TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
5inci Birleşim
11 Ekim 2022 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün, tutuklu ve hükümlü aileleri ve
yakınlarının adalet nöbetine ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Yozgat
Milletvekili Ali Kevenin, Yozgatın sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.-Balıkesir
Milletvekili Yavuz Subaşının, İstanbul Milletvekili
İsmet Uçmanın ölüm yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul Milletvekili
İsmet Uçmanın ölüm yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
2.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, 10 Ekim Dünya Ruh
Sağlığı Gününe ilişkin açıklaması
3.- Gaziantep
Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğanın, Gaziantepin Oğuzeli
ilçesinde düzenlenen Geleneksel Nar, Yöresel Kurutmalık, Kültür ve Sanat
Festivaline ilişkin açıklaması
4.- Kastamonu
Milletvekili Hasan Baltacının, Küre-İnebolu giriş yoluna
ilişkin açıklaması
5.- Osmaniye
Milletvekili İsmail Kayanın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle
mücadelede sınır ötesi operasyonlarına ilişkin
açıklaması
6.- Malatya
Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun, Doğanşehir ilçesi Polat,
Bıçakçı ve Gövdeli beldelerindeki üretici ve çiftçilerin taleplerine
ilişkin açıklaması
7.- Muğla
Milletvekili Süleyman Girginin, evde ağır engelli ve yaşlı
bakan kadınların sorunlarına ilişkin açıklaması
8.- Mersin
Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Türkiyenin ihracatta
sağladığı başarıya ilişkin
açıklaması
9.-
İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, Milliyetçi Hareket Partisinin
Alevi İslam inancına sahip kişilere bakışına
ilişkin açıklaması
10.- Mardin
Milletvekili Tuma Çelikin, 27/10/2008 tarih ve 14273 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararına ilişkin açıklaması
11.-
Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunçun, AK PARTİli
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin Kahramanmaraşlıya
zulmettiğine ilişkin açıklaması
12.- Edirne
Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, AKPnin Edirnedeki Söğütlük
Kent Ormanını millet bahçesine dönüştüreceğine
ilişkin açıklaması
13.-
Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün, zeytin üreticilerinin
sorunlarına ilişkin açıklaması
14.- Mersin
Milletvekili Zeynep Gül Yılmazın, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğanın kurulacağını
açıkladığı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi
Başkanlığına ilişkin açıklaması
15.- Kocaeli
Milletvekili İlyas Şekerin, alkolün zararlarına ilişkin
açıklaması
16.- Kocaeli
Milletvekili Sami Çakırın, 10 Ekim Dünya Ruh
Sağlığı Gününe ilişkin açıklaması
17.-
Kırşehir Milletvekili Metin İlhanın, Kırşehirli
esnafın sorunlarına ilişkin açıklaması
18.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, Balıkesir ve
ilçelerinde, AK PARTİ iktidarının söz verip tutmadığı
yatırım vaatlerine ilişkin açıklaması
19.- Gaziantep
Milletvekili Bayram Yılmazkayanın, AKP Hükûmeti tarafından
elektrik ve doğal gaza yapılan zamlara ilişkin
açıklaması
20.- Mersin
Milletvekili Baki Şimşekin, ÇUKOBİRLİKin önemine ve
desteklenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
21.- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun, milletvekilleri Habip Eksik ve
Sait Dedeye yapılan saldırıya ilişkin açıklaması
22.- Gaziantep
Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, mevsimlik tarım işçilerinin
sorunlarına ilişkin açıklaması
23.- Giresun
Milletvekili Necati Tığlının, iktidarın ekonomiyi
ileri sürerek projeleri ertelediğine ilişkin açıklaması
24.- Hatay
Milletvekili Mehmet Güzelmansurun, akaryakıta yapılan zamlara
ilişkin açıklaması
25.- Sivas
Milletvekili Semiha Ekincinin, Sivas Belediyesince yapılan Amatör Spor
Evi ve Kompleksine ilişkin açıklaması
26.- Karabük
Milletvekili Hüseyin Avni Aksoyun, 27nci Dönemin Altıncı Yasama
Yılının sonunda yapılacak olan seçimlerde bütün partilere
başarılar dilediğine ilişkin açıklaması
27.- Burdur
Milletvekili Mehmet Gökerin, iktidarın sağlıkta dönüşüm
politikalarına ilişkin açıklaması
28.- Gaziantep
Milletvekili İrfan Kaplanın, devletin sistinozis
hastalığının ilacını ödeme kapsamından
çıkarmasına ilişkin açıklaması
29.- Adana
Milletvekili Burhanettin Bulutun, Süper Ligde olan Adana Demirsporun her
hafta hakkının yenildiğine ilişkin açıklaması
30.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, iktidar tarafından, belediye
şirket çalışanlarına bir an önce kadrolarının
verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
31.-
Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Afyonkarahisarın
Şuhut ilçesine bağlı Balçıkhisar köyü ile Dazkırı
ilçesine bağlı Sarıkavak köyünün sorunlarına ilişkin
açıklaması
32.- Trabzon
Milletvekili Hüseyin Örsün, Araklı Stadyumunun durumuna ilişkin
açıklaması
33.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Şanlıurfanın
eğitim sorununa ilişkin açıklaması
34.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, 27nci Dönem Altıncı Yasama
Yılının önemine, sansür yasasına, Hazreti Hüseyinin
Kerbelâda şehit edilişinin yıl dönümüne, Ankara Garı
saldırısının yıl dönümüne, eczacıların
sorunlarına, son zamanlarda artan intihar vakalarına, Kabine
toplantısı sonrasında Cumhurbaşkanının
verdiği müjdelere ve Hükûmetin uyguladığı yanlış
politikalara ilişkin açıklaması
35.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, İsmet Uçmanın vefatının
seneidevriyesine, Rusya-Ukrayna savaşına ve bazı
uluslararası kuruluşların Türkiye aleyhinde yürüttükleri
karalama kampanyalarının organize bir şekilde devam etmesine
ilişkin açıklaması
36.-İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Mehmed Uzunun ölüm yıl dönümüne,
Iğdır Milletvekili Habip Eksik ile Hakkâri Milletvekili Sait Dedenin
uğradıkları saldırı karşısında Meclis
Başkanlığının tutumuna ve Hakkâri Valisinin
açıklamalarına ilişkin açıklaması
37.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul Milletvekili
Hakkı Saruhan Oluçun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine, yasama yılına sansür yasasıyla
başlanmasına, dünya şampiyonu olan Ampute Futbol Millî
Takımını kutladığına, engellilerin kamuda
istihdamına ve 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Gününe ilişkin
açıklaması
38.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, İstanbul Milletvekili
İsmet Uçmanın 1inci ölüm yıl dönümüne, dünya şampiyonu
olan Ampute Futbol Millî Takımını kutladığına,
İstanbul Milletvekili Engin Altay ile İstanbul Milletvekili
Hakkı Saruhan Oluçun yaptıkları açıklamalarındaki
bazı ifadelerine, dezenformasyonla mücadele kanununa ve Kültür ve Turizm
Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi
Başkanlığı kurulması kararına ilişkin
açıklaması
39.-
Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalanın, İçişleri
Bakanının ülkeyi daha da derin krizlere sürüklememesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
40.-
Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, Besni-Kızılin
yolunun ve Çanakçı Köprüsünün bir an evvel yapılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
41.-
Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlıkın,
Şanlıurfalı pamuk üreticilerinin taleplerine ilişkin
açıklaması
42.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Manisa Milletvekili Uğur
Aydemirin CHP grup önerisi üzerindeki konuşması sırasında
kullandığı bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
43.- Ankara
Milletvekili Gamze Taşcıerin, AKPnin Ankara Büyükşehir
Belediyesindeki çoğunluğuyla suya yüzde 50 indirim kararı almasına
ilişkin açıklaması
44.- Mersin
Milletvekili Cengiz Gökçelin, şeker fiyatına gelen zamma
ilişkin açıklaması
45.-
Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, deprem
kuşağında bulunan Tekirdağdaki pek çok okulun
güçlendirilmesinin hâlâ yapılmadığına ilişkin
açıklaması
VI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akarın, İstanbul
Milletvekili İsmet Uçmanın ölüm yıl dönümüne ilişkin
konuşması
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça,
Genel Kurulu teşrif eden Romanya-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk
Grubu Başkanı Nicolae Georgescu ve beraberindeki heyete Hoş
geldiniz. denilmesi
B) Önergeler
1.-
Başkanlıkça, Diyarbakır Milletvekili Semra Güzelin,
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
üyeliğinden (4/180); Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağın,
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyeliğinden (4/181)
istifalarına ilişkin yazılarının 6/10/2022 tarihinde
Başkanlığa ulaştığına ilişkin önerge
yazısı
2.- Hatay
Milletvekili Serkan Topalın, (2/794) esas numaralı Millî Eğitim
Temel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/182)
VIII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili Samsun Milletvekili Erhan
Usta tarafından, yabancıların gerçek dışı
adreslere yapılan ikamet kayıtlarının
oluşturabileceği güvenlik açıklarının tespiti ve
alınabilecek önlemlerin belirlenmesi amacıyla 11/10/2022 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 11 Ekim 2022 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
2.- HDP
Grubunun, Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık ve
arkadaşları tarafından, 10 Ekim Gar katliamının bütün
boyutlarının araştırılması amacıyla
11/10/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme
önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11 Ekim 2022 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP
Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Engin Altay, Grup
Başkan Vekili Manisa Milletvekili Özgür Özel ile Grup Başkan Vekili
Sakarya Milletvekili Engin Özkoç tarafından, Borsa İstanbulda
yapılan manipülatif işlemlerde kamu görevlilerinin ve kamu kurum ve
kuruluşlarının rolü ve sorumluluklarının belirlenmesi,
küçük yatırımcıların uğratıldığı
zararın tespiti, bu tür işlemlerin tekrarlanmaması, sermaye
piyasalarının rüşvet ve yolsuzluklardan
arındırılarak güvenilir bir alana dönüştürülmesi
amacıyla 10/10/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Ekim 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
IX.-
SEÇİMLER
A)
Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda boş bulunan üyeliklere
seçim
2.-
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonunda boş bulunan üyeliğe seçim
X.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Teklifleri
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, İstanbul Milletvekili Feti
Yıldız ve 64 Milletvekilinin Basın Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/4471) ile Dijital Mecralar Komisyonu ve Adalet Komisyonu Raporları (S.
Sayısı: 340)
XI.- YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, evrensel hizmet katkı payına
ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil
Karaismailoğlu'nun cevabı (7/66992)
2.- Antalya
Milletvekili Rafet Zeybek'in, Antalya ilinde kullanılmayan kamu
binalarına,
- Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın, Zonguldak'ta devam eden sahil
projesinde çocuk oyun alanı olarak belirlenen alanın
güvenliğine,
- Ordu
Milletvekili Mustafa Adıgüzel'in, Ordu'da temel atma töreni
gerçekleştirilen aktif karbon üretim tesisine ait ihalenin iptal
edildiği iddiasına,
- Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın, Eylül 2018-Ağustos 2022
tarihleri arasında ÖSYM tarafından yapılan sınavların
incelenmesi talebine,
-
İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlü'nün,
Cumhurbaşkanlığı ve 27'nci Dönem Milletvekili Genel
Seçiminde görev alan kadın sayısına,
- Mersin
Milletvekili Alpay Antmen'in, sokak köpeklerinin harita üzerinde yerini
gösteren bir uygulamaya,
-
Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan'ın, Nevşehir'in Ürgüp
ilçesi Ortahisar beldesinde yapılan Zipline Projesi için hazırlanan
rapora,
- Kocaeli
Milletvekili Tahsin Tarhan'ın, Erasmus programıyla yurt
dışına gidip Türkiye'ye dönmediği tespit edilen
kişilere,
- Bursa Milletvekili
Yüksel Özkan'ın, Erasmus programıyla yurt dışına gidip
Türkiye'ye dönmediği tespit edilen kişilere,
- Kayseri
Milletvekili Çetin Arık'ın, Kayseri Büyükşehir Belediyesi
tarafından maddi yardım sağlanan bazı dernek ve
vakıflara,
- Uşak
Milletvekili Özkan Yalım'ın, 65 yaş ve üzeri yolcular için özel
halk otobüslerine ödenen gelir desteği tutarının
artırılması önerisine,
İlişkin
soruları ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun cevabı
(7/68516), (7/68986), (7/69676), (7/70114), (7/70591), (7/70704), (7/70943),
(7/70944), (7/71082), (7/71191), (7/71206)
3.- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, 375 sayılı KHK'nin
geçici 35'inci maddesi uyarınca ihraç edilen kamu görevlilerine
ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu'nun cevabı (7/69656)
4.- Çanakkale
Milletvekili Özgür Ceylan'ın, Bakanlığa bağlı kurum ve
kuruluşlarda engelli personel istihdamına ilişkin sorusu ve
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun cevabı
(7/69657)
5.- Bursa
Milletvekili İsmail Tatlıoğlu'nun, BTK'de
yapıldığı iddia edilen usulsüz atamalara,
Ülkemizde
kullanılan eSIM uygulamasına,
İlişkin
soruları ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil
Karaismailoğlu'nun cevabı (7/69747), (7/69748)
6.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, son beş yılda Bakanlık ve
bağlı kurumlarında disiplin cezası verilen memur
sayısına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu'nun cevabı (7/69807)
7.-
İstanbul Milletvekili Yunus Emre'nin, Avrupa Birliği ülkelerine
gerçekleştirilen yaş sebze ve meyve ihracatına Bulgaristan
tarafından getirilen engellemelere ilişkin sorusu ve
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun cevabı
(7/69808)
8.- Ankara
Milletvekili Murat Emir'in, Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işleten
HEAŞ'a yönetici olarak atanan bir kişiye ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/69882)
9.- Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın, yurt dışında
bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla ilgili çeşitli
verilere ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu'nun cevabı (7/70399)
10.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 2021 ve 2022
yıllarında yurt dışına göç eden hekim
sayısına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu'nun cevabı (7/70400)
11.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 2021 ve 2022
yılında Bakanlık tarafından yapılan yurt
dışı görevlendirmelerine,
- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, bir öğrencinin MEB
tarafından düzenlenen BİLSEM Sınavını
kazanamamasına,
-
Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü'nün, Şanlıurfa'ya
gastronomi enstitüsü kurulması talebine,
- Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın, Zonguldak'ta bulunan
okulların depreme karşı
dayanıklılığına,
-
İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm'ün, özel eğitim
kurumlarındaki öğretmenlerin mali ve özlük haklarına,
- Denizli
Milletvekili Yasin Öztürk'ün, sözleşmeli öğretmen atamalarına,
- Adana
Milletvekili İsmail Koncuk'un, özel okullarda görev yapan öğretmenler
için taban maaş uygulaması yapılması talebine,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/70450), (7/70946), (7/70948), (7/70955), (7/70957), (7/71094), (7/71219)
12.- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, 20 Temmuz 2022 tarihinde
Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Ahmetçe köyünde denizde
kaybolan bir kişiye ilişkin sorusu ve Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun cevabı (7/70563)
13.-
İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlü'nün, Bakanlık
ile Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara yönelik
başlatılan icra takiplerine,
- İzmir
Milletvekili Atila Sertel'in, okullarda tasarruf eğitimi verilmesine,
- Bursa
Milletvekili Lale Karabıyık'ın, öğretmenler için ek atama
yapılması talebine,
- Ankara
Milletvekili Yıldırım Kaya'nın, Ankara'daki bir okulun
kapasitesine,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/70608), (7/70717), (7/70719), (7/70835)
14.-
Aydın Milletvekili Bülent Tezcan'ın, yurt dışından
ülkemize kara yoluyla gelen vatandaşların güvenliğine
ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu'nun cevabı (7/70801)
15.- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, Habur Sınır
Kapısında Türk vatandaşların mağdur edildiği
iddiasına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu'nun cevabı (7/70802)
16.- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, Katar'da çalışan
bazı Türk işçilerin sorunlarına ilişkin sorusu ve Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun cevabı (7/70803)
17.- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, Kuzey Irak'ta gözaltına
alınan bir ailenin durumuna ilişkin sorusu ve
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun cevabı
(7/70924)
18.-
İstanbul Milletvekili Oya Ersoy'un, İzmir Mavişehir'de bulunan
bir okulun velilerden kayıt parası istediği iddiasına,
- Batman
Milletvekili Necdet İpekyüz'ün, 2022-2023 eğitim-öğretim dönemi
için okullarda covid-19 kapsamında alınacak tedbirlere,
- Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın, Zonguldak'ta bulunan tarihî Yayla
Ortaokulu'nun yıkılmasına,
- Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, özel eğitim
öğretmenleri için ek atama yapılması talebine,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/70945), (7/70950), (7/70956), (7/71090)
19.- Kastamonu
Milletvekili Hasan Baltacı'nın, Kastamonu Üniversitesi İhsangazi
Meslek Yüksekokulu binasının depreme
dayanıklılığına ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/71114)
20.- Gaziantep
Milletvekili Bayram Yılmazkaya'nın, bir üniversite tarafından
kendi bünyesinde görevli bir öğretim görevlisinin profesörlük
unvanının kaldırılmasına ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/71362)
21.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, gübre ithalatına ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/71363)
22.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, 2020 ve 2021 yıllarında
yapılan çelik ve ham çelik ihracatı ve ithalatına ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/71364)
23.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, işten çıkarılan 112
Acil Çağrı Merkezi çalışanlarına ilişkin sorusu
ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın
cevabı (7/71366)
24.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 2021-2022
yılları arasında çift maaş alan Bakanlık personeline
ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil
Karaismailoğlu'nun cevabı (7/71509)
25.- Batman
Milletvekili Ayşe Acar Başaran'ın, İstanbul'un Beylikdüzü
ilçesinde yaşamını yitiren bir bebeğin ölümüyle ilgili
iddialara ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay'ın cevabı (7/71515)
26.- Adana
Milletvekili İsmail Koncuk'un, KVKK tarafından düzenlenen araç
kiralama ihalesine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı
Fuat Oktay'ın cevabı (7/71516)
27.-
İstanbul Milletvekili Oya Ersoy'un, İzmir Barosu tarafından
düzenlenecek olan spor oyunlarına Valilikçe izin verilmemesine
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktay'ın cevabı (7/71519)
11 Ekim 2022 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 5inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz, tutuklu ve hükümlü aileleri ve yakınlarının adalet
nöbeti hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Züleyha
Gülüme aittir.
Buyurun Sayın Gülüm.
(HDP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün, tutuklu ve hükümlü
aileleri ve yakınlarının adalet nöbetine ilişkin gündem
dışı konuşması
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul)
Merhabalar.
Şimdi, bu iktidar,
iktidara gelirken İşkenceye sıfır tolerans. dedi ama
olanlara bir bakın. 9 Ekim günü milletvekili arkadaşlarımız
sokak ortasında açık açık bir işkenceye maruz kaldı.
Yüksekovada Iğdır Milletvekilimiz Habip Eksik ve Hakkâri
Milletvekilimiz Sait Dedeye açıkça polis işkencesi
yapıldı. Kimden talimat alıyordu, kimden güç alıyordu?
Elbette ki bu iktidardan alıyordu. Önce etrafındaki halk
uzaklaştırıldı, gazeteciler
uzaklaştırıldı;
yalnızlaştırıldıktan sonra polis amirinin
talimatıyla -dikkatinizi çekiyorum, talimatla-
arkadaşlarımız yerlerde sürüklendi ve Habip Vekilimizin
bacağında 3 kırık oluştu. Şimdi, bu, halkın
iradesine yönelik bir darbe değil mi? Peki, o zaman bu Meclis ne diyecek
halkın iradesine karşı yapılan bu darbeye? Sessiz
kalmanız ne anlama geliyor? Sessiz kalmak, susmak her zaman onaylamak
değildir. Bu Meclisin görevi eğer halkın iradesine sahip
çıkmaksa, bugün Meclis sessiz kalıyorsa aslında bu polis şiddetini,
iktidar talimatıyla yapılan bu şiddeti, bu işkenceyi
onaylıyor demektir. Bu onaylama bir gün kendi başınıza
geldiğinde de birilerinin susmasına yol açar, buradan
hatırlatıyoruz.
Peki, bu zorbalık
düzeni, bu işkence düzeni sadece milletvekillerine yönelik mi, sadece
dışarıda demokratik hakkını kullanmak isteyen halka
yönelik mi? Hayır. Cezaevleri de zorbalığın en yaygın
ve sistematik uygulandığı yerler hâline geldi. Çıplak
arama, kelepçeli muayene, ayakta tekmil dayatımı, işkence, keyfî
disiplin ve hücre cezaları, sürgün ve sevk uygulamaları tarihte
görülmedik bir boyuta ulaştı. Bugün hapishanelerde 651i
ağır 1.517 hasta tutuklu var. Neden tutuklular? Çünkü Adli Tıp
Kurumu denen, faşizmin uygulamalarını gerçekleştiren Kurum
hasta mahpuslara Cezaevinde kalabilir. raporu veriyor ve bu raporlara
dayanarak da talimatlı yargı Cezaevinde kalabilir. diyor ve hasta
mahpuslar cezaevlerinde yaşamını yitiriyor. Geçen sene 57 hasta
mahpus cezaevinde yaşamını yitirdi. Bu sene bu aya kadar 43
tutuklu yaşamını yitirdi. Hasta mahpuslar ancak ya tabut içinde
ya da ölüm döşeğinde tahliye ediliyor. Hasta mahpus İbrahim
Yıldırım, tüberküloz hastası mahpus Turgay Deniz, kanser
hastası Hadi Yalçın, Hayrettin Yılmaz, Abdülrezzak Şuyur,
Halil Güneş, Bangin Muhammed, İsa Gültekin, Salih Toğrul, 67
yaşındaki Bazo Yılmaz ve burada ismini daha
sayamadığımız, zaman yetmeyeceği için maalesef
sayamadığımız birçok hasta mahpus cezaevinde ölüme
gönderildi.
Bunun yanında, hâlen
ağır hasta mahpus olan, tedavileri engellenen ve tahliye edilmeyen
çok sayıda hasta mahpus var. Evrim Deniz; Evrim Denizi Suruç
katliamında yitiren ve cezaevinde tutulan 70 yaşındaki Besra
Erol yani annesi birçok hastalığına rağmen tahliye
edilmiyor. Gırtlak kanseri Nesip Yapıcı, 83 yaşındaki
Mehmet Emin Özkan, hasta mahpus Ekim Polat, 3 kez beyin ameliyatı geçiren
Abdullah Aslan ve daha niceleri cezaevinde ölüme gönderilmek üzere
bekletiliyor.
Yine, Milletvekilimiz Aysel
Tuğluk -hastanede- Cezaevinde kalamaz. raporlarına rağmen
ATKnin düşman siyaseti sonrası cezaevinde tutulmaya devam ediliyor.
Üstelik de aynı hastalıkta, üstelik aynı ağır
koşullara gelmemiş olmasına rağmen, 28 Şubat
davası sanığı Çevik Bire Cezaevinde kalamaz. raporu
üzerine tahliye kararı verilmiş olmasına rağmen Aysel
Tuğluk hâlen cezaevinde tutuluyor.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, ağır hasta olduğu gerekçesiyle 2 hasta tutukluya
af yetkisini kullanıyor ama diğerlerine gelince Hayır. diyor.
İşte, tüm bu
hukuksuzluklara karşı anneler adalet nöbetini sürdürüyor.
Diyarbakırda, Denizlide, Vanda ve İstanbulda, 4 yerde birden
anneler adalet çığlıklarını duyurmak üzere sokaklara
çıkıyorlar. Hasta mahpuslar cezaevlerinde ölmesin, yaşam
hakkını koruyun. demek için her gün meydanlardan sesleniyorlar. Bu
sesi duymaya çalışmak yerine sorumlu olanlar -Adalet Bakanlığı,
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ve bu iktidar- bu
çığlığı, Hapishaneler ölüm evleri olmasın.
çığlığını duymak yerine seslerini duyurmaya
çalışan annelere saldırıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ZÜLEYHA GÜLÜM (Devamla)
Anneler eylemlerini yapmak istediklerinde her seferinde özel yasak
kararlarıyla karşılarına dikiyorlar polisleri. Yetmiyor,
gözaltına alıyorlar; yetmiyor, işkence uyguluyorlar. En son
Şirinevlerde yapmak istedikleri etkinlikte anneler ters kelepçeyle
gözaltına alındılar; boyunlarına tekmeler atıldı,
ayaklarla basıldı. Yetmedi, Cemile Karakaşa şu cümleyi
kullandı boynuna ayağıyla basarken bir polis: Ben, devletim,
kimse seni kurtaramaz. Bu polis, gücü nereden alıyordu? Elbette ki
iktidarınızın faşizm uygulamalarından alıyor,
işkence uygulamalarından alıyor. Ve bugün anneler şunu
söylüyor: Biz susmayacağız; çocuklarımız ölürken,
cezaevlerinde katliam sürerken asla susmayacağız, sokaklarda
meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Biz de onların yanında
olmaya, direnenlerle birlikte direnmeye devam edeceğiz diyoruz. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem
dışı ikinci söz, Yozgatın sorunları hakkında söz
isteyen Yozgat Milletvekili Sayın Ali Kevene aittir.
Buyurun Sayın Keven.
(CHP sıralarından alkışlar)
2.- Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, Yozgatın sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
ALİ KEVEN (Yozgat)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Yozgatın sorunlarını ve
taleplerini bir kez daha gündeme taşımak için söz almış
bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Başkentin yanı
başında, iki saat mesafede ve Anadolunun merkezindeki Yozgat ilimiz,
orta Anadoluda bulunan 13 il arasında gelişmişlik endeksinde,
maalesef, 13üncü sırada olup 81 il arasında 65inci
sıradadır. 414 bin nüfusun 120 bini fonlardan alınan
yardımlaşmayla yaşamlarını sürdürmektedir.
Buğday, şeker pancarı ve nohut üretiminde ilk 3te olan; yeşil
mercimek üretiminde 1inci olan; tarımda, hayvancılıkta, termal
turizmde önemli potansiyellere sahip olan; zengin orman ve doğal
güzellikleri içinde barındıran Yozgatımız neden
gelişmiyor, neden hızla göç veriyor? Bunun sebebi, bunca potansiyeli
ortaya çıkaracak bir siyasi iradenin olmayışıdır,
verilen vaatlerin unutulmasıdır; Yozgat'ı değil, kendi
bekalarını düşünen etkisiz yetkililerdir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ilk olarak, 1970lerde Yozgat'tan götürülen
askerî birliğimizin yeniden Yozgat'a kurulmasıyla ilgili
Yozgatlı hemşehrilerimin taleplerini iletmek istiyorum. Yozgat
Cumhuriyet Meydanı'nda kürsüde konuşan Sayın
Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 Temmuz 2014 tarihinde acemi
birliği isteyen Yozgatlılara Yozgatlıya acemi birliği
yakışmaz, size usta birliği yakışır. diyordu.
Daha sonra, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan 2019 yerel seçimi
için geldiği Yozgat'ta, 25 Şubat 2019 tarihinde yine aynı
meydanda Yeni askerî eğitim birliklerinden ilki Yozgat'a konulacak.
diyor. Verilen sözlerin üzerinden yıllar geçti ama Yozgat'a ne acemi birliği
ne de usta birliği geldi.
Yine, dönemin Millî Savunma
Bakanı Sayın İsmet Yılmaz'ın 2011 yılında
Yozgat'a yapmış olduğu ziyarette Yozgat ve Sivasta savunma
sanayisi yatırımı yapılacak. diye verdiği müjdenin
karşılığını sadece Sivas aldı; Yozgat yine
eli boş döndü, bu vaatlerin hepsi rafa kalktı.
Bakınız, bir
hatırlatma daha yapayım: Tarih 17 Mayıs 2011, dönemin
Başbakanı Sayın Erdoğan, Yozgatta miting meydanında
konuşuyor, diyor ki: Yozgatı üvey evlat olmaktan kurtardık.
Bozkırın ortasında bir marka kent oluşturacağız.
Üniversite ile şehrin ulaşımını
sağlayacağız, hafif raylı sistem kuracağız.
