumhurbaşkanı
da destekledi, onu da bütün memurlar duysun ama Elitaş şu anda burada
yok. Kanun tekniği açısından yanlış. Niye? 12nci
maddeyi okuyun, 12nci madde bunun kapsamının 2022 ve 2023
yılları olduğunu net olarak ifade ediyor; 6. Dönem Toplu
Sözleşme dönemi, 2022-2023. Peki, 11inci maddenin birinci
fıkrasıyla 2119 gösterge rakamından toplu sözleşme
ikramiyesi alan bu memurların gösterge rakamını 750ye
düşürüyorsunuz. Bakın, bu ne demek biliyor musunuz? Bu, şöyle
bir problem çıkaracak ortaya: Maliye ya da Sayıştay
denetlemelerinde bu memurlara Gel bakayım kardeşim, sen fazla ödeme
almışsın, bu ödemeyi bize geri ödeyeceksin. deme ihtimali var.
Bu kanun teklifini yapan hiçbir şey bilmeyen bir adammış, bunu
çok net söyleyeyim. Bunun bu anlama geldiğini göremeyecek kadar kanun
yapma tekniğinden uzak bir adam, bunu yapan adam; bunu söyleyeyim.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Gelin, bakın, burada şunu
yapalım: Bu neden oluyor biliyor musunuz? Dereyi geçerken ya da bir
işi yaparken tam ortasında kural değiştirdiğiniz zaman
bu düzenleme yeni problemler yaratır. Şunu yapın, tek çözümü de
bu: 11inci maddenin birinci fıkrasının 1/1/2024 tarihinden
itibaren geçerli olacağını buraya yazalım. Bu kanun
teklifini iptal etmeyeceğiniz anlaşılıyor ama bu kanun teklifinin
eksikliklerini düzeltmek adına en azından bunu yapın.
Bir de şunu sağlamış
olacaksınız: Eğer Kardeşim, bizim
yaptığımız bu uygulama yasalara, yargı
kararlarına aykırı değildir. diye bir iddianız varsa,
hiç olmazsa bu süreçte yargı da bir karar verir, haklıysanız bu
uygulama devam eder. Ama 11inci maddenin birinci fıkrasının
geçerliliğinin 1/1/2024 tarihinden itibaren olduğunu buraya
yazmazsanız bu problemleri yaşayacağız değerli milletvekilleri.
Bu problem sizin; dolayısıyla, istirham ediyorum
Burada bir kör
inatlaşmayla bu iş çözülmez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMAİL KONCUK (Devamla) Sayın
Başkan
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
İSMAİL KONCUK (Devamla) Ülkeyi
yirmi yıldır yöneten bir siyasal partiyi, AK PARTİyi, bir
iktidarı bu kadar basit bir yargı kararını, bu kadar basit
4688in -açın, okuyun ya- 28inci maddesinden Bu, toplu sözleşme;
filan sendikanın üyesine 10 lira, feşmekan sendikanın üyesine 15
lira ödenebilir. manasını çıkarıyorsanız ben bir
şey bilmiyorum, bir şey bilmiyorum ama yirmi yıldır bu
ülkeyi yöneten bir siyasi partiyi, siz, kanunun ne anlama geleceğini
bilmez bir siyasi parti hâline dönüştürüyorsunuz; yakışıyor
mu? Kendinize yakıştırıyorsanız bir sözüm yok.
Saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
11inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
12nci madde üzerinde 2si aynı mahiyette
3 adet önerge vardır, ilk okutacağım 2 önerge aynı
mahiyette olup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 381 sıra sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali
Kenanoğlu Serpil Kemalbay
Pekgözegü Sait Dede
İstanbul İzmir Hakkâri
Erdal
Aydemir Dilşat
Canbaz Kaya
Bingöl İstanbul
Aynı mahiyetteki diğer önergenin
imza sahipleri:
Tahsin
Tarhan Müzeyyen
Şevkin Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu Kocaeli Adana Manisa
Tacettin
Bayır Kadim
Durmaz Erkan
Aydın
İzmir Tokat Bursa
Süleyman
Girgin
Muğla
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Evet, aynı mahiyetteki
önergeler üzerinde ilk önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
11inci maddenin gerekçesinde de ifade
ettiğimiz gibi, AKP iktidarı TBMM'ye sunulan bir torba yasaya
eklediği düzenlemeyle, yirmi yıllık iktidarında
alabildiğine sınırladığı sendikal hak ve
özgürlüklere bir darbe daha indirmeyi hedeflemektedir.
Mevcut 4688 sayılı Kamu Görevlileri
Sendikaları ve Toplu Sözleşme Yasasının 28inci maddesinin
"Toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme
hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan
kamu görevlileri arasında ayrım yapılamaz. fıkrasına
aykırılık içeren bu maddenin sendikal örgütlenme
özgürlüğüne aykırı olduğu aşikârdır.
Söz konusu baraj düzenlemesi sadece mevcut
4688 sayılı Yasanın 28inci maddesine değil; Anayasaya,
başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası
sözleşmelere, sendikal hak ve özgürlüklere ilişkin çok sayıda
AİHM kararına aykırıdır. Konuya ilişkin Danıştay
12. Dairesi sendikaların yaptığı iptal başvurusunu
8/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karara bağlamış ve yüzde
1 barajına ilişkin düzenlemesinin yürütülmesinin durdurulmasına
karar vermiştir.
Danıştayın yürütmeyi durdurma
kararma rağmen AKP iktidarı 11inci ve 12nci maddeyle birlikte
yargı kararlarını bile hiçe sayarak kanuni düzenleme
yapmaya çalışmaktadır.
Bu 12nci
madde teklifiyle, yüzde 2 barajını aşan sendikaların
üyeleri, mevcutta 2119 gösterge rakamına göre aldıkları mevcutta
707 TL toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanmaya devam edecektir. Ancak
yüzde 2 barajının altında kalan sendikaların üyelerine ise
bunun üçte 1ine denk gelen -750 gösterge rakamına göre 250 TL- toplu
sözleşme desteği ödenmesi hedeflenmektedir.
2022-2023
yıllarını kapsamakta olan 6. Dönem Toplu Sözleşme metninde
yüzde 1 baraj şartı olarak yer alan düzenleme hakkında
açılan davalar sonucunda Danıştay tarafından yürütmenin
durdurulması kararı verilmiştir. Buna rağmen iktidar yüzde
2 baraj şartını öngören bu yeni düzenlemeyle açıkça
Danıştay kararını çiğnemektedir. Mevcutta toplu
sözleşme ikramiyesinin üçte 1ine denk gelen, yasalaşması
hâlinde önümüzdeki yıllarda bu farkın daha da
açılacağı "toplu sözleşme desteği
yutturmacasıyla yasaların arkasından dolaşmayı
hedeflemektedir.
Bu ülkenin
kamu emekçilerinin, emekliklerinin bitip tükenmeyen bu aldatmacalara karnı
toktur. Ne kadar cilalanırsa cilalansın, düzenlemeyle, anayasal ve
başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası
sözleşmelerle güvence altına alınmış örgütlenme ve toplu
pazarlık hakkının tamamen ortadan
kaldırılmasının hedeflendiği açıktır.
Anayasanın
51inci maddesinde yer alan sendika kurma hakkı açıkça ihlal
edilmekte, sendika seçme ve örgütlenme özgürlüğünü en temel hak sayan ILO
87 ve 98 sayılı Sözleşmeleri yok sayılmaktadır.
Uluslararası,
anayasal ve yasal düzenlemeler çerçevesinde, temel hak ve özgürlükler
kapsamında güvence altına alınmış örgütlenme ve toplu
pazarlık hakkının temin edilmesini sağlamak için
yapılması gereken ilk iş; sendikal hak ve özgürlüklerin önünü
daha da tıkayan değil, açan düzenlemeleri, grev hakkıyla
tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemini derhâl hayata geçirmektir.
Bütün bunlara göre, kamu emekçileri
arasında ayrımcılığa sebep olacak bu madde teklif
metninden çıkarılmalıdır.
BAŞKAN Evet, aynı mahiyetteki
önergeler üzerinde ilk söz Sayın Süleyman Girginin.
Sayın Girgin, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
toprakların büyük değeri Mevlâna der ki: Adalet nedir?
Ağaçları sulamak. Zulüm nedir? Dikene su vermek. Kamu emekçilerinin
sendikal özgürlüklerine ket vuranlar dikene su verenlerdir. (CHP sıralarından
alkışlar)
Kamu emekçileri bu düzenlemeyi getirenleri çok
iyi tanıyor; kamu emekçilerini enflasyona ezdiren, açlığa,
sefalete, yokluğa iten onlardır, yandaş sendikaları kamu
gücüyle büyütenler onlardır ama bunları yapan sömürü düzeninin bekçileri
de kamu emekçilerini çok iyi tanıyor. Nereden mi? Devlet memuru sendika
kuramaz, sendikalı olma hakkınız yok. denildiğinde sokakta
direnerek sendikalarını kabul ettiren onlardır; darbelerin
kıskacında zincirlerini kırarak mücadeleyle bugünlere gelen
onlardır; ne pahasına olursa olsun, farklılıklarımızı
bir arada, eşitlik ve özgürlük içinde savunan onlardır.
İşte, bu yüzden, bu düzenlemeyi getirenler, barajlar kurarak kamu
çalışanlarını rehin alacaklarını sananlar
hafızasını şöyle bir yoklasın. O zaman görecekler ki
koymaya çalıştıkları baraj kamu emekçilerinin ancak
paçasını ıslatır arkadaşlar.
Değerli milletvekilleri, hedef sadece
yüzde 2 barajın altındaki sendikaları tasfiye değildir;
aynı zamanda, sendikal hak ve özgürlükleri tamamen ortadan kaldırmak,
iktidar güdümlü sendikacılığı daha da büyütmek, diğer
sendikaları hedefe koymaktır. O yüzden, sorun sadece yüzde 2
barajı altında bırakılmak istenen sendikaların ve
üyelerinin değil; sendikal hak ve özgürlükleri savunan, iktidarların
kapı kulu olmayı reddeden tüm emekçilerin sorunudur.
Değerli milletvekilleri,
Danıştay 12. Dairesi 11 Ocak 2022 tarihinde bir karar aldı.