Şimdi soruyorum, bu vaatler ne oldu? Sayın milletvekilleri,
Yozgatın nüfusu yirmi yılda 680 binden 414 bine geriledi, bu mu
marka kent oluşturma vizyonu? Yozgat, AKP iktidarında marka kent
olamadı, göç veren iller içerisinde şampiyon oldu maalesef.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Yozgat bir türlü tanımlanamayan kamu
yatırımlarından da payını aldı. Yüksek
hızlı tren için bugüne kadar verilen tarihlere bakalım. Dönemin
Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, 2009da temeli
atıldığını ve 2012de hizmete
açılacağını, 840 trilyona mal olacağını
söylüyor. AKP Milletvekili Ertuğrul Soysal 2011 yılında
yaptığı konuşmada, hızlı trenin 2014te hizmete
açılacağını ve 3 milyar dolara mal olacağını
söylüyor. Yine, Sayın Bekir Bozdağ 2015te bitecek, altmış
dakikada Ankaraya ulaşacaksınız. diyor. AKP Milletvekili
Sayın Yusuf Başer, Yozgatlıların Kara tren gelmez mi ola
diye türküler yaktığını ve hızlı trenin kara tren
yerine yakın bir zamanda hizmete gireceğini söylüyor. Binali
Yıldırım ise 2017de tamamlamayı hedefliyoruz. diyor.
Yozgatın hızlı treni var, havalimanı var, bir de denizi
eksik. diye Yozgatlıyla alay ediyor eski Sayın Başbakan.
Görüldüğü gibi defalarca tarih sözü verildi, tam 8 kez açılışı
ertelendi. Ankara-Konya-Karaman arasındaki 443 kilometrelik
hızlı tren hattını altı senede tamamlayıp açan
iktidar, 405 kilometrelik Ankara-Yozgat-Sivas hızlı tren
hattının açılışını 8 kez erteleyerek 13üncü
yılda hâlâ açamadı. Bakın, bir şey söyleyeyim: Yozgat
insanının aklıyla dalga geçenlerden Yozgat ve Yozgatlıya
yâr olmaz. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; TOKİ, Yozgatta Menekşe Evleri hak
sahiplerine yapacağı konutların inşasına bir an önce
başlayarak bitirmelidir, Menekşe Evleri hak sahiplerine yeni bir
mağduriyet yaşatmamalıdır. Ayrıca, iş bitim
süresi 13 Mart 2022 olan ve en son Temmuz 2022de teslim edileceği
söylenen Sarıhacılı bölgesindeki TOKİ evleri bir an önce
teslim edilmelidir. Yozgat Belediyesi tarafından yapılan Gençlik
Merkezi inşaatı, Hal Binası, Bankalar Caddesi Projeleri
yarım kalmış durumdadır. Yozgat Stadyumu inşaatı
da onca tartışmaya rağmen henüz tamamlanmamıştır.
Havaalanı inşaatı tamamlanmayı bekleyen işler
arasındadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ALİ KEVEN (Devamla)
Sağ ol Sayın Başkanım.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Yozgatta hâlâ kanalizasyon altyapısı
olmayan, içme suyu yetersiz köylerimiz var. Defalarca söylememe rağmen,
yapılacağı söz verilmişken Çayıralan-Evciler yolu
yapılmadı. Ayrımcılığa maruz kalan, yolu
yapılmayan onlarca köyümüz var. Bakın, Şefaatli Gülistan,
Tahiroğlu, Sarıkent, Temlik, Hamzalı yol ve su sorunu;
Çayıralan-Evciler, söylememize rağmen yolu hâlâ yapılmadı;
Yozgat merkez Dağyenicesi yolu, Kışlaköy, Büyükmahal
yolları
Deremumludaki TEİAŞ direkleri hâlâ tahtadan, hiçbir
hizmet alımı yapılmıyor. Akdağmadeni
Hüyüklüalanı, Yazılıtaş, Bozhüyük, Çağlayan,
Ardıçalanı, Çerçialanı köy içi kilit taşları yok, yol
sorunları var. Sevgili arkadaşlar, Yozgatta 60ın üzerinde
kanalizasyonu olmayan köy var. Geçenlerde Şefaatli ilçesinin köylerini
gezdiğimde, Gülistan köyüne gittiğimde
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ KEVEN (Devamla) -
köylü sağ olsun çok büyük bir ilgiyle karşıladı ve dedi
ki: Sayın Vekilim, 1987de
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Keven.
ALİ KEVEN (Devamla) -
Çok teşekkürler Başkanım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Gündem
dışı üçüncü söz, İstanbul Milletvekili İsmet
Uçmanın ölüm yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Balıkesir
Milletvekili Sayın Yavuz Şubasıya aittir.
Buyurun Sayın
Subaşı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.-Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşının,
İstanbul Milletvekili İsmet Uçmanın ölüm yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı konuşması
YAVUZ SUBAŞI
(Balıkesir) Sayın Başkan, değerli Meclis üyeleri;
geçtiğimiz yıl bugün ebedî âleme
uğurladığımız değerli ağabeyim İsmet
Uçmayla alakalı, onu anma amaçlı bir konuşma yapmak istiyorum.
Dostluk nasıl bir
şeydir, onu tasarlayabilir misiniz? Mesela, birisiyle
tanışıp dost olmaya karar vermek
Hatta bazen
tanıştığınız birisiyle bir daha
karşılaşmamak için uzaklaşırsınız, hayat
sizi yeniden buluşturur ve hayat boyu dost olursunuz. Şahsım
için İsmet Uçma ağabey dostluklar abidesinde özel bir yerde durur. Bu
sebeple, vefat yıl dönümünde, bugün merhum İsmet ağabeyimi
saygı ve rahmetle anmak, duygu ve düşüncelerimi paylaşmak
istedim.
Merhum İsmet Uçma, çok
insan biriktirenlerdendi. Günümüzde İnsanlık ailesinin en insan, en
mükerrem insanlarından birisiydi. desem İsmet Uçma ağabey için
abartmış olmam. Onun durduğu yerde hep kendisine
yakışan özel bir duruşu vardı, hatta öyle bir yerde dururdu
ki ona ağabey sıfatından başka bir sıfatı asla
yakıştıramazdınız.
Değerli İsmet Uçmayla
İstanbul İl Genel Meclisi üyesi iken yıl 1994te
tanıştım, yolumuz 2018 yılında Türkiye Büyük Millet
Meclisinde tekrar kesişti. İsmet Uçma AK PARTİnin kurucu üyesi,
milletvekili adayı, milletvekili oldu, hatta bilimsel bir kimlik bile
edindi, sosyal bilimler alanında doktora yaptı ama bu unvanların
hiçbiri onun hayatına farklı hiçbir şey katmadı.
Hayatının en önemli bir bölümünü aktif siyasette geçiren İsmet
ağabey Sayın Vekilimle protokol sıralarında
kaybolanlardan asla olmadı, siyasetteki uzun mesaisine rağmen
siyasetin ürettiği sentetik alana teslim olmadı. Kibrin, geçici
statülerin yanıltıcı dünyasının
parıltısını sahici bulmayanlardan birisiydi.
Cağaloğlu Yokuşu ile Üsküdar arasında kurduğu dünyada
daha mutluydu. Ankaradan İstanbula dönüşleri çok sevdiğini
söylerdi. Yıllar önce edindiği alışkanlıklarla
Üsküdarda müdavimi olduğu kahvehane sohbetlerinde, geç saatlere kadar
sürdürülen sohbetlerle, hayata güzel bir kelime katan her arkadaşa
yapılan naif iltifatlarla anılırdı. İsmet
ağabeyin olduğu zamanlarda en zor sorular sorulur,
tartışılır ama kimse kimseye gönül koymaz,
fırtınalı fikirler ortak düşünce ikliminde
aydınlanırdı.
Dünyada hesapsız ve
içten dostluklar yok denecek kadar azdır. Birilerinin överek
bitiremediği eşit insanlar arasındaki dostluklara
tanıklık edenlerin sayısı epey
sınırlıdır. İsmet ağabey bu dostlukların
anlamına müdrik bir dosttu, sentetik ilişkilerden ve yapmacık
beraberliklerden hiç haz almadı. Arkadaşlarından birisiyle bir
kırgınlık yaşadığında onu düzeltmek için çok
ama çok çaba harcardı. Dosta vefa göstermede hep özel bir yerde durdu,
Sevginin olmadığı, kimsenin birbirini anlamadığı
yerlerde Kalabalık, insanı yalnızlıktan kurtarmazdı.
derdi.
İsmet ağabey için
birbirlerinin yüzünü görmek için bir araya gelinmemeliydi; insanlar birbirini
anlamak ve gelecek için konuşmak üzere bir araya gelmeli ve mümkünse
İsmet Uçmaya filozofça söylenecek, not almaya değer cümleler
kurulmalıydı. Düşünüyorum da son yıllarda en çok not tutan
ağabeylerimden birisiydi.
Dost, insanın acılara
gark olduğu bir anda gönlünü açabildiği ve kendisinden emin olunan
bir kişidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Fiziki sıkıntıların tamamını bir hekimle
çözebilirsiniz ancak gönlünüz tıkandığında, nefes
alamadığınız vakit, üzüntünüz sizi boğarken fısıldayabileceğiniz
birisinin olması ne kadar kıymetlidir, tıpkı İsmet
Uçma ağabey gibi. Kederlerinizi, korkularınızı, gizlerinizi
ve zihninizi kemiren kuşkuları anlatabileceğiniz şeyleri
bir dosttan başka hiçbir şey ve hiç kimse iyileştiremez.
Şahsen benim bir
ağabeyim olarak yüz yüze veya telefonda sık sık
görüştüğüm bir şahsiyetti İsmet ağabey. Onunla son
telefon görüşmemizi ilk hastaneye yatırıldığında
yapmıştık, nefes almakta zorlanıyordu. İstanbul
dışındaydım. Ben ona moral vermeye
çalışırken kısık ve sıcak, sevecen bir sesle o
bana moral vermeye çalışmıştı.
Bu aziz ülkede acaba kaç
milletvekili metroyla, gemiyle, minibüs veya otobüsle, bazı zamanlar
ayakta yolculuk yapmıştır?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -
Tamamlayalım lütfen.
YAVUZ SUBAŞI (Devamla) -
Ya da bir cenazeye gittiğinizde milletvekili olduğunu anlatmak için
kimliğini kaç kişi göstermiştir, tanıyanınız var
mı? Ben tanıdım, İsmet Uçma ağabey. Her telefona
mutlaka döner; eğer geç dönmüşse, telefona anında cevap verememişse
özrünü ve mazeretini anlatan bir vekil tanıyor musunuz? Ben
tanıdım, İsmet Uçma ağabey.
Bir kafeteryada veya
öğrenci evinde yapacağınız basit bir yemeği iyi bir
lokanta yemeğine tercih eden bir dostumuzdu İsmet ağabey.
İsmet Uçma, yaşadığı zamanın ve tabi
tutulduğu statülerin ötesinde yaşayan insanlık ailesinin özel
kişilerinden biriydi diye düşündüğümü söylersem inanın
abartmış olmam. İşaret Yayınlarının
Cağaloğlu Yokuşundaki mekânı daima özel buluşmalara,
özel tanışmalara, özel tanıklıklara, özel
tartışmalara ev sahipliği yaptı. Şahsım da
Cağaloğlu müdavimlerinden biri olarak çok sayıda
görüşmelere ve sohbet halkalarına şahit oldum.
Bu duygu ve
düşüncelerle, geçtiğimiz yıl bugün vefat eden İsmet
ağabeyime Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum, hepimizin
başı sağ olsun. (AK PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Altay.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul
Milletvekili İsmet Uçmanın ölüm yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan. Sizi ve yüce
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Yavuz
Subaşı'ya çok teşekkür ediyorum. Biraz da duygulandık.
İyi niyetin, samimiyetin, insanlığın, vatanperverliğin
cisimleşmiş hâlidir İsmet Uçma. Onunla bu Parlamentoda birlikte
görev yapmaktan büyük gurur duyuyorum. Ölüm yıl dönümünde ben de hem
kendim hem partim adına Allah'tan rahmet diliyorum; sevenlerine,
milletimize başsağlığı diliyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar
Akarın, İstanbul Milletvekili İsmet Uçmanın ölüm yıl
dönümüne ilişkin konuşması
BAŞKAN - Biz de Divan
olarak sevgili İsmet Uçmaya Allah'tan rahmet diliyoruz. Birlikte görev
yaptık Parlamentoda.
Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren ilk 30 milletvekiline yerlerinden birer dakika söz
vereceğim. Bugüne mahsus 30 yapıyorum çünkü 1920den beri ilk kez
Altıncı Yasama Yılını birlikte icra ediyoruz. O
nedenle de 10 arkadaşıma daha söz verme ihtiyacı duydum.
Şimdi, ilk söz Sayın
Aycanın.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, 10 Ekim Dünya
Ruh Sağlığı Gününe ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN
(Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, 10 Ekim Dünya Ruh
Sağlığı Günüdür. Ruh sağlığının
korunması ve güçlendirilmesi konusunda farkındalık
oluşturmayı, önlenebilir ruhsal hastalıkları önlemeyi
hedeflemektedir. 2022 yılının teması, herkes için ruh
sağlığı ve iyilik hâlinin küresel öncelik hâline
getirilmesidir.
Ruh
sağlığı sorunları gittikçe artmaktadır.
İnternet bağımlılığı, Covid-19
salgını ruhsal sorunları daha da
artırmıştır. Her hastalıkta olduğu gibi ruh
sağlığında da öncelik hastalıklardan korunma olmalıdır,
önemli olan ruh sağlığını korumaktır. Bu nedenle,
ruh sağlığı hizmetlerinin daha yaygın sunulması
ve herkese ulaşması gerekmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak
Sayın Genel Başkanımızın emriyle ruh
sağlığı yasası hazırlanmıştır.
Yasa teklifiyle ruh sağlığı hizmetlerinin daha yaygın
ve etkin sunulması ve herkese ulaşması
amaçlanmıştır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Taşdoğan...
3.- Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğanın,
Gaziantepin Oğuzeli ilçesinde düzenlenen Geleneksel Nar, Yöresel
Kurutmalık, Kültür ve Sanat Festivaline ilişkin açıklaması
ALİ MUHİTTİN
TAŞDOĞAN (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gazi şehrimiz Gaziantepin nadide ilçelerinden olan ve
MHPnin güneydoğudaki kalesi Oğuzeli Belediyemiz tarafından
Oğuzelimizin kültürünü, sanatını, yöresel ürünlerini Türkiyeye
ve dünyaya tanıtmak amacıyla yapılan ve pandemi dolayısıyla
iki yıldır da ara verilen festival geçtiğimiz hafta sonu
gerçekleştirildi. MHP Genel Başkan Yardımcımız Sadir
Durmazın da katıldığı ve 12ncisi düzenlenen
Geleneksel Nar, Yöresel Kurutmalık, Kültür ve Sanat Festivaliyle
Oğuzeli ilçemizde âdeta yöresel kültür ve sanat şöleni
yaşandı. MHPnin sosyal belediyecilik
çalışmalarının da bir yansıması olan bu
muhteşem festivalde emeği geçen, Oğuzeli Belediye
Başkanımız Mehmet Sait Kılıç ve ekibi başta olmak
üzere, alın teriyle festivale renk katan Oğuzelili
hemşehrilerimize ayrı ayrı teşekkür ederiz.
BAŞKAN Sayın
Baltacı...
4.- Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacının,
Küre-İnebolu giriş yoluna ilişkin açıklaması
HASAN BALTACI (Kastamonu)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
11 Ağustos 2021
tarihinde Kastamonuda meydana gelen sel felaketi sonucu İnebolu-Küre
giriş yolu heyelan nedeniyle trafiğe kapanmıştır.
Felaketin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçmesine
rağmen 2 ilçeyi birbirine bağlayan bu yol hâlen
açılmamıştır. 2 ilçe arasındaki ulaşım
Kastamonu yolu girişi üzerinden sağlanmakta, sürücüler daha çok
mesafe katetmek zorunda kalmaktadır. Özellikle 2 ilçe arasında maden
taşımacılığı yapan kamyoncu esnafı
başta olmak üzere, neredeyse her gün artan akaryakıt fiyatları
altında ezilen tüm hemşehrilerimiz büyük mağduriyet
yaşamaktadır. Küre-İnebolu giriş yolu bir an önce
tamamlanmalı ve yol trafiğe açılmalıdır. Kürenin
zenginliği Küreye yol olmalıdır.
BAŞKAN Sayın
Kaya
5.- Osmaniye Milletvekili İsmail Kayanın, Türk Silahlı
Kuvvetlerinin terörle mücadelede sınır ötesi operasyonlarına
ilişkin açıklaması
İSMAİL KAYA
(Osmaniye) Teşekkürler Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğanın kararlılığı ve
milletimizin güçlü desteğiyle terör örgütlerine karşı
başlattığımız bataklığı yerinde kurutma
ve çatışmaları sınırlarımızın
dışına taşıma stratejimiz başarıyla devam
ediyor. Mazisi sayısız zaferlerle dolu olan Türk Silahlı
Kuvvetlerimizin başarılı operasyonları sonucunda
Irakın ve Suriyenin kuzeyinde son on günde çok sayıda PKKlı
ve YPGli terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Türk Silahlı
Kuvvetlerimizin icra ettiği bu başarılı operasyonlar,
Türkiyenin büyümesine ve güçlenmesine karşı olan her türlü hamlenin
misliyle karşılık bulacağının en büyük
göstergesidir. Türkiye Yüzyılı diyerek yeni bir vizyon
kazandırdığımız kutlu yürüyüşümüzün önüne kim
çıkarsa çıksın gereken cevabı vereceğimizden kimsenin
şüphesi olmasın diyerek Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Fendoğlu
6.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun,
Doğanşehir ilçesi Polat, Bıçakçı ve Gövdeli beldelerindeki
üretici ve çiftçilerin taleplerine ilişkin açıklaması
MEHMET CELAL FENDOĞLU
(Malatya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Doğanşehir
ilçemizin Polat, Bıçakçı ve Gövdeli beldesindeki köy
ziyaretlerimizde, hemşehrilerimizin, çiftçilerimizin, üreticilerimizin
taleplerini Gazi Meclisimiz aracılığıyla ilgili
Bakanlığımıza iletiyoruz. Bu kapsamda Malatya
Doğanşehir ilçemizde planlama raporları onaylanan ve ÇED
çalışmaları devam eden Polat Derbent ve Gövdeli Göletleri ile
jeoteknik çalışması devam eden Bıçakçı Göleti ve ön
inceleme raporu onaylanan Beğre Göletinin planlama ve proje
aşamalarının Tarım Bakanlığımız tarafından
bir an önce tamamlanarak 2023 yılı içerisinde yapımına
başlanması ve en kısa sürede bitirilmesi çiftçilerimizin ve
üreticilerimizin bize ilettikleri taleplerdir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Girgin
7.- Muğla Milletvekili Süleyman Girginin, evde ağır
engelli ve yaşlı bakan kadınların sorunlarına
ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN GİRGİN
(Muğla) Teşekkürler Sayın Başkan.
Engellilerin
bakımını üstlenenlerin yüzde 91i kadın ve engelli çocuk
anneleri, eşitsiz ve güvencesiz yaşlanıyor. Açlık
sınırının 7 bin lirayı aştığı
ortamda engelli çocuğuna bakan bir anneye 3.340 lira bakım
aylığı vermek Siz yaşamayın. demektir. Bakım
veren kadınlardan onlarcasının ameliyatını ertelemek
zorunda kaldığını, okulunu ya da işini
bıraktığını, sosyal yaşamdan tamamen
koptuğunu, gelecek kaygısı yaşadıklarını
görmüyor musunuz? Ayakta kalmaya çalışıyoruz. 2 kişilik
bir aileyiz ve bu bakım parası dışında bir
kazancım yok. diyen Ne evlatlarımızın
acısını görmek istiyoruz ne de bizden sonraya kalmasını.
diyen ailelerin sesine iktidar kulak versin. Evde ağır engelli ve
yaşlı bakan kadınlar sosyal sigorta sistemi içine
alınmalı, primleri devlet tarafından karşılanmalı
ve emeklilik hakkı sağlanmalıdır.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Taşkın
8.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının,
Türkiyenin ihracatta sağladığı başarıya
ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü
liderliğinde Türkiye ihracatta 2021 yılında
yakaladığı başarıyı 2022 yılında da
sürdürmeye devam ediyor. Eylül ayında ihracatımız
geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 9,2
artışla 22,6 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek eylül
ayı ihracatı olarak gerçekleşti. 2022 yılı Ocak-Eylül
dönemi ihracatımız ise geçtiğimiz yılın aynı
dönemine göre yüzde 17 artışla 188,2 milyar dolar seviyesine
çıkarak oldukça güçlü bir performans göstermiştir. Seçim bölgem
Mersin de eylül ayında gerçekleştirdiği 249 milyon 726 bin
doları aşan ihracatla önemli bir başarı göstermiştir.
Türkiye ekonomisi
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
güçlü liderliğinde yatırım, üretim, istihdam ve ihracata
dayalı büyümesine rekorlar kırarak devam etmektedir diyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Arkaz
9.- İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, Milliyetçi Hareket
Partisinin Alevi İslam inancına sahip kişilere
bakışına ilişkin açıklaması
HAYATİ ARKAZ
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimiz bizim
canımızdır, ne ayrımız ne de gayrımız
vardır. Cami ne kadar bizimse cemevi de o kadar bizimdir. Saz bizim, söz
bizim, cem bizim, semah bizimdir. Allahımız bir, Peygamberimiz bir,
kıblemiz bir, kitabımız bir, imanımız bir,
acımız bir, sevincimiz birdir. Hazreti Ali diyor ki: Gönülleriniz
bir olmadıkça sayıca fazla olmanızın bir anlamı
yoktur. Bizim gönlümüz birdir. Bu suretle, maksadımız gönüller
yıkmak değil, gönül üstüne gönül yapmak, gönülleri kazanmaktır.
Milliyetçi Hareket Partisinin dayandığı asırlık Türk
milliyetçiliği düşüncesi hiçbir zaman ayrımcı ve
uzaklaştırıcı olmamıştır. Bizim gönlümüzde
herkese yer vardır, bizim sevgimiz herkese yetecektir.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Çelik
10.- Mardin Milletvekili Tuma Çelikin, 27/10/2008 tarih ve 14273
sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ilişkin
açıklaması
TUMA ÇELİK (Mardin)
Herhangi bir ayrım olmadan belli bir bedelle Türkiyede mülk
alımı yapan bütün yabancılar Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlığına kabul ediliyorlar. Bugüne kadar bu yolla,
Türkiyenin 3 ili dışında, yabancılar mülk alımı
yaptılar. Diğer tarafta, Türkiyede yabancılara mülk
satışının mümkün olmadığı 3 il bulunuyor.
27/10/2008 tarih ve 14273 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla
Mardin, Kilis ve Hatay illerinde kamu yararı ve ülke güvenliği
nedeniyle yabancılara mülk satışı
yasaklanmıştır.
Soruyorum: Bu kararı
veren Bakanlar Kurulunun da unuttuğunu tahmin ettiğim, İstanbul,
Edirne, Kars, Hakkâri ve Antalyanın da içinde yer aldığı,
Türkiyenin 78 ilinde olmayan kamu yararı ve ülke güvenliği nedir? Bu
karar, kendisi ve ebeveynleri bu illerde doğmuş, büyümüş ve
değişik nedenlerle vatandaşlığını kaybeden
Süryani, Melkit Hristiyan, Arap, Alevi ve Kürtlere karşı
alınmış bir karar gibi görünüyor. Eğer böyle değilse
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Öztunç
11.- Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunçun, AK PARTİli
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin Kahramanmaraşlıya
zulmettiğine ilişkin açıklaması
ALİ ÖZTUNÇ
(Kahramanmaraş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, AK
PARTİli Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi
Kahramanmaraşlıya zulmediyor. Bakın, AK PARTİ Ankarada su
fiyatlarının yarı yarıya indirilmesi için önerge veriyor.
AK PARTİli meclis üyeleri oy veriyorlar, önerge veriyorlar ama aynı
AK PARTİnin meclis üyeleri, belediyesi Kahramanmaraşta suya zam
yaptırıyor. Yüzde 100ün üzerinde, Kahramanmaraşta suya zam
yapılmıştır. Bu yetmiyormuş gibi bir de
vatandaşın bilgisi, isteği, rızası olmadan su
sayaçları değiştiriliyor. Millet zaten enflasyonun altında
inim inim inliyor, AK PARTİli Kahramanmaraş Belediyesi bir de
vatandaşın cebindeki üç beş kuruşa göz dikmiş, su
sayaçlarını değiştirerek milletin cebindeki parayı
resmen çalıyor. Kınıyorum AK PARTİli Kahramanmaraş
Büyükşehir Belediyesini ve Başkanını.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Gaytancıoğlu
12.- Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, AKPnin
Edirnedeki Söğütlük Kent Ormanını millet bahçesine
dönüştüreceğine ilişkin açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Edirne) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
AKP, Zihni Sinir projelerinin
birini Edirnede halkımızın tepkisine rağmen yapmaya
çalışıyor. Söğütlük Ormanı olarak bilinen
Edirnedeki kent ormanını millet bahçesi yapacaklarmış,
üstelik 246 milyon lirayı da burası için harcayacaklar. Millet
bahçesi yapılmak istenen alan zaten doğal orman ve halkımız
tarafından piknik yeri olarak kullanılıyor. Millet bahçesi
yapacak yer mi bulamadınız? Doğal ormanı betona
dönüştürmek hangi aklın işidir? Yapacaksanız, gidin
Edirnede millet bahçesi yapacak bir sürü alan var. Sabah akşam her yeri
betona dönüştürmek isteyenlerin bilinçaltını bilimin
incelemesine havale ediyoruz. Yapacaksanız insan gibi iş yapın,
paraları doğayı katletmek için harcamayın; Sarosa
yeterince zarar verdiniz zaten. 246 milyonu buraya harcamak yerine gelin
Edirnenin bir türlü bitirilemeyen sulama projelerine kaynak ayırın.
Keşan-Enez yolunu kağnı yolu olmaktan çıkarın.
BAŞKAN Sayın
Bülbül
13.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün, zeytin üreticilerinin
sorunlarına ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
AKPnin beceriksiz tarım politikaları zeytin üreticilerini de
bitirdi. Üreticiden alınan zeytinin fiyatları yaklaşık 2
lira geri geldi, ilk açıklandığında ortalama 8,5 liraya
gelen zeytin şu anda 6,5 liraya geliyor. Üreticiden üç kuruşa
alınan zeytin ise markette 50-60 liradan satılıyor. Geçen
yıl satılan 1 kilo zeytinle tam
Çözüm basit; geliyor gelmekte
olan.
BAŞKAN Sayın
Yılmaz...
14.- Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmazın,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın
kurulacağını açıkladığı Alevi-Bektaşi
Kültür ve Cemevi Başkanlığına ilişkin
açıklaması
ZEYNEP GÜL YILMAZ (Mersin)
Yolumuz ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur. diyen
Hacı Bektaş Veli, yüzyıllar geçse de felsefesinin derinliği
ve gerçekliğiyle günümüz toplumlarına da ışık
tutmuştur. Hak dostları ve gönül sultanlarının ilimle,
irfanla, hikmetle yoğurdukları Anadolu topraklarımıza bu
büyük medeniyete sahip çıkmak hepimizin görevidir. AK PARTİ
hükûmetlerimiz de her bir insanımızın devletimizin birinci
sınıf vatandaşı olduğu şiarıyla hareket
ederek inancı ve kimliği ne olursa olsun tüm temel hak ve
özgürlüklerden yararlanabileceği bir Türkiye inşa etmek için
çalışmaktadır. Bu kapsamda, Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğanın kurulacağını
açıkladığı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi
Başkanlığının şimdiden ülkemize, milletimize
hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Hacı Bektaş
Veliyle başladık, yine onunla bitirelim: Bir olalım, iri
olalım, diri olalım.
BAŞKAN Sayın
Şeker
15.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin, alkolün
zararlarına ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER
(Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
Ankara Çayyolunda Onur Şener cinayetini işleyen canilerin,
İzmir Çiğlide Kur'an-ı Kerimi yakan ve Müslümanlara hakaret
eden insanlıktan nasibini almamış şahısların
ortak özellikleri içkili ve sarhoş olmalarıdır. Yapılan
araştırmalarda alkol kullanımı ile suç arasında bir
ilişkinin olduğu, alkol bağımlılarında suç
işleme oranının yüzde 68 olduğu bilinmektedir. Türk
Karaciğer Vakfı 2nci Başkanı Doktor Necmi
Sınanmış der ki: Alkolün ilk erittiği, insanın
kişiliğidir. Yine Doktor Necmi, dünyadaki cinayetlerin yüzde
85inin, tecavüzlerin yüzde 50sinin, şiddet olaylarının yüzde
50sinin, ölümcül trafik kazalarının yüzde 65inin, aile içi kavga ve
geçimsizliklerin yüzde 70inin, sonradan olan akıl hastalıklarının
yüzde 60ının nedeninin alkol olduğunu ifade etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İLYAS ŞEKER
(Kocaeli) - Peygamberimiz buyuruyor ki: İçki bütün kötülüklerin
anasıdır.
BAŞKAN Sayın
Çakır
16.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın, 10 Ekim Dünya Ruh
Sağlığı Gününe ilişkin açıklaması
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli)
Sayın Başkan, Dünya Ruh Sağlığı Günü,
yaklaşık otuz yıldır, ruh sağlığı ve
hastalıklarının farkındalığını ve anlaşılırlığını
artırmak amacıyla kutlanmaktadır. Covidle beraber küresel
olarak ruh sağlığının aşırı
etkilenmiş olduğu söylenmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün
raporuna göre, her 4 kişiden 1i hayatının bir
aşamasında ruhsal bozukluktan etkilenirken zihinsel, nörolojik ve
madde kullanım bozuklukları küresel hastalık yükünün yüzde
15ini oluşturmaktadır. Bu rakamlar, ruh sağlığı
konusunda dünyanın el birliğiyle çözüm üretmeye mecbur olduğunu
göstermektedir. Dünya, maddi yokluğun yanında manevi, moral
değerlerdeki boşluğun girdabında debelenirken yeterli
çözümü üretememiş. Durum tespit tabloları yayınlamanın
ötesinde yeni ve acil çözüm üretmek, insanlık vasfına ve onuruna
yakışan şekilde, ruhu tımar veya tamire
kalkışmadan, ruha verilmesi gereken gıdanın gecikmeden ve
gerektiği gibi verilmesini teminden geçmektedir. Yoksa bade harab-ül Basra
diyor, Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
İlhan
17.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhanın,
Kırşehirli esnafın sorunlarına ilişkin
açıklaması
METİN İLHAN
(Kırşehir) Teşekkür ederim Başkanım.
Süregelen ekonomik krizlerden
en çok etkilenenlerin başında küçük esnaf ve KOBİler
gelmektedir. Bu hafta Kırşehirde esnaf ziyaretleri yaptım,
inanın durum çok kötü. Yüksek kira ve enerji fiyatları, sigorta
primlerinin yaşattığı sorunlar ve ticari daralma
esnafımızın direncini kırılma noktasına getirmiştir.
40 metrekarelik küçük bir dükkân 16 bin liralık elektrik
faturasını nasıl ödesin, bu mümkün mü? Ne yapsın esnaf;
buzdolabını mı kapatsın, vitrin
ışıklarını mı söndürsün? Bu sebeple,
esnafımızın takibe düşmüş borçlarıyla ilgili,
öteleme değil, borçların devlet desteğiyle ödenmesi
sağlanmalıdır. Enerji fiyatlarıyla ilgili en az yüzde
50lik bir destek de ivedilikle hayata geçirilmelidir. Çünkü
esnafımız şu ana kadarki birikimlerini de ayakta kalabilmek adına
tüketti. Bu süreç toplumsal bir travmaya dönüşmeden bir an önce
esnafımızla ilgili bir kriz masası kurulmalı ve acilen
esnafımıza can suyu verecek tedbirler alınmalıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Akın
18.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının,
Balıkesir ve ilçelerinde, AK PARTİ iktidarının söz verip
tutmadığı yatırım vaatlerine ilişkin
açıklaması
AHMET AKIN (Balıkesir)
Sayın Başkanım, teşekkürler.
Balıkesirimizde ve
ilçelerimizde AK PARTİ iktidarının söz verip
tutmadığı birçok yatırım vaadine şahitlik
ediyoruz. Burada Balıkesirimize verilen ve tutulmayan sözleri de sık
sık gündeme getiriyorum. Bunlardan bir tanesi de Bandırmamıza
söz verilen yeni stadyumun yapılmasıydı. Nisan ayında bu
konu AK PARTİ Genel Başkanı Erdoğan'a da iletildi ve
Balıkesir'imize geldiğinde tekrar hatırlatıldı ancak
tık yok. Gençlik ve Spor Bakanı da konuyu
araştıracaklarını söylemişti. Samsun'da ve Akhisar'da
örnekleri olan ve Bandırmamıza söz verilen butik stat
yatırımı için araştırmalar bir türlü bitmek bilmiyor.
Özetle, vaat var, icraat yok; durum tam da böyle.
AK PARTİ
iktidarının ömrü bu yatırımları yapmaya yetmeyecek
ancak hemşehrilerim hiç merak etmesin, biz hayata geçireceğiz ve
Balıkesir'imizin ve ilçelerimizin yatırımlarını en
güzel şekilde tamamlayıp yenilerini yapacağız.
BAŞKAN - Sayın
Yılmazkaya
19.- Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkayanın, AKP
Hükûmeti tarafından elektrik ve doğal gaza yapılan zamlara
ilişkin açıklaması
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep)
- Teşekkürler Sayın Başkan.
Avrupa ülkeleri başta
olmak üzere gelişmiş birçok ülke vatandaşlarının,
sanayi ile ticaret işletmelerinin enerji faturalarını
hafifletmek ve destek olmak adına çeşitli adımlar atarken
ülkemizde ise bu durum tam tersine işlemektedir. Bütçe
açığını kapatmak adına bu durumu âdeta fırsata
çeviren iktidar, yaklaşan kış ayları öncesi elektrik ve
doğal gaza peş peşe yaptığı yüklü zamlarla
vatandaşı ve sanayiciyi zora sokmuştur. Diğer ülkelerin
hükûmetleri enerji faturalarını sübvanse etmek adına peş
peşe adımlar atarak vatandaşları korumak, ekonomi ve sanayi
kuruluşlarının ağır faturalar altında ezilmesini
önlemek adına birçok tedbiri hayata geçirirken, maalesef AKP Hükûmeti
tarafından elektrik ve doğal gaza büyük zamlar yapılmakta ve
daha da vahimi yeni zam planları yapılmasıdır. Hükûmete
çağrımız, vatandaşın, esnaf ve sanayicinin bu zor
günleri geçirebilmeleri için bütçeden gerekli kaynağı
ayırması, elektrik ve doğal gaz fiyatlarını sabit
tutarak gerekli desteği sağlamasıdır. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın
Şimşek
20.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin,
ÇUKOBİRLİKin önemine ve desteklenmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
Çukurova'da pamuk hasadı başlamış, Hükûmet de 21 lira gibi
bir fiyat açıklamıştır. Açıklanan fiyat pamuk
üreticilerimizi memnun etmiştir. Yalnız, bölgedeki alıcı
olan kurumsal tek firma ÇUKOBİRLİK'tir. ÇUKOBİRLİK de
ortakları dışında alım yapmamaktadır. Tüccarlar
da bunu fırsata çevirerek piyasayı 13-14 liraya kadar
düşürmektedir. ÇUKOBİRLİKin finans olarak Bakanlık
tarafından desteklenmesi ve üreticimizin mağdur olmaması
adına yapacağı alım miktarının
artırılması gerekmektedir. Adanadan Urfaya kadar olan bütün
bölgede tek alıcı ÇUKOBİRLİKtir. Ben buradan
çağrıda bulunuyorum: ÇUKOBİRLİK desteklenmeli ve
ÇUKOBİRLİK de kendisine ortak olmayan çiftçilerin pamuğundan da
mutlaka alarak piyasayı dengelemelidir.
Teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın
Gergerlioğlu
21.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun,
milletvekilleri Habip Eksik ve Sait Dedeye yapılan saldırıya
ilişkin açıklaması
ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Habip Eksik ve Sait Dede
vekillerimize yapılan saldırı, Meclisin manevi
şahsiyetinedir, onurunadır, haysiyetinedir. Polis şiddetinin hak
arayan mağdurlara, habercilik yapan gazetecilere yönelmesi yetmezmiş
gibi, milletin temsilcisi olan milletvekillerine yönelmesi sadece HDPnin
değil, tüm Meclisin ve 84 milyonun konusu olmalıdır. Utanç
verici açıklamalar yapan Hakkâri Valisi haddini bilmelidir.
Sayın Şentopa
soruyorum: Milletvekillerine yapılan, tekrar eden saldırılar
karşısında susan Sayın Şentop, hangi Meclisin
Başkanısın? Başkan mısın yoksa cumhur zulüm
ittifakının zulümlerinin koruyucusu, İçişleri
Bakanının hamisi misin? Meclis Başkanının vekillerin
dokunulmazlığını korumaktan başka bir görevi var
mıdır?
BAŞKAN Sayın
Filiz
22.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, mevsimlik
tarım işçilerinin sorunlarına ilişkin açıklaması
İMAM HÜSEYİN
FİLİZ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Aileleriyle göç eden
mevsimlik tarım işçileri, kendi kurdukları derme çatma
çadırlarda elverişsiz barınma, sağlıksız
beslenme, temizlik gibi temel ihtiyaçlarının
karşılanmadığı şartlarda yaşamaya devam
ediyor. Duş ve tuvalet konusu ise tam anlamıyla insanlık
dışı bir durum arz etmektedir. Çocuklar dâhil, bütün aile
bireyleri yevmiyeli olarak çalışmakta, zaten düşük olan
ücretlerinin bir kısmını da dayıbaşına vermek
zorundalar. Her yıl mevsimlik tarım işçileriyle ilgili
genelgeler yayımlansa da genelgelerde ifade edilen uygulamalar hayata
geçirilmiyor. Traktör römorklarında taşınma sırasında
yaşanan kazalar, kaybedilen hayatlar... Çocuklarının yüzde 94ü
eğitim imkânından mahrum kalan, sayıları 2 milyona ulaşan
mevsimlik tarım işçileri, sorunlarına çözüm beklemektedir.
İYİ Parti olarak
iyi tarım politikamızla çiftçimizin, emekçimizin ve mevsimlik
tarım işçimizin yanında olacak, sorunları biz
çözeceğiz. Az kaldı diyor, Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Tığlı...
23.- Giresun Milletvekili Necati Tığlının,
iktidarın ekonomiyi ileri sürerek projeleri ertelediğine ilişkin
açıklaması
NECATİ TIĞLI
(Giresun) 5li çeteler için ihale yapmaktan, para dağıtmaktan
bıkmayan iktidar, iş, halka hizmet etmeye gelince ekonomiyi ileri
sürerek projeleri erteliyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı, Güney Çevre Yolu Projesi için 2012 yılında
başlayacak. diye tarih vermişti. Sonra 2015 yılında
çalışmalar ve ihale tamamlandı. dedi. 2019 yılında
çalışmalarda sona gelindi. denildi. Benzer sözler 2020
yılında da söylendi. Verilen sözler ortadayken bugün gelinen noktada
bir gelişme yok. Bu proje 2022 Yatırım Programında da yer
almadı. Çevre Yolu Projesini yapamayan iktidar ne yaptı? 2022
Yatırım Programında yer alan Liman Köprülü
Kavşağı'na 5 kuruşluk ödenek bile aktarmadı.
Giresunda şehir merkezinde yaşanan trafik can ve mal kaybına
neden oluyor, acil çözüm gerekli. 1
defa değil, 10 defa değil, 100 defa söz verip tutmamak, iktidarı
tarif etmek için yeterlidir.
Teşekkür ediyorum
Başkanım.
BAŞKAN - Sayın
Güzelmansur...
24.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun, akaryakıta
yapılan zamlara ilişkin açıklaması
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Akaryakıta yine zam,
zam, zam... Geçen yıl 10 Ekim 2021de,
BAŞKAN Sayın
Ekinci
25.- Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, Sivas Belediyesince
yapılan Amatör Spor Evi ve Kompleksine ilişkin açıklaması
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Teşekkür ediyorum Kıymetli Başkan.
Sivas Belediyemiz
tarafından stadyum bölgesinde yapımı tamamlanan Amatör Spor Evi
ve Kompleksi içerisinde
BAŞKAN Sayın
Aksoy
26.- Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoyun, 27nci Dönemin
Altıncı Yasama Yılının sonunda yapılacak olan
seçimlerde bütün partilere başarılar dilediğine ilişkin
açıklaması
HÜSEYİN AVNİ AKSOY
(Karabük) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 27nci
Dönemin Altıncı Yasama Yılının sonunda memleketimizde
seçimler yapılacak. Buradan parti liderlerimize, vekillerimize ve
halkımıza sesleniyorum: Tek amacımız,
milletvekilliğine devam etmek veya birbirini alt etmek değil, sadece
vatanımız olmalıdır. Cumhuriyetimizin 100üncü
yılına giderken emperyalistler ve taşeronları, Yunanistan,
Kıbrıs Rumları, teröristler ile Ermenistan ve de yerli iş
birlikçileri, Lozanı yok etmek istemektedirler. Bir oy fazla alayım
diye Türk milletinin millî duygularını zayıflatıcı
propaganda yapmadan, millî ve yerli konularda birliğimizi
aşındırmadan, kardeşlik içinde
çalışmalarınızı sürdürmenizi tavsiye ediyorum. Biz
Memleket Partisi olarak Türk milletini ayrıştırmadan Ne cumhur
ne millet, tek yol memleket. sloganıyla, milletimizi
barıştırıp kucaklaştırarak iktidara
geleceğiz. Bütün partilere başarılar diliyorum.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Göker
27.- Burdur Milletvekili Mehmet Gökerin, iktidarın
sağlıkta dönüşüm politikalarına ilişkin
açıklaması
MEHMET GÖKER (Burdur)
Sayın Başkanım, sosyal devletin en önemli görevlerinden biri de
sağlıktır. İlaç olmadan sağlık hizmeti de
verilemez. Bugün sağlıkta dönüşüm diye ortaya atılan politikaların
sonucunda piyasada ilaç bulunamamakta, eczacılarımız ilaç
tedarikinde ciddi anlamda sıkıntı çekmektedir. Tasarruf tedbiri
olarak ilaç fiyatlarının baskılanması bu
sıkıntıyı beraberinde getirmiştir. Bu sorunun
ışığında, eczacıların ekonomik
çıkmazına, kamu eczacılarının hak
kayıplarına, ilaç yokluklarına, hastanın cebini yakan
yüksek ilaç farklarına karşı, Bakanlığı tedbir
almak için göreve davet ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Kaplan
28.- Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplanın, devletin
sistinozis hastalığının ilacını ödeme
kapsamından çıkarmasına ilişkin açıklaması
İRFAN KAPLAN (Gaziantep)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün ziyaretime Konyadan
bir aile geldi, 21 ve 11 yaşlarında 2 çocuğu da sistinozis
hastası. Devlet, sistinozis hastalığının
ilacını ödeme kapsamından çıkardı, özelde dahi ilaca
erişim oldukça zor. Ömür boyu kullanmaları gereken bu ilacın dar
gelirli bu ailemize maliyeti çok çok yüksek. Hayati öneme sahip olan bu ilaçlar
mutlaka ödeme kapsamına alınmalı. Bu 2 evladımız gibi,
bu hastalığı yaşayan yüzlerce hastamız da aynı
mağduriyeti yaşamaktadır. Buradan Sağlık Bakanı
ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanına sesleniyorum: Bu
çocuklarımızı ölüme terk etmeyin, ivedilikle bu ilacın
temini, erişimi noktasında somut adımları atın ve bu
ilacı ödeme kapsamına alın.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Bulut
29.- Adana Milletvekili Burhanettin Bulutun, Süper Ligde olan Adana
Demirsporun her hafta hakkının yenildiğine ilişkin
açıklaması
BURHANETTİN BULUT
(Adana) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Süper Ligde şehrimizin
en köklü takımlarından olan Adana Demirsporun her hafta hakkı
yeniliyor. Hakem hatasıyla sahada futbolcuların, maddi olarak zor
durumda takıma destek olan Demirspor yönetiminin, fedakâr, cefakâr
taraftarının alın teri, emeği çalınıyor. Sahada
penaltımız verilmiyor, Adana Demirsporun aleyhine çok kolay penaltı
çalınıyor. Adana Demirspor taraftarı sormadan edemiyor Üst üste
yapılan bu fahiş hatalar, hakemlerin faul düdüklerindeki,
kartlarındaki, çifte standart neden hep bizim başımıza
geliyor? diye. Son olarak Gaziantep maçında penaltımız
çalınmadı, yediğimiz gol ofsayttı, on üç dakika duran maç
on altı dakika uzatıldı. Adana Demirspor ayrıcalık
değil, sadece adalet istiyor, adil bir hakem yönetimi istiyor. Buradan
MHKye ve Futbol Federasyonuna sesleniyorum: Adana Demirspor sahipsiz
değildir, Adana Demirsporun ağır taşı altında
kalırsınız.
BAŞKAN Sayın
Gürer
30.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, iktidar
tarafından, belediye şirket çalışanlarına bir an önce
kadrolarının verilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Teşekkürler Sayın Başkan.
Belediyelerde zabıta
memurlarının yanı sıra belediye şirketlerinden
alınan, yardımcı personel statüsünde
çalıştırılan, zabıta kıyafeti giydirilen,
zabıtanın görevi yaptırılan ama kadrosu verilmeyen
çalışan arkadaşlarımız var. Bunların bir an önce
kadroları verilmeli ve belediyelerde zabıta, yardımcı
zabıta statüsünde olanlar da kadroya alınmalıdır.
Ayrıca, belediye iktisadi teşekküllerine alınan işçiler
için de kadro haktır, onların da kadrolarının bir an önce
verilmesi lazım. 400 bin insan mağduriyet yaşıyor.
Taşerondan geçtikten sonra iyileştirme de sağlanmadı.
Belediye şirket çalışanlarına da iktidar, bir an önce
kadrolarını vermeli ve belediye kadrolarında asıl işi
yapan, asıl işin karşılığı ücreti de
almalıdır diyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Köksal
31.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın,
Afyonkarahisarın Şuhut ilçesine bağlı Balçıkhisar
köyü ile Dazkırı ilçesine bağlı Sarıkavak köyünün
sorunlarına ilişkin açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Seçim bölgem Afyonkarahisar
ili, Şuhut ilçesine bağlı Balçıkhisar köyünde pancar
kooperatifi tarafından verilen patates tohumlarının bozuk
çıkması yüzünden verim çok az oldu. Çiftçinin mağduriyeti had
safhada. Bu nedenle bu yıl tohum paralarının en az yüzde
20sinin alınmaması gerekiyor. Tohum, gübre, yem, mazot
zamlarıyla ezdiğiniz çiftçiye CHP iktidarında biz sahip
çıkacağız; emeğinin
karşılığını alacak, yüzü gülecek.
Yine, seçim bölgem
Dazkırı ilçesinde Sarıkavak köyü, on beş yıl önce baraj
yapılması için müracaat etti. Fizibilite çalışması
yapıldı, ihale aşamasına gelindi ancak maliyet gerekçe
gösterilerek Kocadere mevkisi bu iş için uygun olduğu hâlde
yapılmıyor. Ayrıca kapalı sulama sistemi kurulması
gerekiyor, şu anda kapalı sulama sistemi olmadığı için
kayıplar çok. Bu nedenle de kapalı sulama sistemi şart. AKP bunu
yapmadı, yapamaz da.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Ama söz veriyoruz: CHP iktidarında barajınız olacak,
kapalı sulama sistemine kavuşacaksınız. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Örs
32.- Trabzon Milletvekili Hüseyin Örsün, Araklı Stadyumunun
durumuna ilişkin açıklaması
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, Trabzonun çok güzel bir ilçesi var, Araklı
ilçesi. Türkiye Büyük Millet Meclisinde Araklının
sorunlarını, özellikle Taşönü Mahallesindeki çöp tesisinin
bölgeye verdiği çevresel zararı defalarca dile getirmiştim.
Bugün de ilçe stadyumuna dikkatlerinizi çekmek isterim. Araklı ilçe
stadyumu; zemini, tribünleri, soyunma odaları ve diğer
donatılarıyla bugün kullanılamaz hâldedir arkadaşlar.
Araklısporun maçlarının oynandığı, birçok bayram
kutlamasına ev sahipliği yapan Araklı Stadyumu, maalesef bugün
harabe durumdadır, stadyum demeye bin şahit ister vaziyettedir.
İktidar, Araklıya verdiği stadyum sözünü ne zaman
tutacaktır? 50 bin nüfuslu Araklı ilçemiz stadyumuna ne zaman
kavuşacaktır?
Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Tanal
33.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın,
Şanlıurfanın eğitim sorununa ilişkin
açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Değerli Başkanım, Şanlıurfanın mahalle diye
geçen aslında köylerde bulunan okullarda taşıma sistemiyle
eğitime öğrenciler gidemiyor yani burada 2 kilometreye kadar bir
sınırlama getiriliyor; eğitimde tasarruf yapacaklarına
rüşvette, yolsuzlukta, ihalede tasarruf yapsınlar; eğitimde
tasarruf olmaz. Yani cumhuriyetin ilk kurulduğu dönemlerde her yerde okul
vardı ama AK PARTİ döneminde okulların sayısı azaltıldı;
kapatıldı, taşımalı eğitime geçildi, bunun da
adı tasarruf oldu. Yani bu araba saltanatından tasarruf
yapsınlar, öğrencilerin taşımalı eğitiminden
tasarruf yapmasınlar.
Teşekkür ederim,
saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz
taleplerini karşılayacağım.
Sayın Usta
34.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, 27nci Dönem
Altıncı Yasama Yılının önemine, sansür yasasına,
Hazreti Hüseyinin Kerbelâda şehit edilişinin yıl dönümüne,
Ankara Garı saldırısının yıl dönümüne,
eczacıların sorunlarına, son zamanlarda artan intihar
vakalarına, Kabine toplantısı sonrasında
Cumhurbaşkanının verdiği müjdelere ve Hükûmetin
uyguladığı yanlış politikalara ilişkin
açıklaması
ERHAN USTA (Samsun)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
1 Ekim itibarıyla 27nci
Dönem Altıncı Yasama Yılı başlamış oluyor.
Bu yasama yılı tabii önemli, altıncı olmasının
ötesinde Türkiyeyi seçime götürecek bir yasama yılı olacak.
Hayırlı ve uğurlu olmasını hem ülkemiz için hem de
Meclisimiz için temenni ediyorum.
Tabii, böyle bir yasama
yılına Türkiyede basın hürriyetini ve ifade özgürlüğünü
geriye götürecek bir sansür yasasıyla başlamış olması
da fevkalade üzücüdür. Keşke iktidar grubu böyle bir kanun teklifiyle Meclisi
açmasaydı. Türkiye'nin sorunları büyüyor; Türkiye'nin, milletimizin
refahını artıracak kanun teklifleriyle gidilmesini biz tercih
ederdik. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde, maalesef, Türkiye, 180
ülke içerisinde 149uncu sırada. Eğer bu kanun bu hâliyle geçerse bu
sıralamamız çok daha kötü olacak; bu da çok net bir şekilde
ortadadır. Ben aklıselimin galip geleceğini düşünerek en
azından buradaki mahzurlu maddelerin -29uncu madde başta olmak
üzere- düzeltileceğini de temenni etmek istiyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; miladi takvime göre dün, Peygamber Efendimizin
torunu Hazreti Hüseyin'in Kerbelâ'da şehit edilişinin yıl
dönümüdür. Sadece Hazreti Hüseyin değil, ehlibeytten 70 kadar da insan
şehit edilmiştir. Hazreti Hüseyin'in niye şehit olduğunu
hiç aklımızdan çıkarmamamız lazım, zulme ve
haksızlığa karşı durmuştur. Bu tavrı Türk
milleti olarak bizim de sürdürmemiz gerekir.
Aynı zamanda, yine dün
IŞİDin Ankara Garı saldırısının yıl
dönümüydü. 103 insan hayatını kaybetmişti. Ben orada hayatını
kaybeden insanların ailelerine de tekrar sabırlar diliyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; eczacıların sorunları her geçen
gün artıyor. Bizleri de ziyaret ettiler. Yakında da bir gösteri
yapmak durumunda da kalacaklar. 28.700 eczacı var ülkemizde. Biliyorsunuz,
eczacıların gelirlerini aslında devlet belirliyor; nereden, ne
kadar kâr alacağını, ne kadar insan
çalıştırılması gerektiğini devlet belirliyor.
Aynı zamanda bir anlamda da kamu hizmeti görüyor eczacılar.
Dolayısıyla, özellikle belli ölçeğin altındaki
eczacıların durumunun çok sıkıntılı olduğunu
görmemiz gerekiyor. Burada düzeltilme yapılması gereken yerler var.
Bu konuda da Hükûmetin daha anlayışlı davranması
gerektiğini düşünüyoruz. Zaten sağlıkla ilgili sorunlar
artıyor, Türkiye'de bir kısım, özellikle yeni nesil ilaçlar
bulunamıyor, bir de eczacılık ayağında da ciddi bir
aksama olursa bu, Türkiye açısından iyi olmaz; bu konuda Hükûmetin
dikkatini çekmek istiyorum. Daha yaşanabilir, daha yaşayabilir bir
hâle getirmemiz lazım eczacıların durumunu.
Samsun'da, aralarında
belediye çalışanı, özel güvenlik görevlisi, emekli polis ve 1
öğrencimizin de bulunduğu 7 vatandaşımız son günlerde
intihar ederek hayatına son vermiştir. Dikkat ederseniz bunların
içerisinde çalışanlar da var yani işsiz olduğu gibi
çalışanlar da var.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun)
Maalesef AK PARTİ hükûmetleri döneminde Türkiye çalışan
yoksullar kavramıyla tanıştı. Azalan alım gücü ve
artan ekonomik şartlar vatandaşımızı bunalıma
sürüklemeye devam ediyor. İktidar, geçim sıkıntısı
yaşayan vatandaşlarımızın durumunu maalesef görmezden
geliyor. Bakan Nebati'nin ne olduğu anlaşılmayan heterodoks
politikalarının da vatandaş nezdinde bir
karşılığının olmadığını da
burada bu şekilde görmüş oluyoruz. Oğluna okul kıyafeti
alamadığı için intihar eden insanlar, işte, evine ekmek
götüremediği için intihar eden insanları maalesef
yaşıyoruz. Bu sadece Samsunda değil, Türkiyenin her
tarafında aslında var; ben Samsun örneğini verdim kendi seçim
bölgem olduğu için.
Tabii, sadece ekonomik alanda
yaşanan buhran değil, aynı zamanda özgürlük ve demokrasi
alanlarının kısılması, baskı rejiminin giderek
artması da zannediyorum bu toplumda çaresiz bir ortam oluşturuyor ve
insanları da intihara sürükleyen olayların veya nedenlerin
başında geliyor. Geçtiğimiz iki günde de 5 polisimiz maalesef
intihar girişiminde bulunmuş, 4ü hayatını
kaybetmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğünün resmî açıklamalarına
göre dokuz ayda, 2022 yılının dokuz ayında 44 polis
memurumuzun intihar ettiği açıklanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) -
Teşekkür ederim.
İntihara sessiz kalarak
ve sebeplerini araştırmayarak gerçeklerin üzerini örtmek mümkün
değildir. Sayın Cumhurbaşkanı Fırat Nehrinin
kenarında kaybolan bir koyunun hakkı bile bizden sorulur. derdi, bu
sorumluluğu kendisine hatırlatmak istiyoruz, bu sorumluluğu
çoktan beri Sayın Cumhurbaşkanı unutmuş görünüyor.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dün gerçekleşen Kabine toplantısı
sonrasında Sayın Cumhurbaşkanının milletimize
müjdeleri oldu, tabii, bunlara nasıl müjde deniyor, onu anlamak mümkün
değil. Borç içerisinde kıvranan esnafa kredi kolaylığı
sağlamayı Sayın Cumhurbaşkanı bir müjde olarak
görüyor. Pandemi döneminde esnafı hiç görmeyen, esnafın gelir
kayıplarını telafi etmeyen iktidarın bugün de yapması
gereken şeyin onların maliyetlerini azaltmak, enflasyonu
düşürmek olması gerekirken yeni kredilerle vatandaşa müjde
veriliyor. Bunlar müjde değildir, esnafımızın bu
şekilde hayatını sürdürmesi mümkün değildir. Vatandaş,
esnafımız doğrudan destek beklemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Toparlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Samsun)
Teşekkür ederim Başkanım.