Neydi bu karar? Toplu sözleşme ikramiyesinin o iş kolunda yüzde 1den
fazla üyesi olan sendikaların üyelerine ödenmesi şeklindeki 6. Dönem
Toplu Sözleşme Kararı. İşte, Danıştay bunu iptal
etti. Gerekçesi neydi? Bu madde sendikalar arasında ayrıma yol
açacak, sendikaların kuruluş amaçlarının
gerçekleştirilmesini önleyici şekilde üye kaybına sebebiyet
verecek, kamu emekçileri arasında eşitsizlik yaratması suretiyle
çalışma barışını da olumsuz yönde etkileyecek;
çok açık ve net. Şimdi, hem bu kanunla üye barajı yüzde 1den
yüzde 2ye çıkarılarak Danıştayın yürürlüğünü
durdurduğu maddeden bile daha fazla haksızlığa yol açacak
bir sistem getirilmek isteniyor hem de sendikalar tamamen yandaş olsun
isteniyor.
Kanun teklifi ne getiriyor? Yüzde 2
barajını aşan sendika üyeleri 2119 gösterge rakamına göre
707 TL toplu sözleşme ikramiyesi almaya devam edecek ancak yüzde 2
barajının altında kalan sendika üyeleri ise 250 TL alacaklar.
Sendika kurma hakkı olmayan hâkimler, savcılar, askerler, polisler ve
infaz koruma memurları, yaklaşık 500 bin kamu
çalışanı ise bu haktan hiç yararlanamayacak. Bu devlet polisine,
infaz koruma memuruna 707 TL ödemekten âciz mi arkadaşlar? (CHP
sıralarından alkışlar) Eğer bu kanun bu hâliyle kabul
edilirse yani sendikaların kurulmasının önünü kapatacak, mevcut
sendikalardan yüzde 2 barajını aşamayanlar üye kaybedecek, üye
kaybeden sendikalar uzun vadede kapanacak; kamu emekçileri, ekonomik
nedenlerle, istemedikleri sendikalara üye olmak zorunda kalacak.
İşte, iktidarın kamu emekçilerine vadettiği budur. Bu,
ayrımcılıktır; bu, haksızlıktır; bu, dikene
su vermektir arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, kamu
emekçilerine yüzde 2 barajı getiren teklif Anayasa'ya
aykırıdır, Danıştay kararlarına
aykırıdır, uluslararası sözleşmelere
aykırıdır, AİHM kararlarına aykırıdır.
Bu iktidar Anayasa'ya uymuyor, Danıştay kararlarına uymuyor,
uluslararası sözleşmeleri tanımıyor, AİHM
kararlarına uymuyor, her şeyden önemlisi, yüz binlerce kamu
emekçisinin itirazına kulak asmıyor. İktidara sesleniyorum: Var
mısınız kamu sendikalarında da sendika
aidatlarının üyeler tarafından ödenmesine? Var
mısınız sendikaların özgürce örgütleneceği bir
çalışma hayatı yaratmaya? (CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SÜLEYMAN
GİRGİN (Devamla) Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
SÜLEYMAN GİRGİN (Devamla) Yüzde
2lik baraj teklifi sarı sendikacılığı
savunmaktadır. Sendikal örgütlenme barajlara sığmaz, bu kanun
geri çekilmelidir.
Son sözüm de Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanına: Sendikaları güçlendirelim. diyorsunuz. Eğer
samimiyseniz, yeni engel getirmek yerine mevcut engelleri
kaldırırsınız; eğer samimiyseniz, toplu iş sözleşmelerindeki
yetki sürecini kısaltırsınız. Örgütlenen işçileri
mahkemelerde süründürerek cezalandırmanın önüne geçersiniz.
Sendikaları böyle mi güçlendireceksiniz? Kamu emekçileri hangi sendikaya
üye olacaklarını size mi soracaklar? (CHP sıralarından
alkışlar) Bilemiyorlar mı onlar hangi sendikayı
seçeceklerini? Yandaş sendikaların en çok kamu emekçilerine zarar
verdiğini görmüyor musunuz? Emekçiler bugüne kadar önlerine kurulan her
barajı aştı, bu da onlara vız gelir; sendika hakkı
oylanmaz, buna cüret etmeyin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Elektrik Piyasası
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
12nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan eklenmiştir ibaresinin
ilave edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
Aylin
Cesur Dursun
Ataş Ayhan
Erel
Isparta Kayseri Aksaray
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Arslan
Kabukcuoğlu Bedri
Yaşar
Adana Eskişehir Samsun
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz talebi
Sayın Bedri Yaşarın.
Sayın Yaşar, buyurun. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BEDRİ YAŞAR (Samsun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
381 sıra sayılı Elektrik
Piyasası Kanun Teklifi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 12nci
maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, mevcut iktidar
sendikal örgütlenmeye yüzde 2 barajı getirerek üye kaybı yaşayan
yandaş sendikalarını kurtarmaya çalışıyor. Bunu
yaparken de diğer sendika üyelerine âdeta ikinci sınıf üye
muamelesi yapmaktadır. Bu düzenleme daha önce yüzde 1 olarak uygulanmak
istenmiş ama sendikalar arasında eşitsizlik
doğuracağı gerekçesiyle Danıştay tarafından iptal
edilmiştir. İktidar ise her zamanki hukuk
tanımazlığıyla bu defa oranı yüzde 1den yüzde 2ye
çıkararak yeniden getiriyor. Düzenlemeden yaklaşık 250 bin
memurumuz etkilenecek, 188 sendika ve 9 konfederasyonun da faaliyetlerine devam
etmesi mümkün olmayacak, bundan sonra da yeni sendikaların
kurulmasının önüne geçilmiş olacak. Ayrıca, sendika üyesi
olması yasaklanan yaklaşık 1,5 milyon kamu görevlimiz de 706
liralık ödemeden mahrum olacak yani yeni bir ucube düzenlemeyle
karşı karşıyayız. Ülkemizde 1 milyon 994 bin 849
sendika üyesi memur bulunmaktadır. Bu rakam memurların yüzde 73lük
kısmına denk gelmektedir. Türkiye'de toplam 231 sendikanın
sadece 43ü yüzde 2 barajının üzerinde, geri kalan 188i ise yüzde 2
barajının altında kalmaktadır. Başka bir deyişle
ülkemizde faaliyet gösteren kamu görevlileri sendikalarının yüzde
81i iktidarın belirlediği yüzde 2 barajının altında
kalmaktadır. Bu anlamsız düzenlemeye gerek Komisyon üyelerimiz
gerekse milletvekillerimiz Komisyonda gerekli tepkiyi göstermiş, bununla
ilgili tekliflerde bulunmuş, maalesef, herhangi bir düzeltici sonuca
ulaşamamıştır, bu da daha önce Danıştaya
gitmişti. Bu kanun teklifinin en önemli maddelerinden biri, bu sendikal
düzenlemeydi. İkinci önemli düzenleme de limanların
uzatılmasıydı, bu da Anayasa Mahkemesine gitmişti, Anayasa
Mahkemesinden geri döndü.
Yine, burada kanun teklifim konuşulurken
bunun üzerinde de ciddi oranda mücadele ettik ve özellikle limanların
uzatılmamasına yönelik teklif ve önerilerimizi sunmuştuk,
maalesef o zaman bunu yine çoğunluğunuz vasıtasıyla
geçirdiniz ama Anayasa Mahkemesinden dönmüştü, bugün de aynı teklifi
yeniden getiriyorsunuz.
Bakın, değerli arkadaşlar,
ticaretin hiçbir kuralı yok ki süresi dolmayan bir sözleşmeyi daha
günü gelmeden, altı, yedi yıl varken Gelin, biz bunu kırk dokuz
yıla uzatalım
Bakın, bu çok tehlikeli bir şey. Aynı
şeyi bugün yapıyorsunuz zaten. Bakın, bunu BOTAŞta yaptınız,
bunun bedelini bu millet çok ağır ödedi. Özellikle pandemi öncesi
sözleşmeleri uzatma imkânı, fırsatı varken
uzatmadınız, biz burada yetki verdik BOTAŞa İsterseniz
sözleşmeler marifetiyle veya serbest piyasadan da müdahale etmek
istiyorsanız, gaz alabilirsiniz. dedik ama maalesef o sözleşmelerin
önemli bir kısmı uzatılmadı, bilinen, bizim sözleşme
değerlerimizin çok üzerinde serbest piyasadan doğal gaz
alımı yaptık, o da doğal olarak hem tüketicilerimize hem de
sanayicilerimize yansıdı; burada da aynı. Bir defa, burada sizin
teklifiniz sadece şu an mevcut limanları işletenlere yönelik.
Efendim, uzatalım da yüzde 10 daha yatırım yapın. veyahut
Beş yıl içerisinde bu teklifi yenileme faaliyetinde
bulunabilirsiniz. diyorsunuz. Biz diyoruz ki: Bu sözleşme bittiği
anda
Aynı şekilde bu tür sözleşmeler TEDAŞla da var.
Orada da işletme haklarının devirleri var, yirmi beş
yıl süreyle olanlar var; bunlar da bitmeden Gelin, bunları
uzatırız. dediğiniz zaman, bunun bu ülke için çok ciddi
kayıplara sebep olacağını bilmek için kâhin olmaya gerek
yok. Yani netice itibarıyla bizim bu limanları öncelikle bir
devralmamız lazım, daha önce taahhüt ettikleri
yatırımların yapılıp yapılmadığını
kontrol etmemiz lazım, belki onların önerilerinden çok daha yüksek
şekilde bu limanlara yatırım yapılması lazım
geldiğiyle beraber bizim yeni bir ihaleye çıkmamızın
yanı sıra yeni bir şartname de hazırlamamız lazım
ve bu herkese açık olmalı, kamuya açık olmalı. Bu
şeffaflık içerisinde bu rakamlar oluşursa bu rakamların çok
daha üzerine gideceğimizden hiçbirinizin şüphesi olmasın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla)
Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Bunun
örneğini Antalya Havalimanının özelleştirilmesinde de
gördük, bunun bir sürü örneği var. Dolayısıyla, bunu zaten
Anayasa Mahkemesi bozmuştu, yol yakınken
Gelip durup dururken,
süresinin dolmasına daha altı yedi yıl varken bunları
kırk dokuz yıla uzatmanın hiçbir mantığı yok,
hiçbir karşılığı yok. Bunun sizin de
vicdanlarınızda yer bulduğunu ben düşünmüyorum. Ne
olduğunu, nereye gittiğini, ucunun nereye dayanacağını
bilmediğimiz bir yasayı burada uzatıyorsunuz. Ben
inanıyorum, bu, yine Anayasa Mahkemesinden geri dönecektir. Bunun kamu
yararına olmadığını hepimiz biliyoruz.