Esnafımız destek
beklemektedir, özellikle -dediğim gibi- elektrik fiyatları başta
olmak üzere kira stopajlarında indirim beklemektedir. Saray ve çevresine
yakın müteahhitlerin vergi borçlarını bir kalemde silen
Hükûmetin gösterdiği cömertliğin aynısını esnafımız
için de yapmasını bekliyoruz.
Dün Sayın
Cumhurbaşkanının açıkladığı müjdelerden bir
tanesi de gençlere ulaşım desteğidir. Hakikaten çok manidar yani
dikkatinizi çekmek isterim. Bugüne kadar Türkiye böyle bir sıkıntı
hiç yaşamadı yani emeklinin, çalışanın,
öğrencinin, bayramda bile memleketine gidemediği bir ekonomik
ortamı yaşıyoruz. Bunun da en büyük delili -aslında
Türkiyenin geldiği ekonomik sıkıntıyı göstermesi
açısından çok manidardır- gençlere ulaşım desteği
verilmesidir. Elbette bu desteğe karşı değiliz çünkü
gençlerin buna ihtiyacı var. Sadece gençlerin değil,
çalışanların da ihtiyacı var ancak ekonomik
şartların ne kadar kötü olduğunu da bu anlamda görmemiz
gerekiyor. Maalesef, bu şartlar düzelmiyor git gide biraz daha bozuluyor.
Son konu olarak da Sayın
Başkanım...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Samsun)
Teşekkür ederim Başkanım, bitiriyorum.
Az önce de bir
arkadaşımız, AK PARTİ döneminde Sayın
Cumhurbaşkanı liderliğinde Türkiye'nin nasıl ihracatta
atılım yaptığını söyledi. Sayın
Cumhurbaşkanının liderliğinde Türkiye'nin nasıl cari
açık verdiğini aslında anlatmak gerekiyor. Geçen yılın
ocak-ağustos döneminde 12,8 milyar dolarmış; yuvarlarsak 13
milyar dolar cari açık varken, bu yılın ilk sekiz ayında
cari açık 40 milyar dolara çıkmış. Bu da hangi dönemde
çıkıyor? Hükûmetin Cari fazla vereceğim. iddiasında
bulunduğu bir dönemde tarihin en yüksek cari açıkları veriliyor.
Sayın Cumhurbaşkanının bir kısım
beyanatlarına bakıyorsunuz, hâlâ, Türkiye'nin cari fazla
verdiğini söylüyor; ben anlamıyorum, TÜİK rakamlarını
veya Merkez Bankası rakamlarını Cumhurbaşkanından
mı gizliyorlar? Yani, hani, gerçekleri milletten gizliyorlar da açıklanan
rakamları da Sayın Cumhurbaşkanından gizler gibi bir
hâlleri var. Onun beyanatlarına bakarsak, hâlâ, Türkiye'nin cari
fazlasından bahsediyor; bir kısım arkadaşlar da bundan
bahsediyor, hâlbuki sekiz ayda 40 milyar dolar cari açık verilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Son sözünüzü
alayım Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun)
Teşekkür ederim Başkanım.
Daha da kötüsü, bu cari
açığın yüzde 71i yani 40 milyar doların 28,3 milyar
doları kaynağı belirsiz bir şekilde finanse
edilmiştir. Bu para nereden geliyor, bu para kimin parasıdır,
niye böyle sağlıksız para Türkiye'ye geliyor? Bu da üzerinde
durulması gereken bir şeydir. Türkiye'nin cari açığı
artıyor ve cari açığı da sağlam kaynaklardan finanse
edilmiyor. Tabii, bu, Türkiye'nin geldiği ekonomik ortamla
açıklanabilecektir. Hükûmet bu yanlış politikalarını
değiştirmek durumundadır. Hem cari açığı
düşürecek hem de cari açığın sağlam, ucuz kaynaklarla
finanse edilmesini sağlayacak ekonomik politikalar uygulamasını
Hükûmetten bekliyoruz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Çok teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Akçay
35.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İsmet Uçmanın
vefatının seneidevriyesine, Rusya-Ukrayna savaşına ve
bazı uluslararası kuruluşların Türkiye aleyhinde
yürüttükleri karalama kampanyalarının organize bir şekilde devam
etmesine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bundan bir yıl evvel
hayatını kaybeden AK PARTİ İstanbul Milletvekili merhum
İsmet Uçmayı vefatının seneidevriyesinde rahmetle
anıyorum, ruhu şad olsun.
Sayın Başkan,
geçtiğimiz sekiz aydır devam eden ve küresel gündemin en önemli
konularından biri olan Rusya-Ukrayna savaşı gelecekte
yaşanabilecek çok önemli gerilim hatlarının ana
kaynağını teşkil edebilen potansiyel bir tehdit hâline
gelmiştir. Rusya, uluslararası hukuku ihlal eden yayılmacı
politikalarından vazgeçmeli, Ukraynanın toprak bütünlüğüne ve
egemenliğine uymalıdır. Diğer yandan, başta ABD ve
bazı Batılı ülkeler Ukrayna üzerinden yürüttükleri vekâlet
savaşından vazgeçmeli, kalıcı ateşkesin
sağlanması konusunda somut adımlar atmalıdır. Gelinen
nokta itibarıyla, Rusya-Ukrayna savaşının kalıcı
ateşkesle sonuçlanması için en çok çaba harcayan, en samimi ve somut
adımları atan ülke Türkiyedir. Türkiye, savaşan tarafların
Antalya ve İstanbulda bir araya getirilmesi, tahıl krizinin
çözülmesi, esir değişimi ve savaştan kaçan sivillerin tahliyesi
gibi konularda gerçekçi, insani ve aktif bir rol oynamıştır.
Türkiyeyi, küresel ve bölgesel olarak yıkıcı bir boyuta
ulaşan bu savaşta herhangi bir blokun tarafı olarak görmek
çarpık bir bakış açısının tezahürüdür. Türkiye,
barışın, huzurun, bölgesel ve küresel istikrarın
tarafı ve garantörüdür.
Sayın Başkan,
bazı uluslararası kuruluşlar tarafından Türkiye aleyhinde
yürütülen karalama kampanyaları organize bir şekilde devam ediyor. 7
Ekimde Avrupa Konseyinin danışma birimi Venedik Komisyonu
tarafından Dezenformasyon Yasasıyla İlgili Acil Görüş
Metni adında bir rapor yayınlanmıştır. 10 Ekimde
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından yayınlanan diğer
bir raporda, görüşmeleri devam eden dezenformasyon kanun teklifi hedef
alınmıştır. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi söz konusu
raporda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine yönelik
asılsız ithamlarda bulunarak devam eden hukuki süreçlerle ilgili
gerçekleri çarpıtmıştır. Avrupa Konseyinin çeşitli
organları tarafından hâlihazırda devam eden yasama ve yargı
süreçlerine yönelik müdahaleler
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Avrupa Konseyinin, denetlemekle yükümlü olduğu diğer ülkelere ait
birçok dosya ve konu varken kasıtlı bir şekilde Türkiye üzerinde
durması ön yargılı tutumun en açık göstergesidir. Türkiye,
uluslararası hukuktan ve taraf olduğu antlaşmalardan doğan
hak ve yükümlülüklerini yerine getirmektedir ve getirmeye devam edecektir.
Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Oluç
36.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Mehmed
Uzunun ölüm yıl dönümüne, Iğdır Milletvekili Habip Eksik ile
Hakkâri Milletvekili Sait Dedenin uğradıkları saldırı
karşısında Meclis Başkanlığının
tutumuna ve Hakkâri Valisinin açıklamalarına ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller,
çağdaş Kürt edebiyatının usta ismi Mehmed Uzun'un ölüm
yıl dönümüydü dün. Mehmed Uzunun yaşamı Urfa'da
başladı, sürgün ve hapislerden sonra Amed'te son buldu. Bu
yaşama Nar Çiçekleri, Dicle'nin Sesi, Yaşlı Rindin Ölümü
gibi birçok eser bırakarak Kürt edebiyatında önemli bir yer buldu.
Mücadelesindeki ve yazarlığındaki
kararlılığı ve verimliliği selamlayarak kendisini
saygı ve minnetle anıyoruz.
Sayın vekiller, vahim
bir şey yaşadık, birçoğunuz fark etmiş olabilir, bir
kısmınız önemsememiş olabilir ama biz bu konuyu burada da
konuşmak istiyoruz. Iğdır Milletvekilimiz Habip Eksik ağır
bir polis saldırısına uğradı, aynı zamanda
Hakkâri Milletvekilimiz Sait Dede de bu saldırıya uğradı
ama Habip Vekilimizin bacağında 3 kırık oluştu Hakkâri
Yüksekovada. Oradan Ankaraya getirildi, ameliyat oldu, şimdi hastanede
yatıyor. Kendisine geçmiş olsun diyoruz. Vahim bir durum çünkü
vekillere yönelik kolluk gücünün saldırısı ilk defa değil
gerçekten, daha önce de çeşitli saldırılarda bulundular. Bunun
birçok örneğini burada hep konuştuk, konuşmaya da devam
edeceğiz, öyle anlaşılıyor, bu iktidar sürdüğü
müddetçe. Ama bu seferki çok açık bir şekilde hayatına
kastedilerek yapılmış vaziyette. Yani biz kendisiyle de dün
konuştuk ameliyat sonrasında, anlatımını dinledik,
gerçekten vahim bir durum; ölüme kast var, öldürmeye kast var, kolluğun
kastı var. Planlı ve bilinçli bir şekilde
yapılmış, hazırlanmış yani önce etraftaki bütün
yurttaşlar uzaklaştırılmış, basın
uzaklaştırılmış ve ardından bu saldırı
gerçekleşmiş 2 vekilimize dönük olarak. Sait Vekilimizde de
ağır darp var, rapor aldı ama maalesef Habip Eksik Vekilimiz
ameliyat olmak zorunda kaldı 3 kırıkla.
Şimdi, bu durumu bugüne
kadar Meclis Başkanlığı kınamadı. Sayın
Meclis Başkan Vekili, sizin vasıtanızla da Meclis
Başkanlığına bunu bir kez daha iletmiş olalım,
kınamadınız. Meclis Başkanlığı bir milletvekiline
yönelik bu ağır saldırıyı kınamadı, bu vahim
bir durum. Yani nasıl olur da Meclis Başkanı kınamaz?
Söylediklerini sahiplenmek anlamına gelmez. Zaten bir şey de
söyleyememişler, açıklama da yapamamışlar. Bir basın
açıklaması yapmak için milletvekillerimiz orada; kınanmadı.
Bunu bir kenara koyuyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Bu demektir ki bir milletvekiline kolluğun
yaptığı saldırıyı Meclis
Başkanlığı kınanacak bir durum olarak görmüyor yani bu
saldırının arkasında duruyor; bu anlama geliyor. Yok, böyle
değilse Meclis Başkanlığı İçişleri
Bakanından mı korkuyor, korkuyor mu gerçekten, gerçekleri
konuşmaktan korkuyor mu? Bu milletvekilimizi savunamayacak mı
kolluğun bu şiddet saldırısı
karşısında? Şimdi bunu bir kenara koyalım.
Peki ne oldu? Hakkâri Valisi
bir açıklama yaptı ve açıklamada dedi ki: Aşırı
güç kullanıldığına dair algı oluşturmak
amacıyla bu vekiller kendilerini yere atmışlar.
Sayın Mahir Ünal,
bakın, dezenformasyon yasasını konuşuyoruz değil mi?
Açık dezenformasyon
Hakkâri Valisi
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Ya, bu valileri yalan söyleme eğitiminden mi
geçiriyorsunuz siz iktidar olarak? Hani Dezenformasyonu nasıl
yaparsınız? diye özel eğitim mi veriyor yürütme,
İçişleri Bakanlığı bu valilere? Daha önce de gördük,
Van'da helikopterden 2 kişi atıldı işkenceyle, Servet
Turgut hayatını kaybetti, Osman Şiban ağır
yaralandı, hastanede yattı, sonra evinde aylarca yattı
hafıza kaybıyla. O zaman Van Valisi dedi ki: Kayaların üstünden
koşarken aşağı düşmüşler. Şimdi de Bu
vekiller kendilerini yere atmışlar
Yani bizim vekil kendini öyle bir
yere atmış ki ayağında, bacağında 3
kırık oluşmuş. Ya, sen nasıl bir Valisin? Nasıl
bir dezenformasyon, nasıl bir yalan eğitiminden geçtin de böyle yalan
bir açıklama yapıyorsun? Niye? Algı oluşturmak
istiyorlarmış. Ya, pes! Böyle bir şey görülmüş bir şey
değil. E, tabii yani şimdi bu Vali kime bağlı?
Bakıyorsunuz, İçişleri Bakanlığına değil mi?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Toparlayalım lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hani toparlanacak gibi değil ama yani yine de
toparlamaya çalışacağım.
İçişleri
Bakanlığına bağlı değil mi bu Vali? Evet,
İçişleri Bakanı ne diyor? İçişleri Bakanı diyor
ki: Demokrasiyi istismar etmelerine izin vermedik. Söyleyen kim? Söyleyen,
İçişleri Bakanı. Hani ben suç işleri bakanı filan
gibi kelime oyunları filan da yapmak istemiyorum; çok açık,
doğrudan, net söyleyeyim, mafyayla iltisaklı ve irtibatlı bir
İçişleri Bakanı bu, mafyayla iltisaklı ve irtibatlı.
Yahu her türlü uyuşturucu baronuyla, yolsuzluk yapanla,
hırsızlık yapanla, ülke dışına
kaçırılanla, her türlü musibeti yapanla ortak fotoğrafları
olan, bir fotoğraf albümü oluşturmuş bir İçişleri
Bakanı; Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en berbat İçişleri
Bakanından bahsediyoruz. Bu İçişleri Bakanı diyor ki:
Demokrasiyi istismar etmelerine izin vermem. Öyle mi? Ya, senin demokrasiden
ne haberin var?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Toparlıyorum.
Senin demokrasiden ne haberin
var, senin hukuktan ne haberin var? Burada Önce yık, sonra hukuk. diye
kendisi demedi mi? Kırın ayağını, sonra hukuk.
demedi mi daha geçen gün? Bu İçişleri Bakanı diyor Demokrasiyi
istismar
Yani adamın ne demokrasiden haberi var ne hukuktan haberi var
ne uluslararası sözleşmelerden haberi var -Türkiye'nin altına
imza attığı- ne yasadan ne Anayasadan. Ama kimden haberi var?
Mafya artıklarından haberi var, fotoğraf çektiriyor; ülke
dışına kaçırdıklarından haberi var, fotoğraf
çektiriyor, uçaklara biniyor; mafyayla iltisaklı veya irtibatlı. Eh,
işte bu iktidarın İçişleri Bakanı böyle yaparsa
Hakkâri Valisi de o açıklamayı yapar. Peki, iktidar ne yapıyor?
Hiç sesiniz çıkmıyor. Ya, bunu nasıl savunabiliyorsunuz? Bunun
arkasında nasıl durabiliyorsunuz?
Ben Meclis
Başkanlığına son bir soru sormak istiyorum. Zamanım da
bitiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Bitiriyorum.
BAŞKAN Evet, son
sözünüzü alayım Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Mesela bir milletvekilinin ayağında 3
kırık oluşturulmuş, kolluk saldırmış,
vahşice, insanlık dışı, hukuk dışı
saldırmış, ne zaman Meclis Başkanlığı
açıklama yapmayı düşünüyor? Bir milletvekili öldürüldüğü
zaman mı? O zaman mı yapacaksınız? Bunun için mi
bekliyorsunuz? Soruyoruz, cevabı yok ya. Böyle bir şey olabilir mi?
Gruplar, Meclisteki bir milletvekiline yönelik bu saldırıyı
sizin bu milletvekilini savunmanız gerekmiyor, söylediklerini,
düşüncelerini ama böyle bir saldırıyı kınamayacak
mısınız ya? Yarın sizin bir milletvekilinizin
başına gelse ilk biz kınarız böyle bir şeyi, bir polis
sizin bir milletvekilinize uygunsuz davranışta bulunsa -ki daha önce
yaptık da bunu- ilk biz kınarız böyle bir şeyi ama siz hiç
sesinizi çıkarmıyorsunuz, bravo! Demek ki demokratik siyasetten
anlaşılan buymuş. Biz de bunu bir kez daha gördük.
Halkımız da görmüş olsun diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Altay
37.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine, yasama yılına sansür
yasasıyla başlanmasına, dünya şampiyonu olan Ampute Futbol
Millî Takımını kutladığına, engellilerin kamuda
istihdamına ve 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Gününe ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hiç tereddüt yok ki Türkiye
Büyük Millet Meclisinin bir sayın üyesine polis tarafından
yapılan şiddeti, orantısız güç kullanımını
-adı her neyse- kabul ve tasvip etmemiz mümkün değildir.
Tıpkı polisimize yapılan bir şiddeti tasvip
etmediğimiz gibi, milletvekilimize yapılmış bir
şiddetin de Meclis tarafından tasvip edileceğine ihtimal
vermiyorum.
Sayın
Başkan, 27nci Dönemin Altıncı Yasama Yılına
başladık geçen hafta ve keşke, Altıncı Yasama
Yılına milletin derdi yerine, sansür yasasıyla
başlamasaydık. Bu beni çok üzüyor, şunun için üzüyor:
Dünyanın bütün parlamentoları o ülkedeki vatandaşların,
toplum kesimlerinin derdiyle dertlenir, o dertleri çözmeye
çalışır; hayır, burada biraz sonra görüşeceğimiz
sansür yasasını, yürütme organının
yanlışlarına karşı çıkanların kodese
atılmasını öngören bir yasayı yüce Meclis belki de kabul
edecek. İnşallah, son anda sağduyu galip gelir diye
düşünüyorum. Ama mesela bu yasama yılına EYT'yle
başlayabilirdik. Bu yasama yılına 3600de unutulan kamu
şeflerinin sorununu çözmekle başlayabilirdik. Açıkta tutulan,
doldurulmayan engelli kadrolarına atama yapılması ve bu kadroların
çoğalmasıyla, artırılmasıyla başlayabilirdik.
Meclisten çıkan ucube Öğretmenlik Meslek Kanunu kapsamında,
uzmanlık ve başöğretmenlik sınavlarının
kaldırılmasıyla başlayabilirdik. Taşerona kadroda
unutulan binler var, bunlarla da başlayabilirdik. 3600de yapılan
haksızlıklar var, bunlarla başlayabilirdik. Çiftçinin borç
faizlerinin silinmesiyle başlayabilirdik, esnafın borç faizlerinin
silinmesiyle başlayabilirdik. Binlerce staj mağduru feryat ediyor,
bununla başlayabilirdik. Hayır, hayır; sansür yasasıyla
başlayacağız, Tayyip Erdoğan'ın iş ve
işlemlerine karşı olan, bu konuda laf eden, haber yapan,
yazı yazan herkesi de kodese atacağım... Ben daha önce
Erdoğan'a seslendim Erdoğan, hakikaten eleştiri duymak
istemiyorsan yapacağın bir şey var; 15 milyonu içine alacak bir
cezaevi yap, anca o zaman eleştiri duymazsın. dedim, demeye de devam
ediyorum. Birileri susabilir, Cumhuriyet Halk Partisi bu
haksızlığa, bu yağmaya, bu talana karşı duracak,
susmayacak; ne diz çökecek ne baş eğecektir. (CHP sıralarından
alkışlar) Bunu herkesin de böyle bilmesini istiyorum.
Sayın Başkan,
Ampute Futbol Millî Takımımız 2017 ve 2021 yıllarında
üst üste 2 kez Avrupa şampiyonluğunu kazandı, iktidarı
muhalefeti hepimiz iftihar ettik. Dünya Kupası finallerinde Angolayı
yenerek dünya şampiyonu oldular.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Başarı, azim, inanç karşısında
hiçbir engelin duramayacağını herkese gösteren bu güzel
çocuklara, teknik ekibe teşekkür ediyor, kutluyor, grubumdan bir
alkış rica ediyorum. (CHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Ancak bu güzel
başarının karşılığı şöyle
verilmeliydi: Ampute Futbol Millî Takımıyla fotoğraf çektirerek
Aferin çocuklar. diyerek bu başarı ödüllendirilmez. Bu
başarı nasıl ödüllendirilir biliyor musunuz? Türkiye'de 200 bin
iş arayan engelli var, 62 bin 311i Engelli KPSS sınavına girdi
ve siz, sadece 2 bin kişiyi atadınız. Gelin, kalan 60 bin
engelliyi de kamuda kadroya alarak yani 4 milyon devlet memuru
sayısını ya da devlet kurumlarında, kamuda
çalışan kadroyu 4 milyon 60 bin yapın ve bu
başarıyı böyle ödüllendirmiş olun, yakışanı
budur. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bitiriyorum efendim.
Sayın Başkan, bunu
talep ediyoruz.
Ben bir kız çocuğu
babası olarak 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Gününü de kutluyorum.
2012de Birleşmiş Milletler tarafından alınan bir kararla,
kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldığı
eşitsizlik konusunda farkındalığın
artırılması amacıyla kutlanmaya
başlanmıştır bu. Bugün, sadece kız çocuklarıyla
fotoğraf paylaşma günü de değildir; eğitime gidemeyen,
eğitim alamayan, eğitime erişemeyen, yeterince beslenemeyen,
zorla evlendirilen, cinsiyetçi ayrımcılığa maruz kalan,
töreye kurban verilen, tedavi olamayan, eşitsizliklerle mücadelesi ömür
boyu süren bir cinsiyetin sesini duyurma ve önlerinde saygıyla eğilme
günüdür. Tekrar kutlu olsun.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Ünal
38.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, İstanbul
Milletvekili İsmet Uçmanın 1inci ölüm yıl dönümüne, dünya
şampiyonu olan Ampute Futbol Millî Takımını
kutladığına, İstanbul Milletvekili Engin Altay ile
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine, dezenformasyonla mücadele
kanununa ve Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulması
kararına ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Bugün, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde herkesin İsmet ağabeyi olan değerli İstanbul
Milletvekilimiz İsmet Uçmayı 1inci ölüm yıl dönümünde rahmet
ve minnetle anıyoruz, ruhu şad olsun.
Yine dünya şampiyonu
olan Ampute Futbol Millî Takımımızı buradan biz de
kutluyoruz. Sayın Engin Altayın ifade ettiği şekle dönük
şunu söylemek isterim: Engelli vatandaşlarımızın
memuriyetiyle ilgili sayı 5 binden 62 bine
çıkarılmıştır ve engelli
vatandaşlarımızla ilgili en çok hassasiyet AK PARTİ
döneminde gösterilmiştir.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Nüfus artışından kaynaklı Başkan, nüfus
da arttı.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Boş kadroları doldurun yeter.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, her zaman söylediğimiz bir
şey var: Burada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda hakaretin
muhatabı kişiler değildir, hakaretin muhatabı İç
Tüzüktür yani biz burada yapılan hakaretleri kişisel olarak
alıp eğer bunlara cevap verecek olursak o zaman Türkiye Büyük Millet
Meclisi İç Tüzüğünün mehabetinin bir anlamı kalmaz. Denir ki:
Parlamento tarihi sokaktaki anlaşmazlığın demokratik
uzlaşıyla Parlamentoya taşınması sürecidir.
Dolayısıyla burada bu hakaretlerin muhatabı Meclis İçtüzüğüdür.
Bakın, madde 65 Genel Kurulda şahsiyatla uğraşmayı yasaklıyor.
Yine, madde 67 Genel Kurulda kaba ve yaralayıcı sözler söylemeyi
yasaklıyor.
Şimdi, bir
İçişleri Bakanıyla ilgili eleştirilerinizi dile
getirebilirsiniz, düşüncelerinizi söyleyebilirsiniz ama açık itham,
iftira ve doğrudan infaz niteliğinde cümleler, mafyayla
iltisaklı olduğunu söylemek kesinlikle
Ve Anayasa 38 açık bir
şekilde suçu sabit olmadığı sürece herkesle ilgili suçluluk
ithamını yasaklanmışken bu kadar rahat
konuşulmasını, bu kadar çirkin ifadeler
kullanılmasını asla kabul etmiyorum.
Yine, Sayın Engin Altay
Erdoğan ve eleştiri dedi, eleştiren herkesle ilgili
(CHP
sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, biz sizi
büyük bir sabırla dinledik, lütfen.
Öncelikle demokrasi
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Ünal, müsaade ederseniz
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Değerli arkadaşlar, siz
BAŞKAN Sayın
Ünal, bir müsaade eder misiniz.
Açacağım
mikrofonunuzu, sizin mikrofonunuzu açmadan önce bir heyet var.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu teşrif eden
Romanya-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı
Nicolae Georgescu ve beraberindeki heyete Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, ülkemize bir ziyarette bulunan Romanya-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu
Başkanı Sayın Nicolae Georgescu ve
beraberindeki heyet Genel Kurulumuzu teşrif etmiştir. Kendilerine
Meclisimiz adına hoş geldiniz diyorum. (Alkışlar)
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
38.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, İstanbul
Milletvekili İsmet Uçmanın 1inci ölüm yıl dönümüne, dünya
şampiyonu olan Ampute Futbol Millî Takımını
kutladığına, İstanbul Milletvekili Engin Altay ile
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine, dezenformasyonla mücadele
kanununa ve Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı
kurulması kararına ilişkin açıklaması (Devam)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Değerli arkadaşlar, demokrasi tahammül
rejimidir. Siz kendi düşüncenize uygun düşmeyen bir cümleye bile
tahammül edemeyecek ve dinlemeyecekseniz o zaman neyi konuşuyoruz?
GARO PAYLAN (Diyarbakır)
Öfkeliyiz!
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul)
O yüzden mi bacaklar kırılıyor acaba sokaklarda?
BAŞKAN Sayın Ünal,
Genel Kurula hitap edin lütfen.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Şimdi, Erdoğan ve eleştiri ifadesini
kullandı Sayın Engin Altay. Şimdi, TCK 299
Cumhurbaşkanına hakareti düzenliyor, eleştiriyi düzenlemiyor,
hakareti düzenliyor. TCK 125 kişilere hakareti düzenliyor. TCK 216, TCK
217 zaten yalan haberi, halkı kin, nefret, kaygı
Bunları
düzenleyen Türk Ceza Kanununda ilgili maddeler zaten var.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Şimdi, bizim dezenformasyonla mücadele kanunu
teklifi yani 340 sıra sayılı Basın Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifindeki
29uncu maddeyi yani 217/Ayla ilgili yaptığımız düzenlemeyi
bu şekilde değerlendirmek hukuktan bigâne kalmaktır yani bununla
ilgili defalarca hem Dijital Mecralar Komisyonunda hem Adalet Komisyonunda
değerlendirmeler yaptık ama anladığım kadarıyla
burada amaç üzüm yemek değil, bu mesele üzerinden biraz
bağcıyı dövmek olarak görülüyor.
Yine, benim çok
önemsediğim bir konuyu da paylaşıp sözlerimi tamamlamak isterim.
Uzunca bir süreden beri yürütülen çalışmalarda Alevi Bektaşi
vatandaşlarımızın son bir yılda tüm talepleri,
beklentileri tespit edilmiş, bunlardan idari tasarruflarla hemen
çözülebilecek olanlar çözülmüş valiliklerimiz ve belediyelerimiz
vasıtasıyla.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sunulan hizmetlerin sürekliliğini sağlamak
için de Kültür ve Turizm Bakanlığımız bünyesinde
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulma
kararı alınmıştır. Bu kararı oldukça önemsiyorum
ve hayırlı olsun diyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Oluç, niye söz istediniz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sataşmadan söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Nasıl
sataştı?
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Ben İç Tüzükü hatırlattım sadece.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) İç Tüzükten alıntı yaparken şahsiyatla
uğraştığımı, kaba ve yaralayıcı söz
kullandığımı iddia etti Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Kullanmadım efendim, tutanaklara bakalım.
BAŞKAN Evet yani
şimdi, Sayın Oluç, ben burada yargı makamı değilim ama
size bir sataşma yok. Sizin söylediğiniz sözleri söyledi ve İç
Tüzükün maddesini hatırlattı.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Efendim, bakın, kaba ve yaralayıcı söz
söylediğimi, açık itham ve iftira ettiğimi söyledi. Bunlardan
daha başka türlü nasıl sataşma olsun?
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Efendim, mafya demek, iltisaklı demek, mafya
bozuntusu demek, bunlar normal ifadeler mi?
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Bakın, bana söylemiş.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bence Saruhan Beye açık sataşma var, bana da var
ayrıca.