Yani netice itibarıyla göreceğiz,
hep beraber göreceğiz. Bunun kimseye bir faydası yok. Az kaldı,
inşallah iktidara geldiğimiz gün bunlarla ilgili yeni bir düzenleme
yapacağız; her şeyi şeffaf, açık, kamunun gözü önünde
yapacağız. Bundan hiçbirinizin şüphesi olmasın diyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
12nci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Danışma
Kurulunun bir önerisi vardır, okutup oylarınıza
sunacağım.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
B) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun
22 Aralık 2022 Perşembe günkü (bugün) birleşiminde 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerinin tamamlanmasına, 20
Aralık 2022 tarihli 41inci Birleşiminde kabul edilen grup önerisinde
yer alan
No: 83 22/12/2022
Danışma
Kurulu Önerisi
Danışma Kurulunun 22/12/2022 günü
(bugün) yaptığı toplantıda aşağıdaki
önerilerin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Yılmaz
Tunç Özgür Özel Hakkı Saruhan Oluç
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet Halk Partisi Halkların Demokratik Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili
Muhammed Levent Bülbül Erhan Usta
Milliyetçi Hareket Partisi İYİ
Parti
Grubu Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Öneriler:
Genel Kurulun;
22 Aralık 2022 Perşembe günkü
(bugün) birleşiminde 381 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını
sürdürmesi,
20 Aralık 2022 tarihli 41inci
Birleşiminde kabul edilen grup önerisinde yer alan 370 ibarelerinin 381
olarak uygulanması,
3 Ocak 2023 Salı günkü birleşiminde
(10/6818), (6819), (6821), (6822), (6823), (6824) ve (6825) esas numaralı
Meclis araştırması önergelerinin görüşmelerinin
birleştirilerek yapılması, bu görüşmede siyasi parti
grupları adına yapılacak konuşmaların birden fazla
konuşmacı tarafından kullanılabilmesi ve bu
birleşiminde saat 24.00e kadar çalışmalarını
sürdürmesi,
önerilmiştir.
BAŞKAN Evet, oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Danışma Kurulu önerisi
kabul edilmiştir.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Düzce Milletvekili Fahri Çakır ve 28
Milletvekilinin Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4780) ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 381)
(Devam)
BAŞKAN Evet, Geçici Madde 1 üzerinde 3
adet önerge vardır. Önergeleri aykırılık sırasına
göre okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin Geçici Madde 1de yer alan
şartıyla ibarelerinin koşuluyla şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Kenanoğlu Serpil Kemalbay
Pekgözegü Filiz Kerestecioğlu
Demir
İstanbul İzmir Ankara
Dilşat
Canbaz Kaya Sait Dede
Erdal Aydemir
İstanbul Hakkâri Bingöl
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz talebi yok.
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Yapılan değişiklikle madde
metnine açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 381 sıra
sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin geçici 1'inci maddesinin (1)inci
fıkrasında yer alan "tarih itibarıyla ibaresinin
"tarihte olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Ahmet Vehbi
Bakırlıoğlu Erkan
Aydın
Kocaeli Manisa Bursa
Ali
Şeker Kadim
Durmaz Müzeyyen
Şevkin
İstanbul Tokat Adana
Tacettin
Bayır
İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz talebi
Sayın Ali Şekerin.
Sayın Şeker, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
2022 yılının son yasama
gününde, bugün, toplanmış bulunuyoruz. 2022 yılında AKPnin
çevre talanlarına maalesef şahitlik ettik; birçok orman katledildi,
en sonunda zeytinlikler yok edilerek oradaki termik santrallere kömür
ocağı olarak verilmek istendi, köylülerin de mücadelesiyle bu geri
çekildi. İliçte maden faciasında siyanür
sızıntısı o bölgeyi olduğu gibi tehdit etti, bütün
Doğu ve Güneydoğu Anadoluyu tehdit edecek bir unsur orada hâlâ daha
da büyük tehlike olarak duruyor. Bartın Amasrada maalesef maden
faciasında 41 yurttaşımızı, çalışanı
kaybettik. Beyoğlunda patlamada 6 yurttaşımızı
kaybettik ve olay hâlâ aydınlatılmadı. Çocuklar tecavüze
uğradı. Hakkını aramak isteyen işçiler Meclis önünde,
memurlar yine Meclis önünde, kadınlar İstiklal Caddesinde ve
Türkiyenin dört bir yanında öğrenciler üniversitelerin önünde
dövülmeye devam etti. Yani bilindik bir AKP yılı daha
yaşadık maalesef. Bizlerin bu başkanlık rejimi altında
daha da büyük sıkıntılar çekmemizin son yılı
artık. 2023te başkanlık rejiminden de AKP'nin
yarattığı sıkıntılardan da bir bir
kurtulacağız.
Son anda, gece yarısı, sabaha
karşı 200 milyar lira borçlanma yetkisini Sanayi Komisyonuna
getirdiniz. Plan ve Bütçe Komisyonuna getirilmesi gereken bir konuyu gece
yarısı önergesiyle bir çırpıda getirdiniz ve burada bütçe
Mecliste görüşülürken arkada, Komisyonda bambaşka bir konu, yeni bir
borçlanma
Yani daha bütçe çıkmadan orada, Komisyonda yok
sayıldı ve delinmiş oldu.
Buraya getirdiğiniz, bu, 200
milyarlık önergeyle 27 tane Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapabiliyoruz. Siz
bu parayı ne yapacaksınız? (CHP sıralarından
alkışlar) EYT'li için mi kullanacaksınız? Aç kalıp
bayılan çocuklar için mi kullanacaksınız? İşsizler için
mi kullanacaksınız? Hayır. Yine, kamu-özel iş birliklerinde
dövizden dolayı oluşan farkları o müteahhitlere ödemek için
kullanacaksınız. Diyorsunuz ki: Biz 8.500 lira yaptık, herkes
seviniyor. Herkes niye seviniyor? O gün aldığı yumurtadan 604
tane daha az yumurta alan işçi mi sevinecek? O gün aldığı
peynirden 7,5 kilo daha az alan, altı ay öncesindeki aldığı
maaştan 7,5 kilo daha az peynir aldığı bu maaşa
mı sevinecek? 35 kilo daha az bulgur aldığı için mi
sevinecek çalışanlar? Maalesef siz çalışanları
aşağıda birleştirdiniz yani asgari ücretle
birleştirdiniz. Daha önceden asgari ücret oranları Batıda üçte
1 bile değilken, yüzde 10 bile değilken bizde yurttaşların
üçte 2sini asgari ücrette birleştirdiniz. (CHP sıralarından
alkışlar) Sadece işçileri mi? Hayır. Siz, memurları
da
Daha önce en düşük memur aylığı asgari ücretin 2,35
katıydı, şu anda -biraz önce baktım- bekar bir memur 8.457
lira yani asgari ücretin de altına düşürdünüz memur
maaşını. (CHP sıralarından alkışlar)
Önümüzdeki ayda yapacağınız yüzde 10, 20 olsa bile 2,35ten
1,25e getirmiş oldunuz yani memurları da asgari ücrete mahkûm
ettiniz, açlığa, yoksulluğa mahkûm ettiniz. Bugün
verdiğiniz 8.500 lira şubat ayında harcanmaya başlanacak.
Şubatın 1inde harcanacak olan para ve o gün 10 bin liraya
yaklaşacak olan bir açlık sınırı ve siz insanları
açlığa mahkûm etmeye devam ediyorsunuz.
2002 yılında yüzde 73ü kendi evinde
otururken Türkiye'de bugün 2021 yılında -daha 2022
açıklanmadı- yüzde 55e düşmüş, yüzde 73ü kendi evinde
otururken yüzde 55e düşmüş arkadaşlar 2021de yani siz; kendi
evinde kiracı, kendi yurdunda yabancı hâline getirdiniz bu milleti.
(CHP sıralarından alkışlar) Siz kendi evi olanları da
kiracı hâline getirdiniz, getirdiğiniz o fahiş doğal gaz
ücretleriyle, getirdiğiniz o fahiş elektrik ücretleriyle, o Cengize
ihale ettiğiniz, yandaşa ihale ettiğiniz o elektrik
şirketleri aracılığıyla, kendi evinde oturan insanlar
elektrik paraları yüzünden kiracı pozisyonuna düştü, kendi
dükkânında olan esnaf artık orada kiracı olsa kiradan daha fazla,
ondan daha fazla elektrik faturası ödemek zorunda kalıyor yani
esnafı, vatandaşı, işçiyi, çalışanı
düşürdüğünüz durum maalesef bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
ALİ ŞEKER (Devamla) Yani kendi
evinde oturuyor dediklerimiz de Avrupa'nın en kötü standardındaki, çatısı
akan, rutubetli, boyası olmayan en kötü standarttaki evlerde oturmak
zorunda kalıyorlar. Bizlerin bu süreçten çıkış için çok az
bir zamanı kaldı ve bu ülkeyi bu durumdan hep birlikte
çıkaracağız. Bunun için dört ya da beş ayımız
kaldı. Biz, Türkiye'yi bu başkanlık rejiminin etkisinden de AKP
iktidarının zulmünden de 6lı masa olarak hep beraber
kurtaracağız.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Elektrik Piyasa Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifinin geçici 1inci maddesinde yer alan devir işlemleri
esnasında ibaresinin devir işlemleri sırasında
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Hayrettin
Nuhoğlu
Adana Aksaray İstanbul
Aylin
Cesur Arslan
Kabukcuoğlu Dursun
Ataş
Isparta Eskişehir Kayseri
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz talebi
Sayın Hayrettin Nuhoğlunun.
Sayın Nuhoğlu, buyurun.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
kanun teklifinin geçici 1inci maddesi üzerine İYİ Parti adına
söz aldım. Selamlarımı sunarım.
Özelleştirme devir işlemleri
sırasında, TEDAŞa devredilen elektrik tüketiminden
kaynaklı borçların terkin edilmesi bu maddeyle düzenlenmektedir.
Elektrik tüketimi dışındaki borçlar da bu madde hükümlerine göre
yapılandırılmaktadır. Biz, İYİ Parti olarak
vatandaşlarımızın lehine düzenlendiğini
gördüğümüz teklifleri desteklemekteyiz. Ne var ki daha önce pek çok
örneğini gördüğümüz gibi bu kanun teklifinin içinde asla evet
diyemeyeceğimiz maddeler yer almaktadır. Anayasa Mahkemesinin iptal
ettiği limanların işletme sürelerini kırk dokuz yıla
çıkaran maddeyi araya sokuşturmak şaibeli bir durumdur; daha
açıkçası, millî menfaatlerimiz yerli veya yabancı
yandaşlara peşkeş çekilerek yolsuzluk yapılmaktadır.
Her defasında tekrarladığımız gibi, bu torba kanun
yönteminin de Türkiye Büyük Millet Meclisine itibar kaybettirdiği
kanaatindeyiz. Böyle davranılmasının tek bir izahı
vardır, o da alınan talimat gereğince bu teklifin içine
yerleştirilen menfaate dönük maddelerin değiştirilmeden mutlaka
kanunlaşmasıdır.
Bu teklif; tali komisyonlara havale
edilmemiştir, Anayasaya aykırılığı
tartışılmaktadır, bazı kanunlarla çelişmesi söz
konusudur. Bu sebeplerle teklife kabul oyu vermemiz mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri, öyle
anlaşılıyor ki iktidar, yaklaşan seçime kadar kalan süreyi,
yandaşlarına menfaat sağlamak için kullanmak istemektedir; hâlâ
çok iyi icraatlar yapacaklarına dair vaatler, umut verilmeye
çalışılan pembe tablolar, ustaca hazırlanmış algılarla
milletimiz ikna edilmeye çalışılmaktadır. Cumhurbaşkanı
Yardımcısı bütçenin son günü yaptığı
konuşmada 2023 bütçesini tarif ederken 2053 ve 2071
vizyonlarını da kapsayan Türkiye Yüzyılı için, yeni
ufuklara ilerleyen inovasyon yüzyılı, kapasitesiyle enerji
yüzyılı, gıda arzıyla tarım yüzyılı, turizm
yüzyılı, sağlığın yüzyılı,
ulaştırma ve altyapının yüzyılı, eğitimin
yüzyılı, akıllı yerleşim alanlarıyla
şehirciliğin yüzyılı olacak. dedi. Sayın Oktay'a, onu
konuşturanlara ve sözlerine alkış tutanlara sormak isterim:
Bütün bunlar, hangi bütçe kaynağıyla ve hangi yatırım
planlarıyla yapılacaktır. Ayrıca, bilime inanmadan, bilim
insanları dışlanarak mı inovasyon yüzyılı olacak?
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Nükleer
enerjiyi Rusya'nın insafına teslim ederek mi enerji yüzyılı
olacak? Çiftçilere düşman olarak hayvancılığı ve
ziraati yok ederek mi tarım yüzyılı olacak? (İYİ Parti
ve CHP sıralarından alkışlar) Ucuz ülke tuzağına
düşerek mi turizm yüzyılı olacak? Aşı merkezlerini
kapatarak, ilaç için eczane eczane dolaşarak, doktorları kovarak
mı sağlığın yüzyılı olacak? (İYİ
Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Garantili ödemelerle
gelecek yılların bütçesini bile şimdiden faiz batağına
sokarak mı ulaştırma ve altyapı yüzyılı olacak?
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Akıllı şehir diyerek kanal manzaralı arazi pazarlayarak
mı şehircilik yüzyılı olacak? (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) Ülke soyuluyor, yolsuzluk
iddialarını araştırmaya yanaşmadan, hak, hukuk, adalet
isteyenlere aldırış etmeden, basını satın alarak,
sosyal medyayı susturarak mı Türkiye Yüzyılı olacak?
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) KPSS
sorularını çalarak devlet kadrolarını doldurmakla mı
Türkiye Yüzyılı olacak? Geçin artık bu masalları,
artık biat eden yandaşların ve menfaat şebekelerinin
dışında inanan kalmadı bunlara.
Değerli milletvekilleri, yirmi yıl
kaybedildi ama 21inci yüzyıl Türk milleti için kayıp
yüzyılı olmayacak Allahın izniyle. Ama bu iktidarın
anlayışıyla değil, sadece birkaç ay sonra yapılacak
seçimlerle, partili Cumhurbaşkanlığı sistemi yerine
güçlendirilmiş parlamenter sistemle Türkiye Cumhuriyeti devleti
kuruluş felsefesine uygun olarak yeniden kurucu temelleri üzerine
oturtulacak, yok edilmek istenen devlet hafızası ve kurumları
tesis edilerek Türk yüzyılı başlayacaktır. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla)
Gönülden kucaklaşarak, kardeşçe paylaşarak, bilimsel metotlarla
çağı yakalayarak Türk yüzyılı olacaktır.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Öncüsü Genel
Başkanımız Sayın Akşener, kadroları da
kalkınmacı, demokrat Türk milliyetçileri olacaktır.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Biz
İYİ Parti olarak varız ve hazırız, Türk milletinin de
hazır olmasını istiyoruz.
Cumhuriyetimizin 100üncü yılında
yapılacak seçimlerin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı
olması temennisiyle yeni yılda herkese, sizlere de esenlikler diler,
saygılar sunarım. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Geçici madde 1i oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Geçici madde 1 kabul edilmiştir.
13üncü madde üzerinde 3 adet önerge
vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Elektrik Piyasası
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
13üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederim.
MADDE 13- Bu Kanun yayımı
tarihinden otuz gün sonra yürürlüğe girer.
Aylin
Cesur Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Ayhan
Erel
Isparta Adana Aksaray Dursun Ataş Arslan Kabukcuoğlu Kayseri Eskişehir
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz talebi
Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlunun.
Buyurun Sayın Çulhaoğlu.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 13üncü maddesi üzerinde İYİ Parti
Grubumuzun görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlarım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; iktidarın alelacele getirdiği bu kanun teklifinde 15
Anayasa maddesine aykırılıklar bulunmakta, sadece Anayasa
değil Danıştay kararları da ihlal edilmektedir. Anayasa
Mahkemesinin iptal gerekçelerini karşılamadan tekrar bir kanun
getirilmesi çok aleni bir şekilde Anayasanın 153üncü maddesine
aykırı iken neden ısrar ediliyor? Anayasa Mahkemesinin Serbest
rekabet şartlarını taşımıyor. dediği bir
konuda ihaleyi almış yandaşlara tekrar ihale uzatımı
vermenin, dolayısıyla serbest rekabet ilkelerine aykırı, anayasal
açıdan eşitlik ilkesine aykırı, hukuki belirlilik ilkesine
aykırı, teşebbüs hürriyetine aykırı bir düzenlemeyi
neden getiriyorsunuz? İYİ Parti olarak buradan işletmeleri
peşinen uyarıyoruz: Eski sözleşmeleriniz elbette geçerli,
devlette devamlılık esas ama apaçık şekilde kamu
zararı olan işleri iktidara geldiğimizde mutlaka elden
geçireceğimizi de bilmenizi isteriz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Anayasamızın 47nci maddesinde Devletin, kamu
iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde
bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine
ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir. denmektedir. Bu hükümle
millete ait devlet malının keyfî ve kanun dışı
yöntemlerle el değiştirmesinin önüne geçilmesi hedeflenmiştir.
Yani teklif metninde olduğu üzere Limanlarımızın
işletim hakkını ihalesiz olarak, kendi belirlediğin
şartlarda keyfî olarak uzatamazsın. denilmiştir. Kanun
teklifiyle Özelleştirme Kanunu kapsamında otuz, kırk yıl
süreyle işletme hakkı verilen bazı limanların sözleşme
süreleri kırk dokuz yıla uzatılacak. En erken olanı daha
yedi yıl önünde zaman varken bu yapılmakta.
Limanlarımızın kıymetlendiği bir dönemde acele
edilmese, sözleşme bitim süreleri beklense, yeniden ihaleler açılsa
devletimizin bu limanlardan elde edeceği gelir katbekat artacak.
Milyarlarca dolar fazla para kazanılacakken acele edilmesi belki
yandaşların yararına ama devletimizin asla yararına
değil zararına olmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, AK
PARTİ iktidarı sendikal örgütlenmeye yüzde 2 barajı getirerek
üye kaybı yaşayan yandaş sendikalarını kurtarmaya
çalışıyor. Bunu yaparken de diğer sendika üyelerine âdeta
ikinci sınıf üye muamelesi yapmak istiyor. Bu düzenleme daha önce
yüzde 1 olarak uygulanmak istenmiş ama sendikalar arasında
eşitsizlik doğuracağı gerekçesiyle Danıştay
tarafından iptal edilmiştir. İktidar ise her zamanki hukuk
tanımazlığıyla bu defa oranı yüzde 1den yüzde 2ye
çıkararak yeniden getiriyor. Düzenlemeden yaklaşık 250 bin memurumuz
etkilenecek, 188 sendika ve 9 konfederasyonun da faaliyetlerine devam etmesi
mümkün olmayacak, bundan sonra da yeni sendikaların kurulmasının
önüne geçilmiş olacak. Ayrıca, sendika üyesi olması yasaklanan
yaklaşık 250 bin kamu görevlimiz de 706 liralık ödemeden mahrum
kalacak. Kamu görevi yapan görevlilerin zararına olan bu düzenlemeyi
yapacağınıza kamu görevlilerinin geçinebileceği
maaşı, yaşanabilir emekli maaşını, liyakate
dayalı unvan yükselmesini, şeffaf yapılacak kariyer
sınavlarını, sıralı amirlerin
uyguladığı mobbinglere kanuni düzenlemeleri yapın; bu daha
doğru olur.