BAŞKAN Şimdi,
müsaade edin, bu kelimeler, bu sözler İç Tüzükün ilgili maddesine göre
doğru kabul edilmeyen sözler. Siz Grup Başkan Vekilisiniz, Grup
Başkan Vekilleri
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) İşte, ben de buna
BAŞKAN Mahir Bey de
İç Tüzükü hatırlatarak bu sözlerin doğru
olmadığını söyledi. Burada bir sataşma yok.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Efendim, nasıl yok?
BAŞKAN Siz bu sözlerin
doğru olduğunu mu ispatlayacaksınız şimdi?
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hayır, bunu tabii ki tartışmak istiyorum, olur
mu? Bana ithamlarda
BAŞKAN Hayır, ben
istemiyorum bunu tartışmak çünkü doğru bulmuyorum.
Evet, teşekkür ediyorum.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hayır. Tabii, sizin takdirinizde ama açık
sataşma Sayın Başkan. Böyle bir şey olur mu?
BAŞKAN Benim
takdirimde sataşma olarak kabul etmiyorum ben bunu.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Siz kabul etmiyor olabilirsiniz ama açıkça
sataştı.
BAŞKAN Çünkü Mahir Bey
İç Tüzükün ilgili maddesini hatırlattı size.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Neyi itham etmişim ben?
BAŞKAN Bir
sataşma olursa ben size söz veririm.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hayır efendim, ben hiç kimseyi itham etmedim.
BAŞKAN Çok rica
ediyorum.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Burada İçişleri Bakanının yüzüne ne
söylediysem bugün de onu söyledim. Aynı şey.
BAŞKAN Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Böyle bir adaletsizlik olabilir mi ya? Siz bu kadar tarafgir
olamazsınız yani Sayın Başkan!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Halkların Demokratik Partisi Grup Başkanlığının
İç Tüzükün 21inci maddesi uyarınca Diyarbakır Milletvekili
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Bir Meclisin bir milletvekilinin bacağının
kırılmasını kınayamıyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Oluç
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Meclis Başkan Vekili olarak...
BAŞKAN Sayın
Oluç
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul)
benim sözümü kesiyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Oluç
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Böyle bir şey var mı! Ama siz
BAŞKAN Ben
kınarım, bende sıkıntı yok. Bir milletvekiline
şiddet uygulanmasını, kolluk kuvveti uygulanmasını
kınarım.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hayır, eşitsizlik yapıyorsunuz!
BAŞKAN Sizin
sözlerinizi de kınıyorum aynı zamanda.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Siz tarafsız olmak zorundasınız. Taraf
tutuyorsunuz! Taraf tutuyorsunuz!
BAŞKAN Benim kadar
tarafsız kimseyi bulamazsınız.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Nerede bulamayız, bırak onu!
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
1.- Başkanlıkça, Diyarbakır Milletvekili Semra Güzelin,
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
üyeliğinden(4/180); Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağın,
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyeliğinden (4/181)
istifalarına ilişkin yazılarının 6/10/2022 tarihinde
Başkanlığa ulaştığına ilişkin önerge
yazısı
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Halkların Demokratik Partisi Grup
Başkanlığının İç Tüzükün 21inci maddesi
uyarınca Diyarbakır Milletvekili Sayın Semra Güzelin
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
üyeliğinden geri çekildiğine ilişkin yazısı ile
Diyarbakır Milletvekili Sayın Dersim Dağın Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyeliğinden istifasına
ilişkin yazısı 6 Ekim 2022 tarihinde
Başkanlığımıza ulaşmıştır.
Bilgilerinize sunulur.
İYİ Parti Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili Samsun
Milletvekili Erhan Usta tarafından, yabancıların gerçek
dışı adreslere yapılan ikamet kayıtlarının
oluşturabileceği güvenlik açıklarının tespiti ve
alınabilecek önlemlerin belirlenmesi amacıyla 11/10/2022 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 11 Ekim 2022 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
11/10/2022
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
11/10/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Erhan
Usta
Samsun
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Samsun Milletvekili ve Grup
Başkan Vekili Erhan Usta tarafından yabancıların gerçek
dışı adreslere yapılan ikamet kayıtlarının
oluşturabileceği güvenlik açıklarının tespiti ve
alınabilecek önlemlerin belirlenmesi amacıyla 11/10/2022 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırma önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerin 11/10/2022 Salı günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN İYİ
Parti grup önerisinin gerekçesini açıklamak üzere söz talep eden
İYİ Parti Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Behiç
Çelik.
Buyurun Sayın Çelik.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yabancıların gerçek dışı
yerleşim kayıtlarını ve bunun oluşturabileceği
güvenlik açıklarını konu alan İYİ Parti grup önerimiz
için söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bilindiği üzere vatandaşlarımız e-devlet üzerinden
yaptıkları sorgulamalar sonucunda hiç tanımadığı,
bilmediği isimlerin kendi yerleşim yeri kayıtlarına
eklendiklerini görmüş, konuyu basın ve ilgili mercilerle
paylaşmışlardır. Sosyal medyada evdeki yabancı etiketiyle
geniş yankı bulan bu durum halkımızın kaygı ve
endişelerini artırmıştır. Bizler de
yaptığımız araştırma ve incelemeler sonucunda
maalesef çok sayıda yerli ve yabancı kişilerin
kayıtlarının usulsüz ya da kasti olabileceğini ne
yazık ki üzülerek öğrendik. Şimdi de sorumlu muhalefet
anlayışımız gereği bu konuyu Genel Kurul gündemine
taşıyoruz.
Değerli milletvekilleri,
durumun vahametini birkaç örnek üzerinden izah etmek gerekirse eşi ve 2
çocuğuyla yaşayan bir vatandaşımız
yaptığı sorgulama sonucunda dairesinde 14 yabancının
kayıtlı olduğunu paylaşmıştır. Yine,
başka bir vatandaşımız yaşadığı adreste
5 yabancının yer aldığını belirterek durumdan
rahatsızlık duyduğunu aktarmıştır. 100
metrekarelik evlerde 8-10 yabancının kaydedildiği birçok
örneğe rastladığımızı söyleyebilirim. Yine,
sosyal medyada birçok vatandaşımız ekran görüntüleri
yayınlayarak benzer durumda olduklarını duyurmuştur,
üstelik bu kişiler arasında yabancı uyrukluların
olduğu da bilinmektedir. Bir hukuk devletinde asla kabul edilemez, asla
olmayacak bu tür hadiseler yaşanırken AKP cephesinden hiçbir
açıklama yapılmamıştır; böylece iktidarın
milletin sorunlarına olan duyarsızlığı ya da
kastı bu konuyla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bahsi
geçen ikamet kayıtlarının sistemik bir zafiyet sonucu mu yoksa
kasıtlı olarak mı gerçekleştiği ne yazık ki
belirsizliğini korumaktadır.
Bu durumda Acaba ülke
ekonomisini, sınır güvenliğini, esnafı, çiftçiyi,
işçiyi, genci, kadını, emekliyi koruyamayan iktidar artık
hanelerimizi bile koruyamaz hâlde midir? sorusunu tabii ki
kaçınılmaz olarak sormak durumundayız. Mesela, gerçek
dışı ikamette kayıtlı görünen bir kişinin bir
suça ya da terör eylemine karışması durumunda yer tespitinde
gecikmeler yaşanabilecektir. Mesela, gerçek dışı bilgiler
nedeniyle karmaşıklaşan dosyalar Emniyet
teşkilatımızın iş yükünü artıracak, faaliyetlerin
sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sekteye
uğratacaktır. Ayrıca, bir kişinin giriştiği suç
ve eylemler neticesinde aynı ikamette bulunan ve durumdan habersiz
diğer kişiler de cezai müeyyidelerle
karşılaşabilecektir. Kamu düzenini, devlete güveni, emniyet ve
asayişi bu durumun menfi etkileyeceği açıktır.
Değerli arkadaşlar,
nüfus kayıtları aynı zamanda Yüksek Seçim Kurulu
açısından seçmen kütüğü mahiyetindedir. Dolayısıyla bu
kayıtlar aynı zamanda demokrasinin de temelidir. Kayıtların
doğruluğu, düzgünlüğü devletin görevi olduğu kadar
namusudur da. Kişilerin ikamet kaydını dışarıdan
tanzim etmek mümkün değildir. Son günlerde bahsettiğimiz, belirsiz
kişilerin kaydedilmesi dehşet vericidir. Bunu yapan
İçişleri Bakanlığı ise durum çok daha vahimdir.
Değerli milletvekilleri,
tabii, konuyu bir de seçim güvenliği bağlamında
değerlendirmek gerekmektedir. Nitekim mevzuata ve hakkaniyete uygun seçim
yapma becerisini gösteremeyen bir iktidarın meşruiyeti de tabii ki
tartışmaya açılır. Bu nedenle sandık seçmen
listelerinin her türlü şaibe ve şüphelerden uzak tutulması,
kamuoyu tarafından basitçe denetlenebilecek bir şekilde askıya çıkarılması
yasal bir zorunluluktur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) Başta Cumhurbaşkanlığı ve
İçişleri, Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm yetkili
mercilerin bu, boynunun borcudur. Herhangi bir usulsüzlüğe, suistimale,
ihmale ve ihlale asla ama asla göz yummayacağımız
unutulmamalıdır. Buna yeltenen kim olursa olsun hesap ağır
olur diye ikaz ediyoruz.
Evet, sözlerimi tamamlarken
Türk milletinin bekası için ikamet kayıtlarındaki
sorunların incelenmesi, bu sorunlardan doğabilecek güvenlik
açıklarının tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin
alınması amacıyla önergemizin kabulünü diliyor, hepinize
teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına söz talep eden Batman Milletvekili
Sayın Mehmet Ruştu Tiryaki.
Buyurun Sayın Tiryaki.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Aynı zamanda seçim
güvenliğini de ilgilendiren bir araştırma önergesini
görüşüyoruz. Bu konudaki görüşlerimi birazdan paylaşacağım
ama öncelikle Iğdır Vekilimiz, mücadele arkadaşım,
kardeşim Habip Eksike Yüksekovada uygulanan polis şiddetini güçlü
bir şekilde kınadığımı belirtmek isterim. Evet,
bu ülkenin demokrasi çıtası tam olarak budur, bir milletvekilinin
bacağı kural tanımaz bazı polisler tarafından
kırılmaktadır, iktidar ortakları âdeta bunu destekler
açıklamalar yapmaktadır, muhalefet partileri ise buna güçlü bir tepki
vermemektedir, Meclis Başkanı ise âdeta ölü balık taklidi
yapmaktadır. Evet, tuzun koktuğu bir dönemi yaşıyoruz.
Araştırma
önergesine gelince
Şimdi durum şu: Yurttaşlar milletvekillerini
arıyor, gazetecileri arıyor Bizim evimizde, ikamet adresimizde
tanımadığımız, bilmediğimiz yabancı
kişilerin kaydı var. diyor. Haklı olarak, bunu duyan,
öğrenen milletvekilleri ne yapıyor? İçişleri Bakanına
soru önergesi veriyor ve bunun yanıtını almaya
çalışıyor. Yine, bunu duyan bir gazeteci ne yapıyor?
Haklı olarak, İçişleri Bakanına bir soru soruyor ve bunun
yanıtını almaya çalışıyor. Peki,
İçişleri Bakanı ne yapıyor? Gazeteciye yanıt vermek
yerine onunla alay ediyor, onu küçümsüyor; ne zaman? Tam da sansür
yasasının Mecliste görüşüldüğü bir dönemde bunu
yapıyor. Evet, iktidarın basına duyduğu saygı tam
olarak bu.
Türkiyede
vatandaşın da yabancıların da MERNİS kayıtlarının
da adres kayıtlarının da tamamının tutulduğu
kurumlar belli. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel
Müdürlüğü, Göç İdaresi Yabancılar Genel Müdürlüğü. Peki,
bunlar kime bağlı? İçişleri Bakanlığına.
Olağan bir devlet düzeninde, olağan bir hukuk düzeninde böyle bir
soru İçişleri Bakanlığına sorulduğunda
İçişleri Bakanlığının buna dair bir açıklama
yapması gerekir. Bu bilgiler doğru değil veya seçim
güvenliği açısından bir tehdit oluşturmuyor. Bu
itirazları en kısa sürede çözeceğiz. demesi gerekiyor. Fakat
İçişleri Bakanlığı da Nüfus ve Vatandaşlık
İşleri Genel Müdürlüğü de Göç İdaresi de aradan geçen bunca
zaman içerisinde tek bir açıklama yapmıyor.
Bakın, bu
kayıtları tutan tek makamın kim olduğunu söyledim; bu çok
açık, tartışmasız. Yüksek Seçim Kurulu bu
kayıtları tutmuyor, Yüksek Seçim Kurulu anlık olarak Nüfus ve
Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden kayıt
alıyor; anlık olarak, günlük olarak bu kayıtları
alıyor. Fakat bu kayıtları aldıktan sonra bunun üzerinde
herhangi bir ikamet araştırması yapmıyor.
Yaptığı 2 tane şey var.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
Eğer ölmüş
yurttaşlar varsa bunların kayıtlarını düşüyor,
yine 18 yaşını doldurmuş yurttaşlar kimlerse
bunların seçmen olarak kayıtlarını tutuyor.
Dolayısıyla bütün kayıtları tutan İçişleri
Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı buna
bir yanıt vermek zorunda. Eğer binlerce yurttaş evinde
yabancıların oturduğunu söylüyorsa ve bunlarla ilgili seçmen yapıldığı
konusunda iddialar varsa İçişleri Bakanlığı bu konuda
bir an önce açıklama yapmak zorundadır.
Bakın, bir kez daha
altını çiziyorum: Bir ülkenin yurttaşı başka bir ülke
yurttaşlığına geçebilir, ülkesinin dışında
başka bir yerde yaşayabilir. Nitekim Türkiyenin sadece Avrupada
ikamet eden, yaşayan 6 milyona yakın yurttaşı var,
dolayısıyla bu olağandışı değil. Bir
yabancı düşmanlığından söz etmiyoruz ama seçim güvenliğine
dair bir kuşku varsa İçişleri Bakanlığı
yanıt vermek zorundadır, yoksa üzerindeki şaibe hiçbir
şekilde ortadan kalkmayacaktır diyorum ve hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Turan
Aydoğan.
Buyurun Sayın
Aydoğan. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TURAN
AYDOĞAN (İstanbul) Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Filmin adı Evimdeki
Yabancı izlemişsinizdir herhâlde. Evinizde oturuyorsunuz, sizin
dışınızda birtakım insanlar daha sizinle beraber
ortaklar, orada oturuyorlar. Baktınız mı evlerinize sevgili
arkadaşlar, ikametgâh adreslerinize baktınız mı? 10
kişi, 20 kişi, tanımadığınız insanlar
olabilir; birazdan hukuki sakıncalarını da söyleyeceğim.
Bence İçişleri Bakanı da adresine baksın, Emniyet Genel
Müdürü de baksın, tanımadıkları adamlar, mesela
uyuşturucu baronları falan sağda solda çıkabilir, dikkat
edin, bu adreslerde çıkabilirler, çok da piyango olmaz. Niye bunları
söylüyorum? Ya dünyadan haberiniz yok ya işinizi doğru
yapmıyorsunuz. Eğer bu ülkede, Anayasanın 5inci maddesine göre,
güvenlik kuvvetleri, İçişleri Bakanlığı varsa ve bizim
huzurumuzu sağlamakla mükellefseler adresimizde fazladan görünen
insanlardan haberleri yoksa günaydın, bu ülkeyi yönetmiyorlar demektir,
haberleri varsa suçun ortağıdırlar demektir. Siz neyi tercih
edeceksiniz şimdi? Ya çıkın Haberimiz yok. deyin ya
çıkın Haberimiz var. deyin; ikisi de sizin sorumluluk hanenize
yazılır. Bakın, İcra İflas Kanununun 97nci maddesi
var -sürpriz şeylerden bahsedeyim ben size- o maddede, adreste görünen
insanlardan bir tanesi için o adrese borçlu olarak hacze gidildiğinde
masum vatandaşın malı birlikte elinde bulunduran olarak
adlandırılır ve haczedilir, haberiniz olsun. Suç işlerse bu
bilinmeyen kayıtlı kişiler, vatandaşın evine gece
baskın da yapılır, başına iş de gelir, eğer
fiziki takip gibi şartlar varsa örgüt suçu, şu, bu, falan filan diye,
masum vatandaş bu takibin kurbanı da olur, siz bunu ne hakla bizim
vatandaşımıza uygun buluyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
TURAN AYDOĞAN (Devamla)
Niye bu ülkeyi gerçekten modern, çağa uygun, hukuki güvenlik
hakkına, özgürlük hakkına uygun olarak yönetmeyi beceremiyorsunuz?
Yoksa bilerek mi yapıyorsunuz? Seçim güvenliğini tehlikeye atmak
acaba sizin kasti olarak ortaya koyduğunuz bir tablo olabilir mi? (CHP
sıralarından alkışlar)
İki soru sordum, AK
PARTİ adına çıkan vatandaştan bunun cevabını
istiyorum burada. Bir, beceremiyor musunuz? İki, suçun ortağı
mısınız? Bu ülkenin güvenliğini kim sağlayacak, bizim
adreslerimizin masuniyetini, hukuki güvenlik ve özgürlük
hakkımızı kim sağlayacak? İçişleri Bakanı
sağlamayacaksa, Emniyet Genel Müdürü sağlamayacaksa, güvenlik
kuvvetleri sağlamayacaksa onların görevi nedir, milletvekilinin
bacağını kırmak mıdır görevleri? Metruk yerleri
yıkın, mevzuatı sonra gelir.midir görevleri? Bizim
Anayasamız kamu görevini böyle mi tarifliyor?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
TURAN AYDOĞAN (Devamla)
Sayın Başkanım, bir dakika istirham ediyorum.
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
TURAN AYDOĞAN (Devamla)
Ülke yönetmiyorsunuz, kaos yaratıyorsunuz, kaostan da besleniyorsunuz.
Eğer bu ülkenin vatandaşının kahir çoğunluğu
diyorsa ki Adresimde kimin olduğunu bilmiyorum, başıma neyin
geleceğini bilmiyorum, kullandığım oyun
karşılığında başka bir özgül
ağırlık merkezinin yaratılıp
yaratılmadığını bilmiyorum. bu psikolojiyle
yaşıyor ise bunun cevabını buradan vermek mükellefiyeti
taşıyorsunuz. Bir ülkenin vatandaşları Anayasayla teminat
altına alınmış şekilde kendilerini güvende hissetmiyor
iseler siz iktidar olarak batağın içindesiniz, aciz hâlindesiniz,
vatandaşın hukuki güvenlik ve özgürlük hakkını heba
etmiş yerdesinizdir. Tekrar soruyorum: Kasten yapıyorsanız,
çıkın, deyin ki Kasten yapıyoruz. Beceremiyorsanız
Beceremiyoruz. deyin; becerecek birisi gelir, bu vatandaşı her
türlü güvenlik altına alır.
Teşekkür ediyorum. (CHP
ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına söz talep eden Antalya Milletvekili
Sayın Atay Uslu.
Buyurun Sayın Uslu. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Cevap bekliyorum, hatipten cevap bekliyorum arkadaşlar;
haberiniz olsun, iki soru sordum.
AK PARTİ GRUBU ADINA
ATAY USLU (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Hamdolsun, bugün
güvenliği de sağlayan bir Hükûmetimiz var, hayatı da
kolaylaştıran bir Hükûmetimiz var.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Ama Hükûmet yok, Cumhurbaşkanı var; onu düzeltelim.
Hükûmet yok, Hükûmet kalkalı çok oldu.
ATAY USLU (Devamla)
Değerli arkadaşlar, Türkiyede e-devlet kapısı var
biliyorsunuz, birçok dijital hizmetin, farklı sistemlerin birbiriyle
konuşturulmasıyla oluşturulan bir platform. Bu platform, hem
güvenliği hem güvenilirliği hem sürekliliği hem de
şeffaflığı sağlamaktadır. Bu sistem ülkemiz
açısından risk oluşturmaktan öte, bugün sağlanan güven ve
huzur ortamının oluşmasında çok büyük katkılar ortaya
koymaktadır. E-devlet olsun, GöçNet olsun, Adres Kayıt Sistemi, MERNİS
sistemi bizim huzur ve güvenliğimize katkı sunuyor. Bakın,
mesela yabancı terör savaşçılarıyla mücadelede Türkiye
önemli bir merhale katetti ve bir başarı katetti.
ALPAY ANTMEN (Mersin)
Terör savaşçısı olmaz terörist olur.
ATAY USLU (Devamla) Burada,
bu sistemin varlığı ve bu sistemlerin sınır kapılarındaki
sistemlerle veya güvenlik güçlerinin sistemleriyle konuşmasında ve
entegrasyonunda önemli bir etki var. 2011 yılından bugüne kadar 9
binden fazla yabancı terör savaşçısı sınır dışı
edilmiş, 100 bin tanesine giriş yasağı konulmuş; hep
bu sistemlerin katkısıyla bunlar sağlanmış.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Nasıl girmişler Türkiye'ye o teröristler?
ATAY USLU (Devamla)
Değerli milletvekilleri, şimdi önergeyle yabancılar ile seçmen
listeleri arasında bir bağ kurulmaya çalışılıyor.
Değerli arkadaşlar, yabancılar hangi statüde olursa olsun oy
kullanamazlar, bunun bilinmesi gerekir. Önergede olduğu gibi
yabancılar oy kullanacaklar ya da seçmen listelerine kaydolacaklar gibi
bir intiba oluşturulması yanlıştır, provokatif bir
davranıştır.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Yabancıyı vatandaş yapıp
kullandırtıyorsunuz.
ATAY USLU (Devamla) Bugün
yabancıların biz, bakın, yalnızca kişisel
kayıtlarını değil, biyometrik kayıtlarını,
parmak izlerini bile alıyoruz. Türkiye'de bulunan 3 milyon 600 bin
Suriyelinin, Türkiye'de bulunan 300 bin uluslararası koruma statüsündeki
yabancının, Türkiye'de bulunan 1 milyon 300 bin ikametlinin yani
toplam 5 milyon 200 bin göçmenin parmak izi dâhil bütün biyometrik
kayıtları tutulmaktadır.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Adresinize bakın
ATAY USLU (Devamla)
Dolayısıyla, bunlar güvenlik birimleriyle, sınırla entegre
edilmekte ve birbirleriyle konuşturulmakta ve güvenlik
sağlanmaktır.
Değerli milletvekilleri,
tabii, bir MERNİS sistemimiz var 85 milyon vatandaşımıza
hizmet veren, bu sistem, bugün, günlük ortalama 150 bin
vatandaşımıza yüz yüze, 600 bin vatandaşımıza da
e-devlet üzerinden hizmet veriyor yani 750 bin vatandaşımıza
hizmet veren bir sistemimiz var. Yine, bu sistemin içinde 82 milyondan fazla
adres beyanı bulunmaktadır ve bu adres beyanını kusursuz
işleyen bir sistemden bahsediyoruz.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) O zaman burada bir kasıt var, kasıt. Kasıtlı
yapıyorsunuz o zaman.
ATAY USLU (Devamla)
Şimdi, Adres Kayıt Sisteminin özü beyana dayanmaktadır.
Beyanlar farklı şekillerde zaman zaman kontrol edilir,
gerektiğinde de kolluk güçleri tarafından tahkikatları
yapılır. Kamuoyunda konu edilen olay teknik bir sorun olarak
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Bir tane değil, kaç tane var kamuoyuna böyle yansıyan.
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ATAY USLU (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
tespit edilmiş
-bakın, bu çok önemli- sistemin çapraz sorgu kabiliyeti sayesinde
görülmüş ve giderilmiştir.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Vatandaş başvurmadan mı görmüş ya!
Vatandaş başvurmuş.
ATAY USLU (Devamla) Çapraz
sorgu kabiliyeti nedir? Aynı hanede oturan kişi belgesi sorgulama
modülü; onu anlatacağım şimdi birazdan.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sen evine baktın mı? Sen evine baktın mı?
ATAY USLU (Devamla)
İçişleri Bakanlığımız konuyu incelemiş, 80
milyon adres beyanının içerisinde 1.200 adres kaydı sorunu
görmüş ve bunu gidermiştir.
Değerli arkadaşlar,
2021 yılından itibaren İçişleri Bakanlığı
bir modülü devreye sokuyor, çapraz sorgu modülü. Nedir biliyor musunuz?
Aynı hanede oturan kişi belgesi sorgulama modülü. Bu modül
açılmadan önce vatandaşlarımız aynı evde
oturdukları kişileri göremiyordu. Vatandaşımız, kendi
adresinde kimler oturuyor, bu modül sayesinde görüyor.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Kendi oturmadığını da görüyor işte!
ATAY USLU (Devamla)
Dolayısıyla bu modül, hem şeffaf hem sağlıklı hem
de güncel bilgi tutulmasını kolaylaştırıyor. Eğer
bir art niyet olsaydı
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ATAY USLU (Devamla)
Bitiriyorum Başkanım, son bir dakika.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
ATAY USLU (Devamla) Art
niyet olsaydı, şeffaflıktan uzak davranılmak istenseydi
böyle bir hizmeti niye devreye alır ki?
Saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALPAY ANTMEN (Mersin) O
zaman kasıt var demektir.
BAŞKAN İYİ
Parti grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın Öcalan
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
39.- Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalanın,
İçişleri Bakanının ülkeyi daha da derin krizlere
sürüklememesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖMER ÖCALAN
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, bu ülkede bir
İçişleri Bakanı var ama görevi dışında her
şeyi yapıyor; maalesef, tüm açıklamaları küfürlüdür,
hakaretlidir. Bakınız, bu ülkede milletvekillerinin bacakları
kırılıyor, bu herkesi ilgilendiriyor, kimsenin bu ülkede can
güvenliği yoktur; Habip arkadaşımıza geçmiş olsun
diyoruz. Bu ülkede artık İçişleri Bakanı bir klinik vaka
hâline gelmiştir, yaptığı hâl ve hareketler ortadadır,
bir an önce tedavi edilmesi gerekiyor. Gerçi bu bizim işimiz değil,
kendi eski yol arkadaşları bu işin peşine
düşmüştür, artık doktorluk mu yaparlar başka bir şey
mi yaparlar
Biz İçişleri Bakanının bu hâl ve
hareketlerinden vazgeçmesini öneriyoruz. Bu ülkeyi daha da derin krizlere
sürüklememesi gerekiyor.
Saygılar.
BAŞKAN Sayın
Tutdere
40.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutderenin,
Besni-Kızılin yolunun ve Çanakçı Köprüsünün bir an evvel
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE
(Adıyaman) Teşekkür ediyorum Başkanım.
Başkanım, Besnili
hemşehrilerimin, Sayören ile Kızılin başta olmak üzere yol
güzergâhında bulunan bütün muhtarlarımızın ve oradaki bütün
hemşehrilerimizin bir talebini size iletmek istiyorum.
Sayın Başkan, Besni
ilçemizin en işlek yollarından bir tanesi Besni- Kızılin
yoludur. Bu yol fiziki koşullar anlamında artık talebi
karşılayamaz hâle gelmiştir. Yolu kullanan öğrenci
servisleri ve bölgede yaşayan halkımızın
kullanmış olduğu araçlar her gün ciddi kazalarla karşı
karşıya kalmaktadır.
Ayrıca, yine bu yol
üzerinde bulunan bir köprümüz var, bu köprünün özellikle fiziki
koşulları da gerçekten talebi karşılayamıyor.
Özellikle Sofraz Çayı üzerinde bulanan bu Çanakçı Köprüsü
ihtiyacı karşılayamıyor. Bütün vatandaşlarımızın
talebidir, biz iktidarın bu konuda sözlerini tutmasını talep
ediyoruz.
Buradan iktidara,
Karayollarına ve Ulaştırma Bakanlığına
çağrı yapıyorum: Besni-Kızılin yolunu ve Çanakçı
Köprüsünü bir an evvel yapın, bu konuda vatandaşa verdiğiniz
sözleri tutun diyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Aydınlık
41.- Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlıkın,
Şanlıurfalı pamuk üreticilerinin taleplerine ilişkin
açıklaması
AZİZ AYDINLIK
(Şanlıurfa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şanlıurfada pamuk
üretimi yapan çiftçiler açıklanan fiyatlardan rahatsız. Maliyeti 16
lirayı bulan 44 randıman pamuk 21 lira, 40 randıman pamuk ise 17
lira. Fabrikalar devreye girince bu rakamlar daha da düşüyor.