Bir diğer önemli konu ise
BOTAŞ'ın Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil
dairelerinde vadesi geldiği hâlde ödenmemiş her türlü vergi, fon ve
paylar ile idari para cezaları ve gecikme zamları silinecek. 2022
yılındaki zararı 200 milyar Türk lirası hesap edilen
BOTAŞ için geçen yıl aralık ayında da aynı mahiyette
bir düzenleme yapıldığını düşündüğümüzde
BOTAŞ'ın göz göre göre zarar sürecine sürüklendiğini,
sonrasında da hiçbir önlem alınmadığını görüyoruz
çünkü o zaman AK PARTİ Bu işlemi tüketiciye yansıtmamak için
yapıyoruz. demişti ama tabii olarak vatandaşlarımıza
fazlasıyla yansıtıldığı hepimizin malumu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Devamla)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Son olarak, idari mahkeme kararına
rağmen AK PARTİ bir başka yanlış daha yapıyordu.
Zeytinlik alanlarını madencilik faaliyetlerine açacaktınız,
kamuoyu baskısı ve muhalefetin güçlü karşı duruşu
sonucu geri çekmek zorunda kaldınız hem de Genel Başkan
Yardımcımız, Muğla Milletvekilimiz Sayın Metin
Ergunun Danıştay 8. Dairesinde açtığı iptal
davasını kazanmasına rağmen.
Tüm bunları göz önünde bulundurarak
İYİ Parti olarak kanun teklifinin tümüne karşı
olduğumuzu belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 13üncü maddesinde yer alan
yayımı tarihinde ibaresinin yayımlandığı
tarihte şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan Taşdemir Serpil Kemalbay Pekgözegü Sait Dede
Ağrı İzmir Hakkâri
Ali Kenanoğlu Erdal Aydemir Dilşat Canbaz Kaya
İstanbul Bingöl İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Söz talebi yok.
Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Yapılan
değişiklikle madde metnine açıklık getirmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 381 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı
Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin çerçeve
13üncü maddesinde yer alan tarihinde ibaresinin tarihi itibarıyla
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Ahmet Vehbi
Bakırlıoğlu Erkan
Aydın
Kocaeli Manisa Bursa
Murat
Bakan Kadim Durmaz Müzeyyen Şevkin
İzmir Tokat Adana
Tacettin
Bayır Nazır
Cihangir İslam
İzmir İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz talebi
Sayın Nazır Cihangir İslamın.
Sayın İslam, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
NAZIR CİHANGİR İSLAM
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
önce kısaca şu sendika yasasına değinmek istiyorum. Burada
gayet açık bir gerekçe var. Bakın, Toplu sözleşme ikramiyesi
ödemesinde eşitsizlik yaratması suretiyle çalışma
barışını da olumsuz yönde etkileyeceğinden
böyle bir
gerekçe vermişti Danıştay 12. Dairesi ama sizin umurunuzda
değil. Ufak tefek birtakım değişikliklerle bakıyoruz
aynı yasayı tekrar önümüze getiriyorsunuz. Neden? Neden umurunuzda
değil? Çünkü bütün işler böyle. Şu bütçeyi görüşürken
Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ ne dedi? Anayasa Mahkemesi
bireysel başvurularına -sayın hukukçuların dikkatini çekmek
isterim, sayın vekillerin- Adalet Bakanlığı bir komisyon
kuracak ve bu başvurunun uygun olup olmadığını
inceleyecek; değil mi, hatırlıyoruz bunu. Peki, nedir bu? Bu,
şudur: Ben zaten yürütmeyi dava ediyorum yani diyorum ki bu benim
hakkımı çiğnedi, Adalet Bakanlığı da bunun bir
parçası, hatta, bazı olgularda -ki belki birçok olguda- Adalet Bakanlığını
dava ediyorum ama benim neticede bütün hukuki basamakları tüketip Anayasa
Mahkemesine bireysel başvurumu inceleyecek olan yine Adalet
Bakanlığı. Yani davalıyı kadı postuna
oturtuyorsunuz.
Şimdi, buraya neden değinme
ihtiyacı hissettim, bunun nedenlerini bir düşünün. Bunun
nedenlerinden en azından bir tanesi -ben size söylüyorum ki- OHAL
Komisyonu, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu görevinin sona
ermesi hadisesidir. Yani bu mahkemelerin bütün basamakları tüketmesi ve
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını kazanması
aşamasına geldiğinde ne yapacak? Evet, Adalet
Bakanlığının kurduğu bu komisyon âdeta bir bayrak
yarışıyla bayrağı OHAL Komisyonundan devralacak.
İşte, bütün tezgâh budur arkadaşlar. Bunun yine ne yazık ki
sizin hukuka bakışınızla, sizin adalet ilkesine
bakışınızla doğrudan alakası var.
Değerli arkadaşlarım, OHAL
Komisyonu ne yaptı, bunu kısaca bir hatırlayalım. OHAL
Komisyonunun bir tane amacı vardı; biz KHKlilerin yargıya
gitmesini, yargıya erişmesini engellemek. Peki, bundan sonra bu
yasayla ne olacak? Bundan sonra bu yasayla diyor ki: Sen bütün
yazışmanı OHAL Komisyonuyla değil -çünkü o 23 Ocakta
ortadan kalkıyor- kendi kurumunla yapacaksın. Yani bu sefer buradaki
mağduru bakınız davalıya da değil cellada teslim
ediyor. (CHP sıralarından alkışlar) Yani onu o kurumdan
atan adama, ona bu haksız işlemleri yapan insanlardan ona belge
sağlamasını ve işleyen dava sürecinde belgeleri
tamamlamasını âdeta isteyecek.
Değerli arkadaşlarım,
bakın, İki yılda biter. dediniz. Hatırlıyorsunuz
değil mi? Buraya geldik İki yılda biter. dediniz, Bitmez.
dedik, altı yıl oldu, değil mi? Altı yıl oldu. Şu
grubun, AK PARTİ Grubunun 5 Grup Başkan Vekilinden 4ü hukukçudur,
genelde böyle oldu ve bu yasayı ısrarla savundular. Ha, şimdi ne
oluyor? İşini âdeta yarım bırakıp bizi yani biz
KHK'lileri kendi kurumlarının adaletine teslim edip gidiyor. Beş
yıl üç ay dokuz gün geçmiş müracaatın üzerinden bakın hâlâ
cevap verememişsiniz, neden? Çünkü ortaya koyacağınız bir
şey yok, bugünkü olaylar gibi bütün olaylarınız düzmece. Yani
buraya bir kurum koymuşsunuz, bunu da tembihlemişsiniz,
demişsiniz ki: Bunların yargıya erişimine engel olmak için
siz buradasınız. Bir de çift maaşı ceplerine koymuşsunuz,
ondan sonra tabii ki bu kurum işini altı senede de bitiremez.
Değerli arkadaşlarım, bütün
işleriniz böyle. İşe hainler mezarlığıyla
başladınız, değil mi? İnkâr edebiliyor musunuz?
Utanıyor musunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
Buyurun.
NAZIR CİHANGİR İSLAM (Devamla)
Bugün hainler mezarlığı meselesinden ve daha sonra bizlerin
baskısıyla bu kararınızı geri almaktan utanıyor
musunuz? Utanıyorsanız dert, utanmıyorsanız daha büyük
dert.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Utanacak bir şeyimiz yok.
NAZIR CİHANGİR İSLAM (Devamla)
Bakın, KHK listeleri
Gittik, 13 merkezde toplantılar yaptık.
Adamlara diyorlar ki: Şunu şunu koyun, pürüz çıkaranları
da koyun. Ne dedi Sayın Arınç, Bülent Arınç ne dedi? Rektöre
sorduk, adamı niye attın? dedik Rektörlük seçiminde beni
desteklemedi. dedi. İşte bu torbalar, işte bu KHK
torbaları böyle meydana getirdiğiniz torbalar. Netice, 100 tane
intihar, Meriçte, Ege Denizinde boğulmalar, yoksulluk, açlık ve
cezaevinde onlara âdeta bir alt mahkûm grubu gibi davranmanız;
hastaları dahi, ölümün eşiğindekileri dahi
sağlığa erişimden uzak tutmanız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın İslam.
NAZIR CİHANGİR İSLAM (Devamla)
Sözcüleriniz demiş ki: Devletin güveni zayıfladı, devletin
şüphesi var. Bu milletin bizim hakkımızda hiç şüphesi yok,
en kısa zamanda Allahın izniyle gideceksiniz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
13üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
14üncü madde üzerinde aynı mahiyette 3
adet önerge vardır, önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 381 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesinde yer alan yürütür
ibaresinin, tarafından yürütülür şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Kenanoğlu Serpil Kemalbay
Pekgözegü Sait Dede
İstanbul
İzmir Hakkâri
Dilşat
Canbaz Kaya Erdal Aydemir
İstanbul
Bingöl
Aynı mahiyetteki 2nci önergenin imza
sahipleri:
Tahsin
Tarhan Müzeyyen
Şevkin Tacettin
Bayır
Kocaeli Adana İzmir
Kadim
Durmaz Murat Bakan Erkan Aydın
Tokat
İzmir
Bursa
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Ahmet
Haluk Koç
Manisa Ankara
Aynı mahiyetteki 3üncü önergenin imza
sahipleri:
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Aylin
Cesur Ayhan
Erel
Adana Isparta Aksaray
Erhan
Usta Dursun
Ataş Arslan
Kabukcuoğlu
Samsun Kayseri Eskişehir
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Evet, ilk önerge üzerinde söz talebi yok.
Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişiklikle madde metnine açıklık getirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Evet, 2nci önerge üzerinde söz talebi Sayın Ahmet Haluk Koçun.
Sayın
Koç, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET HALUK
KOÇ (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. Bizi izleyen milletimizi de saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Parti Sözcüsüyken 5 Şubat 2015te, daha darbe
kalkışması olmamış, Parti Sözcüsü olarak açıklama
yapıyorum. O zaman tek adamlık arayışı var ve
şöyle eleştiriyorum: Her şey olmak istiyorsunuz, işte,
Anayasa Mahkemesi Başkanı, sendika başkanı, Meclis
Başkanı, Yargıtay, Danıştay; her şey olmak
istiyorsunuz ama aklınızdan sizin ne geçiyor biliyor musunuz? Öyle
bir dönem yaşasam ki, yaşatsam ki bir olağanüstü hal dönemi ya
da bir sıkıyönetim ve ondan sonra hak diyen, hukuk diyen, özgürlük
diyen, adalet diyen kim varsa derdest edebilsem. Senin içinden, aklından
bu geçiyor. (CHP sıralarından alkışlar) Oldu mu? Oldu.
Allahın lütfu. diye takdim ettiğiniz 15 Temmuz oldu.
Değerli
arkadaşlarım, unutmayın ama siyasi tarih çok ilginçtir. Bugün
sizi amansız savunanlar, yarın acımasız
savcılarınız olabilir. (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Bakın, Allah rahmet eylesin, kaçak bir savcı
tarafından
Biliyorsunuz, hemen ertesinde hazır 4 bin kişilik
bir listeyle görevden aldığınız yargı mensupları
var ve emekli bir Korgeneralimiz Vural Avar Paşa, 85 yaşında,
demansı da var, daha önce kaburga kırıkları var, başka
birinin bakımıyla koğuşta kalabiliyor, adli kontrol
altında tahliye talebi reddediliyor ve yatağında ölüyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) Tuvalette.
AHMET HALUK KOÇ (Devamla) Bu bir cinayettir.
(CHP sıralarından alkışlar) Kim, kim, kim buna vesile
olduysa, aracı olduysa aynı derecede suçludur. Allah nur içinde
yatırsın, ailesine ve silah arkadaşlarına
başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlarım, daha yeni
bir dava bitti. Emekli amirallerimiz Montrö Anlaşmasının
-Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapusu olan Lozan ve Montrö
Anlaşmaları- gerekliliği konusunda bir açıklama
yaptılar. Devletin güvenliği ve anayasal düzene karşı
anlaşmak, TCK 316dan içeri atıldılar; yeni beraat ettiler, daha
tahliye olmadılar.
Değerli arkadaşlarım, ne
yapıyorsunuz siz ya? Bakın, ben bir hekimim, siyasetçi kimliğimi
de boş verin, odamda hapishanelerden, tutuklu ve hükümlülerin
yakınları tarafından gönderilen bir sürü epikriz var, bir sürü
MR var. Değerli arkadaşlarım, bir sürü akciğer ve
diğer organ kanserli olan tutuklu ve hükümlüler var, bir sürü nörolojik
hastalığı olan insanlar var, bunlar günlük etkinliklerini
başkasının yardımı olmadan yapamıyorlar. Adli
Tıp Kurumu kelepçe altında. Ben, Hipokrat Yemini etmiş bazı
meslektaşlarım adına da utanıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar) Hapiste kalabilir. raporu
veriyorlar.
Sayın Bekir Bozdağla burada uzun
konuştum, telefonla da konuştum. Eskiden beri
arkadaşımız. Bir düzenleme yapılacağını
söyledi. Değerli arkadaşlarım, ne olur empati yapın; birinci
derece bir yakınınız kanser, kendi ihtiyaçlarını
göremiyor, tutuklu; siz evde ne yapacaksınız, nasıl
yatıyorsunuz? O insanların yerine bir koyun kendinizi. Türkiye bu
sorunu halletmek zorundadır. Tutukluluk ya da hükümlülük bu tip durumlarda
işkence olmaktadır. Efendim, onun suçu bu, bunun suçu bu. Suç
önemli değildir burada. Adli kontrol mekanizmaları var, devletin
güvenliği var. Adli kontrol mekanizması altında bu insanlara
insanca muamele etmek zorundayız. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, KHK zulmü
ayrı. KHK zulmünü arkadaşlarım, yaşayanlar bizzat
yaşadılar, anlattılar, anlatıyorlar.
İçinizde çok iyi niyetli
arkadaşlarım var; bir kısmını, çoğunuzu
tanıyorum. Belki de bu benim son konuşmam, bir daha kürsüde
konuşmayacağım. Daha önce Parti Sözcüsü ve Grup Başkan
Vekili olarak çok söz aldım ama bu ihtiyacı sizlerle paylaşmak
istedim. Ne olur, sayın bakanlara ya da Hükûmetinize telkinde bulunun, bu
sorunları halledin. Bu sorunlar vicdani sorundur. Ben bir hekimim ve
babayım. Bana hiç ocu, bucu diye suçlama getirmeyin. Benim kimliğim
belli, benim çizgim belli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
AHMET HALUK KOÇ (Devamla) Benim siyasi
duruşum belli. Ben Türkiye Cumhuriyeti devletinden yanayım, ülkemin
bütünlüğünden yanayım ama bir hekimim ve babayım. Bu
duyguları paylaşan arkadaşım mutlaka vardır. Türkiye
bu sorunu halletmek zorunda. Hasta tutuklu ve hükümlülerin, kendine bakamaz
hâlde, kendine yetmeyen insanların Adli Tıp Kurumu ve intikam
davalarından arındırılmaları lazım.
Saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, aynı mahiyetteki
önergeler üzerinde son söz Sayın Erhan Ustanın.
Sayın Usta, buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şimdi, üç gündür Genel Kurulda, daha önce Sanayi
Komisyonunda bu kanun teklifi tartışıldı, son maddeye
gelmiş olduk, yürütme maddesi. Tabii, bütün itirazlarımıza
rağmen maalesef zeytinliklerin dışındaki diğer
maddelerde, özellikle liman ve sendikayla ilgili maddede, bir de OHALle ilgili
maddede küçük bir düzeltme olmasına rağmen bir mesafe katedemedik, bu
üzücü bir şey tabii. Bugün gün boyu konuşuldu aslında aynı
şeyler, ben de daha önceden defalarca gündeme getirdim ama önemine binaen
bu son konuşmada hem de oyumuzun rengini belli etme açısından
tekrar gündeme getireceğim.
Şimdi, tabii, öncelikle sendika maddesi
yani bu, eşitliğe aykırı; bu, Anayasaya aykırı;
bu çok antidemokratik bir şey, bunu kabul etmek mümkün değil.
Arkadaşlarımız gerek Fahrettin Yokuş Bey gerek İsmail
Koncuk Bey bütün detaylarıyla bunun mahzurlarını ifade ettiler.
Keşke bundan dönseydiniz, bu yanlış bir şey; inşallah
bu, Anayasa Mahkemesinden dönecektir diye düşünüyorum.
Şimdi, diğer bir husus, bu OHAL
Komisyonu meselesi değerli arkadaşlar. Yani tabii, 15 Temmuz darbe
girişimini hepimiz lanetliyoruz, onda hiçbir sorun yok, bunları zaten
çok net biliyoruz ancak maalesef FETÖ terörüyle mücadele Türkiye'de
sağlıklı yapılamamıştır. Özellikle, bu
bürokrasi ayağıyla yapılan mücadelede çok ciddi aksaklıklar
olmuştur, ben bunları buradan, kürsüden defalarca konuşmuş
bir milletvekiliyim. Şimdi, OHAL Komisyonu meselesinde, tabii, Komisyonun
görev süresi bitiyor. Maddenin ilk geldiği hâli zaten çok berbattı,
tamamen hâkim ile savcı aynı şey -kuruma gönderiyorsunuz- yani o
zaten kabul edilebilir bir şey değildi ama bugünkü düzeltilmiş
hâlinin de yine sorunları çözmeyeceğini düşünüyorum, Yılmaz
Beye de ben önerimi yazdım, gönderdim. Tabii, şöyle bir geriye
doğru baktığımızda, hakikaten bu OHAL Komisyonu -madem
bitiyor- altı yılda sorun çözmedi. Aslında bu, özel bir hak
arama yolu olarak öngörülmüştü; daha doğrusu en azından lafzi
olarak öyleydi fakat öyle çalışmadı. Biliyorsunuz,
kurumların üç aşağı beş yukarı kararları
buradan aynen geçti ancak insanların mahkemeye gitmesini geciktirmenin
ötesinde bir işe yaramadı. Dolayısıyla buradan olumlu
dönenler büyük ölçüde referansla döndü. Bununla ilgili basına
yansıyan iddialar var, Ben bunu yaptım. diyen gazeteciler var;
zaten onları biliyorsunuz. Dolayısıyla bundan sonra da bu 3
sorun çözülebilmiş değil. Dolayısıyla bu kurumlardan bilgi
belge istenmesi
Bilgiyi, belgeyi, somut belgeyi kim veriyorsa kanaati de o
bildirecek yine. Dolayısıyla buradan kalan dosyalar için de çok fazla
bir sonuç alınabileceğini düşünmek pek mümkün değil.
Şimdi gelelim bu liman meselesine: Yani
defalarca söyledik bunların Anayasaya aykırı olduğunu;
bakın, serbest rekabet ilkesine aykırı, eşitlik ilkesiyle
bağdaşmıyor, kamu yararı yok, devlet zarara
uğratılıyor, hukuki belirlilik ilkesine aykırı,
teşebbüs hürriyetine aykırı, sözleşme hürriyetine
aykırı. Yani Anayasaya bu kadar net aykırılıkları
olan bir madde ve daha önceden de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal
edilmiş bir madde, iptal gerekçelerinin hiçbiri
karşılanmaksızın tekrar buradan birazdan değerli
arkadaşlarımızın oylarıyla muhtemelen geçecek
-inşallah geçmez- tekrar Anayasa Mahkemesi iptal edecek. Akla şu
geliyor: Anayasa Mahkemesinin iptal edeceğini bile bile bu niye
yapılıyor? Çünkü bu arada, kanunlaşması ile iptali
arasında yine birileri buradan müracaatlarını yapacaklar ve
onaylarını alacaklar çünkü Anayasa Mahkemesinin kararları geriye
doğru uygulanmıyor; geçen sefer bu oldu. O arada, iptal edilmeden
önce, kanun ile iptal arasında kaç tane uzatma oldu? diye ben Enerji
Bakanına sordum, soru önergeme cevap verilmedi; diğer birkaç
şeye cevap vermişler, orayı sanki görmezden gelmişler.