Yüzde 45le pamuk üretiminde
1inci olan Şanlıurfa kan ağlıyor. Desteklerin
artırılması, ithal edilen pamuğun azaltılması,
elektrik ve sulama maliyetinin düşürülmesi çiftçilerimiz tarafından
alınması istenen önlemlerdir. İktidarın bu önlemlere
karşı gerekli girişimlerde bulunmasını çiftçilerimiz
adına talep ediyorum. Aksi takdirde, çiftçi pamuk üretmekten vazgeçecek.
Bu sesi lütfen duyun.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati:16.51
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.03
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık ve
arkadaşları tarafından, 10 Ekim Gar katliamının bütün
boyutlarının araştırılması amacıyla
11/10/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 11 Ekim 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
11/10/2022
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
11/10/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Hakkı
Saruhan Oluç
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
11 Ekim 2022 tarihinde Van
Milletvekili Muazzez Orhan Işık ve arkadaşları
tarafından 10 Ekim gar katliamının bütün boyutlarının
araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan -21899 grup numaralı- genel görüşme
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin
11/10/2022 Salı günkü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN - Halkların
Demokratik Partisi grup önerisinin gerekçesini açıklamak üzere söz talep
eden İstanbul Milletvekili Sayın Ali Kenanoğlu.
Buyurun Sayın
Kenanoğlu. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
sayın vekiller; bu fotoğrafa iyi bakın. Bu fotoğrafta
tecavüzcüler, hırsızlar, gaspçılar, uyuşturucu
baronları, mafya bozuntuları, yolsuzluk yapanlar yok; onlar malum
kişinin albümünde. Burada, 7 yaşındaki Veyselden 72
yaşındaki Mehmet Şah ağabeyimize kadar 104 isim var. Bu 104
kişi, 10 Ekim 2015te Ankarada demokratik kitle örgütlerinin, partilerin,
sendikaların çağrısıyla emek barış
demokrasi hak hukuk adalet demek için bir araya gelmişlerdi.
Tabii, bütün bu süreç ve 10 Ekimde yaşananların bir öncesi, bir o
anda yaşananlar, bir de sonrası var. Şimdi, sizlere bunlarla
ilgili kısaca görüşlerimizi aktaracağım.
Faşizan rejimler kan ve
katliam üzerine kurulurlar yani faşizan rejimlere doğru giden yollar
hep kan ve katliamlarla oluşturulmuştur; bunu kurduktan sonra da bu
rejimler kendilerini sürdürebilmek için, yaşamlarını sürdürebilmek
için savaş, sansür ve baskı politikalarını uygularlar.
İşte, 12 Eylül 1980 darbesine giden yolda Çorum, Maraş
katliamı gibi yaşananlar, bütün o boyutlarda ülkedeki kargaşalar
ve o süreçler 12 Eylül 1980 faşist darbesini ve devamındaki
faşist rejimi oluşturmuştu. Bugünlere gelen yola Ekim 2014teki
Millî Güvenlik kararları çerçevesinde alınan bir kararla
gelinmişti ve o kapsamda 5 Haziranda Diyarbakır'da, 20 Temmuzda
Suruç'ta -bunların hepsi 2015te oluyor- 10 Ekimde Ankara Garında,
20 Ağustosta da Antep'te katliamlar yapıldı. Tabii, bu
katliamlarla birlikte aynı zamanda katliam girişimleri de
yapıldı. Burada 10 Ekim günü ne oldu? Gaziantep'ten elini kolunu
sallayan bombacılar Ankara'ya, gar önüne kadar girdiler ve orada
kendilerini patlattılar. Sonra ne oldu? Tabii ki orada gerekli güvenlik
önlemlerinin alınmadığını görüyorduk, biliyorduk; ben
de oradaydım yani bunun tanıklarından birisiyim, 10 Ekim 2015te
gar önünde bulunan kişilerden birisiyim. Ortalıkta herhangi bir
güvenlik gücü yokken, polis yokken insanlar yaşamını yitirdikten
sonra, bomba patladıktan sonra bir anda güvenlik güçleri
sağlıkçılardan, ambulanslardan önce oraya intikal ettiler ve
ambulansların gelişini engellediler. İlk ambulans, patlamadan
kırk beş dakika sonra ancak gelebildi, alana girebildi ve bir
taraftan da yaralılara müdahale engellendi, gaz sıkıldı ve
tazyikli su sıkılarak ilk yardım imkânları da
engellenmiş oldu ve çok sayıda kişinin ölümüne de sebebiyet
verildi. Bu olaydan sonra, bu kişilerle ilgili yani oradaki gerekli güvenlik
önlemlerini almayan, istihbarat bilgilerine rağmen tedbir almayanlara
karşı herhangi bir soruşturma açılmadı, herhangi bir
kovuşturma yapılmadı, herhangi bir dava açılmadı.
Hatta şöyle ilginç bir şey var: Antep Nizipte, katliamdan on gün
önce çok yüklü miktarda amonyum nitrat satın almak isteyen kişi var,
bu belirleniyor ve savcılık bununla ilgili soruşturma açıp,
inceleme başlatıp bu kişi hakkında Gaziantep İl
Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne diyor ki:
Bu kişiyi araştırın. Kim bu kişi? Yakup Şahin.
O gün, Antep'ten Ankara'ya gelen katillere, o bombacılara eskortluk eden
araçtaki kişi Yakup Şahin; onları takip eden. Ama ne oluyor?
Yakup Şahin'le ilgili herhangi bir araştırma soruşturma
yapılmıyor ama bu araştırma soruşturmayı yapmayanlarla
ilgili de herhangi bir soruşturma kovuşturma yok. Ne oluyor? Katliam
esnasında ambulanslar gelmediği için, orada 2 polis
aracılığıyla yaralıları hastaneye
taşıyan insanlar kamu aracını gasbetmekten dolayı
yargılanıyorlar yani yargılananlar da yine mağdurlar
oluyor. Diğer taraftan, babasının mezarı başında
anma yapan, duygusal konuşma yapan insanlar hakaretten, terör
propagandasından ve benzeri gibi uyduruk iddialardan aylarca,
yıllarca mahkemelerde yargılanıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ALİ KENANOĞLU
(Devamla) Bitiriyorum Başkanım.
Değerli arkadaşlar,
gelinen noktada Ankara Garı katliamı tarihimizin gördüğü en
büyük vahşetlerden bir tanesidir ancak davaları da takip ediyoruz, bu
davalardan da hiçbir umut yok çünkü düzgün bir soruşturma,
araştırma ve dava süreci yürütülmüyor. En son dava 7 Ekimde görüldü
-o davaya katıldım ben- ve orada MİTin tespitlerine göre
IŞİDin Türkiye sorumlusu, Türkiye emiri olarak bilinen kişi
Kasım Güler şunu itiraf etti, tanık olarak kendi
söylediğiydi mahkemede, dedi ki: Biz o dönemde elimizi kolumuzu
sallayarak Türkiyeye giriş-çıkış yapıyorduk. Ben 4 ya
da 5 defa Türkiyeye giriş-çıkış yaptım. Sınırdaki
güvenlik karakoluna sadece bilgi veriyordum, o bilgi çerçevesinde de Türkiyeye
giriş-çıkış yapıyordum. Bu rahatlıkla geldi bu
katiller ve insanlarımızı katletti.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ KENANOĞLU
(Devamla) Dava da şu anda bu aşamada karartmayla sürüyor, sonuç
almak için etkin bir soruşturma yürütülmüyor; bunun
araştırılmasını talep ediyoruz. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz talep eden Ankara Milletvekili Sayın Murat
Emir.
Buyurun Sayın Emir. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MURAT EMİR
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Maalesef 10 Ekim Ankara
Garı katliamı bu toprakların ve insanlığın
gördüğü en zalim, en kanlı, en alçak saldırıdır. Ama
maalesef üstünden yedi yıl geçmiş olmasına rağmen biz
Ankara Garı katliamı ve saldırısıyla ilgili gerekli
yüzleşmeyi yapamadık, hukuki süreç savsatıldı.
Arkadaşım bahsetti, göstermelik bir mahkeme süreci, sanki birkaç
IŞİDli militan, IŞİDli katil bu işi
planlamış, yapmış gibi, gerçek sorumlulara uzanmayan bir
hukuki süreç işletildi. Oysa bu katliamı planlayanlar, arkasında
duranlar, ona siyasi destek verenler, orada bu bomba tedarik edilirken Emniyet
bilmesine rağmen gereğini yapmayanlar, mülkiye müfettişlerinin
raporlarına geçtiği gibi Bir saldırı yapılabilir.
istihbaratı alınmış olmasına rağmen önlem
almayanlar, bu katiller Ankara'ya âdeta eskort eşliğinde gelirken
hiçbir şey yapmayanlar suçlular ama maalesef mahkeme bunları
görmezden geldi, duymazdan geldi.
Bir katil düşünün; 2
kardeş, birisi Suruç katliamındaki bombacı ve bu kişi
teknik takip altında, yine Ankara emiri dedikleri İlhami
Balıyla sürekli görüşüyor, o da teknik takip altında ama onlar
hakkındaki hiçbir tape kaydı mahkemeye getirilmedi. Oysa
İlhami Balı, firari sanık, her nasılsa 2016da
aranıyorken meğer Konya Cihanbeyli Devlet Hastanesinde tedavi
edilmiş. Baktığınız zaman, bu katliam, devletin
içindeki kirli odakların, birilerinin bilgisi, ilgisi ve ihmali sonucunda
gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla biz bu mahkeme sürecini
eksik sayıyoruz, eksik buluyoruz ve bu yargılamayı göstermelik
buluyoruz. Bu nedenle, yargılamanın mutlaka gerçek sorumlulara ve
suçlulara uzanması gerekiyor.
Çok daha önemlisi
arkadaşlar, AKP iktidarı o günlerde IŞİDe IŞİD
diyemiyordu ve o günkü dış politikanız, o günkü Suriye
politikanızın bir gereği olarak da
sınırlarımızın kevgire dönüşmesine izin
vermiştiniz. Bugünün katilleri, o gün sizin katil diyemediğiniz
IŞİD saldırganları cihatçı adı altında,
savaşçı adı altında Suriye sınırından
Türkiyeye istedikleri gibi, elini kolunu sallayarak girip
çıkıyorlardı, hatta yaralandıklarında Türkiyedeki
hastanelerde tedavi ediliyorlardı ve bugün tanık ifadelerinden de
biliyoruz ki siz seyirci kaldınız, bir devlet politikası olarak
buna göz yumdunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MURAT EMİR (Devamla)
Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Ve özellikle de
haziran-kasım arasında Türkiyeyi bir kaosa sürükleyerek ve kan gölü
olmasına göz yumarak oylarınızı artırma yoluna gittiniz;
iktidarınızı, o kaybettiğiniz iktidarınızı
bu şekilde tekrar tahkim etme, tekrar iktidar olma yoluna gittiniz. Bunun
için de bilerek veya bilmeyerek -ama iktidar içerisindeki kimi kirli
odakların bunu bilerek tasarladıklarını elbette biliyoruz-
göz yumdunuz ve o kaostan, o kandan sizler yeni bir iktidar ürettiniz.
Bugün Meclisimizin önünde
anayasal bir görev duruyor. Bu katliamla yüzleşmek zorundayız hem
hukuki seviyede hem de siyasi seviyede ve sizlerin o günkü siyasi
sorumluluğunuzun mutlaka hesabının sorulması gerekiyor.
Meclisimize bu görev düşmektedir ve bu Meclis bu katliamla, ölen 104
vatandaşımızın, yaralanan 400ün üstünde
vatandaşımızın anısı adına mutlaka
yüzleşecektir.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına söz talep eden Tekirdağ
Milletvekili Sayın Mustafa Yel.
Buyurun Sayın Yel. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen aziz
milletimiz; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Ankara Tren
Garında 10 Ekim 2015 tarihinde meydana gelen menfur saldırı
sonrası hayatını kaybeden 101 vatandaşımıza
Allahtan rahmet dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, coğrafya olarak gerçekten çok önemli bir coğrafyada,
Anadolu ve Trakya coğrafyasında, insanoğlunun bugüne kadar var
olduğu, kurmuş olduğu medeniyetlerden 25inin yerleşik olarak
bulunduğu bir coğrafyadayız. Dolayısıyla her dönem,
her çağda Anadolu ve Trakya coğrafyası tüm
insanlığın, tüm medeniyetlerin dikkatini çekmiş ve burada
hep var olunmak istenmiştir. Biz de 25inci medeniyet olarak bu
topraklarda kıyamete kadar güçlü bir şekilde var olacağız
inşallah. Ancak böylesine stratejik öneme sahip, böylesine güzel
topraklara göz diken, hem dışarıda hem de içeride ne yazık
ki bu konuda üzerimize gelen çok sayıda mihrak bilmekteyiz.
Dolayısıyla vesayet odakları olarak adlandırabileceğimiz
terör örgütlerini ülkemiz aleyhine kullanmak konusunda vazgeçmeden çaba sarf
eden güçleri bilmekteyiz. İşte bu konuda ülkemiz, bugüne kadar hangi
terör örgütü olursa olsun gerekli müdahaleyi ve mücadeleyi sürdürmektedir.
Nasıl PKKyla, FETÖyle, DHKP-Cyle mücadele ediliyorsa DEAŞla da
aynı şekilde mücadele edilmektedir.
10 Ekim 2015 tarihinde
meydana gelen bu menfur saldırıdan sonra hemen devletimiz
tarafından gerekli makamlar harekete geçirilerek bu saldırıda
2si canlı bomba olmak üzere, ayrıca bu saldırıya
karıştığı düşünülen ve
karıştığı tespit edilen 6 şahıs
tutuklanmış, 23 şahıs hakkında ise arama kararı
çıkartılmıştır ve devam eden süreçte soruşturma
dosyasında şüpheli firari durumunda bulunan şahısların
yakalanmasına yönelik yapılan çalışmalarda 3
şahıs ölü olarak ele geçirilmiş, 13 şahıs ise
yakalanarak gözaltına alınmıştır. Bunlardan, adli
makamlara sevk edilen 3ü tutuklanmış, 7 şahıs ise hâlen
aranmaktadır.
Ülkemiz, ulusal
güvenliğini ve kamu düzenini tehdit eden, güvenlik güçlerinin ve
vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini hedef alan terör
örgütleriyle ayrım gözetmeden, demokratik hukuk kuralları
çerçevesinde etkin bir şekilde ve kararlılıkla mücadele etmeye
devam etmektedir. Terörle mücadele kapsamında elde edilen bilgilere
ilişkin detaylı çalışmalar yapılmakta, alınan
ihbarlar ilgili kurum, kuruluş ve birimlerle anında
paylaşılarak gerekli önlemlerin alınması
sağlanmaktadır.
Genel görüşme önergesine
konu olan, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı önünde meydana gelen
olayla ilgili soruşturma adli süreç içerisinde yürütülmektedir. Devletimiz
tüm birimleriyle bu olayı aydınlatmak için
çalışmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA YEL (Devamla)
Milletimizin huzurunu, ülkemizin güven ve istikrar ortamını bozmak
amacıyla yapılan bu saldırıda hayatlarını
kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine ve aziz
milletimize tekrar başsağlığı diliyorum. Bu vesileyle,
terörle mücadele ederken şehit düşen tüm askerlerimize, polisimize,
korucularımıza, kamu görevlilerimize ve tüm vatandaşlarımıza
Allahtan rahmet, gazilerimize de sağlıklı uzun ömürler
diliyorum.
Yüce heyetinizi tekrardan
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
3.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Engin Altay, Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Özgür Özel ile Grup
Başkan Vekili Sakarya Milletvekili Engin Özkoç tarafından, Borsa
İstanbulda yapılan manipülatif işlemlerde kamu görevlilerinin ve
kamu kurum ve kuruluşlarının rolü ve sorumluluklarının
belirlenmesi, küçük yatırımcıların
uğratıldığı zararın tespiti, bu tür
işlemlerin tekrarlanmaması, sermaye piyasalarının
rüşvet ve yolsuzluklardan arındırılarak güvenilir bir alana
dönüştürülmesi amacıyla 10/10/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Ekim 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
11/10/2022
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
11/10/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Engin
Altay
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul Milletvekili,
Grup Başkan Vekili Engin Altay; Manisa Milletvekili, Grup Başkan
Vekili Özgür Özel ile Sakarya Milletvekili, Grup Başkan Vekili Engin Özkoç
tarafından, Borsa İstanbulda yapılan manipülatif işlemlerde
kamu görevlilerinin ve kamu kurum ve kuruluşlarının rolü ve sorumluluklarının
belirlenmesi, küçük yatırımcıların
uğratıldığı zararın tespiti, bu tür
işlemlerin tekrarlanmaması, sermaye piyasalarının
rüşvet ve yolsuzluklardan arındırılarak güvenilir bir alana
dönüştürülmesi amacıyla 10/10/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (3685 sıra
no.lu) Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin
önüne alınarak görüşmelerinin 11/10/2022 Salı günkü
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisinin gerekçesini açıklamak üzere söz talep eden Antalya
Milletvekili Sayın Çetin Osman Budak.
Buyurun Sayın Budak.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÇETİN
OSMAN BUDAK (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Borsa İstanbulda son dönemde yaşanan, manipülatif işlemler
aracılığıyla yapılan soygunun
araştırılması adına partimizin verdiği grup
önerisi üzerine söz almış bulunuyorum. Sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
geçtiğimiz günlerde hepinizin gündeminde bu konu vardı. Burada büyük
bir soygun var. İktidar, Borsa İstanbulu büyük bir kumarhaneye
çevirdi. Bu, kumardan da daha beter. Yoksul
vatandaşlarımızın küçücük birikimlerini burada ellerinden
aldılar ve bu suçtur, manipülasyon suçtur. Ve bununla ilgili, benim size
açık açık biraz sonra izah edeceğim konularda şu ana kadar
iktidar bir şey yapmamıştır. 10 kişi gözaltına
alınmış, 5i tutuklanmış, 5i gönderilmiş, kim
olduğu belli değil; asıl suçlular dışarıda,
asıl suçlular dışarıda.
Bakın, değerli
arkadaşlar, Bakan Nebati, Bakan Nebati ilk önce 23 Ağustosta bir
televizyonda açıklama yapıyor. Televizyonda yaptığı
açıklama: Doğrudan yatırımlar ve çeşitli
enstrümanlarla Türkiyeye bir giriş olduğunu gözlüyoruz. Biz
görmüyoruz, bunun yansıması nerede? BISTe giren miktar 300 milyar
doların üzerinde. Dünya güvenli bir liman arıyor ve Türkiye dünyada
bu güvenli limanların başında geliyor. Neresini
düzelteceksiniz? 300 milyar dolar, 300 milyar dolardan bahsediyor. Bakın,
arkadaşlar, borsanın toplam değeri 180 milyar dolar, toplam
değeri 180 milyar dolar. 180 milyar dolar değil kısa zamanda 300
milyar dolar
Kuyruklu yalan.
Ve şimdi, bunun
arkasından yaptığı başka açıklamalar var.
Aslında burada büyük bir kurnazlık da var, onu da
açıklayacağım size. KKMden elde ettikleri,
topladıkları dövizin bir kısmını borsa üzerinden
manipülasyon yaparak toplama amacı vardı. Vatandaşlar
dövizlerini bozdursunlar, getirsinler borsaya, biz borsayı yükseltelim
kamu bankaları aracılığıyla, sonra
vatandaşları buradan silkeleyelim. Operasyon budur.
Şimdi, yine aynı
tweetle Nureddin Nebati, Bakan -manipülasyonu burada ispat ediyorum- 2
Eylülde bir açıklama yapıyor: Ekonomik aktivitedeki güçlü seyir ve
şirket kârlılıklarındaki artış BISTi
yatırımcılar için cazip kılıyor. Borsamız son
dönemdeki performansıyla diğer gelişen ülke borsalarından
pozitif yönde ayrışıyor, ilerleyen dönemde de bu güçlü seyrin
sürmesini bekliyoruz. Bu ne demek? Gel gel demek; borsaya gel gel
yapıyorsun. Amaç, açık açık borsaya gelen küçük
yatırımcıları silkelemek. Ve 11 Eylülde bir açıklama
daha arkadaşlar -hızlı geçiyorum, süre tükeniyor- Yerli ve
yabancı yatırımcılarımız, şirketlerimizin
bilançolarına, sermaye yapılarına ve
kârlılıklarına güveniyor, sermaye piyasalarına her geçen
gün daha çok yatırım yapıyor. 11 Eylül
Arkadaşlar, 12
Eylülde borsa çöktü. Borsa yüzde 151 yukarıya götürüldü kamu
bankaları aracılığıyla, banka hisseleri aynı
zamanda
Bakın, burada da bir tane grafik var, Vakıfbankın
grafiğinde -buradan görülüyor mu bilmiyorum- çok kısa sürede
yukarıya doğru bir hareket, sonra aşağı çakılma,
kayıp yüzde 53; silkeleme budur. Yine, ikincisi de
Bunlar bir de
ayrıca Varlık Fonunda arkadaşlar. Varlık Fonunun
başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
vardır, yardımcısını da biraz sonra söyleyeceğim.
Halk Bankasındaki kayıp da 11inden sonra bu kadar kısa sürede
yüzde 56. Bu, maalesef, borsa diliyle keriz silkelemedir. Bunu kimler
yaptı arkadaşlar? Bunu kimler yaptı, bu kurumların
başında kimler var; ben bunları söyleyeyim. Şimdi,
Borsayı SPK denetler, tamam, Borsayı SPK denetler, SPKyi de Devlet
Denetleme Kurulu denetler. Peki, bunların başında kim
vardır? Maliye Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ÇETİN OSMAN BUDAK
(Devamla) - Bakın, şimdi, burada Borsanın 9 yönetim kurulu
üyesinden 5ini söyleyeceğim size: Erişah Arıcan,
Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Yönetim Kurulu
Üyesi -bunu daha önce de Sayın Engin Altay
açıklamıştı- aynı zamanda Varlık Fonunun
Başkan Yardımcısı; Yunus Arıncı,
Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulu
Başkanı -bunlar Borsa yöneticisi- Metin Kıratlı, bu
arkadaş Cumhurbaşkanlığı İdari İşler
Başkanı; Fahrettin Altun -her taşın altından
çıkıyor- Cumhurbaşkanlığı İletişim
Başkanı ve 5inci yönetim kurulu üyesi Ahmed Ali Al-Hammadi, bu da
Borsa İstanbulun Katar temsilcisi, kayyum yani. Şimdi,
arkadaşlar, bunları böyle alt alta
sıraladığınız zaman bir şey ortaya
çıkıyor: Bu manipülasyonları yapanlar, bu soygunlarla
halkımızı soyanlar aslında iktidarın içinde ve iktidar
tarafından atanmış insanlar. Buna susacak
mısınız? (CHP sıralarından alkışlar)
Son olarak da şunu
söyleyeyim: Burada, AK PARTİli 1 bakan da aynı zamanda Milliyetçi
Hareket Partili 7 milletvekili de silkelendi arkadaşlar; 100 milyon gibi
bir rakam kaybettiklerini ifade ettiler. (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Budak.
ÇETİN OSMAN BUDAK
(Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlar, bunlarla ilgili
söylenmesi gereken son bir cümle... Aslında SPKnin bir maddesi var ve üç
yıldan beş yıla kadar hapis cezası hükmediyor. Bu
manipülasyonu yapan Maliyenin başındaki, Hazinenin başındaki
Sayın Nebatidir; Sayın Nebatinin yargılanması gerekir.
Saygılar sunuyorum. (CHP
ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ
Parti Grubu adına söz talep eden Ankara Milletvekili Sayın
Durmuş Yılmaz.
Buyurun Sayın
Yılmaz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA DURMUŞ YILMAZ (Ankara) Değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Temmuzun ikinci
haftasından sonra 25 Eylüle kadar Borsa İstanbulda olağanüstü
gelişmeler yaşandı. Bu, gerçekten önemli bir olay ve bunun temelinde
de önceden üzerinde itinayla düşünülmüş, planı programı
yapılmış taammüden bir soygun işlemi... Bu -tırnak
içinde özellikle söylüyorum- bir tam soygundur. BIST 100 Endeksinin bu iki
aylık dönemde yüzde 43 arttığı, bunun içinde de
Bankacılık Endeksinin yüzde 174 arttığı bir ortamda
birden bire son beş günde Borsa İstanbul Endeksi yüzde 16,
Bankacılık Endeksi de yüzde 38 düşüş kaydediyor. Peki,
bunun sebebi neydi? Piyasanın içinde bulunan ve bu konuda bilgi sahibi
olanların yazdıklarından, çizdiklerinden ve yapılan
işleri takipten anladığımız kadarıyla kendinden
emin, kural tanımaz iki grup oluşup bir araya geliyor ve
bankacılık hisseleri üzerinde bir manipülasyon yapmaya karar
veriyorlar. Hisse senedi vadeli işlemler pazarında alımlar
hız kazandıkça hisse kontratlarındaki faizler yükseldi, faizler
bir ara yüzde 100ün üzerine çıktı; bu, arbitraj imkânı
yarattı. Bunun farkında olan ve elinde sermayesi olan fonlar bu faiz
artışından istifade etmek üzere operasyona başladılar.
Vadeli piyasada sattıklarını spot piyasada geri aldılar ve
böylece vadeli piyasada fiyatları yükselttiler. Spot piyasadan
aldıklarıyla da vadeli piyasadaki yüksek fiyattan bunları
satmayı hedeflediler. Bu işlemin yapılabilmesi için teminat yatırılması
gerekiyordu, fiyatlar yükseldikçe de teminat oranları artıyordu fakat
bir noktaya gelindi ki fiyatlar uzun müddet tavan yaptı. Bu tavan yapmada
ortaya çıkan teminatları yatıramadılar, teminatları
yatıramayınca sıkıntı ortaya çıktı.
Olan bitenin yani
manipülasyonun farkında olan piyasa oyuncuları bu ortamda Sermaye
Piyasası Kurulunu göreve çağırdılar, Borsa yönetimini
göreve çağırdılar; işlemlerin incelenmesini talep ettiler,
brüt takasın neden sadece iki banka arasında yapıldığı
konusunda sorgulama yapılmasını istediler.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayayım lütfen.
DURMUŞ YILMAZ (Devamla)
50 saniyem var yetmeyeceğini biliyorum ama söylemek istediğim
şey şu: Bu, bir organize manipülasyondur ve küçük
yatırımcıyı soyma işlemidir. Bununla ilgili olarak da
fiyatlar düştükten sonra da kendi manipülasyonları sonunda ortaya
çıkan durumdan manipülasyonu yapanlar zarar görmeye başlayınca
bu sefer kamudan kendi zararlarının ortadan
kaldırılması için talepte bulundular, toplantı üstüne
toplantı yaptılar, toplantıda ortaya çıkan husus şu
oldu: Özellikle kamu bankalarının kendi hisselerini geri alması
için bir çözüm yolu önerdiler. İddia o ki borsada işlem gören kamu
bankaları fiyatlar çok düşük olduğu hâlde yüksek bir fiyattan
kendi hisselerini geri aldılar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
DURMUŞ YILMAZ (Devamla)
Bu geri almanın sonucunda bu manipülatörler kurtarıldı ve kamu
zarara sokuldu.
Bu ortaya çıkan kamu
zararının telafisi için bu araştırma önergesinin kabul
edilmesi elzemdir ve mutlaka kabul edilmelidir. Eğer bugün burada bu kabul
edilmezse 128 milyar dolar araştırması gibi bu da
açıklanacaktır ve kamuya zarar veren bu bankaların yönetim
kurulu üyelerinden hukuk çerçevesinde bu zararlar tazmin edilecektir; bunu
böyle bilelim. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına söz talep eden Mersin Milletvekili
Sayın Rıdvan Turan.
Buyurun Sayın Turan.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN
(Mersin) Sayın Başkan, değerli Genel Kurul; biz, devletlerin
bir serveti yeniden bölüştürme aracı olduğunu biliriz. Bu
bölüştürme yöntemi de çoğunlukla yoksullardan varsıllara
doğru bir yol izler. Bütün devletler, bütün kapitalist devletler bu
istikameti izlerler az demokratik ya da çok demokratik. Fakat teşkilat
kurup milleti dolandırmak nedir ya! Ya, şimdi, zaten devletin
olağan akışı içerisinde gerek gelir vergisi gerek kurumlar
vergisi
Yani maliye politikasıyla, para politikasıyla, kur
korumalı mevduat dolayısıyla zaten fakirin cebinden alıp
zenginin cebine dolduruyorsunuz, doğru mu? E, peki, SPKden başlayan,
Borsa İstanbulla devam eden bu süreç nasıl kepaze bir durumdur?