Bizim tespitimize göre 2 tane gibi gözüküyor ama burada da herhâlde kalanları
bu şekilde çözecekler. Yani şunu söylemeye
çalışıyorum: Aslında çok ciddi bir hukuki suç, Anayasaya
aykırı bir düzenleme yapılıyor. Anayasa Mahkemesi hemen bir
gün sonra iptal edemediğine göre bu arada bu işlemler yapılacak,
Anayasaya aykırı bir şekilde yapılacak ve ondan sonra da
denilecek ki: Ne yapalım, Anayasa Mahkemesi iptal etti. Ama bu arada
yapılan yapılmış olacak.
Sayın Elitaş 1inci maddede,
eleştirilerimize ilişkin -güya- Cevap vereceğim. dedi, hiçbir
eleştiriye cevap veremedi. Sizin o söylediğiniz şeylere bizim
bir itirazımız yok. Burada temel itiraz noktası: Bunları
niye -makul bir süredir- otuz-otuz altı yıllık bir
özelleştirme süresi olmasına rağmen tekrar ihalesiz bir şekilde
uzatıyoruz, kamu yararı bunun neresinde? Yatırım filan diyemezsiniz
zaten yatırımı yapmak durumunda, yatırım taahhüdü var
ve Enerji Bakanının bana verdiği cevapta da
yatırımların yapıldığı ifade ediliyor
-doğru, yanlış bilemiyoruz- o da sağlanıyorsa o zaman
niye bunları ihalesiz bir şekilde uzatıyoruz? Başka birilerine
daha yüksek fiyatlardan versek
Türkiye gelişecek. diyoruz hep beraber
-biz Geliştireceğiz. diyoruz, siz de Gelişecek. diyorsunuz-
Türkiye gelişecekse bunları çok daha kıymetli bir şekilde,
zamanı geldiğinde yapsak ne olur arkadaşlar?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
ERHAN USTA (Devamla) Sağ olun
Başkanım.
Yani bunların hiçbirine cevap verilemedi
maalesef. Dolayısıyla, ben tekrar -yani üzerimizden bir sorumluluk
gitsin- vicdanınıza havale ediyorum bunu. Bu, doğru bir madde
değil. Bu maddenin geçmemesi gerekirdi. Madde geçti ama hiç olmazsa
tümünde yine reyinizi olumsuz olarak kullanabilirsiniz. Biz reyimizi
olumsuz olarak kullanacağız ve şunu
arkadaşlarımız da buradan az önce ifade etti, ben de ifade
ediyorum: Devlette devamlılık esas, ona diyeceğimiz bir şey
yok; eski sözleşmeler geçerli ancak bu kadar ikaza rağmen, Anayasa
Mahkemesinin iptallerine rağmen, bu sözleşmeleri yenileyip bu
işi yapanlar düşünsünler değerli arkadaşlar. Çünkü
inşallah seçimlerden sonra bu Meclis iradesi değişecek, bu
konuya ilişkin irade değişecek, ben onu çok net bir şekilde
görüyorum, o zaman bunların hepsiyle ilgili gerekli işlem
yapılacaktır. Mağdur olduk. diye yarın kimse şikâyet
etmesin diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum
ve tabii ki bu kanun teklifine ilişkin de az önce bahsettiğim
gerekçelerle oyumuzun da ret yönünde olacağını ifade etmek
istiyorum.
Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama talebimiz
vardır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunacağım ama öncesinde bir yoklama talebi
vardır, onu yerine getireceğim.
Sayın Özel, Sayın Tarhan, Sayın
Şevkin, Sayın Bakan, Sayın Altaca Kayışoğlu,
Sayın Antmen, Sayın Emecan, Sayın Yeşil, Sayın Keven,
Sayın İlhan, Sayın Ünsal, Sayın Sarıbal, Sayın
Kayan, Sayın Yavuzyılmaz, Sayın Ünver, Sayın Ceylan,
Sayın Ünlü, Sayın Kaya, Sayın Girgin, Sayın Köse.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve
yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter
sayısı vardır.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Düzce Milletvekili Fahri Çakır ve 28
Milletvekilinin Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/4780) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 381) (Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
14üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, ikinci bölümde yer
alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi İç Tüzük 86ya göre lehte ve
aleyhte olmak üzere 2 milletvekilimizin söz talebi vardır, onu yerine
getireceğim.
Öncelikle lehte Sayın Ahmet
Çolakoğlu.
Buyurun. (AK PARTİ sırlarından
alkışlar)
AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Elektrik Piyasası Kanun Teklifi
üzerine lehte söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikli olarak bugün
Cumhurbaşkanımızın asgari ücreti 8.500 lira olarak
açıklamasıyla beraber çalışanlarımız rahat bir
nefes aldı. Bu rakamın ülkemize, milletimize ve çalışanlarımıza
hayırlı olmasını diliyorum.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Ahmet,
şeyi anlat ya, 200 milyara imza attın, onu da anlat.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Evet,
sayın milletvekilleri, bu kanun teklifi hem Komisyonda hem Meclisimizde
çok uzun uzun konuşuldu. Burada birçok sataşmalar oldu, özellikle
limanlar konusunda Satıyorsunuz, peşkeş çekiyorsunuz. gibi
açıklamaları kesinlikle ve kesinlikle kabul etmiyoruz; bunlar tamamen
yanlış ifadelerdir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Tarih
yazdın Ahmet, 200 milyara imza attın.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Değerli
milletvekilleri, Covid-19 pandemisinin küresel tedarik zincirinde
yarattığı etkiyle kara yolu, hava yolu ve demir yolu
taşımacılığında yaşanan kesintiler ve aksaklıklar
sonucu en güvenli, en temiz ve en ucuz taşıma şekli olan deniz
yolu taşımacılığının önemi
artmıştır.
VELİ AĞBABA (Malatya) 200 milyara
nasıl imza attın, 200 milyara, 11 milyar dolara?
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Bu konulara
hazırlıklı olan ülkeler diğer ülkelere kıyasla daha avantajlı
bir duruma geçmiştir.
VELİ AĞBABA (Malatya) 200 milyara
imza attı tek başına!
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Küresel
ticaretin sürdürülebilirliği için mevcut limanların kapasitesinin
artırılması ve bu bağlamda da ülkelerin buna
hazırlıklı olması gerekmektedir.
VELİ AĞBABA (Malatya)
Dünyanın en pahalı cümlesi, 200 milyar!
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Ülke olarak
bizim de bu fırsatları şimdiden değerlendirmemiz
gerektiği de ortadadır.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ahmet Bey,
bu 200 milyarı imzalarken vicdanın sızlamadı mı?
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Değerli
milletvekilleri, limanların Türkiye ekonomisine ve dış ticarete
katkısı dikkate alındığında, herhangi bir zaman
kaybı yaşanmadan, küresel rekabet güçlerini korumaları için
bugünden yatırımlar yaparak büyümeleri de gerekmektedir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ahmet Bey,
bu 200 milyarı nasıl imzaladın? Ahmet Bey, Sayın
Çolakoğlu, 200 milyarı nasıl imzaladın?
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Sayın
milletvekilleri, diğer bir düzenlemeyle, BOTAŞ şirketinin...
VELİ AĞBABA (Malatya) Gece
02.28de tek önergeyle...
BAŞKAN Sayın Ağbaba,
lütfen... Sayın Ağbaba...
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) ...nakit
yönetiminin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesini teminen
şirketin ödenmemiş olan...
VELİ AĞBABA (Malatya) 200 milyar
gece 02.28de bir önergeyle geldi.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) ...her türlü
vergi, fon ve payları ile idari para cezaları, bunlara
bağlı gecikme zammı ve gecikme faizlerinden oluşan
borçlarının hazineden görevlendirme bedeli alacaklarına karşılık
mahsup edilerek terkin edilmesi düzenlenmektedir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Çolakoğlu, Türkiyenin en pahalı cümlesini kurdun. Herhâlde o
imzaladığın kalemi saklıyorsundur.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Bir
diğer maddemiz 4üncü madde ise...
VELİ AĞBABA (Malatya) Elitaşa
ver kalemi.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) ...petrol
sektöründeki çalışan personellerimizin çalışma düzeninin
kesintisiz sürdürülmesine ilişkin düzenlemedir. Bu alanlardaki
faaliyetlerin, çoğunlukla illerin yerleşim yerlerine uzak mücavir
alanlarında veya güvenlik riski bulunan dağlık ve kırsal
bölgelerde bulunan ve geçici süreyle kurulan kamp alanlarında icra
edilmesi, iş güvenliği bakımından faaliyet bitimine kadar
kesintisiz sürdürülmesi gerekliliği sebepleriyle bahse konu faaliyetlerin
devamlılığının sağlanması da
hedeflenmiştir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ya,
Sayın Çolakoğlu, bu 200 milyarı nasıl imzaladın gece
02.28de, bir onu anlat.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Sayın
milletvekilleri, bu kanun maddesi hem Komisyonda hem Meclisimizde
tartışıldı.
VELİ AĞBABA (Malatya) Bari
Zonguldaka bir şey düşüyor mu? Yok. Elitaş sana bir şey
bırakır mı!
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla)
Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun görev
süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevlerine ilişkin iş ve
işlemlerin yürütülmesi, görevli kurum ve kuruluşlar tarafından
bu kanun ve ilgili mevzuatta belirtilen hükümler uyarınca yerine
getirilecektir düzenlemesidir.
VELİ AĞBABA (Malatya) 11 milyar
dolar... Komisyon Başkanı bile imzalamadı, Komisyon
Başkanı!
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Sayın
milletvekilleri, bir diğer düzenlememiz ise TEDAŞ alacaklarıyla
ilgilidir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ziya Bey
bile imzalamadı, Ziya Bey!
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Elektrik
tüketiminden kaynaklanan ve özelleştirme devir işlemleri
esnasında...
VELİ AĞBABA (Malatya) 200
milyarı sana imzalattılar, yaktılar seni.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) ...Türkiye
Elektrik Dağıtım Anonim Şirketine devredilen alacaklara
ilişkin faturalar özelleştirme öncesi döneme ilişkin olup
oldukça eski tarihlidir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Gelince
parayı senden alacağız, haberin olsun. Bak, biz
Elitaşı falan tanımayız, seni tanırız, seni
biliriz.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapılan tüm çalışmalara
rağmen bu fıkra kapsamında yer alan maddelere ilişkin
alacakların tahsis edilmediği anlaşılmıştır.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Çolakoğlu, Ziya Beyi, Elitaşı, Doğan Kubatı
bilmeyiz, seni biliriz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İmza kiminse ondan
isteriz parayı.