Şimdi, SPK konusunda pek çok iddialar öne sürüldü; SPKnin,
şirketlerin sermaye artırımını sağlayabilmesi
için rüşvet aldığına ilişkin piyasada pek çok iddia
gündeme geldi fakat bu konuda Allahtan bir savcı çıkıp da Ya,
gerçekten ne olmuş? demedi. E, SPKnin görev ve sorumluluk alanı
içerisinde olan borsada da böyle bir ihtimalin, böyle bir yolsuzluğun
ortaya çıkma olasılığı elbette ki yüksekti. Çok
açıkça, çok açıkça birileri civcivleri topladı, ondan sonra
arasına da sansarı ya da tilkiyi saldı ve oradan muazzam
miktarda gelirler elde ettiler. Şimdi, normalde geçerli olan şu
değil midir, olmamalı mıdır? Yani burada, Borsa
İstanbulda problem neyse böyle bir manipülasyon neyden kaynaklandıysa
sadece bu manipülasyonu yapanlar değil aynı zamanda mesela
epistemolojik kopuş bakanı Nebati gibilerin de içinde olduğu,
SPK yetkililerinin de içinde olduğu bir araştırma,
soruşturma süreci başlamamalı mıydı? Ya,
Bakanınınız Nureddin Nebati açıkça manipülatörlük
yaptı, bunun adı manipülasyondur ve suçtur. Ne dedi? Dedi ki:
Vallahi Borsa İstanbulda muazzam kâr var, siz en iyisi Borsa İstanbula
gelin. İnsanları buna çağırdı mı?
Çağırdı. İnsanlar Borsa İstanbula bir Bakanın
önerileriyle doluştu mu ve sonuçta Borsa İstanbul çöktü mü? Bu,
zerreyimiskal kadar adalet duygusu olan ve hukuktan anlayan herkes
açısından bir suçtur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
RIDVAN TURAN (Devamla)
Dolayısıyla burada -işte birkaçı Amerikadaymış,
birkaçı memleketteymiş- bu manipülasyon yapanların
araştırılması soruşturulması meselesi
değildir mesele. Esas olarak buna imkân sağlayan siyasi iradenin,
Bakan başta olmak üzere, Nureddin Nebati başta olmak üzere, SPK
yetkilileri başta olmak üzere bunların hepsi hakkında
tahkikatın başlatılması gerekir. Eğer
başlatılmayacaksa bizde zaten net olan kaygı ya da net olan düşünce
bir kez daha kesinleşmiş olacaktır; iktidar eliyle halkın
geniş kesimleri, yoksullar soyulmuştur ve soyulmaya bu biçimde de
devam edecektir.
Teşekkürler. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına söz talep eden Manisa Milletvekili
Sayın Uğur Aydemir.
Buyurun Sayın Aydemir.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
GARO PAYLAN (Diyarbakır)
İhale sana mı kaldı?
AK PARTİ GRUBU ADINA
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; CHP grup önerisi üzerine grubum adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve ekranları başında
bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Öneriye
baktığımızda Borsa İstanbuldaki manipülasyonlar ve tek
adam rejimi nedeniyle ülkedeki sonu gelmez bir ekonomik krizin
başladığını ifade eden ve sonu gelmeyen krizlerin
olduğunu ifade eden bir önerge; tabii bunlara katılmamız mümkün
değil, başından ifade edeyim.
Evet, değerli
arkadaşlar, son günlerde Borsa İstanbuldaki dalgalanmalar neticesinde
SPK inceleme başlatıyor, inceleme neticesinde de 10 kişi
hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuyor.
Savcılıkta
Tabii, bu arada Borsa İstanbulda da bu 10
kişiye işlem yapma yasağı getiriyorlar. Savcılık
yaptığı soruşturma neticesinde 10 kişinin 5ini
tutukluyor, 3 kişiyi de adli kontrol şartıyla serbest
bırakıyor ve 2 kişiyi de arama çalışmaları devam
ediyor.
Evet, değerli
arkadaşlar, gördüğümüz gibi zaten SPK gereğini yapıyor,
savcılık da gereğini yapıyor. Konu yargıya intikal
etmiş, daha fazla derinlemesine bu işe girmek istemiyorum ancak
şunu da ifade etmek istiyorum: SPK 2021 yılından itibaren 479
kişi hakkında işlem yasağı getirmiş, 168
kişi hakkında da 188 milyon lira para cezası kesmiş, 79
kişi hakkında da adli makamlara suç duyurusunda bulunmuş.
Evet, değerli
arkadaşlar, bundan tam bir yıl önce Borsa İstanbula baktığımızda
BIST 100 Endeksinin 1.400 puan olduğunu görüyoruz. Bugün
baktığımızda BIST 100 Endeksi kaç? 3.580 yani 2,5 kattan
fazla BIST değer kazanmış, yatırımcısına
para kazandırmış.
GARO PAYLAN (Diyarbakır)
Dolar bazında aynı yerde.
UĞUR AYDEMİR (Devamla)
Dolayısıyla Maliye Bakanımızın çıkıp da
BISTe yatırım yapın, Borsa İstanbula gelin. demesi kadar
hangi şey doğal olabilir? Ne yapması lazım? Dövize
koşun. mu demesi lazım? Geçtiğimiz aralık ayında
zaten bunları biz çok duyduk. Plan ve Bütçe Komisyonunda arkadaşlar
Doların nerede duracağını biz bilemiyoruz
Herkesi dolara
koşturanlar speküle etmiyor, provoke etmiyor
Ama rakamlar ortada; 1.400
puandan 3.580 puana gelen Borsa İstanbulda Maliye Bakanımızın
yatırımcılarını uyarması Dolardan daha fazla
kazandırıyor. demesi, Faizden daha fazla kazandırıyor.
demesi, Mevduat gelirinden daha fazla, altından daha fazla
kazandırıyor. demesi; neresi suç bunun? Evet, bir Maliye Bakanı
tabii ki yatırımcısını...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (Diyarbakır)
Maliye Bakanı yapamaz.
ÇETİN OSMAN BUDAK
(Antalya) Vakıfbankın hareketi bu, bir aylık hareketi.
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
UĞUR AYDEMİR
(Devamla) Evet, bir Maliye Bakanı tabii ki ülkedeki
yatırımcıyı yatırıma teşvik etmesi
lazım.
ÇETİN OSMAN BUDAK
(Antalya) Borsada mı, borsada?
UĞUR AYDEMİR
(Devamla) Biz ne diyoruz? Yatırım, istihdam, üretim, ihracat
diyoruz; Türkiye böyle kalkınıyor. Türkiye böyle
kalkındığı için uluslararası derecelendirme
kuruluşları ne yaptı? Türkiyenin büyümesini pozitif yönde
revize etti. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
Bakınız, son bir
yılda tarihî bir zirve yakaladık istihdamda, 31 milyon kişi
istihdam ediyoruz. Evet, son bir yılda arkadaşlar, işsizlik
oranını tek haneli rakama düşürdük. Nasıl düşürdük?
İşte, Maliye Bakanımızın çağrısıyla
düşürdük. Nasıl düşürdük? Cumhurbaşkanımızın
çağrısıyla, Cumhurbaşkanımıza
yatırımcının güven duymasıyla birlikte bunları
sağladık. Türkiyeyi büyütmeye devam edeceğiz, ihracatı
artıracağız ve Türkiyeyi tökezletmek isteyenlere, dönen
tekerleğe çomak sokmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz.
Dolayısıyla yargıya intikal eden bir konu hakkında da
değerli arkadaşlar, yargının sonucunu hep birlikte takip
edeceğiz diyorum.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Bir de Meclis araştırsın. Bir de Meclis
araştırsın, ne zararı var? Bir de Meclis
araştırsın.
UĞUR AYDEMİR
(Devamla) Öneriye katılmadığımızı ifade ediyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın
Altay, buyurun.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın hatip grup önerimizle
ilgili öneriyi çarpıtan ve mesnetsiz bulduğunu iddia eden sözler
söyledi ama ben sataşmadan değil de zatıaliniz uygun görürse
60a göre pek kısa bir söz talep edeceğim.
BAŞKAN Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
42.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Manisa
Milletvekili Uğur Aydemirin CHP grup önerisi üzerindeki
konuşması sırasında kullandığı bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet, bir yerde yolsuzluk var iddiasının üstünü
örtmesi Türkiye Büyük Millet Meclisinin ne şanlı tarihine ne de Gazi
Meclis olmasına yakışmaz. Hakan Atillayı dinlediyseniz,
eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı, eski SPK Başkanı
Hakan Atilla Ben, borsada kaldığım sürece bunlarla
uğraştım, bu yolsuzluklarla uğraştım. dedi adam.
Bunun bir önemi yok mu? Amerikadan gelirken kahraman gibi
karşıladınız.
Sayın
Cumhurbaşkanına sesleniyorum: 2 danışmanı niye
görevden aldın o zaman? Görevden almak yetmez, hâkimin önüne yatırman
lazım Sayın Cumhurbaşkanı. Burası kokuyor, SPK kokuyor
ve Meclisin Bunu araştırmayalım. demesi de suçu örtbas
etmektir, suçluyu korumaktır; bunu kabul etmiyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Bir ülkede hırsızlığa
seyirci kalan, göz yuman bir Meclis millî iradenin tecelligâhı da olamaz.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Engin Altay, Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Özgür Özel ile Grup
Başkan Vekili Sakarya Milletvekili Engin Özkoç tarafından, Borsa
İstanbulda yapılan manipülatif işlemlerde kamu görevlilerinin ve
kamu kurum ve kuruluşlarının rolü ve sorumluluklarının
belirlenmesi, küçük yatırımcıların
uğratıldığı zararın tespiti, bu tür
işlemlerin tekrarlanmaması, sermaye piyasalarının
rüşvet ve yolsuzluklardan arındırılarak güvenilir bir alana
dönüştürülmesi amacıyla 10/10/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Ekim 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi...
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Grup önerimizin oylamasından önce yoklama talep
ediyoruz.
UĞUR AYDEMİR
(Manisa) Sayın Başkanım, Sayın Altay beni kastederek
önergeyi çarpıttığımı ifade ettiler.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet, suçu da suçluyu da övüyorsun. Suçu örtbas ediyorsunuz,
suçluyu koruyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Aydemir, yoklama talepleri var. Şimdi yoklama talebini
karşılayıp sataşmadan söz veririm sonra.
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) Ama olmaz ki Başkanım.
BAŞKAN Kalktılar
ayağa.
Ya, bırakın da ben
yöneteyim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Yargıya intikal etmiş bir konu. Savcılar suç
duyurusunu almaktan korktu ya, İYİ Partinin suç duyurusunu.
UĞUR AYDEMİR
(Manisa) Konu bağlamından kopacak ama Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Yoklama
talebinde bulunan arkadaşların salonda bulunup
bulunmadıklarını arayacağım: Sayın Altay,
Sayın Özkan, Sayın Aygun, Sayın Gürer, Sayın Bayır,
Sayın Topal, Sayın Özdemir, Sayın Emir, Sayın Zeybek,
Sayın Budak, Sayın Gaytancıoğlu, Sayın
Kılıç, Sayın Gündoğdu, Sayın Emecan, Sayın
Kılıç, Sayın Aydoğan, Sayın Ünver, Sayın Bülbül,
Sayın Demirtaş, Sayın Kaplan, Sayın Yılmazkaya.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum.
Pusula
veren arkadaşlar Genel Kuruldan ayrılmasın.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
17.47
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 17.59
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisinin oylamasından önce, istem üzerine yapılan
yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum.
Pusula veren milletvekili
arkadaşlarımın salondan ayrılmamalarını rica
ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN - Toplantı
yeter sayısı vardır.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Engin Altay, Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Özgür Özel ile Grup
Başkan Vekili Sakarya Milletvekili Engin Özkoç tarafından, Borsa
İstanbulda yapılan manipülatif işlemlerde kamu görevlilerinin ve
kamu kurum ve kuruluşlarının rolü ve sorumluluklarının
belirlenmesi, küçük yatırımcıların
uğratıldığı zararın tespiti, bu tür
işlemlerin tekrarlanmaması, sermaye piyasalarının
rüşvet ve yolsuzluklardan arındırılarak güvenilir bir alana
dönüştürülmesi amacıyla 10/10/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Ekim 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A) Önergeler (Devam)
2.- Hatay Milletvekili Serkan Topalın, (2/794) esas numaralı
Millî Eğitim Temel Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/182)
BAŞKAN İç
Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme
alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
18/1/2019
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Başkanlığınıza
vermiş olduğum (2/794) esas no.lu Kanun Teklifimin İç Tüzükün
37nci maddesi gereği doğrudan gündeme alınmasını
talep ediyorum.
Gereğini arz ederim.
Serkan
Topal
Hatay
BAŞKAN Önerge üzerinde
teklif sahibi olarak Hatay Milletvekili Sayın Serkan Topal
konuşacaktır.
Buyurun Sayın Topal.
(CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
SERKAN TOPAL (Hatay)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, hepinize saygılarımı sunuyorum.
Ekranları başında bizleri izleyen bütün
vatandaşlarımıza da buradan selamlarımızı,
saygılarımızı bir kez daha iletmiş olalım.
Değerli arkadaşlar,
bizler milletvekilleri olarak kanun teklifi veriyoruz; burada da bazı
öğrencilerimizin, ihtiyaç sahibi öğrencilerimizin, dönem
başı kırtasiye ihtiyacı olan öğrencilerimizin
ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanmasına
dair bir kanun teklifi verdik. Tabii, Meclis kapalı olduğu için biz bugün
bunu burada konuşuyoruz.
Değerli arkadaşlar,
bugün bir öğrencinin bir dönem başı masrafı
yaklaşık 5-6 bin lira. Ey milletim, bunu iyi bilin, iktidarı da
iyi tanıyın!
Bakın, bizler
milletimizin lehine kanun getirirken elleri otomatiğe
bağlanmış, sürekli reddediyorlar ama ranta gelince rant
kanunlarını getiriyorlar, o otomatik el direkt yine kabul ediyor.
Bakın, millî eğitim
istatistiklerine göre 670 bin çocuğumuz maalesef kayıt
yapmamış. Yine, örgün öğretimden 1,5 milyon öğrenci
açık öğretimde şu anda. Yine, arkadaşlar, şu anda 552
bin çocuğumuz ana sınıfına kayıt yapmamış.
Değerli iktidar milletvekilleri, bunun sebebi nedir? Yoksulluk. Peki, buna
sebep olan kim arkadaşlar?
Sayın Erdoğan
çıkıyor, diyor ki: 3 çocuk yapın. Sayın
Cumhurbaşkanı, millet 3 çocuk yapıyor da çocuklarını
okula gönderemiyor. Neden? Mamanın dışında, kitap, kalem,
kırtasiye, kıyafet
Gelin, bu kanun teklifiyle birlikte
onaylayalım ve ihtiyacı olan öğrencilerimizin ihtiyaçlarını
giderelim.
Bakın değerli
arkadaşlar, bugüne kadar yaklaşık 20, hatta üstünde kanun
teklifi verdik ama maalesef iktidarın milletvekilleri hep reddetti.
Hatayla ilgili, şu anda, onayda ve buraya getirilmeyi bekleyen
-önümüzdeki dönemlerde inşallah getiririz- 4 tane kanun teklifi verdim.
Özellikle Antakya merkeze yaklaşık
Bakın, yine
İskenderun merkeze
Bakın, yine, bizim
Samandağ-Defne arasında Karaçay bucağımız var. Orada
da ciddi bir ihtiyaç var, bir ilçe olması gerekiyor. Buradan iktidar
milletvekillerine sesleniyoruz: Birincisi, az önce söylediğim
öğrencilerimizi mağdur etmeyin; ikincisi, az önce
sıraladığım Hatay halkını mağdur etmeyin.
Zaten Büyükşehir Belediyesi Kanunuyla Hatay'ı yeterince
darmadağın ettiniz. Yazıktır, günahtır, vicdan
değildir bu arkadaşlar. Bu konuda, bu konularla ilgili bir şey
söylemek isteyen varsa çıkıp söyleyebilir arkadaşlar.
Buradan Hatay halkına
sesleniyoruz: Bizim iktidarımızda, Millet İttifakının
iktidarında bunları çözeceğiz; birlikte çözeceğiz, birlikte
çözeceğiz.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Büyükşehir vazifesini yapsın Serkan Bey.
SERKAN TOPAL (Devamla) Bu,
Büyükşehrin işi değil Sayın Bakan. Bu, Büyükşehrin
işi değil; bu, iktidarın işi.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Hüseyin Bey, bakan yaptı sizi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
SERKAN TOPAL (Devamla)
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; son olarak, tabii,
basına sansür kanununu getirmişler, son bir dakikada onunla ilgili
konuşmak istiyorum çünkü Samandağımızda bir basın
emektarı var; Okan Pirinç davasında sadece görevini
yaptığı için, oradaki tutanaklar yüzünden maalesef ceza
aldı, Ali Arslan -Ali Arslanın da lakabı Dadük- ceza aldı.
Mahkemeye de başvuru yapacak, Anayasa Mahkemesine de başvuru yapacak.
Burada şunu ifade etmek istiyorum: Ali Arslan Dadük yalnız
değildir, günü geldiğinde de hesabı sorulur inşallah.
Ben hepinize bir kez daha
teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İç
Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş olan doğrudan gündeme
alınma önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Sayın
Taşcıer...
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
43.- Ankara Milletvekili Gamze Taşcıerin, AKPnin Ankara
Büyükşehir Belediyesindeki çoğunluğuyla suya yüzde 50 indirim
kararı almasına ilişkin açıklaması
GAMZE TAŞCIER (Ankara)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün Türkiye derin bir
ekonomik kriz içerisinde, bunun sorumlusu da Erdoğan ve partisi.
Doğal gazdan elektriğe, akaryakıttan harç ücretlerine her
şeye zam yapan, kendi belediyelerinde ulaşımdan suya
vatandaşı zam yağmuruna tutan AKP, Ankara Büyükşehir Belediyesindeki
çoğunluğuyla suya yüzde 50 indirim kararı aldı. Ankarada
suyun maliyeti 24 lirayken vatandaşa zaten 13 liraya sunuluyordu. Bu
adımla, ASKİ, elektrik giderinin yarısını dahi
karşılayamaz hâle geldi. Sadece son beş günde mazota yüzde 25
zam yapıldı. CHPli belediyeleri gayrinizami ve gayriahlaki bir
siyasette batırmaya çalışıyorlar. Ya benimsin ya kara
toprağın. anlayışıyla Ankaralıları
cezalandıran bu zihniyeti kınıyorum. Burada da
çoğunluktasınız; bir gün olsun doğal gaza, akaryakıta
indirim teklifinizi görmedik. Samimiyseniz, derdiniz belediyeyi batırmak
değil vatandaşa fayda sağlamaksa kendi belediyeleriniz
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Gökçel
44.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin, şeker fiyatına
gelen zamma ilişkin açıklaması
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şeker fiyatına bir
kez daha zam geldi. Yapılan yüzde 8 zamla birlikte
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Aygun
45.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, deprem
kuşağında bulunan Tekirdağdaki pek çok okulun
güçlendirilmesinin hâlâ yapılmadığına ilişkin
açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Teşekkür ederim Başkanım.
Sayın Başkan, bu
iktidar, deprem vergilerine rağmen, yaklaşan büyük depreme
ilişkin hiçbir hazırlık yapmamaktadır. Deprem
kuşağında bulunan seçim bölgem Tekirdağımızdaki
pek çok okulun hâlâ güçlendirmesi yapılmamıştır. 2018
yılında Tekirdağda ilk aşamada 33 eğitim
binasının, ikinci aşamada 37 eğitim binasının,
üçüncü aşamada da 23 okulun güçlendirilmesi için çalışmalara başlanmıştır.
Ne var ki güçlendirmesi yapılacak okullar boşaltılmış,
buradaki öğrenciler diğer okullara yönlendirilmiştir. 2-3 okul
öğrencisi birleştirilince çocuklarımız 70-80 kişilik
sınıflarda okutulmaktadır, bir kuşak böyle
eğitilmektedir. Şarköy gibi birçok ilçemizde mağduriyet
yaşanmaktadır. Deprem güçlendirme çalışmalarının
hızlandırılarak eğitime açılmasını, böylece
kalabalık sınıflarda eğitim kalitesi düşen
öğrencilerimizin hak ettiği koşullara
kavuşturulmasını buradan diliyorum.
Gazi Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, gündemin Seçim kısmına geçiyoruz.
IX.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda boş
bulunan üyeliklere seçim
BAŞKAN Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda boşalan ve
Halkların Demokratik Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için Muş
Milletvekili Sayın Gülüstan Kılıç Koçyiğit aday
gösterilmiştir.
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2.- Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonunda boş bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonunda boşalan ve Halkların Demokratik Partisi Grubuna
düşen 1 üyelik için Batman Milletvekili Sayın Necdet İpekyüz
aday gösterilmiştir.
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Alınan karar
gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan,
Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, İstanbul Milletvekili Feti
Yıldız ve 64 Milletvekilinin Basın Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Dijital Mecralar Komisyonu ve Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, İstanbul
Milletvekili Feti Yıldız ve 64 Milletvekilinin Basın Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/4471) ile Dijital Mecralar Komisyonu ve Adalet Komisyonu
Raporları (S. Sayısı: 340) (*)
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
6 Ekim 2022 tarihli 4üncü
Birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülen 340 sıra sayılı Kanun Teklifinin 15inci maddesi
üzerinde önerge işleminde kalınmıştı.
15inci madde üzerinde 3
önerge vardır, önergeleri okutup aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
(2/4471) esas sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 15inci
maddesinin kanun teklifinden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Engin
Özkoç İbrahim
Özden Kaboğlu
Sakarya İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talep eden İstanbul Milletvekili Sayın İbrahim Özden
Kaboğlu.
Buyurun Sayın
Kaboğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
İBRAHİM ÖZDEN
KABOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, Divan, değerli
milletvekilleri; 340 sıra sayılı yasa önerisi madde 15e göre
basın kartının Cumhurbaşkanlığı İletişim
Başkanlığı tarafından iptali, basın
özgürlüğü güvencelerine aykırı düzenlemelerin devamı
niteliğindedir. Düzenlemeler bütünü, özgürlükler hukuku tekniğine ve
siyaset bilimi verilerine aykırıdır. Şöyle ki: Özgürlükler
bakımından 9 ana ilkeye aykırılık teşkil
etmektedir.
1) Anayasada öngörülmeyen
nedenler yasada kullanılamaz. Hak ve özgürlükler yalnızca anayasal
nedenlerle sınırlanabilir. Basın ve sosyal medya özgürlüklerini
sınırlamak için yasa önerisine konulan nedenler Anayasa madde 28de
yoktur.
2) İfade özgürlüğü
güvencesindeki kavramlar suç olamaz. Şiddete çağrı,
ırkçılık, kin ve nefret yayıcı söylem, özel ve ailesel
yaşama ilişkin beyanlar özgürlük koruması dışında
kalır. Ne var ki teklif, düşünce özgürlüğü
kavramlarını suç saymaktadır.
3) Cumhurbaşkanlığı
İletişim Başkanlığı yönetmelik çıkaramaz.
Kamu tüzel kişiliği bulunmayan CİBe yönetmelik yetkisinin
üstelik yasayla düzenlemesi gereken alanlarda tanınması Anayasa
dışıdır.
4) İdari birimler,
özgürlükleri sınırlama aracı olamaz. CİB ve CİB komisyonu,
BTK ve Basın İlan Kurumu gibi siyasal ve idari hiyerarşik
yapı içinde yer alan ve özerk olmayan birimlere tanınan basın
özgürlüğünün kullanılmasını engelleyici yetkiler, erkler
ayrılığının biçimsel kaldığı bir
anayasal kurguda bile olanaksız olup medya üzerinde vesayet
yaratıcıdır.
5) Anayasa Mahkemesi
kararı yadsınmıştır. Erişim engellerine
ilişkin 5651 sayılı Yasa üzerine AYM pilot kararı
gereği düzenlemeler yapmak yerine, öngörülebilir olmayan ifadelerle
getirilen yeni erişim engeli Anayasaya açıkça
aykırıdır.
6) Çifte etki analizi
yapılmamıştır. Sosyal medya hükümleri içeren 7253
sayılı Yasanın ve bu önerinin etki analizi yokluğu, yasama
belleği ve yasal etkinlik zaafıdır.
7) Çifte resmî bilgi
kirliliği meşrulaştırılamaz. Zaten tescillenmiş
sosyal medya trolleriyle demokratik çoğulculuğu ve serbest
tartışmayı yok etmeyi meslek edinenleri maaşa bağlayan
parti yönetimi, yeni sansür düzenlemesiyle bilgi kirliliğini
resmîleştirerek yasal bir yasaklamayı da yürürlüğe koymuş
olacak.
Dezenformasyonu önleme
gerekçesiyle hazırlamış olsa da aslında
yurttaşların, toplumun bugününü ve geleceğini ilgilendiren
bilgilerden yoksun kılınmasını amaçlayan yasanın
yapımı bile bilgi kirliliği eşliğinde yürütülmektedir.
8) Savaş hükmü
olağan hukuk düzenine uygulanamaz. Yanıltıcı bilgiye
ilişkin madde 29 ifade özgürlüklerini 2 yönden tehdit etmekte. Bir yandan
yurttaşlar için caydırıcı etki yarattığı
için otosansür sonucunu doğurmakta, öte yandan ise eleştiri
niteliğindeki düşünceler gerçeklik ve değer
yargıları adı altında hukuk devleti ve yasallık
ilkelerinin gerektirdiği belirlilik ve öngörülebilirlik ögelerini
içermemesi nedeniyle cezai yaptırıma tabi tutulacaktır.
Açık ve yakın tehlike ölçütleri tümüyle dışlanılarak
gerçeğe aykırı haber yayma adı altında savaşta
dahi dar kapsamda ve ölçülü biçimde uygulanabilecek bir
sınırlamanın olağan dönemde sınırları
belirsiz olarak ve daha sert şekilde uygulanması hukuk düzeni ve
toplumsal barış için tehlikelidir.
9) Ulusal egemenlik
gölgelenemez. Özgürlük alanını kısıtlayan ve
yurttaşı cezayla tehdit eden, dezenformasyonla mücadele adı
altında hakkın özüne dokunan ve düşünce suçu ihdas eden bu
öneri, demokratik siyaset alanını daraltan seçim yasası
değişikliğinden sonra demokratik toplumu baskılama
amacına yöneliktir. Nitekim Venedik Komisyonu ve Avrupa Konseyinin
diğer organları, seçim öncesi böyle bir düzenlemenin -madde 29
açısından- potansiyel sonuçlarından demokrasi
açısından duydukları endişeyi haklı olarak dile
getirmişlerdir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
İBRAHİM ÖZDEN
KABOĞLU (Devamla) Teşekkürler Sayın Başkan.
Özgürlükler hukuku
tekniğine aykırı 9 ilkenin sonunda siyaset bilimine ilişkin
şu 9 ilke siyaset bilimine göre faşizmin başlıca 9
özelliği: İnsan haklarının aşağılanması
ve hor görülmesi, sürekli düşman ve günah keçisi üretme, cinsel
ayrımcılığın tırmanması, ulusal güvenlik ve
beka takıntısı, din ve yönetimin iç içeliği, iktidarı
destekleyen özel sermayenin korunması, emek gücünün baskı altına
alınması, aydınların, sanatçıların ve bilim
insanlarının küçümsenmesi, kitle iletişim araçlarının
denetimi ve sansür. Özetle, hukuk devleti ve demokratik toplum düzenine
aykırı olan yasa önerisi, Cumhur İttifakı'nın kendi
bekasını koruma telaşıyla totalitarizme doğru
yürüyüşünü yansıtmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN
KABOĞLU (Devamla) Bütün bunlara karşın, tekelci, tek kişi
yönetiminin bilgi ve haber üretimini engellemek için, niyeti, kanaati ve
düşünceyi baskılayarak resmî yalanlara dayalı hakikat tekeli
kurgusu", insan hakları temelinde hukuk yoluyla demokrasi
mücadelesine ivme kazandıracaktır.
Teşekkürler.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, Sayın Kaboğlunun üzerinde
konuştuğu 15inci maddede verdiğimiz önergenin oylamasında
karar yeter sayısı istiyoruz efendim.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi önergesini oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
18.21
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 18.28
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
15inci madde üzerinde
İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlunun önergesinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
340 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
15inci madde üzerindeki
diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 340
sıra sayılı Kanun Teklifinin 15inci maddesinde yer alan
Başkanlıkça ifadesinin Basın kartı komisyonu
tarafından şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Ruştu Tiryaki Kemal
Peköz Serpil
Kemalbay Pekgözegü
Batman Adana İzmir
Murat
Çepni Mahmut
Celadet Gaydalı Hasan
Özgüneş
İzmir Bitlis Şırnak
Sait
Dede Nuran
İmir İmam
Taşçıer
Hakkâri Şırnak Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
BELGİN UYGUR (Balıkesir) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talep eden Batman Milletvekili Sayın Mehmet Ruştu Tiryaki.
Buyurun Sayın Tiryaki.
(HDP sıralarından alkışlar)
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; öncelikle sizleri, ekranları
başında bizleri izleyen sevgili yurttaşlarımızı
ve elbette basın özgürlüğünü mezara gömme teklifi olarak
gördüğümüz bu yasanın doğrudan etkilediği basın
mensuplarını, özgür habercilik için canını vermekten
çekinmeyenleri, cezaevinde tutsak edilen özgür basın
mensuplarını sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Bu yasa, bugün, yarın,
bu hafta Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran ama halk nezdindeki
çoğunluğu çoktan kaybetmiş iktidar ortaklarının
oylarıyla kabul edilebilir ama emin olun meşruiyeti her zaman
tartışmalı olacak bu yasa, haber alma hakkını da asla
engelleyemeyecek; gerçek gazeteciler buna izin vermeyecek ve Meclis
aritmetiği değiştiğinde bütün o antidemokratik yasalar gibi
bu yasa da mutlaka yürürlükten kaldırılacak.
Görüşülmekte olan teklifin
15inci maddesi basın kartının iptal edileceği hâlleri
düzenliyor. Kim iptal edecek? Basın kartlarının kime verilip
verilmeyeceğine karar veren propaganda başkanlığı yani
şimdilik Fahrettin Altun. Bakın, bu yasa baştan sona
antidemokratiktir, yerel basını ekonomik olarak çökertecek hükümleri
antidemokratiktir, dezenformasyon adı altında basına sansür
antidemokratiktir, şebekelerüstü hizmet sağlayıcılara
ilişkin hükümler yani WhatsApp, Telegram, Signal gibi uygulamaların
kontrol altına alınması antidemokratiktir, sosyal medyaya
ilişkin hükümler antidemokratiktir ve elbette şu anda
konuştuğumuz basın kartlarına ilişkin hükümlerin
tamamı antidemokratiktir.
Bakın, şu anda
görüşmekte olduğumuz Basın Kanunu bu iktidar zamanında,
2004 yılında yürürlüğe kondu. Doğru veya yanlış,
kanunun amacının şu olduğu söyleniyor, deniliyor ki: Bu
Kanunun amacı, basın özgürlüğünü ve bu özgürlüğün
kullanımını düzenlemektir. En azından kanunda öyle
yazıyor, bu cümleyi bile değiştiriyorsunuz. Ne için? Bu kanun
basın özgürlüğünü değil, basın kartlarını
düzenlesin diye. Basın kartlarına ilişkin hükümleri
yönetmeliklerle düzenlediniz fakat Danıştay bu hükümlerin neredeyse
tamamını iptal etti. Neden? Çünkü Basın Kanununa
aykırı. dedi. Neden? Basın özgürlüğüne aykırı.
dedi. Olağan olarak yargı kararlarına saygılı bir
iktidarın ne yapması gerekir? Bu yargı kararlarına uygun
biçimde düzenleme yapması gerekir fakat siz ne yapıyorsunuz? Size
çoğunlukla bağlı olan bu yargı kararlarını bile
boşa çıkaracak düzenlemeler yapıyorsunuz, yani yönetmelik
hükümleri yerine yargı kararlarını boşa çıkaracak
kanuni düzenlemeler yapıyorsunuz. Bu kadar net
yaptığınız şey.
Kararlısınız,
kimin gazeteci olup olmadığına siz karar vereceksiniz. Kimin
gazeteci olup olmadığına karar verdikten sonra basın
kartının iptal edilip edilmeyeceğine de siz karar vereceksiniz.
Dünyada bunun örnekleri yok mu? Var. Nerede? Diktatörlüklerin olduğu
yerlerde elbette iktidarı elinde bulunduranlar kimin gazeteci
olduğuna karar veriyorlar ama gelişmiş demokrasilerde buna kim
karar veriyor? Bağımsız meslek örgütleri karar veriyor.
Bakın, elli iki
yıllık gazeteci Aydın Engin ağabeye bile -rahmetli,
toprağı bol olsun, nur içinde yatsın, ışıklar
içinde yatsın- basın kartı vermediniz. Basın kartı
vermediğinizde bir röportaj vermiş, ben o röportajdan bir
alıntı yapacağım. Bunun iptali için dava açmış
Bana nasıl basın kartı vermezsiniz? diye. Fahrettin Altunun
avukatı yanıt vermiş, dilekçe incelendikten sonra şöyle
diyor Aydın ağabey: Şu an mahkeme dilekçemi inceliyor, başvurumdan
bu yana epey zaman geçti ama herhâlde ince eleyip sık dokudukları
için bu kadar uzun sürüyor. Ancak dava dilekçemize İletişim
Başkanlığı avukatı bir cevap verdi. AKPnin icat
ettiği İletişim Başkanlığına çok
yakışır bir cevap oldu. Özetleyeyim: İletişim
Başkanlığı avukatı benim 1994 yılında yani
yirmi yedi yıl önce yaptığım bir haberle ilgili olarak dava
açıldığını, on sekiz ay hapis cezasına mahkûm
edildiğimi ve cezanın ertelendiğini hatırlatıyor ve
ekliyor: Bu cezanın verilmesini gerektiren ceza kanunu devam ediyor. Bu
yüzden biz Aydın Engine basın kartı vermedik. diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Tamamlıyorum Başkanım.
T24te yazan diğer
yazarlara da vermemişler, diğer gazetecilere de. Kime
vermemişler? Sadece ona değil; Murat Sabuncuya, Hasan Cemale,
Gökçer Tahincioğluna, Yalçın Doğana, Mehmet Yılmaza
basın kartı vermemiş bu Fahrettin Altun.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Kime verdiklerini söyle.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Diyor ki: Ben T24te Tırmık
adlı bir sergi yeri açtım, orada karpuz satıyorum. Hasan Cemal,
T24ün nalburu; Mehmet Yılmaz, T24ün kebapçısı; Yalçın
Doğan da kundura boyacısı.
Kimin gazeteci olup
olmadığına hiçbir ülkede, hiçbir yerde iktidarlar değil,
sadece bağımsız meslek örgütleri karar verebilir. Bu yasayı
yürürlüğe koyabilirsiniz ama emin olun iktidar değiştiğinde
bu yasalar yürürlükten kaldırılacaktır diyorum, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin çerçeve 15inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "eklenmiştir ibaresinin ilave
edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Dursun
Ataş Yasin
Öztürk
Trabzon Kayseri Denizli
Zeki
Hakan Sıdalı Mehmet
Metanet Çulhaoğlu
Mersin Adana
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
BELGİN UYGUR (Balıkesir) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talep eden Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs. (CHP sıralarından
alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 15inci
maddesi üzerinde İYİ Parti adına söz aldım. Genel Kurulu ve
ekranları başında bizi izleyen aziz milletimizi en derin
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
15inci maddeyle Basın kartlarının iptal edileceği hâller
düzenlenmiştir. Buna göre Basın kartı sahibi bir kişinin
basın ahlak esaslarına aykırı davranışlarda
bulunması durumunda, komisyon kararıyla basın kartı
sahibinin sahip olması gereken niteliklere sahip olmadığı
veya bu nitelikleri sonradan kaybettiği anlaşılırsa
başkanlıkça kartı iptal edilecektir. deniyor.
Değerli arkadaşlar,
bu kanun teklifini getirenler yani teklif sahipleri, üzerinde
konuştuğumuz kanun teklifinin dezenformasyonu engelleyeceğini,
yalan haberlere son vereceğini söylüyorlar. Ya, şimdi düşünüyor
insanlar; siz hiç kendi havuz medyanıza bakmaz mısınız;
yandaş gazetelerinizi hiç okumaz mısınız; sabahtan
akşama kadar yalan söyleyen, iftira atan, milleti
ayrıştıran, kerameti kendinden menkul maaşlı
elemanlarınızın ekran ekran gezdiği yandaş
kanallarınızı hiç izlemez misiniz arkadaş? Her gün tek
elden çıkmış, aynı manşetlerle halkı yanıltan,
kutuplaştıran gazetelerinizi hiç okumaz mısınız?
Onlara ne yaptınız bugüne kadar? Bırakın, bir müeyyide
uygulamayı Allah için bir kez Ya, yapmayın, etmeyin, halkı
yanıltmayın, doğru haber verin. dediniz mi? Şimdi
kalkmış Dezenformasyonu engellemek için yasa teklifi getirdik.
diyorsunuz. Yahu size kim inanır arkadaşlar? Siz eleştirilmek
istemiyorsunuz, siz milletin gerçekleri öğrenmesini istemiyorsunuz, buna
da yasal bir kılıf uydurmak istiyorsunuz; işte getirdiğiniz
kanun teklifi bu. Bunun adı basın kanunu değil, sansür
kanunudur; bunun adı, sosyal medyayı havuz medyasına çevirme
kanunudur.
Siz enflasyon ve zamlar
konuşulmasın istiyorsunuz; o zaman işinizi doğru
yapacaksınız, ekonomiyi işin ehli olanlara idare ettirecek,
yolsuzluklara Dur! diyecek, ekonomiyi düzelteceksiniz.
Siz işsizlik
konuşulmasın istiyorsunuz; o zaman torpili, adam kayırmayı
ortadan kaldıracaksınız, liyakati esas alacak, doğru bir
istihdam politikasıyla işsizliğe çare bulacaksınız.
Siz adalet
konuşulmasın istiyorsunuz; o zaman adil olacaksınız
arkadaş, yargıya müdahale etmeyecek, yargının
bağımsız kalmasını sağlayacaksınız.
Şimdi soruyorum: Seçime
çok az bir zaman kala bu kanun teklifiyle neyi amaçlıyorsunuz, neyin
hazırlığını yapıyorsunuz? Mesela seçim günü
trafolara kedi girecek de yayın yasağı mı getireceksiniz?
Mesela hiçbir şey olmasa da muhakkak bir şeylerin olacağı
zamanlarda sansür mü uygulayacaksınız?
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Çok zorlama.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
İktidara mensup arkadaşlara söylüyorum: Ne yaparsanız
yapın, sandık gelecek ve siz gideceksiniz. (İYİ Parti ve
CHP sıralarından alkışlar)
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Zorlama.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Biz zor günlerden geldik, zor mücadelelerle bugün Türkiye'nin kaderini
değiştirmeye talip bir siyasi parti olduk. Bir siyasi hareket
düşünün ki onun liderinin bindiği aracın önü çöp kamyonuyla kesilmiş,
konuşacağı salonların elektrikleri
kapatılmış, kapılarına kilit vurulmuştu.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Vah, vah (!)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Bir siyasi hareket düşünün ki onun liderinin evine baskın
yapılmış, tehditler savrulmuştu. Ne oldu, ne oldu?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Vah, vah (!)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
İşte buradayız, Allah'a şükürler olsun. Dimdik
ayaktayız. Başımız dik, alnımız açık, her
yerde varız, her yerde iyiyiz. Biz Türkiye'yi idare etmeye talibiz.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Vah, vah (!)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Sayın Genel Başkanımıza, Sayın Meral Akşener'e
aziz milletimiz cesur lider Meral Akşener diyor.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Vah, vah (!)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Şunu unutmayın: Medeniyet yolunun taşlarını sadece
cesurlar döşer. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Teşekkür ederim.
İlçe ilçe, il il
Türkiye'yi adımlıyor, vatandaşlarımızı dinliyor,
onların dertlerine çare arıyoruz. Sizi bu sansür yasası da
kurtaramayacak.
O seçim bu seçim diyorum,
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti ve
CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
15inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
15inci madde
kabul edilmiştir.
16ncı madde
üzerinde 4 önerge vardır. İlk okutacağım 2 önerge aynı
mahiyettedir, bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 340 sıra sayılı Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin
teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kemal
Peköz Erdal
Aydemir Hasan
Özgüneş
Adana Bingöl Şırnak
Murat
Çepni Sait
Dede Mehmet
Ruştu Tiryaki
İzmir Hakkâri Batman
Nuran
İmir Mahmut
Celadet Gaydalı Dirayet
Dilan Taşdemir
Şırnak Bitlis Ağrı
Serpil
Kemalbay Pekgözegü
İzmir
Aynı mahiyetteki 2nci
önergenin imza sahipleri:
Engin
Özkoç Ünal
Demirtaş Gamze
Taşcıer
Sakarya Zonguldak Ankara
BAŞKAN Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BELGİN UYGUR (Balıkesir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde ilk söz Ağrı Milletvekili
Sayın Dirayet Dilan Taşdemire aittir.
Buyurun
Sayın Taşdemir. (HDP sıralarından alkışlar)
DİRAYET
DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) Teşekkür ederim
Başkan.
Bizi televizyon
karşısında izleyen herkesi buradan bir kez daha saygıyla
selamlıyorum.
Bugün Kürt
edebiyatının önemli isimlerinden birisi olan Mehmed Uzun'un 15inci
vefat yıl dönümü. Kendisini bir kez daha buradan saygıyla
selamlıyorum.
Mehmed Uzun
asimilasyona, yasaklara karşı sürgünü göze aldı,
yargılanmayı göze aldı ama Kürtçe düşündü, Kürtçe
yazdı ve Kürtçe konuştu. Ben de Mehmed Uzun'u o çok sevdiği dili
olan Kürtçeyle
(*) (HDP
sıralarından alkışlar)
Sevgili
milletvekilleri, birçok arkadaşım da burada ifade etti ama bu,
sıradan bir olay olmadığı için ben de bir kez daha burada
ifade etmek istiyorum; pazar günü Hakkâri'de bu Meclisin de üyesi olan 2
milletvekili arkadaşım lince uğradı, Habip Vekilimizin
ayağı üç yerinden kırıldı, arkadaşımız
şu an hastanede tedavi görüyor. Bu linç girişimi
karşısında ne muhalefet ne iktidar ne Meclis Başkanı
çıtını çıkarmadı. Yani aslında bu sessizlik, oy
birliğiyle Siz, HDP seçmenlerini; siz, HDPnin seçtiği iradeyi; siz,
Kürtlerin iradesini linç edebilirsiniz, biz buna onay veriyoruz. demektir.
Hani -çokça söylüyordunuz- halkın iradesinin üstünde irade yoktu? Peki,
bu, Kürtlerin iradesi değil mi, HDPnin iradesi değil mi,
kadınların iradesi değil mi, halkların iradesi değil
mi? Bunun karşısındaki bu suskunluk, bu sessizlik aslında
bize bir kez daha gösteriyor, Kürtlerin iradesi kabul edilmiyor.
Şimdi, bunun
karşısında bir de Hakkâri Valiliğinin bu linci örtbas eden
bir açıklaması var. Biz de buradan bir kez daha söylüyoruz: Sizin
linçleriniz, sizin baskılarınız, sizin hedef
almalarınız bize asla özgürlük mücadelesinden, demokrasi
mücadelesinden, barış mücadelesinden geri adım
attırmayacaktır, bunu da böyle bilesiniz.
Bakın, bugün burada,
Mecliste aslında konuşulması gereken bu lincin kendisidir ama
biz neyi konuşuyoruz? Biz, yolsuzluk düzenini, rüşvet
çarkını, yoksulluğu, hukuksuzluğu, baskıyı örtbas
edecek olan bu sansür yasasını konuşuyoruz. Bu yasayla aslında
iktidar bize şunu söylüyor: Ben neyi doğru buluyorsam siz bunu
doğru olarak kabul etmek zorundasınız. Siz, benim size
sunduğum bilginin dışında herhangi bir bilgiyi esas
almayacaksınız. Benim söylediğim yalanlara karşı
çıktığınızda ben sizi
cezalandıracağım. Şimdi, buna getirdiğiniz
kılıf ne? Biz dezenformasyonla mücadele ediyoruz. E, peki,
gerçekten mücadele etmek istiyorsanız o zaman öncelikle, şu trol
ordularını, beslediğiniz, büyüttüğünüz, istihdam
ettiğiniz bu trol ordularını bir kere dağıtın.
Yine, 7/24 yalan söyleyen, hedef gösteren yandaş medyaya aktardığınız
fonları kısıtlayın ama biz bunları
yapmayacağınızı biliyoruz çünkü tarihte de benzer örnekleri
var, diktatöryal rejimler, baskıcı rejimler ilk önce basını
susturur, muhalefetin sesini kısmaya çalışır. Ama siz de
dönün bakın, göreceksiniz ki tarihte hiçbir baskıcı rejim
hakikatin açığa çıkmasını engelleyememiştir, siz
de engelleyemeyeceksiniz.
Şimdi, bu yasayla
aslında ne yapılmaya çalışılıyor? Bu yasayla,
hepimizin de bildiği gibi, aslında, her gün Ben işsizim,
açım, yoksulum. diyen gençlerin Ben öldürülüyorum, tacize
uğruyorum, cinayete kurban gitmek üzereyim. diyen kadınların,
yine adalet arayan Şenyaşar ailesinin, Çorlu tren kazasında
yakınlarını kaybeden ailelerin sesi susturulmaya çalışılıyor.
Biz bu baskıcı yöntemleri, bu susturma yöntemlerini elbette ki çokça
yaşadık, çokça gördük. Her gün bir habere erişim engeli
getiriyorsunuz işinize gelmeyince, her gün bir haberi
yasaklıyorsunuz. Bununla da aslında hızınızı
almayıp ne yapıyorsunuz? Konserleri yasaklıyorsunuz, mitingleri
yasaklıyorsunuz, festivalleri yasaklıyorsunuz, hatta
şarkıcıların kılık kıyafetlerini
yasaklıyorsunuz ve bu, sizin ilk defa yaptığınız bir
şey değil.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -
Tamamlayalım lütfen.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Devamla) Ama şunu da bilin ki bizler bu
baskıcı yasalara rağmen sesimizi, sözümüzü söylemeye devam
edeceğiz. Sizler yasakları getirdikçe, hukuku hukuk olmaktan
çıkardıkça, adaleti adalet olmaktan çıkardıkça insanlar da
direndiği her alanda, sözünü söyleyeceği her alanda bu
baskıcı yasalara karşı tepkisini vermeye devam edecektir.
Bakın, eğer sosyal
medya olmamış olsaydı biz Şule Çetin normalde intihar
ettiğini düşünecektik ama biz Şule Çetin katledildiğini
biliyoruz. Eğer sosyal medyadaki tepkiler olmasaydı, bu tepkiler
büyümeseydi, bu Şule Çet cinayeti aydınlanmayacaktı,
Şulenin katilleri elini kolunu sallayarak aramızda
dolaşacaktı.
Yine, Silivri 5 No.lu L Tipi
Kapalı Cezaevinde Ferhan Yılmaz işkenceyle hayatını
kaybetti. Ama sosyal medya olmasaydı bizler ne bilecektik? Ferhan
cezaevinde, hücresinde öldü, yaşamını yitirdi. yalanına
inandırılacaktık. Onun için de bu yalanlara karşı, bu
dezenformasyona karşı biz de hakikatin sesini, sözünü her yerde
söylemeye devam edeceğiz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
önergeler üzerinde diğer konuşmacı Zonguldak Milletvekili
Sayın Ünal Demirtaş.
Buyurun Sayın
Demirtaş. (CHP sıralarından alkışlar)
ÜNAL DEMİRTAŞ
(Zonguldak) Teşekkürler Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Cumhur İttifakının kamuoyuna dezenformasyon yasası
olarak açıkladığı ama gerçekte cumhuriyet tarihinin en
ağır sansür yasalarından biri olan kanun teklifi üzerinde
görüşmelerimiz devam ediyor.
Değerli milletvekilleri,
yasalar ihtiyaçtan doğmaktadır. Tabii, bu anlamda basınla ilgili
bir ihtiyaç varsa düzenleme yapılamaz mı? Elbette yapılabilir.
Sosyal medyayla ilgili bir düzenleme ihtiyacı varsa yapılamaz
mı? Elbette yapılabilir. Ama yapılacak olan bu düzenlemeler
Anayasamızın öngördüğü temel hak ve hürriyetlerin özünü
zedeleyecek ve onları ortadan kaldıracak düzenlemeler
olmamalıdır. Oysa bu teklifle getirdiğiniz düzenlemeler
Anayasamızın öngördüğü temel hak ve hürriyetlerin özünü
zedeleyecek ve hatta bir nevi ortadan kaldıracak düzenlemelerdir. Özellikle
teklifin 29uncu maddesiyle, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen
yaymak gibi somut olmayan, muğlak ve ucu açık ifadelerle yeni bir suç
ihdas edilmek istenmektedir. Sosyal medyada eleştirel
paylaşımları dezenformasyon olarak suçlamakla, yalan haberi
yapanın yanı sıra yayan ifadesi de getirilerek düşünce ve
ifade özgürlüğü ortadan kaldırılmak istenmektedir.
Bu teklifte Anayasanın
birçok maddesine aykırı düzenlemeler vardır ama her şeyden
önce bu düzenlemeler Anayasanın 26ncı maddesinde belirtilen
düşünce ve ifade hürriyetine ve Anayasanın 28inci maddesinde
belirtilen basın hürriyetine aykırı düzenlemeler içermektedir.
Bu sebeple bu kanun teklifinin tekrar gözden geçirilerek Anayasaya ve
demokrasiye aykırı hükümlerinin geri çekilmesinin milletimizin yararına
olacağına düşünmekteyim.
Değerli milletvekilleri,
peki, 2023 genel seçimleri öncesi Cumhur İttifakının
getirdiği bu teklifin gerçek amacı nedir? Bize göre bu yasa
teklifiyle Cumhur İttifakı iktidara muhalif basın
kuruluşlarını, muhalif gazetecileri ve muhalif
vatandaşlarımızı daha fazla baskı altına almak,
korkutmak, sindirmek, susturmak ve güçlükle ayakta kalmaya çalışan
yerel basını tamamen bitirmek, Basın İlan Kurumunu
basın infaz kurumuna dönüştürmek ve bu şekliyle aslında
gazetecilik faaliyetini cezalandırmak ve sonuç olarak da halkın
gerçekleri öğrenmesini engellemek yani Cumhur İttifakı'nın
yolsuzluklarının, 5li çetelerin, ekonomik krizin, hayat
pahalılığının konuşulmasını engellemek
amaçlanmaktadır. Bu sebeplerle, bu yasa teklifi yasakçı AK PARTİ
zihniyetinin çıkardığı yasalar zincirinin son
halkasıdır.
Değerli milletvekilleri,
AK PARTİ dönemlerinde ve özellikle son yıllarda maalesef, Türkiye'de
bütün alanlarda yasaklar giderek artmaktadır. Buna bağlı olarak
da temel hak ve hürriyetler de giderek gerilemektedir. Ülkemiz giderek daha da
nefes alınamaz ve yaşanamaz hâle gelmektedir. Uluslararası
kuruluşlar da bunu tespit etmişler değerli arkadaşlar.
Bakın, en son yapılan araştırmaya göre Türkiye, AK
PARTİnin çıkarmış olduğu bu yasakçı kanunlar ve
uygulamalar nedeniyle, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün
hazırladığı 2022 Dünya Basın Özgürlüğü
Endeksi'nde 180 ülke arasında 149uncu sıraya gerilemiştir.
Türkiye'nin bu durumunu dünyadaki diğer ülkelerle
kıyasladığımızda şunu ifade etmek istiyorum
değerli arkadaşlar: Bakın, bu listede
komşularımız Yunanistan 108inci sırada, Bulgaristan
91inci sırada, Afrika ülkelerinden Kenya 69uncu sırada, Gambiya ise
50nci sırada. Biz neredeyiz? 149uncu sıradayız.
Gambiya'nın ve Kenya'nın bile fersah fersah gerisine
düşmüşüz. Peki, bu yasa çıktıktan sonra önümüzdeki yıl
bu endekste 149uncu sırada kalabilir miyiz? Bence kalamayız,
maalesef, daha da gerilere gideceğimizi düşünüyorum. Bu tablo bize
rahatsızlık veriyor değerli arkadaşlar. AK PARTİli
arkadaşlarımıza soruyorum: Bu tablo size rahatsızlık
vermiyor mu? Bu tablo bize ne kadar çok rahatsızlık veriyorsa
aslında size de o kadar çok rahatsızlık vermelidir değerli
arkadaşlar, çünkü bu tablo utanılması gereken bir tablodur,
çünkü güzel ülkemiz bu tabloyu hak etmemektedir.
Değerli milletvekilleri,
teklifin 16ncı maddesiyle, aralarında -bu teklifle de getirilmek
istenen- halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu ile
gazetecilerin en çok mahkûm edildiği örgüt üyeliği gibi suçların
da yer aldığı
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ÜNAL DEMİRTAŞ
(Devamla)
suç kataloğundaki suçlardan birinden ceza alan gazeteci,
cezasının infazı sona erse bile, üç ila otuz yıl gibi uzun
yıllar süresince basın kartı hakkından mahrum
bırakılmaktadır.
Tarafsız ve
bağımsız yargının olmadığı ülkemizde
gazetecilere verilen haksız ve hukuksuz cezalar büyük mağduriyetlere
yol açarken bir de bu gazeteciler uzun yıllar basın kartı hakkından
mahrum bırakılarak ikinci kez mağdur edileceklerdir. Bu durum da
son derece yanlıştır. Bu sebeple de bu düzenlemelerin teklif
metninden çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.
Değerli Cumhur
İttifakı mensupları, bakın, bu yasayla amacınıza
ulaşamayacaksınız. Bu yasa bumerang gibi gelip sizi vuracak. Bu
yasayla birlikte kendi kazdığınız kuyuya düşeceksiniz
çünkü vatandaşlarımız size 2023 yılındaki
sandıkta gereken cevabı verecek ve sizi sandığa gömecek ve
Millet İttifakı olarak biz iktidara geleceğiz ve demokrasiyi ve
hürriyeti de Millet İttifakı olarak biz getireceğiz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyorum.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunmadan önce yoklama talebi var.
Yoklama talebini karşılayacağım.
Sayın Altay, Sayın
Öztunç, Sayın Özkan, Sayın Gürer, Sayın Karabat, Sayın
Serter, Sayın Kaya, Sayın Zeybek, Sayın Kılıç,
Sayın Zeybek, Sayın Gaytancıoğlu, Sayın
Yılmazkaya, Sayın Aygun, Sayın Köksal, Sayın Tokdemir,
Sayın Aydoğan, Sayın Taşcıer, Sayın Şener,
Sayın Aydınlık, Sayın Tığlı, Sayın
Sarıaslan.
Üç dakika süre veriyorum.
Yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
18.59
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 19.04
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN 340 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 16ncı maddesi üzerinde verilen
aynı mahiyetteki önergelerin oylamasından önce, istem üzerine
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi yoklama
işlemini tekrarlıyorum.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum.
Pusula veren sayın
milletvekillerinin salondan ayrılmaması rica olunur.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
Yalçın Akdoğan? Burada.
Sayın Ceyda Bölünmez
Çankırı? Burada.
Sayın Cemil Yaman? Yok.
Sayın Nilgün Ök? Burada.
Sayın Şahin Tin?
Yok.
Sayın Serkan Bayram?
Yok.
Sayın Osman Nuri
Gülaçar? Burada.
Sayın Muhammet Müfit
Aydın? Burada.
Sayın Ahmet Mücahit
Arınç? Burada.
Sayın Atilla Ödünç?
Burada.
Sayın Yücel
Menekşe? Burada.
Sayın Mehmet Habib
Soluk? Burada.
Yapılan ikinci yoklamada
da toplantı yeter sayısı bulunamadığından,
alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 12 Ekim 2022
Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati:
19.14