VELİ AĞBABA (Malatya) Komşu
milletvekili Yılmaz Tunça da güvenme, imzayı atan sensin.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Bu nedenle,
asıl alacak tutarı 2 bin TLnin altında kalan abonelere ait
alacaklar ile maddede sayılan nedenlerle tahsil edilemeyeceği
anlaşılan alacakların kayıtlardan terkin edilmesi de
düzenlenmiştir. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Türkiyenin geleceğine imza atan adam.
VELİ AĞBABA (Malatya) Elitaş
bir fukarayı bulmuş, imzalatmış. O, cin gibi.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Değerli
milletvekilleri, diğer maddeler hem Komisyonumuzda hem Meclisimizde
tartışıldı; bunlara çok çok, uzun uzun girmek istemiyorum
ama bizim bu teklifimizin gerçekten ülkemize ve milletimize faydalı
olduğuna inanıyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) Cin gibi bir
Komisyon Başkanı var, o imza atmamış.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) Bu
bağlamda, Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Başkan, bu 200 milyara imzayı nasıl attığını
söylemedi.
BAŞKAN Evet, aleyhte Sayın Murat
Bakan
VELİ AĞBABA (Malatya) Ziya Bey
atmıyor, Elitaş atmıyor; bir fakire, bir fukaraya
attırdılar imzayı ama alacağız ondan 200 milyarı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Başkan, yerinden sürekli bana laf atıyor.
BAŞKAN Sayın Ağbaba,
arkadaşınız kürsüde.
Sayın Bakan, buyurun.
MURAT BAKAN (İzmir) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; sözlerime kumpas davasıyla
cezaevinde yatarken hayata veda eden, bugün son yolculuğuna
uğurladığımız şerefli bir Türk
subayını, Korgeneral Vural Avarı anarak başlamak
istiyorum; milletimizin başı sağ olsun, Komutanımızın
ruhu şad olsun. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, millî
meselelerde millî duruş göstermek gerekir. Sayın Elitaş, liman
meselesi millî meseledir, sadece bizim için millî mesele değil tüm dünya
için liman meselesi millî meseledir. Liman huduttur, liman en önemli stratejik
altyapıdır, liman dış egemenliğin en önemli unsurudur.
Şimdi, dünyada küresel egemenlik
savaşlarında en çok limanlar yer tutuyor değerli
arkadaşlar; sadece ticari değil, askerî alanda da limanlar çok
önemli. İngilterede Daily Mail gazetesinin en son bir görüş
yazısı, eski İngiliz Savunma Bakanı ve Uluslararası
Ticaret Bakanı, aynı zamanda, ABDnin de Ulusal Güvenlik
Danışmanı Robert McFarlanenin de bir beyanı var, diyor ki:
Çinin şu anda dünya çapında 96 tane limanı var ve bu
limanlarda tek bir asker, tek bir gemi ve hiçbir silah olmadan dünyadaki
hâkimiyetini limanlar üzerinden sağlıyor Çin.
Peki, ABDde durum nasıl? Orada da
limanların satışı değerli arkadaşlar, ABD
Kongresinde onaylanıyor. Amerika Birleşik Devletlerinde 6 tane
limana sahip olan bir İngiliz şirketini Dubai Ports World
şirketi satın alıyor, Amerika Kongresinde ciddi
tartışmalardan sonra o sözleşmeyi iptal ettiler değerli
arkadaşlar.
Yine, Yunanistan 2016 yılında Pire
Limanını Çine sattı, Çinli Cosco şirketine sattı.
Yunanistan'da inanılmaz tartışmalar oldu, grevler oldu.
Olaylı bir oylamayla zoraki Meclisten geçirdiler, Çine sattılar.
Arkasından Amerika Birleşik Devletleri, Pire Limanı Çine
satılınca Dedeağaç ve Kavala limanlarına yatırım
yapma kararı aldı değerli arkadaşlar. Parlamento
onaylıyor, bakın, Amerika'da Kongre onaylıyor, Yunanistan'da
Parlamento onaylıyor, bizdeki gibi ihaleyi yapıp, bitmiyor çünkü bunu
millî mesele, ulusal güvenlik meselesi olarak görüyor dünya.
Çok yakın zamanda Birleşik Arap
Emirliklerinde Çin, Abu Dabiye
Çin Bir Kuşak, Bir Yol konsepti
çerçevesinde dünyada liman satın alıyor arkadaşlar. Bakın,
şu haritada kırmızıyla gördüğünüz yerler Çinin liman
yatırımı yaptığı yerler, dünyanın her
yerinde liman yatırımı yapıyor. Sri Lanka Çine
borçlarından dolayı, borcunu ödeyemediği için 2017
yılında Hambantota Limanını doksan dokuz
yıllığına Çinli bir firmaya vermek zorunda kaldı.
Afrika Kıtasında 2 tane ülke; bir tanesi Kenyada Mombasa
Limanı, diğeri Zambiyada Kenneth Kaunda Uluslararası
Havalimanı; bunlar da borçları dolayısıyla Çine verileceği
söylenen limanlar ve havaalanları değerli arkadaşlar. Yine, Çin,
İsrailin Aşdod, Mısırın Ebu Kir Limanındaki
yatırımlarından sonra Beyrut Limanına talip oldu; Hayfa
Limanını aldı, Amerika Birleşik Devletleri ile İsrail
arasındaki en önemli problemlerden biridir çünkü 6ncı Filo Hayfa
Limanına yanaşıyor değerli arkadaşlar.
Yani siz uluslararası güç olmaktan,
bölgesel güç olmaktan, küresel güç olmaktan bahsediyorsanız önce kendi
limanınızı kendiniz işleteceksiniz ya da ulusal sermayeli
bir şirketinize işlettireceksiniz. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Eğer uluslararası bir
yatırımcı geliyorsa da o limanın sözleşmesi sizin
Parlamentonuzda onaylanacak değerli arkadaşlar. Eğer siz bunu
yapamıyorsanız kendi limanınızı kontrol edemiyorsunuz.
Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek
yok; bakın, Rotterdam modeli var dünyada, iskele iskele satıyor,
limanın tamamını bir kişiye satmıyor ve orada
fiyatları da belirliyor; alt rakam, üst rakam, en yüksek kâr
marjını sağlıyor ve onun üzerinden cirodan pay alıyor.
Aynı yöntem bizim Türkiyede limanlarda da uygulanabilir. Mersin
Limanı gibi yapamazsınız. Mersin Limanını
sattınız 800 milyon dolara -ilk yatırım bedeli dâhil- on
sene sonra yüzde 39unu 800 milyon dolara sattılar Mersin
Limanını alanlar değerli arkadaşlar, Avustralyalı
şirkete. Yani İzmirdeki limanların 4 katı, 5 katı,
monopol şeklinde para kestiler, o parayı yığınla
yığdılar, on sene işlettiler, on sene sonra 800 milyon
doları ceplerine koydular gittiler.
Sayın Elitaş, Mersin
Limanından bahsediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MURAT BAKAN (Devamla) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
MURAT BAKAN (Devamla) Türkiyenin
yapması gereken, bırakın imtiyaz sözleşmelerinin süresini
uzatmayı değerli arkadaşlar, eğer zerre vatan sevginiz
varsa, zerre milliyetçiyseniz, zerre vatanseverseniz önce bu imtiyaz
sözleşmelerinin dolmasını bekleyeceksiniz, arkasından kamu
işletecek, devlet işletecek; olmuyorsa millî sermayeli
şirketlerinize işleteceksiniz kendi limanlarınızı; ona
buna peşkeş çekmeyeceksiniz, uluslararası sermayeye
peşkeş çekmeyeceksiniz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, oyumuzun rengi
için söz aldık, oyumuzun rengini söyleyelim: OHAL Komisyonunun
devamına hayır, sendikalarla ilgili düzenlemeye hayır,
korsan bütçeye de hayır ve liman vatandır arkadaşlar,
vatanların satılmasına hayır (CHP sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) OHAL
Komisyonu devam etmiyor.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
teklifin tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik sistemle
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, oylama
tamamlanana kadar ve sonuç açıklanana kadar bütün milletvekillerimizden
yerlerinden ayrılmamalarını rica ediyorum ve hiçbir
milletvekilimizin de kürsünün önüne gelmesini istemiyorum, rica ediyorum,
lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Önemli
bir açıklama mı yapacaksınız?
BAŞKAN Efendim, önemli bir
açıklama yapmayacağım ama görüntü hoş
olmadığı için Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yeni
yılımızı kutlayacaksınız belki; önemli
açıklama o.
BAŞKAN Oylama için üç dakika süre
vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen milletvekillerinin teknik
personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen milletvekillerinin oy pusulalarını oylama için verilen süre
içinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 381 sıra sayılı
Kanun Teklifinin açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 330
Kabul :
250
Ret : 80(*)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Necati Tığlı Mustafa
Açıkgöz
Giresun Nevşehir
Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bülent Turan,
ihtiyacın var mıydı o yalana? Tutanak başka, 3 kişi
geldiler. demişsin. Bülent Turan yalan atmış gitmiş CHP 3
kişiydi. demiş. Otuz sene sonra bu tutanakları öğrenciler
okusun. AK PARTİnin siyaset anlayışı bu. (CHP sıralarından
alkışlar)
IX.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin, Musevi vatandaşların Hanuka
Bayramını, Hristiyan vatandaşların Noelini ve tüm
vatandaşların da miladi yılbaşını ve yeni
yılını kutladığına ilişkin
konuşması
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
Musevi vatandaşlarımızın Hanuka bayramlarını,
Hıristiyan vatandaşlarımızın Noellerini ve tüm
vatandaşlarımızın da miladi yılbaşını
ve yeni yıllarını kutluyorum.
Gündemimizdeki konular tamamlanmıştır.
Alınan karar gereğince denetim
konuları ve kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işleri sırasıyla görüşmek için 3 ocak 2023 Salı günü
saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.08
(*) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) 368 S. Sayılı Basmayazı 21/12/2022 tarihli 42nci Birleşim Tutanağına eklidir.
(*) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(*) 381 S. Sayılı Basmayazı 20/12/2022 tarihli 41inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(*) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.